Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 4

Ecem Öznalbant-Pelin Gezek / Asistan Ödevi

Yoga Terapi Tarihi

Yoga geleneği, insanlığı beden, nefes, zihin, akıl, duygular ve bunların birbiri
arasındaki etkileşimi olan çok boyutlu bir sistem olarak görür. Geleneksel Yoga
uygulamaları, asana (yoga pozu), pranayama (nefes çalışması), meditasyon, mantra,
zikir, mudra, seremoniler ve disiplinli bir yaşam şeklinden oluşur, ancak sadece
bunlardan ibaret de değildir.

Yoga Terapiden bahsedecek olur isek, bireylerin sağlık ve mutluluklarını desteklemek


için yoga pratiklerinden ve ilkelerinden oluşan profesyonel bir uygulamadır. Yoga
pratiklerinin yanı sıra, kişiye özel durum değerlendirme, amaç belirleme ve günlük
alışkanlıkların yönetimini içeren terapötik ilişkileri de kapsar.

Yoga Terapi hayatımızda ıstıraba neden olan semptomların kontrol altına alınması,
azaltılması ve yok edilmesini amaçlar. Hastalıkların altında yatan sebeplerin,
oluşmasını veya yenilenmesini önlemeye yardımcı olarak bireyleri daha sağlıklı ve
mutlu olmaya taşır. Hem de öğrencinin içinde bulunduğu durumuyla ilişkisini
değiştirmeye ve yine içinde bulunduğu duruma yaptığı tanımı değiştirmesine yardımcı
olur.

Yoga Terapi, kardeş bilimi olan Ayurveda temeli üzerine kurulmuştur. Yaşayan bir
gelenektir, bu nedenle gelişmeye devam eder; modern sağlık bilimlerinden de kendini
besler. Faydası gittikçe artan bilimsel araştırma sonuçlarıyla desteklenmektedir ki bu
da ona terapötik bir bilim dalı olarak değerinin anlaşılması ve kabul görmesi için
katkıda bulunmaktadır. Tarihsel olarak yoga ve āyurveda, farklı bilgi gelenekleridir ve
her birinin sağlığı geliştirmek için teknikleri vardır. 1970'lerden itibaren "kardeş
sistemler" olarak çok daha yakından ilişkili hale gelmişlerdir.

Ayurveda; modern çağ öncesi Hindistan’da kullanılan bir şifa yöntemi idi. Aslına
bakılır ise MS 1. Yüzyıla ait bulunan Sanskrit metinlerde bulunan tıbbi bir gelenek idi.
Daha sonra ki yüzyıllarda da rastlanmış bu metinler 7.yüzyılda tutarlı bir şekilde
birleştirilmiş görülüyordu. Bulunan bu eski metinler 1400-1850 yılları arasında yaygın
olarak kullanılan çağdaş uygulayıcılar için de önemli bir kaynak olmaya devam ettiği
anlaşılıyor.

Biraz daha tarihsel sürece bakar isek;

Yoga ve ayurveda arasındaki tarih öncesindeki bağlantılar 4.yy Pātañjalayogaśāstra


dan gelir ve devam eder. Bu sutralar bedensel birleşenler ve hastalık arasında kısa
tartışmalar içerir ve bu tartışmaların geçtiği metinler sağlık anlayışında erken
ayurvedik yaklaşımların oluştuğunu bize gösterir. 10.-11.yy daki (Nepal)
Dharmaputrikā da ise yoga bir terapi şekli olarak sunulur. Hatta metnin içinde yoga
bağlantısıyla terapi adıyla geçen bir bölüm vardır ki bu tıp ve yogik uygulamaların
erken bir tarihte birbirine entegre edildiğini gösterir bize.

Āyurvedasūtra (16. yüzyıl) ve Satkarmasaṅgraha (18. yüzyıl) buralarda da ayurveda


hekimleri ve yoga uygulayacıları arasında daha geniş diyaloglar görülmektedir. Bu iki
gelenek arasındaki açık diyaloğu gösteren ek metinlerin olduğu bu araştırmalar ile
tanımlanmıştır.

Yoga ve ayurvedanın Hindistan’daki kurumsallaşmasına baktığımızda,

Hindistan’da Yoga Enstitüsü ile 1918 yılında başlamıştır. Vivekananda Yoga Araştırma
Enstitüsü’nün yogik hastaneler ve klinikler açmasıyla ve geniş alanda yoga ile tedavi
uygulamalarıyla yoga terapi iyice yaygınlaşmıştır. Pek çok hastalık için yoga ile tedavi
yolları bilimsel olarak incelenmekte ve akademik çalışmalar yapılmaktadır. 1924'te
Swami Kuvalayananda, hem sağlığın genel olarak iyileştirilmesi için hem de belirli
koşullar için terapötik müdahale olarak yoga teknikleri sunan bir araştırma merkezi
kurmuştur. Kuvalayananda girişimleri ile yoga terapötiklerinin Hindistan ulusal sağlık
sisteminin bir parçası olması için çok emek sarf etmiştir.

Ayrıca, yine 20. yüzyılın başlarında 1923’ te kurulan Calcutta'daki Ghosh Yoga ve
Fiziksel Kültür Koleji, yoga tekniklerini sağlık terapisi olarak teşvik etmede önemli bir
etkiye sahiptir.

Mahatma veya 'büyük ruh' olarak anılan Gandhi Hindistan’da. 20. yüzyılda yoga ve
āyurveda hakkındaki anlayışları derinden etkilemiştir. Gandhi naturopatiyi (doğa
tedavisi), yogik temizlik formlarını ve nefes alma-güçlendirme egzersizlerini
desteklemiştir. Ayrıca Hint fiziksel kültürünün, āsana ve prāṇāyāma'ya dayalı
olduğunun savunucularından idi. Bu uygulamaların fakir ve kırsal nüfus için daha
erişilebilir olduğunu ve kendi kendini yöneten bir Hint ulusunun fiziksel ve ahlaki
gücünü inşa etmek için benzersiz bir uygulama olduğunu öngördüğünü dile
getirmiştir. Hindistan'ın bağımsızlık sonrası erken dönemlerinde, Sağlık Bakanlığı
tarafından yoganın genellikle naturopati ile eşleştirildiği görülmektedir.

Günümüzde Vivekananda Yoga AnusandhanaSamsthanaya da kısaca VYASA adı ile


1986’dan bu yana devam etmektedir ve akademik olarak yoga terapi alanında lisans
ve yüksek lisans programları sunmaktadır.

Diğer bir yandan 20. yüzyılda yoga terapinin öncü savunucularından biri Hatha
yoganın en önemli üstatlarından olan Krishnamacharya (1888 – 1989) olmuştur. B. K.
S. Iyengar, PattabhiJois, Indra Devi ve oğlu T. K. V. Desikacharya yetiştirdiği kıymetli
öğretmenler arasındadır. Krishnamacharya yogayı ameliyatsız şifa olarak tanımlamış
ve yoga sutralarının hayatın yaralarını kapatmak için birer ilmek olduğunu iddia
etmiştir. Yoga sutralarının ikinci bölümünün ilk maddesinin ise yoga terapinin anahtarı
olduğunu söylemiş ve kendi terapilerinde bu sutrada yer alan üç maddeyi temel almış
ve uygulamıştır.

Temelde bu sutra uyumlu yaşamın kriya yoga ile sağlanacağını vurgular. Bunun için
de öz disiplin ve arınma (tapas), kutsal metinlerin yansımalarının içsel gözlemi
(svadhyaya) ve eylemlerin sonuçlarının tanrıya bırakılması / teslimiyet
(Isvarapranidhana) gerekmektedir.Krishnamacharya’nın yoga terapi öğretisinde bu üç
madde eşit şekilde yer almıştır. Disiplinli bir hayat tarzını benimsemiş ve bu sebeple
düzenli egzersiz, yemek ve uykuya önem vermiştir. Zihin ve bedeni arındırmak için
dönemsel olarak temizleyici diyetler uygulamış, uzun yoga pratikleri yapmış ve
eylemlerinin meyvelerini bırakarak beklentisiz şekilde hayırsever faaliyetlerde
bulunmuştur.

(Stiles, M. (2001). Structural yoga therapy: Adaptingtotheindividual. WeiserBooks.)

Batı dünyasının ise yoga ile tanışması 19. YY’a dayanmaktadır ancak yoga terapinin
medikal olarak batıda kabul görmesi 1980’lerde Dr. Dean Ornish’in çalışmaları
sonucunda olmuştur. Doktor bu çalışmasında sağlıklı yaşam tarzının kalp hastalıkları
üzerindeki iyileştirici etkilerini gözlemlemiştir. Çalışmasında hastalara terapötik yoga
uygulatmıştır ve ilk kez yoganın medikal olarak uygulanabilirliğinin altı çizilmiştir. Bu
gelişme sonucunda 90’lı yıllarda tedavi amacıyla yoga uygulamaları tıp alanında da
kabul görmeye başlamıştır.Dr. Dean Ornish sonraki çalışmalarında depresyon için
yoga, uykusuzluk için yoga, daha kaliteli nefes için yoga, karpal tünel sendromu için
yoga gibi konularda çalışmalarına devam etmiştir. Günümüzde pek çok araştırma
yoga asanlarınının ve pranayama uygulamalarının terapötik uygulamaları sonucunda
hastalıklara karşı iyileştirici olduğunu ve hastalık semptomlarını azaltmaya yardımcı
olduğunu ortaya koymaktadır.

Dr. Dean Ornish’in çalışmaları ile başlayan ve yoganın medikal olarak kabul görmesi
sürecinde 1983 yılında Biomedical Yoga Trust yoga terapi alanını geliştirip
standardizasyonunu yapmak amacı ile kurulmuştur. 1989 yılında ise Association of
Yoga Therapists (IAYT) kurulmuştur. Her iki kuruluş da yoga terapi alanını
geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaçla pek çok eğitim programı oluşturup,
konferanslar düzenlemiş ve yayınlar çıkarmışlardır ve bu çalışmaları
sürdürmektedirler. IAYT onaylı pek çok saygın eğitimden örnekler ise şu şekildedir:

 Integrative Yoga Therapy


 AmericanViniyogaInstitute
 Essential Yoga Therapy
 Phoenix Rising Yoga Therapy
 YogaLifeInstitute
Son olarak * Dr. Omanandji’ye göre; “Yoga Therapy is a journey from disease.
Journey from dis-ease to ease!” “Yoga Terapi bir yolculuktur, hastalıktan rahatlığa,
hafifliğe yapılan bir yolculuk!”
“Aşk olur, sevgi olur, yoga da olur” der Guruji. Sevgi yapılabilen bir şey değildir,
kendiliğinden olur. Birini sevmek için kendinizi zorlamazsınız, seviverirsiniz. Alacağınız
bardağı görür görmez beğenirsiniz, kendiliğinden olur. Yoga da kendiliğinden olur.
Çabasız dememiz bundandır. Yoga sana olur. Bizim yaptığımız her şey sadece
hazırlıktır. Yoga Terapi ise, zihinsel, ruhsal seviyelerdedir. Yoga terapi ve Fizyo Terapi
birbirine benzer şeyler değillerdir. Fizyo Terapi’de sadece fiziksel olarak, bedenen
orada bulunmanız beklenir ve bu terapi için yeterlidir. Yoga Terapi’de hem fiziksel
hem zihinsel hem de ruhunuzla yani bütün benliğinizle seansta bulunmanız gerekir.
“Enerjinizi doğru kullanmak Yoga Terapidir” der.

(https://www.goodtherapy.org/learn-about-therapy/types/yoga-therapy)

(https://www.yogauonline.com/history-yoga-therapy)

(http://yogadergisi.com/saglik/yoga_terapi/2938-yoga-terapi-dernegi-iayt-yeni-
yoga-terapi-tanimi)

(https://www.sahapedia.org/yoga-and-%C4%81yurveda)

*http://yogadergisi.com/saglik/yoga_terapi/2938-yoga-terapi-dernegi-iayt-yeni-
yoga-terapi-tanimi

You might also like