Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 382

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYA T FAKÜLTESİ YAYINLARINDAN No.

256

Ö M E R L Ü TF İ B A R K A N

OSMANLI İM P A R A T O R L U Ğ U N D A
ZİRAİ EKONOMİNİN HUKUKİ
V E MALÎ E S A S L A R I

BİRİNCİ C İ L T

k a n u n l a r

D5 0
İST A N B U L
m B ü r h a n e d d i n E r e n l e r M uthan tı

1945
19&
OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA ZİRAÎ
EKONOMİNİN HUKUK MALÎ
ESASLARI
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YAYINLARINDAN
EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRKİYAT E N S Tİ T Ü S Ü NE ŞRİ YATI

Ömer Lûtfi Barkan


İktisat Fak ül t e s i Prof esörl eri nden

OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA ZİRAİ


EKONOMİNİN HUKUKİ VE MALİ
ESASLARI

Birinci cilt

K A N U N L A R

19 4 3
İSTANBUL
BÜRHANEDDİN MATBAASI
ÖNSÖZ

Bütün zenginliğini topraktan çıkaran bir devir ve medeniyet nizamı­


nın hususiyetlerini ve bu arada Osmanlı imparatorluğunun sosyal ve eko­
nomik bünyesini aydınlatabilmek için bu memleketteki ziraî faaliyeti ve bu
faaliyetin yaratıcısı olan çiftçi sınıfların hareketlerini her hakımdan
tayin ve tahdid eden hukukî ve malî mevzuatın dayandığı esasları,
sistemli bir şekilde ortaya koymak, şüphesiz, pek lüzumlu bir iştir. Fakat,
Türkiye iktisat ve maliye tarihinin bu pek mühim konusu, tetkiklerin bu
günkü vaziyetinde, hemen bir hamlede aydınlatıiabilecek bir halde değildir.
Her şeyden evvel, böyle bir tetkikin yapılması için gerekli olan malzeme­
nin ve bilhassa kanun metinlerinin daha evvel bulunması, okunması, ter­
tip ve tasnif edilerek neşredilmiş olması lâzım gelmekledir. Ancak bun­
dan sonradır ki İlmî bir şekilde çalışmak ve bütÜT bir devir ekonomi nizamının
dayandığı esasları bulmak ve sistemini tayin etmek imkânı hasıl olacaktır.
İşte biz bu sebeble, tetkiklerimizde mütemadiyen üzerine dayanacağımız
esas metinlerin tam ve metodlu bir şekilde işlenip hazırlanması Ve neşre­
dilmesi nevinden ayrı çalışmalar daha evvel yapılmış olmadığı için, mev-
zuumuzun ihtiva e ttiğ i problemlerin vaz’ı ve sistemli bir şekilde işlen­
mesi gibi sentez isleri yanında, bu sistemiıi inşası için lüzumlu olan
en iptidaî malzemenin bulunup hazırlanması nevinden ayrı hüner v e
dikkat isteyen işçilikleri de beraber yapmak mecburiyetinde kaldık.
Yine bu sebebledir ki, Osmanlı imparatorluğunda ziraî ekonominin hukukî
ve malî kadrolarını ve muhitini teşkil eden ve bu itibarla bu nevi bir eko­
nomi nizamına hususî çehresini veren mevzuât ve esasları sistemli bir şe­
kilde izah ve tarif edebilmiş olmak için, evelâ bizim bu esasları belirtme­
mize yarayan vesikaların en halis ve orijinal olanlarını, birinci elden tetkik
ve tasnif ederek, kitabımızın ayrı ciltleri halinde aynen neşretmeği lüzum­
lu bulduk. İşte bugün okuyucularımıza sunduğumuz kanunl ar cildi, as'.l
eserdeki sistem leştirm e ve e sa sları bulm a alanındaki çalışmalarımıza mal­
zeme hizmetini gören ve, hususî bir kıymetleri olduğu için, bü tü nce ve
ay rıca basılmaları münasip görülen vesil alardan, yani asıl eserin notların­
dan teşekkül etmektedir. Bu suretle, şimdiye kadar gömülü bulundukları
esrar ve meçhuliyet halinden çıkarılıp herkesin müracaat edebileceği şekilde
numaralanıp el altına konulan bu metinler sayesinde, bizim tefsir tarzımızın
sıhhatim kontrol etmek ve, bu nevi tetkiklerin bugünkü\a2 iyetinde, ihtiyatla
yaklaşmamız icabeden neticelere bizi götüren yolu bütün tefeıruatı ile gös­
termek ve delillerimizi sıralamak mümkün olacaktır, ümüdini besliyoruz. Şu
halde birinci cilt, asıl eserin yazılması için kullanılan hususi bir kısım mal­
zemeden teşekkül etmektedir ve biz eserimizde mütemadiyen bu kanunlar­
dan sahife ederek madde numarası zikredeceğimiz için, onları daha evvel ve
ilk cilt olarak neşretmeği lüzumlu gördük. Kanunlar ismini alan bu birinci
ciltte, muhtelif tarihlerde, Osmanlı imparatorluğunun muhtelif mıntakala­
rmdaki ziraî örf ve adetleri, değer biçilmez bir vuzuh ve zenginlikle,
aksettiren bir yüz kadar kanun metni neşrediyoruz. Bu kanunlar, Suriye,
Mısır, Adalar, Macaristan ve Azerbaycan dahil, bütün Osmanlı imparator­
luğunun yeryer bütün hususiyetlerile ziraî örf ve adetlerinin renkli ve tam
bir tablosunu resııı ettikleri gibi, zamanı ve mucip sebebleri tay in edilen pek
eski hükümleri ve bunlar arasında meselâ, fetilıden evvelki Türk-İslâm dev­
letlerinde ve hatta bazı hıristiyan memleketlerinde mevcut zirai nizam ve ver­
gileri de aksettirdikleri için, Osmanlı imparatorluğunda ziraî ekonominin
hukukî ve mali esaslarındaki gelişmelerin tarihi hakkında da çok zengin ve
t e t ki k ettiğimiz meseleler için emsalsiz bir vesika kolleksiyonu teşkil
etmektedirler. Bu hallerile, bu kanunları henüz bilmeyen ve görmemiş olan
tarihçilerin, onlardan bizim istifade ettiğimiz şekillerden daha başka türlü
faydalanacaklarını ve bu kanunları böylece bir arada ve elleri altında gör­
mekten memnun olacaklarını da ayrıca ümid ediyoruz.
K ay ı dl a rv e emirler ismini taşıyan ikinci cilt vesikalarda, ziraî faaliyete
ait olubda çiftçi sınıflan devletle ve toprak sahiplerde olan münasebetle­
rinde, çarşuda pazarda ve her günkü hayatlarında alâkadar eden mühim
hüküm ve fetvalardan ve resmî kayıdlardan ibarettir. Ve asıl eseri teşkil
eden üçüncü ciltte ise, gerek birinci ciltteki kanun maddelerine ve gerekse
bu maddelerin tatbikatta aldığı şekillere ait olan ikinci ciltteki vesikalara
dayanarak hükümler vermeğe çalışılacaktır.
*
* *
Bizim, Osmanlı imparatorluğunda toprak işçiliğinin organizasyonu
şekilleri, toprakların ve çiftçi sınıfların hukukî statüsü, siyasi ve iç­
timai çatı ve sınıflar münasebeti, vergi şistemleri ve çiftçileri a-
lâkadar eden muhtelif vergilerin ehemmiyet ve mahiyeti gibi m e ­
seleleri aydınlatmak ve diğer bir tabirle ziraî ekonominin hukukî
ve malî esaslarını tesbit etmek maksadiyle giriştiğimiz araştırmaları
neşretmeden evvel, bu tetkiklere esas teşkil eden vesikaları bu suretle ayrı
VII

ciltler halinde bastırmağa mecbur oluşumuz, yukardada söylediğimiz g'bi,


^ işimizi pek güçleştirmiş ve bizi bu gibi henüz işlenmemiş metinleri dü­
rüst okumak ve anlamak ve iimî bir şekilde neşretmek gibi her biri
ayrı bir ihtisas ve himmet isteyen çeşitli ve güç işler karşısında bırakmış­
tır. Bu sebebdsn bu metinleri bizim de arzu ettiğimiz şekilde ve İlmî usul­
lere tamamen uygun bir tarzda ve kusursuz neşretmeğe muvaffak olamadık.
İçlerinde tamamen halletmeğe muvaffak olamadığımız veya yanlış okuduğu­
muz tabirler ve anlayamadığımız yerler kalmıştır. Tab hataları ve atlamalar
da mevcuttur, timi bir transcription usulü kabul ve tatbik edemeyişimiz de,
ihtimal büyük bir kusur telâkki edilecektir. Fakat altı yedi sene evvel bu
kitabı hazırlarken Türkiyat Enstitüsünün imkânlarının mahdûd olduğunu
bilerek, hususî harfler ve işaretler kullanmanın imkânsızlığı karşısında,
kifayetsiz bir şekilde ve bugün elde mevcut Türk alfabesi harflerile eski
ve güç metinleri nakle mecbur olmuşduk. Bu itibarla, lisan tetkikleri ve dil
tarihi bakımından büyük bir kıymeti haiz olmaları lâzım gelen bu eski me-
metinler. bizim neşrettiğimiz şekillerile filoloji tetkikleri için kıymetsiz bir
şekle düştü- Çok defa bu metinlerin bizim neşrettiğimiz ciltlerde lisan-
cılara değil, fakat iktisat ve maliye tarihile meşgul olanlara mahsus
olduğunu düşünerek, onları kelimelerin anlaşılması için, bugünkü telâffuz
şekillerile nakiettik ve yalnız mühim farkları sahife altında asılları yazılmak
suretile göstermek istedik- Esasen her mahallin şivesile muayyen bir ta­
rihte her kelimenin nasıl telâffuz edildiğini kestirmek bizim için mümkün
olmadığı için, bâzan kelimeleri sadece imlâ şekillerini aksettirecek şe­
kilde okuduk- Muhtelif yerlerde muhtelif şivelerin tesiri altında bu imlâ
değişik olduğuna göre, aynı kelimeyi muhtelif yerlerde başka türlü telâffuz
edip yazmağa mecbur olduk. Bu ıttıaradsızlık, hazan kelimenin anlaşılmasını
temin maksadile ve bazan da sadece kaidesizlik neticesi vukua geldi. İm­
lâları ayrıldığı için vermek, demek, etmek, gibi kelimeler bazan virmek
dimek ve itmek şeklinde dizildiler. Alınır, alınur; yukarda, yukaruda;
değildir, degildür; yer, yır; almadan aimadin, oldu. Bıı hususta daha evvel
yapılmış aynı tarzda neşriyatın mevcut olmayışı bizim işimizi çok güçleştirdi.
Bununla beraber, şurasını da düşünmek lâzım gelir ki, bu eserin böyle
İlmî bir metin tab ve neşri işinden ve lisan tetkikleri için malzeme
hazırlamaktan daha b aş ka bir gayesi vardır ve o da bol ve zengin malze­
meye dayanarak Osmanlı imparatorluğu nizamının hususiyetlerini meydana
çıkarmaktır. Bu itibarla diyebiliriz ki, eski telâffuz ve imlâ şekillerini
aksettirecek şekilde bu metinlerin hususi işaretlerle lisancıların istedikleri
.< şekilde neşri bizim hiç bir zaman Usancı olmağa mecbur olmıyacak olan
asıl okuyucularımız için, daha faideli olmayabilirdi. Bu metinleri dillendir­
mek, tefsir et mek ve sistemlerin inşasında kullanmak gibi işleri olan
VIII

iktisat ve maliye tarihçilerimiz için daha basit ve kolay anlaşılır bir neşir
şekliyle iktifa etmek mümkündü. Bununla beraber, en zor beyenenleri do
memnun edecek şekilde bu metinlerin tamamen ilmi usullere uygun ve li­
san tetkikleri için müsait bir şekilde basılmaları da ayrıca temenni edil­
meye lâyıktır. Bu işi bizzat bizim yapamadığımıza esef etmekteyiz-
Bu cildi neşrederken kendilerinden istifade eylediğim bir çok kimse­
lerin mevcut bulunduğunu hatırlıyorum- Bunlar arasından bir çok kelimele­
rin okunuş şekillerine ait kendisinden pek çok şeyler öğrendiğim âlim
hocamız Kilisli Rifat Bilğe’ye ve endeksin yapılması işini üzerine alan
Rıfkı Melûl Meriç‘e teşekkür etmeyi kendim için bir borç bilirim-

2/II/943
Ömer Lûtfi Barkan
OSMANLI KANUNNÂMELERİ

Türkiye tarihinin hukuk ve teşkilât bahislerile İçtimaî ve İktisadî


meseleleri üzerinde gün geçtikçe daha fazla durmak ihtiyacını hisse­
den yeni bir tarih anlayışının icaplarına uygun çalışmalar geliştiği nis-
bette, İmparatorluk devirlerinin İdarî, malî, cezaî., muhtelif hukuk sa­
halarında, vaktile Sultanların emir ve fermanlarile vaz’edilmiş olan
kanun ve talimâtları bir araya toplamış bulunan kanun dergileri (Kül­
liyâtı) nın birinci derecede kıymetli tarihî bir ka yn ak teşkil edec ek­
leri ve bizim için kendilerinden azamî bir şekilde faydalanmak lüzumu
gün geçtikçe artmış olacağı muhakkaktır.
Bununla beraber, şimdiye kadar malûm olan ve en tipik bazı nu­
muneleri tab ve neşir de edilmiş bulunan bu kanunnâmelerin (kanun
dergilerinin) te r e k k ü p v e te ş e k k ü l ta rz la rile h a k ik î k a r a k te r v e m a h iy et­
lerin i belirten ta h lille r ve mukayeseli bir şekilde tasnif, tavsif ve tet­
kikleri nev’inden araştırmalarla ihtiva ettikleri m etinlerin iç ve dış ten-
k id lerin e ait sistem li ç a lışm a la r henüz yapılmış olmadığı için, bu gün
onlardan emniyetle ve hakkile istifade et mek imkânsızdır.
Bilhassa her hanği bir hukuk sahasındaki tarihi inkişafların isti­
k a m e t ve seyirleri ve daimî değişmelerin şart ve neticeleri gözönüne
alınmak istenildiği zaman, muhtelif tarihlere ait hükümleri hep aynı
devre ait imiş gibi gelişi güzel bir araya toplayan ve yalnız başlarına
her hangi bir hükmün hangi tarihten itibaren, nerelerde ve ne zamana
kadar ne derecede tatbik edilmiş olduklarını tayine müsait bir vazi­
yetti- olmayan bu kaynaklar hakikaten kifayetsiz bir haldedirler.
Bu sebeple, malûm şekillerile elde mevcut bulunan basılı Osnıan-
Iı Kanunnâmelerinin ve onların umumî kütüphanelerle hususî şahıslar
nezdinde mevcut yüzlerce benzerlerinin gerek kendi aralrrında ve ge­
reks e hususî mahiyetteki bir takım tarihî vesikalar ve arşiv malze-
raesile k a rşıla ştırıla ra k m â n â la n d ırılm a la rı v e tam am lan m aları lâzımdır.
Aynı suretle, bu hususta lüzumlu olan çalışmalara girişebilmek için
Ş a r t olan hazırlıklar arasında, Devlet arşivlerimizde tesadüf edilen
ve bahsi geçen kanun dergilerinin (ka n u n n â m elerin ) teşk ili için esa s ve
m a lz em e h izm etin i görm ü ş oldu ğu a n la şılan e s k i ta rih li kan u n m etinleri-
l e bu kan u n ların m e y d a n a g elm esin i tem in v e ta tb ika tın ı takip etm iş
olan em ir v e fe r m a n la r ın bulunup orta y a k on m ası işi de büyük bir ehem*
miyet arzetmektedir.
A n ca k bu sayededir ki, elde mevcut kanunnâme metinlerinin ih­
tiva ettikleri h ü kü m leri zam a n v e m ek â n için d e y a y m a k , muhtelif de­
virlerde ne gibi tesirlerle hangi istikametlerde inkişaf ettiklerini, t a t ­
bikatta aldıkları şekilleri belirtmek ve onları a nc ak mahdud baz: saha­
ları ilgilendiren bir takım n o k sa n v e usulsüz d erlem eler halinden ç ı k a ­
rıp imparatorluk devri teşkilât ve müesseselerınin nıuayeıı bir tarih­
teki umumî tablosunu verebil ecek şekilde tam bir «Kanunlar Külliyâ­
tı» haline so k ar ak tama ml ama k mümkün olacaktır.
Ç o k uzun ve devamlı çalışmaları icabettiren bu gibi meselelerin
bir hamlede ve bütüıı zenginliklerile vaz ve halledilmiş olabilmesine
imkân bulunamıyacağı meydandadır. Bu sebeple, biz burada sadece
bu sahadaki çalışmaların lüzum ve ehemmiyeti ile metodu ve mesele­
leri hakkında bir fikir verebilmiş olmak için, kanunnâmeler üzerin­
de bundan böyle yapı lacak ara şt ır ma la ra bir giriş mahiyetinde olmak
üzere, kitabımızın kendisine hedef tuttuğu gayelerle elde ettiği bazı
neticelerin esasları hakkında kısaca izahat vereceğiz.

Umumiyetle Islâm memleketlerinin hukukî bünyesi ve İslâm


hukukuna ait umumî düşünceler

1 — İslâ m şeri atı, sadece i'tikat ve ibadete ait vaz’ettiği kaidelerle,


yanlız müminlerinin All ah’a karşı olan vazifelerini tayin ve tanzim
eden bir ilâ h iy â t bilgisi olarak kalmağı kâfi görmeyip, insanların dün­
ya işlerinde ve yekdiğerile olan münasebetlerinde hâkim bulunması
lâzım gelen siyasî ve medenî bilcümle hukuk kaidelerini de tesbit
et mek isteyen bir islâ m i h u ku k v e kan u n lar k ü lliy â tı oirnak iddiasın­
dadır. Y anlı z, Şeriat ismi verilen bu dinî İslâm hu ku ku , mukaddes bir
k i ta p içinde bütün teferrüâtile, olmuş bitmiş bir halde ve bir defaya
mahsus olmak üzere tam olarak verilmiş olmadığı için ken d isin e m a h ­
sus bir te ş e k k ü l v e in k iş a f tarihine malik bulunmuş ve bu sebeple her
sahada ayni İlâhî men’şei muhafaza ve aynı vüzuh ve katiyetle hâkim
bulunmaktan uzak kalmıştır.
Gerçekt en, her şeyden evvel bir din ve dua kitabı olan K u r ’anda
mevcut tarihî hikâyeler, i’tikat ve ibadete dair çeşitli emirler arasında.
dağınık bir halde, bazı hukuk kaideleri de vardır. F a k a t bu halile
^ Kur an tam bir hukuk mecellesi olmaktan pek uzaktır. Orada sadece
evlenme, boşanma ve miras gibi bir kısım medenî hukuk kaidelerile
bazı ceza meselelerini oldukça büyük bir vuzuh ve teferrüatla tesbit
edebilmiş olan bir takım hükümler mevcuttur. Diğer meselelerdeki s ü ­
kûtu veya emirlerinin kifayetsizliği karşısında K u r ’anda kâfi derecede
bir vuzuh ve kat 'i yet le mevcut bulunmayan hukuk meselelerini, Peygam-
b er ’in söz ve hareketleri, ilk halifeler devrinin icrââtı, eshab.n kavilleri
ve ilk devir ulemasının içtihatlarile ayrıca vazetmek veya tamamlamak
lâzım gel ııiştir. Bu suretle İslâmî denilen hukuk kaideleri ancak Hic­
retin ilk iki asrı zarfında teşekkül devresini tamamlayıp bildiğimiz
çehresile k ita b a geçtikten sonradır ki, gelecek müslüman nesilleri için
her sahada hareket kaidesi olarak kabul ve t a tb ik edilmeleri vacip
ve değişmez bir d in î kanu n vaziyetinde olan İslâm Şeriati haline gir­
mişlerdir. Bu sistemin teşekkülünde dikkate değer görülen diğer bir
hususiyet de, ilk fıkıh kitaplarının devletin teşri’i organları tarafından
resmen kanun koyma ve ilân etme suretile vücuda getirilmiş olmayup
bidayette bazı İmamlar tarafından sırf hususî bir ş e k ild e h a zırlan m ış
r İlm î e s erler mahiyetinde yazılmış oldukları halde, sadece müelliflerinin
şahsî otoritelerinin tasdik ve kabulü hususunda bütün bir devir hu­
kukçul arı arasında ittifak hasıi olduktan sonra, mukaddes ve dinî bir
■ mahiyet kazanmış ve tabi’i olarak müesses devlet otorite ve t e şk i ­
lâtlarının kabul ve iltizâmile, it ik at ve ibadete ait meseleler arasında
büyük bir kısım hukuk kaidelerini de oldukça orjinal ve mütekâmil
bir hukuk metodu içinde kaııunlaştırabilmiş olmalarıdır. Bu sebeble,
menşelerine ait olan bu hususiyetler, İslâm hukuk kitablarının tertip
tarzı ile hukuk metodına hâkim bir hususiyet olarak kalmıştır.

A m m e hu kuku na ait p ren sip lerin h u su siyeti :


2 — Bu suretle tedvin edilmiş bulunan İslâm şeriati çerçevesi içinde
büyük bir otorite kazanan ve kendilerine riayet dinî bir vecîbe haline
gelen hukuk kaideleri arasında, şüphesiz, bir kısım âm m e h u k u kile
D ev let id a re v e teşkilâtçılığ ın ın esa sla rın ı ilgilen diren bazı hüküm ler d e
v ard ır F a k a t bu hükümlerin, hususî hukuku alâkadar eden diğer esaslara
nazaran gere k vuzuh ve k a t ’iyet ve gerekse böyle bir hukuk sahasını
bütün şümul ve teferrüâtile kavrayıp ka vra ma ma k bakımından, hususî
bir vaziyette kaldıkları ve bu bakımdan zamanla t atbikatta bir takım
a y rı t a li' v e â k ib e tle r e ma’ruz bulundukları göze çarpmaktadır.
Gerçekten, K u r ’anda teşkilâtlı bir devletin idaresi usullerine ve
âmme haklarına ait hemen hiç bir sarih prensip yok gibidir. P e y ­
gamber zamanında t atbik edilen ve malûm bulunan usullerde, bu hu­
susta pek kifayetsiz ve iptidaî bir şekil arzeder. Bu sebeple, onları
örnek ya pa ra k büyük bir İslâm devletini idare e t mek imkânsızdır.
Bu vaziyet karşısında, ilk halifeler devrinde alınmış olan İdarî ve
malî tedbirler, kitap ve Sü nn et'e ircâ edilebilecek şekilde hakikaten
İslâmî denilecek esaslardan ziyade, fetedilen memleketlerdeki yabancı
idare usul ve teşkilâtını aynen benimsemekten ibaret kalmıştır. Tabia-
tile, her şeyi garip bir zihnî temayül ve ihtiyaçla gün geçtikçe daha
fazla dinî bir hâle ile ihata edilen ilk Islâ m bü yü klerin in misallerine ve
Devr-i S a a d e t ’e ircâ et mek isteyen bir maşerî pisikolojinin prensip­
lerine uygun ol ar a k, zamanla bu eski devirler idealleştirilmiş ve bida­
yette sırf pratik bir zaruretle benimsenip tatbik edilen çeşitli yabancı
usul ve kaideler bu suretle, menşeleri ne olursa olsun, kolaylıkla dine
maledilmişdir. Bilahâre dünya işlerine ait esasları sistemleştirmekle
meşgul hukuk uleması da çeşitli ve menşeleri şüpheli olan ilk de­
virlere ait bu misalleri İslâmî hukukun hakiki örnekleri olarak ele
almışlar ve bu misallere dayanarak her sahada daha ziyade tesiri
altında kalmış oldukları bir memleketin şartlarına göre ayrı bir rey
ve ictihadda bulunmak suretile, İslâmî denilen idare usul ve kaidele­
rinin çeşitlenmesine sebep olmuşlar ve bu suretle İslam hükümdar ve
idarecilerinin eli altında, bilhassa âmme hukuku sahasında dürlü yeni­
likleri dinî bir otoriteye b ağlı ya ra k kabul ettirmek imkân ve fırsatlarını
verecek çeşitli ö r n e k le r v e tefsirler m ey d a n a gelm iştir-

H u k u k ikiliğinin şa rtla rı v e s e b e p le r i:
3 — Bu suretle, ilk menbalardaki hallerile vuzuhsuz, tevil ve
tefsiri kabil çok çeşitli esasları ihtiva etmek ve çok geç tesbit
edilmiş olmak dolayısile kâfi derecede kuvvet ve k a t ’iyeti haiz bu­
lunamayan bu çeşit İslâm â m m e h u ku ku k a id e le r i, tarih boyunca
muhtelif İslâm memleketlerinde görülen her türlü İktisadî ve İçtimaî
ş ar t la n karşılayabilmek için, d u rm a d a n d eğ işm ek v e sonsuz ten ev v ü ler
göstermek iınkân ve kabiliyetini gösterebilmişlerdir. Bundan başka,
muhtelif din ve milliyette milyonlarca t eb’aya hükmeden İmparator -
Sultanlar, O rt aç a ğ dünyasında hükümran olan hu ku ku n şa h sîliğ i
prensibine uyarak, hususî hukuk sahasında herkesi kendi din ve mil­
liyetine ait hukuk kaidelerde idare edilmekte serbest bırakılmakta
bir mahzur bulmadıkları halde, âmme haklarına ve idare teşkilâtına
ait hususlarda, Devletin hayatî menfaatleri ve siyasî mülâhazalar b a ­
his mevzu olduğundan, zamanın icaplarına uygun yenilikleri kabul
etmek husususda lâkayd kalamadılar ve umumiyetle bir tevil veya t ef ­
sir yolile ve devlet reisi sıfatile Sultanlara terkedilmiş olan ta kd ir
ve ta'zir hakları veya âmme menfaâtleri prensibine dayanan kararlar
gibi mevcut müsamaha ve müsaadelerden istifade ederek y en i n iza m ­
lar k u rm a k imkânını buldular. Gerçekt en, Islâm huhukçuları da sultan­
ları, umumiyetle Ş e r i atin esa s hü kü m lerinin sarih hir şe k ild e aksin i
em retm ed iğ i v e â m m e m aslah atın ın icab ettird iğ i gibi mülâhazalarla, örf
ve adetlere uyar ak veya bizzat kanun koyma yolile devletin esas nizam
ve teşkilatında ve idare usullerinde İm am ın rey ve ted biri için açık
b ıra kıla n teşebbü s sa h a la rın d a yenilikler y apmak hususunda serbest
addetmektedirler. (1) Bu suretle açık bırakılan bir takım kapularm
arkasında İslâm memleketlerinde şeriattan ayrı bir kanun koyma
kuvveti ve yolu ile bir hukuk sahası teşekkül ve inkişaf edebilmişti.
Aynı şekilde, hep aynı şeriat hükümlerine daima sadık kalındığı
ve o hükümlerden h ar ek et edildiği esası şeklen muhafaza edilmiş bulun­
makla beraber, muhtelif İslâm memleketlerinde bazan asırlar boyunca
birbirine hiç ben z em iy en v e her birinin y aban cı m en 'şei a ş ik â r bir suret­
te görülen v erg i v e id a re usulleri, D ıv le t v e h a k im iy et telâ k k ileri, teş­
kilâ t v e m ü esseseler ve hatta K u r a n ’ın sarih emirlerini hükümsüz
bırakan usul ve sistemler barınmış, yaşayabilmiş ve kendilerine mah­
sus inkişaflara tâbi kalmıştır. (2)
1) İ t i k a t ve i b a d e t e m ü t e a l l i k ol an h u su sla r la d i ğ e r b a z ı a s l î h ü k ü m le r h ari ç, h alk
a r a s ı n d a düny a iş l e r i n d e n m ü t e v e ll i t m ünasebetlerle ç e ş i tl i s i y a s ', m edeni, şa h sî ve
um u m î h a k l a r ve İda rî ve k a z a î her tü rl ü t a s a r r u f l a r , İslâ m m em leketlerinde ü lü l em r\ n
v e l a y e t h a k l a n a r a s ı n d a bulu nan b ir k a n u n Ve n iz a m k o y m a s a lâ h iy e t iy le tâ y in ve ta h d i t
e d ili r F i l h a k i k a . İslâm ş e r i a t ı n a g ö r e d e , «c a iz d e ü l ü l e m r ’ in h a k k - ı t a s a r r u f u vardır. Ş e -
r i a t i n m e n e tm e d i ğ i ş ey leri m e n e d e d e b i l i r » . A m m e um u ru n a m ü t e a l li k h u su sla r d a d e v l e t ç e
t e b a a üzerin e vaki olan t a s a r r u f l a r â m m e m a s la h a tın ı m ııta z a m m m is e ş e r ‘an s&hih ve
m u t e b e r d i r . Ü ıü l e m r i n bu m a k s a t la v e r e c e ğ i e m i r l e r e i t a a t i n vac ip o l m a s ın ın âyet hadis
ve i c m a ’ ile s a b i t bu lu n m ası, S u lt a n l a r ı n kan un ve nizam ko yma s a l â h i y e t l a r i n e ş e r ' î bir
ş e k il verm ektedir Ü m m etin işlerin e ve asrın İ c a p la r ın a uygun k an u n lar vazetm ek
s u l t a n l a r ı n sa l â h iy e ti d ah ilin d ed ir . A y n ı s u r e t l e , h a k k ı n d a sa rih e m i r l e r bulunm aya n ş e r ’ î
h ü k ü m le ri ispat ve ka b u l iç in ö ı f ve â d e t l e r i n k it a p ve s ü n n e t l e ta h k i m e d i lm i ş (m u h a k k e m )
b i r ş e r ' î deli! a d d e d i l m e s i , ü m m etin m a s l a h a t ve m enfaati sabit olan h u su sla r d a kı ya s
ve i ç t i h a t ile k o n m u ş oiaıı ah kâm ın d e ğ i ş t i r i l e b i l m e s i ve bilhassa hali fen in , r t y ve i ç t i ­
hadı « m u a m e l â tı n â sa e r f a k ve m a s l a h a t - ı a s r a e r fa k » a d d e d i l e n h er hang i b i r m i iç t e h i -
din kavlin i se ç i p onıznla amel ed ilm esi hususunda, nas a m ü teallik bir e m i r sâ d ır
o ldu ğu t a k d i r d e on un la amel et m e n i n vacip o lm ası s u l t a n l a r ı n ka nun ve nizam va ze fı n e
y o l i l e İslâ m m e m l e k e t l e r i n d e k i h u k u k î i n k i ş a f ve o lu şla rın sey rin e n as ıl h a k i m olabilm ek
i m k â n l a r ı n a sa h ip o l d u k la rın ı g ö s t e r e n d e l i l l e r d i r . V e bu h u su sta lüzu mlu s i y a s î k u d r e t
ve o t o r i t e y e fiili o l a r a k sa h ip olan ve ş e r i a t ı n h a k i k î ru h ka / asile m e v k i le r i n e a i t s e l â -
h i y e t l e r i k a v ra m ış bulu nan m üsl üm an e m i r l e r i de bu h a k l a r ı m g e r e ğ i v e ç h i l e k u lla n m a k
h u su su m l a da k u su r e t m e m i ş l e r d i r .
( A ş a ğ ı d a , T ü r k i y e d e s u l t a n l a r ın t e ş r i i s ıf a t ve se l â h i y e t l e r i ve k a n u n n a m e l e r fa s l ı n a
b akınız).
( 2 ) Bu h u su sta a ş a ğ ı d a 2 0 num aralı k ı s ım d a i zah at vard ır.
M illî h u k u k ta rih leri v e İslâ m î d en ilen n azarî h u ku k sistem leri :
4 — Şu halde, İslâm devletlerinden her hangi birinin hukuk ve t e ş ­
kilât nizamını t e t k i k etmiş ol ma k için, umumiyetle yapıldığı şekilde
Fı kı h kitaplarında çok eski zamanlarda tesbit edilmiş olan ve İlâhî
olduğu için değişmez farzedilen n a z a ri h u k u k pren sip lerin d en a k ıl
y o lile y a p ıla c a k is tid lâ llerle tarihî realiteyi canlardırmağajçalışmak gay­
retinden yazgeçerek, bu memleketlerde ha ki ka ten t at bi k edilmiş olan
canlı hukuk ve teşki l ât kaidelerini, her yerde ayrı birer v a k ’a gibi,
tarihî usullerle meydana ko ym ak lâzım gelir. Çünki, yukarıda bah­
settiğimiz şekilde İslâm âmme hukuku prensiplerinin, müteferrik bazı
eski misâlleri tamim et mek suretile meydana gelmiş bulunması ve
bir cemiyetin hayatî menfaatlerile ilgili bulunmak gibi hususiyetler
arzeden mahiyetleri icabı, onların dinî kaideler halinde tebellür edip
kitaba geçtikten sonra da kâfi derecede dinî bir k a t ’iyet ve selâbet
kazanmalarına ve tatbikat la alâkalarını muhafaza edebilmelerine mani
olmuştur. Bu sebeple, bu eski misal ve prensiplerin vaktile tesbit
edilmiş olan şekillerile fakihler tarafından bu prensiplere dayanarak
inşa edilmiş olan n a z a rî sistem ler, t e şek kül ettikleri andan itibaren
ölü doğmuş hükümler halinde k a l ar a k t atbika tt aki müesseseleri izah
edemez bir hale düşmüşlerdir. Bu suretle, ş e r ’î denilen bu hükümler
haricinde, bilhassa onların bu donup kalmış kalıplar haline girmesinden
sotıra Sultanlar, tarafından kanun koy ma yolile alabildiğine inkişaf e t ­
tirilen ve y aba nc ı tesirlerle durmadan dolup boşalan ayrı bir örfî hu­
kuk sahası daima açık bulunmuş ve bu sahada bizi asıl alâkadar e-
deıı millî ve mahallî birer devlet idare ve teşkilâtı hukukları kendi
tarihlerini yaşamışlardır. (3) Bu itibarla, muhtelif İslâm memleket le­
rinde, her zaman, hep aynı dinî prensiplerin hakimiyeti dolayısile
aynı hukuk nizamlarının hiç değişmemiş olduğunu zannetmek doğru
olamaz. İslâm memleketlerinin her birinde kendilerine mahsus hususî
şartlar içinde ayrı o l a r a k tekevvün etmiş bulunması lâzım gelen
çeşitli hukuk sistemlerini, islâmiyetin bazı esas hükümlerinin tatbikile
izah etmek istemek, h er şey i m u k a d d es k ita p ta bu lm ak v ey a k itab a
u y d u rm a k istey en bir m e d rese d o ğ m atizm v e iskolastiğ in in h u ku k tari­
hinin en büyük düşmanı bir zihniyet olarak muayyen bir mesele do-
layısile kendini göstermesinden ibarettir.

(3) P r o f. I'iıat K ö p r ü lü , O r t a ç a ğ T ü r k H u k u k î m ü e s s e s e le r i, İsl âm  m m e H u k u ­


ku nd a n ayr ı b i r Türk Amme Hukuku yo kmudurV) İ k i n c i T ü r k T a r i h K o n g r e s i z a b ı t l a r ı
Sf. 383 1 9 4 3 İ s ta n b u l .
/
Şüphesiz, İslâm memleketlerinin hukuki nizamlarının hususiyetle­
rini anlayabilmek için, İslâmî denilen nazarî hukuk sistemlerinin esas­
ların:, lisanını ve mefodlarını bilmek lâzımdır. F a k a t bu malûmat
bize, bilhassa âmme hukuku sahasında doğrudan doğruya bu meml e­
ketlerde mevcut hukukî nizam ve realitenin bizzat kendisini müşah­
has olarak vermediği gibi, elde mevcut esaslara göre bu nizamın t a t ­
bikatta zarurî olarak ne şekilde bulunması lâzım geldiğini a k lî bir
is tid la l y o lile bulup keşf etmek ve ayrıca muayyen tarih metodlarile
hakikat i a ramakt an da bizi müs’tağnî kı lmak için kâfi gelemez.
Bu nazarî sistemin bilinmesi olsa olsı, muayyen bir hukuk ve teşki­
lât nizamının sadece izahını kolaylaştırmak bakımından, zihin için
teçhiz edilmiş bulunmak zarurî olan bir â le t ve doktrin temin etmiş
olmak dolayısile kıymetlidir. Ayııı suretle, muhtelif İslâm memleket­
lerinde mevcut idare ve teşkilât usullerinin birbirile mukayesesi ve
izahı bakımından da bu müşterek lisanın Ve nazarî sistemin bilinmesi
lüzumu ileri sürülebilir. Yoksa, sadece fıkıh kitaplarının tetkiki, bize
bütün Ltlâm memleketlerinde tarihî realitenin neden ibaret olduğunu
göstermeğe kâfi değildir. Bu kaidelerin haricinde her İslâm meınle-
ketinde kanun koyma yolile teşekkül ve inkişaf eden bir m illî v e m a h a llî
h u k u k ve bu hu ku ku n bir tarih i m evcuttur.
Bu vaziyet karşısında, ilim adamının vazifesi, muhtelif m em lek et­
le r d e k i çeşitli v a z iy etleri hep aı/nı p ren sip lerle izaha kalkışmaktan veya
sadece isim ve şekil benzerliklerini ortaya koymağa çalışmaktan ziya­
de, farklılıklarındaki hususiyetleri yapan şartları ve muayyen inki şaf­
ların istikamet ve âmillerini tayin edebilmektir. Bu sebeple, asıl t et­
k ik e değer görüien mesele fikrimizce, umumiyetle İslâm memleket le­
rinde bu nevî örfî veya millî bir hukuk sahasının mevcut olup olamı-
yacağının münakaşasından ziyade, şer'î ve örfî her iki hukuk sahası
arasında mevcut karşılıklı münasebetlerin ve zamanla birinden diğe­
rine intikale doğru mevcut temayüllerin inkişaf istikametlerinin tayi­
nidir. Bu bakımdan denilebilir ki, örfî denilen usul ve kaidelerin için­
de bazı dinî hükümlerden mülhem olanlar mevcut olabileceği gibi,
Dinî sanılan bazı âmme hukuku esas ve kaidelerinden pek çoğunun
da asıllarında, İslâmiyetten önce yaşamış olan yabancı devlet idare
ve teşkilâtının a r d a k a lm ış ş e k ille r i oldukları ve sadece ilk müslüman
idareci nesiller tarafından kabul ve t atbik edildikleri İçin böyle dinî
bir otorite kazanmış bulundukları görülebilir. Demek oluyor ki, her
müesseseniıı hakikî mahiyetini tayin için bazı prensiplerden hareketle
akıl yolile istidlâller yapmakla iktifa etmiyerek, muhakkak her me­
sele için ayrı ve mukayeseli tarih tetkikleri yapmağa lüzum vardır.
Osmanlı İmparatorluğu teşkilât ve müesseselerinin
ş e r îliği m ese le si

B a r iz bir H u ku k v e K ita p i k i l i ğ i :
5 — Umumî surette İslâm memleketleri için vârid olan bu mülâha ­
zalar Osmanlı İmparatorluğu için bilhassa doğru sayılabilir. Bu İmpara­
torluğun uzun süren hayatı boyunca İsiâmi denilen hukukun hakikaten
t at bi k edilmiş olduğu bir d in î h u ku k sahasile, mahallî örf ve âdetlerle
veya Devlet tarafından kanun veya nizam koyma yolile idare edilen
diğer bir ö r fî h u k u k sahası arasındaki tecav ü z v e iltib a sla r ş e k lin d e
m evcu t a la n k a r ş ılık lı m ü n a seb etlerin f i l î v a z iy etleri hakkı nda sarahat
ve k a t ’iyetle konuşabilmek içiıı gerekli t e t k i kl e r henüz yapılmamış
ol makla beraber, bu iki nevi hukukun Türkiyede son zamanlara k a ­
dar bir arada ve yan yana mevcut bulunduğu ve bu bakımdan bâriz bir
h u k u k v e k ita p ik iliğ in in , diğer İslâm memleketlerinde olduğu gibi,
T ü rk i ye hukuk tarihi için de ötedenberi hakim bir k a re k te r teşkil et­
tiği muhakkaktı r. Sult anlar için ayıılmış olan bir t a kı m hususî saha­
larda padişahların kanun ve nizam koyma selâhiyetleri zamanla az çok
değişmiş olması muhtemel bulunmakla beraber, daima mevcut kalmış­
tır. Ha t ta dikkat edilirse görülür ki, Tanzimattan sonra dahî Medeni
Kanunun kabulüne kadar, uzun müddet muhtelif sahalarda yapılan
hukukî inkılâplar daima hep Osmanlı padişahlarının nazarî ol a­
r a k emir ve fermanlarla işlemek h ak ve imkânlarına ve itiyâdına
sahip oldukları bu hususî sahalara ait bulunmaktadır. İdare, teşkilât,
ceza ve erazi hukuku sahalarında çeşitli yeni nizamlar ve hattâ ecnebi
memleketlerinden aynen kanunlar iktibas edildiği halde Mecelle ve
Ferâi z kitablarının meşgul olduğu sahalarda bu neviden yeniliklere
cesaret edilememiştir.
Bu suretle diyebiliriz ki, Osmanlı İmparatorluğunda şe r’i hukukun
nazarî ve zahirî bir şekilde de olsa, her sahada t atbik edilir gözük­
mesine ve bir d oktrin v e sistem o la r a k muhtelif hukuk sahaları arasın­
da iktibas ve iltibasları mûcib ol ac ak şekilde v az iy ete h a k im bulun­
masına rağmen, Türkiyede bilhassa idare ve teşkilât hukukile âmme
müesseseler» sahasında millî veya örfî diyebileceğimiz bir hukuk, es­
ki Türk Devletlerinden geçen bir idarecilik a n’anesi veyahut fethedilen
memleketlerde tesadüf edilen vergi teşkilât ve usullerini aynen mu­
hafaza etmek kaidesi gibi kuvvetli iki tarihî âmilin tesiri altında g e ­
lişmek ve nev ’ine has hususî şekiller meydana k o y m a k imkânını b u ­
labilmiş ve bu suretle teşekkül eden hukuk, fık ıh kita p la rı içinde don­
muş kalmış gözüken ş e r ’î h u ku k k a id ele r in d en fa r k lı bir bünye v e in ­
k iş a fla r a sa h ip g örü len v e k a n u n la rla tanzim edilen bir siy a sî hu ku k
v ey a bir d ev let h u ku ku şeklini almıştır.
E s k i te lâ k k ile r :
6 — Bununla beraber, bütün bu söylediklerimiz, Osmanlı İmpara­
torluğunun bir Islâm devleti olmak sıfat ve haysiyetile daha kurulduğu
günden başlayarak Din kitaplarındaki şeriat hükümlerine göre idare
edildiğine ve daima aynı şekilde kaldığına, bütün Islâm m e m le k e tle ­
rin den ayrı v e O sm an lı im p aratorlu ğ u n a m ahsu s bir h u ku k ve te ş k ilâ t
v e bu teşk ilâ tın bir tarih i o la m ıy a ca ğ ın a , bu devletin teşkilât ve idare
sisteminin anlaşılması için de fıkıh kitaplarının açılıp mütale’â edilme­
sinin kâfi geleceğine ait olan ve umumiyetle kabul edilmiş gözüken
t elâkkilerle çarpışmaktadır. (4)
(4) Bu nu n la b e r e b e r e s e r l e r i n d e bu mevzuu g e r e k l i bir şe k i ld e vaze dip i ş l e m i ş olan
büy ük b i r ta k ım t a r i h ç i l e r i n değer li m i sa lle rin i b urada z i k r e tm e ğ i d e unutmamak lâzım
g e li r . G e r ç e k t e n O s m a n l ı i m p arato r lu ğ u d e v l e t id ar e ve te ş k i l â t ı n a a i t m eş h ur e s e r i n i ( D e s
O sm anischen R eiches Staatsverfassung und S t aa ts v eıv v a ltu n g . W i etı) da h a 1815 de n e ş :
r e t m i ş bu lu n an Josep h voıı H a m m e r tarihî k a y n a k la r la do ğrudan do ğ ru y a tem as ha­
l i n d e bu lu n m an ın v e rd iğ i b i r s a ğ duyu ile O s m a n l ı İ m p a ra to r lu ğ u teşkilât ve m ü e s s e s e -
leri ta r i h i n i n ar azi re ji m i ve tim ar sistem i gi b i en mühim h u su s iy e tl e ri n i n m eı ışe lerin i
ta y in h u s u s u n d a ç o k i s a b e t li hükü m le r v e rm iş, O s m a n l ı i m p arato r lu ğ u n d a ş e r ' î h uku kta n
ay rı b i r ö r f ve a d e t huku kun u n (vey a si y a s î bir huku ku n) sah a s ın ı büy ük bir vu zuhla a y ı r ­
m ış ve k i t a b ı n ı f ı k ıh k i t a p l a r ın d a n ç ık a r ıl a n n a z a rî m al u m a tl a de ğil z e n g in kan un m a l z e ­
m e s i y l e d o l d u r m u ş t u r . Bu se b e p l e onu k i t a b ı , T ü r k h u k u k ve t e ş k i l â t ta r i h i n i n bu ç o k
m üh im kon usunu g e r e k v a z e d i ş ve k a v r a y ı ş ve g e r e k s e i şl e y i ş m e t o t ve pl ân ı b a k ı m ı n d a n ,
İ b ra h im H a l e b î ' n i n M iiltek a isim li m eşh u r f ı k ıh kitabını tü rkçe şethinden F r a ııs ı z c a y a
n a k il ve t e r c ü m e e t m e k s u r e t iy le O s m a n l ı İ m p a r a to r l u ğ u T e ş k i l â t ve n iz am ın ın tanı b i r
ta b l o s u n u ç iz m e k i s l e y e n d * O h s s o n ’\n e s e r i n e ( T a b l e a u g e n e ra l de l ’E ııı p ir e O ttom ao,
P a r i s 1791) n azara n büy ük b i r t e r a k k i d i r ve h a k ik a te n onu bir tam am lam a teşebbüsü
t e ş k i l e d e r . F a k a t , l l a m m e r 'i n e s e r i n e h akim o l a n , ş e r ’î h u k u k ta n a y r ıc a t e t k i k i g e r e k l i
b i r ö r f ve â d e t huku ku s a h a s ın ın m e v c u d iy et i f i k r i , m e v c u t a n a n e v i g ö r ü ş ta r z l a r ı n a u y ­
m a m a s ı yü zün den v a k ti yle a n laş ıl aıi ıa m ış ve h a t t a t e n k i d e bile u ğ r a m ı ş t ı r : “ O s m a n l ı i m p a ­
r a t o r l u ğ u n u n ku rulu şu » nâm k i t a b ı n d a G ib b o n s 'i n l la m m e r in fik r in i a n lı y a m a y a r a k ( R a -
gıp Hulûai t e r c ü m e s i , İ st an b ul 1928) »O sm a n l ı i m p a ra to r l u ğ u n d a ş e r ’î kan u n d an ayrı
n iz am î b i r kan un y o k t u r » , O s m a n l ı l a r ka nun k e li m e s i n i , tı p k ı bu k e li m e y i k e n d il e r i n d e n
a l d ı k l a r ı B i z a ı ıs l ıl a r g i b i , d i n e m ü t e a l li k ka nun ve k a i d e l e r ın a n a s ı r a k u l la n m ış l a r d ır g i b i
i d d ia l a r ın ı (S f. 5 5 ) bu h u su sta m isal o l a r a k z i k r e d e b i l i r i z . Bu t e f r i k i a n l a m a m a k h u su su n da
in a t ç ı ve g e ri b i r g ö r ü ş t a r z ın ı D r. W o r m e s 'i n J o u r n a l A s i a t i q u e ’ de ç ık a n ve R e c l ı e r c h e
sur la c o n s t i t u t i o n d e la p ro p ri e te t e r r i t o r i a l e en pa ys Musu lm an s, 1 8 4 2 . 1 8 4 3 ) ism i n i t a ­
şıy an e t ü t l e r i n d e d e g ö r eb ili r iz .
T ü rk i y e t e ş k i l â t ta r i h i k a d a r m a l î m ü e s s e a e l e r i n i n ve ve rgi s i s t e m l e r i n i n izahı hu­
su sun da d a , ( Ş e r ' î b ü t ç e ) de n, b e y t ü l m a l ’de n ze k â t ve h a r a ç t a n g e li ş i güzel b a h s e t m e n i n
k âfi g e l e b i l e c e ğ i n e a i t ç ok y a n lış ve te h l i k e li b i r us ulün t a t b i k a t t a v a r d ığ ı n e t i c e l e r h a k ­
k ı n d a i s e , bu h u s u s t a y a z ı lm ı ş h em en h e r k i t a p t a ç e ş i t l i m i sa l le r v a r d ır.
Ge r çe kt e n hakikî bir medrese kafasının bu sahadaki anlayışına
göre, İslâmî medeniyet ve hukukun hükümrân olduğu memleketlerde
h e ' şeye hakim olan Şe r ia t ’tan ayrı bir teşriî kuvvet ve hukuk k a y ­
nağı bahis mevzuu edilemez. İslâm âmme hukukunda hakim olduğu
iddia edilen bir prensibe göre, hükümdarlık selâhiyet ve iradeleri Ş e ­
riatın ezelî ve değişmez hükümlerile tayin ve tahdid edilmiş bulunan
sultanlar için her hangi bir şekilde teşriî bir selâhiyet yoktur Bu sahada
bütün kuvvet, din adamlarının fetvalarında ve şeyhülislâm kapısında
toplanmıştır. V e oradan, k a r a k a p lı kitaptan n a kil v e istid lâl gibi İslâm
hu ku ku n a h a s bir m eio d v e m a n tık la h ü kü m rân olması lâzım gelmektedir.
B u sebeple, Osmanlı Devletinin kurucuları, bir İslâm memleketi sultanı
o l ar a k meydana getirdikleri bu siyasî varlığın hayatında Şer i’atı bir
esas teşkilât kanunu ol arak kabul etmişler ve onun teşkilât ve idare­
sini t amamen Ş e r i ’atin büküuı ve icaplarına tâbi kılmışlardır.
Hiç bir t et ki k mahsulü olmayan ve akıl yolile k a b lî bir şekilde
kabul edilen bu gibi hükümlerin tarihi t etkikler karşısında tutunamı-
yacağı aşikârdır. Gerçi Osmanl ı İmparatorluğunda, bilhassa idare ve
teşkilât hukuku sahalarında ve iktisadî-malî meselelerin tanziminde,
daha ilk günden itibaren, hangi İslâmî hükümlerin nerelerde ve ne de­
r eceye kadar aynen t a tb ik edilmiş olabildikleri meselesi ayrıca tetkika
muhtaç bir mevzu olarak ortada durmaktadır. Bununla beraber, bu gün
bu sahadaki bilgilerimiz a r t t ık ç a şu kadarını olsun görmekteyiz ki, ilk
devirlerin teşki lât ve idare usulleri kadar devlet ve hakimiyet t e lâ kkile­
rinin meydana çıkmasında da, öyle bir K ila b ı açıp b a k m a v e gördü ğü n ü ■
ta tb ik etm e n e'vin den â lim â n e v e d in d arân e bir zihniı/et y erin e, d a h a z i­
y a d e tecrü be v e g ö ren ek lerd en m ü lhem p ra tik bir duygu h ak im olm u ş
ve bu sayede İslâmî renk ve lâfızlar altında t amamen yabancı devlet
a n ’anelerinin devam ettirilmesi imkâıı dahiline girmiştir. Gerçekten,
kuruluş devrinin kanunlarını yapan ve iradeleri kanun olan ilk O s ­
m an lI padişahlarının çok realist bir şekilde h ar ek et ettikleri ve icap
ettiği takdirde hristiyan memleketlerinde buldukları mahallî örf ve
adetleri aynen kabul ve ipka ettikleri gibi, dinî denilen esasları da
arzu edilen şekilde tevil ettirerek veya Şe r i’atın kendileri için açı k
bırakılmış kapılarından girerek m u azzam bir dünya devletinin hayat ı­
nı tanzim eden bir hukukî muhiti vücude getirmeğe muvaffak olduk­
ları muhakkaktı r. Bu hususta ellerin in şeri’at k a id e le r ile b a ğ lı, iz'an
ve realizm hassalarıtıın âsumânî ve mistik bir dünya görüşile ka ra r t ı l­
mış olduğu her zaman için iddia edilemez.
Bu sebeple, Türkiyede son zamanlara kadar devam eden devrin
m ed en iy et ve h u ku k te lâ k k is in d e k i din îliği ço k hususî bir ş e k ild e anla-
m a k ve v a k ’alarla mütemadiyen kontrol ederek tetkik et mek lâzım
gelir. Gerçekten, yalnız son zamanlarda ulemâ tegallübü karşısında
ezilmiş gözüken âciz sultanlar devrinde değil, padişahların iradeleri­
nin kayıtsız ve şartsız bir kanun haline geçmekte olduğu zamanlarda
bile, Osmanlı İmparatorluğunda her yenilik “şer-i şerife uygun,, k a y-
dile icra edilmiştir. Eski bir kanunun hükümlerini ilga eden yeni bir
kanun, tıpkı eskilerinin de vaktile olduğu gibi, yine şer-i ş e r ife uygun­
dur. Bu suretle her şeyi şe r’-i şerife, daha doğrusu ş e r ‘ i şerifi her şeye
uydurmak her zaman mümkün olmuştur. Esasen, padişahların âmme
menfaâtierine uygun olarak alabilecekleri her tedbirin ve bu arada
zamanın icaplarına uymak için yapılacak yeniliklerin de şer’ i şerife
uygun olacağı ötedenberi kabul edilmiş bir prensiptir, i l e r ş e y i ş e r ’î-
leştirm e kaygu v e tem âyülüniin bilhassa, bu hukuku ya yma k suretile,
Islâm âmme hukuku prensiplerinin cihsnşümül ümmet-devlet ve İmpa­
ratorluk telâkkisini benimsetip kendi iktidarlarını arttırmak ve bu sa ­
yede eski İslâm halifelerinin selâhiyetlerile bütün İslâm dünyasına h a­
kim olmnk ihtirası ile, halife - suitanlar tarafından medreselerde bu
âlemin müşterek bir ilim ve hukuk lisanı olarak arapçaya, İslâm hu­
kuk nazariyelerine ve ulemâsına mühim bir mevki verilmesini müt ea­
kip daha fazla artmış olduğu ve bu suretle medreselerde yetişmiş m e ­
murların Devlet idaresinde daha fazla yer tutmağa başlamasile islâ-
miyetin nazarî hukuk sistemlerine ait ruh ve metod ile terminolojisinin
bu memleketlerde vaziyete daha fazla hakim olmuş olduğu söylenebilir.
Bu bakımdan deyebilirizki, Osmanlı imparatorluğunda ö r fî h u k u ­
kun v e lâ y ık m iiesseselerin ş er 'îleş m e k lüzum unu d u y m ad an hü kü m rân
o ld u k la rı s a h a , b;r çoklarının zannettiklerinin aksine olarak vaktile
çok daha geniş iken, zamanla ş e r ’î hukukun lehine olarak, daralmış
ve â time hukuku sahasında İslâmî denilen hükümlerin Türkiyede b i l ­
hassa şeklen daha büyük bir sarahat ile hakim olmağa başlaması bil­
hassa XVI I inci asırdan sonra vukua gelmiştir. (5)

(5 ) t m p ara torl uğ un i n h i ta t d e v i r l e r i n d e dini ta a s s u b u n ve ıılem a ta g a llü b ü n ü n h e r


sa h a y a h akim olm ağ a- b a şl ıy a r a k her şeyi ş e r - i ş e r i f e u y d u r m a ğ a ç a lış m a s ın ın d i k k a t e
d e ğ e r bir m isa lin i ikin ci M ıı sta fa n ın v e rd iğ i ( 1 107) ta r i h l i b i r h ü k ü m d e de g ö r m e k t e y i z .
P a d i ş a h bu e m rile fe rm anla rd a ö t e d e n b e r i k u l l a n ı l m a k t a ol an “ şer* ve ka n un a uygun., f o r ­
m ü lü n d e n k a n u n l afz ın ın bundan böyle a t ı l m a s ı n ı i s t e m e k t e ve bu şe k il m ü teasfl ib ân e
i c ra â td a ıı im p era torlu ğ ıi n i ç in d e bulu nd uğu f e l â k e t l e r d e n kurtulm ası hususunda m ed ed
u m m a k t a d ı r . F e r m a n a n aza ran , bu k a r a r a şu m ü la h a z a la r la v a r ıl m ış t ır :
S o n i n d irile n b i r a y e tl e A l l a h m adem k i «bu g ü n siz in d in in iz i ikm al e t t i m » b u y u r ­
m u ştu r o halde bu d i n , her h u su sta t a m a m d ı r , « u m û r - ı â m m e ve h â ssa ş a m i l d i r » «gay­
rin t e d a h ü lü n d e n m u‘a r r â d ır » Ş e r i ‘a t l e lıa l l e d il e m i y e n b i r m es e le b u l u n a m a y a c a ğ ı için
bahsi g e ç e n fo r m ü ld e bir de a y r ı c a « k a n u n » k e li m e s i n i n z i k r e d i l m e s i d o ğ ru d e ğ i l d i r . H a t -
K a n u n v e K an u n n âm e f ik r i :
7 — Böylece şer'î hukuk kaidelerinin yanı başında ö r fî veyahut lâ ik
diyebileceğimiz şekilde mevcudiyetine şahit olduğumuz ayrı bir hukuk
sahasının doğum ş t k l i ve böyle bir hukuku yaratan amilleri t et kik
edecek olursak, burada memleket in eski örf ve âdetlerile, merkezi
devlet bürolarında selâhiyet ve tecrübe sahibi idare âmirlerinin takip
ettikleri idarecilik a n ’ane ve usullerini ve nihayet bunların hepsine
birden bir şekil vermekt e olan hükümdarların emir ve fermanlarını
iş başında görmek mümkündür. Bu bakımdan, devlet kanunlarile t an­
zim ve idare edilen b ö y le s iy a s î v e İd a rî bir h u ku k sa h a sın ın h a iz o l­
duğu bü n ye h u su siy etleri ve in k iş a f im k â n la rı, İslâm hukuk bilgisi ki­
taplarındaki umumî hükümlerden âlimlerin çıkardığı n a z a rî fe t v â la r
veyahut müşahhas meseleler karşısında verilmiş m a h k em e k a ra rla rı
v e içtih a tla r y o lile bes\enen şer'î h u k u k sa h a sın d a n ay rı bir m a h iy et ar-
zetınektedir- Burada oldukça karışık bir fık ıh usulü ve m esele hukuku
ile değil, memur ve t e b ’a vaziyetindeki adamların hükümet m e r k e ­
zinden verilmiş sarih emir ve talimatlara göre hareketlerile karş ıl aş­
maktayız.
Umumiyetle bilindiği üzere, Osmanlı imparatorluğunda ona hususî
şekil ve çatısını veren esas teşkilât ve idare kanunları, Ş e r i’at k a id e ­
lerin den istid lâ l v ey a istih ra ç y o lile v e d e r h a l sistem li v e h er s a h a y a ait
şüm ullü m u fa s s a l kan u n lar ç ık a r m a k su retile v a z ’edilmiş değildir. Bu
hususlara ait mevzuat ve ahkâm, an’ane ve tecrübeden alman ilham­
lara göre, İdarî tedbirler ve emirler halinde verilmiş fermanlar vası-
tasile, y a v a ş y a v a ş v e p a r ç a p a r ç a iiân edilmiştir.
Kuruluş devrinde pazarlardan alınacak Z>öc’ların mikdarına, y a y a
denilen askerî sınıfın teşkilâtına ve tımarlı sipahilerin hak ve vazife-
lerile yeniçeri ocağına, kıyafet ve sikke meselelerine, m ah ke me harç­
larına ait emir ve talimât gibi tarihî kaynakların kaydettiği mütefer­
rik icrâât ve teşkilâtı bu hususda misal ol ara k zikredebiliriz. Bu su
ta b öyle b i r ke l m en in « Ş e r i a t » lafzı i l e yan y a n a z i k r e d i l m e s i n d e biiyiik b i r t e h l i k e (Ha-
t a r - ı ‘a z î m ) m e v c u ttu r . ( H ü k m ü n s u r e t i i ç i n , O sm an N u ri, M e c e l l e - i umû ru ı b eled iy e
İstan bul 1922. c ilt: l, sahife 56 8 )
Ayı ıi ş e k i l d e b i z , d a h a a ş a ğ ı d a f e t v a l a r l a k a n u n n â m e l e ri n m ü n a s e b e t i n i t e t k i k e d e r ­
ke n g ö s t e r e c e ğ i m i z v e ç h i l e , E b u s s 'u u t e f e n d in in m iri ara zi r e ji m in i n e s a s l a r ı n ı ve bu r e ­
jim in i c a b e t t i r d i ğ i b i r t a k ı m v e r g i l e r i n n ıe şr u 'i y e ti n i .ispat i ç in v a k t i l e s a r f e t m i ş ol duğu
g a y r e t l e r e r a ğ m e n , G i r i t a d a s ı f e t h e d i ld i ğ i zam an ( 1 0 8 1 ) 1 6 7 0 de yaz ıla n k a n u n n â m e d e
ilk h alifeler d e v ri n i n h a k i k a t e n İ slâm î o lm ası l â z ım g e le n h ü k ü m le r i n e a v d e t k a y g n siy le,
m iri ara zi r e ji m i il e ç e ş itli b id a t le r d i y e r e k t e l ' î n e d i le n o n a m ü t e a l li k v e r g i l e r in b u r a d *
ka b u l e d i lm e m e s in i za m a n la ve f ı r s a t l a r d a n i s t i f a d e e t m e k s u r e t i l e u l e m a z i h n i y e ti n i n v a ­
ziy e t e h akim o l m a s ı ş e k l in d e izah e t m e k t e y i z . ( B a k , 1 8 n u m a ra l ı k ı s ı m )
retle, her yeni vaziyet harşısmda her hangi bir meseleye bir hal şekli
bulmuş olmak için verilen h er em ir, fe r m a n tarzın d a m ü n ferit bir kam ın
mahiyetini arzetmiştir Bundan sonra, aynı sahaya ait olup muhtelif
tarihlerde verilmiş olan emir ve fermanların yavaş yavaş bir araya
getirilmesi suretile muayyen bazı sahaların hususî kanunlarının v eya­
hut kan u n n âm elerin in teşkil edildiği tahmin edilebilir. Daha sonra, bu
kanunların da bir a raya toplanması suretile um um î bir kan u n n âm en in
veyahut muayyen bir devirde Osmanlı imparatorluğunda tatbik edilen
belli başlı kanunların bir kolleksiyonun (Külliyatının) meydana çıktığı
görülmektedir. Bu suretle meydana get'rileıı ilk askerî ve siyasî k a ­
nun dergisinin birinci Murat devrinde ve onun emrile Beylerbeyi Ti-
murtaş Paşa tarafından meydana getirildiği zannedilmektedir.
Her nekadar ilk devirlere ait olup umumiyetle dirliklerin ahvâline,
malî meselelere ve teşrifata., hulâsa, umumî Devlet idaresinin her
kısmına ait emirleri ihtiva eden bu çeşit dergilerden hiç birinin metni
bugün bizim elimizde yoksa da, amelî ve İdarî zaruretlerle muhtelif
kanunları bir arada ve yazılı bir şekilde toplamak ihtiyacının her de­
virde duyulmuş ve bu maksatla bir çok kanun mecmualarının meyda­
na getirilmiş olacağı muhakkaktır. Nitekim, en eski tarihli kanunnâ­
me metni olarak elimizde bulunan ve bilhassa bazı teşrifât ve ceza
meselelerde bir kısım sivil kanunları ihtiva eden Fatih Ka nu nn ame­
lerinin de bazı parçalarının daha eski tarihli kanun dergilerinden dev-
şirilmiş olduğu tahmin edilebilir.
Daha sonra gerek hususî teşebbüslerle ve gerek resmî emirlerle
daha bir çok kanun dergileri meydana getirilmiştir. Bunlar arasında
Kanunî Süleyman, ikinci Selim, birinci Ahmet ve dördüncü Murat de­
virlerinde toplanmış oldukları tesbit edilebilen bir takım kanun mec­
muaları bu gün bizim elimizde mevcuttur ve bunlar arasından en ti­
pik bazı numuneleri tabı ve neşir de edilmiştir.

III

Elde mevcut kanunnâmeler hakkında


umumî düşünceler

Bu güıı elde mevcut bulunan bir kısım nıatbu Osmanlı K anunnâ­


melerinin ve onların umumî kütüphanelerle hususî şahıslar nezdinde
mevcut yüzlerce benzerlerinin terek k ü p v e teşek k ü l tarzile h a k ik i k a r e k -
ter v e m a h iy etleri m eselesi te tk ik e d ile c e k olu rsa şu neticelere v ar ma k
mümkündür.
A s lî v e r e s m î m etin ler o lm a y ışla rı:
8. — Bu dergilerden ve bilhassa bizim burada mevzuumızı t e ş ­
kil eden, z ir a î ekon om in in h u k u k i v e ma li esa sla rın a ait bulunanlardan
hemen hiç biri devlet dairelerinde icra mevkiinde tutulmak için r es­
men tanzim edilip gönderilmiş olan bir k an u n lar k ü lliy â tı'nin ne k e n ­
disi ne de tasdikli bir sureti halinde değillerdir. Bu sebeple, onların
ihtiva ettikleri kanun metinlerinin şekli, kanunların ilk v az 'ed ild iğ i,
k u lla n ıld ığ ı v e ta tbikatta h u k u k î h a y a tı tanzim hu su su n da can lı bir ta rz ­
d a m ü essir oldu ğu z a m a n k i ş e k ille r i d e a d e d ile m e z ■ Bu dergiler hakikî
kanunların aynen bir araya getirilmesi suretile değil belki de onların
hülâsa edilerek ve şekilleri değiştirilerek cem, tertip ve t e l i f edilme-
lerile meydana gelmişlerdir. Hatt a, onlardan bir çoğu restni hiç bir
sıfat ve seiâhiyeti olmayan kimseler tarafından sırf İlmî bir merak ve
tecessüsle toplanan veya alâkadar bazı kanun adamları tarafından
kendi zatî ihtiyaçları için hususî not defterleri halinde gelişi güzel
derlenmiş bulunan malûmattan teşek kül etmektedir. İçlerinde lüzumlu
bir s iy a s î bilgi edinerek âmme hizmetleri için yetişecek memurlara İm­
paratorl uk hakkı nda umumî bir fikir v er ec ek şekilde, İlm î ve ted risî
m a k s a tla r la v e bazı nümune metinleri bir araya topl amak suretile tertip
edilmiş e l kita p la rı v ey a m ü n şeat m ecm u aları vaziyetinde bulunanların m ev ­
cut olduğu da söylenilebilir. Velhasıl, bu kanunnâmelerden çoğu, hususî
teşebbüslerle ve her telif ve tertip sahibinin şahsî a lâka ve imkânlarına g ö ­
re tanzim edilmiş nüshalardır, Devlet kanunlarının hakikî metinlerini ih­
tiva eden tam bir k a n u n la r k ü lliy â tı olmak ve bu haysiyetle resmî bir
sıfatı taşımak ve t atbika t ta merci* teşkil etmek iddiası hemen hiç bi­
rinde yoktur. P a d iş a h la r ın e m r ile v e m evcut kan u n ların bir a r a y a g eti­
rilip bir d e fte r h a lin d e citletilm esi su retile m ey d a n a g etirild iğ i .k a y d e d i­
len bazı n ü sh a la rla bu nüshalardan naklen diğerlerinde t ekr a r edilen
bazı kısımlar da yine aynı mahiyette ve sadece en esaslı bazı teşkilât
hakkında umumî bir fikir vermek maksadile n oksan v e usulsüz o la r a k
d erlen m iş ve İmparatorluğun muayyen bir devirdeki umumî tablosunu
tam olarak veren hakikî bir k a n u n la r k o llek siy o n u ol maktan uzak
kalmış olan mecmualardır. Nitekim, böyle bir sıfat taşıyan mecmualar
veyahut mecmua fasılları da, zamanla yapılan ilâveler ve gelişi güzel
devşirmelerle, az zamanda şahısların hususî a lâ ka ve maksatlarla t e r­
tip ettikleri not defterleri haline düşmüşlerdir.
T ipik bazı m um unelerin te tk ik i.:
9 — Kanunnâmelerin hakikî kıymet ve mahiyetleri hakkında s a ­
rih bir fikir ve rm ek için en meşhur ve tipik olanlarından bir k aç nü-
muııeyi nıisai olarak t et kik edebiliriz. HuSusî şahıslar tarafından ilmi
bir eser olarak veyahut amelî zaruretlerle meydana getirilmiş olan bu
tip kanun kitaplarının elden ele dolaşarak zamanla aslî şekillerini-
kaybetmiş ve soysuzlaşmış pek çok çeşitleri tabii vardır. Biz bunlar
arasından ancak asliyet ve ayniyetini tesbit etmek mümkün olanlardan
bir ikisini ele alabiliriz, içinden en meşhur ve mükemmellerinden biri
ol mak itibariyle H ez â r F e n H ü seyin efen d in in 1086 tarihlerine doğru
meydana getirmiş olduğu «Telhis-ül beyan fî kavanîn-i âl-i Osman»
isimli eserini hatırlatabiliriz. Eserin aşağıya aynen dercedilmiş olan
mukaddemesinde (6) görüleceği veçhile müellif bu kitabında kendisine
(6) 1. S e b e b - i t e l i f ve isın-i k i t a b h i c r e t - i r i s â l e t p e n a h ın bin s e k s e n üç s e n e s i t a r i ­
h in d e bu 'a b d - İ f a k i r H ü seyin e l - ı n e d ‘uvv-ü b i- h e z â r fe n c e m 4 ve t e l i f ey lediğin i iv n k îh -i
t e v â r ih - i m ü lû k nâm ı ile m ü se m m â k i t â b - ı n ıü s t e t â b ı bir l û z - ı firû z ve z em an -ı m e y m e n e t
en dû zda d e ry a dil hallâl -i her ‘ıı k d e - i müşk ül olan İ z z e t efend i h a z r e t l e r i n in s a 'a d e t h a n e -
lerin e varup ş e r e f i m e c l i s l e r i y l e m ü ş e r r e f o ld u ğ u m u z d a k i t â b - ı m er kum ı ‘arz e yleyip de-
runu nd a m ü n d e r i ç olan d ü v e l - i kad im ve Ç i n ve M açiı ı ve H l t a ve H u t e n mülûk ünün
bâiîi i n iz a m - ı d e v letle ri ve i m ti d â d -ı ş ev k et-ü s a l ta n a tl a r ı o l a n kavanî n i C e ııg iz iy e m an-
z û r -ı g i r i ş m e - i ‘a t ı f e t l e r i old u kta
2. Bu b e n d e le r i n e kem âl*i 1û tf ve k e r e m l e r i n d e n bu y u rd u lar ki dü ve l- i ka d im enin
k av anîn ve ây in ler i husu su n da ve m ülûk -i s â l i f e n i n n iz am -ı saltanatları babında e g t r -
ç i sa y-i b e lîğ in ve i ç ti h a d ı bî-dirig-in h e r v e ç h i l e e t e m ve e k m e ld i r lâ k in k a v a n în - i s e -
l â t ın -i O s m a n iy e ş e rV a t-ı M ııstafcCüiyye in z im a m ı v e k a v a i d - i h ik e m iy t v e ' a k liy e v e f i -
r a s e t v e te c r iib iıjy e ile Vaz'ı s e b e b iy le s a i r k a v a n în - i m ü l û k t e n ş e r e f i y y e t t e a 'l â ve ş e v k e t
ve s a l â b e t - i s a l t a n a t l a r ı bu a s ı r d a olan m ülûk i m u h te l i fe d e n vü cuh l k e s î r e ile zi rv e-i
a ’ lâdan a ‘lâ oldıığı m a'I um -ı e k n â f ve ma r u f - ı e t r a f d ı r o l b â p ta dahi s a r f - ı ‘ inan-ı h im m e t
ve b e z l -i s a ‘y ü d i k k a t ile bir r i s a l e t a h r i r ve t e l h i s ve e v a s ı t - ı nâs f e h m e d e c e k e d alara
ta h s i s ey leyin B e y n - e l e n â m b i r e s e r ve havas ve ‘ avam k a t ın d a ’azîz ve m u ‘t e b e r olup
b e l k i ı s t ıy â d -ı m era m a b â is ve vü su l-ı h imem i b a ’ zı e k â b i r - i en a m a s e b e b - i h âd is ola
de yü b uy urm ağın
3 E m r - i ‘â l i l e r i n e i c a b e t i miinas p görü p Lu b âpda te k~ ü pû ve cü st-ü cıı e<lüb k a ­
n u n n â m e le r d e n v e t e v a r îh lc r d e n v e d e f â t ir - i ‘a t ik v e c e d id v e a k lâ m - ı h ü m a y u n d a n d ü s -
t ıır - iil- 4a m e l o la n k a v a n în - i d iv a n iy e y i v e iyrâd -ı h azin e-i ‘â m i r e - i m u k a r re r e ve gay r-ı
m u k a r r e r e y i ve ‘a t e b e - i ‘ al iyye -i pad iş ah îd en h er ayd a v e ri len vazif eyi ve sây e -i sen iyye -i
ş e h i n ş a h î d e ü ç ay d a b i r m e v â c i b ve in 'a m olan havas ve ‘avam ne m ı k c a r d ı r n e f e r â t ve
y e v m iy eler in ve m iiş ahere ve s e n e v i y y e l e r i n ' n e d e nlû olur ve t e s l i m a t ı üm en â ve i h r a c a t - ı
s a i r e ve m e m a l i k - i m ah r u sad a ne m i k d a r m îr - i m îr â ı ı- ı biile ud i k t i d a r ve ü m er ay-ı ş e c a -
a t ş i 'a r ve her s a n c a k t a ne m i k d a r k ı l ı ç z e a m e t ve t i m a r olduğu vesair kavanîn-i O sm a-
niy yey i c em ve b i r y e re d e rc e d p a l â v e ç h - i l icm al bu c e r î d e y e ta h r i r e d ü b t e lh is - ü l- b e -
y â n f i k a v â n in - i â l - i O sm an ismi ile m üse m m â k ıld ım
V e on iki b â b ve füsûl ü ze re t e r c i b e y le d im ki h er bâb da ve h er fa sı lda m a tl û b
olan m ad d e b ulu nm ası âsân ola ve b i l l a h i t t e v f i k
B u ka n u n n âm e hakkında bakınız: J o s e p h v on lla m m e r ; D e s Osm anigchen R eiches
S t a a t s v e r f a s s n u g und £ta atsve rw aliu n < r, W i e n 1 8 1 5 ve F r a n z li a b in g e r , D ie G es ch ich ts
s c h r e i b e r d e r ( j s m a n e n und ihre W e r k e . L e i p z i g 1 9 2 9 sf. 2 3 0
yapılan tavsiyelere uyarak şahsî teşebbüsile hareket e geçmiş ve Os-
manlı imparatorluğunun İdarî teşki lât ve maliyesile her türlü teşrifat
ve merasimine ait çeşitli nizam ve kanunları h ü lâ sa o la r a k bir araya
t oplamak gayesini gütmüştür. Fi l ha ki ka , T en kih-i tev ârih -i m ü lû k ismi­
ni taşıyan kitabını 1083 yılında bitirip devrinin nüfuzlu şahsiyetlerine
t akdim ettiği zaman kendisine bu k i ta pt a eski devletlerin nizam ve
teşkilâtını ve bu arada Cengiz kanunlarını toplayıp yazmak hususun­
da bu detecede muvaffakiyetli ve isabetli bir gayr et Sarf ettiği halde
Muhammedin şeriatına inzimam etmiş ve ayrıca akıl ve tecrübe esas­
larına da uygun bir şekilde vazedilmiş oldukları için bu devirdeki bü­
tün diğer devlet kanunlarından Çok daha mükemmel olması lâzımge-
len Osmanlı Sultanlarının kanun ve nizamlarını ne için yazmağa t e ­
şebbüs etmediği sorulmuş ve orta halli okur yazarların anlayabileceği
bir lisanda böyle bir kitap yaz ac ak olur ise eserin âvam ve havas a-
rasmda çok makbule geçeceği ve kendisi için de hayırlı olacağı söy­
lenmiştir. İşte Hezârfen Hüseyin efendi bu gibi emr ve telkinlere u-
y a r a k esaslı araştırmalara girişmiş, tarihleri ve devlet dairelerinde­
ki defter ve hesapları t e t ki k etmiş ve bilhassa k a n u n n â m elerden isti­
fade ederek eserini meydana koymuştur. Aranılan bahislerin kolayca
ve bir arada bulunabilmesi için mecmua on ik i b â b üzere tasnif ve
tertip edilmişti»-. Bu bâblar içinde hazine hesaplarını, muhtelif askerî,
mülki ve İlmî sınıfların kanun ve nizamlarile âdet ve teşkilâtlarına
ait çok faideli malûmatı ihtiva eden kısımlar olduğu gibi, O sma nl ı la -
rın zuhur ve tarihlerinden, İstanbulun inşasından binalarından, saray
ve divan-ı hümayun teşrifat ve nizamlarından, şehzadelerin evlenme­
leri ve sünnet düğünleri münasebetiyle yapılan merasimden, Kırım
hanlarının, seferin ve ülemanın kanunlarından, narh usullerinden, ma­
den ve tuzla nizamlarından da bahis vardır.
Burada müellifin eserini imparatorluğun esasen mevcut defter ve
nizamlarına ve kanunnâmelerine müracaat ederek h ü lâ sa çık arm a su­
retiy le v e bir te tk ik v e tetebbü mah.sulü o la r a k tertip etmiş olduğu m e y ­
dandadır. (8)
10 — Kanun mecmualarından bir çoklarının nasıl şa h sî teşebbü s
v e ta s a r r u fla r la v e sah ip lerin in im kân ve a lâ k a la r ın a göre d erlen m iş h u ­
su sî e s e r le r olduğunu göstermek için burada misal olarak zikredebile-

(8) Aynı su retle «d efâtir-i ‘alika ve c e d i d e d e n ve kanunnâm elerden» çıkarılarak


t e l i f e d i l m i ş oldu ğu i ç in b u r a d a h a t ır l a n m a s ı lâzım ( y e l e n b i r e s e r d e , es k i D e f t r i Ha­
kan ı em in i Aynı A l i e f e n d i n i n : « K a v a n î n - i â!i O s m a n de r hülâsa -i m ez â m în -i d e f t e r - i d i ­
van atlını t a ş ı y a n 1 0 1 8 t a r i h l i r i s a l e s i d i r . ( İ s t a n b u l , 1 2 8 0 ).
edebileceğimiz nümunelerdenbiri de Üniversite kütüphanesindeki yaz­
malar arasında 1807 numarada kayıtlı bulunan bir kanunnâmedir. G e r ­
dekten, bu kanunnâmeyi tertip eden tarafından baş tarafına konmuş
olan mukaddime, yalnız bu derginin ne maksatla ve nasıl telif edilmiş
olduğunu göstermek itibarile değil, aynı zamanda umumiyetle bu gibi
kanunnâmelerin hakikî mahiyetleri hakkında devrin adamlarında
mevcut bulunan anlayış tarzını da göstermiş ol mak itibarile çok dik­
ka te şayan olduğu için aynen aşağıya alınmıştır (9)-
(9) 1. Hamd-i firavâil ve ş ü k r - i bipâyân ol ll lâ l i k - i m ülk-ü m e l e k û t ve pad işah *i
zül a r ş v e l - c e b e r û l d e r g â h ın a iyaâr olun ur ki nizam-ı ahvâl i â le m ve i n t i z a m - ı a tv â r-ı
b e n î adem iç in ‘ibariın dan b a ' z ' n ı r a 'i y e t ve ba'zmı r a î ve sahi&-i saltanat kılı p ‘a d l - ü
i h s a n ve em ri m a ru f ve ne/ı-yi m ü n k e r i ‘fe rm an e y l e d i .. .
2 . İşbu k a v a n în - i Ö rfiy y e-i s u lta n iy y e ve ây i n -i m e r ' i y y e - i c i h a n b a n î y y e çün m e-
d â r - ı s a l a h -i â l e m ve m en ât ı n i z a m - ı Umûr-ı k â f fe -i iim em d ır . D iv â n -ı s u lt a n î-i s e a d e t
â y â t v e e y v â n - ı h akan -\ m a ‘d ele t g a y â t Jl t » l j p > ‘ta s a d ır -
n işin o la n h u k k â m - ı a d a le t tem k in in m a h fu z v e m e r 'i/e r i o la n k a v a n î n - i İn tiz a m â y în i
divan-ı ş e r ı f - i n e b e v î ve ın a h k e m e - i m u h a k e m e i M u a t a t a v i y y e d e ir c j l i
i c r a - y ı a h k â m - ı ş e r ' iy y e e d e n h u k k â m - ı z e v il ih tir a m d a h i m alû m v e
m e f h u m e d in m e k eh e m ve e lz e m v e b e l k i e m r - i m iite h a tte m d ir
3 . Z irâ h u k k â m - ı ş e r - i m u ta h h a r m ü c e r r e d u m u r-ı ş e r ' iy y e is tim a 'ın a m ü n h a sır
d e ğ i l l e r d i r b e l k i c em V a n u m u r-ı ş e r liy y e v e â y in - i ö r f iy y e d e k a t ' - ı nızâ* v e f a s l- ı h u su m et
iç in m e v z u ‘ v e m e m u r la r d ır B ia â e n ' a l â z a l ik m e s a il- i ş e r ' iy y e d e k iitiib -i fık h iy e teteb ­
bu' o lu n d u ğ u g ib i u m u r-ı ö r f iy e d e d a h i c e r a id - İ k a v a n în - i su lta n iy y e teteb b u * u m ü l-
tez e m d ir .
4 . N ite k im k ü t ü b - i f ı k h ıy y e d e n ' İ n a y e t - ü l v ik a y e nâm kitabd a m u s a r ra h olan
İr» .>UJ' mazmun u ü ze re s ed d -i aügûr ve t e c h î z - i a s k e r - i m an s u r
ve i n ' a m - l ‘u lem â -i a ‘ lâm v e i t ' a m - ı fu k a ra - i en âm iç in v a z ‘ ve ve tayiıı olu n an rüaum-ı
r a i y e t ve bdc-ı t ü c c a r ve b azar ve ha ra ç ve a 'ş a r gibi ve i n t i z a m - ı a h v a l - i r a 'a y a ve
b e r â y â iç in ta r h ve t e r t i b olunan k a v a i d -i e r a z i ve e r b â b ı tim ar g i b i ve d e f ve te s k îı ı-i
m e z a l i m için lâzım olan e n v a ‘ *ı ‘u k u b â t - ı e h l-i şa ka ve f ü c c â r ’ g ib i ve b u n la rın em sa li
u m u ru n b a 'z ı ki Iâ yu n as-su fihi m ak u l e s in d e n
m i a d a k - ı ş e r î f i n c e k a v a n in - i sıılta n iy y e y e d e m ü r a c a a t lâ z ım d ır ki »t-*
ın efhu m -ı lâ ti fi ü ze re ş e r ‘ -i m u t a h h a r a m uz âf olan ev âm ir-i ülül-eııır-i c e l î l - i l - k a d r
» n d a lla h - ı t a ' a l â m ak b u l ve m u 't e b e r o l m a k m e r c û d u r .
5. P e§ â l - i o sı n an îd e n s e l â t în i maziye
f e h v a s ı n c a k a t ‘ -i niza-ı m ü t e h â s ım e y n ve t e r a z î- i h ıı k u k-ı m ü t e â n z e y n ve ı s l a h - ı ınâb eyn-
d e â n ım e - i n â sa e n ( a ‘ ve n iz a m - ı ‘â lem e el y a k v e ah râ olm ak üz ere vaz'ey led /k leri â d â t
ve k a v ân în * i m ün îfede fe r m a n - ı â li ile n ic e s i m e s a ili t a h r ir v e t e r k ib v e e b v â b ve
f u s ı i l ü z e r in e cam ' Ve ter tip e y le m iş le r d ir .
Lâkin ey ad î-i nâsd a m üted av el olan niisha-i m u 'tebere gayet m u h ta sa r a oldu ğı
b â i s d e n h e r ah v a l d e muğni ve m üfi d olm ayıp b ir m u fa s s a l v e m ü k e m m e l n ü sh a b u lu n -
m a m a ğ la e k l e r i ez m ân da m ü r a c a a t ik t iz a ed en umur vâki o l d u k ta i s ti h z a r ı n d a * u s r e t
ç e k <neğin bu fa k ir ve hakir-1 k e m t e r î n e z e ll - i ‘ ibâd m e h â k im - i ş e r i y y e d e k e tb i v e s a ik - i
m e r 'iy e h iz m e t in d e o lm a ğ la b a yz ı r is a lâ t ı k a n u tliy y e v e z e v a b ıt-ı m e s a ilmi ö r fiy y e v e
b a ' z ı v a r i d o la n e v a m ir - i s u lt a n iy e d e n ih r a ç ve as/l n u s h a -i m ü r e t t e b e y e /drâc e d ip
t a r z - ı a h a rd a t e r t i b - i e b v â b ve fvsûl ve b i r vaz' ı makbul ey ie dim ki bu k ı ta b m üfî d
o l u p ıııazmûn-ı s a ‘a d e t m ak rû nu ndan ınüsteffd o l u n a
P e « ol f i h r i s i - i k i t â b a şiiru* olun dı z ik ro lu n u r.

b
Bu mukaddimenin tetkikinden anlaşılacağı veçhile, sultanın bu
mecmuaya dercedilmiş bulunan örfi kanunları, padişah divanında vazi­
fe gören büyük devlet memurları arasında esasen ötedenberi malûm
dır ve onlarla amel edilmektedir. Bu sebeple, bu mecmuadaki örfî
kanunlar daha ziyade şer’î mahkemel erde çalışan hâkimler için der­
lenmiş olabilirler Gerçekten, hep müellife göre, bu hâkimler yalnız
ş e r ’î dâvalara bakmağa memur olmayıp aynı zamanda örfî mes’eleleri-
de halletmek mecburiyetinde kaldıkları halde, ellerinde a nc ak ş e r ’î
hususlara ait m es’eleleri ihtiva eden Fıkıh kitapları mevcuttur. H a l­
buki, hudut boylarının teşkilâtlandırılması, askerî işler, derecelerine
göre hak ve vazife sahiplerinin maaşlandırılması, fukaranın doyurul­
ması; timar sahiplerine ve araziye müteallik İşler gibi k ur ’an veya
sünnet tarafından açık bir emirle tayin edilmemiş olan sahalarda ve
«All ah’a, p ey ğa mber e ve içinizde Ulül’emr olanlara» itaati emreden
bir âyetin ve benzeri hadislerle bu husustaki icma’ın kendilerine bahş­
ettiği salâhiyetlere dayanarak âmme işlerinde tasarrufun doğrudan
doğruya r e ’sen ve iptidâen kendisine ve sonra vekiline ait bulundu­
ğunu bilen sultanların âmmenin menfeat ve maslahatı için kendi rey
ve içtihadları ile vazettikleri bir t akım örfî ka nun la rd a vardır ki, bu
kanunları da bir takım mecmualar halinde toplayıp hâkimlerin eline
vermek lâzım gelir. Gerçi, müellifin ifadesine göre, eski Osmanlı
Padişahlarının bu sahada v azetm iş o ld u k la rı n izam v e k a id e le r d e n bir
çoğu hu su sî em irlerle bir ta k ım m ecm u ala r h alin d e tüplattırılm ıştır. F a k a t
bugün elde bulunan bu n ü sh aların k ifa y e t s iz liğ i karşısında, mükemmel
ve mufassal bir nüsha hazırlamış olmak niyetile harekete geçen
müellif, ş e r ’î mahkemelerde mer’i olan vesâikin yazılması hizmetinde
kâtip olarak çalışmakta olduğundan, mevkinin kendisine bahşetmiş
olduğu imkân ve fırsatlardan istifade ederek, b a z ı kan u n c e rid ele rin ­
d en , ö r fî m e s ’elelerin z a b ıtla rın d a n ve p a d iş a h la r ta ra fın d a n verilen
em irlerd en ç ık a r m a k su retile topladıklarını elde mevcut m üretteb k a n u n ­
n a m e y e derç ve onları bir başka tarzda tertip ederek fasıllara ayırmak
suretile istifade edilebilir bir şekle sokınak istemiştir. Bu suretle
meydana gelen mecmua umumî ceza ve siyaset kanunlarile erbab-ı
timara, arazi ahvaline, belediye, pazar, gümrük resimlerine ve «ânımei
ahvâle» müteallik kanunları beyan etmektedir.
Aynı suretle fıkıh kitapları yanında şer'î h ü kü m lerd en büsbütün
a y r ı bir ö r f v e â d e t kuku ku n ıın kan u n v e h u ku k kitabın ı y a z m a k te ş e b ­
büsünü ifade etmiş olmak itibariyle, Bayazı t Umumî kütüphanesinde
4789 numarada kayıtlı bulunan bir mecmuanın şu başlığı da kayde
şayandır:
«Sahib-i kitâb-ı mü’in-ül-müfti Usküb: Pır Mehmet efendi hazret­
leri Fıkıhta bir fetâvî telif edüp adrnı m u'în-ül m û ftî koyup kavanin-i
Osmaniyede dahi işbu risâleyi cem' idüp anı z a h ire - tül - k u z a t k o y -
m ışd ır» .
II — Prof Fuat Köprülü’nün hususî kütüphanesinden alınıp 1331
yılında Millî Telebbüler mecmuasında (sayı 1-2) neşredilmiş olan k a ­
nunnâme de, A nk ar a mahkemesinde mukayyid Mehmet Emin efendi
tarafından çok muahhar bir zamanda (1233 Hic. yılında) muhtelif mec­
mualardan toplanmak suretiyle yazıldığı (Sah. 337) gibi, diğerleri
kadar bir tertip ve tasnife tâbi tutulmadığı için, bu şekildeki derl e­
melerin kötü bir numunesi olarak zikredilebilir.
Gerçekt en, ihtiva ettiği mes’elelerin çeşitliliği, bir çok mühim
mes’elelerin fetvalarla izah ve misailendirilmiş olması, muahhar de­
virlere ait inkişafları tesbit eden faydalı hüküm ve kayıtları ihtiva
etmesi itibarile bu ve benzeri dergiler Çok faydalı olmakla beraber,
ihtiva ettiği metinler sıkı bir tenkide tabi tutulmadan, onlardan lıakkiyle
ve emniyetle istifade etmek imkânı yoktur Çünkü dergi sahipleri k e n ­
dilerince mühim ve lüzumlu addettikleri her türlü malûmatı, nerede bul­
duklarını ve niçin aldıklarını söylemeğe lüzum görmeden mecmuaları
içine almışlardır Bu sebeple, bu mecmuada, zamanı geçmiş ve hüküm­
den düşmüş b i r ç o k teşkilât ve nizamlara ait malûmat karı şı k bir halde
mevcuttur Meselâ, I I 29 tarihli bir ferman suretinin (Sah. 330) yanında,
mecmuanın toplandığı zamanlar için ancak tarihî bir kıymeti haiz olması
lâzım geldiği halde, 701 ve 881 tarihli hükümlere de yer verilmiştir.
Bu tip mecmuaların hususiyetlerinden biri de, kanunnâme metin­
lerinin içine, hakikî mahiyeti daha aşağıda «fevâ sistemi ve Kanunnâ­
meler» faslında t etkik edilecek olan bir takım fetvaları ihtiva etmelidir.
Hakikî ve resmî kanunnâme metinleri ve kanunnâmelerde bahis mevzuu
olan hukuk sahalarile Şeyhülislâm fetvalarının hiç bir münasebeti olma­
dığı halde, bu gibi mecmualarda bir arada toplanmış olmaları, bu gibi
mecmuaların tamamile pratik bir takım kaygularla nasıl istenildiği gibi
serbestçe toplanmış olduğunu gösteren en güzel misâllerdir.
*
* *

P a d iş a h em rile tertip ed ilm iş olan d erg ilere g e lin c e :


12 —• Bu suretle tamamile hususî teşebbüslerle vücude getirilmiş o-
lan çeşitli kanunnâmeler yanında, veya bazan onların içinde ayrı bir blok
teşkil edecek şekilde hususî tarzda, zamanın padişahının emrile ve muh­
telif kanunların bir araya getirilmesi suretiyle meydana gelmiş bir t a ­
kım kanunnâmelere de tesadüf edilmektedir. Bu tip kanunnâmelerden en
meşhurları Viyana millet kütüphanesindeki nüshaya göre Prof. Dr F.
Kraeli tz tarafından “ Mitteilungen zur Osmanischen geschichte,, me c­
muasında (Wien 1921) neşredilen ve biziır kitabımızda 387 - 395 inci
sahifalar arasında dercedilmiş bulunan «Fatih kanuni» ile, Mehmet Arif
bey tarafından Tarihi Osmanî Encümeni mecmuasında «Sultan Süleyman
Kanunu» nâmı altında neşredilen kanunlardır [10] Gerçekden, bu kanun­
nâmelerden her ikisi de mevcut kanunların hepsini değilse de hiç olmazsa
büyük bir kısmını ihata et mek iddiasındadır. Ve bir padişahın emrile
veya padişah nâmına meydana getirilmişlerdir. A ca ba bu vesikalar,
bizim Kelde m evcu t k a n u n n â m elerd en hiç birinin bütün im p aratorlu k k a ­
nunlarını bir a r a y a to p la y a n v e bu s ıfa t v e h ay siy etle resm en tatbik
e d ilm e k ü z ere d e v le t d a irelerin e v a z e d ilm iş bulunan h a k ik î bir K a n u n lar
K ü lliy â tı addedilemiyeceği» hakkıııdaki iddiamızı nakzedecek mahi­
yette değil midir?
Fikrimizi daha fazla aydı nlatmak ve delillendirrcek için bu k anun­
nâmelerin ne maksatla ve nasıl toplanmış olduklarını t e t k i k et mek
lâzım geliı. Gerçekt en, aşağıya aynen dercettiğimiz mukaddimenin ( I I )
110J M e h m e d A r i f b e y ta r a f ı n d a n t a r i h i O s m a n î E n c ü m e n i m e c m u a s ın d a n e ş r e d i l e n
d i ğ e r bir F a t i h K a n u n n â m e s i n i n b u n l a r a r a s ı n d a z i k r e d i l m e s i d o ğ ru o l m a z . Ç ü n k i o d o ğ r u ­
d a n d o ğ ru y a s a r a y ve d iv an d ak i e r k â n ve t e ş r i f a t a a i t h u s u s î ve t e k b i r K an u u ‘ad e d i l e b i l i r .
(ll| « V e b a 'd e h u â y î n - i k a v a id -i cı'haııbânî ve k a v a n în - i ' ö r fiy y e - i O sm a n î k i m eda r-ı
s alah i ‘â le m v e m e n â t - ı n iz a m - ı u m û r -ı c u m h û r - ı k e f f e - i ü m e m d ir M ecm u 'îsi m er k u m v e m u ­
h a r r e r o l m a k ve b i r m ü c elled d e f t e r o l m a s ı b â b ın d a h ii k m - i k a d e r t u v â n v e f e r m â n ı k aza
c e r e y a n v â r id ol m a ğ u ı i m ti s â l e n 1i l - e m r - i 1-‘â lî c e m ' o lın u b e b v â b - ı s e l â s e y e m i iş te m i l ve
h e r b â b dahi b i r n ic e fasıl ü z e r i n e m ü n k a s e m k ı lı n d ı bu üsl û h ü z e re ki ş e r h ve z ik r o l ın n r
U â b -ı e v v e l, d ö r t fas ıl ü z e rin e /ertip o lın u b c i n â y a t m u k a b e l e s i n d e o l a n c ü r ü m ve
s i y a s e t b â b ı n d a vaz ‘ olın dı ki., (sf . 1 — 1 1 )
H â b -l s û m , ye di fasıl ü ze ri n e t e r t i p olın u b sipahi ve B e y t - ü l - m â l ve sip a h i y e r e ' a -
y ad an â i t ola n r ü s û m b e y a n ın d a v a ı' olın dı .. (sf. 11 — 4 9)
B â b ı s â l is , dahi ke z â yedi fa sı l ü z e r i n e t e r t i p olın u b r e ‘a ya y a ın u h ta s ahval b e y â ­
n ın d a v a z ' o l ın d ı .. .» ( S f . 4 9 — 72)
K i m i n ta r a fın d a n ve hangi ta r i h t e t e r t i p e d i ld i ğ i 1âyikiy le m alûm o l m ıy a n bu K a n u n n â m e y i
n e ş r i d e n M eh m ed A r i f b ey , K an u n i S u l t a n Sü le y m a u ı n i l k z a m a n l a r ın d a Ş e y d i b e y t a r a f ı n ­
da n k a l e m e a l ı n m ı ş f a r z e t ı n e k t e d i r . B u k a n u n n â m e n in veya b un a b e n z e r d i ğ e r b i r i n in tkiııci
S e l i m d e v ri n d e K o c a n iş a n c ı Celâl zade M u st a fa t a r a f ın d a n te rtip edilm iş o lm ası da
h a tır a ge lm ek ted ir N itekim H a m ım r. O s m a n l ı ta r i h i n i n V I n cı c i l d i n d e (sf. 167^ S u l t a n
S e l i m i n c ü l u s u n u m ü t e a k i p D e ft e r d a r M e h m e d Ç e le b i t a r a f ın d a n fe tv a ve k an u n ların b i r
araya g e tirilm esi s u r e t i y l e m e y d a n a g e le n ve K a n u n n â m e t a b i r edile n b i r m e c m u a d a n da
b ah setm ek ted ir. K i m i n ta r a fın d a n ve ne zam an t e r t i p e d i l m i ş o lur i s e o l s u n , fikrim izce,
b u r a d a k u l la n ıl a n lisa n ile h ü k ü m le r i n h en üz l â y i k i y l e i n k i ş a f etm em iş m u h ta s a r ş e k l i,
b a z ı m evzu ları n m e ti n i ç in d e y a z ı ld ık l a r ı z am an lar ı h a t ır l a t a n k a ı î n e l e r b iz e İ k i n c i B ay azıd
h a t t â F a t i h d e v ri n d e n k a l m a ç o k e s k i m a l z e m e n in bu k a n u n n â m e i ç i n d e p e k bol k u l l a ­
n ıl d ı ğ ın ı g ö s t e r m e k t e d i r . Bu b a k ı m d a n d i k k a t e d e ğ e r olan ve h a t ır d a tu t u l m a s ı l âzım g ele n
d i ğ e r b i r n o k t a da bu ka n u n n â m e m e t i n l e r i n i n u m u m i y e t l e E b u ssu u d e f e n d i y e a t f e d i l e n ve miri
a r a z i r e ji m in i n e s a s l a r ı n ı t e s p i t e t m i ş bulu nan h ü k ü m le ri ih t i v a e t m e m e l e r i d i r .
tetkikinden anlaşılacağı veçhile «Sultan Süleyman kanunnâmesi / denilen
ve Arif beyin neşrettiği şekilde birçok nüshaları bnlunan bâb v e fa s ıl­
lara bölü n m ü ş m ıiretteb kan u n n âm e, Osmanlı memleketindeki örfîkanun-
ların bir araya toplanması hususunda verilmiş bir padişah emrile tan­
zim edilmiştir. Bu tertip ve mukaddimeyi aynen ihtiva eden kanunnâ­
me metinleri, bilâhare tertip edilmiş olan diğer mecmualara da e k s e ­
riya tamamen veya kısmen alınmıştır Fa ka t, bu nevi terkip ve t o p ­
lama teşebbüsiyle meydan gelen mecmuaların, resmî bir kanun Mecel­
lesi olarak ve devlet bürolarındaki hakikî ve müstakil kanun metin­
leri yerine kaim olmak üzere neşr ve tamim edilmiş olmaları muhak­
k a k lâzım gelmez. Nitekim, onlardan hiç birinin devlet bürolarına
böyle bir maksatla konmuş tasdikli ve hakikî bir nüshasını bulmak
mümkün olmamaktadır. Bu vaziyette fikrimizce onlar, belki padişaha
veyahut idare adamlarına imparatorluk teşkilât ve müesseseleri h ak ­
kında umumî bir fikir vermek üzere devşirilmiş bazı umumî hükümleri
ihtiva eden taslaklardır. F a k a t onlar, tatbikaatta müracaat edilen hakikî
kanun metinleri olmaktan daima uzak kalmışlardır. Gerçekt en « K a m ir i­
nin ve hattâ «F a tih in » diyerek isimlendirdiğimiz kanun mecmuaları tertip
edilirken, bu mecmualara giren hükümlerden her birine hattâ bu mec­
mualara girmeyenlere ait olmak üzere tafsilâtlı müteaddit hususî kanun­
nâmeler mevcuttu ve bu mecmualar tertip edildikten sonra da o hususî
ve mufassal kanunlar mevcut kaldılar ve t atbika tt a hakiki ve yegâne
merci ol makta devam ettiler.
P a d işa h s a r a y ın d a k i n ü sh alar :
13 — Bıı bakımdan bahsi geçen terkibi kanun m ecm u a la rım 11 b a ­
şına gelen âkibeti, bir defa meydana geldikten sonra uğradıkları ih­
mal ile aşikâr bir şekil alan kifayetsizlikleri karşısında nasıl t am am ­
lanmağa çalışıldıklarını, tetkik et mek münasip olur.
Gerçekten, yukarıda da söylediğimiz gibi, bu tip kanunnâmeler­
den şim d iy e k a d a r d ev let d a irelerin d en birine v a z ed ilm iş ta s d ik li ve res­
m î bîr n üsha bulu n m am ıştır Elde mevcut nüshalar hep muahhar k o p ­
yalar ve hususî şahsiyetlere ait kitaplardır. Padişah sarayında bulunan
nüshaların bile bu bakımdan t etkiki, üzerinde durulmağa değer neti-
ler vermektedir. Meselâ, Topkapı sarayında Revan köşkü kütüphane­
sinde bulunup da bu tipteki sultan Süleyman kanunnâmelerinin güzel
bir örneğini ihtiva eden v e p a d iş a h la r a m ah su s o lm a sı lâzım gelen 1935
ve 1936 numaralı mecmualar bile resmî olmak vasfını haiz değillerdir.
Gerçekt en, her iki mecmuan.nda ne zaman ve nasıl tertip edildikleri be­
lirli değildir. Hatta bazı kayıtlardan onlaıın diğer bazı nüshalardan kopye
edilmek suretiyle meydana getirildikleri anlaşılmaktadır. Bundan b aşka
“ Mecmu’îsi merkum ve muharrer ve mücellet defter olunmak üzere,, t e r ­
tip edilen kanunnâmeler, bu mecmuaların içinde diğer daha mühim bir
takım kanunnâmelerle birlikte dercedilmiş bulunmaktadır. Aynı suretle
1935 numaralı mecmuanın 142 inci yaprağında İstanbul Haslarına ait
bulunan kısım için yazılan şu kayıt da mecmuanın nasıl tertip edil­
miş olduğunu gösterecek mahiyettedir: «Bundan aşağısı nüsha da y ok,
varmış gitmiş, bulunıcak yazıla»! Halbuki, bu mecmuaya a nc ak b ö y­
le kısaltılmış bir şekilde alınabilen, eski nüshadan yaprakların kopup
gittiğine esef edilen ve bulununca t amamlamak lüzumu kaydedilen
İstan bu l H a s la r kanu nu nu n 9 04 tarihli on sahifelik mufassal bir metni
tarafımızdan tabii yerinde bulunduğu defterden çıkarılıp bu kitapta a y ­
nen neşredilmiştir (Sf. 86). Bu vaziyete nazaran, bahsi geçen p a d iş a h la r a
m ah su s kanun mecmuasını tertip ve tanzim edenler, bugün bizim
yapabildiğimiz şekilde devlet arşivlerini kolaylıkla yok l ama k imkân­
larından mahrum bulunuyorlardı. Bu sebeple, saray kütüphanesi için
tertip edilen bu nevi kanun dergileri bile, imparatorluğun resmî ve h a ­
kikî kanun külliyatı ol mak şöyle dursun, kendi noksanlarını t amamla­
mak ve bunun için de diğer daha tamam, daha asıl olan nüshalardan
hüküm ve kanun devşi rmek ihtiyacında olduklarını itiraf etmektedirler
Esasen, İkinci Bayezi t ve h at ta Fatih devrindeııberi mevcut bulunan
ve saray kütüphanesi için toplanan nüsha yazılırken el'ân ehemmiyeti­
ni muhafaza ettiği için buraya da dercedilen İstanbul Hasları kanunu, yu ­
karda bahsi geçen m ü retteb k a n u n n â m e le r d e mevcut olmadığı halde lü­
zum ve ehemmiyetine binaen daha birçok hususî kanunlar ile birlikte
bazı mecmualara sonradan ilâve edilmiştir. Bizim tarihî vesikalar dergi­
sinde (Sayı 5, 7 9) neşrettiğimiz 907 tarihli İhtisab Kanunları ile tımarlı
Sipahilere ait diğer mühim kanunları da bu murettep nüshalara sonra
dan ilâve edilen kanunlar arasında zikredebiliriz-
M üretteb k a n u n n â m elerin k ify â e ts iz liğ in i gösteren d iğ er kayıtlar'.
14 — B ıhse ttievzu müretteb kanunnâme şekillerinin kifayetsizliği
ile muhtelif hükümlerinin hakiki kanunnâmelerden kopye edilen p a r ç a ­
larla izahı ve t amamlanması lâzım geldiği hakkı ndaki iddiamızı, Sü-
leymaniye Kütüphanesinde Aşir efendi kitapları arasında 1004 numarada
kayıtlı bulunan diğer bir kanunnâme dergisi üzerinde tahkik ve takip
edebiliriz.
Gerçekten, IV. Murat zamanında yazılmış olduğu tahmin edilen
ve derkenarlarından vaktile selâhiyetli hukuk ve idare adamlarının e-
liııde bulunduğu anlaşılan bu mecmuada, Mehmet Arif neşrinde görül-
dügü şekilde bâb v e fa s ılla r h a lin d e tedvin ed ilm iş ola n ve b a ş ta r a fın ­
d a bir m u k a d d im ey i (11) ih tiv a ed en bahsa mevzu «müretteb Süleyman
kanunnâmesin, diğer e s a s lı ve mühim kanunlar arasında, âdetâ kay bol ­
muştur (Sf. 50 — 77). Çünkü, bu kanunnâmeden evvel ve sonra çıkmış olan
da ha birçok mühim kanunları mecmuaya ilâve etmek lâzım gelmiştir.
Mecmuadaki diğer hüküm ve kanunların nereden alındıkları ve m e c ­
mua tertip edildiği sırada bu hükümlerin ne gibi tadilâta maruz bulunduk­
ları birtakım d e r k e n a r la r la izah edilmiştir ki, bu izahlar bizim için çok
mühimdir. Gerçekten, bahsi geçen derkenar şeklindeki izahata naza­
ran, mecmua sahipleri kendileri İçin lüzumlu hüküm ve kanunları bir
takım salahiyetli makamlardan almışlardır, nerelerden aldıklarını söy­
lerken bize hakiki kanunların muhafaza edildikleri yerleri göster mek­
tedirler. Bu hususta bazı misaller zikredebiliriz:
Mecmua sahiplerinden biri 60 inci yaprakta kayıtlı bulunan resm-i
çift, sâlâriye vs., vergiler münasebetiyle “ bu makule hususlar vâki ‘olduk­
ta her diyârın defteri zahrında olan kanunnâmeye ve deftere müracaat
oluna, ona göre ‘amel oluna. Bu kanunnâmede bu veçhile muk ayyet ­
tir deyu gaflet olunmaya. Her vilâyet tahririnde nice hususlar tebdil
ve tağyir olunur. „ diyeı ek veya 72inci yaprkta Rumelinin sefere Eşer y ü ­
rükleri hakkında “Yürüke mahsus ahvâl düşdükte anların müstakil
kanunnâmeleri vardır. Defterhanede mestûrdlr, müracaat oluna„ şe k­
linde bir not ilâve etmek mecburiyetini duyarak, bize bu gibi husus­
larda verilecek hükümler için esas olarak her hangi bir m üretteb k a ­
n u n n âm en in şu veya bu faslının değil, ancak bizim burada neşrettiği­
miz kanunların alınabileceğini hatırlatıyor. y y n ı Se ki l de , 51 inci y a pr ak ta
“ bu kanunnâmenin nice yerleri mefsûh olmağla sahih olanlarına m a k ­
bu ld ü r deyü işaret olunmuştur,, diyerek Osmanlı kanunnâmelerinin,
padişah emr vs fermanları ve selâhiyetli makamların hüküm ve tef-
sirlerile nasıl durmadan değişmekte ve işlenmekte olduğunu tesbit
ediyor. Mecmua sahipleri bize, devlet işlerinde müracaat edilecek h a k i­
k i k a n ım m etin lerin in Fatih veyahut Kanunî Süleyman devirlerinde
■tertip edilen bahse mevzu m ürettep kanunnâmeler olmaktan ziyade
alâ ka da r devlet dairelerinin eli altında bulunan emr ve talimat ş e k ­
lindeki kanunlar olduğunu, bu tip m üretteb kan u n n âm elerin boşluğumu
v e k ifa y etsiz liğ in i te lâ fi için , fır s a t v e im kân b u ld u k ç a , hakikî k a y n a k ­
lardan devşirebildikleri her türlü malûmat ile dergilerini zenginleştir­
miş ol makla da göstermişlerdir. Bu suretle, m ecm u aların ı ta m a m la m a k
için , d oğ ru d an doğru ya h a k ik î k a y n a k la rd a n old u kları g ib i d ev şirilen öz
k a n u n n â m eler için yazdıkları notlar ve onları takdim ediş şekilleri de
kayda değer: 21 inci varakta Sipahî oğullarının hangi yaştan itibaren
sefere eşmek mecburiyetinde bulunduklarını izah eden fıkranın yanın­
da derkenâr olarak “d e fte r h â n e i â m ired e m a'm ûl-ün-bih olan kan u n n â­
m e d e mestûrdır, şüphe yoktur,, ; 56 mcı varakda, “Faki r, cümle k a ­
nunnâmelere müracaat eyledim, kul Ve câriye müjdesi böyledir .. bu
hususta A n a d o lu m u fassalın ın zahrında olan kanunnâmede dahi b öy l e­
d i r . 64 üncü v ar ak d a ki Bezirhane resmi hakkında, “K a r a m a n d e fte ­
rin d en gayride bulunmadı, anda dahi bu üslûb üzere yazılmış ki» de­
dikleri gibi; 162 inci varakdan başlıyan Erzurum kanunları için de,
“ Erzurum m u fa ssa lı d efterin in zahrında m u h arrir-i v ilâ y et y azd u ğ ı k a ­
nundur ki defter-i mufassaldan nakl olunmuştur,,, «Lrzurumda v e z i r i
âzâm, serdâr Hüsrev paşa ba'zı rüsûmu tebdil ve tağyir edip yazduğı-
dır», «bu kanunnâme sâbıka Amasya müftisi Ayas efendiden alınınış-
t ır.Anlar dahi Ru m’ı tahrir eyleyen Ömer beyden almışlar, s a h ih d ir,
a s lı ile dahi mukabele olunmuştur. Bu defa dahi hakir muka bel e
eylemişimdir,, şeklinde kayı tlar düşürmek mecburiyetini duymuşlardır.
Aynı suretle, 118 - 147 inci yapraklar arasına dercedilmiş olan
kanunlar için de “Defterhaneden Kâti p zade verdiği kanunnâme cüz­
leridir,, denilmiş, 21 inci varakada, “ Kıbrıs Yeniçerileri ahvali R eis ül -
k ıîttâ b k a n u n n â m esin d e Hamza paşa hattiyle sonradan bu minval
üzere yazılmıştır» ; “Bunlar dahi reis-ıil - kü ttâb k isesin d e olan m a k b u l
kan u n n â m e ile mukabele ve tashih olunmuştur.,, tarzındaki ifadeleriyle
bize e ld e m evcut m ü retteb k a n u n n â m eleri ta m a m la m a k v e te fs ir etm e k
için m ü racaat etm ek m ecb u riy etin d e k a ld ık la r ı k a y n a k ve v asıtaların h a k ik i
ism ini v e y erin i bildirmektedirler. İşte ehemmiyetleri büyük olduğu için
bu k a b ar makbul olan bu h a k ik î k a y n a k la r , bizim burada neşrettiğimiz
kanunlardır. Ve onlar, dün olduğu ğibi bugün de devlet arşivlerindeki
kendi yerlerinde alâkalı defterlerin başında veya kese içindeki dosyaların­
da bulunmaktadırlar. Bu kanunlar, şüphesiz bâb ve fasıllar halinde ve
terkibi bir şekilde tertip edilen Fatih veyahut Süleyman k a nunnâ me­
lerinden, II. Selim, I. Ahmet. , ilâh devirlerinde tertip edilen mecmua­
lardan evvel mevcut bulunuyorlardı. Nitekim, bu mecmualar o k a y ­
naklardan devşirilmek suretiyle tertip edildi. Onlar, bu mecmuaların
tertibinden sonra da kendi tahtlarından kendilerine mahsus teâmüller
içinde hükümrân ol makta ve inkişaf etmekte devam ettiler. 1004
numaralı mecmuanın âlim ve nüfuzlu sahipleri gibi bazı talihli ve
meraklı şahsiyetler onlardan bazılarını kopya edip kendi mecmua­
larına dercetmeği bir fırsat bildiler. F a k a t bütün zevâhir, onların
bugün bizim için mümkün olduğu şekilde, devlet arşivlerinin her
köşesini karı şt ırmak ve istediği tetkikleri yapmak suretiyle elde m ev ­
cut kanunnâme dergilerinin hükümlerini zaman ve mekân içinde yay
inak imkân ve vasıtalarından mahrum idiler. Nitekim, biraz yukarıda
izah ettiğimiz şekilde, saray kütüphanesindeki padişahlar için yazılan
nüshaları tertip edenler bile diğerlerinden daha müsait vaziyette değil­
lerdi. Bu itibarla ne buldularsa topladılar, bu arada mahkeme sicil­
lerinden, devlet merkezinden muayyen vaziyetlerde verilmiş olan
hükümlerden ve defter kayıtlarından da istifade etmeği ihmal et me­
diler. Meselâ yine aynı 1004 numaralı mecmuanın sahipleri “zikrolunan
tekaütler hususi rüus-ı kazada bu veçhile mukayyettir, bizzat kendi­
miz ihraç eylemişizdir, şüphe olunmaya,, (sahife 38) diyerek vaktiyle
verilmiş bir emir suretini ellerindeki kanunun bir maddesini İzah
sadedinde belge olarak zikredebilmelerini bir muvaffakiyet s a ym a kt a ­
dırlar. Aynı şekilde ve aynı vesika darlığı içinde tesadüflerin kendi­
lerine temin ettiği imkânların lütfiyle Kıratova mahkemesindeki sicil­
de mahfuz olan 1051 tarihli bir hükmün suretini ( Yp 55) vaktiyle
a kç e Kızanlık ve Şümnü vilâyetlerine gelmiş olan 921 tarihli bir
beyt-ül- mâl emrini, 934 tarihli diğer bir hüküm sureti ile birlikte,
mecmualarına dercedebilmekten ve bu suretle bir çok müşkülleri
halledebilmekten de memnun gözükmektedirler. Bugün bizim gibi bir
çok şehirlere ait kadı sicillerine ve divandan verilmiş her çeşit hüküm
ve fermanların suretlerini günü giiııüne zapteden defterlere müracaat
edebilecek vaziyette olanlar da, eski kanun dergilerinin müşküllerini
çözmek ve belirtmek hususunda eski hukukçularımız kadar müşkül
bir vaziyette bulunmamaktan her halde daha fazla memnun olmalı­
dırlar, Görülüyor ki, Osmanlı imparatorluğundaki örfî hukuk sahası,
şer'î hukuk gibi bir fıkıh kitabı veya mecelle şeklinde, bir tek kitap
halinde hiç bir zaman tedvin edilememeğe mahkûm olan, durmadan
inkişaf halinde kaypak, karışık ve araziye göre dağınık ve değişken
hususî bir mahiyet arzetmektedir. Bu bakımdan, bir türlü kitaba
giremeyen bu dağınık ve başıboş hukukun prensiplerini ve inkişafı
tarihini tayin hususunda devlet arşivlerinden sonra en kıymetli k a y ­
nakların, şüphesiz fasıl ve bâplar halinde tertip edilen kanunname t a s ­
laklarından ziyade, müıışeât mecmuaları şeklindeki ferman derğileri
olması bizi hayrete düşürmemelidir.
Kanunnâme dergilerinin gelişi güzel toplanmış olması ve t atbikat ta
işlerin bu gibi mecmualara mür acaata luzûm b ır akmayac ak şekilde c e ­
reyan etmesi sebebile, her hangi bir padişah devrinde devşirilmiş ol­
duğu tesbit edilen bir ka n u n n âm e metninin ihtiva ettiği hükümlerden
her birinin ne zamandanberi, nerelerde ve hangi tarihe kadar t atbik
edilmekte olduğunu kestirmek umumiyetle pek güçtür Çok eski za­
manlarda çıkarılmış olan bir kanun metnine ait bir parça, ehemmiye­
tine binâen veyahut hâlen mer’î olduğu bahanesile, bazen yeni tertip
edilen bir mecmuanın içine aynen girebilmektedir. Bazan da hususî
emirlerle vaktile hükümden düşürülmüş olan kısımlar, tenkitsiz ve
kontrolsüz bir şekilde, selâhiyetsiz kimseler tarafından yekdiğerindeıı
kopya edilmek suretile elden ele dolaşan, muahhar tarihli kanunnâme
metinlerinde de aynen devam et mekt edir . Bu bakımdan diyebiliriz ki
t eşrifat ve bazı askerî teşkilât ile ceza işlerine mahsus ol mak üzere
ayrıca tertip ed ilm iş bulunan b a z ı hususi kan u n ları ayn en ve tam o la r a k
a lm ış olan k a n u n n â m eler v e y a k a n u n n â m e k ısım ları m üstesna, diğer kı-
sımlariyle elde mevcut mürettep kanunnameler, Osmanlı imparatorlu­
ğunda t atbik mevkiinde olan çeşitli kanunların n e h ep sin i ne d e tam
m etin lerim ihiiva etmemektedirler. Vazife ve salâhiyet sahiplerinin ve
Divanda hüküın veren Devlet adamlarının ellerinde müracaat ettikleri
kanun metinleri her halde bu mecmualar değildir.

IV

Fetva sistemi ve kanunnâmeler

S u ltan S ü ley m a n k a n u n la rı v e şey h ü lislâm Ebussu ud e f e n d i :


15 — Elde mevcut kanunnâme nüshalarından hemen hepsinin İlmî
veya tedrisi gayelerle tertip edilmiş hususi eserler ve mecmualar
olduğunun eıı bariz alâmetlerinden birisi de, bu kanunnâmelerin ihtiva
ettiği mevzuât için tam am en y a b a n c ı v e fu z u lî bir mahiyet arzettiği
halde, bazı mecmualardaki hü kü m lerin fe t v â şek lin d e tertip ed ilen m e ­
s e le le r le tezyin ve izah edilmeğe teşebbüs edilmiş olmasıdır
Gerçekt en Millî Te teb bul er Mecmuasında neşredilmiş olan k a n un ­
nâmede görülebileceği veçhile, bazı kanunnâmelerde asıl metni
teşkil eden hükümlerin bir de fetvâ şeklinde formülleştirilen bi­
r e r misalle izah edilmesi veya doğrudan doğruya o şekilde vaz’edil
miş olması, kanunnâmelerin teşekkül tarzı ve k a n u n n a m elerle tan zim
v e id a r e ed ilen h u k u k sah asın ın fe t v â la r la olan m ü n aseb etlerin e ait ço k
y a n lış b a z ı fik ir le r vermeğe müsaittir. Zihinlerdeki bu karışıklık
bazı metinlerin tertibinde E bııssuu d E fen d i gibi şeyhülislâmların hiz­
met i ğeçmiş olduğuna dair olan kayıtlarla büsbütün art mış bulun­
ma kt adı r. Bunun neticesi, başt a arezi hukukuna ait hükümler olmak
üzere, kanunnâmenin İdarî - malî bütün ahkâmının şer'iliğ iv e “K ü tü b-i
fık h iıjy e d e n istin bât e d ile n „ “A h k â m ı şer'iy e v e fe tâ v â y - ı ş e r ife y e m ü s­
ten it bu lu n an ,, bir kan u n n â m e m e fh u m u o rta y a ç ık m a k ta d ır [12].
(12) T a n z i m a t t a n e vve l ki de v i r d e a r a z i ha kkı nda r c ş r o l ı ı n a n usul v e . i l z a m ­
l a r d a d o ğ r u d a n d o ğr u ya l ' e n n - i CeliI-i fıkhın e s a s ittihaz edi l di ği ne ve icab.1t ve
i lcaât - ı z e m a n e v e g ö r e kanun ve ni zam v a z ’ının a n c a k T a n z i ma ı t a n sonra m ü m ­
kün ol duğuna dai r bi r iddi a v e anl ayışı H alis E ş r e f efen d in in Külliyat-i şerh-i k a -
n u n - ı e r a z i isimli kı ymet l i ki t abı nda v e ondan nakl en y e i li ve e c n e b i müell i flerde
b utabiliriz.
Halbuki, yukarıdanberi verdiğimiz izahattan anlaşılması lâzım
ğeldiği veçhile, bu kanunların vücut bulunmasında ve mua}’yeıı isti­
kametlerdeki inkişaflarında fetvâ usulünün tesiri bahis mevzuu o l a­
maz- Bu kanunnamelerin esası, muayyen tarihlerde padişahlar t ar a­
fından muayyen vesilelerle verilmiş ferman ve hükümlerdir. Nitekim
d i kk at edilecek olursa, bu kanunnâme metinlerinin bünyesi içinde
vaktiyle verilmiş olan ve mekân ve zaman zikreden ilk müşahhas
hüküm şe k illerin i bazan bozu lm am ış v e iy ice k a y n a şm a m ış bir ş e k ild e
g ö rm ek m üm kündür. Aynı suretle, iddia edilebilir ki, eğer Türk arşi v­
leri bugün iyice muhafaza edilebilmiş olsaydı, bu kanunnamelerin
muhtelif maddelerinin vaktiyle hangi siyasî ve İdarî maksatlarla h a ­
zırlanıp verilmiş olan hangi eski hükümlerin neticeleri buluuduğunu
ğöstermek bizim içiıı mümkün olacaktı [13]
4 numaral ı notta ızalı ettiğimiz gibi teşkilâta ait ki t abı nda kanunl arl a i da r e
edilen bi r hukuk s ahası nı n hakikî ma hi y e t ve hududları me s e l e s i ni payet ıvi bir
ş eki l de vazet mi ş bul unan I l a m m e r ’in de, bazı k a n unn â me l e r de k i fetval ara b a k a r a k
Sultan S ül e yma n devri katıunlaıııutı t edvi ni nde ş eyhül i sl âm l b i i s s u ı u elendi let-
vâlarıııin büyüle bir rol o y n a mı ş olduğunu kabul v e iddia etmiş bulunması, fikri-
mı zc e. kitabında prensi p ol arak vazet ti ği e s a s l a r l a t e n a k u s hal i nde bul unmakt a
ve bu fası lda' iddia ve ispat e t m e ğ e çalı ştı ğımı z şeki l de t e t k ik e m u h t a ç b ir m es ele
teşkil et mekt edi r.
G e r ç e k t e n Hamt ııer, teşkilata ait ki t abında (cilt, I. SI. 74). Kbüssuut ef endi-
riin kendi si ne a rzedi l en siyasi kanun v a z ’ı İşının bütün şüpheli mesel el eri ni hal l et ­
tiğini v e a n c a k onun hüküml e r de S ü l e y m a n ’ın e mi r ve i radel eri ni n hanimi bir
kudret kazandı ğı fikrini ileri sürdüğü gibi, t ari hi nde de (cilt, VI. S f - 4, 5 ve 167)
de şu kanaat l eri i zhar etmiştir :
Kbüssuut e f endi "Müftü sıfatile Osmanl ı umur ı t eşr i i yes i ni n m e r c i ’i tanınmış
v e z e a m e t v e tim a r u su lile k a v a n i n - i s a iren in m eş ru iy e tin i tem in ed e n f e t v a l a r üze­
ri nde namı gö z ü kme k t e bulunmuştur.» “tim a r v e z e a m e t le r e d a ir a s r - ı S ü l e y ma n î d e
i ttihaz ol unan muka r r e r ât ı n e k s e ı İ s ı müftü Kbiissuui efendinin f et val arı na m ü s t e ­
nittir-,, S ul t a n S ü l e y m a n ’ın irtihali s e n e s i n d e ve Sul t an S e l i m ’in cül usunu müte­
akip d e f t e r da r Me hme t Çel ebi bu fei-vâ ve f e r ma n l a r ı k a n u n n a m e labı r o l una n bir
ki tahta cemet mi şt i r.
“K a n u n k o y m a „ faaliyeti h e me n her devi rde mevcut olduğu h a l de , Hanı mer ’-
iıı bu i şl erde hizmeti g e ç e n diğer bir takını ş eyhül i sl âml arı n isimlerini zi kret meyi-
şi, kanunl arın tanzimi işinde şeyhüli sl âmları n he r za man faal bir rol o y n a m a d ı k ­
l arını g ö s t e r me k t e d i r . Ayni s ur e t l e bizim tetki kl eri mi ze gö r e , Kanunî devr i ne ait
gibi gözüken kanun ve ni zaml arı n bütün husı ı si yet l erde ç ok d a l a ev\el t e ş e f ki d
et mi ş ol ması l âzı mgel diğı ne ve Ka nu ni de n s onr a gelen padi ş ahl a r dev r i nd e de.
Kanuni d e v r i n d e olduğu kadar, kanun k o y ma veya kanunl arı d e v ş i r me f aa l i y e t ­
l eri ne t e s adüf edi l di ği ne göı e, H a m m e r ’in Sul t an S ü l e y m a n nın kanuncu d eha s ı na
hu-,: ettiği parl ak s ılıifelerın de ihtiyatla okunmas ı l â mn g e l me k t e d i r .
(13) Ka nunnâmel eri n asli şeki l l e r i nde nasıl y a n y a n a geti ri lmiş bi r takım e mi r
ve ferman suret l eri l e teşekkül etmiş bulunduklarının en güzel delilleri, el de m e v ­
cut bazı k a n u n n a m e ki t abl arının t amami l e f e rmanl ar dan i baret bul unmal arı dı r.
Me se l â şehit Ali paş a kütüphanesi 2.832 n u m a r a d a kayıtlı bulunan 938 tarihli bir
-“Kanun-ı Osmanî, , suret i nde bütün metin “nişan-ı hüma yun hükmü oldur ki„ di ye
ba ş l ı y a n v e “ ş öy l e bilesin, al âmet i ş er i f eye 1‘ti mad kıl asin- diye biten “nişan-ı şerif-i
Şu halde, hakikî mahiyetleriyle teşekkül ve terekküp tarzlarını
yukarıdanberi izah ettiğimiz bu kanunnâmeler için, şimdiye k adar
u m u m iy etle m ü e llifle r ta r a fın d a n isn a d ed ilen , şer’î fe t v a la r la işlen m iş
v e h a z ır la n m ış o lm a k g ibi bir v a s ıf, müşterek ve esas bir kaide v e y a ­
hut umumî bir yuğrulma ve teşekkül tarzı olarak kabul edilemez.
Nitekim, bu nevi kanun dergileriyle onların telif ve tertibi için mür a­
caat edildiğinden bahsettiğimiz h akikî kanaunnâme metinlerinin m u­
k a y e s e li bir ş e k ild e te tk ik i bize ispat etmektedir ki, bazı kanun dergi­
lerinde tesadüf edilen fetvâ tarzındaki meseleler, emirnamelerle daha
evvel tâyin edilmiş bulunan birtakım prensiplerin, nasıl ta tb ik edile
bileceğini, ta h sillerin i m e d r e s e d e y a p m ış olan k a d ı ve m em u rlara gös­
t ermek için tertip ve b a z ı n ü sh a la rd a so n ra d a n ilâv e ed ilm iştir. G e r e k
kanunnamelerin tertibi için mür acaat edilen metinlerde ve gerekse
her kanunnamede bu fet valar mevcut değildir.
Ge rç ekt en , yukarıdanberi izah etmeğe çalıştığımız veçhile, Os-
manii imparatorluğunda kanunnâmelerle tanzim ve idare edilen mese­
leler, şer’î hukuk sahasına dahil olmayıp misaller ve emirlerle t e ş e k ­
kül ve inkişaf eden bir örf ve âdet hukuku çevresine aittirler. Bu
sahada ise hukuk, din k ita p la r ın d a k i araştırm a larla ve d in î m a k am ların
ş e r ’î d en ilen birtakım hü kü m ue p ren sip lerd en h a r e k e tle zih n î s p e k ü lâ s ­
y o n la r la e ld e ettik leri is k o la s tik v e n a z a rî bir hu ku k d eğ il, teşkilâtlı bir
Devlet idaresinin ihtiyaç ve tecrübelerinden mülhem olan ve kökleri
her günkü hayatta bulunan pratik ve dinî kayıtlardan serbest kalmış
olan bir hukuktur.

padişah!,, s ur e t l e r i n de n , “ciilûs-ı hümayunl arı nda b e yl e r b e yl e r e gönderi l en k a n u n ­


n â me de n ve yazı l an emi r l e r den. Kümeli b e y l e r b e y i Liitfii p a ş a ’ ya gönderi l en I ir
hüküm s ur e t i nden t eşekkül e t me kt e d. r . A\ni suret l e Vel iyyüddi n ef endi kütüpha­
nes i nde 1970 n u m a r a d a kayıtlı bul unan bir ka n u n n â me d r , mühim bir kısn ı i t i ba­
ri l e, hüküm ve nişan şekl indeki e mi r s ur e t l e r i nde n teşekkül et mekt edi r. V e bu f er­
m a n l a r d a n baz ı l ar ı nı n k a n u n n a m e y e derci kaydı rnevcvttur. Topkapi saı ayında R e ­
van köşkü kü t üph a ne s i nd e 1936 n u m a r a d a kayıtlı bul u na n k a n unn âme de , Milli Te t e b -
bul ar m e c m u a s ı n d a neşredi l en k a n u n n â me d e de olduğu gibi, büt ünce muhaf aza e di ­
len f e r ma n suret l eri me v c ut t ur . Üni versi t e küt üphanesi ya z ma l a r ı a r a s ı n d a 1807
n u m a r a d a kayıtlı ol an bir m e c m u a d a ( Yp. 15) k a n u n n â me y e a yn e n al ı nmı ş olan
980 t ari hl i bi r hiikiim s ur e t i nde Deft er-i Hakani emi ni ne “Bu hükmi hümayunum*
ia ‘a me l o l ı nma k için i sti mal eyl edi ği n d e fter k an u n n am esin e suretin kayı t eıtüre-
sln„ deni l mekt edi r. Bi zi m tetkik ettiğimiz defter kanunl arının biı ç oğunda da, bu su­
ret l e m e v c u t kanuıınaınele. e i l âve ve tadil mahi yet i nde gelcıı bazı emi r l e r , e v v e ­
lâ müstakil hüküm şekillerini muha f a z a e d e r ek aynen kayıt ■ di l mekt e ve ikinci
bi r ta h rird e o hüküm, ka n unn â me ni n bir ma d d e s i şekl inde metnin i çi ne gi ı mi ş bu­
l unmakt adır. (23 numaral ı notuıı b ul unduğu y e r e bakı nızı
Bu itibarla, kanunnâmelerin meşgul olduğu hukuk sahası H u ku k
u lem asın ın y ah u t h â k im lerin elin d e doğup büyüm üş bulunan bir m esele
v e y a içtih at'h u ku ku s a h a sı o lm a y ıp a ç ık ç a ve serbestçe kanun koy m a
yoliyle ve etnirnâmelerle teşekkül ve inkişaf eden müsbet bir hukuk
sahasıdır. Şu halde, böyle bir hukukun t eşekkül ve inkişafı v e tiıe 'si
için, fetvâlarla dillendirmek usulü tamamen yabancı ve aldatıcı bir
şekildir. Bahsi geçen örf ve teamül hukukunun herhangi bir şekilde
bu fetvalardan çıkmasına imkân yoktur. Mühim ve ihtilâflı mese le­
lerin halli için verilmiş gözüken bazı fetvalar dahi, birer y ü k s e k m a h ­
k e m e k a r a r ı ş e k lin d e bu s a h a d a k i in k tş a fla r a y en i bir v eçh e v erm iş v e
y e n i b ir ta k ır ı p ren sip v e teâm ü llerin m ey d a n a çık m a sın a sebeb o lm u ş
b u lu n m aktan z iy a d e , aksi bir istikametten hareketle, ş e ı ’î kaidelere ve
K it a ba ııymıyan veya umumiyetle ş e r ’î hukukun sahasına ait addedil­
meyen bazı lüzumlu teamül ve usulleri beııimsiyebilmek için, akıllarda
hiçbir şüphe ve tereddüde meydan vermemek üzere, bu sahada emir
ve kanun k o y m a y o liy le yapılan bir müdahalenin meşru ve isabetli
olduğunu dinî bir otorite ile de tasdik ve teyit etmiştir.

* *
16 — Bu husustaki fikirlerimizi daha iyi izah edebilmiş olmak
için bahsa mevzu teşkil eden fe tv a ş e k lin d e k i m eseleler'den bir kısmı­
nı ele alarak yakından tetkik etmemiz lâzım gelir. Bu meseleler İçinde
böyle bir dâvanın ortaya çıkmasında en büyük hissesi olanlar, şüphe­
siz, şeyhülislâm Ebbussuut Efendiye ait olup mirî arazi rejiminin
esaslarını tespit ve izah eden meşhur fetvâlardır F a k a t dikkat edile­
c e k olursa, bu fetvâların gere k Millî Tetebbular mecmuasında neşredil­
miş olan kanunname’de [§ 11] ve g e re k benzerlerinde umumiyetle birer
ferman şeklinde kaleme alınmış olan ik i m u fa s s a l hü km ü takip e t m e k ­
te oldukları görülecektir. Halbuki, bizim bu kitapta (Sf. 296-297)
gösterdiğimiz veçhile bu hükümler, tipik birer «Defter kanunu» ndan
b a ş ka bir şey değildirler. Ge r çe kt e n bunlardan bahsi geçen kanun­
nâmenin baş tarafına “ Sultan Süleyman zamanında ve şeyhülislâm
Ebbussuud Efendi hazretlerinin asrında olan kanunnâme i sultanî,,
ol ara k dercedilmiş olanı (Sf. 49), hüküm metninin tetkikinden de anla­
şılacağı veçhile, Budin’in Osmanlı mülküne ilhakını mütaakıp Maca­
ristan halkına bu hadiseninin doğurduğu yeni vaziyetin icablarile, y e ­
ni hak ve vazifelerini ve bu arada mirî arazi rejiminin hususiyetlerini
bildiren bir bey a n n â m e şeklinde ve bir padişah emri ol arak neşredil­
miştir. Ve bu hüküm, ilhakı müteakip yazılan Budin nüfus ve vergi
tahriri defterlerinin başında Ebüskuut efendi’nin el yaz-sile ( 5 5 nu­
maralı fotoğrafa bakınız) mevcut bulunmuştur. Bu nevi defter kanun-
(arının Osmanlı imparatorluğunda Şeyhülislâmlar tarafından değil,
belki de tanınmış birer hukuk ve idare adamı olan selâhiyetli ta h rir
em in leri tarafından yazılması umumî bir kaide olduğundan, bu k a ­
nunun da Ebüssuut Efendi tarafından Şeyhülislamlık sıfat ve selâhi-
yetlerine dayanarak değil, belki de il y a z ıcısı olarak ve padişahın
emirleri geregince kaleme alınmış olması lâzır.ıgelir. Bununla bera ­
ber, defterin veya hükmün yazılış tarihini tespit etmek mümkün ol ­
madığı için bu hususun k a t ’iyetle ispat edilememekte bulunması
ve diğer d e ft e r k a n u n la rın d a kanunu h a z ırla y a n ın im zası bulu nm ak âd et
olm a d ığ ı h a ld e bu kanunda “ K et ebe -hü l- f aki r Ebussuud Mehemmet
Ufiye anhu,, imzasının ve «Vallahu teala a’lem ve ahkem» hatimesi­
nin bulunması okuyanları şaşırtmakta ve bizi tereddüde sevketmek-
tedir. Bununla beraber, bu hükmün bir şeyhülislâm fetvası olmadığını
ispat etmek her zaman mümkündür, kanaatini muhafaza etmekteyiz.
Netekim, matbu şeklinde kanunnamenin 56-58 inci sahifelerinde diğer
fetva ve meseleler arasında ve Ebüssuut imzasını taşıyan bir mesele ş e k ­
line sokulmuş olan diğer bir kanunnâme parçasının aslı da Usküp
defterinde bulunmuş ve kitabımıza oradan alınmıştır (Sf. 297). Bu
kanunnâmenin mutaleasıııdan da anlaşılacağı veçhile, o da tıpkı Bu-
din defterinde bulunan kanuunııaıne şeklinde, padişahın emriyle ve
o Zamana kadar t atbika t ta mevcut bulunduğu halde defterlerin başın­
da tafsil ve izah edilmemesi bazı karışıklıkları mucip olmakta olan
mirî arazi rejiminin esas hükümlerinin tespit ve izahı maksadiyle,
fakat bu defa sarih olarak il y a z ıcısı sıfa t v e selâ h iy etleriy le, yine
Ebüssuut efendi tarafından kaleme alınmıştır. Bununla beraber, ancak
daha sonra yazılmış olan Usküp, Selânik veya Sivas defterlerinin mu-
kaddemesinde tesadüf edebildiğimiz bu kanunun Ebüssuut efendinin im­
zasını taşımadığı ğibi onun namına da izafe edilmemekte bulunması,
onun, vaktiyle Ebüssuut efendi tarafından kaleme alinmiş olsa bile,
yine diğerleri ğibi birer Osmanlı kanunu şekline girmiş bulunduğunu
göstermektedir- işte bu şekilde halis ve tipik birer defter kanunu t eş­
kil eden bu hükümler, muhtelif kanun dergilerinde mukaddemeler!
değişîirilrniş bir şekilde ve bazı y a n lışla r ve a tla m a la rla aynen derce-
dilmiş bulunmaktadır.
Esasen, sipahilere ait nizamlar gibi tamamiyle İdarî mahiyette
olan teşkilât şöyle bir taraf ta dursun, mirî arazi rejimi ğibi impara­
torluğun büyük bir kısım memleketleri üzerinde t abaanm toprak
tasarruf ve miras şekillerini tespite kalktığı için, İslâm mülkiyet ve
ve miras hukukiyle daimî şekilde teâruz ve iltibas halinde bulunan
bir sahada bile, şeyhülislâmların v«* şe r’î hükümlerin selâhiyetleri
fikrimizce bahis mevzuu edilemez-
Bu kabil kanunlaştırma hareketleri Kanunî Süleyman’dan evvel
olduğu kadar sonra da mevcut bulunduğu halde, Ebüssuut efendiden
gayri bu hareketlere ismini verecek diğer şeyhülislâm isimlerinin t e s­
pit edilemeyişi de bu hususta manalıdır ve bize onun ta h rir em in i s ı f a -
tiy le iştira k ettiğ i Sultan S ü ley m an dev ri kan u n laştırm a h a r e k e tle r in e
şey h ü lislâ m lık s ıfa t v e selâh iıjetlerin in k arıştırılm a k ta olduğu fikrini
ilham etmektedir.

K an u n ları te fs ir sa la y iy e ti v e Ş e y h ü lis la m la r :
17 — Aynı suretle, yine aynı kanun dergilerinde bazı şeyhülis­
lâmların bu gibi meselelere cevap vermek hususundaki selâhiyetsiz-
1i İçlerin i bilerek yegâne merci ve selâhiyet sahibi addettikleri m ak am ­
lara müracaatla bu sahadaki hukukî inkişafların yeni merhaleleri
hakkında malûmat istedikleri görülmekte ve kanunnâme dergilerinin
bazı fasıllarının bu gibi vaziyetlerde divan veya n işan cı 1ar tarafından
verilmiş cevaplarla doldurulmuş olması, üzerinde durulacak bir mesele
teşkil etmektedir.
Bu hususta bir misâl vermiş olmak için, yine Millî Tetebbul ar
mecmuasında neşredilmiş olan kanunnâmenin 59-60 inci sahifeleriııde
kayıtlı bulunan ve “Şeyhülislâm Y a h ya efendinin talebiyle divan-ı
hümayundan Okcızade efendinin ihraç eylediği kanun,, a ait bulunan
kısımları zikredebiliriz. Netekim, yine ayni mecmuanın 72 inci sahife-
sinde mevcut olan bir şey h ü lislâ m Mehmet Bahaî efendi fetvası da,
her hangi bir şe r’î mülâhaza ve usule göre olmaktan ziyade, ancak
« Yeni bir padişah emrile» anaya da tapu ile arazi verilebileceğini bil­
direrek, bu sahada şeriatın değişmez hükümlerinin haricinde bulun­
duğumuzu itiraf ediyor ve böyle örfî bir hukukun icablarıni göz al­
datıcı bir fetva formülü altında âdeta şe r’in otoritesile de kabul ve
t asdik etmiş bulunuyor. Esasen, d ğer şeyhülislâmlar da bu hususlarda
fetva vermiş olmak için kalemi ele aldıkları zamaıı, ekseriya bu işle­
rin ş e r ’î bir m a sla h a t o lm a d ığ ın ı, U liilem r n asıl em retm iş ise ö y le h a rek et
etm ek iâ z ım g eld iğ in i söylemiş bulunuyorlar. Ayni suretle, üniversite
kütüphanesi yazmaları arasında 4798 numarada kayıtlı bulunan bir k a ­
nun dergisinin 18 inci yaprağındaki bir kayda göre de, bu mecmuadaki
bazı meselelerin “işbu kanun hususi aâbıkan Manisa m üftüsü merhum
Ali efendi N işan cı P aşa h azretlerin e y a z ıp g ö n d erd ik lerin d e gelen c ev a p ­
tır,, şeklinde izah edildiği görülmekledir. Bu vaziyette, burada ismi
geçen müftünün de bu gibi meselelerde şer î hukukun esas ve metod-
XL

tarına uygun bir şekilde hükümler (fetvalar) vermek hususunda k e n ­


disini ehliyet sahibi görmiyerek selâhiyetli devlet makamlarına sormuş
ve müftünün oradan aldığı cevaplar, bir temyiz mahkemesi ka ra rı
şeklinde bu sahalardaki hukukî oluşların inkişafı seyrini tayın eden
hükümler halinde t atbika t ta müessir olmuştur
Bu suretle, müftü ve şeyhülislâmların bile bu sahalarda mevcut
kan un î esasları tefsir selâhiyetini kendilerinde bulmıyarak müracaat
ettiklerini görmekte olduğumuz n işan cıların m u ta lea ve tah rirâtla rı nin
da kanunî bir otorite kazanabileceğine ait olan kayda şayan diğer bir
misali de yine Millî Tetebbul ar mecmuasında neşredilen kanunnâmede
“ Nişancı Celâlzade merhumun kanuna müteallik bazı tahriratı,, baş-
lığile zikredilen kısım ile, 38 inci sahifeden itibaren dercedilmiş olan
“ der beyân-ı ahval-i erbab ı tapu,, bahsinde bulmaktayız. Bu müşa­
hedeleri biz, esasları bir defa d e fte r k a n ıın la rile v a z ed ilm iş olan h ü k ü m ­
lerin şey h ü lis lâ m la r d eğ il fa k a t a n c a k s e lâ h iy e tli d a v let m a k a m la rı t a r a ­
fın d a n v e y a D ivanın k a r a r la r ile te fsir v e iz a h ı sa y esin d e doğup büyüyen
bir h u k u k î m ev zu ât s a h a s ın d a olduğumuzu ispat eden deliller arasında
sayabiliriz.
Şu halde, doğuş ve inkişaf şartlarını bu şekilde tespit et mek bi­
zim için mümkün olan böyle bir örfî hukuk sahasında şeyhülislâm f e t ­
valarının ve ş e r ’î hukuk metodlarının oynamış bulunması muhtemel
olaıı rol, diyebiliriz ki , gözle görülemiyecek kadar azdır Bu rol ve
t es i rd e olsa olsa, vaktile İdarî zaruret ve amme maslahatı kaygusile ve
Örfî kanunlar halinde tertip edilmiş olan bir takım esasların, bir müd­
det sonra fetvâ kalıplarına dökülürken, f ı k h î düşüncenin işlediği bir
saha haline girmeğe müsait bir vaziyete düşmelerinden sonra başla
mıştır. F a ka t , ondan sonra da, İslâ m î denilen h u k u kî tek n ik v e t e fe k ­
kürü uzun m ü ddet d a im a d e v le t siyasetinin v e İd arî m ev zu ât ve icabların
em rinde, v e on ları ta k v iy e için k u lla n ılır bir h a ld e görm ektey iz-

F e tv a la r v e m iri e r a z ı rejim in in İslâm î d en ilen e s a s la r ı:


18 — Bu hususu ispat edebilecek bir kıymette telâkki ett'ğimiz
güzel bir misali, yine mirî arazi hükümlerinin ne dereceye kadar şe r’î
hukukun tesiri altında vazedilmiş olduğunu t e t k i k ederken bul mak­
tayız :
Kitabımızın üçüncü cildinde uzun uzadıye izah edeceğimiz veçhile,
Ebüssuut efendinin mirî arazi hükümlerini izah etmek veya meşru
göstermek için fetvâ şeklinde sonradan tertip etmiş olduğu meselelerin,
şer'î bir ta k ım esa sla rın m a n tık i zaru retlerin in bir n eticesi olduğunu z a n ­
n etm ek doğru değildir. Ayni şe r’î asıllardan h ar eket le aksi hükümler
vermek de mümkündür. Esasen Ebüssuut ef endide Kitabta yerini bul­
duğu bir t a k ı n ş e r ’î esas ve hakikatleri fetvâlariie tatbikat saha-
XLl

sına sokmuş ve bu suretle o zamana kadar mevcut olmıyan mirî arazi


rejimini adetâ ihdas etmiş değildir. Bu rejim T ü r k iy e ’de ötedenberi
mevcuttu ve imparatorluğun bütün idare ve maliye sistemi bu rejimin
esaslarına göre ayarlanmış bulunuyordu. Esasen, dikkat edilecek olur
ise görülür ki bu hükümler, h akika t en İslâmî denilebilecek olan mut ­
lak mülkiyet ve miras telakkilerini pek geniş bir saha dahilinde t at­
bikten alıkoyan bir şer'i h iley e v e y a h u k u k î bir fik s io n 'a (Devlete ait
toprakların kiracısı olmak faraziyesine) dayanmakt a ve bizzat f et va­
ların ihtiva ettiği şikâyetlerden de anlaşılacağı veçhile, tahsillerini
medresede yapan ve bu itibarla, ö r fi h u k u k sa h a sın d a to p ra k ta s a r r u f
v e tev arü sü şe k ille r in e ait o lm a k ü zere m evcut bulunan husu siyetleri
k a v r a m a k husu su n da m ü şkü lât ç e k e n , o n la rı şer'î h u ku k m eto d v e te-
la k k ile r ile k a rıştıra n ve ş e r ’î hukuk kafasının mukavemetiyle bu s a h a ­
daki hususî hükümlerin t atbika t ta yer almasına mâni olan kadıları
ikaz ve tenvir için onlara bu rejimin hususiyetlerini a nl at abi lec ek
bir lisan ile izaha teşebbüs etmiş ve bu rejime has kaideleri nasıl
bir hukukî incelikle ş e r ’î esaslara bağlamak mümkün olduğunu ispata
çalışmıştır. F aka t, Ebbussuut efendinin mirî arazi üzerindeki tasarrufu
bir ica re, tapu resmini bir p eşin k ira , çift akçesini m u v a z z a f ve öşri de
m u k a sem bir haraç olarak izaha kalkışması, âdetler veya İdarî ted­
birlerle ötedenberi zaten mevcut olan bir nizamı şe r’î formül ve tarif­
lerle meşru’ göstermek için sonradnn yapılmış bir tefsir ve izahtan
b a ş ka bir şey değildir. Aslına bakılırsa böyle bir toprak münasebet­
leri o kadar az İslâmî bir usul teşkil eder ki, mirî arazi rejiminde
olduğu gibi d a im î v e irsî bir k ir a c ılık tarzındaki toprak tasarrufu
şekillerini ıslâmiyetten evvel ve sonra diğer bir çok memleketlerde
bul mak mümkün olduğu gibi, bu rejimin t a m a m e n aksi olan bir t akım
toprak mülkiyeti tarzlarını da İslâm memleketlerinde görmekteyiz.
Bu hususta Osmanlılar tarafından Girid’ in zaptını müteakip t a t ­
bik edilen mülk h a r a c î to p r a k la r rejimini bir misal olarak zi kr et me k
mümkündür. Kitabımızda Hanya ve Kandiye kanunlarının 3 numaralı
fıkralarında (Sf. 352,354) görüldüğü üzere, Girit adasında, “ kütüb-i
fıkhiyede musarrah olan kaide-i ş e r ’iye,, ve “ hulefâ i Raşidın z ama­
nında mesbûk-ul-amel oian sünnet i seniye-i nebeviyye muktezası,,
gibi kayıtlarla ve hakikaten sâf şekillerindeki İslâmî a n ’aııelere uygun
bir toprak rejimi tesis etmiş ol mak iddiasiyle, Osmanl ı imparatorlu­
ğunda ötedenberi tatb ik ve Ebbussuut fetvâlariyle tasdik edilmiş olan,
m irî to p r a k la r rejim i bütün teferrü a tile ilg a edilmiş bulunmaktadır. Bu
sebeple, fıkıh kitaplarında mevcut olmadığı halde sırf mirî topraklar
rejiminin icapları neticesi meydana çı kmış olan resm-i tapu ve resm-i
c
çift gibi otlak, kışlak, ispenç, kovan, cürüm ve cinayet resimleri de,
çeşitli b id a t’ler (bida’-ı şettâ) olarak mahkûm edilmiştir. Bu suretle,
İslâmî denilen toprak rejimlerine ait esasların vuzııhsızlığı neticesinde
birbirine hiç benzemiyen ve hattâ prensip itibariyle yekdiğerini inkâr
eden arazi rejimlerinin Türk i ye’de ya nyana ve aynı zamanda buluna­
bilmiş olması, Girit, Sakız, ve Midilli gibi bazı memleketler fethedil-
diği zaman oraların topraklarının diğer hıristiyan memleketleri top­
rakları gibi, mirî topraklar addedilmeyip sahiplerinin mülkü h a r a c î
to p ra k la r olarak ilân edilmiş bulunması, bize bu sahadaki hükümlerin
şer’îliği meselesini nasıl hususî bir şekilde anlamak lâzım geldiğini
göstermektedir. Gerçekt en arazi rejimleri gibi bir memleketin İçtimaî
ve İktisadî en esaslı bünye hususiyetlerini tâyin ve icabetnıek mevki
inde olan esasları vazederken dört imamln çeşitli rey ve içtihatların­
dan hareketle zam an ın ica p la rın a v e v aziy etin h u su siyetlerin e g ö re bir­
birine hiç ben zem iy en n eticeleri k a b u l etm en in m üm kün g ö z ü k m esi,
T ü r ki y e ’nin teşkilât ve müesseseleriııin şer’î esaslarının hakiki m a ­
hiyetini tenvir bakımından ehemmiyetli bir hâdise olsa gerektir [14]

(14] Ayni suretle, en hayat i umur da bi rbi rine zıt k a r a r l a r v e r m e k hususunda m e v ­


cut ş e r ’i imkâıı v e neticeleri, devl et çi bir mü d a ha l e pol iti kasi yl e v e ort aç ağ i k t i s a ­
diyatının hususi şart ve i mkânl ar ı na uygun olarak, her türlü hi zmet l e y i y e c e k
madde l e r i ve ma l z e me fiyatlarının salâhiyetti devl et ma k a m l a r ı t arafından n arh
k oy m a a s a li ile tayin edi l mesinin ş e r ’an cai z olup ol mamas ı me s e l e s i n de g ö r me k
mümkün olduğu gibi, toprağını ortakçılıkla baş ka s ı na i ş l e m e n i n v e faiz a l manı n
meşrui yet i bahi s l eri nde de bulabiliriz. Bi r ç o k ş e r ’î delil ve hadi sel erle bu hususl arın
menedi l mi ş olduğu da ispat edi l ebi l eceği ha l de, halin i ca pl a r ı na, ma s l a h a t a ve
örf ve â det l e r e uygun gör ül erek bi rçok İ s l â m me ml e k e t l e r i nd e e k s e r i ya aksi d e ­
liller üzer i nde durul muş ve o nl ara ist i nat e d e r e k kadı l arın ömr ü n a ı h cet vel l eri
tanzi m e t me k l e geçmi ş, bi r ç o k İsl âm devletlerinin e k o n o m i k doktrin v e teşkilâtı
devl et çi v e müda ha l e c i kalmış ve bu suret l e Allahın iradesinin tâyin e t mekt e olduğu
ha t l a r a müdahalenin cai z ol madı ğı hakkı ndaki bazı h â di s e l e r ihmal edi l mi ş, top­
r a k kiracıl ı ğı v e faizle para v e r m e k usulleri resmen caiz görül müş v e tatbik
e di l me kt e bulunmuştur.
Tiirkiyede sultanların teşriî sıfat ve salahiyetleri
ve Kanunnameler

Ö rfî h u k u k s a h a s ın a ait s a la h iy e tle r :


19 — Osmanlı padişahlarının kendilerine ayrılmış olan sahalarda
din k ita p la rın ı k a rıştırm a ğ a lüzunı görmeden ve kendi mutahassıs idare
adamlarının tecrübelerinden başka kimseye danışmadan şeriat kaide­
lerinden ayrı bir t akım kanun ve n i z a m l a r ı istedikleri gibi vazetmek
hususundaki sıfat ve salâhiyetlerini burada münakaşa etmeğe lüzum
görmüyoruz. Çünkü İslâm memleketlerinde, prensip olarak, sultanlara
ait olan bu gibi sıfat ve salâhiyetlerden yukarda bahsetmiştik.(Sf.XIII)
Hükümdarın üstünlük ve İktidarına dair Roma âmme hukuku­
nun bazı umumî fikirlerini benimsemiş gözüken ve Bizans impara­
torlarının tahtlarında oturan Osmanh padişahlarının, imparatorluk
dahilinde en y üks ek otorite olarak, askerî, mülki ve dinî salâhiyet­
lerle, teşri’î,icraî ve kazaî kuvvetleri nefislerinde cemetmiş olduklarını
da biliyoruz. G e rç ek t en , Osmanlı padişahları, yeryüzünde p e y ga m ­
berin vekili mukaddes bir şahsiyet sıfativle cismanî iktidara ruhanî
sıfat ve salâhiyetlerini de ilâve eden bir devlet reisi olarak, ne S en a
şeklinde herhangi bir meclisin ne de şeyhülislâmlık gibi bir makamın
tasdik veya işbirliği yapmasını temine lüzum görmeden kanunları
ç ıkar ma k hususunda nazarî olarak veya hiç olmazsa tatbikatta, se r­
best gözükmektedir [15]
[15] Os ma nl ı imparat orluğunda s u lta n la r ın t e ş r ii s ı f a t v e s a lâ h iy e t le r i ile onların
muht el i f s a hal ar dak i i çr a a t l a r ı n da a r z a v e ir a d e le r in i tây in v e t a k y i d e d e n b ir t a k ım
k a n u n î m ev z u a tın m ev c u d iy e tin in b a h is m ev z u u e d ilip e d ile m iy e c e ğ i m e s e le s i, Avr upal I
müt ef ekki r v e tarihçileri öt edenberi meşgul ede n bi r « me s e l e » teşkil etmiştir.
Bunlar a r a s ı nd a L e ğ is la t io n o r ie n ta le ( Ams t eı dam 1778) n a m eserin müellifi A n q u etil
I h ı p e r o n ’ın yürüttüğü tenkit ve mül âhazal ar ı bur a da ha t ı r l amak f aydal ı olabilir.
Ge r ç e k t e n bu müellif, zamanının müt ef ekki rl eri nde a ı zu v e hevesl eri h iç b i r k a y ıt
v e t a h d id e ta b i' o lm ıy a n m u tla k b ir h ü k ü m r a n lık ş e k l i o l a r a k i fa d e e d i l e n t Ş a r k s u lt a n la r ı
d e s p o t iz m i,, k a n a a t in i, s eyahat l arı nı n ve ma ha l l i nde yapdığı bazı tetkiklerin ke ndi ­
s i ne ilham ettiği bir r e a l i z m hissi ile dikkate d e ğ e r bi r ş eki lde y ı L m e ğ a çalış-
Gerçi, h a k i k a t t e kan u n ların h a z ır la n m a sın d a , v a z v e y a ilânında
mahallinde tetk ik a t y a p a r a k t e k l if p r o je le r in i h a z ırlcm a ğ a m em u r e d i­
len h ey etlerin ro lle r i büyüktür. F a k a t bu rol, esas itibariyle t e şr i ’î
değil, teknik bakımdan hazırlayıcı ve istişarî bir mahiyetledir. Şekil
itibariyle ve neticede kanunlar kanun olmak sıfat ve kudretini mün­
hasıran padişahın arzu ve iradesinden almaktadırlar. Mütahassıslar
tarafından, proje halinde hazırlanan kanun teklifleri ancak P a d işa h ın
hu zu ru n da k ır a a t v e tasvibin i a ld ık ta n son ra, kanun kıymetini alabil­
mektedirler. Isdar edilen kanunların, Ş ey h ü lislâ m K a p ısın a gönderile­
rek, oranın da tasdiki alındıktan sonra meriyet mevkiine geçtiğine
ait teâmülî bir esas veya bir anayasa kaidesi mevcut değildir. Bilâ­
hare şeyhülislâmlar tarafından emir ve kanunl ara uygun bir takım
fetvâlar verilirken de, ş e r ’î m a sla h a t d eğ ild ir, n a sıl em red ilm iş ise ö y le
h a r e k e t e d ilm e k lâzım g elir, şeklindeki ifade tarzlarından da anlaşıla­
cağı veçhile, Türkiyedeki bu en yüksek dinî makam, kanunlarla hal­
ledilen meseleleri yüksek bir Devlet işi ve siyasî bir mesele addede­
r ek onları herhangi bir şekilde cerh ve münakaşa et mekt en k a ç ı n ­
maktadır.
Bu suretle ve yine kanun koy m an ın h ü kü m tlar için ne d e r e c e şa h sî
bir h a k teşkil ettiğini gösteren bir misal vermiş olmak üzere bu kanun­
ların padişahın hayatı müddetince t a tb ik mevkiinde kalabileceğini,
ölümünü müteakip y erin e geçen p a d işa h ın usulen em red ec eğ i y e n i tah rir
ve teftişleri m ü teakip e s k i n izam v e kan u n ları a n c a k lüzum g örü rse ta s­
d ik ed eceğ i, a k s i ta k d ir d e y in e ayn ı usulle tâd il v e ten sîk ed ilm iş y en i
k an u n la r v a z e d e b ile c e ğ i ve a nc ak bu tasdiki müteakip eski kanunların
hükümlerinin mer ’î olabileceği kaidesini burada hatırlatabiliriz. B u ­
nunla beraber, şunu da unutmamak lâzım gelir ki, Osmanlı padişah
mışiır. B a m a k s a d a o, teşkilatlı bir devlette s ul t anl arın her istediklerini y a p m a k
hususunda t a ma mi y l e hür ol amı yacığını h e r türlü dâ va v e idari tedbirin her m e m­
l eket in kendi si ne ma h s u s yazılı ka nunl arı na ve hattâ kanun kı ymet i ni hai z örf v e
â det l eri ne g ö r e hal l edi l mek zorunda olduğunu v e ni hayet hükümdarl arı n ş e r ’i
şerifi n vazettiği esa s l ar l a şeriat âlimlerinin fetvâl arı nı h e s a b a k a t ma k m e c b u r i y e ­
t i nde olduklarını da g ö s t e r me ğ e çalışmıştır. Ke ndi s i nden sonra bu görüş tarzı,
b i l h a s s a İslâm â m m e hukukuna ait nazari s i s t e ml e r de n yapılan istihraçların
tesiri altında, daha fazla i leriye götürülmüş v e h e r türlü i craat l arı nda a r zu v e
i r adel eri , şer i at kai deleri gibi İlâhî ve mut l ak düsturlar t a r a f ı ndan, kayı t v e t ah­
ditlere tâbi tutulduğu zannedi l en Ş a r k m e m le k e t le r i s u lt a n la r ın ın d ü n y a n ın en f a z l a
om eşru tî» h ü k ü m d a r la r ı o la r a k k a b a l e d ilm e s i lâ z ım g e ld iğ i id d ia s ı büsbütün ortalığa
hâki m ol muştur. B u g ü n e ka da r heniiz tarihi haki kat l erl e kar ş ı l aş t ı r ı l ar a k kontrol
v e İspat edi l mi ş ol mak hi mmet i ne maz har o l a ma y a n bu “tez„ , bi rçok Avrupal ı
müel l i f l erde v e onl ardan na k l e n bizim me ml e k e t i mi z d e bugi in h â k i m bir k a ­
n a a t o l a r a k müdaf aa edi l mekt edi r.
XLV

larınııı selefleri zamanında mevcut bulunan kanunnâmelerde bu suretle


kullanmak itiyadında oldukları tensik ve tasdik salâhiyetleri, keyfî
olmaktan ziyade, hep muhafazası lüzumlu addedilen e s k i ve id e a l bir
n izam ın m u h a fa z a sı v e bid 'atlard an temizlenip yeniden tesisi maksat ve
bâhanesiyle icra edilmekte ve bu bakımdan, iy i a d d ed ilen bir ta kım
ö r f v e â d e tle r le , İd a rî a n ’a n e v e usullerin h ü kü m ran lığ ı her itibarla k e n ­
disini hissettirmektedir. Diğer *taraftan, Osmanlı kanunlarının bu su­
retle mütemadiyen eleyip, devşirip resınî bir şekil verdiği m a h a llî ö r f
v e â d etlerin h akikî mahiyetine gelince, bunların içinde şüphesiz, çeşitli
kaynaklardan gelmiş türlü tesirler bahis mevzuu edilebilir. Bu tesir­
ler arasında, bilhassa çok eski mahallî devletlerde yazılı olarak ilân
ve tasdik edilmiş y a b a n c ı bir hu ku ku n ş ifa h î bir ö r f v e âd et şek lin e
in k ılâ b e lm iş a rtık la rı m evcut olduğu gibi, aynı suretle daha eski Türk-
Islâm devletlerinde tatbik edilen bazı şeriat hükümlerinin mahallî bir
örf haline girmiş istihaleleri de mevcut bulunabilir. Bu itibarla padi­
şahların icraatında mülhem oldukları örf ve âdet kaynaklar ı çok zen­
gin ve çeşitli ve her bakımdan tahlil ve izaha nmhtaç kuvvetleri
temsil etmektedirler- Hayatî zaruretlerin şevki ve tecrübe edilmiş me-
todlar olarak da onlar, bazen başlı başlarına birer otorite teşkil ede­
c ek kadar kuvvetli görenek tesirlerine de sahip gözükmektedirler

Ş er'î d en ilen h u k u k s a h a s ın a m ü d ah alen in şek illeri:


20 — Kanunnâmelerle tanzim edilen hukuk sahasının doğrudan
doğruya ş e r ’iat hükümleriyle idare edilen meselelerden büyük bir dik­
kat ve itinâ ile ayrılması mutâd olmasına rağmen, türlü tevil yollarile
şer’î hukukun teşkilâtlı bir de/let idaresinin zaruretlerini ve zamanın
ihtiyaçlarını pek iyi karşılayamıyan nietod ve hükümleri de kolaylıkla
bertaraf edilebilmiştir. Bu n ev i ta sa rru fla rın şü m u l v e eh em m iy eii h a k ­
k ın d a bir fikir verebil mek için bir insanın toprağı veya evi üzerindeki
tasarruf hakları ve bu gibi gayr-i menkullerin alımı, satımı ve kiraya
verilmesi gibi fıkhın m u a m elâ t kısmını alâkadar eden meselelerle,
evlenme, boşanma ve miras usulleri gibi şeriatın en a s lî k a y n a k la r ı
ta ra fın d a n şek iller i sa ra h a tle tâyin ed ilm iş olan hu su sları ç eşitli y o lla r ­
d an hüküm süz b ıra k a n u su lleri burada hatırlatmak münasip olur.
Ger çekt en, prensip olarak devlete ait olduğu kabul edilen m e m le ­
k et t o p r a k la r ı’nm devletin istediği şartlarla kiraya verilebilmesi i m­
kânlarından bizde, em ir v e fe r m a n la r la işlen en m illî v e m a h a llî bir
to p r a k hu ku ku teş e k k ü l etm iş ve bu suretle köylerde milyonlarca t e b ’-
anın her günlük hayatında karşılaştığı toprak meselelerine ait mua ­
melâtta fıkıh kaidelerine yabancı kanunnâme hükümlerinin t at bi ki
mümkün olmuştur. Bu suretle, şer'î hukukun to p ra k m es e le le r in e ta tb ik i
arzu ed ilm iy en İslâm î m ü lk iy et ve m iras telâ k k ileri, m irî a r a z i rejim in e
ait h ü kü m lerle, k ö y le r d e ortad an k a ld ırılırk en , ş e h ir le r d e k i m ü lklerin
ta s a r r u f v e m irası ş e k illerin d e d e ş e r ’î hukukun en esaslı b a z ı h ü kü m ­
lerin i tatbik ed ilm ez bir h a le sokm an ın yolu bulunuyordu. Ge rç ekt en,
şehirlerde umumiyetle tatbik edildiği gibi, evlâtlık bir vakıf haline
sokulan bir mülk üzerinde aile fertlerinin faydalanma şekilleri şart ı
v a k ıfla r la t e ş e k k ü l v e in k iş a f etm ek te olan hususi bir m ü lk v e m iras
rejim i yaşatıyordu. Geriye kalan âmme vakıfları üzerindeki tasarruf
ve faydalanma hakları da ica retey n li vakıflarda olduğu gibi, mirî t op­
rakların tasarruf şekillerine yakl aşan ve mahallî örf ve âdetlerin icap­
larına göre durmadan değişmekte olan hususi bir hukuk sahası teşkil
etmekleydiler. Nişanlanma, nikâhlanma işleriyle diğer karı koca m ü ­
nasebetleri gibi, prensip olarak ve resmen şer’ in esas kaideleri muhafaza
edilmekle beraber, malıall îörf ve â det l en e öıfî teamüllerin kuvvetle ve
kolaylıkla hükümran olduğu sahalarda da hukuk tarihçilerimizi alâ­
kadar edecek millî ve mahaliî bir takım hukukların yaşamakta olduğu
muhakkaktır.
Şu halde, miras şekilleri, mülkiyet telâkkisi ve karr koca müna­
sebetleri gibi doğrudan doğruya İsiâm medenî hukukunun şeklen ve
resmen mutlak şekilde hâkim olması lâzım geldiği meselelerde bile,
padişahların em ir v e fe r m a n la r ile işlen en v ey a türlü y o lla rd a n m a h a llî
ö r f ve âd etlerin h â k im iy e t s a h a s ı d a h ile düşen meseleler karşısında b u­
lunmaktayız. Bu hâdisenin izah ve tefsiri hususunda sultanların bizzat
Şeriat ta -afından tanınmış olan teşriî sıfat ve salâhiyetlerinden bir
kısmını burada tekrar hatırlatmak mümkündür. Gerçeklen, umumi­
yetle kabul edildiği gibi, Emir-il-müminin olan zatın, bazı fukahânın
kavillerine muhalif bir örf ve âdeti kabui edebilmek için, diğer f akih-
lerin içtihatlarını tercih ve kabui ve bu suretle tercih ettikleri
hükümlerin icaplarına uygun bir şekilde amel etmeğe halkı mecbur
etmek salâhiyetleri vardır Esasen İslâm hukuk ülenıasının rey ve
içtihatlarındaki ihtilâflar, Şeriatın ana hükümleri üzerinde olır.aktan
ziyade, asrın icaplarına ve maslahat iktizasına göre değiştirilmeleri
mümkiin olan dünya işlerine müteallik olduklarından, sultanın bu
hususlardaki tasarrufları İslâm cemiyetinin umumî menfaati icabı
caizdir. Bu sebeple bu gibi meselelerde sultan, hangi müçtehitlerin
rey ve fikri ‘'maslahat-ı nâs’a evkaf,, ise onu emredebilir. Sult anla­
rın bu suretle içtihat sahibi muhtelif İmamların çeşitli reyleıinden bi­
rini s eçme k ve onu bir emir ve kanun şeklinde' bütün memlekete
tamim etmek suretiyle İslâm hukukunun inkişafında ve t atbikatta a l ­
dığı şekiller üzerinde müessir olmak salâhiyetleri, umumiyetle zanne-
XLV

dildiğinden çok daha büyüktür- Sultanın bu nevi ehemmiyetsiz gözü­


ken bir tercih h a k kı ile fethedilen memleket ler arazisini dört büyük
imamın çeşitli reylerinden, hattâ sadece İmam i A z a m ’nı aynı şekilde
mürnkün ğösterdiği hal şekillerinden, birini kabul ederek m irî arazi
veya sahiplerinin mülkü h a ricî arazi olarak ilân et mek suretiyle, o
memleketin ziraî ve İçtimaî bünyesini ve bu bünye i!e alâkal ı İdarî,
malı bütün hususiyetlerini uzun bir tarih boyunca tayin edebilmesi­
nin ehemmiyetini bu hususta misal ol a ra k hatırlatabiliriz.

cM ecelle» ş e k lin d e k i ted v in ler v e su ltan ların teşriî sa la h iy etleri:


21 — Bundan başka, vaktile Mecellenin tanzimi esnasında vaki ol­
duğu gibi, aynı mezhebe mensup ülemaıım rey ve içtihatları arasından
asrın icaplarile halkın ihtiyaçlarına eıı uygun ol mak ıddialarıyle bazı
tercihler yapmak suretiyle meydana getirilen bir medenî kanun kit a­
bının, “ mucibince amel o:una„ hattı hüınayuniyîe. bütün bir impa r a­
torluk için resmî bir kanun metni haline sokulması da, İslâm medenî hu­
kukunun Türkiyedeki inkişafları üzerinde büyük bir ehemmiyeti haiz
bir v a k ’a olsa gerektir. Aynı şekilde, muhtelif İslâm memleketlerinde
bazı hukuk ülemasının veya meziıeb sahiplerinin devrin sultanları t a ­
rafından tercihen (utulması suretile kitaplarının büyük bir otorite k az a n ­
mış olmaları da, bu memleketlerdeki hukukî inkişaflar için büyük bir e-
hemmiyeti haiz mühim tarihî hadiseler teşkil etmişdir Bu suretle İslâmî
denilen hukuk, muayyen aşıtlardan hareketle muayyen metodlarîa n e ­
ticeler çıkaran orijinal bir hukuk metodu olarak, hür bir hava içinde
inkişaf eden aslî ve canlı hüviyetini ve mahkemel er istiklâlini k a y b e d e ­
rek, muhtelif sahalarda içtihada imkân bırakmıyacak şekilde resmî
bir mahiyet almış ve ondan sonra da donmuş kalmıştır- Bu sebeple,
muayyen zaruret ve ihtiyaçlara göre devirleri için mühim muvaffaki­
yet sayılan her tanzim, tenkih ve tedvin hareketi, bu hukukun kendisin­
den sonra vukubulacak yeni inkişaflara uymak kabiliyetlerinden bir
kısmını kaybetmesine sebep olmuştur. Bu suretle, eski hürriyet
esası ve canlılık devrinin imkân ve şartları gittikçe azaiarak, t eşri’î
sahada yenilikler yapmak, ancak artık unutulmuş gözüken eski ih­
tilâfların ümmet için bir rahmet olduğunu hatırlayarak daha eski ve
orijinal kaynaklardan hüküm çı karabi lecek bir iktidarda olan ilim
adamlarının liyakat ve teşebbüsleriyle mümkün olmuştur.
Bununla beraber, ş e r ’î hukukun daima dikk at ve itina ile kendisine a y ­
rılmış olan ve umumiyetle hususî hukuk sahasına ait tel âkk i edilen bu gibi
tesir ve teşebbüsleri, bizim burada t et ki k ettiğimiz kanunnâmelerden ha ­
riç kaimış ve bu bakımdan örfî hukuk ile ş e r ’î denilen hukuk arasındaki
metod ve zihniyet farkları kendi istiklâllerini muhafaza etmiş gözük­
müşlerdir. Bu bakımdan, bu devirlerlerde kanunnâme dinilen ,mecrau-
alarm içinde sırf prensipsizlik yüzünden, âmme hukuku kaideleriyle
hususî hukuk kaidelerinin karma karı şı k bir halde ve aralarında bir
tef rik yapılmaksızın doldurulmuş olduğunu iddia etmek ve şe r’î huku­
kun kanunnâmelerin haricinde kendisine mahsus sahasında kendi ruh
ve metodlarından mülhem bir hayat yaşamakta devam ettiğini görme­
m e k doğru olamaz.

VI

Kanunnamelerle tanzim edilen hukuk


sahasının hudutları

S a h a la r a ra sın d a m evcut tecav ü z v e iltibaslara rağ m en :


22. Bundan başka, Sultanların kendilerine t erk edilen bir takım
Bahalarda, kayıtsız ve şartsız bir şekilde kanun vazetmek hususundaki
teşri’î salâhiyetlerini büyük bir dikkat ile hudutlandırmak ve iyi an­
latmak icabeder. Bu bakımdan, bizim burada müdafaa ettiğimiz şe­
kilde, bahismevzuu kanunnâmeleri teşkil eden bütün hükümlerin doğ­
rudan doğruya p a d işa h la rın fe r m a n v e ira d eleriy le te ş e k k ü l v e in k iş a f
ed en bir ö r f v e â d et h u ku ku sa h a sın a ait bulunduğuna ve bu sahada
Şe ri at hükümlerinden müstakil ol ar ak hâkim bulunduklarına dair olan
e s a s id d ia m ız , a nc ak bu kanunnâmelerin hakikî mahiyetine ait y a pa ­
cağımız tavzihlerle kuvvet kazanabilecektir.
Ger çekt en, Osmanlı imparatorluğunda umumiyetle âm m e huku ku
kaideleri ve bunlar arasında bilhassa idare ve teşkilâta ait olan ni­
zamlarla bazı ceza işleri doğrudan doğruya padişahların emir ve f er­
manları ve bu fermanların bir araya getirilmiş şekilleri olan kanun­
nâmelerle idare edildiği halde, hususi h u k u k sahası ve bu arada bil­
hassa evlenme ve miras gibi bir kısım şah sın hukukunu v e m a l m ü n a ­
se b etler in i a lâ k a d a r ed en m ed en î h u ku k m evzu ları, Şe r i’atin ruhuna
mugayir türlü tevil ve muvazaalarla şer’î hile yolları da ınecut
ol makla beraber, şeklen ve resmen, mutlak suretle esaslarını fıkıh
kitaplarında bulan şeri’at hükümlerine tabi kalmaktadırlar. Gerçekt en
sultanların türlü mülâhazalarla bu sahalara karı şmaktan çekindikleri
görülmekte [§-6] ve hattâ aksine olarak ktndileıiııi bu sahalara ait Şeriat
hükümlerinin en büyük koroyucusu addetmektedirler- Şu h a ld e şah sın
hu ku ku n u v e m a l m ü n aseb etlerin i a lâ k a d a r eden bu n evi M eden î h u ku k
k a id e ler in in , bizim bu rad a bah is m evzuu ettiğim iz kan u n n a m elerle tan zim
ed ilen hu ku ku n h a ricin d e v e f ı k ı h k ita p la r ın d a k i k en d ilerin e m ah su s s a h a ­
la rın d a k a lm ış o lm a la rı lâ z ım g elir. Bununla beraber, sa th î k a la n ve
ş e k le in h isa r ed en bir t et ki k bize, bu mülâhazamı» tanıaınen hilâfına
olarak, bu kanunnâmelerin içinde bulundukları iddia t dilt n vuzuhsuz
ve prensipsiz halin bir neticesi olarak, büyük bir kısım hnsusî hukuk
meselelerini de ihtiva ettiklerini ve hattâ bu bakımdan â m m e hu ku ­
ku n d an z iy a d e hususî hukuk kanunlarına ait bulunan bir dergi teşkil
ettiklerini iddia edebilir. Nitekim Millî Tetebbüler Mecmuasında neş­
redilen kanunname misalinde görüldüğü üzere, bu kanunnâmelerin
bahis mevzuu ettiği meseleler arasında mirî arazinin intikal ve satı­
şına, deyin için haczine ... ilâh gibi hükümlerle, kızların evlenirken
velîlerinin rızasını almanın lâzım gelip gelmediğine ait fetvalar gibi
bir kısım medenî hukuk mevzularını görüpte aynı hükmü veren h u ­
kukçular bulunmuştur
Bununla beraber, bu devirlerde kanunnâme denilen n u c n u a l a r ı n
içine sırf prensipsizlik yüzünden, âmme hukuku kaidelerile hususi
hukuk kaidelerinin aralarında bir fark gözetilmeksizin gelişi güzel ve
sistemsiz bir şekilde konulmuş olduğunu zannetmek, doğru değildir.
Bilâkis bizim kanaatimize göre, kanunnamelerin tanzimi hususunda
hâkim olan prensipler, umumiyetle zannedild;ğindeıı çok daha vâzıh
v e k a tid ir , islâtn memleketlerindeki hukuk ve kitap ikiliğinin esasında
mevcut olan bu saha tecavüzü ve iltib a s tem ayü lü elde mevcut kanunnâme­
lerin yapıldığı devirde çoktan tanzim edilmiş bulunmaktadır. G e r çe k­
ten iddia edilebilir ki, bu kanunnameler, münhasıran mallan ve mu­
ayyen ş e r ’î h ü kü m lerin ta tbik sa h a s ın a giren hususi hu ku k m eselelerile
ka tiy en m eşgul d eğ illerd ir. Oniar, ancak ve sadece, devletle ferdin mü­
nasebetlerini tanzim eden âmme hukukunu âlâkadar edeıı veya siyasi
bir ehemmiyeti haiz olan kaidelerin devlet eliyle tanzimi şeklinde
meydana çıkan ve şe r’î hukuk kaidelerinin salâhiyetleri haricine
düşen çok sarih hudutlara sahip muayyen bir hukuk sahasını işlemeği
üzerlerine almışlardır Bu şekilde bahis mevzuu olan bir kita p ik iliğ i
o kadar vazıh ve k a t ’î sınırlarla yekdiğerindeıı ayrılmıştır ol arak mev­
cuttur ki, eğer biz bu dergiler içinde, kendilerine ait olan meselelerden
başka, s a f v e h a k ik i ş e k illerin d e bazı fık ıh m eseleleri veyahut fık ıh 'ın
m evzuunu teşk il ed en bazı hususi v e m ed en i hu ku k m evzu ları bulunduğunu
g örü rsek, tereddütsüz olarak, onları asıl metnin içine sonradan ithal
edilmiş yabancı meseleler addetmemiz lâzım gelmektedir. Esasen h a k i ­
k a t t e de bu gibi tereddüt ve iltibası mucip ilâvelere sâf şekillerinde­
ki kanunnamelerde hemen hemen hiç de tesadüf edilmemektedir.
L

Şu halele, meselede tereddüt ve iltibası mucip olan cihetler hangi­


leridir? Fikrimizce, bu hususta en büyük sebep, bu kanunnamelerde
mîrî arazi rejimine ait hükümler esaslı ve teferrüatlı bir şekilde
tafsil ve izah ediiirkeıı bazı medenî hukuk bahislerine temas
edilmiş olmasıdır. Gerçekten bu hükümler, bu gibi topraklar üze­
rindeki mülkiyet ve tevârüs şekillerini tanzim etmeğe çalışırken,
bir kısım medenî hukuk meseleleriyle karışmaktadır F a k a t dikkat edi­
lirse, bu temas ve iltibasın t amamen aldatıcı bir şekilde meydana ç ı k ­
makt a olduğu görülecektir. Çünkü, ha ki ka tt e bahis mevzuu oian h u ­
kukî münasebetler birer medenî hukuk münasebeti değildir. Ha k i ka t
şudur: Bu rejime tabi olan memleketlerde devletin elinde geniş arazi
vardır ve kanunnâme, işte devlete ait olan bu arazinin köylüye k i r a ­
lanması işiyle meşguldür ve böyle bir kiracılık münasebetlerinin usul
ve şekillerini tespit e t mek İstemiştir. Bunun haricinde, kanunnâmeler
asıl İslâm Medenî Kanunu nun mevzuunu teşkil eden hakikî mülk ve
miras meseleleriyle hiç bir şekilde âlâkalı değildir, onu kendi sahası
ve salâhiyetleri haricinde sayar.

Ebussuut efen d in in m a ruzât r isa lesi v e Kanunnâmeler".


23 Aynı suretle bazı kanunnamelerde tesadüf edildiği veçhile kızların
velîlerinin iz;ıi olmadan evieııemiyeceklerine, alınması caiz olan faiz had­
dine ve şekline, k aç ak kula, gaib veya m efk u d 'u u malına, kadı ’nın vekil
(nâib) tayin e t mek salâhiyetine, bir bina dahilinde irtikâb edilen c in a ­
yetin faillerini bulmak hususunda mülk sahibinin veya kiracının mes­
uliyetleri meselesine ait fetvalar gibi doğrudan doğruya ş e r ’î hukukun
sahastna ait bulunan meselelerin kanunname denilen bazı
mecmualarda ilâve bir fasıl ol arak eklenmiş olduğunu görüp
de bu hallerile kanunnamelerin âmme hukukundan ziyade hu­
susî hukuku alâkadar eden ve bu yüzden ş e r ’i hukuk sahasına k a r ı ­
şan derlemeler olduğunuııu iddia e t mek de doğru olamaz. Esasen dikkat
edilecek olursa görülür ki, hu gibi m eseleler bu kan u n ların a s ıl h e y ’e-
tin e d a h il d eğ illerd ir. Millî Tetebbül er mecmusında neşredilmiş olan
şekilde (Sf. 337 - 384) umumiyetle Ebussuûd efendinin M a'ruzâtı ismi
altında toplanmış olan ve doğrudan doğruya ş e r ’î hukukun sahasına ait
addedilen bir takım bahisleri şer'î fetvalar şeklinde halletmiş gözüken
bu meseleler, umumiyetle kannnnâmeden haıi ç ayrı bir mecmua t e ş ­
kil etmektedirler. İşte bu m ecm u an ın bazı n ü sh alard a kan u n n âm e ile
b era b er bir a r a d a y a z ılm ış o lm a sın ın , fe t v â sistem i ile b a h se m evzu kan u n ­
n am elerin m ü n asebeti h u su su n da olduğu k a d a r, kan u n n â m elerle tan zim
ed ilen h u k u k sa h a sın ın hudutları h a k k ın d a d a zihinleri karı ştı racak
mahiyette olduğu için, yakından t et kiki icabederî
Fet vâ şeklinde tertip edilen bahse mevzu meselelerle bu mesele­
leri bir araya toplamış olan nıa’ruzât risalesinin mukaddimesi tetkik
edilecek olursa, ilk göze çarpan nokta, mevzu ve mahiyetleri ne
olursa olsun, bu meselelerin Papalı k makamı na benzer dinî bir
makam (klişenin şefi) tarafından kendi memur teşkilâtı dahilinde
doğrudan doğruya ve serbestçe yapılmış tebliğler ve dinî ka ra rl ar
mahiyetini haiz olmayışıdır. Bu bakımdan, Türkiyede şeyhülislâm­
ların mevkiini papaların hiristiyan memleketlerindeki mevkii ile
mukayese etmeğe imkân yoktur. Şeyhülislâmların bazı dinî h a ki ­
katleri tebliğ edebilecekleri bir ümmetleri ve elleri altında muaz­
zam dinî t eşki lât ve memuriar hiyerarşisi mevcut değildir. Ebussuut
efendinin burada bahsi geçen kararların alınmasında şeyhülislâm
olarak oynadığı rolün istişarî mahiyeti bile şüphelidir.
Gerçi, bu meseleleri tertip ve mukaddimeyi hazırlamış olan zatın
ifadesine nazaran [16] vaktiyle Ebussuut efendi tarafından muhtelif
imamların içtihatları arasından seçilip bu hususta emr ve ferman çı ka­
rılmak üzere vaktiyle p a d iş a h a arz v e t e k l i f ed ilen m eseleler k a r ş ı ­
sında bulunmamız lâzım gelir. F a kat , fetvaların lisanı bizi bu hususta
daha başka türlü düşünmeğe sevkedebilecek mahiyettedir. En büyük
ihtimale göre Ebussuut efendinin buradaki fetvaların tanzimindeki
rolü,ortaya bir t akım ş e r ‘i hekikatier koymaktan ziyade, zan anın icablar:-
na uygun bir şekilde alınmış olan kanunî tedbirleri, tahsillerini medreseler­
de yapmış olan alâkalı memurlara şer’i bir lisania ve fetva şeklinde
izah ve tekid etmiş ve ş e r ’ i hukukun alışık oldukları metod ve mantıkiy-
la hareketin onları bu suretle verilmiş emirlere aykırı hükümler ver­
meğe sevketmesi ihtimali kuvvetle mevcut bulunduğu için, Şeriat kaide
leri haricinde vaktiyle verilmiş padişah fermaıılariyle teşekkül etmiş olan
istisnaî hal ve vaziyetlerin belli başlılarını onların gözü önüne koymak
İstemiştir. Fil hakika, bu risalede toplanmış olan fetva ve hükümler,
ş e r ’î hukukun kendisine ırsahsus metod ve mantıkıyla erişilmiş olan ka-
naat-er veya değişmez ş e r ’î hakikatler olmaktan ziyade, devlet işleri­
nin selâmeti endişesiyle padişah fermanlariyle alınmış İdarî ve inzi

(16] «. . Mür iivvetli su lta n ın ı h a z r e t l e r i n e a r z - ı d a ' î - i b î - m i i ) D e t l e r i old u r k i bu n dan


akdem m er h um şey h - ü l -İ s l â m m ü ft i-y ü l en 'a m '»llâm e -i zam an ... M ev lâ n â E b u s s u ' ııt ...
Su lta n Süleym an h an ... H a z r e t l e r i n e uizam ı din ve d e v l e t ve i n t i z a m - ı ah v a l -i m em le­
k e t i k t i z â e t m e ğ i n b a 'z ı m e s â ild e e im m e - i ilin d en b a ' z ı m ü ç te h id in .. k a v i ll e r i iiz er e ‘a m e l
e y le m e k m ü n a sib old u ğ u n a r z b ııy ıır u b o l m inv al ü ze re ‘a m e l o l u n m a ğ a f e r m a n - ı s u l t a n î .,
lâd ır olup ve v ü lât- ı İslam ve k u z â t ve hiik kâ m ol v e ç h i l e am el m u 't â d l a r ı d ı r H â lâ
s e r î r - i s a l t a n a t ve p ay e -i h il â f e t t e e d î d - i sâ n i ile m ü c e d d e d olu p ... h ü k m -i h a k a n ı z ik r
o la n m e s â ild e v e m in v a l ü z er e id iğ in e iş t ib a h o lm a ğ ın ahvâl m üş kül ol u p k e ş f ve b ey an
ve e m r - i p a d iş a h ı ‘ a y a n b u y u ru lm a k r i c a s ı n a v â k ı‘ o lan m e v a d - d ı n b a ' z ı 'a r z o l ın d ı B â k i
fe rm an m e n - l e h i il - e m r i n d i r H a lled a ll a h ü h il â f e te h û m e n â ta n li -u tnû r‘il c u m h u r»
LU

batî tedbirlerdir. Fı khı düşünce ve teknik, burada idari maslahatların


emrinde çalı şmakta ve o n a y a takip edilecek yolun hukukî incelikleri­
ni bulup göstermekte, yahut da sadece, tatbikatta raslayacağı muk a­
vemet ve müşkülleri yenmek hususunda kendisine yardımcı olmak
tadır. Ebussud efendiye atfedilen veyahut O nu n tarafından hakikaten imza
edilmiş bulunan bu fetvâlardan pek çoğunun, fukaha arasındaki rey ve
içtihat ihtilâflarından nasıl istifade edebileceğini Sultana arzedecek
bazı teklifler halinde olmayıp, ken d isin in şey h ü lislâm olm asın d an ev v el
(H . 952) v erilm iş o la n bir ta k ım em ir v e fe r m a n la r a istin a d etm esi ve bu
gibi sultan emirleriyle bahse mevzu hususların çoktanberi kaide oldu­
ğunu bir delil ol ara k zikretmesi, üzerine dikkatimizi çekmesi lâzım g e ­
len bir noktadır. Bizi tereddüt ve şüpheye düşüre'cek bir takım delille­
rin de bulunmasına ra ğmen, ba hs e mevzu risalede toplanmış olan hüküm­
lerin Ebussuud efendi gibi meşhur bir şeyhülislâmın fetvalariyle ve onun
teklif veya tasdiki suretiyle kararlaştırılmış olduğu k a b u l edilse biie,
mukaddimeyi tertip eden zatın k anaat ve ifadesine göre, onlar bir
takım değişmez ş e r ’î hakikatler ol maktan o kadar uzak ve o kadar
faııî ve İdarî kararlardır ki, ayni hükümlerin yeni tahta çıkan padişah
devrinde tatbik mevkiinde kalabilmeleri, ancak zamanın padişahı t ara­
fından yeniden kabul ve tasdik edilerek t ekr ar ı lâ n edilmeleri ile müm­
kün olabilecektir. Ma’ruzât risalesi işte böyle'bir maksatla ve onları yeni
padişahın tasdikına a r z e t m e k üzere tertip edilmiş ve «emr-ü ferman yine
padişahındır^ formülile yüksek t asdike arzetmiştir. Bu suretle, t amamen
şer’î hukuk sahasına ait ol mak üzere vaktiyle sultan Süleyman devrinde
verilmiş olan hükümlerin p a d işa h ın d eğ işm esile tatbiki m ecb u ri birer
kanun h ü km ü o lm a k ta n ç ık m a la r ı v e b u s ebeb le bu hükümlere esas teş-
' kil eden veyahut bu hükümleri tasdik ve izah maksadile biiâhre mey
dana getirilmiş bulunan fe tv â la r ın k ıy m etin i k a y betm esi, Osmanlı padi­
şahlarının şer’î hukuk sahasındaki inkişaflara müdahele hususundaki
salahiyetlerinin derecesi hakkında bir fikir verecek bir v a k ’adır.

24 — Kanunnamelerl e tanzim edilen hukuk sahasının tamamiyle


haricinde kalan şer’î meselelere ait olmakla beraber bu sahalarda bile
padişah emr ve fermaıılariyle teşek kül ve inkişaf etmek imkânını bulan
bir takım İdarî teamül ve nizamların fıkıh kaideleri ve fetvalarla olan
münasebetine dair, dikkate şayan misaller verdikleri için, Ebbussud
efendinin bahsi geçen M âruzât risalesinin ihtiva ettiği bazı meseleleri
burada hatırlatabiliriz:
Gerçekten, bu risalede bazı fıkıh meselelerinin kendi metod ve mantı ­
klarına yabancı düşect'k şekilde padişah emr ve fermanlarile halledilme­
sine teşebbüs edilmiştir. Meselâ, kadıların «bütün velayet haklarını hali­
fenin izin ve icazetinden aldıklaıı, kaviller içinden en sahihi ile hük­
me memur ve h ilâ fiy a tta n mahcûr bulundukları» gibi mülâhazalarla
onlar için, velilerinin İzni olmadan kızların nikâhlarının kıyılmarrası
hakkında 95i tarihli bir emir bulunması sebebiyle,muhtelif rivayet ve
kaviller arasından istediklerini seçerek aksine hüküm vermenin caiz ol­
madığı fetvâsını veriyor (Sf 339) Ayın suretle, askerî ’nin veya reayâ
taifasıniıı k a ç a k kulları ile kayıp veya m efku cl bir şalısın malının satıl­
ması, veya faizin meşru haddinin tasdik ve tecvizi hakkında k ara r v e r ­
mek (Sf. 344): kadı’nın yerine vekil (naib) tâyin edebilmek hususun­
daki salâhiyetlerini kullanmak (Sf. 345), bir mülk bina dahilinde irti­
kâp edilen bir cinayetin faillerini bulmak hususunda mülk sahibinin
veya kiracının mesuliyetlerini tâyin e t mek (Sf. 347) gibi meselelerde,
kadıların hüküm verirken fıklıî usul ve düşünceyi harekete getir me­
den evvel bıı hususta verilmiş bir padişah emri mevcut olup olma­
dığını veya bu meselede hangi intamın kaville amel etmeğe memur
olduklarını t et kik etmiş olması lâzım gelmektedir. İşte vaktiyle
Ebussuud efendi ve kendisinden sonra m âruzâtı bir risale şeklinde
tekrar tertip eden zat, bu şekilde haklarında hususî emirler verilmiş
olan bazı ş e r ’î hukuk meselelerini bir araya toplamak ve Onların
bu halleriyle arzettikleri istisnaî vaziyetler üzerine kadıların dikkat
nazarlarını ç e k m e k ve tesbit etmek istemişlerdir [17J.
Burada sultanların, ümmetin maslahat ve menfaati sabit olan bir
takım meselelerde bazı fukahantn icraat ve tasrihatına muhalif bir
örf ve âdeti kabul ettirebilmek için, muhtelif kaviller arasından birini
seçmekle iktifa ettikleri veyahut sadece r e’seıı karar vererek idaıî ve
inzibatî k ara rl ar verdikleri görülmektedir.
Burada- t et ki k ettiğimiz Maruzat risalesi gibi dergiler ise, Fıkıh
kitaplarından tahkiki tereddüdü ve içtihat farkını mucip olabilecek
vaziyette olan meseleler hakkında, umumun menfaati namına vaktiyle
alınmış olan k ararl arı hatı rl atarak onları derli toplu bir halde tasdik
ve İlâna ve bu suretle mahkemelerde yeknasak ve matluba muvafık
bir şekilde hüküm verilmesinin teminine çalışmaktatır Fa k at be kabîl
derlemeler, bizim burada tetkik ettiğimiz kanunnamelerin k a t ’i olarak
dışında kalmaktadırlar.
[1 7 ] B u h u s u s t a d iğ er fe tv a m isalle rin ) da h a b a ş k a m e c m u a l a rd a n (İ h bulu p g ö s ­
te r m e k m ü m k ü n d i ir d ü r . l i p i k olduğu için . B a y a z ıt U m u m î k ü tü p h a n e s i n d e 4 7 8 9 n u m a r a ­
da k av ıt l) bulu nan b i r m ec m u an ın 16 ıncı ya p r a ğ ın d a g ö r d ü ğ ü m ü z b i r fe tv ay ı bu r a d a
h a t ı r l a t a b i l i r i z Ru f e tv a y a gö r e, u m u m î ve ş e r ’i bir k aid e o larak h e r k e s i n i s te d i ğ i b i r
m e l ır i m ü e c c e l ile e v l e n m e s i , f a k a t e v l e n i r k e n adı konan bu p a ra n ın ölüm veya a y r ıl ık
vuku un da ka d ın a ö d e m e si lâzım ge li r .
F a k a t e ğ e r d e v l e t , i n z i b a t î ve İdarî m ü lâ h a z a la r la y e n i ç e r i l e r iç in y ap tığ ı ş e k i ld e ,
e ğ e r bin a k ç e d e n fa zla sın a n i k â h k ıy ıl m a n ıa s ın ı e m r e t m i ş s e , bu e m r e ay k ır ı o laru k a k te-
did cD n ik â h la r ın m e h r - i m ü e c c e l e a i t k n y ıtl arın ın hük üm sü z dü şm esi lâ zım g e l i r . Bu
s e b e p l e , fe tv a s a h i b i n e n az aran , b e r ne ka dar ş e r ‘-i ş e r i fi n k i m s e y e i h t i s r s ı y o k tu r ,
^•er’ aıı y e n i ç e r i d e o lsa uıehr i m ü s e m â s ı n ı v e r m e ğ e m e c b u r d u r « L â k i n m e m n u ’ olup
ı ı e y h - i s u l t a n î m u k a r r e r ise hâkim c e b r e d e m e z . »
Kanunnamalerin tertip tarzlarındaki sistemsizliğin hakikî
s e b e p l e r i

İd a rî v e m a lî m evzu âtta çeşitlilik v e d a g n ık lık p iren sibi:


25 — Bahsi geçen Kanun dergilerinin, her hangi bir hukuk saha­
sını sistemli bir şekilde ve bütün o la rak ihata eden zamanımız k a n u n ­
larından farklı bir şekilde,ekseriya kanunların kendi iptidaî şekilleri o-
lan fe r m a n la r d a n k o p a rılm ış p a rça la rı v ey a h ü lâ sa la rı y an y an a g etire­
re k , bazan da daha eski tarihlerde yapılm ış olan bir araya toplama
teşebbüslerinden arda ak ala n bazı blokları aynen te k ra r ederek k e n ­
d ilerin e m ah su s bir usul v e m an tıkla sıra la m ış olmaları da bizi hayrete
düşürınem elidir.Çünki,hakikatte,Türkiyedeki idare ve âmme hukuku gibi
çeşitli müessese ve t e ş k ilâ tı ihatâ eden bir hukuk sahasınd a, nıtcitnî
hukukta olduğu gibi, mukaddime ve prensiplerden h a rek etle, hüküm­
lerin mantıkî ve sistemli bir şekilde ve tam olarak tanzimi çok güç bir
iştir-Bu itibarla,böyle bir mantıkî teselsül ve sistem m eselesini,kanunna­
melerden ziyade, fıkıh kitaplarının tertip ve tanzimi bahsinde vazetm ek
münasip olur. G erçekten, Kanunnâmelerle tanzim edilen sahada bahis
mevzu olan bir tek kanun olmayıp çeşitli ve ç o k adetde kanunlardır.
Çünki bu sahada her müessese, teşkilât ve zümre için ayrı bir
takım hususî kanunlar mevcut olduğuna göre, bunları ancak bir yığın
halinde bir araya toplam ak mümkün olur.
Şu halde, İdarî ve malî sah alara ait nizam ve kanunlarda çeşitli­
lik asıl olduğuna göre, bu gibi te ş k ilâ t kan u n ların ı bir takım mühim
kısımlar veya esas prensipler-halinde hülâsa ed erek bahis mevzu k a ­
nunnâmelerle benzeri mecmuaları tertip etmek teşebbüsü, daima n ok­
san k a la c a k ve eğer tam olması isteniyorsa, muhtelif sahalara ait
kanunî meVzuâtı m an tıkî bir sistem içinde derleyip toplam a ve sis­
tem leştirm e işinden ziyade ancak yam alı bir bohça şeklinde ve muh­
telif parçaları yekdiğerine eklem e suretile meydana getirilebilecektir.
Bu suretle meydana gelen dergi de, bir d ers kitabı halinden çıkarak pek
büyük bir k a n u n la r k ü lliy â tı veya m ü nşeat m ecm u a sı şeklini alacaktır.
Bilhassa Osmanlı imparatorluğu gibi, İdarî, ma!î mevzuâtta a ra z iy e
g ö r e hu ku k v e kan u n d ağ ın ıklığ ı p ren sib i hükümrân olarak, her biri
ayrı bir teşkilât ve nizamla idare edilen ve çeşitli imtiyaz ve muâfi-
yetleru sahip zümrelere, vakıflar şeklinde İd a rî-m a lî birtakım muhta­
riyetlerle ve her biri kendi hususî statüsüne göre idare edilen te şe k ­
küllere hükmeden bir devlette, umumî bir teşkilât ve idare kanunu
tertip etmeğe ve bunu herkesin eline verm eğe imkân ve lüzum yoktur.
LV

H akikaten çok renkli ve çeşitli bir tablo arzeden bu geniş ü lk e­


de, meselâ Macaristandaıı fethedilen m em leketlerd e tatbik edilen k a ­
nunlarla Adalarda, Mısırda, Azerbeycanda ve Ş a r k Vilâyetlerinde t a t ­
bik edilen usul ve âd etler, tesadüf edilen teşk ilâ t ve müesseseler b ir­
birinden çok farklıdır. Bütün bu te ş k ilâ tı çerçev eliy en çeşitli n izam v e
kaid eleri, bazı u m um î p ren sip ler, an a teşk ilâ t y a sa la rı v ey a y e k n e s a k
k an u n î fo r m ü lle r h a lin d e ifa d e e tm e k h em en h em en im k â n sız d ır. Aynı
suretle, madenciler, o rtakçılar, taycılar, derbeiıtciler ve vO ynuklar..
ilâh, hakkm d aki nizamlarla, memleketin her köşesinde mevcut ayrı
bir çeşit vergi n ev ’i veya ziraî örf ve âdetler de her tara fta tatb ik
sahası bulan ve herkesi alâkadar eden bir takıtr, umumi kanunların
mevzuları sayılamazlar. Bu itibarla, kâğıt bolluğu ile matbaanın ni­
metlerinden bu günkü gibi istifade edemiyen ve memur yetiştirme ve
çalıştırma hususunda ayrı usulleri olan bir m em lekette bu çeşitli k a ­
nunları büyük ciîtler halinde bir araya toplayıp her tarafa dağıtm ak-
tada ne bir zaruret ne de bir fayda görülmemiş olabilir.

U m um î v e m ü retteb k an u n n âm elerin zaru rî ş e k li:


2ö — D em ek oluyor ki, umumî ve tertipli bir Osmanlı kanunnâ­
mesi a n cak pek esaslı bazı vergilerle ana usul ve teşkilâ ta ait kaid e­
leri ihtiva edebilir: Miyrî arazi rejiminin hususiyetleri, Sipahilerin v a­
zife ve selâhiyetleri.. ilah. gibi. O da bu gibi rejim ve zümrelerin
mevcut olduğu yerler için bahis mevzu olmak şartile. Bu sebeple, ha­
k ik î ve tam olm ak iddiasında bulunan bir kanunnâme, bu nevi pren­
sipleri kayd ettikten sonra, bir sürü istisnalar sıralayıp saym ağa v ey a
h er biri ay rı v e istisn a î b ir v aziyeti tan zim e y a ra y a n p e k hususî bir takım
kan u n ları a y rıca v e bütünce d ere ve z ik retm eğ e mecbur k a la c a k ­
tır ki, bu suretle esasları toplamak prensibinden vaz geçilmiş ola cak
ve mecmua bir kanunlar kolleksiyonu haline düşektir. Nitekim, umu­
mî tipte, yalnız bazı esas prensipleri ve arazi ve tim ar sistemi gibi
mühim bazı teşk ilâ ta ait kaideleri «bir araya getirip mücellet bir def­
ter vücude getirme» husufundaki teşebbüslerle meydana çıktığı an la­
şılan bazı kaııunııâmeler [§- 12]. bu suretle bir sürü istisnâları saym a­
ğa mecbur olmuş veya zarurî olarak mem leketin her taıafın a tatbik
ve teşmili mümkün olmayan hususî bazı müesseselerden bahsetm ekle
iktifa etmişlerdir. Bu mecmualarda her mahalle ait hükümlerin bazen
birbirinden pek değişik olması yüzünden, çok defa, sistemleştirme
ve umumî prensiplere irca etme işinde aciz izhar edilerek, “ihtilâf vu­
kuunda o meseleye ait olan asıl h akikî kanunnameye m üracaat edil­
sin,, denilip geçilmiştir. Yine aynı suretle, ta tb ik a tta k i lüzum ve
ehemmiyetlerine binâen, asıl olan ve devlet dairelerinde ayrı
ayrı her işe ve her yere mahsus olmak üzere mevcut bulunan bu ö z el
LV l

k a n u n n â m elere m ü racaat v e onu tatbik e d e c e k v az iy ette o la n la r ın ,bu k a ­


nunnamelerden kendilerini bilhassa alâka d ar eden bir kısmını kopya
ederek kendi hususî nüshalarına d ercetm ek lüzumunu hissettikleri de
bazı nüshaların tetkikinden anlaşılmaktadır.
Bu sebepten, elde m evcut kanunnâm e nüshalarından bazılarında
ilâve bir e k olarak, bu şekildeki h a k ik î ka n u n n â m e m etin lerin den b a ­
zıların' bulmak mümkün olm aktadır. Bununla b erab e r, aslî ve her
y ere mahsus olarak mevcut hususî kanunların asıl bulunduğu yerler
bu gibi tesadüfi derlemelerden ziyade, Devlet dairelerindeki d e fte r le r ­
d ir. Şimdiye kad ar bahis mevzuu ettiğimiz kanunnâmeler şeklindeki
mecmuaların tertip usulleri ve bünyeleri içinde bu ilâveler yabancıdır.
V e bu ilâve halindeki şekillerile onlar, elde mevcut olan ve hususî
şahıslar tarafından hususî m a k satla rla tertip edilmiş bulunan kanun
mecmualarının tatb ik a tta k i n o k s a n lık ve k ifa y e ts iz lik le r in i g ö s te r m e k ­
tedir.
Şu halde, hiç bir zaman unutmamak lâzım gelir ki, burada kul­
landığımız manada kan u n n â m e ismini verdiğimiz bu dergilerden her
biri, an cak kendi devirlerinin ve sahibinin görüş ve anlayışile ve mevcut
kanunî mevzuâttan derlenmek suretile meydana getirilmiş eserlerdir.
Bunları zamanlarının hukukî mevzuâtı hakkında umumî bir fikir v e r­
mek için İlm î v e ted risi m a k s a tla r la tertip ed ilm iş olan eserlere veyahut
tam am en pratik m aksatlarla toplanmış olan notlara benzetebiliriz Bu
sebeple onlar, bütün kanunları aynen ve tamamen derleyip bir araya
toplam ak gayesinden ziyade bazı esas hüküm ve kanunlar hakkınd a
misaller derlem ek, mühim addettikleri bazı meseleler hakkında v a k t i ­
le verilmiş olan hükümlerin ifade şekillerini misal olarak zik retm e k
ve bu suretle fıkıh kitaplarının yanında ve onların hüküm ve m e’od-
larından tamamen farklı bir şekilde, ayrı biı hukuk sahasına ait mev-
zuâtın ilim ve ders kitabı olmayı istem ek nıevkiindedirler.
Şüphesiz, onlardan zamanlarının hukukî mevzuâtını aksettiren bi­
rer vesika o la ra k İstifade etm ek mümkündür. F a k a t, bu mecmuaları
tertip edenlerin vaktile m üracaat ettikleri k a y n a k la r bu gün arşivle­
rimizde aynen ve o zam anki hallerile ve kendilerine’ mahsus m evkile­
rinde elimize geçip doğrudan doğruya bu k a y n a k la r a m üracaat etm ek
ve bu suretle daha tafsilâtlı, daha zengin malûmatı ihtiva eden a s lî
ş e k ille r in d e k i h a k ik î kan u n ları te tk ik e tm e k im k â n ı bizim için hasıl o l­
dukça, vaktile devşirme, hülâsa ve nakil suretile ve her biri sahibinin
hususî alâka ve imkânları dairesinde tanzim edilmiş olan hususî kanun
mecmualarının ehemmiyetini kayb edeceği aşikârdır. Bilhassa, bu k a ­
nunnâmelerin tertip edilen asıl ilk nüshaları, sahiplerinin el yazılarile
bulunup her d ergin in n erelerd en , ne gibi m ü lâ h a z a la r la seçilm iş, h an g i
p a r ç a la r d a n terek k ü b etm iş bulunduğu a n la şılıp , on a göre her biri m u k a y e ­
seli bir ş e k ild e t e tk ik , ta sn if v e izah ed ilm iş d eğ ild ir Yekdiğerinden ge­
lişi güzel nakil ve kopya edilmiş, hususî notlar ilâvesiie zenginleşti­
rilmiş, hülâsa keyfî tasarruflarla muhtelif ta rih le re sit çeşitli hüküm­
leri karma karışık bir halde sıralayıp bize ancak üçüncü ve dördüncü
eld"iı so y su z la şm ış v e ren k siz k o p y a la r h a lin e dü ştü kten so n ra in tikal
etm iş bulunan kanunnâme nüshalarından hakkile istifade etm ek pek
göç olm aktadır.
Asılları bulunmayan ve belki de hiç bulunmayacak olan malûmatı
ihtiva eden parçalarile, şüphesiz, bu kanunnâm eler emsalsiz bir k ıy ­
met ve ehem m iyet taşım akta devam edeceklerdir. Teşrifâta veyahut
bazı hususî müessese ve teşkilâta ait hususî kanunları aynen nakleden
kısımlarında da bu kanunnâmeler için aynı şey söylenebilir. F a k a t,
büyük bir ekseriyetle idarî-maiî teşkilâta ait olan hükümlerile onlar
ç o k noksandırlar ve bu itibarla gerek hakikî kanunlarla ve gerekse
t a tb ik a t t a aldıkları şekilleri gösteren emir ve fermanlarla mukayese
edilerek tamamlanmaları ve mânâlandtrıimaları lâzım gelir.
Bu bakımdan kanunnâmeleri tanzim edenlerin vaktile m üracaat
ettik leri m en ba ’lara bu gün doğrudan doğruya müracaat ve bu
suretle onların metinlerini kontrol etm ek mümkün oldukça bu yapıl­
malıdır. Esasen, elde mevcut olan kanunnâmelerin birer eser olarak
terekkü p ve te şek k ü l tarzlarile sahiplerinin şahsiyetlerini ve İlmî k ıy ­
metlerini izah ve ihtiva ettikleri menbalarln manâlandırılıp anlaşılma­
sı için de bu iş yapılmalıdır. F a k a t bütün bu işlerin yapılabilmesi
için her şeyden evvel, bahsi geçen esas kanunların neşri lâzımge-
lir [18].
[18} Aynı s u r e t l e , el d e m e v c u t kanunnâm elerdeki bu t e r t i p s i z ve k a r ı ş ı k lıale
b a k ı p t a , bu d e v ir / arlında D e v l e t i ş le rin in ç o k k a r ış ık ve ge li şi g ü z e l i d a r e e d ild iğ in i
z a n n e t m e k d e büyük b i r hata t e ş k i l e d e r :
I l a k i k a t t e , y u k a r d a n b e r i izah e t m e ğ e na lı şd ığım ız v e ç h i l e m e rk e z î D e v l e t b ü r o la r ın -
<iaki s e l â h i y e t l i m e m u r la r ın eli n d e m ü r a c a a t ed ile n ve i h t i y a r hasıl o l d u k ç a her gün D i -
vajudan v e r i l e n yeni k a r a r l a r a g ö r e ye ni y e n : tâ d i ll e r e t â b i tu tu la n ve h e r iş için a y r ı a y r ı
m e v c u t o la n b i r t a k ım h u su si v e t a fs ila t lı k a n u n l a r vardır. Bu s u r e t l e , asıl k a n u n l a r ,
b a h t i g e ç e n kan un d e r g i l e r in i n h a l i c i n d e k i d o s y a l a r ın d a ( k e s e l e r d e veya h er m ah al ve
z ü m r e y e m ahsus olan d e f te r i n b a ş ın d a , s i c i l l e r d e ) h e r gü n k ü e m i r ve f e r m a n l a r la m ü t e ­
m adiyen işlenm ekte ve k e n d il e r i l e am el e d i l e c e k b i r şe k i ld e göz ön ü n d e ve canlı t u t u l ­
m aktad ır.
Y i n e ay n ı ş e k ild e , bu k a n ıı n n â m e l e ı i n e s a s i t i b a r i l e a r a z i , i d a r e ve c eza huku kunu
a l â k a o a r e d e n ve bu s e l e p l e t a t b i k l e r i , m a h k e m e l e r d e n ziyad e ida ri ve a s k e r î m a k a m la rı
a l â k a d a r e d e n h ü k ü m le r i , a l â k a d a r m e m u r la r a h e r zam an g a y e t s a r i h b i r t a l i m a t h ali n d e

d
v ııı.

Bu kitapta neşredilen hususi defter kanunlarının


mahiyet ve ehemmiyeti

27 — Şu halde, O sm anlı imparatorluğunun teşkilât ve müessesele-


ri tarihini ve bu arada ziraî ekonominin hukukî ve malî esaslarını
ortaya koyabilmek için müracaatı lüzumlu kaynaklar arasında bahsi
geçen hu su sî d e ft e r k a n u n la rın ın mühim bir mevki işgal etmesi lâzım
gelmektedir. Bu sebeple biz, ön sözde izah ettiğimiz veçhile, kitab ım ı­
zın birinci cildinde bu kanunlar içinden bizi alâkadar edenlerin en
mühimleri olarak bir yüz kadarını seçip neşretmiş bulunuyoruz. B u
kanunlardan hemen hepsinin üzerinde tarih ve mahal kaydı mevcuttur.
Burada onların, herhangi birinin kâfi derecede izah edemediği bir husu­
su diğerinin tamamladığı ve baz: hallerde aynı ziimre veya m ıntakaya
ait nizamların zamanla tâbi tutuldukları değişmelerin ıran a ve istik a ­
metini b elirtm ek m aksadüe m ukayeseler yapmamıza imkân verecekle­
ri için, mümkün olduğu kadar tekrarlardan kaçın arak, hususi bir m ak-
sadia Seçilmiş olduklarını kaydedebiliriz Diğer cildlerde bu kanunla­
rın hükümlerinden her birinin, mümkün oldukça, hangi şartlar altında
nasıl vaz ve ta tb ik edilmiş olduklarına, alâkadar zümrelerin adedi
ehemmiyetlerile coğrafî yayılış sahalarına ait Divan kayıtları ve emir
ve fermanlar şeklindeki b i r t a k ı m arşiv malzemesile ayrıca dillendirilip
tarihî tetk ik ler için kullanılabilir bir hale sokulmasına da çalışıla cak­
tır. Bu hailerile Türk hukuk ve iktisat tarihile meşgul olanları ayrıca
alâkalandırabilcceğini ümid ettiğimiz malzemenin bu şekilde neşrinin
Osmanlı kanunlarının nasıl teşek kü l ve inkişaf etm iş olduklarını tayin
için lüzumlu mukayeseli metin tetkiklerinin ve Roma hukukunda eski
m e rk e z d e n b i l d i r i l m e k t e ve t a t b i k ş e k i ll e r i , yapı la n ş i k â y e t l e r veya t e f t i ş l e r v e s i le s i y l e d u r ­
mad an ko n tr o l e d i l m e k t e d i r . Bu nevi e m i r ve hû kiim ş e k li n d e k i k a n u n v e ta lim a tın ( T a ­
l i m a t h ü k ü m le r i n ) b i r s u r e t i Devlı-t m e r k e z i n d e k i b ü r o l a r d a a l ık o n u l d u ğ u g i b i , d i ğ e r s u ­
r e t l e r i d e e y â l e t m e r k e z i n d e k i D iv a n la r d a ve K a d ı S ic ille r i h ali n d e m a h k e m e z a b ı t l a r ı n ­
da m e v c u t t u r . L ü z u m u t a k d i r i n d e a l â k a d a r h e r k e s o t a l a r a m ü r a c a a t e d e r e k her h an g i b i r
hükmün son ş e k l i h a k k ı n d a m a l û m a t e l d e e d e b i l i r . Bu i t i b a r l a d i y e b i li r iz k i , b u g ü n baz»
k ü t ü p h a n e l e r d e t e s a d ü f ed ile n K a n u n m e c m u a la r ın d a g ö r d ü ğ ü m ü z k a r ı ş ı k ve i n t i z a m s ız
t e r t i p şek li o n la r ın to p la n m a ta r z l a r ı n ı n ve m a h i y e tl e r i n i n t a b i î b i r n e t i c e s i d i r . Bu k ı r ı ­
ş ık halin t a t b i k a t t a d o ğ u rm u ş o la ca ğ ı t a s a v v u r edile n m ahzu rl arı n b e r t a r a f e d i lm e s i n i t e ­
min z ım n ın d a , U ev let b ü r o la r ın d a k i k a y ıt ve t e s c i l l e r d e d i k k a t e şâyân usu ller ve m ü ­
k e m m e l i y e t m e v c u t b u lu n m u ş olduğu g i b i , m u a m e l â t ve m e m u r y e t i ş t i r m e u s u l l e r i n d e de
b ug ün kü e s a s l a r a uy mayan kay d e d e ğ e r h u s u s iy e tl e r i n b u l u n d u ğ u ila u n u tu lm am alı d ır.
kılâsik metinlerin meydana çıkarılm ası için yapılan in terpolation a ra ş­
tırm alarına benzer çalışmaların yapılmasına da imkân vereceğini zan-
ediyoruz.

H a k ik î isim v e sıfa tla rı :


28. — K ıym et ve ehemmiyetleri bu kad ar büyük olan bu hususi
d efter ku n u n lacın m hakikî mahiyetlerile bünye hususiyetlerine gelince,
bu hususda bir fikir verebilm ek için, kitabımıza aldığımız kanunlardan
bir kaçının tetkikine lüzum vardır:
Evvelâ, bu kanunlardan her birinin, bizim tetkik ettiğimiz k a y ­
naklarda, daima «padişah kanunu», «kamı ı-hümayun» nâmı altında a-
nılınakta olduğu ve bir çok yerlerde «kavanîn-i örfiye», “Kavanîn-i ör-
fiyye i Osmaniye», «K azayây ı ö r f i y y o yahut «Kavanin-i divaıı-ı O s ­
manî» ve «Ferm an-ı âlişân-ı - zill i R a b b â n h nâmı altında zikredildiğini
burada kayıt etm ek isteriz. Bu suretle adlandırılan kanunların, Şeyhü­
lislâm Kapısına sorulmadan ve fetvâ alm ağa lüzum görülmeden k e n ­
dilerine mahsus usullerle vaz' ve neşredilmekte oldukları da görülmek­
tedir [19]. Ekseriyetle büyük malî ve mülki memurlar arasından se­
çilen tahrir eminlerinin (yahut il yazıcılarının), daha evvel merkezden
verilen direktiflere ve mahallinde yaptıkları ta h k ik a ta göre, ekseriya
daha esk i kanunlar üzerinde işliyerek hazırladıkları kanun projeleri­
nin, ancak padişahın tasdikine arz edildikten sonra, alâkadar zümre
ve mahallere ait defterlerin başına yazıldıkları anlaşılmaktadır. B azı­
larında tesadüf edilen, «makbul-i-hümayunum olmuştur», «Min ba'd
fehvây-ı şerifiyle ‘amel olunmak emir ve ferman eyledim» gibi p a d i­
şa h la rın el y a z ıla rile y a p ılm ış tasdikler ve son zamanlarda hemen he­
men umumî bir kaide olarak defterlerin b a ş tarafına çekilm iş olan
tu ğralar, bu hususu teyid ettiği gibi; bir çoklarında, defterle birlikte
kanunların da «huzur-ı şeriflerinde k ıraat olundu» gı, «düstûr-ül-amel
olup Defterhane-i âmirede hıfz olunmak bâbında fermana istenerek
yü ksek tasdike sunulduğu, «bu hususda devletlü Hünkâr hazretlerinin
huzurlarında okunup ta k rir olunduğu üzere alınsın deyü buyruldum ğı
gibi kayıtlardan bu kanunların alâkadar devlet bürolarına vaz'edilmiş
r e s m î m etin ler v e h a k ik î k an u n lar olduğu anlaşılm aktadır [20]

H ususi d e fte r kan u n ların ın te ş e k k ü l ve terek k ıib tarzı:


E ski Osmanlı kanunnâmelerinin, kanun tekniği ve bünye hususi-

11 9 1 K i t a b ı m ı z ı n 9, 1 4 , 6 4 , 7 5 , 1 2 8 , 2 5 3 ve 2 6 9 uncu jay falarıyıla en d ekste Ka­


nun, k a n u n - ı k a d î m . . i l h . m a d d elerin e b a k ı n ı z .
] 2 0 j B u husu sda,, B ü y ü k n üfû s ve arazı t a h r i r l e r i . . » İsim li m a k a l e l e n m i z i n kayıtlar
k ı s m ı n a b a k ı n ı z ( İ k t i s a t F a k ü l t e s i m e c m u a s ı, ç i l t I I , 1 940).
LX

yetleri bakımından, mücerred ve umumi bazı hükümlerin sfs’. emli bir


tarzda tasnif ve tertibleri suretile meydana gelmiş olm aktan ziyade,
muayyen zaman ve mekânlarda müşahhas bazı hadiselere teallûku ol­
mak Üzeıe verilmiş emir ve fermanlardan teşekkül ettikleıini ve bü­
tün O sm anlı m em leketlerine mahsus yeknesak umumi kanunlardan
ziyade her yerin örf ve âdetlerine göre derlenmiş hususi kanunlar o l­
duklarını yukarda izah etmiştik (sf. LİV). Bu kitapta neşrettiğiminıiz
kanunnâmelerden her birinin her yer için ayrı ve çeşitli bir takım esas
ve teşkilâtı bahs mevzuu etmesi, bu hususda kâfi delil teşkil ettiği gibi,
bu kanunnâmelerin hükümlerinden bazılarının ne münasebetle, nasıl
ve ne şekilde ifade edilmiş olduğunu tetk ik etm ek de fikrimizi büs­
bütün teyid etmektedir.
Bu hususda misal o la ra k kitabımızın 355-387 inci sahifeleri arasın­
da neşredilmiş olan 1524 (931) tarihli M ısır k a n u n n â m esin i tetkik ede­
biliriz :
G erçekten , bu kanunun mukaddimesinin tetkikinden anlaşılacağı
veçhile, bu m em lekette mevcut olan eski nizam ve kanunlar zamanla
bozulmuş ve mukaddimenin aşağıdaki fıkrasının [21 j bizim yaptığımız
geniş bir tefsiri ile, Ş e r'î hukukun vazettiği esasların ve kurduğu teşkila­
tın hakkından gelemiyeceği kadar karışık ve içinden çıkılm ası güç bir
vaziyet hasıl olmuş ve bazı hususlarda davaları Ş e riat büyüklerinin
lisanlarının kılıcıyla» değil siyasî valilerin “kılıçlarının lisaııile,, hallet
mek icabetmiştir.
Bu vaziyet karşısında, bir çok eski sultanlar gibi, birinci Se lim d e
siyasî ve örfi bir takım kanun ve nizamlar vaz‘ etmiş ve bid’at ehlinin
vücutlarını ortadan kaldırmışdır Mısır’a tayin edilen diğer vezirler de
bu hususda çok çalışm ışlar ise de, «b a‘is-i intizam olacak bir kanun-ı
mübîn ve nehc-i müstakim olacak bir vaz1 tertib ve tayin etmedikleri
sebepten» m em leket karışıklıktan kurtulamamıştı. Halbuki, bu suretle
türlü dertlerle malûl olan bir İçtimaî bünyeyi tedavi edebilmek için,
her şeyden evvel «Teşrih i aza-yi memleketi lafz-ı mûcız ile ravî» e-
saslı kanunlar vaz’etm ek lâzım gelm ekte idi |v a rak , [g b. işte bu
işi başarıp «ıslah-ı mizac ı âlem için lüzumlu» a m eliyatla r yapa­
bilecek «mahrem-i esrar I saltanat» bir zat olan İbrahim paşa bu mak-
sadla ve fevkalâde salâhiyetlerle M ısır’a geldi ve orada her türlü teş-

[ 2 1 ] ' l e n f i z - İ ş e t â y ı ‘ -i s e a d e t . b a b ın d a ü m a t â ve m ü l û k -i İs âm in e y â d î- i k av iy y e-
» ine şiddet - i i h t i y a ç ve ı f t i k a r h a le t - i ı z t ı r a r m e r t e b e s i n e var ıp bazı h u s u s a tta k a t - ı n i ­
z a ’ vr h u s u m e t t ı g - i z e b â n -ı e v l iy a -i j e r i ' a t l a m ü m k ü n o l ın a y ıb z e b a n - ı t î g i va liyâlı-ı s i ­
y a s e t l e o l m a k v a e i b İ h s a * olunub.- ( v a r a k , 2 b).
kilât ve teâmüllerin nasıl işlediğini tetk ik ile «her zümrenin eslâf-ı
Selâtin zamanlııdanberi mutâdları olan nüzülât ve ziyafâtı» nı tayin edip
«Şunlar ki, âyin-i selâlîn-i pişin olub raiyet mütezarrır olmıya ibka
olunup ve şunlar ki mahz ı mulıaddesât ve sırf nıasııuât tır» en:ri şerif­
le r e f ’ettirip bir kanun vaz ettirdi [22].
Bu suretle v a z 1 edilmiş olan kanunnâmenin teşekkül tarzı ile bün­
ye hususiyetleri tetk ik edilecek olur ise görülür ki, kanun metni emir
ve ferm anlar şeklinde kaleme alınmıştır. Emir ve fermanların ifade
tarzı ve şekilleri metin içinde kaynaşm am ış ek şekiller halinde k e n ­
disini gösterm ektedir [23].
Aynı suretle, Mısır kanunnâmesinde tesbit ve tafsil edilmiş bulu­
nan te ş k ilâ t ve müesseselerin bir çoğunun Mısır’a mahsus olduğu ve
benzerlerine başka yerlerde tesadüf edilmediği de göze çarpan bir
noktadır. Yalnız, kanunun 13 üncü maddesinde görüldüğü veçhile, cü­
rüm ve cinayet bahislerinde R um ka n u n n â m esi ta tb ik edileceğinden, bu
kanunnâme tedarik edilerek bir suretinin M ısır D ivan ın da alıkon u lu p
diğer suretlerinin kadılara gönderilip sicillâ ta g eçirtilm esi v e h a lk a «ni­
d a v e tenbih> ettirilm esi yazılmaktadır-
Hususi defter Kanunlarının ne şekilde yapılm akta olduklarının di­
ğer güzel bir misali de bizim Tarih Vesikaları Dergisinde (Say ı, 5, 7
ve 9) neşrettiğimiz 1502 (907) tarihli ihtisâb kan u n larıd ır. Bursa, E d ir­
ne ve İstanbul gibi bazı büyük şehirlerde eşya ve yiyecek fiatlarının
tesbit ve teftişi hususlarını tanzim eden bu kanunlar, mukaddimeleri­
nin tetkikinden anlaşılacağı veçhile, padişahın emri üzerine [24], a lâ k a lı
z ü m r e le r m ü m essillerin in iştira k ile m a h a llin d e y a p ıla n te tk ik le r e ve es-
[2 2 J « B u k a n u n n â m e -i h üm ayu n-ı a d a l e t m eş h un e k m e l - i e s a l ı b v e e c m e l - i t e r a k î b
ü z e rin e vaz' olunup i ç in d e olan cürnel i i c m al Ve t e f a s î l - i ah vâl m a 'r u z -i s e r ir - i g er d im -1
c e l â l o ld u k ta n so n r a m a k r u r.-i s a a d e t - k a b u l v e m a k b u l-i e im m e - i f i i r u ‘ v e u sû l o lu b f e r -
m a n - l k a d e r tü v â n -ı k a z a - c e r e y a n bu v e ç h i l e s a d ı r oldu ki, bu k a v a n î t ı ’i m a d e l e t ka rin i
ha va im i â m eld e n akşikin ve c b e d - ü l - â b a d sa h a y ıf ı a h k â m d a e v tâ d olu b f e h v a y -ı g a r r a -
sı n a s s -ı k a t î ve m ân ay ı c ih a n a râ s ı b urhaıı-ı S a t ı ’ ola»
|23| G e r ç e k t e n k an un n âm e nin ifa d es i b a şta n a şağ ı e m i r ve fe rm an ş e k l in d e d i r . Bu
h u su sd a t e k b i r m isa l v e rm iş o lm a k i ç in 3 6 ın c ı m a d d e d e k i « H a l i y e n sen ki B eyler b e ­
yisin ve se n ki m a l ım a m ü t e a l li k u m û ta n a z ır s ı n , siz in hüs nü i s t i k a m e t i n i z e ve k e m â l - i
i h t i m a m ı n ı z a i ti m ad ım o lm ağın f e r m a o -ı kaza c e r e y a n ım bunun ü ze ri n e su d u r bnldu ki .»
d i y e b a şl ıy a n k ısm ı zikredebiliriz. « H â l i y â e m r - i c e l i l - ü l - k a d r bu m in v âl ü z e re c â r î o l ­
du k i . . » , «ye ni ta hvil husu su n da e m r - i şe r i f., b üy ledir ki» ş e k l i n d e b a ş l ıy a n m a d d e l e r d e ,
m a h a l l i n d e yapılat» t a h k i k a t ve a n k e t l e r i n m uay yen sa h a l a ra a i t n e t i c e l e r i k ısım kı sı m
d e v l e t m e r k e z i n e arz e d i l d i k ç e D iv a n d a h e r m e s e l e h a k k ı n d a v e r i l m i ş o lan k a r a r l a r ı n b i ­
r e r fe r m a n ş e k l in d e t e b l i ğ e d i lm i ş ol du ğun u ve kan un u t e r t i b e d e n le r i n ç o k d e fa bu f e r ­
manların i f a d e ta r z l a rın ı ayn en m uh af aza e t m e k s u r e t i l e m e c m u a l a r ın ı d o l d u r d u k l a r ın ı
is p a t e t m e k t e d i r . ( 1 3 num aralı n otu n b u lu n d u ğ u y e r e d e b a k ı n ı z ).
|24] « 4 e n s e r î r i s a l t a n a t a c ülus id e li d e n b e r i h er hususun nar ğı nen in üze ri n e c a r î
LXH

nafın âdet ve nizamlarım tesbit için v a k tile v erilm iş fe r m a n la r a d aya­


narak yapılm ıştır. Aynı usulün muhtelif m ıntakalardaki köylü halkın
ziraî sahadaki faaliyetlerini hudutlandıran örf ve adetlerin kanunnâm ­
eler şeklindeki tanzim ve tensiklerinde de hâkim bulunduğu kabul
edilebilir.

H ususi d e ft e r kan u n ların ın k ıy m eti ve z e n g in liğ i:


30 — Bizim burada neşrettiğim iz hususi d e ft e r kan u n ların ın şekil
ve mahiyeti ile, elde mevcut g en el k an u n n â m elere nazaran haiz olduk­
ları kıym etin ehemmiyetini tebarüz ettirebilm ek için, kitabımızın 86 -
105 inci sahifeleri arasında neşredilmiş bulunan, 1498 (B04) tarihli İ s ­
tan bu l h a s la r kanununu te tk ik edebiliriz:
Bu kanunun mukaddimesinden anlaşıldığı veçhile, İstanbul H a s l a r
kazasında v ü z d e n f a z l a k ö y h a l i n d e y e r l e ş t i r i l m i ş ol aı ı o rta k çı ku lların

kanun vt* nizamları zamanla bozulmuş ve meydana çıkan karışıklıklar


padişahın k u l a ğ ı n a g i d i n c e , b u gibi yo l su z lu k l ar ın ön ü ne g e ç e c e k bir
kanun tanzimile o m ıntakaya ait tahrir defterinin başına geçirilmesi
emredilmiştir- Bu emir üzerine mahallinde tah k ik a ta geçilmiş v e e s k i
kanunun iy i ta r a fla r ım bir a r a y a g etirm ek su retile bu 904 tarihli kan u n ­
nâme k a l e m e a l ı n a r a k p a d iş a h a arz v e k a b u l ed ilen şek lile defterin ba­
şında tesbit edilmiştir.
Bu kanunun içinde muhtelif vesilelerle e s k i kan u n d an ve h attâ
sair h a s la r a m ah su s kan u n d an bahsedildiğine göre, gerek İstanbul has
larındaki ve gerekse diğer m ıntakalardaki kulluklar'Ab. bulunan o rta k •
çi k u lla r için daha eski tarihli kanunların mevcut bulunması lâzım g e ­
lir ki, bu suretle o rtak ç ı kullara ait çeşitli kanunları, İstanbul civarı
için F a tih ’in bu kullukları tesis ettiği zamana, diğer yerlerde ise daha
eski devirlere çıkarm ak mümkündür. K a y d a şayandır lii, bir çok tarih ­
çilerin İslam memleketlerinde mevcudiyetine ihtimal vermedikleri [25]
s e r v a j sistem iniıı Türkiyede ve dolayısile diğer Tü rk ve İslâm memle­
ketlerinde de mevcut olduğunu meydana koyduğu gibi, bu rejimin en
saf ve tipik şekillerinde gözümüz önünde nasıl teşek kül edebileceğini
de gösteren ve e s k i Türklerde veya diğer devletlerde esir edilen milletle­
rin sürgün usulü ile yurd ve kıta değiştirmeğe mecbur edildikleri zaman
h a n g i ş a r t l a r altında nasıl yerleştirildikleri gibi iskân ve kolonizasyon me-

o l ı g e l m i ş t i r . . ya z ıb ta f si l ıd e s i z ki gönde rdüfcün iz d e f t e r k a n u n n â m e olu b v a k t - i h a c e t t e


on » m ü r a c a a t e t m r j e k ab il o lub n e v 'a n n o k s a n o l m a y a d e yu e m r o lu n m u ş» ( B u r s a )

|2S] S e ı f ü k İ slâm m e m l e k e t l e r i n i n h iç b i r i n d e o l m a m ı ş o lsa g e r e k t i r » W . B a r t h o l d -


ts lâ m M e d e n iy a ti T a l i h i , P r o f . F u a t K ö p r ü l ü n e ş r i , 19 40 . S f , 6 4 .
selelerini aydınlatm ak itibarile de bütün dünya tarihçilerini yakından
alâkadar edecek olan emsalsiz bir vesika teşkil eden bu kanunnâmeye
ait tafsilâtlı hükümlerden hiç biri, elde mevcut tertibli v e g en el k a n u n ­
n â m e le r d e n ne «Fatihin», ne de «Süleymamn» kinde mevcut değildir.
İktisadî ve İçtimaî bir Türkiye tarihinin bu kad ar mühim m esele­
lerine şamil bir mevzuun yalnız bu genel kanunnâm elere göre tetkikinin
bizi ne kad ar yanlış yollara sevk edeceği ve zikri geçen 904 tarihli
İstan bu l h a s la r kanu nu gibi hususi d efter k a n u n la rının ve bu kanunların
içlerinde bulunduğu tahrir defterlerinin ele geçirilmesinin bu sahadaki
te tk ik le r için ne kadar geniş ufuklar açtığı izaha muhtaç değildir [26].
Aynı suretle, Osmanlı imparatorluğu nizam ve teşkilâtı içinde
mühim birer mevkileri olan sipahiler, Yürükler, Mâdeuciler, Çeltükci-
l e r . . ilh. g i b i z ü m r e l e r e « i t t e t k i k l e r i n d e , e l d e mc vı - ı ı l g e n e l k ı ı n u ı ı -
nâmelerin, nerelere yayılmış oldukları ve miktarları malûm ölmıyanbu
gi bi z ü m r e l e r e ail k ı s a v e tarüı-siz m a d d e l e r i n e inl li snr e t m e y i p , bi zi m
bu kitapta yapmağı düşündâğümüz şekilde, her zümreye ait hususi
kanun ve e m i r l e r e v e o zümreye ait tahrir defterlerindeki istatistik m a­
lûmatına m üracaat etmek sayesinde büyük bir vuzuh ve- inkişafa maz-
har olacakları da ş i i p h e s i / d i r [ 2 7 ].

IX

Osmanlı kanunlarında eski devirlere ait kısımlar ve Türkiye


teşkilât ve m üesseseleri tarihinde yabancı
tesirler meselesi

H u ku k te lâ k k is in e ait h u su siyetler :
31 — Osmanlı imparatorluğunda mevcut hukukî nîzam telâkkisi,
tabiî h u ku k rasy on alizm in in hukukî hayatın inkişafına teşriî bir iradenin

[2 6 ] B a k . O B a r k a n , Oaı nan lı 'm p a ra t o rlu ğ u ıı d a to p r a k i ş ç il i ğ i n i n o rg a n i z a sy on u ş e ­


k i l l e r i , 1. K u llu k la r v e o r ta k ç ı K u l la r , İ k t i s a t F a k ü l t e s i m e c m u a sı, c i l t I.. say ı 1 , 2 , 3 ve 4 .
[2 7 ] B u d e f t e r ve k a n u n la ra m ü r a c a a t i m k â n l a r ı n ı n nası l m i l î ara z ı re ji m i g i b i en
z i y a d e m alûm olduğu z a n n e d ile n k o n u la r h a k k ı n d a k i b ilgilerim izi dahi ne k a d a r d e ğ i ş ­
tireb ile ce ğ in i m a lik â n e - d iv a n i s is te m i ve T iir k iy e d e t o p r a k m e s e le s in in t a r ih i e s a s la r ı
n am ı a l t ı n d a n e ş r e d i l e n etü İl e ri m i z d e g ö r m e k m ü m k ü n d ü r.

B i r i n c i s i iç in T ü r k H u k u k ve İ k t i s a t T a r i h i m e c m u a s ı sayı 2 ye d i ğ e ri i ç i n d e Ü lk ü
m e c m u a s ı , s a y ı , 6 0 , 6 3 ve 6 4 e ve bu m u k a d d i m e n i n 1 8 n u m a ra l ı k ı s m ı n a bakınız.
L X ll

nafın âdet ve nizamlarını tesbit için v a k tile v erilm iş fe r m a n la r a d aya­


n arak yapılmıştır. Aynı usulün muhtelif m ıntakalardaki köylü halkın
ziraî sahadaki faaliyetlerini hudutlandıran örf ve adetlerin kanunnâm ­
eler şeklindeki tanzim ve tensiklerinde de hâkim bulunduğu kabul
edilebilir.

H ususi d e ft e r kan u n ların ın k ıy m eti ve z en g in liğ i :


•■50 — Bizim burada neşrettiğim iz hu su si d e fte r kan u n ların ın şekil
ve mahiyeti ile, elde mevcut g en el k a n u n n â m elere nazaran haiz olduk­
ları kıym etin ehemmiyetini tebarüz ettirebilm ek için, kitabımızın 8 6 -
105 inci sahifeleri arasında neşredilmiş bulunan, 1498 (904) tarihli İ s ­
tan bu l h a s la r kanununu te tk ik edebiliriz:
Bu kanunun mukaddimesinden anlaşıldığı veçhile, İstanbul Haslar
kazasında vüzden fazla köy halinde yerleştirilm iş olan o rta k çı ku lların
kanun ve nizamları zamanla bozulmuş ve meydana çıkan karışıklıklar
padişahın kulağına gidince, bu gibi yolsuzlukların önüne geçecek bir
kanun tanzim ile o m ıntakaya ait tahrir defterinin başına geçirilmesi
emredilmiştir. Bu emir üzerine mahallinde ta h k ik a ta geçilmiş v e e s k i
kanunun iy i ta r a fla r ın ı bir a r a y a g etirm ek su retile bu 904 tarihli kan u n ­
nâme k a le m e alınarak p a d iş a h a arz v e k a b u l ed ilen şek lile defterin b a ­
şında tesbit edilmiştir.
Bu kanunun içinde muhtelif vesilelerle e s k i kan u n d an ve h attâ
sair h a s la r a m ah su s kan u n d an bahsedildiğine göre, gerek İstanbul has
larındaki ve gerekse diğer m ıntakalardaki k u llu k la r ’da bulunan o r ta k ­
çı k u lla r için daha eski tarihli kanunların mevcut bulunması lâzım g e ­
lir ki, bu suretle o rta k ç ı kullara ait çeşitli kanunları, İstanbul civarı
için F a t ih ’in bu kullukları tesis ettiği zamana, diğer yerlerde ise daha
eski devirlere çıkarm ak mümkündür. K a y d a şayandır ki, bir çok tarih ­
çilerin İslam memleketlerinde mevcudiyetine ihtimal vermedikleri [25]
s e r v a j sistem in in Türkiyede ve dolayısile diğer Türk ve İslâm memle­
ketlerinde de mevcut olduğunu meydana koyduğu gibi, bu rejimin en
saf ve tipik şekillerinde gözümüz önünde nasıl teşek kü l edebileceğini
de gösteren ve eski Türklerde veya diğer devletlerde esir edilen m illetle­
rin sürgün usulü ile yurd ve kıta değiştirmeğe mecbur edildikleri zaman
hangi şartlar altında nasıl yerleştirildikleri gibi iskân ve kolonizasyon me-

o l ı g e l m i ş t i r . yazıl) t a f s i l ı d e s i z ki g ö n d e r d ü ğ ü n i z d e f t e r k a n u n n â m e olu b v a k t - i h a c e t t e
o n a m ü r a c a a t e t m r ge ka b il o lub n e v 'a n n o k s a n o l m a y a d e yu em r o lu n m u ş» ( B u r s a )

(2S| S e t f l i k İ slâm m e m l e k e t l e r i n i n h iç b i r i n d e o l m a m ı ş o lsa g e r e k t i r » W . B a r t h o l d -


l s l â m M e d e n iy a tl T a l i h i , P r o f . F u a t K ö p r ü l ü n e ş r i , 194 0. S f , 6 4 .
seielerini aydınlatmak itibarile de bütün dünya tarihçilerini yakından
alâkadar edecek olan emsalsiz bir vesika teşkil eden bu kanunnâmeye
ait tafsilâtlı hükümlerden hiç biri, elde mevcut ttrtib li v e g en el k a n u n ­
n â m e le r d e n ne «Fatihin», ne de «Süleymanın» kinde mevcut değildir.
İktisadî ve İçtimaî bir Türkiye tarihinin bu kad ar mühim m esele­
lerine şamil bir mevzuun yalnız bu genel kanunnâm elere göre tetkikinin
bizi ne k a d a r yanlış yollara sevk edeceği ve zikri geçen 904 tarihli
İstan bu l h a s la r kan un u g ibi hususi d efter kan u n ların ın ve bu kanunların
içlerinde bulunduğu tahrir defterlerinin ele geçirilmesinin bu sahadaki
te tk ik le r için ne kadar geniş ufuklar açtığı izaha muhtaç değildir [26].
Aynı suretle, Osmanlı imparatorluğu nizam ve teşkilâtı içinde
mühim birer mevkileri olan sipahiler, Y ü rü kler, Mâdenciler, Çeltükci-
ler . . ilh. gibi zümrelere ait tetkiklerin de, elde mevcut genel kanun­
nâmelerin, nerelere yayılmış oldukları ve m iktarları malûm ölmıyan bu
gibi zümrelere ait kısa ve tarihsiz maddelerine inhisar etmeyip, bizim
bu kitapta yapmağı düşündâğümüz şekilde, her zümreye ait hususi
kanun ve em irlere ve o zümreye ait tahrir defterlerindeki istatistik m a­
lûmatına m üracaat etm ek sayesinde büyük bir vuzuh v e inkişafa maz-
har olacakları da şüphesizdir [27].

IX

Osmanlı kanunlarında eski devirlere ait kısımlar ve Türkiye


teşkilât ve m üesseseleri tarihinde yabancı
tesirler meselesi

H u ku k t e lâ k k is in e ait h u su siyetler :
31 — Osmanlı İmparatorluğunda mevcut hukukî nîzam telâkkisi,
tabiî h u k u k rasy on alizm in in hukukî hayatın inkişafına teşriî bir iradenin

[ 2 6 ] B a k . Ö B a r k a n , O stn an lı 'm p a ra t o rl u ğ u n d a to p r a k i ş ç il i ğ i n i n o r g a n iz a sy on u ş e ­
k i l l e r i , 1. K u llu k la r v e o r ta k ç ı K u l la r , İ k t i s a t F a k ü l t e s i m e c m u a sı, c i l t I . . say ı 1 , 2 , 3 v e 4 .

[2 7 ] B u eiefter ve k a n u n la ra m ü r a c a a t i m k â n l a r ı n ı n n as ıl m i r î ara zı r e ji m i g i b i en
z i y a d e malûm ol duğu z a n n e d i l e n k o n u la r h a k k tn d ak i b ilgilerim izi dahi n e k a d a r d e ğ i ş ­
tireb ile ce ğ in i m a l ik â n e - d iv a n î s is te m i ve T ü r k iy e d e t o p r a k m e s e le s in in t a r ih î e s a s la r ı
n a m ı a l t ı n d a n e ş r e d i l e n etü İ l e r i m i z d e g ö r m e k m ü m kü nd ü r.
B i r i n c i s i iç in T ü r k H u k u k ve İ k t i s a t T a r i h i m e c m u a s ı sa yı 2 ye d i ğ e ri i ç i n d e Ü lk ü
m e c m u a s ı , s a y ı , 6 0 , 6 3 ve 6 4 e ve bu m u k a d d im e n in 1 8 n u m a ra l ı k ı s m ı n a bakınız.
geniş ölçüdeki tasarruf ve müdahalesi zihniyetinden ziyade, ta rih î
m e k te p taraftarların ın hukuku, lisan ve âdetfer gibi, ağır ve organik bir
şekilde gelişm eğe te rk etm e temayülüne uygundur. Bu Sebeple, Os-
manlı kanunları, birer sistemli tedvin hareketinin ifadesi olm ak tan
ziyade hukukî realitenin inkişaf âmillerini yakından tetk ik edip bu g e ­
lişmeyi te n sik e tm ek suretiyle ağır ağır meydana gelmişlerdir. B ilh a s­
sa İdarî ts ş k ilâ t ve maliye hukuku sahasında herhangi bir sistemin
öyle basit bir toptan kabullenilmesi (reception) ve yahut ııazarî-dinî
bazı esasların t a tb ik a ta sokulması şeklinde sistemli ve yek n asa k bir
tedvin görülm emektedir B u sahada, araziye göre hukuk dağınıklığı ve
mahallî teâmüller şeklinde gelişen bir hukuk nizamı, son devirlere k a d ar
bir esas kaide olm akta devam etmiştir. Umumî şekilde hukukî h a y a ­
tın bünye ve inkişaf hususiyetlerine ait olan bu esaslar, bizim burada
tetk ik ettiğimiz kanunların teşekkül ve terekküp tarzı üzerinde de
müessir olmuştur.
Bu suretle, im paratorluğun teşekkül ettiği sahalara ait eski devir
ve devletlerden intikal eden örf ve âdetler, Osmanlı devrinde de
yazılmış çeşitli kanunnâmelerde kendilerine bir yer ayırabilm işlerdir.

32 — G e rçek ten , bu kanunnamelerden hemen fetih ve ilhakı mü­


teak ip tanzim edilmiş olanlar kalem e alınırken, o memleketlerde öte-
denberi cari olan örf ve âdetlerle birlikte eski nizam ve kanunlarında
m uh akkak surette gözönüude bulundurulduğunu gösteren kayıtlar pek-
çoktur. Bilhassa bir kısım Türk ve İslâm devletlerinden zapt ve ilh ak
edilmiş olan ölkelerden büyük bir kısmında bazen eski kanunların hiç
değiştirilmeden aynen ve eski isimleriyle muhafaza ve ta tb ik edilmiş
olduğu görülmektedir. Bu hususta misal olarak muhtelif m em leketlere
ait çeşitli Haşan padişah (Akkoyunlu hükümdarı Uzun Haşan B ey )
kanunlarını (Sf- 145 170) |28], Mısır sultanı K ıy a tb a y 'a (Sf. 200),
Dulkadir oğullarından Alâ üd devle beye (Sf. 119), Arab (Sf. 191) ve
Acem (Sf. 196) zamanına ait kanunları zikredebiliriz
(2 8] D iy arb ak ır, M ardin, l'.r zincan, Ergani ve l l r [ a gi b i ye ni fe t h e d i l e n m e m l e k e t ­
lerd e es k i d e v i r l e r e a it k a n u n l a r ı n , İ5İH (1 9 2 4 ) tarihlerine d o ğ r u h â lâ H u san p a d iş a h
k a n u n la r ı namı altiD da ayn en veya b az ı k ı s ı m l a r ı n d a esaslı t a d i l l e r l e t a t b i k ed ilm e k te -
oldu ğu g ö r ü l m e k t e d i r . A n c a k d a h a m uah har z a m a n l a r d a d ı r k i , b u k a n u n l a r o r t a d a n k a l k ­
m ış ve y e r l e r i n i um u m î b i r te k D i y a r ıb e k ir k a n u n n â m e s i n e t e r k e t m i ş l e r d i r .
E sk i H aşan pad işah kan unlarının her m ın ta k a iç in ayr ı ay rı ya z ı lm ı ş ve b azen h e r
k ö y d e k i h usu si v a z i y e t l e r i t e s b i t e d e c e k kadar te fe rru a ta ait m addeleri ihtiva e t m e k te
bulunm uş o l m a s ı n aza rı d i k k a t i c e l b e d e n m üh im bir h u su siy e t t e ş k i l e t m e k t e d i r . H a l ­
b u k i b i r m ü d d e t s o n r a yan i 1 5 4 0 ( 9 4 7 ) t a r i h l e r i n e d o ğ ru , tanzim e d i lm i ş olaıı b i r D i-
y a r ı b e k i r k a n u n n â m e s i ( S a . 1 3 0 ) nde bu t e t e r r u â t h a z f e d i l e r e k ar.Cbk um u m î e s a s l a r t e s ­
b i t e d i ' m i ş ve bu sa y e d e t i p i k O s m a n l ı k a n u n l a r ı n a y a k la ş ıl m ı ş o ld u ğ u g ö r ü l m e k t e d i r Bu
LXV

Aynı şekilde, yukarda bazı hususiyetleri te tk ik edilmiş olan Mısır


kanunnâmesi tertip edilirken de bu memleketin Osmanlılar t a ra fın ­
dan fethinden ta k rib en 40 sene evvel sultan K a y ıtb a y tarafından
çıkarılmış olan kanunlar bir ç o k hususlarda esas olarak alınmış ve
ancak sonradan ihdas edilmiş olduğu anlaşılan fena bid’atlar ilga edil­
miştir [29 j-
Nitekim Suriye ve Adana taraflarına ait olmak üzere neşrettiğimiz
muhtelif kanunlar ( S f .128,216,230,550) reayâdan keyfi bir şekilde hizmet
ve hediye İsteme ve para salıp toplama gibi fena âdetler de, C erakise
zamanında ihdas edilmiş bid atlar olarak, atılmışlardır. Aynı şekilde, 955
tarihli D ekuk kanunnamesi (Sf- 193) de, oradaki kadı sicilinden ç ı k a ­
rıla ra k vilâyetin ileri gelenleri tarafından Haşan padişah zamanından
beri mer’î olan bir defter-i atik kanunu olarak takdim edilmektedir.
920 tarihli A rap k ir kanunu (Sf. 171) da, bu muntaka halkının
eski emirlerinden kalmış eski kanunları mucibince tafsil edil­
miştir.
Bu suretle Osmanlılar, feth ettikleri m em leketlerdeki örf ve âd et­
lerle halkın alışık olduğu vergi şekillerine uzun müddet riay etkâr k a l­
mışlar ve ancak lüzum hasıl oldukça ve yavaş yavaş onları tadil ve
ıslah etm ek suretiyle, kolonilerinden sarfınazar hiç olmazsa büyük bir

su retle m eyd ana ç ık an b i r D i y a r ıb a k ır k a n u n n â m e s i ile H a ş a n pad işah z a m a n ira ait


n iz am ları b ü tü n h u s u s iy e t l e r i y l e m u h a fa z a ed e n m ev z iî k a n u n la rın m u k a y e s e s i , ş ü p h e siz
b iz im b u r a d a b a h s e t t i ğ i m i z k a n u n la ra i s ti n a d e n i l e r i d e yapılm a sı g e r e k e n ç ok mühim b i r
e t ü d ü n m evzu ud ur.
Bu m u k a y e s e d e gö zö n ü n d e tu tu lm a s ı lâz ım g e l e n m üh im n o k ta l a r d a n b i r i s i d e , eski
H aşan p a d iş a h k a n u n la rın d a n nakil ve i k t i b a s e d i lm i ş ola n bazı e s a s l a r ı n , hiç bir s u r e t l e
m e n b a z i k r e d i l m i y e r e k O s m a n l ı kan un un a mal e d i l m i ş o l m a l a r ı d ı r , b u s e b e p l e , bu eski
H a ş a n p a d iş a h k a n u n la rı b i z c e malûm olm asayd ı D i y a r ı b e k i r k a n u n n a m e s i n i n b azı h u su ­
s i y e tl e r i n i v e y a b a z ı h ükü m le rin in ne zaıı ıa n dan b eri o m ın t a k a d a t a t b i k ed ilm ekte old u ­
ğu nu k e s t i r m e k b izim iç in m üm kiio o l m ıy a c a k l ı.
Bu vazi y et k a r ş ı s ı n d a O s m a n l ı k a n u n n a m e l e r i n i n h u s u s iy e t l e r i ile bu k a n u n la ra eski
yerli kanunlardan g i r m i ş olan ö r f ve â d e t l e r i n n e l e rd e n i b a r e t oldu ğu nu ayırdedebılm ek
için d ik k a tli t e t k i k l e r e lüzum v a r d ır.
129] G e r ç e k t e n bu kan un da K a y ı t b a y za m a n ı n d a c a ri ola n k a n u n ü z e re “. .. h â li y â .
k e m â k â n , bu kan un m u k a r re r d i r> ş e k l i n d e b i r ç o k k a y ı t ' a r b i z c j e s k K a y ı t b a y k a n u n la rın ın
b azı h ü k ü m le rin in O s m a n l ı k a n u n la rın d a da de va m e t t i ğ i n i b e l l i e t t i ğ i g i b i , b i l h a s s a i s ­
k e l e ve g ü m r ü k r e s i m l e r i husu su n da “K a y ı t b a y zam an ın d an ilâ h â z e l 'â n m ü st a m e l ve c a ri
ola n â d e t ve k a n u n ü z e r i n e t â i f e i tü ccardan a l ın u g e le n ru sum ve 'ü ş ü r k e m a k â n a l ı *
nub„ denilm esi de, Uzu n H a sa ıı, Azerbaycan ve K ıb r ıs kanunlarında ve u m u m i y e tl e
d i ğ e r l e r i n d e oldu ğu g i b i , O s m a n l ı l a r ı n b i l h a s s a b a c ve g ü m r ü k r e s i m l e r i g i b i m e m l e k e t i n
um u m î ı'ktisndî v a z iy eti y le a l â k a d a r t e â m ü l l e r i d e ğ i ş t i r m e m e k h u su su n d a d i k k a t l i b u l u n ­
duklarını gösterm ek ted ir.
kısım anavatan topraklarında, bütün m em le k et için umumî ve m üşte­
r e k bir nizama doğru yü kselm ek im kânını bulmuşlardır.
Ayni şekilde, bizim b urada neşrettiğim iz Osmanlı kanunları içinde
pek çoğu, eski devirlere ait nizam ve kanunların aıda kalm ış şekilleri­
ni teşıyıp getirm e k te ve onları b a şk a bir nam altında bu devirde y a şat­
mağa devam etmektedirler. Bu bakım dan denilebilir ki, Osm anlı im ­
paratorluğunda her kanun, üzerindeki tarih ne olursa olsun, çok defa
diğer daha eski kanunların ve bu arada da fetih ve işgali müteakip
mahallinde yapılan ta h k ik a ta göre derlenmiş olan en eski nizam ve
a n ’anelerin devamından b a şk a bir şey değildir.
Umnmiyetle o rtaçağ d ak i T ü rk ve İslâm devletleri için söylenebil­
diği gibi, Osmanlı imparatorluğunun te şek k ü l ettiği sahalarda da,
mühim siyasi değişikliklere, bir takım im paratorlukların dağılıp yer­
lerine başkaların ın kaim olmasına rağmen, bu m em leketlere mahsus
İçtimaî ve İktisadî bünye hususiyetleri ve bu hususiyetlere uygun k a ­
nun ve nizamlar daima aynı kalabilm iştir. Bu sebeb ten O sm anlı kan u n ­
la rın ın m u h telif hükü m lerin in h a k îk î y aşın ı v e tarihin i tâyin etm ek v e bu
su retle ne z a m a n d a n b e r i tatbik e d ilm e k te old u kların ı b ilm ek h a k ik a te n
güç bir iş te ş k il etm ek ted ir.
G erçekten , bu hususta ne kadar geri gidersek gidelim kendimizi
daima daha eski bir an’anesi olan bir örf ve teamül hukukunun derin­
likleri içinde bulmaktayız. Böylece a tlam alara, ihdas ve ibdâlara
lüzum kalm adan organik bir in k işa f ve temadiyi her ta ra fta b u lm ak­
tayız. Kendisinden eırin ve memnun bir şekilde gelişmekte devam
eden T ü rk orta çağında devlet ve. cemiyeti eski an’ai'.elerinden ayıra­
rak yeni nizam lara sürükliyen inkılâpçı hamleler ve bu ham lelere bütün
kuvvetini verecek olan büyük sıkıntılar ve derin bünye tahavvülleri
görülm emektedir
33 — Bu kitapta neşrettiğim iz kanunların ne kad ar uzun bir m a­
zinin mirasını sürükleyip getirm ekte olduklarını tâyin etm ek h a k ik a ­
ten güç bir iştir Bu hususta bir fikir v erebilm ek için, şu misali dahi
zik retm e k mümkündür.
K ita b ın 34 üncü sayfasında neşrettiğim iz 929 tarihli A nkara
kanunnâmesinin A n kara köyleri halkının, k ö h n e d efter m acibin ce ve çift
resimlerinden bir hisse şeklinde, san ca k beyin e verm ek mecburiyetinde
oldukları altışar a k ç a y ı teslim etm ek üzere A k a ra y a geldikleri zaman,
beraberlerinde subaşısına takdim edilm ek üzere sabun ve ta v u k ge­
tirm eğe m ecbur tutulduklarını, h albuki bu gibi mükellefiyetlerin padi­
şah emriyle ilga edilmiş olduğunu kaydeden bir fıkrası vardır. Bu f ı k ­
ra bize, K ırıphirde C aca b ey camiinin kapısı üzerinde mevcut 671
tarihli Farsça bir İlhanı kitabesinin [30] «Şalına vergisi, T a b k u r v er­
gisi, keza sabun vergisi (matrah-ı sabun) ve K uçe (?) vergisi ortadan
kalksın» manâsında olan kısmın! hatırlatm aktadır. Muhtelif memle­
ketlerde muhtelif tarihlerde aynı vergi ve m ükellefiyetlerin aynı cins
suiistimallere meydan vermesi ve ayni şekilde teşkilâtlı bir Devlet ira­
desiyle red ve inkâr edilmesi mânalı olduğu gibi, A n kara kanunna­
mesindeki bu fıkranın, bir suretinin de A n karada bulunması mümkün
olan böyle bir duvar kitabesinden veyahut kitabenin eski bir defterdeki
mufassal kanan şeklindeki aslından, eski Osmanlı defterlerine nakil
ve oradan da 929 tarihli kanuna geçmiş olması muhtemeldir. G e r ç e k ­
ten hakikat, böyle bir faraziyenin o okadar m antıki içindedir ki,
bu iki kanun hükmü arasında hakiki bir münasebet mevcut olmasa
dahi, bu yaklaştırm a bu gibi imkân ve ihtimaller için güzel bir misal
olarak kaydedilmeğe değer.
Eski tarihli kanun parçalarının muahhar tarihli kanunnamelerde
nası! aynen devanı edebileceğinin misali olarak daha müsbet bir kaç-
misali yine neşrettiğimiz kanunlar arasından bulup çık a rm sk müm­
kündür:
Meselâ, kitabımızın 39 uncu sayfasında izah ettiğimiz şekilde, bi­
rinci Selim zamanında yazılan bir defterin başında ikinci Bayezit, h a t­
tâ Fatih zamanına ait olması lâzım gelen bir ferman sureti vardır. Bu
ferman suretine nazaran, padişah, K a ra m an ’da Osmanlı kanununa
aykırı bid’atların, ref’edildiklerini ilân için, toplanıp Defterin başına
yazılmasını emretmektedir- Birinci Selim zamanında yazılan defterde,
gerek bu ferman ve gere k se refedilen bid’atlar listesi yeni yazılan
defter kakanuniyle bile yazıldığı için, muhtelif zamanlara ait işler
daha burada birbirine karışmış bulunmaktadır. Aynı refedilen bid’atlar
listesinin Sultan Süleyman Kanunu denilen mürettep kanunnâmenin
ayrı bir faslı olarak (altıncı fasıl) mevcut bulunması ise, İkinci Beyazıt
zamanına ait olan bir kanun metninin Sultan Süleyman Kanunu deni­
len bir (heyet-i mecmua) içinde hüviyetini ve menşeini kaybedip t a ­
nınmaz bir\hale gelmesine sebep olmaktadır.
Aynı suretle, Semeııdire Eflâklerine ait olan bir kannn parçasının,
bizim tesbit edebildiğimize göre, en eski nümunesi B a ş v e k â le t a r ş i­
vinde F atih devrine ait 16 No. defterin başında bulunmaktadır. Aynı
kanun pek az bir f a rk la , Topkapı Sarayınd a Revan K öşkü kütüpa-
nesinde 1935 numarada kayıtlı bulunan mecmuada ( S f 5) «Sarıgöz
efendi teftiş etdikte emr i pâdişâhı ile m ukarrer kılm ıştır. 1 S afe r
[ 3 0 ] Ba k. H a lim B a k i h ıı n le r . K itab elerim iz, V akıflar D e r g i s i cilct II. sf. 4 3 3 . B u
ş e k il k i t a b e l e r iç in W j t t e k ve B a r t h o l d ' ı n T ü r k H u k u k ve İ k t i s a t t a r ih i m e c m u a s ın ın l . c t
« İ İ J İ u d e ç ık a n m a k a l e l e r i n e b a k ı n ı z .
922 der Edirne,, başlığı ile kaydedildiği gibi, Sultan Süleyman K anu n ­
namesi (Sf 67) ve benzerlerinde de h akikî hüviyet ve yerini tamamen
terk ed e rek bu genel kanunun bir parçası haline düşmüştür [31].
G e rç ek ten , bizim neşrettiğim iz şekildeki hususi kanunların üzer­
lerindeki tarihler de bizi, onların h akikî tarih ve koyucularını tâyin
hususunda daima şaşırtacak m ahiyettedir. Meselâ l numaralı Hüda-
vendigâr kanunnâmesinin Birinci Selim ve Kanunî devrine ait defter­
lerde olduğu şekliyle İkinci Beyazıd devrinde de mevcut bulunması
kayde değer bir noktadır. Bu suretle, Süleyman yahut İkinci Selim
zamanına ait defter kanunlarını görüpte onların daha evvel mevcut
bulunmadıklarını zannetmek hatâlı gözükmektedir. Gerek yukarda
bahsi geçen İhtisap Kanunları (Sf. LX I) ile İstanbul Haslar kanununun
(S f LXI!1) ve gerekse Hüdavendigâr kanununun kendilerine mahsuş
lisanı ve teferruata ait vuzuhiyle tam o larak teşek k ü l etmiş şekilleri­
nin İkinci Beyazıt devrinde mevcut oluşu, bize burada te tk ik ettiği­
miz kanunların teşek k ü l ve inkişafı tarihinde en büyük merhalenin,
kan un cu şöhreti t e t k ik e mühtaç olan Sultan Süleyman devrinde değil
belki de çok daha evvel, atlatılm ış olduğunu göstermektedir.
G e rç ek ten , aynı yer ve zümreye ait muhtelif tarihli kanunların
muhteviyatında umumiyetle esaslı değişiklikler vukuua gelmeden bu
kanunların daimâ daha evvelki kanunları zikir ve te k ra r etmeleri
veya o zamana kadar malûm addedildiği için kanunnâmede tasrihine
lüzum görülmeyen fak at tatb ik edilmekte olan bir hususun ilâvesinden
ibaret bir değişikliğe inhisar etmesi, hemen hemen umumî bir kaidedir.
Haşan padişah kanunlarından umumî bir Diyaribekir veya Erzu­
rum kanununa geçiş ve muhtelif tarihli Nigebolu ve Silistre liva­
larına ait kanunlarda görülen esaslı değişiklikler nevinden farklılıklar
nadir istisnalardır Aşağıda dercedilen 131 j bir kannnname parçası
umumiyetle kanunnamelerde yapılması mûtat olan değişikliklerin, lisa­
nını tashih ve meâlen tevsi mahiyetini çok güzel izah etm ektedir [d2].

[3 1 1 A ynı su retle , g e rek fa t i h ve g e r e k s e S ü l e y m a n K a n u n n a m e s i isini v e r i l e n k a ­


nun m e c m u a l a r ın ın h a k i k î y a ş l a r ı n ı n tâ y i n i n i n ç o k g ü ç b u l u n m a s ın ın s e b e b i de i ç le r i n d e
m u h t e l i f m e n ş e l i ve t a r i h l i p a r ç a l a r ı n b u l u n m a s ıd ır : N a ş i r K r a e l i t z ’in i fa d e s i n e g ö r e , F a t i h i n
I s ta n h u l u n fe th in d e n so n ra y a z ı lm ı ş o lın a sı lâzım g e le n k a n u n n â m e s i n i n bazı p a r ç a l a r ı ( S f .
2 8 N o. 1 1 , 2 2 ve 25), İstanbuld an g e le ce k m a l la r d a n a l ın a c a k g ü m l ü k l e r d e n b a h s e t t t j i r e
g ö r e , I s t a n h u l u n f e th in d e n ev ve lk i z a m a n l a r a ait h ü k ü m le r i ihliv a e l m e k t e d i r . A y n ı su ­
r e t l e , M - h m e t A r i f ta r a f ı n d a n 8 8 2 s e n e s i n d e n so n ra y a z ı l m ı ş o ldu ğu kabul ed ile n d iğ er
b i r F a t •h kanunnâm esinin de, A h m e t R e f i k in Iarih i O sm anî Encüm eni m ec m u a s ın d a
( S a y ı : 4 9 . 6 2 ) F a t ih d e v r in e a it v e s i k a la r namı a l tı n d a n e ş r e t t i ğ i m akalesinde ispat e f >
£ i n e g ö r e , çolc daha evvel y a z ı lm ı ş o l m a s ı lazım g e l m e k t e d i r .
LXL\

O sm anlı nizam ve kanunlarına eski Türk ve İslâm devletlerin­


den geçen unsurlar yanında, Bizans imparatorluğundan veya bu im­
paratorluğun m üşterek bir kültür ve hakimiyet sahasını teşkil eden
bazı Balkan memleketlerinden veyahut Adriyatik sahilleri, Macaristan
ve Adalar gibi daha ziyade batı Avrupa derebeyliği tesiri aitıııda
inkişaf eden memleketlerden gelen tesirler de şüphesiz hesaba katıl­
malıdır. Gerçi, Osmanlı İmparatorluğunun bu m ıııtakaiara ait kısım la­
rında ayrı bir din ve dünya nizamı anlayışiyle yerleşmiş olduğu
ileri sürülebilir. F a k a t, mahallî örf ve teamülleri aynen muhafaza et­
mek temayül ve prensibi Osmanlı imparatorluğu te şk ilâ t ve mües-
seseleri tarihine o kadar hâkim bir vâkıadır ki, bu ayrılıkların burada
bütün ehemmiyetini kaybettiğini söyliyebiliriz Bu memleketlerde
dahi ötedenberj cari olan nizamların ihtilâlci bir şekilde ilgasından
çekiuilmiştir. Fikrimizce, bu memleketlerde ta tb ik edilen usul ve k a ­
idelerle diğer Osmanlı memleketleri nizamları arasında mevcut bu­
lunması muhtemel bulunan benzeyişler de, OsmanlI kanunlarının bu
sahaya teşmili suretiyle ve bu fetih ve ilhakın tabiî bir neticesi olarak
değil, belki de birbirinin aynı olan şartlar altında her iki memleketin
daha evvel aynı inkişaf merhalesine ve bütün bu m em leketlerin müş­
t e r e k bir ortaçağ nizamına beraberce ulaşmış olmalarının bir neticesidir.
Bizim bu kitapta neşrettiğimiz kanunlar içinde Osmanlıiarin f e t ­
hedilen memleketlerdeki hareket tarzlarını aksettiren güzel misaller
vardır. Meselâ, Macaristanda tatbik edilen kanunnâmeleıde çok defa,
kıraliarı zamanında carî olan âdetleri» (Sf. 304, 318, 320, 323), yahut
«reâyâ taifesi hîn-i fetihte m em lekette kadimden carî olagelen kıral
«kanunu üzere cümle ahvallerin eda olunmak rica eylemeğin»' S f .3 0 4 )
gibi kayıtlarla, isimleri bile değiştirilmeden kullanılan eski ve yerli ıs­
tılah ve vergi çeşitleri bize, kendilerine mahsus hususi örl ve âdetlerle
idare edilm ekte olan bir m ek lek el karşısında bulunduğumuzu ispat
etmektedir. Osmanlıların Macaristanda mirî arazi rejimini ilân ve tat­
bik ettikleri halde hakiki İslâmî usullere bir dönüş bahanesiyle,
G ir it ’te bu rejimin tatbikındaıı vazgeçmeleri de ancak aynı suretle,
yani hıristiyanlardan fethedilmiş olan bu iki memleketin İktisadî
ve İ ç t i m a î , şartlarıyle mevcut teâmülleri arasında tesadüf edilen f a r k ­
larla izah edilebilecek bir keyfiyettir.

[3 2 J - K a n u n n â m e - i l i vâ-i T a s ı n ber ı n û c e b i d e f t e r i ‘ atili, livâ-i mez üb ıı ru


si!>ıU,ı m e r h u m ’lva.ıir.ı Ln'.v t a h r i r et t i ği z a m a n d a e k s e r i l ı a r a l - c i n a L ! a l.;'u uı . ı ı â-
ın- .-..il le t a l s I e t m e y ü b i c m a l i i zere z ı k r e d ü b h u s u s a h a v a s s - ı l ı i i mayur ı a m ü t e ­
a l li k olan a ldanım ahv âl in e nı üte'arrız o l m a y u b .şimdiki h a l d e m ü c e d d e d e n talı rtr
LXX

Hıristiyanlardaıı fethedilen m em leketlerde fetih ve ilhakı takiben


kanunların nasıl yapıldığı hakkında dikkate şayan bir misal de, K ı b ­
rıs’ın fethinden sonra K ıb r ıs kanununun nasıl tanzim edilmiş olduğuna
dair, K ıb rıs kanununun 7 inci maddesinde (Sf. 349) verilen izahattır.
Bu izahata nazaran, K ıb rısta fetihdeıı evvel alm an vergiler hakkında
bir anket ya p ıla ra k neticeleri «kazayâ defteri> halinde İstanbnl’a
gönderilmiş ve orada, beyan edilen “kanunların,, içinden pek azı de­
ğiştirilmek suretiyle, kabul edilerek, meydana getirilen K ıb rıs kan u n ­
n â m esi’nin defterin b aşına ve «Sicilli mahfuz» a kaydedilmesi lüzumu
bildirilmiştir. O sm anlı kanunnâmelerinde zikri geçen vergilerden bir
çoklarının daha evvelki devirlerde de aynen alınm akta olduğunun,
ve vaktiyle alınm akta olmanın bir emsâl teşkil edeceğinin güzel bir
misalini de, 932 tarihli S o fy a kan u n n âm esin in 4 üncü fıkrasında
(Sf. 252) bahis mevzuu olan harm an resm i hakkındaki malûmat temin
etmektedir. Bu izahata göre, harman resminin alınıp alınamıyacağı
hakkında reaya ile sipahiler arasında zuhur eden bir ihtilâfta, d o k ­
san veya yüz yaşındaki ihtiyar köylülerin «bu v ilâ y e t küfür ve d alâ­
let içinde iken reayadan âdeti harman almugeldüğü bizim malûmumuz
olmuştur» demeleri üzerine “âdeti kadime üzere„ hüküm verilmiştir.
Ayni şekilde muhtelif maden kanunnâm elerinde olduğu gibi eski
kanunların y ab ancı terimlerle b irlikte hemen hemen aynen muhafaza
edilmiş olm ası, Voynuklar, Eflaklar ve Primikürler gibi bir takım
B a lk a n lı milletlere mahsus askerî teşkilâtın aynen muhafaza edilmiş
olması nevinden v a k ’alara b a k a ra k O sm anlı T ürklerinin, hukuk ve
teşkilât meselelsrile kanunların tanzimi işinde her şeyi Bizanslılardan
veyahut B alk an lı milletlerden öğrenmeğe muhtaç bir vaziyette olduk­
ları neticesini çık a rm a k doğru olamaz [33].
olundukda k a n u n n â m e - i a t ik b ilâ t a ğ y ir z i k r o lıın d u k d a n s o n r a lâzım olan hususl ar
tafsil o lın u b k a n u n n â m e - i s a b ık ın e lf â z m d a r e k â k e t o la n y e r le r i d a h i b ilâ t a ğ y ir m e â -
n iy en t a s h ih v e t a v z ih o lu iim ıış d ıır kl hiıı-i i ht i yaçta mü r a c a a t olunııb hakim-ül-valdt
ol anlar ol kanundan t e cavüz e denl eri meıı' eyl eyel i r vall ahu a ' l e m b i ss e vâ b »
[ 3j] Bu zihniyetin di k kat e d r ğ e r bir misalini Dr. C i ı o T r u h e l k a ’ nın «Bosna' da
arazi me s e l e s i n i n tarihi e s a s l a n » ( T ü r k Hukuk ve iktisat T a r i hi m e c m u a s ı , S a y ı
1) ismini t aşıyan değerl i et üdünde bul makt ayı z. Bı ı y a z ı y a göre, miri arazi r e ­
jiminin es as l ar ı nı tesbit ede n ilk Türk Arazi kanununun, S u l t a n S ü l e y m a n d e v ­
ri nde B o s n a ' d a beyl eri n mülkü t o pr a k l a r üz e ı i nde t esadüf edilen iısî ki racılık s i s ­
temi ni izah e de b i l me k maksad'iyle <;ıkaıilmiş ol ması l âzı mgel nı ekıe ve teknik ve
tertip tarzı i t ibari yle eski Hı rvat U ı b a ı ’l aıını ha t ı r l at makt a ol mas ı ndan dolayı,
bu kanunname ni n eski Hı rvat kanunname l e ri ni n tesiri al t ı nda m e y d a n a geldiğini
ka b u l e me c b ur i y e t hasıl ol makt adı r . Müellif yi ne aynı ma k s a t l a , B o s n a ’lı vezi r
v e müfitlerin bu ka n unn a me ni n t anzi mi nde o yn a mı ş oldukları rolü de ha t ı r l a t ­
makt adı r. F a k a t , dikkat e d i l e c e k olursa, Osmanl Il arın mirî arpzi rej i mi ne b e n z e r
LXXt

Osmanlıiarın B a lk a n memleketlerinde buldukları nizam ve ka n u n ­


lardan birçok şeyler almış bulunmaları mümkündür. F a kat, icabeden
İlmî delillerle henüz şuınul ve ehemmiyeti lâikiyle tetk ik edilmiş bulun-
mıyan bu müşahededen, Osmanlı Türklerinin bir hiçten h areket ettikleri­
ni çıkarm ak ve Türk ve İslâm dünyasiyle sıkı münasebetleri lâyıkıyle t a k ­
dir edilemiyen göçebe bir aşiret faraziyesinden hareketle, onları bütün
te şk ilâ t ve müesseselerini Bizans’tan almağa mecbur göstermek doğru
olamaz Netekim, bizim neşrettiğimiz kanunlar arasında herhangi bir
şekilde doğrudan doğruya Sırp, Hırvat ve Bizans tesiriyle izah edile-
m iyecek birçok kanunlar vardır ki diğer Osmanlı kanunlarından pek
farklı da sayılamazlar.
35 —; Diğer taraftan unutmamak lâzımgelir ki, Türkler, Osmanlı dev­
leti daha teşek kü l devrinde iken ve Bursa m erkez olduğu zamanlarda
dahi Türk ve İslâm devletlerinin idarecilik usul ve ananelerini Os-
manii memleketlerinde tatbik edebilecek şahsiyetlere ve bu idare
usullerini tesbit eden kitaplara sahiptiler.
İlk Osmanlı padişahları devrinde tanzim edilmiş vakfiye ve mülkna-
melerin tetkiki de bize, Osman bey ve arkadaşları ile, öyle zannedildiği
gibi, okur yazar olmıyan basit bir takım göçebe kabile reisleri karşısında
olmadığımızı göstermektedir. G erçekten bu devre ait vakfiyelerde ş a ­
hitler arasında bey, paşa .. ilh. gibi tek a rrü r etmiş muayyen unvanlara
ve devlet içinde bir mevkie sahip himselere, mükemmel Arapça yazan
hakim veya kâtiplere, mütekâmil ka yıt ve tescil usullerine tesadüf edi­
lir. Bilhassa vakıf ve mülkleri hudutlandırırken zikredilen türkçe yer isim­
lerinin çokluğundan, yaşadıkları m ıntakalarda, ancak uzun ve kesif
bir Türkleşm e vetiresiyle mümkün gözükecek bir şekilde, her türlü
yer isimlerinin çoktan Türkçeleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu hususta, şark ın medreselerinde yetişmiş ve eski Türk ve İslâm
devletlerinin idare usullerine vâkıf yüksek mevki ve rütbe sahibi
Türk memurlarının eli altında Selçuklular ve llhânlılar devrinin idare
usullerini, memuriyet unvan ve vazifelerini, vergi ve devlet mâliyesine
ait her türlü usul ve hesapları öğreten bir takını münşeat m ecm uala­
rının ve kitapların mevcudiyetini de hesaba katm ak lâzımgelir [34].
Diğer taraftan, Osmanlı devrindeki tahrirlerin ve vilâyetlerin “Y a sa-
ııub,, kanunlar koyulmasının, “İntizam-ı m em leket beyan ı âdet ve tah-
daimî v e irsi bir t oprak kiracılığı müna s e bet i bulup onu izah e t m e ğ e m e c b u r o l ­
ma k için B o s n a ’iıin fethini b e k l e m e y e me c b u r « ı l amı yacakl an ko l a yc a a nl a ş ı l a b i ­
lir. Fı kr i mi z ce , haki kat büsbütün ayrı bir şeki l de c e r e y a n et mi şt i r. Osmanl Il ar
me ml e k e t l e r i nd e öt edenber i tatbik edi l en bıi us ul u, B o s n a ı ı ı nf e t hi nd e n s onr a o r a ­
daki miilk toprak telâkki si yl e çarpıştığı v e B o s n a ’d s b i rç o k k a d ı l a r ı n y a n l ı ş h ü ­
kü ml e r verdi ği içiıı, mirî arazi rej i mi ni n hususiyetlerini böyl e bi r k a n u n n a me ile
bel i rt mek l üzumunu hi sset mi şlerdi r.
[34] Hu husust a vakti yl e Prof esör Z t k i velidı 1 Oğan’ın tetkik etnıiş bulun-
rir-i vilâyetle olm ak selef-i salâtinden carî ve sâdır* olduğuna dair bir
kanaatin doğruluğu sabit ve bu âdetieri Osnıaniıların doğrudan d o ğ ­
ruya Ilhanlı ve Selçu klu lard an aldıkları m uh akkaktır :
G erçekten , Osmanlı imparatorluğunda her padişah değiştikçe y a ­
hut fetih ve ilhakı m üteakip yapılması âdet olan um um i nüfus v e a r a ­
z i tahrirlerin in , aynı rakam ve yazı tekniği ve defter çeşitleriyle, öteden-
beri Anadolu Selçuklularında ve İlhanlılarda t a tb ik edilm ekte olan
usulieriıı bir devamı olduğu anlaşılmaktadır. İlhanlılarda is tiy fâ diva­
nında maliye işleri için tutulan çeşitli defterler arasınc'a [ 3 5 J kan u n
yahut y a ş a m ış ı defteri namı altında mevcut bulunan defterlere bu
icmin verilmiş olmasının sebebi, eğer kuvvetle tahmin ettiğimiz gibi
bizdeki m u fa ssa l defterler tarzında başlarında yasa ve kanunların
yazılı bulunmasından ileri gelm ekte ise, bu kanunların doğrudan doğ­
ruya Osmanlı kanunlarına örnek teşkil etmiş olması lâzımgelir. Bu b a k ım ­
dan X X X İ I I numaralı kanunun başında «defter-i yasahâ-i Diyarıbekir,,
kaydının bulunması d ik k a te şayandır. Bu devirlere ait defterlerin ba­
şında b:ı şekilde muntazam ve mufassal defter kanunlarının mevcut
bulunmuş olmadığını kabul etsek bile, Ankarn, K ırşehir gibi A nado­
lu’nun muhtelif yerlerinde bugün halâ mevcut bulunan ve eskr t a r i­
hî k ayn aklara göre [3(>] k a l‘a ve cami kapıları ve pazar yerleri gibi
halkın görebileceği yerlere taş ve yahut lah la levhalar üzerine hâk-
kedilmesi âdet olan k ita b e le r d e tesbit edildiği şekildeki emir ve f e r ­
manların bizim burada neşrettiğimiz defter kanunlarının ecdadı olduğun­
da şüphe yoktur.

duğıı (Tiirk Hııkıık ve İktisat tarihi m e c m u a s ı sayı 1, Moğullar d e v r i nd e Ana dol u


mâ l i ye s i ) S e a d e t n a m e nam eseri misal ol arak zikredebiliriz. H c ı î 700 t ari hl eri ne
doğru Alâetidin-i l e b r i z î t arafından İlhanlIların ma l i ye usuller r e ait ol mal iizere
yazıl mı ş olan bu eser i n, pı ot esf i re g/lre. Konya da k- ı.iit.ha's>ı 815 yılını1; B n r s a ’da
v e Adadolu yaz ı s l vl e yazı l mı ş ol ması ve ga y e t dikkatli ve sahili o l a r a k yazı l dı ğı­
na g ü r e İllıâni mâ l i y e s i n de iht i sas s ahi bi biri t a r a f ı n da n k o py a edilmiş b ul u nma s ı ,
Os ma n l ı devletinin. B u r s a dev r i nd e ma l i ye işlerini İ ran Mngnllart z a ma nı nda telif
edi l mi ş e s e r l e r d e n ö ğ r e n me k t e ol dukl arı nı istidtâf e t me mi ze müsaittir.
Aynı suret l e, Prof. Mûkimiıı Halil Y ı na ı ı ç t a r ahndaı üçiiociı tarii ko ngr e s i nde
yaj ul an bir t e bl i ğde bi ldirildiğine «<">ı< <le, 700 tarıhleı : ue d o ğ m yazıln. ış olaıı bi r
taktın münşeat m e c m u a l a - ı nda, bu d e v i n l e kullaıvlan l.e: çeşi t unvan ve hitapla­
rın tesbi t edi l mi ş list eleri ni n Anadol u’daki Tiirk-tslfln bi iroı t rasi si ne merst f p i da r e
âmi rl eri ni n el al t ında bulunduğu anl aş ı l makt adı r.
[35] Isnıaii Hakkı Uzuııçarşılı, Ösmanl i devleti teşkilâtına Medhal . Sf. 232, 432.
f36) W. B/ırthold, Tür k Hukuk vr İktisat tarihi m r c m u a s ’ cilt f, 1931 Sf. 135.
Ayni m e c m u a d a Ur. 1'. \Villek’iıı (Sf . 16J) d e neşrettiği A n k a ı a V l a tıir nhani k i ­
tabesi adlı m a k a l e y e ve Prof. Zeki Velıdi’ııiıı Moğol l ar dev r i nd e Anadol unun
İkti sadî vaziyeti tŞf. 14) başlıklı yaz ı s ı na da bakınız.
H U D A V E N D İG Â R LİV A SI K A N U N N Â M ESİ

Sultan İ k i n c i B a y e z i d ’in emrile, hicretin 892 inci yılında Bursa


havalisinde yaptırılmış olan büyük a ra z i v e nü fus tahriri nin neticele­
rini ve memleketin gelir kaynaklarının cins ve kıymeti ile taksim ediliş
şeklini m u fa s s a l bir tarzda tesbit eden H a k a n a M ahsus D efter in baş
tarafına konulmuş olan bu kanunnâme, Osmanlı Kanunnâmelerinin, a y­
niyet ve tarihini sarahatle tesbit etmek bizim için mümkün olan,en eski
nümunelerinden birini temsil etmektedir. Defterin içinde İkinci Baye-
zidin mührile tasdik edilmiş iki tev k ı'î tahşiyesinin bulunmadı, bu def­
terin diğer ahkâmı ile birlikte Kanunnâmenin de bu devir için resmen
tatbik edilmekte bulunmuş olduğunu gösterdiği gibi; Yavuz Selim za­
manında yapılmış oian diğer bir tahrire ait 376 numaralı defterin ba­
şında da aynen tek ra r edilmiş olması, onun resmî ve halis bir vesika
teşkil etmekte olduğuna dair şüphe bırakmamaktadır.

İ s ta n b u l . B a ş v e k â le t A r ş iv i
D e f t e r n u m a ra sı : Ö08
Tarih i: 1487 (892 )

* .k e j U M l j jd a U l

• ^ »Jlı I jJûJl
«,'lkL. j S Â * jU. j l l a l - ı/ jıj-lı j l L l - J İ L U I J ' j l L U l
j jLJi^j».^»I öyîLc ) ) o j OdLUll^* (jilil j
çijj.} J«!l j i ytill
jy i. k —l j 1 j 4>wa»^r ) > / / lif'

<>Ulc ) , y . J f i —•
1. Beyân-ı tafsil-i kavânini şer‘iye-i müte'amele ve kavâ‘id-i rüsûm-ı
örfiye i müte‘arefe ki mebâni-i defâtir-i Osmaniye ve meâhiz-i ahkâm-ı
sultaniyedir Nüvişte bûd be rân ınûceb ki zikrolınur’

Âi- U j ^ fy -J 3 [1]
( F o t o ğ r a f d a g ö r ü l e b i l e c e ğ i ü z e re, m e t i n d e n o k ta s ı z j j J . , ' i & c\j_ j y
olarak yazı lı o la n bu s a t ı r l a r ı b iz bu ş e k i ld e oku m ağ ı m ü n a sib g ö r d ü k . 3 7 6 num aralı d e f ­
terdeki s u r e t in d e ın eb ân i, m e y â n i ve m eâ hiz , m e â c id ş e k lin d e n o k ta l a n m ış ise d e , d o ğ ­
ru s u b iz im oku du ğum uz gi b i olsa g e r e k t i r ) .
2. R e s m i çift temam çiftlik üzere çift kaydolman raiyetden otuz üç
akçedir Nîm çiftden resim nısf-ı zâlik1 Nîm çiftlikden akal yer tasarruf
iden b e n n â k den ki e k i n l ü kaydolınmışdır resim oniki akçedir Ca
b a b e n n â k 2 den dokuz akçedir Ez‘af-ı reayaya himâyet olınmak e mr i
müstahsendir Nesl-i reayadan ehl-i kisb olmayan mücerredlerden nesne
alınmaz defterlerde dahi üzerlerine resim kaydolınmamışdır Ammâ ehl-i
kisb olan mücerredlerden mıkdarlarınca resim alına deyü emrolınmışdır
Defterde mücerred kaydolman kimesne teehhül itse b en n âk resm i alınur
Ve c ab a b ennâk ekinlü olsa ek in lü resm i alınur Ve çift kaydolunma-
yanlar çifte ve çiftliğe mâlik olsa resmi çift alınur Bu bâbda i'tibar çiftlik
mıkdarına dayiradir Çiftlik mıkdarından ziyâde yer tasarruf iden kimesne
ziyâdeye nisbet hariç raiyet gibi resim virir
3. Pîr olub veyahud fakr-ü fâka1 ‘ârız olub çifti ve çiftliği elinden giden
kimesneden resmi çift alınmak hayf-ı sarîhdir Hususâ ki elinden giden ye­
ri ma'mul olub rüsûm-ı mukayyedeye nakz gelmemiş ola
4. Ve hisar eri tımarında çift kaydolman raiyetden kanun üzere resmi
çift alındıkdan sonra resm i sa m a n v e odun deyü altı akçe ve nîm çift den
üç akçe ziyâde alınmak kanun-ı mukarrer olub defterde sebt olınmışdır
5. Sipahiden çiftlik dutan hariç reayadan resm i zem in temam çift­
likden temam çift resmi ve nîm çiftlikden nısıf resim alınub nısıfdan akal
olan yerlerde eğer erâzi-i sakiyye5den olub veyahud eyü has yerler olsa
ki her yıl ziraat olınub hasıl virse iki dönüme bir akçe resim alınur Ve
eğer mutavassıt-ul-hâl olsa üç dönüme bir akçe ve eğer ednâ olsa dört
beş dönüme bir akçe resim alınmak kanun-ı resme mutabıkdır
6. Zirâ has yer den yetmiş seksen dönüm ve mutavassıt-ul-hâl yerden
yüz dönüm ve ednâ yerden yüz otuz ve yüz elli dönüm yer bir çiftlik i'ti­
bar olınur D önüm dahi hatevât ı müte'arefe ile kırk hatve yerdir tûlen ve
‘arzen
7. Resmi çift ve b ennâk levâhikile evâ'ılde harman ‘akebince alınur
imiş şimdiki halde mart ayında alınmak kanun-ı mukarrer olmışdır Ve rü-
sûm ı ‘â s iy â b dahi ol vakitde alınur
8. Ve raiyetden te k r a r öşür şol kimesneden alınur ki kendü sipahisinin
tımarındaki çiftliği terk idüb varub gayrı yerde ziraat ide Ammâ sipahisi­
nin timarında ziraate kabil yeri olmaduğı takdirce gayrı verde ziraat iden
kimesneden tekrar öşür almak hayf ı nâ ma‘rufdır
9. Raiyet ki y e r l ü olub müteferrik olsa göçürüb yerine getürmek
kanun-ı kadîmdir Ammâ onbeş yıl bir yerde mütevattın olan kimesneyi
göçürüb getürmek men1 olınmışdır Hususâ ki bennâk ola her nerede
olursa resim virdükden sonra kaldırmak memnu'dır Ve bir şehirde raiyet
[5] [4] , . l j [3] ^ trf- [2 ] i ö i [1]
neslinden bir kimesne on beş yıl tavattun itse ammâ bi-husûsihî1 defter-i
reayada mukayyd olmasa anun gibi kimesne r a i y e t olmayub ş e h i r 1 ü ye
ilhak olunmak emrolınub kanun olmışdır
10- Y ü r ü k de ve y e r l ü de resm i gan em iki koyuna bir akçedir
Koyunla kuzı bile sayılmak kanun olmışdır Ve koyum olmayan yürük-
den resm i k a r a 2 on iki akçedir Yürüğin koyum kırılıb hiç kalmasa ve­
yahud resmi ganem resm i k a r a mikdarinca olsa anların gibilerden resm i
k a r a deyü on iki akçe alınur
11 • Eğer yürük bir sipahiden yer tutub ziraat itse öşür ve sâ lâ rlık
virdükden sonra resm i boyun dıru k3 deyü on iki akçe virüb ziyade resim
virmez Zirâ ziyâde resim virdüği takdirce tekrar resim alınub kanun-ı
kadime muhalif hayf vâki* olur Bu kaziyye mirâren teftiş olınub emr-i
padışahile muceb-ı mezkûr üzere mukarrer kılınmışdır
12. Yürük tâifesinin rüsûmı evâyilde kuzı kırkılıcak alınur imiş Şimdi
abril4 ayında alınmak kanuni üzere ma'muldır A ğ ıl resm i her sürüden üç
akçe alınıgelmişdir
13. Hububâtdan ki hınta ve şa'îr ve ‘alef ve gâvers5 ola öşür ve sâ-
lâ rlık alınur Cümlesi sekiz m ü d gailede bir müd olub her bir müd’de iki
buçuk kile olur Ve bâki hububâtdan ki nuhud ve mercimek ve bakla gibi
ve penbe ve keten gibi heman öşür alınub s â lâ r lık alınıgelmemişdir
14. Sipahi ğallâtını anbarına (akreb bazara)* iletüb hisar erinin
kal'aya iletmek reaya üzerlerine bid‘at-ı ma'rüfedir Ammâ bir günlük
mesafeden ziyâde olsa def'an ül hareç1 teklif olınmaya deyü emrolmmışdır
15 Erazi-i öşriyeden ziraate kabil yerler bilâ mâni‘ boz8 kalsa ti­
mara zarar olduğı takdirce re f‘-i zarar için sahibinin elinden alınub
gayrı kimesneye tapuya virmek ö r f e n tecviz olınur Ammâ dağ ve kır
yerler olub veyahud su basub her yıl ziraate kabil olmayub boz kalsa alub
gayrı kimesneye virmek memnu'dır Zirâ zürrâ' tarafından taksirât-ı müte-
vâliye8 olmamış olur Raiyetin çifti öküzü maslahatı içün ve harman yeri
içün bir kaç dönüm yeri boz koyub mer'a idinmekmemnu* değildir Bu
hususlar içün tekrar hükm-i padişahı vârid olmışdır
16. Kadim üz-zamandan şehirlünin ve ehl-i kurânın davaları örüsi9
içün olan m er‘alarm ekilmesi ve korunması ve tapuya verilmesi zara-
r-ı âm olduğı ecilden def1 ve men1 olınmışdır
17. Öksüz tapusı bid'at ı merdûde-i memnu'abırAtasının yeri mülk-i
mevrûsı gibi i'tibar olmışdır Yetimin atasından kalmış yeri ma'mul olma-
duğı takdirce gayrı kimesneye teslim olunsa yetim bâlig olıcak taleb itse gine
yetime emrolınur
18. ‘A v r e t tasarruf etdüği yeri boz komayub öşrün ve rüsûmm odâ
itse elinden almak kanuna mııhalifdir
j f . ]8] u b |7] jjli [6] o ' j j K ” 15 ) [4 ] [3 ]
3 7 6 n u m a ra l ı d e f t e r d e [ * ] j:. [9]
19. Ve bir raiyet müteveffa olub oğlanları kalsa ki ba'zı ç i f t ve be‘zı
ahar b e n n â k kaydolınmış ola atalarının yerini iştirâkle tasarruf idüb
resmi çift ve resmi bennâk cümlesi arasında iştirâkle edâ olınmak ri'ayeten
• lil -‘a d â le emrolınmışdır.
20 H a r i ç r a i y e t resm i tapu yla tasarruf itdüği yerler b a'zı zaman­
da alınub raiyete virilmeğe emrolınmışdı Sonra resmi tapu m ukarrer
olub hariçle raiyet arasında tercih ve tereccüh men‘ olınmışdır
21. Bağ’dan ve bağçeden öşr-i hâsıl alınmak kanun-ı şer‘a mutabık-
dır Ammâ reayaya tahlis-i öşürde muzâyaka olub ref‘-i muzâyaka içün öşür
mikdarına bedel tahmin olınub h a ra ç i'tibar olınmışdır Etraf ı memâlikde
bi-haseb il hâsıl bağ dönümile her bir dönümden bâ'zı vilâyetde on akçe ve
bâ'zı vilâyetde beş akçe ve ba'zı vilâyetde üç akçe alınugelmişdir Hadâyik-
dan ve harîmlerden öşürlerine göre kesim alinur gine defterlerde dahi bu
i'tibar üzere mukayyed olub şimdi defter-i cedidde gine ol mûceb üzere
hasıl 'akdolınmışdır
22. Raiyetden ö ş r i' a s e l bu sancakda s a h i b - i r a i y e t üzerine kayd-
olınmışdır Ammâ öşri 'asel’den bedel her bir kovandan bi-haseb-il-hâsıl
ba'zı vilyetde iki akçe ve ba'zı vilâyetde bir akçe alinur imiş Şimdi gine
ol müceb üzere kaydolınmışdır
23. R e s m i ‘arû san e cihâzlu kızdan altmış akçe ve ‘avretden kırk akçe
fakirelerden nısıf-ı resmi ganiyye ve mvtavassıt-ül-halden beyne beyne2dir Yer-
l’üde 'avretin rasm i n ik â h ında ve resm i ‘a rü sân e’sinde toprak mu'teber-
dir ve yürükde lâmekân olduğı sebebden atasına tâbi' olmakda bâkire ile
seyyibe birdir
V e resm i n ik â h dahi a'lâsı dinar3 ve ednâsı on iki akçedir V e mu-
tavssıt-ül hâl nâkihle menkûha hâllerine göre alinur V e bir kimesne ki
'avretin ta tlik idüb gine nikâh itse resm i n ikâh alinur ammâ resm i g e r ­
d e k alınmamak örf i ma'rufdır
24. R esm i m e k â t îb i dahi eimme i müctehidîn’den vâki' olan akvâl-i
mütehâlife üzere alinur idi Sonra onyedi akçe ta'yin olınub rem i kısm et-i
m ev â rîs’’ dahi binde yiğirmi akçe alınmak üzere mukarrer kılındı
25. Ve bu sancakda resm i o tla k kaydolman yerlerden koyun sürüsin-
den resmi otlak alınub kaydolınmayan yerlerde resim alınmaz Ve bir vilâ-
yetden varub bir yerde kışlağı olan koyun sürüsinden mikdarlu mikdarınca
resm i k ış la k aiınur
26. Vilâyet i mezbûrda tutulan vaşak ve kaplan derileri sancak beğine
müte'allikdır meğerkim yaya ve müsellem dutmış ola Anlarun dutdukları
sancağı beğlerine müt'eallıkdır
27 Serbest timarlarda yaya ve müsellem ve yürükân-ı hudâvendigâr
[5] t^j [3] oh [2] [1]
g s o t v '.£ â L ,l

1901
Ka n u n l a r

den gayrı reaya dutdukları y a v a ve ‘a b d -i â b ık ve k e ü iz e k cu'^jleVi^ sahib-i jj


timarındır Müddet-i örfiyeleri temam oldukdan sonrsk hazarlarda kadı ma- j
rifetile bey' i men-yezîd2 olınub satılan kulın ve câri^etvin ve devâbfcrtn?/
behâları eshabı zâhir olunca bir emîn katında hıfzolınui^,'7l?ö^</eiŞt,
dahi kulda vecâriyede üç aydır ve devâbb’da bir aydır Behafrısında mUHdet
nısf-ı müddet i ‘abd i âbık’dır Reaya dutduğında i'tibar serbest timardadır
Serbest olmayan Umarlarda kendü reayasile gayrın reayası dutmasında fark
yokdır Defterde bir hususa ta'yin olunmaduğı takdirce mirilivaya veya­
hud subaşılarına veyahud ma'mûl olıgeldüği üzere tasarruf olınur Kuyud-ı
defter i'tibarda akvâdır Andan sonra ma'mûl olduğı i'tibar mer'îdir Ve
yaya ve müsellem ve yürükler dutmaları dahi bu uslûb üzere ma'muldır
Ammâ sancak beğine müte'allık olduğı hususda kendülerin sancağı beğine
müte'alhkdır
28. S erbest timarlar’da cemî' cerâ y im i reaya sahib-i timarındır S e r­
best olmayan timarlarda nısfı s a h i b - i r a i y e t ’in ve nısf-ı ahar hariçden
dahi iden sancak beğinin veyahud subaşılarındır İkisi bile dahi itdüği
yerde her birisi rubu' tasarruf iderler Ammâ bu sancakda ikisi bile dahi
ider husus yokdır Resmi ganem ve resmi ‘arusiye dahi kaydolman yer­
lerde bu tarik üzere dahliderler
29. Harâmiye ve uğru’ya ve kanluya ve sâyir hırsuzlara bi-haseb-il-me
râtib siyaset eylemek medâr ı nizam ı memleket ve menat-ı4 emn-i vilâyet
olan a t l u 5 s a n c a ğ ı b e ğ ı ’nindir Ammâ bir sebeble şer'an ve örfen affo-
olunsa bedeli siyaset akçe alm ak kanun ı kadîme muhâlifdir Siyaset olu­
nan kimesneden cürüm alınmaz Ammâ affolunduğı takdirce cürümlemek
sfhib-i raiyetindir C ürüm dahi bigayr-ı hakkın katl-i nefs iden kimesneden
aiâsından üçyüz akçe ve mutavassıt-ül hâlden ikiyüz ve ednâsından yüz ak­
çedir Ve göz çıkaran kimesneden yüzelli akçe ve baş yarılub süğük6 çık­
sa ve diş çıksa ve bıçagla7 mecruh edib döşeğe düşerse8 yüz akçe ve el
düşürse nısıf-ı cürm-i nefisdir Ve bunlardan mâdûn şenâyi'de ki ta'zir ve
t e ’dib lâzım ola otuz akçe ve kara berenin cürmi on akçe alınmak örf-i
ma'rufdır
30. Mücrim olan kimesne teftiş olunmadın11 veyahud üzerine zâhir olan
şenâyi' şer'le ve örfle yerine varmadın10 sancak beği ve subaşı ve adamları
nesne alub salıvermek memnudır Kendüler mahall-i töhmet ve âdemleri
mücrim ve müstahıkk ı ‘ikab olur Ve her mücrim i müttehemin cerimesi
kadı i vilâvet katında veya müfettiş huzurında sâbit ve zâhir olub ehl-i
örfe teslim itmedin dutub siyaset eylemek hılaf-ı şer* ve örf te'ad-
dîdir Ammâ mücrim ve müttehem olan kimesne mütemerrid ve mu'ânid
[6 ] jiîi [5 ] J*U» [4 ] [3 ] a,>. ^ [2] > jji 3 \y [ j j
olub da'vet ile mahkemeye gelmekden imtina' eylese berây-ı ta'zir cebrile
bilâ ta'zib mahkemeye getürmek memnu* değildir Filcümle her kazıyye ki
kazayây-ı örfiyeden kuzât-i vilâyet ma'rifetlerile olub hem ümera-i izâm ve
a'vine1 ve huddâm ı hudâvendigâr yasağile mûcebi şer'e muti* ve mukte-
zâyı örfe munkad olmak menat-ı tenfiz i âhkâm-ı hükkâm ve şart ı ri‘ayet-i
intizam-1 beyn-el-enâmdır
31. V e bir timarda ki kovan ve koyun ve bağ ve bağçe ve âsiyâb
olmayub sonra hâdis olsa öşür ve rüsûm sahib-i timara müte'allıkdır

II
KANUNU L İ V Â — I A Y D IN

Aslı Aydın livasına aît 9H5 tarihli m u fa s s a l tah rir d efterin in başında
bulunan bu kanunnâmenin 10-52 numaralı kısımlarını ihtiva eden y ap ­
rakları defterden koparılmış olduğu için,285 numaralı defterde bulunan
bir suretinden tamamlanmıştır. Aynı kanunnâmenin diğer suretleri Top-
kapı Sarayında Revan köşkü kitabları arasında 1935 numarada k a ­
yıtlı bulunan bir kanun mecmuasında ve Tapu ve K ad astıro Umum Mü­
dürlüğünde 129 numaralı Aydın defterinin başında bulunmaktadır. Os-
manlı kanunnâmelerininin en tipik ve mükemmel olanlarından biri olan
bu Kanunnâmenin muhtelif suretleri arasında dikkata değer farklar mev­
cut değildir
İsta n b u l, B aşv ek âle t A rşiv i
D e f t e r n um ara sı : 9 9 6
T arihi: 152 (i ( 9 3 5 )

1. Reayadan resm i ç ift martda alınur Temam çiftden otuz üç akçe nîm
çiftden on altı buçuk akçe ve b e n n â k den on iki akçe ve k a r a dan altı­
şar akçe alınur Ve atası yanında olan reayanın mücerred oğullarından r e ­
sim alınmaz Meğer ki vilâyet yazıidıkdan sonra atası fevt olub atasının ye­
ri kendüye intikal ide Ol vakit tasarruf itdüği yerün resmin vire Veyahud
atası hayatda iken teehhül idüb başka ev olsa ol vakit ben n âk resm in vi­
re Defterde m ü c e r r e d yazıldım dimek fayda virmez ana ‘itibar yokdır
2. V e bir sipahi’nin timarında ahar sipahi’nin raiyeti veyahud bir gayrı
kimesne yer ziraat itse hariç raiyet kısmındandır A ‘lâ yerden iki dönü­
me bir akçe ve evsat yerden üç dönüme bir akçe ve ednâ yerden dört dö­
nüme bir akçe ziyâde ve nâkıs virmeye
3. V e şehirlerde ş e h i r h a l k ı olan kimesneler şehir sınurında çift­
lik tasarruf eyleseler ne kadar yer tasarruf iderse bütünmidir nîm’midir
artuk eksik her neyse kanun üzere resmin vire Ben şehirlüyin çift res­
min yahud dönüm akçesin virmezin dimek fâyide virmez 1‘tibâr arzadır
Ammâ şehirlü çift bozub feragat iderse çift resmi taleb olunmaya Ol
sebebden şehirlüye çift resmi yazılmamışdır
4, Ve vakıfda ve mülkde raiyetlerinden gayrı her kim yer tasarruf
iderse kanun üzere sahib-i mülke ve v akfa resmin vireler
5 Ve raiyet fevt olub sagir oğlu ve çiftliği kalsa sagir çiftliğün hak­
kından gelmeyicek atan çiftliğidir deyü sipahi resmi çift taleb eylemez
Sagir yarayınca âhara virüb ziraat itdirüb kulluğııı1 çekdirmek kanun-ı
padişahîdir Lâkin Livâ-i Aydın’da bunların emsâli yetimler ki vâki' ola
atalarından kalan yerlerini sipahi ve âmiller ahara tapuya virüb h a k k -ı k a ­
rarı- mikdarı akçe alurlar imiş Ve vilâyet kadıları dahi ol kimesnelere
hüccet virürler imiş Yetimleri ataları yerlerinden mahrum olurlar imiş Bu
bendeler bu asıl vâki* olduğı yerde hüccet-i kadı’ya ‘amel itmeyüb vücu­
da gelen yetimler velileri taleblerile ataları yerlerin defter-i cedid’de ka-
nun-ı padişahı üzere girü kendüler üzerlerine yazıldı Tapulayan kimes-
neler sipahiye h a k k ı k a r a r virdikleri akçeyi taleb eylemek isteyicek akçeyi
kime virdün ise anlardan taleb eyle deyü havâle olındı
6. Ve yetimlerden ataları yerleri için tapu alınmak yokdır
7. Ve bir raiyet ziraate kabil yerini üç yıl b o z 3 komak sipahiye za­
rardır O l zerar def'i içün üç yıl boz kalan yeri sahibinin elinden alub
gayrı kimesneye tapuya virmek ö r f e n caizdir Ammâ yerün sahibi il
virdüği tapuyı girü kendüsi viricek sahib-i timâr âhara virmeyüb girü
kendüye vire Meğer ki kendüsi rağbet eylemeye Ol vakit âhara virilmek
câyizdir Ammâ dağ ve kır yerler olub veyahud su basub veyahud çeltü-
ğe korınub her yıl ziraate kabil olmayub b o z kalsa alub gayra virmek
memn'udır Zira zürrâ‘ tarafından taksirât vâki' olmamışdır Ve bir rai­
yetin çift öküzi maslahatı içün veyahud harm an yeri içün bir kaç dönüm
yeri b o z koyub mer'a idinmek memnu' değil Bu sebeb ile ne kadar yer
ki boz kala ol tapuya virilmez
8. Ve kadim-üz zemandan şehirlünin ve ehl i kurâ’nın davarları örüsi4
içün vaz'olınan yerin ekilmesi ve korunması zarar-ı ‘âmdır Ol cihetden
medfu' ve memnu'dır
9. Ve bir hâtûn kişi bir timarda yer tasarruf idüb boz komayub ta­
sarruf eyledüğı yerün hakkından gelüb öşrin verüsûmın sahib-i timara edâ
eyleye sonra gelen sipahi hâtûn kişiye yer yokdır deyü elinden alımaz5
Ammâ bir yer ki mahlûl olsa bir hatun kişi il virdüği tapuyı ben virürin
dise ‘avrete yer yirmek emr-i padişahî’de yokdır
10- Ve müteveffa olan raiyetin oğlı kalmayub kızı kalsa kızı ataşın­
d ı [5] [4] [3] ıfji^ [2| [1]
dan kalan yerin hakkından gelürin dise sipahi atası y erin k ız a v i r m e k
m em nudır virmeye âhara tapuya vire
11. Ve raiyetden te k ra r öşür şol kimesneden alinur ki kendü sipahi­
sinin timarındaki çiftliği terk idüb varub gayrı yerde ziraat ide Anun gi­
biden tekrar öşür alinur Feam m â üzerine yazılan yerin eküb temam
hakkından gelse andan sonra âhar yerde ziraat etdüği yerden tek rar
öşür alınmak hayfdır
12. V e ç i f t e kaydohnmayanlar çifte ve çiftligfe sonradan mâlik olsa­
lar r esm i ç i f t alinur Zirâ i'tibar arzadır
13- V e çiftlik bâbında mikdar has yerden altmış dönümdir Ve mu-
tavassıt-ül-hâl olan yerlerden seksen dönümdir V e ednâ yerlerden yüz otuz
ve yüz elli dönüm yer bir ç i f t l i k dir öylece i'tibar olınur
14. Ve bir raiyet ki bütün ç ift’e yazılsa veyahud nîm yazılsa tasarru*
fında olan yer tafsil olunandan ziyâde olsa anlarun gibiden ziyâdeye nis-
bet hâriç raiyet gibi resim alinur
15. Dönüm dahi tûlen ve ‘arzen kırk hatvedir
16- Ve bir raiyet ki b e n n â k yazılmış olsa elinde beş on dönüm yeri
olsa anlarun gibi kimesneler hem ben n âk resm in virürler ve hem tasarruf­
larında olan yerlere mıkdarınca hâriç raiyet gibi dönüm akçesin vireler
Hususâ ki Livâ i Aydın’da yer ziyade kıymetlüdir Ekseriya b e n n â k kay­
dolman kimesnelerin tasarruflarında beşer onar dönüm yer bulınub bu mık-
darlu yere reaya çift ve nîm çift kaydolınmak münasib görülmeyüb bu
minvâl üzere vaz'olındı
17. Hâliyâ liva-i Aydın’da ba'zı reaya ki defder-i sultani’de tamam
çift yazılmışdır Ol çift kaydolman raiyet fevt olsa beş altı nefer oğulları
kalsa cümlesi dahi evlenmiş veyahud ba'zı mücerred ve mücerredleri dahi
temam kisbe kadirler olsa Kanun-ı padişah! bunın üzeredir ki fevt olan ra-
ciyetin k a ç oğlı kalursa atası çiftliğine müşa' ve müştereklik üzere mu­
tasarrıflar olub rüsûm virmek bâbında b e n n â k kaydolman (resm/) ben-
nâk\n virdükden sonra elinde olan hisse yerün hissesine vâki' olan res­
min vire M eselâ temam çift bir raiyet fevt olub ikiden ziyâde oğlu kal­
dı çiftliği iki oğlu üzerine yarımşar çift kaydolınub bâki evlüsi bennâk
ve kisbe kadir mücerredi k a ra kaydolınub resmin virmekde 'âdet ve ka­
nun budır ki bennâk kaydolman on iki akçe b en n â k resm in ve kara kay­
dolman altı akçe k a r a resm in vireler ve bennâk ile kara kaydolman ka­
rındaşları ataları yerlerinden kendülere ne mikdar yer hisse düşerse hisse­
sine göre bir biri arasında rızalaşalar
18. Ve bir raiyet fevt olub mü'teaddid oğlı kalsa ataları yerlerine
tafsil-i sâbık üzere müşâ‘ ve müşterek m utasarrıf iken cümleden biri ve­
fat eylese oğlı kalsa hissesi oğlına inktial ider Ve oğlı kalmasa k a rın ­
daşın yeri karındaşa intikal eylemez Anun gibi olıcak müteveffanın his­
sesi ecnebiye virilmeyüb il virdüğin karındaşları virürse karındaşlarına vi-
rile Meğer ki rağbet eylemeyeler ol vakit sâhib i timar kime dilerse ana
vire Ve sipahi dahi karındaş hissesin girü karındaşına virmekde hakk-ı
kararı e h l - i h i b r e ma'rifetiyle ala Muvâza'a1 idüb ziyade nesne almaya
19. Ve bir raiyet ki defterde temam çift veyahud nîm çift yazılmış-
dır ol raiyetin oğlu var ve oğlunın oğlı var ol raiyetin oğlı ölse bâde-
hu kendü fevt olub oğlunın oğlı kalsa müteveffânın yeri oğluna intikal
eylem ek nice kanun ise oğlunın oğluna intikal eylemek dahi anun gi­
bidir Bu makule husus vâki* oldukda oğluna deden yeridir baban yeri
değildir deyü sipahi dahledüb elinden almaya Ve resm i tapu dahi taleb ey­
lemeye
20. V e bir raiyet defterde b e n n â k kaydolınub sonradan çifte kadir
olub çifte mâlik olsa ahar raiyetin çiftliğin tapulayub alsa ol alduğı yerün
resmin vire Ve b en n â k r e sm in dahi vire Zirâ alduğı yer r e s i m l ü y e r ­
dir Defterde bennâk yazıldım deyü heman ben n âk resm i n virmek sipa­
hiye zarardır Şol vakit ki sonradan vilâyet yazıla ol kişinin bennâkliği ref‘-
olınub çifte yazıla ol vakit hemen ç ift resm in virüb ben n âk resm in vir-
meye Ammâ tekrar vilayet kitâbet oluncıya değin hem bennâk resmin ve
hem çift resmin vire
21. Ve defterde mücerred kaydolman kimesneler heniiz mücerred iken
çifte kadir olub sipahiden yer tapulayub alsa alduğı yerin resmin vire Zi­
râ itibâr ‘arzadır Defterde mücerred yazıldım dimek fayda virmez
22. Ve bir raiyet defterde bennâk kaydolmış olsa vefat eylese bir ni­
ce yetişmiş oğulları kalsa kisbe kadir olsalar anlar resm i k a r a 1 altışar
akçe vireler ve evlendikden3 sonra ben n âk resm i’n vireler
23. Ve defterde h a s s a 4 kaydolman yerlerden rubu‘ alınmak kanun-ı
kadîmdir K em âkân mukarrer Anlarun gibi h a s s a kaydolman yerlere
bağ ve bağçe itseler bağın ve bağçenin hâsılı dahi rubu* alınur Ve has­
sa kaydolman yerler tapuya virilmek kanun-ı padişâhîye muhâlifdir
Meğer ki sipahi zamanın tapuya vire bir âhar sipahi dahi gelicek tapusın
ref'idüb girü hassalık tariki ile rub'ına virür ve reaya evvelki sipahiden
tapuya aldım dimek fayda vermez
24. Ve y a y a ve m ü s e l l e m raiyete müte'allik yer tutsa hâriç raiyet
kısmındandır Kanun üzere dönüm a k çesin virir yerine göre Hâliyâ işbu
kanun-ı mu'teber mukarrerdir mûcebi ile ‘amel olınur Ve lâkin evvel za­
manda atası yanında olub kisbe kadir olan mücerred oğlanlar resm i k a r a
vire deyü defterde k a r a kaydolınub defterde (kayd) olunmayub atası yanın­
da olan oğlan resim virmez imiş Ammâ haliyâ ol makule kisbe kadir olub
atası yanında olan kara kaydolunsa kara h an e i ‘avârızdnn* mahsub olub
j- ijjijc vU. [5] v«U. [4| i-ü-ıjy [3j [2] [1]
ol makule kisbe kadir mücerredler ‘a v â riz a halt olunmak lâzımgelirdi Ol
ecilden ol makule kisbe kadir oğlanlar mücerred kaydolınub kanunnâ­
mede tafsil olundı ki atası yanında olub kisbe kadir olan oğlan altı akçe
res m i k a r a vire Üslûb ı sâbık üzere defterde bî-resim yazıldım dimek
fayda virmeye
25. Ve defterde nîm çift veyahud temam çift yazılub üzerine kayd­
olman yerden ziyâde mutasarrıfsın deyü sipahi raiyetin yerin ölçüb bilmek
istese kimesne mâni' olmaya kanun üzere ölçe Yeri üzerine kaydolunan­
dan ziyâde ise ziyâdesinden yerine göre dön ü m akçesin ala Bu makule
ziyâde yere mutasarrıf livâ-i Aydında çokdır
27. V e k isb e k a d ir oğlan yiğirmi yaşar oğlandır ve daha ziyâde Bu veç­
hile emrolındı ki yiğirmi yaşında ve dahi ziyâde olan mücerred resm i k a ­
ra vire nizâ‘ eylemeye mücerredim defterde bî resim kaydolundun dimeye

F A S I L : F i l ‘öşr ve sâlâriye

27. Boğdayda ve arpada ve ‘alefde ve daruda ve milasda (?) ve çavdar­


da ve kasıl'da öşürle s â lâ r iy e alınur Her müd’den iki buçuk kile olur
28. Ve s â lâ r iy e alındıkdan sonra sipahi ve eğer âmil y e m lik 2 deyü
müslümanlardan her harman başına bir nice ölçek tahıla alurlar imiş S â l â ­
riy e hod yemlik mukabelesindedir Yemlik alınmak reayadan hayfdır Em­
r-i pâdişahî ile men1 ve ref‘ olundı
29. Ve penbeden on vukıyyede bir vukıyye4 alınur
30. Livâ-i Aydın’ın bir vukıyyesi üçyüz dirhemdir
31. V e burçakdan ve mercümekden ve nohuddan ve susamdan ve böğ-
rülceden ve bakladan ve soğan ve sarımsakdan ve çörekotından ve
maşdan5 ve yonca’dan onda bir öşür alınır V e ketenden dahi onda bir
öşür alınur Ve keten tohumından öşür alınmaz Zirâ rencber keteni si­
pahiye bişürivirmek6 keten tohumı öşri mukabelesinde vâki' olmışdır Reaya
keteni sipahi ye bişürüvirür ve sipahi dahi keten tohumından öşür
almaz kanun-ı mukarrerdir ,
32. Ve kendirden on demetde bir demetdir V e kurı üzümden ve
âvenkden7 onda bir öşür alınur
33. Ve pekmezden onbeşde bir alınur Zirâ pekmezde odun harcı var­
dır
34. Ve reaya dahi sipahi’ye elbetde şire8 al deyü teklif eylemeye
Zirâ ki şire almalu olıcak sipahi zabtedemeyüb timarlara ziyâde taksirât vâ­
ki* olur
j 1 [7] -&‘ j > ıj- ’ [6] [51 V j [ 4 ] [3] [2] [1J
•t* 18]
35 Ve Zerdâlü vebâdem ve zeytun ve emrud ve incirden ve nârenc1-
den ve enârdan2 ve şeftalu’dan ve bunların emsâli ağaçda biten fevâkih3-
den vakti gelicek emîn kişiler üzerine varub kıymete tutub öşrün alalar
36. Ve bağ ve bağçe arasında ot bitüb satılır olsa on akçede bir ak­
çedir
37. Ve harîmlerde ve hadâikde4 vâki' olan sebzevâtdan öşürlerine göre
bir mikdar icesim 5 alinur
36. V e şirugans yağı ‘ameldir7 ve zeyt yağı ‘amel değildir
39. Ve değirmende yıl yürüyenden altmış akçe ve altı ay yürüyen de­
ğirmenden otuz akçe almur Ve andan aşağı her ayda beş akçe hisabı üze­
re alinur ve yel değirmenlerinden yiğirmi dörder akçe alinur ve zeytun
değirmenlerinden onar akçe alinur Kanun budır Ve defterde bu üslûb
üzere resim bağlanmışdır Girü işbu kanun ı mu'teber mukarrerdir bununla
‘amel olınur

E A SIL : Kovan resmi bâbındadır


40. Bir kovana iki akçe resim bağlanmışdır Bir raiyet kangi toprakda
raiyet kayd olınmışsa kov an resm i dahi ol raiyet yazılduğı köyin sipahi­
sine hasıl kaydolınmışdır Livâ i Aydm’ın reayası ekseriya kovanların a-
sıl yazıldıkları yerlerden kaldırub bir âhar sipahinin timannda koyub ko­
van kangi toprakda bal eylerse resim anda virilmek i'tibarı üzere bal ey­
ledüği yerde dört kovana bir akçe virmek maslahatı içün timardan timara
kovanların göçürme ederler Asıl raiyet yazılduğı yerde sipahi reayasından
kov an resm in taleb edildikde senün toprağında bal eylemez sana nesne
virmezim deyü te'allül ider Bu takdirce kov u n resm i h a s ı l kayd olun-
duğı timara ziyâde nakz lâzım geliir Ol sebebden âsitâne-i devlete bu taf­
sil arz olınub şöyle mukarrer olundı ki kovan başına iki akçe resim
bağlana bir akçesin s a h i b - i r a i y e t ala ve bir akçesin kovan bal eyle­
diği arzın sahibi ala S a h i b - i a r z dahi kovanın benim toprağımda bal
eylemişdir kovan başına ikişer akçeyi dahi alırın dimeye Heman bir ko­
van başına bir akçe ala ziyade alub te‘addî eylemeye Ve kovanı olan ra­
iyet kovan göçürmeyüb raiyet yazılduğı yerde balın alursa kovan başına
ikişer akçeyi yazılduğı timar sahibine vire Reaya dahi te‘allül eylemeye
41. Ve reaya raiyetlik yerlerin biribirine satmak ve almak hilâf-ı kanun-
dır Ol bâbda hükm-i padişahı şöyle sudur bulmuşdır ki anlarun gibi si­
pahi mar'fetinsiz yerlerin biribirine satub almayalar Alana ve satana muh­
kem tehdid oluna Meğerkim sipahi marifetile bir mikdar h a k k -ı k a r a r ak­
çe alub virse câizdir alduğı akçenin öşrün sipahi alur Ve illâ sipahi ma-
rifetinsiz alub satmak k a f â câiz değildir Hâliyâ dahi işbu kanun-ı mu'te­
ber girü mukarrerdir
(? ) J f [7 ] â 4 .» * 1 [6 ! [5 ] J « A ^ J [4 ] 4 Iji [3 ] Jİ\ [2 ] £ , l |1 ]
F A S IL : R e s m i a g n â m beyânındadır
42. R e s m i ag n âm bâbında kuzulı koyuna iki koyuna bir akçedir K o -
yunın tamam dölün döküb ayırtlaşdıkdan1 sonra mah-ı abrilde' alınur K a­
nun ı mukarrerdir
43. Ve yürüğin kışlası bâbında şol yürük ki kışlağa gele kangı ti-
marda kışlarsa üçer akçe alınur V e otlafc resm i kanğı timar sınurında
otlarsa sahib-i timar resm i o tla k on yedişer akçe ala kanun-ı kadîmdir Am­
mâ subaşılardan ve serbest olaıı timarlarun reayasından girü kendüler ti-
marlarında kışlayan ve otlayan koyundan resm i k ış la ve resm i o tla k alınmaz
44. Ahar sancakdan gelüb bir timarda yurd idinüb kışlar olsa resm i
duhan üç akçe alınur Ve kışladuğı timarda bağdan ve bağçeden veyahud
bir mikdar yer ziraat idüb toprak sipahisine öşür ve resm i z em in virür
olsa anlarun gibiden resm i d u h a n alınmaz Hemçünan3 yürük dahi bu kı­
sımdandır kışladuğı timarda yer dutub sahibi timara hasıl virse kışla resm i
taleb olunmaz vermeyeler Ammâ o tla k resm in virürler
45. Ammâ k a r a c a k o y u n l u 4 dimekle meşhur padişahımıza mü-
te'allik yürükler vardır Mezkûr yürüklerin resm i ganem\e.r\ hassa-i hüma­
yun için zabt olınur Defter-i ‘atikde şöyle şerh olmuşdır ki şol kimesne­
nin ki resm i ganem\er\ otuz akçeden eksik ola onlarun bigiden5 heman
otuz akçe alına Ve şunlar ki koyunları resmi otuz üç akçeden ziyadedir
anlardan iki koyuna bir akçe alınur ziyade ve nâkıs alınmaz Ve şunların
ki koyunları yokdır on ikişer akçe vireler Ve ednâ olanlar altışar akçe
vireler K a r a resm in ve resm i a ğ ıl üçer akçe vireler Ve ol tâyifenin re s ­
m i ‘a r û s â n eleri ve cürüm ve cinâyet\er\ ve bâd ih a v â ve y a v a ve h açku n -
ları dahi bilkülliyye hassa-i hümayun içün alınur
46- Ve Ayaslog ve İzmir tevâbi'lerinde olan buğurcı 'a ra b a la r8 zama-
n-ı sâbıkda buğur hizm etin 1 iderler imiş Sonra buğur h iz m eti ref‘ olınub
evden eve seksener akçe vaz‘ olınmışdır Hâliyâ dahi bu üslûb ile ‘amel
olınur

F A S IL

47. B a ğ la r h a ra cı evvelden dönümüne altışar akçe alınurmış Sonra


Mehmet Paşa Aydın ilin tasarruf ederken öşür almak murâd idinmiş
Ol cihetden müslümanlar rızalariyle her dönüme on birer akçe vaz‘ itmiş
Ol zamandanberü nefs i Tirede her dönüme on birer akçe alınur ve sayir
yerlerde evvelden nice viregeldilerse girü öyle alınur
48- Ve yava* hususında serbest olan timarlarda şol timar ki iba-
[5 j [4 ] ö l L s t ? [3 ] »l*[2| j-il.liJ l.r J [1 ]
Ij. [8]
ret-i y a v a 1 kaydohnmış ola anlarun gibi timarlarda vâki* olan yavayı sa­
hib-i timâr alur Ve yava kaydolunmayan timarlarda vâki4 olan yava3 b'ılkül-
liyye sancak beğinindir Anlarun gibide hass-ı padişâhîden olanlardan gay­
risini sancak beği ala deyü Aydın sancak beği olanlara hükm-i şahî vi-
rilmişdir Ve yaya ve müsellem ve sipahi toprağında y a v a k u l ve ken i-
z e k dutsa ol dahi külliyyen atlu sancağı beğinindir Meğer ki yaya ve
müsellem yayalık ve müsellemlik yerde dutalar Ol vakit yaya dutduğı y a ­
ya beğinin ve müsellem dutduğı müsellem beğinindir
49. Ve resm i ‘arû sân e3 kedîm-iil-eyyâm’dan serbest olmayan t im a r ­
larda müstakil sahib-i timarlar tasarruf idegelmişlerdir Ol sebebden üslû-
b-ı sâbık üzere girü resm i ‘arû sân e müstakil sahibi timara kaydolundı Si­
pahiler üzerine kaydolunan resm i 'aru sân eye sancak beği ve subaşılar ta­
rafından dahlolunmaya Ve bir raiyetin kızı çıksa resm i g e r d e k 4 kız oğ­
landan altmış akçe ve seyyibeden otuz akçe alınur Ve bir def'a üzerin­
den nikâh geçdikden sonra hatun kişi hangi toprakda nikâh olınursa g er­
d e k resm in nikâh olınduğı toprakda s a h i b - i a r z alur Ve tâife-i yürü-
ğin toprağı yokdır Yürük tâifesinin vâki' olan ;resm i ‘aru sân esi her ne
yerde nikâh olursa s a h i b - i r a i y e t alur Eğer kızoğlan ve eğer seyyibe
toprak sipahisi toprağımda nikâh olınmışdır dimeye ve bunın üzerine yü-
rüği tasarruf iden sipahilerin elinde hükm-i pâdişâhı dahi vardır Ve si-
pahilerün kızı çıksa g e r d e k resm i sancak beğinindir
50. Ve raiyete müte'allik olan resm i gan em ahar sancaklarda serbest
olmayan timarların sipahileri ile subaşıları munasafa tarikiyle üleşürlar Ve
subaşı olmayan yerde sancak beğleri sahib-i timarla nısıf üleşürler Ve cü­
rüm ve cin a y et dahi kezâlik Ammâ livâ-i Aydında serbest olmayan ti-
marlarun raiyetlerinin resm i gan em leri ve cürüm ve cinayetleri külliyyen
sancak beğinindir Ve livâ-i Aydında ba‘zı nevâhide cürüm ve cin ay et ve
resm i g an em leri serbest olmayan timarlarda sancak btği ve subaşıları nı­
sıf üleşürler kanun i kadîmdir Ve serbest olan timarlarun resm i g a n em i
ve cürü m ve cin ayetlerin e sancak beği ve subaşılar tarafından dahlolun-
maz Ve serbest olagelen timarlar bunlardır ki zikrolınur Alay beğinin ve
subaşılarun ve çeribaşılarun ve çerisürücülerin ve emîr-i ‘alemin ve diz-
dârlarun ve çavuşlarun Bunlardan ma'dâsının serbest değildir Meğer ki
bir timar timar yazılub sonra bir subaşılık timarına ilhak olına Ol vakit
ol timar subaşılık timarına munzam olmakla serbest olur Sonra su başı-
lıkdan ifraz olub girü timarlığa virilicek serbest olmaz timar olıcak hâli
üzere tasarruf olınur
51. Ve bir kimesne mutallakasına tekrar nikâh eylemelü olsa g e r d e k
resm in almak kanuna muhalifdir alınmaya Ammâ resm i n ik â h alına İş­
bu kanun girü mu'teberdir
[4] p ,j [3] ı>_ [2J [1]
52. V e lâkin livâ-i Aydının Umarları ziyâde bî-hasıl olub ve cürüm
ve c in a y etd e ve sâyir b â d ih ev d d u sipahinin dahli olmaduğı ecilden timar-
lar dahi ziyâde tedennide olmağın sâyir sancaklarda mu‘teber olan kanu-
n-ı mukarrer üzere livâ-i Aydının serbest olmayan Umarlarının külliyyen
rü sû m -ı s e r b e s tiy e 'lerinin nısfı sancsk beğine ve nısfı sahib-i timara hasıl
bağlanmışdır Bu hususdan livâ-i mezburenin Umarlarının noksanının tekmili
hususında külli nefi‘ olmışdır ve sancak beği dahi gayr ı serbest Umarların
nısf-ı cü rü m ve [cin a y et ve b â d ih e v â ve sâyir rüsûm -ı [serbestiy esine şol
yerde dahleyler ki âhara kaydolınmamış ola V e illâ bir nahiyede ki rüsû-
m -ı s e r b e s tiy e subaşıya kaydolınmış ola olvakıt sancağbeği tarafından dahi-
olunmaz Bu veçhile âsitâne-i sa‘adete ‘arz olınub^bu veçhile mukarrer buy­
rulub minba'ad bu tafsil üzere ‘amel oluna deyü emrolundı Şol ki emr i
padişâhîdir kanun-ı şehinşâhîdir sebt kılındı

53. F A S IL :

Çuka y iikind en ySkde ‘ I r a k ı 1 ve k a r a s a b u n ­ P i r i n ç y ii k i n d e n y ü k d e


iki akçe dan yiikde ik i akçe iki a k ç e

E k seri2 yü kind en yükde Deve boynu tem u r3 y ü ­ C a m â l â t ı 4 yükinden


iki a k ç e kin d en y ü kd e iki a k ç e yükde iki akçe

V e som ak y ap rağ ı3 yü­ V e h a s ır yü kind en h asır S o ğ a n yükinden


k in den deve yükind en uzun olsa y ü kde b ir a k ­ bir akçe
iki a k ç e ve at ve k a tır ç e ve k ü ç ü r e k h a s ır olsa
yü kind en b ir akçe n ısfı a lın a

S a r ım s a k yü kind en B oy a yü kind en H am ird en ve s irk e d e n

iki a k ç e iki a k ç e ve b a lık d a n ve havyar­


dan yükde iki a k ç e

C ev iz ve k esd ın e H ın n a yü kind en S ü k k e r yü kind en bac

y ü k in d en iki a k ç e iki a k ç e iki a k ç e

K a r a boya yü kind en Ve palam ud yap rağı K u r u gön ve y a ş gön

iki a k ç e y ü k in d e n iki a k ç e y ü k in d e n iki a k ç e

B al yü kin d en ku tu y la
tu lu m u nd an bir M azı yü kind en
b a l g e lse k u tu b a ş ın a
tu lu m a b ir a k çe iki a k çe
bir akçe

J ' ş i J U . - j [5](T o p k ap ıd ak i nüsha J İ T f U .)(?) J V 'f U j [ 4 ] j / [3] S s - f 1 12] J ' ^ U ]


S â d e y a ğ yü kin d e d ö r t P en b e yükinde K e ta n yükinden
vu klyy ed e b i r a k ç e iki akçe iki a k ç e

L ö k * yü kind en K e p e n e k ve ç o r a b ve k e ç e Badem ve e n a r v e alm


iki a k ç e ve urga n yü k in d en ve som ak yü kind en
iki a k ç e ikişer akçe

S e b z e v a t y ü k in d e n K i r a s yü k i n d e n S a r a ç gönü yü kind en
bir akçe bir akçe

Z ırnıh ve t e n e k e ve ağaç Ç a n a k ve d e s ti y ü k in d e n (...)s yü kind en


ti r k i 2 y ü k lerin d e n yü k d e b u ç u k a k ç e bir akçe
ikişer akçe

K i l s b a r d a ğ ı yü kind en Bir sığ ır b o ğ a z la n sa D ört koyuna


bir akçe s ı ğ ı r b a ş ın a iki a k ç e bir akçe

Yüz kaşıkta dört k a şık K u r u üzüm ve k ö f t e r 1 P ek m ez yükind en


alına y ü k in d e n iki a k ç e bir akçe

S ü p ü r g e yü kind en K i l y ü k in d en Ot yükinden
bir süpürge iki akçe iki pul

D iğ re n ve k ü r e k y ü k i n ­ Kıl yü k in d en K asabın donyağı bacı:


d en iki akçe i ki a k ç e kantarda b ir akçe

Kalye t a ş ı 3 y ü kind en B e l s a p ı1’ yükinden Ş ik e s te ?eytun yü kind en


iki a k ç e b i r sap iki akçe

T uz b a c ı ; ş in ik d e Bakır y ü k in d e n Kuru e rik ve incir


bir akçe iki a k ç e y ü k i n d e n iki a k ç e

Arpacık so ğan ı tohumu K a t r a n b a c ı : d e v e ve at K ı z ı l c ı k k u ru s u y ü k i n d e n


y ü k i n d e n iki a k ç e y ü kind en İki a k ç e iki h ım a r ik i a k ç e

yü k in d en b i r a k ç e

B o ğ d a y ve a ı p a v e n ohu d ve m e r c ü m e k ve b öğrülce ve
b a k l a ve b u n la ru n e m s a l i bazarda satılm ağa ge lse m ad­
den b i r k i l e b a c a l ın u r

[5 ] j i y f [4 ] ( T o p k a p ı d a k i n ü sh a j})j j ^ j } [3 ] g j [2 ] ( ? J / J & } [ 1 )
54 Y a y a ve müsellem yayalık ve müsellemlik yerlerinde vâki* olan
kestâneliklerinden bazarda satmak için kestane getürseler anlar dahi sâyir
halk gibi bir yökde iki akçe bac vireler yayalık ve müsellemlik yerlerimiz-
dendir deyü niza* câyiz değildir Fayda virmez ‘âdet üzere alınur
55. K apand a çekilen tavar1 ki bal ve sâde yağ ve şirugan yağı ve
penbe ve hınna ve şab ve kızıl boya ve kayısı ve bâdem ve bunlarun em-
sâli nesneler olsa nefs i T ire’de Kanun budır ki:
Batmanda üç rubu* satandan yarım akçe alandan alınur Ve dahi
üzüm ve kurı erik ve amrud ve kalye taşı ve fıstık ve Sofya temüri" ve
incir ve keçi boynuzı ve zerdâlu ve bunlarun emsâli nesneler olsa buçuk
satandan ve rubu' alandan alınur
56. Ve mecmu' kapanda çekilen tavardan az eğer çok her ne olursa
k a p a n resm i alınur y ü k bacı alınmaz
57. Ammâ İzmir kapanında bunın hilafıdır Şol meta'dan gümrük alı­
na kantarda buçuk alınur V e şol meta'ın ki gümrüği alınmaya anın gi­
biden bir akçe alandan ve bir akçe satandan alına
58- İzmııden dahi mecmu* kapanda çekilen tavardan her ne olursa an­
da dahi kapan resmi alınur y ü k ba cı alınmaz
59. Ammâ kapana gelen me’ kûlâtdan kapana gelmeksüzin müslüman-
lar biri biriyle rızalaşub götürü3 yük alsalar anun gibiden dahi kanunları
üzere k a p a n resm i alınur Zirâ kapana çekilmedi deyü alınmamalu olıcak
resm i k a p a n a zarar lâzımgelür Ekseriyâ halk k a p a n resm i virmemek
içün muvaza'a iderler
60. Ve İzmir iskelesinde gemiye girmek içün gelen kurı armudın ki
leşinden ve zeytun tulumından g ü m rü k alınmayub bac deyü ikişer akçe alı-
nur Ve pekmez tulumundan bir ekçe alınur
61. V e şehir civarında ekilen bostanlardan b a c alınmaz Bazarda be-
haya tututub kırk akçede bir akçe alınur
62. V e at ve katır ve kul ve câriye satılsa dört akçe alınur iki ak­
çe satandan iki akçe alandan Ve deve satılsa dört akçe alandan ve dört
akçe satandan alınur Himâr ve sığır satılsa bir akçe alandan ve bir ak­
ç e satandan alınur Ve koyun ayakdan satılsa dört koyuna bir akçe alı-
nur alandan nesne alınmaz
63- Ve şehirlü* kasab koyum getirüb boğazlasa on koyuna bir akçe
alınur alandan nesne alınmaz Ve taşradan kasab koyun getürse satsa an­
dan dahi on koyuna bir akçe alınur Ve sığır boğazlasa bir sığıra bir ak­
çe alınur
64 İşbu kanun-ı mukarrer bazara gelicek satılan emti‘ada mu'teberdir
eğer mevzunât ve eğer mekılât4 hâliyâ üslûb-ı sâbık mukarrer
[4 ] j [3] [2] (1)
65. F A S IL . R e s m i gü m rü k müsliimanlardan yüzde iki akçe ve haraç-
güzâr kâfirlerden yüzde dört akçe ve harbîden yüzde beş akçe alınır
66. Ammâ kapan önine satılmak içün böğrülce gelse kile ile ölçüb
alinur Ahar yere satılmağa alsalar gitseler anun gibiden kanun üzere müd’
den birer kile hisabı üzere b a c alına
67. Ve şol böğrülce ki kileden geçmeyüb yük ile gemiye girse anun
gibi olıcak b â c d â r nesne p’mayub g ü m rü k alına
68. Ve livâ-i Aydın iskelelerinde kanun böyle câridir ki hariç memle-
ketden me’kûlât kısmından gayrı deryâ yüzinden Firengi metâ‘ gelse müs-
lüman eğer kâfir yüzde beş akçe alinur Ve me’kûlât cinsi gelse sükker-
den gayrı müslümandan yüzde iki akçe ve kâfirden yüzde beş akçe alinur
ve sükkerden eğer müslüman ve eğer kâfir yüzde beş akçe virürler Ke-
mâkân bu kanun üzere ‘amel olınur

F A S IL :
69. Livâ-i Aydında hâssa-i padişahîye m üte‘allik olan çeltüklerden
sipahi timarına çeltük ekilse şimdiyedeğin vâki* olan kanun buymış ki bey­
lik hisseden sipahi öşür alub rençber hissesinden alınmazmış
Hâliyâ eror-i padişahî bunın üzerine mukarrer oldu ki sâyir vilâyetler­
de olan kanun üzere sipahî timarına ekilen çeltükden beğlik hisseden öşür
alınmayub rençber hissesinden alına Ammâ sancakbeği ve subaşılar ve er-
bâb-ı timar çeltükleri her hangi timarın sınurına ekilse hem rençber hisse­
sinden ve hem sahib-i timar hissesinden ikisinden dahi öşür alına Hass-ı
şahîye müte‘allik olan çeltüklere kıyas olınub eğer sancakbeği ve eğer su­
başılar ve erbab ı timar kendilere müte'aliik olan hisseden öşür virmezüz
dimeyeler Bu emir heman hâss ı padişahı çeltüklerine mahsusdır
70. Ve rençberlerden resm i tıyn 1 deyü her kürekçi başına ba'zı ark­
lardan altmış ve ba'zı arklardan onbeşer akçe alınurmış Bu husus dahi
âsitâne i devlete ‘arzolınub rençberlerden hem öşür alınub ve hem resm i
tıyn alınmak hayfdır deyü emrolınduğı cihetden eğer hass ı padişahiye mü­
te'allik çeltükdir ve eğer sancakbeği ve subaşılar ve erbâb ı timar çeltük-
leridir bilkülliyye emr i padişahî ile resm i tıyn alınmak ref'olındı Minba'd
alınmaya Hâliyâ üslûb-ı sâbık-ı mu'teber girü mukarrerdir

(Livâ-i Aydında kavanîn-i mukarrere-i mu'teheresi budır ki temamen


zikrohnub şerh kılındı)

F a sı!:
7 J . Ve livâ-i Aydında vâki' olan maktu 1ar1’ hususında ki ba'zı çiftlik-
lerün öşür ve haracı defterde ma k t u * kaydolınmışdır Ve ba'zı bağların
öşri ve ba‘zt erazinin mahsulinden âyid olacak hukuk ve rüsûm ba'zı me-
vâddan ahkâm-ı şerife ile ve ba'zı maddelerden müddet-i medîdeden maktu'
vechi üzere tasarruf olınu gelüb üzerine zaman geçmekle ba'zı vakitde vilâ­
yet yazıldıkda el-k a d im y ü trek ii ‘a lâ h â lih â 1 denilüb defter-i padişahîye
kaydeylemişler Ve bilcümle ba'zı mahallerde ahkâm-ı şerife ile ve ba'zı
suver i defâtir’le2 ve ba'zı mevâdda müddet-i medîde’den öylece olıgelmek
üzere vâki' olan maktu'lar eğer az eğer çok ve gerekse kanun üzere alı­
nacak hukuk ve rüsûmın mu'adili olsun gerskse olmasın bilkülliyye maktu'
olan mevâddan ref' buyurulmışdır Minba'd hiç bir maddede m ukata'a ile
'amel olınmayub 'âdet ve kanun üzere a'şâr ı şer'î ve rüsûm ı örfî her ne ise
edâ olma Eğer defter-i cedid’de ve eğer defâtir-i sâbıkda vâki' olan ibaret i
m aktu' ile 'amel olınmaya deyü divân-ı sultanîden emr-i şerif i hâkanî
emriyle kanunnâme âhırında hâliyâ m aktu'ların ref'i emr i padişahı ve
minba'd m aktu' île 'amel olınm am ak hükm-i şehinşahî olduğı tafsil
olundı Meğer ki s a h i b - i m u k a t a a n ı n eline padişahımız e'azzallahu
ensârehu1 âsitânesinden tekrar ve mufassal mukarrernâme-i vacib-ül-inkıyad
sadaka olına
72. Ve e h l i b e r â t l a r ki kadîmden ehl-İ b erât olıgelüb râyilıa-i ra'i-
yeti olmaya ol makule kimesneler girü h â n e olmasa caizdir Feamoıâ bir
kimesne r a i y e t o ğ l ı veyahud bir zamanda kuyu meremmetine veyahud
çeşme meremmetine veyahud birkaç akçe cihete berâtla mutasarrıf olmakla
ben e h l - i b e r â t ı m veyahud cihâta mutasarrıf oldun dimeye sâyir nıüs
lümanlar ile ‘a v â r ız vire Ehl-i b erâ t’ım dimek müfîd değildir Hususâ şim­
di emr-i padişahî bunm üzerinedir ki mahallâtda ve kurâ’da ehl-i b erât
kayd olınan kimesnelerün sâyir ‘a v â rız h an elerin d en farkı yoktur cümle
müslümanlarla 'avârız vireler ve bilcümle mahallâtda mütemekkin olan ve
kurâda mütemekkin olan kimesneler sâyir reaya ile ‘a v â r ız ların vireler
Şimdi emr-i padişahî budır ki cemî'-i reaya mu'âf ve e g e r g ayrı m u'af ve
cihâta m utasarrıf olan erbâb-ı berevât ve gayrı cemî'i padişahın emri üze­
re vâki' olan ‘a v â rız ı d iv â n iy e ve t e k â l i f - i ö r fiy e y i edâ idüb hiç kimesne
ben ehl-i berât’ım veyahud mu'âfım dimeye cümleten emri padişahîye ita'at
idüb 'avârızların ve sâyir te k â lifin vireler Bu veçhile kanunnâmede beyân
olına deyü divân i 'âlî’den buyurulmağın bu mahalde şerh virildi ki minba'd
bu üslûba rı'ayet olına

J L J I s j __lljÂJUaJLJİ (J Ijo JIIÂ a l . S»

l1 1 [2] 4İ/1İ j [3] ejLoii <5)1^1


B İG A LİV Â SI KANUNU

OwH «I I j 4.x.’ s y jlj üjj I-I

»_J l». 1 I j -*<s V*l

f V I y l i j «±flL rL . Ü j l i l i ı j rk«.Vl u lk U l
jlk i.Jl jlUUl^-1 j l H J l jmiI jllal—
4İJl^ı j \t^y\t ^yL-Jl
Jı *1»/ £ **jl S
Û***^l ^ *_,:.£o

fjG j»iiJı ^_.î l£ll I L.*» ol^. #jU»)' ^


C ^ V j * Jı'-)' j ^/.j^ jL » L - »Ll
4> t4.» 14) U * « J J k_/ 3 v^SXt 4İ«J

İs t a n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş i v i
D e f t e r n u m arası : 4 4
T a r i h i : : İ 5 İ 7 (9 22 )

1. Kanun-ı padişahı be-emr-i sultanî budır ki evkafı selâtin ve evkaf-ı


ümerâ serbest olub beytülmâline ve yavaşına kimesne dahi itmeye deyü
ellerinde selâtîn i maziyeden hükümleri ve padişahımızdan mukarrernâmeleri
vardır Ve alaybeğlerinin ve çeribaşılarının ve subaşılarun ve çerisiirücile-
rinin ve emîr-i ‘alenilerin ve dizdârlarun tinıarları dahi serbestdır gayrı ki-
nıesnelerün şerbet olmağa emir yokdır
2. B er muceb-i emr-i hümayun livâ-i Biga ketb oîmdukda her vilâ­
yetin kanuni temam m a‘lum olub defter i hâkanîye kayd olındı bunlar­
dır kİ zikrohnur1
3. Resmi ganem iki koyuna bir akçe Ve kovan başına bir akçe
4 V e resmi çift otuz üç akçe ve nîm çifte bir yil on yedi ve bir yıl
on altı akçe' V e resmi bennâk on iki akçe üzere hasıl bağlandı ve
m ücerred.'den nesne alınmaz mâdam ki müstakil kisb-ü kârı olmaya

[ 1 ] B u k a n u n d a n t a m a l t m ış sen e s o n r a y a z ı l m ı ş o l a n d i ğ s r b i r B i g a ka n u n u n d a b a ş a
a l ın m ış ola n bu 2 n um ar al ı kı sı m a ş a ğ ı d a k i ş e k i l d e te rt ip e d i l m i ş t i r . D iğ e r k ı s ı m l a r d a
dikkatli tu tacak bir değişiklik yoktur: B e r muc eb -ı f e r m a n - 1 h ü m a y u n h er v i l â y e t d e c â r i
olan kan un m a ‘ lum o l m a k içün d e f t e r ü n z a h r ın d a ya z ılm a k lâzım ye m ü h i m o lm ağın h â lâ
livâ-i Biga ketb olundıkda m in - b a ‘ d am el o l ın m a k i ç ü n b ey ân ol u n a n k a n u n b u d ı r ki
z i k r o l u n u r . ( A n k a r a d a , T a p u ve K a d a s t r o U m um M ü d ü r lü ğ ü n d e 7 9 n um ara lı d e f l e r )
5. Ve cemi'i hububâtdan kanun-» kadîm üzere on kileden bir kile öşür
alınmak üzere hâsıl bağlandı Ve boğdaydan ve arpadan ve darudan müd’de
buçuk kile s â lâ r iy e alınmak kanun olmağın hâsıl’a bile ilhak olındı
6. Ve zikr olınan hububat İstanbul kilesi üzere hisab olınub narh-ı rûzî
üzere kıymet bağlandı
7. Ve bağlardan öşür alınmak Ve resmi ‘arûs dahi kızdan altmış ve
hâtûndan otuz akçe alınmak kanun-ı kadîm olmağın kayd olındı
8. Ve yürüklerin koyunlusından sâyir reaya gibi iki koyuna bir akçe
ve koyunsuzından on ikişer akçe alınmak kauun olmağın bu üslûb üzere
hasıl kayd olundı Ve vilâyet-i mezbûrede ze'ametlerden ve emlâklerden ve
evkaflardan gayrı resin i genem-i reayay-ı sipahiyân nısıf sancakbeğinin-
dir ve nısıf sipahinindir
9. Ve şol reaya ki mütemekkin olduğı yerde kanun üzere kendüye vefâ
idecek yeri oidukdan sonra mu'attal koyub bir ahar kimsenin yerinde zi­
raat itse ik i ö lçü le
10 Ve raiy et oğlı ra iy etd ir mâdaın ki âhara kaydolunmaya V e şol
reaya ki kayd olınduğı yerden âhar yere göçmelü olsa veyahud göçse
her kande varur ise hâkim-ül-vakt olanlar gerü yerine götürmesinde
m u'âvenet ideler ki tim are noksan olmaya
11. Ve şol kimesneler ki selâtîn i maziyeden hükm-i padişahîle vakıf
tasarruf idegelmiştir vakf-ı evlâddan ola veyahud eben ‘an-ced1 ehl-i berât
oğlı ola anun gibiler resmi kovan ve resmi gaııeın virmezler imiş zirâ
hâne i raiyelde dahil değillerdir girü ol üslûb üzere kayd olundılar
Ve şol kimesneler ki ellerinde merhum sultan Mehmed handan hü­
kümleri bulınmasa defter-i ‘atikda ataları veya kendüleri raiyet kaydolmış
ola anun gibiler ki bir tarikle v akıf çiftlik veya vakıf mezre'a yeya te v ­
liyet veya meşihat tasarruf idüb berât-ı şahî almış olalar berâtları muce­
bince cihetlerin tasarruf ideler Ammâ sâyir reaya gibi resmi ganem ve
resmi kovan virüb cemî' ‘avarızı bile çekmek emrolındı
12. Ve şol sipahi ki ma'zûl ola veya teka'üd ihtiyâr itmiş ola ve sipahi
zâdeler ki ellerinde babalarının berâtları vardır cümlesinin berâtları göri-
lüb ‘arz olınub raiyet olmayalar deyü eınrolınub ol üslûb üzere kayd olın-
dılar Ammâ bu mezkûrların ellerinde raiyet çiftliği olsa öşrin ve resmin
vireler
13. Ve eben-‘an-ced d o ğ a n c ı ve g ö r e n c e c i 2 ve y u v a c ı v e a ğ c ı
olanlar berât-ı hümayunla mu‘âflardır Ve mezkûr doğancılardan şol kimes­
neler ki ataları veya kendüleri raiyetden doğancı o l m i ş olalar berâtları mu-
cebince çiftliğe mutasaırıf olalar Ammâ sâyir reaya gibi olalar ve şol reaya
ki defter-i cndi(i*i h â k a n iy e raiyet kayd olm ış ola vilâyet kadıları anlarun
gibiye cihet içün ‘arz virmeyeler zirâ raiyet e h l - i b e r a t olmak emirde
yokdır
14. Livâ-i mezbûrın kasabâtında kırk akçelikden bir akçe b a c alınmak
kanun imiş Tuzdan ba c alın m az z irâ b eğ lik d en satılur
Ve yağdan ve baldan ve yük ile gelen kepenekden ve heybe ile gelen
esbâbdan ve sebzevâtdan bac alınmaz bunlarun ma'dâsından alınur
15. İmamlardan ve mücerredlerden ve raiyetden m u 'â f olanlardan ve
ellicilerılen ve Kal‘a i Sultani yeye hidmet idenlerden v e k a d îm d o ğ a n cı­
lardan ve hassa yürükândan gayrı h a n e d ‘a v â rız bunlardır ki zikr olunur

D er kazayı B iğ a: H â n e -i ‘avâr ız H â n e i va kf-ı s elâtin H â n e -i va k f-ı üm er â


79 3 112 16

H â n e -i vak fı su lt an
Mıırad han
156
D er kazayı Çan: H âııe -i ‘a vâ rız
432
D er kazayı İy n eb a- H â n e -i 'av âr ız H a n e -i va k f- ı s e l â t în H â n e -i va k f ı üm era
zarı : 831 109 117
D e r kazay -ı L â p sek i H â n e -i ‘avâılz H an e i vak f-ı s e l â t in H â n e - i v a k f-ı üm er â
m a ‘a Ç a ta l Bergos s 976 1 24 151

D e r livâ-i M ezb u r:

H â n e -i sipahi zâde ma a H â n e - i sa h ib i b e r a t - ı ka d im H ân e-i yü ri ikân -ı iniriIivâ


sipa hi-i ın a‘ zül 56 145
77

H â n e -i k a t r a n c ı y a n ki H â n e - i d o ğ a n c ıy a n ki H â n e -i s a h i b -i b e r a t ki
m u ‘a fl a rd ır r a i y e t d e n o lm ışdı r aiy e td en sah ibi b e r a t
207 10 o l m ış l a r d ır
39
K A N U N N Â M E - İ L İ V A -İ K A R E S İ

T ap u ve K a d a s t ı r o U m u m Müdürlümü
D e f t e r n um ara sı : 152*
T arih i: 1576 (9öl)

1. Livâ-i mezburda hınta ve nohud ve baklanın her müddi yüz k ır­


kar ve şâ'irin müddi yüzer ve mahlûtın müddi altmışar akçe ve sisamm
müddi dört yüz akçe ve penbenin vukıyyesi üçer akçeye hisab olınmışdır
2. Livâ-i mezburda bütün çift yer tasarruf idenden resmi çift otuz üç akçe
ve nîm çift yer tasarruf idenden on altı buçuk akçe ve hiç yeri olmayub evli
olanlardan resm i b en n â k on iki akçe ve kâra ve kisbe kadir ergenlerden
resm i m ü cerred altışar akçe alinur
3. Baş Gerdek2 nahiyesinden gayrı nevâhîde her karyede iki koyuna
bir akçe ‘âdeti agnâm ve deştbânî temamen sipahiye hasıl yazılmışdır
Adeti agnâmın nısfı sâbıka benim idi deyü miriliva dahi itmez
4. Ve livâ-i mezburda iltizâm ve m u k a ta'a ile m irî için zaptolınugelen
perâkende k a r a c a lar ve b u ğ u r c u l a r ve k a r a c a d a ğ y ü r ü k l e -
r i 8nin ve selâtin ve hazret-i E b â Eyyûb-ı Ensâri ve Emir Buharî evkafı­
nın reayaları k ıd e m i ‘ti bari le kadimi karyelerine raiyet kaydolınmışdır
Y er dutdukları scbeble sehven mütemekkin oldukları karyelerde sipa­
hiye raiyet yazılmak vâki' oldjsa tasarruf itdüg-i yerin öşür ve resmin
s a h i b - i a r z a edâ idüb rüsûm -ı raiyeti kendü zâbitlerina virir
5. Şol raiyet ki eben-‘an-ced k a r a c a l a r ve b u ğ u r c u l a r ve k a r a -
c a d a ğ y ü r ü k l e r i ve vakıf reayası olmayub âhar sancakdan gelmiş
ve bir karyeden göçüb bir karyeye gelmiş olan reayanın rüsûmların mü­
temekkin olduğı karye sipahisine sabıka yazılmaduğı ecilden h a r i ç ‘â m i l ­
l e r alıgelmişleridi Hâliyâ temekkün i'tibarile e mr i şerif ve kanun-ı
münif muktezasınca mütemekkin oldukları karyelerde sipahiye raiyet kayd-
olındı Sâbıka rüsûmları m irî içün alınırdı deyü mültezim ‘âmil dahlet­
meye
6. Ve livâ i mezburda e l l i c i yerin tasarruf idüb ümenâya b e d e li
kesim verigelen reaya sehven b en n âk ve mücerred yazılub sipahiye raiyet
yazılm ak vâki' oldıysa anın gibi reaya h assa mukarrer kılınub kemâkân
b ed eli k esim leri mirî içün vireler Sipahiye tekrar b en n âk ve m ü cerred
resm i deyü nesne virmeyeier
[1] B u K a n u n n â m e n i n b i r s u r e t i S ü leym aniy e Kütüphanesinde, ‘A şir e f en d i k i t a b -
ları a r a s ı n d a k i 1 0 0 4 n u m a ra lı k an u n m e c m u a s ı n d a b u l u n m a k t a d ır .
|2] J - i [3)
7. S i p a h i r a i y e t i gaflet veçhile k e s i m l ü y e r e yazılmak
vâki* oldıysa elinde kesimlü yer olmayıcak ellici reayadan ‘addolınmışdır
deyü kesimciler gibi betJel-i kesim deyü andan yüz yiğirmi akçe taleb
olınmak hayfdır Kanun üzere bennâk ve mücerred resmin vireler
8- Manyas nahiyesinde ba'zı karyelerde kefere üzerine r e s m i ç ift ya-
zılmışdır Tasarruf itdikleri yerin öşrin ve resmin sahib-i arza edâ idüb
isp en c esin kendi sipahisine virür
9. Ve lıvâ-i mezburda h a s karyelerde e l l i c i kızları câriye edine
dürülüb1 teze^vüc iden kimesnelerinden hallerine göre kırk yahud elli
akçe h a r a ç virürler Câriye fevt olsa ol haraç kesilür deyü defter-i ‘a t ik ­
de kaydohnmakla bir raiyet kızını çıkarmalu oldukda velisigibi mültezim
‘âmil dahi a ğ ır lık 1 almayınca izin virmeyüb nice k ız la r h a ra çlıd ır dey ü
alın m ay u b k a lm a k dahi v â k ı‘ olduğı ‘arzolundukda ref‘ olmak buyrulub
hükm i şerif sadaka olunmağın defter-i cedide hidm et-i c â r iy e 51 kaydolın-
m a dı

K Ü T A H Y A L İV A S I K A N U N U

İ ssta n b u l , B a ş v e k â l e t A rş iv i
D e f t e r n um ara sı : 8 8 1 4
T arih i: 1 328 (935)

1. Beyân-ı rüsûm-ı kavanîn-i livâ i Kütahya mebânî-i defâtir i sulta­


nîye ve meâhiz-i örfiye i Osmaniyedir5
2 R e s m i çift otuz iki nîm bi hesabihî® R esm i b en n âk on iki ez‘af-ı
reayaya k a r a 7 tesmiye olınur resmi allı akçedir Nesl i reayadan ehl-i kisb
olıcakKmürahikîn defter-i nevde m ü c e r r e d hâli ‘an-ir-rüsûm0 kaydolınmış-
lardır Mâdamki bu mertebededir resim alınmaz Mürûr-ı eyyâmla bâliğ ve
ehl-i kisb olıcak haline göre resim alınur Defterde ç i f t yazılmayan kimes-
|1) (?) J J ist"* [2] ıSlj-' [3) \A- o-o*.
[ 4 J Bu k a n u n i n d i ğ e r b i r sureti A n k a r a d a , Tapu v e K a d a s t r o U m um Müd ürlü ğün de
E sk i k a y ıtla r K alem in de m uh af aza e d i l m e k t e o l a n 9 7 8 ta r i h v e 3 7 n u m aralı K ü ta h y a Mu-
f a s a l T ahir D efterin in b aşın d a b u lu nm aktadır . B u r a d a m u ‘ ta r ız a i ç in e a l ın m ış o la n y e r l e r
o ka n u n a a i t t i r . A y n ı k a n U n u D d iğ er b i r s u r e t i de S ü l e y m a n i y c k ü tü p h a n e s i n d e ‘A ş i r e f e n d i
kitabları arasında 1004 n u m ra d a k a y ıt lı kanun m e c m u a s ın d a b u l u n m a k t a d ır - F a k a t b u
m u h t e l i f m e t i n l e r a r a s ı n d a kayda şayan bir fa r k yo k tu r .
[5J "s*!/* .z'*1 [6 ] o/—»2. [7 ] »ji [8] [9 ] f y ) ' j e Jl»-
neler çifte ve çiftliğe mâlik olsa ‘amelen bilvücud* anlarun gibilerden r e s ­
mi çift alınur Ve bu bâbda ‘itibar arzadır Mücerred çiftliği olan ki­
mesneye resim lâzım olur Elinde çiftliğinden ziyâde yer olan kimesne
ziyâdeye nisbet h â r i ç r e a y a gibidir
Fakr-ü-faka‘urûziles çift ve çiftliği elinden giden reayadan resmi çift
alınmak hayfdır Hususâ ki bozulandan b e d e l bulınub r ü s û m - ı
m e k t û b e ’ye halel gelmemiş ola
R esm i çift ma‘a tevâbi'ihâ evâyîlde harman üzerinde alınırdı Şimdiki
halde sene-i şemsiye’den mart ayında emrolınmışdır
3. R iisiim -ı â s iy â b dahi bu vakıtde alınur
4. Tim arlardan müteferrik olan reayayı cem* itmek kanun-ı k a ­
dîmdir Ammâ on beş yıldan ziyade bir yerde mütemekkin olanı kaldır­
mak men‘olınmışdır Şehirde yiğirmi yıldan ziyade mütemekkin olan ol
oturduğı şehre yazılub Islâmbulda'1 on yıldan ziyâde mütemekkin olan
yaya ve müsellem (tâyifesi) yayalıkdan ve müsellemlikden halâs olub Islâm-
bul evi ola deyü buyurulmışdır
5. İ k i on d a şunın gibi raiyetden alınur kim kendi sipahisinin timarın-
daki çiftliği koyub gayrı yerde ziraat eyleye Sipahisinin timarında ek-
ineğe yarar yeri olmaduğı takdirce gayrı yerde eken reayadan ik i on d a
alm ak hayf ı n â -m a‘rufdır
6. Yerlüde ve yürükde resm i g an em iki koyuna bir akçedir Yü-
rügin koyum hiç kalmayub kırılıb ya yiğirmi dört ‘adedden ekal kalsa
hunlara dahi k a r a denür koyun bacı alınmaz Yürüğin karasından
b en n âk resm i gibi on ikişer akçe alınur Eğer elinde çift olub bir
sipahiden yer tapulayub ziraat dahi iderse kanun-ı kadîm budır ki boyun-
d ıru k 1' resm i içün yılda on iki akçe vire ziyâde nesne virmeye Zirâ y er
k u llu ğ ın ’ sipahiye virür Eğer bunlarun gibilerden otuz ikişer akçe alınacak
olursa resim tekrar alınub kanun-ı kadîme muhalif hayf vâki' olur Sâbıka
ba'zı zu‘amây-ı mîrimirân te'addî idüb otuz ikişer (akçe) alındıkdan sonra
emr-i ‘âli mucebince bu kazıyye teftiş olınub kanun-ı kadîme mutabık mut­
laka yürükde k a r a resm i on ikişer akçe mukarrer kılınub ziyâdesi men‘
olınmışdır
7. koyun bâcı ile y ü riik k a r a s ı resm inin vakti ki şimdiki halde abril*
ayıdır evâyilde kuzı kırkında (kırkımında) alınur imiş Kuzı dahi (bile)
sayılur
8. A ğ ıl resm i üç akçedir
9. Hububâtdan ö ş r -i ş e r ‘i ile y e m lik 7 alınur Cümlesi sekizde bir olur
10. Sipahi öşrin anbarına iledüb hisar erinin hisara iletmek bid‘-

[5] [4] f i * - 1 [3] j"lll 113


at ı m a ‘rûfedir Lâkin mesafe bir günükden ziyâde olsa def‘an-lil-harecl
teklif olınmaz
11. Sipahiden bir ç i f t l i k tutan hariç reayadan resm i zem în be-ga-
yet has penbe biter ya sıı basar yerden iki dönüme bir akçedir Cümlesi
otuz akçe olur Zirâ ancılayın2 has yerin altmış dönümi bir çiftlik i'tibar
olınuS (vasat yerden seksen doksan dönüm bir çiftlik i'tibar olınub) iiç
dönüme bir akçe ednâ yerden yüz yiğirmi dönüm be gayet ednâ’dan yüz
elli dönüm bir çiftlik olur Buncılayın3 ed ( nâ ) çiftlikden resm i zem în
dört beş dönüme bir akçe düşer Yarı bir bütün çiftlikden otuz akçeden
alınmaz V e dönüm dahi ‘alâ mâ-hüv-el-ma‘rûf1 orta adım ile tûlen ve
‘arzan kırk adım yerdir
12. Arz ı öşriyeden ziraate yarar (yer) bilâ mâni' üç yıl b o zr' kalmak
timara zarar virür Bu zararı def' içün üç yıl boz kalan yeri sahibinin
elinden alub gayri kimesneye tapuya virmek ö r f e n câizd'ır Ammâ li-
mâni‘inR boz kalsa meselâ dağ yeri olub her yıl ekine gelmedüği7 sebeb­
den ya ova (dûn) yer olub su galebe itdüği cihetden üç vıl boz kalsa
tapuya virmek olmaz Zirâ bu takdirce e k i n c i tarafından taksirât ı mü
tetâliye* (bulunmaz) Bunların gibi yerlerde i'tibar defe'atla ekine gelüb
fevt olmakdır Eğer tekrar fevt olsa tapuya virmek câiz olur ve illâ felâ^
Çift öküzi maslahatı içün ve harman yeri içün bir kaç dönüm yer boz
komak memnu' değildir Bu »ebebler ile boz kalan yerler ne kadar zaman
, boz kalırsa tapuya virilmez Bu husus içün il yazılurkeıı kükm-i şerif i
cıhanmuta1 vârid olmışdtr
13 Kadîm-üz-zamandan kasabâtın ve kurânın davarları örüsi olan
yerlerin ekilmesi ve korunması ve tapuya virilmesi elıl-i kurâya ve kasa-
bâta zazar olduğı sebebden men' ve ref' olınmışdır
14 Öksüz tapusı bid‘at-ı merdûdedir Yetimin yeri ihyâ olunmaduğı
içün gayre teslim olunsa bâliğ olıcak alur10 ‘Avret yer boz komayub res
min dahi edâ eylese elinden almak defter ve kanun-ı kadîme muhtelif
(hayf) dır
15. Bağdan ve bağçeden kanun-ı Osmanî ‘alâ mâhüvelmeşru'1^ öşr-i hasıl
alınmakdır12 (Ammâ) def'an lit-tazyık-ı ‘an-ir-reaya13 bedel-i öşür h a r a ç
olınmışdır Bağ dönünıile dönümden dönüme a'lâsı on ednâsı beş akçe­
dir Hadâyıkdan ve sâyir harîmler1* mukata'âtından öşürlerine (göre) k esim
alinur
16 O şri ‘a s e İ ’' şer'le arza tâbi'dir Ve ba'zı vilâyetlerde dalıi ‘amel bu
minvâlcedir Ammâ bu sancakda kovan gayrın toprağında olmak kalîl ve
|ö] j - j j ı s r [ 7 J i. [6] 15 ) J j , . » ' . 1 [4] [3| |2] £ . , * ' ! |1|
ı>c '*•» |13] [12] £,yilı [11] jjJji [lo] (?)1^1
j-t [1 5 ] j l t s * jV ~ ) [ İ4 J
nâdir olmağın raiyetin kovanından köhne defterlerde öşr-i asel s a h i b - i
r a i y e t e yazılmıştır Binâ berân' d e f t e r i nev’de öyle yazıld-ı Hem
bu sancakda kovan kıymetli olub viğirmi beşer akçeye satılmağın b e d e l-i
öşür bu vilâyetde kovandan kovana ikişer akçe kaydolınmışdır Ammâ
aşağa (başka) illerde kovan başına bir akçe ve o tlu k resm i dört kovana
bir akçedir
17. G erd ek resm i mücehhece kızdan altmış akçe ‘avretden kırk akçe
fakirlerden nısf-ı mâ-‘alel-ganiyyedir2 mutavassıt ül hâlden beyne beynedir5
Y e r l ü d e ‘arvatın resm i n ik a h ın d a toprak mu'teberdir Y i i r ü k lâ mekân
olduğı sebebden atasına tâbi* olmakda seyyibe ile bâkire birdir Kuzât ta
sarrufmda olan resm i n ik a h dahi on iki akçeden yiğirmi dörde varınca a'lâ
ve ednâ ve mutavassıt ül-hâlden hallerine göre alınur R e s m i m ek tû b d a da.
hi bu hadden tecavüz ‘ö r f e n câiz değildir gayr-ı ez-‘ıtaknâme-i ‘uteka*
18. Gayrı sancakdan gelen koyundan o tla k resm i mirilivâ içün orta
sürüden vasat koyundır ki behası on beş akçe ola ednâdan on akçe kıymetlü
bir toklu dır a'lâsınden yiğirmi akçe kıymetlü bir koyundır Yiğirmiden zi­
yâde alınmak şer'a ve ‘örfe nıuhâlif hayfdır (ve vâcib-üd-defi‘dir) Sancak
içinde olan sürüden o tla k res m i alınmaz meğer ki resmi otlak (deftere)
kaydolınmış yerlerde ola yüriye Ahur Dağı gibi beğler için avcılardan ko­
runan dağda mücerred koyub (koyun) yaymak memnu' değildir ‘alel-husus
yürüklerin gelüb geçtiği yollar civarında ola
19. Meğer ki canavarlardan avlayub ürküdeler Bunlarun gibi kaziyyelerde
ba'd el-men' vel i'lân mütemenni' olmayan çobanların cerimeleri kadı-i vilâyet
katında sâbit oldukdan sonra beş akçe ya beş ağaçdır Ziyâdesi şer'a ve
örfe muhalif te'addîdir Vilâyeti mezbûrede dutulan v aşa k 5 ve kaplan
derileri (hass ı şahîdir) mirilivânındır Meğer ki yaya ve müsellem dutmış ola
anlarun tutdukları sancakları beylerinindir Bunun üzerine ellerinde ahkâm-ı
şerifleri görüldi
20. S erbest tim arlard a (yaya) ve müsellemden ve yürükân-ı mirilivâ-
dan gayrı reaya dutuklarınc' ve ‘a b d i â b ık ve k e n iz e k müjdeleri sahib i
timarındır (her kime hasıl kayd olunmuş ise anındır) Müddet-i örfiyeleri
temam oldukdan sonra hazarlarda bey* i men-yezîd olınub satılan kul ve
câriye ve devâbb’ın1 behaları dahi eshâbı zâhir olmca sahib-i timar katında
emânet olur M üddet-i ö r fiy e dahi kulda ve câriyede üç ay ve devâbda
bir aydır Sahalısında8 nısf-ı müddet-i ‘a b d i â b ık d ır Reaya tutduğında i'tibar
serbest timarın toprağınadır sahibi timarın kendü raiyeti dutdıığı ile gayrın
reayası dutmasında fark yokdır Bunın raiyeti dahi aharın serbest timarı için­
de dutsa m uştuluğı ve ba‘d-el-bey‘ h ı f z b ah ası ol aharın olur V e serbest
J 3 [6 ] ti L ij J5] Uxc [4 ] (ıl£;d£;) [3 ] [2] [1]
■(?) j - O V , [8] ( j , . ) 17 ] ( . * >
olmayan tımarlarda reaya dutduğı defterde bir kimesneye ta'yin olmaduğı
takdirce mirilivânındır (her kime verilmiş ise anındır) Zirâ defter ile muk-
tezây-ı kavânîn mu'araza eylese deftere i ‘t i bâr olınur Ammâ sâbıka zik­
rolunan yürükler ve yaya ve müsellem dutduğı yava ve kul ve câriye muş­
tulukları her ne yerde dutarlarsa beğlerinindir Bunlarun dııtduğında toprak
mu'teber değildir Serbest timarlarda dahi dutarlarsa girü heman beğleri
nindir
21. Diş ve kan cürmi ve sâyir cerâyim gibi serbest timarlarda
bi-temâmihî sahib-i raiyet’indir Serbest olmayan timarda nısfı sahi­
b-i raiyetin ve nısf-ı aharı (her kime hâsıl bağlanmış ise anındır) hâriçden
dahi iden mirilivânın ya za'itnindir ikisi bile getirdüği takdirce her birisi
rubu' tasarruf ider K oyu n b a cın a ve ekser yerlerde g e r d e k resm ine
dahi bu tarîk üzere dahi olunur (veçh-i meşruh üzeredir) Bu sancakda
bâki rüsûma dahlolunmaz Cerâyime ve uğruya ve kanluya ve şâir hırsuz-
lara siyâset eylemek medâr-ı nizam ı memleket ve menât-ı emni vilâyet-
dir’ atlus sancağı beğinindir Ammâ bir sebeb i şer‘î ya örfî ile afvolunsa
b e d e l i siy a set alınmak* şer‘-i şerîf-i rahmaniye ve örf-i münîf-i sultanîye
(ve) kanun-ı kadîm-i Osmaniye münafî ve muhalif bid‘at-ı merdûdedir Ve
şena'at-i memnu‘adır Siyaset olmandan cürüm alınmaz Affolunduğı
takdirce cerîmelemek (cürüm lemekj s a h i b - i r a i y e t indir Salıviren
sancak beyine nesne alm ak memnu‘dır Meğer ki müstahikk-ı siyaset
olan raiyet kendünin ola Beher'1 takdir kadı i vilâyet ma'rifetinsüz salı-
virse kendü mahall-i töhmet ve salıviren âdemileri mücrim ve müstahikk-ı
siyâset olur (her) mücrimin ve müttehemin cerimesi kadı-i vilâyet katın­
da" ya men-fuvvize ileh-il-kaziyye" huzurunda sâbit ve zahir olub ehl-i
örfe teslim itmedin7 dutub kapub işkence ve siyaset eylemek şer'a ve
örfe muhalif te'addî v«; tecavüzdir Meğer ki ol mücrim ve müttehem olan
kimesneler mu'ânid ve mütemerridier olalar hasmın da‘vetile mahkemeye
gelmeğe imtinâ' eyleyeler Berây ı takdir teftiş olunmadın bima'rifet il-kadı
mahkemeye ihzâr içün bilâ te'addî dutub mahkemeye götürmek memnu'
değildir Ve bilcümle kazayây-ı örfiyede her kazıyye kuzât ı vilâyet ma'ri-
fetlerile olub hem ümerâ i ‘izâm ve a'vanühu ve huddâm ı hudâvendigâr
yasağile şer'a mutî' ve münkat olmak menat-ı tenfiz-i ahkâm ı (kükkâm) ve
şart ı ri'ayet i intizam-ı beyn-el enâmdır8
22. Nevâhî-i Uşşak'da (bid'at-i) b eşerlem e şer'a ve örfe ve kanuni
kadime ve deftere muhalif hayf olduğı sebebden emr i 'âlî mucebince
ref' olundı
[6] c-ı'ij [5 ] jr . [4 ] j V j l [3] j l j ' - j l j ' [2 ] (c -ıVj İU>) [1 ]
alil* J i 4j\yC-\ J ^Ua-C- i\^\ ^ ^8] [7] Ol
J \ > j u  "
23 (Ve) hâliyâ diyâr-ı mezburda vâki' olan o r t a k c ı I a r emr i şâhile
o rtakçılıkları r e f ‘ olunub çiftlikler sahib-i timara h assa kaydolundı
Lâzkıye ve Hunaz nahiyelerinde ziraat oitnan çeltük ve susam ki suyla
hasıl olur tohum ve su sipahi cânibinden olub mâtekaddemden münasafa
üzere (zabt) olınu gelüb bu üslûö câri olduğı der-i devlete arzolındukda
veçh-i meşruh üzere mukarrer buyrul inağın münasata üzere kaydolundı
(Deyü mukayyed der defter-i ‘atîk)

VI
B O L U LİV A SI K A N U N U

İs ta n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D efter num ara sı 8 8 1 *
T a r i h i : 1 5 2 8 (93.5)

1. T aîsîî-i kavânîn-i şer‘iye-i miite'âmele ve kavâ'id i rüsûm-ı örfı-


ye-i müte'arefe fi vilâyet i livâ-i Bolu ki mebânî-i defâtir-i Osmaniye ve
meâhiz-i ahkâm -ı sultaniyedir nüvişte şüd berâtı mııceb ki zikir ve
şerh mişeved 1
2- S âb ık a livâ-i mezkûrda s e r b e s t o l m a y a n t ı m a r l a r d a sipahi
reayasının çiftleri resm in in bir mikdarım sancak beyi ve bir roikdarını su­
başılar ve bir nıikdarını sipahiler alurlarimiş Hâliyâ emr-i âlî mucebince
sipahi reayasının çiftleri resmi tamam sipahilere yazılub sancak beyi
ve subaşılar dalıli ref‘ olınub’ kat'â sancak beyi ve subaşılar dahi etme­
mek buyruldı
Ve reayanın rüsûm ı a ğ n a m ın a ve cıiriim (ve) cin aıjetin e evvelden si­
pahiler dahletmeyüb sancak beyi ile subaşılar dahli ref* olınub serbest
olmayan timarlarda vâki* olan rfisûm ı ag n âm ve cerây in Mudurnı nahi­
yesinden gayrı külliyyen sancak beyine ta'yin olındı Zira Mudurnı nahi­
yesinin ıü sû m ı ag n âm ve cer â y im i müsellem sancağı beyine tâ‘yin olındı
Ve defter-i cedide dahi bu mûceb üzere kaydolındı Ve zikrolan timarlarda
vâki' olan g e r d e k resm in i ve y e r tapusunı kadimden sipahiler alurlarimiş
sancak beyi ve subaşılar dahletmezlerimiş Yine âdet-ı kadîme üzere si­
pahilere yazıldı
3. Ve evkafda ve emlâkde ve doğancı timarında vâki* olan koyun
resm in e ve g e r d e k resm in e ve cerâ y im e v e y a v a ’y a evvelden sancak beyi
ve subaşılar ve gayriler dahletmezler imiş yine dahletmeyeler
(*) Bu kan un un b i r ayn ı T a p u ve K a d a s t r o U m um M üd ürlü ğün de b ulıı oan S e li m lf
za m a n ı n a a i t B o l u M u f a ssa lın ın b a ş ı n d a b u l u n m a k t a d ır .
\ İT* J (?) Oy *3 J Afclj? J (Q0 j») J1]
(?) [2] J rj.i } / " > * ’ ö'j'. J-i rBT»l (?)
Ammâ y a v a { kavdolmayan Umarlarda vâki' olan bilkülliyye sancak be­
yine mahsusdur
4. Ve h a ssa -i p a d iş a h îd e vâki' olan y a v a ’ya ve resm i a g n âm a ve g e r ­
d e k resm in e ve cerıîy im e filcürnle cemi* vücuhâtaa sancak beği ve gayrılar
dahletmezler imiş girü bu minvâl üzere mukarrerdir
5. Ve yaya ve müsellem sipahi toprağında dutduğu y a v a ve ‘a h d i
â b ık ve k e n iz e k cu'uileri4 sancak beyinindir Meğer ki yaya ve müsellem
yayalık ve müsellemlik yerde tutalar Olvakıt yaya dutduğu yaya sanca­
ğı beyinindir5 ve müsellem dutduğu müsellem sancağı beyinindir Bu hu­
susda i ‘ ti bâr arzadır
6. Ve s e r b e s t o l a n t i m a r l a r ı n resm i gan em lerin e ve cürüm ve
cin ayetlerin ve rüsûm ı 'arû siyelerin e kadîmden sancak beyine veyahud su-
başıya filcürnle s e r b e s t l i k ü z e r e t i m a r t a s a r r u f i d e n 1 e r e ilhak
olunsa olvakıt ol timar bunlara munzam olmağla serbestlik olur Sonra
bunlardan ifrâz olunub timarlığa virilicek serbest olmaz Girü timarlığa
hâli üzere tasarruf olunur
7. Ve Bolı ve Çağa ve Mengen nahiyelerinde kadîmden bütün çiftden
kırk altı akçe resim alınurmış yine anın üzere mukarrer Ammâ Gerede
nahiyesinde resmi çift bir kaç nevi* üzere alınurmış Hâliyâ kırk altı
akçe üzere alınmak emrolınub defter-i cedîde dahi bu üslûb üzere kaydo-
1indî
Ve Ulus vc Onikidivan ve Yerlidivan ve Mudurnı ve Konrapar> ve
Todırğa' nahiyelerinde bütün çiftden otuz üçer akçe resim alınurmış vine
ol minvâl üzere mukarrerdir
Ve Kıbrus nahiyesinde bütün çifiden yiğirmi üç akçe resim ve Hızır-
bey tlinde bütün çiftden kırk iki akçe Ve Ereğli nahiyesinde otuz dört
akçe ve Yenice kazasında yiğirmi dokuz akçe resm i ç ift alınurmış yine
ol mucebince mukarrer dutılub defter i cedîde ol hisab üzere hasıl bağlandı
8. Ve Bolı ve Çağa ve Mengen ve Oniki Divan ve Kıbrus ve Ereğli
ve Yenice nahiyelerinde her müd’de üçer kile gaile alınurmış yine ol
veçh üzere mukarer kılındı
Ve Gerede ve Konrapa ve Mudurnı ve Todırga ve Viranşehir ve
Borlı ve Ulus ve Yedi Divan ve Hızırbey İli nahiyelerinde her miid’de
iki buçuk (kile) gaile alınurmış yine ol üslûb üzere alınmak mukarrerdir
9. Ve defterde b â c i ben n âk deyü kaydolman kimesnelerden ki ç i f t l ü
b e n n â k den ‘ibâretdir on iki akçe resim ve ben n âk deyü kaydolman ki-
mesnelerden ki c a b a b e n n â k 8 dimekdjr altı akçe resim alınurmış yine
defter-i çedîde dahî ol mûceb üzere yazılub hâsıl bağlandı Ve defterde
m ü c e r r e d kaydolman kimesnelerden resim kayd olınmadı Ammâ def-
•d'-, v [8] « j - '/ [7j [6] [5] (S) [4] [3] [2j [1]
terde mücerred kaydolman kimesneler teehhül etse veyahud ehl i kisb olsa
b e n n â k resm in virür ve yer dutsa dutduğı yerin mıkdarına göre resim virür
10. V e ö k sü z t.apusı bid‘at-ı merdûde-i memnu'adır Atasının tapulı
yeri mülk-i mevrûsı gibi i'tibar olınur Yetimin atasından kalmış yeri ma‘-
mûl olmadığı takdirce gayrı kimesneye teslim olınsa yetim bâliğ olıcak
taleb etse yine yetime emrolur
V e bir raiyetin oğulları ki ba'zı ç i f t ve ba‘zı b e n n â k kaydolınmış
olsa atalarının yerini ıştirâkle tasarruf idüb resmi çift ve resmi bennâk
cümlesinin arasından iştirâkle edâ olınur
11. Ve müteveffâ raiyetin oğulları ataları yerlerine müşâ' ve müşterek
mutasarrıf iken biri fevt olsa oğlu kalsa hissesi oğlına intikal ider Oğul
kalmasa karındaşının yeri karındaşa intikal etmez Anın gibi olıcak mü-
teveffânın hissesi ecnebiye virilmeye il virdüğüni karındaşları virürlerise
girü karındaşlarına virile Meğer ki karındaşları rağbet etmeye ol vakit sa­
hib i timar kime dilerse1 vire Sipahi dahi karındaşı hissesini karındaşa vir-
mekde h a k k - ı k a r a r ehl-i hibre ma'rifetiyle ala6 Muvâza'a idüb ziyâde akçe
almaya
12.Ve defterde h a s s a ’ y a 5 kaydolman çiftlik yerleri tapuya virilmek
kanuna muhalifdir Meğer ki sipahi kendü zamanın tapuva vire Ammâ
ahar sipahi gelicek tapusın ref‘ ider evvelki sipahiden tapuya aldım dimek
fayda virmez Lâkin h a s s a y e r d e bağ ve bağça etseler hâsılının sipahi
ru b ‘ın alır sahihlerinin ellerinden bağları ve bağçeleri alınmaz
13. Ve h a r i ç r a i y e t dönüm ile sipahi yerin dutsa iki dönüme bir
ekçe virmek kanun-ı mukarrerdir deftere dahi bu veçh üzere yazıldı
14. Ve erazî-i öşriye’den ziraate kabil yerler bilâ mâni* üç yıl boz3
kalsa zarar olduğı takdirce re f‘-i zarar içün sahibinin elinden alub gayrı
kimesneye tapuya virmek ö r f e n tecviz olınur Ammâ yerün sahibi il
virdüğin viricek sahib-i timar ahara virmeyüb girü kendüye vire meğer ki
kendü rağbet itmeye Ammâ dağ ve kır yerler olub veyahud su hasub veya
çeltüğe korınub her yıl ziraate kabil olmayub boz kalsa gayra tapuya vir­
mek memnu'dır Zirâ zürrâ' tarafından taksirât-ı mütevâliye1 olmamış olur
Ve bir raiyetin çift öküzü maslahatı içün veyahud harmanı yeri içün bir kaç
dönüm yeri boz komak ve mer'a idinmek memnu' değildir bu sebeb ile
nekadar yer boz kalsa tapuya virilmez
15. Ve kadîm üz-zaman’dan şehirlünin ve ehl i kurânın davarları örüsi5
içün vaz'olunan yerlerün ekilmesi ve korunması zarar-ı‘âm olduğı sebebden
def' ve men' olınmışdır
16. Ve bir hâtûn kişi ki timarda yer tasarruf etse boz komayub öşrin
ve rüsâtnın edâ itdükden sonra sipahi hâtûn kişiye yer yokdır deyü elin-
(•') ' [6] |5] Ö İ J Î - J İ [4 J J [3] |2| (?) il)
den almaya Ammâ bir yer mahlûl olsa bir hâtûn kişi il virdüği tapuyı
ben viriritn dese ‘avrete yer virmek kanunda yokdır
17. Ve müteveffâ olan raiyetin oğlu kalmayub kızı kalsa kıza atası
yeri verilmez
18. Ve raiyetden tek ra r öşür şol kimesneden alinur ki sipahisinin ti-
marında ziraate kabil olan yerin terk idtib varub gayrı yerde ziraat ider
Ammâ kendü sipahisinin tim annda ziraata kabil yer olmadığı takdirce
gayrı yerde ziraat etdüği yerden te k ra r öşür alınmaz
19. Ve yıl yürüden değirmenierdeıı kanun üzere Bursa müddile bir
müd boğday ve bir müd arpanın behası alınurmış Yine defter i cedide
bu hesap üzere her değirmene yürüdüğine göre b eh â i g a ile deyü vâki*
olan âsiyâbın tahtına resim kaydolındı
20. Ve kovan başına kadîmden birer akçe alınurmış Yine defterde bu
üslûb üzere ba'zı yerde resm i k ov an deyü resim bağlandı
21. V e reaya r a i y e t l i k y e r l e r i n birbirine satm ak ve alm ak
hılâf ı kanundır Ol bâbda hükmi şahî vârid olmuşdır ki sipahi ma'rife-
tinsüz yerlerin birbirine satub almayalar alana ve satana muhkem tehdid
olma Ammâ sipahi m a'rifetile bir mikdar h a k k -ı k a r a r alub1 virm ek
caizdir Alduğı akçenin sipahi öşrin alur ve illâ sipahi ma'rıfetinsüz alub
s a t m a k kat'â câyiz değildir

22 Ve rüsûm ı agn âm y ü r ü k d e ve y e r l ü d e iki koyuna bir akçe


alinur Koyun ile kuzı bile sayılmak kanun olmışdır V e resmi agnâm dahi
mâh ı abrilde alinur
23. Ve delterde b o z kaydolman yerlerden ve harab değirmenlerden
deftere resim koydolınmadı
24. Ve şol çeltükçi ki bir müd veyahud on beş kile veya bari' on kile
tohum ziraat iden anın gibiler çeltükçi olmak emrolınubdır ve her hangi
köyde ise isimleri üzerine ç e l t ü k c i kaydolma Ammâ on kileden mâ-
dun tohum ziraat iden kimesnelere çeltükci olmak emrolunmayub r e n e -
b e r ‘addolundı Ve h assa çeltü k ve sancak beyi ve erbab-ı timar sınu-
rına ekilürse heman rençber hissesinden öşür alinur
25 Ve sip a h i tim arın d an m e v k u f olan y erleri bütün çift ve nîm çift
dahi3 artuk dahi eksik dahil-i defter haric-i defter her neyse sipahiye
mtüe'allikdır m e v k u f c ı dahlettnez V e defterde isimleri olmayan rai­
yet oğullar na ve karındaşlarına sahib-i timar dahi eylem ek kanuni
kadîmdir Ahara yazılmaduğı takdirce raiyet oğlı raiyetdir haric-i def­
ter olmak zarar virmez hariçden kimesne dahieylemez Ve bir timarda
koyun ve kovan ve bağ ve bağçe ve âsiyâb olmayub sonradan hâdis
olsa defter i cedide koyun resmi sancak beyine ta'yin olunmağın koyun
resmin sancak beyi alub bâkisi sahibi tim ara müte'allikdır
j> [3 ] .«jV 12] y j l y [lj
26. V e H ızır b e y İ l in d e D iv r ik * v e Ç a r ş a m b a k a z a n l a r ı n d a : esir satılsa t a r a ­
f e y n d e n s e k i z a k ç e al ın u r a t ve k a t ı r s a t ı l s a iki t a r a f t a n d ö r t a k ç e al ın u r S ı ğ ı r satılsa
i k i a k ç e a l ın u r k o y u n a y a k d a n s a t ı l s a iki koyun a bir a k ç e ve e ğ e r b o ğ a z l a n u b s a t ı l s a
d ö r t koyun a b i r a k ç e a l ın u r S ı ğ ı r gön i s a t ı l s a y ar ım a k ç e alııı ur V e tu z ve k o z ve kil
ve k e s t a n e ve sa b u n ve k e t a n ve m eyve s a t ı l s a her yü k d e n b i r a k ç e al ııı ur A m m â a y a k ­
d a n s a t m a y u b d ö k ü b s a t s a s e r g i pulı deyü y a r ım a k ç e al ın ur ve bazı cinsten rubu' pul
al ın u r V e b e z z a z t a i f e s i n d e n k e n d ü m ü l k d ü k k â n ı n d a o t u r s a n e s n e a l ı n m a z m ü l k
d ü k k â n d a o tu rm a y a n la rd a n d ü k k â n b a ş ın a ru b u ' pul alın ır B o ğ d a y ve say ir h u ­
b u b a t s a t ıls a m ü d d e b ir k ile a lın ır p a n b u k y ü k in d e n iki a k ç e a lın ır
O n i k i D i v a n k a z a s ı n d a * e s i r s a t ı l s a ta r a f e y n d e n s e k i z a k ç e alıııur A t ve k a t ır
S a t ıl se i k i ş e r a k ç e a l ın u r S ı ğ ı r s a t ı 's a ala nd an bir a k ç e a l ın ır M ey ve yü kün den bir akçe
a l ın u r h u b u b â t d a n m ü d ' d e b i r k i l e a l ı n u r B i r gö n d e n yarım a k ç e alın u r A m m â beş
a k ç e d e n e k s ü k s a t ıl a n g ö n d e n n e s n e alın m az d ü k k â n d â r d a n 2 i k i p u l a l ı n u r
N e f s - i Ç a ğ a d a : p e n b e y ü kind en ve koz v e kurl üzüm ve ku rı incir yü k l e ri n d e n
b i r e r a k ç e a l ın u r D e v e yü ki üz ü m den ve in c i r d e n ve k e ta n y ü kioden i k i ş e r a k ç e alıı ıu r
V e k i r a s ve yaş üzüm ve yaş i n c i r yü k l e ri n d e n b l l ç u ğ a r a k ç e alın u r V e s ığ ır sa tan d an ve
aland an b i r a k ç e alın u r V e ko y um u d i r is in d e n iki k o y u n a b i r a k ç e ve b oğ a z la n a n koyun ın
dö r d ü n d e n bir a k ç e V e a t d a n ve k a t ı r d a n iki a k ç e s a t a n d a n ve iki a k ç e ala nd an alııı ur ve
e ş e k s a t a n d a n b i r a k ç e ve a la n d a n b i r a k ç e alın u r V e e s i r sa tan d an d ö r t a k ç e ve al an d an
d ö r t a k ç e alıu ıır V e s u s ı ğ ı r ı g ö n i n d e n iki a k ç e ve k a r a s ı ğ ı r gö n iıı d en b i r akçe Ve
h u b u b â t d a n k i l e b â c ı d e y ü m üd de b i r k i l e a l ın u r V e kil y ü kind en b u ç u k a k ç e ve h a r i ç -
de n p i r i n ç g e t i r e n y i i k i n e b i r a k ç e V e a t yiiki tu zd an bir akçe dfeve yüki tu zdan iki
a k ç e alıı ıu r
M e n g e n 1 k a z a s ı n d a : ve a t v e k a t ı r s a l ıl s a i k i ş e r a k ç e ve iki koy un a b i r a k ç e v e
sığ ır d a n b i r a k ç e V e m ey ve y ü k l e r i n d e n yarim a k ç e ve tuz yü kind en iki a k ç e ve kil y ü -
k ııı d en bir a k ç e ve üzüm y ü k l e r i n d e n i k i ş e r a k ç e V e h u b u b âtd an m üd de b i r ki le V e s ı ğ ı r
d e r i s i n d e n yar ım a k ç e ve d ö r t koy un d e r i s i n d e n bir a k ç e V e m eyve d ü k k ân ların d an i k i ş e r
pul v e p eu b e d ü k k â n l a r ı n d a n 5 n ı s ı f d i r h e m V e şe b z e y ü k i n d e n yarım a k ç e alıııur
2 7 . Ve sâdât1'1 ve hutebâ ve eimme ve ıııüezzinân ve sennahfilân7 ve
huffâ/. ve mu'arrifân ve kayyimân ve ınuhassılân8 ve sipahiyân-ı müteka-
‘idân ve pirân-ı fâniye ve. divânegân ve mecnûn ve kethüdayân ı kassabân9
h a n e i av arıza" 1 dahil kılııımayub ve tavâyifeden yer tutmayanlara defterde
resim dahi kaydolınmadı

VII
K A N U N N Â M E -1 L İ V Â î H A M İD

İs ta n b u l B a ş v e k â le t Arşivi
D e f t e r num ar a 8 8 i
T a r i h i : 1528 (9 35)

Livâ-i mezburenin köhne defter mucebince bütün çiftden kırk iki­


şer akçe olub ve s e r b e s t o l m a y a n t i m a r l a r un bütüün çiftden on be­
şer akçesinin ba'zı sancak beğine ve ba'zı subaşılara kaydolınub ve yiğirmi
|8] [7| o ' } ' - |6] [ 5 j j C u |4] . j U» [3| ö s j u Y j [2| (1 ]
[10] -a* [9] jvu»*2 i

t
yedişer akçesi sahib-i timara ta'yin olınub alurlar imiş Hâliyâ reaya ve
erbab-ı timar mâbeyninde münaze'âtı kesıre vâki' olub birbirinden müte-
ezzî ve müteşekkî olmağın pâye i ssrîr-i a laya ‘arzolmub resmi çift bü­
tün erbâb-ı timara kaydolınub anlara bedel tevcih olundı
2. Ve resmi agnâm yürükân eğer ze'ametde ve eğer timarda dır bü­
tünü serbest sshib-i timara kaydolındı Ve ma'dâ serbest olmayan timarla-
run nısfı sahib-i timara ve nısf-ı ahar timar-ı ahar kaydolundı Ve serbest
olmayan timarlarun nısf-ı resmi 'cınıs (ve) ciiriim ve cinayet ve bâdihevâ
ba'zı sancak beyine ve ba'zı subaşılara kaydolunmış imiş Hâliyâ kezâlik
'arzolınub nahiye i Yıva ve Kartas1 kadîmden Ijiva2 oğullarının olmağın
anlara ta'yin olınub ma'dâsın sancak beyine kaydolundı cürüm (ve) cinayet
sancağa münasib olmağın

VIII

K O C A İLİ LİVÂS1 KANUNU

T a p u ve K a d a s t r o U m u m M üdür lüğü
D efter num arası , 4 9
T a r i h i : 1 6 2 4 (1 0 3 4 )

1. Evvelâ: Livâ-i mezbûrm resmi çifti ki ana harac ı muvazzaf dir­


ler Bütün çiftliği tasarruf idenden otuz üç akçe ve nısıf çiftlikden on ye­
di akçe ve rubu' tutandan sekiz akçe alınur V e bunlardan ziyade ve ya­
hut noksan üzere olsa Yine bu i'tibar üzere arzın tahammüline göre re­
sim alınur Ammâ bir raiyetin iki üç akçeden on iki akçeye varınca yeri
olsa ana ekinlü bennâk dirler O l makuleler ekinlü yaztlmışdır on ikişer
akçe alınur Ve ziyâde yeri olanlar aynı ile 'uhdelerine yazılmışdır defter­
de yazılduğı üzere alınur Ve bir raiyetin hiç yeri olmasa müzevvec olsa
ol makulelerden dokuzar akçe resmi bennâk alınur ki ana resmi raiyet
dirler Ve yeri olmayan mücerred reayadan altışar akçe resmi mücerred
alınur ol makulelerin altında (mim)3 yazılmıştır Ammâ şol mücerred ki
elinde yeri olsa kanun ı kadîm üzere resm i mücerred’in virdikden sonra
tutduğı yerin resmin dahi virür
2. Ve bu defterde ekseri kurâda reayadan sonra hariçden deyü radde4
çekilmişdir veyahud çekilmemişdir üzerine hariç yazılmışdır Ol radde tah
tında yazılanlar raiyet değillerdir Hariç kurâ reayasıdır ki anda ziraat
iderler meğer altında (kef)5 veyahut ekinlü veyahud (mim)6 yazılmış ola
3. Ve ö ş r i gallât ve hububât meşhur ve müte'âlem ve ma'lum-ı ciimle-i

[İ] a -V j.3 7 7 [2) [3] f [4] •■>!; [5] - T [6] f


halk-ı ‘âlemdir Kadîm-ül eyyâmdan nice alınugelmiş ise yine öyle aiınur
Bir habbe ziyâde alınmaz
4. V e defterde öşri bağ öşri meyve ve öşri helan ve öşri bostan
yazılmışdır yazulduğı üzere alinur
5. Ve serbest olmayan tımarların nısf ı bârlilıaunsm mirilivâya hasıl
kaydolunmışdır ve nısfı s pahinindir Ve resmi gailem ve resmi otlak ve
kışlak ve lapugi zemiıı ve ‘âdeti deştbânl ciimleten s:pahinindir Mirilivâ-
nın ve gayrın medhali yokdır defterde gerek yazılmış olsun gerek olmasın

IX

A N K A R A LİVÂSI KANUNİ

İ s t a n b u l . B a ş v e k a l e t A r ş iv i
D efter num arası : 4 5 7
T a r i h i : 1 5 2 2 (929)

Livâ i mezbûrede köhne defter mucibince bütün çiftden otuz yedişer


akçe alınub serbest olmayan timarların otuz birer akçesin erbâb ı timar ve
altışar akçesin sancak beyi ve bennâkden dokuz akçe erbâb-ı timar ve üçer
akçesin sancak beyi alub Ve ekinlü bennâk’den on beşer akçe alınurmış
Ammâ ehâli-i kurâ zikrolan sancakbeyi alduğı resmi cem' idüb ba'zı sabun
ve tavuk ile nefs i Ankara subaşısı/ıa götürüb teslim ederlermiş Zikrolan
hizmet ile varmayanlarun kabul itmeyüb reayayı incidirlermiş Bu ecilden
pâye i serîr i a'lâya2 ‘arzolınub zikrolan resim erbab ı timara bütüni kay-
dolınub sancak beyine bedel i ahar tevcih olundı Ve (Bacı kazasında bâ-
(lilıava sancak beyine ta'yin olunub)'3 Bacı kazasından ma‘dâ serbest olma­
yan timarlarun nısf ı resmi ‘ariıs ve cürmiyâtın ve bâdiheva sancak beyine
ta'yin olınub ve kazâ i Bacı gailesin Taceddine tevcih olundı V e resmi
agnâm-1 yürükân bütüni serbest sahib i timara kaydolınub ve ma‘dâ ser­
best olmayan timarlarun nısfı erbâb ı timar ve nısf ı aharı sancak beyine ve
gailesin Taceddine kaydolundı ve beijtülmâl ve mâli gaib ve mâli mef-
klld ve ıjava ve kaçkını4 livâ-i mezbûra bütün sancak beğine ta'yin olundı

[1] j ’U io o 'jU [2] O U j'S * U


[3] Mu'tama içinde bulunan bu kısım aynı kamımın lstanbulda, 881 numaralı def­
terde bulunan diğer bir suretinde mevcutdur.
[4 ] j _>*?!» tf) 3y i» J L ) Jh t, J L j Jıll^ j
T a p u ve K a d a s t r o U m um M ü d ürlü ğü
D e fte r numarası : 81
T a rih i : 15 7 8 (986)

1. Livâ i mezbûrda defter-i ‘atîkde kasabât ve kurâda her tslâmbul ki­


lesi boğdaya beşer akçe ve arpaya üçer akçe narlı ta'yin olınmış bulun­
duğa üzere narh ı sabık mukarrer kılınub kemakân boğdaya beşer ve arpa
ya üçer akçe kıymet ta'yin olınub vech i meşruh üzere defter i cedîde narh
kayd olındı Mercimek ve nohud boğday narhına ve fiğ ve burçak arpa
narhına dır
1. Ve defter-i ‘atikde bütün ç'ft kayd olınan reayadan resmi çift elli
yedi akçe ve nîm çift kayd olmandan anın nısfı yirmi sekiz buçuk akçe
temam alındıkdan sonra her karyede ne kadar bütün çift var ise çift ba­
şına zevâyid1 deyü beşer akçe kayd olınmış bulunmağile2 bütün çiftden be­
şer ve nîm çiftden üçer akçe dahi alınurmış Zulüm ve bid'atdır deyü halk
teşekkî ve tazallüm itdikleri ‘arz olındıkda mezîd i merhamet i husrevânî-
den ref‘ olunmak ferman olunmağın ferman-ı şerif mucebince zevâyid deyü
alınan beşer ve üçer akçe ref‘ olundı Minba'd zevâyid deyü ziyâde akçe
taleb olunmaya ve alınmaya
3. Ve defter i ‘atîkde Kengırı nâhiyesinde Kavak ve Poliçe ve Akya­
zı3 nâm karyelerden bütün çift ve nîm çift ve ekinlü ve caba4 resminin
bir kaç akçesi toprak sipahisine ve bir kaç akçesin dahi alı.ır sipahiye kayd
olundnğı reayaya ta'addî olmağın hâlâ ol veçhile kayd olunmış karyelerin
resimleri birikdirilüb cümle rüsûm müstakil toprak sipahisine kayd olundı
4 Ve defler-i ‘atîkde beş on dönüm mikdarı ciiz’î 5 yere mutasarrıf ca­
ba bennâk6 1er kendi taleblerile ekinlü kayd olınub hayatda7 olanlarından
on sekizer akçe alınur imiş kemakân ol mukarrerdir yine on sekiz akçe
alınurmış Ammâ fevt olanlarının yeri defterde yazılı oğullarına miintekıl
olsa yahud tapu ile ahara virilse miiteveffâ defter-i cedîd i hâkanîde on se­
kize mukayyed idi deyü caba leşini dahi yer resm in d en ‘addolınub on
sekiz akçe resim alınur imiş yer resmi gibi müteveffâ çaba n ın 8 resmi edâ-
sı zulm-i sarih olmağın defter i ‘atîkde ekinlü mukayyed olub fevt olanla­
rın yerleri bu def'a tahrîr i cedîdde ahar üzerine kayd olınmalu oldukda
reayanın mu'temedleri kavillerile ol yerin hhammülü ma'lum oldukdan son-

fl] -v-Jj; [2] [3]cîj|» j ' j [4] [5] cî)> |6]


JT L <.»- [7 ] [8]
ra caba resmi ref‘ olınub yerin mikdarı kadar resim takdir olınub kayd
olundı Minba'd fevt olanların defterde on sekize mııkayyeddir deyü caba
resmi yer resminden ‘addolunmaya
5. Ve defter-i ‘atikde çift resmi çift kayd olınan reayadan biri fevt
olub üç dört nefer okulları kalsa..1 olunub evlü2leri caba kayd olunmışdır
Caba resmi ile yer resmin birikdirüb bi kader i hisesihim3 resimlerin edâ
idüb yeri müşterek tasarruf ideler Caba bennâklik4 raiyeti ata yerinden
men* eylemez Ve defter-i ‘atîkde yeri olmayan evlü caba bennâkden on
üçer akçe alınurimiş c a b a resm in in kanuni vilâyet i Anadoluda on ikişer
akçe olmağın ziyade alınan birer akçe ref‘ olunmşıdır Minba'd on ikişer
akçeden ziyade alınmaya
6. Ve livâ-i mezburda vâki' olan hutebâ ve eimme ve müezzinin caba
resminden ‘af reca itdikleri ‘arz olundıkda ‘avatıf-ı ‘aliyye i şahâneden züm­
re i mezbûre üzerlerine caba bennâk resmi kayd olınmamak ferman olun­
mağın ferman-ı şerif mucebince caba resmi kayd olunmayub bâdihavâ ve
resmi ‘arusâneleri sipahiye hasıl yazılmışdır Madem ki hitâbet ve imâmet
ve te’zin hidmetinde olalar caba resminden ferman ı şerif mucebince mu'­
âf olalar
7. Ve livâ i mezbûrın resmi çifti vilâyet-i Anadoluda sâyir sancaklar
resmi çiftinden ziyâde olmağın defâtir i ‘atîkada mücerredlerine resim tak­
dir olınmayub ve alınugelmiş değil iken ba'zı sipahiler emre muhalif ve
deftere mugayir cebren resmi mücerred aldukları ‘arz olundukda mücerred-
lere asla resim takdir olınmamak ferman olunmağın ferman ı şerif mucebin­
ce minba'd mücerredden resim alınmaya
8. Ve defter i ‘atikde Tosya ve Kargu6 kadılıklarında bağların öşrü
alındıkdan sonra r e s m i z em îıı deyü hilâf-ı emir akçe dahi alınurimiş Hı-
lâf ı kanun alınan resim ref' olınmak ferman olınmağın bu def'a defter i ce­
dide bağlardan fakat0 öşür kayd olundı Öşür alındıktan sonra minba'd
resim deyü dahi nakid akçe taleb olunmaya ve alınmaya
9. Ve ba'zı kadılıkların d cşlh ân î'1 si müstekil sancak beğine hasıl ya­
zılmakla reayaya külli ta'addî olıırimiş Hâlâ her karyenin deştbânîsi sâyir
rüsûmlarile ol karye sipahisine hasıl yazılmışdır Minba'd miriliva tarafın­
dan deştbânîye müte'allık rüsûm için reayaya dahi olunmaya
10. Ve defter-i ‘atikde kasaba ve kurâ halkının kadîmden çıka geldik­
leri kendilerine mahsus yaylaklarına mirilivâya re s m i y a y la k içün rugan-ı
sâde ve şişek ve ganem8 kaydolunmağın ziyâde baha teklif olınub reayayı
ta'ciz iderlermiş Hâliyâ defter i cedîdde resmi yaylak için ‘atikde ta'yin
[1 ] B u ş e k i l d e n o k t a l a r l a dold ur ııla u y e r l e r , D e f t e r i n ta m i ri e s n a s ın d a ü z e rin e k â ğ ıt
y a p ı ş t ı r ıl m ış o l a n v e y a d a h a evel k o p ı n ı ş buluna n k ı s ı m l a r a te s a d ü f e t m e k t e d i r . [2 ] j ) j \

[3] [4] t i l b A j . [5] j i j b } *..r ) ]0 [6] la i» [7 ] ^ U i j [8 J j .a L jiy j


olunan kıymetleri mikdari nakid akçe kayd olundı Minba'd rugan va şişek ve
ganem ve bahalariçün ziyâde akçe taleb olınmayub hemen defterde ta'yin
olunduğı mikdar nakid akçe falına
11. Ve defter-i ‘atîkde ba'zı karyeler halkı mubah dağda kesdükleri
odun içün hâneden hâneye birer akçe alınurimiş anın gibi mubah dağda
odun kesüb intifa' idenlere te'addî olunmak câiz olmamağın ref' olındı
Minba'd alınmaya
12. Ve livâ-i mezbûrda değirmen resimleri beraber olmayub defter i
‘atîkde ziyâde ve noksan üzere kayd olınmağın hâliyâ kanun ı kadîm ri'â-
yet olınub ayda beş akçe hesabınca temam yıl yürür değirmene altmış ve
altı ay yürür değirmene otuz ve üç ay yürür değirmene on beş akçe re­
sim kayd olındı
13. Ve livâ i mezbûrda ba'zı yürük tâyifesi huzûr ve tavattun ihtiyâr
idüb otuz kırk yıldan ziyâde mütemekkin olub kışladıkları mezre'alaları
ziraat ve hıraset eyledikleri ecilden ferman ı şerif üzere üzerlerine l ’ÜSÛnu
raiyet vaz' olınub öşür ve sâlâri ve resmi çift kayd olındı
14. Munaddemâ vilâyet i mezbûre muharrirleri bütün çift ve nîm çift
yere mutasarrıf reayanın hîn i tahrirde tasarruflarında bulunan yerlerin ka­
nun üzere kendü üzerlerine kayd eylemcyüb bennâk resmi ziyâde olmağa
sâ'î oldukları s«beble bütün çift yere iki nefer kimesne müşterek olsa bü­
tün çifti bir raiyet üzerine kayd eyleyüb nısfına mutasarrıf olanı caba ben­
nâk kayd iderlerimiş Mutasarrıfların biri fevt olub hissesi oğullarına mün-
tekil olmak ve oğlu kalmayanların yeri tapu ile ahara virilmek sebebile ol
çiftlik parelenü pârelenü1 üç dört belki beş altı ata evlâdı ellerine düşüb
her biri müşterek tasarruf ildikleri yerin hisselerine göre resmi çiftlerin
edâ eylediklerinden sonra karındaşı olmayanlar her ferd başka başka caba
bennâk resimlerin dahi sipahilerine edâ iderlermiş
Bu def'a tahrir i cedîdde veçh i meşruh üzere pârelenmiş çiftliği mu­
tasarrıf bulunanlar kaç nefer ise ihzar olınub ol karyenin mu'temedleri ka-
villerile şerikleri ta'yin olınub nısf ı çift şerîklerile bir raiyet üzerine ve
n ısfı aharı dahi sâyir müştereklerile bir raiyet üzerine dahi kayd olınub
tashih ve temyîz kılınmışdır Şöyle ki reaya birbirine yardım ve takviyet
içün hîn i tahrirde kendi hazır olmayan raiyeiin şirketle tasarrufunda olan
yerin ahar raiyet üzerine müstekil yazdırub şerîki olduğın izhâr itmemek
sebebile bir raiyetin yeri ahar raiyet üzerine müstekil yazılmak yahud ol
raiyet hazır olub ma'a şiirekü kaydı sehven yazılmayub kalmak vâki' ol-
dise defter i sultanîde müstakil yer benim üzerime yazılmışdır ma'a şürekâ
kayd olınmamışdır deyü şerikinin tasarrufuna te'addî itmek isteyenleri hâ­
kim ül vakt olanlar men' ve def' idüb temessük ve tasarrufı mucebince ke-
makân yerin sahibine zabt ve tasarruf itdüreler Mücerred defterde benim
üzerime kayd olmuşdır didikleri kavil mesmu1 olmaya
15. Defter i ‘atîkde ba'zı karyelerde ibtida-i tahrirde çift ve nîm çift
ve on sekiz akçe mukayyed resimlü «i> (bennâk) kayd olunmış yerlerin sa­
hihleri bulunmamak ve bilinmemek sebebile sonraki muharrirler defter-i
'atîkden nakl idüb resimlerin dahi karye hasılına ilhak iderlerimiş ve sipa­
hiler cebrenlehû1 taleb idüb reayaya te'addî iderlerimiş Tazallüm itdükleri
ecilden anun gibi reayanın sahih haber ve cevaba kadir olmadıkları yerler mî-
ma'hun kayd olınub resimleri hâliyâ karye hasılı ile mahsub kılınmaduğı
ma'lum olmak içiin ‘atîkde mukayyed olan «^(bennâk) ve — (ç'ıft) ve
(nîm çift) hâlâ üzerlerine kayd olındı Bu behâne ile re'ayaya mevcud yerin
resmin ketm içün nâ ma'lûm yazdırmak vâki' olmış ise ba‘d es-sübût resimleri
alına
16. Ve livâ i mezbûrda sabıka iki yüz seksen bin akçe eşkincilü mülk
ve vakf ı ebnâ timarlar olub otuz bin akçe vakıf ve eşkincilü timar sahih­
lerinin ellerinde olan temessiikât ı şer'iye ve mukarrernâme i humâyıınları
görilüb kemâkân eşkincilü ve vakfiyetleri defter i cedîde kayd olundı İki
yüz elli bin akçe vakıf ve mülk sahihlerinin vakfiyet ve mülkiyetleri defâ-
tir-i sabıkada ref‘ olınmış bulunduğı ‘arz olınub vârid olan emr-i şerif mu­
cebince kemakân timara kayd olındı
1 7 . V e b a z a ra ga ile g e lü b s a t ı l s a h e r m ü d d e b i r k i l e al ın u r K u l ve c â r i y e ve a t ve
k a t ı r ve s ı ğ ı r satılsa iki a k ç e b â y i ‘ d e n ve i k i m ü ş t e r i d e n a l ın u r S ı ğ ı r b o ğ a z l a n u b 2 sa
t ı l s a iki a k ç e a l ın u r Y a z ı l ı kasap k o y u n u g e tü r ü b b o ğ a z l a y u b s a t s a i k i k o y u n a b i r a k ç e
alın u r im iş k e m â k â n v e ç h - i m e ş r u h ü z e r e d e f t e r i c e d î d e k a y d o lun dı V e kadîm den ta ş ra ­
d a n k o y u n g e tö rü b satan k a s a b d a ıı dahi iki k o y u n a b i r a k ç e a l ı n m a k m u ' t â d i k e n l ıâ l i y â
k o y u n b a ş ı n a b i r e r a k ç e al nur V e a t ve k a t ı r v e m e r k e b y ü k i l e s a t ıl a n y a ş üzüm ve e l ­
m a ve a rm u d ve k i r a s v e s â y i r ıneyva y ü k ü n d e n b i r akçe a l ın m a k m u 't â d i k e n h âli y â
t s ş a k ç e s i 3 d e y ü m u h te s ıb ta r a fın d a n dah i h ı r a k ç e alın u r V e d ü k k â n l a r d a n ta ş ra o t u r u b
m e ' k û l â t k ı s m ı n d a n e h l-i s û k 4 h e r ne s a t a r s a se rgi r e s m i d e yü k a d î m d e n iki pul a lın m a k
m u 't â d i k e n h âli y â y a r ı m ş a r a k ç e alın u r V e t a g a r c ı k v e t o r b a ile ü ç d ö r t v a k ı y y e yün ve
t i f t i k g e t ü r ü b s a t a n l a r d a n n e s n e a l ın m a k m u 't â d d e ğ i l i k e n h â li y â z u lm en b i r e r m i k d a r yün
ve t i f t i k alın u r v e a y a ğ d a d u ru b c ü z ’ i b ez ve keten satanlardan m uh tesib a rşu n a k ç e s i
v e yü k le g e le n m eyv adau t a ş akçeşi d e y ü z u lm en a k ç e a lu b zulü m id e r d e y ü m e v l â n â
K e n g ı r ı k a d ıs ı M u slih id d in virdiğü b â c a h v â l i n e m ü t e ' a l l i k h ü c c e t d e r g â h ı m u ' a l l â y a ‘ arz
o lu n d u k d a k a n u n ı k a d 'm r i ' a y e t o l u n u b ....... l ıâ d is o l a n zulüm ve b i d ' a t l e r r e f ‘ o l u n m a k
fe r m a n o l u n m a ğ ın b e r m u c e b -i f e r m a n - ı 'a li k a d î m d e n . . 5 ve se r g i r e s m i k a d î m d e n a l ın u -
g e ld ığ i ü z e r i n e iki pu l alın a k i r p a s e ve yün ve t i f t i k y ü k ü n d e n iki a k ç e a l ı n a Y ü n 7 yü-
züb sa t a n d a n k ı r k a k ç e d e b i r a k ç e alın u r
Ve Tosya h azarında kul ve câriye s a t ıl s a m ü ş t e r i d e n ve b â y i ' d e n s e k i z a k ç e V e
K a l ' a c ı k h a z a r ı n d a sa t ıl sa a l l ı bây i'd en altı m ü ş t e r i d e n al ın u r im iş E s i r b a c ın d a n g ay ri
li v â - i m e z b û r d a v â k i ' o l a n h a z a r l a r ı n s â y i r h u s u s l a r d a a lın a n b â c ı n e f s - i K e n g ı r ı h a z a r ın d a

[1] Jl^ » . [2] [3] (j-J» [4] 3 ) - “ J * ! B u r a d a altı s a t ır k a d a r


b i r kısı m ü z e r i s e k â ğ ıt y a p ı ştı rıl d ığ ı i ç i n o k u n a m a m ış t ır . [ 6 ] J T [ 7 ] ı*?Ty
alm an bac gibidir ber m uceb-i h i i c e c - r k ıız ât 'a r z ol u n u b kayd olun dı E yer kuzât
h ü ccetlerin d e zikr o l u n m a d u k b â c alın u r h us us se h ve n y a z ı lm a y u b kalm ak vak i' o lm ış
i s e ka d îm d e n ‘â d e t ve m u 't â d o l u b a l ın u g e l e n b a c k e m â k â n alına k a n u n n â m e d e m e z k û r
d eğildir denilm eye heman s o n r a d a n h â d i s h il âf ı m u ‘ ta d b i d ' a t alın m aya
V e ç e l t ü k c i l e r i n ‘ â d e t ve m u 't â d l a r ı te b d i l ve t a ğ y i r o l u n m a m a d ı r ek eg eld ik leri
to h m ı te m a m e k ü b k a d îm d e n o l ıg e l e n ‘a d e tl e r i ü ze re ‘a m e l olun a

XI
KARAMAN V İLÂ YE Tİ KANUNNÂMESİ
Yavuz Sultan Selimin emrile, Hiceretin 924 üncü yılında, bilâhare 1b-
1 ni Kemal ad le anılan meşhur şeyhülislâm olacak olan (Ahmet bin Süley­
man bin Kemal) in eminlilfi altında, Karamanda yaptırılan büyük nüfus ve
arazi tahririne ait defterin başında bulunan bu kanunnâme parçasının 1
numaralı kısmını teşkil eden eski bir ferman suretinin daha evvelki bir za­
mana, ikinci Bayezid ve belki de Fatih devrine ait bulunması lâzımgelmek-
tedir. Filhakika, burada bahis mevzuu olan kanun koyma işini yapan Mevlanâ
Vildan (*) in bu işe elimizdeki defterin yazılmasından evvel memur edilmiş ol­
duğu muhakkakdtr: «Mezbûr Mevlârıa ma'rifetile yazılan kanun defteri cedit
kanuni!e bile ketb olundu » kaydından bu netice çıkmakta olduğu gibi, bu
yeni defteri yazan ve kanununu da yeniden tertip veya eski defterlerden
aynen nakledecek olan tahrir emini yukarda kaydettiğimiz veçhile, Mev-
lâna Vildan değil, meşhur a lbni Kemal» dir. Diğer taraftan, biraz ileriye
derç ettiğimiz ikinci Bayez'd zamanına ait, 906 tarihli ve XVII numaralı
Kayseri livası kanununun son kısmında (sf. 57) « Mevlânâ Vildan yazdlltjll
kanunnâme altında Karamanın mufassal defteri evveline bitemâmiha meş-
ruh» olan bir kanunnâmeden de bahsedilmektedir.1 Şu halde, mevlânâ Vildan
[ * ] Mecdi e f e n d in in Ş ak ayık tercüm esi (İstanbul 1269, I, 2 1 5 ) , M ev lân â Vildanı
F a t i h d e v r i n d e B u r s a d a m ü d err is ve k a d ı l ı k y a pan ve b i l â h a r a k a d ı a s k e r i k e n ‘a z l e d il e n
m ühi m bir m e v k i sa h i b i b i r ş a h s i y e t o l a r a k g ö s t e r m e k d e d i r . B u b a k ı m d a n m e z k û r ın e v l â -
nânın K a r a m a n v i l a y e ti n i F a r i h d e v ri n d e y a z m ış o l m a s ı m üm kü n ve h a t t a l ıa k i k a ta d a h a
uy gun o l a b i l i r . N i te k i m ‘aynı ( m e v l â u â M uh idd in el - m e ş h u r b i - V i l d a n ) F a t i h d e v ri n d e
H e r s e k v ila y e tin in ta h r i r i n e ın e m u r e d i l m i ş t i r ( B a ş v e k â l e t A r ş i v i 8 8 2 ta r i h ve 5 n u m a r a ­
lı d e f t e r ) . F a k a t m e v l â n â V i l d a n ’ ın K o n y a d a bulu p r e f'e t ti ğ i b i d ' a t l a r , e ğ e r b izim ta h m i n
e t t i ğ i m i z g i b i , X I I n um ar al ı kan un i s e , 4 3 üncü sa y f a n ı n b a ş ın d a C e m s u l t a n ' ı n K o n y a d a
v ali b u lu n d u ğ u zam a n d an b a h s e d i ş i , t a h r i r za m a n ı n ı n i k in ci B a y a z ıd d e v r i n e ç ı k a r ı l m a s ı ­
nı i c a b e t t i r m e k d e d i r . Yavuz S u lt a n S e l i m z a m a n ı n d a ( 9 2 4 ), K a r a m a n vil â y e ti n i t a h -
r i r ’ e m e m u r e d ilm iş olan z atı n ism in in i s e , A h m e d bin S ü l e y m a n bin K e m â l o ld u ğ u D e f ­

terin m u k a d d e m e s i n d e m evc u t bulunan ,.ıillU İIw iX ;

yj av-1 ıj jl.)I Oİİ.!» âiUI


Vy 9 y )' 1 Jj-l'-Aı I »—j|£İ)l (j*
« jtjl liU İIj^ «ı i jV li* J.» O f y i ^«11 j c jU j
fı k r a s ı n d a n a n l a ş ı l m a k t a d ı r .
[ l j S a y f a 5 2 d e N o . 1 8 ’e Ve s a y f a 4 8 d e N o . l ’e b ak ın ız.
kanunnâmesini 906 dan «vvel yazmıştır ve hatta o tarihte Mevlânâ Vildanın
yazdığı kanunnâmenin altında ayrıca bir mufassal Karaman kanunu daha
mevcuttur ki, icap ettikçe Kayseriye ait işler için de ona müracaat lüzumu
kaydedilmiştir.
Yalnız teessüre şâyandır ki, kanunların mahallî örf ve âdetlerin ta'dil
ve tensikile nasıl yapılıp, yavaş yavaş bütün imperatorluk için müşterek
bazı umumî kaidelere doğru inkişaf ettiklerini gösteren ve tarihini Karaman
eyâletinin Osmanlılar tarafından tamamen ve kat‘î olarak ilhakını takip eden
ilk zamanlara indirmek icabedcn ve bu mukaddemeyi takip etmesi lâzım
gelen r e f ‘ edilen bid’atler listesinin bir kısmı ile mukaddemede zikri ge­
çen yeni K a r d in a li kanunu defterden koparılmış ve yeri boş bırakılmış
bulunmaktadır. Bu noksan, başka yerlerde bulunup buraya nakledilen
XII, XIII ve XIV numaralı kanunlarla tamamlanmağa çalışılmıştır.

U t a n b u l B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D efter num arası : 871
T a r i h i : (m u k a d d e m e d e iza h e d i l m i ş t i r . )

1. Hazreti hak cellet ‘azametühû ve ‘ammet rahmetühû ve bereketühû


mahzâ lutfundan ve ihsanından ben kuluna vaktâki memâlik-i mahrûsa-i os-
manlyenin saltanatı(nı) lâyık ve erzani görüb tac-ı zillullâh ile serfirâz itdi
ber muceb i (eşşükrü vacibün ‘inde vüsul-in ni'meti) edâen lişşükrillâh ‘ina-
yet-i şahâne idib havza-i hükümetimde ve kabza i tasarrufta olan memleke-
tün reayası muntazam-ül-hâl olmağiçün mücedded yazılmak emreyleyübjj
vilâyet-i Karaman ki memâlik i mezkûrenin mülhakatından ve muzafâtm-
dandır ahvâl-i reayası muhtel olduğı ecilden ana dahi ümenâ gönderüb ti-
marın ve evkâfın ve emlâkin yazub defter itmek emreyledigimden sonra
sem‘-i şerifime şöyle istimâ' olındı ki vilâyet i mezbûrda şer‘-i nebevî’ye ve
kanun-ı osmanî'ye muhalif bid'atler olub anda olan reayaya envâ‘-i te'addî-
l*r ve zulümler vâki' olurmış Ol cihetden iftihar ül ‘ulema-il-kir'âm Mevlâ­
nâ Muhiddin dâmet fazâilühûnun ki Mevlânâ Vildan dimekle meşhurdu2 ke-
mâl-i emânetine ve diyanetine i'timâd ibüb emreyledim ki ol vilâyetin her
yerine varub teftiş ve tefehhus idüb ne yerde ki şer‘a ve kanuna muhâlif
bid'at bula ref' idüb hüccet vire Mezkûr Mevlânâ dahi emr-i şerifim muci­
bince ol vilâyete varub teftiş idüb r e f İldiği bida'ı defter idüb gelüb der-

-Ai-L.>-1j j [İJ

• C *‘ULi o. Lc Âiıljd) .I jl w* / D ı)
. . . v j ^ Lloj JV jl
c,*ta f l jZ J U U J l [2J
gâh i mu'allâma ‘arzeyledi Ben dahi kabul idüb mukarrer kıldım ve
buyurdım ki müşar-ün ileh Mevlânâ ol vilâyete bir kanunnâme yazub
memleket i osmaniyede câri olan kavanîn i küllîyye ve ref‘ itdüği bida'ı
ve mehâyif bitemâmihâ dercolma ve kanun defter i cedidle defter olma
(evveline) bile yazıldı ki minba‘d ol kanunla ‘amel olına Mezbûr mevlânâ
ma'rifetile yazılan kanun defteri cedid kanunile bile ketbolındı Bunlardır ki
mufassalan zikrolınur
2. Her dönüme sekizer akçe resnıi mirâbi s alınurmış bid'at olmağın
ref‘ olundı minba‘d taleb olunmaya Ve kezâ i Konyada ve nefs-i Konyada
resmi tahunhâne ve bezirhaııe mukata'a olması ref‘ olındı bundan evvel
sultan Bayezit handan ref'ine hükm i şerif vârid olmış
3. Ve kazâ i Konyada nâhiye-i Sahrada ba'zı kurâlar varmış kadîmden
ortakçılar olub ritsumi reaya virmezlermiş defter i sâbıkada tohumları
zâyi‘ olduğı sebebden ortakçılıkları ref‘ olub siiliis sülüsün kaydolınub
rüsumı reaya ve 'avarız virmezlerimiş Hâliya vilâyet i mezbûre müced-
deden yazılub ‘arzolındukda sülüs sülüsân kaydı ref‘ olındı Zemîni vakıf
olan köyler öşrün vakfa virdiklerii)den sonra bâki berveçh i hııııuıs virüb
rüsûm ı reaya’yı dahi virüb ‘avârız edâ ideler deyü emrolundı Ol ecilden ol
karyeler tahtında mufassal beyân olunmışdır Ve kazâ-i mezbûrda nefs i
Hatun Sarayı dahi berveçh-i ım iııa s a fa virmesi ref‘ olınub anlar dahi öş­
rün vakfa virdikden sonra bâki berveçh i hllınüs üslûb ı mezkûre üzere vi­
reler Ve kazâ-i Dârende de ba'zı kurâlar (da) ortakçılar varmış Anların
dahi tohumları zâyi‘ olduğı sebebden anlar dahi berveçh-i humus virüb rü-
sûm-ı reaya ve ‘avârız vireler deyü emrolduğı sebebden veçh-i muşruh üze­
re kaydolındı
4. Ve kazâ-i Ereğlide defter-i ‘atîkde resmi sabunhane deyü bin iki
yüz akçe resim kaydolınmış Ammâ sabunhâne olmaynb lıâneden hâneye
ikişer akçe salarlarmış Ol vilâyet ehalisi tazallüm itdüği sebebden ref‘
olındı
5. Ve kazâ i mezbûrda zemini vakf i Medîne i Münevvere olan kurâ­
lardan resmi mirâbi deyü her çiftden onar akçe ve Karaman kilesile iki­
şer kile gaile alınurmış Ol takdirce vakfa zarar ve ziyan olduğı ecilden
ref‘ olındı minba‘d taleb olınmaya
6. Ve livâ-i İç !l reayası kışın sahile inüb yazın yaylaklarına çıkarlar*
mış Kadîmden korınub Otlağı resmi alınu gelmiş yaylaklar ki defter-i ka­
dîmde mestûrdır anlardan m ı ’dâ ki ba'zı haymana yürür ve ba’zı aharın
tımarıdır anlardan ‘ummâl ve sipahi resmi ollak deyü iki koyuna bir akçe
alurlarmış hilâf ı kanun olmağın ‘arzolınub ref‘ olındı

[i] j \ S *ı [2] j.Lm


F A S L I SÂ D İS : BlDA'-I M E R F U 'A 'Y l BE Y Â N E Y L E R

Süleymaniye kütüphanesinde ‘Âşir efendi kitapları arasında 1004 nu­


marada kayıtlı bulunan bir kanun mecmuasının 73 üncü yaprağından kop­
ya edilmiş bulunan bu kısımda ref‘ edilmiş bulunan bid'atlar tâdat edil­
mektedir. Bu kanun, 15 numaralı kısım müstesna, tahsisen Konyaya ait
bulunmaktadır ve Kanunî Süleyman devrinden evvele ait olan ve bizim
görmediğimiz ve belki de XI numaralı kanundan koparılmış olduğundan
bahsettiğimiz bir bidâtlar listesini ihtiva etmektedir. Metinde ayrı bir kalem
ve mürekkeple, Mecmua'nın muahhar sahipleri tarafından, yapılmış bir takım
ilâveler mevcuttur. Bu kayıtlar burada mu'tarıza içinde olarak gösterilmiştir*
1. Konya bağları evâılde biri birin beklemeğe muhtae olmış Ol cihet­
den çavuşlar bekleyüb her dönümden birer akçe ve harmandan birer kile
gaile takdir olub almışlar Ol zamandanberü ‘âdet olundı şimdiki halde
beklemeden2 dahi alurlar imiş bid'at olduğı sebebden ref' olındı
2. Ve konya bağlarının her dönümüne otuz akçe alinur imiş
3. Evâilde miröbllğl mukata'aya alan kiınesne bağları suvaracak3 va-
kıtde şehirlü ittifakile emin âdemler çıkarub su kısmetine mütevelli kılınu-
rimiş her dönümüne evâilde dörder akçe mirübllk resnıi alinur imiş Son ­
ra su kısmetine ‘âmil kendü mütevelli olub resminde asıl kanundan teca­
vüz idermiş Ve hem bağların suvaracak vaktinde tertibleri varimiş ziyâde
resim viren kişiye vaktinde nevbeti gelmeden4 nevbet virürler imiş Su az
olduğu yılda sonra lıâdis olan bağlara zarar olacağın5 kadîm bağlara ki
ş irb e anlarındır anlara zarar olur imis Öyle olsa evvelki gibi şehirlü itti-
fakile emin müslümarılar mütevelli nasb olınub suyı kısmet emrolındı tâ ki
kimesneye zarar olmaya hâdis olan bida'ı ref' olındı
4. Ve mirâblığı 'amel’e alan kimesne ba'zı kimesnelere bostan ekdi-
rüb sülüs hasılın kendü alub süiüsânm bostancı almak kavil eylermiş bu
sebeble bağların hakk ı şirbi zâyi‘ olurimiş Karaman oğulları zamanında
mezkûr suyla hemen üç bostan suvarılurimiş birisi dizdâr birisi Hatun
ve birisi dahi merhum Mevlânâ Celâleddin hazretlerinin türbe i mutahhara
siçün ekiliir imiş bâkî su bağlara ve çeşmelere ve hamamlara sarf

[1] £_-*■. [2] [3] j>-l;l^-. [4] [5J [6]


[ * ] A y o l p a r ç a , h e m e n fa r k s ız b i r ş e k i l d e , M e h m ed A r i f b e y t a r a f ı n d a n T a r i h - i O s ­
m ani E n c ü m e n i M e c m u a s ı n d a ilâve o l a r a k n e ş r e d i l e n ( 1 3 2 9 ) S ü l e y m a n kan un n am esind e de
m e v c u ttu r ( sf. 6 5 ) . B u r a d a sayılan b i d a t la r , e ğ e r 3 9 u n c u sa y f a d a zikri g e ç e n M e v lâ n â
V i l d a n (« r a fın d a n K a r a m a n d a n k a l d ır ı lm ış o l a n l a r i s e , bu k e y f i y e t b i z e bu tip m ü r e t t e b
O sm an lı kanun n am elerin in m uh telif parçalarının hang i k a y n a k l a r d a n d e v şirilm ek suretile
n a s ı l c e m v e t e l f i k ed i lm i ş ol d u ğu n u g ö s t e r m e k i t i b a r i l e k a y d a d e ğ e r .
olur imiş Ve Cem sultan k*l‘adan taşra bir köşk yapnb asıl « d a n köşküne
bir mikdar da su alub köşk hâvalisinde bağ dahi idermiş Sonra ol behâne
ile köşke nâzır olan kimesneler asıl sudan çok zâyi‘ idüb yolda bostanlar
ihdâs idüb hare iderlermiş müslümanlarm hamamlarına ve çeşmelerine
hayli zarar ve noksan vaki' olurmış Öyle olsa mirâb olanlar ve köşke na­
zır olanlar men' olınub ‘âdet i kadîmden tecavüz itmeyeler eslemeyenleri1
kadı-i şehr olan kimesne dergâh-ı muallâya ‘arz eyleye
4. Ve Konya ‘asesleri2 bezzâzistan dükkânlarından aydan aya her
birinden bir akçe alurlarimiş içinde bezzâz stancı var iken ‘asesler bekle-
düklerine ihtiyaçları yogken ehâli i bezzâzistan taleblerile ref‘ olındı
5. Ve Konyada muhtesib3 olan kimesneler yemek esbâbın satan dük­
kân ehlinden her haftada h a f t a l ık deyü ikişer akçe alurmış Ve habbaz4
işledüği gün iki akçe alurmış Ve kasabdan her günde ba‘zından birer
ba'zından ikişer akçe alurmış Ve bir tulum peynirden iki akçe bid'at alub
anda satdurırmış Kadı katında virilen narhı gözedüb eksiğin tutub cürüm
almağa meşgul değilmiş belki k esim eylermiş bunlar bid'at olduğı sebeb­
den ref‘ olundı (makbuldır) Gerekdir (ki) kadı ma'rifetile narh virilüb muh-
tesib olanlar gözede eksik satandan elli dirheme bir (bu kanun ma'mûlün
bihdir) akçe cürüm alına Ziyâde nesne alınmaya Ve kimesneden kesitli
alınmaya Filcümle bu emirden tecâvüz olunmaya
6. Ve Çelebi sultan ve Karaman ve Hamid sipahileri Konyaya geliy*
cek cebrile şehirlünün evlerine konmayalar ihtiyarlarile konalar Olbâbda
kadılar' cebrile konmak istiyeni inen* iderler eslemeyeni yazub dergâh i
mu'allâya ‘arz ideler
7. Ve şehirlerde ve köylerde davar alınub satılurmış boyun^ taleb
olunmazimiş Ol cihetden oğurıluk davar satmak âsân olurmış ö y l e olsa
boyunsuz davar alınmaya ‘alelhusûs şübhelü yerden ola Şübhelü yerden
boyunsuz davar alanı te’dîb ideler
8. Ve bir kimesne mücrim olsa nâib6 kanun üzere Cİ'irmİİn aldıkdan
sonra bir cürm dahi subaşı olurmış Nâibden gayrı kimesne CÜrm almaya
9. ‘Abdi âb ık7 ( abdi âbık kanunu ma'mul ün bihdir defe'âtla hüküm
virilmişdir) tutulsa yavacı olan ‘a b d i âbık’ı tutub getürene yirmi akçe vir­
mek ‘adet olmuşdır Âbıkın mevlâsı gelicek bir günlük yoldan kaçmışsa
altmış akçe ve üç günlük yoldan ya daha ziyâde yoldan kaçmışsa yüz
akçe m u ş t u lu k 8 virir Ve kulun kadı takdir eyledüği nafakasını ve bunlardan
gayrı ‘abd i âbık’ı tutub getürene virdüğü yirmi akçeyi dahi âb.k’ın mevlâ-
sından alırlarmış Merhum hudâvendigâr tâbe serâh ol yirmi akçeyi yavacı
yanından emreylemişdir anın üzerine mukarrer kılındı

[1J(J>'U U [2J j jl- —e (3J -—^ I4 jjl~ 15] [6] [7] [8]
10. Ve Çelebi sultan eânibinden Iıarac cem' eylemeğe varan kimesne
yanınca bir nice kişi çıkub yürüyüb atların yemledüb ve mtift1 yemek ve
hamir alurlarimiş V e mürde2 lerini çıkarmağa bir kanun konulmamış her
gelen çıkardım dirmiş On yıllık miirdenin haracın virirüz deyü şikâyet ey­
lemişler Gerekdir ki haraç cem'ine varan kimesneler akçesiz nesne alama-
yalar ve üç yılda bir teftiş eyleyüb mevcud bulunan nevyâfte3 sine haraç
vaz‘ idüb nekadar mürdesi var ise çıkaralar Bu kanundan tecâvüz olunmaya
11. Ol yerlerin ekser sipahileri evlerinden taşra çıkıcak kondukları
yerde yem ve yemek alurlarimiş yasak oluna Ve Çelebi sultan kulları dahi
bir hidmete kadile1 emrolunsalar hükmü kadıya göstermeden kadıya sor­
madan kendüler nioe dilerse idüb giderlermiş
12. Ve hırSuzlukla müttehem olan kimesneleri ‘ummal ve subaşıları
kadı katına iletmeden cürüm alurlarmış Ol sebeble hırsuzlar kadılara ma‘-
lum olmayub hakkından gelinmez imiş Ol bâbda ‘ummâle ve nüvvâba ya­
sak oluna ki kadı katına iletmeden kimesneden cürüm almayalar (m a ‘mû-1-
ün bihdir) ve kadı ma'rifetinsiz nesne almayalar kadılara iysâl eyledikleri
hükümlerde kadılar hükmile ‘amel eyleyeler Ve mütemmerridleri mutî* ey-
leyivireier Kadıyı ta'til idüb işine kendüler mubâşir olmayalar
12. Ve Konya civârında bir süpürgelik var imiş şehir halkı faydalanur-
larmış bir defa anın içinde tavşan bulunmış andan sonra varub süpürgelik
alanı kullar koruya girdin deyü incidirlermiş Gerekdir ki evvelden müslü-
manlar müntefi5 oldukları yerden men' olınmayalar
13. Ve karaman vilâyetinin ba'zı hırsuzlukla müttehem olmış kişileri
bu vilâyetin ceraini' in veyahud koyuil'l âdetin mukata'aya alurlarimiş ken­
düler emsâli bir nice hırsuzları ktfil yazdırub on beş yirmi mikdarınca ki­
şi olu^ il üzere çıkarlarmış Kondukları köyden cebirle koyun ve kuzı ve
at yemi alurlarimiş Bir kişi bir kişiden filcürnle şikâyet itse kadıya iletme­
den sııçı sâSit olmadan ayağından asmakla ve envâ‘ ı tehdîd ile alabildikle­
ri mikdar akçesin alurlarimiş Kadı da‘vet eylese temerrüdlük idüb varma-
yub bir köye daha giderlermiş Gerekdir ki anlarun gibi töhmetlüye iş vir-
meyeler ve ‘amillere yasak olına ki kadı ma'rifetinsiz kimesneyi tutmayalar
ve akçesiz yem yemek almayalar Ve eslemeyenleri kadılar yazub dergâh ı
mu'allâya ‘arz eyleyeler (ma'mûl ün bihdir)
14. V e ba'zı kasabâtda haslar gailesi satılmağiçün bir nice gün bazar
tutulub reaya gailesi satdırmazlarmış ol husus dahi r e f ‘ olundı (ammâ def­
terde öşr i şîre. hasıl yazılan yerlerde öşr i şiresin satmak içün iki ay bazar
tutmak kanundır ol iki ay içinde sâyir kefere şîresin satdırmayalar Yılın
kangi faslın ihtiyar eylerse ol aylarda tutar)

[1] ^ [2] » v * [3] (4J [5]


15. Ve Semendirede şehir halkının bağlarından hasıl olan hamri şehre
getüricek her fuçıdan iki açkelik hamir alurlar imiş Ve öşrün virdikden
sonra fuçıdan fuçıya ikişer akçe dahi alurlarmış Süleyman paşa zamanın-
danberü hâdis bid'at olmağın deftere hasıl bağlanmayub em ri padişâhîle
ref' olundı
16. (kamın ı bid'at-ı seyıjie vebali idenler boıjıuıııa :
Müteka'id sipahi ve sipahi zâde ve zâviyedârân ve tekyenişinân ve ha­
riç ez defter olanlar güherçile kârhânesine ta'yin olınub ümenânın >'tizâm-
larına on ikişer gün hidmet eyleyeler deyü ta'yin olınub ve mesafe i ba'îde
olub hidrnete varmağa kadir olmayanlardan yüzer akçe bedel akçesi alı-
nub ve ellerinde mevcud olan koyunlarından dahi kanun-ı cedîd üzere bir
koyundan bir akçe ‘âdet i ağımın ve her üç yüz koyundan beş akçe res­
mi ağıl alınub ve müteka'idînin mücerredleritıden altışar akçe resmi ben­
nâk ferman olınub defterdar tarafından hüküm virilmişdir)

XIII

V İLÂ YETİ KARAMAN

KANUNNÂME-I V İL Â Y ETİ MEZBÛRE

Aşağıdaki Karaman Vilâyeti Kanununu çıkardığımız 548 numaralı def­


terin tarihi yoktur, içinde yalnız 926 tarihli bir hüküm sureti vardır, Bu
nunla beraber; bu defterin Saltan Süleyman tahrirlerinin neticelerini hu-
lâsaten bir araya toplamak suretile vücııde getirilen Hakana mahsus İsla- >
tistisk Defterlerinden biri olması v« bu defterlerin umumiyetle 935 tarihle­
rine doğru yaptırılmış olan büyük nufus ve arazi tahrirlarinin neticeleline
göre tanzim edilmiş bulunmaları, bize bu kanunnâme suretinin en geç bu
tahrirlere ait bir defterden çıkarılmış olması lâzımgeldiği kanaatini verdir-
miştir. Şu halde bu kanunname, XI numaralı ve 924 tarihli kanunun mu-
kaddemesinde mevzuubahs olan ve maalesef zayi olmuş bulunan « Defteri
Cedîd kanunu » nu aynen veya esas hatlarile tekrar etmektedir.

İ sta n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş i v i
D e f t e r n u m a ı a s ı : 548
T a r i h i : 1528 (935)

K A Z I Y Y E - 1 b â c m a 'a d e ş t b â n î

1. M üsl ü m an ve k â f i r ta ş r a d a n k e b e ve k e p e n e k ve g ön ve b u n lara b e n z e r n esn e


g e tü r se sa t ıl s a kırk akçed en bir ak ç e a l ın a ,V e kumşş y ü k ü n d e b i i b e r v e i b l i k ve ç u k a

[1] dk< f i < f


V* k e m h â ve ketan v« p e n b e ve k a l a y ve k u rş u n ve b u n l a r a b e n z e r n e var i s e y ü k ü n d e
ik i a k ç e alın a V e t u r v a n d a l y e m i ş d e y ü k ü n e b i r a k ç e a l ın a b o l o l ı c a k iki ü ç y ü k ü n e b i r
a k ç e alın a V e çıra yükünde kırk akçede b i r a k ç e alın a Ve od u n yükü k i k a l ' a y a g i r e
kapu b e k l e y e n iç ü n y ü k d e b i r e r a ğ a ç a l ın a V e s a y i r yü klerde Karam anda ka pu r e s m i
d e yü d ö r t yü ke b i r a k ç e a l ın u r m ı ş m i n b a ' d n e s n e a l ın m a y a V e b a z a r d a s ığ ır s a t ı l s a sığ ır
b a ş ı n a i k i a k ç e a l ın a b i r a k ç e a l a n d a n ve b i r a k ç e s a t a n d a n V e k a p a n d a t a r t ı l a n d a n k a n ­
t a r d a n i k i a k ç e a lın a b i r a k ç e a l a n d a n ve b i r a k ç e sa t a n d a n V e ta ş r a d a n ko yun g e tü r e n
boğazlasa satsa ve b o ğ a z l a m a s a s a t s a iki koyuna b ir akçe a l ın a Y e r l ü k a s a b b o ğ a z l a s a
d ö r t k o y u n a b i r a k ç e alın a ve s ı ğ ı r b o ğ a z l a n u b s a t ı l s a b i r sığıra b i r a k ç e alın a Karam an­
d a b i r s ığ ır boğazlanaa d ört a k ç e b ac a l ın u r m ı ş ye rl ü k a s a b k o y u n b o ğ a z l a s a s a t s a iki
k o y u n a b i r a k ç e a l ın u r m ı ş kanuna m u h a lif old u ğ ı sebebden ol b i d ’a t r e f ‘ olu n d ı
likrolu n d u ğı gibi alalar M ü l k s a t ı l s a b â c y o k d u r yan i b a ğ ve d e ğ i r m e n ve d ü k k a n v e
ev g ib i V e k ö y l e r d e h e r n e s a t ı l s a b â c y o k d u r
2 . B i r k i ş i n i n atı v a y a k a t ı r ı v e y a ö k ü z ü e k in e g irse d a v a r b a ş ı n a b e ş ç o m a k ve
b e ş a k ç e alın a i n e k g i r s e d ö r t ç o m a k v e d ö r t a k ç e alın a k o y u n g i r s e iki k o y u n a b i r ç o ­
m a k ve b i r a k ç e a l ın a b u z a ğ u g irs e b i r ç o m a k ve b i r a k ç e alın a k a r a c a n a v a r d a c a n a v a r
b a ş ı n a iki ç o m a k ve iki a k ç e alın a A m m a evve l h ü c c e t i d e le r h ü c c e t i t d ü k l e r i n d e n s o n r a
e s l e m e y ü b d a v a r l a r ı n a ti m a r e y l e m e y e c e k o l u r l a r ise ki t a h ı l a : ve t e r e k e y e 3 zi yan i tm iş
o l a bu v e ç h i l e ç o m a k l a y ü b te h d i d id e le r ve h em ziya nı dahi ö d e d e l e r ta h e r k işi d a v a r ı­
na t i m a r id ü b r e a y a n ın t e r e k e s i n e ziya n o l m a y a E ğ e r k ö y y a n ın d a v e y a h u d k ö y le r a r a s ı n ­
da v e y a dav ar s u v a d ı n d a 4 e k i l m i ş g a i l e ol u r sa ki d a v a r uğ rağı ola e k i n e a v l a ğ u ö i d e l e r
K A Z İ Y Y E : fi r ü s û m - l r - r e a y a v e ah v al-i iyşân
3. B ir ç iftlik y e r ta s a r r u f id e n r a iy e te D u rsa m ü d d ile y ıld a d ö rt m ü d to h u m ^
e k m e k lâ z ım d ır Ekm edüğı y ıld a elli a k ç e v ire Am ma Karam an m üd dile b i r müd
e k a e yirm i b e ş a k ç e vire ve ‘ a l â l ıâ z a v e s a y i r um u runa dah i o lu n m az
4 . V e e ğ e r b i r r a i y e t e â fe t y e t i ş ü b b î - m e c a l o l u b ç i fti n b ı r a k s a s i p a h i s i ol ye ri a h a ­
r a v i ı ü b a n d a n r e s m i b e n n â k a l ın a resini ç ift ta l e b o l u n m a y a .
5 . V e r e s m i g e r d e k a ' l a s ı a l t m ış v e ' e v s a t ı k ı r k ve e d n â s ı yirm i akçe
6. V e k u r â d a ev ye ri t a p u s ı a ' l â s ı elli ve e v satı otuz ve e d n â sı on a k ç e
7. V e s i p a h i l e r c e b i r l e r a i y e t i n k o v s a g i r ü y e r i n e g e lı 'c e k le s m i tapu a l ı n m a ­
y a B ir r a iy e t k i ih tiy a r ile d a m ın v e y u rd u n te r k id ü b g its e s ip a h in in olur
8 . V e s ip a h i k e n d i] hassa çiftliğin d en g a y r ı r a i y e t y e r i n e d a h i i t m e y e m eğer
m evkuf o la
9 . B i r r a i y e t fe v t o l u b oğlu ve kız ı k a l s a ç i ftliğ i o ğ l u n a d e ğ e r k ı z a h ia s e y o k d u r
10 B i r sipah inin yazılu ra iy e ti ç i ftl i ğ i n i n b a 'z ı alıar sip ah i y e r i n d e vak i' o l s a r e s m i
çifti ya zıld uğ ı y e r d e n vir ü b a h a r s i p a h i y e h em an ö ş ü r ve sa ları virir M e ğ e r ç i ftl i ğ i n d e n
z i y a d e ye r tu t a ki d ö n ü m a k ç e s i n v ir e
11. V e b a ' z ı r e a y a n ın b a b a l a r ın d a n d e ğ m i ş m ü ş â ‘ ç i f t l i k l e r i olsa bir k arın d aşı
fevt oldukda h issesi yine sây ir k arın d aşların a intikal i d e r s i p a h i d ah leyleıııez
12 . V e r e a y a ö ş ü r l e r i n y a k ı n p a z a ra ile d e le r A m m â o r ta k ç ıla r a te k lif o lu n ­
m a y a h e m a n k ö y a n b a n n a k o y a l a r r a i y e t s ip ah iy e k ö y d e a n b a r ya pıvire k a d a ı - ı h â c e t c e e
1 3 . V e m i r â b h ğ a ve g a y r e m ü t e ' a l l ı k b a ' z ı b i d ' a t l e r ı e f ‘ o lm ış a n la ı u n ta fsi li M ev -
lâ n a V i l d a n k a n u n n â m e s i n d e va rdır
1 4 . B i r s i p a h i k a b l e l - v a k t r a i y e ti n d e n r e s i m a l s a a m m â h a sıl s o n r a g e l e n s i p a h i y e 1
m ü t e v e c c i h o l s a s o n r a ğ ı si p ah i e v v e l k i s i p a h i d e n t a l e b idü b a la r a i y e td e n t a l e b i tm e y e
1 5 . V e k a d ı l a r b a ' d - e l azil ş i c il l â t la r ıp g e l e n k a d ıy a t e s l im id e le r

[1] » x ) j [2] [3 ] [4] [5] [6]


1 6. V e ortakçılar n ıs ıf h a s ı l ı n b eyliğe virdikleri s e b e b d e n 'a v a r ız d a n m u 'a f l a r d ı r

1 7. E v v e lâ rü s û m -ı ö rf iy e v a z ' olun an r e a y a d e f t e r - i ' a t i k m u c e b i n c e d ö r t k ısım olu b


ç i f t ve nîm ç i ft ve b e n n â k ve c a b a k a y d o l u n m ş d ır

Ç iftlik h u su su n d a a ‘ Iâ ve e v s a t ve e d n â ı . ı u 't e b e r o l u b b ü tü n ç i f t l i k a ‘ lâ y e r d e n a l t ­
m ış dön üm ve e v s a t y e r d e n seksen ve d o k s a n dön üm ve e d n â y e r d e n yüz v e yü z yirm i
dö nüm d e m i ş l e r d i r A m m â b e y n e n - n â s m e ş h u r ve m a ' r u f o lan ç i f t l i k o l d u r ki b i r ç iftl ik
n a d a s ın a ve e k i n i n e vefâ ide e h a li i ku rad an e k i n c i l e r dahi a n a b i r ç i ftl i k d ir le r M i k d a r -
d a B u r s a m üd dile on ik i m üd lü k yerdir K o n y a müd dile sek iz raüdlük olur b ilfi'il mah­
mul olan k i l e ile altı miidlük y e r olur
18 R e s m i ç ift m ü s l ü m a n l a rd a n ve k a f i r l e r d e n b i r ç i f t e o tu z altı a k ç e ve nîm çifte
o n s e k i z a k ç e d i r V e r e s m i b e n n â k on iki a k ç e ve r e s m i c a b a altı a k ç e d i r B e n n â k h iç ye ri
o l m a y a n a veya nîm ç i ftd e n e k s i k ye ri o lan a d e rl e r C a b a m ü c e rr e d ola n f ıık a r a -i r e a y a y a ve
b a b n s i l e olu b m ü s t a k i l k i s b ide n m ü c e r e d e d e r l e r m ü s t e k i l k i s b i el ın a y a n a m ü c e r r e d d e r ­
l e r k a t 'â re si m alın m az Ve bu rü sûm m a r t ev v e l i n d e al ın ur

1 9 . R e s m i A g n i m b i l fi 'i l tim a r t a s a r r u f iden s i p a h i le r d e n a l ın m a z ve şol m u 'a f l a r d a n


ki v â c i b - ü r - r i ' â y e olub m en ‘i m u sa r ra h k a y d o lm ış ola ve e b e n - ‘a u* ced v'rügelm iyeler
g irü v i r m e z le r
k o y u n m ayıs i ç in d e te m a m d ölü n d ü k t ü k t e n s o n ra ku zuaile bile s a y ı l u b i k i s i n e b i r
a k ç e re si m alına
2 0 . R e s m i â s i y â b b i r yı lda a l tm ış a k ç e v e altı ay y ü rü y en de otuz a k ç e a lın a

2 1 . V e şol k i m s e l e r ki d e fte rd e sipahi z a d e ve z aviy ed r ve g a y r ı y a z ı lm ı ş d ır an lar


‘a v â r ız vir m e z le r B u n la r d a şol k i m e s n e l e r e v v e l d e n re sm i ç i ft ve ga y rı e b e n - ‘ a n - c e d vi rü-
g e l m i ş o l m a y a gi rü v irm e zle r V e ş u n l a r ki v i r ü g e lm i ş o l a l a r r e s m i ç i f t vir üb h e m e n ‘ av â r ız
virm ezler M e ğ e rk i defterde n ı e n ’i m u s a r ra h k a y d o l m ış ola
2 2 . R e s m i o tl a k k a d îm d e n otl ak içün k o r ın u g e lü b re^mi otlak a l ın ıı g e lm iş y e rle r­
d en sürüd en b i r k oy u n alınur Bir tim ara koyun g e lü b kışlasa sür üd en b i r ş i ş e k re sm i
k ışlak a l ın u r alçak sü rüd en altı a k ç e alın a
23. R esm i bezirhâne yıld a yirm i b e ş a k ç e alın a
2 4 . V e h â riç re a y a d a n b i r k i m e s n e s i p a h i n i n ti m a rı n d a y e r du tsa r ü s û m m ve ö şrü n
v e sa l a r l ığ ın ti m a r s a h i b i n e v i r ir e ğ e r yeri az o lsa iki d ö n ü m e b i r a k ç e virir ve ol ra iy et
e ğ e r d eft erd e a h a r si pah iye ç ift yazılıp ra i y e t ise s i p a h i s in e h em an r e s m i ç i ft vire k a d î m ­
d e n ö ş ü r ve s î l a r ı ye r s a h i b i n e ve re s m i ç ift raiy e t s a h i b i n e kay d o lu ıım ış d ır

2 5 . V e re a y a n ın ı ü z e rin e ka y d o l u n a n ç i f t l i k l e r in d e k a b i l -i z iraat o l u b h as ıl viren y e r ­


l e r i n s ü r m e y ü b b o z (y oz) k o y u b v ar u b a h a r y e r i n d e e k e r l e r i s e s a h i b - i arz öş rü n ve sa larl ı-
ğ m a l d ı k t a n so n ra sahib~i ra iy e t dahi b i r ö ş ü r ala
2 6 . V e ü ç yıl m ü t e v a l i y e n boz kalub s ü r ü lm e y e n ç i ftl i k l e r i r a i y e te s ü r m e k t e k l i f
i t d i k t e n s o n r a m ü s a h e l e id ü b sü r m e z s e kad ı m a ' r i f e t i l e a h a r a v ir ü b ö ş r ü n ve r ü s û m ın ala
2 7 . R a i y e t in a zad lu ku lı sip a h i y e m ü f e ‘a l l i k d i r ‘ am il dahi i tm ez
2 8 . V e re a y a d a n fe v t olanlar un ç i f t l i k l e r i ‘ a l e s s e v i y y e o ğ u ll a r ın a m ü t e 'a l l i k d i r b a ' z ı
d e f t e r d e b e n n â k y a z ı ls a dahi, zara r itm ez
29. V e sipah i ti ı n a r la r ın d a m e v k u f ola n ç iftlik ler sonra m a 'm u l olsa gi rü s i p a h i le ­
rine m ü te'allik d ir haric-i d e f t e r d i r deyü ‘am il da h litm ez
3 0 . V e şol r a i y e t ki ah ar y e rd e ya zılu o l m a y u b bir sipahinin yerindem ütem ekkin
olsa rü sû m ın ol y e r sip a h i s i alu r d e f t e r d e m e s t û r ç leğild ir d e yü niza* olunm az
İÇ İL LİVÂSI KANUNU

T a p u ve K a d a s t r o U m u m M ü d ü r lü ğ ü
D efte r num arası : 1 2 8
T a r i h i : 1 5 8 4 (9 9 2 )

1. İç il sancağı kadîmden vilâyet-i Karamana tâbi' olub ba'dehu ce-


zîre i Kıbrıs feth olmağla ana ilhak olınub yine mâbeynlerinde câri olan
kanun vilâyet i Karaman kanuni olub halkının i'tiyad ve ihtiyaçları olan
mevâddın lâzım olanı vilâyet i Karamanın ‘atîk defterinde mukayyed olan
kanunnâmeden ihraç olunub livâ i mezkurun defterine kaydolunmışdır ki
zikrolunur
Kanun-ı livâ-i İç İl
2 . B a c â t ve re sm i k a n t a r : b â c â t h u s u s iy â t ı K o n y a d e f t e r i n d e y a z ı lm ı ş d ır v e h e r c i n ­
si t a 'y i n o l u n m ış d ı r Y k k i l e oland an i k i ş e r a k ç e al in u r V e b a ' z ı m u ' a y y e n e c n â s ta ş r a d a n
gelü b satılsa k ı r k a k ç e d e b i r a k ç e aiın u r V e tu rfa n d a y e m i ş yü k ü n d e n b ir a k ç e alinur
Ş e h i r l e r e d e v e ile g e l e n p i r i n ç y ü k ü n d e n iki a k ç e r e s m i k a n t a r ve iki a k ç e b â c a l i n u r v e
i n c i r ve üzüm ve l e b l e b ü da h i b un ın g i b i d i r V « h ın n a ve p e n ^ e ve s ü k k e r d e n ve b a l m ü­
m in d in ve şiru g a n d a m üç b a t m a n d a b i r a k ç e r e s m i k a n t a r a lin u r ve s a b u n d a h i b u n ın
gibidir V e bir m e rk e b y ü k ü n d e n b i r a k ç e alinu r
3 . Ş e h i r l e r d e mülk y a ' n i ev ve yah u d d e ğ i r m e n ve b a ğ ve d ü k k â n s a t ı l s a b â c alın ­
m az V e b a z a r o l m ıy a n k u r â d a h e r ne s a t ı l s a b â c y o k d ır
4. E sir s a t ı l s a iki a k ç e bâyi'in d en ve iki a k ç e m üşteriden alinu r A t v e k a t ı r ve
b a r g i r s a t ı l s a iki a k ç e a l a n d a n v e iki a k ç e satandan a l i n u r V e m e r k e b ve s ığ ır satılsa
b i r a k ç e m ü ş t e r i d e n ve b i r a k ç e b â y i ' d e n ai ın ur D e v e satıl sa altı a k ç e b â c a l i n u r K o y u n
s a t ı l s a iki k o y u n a b i r a k ç e ai ın u r T a ş r a d a n k o y u n ge tü rüb b o ğ a z l a y u b s a t s a a n a d a h i ik i
k o y u n a b i r a k ç e alinu r A m m â y e r l ü k a s a b k o y u n b o ğ a z l a y u b s a t s a d ö r t k o y u n a b i r a k ç e
kanara b â c ı 2 a lin u r s ı ğ ı r b o ğ a z l a n u b s a t ıl s a b i r a k ç e b a c alinu r B u n d a n z i y a d e a l ın m a k
m e r f u ' ve m e m n u 'd ı r

5. Kanun-ı resmi k a p a n - ı d e k i k 1 : d e v e i l e b a z a r a un g e ls e y ü k ü n e i k i a k ç e r e s m i
k a n t a r v e i k i a k ç e b â c a lin u r V e at k a t ı r y ü k ü n d e n h em a n i k i a k ç e alinu r
6. K anu ni resmi çift ve bennâk ve caba-, livâ i mezbûre reayasının müslü-
larından ve keferelerinden bir çifte otuz altı akçe ve nîm çifte on sekiz
akçe resim alinur ve bennâk resmi on iki akçe ve caba resmi altı akçe
alinur Bennâk hiç yeri olmayan veyahud nîm çiftden eksik yeri olan evlü-
ye derler Ve caba mücerred olan bâlig kimesneye dirler ki babası yanın­
da kisb ve kâra kadir ola babası yanında olub kisb ve kâra kadir olmayan
âcizden resim alınmaz Ve bu rüsûm mart evvelinde olur

[1] j x [2] [3] j J j


Ve bir raiyete âfet irişüb bîmecâl olsa çiftini bıraksa veyahud sipahi
ma'rifetile kendü ihtiyar idüb çiftliğinden feragat eylese ve ahar kişiye ol
yeri sipahi virüb alan kimesne resmi çift veya nîm çift edâsına kabul ey­
lese feragat iden kimesneye sen defterde çift veya nîm çift mukayyedsin
resim taleb iderim deyü teklif itmeyüb fâriğ olandan resmi b ennâk ala
Ve resmi çifti raiyet yazılduğı yere virir Sipahinin yazılu raiyeti
çiftliğinin ba'zısı ahar sipahi toprağında vâki* olsa resmi çifti yazılduğı
yer sipahisine virüb ahar sipahiye heman öşür ve sâlâriye virür Meğer
ki çiftliğinden ziyâde yer tuta dönüm akçesin virir Ammâ bir ahar sipa­
hinin raiyeti veyahud yörük tâifesi ve sipahi ve sipahi zâdeler ki üzerin­
de resmi çift mukayyed olan yerleri sipahiden tapuyi'e alub tasarruf
eyleye ol vakit muhâlefet eylemeyüb sâyir reaya virdüğü resmi çifti
sipahiye virir ahar kimesnenin raiyeti olmak ve yörük ve sipahi ve sipa­
hi zâdelik mâni* olmaz
7. K anunu resm i tapu : resmi tapu ‘umumâ sipahiye h a s ıl kaydolun-
muşdur K a r y e le r d e ev y e r i tapusunun a ‘lâsı elli akçedir ve evsatı otuz
akçe ve ednâsı on akçedir Ve sipahi cebrile ve zulümle bir raiyeti
kovsa yerine gelincek resmi tapu alınmaya Feam m â bir raiyet ki ih-
tiyaıile damın ve yurdun terk idüb ahar vilâyete gitse sipahinin olur
kim e dilerse tapu ile virir
8. K an un u resm i d e ş t b â n î: resmi deştbânî ‘ülel'umum sipahiye h a ­
s ıl kayd olunmuşdur Bir kişinin atı veya katırı veya öküzü ekine girse
davar başına beş ço m a k urub ve beş akçe c erîm e alınur İnek girse dört
■çomak ve dört akçe alına Ve buzağu girse her birine birer çomak ve bi­
rer akçe alına Küffârın kara canavarı girse canavar başına iki çomak ve
ikişer akçe alına Ammâ mukaddemâ her kişiye nidâ ve tenbih ideler es­
lemeyüb davarını hıfz itmeyen kimesnelerin ki gallâta ve terekeye ziyan ve
hasâret idiçine 1 davar girmiş ola kadı ma'rifetile ziyânı tazmin itdürüb ne
veçhile- ta'zriri biddarb ve bil mâl ideler ki her kişi davarını saklayub hem
gaile sahibine ve hem sipahinin öşür ve sâlâriyesine noksan müteveccih
olmaya Ve eger kasaba ve köy kurbında ve yol aralarında veya davar
sıvadı kurbında ve mer'ası yakınında ziraat olunmuş gaile olursa davar
uğrağı ola ekin sahibine a v 1 a g u 1 i t d i r m e k teklif oluna şöyleki ih­
mâl ve taksir ide sözü mesmu' olmaya ve ziyânı tazmin ve sahibi da­
var t a ‘zir olunmaya
9. K an u n u resm i a'rû sân e : umumâ resm i g erd ek v e a 'rû sâ n enin a'lâsı
bâkire kızdan altmış akçedir ve evsat-ul hâl olandan kırk akçe ve fakîr-
üi-hâlden yirmi akçedir Serbest olan timar ve ze'ametlerden gayrı ser­
b est olmayan timarların nısıf resmi a'rusâneleri mirilivâya h a sıl kayd olun-
muşdur
10. K anu n u resm i a g n â m v e resm i â s iy â b : bilfi'il timar tasarruf iden
sipahilerden a s ı l s i p a h i ve k a d î m i k a p u k u l u olanlardan resmi ga-
nem alınmaz Ammâ eger raiyet ve yörük iken sonradan t i m a r a ve
b ö l ü ğ e bir t a rik ile duhul itmiş ola anlar kemâkân Umarlarına ve ‘ulu­
felerine mutasarrıf olub resmi ganem ve sâyir rüsumların edâ itmek b u y
rulmuşdur muhalefet olunmaya ve itdirilmeye Ve m u ' â f l a r d a n ve zâvi-
yedârlardan resmi ganem alınmak buyrulmuşdur Ve şol sipahi zâdeler ki
hâliyâ anlar m ü s e l l e m tâyifesi gibi e ş k ü n c i ye kayd olunmuşlardır an­
lar dahi resmi ganem virmezler ‘af olunmuşdur ve her bir ocağın eşkün-
cileri ellerinde olan tezkere ve beratlarında mukayyetdir V e defteri cedi­
de resmi ganem alınm am ak musarrah ve mukayyed olan mu'âflardan
alınmaz bakîlerinden alinur mücerred mu'âflık kaydı kifâyet itmez
Koyun mayıs içinde temam dölün döker andan sonra kuzusile bile
sayılub ikisine bir akçe almur Ve üç yüz koyun bir sürü i'tibar olunur
beş akçe resm i a ğ ıl alınmak dahi kanundur
V e r esm i â s iy â b bilâ mâni' bir yıl temam yürümeğe kabil olan değir­
menden altmış akçe ve altı ay yürümeğe kabil olan değirmenden otuz akçe
ve sel suyu ile yürüyen değirmenden kaç ay yürürse ayda beşer akçe alın­
mak kanundur
11. K an u n u s ip a h i z â d e v e z a v iy ed â râ n v e m u 'â f ve im am v e m ü ez­
zin v e r e a y â y ı b i r e ş i m : şol kimesneler ki defteri cedîde s i p a h i z â d e
ve m u ' â f kayd olunmuşdur anlardan resmi çift ve bennâk ve caba ve
‘a v â rız alınmaz V e defterde r a i y e t o ğ l u bî-resim düşicek ve sarahaten
resim virilmemeğe işaret olmayıcak mu'âf ‘an-ir-resim 1 değildir kemâkân
sipahi resmin alur V e mu'âf ve zâviyedâr ki babaları defteri 'atîkde re-
simlü olub vire gelmiş ola defteri cedîdde resim mukayyed değildir dime-
yüb resim vireler heman ‘a v â r ız virmezler Meğer ki defteri cedîdde resim
virmemek musarrah ola
Ve defterde bilâ resim imam ve müezzin kayd olunanlar dahi madâm
ki imamlık ve müezzinlik hidmetinde olalar reaya mezkûrları riayet idüb
imam ve müezzin ve kethüdalardan ‘avârız almazlar İmamda ve müezzin
ve kethüdalık hidmetinde ma‘zûl ve fâriğ oidukdan sonra sâyir reaya
hükmünde olur Ve şol raiyet ki defterde ma'arrüsûm ~ mukayyed ola am­
mâ sonra imam ve müezzin ve kethüda nasb oluna resm i raiyeti virüb he­
man ‘a v â r ız virmezler anın 'avârızı mansıb olduğu ma'zûlden alinur
V e h a r i ç r e a y a d a n bir kimesne aharın raiyeti olsun ve yörük ve
sipahi zâde ve mu'âf ve müsellem olsun bir sipahinin timannda r e s i m -
ıi] o* [2] fy -j' £•
l ü y e r tutsa rüsûmu çift ve öşür ve sâlâriyesin timar sahibine virir Eg-er
yeri az olub çifte vefâ eylemez ise asıl reaya ve hariç reaya iki dönüm
yere bir akçe resm i dön ü m vire sipahiye kemâ sabık Ammâ m e z â r i ' d e 1
resmi çift ve nîm çift ve resmi dönüm kayd olunmamışdır heman ha­
riç raiyet ol m e z r e ' a d a ziraatde öşür ve sâlâ‘iye ve i k i b a ş m ukay­
yed ise humüs virir resmi dönüm ve resmi çift virmez zirâ kim esne zi­
raat itmeyüb hâlî ve mu‘attal kalur
12- Ve reayanın üzerine mukayyed olan çiftlikleri kabil i zira'at olub
hasıl viren yerlerden sürülüb(?) b o z k o y u b varub ahar sipahi veya vakıf
veya mülk erâzisinde ekerse ve ziraat iderse s a h i b i a r z öşür ve sâlâri­
yesin aldıkdan sonra s a h i b i r a i y e t dahi bir öşür ala V e üç yıl bilâ
mâni' mütevâliyen boz kalub sürülmeyen çiftlikleri reayaya sürmek
teklif itdükden sonra müsahele2 idüb sürmez ise k a d ı ma * r i f e t i l e
ahara virüb öşür ve rüsûmun ala
13. V e raiyetin azâdlu kulu sipahiye mütea'llikdir ’A m i 1-i m e v k u -
f a t ve h a y m a n a c ı 1 dahleylemez rüsûmu raiyeti sipahi alur Meğer ki
tahriri cedîdde ahara ve h a y m a n a y a raiyet kaydolunmuş ola
14. Ve reayadan fevt olanların çiftlikleri ‘alessevâ4 oğullarına müte‘al-
likdir
15. Ve sipahilerin timarlarında m e v k u f veyahud mu'attal kalan çift­
likler girü sürülub ma‘mûl olsa yine sipahilerine müte'allikdır harici-ez-def-
ter deyü m e v k u f ç u ve ‘â m i l dahledemezler Ve şol raiyet ki ahar yer­
de yazılu olmayub bir sipahinin toprağında mütemekkin olub anda dahi
kaydolmamış h a r i ç kalmış ola anın gibi m e v k u f a t k a l e m i n e râci‘dir
sipahi ana dahi idemez
16. K anunu öşrü ‘a s e l v e resm i k ü v v â r e : 5 vilâyeti Karamanda ‘asel
kovanından şer‘i şerif muktezası üzere öşür kayd olunmuşdur Amm â müd­
deti medîdeden berü reaya tâifesinin sipahisine her kovana ikişer akçe
resm i k ü v v â re deyü viregelüb öşür alınmak mu‘tâdları olmaduğuna b i­
nâen rızâları üzere r e s i m alınmak tecviz olundu Lâkin reayanın ba‘-
zısı küvvârelerin olduğu mahalden ahar sınura ve yaylağa iledüb oğul hasıl
itmeğin resim alınduğu takdirce bir akçesin sahibi raiyet ve bir akçesin
kovan hasıl olduğu arz sipahisi alıgeldüğü üzere mukarrer kılındı Havâssı
hümâyun ve havâssı ümerâ i elviye ve zu'amâ ve sipahiyân ve mustahfızânı
kılâ* ve evkaf ve emlâk ashabı tasarruf eyledüğü kurâ ve mezâri* ve yay-
lakda bu kanun mukarrerdir Minvâli meşruh üzere ‘amel oluna
17. Ve keten ve kendirden öşü r alınur s â lâ r iy e alınmaz öşür ve sâlâ­
riye kendürn ve ş a ‘îr ve mahlût ve çavdar ve ‘alef cinsine mahsusdur
Katen ve kendir ana kıyas olunmaya ve penbe ve haşhaşdan fakat öşür olu­
n u r s â l â r i y e alınmak mu'tad değildir
[1 ] [2 ] [3] ) cA iyy [4 ] [5 ] [6]j / J j ı . r t *
18. K an u n u ( h ılâ fi m u'tâd o la n )r e s m i o tla k ı liv â-i İç İ l k\ m erfu 'd u r .
livâ-i İç İl reayası eyyâmı şitâda sevâhile inüb ve eyyâmi sayfda yaylaklara
çıkar imiş Kadîmden korunub otlağı resmi alınmış yaylaklarda ve üzer­
lerine resm i o tla k mukayyed olan yerlerden m a‘dâsı ki ba'zı h a y m a ­
n a y u r d u d u r ve ba'zı aharın tımarıdır anların ‘ummâl ve sipahisi r esm i
o tla k deyü iki koyuna bir akçe alur imiş hılâfı kanun olmağın ‘arz olu­
nub ref‘ olundu Defteri ‘atîk dibacesinde mukayyed bulundu deyü mu­
kayyed der defteri ‘atîk-i mufassalı K onya
19. K an u n u a h v â li r e a y a y ı s ip a h iy â n k i a h a r to p r a k d a s â k in le r d ir :
İç İl sancağının ekser reayası yörük tâifesi gibi olub ve ba'zısı vilâyeti
Karamanda câbecâ müteferrik sâkin iken mâtekaddemdsn 1 rüsumun sipa­
hilerine viregelmişlerdir Anlar temekkünleri i'tibarınca oturdukları mez-
re‘alarda yazılmak ol timarlarun külli noksanına sebeb mülâhaza olunma­
ğın kemâkân onlar kabile ve cema'atları ile yazıldılar Ve ol yer sipa­
hilerinin eben-an-ced tasarruf itdikleri reayasından bir ferd hariç konulma-
yub ahar sipahiye temekkün i'tibarile yazılsa aralarına ihtilâf düşüb külli
şekvâya müncer olmak hususuna binâen tağyir olunmamak nizâmı intizama
muvafık mülâhaza olundu ‘Alelhusus ki bir nicesi vilâyeti Karamandan ha­
riç leke ve ‘Alâiye ve ve Tarsus ve Adana ve gayrı memâlikde mütemek­
kin ve mutavattın olmuşlardır Ve lihâzâ-’ defteri ‘atîka mutabık kaydo-
lunub defteri cedide tafsilen ne halde mütemekkin olduklarına işaret olun­
du deyü mukayyed der defteri ‘atîk-ı dibace i Konya B a ‘dehu Tarsus
ve Adana ve Sis ve Teke sancaklarına m u h a r r i r gelüb zikrolunan perâ-
kende reayayi ol câniblerde yazmağı mukarrer itmiş iken İç İl sancağı si­
pahilerinden bir kaçı âsitâneye varub sancağımız sengistân ve sa'bistân
olmağla zürra1 da cüz'i olub halkımızın ekseri yörük tâifesi gibi olma­
ğın etrafı livâda kâhî* varub ziraat ve hıraset idüb ve lâkin her birimizin
timarına m u k a y y e d ve ellerimizde d e f t e r s u r e t l e r i m i z olub
ne mahalde sâkin oldukları kaydolnıağla h aklayı gelmişizdir Eğer
sâkin oldukları yerlerde yazılursa tımarlarımıza külli n o k s a n lâzımge-
lür deyü i‘lâm eylediikleründe ol sancaklarda yazılmamak için emri şerif
virilmekle anda dahi yazılmayub ve her sene sipahileri varub müteveccih
olan rüsûm ve bâdihevâların alub el’ân tasarruflarında olmağla defteri c e ­
dide dahi her biri ne sancakda ve ne mahalde sâkin oldukları kayd ve
işaret olundu Kemâkân yine bu sancak sipahilerine raiyet kaydolunmuş-
dur Minba'd kanunu mezkûr ile ‘amel olunub tımarlarına müretteb olmaya
20. V e hîn-i tahrirde livâ i mezbur halkı mâbeyblerinde kanuna
m üte'allik b a‘zı hususlar zâhir ve müşahede olmakla ‘adâlet ve intiza­
ma b â ‘is ve sebeb mülâhaza oluııub yazılmışdır ki zikr o ln n u r:
[1] 12] 13] S *
21. K anıııuı a h v â li r e a y a ki bir kaç bölük sâkin ola ve ba'zı kurâ
ve mezâri‘de yazılmamış bağ ve ba'zı çiftlik ki yaylakda ve fahildedir ve
resm i m a 'sa ra -i şirugan ve resm i a l a c u k 1 hususlarıdır ki zikr olunur: İç İl
sancağı gayet sa‘b ve sengistân yer olmakla bir karyenin halkı cümle bir
araya gelüb evler bina idüb tenk yerde temekkün itmeğe kabil olmadugı
ecilden her karye beşer altışar bölük evlü m üteferrik başka başka
olub fethi hâkanîdenberi cümlesi bir karye nâmına zabt ve tasarruf olunub
tebdil ve tağyir olmayub ihtilâle bâis olm amak için kadîmden olıgeldü-
gı üzere tahammülü olan ziyade olub üslûbu sabık üzere defleri cedîde
dahi kayd olıınmuşdur Kâhî bu karyelerin bir bölüğüne âfet irişüb otur­
dukları yerden göçüb birbirinin karyesine girüb veyahud bir ahar yer­
de mesken tutdukları zamanda virâne ve m ekabir ve savad i'tibarile
m e v k u f a t ‘â m i l l e r i bu başka mezri'adır harici ez-defter kalmışdır de­
yü mahsûle dahi itdükleri hılâfı defter ve kanundur Zirâ ma‘mur iken
asıl karye hasılı ile mahsub kılınınışdır dahi olunursa ol karye sahibine
zulm ve ta'addî olmak lâzımgeliir
22. Ve livâ-ı mezbûre reayasının tereke ziraatinden bağ mahsulüne
rağbetleri ziyâde olduğu ecilden ekser erâzisi bağ olmak üzredir bir kar­
ye ve bir mezri'a sınurunda kadîmden ziraat olunan yerleri tahrirden son­
ra reaya tâifesi bağ eyledüklerinde ba'zı ‘â mi l i senün karyenin veyahud
mezre'anın üzerine bağ mahsulü kaydolmamışdır deyü dalıli câiz değildir
Zirâ hâdis olan bağlarının öşrü ol erâzinin sâbıkda ziraat olunur iken te ­
rekeden olan öşrünün mukabili belki daha akallidir Öyle olıcak karyenin
ve yahud mezre'anın hasılında bile mahsub kılınmışdır ve bostan ve penbe
ve küncid 2 ekilse ol dahi bu kısımdır
23. Ve bu livânın halkı dayimâ göçüb eyyâmı şitâda sevâhile inüb ve
eyyamı sayfda yaylağa çıkub kışlakda ve yaylakda ziraatleri mukarrerdir
Üzerlerinde mukayyed olan ö k ü z l ü k y e r l e r i n i n 3 ba'zısı kışlakda ve
ba'zısı yaylakda vâki' olub ve ba'zısının dahi mutlaka yaylakda olub yarar
olmakla ö k ü z e k a y d olunmuşdur Öyle olsa ba'zı reaya yaylakda olan
yerlere resim yokdur deyü ‘inad itdükleri bîvecihdir Ol kimesne yay­
lakda ve sahilde yerleri olub üzerine resim takdir oldukdan sonra yay­
lakda olan yerleri m a‘rifet-i sipahi ile ahar eline varsa ol dahi mikdarı
kadar resmi bile çeker Ve ba'zı mezâri'de r esm i o tla k ve resm i a la c u k 4
kayd olunmuşdur resmi otlak yukarda mezkûrdur resm i a la c u k şol kimes­
nelerden taleb olunur ki yaylakcı yaylağa çıkub ziraat ve hıraset itmeyüb
otundan ve suyundan müteneffi1 olub yayladuğu zamanda koyunu olan
o tla k r e s m i virüb koyunu ve ziraati olmayub inek ve merkeb ve kısrak
ve bunun emsâli davarları olan kimesnelerdir ki defterde mukayyed oldu­
ğu üzere a la c u k resm i vireler
11] [2 ] [3 ] J s t |4] J »-V i f * j
54 "’ö m e r B a rk a n
;
24 K a n ıın ıı a h v â l i ç e lt ü k c iy â n t -liv â - i m e z b û r : Mud k a z a sı n d a vâki* olan n e h ir ler in
ç e l tü k c ü l e n i r e s m i ç i f t ve r e s m i g a n e m ve ‘ a v â r ı z v ir m e z le r b a k î rü s u m l a rı n b i t t e m a m
virirler E lle r in d e r a i y e t to p r a ğ ı o lu r s a y e r in ta h a m m ü lü m ik d a rı re s im v e ‘ a v ârız
vireler ve b a ' z ı ç e l t ü k ç i yazıla n h alk ın c ü m l e s i ç e l t ü k c i o lm a y u b i ç le r i n d e n b a 'z ısı çel-
t ü k c i ve b a ' z ı s f * r e â y â d ı r H îı ı-i t a h r î r d e ç e l t ü k c i l e r i n ü z e r l e r i n e ç e l t ü k c i i ş a r e t o lun -
m u şd u r B i r i s i v e fa t İdüb oğ lu v e ya k a r ın d a ş ı k a l u r s a k a d îm d e n ‘âd e tleri yerine çel­
tü k c i ey lem ekd ir A k r a b a s ı n d a n k i m e s n e s i kalm az i s e y in e k arye-i mezbûre çeltü kcile-
r i n in o ğ lu n d a n ve yahud k a r ın d a ş l a r ı n d a n m a 'r if e t i k a d ı ile v e f a t iden ç e l t ü k c i n ü n y e ­
r i n e t a ' y i n id ü b toh m un u a l u b te sl im i d e l e r V e z i r a ' a t i td ü r e l e r ki n e h ir b a t t a l olm ay a
O l k a r y e n i n i ç in d e o l u b ç e l t ü k c i i ş a r e t i olm aya n r e ay ad an ‘ a v â r ı z ve r ü su m la rın v i r i r ­
ler Anamur ve S e le in d i k a d ıl ık l a r ın d a v â k ı ‘ ol an n e h ir l e r dahi bu minval üzeredir Ve
d â y im a ü m e n â vc s a h i b i ti m a r o l a n l a r bu liv ad a vâk i* ola n ç e l t ü k c i l e r d e n h er sene m u -
kayyed o l a n y a z u s u n alu b ziyâd e zulm i td ü k l e r i n i n ve ch i yok d u r Kanunu m ukarrer
ü z e re ç e l t ü k c i o l a n l a r t a ' y i n o l u n a n t o h u m l a r ı n bittem âm z i ra a t i d ü b otu n urmakda*
ve kor u y u b g ö z e tın e k d e ve suyu e k s i k i t m e m e k b a b ı n d a ihmâl ve tn üs ah ele i tm e y ü b k u s u r ­
ları o l m a d ı k ç a t a z m i n o l u n u b y a z u s u n a l ı n m a k zulm ve h ayfd ır Feam m â eg er kusur­
la rı o l u b ihm âl ve m ü sa h e l e l e r i ‘ ı n d - e ş - ş e r ‘ ‘s â b i t o l u r s a zam an- l â z ım g e lir b e r mu-
mucebi defteri 'a tîk V e zik r olan ç e l tü k c iy â n d a n b a ' z ı fi r a r i d ü b ve yahud i h m â l s e b e -
b i l e t o h u m l a r ı n z i r a a t i t m e d ü k l e r i t a k d i r c e sâ y i r le r i n üze rin e b u n la rın to h um ve t a z ­
m in ler i tah ın îl o lu n m ayu b to h u m l a rı h esa b ı ü ze re t a k s i r 3 id e ne l â z ım g e lü r V e bu hu­
sus içün e l l e r i n d e e l ' â n h ükm ü p a d iş â h î dahi va rdır V e liv â-i m ez b û r d a v â k i ' olan çe ltü k
n eh ir ler in in h a ssı hüm âyu n olan ç e l t ü k n e h ir l e r i n d e n m a 'd â s ı n d a n s a h i b i a r z te m a m öş rü n
a l d ı k d a n s o n ra m u ıı a sa fa o l u r

XV
KANÜNU S İ P A H İ Z Â D E G Â N D E R L İ V Â İ İÇ İL

İ s t a n b u l . B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D e f t e r n u m arası : 8 4
( Tarih siz )

1. Livâ i mezbûr m ü t e k a ' i d l e r i * defteri ‘atîk muktezasınca res­


mi çift ve resmi bennâk ve resmi caba ve ‘âdeti agnâm ve resmi küv-
v â r e s virmeyüb ve ‘avârız teklif olunmayub ziraat eyledikleri yerlerinin
öşrün s a h i b i a r z a virilmek üzere beş neferin birisi sefer vâki' o l ­
dukda b en evb et eşmek üzere e şk ü n ciB kaydolunub
2. B a ‘dehu müteka'id tâifesine g ü h erç ile k â r h â n e s in e 7 ta'yin olunub
her sene hidmet idüb hidmetlerin ziyâne sakil8 olduğu ecilden emri şerif
muktezasınca her on neferin birisi altı ay göherçile kârhânesine hidmet
itmek üzere Velâde nâm dâ'îleri... Karaman ve İç İl sancağında olan mü­
teka'id sipahi zadeleri tahrir ve defterine dahi olveçhile kayd idüb sagîr
[1 ] [2 | ilfi [3 ) [4 ] jl- ıe U :. [5 ] , , \ f ^ , [6 ] » j j j 1

[7] [8j j ;i-


>aj . 7 6 .3 0 \
\va
K an u n lar 55
•N'>
olanları on sekiz yaşına girmeyince hidmet jjteklif olunmamak
sene hidmet iderler deyü yazmış
3 Ve bu tâifenin mâbeynlerinde gani v^\fakif birbirlerinden;/ tefâvüt
olunmayub her biri başlu başına yılda birer a l t ^ ^ ç m ‘sidub-|çîfcplııden b i­
risin ücret ile tutub hidmete göndermek mu‘tâcfo>gl bKtbJ>y^ lâkin ba'zı
ganînin sürü ile koyunu olub ve sâyir emlâk ve erzâkı dahi bu makulele-
rin üzere iken ba'zı nafakaya muhtaç fakir-iil hâl olanlar üzere kimesne
ile beraber hare gelm ek1 ‘adi ve insafdan bîrûn olduğu sebebden gani
olanlar gınâlarına göre ve evsat-ül hâl olanlar mikdarlarına göre ve fakir-
ül hâl olanlar hallerine göre hidmete dutub gönderdikleri âdeme harç­
lıkların virüb birbirlerine bu zemânedek a ‘lâ ve ednâmız birer altun çe­
kerdik didiklerine ‘amel olunmayub her birinin mikdar ve tahammülüne
göre harçlık virmesin ‘ve sevab mülâhazasile kaydolunmuşdur muhâlefet-
olunmaya ve itdirilmeye
4. Ve tâife-i mezkûreden ba'zı kimesneler hîni tahrirde gelüb pîr ve
marîz ve ma'lûl olduğun izhar idüb veyahud bilfi'il imâmet hidıııetinde
olduğun Mâm itmekle defteri cedîde olveçhile kayd ve işaret olunmuşdur
Velâkin olmakule kimesnelerin ve yerleri ve mülkleri elinde olub ve ko­
yun ve keçiden dahi nesneleri bulunursa ki mutlaka kendü hidmete tâ-
k at getürmediği ecilden pîr veya ma'lûl veyahud marîz ve imam y a ­
zılmış ola anun gibiler hidmete ta'yin olunanlara mikdarları kadar
harçlık virmek münâsibdir muhâlefet olunmaya ve itdirilmeye
5. Ve ba'zılarının üzerlerine s a d " işaret olmuşdur s a ğ ı r olduklarına
işaretdir Onsekiz yaşına girdükde ol dahi hidmet itmeğe me’mur olur
Meğer ki babası fevt olmakla cemî' emlâk ve erazi buna müntekıl olub sâ­
yir müştereklerinin dahi zaîfi (?) ola ol mahalden haline göre harçlık virur

X V I

KARAMAN V İL Â Y E T İ E ŞK Ü N C İLER İ K A N U N U

İ s t a n b u l . B a ş v e k â le t A rş iv i
D e f t e r n um arr sı : 9 5 4
Tarihi : 1575 (983)

D e ft e r oldur ki vilâyeti Karamanda vâki' olan m ü t e k a ' i d s i p a h i ­


l e r ve s i p a h i z â d e g â n ve m ü l k i n e e ş k ü n c i l e r tahrir olunub sa-
gîr olanlarına onsekiz yaşına girince hidmet teklif olunmayub ma'dası on
neferden biri g ü h erçile k â r h â n e le r in e hidmet vâkı‘ oldukça benevbet altı
[i] j.ı . jjy [2]
ay hidmet idüb resmi çift ve bennâk ve caba ve resmi kovan ve ‘âdeti
agnâm ve ‘avârızı divâni teklif olunmaya ve alınmaya Ziraat eyledikleri
yerlerinin öşrün sahibi arza vireler deyü ferman olunmağın ber ınuce
bi fermanı ‘âlî veçhi meşruh üzere tahrir olunub lâkin ba‘zı karyelerün
neferleri ziyâde olmağa bâis ba'zıları pîri fânî ve ameli mânde olmağın
üzerlerine p îr i fâ n î ve m a ‘sum olanlarına m im 1 işaret olunmuşdur Tah­
riren fi evahiri şehri Cemaziyelahır S e n e sülüs ve sem an în ve tis'am ie

X V II

KANUNU L İV Â -İ K A Y S E R İ Y E

İs ta n b u l , B a ş v e k â le t A r ş iv i
D e f t e r n u m a ra sı : 6 8
ta r i h i : 1 5 0 0 ( 9 0 6 )

j Iaj'c ^fr j J - 2**


jlU l— jllo L . jU jiı S'

jU. y\>
O jlU l J c ^ ilil j a>'IUL. _j JU î

ılr ılr-1.-:6 j
ıj'lf ı/
j 1.1 ’f " ^ \ ş

Kanunu livâ-i Kayseriye ki derûn u defter mestûr est


1. Vilâyeti mezbürenin ba'zı kurâsı ahara mülk olub kadîm-ül-ey-
yâmdan e s h a b ı e v k a f v e e m l â k bir öşür aldıklarından sonra d i­
v â n i deyü tim ar içün gallâtdan ketanden ve bağdan ve bağçeden bir öşür
dahi alınugelmiş defteri ‘a t î k mucebince gine mukarrer sebtolundu
2. Zikrolan ik i öşür aldıklarından sonra ş a h n e lik ve y e m lik ve h a r ­
m an a r p a s ı2 deyü bir mikdar gaile dahi alurlarmış köhne defterde kaydo­
lunmamış Rum ‘âdeti üzerine alınugelm iş devlet eşiğine ‘arzolundu köh­
ne defterden hariç olduğu sebebden karam anda iki öşür alınugeleıı yer­
ler ‘âdeti üzere mukarrer kılınub iki öşürden ziyâde şahnelik ve yemlik
ve harm an arpası ref‘ olundu Ol cihetden yeni defterde hahi hasıl ya­
zılmadı
3 . V e b ü tü n ç i ft r e s m i e l l i yedi a k ç e n im çift yirm i se k iz buçuk akçe v e b en n â k

İM r |2] ı»-V' ö' j *-» li*-11*-1


r e s m i on s e k i z a k ç e c a b a r e s m i on iki a k ç e d i r Bennâk d i d ik l e ri ç i f t i olu b nîm çift-
likd en e k s i k yeri ol a n d ır Caba old u r ki ç i f t i ve h iç ye ri olm ay an
4. V e s e r b e s t olm ayan ti ı n a î la r d a n K a r a m a n k a n u n u h ılâ fın c a bütün ç iftd e n on beş
akçe nîm ç i f t d e n yedi b uç uk a k ç e b en n âk d en ve c a b a d a n b e ş e r a k ç e s a n c a k b e y i h a s ­
l a r ı n a k a y d o l u n u b s a n r a k b e y i i ç i n z a p t o l u n u g e l m i ş yi n e m u k a r r e r yazı ldı
5 . V e k e fe r e s i d a d îm d e n y irm i a ltış a r a k ç e h araç v irü b s â y ir rü su m u m ü slü -
m a n la r g ib i v irü g e lm işler Ç i f t re sm i ziyade olub ve kad îm den yirm i a l t ı ş a r a k ç e virü -
g e l d ü k l e r i e c i l d e n h a r a ç l a r ı g in e hâli ü ze ri n e ib k a olun du V e h araç viren m ücerred
ö ğ u lla r ın a resm i cab a k a y d o lu n d u m ü slü m an ların m ü c e rre d o ğ u lla rın a re sim vaz*
o lu n m ad ı Madânıki ata ları ta r z ı n d a ( ? ) o l a l a r nesn e t a l e b olun maya
6. Ve koyu n resm i v i l â y e t i K a r a m a n k a n u n u ü ze rin e koyun dölünü d ö k tü k d e n
s o n ra mayısd a koy un la kuzusunu bile sa yu b i k i s i n e b i r a k ç e re sim a l a l a r Z iyade n e s ­
ne alııı ay ala r
7. Ve serbest olmayan timarlardan nısfı resm i agn âm sahibi timara
nısfı ahar sancak beyine kaydolunmuşdur
Ammâ yörüklerden timarın ekser hasılı koyun ‘â d e t i olub ve timar eri
tasarrufunda olan yörüklerden sancak beyleri koyu n resm i alıg-elmediği
ecilden timar olan yörüklerin koyunları resminden sancak beyine hisse ya­
zılmadı Temam r esm i ag n âm ian timara kayd olundu Heman timar olan
yörüklerden sancak beyine nısıf res m i ‘arus ve nısıf cürü m ve cin a y et ya­
zıldı hılâfı defter ta'addî olunmaya
8. Ve kovandan iki akçe alınub bir akçe timara ve bir akçe vakfa
ve mülke alma Ammâ alınan akçe öşür vâki' olacak mikdar bal eyleyen
kovandan alınmak buyruldu hiç bal eylemeyen kovandan nesne taleb olun­
maya
9. Ve değirmenin nısıf resmi d iv â n iy e nısfı aher m â lik â n e ye alına
10. Ve sâyir riisûm u r ea y a ve r esm i k ış la k ve resm i o tla k ve r e s m i
b ez irh â n e ve hariçden ekenlerin rüsumu ve ahvâli reaya(?) ve sâyir hususât
ki defteri cedîdde mestûrdır Mevlâııâ Vildan yazdığı kanunnâme altın­
da Karamanın mufassal defteri evvelinde bitemâmihâ meşruhdur Ol
kanunnâmede mezkûr olan kavânîn livâ-i Kayseriyede dahi icra oluna He­
man bu defterde yazılan mezkûr kazıyyeler K aram an vilâyeti ‘âdetine
muhâiif olanlardır Bâki ahvalde ol defterde yazılan kanunnâme mucebin-
ce ‘amel oluna
X V III

K A N U N N Â M E -İ L İ V Â -İ T I R A B Z O N

T a p u ve K a d a s t r o U m um M ü d ü r lü ğ ü
D e f t e r num ara sı : 2 9
Tarihi : 1583 (9 9 1 )

Bu kanunnâmenin daha ziyade şehir ekonomisini, iç ve dış gümrük­


leri a lâ k a d a r eden diğer fasılları buraya alınmamıştır. O nlar, ayrı bir
eserin mevzn‘unu teşkil edeceklerdir. Buraya dercedilen sonuncu fasıla
gelince; diğer kanunnâmelerde hiç bulunmayan veya kâfi derecede
sarahatle izah edilmemiş bulunan mühim bir noktayı, yani üzerine y a ­
zılı olan toprağını işlemeyen köylüden lev en d lik ve ç ift bozan nâmı
altında alınan tazminat meselesini, oldukça vazıh olara k vaz‘ ve ten­
vir etmiş olm ak itibarile mühimdir.
Bundan başka, bu fasılın 8 numaralı kısımdan aşağısının, B a şv e k â ­
let arşivinde bulunan ve sultan S ü ley m an tah rirlerin e ait olan, 548 nu­
maralı defterde mevcut daha eski tarihli bir Tırabzon kanunnâmesinde
mevcut olmayışı da, ayrıca d ikkate şâyandır. Bu suretle, bilâhare görülen
lüzum üzerine, yeni kanunu yazanlar tarafından tasrih ve ilâve edilmiş
gözüken bu kısımlar ise, bilhassa mühimdir ve bu âdetlerin tamamen
bu m ıntakaya mahsus hususiyetler olduğu zannını vermektedir. Nite­
kim, muhtelif livalara ait osmanlı kanunnâmelerini umumî ve müşte­
rek bir tipe irca etm ek arzosile bilâhare vücude getirilen bazı kanun­
nâme metinlerinde de Tırabzon kanununun 8-12 numaralı kısımlarını, a y ­
rıca ve Tırabzona has bir âdet ve hususî bir kanun gibi, ilâve suretile
zikredilmiş görm ekteyiz. Bu sebebledir ki; Süleymaniye kütüphanesinde,
Aşir efendi kitabları arasında 1004 numarada kayıtlı bulunan bir m ec­
muanın 50-79 uncu yapraklarına dercedilmiş olan bu tip umumî bir
kanunnâme metninin sonunda, Tırabzon kanununun bu kısmını görüp
okuyan ve bu hususta selâhıyet sahibi gözüken bir kanun adamı, Tırab-
zoııa mahsus bir istisnâ gibi zikredilen bu hususî hükümler karşısında,
derkenar şeklinde bazı mülâhazalar serdetm ekten ve bunları şer* ve
kanuna muhalif ve günahı icat edenlerin boynuna olması lâzımgelen
fen a b id 'a d la r olarak tavsif etm ekten kendini alam am ıştır. D ikkate
şâyan olan bu derkenarları biz, not h a lin d e, münasebetti oldukları yer­
lere ilâve ettik. Çiftini ve çubuğunu terk edip b aşk a işlerle meşgul ol­
m ak isteyen reayadan alınacak tazm in at meselesine gelince; Tırabzon-
da hususi hayat şartları içinde hususi bir ehemmiyet kazanmış ve ayrı
bir ad da almış olmasına rağmen; bu nevi' m ü k ellefiy etlerin , ra iy et v e
s ip a h i m ü n aseb etlerin e h â k im olan sistem in tem âm en m an tıki için de bu­
lu n d u kları ve her yer için mevzubahs edilebilirler.

F A S I L :

1. Tırabzon sancağında olan timarlann reayası h a ssa b a ğ la r içün yıl­


da her raiyet üçer gün hizmet eyleye hassa bağlar haraba müteveccih
olmaya
2. Ve her haneye ikişer akçe r esm i bostan
3. V e serbest olan tımarlara altışar akçe resm i n iyâbet ve serbest
olmayan timarlara üçer akçe resm i n iy â b et alınmak emrolunub her timara
kaydolunmuşdur
4. Ve erbâbı timar timaına varıcak reaya ihtiram gösterüb erbâbı ti-
marın kadîmden olıgelen ‘âdet ki defri cedidi sultanîde mestûrdur rüsuma
ve hukuka nizâ‘ olunmayub
5. B aştine\ ere öşür vaz‘ olunmuşdur baştineden isp en ç taleb olunmaya
6. V e şol reaya ki eh li k isb olub ya lev en d lik idüb ziraat itmeyüb
yahud ziraat adına bir mikdar yerin ahar kimesneye ya hizmetkârına
ziraat itdürüb tasarrufunda olan yerin temam ziraat olunmayub e r ­
babı timarın askerine ve rüsümuna noksan lâzım gelmelü olsa yahud
ticaret idüb tasarrufunda olan yer bilküllîye hâlî kalu'o ziraat olunmasa
kadîmden üçer kile le v e n d lik alınıgelmişdir iki kile buğday ve bir kile
arpadır Bilkülliye yerin hâlî koyan reayadan üçer kile levendlik alına Ve
ba'zı yeri hâlî kalan reayanın bâki kalan yerinden ne mikdar öşür lâzım
gelürse hüktn olunub eroâbı timara alıverile deyü emrolundu
7. Ve erbâbı timarın yeri ve yurdu bağı ve bağçesi her hangi tımar­
dan vâki' olursa öş'ün bîkusur virüb nizâ‘ olunmaya ber mucebi defteri
‘atik
8. Hâliyâ reayanın aharda olan kisbi ziraat itdüğünden ziyâde olmak­
la takdir olunan üçer kile levendlikden âciz olmayub girü ziraate mu
kayyed olmadıkları sebebden sipahilerin timarları hasılına noksan ol­
mağın sipahiler dergâhı mu'allâya varub ahvallerin ‘arzeyledikleriııde
anın gibi ziraat itmeyenlerden yetmiş beşer akçe le v e n d lik 1 alına deyü
|1| « R a i y e t tâ i f e s i ç i f t ve ç u b u ğ u n bozub ah ar k â r ve k i s b e m eşg u l o l s a y e r l e r i m u ' -
a t t a l o lsa b ütün ç i f t b ozm u ş ise üçyüz nîm ç i f t İ s t yüzelli nîrnden ek a l ise kanun u kadîm
ü ze re y e t m i ş a k ç e al ın u r B u m aku le ç ift ve çu bu ğ u n b ozu b a h a r k â r ve k is b e m e ş ­
gu l o la n r a i y e t d e n h iç b ir v i l â y e t d e le v e n d iy e a lın m a k yok d u r E g e r ol v ilâ­
y e td e b ilfi'il m u k a r re r k a n u n ise b id 'a t ı seyyieA\r a n c a k v e b â li id e n le r b o y n u n a . *
emri şerif verilmeğin tekrar dergâhı mu‘allâya varılub ‘arzolundukda anın
gibi yerlerin hâlî ve mu'attal koyub ahar kisbe meşgul olan kimesnelerden
beşer kile lev en d lili alınmak ferman olunmağın defteri cedide kaydolundu
V e şunlar ki yerlerinin bir mıkdarın ziraat idüb bakîsini ziraat itme-
diyen ahar kisbe meşgul olalar bu minvâl üzre ziraat olmayan yeri ne
mikdar ise mikdarı kadar le v e n d iy e alalar Ve sipahiler bu behâne ile
yeri olmayan kimesneden le v e n d lik taleb itmeyeler
B a ‘zı reaya babası yerlerin koyub ahar karyede teehhül idüb on beş
yıl anda mütemekkin olmakla anda raiyet yazılub kalkub gitdiği karyede
kadimi tasarruf itdiği yerleri zem în bağlanmışdır öşrü zayi' olmamak içün
Şöyle ki zemin bağlanan kim esneler ol zeminleri ziraat itmeyeler ve
ziraat itdirm eyeler anın gibilerden dalıi le v e n d lik yazılu raiyet gibi alı­
na Meğer ki yerin sipahi ma'rifetile ahara bey* itmiş ola Ol takdirce
her kimin tasarrufunda ise bilâ mâni* boz ve mu'attal kalan yerlerden si­
pahi yerleri mikdarınca levendliğin taleb ideler tâ ki tım arların hasılına
noksan gelm eye
9. Ve livâ i mezbûr kurasının sınurları mahlût olub mümtaz ve mu'ay­
yen sınurları olmamağın herkes raiyetlü raiyetin ta'şir iderlerimiş1 Girü
ber kararı sabık kadîmden olıgeldüğü üzere ta'şir ideler
10- Ve ba zı yerlerde olan ağaçlarda asma olub asmadan hasıl olan
şîr e resm in kadîmi sipahisi alıgelüb ve zeminden hasıl olan hububat res­
min bir ahar sipahi alıgelürmüş-’ Girü ber kararı sabık mukarrer kılındı
11. V e livâ-i mezbûrun ziraatgâhı meşekkatlü ve kıllet üzere olmağın
reaya tâifesinin ba'zı cilâyı vatan idüb ahar vilâyetlere gidüb perakende
olub hazır olmamakla bundan akdem muharriri vilâyet olan reayanın isim­
lerin sıhhat üzere tahrir idemeyüb kiminin ismin galat yazub ve kiminin
babası ismin yazmayub dedesi ismin yazub ve kimini mücerred soyu ile
tahrir eylemeğin perâkende olan reaya nizâ'dan hâlî olmadıkları ecilden
mücedded tahrir olunmak ferman olunmağın ber mucebı emri'âlî reaya
mehmâ emken ihzar olunub ve ihzarı mümkün olmayanları dahi karyesi
halkından ve akrabasından dikkat ve ihtimam üzere tefehhus olunub ismi
ve babası ve dedesi ismi ma'lum olmayanı soyu ile tahrir olunmuşdur*
Anın gibi ahar karyede ve ahar vilâyetde sakin olan reaya madâme ki
ahara yazılmayalar bî-niza' resimlerin yazuldukları yere vire
|1| « M u ş â ‘ t o p r a k d a h e r k e s r a i y e t l ü r a i y e t i n t a ‘ şir e y le m e k kanun u kad îm d ir ve ınak-
buldur»
[ 2 ] « B i r t i m a r ı n m uayy en t o p r a ğ ın d a hasıl olan kü rü m ö ş ri n yerli si pah isi ala hubu­
b a t r e s m i n y i n e ol t o p r a k d a a h a r si pah i ala h iç b ir v ilâ y e td e y o k d u r h ilâ fı şe r' ve
kanundur b ilfi'il bunun ile a 'm e l olunursa bid'atdır»
[3] « R a iy e t tâ if e s i d e f te r e s o y ’ u ile y a z ılm a k m u' ta d d eğ ild ir ismi ile y a ­
z ılm a k lâzım d ır »
12. Ve şol reaya ki hini tahrirde reaya ketm itmek ile veya gaflet ile
kitabet olmayub kalmış ola ki ahara dahi yazılmış olmayalar anın gibi­
ler dahi karye sipahisinindir ‘âmil dahi eylemez Hususa ki raiyet oğlu ve
karındaşı olalar1 Ve ba'zı reaya ve sipahi hile idüb ba‘zı raiyetleri müker­
rer yazdırmış ola anın gibiler on yıldan ziyâde kangi karyede sâkin ise
resmin ol sâkin olduğu karye sipahisine virir
13. V e serbest olan zu'amâııın ze'ametlerine subaşı dahleyleıneyüb
katil ider husus vâki' oldukda yine za'îm m a‘rifetile mahallinde siya­
set idüb minba‘d cürüm ve cinayetine sancak subaşısı t a ‘arruz e y lt-
meye
14. V e beylerbeyi veya sancak beyi içün arp a v e otlu k ve sam an ve
odu n v e sâ y ir salg ım v â k i‘ o ld u kd a zeametlere asla salgun sahnmayub
serbest olmıyaıılardan taleb oluna
15. Ve bir raiyet ziraat itmeyüb san’at işlese veya ziraatinden sipa­
hisine yetmiş beş akçe miktarı mahsul virmese kusurun edâ idüb yet­
miş beş akçeyi tekmil eyliye Ve şol raiyet ki kazgancılık2 veya bazir-
gânlık itmek için ahar vilâyete gidüb yılda bir veya iki yılda bir evine ge­
lüb küllî kâr itmiş ola anın gibilerden yüz elli akçe lev en d iy e8 alına
16. Tırabzon sancağı müceddeden tahrir ve tevzi* olunub livâ-i mez­
bûrda vâki* olan zâviyeleri ve benevbet kendi toprakları üzerine sefere
eşenleri vilâyeti mezbûre muharriri defteri cedide raiyet kayd idüb bir
kaç nefer sipahiye timır bağlayub hâlâ defterler âsitâne i se'adete geldik-
de bundan akdem defteri ‘atik mucebince zâviyelerin zâviyelikleri üslûbu
sabık üzere mukarrer ola deyü buyrulub ve benevbet kendi topraklarına
sefere eşenler dahi kadîm üz-zamandan kendi toprakları üzerine üslûbu
sabık üzere seferi hümâyuna eşerler ise kadîm üz zamandan ne tarikle
mu‘âf olmuşlar ise mu‘âf olunub ve defteri ‘atîk mucebince itdikleri mık-
darı k ı l ı ç eşdirmezler ise mahsulleri m e v k u fa zabtoluııa Ve zâviyedâr-
ların dahi evlâdından olmayub ahar kurâdan gelüb vilâyetlere kaydolmuş
ola anun gibiler raiyet hükmünde olub keııdülerinin tutageldıkleri top­
raklarının hukuk ve rüsumların sâyir raiyet gibi sipahilerine edâ ideler
deyü buyrulmağın defteri cedide kaydolundu

[1 ] « R a i y e t oğu lla rı ve r a i v e t k a r ın d a ş ı b a b a s ı d e f t e r d e raiy e t olub ah ar a raiy e t ya zı l-


m a s a r a i y e t d ir »
[2] ıi'^V>5 [3] Levendiye
X IX
ERZURUM V İLÂ Y ET İ KAN UN U

Bu kanunun diğer tipik osmanlı kanunlarından büyük hir fa rk ı


yoktur Y aln ız, mukaddemeyi teşk il eden 1. numaralı kısım ve ona
ilâve ettiğimiz [3] numaralı not, osmanlı kanunlarının nasıl birbirin­
den farklı mahallî örf ve âdetlerin yavaş yavaş tadil ve islâhile umu­
mî bir tipe doğru yaklaşm ış bulunduklarını, ve bilhassa kuruluş devir­
lerinde, imparatorluk nizamının h alk kütlelerinin hayatı için daha e l ­
verişli bir yenilik teşkil ettiğini ve tip ik osmanlı kanunlarının halk
tarafından kendi mahallî kanunlarına tercihan istenildiğini ve devlet
tarafından ise; ekseriya bir lutf ve ‘atıfat veya hudut boylarında refah
ve i'marı arttırub memleketi şenlendirmek için bir vasıta gibi bahş edil­
m ekte bulunduğunu göstermektedir.
Filhakika, D iyarıbekir’e ait kanuıdar arasına dercedeceğimiz H a ş a n
P a d i ş a h kanunlarının az çok tadile uğramış veya aynen ta tb ik edil­
mekte bulunmuş şekilleri, bize osmanlıların fetettikleri memleketlerdeki
örf ve âdetlere, halkın alışık bulunduğu vergi şekillerine uzun müddet
reay e tk â r kaldıklarını ve ancak yavaş yavaş ve lüzum hasıl oldukça
onları tadil ve İslah suretile umumî ve m üşterek bir nizama doğru
yükselmiş bulunduklarını göstermektedir. G erçi, buraya dercedilen E r ­
zurum kanunnâmasinde bu tekâmül, diğer Diyarıbekir kanunlarından
farklı olarak, çok zaman evvel bitmiş ve kanun osmanlı kanunlarının
tipik şeklini almıştır. F a k a t, mukaddemeyi teşkil eden 1. numaralı k ı­
sım, daha eski kanunlardan iktibas ederek te k ra r etm ek suretile, bu
inkişafın ne gibi şartlar altında tamamlanmış olduğunu k ayt ve izah
etmektedir.
Erzurum kanunlarının muhtelif tarihlerde yazılmış muhtelif suret­
leri vardır ve Şark î K a ra Hisar livasına ait kanunlarda Erzurum k a ­
nunlarını aynen tekrar etmektedirler. F a k a t umumiyetle çok sonraki za­
manlara ait bulunan bu muhtelif kanun suretleri arasında dikkati çek ece k
bir fark mevcut değildir. Y aln ız bazı noktaları daha fazla tavzih ettikleri
için İstanbuldaki 548 numara ve 926 tarihli eski Erzurum kanununun nazarı
dikkati celbeden kısımları, bu kanuna not halinde ilâve edildiği gibi, 52 ve
53 numaralı kısımlar ile 10 numarada mu‘tariza içindeki parça da, Tapu ve
Kadastıro Umum Müdürlüğündeki 1000 tarihli ve 41 numaralı defterdeki
Erzurum kanunundan; 54 numaralı kısım ise, B a şv ek âlet arşivinde bu-
lunan 977 tarih ve 537 numaralı K a ra Hisarı Şarkî defterinden çıkarı­
larak buraya ilâve edilmiştir.
İ s t a n b u l , B a ş v e k â l e t arşiv i
D e f t e r num ar as ı : 7 0 0
T a r i h i : 1540 (947)

Tafsili icrâ-i (?) şer'iy ei müte'âmele ve kavânîni rüsumu örfiye-i mü-


te'arefe mekal-i defâtiri osmâniye oldur k i 1
1. Mukaddema emri hümâyun üzere Bayburd ve Erzırum sancakları
kitâbet olundukda köhne defterde mukayyed olub H a ş a n p a d i ş a h
k a n u n u deyü icra olunan kavânîni müte'ameleye kabâil-i reaya ve
tavâyifi tüccar ve ehâli-i memâliki mahrüsa mütehammil olmayub R u m
k a n u n u olmasın rica itdükleri pâye-i serîri a'lâya ‘arzolundukda ce­
nahı hüsrevânînün ztlâli 'adâlet ve sâye i merhamet bahışları'•* zuhur bulub
vilâyeti mezbûre halkına dahi Rum kanunnâmesi emrolunub ber mucebi
emri ‘âlî defteri cedide kaydolunub ol zamandanberü R u m k a n u n u icra
olunub hâliyâ Erzırum ve Pasin sancakları müceddeden kitabet olundukda
ehâli-i Erzırum emri ‘âlî-i sabık mucebince icra olunan kanunnâmei mürâd
itdükleri ve Pasin sancağı dahi serhad’de olm akla ekser reayası perâ-
kende olub cem' olub ma'mûr olm ak içün R u m k a n u n u lâzım idüğü
bilfi‘il kitâbet olunan defteri cedid ile ‘atebe-i ulyâya ‘arzolundukda
bunlara dahi R u m k a n u n u ferman olunmağın emri hümâyun üzere def­
teri cedide kaydolunub ‘alettâfsîl tahrir olundu3
2. R e s m i ç ift üzerine temam çiftlik kaydolunan raiyetden elli akçe
ve nîm çiftden yirmi beş akçe ve bir mıkdarına tasarruf iden ek in lü ben-
n a k d en on sekiz akçe ve b en n âk kaydolan kimesnelerden ki ez‘af rea­
yaya himâyet olunmak emri müstahsendir kanunu kadîm üzere on iki akçe
alınur
3. V e defteri hâkaııîde ç i f t veya n îm veya e k i n l ü b e n n â k kay­
dolunan reayadan biri fevt olub bir kaç oğulları kalsa yeri mücerre-
[lj jji } I <->>rC j 'j ' JU » - . 9 9^ J i s' Ş-'
[2| ıfjU-i j c.iuc jyü J y j,ı j
[3] M uk adde m eyi t e ş k i l ed en bu d i k k a t a şâyan k ı s ı m , 5 4 8 n um ara lı 9 2 6 ta r i h l i d e f ­
t e r d e bulunan E r z u r u m k a n u n n â m e s in d e şö yle y a z ı lm ı ş tır :
« V i l â y e t i m ez b uren in k e t b olunan d e ft e r i c e d id i d e r g â h ı m u ' a l l â y a ‘ a r z o l u n d u k d a
d e ft e r i a ' tik ’d a m e s t û r v e m u k a y y e d o lu b H a ş a n Pa di ş a h kanunu d eyü icra
o lu n a n k a v â n în i m ü t e 'â m e le (y e) k a b â ili r e a y a ve tav âifi tü c c a r ve eh âli-i m e m â ­
liki m a h r û s a m ü te h a m m il o lm a y u b cen âhı h usr evân în in zılâl i ‘a d â l e t ve sâ y e -i m e r ­
h a m e t b a h ış l a r ı ta h t ı n d a e h â li-i v ilâ y e ti m ezb û r e ve ta vâi fi m erkum e m ü t e z a l li l ve m ü -
re ffe h -ü l-h â l o lm a la rı k i m u c ib i â e v â m ı d e v l e t v e b â ' i s i n iz â m ı m em leket o lm a ğ ın
b e r m u ktezâyi em ri ‘âlî b a 'z ı m a d d e le r r e f ‘ ve b a 'z ı h u su sla r ta h fif olu n du bu m u -
c e b c e ki zik ro lu n u r»
dine kaydolunub evlüleri b e n n â k kaydolunub ve resm i b en n â k ile
yer dahi birikdirülüb bıkaderi hisesihim 1 resimlerin edâ idüb yeri müş­
te r e k tasarruf iderler Zirâ b e n n â k 1 i k raiyeti atası yerinden men*
itmez F ilh a k ik a mülkü mevrûsu gibidir bu cihetden temam müşterek
kaydolunub kesreti te'âmül için nizâmı reaya bunun üzerine muntazam olub
‘adâleti padişâhî üzere meşkûr kılınub(?)defteri cedidi hâkaniye kaydolundu(*)
4. Ve bir raiyet fevt olub sagîr oğlu ve çiftliği kalsa s a g î r çiftlik
hakkından gelmeyicek atan çiftliğidir diyüb sipahi resmi çift taleb eyle­
mez S a g îr yarayınca emânet tarikıle ahara virüb ziraat itdirüb k u l­
luğun ç e k d ir m e k kanunu pâdişahîdir Ve yetim yetişüb ziraate kadir olub
atasından kalub emânete virilen yerin taleb itse teslim olunur Sipahi an­
dan tapu almak yokdur
5. Ve bir raiyet fevt olub müte'addid oğulları kalub ataları yerine
mv^â* ve m üştereklik tarikıle mutasarrıflar iken cümleden biri vefat
eylese oğlu kalsa hissesi oğluna intikal eyler ve oğlu kalm asa karın ­
daşına intikal eylemez Anun gibi vâki* olursa müteveffânın hissesi ec­
nebiye virilmeyüb il virdiğin akçeyi karındaşı virse karındaşlarına virile
Ve sipahi dalıi karındaşı hissesin girü karındaşına virmekde ehli hibre
ma'rifetile h a k k ı k a ra rın ala ve muvaza'a2 ile ziyâde nesnesin almaya
Meğerki karındaşı rağbet eylemeye ve ol vaktin sahibi timar kime dilerse
vire
6. Ve bir raiyet ki defterde bütün çift veyahud nîm çift yazılmışdır
ol raiyetin oğlu ve oğlunun oğlu var ve raiyetin oğlu fevt oluo ba‘dehu
kendü fevt olub oğlunun oğlu kalsa dedesinin yeri oğlu oğluna intikal
eylemez karındaşı yeri karındaşına intikal eylemedüğü gibi Ammâ
h a k k ı k a r a r ile tapuya alub ol isterken ecnebiye virilmeye
7. V e kefere tâifesiııin dahi yerleri ataları elinden intikal idüb ber-
veçhi iştirâk mutasarrıf olmakda ve eytâmı ziraate yarayınca ataları yeri
[ 1] |2 ]
[ * ] 9 2 7 tar ih li k a n u n n â m e d e bu k ı s ım l a r d a şö y le b i r fa r k v a r d ı r : «ve v ilâ y e ti R u m ’
un e r a z is i i k i b a ş d a n t a ' ş î r ol un m ak kanun u kad îm o lm a ğ ın d e f t e r i c e d i d ’e dahi öyle
s e b t olun du v e ş o l m a lik â n e ki e s h a b ı m ü n k a r i z o l ı n u ş d u r t i m a r a s e b t o l u n d u
Ve bir h a s s a çi ftl i ğe b ag d i k i ş e ruhıı* hasılı tim a r içün zabt olunur Eger
z iy a d e ey ü y e r o lsa sip ah i k e n d ü ta s a rru f itse v e y a h u d itd ü rse m ü stak il sip ah i
ü z e r i n e h a s ı l k a y d o l u n u r m u ş G i r ü ke m â n k â n oldu ğu y e r d e hasıl kayd olun du
V e bundan evel v i l â y e ti R u m ' d a g a l i b şö y le i m iş ki re a y a n ın m ah su llerin d en d e f ­
t e r d e k a y d o l a n r ü s û m d a n z â y i d s â l â r l ı k v e y e m lik a l ı n u b v e ç i f t y a z ı l a n k i m e s n e
h e r y ıl tim a r e r in e b ir e r g ü n k u llu k id e r m iş V e y ı l d a h a r m a n r e s m in d e y ü b i r e r
k ile a rp a v e b ir e r ta v u k a lu r la r im iş Ve hisar e r en l e r i d ah i h er yıl çiftd en
ç ifte b ir e r y ü k s a m a n ve b ir e r y ü k o d u n a lu r la r im iş Bu husus b id 'a t olub ve
d efterd e h a s ı l k a y d o lm ad u ğ u s e b e b d e n ‘ a d a l e t i p a d i ş a h î ü ze re r e f ' olun ub m e m ­
n u - o ldu ğu c i h e t d e n d e f t e r e hasıl kayd o lu n m a d ı»
«mânetde durmakda ve karındaşı yeri karındaşa ve dede yeri oğul oğlu­
na intikal eylemekde kezâlik
8. Ve livây-i mezbûre keferesi daraçların edâ itdikden sonra rüsûmu
çiftden bedel sipahilerine her Iıaraçgüzâr başına yirmi beşer akçe ispen ç
kanunu kadîmdir Edâ itdikden sonra zeminlerinden resmi çift ve resmi
dönüm virmezler
9. Ve ba'zı sipahi tâifesi ve s i p a h i z â d e ve n ö k e r ve n ö k e r
z â d e 1 ellerinde kadimlik ve bermucebi hücceti şer'iye çiftlükleri ve zemin­
leri olub hu m üs virmek üzere kaydolunmuşdur V e lafzı n ö k e r ve n ö ­
k e r z â d e dimek sipahi ve sipahi zâde dimek olur şarklu arasında
10. Ve tefteri ‘atikde öşü r kaydolmuş kimesnelerden öşür ve sâ lâ riy e
alınub ziyâde nesne alınmaya ve hum üs virenler s â lâ riy e virmezler [ ve
kefere tâifesinden dahi şehirde ve kurâda ba'zı irsen müntekil olmuş ve
ba'zı kendüler satun almış m ü lk bağları ve bahçeleri ve zeminleri ber mu
cebi temessükâti iimerâyi mâziye-i şarkî ve huceci şe r'iy e1' biemri pâdişâh ı
‘âlempenâh bağlarından ve zeminlerinden öşür ve s â lâ r iy e virilmek üzere
mukayyeddir ve sâ lâ r iy e onda bir öşür alındılıdan sonra kırk kilede
bir kile alınur Ve hum üs virenler sâ lâ riy e virmezîer ]
11. Ve ‘avret tasarruf eyledüğü yeri b o z komayub hakkından gelüb
behresin ve rüsûmun virdikden sonra elinden alınmak kanuna muhalıfdir
12. Ve te k ra r öşür şol raiyetden alınur ki kendü sipahisinün tima-
rında ziraate sâlih çiftliğin terk idüb gayrı yerden ziraat eyle (se iki) öşı
alm ak kanunu m a‘rûfedir Ammâ sipahinin timarında ziraate kabii
yer olmasa veyahud sipahinin toprağında olan ziraate sâlih yerlerin
bittem âm ekdükden sonra varub aharuıı yerin ekse ol vakit ahar yer­
d e ekdügiııden te k r a r öşür alınmak hayfı sarihdir ve kadir olduğu tak
dirce her ne yerde ekerse men' yokdur
13. V e reaya tâifesi ki elinde yeri olub m üteferrik ola sipahi gö-
çürüb yerine getürm ek kanundur Ammâ on yıldan ziyade varub bir
yerde mutavattın olan kimesneyi göçürüb getürmek memnu'dur Ve raiye*.
oğlu raiyetdir madâm ki ahara kaydolunmaya Ahara kaydolunduk -
dan sonra kayd olunduğu üzere ma'mûldür Ve bir şehirde reaya tâifesin­
den on onbeş yıl mutavattın olsa bâhusûs defteri reayada mukayyed olmasa
anun gibi kimesneler şehre ilhak olunur
14. Ve bir h a r i ç r a i y e t bervechi tapu mutasarrıf olduğı yer elin­
den alınub d a h i l r a i y e te virilmek memnu'dur H a r i ç iîe d a h i l ara­
sında tercih men' olunmuşdur
.15. Ve defterde kaydolunan müslüınan mücerredlerindeıı nesne alın
[1] s X y [2] >J s ' j
maz Ve mücerred olan teehhül itse b en n âk resm i almur Ve bennâk
ekinlü olsa e k in lü r esm i alınır Ve çift kaydolmayanlar çiftliğe mâlik ol­
salar r esm i ç ift alinur ve bu bâbda i'tibar çiftlüğün mikdarınadır V e çift-
likden ziyade yer dutsa tasarruf iden kimesne ziyâdeye nisbet hariç rai*
yet gibi resim virür Ziyade dutduğu zeminin resmin virir
16. V e sipahiden çiftlik dutan hariç raiyetden temam çift resmin ve
nîm çiftlik dutandan nısıf resmin alub ve nısıfdan ekal olan yerlerden
ekinlü b en nâk resmin alurlar deyü zikrolan dahil raiyetdedir V e hariç
raiyet d ön ü m h a k k ın virür Eğer a‘lâ yer olub her yıl ekilürse iki dönü­
me bir akçe ve eğer ednâ olsa üç dönüme bir akçe alınmak kanunu ka­
dîme mutabıkdır Zirâ has yerden seksen dönüme ve mutavassıt olan yer­
den yüz dönüme ve ednâ olan yerden yüz otuz dönüme bir çiftlik i'tibar
olunur Ve dönüm dahi hatavâtı müte'ârefe ile tûlen ve ‘arzan kırk hatve
yerdir
17. Ve resm i ç ift dahi mart ayında alinur
18. Ve reaya hariç kurâda ekdügi mahsûlünden sipahi h arm an h a k k ın
taleb idermiş üzerine hasıl kaydolmadığı sebebden ref' olundu nesnelerin
almayalar
19. Ve reayanın ziraate kabil yerlerinden bilâ ‘özür üç yıl müte-
vâliyen boz kalsa timara zarar olduğu takdirce def‘i zarar içün sahi­
binin elinden alınub gayrı kimesneye tapuya virilmek câizdir Ammâ
dağ veya bayır yerler olub veyahud su basmayub her yıl ziraate kabil ol­
mayub boz kalsa alınub gayre virilmek memnu'dur Ve raiyetin çifti ve
davarı maslahatı içün ve harman yeri içün bir kaç dönüm yer boz koyub
mer'a idinmek memnu' değildir
20. Ve kadîm-üz zamandan şehirlünün ve ehli kurânun davarları örü-
sü 1 tâyin olunan mer'aların ekilmesi ve korunulması memnu'dur
21. Bağdan ve bağçeden behre alınmak kanuna ve şer'a mutabıkdır
Ammâ reayanın telhisi öşürde müzayaka çeküb def‘i müzayaka için öşür
mikdarına b e d e l tahmin olunub h a ra ç i'tibar olunmuşdur
22. Ve raiyetler h i s a r e r i n i n ve sipahinin öşürlerini akreb bazara
iletmek ve hariçden gelüb ziraat iden köylerde anbara iletmek kanundur
23. Ve harman vaktinde reaya gallâtı ta'şir olundukdan sonra s â l â r
olanlar tevakkuf göstermeyüb filhâl hazır olan harmanı ta'şir idüb te’hir
itmeyüb reayayı ta'ciz ve tazyik itmeyeler Ve eğer kesreti hizmetden beş-
lemeyüb veya ta'arruz ve ihmâl idüb on gün te’hir olmağla zarar müretteb
olursa def'i zarar içün köyün imamı ve kethüdâsı marifetleri ile ölçüb
behresin ifrâz idüb ve sahibi gelicek teslim eyleye
24. V e bir h a s s a ç ift liğ e bağ dikilse rubu' hasılı sahibi tımarındır
25. Ve reayanun hum iis m ahsûlünden ve defterde kaydolunan rüsûm -
undan zâyid eshabı timara ç ift yazılan kimesnelerden her yılda bir gün­
lük ırğ a d iy e deyü k u llu k ve yılda harm an resm i deyü birer kile arpa ve
bir cenah tavuk ve birer . . . 1 otlukların alub ve samanun dahi öşrün ahır­
larmış Bu hususlar bida ı m a 'r û fe den olmağın defterde hasıl kaydolunma-
duğı sebebden ‘adâleti padişahı üzere ref‘ olundu
26. R esm i â siy â b ekser memâlikde harman vaktinde alınmak kanun
olmuşdur Temmuzun dokuzuncu günü ki eyyâmı bahurun2 evvelidir ol
gün kimin tahviline düşerse ol alur ve resm i â siy â b dahi defterde kâyd-
olundugu üzere alınub ziyâde alınmaya
27. Erzırum ve Pasin sancaklarında r e s m i y a y la k deyü kızıl baş tâyi­
fesi yüz koyuna bir koyun ve çoban b e ğ i 3 h a k k ı deyü üçyüz koyuna bir
koyun alub fukaraya ziyâde te'addî iderlermiş Mezkûr sancaklarda yay­
lağa çıkanlarun ekseri Diyarıbekir ulusu olub çoban beğism ve r esm i k ış ­
lağın Berriyyede virüb yaylağa çıkduklarında her sancakdan müstekil r e s ­
m i y a y la k taleb itmekle reaya ziyâde rencide olub nicesi terki diyar ey-
leyüb mukaddemâ vilâyeti Diyaribekir kitabet olunub mezkûr tâyifenün zul­
mü pâye i şeriri a'lâya ‘arzolundukda kışladan dönüb yaylağa giderken
Murad suyu üzerinde her üçyüz koyuna bir koyun resm i y a y la k la rı alınub
andan gayru her ne yaylnğa varub yaylarsa havassı hümâyûnum eminleri
ve sancak beğileri subaşıları kat â kimesne bu tâifeden resm i y a y la k ta­
leb itmeyeler deyü ferman olunub jııezkûr tâifenün eline mufassal kanun­
nâme ve hükmü hümâyun virilmeğin husûsu mezkûr hâliyâ ‘arzolundukda
fermanı hümâyun bu minvâl üzere câri olmağın emri'âli üzere zikrolunan
sancaklarda resm i y a y la k kaydolunmayub Berriyede* kışlayan tâifenün
Murad suyu üzerinde üçyüz koyuna bir koyunu alınub ve Berriyede kış-
lamayub ahar vilâyetden gelen tâifenün dahi kanun üzere üçyüz koyuna
bir koyun resm i y a y la k ların Diyaribekir ulusu eminleri cem* eyleyüb ve
hunda kışlayan koyun her kimin toprağında kışlarsa toprak sahibine yu-
karuda zikrolunduğü üzere resm i kışlağ ın virüb andan gayrı ümenâ ve
sancak subaşıları ve gayrı resm i y a y la k ve k ış la k taleb itmeyeler hâkim-
ül-vakt olanlar men' ve def' eyleyeler
28. F a s lı k ı ş l a k : bir kimesne sipahinin timarında kışlasa evli olsa res­
m i k ış la k altı akçe alına Ve mücerred olub tütünü5 olsa resm i dûd"
üç akçe alına Ve kışlayan kimesne dahi kışladugı yerde ziraat ider olsa
resm i zem în virüb resm i k ış la k virmeye Ve kışlakçı olan kimesne dahi
üç yıladek r esm i k ış la k virüb üç yıldan ziyâde olursa resm i b e n n â k alına
29. Vilâyeti mezbûre serhad’de olub ekser reayası perâkende olub
sipahi cem' eyleyüb getürdükde ki ahar yere raiyet kaydolunmuş olmaya
[1] Ojl [2J ft' [3] £ [4J ‘‘.s. (5] [6] f* j
harici-ez-defterdir deyü h a r i ç e m i n l e r i ve m â b e y n c i l e r i dahi it
meyeler Kanun üzere üç yıl res m i d û d alub üç yıldan sonra resm i ben-
n â k in ala
30. J a s lı a g n â m : yerlüde resm i a g n â m iki koyuna bir akçedir V e
koyun ile kuzu bile sayılmak kanun olmuşdur Ve h a y m a n a ve y ü z d e
c i n i n 1 koyunu kırılub hiç kalmasa veyahud resm i gan em resm i ben n âk
mıkdarınca olsa anun gibilerden ben n â k resm î alınur ziyâde alınmaz V e
y ü z d e c i d e n her yüz koyunda kırk akçe alınugelüb hâliyâ pâye i şeriri
â‘lâya ‘arzolundukda anlara dahi sâyir reaya gibi iki koyuna bir akçe
virilmek emrolunub ve r esm i a g n â m dahi abril ayında alınmak mukarrer
olmuşdur
31. F a s ıl: a ğ ıl r esm i kışladuğı takdirce resm i y a ta k deyü her sürü
den mutevassıtül-hâl bir koyun alınmak kanunu mukarrer olmuşdur ana
binâen defteri cedidi hâkaniye kaydolundu
32. F a s ıl: k ü v v â re öşrü ‘a s e ld e n bedel a ‘lâ kovandan iki akçe ve ed
nâsından bir akçe alına
33. Ve bir timarda ki kovan ve koyun ve bağ ve bağçe ve âsiyâb ol­
mayub sonradan hâdis olsa öşür ve rüsûmu sahibi timara müte'allikdir
34. V e resm i k o v a n dahi resm i â siy â b gibi temmuzun on dokuzuncu
günü ki eyyamı bahurdurJ evvelki günü alınur
35. F a s ıl: rüsûm u ‘a rû sâ n e dahi hassa-i hümâyundan ve mirilivâ has­
larından ve ze'ametlerden ve sâyir serbest olan timarlardan bâkire kız
dan altmış ve seyyibe ‘avretlerden otuz akçe mezkûrûnun olub ve sâyir
erbâbı timarın nısfı ‘a r û s â n e sin a ğ a l a r ı alub ve nısfı aharı sancağa kay­
dolunan sancak zâbitleri ze'amete kaydolan ze‘amet zâbitleri alurlar Ve
bâkire kızun a r û siy e sin her ne yerde göçerse atası kimin raiyeti ise ana
virür Ve seyyibe ‘avret her kangısınun toprağında vâki' olursa resmi
‘arûsiyesin t o p r a k a ğ a s ı n a virmek kanunu mukarrerdir Y ö r ü k ve
y ü z d e c i tâifesinın mekânı mu'ayyenleri olmaduğı sebebden atasına tâbi4
olmakda bâkire ile seyyibe beraberdir Zu'amâ ve erbâbı tımarın kızlarının
resm i ‘orustîneleri sancağa kaydolunan sancağa ve hassa i hümâyûna
kaydolunan hassa i hümâyûna alınur
36. Livâ-i mezbûrda bulunan ve tutulan ‘a b d i â b i k a ve k e n ı z e k * ve
ecn â sı d e v â b ’’ her kim tutarsa getürtüb hassa i hümâyun eminlerine kanun
üzere rnüjdegânî$\n* alub teslim eyleyeler Ve sahibleri zâhir olmayub
müddeti örfiyesi temam oldukdan sonra vilâyet kadısı ma'rifetile bey'i men
yezîd7 idüb behâsın mirî içün hıfz eyleyeler Ve m ü ddeti ö r fiy e dahi
kulda ve câriyede üç ay saklamakdır Ve sâyir esbâb ve kumaş ve halıs
[1] -u.:.. •3j [2J jj'- t fl;' [3| jjT j.e 14] 15] [6] Oj- [7] j*
■*>. [81 J#
ve kilim ve bunun emsâli nesneleri bulsalar ümenâ i mezbûreye teslim ey­
leyüb saklamayalar ve eğer saklarlar ise mücrim olalar
37. F a s ı l : C erây im i h a y v a n â t dahi reayanın atı veyahud sığırı ve bil­
cümle çarpa cinsi birbirinün ekinine ziyanlık itse ekin sahibinin zararın
tazmin itdürdükden sonra davar sahibine beş değnek urulub davarı başı­
na beş akçe cerîm e alına V e sipahi ile reaya mâbeyninde hâneden hâne-
ye beş akçe maktu* vaz* idüb d eştb â n î deyü nesnelerin almayalar
38. F a s ı l : livâ-i mezbûrede kadı olanlar tahtı kazalarında vâki* olan
keferenün âyîn’i bâtıla’ları üzere nikâM arına ve rüsûm u kısmet\er\ne sabî
ve sabîyye ve sahibi gâyib olanlardan gayrı madâmeki taleb itmeyeler el­
lerinde olan ahkâmı şerife mucebince ‘âmil olub hilâfı emri şerif n ik âh a k ­
ç e si ve resm i k ısm et deyü nesnelerin almayalar Ve livâ-i mezbûrede ba'zı
marhasiyeler ki karabaşler dimekle ma'rufdur1 her birinin
tahtı yedlerinde birer v a n k 2 ı olub ol vank sebebi ile üzerlerine m ar-
h a s iy e a k ç e s i deyü maktu* bir mikdar akçe kaydolunub defter mucebin­
ce edâ eyledükden sonra mukabelede ispençe\er\n virmeyüb ve âyin-i bâ-
tılaları üzere mâbeynlerinde vâki* olan rüsûmu nikâh\anna ve bey tü lm âl-
lerine ellerinde olan ehkâmı şeriflerinin mucebi münîfleri ile mutasarrıf
olub kimesne mâni‘ olmaya Ve kefereden biri gelüb zikrolan vanklerün
birine hizmetkâr olub ve yahud âyîn-i batılaları üzere tahsil eyler olsalar
kadîmi sipahisine isp en ç esin edâ eyledükden sonra vank sipahisi dahi
gelüb bir isp en ç dahi taleb eylemeye Ve mezkûrûn vanklerinde eküb biç-
dükleri zeminlerin behrelerin virürler Ve mezkûrlarun vanklerinde vâki'
olmuş âsiyâbdan ve bağdan ve bağçeden ve zeminlerinden defteri cedidi
hâkanîde kayd olunduğundan ziyâde nesnelerin almayalar ve sipahileri lıı-
lâfı kanun iderse hakim-ül-vakt olanlar men' eyleyeler
39. F a s ıl: bâcı b a z â rı g a ile buğday ve arpa şehre gelüb satılsa her
müdde buçuk kile alına ve sâyir hububât dahi böyledir Ve un gelüb her
altı kile olduğu takdirce satandan yükde iki akçe alına Ve müd’dün had­
di dahi Istâmbulun yirmi kilesi bir müddür
40. Ve şehirde mu h t e s i b olanlar şehirden hâriç karyelerde çıkub
gezüb ve bostanda vâki' olan sebzevâtdan ve kovandan ve karpuzdan ve
sâyir fevâkih-i mütenevvi'adan 3 hilâfı kanun nesnelerin alub ve her karye
ki kaç bin akçe yazar her binde bir akçe ve her âsiyab’dan ikişer akçe
ve her bezîrhâneden yirmişer akçe muhtesibi ih tisâ b iy e deyü alur imiş bu
hususlar bida'ı ma'rufeden olmağın bermucebi emri ‘âli ref‘ olundu
41. F a s ıl: ‘a s e s i y e 4 şehirde vâki' olan e h l i m u ' â m e l e 5 dükkânla­
rından her ayda ikişer akçe alma Ve e h l i h i r e f 1’ dükkânlarından birer
[1 ] s [2 ] « s 'i j » [4 ] « —— e 15 ] J **
akçe alına Ammâ zikrolunan ehli m u'âmele ve ehli hiref dükkânlarından
a‘lâ ve evsat ve ednâ i'tibarı üzere ta'dâd olunub cem'-ül-mecâmî'inde ehli
m u'âmele dükkânlarına her dükkân başına ikişer akçe ve ehli hiref dük­
kânları başına birer akçe hesabı üzere alınub artık alınmaya Ve ‘a sesiy e
alınan dükkânlar çarşu içinde olub ve ‘ases beklemeyüb mahallât içinde
olan dükkânlardan ‘asesiye alınmaz
42. F a s lı h a k k ı ş ı ir b 1: Ve livâ-i mezbûrede ba'zı harklar olub câri
olan suyla kurâsının ziraati suvarılub2 intifa' eyler imiş Bundan evvel vi­
lâyeti mezbûre kitabet olunduk da kitâbet iden e m î n zikrolunan harklarun
suyunu her kariyeye ve mezre'aya mütehammil olduğu üzere eyleyüb def­
teri hâkanîde kaydolunmuş ve temmuz aylarında sular az olub menziline
yetişmeyüb ba'zı nevbetlü olan kimesnelerin hakkı şürbü mezkûr sudan
muska3 olan erâzisine irüşdüği ecilden karib olan karyelerün ehalisine
mürâdı üzere suyu ziyâde kıymete satub reayaya zulüm ve hayf iderler
Zikr olan su h a k k ı şürbdür kimesnenün mülkü değüldir satılmak k a ­
nuna muhâlifdir hâkim ül-vakt olanlar men' ve def‘ eyleyeler Ve ba‘zı
harklarun câri olan suları ba'zı kimesnelere mülk veya vakıf kaydolunub
m âlikâne tasarruf iderlermiş Sonra vilâyeti mezbûre mücedded kitâbet
olundukda ahvâli h ark tetebbu' olunub livâ i mezbûrede vâki' olan ku-
rânun baz'ı şenliği harab ve ba‘zı kurâ şenlenüb yine karyeye kifâyet mik-
darı tevzi' olunması ve ba zı harkın mülkleri veya vakıfları câri olan su­
yunu ihtiyaç olan kimesnelerin ağniyâsınun ba'zısına gice nevbetin ve ba‘-
zısma gündüz nevbetin temam müradı üzere satub ve reayadan ba'zı ku-
rânun ziyade kıymetin virmeğe kudreti olmayub tarlası susuz kalub ziraat-
leri harab ve yebâb olub zulüm ve hayf olduğu dergahı mu'allâya 'arz o-
lundukda fukara mahrum olmasun mülk veya vakıf ta'yin olan nevbetleri
ile yine sahihlerine kaydolunub isti'mâl eyleyügelmiş reaya ecri misli üze­
re ta‘dât(?) olunmağın ber mucebi emri münif yine istimâl eylemesi emro-
lunub kanunnâme i cedidi hâkanîye kaydolundu
43- f a s ı l : livâ-i mezbûrede vâki* olan kal'anun sancak beylerinin m e h-
t e r 4 leri yılda bir kaç def'a reaya içine çıkub gezüb oğul everdünüz ve
kız çıkarduııuz ve bilcümle cemiyet itdüğünüzden bizüm dahi beşer
akçe ‘âdetimiz vardır deyü hilâfı kanun bil-gasb nesnelerin alurlar imiş
ve kurâ sâzendelerıne bizüm ma'rifetimiz olmaksuz varub köylerde her
gün çalarsuz deyü dutub cerîme alurlar imiş Bu husus dahi bida'-ı ma‘-
rûfeden olmağın ref' olundu Minba'd eylemeyeler eğer eylerler ise hâ-
kim-ül-vakt olanlar men' ve def' eyleyeler
44. H aram iy e v e u ğ ru y a ve k an lu y a ve sây ir tu rsu z la ra b ih a seb -il- m erâtib
siy â se t e y le m e k devam ı n iz â m ı m em lek et iç ü n atlu sa n ca ğ ı b ey in in d ir Ammâ

[ ' ] V-T* 12] V Jİtj'j.» [3 ] [4 ] t s J J v *


b u s e b e b l e ş e r ' a n ve ö rfen ‘a ff olu nsa b e d e l i s i y â s e t deyü a k ç e a lın m a sı ka nun u ka d îm e
m u h â l if d i r V e siyâset ol un an k im esn ed en cü rü m a l ın m a k yokdur Ammâ ‘aff olund uğ u
t a k d i r c e c ü r ü m le m e k sa h ib i ra iy e tin d ir
4 5 . C ü rü m dah i b i g a y r ı h a k k ı n ka tli nefs iden kim esn en ü n a 'l â s ı n d a n d ö r t yüz a k ç e
v e m u t a v a s s ı t - ü l- h â l d e n iki yüz a k ç e ve ed nâ dan yüz a k ç e
4 6 . V e zinâ iden ki evli o lsa a ' l â ha llü den üçyüz ve m ütevassıt-ül-hâlden iki yüz
ve ed nâd an yüz V e zinâ iden e r g e n 1 ol sa bu i ' t i b â r ü ze re ikiyü z ve yüz e l l i ve yüz
a k ç e a lın a
4 7 . V e göz ç ık a r a n ve el d ü şü r en k i m e s n e d e n ( ___) c ürm ü n e f i s d i r ( ? )
4 8 . V e b a ş ya rub k e m ü k ç ık s a ve d iş ç ık s a ve k ı l ı ç ile ve ç o ın ağ la v e b â k î âlâ tı
h a r b l e m e c ru h o l u b d ö ş e ğ e d ü şse yüz a k ç e ve b unla rd an mâdû n c e r î m e ki t a ' z i r ve t e ’ -
d i b lâzım ola otu z a k ç e ve k ar a b e r e d e n on a k ç e c ürü m a l ın m a k örf ü m a 'r u f d u r
4 9 . V e c ü rü m al ın an k im esn e t e f t i ş olun madın ve yah ud ü z e rin e z âh ir ol an ş e n â y i '
y e rin e v ir m e zsü zü n 2 sancak beyi ve s u b a ş ıl a r ı ve âde m le ri nesnelerin a lu b sa l ıv i rm e k
m e m n u 'd u r ve il lâ k e n d ü le r m aha lli töhm et alan â d e m le ri m ü c rim ve m ü s t a h a k k ı ‘i tâ b
olur
5 0 . V e h e r m ü c ri m i n ve m ü t te h e m i n c e ri m e s i v ilâ y e t kad ıs ı k a t ın d a veya m ü fe tt iş
h u z u r u n d a s â b i t ve zâ h ir olu b eh li ö rf e t e s l im i tm e d i n du tu b s i y â s e t i t m e k ş e r ' a ve k a ­
nuna m u h â l if d i r A m m â m ü c rim ve m ü t te h e m olan m ü t e m e rr id ve m uânid olub m a h k e ­
m e y e g e lm e k d e n i m ti n â ' e y le r s e bu ta k d i r c e ceb rile mahkemeye g e t ü r m e k memnu* d e ­
ğildir
5 1 . V e b i l c ü m l e kazâyâyı ö rf iy e d e n h e r kazı yy e ki v âk i' o l u r k u z â tı vilâyet m a'ri-
fetile üm er ây ı 'i z a m r â 'u n 3 ve huddâm ı h üd âv en d ig â r ‘âtnilûn yasa ğı ile ın u c eb i şer 'a
m u t î ‘ ve m uktezâyı ö rf iy e mün ka d o lu b m en atı te nfîz i a h k â m ı hükk âm ve t e k m i l i «artı
r i ' â y e t i in tizam ı b eyn elh avas vel'av âm ola*
5 2 . L iv â-ı E r z ır u m d a e k r â d m ıık a ta ' a s ı ki m i r i m ir â n â h a s ı l v ir il m i ş d i r h a riç ek râ d
■defterden h â riç kala n e k râ d d ır V e ba'zı ku râ d a yaz ılu o la n e k r â d t â i f e s i n i n dahi te m am
‘âd eti ag n âm ve r e s m i ‘a r û s â n e ve bâdihevâ»\ m irim ir â n ta r a fı n d an z ik ro lu n an m u k a -
t a ' a zâbi tl eri k a b z idü b r e s m i b e n n â k i ve y e r t u t a r s a ç i f t ve g a y rı her ne m ik d a r sa
mukadder olanın ve r e s m i k ış la ğ ı s a h i b i arza e d â id ü b ve m e z b û r tâ i f e d e n y a z ılı
o la n la r d a n a h a r y e re g itm e k is te y e n in sip ah isi m e n ' itm e k ü zere k ay d o lu n m u şd ır
5 3 . V e her karyen in hîni t a h r î r d e d e fd e ri h âkan îy e ya zı lm ay ub h ari ç ka la n r e a y a s ı ­
nın r e s m i yi n e k ar y ey e m ah sub olub h a r i c d i r deyü dahi olunmaya V e k ö y le rd e sâ kin olan
( . . . ) ve te r â k i m e tâ i f e si dahi re aya em sa l i resm i ‘ a r û s â n e ve b â d i h e v â s ı n ı n nısfı
otu rd u ğ u k a r y e y e m a h s û b d u r Hâriç m ü stek il k a lem o lm a y u b h er k ary en iin sip a ­
h isi z a b t id er
5 4 . V e Ş a r k ‘ i b a r e t i ü ze re d e f t e r i ‘a t î k d e n ö k e r mukay yed olu b d e fte r i c e d î d e ev­
lâdı n ö k e r zâde kaydo lunan ve z i k ro l a n tâ i f e d e n ya zılm ay ub ka lan e ş h â s ve d e f t e r i
‘a t î k ve b e r â tı hümâyun ile s e n e 94 0 ta r i h i l e m üv er reh ve da h a m u k a d d e m b e r â t ı m îri m i ­
râ n ile s i p a h i z â d e l i k l e r i şuhûdu ‘ udûl ile s â b i t olub d e f t e r e s i p a h i zâde k ay d olu ­
n a n efrâ d ın ve y a z ılm a y u b k a la n la rın ın ki sah ih sip ah i zâde o la n la r otu rd u ğu
y e r d e re sm in ve b e h re s in e d â itd ik d e n s o n r a b ir a h a r y e r e g it m e k m ürâd itd ik -
d e sip ah isi m e n ' e y le m e y e
5 5 . V e livâ -i m e z b û r d a e k s e r e r b â b ı k ı l â ‘a ti m a r o l m u ş i u r h a s ı l h u su su n da e r b â b ı
k ı l â ' g e lü b b iz im m a b e y n im iz d e s ip ah ila r g i b i h a s a d i ' t i b â r o l u r s a h iz m e ti m iz e g ö r e bize

[1 ] [2 ] C f.ıy - S j -İ [3 ] o j c 'j [4 ] CK J '. r * ) fK * -1 ^


g a d r o l u r deyü b ild ird ik leri sebebden k 11 â' e r e n l e r i mâ&eı/ninde senevî mahsul
h iz m e t e y l e d i k l e r i a y l a r a ve e y y â m m a g ö r e t a k s i m o l u n u b h asa d i ' t i b a r olunm ay a
5 8 . V e z â v i y e d â r ve z â v i y e d â r z â d e ki e l l e r i n d e b e r â t ı hüm âyunları olu b d e f t e r i
a t î k d e ve c e d î d d e k i m e s n e y e r a i y e t y a z ı lm ı ş olm a y a ol m a k u le z âv iy ed âr la r dahi o t u r d u ­
ğu y e r d e re s im ve b e h r e s in ve d e ş t b â n î sin 1
d u td u k l a r ı yerin sa h ib i arz a ed â i d e le r
r e s m i 'a r u s â n e ve bâdihevü\&r\ m î r i m i r â n a m ü t e ' a l l i k d i r
5 7 . Z i k r o an y irm i üç p â re k u r â ve m e z â r i ' re a y a s ı ka zâ-i m e z b û r e d e olan d ö r t k ı f a
ş a b m a ' d e n l e r i n d e c iz y e ve is p e n ç ve b e h r e ve riisû m u s â y ir e ve ‘a c e m i o ğ la n ı ve ' a v a ­
rız ve k ü r e k ç i ve t e k â l i f i ö r fiy e d e n m u'âfiy etle k a d îm d e n şab işlerler iken şab h â n e le r
ır g a d l a i ş l e n ü b ku rây i m e z b û r e k e f e r e s i n i n dahi h a ı a c ve i s p e n ç l e r i ve b e h r e l e r i ve r ü s û ­
mu s â y i r e l e r i ve •avârızları m îri iç ü n z a b to l u n m a k fe rm a n ol un ub iki yıldan ziyâ de m e ‘â -
d in i m e z b û r e ır g a d l a i ş l e n ü b re ay ay i m e z b u r e n in m ah s u lâtı z a b to lu n d u k d a n so n ra E r z ır u m
m u k a t a ' â t ı n a z ır l a r ı S e f e r b e y ve M e h m e d b e y ve m ü f e t t i ş i e m vâli h a ssa E r z ır u m k a d ıs ı
M ev lâ n â M u slıh id d în d e rg â h i m u 'a l l â y a ‘ arz g ö n d e r ü b ş a b h â n e kö y leri s e n g i s t â n olu b z i­
r a a t ve h ı r a s e t e k a b i l y e r l e r i c ü z ’î o l u b m a ' î ş e t l e r i t e m a m m ü z a y e k a üzere ik e n h a ra ç ve
i s p e n ç ve s â y i r rü su m e d â s u ıa k u d r e t l e r i o l m a m a k la b a ‘z ısı c i lâ y ı v atan id ü b sâ y i r le ri dahi
p e r a k e n d e o l m a k ü z e re o ld u k la rı e c i l d e n k u rây ı m ezb û r e k e f e r e s i ka d îm d e n i şle y ü g e ld ü k -
leri d ö r t k ı t ' a ş a b m a 'd e n l e r in d e n gayrı Ç o r a k ve K i l i c e - i 2 köh ne nâm k a r y e l e r k u r b ın d a
iki k ı t a ş a b m a 'd e n i dahi ih d as id ü b sa yf -ü ş i tâ d a b a tt a l ko m ay u b h e r m a ' d e n d e y i r m i
d ö r d e r fu ru n ş a b z a h iresi ih r a k id ü b ve yirm i dörder k u y u 3 şab virüb ve o lı-
ge ld ü g i ü ze re h as ıl e y le d i k l e r i ş a b ın nıs fı nd an h e r m e n n i n e 4 h is s e - i re n ç b e r â n ü ç e r a k ç e
v i r il ü b b e r k a r â r ı s a b ı k m u ' â f i y e t ile şa b i ş l e d i k le r i mâli m i r î y e e n f a ’d ı r deyü ‘ arz e y le ­
d i k le r i e c i l d e n bu b e n d e l e r i n e 9 7 6 ra m a z a n ın ın yirm inci gü nü ta r i h i ile m üv err ah em ri
ş e r i f vâ rid olu b g ö r e s i n iki m a ‘ de n dahi ih d âs o l u n u b cüm le altı m a 'd e n d e yüz k ı r k d ö r t
kuyu ş a b i ş l e n ü b ve İşlen en şab anbarda k alm ayııh fü r u h t ve na kid olm ası k a b i l m id i r
y o h sa b i l f i ' i l işl e n d ü g i ü z e r e ş a b m a 'd e n l e r i ü c r e t ile i ş le n ü b ve ku râ yı m e z b û r e k e f e r e ­
sinin h a ra ç ve i s p e n ç ve s â y i r r ü sû m la rı ve ‘ a v â r ı z ve k ü r e k ç i l e r i ve ‘acem i o ğ lan ı
alın m a k m ı m i rîy e e n f a ' d ı r t e m a m asıl ve h a k i k a ti ile m a 'l û m id in ü b k a n g ı s ı m â l i m e e n f a ‘
ise a n a g ö r e d e fte ri c e d id e kayd i d e s i n deyü fe r m a n o l u n m a ğ ın husıısu m e z b û r eh li
vukufdaıı te f e h h u s olun ub ve ku râ yı me/.bûre re a y a s ı y o k la ı ıd ı k d a iki yıld an bçrü yüz
s e k s e n hâne c i lâ y ı v a t a n İdüb kailde gitdikleri m a 'l û m o lm a y u b h ara ç ve i s p e n ç l e r i ve
rü sû m u s â y i r e l e r i n d e n n e s n e hasıl o l m a y u b m e 'â d i n i m e z b û r e b e r kararı s a b ık m u 'â f i ­
y e tl e ma d e lic iler o l m a d ı k l a t ı l a k d i r c e sâ y i r le ri dahi p e r â k e n d e o l d u k l a rın d a n so n ra n ıa '-
d e n l e r i i ş l e t m e ğ e ı r g a d a dahi m üz aya ka i k t i z â idü b m a 'd e n c i olm ay an k e f e r e ş a b i ş l e m e ğ e
ka d i r o lm a y u b mâli m i rîy e k ü l lî zara r olm ak muhakkak o ldu ğu m a 'l û m o lm ağın veçh i
m e şrû h ü z e re ku râ yây ı ş a b h â n e reayası s â b ık d a n m a 'm û l ola n d ö r t m a ‘de lid en ıııa‘< â iki
ına'den dahi i h d â s i.iüb y ı ld a her b i r m a 'd e n e yirm i d ö r d e r furun ş a b z a h ir e s i n i h r a k ve
müh ey yâ i d ü b her on b e ş gü nd e b i r kuyu ş a b virdikleri m e ‘â d i n -1 m e z b û r e ih y â s ın a ve
mâl i m irîy e e n f a ' olu b m a ' d e n c i r e a y a dah i h e r s e n e d e ve çh i m e z b û r üzere yüz k ı r k d ö r t
kuyu ş a b v ir m e ği ka b u l e y l e d i k l e r i ve b e r k a r a r evvel ınu â fi y e t l e r i d e fte r i c e d îd e k ay d o­
lundu

[1] [2 ] [ 3 ] ,^.>9 [4 ]
ER Z İN C A N E V K A F I K A N U N U

İstanbul, B a ş v e k â le t arşivi
D e f t e r n u m arası : 9 1 7
Tarihi 1540 (9 4 7 )

Bu kanunnâme, uzun süren harplerle harap olan bir memleketi şen­


lendirmek, asâyış ve emniyeti temin ederek halkı celbedebilmek için,
lüzumlu olan mahallerde ve meselâ korkunç geçit yerlerinde eskiden
mevcut olan veyahut yeniden tesisi lâzım gelen zâviyeleri açm ak ııe-
v'indeıı tedbirlere atfedilen ehemmiyeti aksettiren sarih bir lalimatnâme
mahiyetindedir ve bu itibar ile dikkate şâyandır.
1, 2 ve 4 numaralı notlar, aynı defterde bulunan fa k a t Erzırum
ve Pasin kazalarına ait olan, diğer bir Evkaf Kanununda fazla bulu­
nan kısımlardır.

1. Defteri Evkafı medâris ve mesâcid ve zevâyâyı kazâ i Erzincan


ki bundan akdem kazâ i mezbûrede vâki' olan evkafın ba'zı kurâsında1
o n d a ik i sipahi d iv a n î deyü aldıkdan sonra onda bir dahi mâlikâneden
bedel vakıf için m a k tu ‘ alınduğı ve vâki' olan zevâyânın evkafından dahi
ş ü y û h u z e v â y â n ı n her birine birer çiftlik ta'yin olunub bâkisi tima­
ra viriidügi defteri ‘atîkı hâkanîde mestûr ve mukayyed bulunub
2. Hâliyâ2 vilâyeti mezbûre müceddeden kitâbet olunub defteri cedid
dergâhı mu'allâya ‘arzolundukda padişahı ‘âlempenâh zıllullah hazretleri­
nin memâliki mahmiyelerine nizâmı intizam içün cânibi reayaya mezîdi
‘inâyet ve viifûru merhametleri mukarin olub vilâyeti Rum kanunu icra
olunması emr olunduğu bâ'isden onda iki alındıkdan sonra onda bir dahi
alınugelen bida'ı ma'rûfeden olmağın evkaf reayasının üzerinden ref' olu­
nub heman onda iki üzere biri d i v â n ı ve biri m â l i k â n e alınub 1 ve
[1 ] «H a şa n P a d i ş a h K a n u n n u d e y i i »
[ 2 ] B u nd an akd en
[ 3 ] Bu husus 5 4 8 num aralı d e f t e r d e 9 2 6 tar ih li K e m a h K a n u n u n d a şu ş e k i ld e yazı lı
b u l u n m a k t a d ır :
« ... Ve b un dan ev vel livâi mezbûre kitâ b e t olu n d u kd a v âk i' o lan e v k a f r e a ­
y a s ı liv â i K e m a h d a o n d a iki d îv â n î d e y ü s i p a h i le r i n e e d â itd ü kd en . s o n r a onda
bir d a h i m â l ik â n e d e n b ed el b erveçh i m a k tu ' vak fa virm ek k a y d o lu n u b V e livâi
B a y b u r t d a n o n d a iki div âni deyü s i p a h i le r i n e ed â i td ik d e n s o n r a o n ü ç d e b i r dahi v a k f a ‘
v i r m e k kayd olun ub ilâ h âzâ e l ’an ed â i d e r l e r i m iş Bu h u su sla r derg âh ı m u ’a llâya ‘a rz o-
lunduk<Ja p ad işah ı ‘â lem p en âh h a z r e t l e r i n in c â n ib i re ayaya niz âm ı i n tizam içün vüfûru m e r ­
h a m e tle r i m u k a r jn o lub vilâ ye ti R u m üslû bu üz ere on da iki t a ‘ ş ir olu n m ak em r olunm a­
dın b e r m u c eb i em ri m ü n if deyü d îvân î s i p a h i y e v ir il ü b m â lik â n e d en k ifâ y e m i k d a r ı e v k a fa
v i r il m e k ü z e re k a y d o l u n d u .. »
zikrolan maktu* mâlikâneden bedel evkafın her birisine mikdarınca ba'zı
temam m alikâne ve ba'zı nısıf ve ba'zı sülüsân ve ba'zı sülüs ve ba'zı ru­
bu' ve ba'zı sümün ve bilcümle mümkün oldukça 'alel infirâd ta'yin olunub
bâkisi tim ara ilh ak olundu Ve mukaddemâ birer çiftlik ta'yin olunan
zevâyâya dahi vâki' olduğu kurâdan ve hariç kurâdan ziyâdece evkafı
olanlara ki ba'z ı tem essükâtı ümerâ i mâziye ve ba'zı huceci şer'iye
ve ba'zı şuhûdu 'udûl ile bihasebişşer' zuhur ve sübût bulmuş ola an­
larun gibilerün dahi lâzım olanlarına kendü evkafından bermucebi emri mü-
nîf ba'zı mâlikâneden bir mikdar ve ba'zı b«rer çiftlik ve nîm çiftlik ilhak
olundu
3. V e harici ez-defter ba'zı mahûf derbend ve memerri nâsda vâki'
olan kurâda kadîmden zâviyeler vaz‘ olunub ehalisi k ı z 1 1 b a ş f i t r e -
t inde perâkende olub gitm ek ile kurâ ve zevâyâ hâlî ve harab kalub
berveçhi tahmin yazılub timara virilmiş imiş Öyle olsa vilâyeti mezbûre
müceddeden kitâbet olundukda ol hâiî ve harab olan kurânın ehâlisinden
ba‘zı kaydı hayatda olanları hazreti hüdâvendigârı gerdûnu iktidarın eyyâ
mı ‘adâletiııde il ve vilâyet emn-ü emân üzere âsûde hâl olmağla gelüb her
biri yerlü yerine mütemekkin olub şenlerüb ehâlı-i vilâyeti mezbûre zikr
olan hâlî ve harab zâviyeler ihyâ olunması lâbüd ve lâzım dır memâ-
liki mahrûsaya dahi intifa'ı vardır deyü rica eyledüklerü bâisden vu
ku'ı üzere der-i devlet nisâba 'arzolundukda pâdişâhımız e'azzallâhü ensa-
rühu hazretlerinin hayrâtı 'âmme meyli tâmmesi olub ba'zı evvelden ha­
rab ve yebâb olub girü ihyâsı lâzım olan kurâya ve ba'zı mahûf der-
bendlerde ber kararı sabık ihdâsı lâbüd olan mahallerde z â v i y e 1er
vaz* idüb evkafını hullide mulkühu kıbelinden her hangi karyede vâki'
olmuş ise mahsûlünden birer çiftlik ta'yin ve taıcdir idesin deyü emrolun-
mağm 4 ber mucebi emri münif lâzım olan mahallarde ba'zı ihyâ ve
ba'zı ihdâs zâviyeler vaz' olunub sebt olundu
[4] « E m r ol u n u b ve s a b ı k - u z - z i k r ola n b a ' z ı e v k afı n kuraları v ad ilerd e vâki' olub
K ı z ı l b a ş fi t r e t i z e m a n ın d a n b e r i k ı r k elli yıl m i k d a r ı h âra b ve hâlî k alu b hâ liy â vilâ ye ti
m e z b û r e h ü d â v en d ig â r h a z r e t l e r i n in ey yâm ı s e ' â d e t l e r i n d e ş e n e l m e ğ e yüz t u t u b e t r a f ve
cevânibde perâkende ola n ehâligi g irü g e lü b c e ı n ‘ olu b ev kafı m ezb û r u n d î v â n î l e r i
e m r i p a d iş a h îl e ş e n e l ü b m a ' m u r o l m a k ş a r t i l e sipah iye v i r il m e k ile m a l i k â n e l e r i n i n
b i z z a r û r e ziyâd e k i t â b e t i lâ zım o l u b H â l i y a hen üz ş e n e l m e k ü ze re o lm a ğ ın m u rtazik a-
* ı n a ş e y ’ i kalîl n e s n e h asıl olu b a m m â d e v l e t i p ad iş âh îd e b i r k a ç zem an m ü r û r id ü b k ü l ­
liyen v i l â y e t şe n e l ü b m a 'm u r o l ı c a k v a k ıf la r ı da h i k i t a b e t o lundu ğu ü ze re m ü s a 'a d e i d e r . »
XXI

Y E N İ İL KANUNU

Tapu ve K a d a s t r o U m um m üd ürlü ğü
D e f t e r n um ara sı : 1 3 8
Tarihi : 1 5 8 3 (9 9 1 )

Rum vilâyetine tabi Y en i II kazası, Sivas civarında üçüncü M ura­


dın validesi sultanın evkafından bir takım köylerle bazı yörük ta ife le ­
rinin yaylâklarından teşkil edilmiş bulunmaktadır.
V a k ıf olan bu köylerde oturan reayanın hak ve vazifelerinin diğer
nevi d ir lik lerde yaşayan reayanın buraya dercettiğimiz diğer k a n u n ­
larda tafsil edilmiş olduğunu gördüğümüz, h ak vazifelerinin aynı
olduğunu göstermesi itibarile bu kanun dikkate şâyandır. Bun­
dan başka; hayat tarzları itibarile “yerlü,, ve çiftçi sınıflardan ayrılan
bir takım göçebe cemaatların imparatorluk içinde tâbi tutuldukları
kayd ve şartlara ait kıymetli malumatı da ihtiva etmektedir.
A yn ı kanunun ayni tarihte çıkarılmış bir sureti, Istanbulda B a ş v e ­
k â le t arşivinde 435 numaralı defterde mevcut bulunduğu gibi; 455 nu­
mara ve 955 tarihli diğer bir defterde de ayrıca muhtasar bir Y en i II
kanunu vardır.

1. ... Se'adetlü sultan dâmet ‘ismetühâ ve zâdet ‘iffetühâ1 hazretleri­


nin haslarından Yeni 11 dimekle mâruf nevâhî ve ana tâbi* olan yer­
ler ve yaylaklar ahvâli muhtel ve müşevveş-ül-hâl ve emâkîni mez-
kürede sâkin olan reaya ve berâyanın halleri meçhul olmakla nice em-
vâl zâyi ve zu'afâ i reaya pâyimâl olmağın haliyâ defter tashih ve
tesvid ve nevâhî-i mezkûreyi kem âyenb eği2 tebyin ve tahdid ve tah­
riri tecdid olunmak buyrulmağın imtisâlen lilemril'âli3 zikrolunan nevâhî­
de kurâdan ve yaylaklardan ve bilcümle ebvâbı mahsulâtdan her ne var
ise nakir ve kıtmir"4 mufassalan defter ve tahrir olundu Ve tashih olunan
mevâki'i haleli5 ve mersûmâtı şer'iyesinden ve örfiyesinden vâki* olan ka-
vânîni hâkaniye i müte'arefe dahi bunlardır ki bermucebi kavâ'idi defâtiri
münîfe i osmaniye ve meâhizi ahkâmı şerife i sultaniye bunlardır ki zik-
rolunur ve şerh kılınur :
2. Vilâyeti Rum ’da resmi tem am çiftlik üzere kaydolunan raiyetler-
[İJ Oj'j j jUl_ [2] JoiÇ' [3] Vuî.l [4] _*J»i ) [5]
{6 ] r ^ l «X>- U J J ijj yİ J <S"
den elli beşer akçe ve nîm çiftk e n bunun nısfı ve ek in lü b en n âk d en on
sekizer akçe ve c a b a kaydolunanlardan dahi reayaya himâyet emri müs-
tahsen olmağın on üçer akçe ve hâlî ‘an ir-rüsûm1 kaydolunan m ü cerred -
lerden teehhül itmediklerince nesne alınmazmış Ammâ zikrolunan Y en i
İl hâdis vilâyet olub reayası henüz kararpezîr olmayub ve irade-i şe­
rife anun âbâdanlığına m üte'allık olub ve hem zikr olunan nevâhîniıı
erazisi k ı r a ç ve hasis ve nâmergub yerler olmağın yerin çiftlik mık-
darınca olanına ve olmayanına i'tibar olunmayub sâbıka evâmiri şerife ile
bir kaç def‘a tahrir olundukda Darende kazasından ifrâz olunmuş b irk aç
pâre kurâyı kadîmeden gayrı kurâda vâki1 olan ekin lü reaya umumâ ben n âk
kaydolunub ol muceb ile on sekizer akçe resm i b en n â k alinur imiş He­
nüz ol ‘illet bâki olub ve reayası zu‘afâ olmağın hirasetleri himayetleri
lâzım görülüb girü ol ka‘ide üzerine mukarrer kılındı
3. Ve zikr olunan nâhiyede kış gayet şiddet üzerine olub eyyâtnı şitâ-
da üç ay belki dört ay sular donub aslâ değirmen yürümeyüb ve yaz olı-
cak dahi ba'zının suyu vefâ itmeyüb ve ba'zının dahi örüsü :i ve ülkesi az
olub ve ba'zı dahi yaylaklarda vâkı‘ olub yörük tâifesi yaylağa geldikleri
zamanda yörüyüb göçüb gitdiklerinden sonra hâlî kalub yürümemeğin ka-
lîl-ül-menâfi' iken defteri ‘atîkde ekserine birer müd gaile resim ve yüzer
akçe kıymet konmal.la terek e behâsı deyü mübâşirler yılda üçer altın resim
aldıkları sebeble reayanın nicesi değirmenlerden feragat idüb dahi emîn
olmazlarmış
Bu d e f a fukarâ bu cihetden ziyâde bihuzurluk beyân itmeğin def-
‘an lilhareç4 zikr olunan nahiyenin değirmenlerine Anadolu vilâyetinde
ba'zı memâliki mahrûsaya kıyas ile ayda beşer akçe resim takdir olun­
du ki temam yıl yörüyeninden altmışar ve altı ay yörüyeninden otuzar
akçe ve sâyir e k a lr> ve ekser yörüyeninden girü bu veçh üzere resim alı-
nub ziyâdeye tecavüz olunmaya Ammâ şöyle ki değirmenin suyu vefâ
idüb yörümeğe k ab il olub ve öğüdecek nesne dahi bulunurken reaya
tekâsül ve te h a v ü n 1’ eyleyüb üzerine durub yürütmeye ol hinde ta k -
sirât kendü kıbelinden olmuş olur ‘özrü m akbul olmayub değirmenim
yörümedi didüğüne ‘amel olunmayub veçhi mesfûr hesabınca takdir
olunan resmin vire ki takd ir olunan rüsûma noksan gelmeye
4. V e nâhiye-i mezbûre tahrir olundukda etrafında vâki* olan nevâ-
hîden kadîmden Yeni İl reayasından olub bir tarik ile göçüb nice zeman
ahar yerlerde sâkin olan ba'zı kimesneler gelüb hâlâ himâyete rağbeten
yazılmak istediklerinde ba‘zıları defteri ‘atîkde mukayyed olmayub ol tâi-
feden ve akraba ve te'allukatlarından olmakla girü cema'atlerine gelüb te-
mekkün eyleyüb şöyle ki gitmeyüb berkarar olursa kimesnenin yazılu
[11 r r ) ' 1 j * [21 [3] [4] [5] j»ı [6j
raiyeti olmadığı takdirce lâzım olan resmi ne ise virüb deftere kayd
oimaduk deyü ‘özür behâne itmeyeler
Ammâ şöyle ki defteri cedide kaydolunan reayadan bâ'zı kimes-
neler yerinden kalk ub ahar vilâyetlere cilâyı v a t a n 1 eylese varduğu
yerde on yıl karar itmiş olmadığı takdirce kanunu kadîm hasebile
göçürülüb yerine getürile M eğer k i caba o la cilâ y ı vatan itdüğü ta k ­
d irce a n a ceb ir y o k d u r h er n e y e r d e olursa resm in v erd ikd en sonra
ta'arruz olun m ayu b h â lin d e kon u la
5. Ve (â d eti a g n âm ) yörükde ve yerlüde iki koyuna bir akçe olub ku­
zu bile sayılub abril evvelinde resim alınub Ve yörüğün koyunu kırılub
hiç kalmasa ve yalıud resmi ganem resmi caba mikdarına olub ya'ni ko­
yunu yirmi altı olub andan ziyâde olmasa anun gibilere k a r a tesmiye olu­
nur on üçer akçe resm i k a r a alınub koyun resmi deyü ziyâde nesne alın­
mamak kanunu ma‘ruf olmağın bunda dahi ol kanun nıu'teber görülüb kayd
olundu Ve ‘âdeti agnâm raiyete tâbi' i'tibar olunur haricde kışlası olicak
k ış la h a k k ı virilür Ve k ış la h a k k ı ağırca sürüden bir şişek8 koyun v
alçak sürüden altı akçe alınmak kanun imiş bunda dahi mu'teber görüldü
6. V e vilâyeti Rumuıı erâzisi iki başdan ta'şir olumak kanun olub
ve Y en i Il’in dahi ekseri yeri vilâyeti Rum ’a tâbi' olm akla iki başdan
t a ‘şîr olunacak iken kaza i mezbûrun reayası zu‘afâ olmağın bundan
akdem defe'ât ile tahrir olundukda kendü rızaları ve taleblerile hâsıl­
larından yedide bir behre virilmek üzerine defâtiri ‘atîkada kayd olun­
muş imiş za'fı hâlleri kem âkân mukarrer olub himâyet olunmaları v i­
lâyetin âbâdanlığma sebeb görülmeğin girü ol ka'id e tağyir olunmayub
hâli üzere ib ka'olu n d u [*1 Meğerki ba'zı kurâ ve rnezâri' olub bir başı
mülk veya vakıf ola anın gibilerden iki öşür alınub hum sii (?) malikâtıeci
içün ve hum sü d a h i (?) vakıf içün kaydolundu
7. Ve reaya behresin anbara ve ak reb bazara iletmek kanunu k a ­
dîm olmağın nevâhî-i mezbûre reayasına dahi behrelerin anbara ve akreb
bazara iletmek kanunu kadîm olmağın nevâhî i mezbûre reayasına dahi beh­
relerin anbara ve akreb bazara iletmek teklif olundukda... ve ‘inad itmeyüb

[2 ]
[ * ] 9 5 5 tarih ve 4 5 5 n u m a ıa l ı defterde ka nun un bu kı sm ı şu ş e k i ld e y a z ı lm ı ş bu-
l ıı n m ak d ad ır :
V i l â y e t i R u m 'u n er âzis i iki b aşd an 1a‘ş ir olm ak kanunu k a d îm d i r A m m â kazâ-i Y e m
İ l ’in re a y ası e z ‘a f reay ada n olub bundan a kd em e k s e r i y e rl e ri ye di d e ) b i r b e h re vir e g e -
liib sâ y i r le r i dahi yedi (d e ) hir b e h r e virii rsa vu z ıy j_ ) v ilâ y e ti m ez b u r ey i m a 'm u r ve
a b â d â n ide liı n deyii m ültezim o ld u k ları seb e b d eıı d e fte r i ced id i s u l t a n î y e ye di (d e) b i r b eh r
v i r e l e r deyü kayd olundu
V e v ilâ y e ti m e z b û r e d e v â k i ' olan ku râ ve m e z â ri ' c ü m l e c â n ib i div ânîsi ve m a l ik â ­
nesi vakfa kayd olun ub r Aill f ı j ) j i ‘ kayd ol u n m u şd u r
iledivireler V e s â l â r olanlar dahi reayanın hasılı harmana gelüb dögü-
lüb kabz zamanı geldikde tevekkuf göstermeyüb filhâl hazır olub ta‘şîr ey­
leyeler Bilâ sebeb ta‘ciz ve tazyik kasdına te’hîr eylemeyeler ki reayanın
hasılına zarar müterettib olmalu olmaya E g er şöyle ki bilâ sebeb mücer­
red t a ‘cîz ve tazyik içün t e ’hir itdüğü zâhir olub zarar müterettib o l­
malu olursa ol vakıtde def‘i zarar içün reaya köyün imamı ve kethu-
dâsı ve sâyir ihtiyarları m a‘rifetlerile harmanın ölçüb behresin ifrâz e y ­
lem eğe ruhsat virilmişdir Şöyle ki lâzımgelüb reaya öyle eyledikleri va-
kıtde ma‘rifetsiz harmanın götürmüşsiz deyü muâhiz olmayalar
8. V e reayanın biri fevt olub bir kaç oğulları kalsa yeri birinin
üzerine kaydolunub sâyirleri hâllü haline göre b en nâk ise bennâk ve caba
ise caba kaydolunmak kanunu hâkanîdir Öyle olduğu vakıtde gerekdir ki
y e r resm i ile anların ca b a ve ben n âk resm i birikdirilüb hisseleri mikda-
rınca mâbeynlerinde cümle edâ eyleyüb yeri dahi cümlesi müşterek t a ­
sarruf ideler Kesreti te‘âmül eclinden nizamı reaya bunun üzerine mun­
tazam olmak mebrûr olmağın bunun gibi hususlar vâkı‘ oldukda defteri ce-
dîdde d hi ol veçhile kaydolundu Ammâ yer üzerine kayd olunan kimes­
ne defterde yer yalnız benim üzerime kaydolundu deyü nizâ‘ idüb şâyir-
lerine yerden hisse virmemek istese sözü makbul olmayub yer cümlesine
hükm olunub rüsûmu dahi veçhi meşruh üzerlerine hisselerince iştirak üzere
edâ ideler
9. V e reaya ‘adetâ ziraat olunu gelen yerlerini bilâ mâni‘ mütevâ-
liyen üç yıl boz kosa def‘i zarar icün elinden alınub gayrı kimesneye
tapuya virilmek ‘örfen câizdir Ammâ evi önü ve davarları örüsü olub
‘âdetâ ziraat olunu gelmiş yerler olmasa anun gibiler boz kondu deyü ta­
puya virilmek câiz değildir tapuya virilmeye Ve reaya çift öküzü m a s­
lahatı içün ve harman yeri içün kifâyet mikdarı bir kaç dönüm yerini boz
koyub mer‘a idinmek memnu* olmayub ana binâen ol maslahat içün boz
kosa ana dahi ruhsat virilmişdir vâki* oldukda tapuya virilmeye Ammâ
kadri hâcetden ziyâde boz kosa ziyâdesi tapuya virile
10. Ve bir kimesne fevt olub oğlu kalub yetim olsa kalan yeri oğlu­
na nisbet mülkü mevrûs i ‘tibâr olunmuşdur Mâdam ki ziraat ider kimes-
mesnesi olub ziraat olunub rüsûmu edâ oluna ahara tapuya virilmek mem-
nu'dur Ammâ ziraat idüb rüsûmun edâ ider kimesnesi olmasa yetim ya
rayınca bir kimesneye virilüb ol kimesne ziraat idüb kulluğun çek e yetim
tasarrufa kadir olub taleb itdükde kendüye hükm oluna
11. Ve tapulu yerler husûsunda d a h i l ile h a r i ç ortasında tercih
memnu* olduğuna binâen nevâhî-i mezbûrede dahi bu ma‘nâ mu'teberdir
Bunun gibi husûs vâki* oldukda h a r i ç r a i y e t tapu ile aldugı yeri ziraat
idüb rüsûmuna kayim iken sen hariçsin deyü kimesne dahi ve ta'ârruz
itmeyeler Meğer ki oldahi üç yıl bilâ mâni* ta'til eyleye Ol hinde sâ-
yirler gibi anun dahi tutduğu yer elinden alınub dahile ve gayre virilse
câiz ola
12. V e bir karındaş fevt olub oğlu kalmayub karındaşları kalsa karın­
daşları bîgarez kim esneler anun (?) hisse için ta'yin itdikleri resm i tapuyu
virüb tapulamak câiz iken ahara tapuya virilmek câiz görülmemişdir Bu vi­
lâyetde dahi bunun gibi lıusûs vâki* olsa idilüb kanuna muhâlif iş idilmeye
Meğer karındaşları mürad idinmeyüb ferâgat eyleyeler ol vakıtde kime di-
lenürse tapuya virilmek câiz ola Bu veçhile ahara tapuya virildikden son­
ra karındaşları nâdim olub biz dahi kabul ideriz dişeler sözleri mesmû*
olmaya Zirâ tapu üzerine tapu ‘ademi cevazda nikâh üzerine nikâh
mesâbesinde görülmüşdür
13. Ve ehli kurânın davarlarl örüşiçün 1 vaz‘ olunan yerlerin ek il­
mesi ve korunması zararı *âm olduğu sebebden memnu* iken mübâşi-
rîn nevâhî i mezbûrede ba'zı kurânın kadimi mer'âlarını ve yaylaklarını yö­
rük tâifesine ve gayrılara bilâ sebeb tapuya virüb anlar dahi kimi yurd
idinüb ve kimi dahi ziraat itmek ile reayanın mer'alarına külli müzayaka
hâsıl olub bu sebebden nâs ortasında fiten ve şurur2 vâki* olurmuş Bu
def*a zikrolunan kanunu te'kid ve te ’yid içün anun gibi mer‘aların ekilmesi
ve tapuya virilmesinin ‘ademi cevâzı defteri cedide kayd olundu ki minba'd
kimesne ol veçhile kanuna muhâlif iş itmeğe tecâsür itmeye iderse dahi ten-
fiz olunmayub v i l â y e t k a d ı l a r ı nakz idüb girü mer’alığına hükmey-
leyeler
14. Ve kendü yerin bilkülliye terk idüb aharın yerinde ziraat iden
reayadan ik i öşür alınmak ve çiftin bozub ahar kâr ve kisbe meşgul
olanlardan çift bozan a k ç e s i alınmak örfü m a‘rûf olmağın nevâhî-i mezbû­
rede dahi bu kanun mu‘teber görülmüşdür Meğer ki kendünün yerin zi­
raat idüb vazifesin edâ itdikden sonra varub aharın yerinde dahi zira­
at ide veyahud kendünün ziraate kabil yeri olmayub ayrı yerde ziraat ey­
leye veyahud ahar kâr ve kisb eyleye Ol takdirce tek ra r öşü r a lın m a k
veyahud ç ift bozan akçesi alınmak hayfı nâma'rûfdur alınmaya
15. V e bağ ve bağçeden ve besâtînden nöşür alınmak kanunu şer'a mü-
tabık olmağın ol veçhile kayd olundu Ammâ telhisi öşürde muzâyaka olub
ve hem reaya kat' zamanına gelince intifa‘dan men' (?) meyvanm ve seb-
zevâtın salâhı zâhir olduğu zemanda bîgarez ehli hibre kimesneler ile üze­
rine varılub hak üzerine kıymete tutulub takdir olunan kıymet hasebi (?)
ile öşürden bedel akçe alınm ak reaya canibine erfak ve vakfı şerif c a ­
nibine evfak görüldü
16. Ve vilâyeti mezbûrede öşürden bedel bir kovana iki akçe takdir
80 Omer Barkan

olunub alınugelmeğin girü ol veçhile kayd olundı Ammâ alınan akçe


öşrü ol mikdar akçe eyeleyen ballu kovandan ta'yin olunmuşdur Hiç bal
eylemeyen kovandan nesne alınmak şer a ve emre muhâlifdir Anunçün
nesne taleb olunmaya Ve hâricden kovan getürülüb dahili vilâyete konul­
sa eger raiy et sahibinden kovandan ö ş ü r yazılmış ise öşür y ere tâ b i‘
olu b toprak sahibi alub ve eger r e s i m yazılmış ise resim raiy ete tâ­
b i‘ olub raiyet sahibi alub toprak sahibi dahi toprağında bal eyledüğü
için öşür alınm ak m a‘mûlun bih kanundır bu nevâhîde dahi bunun gibi
nesne vâki* olursa öyle ideler Ve şol karyeler ki v akıf veya mülk olan
kovan resminin bir akçesi vakıf ve mülk cânibine ve bir akçe d i v â n ı
cânibine virile V e resmî ‘arûsâne husûsiyâtında vilâyeti Rumda câri olan
kanun bunda dahi ma'mulün bih olmağın anun üzerine mukarrer kılındı
17. V e nevâhî i mezbûrede vâki* olan beytülmâl ve mâli gaib ve mâli
mefkud ve yav a ve kaçku n girü kendüye müte‘allik olub hâricden ki
ırıesnenin dahli yokdur anun gibiler vâki* oldukda filhâl kadı defterine ya-
zılub kim mubâşir ise ana teslim oluna Eger müteveffânın vârisi ma‘lûm
olub ol vârisin dahili memleketde mekânı ma‘lûm olursa dei‘a mübâşire
teslim olunmaya Belki v a s î elinde altı ay mikdarı dura gelmezse m ü b â ­
ş i r e teslim oluna Sonra vâris gelürse andan ala Ve eğer vâris hariç
memleketde olub mekânı ma'lûm olmazsa ol kimesneye m e fk u d dirler Bir
yıl mikdarı intizar oluna gelmezse mübâşire teslim oluna M âli gaib ve
m â li m e fk u d deyü beytülmâl ile bile mukata‘aya virilen tereke-i meyt
olandır her evinden çıkub sefere giden kişi>ıün mâli değildir yahud mâli
ni««nıânete koyub giden kimesnenin mâli değildir B a ‘zı yerlerde nâdân
lıkda ‘ummâl tâifesi bunun gibiler vâki* olsa mâli gayıb ve mali mefkud
dır deyü tn'alluk iderler ammâ filhakika câiz olmaduğuna binâen kan j
nu defterde ta'rif ve tafsil olundı ki bu makulelere ‘ummâl tâifesi tecâsür
idüb kimesneye hilafı şer‘ ve kanun hayf itmeyeler
18. V e z i k ro lu n a n nevâh îd e Z ü l k a d r i y e ve Hal eb y ö r ü k l e r i ndeıı ve g a v -
rı d an b a 'z ı y ö r ü k t â i f e s i h â ric d e n g e lü b b a ' z ı k u râ ve m e z â ri ' e r â z is in d e z i ra a t id ü b gi rü
g ö ç ü b ve k u ;ıu b y ü rü k lü ğ ü n d e o lu rk en m ü c err ed b i r m ikd ar ye r z i r a a t it m e k le a n l a ­
rın g i b i l e r i n ü z e r l e r i n e d e f t e r i sâ b ık d a riisû m u c a b a ve b e n n â k k a y d o lu n m u ş Y ö rü k yö ­
rü k old u ğu h a y siy e td e n m âd a m ki yö rü klü kd en f e r a g a t idüb tem ek k ün ih tiy ar
itm ey e b u m a k u l e r iis û m a r a iy e t d e n ‘ ârî ve berî olm ak ö r f ü m a 'ru f olm ağın . a n l a ­
rı n g i b i l e r i n ü z e r l e r i n e bu d e f ' a cab a v ; b ennâk resm i kay d o lu n m ak d an içtinâb o lu n u b
z i r a a t i td i k l e r i y e ri n rü su m un ve h a s ı l l a r ı n ı n hukukun v i r m e k ü ze re kay d o lu n d u Ve yö­
r ü k t â i f e ı i n d e ı ı b a ‘ zı k i m e s n e l e r b a ' z ı ın ezâr i' a z i r a a t ç i kay d o lu u u b b e h r e l e r i n vir-
d i k d e n s o n ra a l t ı ş a r a k ç e d u h â n iy e * v i r e l e r deyü d e f t e r i ' a t i k d e m uka yye d o lm akla anun
g i b i l e r d e n d e f t e r m u ceb in ce d eyü hem ye dide b i r b ehre a l ın u b ve a l t ı ş a r a k ç e dah i d u -
h â n iy e d e y ü a l ın u r m ı ş ö r f ü m a 'r u f d a ö ş r ile d uhâniye c e m ' o l m a d u ğ ı sebebden bu
d e f ' a a n la r ın ü z e r l e r i n e d uhâniye y azı lmad ı M e ^ e r ki vilâye t^ içi n de k ı ş l a y u b öşü r m a
kulesinden az ve ç o k n esn e v i r m e y e l e r O l va k ti n d u hâ niye alın sa veçhi yo k değildir
19. Ve ‘amme-i memâlik i mahrusede cin ây â t mukabelesinde vaz‘ olı-
nan cerâim-i m a'rûfe kefereden sâdır olsa her i'tib a r ile müslümandan
alınaııun nısfı alınm ak kanun-ı mukannen iken defter i sâbıkda meskû-
t-ün-‘anhl olmakla kefereden dahi müslümandan alman kadar belki k ü f­
rü sebebile muhân ve makhıır3 olub müdafaaya kadir olmadığı içün
daha ziyâde alınmak dahi vâki' olur imiş Taife-i mezbûre bu cihetden
müzayaka beyân itmeğin bu bâbda anların husûslannda dahi sâyir
memâlik-i mahrûsede câri olan kanun icrâ olunmak vilâyet-i mezbûrenin
şenelmesine ve âbâdânlığına sebeb mülâhaza olduğı bâisden ol
veçhile takyid olındı ki nısıfdan ziyadeye te'adi ve tecavüz olınmaya
2 0 V e d e f t e r - i ‘a t î k ' d e z i k r olan n ah iy e d e B o z o k t a i f e s i n e mahsus b a'zı
maksûrn ve mahd ud ve ın ü t e ‘add id yay la k la r olu b z i k r o lunan y a y la k l a r e h l i n e g ö r e ç en dân
vüs atlıı ve fe z â lu y e r l e r olm ay ub eh li o ta ve suya m üz a y a k a ç e k m e k d e n hâlî d e ğ i l l e r ik en
d e f t e r i s a b ık d a m erk u m olan y ay la k ları n üzerin e k i m i n i n iki yüz r e ’s^ ve kim inin yüzer
r e ’ s ve y e t m i ş s e k s e n r e ' s ko yun v e b a 'z ın a yüz s i k k e ve b a ' z i o a elli s i k k e ve a l t m ı ş
s i k k e a ltu n ve da h a ziy â d e ve ıı âkıs t a h a m m ü l ü n d e n ziy âd e-i fa h i ş ile rü sûm vaz* o lu n m ağ ın
şuna k a r îb o lm uş ki b a 'z ı ta if e ın üte'a d did y ı ır d l a r ın ın r e s m i k o r ııs iç ü n h an e d en hane ye
e l l i ş e r ve a l t m ı ş a r b e l k i d a h a ziyâ de resi n vir ü b h a lâ s o l m a y a n la r ‘ A l e l h u s û s b e r - v e ç h - i
maktu* y u rd üze ri n e vaz' o lu n u b b a zı ge iü b k o n u b v e ba'/ ı g e lm e s e ge le nd en maktu*
b i t t e m â m a l ın m a k lâ z ım g e l ü r i m i ş Z ık r o l ın a n tâife ğ e lü b m erk um ola n rü sû m bizim
m a r i f e t i m i z ve r ızam ız yoğ ik en g â i b â n e e h l - i g a r e z k i m e s n e l e r sözi le y a z ı lm ı şd ır ta h a m m ü ­
lün den ziyâ d edir bir k a ç yı l v a r d ı r ki bu s e b e b ile y a y la k l a rım ız a g e le m e z o l d ı k y ü rü k
t â i f e s i n e s a t ıl u r oldı deyü ziyâde i zhar*ı ‘a cz id ü b m u*ata fe t- i pad işah ı rica etdiklerın de
b o y b e y l e r i n d e n ve a ’ y a n d a n n ic e b îg a re z s a k a ? m u ’t e m e d - ü n - ‘a l e y h k i m e s n e l e r
gelü b nef s- i em ird e® b u n la rın y a y la k l a r ı zik r olın an kad ar rü cû ın a m ü t e h a m m i l d e ğ ild ir
b u n l a r a hayf ol m u ş d ı r di y üb o 'v e ç h ı i e m e z k û r l a r a m ü t ı ' a l l ı k rüsûmıı s a k î l g ö r ıl e n y a y l a k ­
la rı n r e s i m l e r i n d e n e h l i h i b r e uıa‘r i f e t i l e her b i r i n d e n b i r e r m ik d a r hailü h a ll e ri n e
g ö r e tahfif olu n m ak m ü n a s i b i ‘a d a l e t g ö r il ü b ve a n la r dahi ol m e r t e b e y e rı/a g ö s t e r ü b
m i n b a 'd ç o k d ı r deyü nizâ* ve f e z â 1** itm e y ü b t a ' y i n olınan rü sûm nalcıs g e ls ü n ve k ü l l î g e l -
sü n hüsn-i rı z â l a ri l e v i r e c e k ol d u k l a rın d a k a z ı y y e l e r İ ( k ıs s a l a r ı ) d e f t e r e k a y d olun dı
(k i ta r a fe y n d e n h il a f ın a c ev az g ö s t e r i l m e y e d e yü k a n u n n a m e -i ‘a tı k a d a ) m ukay yed olu b
L â k i n zik r ola n h u s û s g a y r-i vaki* olu b B o z o k t â i f e s i n i n y a y la d ık l a r ı y u rd lar
c e m â 'a tlerin e g ö r e vüs atl i ol m a kla k e n d ü l e r e k a d e r - i k i fâ y e td e n ziyâd esin ba'z ı yu rdu
o l m a y a n c e m â a t l e r e o tla ğ ın fü r u h t id ü b k ü l lî a k ç e l e r i n a l d ı k l a r ı n a ‘ilm- i yak în h a sıl o lı-
yü rd lar ın d an c e m â 'a t l e r i n i n k a d e r - i h a c e t l e r i n d e n ziyâd esin evk af-ı
c a k b a 'z ı mu'azz am
şerife reayasından ba 'z ı c e n ı â ' a t e tapu ile v i r ü b ve h ali n e g ö r e ü z e rin e r e s i m t a k d i r o l ı-
n u b d e f t e r e kayd o l u n m ış d ı r D e f t e r - i hakanı ve e l l e r i n d e olan te ın e s s ü k â t m u c e b i üze re
t e s a r r u f l a r ı n d a olub k i m e s n e nizâ* ve t e ' a d d î e y l e m e y e V e m i n b a 'd B o z o k t a i f e s inin
yü rd l a r ın d a n k e n d ü l e r e k i f â y e t d e n zâyid ka lan ı (k alu b ) h a riç d e n t i i r k n ı â n a bey* e y le y ü b
m â b e y n l e r i n d e c id a l vâki* ol m adan zab it-i vakf o lan lar e v k a f- ı m e z b û r e re ay asın d an yurdı
•Im ayan tâifeye vir üb r e s m i n va k f- ı ş e r î f içün z a b t ey le m e k c â n i b - i r e a y a y a ve c â n i b - i
vak fı ş e r i f e enfa* fe h m o lu n m a ğ ın ol m inv al ü z e re kayd olun dı Z i k r o l ın a n n evâh iye yay -
layu g e le n Z ü l k a d r i y e ve h a l e b y ü r ü k l e r in in ü z e r l e r i n e k o r u rü sû m u n d an
f a y r ı resm i yay lak a d ı n a bay ve yohsu! koy unlu ve ko yun su z d i n i l m e y ü b d e f t e r - i sâbık-
da h a n e d e n h an e y e o tu z ü ç e r a k ç e vaz* o l u n m a k l a koyum o lm a y u b s a d a k a t ı n â s l e geçi-

[1] c * [2 ] oU* [3J [4 ) [5 ] c i » [ 6] [7| * * [8) j £»>*


n ü r ola n f u k a r a s ı n d a n ki a n l a r a a y r a n c ı ve c i v e l e k * deyü t a b i r i d e r l e r o tu z
ü ç e r a k ç e t a l e b o l ı n u r n u ş E u d e f ' a z i k r ola n t a i f e n i n f u k a ra sı ve zu'afas ı g e lü b k a d i m d e n
b izim g i b i l e r d e a s l a n e s n e a l ın m a y u b a n c a k a gn âm s a h i h l e r i n d e n a l ı r ı n d ı şi m di d e f t e r
m u c e b i n c e d e y ü b i z d e n d a h i b i - k e t m 2 otu z ü ç e r a k ç e alinu r h ayfd ır deyü t a r a h o u m t a ­
l e b e t d i k l e r i n d e bu m a k u l e c i v e l e k e r d e n 3 n e s n e a l ın m a y u b ve a gn âm sah ib i o l a n l a r dahi
‘a l e s s e v i y y e g ö r ü l m e y ü b a ' l â ve e d n â ve e v s a t i ' l i b a r i l e k o y u n ın a ve k u d r e t i n e g ö r e a l ı n ­
m ak f u k a r a h a k k ı n a e r f a k ve e ş f a k * görü ld i ki m i n b a ' d anun ü z e r i n e t e ' â m ü l o l ı n u b h il â ­
fın a c e v â z g ö s t e r i l m e y e A m m â z i k r o l m a n ta i f e d e n f a k ır o l a n l a r a so n rad an b i r s e b e b ile
g ı n â tâ r î o l s a hîn i t a h r i r d e f a k ir i d i k ü z e ri m iz e o l hînde n e s n e v a z ‘ o l ın m a m ış idi deyü
n iz â ' i t m e y ü b ka n u n l a rı ü z e re v i r i l ü g e l e n r ü s û m - i ‘ â d i y e y i a n l a r dahi v i r e l e r
2 1 . V e zik r o l m a n ue vâh îd e yay la y an y ü r ü k t a i f e s i m erk um olan o tu z ü ç e r
a k ç e re sm i y a y la k ı v ird iklerin d en sOnra m u b â ş î r i n b a ‘zı y a y la k la rı birer m ikdar
r e s m i k o r ı t a ' y î n i ile a h a r l a r a ta p u y a v ir m e k c â i z b e l k i ç ok vâki* o l ıy c a k z i k r o lan t â i -
fe n in ol m a h a l d e yu rd a ve m e r ' â y a ş i d d e t - i i h t i y a ç l a r ı oI dıı£ ı s e b e b d e n yu rd lar ı e l l e r i n ­
d e n g i t m e k havfi n den r e s m i k o r ı a d ı n a y ı ld a b ire ^ m ikd ar n esn e v ir m e k me a l k e r â h e y a n ­
la rı n d a c â iz o l m a k ile k e n d ü l e r i n i n k a d îm î yu rd lar ı g i r ü k e n d ü l e r e kim i yirmi r e ‘ s ve
o t u z r e ' s ve k im i da h i k ı r k r e ‘ s ve e l l i r e ' s ve k im i dahi a l t m ı ş ve y e t m i ş ve s e k s e n
r e ‘ s k o y ın a ve kimi yirm i ve otu z ve k ı r k ve ell i ( s i k k e a l l u n a ) ve yüz s i k k e f i l o r i y e
m u k a t a 'a y a v ir il ü b bu k a d a r r e s m i tap u vir ü b ve bu k a d a r dahi r e s m i k o r ı v i r m e g e m ül­
t e z i m o l ı y c a k yu rd lar ı e l l e r i n d e m u k a r r e r kılı nd ı d e yü e l l e r i n e h ü c c e t l e r v ir il ü b ve d e f ­
t e r e dah i o l v e ç h i l e kayd o l ın m a k ile şu m e r t e b e y e k a r ı b o l m ış ki bu iki r e s i m d e n ö tü ri
b a 'z ı k ı r k a r ve b a'zı e l l i ş e r ve a l t m ı ş a r a k ç e vir üb m alzem ei e d â i d e m e y e l e r B u n l a r ın h â l ­
l e r i bu v e ç h i l e oldu &ı m a 'l û m o l u n c a k f u k a r a n ı n h a y ı r d u b a l a r ı n a ta m a 'a n b u n la rd a n
dahi b»r m i k d a r t a h f i f o l u n m a k ‘ a d a l e t e ev fa k ve fı ık arâ h a k k ı n d a e r fa k g ö r ü l m e ğ i n h al-
lü h alin e g ö r e b i r e r m i k d a r t a h f i f olınııp m eh allü m e h a lli n e kayd olın dı d e yü d e f t e r - i
' a t î k d e m u kay yed o l m a ğ ın ü s l û b -ı s a b ı k t a ğ y i r o lu n m a y u b hâli ü ze re i b k a o l ın d ı V e zikr
o lın an n a h iy e y e k â h î y ü r ü k t â i f e s i n d e n ba'z ı p e r â k e n d e e v l e r g e lü b an ların m ahsus
ve m u ay y en yu rd lar ı o l m a y u b resim lü o la n y a y la k la rd a n ve y u r d i a r d a n h a r i ç ga y rı
m u ' t e b e r hâlî ve k ı r a ç ve b e y â b â n y e r l e r e k o n u b ve g ö ç ü b lâ kin k o n d u k l a r ı y e r l e r i Y e n i
tl iıı hud udu i ç in d e olm akla a n la r d a n dahi sây ir y u r d l u v e y â y l a k l u y ü r ü k l e r e kıyas
il e h ân ad en hâne ye ot u z ü ç e r a k ç e a l ı n u r m ı ş Bu def a m e z k û r l a r bu c i h e t d e n r e n c i d e l i k
i zh ar i t d i k l e r i n d e fiIvâki* zik r olun an k ı y a s r n a ' a l f â n k ' g ö r ü l ü b ma kul ve m a k b u l olm a dın
(l âkin b u n l a r da h i g e lü b h u d u d -ı v ila y e t i ç in e g i r ü b b a ' z ı k ö ş e l e r i n e k o n u b ve g ö c ü b b i l ­
c ü m l e o tu n d a n ve suy un da n ) m ü n t e f i ' ol d u k l a rı m u k a b e le s i n d e a n la r d a n dahi m e c c a o r'
o l m a s ın i ç in h â n e d en hâne ye i k i ş e r a k ç e r e s m i o t la k t a k d i r olu n m asın m ü n a s i b g ö r ü lü b
ve k e n d il e r i dahi bu m e r t e b e y e hüsnü rı za g ö s t e r i c t k an un gi b i l â m e k â n 'a r ı n ü z e r l e r i n e
h â n e d e n h ân e y e i k i ş e r a k ç e r e s m i o t l a k t a k d i r o'u n d ı M eğ er ki b u n la r dahi m u 'a y y e n
yu rd t u t u b Y e n i İli i h t i s a s e y li y e l e r veya hud a s a l e t ile veya m ü t a b e ' a t ile h a s yay lak ­
lara ve y u r d 'a r a k o n a l a r ve y ü r ü y e l e r ol v a k i t z ik ro unen k ı y a s ile b u n l a r dahi rü sû m u
‘ a d iy e i y a y l â k ı y e v i r e l e r nizâ ‘ i t m e y e l e r .
22. Ve y ü r ü k t â i f e s i ’ u d en b a'zı k i m e s n e l e r ııev âh î- i m e z b û r e d e vâk i ' olan
k u r â ve ınez âri * e r â z is in d e n b a 'z ı y e rleri kim in k e n d ü l e r z i ra a t idü b ve kim in dahi ba'zı
y e rl ü k i m e s n e l e r e to h um v ir ü b z i r a a t e t d i k l e r i s e b e b d e n d e f t e r - i s â b ı k d a z i r a ' a t c i
kayd o l ı n u b m a 'h â z â b a ' z i l a r ı h u su sın d a o tu z ü ç e r a k ç e r e s m i y a y l a k ların g irü v i r e l e r d e ­
yü m uka y yed i k e n b u n l a rın g i b i l e r d e n r e s m i y a y l a k t a l e b o lu n d u k d a b i z z i r a a t i d e n l e r -
d e n ü z deyü d e f t e r m u c e b i n c e ü z e r l e r i n e m u kay yed ola n rü s û m -ı ‘ â d iy e - i y a y la k ı y e vir -
m e k d e t e ' a l l ü l ve ' i n a d i d e r l e r i m i ş B u n l a r ın g i b i l e r h u su su n d a dahi şol v e ç h i l e b i i k û m e t

W 15^*/. ' |2| f S [ 3] [4J jiM j J ’j ' [5J J jUJı £+ [6] j'f
[7] w* \z » ^ 1
o l u n d ı ki şö yle ki b u n l a r b i r y e rd e te m e k k ü n ve i a k a r r u r id ü b ya y la k a d ın a ol an y e r l e r e
ve y u r d l a r a ve n ı e r 'a l a r a k on m ayu b ve d av arl arı n dahi o t a r m a y a n l a r * b u n l a rd a n re sm i
ya y la k t a l e b olu n m a y a A m m â şö yle ki b u n l a r dahi s â y i r l e r gi b i nevfchî-i m e z b u r d a y a y ­
la k a d ı n a o l a n y e r l e r e ve m e r 'â l a r a kon u b ve g ö ç ü b o tu n d a n ve suy un dan m ün te fi* ola­
lar o l h îo d e z i r a ' a t c i o 'm a k y ay lak resm in v i r m e ğ e m â n i' o lm a d u ğ ın a b in â e n s â ­
y i r l e r r.e m i k d a r a k ç e re s m i y a y la k v i r i r l e r ise bun lar dahi h a ll e rin e g ö r e ol m i k d a r r e s ­
mi y a y la k v i r e l e r *inad ve nizâ * i tm e y e l e r
23- Ve zikr olınan nevâhîde ba'zı karyelerin ve mezre'aların m a l i ­
k â n e leri husûsmda etrafında vâki' olan kadılıklardan ve gayrıdan ba‘-
zı kimesneler gelüb kimi mülk i ınevrûsımızdır deyüb ve kimi dahi bize
meşrut v akf ı müsecceldir deyüb kimi dalıi medâris ve mesâcid vakfıdır
deyüb da'valarına mutabık ba’zı temessükât-ı şer'iye ve suver i defâtir i hâ-
kaniye ve mukarrernâme-i padişâ'ıiye ibrâz eyleyüb vakfiyetinde ve mül­
kiyetinde şâibe-i şübhe olm ayıcak anlar dahi mehallü mehallinde vakfiyet
ve mülkiyet üzere kayd olındı ki minba'd hukuk-ı malikânesin ta'yin o-
lınan cihâtına masruf olub hâricden kimesne hilâfına cevâz göstermeye
Ammâ d i v â n i s i v e r ü s û m - ı ö r f i y e s i girü kemâkân vakf içün zabt
olınub anlara dahi m â l i k â n e c i l e r cânibinden kimesne dahlitmeyeler
24. Ve defter-i alîkde merhum ve m agfurün-leh sultan Süleyman han
tâ b e serâh zemaıınıda zikr olman nahiyede mütemekkin olan kefere tâi­
fesi üzerlerine bervech-i maktu' yirmi beşer akçe ciz y e vaz' olınmak ile
anlardan fakir ve ganî ve mutavassıt fark ohnmayub her reisden yirmi
beşer akçe cizye alınurmış Bu dahi şer-'i şerif muklezâsı üzere haline gö­
re vaz' olınmak gerek idi çünki terehhumen yirmi beş akçeden ziyâde
alınmazsa bâri yirmi beşer mâbeynlerinde hallü hallerine göre tevzi' üze­
re cem' olınub agniyâsı vireceği mâli fukarâ ve zu'afâsı virmek lâzımgel-
meye deyü mukayyed olub ol zeınandanberü iki def'a cülüs-i hümâyûn
vâki* olmağın cizyeleri (-tuz beşer akçe olub lâkin haraç ı şer'îden ekall-i
kalîl olmağla cizyeleri kırkar akçe lıisabı üzere kayd ı defter olundı
25. Amınâ jü iS~ ti ( ^ f t)2 nâm karye ş a h r â h ı m üstakim ’ de vâki'
olub her bâr âyende ve revende' nin te'addî ve ezâlarından halî
olmayub girü meûnetleriner' tahammül eylemeğin ahvâllerine tarahhumen
karye-i mezbûre keferesinin cizyeleri oluz beşer akçe (hisabı üzere) alıra
ziyade taleb olunmaya Ve nahiye-i mezbûrede Kalkanlu ve Turna Çayırı
ve Ağaç Kal'a ve Ksra Hacılu ııâm karyeler g a y e t ile uğrak yer olub
her gün ve her gece âyeııde ve revendeııin te'addî ve ezâlarından hâ-
lîler olmayub girü bu cümle ile anların meûnetleriııe tehan ır.ül eyle­
yüb yemlerine ve yem eklerine bulunmakdan hâlî değiller inıiş Bu def'a
zikr olınan kurâ fukatâsı gelüb hallerine terahhumen hasıllarından on d a
b ir behre alınmak bâbında ‘inayet i padişâhî ve mu atafet i şehinşâhî (taleb
[1] }*-• j [2] K a k u tl ı ı [3] » 'j [4) sj> »-»-J [5]
ve) rica itdikleri sebeb ile zikr olınan karyelerin behreleri onda bir kayd
olındılar andan ziyâde taleb olınmaya Ve bilcümle eger bu hususdır ve
eger sâyir zikr olınan husûslardır vâkı‘ oldukda oralarda cezm ve kayd
olınmayub meşiyetullâh-i t e ‘alâ ya t a ‘lik idilüb hîn-i ‘arzd aferm an -ı ş e ­
rife ie v fik ve havale olınmış idi Tahrir temâm olub d efter âsitâne-i se-
‘adet destgâha getürüldükde zikr olınan tagyirâta m üte'allik hüsüslar
el-hâlet-i hâzihî nahiye-i mezbûre hatt ı hümayun-ı se'adet makrun nsuce-
bince bervech-i vakfiyet havza-i zabıtlarında ve havme i tasarruflarında
olan seyyidet ül-muhadderât iklîlet ül-muhassanât sâhibet ü l ‘ızzi-ves-se‘adât
râgıbet-iil-hayrât vel-hasenât el-mahfûfetü bi-sınûf-ı ‘avâtıf-il melik-il müste‘ân
se'ade.tlü sultan dâmet ısmetühâ hazretlerinin âsitane-i (şerifleri ve devlet şi'ar-
larında se'âdet âşiyanlarına3 mufassalan ‘arz olınub ammâ bu cihetlerden
birer mikdar mâle dahi noksan gelmekden hâlî değildir dinildikde fukarâ ve
zu'afâya re’fet-i rahîmâne ve merhamet i kerîmâneleri muktezâsınca ş e r 'i
şerife ve kanun-ı münîfe muhâlif olan evzâ‘ bilkülliyyen ref‘ olınub mâle
n akz gelürse gelsün vebâl hasıl olacak nesnelerden ictinâb olııısun de­
yü buynrub ve zikr olınan husûsiyât $erh olınduğı üzere tahrir ve takrir
olınmağa emr i şerifleri şeref sııdûra karin olmağın emr-i şerifleri üzere
zikr olınan mevâdd-ı mahsûsadan her biri vech-i meşruh üzerine tahrir
ve takrir kılındı Ammâ sâyir hudud'1 (ve hukukuna ve rüsüm-ı şer'iye-
sine ve örfiyesine nakz ve nesih virilmeyüb sâbıkda te'âm ü l oluna
geldüği hâl üzere ber m u k tez â y ı) k a n u n -ı k a d im -i v ilâ y et i R u m tahrir
ve tastır olınmışdır
2 6 . I ’e a ın m â ba'zı m ü b aşirler y ü r ü k t a i f e s i n den ve ga y rıd an r u s û m - ı yay lak
ve sâ y i r m e r a û m a t l ^ rü su m atı ) c e m ' i t d i k l e r i n d e k e n d ü n efisleri iç ü n r e s îd a k ç e s i 4 d e y ü
ve h id m e t deyü d e f t e r d e kay d o l m a n d a n z i y â d e ve b e ş e r ve o n a r a k ç e l e r i n a lu b t a ' a d d i
■ d e r le n m i ş Ve b a 'z ı k im esnelerin kad iın î y u r d l a r ın ı ve m e r ' a l a r ı n ı m â n i ' olub b i r yıl
g e l m e d i k l e r i iç ü n a h a r l a r a ta p u y a v i r ir l e r im iş (ve ya hud yu rd ın h â l î kald ı deyü b e h a n e
i d e r l e r i m iş Rıı d e fa ) b un ın g i b i h u su sla r s e b e b i n d e n r e a y a ve y a y l a k c ı l a r
m â b e y n l e r i n d e k ü l lî i h t i l â l ve şer ve ş û r r> ve k ı t a l ve m u h a r e b e v â k i ' o lu b ve lh asıl ( n i z a --
»ız m a d d e y e r a s t g e l i n m e m e ğ i n ) b u m a k u l e h ıl â f- ı ş e r ve m u g a y ır - ı ka nun m û r is - i niz a'
ve c e d e l fi olan u m û rın m eıı 'i ve n eh yi v a c i b g ö r i l ü b ‘a d e m - i c evâzı d e f t e r e kayd o lın dı
(k i m i n b a 'd h il âf ın a c e v a z g ö s t e r i l m e y ü b i d e r l e r s e dahi n ıe n k u z ve m e n su h o l ın a ) M eğer­
ki üç yıl m ü tevâliy en gelm eyü b hâlî koyub rüsûm -ı ‘ ad iy ey e n ok san lâzım gele
O l h în d e k a n u n -ı k ad îm ü ze re ta p u ya v i r il se c â y iz ola
27. Ve z ık r o l m a n k a d ıl ık d a K alk an la nâm k ary ed e ve b a 'z ı y ay lak lard a b a-
zar durub an la r d a vâki* ol an b â c â t ah vâli n ic e o la g e l d ü ğ i n d e n e h l -i v u k u f d a n i s t i f s a r
o l m d u k d a K alkan lu hazarında e s i r s a t ı l s a iki b aşd an d ö r t a k ç e a l ı n u r iki ala n d an
ve iki s a t a n d a n Ve gâv ve m e r k e b s a t ı l s a iki b aşd an iki a k ç e a l ın u r b i r e r a k ç e a l a n -

[II &\ iki»


[1] O^.a! 1 *U’ Cıli—
.Al Iö V jl e'* j>-3 »Jj
o Cj- yiX*t L-cc-
[3] B u rad a iki s a t ır kadar b i r y e r d e f t e r t a m i r e d i l i r k e n ü ze ri n e k â ğ ıt y ap ı ş tı ı ildiği
iç in o k u n a m a ı n ı ş h r . M u 't a r ız a i ç i n d e o lan y e r l e r aynı ka nunun a ş a ğ ı d a z i k r e d ile n s u r e -
retinden tam am lanm ıştır.
14) ^ - ^ 3 ' |5] i [6 ] J j * j g y
dan ve b i r a k ç e s a t a n d a n V e ta ş r a d a n koyun g e t ü r ü b b o ğ a z la y u b s a t s a ve ya hud b o ğ a z l a -
m a y u b s a t s a s a t a n d a n iki koy un a b i r a k ç e a lin u r ve ku z u d a n nesne a l ın m a z Ve y e rlü
k a s a b ko yun b o ğ a z l a s a d ö r t koy un a b i r a k ç e ve s ığ ır ı b o ğ a z l a y u b s a t s a b i r s ı ğ ı r a b i r a k ­
çe alinur V e ku ru üzüm ve i n c i r ve b u n la rın e m sâli nesn eler satılsa satandan b ir b a t ­
m a n d a y a r ım a k ç e al a n d a n r u b ' akçe a i ın u r Ve fe va kih* yü kün den ki a t ve k a t ı r y ü ­
k ü ola y ü k d e b i r a k ç e ve d e v e yükü ola iki a k ç e a lin u r F ü l f ü l 2 ve k ar an fü l ve ç ivid ve
s â y i r a l â tı b e h a r ve n uşad u r ve ‘u sf u r ve l ö k 3 ve ç e l i k ve kalay y ü k ü n d e n sa t a n d a n iki
a k ç e ve a l a n d a n iki a k ç e a l i n u r V e y ay lak h azarların d a dahi h e r d ü k k â n d a n b a s t e a k ­
ç e s i 1 de yü bir a k ç e a lin u r V e yü kle s a t ıl a n y e m i ş d e n ve un dan ve a rp ad an yü k d e i k i ş e r
a k ç e ve t e r â z ü y i le s a t ıl a n y e m i ş d e ve g a y rıd a n yü k d e b i r e r a k ç e alinu r V e tu lum i l e p e y ­
n ir s a t a n l a r d a n tu lu m b a ş ın a b i r a k ç e a lin u r V e k i ç e ve k a l i ç e ve ki l i m m a k u l e l e r i n d e n s a -
tau lard aıı h er ' a y ı n u a ı ı 1 b i r a k ç e a l i n u r V e d e v e ve s ı ğ ı r ve a t ve k a t ır s a t ı l s a iki b aş-
d an d ö r t a k ç e a lin u r V e koyun s a t ı l s a iki koyun a b i r a k ç e V e k a s a b b oğazlayu b sa t sa
dörd koyun a b i r a k ç e a lin u r d eyü cevab verilm eğin girü olıgeldüğü ü zere te'âm ü l
olunm ak üzerine m u k arrer kılındı ki ziyâd e t a l e b olu n m a y a V e b a k k a l l a r ve ' a t l a r ­
l a r ve b ez z a z l a r ve t a k y e c i l e r ve b u n l a r ın e m s â l i n esn e alub s a ta n la r onun on bir
ü zere sayub gabnı fahiş0 ile k im esneye n esne satm ayu b ve sattu ğ u m e tâ 'a g ı l -
lu-gış itm eyüb id erse hakkından gelin e V e hıyar ve kav un ve k a r b u z ve üzüm ve
e lm a ve am ru d ve kiraz ve b a k l a ve ııohud ve m e r c i m e k v e sâyir bunların em sâli ne
v ar ise b azâra geld ik de onun on bir ü zerin e narh virile ve e te etm eğ e dahi
n arh virilüb eks<k s a ta rsa m uhtesib hakkından gelm ek an d a dahi c â r î kanunm ış
g i r ü an ın ü z e rin e m u k a r r e r kılın dı
28. Ve zikr olunan nevâhî mahrûsa-i Üsküderde binâ olunan ‘ima­
reti ‘âmire-i m â‘mure ammere-hallâhü te âlâ ilel yevmilahır' mesalihi içün
irsâd olunmağa mehal görüldüğü tarihde irâdeı şerife âbâdânlığına müte‘-
allik olmağın tahdid ve tahrir olundukda hududu dahilinde v â k i4 olaıı
kurâ ve mezâri' ve yayiaklar ve cibâl ve tilâl her ne ise serbest mef-
ruzülkalem ve m a ktu ‘-ul kadem s kayd olunmağa ferman buyrulub Ve ol
nevâhîde sâkin ve mütemekkin olan kimesneler ‘a v a rız ı d iv ân iy e ve te k â ­
l i f i ö r f iy ed en ınu‘âf ve müsellem olub ve keferesi ‘acemi oğlanı virme-
mek içün ellerine ahkâmı şerife irzanî buyrulmuş olmağın ol tarihden şim­
diye değin anun üzerine te‘âmül oluna gelmiş girü ol husûs ‘arz olun­
dukda üslûbu sabık tağyir olunmayub vechi meşruh üzere mu'âfiyetleri to­
ka olunmak buyrulub ol veçhile kayd olundu (*)
[İ J « f i j i [2 ] J ii» [3] j j } j'/-. [4| (#■**%■' [5 ] û s - e'

[6] jjc [7] j ’ - 'i ı f.»;!1 J 1 *#' [8]


( * ] Kanun un 2 7 n um ara lı k ı s m ı , l s t a n b u l d a . B a ş v e k â l e t a r ş i v i n d e buluna n ayn ı t a r i h ­
li ve 6 0 4 n um ar al ı y e n i tl ka n un un da şö yle y a z ı lm ı ş d ır :
«V e s a b ık a Y e n i İl h a s l a r ı t a h r i r o l u n d u k d a irâd eti şerife âb âd an lığın a r a i i -
t e ‘ allık alm ağın re ay ası ‘a v a r ız ı d iv â n iy e ve t e k â li f i ö r fiy e d e n n u ‘â f ve m ü s e ll e m olub
ve k e f e r e s i ‘a c e m i o ğ la n ı v i r m e m e k iç ün e l l e r i n e ah k â m ı ş e r i f e irz â n î b u y u ru lu b d e fte r i
h akan id e dahi kayd o l u n m u ş 01 ta r i h d e n b e r ü m e rh u m R ü ş t e m paşa z e m a n ın d a v e
m e rh u m M i h r i m a h sultan z em an ın d a bu ân a g e l i n c e o! v e c h ü z e re z a b t ol un u g e ­
lüb hâlâ Ü sk ü derda b ina olunan ‘ im areti ‘ âm ire Jl.s y e vak f buyu­
r u l m a d ı n h i m î y etleri dahi ziyad e lâzım o lm ak lı vechi m eş ru h ü z e re olm ak ricasın a
"a rz o l u n d u k d a üsl û bu s â b ı k ü ze re o l m a k fe r m a n b u y u r u l m u ş d u r .»
29. V e kaz ây i m e z b u r d a y a y l a k c ı ka y d ol un an yörük t â i f e s i nün her kaode
o l u r l a r s a b â d ih e v â ve r e s m i o r ü s d n e l e r i d e f t e r i ‘ a t i k d e Y e n i II c â n i b i n e z a b t o l u n m a k ü z e ­
r e m tık ay yd o l u b b u d e f ' a h â r i c d e n b a ' z ı k i m e s n e l e r d e f t e r e m ulıâ lif d a h ' ve n i z â ‘ i t m e k
isted iklerin d e z i k r o l u n a n ta i f e n ıe h alli t a h r i r e c e m ' o l u b bizim b âd ih evâ v e resm i
‘ arû ıâ n e m lz g a y rıla r zab tın d a iken y ü rü d ü ğ ü m ü z ve k ışla d u ğ u m u z y e r l e r d e t i m a r
e r e n l e r i ve b oy b e y l e r i ve b e y l e r b e y i l e r â d e m i l e r i ve s u b a ş ı l a r b ize h a d d e n b îr û n z u ­
lü m l e r ve t e ' a d d i l e r id ü b ve b i r c ü z ‘î c i n â y e t i^ün b i r n ic e y e r d e ciiriim a l ın u b ve b i r
n ik â h i ç ü n d a h i b i r k a ç k e r r e r e s i m a l ın u b ve n i c e d a h a b unun e m r â l i tı ayfler o 'u n u r d ı
Y e n i İ le z a b t o u n alı a n l a r ı n g i b i l e r i n e z a s ı n d a n em in o lm u ş idik Ç ö y l e k i bu d e f‘ a üs
lûbu sabık ü zere alm ay u b a h a rla r zab tın d a ola biz an ların zulmüne tâ k a t g e tü -
rem ey ü b m in b a'd bu d iy â ra g elm eğ e iktidarım ız olm az Y a d i y a r ı ş a r k a v e ­
yahud a h a r b erri b a 'î d 1 y erlere gitm em iz m u k arrerd ir d e yü ü s l û b u sa b ık ın tağ­
y irin d e n z i y â d e t e n e f l ü r ve i ' r â z 2 g ö s t e r d i k l e r i n d e b a ' z ı b un ları n h âli n e ve s î r e t i n e v â k ıf
o lu r m u ‘t e m e d - ü n - ‘ a 'e y h i m k i m e s r e l e r dahi filvaki bunların istirah atleri b âdih evâ ve
resm i ‘ arû sân eleri Y e n i İle tâb i- olub h im âyet olu n m ak ladır olm ayıca m in b a'd
bu d iy a ra gelinler, o lu rlar vilâyetin âb âd an olm am asın a bâis olur de yü i ' t i m a d ve
i ‘ t ı k a d v e r i l i c e k bu h u s u s s ü d d e - i s e ’a d e t e ‘ arz o l u n d u k d a girü d e f t e r i s a b ı k m u c e b i n c e k i ­
ta b e t o lu n m a k b uy ru lm ad ın üslııbu s a b ı k ü z e re kayd olun dı T a h r i r e n fi c v â s ı t ı m u h a r r e m -
i l -h a r â m m in şu huri s e n e ihd â ve t i s ‘în ve t i s ‘a m i a ah sen aÜ âh ü t a ‘â !â a v a k ıb e h a li l- m ü s-
l im îo e c m a î n *

X X II

İS T A N B U L HASLARI KANUNU

İ s t a n b u l , ş e h i r ve İıık l a b v e s i k a l a r ı
m üz e ve k ü tü p h an esi
M. C e v d e t Y a z m a l a r ı
D e f t e r n ıı m a ıa s ı : 7 7
Tarihi 1490 (9 0 4 )

Osmanlı imparatorluğunda, toprak işçiliğinin “o r t a k ç ılık „ namı al­


tında tanılan organizasyonu şekillerile hür köylü (rea y a ) sınıflarından
büsbütün ayrı bir hukukî sitatüye sahip bulunan “o rta k çı ku llar,, dan
oldukça tafsilatlı bir şekilde bahs eden bu kanun, T ü rk iy e tarihinde
to p r a k m ü n a seb etleri m e s e le si nin mahiyetini tenvir bakımından büyük
bir kıym eti haiz bulunmaktadır.
Filh akika, kanunun mütaleasındaıı anlaşıldığı üzere, bu tarihlerde
Sultan İkinci Beyazıt cam iî evkafından bulunan İstanbul h a s la r k a z a s ı
köylerinde ziraatle meşgul bulunan halkın büyük bir kısmı, toprağ a
y erleştirilm iş e s ir ler , yani padişahın kulları ve câriyeleri ile onların n es­
linden olubda hukukan kul olm akda devam eden kimselerdi. Bununla
b eraber; bu kulları veya kul oğullarını büyük ç iftlik lerd e ır g a d gibi
(1] [2] [3] cc*»r' ju r
ç a lış d ır a c a k y e rd e , diğer hür köylüler gibi ve onların arasında küçük
çiftçi işletmeleri üzerinde kendi hesaplarına çalışır bir hale sokabilm ek
için, lâzımğeleıı toprak, tohum, hayvan vesaire gibi sermayenin beylikden
temin edilerek müstakil bir çiftçi gib ’ toprağa yerleştirilmeleri münasip
gürülmüştür. Bu suretle; mevzubahs to p ra k k ö le le r i ni hukukî b akım ­
dan olduâu kadar İktisadî bakımdan da sahiplerine tâbi buluııdıran
bağlar, onları imparatorluğun yaratm ağa çalıştığı İçtimaî münasebetler
nizamı içinde h a k ik î k ö le lik le hür köy lü lü k a ra sın d a tip ik bir m erh a le
teşk il eden ayrı bir İçtimaî kategori vaziyetine sokmuş bulunmaktadır.
Osmanlı imparatorluğunda, bilhassa m em lekete büyük mikyaslar
da esir idhal edilmiş olduğu tahmin edilen istilâ devirlerinde, to p ra k
işçiliğ in d e esir em eğinin h issesi ne olm uştur? Umumiyetle kanunnâme*
lerin toprak işçiliğinde esir emeğinin ne şekilde kullanılmış olduğuna
dair en ufak bir malûmatı ve işareti ihtiva etmemiş olduğuna bakılırsa
O sm anlı imparatorluğunda esirlerin hiç bir zaman toprak işlerine ta h ­
sis edilecek kadar bol ve ucuz olmadığı neticesine varmak lâzımgel-
m ektedir. Halbuki, aşağıya dercedilen İstanbul h a sların a ait kanun­
nâmede bu mühim İktisadî ve İçtimaî mesele ve ortakçı kulların içinde
bulundukları hususî İçtimaî hâli vasıflarından— miraslarının hür insan­
lardan farklı bir şekilde intikale tâbi tutuluşu, hâricden evlenmek
ve istedikleri yerde istedikleri gibi çalışmak hususunda serbestîden
mahrumiyet ğibi — şart ve kayıtlar, b aşka hiç bir yerde tesadüf atme-
diğiıniz bir vuzuh ve tafsilâtla kayıt edilmiş bulunmaktadır.
Bu suretle; gere k İstanbul haslarına ait bu mufassal kanun, ve
gerekse onu izah ve itmam eder mahiyette görülerek buraya dere edi­
len diğer bazı kanun ve k ay ıtla r; Türkiyede büyük mıkdarda esirin
top rak işlerinde çalışdığı k u l l u k tabir edebileceğimiz m ın ta k a la r ve
bu to p ra k kölelerin in ça lışm a tarzların ı tanzim ed en k a id e v e usuller
mevcut bulunmuş olduğunu ispat etmektedir. Bu kanunların; aynı za­
manda, Türkiyede o rta k çı k u lla r a mahpus olan t e ‘amül ve nizamların
G arb orta zamanında s e r f namı altında tanılan toprak kölelerinin tabi
tutulduğu örf ve âdetlere çok benzem ekte olduğunu göstermeleri iti—
barile; ğarbdeki serflik şartlarının, Türkiyede imparatorluk nizamının
umumî köylü tipini teşkil eden ve burada mevzubahs orta kçı k u l’ daıı
temamen ayrı bir hukukî sitatüye sahibi olan, hür köylü (reaya)ye mah­
sus kayıt ve şartlardan temamen ayrı bulunduklarını isbat itmektedir.
*
* *
Diğer kanunlardan farklı olarak mevzubahs ettiği meselelerin ehem­
miyetini bu şekilde kayıt ettiğimiz bu İstan bu l h a sla rı kan u n u , hicretin
904 üncü yılında bu m ıntakada tah rir em in i Osman çelebi ve kâtip
M ehmet bin Hızır marifetile yapılan bir teftiş ve tahririn neticelerini
te sb it eden 176 yapraklı bir defterin başına konmuş bulunmaktadır.
Bu defterin 1122 tarihinde çıkarılm ış olan ve Sultan üçüncü Ahmediıı
tuğrasını ve müfti Abdullah efendinin aslına m utabık olduğunu tasdik
eden imzası ile birlikde baş tarafında “işbu suret-i defter Defterhâne-i
‘Â m ire’de hıfz olunub iktiza ettikçe derkenar ve suret verile,, şeklinde
bir kaydı ihtiva eden bir sureti. İstanbulda B a ş V e k â le t arşivinde,
533 numaralı defterde bulunmaktadır. Hattâ b idayette bu kanunu
biz de bu suretinden kopya etmiş iken, bilâhara aslını bulunca, m atbaa
tahihlerini ona göre yapdık.
Defterin içinde bulunan diğer bazı kayıtlara göre, 904 de yazılan
asıl defterin mehazı da 884 de şeyh-ül İslâm tarafından yazılan diğer
daha eski bir defter olması lâzımgelir. Bu itibarla, bu mıntakada kul­
ların yerleştirilmesi tarihini, buraların T ü rk îe r tarafından işgalini takip
eden senelere kadar çık a rm a k mümkün olur. Filh akika, tarihî k a y n a k ­
lar da İstanbul fatihi Sultan Mehmedin feth ettiği m em leketler h a l­
kından bir kısmını sürüp İstanbul kırlarına yerleştirmiş olduğunu tes­
bit etmektedir. Bundan b a ş k a ; B u rsa civarında diğer bazı büyük va­
kıfların erazisi üzerinde de darülharbden sürülüb getirilmiş kulların
yerleştirilmiş olduğuna ve ortakçı kulların mevcudiyetlerine dair delâ-
ile de sahib bulunmamız dolayısile, bu esir sürüp yerleştirme usulünün
Türklerde eski bir anane teşk il etmiş bulunduğunu söyleyebiliriz.
Y a ln ız bu ortakçı kulların zamanla diğer reaya arasında gâyip ol­
muş olduğunu gösterendelillerde çokdur. Elimizdeki kanundan, yetmiş
sene kadar bir fasıla ile, daha sonra yazılmış olan ve yine İstanbuldaki
h a s la r k a z a s ı o rta k çıla r ın d a n bahs eden iki kanun sureti ile, E d ir n e d e k i
o r ta k ç ıla ra ait olan kanunların, ortakçılık münasebetlerinden yalnız
İktisadî bakımdan bahs etm ekle iktifa ed erek k u llu k tâ b iıjetlerin d cn
sarfınazar etmiş gözükmeleri de bu bakımdan mânidardır.
Topkapı Sa ra yı kütüphanesinde Revan K öşkü k itapları arasında
1935 numarada kayıtlı bir kanun kitâbının içinde bulunan bu kanun
lardan, İstanbul Haslarına ait o larak 142 inci y a p ra k ta yazılı olan ve
tarafım ızdan «A» işaretile gösterilen kanun, üç sahife kadardır ve son
tarafı noksandır. Sonunda «bundan aşağısı nüshada y o k , v a ra k gitmiş,
bulunacak yazıla» şeklindeki kayda nazaran, daha evvel mezcud diğer
bir nüshadan kopya edilm ek suretile vücuda getirilmiştir. 120 inci yap-
ra k d a mevcud olan ve tarafımızdan « B > işaretile gösterilen diğer İstan­
bul Hasları kanunu İst:, tamam olm akla b eraber, çok kısadır (iki sahi­
fe kadar). Her iki kanununun da ortakçı kolların kul olm ak itibarile tâbi
tutuldukları hukukî mâdûniyetlerini ve hattâ bu ortakçıların kul olduk­
larım bile mevzubahs etmeyüp, sadece o rta k tohum un nasıl ekilip pay­
laşılacağına aid usulleri kayd etmiş olmaları d ikkate şâyâyandır. Bu
kanunlarda, bundan başka kayda değer hiç bir hususiyet mevcud bu­
lunmamakla beraber, elimizdeki kanunun bazı noktalarını daha fazla
tavzih eder mahiyette görülen bazı kısımlar, p a rç a notlar h a lin d e , bu
kanunun muhtelif yerlerine ilâve edilmiştir.
Topkapı sarayı kütüphanesindeki kanun kitabında ayrıca bir de
E d ir n e d e k i a d a n a h iy esi h asların d a bulunan ortakçılardan bahseden bir
«y a s a k n â m e » numunesi daha vardır ki ; onu da aynı mmtakaya aid di­
ğer bir hassa ortakçılar kanunile birlikte, bu kanundan sonra buraya
dere ettik. Bu iki kanunda da ortakçıların ku llu kların d an v e ku l oğlu o lm a -
la rın d a n m ü tev ellid h u k u k î m eseleler mevzu bahsedilmemiş bulunmakta­
dır. Bu itibarla, to p ra k işçiliğ in d e o r ta k ç ılık m ünasebetlerinin tesisi ile
to p ra k k ö le liğ i a r a s ın d a doğrudan d oğru ya bir m ünasebet olup o lm a d ığ ı
m e s e le s i, bizim için haledilemez bir halde kalm aktadır. Filhakika,
Edirne civarındaki ortakçılarla, Konyadaki ortakçıların ve bazı vakıf­
larda vaktile hususî bir takım te'âmûllere tâbi tutulduğu anlaşılan
reayanın vaktile kul olup olmadıklarını kesdirmek güçtür.
Kanunun aşağıya dere edilen mukaddemesi, İstanbul Haslarında
işlerin yolunda gitmediği ve halka muhtelif suretlerde zulüm ve h ak­
sızlık edildiği padişahın kulağına gidince, vaziyeti teftiş ve tetk ik ile
her türlü yolsuzlukların önüne geçecek bir kanunun tanzim edilerek
yazılacak defterin başına konulmasını emir etmesi üzerine, e s k i kan u ­
nun iy i ta r a fla r ın ı bir a r a y a g etirm ek suretile, muhtelif umuru cem eden
bir kanun kalem e alınarak p a d işa h a arz ve ka b u l edilen şek lin d e tesbit
ed ild iğ i yazılmaktadır- Kanunun içinde de, muhtelif yerlerde e s k i k a ­
n undan bahs edildiğine göre, İstanbul haslarında bulunan ortakçı kul­
lara aid daha eski bir kanunun mevcut olması lâzım gelmektedir.

jfc j-Uf<U» jllaL . ji*


a ..»} U l y S y ‘ u a \)*~ j V j l » « i . a I j , l»

jM .li» J J .İ c .— i j l j l — j J ljl-I

I c <1 l ’ l j » j L u l

WA 1© 4^+** ^00V
—>./'«**' tâ* ^ j-M+~
İJL.I w»l j L * l j J-ulk Cu'jl £»■>
Âj ■'.I-J■. öl>t tlJ J *V ^ -* I I.*- I j >- i
i «J-1® J **1 i ,J® *" j'^ Cj|»Ij )
• >^.1 »lut-l j^a«cU^| i j J i ATI— ö^'I £>!_}♦— Cn^*y o l -
j y x b y I ^»1 J l j l a ;* £ a i . ^ L U ^ l ^ . İ İ J £_.*, çUl» j j i ' l i

j j » l » < T o U —' ^ .L y (_j~\s*\ >—» -y ‘ j j-J.*-l

vi* <>»:.»- y j £ S' J y\ jjiyJljkie AJyjt>- jf- t-J^llj! Ju


İM jy’^ y f * J l > i * y_

1. Mezkûr haslarda olan ortakçı kulların ve hâricden gelüb hassa


câriye alm ak ile o rta k hizmetine dühûl idenlerün kadîmden tohumları
birer müd buğdayla buçuğar müd arpa buçuğar müd ‘alef imiş ki ziraat
idilüb hâsılından tohumu mezkûr ihraç oluııdukdan sonra ma'dâsının
nısfı has içün zabtoiunub nısfı aharını ortakçı m utasarrıf imiş Ammâ
sonra ba‘zı mevâzi‘de arpa olmamakla arpa tohumu ‘alefe mübeddel olub
birer müd ‘alef ekilür olmağla bu 'âdet arpa hasıl olur mevâdda dahi
sirayet idüb arpa ekilmez olmuş. Şimdi emr olundu ki arpa hasıl olur
kurâda ber kararı evvel tohumun buçuk müddü arpa ola
2. Ve o rta k ekilen tohum ki mukarrer bir müd buğdayla bir müd
‘alef veya buçuk müd arpa buçuk müd ‘alefdir. Bunlardan gayrı ortakçı
olaıılanlar hilâfı cinsi tohumu mezkûr hububâtdan her ne ziraat ider-
lerse kendüleriıı olub has içün hemen ö ş ü r leri alına Kanuna muhâlif
s â lâ r lık \ a r \ bile alınurmuş min ba‘d alınmaya
3. Ammnâ ortokcıya müteveccih olan nısıf hissenin k ırk kilede bir
kile s â r l â r l ı ğ ı alınm ak has kanununda m ukayyedken şimdiye değin
ma‘mul değül imiş. Kanunu mezbur mukarrer buyuruldu min ba‘d mucebi
mezkûr üzere ‘amel idile
4. Ve ba'zı ortakçılar varmış ki yerleri müsa‘ade itmemekle tohumu
iki müdden eksik verilmiş. O l husus dahi mukarrer olduğu üzere mukar­
rerdir. Meğer ki sonradan müsa'ade idecekse yer virile ki ol vakit tohum­
ları iki müdde yetişdürile V e zikrolan tohum cinsinden o rta k ç ıla r ziyâ­
de tohum ziraat ider olsalar kanunnâmede m ukayyed olduğu muceb-
[ l j T o p k a p t S a r a y ı k ü tü p h a n e s i n d e R evan k ö ş k ü k ita p la rı a r a s ı n d a 1 9 3 5 n u m a r a d a
k a y ı t l ı k a n u n n â m e d e k i h a sla r kan u n u n da ( A ) ( Y p , 1 4 2 ) m ukaddem enin şek li şöyledir :
K an u n n âm e i h av assı İstanbul
N işân ı h ü 'n a y u n y a z ıla ki şim diki hâlde İstan bu l h asların tu ta n ‘ âm iller d erg âh ı
m u ‘ alâm d an k an u n n âm e ta le b idüb b u n d an ev vel İ s t a n b u l h a s l a r ı h u s u s u n d a ' u ı n m â l e
ka n u n n â m e v i r il m i ş b a 'z ı ş e râ iti ş e r ‘a ve Örfe muvâfık olmadığı e c ild e n m ü c e d d e *
d e n bu k a n u n n â m e y i m u k a r r e r id ü b m ezkû r ‘â m i l l e r i n e l l e r ü n e v i r ü b b u y o rd u m ki ( A ; yp
142)
ee ekdikleri tohum beylikden virilüb onun dahi hasılı beyliğe iile-
şile 1
5. O rta k tohumu cinsinin ba'zı ortak adına ekilüb ba'zı öşrüne
ekilm eye Amm â ortak hizmetin tekmil itdükden sonra gayrı cinsdeıı her
ne dilerse öşrüne eküb kimesne mâni' olmaya Meğerki gayrı cins
tohumu ekmekde ifrat idüb anunla mezâri'ni çüridüb ortağa ekilecek to­
hum ekilmeğe kabiliyeti kalmaya Ol vakit men' oluna ki yerinin selâhi-
yetini gayrı tohum ekmekle fesâda virmeye
6 . Ve ba'zı ortakçı iki çift idinüb bir çiftim ortakdır birinin hası­
lından öşür virürün deyü ortağa ekilen tohum cinsin harmanında iki bölük
gösterüb ol sebeble ortak hasılı bel' olurmuş Bunun gibi 'auiel dahi hilâfı
kanundur Ber mucebi tafsili sâbık ortak tohumu cinsinden ne mikdar
ziyâde tohum ekmeğe iktidarı olur ortakçı olursa tohumun beylikden
alub hasılını beyliğe üleşm ek mukarrer kanundur Min ba'd mucebi
mezkûr üzere amel oluna
7. Ve ortakçılar ekegeldikleri tohumlaarından 'özrü kavisiz e k ­
sik ekseler veya gayrı 'amele mübâşeret itmekle ziraatden feragat it­
seler veya yerlerinin yararına öşrün verilür tohum eküb yaramazına
ortak tohumun ekmekle hasıla zarar itseler kanunnâmede kayd olduğu
mucebce hizmetde mukassir 2 olmayan ortakçı hasılı mikdarı hasıl olu­
n a^) Ve gereği gibi yasak ve tehdid oluna ki nadas vaktinde ve biçin
vaktinde gayrı 'amele mübaşeret itmeyüb ekal her ortakçıya birer müdlük
üçlenmiş nadas itdirilüb buğday ekildükden sonra anızına ^1 o rta k ar-
pasile 'alef ekile gayrı cins ekilmeye Meğer ki arpa içün müstakil na­
das ideler ki 'alefden ziyade kalan yerine her he dilerse eke
8 . V » h a rm a n v a k t i n d e o ligelaıı ka nun ü z e re i h t i y a r ‘â m i l i n olu b to h u m i h r â c i n -
d e n s o n r a beyliğe m ü t e v e c c i h olan h a s ıl ı d i l e r s e d e m e t ala dilerse döğülüb çec* o ld u k ­
da o s o n ra a la A m m â d e m e t a l ı c a k köylü köy ü n d e b i r h a r m a n a e e m ‘ idib d ö ğ m e k h iz m e t i
a n d a olan o r t a k ç ı l a r ı m ‘ u h d e s i n d e d i r B e r v e ç h i t a ' c i l ta h s i l i d e l e r ve ç e c d e n al ın m a lu o-
l u r s a g e r e ğ i g îb i y a s a k ve t e h d i t olun a ki eminden ‘â m i l d e veya adam larından k i-
m ean e h ı z ı r o lm ad an ç e c e d ö k ü l m e y e hasıl olan ç e c ö l ç ü l m e k m üyesser olmayub giceye
k a l m a l u o l ı c a k köyün k e th ü d a s ı ç e c i d a m g a l a y a ki b eyliğe m ü t e v e c c i h o la n h is s e bel'
d e n s ın asû n o l a A m m â e ğ e r d e m e t a l ın a k d ır eğ e r ç e c ö l ç m e k d i r m u t a s a r r ı f l a r o r t a k e d a -
rı n h a r m a n l a r ın t e h i r itm e y ü b b e r v e ç h i t a ' c i l ta h s i l i td ü r e l e r ki tehir s e b e b i ile h asıl a
z a r a r o l m a lu o l s ı b â ' i s i ı ı e t a z m i n o l u n u r on a g ö r e ‘ am el o lu n a

! l ) •i-V/ [2] |3) ' [4] [5 ] j-u l;

[*] V e o r t a k ç ı l a r üzerin e yazılan tohom u te h d it v e istim âlet idüb em în


v e ‘ âmil olan k im esn eler yer yıl bıkusur ek d ireler E ğ e r ü z e rl e ri n d e m u k a r r e r o lan
to h u m u ih m al id ü b e k m e y e c e k o lu r ise tohum un tem am eküb biçen in hasılı m iktarı
a n u n g i b i l e r i n dahi h asıl ın a l a l a r (A ; yp, 14 2)
9. V e o r t a k ç ı onlar ki bargircilik idüb fundacılığa' veya gay­
rı kisbe mübaşeret itmekle hizmetinde müsahele 2 itdüğü içün bargiri e-
linden alınub beylik itmek eğerce ki kanundur Minba'd onun gibilere
yasak idüb yük bargiri aldurulmaya Alursa dahi satdırub bebâsı ile ortak­
çı hizmetine miUe'allik esbâbının kusuru tekmil itdüriile Ammâ kem â yen-
beği:! hizmetinin ‘uhdesinden gelen ortakçı kisbi aharden dahi men*
olunmaya B ehem ehâl ziraat hizmetine mahsuslardır ol hizmeti tekm il
itmeyince gayrı emre mübâşeret itdürilmeye(*)
10. Ve ortakçılar beylik çiftle kiracılık iderlermiş ve ortağa ekile­
cek yarar yerleri ekmeyüb kendüler için hasıl eküb beylik çiftle şehre
taşıyub satmak ‘âdetin itmişler Ol sebeble çiftler helâk olub yarar ekin
yerlerin tazyi ' 1 iderlermiş Bu hususda min ba‘d kanuna muhalif ‘amel it-
dürtmeyüb ekine yarar yerler ekin için hıfzolunub hasılı yerlerin fazlasına
eküb beylik çifti kendülerin mâlâbüddinden5 yere kullanmayub her ze-
manda ortak hizmetine müte'allik umûra kullanalar Hilâfı kanun beylik
çiftlerin kullanub ve samanların yemlerin hacetce kom ayub satub ti­
mar itm ekde tak sir idenlerün eminleri gereği gibi haklarından gele
11. Ve ortakçıya o rta k hizmeti teklif olundukda çifti ve tohumu ve
şâir âlâtı harsı beylikden virilüb sonra eger öküzü eğer gayrı esbabı
z ây i‘ olsa kendüye aldurub beylikden nesne virilmemek kanunmuş Min
ba‘d dahi kanunu mezkûr mukarrerdir A mmâ b a ‘zısı müflis olub ö k ü z ­
den ve tohumdan zâyi‘ olanı alm ağa iktidarı olm amakla hizmetin t a ‘-
til idüb hem kendüye hem beyliğe zarar olurmuş Hattâ ol zaruretden
ba'zı mevâdda iki ortakçı bir çiftle ziraat idüb tohumlarının ba'zı ekilmez
imiş Min ba'd anun gibi iktidarı olmayanlara esbâbın tekmil için b e y lik ­
den karz ta rik ile 'a r in ü idüb amelinde ihtimam teklif oluna ki hasılı
karişub hissesinden giru deyni edâ olunub beylik hasıla zarar olmaya Am­

f i] [2] » ]3J [4] ÇZ--İ2-Î [5] [6J

(*] V e o rtak çılar işlem ek için b a rg ir b eslem iy eler l o h u m l a r ı n e k m e ğ e ve na


dasların s ü r m e c e ve g a l l â t ı n d e v ş i r m e ğ e ve b a ğ l a r ı n t i m a r e t m e ğ e m u kay yed o l a l a r H er
kim a t besleyüb g a y rı ren çb erlik id erse ki çift m a sla h a tı ve n ad asın te hir olu ­
nub işlen m ey e kulun bulub atı ıssı elin den alub b eylik idüb k e n d ü n ü n h a k k ı n d a n
g e l e ki ç i f t m a s l a h a t ı n d a n g a y r ı r e n ç b e r l i k e y le ın e y e le r

V e o rak vak tin d e ek inleri m aslah atın koyub k e n d ü l e r g ay rı m a sla h a ta m eş­


gul olub ek ine z a ra r ve ziyan g e tü rm e y e le r E ğ e r i d e c e k olur i s e k a d ı m a ' r i f e t i l e
e m i n ola n k i m e s n e l e r g e r e ğ i g i b i h a k l a rın d a n g e l e l e r

V e b a 'z ı o rta k ç ıla r bir müd tohum ek ilecek y e re bir k a ç kile tohum ekib
bâkisin b e l' idüb ek m ezler im iş A n u n g i b i b e l ' i ve t e l b î s i z a h ir olan lar ın ı dahi k a d ı
m a ' r i f e t i l e e m în olan g e r e ğ i g i b i h a k k ın d a n g e le ( A ; yp, 143)
mâ iktidarı olanlara kanun mucebince tehiretmeyüb kendülere müteveccih
olan hisseden âlât-ı hırâsetleri tekmil itdürile (*)
12 Ve beylik otluk biçini âv âm nd a 1 kulların ba'zmdan a ğ ır lık 2
alınm ağla hizmete götürülmeyüb ba'zına biçdiriimekle az müddetde te­
mam olacak hizmet hayli müddet temam olmayub ol sebeble ekinlerinin
biçilmesi tehir olub zarar-ı ‘azîm olurmış Minba'd kat‘â kimesneden bir
habbe alınmayub ve cemî'isi hizmetlerinde müsteviye-tül-ak-
dâm'* olalar Ve hizmetleri ta yin olunduğı vakitde hazır olmayanın
ki özr-i kavîsi zâhir olmaya gereği gibi te’dib olınub hizmetlerin itmam
etdirnıede ihtimam gösterile ki gailelerinin biçinlerine hizmetleri mâni*
olub hassa mala zarar olmaya
13. Ve o r t a k ç ı l a r ı n ekserinde zira'ate vefâ eder çiftlik yoğmış
Halbuki b a ‘zı ortakçı yerleri bir suretle h a r i ç eline düşüb öşrüne zi­
raat idilür olmış Ve b a ‘zı ortakçı dahi eminlerine ağırlık virüb or-
takcıh kd au çıkdığdan sonra ellerindeki ortağa tasarruf etdikleri me-
zâri'i öşrüne ziraat ederlermiş Emr olundı ki min ba‘d h a r i ç elinde
olan ortakçı yerleri alınub girü o r t a k ç ı dan yeri eksük olanlara tevzi*
olına Ve şol yerler ki bilfi'il ortakcılıkdan çıkmış k u l l a r elindedir ken-
düler dahi o rta k hizmetine kabillerdir anlara girü çift virilüb ber karar*ı
evvel ortakçı hizmeti teklif olına
14. Ammâ zira'ate kadir olmamakla ortakçılığa kabil olmayanlar
eğer gayrı kisbe mübaşir ise ki ortak yerlerin ah ara ziraat itdürüb
hassa öşrin virmekle hasılın kendüler mutasarrıf olalar Anun gibilerin
dahi yerleri elinden alınub ortakçıdan yere ihtiyacı olanlara virile Ve
kendülerin iktidarlarına ve kisblerine göre hallü halince üzerlerine
birer mikdar m u k a ta 'a vaz* olma Meğer şunlar kim hem ziraate ve hem
bağbânlıkdan ve gayrıdan bir nevi* kisbe iktidarları olmayub m eû netleri 1
ahara zira 'at etdirm ekle olur ola Anun gibilere hürendelerine 5 göre
birer m ikdar ellerindeki mezâri'den yer ta'yin idüb bakisi ortakçıya
teslim olına
15. Ve ekser-i ortakçıların mezâri'i cüz’ı olmağla hasılları olmazmış.
Şimdi emr olundı ki minba'd kangi köyde ki zira'ate kabil hâlî kalmış veya
henüz buzağılığı sökülmemiş yerler ola anın ortakçılarına teklif idüb ol
yerlerden bir birine mu'avenetle sökdürüb çiftlikleri itmam idile
Ve şol köyde ki ortakçının çiftliğine tekmil müyes:>er olmayub ol
jl] jjc / 'ji |2 J 1/ -1 [3] f U î V ı [4) ı f 5] t . j i J . ' j j » -
[* J Ve b a 'z ı k â f ir le r b ir e r öküzün sa tu b ik isin b ir su retle çift id ü b e k ü b
b iç e r le r im iş A n u n g ib ile r e c e b r ile b ire r ö k ü z d ah i ald ıru b çiflerin ve h iz m e t­
le rin te m a m e t d i r e l e r J t a ' a t itıııe yüb te m e r r ü d id ü b h iz m e ti n yerine getürm ez k im es­
n e l e r v â k ı ‘ o l a c a k o l u r ise ol y e r i n k a d ıs ı ve em în i ola n k i m e s n e l e r ü z e r i n e yıl g e ç m e d e n
e s â m i l e r i n ‘aiâ v e ç h - i t - t a f s î l yazu b d e r g â h -ı m u 'a l l â y a i ‘lâm e y le y e l e r ki g e t e g i g i b i s i y a ­
s e t o lın u b h a k k ı n d a n g e li n e ( A ; yp. 14 2)
sebeb ile tem am tohum ekilmeye veya ekilürse dâyim köhne yere e-
kilm ekle hasılı görünmeyüb hemen çiftle em ek zâyi‘ olur ola Anun gi­
bi mehallerin öşürcü yerinden mahlûl olan veya ta'til etmekle kanun mu-
cebince ellerinden alınmak icab iden yerleri veya ortakçısı fevt olub hâlî
kalan yerlerini veya bir ‘özürle ortakcılıkdan ihracı icab idenlerün ki ö-
zürleri dergâh-ı mu‘allâda malûm olub emr-i ‘âli mucebince ihraç olı-
n a la r anlarun gibilerin yerlerini çiftliklerinde noksanı olan ortakçılara
tevzi idüb yerleri tekmil idile
Bilfi‘il ınevcud olan o r t a k ç ı n ı n yeri vefâ etmezken ortakçılık b e ­
deli m u k a ta 'a viren kullardan mukata'ası ref‘ olub ortak hizmeti teklif
olınmaya Meğerki virdüğü mukataadan teklif olınan ortak hizmeti enfa‘
ola Ol vakit teklif olına
16- Ve ortakçıdan mahlûl olan yere ki ihtiyacı olur o r t a k ç ı olma­
ya b a ş t ı n a s i l e 1 çifti ve tohumı oğlından veya akrabâsından hiz­
m ete yarar k.imesııe bulunursa ana virile V e illâ sâyir kullardan veya
h â r i c d e n h a s s a c â r i y e alub ortak hizmetine iltizâm idenden kim
bulınursa ana virile ['*]
Ve fevt olan o r t a k ç ı n ı n ki çiftden ve gayrıdan ortakçılığı esbab ı­
dır eğer küllisi eğer ba‘zısı zâyi‘ olmış bulııısa muhallefâtından alınub
virilecek ortakçı bulınursa esbâb ı mezkûre tekmil idilüb teslim olına Ve
illâ ce m î‘isi nakid idilüb beylik içün zabtoluıub ‘âmilin kıstına ilhak
olınmaya
17. Ve mezkûr h aslara e m i n ve ‘â m i l olanlar her zamanda çif­
tin ve tohumın yoklam asın da ve zâyı‘ olanın tazmin etm ekd e t a k s ir
ve tehâvün- etm eyeler ederlerse ki sonra tazmin olınacak mahal bulun­
maya anlara tazmin olınur deyü kanunda mukayyeddir Emr-i mezkûr

f 1] [2] o jV j -rt-»*-

|*j ve o r t a k ç ı k â f i r l e r d e n fev t olub tohum ı ve çifti k alan kâfirlerin


tohum ı ve çifti h ak k ın d an g e lü r oğlı ve k arın d aşı k a la ca k olur ise o k u l l a r ı n a ve
ak rabaların a virüb ç iftlik le r in mu a t t a l k o m a y a l a r V e oğu l a m ııl m ı a k r a b a l a r ı n d a n k i -
m e s n e l e r i k a l m a y u b h â r i c d e n to h u m ve ç i f t v e r i l m e m i ş l e r bu lın ıı r i s e ki o rta k ç ı k â fir­
lerin ‘ a v re tin v e y a kızın alınış o lalar anların g i b i l e r e v ir il ü b âd e t üzere o rta k çılık
i d ü b h iz m e t l e r i n y e r l e r i n e getüreler Eğer an la r u n g ib i dahi bul ın ır ıa yacak olur i s e h er
y ı ld a v â k i ' olan ı ü z e r i n e yıl g a ç ü b e k in v ak ti y a k ın o l m a z d a n ö n d e n y a z ı b d e r g â h - ı ın u-
‘ a l l â m a 'a r z e y l e y e l e r ki e m r i m n e v e ç h i l e o l u r i s e aıı un la 'a m e l o l ın a ( A ; yp, 1 4 2 )
V e bun d an ön d en k â f i r l e r e tohum ve. çift virilm ış idi A m il anı dahi süre
g ö z e d e fev t olan k âfirlerin tohum un v e çiftin hısım ından ve k avm in d en virilm e-
m iş k im esne bulunur ise a n a v ire le r V e i l l â h ıs ım ı n d a n k a v m i n d e n b u iın m a y u b h a-
r i c d e n t o h ı ı m s ı z ve ç i l t s i z k â f ir b u l ın u r ise a n a v ir e H â r i c d e n dahi b u l ı n m a z f a zabt
e y l e y ü b ka p u m a g e t i r e . . (B ; yp: 120)
ber muceb-i mesfûr mukarrerdir Ana göre husûs ı emirde ihtimam göste-
reler |*]
18. Ve şimdiye değin hassa kullar ve câriyeler ve evlâdı defter o-
lub her yıl mürdeleri ve zindeleri ve sâyir keyfiyet i ahvâlleri yoklan-
mayub ol sebeble umurlarında hayli ihtilal zâhir olduğı ecilden emr o-
lındı ki minba'ad cemî'îsi defterle mahfuz ve mazbut olub her zamandan
şimdi mufassal kayd olub hazâne-i ‘âmireye teslim olan deftere tatbik
olınmağla cemî'inin ahvâli muntazam ola Her husûsiyâtda dakika fevt ol­
mayub cüz'iden ve külliden ne vâki' olursa müfredâtla mufassal defter
idile
19. V e ‘avreti fevt olan h â s s a k u l l a r ve hizmete yaramış mü­
cerred kullar h â s s a c â r iy e le r d e n tezevvüc taleb etdikde ekseri ri-
zâ virmeyüb h â r i c e varmak hevâsında olurmış Ol zarûretle ba'zısı
e h l - i z i m m e t d e n h a r â y i r tezevvüc idüb evlâdı a h r â r a mübeddel
olurm ış 1 Ve ba zısı ‘avreti olmamakla hidmetinde kasır- olub ol se­
beble umûr-ı hassa ihtilâl müteveccih olmış Şimdi emrolındı ki minba'd
hassa kullardan gayrı hârice câriye virilmeye Meğer ki anlarun hâ-
cetinden fazla oiub hariçden y arar kefillerle o rtak hizmetine iltizam
ider kim esne tâlib bullna ki haline göre a ğ ı r l ı ğ ı alınub ortak hizmeti
tek lif ohna Ol vakit virilmek câiz ola Ammâ bu takdirce dahi ‘atabe-i
‘ulyâya ‘arz olınub emir olmayınca virilmeye Ve abnan a ğ ır lık b e y ­
l i ğ e zaptolınub 'âmil kıstından ‘addolınmaya Ve kullarla cevâri arasın­
da minba'd cebr-i şer î câri olub tezvîce kabil olan câriyeleri ki evlenmek
mühimmi olan kullara ihtiyârlarile varmaya veya fevt olan erinden
baştmasına hizmet ider oğulları kalmaya veya eytâm-ı sigarı 3 olub ta ­
vattun itdügi yurdından gayrı yere nakletdirilm ekle eytâm ve kendü­
ye zarar müteveccih olmalu olmaya filcümle bunların emsâli bir ‘özr i
kavî ile ki ma'zur olmaya cebrile tâlib olan k u l a virile Elbetde behe­
mehal evlenmek taleb iden kullara kendülerinin hallerine münâsib duldan
ve bakireden câriye buluvirilüb virile ki ‘avreti olmamak zaruretinden hur -
r e tezevvücüne irtikâb idüb evlâdı ahrâra mübeddel olm ak zararı ve
evlü olmamakla hidmetlerinde taksirleri görünmeye 4
[ İ J e r ' - j ' j 1 J-*:* • j ' j ’ - 1 ıSt'İ)' j \j * u-'-* » ! v ’ j . v *
[ 2]
(3] j
[4 ] ? } ; V i -':1si’ * j v d .-)* &
____ * £jy^ jU y*.
|*j Tohum ve çift virılen k âfirlerin tohum ın ve çiftin e m i n ve ‘â m i l olan
k im esn eler dayim - iil - e v k a t gö rü b gö zed ü b zây i' ıtd ü rm e y e le r Zâyi* id e r k i ­
m e s n e l e r vâki* o l a c a k o l u r ige to h u m l a r ı n h u ltl u ru b ç i fl e r i n t e m a m ek<iireler M ukarrer
toh u m ların d an ve çiftlerin d en em in ve 'âm il gözle m eyüb tazyî* id ecek olu rlar
ise em îne ve ‘âm ile tazm in olın u r Şöyle b i l e l e r (A ; yp, 148)
20. Ve ere kabil olmayub eğer eytâm-ı sigarlardır ve eğer kendülerdir
elinde o rtak ç ı yerinden ba'zı yer olub ah ara ziraat itdirmekle beyliğe
öşrün virüb b âkisin kendü m eûnetine 1 saıf ider b a ‘zı cevârî varmış
ki gayrı kisble sedd-i ramakları" müyeser değülmiş Anun gibilerün husû-
sında emr olundı ki kader-i kifâyetcea kendülerde olan yerlerden ibka
olınub zâyidi bulınursa ortakçıya virülüb ortağa ekile
• 21. Ve k u l l a r d a n resm i ‘arû s bâkire içün otuzar akçe ve bîve 4 içün
on beşer akçe Ve kuldan gayriden bâkire içün altmışar akçe bîve içün
otuzar akçe alınmak ma'onûl kanunnıış Girü ol mûceb üzere mukarrer
olub mıkdâr i mezkûrdan ziyade nesne alınmaya
22- Ve hilâf-ı memur a ğ ır lık ta m a'ı ile orta kçı hizmeti teklif olın-
madan harice hayli câriye virülüb ba'zın a b e d e l-i h izm et i c â r iy e vaz‘
olub ba'z ın a olınmamış Emr olundı ki vaz‘ olmayanlara dahi vaz‘ olı-
nub ortakçı kanuni mucebince yirmişer akçeleri dahi alınurmış ber ka-
rar-ı evvel girü alına
2 3 Ve şimdiye değin ortakçıya virilen yerler içün hilâf-ı kanun ağ ırlık
alınmak ihdâs olınmış Minba'd nesne alınmaya Heman h â r i ç elinden
mahlûl olub o r t a k ç ı hacetinden fazla olmağla haıice virülür yer olsa
râgıbına göre anun gibi yerlerden resm i tapu alır.ub beğliğe zabt olma
24. Ve hassa kullardan hilâf ı kanun cürüm ve hedâyâ ve at yemi
alınub ve beğliğe müte'allik her ne hizmet düşerse apulamak:ı içün ve
çift virmek ve miirde ihraç etmekiçün ve câriye virilür olsa resm i ‘arûs
larından gayrı a ğ ır lık deyü akçeleri alınurmış Şimdi emr olındı ki min-
ba'ad kat'â fıususât-ı mezkûrede bir habbeleri alınmaya Cinayeti zâhir olan
kulların ve câriyelerin keyfiyet i ahvâli dergâh-ı rnu'allâya ‘arz olınub em r
olınduğı mucebince siyâset idile Ammâ kullardan gayrının kanun-ı kadîm
mucebince kadı ma'rifetile siyâsete müstahak olanı siyâset idilüb cürmü
alınacakdan cürüm alınub b e y l i k içün zabt olına
25. Ve kulların baliğ olmış oğullarına iptidâ-i bulûğda sâyir o rtak ç ı
kullar gibi yılda yirmişer akçe m u k a ta'a vaz‘ olınub mukata'a-i mezkû-
reye örflerinde h a r a ç ıtlâk olınurmış Ammâ bir miktar müddet geçdik-
den sonra ki ortakçı hizmetine kabiliyeti temam zühur bula mahlûl baş-
tına ile çift ve tohum bulınursa virilüb o rta k çı idilürmiş V e illâ or­
tak ç ılık tan b e d e l hâline göre yüzden yüz yirmiden yüz elliden
b a ‘zına ikiyüzden m u k a ta 'a vaz‘ olm ak kanun-ı ma'm ülm iş Şimdi girü
emr-i mezkûr mukarrerdir Vâki* oldukça ki ortaklık hizmetine duhûl
müyesser olmaya her birinin hâline göre m u k a ta 'a vaz‘ olınub sonra
mahlûl olan çiftle ortakçı idile
26. V e fevt olan kullaruıı m uhallefâtı husûsr’ ki kanunnâmede
[1] -ui'j» [2] j - ı - [ö] jJ.» [4) •j - [5] [6) ûyj
mukayyed bulunamadı ve m u t a s a r r ı f l a r dahi mukannen ‘amelleri
olmayub ‘illeti tama'la mevaddı mütenâsibede a'mâli mütezaddeleri zâhir
olduğu ecilden şimdiyaden vâki‘ olan a'mâlin ahsen ve anlara müterettib
a'mâlden mâyenbagı 1 ki sâyir haslarda ma'mûl kanundur ‘atebe-i‘ ulyâ-
ya ‘arz olunub mukarrer buyrulduğu mucebince kanuna sebt olundu :

a) Bu vecih üzere ki müteveffâ olan ortakçı kullarun ki evlâdı ve


‘avreti kalm aya cem î‘ muhallefâtı beylik içün zabt olunub h a s l a r
k a d ı s ı dahi ayru ve e m i n olan dahi ayru defter idüb resim deyü veya
h a k k ı k e t e b e deyü nesne almayalar

b) Ammâ hizmete yarar oğlu kalsa hizmeti ana virilüb esbâbıııa


mutasarrıf ola Evlâdı sigarı dahi kalsa ataları zemanı gibi hizmetde
olan karındaşlarile zindegâni ideler V e analarına ere varmak teklif
olunmayub sigarının terbiyetinde ve hizmetinde olan oğlunun müzâ-
heretinde ola

c) V e mezkûr müteveffânın evlâdı sigarı dahi olsa esbâbına dahi


idilmeyüb anlarınçün dahi ‘alâ mâkân - ipka oluna Ammâ ataları in­
tikal itdükde cemi* esbâbı müfredatile defter olub köyün yarar mu‘-
temedlerine ısmarlana ki dâim nâzır olub zabtı bâbında zahir olalar ki
nesneleri telef olmaya Kadri hâcetce 3 mesâriflerine sarf olunub sonra er­
keği hizmete yaradıkda bâki kalan esbâb hizmetinin meûnetine ve dişisi
tezvîce kabil oldukda mühimmâtına sarf oluna ve evlâddan hemen bir ka-
lorsa dahi bu kanun mer'i ola Ammâ ittifak düşüb cemî'isi intikal itseler
esbâbları defterle yoklanub esbâbı kadîmeden ve hâdiseden her ne zâhir
olursa b e y l i k içün zabt oluna

d) Ve intikal iden kullarun evlâdı kalm ayub heman ‘avreti kalsa


ere varmağa kabil ise ere virilüb müteveffanın muhallefâtı beyliğe
zabtoluna V e illâ kadri hâcetce süknâdan ve gayrıdan bir mikdar nesne
ta'yin olunub bâkisi alına Ammâ her ne virilürse deftere sebt idile ki
sonra beyliğe müteveccih olmalu olursa yoklanmak müyesser ola

e) Ve ba'zı fevt olan kullarun evlâdı sigarı kalub ‘avreti bir k u ­


la dahi varsa veya varacak kul bulun(ma)mağla ortak hizmetin ihtiyâr
ider h â r i c ’e emirle virilür olsa ber k a ra rı sâbık esbâbı mezkûre mu­
karrer ellerinde ola Ammâ defter olmakda ve zabıtda taksir olunma
ya ki sonra kanun mucebince beyliğe müteveccih olmalu olursa ol defter­
le esbâbdan ne kaldı ne gitdi malûm olub muceb ile ‘amel oluna
f) V e ba'zı müteveffanın ki heman ‘avreti kalub ol dahi kullardan
bir mücerrede veya bir müflise varır olsa ki o rta k hizmet meûııetleri-
ııe iktidarları olm aya anlarun gibilerden dahi müteveffânın muhalle-
fâ tı alınmaya Meğer kî meûnetlerine vefâ idecek mıkdardan ziyâde esbâb
ola Ol vakitde fazlası b e y l i k içün zabt oluna Ammâ esbâbı müretteb
olub hizmet meûnetine ihtiyacı olmayan kula varsa muhallefâtı mezkûre
bitemâmihâ alına
27. V e h â r i c e câriye virildükde kanunu kadîm buymuş ki o rta k ­
çılık esbâbm m ezkûr h â r i ç kendü yanından tehyie 1 idüb o rtak ç ı olur­
muş Sonra subaşı olan ol hususu a ğ ırlık alm ağa tebdil idüb çiftle
tohum beylikden virilür olub a ğ ırlık dahi beyliğe zabt olunmazmış
Şimdi emr olundu ki ya kanunu kadîm mer‘î ola veya beylik için ağırlık
alınub mahlûl çift ve tohum bulunursa virilüb bulunmazsa ol alınan a ğ ır­
lık ile tehyie-i esbâb idilüb tezevvüç itdügi câriyeııin fevt olan zevci
muhallefâtından süknâsmdan gayrı nesnesine mutasarrıf olmaya Me­
ğer ki evlâdı sigarı ile cem‘ ola ki anlarun infâkı içün mutasarrıf ola
28. V e hususiyâtı mezkûreden gayrı müteveffâ kulun evli oğlu ki
ortakçı olub ve m uhallefâta evvel m utasarrıf ola ayrılub esbâbı ve
meûneti müretteb ve müstakil olmuş ola anun gibiler atalarının mu-
hallefâtına ber mucebi m a ‘mûl dahletmeye A mmâ atasile olub henüz
esbâbı olmayana b e r k ara rı sâbık te ‘arruz idilmeyüb ve meûnetınde
de kusûru olanın dahi muhallefâtı mezkûreden esbâbı tekm il idilüb m a‘-
dâsı beyliğe andan zabtoluna
V e evli kızma ve sâyir akrabâsm a şimdidek jma'mûl olduğu mu-
cebce nesne virilmeye Ammâ cemî'isinde muhallefâtın defter olması lâ-
!>üd dir Ol bâbda ihtimam üzere olub ber mucebi me‘mûr dakika fevt
olmaya

29. V e h a s d a olan b a ğ la r h usûsunda dahi ş i m d i y a d e n k an u n u m a ' m û l b u d u r ki


hassa k u l l a r d a n ve k e f e r e - i re a y a d a n s e k i z m ü d r e 2 şîr e d e n b i r m ü d re şîr e ki öşriile
s â l â r l ı ğ ı olu r ol a l ı n u r m ı ş V e sâ y i r m ü s l ü m a n l a r d a n da h i ş îr e id e n in b e r m u c e b i s â b ık
ş i r e s i a l ın u b b a ' z ı m ev a d d a ki ü zü m ün s a t a r o l a a n d a dahi s ek iz d e b i r a k ç e al ın u r m ı ş
Ve b a'zı m evâdda d ö n ü m m u k a t a 'a s ı v ir il ü r m i ş B i n iki yüz ç u b u ğ a ki b i r dö n ü m i t -
l â k ed i lü b m u k a t a ‘a\ar\ m u k a n n e n olm a m a ğ la b a ' z ı m eh a l li n d ö n ü m ü n e on i k i ş e r b a 'z ı-
n ın s e k i z e r b a ' z ı n ı n d ö r d e r a k ç e a l ın u r m ı ş
A m m â k a n u n d a itlâk ü z e re b ağ ın ş îr e s i n d e n öşür ve s â lâ r l lk a l ın m a k mukay-
ye d d i r B u h u su s ş i m d i y e d e n i t l a k ü z e re m a 'm û l o lm ayu b şi m di dahi em ro lu nd u ki b e r
k a r a r m a ' m û l bulunduğu ü zere alın u b ziyâ de ve n o k s a n olm aya O l ecilden defterde
h er m ehallin m a'm û l m u ceb in ce m u k a t a ’a s ı b e r v e ç h i t a ' y i n s e b t olundu V e b a ' z ı o r -
t a k c ı l a r u n e l l e r in d e k a d î m b a ğ l a r v a r m ış k an u n n âm ed e an la run ş îr e s i n d e n ü ç m ü d re-

1 [1 ) V** U] l^] S*
d e bir mucire ş îr e a l ın m a k m em u r d u r B u hus ûs dahi b a ' z ı m ev ad da m a 'm û l o lu b b a ‘ -
z ın d a o l m a z m ı ş ]* ]
30. V e b eyliğe m ü teveccih olan şîre içün m ev s im in d e iki ay m o n o p o ly e tu tu l ­
mak m u k a r r e r m a 'm û l d ü r A m m â y a s a k e sle m e y iib ehli k a r y e ü z e r i n e k e n d ü ş îr e le r in
s a t a r l a r m ı ş E m r ol un du ki min b a ' d m o n o p o ly e zem anında köylünün şîresin mü-
hürlenüb sattırılm ay a M üh rü n b o z u b s a t a n ın em i n le ri g e r e ğ i gi b i hakları n d an g e le V e
a n la r u n şîr e s i s a t ıl m a ğ l a beylik şîre moı opolye m ü d d e t in d e s a t ıl m a y u b k a l u r s a ol m üd -
d e t d e ş îr e s a t a n l a r a ne m i k d a r ş îr e s a t d ı l a r s a ol m i k d a r b e y l i k ş îr e d e n v i r ü b n a rh ı m u ­
c e b i n c e b e h â s ı a l ın a A m m â köy lü kö yün e m ahs u sd u r m u ' t e b e r köy h a s ıl ıd ır Gayrı kö­
yün b i l e h a lt id ü b hilâ fı e m r t e ' a d d î olun m aya
3 ) . V e haslarlarda hasıl ola n şîre içün vefâ id ecek m ık d an zarf bulm ak ve
hıfzıyçün ev bulm ak k a d îm d e n e h â l î- i h as ü z e rin e i m iş V e hem şim diye de n m u c e b i m e z ­
kûr ü z e r e m a 'm û l olu b ka n u n d a dah i m u k ay y ed d ir M in b a ' d g irü veçh i m e ş r u h ü z e re
‘ am el id ile [ * * ]
32. V e ka d îm d e n h aslar iç in d e d i k il m i ş zey tü n ve koz ve g a y r ı y e m iş a ğ a ç l a r ı v a r ­
m ış ki k a n u n n â m e m ucebince hasıllarının nısfı beyliğe z a b t o l un urm u ş B e r k a r a rı
s â b ı k g i r ü ol v e ç h i l e 'a m el ol una [ * * * ]
3 3 . Ve haslarda v â k i 1 o la n ç a y ır l a r d a n ıstab lı ‘ âm ire1 iç ü n ve e r k â n ı ‘izam v e ehli
divan içün ta 'y i n olan d an m a 'd â s ı e ğ e r ki k a n u n n â m e d e b i te m â m i h i beyliğe z a b t o lu n ­
m a k m em û r d u r A m m â m ü t e fe r r i k olu b h im âyet m eû n eti ziyade olm ağla e m r olun du
ki m u ‘ t e d - d ü n - b i h 2 olm aya n ç ay ır lar b a ' z ı m ev ad da şim diyeden m a 'm û l olduğı m u c e b -
ce şi m d id e n s o n ra ‘alel'um ûm erbabının elinde olub himâ ve hıfz idüb hasılının
nısfın kendü alub nısfı ah arı beylik içün zab t oluna A m m â b a'zı ç a y ır l a r ki
k ö r ü 3 a ç ıl m a ğ l a ç a y ır olu b ve b a 'z ı s ı n ı ı ı h im âyeti ceh d e m ü h taç olub m eûneti ziyâ­
d e ola A nun gib ilerd e b eyliğe m ü teveccih olan hisse m eû n etlerıne g ö re eksik
alın a Ve m u 't e d - d ü n - b i h ola n ç a y ır l a r ki hak kı s â b i ti olm uş e ı b â b olm aya beylik içün
himâ i d ilü b c e m î 'i s i b e y l i ğ e z a b t ol una
V e kö y le rd e ö r ü l e r i n d e * ve t a r l a l a r a r a l ı ğ ın d a b a ' z ı c ü z ’î o tl u k hasıl o l m a ğ l a a n ­
laru n dahi nısfı alınurm ış A n u n g i b i l e r k a n u n d a mukay ye d m a ' f û d u r Min b a ' d
n e s n e a lın m a y a

34. Ve erâzi-i hasda ‘alel-itlak İstanbul ve Galata dâiresinde olsun ve


gayrı yerde olsun s i p a h i l e r d e n ve A g ç e k o y u n l u d a n ve a z â d -
l u k â f i r l e r d e n ve gayriden her kim ziraat iderse Boğazkesan ve kule5
dizdarlarından gayrı kim olursa âdet üzere öşürleri ve sâlârlıkları alı­
[lj c [2 ] [3| )t$ [4 ] )y j}\ [5]
[ * ] V e ş îr ed e n dah i olıg e len ‘â-(et ü z e re sâ lâ r lıg ın a lu b yüz m üd re d e üç müd re
şîre alına V e b a 'z ı ortak cılaru n ellerin de ki benim bağlarım v ard ır hâsılından
ü ç m ü d red e bir m üdresi alunur A nlarun gib ilerin b a'zıları benim b ağlaru m ı k o ­
yub öşrü n virm ek içün b ağlar ed inü rler im iş A nun gibi b a ğ la r dahi benütn k en ­
di b ağlaru m gibidir veçh i m eşrûh ü zere benim h assa b ağlarım dan ne m ikdar
n esn e alınur ise anun g ib i e t d i k l e r i h a ğ U r d a n dah i ol k a d a r n esn e a l ın a ( A ; yp, 1 4 3 )
Ve her k im in e lin d e b a ğ var ise ü ç d e biri n ve s â l â rlığ ın vir e ve ya hud b ağı
ıs m a r l a v a ‘ âm il k i m e d i l e r s e vir e
[ * * ] V e m ez k û r ‘ âm il ş îr e ka pların k o y a c a k d am ları ve a n b â rl a rı dahi re a y a m e r e m -
m et ideler V e şi m di h a z ır olan a n b a r l a r ve ş îr e kapları ve şîr e d u ra c a k d a m la rı k i fâ y e t
i t m e z i s e r a i y e t l e r e y e t e c e k c e a n b a r ve ş îr e d u r a c a k d a m l a r i t d i r e l e r . . ( B ; yp, 120).
[ * * * ] V e zey tün ve koz ve g a y rı y e m i ş a ğ a ç l a r ı n ı n n ısfı h âs ılın ‘âmil a l a . . (B ; yp, 1 2 0 ) .
na deyü kanunda mukayyeddir[*] Ammâ şimdiyeden ba'zı mevadda ka­
nunu mezkûr ri'ayet olunub ba'zı mevadda hilâfınca ‘amel idilürmiş Şim­
di emr olundu ki min ba'd itlakı üzere ‘amel idilüb kimesne . . . 1
3 5 . V e h aslarda o r t a k ç ı ve s â y i r ta v â i f ye si p a h i le rd e n ve A g ç e K o y u n l u ­
dan ve g a y rın d a n h e r k i m z ı r a ' a t i d e r s e h a s ıl l a r ın d a n b e y l i ğ e m ü t e v e c c i h olan ga iley i Bü­
yük Ç ek m eced en berü İ s t a n b u l c e v â n i b i n d e o lan lar I s t a n b u l a iled ü b Büyük çekm eceden
anaru^ v a k i ' o l a n l a r iledü g e l d i k l e r i ü z e r e K a l i k ı r a t ı y e y e i l e d e l e r deyü k anu n da mu-
k ay y ed d ir A m m a A g ç e K oyunlu ile sipahi tâifesi şinıdiyeden iledü gelm eyü b
a 'ş a rın h arm an ların d a teslim id egeld ik leri sâbit olub ‘ in d -e l-‘ arz olıgelm iş ü ze­
re ‘ am el eınrolundu V e bun da n g a y r ı b a ' z ı k u râ dahi v a r m ış ki h asıl ların ı y a lıd a İn e -
kosiye 8 nâm k a r ıy e y e i l e d ü r l e r m i ş A n l a r a dah i g i r ü a n d a iletm ek m ukarrar b u y uru ldu
A m m â o! m eh ald e g aile hıfzıçün an b ar sây ir ek in ciler beylik hasıl zab tı­
y o ğ is e
n a an b ar itm ek m u k arrer k anu n olduğu ü zere a n la ra dahi an b ar binâsı teklif
olundı
3 6 . V e yö r ü k t â i f e s i k i m e s n e n i n e k in i n e z a ra r i t m e m e k ü ze re ev veld en yüriiyü g e l ­
d i k l e r i y e r d e yü rü yüb zara r id e r o l s a l a r t e h d i t ve ta z m i n l e m ü t e v a 'i z 4 olm ayıcak yürümek-
d e n m e n ' olu n m ak
3 7 - V e k i r e ç y a k a n l a r un h e r fu ru n un d a ‘â d e t ü z e re y i r m i ş e r a k ç e ü c r e ti z e m in
alm ak ve k ira m id ci ler ü n dahi h e r fu ru n i ç ü n y ı ld a ü ç e r yüz a k ç e m u k a t a 'â la r ı
a lın m a k
3 8 . V e h as iç in d e k a s a b ı n
k o y u n la r ın d a n yıl g eçd ü k d en so n ra ‘â d e t ü ze re r e s ­
V e k asab d an gay rın ın dahi sipah i ve ehli m ansıb olan koyunlarunın
m i a l ın m a k
m a'd âsın d an ki yıl g e ç e k oy un la rı re s m i a l ı n m a k k a n u n n â m e d e m ukay yed ve m a 'm û l d i r
Min b a ‘d gi rü m u c eb i m e z k û r ü z e r e ‘a m e l o lu n a | ** J
3 9 . H â r iç d e n g e lü b h a s l a r d a m ü t e m e k k i n olu b g a y rı y e r d e ü z e r l e r i n e h a r a ç v e is p e n ç
vaz‘ olmayub zem ân ı ta v a t t u n l a r ı n a ha ve lâ nı havil 5 ola n k e f e r e n i n h a r a c \ar i le ı s p e n f l e r i
h ass a a l ın m a k ka n u n d a m e 'm û r oldu ğu m u c e b c e m a 'm û l d ü r Min ba'd dahi m ucebi m ez­
k û r ü z e r e ‘a m e l idile

[1 ] [2 ] j j f \ 13] [4 ] [5]
h a sla r s ın u r u n d a k u l l a r ve y a y a b a ş ı l a r ı ç i f t l i k i d i n m i ş l e r d i r H ar­
[*] V e
m an ve üzüm vak tin d e h âsılların gizleyüb n esn e virm ezler im iş İmdi b uy urd um
ki an un g i b i i d e n l e r e h â k i m -ü l -v a k i t o l a n l a r g e r e ğ i g ib i te k îd i d e le r ki m in b a ‘d öyle
itm ey eler S öyle ki h âsılların gizleyüb so n ra b u lu n acak olur ise buyurdum ki
k adı m a 'rife tile ol çiftliği an lard an alub g a y ra v ire le r.. ( B ; y p , 1 2 0 )
[ * * ] V e h a s l â r s m u r n n d a k a s a b l a r ı n s a ğ m a l k o y u n l a r ı va r i m iş R esim virm ez­
ler im iş Bu y u r d u m lii a n la r ın g i b i l e r i n şö yle kı ü ze rl e ri n e b i r yıl g e ç e ‘â d e t ü ze re res­
m in a l ıv ir e l e r
Ve h i s a r erenlerinin ve gayrı m an s ıh eh l i n i n h a sl a r sın u r u n d a k oy u n la rı var
im i ş R e s i m v ir m e z le r im iş Bu y u r d u m ki a n la r ın g i b i l e r ü n şöyle ki ü z e r l e r i n e b i r yıl ge
çe ‘â d e t ü ze re re sinin a l ı v i r e l e r V e h i s a r e r e u l e r i n i n ve ga y rı m a n s ıb e h lin in h a sl a r s ı -
n ur und a k o y u n la r ı va r i m i ş A r a l a r ı n d a koy un u g i z l e r l e r i m iş A n ı dahi kad ı m a ' r i f e t i l e
göre Ş ö y l e ki b u n d an b ö y le k i m e s n e koyun g i z l e m e y e E ğ e r s o n ra b u l n a c a k o l u r ise an­
l a r d a n dahi t e k r a r k o y u n ‘ â d e t i a l ı n m a k l â z ı m o l u r S o n p i ş m a n l ı k fa y da virm ez Ve
k a s a b l a r ve sipah i ve m a n s ıb e h l i n i n ko y u n la r ın d a n gayrı k im g e r e k s e olsu n koy un ‘ â d e ­
ti n bunlara vireler Ammâ sip ah i ve eh li m a n sıb olan k im esn elerin k o y u n la rın a
d a h i olu n m ay a Ş ö y l e b ı l e l e r ‘a l â m e t i ş e r i f e i 't i ı n a d k ı l a l a r . . ( B ; yp, 12 0)
4 0 . V e b u n l a rd a n g a y rı y a v a k â f ir ki h a s iç in d e ren çb erliğ e g e lü b h a ra cın edâst
â v â n ın d a h a s d a b u l u n a ve ol t a h v i l i n a s ıl ye rin d e ed a s ın a t e m e s s ü k o lm ay a anun g i b i ­
l e r d e n şi m d i y e d e n o tu z a r a k ç e h a r a ç a lın m a k m u k a r r e r ve ma'm ûl k an un d u r M in b a ' d
g irü m u c eb i m e z k û r ü z e re ‘am el id ile
41. V e h assa m ü te'allik hâlî y erleri z ira 'a t içün ve b ağ dikm akçün tâlib
o la n la ra şi m d i y e d e n ‘â m i l o l a n l a r öşrü n e ve sâlârlığın a emîn m a ' r i f e t i ile v i r i r l e r ­
m iş B e r k a r a r ı evvel iltiz â m id e r kim esne bu lu nu rsa g irü m u c eb i m ez k û r ü ze re v ir il ü b
m e n ' o l u n m a y a deyü k anu n da m u k ayyed ve m a'm uldür G i r ü öyle ola
4 2 . V e h a sl a r i ç i n d e m e z â r i 'd e n b a 'z ı e b n i y e y e il ti h a k l a b a ' z ı m üst ak il m utasarrıf
olanlar ‘ âm il m a'rifetin siz m e z r e 'a satub k a d ıl a r h ü c c e t dahi v ir ir i m i ş vâ­A nin gibi
k i' olan ‘âmilin m a'rifetile olm ak kanun idügine hükm ü hüm âyûn g ö r il ü b ‘a rz o l u n ­
d u k d a e m r olun du ki min b a ' d m u c e b i m ez k û r üz ere ‘ amel idil üb ‘âmili m a'rifetin siz
m e z r e 'a satılub k adı h ü cce t virm eye
43. V e h assa ç a y ırla r ku rb u n d a b a ' z ı ortak çı yerlerün k o r u c u l a r t a ' t i l id ü b
ç a y ı r o tu dah i h asıl o lm ayu b ‘ a b e s y e r e ta z y i ' 1 i d e r l e r m i ş E m r olundu ki çayırların
m a'm û l ve m ü b eyyen 4 sınu rların d an h âriç m e z â ri'a k oru cu lar dahi it m eyüb or­
ta k ç ıla r z ira 'a t id eler E ğ e r min b a 'd dahi i d e r l e r s e e m în o l a n l a r d e r g â h ı m u 'a l l â y a ‘arz
id ü b m ü n te lıâ h a k k ın d a n g e li n e
44. Ve hassa su sığırlar kışlasında tahminen elli altmış araba otluk
hasıl olur dört k ıt ’a çayır varmış ki a t l u s e k b â n 1 a r unun gayrı ça.
yırları var iken hilâfı me‘mur ana dahi mutasarrıflar imiş Ve iki k ı t ‘a
sazlık dahi varmış ki su sığırı damlarun meremmet idüb bâki kalanından
tahminen dört yüz mıkdarı akçe hasıl olub mu'temed olanlar hilâfı me‘mur
mutasarrıflar imiş Şimdi emr olundu ki zikrolan su sığırlar içün şimdiye-
dek otluk biçilmakle kış zararından masûn değüller imiş O l çayırlar su
sığırlara mahsus olub vakti ile biçilüb ahurlar kurbunda hıfz olunub
şiddeti şitâda su sıgrıya yedürile Ve zikr olan sazın meremmetden ma‘-
dası zabt olunub satılub hassa hasıla iltihak idile
45. Ve h aslar iç in d e satılan koyun ve kuzu ve k e çi ve sığ ır ve h ın z ır h a ç la r ı ve
şi m d i y e d e n h a sd a n h â r i ç m e v â z i 'd e n m e z k û r has için z ab t o lun ug elm iş m eşh u r ve m ü t e ' â -
r e f m e v â z i ' d e s a t ıl a n eş y â -i m ezkû re b â ç l a r ı ki m u k a r r e r h a s d ır t a s a r r u f olu n u r Ammâ
e tra fd a n hiyel a ile b âca hayli ta k sir zâhır olm ağla hazâ ne -i ‘â m i r e d e o la n suv er -i
a h k â m d a bulu nan hükü m s u r e t in d e m ezkûr h aslar için d e kadim den satılan koyunun
a y a k b â c t d a v a r h er ne y erd e sayılu rsa sayılsun b âyi‘ ak çesin h aslar içinde vi­
rüb b âcın dahi h aslar için d e a la la r K im esne m ân ı' olub n izâ' itm eye deyü mu­
k a y y e d b u lu nd uğu se b e p d e n ‘a t e b e - i ‘uly âya ‘a rzo lu n u b b e r m u c e b i m azm ûm miinîf mu­
karrer V e kanu n nâm ede h aslar için d e satılan k o y u n b â c m a İstanbul
b u y ru ld u
su b aşısı dahi itm eyüb ‘ âm il m a 'rife ti ile em in olan lar zabt ide deyü m u kay yed d ir
M i n b a ‘d e m r i m ez kû r dahi m u k a r r e r d i r m u c e b i munîfi ile 'a m e l idile
46. Ve Istanbulla Galatanın dâyireleri ki erâzi i mezkûrede
h j *■i J f yerinde hâdis olan bağlarla kadîmden olan b a ğ la ­
rın d a n gayrı ki anlar bilfi‘il hassa tasarruf olunur şimdiyeden her kim
bağ dikerse ‘âmil olana dönüm başına onar akçe k a z ık r esm i 1 virüb üç
yıla değin bağın hasılı yetişince gayrı nesne alınmayub hasılı yetişdikden
sonra m u k a ta asım ve güm rüğünü b a ğ l a r e m î n i zabt idüb h a s l a r
‘â m i l i dahi itmezmiş Ammâ zikr olan dâyire bağlarından bozulub yer­
leri ya zira'at idilüb yeya bostan idilse öşürleri girü hassa intikal ıder-
miş Kadimden kanun buymuş Şimdi dahi mucebi mezbur üzere ma'mûl
bulundu
Ve Galata dâiresi kurbinde olan kura ki Maçokato ve Yenice Has
ve Beşiktaş ve Ayofuka ve Ligoriya ve Asomato ve İstaniye nâmlardır1
anlarun yerlerinden ba'zı yere İstanbulludan ve Galataludan ve gayrıdan
bağlar idinüb dönümüne on ikişer akçe mukata'a h a s l a r ' â m i l i n e virü-
gelmişler Şimdiyeden mucebi mezkûr üzere ma'mûlmiş girü ber kararı
sâbık veçhi mezkûr üzere 'amel idile
47. V e iki Çekmecelerde olan b alıkçılar k u l l a r d a n olmayub â -
z â d e l e r d e n ve e h l i z i m m e t d e n olmak kanunken ri'âyet idlimeyüb
balıkçılardan ba'zısı h a s s a c â r i y e tezevvüç itmekle mütevellid olan
evlâdından ve ba'zı h a s s a k u l d a n bilfi'il on bir nefer k u l balıkçı
bulunub der-i devlete 'arz olundukda bilfi'il balık hizmetinde olan k u 1-
1a r balık emrine zarar olmamağçün hizmetlerinde mukarrer olalar
Ammâ min ba'd kanun mucebince kuldan balıkçı vaz' olunmaya deyü
emr olundu
4 8 . V e h a sla r için d e h âricd en gelü b z ira 'a t ed er k im esn elerd en o l u g e l m i ş ‘â d e t
ü z e re ç i f t r e s m i yirm i i k i ş e r a k ç e a l ın a deyü k a n u n d a m ukay yed b ulu nd uğ u ve ş i m d i y e ­
de n r e s m i m e z k û r b a 'z ı r e 'a y â y - ı m ü s l i m în d e n a lın u b b a 'z ın d a n a l ın m a d ığ ı ve a n la r d a n
gayrı a g ç ek o y u n l u d a n ve sip ah ilerd en ve y e n iç e rile rd e n k a t‘â alın ugelm ed igi
‘ arz olunub ‘ âm ve h âs ‘ alel'u m û m ce m î'in e resm i m ezkûr m u k arrer k ayd olun­
sun de yü e m r o lu n u b b e r m û c e b i ı u r ' m u r a e l ' u m u m d eftere s e b t olun du
Ammâ k eferey i re a y a is p e n c e virm ek le ç if t r e s m i virm em ek olugelm iş kanun
olub ve şi m d i y e d e n ol ı n u c e b ü z e re çift resm i v ir ü g e lm e d i k l e r i dahi ‘a rz olu n u b şi m diye
d e n ‘a m el o ldu ğu ü ze re m u k a r r e r b uy ru ld u
4 9 . V e b e n n â k r e s m i h u su su ki b a 'z ı m evâd dan a l ın u b b a'z ın d an a l ın m a z m ı ş ‘a r z
olunub şehir hükm ünde o lan ın eh lin d en ki O sküder veY en i H isar g i b i ola
alın m ay u b m a 'd â s ı n d a n kan un r i 'a y e t o l u n m a k e m r ol ıın d u Ammâ s ü r g ü n o lan lar
k u r â d a d a h i o l s a la r a n la r d a n resm i b en n âk a l ın m a k k a n u n d e ğ ild ir alın m ay a
50. V e mezkûr hassa-i humâyûnun umûruna mübâşir olan e m i n ve
k â t i b ve ‘â m i l her ne husûs vâki' olursa her biri müstakil mübaşir o l­
mayub bir muayyen vakitde e m i n olanın evinde cem ' olub ittifakla
görüb kadı ile görülecek hususda kadıya müraca'at idüb kendüler ile ola­
cak hususda üçünin dahi ma'rifeti bile olub bir birinden mahlî ve pûşî-
de 3 iş kalmaya ki sonra lehde ve 'aleyhde cemî'isi müştereklerdir Bu
hususda bi haberin dimek ‘özrü makbul değildir deyü emri ‘âli olmuş Min
ba'd mucebi mezkûrla ‘amel idile Kanunu mezkûr berveçhi tafsil mestûrdur
[1] J 3 y\ ) \J 3 *^3 3 3 3 ^ 'ji
[2] 6*
51. Hashâ i mezkûrenenin ihtilâline bâis indimâl ve intihaline 1 sebeb
izdiyâd-i nıâldir Eğerçi evân-ı 2 ketbi mahsûlde ekelesinin ihtimâm-ı
ketm i ile mâ-mezâ’ 3 nin hasılında kemâli zuhur müyesser olmadı Ammâ
ber mucebi hükmü cihanmuta' sa‘y-ı beliğle imâ v e ‘abîdin kibârı ve mekadir-i
sinleri ile cemî‘ sıg-arı ve k u l l a r d a n a h r â r a mübeddel olub a h r â rdan
k u l l a r ünvânına duhûl idenlerün keyfiyeti ahvâli ma'lûm ve zâhir olduğu
mucebince mufassal müfredâtla defter idilüb 4 ve şimdiyeden hasılı dere
olunmayub bel' olan mevâddı mektûmeyi ve kanunu kadîme muhâlif v â k ı‘
olan umûru mütesavvereyi emri ‘âli mucebince tashih idüb ba'zı tağyir
olan husûs mahallinde tasrih idilmekle umûru muntazam oldu ki min
ba'd bu emri hatîr intizâmı mesâlihden habîr emînin tasarrufuna düşerse
inşâallâh-ül-e'az 5 ednâ müddetde ehâli-i has müreffeh-ül-hal olub hasıl
ciheti dahi ma'mûr ve merfu' ul-habâl * ola tahriren fi evâil-ül-şevvâl
sene erbe'a ve tis'a mie

[ 1 ] «illi* 1j jUo<*ı [2 ] ö 'ji [3] [4 ] s ^«' Lı


J y *-j S İ.Iy . c y J.A -. •J ö ' j* J j ii »1jj > U * J ^ ) l-f

J
[5 ] .rui. fllü"' jd»»- s I y -uj [6 ] JLİl
[ * ] T opkapı S a r a y ı k ü tü b h a n r s i n d e R e v a n k ö ş k ü k it a b la r ı a r a s ın d a 1 9 3 5 n um ara d a
k a y ıd l ı k a n u n n â m e n i n 1 2 0 inc i y a b r a ğ ın d a buluna n ve ta r a fım ız d a n ı B » işaretile d iğ e ­
rin d e n t e f r i k edile n h a s la r kaaıın ıın A a a y r ıc a şu k a y ıt l a r m e v c u t t u r :
Ve yü rü k ler ev veld en y ö r ü y ü g e ld ik le ri y e rd e y ö r ü y e le r A m m â k i m e s n e D İ n ek i
n in e ve b iç i n i n e zara r i t m e y e l e r İ d e r l e r s e h â k i m -ü l -v a k t o l a n l a r ş e r ‘an t e f t i ş id ib ta zm in
itd ire V e il lâ e s l e m e y ü b g irü zara r ve ziyan i d e rse m en * idü b y ö r ü t m e y e l e r ( B ; y p , 1 2 0 )
Ve çek m ecelerd e g e le n y o lcu ları ev lerin e k o n d u ra la r A m m a ko n an k i m e s -
n e l e r h er ne is te r l e r s e a k ç e l e r i l e s a t u n a l a l a r G ü ç l e k i m e s n e d e n n esn e alm ayalar.. (B ;
yp, 120 I
Ve g e r d e k d eğ erü n ve f u ç ı re sm in ve cü rü m ve c in a y e t var ise o lu g e la n ' â d e t
ü z e r e v i r e l e r ve â d e t üz ere ko v an öşrü n vir elen ( B . yp, 1 2 0 )
V e ne kadar m u k a t a 'a l u yerler var i s e m u k a t a 'a s ı bozu lm u şd u r ö ş ü r ve sâlâr-
lık v i r e l e r . .. ( B ; yp, 120)
Ve m ez k û r o r t a k ç ıl a r b ey lik tohom u ek d ik d e n sonra b ey lik çift ile
z iy â d e to h u m e k m e y e l e r n a d a s d a n s a 'y id ü b Js ü r m e ğ e m u k a y y e d o la la r Eğer çif­
tim dinçdir ziyâ de to h um e k m e ğ e kabildir d i r le r ise eınîn m a ' r i f e t i l e ‘â m i l d e n tohum
a lu b e k e l e r H a r m a n v a k ti n d e toh um un ç ı k a r u b b â k i k a la n ın n ısfı ‘âm ili n ve n ıs fı o r t a k ­
ç ı n ı n ola
V e to h um e k m e k d e n ve nadas i t m e k d e n ve har m an s ü r m ek d en g a y r ı k u l l u ğ a çift-
le rü m i k u lla n m a y a la r h e r k im ki ç iftim i g a y r ı k u llu ğ a k u lla n a c a k olur ise em in
o l a n k u l u m g e r e ğ i g i b i h a k k ı n d a n g e l e ( A ; yp, 143)
Ve ortakçılar ü ze ri n e yazıla n iki müd to h o m u n te m a m e k d ü k te n s o n ra o r t a k ç ı her
n e t ü rlü iş d i l e r i s e i ş l e y e .. ( B ; yp, 1 2 0 )
İ S T A N B U L H A S L A R KANUNUNUN BULUNDUĞU
D E F T E R İN M U K A D D E M ESİ

lû*
u° ^ V- j *~
JyA Vl (JM l<*^A t-1J -ÖlI <i\cl(
olii j jU;» j tljOı J
f'k.M *•_>*c. 3 -»U t Jl
<.*.».*11 j»ı _,1 t/jUl j .
*ljj_yl| _,»»* J *Cj\M -U-jull; Li.li ^.»1j\
py»iı ti-üiı tjj»ı *IjjXjı j
1-i.b *1)1 1 ı^j *ljj_yl 1 j
_/ l i i ls * ' ^ * * j‘£ j o '» i I If j I j J - I j iti lJ f

«IflJl ö j j j j OL* j ö c W"” j*~ «jl_j*-Jt


j** I ^ 11*^«.>- LY^-* (.UiJI y
(•l—* j iLVI j h e j (.(,"*VI; ü L - 'l
(.MîVl i j l r £ j»r ill j.l*VI
l-Â* J c J jrîill £ İİ-I J ’ Jtf- . l ü l
* j t -,V_r 3 £ jl j j r t j * r lk.ll Jlj-î- J r ~ i t - l j l j j (.IcVl^j }

O R T A K Ç I K U L L A R A A İT BÂZI K A Y I T L A R

A n k a r a d a Tapu v e K a d a s tr o U m um m üdürlüğünde bulunan


9 8 2 tarih v e 7 9 n u m aralı B ig a defterin den '.

1. Zikrolan iiç pâre karyelerin keferesi darülharbden emrile sürü-


lüb getürülmiş o r t a k ç ı l a r d ı r Ellerinde hükmü şerifleri vardır içlerin­
den biri günah itse veyahud borçlu olsa veya salb ve siyâsete müstahak
olub dergâhı mu'allâdan hüküm ile k u l gelse taleb itdikleri kimesneye
gelen k u l yapışmayub ve zikr olan karyelerün içlerine girmeyüb vi­
lâyet kadısı m a'rifetile Mihaliç emininden taleb ideler Ol dahi taleb
itdükleri kimesneyi vilâyet kadısın önüne getürüb siyâsete müstahak olanı
emîn m a'rifetile yerinde siyâset idüb mücrim olanın şer' ile hakkından
gelüb çerîm elerin emîn ala veçhen min-elvücûh1 ahar kimesne dahi ey­
lemeye deyü defteri ‘atikde mukayyed bulunub* bilfi'il emin olan Ahmed
çavuş böyle olduğun haber virüb üslûbu sâbık üzere yine defteri cedîde
kayd olundılar Lâkin cedid hükmü şerif irâd itmediler (Bigaya tâbi* Gü-
gercinlik nahiyesi yp, 28)
2. Zikr olan karyeler Hudâvendigâr haslarından olub padişahı ‘âlem-
penâhm hassa su sığırların ve karaca sığırların zabt iden k u l l a r d ı r
S ü d h a k k ı ’ deyü yılda ikişer yüz akçe virürler ve ekdiklerinin öşrün
virürler Mihaliç emini zabt ider Ve n â z ı r l a r ı n a iki k u llu k b ed eli ye­
dişer akçe ile birer okkiye (<.e r » , ) yağ virürler imiş deyü kayd olun-
mış der defteri ‘atik Sonra sığırlar kırılub ve kullarun ekseri müslüman
olub müceddeden vilâyet tahrir olundukda bilfi'il eminleri olan dergâhı
mu'allâ çavuşlarından Ahmed çavuş ihzâr olunub ehli vukuf mahzarların­
da istihbar olundukda hâlâ n â z ı r merfu'dur V e kâfir olanlardan yüz
yirmi beşer akçe h a r a ç ve müslim olanlardan h a k k ı h id m et deyü otuzar
ak çe alınur Ekdiklerinin öşrün virürler gayrı nesne teklif olunmaz
deyü haber virdüklerine binâen bu minvâl üzere defteri cedidi hâkaniye
kayd olundı (Oda oğlıı ve Susığırlık karyeleri; yp, 29)
3. Karye-i mezbûre defteri ‘atikde iki bölük oturub çifHüsünden yüz
akçe ve nîm çiftlüsünden elli akçe Mihalıc emini almak kanun imiş
Ve s u v â r i y e üç k u llu k virürler C em a ‘ati e 11 i c i y â n,( suvâriye iki
kulluk virürler C em a'ati G e b r â n ı e l l i c i y â n suvârına iki kulluk
yerine altışar akçe virürler Ve /res/mlerin Edirnede kâfirler ağasına vi­
rürler Ve cem'ati y u n d o ğ l a n l a r ı 4 suvârına üç kulluk virürler Bun­
ların dahi harâcın Edirnede kâfirler ağası alur Ve cema'atı âzâdegân Bun­
ların haracın Ç i n g â n e h a r ç c ı s ı alur Suvâriye çiftlüsü dokuz ve çift-
süzü altı akçe virürler V e ekdikleri tohmun nısfın Mihalic emini alur
ve öşürlerin sipahiye virürler Bundan gayrı resmi cift ve bennâk ve

[1] V?-.» [2] ■>*- [3] [4| x'j>.


[ * ] İ s ta n b u l d a B a ş v e k â l e t a rşiv in d e 4 4 n um ara d a kay ıdlı bulunan ve b irin ci Selim
d e v ri n d e y azılm ış olan ‘ a t î k B i g a d e ft e r i n i n d e (yp. 1 5 8 ) bu kaydın aslı şu ş e k i d e yazıl­
m ış b u l u n m a k t a d ı r :
B u z ik r o la n k a r y e le r in k e fe r e s i d a r ü lh a rb d e n sü rü lü b g e tirü b e m rile o r t a k ­
çılardır E l l e r i n d e hük m ü ş e r î f v ar d ır ki iç le ri n d e n b i risi gü nah its e veyahud b o r ç l u
o lsa ve ya s i y â s e te m ü s t e h a k o lsa d e rg â h ı ‘âl em p en âh d an hükm ile k u I g e ls e veya k a -
dı'asker câ n ib ın d e n ş e r 'ile v ilâ y e t k a d ıs ın a hüküm g e ls e ta l e b i td ik le ri k i m e s n e -
l eri g e le n k u I y a b ışm a y u b yJ'Jr&li ve m e z k û r h a s s a k a r y e l e r ü n i ç i n e g i r m e y e l e r M i-
h a I ı c e m î n i nde n ta l e b i d e le r O ld a h i m ücri m o lanları v i l â y e t k a d ı s ı ö n ün e g e t i r ü b
s i y â s e t e m ü s t e h a k olanı e m î n m a ' r i f e t i l e y e ri n d e s i y â s e t ide M ücri m olan ı ş e r ' i l e h a k ­
k ın d a n g e lü b cü rü m le ri n em în a l a K a t'a v e c h e n -m i n -e l v ü c û h k a ry e rle rin için e girü b
d a h i i t m e y e l e r deyü m ez k û r o r t a k ç ı k u l l a r m ell e r in d e hük m ü ş e r i f l e r i v ar d ır
şâir rüsûm virmezler deyü kayd olunmuş der (defteri köhne) Sonra Çatal
oğlu dimekle ma'ruf kimesneye fermanı pâdişâhı gelüb mezburların cüm ­
lesin e 11 i c i kayd idüb keferesine yüz yirmi beşer ve müslümanlanna
k ırkar fukarasına otuzar akçe vaz‘ itmiş Ekdükleri tohumun nısfın
yine emin i Mihaliç alub öşürlerin sipahiye virürler imiş V e yılda olı-
gelen ‘âdet ve kanun üzere k u llu k virürler imiş V e Bursa ve Mihaliç
etrafında olan köprülere her yıl hidmet iderlermiş Karye-i mezburenin
öşrü sipahinin olub ve sâyir rüsûmu h a s olmak ile reayâ derdimendle-
rün ekdükleri tohumun nısfın hilâfı şer* ve kanun emin alm ak ‘âdet
olub reayaya zulm ve te'addi olurmuş Hâlâ müceddeden vilâyet tahrir
olundukda zikr olan bid‘at ref* olunmak içün karye i mezburenin cümle
hasılı hassa virilüb nısıf ı tohum alınmak ref‘ olunub minba'd şöyle mu­
karrer kılındı ki karye-i mezbûre reâyâsmdan k âfir olanlar yılda yüz yir­
mi beşer akçe h a r a ç virüb ve müslim olanlar hid m eti m üslim deyü
otuzar akçe vireler V e ekdüklerinin öşrün ve sâyir ‘âdetlerin virüb
olıgelen âdet ve kanun üzere zikr olan köprülere hidmet idüb sâyir hu­
kuk ve rüsûm virmeyeler deyü defteri cedidi hâkaniye kayd olundı (Dime-
toka karyesi; yp, 30)

A n k a r a Tapu v e K a d a s tır o U m um M üdürlüğünde bulunan 971 tarih ve


67 n u m aralı H u d â v en d ig â r liv â si d e fte r in d e k i kan u n n âm en in son kısm ı

. . . V e livâ î mezbûre k e s i m c i l e r i 1 merhum ve mağfür-ün-leh sul­


tan Orhan tâbe serânın k u l l a r ı n d a n olub defâtiri kadîmede öşürleri si­
pahiye tim ar kayd olunub ve otuz üçer akçe resmi çiftleri miriye kayd
olunduğundan gayri k u l oldukları içün her birinin hallerine ve kudret­
lerine göre çiftlikden çiftliğe Bursa müddile üçer ve dörder ve daha zi­
yade buğday ve arpa k es im dahi kayd olunub Ba'dehu Müeyyed zâde tah­
rir eyledükde kesimlerin daha ziyade idüb resmi çiftlerin sekizer akçe
kayd eylemekle ol üslûb üzere edâ iderken iki yıldan berü çekirğe müs­
tevli olmağla fukaraya ziyade za‘f gelüb hasıl olmayan terekeden kesim
ve öşür ve resmi çift alınmak hayfdır deyü i ‘lâm eyleyüb ve senki vilâ­
yet muharririsin elinde olan ‘atik ve cedid defterin yirmi bir k ıt ‘a kurân-
ın mahsulü vechi meşruh üzere bir yıllık k ır k beş bin beş yü z sek sen ik i
hasıl kayd olunub ve defteri ‘atika sipahiye hasıl kayd olunan öşürlerin
hâliyâ miriye kayd eyleyüb eğer gallât kesimi ref‘ olunub hasıl olan
terekelerind en şer‘i şerif mucebince öşür alınub ve her çiftlikden Mi-
l *1
haliç hasları reâyâsı gibi yüz kırkar akçe resm i zem in alınmak ferman
olunursa bir yılda defteri ‘atik yazusından altm ış üç bin akçe noksanı lâ­
zım geldügün defter idüb i‘lâm eylemişsin ve zikr olan k e s i m c i l e r i n
ba'zı südde-i s e ‘âdetime gelüb veçhi meşruh üzere öşürlerin ve her bir
çiftlik yere yüz akçe resm i zem in hüsnü ihtiyarlarile râzı oldukların bildirüb
husûsu mezbur sene sem a n ın v e tis'a m ie remezan-ül-mübârekinin dokuzuncu
gününde pâye i şeriri se'adet masîrime ‘arz olundukda mezîdi merhametim
zuhura getürüb gallâtdan olan £eszmlerin ref‘ eyleyüb ol mukabilde
M i h a l i ç h a s l a r ı k e s i m c i l e r i gibi Y e n i Ş e h i r n â h i y e s i k e ­
s i m c i l e r ine dahi yüz k ırk a r ak çe resm i zem in i ç iftlik ve hasıl olan
tereke ve hububâtdan şer‘i şerif mucebince öşür ve z i m m i lerinden h a ­
racı jer'îleri dahi alınub ve bilcümle hukuk ve rüsûmların defteri cedid
muktezasınca edâ eylemek üzere defteri cedide kayd olundı ber mucebi
hükmü şerif

T op kap ı sa ra y ı kü tü p h an esi, R ev a n K ö şk ü kitabları a ra sın d a 1935


n u m aray a k a y ıd lı bulunan kan u n n âm en in 126 ıncı y a p rağ ın d an

Y A S A K N Â M E -İ A D Â Y -I EDİRNE E L M A H R U SA

1. Nişânı hümâyun hükmü oldur ki bundan evvel Ada ve Edirne te-


v âb i‘inde olan hasların ortakçılarını sene iscıâ ve seb‘in ve semâne mie
muharremi g-urresinde üç yıla file n nâm kimesneye virmiş idim Şimdiki
hâlde kapuma gelüb k u l ve y a s a k n â m e taleb itdikleri sebebden bu
hükmü hümâyunmu kulum fila n eline virdim ve buyurdumki
2. Her ortakçı ki olıgelmiş ‘âdet üzere o n a t 1 yerlere venadaslara ek-
dire ne hasıl olur ise beylik tohum çıkdıkdan sonra nısfı beylik ve
nısfı aharı kendülerin ola
3. Ve bâki kimesnelerin terekesini dahi yasak idüb ekdire Hâsılın
ohgfclmiş ‘âdet üzere öşrün ve sâlârlığın ‘âmillere alıvire
V e şöyle istimâ* olunur ki ba'zı kimesneler vardır kitaksirlik" idüb
yerlerüne ekmezler otluk içün boz korlar Buyurdum ki mezkûr ku
lum göre her kişinin davarına kifayet idecek otluk içün yer koya zi­
yâde yer kodurmaya Ve kâfir köylerinin kâfirleri evvelden ‘âdet üzere
ne ekegelmişler ise girü ekdire V e yerlerden her ne götürürlerse beylik
tohum çıkdıkdan sonra nısfı beylik ve nısfı kendülerin ola ‘Adet üze­
re sâlârlığın dahi vireler Mezkûr köylerde zikr olan üzere olmayub tak-
sîrlik idenlerin hakkından gele
5. Ve harman vaktinde ihtiyar ‘âmillerin ellerinde ola Diler ise de­
m et alalar reaya döğüb hasıl ideler Ve dilerler ise döğüldükden sonra
alalar V e harmanları ‘âdeti köyden taşra çıkarda
6 . Ve Namazgah ve Çukurca Yer ve Karaca Köyü ve İnesi köyü ve
Korucu koruların ve sazlıkların koruya Her kimin davarı tahıla ve koru­
ya ve sazlığa girer ise ıssını k u lu m .......... 1 ‘âdet üzere cürmün alalar
7. V e dahi yerlüden ve gayriden orak vaktinde koyunu t e re k e içi­
ne salarlar imiş Terek ey e hayli ziyân ider imiş T e rek e temam gö­
türülmeyince koyun saldırmaya
8 . V e mazkûr ‘âmillerin ellerinde olan berâtları tarihi içinde her kimin
üzerinde alımları var ise şer‘le malûm oldukdan sonra kulum bî - kusur
alı vire Bu bâbda hiç ehad kâinen-men-kân mâni* ve dâfi‘ olub ‘âdet
üzere olan işlerine medhal kılmaya Şöyle bileler ‘alâmeti şerife i'timad
kılalar

Ista n b u ld a , B a ş v e k â le t A rşiv in d e bulunan 44 8 n u m aralı P a şa L iv a sı


d efterin d en ( B irin ci A h m ed d ev ri)

1. Kanunnâme-i ortakçıyanı hassa-i hümâyun kadîm-ül-eyyâmdan zikr


olunan hassa karyelerin o r t a k ç ı l a r ı nin ziraat itdikleri mîri gallâtın
tohumları ihraç olundukdan sonra mâbâki tansif olunub nısfı mî r i içün
zabt olunub ve nısfı aharı o rta k çılara virürler imiş Sonra bir emîn gelüb
ortakçılar te'addi iderler tohum teman ekmezler yerleri hâlî korlar deyü
o rtak çıla r ile ittifak idüb zikr olunan ortakçıların ziraat itdikleri toh-
mu gerek hasıl olsun ve gerek olmasun az çok her ne olursa tohmu
mîri ihraç olundukdan sonra b e d e li toh u m alurlar imiş Hâliyâ pâye-i
şerire ‘arzolundukda kadîm-ül-eyyâmdan olıgeldüği üzere ziraat olan t o ­
humdan ne hasıl olursa tohmı mîri ihraç olundukdan sonra mâbâki or­
takçılar ile tasnif olunub nısfı mîri içün zabt olunub ve nısfı aharı* o r ­
takçılara vire deyü ferman olunmağın defteri cedide kaydolunub ve defte­
ri ‘atikde dahi mukayyed bulunmağın hâliyâ ber kararı sâbık defteri cedi­
de kaydolundı
2. Edirneye tâbi* zikrolan h a s l a r dimekle ma‘ruf olan karyelerin o r ­
t a k ç ı l a r ı n hasıl olan otluklarından kadîm-ül-eyyamdan öşür alını gelüb
sonra Yakub nâm mültezim emin tohum ekilecek hassa yerlere ortak-
<r

cılar ‘an kasd tohum ekıneyüb otluk içün hâlî korlar O l behâne ile
yer tasarrufunda munasafa içün hüküm ihraç idüb almak istedükde or­
takçılar râzı olmayub Derse'âdete gelüb ilâ yevminâ hâzâ otluklarımızdan
öşür alını gelüb defâtiri ‘atikde dahi öşür yazılmışdır deyü şekvâ eyledük-
ledüklerinde pâye-i serîr-i a'lâya ‘arz-olunub defteri ‘atikde ne veçhile
yazılub ve şimdiye değin nice alına geldi ise ol uslûb üzere defter yazıl­
mak ferman olunmağın defteri ‘atika da nazar olunub öşür yazılmış bulun­
mağın ber mucebi emri ‘âli defteri cedid dahi kadimi çayırlarından ve ot­
luk biçegeldügi yerlerinden öşür alınmak üzere defteri cedide kaydolundu
kelemyelerinden 1 hasıl olan otluklarından dahi öşür alına ziyâde nesne
taleb olunmaya deyü buyruldı Ve şol ortakçı ki tohum ekilecek yerleri
üç yıl ‘alettevâlî bilâ ‘özür ziraat itmeyüb kasdile hâlî korsa bozılub
ahara vireler deyü ferman olunmağın ber mucebi emri âli deftere kayd-
olundı deyü defteri ‘atikde mukayyed bulunmağın ber mucebi defteri ‘atik
defteri cedide kaydolundu

X X III

RUM V İ L Â Y E T İ S İP A H İ K A N U N U

İsta n b u l, B a ş v e k â l e t A rş iv i
D e fte r nnmarası : 189
Tarih : 1519 (926)

1 . V e sipahi-i müteka‘id hakkında emri ‘âlîşan şöyledir ki bir sipa­


hi ki m a ‘ z ü l olub yedi yıl timar almasa bâkî reaya gibi hukuku şer'iye-
lerin ve rüsûmu örfiyelerin alalar
Ve şol sipahi zâde kim babası timar tasarruf eylemiş ola kendü d a ­
hi seferi hümâyûna yaradıkdan sonra yedi yıl varub timar taleb eyleyüb
almışlar (?) Anun dahi ehvâli kezâlikdir
Ve şol sipahi zâdeler ki babaları timar tasarruf eylememişdir E c ­
dâdından sâbıka ba'zı zemaıı ile timar tasarruf eylemiş ola anlarun
gibiler bâkı reaya gibidir hukuku şer'iyeleri ve rüsûmu örfiyeleri ve ‘avâ-
zırı divânileri alına
2. Ve cümle-i Rûmda ze'ametlerden ve ser'asker tımarlarından ve diz­
dar tımarlarından gayrı timar s e r b e s t değildir Defterlerde dahi öyle
kaydolunmuşdur.
3. V e cümle Rûmda emri ‘âlişân şöyledir ki bir timara bir kadılıkdan bir
H1 w > .i f
kadılığa bir karye ve bir mezre'a ilhak olunmaya defterlerden dahi öyle
tevzî olunmuşdur V e cümle tımarlar ki hâliyâ defteri cedide kaydolunmuş-
dur anlardan bir karye ve bir mezre'a bir ahar timara ilhak olunmaya
İlhak olursa günâhı defterdar olanlara râci'dir gaflet eylemeyeler
4 . V e vilâyeti mezbûrda m e v k u f ve m â b e y n kalan tımarlar vâki*
olduğu gün defterdâr d efter emîni defter idüb ve girü virildügi günde
defterlerine kayd idüb üç ayda bir sûreti defteri vilâyet kadılarına ve müs­
takil âsitâne-i devlete göndereler
5. V e bundan evvel vilâyeti Rûmda galib şöyle olmuş imiş ki reaya­
nın mahsullerinden defterde kaydolunan rüsûmdan zâyid sâlâ rlık ve y em lik
alınub ve çift yazılan kimesne her yıl timar erine birer gün ku llu k iderler
imiş ve yılda h a r m a n r e s m i deyü birer kile arpa ve birer tavuk alurla-
rimiş ve hisar erenleri dahi her yıl çiftden çifte birer yük saman ve bi­
rer yük odun alurlarimiş Bu husus bid'at olub ve defterde hâsıl olmadu-
gı sebebden ‘adâleti pâdişâhı üzere ref‘ olunub memnu* olduğu cihetden
deftere h âsıl kaydolunmadı

X X IV

SÛRETİ K A N U N N Â M E -İ C ED İD İ EVKAF VE EM LÂKİ

L İV Â -İ M A L A T Y A VE KERKER V E D İ V R İ K 2 dir ki
b e r m u c e b i e m ri ş e r i f n ih â d e b u d '1

İ s t a n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D e f t e r n u m a ra sı ; 1 0 İ 3
T a r i h i : 1530 (9 3 7 )

1. Zikrolan sancaklarda vâki* olan kurâ ve mezâri* ve çiftlik ve erâ-


zi ve besâtin 1 ve eşcâr ve sâyir öşriyat her ne ise kadîm-ül eyyâmdan
ilâ yevminâ hâzâ 5 i k i b a ş ö ş ü r alınugelüb bir başına c â n i b i m â l i k fi­
n e ve bir başına c â n i b i d i v â n i d i r l e r Bir karye-ki bir başı vakıf ve­
ya mülk ola ol karyede hasıl olan eğer hububât ve eğer m u kata'atı gü­
r ü m v e e ş c a r B ve sâyir öşriyâtdır her ne alınur ise sâhibi timar olan
vakıf ve mülk sahihlerde beraber üleşeler
2. V e şol nesne ki resm i çift ve resmi b ennâk ve caba ve resmi
a r û s â n e ve resm i a ğ n a m ve bâd ih evâ ve sâyir rüsûmu örfiye her ne

(1) J f j f ( 2 ) (3) V' (4) (5 ) tâ* S 11* ( 6 ) } ( > / c,UUuu


ise ol makule erbâbı timarındır vakıf ve mülk sahihleri dahil eyleme-
yeler
3- Ve rüsûmu örfiyesi olmayanlar ki mezâri' ve erâzi ve çiftlikdir
anlarda vâki* olan öşriyât her ne ise sâhibi vakf ve sahibi mülk timar
sâhibi ile beraber üleşeler
4. Ve resmi kovan ve resmi âsiyâb dan dahi her ne almursa erbâbı
timar mülk ve vakıf sahiblerile beraber alalar Ve kovan balı her ne yer­
den eylerse ol yerin sipahisünün ve vakıf ve mülk sahibinindir Sancak
beyi ve sipahi ve vakıf ve mülk sahibleri bizüm raiyetimüz kovanıdır de­
yü resim taleb eylemeyeler
5. Ve yıl yörüyen değirmenden altmışar akçe ve altı ay yürüyenden
on beşer akçe alma artuk alınmaya

XXV

M ALATYA L İV A S I K A N U N U

İ s ta n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D efter n u m arası: 584
T arihi : 1 5 2 8 (935)

Sureti kanunnâme-i cedidi sultanîdir ki ber mucebi emri şerif nihâde


bud 1
1. Kazây-i Malatyada ç e l t ü k ekenlerin her çabine- ki yirmi dört
kiledir ve her kile Islambul kilesinin nısfıdır iki yüz akçe alurlar imiş
Yüz akçesin evvel ekdükleri vakıtde ve yüz akçesin hâsıl temam olduğı
vakıtde alurlar imiş Yine ol veçhile alına Ammâ her pâre iki osmanî
üzere alına artuk alınmaya Ve ba'zı vakıtde bir b a ş 3 resmi virdüklerin­
den sonra âfeti semâvîye yetişüb nesne hasıl olmaz imiş ol vakit dahi bir
baş resmi zulmen alurlar imiş Şol vakit ki reayanın eline nesne girmeye
sonraki resim alınmaya
2. Ve ba'zı sipahilere ve vakıf ve mülk sahiblerine hâsıl kaydolunan
kurâ ve mezâri' sınurlarına ç e l t ü k eküb üç yıl ziraate kabil olmayub
yerlerin ta'til idüb sipahilere ve vakıf ve mülk sahiblerine nesne virmezler
imiş Husûsu kaziyye* Ç e r â k i s e zamanından fethi hâkaniye gelince
olıgelmiş kanun bu imiş ki ol asıl sipahi ve vakıf ve mülk sınurlarında
çeltük ekseler ne mikdar ekerlerse yer sahibine on bahış 5 da bir bahış
yere anlar dahi çeltük eküb resim virmezler imiş kemâkân 1 olıgeldüği
üzere ideler yer sahiplerine zulüm olunmaya [*]
3. V e ba'zı kurada ve mezârı'de öşür mukabelesinde bir mikdar
m u k a ta ‘a “ kaydolunub ol mukata'a alındıkdan sonra ba‘zı hâlî yerlerine
ve ağaç aralarına sebzevât ekildikde öşür dahi alurlar imiş Şöyle ki ol
ziraat olunan eğer bostan ve eğer soğan ve eğer sâyir sebzevatdır ekseler
anlarun gibilerden nesne alınmaya
4. Hububât ziraat olunursa ik i baş öşür alına
5 . B â c s yü k b a c ı n d a n i b t i d â - i f e t i h d e n b u g ü n e g e lin c e geçer h a r îr y ü kün de n
onbeşer o s m a n î3 4 ve k e tn n ve sâ y i r y ü k d e n i k i ş e r o s m a n î a l ın u g e l m i ş y i n e ol
ve ç u k a
v e ç h i l e a l ın a ziyâd e a l ın m a y a V e s a t ı l a n yü k d e n ki gö n ve k e ç e k e p e n e k 5 ve n a l ' ve
m ı h ve b a l ve y ağ ve k a t r a n ve m a z u 8 ve b o y a ve h ın n a 7 ve p e n b e ve d e ri k ı r k a k ç e ­
d e n b ir a k ç e ah n u rm u ş A m m â ç e r â k i s e z a m a n ı n d a bu cüm leden da h i sâyir y ü k l e r
gibi h e r y ü k d e a i k i ş e r o s m a n î a lin u r im iş H u susu kaz ıyye d e r i d e v l e t e ‘ arzolu nu p kanun u
k a d i m ü z e r e a l ın m a k em ro l u n d u zi yâd e a l ın m a y a
V e k a r a b a z a r b â c ı s N h er iki k oy un a b i r o s m a n î a l ı n d ı k d a n s o n ra m u h t e s i b 9
d e dahi ko yun ku zu s a t ı l s a ve p e y n i r ve y o ğ u r t ve b u n l a rın e m s â l i sâ y i r yü k s a t ı l s a kâc
a l u r la r i m iş b i d ' a t olduğu s e b e b d e n r e f ‘ o lun d u V e ç h i m e ş r u h üz ere ‘â m il b â c a l d ı k d a n
s o n r a m u h t e s i b o l a n l a r k a t ‘â t e ' a r r u z e y le m e y e l e r
6 . G e v v â r e 11 k a d îm -ü z - z e m a n d a n her kov and an b i r e r a k ç e a ıı ın u b n ıs fı n sâh ib i t i m a r
[11 [21 <«l*uu [3] [4] [5] dCır |6] jjU [7] l * [8] [9]
[ 10 ] . . t / "
[*] 651 numaralı defterde Malatya Çeltiği hakkında şu kayd vardır:
H â s h â -i şe h z â d e -i civanbaht t â l e - b e k a h ki h a ssa -i h üm ây u na z a b t o lu o u r d e r n e fsi
M a l a t y a m ahsulı ç e l t ü k b e r v e ç h i m ü n a sa fa b e r ın uceb i ‘â d e t i kad îm
to h m u ç e l t ü k : h an e 3 0 0 fi s e n e 1 4 4 , 0 0 0
Z ikrolunan ç e l t ü k k a d îm d e n s a n c a k b ey i hassı ik e n iklyüz ç a b to h u m ziraat olun­
m a k ‘â d e t o l u b ol v a k i t ç e l t ü k su v arıla n su ki ç » ,o suyu d i m e k l e m e ş h u r d u r ü ç h is se
o l u b b i r h is s e s i ç e l tü ğ ü n ve b i r h is s e s i n efs i M a la ly a n ın ve b i r h is s e s i k a s a b a n ah iy e sin d e
v â k i ' o l a n k u r â ve m e z â r i 'i n h a k k ı şü rb ü o l u b s o n ra s a n c a k beyi ferağat idiib h a s s a -i
h ü m â y u n a za bto lu nH u kda to h u m ziy âd e olu b üçyüz ç a b e k i l ü r o l u b b a ’d ehu şe h zade s u l ­
tan M u s t a fa t â b e s e r a h hazretlerine v i r il d ü k d e â d e m le ri t e ' a d d î id ü b d ö r ty ü z ç a b ekdü-
rü b o l a n c a suyu olu n u g e l e n e m u h â lif ç e l t ü ğ e a lın u b n e ş e h r i n ve n e k a s a b a n a h iy e sin in
h a k k ı ş ü r b l e r i v i r il m e y ü b m ü slü m an larıı ı b ağları ve b a ğ ç e l e r l h a ra b olu b b a 'd e h u m e r ­
h u m u m ü ş â r - ü n - i l e y h t a h v il i n d e n h a ssa -i h üm ây u na kay dolun du kda ü m e n â dahi d ö r t yüz ç a b
z i r a a t i td ü r ü b ve b u n d a n gayrı t o h m u k i f â y e deyü ü m e n â ve k ü t t â b ve r e i s l e r da h i z i ­
r a a t id ü b suyu n o l a n c a s ı ç e l t ü ğ e a l ın u b m ü s l ü m a n l a ı a asla hakkı şü rb leri v ir il m ey ü b
z iy âd e h a y fo lu b m u k a d d e m a D i y a r i b e k i r b e y l e r b e y i s i İ s k e n d e r p a?a h a z r e t l e r i bu v i l â y e te
t e f t i ş e g e l d ü k d e zik ro lu n an ç e l t ü k ahvâ lin vu ku'u ü z e re â s i t â n e - i s e ' a d e t e ‘a r z i d i c e k min
b a 'd ‘ â d e t i k a d i m e ü z e re üçyüz ç a b ek il s ü n bundan ga y rı to h m u k if â y e deyü ü m e n â ve
k ü t t â b ve r e i s ve sâyir m ü b a ş i r i n a s l a b i r k i l e ç e l t ü k z i r a a t itm e y ü b c ü m l e hassa-i
h üm âyu n iç ü n üçyü z ç a b ç e l t ü k e'.iilüb ziyâ de e k il m e y e deyü hük m ü ş e r i f vâ rid o l m a ğ ın
b e r m u c e b i e m r i ' â l i min b a 'd üçyü z ç a b e k il ü b ve su dah i ü ç h is se olu b kad îm -ül-ey-
z â m d a n o l ıg e ld ü g ı ü z e re b i r h is s e ç e l t ü ğ e ve b i r h is s e s i nefsi M a l a l y a n ın ve b i r h is s e s i n i
K a s a b a n â h i y e s i n d e ola n k u r â h alk ın ın b a ğ l a r ı n a ve b a ğ ç e l e r i n e ve t e r e k e l e r i n e virilm ek
ü z e re d e f t e r i c e d î d i h â k a n iy e kay dolun du
v e nısf-l aharın v akıf v e miilk sahibleri a lurlar imiş e v v e ld e n olıgeldiiği üze re
a l a la r nıirilivâ v e e r b â b - ı tim a r a rtu k o l m a y a l a r V e s a n c a k b e y l e r i v e s â y i r
sipah iler raiyetleriniin ko v anları a h a r sipahi Umarında v e y a v a kıf v e mülk k u râ
ve m ezari'd e vâki' o lsa benim ra iy e tim kovanıd ır deyü r a i y e t s ip a h is i d ahi re s m i
küvvâreııin nısfın alur imiş k o v a n her ne y e r d e bal e y l e s e sip alıisinü n ve müik
ve vakıf sahihlerim in olıır r a i y e t s i p a h i s i benim raiy e tim ko v a n ıd ır d e y ü
r e s im taleb e y le m e n in v eçhi y o k d ır ra iy e t sip ah isi dahi e y l e m e y e
7. V e r e s m i â s i y â b 1 yıl yürü yen d e ğ ir m e n d e n altm ış a r a k ç e v e altı a y
yürü yenden o t u z a r a k ç e v e üç a y yürüyenden on b e ş e r a k ç e kayd o iu n m u ş d ır
olveçhile a l ı n a a r t u k alınm ay a A m m â h e r n e alunur is e s a h i b - i m ü l k v e y a
s a h i b - i v a k ı f t i m a r s a h i b l e r i ile b e r a b e r i ile şe le r
8 Ve resm i m ir â b î 2 bundan sabık defter-i ‘atikde on bin akçe bağ-
lanub mirilıvâya h a s ı l kaydolun mış bulunub sonra husus-ı kaziyye bid'at
oldığı için dergâh-ı mu‘allâdan şikâyet olunub ref'ine hükm-i şerif sadaka
olunmış imiş Hâliyâ ol hükm-i şerif ile bu hususin bid'at olduğı tekrar
der-i devlete ‘arzolundukda külliyyen ref‘ olunması içün emr-i âli vâki'
olduğı ecilden ber muceb i emr-i şerif ref‘ olunub defter-i pâdişâhiye
hasıl kayd olunmadı
9 Ve sancak beyleri ve su başıları her yıl ot biçmeğe ve çeltük biç­
meğe ve çeltüği davar ile ayıklatmağa şehirden ve kuradan e v e bir
âdem sürüb on on beş gün mikdarı ot ve çeltük biçtirüb ve ta-
şıtdırub müslümanları işlerinden koyub zulüm iderler imiş bid'at ol-
duğı sebebden r e f ‘ olındı sancak beyleri ve subaşılar ot biçtirüb ve
çeltük biçtirmek ve ayıklatmak hacetleri olıcak a k çelerile ırgad dutub
biçtîreler ayıklat! ıralar ve taşıtdıralar reayayi incitmeyeler
İl). Ve bağların kanun-ı kadîm üzere mukata‘aların aldıkdan sonra
su b a şılık v e y a z ıc ılık deyü ikişer akçe alınur imiş ve harman vaktinde
buğday ve arpa harz 7 ettiklerinde harman akçesi deyü üçer akçe alurlar
imiş güz faslında reayaya kış yegüsi 3 deyü köyden köye bir mikdar buğ­
day ve birer mikdar arpa ve birer davar ve bir mikdar yağ ve bal ve
k eçesi 4 olan yerlerden birer keçe ve birer mikdar saman ve otluk s a I u b
reayaya müzayaka virürler imiş Ve bazı subaşılar nice âdem leri ile
köyden köye reayaya konub güç ile yem ve yem ek alub müslümanları
incidirler imiş ve kış eyyamında reayaya evden eve birer yük odun
salarlar imiş Bu cümle emr-i şerîf-i pâdişâhîye muhâlif bid 'atler olduğı
sebebden re f‘ olundı Kanun üzere hakların aldıklarından sonra bir
a k ç e ve bir habbe dahi alm ayalar S a n c a k beyleri ve subaşılar bu asıl
k ış k erestesi 5 hâcetleri oldukta veya reayanın evlerine kendü ihtiyârları
ve n z alarile konduklarında her ne hâcetleri olursa narh ı rûzî • üzere
akçelerile alalar ve hiç veçhile reayaya kanuna muhalif te'addî eyleye-
meyeler
I I . Ve reayanın harmanların kesdüklerinde öşürlerin üzerlerinde ko­
li) o L -ı p -ı |2J f - j [3] [4] [6] 6 'j) j [7 ] j j -
yub zaman geçirüb sonra n arh ı rû zîden ziyâde akçelerin alurlar im iş
V e gaile ölçen kimesne ölçü ciilü k v e y a z ıc ılık v e an bcirdarlık v e em îri-
a h u r lu k deyü her biri ç a b başına birer akçe alurlar imiş Bid'at olduğı se­
bebden ref‘ olundı Heman olıgeldüği üzere i k i b a ş öşürlerin aldukiarından
■onra artuk bir akçe ve bir habbe dahi almayalar Ve öşürlerin dahi reaya
üzerinde koyub akçe almayalar heman kesdükleri gibi anbarlarına dökeler .
12 V e reayadan kanun üzere resmi çiftlerin aldukiarından sonra s u
başılar ve sâyir sipahiler y o l a k ç e s i deyü altışar akçe a l u r l a r imiş Ve
koyun sayıldıkda kanun üzere i k i koyuna bir akçe resimlerin aldukdan
sonra çu buk a k ç e s i 1 deyü her sürüden ya birer koyun veya birer mikdar
akçe alurlar imiş Bid'at olduğı sebebden ref* olundı kanun üzere hakla­
rın aldukiarından sonra ziyâde bir ekçe ve bir habbe alınmaya
13- V e bir kimesneyi i l k e t h ü d â s ı diküb subaşılar yanınca yürü-
yüb olığelmedüğü bid'atlar ihdâs idüp ol sebebden müslümanlara hayf
olur imiş İl k e t h ü d â l ı ğ ı dergâh-ı muallâdan merfu' olduğı sebebden
men' olundı Emre muhalif il kethüdası dikmeyeler ve müslümanları incit-
meyeler
1 4. V e k a p a n d a t e r e k e d artılşa e ğ e r sabun e ğ e r hu rm a v e e ğ e r incir lıer n e
i s e y ü k b a ş ın a ikişer a k ç e ald u kia rın d an sonra h e r b irinden bir m ikd ar te re l e
d a h i a l u r l a r imiş B i d ' a t olduğu sebe p te n r e i ‘ olundı iıenıan yük başına ikişer
a k ç e v e d en gine b ire r a k ç e v e nısıf d en g in e y a r ım ş a r a k ç e hakların v ir diiklerin -
d en s o n r a t e re k e le rin d e n bir h ab b e a l m a y a l a r ve in c itm ey e le r
1 5 . V e b a z a r a ge le n yem işd eıı s a t ı l s a v e s a t ı l m a s a h e r y ü k t e n i k i ş e r a k ç e
v e b i r m i k d a r y e m i ş a l u r l a r i m i ş b i d 'a t olduğı s e b e b d e n r e f ‘ olundı hem an yük
s a t ı l d r k d a ikişer a k ç e a l a la r s a t ı l m a y a n y ü k t e n a k ç e a l m a y a l a r v e y e m i ş l e r i n e
h iç d e y m e y e le r
16. V e bir k i m e s n e ş eh ird e n buğday v e a rp a satın alub gid er olsa te m a m
y ü k o l s u n e ğ e r olmastııı hattâ üç kile dört kile m ikdarı dahi olsa ikişer a k ç e b â c
a l u r i a r imiş Henıaıı tem am yük oldukda ikişer a k ç e alub elit ük oldukda h e s a b m c a
a la la r artu k a lm ayalar
17- Minba'd e h l - i ö r f 2 olanlar bu kanundan tecâvüz eylemeyeler
tecâvüz idenleri hâkim-ül vakt olanlar men' eyleyeler Memnu' olmayanları
der-i devlete arz eyleyeler
XXVI

M A L A T Y A LİV A SI K A N U N U
A n k a ra , Tap u ve K a r l a s tır o Uın um Müdürlüğü
D efter num ara sı ; 142
Tarihi : 1559 (967)

1. Livâ-i mezbûrda vâki' olan ekseriyâ kurâ ve mezâri' ve kıt‘a-i


erâzide hisse-i m a lik â n e v e d iv ân ı deyü ziraat ve hıraset ile hası! olan
gallâtın beşte birisi çıkub iki defa öşür alınm ak beyn-en-nâs ‘âdet-i ka-
dimeleri olmuşdır Meselâ külliyen ziraat olunan yerlerde tasarruf ı arz
malikâne ile ta 'b ir olunur ki bil-haseb-iş-şer‘-iş şerif 1 mülk ve v akf
ittükleri ol tasarruf-ı arzdır Ve meûnet-i a r z 2 d iv â n i deyü tahrir olınur
ki beytülmâl i müslimîne ayid :i olacakdır
2. Pes her kurâ ve mezâri 4 ve erazide ki malikâne ve dîvânî deyü
işaret olınur bil-haseb-iş şer 1 mülkiyeti ve vakfiyeti sâbit olanlara hisse-i
mâlikâneden istihkakı her ne ise ta'yin olınur İstihkaklarından zâyit mâli-
kâneden hisse kalursa ol zâid kalan hisseyi malikâne ile cânib-i dîvânîsi­
nin bâzı hassa i hümayuna ve bazı timara kayd olınmışdır
3 Reayanın cümle hâsıl olan gallâtı beşte bir kasim 4 olınub vakıf
ve mülk olan kurâ ve mezâri'de ne hasıl olursa iki bölük olub bir
bölüğünden evkaf ve emlâk sahibleri ba'd es subût r‘ defter i cedide kayd
itdürdükleri hisselerine göre mahsullerine mutasarrıf olalar
4. Ve beşds bir hasıldan gayrı sabıka kırk kilede bir kile s â lâ riy e
deyü alınurmış Mukaddemâ vilâyet kitabet olındukda bid'atdır deyü ref‘
olınmış V â k ı'â s â lâ r iy t yalnız öşür alınan yerlerde lâzım olub livâ-i
mezbûrda ziraat olman gallât beşte bir kasim olınmağla sâlâriye zülüm
olmağın girü merfu' kayd olınmışdır reayaya aslâ salariye teklif olınınaya
5- Ve reayanın harmanları ölçüldükde öşürlerin üzerlerinde koyub
zaman geçürüb sonra narh-ı rû z î 7 den ziyade akçelerin alurlar imiş zulm-i
sarihdir Ammâ reayaya kendü öşürleri girecek mikdarı köylerinde anbar
yapması lâzımdır kanun üzere anbarların yapub heman terekeleri ölçiil*
dükde anbara iledüb ve furuhtı zamanında akreb bazara iledüb sipahisi
her neye satarsa satub reayadan bedel-i öşür nakid akçe taleb olunmaya
6. Ve nefs i Malatya’nın etrafında olan bâzı kurâ ve mezâri'in bağçe-
leri öşrü defter-i ‘atikde m a k tu ‘ kayd olınub sâl-be-sâl 8 bağçe öşrün
berveçh-i nakid 11 viregelmişler Sebebi dahi budır ki meyve zemanında ekser
11 ] -iî.r.i)ı £ * [2 j —>;• (3 ) j._Ic [4] ^ .s [5] [ 6 ] mjVU [7] ı»j.>-cy
[8 ] *».,/ [9 ] ju j j u
reaya evlâdiyle bağçelerine çıkub mütemekkin olmağla öşr-i m ey v e hak
üzre zabtolunmağa kabil olmayub ol ecilden berveçh-i nakid yazılmış Hâ­
liyâ dahi mütehammil olduğı özere bâzı girü berveçh i nakid kaydolınup
ve bazı âdet ve kanun üzere h a ra ç kaydolınub her birisi kurâ ve mezâri'in
mahsulâtı içinde mahalline kaydolınmıştır ana göre ‘amel olma
7. V e sancak beyleri ve sipahiler raiyetlerin bir kaç gün ot biçm eğe
deyü alub gidüb işlerin battal iderlerimiş Bid'at oldığı sebebden ref‘
olınd» Akçelerde r e n c b r tutub biçdüreler raiyeti incitmeyeler Ve her
karyenin hasılı defter mucibince kasım olundukdan sonra su b a şılık ve
y a z ıc ık deyü ikişer akçe dahi olınurmış Ve harman zamanında her evden
üçer akçe h arm an a k ç e s i deyü alınıırmış ve ytlda bir kere güz faslında
k ış y a ra ğ ı 1 deyü köyden k öye birer m ikdar buğday ve arpa birer d a ­
var ve birer mikdar bal ve yağ ve keçesi olan yerlerden birer keçe
ve samzn ve otluk ve kömür ve odun salu b cüz’î 2 neSne verirlerimi?
Bu cümle bid'at ve zulüm olmağın emr i âli mucebince merfu' kaydo-
lındı Ve sancak subaşıları reaya tâifesine konub akçesiz yem ve yemek
taleb idüb cebirle alub rencide iderlerimiş Bid'at ve zulüm ve emr-i padi-
şahiye muhalif olmağın ref' olındı Güçle kimesnenin evine konmayalar ve
akçesüz yem ve yemek almayalar her ne alurlar ise akçeleriyle değer be-
halariyle alalar
8 . V e r e s m i ç if t M a l a t y a kazasında te m aın ç i f t y a z ı la n re ayadan ellişer akçe vî
nîm ç i f t y azıla n r e a y a d a n y i r m i b e ş e r a k ç e ve ye ri nîm ç i f t d e n e k s ü k olub c ü z ’ î z i r a ­
atı’ o l a n r e a v a y * e k in lü b e n n â k d irler 01 m akule re ay ad an on se k iz a k ç e v e ziraatı o l ­
m ayan b en n âkd ea on i k i ş e r a k ç e ve m ü c e r r e d d e n a l t ı ş a r a k ç e a n ın u b zi yad e alınmaya
Ve K ark erJ K â h t e * ve B e h i s n i •' kazalarında m ütem ekkin o la n r e a y a n ı n y e r l e r i kalil
o l m a ğ i a tem am ç i f t y a z ı la n re ay ad an o tu z d ö r t a k ç e ve nîm ç i f t yazı lan r e a y a d a n ve
ekinlü b e n n â k d e n o n a l t ı ş a r a k ç e ve z i r a a t i o lm ayan b e n n â k d e n on i k i ş e r a k ç e ve m ü­
cerredden a l t ı ş a r a k ç e a l ın u b zi yâd e a lın m a y a V e d e f t e r e yaz ılm a y a n m ü cerred ler ma-
d â m e k i a t a l a r ı h i z m e t i n d e o l u b a t a l a r ı e t m e ğ i n y i y e l e r a n la r o n g i b i l e r d e n n e s n e a l ın m a y a
M üstakil kisbi olanlardan alm a V e Iiva-i m ezburda ol an ku râ ve m ezâri' sın u r u n d a
h a r iç r e a y a z i r a a t e t d ü k l e r i y e r l e r d e n kan un i ka d i m ü z e re iki d ö n ü m e bir akçe resim
alın a
9. V e a d e ti ağ n âm k o y u m k u z u la d ık ıî a k u z u s i l e a d d o lu ıı u b i k i s i n e b i r a k ç e re sim
alm a Ç u b u k a k ç e s i de yü t e k r a r r e s i m t a l e b o lun m aya
10. V e resm i k ü v v â r e k ad im -ü z-ze m an daf liva-i mezburda kovan b aşına birer a k ç e
a l ı n u r m ı ş y i n e ö y l e a lın a Ve bir r a i y e t m ü lk ko v anın k e n d ü k a r y e s i t o p r a ğ ın d a n ç ı k a r u b
ahar to p ra ğ a iledüb anda y a y la y u b bal v i r s e n ı s ı f re sim r a i y e t sahibi ve n ı s ı f
relim t o p r a k sahibi alu r iki r e s i m t a l e b e t m e y e l e r
1 1 . V e r e s m i â s iy a b yıl y ü r ü y e n d e ğ i r m e n l e r d e n altm ışar sk ç e ve a l tı ay y ü r ü y e n
d e ğ i r m e n l e r d e n o tu z a k ç e a lın a
12- Ve Kerker ve Kâhte ve Behisni kazalarında vâki* olan bağlardan
defter-i âtikde her yüz çubuğa ikişer akçe h a r a ç kaydolınmışdir Sayir
İ li J ' s . [2] ıf.Or [3] / / [4 ] |5J (öJ •j'j*’" ,<-j
vilâyet-i A rab’a tâbi* olan yerde yüz çubuğa onar ve sekizer ve altışar
nihayet dörder akçe alınup dörder akçeden eksük alınmayub bunlardan
ikişer akçe alınması beytülmâli müslimîne gadir olmağın her yüz çubuğa
üçer akçf* hesabı 'üzere defteri cedide kayd olınmışdır minba'd yüz çubu­
ğa üçer akçe alına
13 V e b â d ih ev a ve cürüm ve cin a y et hususlarında kanun-ı Osmaniye
müracaat olunub ziyâde alınmaya hâkim-ül-vakt olanlar men' ve def' eyle­
yeler
XXVII

K A N U N N Â M E İ V İL Â Y E T İ BEHİSNİ
İ s t a n b u l , B a ş v e k â l e t arşiv i
D e f t e r n u m arası : 8 3 4
t a r i h i : 1 5 1 9 (9 2 ‘>)

1" Vilâyet-i mezbûre emr-i padişahı ile yazılup defter olmak için her
köyün ve mezâri in hasılları ehl-i vukufdan ve reayadan teftiş olınduk-
da cevap verib ayıttılar ki b e y l e r zulmünden reayada temkin yok idi
ba'zı ğelüp ba'zı gitmek üzere idiler ol sebebden her köyden ve mezâri'-
den ne miktar tereke hasıl olur bilmeziz didıier Ammâ padişah.ı 'âlempe-
nâh bu vilâyeti feth itdikde Behisııi sancağı 'Ali beye virilüb kanun-ı
osmanî üzere terekesinin öşrin sekizde bir ölçüb almış anun üzerine
cevab virmeğe kadir olub ve reaya kanuu-ı Osmanî vaz‘ olunmak mürad
idindikieri sebebden ol vech üzere teftiş olınub on kilede bir kile öşür
ve bir kilenin dahi ıub'ı ki sâlâriyedir cümle sekiz kileden bir kile olur
anın üzerine defterde hasıl kayd olundı. Ve boğ resmi ki her yüz devekde
iki akçe alınurmış Deftere girü ol vech üzere hasıl kayd olındı ve ba'zı
kurada bağcılar var ki içinde tereke dahiekilüb evvelden bedel i öşür haraç
virilür imiş ‘âdet-i kdîmcleri üzere girü deftere haraç kayd olundı Ammâ
ekiimeyüb mu'attal olıcak kemâkân haracın virirler ve kovanda öşr-i hasıl
kayd olundı Ammâ bu bâbda ri'ayet-i ‘adalet oiınnb a'lâsından a‘lâ ve evsa­
fından vasat ve ednâsından erı’nâ alınub cümleden gayet eyüsi alınmaya...
2. Ve evâyilde bu vilâyetin sancağın bir beyi ve bir sâl evvel gelen
âdemîd vilâyet-i mezbûre halkına elli altun saiub alurmış ve sonra sancak
beyi kenüdzi geliycek h ıl'at ta pus ı 1 deyü iki yüz altun salub alurmış
ve ba'dehu her köyün kethüdâsına hıl'at virüb size kethüdâ nasb eyledim
k e tlıü d a lık ağ ırlığ ı 2 deyu her köy halkına t irer mikdar akçe salub
alurmış ve yaylak vakti olub yaylağa çıkıcak yaylağa karîb kuradan d ev re'
alurmış ve orak evyâmında k a im e 1 deyü çifti olandan sekiz kile arpa
b e y l i k için ve çifti olmayandan sancak beyinin âdemileri haneden ha­
neye dörder ve beşer akçe alurmış ve bunlardan gayrı her karye ki
eğer sancakbeyi haşşidir ve eğer sipahi limandır reayanın öşri alındıkdan
sonra öşrünin mikdarına göre her sekiz kileden bir kile ş a h n e lik :' ve her
harmandan bir kile y em lik alınurmış zikr olınan bedâyi' ki sancakbeyi-
[lj \z \ jU jJ d f jS ] . j j j [4] <£Ö |5]
nin evvel gelen âdemileri ve sonra sancakbeyi aldığı hil'at tapu sı ve
k e th ü d a la r ağırlığ ı ve d e v r e ve k a im e ve sancakbeyi âdemileri
alduğı h a n e a k ç e s i ve ş a h n e lik ve y e m lik külliyen ref'olunub anlardan
bedel s â lâ r iy e ve ç ift a k ç e s i vaz'olınmışdır Ve s â lâ r iy e dahi
tereke kısmından buğdaydan ve arpadan ve ‘alefden ve çavdardan ve da-
rudan ve ketenden ve bostandan alınur Nuhuddan ve mercimekden ve
burçakdan ki bu vilâyetde küşne '1 dirler ve sisam ki künci 2 dir ve pen-
beden alınmak kanun değildir deftere dahi anın üzerine hasıl kayd olun-
mışdır Ammâ defter vilâyet-i mezkûrede cârî akçe h a l e b î a k ç e
üzere bağianmışdır Reayadan ne alınursa zikr olunan akçe üzerine alına
osmanî taleb olunub alınmaya...

XXVIII
K A N U N N A M E-İ L İV A -İ DİVRİKİ
I a p u ve K a d a s t ı r o U m u m Müd ürlü ğü
D e f t e r n u m arası : 1 5 3
, t a r ih i : ( T a r i h s i z )
1. Li vâ- i mezbûrda vâki* olan ekseriya kurâ ve mezari* ve kıt ‘a - i era-
zide hisse i m a l i k â n e ve d i v a n î deyu ziraat ve hıraset ile hasıl
olan g.ıllâtın beşde biri çıkub iki def‘a öşür alınmak beyn-en-nâs âdet-i ka­
dimden olmışdır Meselâ külliyen ziraat olman yerlerde tasarruf-ı arz
m a 1 i k â n e ile ta 'b ir olınur ki bi-haseb i ş ş e r ‘-iş şerif mülk ve vakf
itdükleri ol tasarruf-ı arzdır ve meûnet-i arz divanî deyü tahrir olınur
ki beyt-ül mâl-i müslimine ait olacakdır...
Ve Sancakbeyieri ve sipahiler raiyetlerin bir kaç gün ot biçmeğe
deyü alup g-idüb işlerin battal iderlerimiş bid'ad olduğı sebebden ref‘
olındı akçalarile rençber dutub biçdüreler raiyeti incitmeyeler
2. Ve zikr olan sancakda reayadan yılda bir k erre y ağ ve keçe
ve odun ve arpa ve otluk ve saman ve kömür salub cüz’i nesne virür­
ler imiş bid‘at oiduğu sebebden ref‘ olundı Her ne hâcetleri oiursa nar-
h ı rûzî üzere baz ırda satuıı alalar reayayı incitmeyeler
3. Ve sancak subaşıları fe a y a taifesine konub yem ve yem ek a lu r­
lar iıniş bid‘at olduğu sebebden ref olundı Güç ile kimesnenin evine ko­
nub yem ve yetnek alınayalar ve aldıklarında her ııe olursa değer behâla-
rile alalar reayadan ğüç ile nesne almayalar
4 . Ve s a n c a k b e y l e r i ve subaşıları ve sâyir sipahiler av mürâd idinüb

nice defa reayayı sürüp işlerinden korlar imiş ve nice günler dahi tu-
tub güç ile atların bekledürler imiş bid'at olduğı sebebden ref' olındı

11 ) [2 ]
Sayd mürad itdiklerinde halka nida ideler kendü ihtiyarilye varan vara güç
ile kimesneyi ava sürmeyeler ve at dahi bekletmeyeler
5. Ve livâ - i mezburda memlehaolup reaya ol memlehadan evlerine
yem ek içün tuz götürseler ol yerün ‘âmili tuz götürdün deyü b â c
alurlar imiş Ve kendü bağından ve bağçesinden hasıl olan yemişlerden
yükledüb ahar yere satmağa gider olduklarında ‘âmilleri bâc olurlar imiş
Kadimden olıgelmedüği sebebden ref* olındı Ol asıl evleri harcı içün tuz
alsalar ve kendü yemişlerin ahar yere satmağa gitseler anlarun gibilerden
bâc alınmaya
6 Zikr olan merfu'âtın cümlesi defter-i ‘atikde merfu* kayd olınub ve
hakikat-i hât zulüm olmağın girü merfu' kayd olınmışdır ehl i şer' olan
mucebile ‘amel idüb hilâfına cevaz göstermeye...

X X IX

‘A L Â - Ü D - D E V L E B E Y K A N U N U

İs t a n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş iv
D e f t e r n um ara m : 7 3 5
T arihi : (T arih siz)

Sultan S ü ley m an tahrirlerin in neticelerini bir araya toplam ak suretile


vücude getirilen defterlerden birinde bulunan bu kanun, sonundaki
kayıddan anlaşıldığı üzere, A l a - ü d - d e v l e bey kanunnamesinin as­
lından tağyir ve tebdil edilmeksizin nakledilmiştir. Filhakika, mukaddeme
de verilen izahatda da bu kanunun Z ü l k a d i r i y e vilâyetinde eskiden
vali ve daha evvel hakim olan ümerâi-i Sâlife tarafından vazedilen ve
g ere k sipahi ve gerek raiyet tarafından b abaların d an gördükleri şekilde
değiştirilmeden tatbik edilen bir kanun olduğu ve OsmanlI padişahı
tarafından makbul ve m er‘i buyurularak bu vilâyet halkı arasında câri
olan âdet mucibince kalem e alındığı haber verilmektedir. (*) Büyük bir
kısım Anadolu beyliklerinde mevcut bulunan kanunların Osmanlı im ­
paratorluğunda uzun müddet aynen muhafaza edilmiş bulunduğunu ve
ancak yavaş yavaş mahallî hususiyetlerini kaybederek tipik O sm anlı
kanunlarına irca'edildiklerini ileride D iyarbekir kanunnâmesile H a ş a n
p a d i ş a h kanunlarının m ukayesesi bize daha iyi gösterecektir. B u ­
raya dercetdiğimiz ‘A l â - ü d - d e v l e bey kanunu da işte bu hususu,
yani Osmanlıların mahallî örf ve âdetlere ne kad ar ria y e tk â r oldukla­
rını g österm ek itibarile mühimdir. Bu kanun, aynı defterde bulunan

( * ) 1 2 8 s ayfad aki notu oku yu nuz .


ve kendisine çok benzediği için, m ukayeseli bir şekilde tetkiklerini
mümkün k ıla c a k surette numaralanıp bir arada basdtrılan Bozok
Y ozgad ) kanunile birlikte, bu civarda mevcut Türkmen aşiretleri
arasında yaşıyan örf ve âdetleri aksettiren bir cez a kanunu olm akla
b e ra b e r, bu m ıntakada asıl G sm anlı kanunlarından fa rk lı olduğu için
b id 'a t telâkk i edilen bir takım z ir a î v e m a lî kan u n ların da Osmanlıiar
zamanında bir müddet tatb ik edilmiş olduğunu gösteren kayıtları da
ihtiva etm ektedirler. Bu kanunun kısmen haıabolm uş ve dökülmüş olan
b ir su reti Istanbulda B a şv e k â le t arşivinde 932 tarih ve 375 numaralı
defterde bulunmaktadır.

<j ’ ) —r ' j J c S i f (.liii (»lâ» ) (-jV


j «*!L- . 1,^*1 fL uj«. j J l ) U L . *r i wiVj j j . . —
y i - * '.1 JS «>y~ı y jJ w .« j / I ) f I u ji 1 j:_ r - î-l j y ' i y J »-r
» L t> l j j * j «U- . o l.£ol> y * j" j } ^lı L«l»l L j» -j lıl

tj'.r* V*".J (,*) İle.» Jl Aİli J>.) «JU.


J . j * i ■*>-* tç* ■y ‘r‘>Jy? •JyS i J y " —j -»-1
j\

1. Evvelâ bir kimesne kim yol kesüb haramilik etse siyaset oiına
2. V e her kim at oğrılasa veyahut katır oğnlasa eli kesilmezse on
sekiz altun alma Eğer sığır (fakir?) oğrılasa kat-ı yed olmazsa on dört altun
alına Ve bu mezkûrlara her kim kı şerik olsa eğer üç ve eğer dört ki-
mesnedür her birinden temam cerim e alma Ve koyun ve keçi oğrisından
beş altun alına
3. Eğer bir kişi iki at ya iki deve ya iki sığır ya iki katır ya iki koyun ve ya
hut ikiden artuk bir def‘a ya iki d e fa serika (sirkat) eylese her davar ba­
şına mezbur temam cerime alına üçden artuk serika eylese bir def‘a yine üç
davar cerimesi alına
4. V e kovan ve saban demiiri ve çul ve bukağu ve özengi ve eyer
ve bunlara mümasil nesne serika eylese bahâsı on akçe ola beş altun alına
5 Ve her kim ev y a rs a 1 kat ‘ı yed olmazsa yirmi altun alına Ve e-
ğer kapu yarsa 2 kat-'ı yed olmazsa on beş altun ahna
.6 V e her sârikın ki kat 'ı yed ola eğer ayrı ile serika itdüği davar
durursa alınub sahibine virile durmsz ise tazmin olunmaya
\

7. Her kim oğrıyı oğrılık iderken ursa öldürse suçlu olmaya


8 . Her kim ki oğrılıkla müttehem ola andan bir nesne sezseler örfen
tazmin itdüreler
9. Bir kimesne gice ile bir eve girse girmesi ma'hûd değül ise örfen
ev sahibi ursa öldürse suçlu olmaya
10. Her kim zinâ eylese şer* ile ya örfile subût bulsa ergen 1 ise had
olmaz ise on üç altun alına Evlü ise recm olmazısa on beş altun alına
11. Eğer nişanlusuna duhul itse zinâ gibidür Ammâ varsa duhûl it­
mese beş altun alına
12. Her kim kieve girse zinâ kasdına yahud yapışsa öpse ol öpüle-
nin rızası olsa zinâ cerimesi alma Eğer gücile ise girdiigi ya öpdügi veya
yapışduğı beş altun alına Eğer kız öpdiyise '1 andan zinâ cürmi alına eğer
kız rıza ile öpdürse atasından ya kardaşından on on iki sltun alına Eğer
gücile öpdiyse atasından ya kardaşından nesne alınmaya Ammâ evidir*
z in â cü rm i alına iki cânibden bile
13. Eğer bir kimesne mahremini ecnebi ile mülâ‘a b e f' ve mübaşere
idevken görse anları öldürse kanlu değüldür Örfen giinahlu oldı deyü
nesne alınmaya
14. Bir kimesne dâyim püzevenklik '1 itmek ‘âdeti olsa yüzüne kara
dürtüb7 rüsvâ-i-âm ideler burnum ve kulağını keseler eğer degül ise beş
altun alına
15. Ve bir niçe kişi ev basub kız kapsalar her birinden varanın
onbeş altun alına Eğer âdem cerahat eyleseler şer‘an d iy eti alınub
sahibine vireler Ve eğer oğlan çekseler arıdalar* ve illâ yirmi dört altun
alına Eğer muhabbet 9 bile ise iki tarafa zinâ haddin1" uralar ve illâ zinâ
cürmi her birinden alına
16. Eğer kız çeküb alub gitdüginden sonra nikâh itse nikâhı fa-
siddür ta‘zir ideler Meğer ki velîsi câiz göre Yine buncılayııı rızasıile
uydursa11 nikâh itse velisi tecviz itmese küfür olduğı (küfüv olmadığı)
cihetden te'arruz câizdür
17. Ve oğlancuklar mübadele eyleseler ziyade tevci ' 12 idüb ta'zir
ideler Ammâ cürüm alınmaya
18. Her kim kan eylese katle müstahak ise kısas oluna Ya sulha
ya diyete müstahak ise diyetden gayrı otuz altun cürüm alına
19. Eğer diş çıkarsa dişi çıkan savaşa sebeb olsa şer‘an lâzım olan
diyetin nısfı alalar ve diş çıkarandan sekiz altun alalar
20. Eğer barmak sısala ya baş yarsa taşıla yahud ağacıla yahud bir
katı nesne ile ursa beş altun alına Birini başı yarılana vireler
l l jy V [2| •*»- [3] 14) [5] «.ou [6 ] [7] !^] --»m1 19] —
[10] J ’.J.- |11] [12] [13) 1-^viU...
21. Ammâ eli ile urub ııvatsa 1 ya yakasın yırtub saçın sakalın yolsa
otuz akçe alına
22- Kara bere ve sıyruk ki taşıla ya ağacıla olsa yaruk hükmi gibi­
dir Eğer bunlar el i e ya tırnağıla olsa burun kanamak gibidür
23. Her kim kol sısa 2 yahud ayak sısa yahud bir uzvını sındursa
döşeğe düşer eylese kazancından kaç gün kalsa betâlet'* zamanın on dört
altun alına Ve hatayıla eylese beş altun alına
24. Ve göz çıkaran diyetin sahibine virüb on dört altun alına Ve
hatayıla itse beş altun alına
25. Ve eğer kulağın urub taşıla ya ağacıla sağır eylese ve burnın kes-
se hükmi göz hükmi gibidür Ş e r ‘an d iy et aldukdan sonra kasden eylese
on dörder altun alına degül ise beş altun alına
26. Eğer bir katı nesne ile urub k a ra b ere itse bir altun alına Ve
el ile yumruğile ve depme ile itse otuz akçe alına Saç sakal yolsa öyle
oluna Eğer kılıcıia ya bıçağıla ya okıla urub yir itse on altun alına
27- Eğer öldürmek ya paralamak kasdına kovsar' kurtulsa dönse para-
lasa1' ya kolun ya parmağın sısa hiç nesne yok
28. Eğer kılıç ya bıçak çıkarsa ya ok gezlese çalmak ve urmak kas-
dına çalsa 7 ikiyüz akçe alına Eğer çalub kılıcıia veya okıla ya bıçakıta
döşeğe diişürse on dört altun alına Eğer çalsa kesmese olmuş gibidür on
dört altun alına
29. Eğer savaşa sebeb olan paralansa şer‘an lâzım olan diyetin yarısı
alına
30. Eğer sayıcıdan k o y u ı gizleseler koyun başına bir akçe alına
Eğer tavuk ve bostan ve yemiş oğrılasa bahâsın ıssına 11 virüb yirmi
akçe alıra
31. Ve ölçümden 10 ta h ıl gizlese kabıyıla 11 alalar
32. Ve f e 1 1 a h sipahiye el kaldırm aya Kaldursa on altun alma
33- Eğer davar tahıla girse beş .ağaç urub beş akçe alına
3 4 ‘ Ve kaz oğmından otuz akçe alına
Eğer bir kimesnenün kapusmdan ya bacasından b aksalar kırk akçe alına
Eğer ‘a v a m d a n ise ş e r İe isbat itdüreler değül ise h a v a s d a n
dindar kimesne ise sözine inanalar Ve ‘avamdan olan yalan çıkarsa beş
altun aliııa veyahud dili kesile
35. Ve eğer nügisin eksik dartsa satduğından dirhem başına bir
akçe alına ve had dahi uralar
36. V e dam ve hüyüğ (hug),:* yıkub ziyân itse sahibine ziyânın edâ idüb
beş altun alına
37 E ğer sipahi kolayına giderken raiyeti incidüb döğse sipahinün
hakkından geleler
|l| ı_7lji [2| 131 c-HU; 14) (5] [6] i-ij 3 [7] O »
[8 ] [9] ' - i [ 10 ] |11] 4 - 8 112] [1 3]
38. Eğer yalan yire kasdıla tanıkluğı zâhir olsa veya and içse yü-
zine kara dürütub1 beş altun cürüm alına
39. Ve eğer ağza söğse h a d uralar otuz akçe alma Ve süci içen 2
ayıldıkdan sonra seksen akçe alına veya seksen ağaç uralar
40. Eğer muhsan3 ya muhsane bühtân itse zinâ gibidür Seksen a ğ a ç
veya seksen akçe alına
Eğer bu hıyanetler bâliğ olmadan ki on beş yaşından aşağada ola
nesne yok Lâkin tah v il idüb ta‘zir ideler
41. Eğer bir tâyife ev basmağa varsa ol cema'atdan kime ki yarak
dokunsa suçı olmaya Meğer ki öldüreler yahud paralayalar V e ev basan­
lardan ikişer altun alına
42. Ve eğer kız deyü alsalar delük çıksa ‘özr-i şer'î ile zâyil oldı
ise m e h r i temam vireler eğer özge1' cihetle zâyil oldı ise nısıf m e h i r
alalar
43. Eğer bir kimesnenün serika itdüği on akçeden ekal değül ise
eli kat 1 olmayub bir altun alına Şeı'an iki müslüman-ı ‘âdil şehadetiyle
mevkufdır
44. Eğe>- bir kimesne ağza söğse kadı huzurında had uralar
45. Ve koyu n bacın satandan ve alandan birer osmânî alına
46- Ve her nikâhdan kazıaskere sekiz akçe ve mirâsdan yüzde iki
buçuk akçe alına
47. Ve k a n cerim es i üçyüz pâre ve oğrı c erim esi yüz elli pâre ve o k
ve k ılıç cerim esi yüz ellişer pâre ve kız ve ‘avret çekilse ki çeken evlü
ola iiç yüz pare ve bir mahalleye bir mahalleden kimesne gelüb ev bassa
âdem başına kırk para
Ve kul ve at ve deve ve katır yavaşı vaki* olsa Z i i l k a d i r b e ğ l e r i
tasarrufındadır
48. Ammâ kız ve ‘avret çekilse ve evlü kişi çekse yüz elli pâre ve
‘azab kimse çekse ve hâmile itse üçyüz pâre ve bir kişi nişanlustna varsa
yüz pâre Ve baş yaruğuna elli pâre ve diş çıkarana yüz yirmi pâre göz
çıkarandan yüz elli pâre ve k a r a b ere cerim esi on iki pâre Ve kol sın­
mak1' cerimesi seksen pâre Ve at ve deveden ve kuldan ve katırdan y a ­
v a 7 vâki* olsa ve b o y l a r a kethüda nasb itmek husûsi bu cümlesi
b o y b e f i nündir
4 9 . V e ih tis â b h usu sı n da d ü k k â n c ıl a r d a n bin iki yüz pâ re ve bisâtZ y a y a n la rd a n
bin p â re ve e t m e k c i l e r d e n üçyüz pâre ve b ö r e k ç i l e r d e n yüz p â re ve a ş ç ı l a r d a n yüz p â re
ve h e l v a c ıl a rd a n e l l i p â re ve ş e r b e t ç i l e r d e n elli pâre ve t a k y a c ı l a r d a n o t u z pâre ve b a ş ­
m a k ç ıl a rd a n yüz p â re ve t a c i r l e r d e n ve ç e r ç i l e r d e n iki yü z pâre vc k a s a b l a r d a ıı üçyü z
p â re ve p e n i r ve y o ğ u r t ve b a l ı k ve b un la rı n ı g i b i ki p a z a r a g e le s a t ıl » ü ç y ü z p â re v e
b i r ha mil h a9 ir g e ls e b i r h a s ır ve b i r yü k s o b a n d a n b i r b a tm a n s o ğ a n a lın a

[1] y / j. [2] j ç . J , , , [3] J - * 141 J t y i 15) « 'jy 16] >■- [7] [81 U-j
50. Ve n arh virdü k leri e y y a m d a bİD iki yü z p â re Ammâ ü ç d e f 'a d a o l u r b i r i
b a h a r d a ve b i r i güzde ve b i r i kış o rtağın d ad ır V e h a k k ı b is â t ki z i k r o l ı n m ı ş d ı r Ker
h i s â t a ü ç e r o s m â n î V e e t m e k c i l e r e ü ç d e fa n a r h v i r ıl ü r a y d a ü ç e r a k ç e a l ı n u r ve b ö r e k ç i
ve h elva c ı ve ş e r b e t ç i l e r d e n ay d a ü ç e r a k ç e m a ' d a s ı ü ç d e f a al ın ır
51. Ve bu kanunnâmenin hükmine muhalefet idenler suçlıdır ‘itâba
müstahak olurlar şöyle hileler Sûret-i kanunnâme-i ‘Âlâ üd-devle beğ
nukile ‘anil asli bilâ tağyir in velâ tebdîl-inl
A h v â l - i Ç e r i c i y â n b e r - m ü c e b - i ‘â d e t - i kadime i Zülkadiriye
Kadimden beşyüz nefer kimesne ç e r i c i olıgelse nısfı tahfif olınub
ve nısf-ı aharı yazılub ihraç oluna V e derfterde ta ‘yin olınduğı üzere ne
mikdar ise b o y b e ğ l e r i mm'rifetiyle ve k e t h ü d a l a r ı ma'rifetiyle
ihraç olınub s a n c a k b e ğ i ne bildüreler O l dahi seferün kurbına ve bu‘-
dına nazar harçlıkların ta'yin iddürüb ve kethüdaları eline virüb yarak ve
âletlerile hazır ve müheyyâ olalar Ammâ ta'yin olundugı üzere gelüb ha­
zır olalar Olmayıcak hassa-i lıumayun cânibinden c erim eleri alınub ve
ol çericilerden nesne alınmaz edâ-i hidmet itmedüği sebebden ol yılun
mahsûli temamca alına Şöyle bileler

BOZOK KANUN NÂM ESİ

İstan b u l, B a ş v e k â le t arşiv i
D e f te r n u m a ı a s ı: 735
T arih i: (T arih siz)

<.>- /'j*- ^1*1) _>


viUl.ll J j - l »-‘J- j Mı j *1 s'** j J ■dl-a-l

«.
6 -*») IJ tAtl/lla. J
K anu nnâm e-i K azâ i Bozok budır ki zikr olınur ve şerh kılınur
A h k â m ı kutta- it-tarik v e s -s ü r r a k 2
1. Her kim yol kesüb haramilik etse boğazından asub ziyâde zecr
edeler
2. Ve her kim at ogrılasa ye katır oğurılasa 11 eli kesilmezse on
sekiz altun alına Ve deve oğurılasa eli kesilmezse yirmi altun alına
Ve sığır oğurılasa on iki altun alına Ve koyun oğurılasa dört altun alına
Ve bu mezkûrlere şerik olub iki kişi ya üç kişi oguıılasa her birirden
temam cürüm alına
3. Ve eğer bir kişi iki at ye iki deve ye iki sığır ye iki koyun ya-
ud ikisinden artuk bir def'a ya iki def'a oğurılasa her bir davar başına
[lj j i i >it>. [21 j j i j U ı M k S f k r . ! [g] j a -
«-! jj &j \
tem am cü rm i ne ise alalar üçden artuk oğurılasa bir def'akine üç davar
ciirm ü alına
4. Ve kovan ve saban demiri ve çul ve bukağı 1 ve özengi ve eyer
bunlar amsâli nesne oğurılasa on akçe değer olsa dört altın alına
5. Ve her kim ev yarsa kat-‘ı yed olmazsa yirmi altun alına ve kapu
ya rs a ' on dört altun alına Gice ile diilbend kapsa' veya kaftan veya gündüz
p a z a rd a n v ey a evden bir nesne oğıırdasa on akçe değer olsa on altın alın.ı
6 Ve her oğrı ki kat‘ olunubdır 5 oğurdadığı yüzile B durursa ıssı
ala durmazsa tazmin olunmaya
7. Ve herkim ogrı oğurıhk 7 iderken vursa öldürse suçlu olmaya Ve
oğurılayub gitdikden sonra ardından yetişse vıırsa öldürse yine suçlu ol­
maya
8 . Ve her kim müttehem oğrı ise dâyim oğurılık iderse bir nesne
sezseler w ödeye örfen
9. Bir kimesne bir eve girse gice ile girmesi ma'hud değül ise yani
olagelmiş değil ise örfen ev ıssı vursa öldürse suçlu olmaya
A h k â m üz z i n â v e m â y ete'â lla k u bihi''
10. Her kim zina itse şer‘an örfen isbat olsa erg en se on iki altun
alına evli ise recm 1,1 olmazsa on beş altun alına
11. Ve her kim nişanlusına varsa buluşsa 11 z?nâ gibidür Amma varsa
buluşmasa beş altun alına
12. Ve her kim bir eve girse zinâ kasdına veyahud yapışsa veya
öpse o! öpülenin rızası olmasa zinâ cârmü alına Ve eğer zızayile ise gir-
düği ve yapıştugı yirden beş altun alına Ve eğer kız uydursa 12 uydurana
virmeyeler uydurandan zinâ cürmü alına Ve eğer kız rıza ile uydu ise
atasından veya karındaşından on iki altun alına Ve eğer gücile uydursa
ktz atasından almayalar uydurandan iki cânibün cürmü alına
Ve bir niçe kişi ittifak ile kız kapsalar bile varanın her birinden se­
kizer altun alına
13. V e eğer bir kimesne m ah ren in i nâmahremde mülâ'abe ve müba-
şere 11 iderken görse anları öldürse şer'an k a n lt olur örfen suçlu o lm a y a
"V e b îr kimesne didüği ile öldürse suçlu ve kanlı olur Meğer şahid-i şer'ı
kayim ola
14 Eğer bu işe pizevenklik u dâyim saıı‘atı ise yüzine kara sürtüb 18
rüsvay ı âlem ideler ve eğer değül ise beş altun alına
15. Ve oğlan çekseler a rıd a lar1'' ve illâ ki yirmi dört altun alına Ve
eğer muhannes ,l’ ise iki tarafa zinâ haddin vuralar eğer vurulmazsa z in â
cürm ü gibi her birinden alına
('] j - i M ' Aj' [3] (41 [5] [6].>iy.[7] [9J fK*ı
\ 3[1()} (Tj [11] A >, ( 1 2 ] ^ - j a . [13] [14] [1 5 [ 5C>-öV-t^1
[16] ü -
16. K ızı güç ile çeküb gitdikden sonra varsa nikâh itse nikâh fâsid-
dür tefrik ideler Meğer ki velisi itdüğin cayiz görüb nikâh ide Gine
buncılayın rızası ile nikâh itse veli tecviz itmese küfüv olmaduğı «ebeb-
den tefrik caizdir
17- Ve eğer oğlan u şacıklar mübadele etseler tevci* idüb ta‘zir ide­
ler cürmü alınmıya
18. A h k â m -ü d -d im â v e m â y ete ‘a llâku -bifı 1 Her kim kan itse katle
müstehak ise k ıs a s oluna Ve eğer sulh idüb veya d iy ete müstahak ise
diyetden gayrı otuz altun cürüm alına
Eğer bir ‘avratı vurub ya korkudub vaz‘ ı hamil itdürse sekiz altun
alına
19. Ve eğer diş çıkarmağa ve sâyir savaşa sebeb olsa şer'an lâzım
olan diyetin nısfın alalar Ve diş çıkarandan sekiz altun alına
20. Ve eğer barm ak sısa 8 veya başın yarsa taş ile veya ağaçla ya
bir katı nesne ile dört altun alına
21. Ammâ eliyle vursa kanatsa ya tırnagıla ya yüzün tırmalasa ya
yakasın yırtsa ve saç ve sakal yolsa otuz akçe alına
2 2 . B aşta k ara bere ve sıyrık ki taş ile veya ağaç ile ya bunun
gibi nesne ile ola yaru k hükmi gibidir Eğer bunlar el ile veya tırnak
ile olsa bunlar burnı kanam ak gibidir
23. Ve eğer kol veya ayak sısa veya bir uzvı sındırsa 3 döşeğe
düşse kazancından kaç gün kalsa ol kadar ırgadlığın alıvireler on dört
altun cürüm alına Ve eğer hata ile ise b*;ş altun alına
24. Ve göz çıkaran dahi diyetin sahibine virüb kasd ile ise on dörd
altun alına ve kasd ile değül ise beş altun alına
25* Eğer kulağın vurub taş ile ve ağaç ile sağır iderse ya boynun
keserse hükmi göz gibi şer'an diyetin aldıkdan sonra kasd ile ise on dört
altun alına hatâ ile ise beş altun alına
26. Ve eğer bir katı nesne ile urub kara bere iderse bir altun alına
Eğer kiline ile bıçak ile ve ok ile urub yaralasa * sekiz altun alına Eğer
kılinç ile bıçak ile ok ile ursa yaralamasa hemen yaralamış gibidir
27. Eğer öldürmek veya yaralamak **kasdına kovsar’ kurtulmasa (?)
dönse anı paralasa (berelese) ya kolun sısa veya ayağın hiç nesne yokdur
28. Eğer kılıç ya bıçak çıkarsa ya ok kezlese çalmak kasdına ya
çalmasa iki yüz akçe alına ve eğer çalsa kılıç ile ve bıçak ile ya ok ile
vursa döşeğe düşürse on iki altun alına Eğer çalsa kesmese hemen para­
lamış gibidir on altun alına
Eğer sav aşa sebeb olan y aralansa şer'an lâzım olan diyetn yarısın
alalar
11] * . t « U J İ y t C * - ! [2] •*-*«> [3] «-j-ı:.. [4] O [5, •u.y -u-u,! [6]
30 Ve eğer sayıcıdan koyun gizlese koyun başına bir akçe alına
V e eğer bir taife ev basmağa varsa ev basanlardan sekizer altun alına
Evi basılan cema'atlardan kim ki yarak' takınsa suç olmaya Meğer ki öl­
düreler ya yaralayalar ol dahi ev basanlar yaralamak kast itmeyicek dir
Bârî ev basanlar ne hereket itse evi basılan dahi a, dan artuk gitmeyeler
31- Ve ölçümden tahıl gizleSe kabıyle alalar
32. Kulluğa buyrulmlş sipahiye raiyet el kaldırmaya eğer kaldı-
rursa on altun alma
33. D a v a r ta h ıla g irm ek h ü k m ü : Davar tahıla girse sahibine beş ağaç
urub ağaç başına birer akçe cürüm aiına ve eğer tahıla giren davan öl­
dürseler ıssına bahasın virdüreler Ammâ cerim e alınmaya tahıl ziyanın
davar ıssı ödeye
34. Ve eğer tavuk ve bostan yemişi oğurılasa bahâsın ıssına virüb yirmi
akçe cürüm alına
Ve kaz oğrusından otuz akçe cürüm alına
Ve eğer bir‘ avrete veya oğlana bühtan itseler eğer s.ıhib i garez de­
ğül ise dindar kimesne ise sözüne inaralar ve illâ şer‘ ile isbat itdüre-
ler yalan olursa beş allun alına veya dili kesile
Ve eğer dam sıyıb can yaksa had vurıılub on beş akçe alına
Odun oğrusından on beş akçe alına
35. Ve eğer arşunı eksik olsa yüz akçe alına ve eğer nügisin- eksik
tutsa satduğundan her dirhem başına bir akçe alına Ve h a d urulub teşhir
ideler ikisine dahi
36 Ve eğer kasd ile dam ve hiiyüh (huğ)!î ylksa ya bunun gibi
bir ziyân itse tazmin itdüreler cürüm alınmaya
Ve eğer her günah ‘avretdeıı sâdir olursa er cerimesininnısfın alalar
Ve eğer y a v a y ı şavır 4 itse satsa deve ise altı altun alına at ise dört
altun alına sığır ise iki altun alına koyun koyun ise bir altun alına sahibine
bahasın dahi vire Eğer yavayı şavır etmese 5 satsa her ne ise oğrılık
cerimesinin nısfın alalar ıssına bahasın alıvireler
37. S ip a/ıi k o la y ın a g e z erk en raiy eti in cid irse ra iy et o l sip ah iy i dü ğ er­
se ciirm a lın m a y a
38 Ve eğer yalan yere kasd ile tanıklığı zâhir olsa veya kasd ile
yalan yere and içdüği zâhir olsa yüzine kara dürtiib1' teşhir ideler yahut
beş altun alına Ve eğer tanıklığından riicu* idüb yalan idüğin ikrar itse
ne ki şehadetden ziyân ide ödedeler
39. Ve eğer ağza söğse had uralar vurmazlar ise otuz akçe alalar
ve süci* içse ayı İdik dan sonra seksen ağaç uralar vurmazlarsa seksen akçe alma
Eğer bir mestureye bühtan itselar zina etmiş deyü seksen ağaç vuralar
ya seksen akçe alına
40. Oğlancıklar bâliğ olmadık olsa ya nı on yaşından aşağı olsa cü­
rüm alınmaya Lâkin tahvif idüp ta'zir ideler yeni dövüb incideler
11] it. [2J J 7 j3 ] jf.j* [4J jjl- i [5] <_ı< jjü [6] [7 j
41. E ğ er bir sipahi buyruk olmadan ulak istese ya davar boğaz-
latsa am dövseler suçlu olmaya
42- Fi ref‘-il-bida 41 mukaddema Z ü 1 k a d i r 1 i zemanında bir ra­
iyet mücrim olsa mirî içün temam cerîm e alındıktan sonra öşr-ü cerim e
dahi raiyetden n ây ib cek lik 3 deyü alınurmış Ve nısıf cerîme dahi dî-
v a n b e y lik 3 deye ve nısf-ı öşr-i cerîme dahi bulacılık 4 deyü alınurmış
Meselâ bir raiyetden beş yüz akçe cerîme alınsa elli akçe nâyibcelik ve
yirmi beş akçe divânbeylik ve yirmi beş akçe bulacılık (buluculuk ? ) '1 deyü
alınur imiş Zikrolan nâyibceklik ve divânbeylik ve bulacılık ref olundı [*]
43 Ve k a ş ık kuzusv' deyü her ağıldan Z ü l k a d i r l i b e g 1e r i
bir kuzı alurlar ioıiş Hâliyâ ol dahi ref‘ olundı
44. Ve b a y r a m lık koy u n ı deyü her sürüden bayram vâki 1 oldukda
bir koyun alınur imiş Hâliya bu dahi ref‘ olındı
Ve bir nahiyeye Z ü l k a d i r o ğ l u n ı n birisi bey nasbolunsa
her devletlü kişinin sürüsünden s e lâ m lık 1' deyü bir koyun alınur imiş
Hâliyâ bu dahi ref‘ olındı
46. Ve mukaddema her raiyetün ekini harmana gelmeden artuğa
kesdüğünden gayrı lıezir a k ç e s i 7 deyü bir mikdar akçesin alduk-
tan sonra hu m us üzere behresin alurlar imiş Emr i çelil.ül kadr bu min-
vâl üzere vârid oldı ki raiyetün ç e ç i 8 ölçülmeyince nesne alınmaya
h e z ir {> akçesi olsun ve gayrı olsun Hâliyâ çeçi ölçülüb hemen hum us
hasıl alınub h e z i r n akçesi alınmaya
47. Ve dahi her çiftden on ikişer akçe r e s m i çift alıııur imiş Mema
lik-i osmanîde yürük taifesinden resmi çift alınm am akla mezkûrlardan
dahi resmi çift ref‘ olundı
48. Ve bir zemanda Z ü l k a d i r l i b e y l e r i n i n devesi helâk olmış
deve almak için reayadan hallerine göre beşer onar akçe almışlar Ol za-
mandanberü kanun-ı mukrrrerleri olub d ev e salgunı d ey ü salg u n -ı su ltan î­
nin n ısfın a lu rla r im iş Hâliyâ d e v e salg u n ı dahi re(‘ olındı

|1] [2] •wkr«.wiV [3] ausr. o»y.; [4] jU V * [5] Jiö [6| jl.ju
» / j 1 [/] -O* [^] tfftç [9j
[ * ] A nkarada Tapu ve K a d a s t r o U m u m M ü d ü r lü ğ ü n d e İ O İ n u m a ra ve 9 71 ta r ih li
d e f t e r d e b ulu aaıı M e r ’a ş k an u n u n u n m u k a d d e m e s i n d e Z ü l k a d ir l i z em an ın d aıı k a l m a b i d ‘ -
a tl a r d e n şu ş e k i ld e bah sed ilm ekted ir: Eczâ-i ş e r ‘ iy e-i m ü t e ' â m e l e ve k a v â n î n - i ö r f iy e - i
m e k a l - i d e f â t i r - i Osm an iye o l d u r ki m u k a d d e m a fe r m a r ı- ı h ü m a y u n ü z er e v i lâ y e t i M er'a ş
t a h r ir o lu n d u k ta k a n u n ı Zü lk ad iri ye d ey ii ic r a o lu n an k a v â n în e k a b â i l - i r e a y a v e
t e v â y ifi- t ü c c a r v e e h a l i- i m e m â lik - i m a h r û s a d a b a ' z ı b e d a y i' a t o lu b p â y e i s e r îr - i a ' Iâ y a ‘a r z
o lu n d u k d a c e n â h - ı h u a r e v â n în i n z ıl a l-ı ‘ a d a l e t ve s â y e -i m e r h a m e t b a h ış l a r ı z u h u r b ulu b
v ilâ y e t - i m e z b u r h a lk ın a d â h i R u m kanuni e m r o lu n u b b e r m u c e b i e m r i l - ‘â l i d e f t e r - i
cedid e k a y t olunub.
Fi r e s m ~ ü l* * a r Û 8

49. B i r r a i y e ti n b a k i r e kızı y in e k e n d ü b o y u n d a n b i r k im sey e v e r i l ü r o lsa b e r - r a u -


■cetı-i ş e r ' - i rmıtahhar ' a k d - i n ik âh olun du kdan so n ra berâtın da r e s m i ‘a r tış ka y do lun an
» 'p a h i y e yüz a k ç e vire Ve e ğ e r a h a r b o y h a lk ın a v ir iliir o ls a v a k t i n ik â h d a sip a h i y e ik i
yüz. a k ç e vire Z i y â d e t e ‘a d d î ve te c â v ü z o l u n m a y a ve k a b l - e n - n i k â h n e s n e alın m aya

5 0 . Ve s e f e r i h ü m a y u n a eşen m ü sellem tâ ife s in in in k ız ı d a h i h e m a n r e a y a k ız ı


h ü k m ü n d e d ir C e m a ' a t ı m n r e s m i ‘ a r û s ı kim e kay do lun dı ise m ü s e l l e m dahi re a y a g i b i
r e s m i ‘ a r u s ı virür

5! V e s ey y ib e "av ret dahi b â k i r e kız g i b i d i r A m m â r e sm i ‘a r ııs bâkire re sm in ün


n ı * 11 alınur
52. Emr-i hümâyun ile sefer-i pâdişahi vâki* olsa s e fe r e v a rm a y a n m ü­
sellem d en ik i yüz e lli a k ç e h a s ı l için alınur
53. Ve l>ir m ü s t l l e m fe v t o l s a m ü t e 'a d d i d oğ u ll ar ı k alsa d a r b e h a rb e k a d ir olan
o r' u y e rin e m üse ll em o lu b s e f e r e e ş e r d a r b e h a r b e k a d ir o l m a y a n sâ y i r re a y a silkinde
m ü n s e l i k olur

R e sm -ü l-g a n e m
â 4 . M ayı sda koyun kıızulayu b t e m a m oldııkd an so n ra k a n u n - ı O s m a n î m ucebince
k o v un ile kuzu sa y ılu b i k i s i n e bir a k ç e a l ın a ç u b u k n k ç e s il diyü ziyâ de n esn e al ın m aya

55 V e bâzı si p a h i le r ti m a r l a r l a r l n d a b â d ih e v â - i h ıır d t - yazılu b b e r a t l a r ı n a kay do-


l u n m u şd ır B âd ihev â-i h ü r d e o l d ı r ki kanuı ı-ı O s m a n î m u c e b i n c e s i y a s e t lâzım olın ay »
M ese lâ çul veya b u k ağu ıı ğıırılığı g i b i ve ta 'z i r c e r i m e s i g i b i ve ba ş ya ruğı g i b i

56. T im ara m utasarrıf olm ayan sipahi zad e ler ki d e f t e r d e si pah i zâde k ay d o l u n m ış
o l a s a h il s ip a h i z â d e kanun ı k ad im -i Z ü lk a d iriy e üzere re sm i g an em ve sa lg u n
v ir m e z le r

5 7 . A’esmi âsiy â b yıl yü rüyen d e ğ i r m e n d e n her a y d a b e ş e r a k ç e h esa b ı ü ze re a l t m ı ş


a k ç e ve a l tı ay y ü rü y en d en o t u z a k ç e alın a ziyâ de t e ' a d d î o l u n m a y a
D İY A R IB E K İR VİLAYETİ KANUNU

İ s t a n b u l . B a ş v e k â l e t arşiv i
D e f t e r num ara sı : 5 5 8
T a r i h i : 1 5 4 0 (9 4 7 )

Bu tarihlerde Amid (Diyarıbekir), Mardin, Sincar, Musul, Arabgir,


Çirmük Siverek { - ! > - ) , Kiğı, Çemişkezek, Harput, Ruha
(Urfa). Ane ve Hit * A C). Deyir ve Rahbe ('■ -;) /•>) livâlariyle' Ha-
sankeyf (Hısn - kifa —i .'1 ) ve S i’ird ( >, * - ) kazalarını ihtiva eden
Diyarıbekir vilâyetinin muhtelif kısımlarına âit ayrı ayrı muhtelif kanunlar
mevcuttur. Yekdiğerine çok benziyen bu muhtelif kanunlar arasından bi?t
imparatorluk devrine âit olarak en fazla dikkata şayan gördüğümüz bu
umumî Diyarıbekir kanunnâmesi ile bu mintakada kuvvetli bir imparatorluk
tesis etmeğe muvaffak olmuş bulunan Akkoyunlu Türkmen devletinin
meşhur hükümdarı H a ş a n p a d i ş a h (Uzun Haşan bey) f*) zamanına
ait nizamları aksettiren diğer bir kaç mevzi’î kanunu bir arada olarak
neşrediyoruz. Bu suretle, Osman oğullarının bir kısım Anadolu beylikle­
rinde tatbik edilmekte olduğunu gördükleri ve uzun zaman aynen muha­
faza ettikleri örf ve nizamları aksettiren bu kanunlarla imparatorluk
devrinin diğer tipik kanunlarını mukayese etmek imkân dahiline girecek
ve imapartorluk nizamının getirmek istediği yeni ile intikal devirlerinin
hususiyetlerini anlamak daha ziyade mümkün olacaktır. Aynı mıntakanın
muhtelif kısımlarına ait müteaddid H a ş a n p a d i ş a h kanunlarının bu
suretle O s m a n î kanunlarla bir arada neşredilmiş olması, bize yalnız
imparatorluk dahilinde zamanla meydarıa çıkan yenilik ve yeknasaklığm
mahiyelini tebarüz ettirmekle kalmıyacak, aynı zamanda Osmanlı impara­
torluğu teşkilât ve kanunlarına diğer eski Türk devletleri örf ve nizam­
larından ne gibi unsurların girmiş olduğunu göstermek hususunda da faideli
bir yardım teşkiledecektir.

|*| H a s a n P a d d i ş a h (Uzu n H a ş a n bey ), bidayette ya ln ız D i y a r ı b e k i r beyi


ik en , A n adolunun diğer şark kısım larıy le Azerbaycan, A r a b ve A c e m Ir a k l a r ı ve İra n ın
d i ğ e r a k ş a m ın ı z a b t e d e r e k b ü y ü k b i r im p a r a to r l u k k u r m a ğ a m uv aff ak o lm u ş ve h ü k ü m e t
merkezini D i y a r ı b e k i r d e n T e b r i z e n a li l e t m iş t i r , 3 0 s e n e kad ar h ü k ü m e t s ü r m ü ş olan Uzu n
Haşan b ey , F a t i h S u lt a n M e h m e t l e m e şh u r O t l u k B e l i h arb ini 1 4 7 3 de ya pm ış ve 1 4 7 8 de
vefat a t m i ş t i r .
D er beyadn-ı a h v â l-i rea y a
1. Bundan evvel reayanın gailesi kasnı (kısım) 1 olundukda ‘ayniyle t e r e ­
ke alınmayub narh-ı rûzî den ziyade nakid akçe alınub reayaya fevk-al-had
zulüm ve te'addî olub bu sebeb ile nicesi terk-i diyar idüb ve ba‘zı müflis
ve muhtaç halk olmağın ziraat itmezler olub haliyâ hu mezâlim ve mehâ-
yif pâye-i serı-i a'İâye arz olundukda nakid akçe alınmak rel‘ olunub buğ­
daydan buğday ve arpadan arpa ve sâyir hububâtdan her ne ise ‘ayniyle
terek e alınması ferman olunmağın defteri cedide kaydolundı Minba'd
ferman-ı hümâyun üzere g a ile ba h â ' diyü bir akçe ve bir habbe alınma-
yub buğdaydan buğday ve arpadan arpa ve sâyir hububâtdan her ne ise
‘ayniyle tereke alınub der-anbar olub mevsimi oldukda narh ı rûzî üzere
satılub reayaya müzayaka virilmeyüb padişah-: ‘âlempenâh devletinde âsû-
de-hâl olub kudretleri yetişdikçe ziraat eyliyeler
2. Ve behre bâbında iki veçh üzere behre alınm ak ta'yin oluııdı
Her kangısiyle iki cânib rızalaşursa câizdir Biri budur ki reaya tâifesi kül-
liyyen hasılların getürüb köy kurbinde bir mahalle harman eyleyüb ve ölçü-
lüb eğer beşde bir ve eğer altıda ve yedide birdir defter mucebince beh­
releri ölçülüb buğdaydan buğday ve arpadan arpa alınub der-anbar eyle-
yeler Bir dahi budur ki reaya (hasıllarını) köy kurbinde bir yere getürüb
harman eylemeğe ‘âciz olurlarsa anun gibiler terekeleri biçildüği gibi beşde
bir kaydolunan beş yığın ve altıda bir kaydolunanlar altı yığın defter
mucebince kaçda bir kayd olunmuş ise ol mikdar yığın eyleyüb sa h ib i
tim ar olaıı içinden (bir yığın) ihtiyâr eyleyüb alub mukaddemâ ol
behreyi raiyet götürüb köy kurbinde döğüb a ğ a l a r ı n a teslim
eyleyeler
3. Ve her köyün behresi içün reaya kendü köylerinde bir mahfûz ev
veyahud bir anbar buluvirmek ve vaki' olan behrelerini akreb bazara
iletmek kanun-ı mukarrerdir A kreb bazar dahi nihayet bir günlük yol­
dur Ziyadeye iletmek reayanın borci değüldir teklif olunmaya
D er bey ân ı b eh reh â t
4. Reaya gaileleri eğer humiis ve eğer südüs her nice defterde kasm
olunduğı mufassalda mehallinde ta'yin olunmuşdır V e bo 9 tanları öşür
üzere ve ağaç meyvelerin yedide bir kaydolundı
D er bey ân ı çiftlik
5. Yürümek adımiyle eni ve uzum kırk adım yere bir d ö n ü m dirler
Su basar ve her yıl ekilir a'lâ yerlerden seksen dönüm yere bir ç i f t l i k
dirler ve evsat-ul ahvâl olan yerlerde yüz dönüm yere bir çiftlik dirler
Ve ednâ yerlerden yüz elli dönüm yere bir çiftlik dirler Bu zikrolan
[1) [2J o * j ı j ç y (3)
ova yerde olduğı takdircedir Dağlarda çiflik olmayub dönüm ‘ibâreti
isti'mâl olınur
D er b ey â n ı çiftçiy ân
6 - Defterde üzerine ç i f t bağlanan kim esneler yerlerin koyub ahar
yerde ziraat itm eyeler Meğer ki üzerlerine yazılan yerlerden temam
ekdikden sonra varub ahar yerde ve ahar köyde ziraat idüb ziyâde renc-
b erlik itmek ınurâd ider ota Anun gibilere ağaları mâni* olmaya Ve
kendü yazılu yerlerin koyub ahar yerde ve ahar toprakda ziraat eylemek
iateyenleri ağaları men' eyleyüb kendü yerin koyub ahar toprakda
ziraat eylersin bir behre dahi ben alunn diyü tenbih eyleye Şöyle ki
ba‘d-et-tenbih kendü yazılu yerin koyub ahar köyde ziraat iderse tekrar
behre taleb olunur
D er bey ân ı çift bozun
7- Bir kim esne üzerine yazılan zemini ziraat eylemeğe kadir iken
bozub (yerin) te rk idüb yeri b o z kalsa ol yerden sipahisine b eh re ve
resm i zem in hasıl olsa anun gibilerden resm i ç ift ve boz b e h r e 1 taleb
olınur Ammâ ol bağlanan yeri sipahisi olan kimesne bir ahara tapuya
virüb veyahud gayri kimesne ziraat idüb ol zeminden sipahisine resm i
zem in ve mahsul hasıl ola ol vakit eski sahibinden resm i ben n âk ve
ırg ad iı/e alınub resnv çift ve boz behre taleb olunmaya Ve şunlar
ki fak-ru-fâka 1 galebe idüb veya âfet i semâviye uğrayub muhtaç halk
olub çifte kadir olmayub çifti bozulmış ola anun gibilerden resmi çift
ve boz behre taleb olunmaya heman resmi bennâk ve ırğadiye alınub
üç yıl geçtikden sonra ki ziraate kadir olmaya s a h i b - i t i m a r olan
yerin kime dilerse virüb ziraat itdüre
D er bey ân -ı riisûm ı çift v e b e n n â k ve m ü cerred ve ırğ adiye v e ispen ç
8 . T e m a n ı ç i f t yazı la n m üsl iinıand an elli a k ç e r e s m i ç\tt al ın ııb ve nîm ç i l t yazı la n ­
dan y i rm i b e ş e r a k ç e a l ı n a V e rem i b e n n â k on iki a k ç e a l ın a V e re sm i m ü cerretI a l tı
a k ç e a lın a V e bir h a n e y e üç gün ır g a ıliy e b ağlan m ışd ır v e h e r gün ikişer ak çe
tak d ir olunm ışdır ki h er h an ey e altı ak çe olur G e r e k s e sip a h i le ri n e ü ç gün ır g a d -
i l k iş l e y ü b g e r e k s e a k ç e s i n a l a l a r ır ğ a d l ı k işletirle rse a k ç e l e r i a l ın m a y a V e K e f e r e
t â y i f eline r e s m i ç if l h a ğ l a n ı n a y u b h e r h a r a ç g ü z â r yirm i b e ş e r a k ç e is p e n ç ve e v lü sü n d en
a l t ı ş a r a k ç e ır ğ a d iy e k a y d o lu n m u şd ır M ücerred ol an ın d an ır ğ a d iy e ta l e b o lunm ay a

9 . V e bir k im esn e k en d ü ye b ağlan an yerd en ziyad a yer ek er olsa r e s m i z e ­


m in a'lâ y e r d e n i k i d ö n ü m e b i r akçe ednâ y e r d e n üç dönüm e b i r a k ç e re sm i zem in alınur
V e h a r i ç d e n g e l ü b z i r a a t ed en dahi ol ü s l û b ü ze re r e s m i zem în virür
10. V e b e n n â k den ve m ü c e r r d den ç i f t s ü r m e ğ e k a d ir olan kimesoc e ğ e r
ağasından çiftlik ve yah u d nîm çiftlik z em în tapuya alu b ziraat u le r se kanun ü z e r e
resm i çiftin virür O l v a k i t r e s m i b e n n â k a lın m az V e sipahiden tap uya yer tu tm a -
yub gâh şun m ve gâh bunın tap ulan m iş y erin d e z ira a t ed en lerd en re sm i b e n n â k
ve r e a m i m ü c e r r e d a l ın u b resm> zem in alın m az V e bennâk kayd olın an re sm i b e n n â k -

[ 1| |2| |3|
d e n h a lâ s o l m a ğ içü ıı b i r m i k d a r zem in z i raat ed e ra e ki resini zem ini resm i b en nâk -
den ek sik ola an la r d a n gi rü re sm i b e n n â k a l ın u b re sm i zem in alınm az M ı j ı r letm i
z em in i re sm i bennâkden ziyad e ola O l v ak it re sm i zemin alın ıır V e bir ra iy e t bi r ra -
iy e tin üzerin de k ayd olm m ış y erin d e z iraat ider olsa sip ah ile ri andan re sm i zem în
t a l e b itı n e y e l e r Z i ra ye r sa h i b i ol yerin re smi ç ift in ed a id e r
11. V e te m a m ç i f t v e re sm i ç i f t yazılan k i m e s n e l e r e s ip ah ile ri sen iki v e y a üç çift
-He ziraat ed ersin diyü t e k r a r re sm i ç i f t ta le p e t m e y e l e r Zirâ resmi çift a rza b ağ-
lan m ışd ır öküze b ağlanm am ışdır
D er bey â n - 1 h ariç-ez d efter
12. Vılâyet-i Diyarıbekirde h â r i c - e z - d e f t e r 1 müstakil kalem
olub ba'zı kimesneler iltizâmla alub her köye varub sizde hâriç ez defter
âdem vardır diyü nice diirlü ezalar eyleyüb ve erbâb-ı tımardan bir ki-
ınesne köyüne ve mezre'asına şenlik getürüb ma'mur eyledikde h â r i ç
e m i n l e r i varub siz hâric-ez-deftersiz diyü nice yıllık ıral talep eyle­
yüb girü perâkende eyleyüb külliyyen reayadan sûret i defter isteyiib e r v î ‘ı
mezâlim ve ınehâyif olurmış haliyâ bu husus paye-i serîr-i alâya 'arz ol­
dukda d e f t e r (nefer? I h â r i c i küllice re f‘ olunmağın defter-î
cedide kayd olundı Minba d ferman ı humayun üzere defter hâricine
d»hl olunmayub erbâb-ı timar hariç vilâyetden ne mikdar reaya bulub
getürüb köylerin ve ınezre’aların ma mu r iderlerse ki getirdikleri
reaya kimesneye raiyet kaydolunmış olmaya h a r i ç e m i n l e r i
ve gayrı vechen-min-el-vücûh dahi ve te'arruz eylemeyeler Sipahileri
kanun üzere üç yıla değin resm i kışlağ ın alub üç yıldan sonra sâyir reaya
gibi resm i ben n âk ların alub mutassrrıf olalar
13 Ve her sancakda m ezâri‘-i hâric-ez defter diyü bir mikdar akçe
bağlanub hassa-i hümâyûna kaydolınmışdır Ol asıl hâric-ez defter kalmış
mezre'a bulınursa ki bir köyün ekinliği olub hîn-i kitâbetde hasılı bile
mahsııb olmış olmayub harabesi ve suyı olub müstakil mezre'a olduğı
bi-haseb-iş şer' sâbit ve zâ’nir oldııkdan sonra ol nahiyenin e m i n i miri içün
zapteyleye
D e r b ey ü n -ı r e s m i z e n b û r i*
14. H er peteğe i k i ş e r a k ç e a l ın m a k ü ze re kay dolın dı V e b i r ra i y e t peteğin ah ar
sipah i t o p r a ğ ın a il ets e nıs fı n s a h i b - i a r z ve nıs fı n s a h i b - i r a i y e t a!a
D e r b e y â n - ‘a r ııs â n e
15. K ı r oğlan e r e varsa a l t m ı ş a k ç e ' a r â s iy e a l ı r a Nısfı erb âb -ı tım ara ve msf*ı
a h arı san cak b eyin e b ağlan m ışdır V e dul ‘a v r e td e n otu z akçe a lın a A n u n d ab i nısfı
erbâb-ı (i m arın nısf ı ah arı sa n c a k b e y i n i n d i r V e kız oğlan her ne y erd e nikâh olursa
olsun a ta s ı kimin raiy eti ise ‘ aru siye anundır V e dul arv et kimin top rağın d a
nikâh olunursa anundır
D e r b et/ân ı r e sm i n gn ân ı
16. R e a y a t a i f e s i n e iki koyuna bir ak çe re sm i agttiim a l ı n m a k ü ze re k a y d o l u o ıı ıı ş -
d ı r A m m â ç o b a n b eg i* a l ın m a y a R e ay ad an çoban b eg i alın ıııayu b g ö ç e r u l u s tâife-
a iıl en aiınur
D e r b e y â n - ı r e s m i â s iy â b
17. T e m a m yıl dö n en âsiy â b d a n altm ış akçe resm i û siy â b alm a V e a l tı ay d ö n e n ;
d e n o t u z a k ç e alııı a V e l h â s ı l h e r a y d a b e ş a k ç e a l ın m a k ü ze re k a y d o lu n m ış d ır
D e r b e y â n -ı r e s m i d e ş t b â n i *
18. B ir k im esnen in d av arı bir kim esnenin ekinine girüb ziyan eylese ziyanlu-
ğın tazm in itd irdü ğün den so ra d av ar sahib ine beş a ğ a ç urub ve b eş ak çe c e ri­
m esi alın a K k i n e d a v a r g i r m e y ü b zi y a n l ık i t m e s e r e s m i d e ş t b â n î diyü re ayadan b i r a k ­
ç e ve h a b b e a lın m a y a
D er bey â n -ı r esm i y a y la k
19. R esm i y a y la k bağlanan mevâzi'de bir sürü koyun ki üç yüz k o ­
yundur yaylasa resmi yaylak bir a‘lâ koyun alına ve haneden haneye
bir nügi'J yag alına ki iki yüz dirhem olur Ammâ uğrayub geçer
olsa andan resmi yaylak alınmaz Meğer ki bir yurtda üç gece yatur
ola Anun gibilerden alınur V e resmi yaylak bağlanan yerlerde oturan
kimesnelerden resmi yaylak alınmayub hariçden gelenden alına Boz
u l u s taifesinin resmi yaylağı Murad suyı üzerinde alınub anlarun ka­
nunnâmesi mufassal mahallinde yazılmışdır A ra göre ‘amel olına
D er b ey â n ı resm i k ış la k
20 Berriyeden gayrı resm i k ış la k bağlanan yerlerde hariçden bir
sürü koyun üç yüz re’s olur gelüb kışlasa bir a‘lâ koyun resm i k ış la k
alınur Ve zaınan-ı kışlak i‘libarı zemheriyedir ' Zemheride kimin yerinde
bulunsa ol ala Ve kendü topraklerında oturan kimesnelerden alınmaya
Hâriçden gelenden alına
D e r b e y a n - ı K tşla k ç ıy a r.
B i r k i m e s n e b i r si p a h i n i n t i m a r ı n d a k ı ş l a s a a l tı a k ç e r e s m - i k ı ş l a k alın a ki r e s m - i
duhatı d i r l e r v e m ü c e r r e d oland an üç a k ç e a l ın a ve kı şl ayan kim esne k ışl aduğ u yerde
z i r a a t i d e r s e re sm i zem in v i r ü b re sm i k ı ş l a k v e rm ey e K ı ş l a k ç ı olaıı k im esn e dahi üç yıla
d e ğin re sm i k ı ş l a k v i r ü b iiç yıld an ziya de o tu r u r s a say ir re aya g ib i re sm i b e n n â k a lın a
D e r b e y a n ı ih tis a b
21. V i l â y t - i D i y â r ı b e k i r d e olan ş e h i r l e r d e ve k a s a b â t d a ih tis a b hususında ziyade
b ı d ' a t l e r o l u n m ı ş V e ih tisâb -ı n ev ah î1 diy ü d e f t e r i ‘ a t i k d e b i r kalem olu b h e r n a ­
h i y e y e b i r e r m i k d a r hasıl t a k d i r o lın u b b i r e r ' â m i l olu b n a h i y e s i n d e ku râ eh a lisin e
n ic e dürlü b e h â n e ile zulüm ve h a y f e y l e r m i ş ih tisâb -ı n e v â h î hiç bir vilâyetde o lm a­
yub b i d 'a t ve v e zu ln ı-i s a r i h o lm a ğ ın r e f ‘ o lın u b d e f t e r i c e d i d e k i m e s n e y e hasıl kay-
d o lın m a d ı M i n b a ’d ih tisab -ı nevâhî diyü r e a y a d a n b i r akçe ve bir h a b b e al ın m ay a Ve
ş e h i r l e r d e ve k a s a b â t d a olan ih tis a b ın dah i b i d ' a t l e r i r e f ‘ o lın u b kanun-ı O sm an î ü zere
k ıym etd ar olub dirhem ile satılan m e ta 'd a n eksük satan d an dirhem b aşın a bir
ak çe c e r im e alın a V e h er sâle m a‘ rlfe t-î kadı ile nice d e f‘ a narh virilürse bir
m ikdar n a r h ç e lik alınub ziyad e n esn e alın m aya V e dirhem ile satılm ayu b az kıy-
m etlü d en dahi h aline g ö re bir m ik d ar ç e r im e alına V e ekm ekcilerün ve aşcılaru n
kabın ve k açağ ın tem iz d u tm ay an lard an h allerine g ö re b irer m ikdar cerim eleri
alın ur
D e f b e y â n - ı riisû m -ı ‘a s e s iy y e
2 2 . Şehirlerde o la n d ü k k â n l a r d a n ki d e f t e r i cedide ‘a s e s iy y e bağlanmış o l a her
d ü k k ân d an a y d a resm i ‘asesiyye b i r e r a k ç e al ın ur Bu nd an ga yrı evlerd e işlenen d ezg âh -
dan dahi ay d a b irer ak çe alınurm ış E vlerd e işlen en d ezgâh lerd an alınan r e f ‘ olu ­
nub h em an h azarlard a olan d ük k ânlard an ayd a b irer ak çe alınm ak m u k arrer
kılındı V e g ice ile dutulan s a rh o şla rd a n ve h ırsızlardan ki ‘a s e s l e r d u tm ış,
lar s u b a ş ı l a r n e m i k d a r cerim e a lu rsa a s e s d a h i ö şü r a l a A m m â gü nd üz d u t u ­
lan tu rsu zla r d a ve s a r h o ş l a r d a ve sâyir c e r a i m d e 'a s e s i n m ed h ali y o k d ır ö ş ü r t a l e b itme-*
yel e r
D er beyân-ı e v k a f
23. Vakıf kaydolman kurânın rub‘ı vakıf kaydolınub ma'dâsı hasıl-ı
divânı kaydolınmışdır R u bu ‘ dinilen dahi hububâtın rub'udır Ve bir
köyün vakfiyeti sahih olıcak öşr-i şer'isi vakfolmak gerek ki nısfı olur
R u bu ‘ olmasına sebeb bu vilâyetin emlâki ekseriya padişahlar t a r a ­
fından meçhul-ül-mâlden 1 harabe ve raiyeti yok iken satılub alınmışdır
Ve ol tarihlerde bu kanun dahi var imiş ki bir yerde bir kimesnenin
raiyeti ziraat eder olsa hasıl olaıı behrenin nlsfıııı s a h i b - i a r z ve
nısf-ı aharın s a h i b - i r a i y a t alurmış Em lâk sahipleri hûd2 an cak
harabesin almışdır raiyet padişah-ı ‘âlempenah hazretlerinindir Ol ecil­
den öşr-i şer'înin dahi nısfı mirî içün kaydolınub nısf-ı aharı vakıf kaydo-
lundolındı ki beşde bir kasim olunca cümleden ru b‘-ı mahsul vakfın
olur diyü defteri ‘atikde mukayyeddir
D er bey ân -ı a h v a l-i ‘a ş â y ir
24. A ş i r e t t a i f e s i n i n küllisi raiyet gibi beşde bir yazılmayub
ri'ay et olınub b a ‘zı altıda bir ve b a ‘zı yedide bir kaydolınub yerlü
yerinde işaret olınmışdır Ve ırgadiyeden dahi m u'af kaydolınmışlardır
25. A ş i r e t b e y l e r i n e ve c e b e 1 ü lere virilen kurâ ve mezâri*
defter mucebince zaptoluna Ve hassa-i hümâyûna kaydolunan karyelerün
içlerine ü m e n a varub defter mucebince hukuk ve rüsûm taleb eyledükle-
rinde ümenâ aşiret beyleri gibi olmayub berk 3 dutub ‘aşiret tâifesi Üme­
nâ zaptına mu'tâd olmayub rencide olmaları mukarrer olmağın Mardin
ve Amid tevâbi'inde hassa-i hümâyûna kaydolunan ‘aşiret köyleri bunun
üzerine mukarrer oldu ki her ‘aşiretden kaç pâre köy hassa-i hümâyûna
kaydolınmış ise cümlesinin yazusı ne olursa ol köyler ehalisi bir yerden
ber-veçh i maktu' virmeğe râzı olalar Veyahut her köy neye yazılmış ise
müstekil her birisi yazularını ber-veçh-i maktu* virmeğe razı olalar Ol asıl
kuradan yazıları ne ise bâd ih ev âd an gayrisi ber-veçh-i maktu* alınub def­
terde kasim yazılmışdır diyü ü m e n â ve gayrı nızâ* itmeyeler Ammâ def­
ter mucebince yazuların ber-veçh i maktu* virmeğe razı olmazlarsa kasim
olınub az ve çok her ne olursa miri içün zaptoluna
26. Ve zikrolan ‘aşiretlerin hukuk-ı şer'iyeleri ve rüsûm-ı örfiyeleri
■‘Ali Çelebi defterinde sâyir reaya gibi her sâle mukarrer hasıl kaydolınub ve
il |2 ) 7 ^ ı.-iiv
Mahmuıl Çelebi defterinin dahi icmalinde ve mufassalında her sâle mukar­
rer hasıl kaydolınub
Ammâ kanunname yazdugı yerde c e b e l ü y e hizmet emrolundujı
vakit ta'yin olan rüsûm -ı h â n e ve m ü cerred vesâyir mahsulâtları cem‘ olub
dahi cebelüye virilüb sefer-i hümâyûn hizmetin ‘a ş i r e t b e g i I e eyie-
yüb sefer olmadıkda ‘aşiret taifesinde raiyet gibi her yıl alınmayub mu'af
geçüb sefer oldukda cem* olına diyü kaydolurmuş sebebi dahi budır ki
‘aşiret taifesinin sâbıkda c e b e 1 ü terinin beratları olmayub ve mukarrer
cebelüleri dahi olmayub s e fe ri hümâyûn vâki' oldukça a ş i r e t b e y l e r i
her kimi dilerse c e b e 1 ü eyleyüb ol cebelü eyledüği kimesnenin nihayet
ol yıl çifti hasılın almayub sefer tamam olıcak girü icazet virüb küllî
'aşireti kendüler ekleyleyüb sefer olmayıcak beratınızdan hariç bu kadar
malı siz ne tem essük ile tasarruf idersiz diyü sualden kaçub sefer ol-
maduğı vakıtde hukuk ve rüsûm alınmaz diyü ‘aşiret beyleri yazdırmış­
lardır Sonra dergâh-ı mu'allâdan cebelü tâifesine berât virile diyü emr-
olundukda her ‘aşirete ne miktar cebelü yazılmış ise ol mikdar kimesneye
serb stî virilüb cebelüler dahi beratları mucebince zapt-eyleyüb defterde
yazulduğı üzere hukuk-ı şer‘iye ve rüsûm-ı örfiye ne ise her sâle mukar­
rer taserrauf eyleyüb dergâh-ı mu'allâdan cebelü tâifesine berât emrolun-
mağla ol kayıd batıl olrmşdı
D er b ey a n -ı ta m g a y ı ag n âm
2 7 . S a b ı k a ko yun b a ş ın a a l t ı p u l ki üç rııbu' olur ol a l ın u b koyunun başı ve ava k-
la rı ve d e r i s i ve iç yağı ve bağrı beğliğe râ y e g â n a lın u b m ü c e r r e d e t i k a s a b a vi rii ü b
hayf olurm ış D e f t e r i a t î k d e bu c ü m l e r e f ‘ olın u b a n la r u o m u k a b e le s i n d e ko yun alan İca-
* » b a b i r a k ç e iki pul ve koy un s a t a n d a n a l tı pul ki c ü m l e b i r koyuna iki a k ç e o lur öy le
k a y d o lın u b ve ş e h i r l ü ve sipah i ta i f e s i y e m e k l i k iç ün al duğı koy un da n n esn e al ın m ayub
h e m a n s a t a n d a n üç r u b u ' a l ın a diyü k a y d o lu n m a ğ ın d e fte r i c e d i d e dahi v e ç h - i ıııeşr uh
ü ze re kaydolın dı

l ) e r b e y â n -ı b â d ih e v â
28 . V e c ü riim ve c in a y e t h u s u s l a r ı n d a k a n u n i O s m a n i y e m ü r a c a a t o l ı n u b z i ­
y a d e a l ı n m a y a V e p a d iş a h -ı ‘â le ın p e n a h h a s l a r ı m i n - k ü N l i l vücûh » e r b e « t o l m a k ka n u­
ni m ukarrerdir H a s l a r re a y a s ın ın cürüm ve c i n a y e t l e r i n e c ü z - i ve k ü l l i b â d ih ev â la r ın a
b e y l e r b e y i ve b e y l e r s u b a ş ıl a r ı s iy a s e t b izü m d ü r diy ü dah i ve t e ' a r r u z i t ın ey eler Ve
h a s l a r re a y a s ın d a n b i r k i m e s n e c ü r m - i g a l i z e y le y ü b ka t-i ‘uzuv ve yahud s a l b olıln rr as ı
l â z ım g e l i r s e b i - h a s e b - i ş - ş e r ' - i ş - ş e r ı f s â b i t o l n b hüküm o lın d u k d an s o n ra ü m e n â au h aşı-
lara te a l im e y l e y ü b v â k i ’ ol du ğı m a h a l d e s i y a s e t o l ın u b b e d e l - i s i y a s e t diyü b i r a k ç e ve
b i r h a b b e a l ın m a y a H â k i m - ü l - v a k t o l a n l a r m e n ' ve d e f ' e y le y e l e r

Kanunnâme-i livâ-i Amid


D er b ey â n ı bac-ı D ey r v e r e s m i k a p a n ve. resm i m izan
29. Bunun dahi kanuni bu imiş ki yüz akçelik harîr satılsa b â c -i h a r ir
beş akçe aiınur imiş Ve resm i k a p a n geçer olsa her yükde iki akçe ve bun-
da satar olsa resm i m izan iki batmanda bir akçe aluınrmış yine ol minval
üzere mukarrer kılındı
D er b e y â n -ı tam g ay -ı siy ah k i bac-ı Ergani ve bac-ı Siverek 1 dimekle
meşhurdır
30. Çuka ve dülbend ve ravend ve sâyir akmişe kısmından her Osmanî
batmanda altı akçe alınurmış Ve ketandan her yükde yirmi akçe ve
nemedden2 ve şekerden ve sofdan ve ham bezden ve bakır ve kalay ve
nişadır ve bulgari ve ‘ıtriye kısmından her yükde on iki akçe alınurmış
Ve bir kelle nilden3 on iki akçe alınurmış Ve mürdesenk ve telden ve
sacdan ve demür yükünden her yükde dörder akçe ve her deve yükü
sabundan altı akçe ve iki kalıb sabun Ve at yükünden döıt akçe ve bir
kalıb sabun ve merkeb yükünden üç akçe ve meyve-i huşkden 4 yükde
bir buçuk akçe ve taze yemişden üç rubu‘ ve ‘aselden ve şem‘-i aselden
ve rugan-ı penbede ve rugan-ı sâdede her batmandan ki Ergani ve Sive­
rek tobrağm basub gele ruhu* akçe alınurmış Yine ol üslûb üzere mukarrer
kılındı Ve sâyir ecnâsdan dahi şöyle alına
31- D er b ey â n -ı b â c ı 'ubûr v e K a y seriy e
Bunun dahi kanuni bu imiş ki akmişe kısmından her necins akmişe
satılsa yirmi akçede bir akçe alınurmış Ve ‘ubûr ider olsa Osmanî batman­
dan elli akçe alınurmış yine ol üslûb üzere mukarrer kılındı Ammâ çuka
‘ubûr ider olsa her Osmanî batmandan on üç akçe-i Osmanî ve dülbend
ve kelle ve çalkava’ her menn i Osmanide yirmi dört akçe-i Osmanî ve
Haleb kumaşından ol akmişe ki kutni1' ve atlas ve İskeııderânî ve cins-i
harîr ola Osmanî batmandan elli akçe ve eğer harirsüz alaca bez ve futa
ve sâyir bunların emsâli ola yükünden yüz akçe-i Osmanî Ve ham bezden
elli akçe ve bıçak ve ketan yükünden iki yüz Osmanî ve ak esirden
elli akçe Ve kara esirden yirmi beş akçe alına Yağdan ve baldan ve kızıl
boyadan ve şabdan ve katrandan ve ziftden ve kara sakızdan ve ak sakız­
dan ve çırak yağından menn-i Osmanide nîm akçe i Osmanî alına Ve
terencebin 8 Osmanî batmanda on akçe ve zağfran yirmide bir akçe ve
kepenek ve kebe yükünden yüz akçe ve ‘ıtriyeden her menn-i Osmanide
buçuk ve cam ve bakır yükünden yirmi beş akçe-i Osmanî alına Ve tutya
ve pûlad ve neft ve bulgari yükünden altı Osmanî alına
D er b ey â n ı ta m g a -i h a m il v e bâ c ı ‘ubur ve ka p a n d er 'arsa"
32. Bunun dahi kanuni buymuş ki meyve-i huşkden ve terden ve dû*
şabdan1" her yükde getürenden bir buçuk akçe tum ga i h am il alınub Ve
satulduğı hinde alandan yirmi akçede bir akçe rem i k a p a n alınub Ve ru­
gan-ı sade ve ‘asel ve kızıl boya ve şem‘ -i ‘asel ve rugan-ı çerağ ve
badem ve şabdan ve mürdesenkden getürenden her batmanda tam g a-i h a m il
rubu‘ akçe alınub ve satılduğı hînde alan kimesı eden yirmi akçede bir
akçe resm i k a p a n alınurmış V e nil 1 ve şeker ve kalay ve zencefir 2 ve
esbâb-ı ‘ıtırdan tam g a-i h a m il alınmayub b â c -ı ‘ubur diyü her m e n d e
alandan dört buçuk akçe alınurmış Ve eğer satar olsa resmi kapan diyü
yirmi akçede bir akçe alınub Ve pembe şehirde satılsa nesne alınmayub
ımmâ ‘ubûr itse her deve yüküne on iki akçe ve at yüküne sekiz akçe
ve sâyir demür yüküne ve na‘l ve mürdesenk ve neft cinsi olsa satıldıkda
yirmi akçede bir akçe alınub Ve nemekden her deve yüküne bir buçuk
akçe alınurmış Yine ol minval üzere mukarrer kılındı
33. D er bey ân -ı m ey h a n e
Bunun daHi şîrenin batmanı dörde alındıkda sekizer üzere satıla Ve
beşe alındıkda ona satıla Ve k a r a sığır salg u n ı 3 dirler bir salgun olurtnış
ref‘ olundı Ve kurâ halkının keferesine sen şîreyi yabandan getürüb
içersin diyü te'addî idüb akçe alurlarmış ref‘ olundı Minba'd alınmaya
Ammâ taşradan bir kimesne şehre hamir getürüb ol hamir 4 kangi köyden
alındı ise ol köyün hamiri girift olub getüren kimesne dahi haline göre
cürümlene Cürm iin dahi nihayeti meyhanenin bir günlük kıstr’ ola ziyade
alırmaya
D er bey ân -ı resm i k e y y a li i A m id
34 kile ile ölçülen nesne şehre gelüb satılsa deve ve at ve katır
ve sığır yükünden rubu’ kile-i Amidî resm i k ey y â liy e alına Ve merkeb
yükünden nîm rubu‘ kile-i Amidî alına Ve eğer sipahi ve eğer şehirlü
tâyifesi kendüler yetnek içün taşradan buğday ve sâyir kile ile ölçü­
len nesne getürseler nesne alınmaya Eğer getürüb satsalar sâyir reaya
gibi resm i k e y y â liy e vireler
D er bey ân -ı resm i ebvâb-ı E rba'a
35. Amid reayasından gayrı tâyife gaile getürüb satar olsa her yük-
dan rubu* akçe alınurmış Ve kasab getürdüği koyunda üç koyuna İki
maııkur'' ki bir rubu* a k çe olur alurlar imiş Kürd getürdügi koyunda her
koyuna bir mankur ki r.îm rubu' olur alurlar imiş Ve taşradan gelüb
satılan sığırdan her sığıra bir akçe alınur imiş Ve bir yük şîrede bir
parça 7 şarab alınurmış Ve harîr ve akmişe yükünden ıubu‘ Osmanî şehre
gelenden ve gidenden alınurmış Ve nahiye i Amid karyelerinin reayası ve
şehirlü getürdüği kavun ve karpuz yükünden bir kavun ve bir karpuz
alınurmış Ve hiyar yükünden bir mankur alınurmış Amınâ Mardinden gelse
yükde rubu‘ akçe alınurmış Ve bir yük otdan bir burma* ot ve odun
[1) 1^1 j 131 [4| [5j Jçı-t [6] [7| ('.) £ jl |8]
yükünden bir odun ve kamış yükünden bir bağ kamış alınurmış V e sâyir
meyve eğer Mardinden ve gayrı yerlerden gelse rubu‘ akçe alınurmış
Eğer şehirlü tâyifesi bağlarından kendüler yemek içün meyve getürse nesne
alınmaya Ve bazarda satmak içün getürseler sâyir reaya gibi vireler
Ve ‘aşiret i Kebeği ve Alucı ve Reşi 1 cemaatleri koyun ve peynir ve
gaile getürseler nesne virmeyüb yılda mardin kapusuna haneden haneye
bir nügi y a ğ virürlermiş yine ol uslûb üzere mukarrer kılındı
Ve Kömür 2 ve yün yükünden iki menkur alınurmış ve sâyir hububât­
dan dahi kaııun-ı sâbıkaları üzere m ukarrer kılındı R esm i b ev v â b î vir-
dükden sonra ‘a s e siy e diyü nesne alınmaya
36. D er bey ân : Vilâyet-i mezburde vâki* olan evkafa şimdiyedeğin
deftere muhalif nice dürlü cihetler ihdâs olunub ve v akfa sa ‘y Ve ki­
fayeti vaki* oldı diyü e r b a b - ı c i h â t a terekkîler olub ol ecilden
olanca mahsul ancak cihâta kifâyet eyleyüb nice câmi'ler ve mescidler
harabe müşrif olub ta'tnir ve termîm olunmaz olub Hâliyâ defter-i cedi­
d-i hâkanîde her vakıf ne miktar cihâta mütehammil ise kayd olunub r a-
k a b e içün bir mikdar alıkonılmışdır Külli meremmâta muhtaç olan câ-
mi'lerün ve mescidlerün cemi* cihâtı virülmeyüb rakabe olınub ma'mur
oidukdan sonra her kimesneye defter mucebince cihetleri virile Ve cüz'ı
roeremmâtları olan câmi'lerün ve mescidlerün rakabe içün alıkonulan akçe­
sini mütevellisi ve kâtibi kadı ma'rifetiyle meremmâta sarf eyleyüb te­
mam oidukdan sonra dahi zevâyid diyü kimesneye virilmeyüb rakabe içün
hıfz oluna Ve evkaf da olan zevâyid horlar' fevt oldukda tasarruf itdük-
leri zevâyid mahlûldür diyü kimesneye virilmeye Zirâ ki zevâyid mu­
karrer cihet olmayub virilen kimesneler vacib-ür ri'âye olduğıyçün viril-
mişdir Meğer ki âsitane-i se'adetden bir vâcib ür-ri'aye kimesneye mah-
1 uf vakı‘ olan zevâyidden bir mikdar akçe 'inâyet olınub berât-ı şerif viril-
miş ola Velhasıl eğer zevâyıddir ve eğer sâyir cihâtdır mahlûl oldukda
âsitâne-i seadete ‘arz olınub berât-' hümâyun ile mutesarrıf olalar Ve
kadılar dahi vakıf içiin ziyâdeye mütehammildir diyü deftere muhalif
erbâb-ı cilıatın cihetlerin terekkî itdirmeyeler Zirâ bu câiz olunca olanca
mahsfıl-i vakıf cihâta gidüb cevâmi‘ ve mesâcit ta‘mir ve termim olunmaz.
İstanbul, Başvekâlet arşivi
Defter numarası: 55ft
Tarihi: 1540 (947)

1 . Sabıka B o z U l u s başka emânet olub eğer iltizamla ve eğer


emaneten emîn ve kâtib olanlar beş on hidmetkârla mezbur taifenin resm i
k ışla ğ ın ve çoban beğisin ve sâyir emvâlin cem' eyleyüb reayaya müza­
yaka virilmeyüb bir kaç yıldan berü K a r a U l u s biriktirilüb ikisi bir
emânet olub ve K a r a U l u s tâifesi E k r â d ve müteferrik tâyife olub
koyunları sayilmalu oldukda hayli zahmet çekilüb ol sebebden ümenâ Btrr-
riyede ' yetmiş ve seksen ba zı zemanda yüz atlu ile gezüb Boz Ulus
tâifesi dahi Kara Ulus belâsına oğrayub Berriyyede ümenâ yüz atlu ile
bir obaya koııub olanca arpaları ve beş on koyunları ve sâyir zahireleri
ol gice eklolunub ve Berriyede şehir ve bazur olmayub bir yerden
azıklanm ağa mecâlleri kalm ayub temam ‘aciz ve zaruret çekerler ini ş
Bilfi'il mültezim olan eminlerin tahvilleri temam oldukdan sonra minba'd
eğer iltizamladır ve eğer berveçh-i emânetdir Boz ulus kadimden olıgel-
düği üzere başka emanet olub Kara Ulusa ilhak olunmaya
2 . Ve mezkûr tâife şimdiye değin Berriyyeye kışlamağa vardıklarında
miri içün yüz koyuna on yedi akçe çoban b e ğ i 3 ve on yedi resm i k ış la k
virüb ve allı akçe dahi ümenâ d e r â m e d 1 diyü alub cümle yüz koyur.a
yirmi akçe resmi kışlak içün ve yirmi akçe çoban beği içün harçları gi-
diib sonra padişah-ı ‘âlempenâh hazretleri ‘izzü ikballe ‘Irakeyn seferinden
geldiklerinde ümena kendileriyçün aldukları yüz koyuna altı akçeyi miri
içün zaptolunmak buyrulub ol zemandanberü ümena dahi yüz koyuna kırk
akçeyi miri içün aldıklarından sonra bir pare ren çber a k ç e s i ve ..p a r e
çubu k a k ç e s is ve bir pâre te z k ir e a k çesi' diyü yirmi altı akçe dahi bid'at
ihdas eyleyüb bu bid‘atler zulm-i sarih olmağın ref‘ olundı Hemen reaya yüz
koyuna yirmi akçe çoban beği ve yirmi akçe resmi kışlak virüb Ve bir
taifenin koyum sayıldugı ma‘lum olmak içün tezkire virilmesi lâzım olma
ğın her sü'üden bir pâre tez k ire a k ç e s i alınub bundan ziyade bir akçe
ve bir habbe alınmaya Umenâ teaddi iderlerse hâkira-ül vakt olanlar mrtı 1
ideler
(1) *?*>'■ jy. |2J \r, [3] S: [“*1 ■*•’<* J& i 1^1 »•****! &yjs |7] *
3. V e B e r r i y y e d e n y a y l a ğ a g i t m e l ü o l d u k l a r ı n d a T i i r k m â n ı n b a ' z ı M ar d in k u r -
bında I « rk m a ıı D e r e s i n d e n ve nâm ka ryed en ve s â y i r M ar d in ü l k e s i n d e n n e r e d e n
g e ç ü b g i d e r l e r s e Mard in su b a ş ıl a rı o l a n l a r s e l â m / ı k diyii h er h an e d en b i r b a ş p e y n i r ve
tı er obadan bir kuzu a l ı r m ı ş Bu dahi h a d i s ve b i d ' a t o lm a ğ ın ref* olundı M in ba'd
alın m aya V e M ar d in ülk esin d en uğra ınay ub B e r r i y y e c i k ü l k e s i n e uğ raya n ulus ta i f e s i n d e n
tâ Murad k e n a r ın a v a r ın c a K a r a c a d a ğ y a y la ğ ı diyü üç yüz koy un a l>ir ko yun ve h e r h a ­
neden b i r e r pâ re alın u r m ış Hâl iyâ d e fte r i c ed i d i h a k a n îd e K aracad ağın kad îm sın urı
t a ' y i n o lun dı M i n b a 'd defteri ced id i h akan îd e m u k a y y e t i olan sın u r ın d a n h âri ç y e rd e n
g e ç ö l ) gid en ulus ta i f e s i n d e n K a r a d a ğ ya ylağı diy ü b i r a k ç e ve b i r h a b b e alın m aya
4. Ve Hiçi 1 n a h iy e sin e v a r d ık la rın d a Hin i s u b a ş ıs ı olan s e lâ m lık diyü her h ane de n
b i r pâre al u r m ı ş O l dah i h adis ve h id 'a t o l m a ğ ın re f' olıındl M inb a'd s e l â m l ık diyü ne
kuzı ve ne a k ç e re ayadan ııcsn e alın m ay a
5. V e H iti n ah iy e sin g e ç ü b Ç a p a k ç ı ı r a v ardıkla rı n da Murad suy ın a k a r îb y e r d e
d ir le r bir d e r b e n d olu b Ç a p a k ç u r b e y i Isfıhan'* b ey ol d e r b e n d e âd e m l e r k o ­
yul» r e sm i g ü d e * diyü h er sürüd en b i r koyun ve her h ân ede n iki y a p a l ı ve iki pey n ir
altıb ol m aha ld en re ay asın a hayli t e ' a d d î o lu r m u ş B u dahi h âd is ve bid a t o lm ağın re f'
olın u b k a ııu n -ı k a d îm l e r i v a z ‘ olun dı ki ulus t â ı f e s i Murad suyuna v a r d ık d a şol tâ ıfe ki
ko y un la rm ve sâyir e s b â b l a r ı n g e m i y l e ge çü rı n ey ii b .sudan g e ç ü r e l e r K a t ' â o n la r d a n bir
a k ç e ve b îr h ab be a l ın m a y a A m m â şol ta i f e ki k o y ıı n ları n ve e s b â b l a r ı n g e m i y l e g e ç ü ­
reler â d e t - İ k a d î m e l e r i her gemi yü kü n e ü ç er pâre a l ın u g e l m c ğ i n gi rü her g e n i yü-
k 'ne ü ç e r pâ re t a ‘yiıı o lun dı M i n b a 'd Mur ad suyu ke n a r ın d a m ezkû r lafı! an bey ve
ga y rı K iir d ista n b e y le r i c â n i b i n d e n r e s m i g in le diyii ve y a y l a k diyü ulus tâ i f e s i n d e ıı b i r .
a k ç e ve bir h a b b e alrııayalar V e g e m i y l e g e ç m e y ii b d a v a r l a r ı n suya urtıb g e ç ü r e n l e r d e n
n esn e alın m ay u b ve i h t iy a rla r iy le g e m i y l e g e ç e n l e r d e n e g e r koyun ve eğ er e s b â b her g e ­
mi yü kü ne üçer pâre ve her h âne de n bir pe y nir ve b i r yapağı a lın u b htından ziyad e n e s ­
ne alın maya
6 . V e b a 'z ı ulu s dahi g e m iy le g e çm ey ü b V es ah "’ k a les i nâm m ahald e oian k ö p ­
rüye varsa ol kö pr ünün dahi kadîm kam ını bin koytır>a b i r koyun k ö p r ii h a k k ı a l ın u r m ı ş
Hâl iyâ b eş y üz ko yun da n b i r koyun ve her kuzu sü l ü s ü n d e n bir kuzu ve her h ane de n
ü ç e r pa re ve iki yapağı ve iki p e y n i r alın u r olın ış Sı nradan alın an b i d 'a t l e r i zulüm
o l m a ğ ı n ref* o l ın u b ka n un -ı k a d îm le ri t a 'y i n olun dı ki her bin ko yundan b i r koyun a -
l ı n ı ı b bundan zi yad e ne sn e alın m a ya
7 . V e Ç a p a k ç u r yoluna g i t m e y i i b P alu ya gid en ulus tâifes i I rj ja n iye \ a rd ık la rın d a
E r g a n i s a n c a ğ ı b e ğ i s e lâ m lık diyü h e r ob ad an b i r ku zu ve her h an e d en bir yapağı ve
b i r pey n ir al ur im iş Bu dahi h âdis ve b i t ' a t o lm ağın re f* oluııdı M i n b a 'd alın m aya V e
E r g a n i sa n cağ ın ı g e ç ü b P a lu 'y a vu rd u k ların d a P a l u b e y i C e m ş i t b e y Mur ad suyu k e n a ­
rı n d a her sü rüd en bir k o v u n ve b i r kuzu alu b v e h er h ane de n b i r pe ynir ve b i r yapağı
alur imiş Bu dahi zulüm ve b i d 'a t olm ağ ın ref* ol u n u b ‘ â d e t - i k a d îm e l e r i t a ‘yin olundı ki
koyun ve sây ir dav ar g e ç e r o l s a her g e m i yü kü ne y e d i ş e r a k ç e ve k e n d ü l e r ve e s b â b l a r ı
g e ç t ü g i m u k a b e le d e n her hane den ü ç er pâre a lın u b andan ziya de koyun ve kuzu ve y a ­
pağı ve p e y n i r alın m aya
ti. V e b a 'z ı ulus taifes i yn zın ya y la ğ a gid erke n Ç a p a k ç u r d a n ^ c ç ı i b g e m i n is a m ın
vir üb kış eyyam ı olu b y e r i n e g i d e r old u kd a i t t i f a k P alu yo lundan g i d e r o l u b ol asıl t a i ­
feden P alu beyi C e m ş i t bey y a z ı n b u y o l a u ğ r a m a y u b a h a r y o l d a n g i t d ü n diyü her
sü r ü d en b i r koyun ve b i r kuzu ve her h a n e d e n b i r pey n ir ve b i r yapağı alul) ziyad e hayf
id e r im iş O l dahi zulüm ve b i d ' a t o lm ağın ref* olundı 'l azın kangi yold an g i d e r l e r s e ki
d e f t e r i cedîdi ha ka nı m ucebince göçtü kleri yerde g e m i r iitiim ı vir ü b kış e y yam ı i ri şü b

fn ~ *M 2i o ^ T s] 14) . İ . V j [5i (?)


y e t i n e g i d e r o l d u k l a r ı n d a k a n g i y o ld a n g i d e r l e r s e v e ç h e n tn in -e l-v üc ûh k i m e s n e dalıi ve
t e 'a r r u z i t m e y ü b b i r a k ç e v e b i r h a b b e l e r i n a ln t a y a la r
9. Ve resm i y a y la k k i üç yüz k o y u n a b ir a ‘ lâ k o y u n d ır k a d im -ü z -z e tn a n d a
b ir k a le m olu b y o lla r d a n alın m ay u b u lu s tâilesi te m a n ı y a y la k la rın a v a rd u k la r ıı -
d a u lu s em in leri resin i y a y la k diyü ü ç y ü z k o y u n a b i r a ‘ lâ k o y u n a lu b m îri içün
z a b t o lın u r i m i ş S o n r a y a y la k d a ulu s p e r a k e n d e o l u r r e s m i yay la k t e m a ın e n c e m ' o l u n ­
m a z diy ü ulua e m i n l e r i Ç a p a k ç u r ve P a lu a ğ z ı n d a M u r ad suyu ü z e r i n d e a d a m la r ko yub
b î - k u s u r r e s m i y a y l a k l a r ı n c e m ‘ e y le y ü b b a ' d e h u ulu s ya ylağa v a r d ık la rın d a y a y l a k d a
iim en â resm i yaylak ce m ' i t m e m r k ile s a n c a k b e y le ri cân ib in d en K i ğ ı ya ylağı ban a
v i r i l m i ş t i r diy ü İ s p i r i b e y i te k r a r ü ç yüz k o y u n a b i r koyun al ub ve K i ğ ı s a n c a ğ ı b ey i
s e lâ m lık d e y ü h e r obadan b ir ku zu ve h e r h an e d en b i r ya pağ ı ve b i r pe y nir al ub ve
P asin sancak b e y i dahi S a r ı m s a k l ı yay lağı diyü ü ç y ü z koyun a b i r koyun re smi y a y la k
ve h e r h a n e d e n b i r p â r e ve h e r o b a d a n b i r kuzu s e l â m l ık a lu b ve E r z i r û n ı sancak be­
y i d a h i .................. - ya y la ğ ı d i y ü ü ç y ü z koyun a b i r koy un r e sm i y a y la k ve her h a n e d e n
b i r p â r e ve h e r o b a d a n b i r ku zu s e l â m l ı k a l u b ve H ı n ı s b e y i İ n e H o c a b e y re sm i y ay ­
lak d e y ü üç yiiz k o y u n a b i r koyun ve h e r h a n e d e n b i r pâre a h ı r m ı ş O l dahi b i d ' a t o l m a ­
ğ ın r e f ‘ o l u n d ı V e M u ş e m î n l e r i s e lâ m lık diy ü y e d i ev e b i r kuzu ve h e r h aneden b i r e r
yapağ ı ve b i r e r b a ş p e y n i r a l u r la r i m iş B uıılarun kü llisi t e k r a r o lub r e a y a y a zulm -ı
saıîh olm ağın r e f ‘ o lu n d ı B o z U l u s taifesin in M urad so y u ü z e r i n d e ıtıîri i ç ü n
vird ükleri y aylak zik r olan y a y la k la rd a n y a y la d ık la rı m u k a b ıld t nd ir u lu s tâıfesi
M u rad suyu ü zerin d e m ir i r e s m i y a y l a k l a r ı n vird ik leriııd en s o n r a y a y l a ğ a çık tık ­
ların d a resm i yaylak diyü v e selâm lık d iyü k a t'â b e y le r câ n ib in d e n dahi v e te 'a r -
ruz o lu n m a y a
10. Ve â d e ti z e k â t iki koyuna bir akçedir ki yüz koyun elli akçe olur
Umenâ cem‘ eyledikde yüz koyuna elli akçeyi mîri içün aldıktan sonra
beş akçe dahi kendülere d e r -a m ed alurlarmış Ol dahi zulm-i sarîh olmağın
ref‘ olundı Hemen mîri içün iki koyuna bir akçe âdet-i zekâtların virdük-
den sonra ütnenâya kat‘â bir akçe ve bir habbe virmeyeler
11. Ulus tâifesinin cemî‘ rüsûmı cem‘ olunmalu oldukda ümenâ temam-
ül-vezin filoriyi yetmiş altışar akçeye alub Diyârıbekir hâzinesine teslim
itmelü oldukda yetmiş sekizer akçeye teslim eyleyüb her floride ikişer
akçelerin eki idüb ve veznelerinde dahi ‘illet eyleyüb değme bir filori­
yi teman getürmeyüb eksik bahaya alub hayli te'addî olınurmış Min­
ba'd eminler veznelerinde 'illet itmeyüb ve temam ül-vezin olan filoriyi
hâzineye teslim eyledikleri üzere yetmiş sekizer akçeye alub eksik bahâya
almayalar
12. Ve cemi, ulus yaylağa çıkdıklarında ulus eminleri her obadan bir
keçe veyahud bir tulum peynir alurlarmış Hâdis ve bid'at olmağın ref‘
olundı Minba'd alınmaya
13. Ve her yıl B o z U l u s eminleri beylerbeği içün diyü altıyüz bat­
man yağ salub her batmana yirmişer akçe virüb ve onbeş batman yağı
vezn idüb aldıklarında on batman getürürlerimiş Ve bir fakir salınan yağı
getirüp teslim itmese bir aydan sonra her batmanına kırkar akçelerin alur-
[îT ^ . ■>-' i2 i (?) »u> i»]
tartmış Bu dahi yakın zamandanberü hadis olub hid'at ve zulm-i sarih ol­
mağın ref' olundı Minba'd yağ salınmaya
1 4 . V e p a d iş a h -ı ‘â l e m p e n â h h a z r e t l e r i n in h a s l a r ı m i n - k ü l -l i l -v ü c u h s e r b e s t oln ıa k
k a n u n -ı m u k a r r e r d i r Bo z Ulu» ve gayrı h aslaru ıı cü riim ve cmoıye?lerine b e y le rb eğ iltr ve
b e y l e r ve s u b a ş ı l a r ı dahi ve te'arı.uz i tm ey eler V e siy âse te m üstahak kim esne vâki' olu r­
sa vâk i' olduğı m ahald e ş e r ‘ le hiik mo lu nd uğ ı gribi s i y â s e t olın a li e d c l- i s iy a s e t diyü b i r a k ç e
v e b i r h a b b e a lın m a y a

1 5. V e b â d ih ev tî ve cü riim ve c in a y e t h u su sla r ın d a kanun -ı O s m a n i y e m ü r a c e 'a t o l ı -


nub ziya de a k ç e al ın m aya H âk im -ü l v a k t o lan lar m e n ' ve def' ey le ycler

‘AN C EM A A T I ULUSHÂ-İ ZÜ LK A D İR LÜ

Zikr olan tevâyifin ekseri Zülkadirlü delterinde mukayyed olub ammâ


yirmi yıldan ziyade olmuşdır ki kat‘â Zülkedirlü vilâyetine varmayub Di-
yarıbekir Ulusiyle göçüb konub ekseri kadim-üz-zamandan Diyarıbekir Ulu-
sından olub viiayet-i Diyarıbekir fetholundukda perâkende olub bir kaç
yıl Zülkadirlüye varııb anlarun ulusiyle göçüb konmakla Zülkadir vilâyeti­
ne i l k â t i b i vardukda Zülkadirlü sipahileri bizütn tâifemizdür (diyü) gâ-
yibâne yazdırub bilfi'il ‘âdet i ağnamların Zülkadirlü sipahileri alub resm i
ç o b a n iy eleri ve resm i kışlakları ve resm i y a y la k la rı Diyarıbekir Ulusiyle
hassa-i hümâyun içün zabtolınub bir tâifeye iki cânibden hâkim varmak­
la nice dürlü zulüm ve hayf olub geçen yıl terk i diyâr idenlerin ekseri ol
tâifeden olub yerinde kalanı dahi cem' olub şöyle-ki bizim ‘âdet-i agnâ-
mimiz dahi Zülkadirlüden aynlub hassa i hümayuna kaydolunmaz ise
iki cânibe hidmet itmeğe kadir degülüz cemî'imiz perâkende oluruz di-
dükleri pâye-i serîr-i a‘lâya ‘arzolındukda tevâyif-i mezbûrın ‘â d eti ağ n a m ­
ları dahi hassa-i hümayûna kaydolunub sahihlerine Zülkadriye zevâyidin-
den bedelleri virile diyü ferman olunmağın ber muceb-i emr-i ‘âli defter-i
cedide kaydolundı

C E M ‘AN

Tâife-i Boz Ulus ve Zülkadiriye ki hâliyâ emr-i humâyunla Boz Ulusa


ilhak olundı:
ne fe r e n hân e* m ü cerred agn âm h â s ıl
'adet 8.013 7.325 688 1.998.246 (?)

( * ) 2 . 7 5 7 hane Z ü l k a d i r i y d i ve 4 . 5 6 8 h anesi Boz U lu s O l a r a k .


'Â d e t-i a g n â m -ı m e z k ıır în 1 'Â det i ço b an begi- ‘Â d et i resm i k ışla k -ı B errıyye'
fi sen e fi sene fi sen e
999 132** 399 652 399652
B â d ih e v â , cürüm , y a v a v e k açku n ,
R e s m i y a y la k ‘ Rüsûm -ı h â n e ' cin ay et, resm i arû sân e
fi sene fi sene f* sene
18000 20-000 40.000
Yekûn : 2.038.346 akçe

AN T E V Â İ F İ E K R Â D I K A R A ULUS

‘ A d et-i çoban beğ i *A d et i resm i k ış la k ‘A det-i resm i ı/aylak*


fi sene fi sene fi sene 3 000 r e ’s
416.947 416.947 behâ: 120 000
Yekûn: 953.994 akçe
‘AN T E V Â İ F - İ T Ü R K M A N Â N 1 Ş A M
*Â d et-i çoban b eg i A d et i resm i k ış la k R esm i y a y la k
fi sene fi «ene fi sene 500 res
40-000 40 000 bahâ: 2 0 .0 0 0
Yekûn : 100.000 akçe

ULUSHÂ-İ M Ü T E F E R R İ K A T Â B İ İ V İL Â Y E T İ D İY Â R IB E K İR
hâne m ü cerred
adet 273 50
h a sıl :
R esm i hân e R esm i m ü cerred b â d ih ev â resm i agn âm
3.276 300 3.230 8 000

Yekûn : 14.806 akçe


T E V A İ F - İ E K R A D I t‘ İZZEDDİN
Cerıı'an h â s ıl d er v ilâ y e ti D iy â n b e k ir : 3 5.6 9 3 akçe
(Ayrıca 600 nefer kadar her haneye 50 şer akçe veren Karacıyan
j U . , 5 cema'atı vardır)
( * * ) 5 2 4 . 5 4 1 a k ç e D i y a r ı b e k i r t ü r k m e ı ı l e r i t a i f e s i n d e n ve 4 7 4 . 6 9 1 akçe Z ü lk ad ir iy e
tiirk m e n le ri taifesin d en olm ak üzere.
[ 1 ] İk i k oy un a b i r a k ç e a l ın m a k ü ze re
[2 ] H e r yü z koy un a y i r m i "«kçe a l ı n m a k ü z e r e .
[3] H e r yüz koyun a y irm i a k ç e a l ı n m a k üz ere .
14 ) H e r b i t i n d e ıı (4ü ) a k ç e alm ak üze re 4 . 5 0 0 koyun ve üçyüz koy un a bir a ‘ lâ koy un .)
(S) A d e t i a ğn am ı on iki a k ç e d e n e k s i k o l a n d a on iki a k ç e r e s m i hân e a l ın u r .
[ 6 [ R e » ın -i y s y l a k - ı E k r â d - ı K a r a U l u s - ı m e'. k û r în . G a y r i - e z . t â i f e - i ve jU -y ve oMîj
ki a n la r u n r e s m i y a y la k l a r ı B i t l i s s a n c a ğ ın d a n y a z ı l m ı ş t ı r . (Ü ç yiiz koy un a bir a 'lâ koyun
alına) F î s e n e , a ğ n a m 3 0 0 0 r e ’ s. B e h e r r e ' s fi 4 ' ) . Bah â: 1 2 0 0 0 0 .
: 1*• > • -* * ı :t y. t ,V\ .1 * * *
; • i ; . i . ......................... •; t '■ • j. >

: U!,.l *

• İ*-
XXXIII

D E F T E R İ Y A S .A H Â -t V İL Â Y E T İ D İY A R IB E K İR

İstan bu l B a ş v e k â le t ar ş iv i
D e l t e r nu mara sı 840
T a r i h i: 1518 (924)
1 ‘ * « .»•

1 . rafsıl-i kanunnâme-i livâ i Âmid ber mucebi kanun H a ş a n P a ­


d i ş a h mukarrer şüde 1
2. Evvel kurâda vâki* olan reayadan anunkim bir ç i f t l i k zemini olub
ve ziraatına kadir olsa her ç i f t başına yetmiş iki karaca akçe* resm î çift
aiınur imiş ki üçü bir Osmanî akçe hisabı üzere yiğirmi dört akçe olurimiş
Reayadan alınmasınuR mevsimi evvel bahar neviûzda imiş hem evvel üzere
mukarrer kılındı
3. Ve deh-nîn diyü3 makiy ân b a h fr her çift başına on karaca akçe dahi
aiınur imiş ki üçi birOsmanî hisabı üzere on akçe ve sülüs olur imiş
Bunun dahi alınmasınun mevsimi nevrûzda imiş
4. Ve girü eger müsülman ve ger keferedür ziraatlerinden husus üzere
aiınur imiş
5. Ve n â y ib ç elik 5 ve valicelik''' her çift başına dörder 1 kile-i Âmid gaile
aiınur imiş kı nısıf kile-î Osmanîdür kileleri nısıf buğday ve nısıf arpa
Ve resm î 'a le f her çift başına yüa burma* otluk dahi aiınur imiş ki her yüz
burmasınun bahası otuzar karaca akçe imiş üçü hir Osmanî akçesi hisabı
üzere on Osmanî olur
6. Bu zikr olan eger 'alef veger gallevâtdür reayadan alınmalarınun
mevsimi harman vaktinde imiş Girü evvel üzere mukarrer kılındı ki gallei
harman vaktinde ve otluğın çayır vaktında Ve rem i m e v a ş i her inekden
altı karaca akçe aiınur imiş ki üçi bir hisabı üzere iki Osmanî akçesi olur

>*-ı; -V4* *'-4 !>-*■ v*-W. W M, |1 ]


[2J « J ı [3| [4) ln jl/ U [5| d . * l- [6 ] (7) j >j > (8 ) o.,,
7. V e ehl-i kurâda olan sığır cinsiyle otlağa giden azargu 1 keçiden ve
koyun cinsinden üçer karaca akçe alınur imiş ki bir Osmanî akçesi olur
Anun alunması ref‘ olub defteri cedide hasıl kayd olmadı
#
Ammâ şiiriyle koyum olan kimesnelerün eger e k r â d ve ger gavrı-
dür resim her yü* koyunda bir baş koyun ve bir Şahruki kia altı O s­
manî akçesi olur
8 . V e resm i y a ta k dahi her süriden bir koyun alınur imiş Süri dahi
üç yüz baş koyundur
9. Bu zikr olan mevâşi ve ger mera‘idür:l alınmalarınım mevsimi evvel
bahar nevrûzdadır
10- Ve bosâtinden' ve ‘aselden ve âsiyâbdan nesne alınmaz imiş girü
evvel üzere kayd oldu
11. ‘Ve ba'zı Arab kurâsı ki Amidün nahiye-i cânib-i garbisinde vâkı‘
olubdur anlardan resmi çift ve bu sâyir ehli kurâ virdügi resmi çift ve sâ­
yir rüsûm alınmaz imiş Ammâ resm i b e v v â b ı’ diyü vilâyeti mezbûrda olan
ehalî-i kurâdan her çift başına dörder kile i Âmidi gaile alınur imiş Anı
beraber virürler imiş Ve ziraatlarından sâyirleri gibi hııms üzere alınur imiş
Ve fiğ ve burçakdan öşür üzere
12 V e b a c ve t a m g a hususu dahi kanunu kadîm üzere a k m i ş e k ı s m ı n d a n ve g a v r ı-
dan ol ııegne k i m b e y ' o l s a yüzde b e ş O s m a n ı a k ç e t a m g a alıınu r im iş V e ol ıı ıe t a ' kiın
Y ezd î akm işedür g e ls e anı m izân a urub dahi her Aın id b a t m a n ın d a ki bin beşy iiz s e k s e n
d ir h e m o l u r h e r b a t m a n ı n a d o k s a n a l t ı k a r a c a a k ç e b a c a l u r la r i m iş üçi b i r O s m a n î hı-
sa b ı ü z e re o tu z iki O s m a n î a k ç e s i o lu r A n d a n g e ç ü b g i d e r im iş bu b a c - ı biiziirk' i m iş
A m m â n efs i ş e h r - i A ıı ıi d t ü c c a r ı n u n nıs fı t a m g a y ı s iy a h ' ve nısfı b a c - ı b iiz iir k im iş A m ­
mâ sây ir m e m â l ik d e n g e le n t ü c c a r tâ y i f l e r i n ü n ak m işelerin ü n kü lli ye n b a c ı b iiz ü r k içüo
z a b t o lu n u r i m i ş Bu a k s â m d a n bey* o l u n s a yüzde b e ş a l ın m a m u k a r r e r olub b a tm a n b a ­
cı * v i r il m e z i m iş G e ç ü b g i t s e s a t ı i m a s a b a tm a n b a c ın a l u r la r i m iş V e b a c - ı h a r ir diyü
h er b a t m a n - ı Â m idîd eo kırk sekizer k a ı a c a a k ç e b a c al ın ur i m iş V e he y' o l s a (y ü z d e ­
s i n ) üçü b i r O s m a n î h is a b ı ü z e re on altı a k ç e o l u r V e hem b a t m a n d a E r g a n i b a c ı diyü
on iki k a r a c a a k ç e dah i al ın u r i m iş ki üçi b i r his ab ı ü ze re d ö r t O s m a n î a k ç e s i olur V e
k â r b â n g e lü b A m i d e u ğ r a m a y u b g e ç ü b g i t s e girii bu d ü s t u r an la r u n dahi b ac ı a l ın u r im iş
V e H aleb kum aşı da h i g e l ü b s a t ı l s a yüzde beş a k ç e - i O s m a n î t a m g a a l ın u r i m i ş Ammâ
satıim asa g e çü b g itse ve z ne u r u b her A ın i d b a t m a n ın d a n y i ğ ir m i yedi k a r a c a a k ç e b a c
a l ı n u r i m i ş üçi b i r h is a b ı ü z e r e h e r m en de do k u zar O s m a n î a k ç e s i o lur Ve İskende-
ra n î ak mişe v e telli ( ? ) ve d ü l b e n d ve c u ! f a k :ı b u n l a r dahi ip ek b a c ı d ü s t û n ü z e ­
re a l ı n u r i m i ş Ve z e n c e b i l b a t m a n ı n a y i ğ i r m i d ö r t k a r a c a a k ç e al u n u r i m iş V e
z a ‘ fa r a n d a n yirm ide bir ve kepenek yükünden dört yüz karaca akçe bac al ın u r
imiş Ammâ z i k r ol an I s k e n d e r a n î a k m i ş e Y e z d î a k m i ş e d ü stû ru n a b a c a l ın u r im iş V e ı t ­
rî kısmından satılsa yüzde b e ş ta m g a a l ın u r i m iş Ve g e ç ü b g i t s e h e r m e n -i  m i d î d e

(1] [2] [3| j uri'*- |4] (5) 41 ... [6 ] ± , } . |7] j , U t


•W- Is] dfl? i'*. 19] [10]
do k uzar b uç uk k a r a c a a k ç e b a c aiunur i m iş ki üç O s m a n î a k ç e olur V e m ü r d e b â r k ı s ­
mı oland an s a t ı l s a her d e v e yü kün den yüz ty iğirm i a l tı k o r a c a taınga a i ın u r im iş V e at
yü künde n bu zik r olanu n nısfı alunur im iş V e g e ç ü b g i t s e de ve y ü kün de n k ı r k s e k i z k a ­
ra c a a k ç e ba c al un ur im iş ki on al tı O sm a n i a k ç e s i olur V e d e m ü r y ü k ü n d e n g e ç ü b g i t ­
se her yiikü ne on s e k i z k a r a c a a k ç e ba c atıııur im iş ki altı O s m a n î a k ç e s i olur V e cam
ve b a k ı r yü ki g e ç ü b g i t s e her yü kine y e t m i ş b e ş k a r a c a a k ç e bac alun ur im iş ki yiğir m i
b e ş O s m a n î a k ç e s i ol ur V e t u t y a y ü k i ve pulâd yüki ve n eft ve b u l g a r î y ü k i n e yüz elli
karaca a k ç e s i b a c alu n u r im iş V e b ıç a k yüki ve ke ta n yüki g e ç ü b g i t s e h er yü kü nde n
a l tı yüz k a r a c a a k ç e b ac al un ur i m iş ki h is a b d a iki yiiz a k ç a olur V e a k e s i r g e ç ü b g i t ­
se yüz elli k a r a c a a k ç e bac alun ur im iş V e k a r a e s i r g e çü b g i t s e yüz yiğirm i k a r a c a a k ç e
bac alunur im iş üçü b i r O s m a n î his ab ı üze re Ve bağd an ve b al dan ve kızıl boyadan ve
şa bda n ve k a t ra n d a n ve kar a sa k ız d a n ve ak sakızd an ve ç ara^ yağ ın dan her  m i d bat*
m anınd an bir k a r a c a akç«‘ h a ç a l ı n ı ı r im iş ki üç b atm an ı b i r O s m a n î a k ç e s i h is a b ıd ı r
V e yaş y e m işd e n ve tuzdan h er yükd en s a t a n d a n a i t ı ş a r k a r aca a k ç e alınıır im iş ki iki
O s m a n î a k ç e s i h i s a b ıd ı r V e e n â r k a b ı n d a n v e s o ğ a n d a n v e b i r i n ç d e n v e mehlûci
penbeden ve emrud k a k ı n d a n ve k ü r ( e ) k d e n ( ? ) ve ç ö l m e k d e n v e k ö m ü r d e n
ve o d u n d a n b a c a l ı n m a z İ mi ş A m m â k a p ıı cu v e *a s e s h a k k ı var im iş anı a l u r la r im iş H e r
y ükd en bir k a r a c a a k ç e 'a se siy e ve b i r k ar aca a k ç e r e s m i b e v v a b i a i ın u r im iş V e o y ı l- b o sa -
tîn ın d eıı her bo st an b aşın a « g e r ço k ve ge r azdı ır d ö r d e r kavun alu n u r im iş ikisi b e ğ lik ve i k i ­
si şa h n e tik im iş V e o yıldan** hasıl ola n g a lle v â td a n her A m i d m ü d d ü g a i l e d e n bir k i l e i Am id
ga ile al un ur im iş öşü r alın m az i m iş V e bir tar la pen b ed en bir n e m ç e k i r d e k l i i p e n b e al un ur
im iş Ve her bağd an on se k iz k a r a c a a k ç e ş a h n e İ ik alu n u r i m iş h is ab d a altı O s m a n î a k ç e s i olur
V e r e s m i b e v v â b i diyü her yük kim ş e h r e g i r e e g e r ( ü c c a r d u r ve g e r g a y rıd u r her yükden
b i r e r k a r a c a a k ç e ai ın ur im iş A m m â n evah î i A m i d ku ra sı n d an ge len gall evât yü künde n
n e s n e alın m az im iş Zira an la r ım her ç i ft b aşın a d ö r d e r kil e ga ile rü sûm ı va rdır anı v i r -
mey ile bu t e k l i f üze rlerin d e n s a k ı t olur im iş V e kavun ve karpuz yükünde n her yü kden
b i r e r dâne kavun ve g e r karp uzdan a unur im iş V e odun yükünden b i re r a ğ a ç ve k a m ış
ve o tlu k yü künde n b i r e r b ağ a i ın u r i m iş V e ç e l t ü k m a d r a b l a r ı n d a n * dahi her b i r ın ad -
ıa b d a n b i r e r âm id müddü ç e l t ü k r e s m i b e v v â b î alın ıır imiş V e liva i A m id e k r â d l a r ın -
dan Mardin ka pu sı n da her h a ne den b i r e r n ü g i ’* yağ a l m u r im iş V e an larım b a z a ra ge len
y o ğ u r t l a r ın d a n ve p e n irle r in d e n n esn e a lın m a z i m iş H e m a n ol yağı v i r ü rl e r im iş Ve
ta m g a y -ı a g n â m şe h re ge len h er iki b aş koy un a b i r k a r a c a a k ç e ai ın u r im iş ki a l tı b aş
koy un a bir O s m a n î a k ç e s i d ü şer V e s a t ıl m a y u b g irü d ön üb g i t s e n e s n e a lın m a z im iş V e
şeh irlerden ç ık u b gayrı yire yük g i t s e yük b aşın a b i r e r k a r a c a a k ç e aiınur im iş A m m â
şe h re girü gird iği kapudaıı c ık u b g i t s e nesn e a lın m a z im iş V e kirişh a n e içün şe h ird e
boğazl anan koyunun ve k e çin ü n b a ğ ı rs a ğ ı n ‘â m i l a lu b i ş l e r im iş V e r e s m i k iiit â b î dahi
her yü kde r u b u ‘ ki le i A m i d î g a ile ai ın ur im iş V e ş e h i r ve k u r â halkı külliyen kal'a
içün beğlik kireçden bir yük kireç g etü rm ek kanunları imiş A n un kira s ı iç ün her
h ane de n ot u z a l t ı ş a r k a r a c a a k ç e n akid alu r la r im iş ki on iki O s m a n î akçesi olur Ve
ekrad cem aatı da h i her h a n e d e n birer yük kireç ve birer yük kum ve birer yük
odnn getürürler imiş kan un ları im iş V e ş a h h a m ı 6 içün dahi ş e h i r d e b o ğ a z l a n a n k o y u ­
nun ve k e ç i n i n b ö ğ r e ğ i 7 yağın alu r la r im iş V e b aşh ane içün dahi ş e h i r d e b a g a z la n a n ko ­
yunun ve ke çi n ün b aş ve a yağın alu r la r i m iş ve postu n dahi t a b a k h a n e içün a l u r la r imiş
Nahiye-i j >- tâbi'i Âmid (timar-ı Bâlî bey Kethudâ-ı D iyârıbekir
Tahsil i kanunnâm e-i nâhiye-İ ^ bermucebi kanunu Haşan padişah
1. Ev vel u â h i y e - i m e z k û r d a valci‘ ola n re a y a d a n r e s m i ç ift diyü her ç i f t i olandan d o ­
k u zar t e n g e * a l ın u r im iş ki on » e k iz e r O s m a n î a k ç e s i o l u r A m m â ç i f t i olm ayan dan n e s­
ne a l ın m a z i m iş G i r ü ol ü z e r e m u k a r r e r kılın d ı
2 Ve ır ğ a d iy e içün nahiyei i mezburda vâki* olan çeltük arklarına ve
ziraatine üçer güa hidmet iderlermiş girü kemâkân mukarrer kılındı
3. V e z i r a a t ls r i n d e n eger müslüm an ve ge r keferedir hum s ü ze re a l ın ır m ı ş gi rü
ö y l e c e m u k a r r e r k ı lı n d ı
3 . V e r e s m i b a g h e r yüz d e v e k d e b i r b u ç u k t e n g e al ın u r i m iş ki üç O s m a n î a k ç e s i o l u r
4. l i a g r e s m i n i n a l ı n m a s ı n u n m e v s i m i üzüm v a k t i n d e d i r ve re sm i ç i f t ve t ü t ü n c e k
a l ın m a s ın u n • m e v s i m i n e v r û z d a d ı r ol v a k i t alın a
5 . V e r e s m i m e v â ş i her y u n d d a n ve sa ğ ı l u r in e k d e n b i r te n g e a l ı n ı r m ı ş ki iki Os-
ı n a n îd i r Ol dahi n ev r û zd a Ve ko y un dan ve keçiden ki s ü t vir e anun dahi üç ün e
b i r t e n g e ki h e r b a ş a üç r u b ‘ d ü şer
6 . Ve resm i k ış la k her sürüden bir koyun Bunun dahi mevsimi nev­
ruzdur
7. Ve resm i' a ru siy e her ‘arûsiyeden bir koyun
8 . Bu zikrolan hususlar külliyen ber kararı sâbık mukarrer kılındı
9- Ve resm i â siıjâ b ve resm i bostan alınmaz imiş
10- Ve resm i ‘id iy e her karyeden bir davar alınur imiş ol dahi re f‘ oldı
11. V e harîr yükü g e ç ü b g i t s e b a c diyü h er yü kden on iki t e n g e al ın ur i m iş ki
y i ğ ir m i d ö r t a k ç e ®lur V e p e n b e ve sa b u n ve h ın na ve b un a n i s b e t olan y ü k l e rd e n
e g e r s a t ı l s a her yü k d e n i k i ş e r t e n g e a l ın u r i m i ş ki d ö r t O s m a n î o l u r A m m â g e ç ü b g i t ­
se n e s n e a l ı n m a z i m i ş V e ta b a k h a n e y e gö n ve post ileten kimesneler her on p ost-
d a n bir te n g e virürler imiş ki iki O s m a n î a k ç e s i olur V e bundan m a 'd â nekim
vardır ki -ankadimin virile gelübdür külliyyen kemâkân mukarrerdir
Nâhiye i J tâbi' i livâ i Amid
l a h s î l i i k a n n n n a m e i a a h i y e - i m e z k û re ber mucebi kanunu Haşan padişah
1. E vve l kurâda vaki' e £ e r k e f e r e ye ger m ü sü lm an d iir ç i f t i o lan h a n e d e n resm i
ç ift diy ü ü ç Ş a h r u k i a l ın m ış k i ou s e k i z O s m a n î a k ç e s i olur
2. V e girü tütüncek diyü her çift başına dört şahruki dahi alınırmış ki yigir-
mi dört Osmani akçesi olur
3. V e z i r a a t l e r i n d e n h u m s üze re al ın u r i m iş V e b a ğ la rın d a n h er y ü i d e v e k t e n bir
b u ç u k t e n g e a l ı n u r kı ü ç O s m a n î a k ç e s i olur
4 . Ve girü her haneden dört gün ırgatlık dahi alınub çeltüğe işle­
dirler imiş
5. V e 'â d eti a ğ n a m h er s ü t v iren koy un dan ve k e çid en üç b a ş a b i r te n g e a l ı n ı r m ı ş
ki h e r b a ş k o y u n a ü ç ru b ' o l u r im iş
6. V e r e s m i m e v a ş ı h ı r i n e k d o n ve yuııddaıı b i r te n g e alunur i m iş ki iki O s m a n î
a k ç e s i ol ur
7. Ve resm i 'idiye her karyeden bir koynu alınur imiş V e yılda
birer penez alınur imiş kı on beş akçe değer imiş
8 . V e b aşm akçılarınd an yılda birer b aşm ak alınur imiş ki on beş
akçe değer ola
9- V e reaya yılda birer gün beylerinin ve ağalarının otun biçerler
imiş ve bac ve tamga bunlarda olmaz imiş
D E F T E R İ Y A S A H Â İ LİVA İ ER G A N İ

1 . Tafsil-i kanunnâme-i nahiye-i Ergani ber muceb i kanun H a ş a n


Padişah1
2. Evvel reayadan ol kimesneler kim müsülmanlar dururlar evvel zira-
aalerinden keşde bir alınur imiş
3. Ve girü her hane başına bir yük odun bahası alınsa On karaca
akçe ve bir yük otluk ve bir yük saman alınur imiş ki her bir cins
yük içün onar karaca akçe alınur imiş Bu öç cisn yükün bahası on O s­
manî akçesi olur Bunların alınmasınun mevsimi otluk ve saman harınan
vaktinde ve odun son güz ayında ol vakit alalar
4. Ve resm i şah n eg ı2 diyü otuz iki kile behre alman yerden bir kile
dahi şahnegi alınur imiş
5- Ve v a lic e k ’ diyü her çift başına iki Amid kilesi gaile alınur imiş
ki bir Istambul kilesi olur
. Ve her haneden (ve her haneden)
6 yılda birer güıı irg ad iy e dahi
alınır imiş.
7. Ve resm i iid iy y e her karyeden birer koyun alınır imiş a'lâsından
iyüce ve ednâsından dahi aşagırlak 4 haline göre
8 . Ve girü her haneden tiitüncekr’ diyü altışar tenge dahi alınır imiş
ki on iki Osmanî akçesi olur
9. Ve resm i tem ü rcek* her haneden bir tenge dahi alınır imiş ki iki
Osmanî olur v e n â ib c ek 1 h er haneden bir tenge alınur imiş ki iki Osmanî
10. Ve d iv a n ce k 8 dahi her haneden bir tenge dahi alınur imiş ki iki
Olmanî olur.
11. Bunların alınmasınun mevsimi evyel bahar nevıûzdadır

İM j- * - ■* v f - >" a [2] j ' i ; ^ > [31 [4]


[5] [61. (7] [8]
12. Ve bağları olan yirlerden her yüz devekden 1 bir tenge alınır
imiş ki iki Osmanî akçesi olur alınmasının mevsimi üzüm vaktindedir
13. Ve r e s m i ‘ a r t i s i y e içün dahi her ‘aıûsiyeden bir ç i z m e b a h â s ı

diyü ad virmişler ol alınır imiş nihayet otuz akçe olur


13. Ve r e s m i â s i y â b her âsiyâbdan yılda on altı Âmid kilesi gaile
alınır imiş nısfı buğday ve nısfı arpa ki yıllığı elli altı Osmanî akçe olur
14. Ve r e s m i m e v â ş î her inekden ve eşekden yedişer karaca akçe
alınır imiş kı hisabda iki Osmanî ve sülüs düşer Ve yunddan* on dört
karaca akçe alınır imiş ki dört buçuk Osmanî akçesi olur
15- Ve r e s m i w erâ ‘î:ileri dahi her koyuna iki yarım karaca akçe alı­
nır imiş ki üçü tamam olsa bir Osmanî olur Bu hisab üzere alına
16- Ve bundan gayrı her yüz elli baş davardan bir ‘alâ koyun ve g er
keçidür alınur imiş Ve dört nügi yağ ve dör nügi kıl ve dört nügi keş 4
Ve Gevheriz '1 nâm karyeden bu zıkrolanlardan zâyide dör nügi peynir dahi
alınır imiş
Bu hususlar ki başdan takrir olundı kurâ ınüsülmanlarından alınır imiş
Girü ber kararı sabık mukarrer kılındı
Ammâ bu zikr merâ'î ve nevâşînün alınmasınun mevsimi evvel bahar
nevrûzdadır Ol vakit alalar andan mukaddem alınmaya

17. Ve şehri Ergani cemaatınun müsülmanlarından ziraatı olanından


Hums üzere alınır imiş Ve bağlarından dahi dört bin karaca akçe maktu,
virürler imiş ki bi üç yüz otuz üç akçe-i Osmanî olur Ve birer yük odun
dahi alınır imiş Bunlarun dahi alınmasınun mevsimi bağ akçesi üzüm vak­
tinde ve odun son g ü z ayında ki kış evvelidir

18. Ve şehir Erâminesı^nden dahi bağ h aracı diyü on iki bin karaca
akçe maktu* alurlar imiş Ammâ ol vakit ma'muriyeti artuk imiş şimdikıhalde
andan dahi eksük olmağın dokuz bin karaca akçe kaydoldı ki üç bin O s­
manî akçesi olur

19. Ve tü tü n cek diyü girü her haneden bir şahruki dahi alınır imiş ki
altı Osmanî akçesi olur Ve giri nâibcek diyü dört yüz karaca akçe maktu'
alınur imiş Ve b a y r a m c e k dahi girü dört yüz karaca akçe alınır imiş üçi
bir Osmanî hisabı üzere dür Bunlarun alınmalarınun mevsimi nevruzdadır
Ammâ bayramcegün nısfı bir bayramda ve nısfı dahi bir bamramda imiş
2. Ve her nefer başı na on ikişer irg a d iy e dahi al url ar imiş kı her
güni içün bir tenge alınır imiş ki yiğirmi dört Osmanî akçesi olur Ammâ
işledürler imiş artuğın alurlar imiş Girü ol üzere mukarrer kılındı Alın-
tnı&ınun mevsimi nısfı evvel bahar ekin vaktindediir ve nısfı dahi orak vak'
tindedür ol vakit alına
21. V e her h an ed e n birer y ük odun dahi virürler imiş Dava rı olan
davar ile ve o lm a y a n ark ay ı l a getürürl e r imiş ki her yüki bir Osmanî ak­
çesi olur
22. Ve resm i a ru siy eleri içiin dahi on Şahruki alınur imiş ki altmış
Osmanî akçesi olur Ve ktırâ Erâminesiniîn dahi ziraatlerinden beşde bir a-
lınur imiş Ve resm i ırgadiye\er\ dahi her neferden on iki . . her günü
altlşar Osmanîden yig-ırmi dört akçe olur Alınmasınun mevsimi tansif Üze­
re evvel bahar ve orak vaktındadır
23. Ve g-irü her haneden tütüncek diyü sekizer tenge alınur imiş ki
on altı Osmanî akçesi olur Bunun dahi alınmasınun m«tvsimi nevrûzdadür
ol vakit alalar Bunlar odun ve otluk ve saman bahâsı içiin imiş
24. Ve resm i şa h n eg i diyü frallevâtdan her otuz ik id e bir alınur imiş
anu n dahi alınmasının mevsimi harman vaktındadır
25. Bu zikrolan hususlar külliyen kemâkân mukarrer kılındı
26- Bunları viregelen livâ i mezburda on dört kıt*a Ermeni kurası­
dır Bu t a k r i r olunan rusûmu virdüklerinden gayri girü bu k a r y e l e r
reayasının ba'zı m aktu'ları dahi vardır ‘an-kadimin viregelürler imiş ki
her karye ne mikdar nesne vire gelmişler ise zikr olunur:
a ) E v v e l kar ye -i B a y u r 2 ki E r m en i ke ntii d ür d ö r t bin k a r a c a a k ç e b a ğ h a r a c ı diyü
v i r ü l a r i m i ş ki üçü bir O s m a n î hiaabıtıda V e üç yüz k a r a c a a k ç e temürcek ve d ö r t yüz
k a r a c a a k ç e n ıîib c e k ve iki yüz k a r a c a a k ç e d iv a n c e k ve iki yiiz k a r a c a a k ç e bay ram cek
ve ikiyüz k ar aca a k ç e d a h î ş ir e c e l ik ve d ö r t bin k a r a c a a k ç e k a r a salgım '* diy ü bu zikr
o l a n l a r ı kü lliyen v i r ü r l e r im iş ki on altı İsta n b u l kil e a i d ü r
b l V e k a r y e - i N i f e 4de n dahi d ö r t bin k a r a c a a k ç e b a ğ h a r a c ı ve d ö r t hin d ö r t yüz
k a r a c a a k ç e k a r a malı'' ve üçyüz k a r a c a a k ç e t e m ü r c e k ve d ö r t yüz k a r a c a a k ç e n â y ib c e k
ve ikiyü z k a r a c a a k ç e d iv a n c e k ve ikiyüz k a r a c a a k ç e b a y r a m c e k ve ikiyüz k ar aca a k ç e
ş ir e ç e lik ve b i r müddü A m id « a i l e dahi r e s m i b e v v â b i Bu z ik r olan h usu sla r k a r y e - i m ez -
k û r e ehalini v i r e jf e l ü rl e r im iş G i r ü m u k a r r e r k ı lm d ı.. (1 5 köy ayrı ayrı ayni ş e k i l d e
k a y ıtl ı b u l u n m a k t a d ır .)

27. Ve ba c hususu dahi d a m g a y ı h arir her men-i Âmidîde ki beşyüz


seksen dirhem olur on iki karaca akçe bac alınır imiş ki dört Osmanî
akçesi olu Ve Yezdî akmişeniin her meninden yiğirmi dört karaca akçe
alınır imiş ki sekiz Osmanî akçesi olur Ve Rum ve Haleb ve Şam ve
Mısır kumaşı geçüp gitse bunlar dahi herir düstûrı üzere ki her meninde
on iki karaca akçe alınurmış Ve Rum cânibinden Firengî akmişe ve
çatma ve fig* ve sâyir bu asıl aksam meta1 geçüb gitse ol dahi bez kumaş
i‘tibârı üzere imiş her meninde yifirmi dört karaca akçe alınur imiş ki
[ l i (?) |2| [3 ) [4) «i-T |5| J U . , i |6 ] A j
Ö m er -* B arkan

»ekiz Osmanî olur Ve sükker ve çivid ve sâyir bunlara nisbet ‘ıtri kısaır
geçüp gitse her meninden bir bucuk karaca akçe ba c aiınur imiş ki nîm
Osmanî akçesi olur Ve sabun ve hınna ve penbe ve na‘l ve bunlara
nisbet nekim vardır ki miirdebâr 1 kısımdır geçüp gitse her yüküne on iki
karaca akçe b a c aiınur imiş dört Osmanî olur Ve keten yükü geçüb
gitse her yüküne yüz karaca akçe b a c almur imiş ki otuz üç Osman»
akçesidör Ve satılsa iki yüz karaca akçe tam ğ a alınır imiş ki altmış altı
Osmanî akçe olur Ve penbe ve sabun ve hınna satılsa her yüküne
dörder nügi tam ğ a aiınur imiş ki her nüği ikiyüz dirhemdir Ve yaş ye­
miş gelüb satılsa andan dahi her yüküne dört nügi alınır imiş Ve mazu
yükü geçüb gitse her yüküne bir Ş a h ru k ı bac alınır imiş ki altı Osmanî
akçesi olur Ve Ergayi reayası bağlarından hasıl itdiikleri şarabların yük-
ledüb satmağa alub gitse at ve katır yükünden iki Hasanbeği ve eşek
yükünden bir Hasanbeği b a c alınır imiş ki her Hasanbeği iki Osmanî
olur Ve at ve katır ve sâyir bunlara nisbet devâb 2 kısmı satılsa Eşrefide
bir Hasanbeği bac alinur imiş yüzde dört akçe hisabıdır
Ve nahiye-i mezburda hasıl olan penbenün div ân isi alındıkdan sonra
penbelerin ba‘zı reaya tarlasından maktu‘ bey* iderler imiş kendüler ara­
sında bez* hisabı olur imiş satuldukda alan kişiden her bezden bir Osmanî
akçesi tam g a alurlar imiş

V e emlâk kısmı satılsa eğer hane ve ger bağdır ve ger âsiyâb


her ne bey* olsa her eşrefîde bir tenge taınga alinur imiş ki yüzde
dört Eşrefi hisabıdır

Ve çulhalar hususi dahi şehirde olan her çulha kuyusundan ayda dört
karaca akça ve kurada olan çulha kuyularından yılda bir tenge bunlar
alınırmış

V e ta bakh an e hususi dahi her iki koytın ve keçi postı tabbağa ge


lür olsa her iki posta bir karaca akçe alınır imiş Ve gönden nîm Şahru-
ki 4 alınır imiş ki üç Osmanî olur

Ve ta m g a y -ı agn âm hususi dahi şehirde ve ger kurâda buğazlanan


koyundan her başdan dokuzar karaca ve akçe ve sığırdan on sekizer karaca
akçe tamga almur imiş ki Ruhir< bir O sm anî hisabı üzredir
1. Tafsil-i kaııunnâme-i nâhiye i 3 ^ ki tâbi -i livâ-i E rg a ­
ni bûdend ber muceb-i kauunu Haşan padişah
2 . Ev ve l k u ra d a v ak i' olan e ğ e r m ü sü lm an ve jje r k e f e r e d i r h e r ç i f t b a şın a r e s m i ç if t
diy ü i e k i z e r te n g e a l ı n ı r i m iş on a l tı Osmanî a k ç e s i olur
3. V e r e s m i •U iy Hiyü k e f e r e t â y i f e s i n d e n her n e f e r b a şın a od te n g e a l ın u r m ı ş ki y i »
girm i O sm an i a k ç e s i A m m a m ü s e l m a n ı n d a n a l ı n m a z i m i ş
4. V e z i r a a t le r i n d e n a n la r kim m ü s e l m a n l a r d ü r y e d id e b ir a l ın ır i m iş ki iki O sm a n T
a k ç e s i olur

5. Ve girü bağı olan kefereden her haneden altı bardak şire alınırmış
ki her bardağına birer tenge alurlar imiş ki on iki Osmanî akçe olur
6 - «iv, j dirler imiş bir sepet olur imiş ki at yükünün bir dengi imiş
Şehırlüden eğer müsülman ve ger kâfirdir ki bağı ola bir j üzüm
alurlar imiş Ammâ ehli kuradan alınmaz imiş Heman iki pâre Ermeni ken­
di vardır anlardan alınur imiş
7. V e r e s m i 'cısel h e r p e l e k d e n b i r t e n g e a l ın ır i m iş ki iki O s m a n î a k ç e s i o l u r

8 . V e 'â d eti a ğ n a m h t r iki k o y u n a bir a k ç e alın ır im iş


9 . Ve resm i m ev âşi her a t ve h e r e ş e k ve sığ ır b a ş ın a b i r e r te n g e a l ın ır İmiş ki iki
O s m a n î a k ç e s i olur

10- Ve resm i arû siy e her ‘arûsdan birer koyun alınır imiş

11 Ve bu zikrolan altı pâre kurâdan i c a r e - i zemiiı diyü birer mik-


dar bal ve koyun maktu ‘alınurmış ki zikrolunur:
K a r y e > j y j K a r y e - i «./> ^ K a r y e - i K a r y e - i . > t K a r y e - i I.m» j K a r y e i ^ y. I
‘a s e l a g n â m 'asel-ag n am 'a sel-a g n a m la s e l agnâm ‘asel-ag n âm 'asel ağnam
8 100 3 2 8 9 4 9 2 2 4 2
12 Bu zikrolan hususlar tâ ibtidâdan olıgeldüği üzere mukarrer
kılmub defteri cedîde hasıl kaydoldı Amma girü kefereden bağı olan
dan ş îr e c e lik diyü her haneye birer tenge alınur imiş Ve girü her hane­
den ikişer tavuk dahi alınurmış Bu zikrolan hususlar külliyen re(‘ olub bun­
lardan defteri cedîde hasıl bağlanmadı nesne alınmaya Ve lid iy e dahi var
imiş her haneden bir koyun ol dahi rel‘ oldu
1 3 . V e ş e h i r d e olan k u s a b h a n e iç ün şe h ird e b u ğ azla n u b s a t ıl a n ko yundan birer te n g e
alınur im iş V e s ı ğ ı r c in s i n d e n anun z ı ' f l a l ın u r m ı ş

14. V e ş e h i r d e o la n ç ulh a b ü k k â n ın d a n ku yıı h a k k ı diyü yıld a d ö r d er te n g e o lın ur im iş


ki s e k i z O s m a n î a k ç e olur V e b a ş m a k ç ı ol an la r d an <lahi h e r k i ş i d e n y ı l d a y e d i ş e r ç i f t
başm ak a l ı n u r i m i ş h er biri a l t ı ş a r a k ç e d e n k ı rk iki a k ç e olur

15 B u z i k r o l a n n a h i y e d e n b u n l a r d a n g a y r ı b a c v e ta m g a v e re sim a l ı n m a z i m i ş
A m m â n âhiye -i f y i j L * r e s m î ç ift i iç ü n on i k i ş e r te ng e al ın u r im iş ki yiğirıı i d ö r d e r a k ç e
olur V e h a k k ı ki y» k â f i r i n d e n on te ıı g e a l ın u r i m iş Bu n lar anun tnısfın v i r ü r-
lerim iş ki b e ş t e o g e olur ki on O s m a n î d i r V e z iraatle ri ve b a ğ l a r ı ve sây ir d ü s t û r l a r ı
h is a b ı ü z e re imiş
ERGANİ LİVASI KANUNU

K a n u n n â m e i liv â -i Ergani b e r m u ceb i kan u n u O sm a n î der vilâyet-i D iy a rı-


b ek ir
D e r b e y â r ı-i t a m g a y -ı siy a h
1. T a m g a y i s iy a h a m üt e "all ik olan b u n l a r d ı r • bir yük Ketan ge lü b sa t ıl s a her y ü k ü n ­
d e n a l t m ı ş a l tı akç** a l ın u r m ı ş a l ın a V e p e n b e ve sa bun ve h ın na s a t ıl s a yü kü ne dört
n ü g i t a m g a a l ı n u r m ı ş ki h e r n i i g i i k i y ü z d i r h e m d i r V e yaş y e m iş gelü b satılsa an ­
dan dah i her yü kü n e d ö r t n üg i a l ı n u r m ı ş V e m ı z u yüki ‘ ub ûr i t s e her y ü kün e al tı O s -
m a n î a k ç e s i a l ın u r m ı ş
2 V e E r g a n i re a y a s ı b a ğ l a r ı n d a n hasıl i td ü k l e r i şa r a b l a r ın yü k l e n ü b s a t m a ğ a alub
g i t s e a t ve k a t ır yü kü nde n iki H a s a n b e ğ i * alınurm ış b a c Ve m erkeb yü kün den b i r H a ­
sa n b e ğ i ki her y ü kün de n iki O s m a n î a k ç e s i olur
3 V e at ve k a t ı r ya sâ y i r b u n l a ra n i s b e t d e vâ b c insi s a t ı l s a h er E ş r e f î d e b i r H a ­
sanbeği ta m g a a l ı n u r m u ş ki y ü z d e d ö r t a k ç e h is a b ıd ı r A m m â b a z a r d a s a t ı l a n d a n d ı r
diy ü d e l t e r - i s â b ık d a kay dol u ıııış H â liyâ iki yü zde b e ş a k ç e a lın m a k m u k a r r e r olun ub
an ın dahi n ls fı »ata n d an ve nısfı a la n d a n a lın a A m m â k u ra la rd a n a lın m a y a ve em lâ k
kısm ı sa tılsa nesne alın m ay a
4 Ve d e b b a g h â n e husûsu dahi her iki koyun ve keçi p o st u debağate gelü r olsa
he r iki p o s t a b i r a k ç e a l ı n u r m ı ş V e s ı ğ ı r gö n ü n d e n b i r b u ç u k ve câmus g ö n ün de n üç-
akçe a l ı n u r m ı ş yine ol ü z e r e m u k a r r e r kı lınd ı
5. V e ta m g a y i agnâm dahi ş e h i r d e ve k u ra l a rd a s a t ı h s a k içün koyun b o ğ azlan sa
her koyun b a ş ı n a a l t ı ş a r a k ç e i k a r a c a ve s ığ ır d a n on s e k i z e r k a r a c a a k ç a ta m g a a l ın u r m ı ş
Ve üçü b îr O s m a n î a k ç e h isa b ı ü z e r e k a y d o tu n m ı ş H e r ko yun b a şın a iki a k ç e ve
s ı ğ ı r b a şın a a l t ı ş a r a k ç e a l ın a V e Ş e h i r l ü tây ife si e t l ü k 4‘ v a k t i n d e koyun alur olsa oi va­
k i t a l ın m a y a
6 . V e kav un ve karpuz yü kün den her yü k d e bir kavun ve b i r karpuz alın u r m ış yi­
ne evvel ü ze re a l ın a V e y oğ u rt ve pe y nir yü kü nde n ka d im d en ne sn e a lın m a z m ış
7 V e Ş e h irlü ta y ifesin in i s l a m i y e ‘s i n i n m ü t e e h h ilin d e n o n iki a k ç e v e m ü -
c e r r e d le r in e altışar a k ç e kay d o lu n d ı V e k e fe rle rin in her h a ra çg ü z a rla rın a yiğ irm i
b e ş e r a k ç e is p e n ç ka y dolun up ır g a d iy e le r i ref* olundı
8 V e re s m i c ıılö h •*’ dah i h il a f -1 kan un o lm ağın ref* olundı
D e r b e y a n -1 n o k t a b aşt*
9. H a r î r yükü ub ûr its e her yü kd e n o k t a b a şı diyü i k i ş e r a k ç e a l ın u r m ı ş V e bu
-c üm led en g a y r ı her ne yük ‘ u b û r itse yine i k i ş e r a k ç e n o k t a b a şı alın a A m m â yaş ye
m i ş d e n alın m aya V e s a t ıl m a k içün c â m u s g e ç s e b i r buç uk a k ç e n o k t a b a şı a l ı n u r m ı ş y i ­
ne ol ü ze re m u k a r r e r kı lınd ı
D E F T E R İ Y A S A H Â İ LİVA İ RUHA (U RFA )

1. Tafsil i kanunnâme i livâ-i Ruha ber muceb-i kanunu H a ş a n


Padişah1
2. Evvel şehir halkı olandan ve ehali i kurâdan ki ziraat ideler onda
bir buçuk alınur imiş h a s ıl ve şa h n elik diyü Girü evvel üzere mukarrer
kılındı .
3. Ve v a lilik 1 diyü her çift başınabeşer kile-i Ruhayî gaile alınur
imiş ki iki buçuk Osmanî kilesidir
4. Ve girü çift başına v a lilik iki Osmanî akçesi dahi alınur imiş
5 Ve muştuluk1 diyü Güllâb 4 üzerinde olan ehali i kurâdan her çift
başına beşer kile-i Ruhayî gaile ile iki Osmanî akçesi alınur imiş
6 . Bu zikr olan hususlarun alınmasınun mevsimi harman vaktındadur Ol
vakit alalar
7. Ve k a r a salg ım * diyü külliyyen livâ-i mezkûrenin reayasından ziraa­
tından ellide bir alınur imiş Bu hususlar dahi mukarrer kılındı Harman
vaktinda alınur imiş nısıf buğday ve nısıf arpa
8. Ve resm i ırğ a d iy e her haneye üçer gün ve her güni üçer akçeden
dokuzar akçe alınur imiş Anun dahi alınmasınun mevsimi nısfı evvel ba­
har ekin vaktinda ve nısfı dahi orak vaktinda
9. Ve girü her haneden bir yük odun dahi alınur imiş Her yüküne
dörder Osmanî akçe alınur imiş Bunun dahi alınmasınun mevsimi son
güz ayındadır Girü evvel üzere mukarrer kılındı
10 Ve şehir bostanlann suvarmak*içün Ayn-ı âb-ı Halilden nevbet alı-
nur imiş Bir gün ve bir gice müddeti olur imiş ana ‘addan' dirler imiş
Her addana yüz yiğirmi Haleb akçesi maktu' var imiş Doksan ‘addan
cem' olur imiş Cümle-i akçesi on bin sekiz yüz Halebî akçe olur imiş Bu
l j .'.tji o * 1* —r**.-. J ~ « i |2J J !J '* [3j J1-1- »* '4 [5;
•16] [7)
dahi mukarrer kılındı Alınmasınun mevsimi nısfı nevrûzda ve nısfı dah»
güzün evvel ayındadır
11. Ve şehir bostanlarından resm i şahn egi diyü iki bin yedi yüz elli
Osmanî akçesi dahi alınur imiş Bunun dahi alınmasınun mevsimi tansif-i
‘addan düstûru üzeredür
12. Ve bağlarından her yüz devekden 1 ikişer Osmanî akçesi alınur imiş
Bunun dahi alınmasınun mevsimi üzüm vaktindedir
13. Ve resm i ‘aru siy e her ‘arusiyeden nîm Eşrefî alınur imiş Ve ‘âde­
ti agnâm gûde 2 dirler imiş her yüz koyundan bir koyun ve iki Osmanî
akçesi alınur imiş

14. Ve y a t a k b a ş ı'* (?) dahi girü her sürüden bir koyun alınur imiş
Bunlarun dahi alınmasınun mevsimi nevrûzdadır
15- Bu zikr olan hususlar külliyyen ber karar-ı sâbık mukarrer kılınub
defteri cedide hasıl kayd oldı

16. Ve h a z a r iy e 4 dirler imiş vilâyeti mezbureden çift başına beşer


kile-i Ruhayî gaile alınur imiş Ol husus ref‘ olub deftere kayd olmadı
17. Ve bostanı olan kurâdan dahi öşür üzere alunur imiş ber karar-ı
sâbık mukarrer kılındı
18. Ve b a c v e tam g a hususi dahi akmişe cinsinden gelüb satılsa yi­
ğirmide bir tamga alunur imiş Ve geçüb gitse her deve yükünden iki
Kayıtıbeğr 1 Eşrefî ki yüz Osmanî akçesi olur Ve at ve katır yükünden
bir eşrefî ki elli Osmanî akçesi olur Ve Halebden ve gayrı yerlarden
şehre gelüb satılan sabun ve hınna ve hurnıa ve mazu ve fındık ve bâ-
dem ve zeytyağı ve rugan-ı sâde ve ‘asel ve pekmez ve kuru üzüm ve
kuru incir ve erük ve zerdalü ve dahi bunlara ni.sbet nekim vardır satılsa
yüzde beş Osmanî akçe alunur imiş Ve ‘ubûr itse bunlarun her bir yü­
künden altışar tenge alunur imiş ki on iki Osmanî akçesi olur Ve taşra­
dan gelüb satılan tuzun bir deve yükünden üç tenge alunur imiş ki altı
Osmanî . akçesidür Ve at yükünden iki tenge ve merkeb yükünden bir
tenge alınur imiş Ve ‘ubûr itse bu zikr olanın nısfı alunur imiş Ve biber
ve zencebil ve karanfil ve kalay ve nişadur ve dahi bunlara benzer ne
var ise bir deve (yükünden) bir buçuk Eşrefî ve at yükünden bir Eşrefî
alunur imiş

Ve k a s a b h a n e şehirde bugazlanan her koyuddan bir tenge alunur imiş


ki iki Osmanî akçesi Ve sığır bugazlansa her başa üç tenge alunur
imiş ki altı Osmanî akçesidir
Ve şa ra b h a n e dahi taşradan şarap grise bir at yükünden sekiz tenge
tamga alınur imiş ki on altı Osmanî olur ol alınur imiş Ve h a k k ı ş îr e ç e ­
l i k 1 dahi her yükden dokuzar nügi şire alınur imiş ve şehir halkınun ba­
ğandan hasıl olan şarapdan bVdat yo£ imiş

Ve meyhane kurulub ‘alâ-hide2 bir yerde şarab satılmak dahi düs­


tur degül imiş

Ve resm i d e llâ liy e bazara hayvanat cinsinden ve at ve öküz ve mer­


keb gelüb safılsa satandan her yüzde bir akçe-i Osmanî alurlar imiş Ve
bezestânda Ruha kumaşın ian satıls aher topta'* nim Osmanî akçe alurlar
imiş Ammâ kemha ve buna nisbet kumış olsa yüzde bir Osmanî akçe
alunur imiş ve iplik bazarıııda iplik satılsa her sekiz nügiden bia Osmanî
akçe alurlar imiş Ve altun ve gümüş ve bevâhir kısmından nekım vardır
satılsa küllîyen yüzde bir Osmanî akçe alunur imiş
Ve resm i çu lh a ayda her çukurdan bir tenge alınur imiş ki iki Osmanî
akçesi olur
Ve hububat kısmından ‘arsa'da gelüp satılsa her müddü Rubadan bir
kile-i Ruhayi alunur imiş Anıma kurâda satılsa resne alınmak düstur de-
£ül imiş

Ve resm i b ev v â b i kapulardan geçen şarabın at yükünden üçer nügi


şarab alunur imiş Ve bir yük odundan bir odun ve kömür yükünden bir
karaca ahçe ve akmişe kısmından yabandan gelen her yiik başına bir Os
manî alunur imiş

Ve hububat kısmından kim kûra ehlinden gelür ola veyahut sâyir ne-
vâhîden hak-kul-bevvâbî yoğ imiş Ve şehre tı'allukı olan gallevattan birer
oıikdar nesne virürler imiş
İst a n b u l , B a ş v e k â l e t arşivi
D e f t e r n u m arası: 84(1
T arih i: 1518 (924ı

1. T a f s i l i k a n u n n â m e -i v ilây e ti M a r d i n b e r m u c e b - i k a n u n u O s m a n î M a h su lâ tı
Icurâ ma a ş e h i r ve b a c ve ta m g a ve e i h â t h â d e r ş e h r - i m e z k û re b e r m u c e b - i k a n u n u
H a ş a n P a d i ş a h n ih â d e şü d e b e - r n a ' r i f e t i m î r - i m irân ve b e - k a d ı - i A m i d ve M a r ­
di n b e i h t i y a r - ı r e a y a y - ı v i l â y e ti m e z b û r e 1
2 . Kvvel k u r â d a v â k i ’ olan r e a y a - k i ın üs ülıııa nlar dururlar a n la rtı nk im çifti olub
ve b i r ç i f t l i k z e m i n ziraa t itm eğe k a d ir ola h e r ç i f t b a şın a resmi çift diyii e l l i ş e r O s ­
m a n î »kç el%rin a l a l a r V e an la r ıın k i ı n ç ifti olm aya veya bir h a n e d e tekrar müzev vic ola
an la r u n g i b i d e n on i k i ş e r akçe resmi benııâki »lalar V e a n l a r kim mücerred o la la r
a t a l a r ı n a h i d m e t e d e r o l m a y u b 'a 1 â - h i d e3 k e n d i öz k â r la r ın d a o la la r an la run gib id e n
a l t ı ş a r O s m a n î a k ç e s i resmi caba bennâk a l a l a r
3. V e kefere tâ y i fe s i n d e n bu zi kr olan r u s û m al ın m a y u b ammâ her h a ra ç -g ü z â r
n e fe r b a ş ın a yiğirm i beş akçe ispenç al a l a r V e ç ifti oiın ayub b e n n â k a dınd a olan ki-
m e s n e l e r ii n b i r e r m i k d a r z i r a a t l e r i o l s a z i r a a t ın a g ö r e h is ab idüp her iki döı.ü m ü n e bir
• k ç e - i O s m a n î ala la r
4 . V e hu z ik r olan rü sûm ki ta k r i r olun dı eğ e r musüiınan ve g e r k e le r e tâ y i t e s i -
diir b un laru n a lın m a la r ım ın m ev s im i ev vel b a h a r evây il-i m artdadır ol v a k i t alalar an­
dan m u kad d e m a l m a y a l a r
5. Ve z i r a a t le r i n d e n eger ıııüsiilman ve g e r k e f e r e d ü r h u m s üz ere a l a l a r Ammâ
b a ğ l a r ı n d a n ve p e n b e l e r i n d e n ve m eyv e ve b o s t a n l a t ı n d a n y e d id e b ir alala r bu üz ere
kayd o l u b d u r a m m â kaf irlin h u m s
6. V e resmi ‘arûsiye kız o ğ l a n d a n a l t m ı ş ve dul ‘a v r etd en ot u z a k ç e re sm i 'a rû -
si y y e alalar K ız o ğ lan h er n e y e r d e n ik â h olur ise o l s u n at as ı ne y e r d e raiy e t
ise a n d a v erilü r V e dul ‘a v r e t h e r n e y e r d e n ik â h o lu rsa a n d a a l a l a r bu üz ere
am el ol una
7. V e resmi 'ese! hasıl o l a n b a l d a n ö ş ür ü z e r e a l a l a r
8. V e resmi âsiyâb l ı er â s i y db da r ı a y d a b e ş e r a k ç e alar ki yıllığı a l t m ı ş
a k ç e ol ur
9. Ve âdet-i ağnâm h e r iki k o y u n a b i r a k ç e alalar
10. V e resmi yaylak h e r y a v l a k ç ı ol a n k i n ı e s n e l e r i n ki ç e h a r p a ^ s ı ol a h e r h a ­
n e d e n b i r nügi y a ğ a l a l a r ki i k i yüz d i r h e m ol a
11. V e cerâyim-i hayvanât i ç ün d ahi y a at v e y a s ı ğı r e k i n e girüb z i ya nl ı k e y l e ­
s e he r sığır v e y a a t b a ş ı n a b e ş e r a k ç e ciirmün a l a l a r Ve. e k i n s a h i bi nü ı ı z i y a n l ı ­
ğı n d a h i hayvanat sa hi bin d en ödederler Ve her davar başına b e ş e r ağaç dahi
u rarlar B u h u s u s d a h e r h a n e d e n ma k t u ' a k ç e a l m a y a l a r m e ğ e ı k i m hüsnü rtzayı-
la ola
12 Ve şehirlü tâyifesinün dahi ziraatlerinden ve bağ ve bostan ve
penbe ve meyvelerinden yedide bir alub resmi bennâk ve resmî çift
ve resmi mücerred alm aya Am m â keferesi her haraçgüzâr başına yi­
ğirmi beşer a k ç e ispenç vireler
13. Ve kurâdan malikâne alunmalu olsa vilâyetün gallevatını beşde
[1]
S -1»' ■»— »ili- • ^ j-»- ^ l i j» J •j/'A» j- «I,-'*»’ J l*1 3 ^V.
[2] ( * - ^ |3J t j ' * »
bir hazr 1 idüb dahi ol hazrın dörtde birin hisse-i malikâne hisab idüb
vakıf hisse ı malikâneden alınsa gerekdır vakıf içün bu üzere alalar
14. Ve boaâtiden yedide bir alına
15. Tafsil-i bac ve tamga vesâyir cihat-ı Mardin ber ıtıuct-bi kanunu
H a ş a n P a d i ş a h mukarrer ş ü d e' Ve bac ve taınga husufunda dahi ev­
vel harir yüki geçüo gitse bir yüki sekiz b o ğ ç a 1 imiş ve her boğçaaı
dörder batman imiş ve her batmanı bin beşyüz seksen dirhem imiş
bu asıl yükin altı Kayıtıbeği 1 Eşrefi’1 bacı var imiş Ve her Eşrefisi ellişer
akaçedeıı üç yüz Osmanî akçesi olur Ve 'âd et-i h a z in ed â rî dahi beşde
bir Eşrefi alınır imiş kı her yükde altmış Osmani akçesi olur
Ve her yükae bir Şahruki dahi resm i kitâbet ve bir Şahruki dahi
n o k ta b a şır' ki d ih d â rlık dirler imiş ve her Şahruki altı Osuıanî akçesi
hisabıdur
Ve Yezdi ve Firengî akmişeden ve Rum kumaşımın çatması ve beneği*
ve zerbaf atlası 11 geçüb gitse ipek bacından ziyade birisi bir bu çu k hisabı
üzere alinur imiş Ammâ tüccar tâyifesinün yüıclerı açılub dahi içinden bu
asıl kumaş taleb olunmaz imiş Heman zâhı bulduklaıtn baclarlar imiş Ve
bunlardan gayrı Haleb ve Şam ve Mısır ve Rum kumaşı ‘ubûr itse her
yükünden iki Kayıtıbeği Eşrefi alinur imiş ki yüz Osmanî akçesi olur
Ve rengin bezlw ve hanı bez ve şeker ve kepenek ve cam ve kalay ve neft
ve bulgari ve bıçak ve pulâd ve tutya bunlarun her yükınden ikişer yüz ka­
raca akçe bac alunur imiş Osmani hısauınca altmış altı akçe olur Ve gi­
rü resm -î b a z in ed â rî kı yukaruda tahrir olubdur on akçe tamga alıaan yir-
den bir akçe dahi resm i h a z in ed a rı alinur ımış Ve ‘ıtrî yüki ‘ubıır itse her
yükden yüz tamam karaca akçe bac alinur imiş ki otuz üç Osmanî akçesi
olur Ve çıvid ‘ubûr itse her kellesinden yüz karaca akçe bac alinur
imiş ki otuz üç Osmanî olur Ve ketan yükü gsçüb gitse elli ten ge" bac
alinur imiş kı yüz Osmani olur Ve eger satılsa her pârede iki Haşan
beği almur imiş ki dört Osmanî olur mürdeuâr 1 kışını olan eger sa­
bun ve hınna ve ger demürdür ve buna nisbet nekim mürdebâr kısmı var­
dır her yüki ki otuz iki batmandır dört tenge bac alinur imiş ki sekiz
Osmanî aKçesi olur Ve bakır yüki geçüb gitse ışlenmışinün her yükünden
on iki tenge alunur im>ş Ve kurusundan1'1 sekiz tenge alinur imiş ki bir
tenge iki Osmanî hisabıdır Ve Ba'lebkı 14 bez geçüb gitse her batmanın­
dan Lıir Şahruki bac alınır ımış ki altı Qsınanidır Ve ınazıı ve gön ve sah­
tiyan ve buna nisbet nekim vardır geçüb gitse her yükünden dört tenge
alinur imiş ki sekiz Osmanî akçesi olur ve ipek yükünden ve Haleb câ­
nibinden gelen yükden her yükden on karaca akçe m e l i k - i ü m e r a l ı k 1
dahi alinur imiş Ve on akçe tam g a alınan yirden bir akçe dahi girü anun
içün almur imiş Ve ester geçüb gitse her esterden yüz karaca akçe ba c
alunur imiş Ve satılsa yÜ7 de beş alunur imiş Ve bal ve yağ ve kızıl bo­
ya ve sotnak1* ve nardenk ve şab ve katran ve zift ve kara sakız ve ak
sakız ve çırak yağı ve limon ve dahi bunlara nisbet nekim vardır ‘ubûr
İl| l. » . A - 12|is.»'»w » y j [ 3 ] * * * . • , H l ^ j J [5| j j i ı 16 ] [ 7 ) j l j 1-**1
[H ]JV [9 U l J |10] ■; (11) c | 1 2 ] ö^ jj » 114) j . » [15| j V 4LU [16)
itse her yükünden dört tenge alunur imi ki sekiz Osmanî olur ve eger
satılsa yüzde beş alunur imiş Ve at ve katır ve deve ve sığır satılsa gi-
rü yüzde beş tam ga alunur imiş Ve girü şa h n elik diyü pekmezden ve
kuru üzümden ve fındukdan ve buna nisbet nekim vardır kı ‘arsaya satıl­
mağa gele ınadrab* dirler üç Mardiııi nüg'r imiş ve her nügi dahi yet­
miş sekiz dirhem imiş her yükden bir migreb(l) ş a h n e lik alunur imiş Ve
htnna yükünden dahi bir migreb alunur iauş(l) Ve kavun ve karpuz yükün­
den dahi ki bazara gelüb satıla her be'de bir dane kavun ve ger karpuz­
dur alunur imiş Ve saoun yükünden dahi iki kalıb sabun alunur imiş Ve
soğandan v j tuzdan ve nohutdan ve mercimekden bu zıkr olanlardan her
yükden bir migreb(f) alunur imiş Ve bunlardan her nesnekim kapana gele
her yükden k a p a n c ı h a k k ı dahi bir mıgreb(f) alunur imiş ve resm î kitabet
bir migreb'l) dahi alunur imiş Ve Kapudan içerü koyun girse her koyuna
bir pul alunur imiş resm i b e v v â b î diyü ki on iki koyuna bir Osmanî dü­
şer Ve boğazlaııub satıldukda postu tabakhane ve paçası başhane içün
alunur imiş V e girü resm i bev v âb î Mardin ta‘allukunda olan reayanun
külliyen hasılından her yüz Mardin müddünden ki sekiz İstanbul kilesi hi-
sabıdur nîm müdd i Mardinî resm i b ev v â b î alunur imiş girü evvel üzere
alınması mukarrer kılındı Ammâ vıregelen kuradan alına ahardan alın­
maya Andan sonra bu kurâ ehalisinün bazara gelen gallevâtından resm î
b e v v â b î alınmaz imiş heman bu zikr olan yüz müdde nîm müd gaile alu­
nur imiş Ve girü hariçden gelen her yükden birer karaca akçe alunur Ve
kavun ve karpuz yükünden bir dâne i evsat dahi resm i b ev v â b î alunur imiş
Ve kömür yükünden iki kömür resmi bevvâbî ve bir kömür a sesiy y e ve
odun yükünden bir ağaç b ev v â b î ve ağaç ‘asesiyye ve otluk yükünden
bir burma res ni bevvâ <ı v* bir burma dahi ‘asesiyye alunur imiş Ve yük
ile na‘l gelse her yükden bir karaca akçe resmi bevvâbî ve iki na‘l ‘a s e ­
s i y l e ve bir . . .!l ve b i r ........................a dahi m irah û rlık alunur imiş
Ma'dâsı sa ılsa yüzde beş tam g a alınur imiş Ve ipek yüki geçüb gitse
her yükden resmi bevvâbî bir tenge alunur imiş ki iki Osmanî hisabıdur
Ve sabun ve lıınna ve keten ve buna bısbet nekim vardur geçün gitse nîm
tenge resmi hevvâbî alunur imiş ve akmişe yüki geçüb gitse her \i'kden
dör karaca akça resm î b e v v â b î alunur im ş Ve şehre yük ile şarab gelse
her yükden iki batma ı »a^ ab alurlar imiş kı her batmanı on iki nügi ve
he' nügisi yetmiş sekiz dirhemdi Ku iki batman şarabın bir batmanı şi-
r e ç e lik 4 imiş ve nîm b ıtmanı d iz d a r lık r> imiş ve üç nügisi melik-i ümerâlık
im'ş ve nügisi ‘asesiye imiş cümlesi iki batman olur Bâki kalanın
sahibi olan bey' iderimiş Ve nefsi Mardinde ipek işleyenlerden dahi her
dezgâhdan nyda dört karaca akçe alunur imiş V e vale yünün sat-
salar ayruk nesne virmezler imiş Ve çuhalar ki bez dokuyub hazara ge-
tü'üb satsa bir çift be?den iki karaca akçe alunur im;ş V e bazarda
penbe satılsa alandan yüzde 'oeş akçe tamga alunur imiş V e kal‘a i lira
nâm karyed» cendere var imiş anda işlenen ^er sofdan beş karaca akçe
bac alınıır imiş ve harye i Mensûriyede doknnan meyzer1' bastavinden dahi
•iki nîm tenge bac alınur imiş ki ^eş Osmanî akçesi olur
[11 [2! |3] (V) s*. [4 ; (5| jJjV ı» [6]
İstanbul, B aşvek âlet A rşiv i
D e f t e r n u m arası : 735
T a r i h i : ( S u l t a n S ü le y m a n d e v r i )

D e r b ey â n - t b a c - i 'u b û r v e ia m g a v â t
1. H a r i r y ü k ü g e ç i i b g i t s e her yükd en üçyüz O s m a n î a k ç e b a c - ı 'u b û r diyü alın u r m ış
V e her yü k d e n r e s m i k it â b e t diyü a l tı O s m a n a k ç e s i al ın u r m ı ş V e a l tı a k ç e dahi n o k d a b a şı
d i h d â r lı k d t r 1 diyü a lın u r m ış Y i n e evvel üze re m u k a r r e r kılın dı
V e Y e z d î ve F i r e n g î akm işed en ve R um ku m aş ın ın ç a t m a s ı - ve b e n e ğ i ve z erhaft a t ­
la sı 4 g e ç ü b g i t s e ip e k b a c ın '.a n ziya de biri b i r b u ç u k ( h i s a b ı) * üzere a l ın u r m ı ş Ve bun­
da n ga y rı H a l e b ve Ş a m ve M ıs ır ve Rum ku maşı 'u b û r i t s e her yü künde n yüz O s m a n a k ç e si
a l ın u r m ı ş Y i n e ol (ü sl ûb ) ü ze re m u k a r r e r kı lınd ı
V e r e n g in 5 ve ham b e z ve ş e k e r ve k e p e n e k ve cam ve kalay ve n e f t ve b u lg a r i ve b ıç a k
ve pûlad ve tu ty a ve bun la rın (e m s a l i n d e n ) h er y ü kün de n a l t m ı ş a l tı O s m a n a k ç e s i al ın u r m ı ş
V e ‘ ı t ı r yükü ‘ ubûr i t s e her yü küd en otu z ü ç O s m a n a k ç e s i al ın u r m ı ş V e çivid 'u b û r
i l s e h er yü kü nde n otuz üç O s m a n î a k ç e a l ın u r m ı ş V e ke ta ıı g e ç ü b g i t s e (h e r yü k ü n d e n ) y ü ı
O s m a n a k ç e s i a l ın u r m ı ş V e e ğ e r s a t ıl s a h er p â r e d s d ö r t O s m a n a k ç e s i a l ın u r m ış
V e m ü r d e b â r i ,! k ısm ın d an e ğ e r sa bun ve h ınna ve dernür ve b u n a n i s b e t ııekim vard ır
h e r y ü k ü k i o tu z iki b a t m a n d ı r s e k i z O s m a n a k ç e s i b a c a l ın u r m ı ş
V e b a k ı r yü kü g e ç ü b g it se işl en m işi n hor yü kü nde n yiğirm i d ö r d e r a k ç e - i O s m a n î ve
k u tu s u n d a n 7 o n a lt ı O s m a n a k ç e si ( b a c ) alın u r m ış V e B a ' l e b e k î b ez g e ç ü b g i t s e her b a t m a ­
n ın dan altı O s m a n î a k ç e b a c alın u r m ış V e mazu ve gön ve s a h ti y a n ve buna n i s b e t nekim
v a r d ı r g e ç ü b g i t s e her yükünde n s e k i z O s m a n a k ç e si a l ı n u r m ı ş
V e mazu ve gön ve sahliy an ve buna n is b e t nekiıı v a r d ır ge çü b g i t s e h er yü kün den sekiz
O s m a n akç esi a l ın u r m ı ş V e s a t ı l s a y ü z d e b e ş O s m a n î a k ç e t a m g a a l ın u r m ı ş Y i n e evvel
ü z e re m u k a r r e r kılın dı
V e ipe k yü künde n ve H a l e b c â n ib in d e n g e le n \ u k d e n on k a r a c a a k ç e m elik - ül - üm e-
r â l ı k s alın urm ış V e on a k ç e ta m g a alınan ( y e r d e n ) b i r a k ç e dahi (m e l i k - ül - ü m e r â l ı k diy e)
alın u r m ış Y i n e evvel üz ere m u k a r re r kılın dı

[1] [2 ] [3] [4] 15] [6] [7] (öA^-»jy)


18) j V S u a .
( * ) M et in iç in d e m u 't a r ız a için e a l ın m ış o lan k e l i m e l e r , mânayı tavzih e d e r m a h i y e tt e
gö rüldü kler i için 9 4 7 tarih ve ( 5 5 8 ) num ara lı d e f t e r d e b uluna n d iğ er b i r Mard in k a n u n n â m e ­
sinde n a lın m ış tı r. Bi zim b u r d a n eş re tti ğ im i z k a n u n n â m e y e göre daha m u a h h a r tarihli o lm ası
i c a b e d e n mezkûr kan un n âm e aynı zam anda da h a m u h t a s a r ve n oksa n dır .

u
V e e s i r g e ç ü b g i t s e h e r e s i r d e n otu z ü ç a k ç e a l ın u r m ı ş d e f t e r - i s â b ı k d a a k ı v e k a ­
ra sı ta y 'in o lu n m am ış H â l i y â a k e s i r d e n elli a k ç e ve k ar a e s i r d e n y i ğ ir m i b e ş a k ç e a l ı n ­
m a k m u k a r r e r kılı n d ı
V e b a z a r a p e m b e g e lü b s a t ı l s a ala nd an y ü z d e b e ş a k ç e a l ın m a k m u k a r r e r k ı lı n d ı
D e r b e y â n - ı h a z in e d a r ı
2. H a r î r yükü ‘u b û r i t s e her yü k d e a l t m ı ş Osman akçesi V e Y e z d î ve F i r e n g i ak m i -
ş e d e n ve R u m k u m a ş ın ın ç a t m a s ı ve b e n e ğ i ve z e r b a f t a t l a s ı 1 ve H a l e b ve Ş a m ve M ıs ır ve
R u m k u m aş ı ‘u b û r itse ve re n g in b ez ‘u b û r i t s e ve ham bez ve ş e k e r ve k e p e n e k ve ca m ve
k a l a y ve n e f t ve B u l g a r i ve b ı ç a k ve pû lad ve tu ty a d a n ki t a m g a a l i n u r h er on a k ç e d e b i r
a k ç e h a z in e d â r î a l ı n u r m ı ş Y i n e evve l ü ze re m u k a r r e r kılı n d ı
D e r b ey â n - ı b a z a r - ı d ev âb'i
3. S a b ı k a y ü z d e b e ş a k ç e e s i r ve e s b ve d e v â b alan d an alın u r m ış Hâl iyâ ik iy iız d e b e ş
a k ç e a l ın m a k v e cih g ö rülüb n ıs ıf s a t a n d a n ve n ıs ıf al an dan alına
D e r b ey â u - ı ta m g a y - ı k a p a n v e ‘ a r s a
V e bal ve y ağ kı zıl (? ) üzüm ve %kızıl b o y a ve sumak ^ ve n â rd e n k ve h u rm a ve
ş a b ve k a t r a n ve zi ft vc k ar a sak ız ve ak sak ız ve ç i r a k yağı ve limon 4 ve bıı ulara n i s b e t
n e k i m va r ise ‘u b û r i t s e y ü kün de n s e k i z O s m a n a k ç e s i a lın u r m ış B u n d a sa t ıl u r olsa y iız d e
b e ş a k ç e a l ın u r m ı ş
V e ş a h n e lik diyü b e k m e z d e n ve k u ru üz üm de n ve fı n d ık d a n ve buna n is b e t n ek im v a r ­
d ı r ‘ a r s a y a s a t ı l m a ğ a g e ls e m i g r e f 5 d i r le r üç M ard in nüg isi im iş ve h e r nügi dahi ( y e t m i ş )
s e k i z d i r h e m im iş h e r yü k ü n d e n bir m i g r e f ş a h m l i k a l ın u r m ı ş ve h ınna yü kün den dahi
b ir m igref a l ın u r m ı ş V e ka vun ve karp uz y ü kün de n dahi b a z a ra g e lü b s a t ıl s a h er b e y i ‘de
( yü k d e ) b i r dân e kavun ve iki kar puz a l ın u r m ı ş V e sab un yü kü nde n d e f t e r - i sâ b ık d a iki
k a l ıb sa b u n kayd olunub de ve ve a t ve m e r k e b y ü k l e n k a y d o lm a m ış H âliyâ deve ve at*
yüküne üç k a l ı b ve m e r k e b y ü k ü n e b i r k a l ı b t a 'y i n olun du V e soğan ve tu z ve nuhud ve
m e r c i m e k y ü kün de n b i r m i g r e f 5 al ın u r m ı ş
Ve bunlardan her nesne ki kapana geliir olsa her yükünden ka p a n cı
h a k k ı bir migref 5 alınurmış V e (‘arsayı) un gelüb satılur olsa nesne
kayd itmeyüb sehiv olmuş Ammâ kadîmden yükde bir Osmanî akçe
alınurmış Y in e evvel üzere alınmak mukarrer kılındı
Ve resm -i m îzân diyü dahi min akçe bid'at alurlarmış Defter-i sâbıkda
dahi kayd olmamış re f‘ olunub ‘âdet i kadîme üzere bir mikdar vazîfe
harc-ı ‘A m i l olmak kayd olundı
D e r b ey â n a r e s m - i b e v v â b î
5. K a p u d a n i ç e ri koyun g i r s e h er k o y u n a b i r p u l a l ın u r m ı ş r e s m i b e v v â b î diyü ki
on iki k oy un a b i r O s m a n a k ç e s i olur diyü s e h i v e y le m iş s e k i z koy un a b i r a k ç e - i O s ­
m an î o lur O l v e c h ü ze re kayd olun dı
V e h a r îr yükü g e ç ü b g i t s e her yü kün den r e sm i b e v v â b î iki O s m a n a k ç e s i a l ın u r m ı ş
V e sa b u n ve h ın n a ve k e ta n ve b u n l a r a n i s b e t n ek im g e ç ü b g i t s e b i r O s m a n î a k ç e r e s ­
m i bev v âbî V e a k m i ş e yü kü g e ç ü b gitse h er y ü kün de n d ö r t k a r a c a a k ç e r e s m i b e v v â b î
al ın u r m ı ş y in e e v v e l iiz er e m u k a r r e r kı lınd ı
Ve kavun ve karpuzdan her yükden bir dâne kavun ve bir karpuz
alınurmış Ve kömürden her yükünden resm i b ev v â b î bir kömür ‘a sesiy e
V e odun yükünden bir agaç bevvâbî ve bir ağaç ‘asesiye Ve otluk yü-
künden bir burma' (resmi bevvâbî ve bir burma) dahi ‘a sesiy e alınurmış
D er bey ân ı tam g a i gön v e sah tiy an
6- Hususunda defteri sâbıkda taşradan gelüb satılandan nesne bağ­
lanmamış Ammâ yüzde beş akçe alınurmış Yine evvel üzere mukarrer
kılındı
D er bey ân ı resm i bev v âbî-i d iğer
7. Mardin te'allukunda olan reayanın külliyen hasılından her yüz Mar­
din müddünden ki seksan İstanbul kilesidir nîm miidd i Mardinî resm i
b ev v â b î alınurmış Ammâ defteri sâbıkda virügelan kurâlardan alına ahar
köylerden alınmaya Ve kurâ ehalisinin bazara gelen gallâtından resmi bev-
vâbi alınmazmış Yine alınmaya diyü kayd olunub ve şâir kurâlardan her
yükden bir karaca akçe alınurmış Ammâ ol kuralardan ki yüz müdde nîm
müdd i Mardinî alınurmış evvel zemanlarda yedide sekizde bir behrealınurnuş
Şimdi hûd 5 cemî'imiz beşde bir behre virürüz sebeb nedür ki bu bid-
‘at dahi alma Biz dahi şâir kurâlar gibi yükde bir k araca akçe virü­
rüz diyü cevab itdükleri sebebden onlar dahi bu üzere kayd olunub ta'­
yin olundı
D er bey â n -ı tam ga i siy a h d er K a y s e r iy e
8 . Nefs’i Mardinin ipek işlenen dezkâhlarından ayda dört karaca ak­
çe alınurmış Ve vâle3nin topun satsalar ayruk nesne virmezlermiş Ve
cüllahlar 4 ki bez dokuyub bazara getürse bir çift bezden iki karaca akçe
tam ga alınurmış
D er beyân-ı m n kata'a i c en d e re d er K a l'a il-ü m erâ
9. Anda (Karye-i mezkûrda) işlenen sofdan beş karaca akçe alınurmış
Ve iki yıl imiş beğlerbeği hazretleri tarafından bunlar dahi cüllâh çuku-
rudür diyü her kuyudan yılda yiğirmi dörder akçe alurlarmış Bid'ad ol­
mağın hâliyâ ref‘ olundu Ve kariye i Mansûriyede dokunan meyzer' pasta­
vından dahi beş Osmanî alınurmış Ve meyzer’ın pastavı kırk akçeye satı-
lurmış Ol takdirce akmişeden ziyade almış olur Hayf olmağın iki pastavı
iki akçeye mukarrer kılındı
D er beyân-ı m ey h a n e
10. D e f t e r i sâbıkda şehre yük gelür olsa şarabdan her yükünden iki
batman şarab alınurmış V e batmanı onikişer ııüği ve her nüğisi yetmiş
sekizer dirhemdir Bu iki batmanın nîm batmanı dİ 2 d â rlık üç nüğisi m e­
lik ü l-ü m erâlık 0 ve üç nüğisi ‘asesiy e imiş Ve bir batmanı ş irece lik 1 ki
cümle iki batman olur Bâki kalanın sahibi bey‘ idermiş diyü kayd olunub
ol tarihde meyhane olmayub meyhane vaz‘ olundukda bu cümle alınmaz
olub S u b a ş ı olanlar melik-ülümerâlık üç nügi alurlarmış Ol dahi rcf‘
olundı
Ve meyhanede dahi reayanın küplerin mühürleyüb kendülere ge­
rek oldukda Subaşı mührün açub bey* idüb m ühür a k ç e s i diyü her yük-
de hilâf-ı kanun iki akçe alurlarmış Ol dahi ref‘ olundı
Ve hâliyâ meyhane ahvâli bu üzere mukarrer oldu ki re'ayanın şîre-
si mühürlendikde akçesi virilüb alınub kabz oluna Ve niceye alınursa bir
olkadar dahi ziyadeye satub andan tecavüz eylemeyeler
V e şehirlü taifesi taşradan şarab getürse açmaya Tutuldukda tutulan
şarab girift olub haline göre h a rcı alına Ve ol girift olan şarab her ka-
ngı köyden satıldı ise ol köyde şarab külliyen girift ola Ammâ ba'zı ki-
mesneler varub köyde şarab içer olsa mâni* olmaya Ve götürüb getürse
zikr olan üslûb üzere haklana
D er beyân -ı resm i ‘a s e s iy e
11 . Ş ö y l e m u k a r r e r oldu ki n efs -i M ard ind e o lan d ü k k â n l a r d a n h er d ü k k ân d an a y d a
r e s m i 'a s e s iy e b i r e r a k ç e a l ın u r m ı ş V e b u n d a n ga y rı evlerde işl en en de z gâ h la rda n dahi
h e r ayd a b i r e r a k ç e a l u r l a r m ı ş E v l e r d e i ş l e n e n d e zg âh la r d an a l ın m a k r e f ‘ olunub h em an
b a z a r l a r d a o la n d ü k k â n l a r d a n a l ı n m a k m u k a r r e r kı lınd ı

KANUNNÂM E İ N A H İY E İ N U SEYB İN TÂ Bİ* İ MARDİN


D e r b e y â n - t t a m g a i siy a h v e n o k t a b a şı
K a n u n - u k a d i m l e r i bu i m i ş ki tamga-i sivahîy eye müte'allik
olan m e ta ' Nu­
saybin^ gelüb satılıır olsa y iğ ir m id e b ir a k ç e satandan a lınub ve ‘ubur itse n o k t a
b a ş ı diyü iki a k ç e alınurm ış Y i n e e v v e l ü z e r e m u k arre r kılındı
D e r b e y â n -ı b a z â r ı es b v e iiserâ v c d e v â b
Nefs-i N usaybinde s a tıls a y ü z d e b e ş a k ç e a l ı n u r m ı ş H â l i y â iki y ü z d e beş
a k ç e a l ı n m a k m ü n â s i b g ö r ü l ü b nısıf sa ta ndan v e nısıf a la n d a n ta'y in olundı Ve
k u rala rd a satılan a ld a n v e d a v a r d a n ve gallâtdan v e g ay rıd a n bir iki üç yıl imiş
ki ta m g a a lın m a k vaz itmişler B i d 'a t ve hilâf-ı kanun olmağın r e f ‘ olundı
D er bey ân -ı tam g ay -ı siy a h
Budur ki tam gay-ı siy a h a müte'allik olan esbâbdan yiğirmide bir akçe
tam ga alındıkdan sonra yükde iki nügi t a m g a c ı ve m u h t e s i b dahi
iki niigi alurlarmış Bu ma’nâ H a ş a n p a d i ş a h kanununda yoğımış K a ­
s ı m p a d i ş a h devrinde olub ol zamandanberü bu üslûb üzere alınurmış
Hem yiğirmide bir akçe virüb hem yükde dört nügi alınmak müsülmanlara
zulın-ü sarîh olub reaya fevk al had bu hususa bî-huzûr oldukları sebebden
zikr olunan dört nügi ref‘ olundu
D er b ey â n ı 'asesiy e
Ayda her dükkândan ‘asesiye diyü üç akçe alınurmış Hilâf-ı kanun
olmağın iki akçesi ref‘ olunub ayda her dükkândan birer akçe alınub ‘a sa-
siy e virile Ve her yükde bir buçuk akçe dahi ‘ a s e s alurmış Bid‘at
olmağın ref‘ olundı Ammâ K a s ı m p a d i ş a l ı zemamııdanberü Nusay­
bin dükkanların her dükkandan ayda yedi buçuk akçe alınurmış Dört
buçuk akçesi ref‘ olundı v e üçer a k ç e vecih görüldı
X X X IX
H A R P U T LİVÂSI KANUNU

İstanbul, Başv ekâlet Arşivi


defter n u m a ra s ı: 840
T a r i h i : 1518 (924)

1. Tafsîl-i kanunnâme-i livâ-i Harpurt ber mûceb-i kanunu Osmanî


mahsulât ı kurâ ma‘a şehir Ve bac ve tamga ve sâyir cihathâ ki der
şehr-i mezkûre est ber-m ucebi kanmu H a ş a n p a d i ş a h nihade şüde
be-ma‘rifet-i mîrimirân ve be-kadi-i Amid be ihtiyâr-ı reayây-ı vilâyet-i
mezbûre 1
2 . Evvel kurâda vaki' olan r e a y a ki müsülmanlaıd iir anun kim çifti ola her
çift başına r e s m i ç ift diyü ellişer Osm anî a kç e le r in ala la r Ve anlaru n kim çifti ol­
m a y a v e y a bir han ede tekrar m ü zevv ic ola anlardan dahi on ikişer a k ç e r e s m i
b e n n â k a l a l a r Ve bunlardan z iraat ider k im e s n e olsa zira 'a tine göre hisab idüb
h e r iki d ö n ü m e b i r e r a k ç e a l a l a r V e a n la r kını m ü c e r r e d o lalar a t a la rın a
hidmet ider o lm a y u b ki ‘ a 1 â - h i d e - kendü üz kârlarında o lalar anlarun gibiden
altışar a k ç e r e s m i c a b a b e n n â k alalar
V e k e f e r e t â y i f e s i n d e n bu z i k r o l a n r ü s û m i y â t a l ı n m a y u b heman her haraç-
g ü z â r n e f e r b a ş ı n a y i ği r mi b e ş e r a k ç e is p e n ç e a l a l a r
Hu zikrolan hususların alınmasının mevsim i evvel bahar evâil-i Martdadır
andan m u kad d em a l m a y a l a r
3. V e z i r a a t l e r i n d e n e ğ e r m ü s ü l m a n v e g e r k e f e r e d i r h u m s ü z e r e a l a l a r A m ­
mâ müsülmanlarun pen belerin den ve bostanından ve bağ ve meyv ele ri nde n y e ­
d id e b ir a l a l a r v e gi rü k e f e r e s i n d e n h u m s ü z e r e a l a l a r
4. V e r e sm i ‘a r û s iy e her ‘arıısiyedeıı altmış a k ç e a lalar ol kim kız oylan ola
nikâhı ne y e r d e v âki' olursa atası ne y e r d e mukayyed ise a n d a ala la r Ammâ
dul "avret her ne y e r d e nikâh o lsa an d a alalar
5. V e r e s m i ’a s e l hasıl olan baldeıı öşür üzere alala r
6 . V e r e s m i â s iy â b her birine ay d a b e ş a k ç e h isab idiib a lalar ki yıllığı alt­
mış a k ç e olur

U ty jr lj \Js j-atf ^ ^ L " J;-*i* [1]


A 5**? «ı.J « ,.* .A » . - V »VAjU f i. ^ j)

B eryecük Kanunun b a ş ın d a da ayni şekild e aşağıdaki m ukaddem e mevcuttur:


'*v»£. '■*J d '*' jl :-l> ' r f j ' s . f. ^ jl L' i y lî J:-**
OA-^j->- iylî ^^.yMj' ç\,y Ci'ly**' ■**' **3 j
7 . V e ‘âdeti agnâm h e r iki koyuna bir a k ç e a la la r V e resm i y a y la k her yay-
lakcı olan k im c s n e t e rd e n ki çıhar-pâ *sı o l a .. ,
8 . V e c erâyim -i h a y v a n â t içün dahi y a at v e y a sığır ekine girü b ziyanlık e y ­
lese h e r sığır v e y a at b a ş ın a b e ş e r a k ç e cürnıün alalar ve beşer a ğ a ç dahi u r a ­
lar ziyanlık iden hay v an ât s a h ib in e ziyanlığın dahi ö d ed eier v e bu hususda
m a k tu 1 a k ç e a lm a v a la r
9. Ve tamga hususi dahi kanunu kadîm üzere bac harîr gelse gelen
ipeği batmana urub dahi her menn i Harpudîde ki bin sekiz yüz dirhem
olur doksan karaca akçe b a c alurlar imiş ki hisabda otuz üç Osman akçe­
si olur Ve batmanında dörder akçe ta m g ay i siyah içün dahi alurlar imiş
10. V e diyâr-ı Kumdan pastav ile çuka gelse anı dahi vezne urub her
mende kırk beşer karaca akçe ba c alurlar imiş ki on beş Osman akçesi
olur
11. Ve k a r a tam g a didükleri dahi her metâ'dan ki şehre gelüb satıl­
sa her neden olursa y ü zd e beş tam ga alinur imiş
Ve geçüb gider olsa ketan yükünde bir Şamî Eşrefi alurlar imiş ki
kırk Osman akçesi olur Ve sâyir bez kısmından geçüb gitse bir altun
alurlar imiş Ve bunlardan eğer hınna ve ger sabun ve ger demürdür ve
bunlara nisbet nekim vardır ‘ubûr itse her yükü neyse nîm batmanının
kıymeti ba c alinur imiş
12. Ve şehre gelüb boğazlanan koyundan beş karaca akçe alurlar imiş
ki hisabda bir buçuk Osman akçesi olur Ve sığır boğazlansa on iki ka­
raca akçe alurlar imiş her başdan ki dört Osman akçesi olur
13. V e ‘arsaya gelen gallevâtdan ki Harpurd müddündeıı (ki) sekiz İs­
tanbul kilesidir bir çeyrek-i İstanbulî alurlar imiş Ve mazu yükünden yi-
girmide iki alurlar imiş birin ‘arsada ve birin tamgayi siyalıda Ve tuz­
dan yiğirmide bir ‘a r s a c ı alur imiş
14. V e tabakh an e içün dahi her postdan birer mikdar cüz’î nesne
alurlar imiş
15. Ve kirişhane içün dahi şehirde boğazlanan koyunun ve keçinin
bağırsağun alub kiriş iderler imiş Ammâ dükkanının icaresi vakıf imiş ol
vakfa kayd olubdur
16. Ve Ebû Tahirden gelen yaş üzüm yükünden her yüküne iki ka­
raca akçe tam g a alınurmış şehr-i Harpurd üzümü satılsa nesne alınmaz
imiş Ve sebzevâtdan dahi bir mikdar nesne alurlar imiş Alıgeldüği üzere
17. V c penbe ve iplik bazara gelüb satılsa her nügisinden rııbu' ka­
raca akçe tamga alinur imiş ki altı nügiye bir Osmanî düşer Ve dokunub
bazara satılmağa gelen penbe bezinden her topı ki yirmi arşundır tamga
idib dahi bir Haşan beği alinur imiş ki iki Osman akçesi olur Ve Trab-
zon ketanı gelüb sıtılsa andan yüzde beş alınmaz imiş heman her topunda
iki buçuk Osman akçesi alınur imiş
Ve nefs-i şehirde dokunan çiiıarkezi 1 kuşağı dahi tamgalayub rubu ka-
raça akçe tamga alurlar imiş Ve mumhane içün dahi ' â mi l olan ham
mumı alub düzedüb- birin bir11 satar imiş
18. Ve ihtisâb hususi dahi balda ve yağda ve kuru üzümde ve sayir
buna nisbet hususda yükde iki nüg-i alınur imiş Ve bakkal dükkanlarından
dahi ayda birer akçe alurlar imiş Ve etmekçi ve aşçıdandahi ayda haline
göre üçer dörder akçe alurlar imiş Ve bunlardan gayri eksüklerin bul­
salar dirhem başına bir akçe cürmün alurlar imiş

XL

ÇİRM İK LİVÂSI KANUNU

İs ta n b u l , B a ş v e k â le t A rş iv i
D e f t e r n um arası : )i40
T arih i : 1 5 1 8 ( 9 2 4 )

1. Tafsil i kanunnan-i liva i Çırmik 4 bermuceb I kanunu H a ş a n


p a d i ş a h
Evvel reaya kısmından anlar kim müsülmanlardür bir çiftlik zemini
olub ve hem ziraatine kadir ola her çift başına resm i çift diyü beş tenge
alınur imiş ki on Osman akçesi olur Alınmasınun mevsimi dahi evâyil-i
Martdadır evvel bahar
Ve resim şah eg i' diyü harman çağında her çift başına birer kile
gaile dahi alıııur imiş ki nîm İstanbul kilesi olur
Ve ziraatlerinden y e d id e bir alınır imiş
Ve bağlarından her yüz devekden1' bir tenge ile bir sepet üzüm alurlar
imiş ki tengeleri iki Osman akçe olur Anun dahi alınmasınun mevsimi
üzüm vaktindedir
Ve ba'zı âbdâr" zeminlerinden ki bostan ve penbe ziraat olunur imiş
öşiir üzere alınur imiş
Ve her haneden üçer gün ırğ ad iy e dahi alınur imiş her günü birer
tenge ki iki Osman akçesi olur Anun dahi alınmasınun mevsimi nısfı ev­
vel bahar ekin vaktinde ve nısfı dahi orak çağındadır
Ve girü her haneden iki part 1 otluk dahi alinur imiş ki altmış burma®
olur Her parti iki Osman akçesinden dört akçe olur Bunun dahi alınma-
sınun mevsimi çayır bicini vaktinde Ol vakit alalar
Ve girü her haneden ikişer yük odun dahi alinur imiş ki her yükü
ikişer Osman akçesinden dört akçe olur Bunun dahi alınmasınun mevsimi
son güz ayınun aharında
2. V e kefere tâyifesinün dahi ziraatlerinden hums üzere alinur
imiş Ve âbdar olan zeminlerden ki bostan ve penbe hasıl . . . anlardan
öşü r ü zere alinur imiş
Ve bağlarından her yüz devekden 3 iki Osman akçesi alinur imiş
V e resm i ırg a d iy e her neferden on gün ırgatlık alinur imiş ki her
ikişer Osmanîden yiğirmi akçe olur Anun dahi alınmasının mevsimi müsül-
manlar gibi nısıf üzeredir V e girü her haneden üç yük odun dahi alinur
imiş ki ikişer akçeden altı Osman akçesi olur V e iki p a r t 1 otluk dahi
alinur imiş her parti ikişer Osman akçesinden dört akçe olur Bunlarun
dahi alınmasınun mevsimi müsülmanlar virdüğü vakıtdedir ki yukarı zikr-
olubdur
Ve girü kefere tâifesinden her haneden üçer tavuk dahialınurmış ki
her biri ikişer akçeden altı Osmanî olur Bunun dahi alınmasınunmevsimi
harman vaktindedir
Ve girü kâfir tâifesinden yılda üç yüz tenge maktu* alurlar imiş ki
altı yüz Osman akçesi olur ki her dört ayda yüz tenge alinur imiş Ammâ
şehir keferesinden imiş Ve girü bunlardan otuz iki batman şîre dahi
maktu' alurlar imiş
3. Ve resm i m evâşîi' eğer müsülman ve ger keferedir her yond'dan
ve dişi himârdan ve inekden birer tenge alinur imiş ki iki Osman akçesi
olur V e kısır inekden nîm tenge alinur imiş ki bir Osmanî olurVe merâ-
‘il°ri dahi üç koyuna bir tenge alinur imiş ki iki Osman akçesi olur
Ve resm i ‘a s e l her petekden bir nügi bal alurlar imiş ki nügisi iki
yüz dirhem olur
Bunlarun alınmasınun mevsimi eğer mevâşî ve ger merâ'îdir ve ger
resm-i ‘aselden evâil-i Martdadır
Ve resm i ‘aru siye her ‘arusiyeden bir davar alinur imiş
Ve çulhalarından yılda her birinden bir bez alinur imiş
Keferesinden bu zikrolan hususlar külliyen mukarrer kılınub def­
tere hasıl kaydoldı
V e resm i â s iy a b la rı yoğ imiş Girü nesne kaydolmadı
4. V e tam ga husûsunda dahi yük geçüb gitse n okta başı diyü her
yükden birer tenge alınur imiş ki iki Osmanî akçe hisabıdır Ve şehirde
koyun boğazlansa her koyundan bir ve yarım terge alınur imiş ki üç
Osmanîdir Ve sığır boğazlansa üç tenge alınur imiş ki altı Osmanîdir
V e at ve katır ve himar satılsa her başdan bir Şahrukî alınur imiş ki
altı Osmanîdir V e sâyir nesne satılsa tam ga alınmaz imiş Bu zikrolan
husûslar külliyen olduklu olduğu üzere mukarrer kılındı

XLI

ÇİRMİK LİVÂSI KANUNU

İsta n b u l , B a ş v ek â le t A rş iv i
D e f t e r num ara sı : 7 35
Tarihi : (S u l t a n Siiley ınan de vri )

K a n u n n â m e - i livâi Çirmik' m a ‘a nâhiye-i Ebû T â h ir


1. Gaileleri hum s üzere ve penbeleri südüs üzere Ve islâmiyenin
bağlarının her yüz devek'lerine dörder akçe ve keferelerinin her yüz
deveklerine‘J beşer ak çe Ve bostanlarmın öşrün alalar Ve sebzevâtları
öşür üzere V e dıraht ı ıneyvalarr 1 y ed id e i ir kaydoluııdı
2. Ve resm i çu lâh hilâf-ı kanun olmağın ref‘ olundı
3. Ve ‘âdeti agnâm viren reayadan çoban beği alınmaya
4. V e livâ i mezburda olan kurâlarnı yeri az olub ekseri karyeler­
de bir çiftlik ve iki çiftlik zemîn olub ve içinde olan reayalar dahi ol
bir çiftlik ve iki çiftlik ile sebeblenüb ziraat iderlermiş Ol sebebden b a ‘-
zı kurâlarda müstakil çift kaydolunmamışdır Her kuraya yerine göre
resm i zem în kaydolunub a‘lâ yerden iki dönüme bir akçe ve ednâ yerden
üç dönüme bir akçe resm i zem în virüb Ammâ bunun gibi reayalar dahi
üzerime çift bağlanmamışdır diyü duta geldüği yerlerin ziraat idüb *e-
beblenürken bıragub ahar toprağa varub ziraat itmek câiz değildir
Meğer ki tutageldüği yerlerin ziraat itdikden sonra ahar yere varub ziraat
eyleseler anların gibilerden tekrar behre taleb olunmaya
5 . V e d a b a ğ h a n e hususu dahi h e r İlci koyun ve k e ç i de ri si de bağ ato g e lü r s e h e r iki
p o s t a b i r k a r a c a a k ç e al ın u r m ı ş Ve s ığ ır güllünden bir buç uk ve câmus gününden üçer
a k ç e a l ın u r m ı ş Y i n e ol üze re m u k a r r e r kı lınd ı
6 . V e ta m g a y i a g n â m dahi e ğ e r ş e h ird e k u râ lard a sa t ıl m a k içün bo ğa zl anan k oy un ­
dan her koy un b aşın a a l tı ş a r k a r a c a ve sığ ır d an on s e k i z e r karaca a k ç e tamga a l ın u r m ı ş
ki üçü b i r O s m a n a k f e s i olur diyü k a y d o l u n m ı ş H e r koyun b aşın a i k i ş e r a k ç e ve sı­
ğ ı r b aşın a a l tı ş a r a k ç e a lın a V e s â y i r h u s u s i y â t k a n u n n â m - i k ül l i de k a y d o l u n m u ş -
dı r
Kanunname-i n â h iy e i Ebû Tahir
1. G a i l e l e r i h u m s v e p e n b e l e r i s iid ü s v e b a ğ l a r ı n ı n yüz d e v e k l e r i n e 1 d ö r t a k ç e
alınm ak ü z e r e bağlandı
2 . V e r e s m i cü//d/ıları ref* o l u n d ı
3. V e bundan akdem ikiyüz batman ‘asel kanun-ı H a ş a n b e y
iken virirler imiş Hâliyâ kanun ı Osmanî olmağın r e f‘ olundı
4. V e reaya kısmının koyunları ‘â d eti agnâm kaydolundı çoban b e ­
ğ i alınmaya
5 . V e h e r ‘a se l p e t e ğ i n e iki a k ç e kaydo lundı
6 . V e zik ro lu n an n ahiye nin y e r l e r i kem'^ olu b ç i f t l i ğ e k ab iliy eti o lm adığı c i h e t d e n ç ift
bağlanm ayub r e s m i z e m in kay dolun dı A ' l â ye rd e n iki dö n üm e bir aliçe ve ed n â ye rd e n
ü ç d ö n ü m e b i r a k ç e kay dolun dı K ad îm den h e r kişi ek egeld ii ğ i y e r l e r i e k e r
7 . V e İ s l â m i y e n i n b e n n â k l e r i n d e on iki a k ç e r e s m i b e n n â k ve altı a k ç e trçc/d iy e k a y
dolu nd ı

8 . Ve m ey v eler i y e d id e b ir k a y d o l u n m u ş d ı . V e keferelerinin her yüz d e v e k l e r i n e


b e ş a k ç e kay do lun dı
9. V e z ik ro lu n an n ahiye de m u h t e s i b e h e r ga n em b a ş ın a bir a k ç e ve s ığ ır b a şın a
iki a k ç e v ir m e k ka n un la rı im iş b ö yle v ir eler da h a ziyade vi r n ı e y e l c r

XL1I

S İ V E R E K L İV A SI KANUNU

İs ta n b ul, B a ş v e k â le t Arş ivi


D e f t e r n u m arası: 8 4 0
T a rih i: 15 1 8 (921)

1. Tafsîl-i kanunnâme-i liv â-i Siverek ber muceb i kanuni Hasaıı p a ­


dişah
2- Evvel kurâda vâki* olan reaya cinsinden eğer mtisülman ve ger ke-
feredür anun kim çifti olub ve bir çiftlik zemîn ziraat itmeğe kadir ola
anun gibiden resm i çift diyü bir Eşrefisin alurlar imiş ki kırk Osman
akçesi değer ola Ve girü öylece mukarrer kılındı Alınmasınun (mevsi­
mi) evvel bahar nevrûzdadır
3 V e ziraatlerinden dahi lıum iis üzere alınur imiş girü öyle bağlandı
4. Ve girü her haneden yılda üçer günlük irgadiye alınur imiş ki her
günü üçer akçeden dokuz akçe olur V e alınmasınun mevsimi nısfı evvel
bahar ekin vaktinde ve nısfı dahi orak vaktindedir
5. V e resm i â s iy â b kaç ay dönerse ayda birŞahrukî alurlar imiş ki altı
Osman akçesidir girü evvel üzere bağlandı
6 . Ve â d eti agn âm her yüz koynuda bir koyun vedört teng<* dahi ali­
li] [2]
nurmış ki hisabda iki koyuna bir akçe düşer Bunun dahi alınmasınun mev­
simi evvel bahar nevrûzdadır ol vakit alına
7. V e bağlarından dahi öşür üzere mukarrer kılındı
8 - Ammâ liv â-i mezbûre kurâsında vâki' olan ehâlîden üçyüz sikke i
hasene maktu' alurlar imiş ki yüz ellisine k a ra salgu n 1 dirler imiş Ve yüz
ellisine dahi h arc-i tim ur' dirler imiş Bu zikrolan üçyüz sikke i hasene
ref‘ olub defteri cedide nesne kaydolmadı
9. Ve şa/ıen gî diyü her harmandan bir. . .a alınır imiş ki tahminde bir
İstanbul kilesidir
10- Ve resm i ‘id iy e her karyeden birer koyun
11. Ve resm i n evrû ziye dahi hemcünan/‘ ol düstûr
12. Ve çulhalarından dahi yılda her birisinden bir tenge alinur imiş
B unlar dahi ref‘ olub hasıl kaydolmadı
13 Ve resm i ‘aru siye her ‘arusiyeden bir davar alinur imiş girü ke-
mâkân mukarrer kılındı
14. V e ta m g a hus usi dahi g e ç ü b gid en harîr y ü k ü n d e n nîm E ş r e f i a l ın u r m ış ki yiğ irmi
b e ş O s m a n î a k ç e s i d ir V e bun da n ga y ri n ek ad ar yük g e ç ü b g i t s e her yü kden d ö r d er te ng e
a l ı n u r m ı ş ki s e k i z O s m a n a k ç e si olur V e gi rü n o k t a b a ş t d i r le r im iş ki her yü kde b i r e r
te n g e alinu r i m iş ki iki O s m a n a k ç e s i h is a b ıd ı r V e k a s a b l a r d a n dahi b i re r ınikdar m a k -

tu'ları var im iş Ve yaş y e m iş gelü b s a t ıl s a her yü kü ne iki k ar aca a k ç e alinu r imiş V e


b â k i d e f t e r e k a y d o l m a m ı ş h u s u s l a r d a h i k a d î m düst ûr ı ü z e r e m u k a r r e r d i r

XLIII

A R A B G İR LİVÂSI KANUNU

Defter-i y a s a h â - i l i v â - i ‘A r a b g i r

İsta n b ul, B a ş v e k â le t A rş iv i
D e f t e r num ara sı : 8 4 0
T a r i h i : 1518 (924)

1. Tafsil i kanunnâme! livâ-i ‘Arabgir ber muceb-i kanunu kadîm ‘an


ümarâ-i hûd 5
2 . Evvel kurâda vâki' olan reayadan anun kim çifti olub dahi bir çiftlik
zemin işlemeğe kadir ola anlardan her çift başına yiğirmi dört Osman ak­
çesi r esm i ç ift alinur imiş ki alınmasınun mevsimi evvel bahar nevrûzda
imiş Girü evvel üzere mukarrer kılındı
3. Ve şa h n elik diyü her müddü ‘Arabgîrde ki dört İstanbul kilesi-
dir bir çeyrek ‘Arabgirî alınur imiş ki hisabda otuz ikid e bir düşer Bunun
dahi alınmasınun mevsimi harman vaktindedür Girü evvel üzere kaydoldı
4. V e iki müdd i ‘Arabgirî gaile alınduğı yerde bir harar saman da­
hi alınur imiş Ol ref‘ olundı
5. Ve harman çağında d ü stu rcek' dirler imiş a'lâca olan kurâdan iki­
şer baş koyun ve daha aşağarlak 2 kurâdan bir koyun alınur imiş
6 . V e bağlarından dahi bağ h a ra cı diyü ııakid akçeye kesüb beşde bir
hisabı üzere alınur imiş Bunun alınmasınun mevsimi şira ve üzüm vaktin-
dedir
7. V e â d eti ag n âm her koyun başına bir Osman akçesi resim alınur
imiş Girü evvel üzere mukarrer kılındı Bunun dahi alınmasınun mevsimi
evvel bahar nevrûzdadır ol vakit alalar
8 . Ve resm i â s iy â b yıl tamam dönen âsiyabdan on altı ‘Arabgîr kile­
siyle gaile alınur imiş ki sekiz İstanbul kilesi olur Nısfı buğday ve nısfı
arpa imiş
9. Ve Erâmine* tâyifesinden dahi her neferden üçer gün ırgadlık alı-
nur imiş işledirler imiş Bunun dahi alınmasınun mevsimi nısfı bahsr ekin
vaktinde ve nısfı dahi orak vaktindedir
10. Ve her petekden bir nügi-i ‘Arabgirî bal alınur imiş Balı olan
yerden
11. V e resm i m ev â şî her inek başına üçer Osman akçesi alınur imiş
Bunun dahi alınmasınun mevsimi nevrûzdadır Ammâ ba'zı kurâ dahi var
imiş ki viregelmemişler Anlar dahi müfredât-ı defterde mukayyetdir
12. V e şehirde olan çulha tâyifesinden dahi her birinden yılda yi gir-
mi dörder Osman akçesi alurlar imiş Ammâ kurâdan alınmaz imiş Bunun
dahi alınmasınun mevsimi nevrûzda imiş
13. Bu zikrolan hususlar külliyen girü olduğu üzere mukarrer kılındı
14. Ve bayramcek 1 diyü şehirde olan kefere hanelerinden birer hane ••
alınur imiş Ol husus dahi ref' oldı
15. V e vilâyetde dört beş pâre ku râ vardır ki ziraatlerinden nısıf
virürler imiş V e resmi çift alınmaz imiş V e tohum ve saban demirin
beglik cânibinden virürler imiş Ve koyun hakkı ve bağ hakkı dahi vir-
mezler imiş Bu zikrolan kurâ ehalîsinün ziraatleri dahi şâir reaya gibi hum s
üzere olub ve rüsumları dahi anlar gibi kaydoldı Gayrılar ne virürler ise
bunlar dahi ol düstûr vireler Defteri cedide ol üzere kaydoldı Ve besâ-
tînden ve burcakdan y ed id e bir alına
16. V e bac\ ta m g a hus u su dah i i p e k yü kü o l a n d a n h e r yü k b a ş ın a i k i ş e r Ş a m î E ş r e ­
fi a l ı nur i m i ş ki k ı y m e t d e k ı r k a r a k ç e d e n s e k s e n O s m a n î a k ç e o l u r V e k e t e n yü
kü nd en ve an a n i s b e t yü k d e n y i jfi rm i ş e r a k ç e b a c al ın u r imiş V e sa b un dan ve p e n b e yü-
künden g e ç ü b g i t s e her y ü kde a ü ç e r O s m a n a k ç e s i alın u r imiş V e ğ e r s a t ı l s a İ k i ş er
nügi p e n b e v e g e r s a b u n d u r a l ı nur i mi ş
1 7 . V e ş e h i r d e n da var b o ğ a z la n sa h er koyun b a ş ın a b i r e r Osm an ? a k ç e ve s ı ğ ı r b o -
ğ a z l a n s a h e r b a şa ü ç e r a k ç e ta m g a alın u r im iş
1 8 . V e ş e h i r d e olan b ab u ç ç ı i ş l e m e k içün e ğ ü b 1 k e s d i k l e r i gö nde n h e r g ö n b a ş ı ­
na b i r g e y i m g ö n a l u r l a r i m iş ki k ı y m e td e ü ç O s m a n î a k ç e olur im iş
1 9 . V e ş e h i r d e ola n a ş h an e leri dahi ' a m e d e - im iş O l husus r e { ‘ oldı
2 0 . V e r e s m i ’a r û s iy e h e r te e h h ü l iden kim e s n e l e r d e n b i r e r koyun al ın ur im iş
21. Bu hu lu s la r ki t a k d i r ol undı ref' o l a n d a n g a y r ı be r karar-ı sabık m u ­
k a r r e r kıl ınub d e f t e r i c e d i d e h a s ı l b a ğ l a n d ı

XL IV
MUSUL LİVÂSI KANUNU
İstanbulda, Başvekâlet Arşivinde 227 ve 735 numaralarda kayıdlı olan,
daha eski tarihi, diğer iki defterde de burada neşrettiğimiz kanunun
me'hazı olması lâzımgelen diğer iki Musul kanunu daha var ise de, bu
kanunlar ancak 19 — 27 numaralı kısımları ihtiva etmektedir. Metin­
de mutarıza içinde görülen yerler, bu kanunlarda tesadüf ettiğimiz
farklardır.
İ sta n b u l , B a ş v e k â le t A r ş iv i
D e f t e r n um ara sı : 5 4 3
T a r i h i : Ü ç ü n c ü M urad de vri

1. Şehir halkının gaileleri a ltıd a bir ve kurâ halkının hum s üzere Pen­
be öşrü a ltıd a bir ve bostanları öşü r üzere ve ağaç meyvaları yed id e bir
ve üzümün ki müsülmanlarm yüzde dört akçe ve kâfirin altışar akçe
alınur Ve sebzavatdan öşür alınur
2. D er bey ân -ı ç ift v e nîm çift
Bir çiftlik yüz dönümdür ve dönümün eni ve uzunu yürümek adımiyle
kırk adım hisabı üzere Ve yüz dönüm dinilen yer evsat-ul-ahvâldir Ve ol
yer ki su basar a‘lâ ve yıl ekilür ola seksen dönümü bir çiftlikdır Ve
adnâ olan yerin yüz elli dönümü bir çiftlikdir bu tafsil ekilür yerdedir ....3
olan değildir
3. D er b ey â n -ı çifteiyân
Bir çift ve nîm çift bağlanan kimsneler yerlerin boz koyub ahar
yerde ziraat itmeyeler Meğer üzerlerine bağlanan yerleri tamam eküb
varub ahar toprakda ziraat idüb ziyadece reneberlik murâd iderle anları
men' itmeyeler Ve tekrar beher taleb itmeyeler Feamrnâ kendü yazılu
yerlerin koyub ahar toprakda ziraat idenlerden tekrar beh re taleb olunur
Bu dahi ayrı yerde ekmeye diyü tenbih oldukdan sonradır Ve s a h i b - i
a r z lâzımdır ki anun gibi kimesııeye kendi köyünde yer bula Bulun-
mayub nâçar oldukda ahar yerde ekse boz behre'' taleb olunmaz
4. D er bey ân ı ç ift bozan
Bir kimesne üzerine yazılan zemini kadir iken terk idüb boz kalsa
s a h i b - i a r z ‘a b eh re ve resm i zem in hasıl olmasa anun gibilerden
r esm i çift ve b o z b eh re taleb olunur Feammâ ol yeri sahib-i arz ahara
tabuya virüb veya gayri kimesne ziraat idüb ol zeminden resim v e m ahsu l
hasıl olsa ol vakit resm i ç ift ve boz beh re taleb olunmak câyiz değildir
Meğer ki kanun üzere ekilmeyüb şey-i kalîl nesne olur olsa Anun gibiler­
den dabi hisabınca ala Ol dahi tapuya virilmeyüb hâriçde eker oldukları
takdircedir Ol yer tapuya virilse terk iden kitnesneden kat'â nesne almak
yokdur Ancak resm i b en n â k ve ırg ad iy e alinur
V e anlar ki fakr-u- fâka’ galebe idiüb veya âfet i semavî irişüb veya
talana uğrayub fakir-ül-hâl ve muhtaç halk olub çifte kadir olmayub çifti
bozulmuş olsa anın gibilerden tek ra r beh re ve resm i ç ift alınmaya Ancak
resm i b en n â k ve ırg a d iy e alınan s a h i b - i a r z yerini kime dilerse
vire
V e b e n n â k ve m ü c e r e d den ki sonradan ziraate kadir ola
v e s â h i b - i a r z dan tapuya yer almış olmaya anun gibiler ahar yerde
ve ahar toprakda ziraat itdikde s a h i b - i r a i y e t olan benim raiye-
timsin diyü tekrar behre almaya Bu husûs üzerine çift ve nîm çift kayd­
olunandandır Ol dahi ba‘d-et-tenbih lâzımdır Üzerine çift yazılan dahi
yeri olmayub ‘âciz kalsa sahib i arz dahi yer bulmasa andan dahi tekrar
behre taleb itmek yokdur
B e n n â k ve m ü c e r r e d olan kimesne ayrı yerde ev yapub
otursa ol kimesneye cebr idüb ahar yerde oturma elbetde göç yerüne
gel diyü evin yıkdırm ak yokdur Ancak evlü olduğu takdirde resm i
ben n âk ve ırgad iy e alinur evli olmasa resm i m ü cerred alinur
5. D er bey ân ı resm i ‘aru siy e Kız oğlan ere verilse altmış akçe ‘arusiye-
si almur nısfı erbâb ı timara ve nısf-ı aharı sancak beyine diyü kayd­
olmuş Ve dııl ‘avret ere verilse otuz akçe alinur Anın dahi nısfı sancak
beyine ve nısfı sipahiye diyü kaydolunmuş Ve ‘aru siye kıza nıüte'allikdır
atası kimin raiyeti ise resim anundur Ve kız oğlan her ne yerde nikâh
olursa olsun r a i y a t s a h i b i nindir Ve dul ‘evrat kimin toprağında
nikâh olursa anundur
6 . D er b e ifâ n ı resm i çift v e ispen ç ve resm i ben n âk v e m ü cerred ve
ırg a d iy e
Tamam çift yazılan miisülmanlardan elli akçe resm i çift alinur ve nîm
çift olandan yirmi beş akçe alinur V e her haneye üç gün ırg ad iy e bağ
lanmışdır Ve her günü ikişer akçe takdir olunmuşdur ki altışar akçe
olur Gerekse üç gün ırgadlık itdirsün gerekse akçesin alsun
Ve kefere tâyifesine resm i çift bağlanmamışdır ispenç ta'yin olun-
r muşdur her haracgüzâra yiğirmi beşer akçe Ve müzevvecinden altışar
akçe dahi ırğ a d iy e alınur mücerredinden alınmaz
y, 7. Ve bir kimesne kendi yer’nden ziyade yer eker olsa a ‘lâ yerden
iki dönüme bir akçe ve ednâ yerden üç dünüme bir akçe rem i zem în vire
Ve hariçden gelüb ziraat iden dahi ol minvâl üzere resmi zemîn vire
V e bennâk ve mücerredden çift sürmeğe sonradan kadir olan kimesne
tamam çift veya nîm çift zemin tapuya alub ziraat iderse kanun üzere res­
mi çift vire Resmi bennâk ve mücerred virmeye Ve tapuyla yer tutmayub
ba'zı kimesııelerden yer alub sürüb s a h i b - i a r z yerinde ziraat itmeye
Anın gibiler resmi bennâk ve mücerred vireler
Ve s a h i b - i a r z yerinde eken kimesne dahi olvakit bennâk ve mü-
h cerret resminden halâs olur ki virdüği resm i zem în bennâk ve mücerret
ve ırğadiye resminden ziyade ola Ol vakit anlar alınmayub resmi zemîn
alma R esm i zem în eksik olursa bennâk ve mücerred ve ırğadiye resmi
alına
8 . Feammâ bir kimesnenîn üzerine kaydolunmuş yerde ahar kimes­
ne ekerse y e r s a h i b i resmi çiftin virdikden sonra tekrar z i r a a t i d e n ­
d e n resm i zem în i taleb olunmaya Ziyrâ yer sahibine müte‘allikdır ne
, veçhile kavi idüb ekdirirse ol vech üzere alur Erbâb ı timaıa bu maku-
leden nesne yokdur
9. Ve çift ve nîm çift yazılan kimesnelere sen iki veya üç veya da­
ha ziyade çift ile ziraat idersin diyü s a h i b - i a r z tekrar resmi çift ta­
leb itmiye Resmi cift arza baglanmışdır
10- D er beyân ı ah v âl-i rea y a
Behre alınmak bâbında iki veçhile alınması ta'yin olunmuşdur Biri bu-
dur ki reaya tâyifesin külliyen hasılların getürüb köy kurbinde bir mahalli
harman idüb ölçüb beşde ve altıda ve yedide bir takdir olunan behrelerin
buğdaydan ve arpadan ve gayrıdan ‘ayniyle her cinsden teslim ideler Ve
vâki' olan behrelerin akreb bazara ileteler Akreb bazar odur ki bir günlük
yer ola Bir günden ziyade olursa reayayı ta‘ciz itmiyeler Ve köy kurbine
getürüb bir yerde harman itmeğe ‘aciz olsalar ol vakit beşde ve altıda ve
yedide bir kaydolunduğı üzere beş ve altı ve yedi yerde yığın yığub s a h i ­
b - i t i m a r içinden bir yığın ihtiyar idüb ala Ve reaya cümleden mukad­
dem behreyi döğüb teslim eyleye Ve sahib i timara behre koymak içün
köy halkı dahi bir mahfûz ev veya anbar bulub ba‘dehu kendi mahsullerin
nice dilerlerse öyle ideler
11. D er beyân ı resm i k ış la k ı agn âm
R esm i k ış la k b a ğ la n a n y e r le r e hâriçden bir sürü koyun gelüb kış la sa bir
a'l â koyun alına V e zam an-ı kışlak i'tibârı zem h erid edir 01 v a k it kimin yerinde
bulunsa ol alur V e kendi t opr ağı nd a ot uran kimesnelerden alınmaya hariçden
Ve ba'zı tâyife ahar sancakda kışlar olsa b e n i m s a n c a ğ ı m a d a m ı ­
g e l e n d e n alına
s ı n diyü maktu'
resmi kışlak alınurmış Hılâf-ı kanundur alınmaya Kışlağında zem-
herirde her kande bulunursa ol alur V e s ürü d a h i ü ç y ü z k o y u n d u r
D e r b ey û n -t rü sû m -1 a g n â m
Reaya tâyifcsine iki koyuna bir akçe rü sû m ı ag n â m alınmak üzere ‘âdet-i ka­
dimdir ç o b a n b e g i alınmaz
1 3 . D er b ey ân -ı z en b û r1
Her peteğe iki akçe alınmak iizere kayd olunmuşdır öylece alına V e b i r r a i ­
y e t p e t e ğ i n a h a r s i p a h i t o p r a ğ ı n a i l e t s e nısfın s a h i b - 1 a r z ve nısf ı aharın
s a h l b - i r a i y e t alur
1 4 . D e r b e y â n - ı r e s m i k ış la k c ıy â n
Bir k im e s n e bir ti m a 'd a kış lasa evlü olursa altı a k ç e r e s m i k ış la k alın a Mü­
c e r r e d o lu rs a r e s m i d û d * üç a k ç e alına V e k ı ş l a y a n k i m e s n e k ı ş l a d u ğ ı y e r d e z i r a a t
e y l e s e ‘â d e t üzere r e s m i z e m in virüb r e s m i k ı ş la k a lın m a y a V e ldşlakçl olar k i­
m e s n e Üç yıladek r e s m i k ı ş la k virüb üç yıldan ziyade olursa r e s m i b e n n â k alma
1 5 . D e r b e y â n ı r e s m i â s iy â b
T a m a m yıl döner â siy âbdan altmış a k ç e v e altı ay d ö nerd en otuz a k ç e v e üç
ay d e n e r d e n on beş a k ç e r e s m i â s iy â b alına
D e r b e y â n - ı d cştb tin i3
B ir kim esnenin d av arı ekinlüğe girüb ziyan e y le se zararı tazmin i t di r di k de n
sonra d a v a r s a h i b i n e b e ş a ğ a ç ur ub b e ş a k ç e s i n alalar A m m â makt u' itm iyeler
D e r bey ân -ı ırg a d iy e-i şeh irlü yân
17. Şehirlü tâyifesinden resm i ırg ad iy e alınmayub her müzevveç hane­
den on iki akçe resm i b en n â k ve her mücerredden altı akçe resm i m ü ­
c erred alınur
D er b ey â n ı şahn eğî'
18. R e s m i şa h n eğ î diyü yiğirmi kilede bir kile alınurmış Ve mahsu­
lü ölçdüklerinde sancak beyi âdemleri ve sipahilar beş on at yemin alub
reayayı ta‘ciz iderlermiş Hilâf-ı kanun olmağın ref‘ olunmuşdur diyü def­
teri ‘atikde mukayyeddir Feammâ köy ölçülünciyedek sipahinin bir atı­
na yem ve bir adamına yemek virmek lâzımdır diyü kaydolunmuşdur
1 9 . D e r b e y â n -ı b a c - ı 'ııb û r v e t a m g a v â t
B ir kelle nîl ‘ubûr itse iki bin a k ç e olsa altmış a k ç e alınurmış V e eğer dört
bin a k ç e olsa yilz yiğirmi a k ç e alınur imiş ki y ü z d e ü ç a k ç e olur V e e ğ e r satılur
olsa anın zı‘fı alınurmış ki yüzde atı a k ç e olur V e Ye z d î v e e ğe r K âşi5 yüki g e lse
v e e g e r yüki a ç m a y u b g e ç ü b g i d e r o l s a her at ve katır yiikinden üçyüz yetm iş
beş O sınanî a k ç e alınurmış V e satılur olsa yüzde altı a k ç e alın urm ış Ve Firengı
v e B u r s a a k m işe si dahi bu üslûb üzere alın urm ış V e çuka yüki ‘ubûr itse at ve
katır yükünden ikiyüz a k ç e alınurmış V e ketan ile a t ve katır yüki ‘ ubûr itse yine
ol üze re V e hu m ezkûru ndan d e v e yüki ‘ ubûr itse yine ol minval üzere alınurmış
At v e katır yükinin bir lıucuğı alınurmış V e m erkeb yüki ‘ubûr itse at v e katır yü-
kinitı nisfı alınurmış V e ha rîr yüki ‘ubûr ilse at ve katır yükinden üçyüz yetm iş
b e ş a k ç e v e d ev e y ü kind en bir buçuk at yüki h is a b ın ca alınurmış ki beş yüz altmış

u i j j r ' - ’ o v . j 1 [ 2 j >.»> r - j [3| j u & j i4 ! 15 ] y *


iki a k ç e olur ve m e r k e b yüki ‘ ııbûr ilse at v e katır yükinin nısfı alinur imiş ve
h a rîr satılur olsa bir batmanı ki sekiz yüz dirhemdir v'-di O sm an a k ç e s i olımır-
mış Ve rendin elvan ibrişim ‘ubur itse yü zde iiç a k ç e b a c alınurmış V e s a tıls a
vüzde altı a k ç e tamga alınurmış V e ş e k e r yiiki ‘ubur itse at v e katır yiikinden
O sm an a k ç e s i y le yüz elli a k ç e alınurm ış V e d ev e yiikinden ikivüz yiğirmi b e ş
a k ç e ki bir buçuk a t yiiki lıisabı olur V e m erkep yiikinden at v e ka tır yükinin
nısfı alınurmış V e H asan k e v f ‘ a b a y îs i ‘ ubur itse her ‘a b av î b a ş ın a y arım a k ç e
bacı ‘ubûr alınurmış V e satılsa bir a k ç e v e bir pul alınurmış V e Mardin v e H a­
s a n k e v f sofi ‘ubûr itse her sof b a ş ın a üç ru b u ‘ b ac alınurmış V e s a tıls a h e r sof-
dan bir buçuk a k ç e b a c a l ı r u ı m ı ş V e Mısır ‘a b a y is i ‘ubûr itse yü zd e üç a k ç e
b a c alınurmış ve satılsa yü zd e altı a k ç e ta m g a alınurm ış Mardin muhay-
y e r iî 'u b u r itse her birinden bir a k ç e bac a lın u rm ış ve satılsa iki a k ç e tam ga
alınurmış Ve a tt a ra müteallik olan ‘ıtri kısmından ‘ubûr i 's e at ve k atır y ü -
kindeıı yüz a k ç e v e met kel) vükindeıı anın nısfı ve d e v e yiikinden yüz elli a k ç e
alınurmış Ve satılsa yüzde altı akve ta m g a alınurmış Ve k a la y v e nişadır ve s ü ıb
ve tunç ve bıç ak v e pûlad ve tutya’ v e laden ve b u n la r a nisbet nekim
vardır ‘ubûr itse kıymete tııtılub yü zd e üç a k ç e b a c alınurmış v e sa iıls a yüzde
altı a k ç e tam g a alınurmış V e bulgari 'ııb ûr itse h e r ( İan e sin d e n bir buçuk a k ç e
b a c alınurm ır v e satılsa h e r »İanesinden üç a k ç e tam ga alınurmış V e demür v e
sabuıı ve lıııına ‘ ubûr its<* at ve katır yiikinden yiğirmi beş a k ç e b a c alınurm ış
v e d e v e y ü kü nd en otuz yedi buçuk a k ç e alınurmış v e mertek yükünden on iki
buçuk a k ç e alınurmış ve satılsa yüzde elli a k ç e alınurmış V e ııa ‘ 1 ve mıh ‘ubûr
itse yüzde iiç a k ç e b a c alınurmış V e satılsa yüzde altı a k ç e alınurmış V e kepkebi
(K e p e n e k )-1 'u bû r itse bin d a n e s in d e n üç ıu b u ‘ b ac alilim m iş s aiıls a heı bininden
bir b u ç u k tamga alınurmış Fülfül v e zencebiH v e ceviz v e karanfil ve daıcıtı v e
anzarutr’ ‘ubûr itse kıy m ete tuıulub yü z d e iiç a k ç e b a c -ı ubûr alınurtnıış ve s a ­
tılsa yü zd e altı a k ç e tamga alınurmış ve kalem g e lse at yükünden ki her yük y ir­
mi dört bin ‘a det ola elli a k ç e b a c -ı 'ubur alınurmış v e d ev e yükünden yetm iş
b e ş a k ç e ve m e r k e b yükünden yirmi b e ş a k ç e alınurmış ve s atıls a yîr e bu üslııb
ü ze r e alınurmış Ve B a ğ d a t çinisi ‘ubur itse kırk çin id e bir çini alınurmış v e s a ­
tılsa yiğirm id e bir çini alınurm ış Yağ v e bal ve peynir v e ş e m ‘ i ‘a s e l ve b e k m e z
v e badem ve meviz (>„>>) ve sunım ak v e n ardenk ve koz v e muhalleb ye m iş'1
v e birinç ve hurma ve bunlara n i s b e t ııeklm va rd ır ‘ubur itse yü zde üç a k ç e bao
alınurmış ve satılsa yiizde altı a k ç e t a m g a alınurmış V e bu m ezk urân k e l e k ile
geldiiği m ah ald e s a tıls a ve e ğ e r g e ç e r o lsa b a c alınn ayııb yüzde altı a k ç e ta m g a
alınurm ış V e çugatı ve n em ek7 ‘u bu r itse yiğirmide bir a k ç e tam g a alınurmış v e
s a t ıls * kırkda bir a k ç e tamga alınurmış Ve hariçden y a ş yem iş geliib s a tıls a on
dörtd» bir a k ç e alının mış Ve şe h re kavun ve karpuz geliir olsa b ev v âb î diyü bir
karpuz v e kapn n dârî bir karpuz ve m u htesibi dahi bir m ikdar a k ç e alup ve tam ga-
cı dahi ondörtde iki a k ç e a lın m ış V e hnkfcı ceribs diyü s a n c a k beyleri dahi iki
e v le k bostandaıı bir a k ç e ahırm ış ve bu cümle bid at olduğu sebepden ref' olu­
nub tamgaya bağlanub kavun yiikinden bir kavun ve karpuz yükiııden bir karpuz
tam g a için tayın olundu
Ve b o sta n cılard an öşür üzere beherleri s â h I b - i arza ta ‘yin olundu Ve

[11 «-il:* [2] s [3] ( [4] j j jiU [5]


[6] j s ^ * 3 j J l f ' ) ]7) J-U (81 |9] lif*] i'_,r j
[ 1 1 ] (V ı ) y-J
h ıy a r v e ter'u zi9 (?) y ü kind en n e s n e a lın m a y a V e se b z e v a t kısmından y iğ irm id e
b ir t a m g a alın a öküz ve ırg a tla ku yudan su ç e k i ib ziraat itdikleri sebepden
V e bu ndan e v v e l Musul k ö y le rin d e n gelen zükrek’ 0 ve nuhut v e m e r c i m e k
v e b a k l a v e l u b i y e 1* ve s o ğ a n v e zeytun c in sind en ondörtde bir a k ç e t a m g a
a lınurm ış A m m a s a h i b - i a r z a b e h r e s in v ir m e z le r imiş lıâliyâ sah ib -i a r z a
b a ğ l a n u b m i n b a 'd Musul k ö y le r in d e n bu b id 'a t a lın m ay a V e hâriçden gelürse k a ­
nu nu k a d im le ri üzere alm a
V e liv â - i m e z b û re ku râsınd a p e n b e ile küncüddeıı* tam ga alın urm ış yine
m u k a r r ' r kılındı V e v e liu icl nâm k a r y e l e r kadîmde n bu tam g ayı v e ta m -
gayı v ir m e z le r m iş onların d ahi tam gası alına V e h e r kelekd en b e ş b ağ odun ai<-
n u rm ış ol a lm a d a h a z iy a d e a l ın m a y a V e odun ke le ğind e n gayri kelekd en o n b e ş
a k ç e alınurm ış y i n e m u k a r r e r kılındı V e lıâriçd e ıı gelen geven câm usm h am g ö ­
nünden ‘ u b u r i tse h e r gönd.eıı bir buçuk a k ç e a lın u rm ış v e s a lıl s a l<<zalik ö y le
a lın u r V e d ib a g a t o lu n m u ş gön v e sa hıiyan h â r iç d e n gelüb satılsa yedi a k ç e d e
b ir a k ç e alın urm ış Hâliyâ yü z d e b e ş a k ç e kaydolundu (V e hâr icden gelen yü nd en
v e kıldan onda bir alın urm ış Hâliyâ yü zd e b e ş a k ç e k a y do lun du ) Y e hâricder.
ge le n yünden v e kıldan onda bir alınurmış H âliyâ yü zd e beş a k ç e alınmak ü z e r e
k a y d olundı D efteri ‘a tik d e mukay.vetdir
( D e r b ey â n -ı b a z a r - ı e s b v e e s t e r v e d e v â b )
20. At ve k a t ır v e d e v â b s a tıls a s â b ı k a yüzde beş a k ç e alıııur imiş D e f t e r i
‘a t i k d e nısfı r e f1 olunub iki yü zd e b e ş a k ç e (kaydolunmağın de f t e r i c e d i d e dahî
i k i y ü z d e b e ş a k ç e b a c kaydolundu) nısfı a l a n d a n v e nısfı s a ta n d a n alınub ziya­
de a lın m ıya
D er b ey ân -ı kap n n d ârî
21. Nıl ( j.-’ ) ‘ ubur e t s e h e r k ile sin d e n iki a k ç e kapandâri alınurmış v e
s a t ı l s a dört a k ç e alınurmış Nil ( ) kap ana urulm azm ış ol s e b e b d e n alın m ak
hilâf-ı k a n u n d ır v e k a p a n a gelüb s a tıla n e c n â s t a n af v e k a tır yükinden h e r cin s-
d en ikiyüz dir hem alınurm ış v e m e r k e b yükind en yüz dirhem alınurmış yine oî
minvâl ü z e r e m u k a r r e r kılındı diyü m u k a y y e d der d ef t er- * atik K apana gelüb s a tı­
lan e c n â s d a ç a t v e k a t ır yü kind en h e r cin sd en ikiyüz d irhe m alırımmış Girü oh-
geldügi ü z e r e ipka olundı V e nii ‘u bu r itse v e ‘ ıtrî yüki ‘ubur itse d e f t e r i ‘a t î k d e
resm i k a p a n ı m e fr u ‘ kay do lun m ağ ın defteri c e d id e dahi m e fru ‘ kayd olundı
D e r b e y â n - ı bâC -ı s e f in e
22. S u m m a k Jlr» ve ba l v e v a ğ ve peynir ve bâdem ve s a ir b u n la ra
nisbet fevâkılı kıs m ından a t v e katır v e m e r k e b yükinden bir a k ç e v e bir m a n k u r
alınurmış v e bir man.kurı g e m i h a r c ı içün v e b ir m anku run fellâh (mellâh) alurmış-
v e iki m an ku r ş a l ı n e d â r alub m a 'd â s ı m î r i içün alınub kavını v e k a r p u z ­
d an n e s n e alın m a z m ış V e g aileden at v e katır yükinden üç rubu1 ki altı m e n k u r -
dır ve m e r k e b y ü kind en b u çu k a k ç e a lınurm ış ve ş a r a b ın at ve katır yiikinden
üç ru b u ‘ a lın u rm ış V e p enbenin at v e k a lır v e m e r k e b yükinden d o ku z m an ku r
alınurmış ki bir a k ç e v e b i r m a n k u r o l u r Ve ye m iş yiikiıı a ç a r l a r imiş h â k i m
olan m e n ‘ idüb a ç d ır m a y a V e c ân ib -i şarkîd e n k a s a b koyun getürüb sudan g e ­
m iyle ‘ubur e d e r o lsa koyun b a ş ın a r u b u ' a k ç e virm ek kanun olub zikr olan rub«ı‘
akçenin sülüsü gem i fe llâhlarm ın v e sülüsânı t a m g a içün a lu n ıın ıiş Hâliyâ ia m g c ı-:
agnâm içün iki a k ç e biri sa ta n d a n v e biri aland an takdir olunnuışdur B u sülüsânt
» a h s u b ^ l u b ol bir a k ç e d e n a ş a g a v arıla
D e r b e y â n - ı ‘ a s e s iy e
23. Ş o l dükkân ki d em ür kilid ile kilid lenüb ‘a s e s b e k le r h e r dükkândan
ayd a bir a k ç e alın u r Ve suçlu tutulan k im e sn e le rd e n c e r im e alınsa ol c e r im e a k ç e s i ­
n d e n ‘a s e s öşrün a la tutulandan a lm a ya A m m â yatsu na m azınd an son ra ışıksuz
gezen tutulub teftiş olmak v ard ır.
D e r b e y â n - t k a s s a n ki gâzırlıkdır ( j. » £ J j j j t T 4"
24. B u n d an e v v e l bir ka f t a n bezin den altı matıkur alınub bir m a n k u r v e sü­
lüs b e ğ 1 i g e olub m a 'd â s ı kendünin ücreti imiş B e ğ 1 i g e (defteri ‘atikd e
mîri içün) alınan bir m ankur v e sülüs (bld‘ad olmağın ) r e f ‘ olunmuşdur V e B a ‘l e-
bekîd en bir a k ç e ve altı mankur alınurmış üç m a n k u n b e ğ lig e v e m â 'd a s ı k e n d ü ­
nin ücreti imiş V e dülbendden bir buçuk a k ç e alınurm ış üç m an ku n b e ğ 1 i k
içün v e m a ‘dâsı kendü ücreti içün alınurmış B e ğ lig e iplik üç m an ku r bld'a t o lm a ­
ğın r e f ‘ olunmuşdur deyii kayd olunmuş d e r d e[ter-i a 'tlk [*)
D e r b e y a n ı ı ta m g a i siy a lı
25. B ir top B a 'le b e k îd e ıı bir buçuk a k ç e ta m g a -i siy a h v e dokuz mankur s im ­
s a r ı alın urm ış Y i n e ol minval üzere m u k a r re r kılındı V e h e r d iilbrndden bir a k ç e
ta m g a alınıır d e 1 1 a I ile satılm ağın s im s a r ı a lın m az V e s â y ir in c e b e z ve rengin
(rengâmin) gelüb satılur olsa yiğirm id e bir a k ç e alınur iplik k u şa k ki a f j ' t Çar-
kezi ola çârkezıs in den bir m a n k u r v e kuşağından ki on v e on iki a g ç e ( g * ) ola
ikt man kur a lm a V e ibrişim câ rk e z îs in d e n anın z ı‘fı alına V e k u n d an j . - j j j bakır
(kurs bakır ) ‘ubur itse yiğirm i iki p ara alın urm ış ve satılsa kırk beş a k ç e
ta m g a alınurmış Ve bakır avadanlığı J l s i j j t ‘ubur itse at v e k atır yükinden kırkda
bir a k ç e alına ve satılsa yiğirm id e bir a k ç e alın a V e deve yükinden e ğ e r satılsa
ve g e r ‘ ubur e t s e bir buçuk at h e s a b ın c a alına V e m e r k e b yükünden nısf-ı at lıe-
s a b ın c a alına V e s a k a t v e köhne b akırd an kırkd a bir ta m g a v e rir le r m iş ve ‘ ubur
dan s e k s e n d e bir a k ç e alınurmış
V e «iLkıi» (n a 'ı ld an e g e r ) s a tıls a yiğirm id e bir a k ç e v e ‘ubur itse kır kd a bir
a k ç e alınur
Ve bundan ev vel d e k k a k iy e deyii her B a 'le b e k îd e ıı d okuz m a n k u r alı­
rı u r m ış üçl b e ğ lik ve altısı ü c re t-i d e k k a k iy e imiş (alına Amm â zikr olan üç mankur
ki beğlık imiş bid'a d olmağın rfef‘ olundı) H âliyâ altı ftıankur ü c re t alın m ak üz e re
m u kay yed d er d efteri ‘atik
D e r b e y â n -t b â z a r ı rişte
26. İnce ipltk ki B a 'le b e k î v e dülbend içündir h e r Ş a h r u h î d e n ki d ö r t b u ç u k
O s m a n a k ç e s i d i r bir man kur alınurmış Yoğun Cıy> iplikden n e s n e a lın m az Y o ­
ğun (denilen iplik şol iplik imiş) oldur ki nügisi üç v e dört v e b e ş a k ç e y e satıla
(and an ne sne alınmazmış ı V e (beş a kçe d e n tecavüz edüp dahi ziya d e ye s a t ı-
lıır<& inceden ‘addolınub dört b u ç u k a k ç e d e n bir m a n k u r alınur V e c u l l a h kuyu­
sundan a y d a iki a k ç e alınurmış ' R e f ‘ olunm tışdur devü m u k a y y e d d e r defteri
‘atik Hılâf-ı kanun olmağın r e f ‘ olundu)
27. D er bey an -ı ihtisâb
Eksik satandan dirhem başına bir akçe cerim e alma Ve yılda nice
d e fa ma‘rifet-i kadı ile narh verilse n a r h ç e lik 1 alınub ziyade nesne alın­
maya Ve dirhem başına bir akçe alınan dahi dirhem ile satılandandır Az
kıymetlü nesnelerden değildür Kıymetine göre birer mikdar alına
[*] 735 num aralı defter fl] i.j
28. D er b ey â n -ı cerâitn
Raiyet kimin ise c e r îm e yi ol alur Şehirlerde oldı diyü sancak beyi
dahletmeye Nısf ı cerime i reaya erbâb i timara bağlanmıştır nısfı sancak
beyinindır S e r b e s t • . . timar iken nısf-ı uhrâsına dahi dahletmeyeler
Meğer siyâsete müstahak olmuş ola Siyaset itmek sancak beyine nıüte-
‘allikdir Ve siyaset lâzım olan kimesne ahar yere alub gitmeyüb mahal­
linde günahına göre olmak gerekdir Ve siyaset bedeli akçe alınmaya Ve
siyaset olandan c e rîm e alınmaya Ve bir kimesne kan eylese ganî olsa
dörtyüz akçe ve evsat-ul-hâl olsa üçyüz ve ednâ olsa ikiyüz akçe c erîm e
alına Ve göz çıkarandan ve el düşürenden bu i'tibar üzere gani olsa iki­
yüz ve evsat-ul-hâl olandan yüzelli ve ednâdan yüz akçe cerîm e alına V e
ok ve kılıç ve hançer ve gönder' ve bıçak ve bunun emsali alât-ı harb
yarasından bu i'tibar üzere yüz elli ve yüz seksen akçe alına Ve diş çı­
karandan a ‘lâ ve evsat ve ednâ i'tibarınca yiiz ve seksen ve elli akçe
alına Siyaset yoktur Ve baş yarub kan çıkarandan otuz akçe ve kara be­
reden yiğirmi akçe alına Ve oğrudan ve haramiden cerîm e alınmayub cür-
mine göre siy a s et oluna E rb â b ı Umardan ve ehalî-i berâtdan c erîm e
alın m ak hilâf ı kanundur anların cerimeleri te’dib ve gûşmâldır- V e
günahları ziyade olsa m ansıbları alınm akdır V e eğer ber-muceb-i şer*
ve ö rf siy a set o la c a k ahvâl olursa b a'del ‘arz oluna Ve zinâ idenden
ergen olsa bu i'tibar üzere iki yüz ve yüz elli ve yüz akçe alına
2 9 D er beı/an -ı c iz y e-i g ebrân
Livâ-i mezbûre keferesinin cizyesi mukaddemâ ziyade alınmakla reaya
mabeyninde ihtilâf olub ağniyâ ve fukaramız i ‘ti barı olunmaz diyü şikâyet
itmişler imiş Ol sebebden her nefere kırk altışar haraç vaz‘ olunub min­
ba'd bu veçhile cem* olunub ve haraciler mâl-i mirîden raa'dâ haracîden
ve nâ-baliğ oğlanlardan ve haylıdan mürd olmuş keferenin haracın mevcud
olanlardan almakla nice karyeler harab olub pâye i seıîr-i a'lâya arzolu-
nub minba'd mirî içiin alınan haraçdan ma'da kendüler içün birer para
alub bir akçesin e m i n ve bir akçesin k â t i b mutasarrıf oia Ve kuzât
imzalarıyçün ziyâde akçe alurlar imiş Alınmamak üzere ferman-ı ‘âli vârid
olmağın deftere kaydolundu diyü mukayyed der defteri ‘atik
(Bu ta fs il ta rih in d en so n ra ik i d e f' a culûls ı hüm âyûn v âki' olm uşdur)
30. D er bey ân -ı câ m ıısy â n ,
Bundan evvel her câmusdan on yedi akçe alınurmış Ol ref‘ olunmuş-
dır Ancak karye-i Kâfir Zamanda 3 maktu' kaydolunmuşdıır Ve sâyir kurâ-
da ondan ziyade olmazca alınmaya ki resm i b en n â k bağlanmışdır Ve dişi
koyundan dahi sabıka ba‘zı rüsum alınurmış Hâliyâ ‘âdeti ağnâın kaydo-
lunmuşdur diyü mukayyed der defter i ‘atik
31. D er b e y â n -ı ulnshâ-i liv â i M usul
Livâ i mezkûrenin kadimi ulusâtından yüzde bir koyun z e k â t ve hâ-
ricden gelüb mütemekkin olan uluslardan dahi bir koyun z e k â t diyü alı -
nur Ve livâ i mezbûreye h â r iç cem‘ine varan Hudâvendigâr kulları kanun
üzere ikişer akçe alalar ziyade almayalar
XLV
ERZİNCAN KANUNU
İst an bul B a ş v e k â l e t A rş iv i
D e f t e r n u m a ra sı : 7
T arihi : 1516 (9 2 2 )

Defter-i müfredât ve mahsıılât-ı vilâyeti Erzincan


1. T a f s i l -i kanum ıame-i vilâyeti Erzincan Mahsulât ı kurâ b e r m uceb-i kanun i
Osnıani ve b âe ı t a m g a lıer m uceb-i kanuni H aşan p a d i ş a h 1
2. E v v e l vilâyet-i mezkûrd a vâki* olan r e a y a ki m ü slü m anlar dürürler Anla-
run kitıı çifti olub ve bi r çiftlik z e m i n zira' a tine kad ir ola anlarım gibiden r e s m i
ç ift dtvii ellişer O sm an a k ç e l e r in alplar Ve an larım kim çifti o lm aya v e y a bir h a ­
n e d e te k ra r m ü z e v v e c ola anlarım gibiden on ikişer a k ç e r e s m i b e n n â k a l a la r
v e a n la r kim m ü c e r r e d o lalar a ta la rın a lıidmet e d e r olm ayu b ‘a lâ h id e 2 kendü öz
kârlarında o lalar a n lard an a l tışa r a k ç e r e s m i c a b a b e n n â k a la la r
V e k e f e r e t a i f e s i n d e n bu z i k r o l a n r ü s u m a l ı n m a y u b a m m â h e r haraegüzâr
n e f e r b a ş ı n a yi rmi b e ş e r a k ç e is p e n ç a l a l a r
V e çifti olm aytıb bennâk ad ında olan m üsü lm anlaru n birer m ikd a r ziıa'a tlari
olsa zira'atların a göre lıisab idiib h e r iki d ö n ü m ü n e bi r a k ç e - i O s m a n i ala la r
V e bu zikrolan riisûm ki takrir olundu e g e r miisiilman ve « e r k e f e r e taife­
sidir bunlarım a l ı n m a l a r ı n ı n m e v s i m i e v v e l b a lıa r evâil-i martda8dır Ol vakit a l a ­
la r andan m u kad d em a l ı n a y a l a r
3. V e z ira'a tle rin d e n e ğ e r njüsülman ve g e r ke fe re d ir h an t s üzere a la la r ol
ü z e r e Icayd otuhdıır Amm â m ü sü lm anlarıın b a ğ la rın d an ve p enb elerinden ve
m e y v e le rin d en ve ho sta nla rınd an y e d id e b ir alına ö y le kayd olubdur
4 . Ve ş e h i r t a i f e s i n ü n miisülm anlarından b e n n â k r e s m i a lın m a y a k a y d olma-
yııhdtır Ve gallavatların dan ve g a y ri her neleri kim v ard ır ö ş ü r üzere a l ır a öyle
m u kay ve td ir
5. Ve r e s n ıi 'arn siı/e kız oğland an altmış ve dul ‘avratdaıı otuz a k ç e re s m i
‘arû siye a l a la r Kız oğlan her ne y e r d e nikâh olur ise olsun atası ne veriin râ'iyeti
i s e anun sipahisi ala Ve dul ‘a v ı a t her n e y e r d e nikâh olsa re sm i ‘a ru siye st anda
alına
6. Ve r e s m i ‘a s e l hasıl olan baldan ö ş ü r üzere alına
7. Ve r e s m i â s iy a b her âsiy abdaıı a y d a b e ş e r a k ç e lıisabı üz e re a lalar ki yıl­
lığı altm ış a k ç e olur
8 . Ve a d e t i a ğ n a m her iki kovuna bir a k ç e alın a
9. Ve r e sm i y a t /la k her y a y la k ç t olan k im e sn e le rd e n ki ç e l ıa ıp â 4sı ola h e r
han ed en birer niigi y a ğ a la la r iki yüz dirhem ola
10. Ve c e r a y im - i h a y v a n â t içün dahi ya at v e y a sığ ır e kin e girtib ziyanlık5
e y l e s e h e r d a v a r başına b e ş e r a k ç e cü rm ü n a la la r V e ekin sahibin in ziyanlığın
dahi hay v a n â t sahibind en ö d e d e le r Ve h e r d a v a r b aşın a s iy a s e t içün s a h ib in e b e ­
ş e r a ğ a ç dehi u ralar B u h u s u s i çün h e r h a n e d e n ma k t u - a k ç e a l m a y a l a r

{11 üj-ts -W j j ’ ■
—$ ) eyi Jis
' * £ i jrl»i (2| ••>■»• J c [3] » * t j (4] [5 ] J l A j
V e gallav âtm kıym eti hususi dahi Utambul kili üzere hisab olunub
ki yiğirmi vakıyye 1 olur sekiz akçe buğday kilesi ve altı akçe arpa ve
daru kilesi ve beşer akçe şıranın batmanı ve iki akçe meyvenin batmanı
hisab olub hâsıl bağlanubdur Am m â sahib-i tim ar olan heman ‘ayniyle
behresin alub dahi kendüsi bey* ide artuk ve eksük ol assı- ve ziyan
kendünündür re ayadan akçesin taleb etm eye kanun değildir
12. Ve vilâyet-i Erzincanın vakfolan kurâsından Jan kadimin onda üç
ahnugelüb ikisi d i v a n î ve birisi m a l i k â n e ki vakf içün alınur imiş
Girü evvel üzere onda iki divanı ve birisi vakf içün kayd olub divanîsi
timar olub ve vakfiyesi mesâcid ve medâris mülâzimine ta'yin olub yerlü
yerine kayd olundu [*].
Tafsil-i tamgay-ı siyah ve bâcı büzürk der Erzincan ber muceb-i k a ­
nuni Haşan padişah
13. H arir yiiki o lsa on b atm an hâlis ibrişimi olanın iki b atm an ın aşağı varub
sek iz b a tm an ın h is a b idüb b a c alu rla r imiş B a t m a n o la n on iki nügi im iş ve her
nügi yüz a ltm ış d irh e m olur imiş v e h e r b a t m a n bin dokuz yüz yiğirmi dir hem
olur im iş B u zikrolan H a ş a n p a d iş a h b a tm a n ıd ır V e h a r ir yükünin her b a t m a ­
nın a s e k se n bir k a r a c a a k ç e b a c a l u ı l a r imiş On k a r a r a a k ç e sin K em ah bâcı ve

[*J A y n e n zikrettiğim iz bu E r z in c a n kan u n u n u n bulunduğu d efte rd e a y r ıca


b ire r K e m a h ve B a y b u r t k a n u n l a r ı da m e v c u td u r. B u kanunların ilk kısım ları E r ­
zincan kanununun aynıdır. Y a l n ız 11 v e 12 nu m aralı m a d d e le re tekabül eden son
kıs ım la rın hususî bir e h e m m iy e ti haiz o lm ak d ola yısile, b u r a y a not halinde ilâve
e d ilm e le ri m ü nasip görülmüştür:
K e m ah kanunundan:
V e gallavâtın kıymeti b u ğ d a y d a n ki İstanıbul kili ola s e k i z e r a k ç e ve arpaya
ve d a ru y a altışa r a k ç e ve pe n b e n in b a t m a n ın a ki on iki nügidir altmış a k ç e ve
ham ir b a t m a n ın a b e ş e r a k ç e v e m e y v a batm an ına ikişer a k ç e Bu zikrolan b aha-
y ilc ku rânın mahsulâtı b a ğ la n u b d u r A m m â ol k im e s n e le r kim kutâ mahsulâtına
m u t a s a r rıfla rd ır e ğ e r iim e râ v e g e r z u ‘a m a ve g e r e ıb â b - ı tımar v e g a y rıd ır def­
te rd e v e k a n u n n a m e d e b ö y le k ay d olı bdur bu k ıy m e t ü z e r e re 'a y ad an a k ç e t a ­
leb o lu nm ak kanun değ ild ir h e m e n k an un ‘ayn iy le hasıl olanın alm akd ır E ğ e r
ziyade b a h a y a s a tıls a . . . v e e ğ e r e k s ü ğ « a s s ı v e ziyan sahib-i timaru ndır
B a y b u r t kanunundan :
Ve g a lla v â tm kıy m eti husu si d ahi Istam b u l kilesi üzere hisab olunub ki yi-
ğirmi v a k iy y e olur s ek tz a k ç e b o ğ d a y kilesi v e altı a k ç e arpa ve daru kilesi lıi-
sabı üzere h a sıl b ağlanu b d u r A m m â s a h ib -i tim ar olan k im esneler hem an ayn iy le
b e h r e s i n alub d ahi ke n d ü si b e y ' ide zayid ve n o k sa n her ne kim vâki' o l u r s a
kendünündır r e ‘a y a d a n a k ç e s i n t a l e b e t m e y e kanun d eğ ldir
Ve v ilâye t-i B a y b u r d v e ku rasınd an ki b e h r e alınur imiş ‘an kadimin düstur
bu ki o n ü ç k i l e d e d ö rt kile alınur imiş Üçü d i v a n i v e birisi m a l i k â n e
im iş ki b a 'z ı k u râ n ın m a lik ân e si nefs-ı ş e h r i B a y b u r d d a m e s â c i d v e m e d â r i s e
vakfolub n a k id alınur imiş H âliyâ vilâyeti m e z k û re y a s a n u b d efte r oldu kd a hum s
ü z e r e g a lle v â tla rı kayd olub b a d e z â n û’j'- H on üçde b ir dahi m â lik ân e h i s s e s i n ­
den vakf içün kayd o lu b m e s â c id ve m e d â ris v a z ife s in e ta'yin olundı

a
y e tm iş k a r a c a a k ç e sin Iır z in c a n b â c ı ki üç k a r a c a a k ç e bir Osm anîdir V e her b a t ­
m an d a dört k a r a c a a k ç e t a m g a -i s iy a h dır Ve her b atm a n d a h a k - k u l- k a le m ' bir k a ­
ra c a a k ç e v e r e s m i k a b ız û n e 2 dahi bir k a r a c a a k ç e alurlar imiş bu zikr olanları
i i i c c a r taifesinden alurlar imiş v e rehdarltk dahî h e r y ü k d e altı k a r a c a
a k ç e a lu rla r imiş V e T e r â k î m s (*SV) ta ife s in d e n her b a t m a n d a n elli b e ş k a r a c a
a k ç e alurlar imiş on a k ç e s i Kemah b a c ı v e kııic beş a k ç e s i E rz incan bacı ve dört
a k ç e s i tam g a-i siy a h ve bir k a r a c a a k ç e hak -ku l-k alem v e bir k a r a c a a k ç e k a b ı-
zâne ve altı k a r a c a a k ç e d i h d a r h k 3 V e iıti*" s >s£ kumaş ki h a rîr baft ola Anun g i ­
b ilerin b atm an ınd an yü z altmış k a r a c a a k ç e bâ c a lu rla r imiş yirm i a k ç e s i K e ­
mah bacı v e yü z kırk a k ç e s i Erzincan bacı ve her b atm an d a sekiz k a r a c a a k ç e
ta m g a y ı siy a h alu rla r imiş V e iki k a r a c a a k ç e h a k -k u l-k a le m v e iki k a r a c a a k ç e
kab ızân e alu rla r imiş Bunlaru n ‘ubûrları b a c - ı b ü z ü r k d ü r V e ş e h ir d e b e y ‘ o l s a
t a m g a -i s iy a h iy e alu rlarim iş
V e yukarı cânibden gelen mürd ebârın ki tutya yüküdür h e r yükiyıd eıı iiçyüz
k a r a c a a k ç e V e h o ra s a n ı yü kü nd en yüz elli k a r a c a a k ç e V e lök yü kü nd en altıyiiz
t a r a r a a k ç e Ve kurt (kuzu) kulağı4 yükünden üç yüz k a r a c a a k ç e v e ş î r - i hn şt (k)5
yükünden iki yüz k a r a c a a k ç e alınır imiş v e . . . . h e r kilesinden üçyiiz k a r a c a a k ­
ç e b ac alın ur imiş ‘ ubıır i tse V e ak sakız yükünden s e k se n k a r a c a a k ç e ve k a s ­
nı'’ yükünden vüz elli k a r a c a a k ç e b u n la r dahi ‘ubûrdadır Ve piilad yükünden üç
yü z k a r a c a a k ç e Ve e sir taifesind en her neferd en yüz elli k a r a c a a k ç e bunlar
d ahi ‘ ubûrd ır ba c a IVallu kd ur V e e sir taifeden s a tıls a her n eferd en yüz elli k a r a ­
c a a k ç e bar. alu rla r imiş in c ü d en ve m is k d e n kırk m is k a ld e n bir m ıs k a l alurlar
im iş Ve yukaru cânibden gelen mıskalı' ve (?) gibi ve s ây ir a km işe ş e h ir d e s a ­
t ıl s a t a m ğ a la y u b v e Rum vilâyetinden gelen a k m iş e kısmı her n e olur ise olsun
s o f ve tafta ve çııka ve v a le 7 v e bunlara n isb et nekım va rd ır yü zd e b e ş alurlar
imiş Ve dikilmiş kaftandan ve dikilmiş çu k ad a n ‘a m e l almış ibrişimden n e s n e
a lın m a z imiş Ve sol satılsa ta m ğ a la y u b a v a r e s i n d e n 8 altışar a k ç e
V e T ra b z o n d a n ge le n ketan şeh irde satılsa her (lopundan on k a r a c a a k ç e
a l u r l a r imiş her ne taife olursa olsun Ve T ra b zo n d a n ketan elbise y ü k d e yüz elli
k a r a c a a k ç e alurlar imiş
V e Rum dan gelen bakır ma'mul olsa v e kal'ideıı v e ş ek e rd en v e sağrıd an
ve gönden ve nulgarlde'n ve b ıçakd a n v e sâyir dahi Iıurd avâtından bu zikrolunan
n e s n e l e r şeiır-i Erziııcanda satılsa yüzde beş tam ga alınur imiş Ve siikker yü kün­
den beş yüz k a r a c a a k ç e ah ır la r imiş V e kal ‘t v e sof yükünden d a h i üç yüz k a ­
r a r a a k ç e a lu rlar imiş V e sağrı yükümlen dört yüz k a r a c a a k ç e V e bulgari yükün­
den iki yüz k a r a c a a k ç e Ve b ıç a k yükünden üç yiiz k a r a c a a k ç e V e bakır yü kü n­
d e n yüz d oksan sekiz k a r a c a a k ç e alur imiş Doksan a k ç e s i bac-! bü zü rk v e s ek sen
d ö rt a k ç e si tam gayi siyah ve on sekiz k a r a c a a k ç e s i T e r c a n d a V a r tik lu k a l ‘a sının
b a c ı d ı r V e m ü rd eseıık yükü geçiib g e ls e h e r yükde altmış k a r a c a a k ç e alurlar imiş
Ve E rz in c a n kavmindeıı harîr g e tü rse b atm anda ik in k a r a c a a k ç e a lu rlar
imiş V e Urum!-’ kumaşı getiirseler batmanda yiğirm i beş k a r a c a a k ç e alurlar imiş
V e bu zikrolunan a k m iş 'd e r kısmından ve m ü rd eb âr kısmından pirinç ve s a b u n
v e hınna v e bunlar gibi ş e h ir d e satılsa yüz k a r a ca a k ç e d e n beş k a r a c a a k ç e a h ı r ­
l a r imiş
V e e ğ e r at pa zarın da at satılsa alandan on sek iz k a r a c a a k ç e a lurlar imiş
ve s a la n d a n on iki k a r a c a a k ç e a l u r l a r imiş V e k a tır dahi bunun gibidir V e hi-
m a r bunların nısfıdır
[>1 / îJ ' ö " [ !] o liıl» [•<] [ '] O ;» » f ‘‘ ] ] ■S'J I ' * } ? } ■ 'illT j j j j
V e e ğ e r k a s a p h a n e d e koyun s a tıls a h e r koyun b a ş ın a ılört k a r a c a a k ç e alur-
lar imiş v e e ğ e r su sığrı s a tıls a otuz k a r a c a a k ç e a h ırlar imiş V e e ğ e r sığır s a ­
tılsa on b e ş k a r a c a a k ç e ahırlar imiş
V e K u ze y geçede'- p e n b e hasılınd an yetm iş I a tm a n p e r i e a h ır la r imiş v e gü­
n e y g e ç e ‘-’d e n ıe v z i'- i dan tâ bunda v a r ın c a n e k a d a r mevzi* vâki* olsa bir
cullâh k u yııstnd an altışar k a r a c a a k ç e a lu rla r imiş Ve yiğirmi arşın b e z d e n dört
k a r a c a a k ç e a l u r l a r imiş V e viğirmı arştın a l a c a d a n allı k a r a c a t k ç e alin lar inı:<
V e nef s - i E r z in c a n d a e ğ e r p e n b e yükü v e e ğ e r b e z yükü v e e ğ e r h am ir yükü g e -
çüb g i t s e otuz a l t ış a r k a r a c a a k ç e a l u r l a r imiş V e ş e h i r l ü c e m a ' a ı bezi y a p s a ya
ham ri gayrı c â n ib e ile tse ytikde a ltışa r k a r a c a a k ç e a l u r l a r imiş v e şelıre g e t ü r s e
otuz a ltışa r k a r a c a a k ç e a l u r l a r imiş
Ve t e r â k i m e t a i f e s i U ru m d an a k n ıiş e getü rse b a t m a n d a yiğirm i s ek iz k a r a c a
akçe b a c - ı b ü z ü r k alu rla r imiş V e dört k a r a c a a k ç e iam g a -i siyah a lu rlar imiş V e
bir k a r a c a âkçe h a k - k u t-kalem ve bir k a r a c a a k ç e kn bızân e a l u r l a r imiş

XLVl
K EM A H KANUNU
İ s ta n b u l B a ş v e k â le t A r ş iv i
D efte r num arası: 7
T arihi 1516 (922)

Bu kanunun ve bundan sonraki Bayburt kanununun baştarafları, bun­


dan evvelki Erzincan kanununun ayni olduğu için buraya alınmamıştır.
Elimizde mevcud muahhar tarihli diğer Kemah kanurılaır da, bizim bu ki­
tapta (sf.,62-73) basdırdığıınız X IX numaralı Erzurum kanununun ayni ol­
duklarından, onları da burada tekrar etmeyi lüzumsuz gördük. Yalnız şu
kadar ki, 330 numaralı bir defterde bulunan 937 tarihli bir Kemah kanu­
nunda mevcut olduğu halde, meyzuu bahs Erzurum kanununda bulunmayan
bâzı dikkata şayan kısımları (2), (3) ve (4) numaralı parçalar halinde bu­
radaki 922 tarihli Kemah kanunundan sonra dercetnıeyi faideli bulduk:

Defter-i yasahâ-i vilâyet-i Kem ah

T a fsîl-i ka n uıım ım e-i tam g a v e b a c b e r m u c e b - i k a n u n - ı H a ş a n p a d i ş a h


1. T ı r a b z o n d a n k e tan yükü g e U e g e ç ü b g i t s e ‘ ubııru h e r yükünden elli k a r a ­
c a a k ç e a lu rlar imiş v e e ğ e r ş e h i r d e s a t ı l s a h e r topdan iiç k a r a r a a k ç e alurlar
İ mi ş Ve H a s a n k e y t m e t â ı v e H l e b m e t â ' ı g e ls e g e ç ü b g its e ol dahi h e r yiikden
elli k a r a c a a lu rla r im iş V e e ğ e r sa tılsa don yüzii gibi v e kuşak gibi ve a l a c a gibi
ve bu e m s â l n e s n e le r d e n g e ç ü b gitse h e r yiikden elli k a r a c a ve m iird fb âr» yü kün­
d e n turunç gibi v e kuru üzüm gihi v e bu e m s a l n e s n e l e r d e n geçüb gitse h e r y ü n ­
den altı k a r a c a a k ç e v e e ğ e r s a t ıls a yüzden beş k a r a c a a k ç e alurlar imiş Ve k e -
peııek yükünden e ğ e r g e ç ü b gitse otuz k a r a c a a k ç e alurlar imiş ve satılsa lıf n ıa n
I yüzde beş k a r a c a a k ç e alurlar imiş V e taftadan v e v e la d a n t (?) ve
bu em sâl n e s n e le r d e n yiiz k a r a c a a k ç e d e n beş k a r a c a a k ç e a h ırlar imiş V e k a ­
lay dahi ana g ö r e d ir V e pe n b e yükünden e ğ e r g e ç ü b gitse h e r yükden o n h e ş k a ­
r a c a a k ç e alurlar imiş v e e ğ e r satılsa h e m a n yü zd e b e ş k a r a c a a k ç e V e h a m ir
yükünden e ğ e r g e ç ü b gitse v e e ğ e r gayrı ye rd e n ş e h ı e g e l s e 011 ıkı k a r a c a a k ç e
alurlar imiş nokta *.i->' başı diyii
V e e ğ e r c e l e b koyunu ge çü b gitse her c e l e b ki iki \üz ola bir b a ş koyun
«.ala la r Ve e ğ e r kasap ha n e d e satılsa h e r bir b a ş koyuna bir k a r a c a a k ç e a-
lurlar imiş V e e ğ e r sığır satılsa her sığır başına altı k a ı a c a a k ç e a lu rla r imiş Ve
b ez yükünden e ğ e r g a v n y e r e gitse her niigiden on sek iz k a r a c a a k ç e alurlar
im iş v e lıimar y ü kü nd en on iki k a r a c a a k ç e a lurlar imiş Ve e ğ e r at v e y a katır
s atıls a bunların gibiden her b a ş d a n on sekiz k a r a c a a k ç e a l u r l a r imiş V e e ğ e r
h im a r satılsa bunların nısfıdır V e e ğ e r çift ö k ü z ü s a t ı l s a n e s n e a l ı n m a y a ki k a ­
nun d e ğ i l d i r
V e e ğ e r sabun yükü ğ e ç ü b g i t s e her yiikde elli k a r a c a a k ç e a l ın l a r imiş Ve
e ğ e r s a t ı l s a her yü zd e b e ş a k ç e a l u ıl a r imiş
Ve cüllâh .y»«- kuyusundan şeh ird e olan kuyudan h e r ku yu dan altı k a r a c a a k ç e
a lu rlar imiş V e keftş'-dûî2 göçünden lıer göç b a ş ın a 3 altışar k a ı a c a a k ç e a lu rla r imiş
V e tabakhane lerdeıı her t a b a k h a n e d e altı k a r a c a a k ç e alurlar imiş
B u zi kr o l a n n e s n e l e r t a m g a - i s i y a h a m ü t e ' a l l i k d ı r
V e h e r b a t m a n o n iki nüg ı di r v e h e r nüg i yüz v e t m i ş d i r h e m d i r

937 tarihli K em ah kanunundan :


Fasl-ı tamga-i siyah-ı kaza i Kemah ve Erzincan

2. Tutya yükünden yüz akçe aiınur imiş ve Horasanı yükündeh elli


akçe ve lök yükünden iki yüz akçe ve kurt kulağı yükünden yüz akçe
ve serhuşt 4 yükünden altmış yedi akçe ve çivid yükünden dört yüz akçe
v e ak sakız yükünden yiğirmi akçe ve kasmf> yükünden elli ve pulât yü­
künden yiiz akçe ve kal‘î ve mis1* yükünden yüz akçe ve sağrı yükünden
yüz otuz akçe Ve bulgari yükünden altmış yedi akçe ve bıçak yükünden
yüz akçe ve bakır yükünden altmış yedi akçe ve mürdesenk yükünden yi­
ğirmi akçe ve bu zikrolanlardan ‘ubur itse b â c -ı biizü rk diyü vech-i
meşruti üzere alınub ve satılsa yüzde beş akçe aiınur imiş Bu hususlar
dergâh-ı mu'allâya ‘arz olundukda bida‘-i nıa'rufeden olmağın re f‘
olundu Ve minba'd cemi' zikrolan metâ'ın ve gayr 1 mezkûrın ‘uburunda»
at yüküne ikişer akçe ve deve yüküne dörder akçe alınub ve satılsa her
yüz akçede iki akçe alınmak emr olundu
Ve akmişe yükünden şehirde gelüb satılsa tam galanub yüzde ikişer
akçe alına
Ve Trabzondan gelen ketan şehirde satılsa her topundan üç akçe
alıııur imiş bir a k çe alına
f1] û^3 11 jj-> J j f |:,1 [4J [5] I6] jli
Ve at pazarında at satılsa altı akçe alandan ve dört akçe satandan
alınur imiş iki akçe alandan ve iki akçe satandan alına
Ve kasaphanede koyun satılsa üç koyuna dört akçe alınur imiş iki
koyuna bir akçe alına Ve su sığrı satılsa on akçe alınur imiş dört akçe
alına V e kara sığır satılsa beş akçe alınur imiş iki akçe alına
Ve kaza i Erzincandan nahiye-i Kuzayda penbenin humsü alındıktan
sonra yetm iş b atm an penbe alınur imiş Ve demürcü dükkânlarından her
dükkân başına yılda ikişer ve her cüllah kuyusundan ikişer akçe alınur
imiş Bu hususlar dahi bida' ı ma'rûfeden olmağın ber muceb-i fermaıı-ı
vacib-ül-kabul ref' olundu
V e penbe ve bez yükünden ki ‘ubur itse on ikişer akçe alınur imiş
V e gelse ve gitse at yükünden iki akçe ve deve yükünden dört akçe ve
satılsa nesne alınmaya Ammâ haric-i vilayetden yükle gelüb satılandan
yüzde iki akçe alına
Ve meviz 1 ve incir ve sâyir huşkbâr2dan at yüküne iki akçe ve de­
ve yüküne dört akçe alınub satılsa nesne alınmaya Ve eşek yükünden
bir akçe alına Ve m eyvei terden iki yüke bir akçe alına V e kaza-i mez-
bûrede ekseriya penbe yükle gelmeyüb keleter 3 gelüb ve cem' olunub yük
bağlanub alub giderler imiş Anlarun gibi vâki* oldukda ç ık a r bacı 4 at yü­
küne iki akçe ve deve yüküne dört akçe alınub dahi ziyade nesne alın­
maya V e at yükünün nısfından bir akçe ve deve yükünün nısfından iki
akçe alınub bundan akal olsa nesne alınmaz
V e liva i mezbûrede nefs-i Kemah ve Erzincandan hâriç kasabât ve
bazargâh olmayub tavayif-i ra‘aya bir birile ınu'amele eyledikleri atdan ve
katırdan ve deveden ve sığırdan ve koyundan üslûb-ı şehir üzere tamga
zabitleri teftiş edüb yem în-i ‘örfiyyeyler’ tanıg» alurlar imiş Bu hususlar
dahi dergâh-ı mu‘allâya ‘arzolundukda bida'-ı ma'rûfedeıı olmağın ber
mucebi emr i münif ref' olundu
3 Ve meyhanenin dahi şîrenin saburın 1 her neye alurlar ise eğer
ucuz ve eğer kızdır" bir ol k a d a r dahi ziyadeye satıla Meselâ bir saburın1'
on akçeye alsa yiğirmi akçeye satıla ve onbeş akçeye alınsa otuz akçeye
satıla ve yiğirmi akçeye alınsa kırk akçeye satıla Ve bir kimesne m e y ­
h a n e ‘a m i l i n den icazetsüzün taşradan hamir getürse getürdügi hamir
girift olduktan sonra meyhanenin bir günün yevm-ül kıst‘ıns cürüm alalar
V e şehir halkı varub kurâda içse nesne yokdur Ve eğer hamri alub şehre
getürse vech-i meşruh üzere giriftolunub cürm ü alına Ve şehir keferesin­
den birisi düğün veyahud bir cem'iyet itse m e y h a n e â m i l i n razı
itdikden sonra ne mikdar hamir ve şıre getürse getürür eğer razı olma­
yacak vech-i meşrûh üzere getürdügi girift olunub cürm ü alınur V e kurâ
keferesi bağlan şiresinden meyhaneye kifayet kadarı hamir alıkoyub ziya-
1*1 >.J* l 2] [M (/*% ') l ‘l e 'îj * ? l f,l [,;1 [7] [81 V y_!i'/v.
desin harice satmalu olsa müşteri olan gelüb şehrün meyhanesi ‘amiline
yük başına on ikişer akçe c e v â z virüb mühür alub varub yükledüb gider
imiş Hâliyâ re'aya bu kadar nesne virmeğe mütehammil olmayub şekvâ
eyledükleri bâ'isden dergâh-ı mu'allâya ‘arz olundukda her yükde sülüsü
ref‘ olunub sülüsânın virmek emrolundı ki yük başına sekiz akçe alınub
ziyade alınmaya
4. Ve liva-i mezburda m e r h a s iy e 1 a k ç e s i defteri ‘atik kitâbet olunduk-
öa kaza-i Kemaha on bir bin akçe ve kaza-i Erzincana sekiz bin ikiyüz
elli akçe yazılub ve beş yüz elli akçe dahi 'alem darcılık'- diyü v anek:’
ierden alınub her haneye onar onbeşer akçe alınur Bu dahi bize bir artuk
haraç oldu padişahımız e'azzallâhü ensaruhû hazretlerinin sâyir memâlik-i
matırûsaiarında haneden haneye ikişer akçe alınur diyü liva-i mezbûre
halkı tazarru* eyledikleri dergâh-ı mu'allâya ‘arz olundukda haneden hane­
ye tahfif olunmak emr olunmağın kaza-i Kemaha altı bin a k ç e mîrî
için ve kaza i Erzincana yedi bin akçe v akf içün ber-muceb-i emr-i mü-
nîf defteri cedid-i hakaniye kayd olundı Ziyade nesnelerin almayalar

XLVI1

B A Y B U R T KANUNU

Defter-i mahsulât ve müfredât-ı vilâyet-i Bayburd*

Tafsîl-i k a n u n n a m e - i t a m g a i siy ah ve b â c - ı büzürk-i B ay b u r d b e r m û c e b - i


k a n u n -ı H a ş a n p â d iş â h
E v v e l b a t m a n on iki nügidir v e h e r nügi ikiyüz d ir hem dir p e s her ba tm an
iki bin dörtyüz d irhem d ir ki H aşan p a d iş a h kanunidir M e se lâ ketan yükinden ki
s a tıls a her p â r e d e n iki O sm an a k ç e s i ve g e ç ü b gitse her yiikden oıuz a k ç e tam -
g a - i s iy a h alurlar imiş Ve çlv ltd e n h e r m e n d e y a r ım nügi kı yüz dirhem ola D e ­
mirden ve pulâddan v e lökden dahi buna göre alınıır imiş Mis4 yükünden ki m a'
mûl ola altmış a k ç e v e e ğ e r k u r s 5 ola elli a k ç e Ve pe n b e yükünden h e r m ende
iki yüz dir hem ve sabun yükünden bun a göre ikivüz dir hem alına Bulgari yükün­
den elli a k ç e b u g a sı15 v e a l a c a ki h a r e 7 ola h e r yükden kırk a k ç e alına B a ld a n
ve y a ğ d a n her m e n d e iki yüz d ir h e m alına M eyve c in sind en ki huşk* ola ana
g ö re iki yüz d ir hem alma K a l ‘ay'J h e r m e n d e iki yüz dir hem alına K e p e n e k yü­
künden kırk a k ç e ve k e ç e " ' yükünden y iğiım i ve b ıç a k yükünden kırk a k ç e alına

11) w » v [2 ] [ 3 ) j& \ ) [4 ) 15] [6] [7] E [8 ] ]9] .sUls


{>01 *£
1*1 182 inci s a y fa k a k i notda izah edildiği v e çh ile , X L V numaralı E rzin can
kanunu ile ayni defterd e bulunan K e m a h kanunu gibi b u r a y a dere ettiğimiz B a y ­
burd kanununun da baş tara fla rı he m en he m en a y n i olduğundan b u r a d a te k ra r
e d ilm e m iştir.
V e y ö n (den) h e r m e n d e yüz dir hem alına V e sof yü kü nd en yüz yiğirrr.i a k ç e ç u k a
y ü kü nd en g e ç ü b g itse girü yü z y iğ irm i v e s a tıls a y ü k d e yüz s e k s e n v e ç ı l k a v a 1
yükünden dahi yü z s e k s e n a k ç e alına B a lık v e h a v y a r yü künden yiğirm i akı,e
alına S a ğ n 2yükiioden kırk a k ç e a tına B a s t ı r m a d a n h e r m e n d e ikıyüz d ir hem a lm a
B ir in ç d e h e r m e n d e ikiyüz d irh e m m a s a d a n v e ş eb d e n ve kızıl b o y a d a n v e
m u m d an ana g ö r e alm a V e e ğ e r g e ç ü b g itse h e r mende yiiz dirhem alına Hamır
n e fs -i ş e h ir d e v e n a h iy e ('?)'* h e r yükden on a k ç e a lm a Kuzu postu ki tahta ola
h e r yü k d e k ırk a k ç e gön yü kü nd en ki h a m ola otuz a k ç e s a h tiy a n yükünden kırk
v e m eşin yükünden yiğirm i a k ç e alına D ülb end yükünden ikîyüz a k ç e alın a V-;
d ib a ğ a t olunm uş gönden dahi dört a k ç e a l ı n a v e neft4 yükünden ge çü b gitse alim i?
a k ç e v e tutya yükünden iki yüz a k ç e alın a K u r t kulağı yükünden yüz a k ç e m i s k d e n
v e i n c ü d e n kı r k m i s k ( h ) a l d e n b i r m i s k ( h ) a l a l ı n a H er e s ir d e elli a k ç e a lın a Kasnı-*
v e a k s akız yükünden ellişer a k ç e alına Ş i r - i huşlr> y ü kü nd en altmış a k ç e alına
yü zd e beş a k ç e alına K a s a b h a n e d e n caıniş (camûs) sığırında s ek iz a k ­
ç e v e ka r a sığ ırda öküzüne altı v e in e ğ e d ö rt v e iki koyuna bir a k ç e alına S e k e r
yükünden h e r m e n d e yüz d irhe m a lın a H e r at b a h as ın d an yiizde dört a k ç e alm a
fcnc-ı h ü z iirk g e ç e n yü k d e ik işe r a k ç e alına

Tafsili bfle-ı lıüzürk-i k a n u n - ı H a ş a n p a d i ş a h


H a r î r y ü k ü n d e n g e ç ü b R u m a g i t s e ^ yüz yetm iş a k ç e alın a \ e T e r â k i m e "
kav nv n d'.ıı yiiz “illi a lm a ve e ğ e r a c ıla h e r m e n d e sek iz a k ç e alına v e ‘A ce n aV-
m i ş e s i ki h a r îr - b a f t * o la h e r yü kü n d e n e ğ e r g r ç iib gitse ikiyi i z otuz a k ç e a lın a
V e çuka yü kü nd en ve f i r e n g i k u m a ş yükünden ve R u m k u m a ş ı n d a n eğ<-r geçüb
gitse her y ü k d e iiç yüz a k ç e alın a v e kisa î ve serendâz~ve izmki0 fözheki) (V ı y ü ­
künden yüz yiğirm i a k ç e a l m a v e am m a h a r ir ve kır m ız yükünden dahi
yüz yirmi a k ç e a l ı n a Ve serkûhî v e n ecm eiu v e tafsile 10 (V) yükünden
dahi yüz y i ğ i r m ld i r V e m u rab ba* v e sitte ‘ a ş e r i " v e m u h a y y e r 1- v e sol ad ası ve
b a n l a r gibiden h e r yü kd e n yüz o n b e ş e r a k ç e alına

XLV1I1
Ç E M İŞ K E Z E K L İV A S I KANUNU

İ s t a n b u l , B a ş v e k â l e t A rş iv
D efter numarası: 16
Tarihi: 1 5 4 1 194) 1)

t . E v v e lâ kurûda sâkiıı olan r e a y a ki m ü s ü lm a n la r d ır a ıılaıın kim çifti olub


defter-i ceılid d e üzerine ta m a m çift k ay do lun m u ş ola elli' a k ç e r e sm i ç ift v e alt:
a k ç e r e s m i ır^ a d iy e v i r e l e r v e pim çift kaydolan ı r a y a yiımt l eş akç< r< snıi çift
v e altı a k ç e ır g a d i y e v ir e le r A m m â v i l e y e t - i m e a b u re n in e k s e r i g ü h i s t â n o l u b
y e r l e r i t a m a m ç i t t e v e ni m ç i t t e m ü t e h a m m i l o l m a y u b ol a s ı l k u r a y a resmi çi f
t a y i n o l u n m a y u b r e s m i z e m in y a z ı l m ı ş d ı r k a ç d ö rü n ı zemin z i u a t ı d e ı l e ı s e iki
dönüm e bir a k ç e re s m i zemın v iıü b v e z i r a a t e t m e y e n ve y a h u t r e s m i z e m i n i
r e s m i b e n n â k i n d e n e k s i k o l a n v e çitti v e z i r a a t i o l m a y u b m ü z e v v e ç o l a n l a r d a n
d a h i on İkişe r a k ç e r e s m i b e n n â k v e altışa r a k ç e re sm i ır^ ad iı/e v u e U r ve n u i c e n e d

İM - Jİ 'T 121 131 v -lj [4] i i - [61 [6 ] |7] |81


l9 l £ j [101 t Fi l ) 112]
olub k is b -ü -k âra kad ir olanlardan ki baliğ o l m ıj ola allış a r akçe resm i m iicerred
alınub resmi irg a d iy e alınm ay a
V e k e f e r e t â i f e s i n d e n r e s m i çift v e r e s m i b e n n â k ve r e s m i m i i c e r r e d al ı n-
m a y u b h e r h a r a ç g ü z â r kâf i r b a ş ı n a y i r m i ş e r a k ç e isp eiiç a l ı n u b v e m ü z e v v e ç l e -
r i n d e n a l t ı ş a r a k ç e r e s m i ı r g a d i y e al ı na
Ve bu zikrolan hu susların alınm aların ın m ev sim i mart ayının gurıe ^idtt An­
dan m u kad d em alınmaya

2. Ve ziraatlerinden eğer müslüman ve ger keferedir hum us üzere


alırlar Meğer şol karye ki yol üzerinde olub defterde altıd a bir ve
yahud s e k iz d e bir yazılub tasrih olunmış ola Anlardan defter mucebince
alınub ziyade alınmaya
3. Ve şimdiye değin vilâyet-i mezbûrde alınan Ekrâd ‘âdeti ki tabhir 1
ve şahnegi" ve nâibcekrf ve hızırcek 4 diyü ve sâyir (tarikle) alınan zulüm­
ler külliyyen emr-i hum.-ıyunla ref‘ olunmuşdır (külliyyet ile defteri atikde
merfu1 olmağın yine ol veçh üzere ıbka olunub) hemen defteri cedide
kaydolunan hukuk ı şer'iye ve rüsunı-ı örfiye her ne ise virüb hiıâf-ı def­
ter bir akçe ve bir habbe alınmaya
4. Ve bir raiyet fevt olub oğlu kalsa atasının çiftliği her ne miktar
ise oğlu mutasarrıf olub sipahi andan resim alamaz Ammâ oğlu kalmayub
karındaşı kalsa mâdem el virdiğı tapu yı karındaşı vire sipah-i ahare vir-
meğe kadir değildir Ammâ garezle bir kimseyi sûret ıdıib ecr i m isi' inden
ziyade taleb itdirmeyeler oğlu ve karındaşı kalmasa kızı ve hatunu ve
yahut ‘ammûları kalsa anlaruıı ziraat olunur yere medhali yokdur ol
vakit sipahileri muhtârdır her kime dilerse virür
5 Ve vilâyet-i mezbûrda isti mal olunan kilenin dört kilesi bir İ s ­
tanbul kilesi olub defterde İstanbul kiiesi yazılub boğday ve sâyir boğ-
daya tâbi 1 hububat nohud ve mercimek gibi her Istanıbul kilesi dokuzar
akçeye ve arpa altışar akçeye ve darı dörder akçeye hisab o.unmuş
dur
6 . Vilâyetde eğer ucuzlukdıır ve eğer kızlık dır reayadan öşür bedeli
a k ç e alınmayub eğer boğaday ve eğer arpa ve sâyir hububat her ne ise
ölçülüb ‘ayniyle tereke vireler Eğer sancak beyleridir eğer sâyir zu'amâ
ve gayrıdır reayaya zulm idüb öjür bedeli akçe taleb itmeyeler itmek is­
terlerse hâkim ül-vakt olanlar nen' ideler
7. Ve vilâyet-i ınezbûrenin bağlarının müsülmanlardan her yüz tefek
bağına beş akçe ve keferenin her yüz tefekR bağına altışar akçe alınub
ziyade alınmaya
8. Ve resm i d eştb â n i dahi tarlaya at ve sığır girüb ziyanlık eylese
her at ve sığır başına beşer akçe cer îm e alınub ve ekün sahibün ziyanlı­
ğın dahi tazmin itdüreler Mademki eküne davar girüb ziyanlık itmeye
kimesneden bî-veçh bir akçe ve bir habbe a>ınmaya
9. V e vilâyet i mezbûrda sâb ıkd a Ekrâd zulmünden nice re a y a
p erâken d e olub hariç vilâyete gidüb lıâliyâ O sm an kanuni olduğun
istimâ* eyledüklerinde girü yerlerine gelüp tavattun iderlerse ve vilâ­
yet kitabet olundukda bazı raiyet yazılmayub h â r i ç kalmış ise h â r i ç
e m i n l e r i dahi etmeyüb s a h i b - i t i m a r olanlar mutasarrıf olalar
Zira ki ra iy e t oğlu raiyetdir mademki âhara raiyet kaydolunmış olmaya
V e defterde mukayyed alan ‘aşiretlerden dahi sâbıkda zulümden
peraken d e olmış reaya girü gelüb cema'atlerine gireler anlara dahi hâriç
eminleri dahi etmeyeler s a h i b - i a ş i r e t her kim ise anlar mutasarrıf
olub âdet-i ağnâmların sâyir ‘aşiretler ile m î r i içün zabtoluna Ammâ şol
‘aşiret ki vilâyet kitâbet olundukda gelüb yazılmayab küllisi hâriç kalmış
ola ve yahud vilayet yazıldıktan sonra geleler anlarun gibilerin resmi ha­
neleri ve bâdihevâları ve sâyir rüsûm-ı örfiyeleri ve âdet-i ağnamları mîri
içün zabtolunub her kimün toprağında ziraat ederlerse s a h i b - i z e m I*
n e beşde bir mahsullerin vireler
V e vilayet-i mezbûre ehalisi henüz defter ahvalin bilmeyüb bazı mes*
citlerûn ve zaviyelerün ve tekyelerün birer mikdar vakıf bağları ve yerleri
olub defteri cedide yazdırmayub hâriç kalmış ola ol asıl vakıf yerlere da­
hi sipahiler ve hâriç eminleri dahi etmeyüb kadîm-üz-zamanda vakfa zap-
tolunan yerler ki kimesneye timar kaydolunmış olmaya olıgeldügi üzere
girü vakf içün zaptoluna V e şol zemin ki bir karyenin ekinliği olub vi­
layet kitâbet olundukda hasılı bile mahsûb olmuş ola bu makuleye dahi
hâriç eminleri dahi itmeyeler Ammâ şol mezre'anın ki mu'ayyen ve müm­
taz sınıru ve harabesi olub vilâyet kitâbet olundukda hâlî ve harabe olub
deftere yazılmayub sonradan ma‘mur olub ziraat olunsa ol asıl mezrai'i
hâriç eminleri zapteyleyeler
1 0 . Ve külliyYen 'âdeti ağn am miri İçün kaydoluntnuşdır iki koyuna bir a k ç e
alınub z iy a d e a lın m a y a
11. V e resm i y a y la k dahi ü ç y i z ko y u n a lılr koyun a lın u b ve yahud bahâsı
içün otuz akçe alına Z iy a d e v e e k s ü k o lsa bu mitıval ü z e r e hisab oluna
12. Ve her haneden bir nügi yağ alına ki ikiyüz dirhem olur
13. V e resm i k ış la k dahi bu vılây etde k ü m e l d irler her üçyüz d a v a r a bir d a v a r
v ire kıymeti otuz akçe ola z iyad e v e e ksük o ls a ana göre h i s a b oluna
14. V e s â y i r c e r â y im ve b a d ilıe v â kanun-ı Osmarıl üzere yazılmışdır A ndan
te ca v ü z e t m iy e le r

15. Ve nefs i Ç em işkeıekden gayri rıbatlardan2 tam ga ref‘ olun-


muşdır Minba'd nefs-i Ç em işkezekden gari yerde bir akçe ve bir hab*
be tamga alınmaya
16. Ve vilâyet i mezburda vâki* olan kurâ halkı dahi ihtiyarlanyle ha-
zr 1 olunmağa kabil olanlar hazr'olub hazre kabil olmayanları cebr ile hazr
itmeyüb ölçeler
17 Ve vilâyet i mezburda merhum Pir Hüseyin beyin baz'ı a ğ a l a r ı
ve n ö k e r l e r i olub kadîm-üz-zandan riayet olunagelüb hâliyâ defter-i ce-
did-i hâkanîde dahi raiyet yazılmayub n ö k e r diyü b a ş a k ç e s i ile ‘a v â r ı -
z - ı d i v â n i y e den mu‘af kayd olunub ellerine suret-i defter verilmişdir Ol
asıl defter-i cedide nöker yazılanlaıun kendülerinden ve sulbî 3 oğulların­
dan oturdukları yerde sipahileri baş akçesi taleb itmeyeler ve avarız-ı di­
vanî dahi teklif olunmaya
Ve vilâyet i mezbûre şimdiye değin Kürdistan hükmünde olub defter
ahvalin bilmedükleri ecilden zikrolan nökerlerün ekserinin oğulları defteri
cedide yazılmayub h â r i ç kalmışdır Ol asıl sahîh nöker olub defteri c e­
dide nöker kaydolınııb elinde suret-i defteri ola nökerlerin sulbî oğulları
ki hâriç ez defter kalmış olalar anlardan dahi baş akçesi taleb olunmaya
18. V e b a c hususi dahi kanun-ı kadîm leri budur ki zik ro lıııu r: M e se lâ harir
yüki ‘ubûr itse h e r yükünden yüz elli a k ç e b ac alınur V e on iki a k ç e n o k t a b a ş ı
diyü alınıır V e keten yüki 'ubûr itse yüküne yirm i b e ş a k ç e alın ur ve bez yüki
‘ubûr itse heı yüküne on s e k i z e r a k ç e alınur V e penbe yü ki ‘ubıir iıs e h e r yüküne
on ikişer a k ç e alınur Ve sabun yü künden altışar a k ç e alınur ve ııa ‘I y ü k ü rd en h e r
yiikden bir geyim * ııa'l alınur A m m â bu m e z k û r â n ‘u b û r i t m e y ü b bunda satılsa satarv
k i m e s n e d e n yi r mi a k ç e d e bi r a k ç e j b a c a l ı nu r v e ‘A r s a y a Kelen hububât kısmından o-
tuz kileden bir kile a lm u ge lm rğ in bunlar külliyyen b e r - k a r a r - ı sabık m u k a r r e r kılındı
19. (V e b â d ih e v a ve cü rü m ve c in a y et hususlarında kanun-ı O sm a n iy e m ü ra e a 'a t
olunub and an tecavüz o lu n m aya)

X L IX
Kanunnâme-i ‘Aııa ve Hit ‘an zaman ı ‘A rab'
İ sta n b u l B a ş v e k â l e t A r ş iv i s i
D e f t e r n u m arası: 7 3 5
T a r i h i : S u l t a n S ü l e y m a n de vri
1.M e se lâ sabun v e demiir ve penbe ve y a ğ ve z e y t v e .... v e yün v e hın na ve
bunın emsali gelse satılandan yüzde beş a k ç e s a tılm a y a n d a n d ev e yükünden altı
a k ç e ve m e r k e b yükünden iki a k ç e V e hu ın ıa yükü âher y e rd e n gfçülr gitse
v e yâ a h a r k im esne şehirden alub gitse d ev e yükünden altı a k ç e ve m e r k e b y ü ­
künden iki a k ç e Ş e h ird e n çıkand an dahi girü bu h e s a b üzere ahi ur Ve csırıus bo-
ğaz la n s a yüzde beş a k ç e ta m »a alınur Ve deri tanıg asıyçün b e ş a k ç e v e boynuzı
dahi tam çıa alınur Ve a k m iş e kısmından e ğ e r İskenderânî v e ve Mısrı v e
Ş a m i v e Halebî ve tafta v e vale ve atlas ve bunun e m s a li ne v a r is e gelüb satılsa
h e r topdan d ö rd e r a k ç » satılm ayu b g e ç ü b gitse d ev e yükünden altı akçe tam ga
fi) |2] O 131 t*!-* ( 4 ' r f [5 ] —j * s ^
aiın u r V e B ağd ad t a r a f ın d a n gelen bürüncükd en ve k a s a b d a n ( î ) v e g ay rıd a n ellide
b ir a k ç e aiınur V e kul satılsa on a k ç e tanığ a aluıu r At d ahi girii a n a göre a lm u r
v e d e v e s atıls a s ek iz a k ç e v e m e r k e b s atıls a d ö rd e r a k ç e tanığa a b ı ur V e sığır
s atıls a dört a k ç e v e b o ğ a z l a n s a yilzde b e ş a k ç e aiın u r Y e ko y u n s a t ıls a iki k o ­
yuna bir a k ç e y e b o ğ a z l a n s a b ire r a k ç e ve derisi t a b a k h a n e içiirı deyü aiın ur v e
s ım s ım ve . . . v e nohut g e l s e yü zd e b e ş a k ç e olınıır V e ç iv it g e l s e s a tıla n her
kile <6" den yirmi sek iz O sm a n i aiınur V e geçiib gitse her kile den ü ç e r ak-
<^e almur

2. Ve nahiye-i ‘Ana ve «1 j .- vâki olan nahilâtdan her


yemiş veren a'iaçdan iki akçe aiınur ve gallâtdan sübu‘ aiınur ve nahiye-i
Hıtde vâki* olan nahilâtdan yemiş virenden birer buçuk akçe aiınur ve
gallâtdan öşür aiınur ve şehirden biri çıkub gitse bundan beş akçe aiınur
ve resm-i cüllah işleyenden ayda iki akçe aiınur Düstur-ı sâbık üzere
kayd olundı

L
V İ L Â Y E T İ B İT L İS KANUNU
A n k a r a , T a p u ve K a d a s t ı r o
Umıını M üd ürlü ğü
D e f t e r n u m a r a s ı : 1(j9
Tarih i : ta r i h s i z

1. Vilâyet-i mezbûrede şimdiye değin alınugelen e k r â d 'âdeti ki resmi


kıane diyü her haneden dörder buçuk akçe alınub ve resm i cü lla h diyü her
neferden dörder buçuk akçe alınub ve resm i ‘a l e f diyü her neferden altı­
şar akçe alınub ve res m i m aky ü n diyü her neferden ikişer akçe alınub
Ve r esm i îd iy e diyü her karyeden ikişer re’s koyun alınub ve resm i nev-
rû z iy e diyü her haneden yedişer akçe alımur Ve resm i boz diyü her köy-
dem ellişer akçe alınub Ve resm i k e fe n d û z diyü her başmakçıdan yirmi
beşer akçe alınub Ve Maş ve Çukur ve Ahkân nahiyelerinde resm i k ışla k
diyü güz faslında her çiftden altı Istambul kilesi darı alınub ve resm i rııgan
diyü her çi-ftden bin ikiyfız dirhem yag alınub ve zikrolan nahiyelerde ve
Tatvan ve Ahlat resm i k â ş (7 ) diyü güz faslında her çiftden kırk sekizer akçe
alınub ve bu mehâyiflerden gayri terekelerinden dahi o n d a üçü alınub ye­
disi reayaya verilüb te'addilerinin nihayeti olmayub hâlıya bu mezâlim
enir i hümâyun ile r e f ‘ olunub vilayet-i D iyarib ekir kanunu vaz‘ olundu
Keferesinin eküb biçdikleri her ne ise beşde bir kısm et virüb eğer
havasa ı hümâyundır ve eğer sancak beyleri haslarıdır ‘ayniyle tereke alınub
g a ile b a h â diyü reayadan bir akçe ve bir habbe taleb olurımayub Ve ke-
ferenin evlüsünden yirmi beşer akçe ispenç alınub ve altı akçe ırg a d iy c
alınub ve mücerred olub kisb-ü kâra kadir olandan yirmibeşer akçe
isp en ç alınup ve ağnamı ve peteği ve âsiyâbı olandan defter mucibince rü ­
sumu alınup Ekrad (ve) gayrıdan kat'â bir akçe ve bir habbe alınmaya
2. Vilâyet-i mezbûrdan Hoyt ve ve ve Umur bey nâhiyeleri ve
Kevaş nahiyesi ziyade sa‘b ve sengistân olmakla ziraatleri şey i kalil olub
ekser reayası fakr üzre olmağın c iz y e leri her nefere otuz beşer akçe takdir
olundı A ‘la ve ednâ itibârmca te'âdül üzre cem' olunub otuz beşerden
ziyade akçe alınmaya- Ve zikrolan nahiyelerden gayrı nahiyelerde elli be­
şer akçe takdir olunmuşdır anlardan dahi a'lâ ve ednâ i'tibarınca te'âdül 2
üzere cem 1 oluna ve ‘Adilcevaz nahiyesi dahi serhadde olmağın cizyeleri
otuz beş akçe takdir olunınuşdır ziyade alınmaya
3. Vilâyeti mezbûrda olan müslümanlar eküb biçtiklerinde öşrf(ve) sâlâri
virmek üzere kaydolundı ki s ek iz d e bir olur Ve yerleri dahi ekser gûhis-
tân olub ve oralarda olanlar dahi ancak kefaf ı nefs:l içün cüz'î ziraat eyle-
yüb ol sebebden resm-i çift yazılmayub resm i zem in kaydolundı defter
e v v e l i n d e kanunnâmei ki (okunmuyor) yazulduğı üzere a‘lâ yerden iki
dönüme bir akçe resmi zemin alınub ve ednâ yerden üç dönüme bir akçe
r es m i zemîa alınub ve ziraat etmeyenlerden. . . . hûd resmij'zemîni resm i
ben n âk d a n eksük olandan on ikişer akçe resmi bennâk alınub ve mücer­
red olub kisb-ü kâra kadir olandan altı akçe resmi mücerred alınub ve
müslümanlara ırgctdiye kaydolunınamışdır ırgadiyeleri taleb olunmaya Ve
nefs i Bitlisin ve nefs-i Ahlatın ve Âdilcevazın müslümanlsnna baş a k ç e (si)
ve ırgadiye kaydolunmamışdır zikrolan rüsûm anlardan taleb olunmaya
D e r b ey â n t-ı h a r îr v e a k m iş e v e ç u k a v e k e ta n
4. Ve H ale b d e h a r îr ile işlenen a k m iş e yükünden ‘ ubûr etdükde yüz elli allışa r
a k ç e alınurm ış yine ol üslûb üzere m u k a r r e r kılındı V e b ıç a k ve siikker v e s a b u n
v e hın na ve k a l‘ i ve ııişatır ve isfidaç4 ve b a k ır v e s a ç v e kırmızı b o ya v e çivid
ve râv end -i çini v e s â y i r bunun em sali meta* ‘ubûr itse h e r yükden yirm i a l tışa r
a k ç e alınurmış yine m u k a r re r kılındı A m m â b e k k a m 0 ve kızıl toprak ‘ubûr itse
ııe s n e alınmaz imiş yine alın m a y a Ve e m i n l e r kendüler içün h e r yükden e llişe r
a k ç e alurlar imiş merfu'dır alınmaya

LI
KANUNNÂMEl N E FS-İ D E K U K ve N AHİYEİ D E K U K
A n k a ra . T a p ı l ve K a d a s t ı r o U m um M üdür lüğü
D efter num ara sı : 111
T arihi : 1548 (955)

Bermuceb-i sicil-i kadı ve be-tasdik-ı a'yân-ı vilâyet 'an zeman-ı H a ş a n


padişah ilâ yevminâ hâzâ ber muceb-i defteri ‘atik7
[ 1 1 O k u n m ı y o r [2] J j U Î |g] J U .? ' [4 ] £İjı.a_ı [5 ] -'■ıı f6]
[7] ttiil J -> 3u-:-' i J » - w*» j/ î li •'■*16
1. Nefs-1 D e k u k d a ve D e k u k a tâ bi' olan k a r y e le r d e vâki' olan d( ğ irm e n ler d e n
yiğirm i a k ç e V e nefs-i D e k u k d a n ve D e k u k a tâbi* olan kaı v e le rd e ı. k â r i h 1 o -
l a n l a r h e r s e n e d e yüz a k ç e nefs-i D e k u k d a n v e yiiz a k ç e kuradan altlı larm ış G i­
rü bunun ü ze rin e m u k a r re r kılındı ri
2. V e p iy a z levhindeıı ki'- uzunu sekiz a rş u n v e eni dört a ı ş u n ola bir fck<t e
a iın u r.
3 . V e r e s m i m e r a ' î * diyü h e r iki koyundan bir a k ç e aiınur V e r e m i r n e v â şî
diyü h e r bir inekd en b e ş a k ç e aiınur V e her düğerden iki buçuk a k ç e aiınur V e
dişi e şe k d e n iki buçtık a k ç e alınır
4. V e b u ğ d a y d a n v e a rp a d a n v e zürrelt)den5 s e r t a g a r 1'' diyü d iv â n iy e den gay rı
h e r b e ş ta g a r d a n dört a k ç e aiınur V e c e v z e k a : dan ve simsinıden* d i v â n iy e û e n
g a y r ı b e ş lag ard a n sek iz a k ç e aiınur Ve b a ğ la rd a n öşür aiınur
5. V e t a m g a her n e s n e ki t aş ra d a n g e le m e ta 'd a n v e ga y rıd an yiğirn ıiden
b ir a lm ur V e m u h a d d a r â td a ııl 7 b e ş buçukdaıı bir alm u r V e tıırpdan ve şalg a m d a n
v e sairind en beş a k ç e d e n buçuk akçe aiınur
6 . Ve nefs-i Dekukda h th ıe -ş u m a r 11 her h an ed en sekiz a k ç e aiınur V e t e v â b i ’-
inden her h a n ed en beş a k ç e almur
7. V e nefs-i D e k u k d a ve k u r â d a h e r c iîllahd an r e s m i cu m t{c a m e ) / ?JW diyü l.e r +
eûn ıeden altı a k ç e aiınur
8 . V e h e r karyenin m â lik ân e s i karye b e -k a ry e d e f t e r e kayd olunm uşdır
Zirâ ki h e r karyenin bir ‘ âdeti o lm ağın her ka r y e d e kıymeti g ö s te rild i Mezkûr
n a h iy e d e olan k e f e r e y e ve yahudilere y iğirm işe r a k ç e is p e n c v a z ‘ olundı V e
nahiye-i m e z b û r e d e vâki1 olan s o n u m âlik â n e le ri sip a h iy e tim a ra v erilm ed i H â s -
s a -i hümâyun kayd olundı Be-düstûr-ı sâbik ve d efter-i köhne
(M a 'm û l-ü n -b ih o la n k a n u n n â m e Ş e h r i Z o l m u fa s s a lın d a d ır L â z ım g e ld ik t e Ş e h r i
Z o l m u fa s s a lın a m ü r a c a a t o lu n a )

L 11
KANUN I N A H İY E İ K E R K Ü K
A n k a r a , T ap u ve K a d a s t r o U m u m Müd ür lüğü
Defter n u m arası : 111
T arih i : 1548 i955)

1. H a n e - ş u m a r 9 her haneden beş akçe


2. Ve cülla hdan h e r cıımeden beş a k ç e V e d erzid en her neferden b e ş a k
3. V e m e v â ş î1^ diyü her inekden b e ş a k ç e aiın ur Her iki diiğeden b e ş a k ç e
aiın u r V e ko şu la n ö kü zden ve to su n d a n n e s n e alınm az Ve h e r dişi e şe k d e n
iki buçuk a k ç e aiınur V e dişi koyundan bir a k ç e alıııur
4. V e mahsulâtdan ş it e v i,3den v e say lîd e n a rp a ve buğ day ve c e v z e k a 7 v e
s im sirn d e n ' 4 ve gayrıd an yediden bir aiınur
5. V e m a h s u li p i y a z diyii kad îm ül-eyy ânıd an K e rkü kd en ve T is'in d e n v e
L ey la n d a n ve T e r c i l d e n 11' e ğ e r e ksün e ğ e r e km esü n h e r karyed en a ltm ış a k ç e alı-
nu r S â y i r kuradan k ır k a r a k ç e a lınurm ış Girü bunun üzerine m u k a r r e r kılındı

I I] C I 2 | o - ^ j 1 JL-. |3] J - V e * j |4] ■£s> [5] ö j , [6 ] jU „ — [7j 'öl i-»— —


] 9 I ^ U - I10](î)«-J t . |11| J),- [ 1 2 ] « î ' j . 1 1 3 ],» ^ 11 4 1 ---------[15|
y [17]
6 . V e b a ğ â t d a n se k iz d e bir alınm ak m ü n â s ib olmağın n ı ı k a ı r e r kılıı di Ve
* s e r t a g a r i diyii v a c ib i d iv â n d a n her bir tagar bu ğ d ay d an h e ş 'a k ç e v e bir la ga r a r p a ­
d an iki b u çu k a k ç e alınur ve her bir ta ğ a r c e v z a k a 'd a n ve sinısim den v e gayrıdan
ki v â c ip - i d iv a n d ır on a k ç e alınur
7. Ve resm i d a m g a - diyii L ey latd an v e nefs-i K e rk ü k d e n ve T e r c il d e n v e T i s i n -
den üçe r t a g a r b u ğ d av ve altışar tagar arp a ve nakid kırkar akçe V e şâir kurâdaıı
iki t a g a r buğday' ve dört tagar a rp a v e k ır k a r a k ç e alın ugelm iş Girü bunuıı üze-
• rin e m u k a r r e r kılındı kİ dahil-i mâldlr
8 . V e b ağâtd a n gay rı ciimle-i hu bubâtdan ki v â cib -i d iv â n d n sa d -ç ıh a r 3 diyü
h e r yüz tagardaıı dört ta g a r alıntı gelm iş Girü anun üzerine n u ı k a n e r kılındı Bu
dahi dahil-i mâldır B u n d a n g a y rı re 'a y â d a n n ıe ’kûlât v e ‘alif ve g a y rı n e s n e a l ın ­
m aya
9. V e h e r d eğ irm e n d e n k ır k a r a k ç e alınur
10 M ezkûr n a h iy e d e v â k i' olan k e fe r e y e ve yah u d ile re yiğirmi b e ş e r a k ç e
ispen ç v a z ‘ olundı
1 1 . V e nah iy e-i m e zb u rd a vâki' olan s o n 1 m alik â n e le ri s ip a h iy e tim ara veril­
m e d i H â s s a - i hümâyun kayd olundı B e - d ü s t u r - ı kadîm ve d efteri köhne
L1II
AHVÂL İ KANUN 1 EYÂLET İ GENCE
İ s t a n b u l , B a ş v e k â l e t A rş iv i
D e f t e r num ara sı : 924
T a r i h i : 1727 (1140)

1 . Gencenin Errânî 5 ta'bir olunan erazîsi Tiflise tâbi* Kazak sancağı hu­
dudunda şarka doğru nehri Kür kenâriyle otuz beş sa'at mikdarı uzanub
ba'dehu cânib i cenubdan gelüb nehr-i Kür‘el! mülhak olan nehr-i Aras ke­
nâriyle Berküşat ve Çülender 7 nihayetine varınca cenuba doğru otuz sa‘at
mikdarı uzanub hisâb-ı mezkûr üzere tahminen altmış beş saat tul ve cibâle
varınca ba‘zan sekiz saat ve ba'zan on saat ‘arz ile mahdûd enhâr-ı câriye
ve eşcâr-ı müsmiresi fevâvân bir iilke olub reayası tavâif-i A ‘ câmve ‘aşâyir
ve ağleb-i kurasında harir çeltük vepenbe ve bostan ve sâyir hububatın
envâ'ı olur Ve cibâlî kurasının sükkânı Erâmine tâyifesi olub mahsulleri
buğday ve arpa ve kapluca ve erzendir Çeltük ve harîr ve meyve olmaz
2. V e ‘Acem zamanında Errân erazisinden dörtde bir ‘öşü r ve t e k ­
ra r onbeşte bir b eh re alm ak düstûr imiş B eh reH didikleri ‘Acem ıstıla­
hında her karyeye cereyan iden su harkının bir mâliki olmakla s a h i b - i
a r z a dörtde bir öşür virdikten sonra h a r k mâ 1 i k i n e on beşte bir b eh re
virürlerimiş Hâ]â yine ol üslûb ile alınur Ve cibâlî Erâmine kurâsının Errâ-
na göre mezâri'i kalîl ve bî basıl ve mev‘an i'tibârdan sâkıt olmakla
* ‘Acem vaktinde onda bir ‘öşür ve onbeşte bir behre virirlerimiş Bu dahi
üslûb-ı sâbık üzere alınur
3. Ve Gencenin harıri iki nevi' olub bir nev'i kenar ta ‘bir olunur
kalın harîrdir altı vakıyyeden ‘ibaret olan beher hünkârı batm am sekiz gu-
ruşdan on iki guruşadek alınub satılurimiş Ve bir nev'i dahi şerbal 1
ta'bir olunur ince harîrdir beher batmanı on sekizer guruşdan yirmi seki­
zer guruşadek alınub satılurimiş Ve Gence ülkesinin galibi ken ar ipek
olub ‘Acem vaktinde dahi onar guruş itibar itmeleriyle mufassalda mah-
sul-i harîr tahtına beher batmana bin ikiyüz akçe yazu vaz'olunmuşdır
Penbe tahtına kıyas-i kadîm üzere batmana yüz yirmi akçe yazu vaz‘
olunmışdır
4 Ve çeltük eken köylerde ipek ve sâyir hububat nâdir olub ve Ber-
küşadJ câniblerinin ekser rencberlikleri çeltük ve beyinlerinde müte'â-
ref olan kilelerine t a g a r 1 ta'bir ederler yüz elli vakıyyesi bir tagardîr
beher tagarına revaç ı kadîm hisabı üzere altışar yüz akçe yazu vaz‘ olun-
mışdır Hıntanın dağarı yüz elli vakıyye olub ikişer yüz akçe yazu vaz‘
olınmışdır Sair kaba terekenin tagarına yüzer akçe vaz‘ olunmışdır
Ve bostan tarlasının dönümüne altmışar akçe Ve bağ dönümüne yirmi
dörder akçe Ve resm i â s îy â b bir guruş ve resm i ko v a n dörder para
V e sağılur inekden resm i rugan dörder para Ve dink* (?) üçyüz akçe
Ve bennâk kırk akçe V e isp en ce yüz yirmi akçe Ve 'â d e t i g an em iki
para Ve ‘a r â s â n e ve tap u y ı zem in ve b â d ih e v a örf-i beled ve i tibâr-ı
diyâra göre vaktile alınur Şimdilik b en n âk dahi alındığı yokdur
A h v â l-i riisiim ı m îzan-ı h a rîr
5. Mizanda gün-be gün vezn olunan harîr dört batmandan noksan olur
ise her batmana on ikişer para müşteriden alınur ve eğer dört batmandan
ziyade olur ise her batmana on altışar para müşteriden alınur Ve bazir-
gâmn hıridr’ itdüği harir divanî hamlen ta'bir olunan otuz iki batmana ba­
liğ olur ise yük başına bazirgândan yirmi ikişer guruş alınur Evvelki hı-
r»d' esnasında batman başına virdikleri on ikişer veyahud on altışar para
h a rcı m izan havaya 7 münkalile olub hisaba mahsûb olmaz Ve eğer divanî
yük ıtlak olunan harîr otuz iki batmana irişmeyüb bir iki batman noksan
olur ise ol vakitde yük başına viregeldikleri yirmi iki guruş hisabı üzere
alınmayub batman başına otuz ikişer para alınur V e bâyi' tarafından dahi
on batman harîrde mizan lıademesiyçün yetmiş beş dirhen vezninde bir
gül" aynı harîr alınur Ve bâyi ‘in fiiruht itdügi yirmi batmana bâliğ ise
müşteri olan bazirgân bâyi'den meccânen bir gül 8 harîr alur Ve kâtib-i
mizan olanlar yük başına yirmi dörder para ücret i k ita b et alur Çün ‘A-
cem düstûrı böyle imiş düstur ı kadîm riayet olunmusdır
A h v â l-i giim rü k v e k a p a n ber mûc.eb i düstur ı 'A cem
•9 R u g a n - ı s â d e v e ‘ a s e l v e rııgan-ı şen ıi' d e v e yükünden üç A b b â s i9 r e s m - i
k ap a n v e bir buçuk p ara hudd& nıiye v e at yükünden bir buçuk A bb âsi* k ap an ve bir
p a r a lıııddâıııiye m e r k e b yü kü nd en 011 p a ra k a p a n bir p a r a h u d d â m iy e pirinçden
d e v e y ü k ü n d e n on dört p ara kapan bir buçuk para huddâmive at yükünden sek iz
p a ra k ap an bir p a ra h ü d d â m iy e v e m e r k e b yükünden üç p a ra k a p a n bir para
h u d d â m iy e V e tuzdan d e v e yükünden on dört para kapan at yükt ı d t n üç ı a r a
kapan bir p a r a huddâm iye v e m e r k e b yükünden biı p ara Hınta ve j a ' ı r ve t akik
v e e r z e n d e v e yükünden beş p a r a k a p a n iki p a ra h u d d âm iy e at yüküı.d< n üç
buçuk p a r a k a p a n bir buçuk p ara h u dd âm iy e m e r k e b yükünden bir b u ç u k p ara
kapatı ı>ir p a ra hu ddâmiye V e ku m aş d e v e yü kü nd en on dört p a r a k ap an iki p a r a
hu dd âm iye at yükünden yedi para kapan B ak ırın d ev e yü k ü n d e n on dört para
k a p a n ik i p a r a huddâm iye a t yükünden yedi p a ra k ap an bir para huddâmiye m e ­
r k e b yükünden üç p ara kapan (kabban) bir p a ra hu ddâmiye s alat l . i - d e v e y ü ­
kü nd en altı buçuk p a ra kapan bir b u ç u k p a ra hu ddâmiye at yü künden üç
buçuk p a ra k ap an bir p a ra h u dd âm iy e m e ı k e b >iikünden (ki p a ra kapan b ir p a ­
r a hu d d âm iy e E n v â i çuka ve kalay ve kurşun ve n a ‘ ıl-pâre v e çiv id ve k e te n
v e ç o r a b ve m az u ve kızd boyak v e kişmiş d ev e yü kü nd en 011 dört p a ra
kap an iki p ara hu ddâmiye a t yükünden yedi para k a p a n bir p a ra huddâm iye
m e r k e b yü kü nd en üç buçuk para kapan bir p a r a h u dd âm iy e Ş a l-t D a g ıstan î v e y a
b abûtıc e-i ^4 r. 1? D ag ıstanî at yükünden on dört p a ra kapan iki p a ra hu dd âm iye
m e r k e b yükünden yedi para k ap an Karpuz, yükünden bir k a rp u z kav u nd an bir
► k a v u n su b n ş ıh k V e her y ü k d e n iki re sim v e bir para sa b n şılık alınur
LIV
G Ü R C İS T A N KANUNNÂMESİ
İs t a n b u l , B a ş v e k â l e t arşivi
D e f t e r n u m a ra s ı : 195
T a r i h i : 1 5 7 0 (9 8 1 )
1. Vilâyeti Gürcistân sengistân olup teprakları az olmakla defteri ‘atik
mucebince her nefer başına tuta geldikleri yerleriyle yirmi beşer akçe
isp en çe kaydolundı Edâ itdüklerinden soma zeminlerinden resm i çift ve
r esm i nîm v e resm i dönü m alınmaya
2. Ve vilâyeti Gürcistân kefereleri hurnüs kaydolunmuşdır sâ lâ riy e
alınmaz Ve ‘avret tasarruf eyledüği yeri boz ve hâlî komayub defteri ce-
dîd i hâkanîde kayd olunduğı üzere behresin ve rüsûmm verdikden sonra
elinden alınmak câiz değildir Ve reayadan biri fevt olsa toprağı oğluna
intikal ider mülk-i mevrûsı gibidir Müteveffânın oğlu olmasa kızı kalsa il
virdiği tapu ile kızına virilür Kız olmaduğı takdirce il virdüği tapu ile
müteveffânın karındaşına virilür Dedesi yeri oğul oğluna intikal eylemez
Bîgaraz müsülmanlar takdir itdüği tapu ile alur
3 Ve defterde mukayyed olan re'aya perâkenae olsa göçürüb yerlerine
getirmek kanuni mukarrerdir Ammâ on yıl ve daha ziyade ise ve göç-
dükde 1 kalan yerlerin boz komayup sahibi arz tapu ile ahara virmiş ise
göçürmek olmaz Sâkin oldukları yerde reszmleri alınur Ve raiyet oğlu
raiyetdir mâdem ki ahara kaydolunmaya defterde olmamak müfîd değildir
Ve raiyet ziraate sâlih kendü yerlerin ziraat itmeyüb varub ahar sipahi
. toprağında yer ziraat iderse ba'dettenbih anun gibilerden iki öşür alın­
mak kamındır Ammâ kendü toprağın ziraat itdükden sonra ahar sipahi
toprağında dahi ziraat iderse iki ‘öşür alınmak merfu'dır Ve bir h â r i ç
r a i y e t tapu ile mutasarrıf olduğı yerleri elinden alınub dahil raiyete
virmek memnu'dır Mademki boz ve hâlî komaya Ve bir hariç raiyet gelüb
sipahi toprağında tapu ile yer ziraat eylese behresin virdikden sonra a ‘lâ
* |İJ .jT jju t/'

)
yerden iki dönüme bir akçe ve ednâ yerden üç dönüme bir akçe alınur
Ve dönüm hatâvât-ı müte'arefe ile tûlen ve ‘arzen kırk hatvenir ziyade
ve noksan alınmaya ve re'ayanın zira'ate kabil yerlerinden üç yıl müte-
valiyen bilâ ‘özür boz ve hâli koduğı yerleri alınub âhara tapuya verilmek
kınunJır Ve kıdiınfen şehirlünın ve eğer ehl-i kıla* ve kurânın davarları
örülü olan mîr'alarıtıın ziraat olınması ve korunması merfu‘dır Bağdan ve bağ-
çeden kayd olunduğı üzere behre alınmak kanuna mutıbıkdır Ve defterde
bervech-i maktu' kaydolman bağlardan ve bağçelerdan kayd olunan maktu*
alınub ziyade nesne alınmaya Ve re‘aya sipahilerinin ‘öşürlerin akreb bazara
iletmek ve hariçden gelüb zira‘at idenler köylerinde anbarlarına iletmek
kanundır
4. Ve harman vaktinde reayanın gallâtı ta'şir olunınalu oldukda s â 1 â r
olanlar tevakkuf göstermeyüb filhâl hazır olan harmanı ölçüb reayayı taz­
yik ıtmeyeler Ammâ reaya dahi sahib-i arz ma'rıfetınsiz terekelerin har­
man idüb götürmeyeler
5 R e s m i â siıjâ b dahi defterde kaydolıınduğı üzere alınub tamam yıl
yürüyenden altmış akçe alına Ve altı ay yürüyenden otuz akçe resm i âsi-
y â b alına ziyade alınmaya Ve vilâyet tahririnden sonra eski ocakdan âsi-
yâb binâ olunsa civarında olan âsiyâblardan ne atınursa s a h i b - i t i m a r
anlara g ö r e resim alub ziyade almaya Ammâ eski ocak olmayub tahrirden
sonra binâ olunsa m e v k u f c ı 1 nındur sahibi arz dalıleylemeye
6. Ve lı â r i c den bir kimesne gelüb sipahi toprağında kışlasa müzev­
vec olsa r esm i d u h a n altı akçe alına Ve yer ziraat iderse resm i zem in
virüb res m i d ııh an virmeye Ve kışlakçı olan kimesııeler üç yıl resm i du ­
han virüb üç yıldan ziyade olursa sipahisine on sekizer akçe resm i b en ­
n â k vire Ve hâriç reaya sipahi toprağında sâkin olsa bu makule raiyet
defterde kime yazılmış ise resm i raiy etin ana virür Hangi sipahinin topra­
ğını zira'at iderse öşür ve s â lâ r iy e sin i ana viıür ve elinde olan yerden si­
pahisine resim yazılmış ise resmi zemin dahi virür Defterde kimesneye
raiyet yazılmamış ise resm i raiyetin m e f k u f c ı alur
7. R esm i a g n â m iki koyuna bir akçe ve koyuıı ile kuzu bile sayılmak
kanun olmışdır Ve resm i agn âm dahi Abril ayııda alınmak cemi* memâ-
likde karnındır Ve vilâyet tahririnde ba'zı karyeler hâlî ‘an ir-reaya yazı-
lub hâriç reaya gelüb şenledüb koyun idinseler â d eti a g n â m ları defterde
dahi yazılmış değilse m e v k u f c u lar alur Defterden hâriç olıycak sipahi
alamaz Ve iki koyuna bir akçe alındıkdan sonra On koyuna bir akçe dahi
çu bu k a k çesi' ve her sürüden bir kovun şişlik* diyü alınmak hilaf -1 emirdir
alınmaya Ve a ğ ıl resm i koyun kışladuğı takdirce olıgeldüği kanun üzere
her sürüden mütevassıt ül-hâl bir koyun alına sürüden ekal ise on koyuna
bir akçe alınub ziyade alınmaya Ve sürünün ‘âlâsı üç yüz koyun ve evsat
iki yüz ve ednâsı yüz ve yüz ellidir.
8 Ve resm i k u v v â r e k öşr-i ‘aselden bedel her kovandan ikişer akçe
alınur Ve küvvâre ve koyun ve bağ ve bağçe ki vilâyet tahririnden sonra
hâdis olsa öşür ve rüsûmı sahib i timara müte'alhktir
9. Â d e t i ag n âm sahib i timara kaydolunmamış ise mevkufçı zabt ider
10. Ve vilayeti mezbûrda s e r b e s t olmayan timarlara defteri ‘atik
mûcebince ag-nâmları hasıllarına mahsûb olmağın defteri cedide dahi kay­
dolunmak içün emr-i şerîf virilmeğin ber karar-ı sâbık ag-nâmları kaydo-
lunub serbest değildir diyü ‘âdeti agnâmlarına dahlolunmaya
11 Ve resm i ‘aru siy e roîrilivâ ve zu'aıııa ve sâyir s e r b e s t olan tı­
marlardan bâkire kızlardan altmışar akçe ve seyyibe ‘avretlerden otuzar
akçe aiınur Ve sâyir erbâb-ı timarın 'arusiye resm i nısfı kaydolunan yer­
lerden sipahiler ve nısfı aharı mîrilivâya kaydolunan yerleri ancak zâbit-
leri alalar Ve bakire kızın ‘arûsiyeaı her ne yerden göçürürse ve atası
kimin raiyeti ise ana virir Ve seyyibe ‘avret her kimin toprağında vâkı‘
olursa r esm i a rû siy esin sahibi timara virar Ve y ü r ü k ve y i i z d e c i 1
taifesinin mekân-ı mu‘ayeneleri olmaduğı sebebdeıı atasına tâbi' olmakda
bâkire ile seyyibe berabîrdir Zu'amâ ve erbâb’ı timar ve sayyadlar kız­
larının ve merdân-ı kılâ ın ve ‘azeblerinin 2 resm i a rû sâ n eleri hâssa i hü-
mayiln eminleri alalar
1 2 . V e vilâyeti mezbuıede tutulan ‘abd-i â b iP - v e kenizek 1 ve ecnâs ı
devâbdan her kim tutarsa g-etürüb hassa-i hümayuna kaydolunanı havass-ı
hümayun eminlerine ve sancak bsyine kaydolunanı sancak zabitlerine ka­
nun üzere m ü jd eg â n e'sin alub te 9 İim eyleye Müddet-i ‘örfiyeleri tamam
olduktan sonra vilây°.t kadıları ma‘rifetlerile bey’-i men-yezîd idüb bahâsın
zabteyleyeler Müddeti ‘örfiye dahi kulda ve câriyede üç ay saklamakdır
Ve çıhârpa" cinsi bir ay saklamakdır ve sâyir esbâb ve kumaş ve halı ve
bunun emsâli meta‘lar bulsalar ümenâya ma'rifet i kadı ile teslim eyleyüb
saklamayalar Eğer saklarlar ise mücrim olalar
1 3 . Cerâyim i hayvânât dahi reayanın atı veva sığırı ve bilcümle çıhârpâ
cinsi birbirinin ekinlerine ziyân itse zararları tazmin itdirildikten sonra
davar sahibine beş değnek urulub davar başına beş akçe sâhib-i timar c e ­
rimemin ala koruyub tutulan davarlardan zikrolunduğı üzere alınub r e s ­
m i deştb in i diyü her haneden maktu* idüb nesne alınmıya
14 Ve ta m g a y ı s iy a h at h a za rın d a at satılsa on iki a k ç e alın a Ve kasabha-
koyun s a tıls a iki ko y una bir a k ç e alına V e su s ıf ır ı satılsa dört a k ç e alma
n e,]e
Ve kara sığır satılsa iki a k ç e alına Ve meviz v e incir ve sâv ir kuru m e y v e yü­
künden İki a k ç e ve d e v e yükünden dört a k ç e ve m e r k e p yükünden bir a k ç e ve
y a ? m ey ven in iki yükünden bir a k ç e alına
1 5 . Kurâda bac alınmaz
16. Ve vilâyeti Gürcistânda m a r h a s iy y e 1 diyü nefer başına ikişer akçe
alınurmış reayaya tahfif içün defter-i cedid-i hâkanîde kaydolunduğı üzere
beher hane • ikişer akçe alınub ziyade alınmaya
17. B a c-i h â za r-ı g a ile : b uğ dây ve a rp a şeh re gelüb s a tıls a h e r mü d de buçuk
kile alına V e s ây ir hububat dahi b ö yledir Un gelüb her yükü altı kile olduğı t a k ­
d ir d e sa ta n d a n dört kilesinden bir a k ç e

II] < *» .}> . (2] |3)[ 4 J l i 'j i 'J ' |5J V K İ > > [6] ( l,A « T ) [7 ] ': ■ « /
18. Ve m ü d d ü n m i k d a r ı i s t a n b u l u n yi rmi k i l e s i d i r
19. . Şehi rl erde kanun- ı ih t is a b iy e dahi eksilk satılduğı v a k i t d e di ı he nı b a ş ı n a
b i r a k ç e c e r im e a l ma V e n a r h vlril dikde m a ‘rifet-i kadı ile viril üb v e di r hem ite
s a t ı l a n n e s n e y e o n u o n bi r a k ç e ü z e r e n a r h vi r üb z i y a d e viri l meye
20. Ve m a ' m u l ol an n ü g i - iki y ü z d i r h e m d i r V e B a t m a n d a h i o n iki n ü g i d i r
21. Ve mü c r i m ol an k i me s m e teftiş o l ı n ma d a n v e ş e n a ' a t ı z ahi r ol ma da n
s a n c a k b e ğ i subaşıları v e a d a m l a r ı h a b s i düb ne s ne l e r i n al ub s a l ı ve r m e k mehı nu-
dır Ve her mücr i mi n c e r i me s i v i l â y e t kadısı ka t ı n da ispat ohı nı adan tutub s i y as e t
i t me k Ş e r ‘a v e k a nuna muhal i f di r A m m â mücr i m- i mü t ı e h e m olan k i m e s n e te-
me r r ü d l ük i düb ma h k e me - i şeri f e ge l me k de ni za' i ders e c e b r i l e m a h k e m e y e g e -
t t i rmek me mnu' deği ldir V e r e a y a taifesine e ş i r r â t ö hme t isııad ilmekle kadı hu-
zurı na get i l rmeden s a n c a k b e ğ i s uba ş ı l a r ı r e ' a y a y ı d e r z e nc i r i düb k a r y e - b e - k a r y e
ge z d i r me k nıemnu' dı r Anun gibi n ı ü l t e h f m olanı kadı mahk< m e ş i n d e Ş e r ' l e i sbat
e t m e y i n c e der z e n c i r o l ı n m a y a Ve s a n c a k b e y i subaşıları il üz e r i nde çokluk a d e m
ile g e z m e y e l e r v e a k ç e s ü z y e m v e y e me k l e r i n nneccânfiı a l ma y a l a r
LV

SİS L İV A SI KANUNİ , t . . R ,.. , A


İ s t a n b u l , b a ş v e k a l e t A r ş iv i
D e ft e r numarası : 9 73
Tari hi : î 519 (925)

A----------------------------------- ------------------------------------- -------


•J 0 Â4 » e-** J Â.kaîl* 3jOJ
l^l^Vl y J'jN »itileli j * 1^11
_>>■' ı j 1 l ^ " ^ j j U j J ı^]»! - ^ Ij V U - y »Iı_r ol—^.1— j l ! ») —

jUaL» f ÂlH. f jX.'- l * * j - >

^^ 0 Js'j' j h j* J U j b V O c U - J-IİJ*
D er beyâ n- ı k a n u n ı ı â m e i sultan K a y ı t b a y * der liva-i Si s
1. Gendümden ve cevden 1 ve 'alefden ve çavdardan ve erzenden ve
künciden- ve burçakdan ve penbeden ve piyazdan'* ve şirden 4 ve kavun­
dan ve karpuzdan filcümle gallat ve hububat ve fevâkih kısmından onda
bir ta ‘şir oluna
2. Ve çeltük her kimin yerine ekilür ise s a h i b i a r z içün onda bir
öşrü alına
3. Ve r e a y â y-i E t r â k den her müzevveçden Haleb akçesiyle yıl­
da yetmişer akçe nevrûz-ı sultanide resm i h an e alına Ve kisb-ü kâra ka­
dir olan mücerredlerinden Haleb akçegiyle onar akçe alına
4 . Ve r e a y â y - i zi m mî den her müzevecinden yılda Haleb akçesiyle
yüz otuz i k iş e r ak çe resm i h a n e alına Altmış altışar akçeleri nevrûzda
ve altmış altışar akçeleri ilk güz ayının evvelinde alına Ve her müzevve.
cinden ve mücerredinden Haleb akçesiyle ellişer akçe nevrûzda cizy e
[•) Mısır ve surye sultanı (1468 — 95 = 873 — 902)
[M İSİ [3] C5j ’: T 14] L*J±-

t
alına Ve kal'a i kâfirlerinin müzevvecinden ve mücerredinden el­
lişer akçe c iz y e alına
5. Ve her bâb âsiyâbdan ki yıl tamam yüıüye Haleb akçesile yılda
yüz yirmişer akçe alma Altı ay yürüyeninden altmış Halebi akçe alına
6 . Ve â d eti a g n â m her koyuna bir Halebî akçe alma Ve hariçten ge­
len koyundan res m i y a t a k diyü bir eyü sürüden bir koyun alma
7. Ve r esm i arû siye kızdan yüz yiğirmi ve biveden altmış Halebi ak;
çe alına ziyade alınmaya
8 . Ve baş yaruğından altmış Halebi akçe alına Ve biçak zaliminden
ki mevt icab itmeye yüz Halebî akçe alına
9. Ve ba'zı mülk mezre'alardan onda bir ta'şir olunub beşte birin s i­
pahi olan b eg ev â n e' diyü alub ve beşte birin mülk sahibi m ülûkâne" diyü
10. Ve ba'zı reaya kadim-üz- zamandan Si» sancağına müte'allık olub
Adana sancağında oturub rüsıım-ı ‘örfiyelerin Sis sancağı beyine virürler
imiş girü ol veçh üzere mukarer olub hilaf ı kanun iş olmaya
11. Bal ve yağ ve peynir yüklerinden ikişer Halebî akçe hac alına
12 Ve cerâyim husuaları ki vâkı‘ ola ol bâbda kanuni kadîtn-i Osma-
niyeye müraca'at olınub tecavüz olunmaya [*]
ıBir bac kaydı)
13. Zi krol an k a f a yolunın bacı sâbık üç y e r d e alınub /iyende v e r e v e n d e v e
z i ya d e ta' addî olunub kul v e c âri ye g e ç s e he r nef ere a l t ı ş a r H a l e b i a k ç e ve a k ­
mi şe ve me' kûl ât v e gayrı yük g e ç s e h e r deve yuki i ne i.liışar ve aı yiikiine dör­
d e r ve me r k e b yü kü ne i ki şer Halebî a k ç e alıntır inmı Halı ya K c s u n l u v e K a r a
‘î s a l u b a c l a r ı bi l kül l î ye r e f ‘ o l u n u b m ü c e r r e d k a l ' a - i G ö v ü l e k ü ıjf yol unı n b a c ı
a l ı n m a k e m r o l ı n u b kul ve c âri yedeı ı her ferde d ö r d e r a k ç e ve ku maş v e m e ’-
'kûlat yüküne d eve yükünde n H a l e b a k ç e s i y l e dört a k ç e ve at yükünden iki a k ç e
v e me r k e b yükünden bir a k ç e a l ı nma k e mr o l u nma ğ ı n defteri cedide veçh i me ş -
rûlı üzer e kaydol undı Ve b â c - ı me z k ûr k a l ‘a-i mezhıırcîan anat u s.^ ' Ak k ö p r ü kur-
b i n d e y o l l a r a/r ul dı ı ğı m a h a l d e a l ı n a R e f 1 o l u n a n y o l l a r d a n m i n b a ' d b a c a l ı n m a y a
V e s at ılmak e cl i yçün deve v e at g e ç s e d e v e d e n döı t a k ç e ve atdaıı iki a k ç e
b a c alına
V e k a l ‘a - i m e z b û r e k â f i r l er i ‘ a n k a d i m - i z - z a m a n ilâ y e v m i n â h â z â k a l ‘a - i
m e z b û r e m u h a f a z a t ı i çün v e z i k r o l a n b a c a m u ' a v e n e t i l di kl er i i çün mu a f l a r o l u b
cizye v e resm i Jtıhan v i r m e y ü b e l l e r i n d e s e l â t î n - i m a z ı y e d e n m e n ş û r l a r i v a r d ı r

[1] [2| «,'SjU


[*] Aynı def t erde bulunan T a r s u s livası Ka n u n n â me s i de ayni hükümleri ihti­
va e t me k t e i se de, o r a d a yalnız şu kısım bi raz farklıdır:
V e şehi r de müt e me kki n olan kâf i rl erden nevrûz- ı sul t anî de Haleb a k ç a s i y l e
he r mi i z e vve cde n s e k s e n e r a k ç e r e s m i h a n e ve her nıf l cerredden v e m e z e v v e ç d e n
Ha l e b a k ç e s i y l e e l l i ş e r a k ç e is p e n ç al ına Ve kal ' a- i Baharı nı kâf i rl eri nden her
mi l z e vv e ç d e n ve mü c e r r e d i n d e n H a l e b a k ç f s ’yl e k v i û z - i mi l î n;<’e e l l i ç c r 1 k ç e
c iz y e al ı na
Ve Kuş t e mur l ü’y e tâbi' b a ' z ı c e m a ' a t e 'adet-i mirahuriye di­
yü kayd olunmışdır T e m a m çiftden altı kile a r p a ve yat ı nı çil t dt n i!ç kile a ı j - a
'«det-i mirahuriye diyü al ına
V e hâliyâ hi dme t l e r i m u k a b e l e s i n d e c i z y e ve r e s mi duhan vaz' o l un ma y u b
defteri c e d i d e mu‘âf kay ol undul ar
B â c - ı tari k-ı me z k ûr h a s s a - i p a d i ş a h i y e kaydoi unub bağlarının öşri T a r s u s
s a n c a ğ ı b e ğ i n e has ı l kaydol undı V e e h a l i - i m e z b û r e ş i m d i y e d e ğ i n i d e g e l d ü k l e r i «
hid m etleriıı girü k em âk âıı edâ ey leyeler

(Sis livasındaki çeltüklere ait iki kayıt) ^


Zikrolan arklar yüz yıl mıkdarı var imiş ki hâli ve harab şöyle ınu-
’attal yatub ziraat ve hıraset itmeyüb nâm kimesne kendi kavmiyle
ark çeküb Kızıl Ark diınekle ma'ruf arkı ihya eyleyüb sene erbe'a ve
‘ışrîn ve tis‘a mie Rabi'ulâhırında bir miktar çeltük ziraat idüb işbu senede
ziraat olunan çeltük mahsuli âdet î kadîm üzere alınsun sene-i mez-
bürdaıı anaru zikrolan iki ark ziraat olundukça her sâl ber-veçh i
maktu* otuz biıı Halebî akçe hassa-i hümayuna edâ edeyim diyü
iltizâm gösterdiği sebebden defteri cıdide veçh i meşruh üzere kaydolundı
Mezbur ve oğulları Selınan ve Ömer zikrolan arklara r e İ B nasbo-
lundılar Ve hassa-i hümayuna müte‘allik arkların reisleri ve sakaları
ve çeltükçileri ‘avârızdaıı mıı‘âf olm ak kanun olmağın bunlar dahi def­
teri hâkanıye mu‘âf kaydolundular
Ve zikrolan arklar ekılüb biçilmelü olıcak biçilmezden önden 1 evvel
tohum içün ta‘yin olunduğu kadar çeltük biçilüb harman olub hıfzolunduk-
dan sonra baki kalan çeltük ayak üzerinde iken eh.-i hibreler ma rifetieriy-
le nidây ı ‘ânı olınub bölük bölük halka satılub kendüleri biçüb harman
idüb hıfzederler Akçesine iki ay va‘de tamam olduğı gibi akçe cenı‘ olu- #
nub ııısfm mîri içün mezkûr **■*.. alub ve nıfs-ı aharın rencberlere
virürler Ve s a h i o-i a r z a onda bir hisabı üzere öşürlerin virürler
Ve zikrolan iki arga kırk kantar çeltük tohum ta ‘yin olunub ve
reislere birer kantar çeltük ve sakalara buçuğar kantar şekere '1 ekmek
içün ta'yin olunmuşdı Ziyade ekdirmiyeler
Ve zikrolan nehirlerün sulağı’ bu yıl filan kimsenin tarlaları üzerine
salınur diyü mahal t a ‘yin idüb ol bahane ile h a v a l e k u 1 1 a r ı ve
reisler reayadan sonra ahz itmek mürad idinürler ise vilâyet kadısı
men‘ idub reayadan bî vecih nesne aldırmayalar
Ve reisler ile sakalar ekdüği şekere;l lerden miri içün nesne alınmayub
nıücerred s a h i b - i a r z a öşür virürler
Ve mezburûn reisler ve sakalar ve çeltükçiler göçer evler olub
Kuyumcı Sazı dimekle ma'ruf yer hali olmağın kışlak ve Boz Alan ve
Göl Pınar ve Su Viran Kinişe ve Mes’ut. . 4 yaylak ları olub kışlakları­
na ve yaylaklarına kimesne mâni' olmaya
2. Bir nehrün çeltük ekilecek yerin evvel suya basdururlar Ol yeri
yüz dört bölük iderler Her bölüğe bir okr’ dirler Ol takdirde yüz dört ok
olur Andan sonra dahi çeltük ekilmeden zikrolan yüz dört okın dört
yarar eyi okın bu cümleden Beğliğe ihraç itdüklerinden sonra andan n a ­
il] ir*'*'s' [2] j-V~» [3] [4] Okunmıyor |5] j y
‘adâ yüz okun rub'u ki yirmi beş ok saka olan kimesne alub tohumun kendü
yanından virüb eker Bâki kalan yetmiş beş okun nısfı ki otuz yedi buçuk
ok olur çeltük ekincileri alub anlar dahi tohmumı kendüleri yanından
virüb ekerler Andan gayri kalan otuz yedi buçuk okun rub‘u ki dokuz
buçuk ok olur anı çeltük ıssı olan kimesne alub tohmun kendü yanından
virib eker Bunlardan dahi bâki kalan sekiz buçuk okı çeltük ekilen
yer ve su bir sipahinin olsa zikrolan yirmi sekiz buçuk okı alub kendü
yanından tohmun virüb eker Y e r bir sipahinin ve su gayrı bir sipahinin
olsa yirmi dört buçuk okın nısfın yer sahibi olan sipahi alub oldahi
tohmun kendü yanından virüb eker ve nısf-ı aharın su sahibi olan sipahi
alub tohmun kendü yanından virüb eker
Veçh-i meşruh üzere ekilüb ziraat iden kimesneler biçdürdüktep sonra
saka ve ekinci ve reis ve yer sahibi ve su sahibi ekdükleri okların her
birisin bir harman idüb savruldukdan sonra her harmanı dokuzar çec
iderler her dokuz çecün bir çeçünin nısfın beylik ve nısf-ı aharın yer ve
su sahibi alub Yer gayrı sipahinin olsa ve su bir ahar sipahinin olsa nısfın
yer sahibi ve nısfın su sahibi alur Bâki kalan sekiz çecün bir çecini nehrin
hafızı alur Ve bir çec de harman döğen kim ise ö k ü z h a k k ı diyii alur
Bunlardan bâki kalan altı çeçi zikrolan kimesneler ki tohmun virüb
ziraat etmişlerdir anlar alur
Ve zikrolan çeltükler biçmelü olıycak miri kıbelinden 1 her arga birer
ikişer âdem gönderilüb zikrolan âdemlerüıı yemekleri ve atlarının yem­
leri saka ile rencberler üzerlerinde olub ve her arkdan ş e lik 3 diyü
yani ş a h n e lik ' diyü bir adem götürdüğü kadar çeltük demedin alub
hıfz ider imiş
Ve reis buçuk kantar şekere've saka otuz batman şekere^eküb mîri içün
nesne alınmayub ve yer hakkı ve su hakkı alınmaz imiş Ve çeltükçiler
yirmi batman mıkdarı şekere 4 eküb anlardan dahi nesne alınmaz imiş
Ve Sempasr' suyı ile ziraat olunan arklar ki Kulaksuz argı ve Tellak
argı Veretme argı ve tsa Oğlu argı dimekle ma'ruflardır bu zikrolan arklar
Z ü l k a d i r l ü t â i f e s i zirat itmeğin bunlardan sâyir arklar gibi her
arkdan miri içün dörder ok ve şahnelik alınmayub mücerred her dokuz
çeçün nısfın mîri içiiıı ve ııısf-ı aharın yer sahibi ve su sahibi olan
kim esneler alur imiş zikrolan Sempas suyı ile ekilür Bınarsı nâm ark
kadimden Z ü l k a d i r l ü elinde olmağın kadimden mîri içün çeltü k vir-
m eyü bsâl be sâl ber veçh i maktu* on batman sâfi pirinç virür imiş Ve
Vaser1' nâm arkadan dahi her senede ber-veçh-i maktu* beş batman sâfi
pirinç mîri içün alınur imiş Mezkûr arkların ‘an-kadim iz-zaman ilâ
hâzel’ân kanunları veçh i meşruh üzere olmağın defteri cedîde bu
veçhile kaydolundı
İstanbul, B a ş v e k â l e t Arşivi
Def t er numa r as ı : 735
T a r i h: (Kanunî dev r i )

1. Liva-ı Adanada mütemekkin olan reayây-i Etrâkden ve küffârdan


her müzevveçden her senede resm i h an e yirmi beşer para ki elli Osmanî
olur alına Ve zikrolan resmin nısfı ııevrûz-ı sultanîde alınub ve nısf-ı ahaıı
son güz ayının evvelinde alına
2. Ve vilâyet-i mezbûrda mütemekkin olan keferenin her müzevvecinden
ve mücerredinden nevrûz-ı sultanîde yirmi dörder para ki kırk sekizer O s ­
manî olur cizy e alına Sâbıka defter-i ‘atikde elli Halebî akçe ki yirmi
Osmanî olur cizye ta'yin olunmış imiş Hâliyâ emr-i padişahî ile vilâyet-i
Çukur Âbâd müceddeden kitâbet olundukda Zikrolan keferenin cizyeleri
şe y ’-i kalîl olmağın ş e r ‘a ve kan un a' muhalifdir gerekdir ki kefere-i
mezbureye şer ve kanun üzere haraç vaz‘ idesin diyü hükm-i şerîf-i vâ-
cib-ül-ittibâ‘ vârid olduğı ecilden ber mûceb-i emr-i ‘âlı zikrolan mikdar
cizye ta'yin olundı [*]
3 Ve vilâyt-i mezbûrede vâki' olan kıla'a hizmet iden kefereye def­
teri a'tikde hizmetleri mukabelesinde resm i h an e kayd olunmamağın hâli­
yâ defteri cedidde dahi kaydolunmadı V e kal‘a-i el-Nahşâda mütemekkin
olan kefere Külek bâcına muâvenet itdükleri sebebinden resmi haneden ve
cizyeden mu'âf olalar diyü ellerinde hükm-i şerif i cihanmutâ* olmağın üzer­
lerine cizye ve resmi hane kaydolunmadı Ve zikrolan kal‘alarda mütemek­
kin olan külfârın cizyeleri hassa i hümayun içün zaptoluna Ve kasabâtda
[*| A t ı k a r a d a , T a p u ve Kadast ro Umum Müdürlüğünde muhaf aza edilen ( İ l i )
n u m a r a ve (980) tarihli A d a n a d e f t e r i n i n kamıııı ıâmesıı de bu kı sı ml ar şu şekilde
yazıl mış bul unmakt adı r : « L i v a i m e z b û r e d e müt emekki n olan r e a y a d a n e ğe r müs -
l ümandı r e ğ e r zl mmi di r k a b l e l - f e t h v e b a ' d - e l - f e t h ilâ h â z e l a n h e r s e n e d e r e s ­
m i h a n e diyü yirmi b e ş e r p a r a ki el l i şer Osnı ani olur alınu gelüb d e f t e ı l e ı d e ve< r-
-i me j r û h üzer e me s t ur ve mu k a y y e t ol mağın defteri cedid-i h a k a n i ve dahi olıt»el-
dügi üzer e k a y d oldı ki nısfı ııevruz-ı sultanide ve nısf-ı aharı son güz ayının e v ­
v el i nde a l ı n a
V e hınta v e ş a ' î r v e ‘a l e f v e penbe ve simsi m ve pi yaz ve bi l cüml e
gallât ve hububat ve b a g â t ve be sâtin ve fevakih «T<j> kısmı k a d i m d e n o n d a
bir ta' şir o l ı g e l m e gi n iislub ı sâbık üzere gtrii onda bir k a y d olundı
Ve l ivâ-i me z b u r d a müt emekki n olan kef ereni n cizyesi kadî mde n yigirnıi d ö r ­
d e r p a r a al ı nur mı ş ki kırk s e k i z e r a k ç e ol ur Kef ere- i mezbûreni n he r nef eri ne o-
tuzar para kı al t mı ş a r Os ma nî olur Min b a ' d o t uz a r p a ı a alıı.ub z i y a d e ve rıâkıs
o l unma ya diyü def t eri ‘at i kde de k a y d ol unmağın deftfri cedi de dahi v c c h i n t ş -
fûr üzer e k a y d ol und u . .»
mütemekkin olan keferenin cizyeleri ve resimleri d e fte ri ‘atîkde sancak
beylerine has kaydolunmış bulunmağın hâliyâ defteri cedidde dahi kemâ-
kân kaydolund,
4 Ve livâ-i Özer ( s ^ ) de mütemekkin olan reayây-ı Etrâkden resmi
hane livâ kanuni üzere alına Ve livâ-ı Tarsusta mütemekkin olan reayây-i
Etrâkden her müzevveçden onaltı para ki otuz iki Osmanî olur ve mücer-
redlerinden ikişer para ki dört Osmanî olur resim alına Ve liva-i Sisde
mütemekkin olan reayây.i Etrâkden her müzevveçden on dört para ki yir­
mi sekiz Osmanî olur ve mücerredlerinden ikişer para ki dört Osmanî
resim alına Zikrolan rüsûm defteri ‘atikde Halebî akçe hisabı üzere kay-
dolunmış imiş Hâliyâ Halebî akçe merfu‘ olmağın defleri cedide Osmanî
hisabı üzerine kaydolundı
5 Ve hıntadan ve şa'îrden ve ‘alefden ve sisamdan ve penbeden ve
piyazdan ve şireden bilcümle livâ i Özer de ba'zı mezârı‘den südüs ve
ba'zından sübu‘ aiınur imiş mahallinde kaydolunmışdır
6. Ve enhâr ı çeltük hususunda emr-i padişahı mucebince kanun budır
ki yirmi kantar tohum ekilen nehre r e i s v e s a k a olanlar ikişer kantar
tohum eküb birer kantarı cihet-i hizmet olub mîri tarafından nesne alı­
rı m a y u b birer kantarından sâyir rencberân gibi hisse-ı mîri ihraç oluna
Ve enhâr-ı mezbûreye teslis 1 tarikiyle hizmet iden kim esneler hiz­
m etleri mukabelesinde ‘avânz-ı divâııiyeden ve rüsum ı örfiyeden mu‘âf
ve müsellem olalar Ve müııasafa tarikiyle hizmet iden kimesneler sâyir
reaya g-ibi rüsumların ve ‘avârız-ı divâniye vâki* oldukda avârızların vire­
ler Ve münasafa tarikiyle hizmet olunan enhâra hariçten çeltük ilminden
habîr- bazı kimesneler teslîs tarikiyle hizmet etmeği iltizam iderler ise hiz-
met-i enhâr anlara virilüb vech-i mezbûr üzere nıu'âf olalar
Ve her nehrün reisi çeltük ekilmelü olıcak kürekçileri ile nehri mez-
bûrı suya kifâyet idecek mikdar yer ayırtlayub hâzır eyleyeler Ve ol s e ­
nede çeltük kang-i tarafa düşer ise s a h i b - i a r z olanlara tenbih ideler
ki nesne ekmeye Ekilecek yeri çeltükçiler ihzar idüb vaktinde t e ’hir it-
meyiib heman ekeler Ve ne mikdar tohum kifâyet ider ise e m î n olanlar
mîri tarafından virüb ekdüreler Çeltıikçi 'âdet üzere tohumın ekdıkden
sonra hizmetin ne ise edâ ide Ve çeltük tamam yetişdükte kiirekçi ektügi
çeltügi biçiib dövüb harman ide ondan sonra emin olanlar kadı ma'rifetiyle
üzerine varub mirî tarafından verilen tohmı çıkardıkdan sonra mirî tarafına
âit olacak sülüsân yahud nısıf hisseyi çikarub alub kabz ede Bâki kalandan
s a h i b - i a r z içün öşür ihraç olunub ma'dâ kü rekçilere virile
7. Ve asıyâl) k a ç a y yiiriir ise her a yd a b e ş e r a k ç e r e s i m al ına
8 . Ve resmi ‘a rusi ye b â k l ı e d e n kırk s eki z a k ç e v e bi veden nısfı sahib-i c e ­
maat ala
i). Nefs-ı A d a n a v a deve ile gelen peııbe yükünde n dokuz a k ç e v e at v e k a ­
tır yükünde n nısfı alına
10. V e t a ş r a d a n g e l e n k o y u n d a n v e k e ç i d e n r e s m i y a t a k diyii l ı e r s i i ı f i d e n ki
ü ç y i i z o l a b i r k o y u n a l ı n ı b a r t ı k e k s i k o l d u k d a ol h i s a b ü z e r e a l ı n a
11. V e h a r i ç t e n g e l ü b ka z a - i A d a n a da kışlayanlard an onar a kçe r e sm i du
han a l ı n a v e v i l â y e t - i m e z b û r e d e s â y i r y e r l e r d e k ı ş l a y a n l a r d a n nısfı a l ı n a
12. V e â d e t i a g n â m h e r d ö r t r e i s t e n l>ir p a r a a l ı n a
13. V e r e s m i k i i v v a r e h e r ‘a d e d d e ı ı cm (?) s a h i b - i a r z b i r p a r a a k ç e a l a
14. V e h e r c a m û s t a n mi r i i çü n i k i ş e r p a r a a l ı n a
15. V e eimm e «ı a v â r ı z - ı d i v â n i y e d e n mt ı ' af olalar
16. V e b a ş y a r u ğ u n d a n y i r m i iki O s m a n î a k ç e v e b i ç a k z a h m i n d e n ki mevt
i ca b e t m i y e kırk O s m a n î a k ç e alına
17. V e s â y i r c e r a y i m h u s u s l a r ı vâki * o l du k d a kanun- ı k a d î m - i O s m a n i y e mü­
r a c a a t oluna

LVII

HALEB LİVÂSI KANUNİ

İs ta n b u l B a ş v e k â le t A rşiv i
D efter num arası : 991
T arih i: 1570 (978)

1. M u kadd em â livâ-i nıezbure emr-i padişahı ile k it a b e t oluııdukda


Ç e r a k i s e za m an ın d a ihdâs olan b id ‘a t la r r e f ‘ olunub an ların m u ­
k a b e le sin d e çiftleri olub ziraat ve hırâset iden reaya tâyifesinden yılda
b ir Mart ayında r e s m i ç i f t diyü her çiftden kırkar akçe ve mücerred ol-
mayub kisbe kadir olanlardan ki çiftleri olmaya r e s m i b e n n â k diyü on iki­
şer akçe V e mücerred olanlar ki kisbe kadir olalar resm-i mücerred diyü
altışar akçe kayd olunub şimdiye değin veçh-i meşruh üzere alınur imiş Hâ-
liyâ dahi üslûb ı sâbık üzere deferi cedid-i h âk an îy e kaydolundı
2. V e liva i mezbûrda vâki* olan kurâ ve mezari'in ba'zı kadîm-ül-ey-
yamdam mahsullerini m aktu ' viregelüb hâliyâ of maktu' viregelen kurâ ve
mezâri'in mahsulleri yerlü yerinden teftiş olunub ba'zı ziyadeye müteham­
mil olanlar rea y a s ı it t ifa k i y le ziyade olunub ve ba'zı k a s im 1 kaydolunub
ve ba'zı hâli üzere ibka olunup her birisi mahallinde işaret olunmışdır
Ana göre 'amel oluna V e ba'zı kurâ defter-i ‘atikde kayd olunan dimos-
(deymus)a mütehammil olmayub harâbe müşrif olmış Ol makule kurâ e mr i
şerifle kasim (kısım) kayd olunub tarik ı kasimleri yerlü yerinde işaret o-
lunmuştır Minba'd eğer ü m e n â v e e ğ e r e r b â b - ı t i m a r defter-i
cedid i hâkanîde m a k tu ' olanın maktu' ve kasim olanın kasim eyleyiip
hilâf-ı emri şerif reayaya zulüm itmeyeler
3. V e livâ-i mezbûrda dimos olmayub kasim olan kurâ ve mezâri'-
de vâki' olan eşcâr-ı zeytun ki r u m â n î '1 ola kadimden timar eylediği
mukabelesinde nısıf mahsûlüne reaya mutasarrıf olıgelmeğin hâliyâ dahi
tağyir olunmayub üslûb-ı sâbık üzere mukayyet kılındı diyü defter-i ‘atik­
de mukayyed olub kab-lel-feth ve hin el-feth K a r a k a d ı vilâyet kitâ­
bet eyledüği zamana gelince zeytun-ı ru m an îd e «-eayanın hissesi olmayub
Karakadı zamanındenberü timar eyledükleri mukabelede hisse verilüb
hâliyâ defter-i cedid-i hâkaııîde ana mukarrer oldı ki her karye halkı
kendi karyeleri toprağında olan zeytıın-ı ru m an î nin vakti oldukda kuru­
sun ayırtlayub ve ziraat olunan yerlerde olan zeytunun etrafında zarar
idecek mikdarı yerin ziraat itmeyüb ammâ girü süıüb lâzım olan timarın
eyleyüb ve ziraat olunmayan yerlerde olan zeytunun dahi kezâlık kurusın
ayırtlayub ve etrafında olan ormanın açub ve dibin sürüb ve zeytun cem*
olunmalı oldukda ehl i karye cem ‘ idivirüb hidmetin bî-kusur edâ eyledik-
* lerinden sonra nısıf mahsulüne mutasarrıf olalar Şöyle ki hidmed-i lâzı-
melerinde tekâsül iderlerse havass-ı hümayunda olanı ü m e n â ve sip a ­
hi tımarında olanı sâhib-i tim ar reayayı ceb r ile sürüb hidmet itdireler
* ki timar olunmamakla zeytun ağacına zarar olmalu olmaya Ve ehl-i kar­
yenin ba'zı hidmet idüb ve ba'zı ihmal iderse bunlara hisse virildiği hid-
metleri mukabelesindedir zeytun hisse olunmalu oldukta hidmet idenlere
virilüb hidmet eylemeyene hisse virilmeye
ı 4 Ve zeytım -ı İslâm î nin ve ceviz ve incir ağacından gayrı sâyir
meyvaya gelmiş fevâkih-i nıuhtelifenin her yüz ağacına kırkar akçe h a r a ç
alınur Ve meyvaya gelmiş ceviz ağacına iki akçe ve incir ağacının dör­
düne bir akçe Ve bagatın her bin çubuğuna kırkar akçe haraç ta'yin o-
lundı Ziyade alınmaya
5. Ve r e s m i a g n â m koyıın ve keçi kuzıılayub t a ma m s ür ü ye y a r a dı k t a n s o n r a
o " l a ğ ı y l e v e kıızusiyle ‘addol t nub h e r iki r e ’se bir a k ç e alına
6 . V e l>ir kovana bir a k ç e r e sim al ı na
7. Ve l iva- i me z bur da r e s m i a r û s kızdan otuz pa r a ki al t mı ş a k ç e olur
ve bîve ‘ a v r e t d e n otuz a k ç e alına
8 . Ve s âyi r c e r a im hususl arı nda kanun-ı O s m a n i ye mür ac a a t ol unur Zi yade
a l ı n ma y a V e s a l be ve s i y a s e t e müct e ha k o l anl ar dan bedel-i s i ya se t diyü a k ç e l e r i
a l ı nma yub i st i hkakl arına gör e giinah eyl e di kl e r i mahal de s i yase t ol unub h a k l a r ı n ­
dan gel i ne
9 V e livâ-i mezburda vâki' olan s e r b e s t t i m a r l a r dan
gayri erbâb-ı timarın Umarlarında vâki' olan cürîim ve cin a y a t in kar.un
üzere nısfı beylerbeyi hazretlerine hasıl yazılub nısf ı aharı erbâb-ı timarın-
dır Ve evkaf ve emlâk olan karyeler gibi erbâb-ı timarla müşterek olmaya
cürüm ve cin ay et leri hassa-i hümayuna müte'allikdir beylerbeyi hazret-
* lerine ve gayra h a s ıl kaydolunmış değildir
Ve E k r a d t â y i f e s i nin cürüm ve cin ay et leri beylerine mu*
, te'allik olub ziraat itdikleri yerde öşr ün ve resm i çift lerin s a h i b - i
a r z a virdiklerinden sonra â d e ti agr.âm ları ve sâyir rüsûmları h a s
olan cemaatlerin hassa-i hümayuna ve s a n c a k h a s s ı olan c e m a a t ­
lerin sancağı begfıne h a s ıl kayd olunoıışdır Ve h a s s a y ü r ü k l e r -
den ziraat ve hıraset idenler resm i ç ift lerin ve hasılların sahib-i arza
virdiklerinden sonra ma'dâ rüsûmların T ü r k m a n e m i n l e r i has­
sa i hümâyûn içün zabt iderler
1() Ve l iva-t me z b ur da h a sıl üç fasıl alırıurmış T e r e k e bi çmel i i olub bi çi l me-
{>e müst ahak ol ı luğda kİ kemâl i n bul ub bi çıl e ol v a kt e V a k t - ı h a s a d dirler V a k t i
h a s a d k i mi n t a h v i l i n e d ü ş e r s e t e r e k e a n a m ü t e ' a l l i k olub ha r m a n a i'tibar ol u n­
m a z i m i ş V e zeytun <laht t a m a m sil ki l meğe mü s t e h a k olduktan sonra bir kaç
Riin bir s e b e b - i kavi ile tehi r ohmub c e m 1 o l m a y a c a k ol ursa h e ma n ‘ame l v.ey-
tuıı k e ma l i ne irüb s i l ki l me ğe müst e hak olduğu e y y a m e olub bir mâni' ile bir k a ç
gün c e m i 1 s o n r a d a n dahi vâ ki ‘ ol ur s a i ' t ibar müst e ha k olduğu e y y â m d ı r Ve pe nbe
dahi yet i şüb k o z a k > ka r arı n bul ub k e ma l i ne iriştığı vakit ki c e m o l unma ğa m ü s ­
t aha k olur i st i hkak bulduğu z a m a n l a ‘ame l ol unurmı ş V e b a ğ lar h a ra cı dahi üzüm
yet i şüb e kl e kabil oldukdaıı sonra h a r a c a mü s t a h a k olur İmiş Bu veçhi l e
▼etişıib tauıaın o l mayı n c a bağları n har açl arı cem* ol unmaya Ve c e m ‘iııe dahi şu-
r û ‘ ol unma ya F i l c ü m l e bu z i k r o l un a n v a k i t l e r d e n e v v e l m a h s u l v e r ü s ü m z a b t o l u -
n u b a l ı n m a k d a h i vâki o l u r s a ' a m e l o l u n m a y u b vaki tl ü v a k t i l e h ü k m o l u n u b ‘a -
m e l o l u n u r i m i ş H â l i y l â dalıi üsl ub ı sabı k üzer e defteri cedid-i sul ani ye ka ydo-
lundı V e n a k i d a k ç e y e dim os o l a n k u r â v e m e z a r i ' i n d i m o s ı iki k i s t ü z e r e ol ub
nısfı t e r e k e kemâli n bulub biçmelii ol dukda nısf-l a har ı zeyt uni n olan köyl e r de
zevtıın ke nalııı buldukda ve zeytuni ol mayı b sayf i zi raat ol unan köyl e r de pe nb e
kozağı kemal i n buldıtkda m ü s t a h a k olub a mm a b a ' d - e l - h a s a d e dâ i degel diklerl e-
cilden hâliylâ dalıi iislûb i sâbı kal arı tağyir o l unma yu b defteri c e d ı d - i s ul t ani ye
veclı-i ıneşruh üze r e kayd olundı
11. V e resm i o tla k v e yu tak L i v a - i me z b u r d a kı şl a' yub kal an Ti i rknı an tayife-
sind--n ol ı gel en kanun üzere y ı l da b i r Mart a yı nda he r bir sürüden Jbirer koyun
alınır ki ‘a ded i siirü üç yüz koyun ol a Artuk v e e ks i k ol sa bu mı nvâl ü z e r e hı-
s a b ol unub al ına Ve gelüb g e ç e n yürük t ayi f esi nden o tla k v e y a ta k h a k k ı diyii v e ­
ya se lâ m lık diyii s a n c a k subaşıları ve e r b a b - ı ti mar koyunl arın v e kuzuların ta-
leb ıdüp a l ı na ya l a r F ı l c ü m k mezkûrl arın ( lugel en kanunları üze r e olub mu k a y ­
yet ol unan kanunl arı ndan z i ya de t e c av üz olunub n e s n e a l ı nma ya
12. Ve resm i duhan'-' l ivâ i me zb ur da kı şl ayıı b kal an 1 ürkman t âyi fesi ndeıı
y ı l da b i r Mart ayında resm i duhan diyü her h a n e d e n oıı i ki şer a k ç e alunugeimiş Hâ-
l iya dahi z i y a d e al ı ı ı mayub h e ma n ha n e de n h a n e y e 011 ikişer a k ç e resm i duhan alına
13. V e v ı l i ye t - i ‘ Arabistatıda ş i mdi ye deği n resm i cam û s ba' z ı y e r l e r d e üçer
a k ç e ve bazı y e r l e r de al tı şar a k ç e ve bazı ye r l e r d e on i ki şer a k ç e al unur imi?
H â l i y â d e f t e r i c e d i d - ı h â k a n î p â y e i s e r i r - i a ’l â y a ‘a r z o l u n u b c emi vilâyet-i
A r a b d a mü s a v i olub he r sağı l ur ca mi i s a üçer para ki altışar a k ç e olur resim f e r ­
man o l unmağı n b e r m u c e b - i emr-i âli her s a ğı l ur c a mû s a üç e r p a r a resim ta'-
yln olundı diyü d efteri a tik te mu ka y ye t ol mağı n d e fte r i ced id e dalıi v e ç h - i meşruti
ü z e ı e kayd olundı
13 V e ba'zı kurâ ve mezâri'de Haremeyn-i şerifeyn hissesi ve s e r-
best e vka f hisseleri olub o makule hisse olan kurânın rüsum ve
k â d ih a v â sında vakfın ta'allııkı olmayub külliyyen hassa-i hümayuna kayd
o'unub lâkin kadimen serbest olub temam vakıf olan kurâ nın cüz’i ve
külli vâkı‘ olan rüsûm ve bâdihevâsın vakıf için mütevelliler zabt eyleye
diyü defteri atikde mukayyed olmağın Harameyn-iş-şerifeyn evkafından
ve sâyir e m r i şerifle serbest olan evkafdan tamam v akıf olan kurânın
ri'sıım ve bâdihevası vakfa yazılub tamam v a k ıf olmayub hisse olanlar­
ın rüsûm ve badihevası hassa-i hümayuna kayd olundu
14. V e vilâyet i mezbûrda vakıf ve mülk olan kurâ ve mezâri'in
ba'zıııda defatir-i atikde öşr-i şe r'î yazılub kimi timara virilüb ve kimi
hassa-i hümayuna kayd olunub defter mucibince zabt olunub ve ba'zı
v ak ıf ve mülkde öşr-i şe r'î defterlerde kayd olunmamağla alınmayub
sonra defterdar Mehmed Çelebi vilâyet kitâbet eyledikde ol öşür viren
evkaf sahibleri gelüb bizim vakıflarımızdan ve mülklerimizden öşür alı-
nıb bazı ev k af ü emlâkden öşür alınmaz eğer öşür alınması şe r'î ise
niçüıı cümlesinden alınmaz eğer hilâf-ı şe r‘-i şerif ise r e f ‘ olunmasın
tazarru' ideriz dediklerinde bu hususu nefs i Halebde Husrev paşa med­
resesinde müderris ve müfti olan mevlânâ Dede Halifeden istifsar idüb
öşür-i şer'î cümlesine lâzımdır diyü fetvâ virüb zikrolunan fetvâyı ‘ayniy­
le âsıtâne-i se'adet aşiyaneye gfönderilüb vuku'ı üzre ‘arz olundukda cüm­
lesinin öşr-i şer'iyelerin alub mîri içün zabt eyleyesin diyü ferman o-
lınmağın ber-muceb-i emr-i 'âli cümlesine ö ş r-işer'i kayd olunduğı d efte­
ri ‘atik te mukayyed olub ba'dehu evkaf ve emlâk sahibleri ‘atebe-i ‘âlem-
penaha varub ‘affolunmasın reca eylediklerinde memalik-i ‘A rabistan feth
olunalıdanberü defterde olmayub sonradan hâdîs olaıı öşr vakf ı zürri-
yet ve evlâd ve gayrı vakıflardan bilkülliyye ‘a f buyrulub em lâke k a y ­
dolunan öşürün nısfı ma'füv buyrulub evkaf ve emlâk sahiplerinin her
birine veçh i meşruh üzere müstakil hükm-i hümayun sadaka olunup ve
bazine-i Halebde mahfuz olan havass-ı hümayun defterine dahi ‘af buyuru­
lan ö şri c e d id e maf'üv işaret olunub sahib-i evkaf ve emlâk üslûb-ı sa­
bık üzere mutasarrıflar olduğu vuku'ı üzere pâye i seıîr-i ‘adâlet masire
^arzolundukda anun g-ibi evkaf ve emlâk sahiplerinin ellerinde olan ahkâm-ı
şerife muktezasınca ve Haleb hâzinesinde mahfûz olan defterde ma'füv işaret
olunduğu mucebce külliyyen ö şr i c e d id i r e f ‘ ey ley esü n diyü ferman olunma­
ğın ber muceb-i ferman ı hümâyûn defatir-i ‘atikde mukayyed olmayub sonra­
dan öşr kaydolunan evkafın bilkülliyye öşrü ref olunub emlâkin nısfı
r e f ‘ olunub nısf-ı aharı havass-ı hümayûnda olan girü havass-ı hümayuna
kaydolub erbab-ı timarda olan g-irü timara virilüb veçh-i meşruh üzere ma­
hallinde işaret olunmışdır ana göre zapt oluna
15. Ve defteri atikde vakıf olub kadimi öşrü cümle-i mütehassıldan 1
kayd olunan ba'zı kurâ ve mezari'i kaybl-el feth ve hîn-el-feth ilâ hâzel-ân
sâhib-i vakf ile sâhib-i ‘öşür ittifakla beşde bir kasim eyleyüb ne hâsıl olur-
[ 1] Vi-r
as nısfın sahib i vakfa ve nısf-ı aharın ‘ales sevıyye sahib-i öşr tasaıruf ide-
gelmeğin ‘alâ hâlihî ibka olundı Amma bazı vakıf ve mülk olan kura ve
m ezâri‘iıı reaya beyt-ül-mâle kadîmi olan ‘öşürlerin virdiklerinden son­
ra vakıfcılara dahi yedide ve sekizde bir viregeldikleri ecilden vakfo-
lub yeri gayet a‘lâ olan kurâ ve mezâri'den girü b a'd el öşr vakıf ve mülk
sahihlerine yedide bir vasat-ül-hal olan kurâ ve mezari'den ba‘d-el-‘öşr
vakıf ve mülk sahibleı'ine sekizde bir kaydolunub her biri mahallinde
işaret olunmuşdır Ana göre ‘amel oluna
16 V e Iıarac ı eş c â r eğer hasdır ve eğer vakıfdır tedenni ve terakki
itmeyüb yukarıda zikrolunduğı üzere muayyen kanuni olub bu makule ta
mamen vakıf ve mülk olan kurâ ve mezâri'de vaki 1 olan eşcarın h aracı cem'
olunub dahi beş bölük olub üç bölüğün sahib-i vakf alub ve iki bölüğün
sahib-i öşr alm ak üzere kayd olunmuşdır ki gılâl kasim olunduğı üzere
ola sahib-i ‘öşr onda bir alub ba'dehu sahib-i vakf yedide ve sekizde bir
kasim eyledikleri hisaba muvafık olur
17. Ve tamamen vakıf ve mülk olub dim os olan kurâ ve mezari‘in öş­
rü ve mahsulü bu hisab üzere kaydolunmışdır
18. Ve tamamen vakıf ve mülk olmayub has ve timar ile müşterek
olan ev k af ve emlâkin hisseleri kadîmden olıgeldiği üzere a‘iâ yerde beş-
de bir kasım (kısım) olunduktan sonra vakıf hissesine ne düşerse beş bölük
olub üç bölüğüne sahib-i vakf mutasarrıf olub ve iki bölvğün sahib-i öşr
alm ak üzere kaydolunmuşdır Bu dalıi ba‘d el-öşr vakıfcı sekizde bir kasim
eyledüği hisaba muvafık olur
Ve yeri vasat-ül hâl olan kâdîmden altıda bir kasim olunagelen yer­
ler girü olıgeldüği üzere altıda bir kasim olundukdan sonra vakıf hissesine
ne döşerse beş bölük olub kezalik üç bölüğüne sahib-i vakf mutasarrıf
olub ve iki bölüğün sahib-i öşr almak üzere kaydolundı
19. Ve eşcârı olanın h aracı eşcârı cem* olunub ne hasıl olursa üç b ö ­
lük olub iki bölüğüne sahib-i vakf mutasarrıf olub ve bir bölüğün sahib-i
‘öşr alm ak üzere defter i atikde mukayyed olmağın veçh-i meşruh üzere
defter-i cedîd-i sultaniye dahi kayd olundı

t
1. ( î skel e-i me z b û r e y e kadi mden şi vânî l gemil eri g e l üb B e y r u t i s k e l e s i n e çı-
kub a nda ha z a r olutıuh B e y r u t k a n u n i üzere r e s m i g ü m r ü k l e r i al ınurmı ş S o n r a şi-
vâııi gemi l eri Ta r ab l ı ı s i sk e l e s i n e gel ür ol dukta i skel e i m e z b û r d a şivâvî kanuni ol ­
ma y ub b a ' z ı hurda3 ge mi l e r de n c üz ’i r e s im al ınub ş i vânî ge mi l e r i halkı dahi ş i m -
d i y e d e g i n bu i s k e l e y e g e l e n h u rd a - g e m i l e r ü n kanuni ne ise ol m i k d a r vi rüb
ziyade virmeziz diyü tıi.zâ‘ idüb Ve T a r a b l us i skel es i err,inleri şimdiyedeğin
Beyruta varub ne ve çh ile gümrük v i r e g e l d ü n ü z i s e bu i s k e l e d e dahi ol üslûb
ü z e r e g ü m r ü ğ ü n ü z a l ı n u r diyü ı l a ' v â i<lü:> ümenâ ve tticcar-ı Ef reı ıc c â n i b l e r i n d e n
ni c e d e f a âs ı t âne - i s ea ' de t e ‘arz olunub mi râr en alıkâm-ı ^eıiTe vâri d oldukdan
sonra mâ b e y n l e r i n de ittifakla mu k a r r e r olub bilfi'il câri olatı kanunları budur ki
zıkr olıtnır)
2. Venedik canibinden ve France vilâyetinden ve Sakızdan (ve Kıb-
rıstan) velhâsıl külliyyen diyar-ı Efrencden gelen tüccardan eğer şivânî
gemilerle ve eğer ahar gemilerle geleler getürdükleri çuka ve atlas ve
kemhâ ve kadife i sade ve müzehheb ve dıbâ 4 ve hârer’ her ne cins ise
iskeleye çıkdukda değer bahalariyle kıymete tutulub yüzde iki akçe güm ­
rü k alınub Ve resm i k a le m diyü ümenâ (kazzaziye1' çukaden gayrı çukala-
run her) pastavından' birer akçe ve kazzaziye 15 çukanın yüz pastavından'
otuzer akçe ve dîbâ ve çatme ve kadifenin yüz zira'ından sekizer akçe
kemhâ ve atlasın yüz zira'dan altışar akçe d er â m ed * alurlar imiş (Sonra
emr-i şerifle ol dahi hassa i hümâyuna zabt olunması ferman olunub) yüz­
de iki akçe resm i g iim rü kd en gayrı zıkr olunan resm i k a lem dahi mîrî
içün zabt olunur
Ve mercân-ı Tuntısi ve garîbIJ ve tafsil1" eğer ham eğer ma'mûl (ola
kezâlik kehrüba dahi eğer ham ve eğer ma‘mûl ola ve kal *!11 ve nuhas-ı
ham ve ma‘mûl) ve zırnıh42 ve dürd i hamir ki tartır dimekle meşhurdır 13
ve kehrübâ dahi eğer ham ve eğer ma‘mûl ve kal‘î ve nuhas ham ve
ma'mûlve kühüi 14 ve bakkam ve bora ve zac-ı kıbrısî ve isfiydac ve zincifir ve
ziybak ve jengâr ve kibrit ve hadîd ve rasâs|:>ve sâyir bunlarun emsâli kan­
tar ile bey' ve şirâ olunan meta' iskeleye çıkdukda değer bahalariyle kıy­
mete dutulup yüzds üç akçe resm i g ü m rü k ve lıer kantardan birer akçe
r esm i k a p a n alınub (ve bundan gayrı ümenâ her kantardan birer akçe) ve
bir akçe resm i k a lem diyü (d e r -â m e d alurlar imiş) mirî içün alına (Ol da­
hi emr i şerif ile hassa-i hümayuna zabt olunur)
[2| “V*- 13) U f [ 4 ] U» [5] »jU. [6) * [ 7 J ö-v. j ' - —; [ti] [9] (î) ■->/• ( 10]
(1 1) ^1» |12| j - ' j . |İ3| [H] 15] J ’X İ . '> j r ' j j % j ? 4> f l i }
J,_A } C uŞl .1
]*| M u ‘t a n z a i ç in d e o la n k ı s ı m l a r , T a p u ve K a d a s t ı r o U m um m ü d ü rlü ğ ü n d e bu lu n a n
2 0 3 n u m ara ve 1 5 4 7 ( 9 5 4 ) t a r i h l i d e f t e r d e k i k an u n in f a z l a l ık la r ıd ı r .
Ve evrâk-ı a ‘la ve harcî ve bıçak ve sırça ve boncuk ve iskemli 1 ve
kadeh ve şişe ve kâse-i haşeb 2 ve sayir vezne ve zira‘a kabil olmayan *
hurdevât bahaya dutulub yüzde yedi akçe alınur Veyahut ‘ayniyle yüz
‘adetden yedi ‘adedi mîri içün zabt olınur t
Ve badâm ve şah-ı bellût 3 ve fındık ve peynir ve ‘asel ve şâire bun­
larun emsâli me’kûlât kısmından yüzde beş buçuk akçe gümrük ve her
kantardan bir akçe resm i k a p a n alınub ve her kantardan ümenâ der-âme- H
di olan bir akçe resm i k a le m dahi miriye zabt olunur Ve çelik4 cinsinden
her batmandan dörder akçe resmi gümrük ve her kantardan onar akçe
resmi kapan alınub münazıra deyü nesne alınmaya (ve ümenâ der-âmedi
olan her kantardan onar akçe resmi kalem dahi emr-i şerif ile mîri içün
zabt olunur)
(Bundan gayrı iskele hâfızları ki anlara münâzırî'’ dirler sâbıka miri­
den ‘ulûfeleri olmamakla anlara dahi yüzde nîm akçe resim ta'yin olmış ki
şimdiye değin m ü n â z ırıy e diyü alınurdı Sonra cümlesine miriden ‘ulûfe
ta'yin olunub bilfi'l hem ‘ulûfelerin ve hem münâzıriye alurlar imiş ‘Ulû- ^
feleri oldukdan sonra tüccardan tekrar münâzıriye alınmak zulüm olmağın
re f‘ olundı Minba'd her kimesne ‘ulûfesile hidmet idüb tüccarlarun kanun
üzere miriye resmi gümrükleri alındıkdan sonra iskele hâfızları tekrar mü-
nazırıye taleb olunmaya)
3. V e iskele i mezbûreden frengistân taraflarına yüklenüb kasd-ı
sefer eyleyen gemilere dahil olan emti'anın resm i güm rükleri bu şerh
üzeredir ki zikr olunur:
Penbenin her kantarından yüz dörder akçe g ü m rü k ve lirer ak- ,
çe resm i k a p a n ve bir akçe resm i k a le m alınur (Ve rişte-i penbenin her
kantarından yüz dörder akçe gümrük ve bir akçe resmi kaban ve bir akçe
resmi kalem alınur) Ve harir cinsinin her kantarından yüz onar (dörder)
akçe gümrük ve birer akçe resmi kapan alınur Ve râvend ve mahmude
ve Horasanı* dahi kezâlik her kantarından yüz onar akçe gümrük ve birer
akçe resmi kapan alınur Ve sofun her elli kıt'ası bir denk olub her den-
ginden altmış altı akçe resmi gümrük alınur Ve tafta’nın her elli topsı bir
denk olub kezâlik her denginden altmış altı akçe resmi gümrük alınur Ve
sahtiyanın yetmiş beş ‘adedinden kırk dört akçe resmi gümrük (alınub ve
ümenâ d e r -â m e d diyü aldukları) ve iki akçe resmi kalem dahi (emr-i şerif
ile mîri içün zabt olınur) alınur Ve sıyr-i haşeb (?) ve hıyarşenbe ve kı­
na ve şak(?)n vezn olınub her yüz batmandan yüz on a k ç e resmi güm­
rük ve bir akçe resmi kapan alınur Ve mazının her kantarı yediyüz akçe­
ye tutulub yüzde üç akçe resmi gümrük ve bir akçe resmi kapan alınur •
Ve şem‘-i ‘asel değer bahasile dutulub kezalik yüzde üç akçe resmi
[II [21 - i - « -ir [3] i j l . .lâ [4] dil.;. [5] [6] j u . > , * - ,i j 17] «U*
[ 8] 4/ [9] (?) j- - ) *
gümrük ve her kantardan birer akçe resmi kapan ve birer akçe resmi
kalem almur ve halîçenin her denginden onbir akçe resmi gümrük aiınur
Ve H am a’dan ve ahar yerden gelen ham bezün her t jpundan üçer
akçe aiınur Ve sığır derisinden üçer akçe aiınur
Ve bahar kısmı ki darçın ve karanfil ve besbâse ve hab bül hâl ve
t fülfül ve havlencan ve sabır (?) kâfûr ve sünbül ve nîl-i Hindi ve
dâr-i fülfül ve zencebil ve ceviz ve hiltit 1 cümlesi olıgeldüği üzere bahaya
dutulub her yüz akçede on akçe bâyi'den ve on bir akçe eferencden öşr-i
b a h a r diyü aiınur Ve gemiye dahil oldukda her kantardan birer akçe
resmi kepan aiınur
Ve resm i m îzâm diyâr ı şarkdan gelen harirün her batmanından iki
akçe alandan ve iki akçe satandan Ve beledî haririn her batmanından
dört akçe alandan ve dört akçe satandan aiınur Ve râvend ve mahmude­
den- kezâlik her batmanından dört akçe alandan ve dört akçe satandan
almur Ve resmi kapan sahtiyanın her kantarından sekiz akçe alandan ve
sekiz akçe satandan aiınur Ve nuhasdan ve kal'îden kezâlik her kanta­
rından sekiz akçe alandan ve sekiz akçe satandan aiınur Ve penbenin her
kantarından dört akçe alandan ve dört akçe satandan aiınur Ve rişte-i
penbenin her kantarından beş akçe alandan ve beş akçe satandan aiınur
V e mazının her kantarından dört akçe alandan ve dört akçe satandan
aiınur Ve zikr olman emti ayı müslüman tâyifesi ve yahudâ tâyifesi efrencle
bazar eyledüklerinde değer bahasiyle dutulub nakid ile bazaroldı ise binde
yedi buçuk akçe ve muvaza'a 3 ile bazar oldı ise binde on beş akçe
terciim a n iy e aiınur Ve Halebde ve Şamda bazar olunub anda tecümaniye-
sin virdüğüne ellerinde temessükleri var ise tekrar Tarablusda alınmaz
Ve diyâr-ı islâmdan vârid olan e m ti‘a ki birine ve hınna ve ‘usfûr4
ve hurma ve sâyir akmişe değer bahâlariyle dutulub yüzde iki akçe resm i
gü m rü k ve kantar ile vezn olandan her kantardan birer akçe resm i k a p a n
(alınub ve ümenâ her kantardan) ve bir akçe resm i k a lem almur (diyü
aldukları birer akçe d er-â m ed i dahi emr-i şerif ile hassa-i hümayûna zabt
olunur)
4. Ve vilâyet i islâma yüklenüb giden gemilere dahil olan meta*
değer bahalariyle kıymete tutulub yüzde iki akçe aiınur Ve her fushar’(?)
sabundan ikişer sikke altun ve fusha tamam olmayub kantar ile dahil olsa
her kantarına onar akçe aiınur
Ve iskeleye gelüb lenger salan kâfir gemileri girü sefer etmeli olıcak
resm i len g er diyü a'lâ gemiden altı yüz on dört akçe ve mutavassıt-ul-hâl

[11 j y?3 J “ -.J JJ’S" (';)


|2] & • > )£ } i- v j'j [3] « ijU . [41 jy l * * [5] |6]
gemiden iki yüz akçe ve küçük gemilerden yirmi beşer akçe verilmek ka-
nun-ı kadîmdir (olmağın ‘alâ hâlihî ibka olundı)
6. Ve deryâ yüzünde gemiler paralanub helâk olsa firenk tâyifesinin
olıcak içinde olan cemî‘ âlât-ı harb ve şâir esbâb ve tahtaları hasse-i hü­
mayuna (padişahîye) râci'dir (olmak kanun i mukarrerdir)
7. Ve c ezi r e - i Kı b r u s d an T a r a h l u s i s k e l e s i ne v e a n a t âbi ' l .âzı kı yye v e C e b e l e
v e B a n y a s v e Eı ı t art usi i s k e l e l e r i ne ge mi yl e tuz ge l üb ol tuzı ol ıgel düği ü z e r e
■ â m i l l e r a l ub nar h- ı rüzi ü z e r e mü s ü l ma n l ar a b e y ‘ idüb t e c a v ü z i de r l e r i s e
hâki m- ül - vakt ol anl ar me n ' i del er( müst ekı l mukat a' a o l ma ğ ı n olıgeldüği iizere i bka
olundı Her n e y e r d e n tuz gelürse ‘ârhiller a l ub narh ı rûzi üz e r e müsl i i manl ara
b e y ' i dub t u z ‘ â m i l l e r i n d e n g a y r i ki ms e l er tuz al ub s a t ma y a l a r Ve ‘âmi l ­
l er dahi müsl i i manl ara narh-ı rûziden eksi ik v i r me y e l e r hâki m- ül - vakt ol anl ar
göriib g ö z e de l e r )
8. Ve tayi fe-i ‘A r a b Ha ma ve Hımz bâdi yel eri nden ıışnan yâni ç o g a n 2
d i me kl e m a ' r u f lıâşâki yâ k ub küli ki belis di mekl e m e ş h u r d u 8 devel eri l e sâl - be-
sâl l . ı r a b l us a (şehri ne) götiiriib s a t ma k ma' lıudları olub ve zikr olan kül üç hi s se
olub iki hi s s e s i l ı assa- ı h ü ma y u n a z abt ol untı b bir hi ssesi tüccârın olub T a r a b -
lusta tabh ol unan sabun ol kül ile bi şüb T a r a b l u s hal kı na m e ' a ş l a r ı r a b â' i s ol hisse
olub glrii olıgeldüği üzere s i i l i i sâı hi s se I a s s a - ı hümâ y una ve süliis hi sse t iiccâra
viril mek ‘ âdet-i ?<adim olmağın (üzere) def t e r- i c e d i de k a y d olundı Ve zikr olunan
sülüs hi s se ile tüccâr sabun tabh e y l e y ü b ke n dü l e r e 'âit olan f ayi de de n mi ı i v e
f a i d e - i sabu n '1 diyii h e r sâl ellibın a k ç e v i ı m e k i çl e ri nde cari v e defter-i ‘atıkde
mu kav ye d ol mağı n defter-i c edi de dahi kayd olundı (lâkin t üc c âr zeyt olduğı vıl
vi r üb zeyt ol maduğı yıl v i r me yi i b ta'alliil İderl er i mi ş Zikr olunan elli bin a k ç e
zeyt için o l m a y u b b el i s den5 t üc c a r alduğt sülüs hissenin faidesi mu k a b e l e s i n d e
ol ma ğı n vi rmedükl eri s e n e l e p n ba ' zı ke n dü l e r e tazmi n etdiriliib mi nb a ' d her sâle
elli bin a k ç e t a m a me n al ı nma k üzer e def t er i c e d i de k a y d alundıl Ş ö y l e ki bir
mâ n i ' olub b erri yedeı ı bel i s gelrııeyüb t ü c c a r a b e 11s 3 v e ı i l m e y e ol yıl t a l eb o l u r -
ma y ub t üccar belis alduğı yıl elli bin a k ç e bi t tamam alına
( Ve nels-i T a r a b l us d a sabı ka mirî dört s a b u n h a n e olub zikr olunan süliis
hi ssc-i beli s6d e n ‘ â det ü z e r e ol h a s s a s a b u n h a n e l e r i m dahi hi s se l er i ni al ub bel i s az
geldüği z a ma n da mirîdir diyü evvel ol s a b u n h a n e l e r e alınub ve he r z a ma n d a beli­
sin eyiisi pirü ol s a b u n h a n e l e r e al ı nub v e zeyt a z olduğı s e n e l e r d e mîri s a b u n ­
hanel er ki f aye t mi kt ar ı a l ma y ı nc a t üc c a r s a b u n h a n e l e r i n e vi r i l me y üb v e sabıın
sat mal u ol dukda miri s a b u n h a n e l e r d e b i ş m i ş s a b u n var iken t ü c c â r s a b u n s a t -
m a s u n diyü he r z a m a n d a nizâ' o l ma k l a t üc c â r r e n c i d e olub zikr ol unan dört
s a b u n h a n e n i n hi s s e l e r i n e düşen be l i s v e faidesini t üc c âr h e r sâl e elli bin a k ç e y e
iltizâm eyl e yüb e s k i d e f t e r l e r d e ‘uhde l e r i ne kay d ol unub ol zama nda ı ı be r i i miri
s a b u n h a n e l e r i şl emeyüb t üccâr h e r sâle elli bin a k ç e y i hervc ch- i nakid v i r e g e me -
gln olıgeldüği üzeı e i bka olundı)
9. Ve livâ-i mezburda vâki' olan köylerin zeytuni ta'şîr olunub tarik-i
ta'şîr rub'dan ve sülüsden ve nısıfdan ve humsden olub her karyenin
tahtında zeytuni yazulduğı yerde tarik ı ta'şîr zik olunmışdır Anunia
‘amel oluna Ve ammâ mezâri'in zeytuni ki rumanî ola külliyyen sahib i
mezre'anın olub andan re'ayaya nesne virilmez Mademki hizetnet itmeye
raiyet hizmet itdüge vakit nısfa müstahak olur Ve ba'zı nevâhide ki ha-
ra c-ı eşcar yazılmıştır meselâ her yüz bağ çubuğuna beş akçe ve fevâkih-i
muhtelifenin her dört ağaçına bir akçe ve zeytuni islâmz ki defterde h a ra ç
kayd olınmış ola her iki ağacına bir akçe ve iki tut ağacına bir akçe ve
bir koz ağacına iki akçe alınub ziyade alınmaya Ve zeytun kemâlin bulub
kesilmeğe (silkilmeğe) müstahak olduğı zamanda kimin tahviline düşerse
hak anın ola ve fevâkih-i muhtelife ağacında kemâlin bulduğı zaman ve
üzüm dahi yetişüb k ab i 1-i eki olduğı vakit kimin tahviline düşerse hak anın
olub ve tut yaprağı dahi kemâlin bulduğı zamana i ‘ti bar olunub haraçları
ana göre alınur
10. Ve vılâyet-i Tarablusda vâkı‘ olan öşr i g allâ t ekseriyâ m aktu' olub
maktu'ları kadimden iki kist üzere alınugellüb (girü) olıgeldüği üzere nıs­
fın harman zamanında ve nısf-ı aharı zeyt zamanında alınmak üzere defteri
cedide kayd olundı Ve öşiir olan yerlerin tarik-ı öşrü kurâları tahtında
ketb olunmışdır anunla ‘amel oluna Ve livâ-i mezburda k a s im 1 olunan
köylerde şimdiyadeğin tahvil ve tarih nizâ‘ı oldukda i'tibar lıasâda olub
biçilsün ve biçilmesin ( tamam olub harman olunub keyl olunmağa
müstahak olduğı zaman i'tibar iderler imiş Girü olıgeldüği üzere ibka
olundı) Ve defter-i cedid i lıâkanîde d im o s1 kayd olunan kurâ ve mezâri'ı
sancak beği ademileri ve ümenâ ve (şâir) erbâb ı timar (k asim dir diyü)
te'addî itmeyüb lıususâ defter-i ‘atikde maktu1 iken ziyade ile defler-i c e ­
dide dahî maktu‘ kayd olma Bu makulenin aslâ bozulması câiz olmayub
meğer der-i devlete ‘arz olınub lıükm-i şerif gele olvakit bozulub lâkin
defter-i ‘atikde Kasim (kısım) iken hâliyâ ziyade ile maktu' kayd olına
Fahiş ziyadesi olıycak bozulub cüz’î nesne içün dahi olınmaya Ve livâ-i
mezburda vâki' olan rüsûm-ı nıaktu'a dahil olmayıcak iimenâ ve erbâb-ı
timar gadr idüb mevcudından alub defter mucibince alına
11. ( Ve ııahiye-i T r a b l u s ve Küre v e F-ııfe ve Zâvi ye ve Betrıın ve Cebi t ve
l ' ut uhı- beni - Ri hal ve Zanni y e v e Ka l i ' a ve Kadmt ı ş v e Meni ka ve ‘ Alika ve
Kehi f v p Havaili^ nahiyeleri ni n Mekkûki* ciimle T a r a b l u s da nıüsta'm^l olan mekkûk
ile gallâtı delter-i cedi d i lıâkani ye kayd ol anmuşdır H e r mekkûk on İstanbul ki­
l esi di r Ve Merkab y e Ce b e l e ve Lâ z kı yye ve Bal ant ni s ve Sahytın v e B e r z i v e
ı ı ı e k k û k i s iki Tarabl ı ı s me kkûki di r ki yirmi İstanbul kilesi olup kıymet l eri dalıl
a n a göre defteri cedid i hakani ye k a y d ol unmuşdı r).
12. Ve liva-i merkumda yeni sancak beği gelüb veyahud yeni emin ve
yeni sipahi geldükde resm i ku düm ve h a k k ı m enşûriyye'’ taleb iderlerimiş
(diyü re'ayadan nesne taleb olunmak ile hayli köyler müteferrik olub ‘alel-
husûs zikr olunan bid'atler defteri ‘atîkde dahi merfu‘ kayd oluııub
hâliyâ dahi dergâh-ı mu'allâya 'arz olundukda emr-i hümııyun vârid olub)
resm i m enşur ve ku dü m ve te s fir ve öşür ve g ılm â n iy e ve m eşed d iy y e
ve resm i b ey d er ve m ubaşiriye ve ‘îd iy e ve h a m isiy e ve k â m iliy y e -i şitâ
ve r e s m i h il'at ve h id m e t-i riy a set ve ic â z e -i harm an ve sem en -i f e r e s ve
[1 ] ' |2 | [3 1 ' “ !* } r ^ y 'i J :;-J ‘ j S 'j ı /

[4 ] S (5 ) S J v ijV j 4 -* -} > J j- ; s
16 ] r } j.i [7 ] j j - i * j» -
resm i bu gçe ve hulûl-ı r ik â b ve d â r iy e -i h arm an ve resm i tev z i‘ ve sair
bunlarun emsâli bid'atler emr-i şerif ile ref'olnauşdır (külliyyen kem akân
ref'olunub defter i cedîd-i hâkan iye kayd olundı 1 H ukuk-ı şe r'iy e ve
rüsûm ı örfiyeden gayrı re'ay ad an nesne taleb olunm aya*
13. V e sipahiye cürm ve cinayet ve resmi ‘arusi hasıl kayd olunmak
kadimden bu yerde olmaduğı ecilden hâliyâ dahi hasıl kayd olunmayub
hass ı şahî ve serbest olan ze'âmetlerden ve Umarlardan gayrı mecmu'ı vi­
layetin bâdihevâsı mîrilivaya has kayd olunmuşdır (Aslâ timarı serbest
olmayan sipahinin bâdihevâda medhali yokdur)
14. V e bâdihevâ ve cürm ve cinayet vâki' oldukda kanun-ı ‘O sm a ­
niye m ü ra ca 'a t olunub ziyade alınmaya
15. V e resm i câ m u s h er sagılur câmusa üçer para alına Ve ‘â d eti ağn am
ve ma‘z a 2 her dört re’sden birer para alına Ve her kovandan bir akçe re ­
sim alına V e resm i â s iy â b tamam sâleden altmış akçe ve nim sâleden otuzar
akçe alına
16. Ve livâ-i me z b ûr da vâki* olan kur a da N u s a y r i 3 d i me kl e meşhur bir tâyıfe
olub s avr a v e s a l â t bi l me di kl e ri nden gayrı ş er ai t i i sl âmi yenin biıin rı ' ayet iime-
yü b ztkr olunan tayi feni n ( ba' zı na def l eri ‘at i kde dirhem-ür-ricül4 diyü bir mi kda r
m al t a ^ i n olunub her * â l e def t e r m u c e b i n c e al ı nur imiş B a ‘zına def l erde l a ' yi n
ol unmamakl a a l ı n ma z imiş Hâli yâ ahvâl l eri v u k u ‘ ı üz e r e p â y e - i şerir i a ' l a ya arz
ol undukda c üml e s i nd e n al ı nması f er ma n ol unmağın ‘âdeti k a d i me l eı i üzere) ev-
lüsinden on i ki şer para v e mü c e r r e d olub mi i st ekı l ki sb- ü- kâra kadi r ol andan al ­
tışar para dirhem-iir-ricâl al ı nmak (iizere defter-i c e d i de k a y d olundı) ‘ a<let-i
kadi me di r
V e y a l ı u d â v e n e s a r â 5 ııın ci zyel eri kadı m ül-eyyâmdan vireğeldiikleri mal dan
zi yade ctilûs-ı humayun vâki* ol makl a y a h u d â y a on a k ç e ve n a s a r â y a b e ş a kç e zi­
y a d e def l e r i nde ol vechi l e kayd olıııdı ( i izere defl er i cedid-i hâ k a n i ye mu k a r r e r
kılındı)
[*] A y n ı h ü k ü m le ıe B a ş v t k â l e t a r ş i v in d e b u lu n a n 2 (0 n u m a ra ve 9 7 9 t a r ih li C e ­
b e l e ’ 3 4 3 n u m a ra ve 959 t a r ih 'i H ı m ı z . 200 n u m a ra ve 9 5 9 t a r i h l i M a ‘ a r r a d e f­
t e r l e r i k a n u n n â m e le r in d e d e te s a r fü f e d ilm e k t e d i r . M a 'a r r a k a n u n u n ın bu h ususi a lâ k a ­
d a r e d e n p a r ç a s ı şu ş e k ild e k a le m e a l ı n m ı ş t ı r :
«M ukaddem â l iv â i m e z b û r e e m r-i p a d iş a h iy le k it a b e t o ld u k d a Ç e r a k i s e zem a-
n ın d a ih d â s o lm a n b i d ‘ a d le r d e n devre ile himayeden m a ‘ dâsı ref'olunub d e v re ve
h im â y e ib k a o lu n m a k la çift ve bennak ve miicerred r ü s u m a k a y d o lu n m a m ış H â liy â e m r - i
‘ â l î m u c e b in c e m ücadded kitabet olunub v u k u ‘ı ü zere südde-i s e n iy e -i ad â let des-
ti g â h a ‘ arz glundukda h a z re t-i m e r h a m e t p e n â h ın r e ‘ a y â y -ı b e râ y â h a ik ın d a m e r â h im - i
a liy y e - i ş â m ile ve m e k â r im - i s e n iy e - i k â m il e le r i zuhûr ve sudur b u lu b Ç e r â k i s e
b id'a tle rin d en bâki kalan devre ve himâye dahi r e f ‘ olınub sayir menıâlik-i mah-
ru hsede câ rî »lan kanu n -ı hümâyûn m u k tez asın ca çift ve bennâk ve mücerred rü -
s û m ı y a z ılm a s ı fe rm a n o lu n m a ğ ın b e r-m u ce b -i e m r-i 'â lî d ev re ve h im â y e r e f'o lu r u b
bil‘ fi‘ il vilâyet-i H aleb r e ‘ ayasın d an alınduğı üslûb ü z e r e ç i f t l e r i o lu b z ir a a t ve
h ır â s e l eyleyen r e 'a y a t a if e s in d e n y 11r1a b ir it a r t a y ın d a resmi çiftdı\ü h e r ç if t d e n k ır k a r
akçe ve ç if t i o lm a y a n . . . »

[1 ] t* i i j*?. «JUİi)
ç h j ’ r'j) o'j * ( v ' J) ? f' j) ^
A't jl». c^ ^ y j —j
[2] . ; • * [3 ) i [4] JU Jİ 15 ] ı f j i - i j
Tapu ve K a d a s t r o Umum Müdürlüğü
Def t er ı ı umat ası: 112
Tarihi: (Tari hsi z)

1. Livâ-i mezbûrda olan kuranın k a s im 1leri birbirine muhalif olmağın


her karyenin kasimi üzerlerinde kayd olunmışdır
2. Ve livâ-i mezdurda vakr olan zeytun-ı rumânî'ri\n nısıf mahsulüni
f e l l â h timar eyledüği mukabelede tasarruf idüb ve nısf ı aharın s a h i b - i
a r z tasarruf ider
3. Ve zeytu n-ı islâm Pnın iki ağacına bir ‘Osmanî ve müsmir ceviz ağa­
cının tamam yetişmiş olanına iki ‘Osma^ı ve küçüklerine l-ir ‘Osmanî ve
hurma ağacının her birine iki ‘Osmanî ve tut ve incir ağaçlaıının her dört
ağacına bir ‘Osmanî vesâir fevakih-i muhtelifenin her beş ağacına bir O s­
manî ve bağ çubuklarının her yüz devâliye 4 on akçe h a ra ç virilmek
kayd olunub lâkin defteri ‘atikde ba'zı kasim virür yerlere sonradan bağlar
nasb olunmağla kasimden ihraç olunmayub kadîmden kasim viregeldükleri
üzere defteri ‘atîkde dibisden;> kasim yazılmağın bu makule mahaller def-
ter-i ‘atîk muktezasmca yine defteri cedide mahallinde kasim yazılmışdır
4. Ve Kudüs-i şerif ve Halil-ür-rahman nahiyelerinde olan kürûmloın
her devâli küllî hâsıla mütehammil olmağın her on devâliye te‘âdülen
bir ‘Osmanî h a r a ç kayd olunub ve cü m le-i m ü teh assıl diyü öşür mukay-
yed olan mahaller gılâlden an cü m le-i m ü tdhassıl ve h a ra cd a n * ‘an m âl-
il- v a k f 1 öşür almur Ve kadîmden h a ra ç viregelmeyüb kasim yiregeldük-
leri mahalden ki sonra kirem0 nasb olunmış olub ve defterde dâhi ‘âdet i
kadîmleri üzere kasim kayd olunub haraç kayd atunmamış ola ol makule
mahallerden yine defter-i cedide cümle-i mütehassıldan öşür olunmak üzere
kayd olunmışdır diyü defteri ‘atikde mukayyed olmağın defleri cedide
dahi kayd olundı
5. V e livâ-i mezburde vâki' olan zeytun-ı lûmânînin ki nısıf mahsulü
sahib-i arzın ve nısf-ı âharı fellâh timar eyledüği mukabelede tasarruf ider
diyü kayd olunmışdır B a‘zı mahallerde s a h i b - i a r z olanların nısıf mah-
suli almayub belki her zeytun-ı rumânîye bir ‘Osmanî haraç alıgelmişlerdir
Anlar her yıl zeytunin ikbâli 10 ve imhâlinde birer akçe alurlar Ammâ akçe
[I] [^] [3] ı/H-t [4] [5] [6 ] '«V»- J C [7] J t
-iijhju [8] J U l [91 f f (İol r>Jr
almayub ikbâlde zeytun kasim alanlar imhalde birer akçe haraç aiamayub
ancak ikbâlde kasim üzere kaydolunmışdır
Ve zeytun-ı İslâmî dahî kezâlik ol mahalden ki kadimden zeyt kasim
olub ve defterde dahi sümün-i zeyt kayd olunmışdır ol makule mahalden
ikbâlde zeyt kasim alınub imhalde haraç alınmaz Ve haraç kayd olunan
mahalden ki kadîmden haraç viregelmişlerdiı anlar ikbal ve imhalde haraç
virmek üzere kayd olunmışdır
6. Ve iki ko y un a v e m a ' z a =;.»« bir ‘Os ma nî Ve kuzu s ür ü ye y a r a d u k d a
s a y lub a nl a r d a n dahi koyun he s abı üz e r e r e s i m al ına
7. Ve he r k o v a n a bi r ‘Osmanî r e sim a l ı nur Ammâ bir ki me s ne kovanı n aha r
k i me s n e tobrngı na ı l etse sahi b-i a ı z l a s a h i b - t r a ' i y e t rüsûnıı b e r - v e c h - i l ansif kasim
i düb öl eşi irler
8 . Ve resm -i k ış la k v e o tla k a ha r d a n ge l üb kı ş l ayan he r yüz koyuna bi r k o ­
yun v e y a b a h â s ı alınur V e resm i o tla k dahi a ha r dan gel üb ağıl b a ğ l a y u b ko y unun
kuzul at sa kezâl i k her yüz kovuna bir koyun ve ya hut bahâsı al ınur
9. V e he r s ağı l ur c a nı us a altışar ‘Os ma ni resim ka y d alunmışdır
10. Ve Kudiis-i şerı f de ‘â d eti ihtisâb S û k - u l - ‘a t l r d a n l gayri kadi mde n h e r d ü k ­
kâ n da n hamî sden ha mi s e bi rer a k ç e alınur Amm a Sûk- ul - ‘at t rdan kadi mde n ne s ne
a l ı nagel medi i ği e ci l de n girü n e s n e a l ı nmaz Ve he r d eğ i r me nde n ha f ı t d a ık şer
a k ç e al ı nur Ve e t me kç i fıırumı ıdan ikişer a k ç e Ve lıer aşçı dükkânından iki şer
a k ç e al ı nur B a l d a n v e y a ğ d a n n e s n e al ı nmaz A m m â e ğ e r k a p a n a gi rti rse ka ­
p a n a Sal ı r e- tul -l ah- vakfı içiıı iki a kç e alur Ve kapana gelen p e k me z de n h e r za rt a
i ki şer a k ç e alınur V e ne f s - t Kudi i s - i şerif b a ğl a nt ı da n hâsıl olan p e k m e z b a z ar a
s at ı l mağa v a r a tıestıe al ı nmaz M u h t e s i b k a p a n a gel enden ne s ne al ımaz ve
amtııâ kapnııa gel en bi ri nçden h e r kaı ı l ar- ı Kudiisiye muht e s i b bir rıt!-ı Kudüsî alur
V e he r lıariçden gel en bir d e v e \iiki undan bir rıtl un aiur Ve at yükünden b u ­
çuk rıtl un altır V e b uğ da y d a n nes ne al ınmaz Ve ba' zı k i me s ne l e r bir bağuı üzü­
mün i e â r e y e alub ş e h i r de sat sa ami n gi bi lerden muhtesib her c u m a günü iki a k ­
ç e alur t a m a m ol unca v e he r d ev e yükü kar puzdan ve kavunda n hi ı e ı karpuz
ve ka v un alur v e b â d e n e a ı ı d a n her yüke iki a k ç e al ur Ve kavun al an müşteri den
kİ s a t ma k içiıı al ur b i r e r a k ç e alınur Ve anııııâ karpuzdan n e s n e alıı ma z Ve ha-
ri cde n gel en s a r ı ms a k ve s o ğ a n d a n n e s n e a l ı nmaz N e l s i Kudiis-i ş er i f de s a r ı m ­
sak yükünden bir rıtl alur Ve t e v â b i ' i nd e olan kural arı m kıırı üz ümünden nıulı-
t esi b ne s ne a l ma z Ve a mm â S a l t v e ‘ t clûn4 cani bi nde n gel en kuru üzümden her
y ü k e bir rıtl üzüm alınır Ve Ş a md a n v e ga yr ı dan gelen c ü z ’ i ol mağı n bir
ııııkdâr n e s ne alıııur amma ‘â d e t yokdır Ve armud ve el ma yükünden ki her yük
dört sandıık ol ur her saııdııkdan buçuk rıtl e l ma ve a r mud al ınur Ve s o m a k yü­
künden bir rıtl s o ma k Ve t a r ha n a da n lıer v ükde bir rıtl t ar ha na V e habb- i ı'um-
mandat v’ lıer vükde ki d e v e ytikii ola bir rıtl ve at yükünden buçuk rılt al ınur Ve
kerav*5 yükünden ki d ev e vükü ola altı a k ç e at v e k a u r yükü ol ıcak dört a k ç e alı-
ııur Ve su sığırı ve k a r a sığır peyniri gel se her yükünden bir rıtl peyni r alınur
V e ketaıı yü kü nd e n ki d eve viiki ola yirmi a k ç e al ınur Ve zcr da l ûde n ve incirden
v e şâir me yve l e rde n he r otuzar rıtl me y v e y e bir rıtl me y v e al ınur V e k a s a b l ar -
d a n cârnııs ve sığır b o ğ a z l aı ı s a bir rıtl et alıııur Mi nba' ad dahi zi kıolaıı kanun
m u k a r r e r ol ub kanun ü z e r e ‘ame l ol una
A mmâ muht esib o l a n k i me s n e b a z a r a ge l e n e s b a b ı ke ndi s at un al ub mtislii-
ma n l a r a z i y a d e s i ne c e b r e n s a t u b hilâf iş e y l e me y e l e r
11. Ve külliyyen Haremeyn iş şerîfeyn ve Kudüs-i şerif veHalil ür rah­
man ‘aleyhissalât ü vesselâm hazretlerinin evkafı ‘avârız-ı divâniye ve tekâ­
lif i ‘örfiyeden ve ‘öşürden defter i ‘atikde mu‘âf ve müsellem kayd olun­
mağın defter i cedide dahi kemâkân mu‘af ve müsellem kayd olundı
Ve ka nun-ı Kumarae der Kudüs-i şerif : ziyarete gelen efrencden
yedişer sikke filori alınur Ve Bâb-ül-kumâme'- de resm i k a l'a diyü ellişer
akçe ve Kumâme kapusında resim diyü kırk beşer akçe alınur Zikr olan
rüsûm diyar ı efrencden ziyarete gelen kefereden alınur Ve Rumdan
gelenden üçer Kayıtbay altunı alınur Ve resm i k a l'a diyü ellişer akçe ve
resm i a h a r diyü kırk beşer akçe alınur Ve şarkdan gelenden dahi keza-
lik alınur V e diyar-ı Halebden ve Şamdan gelenden ikişer kayıtbay al-
tunı alınur Ve ellişer akçe resmi kal‘a ve kırk beşer akçe resmi ahar
diyü alınur V e Mısırdan gelenden birer Kayıtbay altunı alınur ve zikr
olan resimler yine mukarrer alınur Ve S a l t ve ‘îclûm ve Gazze ve Rem ­
le câniblerinden gelen kefereden yirmi beşer akçe alınur Amma yukarda
zikr olan rüsum alınmaz V e Kudüs-i şerif ve Halil-ür-rahman ‘aleyhis-
selât-ü ves selam 3 câniblerinden gelen kefereden dörder akçe alınur Ve
‘id i nasârâda ziyarete gelen kefereden üç yerde birer akçe alınur Ve
.Samdan gelen firenk tâcirleriden ikişer buçuk altun alınur ve zikr olan
resimler yine mukarrer alınur Ve Gurciden ve Habeşden gelen kefereden
nesne alınmaz Ve her hafta firenk tâyifesinden ziyarete gelenlerden birer
akçe alınur diyü defter-i ‘atikde muhayyed olmağın defter-i cedid-i hâ­
kaniye dahi kayd olundı
1 V ilâyeti Şamda k ır a t 1 ve seh im ' ve fe d d a r i' v e ' a d d â n 1 ‘ibaretleri
ki vardır isti'mal olunur
K ıra t bir kanun-ı mukarrerdir Her nesne-i bir miskal ki yirmi dört
kıratdır yirmi dört hisse farz idüb taksim iderler
Ve s e h m e nihayet yokdur yirmi dört olur ve dahi ziyade olur ve na­
kıs dahi olur Şol evkaf kisseleri ki sehimle vâki* olmuşdır kaç sehimden
taksim olunmış ise beyân olunmışdır
Ve fed d an P diyü çiftedirler Amma fe d d a n ı rum an i v e islâm f' ve fe d -
d an -ı h ır â s (h u rra s) ve fe d d a n - ı a r z l! vardır Feddân-ı Rumanî bir çift bir gün
bir gice ne miktar sürse ana feddân-ı rumanî dirler Eğer bir gün tamam
sürse feddân ı İslâmî dirler ve feddan-ı ‘Arabi dahi dirler Ve bir çift öğ­
le vaktinedek sürse feddân-ı hıras dirler Ve feddan-ı arz dahi dirler
Ve ‘ibâret i ‘a d d a n 4 ba'zı yerlerde bir akar sunin yolını münsed" idüb
bir akacak yer vaz‘ idüb bir gün ve bir gece akub ne miktar yer suvarır­
sa ol kadar yere bir ‘addân dirler Ba'zı evkaf ve emlâkin taksimleri bu
hisab üzerinedir
2. Ve vilâyet-i mezbûrede olan kurâ ve mezari'in /cas/mları biri biri­
ne muhalif olmağın üzerinde şerh olunmuşdır
3. Ve vilâyet-i mezbûrda akçeye ya gallâta m a k tu ‘ olan kendü ıstı­
lahlarınca d im o s 8 dirler ve f a s l ve m efsû ll! dahi dirler
Dimos* olan akçelerin ki iki kist ola alınması nısfı harman vaktinde
ve nısf-ı aharı bekmez vaktinde ‘âdetdir Ve ba zı yerlerde ki harîr olur
harir vaktinde alınmak kanunlarıdır Ve ba'zı zeytıın ziyade olur zeytun
vaktinde alınmak cârî ‘âdetleridir Ve üç veya dört kist olanların kendü-
ler beyninde ma'lumdır
4. V e liva-i mezburda vâki' olan bağların haraçları bir birine muga­
yir olmağın nahiyeleri evvellerinde şerh olunmuşdır
5. Ve zeytun ki rumâni ola nısfı sahib-i arzın olub nısf ı âharı timar
eyledüği mukabelesinde re'ayanındır Ammâ İslâmî zeytunin her iki ağa­
cına bir akçe h a r a ç alına
Ve koz ağacı ki yetişmiş ola tamam ağaç ola iki akçe haraç alına
Ve küçüklerine birer akçe haraç alına Ve külliyyen fevâkih-i muhtelifenin
beş ağacına bir akçe alına V e dört tut ağacına bir akçe alına Ammâ
|1] i\ j;S [2 ] rr - [3 ] y j i [4 ] jU c [5 ] J İL .J İU İ i '. , » - j l i i [7 ] J ..İ»

. J - İ [gj S j l l [&}
zikr olan haraç dinıos 1 (devnıus) olmayan kurâ ve mezari'indir Şol kurâ
ve mezâri* ki dimosdır hemen dimosların virirler dimosdan gayrı nesne
taleb olunmaya
6 . Ve livâ-i mezbûrda ba‘zı mezâri‘in öşürleri dim os olmayub cüm le-i
m ü teh assıld ari 2 kayd olunmışdır hububâtıdır Ammâ haracın öşrü ‘an m âl-
lil- v a fk 3 alınur Zirâ ki el-ü şrü ‘a n -il-lıarac 4 dimek olur Ar.unçün kim
^ erâzi-i Şam ekser h a ra cıd ır
7. Ve ba'zı erazi ki müşeccer olub ammâ zira at iderler Müşeccer o*
lan yerlerden h a r a ç alınur Ve zira'at olan yerlerden haraç alınur Ve zi-
ra‘at olan yerler ka sim olunur Ve külliyyen zira'at olunan hububâtdan er-
bâb-ı timar öşür alur Ve ba‘zı yerlerde hububât ekmeyüb hazravât eker-
» 1er anların gibi yerlerin her feddân-ı arzına onar akçe alınur kendü ıstı*
lahlarında h u k u k dirler
Ve vilâyet i mezbûrda
8 ba'zı kurâda sultânı olan yerlerde bağlar ve
* bağçeler idüb birer mikdar h a ra ç vaz' olunub sonra bağların çubukları
ve bağçelerin ağaçları kuruyub yerlerin zira'at idüb mülkümüzdür diyü yine
ol vaz' olunan haracı virmek isterlerse ‘amel olunmayub karyelerin kasim -
leri her ne veçhile olursa kanunları üzere kasim olunmak câri ‘âdetleridir

9. V e vilâyet-i mezburede luızı sürüye yaraduğı e yvâmı i a lcuzıısiyle 'ad idüb
iki r e ’se bir a k ç e alınur Ve keçi dahi koyun gibidir Y e ba'zı kurâda ve dağl arda
ma ğ a r a l a r ve ağıl l ar olur ki a nd a koyun ve keçi kışl adurl ar Ahardan gel üb luş-
> l ay a n he r yüz k o y u n a bir koyuıı ve ya bahâsı al ı nmak kanunl arıdır
10. Kanun ı gümrük-i Şam:
Nefs-i Şama gelen ve giden melâ'dan güm rük alınur Evvel Mekke-i
müşerrefedetı bahar ve akmişe geldikde Hacc-ı Gazzer’ yolundan gelse
Gazze kurbinde Han-ı Yunus nâm yerde alırır Ve eğer Şam yolundan
gelse Şam kurbinde Kisve nâm karyede alınur kanun-ı kadîmdir Deve
yükü bahardan ve akmişeden yedişer altun güm rük b a c r 1 diyü alınur
Ve buçuk altun m ü başiriy e hâlâ miıî içün zabt olınur Ammâ nefs-i Ş a ­
ma gelüb efrenc tâifesiyle bazar olunsa satandan her yüz altuna onar
altun alınur alan efrencden dokuzar altun alınur Eğer alan müslüman olsa
nesne alınmak kanun değildir heman d e llâ liy e alınur Bahar esbâbın firenk
satun alub mahzene koydukdan sonra tekrar gelüb hisab idüb her yüz
altunda iki altun alınur Ve andan sonra mahzenden yüklenüp Beyruta
giderken kendü ıstılahlarıda h a k k ı-k ıb le 5 diyü her yükde yedi akçe ve
r sülüs akçe alınur
A mmâ diyâr-ı efrencden çuka ve atlas ve kemhâ ve mercan ve kılâ7
f [1) s*)1.' |2) o-'l-’*:* -Ar ;3] [4] _i.li ]5] [6] [7] ^!
[*] [9] n ^
ve nuhas ve sâyir bunların gibi meta" gelse tahmin ile kıymeti bir mikdar
nesneye mukarrer kılındıkdan sonra hisab olunub her yüz Eşrefîde üç E ş ­
refi alınur Ammâ hurdavât 1 ki sırça esbâbı gibi ve iplik ve kirpas ve
kâğıt ve sâyir bunların gibi her yükünden h a k k ı k ıb le dörder akçe ve rubu‘
akçe alınur Ve kızıl üzüm ki zebib derili (?) dirler '2 diyâr-ı efrence giden­
den her kutusuna ki iki kutu elli batman olur on ikişer akçe alınur Ve
diyâr ı efrençden bâdem gelse her çuvalına on ikişer akçe alınur Kendü
ıstılahlarında efrenceden gelene vârid '1 dirler ve bundan diyâr ı efrence gi­
dene s â d ır 4 dirler
‘A d et i d e llâ liy e Mekke-i müşerrefeden gelen bahardan ki zencebil
ve nil ve lök alandan ve satandan her bin akçeden beş akçe alınur Ve
jengâr ve sabır ve kâfûr ve bunun gibi meta'dan öşür alınur Ve efrenc-
den gelen meta'dan ki atlas ve kemhâ ve kadife ve kehrübâ ve teşbih i
mercan bunların gibiden her bin akçeden yirmi akçe alınur Ve çuka ve
kalay ve nuhas ve sâyir bunların gibi meta‘dan her bin akçeden yedi akçe
alınur Ve mercanın her sanduğına on Eşrefi alınur Ve zikrolan d ellâ li-
yenin hasıl"ın evvel nısfın n â z ı r - i i l - c e y ş ' olan ve nısf-ı âharın dellâliye
olanlar alurmış Hâliyâ süliisânı miriye ve sülüsün dellâl alur ki terce-
manlarıdır d e llâ liy e -i c e v v â n î 8 dirler
11. Nefs-i Ş a m d a olan kapanı n ( kabban) kanuni bııdur ki bir yük d i b s d r n üç a k ç e
al ınur V e a s e l y ükünde n dürt a k ç k v e b i r i n e yükünden dört a k ç e ve z e y t yükün­
den b e ş a k ç e ve p e y n i r yükünde n dört a k ç e v e h a b b - ı r u m m â n yükünden altı %
a k ç e ve t uz yükünde n üç a k ç e v e t e m r - i irâkî" d e v e yükünde n seki z a k ç e v e iki
rıtı! ta " m a*l) a l ı na Ve k a n b ı r s (?)11 yükünden dört a k ç e al ına Ve kıblî c âni b i nde n
gel en y o ğ u r d ı ı ı h e r ul be^st ı ı e buçuk a k ç e Ve Hımz ve Tar a bl ı ı s caııibl eı i nden g e ­
len yoğurdı n he r ‘ul besi ne ke z â l i k V e s â d e y a ğ ı n her yüz a k ç e s i n e iki a k ç e al ına
V e bir himil s-1 ’u n n a b d e ı ı altı a k ç e ve t î n - i - M a ğ r i b (?) den t3 altı a k ç e ve bir rıtl
dahi tin alına V e f ı st ı k ve f ındık ve k û k n a r * ' ' i ı ı he r yüz a kç e s i n e iki a k ç e al ınur
Ve h a l 15 y üki i nd* n üç a k ç e ve s i n e 1''1 yükünden buçuk a k ç e v e z eyt - i ‘I c l ûn i i 7 den
altı a k ç e ve z e y t - i m i ş k a r a n î * * den üç a k ç e ve k u l k a s l 9 yükünden ki e ş e k yükü
ola öç a kç e ve katır y ükünde n altı a k ç e al ınur V e y a b a n d a n gelen h ı y a r yükün­
den yedi a k ç e ve c ü b - n ü n - n a s â r â ' 2" yükünden dört a k ç e ve üç kal ıb cübnüııSi alı-
nur Ve l i m o n ı n katır yükünden beş a k ç e v e e ş e k yükünden b e ş a k ç e v e ‘a c v e 21
yükünde n dört a k ç e ve b uç uk rıtl ‘a c v e al ınur Ve k s m ’e ’ ’ yükünden s eki z a k ç e
t a m a m yük o l ma s a dört a k ç e ve h a r n u b 21 b e k m e z i n i n bi r zarfından iki a k ç e ve
k e s t a n e yükünde n d ö ' d a k ç e alıııur
12. "âdeti d â r -ıl-b ıtt ıh l■> Kğer m i ş m i ş - r’ gel se her yükünden iki a k ç e alınur Ve
e ğ e r t ü f f a h gel s e h e r yükünde n iki a k ç e alıııur Ve t üf f ah- ı ş i t e vi yükünden üç
a k ç e ve k i r a s yükünde n dört a k ç e ve e r ü k yükünden iki a k ç e ve i c c a s - ı sayfi'-u
yükünden iki a k ç e v e y a b a n d a n g e l e n ü z ü m yükünden üç a k ç e ve tin-i d i g u r ( ' ^yü­
künden iki a k ç e v e e ğ e r tabl a ile v e y a s e p e t ile s a t ı l s a bir a k ç e alıııur Ve r ü m-

[1 ] [2| } j> J jı i - r (S] ( ? ) 4] J> L . 15] J& 5 [6] J - V . 17]


[8] î-JVı [ 9 ] j U , [ 10] [11] (?) [121 V * [ 13] i * , . . (;*'.) # [14] j U . r y
[15] (16] [17] o j j [18] o V ' y * - * ~'-j [19] [20] t S '[ 2 1 ]OyPuC.
[22] ir [23] [24] [25] [26] r U [271 J ı ^ / [28] J r [29] ^
[ 3İ ] (?) jjml.i & „
m â n 1 yükünden iki a k ç e ve kavun ve kar puz yükünden iki a k ç e ve hıyar-ı b e l e d i -
yiikiind'jn bir a k ç e ve şeftalû yükünden dört a k ç e ve yaş fıstık ve fındık yükünden
dört a k ç e ve ' ukabi ye :i nin her kaf esi ne bir a k ç e ve i c c a s - ı şit evi' yükünden dört
a k ç e aiınur
Ve ş e h i r de n ge' en üzüm yükünden iki a kç e v e kuru mi ş mi ş * yükünden dört
a k ç e ç uval ile olsa iki a kç e ai ı nur Ve hin adet ko z d a n bir a k ç e ve z e hr - i n â r e n ç -
<ierı° ve gülden bir zenbi l e buçuk a kç e aiınur
13. Adeti dâr-ül-hudary b a s a l ve ! »adencan \ e kunnebit*" v e lûbyenin her
çuvalına bi r a k ç e v e bir ııtl tu'm at* diyü ahnur V e ' s c û r u n 1'- bir ç uv a l ı n a iki
a k ç e ve r u mmâ n- ı hâ ı iz13 ve h ı s r ı m ' 4 yükünden bir a k ç e v e h a v ı c ^ ve helyûn*R
* at an ki mes nel erden her c um' a günü bir a k ç e aiınur
14. ‘ Adet-ı kadim-i bazar- ı e s b ' an z a ma n - ı Kayıtbay: At s a t ı l s a altı a k ç e
nısıf al andan ve nısıf s a t a nda n deve s a t ı l s a sekiz a k ç e nısıf s a t andan ve nısıf
a l andan ve hi mâr sat ı l s a al andan ve sa t a nda n döı t a k ç e v e c â m u s s a t ı l s a v e
kar a sığır s at ı l s a a l a nd an v e s at andan seki z a k ç e aiınur
15. Adet - i b a z a r - l e s i r kuldan ve câri yedeı ı ki ak ve kar a kul olsun s a ­
t andan otuz a k ç e a l m u r al andan nes ne a l ı nmaz kadim-iil e y y â md a n ve ch- i meş-
rûlc üzer e alınıır
16. Ve her koyunun baş ı na sa t anda n iki buçuk a k ç e aiınur B a ş h a n e n i n câri
' âdeti yaz günl eri nde on başı iki a k ç e y e al ub b e ş a k ç e y e s at arl ar Ve kış günle­
ri nde on başı beş a k ç e y e alub seki z a kç e y e s at arl ar Ayak l ar ı biledir
17. Ve S ûk - ı büzzürî ni ' de her n e s n e ki satılsa her yüz a k ç e d e b e ş a k ç e aiınur
18. Ve han- i i s sel cl* he r ka nt ar on altı pa r a ya s at ılur A mma zanı an- ı k a ­
dimden her k a n t a r a şehi rde olan ş< rbet çil er on iki a kç e kirâ ve v e h b e tn diyü s e ­
ki z e r a k ç e verilir
1!). V e kadi mden ş e h r e kar ge t ü r me k Cebetül-'âl-’ 1 nahi yesi nde Metin nâm
k a r y e halkına mahsıı sdır Mezhur k a r y e dörd bölük ol ub her bölüğün bir reisi
ol ub günde bir bölüğü getiirür Her kar getiireıı bölük reisine ‘âmil tarafından g ü n­
de üç a k ç e ve kâtib olana dört a k ç * veri r l er
V e m iişeyyide-i en h a r -l ‘âdet-i kadî ml eri her su i çen bost anl ar ı n üzerl eri nde
olan akç e l e r i c e m' idüb ve enlıârı me r e mme t idiib ziyadesini hâzi neye zapt i derl er
20, Ve b a z a r ı gailen in ‘âdet-i kadimesi müşteriden her garare 22
buğdaya iki akçe aiınur Ve arpa ve bâkî gallât dahi kezâlik Ammâ yasak
oluna ki gaile hazarından gayri yerde satılmaya
2 1 . ‘Adeti harîr âd eti kadime her rıtla dörd akçe iki alandan iki
satandan almur
22. Ve şikâr cinsinden her kim nesne şikâr itse getürüb dükkân ı
tayır-sda satarlar yabanda satılmak yasakdır Ve sûr-ı Şamın kapularında
olan bevvâblar gelen ve giden tüccardan nesne alınmak kanun değil
23. Ve h im a y e-i tem isin " 1 ve h im a y e-i lla m a m -u l ver d -' v e h im a je - i lahun t M e r c iş -
şcy h '1 ve h im a y e-i h ica r e i t a v a h i n v e h im a y e-i m a 'sa ra -i Ibn- İl - Kereki ‘-'İ kai l imden ol ­
mayub s onr a S i b ’ y - 1 ııâ n ııâib-i S a mı n ‘avreti vaz itdiiği s ebebdeı ı r e t ' olunmışdır

m [2 ] ^ A - (31v^* 14U/-- (--M) I5LA-İ- itilir'.l>>j


|9| [10| A-jl [11] . . . V [12] [13] 0 k.U j U j [14] 115] ^ [16] ÛJ;U
Iİ7| J j j j İ J , - |18] gliHjU. [191 •:*, [20] [211 j V . a - i . [22] (23) j i .
l24luv. - i, [25] ; 26 j js ..iî ı - ^ l27] ^ > . 1 ^ -v l*- [28| l*-
]29] ,*1.^
24. Ve nefs-i S a m d a kuru üzüm v e kömür han ı Halilde s at ılmak câri â d e t l e -
T İ< ]ir
25. Ve liva i Ş aı ı ı d a olan Kıl â ve i i ş n a n 1 ki Merc v e Cebbetiil-âl ve Kal mun*
na h i y e l e r i nd e y a k a r l a r h e r ne mi kt a r ol ursa Ş a m a geıi rüb mi ri ye satub h e r k a n ­
tarı na s e k i z e r a kç e ücret-i a r z al ub ve s e k i z e r a k ç e kira al ur l a r A m m â ııevahî-i
me z b u r e de altı adet kuranı n üzerleri nde bi rer mi kt a r ma k t u' kılâ virüb üc ı e t - i arz
ifün ta' yl nl eri olan makt u' akç e l e r i n a l m a k kanunl arı va r dı r ki zikr olunur
Karye-i h e r s e n e d e e k a l biıı k a n t a r ve e k s e r iki bin kant ar kılâ virüb
vech-i me ş r u h üzere i ic r e t - i a r z ve k i r a al url ar Amm a k a r y e - i halkı b e ş yüz
kant ar kılâ virüb bin iki yüz a k ç e ü c r e t i a r z al url ar Ve kar ye - i halkı üç
yüz ka n t a r kılâ virüb bin a k ç e ücret i ar z a l url ar Y e k a l ’a-i halkı dört j i i z
k a n t a r kılâ virüb bin iki yüz a k ç e ücret-i arz a l ı n l a r ve kar ye - i ■'i.!»» halkı altı yüz
ka n t a r kılâ vi r üb bin iki yüz a k ç e üc re t - i arz al url ar Ve ka r ye - i ».,«*•» halkı bin
k a n t a r kılâ virüb bin iki yüz a k ç e ücreti arz al url ar Ve kar ye - i Ija® kurbi nde 4-1
[ di me kl e m a ' r u f y e r ki vakf - i c a m ı ’-i Azrâdır he r s e n e d e vakıf c âni bi ne iki yüz a k ­
ç e m a k t u' ve r i r l e r ki kar ye- i m e z b û r e halkı a h a r ye r de n kılâ s irka idüb el l eri nde
fculıındukda c âml y e r i nd e tahsil e yl e di k devtı b e h â n e e y l e me y e l e r V e ş â i r n e v â -
h ı d e o l a n k u r â h a l k ı n a kı l â y a k m a k y a s a k d ı r V e n a h i y e - i J / ç y ' d e ı r ak y e r l e r d e
v a n a n kı l â d a h i y a b a n d a s a t ı l m a k y a s a k d ı r V e h e r s e n e d e n e m i k d a r kı l â vâki*
o l u r s a Ş a m d a o l a n D â r - ı T u ' m a g e tü r ü b kanun ü z e r e s ü l ü s e f r e n c e ve s ü l ü s
kıl â â m i l l e r i n e mi r i i ç ün v e s ü l ü s s a b u n c ı v e b o y a c ı v e k a s s â r i n - i ş e h r e s a t ı l a
t ü c c a r a v e m a t r a b a z a '1 s a t ı l m a y a Ş ö y l e ki â h a r y e r l e r d e s a t ı l s a kül l i yyen girift
olm ak kanundur Y i n e v e c h - i m e ş r u h ü z e r e m u k a r r e r kılındı
26. V e v i l â y e t - i Ş a m d a B e y r u t v e S a y d a v e S u r v e A k k â v e y a Y a f a i s k e ­
l e l e r i n d e al ı nan gümrüğün v e gayrı v âri dat dan i skele kapus unda r e s i m ki m u c e b -i
b â b - ı M in â 7 dirler ftreııgi kadi f eni n eııvâ-ı r e ng i n de n her doıı luğa o na r a k ç e Ve
dibânın he r t onl uğ una o na r a k ç e Ve atl as-ı m i i t c n e v v i ' a v e sof-ı m ü c e n d e r ki
t ı â r â 11 di r l er he r donuna o n a r a k ç e V e i nce i skarl at ç u k a |nnın her ne dürlü reıık
olursa donluğıı na s e k i z e r a k ç e Ve v esı ânî ç u k a nın doııluğuna üçer a k ç e ve e d n â
■çukııdan ki me l f û M 1 dirler ikişer a k ç e v e gay e t yoğun ç ukadan ki rıısfül-arzl2 (lir­
l e r donluğuna bi r e r a k ç e V e sof-ı Mağıi bi ı ıin donluğı ına b u ç u ğ a r a k ç e Y e samıı-
rııı her der i s i ne bi rer a k ç e Ve s i n c a b fuçısından he r luçı-i on dört rıtl ki bin cild
ol urmı ş h e r c i l dden ( s i l i nmi şi koyun v e kuzu der i l e r i nde n he r d e n g i ne dör de r
a k ç e V e koyunun yü nü ne h e r d e n g i ne d ö r d e r a k ç e V e kıızı v e koyun de r i l e r i n­
den ki d i b ag a t o l unmamı ş ola her del i ği nden dö r de r a k ç e Y e mer cân- ı m a ' m u l -
den ki silsile*'5 ile ola he r rıtl ı Ş a mî de ı ı ü ç e r a k ç e V e me r cân- ı g a y ş e m 14 yâni
h a m ol an he r s and ı kd an b e ş e r a k ç e V e ke hr i i bâ y ı m a ' m t l d e n her rıllına üçer
a k ç e ve kehrüt>ây-ı ha mda n h e r rıtlına bi rer a k ç e al ınur Y e ma s i a k U 5 s anduğmı -
d a n on b e ş e r a k ç e Ve za' f eraniı ı h e r m l ı n d a n birer a k ç e v e zincifre ki fuçı ile
ol a h e r fuçısıııa üçer a k ç e ve zi nci f re ki s andukl a ola he r s andukt an iki şer buçuk
a k ç e Ve j e ngâ rı n he r s anduğut ı a üç e r a k ç e Ve billur ki ma ' mu l ola kûzel er*rı ve
k a d e hl e r gibi her satıduğıına el li şer a k ç e V e kibrit sanduğındaıı d ö r de r a k ç e Ve
( ?) f uçı sı ndan b e ş e r a k ç e Ve h a m i r çökeli tartırl': dirler sanduğı nda n üç er
a k ç e v e fuçı m e c m a ‘dan>: ki i ç i n d e he r c insden ola yi rmi b e ş e r a k ç e v e sa nduk
m e c m a ' d a n e l l i şer a k ç e E ğe r açı ı b s a t a r s a öşiir al ı nur Y e mü r d e s e n k fuçısından
ü ç e r a k ç e alınur v e ki s e s i nde n dahi üç e r a k ç e Ve külıüM* ki s e s i nd e n buçuk

|1| ÖÜİİ [2| d y J J ) £✓* |3] J j i l » [4] [5] » J f î ı î j’ ü l [6]


[7] U--r l , - r J » [9] i j U [ 1 0 J [11] 3,iX‘ [1 2] [13| 4 - 1 - [ 1 4 ] ^
a k ç e Ve s ü l me n 1 suyumu her l uçısına al t ı şar a k ç e V e s ı ı ç a a kd â h v e ka ı ı âd i l
s a nduğı na yi rmi b e ş a k ç e Ve ş a b f uç i s ı nda dürt a k ç e V e zırnıh f uç ı s ı ndan i ki ­
ş er a k ç e V e zac-ı kıbrıs fuçısından v e l âden dengi nden d ö r d e r a k ç e V e k e ­
len bezinin h e r yüz zi r a" ma bit d ü r ü m 2 di r l er o n a r a k ç e Ve bahr i de n3 h e r dürii-
mi ne ikişer a k ş e Ve z e yb a k ya*ni c ıvanın h e r k a d e r i n e * ü ç e r a k ç e V e kâ ğ ı t h â l ­
asına ya' ni dengi ne üç e r a k ç e A m m â i sk e l e d e a ç u b s a l s a h e r y ü z d e iki şer a k ç e
Ve ‘att ar kâğıdının be he r b a l ya s ı na bi r e r buçuk a k ç e A m m â i s k e l e d e s a t s a i ki şer
buçuk a k ç e V e bakı r ki ‘a c a r '1 di r l e r s epet ile gel ür he r s e p e t d e n ü ç e r a k ç e V e
bakır-ı ma ' mül d e n işlenmiştir her ş e d d e s i n e 0 y a ' n i b f ğ ı n a ü ç e r a k ç e V e ba k ı r - ı
bulıçe snin he r bağından i içer a kç e Ve b akı r tel ş e d d e ' s i ı ı d e n d ö r d e r a k ç e V e b a ­
kır sahâyif-1 melfufdan ya' ni dürülmüş ol a h e r f uç ı dan ü ç e r a k ç e V e k a l a y tah»
tasına buçt ığar a k ç e Ve k ar a günl ük dengi nden d ö r d e r a k ç e V e f i rengl z e h e b i s
ya' ni ge z me n d e n h e r fuçı sı ndan dö r de r a k ç e V e ş e k e r - i m ü k e r r e r i n h e r kant arı n­
dan yirmi be şe r a k ç e ve ş eker- i k a n d ' ü n 10 her k a n t a r a on ikişer b u ç u k a k ç a Ve ‘ a s e l
tulumundan bi rer a k ç e ve kü pe c ü kl e g e l e n e b u ç n ğ a r a k ç e A m m â ' a s e l i n v e fı ndı ı -
ğııı ve budeı ni n zarlları d a r a l a n ç ı kd ı ğ u nd a n s o n r a h e r yüz rıtılda b e ş
rıtl ıskat a l ma k ‘âdet di r Ve ba d e mi n i çi nden he r ç uv al ı n a ki bir d e n k ola d ö r d e r
akçe ve fınduğın her ç uv a l ı n a b i r e r a k ç e ve rugan- ı zeyt uni n he r f uç ı s ı na o n a r
a k ç e Ve buğdayı n her gar ar e si nde ı ı on seki z a k ç e v e a r pa n ı n he r g a r a r e s i n d e n
dokuz a k ç e Ve bahrî getürdöği bi ri nci n her d e r g i n d e n d ö r d e r a k ç e V e k i l y a ' n i
bazırgâıı get ürse her dengi ne d ö r d e r a k ç e ve bir rıtl b i ri ne alıııur

27. Ve ku r u dan gemiye gi ren e s b a b ı n m û ceb -i b ııb-ı m im i mu' at t ı rât sı nı f ı ndan


kut ul ar ile ola öşürden hariç olub Ş a md a n mü h ü r l ü g e l m i ş ola h e r kut uya o n a r
a k ç e alınub iki a k ç e dahi mübaşl ri n- i Ş a m al uri mi ş l l a l i y â miri i ç ü n a l ı n a V e e şr i bâ t
sanduğındaı ı on ikişer v e kutu ile ol sa yedi a k ç a a l ı n a V e hürmiizi Ş a m l n 11 h e r
ılobıııa o na r a k ç e alınub ve sof un he r do bı na iki şer a k ç e v e s of t a h t a s ı n a s a r ı l ­
mış ola kı r ka r a k ç e E ğ e r i s k e l e d e s a t ı l s a iki b u ç u k a k ç e v e B a ' l e b e k i n i n k a r a n ­
lığından ikişer ve ham bezin dahi kaf t anl ı ğı ndan i ki şer a k ç e A m m â a s t a r d e n ­
ginden on iki a k ç e ve lıaıîr ki Ş a m d a n b i l â h a t i m gel e i s k e l e d e s a t ı l s a ü ç e r b u ­
çuk a kç e v e n. ahtûm gel s e n e s ne al ı nma z Ve z e b i b 1'- derili ‘u l b e 13 ile g e l s e d i k i ­
liden h e r ' u l b e y e onar a k ç e v e b a h a r î d e n h e r k a n t a r m a al t ı şar a k ç e v e der i l i den
gayrısındar. her ka n t a r ı na yi rmi b e ş e r a k ç a V e iki b uç uk a k ç e d a hi sim sa riy e di ­
yü alınır Ve k a s n a k bil‘aşri*ı ?) her ki s e y e o n a r a k ç e e ğ e r b unda s a t ı l u r s a iki a k ç e
s i ms a r i y e ve b uç uk a k ç e n a z ır-ü l-cey t^ ’ al ur Hâl i yâ miri içün al ı nur V e h a ı î r ki
h â r i ç m e m l e k e t d e n g e l ü r Haleliden gel s e he r d e n g i ne at l mı ş b e ş a k ç e
Ve sol ve
kûkuâr' 6 ve ki ş n i ç 17 kİ Ha l e bde n gel ür her deı ı gi nden k ı r k a r a k ç e v e p e n b e iplik ki
Ş a m me ml e ket i nde n gelür v e hâ r i c de n gel ür he r dengi nde n b e ş a k ç e A m m a
penbe ki bunda satılur v e k i l d e n he r kantarına virmi b e ş e r a k ç e V e iplik k a n ­
tarından el li şer a k ç e Ve her yüz a k ç e d e n iki a k ç e s i ms a r i ye v e b uç uk a k ç e n a -
ztr-ül-ceyş‘e alınur imiş Hâliyâ miri i çün alınır V e b a h r i ,s salını al duğı p e n b e rı t l ı n-
dan b i ı e r a k ç e v e iplik nt l md a n iki şer a k ç e al ınduktan s onr a m u c e b - i b â b - ı mı n â d a

II] 0 - ' - !2| f* * 131 Ja,, *. [41 (il [51 (61 [71 [8] & i
[9] (V) 110] J jjlJ [11] ii.ii [12) [13] « J * [14] ^ ) y
[15] \jfft [16] j r s [17] S - J T [18] * *
iki buçuk n â y i b v e iki a k ç e sim sa riy e v e b uç uk a k ç e n a z ır-u l-cey ş alur imiş Hâl i ­
y â miri içün alına Ve Ş a m d a n gel en (v-j'O k a l y e ' ki sesi nden nâyi b- i Beyrut b i r e r
a k ç e v e he r k a n t a r a b i r e r buçuk a k ç e ıkta‘ sahibleri^ al ur imiş Hâl i y â mîri içün
alınur
28. Ve livâ i mezbûrda vâki' olan keferenin emr i hümâyunla her ne­
fere kırkar para ki seksen ‘Osmanî olur cizye ta'yin olundı
29. Ve sabıka diyâr-ı ‘Arabda resm i cevâm îs'’ ba'zı yerlerde on ikişer
akçe alınub ve ba'zı yerlerde hiç alınmaz imiş Hâliyâ defter-i cedîd-i hâ-
kanî pâye i serîr i a'lâya ‘arz olundukda cemî -i vilâyet i ‘Arab müsavi
olub bir sağılur câmusa üçer para altışar ‘Osmanî olur resim ferman olun­
mağın bermûceb-i emr i ‘âlî her sağılur câmusa üçer para resim ta'yin
olundı
29- Ve iki kovana bir para resim alına
30 Ve her dibs m a 's a ra sın a 4 altışar para resim ta'yin olunmuşdır
ziyade alınmaya
31 Ve nefs i Şamda olan ik tis a b a 5 kadimden bir kanun i mukarrere ol-
madugı sebebden K a y ı t b a y 11 kanuniyle ‘amel oluna
32. (Ve livâ-i Şamda vâkı‘ olan keferenin haracı sekiz akçe ve yahu-
dânın dahi haraçları mu'ayyeo olub hâliyâ cülûs-ı hümayun vâkı‘ olmakla
emr-i şerif-i celîl-il-kadr vârid olub keferenin cizyesine beş a k ç e ve
yahudânın on a k ç e ziyade olması ferman olunmağın defter-i cedîde dahi
ol veçhile kayd olundı
33. Ve m u k ata‘a-i hamir' mukaddemâ defter-i hâkanîde üç yüz binden
ziyadeye mukayyed olub ve emr-i şerif ile ref‘ olunub lâkin kefere kendi
nefisleriyçün getürdükleri hamre b a c virmek ‘âdet-i kadime olmakla ber
muceb i emr-i şerîf hâliyâ defter-i cedîd i hâkaniye kırk bin akçe kayd olu­
nub müslümanlara b e y ‘ itm em ek üzere şerh virilüb tecâvüz iderlerse
ehl-i hüküm men' eyleye
34 Ve kadîm-üz- 7.aman kurâda sâkin olub ra'iyet olunan Türkman köy­
lerinde ibka olub rüsûm ı bâd-i hevâsın sâkin oldukları yere kaydolunmak
içün emr-i şerîf vârid olmağla defter-i cedîde dahi ol veçhile kayd olundı
ki Türkman eminleri dahi itmeye*).
35. Ve mezkûr nevâhide evkaf ve emlâk sahibleri beyninde f e 1 1 â h
bulunub her kişi bu benim fellâhınıdır dimeyüb hemen mütehassal,s r e vâki*
olursa anı kısmet itmek kanundır Kendü ıstılahlarında rulu dirler yine rul
üzerine yazılub mukarrer kılınmışdır Fellâh taksim olunmak kanuna mu-
halifdir
36. Ve külliyyen Haremeyn-iş-şerifeyn ve Kudüs-i Şerif ve Halil-ür-rah
[1] [2 ] ^ Mi . i l [3 ] {‘ “j [4 ] [5] * 1 —**-l [6]
[/] Jî- [8] [9] J„»j
(*) 3 2 , 3 3 ve 3 4 numar.ılı kı s ı ml ar 869 numaral ı def t e r de bul unan 977 tarihli
-diğer bir Ş a m ka n a nı nd a n alınmı ştır.
man ‘aley-his-selâm hazretlerinin evkafı ‘avârız-ı divâniyye ve tekâlîf-i örfiy-
yeden ve öşürden defter-i ‘atikde mu'af ve müsellem kayd olındı
37. Ve eimme 1 dahi 'avârız-ı divâniyye ve tekâlîf-i örfiyyeden mu‘af
ve müsellemlerdir
38. Ve vilâyet-i mezkûrda 'â d eti d ev re ve h im a y e ve m fibaşiriy y e ve
fiitu h i b e y d e r ve resm i h a s a d ve ‘â d eti rica d iy e diyü2 mukaddemâ bid'at ı
seyyie 3 olub [*] hâliyâ pâye-i serîr-i ‘adalet penâha ‘arz olındukda ‘avâtıf-ı
padişahîden minba‘d zikr olan bid‘atlar ref‘ olmmak ferman olınmağ-ın
alınmamak üzere defteri cedide kayd olındı
(H er husus ber mûceb-i şer‘-i şerîf ve kanuıı-ı münîf zabl olınub
n izâ ‘ v â k i 1 oldukda bu kanunnâmeye müracaat olınub mücebiyle ‘amel
olm a)

[*] B ı ı a da n sotıra gel en p a r ç a , A n k a r a d a T a p u ve Kadast i ro U mu m Mü­


dürl üğünde bulunan 1596 (1005) tarihli bir Ş a m ka nunı nda a ş a ğı da ki şeki lde yazıl ­
mıştır:
Me h me d bey vil âyet t a hr i r e yl e dükde pâye-i serî r- i a ' l â y a ‘ar z i t me k ile ref
ol unub min ba' ad a l ı n m a m a k üz e r e defter-i c edi de ka y d olunub v e mîr-i mi ran su-
başı l arı Hare me yn- i ş- s er i f " yn evkaf ı na ve sâi r s er b e s t olan z u ' ama ve gayrı t ı mar­
l a r a b î - v e c h i h dahi ve m ü ş a h e d e diyü a y d a bi rer mi kd a r ne s ne l er i n al ma*
yub Ve cülûs-ı hümâyûn v â k ı ‘ ol ma ğl a livâ-i me zbur da vâki* olan ke f e r e y e kanun
ü z e r e b e ş e r v e y a h u d â y a onar a k ç e z i ya de olub m i n b a ' d ya h ud â cizyeleri n yüzer
v e ke f e r e dahi d o k s a n a r Os ma n î e d â e yl e me k üzere defter-l c e d i de kayd olundı»
[1] *Cİ [2] \J Colcj at-a»- , "J* J ösle [3] C-*-t
Ö Z E R 1 L İV A S I KANUNİ

1 . Livâ-i mezbûrda mütemekkin olan re‘ayay-ı E t r â k den her müzev-


vecden her senede r esm i h a n e yirmi beşer para alına Ve zikr olan resmin
nısfı nevrûz-ı sultanide alınub ve nısf-ı aharı son güz ayının evvelinde alına
2. Ve hınta ve şairden ve ‘alef ve sisam ve penbe ve soğ-andan ve
bilcümle gallât ve hububâtdan ve bâğât ve besâtîn ve fevâkih kısmından
o n d a bir ta'şir olına
3- V e enhâr-ı çeltük hususunda emr-i pâdişâhı mucebince kanun budır
ki yirmi kantar tohum ekilen nehre r e i s ve s a k a olanlar ikişer kantar
tohum eküb birer kantarı cih et i h id m et olub miti tarafından nesne alın-
mayub birer kantarından sâyir ren cb er gibi hisse-i mîri ihraç oluna T o ­
hum artuk ve eksük olsa bir minvâl üzere hesab olına
4. Ve enhâr-ı mezbûreye hidmet iden kim esneler hidmetleri muka­
belesinde ‘avârız-ı divâniyeden ve tek âlif i örfiyeden ve resmi haneden
ve resmi ganemden m u'âf ye müsellem olalar diyü ferman olunmağın
defter-i cedîd-i hâkaniye veçh-i meşruh üzere kaydolundular
5- V e her nehrin r e i s i çeltük ekilmelü ohcak k ü r e k ç i l e r i ile nehr-i
mezburın suyı kifâyet idecek mikdarı yeri ayırtılub hâzır eyleyeler V e ol
senede çeltük kangi tarafa düşerse s a h i b - i a r z olanlara tenbih ideler ki
nesne ekmeyeler ekilicek mîri çeltükleri ihzâr idüb vaktinde tehir itme*
yüb hemen ekeler V e ne mikdar tohum kifâyet iderse e m i n olanlar mîri
tarafından virüb ekdüreler Ç e l t ü k ç i ‘âdeti üzere tohumın ekdükden son­
ra hidmet ne ise edâ ide Ve çeltük tamam yetişdükden sonra emîn olan­
lar kadı ma'rifiyle üzerine varub miri tarafından virilen tohumı çıkardukdan
sonra mîri tarafına âyit olan hisseyi çıkarub alub kabz ide Bâki kalan­
dan s a h i b - i a r z içün öşür ihraç olınub ma'dâ kürekçilere virile
6. Ve her kovandan bir para resim alına Ve sâbıka livâ-ı mezbûrda
vâki* olan cevâmîsden ikişer para resim alınur imiş Ammâ vilâyet-i ‘Arab-
da ba'zı yerlerde resm-i camıîs hiç alınmayub ve ba'zı yerlerde beşer ve
altışar para alınur imiş Cemi' vilâyet müsavi olub her sağılur camusdatı
üçer para resim kayd olındı Ve eimme ‘avârız ı divâniyeden ve tekâlif-i
örfiyeden mu'af olalar
[11 Adana ile Halep a r a s ı n d a aynı ismi t a ş ı y a n T ü r k me n ‘aşi ret l eri ni n
sakin olduğu mıı ıtaka, ‘Uz e yr , ' Azi r ve Uzar ş ekl i nde de o kunduğu g ö r ül me kt e d i r .
Rn kanunin yazıl ı bul unduğu def t erde 1 634 hane Öze r kayıtlıdır.
1. Li vâ - i Saf edde vâki' olan ‘â d e ti ih t is â b â a n b a z a r a gelen d i b s de n 2 ve peynir­
den ve kavun v e karpuz ve hı yar v s b a s a l 3 ve yoğurd v e Umon(yırtık) vesâi r bunların
gibi nesnenin her iki yükünden bir akç e, aiınur Ve erüz v e tuffâh4 ve i c c a s 5 ve sair
bunların gi bi den üç e r akç e ve sabunın her kantarı ndan on iki a k ç e v e y a buçuk
rıtl s a b un aiınur Ammâ kadı her ne s ne ye narh vi rdi kdensonra m u h t e s i b olan
k i me s n e ehl-i sûkden6 bir mi kdar a k ç e alub eks i k satdırırmış Minba'd al ı nmaya

2- Ve livâ-i mezbûrede vâki* kuranın ve mezâri'in hasılları ba'zı dim os1


ve ba'zı k a s im &dir dimos olan karyelerün ser-cümle 9 iki kist üzere virür­
ler ki biri harman ve biri dibs 10 vaktinde Ammâ livâ i Safedde ekseriyâ
zeytun ziyade olur Zeytun ağacı olan yerlerde nısfı zeytun zamanında alı-
nur Ve a'şar ve evkaf ve emlâki kayd olmuşdır Ba'zı kurâda ve ıne-
zâri'de ol cümleden ta'şir olub ba'dehu carî 'âdeleri üzere kasim olunur
3. Ve her kurâ ve mezâri'in k a s im leri her ne vech üzere ise üzerlerinde
kayd olunmuşdır
4 Ve zeytun ağacının İslâm î olmayub k â fir i olanların nısıf hasılın si­
pahi alur ve nısf-ı âharın timar itdüği mükabelede re'aya alur
5. Ve livâ-i mezbûrede her yüz bağ çubuğuna on akçe ve fevâkih-i rau-
telifenin her beş ağacına ikişer akçe ve eşcâr ve zeytun ki İslâm î ola iki
ağacında bir akçe ve eşcâr-ı cevzin tamam yetişmiş müsmir ağacına her biri­
ne iki akçe ve küçüklerine ki müsmir olmaya bir akçe alına Ve her hur­
ma ağacına ve her tut ağacına iki akçe resim alınna
6 . Ve livâ-i mezbûrede vâki' olan Sur ve 'Akkâ iskelerine çıkan akmi-
şeden vesâyir b ız a V d a n b a c alınmalu oldukda Beyrut iskelesinde çıkan
akmişeden ne alınursa ol kanun ile 'amel oluna
(1) [2 ] [3] [4 [ r U T j j j i [5] o » L t [6 ] j* ı \ J] c r » u [ 8 ] r _j l9]<Vı-^.«
110 1 [ 1 1 ] 4 * l-a j
7. Ve ilvâ-i mezbûrede iki keçiye ve koyun ve oğlağı ve kuzısı ile sü­
rüye kabil olduğı halde iki re’se bir akçe alınur Ve ba'zı yerlerde mağa­
ralar ve ağıllar olur ki koyun ve keçi kışlar resmi kışlak diyü her yüz ko­
yuna bir r e ’s koyun veya bahâsı alınur ve bir nahle 1 bir akçe alınur
8 . Ve sâbıka diyâr ı ‘Arabda r esm i cev â m îs ba'zı yerlerde on ikişer
akçe ve ba'zı yerlerde hiç alınmaz İmiş Bundan akdem ‘Ali bey der-i dev­
lete ‘arz idüb cemi' vilayet-i ‘Arabda her sağılur câmûsa üçer para ki al­
tışar ‘Osmanî olur resim alınmak ferman olunmağın ber muceb i emr-i ‘âlî
her sağılur câmusa üçer para resim ta'yin olundı
9. V e dibs ma‘sarasına 9 altışar para ta'yin olunmuşdır ziyade alınmaya
10. Ve livâ-i mezbûrede vâki' olan âdet i d ev re ve h im a y e ve m üba-
şiriy e ve r ıc â d iy e v e r e s m i h a s a d ve fu tû h -i b e y d e r 3 pâye i serîr-i a'lâya ‘arz
olundukda bida't olduğı sebebden külliyyen ınerfû'olub minba'd kimesne al­
mamak üzere defteri cedide emr i 'âlî üzere kayd olundı
11. V e livâ-i mezbûrede alınugelen m a li su ltanî defteri 'atikde emr-i
‘âlî üzere merfû' kayd olunmağın hâliyâ defteri cedide dahi merfû' kayd
olundı ki minba'd hılâf-1 emir fukarâdan bir akçe alınmaya
12 V e livâ-i mezbûrede vâki' olan keferenin emr-i hümyâun ile her ne­
ferine kırkar para ki seksener ‘Osmanî olur cizye ta'yin olundı
13. Ve livâ-i mezbûrede olan hacların kanuni bir birine muhalif olma­
ğın mahallu mahallinde kaydolunmuşdır
14. Ve livâ-i mezbûrede Ç erakise zamanında b a'zı ak çe alınurmış
'âdeti şa 'r-i ş a 'â r p v e 'âd eti u d h iy e ve resm i d e c c â c ' ve r esm i g an em ve ha-
m isiy e* ve k u d u m 1 ve m ü ba şiriy e dahi bunların gibi ba'zı bid'at olub zul-
m-i sarîh olduğı sebebden defter i 'atikde külliyyen merfu’ kayd olunmağın ke-
mâkân defter-i cedide dahi merfû* kayd olundı Minba'd alınmaya Ve bey­
ler ve subaşılar ve eminler ve âdemleri her kurâya varduklarınca tesfîr 8
diyü ziyade nesne taleb itmeyeler merfu'dır
15. Ve külliyyen haremeyn iş-şerifeyn ye Kudüs-i şerîf ve Halil-ür-rahman
'aleyh-is-selâm hazretlerinin evkafı 'evârız-ı divâniyeden ve tekâlif i 'örfiyeden
ve öşürden defter-i 'atikde mu'âf ve müsellem kayd olundı Ve eimme avâ-
rız-ı divaniye ve tekâlîf-i 'örfiyeden mu'âf ve müsellem olalar diyü defter-i
'atikde mukayyed olmağın defter-i cedide dahi vech-i meşruh üzere mu'âf
ve müsellem kayd olundı

[1] |2[ j j - s ju»» j } [3j(?) y»ı [4] [5] f “j


[6] [7] f }k \ [8J -li-J [9j ^ 3
İs ta n b u l B a ş v e k â l e t A r ş i v i
D e f t e r n u m arası : 5 5 7
T a r i h i : K a n u n î Sü le ym an de vri

1. Nehr-i şerîfde tereke kadîmden munasafa imiş Münasafadan r e ‘aya


ziyade rencide olmağın mukaddemâ müfettiş olan Haleb kadısı mevlânâ
Sinan ve Bağdat kadısı mevlânâ Muslihiddin Nehr i mezkûrun ahvâlin tef­
tiş eylediklerinde cümle-i Nehirden k a sim on d a üç alınmak münasib olduğı
ecilden onda üç alınmasın m ukarrer eylemişler Hâliyâ hîn-i kitâbetde
dahi ehl-i vukufdan ve a‘yân ı vilâyetden teftiş ve tahkik olundukda filvâkı'
d e h -s e h 2 olduğı takdirce re'aya zira'ate ziyade rağbet idüb vakfa enfa*
olmağın defteı-i cedîde Nehr-i mezkûr ‘umûmen girü d e h -s e h 1 kayd olundı
2- Ve Nehr-i mezbûrda mütemekkin olan re'ayanın her iki koyununa
bir akçe ve şâir vilâyetde olduğı gibi her bir ineğe sekiz akçe vaz‘ olundı
3. Ve nehr-i mezkurda otuz altı akçe resm i ç ift alunurmış girü bunun
üzerine mukarrer kılındı
4. Ve Nehr-i mezkûrda olan bağlardan kasim m in -er-ru b ‘ 3 imiş kemâkân
mukarrer kılındı

[1 ] j r ( G e r g ö k ve M e ş h e d c i v a rı n d a H a z r e t i ‘A l i , H ü se y i n ve A b b a s v a k ıf la r ı)
[2] [3] ^ r -,
LXIV

1. Bir smun mümtâz ve mu'ayyen karye sınurında bir kaç haneyi i I


k â t i b i bulub ahara ta'yin eylese ta'yin olunan sipahi hemen üzerine kayd­
olunan hanelere ve haneleriyle mahlût olan h a y m a n a l a r a ve öşürlerine ve
resmi çiftlerine ve bâdihevâlarına dahi ide
2. Ve eğer y ö r ü k ve y a ğ c ı ve k ü r e c i 1 ise bütün çift tutanlardan
on iki akçe ç ift resm in ala İllâ mezkûr mahdud karye sahibinin üzerine
kaydolunan hanelerine ve aralarında olan h a y m a n a l a r ı n a ve hâriçden
ekenlerini kadîm sipahisi ala
3. Ve bir yörük ve tatar ve yağcı ve küreci bir sipahinin timannda
mütemekkin olsalar sahib-i timar anlardan sahîh yörükler ve yağcılar ve
küreciler idüğüne fil-cümle her tâyifenin kendü hidmetlerinden sûret-i def­
ter ve tezkire ve temessük taleb ideler Padişahımız sultan Süleyman şah
e'azzallâhu ensârehu3 hazretleri devrinde yazılan defâtir i cedîdeden her ka-
ziyyenin temessüki olur ise temessüki mucebince hükm olunub yukarda mes-
tûr olduğı üzere bütün çiftlüsinden on iki akçe alına Ammâ ki temessüki
olamayanlar her kim olur ise raiyet kısmından ola her kangi timarda ise yirmi
iki akçe ç ift alınub ‘a v â r ız h a n esin e halt oluna
4. Ve şunlar ki sahîh yörükler ve yağcılar ve küreciler ve tatarlardır
çiftleri olmasa gayrı kisbe meşgul olsalar kışladukları yerlerde altışar akçe
resm i d u h an i vireler
5. Ve yörüğün ve tatarın kızı çıksa b âkire iken çıkanın g erd eğ i d e ­
ğerin 5 kendü subaşısı ala Lâkin seyyibe oldukdan sonra raiyet ve sipahi
ocağından çıkanın resm i s e y y ib e 'sin sipahi ala Ve yörük ve tatar ocağın­
dan çıkanın kendü subaşıları ala Yağcı ve küreci dahi böyledir

[1 ] [2 ] [3 ] »jLait 'M ;* * [4 ] jl i . 3 [5j jı J ' *


6 . V e ba'dehu subaşıların ve çeribaşılarııı ve dizdârların ve çavuş­
ların timarları s e r b e s t olmak kanun-l mukarrerdir Zikrolan tımarların
cürümleri ve resmi ‘arusları ve bâdihevâları ve kul ve câriye m üştuluğı 1 ki
deve göçü 2 ne otuz akçedir Ve kulun ve câriyenin muştluğı ki deve göçüne
otuzar akçedir Ve kulun ve câriyenin iükataları 11 müstekil bunlarındır T i-
marlarında dutulan kul ve câriyei müseccel itdükleründen sonra müddet ye­
tişince yine kendülerde dura Y a v a c ı 1 dahi itmeye Müddet yetiştikden
sonra kanun üzere resimlerin ve nafakaların yavacıdan alub teslim ideler
Ve müddet yetişmediyen sahibleri gelürse veçh-i meşruh üzere sahibinden
reszmlerin alub hâkim-ül-vakt ma'rifetiyle sahibine teslim ideler
7. Ve yörükden ve yağcıdan ve küreciden ve tatardan ve canbazdan
sâ lâ riy e kaydolunmuşdır Zikrolan tâyife her kangi köyde olurlarsa rea-
yayıla bile sipahinin öşrüne vefâ idecek anbar yapalar Ve öşürlerin akreb
bazara iledeler ben yörüğün ve yağcıyın ve kûreciyin ve canbazın didük-
lerine ‘amel olunmaya
8 . Ve kovandan öşü r kaydolunmuşdır Bir raiyet otlak maslahatıyçün
kovanın yerinden göçürüb aharın yerine iletse yine öşrin r a i y e t s a h i b i
alub ve alduğ» ö ş r i kovandan üç kovandan bir kovan varduğı y e r s a h i ­
b i n e vireler Ammâ raiyetden gayrının öşrü ve o tla k resm i varduğı ye­
re müte'allikdir ve otlak resmin ol ala
9. Otlukdan ve bostandan öşür kaydolunmuşdır Minba'd gelembemden
ve çayırdan biçilen otlukdan ve bostandan öşür kaydolunmuşdır ve öşür
alına
10. Ve bir raiyet çiftliğin üç yılda boz kosa sipahileri kanun üzere ta-
pusın alub ahara vire
11. Ve bir raiyet fevt olsa sulbî1’ oğulı kalursa çiftlik anındır Ve eğer
kalmaz ise anun dahi kanun üzere sipahisi tapusın alub ahara vire
12. Ve bir raiyet fevt oldukdan sonra veresesi çiftlüğin satmak hılâf— ı
emirdir Hâkim-ül-vakt olanlar raiyet çiftlüğüni sattırmayalar Ve kanun
üzere tapuya müstahak olıcak sipahi ma'rifetinsüz kimesneye virmeyeler
V e tapu akçesinden sipahiden gayrı kimesne bir akçe almaya
13. Ve bir yerün kimesne kökün7 sökse il k â t i b i varınca ol yere sa-
hib kökün sökübdururun dimek mesmu'dur Ammâ il kâtibi varub bir vi­
layeti yazdıkdan sonra ol kökü sökülen yer dahi sâyir reaya çiftliği gibi­
dir Anun gibi çiftlikler dahi üç yıl boz konsa tapusın alub sipahi alıara
vire Üç yıl sürmedikden sonra sahibiyin bu çiftlüğün kökün söküb du­
rurun didüğüne 'amel olunmaya Ve bir kimesnenin elinde olan çiftliğün
her kim olursa hakkından gelmese üç yıl boz konsa anun gibinin dahi s a -
hibiyin kökün söktüm didüğüne ‘amel olunmaya tapulayub sipahi ahara
vire
14. V c bir raiyet kendü çiftliğin koyub varub aharın yerinde ekse ik i
öşür alına Ammâ sipahi ana vefâ idecek kadar çiftlik virmeğe kadir ol­
masa zaruret ile aharın yerine varsa iki öşür alınmaya
V e bir raiyet yerin koyub ahara gitse ammâ koyub gitdüği yeri sürer
kimesne olsa öşrin ve resmin sipahisine edâ itseler terk idüb giden rai-
yetden yirmi iki akçe çift resm in alalar gayrı nesne almayalar V e bir rai­
yet gelüb ahar yerlere varsa göçeliden on yıldan ziyade oldıysa ve çift­
liği bunda ma'mul değül ise kanun üzere sipahisi andan ç ift b o zan resm in
alaV e eğer on yıldan berüde ise hâkim -ül-vakt ma'rifetiyle sipahisi gö-
çürüb kendü yerine getürir
15. V e ba'dehu sipahilerin ve hisar erenlerinin ve bâzdârların filcümle
serb e st olmayan timarların cürümlerinin ve cinayetlerinin ve bâdihevâları-
nin nısfı kendülerin ve nısfı uhrâ sancağı beyinindir Ammâ d e ş tb â n lık 1
müstekil sipahileründir
16. V e bir raiyet vilayet yazuldıkda mücerred kaydolıınsa sonra mü­
zevvec olsa ben müzevvec kaydolunubdururun didüğüne ‘amel olunmaya
Yirmi iki akçe ç ift resm in vire ve ‘a v a r ız çeke
17. V e her kim olur ise bir sipahinin timarında kızı 1 çıksa r esm i â b ’
altı akçe alına
LXV

1. Kaza-i Gelibolıya müte'allik kurâ reayâsı ziraat itdüklerinden on ki­


lede bir kile öşür ve bir miidden buçuk kile s â lâ r iy e 1 diyü virirler
2- V e tamam çiftlik tutan kimesneler yirmi ikişer akçe ç ift resm in vi­
rürler V e şol raiyet ki çiftlik dutmaz çifti olub ziraat ider nîm çift diyü
on bir akçe virürler Ve çiftlik dutmayub çifti dahi olmayan resm i ben n âk
diyü yılda dokuz akçe virür Ve her mücerred resm i rnücerred diyü yılda
altı akçe virür Mücerred dahi çiftlik dutduğı takdirce ‘âdet üzere yirmi
ikişer akçe tam am çift resm in virür
3. Ve şol yerde ki sipahi tâyifesinden olub raiyet çiftliğin dutar ta­
mam çift resmin virüb ve on kilede bir kile sahib i arza öşür virürler ve
sâ lâ r iy e virürler
4. Müsellem ve yamak ve yağcı ve küreci ve canbaz ve yörük ve
bunlarun emsâli tâyıfe olduğı yerde hidmetleri ‘avârız mukabelesindedir
Ol tâyifeden raiyet çiftliğin dutanlar yirmi ikişer akçe çift resmin virürler
Bu tâyifeden tamam çiftlik dutmayub ammâ çifti olub ziraat iden kimes­
neler boyunduruk h a k k ı 2 diyü on birer akçe virürler V e on kilede bir ki­
le öşür virürler ve sâlâriye virürler Çiftlik dutmayub ve çifti olmayanlar
oturdukları yerden ‘âd eti d u h an î 3 diyü yılda altışar akçe viıürler Ve te­
rekeden gayrı nohud ve mercimek ve bunun emsâli hububâtdan ve fevâkih
den dahi onda bir öşür virürler
5- Ve besâtîo ve kovandan öşür aiınur
6. Ve cürüm ve cinayât hususunda yaya ve müsellem köylerinden gay
rı serbest olmayan timariardan vâki' olan cürmin nısfı sancakbeyinin ve
nısfı sahib-i timarındır
7. V e resm i 'arus ve tapu-i z em in sahib-i timara mahsusdır sancak
beyi cânibinden dahi olunmaz
8 . Z e'am et ve a rp a lık lar ve çeribaşılık ve çavuş tim arı ve dizdâr
tim arları se rb es tiy et üzere zabt ve tasarruf olunur Bu timarlarun cür-
mine ve cinâyetine ve resmi ‘arûsına kul ve câriye muştluğma ve sâyir bâ-
dihevâsına sancak subaşdarı ve âdemleri dahi itmezler
9. Malkara 1 kadduğına müte'allik olan kurâda dahî resmi çift hususunda
ve gayrı hususâtda veçh-i meşruh üzere ‘amel olunur
10. Ve Gelibolu kadılığına müte'allik sancak beyi haslarından Hora
ve Ganos- nâın köyler reayası sancak beyine nakid virürler B a ‘zı yılda
ikişer yüz akçe ve ba‘zıları yüzer akçe virürler V e mücerred olanlar kır­
kar akçe virürler V e bağları olanlar yılda birer k a b a k u la k '1 dolu şıra ile
virürler kabakulak dahi reaya yanlarındandır
V e bundan gayrı karye-i Horada k a b ak u lak çı k â firler vardır yılda
maktu* boş kabakulak virürler ayruk nesne virmezler ‘A m i l ol boş kaba-
kulakdan virür şira ile doldurub âmile teslim iderler ‘Âmil boş virdüği
kabakulaklara doldurdukları şira bahâsından ‘âmilden on beşer akçe virilür
Geliboluda şehir kâfirlerine her kabakulağı kırkar akçeye virürler Mona-
poliye 1 dutulub satılur Zikrolan kabakulak ‘âdeti ve menapoliye kadimi ka­
nunlarıdır V e karyeteyn-i mezburetân dağlu taşlu sarb yerler olmağın
ekin 5 ziraat itmezlerimiş Ammâ azdan ve çokdan ziraat itdikleri takdirce
‘âdet üzere öşür virürler V e olan yerde ibrişimeden öşür virürler V e olı-
gelen ‘âdet üzere r e s m i ‘aru sı virürler V e zikrolan köylerde olan iskele­
den ö ş r i m a h î* ve r e s m i g ü m r ü k ve b a c azdan ve çokdan her ne olursa san­
cakbeyi cânibinden zabtolunur kadimden
11. V e reaya tâyifesi sipahilerine anbar yapmak bâbmda ve her kişi ki
ziraat ider öşrüni akreb bazara iletmek babında ve gayrı hususâtda kanun-ı
mukannen üzere ‘amel olunur
KANUN I R E Â Y A Y - I CEZİRE-İ İMROZ

1- Mâtakaddemden haraç ve ispenç virmezler Balabanlu 1 canibinde


temam çift tutanlar yılda yetmişer akçe resm i ç i f t virürler Nîm çift tutan
otuzbeşer akçe resmi çift virür Ve ziraat itdüklerinde öşür mukabelesinde
ellerinde olan yerlerinin mikdarma göre m u k a ta 'a -i zem in virürler öşür
virmezler
2. Ve İskender nâm mevzi'de olanlar yerleri çok olmağın ekdüklerinden
öşür virür ve zeytunden öşür virürler mukata‘a-i zemin virmezler ekdükle­
rinden öşür virürler Aralarında cârî ve ma'mul olan İstanbul kilesi dir
Mukaddema ol kile ile onda bir kile ve harmandan harmana bir kile s â l â ­
riye virürken öşür alan kimesneler sonradan kalbur 2 diyü bir muhalif öl­
çü ile ta'şir idüb üzerlerine bid'at olmağın reaya rencide ve müteşekkî ol­
dukları ecilden ber mûceb-i ferman-ı ‘âlişân kalbur ile ölçmek ref‘ olunub
evvelki ‘âdetleri üzere kile ile ölçmek mukarrer olındı Ve mevzi‘-i mez­
bûrda olanlar dahi temam çift dutanlar yetmişer akçe ve nîm çift dutanlar
otuz beşer akçe resm i ç ift virürler
3. Ve â d e ti a g n âm hususında cezîre i mezkûrde ‘alettevâlî kuzu koyun­
dan ayrılmayub kuzuları bir mevsime mahsus almaduğı içün kuzuları bile
sayılmayub kuzusız koyun başına birer akçe virdiklerinden sonra müslim
olanlardan gayrisi şunların ki koyum kırk veyahud kırkdan ziyade olıcak
bir koyun ve bir kuzu minatiko 3 (?) diyü virürler Kırk koyundan eksik o-
lıcak hemen bir koyun minatiko virürler Ve İskender cânibi koyunu olan­
lar yılda onikişer akçe resmi ağıl virürler m u kat'a-i zem in virdikleri yerde
resm i a ğ d yokdır Ve kovan başına birer akçe resm i k ü v v â rei virürler
V e cezıre-i mezkûrın cümle köylerinde satılan şîrelerden medrer’ başına
birer akçe virürler
Ve bid 'at-ı h a n a z îr 1 canavar başına ikişer buçuk akçe virürler Kicı
canavarın üçünden bir canavar resmi alunur
4. V e c e z i r e - i me z k ûr d a vâki* olan i ske l e de g ü m r ü k hususı nda â. let v e k a n u n
budı r ki c ezi r e - i me z k û r d e mü t e me k k i n ol an ki me s n e l e r d e n ga y r ı y e r de n koyun v e
kuzu get ürüb c ez i r e d e s a t a r s a koyun b a ş ı n a bi r a k ç e v e iki k u z u y a bir a k ç e
g ü m r ü k v i r ü r l e r Ge t ür dügi ko y um bi r k a ç gün c ez i r e d e ç ı k a r u b dahi c e z i r e d e
s a t ma y u b ge r ü y a b a n a gitmelü o l ur s a yerli ol duğı yçün gümr ük v i r me z A m m â ş ö y ­
l e ki gayrı y e r d e n koyun v e kuzu get üren c e z i r e hal kı ndan o l ma yu b y a b a n d a n a d a m
ol ursa u ğ r a y u b c e z i r e d e s a t ı c a k koyun b a ş ı na bi r a k ç e ve iki l. uzuyçün bi r a k ç e
' ‘ â d e t üz e r e t e m a m gümr ük vi r üb Ş ö y l e ki d a va r ı n ç ı ka r ub dahi ya bir gün v e y a h u d
iki gün a z ve ç ok n e mi kd a r durub dahi c e z i r e d e s a t ma y u b y a b a n a gitmelii ol-
duğı t a k d i r c e y a b a n d a n k i me s n e ol duğıyçün iki ko y u n a bi r a k ç e ve dört kuzuya
bi r a k ç e h i s a b ı ü ze r e nısıf g ü m r ü k vi r ür V e c e z i r e d e n koyun v e kuzu y a b a n a
gitmelü o l ur s a al ub gi den e ğ e r yerli olsun v e e ğ e r y a b a n d a n a d a m olsun bir k o ­
y u n a bi r a k ç e v e iki kuzuy a bir a k ç e hi sabı üze r e t a m a m gümr ük virür Ve c ez i ­
r e d e n y a b a n a gi den be ygi r de n ve sığı rdan d a v a r b a ş ı na oni ki şe r a k ç e gümrük a -
lınur ve y a b a n d a n c e z i r e y e gel en b e yg i r de n v e s ı ğı r da n e ğ e r y e i l i kendi hizmeti
v e ma s l a ha t ı içün g e t ür ür s e gümr ük vi r me z Sat duğı t a k d i r c e d a v a r başına o ni ki ş e r
a k ç e ‘âdet üze r e t e ma m gümr ük vi r ür Ve y a ğ v e bal v e pe yni r hususunda s eki z
b a ş pe y n i r e bir a k ç e gümr ük viril ür V e tulum peyniri ol uc a k tulum e ğ e r büyük
ol sun e ğ e r küçük he r tulum b a ş ı n a üç a k ç e gümr ük alınır Y a ğ v e b a l tulumı dahi
bö yl e di r V e c ez i r e d e n y a b a n a gi den k e b e l e r d e n iki k e b e y e bir a k ç e gümriiltdür
v e y a b a n d a n geti ri l en s a bunda n ha v y a r da n s a b u n sanduğı ile ol ursa bir s a n d ı k
s a b u n d a n onbi r a k ç e gümr ük alıııur S a n d u ğ ı ile o l ma z s a ka n t a r hi sabı iizere k a n ­
t a r b a ş ı nd a dört a k ç e gümr ük alınıır V e bir vari l h a v y a r d a n 011 a k ç e g ü mr ü k
a l ı n u r Ve türşı b al ı k ge l ür s e bi r k a b a k u l a k :| bal ı kdan dört a k ç e g ü mr ü k al ı nur V e
y a b a n d a n gel en s us ı ğr ı d e r i s i ne bir d e r i y e üç a k ç e gümr ük ve kar a sığır der i s i ne
bi r d e r i y e bi r a k ç e gümr ük a l ı nur . . . içün deri g e l ür s e gelen derinin b a h a s ı h e -
s a b ol ınub yüz a k ç e d e dört a k ç e gümr ük al ınur V e bu me z k ûr â n da n gayrı b i be r
gibi v e z a ‘ f e r â n* gibi v e gay r i hı r davât m e t a ' d a n h e r ne g e l ür s e b a h a l a r ı hi s a b
ol unub yüz a k ç e d e n dört a k ç e hi sab üze r e g ü mr ük alınur.
5. Re ayâ y - ı c e z i r e - i me zk ûr e v e c h i me ş r u h ü z e r e h u k u k i ş e r ' i ye i v e r ü s û m - ı
örf i yeyi e d â i t di kl eri nden s o n r a kürekç i den ve b e n n â r,dan v e c e r e h o ı d a n f i lcümle
h a m l e - i ‘a v a r ı z ı di v â ni ye d e n mu ‘âf l ardı r Mu' âfi yet l eri v e hakikat - i hal l eri vuku‘1
üz e r e mu f a s s a l v e me ş r u h deft er-i c e d i de s e b t olundı
Kanun-ı reâyây-ı cezire-i Limnos
6.
Şunlar ki pasbânlardır kadîmden yılda on beşer akçe haraç ve onar
akçe ispençe virürler Ve şunlar ki ‘aseslerdir 15 Onikişer akçe haraç ve çı­
nar akçe ispenç virürler Ve şunlar ki müsellemlerdir onbeşer akçe haraç ve
on ikişer akçe ispençe virirler Kadimden Ve şunlar ki keştîbânlardır" on
ikişer akçe haraç ve onar akçe ispenç virürler Ve zikrolan taife ‘âdet ü-
zere sâyir hukuk 1 şer'iyyeyi ve rüsûm-ı örfiyyeyi edâ iderler
7. Ve sâyir reâya dahi üç neviyle defter-i hâkaniye sebt olundular A'lâ-
ları kırkar akçe haraç ve yirmibeşer akçe ispenç virürler Ve mutavassı-
tül-hâl olanlar otuz beşer akçe haraç ve yirmi beşer akçe ispenç virürler
ve ednâ olanlar otuzar akçe haraç ve onbeşer akşe ispenç virürler ve mü­
cerred olanlar onbeşer akçe haraç ve onar akçe ispenç virürler
Ve bu mecmu'ın haraçları hassa-i hümâyun için zabtolınur ispençleri
sahib-i Umarındır Ve bağlarından dönümden dönüme sekizer akçe resm i
dön üm virürler
8. V e te re k e le rin d e n v e b â k i h u b u b ât cinsin d en v e olan y e r le r d e g ö g ü ld en
(g ö n ü ld en )' ve zey tû tıd an b a d e m d e n ve besâtîn d en v e f e v â k i h d e n k a n u n - ı ş e r ‘-i
n eb ev i ü z e re ö şü r v irü rler
9. Ö şrü k ü v v â r e 2 k o v a n b a ş ı n a r e s m i k o v a n d i y ü b i r e r a k ç e v i r ü r l e r
V e c ü rü m v e c in a y e t h u su sın d a h is a r eri tim a rla rın a m ü te 'a llık k ö y le rü n c ü ­
r ü m v e c l n â y e t i n ı s f ı s a n c a k b e ğ i n i n v e nısfı s a h ıb -i t i m a r ı ı.d ır
1 0 . V e r e s m i ‘a r u s o l d u ğ u y e r d e s a h i b - i t i m a r a t n a h s u s d ı r Bunun ü z e re d efter-i
h â k a n i y e s e b t olundı
V e ' â d e t i' a ğ n a m h u s u s u n d a c e z i r e - i m e z k û r e n i n h a v a s ı m u ' t e d i l o l u b z i y a d e s o
ğ u k o lm a m a ğ ın c e m i' z a m a n d a k o çla rın k o y u n la n n d a ıı a y ırm a d ık la rı ecild en kuzu­
ları bir m e v s im e m a h s u s d eğ ü ld iir R esm i g an em c e m ‘ olun d u ğı vak itd e an asın ı
e m e r b u lu n a n kuzu s a y ı l m a z m a 'd â s ı sa y ılır H e r k o y u n b a ş ın a bir a k ç e resm i g a ­
n em a l ı n u r K ad im d en koy u n b aşın a b ir a k ç e r e s i m v e a ğ ıld a n a ğ ıla y ırn .l d ö r d e r
a k ç e r a s m i a ğ ıl v i r e g e l d ü k l e r i e c i l d e n e v v e l k i " â d e t l e r i ü z e r e k o y u n b a ş ı n a b i r a k ­
çe resm i ganem v e h er ağ ıld an yirm i d ö r d e r a k ç e r e s m i a ğ ı l divii v i ı i l m e k ü z e ­
re d efteri c e d id e k ay d o lu n d ı ‘Adeti agnâm c e m ' o l t ı n ı c a k re sm i a ğ ıl d a h i b i l e a l ı -
n u b ‘â d e ti a g n â m ve r e s m i ağ ıl, h a s s a - i h ü m â y u n i ç in z a b to lın u r
11.
Kurâ-i cezire i mezkûre halkı hukuk i şeri'iyyeyi ve rüsûm ı ‘örfiy-
yeyi vech-i meşruh üzere edâ itdüklerinden sonra cezirede etrafta deryâ
kenarında olan k ara v u l 3 yerlerin görüb gözedüb muhafazat itmek ka­
dimi hizmetleridir Şâir ‘avârız-ı divâniyeden ve tekâlif-i örfıyyeden mu'âf
olmağıçün hükm-i hümayunları vardır Sancak beği beyleri cânibinden ara­
larında subaşı olanlar yalı muhafazatına varm am ak içün o tu ra k 4 diyü
reayadan her yıl akçe oldukları üzerlerine sonradan bid'at olmağın reâya
bu hususda rencide ve müteşekkî oldukları ‘arz olunub otu rak â d eti üzer­
lerinden ref'olundı Kadîmden idegeldikleri üzere lâzım ve lâbüd olan yer­
lerde yalı muhafazatında ideler Bu husus içiin reâyadan oturak min ba‘d
akçe alınmaya diyü buyurulmağın oturak ‘âdetinden defter-i cedid-i hâkani­
ye hasıl kayd olunmadı
‘Â det i iskele ve gümrük der-cezire-i Limnos
12. C e z ire d e olan k u râ d a satılan h a m ird e n yirm i m ed re*d en yüz m e d r e y e d a ­
ha z iy a d e y e v a rın ca iki m e d r e şıra a lın ıb h a s s a - i h ü m a y u n için z a b to lın u r Ve
b u n d an g a y ri satıla n d a n h e r m e d re bab ın a b ir e r a k ç e alın u b m â l-i p a d işâ h i için
za b to lın u r Ş ö y l e ki k ü b d e ( K ö y d e ? ) şıra y ir m i m e d r e d e ıı e k s ik o lu b cn v e o n b e ş
m e d r e olduğı t a k d i r c e o ııd o k u z m e d r e y e v a r ın c a b ir m e d r e a lın u r
13. V e c e z ir e d e n b e y g ir v e sığ ır v e k o y u n s a t ılır s a is k e le d e n y a b a n a gitm elü
o lu c a k h e r b e y g ir d e n v e sığ ırd a n o n ik işer a k ç e alın u b m âl-ı ş â h i için z a b to lın u r
V e koyundan dahi koyun b a şın a ikişer a k ç e d ir
V e c e z ire d e satılu b yabana gid en b ald an ve yağdan ve p ey n ird en v e bu
cin s g a y rıd a n h e r ne g id erse h e s a b olın u b y ü z a k ç e d e n allı a k ç e g ü m r ü k a lın ıır
V e yabandan is k e le y e g e le n m e ta 'd a n yiiz a k ç e d e n b e ş a k ç e g ü m r ü k a iın u r V e
buğday v e arpa ve nohud v e gayri hububat c in s in d e n satılu p y a b a n a g itm e lii
o l ı c a k c e z i r e i m e z k û r e d e on altı kile bir müd h is a b olın u r h e r m ü d d e üç a k ç e
g ü m rü k a lın u b m âl i p a d iş a h ı içün z a p to lın u r
Kanun ı reâ y â y ı cezire i Taşoz
Hassa-i padişah ı ‘âlem penah halledallahü te'âlâ mülkehu cezire-i mez-
kûrde olan reâya çifti olanlar öşür mukabelesinde ellişer akçe resm i çift
diyü virürler Ammâ öşür virmezler Az ziraat iden çok ziraat iden çift
resmini beraber virirler Ve çift resmi virdiklerinden gayrı üzerlerinde
‘ â m i l olan veyahud her kim zâbit olursa yem lik'2, diyü çiftden çifte buçuk
kile çavdar viregelmişlerdir Ve bakladan ve mercimekden ve soğandan
ve sarımsakdan ve ketenden ve olan yerde gögülden 3 öşü r virirler V e
çapa ile ziraat idenler çiftlii gibi değüldir her ne ekerlerse öşürlerin
virirler Nar ve incir ve zeytun ve badem ve ceviz olan yerlerde öşürün
virürler
15. Defter-i hâkanide ta'yin olunan üzere h a r a ç virürler Ekseriya ha­
raçları otuzar akçedir V e ta'yin olunan haraçlarından gayri yirmibeşer ak­
çe isp en ç virürler
Ve r e s m i g a n em hususunda mukaddemâ koyun ve keçi başına eyüden
ve yatlu4dan birer akçe alınurmış Sekiz yıl mikdarı vardır ki ‘ â m i l olan­
lar akçe almakdan vaz gelüb on davardan bir davar alınmak ‘âdet itmiş­
ler Sonradan üzerlerine bid'at olmağın reâya davar alınduğından ren­
cide ve müteşekki oldukları ‘arz olunub kadîmi ‘âdetleri mucebinc“ birer
akçe alınmak buyrulmağın koyun ve keçi başına birer akçe alınmak üzere
defter-i hâkaniye sebt olundı
1 6 . V e r e s m i k iiv v â r e k ov an b aşın a b irer a k ç e vireg elm işlerd ir V e k o v a n la rı
d u r d u ğ u y e r i ç i n r e s m i a ğ ıl d i y ü i k i ş e r a k ç e v i r ü r l e r K o v a n ı a z olan v e ç o k olan
ağıl re sm in b e r a b e r v irü rler
1 7 . V e o l a n y e r d e b id 'a t-ı h a n â z ir c a n a v a r b a ş ı n a b i r a k ç e a i ı n u r V e ş î r e l e r i n -
d e n ö şü r v irü rler
18. V e c ü rü m v e c i n a y e t h u s u s ı n d a g ü n a h l a r ı n a v e ş e n a ' a t l e r i n e g ö r e ‘â d e t
v e kanun ü zere cerim ed ir
19. V e r e s m i g e r d e k b a k i r e d e n v e s e y y i b e d e ı ı o t u z a r a k ç e a l ı n ı ı r
V e c e z i r e - i m e z k û r d e o laıı b i v e l e r on s e k iz e r a k ç e h a r e d iy ü ve a ltış a r
a k ç e is p e n ç d iv ü y ıld a y ir m id ö r d e r a k ç e v irü rle r
2 0 . K a d î md e n ‘âdet - i reâyây- ı c e z i r e - i me z k û r e v e ch- i m e ş r u b ü z e r e i crâ
o l ı n m a k m u k a r r e r kılınub deî ter- i c e d î d i hâka ni ye s e b t ve kayd olundı
‘Â det i iskele-i Limaııhisar
21. N efs-i L im a n h is a r k u rb itıd e o la n i s k e le d e c e z i r e y e g e le n v e gid en d a v a r ­
dan b e y g ire ve sığ ıra d ö rd er a k ç e gü m rük ah nu ı K o y u n v e k e çi olu rsa dört k o ­
y u n a b ir a k ç e a lın tır V e s a ir lıır d a v â td a n h er n e olu rsa bahâsı h is a b o lıııu p y ü z
a k ç e d e n ik i a k ç e gü m rü k aiın u r V e k e b e o lu r sa k e b e y e b ir a k ç e şü m rü k d ü r Ve
b a l o lu rsa k a n ta r b a ş ın a bir a k ç e d ir Z ey tu n y a ğ ı v e b u m n em sâli g a y ri m e ta 'd a n
o ld u ğ ı t a k d i r c e b a h a s ı h i s a b o lın u b y ü z a k ç e d e iki a k ç e g ü m r ü k a i ı n u r .
LXVH

G E L İB O L U MÜSELLEM V E P İY A D E L E R İN E MAHSUS KANUN

İstan bul, B a ş v e k â le t A r ş iv i
D e f t e r num ara sı : 185
T a r i h i : 1518 (924)

1. Nevâhî i mezkûrede olan m ü s e l l e m tâyifesi atları ve tonları 1 ve


yat ve yarakları ile 2 hizmet iderler
2- Ve p i y a d e g â n tâyifesi yayan hizmet idüb piyadeler her ocak-
dan y a y a b a ş 1 1a r ma sevâbıkda Bursa kilesi ile on kile buğday ve on
kile arpa virürlermiş Sonra yayabaşılar ile piyadegân arasında İstanbul
kilesiyle sekizer kile boğday ve sekizer kile arpa virilmek üzere sulh olu­
nub ba'dehu Gelibolu kilesiyle altışar kile boğday ve altışar kile arpa vir-
mekle girü kendü aralarında cânibeynden rızalaşduklart mûcebince mukar­
rer itdükleri üzere bulunub bu defa....
3. Ve m ü s e l l e m olanlar atları ile hidmet itdükleri mukabelesinde
yayadan fark olunub tereke virmezler
4. Ve olan y a y a n ı n ve m ü s e l l e m i n hidmetleri Gelibolu sancağına
mahsusdır Mahall-i ihtiyat olub muhâfazatı lâbüd ve lâzım olan yalı ve liman
gözcülüğinde müsellemler atları ile oluıjar Deryada anun gibi gemi görü-
nüb muhatara ihtimali olıycak seğirdüb hisarlara ve etrafta olan köylere
haber virürler Ve sâyir hidmetde dahi hâssaten liman ayırtlamak ve bek­
lemek gibi ve gemiyi karaya çekmek ve kürek sapın yonmak gibi filcümle
hassa gemilerün sâyir mesâlih ve levâzımına hidmet iderler Ve bir mühim
mu'accel gemi seferi olıycak gemiye girürler Şunlar ki yayadır kürek çe-
küb müsellem gemide savatçı 3 olurlar
5. Ve dutdukları ç i f t l i k l e r d e y a y a ve m ü s e l l e m çiftliği fark
olunmaz Olan müsellemân asılda piyade olub kadîmden ellerinde olan çift­
likleri ile çümlesi sonradan müsellem olmuşdır Piyâdegândan hidmete ya­
rar olub ata ve tona kadir olanları mutasarrıf oldukları çiftlikleri ile mü­
sellem olmak dahi kadîmi kanunlarıdır
6 . Yaya ve müsellem ç i f t l i k l e r i n vâzi'i piyâdegân asılda bir çift­

li] ti)*3» [2) jSi is jM'/, s oIj [3]


iki hisse vaz‘ idüb bir hissede b a ş ve bir hissede y a m a k yazdub hisselü
hissesine be-nevbet hidmet iderler Başda ve yamakda yazılanlar yaya ve
müsellem yazulduğmca akraba ve te'allukatları hâric-i defter h a y m a n a
kalub ahar ocağa yazılmamak içün kendü üzerlerine yazdırub rızâları ile
çiftliğe me'an mutasarrıf olub bir birinin mu'âveneti ile adâ-i hidmet ider-
ken yazılanlardan biri fevt olıycak çiftlikde yazılu olanlar edâ i hidmet ider­
ler Ammâ sancak zaptında olan subaşılar fevt olanın çiftlikde hissesi mah-
lûldır diyü çiftlik içinde olan akrabadan resm i tapu taleb idüb ve taleb
olunduğı üzere resmi tapu virilmedüği takdirce h â r i ç d e n kimesnelerin
resmi tapusını alub virmekle çiftlik sahihlerine te'addî olunurmış Hâlâ
ân ki yaya ve müsellem edâ-i hidmet itmek mukabelesinde çiftliklerine mu­
tasarrıflardır yayanın ve müsellemlerin çiftliklerine tapu alınmak ve
anun gibi çiftlikler akraba v ar iken hâricden kimesneye virilm ek hilâf-ı
emir ve kanun olmağın ber muceb-i ferman-ı hümâyun bu husus ref‘ olu­
nub bu minvâl üzere defter-i hâkaniye sebtolundı ki müsellem ve yaya tâ-
yifesinden fevt oldukları takdirce oğullarından veyahud karındaşlarından
veyahud gayrı akrabâlarından kimleri kalursa çiftliklerine mutasarrıf olub
edâ-i hidmet ideler Ol vakit ki yaya ve müsellem çiftliklerinden bir çift­
lik bilkülliyye mahlûl kalub çiftliğin asıl sahibi akrabalarından kimesne kal-
maduğı takdirce hidmet-i padişahı mu'attal kalmamak içün hâric-i defter
l ı a y m a n a ’ dan hidmete kabil ve kadir kimesnelere tasarruf itdirüb hidmet
itdüreler Kendüleri tâlib ve râgıb oldukları takdirce bu bâbda hilâf-ı emir
ve kanun kimesneye cebir ve te'addî olunmaya T ahriren d er sâd is ‘a şer
şehr-i\rahiulcîhr m in şuhûr-ı senet-i erb e'a v e ‘ışrîn ve tis'am ie hicriyetin n e ­
bev iy e
KANUN I S E R ‘A S K E R İ LİV Â -İ ÇİNGÂNE

1. Mezkûr ssncakda sancakbeyi haslarında sâkin olan h a y m a n a ­


l a r ı n resmi yine sancak beğinündir Ve çeribaşıları Umarlarında olan hay­
manaların resimleri yine çeribaşınındır Zirâ üzerlerine resm i h ay m a n a
kaydolunmuşdır
2. Ve çeribaşılar Umarlarının cürümleri ve resmi ‘arûsları nısfı ken-
dülerin ve nisf-ı aharı sancakbeylerinindir Atrnnâ çeribaşılık s e r b e s t
olmak kanun-ı mukarrerdir Timarlarında dutulan kulun ve câriyenin muşt-
luğı1 ki deve göçüne 2 otuzar akçedir Ol resim bunlarundır Her kangi çe-
ribaşılıkda kul ve câriye dutulsa müseccel olundukdan sonra müddet ye­
tişince çeribaşılarında hıfzokına Müddet yetişicek çeribaşıları ilede y a -
v a c ı y a 3 teslim ide Nafakasını ve kanun üzere deve göçüne otuzar akçe­
sin çeribaşı yavacıdan ala Ve eğer müddet yetişmeden sahibi gelirse zikr-
olan kanun üzere nafakayı ve resmi alub hakim-ül-vakt ma'rifetiyle sahi­
bine teslim ideler
3. Ve bir çeribaşının timarında yörükden ve yağcıdan ve küreciden ve
müsellemden ve canbazdan ve tatardan mütemekkin olsalar ve sınurunda
ziraat ve hıraset itseler y ö r ü k ve c a n b a z ve t a t a r tâyifesi bütün çift­
lik dutıcak on iki akçe çift resm i vireler Ammâ y a ğ c ı tâyifesi ve k ü -
r e c i bunlar bütün çiftlik dutsalar bu bâbda anlar r a ‘iyet kısmındandır
yirmi iki akçe çift resmi alına
4. Yörük yağcı ve küreci her kim olursa çeribaşının timarında ziraat
itseler veya mütemekkin olsalar ve bir yerin kökün sökseler 4 ol yerfin
ben kökün sökdüm dimek mesmu'dır Ammâ il yeni yazılub ol kökün sö-
kilen yer dahi dahil-i defter oldukdan sonra ol dahi ra'iyet çiftliği kısroın-
dandır Sahibi ben kökün söküb dururm didüğüne ‘amel olunmayub anın

[1 ] J . İ Î İ . [2 ] [3] w . [4 ] J j T y . J < S-
gibilerin dahi öşürleri ve s â lâ r iy e le r i alına ve resmi çiftleri alına
5. Ve m ü s e l l e m i n yerinde birisinin mülk bağı veyahud da bahçesi
olsa müsellem andan heman öşür alur elinden alub ahara virmez
6 . Müsellemlere y a m a k larından ellişer akçe h a r ç lık vaz‘ olunmuşdır
Çiftlik dahi tasarruf iderler Defter-i ‘atîkde üçer neferdir ve ba'zı dör­
derdir Defteri cedîde dahi bu uslûb üzere yazılmışdır Çiftlikden olan ha­
sıl her hangisi eşerse ol tasarruf ider Eşmiyenler sâyir yam aklar gibi
ellişer akçeyi ve öşürlerini eşen müselleme virürler Ve ba'zı vakit hâ-
cet olub üçü veyahud dürdü eşerlerse çiftlik hasılın ve yamakların ellişer
akçe harçlımın ‘alessivâ 1 tasarruf iderler
7. Müsellemlerin ve yamakların g erd eğ i değerin ve k a n lu ğ ın 2 sancak
beyi tasarruf ider Zira üzerine hasıl kaydolunmuşdır Ammâ çeribaşıla-
rmın nısfı kendülerinin ve nısf-ı aharı sancak beğinindir
8 . Y a m a k mücerred olsa yirmi beşer akçe alına diyü hazret-i huda-
vendigâr hullidet hilâfetuhu hazretleri hükm-i şer‘î virmişdir
9. Ve yamaklar ellişer akçeyi ‘avârız mukabelesinde virürler Mâdâme
ki edâ itseler teklif i ‘avazız olunmaya diyü buyurulmağın defter-i cedîde
beyân-ı kanun kaydolundı
10. Müsellemler yamaklarından ellişer akçe sefer olıycak alurlar ol-
m ayıcak almazlar Ammâ subaşılar ve çeribaşılar ki üzerlerine yamak­
lardan hasıl kaydolmış ola anlar eğer sefer olsun ve eğer olmasun y a ­
maklardan ellişer akçeyi ala Zirâ timar gibidir müsellem kısmından de-
ğüldir
L X IV

Y A Ğ C IL A R KANUNİ

1. D e f t e r i yağcıyân ı evkaf i ‘imâret-ı ‘âmire-i merhum ve mağfurlune


sultan Murad han tâbeserâh ve mücerredân ve sagîrân i ebnâ-i yağcıyân-ı
mezburân Elvâkı* fî zeman-ı tahrîr-i Ya'kub ül hakir ül-müderris bi-medrese-
til-câmi‘-il-‘atîk Elme‘mûr-üt-tahrîr ‘alâ mâhü-vel-hakîk bima‘rifet-i ‘Aliy-yil-
mütevellî bil-evkaf-il-mezbûr Elvâkı* fî 989.1
2. Kanunnâme i cedîd i yağcıyân : defter i cedid-i hâkanîde mukayyed
olan budur ki zikrolunur Yağcılardan her senede vukıyye“’si dört yüz d ir­
hem olmak hisabı özere üçer vukıyye rûgan t sâd e* alınub
3. V e evlâd ı zükûrının hadd-i buluğdan yirmi yaşlarına varınca seki-
kizer akçe resm i m ü cer red ve yirmi yaşlarından sonra anlardan dahi üçer
vukıyye rûgan-ı sâde alınub
4. Ve mezkûr y a ğ c ı l a r şimdiye değin her üç re’s ganemden birer
akçe resim vireg^ldükleri der-i devlete ‘arz olundukda memâlik-i mahrûsa-i
şehinşâhîde her iki re’s ganemden birer akçe resim alınmak kanunda mu­
karrer olmağın mezkûr yağcılardan dahi ol kanun üzere her iki re’s ganem-
den birer akçe resim alınmak ferman olunduğı
5. Ve yağcıların kızlarından bikir ve seyyibeye müte‘allik olan nikâhların
cemi' rüsûmı ve beytülmâl ve mâl-i gaib ve mâl i mefkud ve bâdihevâ ve
cürüm ve cinayât ve ellerinde bulunan yava * ve kaçkunlar vakıf içün zab-
tolunub

6 . Ve c e m a ' a t b a ş ı l a r ı olan kimesnelerden hidmetleri m ukabele­


sinde resm i /ianeleri içün yağ alınmayub dahi altmış re’s ganemden resim

Ö 'J J İ. , Jbjfj . 1 / v l!, J İ^ J İU - ‘» i A 0 ,lf [1]


jjtü ] V Ji . ) y y î jtj j çjljll jL İ Ç
ok [4] .jL. jijj [3j v l j [2] 989 j jiij)' ,>„>U JttjVL V .
alınmayub ve ziyadesi hisab olunub her kırk gailemde cem ı'at başılırından
birer rûg-an ı sade alınub
7. Ve merkum yağcılar hidmetleri mukabelesinde ‘avârızdan ve sâyir
tek âlif-i ‘örfiyeden m u'âflar olub aslâ kimesne dahi ve te'arruz eyle
meyüb
8 . Ve m ü t e v e l l i l e r haymana tâyifesinden kendüler mürâd itdükleri
kimesneleri yağcıları tahrir tekmil olunduktan sonra yağcı kayd iderler imiş
Minba'd yağcı yazılm ak içün ced*d emr i şerif virilmeyince yağcı yazıl­
maya diyü emrolunduğı defter i ‘alîk i hâkanîde mukayyed bulunmağın def­
ter-i cedid-i hâkanide cemî‘ mezbur umûr ri'âyet olunmaklık üzere kaydolundı
KANUNNÂM E-İ C A N B A Z Â N -I V İL Â Y E T İ RUMELİ

İsta n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D e f t e r n u m a ra sı : 6 4 0
T arih i:1543 (950)

1. Meselâ on nefer canbaz bir o c a k dır Sefer-i hümâyun vâki' ol­


dukça be-nevbet birisi eşer bâki dokuz nefer ellişer akçe h a rç lık virürler
2. Bunlar dahi ellişer akçeyi yörük ve müsellem yamağı gibi ‘avârız-ı
divâniye mukabelesinde virürler
3. Cürüm ve cinayetleri ve resmi ‘arûsiyeleri ve sâyir bâdihevâları ve
tutdukları yava ve kaçkuna kendi subaşıları mutasarrıf ola Zirâ bunlar da­
hi lâ-m ekân cinsindendir subaşılarının üzerine hasıl kaydolunmışdır
4. Ve canbazın akrabâst ve ‘utekası canbazdır Ve hâriçden ge-
lüb aralarında tavattun ve teehhül idüb kimesnenin niza'lusı olmayanlar
ve hidmetlerin ider iken iymâna gelüb teka'üd iden ‘Abdullah oğulları
canbaz olmak kanun-ı kadimdir
5- Ve birisi fevt olsa yarar oğlu ve karındaşı ve ‘utekası var ise anı
eşdüreler Bunları dahi bulunmazsa ocağında yamağı oğullarından ve t e ‘al-
lukatından sefer-i hümâyuna yarar kimesneyi müteveffâ yerine eşdüreler Ol
dahi yok ise müteveffâdan sonra nevbet kimin ise ana eşdireler nevbetim
değil didüğüne ‘amel itmeyeler
6 . Mâdameki hidmet-i padişahı edâ ideler ulakdan ve cerehurdan 1 ve
doğancıdan ve sekbândan ve arpa ve saman ve otluk salgumndan ve
nüzül tahılından- ve hisar yapmasından ve kürekçiden ve ‘azebden ve bil­
cümle ‘avârız ı divâniye ve tekâlif i örfiyeden mu‘âf ve müsellen olalar Bu
bâbda ellerine müte'addid ahkâm-ı şerife
7. Sancakbeyleri tarafından ve ‘ummâlden kimesne dahi ve te'addî ey-
lemeyeler Meğer ki cürm-i galizi olub salbe ve kat‘-ı ‘uzva müstahak ol­
duklarında kendü subaşıları ma'rifetiyle günahlarına göre salb ve siyaset ey-
leyeler Bedel-i siyaset nesnesini alub salıvirmeyeler
[1 ] [2 ] j-uUc j j /
8- V e nevbetinde hidmet itmeyen canbazın siyaseti kendü subaşılannın-
dır hâriçden kimesne dahi ve tecâvüz itmeye
9- P.îrler ve marîzler hususında subaşıları ma'rifeti ile bedel tutm ak
kanun-ı kadîmdir
10. V e Mütemekkin oldukları karye sınurmda yer tutub ziraat eyleseler
temam çiftlik yer tutan oniki akçe ve nısıf çiftlik yer tutan altı akçe resm i
ç ift sahib-i timara vireler Ve çifti olmayan müzevveçler altmışar akçe resm i
du han ı vireler V e öşürlerini oturdukları karyede sipahinin anbarı var ise
anda iledeler ahar yere iletmeyeler Meğer ki ahar karye sınurında yer tuta
O l vakit ol karyede olan sipahi anbarına iledeler Bu bâbda dahi ellerine
hükm-i padişahî erzânî kılınmışdır bu veçh ile ‘amel oluna diyü
LXXI

İs ta n b u l . B a ş v e k â le t Arş ivi
D e f t e r n um ara sı s 7 3 2
Tarihi : 1530 (937)

1. İstanbul ve Edirne ve sâyir Rumeli müsülman çingâneleri her hane


ve her mücerredden yirmi ikişer akçe resim virürler Ve kâfir çingâne-
leri her hane ve her mücerredden yirmi beşer akçe isp en ç ve bîvelerin-
den altışar akçe resim virirler
2. V e İstanbul ve Edirne ve Filbe ve Sofyada olanjçingânelerin nâ-
meşru’ fi'le mübâşeret iden ‘avretlerinden her ayda yüzer ak çe kesim
diyü resim virirler
3. Ve resm i ‘arû sân elerin ve cürüm ve cinâyet\e.r\n sâyir reaya gibi ber
muktezây-ı kanun edâ ideler
4. Ve ‘inad idüb kendü kadılığından ahar kadılığa ve havlulara gay-
bet iden çingeneleri* buldudukda kınadub” ve muhkem hakkından gelinüb
kadılığına getüreler Ve kendü cema'atınden kaçan çingeneleri katuna
başlarına 1 ve kethudâlarına ve yararlarına teklif idüb buldurub getürdeler
T â - k i mâl-i padişahı ve ‘avarız-ı divaniye oldukda gaybet idebilmeyüb
mazbût olalar
5. Ve evkafda olan çingeneler ve has ve emlâk ve ze‘amete ve timara
raiyet kaydolunan çingânelerden gayrı Çingene sancağına müte'allık çin­
genelerin cürüm ve cinayetlerine ve siyasetlerine ve rüsûm-ı örfiyelerine ve
bâdihevâlarına yine Çingâne sancağı beyi mutasarrıfdır Vilayet sancağı
beyleri ve subaşıları ve kapu halkı ve yeniçeri ve gayrılar dahleylemez
6 . Ve evkaf ve has çingeneleri ve emlâk ve zu'amâ ve erbâb-ı timar
raiyeti çingenelerinin dahi resmin ve ispencesine ve rüsûrr.-ı örfiye ve si­
yasetlerine ve bâdihevâlarına yine r a i y e t s a h i b i mutasarrıfdır Anlar
zabteyler Çingene sancağı beyi ve vilâyet sancağı beyleri ve subaşılar ve
[1 ] ı S j - 1! 1 [ 2] [3] ı-'ip - \ «V »
gayrı kimesne dahleylemez Ve bilcümle Çingenede vâki' olan umûra yine
raiyet sahihleri mutasarrıfdır
7. V e müsülman çingeneleri kâfir çingenelerile göçüb konıycak ve İh-
tilât idiycek kınanub 1 te’dıb olundukdan sonra kâfir çingeneler i resmin
edâ iderler
8 Ve hisarlara ve hidmete müsellem diyü ellerinde hükm-i hümâyun­
ları olan çingeneler henıan h a râ c-ı p a d işa h ı edâ iderler Avârız-ı divâniye
ve ispenç ve sâyir rüsûm-ı örfiye edâ itmezler
9. Ve Semendire sancağında (?) nahiyesinde olan çingeneler mi­
riye her haneden r esm i f l o r i 2 diyü seksener akçe edâ iderler
10 Ve Niğebolu vilâyetinde olan çingenelere mutasarrıf olan Niğebolu
sancağına eşer
11. Ve Niğebolu vilâyetinde olan çingâneler ispençlerin edâ ildiklerin­
den sonre k a f t a n l ı k 3 diyü cürme bedel her haneye ve her mücerrede altı­
şar akçe virirler
12 Ve Niş çingenelerine mutasarrıf olanlar Semendire sancağına eşerler
V e sâyir zu'amâ ve erbâb ı timar ekser Paşa sancağındadır
S O F Y A KANUNU

4,1iS 3 J l J c f r jK\\İy^J i J® ı*1*. f u


J - * ‘* / ijl .-u U j..»-! JI.Î icL ı y
JU ju jL » L _ i i o l U U l u » ' cilıli Vl JU *Uı'r ^
<11;:.ı ^ c 'JıjlL U ı 4ı j t »b. «.»5U.
jl.l u B U ;* y Ü U jl 1 ı> U _U > J^ Jlj L - J l y - ,> « f ' u - U 'j*
jlL L . ^ jU- jUal— J- » l- ^.L. jllaL- J .1— jiçi— jl U —
^ j Ij «ojyll./ I _> i j'jj-viu,lr Jl «:>5U MM*- o'»-

jL jll k_i«l AİlU-y ■>■* j ^fjUll <;U'I^Cİ)ij ki1/


i!_jL ili» ^»1 j>l o j —**- p>*i‘ ş-t* »lâti j^x—j jld'ıilUUJUic -*ı^U
ör t i ^â â I I j . * I A*~al! fcilUl 4İ|tjUo wjHi *:..*/ &l—>j j y »LcU JUj y
» r 1^ " ıj6 -r * ~ J ’ J c j i l î ! ı«illiı ^UiiLc y â\ -ı£
l»._rj o-‘-‘j Lf l<;- j ’-'^1*-* ı .r ‘ ,\»
Kanun-ı vilâyet- Kaza-i mezbûrda bilfi'il müsta‘mel olan kile elli iki
vukıyye-i Osmanî Ve giru kaza i Ivlayco Samakovının 1 kilesi elli vukıyye
Ve tâbi‘-î kaza i Şehirköyde müsta'mel olan kile elli dörder vukıyye Ve
giru kaza i Berkofçada müsta'mel olan kile elli dört vukıyye bilinüb
vılayet-i mezbûrda "âdeti kadime-i kanun üzerinedür ki
2. Reayây-i müslimînden olsun ve yörüklerden ve gayrılardan olsun
herkim ziraat iderse temam öşü r ve yüz kileden- üç kile ve bir kilenün
dahi siilüsü sâ lâ riy e virile ki bu cümle yedi buçukda bir veya onbeş
kilede iki kile vâki' olur
3- Sâyir reayây-i kefere hasıl olan gallâtdan temam öşür virdükden
( * ) B i r s u r e t i 7 3 3 n um ara lı d e f t e r d e m evc u tt u r-
Uİ ><**>
soran mutasarrıf oldukları baştmeleri 1 üzere her baştıne başına kazaların­
da müsta'mel olan kile ile .kışer kile hınta ve ikişer kile şa'îr vire gel­
mişlerdir
4. Bundan evve! vilayet-i mezbûrenm ba‘zı yaylak ve çayırlu yerlerin­
de olub celebkeşlik" ve arabacılık idüb ziraat ve lııraset itmeyenlerden
b a ‘zı reaya padişah ı ‘âlempenah yüm r-ü ikballe Belgrad seferine
giderken şikâyet eylemişler 1 OiVakıt öşür ve sâlâriye alm a diyü
hükm-i şerif virilüb ve defter-i ‘atikde dahi kaydolunmış Badehu vila­
yet-i mezbûre sipahileri üslûb-ı mezbûre üzere ta‘şîr olunub resm i h arm an
ref‘ olunduğı takdirce timarımıza noksan m üretteb olur diyü der i dev­
lete ‘arz-ı hâl itdüklerinde ber k a ra r ı sâbık resm -i harman '1 alına ve öşür
alma diyü vilayet-i mezbûre sipahilerine hükm-i şerif virilüb vilâyet yazı­
lınca tehire kutıulınış Elhâlet-i ha/.ihi vilayet i mezbûre fernıa-ı hümâyûn ile
yazıldukda seksen doksan ve yüz yaşında olan pir i dânâ ve mu‘temed
kim esneler reâya mahzarlarında şöyle şehadet eylediler ki bu vilayet
dahi küfr-ü dalâlet içinde iken reayadan ‘âdet-i harman alınugeldüği bi-
züm ma'lumumız olmuşdur Şeref-i İslâm diyâr ı mezbûrı rûşen ve mü-
cellâ kılduğı sevâlif-i eyyâm ve sevâbik-ı a'vâmdan 5 dahi üslûb-ı mezbûr üze­
re raiyet olunub kanun-ı mukarrer olmuşdır didüklerinde vilâyet-i mez­
bûre kadılarından veçh-i meşruh üzere hüccetler alınub der i devlete
götürüb ‘arzolundukda ber âdet-i kadîm iki kile kendüm ve iki kile cev
be resm i h arm an vilayet-i mezbûre reayasından her baştıne başına alınmak
ferman olunmağın defter-i dedîde kaydolundı
5. Ve vilayet-i Sofyada her baştıne başına onar akçe resm i g iy a h alı-
nur Ve bundan gayrı girü her baştıne başına ikişer akçe resm i bostan ve
ikişer akçe res m i k e n ev ir ve hanazırin sürüsinden iki hınzır başına bir akçe
bid 'a t-i h a n â z ir virdüklerinden gayri girü her baştıne başına birer akçe r e s ­
m i b o j i k 11 ve ba‘zı baştınesi olmayan yerlerde dahi şol evde ki canavar de-
peleyeler anlardan birer akçe alınur Ve her baştıne üzere ‘âdet olan
resmi bostandan ve resm i k e n e v ir ’den gayrı tarlayla ekilen lahna ve hıyar
ve soğan ve sarımsak bostanından ve kenevir -ve ketenden öşr-i şer‘îsi
dahi alına V e bu cümleden kaza-i Ivlayco Samakovıfinda vâkı‘ olan kurâ
keferesi öşür ve iki kile hınta ve iki kile şa‘ir her baştıne başına resm i
h arm an virdüklerinden gayrı her baştıne başına ikişer akçe resmi bostan
virüb ve kenevire resim virmeyüb ve şâir ziraat olanlar ile öşürlerin virir-
ler Ammâ resmi giyahı her baştıne başına virmeyüb her nefer başına beşer
akçe resmi g iy a h ki her nefer başına /«pençeleri ile temam otuzar akçe
alınur .
6 . Ve kaza-i Berkofça8da vâki* olan Çebrûfce 9 ma'denınin ba'zı reayası
gayrı erbâb ı timar sınurlarında vâki* olub ziraat iderler Ziraat itdükleri
yerlerün sipahilerine heman öşür virüb ol yerlerde mutasarrıf oldukları baş-
tınelerün üzerine ikişer kile boğday ve ikişer kile arpa resm i harman\arun
ma'den-i meztûr ‘â m i 1 i ne viregelmişler Ve bunlardan gayrı garah1" ve mer
[ 1 ] i£- ^ ^j [3| y— ' w J*—■>'j*1i ’ÜLsı i
[4 ] j * j>- .A* (“M. - 1 —[6 ] «4,
çimek ve kovanın ve şirenün ve sâyir meyvenün dahi öşürleıi alınur Atnmâ
ba'zı reayanın s ipahi -1 ahar sınurlarmda kî bağları ola hasıl olan şıranun öş­
rün ol bağları olan yerlerde sipahiy i ahara öşür virüb kendü sipahisine
her yüz medrede üç medre ve sülüs ınedıe hay reborı 1 almak âdet olmuşdır
7. Ve derbendi olan kefere d erb en d ‘â d eti üzere her nefer bed el-i ispen ce
onar akçe Ve bîveler girü ber-âdet altışar akçe isp en ce virüb ve defter-i
şahide yazılduğı üzere her müzevvecinden ol yerin kilesi ile birer kile boğ-
day ve birer kile arpa ve her fuçıdan onbeşer akçe ve yükden ikişer akçe
bâ c i h am ir ve nısıf cürüm ve cinayet ve temam resm i ‘arûs alına
8 . Âsiyâblar ve velâvice 2 ya‘ni kebe dolablarmdan ve samakov ve na‘l ve
mıh vişnelerinden 3 defter-i şahide yazulduğı üzere resim alına Ve çatal
vişnelerinden* resim alınmayub öşr-i a h en diyü her haftada bir çatal temür
alına
9. Ve şol reaya ki kendi çiftini koyub bir gayrı yerde ziraat ide sipahi
olan anlarun baştınelerin alub ahar tâyifeye virüb ve ziraat itdirüb öşrün
ve rüsûmun ala Ve ol çifti koyub gayrı yerde ziraat idüb terekesin evine
getürdükde terekeden ve şireden olsun ‘âdet üzere h ayrabon ın ' alur
10. Ve şol rea'ya ki nevâhî-i karyeden timar ı ahar sınurunda gelüb on
yıldan ziyade mukîm olduğı ecilden vilayet defterinde kanun-ı padışahî mu-
cebince ra‘iyete kaydolundı ispençe\er\ alına Ve şol re'ayây ı ahar ki girü
nevâhiye-i karyeden gayrı sınurdan g-elüb temekkün itmesi on yıl temam
olmamış ola anun gibiler kadîmi yerlerinde kaydolunup Asıl sipahileri
olan temam ispence\tr\n alub mukîm olduğı yer sipahileri re aya müsül-
man dahi olursa altışar akçe resm i d u h an vireler Ve şol re'aya ki ne-
vahî-i karyeden olmayub hâriç memleketden gelüb bir yerde mütemekkin
olmuş ola Anun gibiler on yıl tamam mütemekkin olmak lâzım değil hemen
bulunduğı yerde ra'iyet kaydolunmuşdır
1 1 . Anun gibiler eğer müsülmanlardan olub tamam çift dutarsa âdet
üzere temam resm i çift alına Ve eğer nısıf çift dutarsa onbir akçe alına
V e çifti olmayub gayrı şugul ve kâr üzere olub evlüler olursa dokuz
akçe ve ergen olursa altışar akçe resm i b e n n â k alına Ve ınüsülmanların
oğlanları ki ataları ile bile ola anun gibilerden resm i b en n â k diyü nesne
taleb olunmaya Ve yörük olanlarun ziraat itdüklerü yerlerde öşürleri ve
sâlâ riy e*leri alındukdan gayrı bütün çift dutaııdan oniki akçe ve yarım çift
dutandan altı akçe resm i çift\zr\ dahi alına
12. Ve müsülmanlarda ve keferede vâki' olan mezre'a ve baştınelerün
ba‘zı tarlaları ziraate girü kabiliyet bulsun için b er-‘âdet iki üç yıl g e ­
lembe' konulub t e ‘hir olunma câiz görülüb üçüncü yılda ziraat oluna
Ve eğer sahihleri te'allül idüb iki yıldan ziyade üçüncü yıl da ziraat itmezse
ise anun gibileri sipahileri alub ahara tapuya virüb ziraat itdüre
13. Ve çiftlik olsun ve baştıne olsun ba‘zı tarlaları ahara virilüb yerlü
yerinden naklolun maya Kanuna muhalifdir çiftlik ve baştıne paralanub
bozulması katiyyen k a t ‘â câyiz değildir
14. Ve baştınelardan veya çiftliklerden ba‘zı tarlalar ve gelembe'ler ko-
nuldukda ziraat olmadan çayır olmaları enfa‘ olan ve su basar yer olub ve
sazlık veya çayır olmaları enfa‘ görülüb çayır olmış ola Ve buların emsali
çayırlar ki bilâ zahmet ve bilâ hizmet su basar hüdâyî çayır ola Anun gi­
bilerin tapusu ve veraseti ve hibesi câiz olmayüb hassaten sipahi tasarrufla­
rında ola Sipahileri kendüleri zamanında nice dilerler ise ideler dilerler ise
tapuya vireler ve dilerler ise öşürlerin alalar ve bilkülliye kendüler zaptideler
Ve şol çayırlar ki asılda baltalariyle açılub veya ark kesilüb suvarma ile
veya etrafına çevliki 3 veya hendek kesmekle mefrûz olub tımar ve meûnet ile
hasıl olur ola anun gibilerün öşürleri alınub sahihleri tasarrufunda ola
veya şol çayırların ki sâyir emlâk gibi padişahlardan mülkiyet üzere berât­
ları veya öşürden ‘af olunmalarına ellerinde berât-ı şerefleri ola ana göre
‘amel oluna V e şol mezre'alar ve çayırlar ki vilâyet defterinde bir mıkdar
ın u k a t a ‘a yazılmış ola anlarun gibilerden sipahi olanlara mestûr ve mukar­
rer olan mukata'alarından tecvüz olunmaya ve te'addi itmeyüb ziyade nesne
aldırmayalar
15. Ve Sofya ve Şehirköy kadılıklarının boğdayın kilesi on bir akçe
ve karışuğı beşer akçe ve şîresinin her medresi beşer akçe hisabı üzere
Ve Berkofça kazasının boğdayının kilesi sekizer akçe ve karışuğı dörder
akçe Ve Şehirköyü nahiyesinin ve Sofya kazasının şîresinin her medresi
beşer akçe Ve Berkofça kazasının şîresinin her medresi dörder akçe hisabı
üzere narh virilüb emr-i ‘âlî mucebince tevzi 1 olunmuşdır Ve kazay-i Ivlayıo
Samakovunun boğdayınun her kilesi sekizer akçe ve karışuğı beşer akçe
hisabı üzere bağlanmışdır
16. Ve C j j i . ve a- bişirüb satanlardan bâc i hamirgibi her fuçuya
on beşer akçe alına
1 . Yel değirmenlerinin her birinden altışar akçe resm i ihtisâbdan gayrı
yılda elli birer akçe resim alınur
2. Ve çanak ve çölmek furunından evânîsi 9 çıkdukça birer buçuk akçe
resim alınur
3. Ve sarımsak ve piyaz bostanından öşür alınur Ammâ evleri bağçe-
lerinde olan sarımsak ve gayrıdan bağçeden bağçeye dahi öşür alınmak şer*
üzere Vakfa enfa‘ olmağın öşür alına
4. Ve resm i ağrıâm kanun-ı ‘amîme üzere iki koyuna bir akçe ve her üç
yüz koyundan beş akçe resm i a ğ ıl alına
5. Ve resm i fu ç ı kefere ketıdü içdüklerınden nesne virmezler Ammâ
satılan hamirlerinden alınur Şehirden taşraya iletmeyüb ve kendüler içme-
yüb şehirde satsalar her on medrede;| satan üç ve alan üç buçuk akçe virür
Ve şehirden taşra çıkan hamirlerinden her on medrede satan üç buçuk
ve alan gerek büyük ve gerek küçük olsun ve . . . 1 dahi gerek verlü ve
gerek haricden olub beher fuçı on iki akçe ba c alına Ve resm i ih tisab
diyü her yüz medrede yirmi akçe alınur V e deryâdan hamir gelse gerek
büyük ve gerek küçük olsun beher fuçı sekiz akçe resm i ihtisâb alınur Ve
re'ayadan meyhane açub kendü hamirlerinden satmak murâd idinüb ibtidâ
fuçı açdıkda beş akçe resm i ih tisâb virürler e£er üç ve dörd gün meyha­
nesini kapayub girü açsa olvakıt dahi yine* beş akçe virür ve illâ kapamayub
muttasıl satsa gerek az ve gerek çok satsun heman ibtidâ açduğı vakit virür
V e harice hamir satdukları vakit v â k ı f z a b i t l e r i n d e n naedre alub
icâ re i m ed re diyü her yüz medrede beş akçe alnıur
K a n u n i t a ‘şîr-i b â g a t-ı eh âli i İnoz
6. Bağlarında üzüm olub bozdukları zamana gelinceye bazarda satma-
[1] i-»''.1 [2] [3] •>»» [4] (?) •>
yub ve büyük sepet ve fuçı ile taşımayub ancak yedikleri üzümün öşürü
mukabelesinde her bağdan resm i sep ed 'd iy ü ikişer akçe resim alınmak üzere
kayd olunub Ehâli-i İnoz’in bağları iki sınıfdır Bir sınıfı Eskihisar içinde ve
bir sınıfı taşradır Bağları bozmaları olıycak zikr olan Eskihisar içinde olan
bağların her kıt‘asından on akçe alınurmış Haliyâ şer'-i şerif üzere öşür
alınmak vakfa enfa‘ olmağın öşür alınmak üzere kayd olundı V e şehirden
taşrada olan bağların üzümün şehre taşıdıklarında müsülman ve kâfir her
araba yüküne sekiz ve her barg-ir yüküne ikişer akçe virürler
D e r n a h i y e - İ Ç i r m e n : bir kul veyahut bir câriye satılsa dört ak­
çe satandan ve dört akçe alandan almur Ve bir at ve bir öküz ve inek
satılsa tarafeynden ikişer akçe aiınur
Ve yerlü kasab koyunu boğazlansa dört koyuna bir akçe ve haricden
kimesneler boğazlasalar iki koyuna bir akçe ve bir sığır boğazlansa iki
akçe alına
Ve ‘aba ve kepenek ve sığır gönii ve sâyir bunun emsali nesne satıl­
sa kırk akçede bir akçe
Ve bir ‘araba birine ve kuru üzüm ve incir satılsa sekiz akçe Ve bir
‘araba tuz satılsa dört akçe ve bir ‘araba kavunve karpuz ve yaş üzüm
ve elma ve anırud ve bunun emsâli nesne satılsa iki akçe Ve bir ‘araba
tahta veyahud pedavra 1 bey‘ olunsa bir akçe ve bal ve yağ bey‘ olun­
sa her kantara iki akçe Ve at yükiyle gelüb satılan meyveden yüküne
ikişer akçe resmi bac alına

Nahi ye- i H ı s k ö y der l i v â - i Ç i rm e n


Meselâ hâricden kasablar sığır getürüb boğazlasa bir sığırdan iki akçe
aiınur ‘Abâ ve kebe ve sığır gönü vesâyir bunun emsâli bey‘ olunsa kırk
akçede bir akçe aiınur Ve buğday ve arpa ve un vesâyir bunlarun emsâ­
li bey‘ olunsa yirmi akçede bir akçe aiınur Ve bir ‘araba tuz ve kavun
ve karpuz ve yaş üzüm ve anırud ve elma ve soğan ve sarımsak bey‘ olun­
sa iki akçe s u b a ş ı ve iki akçe m u h t e s i b alur Ve bir ‘araba tah­
ta ve pedavra gelüb satılsa bir akçe aiınur Ve ‘asel ve rugan bey* olun­
sa bir kantara iki akçe aiınur Ve at yükiyle gelüb satılan nıeyve yüküne
ikişer akçe aiınur Ve bir kul veyahud câriye satılsa tarafeynden dörder
akçe aiınur
N ahi ye - i A k ç e k ı za nl ı k t â b i ‘-i livâ-i Ç i r m e n
Meselâ ‘tbâ veyahud sığır gönü gelüb satılsa her kırk akçede bir ak­
çe aiınur Ve bir at satılsa iki akçe santandan aiınur Ve bir ‘araba satıl-

[ 1 ] .jJA.
aa üslûb-ı mezkûr üzere alınur Ve bir ‘araba tuz satılsa sekiz akçe alınur
V e bir kul veyahud bir câriye satılsa dört akçe satandan ve dört akçe alandan
alınur
V e bir ‘araba kavun vevahud karpuz ve amrud g-elüb satılsa dörd ak­
çe alınur Ve bir ‘araba tahta g-elüb satılsa bir tahta alınur Ve bir ‘ara­
ba mertek gelüb satılsa bir mertek alınur Ve bir ‘araba pedavra gelüb
satılsa iki pedavra alınur ve un veyahud buğday ve çavdar ve arpa ve
daru gelüb satılsa her bir müdde bir kile bac alınur
V e koyun boğazlayan yerli kasab olsa dört koyuna bir akçe alınur
V e lıaricden bir kimesne koyun g-etürüb boğazlasa iki koyuna bir ak­
çe alınur Ve Edirneden dükkân ehli kuru üzüm ve incir getürseler satıl­
sa ‘arabasına sekiz akçe bac alınur

N a h i y e - i Y e n i c e - i Z a ğ r a de r li vâ -i Ç i r m e n
Bir at satılsa iki akçe alandan ve iki akçe satandan alınur bir ‘araba
satılsa üslûb-ı mezkûr üzere alınur
V e bir ‘araba tuz satılsa sekiz akçe alınur
Ve bir kul veyahud bir câriye bey' olsa dört akçe satandan vedört
akçe alandan alınur
Ve hariçten ‘aba veya sığır gönü gelüb satılsa her otuz akçede bir ak­
çe alınur Ve bir araba kavun veya karpuz ve amrud gelüb satılsa dört
akçe bac alınur ve bir ‘araba soğan gelüb satılsa dört akçe alınur ve bir
‘araba tahta gelüb satılsa bir tahta alınur Ve bir araba mertek satılsa bir
mertek alınur Ve bir araba pedavra satılsa iki pedavra alınur
V e un veyahud buğday ve çavdar ve arpa ve erzen gelüb satılsa her
bir müdde bir kile bac alınur
V e koyun boğazlayan yerlü kasab olsa dört koyundan bir akçe alınur Ve
hâriçden bir kimesne koyun getürüb boğazlasa iki koyundan bir akçe alınur
V e Edirneden ehl i dükkân kuru üzüm ve incir getürseler satılsa ‘ara­
basına sekiz akçe bac alınur

Nahiye-i T e k ü rd a ğ ı d e r livâ-i Ç irm en


Meselâ kul ve câriye bey' olunsa bâyi'den ve müşteriden dörder akçe
almur V e at ve öküz ve inek bey‘ olunsa tarafeynden ikişer akçe alınur
V e yerlü kasablar koyun boğazlasalar iki koyuna bir akçe ve hariçten
kimesneler boğazlasalar iki koyuna bir akçe Ve sığır boğazlansa iki akçe alınur
Ve ‘aba ve kepenek ve sığır gönü vesâyir bunlarun emsali bey‘ olun­
sa kırk akçede bir akçe Ve buğday ve arpa ve un vesâyir bunlarun em­
sali bey‘ olunsa yirmi akçede bir akçe alınur Ve bir ‘araba birinç ve ku­
ru üzüm ve incir bey‘ olunsa sekizer akçe alınur V e bir ‘araba tuz ve
kavun ve karpuz ve bunun emsali ve yaş üzüm ve amrud ve elma ve so­
ğan ve sarımsak bey' olunsa iki akçe s u b a ş ı ve iki akçe m u h t e s i b
alur V e bir ‘araba tahta ve pedavra gelüb satılsa bir akçe alınur Ve ‘asel
ve rûgan bey* olunsa bir kantara iki akçe alınur Ve at yükiyle gelüb bey*
olan meyveden her yüküne ikişer akçe baç ahnur vallâhü a'lem ve ahkçm*

LXXV
KANUNNÂME-1 EŞKİNCİ YÂN 1 MÜSELLEMÂN**

İ s ta n b u l B a ş v e k â le t A rş iv i
D e f t e r n u m a ra sı : 9 0 3
T a r i h i : 1 5 3 1 (9 8 8 )

Budur ki pâdişâh ı ‘âlempenâhın seferi veyahud hidmeti vâki' olsa bir


zamandan bir Marta varıncaya hidmet vâkı‘ olsa haraç alan kimesneler ider
eğer zikrolan senede on d e fa dahi hidmet vâki* olursa Ve eğer bir eş­
kinci sefere çıksa veyahud padişahın bir hidmetiyçün hidmete varsa on
günde 1 veyahud on beş günde çeri cem 1 olub yoklansa ba'dehu çeriye des­
tur olsa ol senede sefer ve hidmet olmazsa hidmeti temam olmuş olur
Ba'dehu ahar senede nevbet her hangi müşterekinin olursa ol hidmet ider
Eğer sefer veya hidmet vâkı‘ olmasa yamaklarından aldıkları ellişer akçeyi
beraber kısmet ederiz 3 evvelden kanundır diyü her yıl taleb iderlerse mak­
bul olunmaya Zira4 merhum sultan Mehmed han ‘aleyh-ir-rahmetü velguf-
ran zamanında Mahmud paşanın vezâreti eyyâmında sefer olsun olmasun
müsellem eşkincileri yamaklarından ellişer akçe harçlık her yıl alurlar imiş
Ba'dehu merhum sultan Bayezid han tâbeserah zamanında eşküncilerle ya­
makları arasında münaza'a olduğu ecilden yamaklardan ellişer akçeyi sefer
olmayıcak alınmayub sefer olıycak alına diyü emrolunmış hâliyâ girii ol
veçh üzere sefer olmayıcak alınmayub sefer olıycak alınmak mukarrer kı­
lındı

[*] « 13
l * * ] Ç i r m e n l i v a s ı n a ait

[İJ j i T f2 ] o i- [3] [4] j )


Y Ü RÜ K Â N KANUNU

Kanun ı yiirükân ı Develiizâde ve yürükân -1 Yanbolı v« tatarân ı Yan-


bolı ve tatarân-ı Bozaye 1 ve Akdağ(v ) 2
1. Zikrolan yürükler ve tatarlar defter-i şahîde bir ocakda beş nefer
e ş k ü n c idir ve yirmi nefer y a m a k olur Sefer oldukça yamakların­
dan ‘avârız mukabelesinde ellişer akçe alub sefer iderler
2. Cürümleri ve resmi ‘arûsları defterde mukayyed olduğı üzere suba-
şılarınındır
3. Sefer vâkı‘ oldukça yürükler yamaklarından ellişer akçe alurlar Am­
ma sefer olmayıcak almazlar
4. Subaşılar ve çeribaşılar sefer olsun olmasun ellişer akçeyi yamakla­
rından alurlar Zira anlar sipahi kısmındandır Ellişer akçe üzerlerine ha­
sıl kayd olunmışdır
5. V e sefer oldukça beş nefer eşkünciden kangisi eşerse k o y ı ı ı ı r e s ­
m ili virmezler
6 . Ve mademki ellişer akçeyi yamaklar edâ idelar teklîf-i ‘avarız hilaf ı
emirdir
7. Eşküciden ve yamakdan ve eşkünci yamak evlâdından birisi bir sû
retle doğancı olsa yine eşkünciliği ve yamaklığı mukarrerdir Sâhib-i be­
rât olmak ile halâs olmaz Eşkünci evlâdından ise yine eşkünci yamak
evlâdından ise yine yamakdır cürüm ve cinayet yine yürük subaşısınmdır
Nihayet berâtında ne hidmet emrolundiyse anı dahi eyleye Berât 3 bahane­
siyle bilkülliyyen cinsinden ihraç olunmak memnu'dır Ve zikrolan tâyifenin
evlâdından birisi yağcılığa veya küreciliğe veyahud raiyetliğe veya tuzcı-
lığa veya çeltükciliğe yazılsalar vech i meşruh üzere cinsinden çıkmaz
Şöyle ki il defterinde dahi gayrı yere yazıldı ise yürüklüğin ve yamaklığın
dahi ide V e yazulduğı yerün hidmet i her neyse anı dahi edâ ede

[1] [2] fcddi [3] ( ? ) wTjp


8 . Ve yürük ze'ameti serbestdir Rüsûm ı serbestiyesine subaşılarından
gayrı kimesne dahlitmek hilâf-ı emirdir
9. V e yürüğe toprak olmaz her kande olursa gezer gezende olmağla
kanunlarından hâriç nesne almmıya Ve sahib i ‘özür olan yürükler subaşı-
sı ma'rifetiyle bedel dutmak emirdir Amma ‘özri olmayanlar bedel dut-
mak hilâf-ı emirdir bedel makbul değildir Ve şol yürük ki emri i şahî ile
* sefer oldukda nevbeti olub eşmiyenleıin siyasetleri kendü subpşılarınmdır
ahar kimesne dahi itmeye
10. Kıdvet tül emâcid vel a'yân Na‘l Döken yülükleri 2 subaşısı Musta­
fa zeyde kadrülıu'^ya tevkı'i refi‘-i hümayun4 vâsıl olıycak ma'lum ola ki ha­
lâ subaşılığına tâbi 1 olan Na‘l Döken yürükleri eşküncilerinin ocakları mü-
ceddeden tahrîr olunduktan sonra cuz’î zamanda eşkiinci tâyıfasının ekser
yamakları fevt olub ocakdan ocağa ancak yedişer sekizer nefer yamakları
kalmakla bu def‘a yürük ocaklarından mîri içün cem' olunacak altışar yüz
akçe cem‘ ve tahsil itmekde küllî ‘usret 5 çekildiiğine Zağrâ i ‘Atik kadı­
sından ‘arz idüb vakı‘ olan kusur ve noksanların seıı kerıdiin tahrir ve tekmil
itmek babında istid'ay i ‘inâyet itdüğin ecilden muharrir-i sâbık olub divân ı
âlişânım kâtiblerinden olan iftiharü erbâb it-tahrir i vel kalem kâtib Mustafa
ziyde kadrühü subaşılığa tâbi* olaıı yürük tâyifesin müceddeden tahrir idüb
defterlerin teslim itmek üzere olmağın müşar ün ileyhin müceddeden tahrir
itdiiği dtftcr i cedid ile bir cild defter-i ‘atik sana mühürlü kise ile teslim
oluoub ve ‘umûmen yürük eşküncileri uzak seferlere ve ağır hizmetlere is­
tihdam olundukları ecilden mezîd i merhamet i husrevânemden beşer nefer
ziyade yamak ‘inayit idüb berveçh-i isti'câl yazduğın defter-i cedîdı âsıta-
ne i se'adetime getürüb teslim eylemek emreyleyüb buyurdum ki hükm-i
şerifim vardıkda emriın üzere müşarünileyh muhaırir i sâbıkdan yazduğı
defter i cedid ile bir cild defter i ‘atik alub varub mahallinde subaşılığına
tâbi* olan yürük tâyifesinin vâkı‘ olan kusur ve noksanlarının yine tâyife-i
mezbûrenin evlâdından ve azadlu kullarından ve yürük kapusında iymâne
gelen Abdullah oğullarından ve yürük arasına girüb mütemekkin olan Ana­
dolu tâyifesinden bilcümle kimsenin yazılu ve niza'lusı olmayan tâyifesin-
den her ocağın yamağı yirmi beşer nefer olmak üzere müceddeden tahrir
ve tekmil idüb yazduğın defter i cedîdi berveçh i isti'câl âsitâne i se'ade
time teslim eyleyesin Ammâ hîn i tahrirde onat veçhile mukayyed olub
hılâf ı cins olan kimseleri yürüğe halt eylemekden ziyade ihtirâz eyleyesin
Şöyle bilesin ‘alâmet i şerife itimad kılasın Tahriren fî evâhir i şehri-
Zilhicce tiş şeıife Sene ihdâ ve tis'în ve tis'amie 6

[1] [2] £ s j J-i [3] [4] j j l * ç j j £•*f


11. Bundan akdem yürük tâyifesinin haymanası subaşılarına tnahsul
kaydolunub eski defterlerde mukayyed iken sonradan bir tarikle re f‘ olu-
nub yerlerine bedel muayyen yamak virilmekle yürük tâyifesi ol zamandan-
berü zabt olunmayub defterde isimleri mukayyed olandan ma'dâsmdan re s ­
mi lıayınann alınmamakla yürük cinsinden olanlar ma'lum olmayub yürük
haymanası hilâf ı kanun kendülerin ahar tâyifeye ilhak itdirmekle mukadde-
mâ divân-ı hümâyûnım kâtiblerindan kâtib Mustafa ziyde kadrühû Na‘l D ö ­
ken yürüklerin tahrir itmeğe vardukda mevcud haymana konulmamağla tek­
milinde küllî ‘usret çeküldüği pâye i serîr i a‘lâya 'arz olundukda gjrü ber-
karar ı sabık yürük zabtı içün resmi haymana beş bin akçe mahsul kay­
dolmak fermânım olmağın sâbık Na‘l Döken subaşısına ta'yin olunan mu
‘ayyen yamakdan yüz nefer yamak ki beş bin akçe mahsul yazılmış ya­
makları içinden ifrâz olunub ocak bağlanub... (*)
LXXV1I
K O C A C IK YÜ R Ü K L E R İ KANUNU
l ş t a n b u l B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D e f t e r n u m a r a s ı : 197
T a r i h i : 1 5 8 4 (992)

1. Çün hazret i ‘izzet celle zikrühû salât'ın i ülilemir ve havakîn-i zül-


kadri 'âmme-i ‘ibâd üzere mümtaz kılub umûr-ı cumhur ı kâffe i r e ‘aya ve
tenfîz-i alıkâm-ı cümle-i berâyâyı eyâdî i iktidarlarına tefviz eyledükde a‘-
vân-ı ecnâd ve erbâb ı cıhâtdan her sanî'i bir emre ta'yin idüb hususa ki
ehâlî-i ehbiye hakkında sâdır olan âyîn i devlet i hâkanî ve kavânîn-i
Oamani ve ferman i ‘âlîşân ı zili ı rabbani budur ki 1
2. Meselâ defteri ‘atik i şahide eşkünci yürük ve tatardan ferman-ı sâ
bık muçebince yirmi beş neferi bir ocak beş neferi be nevbet eşkinci yirmi
neferi yamak mukayyed iken dokuz yüz doksan iki sene Rabi'ül-aharının
evâilinde her ocağa beş nefer ziyade kayd olınmak ferman olınmğın ber
mûceb-i ferman ı ‘âli otuz neferi bir ocak beş neferi be-nevbet eşkinci yirmi
beş neferi yamak kayd olub sefer-i hümayun ve hizmet i padişahî vaki olduk-
da nevbetlü eşkinci yamaklarından ‘avarız ı divâniye mukabelesinde kanun ı
kadîm-i sultanî muktezâsmca ellişer akçe harçlık alub sefer iderler Hidmet
ve sefer olmayıcak eşküncü yamaklarından nesne almazlar
( * ) 10 ve 11 n u m aralı k ı s ı m l a r 4 4 7 n u m a ra v e 9 9 3 ta r i h l i d e f t e r d e n a lın m ış tı r .

J ûş!»!>U o j ' i Jj- i ı j.k>- [2] [1]


j l 'j M*- Uoj W jy \ jbf »jjjl
ı-jj.A ıl o^*»ı »t/ * I j j ıl ı>-\ ö l^ c l

j i jC® »JU*.- J U I «f"


Jİ»
3. Amma subaşılar ve çeribaşılar her yıl Mart iptidasında alurlar t i -
râ bunlar sipahi kısmındandır subaşılar ve çeribaşılar her yıl aldıkları bâ-
‘isden müzevveclerinden ellişer ve mecerredlerinden yirmi beşer akçe res­
mi yamak alurlar eşkiinciler eşdikleri vakit hidmet mukabelesinde olmağın
müzevvec ve mücerred itibârı itmeyüb ellişer akçe resmi yamağı teuıam
alurlar
4. Ve bir yılda iki defa hidmet vâki olsa yamaklar ellişer akçe rüsû-
mı heman bir kerre vireler tekrar hidmet vaki* oldı diyü teklif eylemeyeler
5. Hidmete varan nevbetlü eşkinciler yamakdan cem* olan ellişer ak­
çe (yi) taksim eyleyeler
6 . Mademki yamaklar ellişer akçe rüsûmı eda ideler teklîf-i 'avarız hi­
laf- ı emirdir
7. Ve cürüm ve cinayetleri ve resmi ‘arusiyeleri ve sâyir bâdihevâları
kendü subaşılarınındır
Sefer ve hidmet vaki' oldukda beş nefer eşkinciden her kangisi eşer
ise koyun resmi virmez eşmedikleri yıl üç koyuna bir akçe virirler
9. Ve sahib-i ‘özür olan eşküncüler subaşıları ma'rifetiyle bedel tut­
mak emirdir Marîz hususında bedel makbul değildir denilmeye
1 0 . Eşkinciden ve yamakdan ve evlâdından birisi bir suret ile doğan-
cılığa ve tovicalığa 1 veya gayrı hususa yazılub ehl i berât olsalar yine eş
kinciliği ve yamaklığı mukarrerdir Ehl-i berât olmağla halâs olmazlar Ni­
hayet berâtlarında her ne hidmet emr olundı ise anı dalıi eyleyeler Berât
bahanesiyle bil kül liy ye cinsinden ihraç olunmak metnnu‘dır Bunların gibi­
lerin dahi cürüm ve cinayetleri ve resmi ‘arusiyeleri ve sâyir bâdihevâları
kendü subaşılarınındır
11. Ve zikrolan tâyifeden birisi bir veçhile ser'askerliğe ve miisellem-
liğe ve çeltükçiliğe ve tuzculuğa ve yağcılığa ve küreciliğe ve akıncılığa
yazıtsalar vech i meşruh üzere c İnsinden çıkmazlar Şöyle ki vilâyet def­
terinde dahi gayri yere yazılsalar yine eşkinciliği ve yamaklığı eyleyeler
12. Ve eşkinci tâyifesinden ba'zı pîr i fânî veya müflis olub hidmet-i
padişahiye iktidarları olmayub ve yerine yazılmağa yarar oğlu dahi olmasa
eşkincilikden feragat idüb yamak olub yamakdan yararcası eşkinci oğulları
ve karındaşları yamak olmak kanun ı kadîmdir
13 Ve tâyife i mezburenin ‘utekası ve hâriç vilâyetden ve Anadolu-
dan gelüb aralarında teehhül idüb kimesnenin defterine yazılu ve niza‘lı
olmayanlar ve kapularında teehhül idüb kimesnenin defterine yazılmayub
ve kapularında hidmet iderken iymâna g<“lüb tavattum idüb kalan Abdullah
Oğulları yürüğe halt olub eşkinci ve yamak yazılmak kanun-ı kadîmdir

li]
14. V e yürük ze'ameti serbestiye (...) ve r Ü S l î m i serbesliıje&ıne sancak
beyleri ve gayrı dahi eylemek hılâf ı emirdir Meğer ki cürm-i galizi olub
salbe ve kat‘-ı ‘uzva müstahak olanları hükm i kadı lâhık oldukdan sonra
kendü subaşıları ma'rifetiyle şena'at eyledükleri yerde sancak beyleri ve
yerlerine duran âdemleri günahlarına göre siyaset eyleyeler Bedel i siya­
set nesnelerin alub salıvirmeyeler
15. V e şol eşkinciler ki erar i padişahı ile sefer ve hidınet vaki' olub
nevbetine eşmese siyasetleri kendü subaşılarınmdır Sancak beylerinden ve
gayrından kat‘â kimesne dahi ve te'addî eylemek hılâf ı emirdir
16. Ve yürük lâmekândır Ta'yîn i toprak olmaz Her kande dilerlerse
gezerler
17. Gezende 1 olmağla tutdukları yava ve kaçkun her kande tutarlarsa
m ü jd e g â n e s i ve müddet-i ‘örfiyesi temam olanlarım tasarrufı kendü subaşı-
larıntndır
18. Ve resmi ‘arûsiıje babında dahi bâkire ile seyyibe ‘alessevâ2dır
toprak ‘itibarı olmaz
19. Ve şol yürük ki konar ve göçer olmayub bir yerde temkin idüb
çifte ve çubuğa mâlik olsalar temam çiftlik yer tutan on iki akçe ve nısıf
çiftlik yer tutan altı akçe resmi çift sahib-i timara vireler
20. Ve öşür getürmek kangi karye sınurunda vâki' olursa ol karyede
ola sipahi anbarına iledeler gayrı yere iletmeyeler
21. V e çifti olmayan müzevvec yürükler oturdukları karye sipahisine
tımar sınırında ba'zı müddet tevattun idüb zira'at eylediklerinden sonra
göçüb gayrı yere vardıkda sahib i timar sayir re'aya gibi cebrî (yer) ine ge-
türmeyeler (altışar akçe resmi duhanı vireler Ve zikrolan tâife timar sınu-
rında ba'zı müddet tavattun idiib ziraat eyledüklerinden sonra göçüb gayrı
yere vardukda sahib i timar sâyir reaya gibi cebrî yerine götürmeyeler) ve­
ya çift bozan resmi diyü nesnesin almayalar Zirâ yürük lâ mekân olmağın
bunların gibi teklifâtdan berilerdir
22. Ve eşkünci tatar tâyfesi dahi bu minvâl üzere mukarrerdir
23. Ve zikrolan tavâyif ecnâs i muhtelifedir Kendü cinsinden gayrıya
ve müselleme ve eşkinci ve yamak yazılmaya
24. Ve yürük tayifesinin hariç ez-defter olan haymanları defter-i ka­
dîmde subaşılarına hasıl kaydolunmış idi Hâliyâ zikrolan yürük tâyifesi
tahrîr olunub âsıtâne i se'adete ‘arz olundukda rüsûm ı haymanaya bedel
mezbûr yürük haymanasından yamak ta'yin olunmak ferman olunmağın vech i
meşrûh üzere difteri cedide kaydolundı ki minba'd yürük subaşıları kendü-
lere yamak ta'yin olunandan ma'dâ yürük haymanasına dahi ve te'aruz ey-
lemeyeler
İsta n b u l, B a ş v e k â l e t A r ş i v i
D e f t e r n u m a ra sı : 7 3 2
T a r i h i : K a n u n î S ü l e y m a n d e v ri

1. Voynuğun haraç ve ispencesi ve baştinesinde eküb bicdüğinin öş­


rü ve öşr-i kovan ve resm i hınzırı ve koyun varsa yüz koyuna değin r e s m i
ma'füvdir Ammâ yüz koyundan ziyâde olsa ziyadesinin iki koyuna bir ak­
çe resim alına Ve baştinesinden ziyade gayrı yerde ve sipahi timarların
da ziraat eyleyecek olursa ve bağ dikerse kanun üzere öşrün ve salâriye-
sin virür ve ‘avârız-ı divâniyeden mu'af ve müsellemlerdir
2. Sâl-be-sâl nevbetlüsi sefer i hümâyûn hidmetin edâ eyleyüb andan
gayrı sancakbeyleri ve vilâyet subaşıları mezkûrlara arpa salmak ve çayır
biçdürmek ve hidmet itdürmek nıemnu'dır Ammâ mezkûrlar sefer-i hüma­
yuna gelmeyüb istabl ı 'âmire2 hidmetinden ibakat 3 eyleyecek olursa ba‘d-
et t e ’dib hassa-i hümayun için üçeryüz akçelerin alalar
3. V e bir voynuk günah işlese kadı huzunnda te’dib olundukdan son­
ra çeribaşı hakkından gelüb kanun üzere cerimesin ala Sancakbeği dahley-
lemeye illâ meğer ki salbe veya kat 1 ı ‘uzva müstahak ola -
4. Ve mezkûr voynuklara üçer üçer yamak bağlanmışdır Ve bu üç
voynuk yılda onaltı akçe gönder akçesi4 virmek kanundır Ve sefer nev-
beti kangısınııı olursa altı akçesin ol virir ve ikisi beşer akçe virirlerimiş
Hâliyâ rİİSlînil gönder kadîmden sancakbeğinin olmağın girü sancakbeğine
hâsıl kaydolundı mevsim 6 İspence eyyâmıdır ispence cem* olundukda alına
5. Ve mezkûr voynuklar defteri köhnede müteferrik yazılub ve evlâdı
da bulunduğı üzere cem' idüb yüz elli mıkdar karyede kırkbeş bin akçe
hasıl bağlanub Mahmud nâm subaşıya virilmiş imiş Müteferrik olunduğı
sebebden zabtına kadir olmayub feragat eylemiş Ba'dehu pârelenüb sipa­
hilere hisse tarîki üzere tevzi* olunmış Hâliyâ mezkûr tâyifeden mütefer­
rik yazılmış olmağın beşbin akçelik timarlı bilinmeyüb 6 ma'dâsı zâyi‘ bu-
lundı Hâliyâ mezkûrların ahvâli arz olunub şol voynuk köyleri ki müsta
kil voynuklardır ve şol karyeler ki voynuğı raiyetden zâiddir kırkyedi pâ-

[1] J U j j [2] [3] «Jkl [4] j * / ' [5]


[6 ] (bulunup?)
re karye ifrâz olunub anların evlâdı ve haymanadan gelüb mütemekkın
olan köyler cem 1 olub padişah ı ‘âlempenâh hazretlerinin emr i şerifleri ile
has oldı şol maslahat içiin ki mezkûr voynuklardan fevt olsalar veyahud
pir olsa veya mariz ve ma'lûl olsa hizmete kadir olmasa anların yerlerine
mezkûrların yararlarından voynuk yazub haracdan ve rüsûmdan ihraç eyle-
yeler Tâki sipahinin timarına bunların noksanları tekmilinden zarar olma-
yub ve cemi' zaman ile voynuğun cem'iyetine sebeb ola V e şol voynuk-
lar ki müteferrik her köyde iki ve üçdür ma'a ziyâde (tin) ve noksan rai-
yeti ile karışub sâkin olmuşlardır Anların evlâdı sâkin olduğı karyede ra*
iyet kaydolundı Minbâ'd mezkûrlarından voynuk kaydolunmaya Meğer ki
defterden hâriç oğulları ve ta'allukatı buluna Anlar kaydoluna tâki sipahinin
timarına noksan gelmeye Ve eğer oğulları ve ta'allukatları bulunmayub
gedikleri lıîlrıç kalacak olursa yukarda mezkûr olub hassa-i hümâyûn için
alıkonulan voynuk evlâdından tekmil oluna
6 . V e mezkûrân voynukların evlâdları atalarile olursa haracdan gayrı
heman yikrimibeşer akçe ispence vire Ve eğer müzevvec olub atalariyle
olur ise yirmibeşer akçe ispence ve oniki akçe giı/dh ve İlime 1 ve otu*
akçe resini llâll2 vireler V e eğer müzevvec olub ziraatı başka olursa res-
m i nân elli akçe vire Ve kovan varsa öşrün vire V e canavarı 3 olursa
ikisine bir akçe hisabı üzere rüsûm vire Ve ataları üzerine yazılan baş-
tineden zâid eğer bağları var ise kanun üzere öşrün vire Ve eğer voynuk-
dır ve zevâyid i voynukdır yabandan fuçı ile hamir getirüb safsalar voy
nuk olucak olursa çeribaşına onbeş akçe resmi fııçı4 vire Ve eğer evlâd
olursa eğer has için tefrik olandan ise fuçı resmi has için zabtoluna Ti-
mara ta'yin olunmuş ise timar sahib (i) zabteyleye
7. Cürüm ve cinâyet kezâlik voynukın cerâimi çeribaşının ve evlâdı­
nın cerâimi hassa-ı hümayun için ta'yin olunanın hassa zabtolunub timara
ta'yin olunan timar için zabtoluna
E l’ân pâdişâh ı ‘âlempenâh hazretlerinin emr i şerifleri bu minvâl üzere
sâdır oldu ki :
1. Vilâyet defterinde yazılan timarlar hâlleri üzere dura Bir timar
bir rimara ve bir timardan bir karye âhar timara katılmaya Ve tezkirelû
tımarları bozub tezkiresüz olunmaya ve tezkiresüz tezkirelû olunmaya
2. Ve bir timar mahlûl olsa ol sancakdan ma'zul arayalar Eğer ol
sancakdan bedel ma'zul bulunmaz ise âhar sancakdan tâlib olan bedellû
ma'zule virile Ammâ şol şartla virile ki ol timara mutasarrıf olduğı ez-
mânda gayrı sancakda oturmaya gelüb sancağında otura Şöyle ki bir âhar
sancakda otura sebeb i ‘azl ola Ve eğer bir timar veya bir ze'amet mah­
lûl olsa olmikdar ze'amet veya timar virecek kimesne olmasa iki kişiye
virile
3. Ve zikrolan emre muhâlif vaz‘ olunmaya Eğer olacak olursa def-
terdâr beylerbeğiye tenbik eyleye Eğer beğlerbeği musir olub defterdara
yazın ben cevabın virürin dirse defterdâr yapmaya Şöyle ki hilâf ı emrolan
husûsi yaza defterdâra sebeb i ‘azl ola
4. Ve subaşıların ve sipahilerin cüz’i bahâne ile timarları alınmaya
Meğer sefer-i hümâyûna varmaya ve yahud kati i nefs idüb sancakbeği ve
kadı mektularıyle malûm olmuş ola O l vakit zikr olan mektublar lııfzolu-
nub timarın âhara vireler Sonradan sipahi ve yahud subaşı gelüb bu ce­
rime benden sâdır olmadı diyü şikâyet eyler ise ol mektublar ile cevab
vireler ve eğer mezkûrlara zikrolan kaziyye telbîs ile mektub virilmiş ola-
lar sancakbeği’nin ve kadının dahi ‘azline sebeb ola
5. V e sipahi’nün bundan gayrı cerîmçsi vaki* olursa şer' ile ve kanun
ile lâzım olduğı üzere kadı ma'rifetiyle sancak beği hakkından gele Der-i
devlete ‘arzolunması lâzım oldukda vuku'ı üzere ‘arz oluna
6 . Sancağın subaşıları ve sipahileri götürüşü sancakda olalar Sancak-
dan gayrı yerde olmayalar Şöyle ki hâriç sancakda olalar sebeb i ‘azl ola
7. V e zikr olan timarın ve sancağın raiyeti bir karyeden kalkub bir âhar
sipahinin timarına varsa ol timarına varan s;pahi teftiş eyleye kangi köy­
dendir ma'lûm edindikden sonra ol sipahiye ve köyliye haber göndere G e­
lüb ol raiyeti alalar veyahud yakın yer ise bir âdemi ile göndere ve illâ
mukayyed olmayub mahzâ diıli'in l'usûınıııuı veyahud ziraat eyledüği a‘şara
tama’ eylerse mucib i ‘azl ola
8 . V e subaşıların ve sipahilerin ve hisar erenlerinin timarlarına hariç
ez-defter müslümanlar ve kâfirler gelseler sancakbeği veya gayrılar ge­
lüb mezkûr gelenlere mule'ârız olmayalar Hukuk-1 şer'iye sin ve rüsû-
m ı örfiyesin sahib i timâr olanlara sâyir reayadan aldukları üzere alalar
Tâ vilâyet yazılınca haym-anadır senin yazılu raiyetin değüldir diyü dahi it
meyeler Zirâ anlar sancakbeğine ve gayrıya hâsıl yazıl.namışdır Bulun­
duktu bulunduğı yerde sâh’ıb i tımarın olmak bııyurulmuşdır
Ve livâ-i mezkûrde ze'ametlerden ve çeribaşıları timarlarından ve diz­
darlar timarlanndan gayrı sipahiler ve hisar erenleri tımarlarının nısf ı ni-
yâbet muhâfezat ı vilâyet içün kadîmden sancakbeğlerine hâsıl keyd olı
gelmişdir Cerime almalı oldukda kanunnâmeden ziyade cerîme almayalar
Kanun üzere ta'yin olan cerâyimin nısfın sancakbeği ala V e nisf ı âharın
sah ibi timar ala Şöyle ki sancakbeği adamlerı veyahud sahib-i timar ce­
rimeyi kanundan ziyâde alalar kadı men' idüb- aldırmayalar Eğer men*
olunmazlarsa dergâh ı mu'allâya ‘arz ide
10. Ve serbest olan subaşıların ve çeribaşılarinın ve dizdârlarun Umarla­
rına sancakbeyleri dahleylemeyeler Meğer ki bir kişi salbe veyahud kat‘-ı
‘uzva müstahak ola ol vakit kadı ma'rifetiyle sancakbeği adamlarına si­
yaset itdüreler Siyaset olmalu oldukda yerinde siyaset oluna Ahar kadı­
lığa ve gayrı yere iletdiıilmeye Ve siyaset iderüz diyü kimesnenin nesnesi
alınmaya Ve bir kimesnenin zikrolan serbest timarlarda salb veya kat-‘ı
‘uzuv lâzım gelmeden gayrı cerimesi vaki* oldukda subaşı hakkından
gele Sancakbeği adamı siyaset iderin diyü dahi eylemeye Eğer eyleye­
cek olur ise vilâyet kadıları men' eyleyeler Eğer memnu' olmazlar ise de-
gâh-ı mu'allaya ‘arzeyleye ki gereği gibi hakkından geline
11. Ve zikrolan sancak mukaddema kitâbet olundukda hâlî ve ıssuz
yerleri çoğ olub ve karye ve karyelerinin mukarrer smurları olmamağın
kovan rüsûmin üç sınıf eyleyüb sülüsün sancakbeğine ve sülüs i âharm
kurbında ze'aıııet vâki' olmış ise s u b a ş ı sına Ve sülüs i âharın t i m a r
e r i ne Ve eğer kurbında ze'amet yok ise sülüsânın sâhib-'ı timara hasıl
kaydeylemişler Ba'dehû mürûr ı zaman ile ol ‘âdet bozulub bir kovandan
bir akçe sancakbeği ve bir akçe sahib-i timar almak ‘âdet idilüb bir kimes­
nenin kovanı olsa bir sancakbeği adamı varub resmin cem* idüb ve bir ti-
mar eri dahi cem' eyleyüb ve ze'amete sülüs kaydolan yerlere subaşı dahi
dahleyleyüb kovan gerek iyi olsun gerek yaramaz olsun rüsûmın ma'a zi-
yâdetin cem* eyledükleri ecilden halk kovan beslemekden vazgelüb kovan hak­
kında fâhiş zarar ırişüb ve halk ziyâde müteşekkî oldukları sebebden götü­
rü sahib-i timara bııyrulub on kovanda bir kovan virmek emrolunub ve
eyi kovandan eyüsin alub ve yaramaz kovandan yaramazın ala akçe taleb
eylemeye Eğer kovan ondan eksik olur ise bir kaç kimesne mahzarında
bahaya tutalar on akçede bir akçe alalar V e kovan hakkında sancakbeği­
ne hâsıl kaydolunmayub kovan riisûmından ilırâç olundı Min ba'd üvây ı
mezkûre sipahilerinin resmi kovanına sancakbeyleri dahleylemeyeler Eğer
dahleyleyecek olur ise kuzat men‘ eyleyeler Eğer memnu' olmaz ise der-
gâh-ı muallâya ‘arzeyleyeler
12. Ve İspence. mevsimi 1 Mart iptidası ola Martın evvel günü kimin
tahviline düşerse İspençe anın ola
13. Ve koyun lıukktmn mevsimi Abrildir Abrilin evveli kime düşerse
koyun hakkı anın olur Ammâ rüsûmın koyun dölün dökdükten sonra cem'
ideler Ve koyum kuzusiyle sayub iki koyuna bir akçe resim alalar Zi­
yade almayalar Eğer alacak olur ise kadılar men* ve def‘ eyleyeler eyle-
miyecek olur ise mücrim olalar
14. Ve zikrolan vilâyetde Yunanlılar ıstılahınca kâfirler âyin-i din2 dir-
ler bir günleri olur ol vilayetin keferesi ol güne ziyâde mu'tekidlerdir ol
gün gelicek ol vilâyetde cemi* kovan oğlun çıkarub eyleyecek 3 balı temam
eylerimiş Ol gün kimin tahviline düşerse kovan hakla anın olur imiş Gi­
rü kemâkân öyle olmuşdır ki ol gün erişmeyince kovan hakkı cem' olun­
maya Ol gün kimin tahviline düşse kovan hakkı anın ola
15. Ve otluk cem 1 olunmasının mevsimi 1 çayıra orak girdikde evvelâ
her nahiyenin çayırına orak ne zamanda girür ise otluğı ol zamanda cem'
oluna Otlllk resmin kadılar ol nahiyede orak çayıra girdüği gün kangi
sipahi tahviline düşerse ana hükmideler
16. V e resmi âsiyâb zikrolan vilâyetde harman götürüldükden sonra
cem* oluna Yerde harman varken cem* olunmaya Harman götiirüldüği
eyyâm kangi sipahi tahviline düşerse resmi âsiıjüb ana hükmoluna
17. Ve bağçe öşrıl meyve ağaçdan devşirdüğı4 ve bostan bozulduğı
kangi sipâhi tahviline düşer ise öşr i bostan ve meyve ana hükmoluna
18. V e Öşrü bostan evleri öniinde ve havlıları içinde azacuk dikseler
veva kendülere yemeklik içiin sebzevât ekseler ikişer akçe öşrii bostan
alma Zirâ ta'şir olunmağa kabil değüldir Ekmese nesne alınmaya
19. V e harman M e v s i m i n d e zikrolan vilâyetin kanun ı kadîmes'ı üzere
her müzevvecden sipahisine bir tavuk ile bir boğaça 4 alına Ve tavuğı ol-
manandan bir akçe alına Ve gayrı eyyâmda tekrar tavuk ve boğaça 1 alın­
maya Sipahi veyahud subaşı veya sancak voyvodası köyüne varsa güçle atına
yem ve otluk ve koyun ve tavuk taleb eyleyöb evden eve salgım 2 salma­
ya Eğer ol köyde taleb eyledüği nesne bulunursa akçesiyle ve rızalariyle
satun ala Bulunmaz ise elbetde bulun diyü teklif eylemeye Ve illâ kadı­
lar men1 eyleyeler men' ile memnu' olmazlar ise dergâh ı mua'allâya ‘arz
eyleyeler
20. V e eğer kadılar vilâyete zulm olduğın bilüb def' eylamezler ise
ve def' eylemeğe kadir olmadığı vakit dergâh-ı mu'allâya ‘arzeylemeyecek
olur ise sebeb-i ‘azl ola
21. Ve nahiyelerde terekenin bahâsı ma'lûm iken sancakbeyleri ve su­
başılar kurâ halkına eksik akçe döküb arpa salgımı eylemeyeler Arpa
•ksikleri oldukda narh-ı rûzi üzere akçesin virüb alalar
22. V e vilâyete ‘avârız tahmil olunmak himayet-i memleket içün benüm
emr-i şerifimle olandan gayrı câiz değüldir
23. Ve resmi hınzır dahi kovan hakkı devşirüldtiği vaktin cem' oluna
iki canavara bir akçe alına Beslenmiş canavarın birinden bir akçe alına
24. V e hububâtdan hem ö şü r hem s â lâ r iy e alına Öşür ve sâlâriye
müdde ikibuçuk kile olur Sekiz kilede bir kile öşür alınmak hisabı üzere
müdde iki kile öşür ve buçuk kile sâlâriye olur Eğer raiyet terekesin har­
mana getürmeden öşrün sipahisine demed idüb virse yüz demed öşür ve
üç demed sâlâriye olur
25. Ve nuhuddan ve mercimekden ve bakladan ve böğrülceden ve gö­
nülden 3 ve erguvandan ve meyveden ve bostandan ö şiır alına
26. Ve müslümanlarun bağlarından dönümden dönüme dört akçe alına
ta'şîr olunmaya Kâfirlerin şıralarından öşür hem sâlâriye alma yüz med-
reden on medre öşür ve üç medre sâlâriye virmek eınrolunmışdır
27. Ve subaşılar monapolya 4 dutmalu oldukda senenün kangi ayların
dilerse ol aylarda iki ay on gün dutalar Ol zamanda kâfirlerün kübleri
ve fuçıları mühürlenüb kimesneye şarab satmayalar ol zamanda subaşının
şırası satıla
Eğer ol mıkdar zamanda satılmayacak olur ise artuk zamanda mona­
polya 3 dutmaya Ve güciyle monapolya eyyâmında satduğı gibi re'aya üze­

li] ^ [2 ] J j i î U [31 [4j


rine dökmeğe Meğer narh-ı rûzî üzere rızalariyla kabul eyleyeler
28. Ve bir kimesnenin raiyeti ziraat itmeyüb varsa san'at işlese veya
arabacılık veya balıkçılık veya ırgadlık işlese eğer müslüman ise sipahisine
bedel i öşür elli akçe vire ve eğer kâfir ise altmış iki akçe vire Ve an­
dan gayri miislüman ise yirmi iki akçe resmi çift vire ve kâfir ise yirmi
beş akçe ispence vire
29. Ve bir raiyet sipahisinin sınurında ziraat idecek yer var iken ol
yeri koyub varub âhar sipahi yerinde ekse bir öşür sipahisine ve bir öşür
ekdüği yere vire Ve eğer râzı olmazsa gele sipâhisi yerinde eke Ammâ
sipahisinin yeri olmasa ekdüği yere öşür vire
30. Ve hem re'aya öşrünü ve sâ'âriyesini akreb bazara subaşısına ve­
ya timar erlerine iledüvireler Ve hisar erleri re'ayaları öşürlerin kal'aya
iledüvireler ‘özür ve bahane eylemeyeler Eğer iderler ise hükkâm ı vilâ­
yet emr idüb iletdüreler
31. Ve dahi defterde bâdihevû diyü kaydolan cürüm ve cinayet ve
resmi tapu ve haricden gelmiş kimesnelerden altışar akçe resmi duhan alına
32. Ze'ametler ve çeribaşıları timarları ve dizdârlar timarı serbestdir
sancakbeğleri bâdihevâlarına dahi eylemeyeler Ve erbâb ı timar ve mer-
dân ı kıla 1 timarları sabıka meşruhdır Bâdihevâlarının kızlarının resmi ger~
detji sancak beğinindir Gayri kimesne dahi etmeye
33. V e resmi '(iriis kızda altmış ve seyyibede otuz akçe alına Ve
resmi gerdek bir raiyetin kızı çıksa i'tibâr toprağadır resmi gerdek raiyet
sahibine hükm olunur
‘Inâyet ve himâyet-i İlâhi birle kitâbet i defter i livâ-i Silistre temam
olduğunda emr-i psdişahî birle vaki' olan kanun budur ki zikr olunur
1. Sınurı mu'ayyen ve mümtaz olan karyelerin içinde sâkin olan rea­
yanın ve gayrının isimlerin kimin üzerine mukayyed ise ve defter i cedîde-
de her ve bğlandı ise ‘öşürlerin ve bağlanan rüsumların ana vireler Ve
sonradan bir kaç hane gelüb bir mahdûd karye sınurında mütemekkin olsa
ol haneleri il yazıcısı zevhid çıkarub âhare timar virse ol haneler kangi si­
pahi defterinde mestûr ise öşürlerin ve resimlerin ol ala Bu karye mah-
dûd’dır dinilmeğe ‘amel olınmaya i'tibâr deftere ola
V e ba'dehu sancak beği hasları’nın ve subaşılarının ve çeri başılarının
ve sipahilerin ve dizdarların ve hisar erenlerinin ve doğancıların ve evka­
fın ve emlâkin haymanaları üzerlerine hasıl bağlandı Minba'd her kişi ken­
di köyünde olan haymanasın tasarruf ideler
Ve sınurı mu'ayyen karyelerde dahi bir bölük ve bir kaç hane bir si­
pahinin timan olsa kangı sipahinin haneleri arasına haymana girürse ve mü
temekkin olursa ol bile olduğı haneler kimin ise ol hıymanalar dahi anlarun
ola Ammâ sınurlu köy sınurında bir hâlî yerde bir kaç haymana gelüb ta­
vattun itse, ve hâlî yere ziraat itse kadîınî mahdûd köy sahibi ala Ve hay­
manalar hâlî yerde mütemekkin olub ziraatları gayri sipahinin reayası ziraat
ide geldiiği mezari'de zira'at itseler ‘öşürlerin ve rüsûmların sahib-i mezre'a ala
Ve bir mahdûd köyün sınurı içinde bir köy haneleriyle bölünüb ahara
virilse ol virilen köyde olan hanelerin öşürlerin ve rüsûmların ve araların­
da olan haymanaların ol köy sahibi ala
Ve köyünde mütemekkin olan reayanın ve gayrının ziraat idegeldükleri
tarlalarına hâricden kimler ekerse anların dahi öşürlerin ol köy sipahisi ala
V e köyde mütemekkin olanlar mezkûr sınurda her kande ekerler ise öşürle­
rin yine kendi sipahileri ala Ammâ hâricden ekenlerin öşürlerin kadîm smur
sahibi ala
Ve livâ-i mezkûrda müsellem ve doğancı ve yağcı ve küreci ve yürük
ve tatar ve canbaz her kangi tımarda mütemekkin olub ziraat ve hıraset
iderlerse çiftlik tutan çiftlüsi oniki akçe çift resmin vireler Zikrolan tâife-
nin isimleri sahib i timarm defterinde gerek mukayyed olsun ve gerek ol-
masun ziraat ede-n çift dutanlar oniki akçe çift resmin vireler Ben senin
defterinde mukayyed değilim didüklerine ‘amel olunmaya
Ve tâife-i mezkûrûndan birkaçı sipahinin timarında sâkin olsa ve ekse
biçse sahih küreci ve yağcı ve yürük ve müsellem idüğine padişahımız
devrinde yazılan tâifenin defteri cedıdden 1 ellerinde temessükleri olsa be­
yân olunduğı üzere çiftlüsinden oniki ve müzevvec olub çifti olmasa gayrı
kisbe meşgul olanlardan kışladtığı yerde altışar akçe resm i du han alına
Temessüki olmayanlar ra‘iyet kısmındandır şâir reaya gibi yiğirmi iki akçe
bütün çift resmi alına
2. Bir köy ve bir mezre‘a bir sipahinin üzerine hasıl bağlanmış olsa
anda mütemekkin olan kimesnelerden birisi göçüb varub bir hâli kuyuda2
ziraat eylese her kim olursa öşür ve resim yine sahibinin ola Reayadan
ve gayrıdan isimleri bir sipahinin üzerine mestur iken birkaçı veya cümlesi
göçüb varub bir kimesnenin üzerine kaydolınmış kuyu veya arz üzerine
varsa bu bâbda i'tibâr toprağadır öşrin kuyu sahibi ala V e eğer ra ‘-
iyet ise göçeliden on yıldan ziyade oldıysa r a ' i y e t s a h i b i çift b o ­
zan resm in ala V e eğer on yıldan berüde ise sipahisi göçürüb yine y e ­
rine getüre Ammâ defteri cedıdden* ellerinde temessüki olanlar ki sahih
yürük ve yağcı ve küreci ve müsellem ve sâhib i berât ise ihtiyâr elle­
rindedir kande varurlar ise vech-i meşruh üzere vardukları yerlerde
Öşürlerin ve resimlerin vireler Yerinden göçene sipahi dahlitmeye
3 Ve bir kimesne vilâyet yazılalıdanberüa temessüksüz yürük ve
yağcı ve küreci olsa her kande varurlar ise sâyir reaya gibi resimlerin
evvel alan sipahi ala
4. Bir sipahinin tımarında sâkin olan reayadan ve öşür virür kimesne­
lerden bir kaçın bir ah ar sipahi ayardub sipahinden ben eksük alayın di­
şe hâkim-ül-vakt olanlar yine eski sipahisine hiikm idüb ayardan* sipahiye
cerime ‘ad oluna
Ve bir sipahinin üzerine kaydolunan kuyu hâli olsa veya ma‘mul olsa
hâriç sancaklardan herkim gelürse öşürlerin ve resimlerin k u y u s a h i b i
ala
5. Ve s ü r g ü n t a i f e s i n den her kimin tımarında mütemekkin ol­
salar kovanların ‘öşrün ana vireler
6 Ve bir ra'iyet ve gayrı her kim olursa bir hâli yerden ve sahipsiz
çayırdan ot biçse gailesi ‘öşrin kime virürse biçdüği otluğın arabasına
ana 5 ikişer akçe vireler Ammâ bir çayır bir sipahinin üzerine hasıl b a ğ ­
lansa ol çayırdan biçilen otluğın resmin ol ala
7. V e sâyir mustahfızlardan reayadan ve gayrıdan bir taife gelüb bir
hâli yerde mütemekkin olsa hiç bir köye ve bir timara ‘alâkası ve kurbiyeti
olmasa hasılın m ev k u f‘a zaptideler Ammâ bir köy kurbine gelseler ol köy
içdüği kuyudan içseler veya kendüler kuyu kazsalar veya mâ-i câriden
içseler ve her karığı köyün ekinliğine ekseler veya davarları örüsine' kon­
salar ve örülerine 2 ekseler filcümle ‘alakaları olan köy sipahisine öşürlerin
ve resimlerin edâ edeler
8 . V e s ü r ğ ü n t â i f s i n i n Anadoludan göçüb gelenleri ki sürgün
akrabasından olm ayalar anlar kangı timarda mütemekkin ve mütevattm
olalar mütemekkin oldukları karye sahibinin ol evvel kangı köye geldiyse
an'n ola sonra tebdîl-i mekân itmekle tağyir olmaya Ve şol tâife ki Ru-
milinden ola veya kâfirden iymâna gele veya sürgünden gayrının mü-
t e ‘a llıkı ola ve sürgün arasında ola anların sürgünüm didüğine ‘amel
olunmaya Defter-i cedîde mukayyed olmayanlar kangi köyde mütemekkinse
rüsûmın k ö y s a h i b i ala Ve s ü r g ü n s u b a ş ı s ı benüm sürgünümdir
didüğine ‘amel olunmaya Ammâ Anadoludan gelüb livâ-i mezbûre ge­
lüb ak ra b a y -ı sürgün yine sürgün kısmındandır
9. Ve livây-i mezkûrda kovanı olanlardan öşrü ko v a n kaydolundr
Minba'd kovandan öşür alına Ve bir raiyet kovanın kendü sipahisi top­
rağından kaldırub otluk maslahatıyçün aharın toprağına (i)letse sahibi rai­
yet anlarun gibilerün ‘öşürlerin alalar V e alduklarından sonra ol alduğı
kovan öşrinden sahib-i raiyet üç kovanda bir kovan varduğı y e r s a h i bi­
ne resm i otla k vireler Bu hususta sülüs sülüsân ideler Ve reayâdan
gayrisinin kovanı otlak maslahatıyçün ahar yere varsa ‘öşür varduğı yer
sahibinindir göçürdüği köy sahibinin dahli olmaya
10. V e ba'dehû ze'amet ve ser'askerler ve çavuşlar ve dizdarlar timar-
ları serbest olmak kanun ı mukarrerdir Mezkûrûnın tımarlarına sancak
beyi subaşıları ve gayrı kanun üzere olan rüsûm ı serb e stiy e sine dahi it -
meyeler Sipahilerin ve hisar erenlerinin ve doğancıların tımarlarının res­
m i ‘arusları müstekil kendülerindir Ammâ cürüm ve cinâyetlerinin nısfı
sancakbeğinindir ve nısfı kendünindir
11. Ve her köyün d eştbân lığ ı sipahinindir
12. V e siy âset kimesne üzerine hasıl bağlanmamışdır siyaset içün ki-
mesneden bir akçe ve bir habbe alınmaya Her kimin timarında salbe ve
kat‘-ı yed’e müstahak kimesne olursa sahib-i timar götürüb hâkim-ül vakt
emriyle sancakbeği ve sarcak beği hâzır olmazsa yerinde olan subaşıları
siyaset ve salb ids Siyasete ve salbe müstahak olanlardan akçe alınmaya
Alınursa hâkim-ül-vakt olanlar men1 ve ‘arz ideler Minba'd siy â set adına
(edene) bir akçe ve bir habbe alınmaya Şe r' ile ve kanunla ve ‘örf ile
hakkından geline
13 Ve her cerim e kanun ı kadîm üzere alına ziyade alınmaya kan-
gı kadılıkda kanunnâme-i kadîmden ziyade cerime alınursa kadıya cerime
‘addoluna
14- Ve bir köyün ‘öşrü konulacağı anbarı olmasa her köy ‘öşriyçün
anbar yapalar Bu bâbda yağcı ve küreci ve mütemekkin yürük ve sür­
gün her kim olursa s â lâ riy e vireler ve anbar bana buyrulmış (?) değüldir di-
düklerine ‘amel olunmaya Ammâ mütemekkin olmayan yürük tâifesi ki
bir köyde yapılu evleri olmaya göçmeleri mukarrer ola anın gibi göçkün­
ci yürükler anbar yapmada dâhil değüldir Lâkin üç yıi mütemekkin olan­
lar yapalar Ammâ reaya sipahisine bir def'a vefâ idecek kadar anbar
yapsa sonra gelen sipahi anı tâdil ve tağyir itmeye Ve sipahi bu anbar
bana vefâ itmez diyü tekrar raiyete anbar yapdırmaya V e reaya dahi si-
pihiler içün yapdukları anbarı yıkmayalar dâim göreler ve gözedeler ve
meremmet ideler Gasbla bozarlarsa hâkim-ül-vakt olanlar tekrar yapdu-
ralar
Ve bir köy bir sipahinin timarı iken sonradan sancak beğine veya
bir sipahiye ilhak olunsa sancakbeği subaşıları ve gayrı ben terekem i bu
köy anbarına koymazın gelin filân köy an ban n a götürün diyü reayaya
ibrâm itse ‘amel olunmaya kendü köyleri anbarına dökeler Ammâ reaya
öşürlerin akreb bazara iletmek kanun-ı kadîmdir mevsiminde reaya tere­
kesin akreb bazara ileteler
Y ü rük ve eşkinci ve yam ak ve yağcı ve ta ta r tâifelerinin dahi
üzerlerine ‘öşür ve sâlâriye kaydolunmışdır terekesin anlar dahi minba'd
sipahinin anbarına iledeler Subaşılar ve gayrılar akreb bazarı koyub re‘a-
yasına ‘öşürlerin ba'îd bazarlara iletdirmek dilese hâkim ül-vakt olanlar
men‘ ideler akreb bazara iletdiireler
15. V e isp en ç mevsiminde kefereden bir tavuk ve bir b o ğ a ç a 1 alma
16- Bir ra'iyet bir sipahinin yerinde mütemekkin olsa vefâ ider çift­
liği olsa kendü çiftliğin koyub varub aharın yerinde zira'at eylese sipahi
muhtâr ola dilerse yine çiftlüğüne getüre ‘öşrün ala ve dilerse iki ‘öşür
ala Ammâ bir ra'iyetın tarlaları vefâ itmezse ‘âciz olmağın aharın yerin­
de sürse ve sipahisi ana vefâ idecek yer virmeğe kadir olmasa sipahi
heman kendü yerinde ekdüği tarlalarının ‘öşrün ala
Ve bir ra‘iyet kendü çiftliğin terk idiib aharın yerinde, ekse ammâ
terk itdüği çiftlik bunda ma'mul olsa virigeldüği ‘öşrün tarlaların süren
kimesne bunda sipahiye virse iki ‘öşür alınmaya heman yiğirmi iki akçe çift
resm i alına
17. Ve çeltükciler ki ve tuzcılar ki kadîm defterlerde v e defter i ce-
dîdde çeltükci ve tuzcı kaydolınmış ola ve ra‘iyet çiftlüğin dutmayalar
müzevveç olanları dokuzar akçe vireler Çeltükcilerin ve tuzcılarun hiz­
metleri mukabelesinde heman ‘a v â rız d a n m u 'â f olmakdır ve illâ gayrı
“ rüsûmları alına
18. V e muhafazat-ı derbend idenler defterde kaydolunduğı üzere vi­
reler tebdil olunmayub 'a v â rız ı d iv â n iy e den mu‘af ve müsellem olalar
19. Ve ba'zı reaya vardır ‘imâretler yağcılarıdır anlar ra'iyet kısmın-
dandır yerlerinden göçüb her kangi köyde mütemekkin oldılarsa defter-i
cedid ve kanun üzere ber-muceb-i emir anlar ol yere ra'iyet kaydolundı-
lar minba'd evvelki sahibin dahli olmaya
Ammâ hazine-i ‘âmire yağcıları ki akçelerin hâzineye v'rürler anlar
kangi köyde çift dutarlarsa yukaruda zikrolunduğı üzere olalar
20. V e bir husua ki hâdis ola defterlerde kanunnâmelerde mestûr
ve mukayyed olmamış ola her kadılık ia anın gibi vâki* olanları hâkim-ül-
vakıt . . . 2 ve mahkeme marifetleriyle bir d e f a sorub faysal 1 buldurub ve
vuku'ı üzere sicillâtına kayd idüb anın emsâli her vâki* olan kazâyâda
anunla ‘atnel idüb tebdil ve tağyir olunmaya ve kat‘-ı nizâ* ola
21. Ve hububâtdan hınta ve şa'ir ve gâvers 3 olsa öşür ve sâ lâ riy e alı­
na Cümlesi sekizi... gaileden bir müd olur ve bir müdden iki buçuk kile
olur Bâki hububâtda ki nohut ve mercimek ve bakla ve penbe ve ketân-
dır anlardan heman ‘öşür alınur sâlâriye alınmaz
22. Ve serbest timarlarda kul ve câriye dutulsa müseccel oldukdsn
sonra ‘iddet yetişince serbest timar sahibleri elinde hıfzoluna ve ‘iddet
yetişmeden sahibi gelüb ş e r ie isbât iderse hıfz ve nafakasıyçün takdir
olanı ve cu‘u/ 4 olan deve göçınes otuz akçeyi serbest timar sahibleri
alalar Ve ‘iddet yetişince sahibi gelemezse veçh-i meşıuh üzere olan rü-
sumın serbest timar sahibleri y a v a c ı dan a!ub hâkim-ül-vakt ma'rifetiyle
yavacıya teslim ideler Ammâ ‘iddet yetişince yavacı dahlitmeye
23. Ve sahih yürüğin kızı bir def'a bir toprakdan çıksa sahibi arza
to p ra k r e s m i 6 altı akçe vireler Ve yürüğin seyyibeleri yürük ocağından
çıksa resmi yürük subaşısınındır
Ammâ sipahi ve sipahi (?) raiyet ocağından çıksa resm i sey y ib e lik ka­
nun üzere sipahinindir Yağcının ve kürecinin resmi seyyibelerin sahib-i
arz ala Ammâ bâkiresinin resmi bu bâbda yağcı ve küreci ra'iyet kıs­
mından olalar diyü emrolundı Yağcı ve küreci rüsûmı heman ‘avârız mu-
kabelesindedir
24- Ve ba'dehû öşr i k ov an kanun üzere orak mevsiminde alına Ve
resm -i â siy â b ve bid'atı h a n â z îr evvelden alınagelen kanun üzere harman
sonuna alına
25. V e ra 'iy et oğlu raiyetdir ben deftere kaydolunmadım didüğüne
‘amel olunmaya V e vilâyet yazıldukda bir nice kimesne bir köyde mü­
temekkin olsalar raiyet olmamak maslahatiyçün gelüb defter i cedide kay­
dolunmamış olsa ve yine ol köyde sâkin olsalar vayahud kurbinde müte­
mekkin olsalar vilâyet yazulduğı zamanda kangi köyde idiyse anın raiyeti
kısmındandır Hâkim-ül-vakt olanlar hüktn idiib ra'iyet rüsûmın alıvireler
Ve hane-i ‘avârıza halt ideler Rüsûm ı re'ayayı ve 'avârız-ı divâniyei edâ
itmek içün hiyle ve ‘inad idüb adını il ve vilayet defterlerine yazdırmada
te'allül itmiş kimesneler her kande bulunurlarsa hâkim-ül-vakt olanlar tef­
tiş idüb herkim olursa her şahsın ben filan yerde filanın didüğine ‘amel
itmeyüb kangi îâifeden ve kang-i defterden ise defter-i cedıdden temessük
taleb ideler Temessüksüz olanları her kangi kadılıkda i s e ‘avârız hanesine
halt ideler ve mütemekkin olduğı karye sipahisine raiyat resm in alıvireler
Ve şunlar ki ellerinde köhne defterden temessükleri ola ve temessüğünde
ne hizmet emrolunmış ise yine ol hizmet üzerinde ise ve cedîd defterler­
den elinde temessüki olur ise yine evvelki hizmet üzerine olalar gayrı
husus teklif olunmaya
26- Ve bir kimesne ki bir zamanda bir doğancılık timarın tasarruf it­
miş ola veyahud bilfi'il elinde ola eğer ra'iyet ise veya raiyet oğlu olsa
veya ‘utekay i ra'iyetden . . . ( ? ) yine raiyetdir Elinde doğancılık ve do-
ğancılık berâtı olmak raiyetlüğin tebdil itmez Doğancılık mukabelesinde
hizmet doğancılık çiftliiğinin hasılın yiyüb hizmet itmekdir ‘avârızına ve
rüsûm-ı r e ‘ayasına mâni* değildir Ve ‘avârız toprağa müte‘allikdir sahih
doğancı oğlu doğancı olanlar dahi ra'iyet çiftlüğin dutıcak ‘avârız virmek
kanundır Anın gibilere dahi ‘avârız teklif oluna
27. Ve Dobrıca vilâyetlerinde bir tarlanın kökün 1 sökdüm veya bal­
tamla açdım didüğine ‘amel olunmaya zirâ anda ziraat olan yerler üç yıl­
dan ziyade ma‘mûl olmaz Ammâ Balkan dağının berü yüzinde bir tarlanın
kökin söküb veya baltasiyle açmak kanun ı kadîm üzere mukarrerdir Lâ­
kin il k â t i b i gelüb anun gibileri dahil-i defter itdükden sonra anlar dahi
raiyet çiftlüğindendir sahibi ben kökün sökdim didüğine ‘amel yok
28. Ve bir ra'iyet çiftlüğin üç yıl ekmeyüb boz kosa câri olan kanu-
n-ı kâdim üzere sipahisi tapu kanuni üzere tapusın alub ahara vire
29- V e kâfirlerden evvelden «lınugelen kanun üzere bağları bozulduk-
da birer sepet üzüm alına Ve her sipahinin timarı sınurmda olan 'öşr-i
şırasın olıgeldüği üzere sınur sahibi ala
S İL İS T İR E LİV A SI KANUNU

K a v a n în -i hu ceste ây in
Tafsîl-i kaide-i rüsum-ı ‘âide ve ta'y în i kavanîn-i huceste âyîn-i çeri-
de-i cedide budur ki Liva-i Silistireye şâmil ve sipah ve re'aya beyninde
mütedâvildir
1. Hazret-i padişalı-ı ‘âlempenâh yesserallâhü mâyetemennâh ferman-ı
şeriflerde defter-i cedîd-i hâkanîde resm i çift ve resm i m ü cerred ve resm i
d u h an ve isp en ce ve bîv e bu veçhile mukayyeddir ki
Meselâ zu‘amâ ve sipahi ve şâir hademe-i şahî ve eimme ve sâdât ve
tovıca 1 ve ehl-i berât ve eşkünci ve yamak ve müsellem ve tatar ve canbaz
ve küreci ve çakırcı ve şahinci ve atmacacı ve şâir doğancı ve nesi i Ti-
murhan Şeyh ve Medine-i Münevvere ve Buri ( ? ) 2 raiyetleri ve hazret-i Ebî
eyyûb-ı Ensârî ‘aleyh-i rahmet ül-bâr i re ayası ve evkaf ı salâtînin raiyet­
leri ve merlıumân Süleyman Paşa ve Evrenos beğ ve şâir vüzerâ ve ü-
merâ evkafmın perâkende olub sipahi timarında ve gayrıda sâkin
olan r a ‘iyetleri ki defterde isimleri üzere işaret olunmuşdır zikrolan
tavâif-i muhtelife ve hâne-i ‘avarız ve gayr-i ‘avârız olanlar her kim
olursa olsun kankı timarda çift tutub ziraat iderlerse kanun üzere
yiğirmi iki akçe resm i çf'/£lerin ve öşür ve sâlâriyelerin sahib i tim ara
vireler Ve zikr olan tâifenin isimleri sahib i timarın defterinde gerek
mukayyed olsun gerek olmasun ziraat idüb çift tutanlar resm i çiftlerin
bittemâm vireler Ben senin defterinde mukayyed değilin dediklerine
‘amel olunmaya
2. Ve taife-i mezbûreden eimme ve sâdât ve eşkünci ve yamak ve
Tatar ve cambazın ve Timurhan Şeyh neslinin ve küreci tâifesinin ve mu-
‘âfiyetle tovıca 1 olanların ve şâir re'ayânın yetişmiş kaç oğlu var ise her
birinden altışar akçe resm i m ü cerred lerin kimin defterinde ise ol alur
3. Ebnâ-i ra'iyet ve ‘utekay i ra'iyet yine yazılu ra'iyet gibidir
Ammâ âharın ra'iyeti olub ismi üzerinde işareti olanların resm i m ü cerred
leri kimin raiyeti ise anundır
4. Ve sipahinin mücerred oğulları ve mücerred kul oğulları ve timar-
lu tovıcanın mücerred oğulları resmi mücerred virmezler Bunlardan resm i
d u h an dahi alınmaz Heman çift tutarlarsa resm i ç ift virürler Zirâ sipa­
hiye defterde hasıl bağlanmamışdır
5. V e her kimin timarında âlıarm ra'iyeti kışlasa azdan çokdan
öşür virirse andan resm i duhan alınmaz Anımâ öşür virnıeyüb gayrı kâr
ve kisbe meşgul ise kışladugı yerde toprak sahibi altı akçe resmi duhan
alur Eğer kimesnenin ra'iyeti değil ise sipahi sair re'aya gibi haklar Ben
senün defterinde yoğım didiğüne ‘amel olunmaz V e şehirlerde oturandan
resm i du han alınmaz
6 . Ve c i n g â n e taifesi kimin timannda oturub yer tutarsa toprağa
müte'allik öşür ve rüsumı s a h i b i arza virirler şâir rüsumını kadîmden
viregeldikleri vere vireler Bunlardan sipahiye resm i duhan ve rüsûm ı
ra 'iy etd en nesne hasıl bağlanmış değildir Meğerkim defter-i 'atîkde bir
karyede raiyet yazılub kadîmden cemî' öşür ve rüsûmın anda viregelüb
defter-i ‘atîkde raiyet bııtunmağla defter-i cedide dahi raiyet yazılub cemi‘
öşür ve rüsûını hasılda mahsub ola Ol vakit şâir re'aya gibi öşür ve rü
sûmın ra'iyet bağlanan köy sahibi alur
7. Ve defterde esâmî tahtında olan (cim) <:£ » müzevvece ve (mim) « r »
mücerrede işaretdir çifte işaret değildir Gerek müzevvec gerek mücerred
olsun gerek selıv ile (mim) yerine (cim) ve cim yerine (mim) yazılsun çift
tutub ziraat idenler yiğirmi iki akça resm i çift vireler Zirâ defterde mü­
cerred yazılan giderek müzevvec olur Ve müzevvec yazılan kâh olur mü­
cerred olur bir hâl üzere durmaz Heman i ‘tibâr çiftedir ‘Avretin ve sa-
gir oğlının dahi çifti yürüse çift resmin virür Ve defterde a ‘aıâ ve
pîr-i fânî ve müflis ve kötürüm ve marîz yazılanlar dahi çifte mâlik değil­
ler ise hiç nesne virmezler Ammâ çifte mâlik olıcak tutduğı yerlerün ke-
mâkân resmin virürler
8 . V e sahih küreci ve yürük ve müsellem idüğine padişahımız E'az-
zallâlıü Ensârehû devrinde yazılan her tâifenin defter-i cedidden ellerinde
ternessükleri olsa beyân olunduğı üzere çiftlüsi yiğirmi iki akçe ve müzev-
veç olub çifti olmasa gayrı kâr ve kisbe meşgul olanlardan kışladuğı yerde
altışar akçe resm i duhan alına Ammâ temessüki olmayanlar ra'iyet kıs-
mındandır sair re'aya gibi tutduğı yerin kanun üzere resmin virür
9. E l i i c i t a i f e s i n i n müzevvecleri eşküncilerine virdükleri ellişer
akçe ve mücerredleri virdükleri yiğirmi beşer akçe ve yağcı ve küreci taifesi
hızâne-i 'âmireye virdükleri rüsûm ‘avârız-ı divâniye mukabelesindedır res­
mi çifte ve oğullarının resmi mücerredlerine mâni' değildir
1 0 . Ve vilayet yazıldıkdan sonra yürük ve küreci olsa ol câiz değildir
Kime yazıldıysa rüsûmım ol alur
11. Y a ğ c ı ve küreci ra'iyet klsmmdandır Ve ‘i m a r e t y a ğ c ı l a r ı
defter i ‘atikde merfu‘ olub oturdukları yerlere ra'iyet kayd olınub ha­
ne-i ‘avarıza idhal olunmak emrolunmışdır diyü mukayyeddir yine yağcı­
lıkları ref'olunub sipahiye ra'iyet yazıldıkları kemakân mukarrerdir ‘Â d eti
ağ n âm larını miriye virüb sâyir ‘öşür ve rüsûmlarını sipahilerine virürler
12. Ve bir sipahiye hasıl bağlanan kışlanın ve değirmenin ve sâyenin
ve bostanın içinde duran haymana kâfirin ispen ce si kendünindir Ammâ
çakırcı ve şahinci ve atm acacı vesâir doğancının resmi mücerredleri
sipahiye hasıl bağlanmamışdır Zirâ bunların resmi nıücerredlerini ve
resmi ‘arusâne ve cürüm ve cinâyet ve resmi ganemlerini ve yava ve
kaçkun ve beytülmâl ve mâl i gayib ve mâl i mefkudlarını ve sipahi top­
rağından hariç müstakil kovanlığı olanların öşri kovanlarını ve mürde-bahâ
larını emr-i şerifle der-i devletden gelen kullar miri için cem 1 iderler
bunlar defterde müstakil yazılmışlardır Sipahiye heman öşür ve sâlâriye
ve resmi çift virürler
13. Ve bir kimesne ki bir zamanda bir doğancılık tımarın tasarruf et­
miş olsa veyahud bilfi'il elinde olsa eğer ra'iyet ise veyahud ra'iyet oğlu
ise veya ‘uteka-i raiyet ise anlar yine raiyetdir elinde doğancık ve do-
ğancılık beratı olmak raiyetlüğin tebdil etmez Doğancılık hizmeti muka­
belesinde doğancılık çiftliğin yiyüb hizmet etmek ‘avârızına ve rüsûmı r e ‘-
ayasına mâni' değildir Ve sahih doğancı oğlu doğancı olanlar dahi rai­
yet çiftliğin tutıcak resmi çift ve ‘avarız virmek kanundır
14. Ve ş a h i n y u v a d a n ve k a y a c ı l a r ı olan keferenün elle­
rinde berâtları olanlar ra 'iy et baştinesin tasarruf iderlerse öşür ve sâlâ-
riyelerin ve ispencelerin sipahiye virürler diyü defter-i ‘atikde mukayyed
bulunmağla sipahiye hasıl bağlanmışdır Ammâ kendü baştinelerinden
nesne virmezler
15. V e berâtı olmayanlar ve berâtı olanların oğulları ra 'iy et baştine-
sin tutmazlarsa isp en ce lerin ye h a ra ç ların ve müzevvec olanların on iki­
şer akçe resm i h im e ve giyah'\ann zikrolan rüsûm cem'ine gelen kul
emr i şerif mücebince mîri içün cem‘ ider
16. V e isp en c e yiğirmi beş akçedir gerek defterlü re'sya gerek hay­
mana olsun Ammâ ba'zi derbend köylerinde onikişer akçe bağlanmışdır
defterde bağlanan üzere alınur Lâkin sonradan gelen haymana böyle de­
ğildir anlardan yiğirmi beşer akçe ispence ve şâir öşür ve rüsûm bittamam
alınur
17. Ve göçer konar yürük kimin toprağında çift tutub ziraat ider­
lerse öşü r ve s â lâ r iy e lerin ve bütün çiftlik tutanlar yiğirmi iki akçe ve
nim çiftlik tutanlar onikişer akçe ve dahi ekal yer tutanlar dönüm başına
ikişer akçelerin ve yer tasarruf etmeyenler kışladuğı yerde altı akçe resm i
duhan\ar\n s a h i b - i a r z ’ a virürler göçerlerse dahi bunlar yerlerine ge-
türdilmez Ammâ eşkünci ve yam ak bunlar göçer konar değillerdir
Sipahi toprağında mütemekkinlerdir oturdukları yerde sipahiye anlardan
hasıl bağlanmışdır Nihayet cürüm ve cinâyet ve resmi ‘arûsâne ve yava ve
kaçkunların subaşıları alurlar V e resm i bîve altı akçedir Başka evi olan dul
kâfir ‘avretinden alınur
18 Ve resmi çift ve resmi dutıan ve resmi mücerred ve ispence ve
resmi bîve ibtida-i martda alınur
19. Ve ‘öşü r ve s â lâ r iy e hububatdan hınta ve şa'ir ve ‘alef ve erzen
ve çavdar ve kaplucadan on k ile d e bir k ile ‘öşür ve m iid'de buçuk k ile
s â lâ r iy e dir ki sekiz kilede bir kile olur Bâki hububatda ki nohud ve
gırah 1 ve mercimek ve bakla ve penbe ve ketendir anlardan heman öşür
alınur sâlâriye alınmaz Ve sâlâriye vermekde cemî‘ öşür veren beraberdir
20. V e ‘â d eti d erb en d i üzere bağlanan derbend köylerinin müzevveç
olanları tayin olunan boğday ve arpayı kendü kadılıkları kilesile vireler
V e muhafazat-ı derbend idenler defterde kayd olunduğı üzere vireler
tebdil olunmayub ‘avarız-ı divâniyeden mu‘âf ve müsellem olalar
21. Sınurı mu'ayyen ve mümtâz olan karyelerin içinde sâkin olan re­
ayanın ve gayrının isimleri kimin üzerine mukayyed ise ve defter i cedîdde
her ne bağlandıysa öşürlerin ve bağlanan rüsûmların ana vireler Ve hâ-
riçden gelüb toprağında ziraat idenlerin ‘öşri dahi anundır Ve bir mah­
dûd karyenin sınurında bir kaç haneler gelüb konsalar Yine ol karye
sınurında eküb biçüb ve andan suvatlansalar mer’alarında davarları
yüriyü gelse vilâyet yazılınca öşür ve rüsûmın ol karye sahibi alur
Zirâ h a y m a n a her köyde sahibine hasıl kaydolunmışdır Am­
mâ vilâyet kâtibi gelüb zikrolan haneleri ellerinde bulunan tarlalarının
öşürleriyle ve sâyir rüşûmlariyla bölüb allara virse kanun ı kadîm üzere
anunla sınuru müşa‘ olur raiyetlü raiyetin ta‘şir iderler Mer‘a ve suvat-
dan dahi men 1 olunmazlar Ammâ ahardan ol karye sınurında hariçden
ziraat edenlerin öşrüni yine kadîmi köy sahibi alur Hâdis köy sahibi he­
man kendü köyünde olanların ‘öşrün alur a‘şar-ı hariceye dahi idemez
defteri cedidde bu veçhile yazılınışdır Ve müşa* yerde dahi bir karyenin
munfasıl mahallesi hîn-i tahrirde isimleriyle ve ellerinde bulunan tarlalarının
öşürleriyle ve rüsûmlarile bölünüb ahar sipahiye verilse öşür ve riısûmını
ol alur Ve olıgeldüği üzere mer‘a ve suvat ve mezari‘de yine müşterek­
lerdir Ayrılub ahara virilmekle mer‘a ve suvatdan men* olunmazlar Ve
mahdûd mezre'a snıurlu köy gibidir içinde ziraat idenlerin öşri sahib i
mezre'anındır Ve defter-i cedîdde bir mezre'anın hududı yazılmasa karye
iken smurlu dahi olmasa ol mezre‘a karye iken ne mahalde ise
heman yurdlarında ekenlerin öşrü aiınur Ba'îd yerlere tecavüz olunmaz
zira defterde yurd yerlerinde ekenlerin öşrü hisab olunub mezre'aya hasıl
bağlanmışdır Ammâ sınurlu karye olub sonra mezre'a olsa aııun sınurunda
ekenlerin cemi* öşrüni mezre'a sahibi alur Ve her karyenin ekinliği ki bir
birine karışmaya ara yerde ya dağ veyahud su veyahud bir fasıla girmiş
ola ana müşâ‘ denilmek olmaz Bunun gibi yerde geçüb ahar karyenin
ekinliğinde ekenler öşrüni kimin ekinliği ise ol köy sahibine vireler V e
bir köy kendü ekinliklerin koyub köy aşırı ahar karyenin ekinliğinde
ziraat eyleseler anun gibilerin öşürleri kendi köylerinde mahsub değildir
kimin ekinliği ise ana vireler
22. Ve kıızât ve nüvvâb re'aya beyninde nıer'a da'vası içün virdikleri
hüccet sınurnâme değildir sınurnâme oldur ki emr-i şerifle kesilmiş
ola
23. Re'ayadan ve gayrıdan isimleri bir sipahinin üzerine mestûr iken
bir kacı veya cümlesi göçüb varub bir kimesnenin üzerine kaydolunmış
kuyu veyahud arzı üzerine konsalar öşürlerin kuyu1 sahibi ala Ve bir
sipahinin ra'iyetleri vilâyet tahririnden sonra çıkarduğı tarlalar veyahud
vilâyet tahririnde ellerinde bulunan tarlalar ahar sipahi raiyeti eline düşse
anların öjri yine ibtidâ çıkaran raiyet sahibinindir Ammâ kabl et-tahrir
ahar sipahi raiyeti eline düşse hin î tahrirde dahi ellerinde bulunsa ana
taarruz olunmaya
24. Ve bir sipahinin üzerine kaydolman kuyu hâlî veya ma'mul olsa
hâriç sancakdan her kim gelüb anda zira'at iderlerse öşrü toprak sahi­
binindir Ve bir tâife ahar sancakdan gelüb bir hâlî yerde mütemekkin
olsalar ol yer kimesnenün yazılu toprağı olmasa hasılın tnevkuf’a zabt
ideler Eğer hâlî yerde ekmeyüb bir köyün ekinliğine ekerlerse öşrüni
ve tutduğı yerün resmini ol köy sahibi ala sâyîr rüsûmı yine m e v k u f -
c ı’nın dır
25. V e kadimi m er'a ziraat olunmaz cebr ile zira'at olınursa yine
m e r'a mukaddemdir mer‘alığa hükm olınur
26. Ve bir ra‘iyet bir sipahinin yerinde olsa kadîmden ziraat idegeldüği
kendü yerlerin koyub varıb aharın yerinde veya mezre'asmda ziraat eylese
ol asıllardan iki öşür alına Ammâ bir ra'iyet evvelden ziraat idegeldüği
yeri temam zira'at eylese ve aharın yerin dahi zia at eylese sipahi heman
kendü yerinde ekdüğinin öşrün ala Ve bir raiyet kendü çiftliğin terk idüb
aharın yerinde ekse ammâ terk olunan çiftlik bunda ma'mul olsa viregel-
düği öşri tarlaların süren kimesne bunda sipahiye virse iki öşür alınmaya
Hemen yiğirmi iki akçe ç ift resm i alına Ve bir köy veya bir mezre‘a bir
sipahinin üzerine hasıl bağlanmış olsa anda mütemekkin olan kimesneler-
den birisi göçüb varıb bir hâli kuyuda zira'at eylese on yıldan berüde gö­
çeni kaldırıb yazıldığı yere götüreler Ve on yıldan ziyade olanı göçürmek
olmaz oturduğı yerden sipahiye müteveccih olan hükm olınur
27, Ve çeltükçiler ve tuzcılar hizmetleri mukabelesinde ‘av arız dan
mu‘aflardır Defterde bağlanduğı üzere öşür ve rüsûmın virürler Ve hasıl
üzerinde timar tebdil olunsa i'tibar hîn-i kabzadır V e hîn-i kabz dahi t e ­
reke harmana gelüb ta'şir olunacak zamandır Biçilsün biçilmesün harmana
gelsün gelmesün heman hîn-i kabız kimin tahviline düşerse öşür anundır
29. R esm i g iy ah v e sa z hususında bir ra'iyet ve gayri her kim olur­
sa çayırdan ot biçse toprak sahibine bicdüği otluğın arabasına ikişer
akçe vireler Ve zira'at olunan tarlalar ki gelembe olub üç yıl durdıkdan
sonra çayır hükmünde olur andan dahi resm i g iy a h alınur Ve tarla başın­
da yer koyub her yıl otın biçmek içün korınan yerden dahi resmi giyah
alınur
30. Ammâ h a s s a ça y ır sipahin in dir dilerse kendi biçer dilerse re'a-
yasına ve gayre virüb resm in alur Ve h a ssa yazılan çayır ve saz kimes-
neye tapuyla virilınez ve kimesneye dahi mahsus değildir
31. İki öküz koşulan arabadan ikişer akçe ve çogarludan 1 dörder ak­
çe alına ziyade alınmaya R e s m i g iy alı ot biçiminde ve resm i sa z dahi bi-
çüldüği zamanda alınur R esm i h im e ve g iy ah dahi on iki akçedir altı akçe
r es m i h im e ve altı akçesi resmi giyahdır Müzevvec kâfirden alınur mü-
cerredden alınmaz Ve odun (ve) otluk toprağa tâbi'dir
32 Ve öşür ve rüsûmı derdetld 'âdeti üzere bağlanan köylerde resmi
hime ve giyah bağlanmamışdır meğerkim tahrirden sonra gele ol vakit
alınur Ve bir sipahinin odun (ve) otluk bağlanan re'ayası aharın toprağın­
da otursa odun (ve) otluk resmini timarına noksan gelmemek için sipahisi
alur Ammâ odun ve otluk bağlanmayan mücerred aharın timarında evlenüb"
yurd tutsa oturduğı karye sahibi alur R e s m i h im e bojikde 3 ve resmi giyah
ot biçiminde alına
33. Ö şr-i şîre ve dön ü m -i bagât defterde kefere bağlarından ba‘zı yer­
de öşür ve ba'zı yerde öşre bedel resm i dönüm ve ba'zı yerde kadun4 (?)
kaydolunmışdır Öşür bağlanan yerde otuz medrede üç nıedre öşür ve bir
medre sâlâriye alınur
34. Ve monapoliye'* yetmiş beş gündür Öşür alınan yerde monapoliye
tutulur Ve monapoliye zamanında keferenin fuçıları mühürlenür
35. Ve dönüm bağlanan yerde defterde ne mıkdar akçe bağlandıysa
ol alınur

t
36. Ve kefere bağlarında ve sınurda olan kiras ve sâyir meyve ağaç­
larından öşü r aiınur Zirâ resmi dönüm öşr-i şîreye bedel bağlanmışdır
Ammâ müsliimanların bağlarından dönüm başına dörder akçe aiınur mey­
velerinden nesne alınu gelmemişdir Zirâ bedel i öşr-i şîre değildir
37. Öşür bağlanan yerde üzüm kemâlin bulub bozulmağa kabiliyet ge­
lüb tekneye girdüği zaman i'tibar olınur ki ta'şîr zamanıdır
38 Ve ‘öşr i kovan defterde on kovanda bir kovandır eyüden eyü
yatludan yatlu 1 aiınur Ondan eksik olıycak kıymete tutılub on akçede bir
akçe alına Ve bir raiyet kovanın otarmak içün kendü sipahisi toprağın­
dan kaldırıb aharun toprağına ilelse sahib-i ra 'iy et anların gibilerin öşür­
lerin alalar ve alduğı ‘öşürden sahib-i ra‘iyet üç kovanda bir kovan var-
duğı yer sahibine resm i o tla k vire bu hususda sülüs sülüsân ideler Ammâ
re'ayadan gayrisi kovanını otlak maslahatıyçün ahar toprağa iletse öşıi
vardığı yer sahibinindir göçürdiği köy sahibinin dahli olmaya Bir sipahinin
ra'iyeti olan kimesnenün kovanlığı ahar sipahiye virilse kovanlık kimin
defterinde ise anundır Sahib-i ra'iyet nesne taleb idemez Ammâ kovan­
lık kimesnenün defterinde olmasa yâ vilayet tarihinden sonra olsa müşâ‘
yerde sahib-i ra'iyetindir Müşâ‘ olmayan yerde toprak sahibinindir Ve
doğancı taifesinin sipahi toprağından hâriç yerde müstakil kovanlığı olan­
ların ö şri k o v a m mirinindir V e öşri kovan orak mevsiminde alınugelüb
lâkin timar tebdil olındukda niza'dan hâlî olmayub eyle olsa kâfirlerin
İlindan2 derler bir günü vardır meşhur ve müte'ârefdir ol güne değin ce­
mi' kovan oğulın çıkarır eyleyeceği balı eyler ol gün öşr-i kovan alına­
cak mevsimdir minba'd ol gün alına
39. O şri besâtîn defterde mukayyeddir Gerek kır bostanı olsun ge­
rek ise suvarılur 8 bostan olsun öşür bağlanmışdır Bostanın her cinsi anıl-
mamışdır4 diyü nizâ' olınmaya öşür alına Megerkim öşre bedei mukata'a
bağlanmış ola Ol vakit ne bağlandıysa ol aiınur Mevsimi bostan za­
manıdır
40- O şri m e y v e dahi müstakil olan bağçelerden ve b e d e l-i öşr-i şîre
diyü resm i dönü m bağlanan kefere bağlarından ve bağlar sınurlarında ve
hâricde olanlardan aiınur Ev yanında olandan alınmaz Ve öşri bostan
ve m ey v e bozulduğı zamanda aiınur
41. R e s m i fu ç i hâricden fuçı ile hamir gelse onbeş akçedir Ba'zı
kadılıklarda artuk ve eksik aiınur her nahiyenün müstakil kanunnâmesinde
işâret olunmışdır
41. R esm i obruçın d' çenber hakkına derler Ba'zı kadılıklarda esp in e*
diyü ıtlak olınur Bir reaya bağlarının şîresini getürüb evinde sıkııb çen-
ber kaldırub satsa fuçı başına sekizer akçe çen b er resm i alınur Ba'zı ka­
dılıklarda ahar vech üzere yazılmışdır yazıldığı üzere alınur Ve resm i
fu çı ve o bru çın a 1 fuçı tamam satıldıkdan sonra alınur
43. R esm i m en g en e hahi mengene başına beş akçedir ziyade alınmaya
R esm i m en g en e- şire zamanında alınur
44. O şri ketan ve k en d ir dahi tamam ıslah olındukdan sonra alınur
On üsküii3de bir üskülidir bunda sâlâriye olmaz
45. R esm i h a n â z ir ve b o j i k 4 iki canavara bir akçedir harman sonun­
da alınur Ve resm i b o jik dahi kâfirler bojikde tepeledikleri 5 hınzirin her
birinden ikişer akçe alınur
46. R esm i â siy a b dahi dolab olub bütün yıl yürüse altmış akçe nîm
sâle is ; nısfı alınur Ve k araca değirmenin bütün yıl yürüyeninden otuz
ve nîm sâlesinden onbeş akçe alınur Ve nehr-i Divinede ve Batuvada"
ba'zı değirmanden defter i ‘atîkde ziyade yazılmağla yazıldığı üzere alınu-
gelmişdir Defterde bağlandığı üzere alına Ve bir sipahinin toprağında
değirman ihdâs olunsa resmi toprak sahibinindir Ve bir değirman se­
hivle iki sipahiye verilmiş bulunsa kimin toprağında ise anundır Ve res
m i â siy â b harman sonında alınur
47. ‘A d eti ag n âm ve a ğ ıl dahi re'ayadan iki koyuna bir akçe resm i
g an em ve her üçyiiz koyuna beş akçe a ğ ıl h a k k ıd ır Ammâ eşkünci tai­
fesi üç koyuna bir akçe virür ve ağıl hakkı virür Eşdükleri yıl koyun
hakkı virmezler Ve Medine i Münevvere ve Buri 7 ra'iyetleri ve Hazret-i
Ebî Eyyub i Ensârî ve Süleyman Paşa ve Evrenos Beğ vakfı ra'iyelleri
‘â d e ti ağnamların vakfa virürler Ve defteri hâkanîde hasılı tahtında
‘âdeti agnâmı bile yazılmayan karyelerin re'ayası ellerinde bulunan koyun-
larının ‘âdeti ag-nâmı ve resmi ağılı mîri içün alınur Nesl-i Timürhan Şeyh
olanlar şimdiyedeğin ‘âdeti agnâm virmediklerinin vechi olmamağın mîri
içün alınmak ferman olınmışdır Ve ‘â d eti ağ n am Abtil evvelinde lâzım
olur
48. R e s m i a ğ ıl ve k ış la k ez hâriç : koyunda a'lâ süriden otuz akçe
ve kara sığırdan altmış akçe ahar sancakdan ahar kadılıkdan gelenden
alınur sipahinin kendü köyünde oturandan alınmaz
49. R esm i ‘arû sân e bâkireden altmış ve seyyibeden otuz akçe alınur
Ammâ eşkünci ve yamak ve Tatar ve Canbaz tâifesinin resmi ‘arûsânesi
subaşıtarınındır sipahi heman to p ra k h a k k ı altı akçe alur Ve yüriiğin
seyyibesi bir def‘a yürük ocağından çıksa resmi yürük subaşılarınındır
Ammâ sipahinin ve sipahi ra'iyetinin ocağından çıksa resmi kanun üzere
sipahinindir Ve evkafı selâtîn vesâyir evkafın sipahi toprağında müte-
mekkin raiyetlerinin kızları çıksa resm i ‘a rû sâ n e vakfındır Ammâ seyyi-
besi toprağa tâbi'dir Sipahi toprağından çıkarsa sipahinindir Ve hisar
eri kızları dizdârlarındır Ve sipahi ve şâir hademe-i şâhî kızlarının resm i
‘a rû sâ n esi her kankı sipahinin timarından çıkarsa ana hasıl kaydolınmış
dır Ve çakırcı ve şahinci ve atmacacı kızlarının resm i ‘a rû sân esi sipahi­
nin değildir anların resimlerin cem 1 etmeğe gelen kullar mîri içün ahırlar
sipahi altı akçe to p ra k h a k k ın d a n gayrı nesne alımaz
50. R e s m i tapû y-i zem in sipahiye hasıl kaydolınmışdır Bir ra'iyet
çiftliğin üç yıl ekmeyüb ‘alettevâlî bilâ özür boz 1 kosa câri olan kanun i
kadîm üzere sipahisi tapusın alub ahare vire Ammâ dinlendirmek içün
korsa üç yıl geçdikden sonra ziraate kabiliyet gelicek sipahi tenbih ey-
leye ziraat iderse fe-bihâ ve illâ sipahi mu'attal kodurmayıb diledüğine
tapu ile vire Sonra baltalığımdır veyahud ben (kökün) çıkarub dururum
diyü taleb iderse sipahi tapusın alub virdüği kimesneden alımaz
51. Ve bir ra'iyet fevt olub oğulları kalmasa tasarrufunda olan yer­
leri ve tarlaları kanun üzere akrabadan ehak olan kim ise ana tapuya
virüb resmi tapusın alur A krab ası yoğıysa sipahi diledüğine tapuya virür
Eğer fevt olan raiyetin sagir oğulları kalub ziraate kadir olmasalar sipahi
sagirler kadir olurca tarlaların hâlî kodurmayıb ziraat etdirmeğe kadirdir
Re'aya füzulî zapt idemez Ve sipahi toprağında ihyâya kabil yerleri
sipahi tapuya virüb kanun üzere resm i tapusın alur
52. Ve â d e ti d eştb â n î dahi her karyenin korıcılığı sipahisine hasıl
kaydolınmışdır ‘Adet i kadîme üzere korınugelen yerler korınur Evvelâ
re'ayaya tenbih oluna ki korınan yere davar salıvermeyeler B a‘d-et-tenbih
içinde tutulan davarın kanun-ı kadîm üzere lâzım olan resmi alınur ve
eyledüği ziyân sahibine tazmin etdirilür
53. Niyâbet-i cürüm ve cin â y et timar serbest olıcak müstakil kendi­
nindir Ammâ şerbet olmayıcak nısfı sancakbeğinin ve nısfı sipahinindir
Mücrimden cerîme alınmalu oldukda sipahi veya vekili hâzır olub kanun
üzere alınan cerimeyi tansif ideler nısfını sancakbeği subaşıları ve nısf-ı
aharını sipahi ala Sancakbeği adamları kendüler başka alub sipahiye v ar
sen de al ben alduğım cerîme bana aid olandır diyü te ‘allül eylemeye
iderse hâkim-ül-vakt men' eyleye Ve cerîm e kanun üzere alına ziyade
alınmaya V e s iy â set kimesneye hasıl bağlanmamışdır siyâset içün k i­
mesneden bir a k ç e alınmaya Ve her kimin timarında salbe ve kat‘-ı
uzva müstahak kimesne olursa sancakbeği ve sancakbeği hazır olmasa
yerinde olan subaşıları hükm-i kadı lâhik oldukdan sonra hârice alub git-
meyüb ve b e d e l i siy â set diyü nesne alınmayub mahall-i hadisede siyâset
ve salb olına
54. Alaybeğilerin ve zu'amâ ve seı'asker ve çavuş ve dizdarların ti-
marları serbest olmak kanun i kadîmdir Ve havvas-ı hümâyun ve evkaf
ve emlâk min-kiil-lil-vücûh serbestdir Sancakbeği subaşıları ve gayrıları
bunların kanun üzere rüsûm ı serbestîsin e dahi idemezler
55 Y a v a ve k açku n hususında dahi sesbest tımarlarda kul ve câri­
ye tutulsa müseccel oldukdan sonre müddeti yetişince habs olma müd­
deti yetişmedin sahibi gelüb şe r‘le isbat iderse hıfzı ve nafakası içün tak­
dir olınan ve cu'ul 1 olan deve göçine otuz akçeyi serbest timar sahih­
leri alalar Müddeti tamam olıcak serbest timar sahibleri vech i meşruh
üzere harcını yavacıdan 3 alub hakim-iil-vakt ma'rifetiyle yavacıya teslim
ideler Ammâ müddeti tamam olmadın yavacı dahleylemeye Ve d ev e g öçi
kulun kaçtığı yerden tutulduğı yeredir bir deve göçine otuz akçe iki
olsa altmış akçe üç olsa doksan akçe aiınur Bundan ziyade olursa heman
yine doksan akçe aiınur Bir akçe ziyade alınmaz Ve yava devâbdan
cu'ul yiğirmi akçedir
Ve eşkünci ve yamak ve tatarın ıjava ve k a ç k u r lan subaşılarındır
cu'uli ve bahâları kendülere hasıl bağlanmışdır Bir köyün içinde bir yürük
veyahud iki yürük olsa ol köyün hergelesinde 8 bulman yava mirinindir
yürükler kendü subaşılarına virmeyeler Mal i miriye gadr olur Meğer
yürüğin kendü hergelesinde bulına ol vakit subaşılarınındır Kulın ve
câriyenin müddeti üç ay ve devâbbın bir aydır
56. M ahsuli m a h î ‘1 mukayyed olan köylerde dahi eğer Tunada avlanıırsa
miri içün rubu‘ çıkdıkdan sonra sipahi yüzde üç akçe alur Eğer Tunaya
müteallik göllerde avlanursa ba‘d-er rubu‘ öşür aiınur Mîriye ‘a‘ıd olan
rub‘-ı mâhî kimesneye hasıl kayd olunmamışdır V e ammâ ‘ummal ve ümenâ
dahi mîriye âit rub‘ı aldıkdan sonra sipahiye âit olanına dahi eylemeye
57. Anbar yapılmak ve öşri akreb bazara iletmek hususunda bir kö­
yün öşrü koyılacak anbar olmasa re'aya kendü öşürlerine kifayet miktarı
anbar yapalar Ammâ re'aya sipahisine bir def'a kendü öşürlerine vefâ
idecek kadar anbar yapsalar sonra gelen sipahi anı tebdil ve tağyir etme­
ye Ve sipahi bir anbar bana yetmez diyü tekrar ra'iyete anbar yaptırma­
ya V e re'aya dahi sipahileri içün yapdukları anbarı yıkmayalar dâim göreler
ve gözedeler ve meremmet ideler Gasbla 5 bozarlarsa hâkim-ül-vakt olan
lar tekrar yapduralar Ve bir köy bir sipahinin timarı iken sonradan san-
cakbeğine veya bir sipahiye ilhak olunsa sancakbeği subaşıları ve gayrı
ben terekemi bu köy anbarına koymazım gelin falan köyün anbarına
götürün diyü re'ayaya ibrâm itmeye kendü köyelerinin anbarına dökeler
V e re'aya öşürlerin akreb bazara iletmek kanun-ı kadîmdir Bu bâbda
küreci ve mütemekkin yürük ve şâir re'aya beraberdir anbar yapalar ve
akreb bazara dahi iledeler Subaşılar ve gayriler akreb bazarı koyub
r e ‘ayaya öşürlerin ba'îd hazarlara iletdirmek dileseler hâkim-ül vakt olan­
lar men‘ idüb akreb bazara iletdüreler
58. Müsellem çiftliği ile muhtelit olan karyeler hususında câri olan
kanun budır ki vilâyet müceddeden tahrir olundukda müsellemlerin çiftli­
ğinden ziyada yerleri olmağın sipahiye hasıl kaydolmmışdır Zira müsel­
lemlerin bervech i iştirak mutasarrıf oldukları kanun-ı kadimden ancak bir
çiftlik yerdir ki a‘ lâ yerden yetmiş seksen dönüm evsat yerden yüzon
ve yüzyiğirmi dönüm ve ednâ yerden yüzotuz yüzkırk nihayet yüzelli
dönimdir Bundan gayriye müsellem dahi idemez Emr-i şerifle misahat
olınub vech-i meşrûh üzere müsellem çiftliği ta'yin olundukda sipahi top­
rağında zira'at idenler kanun üzere yiğirmi iki akçe resm-i çiftlerin ve
altışar akçe resın-i mücerretlerin ve öşür ve sâlâriyelerin ve sâyir rüsûm-
ların bittamam sipahiye vireler Ammâ müsellem çiftliğinde zira‘at idenler
müselleme ‘öşürlerin virüb sâyir rüsûmlarını ve resm i m ü cerred lerini kangi
sipahinin defterinde isimleri mukayyetler ise ana vireler Zirâ oturdukları
yerde sipahiye ra'iyet kaydolunmışdır Ve sipahi timarlariyle muhtelit
olmayub ınüstekil olan müsellem çiftliklerinde mütemekkin olan re'ayanm
vilâyet tahrîr olundıkda re'iyet yazılmamak içün isimlerin deftere yazdır-
mayub anın gibilerin resmi müzevvecleri ve resmi nıücerredleri ve resmi
‘arûsâne ve cürütn ve cinayetleri ve yava ve kaçkun ve beytülmâl ve mâl-i
gaib ve mâl i mefkudları mîriye âitdir
59. Ç iftbo z a n resm i dahi bir ra'iyet çiftini bıragub arabacılık veyâ
ahar san'at ihtiyar eylese eğer müslüman ise b ed eli öşür elli akçe ve
yiğirmi iki akçe r esm i çift vire cümle yetmiş iki akçe olur Ve eğer k â fir
ise b e d e l- i öjür altmış iki akçe ve hem yiğirmi beş akçe isp en ce vire
cümle seksen yedi akçe olur
60. Cebeiü tatarların olduğı köylerinde olan haymana irgad ve ço­
ban ve sığırtmaç isp en celeri anlara hasıl yazılmış değildir zirâ anlar kendü
hasıllariyle cebeiü eşdirirler Haymana kendü hasıllarından değildir Zikr­
olan h a y m a n a is p e c e le r i cebeiü tatarlar arasında olan M atrak ta ta r la rı
mukata'asına ilhak olunmışdır Matrak tatarların zaptiden emin miriyçün
zapt ide Matrak tatarları dahi cebeiü tatar köylerinde mütemekkin olub
zira'at ve hıraset iderse öşür ve sâlâriyelerin ve yiğirmi iki akçe resmi
çiftlerin ve çifti olmayub müzevvec olanlar onikişer akçelerin ve mücer­
red olanlar altışar akçe resimlerin ve resmi giyahlarm ve öşr i kovanların
ve öşri besâtîn ve meyvelerin ve cürm ve cınâyet ve resmi ‘arûsâne ve
yava ve kaçkun ve beyt-ül-mâl ve mâl-i gaib ve mâl-i mefkudların ve bil­
cümle hukuk-ı şe'riye ve rüsûm ı âdiyye\er\n mîri içün Matrak tatarları e-
minleri zabt iderler ‘avârız-ı divâniyeden dahi mu'aflardır
61. E v kaf ı selâtînden gayrı evkafın kadîmi ra'iyeleriııden ve ra 'iy et­
leri oğullarından gayri gelen haymanaların ‘öşürleri ve resmi kovanları
vakfın olub ve ispençeleri ve resmi ganemleri ve resmi ‘arûsâneleri ve cü­
rüm ve cinayetleri miri içün zapt oluna diyü emir olunmağın zikrolan ril-
SÛın-l h a y m a n e g â ll olvakıt karyenin hasılı tahtına lıisse i m ir i diyü kay-
dolundı Mütevelliler hızâne i ‘âmireye sâl-be-sâl teslim ideler diyü defter i
‘atikde mukayyed bulunub lâkin vilâyet möceddeden tahrir olundukda zik­
rolan riisıım ı h a y m a n e g â ll sipahiye virilmişdir mütevelliler bervech i na-
kid sipahiye vireler
LXXXII
KANUN I N EFS 1 TIRH A LA *
İsta n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş iv i
D e fter Numarası : 2 1 7
T a r i h i : 1 5 2 0 (927)

1. Kefereden her ferd ki hadd i bülugıyete yetişe yirmi beşer akçe İS-
p e iıç alınur Nâ-bâliğden isp cııç alınmaz
2 . Ve keferenin müzevveç hanelerinden re s m i o llıık beşer akçe alınur
Mücerredlerinden ve bîvelerinden r e s m i otlıık alınmaz Heman biyelerin­
den altışar akçe İsp eiıç alınur
3. Ve nefs i Tırhalde mütemekkin olan müslümanların çifti olanından
ö ş r i gallal on kileden bir kile öşür alınur Sâlâr lık alınmaz Ve çift resmi
alınmaz Ve bağlarından her dönümünden dörder akçe alınur ziyade alınmaz
4. Ve karyelerde mütemekkin olan müslümanlar ki raiyet kaydolmış
ola öşr-i gallât on kilede bir kile öşü r ve bir şinik s â la r llk verilir ki ki­
lenin rub'ıdır Ve çifti olanından r e s m i ç ift yirmi altışar akçe ve nısıf çif­
ti olandan on bir akçe ve çifti olmayan bennâkden on bir akçe ve mücer­
retlerinden altışar akçe r e s im alınur Ve nefs i Tırhalanın müstamel kilesi
İstanbul kilesile iki buçuk kiledir
5. Ve reayadan Arnavut ve Rum ve Eflak ki öşr i g-allâtı defter-i sul­
tanîde maktu' kaydolunmamış ola cins i huhubâtdan penbeden ve ketândan
ve kiminondan ve anısondan ve zağfırandan ve gayrından sâlârlıklariyle
on beşde iki alınur
6 . V e Öşr-İ b a y a t kefereden on beşde iki medre şire alınur Ve şire-
leri fuçılarına girdikden sonra resm i k a z iş 2 ikişer akçe alınur (Ve öşr-i
gallâtı defter i sultanide maktu' kaydolunan reayanın dahi hububâtdan gay­
risinin on beşde iki öşür alınur) (Yenişehir)
7. O sri k o v a tı müslümanlardan ve kefereden on kovanda bir kovan
alınur yalıud kovandan kovana birer akçe alınur
8 . Ve ‘â d e t i ağın ım iki koyundan bir akçe alınur K e ç :den dahi bun-
cılayındır
( * ] M u t a m a için d e olan k ı s ım l a r ay ni d e f t e r d e bu lu n an Inenabahtı, Y en işeh ir ve
Ç a t a l c a y a â i t k a n u n l a r ı n i htiva ettiğ i fa z l a l ı k l a r d ı r .
9. resini hınzır yabanda güdülenden iki hınzırdan bir akçe aiınur Ve ke­
ferenin evlerinde besledüklerinden ve boğazladıkları hınzırdan birer akçe aiınur
10. Ve şİIC öşrii olan karyelerin öşürlerin satılmak içün iki ay ınono-
poliye tutulmak erbâb-ı timara kanundır İki ay monopoliye dutulub narh-ı
rûzîden medresi ikişer akçe ziyadeye satılur (Ammâ lnebahtı sancak beyi
olan sâbıkta dörder akçe ziyadeye satdırırlarmış) Zikrolunan iki ay içinde
reaya şiresin satılmak memnu'dur
11. Ve şiresi olmayan karyeler gayrı karyelerden şire satun alub ken­
dü karyelerine getürseler yalıud şiresi olan karyeler şiresi olmayan karye­
lere yükle şire iledüb satsalar her yükden ikişer akçe bac aiınur V e ara­
ba ile fuçılarla hariçden gelüb pazarda satılan sirke ve şire fuçılarından
her fuçıdan on beşer akçe bac aiınur (Ve nefs i lnebahtı şiresi ki monopo­
liye dutulub satılmayub bâki kalan şireyi ki narh ı rûzî üzere her keferenin
öşrine göre tevzî‘ olunur Ve İnebahtıya tâbi' olan kurânm dahi bu min-
vâl üzeredir Ve bostan dönümünün üzerine kethüdâ kimesneler ileteler
tahmin itdirüb kıymeti üzere öşürlerin alalar Eğer sebzevât ve eğer hur-
davât bo 8tanlarındır r e kurâlarda olan bostanlardan her bir dönümden dör­
der akçe aiınur) V e bostan dönümünden her dönümünden dörder akçe
aiınur ve kasıldan 1 nesne alınmaz (Ve kasılden Öşiir ve (iöniiın hakla
alınmaz Ve bostan her dönümünden dörder akçe aiınur) (Çatalca)
12. Ve resini âsil/âb tamamyıl yürüyeninden yılda otuz akçe ve altı
ay yürüyeninden on beş akçe ve kebe değirmenlerinden yılda on beş akçe
resiın aiınur
13. Ve resnıi otlak ve kışlak hariçden veyahut gayrı karyelerden ge­
lüb bir karye sınnrunda kışlasa ve otlayub yaylasa her koyun sürüsünden
yılda bir kerre yirmi beşer akçe resmi (otlak ve kışlak) aiınur Ammâ eh-
1-i karyenin kendü koyunlarından ve keçileri sürüsünden yine kenbü kar­
yeleri sınurunda kışlasa ve otlayub yaylasa anlardan resm-i otlak alınmaz
(Yaylalı her yüz koyundan on beşer akçe al-.nur V e her sürüden bir ku­
zu veyahut kuzu bahâsı beşer akçe aiınur) (lnebahtı)
14. Ve ‘îldeti deşlbimi her bir çiftden Tırhala kilesiyle buçuk kile boğ-
day ve buçuk kile arpa aiınurve bağ dönümünden ikişer akçe ve
bostan dönümünden ikişer akçe deştbâni almur Ve her davar ki tar­
laya ve bağa ve bostana girse atdan ve öküzden ve inekden beşer akçe
koyunun üçünden bir akçe ve hınzırın birinden bir akçe cerime almur
15. Ve sipahiler ispeııc cem* itdikde her müzevvec birer tavuk ve bi­
rer boğaça 2 virirlermiş Ve harman vaktinde dahi virirlermiş Kadîmden
viregeldikleri sebebden üslûb ı mezbûr üzere kaydolundı ki İspeııc cem'inde
ve harman ve ta'şîrinde birer tavuk ve birer boğaça verirler gilire i Safer
seb'a ve ‘işrin ve tis'a mia
[ 1 ] Ö-Jr-J [2 ]
1. Mukaddema nahiye i Iskenderiyede olan havass ı hümâyûn ki ba'de
zamanın erbâb-ı timara tevzi* ve taksim alunmuşdır bilfi'il ol vilâyetde câri
olan karte 1 ölçüsiyle iki karte gendüm ki her karte seksen vakıyyedir ikisine
bir muz2 dirler ya'ni bir hamil gendümden 'ibaretdir Hınta nâmiyle seksen
akçe behâ tayin olunub ve her müzevvec elli ikişer akçe Iıinne 3 ve yedi­
şer akçe ııa'il bahtı4 virüb bu üslûb üzere her karyede birer mikdar hinne
ve hınta takdir olunub edâ iderlermiş
2 . Ve nahiye i mezburenin sâyir karyeleri ki havass ı hümayunla mah-
lûtdır öşür ve sâyir rüsûm-ı ‘âdiyelerin kanun muktezasınca virmek üzere
kayd olunub anların arasında dahi ba'zı mün'im reaya üslûb ı mezkûr üze­
re hinne ve hınta edâ eylemek üzere kayd olunub ve ol dahi havass ı
hümayuna ilhak olunub erbâb-ı timara tevzi' oldukda her kişiye istihkakı
denlü virilüb kimine filoriciyândan 6 ve kimine öşrîden virilüb İcm a l dıılııl-
mış ol takdirce bir karyede bir kaç müstekil sipahiler vâki' olub filoriciler
mün'im ve sâyir reaya nev'an zâ‘f üzere olmağla nice yerlerin filoriciler
bey' ve rehin iderlermiş ol yerlerin öşrini biz filoriciyüz ve müstekil sipa­
himiz vardır diyü 'inad idüb virmemekle bir cânibe te'addî iderlerimiş
'Alelhusus serıgistân ve bî-hasıl yerlerde sâkin reaya kanun üzere öşiir ve
sâyir rüsumların edâ idüb ovalarda ve mahsuldar yerlerde sâkin olanlar
muz ve hinne hisabı 6 üzere nısıf hasılların virmezlermiş
3. Müceddeden tahrir olundukda şer' i şerif muktezâsınca arazinin ta­
hammülüne ve mûsa'adesine göre haracı mııkascnıe ya'ni öşr i şer'i
kaydolunmak ferman olunub ber-muceb-i emr-i ‘âli eğer raiyet ve ger
raiyet yerlerin alan kimesneler öşiir ve SfW//7//elerin virdikden sonra kanun ı
kadîm muktezasınca her müzevvec raiyet beşer akçe resmi git/alı ve ikişer
akçfc resini lıatab ve her sahib i bağ olan reaya resmi tekne diyü beş akçe
virirler ve raiyet yerleri ve bağların mutasarrıf olanlar kezâlik rüsûm-ı
mezkûrı anlar dahi bu veçhile virirler
4. Ve şire içün sâyir vilâyetlerde olan kaide-i kadîm üzere iki ay on
gün monapoliye tutulmak kanundır
5. Ve nahiye i mezbûre reayasının kimi filorici ve kimi öşrî olmağın
narhı gallât dahi ‘âdet üzere mukarrer olmayub müteferrik yazılmış imiş

[ 1 ] *"jS [2 ] i y [3] [4] V-. J *1 [5] [6 ] ^ i jy


Hâliyâ kaza i İskenderiye ve kaza-i Podgoriç (tsa ) 1 de ve anlara tâbi'
nevâhîde boğday ve bakla ve mercimek ve nobudın yüki ellişer akçeye ve
arpanın yükü otuzar akçeye ve erzen ve çavdarın yüki otuz altışar akçe­
ye ve sâyir mahlûtın yüki yirmi dörder akçeye ve şirenin medresi sekizer
akçeye ftrman ı şerifle mukarrer olmuşdır
V e tpek kazasına tâbi* nevâhîde ve Pilava ve Izlirika2 nahiyelerinde
boğday ve mercimek ve ceviz ve bakla ve nohudun yüki kırkar akçeye ve
arpanın yüki yirmi dörder akçe ve çavdar ve darının yüki otuz altışar ak­
çeye ve sâyir mahlûtun yüki yirmişer akçe ve şirenin saburu3 otuz ikişer
akçeye olmuşdır ve zağfıranm lidresi seksener akçe bahâya dutulmuşdır
ve ketan ve kelem ve sîr ve piyaz ve gönülden sipahi Öşür alur. 5
6. Ta'rif i bâc ı bazar: Bazara gelen gaileden ve meyveden ve pirinçden
ve baldan ve yağdan ve peynir ve balık yükünden ve çuka yükünden bilcümle
bazara cemi' yükle gelen meta'dan her yüke ikişer akçe bac alına Ve odun ara­
basından iki ağaç odun ve bargir yükünden bir ağaç odun alına Ve bir yük
çıradan rubu‘ akçelik çıra alına V e kasab boğazladuğı koyundan dört koyundan
bir akçe bac ahnub Ve bazara gelüb satılan koyundan iki koyuna bir akçe
alına Ve bazarda satılan bargirden alandan ve satandan ikişer akçe bac
alına Ve sığırdan alandan ve satandan birer akçe bac alma Ve sığırı satun
alub taşra gitse üç akçe bac alına Ve bazarda satılan esirden alandan ve
satandan dörder akçe bac alına Ve bazara ve şehre satılmağa gelen hamirden
fuçıdan on beş akçe ve himilden ikişer akçe bac alına Ve hariçden baza­
ra gelüb oturub esbâb ve meta' satandan resmi serı/İ diyü nısıf akçe bac
alına V e tahta yükünden iki tahta bac alma Ve bazarda ipek satan hatun­
lardan resini sergi diyü bir pul alına Ve çömlek ve bardak desti yükün­
den bir akçe bac alına Ve palamut yaprağı yükünden bir akçe bac alma
LXXXIV
OHRİ K A N U N İ*
İ sta n b u l B a ş v e k â l e t A r ş iv i
Defter n u m a ra sı: 281
T arih i: 1613 (1022)

1. Liva-i mezkûrda müsta'mel olan kile İstanbul kilesidir Her altı ki­
le bir lıimil takdir olunub defter i sultanîye kaydolunmuştır Ve boğday
ve nohud ve mercimek ve baklanın yüki elli dörder akçeye ve arpa ve
çavdar ve darı ve merdimek ve burçağın yöki otuzar akçeye ve a'Ief ve
avenk 6 yiiki on sekizer akçeye ve şirenin medresi altışar akçeye yazılmışdır

[1] [2] *-\j dy}> [3] [4] j 3 i [5]


B u r a d a ü ç s a t ır k a d a r b i r y e r y ı r t ı k t ı r .
[* ] Ohri K anunnam esine b e n z e y e n 9 7 7 ta r i h l i llbasan kanun n am esinin b a şta ra fla rı
a ş a ğ ı y a a yn en a l ı n m ı ş t ı r :
2. Ve cümle-i livada müzevveçden ikişer akçe resmi bontan aiınur
3. Ve Akça Hisar ve İşim kasabalarında resin i g iy ıılı diyü her mü­
zevveçden ikişer akçe dahi almur Ve ba'zı yerde hususa Dirice 4 (Dirişta)
nahiyesinde otluk ziyade olmağın öşrii g iıja lı yazılmışdır
4. Ve ba'zı kurâ halkı vâfir soğan ve sarımsak ve lahna hasıl iden ke­
fereden öşür alına bostan a k ç e s in virüriz didüklerine ‘amel olunmaya
5. Ve cümle hububâtdan öşiil' ve sâ lâ ritje aılnur Heman gönül ve
zağfırandan alınmaz Ve şireden dahi öşür ve sâtâriye aiınur
6 . Ve bağları olandan kefereden hin-i ta'şîrde kadîmden resin i tekn e
diyü ikişer akçe alınugelmeğin kemâkân mufassal ı cedide mahsul kaydolun-
muşdır Ve Dirice nahiyesin reayasının bağları olmayub her karye bir b a-
Cl h a m ir kaydolunub getürenden yükde ikişer akçe b a c aiınur
7. Ve göl kenarında vaki 1 olan kurâ ki sayd-ı mahî iderler gelüb yük
ile satun alandan yükde ikişer akçe sipahi b a c alur
8 . Ve k o v a n lıaklcı dıhi yazılan yerde onda bir kovan alına ondan
eksik olsa kıymete tutulub on akçede bir akçe öşür alına Defter-i cedid-i
sultaniye dahi bu üslûb üzere kaydolunmışdır Ve resin i âsiyâb temam sâ-
le olandan otuz ve nîm sâle olandan ve kebe değirmeninden on beşer ak­
çe aiınur
9. Bir raiyet fevt olub oğlu f.ıkr ü fâka galebe idüb gayet müzayakasın­
dan kendüsi baştinesinin bir tarlasın ya bir tnikdar yerin bölüb ahara satmakla
veya rehin komakla nice baştineler zayi 1 olub cizyeleri ve ispençleri dahi
bel* olurmış Minba'd baştine paraiatmayub (yer almmayub) bu husus ref‘
oluna Reayadan bu vaz' sâdır olıcak zecren ala Sipahisi cümle ol baştineyi
satandan ve alandan alub girü birikdirüb bir tâlibine vire ki cizye-i şâlıî
ve ispençe-i sipahi zâyi olmaya
K A N U N N Â M E -I L İV A -1 İL B A S A N BER M U C E B -1 D E F T E R - İ ‘ A l ÎK
1. L i v â - i m e z k û rd a m ü st a 'm e l o lan k i l e otuz v a k ıy y e d i r bir b u ç u k İs ta n b u l kilesi
o l u r d ö r t l i b a s s a n k i l e s i ki altı İs ta n b u l k i l e s i o lur b i r y ü k t a k d i r ol u n u b d e f t e r - i c e d i d - i
h â k a n i y e ol v e ç h ü z e r e k a y d o l u n m u ş d ır
2. Ve b o ğ d ay ın ve b a k l a n ı n ve m e r c i m e d i n yü ki o t u z a l t ı ş a r a ve arp a ve ç a v d a r ın
ve m e r d ü m e ğ in ve dar ım ın ve b u r ç a ğ ı n yü ki y irm i d ö r d e r e ve ‘a l e f v e k a p l u c a n ın yü ki
on s e k i z e r e ve ş i r e n i n m e d r e s i b e ş e r a k ç e y e y azılm ışd ır
3 . V e l l b a s a n ve E ş p a t l k a d ıl ık l a r ın d a h e r m ü z e v v e ç d e n i k i ş e r a k ç e b o s t a n a k ç e a i
a lın u b r e s m i giy a h alın m az A m m â D ı r a ç k a d ıl ığ ı n d a h er müzevveçden i k i ş t r ahçe resm i
bostan ve ikişer a k ç e r e s m i g i y a h ai ın u r
4 . V e b a ' z ı k u r â halk ı vâfir s o ğ a n ve s a r ı m s a k ve l ahn a e k ü b h asıl o l d u k d a b o s ta n
a k ç e s i vir ir ü z d e yü öşürlerin verm ede in ad i d e r l e r i m i ş an ın g i b i l e r d e n ö ş ü r a l ın u b b o s ­
t a n a k ç e ı i vir ir ü z d e d i k l e r i n e 'a m e l o l u n m a y a
5. V e b a'zı k a r y e d e öşr i p iy az a dahi y a z ı lm ı şd ır y a z ı ls u n y a z ılm a sıın o lan y e r d e n
ö ş ü r alın a
6. V e cü m le h u b u b â t d a n 'ö ş ü r ve s â l â r i y e alın ub h em an g ö n ü ld en 11 ve zağ f ra n d a ıı alın m az
10. V e bir raiyet fevt olnb oğlu kalsa baştinesin kanun ı kadım üzere
oğluna intikal ider Sipahi andan lapil akçesin, taleb idemez Lâkin oğ­
lu kalmayub karındaşı ve kızları ve sâyir akrabası kalsa baştine anlara in­
tikal itmez Sipahiye âit olur ol vakit il virdüği tapuyı karındaşı viricek
sipahi ahara viremez Amma virmese muhtardır kime dilerse virür kızları
ve kız karındaşı ve sâyir akrabasına baştine intikal itmez
11. Ve bir raiyet fevt olub baştinesi ahara tapu ile virilmelü olıcak de­
ğirmen bağ ve bahçe ve evi içün sipahiler baştinedendir diyü cebren
alub gayre tapuya virmek iderlermiş öyle olsa değirmeni ve bağ ve bağ-
çesi ve evi baştineden değildir irsle evlâda ve akrabaya intikal ider kazi­
yelerdir baştine didikleri ziraat olınur yerlerdir Minba'd bu makule olan­
lar baştinedir diyü ahara virmek itmeyeler
12. Ve bir raiyet fevt olub oğlu kalmayub beştinesi bir kaç zaman kı­
zı ve kız karındaşı ve sâyir akrabası tasarrufunda olsa dahi sonradan bir
sipahi gelüb bu baştinenin elünizde tapunâmesin yokdır ben elünizden alub
gayra tapu ile virürüm dimek caiz değildir Meğer cizyesin ve ispencesin
edâ olunmaz ola Şöyle ki sâl-be-sâl cizyesin ve ispencesin bî-kusur edâ
eyleyeler olvakit ellerinden alınması memnu'dur alınmaya
13. Hariçde ziraat iden kimesneler öşürlerin akreb bazara iletmek ka­
nun değildir Her sipahinin kendü reayasına mahsusdır Ve reaya kendi
köyünde sipahininin hasıl olan öşür ve sâlâriyesi sığacak denlû bir anbar
yapmak kanun ı kadimdir re'aya öşürlerin köylerinde der anbar itdikden-
sonra akreb pazara iletmek dahi kanunlarıdır ve sancak beyleri ve subaşı­
lar ve eminler ve sipahiler ve hisar erenleri ve bilcümle timar mutasarrıf
olanlar ‘aynı ile terekelerin ve şirelerin vesair öşürlerin almayub fukaray ı
re'ayanın üzerlerine bırakub ziyade beha ile tahmil iderlermiş Bu husus
bid‘at -1 fahiş ve emr i humayuna muhalif olmağın ref' olundı Minba'd ce-
mî' hububâtdau cinsi cinsin üzere öşür ve salariyeleri alına üzerlerine bı-
ragılub ziyade akçeleri almak şirenin dahi öşür ve salariyesi alınub reaya
üzerlerine bıragılmaya Bu hususda fukaray-ı reayâ ziyade müteelüm ve
muztariblerdir Ve reayanın hasıl olan öşrünü akreb bazara iletdüreler zu­
lüm ve hayf idüb ırağa iletdirmeyeler
14. Derbend köylerinde yazılan reayanın eğer müzevvec eğer mücer-
reddir yarayanından fakirden dahi onar akçe İspençc alınur Ve hariçden
gelenler şirelerinin her yükünden ikişer akçe bac alınur iken hâlâ kendile­
ri ziyade bağlar edinüb küllî nefi'leri olııb sipahilerine öşi'İ ş ir e virmek
üzere hasıl kaybolunmak ferman olmağın bağlarının öşürleri her karyenin
mahsulüne tnahsûb olub sipahilere virilmişdir Ammâ şol reaya ki derbend-
de olmayub ahar karyede mütemekkin ola anın gibilerden yirmibeşer akçe
İspençc ve sâyir hukuk vs rüsûmı bittaman alınur V e hariçden şire getü-
rüb bey' idenlerden uslûb-ı sâbik üzere her yükünden ikişer akçe b a c alı-
nur V e müzevveclerinden İstanbul kilesiyle bir bu$«k kile boğday ve bir
buçuk kile arpa ve n i y â b e t ve r e s m i ‘ a r û s â n e alınur
15. Feammâ şol reaya ki hîn i kitâbetde kendüyi yazdırmayub defterden
hariç kosa kaç nefer olursa bu makule hariç kalanlardan yirmi beş akçe İS-
p e ı ı c e ve ikişer akçe r e s m i b o s t a n v e ö ş r v e s â l â r i y e zecren bittemaın alına

16. Ve bir köyde ki hassa çayır olsa reaya sipahiye ol hassa çayırı
biçüb yerinde yığınak kanun ı kadîmleridir Lâkin arabalarına tahmil idüb
taşıtdırmak memnu'dur Reayanın taşımak borcu değildir Ve üç gün hid-
met etmeleri dahi borçları değildir Cebren hidmetlenmek isteyicek hakim-
ül-vakt olanlar men' ve ref‘ eyleyeler
17. Ve raiyetin hınzırı ahar sipahi sınurunda yürüse resminin nısfın sa­
h ib i raiyet ve nısfın kimin yerinde yürürse ol ala V e r e s i n i g i y a l ı alman
yerden ibtidâ-i haziranda alınur Kimin tahviline düşerse ol alur ve öşr i
kovan ve bid'at-ı hanazîr temmuzun on dokuzuncu günü ki eyyam ı bahur-
dır ol gün alınur kimin tahviline düşerse kovan hakkı anın olur ve bid‘-
at-ı hanazîr dahi anın olur
18. Ve şol karyeler ki mâbeynlerinde mümtâz ve mu'ayyen sınur olma­
ya her sipahi raiyetlü raiyetin ta‘şir eylemek kanundır Ammâ vilâyet ya-
zıldıkda her çiftlik mahlûl olub tapuya virilmek lâzım gele mümtâz olma­
yan ahar karye reayasına virilmeye eğer virilürse vilâyet yazıldıkda ol çift­
lik kimin raiyetinin üzerine yazılursa öşür ve sâlâriyesin ol raiyet sipahisi alur
19. Kadîm-üz-zamandan her sürüden az eğer çok birer koç alınub gay­
rı nesne alınmaz iken hâl i yâ mîrilivâ voyvodaları kanun-ı kadîm üzere ‘amel
itmeyüb ziyade te'addî idüb koçdan kuzu ve döl ve yağ v« peynir alurlar
imiş Olıgelmişe muhalif ziyade nesne alınmaya Heman her sürüden birer
koç alına Ve bu r e s m i y a y l a k hariçden gelmişden alınur yerlüden alın­
maz V e ba'zı subaşılara ve gayre yazılan yaylaklara dahi voyvodalar sa­
hihlerine dahi itdirmeyiib cebren kendüleri tasarruf iderler imiş Mîr-i li-
vânın tezkiresinde resmi yaylak mukayyed olduğı takdirde ber muceb-i ka-
kun-ı kadim her sürüden birer koç alına ziyade alınmaya Ammâ tezki­
resinde olmayacak olursa bî-vecih dahleylemeyeler eylerler ise hâldin-ül-vakt
olanlar men' ve def' eyleyçler
20. Ve baştinelerinden o l l u k ve b o s l a n a k ç e s i n almak kanun değildir
defterde dahi yazılmamışdır
21. Ve şol sipahiler ve sâyir müslümanlar ki keferenin baştinelerin
alub tasarruf idüb h a r a ç ve İ s p e n ç e taleb olundukda te'allül idüb virme­
yüb fukarây i reayaya tazmin itdürürler imiş ol asıl idenlerin subaşı olsun
ve sipahi olsun muhassalan kim gerekse olsun bî kusur cizyeleri ve ispençe-
leri alına Virmeyenlerin hâkim ül vakt olanlar ya cizye ve ya ispençeleri
bittemam alıvireler Ve yahud sipahi ma'rifetiyle baştineyi ellerinden alub
cizyesin ve ispençesin edâ itmeğe mültezim olur kimesnftye Vireler temer*
rüd ve ‘inad idenleri hâkim ül vakt dergâhı mu'allâma ‘arz ideler
22. Livâ-i Ohride vâkı‘ olan doğancı tâyifesi kadîmi doğancılar olma-
yub ve defter-i ‘atîkde dahi mukayyed olmayub raiyet oğlu raiyet oldukla­
rı ecilden defteri cedide doğancı kaydolunmamak içün emr-i şerif virilmiş
iken hâlâ ellerinde beratı olan doğancıların isimleri üzere doğancı bâ-be-
rât-ı hümayun diyü defteri cedîbe kayd idüb ve tahtlarına rÜSÛm-l r a iy e t
dahi kaydeyleyesin diyü hükm-i hümayun vârid olmağın ber muceb i em-
r i şerif isimleri üzerine doğancı bâ berat ı hümayun diyü kaydolunub ve
lâkin ellerinde olan baştinelerinin ve müteferrik mutasarrıf oldukları tarla­
larının öşür ve sâlâriyeleri ve ispençeleri ve bilcümle sipahiye müte'allık
olan sâyir reaya gibi hukuk ve rüsumları bî kusur sipahiye edâ eyledükden
sonra ‘avârız ı divaniye ve tekâlif i ‘örfiyeden mu'âf olmak üzere defter-i
cedid i hakaniye kaydolundı
LXXXV
BUDİN KANUNU
İstanbul, B a ş v e k â le t A r ş iv i*
D e fte r num arası 9 8 7
T a r i h i : S u l t a n S ü l e y m a n d e v ri

J j - J iâ:U. jlı L j JA ^ JS J o JMJ J i f \a > Ol


iU IJI LUiâJT* J JluiU * i oriU'ls*>J
JmyA\ 1J-'A* ej ;Uİlj £İ§ jo JJtlI tiDl* L««â)l
i j jk -1 1 w î * J U l
4r lLl— )l J s î l I j^ j lk L J ij
ç ) I jlk l—
c J ljV jL . ^1-* jlkLJlljjl j L jlç l- jlk L J I jlkl-Jl^fl jUaLJt I ^ U llj

Hazretleri tevfik i rabbânî ile vilâyet i Budini feth ve teshir buyu-


rub k â f f e i reaya ve âmme-i berâyâ üzerine ahkâm-ı ma‘delet-i zâhirele-
ri i c r â olunmağa tesaddî olundukda emr i celîl-ül mıkdar ve ferman-ı cemîl-
ül asarları bu veçhile sadır olmuşdır ki umumen vilâyet-i merkumenin ehli
yerli yerinde mukarrer olub nefislerine ve evlâtlarına aslâ bir ferd te'arruz
eylemeyüb ve ellerinde olan emvâl i menkuleleri ve kasabâtda ve kurâda
olan evleri ve dükkânları ve sâyir binaları ve bağlarının ve bahçelerinin
‘imaretleri kendülerin mülkleri olub her nice dilerler ise tasarruf iderler
[ ’ ] B u ıt in ’ in O s m a n l ı i d a r e s i n e g i r m e s in i 1541 ( 9 4 8 ) m ü t e a k i p y a p t ı r ı l a n a r a z i t a h r i r i ­
n in n e ti c e l e r in i g ö s t e r e n d e f t e r e E b u s s u ' u d ef e n d i n i n el y a z ı s ı y l e m u k a d d e m e ş e k l i n d e i l â v e
ed i lm i ş ti r . D e f t e r i n y a z ı lı ş ta r i h i b i l i n e m e d i ğ i i ç i n , E b u s s u u d e f e n d i n i n bu m u k a d d e m e y i İl
K â t i b i o l a r a k mı y o k s a Ş e y h ü l i s l â m s ıf atı y le mi y a z d ığ ı k e s t i r i l e m e m e k t e d i r . B u ka n u n i n
b i r s u r e t i M illi T e t e b b u l a r m e c m u a s ı n d a n e ş r e d i l e n k a n u n n â m e d e d e m e v c u t t u r .
Bey 4 ve hibe ve sair vücuh-ı temlikât cSmle ellerinde olub fevt oldukların­
da vereselerine mülkiyet üzere müntekil olub bağlarının ve bahçelerinin huku­
kludan gayrı aslâ emval i mezbûrelerine kimesne dahi ve te'arruz eylemeye
Ve ziraat ve hıraset idegeldükleri tarlaları dahi ellerinde mukarrer ola
Lâkin zikrolunan malları gibi mülkleri olmayub belki şâir memâlik i mah-
miyyede arz-ı m'rî dimekle ma‘ruf olan arazi-i memleket gibi rakabe-i arz
Beyt i mal i müslimînin olub ‘âriyyet tarikiyle reaya tasarrufunda olub en-
va‘-i hubûbdan ve şâir hıezru'atdan her ne dilerler ise eküb biçüb öşür
adına olan haracı mukasemesin ve şâir hukukin edâ idüb nice dilerler ise
İ8tiğlâl iderler Mâdeni ki arzı ta'til itmeyüb kemâyeabaği ziraat ve hıra-
set ve ta'mir ideler ve bı kusur hukukin edâ ideler kimesne dahi ve t e ‘ar-
ruz eylemeye Fevt oluncaya değin tasarruf ideler fevt oldukda oğulları ken­
diler makamına kaim olub tafsîl-i mezkûr üzerine tasarruf ideler Oğulları
kalmaz ise şâir memâlik i ma'mure arazisi üslûbı üzerine hariçden ta'mire
kadir kimesnelere iıcrel i mu'accelesi alınub tapuya wirile Anlar dahi taf­
sil i sâbık üzerine tasarruf ideler Ve bağlarının ve bahçelerinin yerleri
dahi bu kabilden olub üzerlerinde ‘imareti harab oldukda yerleri sayir tar­
lalar gibi tasarruf olınub üzerindeki bağ ve bahçe gibi mülkleri olmak teveh-
hüm olunmaya Vallahu te'âlâ a‘lem ve alıkem Ketebelıû el-'abdııl fakir
Ebüssa'ııd'il Mehmed ‘uf iye 'anluı
LXXXVI
Ü SK Ü B VE SEL Â N lK KANUNİ
A n k a r a T a p u ve K a d a s t r o U m um Müaürlüğü
D e f t e r n u m arası : 1 60
T a r i h i : 9 7 6 (İ k in c i S e l i m d e v ri)

,jv «jf j jlili. u h ,. J J .İ *^1 j c y * j J (jJ lü u H

*5* J .*«<• J c J i t J I « il j» tîllU ,>lUlt_o


İç» 1) tjjlill_».l.» UU'I liJI t/Jl-u-li*
^li.* çy>\ «U'Jv- J Je
i}* \j'tf î.y il jlj ^U l V) öLMIjrJ». J l «-j^I
«j_,»!IjUaL» VIo kk«Jlly!\yi]yi\
öU*i«JI jlkUl^/l 1
^ ç f Jl ^ O - i i l - * <1-1— o J l j V ,jU. j ^ l —. jjik l^ J l^ f l ,jU.

Hal-* A* L y kJ"'9y _/***" lÎ ^ V ^l£**l


1^ o* ^
Cülûs-ı hümâyunlariyle teşrif buyurduklarında havza-i hükümet i tâmme
ve dâire-i eyalet-i ‘âmmelerinde münderic olan memâlik-i fesiha tül-eknâfda
mütemekkin ve ekalîm-i vesı'a tül-etrafda mütevattın olan tavâif i enâm ve
kabâil-i havas ve ‘avamın kurâ ve emsarek ve eknâf ve aktarda ve sii-
hûl ve cibâlde ve evdiye ve tilâlde medâr-ı me'aşları ve menât-ı intifa* ve
inti'aşları olan dâr ve diyardan ve menkul ve ‘akardan ve emlâk ve dıyâ’dan
ve ebr.iye ve bıka'dan ve mezâri* ve merâti'den ve menâzii ve mena-
hilden ve besâtîn ve hadâyıkdan vrısâir celâil ve dekayıkdan kabza i tasar­
ruflarında olan bıda‘aları kâinen nıâkân teftiş ve tenkîr olunub kalil ve kesir
ve nakir ve kıtmir silk-i sütûre nazna olunub âuâ i ‘izâoı ve ecdâd-ı kiramlarının
sünneti seniye ve ‘âdet i behiyyeleri minhâcı üzere defâtir- i sedîde-i sulta­
niye ve cerâid i cedide i hakaniye‘akd olunmak esnr olunub Lâkin defâ­
tir-i kerîme i kadîmede erazî-i memâlik-i mahmiyenin tef âsî I i ahva­
line ta'arruz olunmayub ve künh ü hakikati nedir ‘öşriyemidir haraciye-
midir ve tasarruf idenlerin mülklerimidir değdmidir keşif ve beyan olun-
maduğı sebebden reâya ellerinde olan yerleri işriy e sanub sekizde bir
virmede nizâ‘ idiib ve kendilerin mülkleri sanub şâir mülkleri gibi bi ri bi­
rine bey* ve şiıâ idüb ba‘zı dahi zu'ümlarınca vakf idüb vülât ve hukkâm
dahi hakikat ı hâle vâkıf olmayub hılâf ı şeri‘at -1 şerife bey‘ ve şirâ hüccet­
leri ve vakfiyeler virmekle nizam ı utnûra ve mesâlih-i cümhura halel i ‘azîm
gel meğin defâtir-i şerife-i hâkaniyenin matla‘larında erazi-i memâlik-i mah­
miyenin künh ü hakikati keşf ve tavzih ve mutasarrafların keyfiyet-i tasar­
rufları beyan ve tasrih olunmak ferman buyurulub bu fakîre vilâyet-i Ru-
melinde livâ i Üsküb ve livâ i Selanik tahriri tefvîz buyruldukda mütevek-
kilen ‘alallâh i te'âlâ tahrire mübaşeret ve tesaddî olunub nıukaddemâ şerh
ve tafsil ve tefsir ve tekmd olunur ki Bilâd-i islâınijede olan arazi muktezay ı
şeri'at-i şerife üzere üç krsımdır :
Bir kısmı arz-ı öşriyedir ki hîn-i fetihde ehl i islârnâ temlik olunmuşdır
sahih mülkleridir Sâyir malları g-ibi nica dilerlerse tasarruf iderler £hl-i İslâm
üzerine ibtidâen h a r a ç vaz‘ı nâ meşru* olmağın ö ş ü r vaz‘ olunmuşdır Eker­
ler biçerler hasıl olan galleBİn öşründen gayrı aslâ bir habbe alınmaz Anı
dahi kendiler fukara ve mesâkîne virürler Sip^hdaH ve gayrıdan aslâ bir fer­
de helâl değüldir Arz-ı Hicaz ve arz ı Basra böyledir
Bir kısmı dahi arzjı haraciye dir ki hîn-i fetihde keferenin ellerinde mu­
karrer kılınub kendülere temlik olunub üzerlerine hasıllarından öşür yahud
sümün yahud subu* yahud südtis nısfa değin arzın tahammülüne göre haracı
mukasetne vaz‘ olunub yılda bir mikdar akçe dahi haracı nmoaziaf vaz‘
olunmuşdur Bu kısım dahi sahihlerinin mülk-i sahihleridir Bey'a ve şirâya ve
şâir envâ‘-ı tasarrufâta kadirlerdir îştirâ idenler dahi veçh-i mezbûr üzerine
ekerler biçerler haraç ı mukasemesin ve lıarac- 1 muvazzafın virürler Ehl-i İs­
lâm iştiıâ itseler dahi kefereden alınagelen haraçları sâkıt olmaz bî-kusur edâ
iderler Eğerçi ehl i İslama iptidâen lıaraç vaz‘ olunmak meşru* değüldir ammâ
bekaen alınmak meşru'dır Mutasarrıf olanlar eğer ehl-i zimmetdir eğer ehl i
islâmdır mâdem ki ellerinde olan yerleri zira'at ve hıraset idüb ta'dil ey-
lemeyeler aslâ dahi ve te'arruz olunmaz nice dilerler ise tasarruf iderler
Fevt oldukda sâyir emval ve emlâkleri gibi vereselerine intikal ider Se-
vâd ı ‘Irak erazisi böyledir Kütüb-i şer'iyede mestur ve meşhur olan arazi
bu iki kısımdır
Bir kısım dahi vardır ki ne öşriyedir ne veclı i mezbur üzerine hara-
ciyedir Ana arz ı memleket dirler Aslı haraciyedir Lâkin sahihlerine tem­
lik olunduğı takdirce fevt olub verese i kesîre mâbeynlerinde taksim olu­
nub her birine bir cüz’î kıt'a degüb her birinin hissesine göre haraçları
tevzi' ve ta'yin olunmakda kemâl-i su'ûbet ve işkâl olub belki ‘âdeten mu­
hal olmağın rakabe i arazi Beytülmal i müslimîn içün alıkonulub reayaya
‘ariyet tarikiyle virilüb ziraat ve hıraset idüb ve bağ ve bağçe ve bostan
idüb hasıl olandan haracı mııkctscme sin ve Iıarac ı muvazzaf m virmek
emr olunmuşdır Sevad ı ‘Irakm arazisi bâ'zı eimme i din mezheplerinde
bu kabildendir
Bu diyâr ı bereket - şi'arın arazisi dahi bu üslûb üzerine arz ı memle-
ketdir ki arz-ı miri dimekle ma'rufdır Reayanın mülkleri değüldir ‘A r i­
yet tarikiyle tasarruf idüb zira’at ve hıraset idüb öşiir adına Iıarac-1 muka-
semesin ve çift akçesi adına haracı muvazzafın virüb mâdem ki ta'til it-
meyüb vücûh i meıkume üzerine ta'mir idüb hukukin edâ ideler kimesne
dahi ve ta'arruz eylemeyiib fevt oluncaya değin nice dilerler ise tasarruf
ideler Fevt oldukda oğulları kendilerin makamlarına kayimler olub tafsîl-i
mezbur üzerine tasarruf iderler Oğulları kalmaz ise hariçden ta'mire ka­
dir kimesnelere Ücreti mil'accele alınub tapuya virilüb anlar dahi tafsil i
sabık üzere tasarruf iderler Şöyle ki mezkûrların birisi tasarrufunda olan
yeri üç yıl ta'til eyleye şer'le elinden alınub ahara tapuya virdür Bunla­
rın hiç birisi vücûh ı mezbûreye muhalif tasarrufa kadir değildir bey'leri ve
şiıâları ve hibeleri vesâyir vücûhla temlikleri ve temellükleri ve vakf et­
meleri cemî'an bâtıldır Ve anun üzerine kuzâtın virdükleri hüccetler ve
vakfiyeler külliyyen bâtıldır Ammâ bir kimesne tasarruf itdüği yerden fe­
ragat itmek isteyüb sipahi ma'rıfeti ile bir kimesneden Iıakk l kararı içün
bir mikdar akçe alub feragat itdükde sipahi ol kimesneye tapuya virse meşru*
ve makbuldür Vailahii ta'âlâ a'leııı ve alıkcm
* * *
1574 ( 982 ) tarihlerine doğru Rum vilâyetini tahrir etmiş bulunan Trab­
zon sancağı beyi Ömer Beyin bugün Ankarada Tapu ve Kadastro Umum
müdürlüğünde muhafaza edilmekte olan Sivas Mufassalının başına yazdığı
mukaddeme, Usküb defterinin başına yazdığı mukaddemede Ebussuud efen
dinin Türkiyede mevcut muhtelif toprak nevilerine ait olmak üzere zermiş
bulunduğu izahatı aynen iktibas etmiştir. Yalnız Ömer bey Rum vilâyetin
de mevcut dördüncü bir nevi toprakların hususiyetini izah için şu mühim
kısmı ilâve etmiştir:
Ammâ Amasya ve Siyan ekuâiı ki vilâyet i disaekle na'rut bir kaç
sancaklardır ol sancakların ba'zı akvâli dahi vardır Meselâ bir çiftliğin
elli yedi akçe ve nısfından yiğirmi sekiz akçe harâc-ı muvazzafından gayrı
hububâtdan ve şâir hasdâtdan ik i öşiir alınub birine öşr-İ d iu a ııi dirler si­
pahi tâifesi alur birine ö ş r i m a lik â n e dirler eshâb ı emlâk ve evkaf alur-
lar Ve esbâbı bu değildir ki diyâr ı mezbûrenin arazisi kaviyye olmağın
harâc-ı ınukasemesi hums olub nısfı bir taifeye ta'yin ola Ol asla meşru'
değüldir Belki aslı budur ki ol dıyârın hîn-i fethinde ehli yerlerinde mu­
karrer kılınub şâir memâlik-i mahmiye ehli gibi re’slerine c iz y e zarb olub
arzlarına h a r a c ı m u v a z z a f me l ı a r â c ı m ıık a s e m e vaz' olunub kendülere
temlik olunmayub Beytülmâl i müslimîne ihraz olundukdan sonra rakabât-l
arazî nahiye nâhiye ba'zı a'yâna temlik olunub lâkin Rumelinde ba'zı vü-
zera ve a ’yana temlik olunan gibi haraçları ve şâir hukuki bile temlik olun­
mayub belki mâlin harâc-ı muvazzafın ve harâc i mvkasemesin Beyt-i Ha-
râca virmek üzere temlik olunub mezkûrlar dahi çokluk yerleri bizzat ta‘-
mir ve istiglâl itmek müta'assir ve müte'azzir belki ‘âdeten müstahîl olma­
ğın her biri mülkü olan nahiyeleri evvelden tasarruf iden re'ayadan ve
gayrılardan ba'zı taifelere icâre tarikiyle virüb her biri elinde olan yeri
eküb ve biçüb h aracı muvazzaf ve mukasemesin sipahiye virdükden sonra
hubûbdan ve bağ ve bağçadan ve bostandan hasıl olan gallâtm öşrünü da­
hi iycâr-ı arz diyü mâliklerine virmek üzere terâdisî ile ‘akd idüb tarafeyn­
den bunun üzerine tasarruf ve te'amiil olunub mürûr-ı zaman ile mâlikler­
den ve mutasarrıf olan re'ayadan fevt olanların vârisleri ve halefleri dahi
eben-‘a»ı-ced selefleri ihtiyar itdiikleri üslûbı kabul idüb anun üzerine müs-
temir olmuşlardır Ö şr i m a lik â n e didükleri budır Cerâ zâlike ve hurri-
re fî evâil i sene şehri., isnâ ve semânin ve tis'a mia (982)

LXXXVII

KANUNNÂME 1 RE A YÂ Y-İ BUDUN VE LİVÂ-İ E S T E R G O N


V E LİVÂ I HATVAN VE LİVÂ 1 N O V İG R A D

İsta n b u l , B a ş v e k â l e t A r ş i v i
D efter n u m a ra sı: 226
T a r i h i : K a n u n î S ü l e y m a n d e v ri

Zikrolunan sancaklarda ve nahiyelerinde vâki' olan varoşlarda ve kar­


yelerde olan reayadan ki üçyüz akçeye güci yeter yılda elli akçe Iıa r a c
virür Eğer bir evde üç dört birader veya dahi ziyade olsa zikrolan ka­
rındaşların her biri başka başka olub üçer yüz akçeye kadir olsalar her
biri ellişer akçe h a r a ç vireler
2. Kadir didükleri şol kimesnedir ki evinden bağından tarlasından gay­
rı davarlarından ve evi içinde olan esbabından ve fuçusı içinde olan ham-
rinden hesab idüb ki üç yüz akçalık miktarı hasıl ola ol kimesneden elli
akçe lutrac alına Kadir olmasalar n e s n e alınmaz
3. Ve haraca kadir olanlar resmi kapa1 diyü sipahisine Hızırilyas gü­
nünde yirmi beş akçe ve Kasım gününde yirmi beş akçe virür Lâkin nefs-i
îdun ve Peşte reayası kıratları zamanında resmi kapu viregelır.edikleri
'en defteri cedide dahi kaydolunmadı
• Y e evi yanında bağçesi olsa yemek içün içine ekdüği nıa'denoz ve
j H ve sâyir sebzevât ki satulığı olmaya şol (?) anun gibi bağçeden
.esne alınmaya Ammâ zikrolan sebzevâtdan pazara iledüb satsa öşrü alına
5. Varoşlardan ve karyelerden pazara gelüb başları üzere getürüb sat-
dukları tavuk gibi peynir gibi meyve gibiden nesne alınmaz Ammâ tamam
hafta oturanlardan haftadan haftaya birer penez alına
6. Ve boğazlanan sığırdan resmi kanara3 diyü her sığırdan iki akçe
dört koyundan bir akçe alına
7. Ve araba ile çölmek ve bardak ve ağaç bardak gelse satandan araba
başına dört akçe bac alına ve me’kûlât kısmından nesne gelse araba başına
dörder akçe ve fııçudan iki akçe alına
8 . Ammâ bezirgânlar ve çerçiler pazar günü gelüb oturdukları içiin res­
mi sergi buçuğar akçe alma
9. Ve araba ile odun getiirenden bir odun ve bir otluk getürenden bir
demet otluk alına
10. Ve şehirde olan çömlekçilerden ve bardakçılardan işleyüb satdık-
ları içün nesneleri alınmaya
11. Ve araba ile me’kûlat gelse yüz akçeden iki akçe alına Ve yük
ile gelse yük başına iki akçe alma
12. Ve cemî‘ hububâtdan ve bostandan öşür alma
13. Ve küvvârelerinden harman zamanında onda bir öşür alma Öşür
virmeğe yetmeyüb yedi ya sekiz ya daha az olsa her kovan başına ikişer
akçe alma
14. Ve b id 'a t i h a n â z irlerin d en üzerine yıl geçmişinden iki akçe alma
Ve bellutluğa 3 giden hınzirlerinden varduğı yerde sahib i arza evvelâ Kıral
zamanında bir eyüsün virüb ba'dehû on hınzirden birin öşür aiınur imiş
Hâliyâ girü öyle alına
15. Ve birolar 4 cizye ve resmi kapu virmez Ammâ ‘âdeti ağnamı vireler
16. Ve papaslar cizye ve resmi kapu virmez Ammâ ‘âdet-i agnâmı vi­
reler Ve papaların j j l l sahib-i arza vireler
17. Ve şol yerlerde ki bir sipahinin reayası koyunun iledüb bir ahar

fl] r j [2] . j ü r j [3] <*IM: [4] J f *


sipahi karyesinde kışlada veya kuzıvlada zikrolan koyun g e le 1 itibarınca kî
her gele’nin ‘adedi üçyüze yetişe ol asd sürüden eğer kışladırsa bir koç
ve eğer kuzuladırsa bir kuzu r e s m i a ğ ıl diyü sahibi arza vireler Lâkin
öşür-i beresi defter-i cedîdde kime mahsul kaydolundı ise ana râci'dir
18. Ve nehr-i Tunada şikâr olunan mahîden öşür alın Ammâ pazara
kurı balık gelse bin akçelikde otuz akçe gümrük alma Ve yaş balıkdar
yüz akçede üç akçe bac alına Ve göllerde şikâr olunan mahîden n
alma -u"
19. Ve Tuna üzerinde ve sâyir yerlerde ki yd yürür âsiyab Qİub
akçe r e s im alına Altı ay yürür âsiyabdan yirmi beş akçe r esim alınan
nefs-i Göngöş 2 içinde vâkı‘ olan âsiyâbdan ba'zından üçer yüz ba'zından
yüzer akçe alınııgelmeğin yine öyle alına
20. Ve müslümanlardan r e s m i ‘ârıısig e bîveden otuz bâkireden altmış
akçe ve martılos 3 tâifesinin bîvesinden onbeş ve bâkireden otuz akçe alına
21. V« müslümanların bağından öşür alınmayub her dönüm başına dör­
der akçe resm i döniinı alına Ammâ hamir eyleyüb satan müslümanlardan
kuffârdan alındtığı gibi öşür alına
22. Ve müslümanlardan resm i b o sla n ikişer akçe r e s m i d ön ü m alına
23. Ve e d i m l e r i hükm i kadî lâhik oldukdan sonra baş yarugundan
yüz akçe ve kara bereden elli akçe alına Ve salb ve siyaset lâzim olan­
lara ehl-i hüküm ma'rifetile sancak beyi âdemlerine teslim ideler Nesnesin
alub salıvirmeye tamam hakkından geleler
24. Ve vilâyet i mezbûre reayasının akçesiz yemlerin ve yemeklerin ve
fuçıların ve otlukların almayalar Hizmet i padişaiıî vâki' aldukça ücretin
virüb hizmetlendireler diyü ferman olunmışdır
25. Ve şol varoşın ve karyenin ki kendü sınurlarmda bağları ola iki
ay on gün monopolilje dutulmak kanundır
26 Padişah ı âlempenâh hazretlerinin hasları ve beylerbeyi ve sancak
beyi hasları ve zu'ama ve defter kâtipleri ve mîrimirân çavuşlarının tımar­
ları serbest olmak kanundır
27. Sipah ve ınüstahfızân taifesinin ce rai ililen nısfı kendülerin ve nısf-ı
aharı sancak beğinindir

KANUNNAME 1 İSK EL E 1 BUDUN V E E S T E R G O N '

28. Öteden berli yakaya ve berüden öte yakaya gelen piyadeden ikisin­
den bir akçe ve süvariden birer akçe alına Fuçı ile hamir gelse herfuçı b
şına on ikişer buçt:k akçe g ü m rü k alma Ve iki akçe r e s m i geçi'ıd alma
V e B e ç canibine giden satıluk gâvdan her birinden on iki buçuk akçe
güm rük alına V e iki a k çe gcçü d 1 alına V e inek olsa altı akçe gümrük
alına V e iki koyundan bir a k ç e alına V e her ‘aded cild-i gâvdan bir akçe
v e iki pul gümriik alına ve yüz adet koyun derisinden on iki buçuk akçe
alına V e satuıaluk hınzır g e ç s e her hınzır başına birer a k çe resm i geçild
alına V e yüklü k oç ı da n 2 d ö r t v e yüklü aı abadan altı akçe alına V e yüksüz
büyük arabadan dört akçe ve yüksüs koçıdan iki ak ç e ahna S at ıl uk bargir-
n birer akçe ve yüz k ıt ' a tuzdan bir kıt ‘a tuz ve on iki akçe gümrük alına
V e N e m ç e canibinden gelen yüz çile «Uf Iskarlatdan3 ki elli endaze ola
akçe güm rük alına V e seksen çile Iskarlatdan yüz akçe gümrük
Ve garanenin1 zira'ından dahi on iki ak çe V e diminin» pastavından
.i beş akçe ve nemç dilenç ve desplumc dimek ile ma‘ruf çukanın halin­
den 7 ki bir denkdir beş yüz akçe alına V e nemç dilenç uysins (?) didikleri
çukanın halinden beşyüz akçe ve Portukal çukasının halinden ikiyüz elli ak­
ç e ve balı bur purgar» çukasının halinden ikiyüz elli akçe ve Bıraslav ve
bıraslospo ve ü kl e r i 1*» ( ? ) didükleri çukalsrın halinden yüz elli akçe alına Ve
nemç dilenç toryanın11 didükleri ki kendirden burası dır koçısından yiiz elli
akçe V e Londuranın12 pastavından elli akçe isterhalin13 yüz ‘adedinden yir­
mi beş akçe ve Win a‘lâ bıçağın kınından14 yirmi beş akçe ve ednâsınm bin
kınından on iki akçe
V e N e m ç e canibinden gelen hurdnvât esbâbından ki satılur beş bin ak-
çeligindan ikiyüz elli akçe ve büberin majesinden1 5 ki kırk sekiz vakıyye-
dir yüz akçe ve zagiramn fıınt.esinden1 « ki yüz altmış dirhemdir on iki
akçe ve karanfilin fııntesinden beş akçe l'tsmi güm rük alına
Dar-ül islâmdan tüccar taifesi getürdigi ki melbusât kısmından ola bin
akçalik esbabından elli akçe gümrük alına
V e su yüzünden gelen terekeden ki kantara urulmağa kabil olmaya
yüz akçeden üç akçe gümrük alına V e bakırın maje17 sinden otuz akçe
ve kalayın majesinden kırk akçe gümrük alma

L X X X V III
K A N U N -1 Ö Ş Ü R V E H A R A Ç V E S A Y lR RÜSÛM V E B A C I
R E A Y A Y 1 LİV A 1 P O JA G A
İsta n b u l B a ş v e k â le t A rş iv i
D efter num arası : 20b
T a r i h i : 1545 (952)

1. Vilâyet-i P o ja g a reayası hukuk-ı lâzıme tül edası hususunda beynen-


nâs Hızırilyas günü dimekle müteâref günde her haneden haraçları muka­
belesinde resmi f'ilori’ » diyü ellişer akçe v i r m e k ‘âdet-i kadîmleri olmağın

[\] i y f 12] jJU fjS [3] [4] [5] 4 - . o [6 ] f + t - *


çe’j [7] [8 1 <ş-ı>\ [9] J 'i j [10] j.i
JJT » ' IH ] ı> W jJi (12) [13] [14] J - y » [15]
A ı f ' •. „ A
304 Ö m er B arkan ^ .. I

'
kemakân ol zamanda filorilerin edâ ey ley elef^ lü k in resnıi fildf i altmışar
y
akçe alınmak münasib olub ve hem reaya tâ'f«şi her ne^re haraç vaz‘
olunmasından ihtiyat idüb şöyleki ‘âdet-i sabıka üzere Ker haneden birer
filori alınmak emrolurur ise t î bi hatır 1 ile resmi filori altmış akçe virmeğe
razılaruz didükleri sebebden resmi filori altraışjr akçe alınmak buyuruldı*
2. Vilâyet i mezbûrede olan raiyet kendü beyleri sefere gitdükde her
haneden ellişer akçe sefer luırcı virmek ‘âdet i mu'tâdeleri olmağın m^,<
ba‘d dahi sefer i hümâyûn vâkı‘ olub padişah ı âlempenâh hazretleri i,u.
şerîfleri ile sefer i zafer rehbere çıkdıklarunda her haneden altn.’şa olub
sefer harcı dahi virmeğe mültezim oldukları ecilden altmışar akçe tere
filorisi dahi kaydolundı
3. Ve ol vilâyetde ziraat ve hıraset olunan terekeden mukaddemâ pul-
lllij resmi2 viriliigelüb hâl i yâ ferman ı ‘adalet ‘unvan ı padişahı ile pullllğ
resmi ref‘ olunub külliyyen gallâtdan ve sayir hububâtdan velhasıl mâ nebe-
te fil-arzdan1 muktezay ı şer‘-i şerif ve müsted'âyi emr i münîf üzere öşür alın­
mak buyuruldı Feammâ şol bağ ki hîn i kitabet i vilâyetde müslümanlar tasar-

[1 ] [2] [3]
[ * ] S e f e r fi l o r i s i v e r g i s i n i n h a k i k i m a h i y e ti ile O a m a n l ı l a r ı n yeni fe th et ti k l e r i m e m ­
l e k e t l e r h a lk ın a ta t b i k e t t i k l e r i v e rg i s i y a s e ti h a k k ı n d a iyi b i r f i k i r v e rd iğ i İ çin şu h ü kü m
s u r e t i n i a ş a ğ ı y a ay n e n d e r e e d iy o ru z :
T e m e ş v a r b e ğ l e r b e y i s i n e ve d e f t e r d a r ı n a hükü m ki
S e n ki d e fte r d a r s ın s ü d d e - ı s e ‘* d e t i n ı e m e k t u p g ö n d e rü b K ı r a l b i r cSnibe sefer
e y le m e lü o ld u kd a ol d iy â rd a n v e sây ir v i l a y e t l e r i n d e n h e r sen ed e alag eld ü k leri
c lzy e-i ı m ı a y y e n e d e n g a v r ı s e f e r fi l o r i s i n â m ı i l e ‘ a v a r ı z b e d e l i h aned en h an ey e
b i r e r haraç c e m * i d e g e l d i k l e r i ve s e n e - i a â b ık a d a ve bu s e n e - i m übârekede bahr-ü
b e r d e vâk i* ol an s e f e r l e r m ü h im m i i ç ü n R u m e l i ve A n a d o l u c â n i M e r i n d e n k a n u n - ı k a d îm
Ü7.ere av â r ız ve k ü r e k ç i h a v a le o l u n u b O l d i y a r ı n r e a y a s ı ş â i r r e a y a d a n k ud retliler
o lu b ‘a d et-i k a d îm le ri ü z e re ‘ av a rız m u k a b e le sin d e c e m 1 olm agd an s e f e r flo ri ai
dahi c e m ' o l u n m a k h u s u s i n b i l d i r m i ş s i n
im di o l v i l â y e t i n r e a y a s ı e k s e r i ç i l d e n v a r u b o l d i y a r d a k a ra r eylem işd ir
Bu k a n u n i k e n d u l e r k a b u l i d e r l e r m i n i c e d i r Ş o l k i h ü s n - i t e d a r i k l e olunm ak m ü­
y e s s e r o l u b t e f r i k a y a b â i s o l m a z i s e ‘ â d e t - i k a d î m l e r i ü z e r e v i r d ü k l e r i sefer f i l o -
r i l e r i n i d e c e m ' e y l e m e k e m r e d ü b b u y u r d ı m k i v ü s ü l b u l d u k d a bu b âbd a ikiniz
dah i b i z z a t mukayyer! o l u b m u k a d d e m â r e a y a y ı t e t e b b u ' eyleyüb ş ö y l e k i reaya
m ü t e z a c c i r o l m a y u b t e f r i k a y a b â ' i s o l u r h a l v u k u ‘ b u l m a z ise hüsnü ted arik ile
m ü m k ü n o l d u ğ ı ü z e r e ‘â d e t - i k a d îm e l e r i m u c e b i n c e s e f e r f l o r i s i c e m ' ve tahsile s a ‘y
e y le s i n A m n ıâ te fri k a y a b â i s o lu r h u s u f l a r d a n z i y a d e h a z e r e y le y esin
R e a y a tâifesi hîn-i f e t i h d e ------- *'•»<« «*®rl nlıorelen K ral kanuni ü-
. . . , .ı ..ti -1,. Oı 0P o. J6J Lı
2c r e c ü m l e a h v n llcrin e d a o ı u istpnbul kucukc- - Un
Çünkü sa ir a h v alleri k r a l k a n « N i ,. H,>L>,>L1 , l r «o
o lu n m ıı şd ır A m m a l»ir v e ç h i l e te d f İlil || ||.j ||
M
25 50 70 2 0 1 0 70 S0 00 1r)6
»
r.«nl« T .y ln l. , (C»«.»nl. i,.„ J,,
( B a ş v e k l " 1" 1 » - . i t ».

You might also like