Professional Documents
Culture Documents
Aşk Şatosu WWW - Cepsitesi.net (PDFDrive)
Aşk Şatosu WWW - Cepsitesi.net (PDFDrive)
www.CepSitesi.Net
I. Bölüm
1857
mekti.”
44 ■ B y fv *
"Nane y?”
“Kfeneline hanımefendi?”
“Saralrm yukarıya geldiğine dair bir işaret, var mı?1'
Nancy kapıya gidip dışarıya bir göz attı. “Hayır, hanıme
fendi. ^
'Teşekkür ederim, Nancy," dedi Jacina.
“Bayan Jacina?”
“lifendim, Nancy?”
“Midye aşırdığımı kimseye söylemezsiniz, değil ini?"
Jacina hafifçe gülümsedi. “Hayır, Nancy, tabii ki söyle
meyeceğim."
Jacina koridora çıkıp kule merdivenlerinden aşağıya
koşturdu.
Başta bacakları her an altından kayıvcre.e.ekmiş gibiydi.
Birkaç adımda bir durup bir masaya ya da duvara yaslan
mak zorunda kalıyordu. Ama ilerledikçe kendini daha güç
lü hissetmeye başladı.
Daha sağlam bir istikrarla yürümeye başladı.
Ana merdivenin sahanlığında dıırnp tırabzanlardan, sar
karak aşağıdaki büyük salona baktı.
Hizmetçiler jarro ld ın sert bakışları altında salonu süsle
mek için güneş doğmadan kalkmışlardı. Duvarlar kurdele
lerle ve konsolların üzerinde duran çiçek dallarıyla bezen
mişti. Gösterişli duvar şamdanlarında mumlar titreşiyordu.
Giriş kapısı ardına kadar açıktı. Jarrold gelen arabaları
karşılamak için dışarıda bekliyordu.
Jacina merdivenlerin başında astlı duran altın yaldızlı ay
nada kendine haklı. Hâlâ bir hayalet gibi görünüyordu. Hiç
düşünm eden aynanın örtündeki masaya bırakılmış olan çi
çek demetinden beyaz, bir çiçek çekli. Çiçeği saçlarına yer
leştirdi sonra yavaş yavaş yukarıya çıktı.
AŞK ŞATOSU » 89
Biraz sonra şatonun girişine iki tekerlekli tek atlı bir ara
lan getirildi. Arabayı getiren ahır görevlilerinden biriydi. İşçi
içinden ıslık çalarak bekledi.
Şatonun kapısı yeniden açıldı ve jarrold pelerinlerine sa
rınmış ilıi kadını dışarıya çıkardı. Kadınlar merdivenlerden
inip arabaya bindi. Jarrold, ıslık çalmayı bırakıp arabacı kol
tuğundan inen çocuğa bir şeyler mırıldandı. Sonra onun ye
rine Jarrold oturdu. Kırbacı şaklattı ve araba yola koyuldu.
Arabada Jacina gözünü hiç ayırmadan sürekli önüne ba
kıyordu. Feliceün büyük salonun penceresinden baktığını
anlamak için arkasına bakmasına gerek yoktu. Jacina canı
pahasına uzak kalamayacağını hissederken Felice düelloya
gelmek için hiçbir istek göstermemişti.
Jacina Sarah’a eğer ona araba çağıran olmazsa belirlenen
yere kadar yürüyerek gideceğini söylemişti.
Sonunda Sarah, Jarrokl'ı Jacina'yb kendisini de berabe
rinde götürmeye ikna etmişti.
Jarrold yanında bir silah sandığı götürüyordu.
Bugün bir erkek düşecek, yaralanacak ya da ölecekti.
Şatodaki hiç kimse bu kişinin Fronard olacağına inanmıyor
du. Rakibi kör biriyken bu nasıl olabilirdi ki?
Jacina'yla .Sarah dışında herkes düellonun sonucundan
emindi.
Jacina arabada ellerini kucağında olamıyordu. Aklında
tek bir düşünce, dudaklarında tek bir dua vardı
‘Bir şekilde onım gözleri olm am a izin ver. Çözleri olm a
ma izin ver. ’ Böyle' bir şeyin imkânsız olduğunu biliyordu
ama yine de bürün umudu bu tek sonuca yönelikti.
Kendi varlığıyla Kont’u korumaya.
Anı ha korunun içinden dönüp ormanın içindeki boş bir
alan giden patikaya girdi. Siyah atla kır at bir ağaç kütüğü
98 ■ <~ % g £ rx C
döndü.
Saralı arabadan inince mutfak girişine doğru koşuşturdu.
Kont’un odasına sıcak suyla havlu götürül meşini söyleye
cekti.
ürkekler yükleriyle şatonun merdivenlerini tırmanmaya
başladı. Doktor hastasını endişeli gözlerle izleyerek onlarla
birlikte gidiyordu.
Birdenbire önlerinde şatonun kapısı ardına katlar açıldı
ve Felice göründü. Bilincini kaybetmiş Kondu görünce göz
leri fal taşı gibi açıldı.
“Ölmedi, Konles'inı,” dedi doktor hemen. “Yaşaması için
um ut var."
Felice tiz bir çığlık atarak gözyaşlan içinde kocasının üs
tüne çöktü.
Jacina merdivenin başında olanları her yeri uyuşmuş gi
bi izliyordu.
“Onu odasına götürmeliyiz, Kontes’im,” diye ısrar elti
doktor.
Felice onu kocasından ayırmalarına ses çıkarmadı, elbi
sesinin kolundan bir mendil çıkardı ve yanağındaki yaşlan
silmeye başladı. Şatonun merdivenlerinden çıkmaya başla
yan Jacina’vı görünce eli öylece kalıverdi. Bir süre ona bak
tı sonra hızla arkasını döndü.
Jacina en üst merdivene geldiğinde ağır meşe kapı şid
detle yüzüne çarpıklı.
VII. Bölüm
len mektup, yani tek delil, kül olmuştu. Sarah ona inanırdı
ama jacina kadını, özellikle d e bu hasla haliyle ba.şka dava
lara karıştınııııazdı.
Babası onu kesinlikle dinlerdi ama o da bir iki gün da
ha gelmeyebilirdi. Geldiğinde de çok geç olurdu! Eğer Fro
nard Felicc’le yolda buluşnıadıysa, lniyük olasılıkla onu İs
viçre’de bekliyordu. Kont bir tuzağa düşmek üzere yolday
dı.
Jacina, Felicein Ruven Şatosundan ayrılmadan önce
Doktor Carlton'ın kızını eve götürmek için geldiğinden
emin olana kadar beklediğini düşündü. Felice bunu Jaci-
n a’nın Kont’u karısı hakkında doldurduğundan şüphelendi
ği için ini yapmışü acaba?
Jacina ayağa kalkıp odanın içinde dolaşmaya başladı.
Kaybedecek zaman yoktu. Biri Kont’u uyarmak için İsviç
re’ye gitmeliydi. Kimi gönderebilirdi?
Sarah’ın tuvalet aynasının önünde durdu ve aynada ken
dine baktı. Gözleri hayalet görmüş gibiydi, yüzü dc bem be
yaz olmuştu.
Aynaya bakarken Kont’u hayatının tehlikede olduğuna
inandırabilecek sadece bir kişi olduğunu biliyordu. Kendi
si!
Daha önce Ruvensford sınırları dışına hiç çıkmamış olan
Jacina İsviçre’ye tek başına gitmeliydi.
Ve hem en bu gece yola çıkmalıydı!
VIII. Bölüm
için ‘çok acımasız bir insan’ dermiş. Ben onun kadar ileri
gitmeyecektim ama kendisi gerçekten çok üzgün.”
Lucillc’den bir çay fincanı almak için duraksadı sonra an
latmaya devam elti.
“Biliyorsunuz, Madam Gravali bir hayır derneği okulu
yönetmiyordu. Yeğeninin yanında kalınası karşılığında ça
lışması bekleniyordu. Bu Liseltc Gravali gibi bir kızın işine
gelmedi. O daha lazla yaşam tstedi. Cenevre’d e kendine bir
âşık buldu. Bu sevgili yerci bir sulh hâkiminin oğluydu ama
babası kumar oynadığı için onu evden kovmuştu.
“Adamın Liselte üzerinde kötü bir etkisi vardı. Lisette
meyhanelerde ve kumar salonlarında onunla birlikte olabil
mek için geceleri gizlice dışarıya çıkıyordu. Sevgilisiyle bir
likle kaçmayı planlıyorlardı. Madam Gravali niyetlerini an
ladı ve bu işe engel oldu. Sanırım Rougemont'a taşınıp ye
ğenini de yanında getirmeye karar vermesinin sebeplerin
den biri de buydu. Onu özentilerden, kandırılmaktan ve
şeytanın oyunlarından uzaklaştırmak istiyordu.”
I.ucille homurdandı ve odadan çıkarken Fransızca bir
şeyler söyledi. Kapı hizmetçi kadının arkasından kapanır
ken Peder Lamont içini çekti.
“Lucille’nin de dediği gibi bu hiçbir şeyin sonu olmadı. Da
ha sonra âşığın Lisettc'yi takip ettiğini öğrendik. Rougemont’a
hiç gelmedi, anlayacağınız bir burada bir tek meyhanemiz
var! Fakat adam civardaki bir kasabaya ValabrcVe gidiyordu.
Orada kendine geçici olarak kalabileceği odalar kiraladı ve
bildiğimiz kadarıyla kumar oynamaya ve içmeye devanı eni."
Kont papazı dikkatle dinliyordu.
“Felice’in ölüm ünü bana bildirmeyişinizin nedenleri ol
duğunu söylediniz.” diye hatırlattı papaza. ‘Anormal du
rumlar' diye tabir ettiniz. Neydi bunlar?”
146 ■ '$£'» Ct'ÇfOî/*