Professional Documents
Culture Documents
Silo - Tips - Carlos Castaneda Sihirli Geçişler
Silo - Tips - Carlos Castaneda Sihirli Geçişler
Silo - Tips - Carlos Castaneda Sihirli Geçişler
www.CepSitesi.Net
C A R L O S C A S T A N E D A D İ Z İ S İ
"Carlos Castaneda'nın kitaplarına sahip olmamız inanılmaz bir şans. Tümü ele alındığında,
antropoloji biliminin ürettiği en iyi yapıtlardan biridir onlar. Onların bize anlattığı öykü öyle
sa ğ lam , b e tim le m e le r öyle ca p ca n lı ki, okudukça ö lçüsüzce b ü y ü le n d im ."
— Paul Riesman, The New York Times
— Sunday Times
“ Hayret verici güzellikte kitaplar. Hele lxtlan Yolculuğu, zamanımızın önemli mesajlarından
biri."
— Barry Corbert, Book VZorld
ISBN 9 7 5 - 7 1 9 0 - 2 6 - 8
9789757190264
[söz]
I Y A Y I N I 789757 90264
On İki Yapıtın Yazarı C arlos C astaneda
1 Geştalt Yaklaşım ı’nı Türkiye'ye ben getirdim. Geştalt Terapisi - İÇİM İZDEKİ
2 Jack Kerouac’ın Dharma Bums adlı yapıtını Zen Kaçıkları adıyla Türkçeye çe
virdim. Beat G eneration’m (Beat Kuşağı) Türkiye temsilcisi, diye tanıyorlar be
ni. Geçenlerde NTV bu konuda bir program yapınca, beni de çağırdılar. Hafta
lık “Şehir Işıkla rın ın bir bölümü olarak sunulan bu program, 20 Ekim 2000 ,
Cuma günü 21:10 ’da yayınlandı.
Don Juan M atus'un ya da onun çizgisindeki şam anlann
asla ulaşam adıkları Tensegrity çevresinde
güçlerini bir araya getirerek bu öğretinin
enerjiye ilişkin alıştırm alarını bana öğreten
Tensegrity uygulayıcılarının her birine
İÇ İND EK İL ER
Sunu • II
G iriş • 13
Sihirli G eçişler • 23
T ensegrity • 35
Bir usta büyücü, bir büyücüler grubuna önderlik eden usta bü
yücülere verilen adla bir nagual olan don Juan M atus, beni es
ki çağlarda M ek sik a’da yaşam ış olan şam anların bilişsel d ü n
yasıyla tanıştırdı. Don Juan M atus, A rizo n a’nın Yum a k entin
de doğm uş bir K ızılderili idi. B abası, M ek sik a’daki Sono-
ra ’dan bir Yaqui K ızılderilisi, annesi de tahm inen A riz o n a’lı bir
Yuma K ızıldeıilisiydi. D on Juan on yaşm a dek A riz o n a’da y a
şadı. Sonra babası tarafından S o n o ra’ya (M eksika) götürüldü;
orada M eksikalIlara karşı sürdürülen yerel Yaqui savaşlarına
14 SİHİRLİ GEÇİŞLER
Tensegrity, eski çağ M ek sik a’sı şam anlarına ait sihirli geçişle
rin çağdaş uyarlam asıdır. Tensegrity sözcüğü en uygun tanım
lamadır, zira iki terim in karışım ıdır: sihirli geçişlerin iki itici
gücünü çağrıştıran terim ler— gerilim ve bütünsellik. B edenin
tendon ve kaslarının gerilip gevşetilm esiyle yaratılan etkinlik,
gerilim dir. B ütünsellik ise bedeni sağlam , tam , m ükem m el bir
birim olarak ele alm a edim idir.
Tensegrity bir hareketler sistem i olarak öğretilm ektedir;
çünkü giz dolu, engin bir konu olan sihirli geçişlerle çağdaş bir
36 SİHİRLİ GEÇİŞLER
çevrede yüz yüze gelm enin tek yolu budur. Z am anım ızda Ten
segrity uygulayan insanlar, zahm etli bir disiplin, gayret ve m e
şakkat içeren şam ancılığa özgü seçenekler peşinde olan şam an
u ygulayıcılar değiller. Bu yüzden, sihirli geçişlerin hareketler
olarak değeri, ve bu hareketlerin doğurduğu sonuçlar vurgulan
malıdır.
Don Juan M atu s’un açıklam asına göre, eski çağlarda M ek
sik a’da yaşam ış olan kendi silsilesine ait büyücülerin sihirli ge
çişlere ilişkin ilk güdüleri, kendilerinin harekete doym alarım
sağlam aktı. B edenin, anım sayabildikleri her duruşunu, her d e
vinim ini gruplar halinde düzenlediler. G rupların uzunluğu ora
nında doym a etkisinin çoğaldığına, uygulayıcıların onu anım
sam ak için belleklerini kullanm aya gereksinim lerinin arttığına
inanıyorlardı.
D on J u a n ’ın silsilesinin şam anları, sihirli geçişleri uzun
gruplar halinde düzenledikten, onları sıralarına göre uygula
dıktan sonra, bu doym a ölçütünün am açlarına ulaştığı yargısı
na varıp bunu bıraktılar. O andan sonra, bunun tam tersi üze
rinde çalışıldı: bireysel ve bağım sız birim ler halinde uygulan
m ak üzere uzun grupların tek tek bölüm lere ayrılm ası. Don Ju
an M atu s’un sihirli geçişleri dört öğrencisine— Taisha Abelar,
Florinda D onner-G rau, Carol Tiggs ve bana— öğretm e yönte
mi, bu bölünm e girişim inin sonucuydu.
Don J u a n ’m kişisel düşüncesine göre, uzun grupları uygu
lam anın yararı çok açıktı; bu tür uygulam a, şam an öğrencileri
devinduyum sal (kinestezik) belleklerini kullanm aya zorluyor
du. O, şam anların rastlantı eseri buldukları devinduyum sal bel
leğin kullanım ım gerçek bir ödül sayıyordu; bunun zihnin gü
rültüsünü kesm ek gibi olağanüstü bir etkisi vardı: içsel söyleşi
yi susturuyordu. ■
Don Juan, dünyayı algılam a biçim im izi desteklem ek, sabit
bir verim lilik ve işlevsellik düzeyinde tutm ak için yaptığım ız
şeyin, kendim izle konuşm ak olduğunu açıklam ıştı bana.
B ir keresinde bana, “T üm insan soyu,” dedi, “ içsel söyleşi
yoluyla kararlı bi işlev ve verim düzeyini korur, iç se l söyleşi,
birleşim noktasını tüm insan soyunca paylaşılan konum unda,
kürek kem ikleri hizasında ve onlardan bi kol boyu uzaklıkta
TENSEGRİTY 37
leştirm eye ilk başladığım ızdaki kaygım ızla tam am ıyla aynı.
H areketlerin çokluğu onları şaşkına çeviriyor. O nlara don Ju
a n ’ın bana defalarca yinelediği şeyi tekrar ediyorum : en ö nem
li olan, anım sanan Tensegrity sırası ne ise, onun uygulanm ası
dır. Sürdürülen d oym a , sonunda, eski çağ M ek sik a’sı şam anla-
rının peşinde olduğu sonuçları verecektir: enerjinin yeniden ko
nuşlandırılm ası ile onun üç doğal sonucu; içsel söyleşinin ke
silmesi, içsel sessizlik olasılığı, ve birleşim noktasının akışkan-
lığı.
K işisel değerlendirm em e göre, don Juan beni sihirli geçiş
ler ile doym a durum una getirerek, iki m üthiş şey başarm ıştı.
Birincisi, sahip olduğum , ancak varlıklarından haberli olm adı
ğım bir sürü gizli kaynağı yüzeye çıkarm ası, İkincisi de tek
yönlü yorum lam a tarzım la ilgili saplantım ı yavaşça yok etm e
siydi.
“ Sana olan şu,” diye açıkladı, kendisini bu konudaki dene
yim lerim hakkında sorguladığım da, “içsel söyleşinin asgari öl
çüde dengelenm eye başladığı andan beri, içsel sessizliğin beli
ririni hissetm ektesin. A lgılam a alanına yeni bi şeylerin akışı
girm eye başladı. O şeyler hep oradaydılar; genel farkındalığı-
ııın sınırları içinde; am a onların gerçekten farkına varacak k a
dar enerjin hiç olm am ıştı. Sen içsel söyleşini uzaklaştırdıkça,
bi bakım a, farklı algılam a öğeleri ondan boşalan yeri doldur
m aya başlıyorlar.
“Sihirli geçişlerin senin canlılık m erkezlerine getirdiği y e
ni enerji akışı,” diye devam etti don Juan, “birleşim noktanı da
ha akışkan yapıyor. A rtık katı biçim de korunm uyor. A taları
mızdan kalm a korkularla, hiçbi yöne adım atm am ıza izin v er
m eyen korkularla güdülm üyorsun artık. B üyücüler, enerji bizi
özgür kılar derler— gerçeğin ta kendisidir b u .”
Tensegrity uygulayıcılarının hareketlere ilişkin ideal duru
mu, bir şam ancılık uygulayıcısının sihirli geçişleri ifa etm esine
ilişkin ideal durum u ile aynıdır. Her ikisi de, hareketlerin k en
dileri tarafından benzersiz bir doruğa doğru yönlendirilm ekte
dir. O noktadan sonra, Tensegrity uygulayıcıları uygun gördük
leri herhangi bir etki için, ve bir dış kaynak tarafından çalıştı
rılm ak sam , doym a durum una getirildikleri hareketler yığının
40 SİHİRLİ GEÇİŞLER
Resim 4 Resim 5
sik a’ya gelm iş, öm rünün sonuna dek orada kalm ıştı. Don Ju
an ’ın kendi grubunun kadın büyücülerinden biri de Uzak D o
ğuya gitm iş, orada dövüş sporları çalışm ıştı. Don Ju a n ’ın ken
disi de öğrencilerine herhangi bir dövüş sporu eğitim i alarak
disiplinli bir biçim de hareket etm eyi öğrenm elerini salık verir
di.
H afifçe kırık dizlerle ilgili akılda tutulacak bir başka
nokta da, bacaklar bir tekm e hareketi ile öne doğru savruldu
ğunda, dizlerin asla bir ham lede fırlatılm am asıdır. B unun yeri
ne tüm bacak, uyluktaki kasların gerilm esiyle oynatıl malıdır.
T E N S E G R I T Y ’Nİ N ALTI DİZİSİ 47
Resim 7 Resim 8
48 SİHİRLİ GEÇİŞLER
Resim 9 Resim 10
Resim I I Resim 12
Resim 13 Resini 14
eşit güçle gerilir— ancak yalnızca bir an için (res. 15, 16). Ten
segrity uygulayıcıları ilerledikçe, bıı gerilim i daha uzun bir sü
re tutm ayı öğrenebilirler.
B edenin uyarılm asının, zam anım ızın göstergesi gibi görü
Birinci Grup:
enerjiyi ezm e için iç-denetim e sahip bir sihirli geçişti, yani uy
gulayıcılar dilerlerse enerjinin aşırı harekete geçirilm esinden
korkm aksızın bu sihirli geçişleri yüzlerce kez tekrarlayabilir
lerdi. Zira D on J u a n ’ın görüşü, niyet için aşırı olarak harekete
geçirilen enerjinin sonunda canlılık m erkezlerinin gücünü
önem li ölçüde azaltacağı yönündeydi.
Resim 20 Resim 2 1
Resim 27
m*
Resim 28
Resim 3 1 R esim 32
64 SİHİRLİ GEÇİŞLER
getirilir (res. 32). Aynı hareketler sağ ayak ve kolla, elleri ayak
tan karaciğer ve safrakesesi hizasına doğru kaldırarak yapılır.
H areketler bacak değiştirilerek sürdürülür.
B undan önceki sihirli geçişte olduğu gibi, bedenin öne
doğru eğilm esi enerjinin ayak tabanlarından karaciğer ve pank
reas çevresindeki iki canlılık m erkezine aktarılm asını sağlar.
Bu sihirli geçiş, esneklik kazanm aya yardım cı olm ak, sindirim
sorunlarını rahatlatm ak için kullanılır.
Resim 33
Resim 34
Resim 35
* **
Ş am anlar son beş sihirli geçişe D oğadaki A dım lar adını ver
m işlerdi. B unlar uygulayıcıların yürürken, işlerini sürdürürken,
hatta oturm uş sohbet ederken bile gerçekleştirebilecekleri si
hirli geçişlerdir. İşlevleri, konsantrasyon ve belleğin süratli kul
lanım ım gerektiren durum larda ayaklarla enerji toplam a ve b a
caklarla onu kullanm adır.
Resim 36 Resim 37
NİYETİ HAZIRLAMA DİZİSİ 67
İkinci Grup:
68 SİHİRLİ GEÇİŞLER
durulur (res. 38). A ğırlık sağ bacağa verilir; sol bacak da—
ayak parm ak uçları yeri süpürür, ayak parm aklarının köküyle
de bedenin önünde yere basarken— tam bir daire çizer (res.
39). K ısa bir duraklam adan sonra, bacak ve kol art arda iki d a
ire daha (toplam üç daire) çizerler (res. 40). Bu sihirli geçişin
tem posu şöyle tutulur: bir, kısa duraklam a, bir-bir, sonra çok
kısa bir duraklam a, iki, duraklam a, iki-iki, sonra çok kısa bir
duraklam a, ve devam ı. Aynı hareket sağ bacak ve kolla tekrar
lanır.
Bu sihirli geçiş ışıltılı kürenin dibindeki enerjiyi ayaklarla
harekete geçirerek, kollarla başın hem en üzerine yansıtır.
Resini 4 1 Resim 42
NİYETİ HAZIRLAMA DİZİSİ 69
Resini 45 Resim 46
Resim 47 Resim 48
geri döner (res. 53). Tam bir yarım -daire, önde gözlerin h iza
sından arkada kalçanın altında bir yere kadar yandan indirilir.
İdin hareketini gözlerle izlem ek önem lidir.
Sol kolla yapılan yarım -daire tam am landığında, aynısı,
bedeni aynı biçim de iki yarım -daire ile çevreleyerek, sağ kolla
da yapılır. Bu iki yarım -daire enerjiyi harekete geçirm ek, ve
başın üzerinden böbreküstü bezleri bölgesine kaym asına yar
dımcı olm ak için çizilir. Bu sihirli geçiş yoğun, kalıcı bir aklı
başındalık durum u elde etm ek için bir araçtır.
Resim 55 Resim 56
vinir. K olların son derece gergin olm ası önem lidir. Ellerin avuç
içleri ileriye doğru, parm ak uçları da birbirlerine bakar konum
dadır. K olların itm e gücünü, kürek kem iklerinin derinden g e
len hareketiyle m ide kaslarının gerginliği yaratm aktadır.
Şam anların inancına göre kürek kem ikleri çevresindeki si
nir düğüm leri kolayca sıkışarak hareketsizleşir; bu da boyun
dibindeki V noktasında bulunan kararlar m erkezinin gücünü
yitirm esine neden olur. Bu sihirli geçiş o enerjiyi harekete ge
çirm ek içindir.
(res. 58). D arbenin şiddeti o anda gergin olan m ide kasları ta-
ıalından emilir. Kol kasları gevşek tutulduğu ya da kol ani ola
rak savrulduğu takdirde tendonlar incinebileceğinden dolayı,
kolların kasları gergin tutulur. Kol aşağıya doğru indikçe nefes
yavaşça verilir. Aynı hareket sağ kolla yinelenir.
Resini 57 Resim 58
Üçüncü Grup:
ayası gene sola bakacak biçim de eski konum una gelirken soluk
alm a devam eder. Sonra, sol kol om uz hizasında kalarak, san
ki bir top takıyormuş gibi, bir yarım -daire yapar; bu hareket bü
külen bileğin arkası böbreğin üzerine konulduğunda sona erer.
K olun önden arkaya doğru döndürülm esi süresince soluk al
m anın sürdürülm esi önem lidir. Bu dönüş sırasında sağ kol, be
denin önüne doğru, bükülü bileğin arkası kasığın hem en üzeri
ne değdirilince sona eren dairesel bir hareket yapar. Baş geri
ye bakacak biçim de sola doğru döndürülür (res. 62). S onra to
pu tutan sol el, bedene bakacak şekilde dönerek, topu sol böb
rek ve böbreküstü bezinin üzerine çarpar. A rdından, nefes v e
rilirken el ayasıyla o bölge hafifçe ovuşturulur.
Aynı hareket, kollar değiştirilerek, baş da sağa doğru dön
dürülerek uygulanır.
Resini 73 Resim 74
iki el iki zıt m erkez üzerine konarak, sol ve sağ enerjiyi pank
reasla karaciğer çevresindeki iki canlılık m erkezine taşıyıp bir-
biriyle kaynaştırır.
Enerjiyi bu biçim de kaynaştırm ak, ayrı ayrı her canlılık
m erkezine, çekim gücü büyük olan bir sarsıntı sağlar. U ygula
yıcılar ustalaştıkça bu sarsıntı keskinleşerek bir enerji filtresi
özelliği kazanır ki, bu geçiş uygulanm aya başlanm adan bunu
kavrayabilm ek m üm kün değildir. Buna eşlik eden duyum ,
m entollü hava solum ak olarak betim lenebilir.
kış atarak, elin kapacağı hedefi gözle belirlem eyi salık verirdi.
B elirlenip kapılan şey ne ise, hızla aşağı doğru çekilir; pankre
as ile dalak çevresindeki canlılık m erkezinin üzerine konur. Bu
noktada nefes verilir. Aynı hareket sağ kolla da yapılarak, ener
ji karaciğer ve safrakesesi civarındaki m erkezin üzerine getiri
lir.
Ş am anlara göre, niyet enerjisi aşağı doğru çekilm eye eği
limlidir, ancak aynı enerjinin daha özel bir bölüm ü başın üze
rindeki bölgede kalır. O enerji bu sihirli geçişle toplanır.
Dördüncü Grup:
güçlü bir darbeyle durur. O rada yavaş bir soluk verm e başlar;
eller solla başlayarak, sırayla üç kez öne ve arkaya, sanki düz
bir yüzey üzerinde kayıyorm uş gibi hareket eder. Soluk verm e
her iki avucun alt kısm ı göğüs kafesine değdiği anda sona erer
(res. 91). O rada derin bir soluk alınır. Sol el bir kaym a hareke
tiyle sola doğru, onu izleyen sağ el de sağa doğru götürülür; bu,
üç kez sırayla yapılır. Bu hareket avuçların alt kısım ları göğüs
kafesine dayalı, başparm aklar da nerdeyse birbirine değecek
konum a getirilince sona erer (res. 92). Sonra her iki el bacak
ların ön kısm ında aşağı doğru kaydırılarak bileklerin önündeki
tendonlara ulaşana dek inidirilir (res. 93). Soluk verm e burada
sona erer. D erin bir nefes alınır, bu arada ayak başparm ağı, ten-
don fırlayacakm ış gibi gerilene kadar kaldırılır, her iki elin işa
ret ve ortaparm akları tendonların üzerine bastırarak onları tit
reştirirler (res. 94). P arm aklar pençe biçim inde kıvrılarak, eller
bacakların ön kısm ından kalçalara doğru çekilirken ağır bir so
luk verm e başlar. Soluk verm e biterken avuçlar canlılık m er
kezlerini hafifçe ovuşturur.
Resim 93 Resim 94
İkinci Dizi
Dölyatağı Dizisi
Don Juan M atu s’a göre, eski çağ M ek sik a’sı şam anlarının k en
dilerine özgü ilgi alanlarından biri de, dölyatağının özgür kılın
ması olarak nitelendirdikleri olguydu. A çıklam asına göre, döl-
yatağının özgür kılınm ası onun ikincil işlevlerinin ayırdına va
rılm asını gerektiriyordu; noıınal şartlarda rahm in birinci işlevi
ürem e olduğuna göre, o büyücüler onun ikincil olduğunu kabul
ettikleri işleviyle ilgileniyorlardı sadece: evrim ile. D ölyatağı
bağlam ında evrim , onlar için, dölyatağının dolaysız bilgiyi iş
90 SİHİRLİ GEÇİŞLER
“Eski çağ M ek sik a’sı şam anları, bildiğin gibi,” diye sürdü
rüyordu, “ yorum lam anın, insan bedenini bi ışıltı küresini andı
ran enerji alanları küm esi olarak gördüklerinde keşfettikleri
yoğun parlaklık noktasında, yani birleşim noktasında oluştu
ğundan em indiler. K adınların üstünlüğü, birleşim noktasının
yorum lam a işlevini dölyatağına aktarabilm e yetenekleridir. Bu
işlev aktarılm asının sonucu hakkında konuşulam az, yasaklan
dığı için değil; betim lenem eyecek bi şey olduğundan.”
Don Juan, “D ölyatağı,” diye sözlerini sürdürüyordu, “ger
çekten bi kargaşa içinde; doğum anından ölüm anına dek yatış
tırılm ış olarak var olan, ve hiç kullanılm ayan bu üstü örtülü y e
teneği yüzünden. Bu yorum lam a işlevi hiç durm adığı halde,
tam bilinçlilik düzeyine de hiçbi zam an çıkarılm am ıştır.”
Don J u a n ’ın savına göre eski çağ M ek sik a’sı şam anları, si
hirli geçişleri vasıtasıyla kadın uygulayıcılarında dölyatağının
yorum layıcı yeteneğini bilinçlilik düzeyine çıkarm ışlar, ve bu
yolla aralarında evrim sel bir değişim başlatm ışlardı; yani döl-
yatağını bir ürem e organından evrim in aracına dönüştürm üş
lerdi.
Ç ağdaş insanın dünyasında evrim , değişik türlerin, kendi
lerinde m eydana gelen farklılıkları döllerinde gerçekleştirecek
şekilde başarılı ürem e yapana dek, doğal ayıklanm a süreciyle
ya da ayırdedici niteliklerin aktarılm asıyla kendilerini değiştir
m eleri olarak tanım lanır.
Y üzyıldan fazla bir süre önce biçim lendirilm iş ve günü
m üze dek süregelm iş olan evrim kuram ı, yeni bir tür hayvan ya
da bitkinin devam lılığına, çevresine en iyi uyum sağlayan özel
liklere sahip bireylerin sağ kalm asını destekleyen doğal ayıkla
m a sürecinin neden olduğunu; ve evrim in şu üç ilkenin etkile
şim iyle oluştuğunu söyler: bir, soyaçekim ; benzer organik b i
çim leri bir kuşaktan öbürüne aktaran tutucu güç, iki, çeşitlem e;
tüm yaşam biçim lerinde m evcut olan farklılıklar, ve üç, belirli
bir ortam da hangi çeşitlem elerin üstünlükler bağışlayacağını
saptayan varoluş m ücadelesi. Bu son ilke, hâlâ geçerliliğini ko
ruyan düsturun doğm asına yol açm ıştı: “en çok uyum sağlam ış
olanın hayatta k alm ası.”
E vrim , bir kuram olarak m uazzam boşluklar içeriyor; çok
DÖLYATAĞI DİZİSİ 93
Birinci Grup:
elin ayası aşağı dönük biçim deyken ileri doğru iki bıçaklam a
hareketi yapılır. Elin ayası bir kez daha yüze doğru döndürülür,
ve el tıpkı bir önceki gibi tekrar soldan sağa ve sağdan sola
doğru süpürm e hareketi yapar.
A ğırlık arkadaki ayağa aktarılarak, beden öne doğru hafif
çe eğilir. Sonra parm aklar pençe biçim inde kıvrılm ış olarak,
bedenin önündeki bir şeyi kapm ak istiyorm uş gibi, bel hizasın
dan ileri doğru uzanır; sert bir m addeyi güç sarl'ederek çıkarı-
yonnuşçasına, önkolun ve elin kasları ile tendonları gerilm iştir
(res. 99). Pençe şeklindeki el geriye, bedenin yanına çekilir.
Sonra elin parm akları düm düz uzatılır, başparm ak elin içine
dönük ve öbür parm aklar orta ve dördüncü parm ak arasından
bir V harfi yapacak şekilde açılm ış olarak dölyatağı üzerini, ya
da erkeklerde cinsel organların üzerini sıvazlar (res. 100).
B acakları değiştirm ek için hızlı bir sıçram a yapılır; böyle-
ce sağ ayak tekrar bir T m eydana getirecek şekilde sol ayağın
önüne getirilir. Aynı hareketler sağ kol ve bacakla tekrar edilir.
İkinci Grup:
Bu grupta yalnızca bir tek sihirli geçiş var. B u sihirli geçişin et
kisi, Florinda D o nner-G rau’nun kişiliği ile m utlak şekilde
uyumlu. Don Juan M atus onu çok açık sözlü sayardı; öylesine
açık sözlüydü ki, bu özelliği bazen dayanılm az olurdu. Bu doğ
ruculuğun bir sonucu olarak, onun büyücülerin dünyasındaki
etkinlikleri, her zam an evrim leşm e hedefine, ya da dölyatağı-
nın bir üretkenlik deposu ya da destekleyicisi olm aktan çıkıp,
normal bilişim izin parçası olm ayan düşüncelerin ele alınabile
ceği bir farkındalık organına dönüşm esi am acına yönelikti.
4. Sfenks Pençeleri
Bu sihirli geçiş hızlı, derin bir soluk alm a ile başlar. B ileklerin
bedenin ön kısm ına güçlü bir darbesiyle, keskin bir biçim de
nefes verilir. Bu darbeyi yapm ak için eller önkollara dik açı ya
pacak şekilde, sertçe aşağıya doğru çevrilir, parm aklar yere
doğru tutulur, darbe yüzeyi de bilek bölgesinde ellerin arka kıs
mı olur.
E ller om uzların hizasına dek çıkarılır; önkollarla düz bir
çizgi oluşturacak biçim dedir, avuçlar ileriye bakm aktadır. D e
rin bir soluk alınır. Sonra avuçlar aşağıya doğru dönük olarak,
eller bir darbe ile kalçaların hizasına kadar iner (res. 104). S o
luk sertçe verilir. Eller tekrar om uzların üzerine kaldırılırken
gövde öne döner, ve derin bir soluk alınır. E ller hâlâ om uz h i
zasının üzerinde iken gövde sağa çevrilir. Sonra avuçlar aşağı
bakar biçim de, her iki el de kalça hizasına kadar bir darbeyle
iner, ve bu arada soluk verilir.
H er iki el de sonra bedenin sağ yanına yönelir; el ayaları
sola dönük, sanki sıvı bir m addeyi avuçlar gibi hafifçe çukuı-
laştırılmıştır. H er iki kol da, sağdan sola, sonra tekrar sağa doğ
ru, bedenin önünde yatay bir sekiz çizerler. Bunu yapm ak için
önce belin bir kıvrılışını izleyerek kollar iyice sola doğru götü-
100 SİHİRLİ GEÇİŞLER
Ü çüncü Grup:
D ördüncü Grup:
Birinci Grup:
Kararlar M erkezi
Eski çağlarda M ek sik a’da yaşam ış olan şam anlar ile don Ju-
SİHİRLİ GEÇİŞLER
na değil, bir sarkaç gibi, sanki bir kalbin atışını andıran ileri ge
ri bir devinim e sahip olarak tanım lıyordu.
“N eden bu m erkezin enerjisi bu denli farklı, don Juan?”
diye sordum ona.
“A ltıncı enerji m erkezi,” dedi, “tam olarak insana ait sayıl
maz. G örüyorsun, biz insanoğulları kuşatm a altındayız, deyim
yerindeyse. O m erkez, bi istilacı, görünm eyen bi yağm acı tara
fından devralınm ış bulunuyor. Ve bu yağm acıyı yenm enin tek
yolu, öbür m erkezlerin tüm ünü güçlendirm ek.”
“K uşatm a altında olduğum uzu düşünm ek biraz parano
yakça olm uyor m u, don Juan?” diye sordum .
“Eh, belki senin için öyledir, am a benim için kesinlikle d e
ğil,” diye cevap verdi. “B en enerjiyi g ö rü rü m , ve başın üzerin
deki m erkezde, enerjinin, öbür m erkezlerde bulunanlardan
farklı biçim de dalgalandığını görüyorum . İleri-geri bir devini
mi var; çok itici, ve bi o kadar da yabancı. Aynı zam anda şunu
da görüyorum : büyücülerin yabancı d ü zen , diye adlandırdıkla
rı zihni alt etm e yeteneğini gösterm iş olan bi büyücüde, o m er
kezin dalgalanışı tam am ıyla öbür m erkezlerin dalgalanm ası gi
bi oluyor.”
D on Juan, tüm çöm ezlik yıllarım boyunca, altıncı m erkez
hakkında konuşm ayı düzenli biçim de reddetm işti. Bu kez de,
bana canlılık m erkezlerini anlatırken, heyecanlı kurcalam aları
mı bir hayli kabaca geçiştirerek, dördüncü m erkez olan karar
lar m erkezi hakkında konuşm aya başladı.
“D ördüncü m erkez,” dedi, “ görücünün gözüne eşsiz bi
şeffaflıkta görünen özel bi tür enerjiye sahiptir; ancak suya
benzetilerek betim lenebilecek bi şey; sıvı görünecek kadar akı
cı bi enerji. Bu özel enerjinin sıvısal görünüm ü, kararlar m er
kezinin kendine doğru gelen enerjiyi süzen, ve içinden yalnız
ca akışkan tarafını ayırıp çeken kendine özgü filtrem si niteliği
nin bir işaretidir. Bu sıvısallık niteliği, bu m erkezin bağdaşık ve
tutarlı bi özelliğidir. B üyücüler ona sulak m erkez de derler.
“K ararlar m erkezindeki enerjinin dönüşü, hepsinin arasın
da en zay ıf olanıdır,” diye devam etti. “ Bu yüzden insanın bi
şey için karar alabilm esi çok enderdir. B üyücüler belirli geçiş
leri uyguladıktan sonra bu m erkezin etkin durum a geldiğini gö-
BEŞ İLGİ-ALANI DİZİSİ: WESTWOOD DİZİSİ 115
riirler; daha önce ilk adım ı bile atam azken artık diledikleri ka
dar karar alabilirler.”
Don Juan, eski çağ M eksika’sı şam alılarının, kendi boyun
larının altındaki çukur bölgeye dokunm a konusunda fobi sınır
larına varan bir çekince duydukları gerçeğini hep vurguluyor
du. O noktaya herhangi bir m üdahale için kabul ettikleri tek
yol, sihirli geçişlerin kullanım ıydı; dağılm ış enerjiyi bu yön
tem le oraya getirerek o m erkezi güçlendiriyor, günlük yaşam ın
yıpratıcı etkisiyle dağılan enerji yüzünden karar alm a konusun
da doğan duraksam aları bu yolla ortadan kaldırıyorlardı.
“ Bi insanoğlu,” dedi don Juan, “bi enerji alanları küm esi
olarak algılandığında, içine enerjinin girem eyeceği, ve dışına
enerjinin kaçam ayacağı som ut ve kapalı bi birim dir. Zam an za
m an hepim izin yaşadığı enerji yitirm e duyum u, enerjinin beş
büyük yaşam ve canlılık m erkezinden dağılıp uzağa sürülm e
sinden doğar. H erhangi bi enerji kazanm a duyum u ise, daha
önce bu m erkezlerden dağılm ış olan enerjinin yeniden ko n u ş
landırılm asının sonucudur. Yani enerji, o beş yaşam ve canlılık
m erkezine yeniden yerleşm iş olm aktadır.”
G etirm e
Bıı sihirli geçiş tüm üyle bir önceki gibidir;
aynı soluk alıp verm eleri içerir, am a eller
ve kollar iki daireyi çizerken avuçlar yuka
rıya doğru dönüktür (res. 129).
ne doğru yöneliktir. Sonra önce sol, sonra sağ olm ak üzere, el
ler bölge çevresinde sanki sıvı bir m addeyi karıştırıyorm uş gi
bi, ya da her elin bir dizi yum uşak devinim iyle V noktasına h a
va yelpazeliyorm uş gibi hareket ettirilm eye başlanır; bu hare
ketler tüm kolu yana doğru uzatarak, sonra da V noktasının
önündeki bölgeye geri çekerek gerçekleştirilir (res. 132). B un
dan sonra, el keskin biçim de içe dönük, ve elin arkası bir dar
be yüzeyi olarak kullanılıp, sol kol V noktasının önünde dışarı
savrulur (res. 133). Sağ kol da aynı hareketi yapar. Bu yöntem
le V noktasının önündeki bölgeye bir dizi güçlü darbe yapılm ış
olur.
inak üzere iki daire çizer. İkinci daireyi tam am ladığı anda, sağ
el öne fırlar, ve kenarı ile karaciğer ve safrakesesinin önünde
ki bölgede bir kol boyıı m esafede bir darbe yapar (res. 135).
bir soluk alınır, ve kollar kaldırılır; önce sol kol, sonra da onun
üzerinden geçirilen sağ kol, parm aklar enseye gelecek şekilde
başın arkasına getirilirler. Soluk tutulur, ve gövde sırayla üç
kez tahterevalli hareketiyle devinir; önce sol om uz iner, sonra
sağ, vb. (res. 138). S onra soluk verilirken kollar ve eller tekrar
geriye, dizlerin üstüne indirilir; avuç içleri gene yukarı dönük
tür.
Derin bir soluk alınır, sonra soluk verilirken eller dizlerden
V noktası hizasına kaldırılır, parm ak uçları ona yönelik olarak
am a değdirilm eden tutulur (res. 139). E ller bir kez daha nefes
verm e esnasında dizlere getirilir. Son bir derin nefes alınır— e l
ler gözlerin hizasına kaldırılır, sonra nefes verilirken yanlara
indirilir.
ken, aşağıya doğru bir çengel biçim inde kıvrılm ış olan el önce
üç kez kepçelem e hareketi yaparak devinir. Sonra da sanki ka
tı bir m addeyi kavrıyorm uş gibi bir kapm a hareketi yapar (res.
149). El öne doğru savrularak kararlar m erkezinin hizasına ka
dar çıkar. Sağ om za doğru yoluna devam eder; bu arada önkol
yukarıya doğru bir halka çizer— V noktasının önünde, ona bir
kol boyu uzaklıkta bir yum ruk arkası darbesi yapar (res. 150).
El, tutm akta olduğu bir şeyi bırakıyorm uş gibi açılır. Sonra
aşağı iner, bedenin arkasına geçer ve ayası aşağı dönük olarak,
bırakm ış olduğu şeyi açık elle güçlü bir darbe yaparak ezer.
A ğır soluk verm e orada sona erdirilir (res. 151).
Aynı hareketler sağ kolla tekrar edilir.
İkinci Grup:
Ö zetlem e
jik yöntem ler içinde psikanalize uygıın olan, bir tür kendi ken
dine yardım tekniği olarak görünebilir. H içbir şey gerçeğe bun
dan daha uzak olam az.
Don Juan M a tu s’a göre, insan daim a hükm en m ağluptur.
B üyücülüğün önerm eleri açısından, batılı insanın, farkındalığı-
nı arttırm a konusunda çok büyük bir fırsatı kaçırm akta olduğu
na, ve batılının evren, yaşam ve farkındalık ile olan bağlarını
kurarken tutm uş olduğu yolun, çok çeşitli seçeneklerden yal
nızca biri olduğuna inanıyordu.
Ö zetlem enin şam an uygulayıcılar için anlam ı, kavranam a-
yacak bir güce—-farkındalığın karanlık denizine— tam da gö
rünüşte peşinde olduğu şeyi verm ektir: yaşam deneyim lerini;
ya da işte o yaşam deneyim leri sonucunda çoğalttıkları farkın-
dalığı. B ana bu olguları standart m antıkla açıklam ası m üm kün
olm adığı için, don Juan, büyücülerin am aç edinebileceği tek
şeyin, nasıl yapıldığını bilm eseler de, yaşam güçlerini alıkoy
m a ustalığını gösterm ek olduğunu söylüyordu. Bu başarıyı el
de eden binlerce büyücü olduğunu da söylem işti. Farkındalı-
ğın karanlık denizine yaşam deneyim lerinin gücünü verdikten
sonra yaşam güçlerini korum uşlardı. D on Ju a n ’a göre bunun
anlam ı, o büyücülerin bizim anladığım ız m anada ölm edikleri,
am a ölüm ün sınırlarını aştıkları idi; yaşam güçlerini alıkoya
rak, nihai bir algı yolculuğuna girişm ek üzere dünya yüzünden
kayboluyorlardı.
Don J u a n ’ın silsilesindeki şam anların inancına göre, ölüm
bu yöntem le gerçekleştiğinde tüm varlığım ız enerjiye dönüşü
yordu; bireyselliğim izin işaretini koruyan özel bir tür erkeydi
bu. Don Juan bunu m ecazi anlam da açıklam aya çalıştı; bizim
ayrı uluslardan oluştuğum uzu söyledi: akciğerler ulusu, kalp
ulusu* m ide ulusu, böbrekler ulusu, vb. Bütün bu uluslar bazen
birbirlerinden bağım sız çalışm alarına karşın ölüm anında tek
bir varlık halinde birleşir. Don J u a n ’ın silsilesindeki büyücüler
bu durum a m u tlak özgürlük adını veriyordu. O nlar için ölüm
bir birleştiricidir; yoksa sıradan insan için olduğu gibi bir imha
edici değil.
“Bu ölüm süzlük m ü, don Ju an ?” diye sordum .
“H içbi şekilde ölüm süzlük değil,” diye yanıtladı. “ Bu sa
BEŞ İLGİ-ALANI DİZİSİ: WESTWOOD DİZİSİ 127
ziksel beden ve enerji bedeni tek bir birim dir. Ö zetlem e ile il
gili sihirli geçişler, enerji bedenini fiziksel bedene getirir ki, bu
da bilinm eyene yolculuk için şarttır.
(res. 154). O konum dan eller uyum içinde yanlara doğru açılır;
bu yavaş bir şekilde, sanki m uazzam bir dirençle karşı karşı-
yaym ış gibi yapılır (res. 155). K ollar azam i açıklığa ulaştıkla
rında, avuçlar önkollara doksan derecelik açıyla dönük olarak,
ve iki yandan bedenin ortasına katı bir m addeyi it iyorm uş gibi
bir duyum yaratacak şekilde tekrar m erkeze getirilir. Sol el sağ
elin üzerinden geçerek, yanlara doğru yeni bir darbe için hazır
lanırlar.
Fiziksel beden, enerji alanları küm esi olarak kesinlikle be
lirlenm iş sınırlar taşırken, enerji bedeninin bu özelliği yoktur.
Enerjiyi yanlara doğru yaym ak, enerji bedenine yoksun oldu
ğu belirlenm iş sınırları sağlar.
İzleyen dört sihirli geçiş, derin soluk alıp verm eler içerdiğin
den, idareli yapılm alıdır.
BEŞ İLG İ- A L A N I DİZİSİ: WESTWOOD DİZİSİ 137
Üçüncü Grup:
R üya Görm e
Don Juan M atus, rüya görm eyi insan farkındalığının başka al
gılam a âlem lerine yapacağı gerçek bir giriş için norm al rü y ala
140 SİHİRLİ GEÇİŞLER
rın kullanılm ası edim i, diye tanım lıyordu. Bu tanım onun için,
sıradan rüyaların, günlük yaşam ım ızın dünyasındaki enerjiden
farklı olm akla birlikte tem el özünde düpedüz benzer olan ener
ji alanlarını algılam aya açılan bir kapı olarak kullanılabileceği
anlam ına geliyordu. B üyücüler için böyle bir girişin sonucu,
içinde yaşayıp ölebilecekleri gerçek dünyaların algılanm asıy-
dı; bizim kinden şaşırtıcı ölçüde farklı, ancak tem elde benzer
dünyalardı bunlar.
du; don J u a n ’ın kim seye rüya görm eyi öğretebilecek bir yön
tem bulunm adığını söylem esiydi bu. R üya g ö rm e, her şeyden
önce, diyordu, eski çağ M ek sik a’sı büyücülerinin adına niyet
dedikleri, ve her yana nüfuz eden o tanım lanam az güç ile tem a
sa geçebilm ek için zahm etli bir çabadır. Bu bağlantı kurulduğu
anda, rüya görm e de akıl alm az bir şekilde başarılm ış oluyor
du. D on Juan bu bağlantının disiplin gerektiren herhangi bir
m odel izlenerek başarılabileceğini belirtiyordu.
A nılan yöntem lerle ilgili özlü bir açıklam a istediğim de,
güldü bana.
“B üyücülerin dünyasına doğru yola çıkm ak,” dedi, “araba
sürm eyi öğrenm eye benzem ez. A raba kullanm ak için kılavuz
kitapçıklara, yönergelere gereksinm en vardır. Rüya görm ek
için ise, ona niyetlenm en yeter.”
“A m a buna nasıl niyetlenebilirim k i?” diye üsteledim .
“N iyetlen eb ilm ek için sahip olduğun tek yol, buna niyet
lenm ekten geçer,” dedi. G ünüm üz insanı için kabullenilm esi en
zor şeylerden biri bu; yöntem yoksunluğu. Ç ağdaş insan kıla
vuzların, uygulam aların, yöntem lerin, başlangıç adım larının
pençesinde. Hiç durm aksızın notlar alıyor, çizelgeler yapıyor,
yol-yordam tekniklerine iyice göm ülm üş durum da. A m a büyü
cülerin dünyasında yöntem ler de ayinler de yalnızca dikkati
çekm e, odaklam a am acına yöneliktir. İlgi ve kararlılıkta odak
lanm aya zorlam a için araçtırlar sadece. B aşka hiçbi değerleri
yoktur.”
Don Juan sihirli geçişlerin özenle uygulanm asının rüya
görm e için çok büyük önem taşıdığını düşünüyordu; silsilesine
ait büyücülerin birleyim noktasının yerini değiştirm e konusun
da destek olarak kullandıkları tek araçtı bu. Sihirli geçişlerin
uygulanm ası, o büyücülere gerekli dengeyle enerjiyi sağlıyor
du, rüya görm e dikkatlerinin ortaya çıkm ası için gerekliydi bu;
bunlar olm aksızın rüya görm e olasılığı söz konusu olam azdı
onlar için. R ü ya görm e dikkati belirm edikçe, uygulayıcılar tu
tarsız hayal d ü nyalarına ilişkin aklı başında rüyalar görm eyi
bekleyebilirlerdi en fazla. B elki enerji üreten dünyaların görün
tüleri ile karşılaşabilirlerdi; am a bunları uygun biçim de sınıf
landıracak, her şeyi kapsayan bir tem el olm adan, bütün bunlar
BEŞ İLGİ-ALANI DİZİSİ: WESTWOOD DİZİSİ 145
ntiktür. Sol el bu konum dan— bir disk gibi katı bir nesneyi sa-
vuruyorm uşçasına— bileğin h afif bir darbesiyle öne doğru bir
savurm a hareketi yapar (res. 185).
D ördüncü Grup:
İçsel Sessizlik
İÇ S E L S E S S İZ L İĞ E E R İŞ M E Y E D E S T E K O L A N S İ
H İR L İ G E Ç İŞ L E R
R e sim 191
BEŞ İLG İ-A L A N I D İZ İ S İ: WESTWOOD DİZİSİ 157
Resim 203
ganizm anın sol ve sağ yanlarının ortadan bir çizgi boyunca bö
lündüğünde birbirinin yaklaşık izdüşüm lerini verebileceği bir
temel beden p lan ı” anlam ına geldiğini söyleyerek karşılık ver
dim.
“Eski çağ M ek sik a’sı şam anlarm ın sınıflandırm ası,” dedi
don Juan, “çağdaş bilginlerinkinden daha derinlem esineydi;
çünkü onların çıkış noktaları, evrende akış halindeki enerjiyi
doğrudan algılam a idi. İnsan bedeni enerji olarak algılandığın
da, iki kısım dan değil, iki farklı tür enerjiden oluştuğu düpedüz
bellidir; iki ayrı enerji akım ıdır bu; iki zıt, am a aynı zam anda
birbirini tam am layan güçtür— bunlar, genel anlam da, evrende
ki her şeyin ikili yapısının aynası olarak birlikte var olurlar.”
Eski çağ M eksika’sı şam anları, bu iki farklı tür enerjinin
her birini tüm bir beden gibi ele aldılar— sol beden ile sağ be
den olarak ayrı ayrı anlattılar. Sol bedene verdikleri önem da
ha büyüktü; çünkü onu, enerji bağlam ındaki biçim lenm esinin
doğası açısından, şam ancılığın nihai am açları için en etkin yan
saym ışlardı.' İki bedeni enerji akım ları olarak betim leyen o şa
m anlar, sol yandaki akım ı daha çalkantılı ve saldırgan olarak;
dalgacıklar halinde alçalıp yükselen ve enerji dalgaları fırlatan
biçim de tanım lıyorlardı. A nlatm ak istediğini örnekler vererek
açıklarken, don Juan sol bedeni gözüm ün önünde yarım bir gü
neş olarak canlandırm am ı istem işti; bütün alevlenm eleri o ya
nında oluşan bir güneş olacaktı bu. Enerji dalgaları sol b eden
den dışarıya doğru, çıktıkları yuvarlak yüzeye her zam an dik
olarak, tıpkı güneşin alevleri gibi fırlıyordu.
Don Ju an ’ın anlattığına göre, sağ bedenin enerji akışı yü
zeyde hiç çalkantılı değildi. Ö ne arkaya hafifçe eğilen bir kaza
nın içindeki su gibi deviniyordu. Hiç dalgalanm ıyordu; bunun
yerine sürekli bir sallanm a hareketi içindeydi. A m a daha derin
lerde, sarm allar halinde, anaforlar yaparak dönüyordu. Don Ju
an çok geniş, sakin görünüm lü bir tropikal nehir canlandırm am ı
istedi gözlerim in önünde; yüzeydeki suyu nerdeyse hiç hareket
etm eyen, am a yüzeyinin hem en altında çırpıntılı gelgitleri olan
bir nehir. G ünlük yaşam ın dünyasında, bu iki akım tek bir birim
halinde birleşiyorlar: bildiğim iz insan bedeni.
Bununla birlikte, bir görücünün gözüne tüm bedenin en er
166 SİH İR Lİ G EÇİŞLER
Birinci Grup:
K e sim 2 I S K e sim 2 1 9
R e sim 2 2 9 R e sim 2 3 0
S O L B E D E N İLE S A Ğ B E D E N İ A Y I R M A : K I Z I Ş M A Dİ Zİ Sİ 177
alnın 3-5 santim etre öntine gelip birbirlerinden 10-15 santim et
re uzaklıkta durur (res. 236). Yum ruk içleri dışa doğru dönük
tür. Nefes verm e hâlâ devam ederken, yum ruklar bir an için şa
kaklar üzerinde dinlenir. B eden, güç ve hız kazanm ak için diz
leri hafifçe kırarak, bir parça geriye doğru eğilir; sonra kollar,
dirsekleri germ eden güçlü bir şekilde aşağıya doğru indirile-
İkinci Grup:
R esim 2 3 8 a R esim 2 3 8 b
184 SİH İR Lİ G EÇİŞLER
■yr
s
ğm
W
1mf m
V
1 m
Resim 259 Resim 260
sol bedenin göğüs kasına değm ektedir (res. 261). Soluk alm a
orada sona erer. Hızlı bir soluk verm e başlarken, eller yum ruk
yapılarak kollar birbirinden güçlü bir şekilde ayrılır; sonra her
ikisi de ellerinin tersiyle, başın üzerinde iki yanda iki ayrı nok
taya birer darbe indirirler (res. 262).
Aynı hareketler, sağ kol sol kolun üstünde olm ak üzere
tekrar edilir.
8*
R esin i 2 6 fi R e sim 2 6 9
192 SİH İR Lİ G EÇİŞLER
Üçüncü Grup:
il; ■#
n A
R esim 2 7 0 R e sim 2 7 !
t
R e sim 272
t
R esim 273
S O L B E D E N İ LE S A Ğ B E D E N İ A Y I R M A : K I Z I Ş M A D İ Z İ S İ 193
R e sim 2 7 6 R e sim 2 7 7
S O L B E D E N İLE S A Ğ B E D E N İ A Y I R M A : K I Z I Ş M A DİZİSİ 195
0
jyı^—^
ÂL
}
R esirn 2 8 2 Resini 283
S O L B E D E N İ LE S A Ğ B E D E N İ A Y I R M A : K I Z I Ş M A D İ Z İ S İ 197
sona erer. El ayaları düz ve birbirine bakar durum da; parm ak
lar bitişiktir.
Eller kırk beş derecelik açıyla yere doğru bakar durum a
getirilirken soluk verm e başlar. D izler kırılarak, beden öne
doğru eğilir (res. 289). Kollar, dirsekler doksan derecelik açıy
la bükülü olarak başın üzerine kaldırılırken soluk verm e sürer.
Beden dikleşir— hafifçe arkaya doğru eğilir. Bu eğilm e sırtı ka-
vislendirm ek yerine dizler kırılarak yapılır. K arın kasları son
kerte kasılıp, baş hafifçe geriye atılırken soluk verm e sona erer
(res. 290).
Bu soluğu uygulam a, hava dirseklerin arasından dışarı ve
riliyorm uş duyum u verir.
Dördüncü Grup:
Bu grup, sol beden için sırayla uygulanacak beş sihirli geçiş ile
200 SİH İR Lİ G EÇİŞLER
SO L B E D E N İÇİN B EŞ SİH İR L İ G E Ç İŞ
Sol beden için verilen sihirli geçişlerin ayrı ayrı adları yoktur.
Don Juan, eski çağ M ek sik a’sı şam anlarının onlara sadece sol
beden için sihirli geçişler dediklerini söylerdi.
% M
f
')
kjğ im )
Resim 297
298).
f n A Resim 298 Resim 299
16. El geri çekilip, kalçanın üst kısm ına değer (res. 306).
17. D irsek yana doğru açılır— bilek aşağı doğru keskin bir
hareketle elin ayasını sola çevirir. Elin ayası çukurlaştırılır;
p arm aklar birbirinden hafifçe açık tutulur (res. 307).
18. Kol önden arkaya doğru; başın üzerinden geçerek tam
bir daire çizer. El ayası yukarıya dönük olarak kalçanın üst kıs
m ına geri döner (res. 308).
19. D irsek tekrar yana doğru açılır; gene bileğin hızlı bir
hareketiyle, el ayası tekrar sola döner (res. 309).
20. El yana açılıp bir şeyi avuçluyorm uş gibi bir halka çi
zer. H areket sona erdiğinde, el ayası yukarıya dönük olarak
kalçanın üzerindeki noktaya geri döner (res. 310).
21. B ükülm üş dirsek sertçe sola döner, aynı anda bileğin
hızlı bir dönüşü ile eli geri çevirir; parm aklar hafifçe kıvrılm ış
olarak arkaya doğru çevrilidir; avuç içi boş ve yukarı bakm ak
tadır (res. 311).
22. Sonra dirsek tüm üyle arkaya uzatılır; çukurlaştırılm ış
elin avucu hâlâ yukarıya bakar konum dadır (res. 312).
23. Kol hâlâ tüm üyle uzanm ış durum dayken, bilek yavaş
ça dönerek el ayası tekrar yukarıya bakana dek tam bir tur y a
par (res.313).
24. Bu hareket, giysinin yeninden kolu çıkarm ayı andırır.
D irsek tarafından yol gösterilerek, kol arkadan öne doğru bir
S O L B E D E N İ LE S A Ğ B E D E N İ A Y I R M A : K I Z I Ş M A D İ Z İ S İ 205
R esim 3 1 5
206 SİH İR Lİ G EÇİŞLER
27. Kol bir yay çizerek önce sola, sonra da gidebildiği ye
re dek arkaya doğru döner (res. 317).
28. E lin avucu boş, kol iyice uzatılm ış, bileğin dönüşü ile
el bir kepçe biçim ine getirilm iştir (res. 318).
29. El, başın üzerine doğru, arkadan öne uzanan, ve başla
aynı düzeyde, sağ om zun üzerinde biten çaprazlam a bir yol çi
zer (res. 319).
39. Baş ve gövde ağır ağır iyice sağa doğru çevrilir; sanki
gözlerin önünde bir siperle uzaklara bakılıyorm uş gibidir (res.
329).
40. Baş ve gövde, bu kez sola doğru tekrar döner (res.
330).
41. Baş ve gövde tam öne doğru dönerken el ayası hızla
yukarıya çevrilir (res. 331).
42. Sonra el bedenin önünde soldan sağa doğru bir kesm e
yapar (res. 332).
43. El ayası aşağıya çevrilir (res. 333).
44. Kol sol tarafa doğru döner (res. 334).
45. B ilek tekrar çevrilip el ayası yukarıya döndürülür (res.
335).
S O L B E D E N İ LE S A Ğ B E D E N İ A Y I R M A : K I Z I Ş M A Dİ Z İ S İ 209
52. El bedenin önünde büyük bir daire çizer; elin ayası daireyi
çizerken ileriye bakm aktadır. H areket sağ om zun önünde bir
noktada sona erer; el ayası yukarıya bakar konum a gelm iştir
(res. 342).
53. D irsek yukarıya çıkarken, bilek ve el aşağıya bakacak
konum a döner. Elin ayası hafifçe çukurlaştırılır (res. 343).
54. El sanki bir m adde kütlesini avuçluyorm uş gibi yapa
rak, sağdan sola doğru oval bir çizgi çizer. Başladığı konum a
geldiğinde, elin ayası yukarıya doğru bakm aktadır (fes. 344).
55. El kasık hizasına düşer; parm ak uçları yere doğru dön
m üştür (res. 345).
IM
n n
pjjjL
I rh
mt
JL
R esim 3 6 5 R e sim 3 6 6 R e sm i 3 6 7
S O L B E D E N İ LE S A Ğ B E D E N İ A Y I R M A : K I Z I Ş M A Dİ Z İ S İ 215
SA Ğ B ED EN İÇİN ÜÇ SİH İR L İ G E Ç İŞ
AA
27. Sonra el sanki bu uzun şeklin üçte birini kesip ayırıyorm uş
Resim 396
f\ 1|
Resim 3 9 7 Resim 3 9 8 Resim 399
Birinci Grup:
R e sim 4 0 4 R e sim 4 0 5
ERKLİK DİZİSİ 227
hareket de, bileklerin konum unu değiştirm eden yum rukları bir
sarsıntı ile yukarı kaldırm adır (res. 411).
Bu sihirli geçiş, şam anlar için, kolların tendon enerjisini
alıştırm ada en iyi kaynaklardan biridir; çünkü bileklerin, elle
rin arkasının, avuçların ve parm akların civarında çok sayıda
enerji noktası bulunm aktadır.
5. E nerjiyi Sarsm a
Bu sihirli geçiş bir öncekinin eşlikçisidir.
Kolları önde, om uz hizasına kaldırm akla
başlar. Bir önceki sihirli geçişte olduğu gi
bi, eller köşeli yum ruk biçim indedir; yalnız
bu kez avuçlar aşağıya doğru dönüktür.
Yumruklar, bileklerin bir sarsılışıyla iç tara
fa, bedene doğru hareket ettirilir. Bunu d en
geleyen hareket, bileklerin başka bir sarsılı
şıyla yum rukların dışa doğru, başparm aklar
önkolun geri kalan kısm ıyla düz bir çizgi
oluşturacak şekilde döndürülüşüdiir (res.
412). Bu sihirli geçişi uygulam ak için karın
kaslarının yoğun şekilde kullanılm ası gerekir. A slında bilekle
rin sarsılm alarını yöneten, o kasların hareketidir.
R esi m 4 1 9 R e sim 4 2 0
232 SİHİRLİ GEÇİŞLER
İkinci Grup:
i
238 SİHİRLİ GEÇİŞLER
R esim 4 4 2 R e sim 4 4 3
ERKLİK DİZİSİ 239
Üçüncü Grup:
nın yaklaşık otuz santim etre yanında bir noktaya bir biçm e ha
reketiyle inerler (res. 449). O noktada, eller bileklerden döne
rek yer değiştirir— sağ el üste çıkıp yönetim i alır. Ellerin tutar
gibi göründüğü kesici araç, sanki soldan sağa doğru biçm e
yapm adan önce, dizlerin dış çizgisini izleyerek yön değiştiri-
yorm uş gibidir (res. 450).
Eller yer değiştirir, ve bu kez soldan başlanarak tüm sıra
tekrarlanır.
R esim 4 5 6 R e sim 4 5 7
244 SİHİRLİ GEÇİŞLER
28. Balyoz
Eller, sol elin öncülüğünde, m idenin önünde, sol ile sağ beden
leri ayıran dikey çizginin üzerinde kavuşturulur. Avuçlar bir an
için dikey k o num da tutulur, sonra sağ bedene getirilir, oradan
boynun yanında da bir an duraksayıp, ağır bir balyoz tutuluyor-
D aha önce de belirtildiği gibi, eski çağ M ek sik a’sı şam anları
tendon enerjisi, dedikleri güce özel bir önem veriyorlardı. Don
Ju an ’m dediğine göre, yaşam enerjisinin beden boyunca ten-
donlar tarafından oluşturulm uş özel bir yol üzerinde hareket et
tiğini öne sürm ekteydiler.
D on Ju a n ’a tendon derken kastettiği şeyin kasları kem ik
lere bağlayan doku olup olm adığını sordum .
“Tendon enerjisini nasıl açıklayacağım ı bilem iyorum ,”de-
di. “B asit olduğu için kullanım yolunu izlem ekteyim . Çok ay-
B E L İR L İ S İ H İ R L İ G E Ç İ Ş L E R L E B İ R L İ K T E K U L L A N I L A N A Y G I T L A R 247
Birinci Bölüm
B irinci bölüm ün öbür sekiz sihirli geçişi bedenin üst kısm ına,
ve üç enerji m erkezine aittir: safrakesesi ile karaciğer, pankre
as ile dalak, ve baş.
9. T oplar iki elle tutulur, göğüs kafesinin yan kısım larının
hem en altında, karaciğer ile pankreasın yanlarında bastırılır, ve
derinlem esine yukarıya doğru itilir; ancak bu yalnızca hafif bir
basınç uygulanarak yapılır (res. 481). S onra toplar o bölgelerin
B E L İR L İ S İH İR L İ G E Ç İ Ş L E R L E B İ R L İ K T E K U L L A N I L A N A Y G I T L A R 253
Resim 4 8 1
Resim 482
İkinci Bölüm
Resim 486
Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında liğin
………SON……..
Buraya Yüklediğim E-Bookları Download Ettikten 24 Saat Sonra Silmek Zorundasınız.
Aksi Taktirde Kitabin Telif Hakkı Olan Firmanın Yada Şahısların Uğrayacağı Zarardan
Hiç Bir Şekilde Sitemiz Sorumlu Tutulamaz ve Olmayacağım.
Bu Kitapların Hiçbirisi Orijinal Kitapların Yerini Tutmayacağı İçin Eğer Kitabi
Beğenirseniz
Kitapçılardan Almanızı Ya Da E-Buy Yolu İle Edinmenizi Öneririm.
Tekrarlıyorum Sitemizin Amacı Sadece Kitap Hakkında Bilgi Edinip Belli Bir Fikir
Sahibi Olmanız Ve Hoşunuza Giderse Kitabi Almanız İçindir.
Benim Bu Kitaplar Da Herhangi Bir Çıkarım Ya Da Herhangi Bir Kuruluşa Zarar
Verme Amacım
Yoktur.
Bu Yüzden E-Bookları Fikir Alma Amaçlı Olarak 24 Saat Sureli Kullanabilirsiniz.
Daha Sonrası
Sizin Sorumluluğunuza Kalmıştır.
1)Ucuz Kitap Almak İçin İlkönce Sahaflara Uğramanızı
2)Eğer Aradığınız Kitabı Bulamazsanız %30 Ucuz Satan Seyyarları Gezmenizi
3) Ayrıca Kütüphaneleri De Unutmamanızı Söyleriz Ki En Kolay Yoldur
4)Benim Param Yok Ama Kitap Okuma Aşkı Şevki İle Yanmaktayım Diyorsanız
Bizi Takip Etmenizi Tavsiye Ederiz
5)İnternet Sitemizde Değişik İstedğiniz Kitaplara Ulaşamazsanız İstek Bölümüne
Yazmanızı
Tavsiye Ederiz
Bu Kitap Bizzat Benim Tarafımdan By-Igleoo Tarafından
www.CepSitesi.Net - www.MobilMp3.Net - www.ChatCep.Com -
www.İzleCep.Com
Siteleri İçin Hazırlanmıştır. E-Book Ta Kimseyi Kendime Rakip Olarak Görmem
Bizzat Kendim Orjinalinden Tarayıp Ebook Haline Getirdim Lütfen Emeğe Saygı
Gösterin.
Gösterinki Ben Ve Benim Gibi İnsanlar Sizlerden Aldığı Enerji İle Daha İyi İşler
Yapabilsin. Herkese Saygılarımı Sunarım .
Sizlerde Çalışmalarımın Devamını İstiyorsanız Emeğe Saygı Duyunuz Ve Paylaşımı
Gerçek Adreslerinden Takip Ediniz.
Not Okurken Gözünüze Çarpan Yanlışlar Olursa Bize Öneriniz Varsa Yada Elinizdeki
Kitapları Paylaşmak İçin Bizimle İletişime Geçin.
Teşekkürler. Memnuniyetinizi Dostlarınıza Şikayetlerinizi YönetimeBildirin
Ne Mutlu Bilgi İçin Bilgece Yaşayanlara.
By-Igleoo www.CepSitesi.Net