Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 57

Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.

html

İçindekiler

Sunu

TAOCULUK NEDİR?

Dünyada, doğada ve yeryüzünde form bulan ruhun kutsallığı

Herşey bağlantılıdır

Ölüm, doğum, gelişme ve yenilenme döngülerine saygı

Topluma, genel dengeye ve sağlığa önem verme

Ölümden sonraya uzanan toplum kavramı, atalara ve doğmamış nesillere saygı

Günah veya ceza nosyonu yerine, dürüstlük, kişisel ve toplumsal sorumluluk anlayışı

Ritüellere, seremoniye, vizyona ve (vahiy edilmiş metinler veya dogma yerine) doğrudan deneyime
odaklanma.

Kutsal çember, tıp çarkı ve dört kutsal yön

Page 1
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Kapsayıcıdır, zorlayıcı değil.

Her gelenek engellemelerle karşılaşmış ve çeşitli baskılara direnmek zorunda kalmıştır.

Taoculuk yerel bir gelenek midir?

Notlar

TAOCU UYGULAMANIN TEMELLERİ

TAOCULUĞUN ANA GÖRÜŞÜ

Wu Ji

Qi[Çi]

Page 2
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Yin ve Yang

Wu Hsing – Beş Evre

Pa Kua

San Bao – Üç Hazine

Üç Dan Tian

Üç Beden

Üç Kuvvet

YOL

Meditasyon

Qi Gong

Çin Tıbbı

Dövüş Sanatları ve Askeri Strateji

Cinsel Uygulama (Jing Gong)

Page 3
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Diyet

Feng Shui (Geomancy)

Astrology

TAOCU UYGULAMANIN OLUMLU SONUÇLARI

ÖZET/YAZAR HAKKINDA/KAYNAKÇA

Yayın Listemiz

Sunu_______________________

Değerli Okur,

Aşağıda okuyacağınızTaoculuk nedir?adlımakale aynı zamanda bir sunuş yazısı özelliği de taşıdığından,
ayrıca bir sunuş yazısı yazarak sizleri yormak istemedik.

Okuyacağınız bu e-kitapçığı yayınlamamızın nedeni sadece, sizlerin düşüncelerinizi konuya odaklamaktır.


Okuyacaklarınız için yorum ve karar sizindir.

Dileğimiz size yararlı olabilmek...

Page 4
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Evreni (algılayamadıklarımız dahil) yöneten ve farklı adlarla işaret edilen Yüce Gücün bu arzumuzu yerine
getirmemiz için, önümüzü açık etmesini diliyoruz;

“Eğer bu duanın gerçekleşmesi, bizler ve tüm yaşam adına en iyisi olacaksa...”

Taocu Uygulamanın Temelleri

Jampa Mackenzie Stewart

Tercüme Güneş DavenportTranslation Copyright©2003

www.yorumsuz.netteyim.nettarafından derlenmiş ve size e-kitapçık olarak sunulmuştur. Haziran-2004

Güneş DAVENPORT’a(http://goto.bilkent.edu.tr/gunes)teşekkür ediyoruz

Page 5
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

_______________________

Yorumsuz Bildiri

İnsanlığa gerçekleri anlattığına inandığımız

düşünürlerin, yazarların, aydınlanmışların ilimsel üretimlerini sizlerle paylaşmaktan başka bir arzumuz
yoktur.

Biz bir başka insanı değişim-dönüşüme uğratamayız.

Bizim yapabileceğimiz tek şey değişim-dönüşümün meydana gelebileceği, hoşgörü ve sevginin


girebileceği

bir alan, bir boşluk yaratmaktır.

_______________________

Page 6
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

TAOCULUK NEDİR?

John R. Mabry(Copyright 1989 by John R. Mabry)

İşte soruların en kolayı gibi görünse de, Taoculuk paradoksunun tipik bir örneği olarak, yanıtlanması
hemen hemen imkansız olan bir soru. Bunun nedeni de yanıtların çok ve çeşitli olması. Öncelikle
Taoculuğun ne olmadığından başlayalım:

-Yeni değildir. Taoculuk insanlığın bildiği en eski geleneklerden biridir. Taoculuğun özüne ilişkin, tarihi
İ.Ö. 5000 yılına dayanan belgelere rastlanmıştır.[1]

-“Sabit” veya “katı” bir gelenek değildir. Taoculuğun çeşitli versiyonları mevcuttur; örneğin, günümüzde
uygulandığı biçimiyle popüler Taoculuk, gelişmiş Şamanist bir din olmasına karşın, bir diğer büyük doğu
geleneği olan Tantrik Budizm gibi, doğrudan Taoculuğun temel prensiplerinden kurumsallaşmıştır. Bir de
büyük ölçüde Budizm’in Chian (Japonca’da, Zen) ekolüne dönüşmüş olan (Huston Smith’in
isimlemesiyle) Ezoterik Taoculuk vardır. Ancak Ezoterik Taoculuk artık kaybolmuştur.[2] Geriye sadece
ilkel Taoculuk’la eşanlamlı olan Felsefi Taoculuk kalıyor, ki orijinal Taoculuğa en yaklaşan gelenek budur.
Çin toplumunu asırlar boyu yönlendiren bir ideal olan Felsefi Taoculuk, bu yazının da odağını
oluşturacaktır.

-Ataerkil değildir. Çin toplumun ataerkil olmasına karşın, gariptir ki, ilkel Taoculuk’ta durum farklıdır.
Birazdan göreceğimiz gibi Taoculuk oldukça dişil değerleri olan bir gelenektir.

-Metafizik değildir. Beden/ruh ikiliği Taoculuk’ta yer almaz. Taoculuk, fiziksel olarak gözlemlenemeyen
hiçbir şey üzerinde yorumda bulunmaz. Beden/zihin/ruh üçlüsünü, hiçbir savunmaya veya açıklamaya
gerek görmeden, ayrılamaz bir bütün olarak değerlendirir.

-Vahyedilmiş bir din değildir. Taoculuk acı verecek derecede aşikar olan gerçeğe uyanık olmaktır.
Hiçbir şey gizli değildir --düşünceli, duyarlı bir kişinin kendi başına keşfedemeyeceği hiçbir şey yoktur.

Page 7
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Taoculuğun yeryüzü-kökenli bir din olma niteliğini test etmek için, Starhawk'ın “Yeryüzü-Kökenli
Geleneklere dair Ortak Kavramlar” sıralamasına bir göz atalım:

- Dünyada, doğada ve yeryüzünde form bulan ruhun kutsallığı.

-“Herşey bağlantılıdır” anlayışı.

-Ölüm, doğum, gelişme ve yenilenme döngülerine saygı.

-Topluma, genel dengeye ve sağlığa önem verme.

-Ölümden sonraya uzanan toplum kavramı, atalara ve doğmamış nesillere saygı.

-Günah veya ceza nosyonu yerine, dürüstlük, kişisel ve toplumsal sorumluluk anlayışı.

- Ritüellere, seremoniye, vizyona ve (vahiy edilmiş metinler veya dogma yerine) doğrudan deneyime
odaklanma.

-Kutsal çember, tıp çarkı ve dört kutsal yön.

-Kapsayıcıdır, zorlayıcı değil.

-Her gelenek engellemelerle karşılaşmış ve çeşitli baskılara direnmek zorunda kalmıştır.

Kolay takip edilebilir ve mantıklı bir düşünce akışı sunduğu için burada aynı sırayı takip edeceğiz.

Page 8
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Dünyada, doğada ve yeryüzünde form bulan ruhun kutsallığı

The Tao Te Ching şöyle der:

dünyayı geliştirmek mi istiyorsun?

mümkün değil, inanmıyorum.

dünya kutsaldır

daha iyi olamaz.

fazla kurcalarsan, zarar verirsin

ona bir nesne gibi davranırsan,

kaybedersin.[3]

Taocu üstat dünyayı müthiş gizemli, kutsallıkla dopdolu ve varolan herşeyin kutsal olduğu bir yer olarak
görür.

Page 9
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Yüce Tao her yerde devinir.

herşey ondan doğar,

ama ondan varolmaz.

O sonsuz dünyaları besler,

ama onları sahiplenmez.[4]

En eski Taocu mitolojide, gökyüzü tüm yaradılmışların babası, yeryüzü ise annesi olarak ifade
edilir.[5] Diğer mitlerde tanrıça ve tanrıların farklı versiyonları ve kozmozun doğuşu tasvir edilir. Ayrıca
Vedik mitolojiyi anımsatan bir şekilde yeryüzünün bir yumurtadan çıkışını betimleyen hikayeler de
mevcuttur.[6] Yeryüzü doğrudan bir tanrıça olarak değil de, Tao’nun temsilcisi olarak tanımlanabilen
tanrıçanın bir parçası olarak düşünülür.

Tao çoğu Batılı için kavranılması zor, çok yabancı bir kavramdır. Tao Te Ching’in ilk beyitinin bizi
uyardığı üzere, Tao kelimelerle anlatılamaz, ancak sezgilerle idrak edilebilir.[7] Tao, Batılı tanrıların çoğu
gibi kişisel bir tanrı değil, ancak ilahi uyumdan daha azını ve muhteşem kaostan daha fazlasını vaat
etmeyen (ki ikisi de aynı kapıya çıkar) yargısız bir güçtür.

Alan Watts’a göre

“…ilk olarak netleşmesi gereken şudur ki, Tao, yönetici, hükümdar, lider, mimar veya evrenin yaratıcısı
anlamında bir ‘Tanrı’ değildir. Bir askeri ve siyasal süper başkan veya doğadışı bir yaratıcı imajının
Tao’da yeri yoktur.”[8]

Page 10
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Lao Tzu (Tao Te Ching’in efsanevi yazarı), "Tao herşeyi besler ama onları yönetmez” sözleriyle aynı fikri
dile getirir.[9]

Bu gücün erotik niteliği, başta Lao Tzu’nun dizeleri olmak üzere çok sayıda yazıda ifade edilmiştir.
Watts’a göre Lao Tzu’nun çizdiği Tao imajı paternal değil, maternaldır, (babasal değil anasal). Söz
konusu olan, kadınlara atfedilen karakterde pasif bir güçtür.[10]

“Tao, Yüce Anne olarak anılır: Bomboş ama tükenmeyen ve sonsuz dünyaları doğuran.”[11] Başka bir
tercümede şöyle geçer: “O gizemli dişi olarak bilinir. Bu gizemli dişinin kapısı, gökyüzü ve yeryüzünün
köküdür.”[12] Tao’yu içtenlikle kucaklayan bir üstat, yaşamında bu dişil enerjiyi tezahür ettirmesi
yönünde Lao Tzu tarafından “erili tanı, ama dişili seç.” sözleriyle teşvik edilir.[13] Tao ile bağlantısı
hakkında hiç de alçakgönüllü olmayan Lao Tzu, bu yakınlığı şu sözlerle dile getirir: “Ben sıradan insandan
farklıyım. Ben Yüce Anne’nin göğüslerinden besleniyorum.”[14]

Herşey bağlantılıdır

Taoculuğun merkezinde bağlantılılık kavramı yatar. Hiçbir şey bir vakum içinde yer almaz ve ne kadar
küçük olursa olsun bir nesne etkilendiğinde, buna bağlı olarak tüm evren fayda veya zarar görür. Bunun
nedeni, Tao’nun herşeyin sadece kaynağı değil, aynı zamanda mekanı olmasıdır.

Tao varlıkları doğurur,

besler, yaşatır,

şefkat gösterir, rahatlatır, korur.

onları kendilerine döndürür.

Page 11
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

yaratmak, sahiplenmeden

davranmak, beklentisizce

yönlendirmek, yönetmeden.[15]

Doğu felsefelerinin çoğunda ortak bir tema olarak “birlik” doktrini mevcuttur. Hindu inancına göre,
farklılıkların dünyası sadece bir maya, bir illüzyondur.[16] Gerçekte, şimdi ve sonra, burası ve orası, sen
ve ben, haz ve acı arasında bir ayrım söz konusu değildir. Herşey ‘bir’dir. Chuang Tzu’ya göre, “Evren
bizimle beraber varolmuştur; bizimle herşey ‘bir’dir.”[17] Bu görüş, düşünen insana inanılmaz çağrışımları
olan bir perspektif sunar. Örneğin, eğer sen ve ben ‘bir’ isek, nasıl düşman olabiliriz? Huai Nan Tzu Chu
Shih şöyle der: “Gökyüzü, yeryüzü ve evren tek bir insanın bedenidir.”[18] Buna göre evren, bir
parçasındaki rahatsızlığın bütünün sağlığını etkilediği tek bir organizma gibidir. Bundan daha fazla bir
bağlantılılık düşünülebilir mi? Peki, Tao herşeyi kapsadığına ve herşey ‘bir’ olduğuna göre, bir Taocu
ben/ego ile nasıl başa çıkar? Lao Tzu bunu şöyle yanıtlar:

dünyayı kendin gibi gör

olanın doğasına güven.

dünyayı kendin gibi sev,

böylece herşeyi gözetmiş olursun.[19]

Bu bağlantılılık olgusu fiziksel ve geçici olanın ötesine uzanır; aynı zamanda varoluşu tanımlar. Şu klişe
koan, bu kavrama harika bir örnek oluşturur: “Eğer ormanda bir ağaç devrilirse, ama etrafta duyacak
kimse yoksa, ses çıkarmış olur mu?” Dünya, karşılıklı etkileşim platformudur. Watt’ın dediği gibi; “hiçbir
organizmanın olmadığı bir ortam mevcut değildir. Herşey, her olgu, ancak bir diğeriyle bağlantılı olarak
gerçeklik kazanır. Güneşin aydınlığı, gören gözlerle vardır. Bunun gibi, evren de bilinçte varolur.”[20] Bu
noktadan bakışla, varoluş alemindeki göreceli önemsizliğimizi ve inanılmaz önemimizi bir an önce idrak
etmemiz gerekir, çünkü evren bizim bilincimizde yansımakta ve kendini orada hayranlıkla izlemektedir.
Nikos Kazantzakis yazdığı şekliyle, “yeryüzü sizin beyinlerinizde ayağa kalkar ve tüm bedenini ilk defa
olarak görür.”[21] Bu bağlantılılık hali, sadece kozmik dengenin korunması için değil, varoluşun sürekliliği
adına da gereklidir.

Page 12
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Yaratılış ağı öyle mükemmel örülmüştür ki, insan egosunun ‘biz daha iyi yapabiliriz’ kurgusuna karşın,
yaratılan herşey kendiliğinden bir uyum içine girer. Üzerinde ısrar ettiğimiz ve yeryüzünün ancak
kabataslak uyabildiği ‘keyfi, yapay ve soyut düzen nosyonu’ ancak yıkıcı olabilir. Üstelik bu ‘düzen’
anlayışımız sadece nesnelerle sınırlı değildir. ‘Zaman’ da çarpıttıklarımız arasındadır: “Sebep-sonuç
nosyonu, başta tanımlayabilmek adına birbirinden ayırdığımız bir olayın evreleri arasında, sonunda yeniden
bağlantı kurabilmek çabasıyla başvurduğumuz aksak bir yöntemdir. Kendimize ters düşerek, bu evreleri
sonuçta tekrar sebep-sonuç zamkıyla birbirine bağlanan farklı olgular olarak düşünürüz. Gerçekte tek
olay, evrenin kendisidir... Kendi hallerine bırakılırlarsa, herşey birbiriyle uyumlanacaktır... dışsal bir
zorlama olmadan.“[22] Evreni parselleme çabamız beyhudedir. Lao Tzu’nun yazdığı gibi,

insan Tao’nun işine karışırsa,

gökyüzü kirlenir,

yeryüzü çoraklaşır,

denge dağılır,

yaratıkların soyu tükenir.[23]

Taocu’ya göre çözüm, herşeyi oluruna bırakmaktır. Kişi olguları zorlamaya çalıştıkça sıkıntıya düşer;
oysa herşey olduğu gibi mükemmeldir, insanlar bile! “Gökyüzü ve insan, güçlerini bir ahenk içinde ortaya
koyarlarsa, tüm değişimlerin başlangıçları belirlenmiş olur.”[24]

Ölüm, doğum, gelişme ve yenilenme döngülerine saygı

Ölüm olgusunu, Batı toplumlarında algılandığı biçimiyle yaşamın sonu olarak değil de, yaşamın çeşitli
evrelerinden biri olarak değerlendirmek, yeryüzü-kökenli ve yerel ruhsal geleneklerin ortak anlayışıdır. Bu
konuda Taoculuk da farklı değildir. Taocu için değişim ve oluşumların sonsuz döngüsü içinde, Yin’in bir
ucu Yang, Yang’ın bir ucu Yin’dir. Biz Batılılar herşeyden çok ölümden korkarız, çünkü bizim için ölüm

Page 13
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

bir sondur. Oysa Taoculuk ve diğer yerel geleneklere göre, “Ölüm varoluşun bir veçhesidir, tıpkı yaşam
gibi. Ölmek, bir varoluş formunu bir diğeriyle takas etmektir sadece.”[25] Tıpkı Yang’ınYin’e ve Yın’in
Yang’a dönüşümü gibi… Chuang Tzu’nun yazdığı gibi, “Yaşam ve ölüm ‘bir’dir.”[26]

Din bilgini N.J. Girardot’un eski Taoculukta kaosun niteliği üzerine çeşitli düşünceleri vardır. Ölüme dair
şunları yazar:

“Çocukluk veya ölüm koşullarına dönüş, kaos koşullarına kozmik bir dönüş yapmakla benzeşir… İnsan
yaşamı dört büyük değişim veya transformasyon evresinden geçer: çocukluk, gençlik, yaşlılık ve ölüm.
Fakat bu planda, çocukluk ve ölüm sembolik olarak eşdeğerdir. Tao’nun kozmik yaşam perspektifiyle
bakıldığında, ölüm çocukluk koşullarına dönüştür, ki uyumun en üst seviyesinde, kişinin enerjileri
yoğunlaşmış, istekleri yeniden bütünlenmiştir.” Ölüm, başlangıç noktasına geri dönüştür… Bir kişi
öldüğünde, onun “dinlenmeye çekildiği ve tekrar en üst noktaya yükseldiği” söylenir.[27]

Bu noktada, yeryüzü-kökenli dinlerde sıkça rastlanan başka bir kavramla karşılaşıyoruz: reenkarnasyon.
Ancak popülaritesi yükselişte olan Budizm’den farklı olarak, Taoculuk reenkarnasyonu bir trajedi olarak
değil, Tao’un, veya olanın doğasının, bir diğer sembolü olarak görür. Bir kaçış aranmaz, çünkü Tao’nun
yolu, sürekli bir yaşam ve (Tao ile uyum içinde yaşandığında) süregen bir mutluluk vaat eder. Tıpkı
Budizm gibi Taoculuk da kişiliğin varoluş süreci konusunda net değildir, ama Raymond Van Over’in
söyledikleri bir fikir verecektir: “Ölüm ve doğum sadece bir transformasyon olarak görülmelidir. Sonsuz
yaratılış alemi tek bir türdür, herşey arasında bir akrabalık vardır. ‘Büyük Saflık’ ile özde birliğini kuran
kişi, formsuzluğun krallığında yol alır. O ki, özdekini kirletmez, cesaretini kötüye kullanmaz… Ruh, tüm
evrenin yaşayan bir parçasıdır ve herşeyin net olarak bilindiği bir alanda bulunur.”[28]

Böyle bir perspektifle, kişi evrendeki gerçek konumunun farkına varır: Küçük bir parça, ama aynı
zamanda bütünle ‘bir’. Taocu, Batılı biri gibi insanı yaratılışın merkezine yerleştirmek yerine, insanın
yaratılışın bir parçası olarak yerini araştırır. Lao Tzu şöyle der: “Eğer güçlü kadın ve erkekler kendilerini
Tao’da merkezleyebilirlerse, tüm dünya doğal ritmi içinde, kendiliğinden değişip dönüşecektir.[29]

Topluma, genel dengeye ve sağlığa önem verme

Felsefik Taoculuk, sağlıklı bir yaşamın yolu olarak Tao ile uyumlanmayı gösterir. Eğer bu yapılırsa, zihin
ve bedende sağlıklı bireylerin oluşturduğu toplum da hem yerel hem de kozmik açıdan sağlıklı olacaktır.
Burada ‘eğer’ anahtar kelimedir, çünkü felsefik Taoculuğa göre mevcut durum bundan farklıdır. Efsaneye
göre, Tao Te Ching’in yazıldığı dönemde Lao Tzu, insanlardan sıkılmış, insan ırkına olan inancını yitirmiş

Page 14
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

bir halde bir yak (bir cins yaban öküzü) üzerinde dağ bayır dolanmaktaydı. Öyleyse, bildiğimiz biçimiyle
Taoculukta bir çeşit ‘düşüş’ yaşanması da söz konusu. Ancak bu düşüş, Hıristiyanlıktaki suçluluk
duygusuyla yüklü günah-ölüm kaderciliğini taşımaz. Taoculuğa göre bir zamanlar evren mükemmel bir
uyum içindeydi, ancak daha sonra insanoğlu evreni ‘kurcalamaya’ başladı ve şimdi biz, yeni nesil, Tao’ya
şefkat ve saygı duyarak sağlıklı yaşamlar sürmek sorumluluğuyla karşı karşıyayız; aksi taktirde ölene dek
peşpeşe hüsran dolu olaylar deneyimler dururuz. “Orijinal günah veya hata fikri, insan doğasının kalıcı ve
evrensel bir çürüme içinde olduğu yönünde bir gösterge değildir.”[30] Gerçekte kişisel bazda ‘ebedi
sonuçlar’ yoktur, sadece kişi ve etkileşimde bulunduğu toplum için can sıkıcı, mutsuz bir varoluş söz
konusu olabilir. Lao Tzu’nun söylediği gibi,

Yüce Tao geri çekildiğinde

insanlık ve erdem doktrini doğdu.

bilgi ve bilgelik ortaya çıktığında,

aynı yerde ikiyüzlülük belirdi.

altı ailenin ilişkisi uyumsuz olduğunda,

evlatların ahlakı* savunulacak

çocuklar çok sevilecektir.

ve bir ülke karmaşaya düştüğünde

sadık bakanlar pohpohlanacaktır.[31]

*Bu ifade belki de, tüm felsefesi son derece karmaşık bir ahlak ve etiket kodlamasından ibaret olan Lao
Tzu’nun efsanevi rakibi Konfüçyus’a bir naziredir.

Lao Tzu, Taoca yaşayan bir toplum vizyonunu da dile getirir:

Page 15
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

küçük bir ülke olsun ve az sayıda insan.

on misli, yüz misli fazla araç gereç olsun,

ama hiçbiri kullanılmasın.

insanlar yaşamlarına değer versinler,

göçmesinler uzak ellere.

gemiler ve arabalar olsa da,

kimse onlara binmesin.

olsa da oklar ve silahlar,

kimse onları sergilemesin.

insanlar yeniden urgan örsünler,

kullansınlar, yazı yazmak yerine.

yemekten zevk alsınlar,

süslesinler giyimlerini.

evlerinde huzur

alışkanlıklarda sevinç bulsunlar.

Page 16
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

horozların ötüşü,

köpeklerin havlaması duyulacak kadar

yakın da olsa toplumlar,

orada yaşayanlar

komşu toplumu

bir kere bile ziyaret etmeden

yaşlanıp, ölsünler.

yerleşimde, yeryüzüne yakın yaşa,

düşüncede, sadeyi koru

çatışmada adil ve cömert ol

yönetirken, kontrol etmeye çalışma.

işinde, zevk aldığını yap.

evinde, orada olduğunu hisset.[33]

Yukarıdaki satırlarda olduğu gibi Tao Te Ching’in büyük bir kısmı, sadece kişisel bazda huzurlu bir
yaşam için değil, aynı zamanda ülkede huzuru sağlıyacak bir yönetime ilişkin yönergelerle imparatoru
muhatap almaktadır.

Page 17
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Taocu için herşey evrenin bir mikrokozmozudur: Bireysel, ülkesel veya lokal yaşam, kollektif dengenin
ve sağlığın mükemmel bir örneği olarak, Tao’yu yansıtmalıdır. .

Ölümden sonraya uzanan toplum kavramı, atalara ve doğmamış nesillere saygı

Taoculuk “şimdi ve burada” vurgulu bir dindir. Ölüm sonrası kişiliğin sürekliliği konusunda büyük
filozoflar fazlaca düşünce üretmemişlerdir. Belki de, ölüm sonrası deneyime ilişkin endişenin egonun
ölümüyle yok olduğu bir ruhsal konuma ulaştıkları için, bu konu onlara önemli gelmemiştir. Ancak
süregelen dinsel pratikleri ölçü alacak olursak, sıradan insan için bu konunun çok önemli olduğundan emin
olabiliriz.

Taocu veya Budist olsun, günümüzde Çinliler “Tao-Budist, folk-mit ve büyü karışımı bir animizm
uygularlar.”[34] Bu inanç sisteminin merkezinde, Çinlilerin ölüleriyle olan bağlantısı yatar. Hatta, Çinliler
kadar ölüleriyle ilgili başka bir toplum yoktur diyebiliriz.[35] Geoffrey Parrinder’e göre, Çin’de bilhassa
yaşlı nesil atalarıyla çok alakalıdır: “Çeşitli konularda ölülerin rehberliği talep edilir, kadın ve erkeklerde
üreme gücünü, sürülerde ve ürünlerde verimliliği arttırmak amacıyla onların güçlerine
başvurulurdu.”[36] Ancak yaşayanlarla ölüler arasındaki bağlantının bu kadardan ibaret olduğu
sanılmamalı. Yıllarca Çin ve Hong Kong’da görev yapmış bir gazeteci olan Frena Bloomfield şöyle yazar:

“… ailelerin ölüleriyle ilgilenmeleri kısmen saygıdan, ama daha da çok korkudan kaynaklanır. Çinlilerin
hayatı tarih boyunca ölülerin gücüne karşı süregen bir mücadele içermiştir ve çoğu Çinli için bu hala
böyledir. Yaşayanlar, ölüler tarafından adeta kuşatıldıklarını düşünürler- düşünün, ölülerini hoşnut
edemeyenler için yaşamı dayanılmaz kılabilen --ve kılan--, hareketli, tedirgin, sorunlu, büyük bir hayaletler
ordusu…”[37]

Eğer bu, batılılaşmış Çinlinin normal davranış biçimiyse --ki öyle--, ilkel Taoculuğun şekillendiği
dönemde de benzer geleneklerin mevcut olduğunu düşünmek yanlış olmayacak. Yemek yaparken, hatta
sevişirken ölmüş kayınvalidenizin nefesinin üzerinizde olduğunu hissetmek pek de hoş bir şey olmamalı
--hatta psikolojik sorunlar yaratabilecek bir durum! Yine de, ideal olmasa da, ölüler yaşayan torunlarının

Page 18
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

hayatında yer alır ve yaşayanların dünyasında son derece aktiftirler.

Günah veya ceza nosyonu yerine, dürüstlük, kişisel ve toplumsal sorumluluk anlayışı

Yeryüzündeki yaşamın bütün olduğu çağlarda, kimse değerli kişilere fazlaca dikkat etmezdi… Onlar
‘görev’lerini yerine getirdiklerinin farkında olmadan doğru ve dürüsttüler. Birbirlerini sevdiler, ama bunun
‘komşunu sev’ etiği olduğunu düşünmediler. Kimseyi aldatmadılar, ama böylece ‘güvenilecek adam’
olduklarını bilmediler. Sözlerinin eriydiler, ama böylece ‘inançlı adam’ oldukları akıllarına bile gelmedi.
Özgürce, alarak ve vererek, beraber yaşadılar ve ‘cömert’ olduklarını hissetmediler. Bu yüzden onların
eylemleri kurgu ürünü değildi. Onlar hiç bir tarih yaratmadılar.[38]

Chuang Tzu’nun eski Çin toplumunu tanımlayışı biraz ütopik görünebilir, ancak bu ortak kabul gören
tarihsel bir görüştür. Büyük Çin mistikleri, tekrar ve tekrar, herşeyin (insanlar dahil) Tao’yu takip ettiği
eski günlere değinirler. Bizim şanssızlığımız olmalı ki, insanlar bu dansı unuttular. İşte bu yüzden, Lao Tzu
ve diğerleri bizleri tekrar aynı kulvara döndürmeye uğraştılar. Tuhaf olan şu ki, söyledikleri öyle çok da
şaşırtıcı, sarsıcı şeyler değildi. Aslında hepsi, sağduyunun alanı içinde, çoğunlukla farkında olmadan değip
geçtiğimiz bilgilerdi.

Lao Tzu’ya göre en yüce erdem şudur: “Doğurmak ve beslemek, sahip olmak ama sahiplenmemek,
eylemlerde beklentisiz olmak ve yönetmeye çalışmamak.”[39] Taoculuğa göre, toplumlarda ‘kontrol’
olgusuna çok önem verilir, ama bu bir hatadır. Aslında çoğumuz için işleri karıştıran kontrol etme
çabasından başka bir şey değildir.

Eski bir Zen koanında şu soru sorulur: “Köpek Buda niteliği taşır mı?” Yanıt, şüphesiz, ‘evet’tir.
D.T.Suzuki, ‘Zen and Parapsychology’de şöyle yazar:

“Bir köpeği izleyelim ve yemeğini nasıl iştahla yediğine bakalım. Acıktığında, yiyecek kokusu alırsa,
hemen oraya gider ve anında yemeği silip süpürür. Yemeği bittiğinde de oradan uzaklaşır. Bir “teşekkür
ederim” söz konusu değildir. Doğal hakkını kullanmıştır, ne eksik ne de fazla ve bundan öte bir kaygısı
yoktur, ne kendisi ne de çevresinde tüm dünya hakkında. O mükemmeldir. Günah fikri, ister entellektüel,
ahlaksal veya ruhsal bazda olsun, varlığı üzerinde gereksiz bir leke gibidir. O doğrudan Tanrı’dan gelir.

Page 19
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

“Ben tek başıma yeryüzündeki en onurlu varlığım.” diyebilir. Ama gerçekte, böylesine ‘ego-merkezli’ bir
ifadeye gereksinim duymaz. Onun için havlamak ve cennet bahçesinden yeni çıkmış olan bu masum
yaratığa zarar vermeye meyilli, günah-kaygılı insanlardan kaçıp uzaklaşmak yeterlidir.” [40]

İşte böyle olamamak, evreni dengeden uzaklaştırır ve Taoculuk için günah kavramına en yaklaşan hal
budur. Eğer insanlar böyle davransalardı, yani içlerinden geldiğince doğal olarak, kurallara göre
davrananların kıyasla çok daha sosyal ve medeni olurlardı.[41] Lieh Tzu’ya göre buradaki mantık, burnun
koklamak istediğini koklamasına, gözün görmek istediğini görmesine, ağzın söylemek istediğini
söylemesine, bedenin ihtiyaç duyduğu konfora sahip olmasına ve zihnin dilediğince düşünmesine izin
vermektir. Örneğin, eğer kulak müzik dinlemek istiyorsa, onu bundan yoksun bırakmak, işitme duygusunu
sınırlamak demektir…

Lieh Tzu, daha sonra, bedensel anatominin herhangi bir bölgesinin gereksinimleri engellendiğinde nasıl
sorunlar yaşanabileceğini anlatır. Konferans, onun şu cümleleriyle son bulur: “Diktatörler ve zalimler bizi
böylesine engeller. Onları başımızdan defedelim ve mutlu bir şekilde ölümü bekleyelim.”[42]

Şimdi, bu çoğumuza anarşi gibi gelebilir. Oysa burada anlatılan, günümüzde rastlanan, örneğin neo-nazi
gruplarına atfedilen türden, bir anarşi değil, ama anarşinin tarih boyunca hedeflediği bir sistemdir: kişisel
yaşamlarımız üzerinde söz sahibi olan, genellikle engelleyici, can sıkıcı ve çürümüş ögeler taşıyan bir
yönetimin olmadığı huzurlu bir toplum. Lao Tzu şöyle der: “Siz ne kadar kısıtlayıcıysanız, insanlar o ölçüde
erdemsiz olacaktır. Bu nedenle üstat der ki: Kanunları bırakın, insanlar dürüst olacaktır.” [43] Gerçekte
de, tarih şunu göstermiştir ki, yasakların çoğalması suçu teşvik eder, hem de hayal edilebilmesi bile zor en
korkunç suçları.

Tao’nun ışığında görüldüğü şekliyle iyi-kötü kavramlarının Batılı zihinlerce anlaşılması hemen hemen
imkansızdır, çünkü temelde Taocu için iyi-kötü olgusu bir problem teşkil etmez. Iyi ve kötü bir ve aynıdır.
Lao Tzu, “Tao taraf tutmaz.” der ve devam eder, “O hem iyiyi, hem de kötüyü yaratandır. Üstat da taraf
tutmaz, o azizleri de, günahkarları da kucaklar.”[44] Taoculukta insanlığın karanlık yanının da yeri vardır,
ki bu dünya dinleri arasında pek rastlanmayan bir durumdur. Günümüzde bile, eğer çok ‘iyi’ veya çok
sorumlu bir tavır sergiliyorsanız, Çinliler sizin ‘rahatsız’ olduğunuzu düşüneceklerdir. Hatalar, kargaşa,
hatta belli ölçüde şiddet Çinliler arasında genellikle pek yadırganmaz. Bu yüzden, kızınız veya oğlunuz
‘fazla iyi’ davranmıyorsa, endişelenecek bir şey yok demektir! Bir anne ne yapsın?

kutsallık ve bilgelikten vazgeç,

insanlar yüz kat daha mutlu olacaktır.

ahlak ve adaletten vazgeç,

Page 20
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

insanlar doğru davranacaktır.

para ve kar kaygısından vazgeç,

hırsızlar kalmayacaktır.[45]

Taoculuk hoşgörünün zirvesinde bir dindir ve bu niteliği, Tao’yu derinden anlamakla alakalıdır: zayıf
güçlüyü fetheder, kaba kuvvetle karşılaştığında yoldan çekil, olana ve gidene izin ver… Tao kesinlikle kin
tutmaz veya sizden uzaklaşmaz. İnsanlığın Tao’yu takip etmesini istemenin ardında yatan neden, evrenin
dengesini korumak değildir. Evren umursamaz bile… Ve bize rağmen, denge korunacaktır.

Tao evrenin merkezidir, iyi insanın hazinesi, kötü insanın sığınağıdır. Ve bir hata yaptığınızda,
affedilirsiniz. Bu yüzden herkes Tao’yu sever.[46]

Ritüellere, seremoniye, vizyona ve (vahiy edilmiş metinler veya dogma yerine) doğrudan deneyime
odaklanma.

Burada zor bir soru ile karşı karşıyayız, çünkü “o mu, öbürü mü?” türünden bir soru söz konusu, oysa
Taoculuk daha ziyade ‘ne o, ne de öbürü’ türünden yanıtlarla ilgilidir. Evet, yazılı metinler vardır, ama
bunlar ‘vahiy edilmiş’ metinler değildir ve gözlemlenebilen dünya ile ilgili olmaktan öte, ne sezgisel, ne de
hatasız olma savları yoktur.

Taoculukta hiyerarşik bir yapılanma yoktur (ancak çok sonraları popüler Taoculukta bir rahipler sınıfı
ortaya çıkmıştır) ve inanç bazında formüller ve kanunlar söz konusu değildir. Alan Watts şöyle yazar:
“Önemli olan doğru doktrine inanmak değil, doğru deneyimler için gerekli olan yetiyi kazanmaktır.”[47]
Geoffrey Parrinder’ın düşüncesine göre Taoculuk, yazılı metinlerden daha çok, Şamanik translarda alınan
vizyonlara dayanır.[48] Bunun bir açıklaması, Felsefik Taoculuğun insanın lineer mantık stilinin çok
ötesinde olmasıdır, ki bu özelliği, tanınmayacak ölçüde çarpıtılmadan bir inanç formülasyonunun veya yasa
sisteminin uygulanmasını imkansız kılar. Sonuçta, Taoculuk insanı evrenin merkezine koyan bir din
değildir. O bize uymaz, bizim de ona uymamız gerekmez, her ne kadar uyduğumuz taktirde bizim için
yaşam daha kolaylaşacak olsa da…

N.J. Girardot, bu soruna geleneğin yeni bir tanımını yaparak yaklaşır:

Page 21
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

“Tarihsel bir gelenek fikri, zaman ve mekandan bağımsız, sabit bir entellektüel içeriği olacak anlamına
gelmez. Bir kaç gelişmeye açık, temel dinsel inanç dizisinden oluşan çekirdek bir küme referans olacak
şekilde, sürekli değişen yorumlar ve formlar söz konusudur.”[49]

Bu tanım, Taoculuğa çok güzel uyar. Gerçekte de, Tao’nun bir dinin öğesi olabileceği (o dinin kuralları
ne kadar esnek olursa olsun), Taoculuğun büyük mistiği Lao Tzu’nun aklının ucundan bile geçmezdi.
Bunun bir nedeni, bir dinin daima kişiden belli şeyler yapmasını talep etmesidir. Oysa Taoculuk şöyle der:

huşu duygularını yitirdiklerinde,

insanlar dine dönerler.

artık kendilerine güvenmediklerinde,

bir otoriteye yönelirler.

bu yüzden Üstat öne çıkmaz,

ki, insanların aklı karışmasın.

öğretmeye çabalamadan öğretir

ki insanların öğrenecek bir şeyi olmasın.[50]

Lao Tzu’nun izdeşi Chuang Tzu, cemaatlerin seremoni ve dogmalarda ısrar etmeleri konusunda şöyle bir
yorum yapar:

“Seremonilerle ve müzikle gereğinden fazla ilgilenerek, hayırseverlik ve kişinin komşusuna olan görevleri

Page 22
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

üzerine vaazlar vererek zihinleri tatmin etmeye uğraşanlar, bu şekilde nesnelerin gerçek doğasını tahrip
ederler.”[51]

Bu, anlaşılması zor bir yoldur. Çoğu insana göre, kurumsal ve hatta toplumsal detaylardan sıyrılmış,
dogmadan ve hatta basit düzeyde bile bir düzen anlayışından arınmış bir din olamaz. Oysa Tao’ya göre
düzen, ancak kaosla eşanlamlı olarak tanımlanabilir. Kaos da bir düzendir, Tao’nun düzeni.

Kutsal çember, tıp çarkı ve dört kutsal yön

İşte Taoculuk için başka bir muğlak nokta daha. Taoculuk tamamen yeryüzü-kökenlidir, ancak diğer
yeryüzü-kökenli dinlerden farklı olarak, yönler veya mevsimler gibi apaçık referans noktaları saptamayı
ihmal eder. Taoculuğun buna en yaklaştığı ifade Tao Te Ching’in aşağıdaki mısralarındadır:

Tao BİR’i yaratır

BİR, İKİ’yi doğurur,

İKİ, ÜÇ’e

ÜÇ de sonsuz şeylere

yaşam verir. [52]

Bilmece gibi bu satırlar bize fazla bir ipucu vermese de, yine de bazı anlamlar çıkarmak mümkün. Birinci
satırdaki BİR, Stephan Hawking gibi bilim adamlarının ’tekillik’ olarak adlandıracağı, bölünmemiş,

Page 23
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

tanımlar-ötesi primal Tao’dur. Bu tekillik kendini İKİye ayırır. Bu mitoz bölünmenin sonucu, Yang ve Yin
denilen iki eşit ve zıt yarım oluşur. Şimdi, adeta bir tür el-çabukluğunun sonucu olarak İKİ anında
‘üçüncü’yü yaratır: BÜTÜN. Artık, Yang, Yin ve Tao (Yang ve Yin’in bütünlüğü) mevcuttur. Batılılar için
bunu açıklamanın bir yolu olarak evliliği düşünelim. Bir evlilik iki değil, üç elemandan oluşur. Erkek, kadın
ve ikisi arasındaki ilişki. Bu görülmeyen üçüncü eleman, erkek ve kadının enerjilerinin büyük bir kısmını
aktardıkları BİRdir, çünkü birlikteliklerini sağlayan, bu üçüncü elemandır. Aynı kavram, Kutsal Ruh’un
görünmeyen ‘üçüncü’ olduğu Trinitre olgusunda da karşımıza çıkar. Şimdi, Yang ve Yin ne yaparsa
yapsın, ne olursa olsun, Tao iş başındadır ve herşeyi dengeler. Tekillikten zuhur eden İKİ, muhteşem bir
kaos evrenine dahil olur ve aynı zamanda o evreni oluşturur. Böylece son satırda ifade edilen sonsuz
şeyler doğar.

Popüler Taoculuk döneminde Taocu yorumcular, ‘üçüncü’nün ‘insan’ olduğu fikrini savundular, ancak
insanı evrenin merkezine koyan bu düşünce yazara göre pek geçerli olamaz. Girardot da şu sözleriyle aynı
fikri desteklemektedir: “ÜÇ nosyonuna insan karakteri atfetmek büyük bir olasılıkla yanlıştır.” [53]

Eski bir mistik olan Huai Nan Tzu’nun, evrenin denetimini kazanmak üzere insanın Tao ile mücadele
edişini anlatan bir mite dayandırdığı adeta apokaliptik bir ifade vardır: “Yin ile Yang arasındaki bağlantıda
bir kopma oldu ve dört mevsim düzeni bozuldu. Gök gürültüsü yıkım getirdi.”[54]

ÜÇ, bir bakıma tıp çarkına veya kutsal çembere tekabül eder. Varolan herşeyi Tao’nun bir tezahürü
olarak gören kişi bu döngünün farkındadır ve devinim Yang, Yin veya aralarındaki bağlantıyla uyumludur.

Kapsayıcıdır, zorlayıcı değil.

Budizm ve Taoculuk arasındaki ideolojik farklılıkların en büyüğü, misyonlara ve dine yeni katılanlara
karşı takındıkları tavırda yatar. Budizm’in gezegendeki en büyük üç dinden biri olmasının nedenlerinden
biri, tarih boyu süren agresif dini yayma çabalarıdır. Taocu bunu bir çeşit zorlama olarak görür ve buna
yeltenmez bile. Taocu’ya göre Tao, tek başına gücünü ve varlığını duyarlı bir insana hissettirmeye
yetkindir. İnsanları dine çekmek adına vaaz vermek fikri, Taoculuğun en temel öğretilerine aykırı

Page 24
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

düşer.Tao Te Ching şöyle der:

Üstat eylemdedir, bir şey yapmadan,

öğretir, çabalamadan.

olanın gelişine izin verir,

kaybolanın ise gidişine.

sahiptir ama sahiplenmez,

çalışır, ama beklentisizce.

işi tamamlandığında, unutur,

bu yüzden zamansızdır edimleri.[55]

Parrinder’a göre “Çinliler için Konfüçyusculuk ve Taoculuk, ulusal kültürün mükemmel-ötesi


tezahürleridir ve dine katılım, üyelik ve bireysel sadakat çağrılarında bulunan birer dinsel inanç sistemi
olarak değerlendirilmemelidir.”[56]*

*Burada Parrinder’in Konfüçyusculuğun zorlayıcı olmadığı yönündeki yorumuna katılmadığımı


söylemeliyim; bilhassa ilk dönemlerde, Konfüçyus taraftarları herkesi bu yasal sisteme uymaya çağırır ve
aksi taktirde zor kullanılacağı yönünde onları uyarırlardı.

Ne Lao Tzu, ne de Chuang Tzu ‘yeni koyunlar’ peşinden koşmaktan söz eder. Tam aksine, ‘koyunlar’ın
YOLu aradığından ve giderken akıllarının geldiklerinden daha az karışık olduğundan bahsederler.
Taoculuğun ilk döneminde, YOL’a yeni kişilerin katılıp katılmaması fazlaca önemsenmemiştir, çünkü
kişilerin peşinden koştuğu taktirde Taoculuğun Taoculuk olarak kalması mümkün olamazdı -- ki daha
sonraları Taoculuğun Ch’an veya Zen gibi okullara metamorfozu söz konusudur.

Her gelenek engellemelerle karşılaşmış ve çeşitli baskılara direnmek zorunda kalmıştır.

Page 25
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Başından beri Taoculuk, hem felsefik, hem de şamanik formlarıyla, çalışan kesimin taraftarlığını ve
desteğini kazanmış ve popüler bir halk-dini olmuştur. Hatta tarihte, Taocu prensiplerden ve evren
anlayışından esin alan bir ayaklanmadan söz edilir.[57] Bu hareket ‘Sarı Türbanlıların Ayaklanması’
olarak anılır, çünkü isyana katılanların, yönetimde olan ‘mavi cennet’ yerine, takriben İ.Ö.184 yılından
önce yeni ‘sarı cennet’in kurulacağı yönünde bir vizyonu vardı. Bu nedenle sarı türban taktılar ve Taocu
bir sistem kurmak amacıyla yönetenlere karşı ayaklandılar. Bu olay bize Taoculuğun popüleritesi ve
yaygınlığı konusunda bir fikir verebilir. Ancak, Taoculuğun özünü oluşturan felsefik kavramların, hiyerarşik
bir kurumsallaşma ve büyü yöntemleriyle yer değiştirmesine yol açtığı için, bu popülarite bir bakıma
Taoculuğun en büyük düşmanı olmuştur.

Taoculuk yerel bir gelenek midir?

Bu projeye ilişkin araştırmanın en çarpıcı yanı, en yalın haliyle felsefi Taoculuğun, Lao Tzu veya başka
biri tarafından kurulmuş bir din olmadığını keşfetmek olmuştur. Lao Tzu sıkca, herşeyin, insanlar dahil,
Tao’nun düzeninde olduğu ‘kadim zamanlar’dan bahseder. Yukarıda da değindiğimiz bu dönem, hemen
hemen tüm Çin literatüründe yer alan ve yası tutulan Çin’in mitik ‘Altın Çağ’ıdır. Öyleyse, Lao Tzu,
Taoculuğun kurucusu olarak değil, trajik bir biçimde unutulmuş olan çok eski bir geleneği yeniden
canlandıran bir üstat olarak değerlendirilmelidir. Günümüzde, modern “wicca” hareketi, her ne kadar
binlerce yıl dilden dile metamorfoza uğramış olsa da, bir bakıma Avrupa’nın yerel geleneğinin bir devamı
olarak düşünülebilir. Benzer şekilde, Taoculuk da Çin’in yerel geleneğinin metamorfoza uğramış şeklidir.
Bu sayfalarda yer alan analizler sonucu Taoculuğun bu niteliğinin netleşmiş olması ve Taoculuğun, kendi
özgünlüğü çerçevesinde yaygın bir yerel gelenek olarak gerçek yerini bulması yazarın dileğidir.

Notlar:

1. Frena Bloomfield,The Book of Chinese Beliefs (New York: Ballentine, 1983), p. 124-125.

Page 26
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

2. Huston Smith,The Religion of Man (New York: Harper and Row, 1958), p. 203.

3. Stephen Mitchell, trans.Tao Te Ching, A New English Version(New York: Harper and Row, 1988),
p. 29.

4. Mitchell, p. 34.

5. N.J. Girardot,Myth and Meaning in Early Taoism (Berkeley: University of California Press, 1983), p.
57.

6. Wendy Doniger O'Flaherty, trans.The Rig Veda (New York: Viking Penguin Inc., 1981), p. 27.

7. Mitchell, p. 1.

8. Alan Watts,Tao The Watercourse Way , p. 40.

9. Watts, p. 40.

10. Watts, p. 41.

11. Mitchell, p.6.

12. D.C. Lau,Lao Tzu-Tao Te Ching (New York: Viking Penguin Inc., 1963), p. 28.

13. Watts, p. 41.

Page 27
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

14. Mitchell, p. 20.

15. Mitchell, p. 15.

16. Smith, p. 82.

17. Watts, p. 55.

18. Girardot, p. 155.

19. Mitchell, p. 13.

20. Watts, pps. 43, 53.

21. Nikos Kasantzakis,The Saviours of God: Spiritual Exercises (New York: Simon and Shuster,
1960), p. 81.

22. Watts, p. 44.

23. Mitchell, p. 39.

24. Raymond Van Over, ed.Chinese Mystics (New York: Harper and Row, 1973), p. 84.

25. Geoffrey Parrinder, ed.World Religions (New York: Facts On File, 1971), p. 333.

26. Parrinder, p. 333.

Page 28
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

27. Parrinder, p. 333.

28. Van Over, p. 109.

29. Mitchell, p. 37.

30. Girardot, p. 69.

31. Girardot, p. 70.

32. Girardot, p. 68.

33. Mitchell, p. 8.

34. Bloomfield, p. 30.

35. Bloomfield, 55.

36. Parrinder, p. 306.

37. Bloomfield, p. 55-56.

38. Thomas Merton, trans.The Way of Chuang Tzu (New York: New Directions, 1965), p. 76.

39. Mitchell, p. 10.

Page 29
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

40. Raymond M. Smullyan,The Tao is Silent (New York: Harper and Row, 1977), p. 121.

41. Watts, p. 122.

42. Watts, p. 116-117.

43. Mitchell, p. 57.

44. Mitchell, p. 5.

45. Mitchell, p. 19.

46. Mitchell, p. 62.

47. Watts, p. 119.

48. Parrinder, p. 328.

49. Girardot, p. 277.

50. Mitchell, p. 72.

51. Watts, p. 110.

Page 30
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

52. Mitchell, p. 42.

53. Girardot, p. 58.

54. Girardot, p. 154.

55. Mitchell, p. 2.

56. Parrinder, p. 305.

57. Parrinder, p. 338.

TAOCU UYGULAMANIN TEMELLERİ

Jampa Mackenzie Stewart

Tercüme Güneş DavenportTranslation Copyright©2003

Taoculuğu tanımlamaya yöneldiğinizde, hemen bir sorunla karşılaşırsınız. Büyük Taocu düşünür ve Tao
Te Ching’in yazarı Lao Tzu, eserinin ilk bölümüne şu uyarı sözleriyle başlar,

Page 31
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Tanımlanabilen Tao, mutlak Tao olamaz.

Kelimelendirilen isim, mutlak bir isim olamaz.

Bu da, Taoculuğu tanımlamada zorlananların sadece Batılılar olmadığını gösteriyor; Çinliler de çağımızda
Taoculuğun ne ifade ettiği konusunda uzlaşmada sıkıntı yaşadılar. Taoculuk bazen törensel bir din, bir
felsefe, Çin folk dini, simya, bir maji öğreti sistemi veya yoga benzeri bir dizi sağlık uygulaması olarak
düşünülür. Çoğunlukla belli bir disiplinin yandaşları diğerlerini bölücü, sapkın veya sadece Tao’nun eksik
parçaları olarak değerlendirip küçümseme eğilimdedirler.

Çince bir kelime olan Tao (okunuşu ‘dow’), ‘yol, rota’ anlamına gelir. En genel anlamıyla bir şeyi yapma
yöntemi veya bir hedefe giden yol demektir. Bir üst açılımda Tao, evrenin yolunu, her şeyin oluş biçimini
ifade eder. Spiritüel bir sistem olarak ise Tao, zihnin ve gerçekliğin yaradılışsal niteliğini idrak etmenin ve
doğanın değişimleriyle uyum içinde yaşamayı öğrenmenin yoludur. Bu yüzden Tao, bir ve bütün olarak,
hem amaç, hem yol, hem de yolculuktur.

Öyleyse bir Taocu, eskilerde Budist ve Hristiyanların da kendilerine atfettikleri bir ifadeyle, “YOLun
takipçisi”dir. İlk Taocular en az 4000 yıl önce, insanların doğayla iç içe yaşadıkları, doğanın gücüne ve
sırrına huşu ile yaklaştıkları, tarım kökenli yaşamlarının ve ölümlerinin, seller ve kuraklık, sıcak ve soğuk,
gece ve gündüz ve mevsimlerin döngüleriyle yakından bağlantılı olduğu bir dönemde ortaya çıktılar.

Tıpkı Musevi-Hristiyanların Tanrı’nın insanı kendi imajında yarattığına inandıkları gibi, Taocular da her
insanın evrenin bir mikrokozmosu ve insan toplumlarındaki örüntünün kozmik modellerin mikroskopik bir
yansıması olduğu düşüncesini benimsediler. Bu ilk Taocular, doğanın sürekli bir akış ve değişim içinde
olduğunu ve bu değişimlerin bazı belirgin ve düzenli modelleri takip ettiğini farkettiler. Doğadaki
değişimleri gözlemleyerek ve bu modelleri anlayarak, doğanın prensiplerini kendi yaşamlarına
uygulayabilecekleri ve böylece evrenin akışıyla, yani Tao’yla, uyumlanabilecekleri sonucuna vardılar.
Tao’yla en üst derecede bağlantıyı kurabilen kişiye, yani varlığının özüne, kaynağa dönmüş olana, hsien
veya ‘ölümsüz’ denir,

Yüzyıllar boyunca Taocu öğretinin, hepsi de günlük yaşamın aktivitelerini Tao ile bütünleştirmeyi
amaçlayan pek çok kolu gelişti. Bunlar meditasyon, diyet yöntemleri, Çin tıbbı, Qi Gong, dövüş sanatları,
cinsel uygulamalar, askeri strateji, astroloji, dışsal ve içsel simya, kehanet, maji ve talismanlar, ritüel, Feng
Shui(geomancy=remil), kutsal mimari ve sanat alanları gibi çok disiplinleri içermektedir. Oysa başlangıçta
Taocu sanatlar, kişinin ölümsüzlük meyvesini hasat etmek için çift süreceği holistik, dayanışık ve birbiriyle
bağlantılı bir yapı olarak ortaya çıkmıştı.

Page 32
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Tantrada olduğu gibi, Taocular daima bilgiyi güç olarak gördüler ve bilginin tamamının nakli konusunda
ketum ve seçici oldular. Yetenekli bir mürit, yetkin bir mürşidle karşılaşmış olsa bile, Taocu çalışmanın
çok çeşitli alanlarında uygulama yapması ve ustalaşması onlarca yıl, hatta bir ömür sürebilir. Bu nedenle
günümüzde kendilerini Taocu olarak tanımlayan çoğu kişi, Taocu sanatların ancak bir veya ikisini çalışıp
uygulayabilecek durumdadır. 20. yüzyıl sonlarında yaşayan Cheng Man-Ching, Taocu sanatların beşinde
--dövüş sanatları, Çin tıbbı, resim, şiir ve kaligrafi-- beceri kazandığı için “Beş Mükemmelliğin Üstadı”
olarak büyük takdir görmüştür.

Böylece Taocu sanatlar Taoculuğun gövdesinden ve köklerinden ayrı düşmüş ve yalıtılmış, hatta çoğu
tamamen dünyasallaşmıştır. Modern uygulamada kliniksel Çin tıbbı, spiritüel ilerlemeye hizmet etmekten
ziyade önleyici tedavilere yönelmiştir. Meditasyon büyük ölçüde bir stres-kontrol aracı olmuştur. Çin
astrolojisi, kehanet ve remil (geomancy) ise günümüzde spiritüel aydınlanma için değil de, iş ve aşk
hayatında başarı kazanmak veya uygun evi belirlemek amacıyla başvurulan yöntemlere dönüşmüştür.
Artık çoğu kişi, Qi Gongve dövüş sanatlarını ölümsüzlüğün temellerini oluşturmak yerine, sağlık, zindelik
ve kişisel güç kazanmak adına çalışmaktadır.

Sağlık, refah ve sevgi adına tüm kazanımlara rağmen, yaşama ilişkin kesin olan tek şey, ölümle sona
ereceğidir. Sağlıklı ve varlıklı olmak, eğer kişinin yaşamında mana eksikse sadece sınırlı bir değer
taşır. Taocu sanatların yukarda bahsedilen faydaları iyi ve güzel olsa da, ben Taoculuğun nihai amacının
ölümsüzlük olduğuna inanıyorum. Ölümsüzlük, aydınlanma (evrensel akılla bilinçli birleşme) ve yer ve
gökyüzü gibi sonsuza dek yaşayacak biçimde spiritüel değişime uğramış bir beden kazanımı ile
eşanlamlıdır.

Bu yüzden, bu makalenin amacı Taocu sanatları ölümsüzlük yolundaki Taocu yoginin perspektifinden
incelemek ve tüm bu dalların Taocu inanç ve hedeflerin ana gövdesiyle olan bağlantılarını araştırmaktır.

TAOCULUĞUN ANA GÖRÜŞÜ

Taoculuk kaynağından fışkıran çok farklı sanatlar olsa da, bunların hepsi aynı temel prensiplerde
birleşmektedir. Taocunun görüşüyle doğa kanunları varolan her şeyi kapsar. Bu prensipler, Taocu “genel
sistem teorisi”nin çekirdeğini oluşturur. Bu doğal prensiplerin işlevsel bilgisini benimsediğinizde,
Taoculuğun gizemli portallarını açan maymuncuğu elde etmiş olacaksınız.

Page 33
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Wu Ji

Başlangıçta hiç bir şey yoktu. Buna Çince’de, ‘mutlak boşluk’ anlamına gelen Wu Jidenir. Wu Ji,
boşluk, vakum, saf açıklık, sınırsızlık çağrışımlarında bir Budist kelimesi olan Sunyataile eşanlamlıdır. Wu
Jiyerine arada sırada sır, isimsiz, yüce anne, kaynak ifadeleri de kullanılır. Lao Tzu’nun dediği gibi, “
Kelimelendirilen isim, mutlak bir isim olamaz.” Kelimeler Wu Ji’yi açıklayamaz; O her türlü
düşüncenin, fikrin veya kavramın ötesindedir, ama yine de doğrudan deneyimlenebilir. Wu Ji’nin bilinçli
olarak idrak edilişine ise ‘Kaynağa Dönüş” denir.

Qi[Çi]

Wu Ji’den tezahür eden ilk prensip asal enerjidir. Buna Çinliler Qiadını vermişler. Qi(okunuşu, “çi”)
nefes, hava, rüzgar veya enerji demektir ve Sanskritçe’de prana, İbranice’de Ruach(Tanrı’nın Nefesi) ve
Tibetçe’de rLungkelimeleri ile yakın bir anlam taşır.

Qi, dalgalar ve atom-altı parçacıklardan, yıldızlara ve gezegenlere kadar tüm hareketin özünde yatan
kuvvettir. Qidünya sistemlerini yaratan, sürekli kılan ve yok eden güçtür. Her şey Qi‘den tezahür eder, Qi
‘nin bir formu olarak var olur ve Qi‘ye döner. Canlılar için yaşam gücü ve tüm metabolizmanın
kaynağıdır. Qiaynı zamanda bilincin, düşüncenin, duyumsal farkındalığın ve duyguların dinamiğinde temel
teşkil eder.

Atomları, molekülleri, bedenimizi, dünyayı, güneş sistemini, her şeyi, bir arada tutan Qi’nin etkinliğidir.
Qi‘nin kalıbı eskidiğinde ölüm gerçekleşir, yaşam gücü çekilir, binalar yıkılır, keskin değişimler yaşanır.

Yin ve Yang

İsimsiz olan, yer ve gökyüzünün anasıdır.

Page 34
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

--Lao Tzu

Qivar olur olmaz, Yin ve Yangolarak devinmeye başladı. Yin‘e karşı gelen Çince karakter, dağın
gölgede kalan yamacını, Yang‘a karşı gelen ise güneşli tarafını betimler. Bu bağlamda, Yin‘in belli başlı
özellikleri yeryüzü, alıcılık, karanlık, soğukluk, nemlilik, ağırlık, düşüş, daralma ve durağanlık, buna tezat
olarak Yang‘ın ise gökyüzü, yaratıcılık, parlaklık, sıcaklık, kuruluk, yükseliş, genişleme ve aktiflik olarak
sıralanabilir. Yaratılışın göreli dünyasında her şey Yin ve Yangikiliğinde açıklanabilir. Ancak Yin ve Yang
birbirinden ayrı değildir, aynı mıknatısın iki kutbu gibidirler. Bu yüzden hiç bir şey ne tamamen Yin, ne de
tamamen Yangdeğildir, biri diğerini içerir. Yinve Yang‘ın dayanışıklı olarak var oluşu, Tai Ji(En Yüksek)
olarak bilinir. Tai Jive Wu Jibirbirinden ayrı düşünülemez.

Yinve Yangbirbirini yaratır, bir ‘ön’ olduğu anda, mutlaka bir de ‘arka’ olacaktır. Yinve Yangbirbirlerini
hem denetler, hem de dengelerler; bir şey çok sıcaksa, onu soğuk bir şey ekleyerek dengelersiniz. Yinve
Yangaynı zamanda sürekli birbirine dönüşürler; aktiflik doğal bir şekilde dinlenmeye, gece gündüze
dönüşür.

Yinve Yangbirbiriyle uyumlu ve denge içindeyse, Yin’den Yang’a, Yang’dan Yin’e geçişler tedrici ve
düzenliyse yaşam huzur doludur. Ancak, ya Yin veya Yangçok baskınsa veya aralarındaki dönüşüm
alışılmadık biçimde ani ve sert bir biçimde gerçekleşiyorsa, uyum ve denge kaybolur. Bu dengesizlikler
sağlık problemleri, ilişki sorunları, bütçe açıkları veya mevsime uymayan iklim koşulları olarak kendini
gösterebilir. Aslında evrendeki tüm değişimler, Yinve Yang’ı anlayarak analiz edilebilir.

Wu Hsing – Beş Evre

Yinve Yangda tekrar bölünerek Wu Hsing’i meydana getirir. Wu‘beş’, hsingise ‘form’ anlamına gelir.
Böylece Wu Hsingterimi ‘Beş Form’, ( Qidönüşümünün) ‘Beş Evre’si veya daha genel olarak ‘Beş
Element’ (Odun, Ateş, Toprak, Metal, Su) olarak ifade edilebilir. ‘Beş Evre’ Yinve Yangdönüşümlerinin
etaplarını detaylı olarak açıklar.

Birinci evre olan Odun (Daha Az Yang) doğuş dönemidir. Odun elementi, bitkilerin yeşermesi ve
gelişmesiyle, ilkbahar mevsimiyle, tohumların ekilmesi ve filiz vermesiyle, doğu yönü ve gün doğuşuyla
ilişkilidir.

İkinci evre olan Ateş (En Fazla Yang) genişleme ve parlama dönemidir. Ateş elementi bitkilerin çiçek
açmasıyla, yazın ilk aylarıyla, güney yönüyle ve öğle vaktiyle ilişkilidir.

Page 35
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Üçüncü evre olan Toprak ( Yin-Yangdengesi) istikrar dönemidir. Toprak elementi tohumların
olgunlaşması ve bitkilerin meyve vermesiyle, yazın son aylarıyla, merkezle ve öğleden sonra ile ilişkilidir.

Dördüncü evre olan Metal (Daha Az Yin) bir araya getirme dönemidir. Metal elementi, ürünün hasat
edilmesiyle, sonbahar mevsimiyle, batı yönüyle ve akşam vaktiyle ilişkilidir.

Beşinci evre olan Su (En fazla Yin) stoklama ve daralma dönemidir. Su elementi, ürünün
depolanmasıyla, kış mevsimiyle, kuzey yönüyle ve gece yarısıyla ilişkilidir.

Beş Evre dengede olduğunda iki şekilde işlev görür: Her evre bir diğerini yaratır ve besler veya
birbirlerini denetler ve kontrol altında tutarlar.

Yaratıcı Devre ( Sheng,[Şeng] Devresi) süresince evrelerin etkileşimi doğal sıralamada gerçekleşir:
Odun Ateş’i besler. Ateş Toprak’ı (kül) yaratır. Toprak Metal’I oluşturur (minerallerin damıtılması).
Metal Su’yu yaratır (yoğunlaşma) ve Su da Odun’u besler. Bu devreye aynı zamanda “anne-oğul” devresi
de denir.

Denetleme Devresi ( K’oDevresi) süresince ise evreler bir atlayarak birbirini etkilerler: Odun Toprak’ı
(bitkilerin erozyonu önlemeleri misali), Ateş Metal’i (demircinin ocağı misali), Toprak Su’yu (baraj misali),
Metal Odun’u (vida ve çiviler, marangozun aletleri misali) ve Su da Ateş’i kontrol altında tutar.

Aşağıdaki çizelge Beş Evre’nin diğer özelliklerini göstermektedir. Burada gösterildiği üzere evrelerin
bedendeki iç organlarla ve duygularla olan bağıntısı Taocu yogi için özel bir önem taşımaktadır.

Page 36
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Duyu
Beş Evre Mevsimler İç Organlar Anatomi
Organları

Odun İlkbahar Karaciğer Gözler Tendonlar

Kalp &
Kan
Ateş Yaz Dil
Dolaşım Damarları
Sistemi

Dalak &
Toprak Ara Dönem Ağız Kaslar
Sindirim
Sistemi

Akciğerler
&
Metal Sonbahar Burun Cilt ve Saç
Solunum
Sistemi

Böbrekler &
Su Kış Kulaklar Kemikler
Hormonlar

Page 37
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Pa Kua

Pa Kua yani Sekiz Trigram (trigram=üç şekilli) da Yinve Yang’ın bir türevidir. Pa Kuapusuladaki sekiz
noktaya karşı gelen sekiz köşeli şekillerle betimlenir. I Ching(Klasik Değişimler Kitabı) Pa Kua’nın 64
olası kombinasyonunu temel alır ve evrensel değişim evrelerinin ayrıntılı analizini sunar.

İsmi olan, binbir türün anası.

Hiç arzu taşımadan, çözülür sırlar,

Sürekli arzularla ise, ancak tezahürler...

--Lao Tzu

Öyleyse, ilk olarak varoluş alemi Wu Ji’nin boşluğundan Yinve Yang’ın dansı olan Tai Ji’ye açılır.
Sonra Yinve Yang’dan daha da farklılaşarak Beş Evre’ye ve Sekiz Trigram’a dönüşür. Bunlardan da
sayısız varlık formunun tümü oluşur.

Biz ise görünüşteki çeşitliliğin şaşkınlığında ne olduğumuzu ve nereden geldiğimizi unuturuz. İşte Taocu
spiritüel uygulamalar bu süreci tersine çevirmeyi amaçlar.

Page 38
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Tüm olgusal formlar sekiz trigrama, trigramlar Beş Evre’ye, Beş Evre ise Yin veYang’a indirgenebilir.
Bu nedenle, Yin veYangdengesi kurulduğunda, kişi Wu Ji’yi idrak edebilir.

San Bao – Üç Hazine

Varoluş alemine dahil oluşu ve sonunda ‘Kaynağa Dönüş’ü tasvir etmenin bir başka yolu ise San Bao
veya herbirimizin içinde olan Üç Hazine ( Jing, Qive shen) aracılığıyladır.

Jinggenel anlamıyla fizik bedenimize, özel olarak da cinsel enerjimize tekabül eder. Jing,sekiz olağanüstü
kanal boyunca bedenimizde dolaşır ve böbreklerimizde depolanır.

Qiise oniki normal akupunktur kanalı üzerinden dolanır ve karnın alt bölgesinde ve iç organlarda
depolanır. Bedenimizde Qiiki çeşittir: Birincisi, yumurta ve spermin birleşmesi sonucu anne ve babamızdan
bize aktarılan asal gücümüz olan kalıtsal Qi’dir. Diğeri ise, nefes aldığımız havadan ve yediğimiz
yiyeceklerden kazandığımız enerji olan edinilmiş Qi’dir.

Shen, ruha, bilince ve zihne tekabül eder. Kan aracılığıyla bütün vücuda yayılmasına karşın, shenözellikle
kalpte, genel olarak ise tüm iç organlarda yer alır. Aslında shentamamiyle madde-ötesi olup, sadece
bedeni değil, tüm evreni kapsar!

Boşluk shen’i (ruh), shenQi’yi (enerji), Qi jing’i (öz veya form) doğurur. Form ise farklılığa, arzulara ve
nefrete, gerçekte kim ve ne olduğumuza dair aklımızın karışmasına gebedir. Bu yüzdendir ki Taocu yogi,
jing’i Qi’ye, Qi’yi shen’e ve shen’i boşluğa dönüştürebilmenin yolunu arar.

Üç Dan Tian

Üç Dan Tian(Cinnabar veya İksir Tarlaları), Üç Hazine’nin dönüşümünün gerçekleştiği içsel kimyevi
kazanlardır.

Göbek çukuru, böbrekler ve cinsel organlar arasındaki bölgede yer alan (Sarı Avlu da denilen) Alt Dan
Tian’da JingQi’ye dönüşür.

Page 39
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Göğsün ortasında yer alan (kalbe referansla Kızıl Saray da denilen) Orta Dan Tian’da Qishen’e
dönüşür.

Beynin merkezinde yer alan (Kristal Oda da denilen) Üst Dan Tian’da ise shenboşluğa dönüşür.

Üç Beden

Fiziksel bedenimiz jing’e (öz) tekabül eder. Enerji bedenimiz Üç Dan Tian’dan, yani iç organlardaki
enerji alanlarından, enerji kanallarından ve bu kanallar boyunca akan Qi’den, meydana gelen süptil
bedenimizdir. Ruhsal bedenimiz ise üç bedenin en süptil olanıdır ve saf zihnin enerjisinden, yani shen’den,
oluşmuştur.

Üç Kuvvet

Makrokozmik açıdan, shen(veya ruh) gökyüzünün Yangenerjisine, jingyeryüzünün Yinmateryal


formuna, Qiise gökyüzü ve yeryüzü arasındaki etkileşimin ürünü olan atmosferik enerjilere tekabül eder.
Üç Kuvvet’i Qi’nin farklı formları olarak da değerlendirmek mümkündür: Yıldızlar, güneş, ay ve
gezegenlerle bağlantılı olarak Tian Qi(Göksel Enerji), Di Qi(Yeryüzü Enerjisi) ve Da Chi(Atmosferik
Enerji). Biz de Üç Hazine’mizi Üç Kuvvet’le bağlantılandırmayı öğrenerek bedensel enerjimizi
yükseltebilir, canlılık ve zindelik kazanabilir ve kendimizi ‘Kaynağa Dönüş’ için hazırlayabiliriz.

YOL

Meditasyon

Meditasyon Taocu uygulamanın temel direğidir. Meditasyon olmadan diğer Taocu sanatların içi boşalır.
Qi’nin devinimi, dengelenmesi ve dönüştürülmesine yönelik içsel simyevi yöntemler, imgeleme metodları,
arınma teknikleri, kutsal metinleri melodiyle okuma, rüya pratikleri, astral uçuşlar ve nefesi takip etme gibi
çok çeşitli Taocu meditasyon uygulamaları vardır. Taocu meditasyonun farklı hedefleri olabilir –ruhsallığa,
sağlık kalitesini yükselmeye veya tedaviye yönelik gibi.

Page 40
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Ritüeller ve maji ayinleri de meditasyon kategorisi altında yer alır. Ritüel ve seremoni, bir tür dışsal grup
meditasyon formu olarak düşünülebilir. Bireysel meditasyon esnasında içsel nitelikte gerçekleşen arınma
ve Yin-Yanguyumlanma süreçlerinin çoğu, Taocu ritüel ve seremoni sırasında topluluğa ve çevresine
sosyal bir ahenk yaratacak biçimde yayılır; insanlara ve ait oldukları topluma denge ve huzur sağlar. Maji
ritüelleri, talismanlar üzerinde çalışmayı, Taocu panteonun yücelerinden bir veya birden fazlasını yardıma
çağırmayı veya kişinin Qienerjisini şifa vermek, negatif tesirleri bastırmak veya pozitif güçleri kendine
çekebilmek amacıyla bedeninden öteye genişletme pratiğini içerir.

Genelde meditasyon oturarak yapılan bir eylem olarak düşünülse de, Taocular ayakta durarak,
yürüyerek, yatarak veya farklı hareketlerle de meditasyon yaparlar. Bu farklılıklar kişinin meditasyonu
gündelik yaşamının değişkenliğine entegre edebilmesini sağlar.

Taocu meditasyon, kişiyi meditasyon seansının ana bölümü için alıcı konuma getirmek amacıyla daima
gevşeme teknikleriyle başlar. Meditasyonun odağı uygulamaya bağlı olarak değişiklik gösterir
–odaklanan, bir imge, nefesin giriş ve çıkışı, bedende belli bir bölge, bir talisman, Qi’nin devinimi ve
arındırılması veya zihinsel aktivitenin niteliği olabilir.

Özellikle ilginç olan Taocu içsel simyevi meditasyonlardır. Burada kişi bir mantraya, koana veya imgeye
odaklanmak yerine kendi Qienerjisini meditasyon objesi olarak kullanır. Lieh Tzu’nun dediği gibi, “Zihin
yol gösterir, Qitakip eder.” Zihin bedendeki belli enerji merkezlerine odaklandığında, o bölgedeki Qi
hemen harekete geçer. Qi’nin aktivitesi ise karıncalanma, ısınma, genleşme, çarpıntı, titreme, şişme veya
kabarma gibi klasik belirtilerle farkedilir.

Genel olarak bu meditasyonlar orijinal Qi’nin depolandığı alt Dan Tian’a odaklanarak başlar. Aktive
edildikten sonra ise Qi, tıkanıklık ve engelleme olmadan güçlü bir şekilde akana dek akupunktur kanalları
boyunca yönlendirilebilir. Bu aşamada, bedenimizde halen mevcut olan Qi’yi muhafaza etmemiz, enerji
bedenlerimizdeki ‘delikleri’ tıkamamız son derece önemlidir.

Beş renk gözü kör eder,

Beş renkse, kulağı sağır.

Beş çeşni, tat alma duyusunu köreltir.

Fazla düşünmek zihni zayıf düşürür,

Page 41
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Arzular ise kalbi öldürür.

--Lao Tzu, Tao Te Ching, 12.Bölüm

Bedenimizdeki Qi’yi tüketen temel ‘hırsız’lar şunlardır: Olumsuz duygusal yönelimlerde aşırılığa kaçmak,
duyumsal girdilerin çok fazla olması ve üreme sistemimiz. Yaşam içinde olumsuz duyguların varlığı gerekli,
hatta şarttır; ancak kronikleştikleri taktirde kişiyi takatten düşürürler. Duyumsal girdiler hoş olabilir, ama
fazlasıyla dışsal duyumlara düşkün olmak, iç organlardaki Qi’yi tüketen bağımlı ve zorlayıcı uyarımları
doğurur. Üreme sistemi aracılığıyla oluşan Qikayıplarından ise ileride daha fazla bahsedeceğiz.

Taocu meditatörün Qi’yi aktive etmeye ve yönlendirmeye odaklanmasıyla beraber Qi’nin arınma süreci
de başlar. Qi’nin çok olması yeterli değildir, aynı zamanda korunmuş, arınmış, dengelenmişve erdemli
Qi’ye dönüştürülmüşolması gerekir. Daha önce de bahsi geçtiği üzere, zihnin ve bedenin tüm hareketleri
Qitarafından motive edilir. Qi,bilinçliliğin üzerinde hüküm sürdüğü bir kaidedir. Erdemli ve aydınlanmış bir
zihne sahip olmak için, kişinin Qi’sinin temiz olması şarttır.

Tao’cu simyada Qi’nin işlenmesi, onun bedendeki çeşitli merkezlerde ve kanallarda toplanması,
dengelenmesi ve dönüştürülmesi ile gerçekleşir. Böylece beden olumsuz duygulardan arınır, olumlu ve
erdemli tavırlar vücut bulur. İşte bu erdemli tavırlar, ölümsüz beden’in temelini teşkil eder. Bazı Taocu
meditasyonlar ise, duyu organlarının Qi’sini kendilerine tekabül eden iç organlarla bağlantılandırarak “anne
ve oğulu bir araya getirme” amacına yöneliktir.

Temelde jing’in Qi’ye, Qi’nin shen’e ve shen’in boşluğa dönüştürülmesi meditasyon uygulamaları
sayesinde gerçekleşir. Diğer tüm pratikler ise meditasyona destek verir niteliktedir.

Qi Gong

Qienerji veya nefes, gongise beceri demektir. Bu nedenle nefes eğitimine yönelik herhangi bir Taocu
uygulama, Qi Gongpratiği olarak tanımlanabilir. En önemli eğitim nefes alış-verişin çok doğal hale
getirilmesidir. Doğal nefesin özellikleri, sessiz, yumuşak, düzenli, uzunve derinolmasıdır. Her düşünce ve
duygu nefeste kaydolur. Örneğin, bir matematik problemine konsantre olduğumuzda nefesimizi tutarız,
cinsel uyarımda kısa ve hızlı nefes alıp veririz, canımız sıkkın olduğunda içimizi çeker ve nefesimizin
zorlandığını hissederiz. Buna karşın nefesimizdeki her değişim de zihnimizi etkiler. Nefesin doğal dinlenme
moduna dönüşü, hem beden, hem de zihin için çok faydalı ve şifalandırıcı olan ‘gevşeme’ reaksiyonunu

Page 42
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

tetikler. Böylesi derin bir gevşeme hali ise, gerçek ‘içsel nefes’in ortaya çıkmasına yol açar ve bilge zihnin
enerji atı olan erdemli Qi’yi yaratır.

Taocuların Qi Gonguygulamalarının farklı nedenleri vardır. Taocu, sağlık ve zindelik adına, dövüş
sanatlarındaki becerisini arttırmak veya ruhsal yönden gelişmek amacıyla Qi Gongçalışmayı seçebilir.
Taocu usta için Qi GongÜç Hazine’yi beslemeye hizmet eder. Daha yoğun fiziksel aktivite içeren Qi
Gongegzersizleri, enerji bedeninin süptil ağının onarılmasını ve güçlenmesini, böylece Qi’nin hareket
edebilmesi ve arındırılabilmesi için güçlü ve esnek bir matriksin oluşmasını sağlar. Bazı Qi Gongduruşları
ise, kişinin doğada mevcut olan insan-ötesi Qi’nin sınırsız reservine dokunabilmesi için temel oluşturmak
üzere enerjisini ‘topraklama’sını sağlar.

Amerikalı kızılderililer gibi, eski Taocu şamanlar da hayvan enerjileriyle bağlantı kurarak doğanın
güçleriyle denge ve uyumun tesis edilebileceğini farkettiler. Hsiahanedanının Taocu imparatoru Büyük Yü,
gök ve yeryüzü arasındaki uyumu sağlamak ve topraklarındaki selleri durdurabilmek amacıyla bir ayının
hareketlerini taklit eden adımlarla vecd halinde dansetmişti. “ Yü’nün Adımı” olarak bilinen bu dans,
Taocu ritüellerde günümüzde de uygulanmaktadır.

Taocular bu farkındalığı kısa sürede bedenlerindeki mikrokozmosa da taşıdılar. Qi Gong‘un bilinen en


eski formlarından çoğu hayvan hareketlerinden türemiştir. İ.Ö. 2. yüzyıldan kalma King Ma’nın
mezarında 1973 yılında bulunan ‘ KlasikQi Gong’ illüstrasyonlarında, sağlığı korumaya ve belli başlı
hastalıkları tedavi etmeye yönelik 40’dan fazla Qi Gongduruşu resmedilir. Bu duruşların yarısından fazlası
hayvan hareketlerinden esinlenmiştir. 2. yüzyılın ünlü Taocu doktorlarından Hua T’oşöyle yazmıştı: “Akan
su atıl kalmaz; işleyen kapı menteşesi paslanmaz.” Bu düşünceyle, Hua T’ohastaları için turna, ayı,
maymun, geyik ve kaplan hareketlerini esas alan Wu Jin Xi( Wu Chin His) veya “Beş Hayvan Sıçrayışı“
olarak bilinen bir dizi Qi Gongegzersizi tasarladı.

Öncelikle kas gelişimi ile kalp ve damar sağlığına odaklanan Batı’nın egzersiz anlayışından farklı olarak,
Qi Gongdisiplini içsel sistemlerin güçlendirilmesini önemser. Duyu organları (göz, kulak, vs.), tendonlar ve
lifler, üreme organları gibi çeşitli iç organları besleyen belirli egzersizler söz konusudur. Hatta kemik
yapısını ve ilik dokusunu güçlendiren bir Qi Gongegzersiz sistemi bile mevcuttur.

Düzenli olarak yapılan Qi Gongegzersizlerinin, kişinin yüksek seviyede elektrik, manyetik ve sub sonik
dalga yayma yeteneğini arttırdığı bilimsel olarak saptanmıştır. Qiüzerinde çalışanların bu yeteneği Çinde
şifa alanında geniş ölçüde değerlendirilmektedir. Günümüzde Çinde yüzlerce Qi Gonghastanesi ve kliniği
mevcuttur. Bu merkezlerde Qi Gongterapisi, ya tek başına veya akupunktur, bitkisel yöntemler ve Batı
tıbbıyla işbirliği içinde romatizmadan kansere kadar pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır.

Çin Tıbbı

Page 43
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Ruhsal uygulamaların meyve vermesi uzun zaman alır. Sağlıklı ve uzun bir hayat bu konuda başarılı
olabilmenin temelini hazırlar. Bu yüzden, saygın Taocu Ko Hungsimya alanındaki ünlü eseri Pao-pu-tzu
’da şöyle yazmıştır: “Taocular arasında, Taocu sanatlarla paralel olarak tıp sanatlarını çalışmayan tek bir
kişi bile yoktu.” [1]

İlk olarak, toplumdan uzak meditasyona çekilebilmesi için, Taocunun kendi kendine yeterli olması ve salt
sağlıklı kalabilmek adına da şifa yöntemlerini bilmesi gerekiyordu.

İkinci olarak, daha önce Beş Evre başlığı altında ifade edildiği üzere tüm iç organların enerjik, duygusal,
ruhsal ve kozmik bağıntıları söz konusudur. A.B.D.’nin güneybatısında yaşayan Dineh veya Nevajo
insanları gibi, ilk Taocular da sağlığı sadece içsel bir denge öğesi olarak değil, aynı zamanda kişi ile doğa
güçleri ve kozmos arasında bir denge sağlayıcı olarak gördüler.

Organları güçlendirmeyi ve aralarındaki denge ve akışı korumayı öğrenerek, kişiyi olumsuz mevsimsel ve
astrolojik tesirlere karşı savunmasız bırakan bazı içsel zayıflıkları telafi etmek mümkündür. Hastalık ve
felaketler, insanların Tao ile uyumu yitirdiklerinin bir göstergesidir. Çare ise, doğayla, toplumla ve içsel
alanlarla doğru bir ilişkilenmeyi yeniden kurmakta yatar. Doktoru temsil eden eski bir Çin karakterinde,
oklarla dolu bir sadak tutan ve vecd içinde dans eden bir şaman tasvir edilir. Muhtemelen oklar şer
tesirleri kovmak için kullanılıyordu. Daha sonra bu konsept akupunktur iğnelerinin kullanımına kadar
uzanmıştır. Bu şamanların çoğu, hatta çoğunluğu, kadındı. Transa geçip ruhsal alemde dolanırlar veya bir
sorunun nedenini teşhis etmek için yücelere kanallık yaparlardı.

Çin tıbbı sonraları Yinve Yang, Qive Kan, Beş Element ve iç organ bağıntıları, Üç Hazine ve diğer bazı
teşhis sistemlerini de içine alacak biçimde genişledi.

Çin tıbbı hastalıkların nedenlerini Dışsal Faktörler (çevre, iklim, astrolojik tesirler ve tabiat güçleri), İçsel
Faktörler (yedi patolojik duygu, yani aşırı kızgınlık, haz, üzüntü, kaygı, hüzün, korku ve şok [2]) ve İçsel
veya Dışsal Olmayan Faktörler (fazla çalışma, aşırı cinsellik) olarak sınıflara ayırır. Tedavi modları,
meditasyon, diyet, şifalı bitkiler, Qi Gong, akupunktur, moxibustion (G.D. - hastalıkları tedavi etmek
veya analjezik üretmek için deride pamuk veya diğer bazı maddelerin yakılması) ve masajı içerir.

Dövüş Sanatları ve Askeri Strateji

Dövüş ve savaş kavramları ruhsal çalışmayla çelişiyor gibi görünse de, ormanlarda ve dağlarda haydut
sürülerinin kol gezerek seyahat edenleri avladığı Çinde sağ kalabilmek için kendini korumayı bilmek

Page 44
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

elzemdi. Ayrıca, bilgelikleri nedeniyle Taocular, ülkeleri tehdit altında olan krallara ve imparatorlara
danışman olarak seçilirlerdi. Lao Tzubile Tao Te Ching’in bir kaç bölümünü askeri tavsiyelere ayırmıştır.
Sun Tzu’nun askeri stratejinin Taocu prensiplerini açıkladığı Savaş Sanatı( The Art of War) adlı el
kitabı, 2000 yıldan uzun bir süredir, general George Patton da dahil olmak üzere, pek çok ülkenin
generali tarafından okunmuş ve çalışılmıştır.

Taocu dövüş sanatları dünyaca ün yapmıştır. İnsanlar bu sanatları sadece kendilerini korumaya yönelik
değil, sağlık, zindelik ve ruhsal gelişme amacıyla da uygularlar. Taocu dövüş sanatlarının en
tanınmışlarından Taijiquan( Tai Chi Ch’uan) Yin ve Yang’ın karşılıklı etkileşimini temel alır ve bu
prensiplerin derinlemesine idrak edilmesine hizmet eder. Bunun gibi, Xingyiquan( Hsing-I Ch’uan) Beş
Element’e, Baquachang( Pa-Kua Chang) ise harekette sekiz trigramın incelenmesine dayanır. Bu üç
dövüş sanatı bedeni güçlendirir, Qive nefesi besler, akupunktur kanallarının esnekleşmesini ve açılmasını
sağlar ve ruhu odaklar. Bu yüzden dövüş sanatları Taoculukta ruhsal pratiğin önemli bir yardımcısı ve
destekleyicisidir.

Cinsel Uygulama (Jing Gong)

Cinsel uygulamalar en eski zamanlardan beri Taoculuk bünyesinde yer alır. 4600 yıl kadar önce Taocu
Sarı İmparator Huang Ti’nin cinsel yoga sayesinde ölümsüzlük kazandığı, 100 yıllık başarılı
hükümranlığının sonunda gün ortasında “cennete yükseldiği” rivayet edilir. O zamandan beri Taoculuk
cinsel enerjiyle çalışmaya yönelik pek çok pratiği içerir. Bu uygulamalar amaçlarına göre farklı gruplara
ayrılırlar.

Sağlıklı yaşamak ve ölümsüzlüğe ulaşmak için jing’in (cinsel enerji) korunması ve güçlendirilmesi hem
tıp, hem de simyada merkezi bir yer tutar. Jing, erkeklerde boşalma yoluyla, kadınlarda ise aylık
kanamalar sırasında ve doğum sürecinde tüketilir. Bu nedenle, erkekler için Jing Gong, cinsel enerjiyi
koruma, güçlendirme, devindirme ve dönüştürme hedeflerinin temeli olarak boşalmayı kontrol etme
metotları üzerinde yoğunlaşır. Kadınlar için ise Jing Gong,(“kızıl dragonun katledilmesi“ olarak bilinen)
adetlerin kontrolüne yönelik egzersizlere ağırlık verir.

Taocu gelenekte cinsel sağlık ve hijyen genel bir kitleyi hedefler; bekarlığı seçmiş keşişler, aileler veya
yoga ustaları, üreme sistemlerini sağlıklı tutmanın yollarını öğrenmekten eşit derecede yararlanırlar. Ayrıca
uygulamalar arasında kadınlarda vajina kaslarını güçlendirmeye ve orgazmik potansiyeli arttırmaya yönelik
‘Yeşim Yumurta’ egzersizleri, göğüs ve haya masajları vardır.

Taocu literatür ve sözel gelenekler, kişinin partneriyle daha üst derecede cinsel haz ve uyum elde
etmesini hedefleyen bazı pratiklerini de içerir. Bu kitaplar öncelikle evliler için yazılmış olup fang-chung
(“yatak odası sanatı”) literatürü olarak anılır. Hindistan’ın Kama Sutra’sı ve Japonya’nın “yastık-altı
kitapları” gibi, bu kitaplar da kişinin partnerini uyarması, cinsel refleksoloji, erkeklerde boşalma kontrolü

Page 45
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

ve kadınlarda uyarımı arttırmaya yönelik pozisyonların ve tekniklerin çeşitlemelerini sunar.

Erkekler Yangolarak bilinir - tıpkı ateş gibi, çabuk ısınan ve çabuk soğuyan. Buna karşın, kadınlar Yin
’dir - su misali, kaynamaları uzun sürer, ancak sonra uzun süre sıcak kalırlar. Dengeyi kurmak için, erkek
kadını kaynama noktasına getirinceye kadar ateşini sürdürme sanatını geliştirmelidir. Kadın ise, daha
çabuk ve daha güçlü kaynamayı ve erkeğin ateşini gereğinden önce söndürmemeyi öğrenmelidir. İşte bu,
Yin-Yangdengesinin Taocu sanatıdır.

Taocu ustaların cinselliğe yaklaşımı ise farklıdır; onlar salt haz almayı değil ölümsüzlüğü hedef alırlar. Bu
yüzden Taocu kadın ve erkek ustalar, Yinve Yangenerjilerini takas etmek, geliştirmek ve dengelemek
adına elverişli bir pratik olarak cinsel birleşmeyi deneyimlerler. Çoğu Taocunun cinsellikten uzak kalarak
ölümsüzlüğü hedeflemesine karşın, ikili işlem veya “aşılama” (kişinin partnerinden Yinveya Yangenerjisini
ödünç alması) çoğu kişi tarafından içsel simyevi dönüşümün hızlı bir yolu olarak kabul edilir.

Diyet

Gıda, edinilmiş Qi’nin temel kaynağıdır ve bu yüzden de Taocu yoga uygulayıcısı tarafından göz ardı
edilemez. Ancak diyet, günümüzde diyet kürlerinin çoğu fanatik takipçisinin benimsediği üzere ruhsal
gelişmenin ana direği değil, sadece destekleyicisidir. [3]

Taocu diyet önerileri hem hafif, hem de esnektir. Aslında, I Ching’in 27. hexagramında (“Beslenme”)
çekirdek trigramlar, 2. hexagrama (“Alıcı”) tekabül edecek şekilde sırf Yinçizgilerinden oluşur. Bu da
diyette ana fikrin esneklik olduğunun bir işaretidir. Katı diyet öğretileri hiç bir zaman Taoculuğun bir
parçası olmamıştır. Ölçülülüken başta gelen kuraldır - ne çok fazla, ne çok az. Aşırı yeme ve içme zihni
yavaşlatır ve bedeni zorlar. Bunun dışında, çok az genel kısıtlama söz konusudur; alkol, kafein, tütüne bile
belli ölçülerde izin verilir. Hatta eski zamanlardan kalma, şarabın niteliklerini öven Taocu içki şarkıları
külliyatı bile mevcuttur.

Diyet ilkeleri, uygulayanın bedensel donanımına, dayanıklılığına ve mevsimlere bağlı olarak kişiden kişiye
değişir. Gıda maddelerini sınıflamanın bir kaç yolu vardır. Bunlardan biri, yapıcı gıdave temizleyici gıda
ayrımıdır. Et, tahıl, nişastalı sebze ve meyveler gibi bedenin inşasına hizmet edenler yapıcı gıda
maddeleridir. Temizleyici gıdasınıfına girenler ise yeşil yapraklı sebzeler, kereviz, Çin lahanası, çilek,
domates, biber ve benzeri daha sulu gıda maddeleridir. Genel olarak dengeli bir diyet her iki kategorideki
gıda maddelerinden oluşmalıdır. Sonbahar ve kış aylarında ısınmak ve enerji depolamak için yapıcı gıda
maddeleri, ilkbahar ve yaz aylarında ise serinlemek ve sistemi temizlemek adına temizleyici gıda
maddeleri daha büyük oranda tüketilmelidir.

Page 46
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Gıda sınıflamasında bir diğer sistem ise Beş Evre’yi temel alır. İdeal olarak kişi her gün beş tadın (ekşi,
acı, tatlı, baharatlı ve tuzlu) hepsini içeren çeşitli gıdalar yemelidir. Hangi tadın ne oranda alınacağı ise
mevsime ve kişinin metabolizmasına bağlı olarak değişir.

Hafif pişmiş yiyecekler çiğ olanlara tercih edilir. Çiğ gıda almak, yaş odunu yakmaya benzetilir – zor
yanar, fazla duman ve atık madde çıkar, ama verdiği ısı azdır. Şehrin telaşlı temposundan uzak, tutku ve
heyecanı tetikleyen pek az ‘akıl-çelen’in olduğu, temiz havalı ve bol güneşli dağlarda yaşayan yogi,
genellikle sebze ve meyvelerden ibaret olan ve en sonunda sadece zindelik veren şifalı otlara indirgenen
saf ve hafif bir diyet uygular. Eski Taocu klasik eserler, tahıl, et, sarımsak ve soğanın yogi için terkedilmesi
gereken gıdalar olduğunu savunur. Tahıllı gıdaların Üç Dan Tian’da yerleşik olan Üç Solucan’ı beslediği
ve yavaş yavaş kişinin yaşam gücünü tükettiği ifade edilir. Tahıllardaki enerji ağırdır ve yoğun olarak
meditasyon yapan kişi zaten doğal olarak onlardan vazgeçmeye meyleder. Et yemekten de sakınılır,
çünkü ustanın bedenindeki faydalı ‘periler’, “nefesi kendilerini yaralayan, uçup gitmelerine neden olan ve
böylece yaşamı kısaltan ‘kan’dan korkarlar.”[4] Soğan ve sarımsak ise nefesin kötü kokmasına sebep
olur ve içsel Qiüzerinde benzer biçimde kirletici etkileri olduğu düşünülür.

Tıpkı ateşin sönmesine izin vermek misali, kişinin sindirim sistemini güçsüz bıraktığı ve yavaşlattığı için
oruç tutmak genellikle tercih edilmez. Ancak uzun bir ‘beden-dışı seyahat’ deneyimine hazırlanan Taocu
usta için bir istisna söz konusudur. Bu durumda, yoginin bedenini terketmeden önce haftalarca hatta
aylarca tam bir ‘nefesçi’ olarak hazırlanması gerekir. Yoksa bağırsaklarda kalan yiyecekler çürüyerek
veya sertleşerek ustanın bedene dönüşünde ciddi sorunlara yol açabilir.[5] Bunun bir diğer avantajı da,
kişinin erzağa gereksinim duymadan ‘dağ inzivası’nda meditasyon halinde uzun süre kalabilmesidir.

Genel olarak, şehirde yaşayan bir Taocu ile inzivadaki bir dağ yogisine uygun olan diyetler birbirinden
oldukça farklıdır. İkinci yüzyılın Taocu simyacısı Ko Hung, Pao-p’u-tzuadlı eserinde şu uyarıda bulunur:
“Eğer size dünyayla bağlarınızı koparmak, evinizi terketmek ve bir tepede yaşamak uygun gelmiyorsa,
Beş Tat’tan uzaklaşmayı başarmanız mümkün değildir. Eğer kendinizi sıkıntıya sokmak istemiyorsanız,
nişastalı yiyeceklerden vazgeçmek yerine sadece diyetinizi dengeleyin, ki bunun için yüzlerce metot
mevcut.”[6]

Eğer bir şehir insanı aşırı derecede hafif ve saf bir diyet uygulamaya kalkarsa, çevresel koşulların
tesirlerine fazlaca duyarlı bir hale gelir ve kolaylıkla dengesini yitirip hastalanabilir. Bu nedenle şehirli
Taocular çoğunlukla diyetlerine eser derecede et, alkol, kafein, beyaz un veya şeker ekleyerek ‘stratejik
katışıklık’ uygularlar. Yine burada, ‘ölçülülük’ anahtar kelimedir ve bağımlılığa meyli olanlar tarafından
asla bir tavsiye olarak yorumlanmamalıdır.

Feng Shui (Geomancy)

Spiritüel uygulamalar için elverişli bir mekanın seçilmesi Taocular için çok önemlidir. Qi, tıpkı

Page 47
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

bedenimizde olduğu gibi toprağın içinde ve üstünde de hareket halindedir. Bazı mekanlar, meditatöre içsel
arayışında büyük ölçüde fayda sağlayacak derecede güçlü ve dengelenmiş enerji taşıdıkları için kutsal
kabul edilir.

Feng rüzgar, shuiise sudemektir. Böylece feng-shui,Qi’nin doğadaki akışının ayırdında olma sanatını
ifade eder. Taocular, şiddetli rüzgarlardan, sellerden ve heyelandan korunaklı, suyu bol, manzarası güzel,
heybetli kaya formasyonları olan sessiz bölgeleri tercih ederler. İnzivaya çekilinen yer, gerektiğinde ihtiyaç
duyulan malzemeleri temin edebilmek adına bir köye veya kente yeterince yakın, ama aynı zamanda
yalnızlığı garanti edecek derecede uzak olmalıdır. Mekanda güneş ve gölge, sıcak ve soğuk dengesi
şarttır. Taocu yogilerin özümseyebileceği nitelikte güçlü Qienerjisi yaydıkları için, çam ağaçlarının bolluğu
büyük bir avantajdır.

Pek ender olsa da çevre koşulları gereğince dengede değilse, aynalar, ışıklar, talismanlar, kırmızı şeritler
ve Pa Kuasembolleri gibi araçlarla geomantik dengesizlikleri gidermek mümkün olabilir.

Beş Evre ve içsel Qiarasındaki yönlü bağlantılar da Taocular için büyük önem taşır. Taocu yogiler,
bedenlerini güçlendirmek ve iç organlarını dengelemek amacıyla beş yönün Qi’sini kendilerine çekerler.
Beş yönle ilişkili olan hayvan enerjileri de mevcuttur. Taocu usta, şer tesirlere karşı koruyucu bir kalkan
oluşturmak üzere şamanistik yöntemlerle bu enerjileri de çağırmasını bilir.

Bir binanın konumunu saptamada, odaların yerlerini belirlemede ve içsel dekorasyonunda, Sekiz Trigram
bağlantıları dikkate alınmalıdır. Konumlanmanın yönüne bağlı olarak ortaya çıkan belli tesirlerin
yorumlanmasında ise geomantik pusulalar ( lo-pan) sıkça kullanılır. Bu yorumlar, ailedeki her bireyin
astrolojik doğum çizelgelerine bağlı olarak farklılık gösterir.

Astrology

Taocu uygulamalar için kutlu mekanlar olduğu gibi, kutlu zamanlar da vardır. Çin astrolojisi gökteki
hareketleri insan anatomisine ve fizyolojisine ilişkilendirir. Her gün oniki adet ikişer saatlik dilimlere ayrılır.
Her bir dilimde Qibedendeki belli bir akupunktur kanalından diğerlerine oranla daha güçlü akar. Örneğin,
sabahları 3:00 ile 5:00 arası, Qi akciğer meridyeninde daha kuvvetle dolanmaktadır. Yaşamın nefesini
onlar aracılığıyla içimize çektiğimiz için, akciğerler “ Qi’nin Ustası” olarak bilinir. Bu nedenle, kişinin Qi
Gonguygulamasından optimum yarar sağlayacağı zaman, akciğerlere tekabül eden saatlerdir. Bu aynı
zamanda akupunktur ile akciğer sorunlarının tedavisine en elverişli zaman dilimidir.

Page 48
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Güneş çok güçlü bir Qienerjisine sahiptir ve dünya yaşamı üzerindeki tesiri aşikardır. Güneş, Yang
enerjisinin özüdür; kalple ve ateş elementiyle bağlantılıdır. Dünyanın güneş etrafındaki yıllık turuna ‘Sarı
Rota’ denir. Taocular 365 günlük bu devreyi, her biri aşağı yukarı15 gün olan ve ‘mini-mevsim’ olarak
bilinen 24 solar periyoda ayırırlar. Bu periyodlar ise omurganın 24 ayrı omuruna tekabül eder.

24 Qi Gongsetinden oluşan bir Taocu uygulama vardır. Her set belli bir solar periyoda karşı gelir ve ilgili
‘mini-mevsim’in özgün Qi’siyle bağlantı kurmak için belirli saatlerde çalışılır. Diğer Qi Gonguygulamaları
ise, güneş enerjisini özümseyebilmek için gün doğumundan hemen sonra ve gün batımından hemen önce
tatbik edilir.

Güneşi baz alan bu sınıflamaya karşın, Çin takvimi ay kökenlidir ve başlangıç tarihi olarak Sarı
İmparator Huang Ti’nin hükümranlığındaki ilk yeni ay alınır. Ay, Yinenerjisinin özüdür, böbreklerle ve su
elementiyle bağlantılıdır.

Güneş ve ay enerjilerinin özellikle güçlü ve ulaşılabilir olduğu belirli günler vardır. Gündönümü ve
ekinokslarda, güneş adeta durmuş gibidir. Taocular bu günlere ‘kapılar’ derler. Eski bir inanca göre
ölümsüzlüğü arayan Taocular, bu semavi alanların her birine ölümsüzlük meyvesini bahşeden Tanrı
tarafından karşılanmak üzere böylesi zamanlarda bu ‘kapılar’dan geçmelidirler.

Ayrıca, (Taocuların Altın Kapıdedikleri) İlkbahar Ekinoks’undan sonraki lunar aylardaki güneşsel
cevheri ve ( Doğu Kuyusudenilen) Güz Ekinoks’undan sonraki aysal cevheri değerlendirmeye elverişli
önemli kutsal günler de mevcuttur. Genel olarak, güneşsel cevheri biriktirmek için en elverişli günler
gündönümü ve ekinokslar, aysal cevheri biriktirmek için ise yeni ay ve dolunay günleridir.

Beş Evre çizelgesinde görüldüğü gibi gezegensel enerjiler beş iç organla doğrudan alakalıdır. Bu enerjiler
Taocu usta tarafından kendine ve diğer insanlara şifa vermede kullanılır.

Yıldızlar ve burçlar da Taocu uygulayıcı için büyük önem taşır. Her yıldız ve burç, özgün bir Qienerjisine
sahiptir ve bedenin belli bölgelerini etkiler. Örneğin, Bushelolarak bilinen Big Dipper’in yıldızları
kafatasındaki yedi kemiğe ve bazı iç organlara tekabül eder. Gökyüzünün dört quadranındaki 28 burç ise,
Beş Evre, Beş Yön ve beş iç organıyla bağlantılıdır.

Dokuz Göksel Alan‘ın giriş kapısı olarak kabul edilen Kuzey Yıldızı ise özel bir önem taşır. Dokuz
Göksel Alan’ın enerjisi Kuzey Yıldız aracılığıyla yayılır ve ustanın tepe çakrasında mor ışık olarak
özümsenir. Bu enerji bedendeki Yanggücünü besler, arındırır ve dengeler.[7]

Page 49
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

TAOCU UYGULAMANIN OLUMLU SONUÇLARI

Kişi yaşamı boyunca doğanın örüntüsüyle uyum içinde sade ve ölçülü bir biçimde Tao’yu takip ederse,
eninde sonunda Tao’yu idrak edebilecektir.

“Kurtuluşa ulaştığında, usta tüylü bir elbise giyecek, ışığın üzerinde yol alacak, yıldızların üstünde seyahat
edecek veya boşlukta yüzecek. Rüzgar ve ışık onun arabası, dragonlarsa atı olacak. Kemikleri yeşim taşı
gibi parlayacak, yüzü göz kamaştıracak biçimde ışıldayacak, başı bir hale ile çevreli ve tüm bedeni güneş
ve ay kadar güçlü doğaüstü bir ışık yayıyor olacak. Tüm isteklerini gerçekleştirebilecek ve yer ve
gökyüzüne eşit bir ömürde bitmeyen bir gençliği yaşamanın tadını çıkaracak. Ayrıca, yarını bilecek, bir
günde bin likadar yol alabilecek, suya gömülse de ıslanmamayı, ateşte yürüse bile yanmamayı başaracak.
Ne canavarlar, ne de silahlar ona dokunamayacak. Doğanın güçlerini ve enerjilerini yönetme erkine sahip
olacak.”[8]

Ölümsüzler ( hsien) için üç farklı aşama ve seviye söz konusudur. Pao-p'u-tzu’da Ko Hung bu üç
seviyeyi açıklar:

Birincisi, “ölü bedenin kurtuluşu” ( shih chieh), yaşam süreleri içinde bedenlerini yeterince
dönüştürememiş olan ustaların içinde bulunduğu seviyedir. İnsanlar ölüm anında ya bedenlerini tamamen
bırakırlar, ya da beden tamamen yok oluncaya ve kefen boşalıncaya dek arınma çalışmalarını sürdürürler.
İkinci durumda bedenlerindeki fiziksel Beş Element’i daha süptil enerji boyutlarına dönüştürerek
cehennemsel alanlardan korunmuş olurlar.

İkinci seviyedekiler, yani “dünyasal ölümsüzler”, ölümsüz bir beden kazanmayı başarmış ama göklere
yükselememiş olanlardır. Bunlar kutsal mağaralarda, uzak adalarda ve cennet misali mekanlarda
yerleşirler. Mükemmelliğin üst derecelerine erişememiş olsalar da, büyük güçlerle donanmışlardır.

Page 50
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

“Göksel ölümsüzler”in ise metamorfoza uğramış bedenleriyle gün ortasında göğe yükseldikleri söylenir.
Bunlara aynı zamanda “uçan ölümsüzler” de denir.

Tüm bunlardan başka, bir de “dünyadaki insanların ustaları” vardır. Bunlar geçiş erkini taşıdıkları halde
göklerde kalmak yerine Taocu öğretileri korumak ve yaymak adına defalarca yeryüzüne enkarne olurlar.
[9]

ÖZET

Bilginin peşinde, her gün yeni bir şey kazanılır.

Tao’nun peşinde, her gün yeni bir şey terkedilir.

Daha ve daha az, wu-wei*’ye ulaşıncaya dek,

Bir şey yapılmaz, ama hiç bir şey yapılmamış kalmaz.

--Lao Tzu

*Wu-Wei:Çabasızlık

İlk bakışta, doğal sadelik kazanmak için bir çok karmaşık uygulamanın tasarlanmış olması çelişkili
gelebilir. Zaten doğal sadelik doğuştan edindiğimiz bir kazanım değil midir ki? Buna güzel bir Taocu yanıt,
“hem evet, hem hayır” olacaktır.

Taocular yeni doğmuş bebek kadar saf ve arı olan doğal halimizi “İşlenmemiş Kalıp” olarak tanımlarlar.
Peki ama kaçımız saflığın bu doğal halini beden hareketlerimizde, enerji akışımızda veya yüreğimizde
korumayı başarabildik? Çoğumuzun doğal dediği, aslında doğal değil, salt alışkanlık örgüleridir. Hem
çevremizdeki doğal dünyayla, hem de kendi gerçek, saf ve kutsal yanımızla olan ilişkilerimiz açısından
doğal olana temasımızı yitirdiğimiz bir gerçek.

Page 51
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

Her sanat alanında çabasız ve mükemmel bir beceri seviyesine ulaşmak, yıllar süren disiplinli bir eğitim
gerektirir. ‘Çabasızlık’, sadece temel unsurlar kalana dek gereksiz olanları atmayı içeren bir saflaşma
sürecidir. Bir zamanlar Picasso hakkında bir film seyretmiştim; 80’li yaşlarındaydı ve muhteşem bir duvar
muralını on dakikadan kısa bir sürede bitirmişti! Yaptığı iş öyle kolay görünüyordu ki! Ama bildiğimiz gibi
Picasso’nun fazlasız ve eksiksiz böylesi bir denge ve estetik şaheserini çabucak yaratacak derecede bir
yetiyi kazanması, onlarca yıllık disiplinli bir çalışmanın ürünüydü.

Eğer resim sanatında ustalaşmak bu kadar uzun sürüyorsa, bir de kendimiz hakkında yetkinleşmek için,
bedende, konuşmada ve düşüncede dengelenmemiş alışkanlıklarımızı terketmek, “Kaynağa Dönmek”,
yeniden “İşlenmemiş Kalıp” olmak için ne kadar zaman gerektiğini düşünün! Yine de benim eski Tai Ji
ustam Shing’in bir seferinde bana söylediği gibi, “Zaman nasıl olsa geçiyor; hiç olmazsa bu arada bir
şeyler öğreniyor ol!”

YAZAR HAKKINDA

Jampa Mackenzie Stewart, Doğu Tıbbı üzerine Master derecesine sahiptir. Onaltı yaşından itibaren
Taocu ve Budist sanatların öğrencisi ve uygulayıcısı oldu. 1981 yılında, dünyanın sayılı ustalarıyla orijinal
Chenstili T’ai Chiçalışmak üzere Çin’e giden ilk A.B.D. delegasyonuna katıldı. 1982 yılından beri Taocu
usta Mantak Chia’nın öğrencisi ve ‘Taocu Şifa Sistemi’nin kıdemli öğreticilerinden biridir.

Jampa’nın Taocu ve Budist uygulamalar üzerine otuzdan fazla yayınlanmış makalesi vardır. “
Gampopa’nın Yaşamı: Tibet’in Eşsiz Dharma Lordu” adlı kitabı bu sonbaharda Snow Lion
Publications tarafından basılacaktır. “Healing Tao -Şifalandıran Tao” kitaplarının üst dereceli editörü ve
yazarlarından biridir. Jampa “ Taonun Şifalandırıcı Işığını Uyandırın” adlı kitabın yazılmasında Chia ile
beraber çalışmıştır.

KAYNAKÇA

1 Robinet, Isabellle. Taoist Meditation (Tao’cu Meditasyon): The Mao-Shan Tradition of Great
Purity (Büyük Arınmada Mao-Shan Geleneği).Çeviren: Julian F. Pas ve Norman J. Girardot. Albany:
State University of New York Press, 1993.

2 Maciocia, Giovanni. The Foundations of Chinese Medicine (Çin Tıbbının Temelleri).New York:
Churchill Livingstone, 1989, sayfa:130

Page 52
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

3 "Nişastalı yiyeceklerden vazgeçerek kişi sadece masraftan tasarruf yapmış olur; oysa sırf onlarla
beslenerek ‘yaşamsal doygunluk’ kazanır. " Ko Hung, Pao-p'u-tzu.

4 Maspero, Henri. Taoism and Chinese Religions (Taoculuk ve Çin Dinleri).Amherst: University of
Massachusetts Press, 1981, sayfa: 335.

5 Ware, James R., çevirmen ve editör. Alchemy, Medicine and Religion in the China of A.D. 320
(İ.S.320 yılında Çin’de Simya, Tıp ve Din): The Nei P'ien of Ko Hung (Pao-p'u-tzu).Cambridge:
M.I.T. Press, 1966, sayfa: 243

6 Ibid, sayfa: 244.

7 Chia, Mantak ve Maneewan. Awaken Healing Light of the Tao (Taonun Şifalandırıcı Işığını
Uyandırın).Huntington: Healing Tao Books, 1993.

8 Robinet, ibid, sayfa: 45.

9 Ibid, sayfa: 47.

Yayın Listemiz

Aşağıdaki e-Kitap ve programlar sizin için hazırlanmıştır.

Page 53
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

www.yorumsuz.netteyim.netvehttp://ferid_hakki.sitemynet.com’danücretsizindirebilirsiniz !.

Yeni][e-Kitap] En Büyük Sır- İlluminati Şeytani Bilinci

Yeni][e-Kitap] MARDUK “Yakın Gelecek” mi?

Yeni][e-kitap] Metafizik Mucizeler ya da Yanılgılar

Yeni][e-Kitap] Kur’an-ı Kerim Meali (Microsoft Reader formatında)

Yeni][e-Kitap] Hz.İbrahim’in Mirası Hz.Musa’nın Asa’sı ve KUNDALİNİ

Yeni][e-Kitap] Dik Bahçene Solayım!

Yeni][e-Kitap] Uzaylılar

Yeni][e-Kitap] Düşünen Beyinlere Hiç Okunmamış Yazılar II

[e-Kitap] Sonsuzluğu kucaklamış aşkın sembolüHallac-ı Mansur

[e-Kitap] Din, Maneviyat, Psikoloji, Psikiatri

Page 54
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

[e-Kitap] İbn Arabi ile ilgili araştırma Serüvenim

[e-Kitap] Evrenin Sırları

[e-Kitap]] Etkili Sözler III

[e-Kitap] Beynimizi Kim Kullanıyor?

[e-Kitap] Yorumsuz Katalog (Güncellendi)

[e-Kitap] Zamansızlık(timelessness)

[e-Kitap] Hangi Evreni Algılamaktayız?

[e-Kitap] Gönül Uyandırma

[e-Kitap] Kıyametin Deşifresi

[e-Kitap] Yorumsuz Katalog

[e-Kitap] Çağdaş Bakışla Allah

[e-Kitap] Taş'taki Güç... Mutluluğunuz için...

[e-Kitap] Etkili Sözler II

Page 55
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

[e-Kitap] Çağdaş Bakışla Cennet, Cehennem

[e-Kitap] Rüya Yorumu

[e-Kitap] Kader Gerçeği

[e-Kitap] Evrensel Sırlar

[e-Kitap] Rüyanın Dışındaki Rüya

[Astroloji-
Canopus
Program]

[e-Kitap] Düşünen Beyinlere Hiç Okunmamış Yazılar

[e-Kitap] Holografik Beyin ve Evren

[e-Kitap] Mesajlar I

[e-Kitap] Uzaylıların İçyüzü

[e-Kitap] Tanrı yok Allah var

[e-Kitap] Reenkarnasyon Aldatmacası

[e-Kitap] Astroloji-Yeni Millennium’un Popüler Bilimi

Page 56
Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html

[Astroloji-
Planetium
Program]

[e-Kitap] Modern Bilim ZİKİR'i Keşfetti

[e-Kitap] Etkili Sözler I

[e-Kitap] Yıldızların Altında

[e-Kitap] Çağdaş Bakışla Din

[Astroloji-
PopHR
Program]

[Kullanım
PopHR Rehber v.2
kılavuzu]

_______________________

Page 57

You might also like