Kassitler

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 4

KASSİTLER

Ünlü Babil Kralı Hammurabi öldükten sonra iki yüzyıl boyunca Ön Asya’da önemli
gelişmeler yaşanmıştır. Anadoluda Hititler devlet kurmuş, Mezopotamya’nın kuzeyinde ise
Hurriler Mitannili yöneticileri önderliğinde yeniden güçlenmiştir. Mezopotamya’da ise Kassit
toplumu tarih sahnesine çıkmıştır.
Genel kabul olarak kökenlerinin Babil’in kuzeydoğusundaki Zagros Dağları olduğu
düşünülen Kassitler yazılı belgelerden okuduğumuz kadarıyla ilk kez Mezopotamya
bölgesinde M.Ö. 2200 yıllarından itibaren paralı asker ve işçi olarak çalışmak
için Mezopotamya bölgesinde görülmeye başladılar. Bununla birlikte nereden geldikleri ve
Babil’i ele geçirecek kadar nasıl güçlendikleri konusu büyük bir muammadır. Diğer yandan
Kassit göçü Babil ve eski Sümer ülkesi ile sınırlı kalmamış, Fırat üzerinden batı yönünde
Kuzey Suriye’ye kadar etkili olmuşlardır.
Hammurabi’den sonra Orta Fırat bölgesinde Kaštiliašu adlı kralları önderliğinde askeri bir
güç haline gelerek bir krallık bile kurmuşlardır. (Köroğlu, 2020)
Kimi görüşe göre de Kassitler Babil’in kuzeybatısından gelmişlerdir. Bunu da Eski Babil
Dönemi’nde orta Fırat’taki Hana Krallığının hükümdarlarından birinin isminin Kassitçe bir
isim olduğu yönünde bir düşünce ile öne atmışlardır. Belgelere bakıldığında ise Kassitlerin
asıl geldiği yerin Zagros Dağları olması daha büyük olasılıktır. Kökenleri tam olarak
bilinmemekle birlikte Hint-Avrupalı ya da Sami olmadıkları kesindir.
48 sözcükten oluşan Kassit’çe-Babil’ce sözcük listesi, 19 Kassit adı içeren bir liste ve
Babil’ce karşılıkları, kimi özel isimler ve Akad metinlerinde ara sıra geçen Kassitçe sözcükler
dışında Kassit dili hakkında pek bir şey bilinmemektedir. (ROAF, 1996) Kassitler Döneminde
Babil de Sümercenin bir kült dili olarak korunduğunu ve yazışmaların Babil’ce yapıldığını da
deşifre edilmiş metinlerden görebilmekteyiz. Bu durum da zaten sınırlı olan kaynaklarda
Kassitlere ait kökenlerin araştırılmasını iyice zorlaştırmıştır.
Eski bir görüşe göre Kassitler ’in Mezopotamya’ya atlarını satmak için gelmişlerdi ve at
yetiştiriciliğinde usta oldukları düşünülüyordu. Hatta Babil’de iktidarı ele geçirmelerini
atların çektiği, hafif, hızlı ve tekerlekli savaş arabalarını kullanmalarının sağladığı kabul
görmüştü. Ancak at arabasıyla ilgili bu tekniğin M.Ö. 2000’li yılların başlarından itibaren
Yakındoğu’da geliştiğini biliyoruz. (Kuhrt, 2021)
Kassit Dili’nde atların özellikleriyle ilgili terimler olsa da biz okuduğumuz metinlerden bu
halkın Mezopotamya’ya tarım işçisi ve asker olarak geldiklerini net bir şekilde
anlayabiliyoruz. Diğer yandan Kassitler ‘in iktidara gelmesinden sonra “kartappu” (seyis)
memurluğunun da önemli bir makam olmasını Babil’in Yakındoğu’dan etkilenmesi olarak
açıklamak mümkündür. Çünkü bu dönemde Yakındoğu’nun bütün büyük devletlerinde
kullanılan bu iki tekerlekti arabanın önemli bir askeri silah olduğunu biliyoruz.
1595 yılında Hitit Kralı I. Murşili tarafından Eski Babil’in yıkılmasından sonra
Mezopotamya’da siyasi bir boşluk oluşmuştu. Bu süreçte güneydeki Deniz Sülalesi ve
Kassitler güçlenmiş ve kentlerde kontrolü sağlamaya başlamıştı. Deniz sülalesinin
Kassitlerden önce kısa bir süre Babil’i yönettiğine dair görüşler vardır.
Bununla beraber yazılı belgelerde kendilerinden fazla söz etmemişlerdir. Eyalet yönetimi ve
vergiler hakkında bilgi veren kudurru adı verilen sınır taşlarında da kendileriyle ilgili bilgi yer
almaz.
Babil’e egemen olan ilk Kassit kralının, listelerde onuncu sırada adı geçen II. Agum olduğu
anlaşılmaktadır. Agum Hitit kralı I. Murşili’nin Babil’den Khani’ye götürdüğü Marduk
Heykeli’ni geri getirmiş ve bir Babilli gibi onun koruması ve kollaması altına girmekle
övünmüştür. Kralın bu Babil tanrısı ile yakınlaşması, toplumla bütünleşme çabalarını
göstermektedir.
Kassitler döneminde bütün Güney Mezopotamya tek bir siyasi yönetim altında toplanmıştır.
köklü geleneklere sahip kent devletleri hem Kassitlere tabi olmuş hem de kendi benliklerini
korumuşlardır.
El-Amarna mektuplarına göre 15. yüzyıl sonlarında Kassit Kralı Karaindaš ve sonrasında
Babil ile Mısır arasında diplomatik ve ticari ilişkiler gelişmiştir. Bölgenin zengin tüccarları bu
dönemde Suriye, Doğu Akdeniz, Anadolu ve Mısırda ticaret yapmıştır. Babil tıpkı eskiden
olduğu gibi Doğudan gelen malları Fırat üzerinden batıya ve Mısır’a ulaştırmıştır. Ticarette
tekstil ürünleri, savaş arabası için atlar, lapis lazuli gibi ürünler Mısır’a gönderiliyor ve
karşılığında altın ve değerli taşlar alınıyordu. Ayrıca Babil ve Dur-Kurigalzu kazılarında çıkan
cam ve fritten (fayans) süs eşyaları bu objelerin ticari eşya olarak üretildiğini göstermiştir.
Karaindaš bu ticaretle oldukça zenginleşmiş ve ondan sonra tahta çıkan Kurigalzu Ur, Eridu
ve Uruk gibi Sümer kentlerinde başta kutsal kült merkezleri olmak üzere anıtsal yapılar
yenilenmiş ve yenileri yapılmıştır.
Karaindaš Uruk’da İnanna’ya adanan ve cephesi 2 m yüksekliğinde olan tanrı kabartmalarıyla
süslenmiş yeni bir tapınak yaptırmış, Kurigalzu ise Bağdat yakınlarında surlarla çevrili Dur-
Kurigalzu şehrini inşa etmiştir. Bu şehir Babil’i kuzeyden ve güneyden gelebilecek Asur ve
elam saldırılarına karşı korumak üzere inşa edilmişti. İçinde yönetim binaları, saray ve
ziggurat gibi yapılar bulunmaktadır. Kalıpta yapılmış ve pişirilmiş tuğla bezemeler,
Kassitlerin Mezopotamya sanatına bir katkısıdır. (Köroğlu, 2020)
Ayrıca Kassitler birçok edebi metni kopya etmiş ve Ur, Uruk, Nippur, Babil gibi şehirlerin
kütüphanelerinde korumaya almıştır. Kendi siyasal yapılarından söz etmeseler de Kassitlerin
geleneksel okul anlayışını sürdürdüğünü yaptıkları bu eylemlerden anlayabiliyoruz. Ayrıca
Kassitlerin bu okullara gidip katiplik öğrendiklerini, Yani Asur döneminde de katiplikleriyle
övündüklerini görüyoruz.
Mitanni Krallığı’nın Kuzey Mezopotamya2da zayıflaması başlarda Kassitlerin o yönde
yayılmasını sağlasa da, o bölgeyi kontrol eden Orta Asur Krallığı Kassitlerin o bölgeye
yayılmasına engel olmuştur. Kuzeyde denetimi sağlayan Asur Kralı I. Aššur-Uballit Babil’e
saldırdı. I. Salmaneser tarafından Mitanni Krallığının yıkılmasından sonra, Asur kralı I.
Tukulti-Ninurta Babil’i ele geçirdi ve Babil’in baş tanrısı Marduk ’un heykelini, kutsal metin
tabletlerini ve hazineleri Asur’a görürdü. Asurlular Sümer geleneklerini, kutsal metinleri, fal
ve büyü tariflerini önemli ölçüde Babil’den almışlar ve etkisinde kalmışlardır. (Köroğlu,
2020)
Ancak buna rağmen Orta Asur krallığının Babil’de hükmü uzun sürmemiş, Kassitlerin
yıkılmasına sebep olan Güneydoğudan gelen Elam saldırıları olmuştur. Elam orduları kralları

1
Šutruk-Nante önderliğinde 1155 yılında Babil ve çevresini ele geçirmiş, bölgeyi Elam
Valisi’nin denetimine bırakmıştır. Bu dönemde ganimet olarak Susa’ya götürülen eserler
arasında Hammurabi’nin ünlü kanun steli ve Naram-Sin’in steli de yer almaktadır. Hatta
Šutruk-Nante Naram-Sin’in stelinin üstüne kendi başarısını anlatan bir yazıt ekletmiştir.
Egemenliğini yitiren Kassitler bölge halkıyla kaynaşmış ve asimile olmuştur. Kentlere
yerleşenlerden bazıları is Babil’ce isimler almıştır. Bürokraside ise görev almaya devam
etmişlerdir. Kırsal alanda kalanlar ise kendi kimliklerini uzun süre korumuşlardır.
Yönetimleriyle ilgili bilgileri ise kısıtlı olarak kudurru taşlarından öğrenmekteyiz. Kentlerde
görevlerini tam olarak anlayamadığımız šaknu adı verilen valiler görev almıştır. Üzerlerinde
kutsal sembol ve yazıtlar bulunan kudurru sınır taşları ilk kez Kassit egemenliğinin son
zamanlarında ortaya çıkmış, yaygınlaşmış ve birinci bin yılda da yapımlarına devam
edilmiştir.
Ayrıca yazılı belgelerden anlaşıldığı kadarıyla Kassitlerin kendilerine ait tanrıları da
bulunmaktaydı. Ugarit tabletlerinde anılan, Šukamuna ve eşi Šimaliya , büyük ihtimalle
dağları sembolize eden baş tanrı ve tanrıçalarıydı: Ayrıca hava tanrısı Buriaš, güneş tanrısı
Sah, ay tanrısı Šipak da Kassit panteonuna ait tanrılardır. (Köroğlu, 2020)
Kassit Krallarının adları ise şöyledir;
Gandaş : Bir Kassit kralının adıdır.
Agum : Üç Kassit kralının adıdır.
Kastilaş ya da Kastiliyaş: Üç ya da dört kralın adıdır.
Kara- İndaş: Bir kralın adıdır.
Kara-Hardaş: Bir kralın adıdır.
Kadaşman-Harbe : İki kralın adı.
Kadaşman-Enlil : İki kralın adı.
Kadaşman- Turgu: Bir kralın adı.
Kurigalzu : İki kralın adıdır.
Burna Buriaş: İki kralın adıdır.
Nazi-Bugaş: Bir Kassit kralının adıdır.
Nazi-Maruttaş : Bir kralın adıdır.
Kudur-Enlil: Bir kralın adıdır.
Sagaraktı-Suriaş : Bir kralın adıdır.
Adad-Şuma-Usur: Bir kralın adıdır
Adad-Şuma-İdina: Bir kralın adıdır.
Zababa-Şuma-İdina: Bir kralın adıdır.
Marduk- Apla- İdina: Bir kralın adıdır.
Meli-Şipak: Bir kralın adıdır
Enlil-Şuma-Usur: Bir kralın adıdır.
Enlil-Nadi-Ahi: Bir kralın adıdır. (Jineps)

2
Kaynakça
(tarih yok). Jineps: https://jinepsgazetesi.com/2012/02/babilin-eski-efendileri-kassitler/ adresinden
alındı

Köroğlu, K. (2020). Eski Mezopotamya Tarihi - Başlangıcından Perslere Kadar. İstanbul: İletişim
Yayınları.

Kuhrt, A. (2021). Eski Çağda Yakındoğu,Cilt I. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları.

ROAF, M. (1996). Mezopotamya ve Eski Yakındoğu. İstanbul: İletişim Yayınları.

You might also like