Professional Documents
Culture Documents
Osmanlı Sanatı Vize Sonrası 2
Osmanlı Sanatı Vize Sonrası 2
Külliye
1. Camii
2. İmaret
3. Darüşşifa
4. Sıbyan metebinden oluşmuştur
Külliyede tam bir simetriğin oluşmaması arazinin yapısından ve külliyenin geniş bir zaman diliminde
yapılmasından kaynaklanır ( normalde klasik dönem yapıları simetriktir)
Erken dönem mimarisinde karşımıza çıkan merkezde camii geleneği, klasik dönem , mimar sinan
döneminde de karşımıza çıkar ( mimar Sinan gelenekçi bir mimardır geçmişte ele alınmış mimari
unsurları kendi üslubu ile yeniden düzenlemiştir )
Bu külliyedede merkezde cami yer alır diğer mimari unsurlar camii etrafında kendi içerisinde yapıların
fonksiyonlarına göre yakınlaştırılan bir fonksiyon gösterir
DİPNOT: Erken dönem osmanlı külliyelerinde merkezini oluşturan camiinin diğer mimari unsurları
arazi koşullarında serbest ve dağınık bir şekilde yerleştirilirken , klasik dönem külliyelerinde merkezde
olan camiinin etrafına yerleştirilen yapılar simetrik şekilde düzenlenmiştir.
CAMİİ:
Mimar sinan tarafından yapılan camii kare planlı üzeri tek kubbe ile örtülü bir düzenleme gösterir
*mimar sinanın mimar başı olduğu dönemde ilk yaptığı külliyedir ve buradanda anlaşılmaktadırki
mimar sinan ilk yaptığı külliyenin camiisini tek kubbeli cami camii plan türünde yapmıştır*
*Mimar sinanın İznik-Bursa ve Edirnedeki tek kubbeli camii geleneğine bağlı kalarak mekan
arayışlarına başladığı ilk örenek olarak yorumlanır*
1612 yılında tek kubbenin doğu tarafına bir kubbe daha eklenerek 2 sutuna dayanan sivri kemerle
birleştirilip oradaki duvar kaldırılmış , mihrapta tam oraya alınarak camii enine dikdörtgen 2 kubbe ile
örtülü bir ibadet mekanı haline gelmiştir
Cami Dış Mimari:
Camii erken dönem özelliklerinde yaygın olarak izlediğimiz şekilde taş-tuğla almaşık sistemle
örülmüştür
Camiinin giriş kapısı son derece sade tutulmuştur mukarnas kavsaralı ve üst kısmı yivlerle
belirlenmiştir , yanlarda nişlere yer verilmiştir nişlerin kavsarası yivlerle belirlenmiştir
Son cemaat yerinin üzeri kubbe ile örtülüdür , orta kısım kubbesi hafif yükseltilmiştir buda erken
dönem eseridir
Camii 2 katlı pencere sistemi (alt dikdörtgen sivri kemer alınlıklı , üst sivri kemerli alçı şebekeli) ile dışa
açılmıştır buda yine Erken dönem osmanlı camii mimarisinde Bursa ve Edirnede karşımıza
çıkmaktadır.
Son cemaat yerinde mermer sütunların tuğladan sivri kemerlerle bağlandığı ve sonradan
camekanlarla kapatıldığı görülmektedir
Camii içerisinde kubbe üst örtü sisteminin her 2 kubbesinin içinde ve kubbeye bağlı sistemlerde
kalemişi süsleme görülür
Medrese
Plan ;
Girişin karşısında eksen üzerinde U’nun geniş tabanında öğrenci odaları arasında yer alan medrese alt
tipini vermektedir
Revak üzeri kubbelerle örtülüdür, 3 yönden çevril kare planlı üzeri kubbe örtülü mekanlar öğrenci
odalarıdır.
Hücreler arasında yer alan dershane dışa taşkın kare planlı üzeri kubbe ile örtülüdür.
Klasik dönem mimarisinde mimar Sinan yapılarında üst örtü şekillerinin kubbe dışında tonoz örtü şekli
olarak uygulamasına rağmen bir kubbe mimarisinin kubbe ve kubbeye bağlı gelişimin hemen bütün
yapı tiplerinde geliştirdiği görülür.* kubbe mimarisi denildiğinde akla gelen klasik osmanlı dönemidir*
Mimar Sinanın yapıları daha sadedir, camiilere göre bezemesi daha azdır çünkü fonksiyonel özellikleri
ön plana çıkarılmıştır
**U planlı medrese tipi İznik Süleymaniye ile başlamıştır ve Osmanlıda en çok kullanılan medrese
planı olmuştur **
*erken dönem mimarisinde iznik ile karşımıza çıkan u planlı medrese planının klasik sinan
dönemindede işlenmesi gelişimin devam ettiğinin göstergesidir **
Taç Kapısı :
Medresenin giriş kapısı eyvan türü ve son derece sade ele alınmıştır
Eyvan türü taç kapı 4gen çerçeveye tamamlanmış ,sivri kemer alınlıklı , üst kısımda palmet dizileri ile
bezemesel taçlandırma yapılmıştır
Eyvan türü taç kapının alınlık kısmı tuğla ile geçilmiş 2olmasıda önemlidir , 2 yanda kabara rozetlere
yer verilmiştir
Medrese İçi :
Avlu bölümünde mermer sütunların sivri kemerle bağlandığı bir düzenleme görülmektedir
Sütunların başlık formunda baklavalı ve zaman zaman lotusu hatırlatan döneme yayamayacağımız
genellemeler içerisinde yer alır.
2 katlı pencere sistemi ile dışa açılmıştır , tek kubbe ile örtülüdür
*Sıbyan Mektebi
2 yanı revak düzeni ile çevrili açık kısım hem yazlık hemde kapalı kısma geçiş görevini üstlenir
*sıbyan mektebinin günümüzde kapalı olan giriş kısmında dikkat çekici bir saçak kısmı vardır bu kapı
medrese ve sıbyan mektebine özel yapılmıştır
Saçak kısmı taş duvar üstüne oturan ahşap konstürüsyon ön cepheden gelen büyük çatıdan
döndürülerek orijinal bir bitişle saçak oluşturması mimar sinanın ilk defa bu yapıda denediği ve bir
daha dönmediği mimari bir imzadır
Saçak medrese ile bitişen yazlık kısmın yağmur almaması için saçak sade tutulmuştur
İç mimaride süsleme :
Tavanda kuazi kristali ile süslenmiştir bu süsleme osmanlı döneminde sık rastlanmayan bir
uygulamadır
Bu süslemenin osmanlıda çok fazla tercih edilmemesi ve bu yapıda kullanılması bu yapıyı önemli kılar
Darüşşifa :
Kuzeyden ilginç bir girişle geçilen 8gen planlı bir açık avlu etrafında düzenlenen yapı kubbe ile örtülü
mekanlardan oluşur
Burada işlenen 8gen plan osmanlıda sadece türbelerde karşımıza çıkar (amasya kapı ağası, rüstem
paşa) buda sinanın geleneksel yönünü ortaya koyar
Avluya açılan 2 yandaki üzeri kubbe kubbe ile örtülü eyvan yapısı güzel havaların değerlendirilmesi
için yapılmıştır
*ilk defa 8gen bir avlunun etrafında 3 yönde kapalı hacimlerden meydana gelen bir darüşşifa yapısı ile
karşılaşılmaktadır
Darüşşifa süsleme:
Külliyenin inşasına 1540 da başlanmıştır Camii giriş kapısı üzerinde yer alan kitabesine göre 1547
tarihinde tamamlanmıştır
Külliye:
1. Camii
2. Medrese
3. Sıbyan mektebi
4. İmaret
5. Han
6. Çeşme yapılarından oluşmaktadır
Külliyeye daha sonraki dönemlerde 2 türbe , hamam, ahşap bir kasır ve muakkithane eklenmiştir
bunlardan imaret , han ,kasır ve muhakkithane zamanla ortadan kalkmıştır çifte hamam ise özellğini
kaybederek mağazaya dönüşmüştür
Sultan tepe eteklerinde yer alan külliye topografyasından dolayı kuzey güney doğrultusunda dağınık
bir yerleşme düzeni gösterir
Mimar sinan mimar başı olduğu dönemde şehsade Mehmet külliyesi ile eş zamanlı olarak yapmıştır
CAMİİ:
Camii Osmanlı camii tipolojisi içerisinde merkezi planlı şemaların bir örneğini gösterir
Ana kubbe 3 yönden yarım kubbe ile desteklenen tipin en önemli örneğidir *bir diğer örneği çankırı
ulu camiinde görülür
Ana kubbenin desteklendiği 3 yönden yarım kubbelerde kendi içerisinde çeyrek kubbeler ile
desteklenmiştir
*Ana kubbenin 3 yönden yarım kubbelerle desteklenmesi hem arsa koşullarının sebebiyet
vermesinden hemde ana kubede bütünlük sağlamak amacı ile yapılmıştır *
5 gözlü son cemaat yeri vardır , son cemaat yerinin önünde revak düzenlemesine yer verilmiştir
onunda önünde köşk şeklinde revaklı kısmın içerisinde şadırvan konumlandırılmıştır.
*Mimar Sinan iyi bir şehir programlayıcısı ve arsanın düzenlenmesine göre kendi her yapısına özgü
geliştirebilen bir mimar olarak buradaki deniz görselinden istifade etmek için 2.bir sakıf ve avlulu
camilerde karşımıza çıkan şadırvanı ekleyerek camiiyi kuzey yönde uzatmıştır
Kubbeyi taşıyan 4 ayak sistemini 2 bağımlı 2 bağımsız olarak inceleyebiliriz bağımsız ayaklar yonca
şeklinde fil ayağı olarak tasalanmıştır buda yine sinanın bu yapıya özgü denediği ve birdaha
dönmeyeceği mimari imzadır.
Camii dış mimaride arsa koşulları yüzünden fazla pencere açılamamıştır bu yüzden içeride loş bir
ortam vardır Bu yapıda estetik kaygılardan çok arsanın koşullarına uygulama kaygısı içerisine girildiği
görülür
Dış mimari:
Mukarnas kavsaralı son derece sade bir düzenlemede ele alınmıştır mermer malzemelidir ,2 yanda
mukarnaslı nişlere yer verilmiştir , dikdörtgen çerçeveye tamamlanmıştır ve küçük rozetlere yer
verilmiştir
İç mimari :
Camiinin içerisinde kubbe ve kubbeye bağlı sistemlerde klasik dönem kalemişi süsleme görülür
U plan şemasına göre dershane mescidi girişin karşısında u nın geniş tabanında yer alır
Bu medresede plan olarak farklı olan unsur dershanenin öğrenci odalarına bitişmemiş olması ,
öğrenci odaları ile dershanenin arasına dehliz şeklinde yerler bırakılmasıdır
U planlı medresenin dikdörtgen avlusu 4 yönden revaklarla çevrilidir revak üzeri kubbe ile örtülüdür
4 yönde çevrili avlunun gerisinde 3 yönde çevrili her biri kare planlı kubbe ile örtülü öğrenci odaları
vardır
Dershane eksen üzerinde girişin karşısında yer alır , kubbeye geçiş tromp
Dış Mimari :
Sıbyan Mektebi:
Dikdörtgen planlı
Kanuni Sultan Süleymanın manisa sancağında vali iken 1543 yılında vefat eden oğlu Mehmet adına
yaptırılmıştır.
Külliye inşasına 1543 yılında başlanmıştır öncelikle Şehzade Mehmet türbesi yaptırılmıştır
Külliye:
1) Camii
2) Medrese
3) Tabhane
4) Kervansaray
5) Sıbyan mektebi
6) İmaret
7) Türbe yapılarından oluşmuştur
Külliye yamuk planlı arazide camii ve hazire vezneciler caddesi üzerinde diğer yapılar arka taraftaki dış
avlu duvarına yerleştirilerek 2 yönlü bir düzen kurulmuştur bunlardan bağımsız olan imaret ve sıbyan
mektebi dede efendi caddesi üzerinde bulunur.
Ana kubbe 4 yönden yarım kubbeler ile desteklenmiştir yarım kubbeler ise 2li çeyrek kubbeler ile
desteklenmiştir
**Ana kubbenin 4 yönde yarım kubbe ile desteklendiği plan erken dönem osmanlı mimarisinde atina
fatih paşa camii, Diyarbakır fatih camii , Elbistan ulu camii ile gelişim süren plan tipi bu yapınında
mimar sinan tarafından aynı gelişimi devam ettirdiği anlaşılmaktadır bu yapıdan sonra gelişim
İstanbul yeni valide camii, Sultan Ahmet camii , İstanbul Eminönü yeni camii ile devamını
sürdürmektedir.*
Camii selatin camii geleneğinde açık ve kapalı olmak üzere 2 birimden oluşur
Açık kısımı oluşturan avlu oran ve nisbeti ile istanbuldaki en güzel örnektir
Camiinin yan kanatlarında revak sistemi kullanılmıştır bu yan kanat sistemi ilk kez bu yapıda
kullanılmıştır ve gelişimini selimiye camiinde 2 katlı olarak devam ettirmiştir(artık camiilerin yan
kanatlarında hareketli galeriler klasik mimariye dahil edilmiştir)
Harim 19m çapında merkezi bir kubbenin 4 yönde yarım kubbeler ile ve yarım kubbelerinde
extedralarla genişletildiği bir düzenlemenin köşelerinde birer kubbelerle desteklenmiş olması ve bu
sistemin sivri kemerlerle taşınması mimar sinanın taşıma sorununu çözmüş olmasını gösterir
Sivri kemer ile kubbe ağırlığının çözülmesi beden duvarlarında çok sayıda pencere açıklığına ve daha
aydınlık mekanlar elde edilmesine olanak sağlamıştır. Buda erken dönemde kalın ve masif olan
duvarlar taşınma sorunu çözüldükten sonra klasik dönemde perde duvar fikri ile aydınlık ve ferah
mekanlara bırakmıştır.
*mimar sinan devaminda merkezi planlı camiilerinde aynı taşıma sistemini planlamıştır
*minarelerin beden duvarlarına kenetlenmesi bu yapı ile başlar ve mimar sinan döneminde devam
eder.
Camiinin hem harim kısmında hem revaklı avlu kısmında tam bir simetri söz konusudur.
Camii içerisinde diğer camilerde görülen galeri düzeni yoktur küçük bir müezzin mahfili ve küçük bir
kadınlar mahfili vardır klasik camiilerde görülen galeri düzeninin bu yapıda görülmemesi mimar
sinanın ana mekanda bütünlük anlayışına girdiğini ve bu gelişimi selimiye ile zirveye taşıdığı
anlaşılmaktadır.
Camii dış mimaride şehzade Mehmet’in erken yaşta vefatı sebebi ile camii beden duvarlarında ve üst
örtüde palmet frizleri ile bezemesel hareketlilik katmıştır
Mimar sinanın hemen bütün yapılarında severek kullandığı 2 renkli taş işçiliği bu yapıdada cepheye
hareket katmıştır
*camii minareleri mimar sinanın tasarladığı ve klasik dönem içerisinde gövdeleri ile en bezemeli
minarelerdir.
*dış cephede kullanılan palmetli friz mimar sinanın sadece bu yapıda deneyip uyguladığı ve birdaha
dönmediği imzasıdır
2. Beyazıt dönemi camililerinden başlayarak dış cephede ana kubbenin vurgulanması fikrini 15.yy
örneklerinden beri bu gelişimi takip eden mimar Sinan hareketli beden duvarları ile zeminden
başlayarak üst örtü sistemi ile bütünleşen bir cephe düzenlemesi ve bu cephe düzenlemesinde
kademeli görünüme ulaşmak ve tek bir kubbe ile bunu gerçekleştirmek mimar sinanın Osmanlıyı bir
kubbe mimarisi olarak tanıtmasını sağlamıştır.**
19m çapındaki kubbeyi genişleterek ibadet alanında mekan bütünlüğünü sağlayabilmesi mimar sinanı
önemli yapan unsurdur.
Bu plan şeması daha önce atina fatih paşa camii, Diyarbakır fatih camii , Elbistan ulu camii ile
karşımıza çıkmıştır fakat bu planın anıtsallığa ulaşması ve bu anıtsallığın klasik oran ve biçime
ulaşması mimar sinanın mimari dehasını ortaya koymaktadır.
Camii İçi:
Taç kapıda olduğu gibi içeridede mukarnas kavsaralı mihrabı bulunur , mihrap mermer malzemeden
inşa edilmiştir
Kubbe ve kubbeye bağlı sistemlerde klasik dönemi yansıtan kalemişi süsleme vardır
Avlu:
Klasik avlu geleneğinde gelişimini Edirne 3 şerefeliden itibaren takip ettiğimiz plan şemasında
incelenir
2 yan giriş , ana giriş ve merkezini belirleyen şadırvana yer verilmiş olması klasik avlu geleneğinde
olduğunu ortaya koyar
Medrese :
Osmanlı medrese tipolojisi içerisinde U planlı bir düzenleme gösterir alt tipinde hücreler arasında
kollardan birinde olan dershane vardır.
Medrese dikdörtgen bir avlunun 4 yönden revaklarla çevrelendiği bir düzenleme gösterir
4 yönde revaklarla çevrili avlu 3 öğrenci odaları ile kuşatılmıştır . öğrenci odaları kare planlı üzeri
kubbe ile örtülü bir şema göstermektedir
Avlu revaktan dar bir geçitle oluşturulan tuvalet birimlerine yer verilmiştir
Medresenin dershanesi medresenin sağ kolunda hücreler arasında dışa taşkın kare planlı üzeri kubbe
ile örtülü bir şema göstermektedir
Medrese ile camii ortak noktası korniş üzerinde yer alan palmetli friz bezemesidir
Avluya giriş dışa ve yukarı taşkındır bu taç kapıda üçgen bir alınlık konulmuş fakat içi yuvalarla
dolgulanmamıştır buda yine mimar sinanın burada denediği ve birdaha dönmediği mimari imzadır**
Medrese avlusında kümbete benzer bir şadırvan vardır buda yine mimar sinanın bu yapı için denediği
ve birdaha geri dönmediği mimari özelliktir*
Klasik osmanlı açık avlulu mekanlarda gelenek olan şadırvanın mimar sinan tarafından farklı
yorumlanması yine sinanın geleneksel ve yenilikçi yanını ortaya koyar*
İmaret :
Kare planlı bir avlunun 2 yanda kapalı hacimlerden oluşan dikdörtgen planlı bir düzenleme gösterir
Bir imaret yapısı olduğu için mutfak, yemekhane, ambar ve kiler vardır
Tabhane:
Türbe :
1543-1544
8genin köşelerini gömme sütunlarla zenginleştirerek 8gen yüzeyler daha belirgin çerçeve ile
vurgulanmıştır
Kubbesi dilimlidir
8genin her yüzeyinde bezemesel bir ayrıntı olarak 2 renkli taş işçiliği vardır
Türbenin giriş cephesi çini panolarla hareketlendirilmiştir iznik çinilerinden hazırlanan panolar girişin
2 yanına yerleştirilmiştir
İç mimari:
Mimar sinan çini süslemeyi sıkça kullanmıştır bu çiniler 16. Yy iznik çinileridir.
İstanbul Silivri hadım ibrahim paşa külliyesi:
Külliye :
✓ Camii
✓ Türbe
✓ Hamam
✓ Mektep
✓ Çeşme yapılarından oluşur
Külliye kanuni döneminde Anadolu beylerbeyi ve kubbe veziri olan ibrahim paşa tarafından 1551
yılında yaptırılmıştır
1648- 1654 depremlerinde camii büyük hasar görmüş 1763-64 yıllarında yılında onarılmıştır
Avlu kapılarında 2si ve camii giriş kapısı üzerinde kitabe vardır bu kitabelerde 1551 tarihi geçer
Camii;
Osmanlı camii tipolojisi içerisinde tek kubbeli kübik bir alt yapı düzenindedir
İç mekanda yer alan duvar payelerinin meydana getirdiği destekler 8 istinatlı camiilerinin öncüsü
olarak kabul edilir
Harimde duvarlardab çıkıntılı olarak yerleştrilen payeler arasında sivri kemerli derin nişler
oluşturulmuştur bu sebeple iç mekanda kısmende olsa bir genişleme sağlanmıştır
*Tek kubbenin genişletilmesi sistemine erken dönem Osmanlı camiilerinde Bilecik Orhan camii ile
duvarların eyvan şeklinde orta alana dahil edilmesi çabalarının ilk defa denendiği görülür *
Kalın tutulan duvar payeleri yukarı doğru devam etmekte ve köşelerde tromplara oturan kubbeyi
taşımakrtadır
Duvar payelerinin oluşturduğu 8gen şemayı kubbeyi taşıma sistemi benzer olarak
➢ Kilis canbolat camiinde
➢ Tokat ali paşa
➢ Diyarbakır behran paşa camiinde
Yine aynı şemanın tekrar edildiği diğer benzer örnekler ise;
Bu yapılarda duvara bitişen payeler üst örtüye kadar yükselmekte ve kubbeyi taşıyan sikrütürü
oluşturur
Bu camiilerde plan aşağıdan başlayarak üst örtüye kadar devam eden bir sistemi oluşturur
*Camiinin alt sıra pencere hizasında bu plan tipine benzeyen 2.bir tip yapı gurubunda bu dönem
içerisinde görülmektedir ve 2 plan birbirine karıştırılmaktadır bu 2. Planda ;
2. gurup yapılarında duvarlara çıkıntılı olarak yerşeltirilen payelerin iç mekanda oluşturduğu nişlerin
üzerinde bir mahfil bulunmaktadır ve yukarı doğru payeler devam etmektedir kesintiye uğramıştır 2
plan arasındaki en önemli fark budur
Her iki planda 16. Yy 2. Yarısından itibaren hem istanbulda hemde anadoluda karşımıza çıkan tercih
edilen bir plan şeması olduğu görülür
2. guruptan olan ve plana benzer olan vali paşa camiinde duvar payeleri mahfili taşırken hadım
ibrahim paşada duvar payeleri kubbeyi taşır
*tek kubbeli camii planlarında kubbe ağırlığı beden duvarlarına verilirken 8 istinatlı camiilere geçiş
yapılarında köşelere yani duvar payelerine aktarılır *
2. guruptan olan diğer örnek olan kilis canbolat camiinde harim mekanında 8 adet payenin her
cephede 2şer tane paye yer almasıyla payeler arasında kalan derin niş şeklinde düzenlenmesi
kubbenin ağırlığınn cephelerde görülen yüzeysel sivri kemerler ile bu payelere aktarılması ve geçiş
sisteminin tromplarla sağlanması bir diğer benzer özelliği gösterir
Behran paşa camiindede benzer bir özellik görülmektedir geçiş sisteminde tromplarla sağlanması
hadım ibrahim paşa camiinde 4 yönde behran paşa camiinde 4 yönde (mihrap yönündede benzer
genişletme görülür) genişletmeleri ile planın kendi içerisinde çeşitlemeleri olarak karşımıza çıkar
Camii önünde 5 gözlü son cemaat yeri bulunmaktadır , son cemaat yerinde 16. Yy iznik çinisi ile
oluşturulan çini alınlıklara yer verilmiştir. Orta kubbe yükseltilmiştir erken dönem etkisidir
Camii içerisindeki derin nişler üzerinde dışa açılan 2 katlı pencere sistemi bulunmaktadır, nişlerin
kemerleri trompların alt seviyesine kadar yükselmektedir , kare planda kübik alt yapı bu seviyeye
kadar yükselmektedir ve trompları içerisine almamaktadır , bu sistemle camiinin alt yapılı
yükseltilmiştir buda sinanın yapının sur duvarlarının dışındanda algılanmasını isteyip başarmasının bir
sonucudur