Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 39

Osmanlı sanatı vize sonrası

Haseki külliyesi ( mimar sinan külliyesi)

Külliye

1. Camii
2. İmaret
3. Darüşşifa
4. Sıbyan metebinden oluşmuştur

1538 1551 yılları arasında gerçekleştirilen bir külliyedir

Mimar sınan mimar başı olduktan sonra yaptığı ilk külliyedir.

Külliyede tam bir simetriğin oluşmaması arazinin yapısından ve külliyenin geniş bir zaman diliminde
yapılmasından kaynaklanır ( normalde klasik dönem yapıları simetriktir)

Erken dönem mimarisinde karşımıza çıkan merkezde camii geleneği, klasik dönem , mimar sinan
döneminde de karşımıza çıkar ( mimar Sinan gelenekçi bir mimardır geçmişte ele alınmış mimari
unsurları kendi üslubu ile yeniden düzenlemiştir )

Bu külliyedede merkezde cami yer alır diğer mimari unsurlar camii etrafında kendi içerisinde yapıların
fonksiyonlarına göre yakınlaştırılan bir fonksiyon gösterir

DİPNOT: Erken dönem osmanlı külliyelerinde merkezini oluşturan camiinin diğer mimari unsurları
arazi koşullarında serbest ve dağınık bir şekilde yerleştirilirken , klasik dönem külliyelerinde merkezde
olan camiinin etrafına yerleştirilen yapılar simetrik şekilde düzenlenmiştir.
CAMİİ:

klasik dönemdede erken dönemde olduğu gibi en önemli yapı camiidir.

Mimar sinan tarafından yapılan camii kare planlı üzeri tek kubbe ile örtülü bir düzenleme gösterir

*mimar sinanın mimar başı olduğu dönemde ilk yaptığı külliyedir ve buradanda anlaşılmaktadırki
mimar sinan ilk yaptığı külliyenin camiisini tek kubbeli cami camii plan türünde yapmıştır*

Camii önünde 5 gözlü bir son cemaat yeri vardır

*Mimar sinanın İznik-Bursa ve Edirnedeki tek kubbeli camii geleneğine bağlı kalarak mekan
arayışlarına başladığı ilk örenek olarak yorumlanır*

Kubbeye geçişlerde istiridye yivli troplar kullanılmıştır

1612 yılında tek kubbenin doğu tarafına bir kubbe daha eklenerek 2 sutuna dayanan sivri kemerle
birleştirilip oradaki duvar kaldırılmış , mihrapta tam oraya alınarak camii enine dikdörtgen 2 kubbe ile
örtülü bir ibadet mekanı haline gelmiştir
Cami Dış Mimari:

Camii erken dönem özelliklerinde yaygın olarak izlediğimiz şekilde taş-tuğla almaşık sistemle
örülmüştür

*Son cemaat yeri 1612 yılında yapılan genişletmede uzatılmamıştır*

Camiinin giriş kapısı son derece sade tutulmuştur mukarnas kavsaralı ve üst kısmı yivlerle
belirlenmiştir , yanlarda nişlere yer verilmiştir nişlerin kavsarası yivlerle belirlenmiştir

Son cemaat yerinin üzeri kubbe ile örtülüdür , orta kısım kubbesi hafif yükseltilmiştir buda erken
dönem eseridir

Camii 2 katlı pencere sistemi (alt dikdörtgen sivri kemer alınlıklı , üst sivri kemerli alçı şebekeli) ile dışa
açılmıştır buda yine Erken dönem osmanlı camii mimarisinde Bursa ve Edirnede karşımıza
çıkmaktadır.

Son cemaat yerinde mermer sütunların tuğladan sivri kemerlerle bağlandığı ve sonradan
camekanlarla kapatıldığı görülmektedir

*Sütun başlıklarında klasik dönemde göreceğimiz baklava ve mukarnas işlenmiştir *


İç Mimari;

Mihrabı mukarnas kavsaralı sade bir düzenleme gösterir

*mihrap sutuko malzemeden yapılmıştır

Camii içerisinde kubbe üst örtü sisteminin her 2 kubbesinin içinde ve kubbeye bağlı sistemlerde
kalemişi süsleme görülür
Medrese

Plan ;

Osmanlı medrese tipolojisi içerisinde U plan şemasındadır

Girişin karşısında eksen üzerinde U’nun geniş tabanında öğrenci odaları arasında yer alan medrese alt
tipini vermektedir

4 yönden revaklı 3 yönden öğrenci odaları ve girişin karşısında dershanesi vardır

Revak üzeri kubbelerle örtülüdür, 3 yönden çevril kare planlı üzeri kubbe örtülü mekanlar öğrenci
odalarıdır.

Hücreler arasında yer alan dershane dışa taşkın kare planlı üzeri kubbe ile örtülüdür.

*tüm birimler kubbe ile örtülüdür

* klasik osmanlı mimarisinin en önemli özelliği simetrik oluşudur.

Medrese planıda tam bir simetriği yansıtır

Klasik dönem mimarisinde mimar Sinan yapılarında üst örtü şekillerinin kubbe dışında tonoz örtü şekli
olarak uygulamasına rağmen bir kubbe mimarisinin kubbe ve kubbeye bağlı gelişimin hemen bütün
yapı tiplerinde geliştirdiği görülür.* kubbe mimarisi denildiğinde akla gelen klasik osmanlı dönemidir*

Öğrenci odalarında ocak dış mimaride bacalar vardır


Medrese Dış Mimari:

Mimar Sinanın yapıları daha sadedir, camiilere göre bezemesi daha azdır çünkü fonksiyonel özellikleri
ön plana çıkarılmıştır

**U planlı medrese tipi İznik Süleymaniye ile başlamıştır ve Osmanlıda en çok kullanılan medrese
planı olmuştur **

*erken dönem mimarisinde iznik ile karşımıza çıkan u planlı medrese planının klasik sinan
dönemindede işlenmesi gelişimin devam ettiğinin göstergesidir **
Taç Kapısı :

Medresenin giriş kapısı eyvan türü ve son derece sade ele alınmıştır

Eyvan türü taç kapı 4gen çerçeveye tamamlanmış ,sivri kemer alınlıklı , üst kısımda palmet dizileri ile
bezemesel taçlandırma yapılmıştır

*mimar sinan yapılarında sık sık palmet denemesi ve genişletme denemiştir *

Eyvan türü taç kapının alınlık kısmı tuğla ile geçilmiş 2olmasıda önemlidir , 2 yanda kabara rozetlere
yer verilmiştir

Medrese İçi :

Avlu bölümünde mermer sütunların sivri kemerle bağlandığı bir düzenleme görülmektedir

Sütunların başlık formunda baklavalı ve zaman zaman lotusu hatırlatan döneme yayamayacağımız
genellemeler içerisinde yer alır.

Dershane Dış Mimari :

2 katlı pencere sistemi ile dışa açılmıştır , tek kubbe ile örtülüdür

Medrese Dış Mimari:


Taş-tuğla almaşık sistemin renkliliğinden faydalanılmıştır

2 renkli taş işçiliği görülür

*Mimar sinan bütün yapılarında 2 renkli taş işçiliğinden faydalanmıştır

*Sıbyan Mektebi

Yazlık ve kışlık olarak 2 birimden meydana gelmektedir

Eyvan şekilde tasarlanmış kısım yazlıktır

Camii avlu girişinin karşısında yer alır

1540 yılında tamamlanmıştır

Dikdörtgen bir alan üzerine konulan yapı 2 birimlidir

2 yanı revak düzeni ile çevrili açık kısım hem yazlık hemde kapalı kısma geçiş görevini üstlenir

*sıbyan mektebinin günümüzde kapalı olan giriş kısmında dikkat çekici bir saçak kısmı vardır bu kapı
medrese ve sıbyan mektebine özel yapılmıştır

Saçak kısmı taş duvar üstüne oturan ahşap konstürüsyon ön cepheden gelen büyük çatıdan
döndürülerek orijinal bir bitişle saçak oluşturması mimar sinanın ilk defa bu yapıda denediği ve bir
daha dönmediği mimari bir imzadır

Saçak medrese ile bitişen yazlık kısmın yağmur almaması için saçak sade tutulmuştur

Sade bir yapıdır.

İç mimaride süsleme :

Tavanda kuazi kristali ile süslenmiştir bu süsleme osmanlı döneminde sık rastlanmayan bir
uygulamadır

Kuazi kristali : yarı kristal birbirini tekrar eden geometrik süslemedir

Kuazi süsleme ispanya el hamra ve iran yapılarında görülür

Bu süslemenin osmanlıda çok fazla tercih edilmemesi ve bu yapıda kullanılması bu yapıyı önemli kılar

Darüşşifa :

Plan olarak külliyedeki en özgü yapıdır

Kuzeyden ilginç bir girişle geçilen 8gen planlı bir açık avlu etrafında düzenlenen yapı kubbe ile örtülü
mekanlardan oluşur
Burada işlenen 8gen plan osmanlıda sadece türbelerde karşımıza çıkar (amasya kapı ağası, rüstem
paşa) buda sinanın geleneksel yönünü ortaya koyar

Avluya açılan 2 yandaki üzeri kubbe kubbe ile örtülü eyvan yapısı güzel havaların değerlendirilmesi
için yapılmıştır

*avluda 2 eyvan tasarlayan sinan fonksiyonelliğini ortaya koyar

Darüşşifada diğer yapıları gibi simetrik ve kubbe ile örtülüdür

*ilk defa 8gen bir avlunun etrafında 3 yönde kapalı hacimlerden meydana gelen bir darüşşifa yapısı ile
karşılaşılmaktadır

Darüşşifa süsleme:

Sade bir yapıdır

İç mimaride tuğla kullanılmıştır


İstanbul Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi

Kanuni sultan Süleyman tarafından kızı Mihrimah sultan adına yaptırılmıştır

Külliyenin inşasına 1540 da başlanmıştır Camii giriş kapısı üzerinde yer alan kitabesine göre 1547
tarihinde tamamlanmıştır

Külliye:

1. Camii
2. Medrese
3. Sıbyan mektebi
4. İmaret
5. Han
6. Çeşme yapılarından oluşmaktadır

Külliyeye daha sonraki dönemlerde 2 türbe , hamam, ahşap bir kasır ve muakkithane eklenmiştir
bunlardan imaret , han ,kasır ve muhakkithane zamanla ortadan kalkmıştır çifte hamam ise özellğini
kaybederek mağazaya dönüşmüştür

Sultan tepe eteklerinde yer alan külliye topografyasından dolayı kuzey güney doğrultusunda dağınık
bir yerleşme düzeni gösterir

Külliye merkezinde camii yer alır

Mimar sinan mimar başı olduğu dönemde şehsade Mehmet külliyesi ile eş zamanlı olarak yapmıştır
CAMİİ:

Camii Osmanlı camii tipolojisi içerisinde merkezi planlı şemaların bir örneğini gösterir

Ana kubbe 3 yönden yarım kubbe ile desteklenen tipin en önemli örneğidir *bir diğer örneği çankırı
ulu camiinde görülür

Ana kubbenin desteklendiği 3 yönden yarım kubbelerde kendi içerisinde çeyrek kubbeler ile
desteklenmiştir

*Ana kubbenin 3 yönden yarım kubbelerle desteklenmesi hem arsa koşullarının sebebiyet
vermesinden hemde ana kubede bütünlük sağlamak amacı ile yapılmıştır *

5 gözlü son cemaat yeri vardır , son cemaat yerinin önünde revak düzenlemesine yer verilmiştir
onunda önünde köşk şeklinde revaklı kısmın içerisinde şadırvan konumlandırılmıştır.

Klasik dönemden farkı olan özellikleri:

Edirne 3 şerefeliden itibaren gelişimini takip ettiğimiz revaklı avlu kısmı

*arsa koşulları nedeni ile açık , revaklı avluya izin verilmemiştir*

*Mimar Sinan iyi bir şehir programlayıcısı ve arsanın düzenlenmesine göre kendi her yapısına özgü
geliştirebilen bir mimar olarak buradaki deniz görselinden istifade etmek için 2.bir sakıf ve avlulu
camilerde karşımıza çıkan şadırvanı ekleyerek camiiyi kuzey yönde uzatmıştır

* camiinin şadırvanla uzatılması ve deniz görselinden yararlanması sinanın bu yapıda denediği ve


birdaha hiç geri dönmeyeceği mimari bir imzadır.

Kubbeyi taşıyan 4 ayak sistemini 2 bağımlı 2 bağımsız olarak inceleyebiliriz bağımsız ayaklar yonca
şeklinde fil ayağı olarak tasalanmıştır buda yine sinanın bu yapıya özgü denediği ve birdaha
dönmeyeceği mimari imzadır.

Son cemaat yeri klasik dönemde u şeklinde revaklarla genişletilmiştir

Selatin camii olduğu için 2 minaresi vardır

Camii dış mimaride arsa koşulları yüzünden fazla pencere açılamamıştır bu yüzden içeride loş bir
ortam vardır Bu yapıda estetik kaygılardan çok arsanın koşullarına uygulama kaygısı içerisine girildiği
görülür
Dış mimari:

Osmanlı dış cephede pek fazla benimsenmeyen yuvarlak pencere görülür

Düzgün kesme taş malzemeden örülmüştür


Taç kapısı :

Mukarnas kavsaralı son derece sade bir düzenlemede ele alınmıştır mermer malzemelidir ,2 yanda
mukarnaslı nişlere yer verilmiştir , dikdörtgen çerçeveye tamamlanmıştır ve küçük rozetlere yer
verilmiştir
İç mimari :

Camiinin içerisinde kubbe ve kubbeye bağlı sistemlerde klasik dönem kalemişi süsleme görülür

Mermerden miharbı ve mimberi vardır dönem özellikleri gösterir

Mihrap taç kapıdaki gibi mukarnas kavsaralıdır

Mimber geometrik süslemelidir


Medrese*:

Osmanlı medrese tipolojisi içerisinde Uplanlı medreseler gurubuna girer

U plan şemasına göre dershane mescidi girişin karşısında u nın geniş tabanında yer alır

Bu medresede plan olarak farklı olan unsur dershanenin öğrenci odalarına bitişmemiş olması ,
öğrenci odaları ile dershanenin arasına dehliz şeklinde yerler bırakılmasıdır

U planlı medresenin dikdörtgen avlusu 4 yönden revaklarla çevrilidir revak üzeri kubbe ile örtülüdür

4 yönde çevrili avlunun gerisinde 3 yönde çevrili her biri kare planlı kubbe ile örtülü öğrenci odaları
vardır

Dershane eksen üzerinde girişin karşısında yer alır , kubbeye geçiş tromp
Dış Mimari :

Düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır

Öğrenci odaları herbiri dışa 2 katlı pencere sistemi ile açılmıştır

Sıbyan Mektebi:

Dikdörtgen planlı

2. beyazıttan beri takip ettiğimiz 2 birimden olan gelişimi devam ettirmiştir

2 birim üzeri kubbe ile örtülüdür

Eyvan şeklinde dışa açılan kısım yazlık kısmıdır

Sade bir düzenleme gösterir

Günümüzde kütüphane olarak kullanılır

Arka ve yan taş-tuğla almaşık sistemle örülüdür


İstanbul Şehzade Mehmet Külliyesi:

Kanuni Sultan Süleymanın manisa sancağında vali iken 1543 yılında vefat eden oğlu Mehmet adına
yaptırılmıştır.

Külliye inşasına 1543 yılında başlanmıştır öncelikle Şehzade Mehmet türbesi yaptırılmıştır

1544’te temeli atılan camii 1548’de tamamlanmıştır

Külliye:

1) Camii
2) Medrese
3) Tabhane
4) Kervansaray
5) Sıbyan mektebi
6) İmaret
7) Türbe yapılarından oluşmuştur

Külliye yamuk planlı arazide camii ve hazire vezneciler caddesi üzerinde diğer yapılar arka taraftaki dış
avlu duvarına yerleştirilerek 2 yönlü bir düzen kurulmuştur bunlardan bağımsız olan imaret ve sıbyan
mektebi dede efendi caddesi üzerinde bulunur.

*mimar sinanın çıraklık eserim dediği yapıdır


Camii:

mimar sinanın tasarladığı ilk selatin camiidir

Osmanlı camii tipolojisi içerisinde merkezi planlı bir şema göstermektedir

Ana kubbe 4 yönden yarım kubbeler ile desteklenmiştir yarım kubbeler ise 2li çeyrek kubbeler ile
desteklenmiştir

**Ana kubbenin 4 yönde yarım kubbe ile desteklendiği plan erken dönem osmanlı mimarisinde atina
fatih paşa camii, Diyarbakır fatih camii , Elbistan ulu camii ile gelişim süren plan tipi bu yapınında
mimar sinan tarafından aynı gelişimi devam ettirdiği anlaşılmaktadır bu yapıdan sonra gelişim
İstanbul yeni valide camii, Sultan Ahmet camii , İstanbul Eminönü yeni camii ile devamını
sürdürmektedir.*

✓ Edirne 3 şerefeli camii ilk merkezi planlı camiidir


✓ Eski fatih camii ile ilk defa gelişimi devam eden merkezi plana güney yönde yarım kubbe
eklenmiştir
✓ İstanbul 2. Beyazıt camii ile merkezi kubbeye 2 yönde yarım kubbe eklenmiştir
✓ Mihrimah sultan ile merkezi kubbeye eklenen yarım kubbe geleneği 3’e çıkmıştır
✓ İstanbul şehzade Mehmet ile merkezi kubbeye eklenen yarım kubbe sayısı 4’e ulaşarak yarım
kubbe geleneği tamamlanmıştır

Camii selatin camii geleneğinde açık ve kapalı olmak üzere 2 birimden oluşur

Açık kısımı oluşturan avlu oran ve nisbeti ile istanbuldaki en güzel örnektir

Camiinin yan kanatlarında revak sistemi kullanılmıştır bu yan kanat sistemi ilk kez bu yapıda
kullanılmıştır ve gelişimini selimiye camiinde 2 katlı olarak devam ettirmiştir(artık camiilerin yan
kanatlarında hareketli galeriler klasik mimariye dahil edilmiştir)

Harim 19m çapında merkezi bir kubbenin 4 yönde yarım kubbeler ile ve yarım kubbelerinde
extedralarla genişletildiği bir düzenlemenin köşelerinde birer kubbelerle desteklenmiş olması ve bu
sistemin sivri kemerlerle taşınması mimar sinanın taşıma sorununu çözmüş olmasını gösterir

*Mimar Sinan taşıma sorununu bu camii ile çözmüştür*

Sivri kemer ile kubbe ağırlığının çözülmesi beden duvarlarında çok sayıda pencere açıklığına ve daha
aydınlık mekanlar elde edilmesine olanak sağlamıştır. Buda erken dönemde kalın ve masif olan
duvarlar taşınma sorunu çözüldükten sonra klasik dönemde perde duvar fikri ile aydınlık ve ferah
mekanlara bırakmıştır.

Cephelerdeki hareketlilik , klasik pencere anlayışında ve klasik simetriğinin kurgulandığı sinan


camiilerinin ilk anıtsal yapısı bu yapıdır.

*mimar sinan devaminda merkezi planlı camiilerinde aynı taşıma sistemini planlamıştır

*minarelerin beden duvarlarına kenetlenmesi bu yapı ile başlar ve mimar sinan döneminde devam
eder.

Camiinin hem harim kısmında hem revaklı avlu kısmında tam bir simetri söz konusudur.

Camii içerisinde diğer camilerde görülen galeri düzeni yoktur küçük bir müezzin mahfili ve küçük bir
kadınlar mahfili vardır klasik camiilerde görülen galeri düzeninin bu yapıda görülmemesi mimar
sinanın ana mekanda bütünlük anlayışına girdiğini ve bu gelişimi selimiye ile zirveye taşıdığı
anlaşılmaktadır.

Camii Dış Mimari:

Camii dış mimaride şehzade Mehmet’in erken yaşta vefatı sebebi ile camii beden duvarlarında ve üst
örtüde palmet frizleri ile bezemesel hareketlilik katmıştır

Mimar sinanın hemen bütün yapılarında severek kullandığı 2 renkli taş işçiliği bu yapıdada cepheye
hareket katmıştır

*camii minareleri mimar sinanın tasarladığı ve klasik dönem içerisinde gövdeleri ile en bezemeli
minarelerdir.

*dış cephede kullanılan palmetli friz mimar sinanın sadece bu yapıda deneyip uyguladığı ve birdaha
dönmediği imzasıdır

Kubbeyi taşıyan ağırlık kuleleri dış mimaridende gözükmektedir

2. Beyazıt dönemi camililerinden başlayarak dış cephede ana kubbenin vurgulanması fikrini 15.yy
örneklerinden beri bu gelişimi takip eden mimar Sinan hareketli beden duvarları ile zeminden
başlayarak üst örtü sistemi ile bütünleşen bir cephe düzenlemesi ve bu cephe düzenlemesinde
kademeli görünüme ulaşmak ve tek bir kubbe ile bunu gerçekleştirmek mimar sinanın Osmanlıyı bir
kubbe mimarisi olarak tanıtmasını sağlamıştır.**

Kubbeyi taşıma sorunundan kurtaran tek mimar mimar sinandır

19m çapındaki kubbeyi genişleterek ibadet alanında mekan bütünlüğünü sağlayabilmesi mimar sinanı
önemli yapan unsurdur.

Bu plan şeması daha önce atina fatih paşa camii, Diyarbakır fatih camii , Elbistan ulu camii ile
karşımıza çıkmıştır fakat bu planın anıtsallığa ulaşması ve bu anıtsallığın klasik oran ve biçime
ulaşması mimar sinanın mimari dehasını ortaya koymaktadır.
Camii İçi:

Camii içerisinde bütün unsurlar klasik dönem özellikleri gösterir

Taç kapıda olduğu gibi içeridede mukarnas kavsaralı mihrabı bulunur , mihrap mermer malzemeden
inşa edilmiştir

Kubbe ve kubbeye bağlı sistemlerde klasik dönemi yansıtan kalemişi süsleme vardır
Avlu:

Klasik avlu geleneğinde gelişimini Edirne 3 şerefeliden itibaren takip ettiğimiz plan şemasında
incelenir

2 yan giriş , ana giriş ve merkezini belirleyen şadırvana yer verilmiş olması klasik avlu geleneğinde
olduğunu ortaya koyar

Oran ve nisbeti ile istanbulun en dengeli avlularından biridir

Avlu taç kapısı mukarnas kavsaralı taç kapı alınlıklı ve sadedir.

Medrese :

Osmanlı medrese tipolojisi içerisinde U planlı bir düzenleme gösterir alt tipinde hücreler arasında
kollardan birinde olan dershane vardır.

Medrese dikdörtgen bir avlunun 4 yönden revaklarla çevrelendiği bir düzenleme gösterir

Giriş yönünde tonoz diğer bütün birimler kubbeyle örtülüdür

Girişin karşısında kubbe ile örtülü mekana yer verilmiş

4 yönde revaklarla çevrili avlu 3 öğrenci odaları ile kuşatılmıştır . öğrenci odaları kare planlı üzeri
kubbe ile örtülü bir şema göstermektedir

Avlu revaktan dar bir geçitle oluşturulan tuvalet birimlerine yer verilmiştir

Medresenin dershanesi medresenin sağ kolunda hücreler arasında dışa taşkın kare planlı üzeri kubbe
ile örtülü bir şema göstermektedir

Medrese bu planı ile asimetriktir.


Dış Mimari :

Medrese ile camii ortak noktası korniş üzerinde yer alan palmetli friz bezemesidir

Avluya giriş dışa ve yukarı taşkındır bu taç kapıda üçgen bir alınlık konulmuş fakat içi yuvalarla
dolgulanmamıştır buda yine mimar sinanın burada denediği ve birdaha dönmediği mimari imzadır**
Medrese avlusında kümbete benzer bir şadırvan vardır buda yine mimar sinanın bu yapı için denediği
ve birdaha geri dönmediği mimari özelliktir*

Klasik osmanlı açık avlulu mekanlarda gelenek olan şadırvanın mimar sinan tarafından farklı
yorumlanması yine sinanın geleneksel ve yenilikçi yanını ortaya koyar*

İmaret :

Kare planlı bir avlunun 2 yanda kapalı hacimlerden oluşan dikdörtgen planlı bir düzenleme gösterir

Bir imaret yapısı olduğu için mutfak, yemekhane, ambar ve kiler vardır

Tabhane:

Doğu cephede yer alır

2 eşit plana sahip fakat bağımsız bir düzenleme gösterir


Mimar sinanın imaret, tabhane , ahır yapılarını yakın inşa ederek külliyenin bu biriminde bir
kervansaray fikri oluşturmuştur , yapılar ayrı ayrı külliyenin birer parçasıdır bütünde bir
kervansaraydır **

Türbe :

Şehzade Mehmet türbesi

1543-1544

Osmanlı İstanbul mimarisinin en estetik en güzel mezar yapısı olduğu söylenir

Osmanlı türbe tipolojisi içerisinde 8gen planlı 8gen gövdelidir

Türbenin önünde 3 açıklıklı düz saçaklı ve revaklı bir düzenleme gösterir

Türbe Dış Mimari:

8genin köşelerini gömme sütunlarla zenginleştirerek 8gen yüzeyler daha belirgin çerçeve ile
vurgulanmıştır

8genin her yüzeyinde 2 katlı pencere sistemi vardır

Kubbesi dilimlidir

Türbe kasnağıda dilimlidir ve kasnağın dilimli olması bu yağıya özeldir

Korniş kısmında palmetli friz bezemesi vardır

8genin her yüzeyinde bezemesel bir ayrıntı olarak 2 renkli taş işçiliği vardır

Türbenin giriş cephesi çini panolarla hareketlendirilmiştir iznik çinilerinden hazırlanan panolar girişin
2 yanına yerleştirilmiştir

İç mimari:

Giriş cephesinde başlayan çiniler içeride kubbe eteğine kadar yükselir


Mimar sinan sosyal karakterli yapıları sade ibadet amaçlı yapıları süslü tutmuştur

Mimar sinan çini süslemeyi sıkça kullanmıştır bu çiniler 16. Yy iznik çinileridir.
İstanbul Silivri hadım ibrahim paşa külliyesi:

Külliye :

✓ Camii
✓ Türbe
✓ Hamam
✓ Mektep
✓ Çeşme yapılarından oluşur

Hamam ve mektep günümüze ulaşmamıştır

Külliye kanuni döneminde Anadolu beylerbeyi ve kubbe veziri olan ibrahim paşa tarafından 1551
yılında yaptırılmıştır

Külliye mimar sinan eserlerini bildiren tezkirelerde belirtildiğinden sinan yapılarındandır

1648- 1654 depremlerinde camii büyük hasar görmüş 1763-64 yıllarında yılında onarılmıştır

1933-44 ve 1999 yıllarında onarım görmüştür

İstanbul Silivri kapıda bulunur

Avlu kapılarında 2si ve camii giriş kapısı üzerinde kitabe vardır bu kitabelerde 1551 tarihi geçer

Camii;

Külliyenin merkezini oluşturur

Osmanlı camii tipolojisi içerisinde tek kubbeli kübik bir alt yapı düzenindedir

Kubbenin 8 destekle taşınması sistemine geçiş eseri olarak kabul edilir

İç mekanda yer alan duvar payelerinin meydana getirdiği destekler 8 istinatlı camiilerinin öncüsü
olarak kabul edilir

Kare planlı , kubbeli , tek minareli bir yapıdır

Harimde duvarlardab çıkıntılı olarak yerleştrilen payeler arasında sivri kemerli derin nişler
oluşturulmuştur bu sebeple iç mekanda kısmende olsa bir genişleme sağlanmıştır

*Tek kubbenin genişletilmesi sistemine erken dönem Osmanlı camiilerinde Bilecik Orhan camii ile
duvarların eyvan şeklinde orta alana dahil edilmesi çabalarının ilk defa denendiği görülür *

Kalın tutulan duvar payeleri yukarı doğru devam etmekte ve köşelerde tromplara oturan kubbeyi
taşımakrtadır

Kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır

Duvar payelerinin oluşturduğu 8gen şemayı kubbeyi taşıma sistemi benzer olarak
➢ Kilis canbolat camiinde
➢ Tokat ali paşa
➢ Diyarbakır behran paşa camiinde
Yine aynı şemanın tekrar edildiği diğer benzer örnekler ise;

Halep adiliye camii

Halep behran paşa camii

Bu yapılarda duvara bitişen payeler üst örtüye kadar yükselmekte ve kubbeyi taşıyan sikrütürü
oluşturur

Bu camiilerde plan aşağıdan başlayarak üst örtüye kadar devam eden bir sistemi oluşturur

*Camiinin alt sıra pencere hizasında bu plan tipine benzeyen 2.bir tip yapı gurubunda bu dönem
içerisinde görülmektedir ve 2 plan birbirine karıştırılmaktadır bu 2. Planda ;

• İstanbul fatih vali paşa


• Kayseri hacı ahmet paşa
• Bağdat abdulkadir Geylani camiileride bu plan tipine benzeyen 2. Gurubu oluşturur *
• Bu yapılar 16. In2. Yarısında yapılmıştır

2. gurup yapılarında duvarlara çıkıntılı olarak yerşeltirilen payelerin iç mekanda oluşturduğu nişlerin
üzerinde bir mahfil bulunmaktadır ve yukarı doğru payeler devam etmektedir kesintiye uğramıştır 2
plan arasındaki en önemli fark budur

Her iki planda 16. Yy 2. Yarısından itibaren hem istanbulda hemde anadoluda karşımıza çıkan tercih
edilen bir plan şeması olduğu görülür

2. guruptan olan ve plana benzer olan vali paşa camiinde duvar payeleri mahfili taşırken hadım
ibrahim paşada duvar payeleri kubbeyi taşır

*tek kubbeli camii planlarında kubbe ağırlığı beden duvarlarına verilirken 8 istinatlı camiilere geçiş
yapılarında köşelere yani duvar payelerine aktarılır *

2. guruptan olan diğer örnek olan kilis canbolat camiinde harim mekanında 8 adet payenin her
cephede 2şer tane paye yer almasıyla payeler arasında kalan derin niş şeklinde düzenlenmesi
kubbenin ağırlığınn cephelerde görülen yüzeysel sivri kemerler ile bu payelere aktarılması ve geçiş
sisteminin tromplarla sağlanması bir diğer benzer özelliği gösterir

Behran paşa camiindede benzer bir özellik görülmektedir geçiş sisteminde tromplarla sağlanması
hadım ibrahim paşa camiinde 4 yönde behran paşa camiinde 4 yönde (mihrap yönündede benzer
genişletme görülür) genişletmeleri ile planın kendi içerisinde çeşitlemeleri olarak karşımıza çıkar

Camii önünde 5 gözlü son cemaat yeri bulunmaktadır , son cemaat yerinde 16. Yy iznik çinisi ile
oluşturulan çini alınlıklara yer verilmiştir. Orta kubbe yükseltilmiştir erken dönem etkisidir

Camii içerisindeki derin nişler üzerinde dışa açılan 2 katlı pencere sistemi bulunmaktadır, nişlerin
kemerleri trompların alt seviyesine kadar yükselmektedir , kare planda kübik alt yapı bu seviyeye
kadar yükselmektedir ve trompları içerisine almamaktadır , bu sistemle camiinin alt yapılı
yükseltilmiştir buda sinanın yapının sur duvarlarının dışındanda algılanmasını isteyip başarmasının bir
sonucudur

You might also like