Professional Documents
Culture Documents
26 Mart
26 Mart
MEŞRUTİYET (1876)
Ekonomi ve Maliye
’93 Harbi ile Osmanlı bütçesi sarsılmıştı. Ayrıca devlet dış borçlarını ödemede
güçlük çekiyordu. Bunun üzerine 1881 yılında Muharrem Kararnamesi ile
Düyun-u Umumiye İdaresi (Genel Borçlar İdaresi) kuruldu. Bu idare Osmanlı
devlet tahvillerinin Avrupa’daki hamillerini temsil eden kişilerden oluşan
devletlerin kontrolündeydi. İdare, modern bir bürokrasi kurarak çok sayıda
bürokratı istihdam etti. Bu sayede bazı vilayetlerin vergileri, tuz ve tütün
tekelleri ve ipek, alkollü içkiler, balıkçılık gibi değişik alanlardaki vergileri
doğrudan yönetiyordu. Devlet gelirlerinin aşağı yukarı üçte birini
denetlemekteydi.
İngiltere Osmanlı Devleti’nde ticarette başı çeken devlet konumunda olmayı
devam ettiriyordu. Ancak buna rağmen yatırımdaki payı düşmüştü. Buna
karşılık yatırım alanında Fransa başı çeken devlet konumundaydı. Ayrıca Alman
yatırımları %1 civarından %25’e çıkmıştı. Almanya’nın oranındaki bu muazzam
artışın nedeni Alman siyasi tarihi ile alakalıdır. Nitekim aşağıda görüldüğü gibi
bu durum Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletler ile olan ilişkisini de
etkilemiştir.
Abdülhamid Dönemi Reformları
Abdülhamid gerek kendi inisiyatifi gerekse Berlin Antlaşması gereğince birçok
vilayette reformlar gerçekleştirmek üzere girişimde bulundu. Balkan ve Doğu
vilayetlerindeki reformlar Berlin Antlaşması’nın bir gereği olsa da Abdülhamid
tahta çıktığı andan itibaren devletin içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için
çareler aramıştır. Abdullah Cevdet, Küçük Said Paşa, Kamil Paşa gibi devlet
adamlarına ve ayrıca taşra vilayetlerinde örneğin Bağdat, Basra ve Musul’daki
vali veya mutasarrıflardan kendi bölgelerinin eksikliklerini içeren layihalar
hazırlamasını istemiştir.
Abdülhamid devletin güvenliğini sağlamak için demiryolu yapımına son derece
önem vermiştir. İmparatorluğun demiryolu bağlantıları Abdülhamid döneminde
artmıştır. Örneğin Hicaz demiryolu bu dönemde açılmıştır. Ulaşım ve
haberleşme konusunda bir diğer yenilik ise telgrafçılıktır. Abdülhamid
kendinden önceki telgraf hatlarını geliştirmiş; Paris’e öğrenci gönderilerek
telgrafçılık konusunda eğitim almaları sağlanmıştır. Telgrafçılık ve ulaşım
Abdülhamid döneminde idari merkezileşmenin en önemli araçlarındandır. Bu
sayede taşra ve İstanbul (Saray) arasındaki iletişim daha da gelişebilecekti.
Eğitim, Abdülhamid için önemli bir reform alanıydı. Maarif Nezareti teşkilatı
1879 yılında yeniden düzenlenmiştir. Eğitim alanında yapılan teşkilatlanmanın
en önemli özelliklerinden bir tanesi Tanzimat döneminde İstanbul ile sınırlı
kalan eğitim ve kültür alanındaki çalışmaların taşraya da yayılmasıdır. Bu
alandaki çalışmalar Anadolu ve Orta Doğu genelinde yaygınlaştırılmıştır. O
dönemlerde bir darülfünun kurulmadan önce öğrenciler üniversite tahsili görmek
üzere Avrupa’ya gidiyorlardı. 1898 yılında Vükela Heyeti tarafından Padişaha
takdim edilen bir yazıda, Avrupa’ya giden gençlerin nezaret altında
tutulamadığından fikirlerine zarar verilebileceği düşüncesiyle Avrupa’ya talebe
gönderilmemesi ve İstanbul’da tahsillerini tamamlamaları için İstanbul’da bir
Darülfünun açılması teklif edilmişti.
1859 yılında devlet memuru yetiştirmek için kurulan Mülkiye Mektebi’ndeki
yatılı öğrenci sayısı artırıldı, ders programları modern bir şekilde yeniden
düzenlendi. Mülkiye, Harbiye gibi var olan okulların yanına maliye, hukuk,
ticaret, mühendis, baytar, polisi, gümrük okulları ekledi. Tanzimat döneminin
önde gelen aydınlarından ve bürokratlarından olan Ahmed Cevdet Paşa 1880
yılında Mekteb-i Hukuki’de dersler veriyordu.
Bugün Mimar Sinan Üniversitesi’nin temeli olan Sanayi-i Nefise Mektebi 1883
yılında açılmıştır. Aynı şekilde İstanbul Üniversitesi’nin temeli olan Darülfunun
1900 yılında açılmıştır.
Türk tarihinin önemli fikir adamlarından olan Ahmed Cevdet Paşa (d. 1823-
1895), Tanzimat dönemi bürokratlarındandır; aynı zamanda bir vakanüvis
(Osmanlı Devrinde resmi tarihçiler için kullanılan tabirdir.) hukukçu ve
yazardır. Önemli eserlerinden bazıları İslam Hukuku alanında yazılmış ilk kanun
olan Mecelle, Osmanlı tarihini anlatan Tarih-i Cevdet, Tezakir’dir .