Sanat Akımları

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 6

Klasisizm:

17. yüzyılda ortaya çıkmıştır.


Antik Yunan ve Roma sanatlarını temel alır.
Tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur.
Temel ögeleri; soyluluk, sağ duyu ve akılcılık, uyum, açıklık, sınırlılık, evrensellik, idealizm,
denge, ölçülülük, güzellik ve görkemliliktir.
Aristokrasinin ürünüdür.
Rönesans döneminde gelişmiştir.
Mona Lisa (Leonardo Da Vinci), Sokrates’in Ölümü (Jacques-Louis David), Son Akşam
Yemeği (Leonardo Da Vinci), Uyuyan Venüs (Giorgione), Adem’in Yaratılışı (Michelangelo)
Edebiyatta sanat, sanat içindir.
Moliere, La Fontaine, Montaigne, Fenelon, Descartes (felsefe ve düşünme)

Maniyerizm:
Üslupçuluk anlamına gelir.
16. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Avrupa’da yaşanan toplumsal ve politik sorunlara bir tepki
olarak çıkmasını yanı sıra, son dönemlerde sanatçıların yükselen statülerinin de sonucudur.
Öncüsü ve kurucusu Michelangelo’dur. Sistine Şapeli'ndeki mahşer freskleri (Kıyamet Günü)
bu resim tarzı için belirleyici olmuştur. Artık ideal görüntü yerine sanatsal niteliğin
araştırıldığı, figürlerin deformasyonu ile kendini belli eder ve özgün tarzlara doğru bir adım
olarak belirir.
Önemli sanatçılardan bazıları Tintoretto
ve El Greco'dur.
Maniyerizmde her şey devinim halindedir.
Bulanıklık ve hareketli figürler baskındır.
Klasik sanattan baroka geçiş olarak bilinir.
Alegori (El Greco), Perceus (Benvenuto
Cellini), Uzun Boyunlu Meryem
(Parmigianino)

Barok:
16. yüzyılın sonlarında İtalya’da doğmuştur. (Michelangelo bu akımın tohumlarını ekmiştir.)
Rönesansta dengeli olan görünüm Barokta bozulmuştur. Anlatım oldukça abartılıdır.
Gösterişli mimari yapılar ve duygu yüklü, detaylı eserler ortaya çıkmıştır.
Bu akımın bilinen en önemli özellikleri görkem, aşırılık, hareket ve heyecandır.
Francesco Borromini (San Carlo) ile Lorenzo Bernini (Dört Nehir Çeşmesi) en güçlü barok
mimarlarındandır.
Tam gerçekçilik, büyük ölçüde resimli etkiler, teknik üstünlük barok heykelciliğinin
karakteristik özelliklerindendir. Aynı zamanda Bernini önemli bir heykeltıraştır da.
Barok kelimesi Portekizce Barucco’dan gelmektedir. Barucco ise düzensiz incilere verilen
isimdir.
Gece Devriyesi (Rembrandt), Dört Nehir Çeşmesi (Lorenzo Bernini), İnci Küpeli Kız
(Johannes Vermeer), Anatomi Dersi (Rembrandt), Versay Sarayı

Rokoko:
Baroka tepki olarak 18. yüzyılda doğmuştur.
Baroktaki düz çizgilerin yerini eğri ve daha zarif çizgiler almıştır. Klasik stil yeniden ortaya
çıkmıştır. Rokoko “modası geçmiş şey” anlamında kullanılıyor.
Süslemeler yine bolca kullanılır.
Asimetri ve illüzyon kullanılır.
Amalienburg Sarayı, Apollo in His Sun Chariot Driving Beatrice (Tiepolo), 3 Mayıs 1808
(Francis Goya)

Neoklasizm:
Antik Yunan ve Antik Roma dönemine ait tarzların yeniden canlandırılmasıyla 18. Yüzyılda
İtalya’da ortaya çıkan bir akımdır.
Barok ve Rokoko akımlarındaki aşırı süslemeciliğe duyulan tepki ortaya konulur. Nü
çalışmalar baskındır. Romantizmle rekabet halindeydi.
1700’li yıllarda yapılan arkeolojik kazıların bu akıma önemli etkisi olduğu kabul
edilmektedir.
Antik Roma’nın Pantheon ve diğer anıtlarının hayali görünüşü (Giovanni Paolo Pannini),
Sokrates’in Ölümü, Marat’ın Ölümü (Jacques-Louis David), Üç Güzeller, Venus Italica
(Antonio Canova

Romantizm:
1800 ve 1850 yılları arasında Avrupa'da edebiyatı, müziği, felsefeyi ve sanatı etkileyen
entelektüel bir akımdı.
Sanayi Devrimi'ne, Aydınlanma Çağı'na aristokratik sosyal ve siyasi düzenine, doğanın
bilimsel rasyonalizasyonuna ve klasisizme tepki olarak doğan, doğaya ve duygulara verdiği
önemle bilinen bir akımdır. Ortaya çıkışında ise 1789 Fransız İhtilali sonrasındaki toplumsal,
siyasal ve düşünsel yapının etkileri vardır. (William Blake, Caspar David Friedrich)
Alman düşünürler felsefeyi bir doğa felsefesi ve sanat felsefesi olarak tanımlar. Romantizm,
akılcı eleştiriden çok, canlı hatta bilinç dışı yaratma adı verilen öncelikle dikkat çeken felsefi
bir uyarlılığı dile getirir. (Novalis ve Schelling)
Klasik edebiyat akımına tepki olarak 18. yüzyılın sonlarında doğan ve Victor Hugo'yla
birlikte büyük ün kazanan romantizm, insanın yaratma özgürlüğü önündeki her şeye karşı
durur. "En iyi kural, kuralsızlıktır" diyen romantikler, insanın duygularını, düş gücünü hayata
geçirmesini ve insanı düzeltmenin toplumu düzeltmekle olabileceğini savunurlar. (Namık
Kemal – İntibah, Vatan yahut Silistre)
Müziğin öncelikle insanın duyum ve duygularına seslenmesi ölçüsünde, aklın önceliğini
tartışma konusu yapan romantizmle müzik arasında doğal bir yakınlık ortaya çıkar.
Romantizmle birlikte iç dünyayı yansıtan yapıtlar, yoğun bir duygusal içerik kazandı; büyük
çaplı yapıtlar, yeni bir gerilim ve dokunaklılığa ulaştı (programlı müzik). Orkestra zenginleşti,
çeşitlendi ve çalgıların tınısı ve rengi üzerinde titizlikle duruldu. (Beethoven)

Eugène Delacroix – Halka Yol Gösteren Özgürlük

Ön Raffaeloculuk:
1848'de 7 kişilik bir grup İngiliz ressam, heykeltıraş ve şair; sanat kritiğini ortaya çıkarıp
geliştirdikleri bir sanat akımıdır.
Bu akımın ilk kurucuları o zaman İngiltere'de Kraliyet Akademisi Okulunda öğrenci olan
William Holman Hunt ve John Everett Millais ile bir usta ressam yanında sanat eğitimini
yapan Dante Gabriel Rossetti'dir.
İtalyan sanatının bol detayına, yoğun renklerine ve karmaşık kompozisyonlarına bir dönüş
aradılar.
Raphael ve Michelangelo'dan sonra gelen Maniyerist sanatçılar tarafından ilk kez benimsenen
mekanik yaklaşımı reddettiler. Klasik pozlarının ve zarif kompozisyonlarının, sanatın
akademik öğretimi üzerinde yozlaştırıcı bir etkisi olduğuna inanıyorlardı.
Kardeşliğin İlk Doktrinleri:
1) İfade edecek gerçek fikirlere sahip olmak;
2) Onları nasıl ifade edeceğini bilmek için Doğayı dikkatle incelemek;
3) Önceki sanatta doğrudan, ciddi ve içten olana sempati duymak, geleneksel ve kendini
kanıtlayan ve ezbere öğrenilenleri dışlamak; ve
4) Hepsinden de vazgeçilmezi, tamamen iyi resimler ve heykeller üretmek.

İsa Ebeveynlerinin Evinde, John Everett Millais

Ophelia, John Everett Millais


Realizm
19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştır.
Bu yüzyılda gerçekleşen endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların belirginleşmesi, insanları
duygular dünyasından gerçekler dünyasına itmiştir.
Realizm, konuların idealist bir tarzda ele alındığı Romantizm’e bir tepki olarak başladı.
Realizmin amacı, günlük yaşamın önyargısız, bilimsel bir tutumla incelenmesi ve bir bilim
adamının klinik bulgularına benzer nesnel bir bakış açısıyla ortaya konmasıdır.
Taş Kırıcılar (Gustave Courbet), Başak Toplayan Kadınlar (Jean-François Millet)
İtalyan Yeni Gerçekçiliği, II. Dünya Savaşı sonlarında İtalya'da ortaya çıkan bir sinema akımı
oldu. Genelde kabul gören kanıya göre akımı başlatan film Roberto Rossellini'nin 1945
yılında çektiği “Roma, Açık Şehir”dir.

Döküm İşçisi, Constantin Meunier

You might also like