Professional Documents
Culture Documents
Fiziksel Tiyatro Ya Da Tiyatroda Fiziksellik Üzerine
Fiziksel Tiyatro Ya Da Tiyatroda Fiziksellik Üzerine
Eskişehir
Kasım, 2021
Tüm sanat dalları kendi içinde mutlak olmayan kurallar taşımaktadır. Heykelde
biçem arayışı heykel sanatını yoldan çıkarmadığı gibi müzikte de renk karmaşası yeni bir
düzen yaratabilmektedir. Tiyatroya gelindiğinde ise dionysos şenliklerinden 21. Yüzyılın
post dramatik araçlarına kadar her daim yeni bir bakış ortaya atılmıştır. İnsan eyleme ve
eylemeye muktedir bir varlık olarak tiyatroyu eylem sanatı olarak inşa etmiştir.
Başlangıcından bugüne mimetik olanın sahneye taşındığı bir edimden söz edildiğinde onu
var eden koşulların dışında en önemli araç beden olarak karşımıza çıkmaktadır. Mimesis
(taklit) yoluyla eylemi gerçekleştiren beden çatışma yaratarak dramatik olanı bulgulamış
ve izlenme halini buradan oluşturmuştur.
Terim olarak Fiziksel Tiyatro’yu (Physical Theatre) ilk kez 1986’da Lloyd
Newson DV8 Physical Theatre adıyla duyurmuştur. Newson, dansın tek boyutlu
kaldığını, ancak tiyatral olanın derinliğiyle daha çok ifade aracı geliştirilebileceğini
savunmuştur. Adı her ne kadar yeni bir şeyi ifade ediyormuş gibi görünse de Amerikalı
koreograf Nevson, eskiyi yeniden pazarlamanın yolunu bulmuş gibi görünmektedir.
Sanki Stanislavski, Artaud, Grtowski, Meyerhold, Brook, Lecoq, Barba dünyada hiç var
1
olmamış da yeni bir tiyatro türü keşfedilmiş gibi görünmektedir. Modern kapital sistemin
inşa ettiği toplumsal düzen zihinleri de bulanıklaştırıp sadece kendine sunulanı kabul
etme patolojisine evrilmiştir. Bu açıdan Newson’un ve sonrakilerin bu konunun peşinden
gidişi tesadüf değildir.
2
Tiyatral açıdan önemi ne olursa olsun ilk kaygının görsel performansa dönüşen
tiyatro edimi tüm teknolojik gelişmelerin meydana geldiği yıllarda ve Amerika’da ortaya
atılmıştır. DV8 ile başlayıp ardından farklı metotların da ortaya çıktığı postdramatik
tiyatro akımında oyuncunun bir dansçı, sporcu ya da performansçı olması konvansiyonel
oyunculuk karşısında oldukça güçlenmiştir. Bunun sonucunda günümüzde bir ürün
pazarlama yöntemi olarak Fiziksel Tiyatro hayatımıza dahil olmuştur. Kısa süreli
atölyelerle öğretilen dans- yaratıcı drama temelli egzersizler ya da spritüel çalışmaların
sayısı gittikçe artmaktadır. Bu atölyelerde işinize yarayıp yaramayacağı belli olmayan bir
sürü anlamı olmayan “şey” öğretildiği gerçektir. Oysa bir oyuncunun-performansçının
bir tekniği öğrenip, prova edip uygulaması için gereken süre evrensel açıdan dört yıllık
bir lisans eğitimi süreciyle eş değer kabul edilmektedir. Geçerliliği bilinmeyen teknikler,
yetkinliği bulunmayan öğreticilerle kaybedilen zamanın dışında asıl kaybolan şey para
olarak görülmektedir. Bu açıdan sorulması gereken asıl soru 1980’lerden sonra ortaya
çıkan ve günümüzde popüler olan fiziksel tiyatro pazarlanan bir ürün müdür?
3
Örgütlü bir eylem içindeyken fiziksel ve zihinsel varlığını gündeliğin dışında kullanması
için enerji, denge, karşıtlıklar gibi teknikler kullanmıştır.
4
açısı yaratacaktır. Ancak endüstri sanatı da inşa ederken kendi dilini oluşturmayı
seçmektedir. Tek yönlü, düşünmeyen ve sadece kendi zamanını sermayesi edinen
tüketiciler için görsel olan ya da “fiziksel tiyatro” geçici indirim günlerinin bir modası
gibi görünmektedir. Öz-biçim ilişkisi açısından zaman zaman kavramlar birbirinin yerine
geçebilir. Ancak tiyatronun en temel iki unsurundan biri olan oyuncunun bedeniyle olan
ilişkisinin dahi pazarlandığı bir tiyatro kültürü zaten kendini yok etmeye muktedir
görünmektedir.
Kaynakça
Brockett, O. G. (2000). Tiyatro Tarihi. (Çev: Sokullu S., Dinçel S., Sağlam T., Çelenk S.,
S. Öndül B., Güçbilmez B.) Ankara: Dost Kitabevi.
Brook, P. (2007). Açık Kapı. (Çev: M. Balay), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Erdenk, S. (2012). Dünden Bugüne Tiyatro Anlayışında Değişen Beden Algısı. Art-e
Sanat Dergisi, 86-96.
Lecoq, J. (2020). The Moving Body (Le corps poetique): Teaching Creative Theatre. New
York: Bloomsbury Publishing.