Download as pdf
Download as pdf
You are on page 1of 39
‘ET, TEK BIR SESLE BASLAR. Hindistan'éa verdigi miicadeleyte 40 bin cocuk on iki yesindayken saplon bi renderesine si e'de gocuk ‘ek dayani 50 insar hall rsetim bet ETT Hy BASKA BIR OUNYA [GIN MAN XA BIR DUNYA IGIN MANIFESTO: LiGIN STESINDES i" SON SESLER (diggs KARANLIGIN OTESINDEN ‘ . aN GELEN SESLER sin OEE I: SANEM OG mi = ARIEL DORFMAN ledi- [i askeri darbenin ardindan siirgiine gonderilmis, tlkesinin 1990'da de- mokrasiyle yénetilmeye baglanmasindan sonra da zamanim Santiago ve Teri Ci Kitaplari olup, halen, edebi ¢ malarmun yan stra diinya gapindaki Snemli gazetelerde yazilar yazan Dorfman, kans: Angelica’yla birlikte Kuzey Cerolina, Durham’da yaga- maktadir. SANEM OGE 1977 istanbul dogumte, istanbul Univers zum, Basha Bir Di i Sanat Tarihi Béliimii me- ik gevirisii. Ariel Dorfman BASKA BiR DUNYA icin MANIFESTO Tiirkcesi: Sanem Oge a agorakitaplit Cagdag Drama Dizisi 1 Baska Bir Diinya icin Manifesto Karanligin Gtesinden Gelen Sesler Ariel Dorfman Kiteban begin ads Manifesto for Another World Voices From Beyond the Dark Seven Stories Press, New York, 2008 ingitizce’den ceviren: Sanem Oge ‘Kapak tasarm: Mithat Gunar Dizgi: Sibel Yurt © Ariel Dorfman, 2000 © 2004; bu kitabmn Tirkge yaym haklant Agora Kitaphiy'na aittiz Birinei Basum: Kasim 2004 ISBN: 975 - 8829 - 55 - 6 Bask ve Cilt: Kitap Matbaacile ‘Tel: (0212) 501 46.35 AGORA KITAPLIGI Giimiigsuyu Mahallesi Osmanls Yokugu, Mubhtar Kamnil Sokak No: 5/1 Taksim/ISTANBUL Tel: (0212) 248 96 26-27 Fax: (0212) 243 96 28 wwwagorakitapligi.com e-posta: agora@agorakitapligicom, Bildikierimiz Bu seslerin bizlere ulasmas: kolay olmadh. Once, korkunun iistesinden gelmek zorunda kaldilar. Ne de olsa, gilalan her yolculugun baginda daima korku vardir; cesarete cukilan her yolculugun bast korku ve onun kotiiciil ikizi siddetle yilkliidir. Bu seslerin sahibi olan bedenlef; cesaret yolculugunun n- lerine sikarchgi siddetten ya bizzat paylanm aldilar, ya da bagka bir insanm, bagka bir grubun veya baska bir ulusun bu siddete maruz kaligina tanuk oldular. Bazilan, gecenin bir ya- usinda aralarmdan zorla koparihp gottiriilen bir baba, oful ya da es gérditler. Bazilan, zorla savasci yapihp erken yaglar- da Sldurmeye bagkalanns dldiirmeye itilen cocuklar gérdii- v Jer. Bazilart da sokaklarda hurpalanan égrenciler, sakat bira- kilan kacinlar, susturulup katledilen toplumlar, dogru diiz- gun bir maag istedikleri icin vurulan isciler gdrdiiler. Bu ses- Jerin sahiplerinin her biri, dayanulmasi gox giig bir sahneye tamik oldu: Derisinin ya da gériiglerinin rengi icin dldtirtilen ir adam, havasiz odalara tap sogukkanhhkla idam edilen insanlar, silahlanm halkin Uzerine dogrultan askerler, cinsel tercihleri yaziinden nefret edilen kadinlard: grdiiKleri. Sa~ hiplerinin elinden alnan yadigar topraklar, harabeye cevri- Jen ormaniar, konugulmas: yasaklanan diller gérdiiler. San- siirlenen kitaplar, iskenceye ugrayan dostlar, kélelere déniig- iriilen delikanhlar gordiiler. Ezilenleri savunduklan icin hapsedilen ve tilkelerinden siiriilen avukatlar gérdtiler. ‘Derken, bir sey oldu. Olagantistii ve neredeyse mucizevi bir gey. Bu sesler, kendilerini duyurmanin bir yolunu buldu- iar; seslerini simdi bizlere ulagtiran bu erkek ve kadiniar, e¥er bir seyler yapmazlarsa yagayamayacaklarina, sessiz ka- larak hayatlanma lekeleyemeyeceklerine karar verdiler. Ken- dilerine ya da baskalarina cektirilen acilara seyirci kalip kil- lari bile kipurdatmazlarsa, iglenen suclara dolayh bir yol- dan ortak edileceklerini anladilar. Ve seslerini yiikselitikge, islerindeki korkunun yavag ya~ vag kayboldugunu fark ettiler. Fakat siddet hala Kaybolmu- yordu. Onlar séslerini yiikselttikce siddet de art; daha énce baskalanna yapilanlarm aasim ilk kez ya da bir kez daha kendi bedenlerinde hissettiler. Ama seslerini yiikseltip de, uzak veya yakin, baka seslerin de kendilerine destek verdi- Bini gériince, korkunun onlan kontrol altina almasina izin ‘vermek yerine, onlar bu korkuyu kontrol aluna almanan yol- Jar bulmaya basladilar. Sonra, iistesinden gelmeleri gereken daha biiytik zorluk- jarla kargilastilar. Bu zorluklarm en esashsi, askerlerin sa- vurdugu tekmeler ya da hiikiimetlerin uydurdugu yalaniar defil, kersilaghklani vurdumduymazhk perdesiydi. Bu yiz- vi den, gorintigte kimsenin oniar: umursamadigy, ataletiz vetinin etraflanim kusattigy, seslerinin veimnsees uae hg ve ihtiyaslan olan cevabi alamadiklan zamanlarda, uzun, bitmek bilmeyen gecelere gigiis germek zorunda kal. dilar. Hem kendi zihinlerinin iginde yagayan bir seytanla hem de disandaki diinyadan kulaklarim patlatireasina gir. leyen bir geytenla miicadele etmek zorunda kalchlar, Hee iki seytan da birbirleriyle uyum icinde aynt mesaji tekrar edi- yordu; miicadele etinenin fayda vermeyecexini, olup biten- lere gézlerini kapayip kulaklanm tkamalaninin kendi hayrr- Jana olacagin: sdyliyor; onlan, insanhiga ve dzgiirliige kar- stiglenen bu suclarn aslinda gercek olmadigana inanéarma- ya calsyoriard: Ama onlar vazgegmediler. Kararhhklarim korumay. nasil bagardiklan, miicadele etmeyi stirdlirecek giic, moral ve ina- 4 mereden bulduklan hala bir muamma. Vazgecinedilen silat onlann géztinde yeniden hareketsizlige siirilenmek, dlmekten farksizds; olduklan yerde higbir sey yapmadan otunmak yerine, dojirusu hig dogmainug olmay: yeglerlerdi Ve bu sesler bazen baganls, bazen de basatisiz oldular Ama sadece mevcudiyetlerinin bile, yagananlara sessiz kal- mamalannin, etraflarida ve baska topraklarda yagayan in- sanlarin onlarin olup bitenlerden habersiz oldullarim: soy- leyemeyecekleri gerceinin bile, kazandiklan en biyiik 2a- fer oldugunu her zaman biliyorlarch. insanlarin birbirlerine en afar zuliimleri uygulaciklan zamanlatda, birilerinin ci Jap incon tintin baske trl bir varbk oldujunu, bagka ir gey olmasi gerektigini ve baska bi i ‘forlatugani biliyorarde ka Dir sey olabileceBint har Bunu bildikleri gibi ve bunu bildikleri igindir ki, diinya- nn defistirilebilecegini, diinyanin gimdi oldugundan farkh bir yer olabilecegini de biliyorlardh. ~ vil Kailash Satyarthi kimdir? Ya da Juliana Dogbadzi? Peki, ya Ka Hsaw Wa? Marina Pisklakova? Senal Sarhan? itiraf etmeliyim ki, bir zamanlar, tistelik gok da uzun olma- yan bir siire énce, bu insanlann kim olduklanra ben de bil Yordum. Kailash Satyarthi'nin, uzun yillar miicadele edip, Hindistan’da emegi sémiiriilen kark bin gocuk igginin kurtul- masini saflayan, uzaKlardaki tiiketicileri, zengin oturma oda- lanmi siisleyecek kilimleri dokuyan bu kiigiciik, zayif ellerden haberdar eden kendi-halinde bir adam oldugunu bilmiyor- dum, Juliana Dogbadzi adams; onun on iki yasindayken ailesi tarafindan Gana’da bir Trokosi rahibine nasil satudgumu, ar- dindan gelen on yedi yil boyunca nasil asagilandsgimy, tap- naktan kacmay: nasil basardhgam ve gimdi kendini cinsel kole- ik cenderesine sikignus, act ceken gok sayicaki Afrikali kach- nin kurtuluguna adadigim hig duymamushim. Peki, Ka Hsaw Wa kimdir? Ka Hsaw Wa, Birmanyah bir adam. Yillardir bir ormanda yastyor ve bu yeryiiziiniin en cok sémiiriiliip bask goren kéylillerinden bazilarmin hayat hikayelerini topluyor. ‘Marina Pisklakova, Rusya’da giddete maruz kalan kadinlara yardumc: olmay: hedefleyen ilk acil telefon hattm kurmus. Senal Sanhan ise, Tiirkiye’deki cocuk mahkémlann yam. sia siyasi mahkémlan da bikap usanmaksizin savunmus bir avu: kat. Hapishane duvarlan digmdaki hayatm bir giin nasil olabi- lecegini hatirlasilar diye, gafak sokmeden yatafandan kalker, Gigekler toplayip kiigiik mahkGmlara gétiirirmis, Simdi, bitin bu adi sam bilinmeyen insan haklan savu- nucularmm isimlerini anrp, onlar hakkunda birtakam bilgiler aktarabiliyorsam eer, bunun sebebi, bir giin ansizin onlarm aydinlik mevcudiyetleriyle kutsamup, onlara sonsuza dek ya- sayabilecekleri edebi bir yuva sunmaya calisirken, seslerinin murilasina aylar boyunca kulak verebilmig olmamdi. Benim onlarla bitlikte bir siire vakit gegirmemi saglayan olaaniistii firsat, ilk olarak 2000 yihnn Mart ayinda dogdu. viii Kendisi de bir insan haklar avukat olan Kerry Kennedy Cu- como, benden zamarumuzin bir grup unutulmug ve ézel kehra- mraruyla gectigimiz yillar boyunca yaptigs réportajlar iizerine kurulu bir oyun yazmam istedi. Iktidardakilere Gergegi Style bashiim tastyan bu kitap, aym zamanda Nobel Banig Odili sa- hipleri Rigoberta Menchii Tum, Elie Wiesel, Desmond Tatu, Kosta Rika’ran eski cumburbagkans Oscar Arias, Dogu Ti- mordan José Ramos ve Amerika Birlesik Devietieri‘nden Bobby Muller gibi tinki eylemcileri de tarubyordu bize. Bobby Muller kimdir? Kara maymlarma karg: ylirdtiilen, bu dhim ve yskim silahlarm yasaklanmasina yénelik ulus- Jararasi bir antlagmaya Onciiliik eden kampanyanin liderle- rinden biridir. Kitapta baska taninmus (ve iliumit) muhaliflerle de (mesela, Dead Man Walking* adh filme konu olan ve bu sa- yede géhrete kavugan Rahibe Helen Prejean’la, onde gelen Cinli muhaliflerden Wei Jingsheng’le ve hem Banglades’te hem de baska tilkelerde yagayan yoksul ve girisimei kadinla- ra Grameen Bankasi aracihfiyla mikro krediler saglamayi kendisine gérev edinip, bu yolla milyonlarca insanin hayat- mi k6kten degistiren Muhammed Yunus‘la) réportaj yapil- ‘imigtt. Yine de, kitapta adi gecen isimlerin cou, medya tara- firidan genellikle grmerlikten gelinmis kisilerdi. Bu isimler arasinda, kendi hiikiimetleri tarafndan igkence gordiikleri halde desaparecidos'lany™ ve diger diigtince tutuklulann: sa- vunmaya devam eden Meksikal saygin avukatlar Digna Oc- hoa ile Arjantiali Juan Méndez; Urdiin’de namus cinayetine kurben giden kadinlarla ilgili sorugturmalar yiirittip, inatla bu sorunun pegini kovalayan Rana Hiiseyni; burada, Ameri- *) Bagrpllerini Sean Penn ve Susan Sarandor ceive Olin Yi larak cevrilmigti. (@n.) inde "kaybolanlar” demek: 1976-83 arnsinde tlle fa ciktatdrliggi boyunca kaybolmug binlerce, on vg bir sézcik. Sayilan, takumini olarak 8.000 ile 30-000 un payloshgt bu filiin ism Dinterce insan isin gin yars araainda degisivor. G.0.) ix ka Birlegik Devletleri‘nde yasanan polis vahsetini belgeleyip giin gina cikaran Van Jones; Sili, Kongo, Nijerya, Kuzey lr- Janda, Vietnam ve Surbistan‘daki insan haklan militanlan; Maria Teresa Tula, Abubacar Sultan, Vera Stremkovskaya ve daha pek cok kisi de vardir. Kuskusuz, bu listeyi daha da uzatabilirim. Yukanda anulan kigilerin hepsi de, hikayeleri agizdan agza dolasmasi gerektigi halde, savunmaya ant i¢ tikleri yaral toplumlann biiyiik gogunlugu tarafindan hala tanmmayan isimler ve hayatlardir. iste, béyle bir oyunun yanlmasmin neden acil bir gerekli lik cldugunun cevabi. Yakun tarihimizin corak manzarasina (savaglar ve vahget, cocuk igciler ve kadin kélelii, gittikce artan yoksulluk, Kirliligin, aggézhiliigiin, zorbaligin ve ya~ lanlann asim boyutlara ulagmasi) bakmak bile, bu oyunu yazmay: kabul etmek zorunda oldugumu hissetmeme yeter- liydi. Elbette yazacaktm. Diinyanm dikkatini, susturulmay: reddeden bu seslere gekmek icin elimden gelen her cabay1 harcarcum. Kerry’nin plani, ABD‘den baslayarak, oyunu Sn- ce tinlii oyuncularm rol aldags biiyiik prodiiksiyonlar geklin- de sexgilemek, sonra da yine sahnelenmek iizere binlerce okula gotiirmekti. Béylece gencler, oyuna konu olan sorunla- ni tarbpip bu sorunlar iizerine fikir ylirtitme firsati bulacak- larch, Tabii bu plan, oyunun nispeten isa -bir saat kadar siirmesini de gerektiriyordu. Ciinkii oyunda iglenen agin te- yOr ve ona karsi verilen kutsal mitcadele, oyunun dikkat cek- tii sorunlara céziim bulma konusunda zaten pek hevesli ol- mayan seyircilerin géziinde silac bir hal alabilirdi. Bu oyunu yazmayr elbette kabul edecektim Biitiin Rayatum boyunca bu seslere ardei olma'firsatiu sag- Jayan bu ana hazirlandigims diisiindiim. Gocuklugumdan, cevremde gordiigiim haksizhklarm beni isyan ettirdigi erken yaslarundan beri; ergenlik cagindayken bu adaletsizliklerin benim dar ufkurnun dtesinde, cok daha agir gekillerde yagan- x digin: anladhZamdan beri; geng bir adam oldugumda, iilkem Silifnin diktatérlak tarafindan ele gecirildigini ve ben bir ge- kilde hayatmma kurtanrken, arkadaslanmin zulme ugrayip 6l- ditrildiigiina izleme sirasi bana geldiginden beri; siirgiine ginderilip diinyanm her kégesini dolastiktan sonra aym egit- sialiklerin her iilkede yagandhgint gérme sirasi bana geldigin- den beri; hikayeler yazmay: deneyip de yazabildigimi, act ce- ken insanlarm engin yiiregini ve kotiltigtin daha da engin olan karmasasim ve muammasin yansitan sézciikleri bula- bildigimi anlachgim giinden beri; iste 0 zamanlardén beri, kendi mticadelelerim surasinda icimi steak tutan bu insanlara bir kez daha sanatimla hizmet edebilme frsatim beklemistim. Bu oyunu yazmay: elbette kabul edecektim, Ama yine de, yazmak konusunda tereddiitliydim; bu kararsizligimun en énemli sebebi de estetik kaygilardh, Ken- dimi bildim bileli, bir seyler kamatlamaya calisan, seyirciye nutuk ceken ve seyirciyi belli noktalara stiraklemeye calisan sanat eserlerine her zaman temkinli yaklagmugimdir. Cok yénlii sorunlan basit ve kahramansi céztimlere indirgeyen ti- yatro eserleri ve tabii ki kamusal alanda yapilan diger miida- hale bicimleri, bende genellilde derin gipheler uyandinr. Ben, izleyicilere dolayh yollardan rahatsizhk vermeyi, onlani huzursuz edip kafalanm kangtrmay: yeflerim. Kendi ag- mazlazina, belki tarih heniiz cevabina vermedigi igin, belki de bu agmazlara kale bir géztim getirilip getirilemeyecegini ben de bilmedigim icin, kendileri de iyi bir ¢ziim bulama- yan kahramaniarmun ablaki kusurlarimn farkanda olarak, pki kendim Bibi izleyicileri de bataga sokmay: tercih ede- rim. Bir yandan insani deerleri savunan bu kahramanlann yigitligine, safhgina ve hakhhgana sadik kabp, dte yandan ca- fumuzdaki Kogullann saghikew ve karanhk yéntinii hesaba katacak dramatik bir iislap bulabilir miydim? Toplumsal alanda eyleme gecebilmek icin ihtiyag duyulan, hata gart di- xi yebileceftimiz umut ve itham gibi degerler, giintimiiziin en degerli edebiyat eserlerini besleyen karamsarlik ve ilkesizlik- le, dilbilimsel deneyler ve oyunbazbkla, iyiyle kétii arasinda- ki smurm bulandinlmasiyla birarada yiriiyebilir miydi? Eger varsa, Dalai Lama ile Samuel Beckett'in ortak noktasi neydi? Ger sonunda bu oyunu yezmaya karar verdiysem, bizzat bu sesler yitziindendi. Bu seslerin sonsuz cegitlilikteki amac- lari ve geldikleri yerler, savunduklan ideolojiler ve diigman- lan yol gésteriyordu bana; bu oyunu, anlatyys ve tamskhk edi- Jen olaylar: harmanlayan sézel bir oratoryo olarak sahnele- menin yollarim sessizce kulafima fisiidayan da ayn: seyler- di, Dolayssiyla, bu oyunu yazmayi kabul etmemin bir sebebi, Kerry’nin séylesi yaptig insan haklen savunuculan arasin~ dan gok azn (Elie Wiesel, Rigoberta Mencht, Vaclav Havel. ve Desmond Tutu) diinya gapinda tanmuyor olmasiydy; ke~ ranhikta Gzgiirlik miicadelesi vermek ugruna hayatlanim tehlikeye atarken, neredeyse biiyak cogunlugunun adler dahi bilinmeyen bu insanlarm, sdhret igikianndan wzak, medya tarafindan kesfedilmemis olmalan, zorlukla duyu- lup, giigliikle fark edilen sesleri, koltuklarumuzin giivenli ra- hathgindan onlan izleyen (ya da izleyemeyen) bizlere olan uzakhiklarinn utanc,, onlann hikayelerini giin agina gikar- may? zorlu ama onurlu bir ugrag haline getiriyordu; sonug olarak, bikup usanmaksszin duyurmaya gahstiklar: seslerinin genellikle bir duyarsizhk duvanna garpmasi, onlara teatral ir yuva sunan dili olugturacak bashca etkendi ‘Yokanda saydigim bu sebeplerden dtiirti, Karanligin Ote- sinden Gelen Sesier: Iktidardakilere Gercegi Sdyle adana tagryacak olan bu oyunda, kantat* tishibu drmek alinacak; anlatict gruplan, sikinblan ve kederlerini, bulunduklan noktaya na- sil geldiklerini, nasil bilinglendiklerini birbirlerine wun uzadiya anlataceklardh. Birbiri ardina gelen bu hikayeler ara- [ Kanlat: Birgok solo ve oro baliimiinden ohugan ve oratoryodan daha lass olan mizik eseri. (6.0) sina, diger destekgilerin soyledigi kasa ve lirik ciimlecikler serpistirilecekti; anlaticilarn kendi sdzlerinden derlenen, di- ze, sbaciik ve sihirli ciimlelerden olugan bu kolaj, sézciikler- den reng@renk bir kilim dokuyarak, anlatilan her hikaye hak- kinda yorumlar yapmayt saglayip anlatan kisiye cesaret ve- recek, ona eslik edecek ve biylelikle o hikAyeyi tecrit edildi- &i hiicresinden kurtaracakti. Kerry’nin kitabmida tek tek bel- geledigi bu sesler, sonunda yalnizhk, umutsuzluk ve ileti- simsizlik zincirlerini kiracak bir yol bularak kamuoyuna ve bizlere ulasabilecekti. iste boylece, insan haklanm savunan 51 militanla birlikte bir yolculuga ciktim; onlarm éliim tineline dogru ilerleyen afr adimlanna, bundan daha da yavag seyir eden umut ara- yrslarma eslik ettim; ellerim onlarin gizli kalmg sézciilderin- den olugan rengarenk bir kilim dokurken, benim araaligimla Konugmalarma izin verdim. Karanlgin iginden qkagelen sé2- cliklerden, benim ve dinyammn gomiilii oldugu Karankgmn iginden gelen gizli kalmus sézciiklerden bir kilim dokudum. Yine de tim bunlar yeterli gelmiyordu. Bir cesit dramatik gerilime ihtiyag vardi; adaletsizlikle savagmnak icin, baskann, 2ulmiiin, inancm ve kigisel azmin durmadan yinelenen naka- ratindan daha fezlast gerekliydi, Dramatik bir hasim yarai- mak zorundaydim; kurhalug arayigima reddedecek bir karak- ter, insan haklar: savunuculanyla seyircilere tim bu olanlar- dan gergekte kimin sorumlu olduguna dair fikir verebilecek, daha iyi bir diinya yaratma arzumuzia alay etme ve ona za- rar verme konusunda sonsuz yeteneklere sahip gticleri temn- sil eden biri, tiriimiiziin kaderini depistirmek istedigimiz siirece her birimizin giinlik hayatinda kargilasmak zorunda kalacagi devasa aygitlan hatrlatacak, ugursuz bir ses olma- hydi bu. Bu oyunun, benim séylediklerimin ya da yarathgim kahramaniann séylediklerinin bir farklhk yaratabilecegine asla inanmayacak bir karaktere ihtiyacum vardh. Bu sebeple, gercekiistti bir karakter, bir cesit kotulik ha varisi yaratmak tizere yola giktum ve bu karakterin adim hig tereddiiit etmeden Adam koydum. Oyunun baginda, bu adam (belki de btiytik harfle Adam?), kahramanlanmun defa- larca yiizlestigii Deviet baskisiman cisimlesmis halidix; miica- delecilerin isimleri, hareketleri ve ortaya qukislart tizerinde hakimiyet kuran bir giigtiir. Faket kurbanlani giglenip onun iktidarina direnmek tizere birlik oldukea, Adam da giderek bagka bir seye; onlarin en derin korkularnn yansimasina déniigiir, Aslinda Adam‘t en sonunda, etrafinda olup bitenle- ri umursamayanlarin, terdre seyirci kalip ona karst katina ka- purdatmayanlarin, gizlerini baska yéne gevirip bilyiik sessiz- lige katlan cogunlugun temsilcisi haline getirdim. Adam ey- lemeileri miicadeleye son verip pes etmeye cagirdikga, bu in- sanlann hissettikleri yorgunlugu daha da agarlastiran, onlart ayartici, cezbedici bit giice, islerindeki seytani yéniin kendi- sine déntisti, Baska bir deyigle, oyanun zalim niivesine, se~ yircinin kendisini, kendi siiphe ve belirsizliklerimi, saskink- larmm ve sugluluk duygumu kathm. Duyarsizhgin keskin giiciinii, biitiin bu acilarin slirmesinin asil sebebi ve gergek diigman olarak gésterdim. Adam‘ nezdinde, her zaman orada, yakinda bir yerlerde, karanhgin ve 6liim tinelinin dibinde, hem ig182, hem de glgeleri ele gecirmeye haz, sin- sice bekleyen bir karakter yarathin. Bu da gu anlama gelir ki, oyun sadece bu seslerin ve onla- nn fazlasiyla somut diigmanlannun bizlere ulasmasimu sagla~ yan bir arag degildi; aym zamanda, yetiskin hayatim boyun- ca pesimi brakmayan daha kigisel bir meraki gidermenin, cesaret ve onun gizemli kékeni hakkunda aklumdan hig ik- mayan o sorunun cevabin bulmanun bir yoluydu: Cow in- san sefalet, adaletsizlik ve aa kargisinda gézlerini yumup sessiz kalmayi tercih ederken, neden bazi insanlar hayatlan- nu tehlikeye atmak ugruna seslerini yiikseltiyorlard:? Ben on- xiv Jar hayatlanindaki sir perdesini kaldirdikga, bu cok ézel adam ve kadinlarin da bana sehip olduklan gitciin kaynagi- nu, bu inate1 ve icten isyan meleklerinin hangi alemden geldi- Bini géstereceKlerini umut ettim. Dostlannuza yapilan kor~ kung, zalimce ve inamimaz derecede aptalca bir haksizhga tank olup da géziimiiziin Sniinde islenen bu sudan unut- mays, televizyonu kapatip yatagimuza gitmeyi ya da képei- mizi yliriyiise qikarmay: tercih ettigimiz zamanlarda gelip ruhumuza yerlegen vurdumduymazhigin; éliimiin bu daha soguk, daha acmasiz ve daha tehlikeli cegidinin smm bana -ve kimbilir Belki seyircilere- agiklayacaklann: umut ettim. Washington D.C.'deki Kennedy Centeyda, 19 Eyliil 2000'de bu oyunun okumasinu ilk sahneledigimiz gin yen- meye calishfimuz gey, igte bu vurdumduymazhk ve onun ha~ zin yoldag: olan ataletti. Diinyanmn bu seslere kulak vermesi- ni garantiye almak amaayla, gecenin agikgim yapmast igin Bagkan Clinton da toplantya davet edilmisti ve insan haklart savunucularinn hikayeleri, iinlii oyunculann (Kevin Kline, Sigourney Weaver, John Malkovich, Rita Moreno, Alec Bald- win, Giancarlo Esposito, Hector Elizondo, Julia Louis-Drey- fuss ve Alfre Woodard) sesleriyle hayat buldu. Tiim bu etken- ler sayesinde, program o gece PBS televizyonunda canh ola- tak yayinlandi ve oyunun.binlerce kopyas: hem ABD'deki hem de bagka tilkelerdeki okullara génderildi, Ama bu gece- yi gergekten unutulmaz kalan asil sey, oyunun metni ya da ak- torlerin basen oyunculuklan degildi, Asi biiytili 4n, isimi- zin daha yeni basladiina, aktivistlerin ashnda hicbir zaman yeluz olmadiklarna, eer baska tiitlii bir hayat siirselerdi hicbir tat alamayacaklarma dair son sozler sarf edildiginde, dokuz oyuncuyu aydinlatan isiklar karardiginda ve giste! Dbittiginde bagladu. O anda birdenbire gézlerimizin dniinde bir perde agild: ve Hollywood yildizlannin arkasinda, az énce hayatlan sahnelenen asil kahramanlar, gergek savunucular, xv gorkemli ve tehlikelere gégiis germig kanli canh halleriyle be- Tiriverdiler. Gergi bazilari gelememisti (Dalai Lama ile Vaclav Havel gelmemigti ve Pinochet'nin Londra’da tutuklanmasint sailayan Yargi¢ Baltasar Garz6n geligini son dakikada iptal etmek zorunda birakalmist), yine de kitapta roportaj yapilan isimlerin cogu oradaydh; Pakistan’dan, Kenya’dan, Kolombi- ya'dan, Fildisi Sahilleri’nden, Peru’dan ve Kambocye’dan kalkip bizlerle bulugmaya gelmnislerdi. Sahnede adeta eylem- cilerden, davalardan, iilkelerden ve miicadelelerden olusan bir takimyildhz yaratilmush ve bu isimleri ayn: platform tize- sinde gérmek, pek nadir bulunabilecek bir fursatt. Sadece bir Kitabin sessiz sayfalanmda yan yana gelmemislerdi, aym za~ manda gercek bir sahne tizerinde yaydiklart enerjiyle agil sgil panidiyorlard. Ardindan, bu miitevazi ve korkusuz fatihler, ‘ou gezegenin en tananan yiizlerine, bu diinyadaki en tint in- sanlar arasinda yer alan aktdrlere dogru ilerlediler ve énce onlan, sonra da halla selamladular; hayatlarmun en zor giinle- rinde bile insan haklan ugruna verdikleri miicadeleyi burak- mayan bu insanlar, sadece birkag dakika dnce sahnede kendi Jerini temsil etmig olan aktérleri kucakladilar. Bu dyle bir sab- neydi ki, eger gorebilselerdi, Pirandello kadar Martin Luther King de bu girkemli bulumaya tamakhk etmekten miithig bir seving duyarlardi. Saskinbkla biiytilenmig gozlerimizin éniinde, Sigourney Weaver, Guatemala’ da igkence géren rahi- be Dianna Ortiz’ kucaklads; Kevin Kline, Masirh avakat Ha- faz El Sayed Seada’yla tarugty; Julia Louis-Dreyfuss, Seinfeld di- zisinde oynadig: Karakterden siyniip Fauziya Kassindja’yi bagnna bash. Bu geng kadin, siinnet edilme korkusuyla ken- di tilkesinden kacmig, ABD'de siyasal sigma hakk. almak amactyla achga davays kezanarak, baski ve 2uliim goren diger pek gok kadin icin firsat kapilarima aralamugt.. Sahnenin bir yanmnda oyuncular, diger yanmnda onlarn oynadhiklan karak- terler vards. Bedenler ve sézctikler, yorumlayaniar ve yorum xvi lananlar, bes dakika siiresince, on dakika stiresince, on bes da- kika siiresince ortak davalar ugruna biraraya gelislerini kut- lamanin coskusuyla dans ederlerken, seyirciler de glgmca onlan alkighyor, Bisenhower Tiyatrosu’nun salonunu terk et- mek istemiyorlard: Ve bu gezegenin en iinlti yizleriyle en az tarunan ylizleri- nil ele gériince, bu anun aslnda hig de given uyandimmacy- Sina dair act bir his dogdu icime; ABD’nin baskentinde sohret agiklarmin kisa émiirli oldugunu biliyordum. Kennedy Cen- ter'daki bu olagantistti bulugma, pekalé Etik Davranis Olim- piyatlan geklinde isimlendirilebilirdi; insankiga daha iyiye g6- irmek iizere biraraya gelmig en iyi ve en parlak yetencklerin kesiginesi. Ama yine de meraklanmadan edemiyordum; tam da diinyanin dbtir yakasinda Sydney Olimpiyat Oyunlan'nm slirdiigii o giinlerde, insanligmm bagka bir kulvarda yangan bu sampiyonlarina, insan onurumun baghca temsilcilerine ne ka- dar ilgi gisterilecegini kendlimize sormamuz gerekiyordu. Ge- lecek giinlerde, bu insanlar hig de tekin olmayan, bizden cok uzaklardaki tilkelerinde hayatlanm yeniden tehlikeye atikla- nada, Patria Jimenez‘in, Marine Pisklakova'nin, Raji Soure- ni'nin, Koigi Wa Wamwere’nin ya da Kek Galabru'nun yaga~ ciklarina kag gazete sayfasi ya da kag televizyon kanah ve ne kadar stireligine yer verecekti? Bu insanlann kaderiyle kim gersekten iigilenecekti?* Diinyanin en sigman adamanun yaga- agi dram, kelebek ytizmede rekoru kimin kardigi, kadin ma- ratoncular arasinda hangi sporcunun digerlerini safdis bura- kaca ya da hangi takumun ka¢ gol atacagy gibi aynntalar na- sil olur da bizim ilgimizi bu kadar cekebilirdi? Bir yandan bu bedensei eforlar: seyredebilmek icin ekranlanmuza yapigir- ken, diger yandan haksizhkla kimin en cesur bigimde miica- xvii dele ettigine; cevre Kirliliginin sorumlularms agiga gkarmak igin kimin en azimli gekilde calishgina; silahlara ve generalle- re bunca milyarlar harcanurken okullara ve hastanelere bu ka- dar az para ayzildigs siirece geceleri rahat uyuyamayacagumu- 2 séyleyen caidaslarmuz arasinda kimin en sakin kalabildi gine nasil bu kadar az ilgi gésterebilirdik? Sdylediklerim fazia mt ciddi geliyor? Merak etmeyin, benim, jimnastikeilerin kavrak déntigleri ve olaganiistii hareketleriyle ya da muazzam agarliklar tagi- yan haltercilerin metanetiyle bir alup veremedigim yok. Yer- Gekimi kanunlarina meydan okuyan ve havada, karada, su- Ga kaleye soktuklan toplarla skor yapan bu insanlara yalmuz: ca hayranhk duyanm. ‘Ama zihnimin bir kogesinde, hararetle cevaplanmay: bek- leyen bir soru hep vardir. Yullar sonra, bu kitap séz konusu insanlann seslerini daha da genis bir alana duyururken, oyun diinyanun dért bir yanmnda sahnelenirken bile o mau soru hal orada asi duruyor, korkung talepleriyle kayip rublanmiza meydan okumaya devam ediyor: Kailash Satyarthi kimdir? Gabor Gombos kimdir? Esma Cihangir kimdir? Ve neden bu merhametsiz diinyada akh baginda her insan bu soralarm cevabim bir girpida veremiyor? Siz, ba Kitab: okuyanlar, simdi cevap verme sirasi size geldi iste size, bu oyunda anlatilan ve sikhikla unutulan hayat- Jann fani igbirlikcisi olma sansi. Bu insaiilarin seslerinin bas- kalanna ulagmalanna yardim etme farsat Tipla benim gibi, bu oyunda seslerini duydugunuz insan- lar da susmarun sizi Kirieteceine, haksizhklan gértip de bir sey soylememenin, tuhaf ve aci bir gekilde, sizi sug ortaklan- xviii na déniistlirecegine inamyorlar. Tipki benim gibi onlar da, dostlanumuzin bagina karanbkta neler geldigini bildigimiz take Gitde tepki gésterecegimize, géstermemiz gerektigine ve gostermek zorunda oldugumuza inamyorlar. Insanlarin, “bil- miyordum’, ‘umursamadim’, ya da, ‘higbir gey yapmadam’ diyememesinin énemli olduguna inamrycrier. Artik sira sizde; sira bu kitabs okuyanlarda, bu oyunu sah- neleyenlerde, Kendi aralarmda bu oyunun ne séylemek iste- digini tartiganlarda, kahramanlanndan cesaret alanlarda belki de by kitabi okuduktan sonra burada adi gegen erkek ve kadmmlann kelimenin tam anlamuyla hayatlarins adadukla~ n sorunlar iizerine kafa yormaya baslayacak olaniarda Benim biitiin istedigim, onlann butin istedikler, simelilik bundan ibaret. Bu sesleri yarunuza alip evlerinize gotiiriin, Ne kadar uzakiardan geldiklerini, bu kadar yol gelmek ugru- na nelere katlanciklanm unutmayin ve onlarla ilgilenin Déinyanan igine tagrym onlan. - O diinyanin degismeye ihtiyact var. O diinya sonsuza dek béyle kalmak zorunda degil. _ Belki de hepimiz icin Wangari Maathi'nin kim oldugunu Ogrenmenin vakti gelmistir. Allah agkana, kimdir bu Wanga~ ri Maathi? (Mayis 2004) xix KARANLIGIN OTESINDEN GELEN SESLER: IKTIDARDAKILERE GERCEGI SOYLE Kerry Kennedy Cuomo’nun iktidardakilere Gercegi Soyie adh: kitabindan uyarlanrrugti. BASKA BIR DUNYA icin MANIFESTO Karanligin Otesinden Gelen Sesler Karanhgin Otesinden Gelen Sesler oyununun 19 Eylal 2000'deki prémiyeri, Washington D.C’deki Kennedy Cen- terda yapild. O giinden beri, diinyanin bircok tilkesinde sahnelendi, Kennnedy Centerdaki dzel gésterimde rol alan oyuncue Jar: Adam Alec Baldwin Birinci Ses: Kevin Kline ikinci Ses: Alfre Woodard Usiineii Ses: Hector Elizondo Dérdiincii Ses: Sigourney Weaver Beginci Ses: Giancarlo Esposito Altunai Ses: Rita Moreno Yedinci Ses: John Malkovich Sekizinci Ses: Julia-Louis-Dreyfuss Yonetmen: Gregory Mosher Yapimailar: Nan Richardson ve Kerry Kennedy Cuomo Yazarm Notu: Karanligin Otesinden Gelen Sesier, besi erkek, dérdii kadin olmak tizere dokuz oyuncuyla oynanmak tizere Yazilimugtir. Ama, ikisi erkek, biri kadin olmak tizere en az tig oyuncuyla da sahnelenebilir. SAFINE BO$ VE KARANLIKTIR.ISIK, INSAN HAKLART EYLEMCILERINI TEMSIL EDEN, DORDU ERKEK, DORDU KADIN SEKIZ OYUNCUYU AYDINLATMAKTADIR. OYUN- CULAR, SAHINE UZERINE SIMETRIK BIR BIGIMDE YERLES. MISLERDIR BIRINCI SES (ERKEK) Cesaret tek bir sesle baslar. Bu kadar basit. Ben yapmam gerekeni yaphm, Bunun diginda ne yapsam agizimda kil tadi biralardh. Bizim bildigimiz bu. SEKIZ OYUNCUNUN UZERINDEK! Igik SONERKEN, KARANLIGIN IGINDEN ADAM'N (DOKUZUNCU OYUN. (CUNUN) SESINI DUYARIZ. ADAM (karanligim iginden): Biliyorlar. Bilmediklerini sdyleyemezlex. Oraya girerken gézlerinin gerceklere kapah oldugunu séyleyemezler, ISIKLAR BIRINCI SES AYDINLATIR. BIRINCi SES (ERKEK): Oliim tiineline giriyorsunuz ve nereye girdiginizi bili- yorsunuz. Bu tinelin sizin sonunuz olabileceginizi bili- yorsunuz, ISIKLAR IKINCI S51 AYDINLATIR INCI SES (KADIN): Oliim tiineline giriyorsunwz.. BIRINCI SES (ERKEK): ‘ve bunun sizin sonunuz olabilecegini biliyorsunuz. 1 IKINCI SES (KADIN): Bunu biliyorsunuz. ISIKLAR DORDUNCU $ES'1 AYDINLATIR, DORDUNCU SES (KADIN): ‘Bunu biliyorum. Karanlikta igkenceyi beklemenin ve karan- kta gercegi beklemenin ne demek oldugunu biliyorum. ADAM'IN SESI (karanligin iginden): Evet, biliyor. ISIKLAR SAHNENIN ORTASINDAKI ADAM'T AYDIN- LATIR Karanbkta igkenceyi beklemenin ve karanhkta gercegi beklemenin ne demek oldugunu o biliyor DORDUNCU SES (KADIN): Ben yapmam gerekeni yaptim. Bunun diginda ne yapsam agjzimda kil tadi biralardh ISIKLAR UGUNCU SES AYDINLATIR UCUNCU SiS (ERKEK): Kiigiikken, bana baskalanna yardim eli uzatmam gerekti- #i sdylendi, Pigmelerle arkadas oldum. Kongo’da, benim hallam arasinda bile pigmeler hayvan olarak gérillirdii Onlarla ekmegimi paylastum, onlara evimi agtm, onlara elbiselerimi verdim. Topluma gire, benim pigmelerle ar- kadaghk etmem hastahikh bir duramdu, ama ben yine de onlan arkadaslarim olarak gérdiim, benim géziimde bes- ka insanlardan farklan yoktu. Insan haklani, benim haya- mun vazgecilmez bir pargasichr. 2 ADAM: Guillaume Ngefa Atondoko ADAM ELIYLE BIR HAREKET YAPAR VE OYUNCULA- RIN ARKASINDA DURAN EKRANDA GUILLAUME NGEFA ATONDOKO ISMI BELIRIR, Dofru. O cocukken pigmelerle arkadaglik etti. Evet. Cok dogru BESINCi SES (ERKEK) (karanligin iginden): Oliime mahkiim edildigim bir ayhk sire boyunca cok korkonustum. ISIKLAR BESINCT SES] AYDINLATIR. ADAM ELIYLE BIR HAREKET YAPAR VE EXRANDA WEL JINGSHENGISML BELIRIR Sonra kendi kendime dedim ki, “Wei Jingsheng, nasil ol- sa dleceksin. Ustiine bir de dliirken neden diigmanlarm kendine gitlditresin ki?” Sonra yine korkuyla bunaldygun bir anda bunalima diigsmemeyi bagardim ve o am atlattzm. Gururuma sikica sarildim. Eger kendini éltime hazir his- setmiyorsan, rejime kafa tutma karan almamalisin, Ac ¢e- kenlerin sorumlulugunu iistiennek zorundasin. Eger ti- ranhga karst savasmazsan, tiranlar siradan bir hayat yaga- mana asia izin vermezler. UCUNCUH SES (ERKEK): Gliim tiineline giriyorsun. BIRINCI SES (ERKEK): Benim adim Hafiz Ebu Seada ADAM ELIYLE BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA. HAFEZ ABU SEADA isMi BELIRIR 3 Yiiziimii kaplayan bu yaralar beni bir pencereden ittik- lerinde oldu. Sorguya gekilirken bana Misir insan Hak Jar: Orgiitii Kapsamunda diizenlenen eylemlerden so- rumlu olup olmadigim: sordular. Ben sorumlulugu tist- Jendim. Yapilan her seyin sorumlusu bendim. Bir rapor yazdim, 0 raporu okudum, sonra yeniden gizden gecix- dim ve onu basmaya, bir gazetede yayinlatmaya karar verdim. Korkmuyorum. Bizim isimiz, devletin yaptgi hatalara igaret etmek. Eger bunu biz yapmazsak kim ya- pacak? ADAM: Hafiz Ebu Seada, evet. Bu onun igi. Ve o, bir pencereden agagh itildi. Buda dogru. IKINCI SES (KADIN): Eger bunu biz yapmazsak, kim yapacak? Benim adim Digna Ochoa. ADAM ELIYLE BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA DIGNA OCHOA IsMi BELIRIR, Ben rahibe olmadan nce bir avukattum. Babam, Meksika’nin Veracruz gehrinde bir sendika Snderiydi. Cahgti seker fabrikasinda, sularmizin ak- masi, yollarin yapilmasi ve arazi tapularmm giivence aitina alnumasi icin ylirtitiilen miicadelenin igindeydi. Ben hukuk 6grenimi gérdiim, ciinkii babam ve arkadag- lari hep daha fazia avukata ihtiyaclan oldugunu sdyhi- yorlardh. Ve avukatlarin hepsi de cok:pahaliydi. Babam, haksiz yere bir yil on bes giin hapis yatti. Sonra ‘ortadan Kayboldu’ ve igkenceye maruz kaldi. Ona yéneltilen suclamalarin hepsi uydurmaydh. Bu olay, beni adaletsiz- k ylizlinden act geken insanlar adina bir geyler yapma- 4 ya itti, clinkii bizzat babamin bu adaletsizligin kusban oldugunu gérdiim Uzerine caligtigim ilk dava, baz Kéyhilere igkence eden ve yasadisi tutuklamalarda bulunan adli polis me- murlarina karst bir davayd:. Once bu davanin pesini bi- rakmami sdyleyen telefon mesajlan aldim. Sonra, eer bu davay: diisimezsem benim dlecegime ya da ailemden birilerinin dldtirtilecegine dair tehditler savuran mektup- lar geldi, Ama-davarun pesini kovalamaya devam ettim, hatta olup bitenleri herkese anlattik. Sonra ben de ‘orta~ dan kaybedildim’ ve polis tarafindan sekiz giin boyunca kimseyle iletigim kurmadan, incommunicado vaziyette ta- tuldum. Beni sorgulayanlar, davah polisler aleyhine top- ladigim ttim delilleri kendilerine vermemi istediler. Bere- ket versin ki dava dosyasim ok iyi bir yere saklanushm, glinkii polisin calmasindan korkuyordum. Ne ofisimde, ne evimde, ne de kurbanlarn yagadig: evlerdeydi dosya. Bir zamanlar babamun hissettiklerini, baska insanlarin gektikleri acy: ben de hissettim. Daha sonra, beni tuttuklan iskence merkezinden kag- mayt bagarmca Centro Pro’yla caligmaya basladum. iste 0 zamandan beri, babam ve benim gibi pek cok insamin da~ vasina baktum, Bagkalarmin gektigi act beni her zaman 6fkelendir~ mistir. Ofce, benim enerji kaynagimdhr, giiclin ta kendi- sidir, Eger adaletsiz bir davranig icimde Sfke uyandir- mazsa, bu benim aduma bir pasiflik ve vurdumduymaz- lik géstergesidir. Bizi bir,seyler yapmaya, risk almaya iten, eer bir seyler yapmazsak hicbir seyin degismeye- cefini anlamamuz: saglayan da bu adaletsizliktir. Ofke, bizim polis ve askerlerle yiizlesmemizi sagladi. Sonra, bu polis ve askerlerin, tstleri tarafindan azarlanmaya, Koti davraniimaya alskin olduklarim kesfettim. Bu 5 kesfin sonucunda, baska kogullarda olsa zerre kadar nemsemeyecekleri, kesis gibi giyinmis, siirekli buyur- gan bir ses tonuyla baginp cagurarak onlardan bir seyler talep eden bir kadin kahjynda gktum kargilarna; onlar da ne yapacaklarim gagurdilar. Bir keresinde, yirmi giindtir ‘kay:p’ olan bir adam bulmak amaciyla, bir habeas corpus* davasina baktik. Yet- kililer onu gézaltma aldiklarim inkar ettiler, sonra da adam alikoyduklanm bildigimiz devlet hastanesine gir- memize izin vermediler. Biitiin bir sabalu, iceri girmenin bir yolunu bulabilmek icin hastaneye biitiin girls qasla- n izleyerek gecirdim ve hemsirelerin vardiya degisimi sirasinda firsatim bulup gizlice igeri siiztildiim, Adamin oldugu odanin kapisina geldigimde, kaprdaki hemsire bana igeri giremeyecegimi sbyledi. Ben de kendi bagumun caresine bakabilecegimi séyledim; ondan tek istedigim, eer iceridekiler bana bir sey yeparlarsa ona verecegim bir numaray: aramasiydi. Karima verdim. Sonra derin bir nefes aldim, kapiy: sertge agp igerideki federal polis memurlarma bagirmaya bagladim. Onlara 0 odadan der- hal cikmalan gerektigini, ciinkii o adamin avukab oldu- guru, onunla yaluz gortigmem gerektigini sdyledim. fe tepki vereceklerini bilemedikleri igin chgart kta Sadece iki dakikam vardi ama bu siire, adama kim oldu- gum, eginin benimle baglantya gegtigini ve ona imza- Iamast icin hastaneye yatirildigim kamtlayacek bir Kagit parcasi getirdigimi anlatmaya yetti. Adam kagach imza- Jadi, Tam o sada polis igeri girdi. Deliye dénmiislerdi Beni odadan gikarmak icin yakalamaya galistilar. Ben- den bir sald: hamlesi beklemiyorlardi ~sanirim, film- Habeas Corpus: 1679 yalinda Ingiltere'de yayinlanan nk! bildiriler(terim kay agi Letince). Bu bildiri, keyfi gozsltsiann ve ttuklamalann kaldirimas.,yergi- $2 infezlara gon verilmesi ve euglu oldg iddis edilen kimseye ve yalonlarma, Srce susunun teblig edilmesins gart koguyordu, (Em) 6 lerdeki karate sahnelerinden dfrendigim tek déviig po- zisyonuydu, Elbette, gercekte karate falan bildigim yok- tu, ama onlar bildigimi ve onlara saldiracagum sandlar. Her ne kadar igimden korkuyla titriyor olsam da, bana el siirmeye kalkigirlarsa baslarina cok kati geyler gelecesi- ni sdyledim. Onlar geri gekilip, “Demek bizi tehdit edi- yorsun,” deyince de, “Nasil isterseniz dyle anlayin,” di- ye cevap verdim. YEDINCI SES (ERKEK) (karanhigin iginden): Benim aim Doan Viet Hoat. ADAMELIYLE BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDADO- AN VIET HOAT ISM BELIRIR, BU SIRADA ISIKLAR YEDIN- Ci SES AYDINLATIR Ben Vietnam hapishanelerinde tam yirmi yi) gecirdim, Bu sienin dért yal tecrit hiicresinde gegti. Kalem, kagat ve kitap yasaktr. Moralimi yiiksek tutmak icin durma- dan sarkilar sdyleyip Kendi kendime konusuyordum Gardiyanlar deli oldugumu sandilar, ama onlare, asil eger kendi kendime konugmazsam delirecegimi sdyle- dim. Kendimi tizmemeye, hiicremi evim gibi girmeye, tupk: bir kegig gibi miinzevi bir hayat yasamak iizere in- zivaya cekildigimi diigiinmeye calisum, Kitap okuyama- chgim igin akhnm kullanmak zorundaydim. Zen medi- tasyonu bu noktada bayagh ige yaradh -insarun kendi ici- ne dénmesini saghyordu. Bu arada gizlice kamp kogul- Janyla ilgili bir rapor yazmays bagardum. Eger hapisha- nedeyken sessiz kalrsam, savagi diktatérler kazanmug olacakb. Sizinle ayn: fikirde olmayan bir insani zorla susturamayacajiniz: géstermek istedim, Hapishane du- varlar: arasinda bile miicadeleye devam ettim. Eger bu- nu biz yapmazsak kim yapacak? 7. UGUNCU SES (ERKEK): ‘Oltim tiineline giriyorsun. DORDUNCU sks (KaDIN); Lf) Bu amilardan kurtulmak istiyoruin. Benim adim Dianna Ortiz. ADAM ELIYLE BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA Di- ANNA ORTIZ ISM BELIRIR. Bu amlardan kurtulmak istiyorum. Tipki 1987'de, Amerika Birlesik Devletleri’nden Guate- mala’nin Bati Daglik Bélgesi’ne, oradaki yerli kiigtik go- cuklara Ispanyolca ve kendi dillerinde okuma yazma 8§- retmeye ve incil’in onlarin kiiltiirlerindeki yerini anlama- ya geldigim gimlerde oldugu gibi, giivenli, kendinden emin, maceraperest ve kaygisiz bir insan olmak istiyo- rum. Ancak 2 Kasim 1989'da, az énce tarif ettigim Dianna @ldii. Simdi, gu anda, otuz bir yasinda zorla kaginildigum © giinden énce yasadigim hayati zorlukla hatirlyorum. Oaun yerine, igkenceyle ilgili arilarim geliyor aklima. Bu- nun tuhaf oldugunu diigiinebilirsiniz, ama gu anda bile bana iskence edenlerin varhgani hissedebiliyos, onlann kokularmu alabiliyorum; tslamalan kulagimin iginde gin- hyor. Habrhyorum. © polisin bana tekrar tecaviiz ettigi ani hatrlyoram. Sonra cesetlerle dolu bir cukura atildim; gocuklar, er- kekler, kadinlar vardi gukurun iginde; bazilannin kafast kesilmisti ve hepsi kan revan icindeydi. Aralarindan bir~ kag. hala yagryordu. Onlann iniltiletini duyabiliyordum. Bir tanesi aglyordu. Aglayan ben miydim, yoksa bir bas- kast mu, bilmiyordum, (SESSIZLIK) Bana igkence eden adamlar adaletin kargisina hig qikerilmadilar. Bana yap- Jan igkenceden sorumlu olan Am adaleti ana ke iskenceden Amerika, adaletin kargisina Az sayida Amerikan vatandaginin bildiklerini artik ben de biliyorum: Masum bir vatandag olup da suclan- manm, sorgulanmanin ve igkence edilmenin nasil bir sey oldugunu biliyorum. Kendi hikiimetin tarafindan ada- let arayigmin ‘géithezden gelinmesinin ve yériittigin dava onlara siyasal sorunlar yaratyor diye karakterinin etkin bir gekilde ezilmesinin ne demek oldugunu biliyo- rum. Karanhikta iskenceyi beklemenin ve karanlikta ger- cei beklemenin ne demek oldugunu biliyorum. Hala bekliyorum. ADAM Evet, o bunlart biliyor. Fakat bu belaya farkanda olmadan bulastigim, kendisini uyarmadigumuzi séyleyemez, Bilme- digini soyleyemez. BESINCI SES (ERKEK) (karanligin iginden) Bunu biliyorum. ISIKLAR BESiNCI SES AYDINLATIR. ADAM BIR HARE- KET YAPAR VE EKRANDA DALAI LAMA isMi BELIRIR, Gok sayida Tibetli beni, yani Dalai Lama’y: gérmek; anne babalarirun, ailelerinin ya da erkek veya kez kardeslerinin nasil Sldiiviildiigiinden ve bizzat kendilerinin nasil isken- celere maruz. kaldhklarmdan bahsetmek icin Hindistan’a alan etmisti. Bense siirekli agladim, Bunca ac olayi dinle- dikten sonra artik géz punarlarim kurudu. Tibet’ten kotit bir haber aldigimda, dogal olarak biiyiik bir tizuntit du- yayorum. Ama yine de vazgecmenin bir anlam: yok. Ca- resizce 6fkelenmek, akh zehirlemekten, kalbi aciyla dol- 9 durmaktan ve istegi kéreltmekten bagka higbir ige yara~ maz. Hissettigimiz éfkeyi bir manbk cercevesine oturtma- hi ve kendimize insamun Szgirliige, gercege ve adalete olan temel yéneliminin eninde sonunda baskin gikacagint hatrlatmaly. UCUNCU SES (ERKEK): ‘Bunu biliyorum. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA KOIGI WA, WAMWERE iSMi BELIRIR Uganda’ya kachktan sonra bir gece, maskeli beg kigi beni yakalads, kagurah ve tekrar Kenya’ya getirdi. Bir polis ke- yakolunun bodrumuna kapatildun. Uyandigimda sularin igindeydim. Caplakbm ve biitiin bir gece boyunca o suyun iginde oturmugtum. Diganya hig gkanlmadan, o suyun iginde bir ay kadar tuttular beni. Bodrum hitcresindeki suyun yiiksekligi yaklagik 30-40 santimi buluyordu, O su- yu buz gibi dondurabiliyorlarch; 0 kadar sogutuyorlards i, delice titriyordum ve sonra birdenbire o kadar isiyor~ larch ki, sxcaktan bogulacakamus gibi oluyordum. Gin igin- de defalarca sorguya cekiliyordum. Beni catdan atmakla tehdit ediyorlardh, ADAM: Yalan séylityor. Hicbir zaman onu gatidan atmakla teh- dit etmedik. Koigi Wa Wamwere yalan séyliiyor. Evet Kenya’da dzgiirliik olmadigina dair yalan sdyledi. Ken- ya’da orman igcilerine yapilanlara dair yalan séyledi Koigi Wa Wemwere, Kenya’nin devlet tekelindeki gir- ketlerinde yapilan yolsuzluklan yazarken yalan séyledi ve iktidardakilerin agiretciligi kendi qkarlan ugruna 10 nasil kullandigindan bahsederken de yalan séyledi. O her zaman yalan séyler. Aslinda onu gergekten de gati- dan atmahymigiz. UCUNCH SES (ERKEK) Evet. Benim adim Koigi Wa Wemwere. Hapiste olmak zor is, ama hapisten kip, tekrar oraya geri dénebileceyini bi- le bile miicadeleye birakhgin yerden devam etmekten da- ha az cesaret istiyor, Ben miicadeleye devam ettim. De- vam ettim. ALTINCI SES (KADIN) (karar Hepimiz devam ettik gm ISIKLAR ALTINCISES'T AYDINLATIR. ADAM BIR HARE- KET YAPAR VE EKRANDA HINA JILANI ISM! BELIRIR, Kiigiik basanlar cok sey ifade eder. Cok sikhkla gelmez basimmiza, ama énemli olduklan bir gercektir. Bizi bir ge- yin bekledigini hissediyoruz, tiinelin sonunda bir 1sik g- riiyoruz. Ve biz bu igifi daha énce defalarca gordtik. SEKIZINCI SES (KADIN) (karanlgin iginden): Telefon galck ve ahizedeki erkek sesi, “Kim oldugunu bi- liyorum,” dedi. ISIKLAR SEKIZINCI SES (KADIN] AYDINLATIR. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA MARINA PISKLAKO- va ISMI BELIRIR ‘Adami biliyorum. Yerini biliyorum. Nerede yagadigin1 biliyorum. Ve adamlarunla birlikte gelip seni gebertece- zim.” uw ADAM: ‘Acum biliyorum, Marina Pisklakova. Nerede yasacigim biliyorum, Marina, benim Marina’m. Seni gebertecegim, Marina Pisklakova. SEKIZINCI SES (KADIN): 1993 yihnda, neredeyse kazara denebilecek gekilde, Rus- ya’deki giddet kurbanlan igin ilk yerel acil telefon agra kurdum. Oglumun bir sing arkadagi vardi ve annesi ben- den tavsiye istedi. Kocasinin takim elbisesinden bir diig- me kopmustu; kadin diigmeyi yerine cabucak dikemeyin- ce, adam bir ayakkabi kapip kacinin yiiziine patlatmist. Kadin iki hafta boyunca disans clkamamush. Bir akgam be- ni aradh, gercekten incinmigti ve aa gekiyordu, yliziintin yarisi siyahla mavi karigum bir renge biirtinmiigtii. Ona, ‘Neden onu terk edip gitmiyorsun?” diye sordum. Bana, “Nereye gideyim, Marina? Maddi agdan tamamen ona bagimbyim,” dedi. Bunun tizerine ona yardim etmem ge- rektigini diigiinmeye basladim. Ona yardum edebilecek bi- rilerini bulmahydam. iste o zaman, gidecek higbir yerin, ona yardim edecek hig kimsenin olmadigim fark ettim Bunun iizerine ben de acil telefon hatturu kurdum. Sonra da, 1997'de, yerel taciz davalanna bakan avukatlar icin yeni ve dzel bir egitim programu baslathk. TKINCI SES (KADIN): Benim adim Rana Hiiseyni. Gazeteciyim. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA RANA HU- SEYN] ISMI BELIRIR, Urdiin’de on alts yaginda bir laz, erkek kardeginin tecavii- ziine ugradigi igin namus ugruna ailesi tarafmdan dldii- rildii. Sugu aragturmaya gittigimde, kazin iki amcassyla ta- 12 nism. Tecaviize ugramak neden onun suguydu? Aile ne- den erkek kardesi cezalandirmamust:? Cevap olarak kizan, erkek kardegini bastan gkardigau sdylediler. ADAM: Erkek kardegini bastan qikards, dedik Rana Hiiseyni’ye. IKINCI SES (KADIN): Onlara, neden, diye sordum, neden sokakta milyonlarca erkek varken kuz kendi erkek kardegini bagtan gikarmay: segsin ki? Kizin ablaksrzca hareket ederek silenin serefini zedeledigini sdylediler tekrar. Aile namusunu temizleme- nin tek yolu, onu dldiirmek. Kan, namusu temizier. ADAM: Kan, namusu temizler. O kadma, gu gazeteci Rana Hiisey- ni’ye béyle sdyledik; ona aile namusunu temizlemenin tek yolunun kiz éldiirmek oldugunu séyledik. IKINCI SES (KADIN): Namus cinayetine verilen ortalama hapis cezasi sadece yedi buguk ay. Ama cinayet isieyen bu insanlann, aymu za~ manda kurban olduklarim da anlamak gerek. Eger oldiix- mezsen ailenin namusuna Jeke siirersin. Eger éldiirirsen, kehraman olursun, BESINCi SES (ERKEK) Giiney Afrika’daki Gergeklik Komisyonu’nda® dikkati- mi ceken olaganiistii geylerden biri de, savag yllannda *) Guney Afrika Gerceklik Komisyonu (The South Ajrican Truth and Reconciliati- n): Giiney Afrika ‘bang’inin en Szgiin yansimalanndan bis olan ve inda Keurulan komisyonun amacs, daha Snceki dénemlerde igenen sus- lan ortaya qkarmak ve suclulan affetmekti. Baylece Ner ki taraf da savas yil- lannda yakinlanna neler yapileigim Ogrensbllecek, Komisyona bagvurup agi Jama yapanlar hakkandayés higbir yasaliglem yaptimayactlen. (gm) 13 en air kayiplan veren insanlardan, belki de acrmasizca, intikam gehvetiyle katledilen insanlardan kaguun olan- Jari unutmaya hazir olduguydu. Askerler, siyahlara kar- gr izlenen apartheid politikasina karg: gésteri yapan yi rliyiigciiler tizerine ates acarak bir katliam gerceklestir- diler ve bu katliam sonucunda yirmi kisi éldii, pek cok kisi de yaralandi. Cok sayida insanin sevdiklerini kay- bettigine dair haber aldik. Biri beyaz, tigi siyah, dort memur geldi BESINCI SES (Konugmastna devam eder): Beyaz olan, “Askerlere ates acma emrini biz verdik,” de- di, Aramuzdaki gerilim o kadar asikardi ki, neredeyse bi- gakla kesilebilirdi. Sonra izleyicilere déniip, “Liitfen, dizi bagislayin. Ve liitfen, bu meslektaglarmm: aranuza tekrar kabul edin,” dedi. Ve o son derece kizgm izleyici toplulu- gu, kulaklan sajar eden bir allkag kopardh, Inanslmaz bir andi, Ben de dedim ki, “Sesiz olalm, giinkii su anda kut- sal bir olaya tanikhik ediyoruz.” (SESSIZLIK) Benim acim Desmond Tutu, ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA BASPISKO- POS DESMOND TUTU ISMI BELIRIR. Ben yapmam gerekeni yaptim. Baska ne yapsam kil tach verirdi, Baska tiirlii bir hayat yagamak, yalan bir hayat ya~ samak anlanuna gelirdi. Bu miicadelenin icinde daha az dikkat cekecek bir pozisyonda olabilirdim. Yeremya pey- gamber gibi, Tanri beni de ensemden yakaladi. Benim ‘Tanrim ben diisiince, “Hah! Yakaladim seni!” demez. Ha yu, benim Tanrim, “Ayaga kali,” der. Kalktigumizda iize rimizdeki tozu topragi silkeler ve “Tekrar dene,” der. Be nim Tanrum, “Tekrar dene,” der. 14 DORDUNCU SES (KADIN): Nadiren rastlanan, Cok nadiren rastlanan, Bir sey var orada. ALTINCI SES (KADIN). Bir igik var orada Tiinelin sonunda gk var DORDUNCU SES (KADIN): Nadiren rastlanan Ousigi daha énce pek gok kez gormiistik. BIRINCi SES (ERKEK): Benim adm Muhammed Yunus. Yoksullara kredi sagla- mak amactyla Grameen programins baglattum. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA MUHAM- MED YUNUS ISMI BELIRIR, Ozel bir bilgi ve beceriye sahip olmayan yoksul kadin- lara higbir yardimy dokunmayan azicik krediler ver- mekte israr eden hiikiimet yetkilileri tarafndan sik sik elestirildik. Onlar gelisim ve kalkinma olmasi igin bi yiik altyapi projelerine milyonlarca dolar yatmilmas: ge- rektigini séyliiyorlar. Ama ben gercek diinyada, gercek insanlarla galigryorum. Ustelik bu gergek diinyada bir kadin, bankadan otuz bes dolarhik kredi alacagi giinden bir Snceki gece, o borcu gergekten geri édeyip ddeyeme- ramen Bankas:: Prof. Muhammed Yunus tarafindan 1976 yahnda Bangla ddeg'te, yoksul kadinlan girigimel yapmak amacryla 27 dolar sermeyeyle kuru. Jan, bugiin 81 Glkede fealiyet gosteren ve yoksullukla micadelede mikrokred i kullanan banka. (1) 1s yece8i konusunda bir karar vermek icin sabaha kadar géziinii kirpmuyor. Ya da bagina korkung bir sey gelme- sinden korkuyor. Sonunda bankadan paray: aldhginda onu sikica tutuyor, igine bir irperti yerlesiyor, gdzyasla- ni yanaklarindan siiziiliiyor ve kendisine bu kadar cok parayi emanet edecek kadar giivendigimize inanarm- yor. Otuz bes dolar! Ardindan, borcunun ilk taksitini Sdemek igin ugragsyor, sonra ikincisini ve bu gekilde el- li hafta gegiyor; her hafta cesareti biraz daha yerine ge- liyor. Sonuncu taksiti de édedifinde ise, bagardim, diye- biliyor. Bagarisims kutlamak istiyor. Tek baganisi taksitle- sini tamamlamak degil. Onceden kendisini bir hig ola- rak gériiyor ve gergekten de hayatim bir higmis gibi ya- siyordu. Simdiyse ayaga kalkip, “Ben de yapabiliyo- yum, Kendi kendime yasayabiliyorum,” diye baghrarak, neredeyse biitiin diinyaya meydan okuyabilir. Kendi ayaklarnin tizerinde durabilecegini kanutlayabilir. HINCT SES (KADIN): Cesaret bir tek sesle baslar Biz yapmamuz gereken seyi yaptk Bunun diginda ne yapsak agzimuzda kil tad brakardh, SBKIZINCI SES (KADIN) (karanligin iginden): Benim adum Julie Dogbadzi. 1K SEKIZINCI SES AYDINLATIR, ADAM BIR HARE- KET YAPAR VE EKRANDA JULJE.DOGBADZI ISMI BELIRIR, Ben Gana‘hyim. Hig okula gitmedim. Sekiz yagumday- ken, annemle babam beni bir tapmaga génderdiler. Ora- da on yedi yil boyunca sapkin bir rahibe kélelik ettim. Biytikbabamun onlardan iki dolar gald\gim iddia ediyor- 16 lard:, Ailemdeki insanlar dlmeye baslayinca, bir kahin bu dliimlere bir son vermek istiyorsak, tanrilann dfkesi- ni yatigirmak amaciyla aileden kiigiik bir kiz gocugunun tapinaga génderilmesi gerektigini sdyledi, Biiyiikbaba- mun dltimiinden hemen sonra dogdugum igin, ben kur- ban edildim. Tapimakta, dérdii kad, sekizi gocuk, on iki kisi tek odah, saman gatil bir kuliibede yagryorduk. Ku- ibe topraktan yapilmusti, Penceresi ve kapisi yoktu. ige- ni yagmur sulan ve yilanlar girerdi, Cat algakt, kafala- nmuzdan biraz yiiksekteydi ve hep birlikte yerdeki bir hasinn iizerinde uyurduk. Tapmakta gegen her gin bir- birinin kopyasiydu: Sabah beste kalkardiniz, bes kilomet- re Gtedeki nehre gider, biitiin tapinaga yetecek kadar suyla dénerdiniz, etraf siiptiriircimiiz, rahip igin yemek hazurlardimiz, siz hicbir sey yemezdiniz, ciftlige giderdi- niz, orada akgam alya kadar calgirdmuz, sonra yemek yemeden ya da arta kalan yemoklerden dahi bir seyler atstramadan uyumak igin tekrar kulibeye dénerdiniz. Geceleri rahip bizlerden birini odasina gain ve wzumu- za gecerdi. ilk zuma gecildiginde on iki yagindaydim Hayatinm degistirmek icin bir seyler yapmak zorunday- dim, Defalarca kagtim. lik kaghgjimda, annemle babama gittim, ama onlar beni saklamaktan korktular, Eger beni saklarlarsa, tanrilarm gazabina ugrayacaklarini séyledi- lor. Beni rahibe geri gétiirdiiler. Hayzr, dedim kendi ken- dime. Aym seyleri bir daha yasamayacagym. Kendimi ve diger kadmlar kurtarmanin bir yolunu bulmabydim. Bir gin, Uluslararasi Ihtiyaclar Orgiitii adi verilen, kar amaci giitmeyen bir organizasyonun Gana subesinden dir adam, rahiple konusmak icin tapmaga geldi. Bu be- nim kurtulug firsatumda. Nasil oldugunu ben de bilmiyo- rum ama, aniden kendime giivenim geldi ve biitiin kor- kum gecti. Surtuma bagladigim yeni dogmug bebegim ve 7 kucagimda bilyiik gocugum Wonder'la birlikte galilann arasina dalip kagtum. Ben kacmay: bagardigim igin, diger kadunlarin korku- Jann yenmelerine yardim etmek amaciyla onlara kendi nikayemi anlahyorum. Yaphgim sey teblikeli, ama iyi bir amac ugruna élmeye haziun. Diger kizlann ve kadinla~ nn aksine, Trokosi sisteminin icime agiladig: 0 korkuya yendim, Bu benim silahum. Bu hala benim silahum, YEDINCI SES (ERKEK): Benim adim Elie Wiesel. ADAM BIR HARSKET YAPAR VE EXRANDA ELIE WI- eSEL ISMi BELIRIR. Giigstizleri ve kiiclikleri severim. Bu nedenle, yazdigim her kitapta daima bir cocuk ve yash bir adam varduy, da- ima. Giinkii onlar devlet ve toplum tarafindan cok ihmal edilirler. Ben de onlara barmacak bir yer veririm. Gtint- miiz gocuklarimin bizim seslerimize ihtiyaclant oldugunu diigtiniiyorum. Geride biralalan insanlara bir sey borclw: yum. Umarim, benim gecmigim sizin cocuklanmizin ge- lecegi olmaz. UCUNCH SES (ERKEK): ‘Eskiden birtakam Korayucularimiz vardi. Eger daha bii- yiik bir tehlike altnda olsaychm, yine ayn seyleri yapar muydim? Bilmiyorum. Dogustan cesur oldugumu séyle- yemem. Ashnda normal biriyimdir ve tehlikeden olabildi- Hince wzak durmaya gahiginm. Ama adalete yiirekten bag- hyimdar. Sonucta, gisterdigim cesaret her ne idiyse, ashn- da korkarak nasil yasanacafani 6grenme yolunda bir alas frmaydz. Bir siire sonra gézlerim tehlikeyi gérmez oldu; tupka bir cerrahun kan gérmeye aligmas: gibi. 18 Evet, Elbette. $u Silili avukat. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA JOSE 2A- LAQUETT 1SMI BELIRIR. $u darbeden sonra mahkdmlann savunmasim: drgiitleyen avukat. Kimsenin gidemedigi toplama kamplanina giren avukat. iki kez hapse uktigumuz avukat. Zalaquett. BESINCI SES (ERKEK): Benim adim Martin O'Brien. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA MARTIN OREIN IsMi BELIRIR, BESINCI SES (ERKEK), Miicadeleye katidigum zaman on iki yagmdaydim. Bir grup insan evimizin kapisim galip, “Martin O’Brein, sid- dete karg: yapilacak bir bang yiiriiyiigiine katilmak ister misin?” diye sordular. “Tabii katurum,” dedim. Fakat son- ra korktugumu hatirhyorum. Yiiriiytigciilerden bazilanina tuglalar ve gigelerle saldanldi, bazisi dayak yedi. Yine de her hafta sonu Kuzey Irlanda’run degigik bélgelerinde gésteri yiiriiyiislerine devam ettik ve bu eylemlerden Ba- ng Insanlan adi verilen popitler bir hareket dogdu. En ko- tii gey duyarsizhktur; adaletsizligi gore gére aylakca otur- mak ve adaleti saglamak igin higbir sey yapmamaktx. Korkuyla yagarsan seni korkutmak isteyen insanlarm eli- ne koz vermis olursun. Ve bunu yapmaktansa, vakitsiz 6l- mek daha iyidix. ADAM: Vakitsiz dlmek daha iyidir. Tipla Fauzinda Kassinja gibi Kassinja da vakiisiz 6lmek istedi. 19. ADAM SIR HAREKFT YAPAR VE EKRANDA FAUZINDA KASSINJFA ISMI BELIRIR. ALTINCI SES (KADIN): Yapamazdum. O adamla evienemezdim. Ben on yedi ya- gandaydim, adamsa kirk bes yagindayci ve zaten tig kan- si varch, Ama teyzem, “Su anda onu sevmedigini biliyo- rum, ama kekiye oldugun zaman onu sevmeyi dgrenecek- sin. Yar, kakiya giinii,” dedi. Bunun tizerine ben kxz kar- desimin yardumuyla Tongo’dan kactum, sahte bir pasaport- la Amerika Birlesik Devietleri‘ne girmeyi basarcim. Ne- werk Havaatancndakt gigmennemuruna siyasi sigma hakki istedigimi séyledim ve bagima ne geldiyse her seyi anlattim. Ashnda tam olarak her geyi denemez, clinkii ya- gadiklanm hakikaten cok utang vericiydi. Ona kakiya’dar bahsetmedim, giinkii muhtemelen anlamayacakt. Sigin- ma hakke alip almayacagim, yargicin verecegi karara bag- bydi ve yargis, “Hapse gireceksin,” dedi. Feryat etmeye basladim. Hicbir sey yapmamustim ki, neden beni hapse auyyorlards? Sonunda beni kelepceye vurdular. New Jer sey’deki tutukevinde Cecelia Jeffrey adinda bir baska mahkdmla tanighm. Bana kendi kaziymugun gibi davran- ci. Geceleri beni yatagama yabnp tistiimi: Grierdi. Cok hasta oldugum halde bana ilag vermediler. Madem éle- cektim, niye tilkeme geri dénmiiyordum ki? Ama Cecelia, *Sen.delirdin mi, Fauziya? Déniince neler olacagim bili- yor musun? Biliyor musun?” dedi DORDUNCU SES (KADIN): Cok kétii zamanlarda bile, Gok kétii zamanlarda bile, bagkalaram korumak icin direnen insanlar vard; bagkalarim korumak igin direnen en azindan bir kisi vards. 20 BESINCI SES ERKEK): Bu diinyaya yalnizea bir kez gelirsin. Ve cesaret, tek bir sesle baglar. DORDUNCU SES (KADIN): Béyie zamanlarda baskalannt korumak icin direnea en azindan bir kiginin-oldugunu bilin, ALTINCI SES (KADIN): “Sen delirdin mi, Fauziya?” dedi. ‘“Togo'ya mi dénmek is- tiyorsun?” Ertesi giin Cecelia yikanurken beni cagard: Kargima gegip bacaklanmi ayirch ve apigarasim géstere- rek, “lyi bak! Senin bagma da bunun gelmesi icin mi dé- neceksin oraya?” dedi. Ne girdiigiimii bilmiyordum “Bunun ne oldugunu biliyor musun?” diye sordu. Bilmiyordum. Kadin organina benzemiyordu. Higbir ge- ye benzemiyordu. Tipki aveumun ayasi gibi diimdtiz bir geydi. Ve gérebildiginiz tek sey bir yara iziydi, dikig izi gibi. Bir de kiigiik bir delik. Hepsi bu, vajina dudak- lan yok, higbir gey yok. Cecelia da kakiya olmustu. “Boy- le mi yagiyorsun?” diye sordum. "Hayatun boyunca béyle yasadim. Onu her gértisiimde a¥larum. Icimden aglarm. Her gériigiimde kendimi zayrf ve yenilmis his- sederim,” dedi. Cecelia'ya baktum ve yeryiiziinde yasayan en giiclii ka~ dint gérdiim. Gergekten de ona digaridan baknginizda aca gektigini séyleyemezdiniz. Hayatta gérdiigiim en sevgi dol insandir. Orada kalmamu sagladi. Vazgecmeyip, da~ vami kazanmamu saglad.. SEKIZINCI SES (KADIN) Benim adim Kek Galabru. Ben Kambocyalzy:m. 21 ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA DR. KEK GALABRU ISMi BELIRIR, Bunu biliyoram. Bizim icin bavullanmuai toplayip bir ucaga atlamak ve bir daha ardumiza bakinamak kolay ola- bilirdi, Ama biz, “Bunu yapamayiz, onlar bize giiveniyor- Jay,” dedik. Biri bizi gérmeye gelip, "ger siz burada ol- masaydiuz dlirdiim, bundan eminim,” dediginde, icimiz daha da biiyiik bir enerjiyle doluyor. Sadece bir tek insart pile kurtarabilsek, bizim igin zaferdin. DORDUNCU SES (KADIN): Gok nadiren rastlanan Ogg daha once pek cok kez gérmiigtik. ADAM: Gérmisler miydi? O igif gercekten pek cok kez géx- miigler miydi? Peki, gercekte kag 1gik gérmiiglerdi? Ka hayat kurtarmuslardi gercekten? Cok nadiren gérdiiler 0 agi, bunu biliyorlar: Karanhkta iskenceyi beklemenin, Karanbkta gerce®i beklemenin ne anlama geldigini bili- yorlar. Oliim tiineline girmenin ne oldugunu biliyorlar. ‘Yasadaklar: bu Anan, son anlan olabilecegini biliyorlar. is- te korktuklan sey, gergekten korktuklan sey bu: Kimse- nin onlari umursamamas1, kimsenin feryatlarina kulak vermemesi, insanlarin onlar unutmasi, insanlann tele- vizyonda izledikleri seylerin kendilerini ilgilendirmedi- Bini sdylemeleri ve akgam yemeklerini yiyip uyumalart Insanlarm musi rrugil uyumasi. Onlarin bildigi ve kork- tugu sey bu. 3 milyar insanin yoksulluk iginde yasadigi- ni ve her giin 40 bin cocugun dnlenebilir hastalsKlardan dolay: dIdiZiini biliyorlar. Diinyarun tamamn tiketim mallarma ve cesitli hizmetlere 24 tilyon dolarhk harca- 22 ma yaparken, bu gezegende hayatim 1 dolardan daha az bir giindelik gelirle siirdiiren’1.3 milyar insaran yasadi- gor biliyorlar. Diinyanin en zengin 3 insarunin sahip ol- dugu servetin, en fakir 48 tikenin milli hasilasirun topla- mint agin biliyorlar. Ve bu durum tek bir insanm, son- ra bir baskasmin ve sonra bir digerinin hayatm kurtar- makla deBismeyecek. Higbir zaman, higbir sey degigme- yecek, iste, onlarm korktuklan sey bu: hig kimsenin olanlan gergekten umursamamas. DORDUNCU SES (ERKEK): Benim adim Oscar Arias Sanchez. Ve ben, olup bitenleri umursuyorum, ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA OSCAR ARIAS SANCHEZ ism BELIRIR, Askeri harcamalar sadece bir tiiketim cilgmhgi degildir; aksine, medeniyetimizin éncelikleri konusunda gok bi- yiik bir carpikhgr temsil eder: insani gelisime harcanabile- cegi yerde, lim araglanmna, insanlar dldtirmek iizere ta- sarlannyg silahlara ve savaggilara her yil 780 milyar dolar yatinm yapilyor. Eger bu paranin sadece yiizde 5'ini ge- Jecek on yal boyunca yoksulluk-kargitt programlara kana- lize etseydik, diinya niifusunun tamam temel dizeydeki sosyal hizmetlerden yararlanabilirdi, Diinyadaki yoksul insanlarin okullara ve doktorlara ihtiyac var, silehlara ve generallere degil. Oliimle hayat arasimda béylesine bir miicadelenin hikkiim siirdiigii bir diinyada, hayatlarmiat nasil yénlendirecegimiz ve nasil insanlar olmak istedigi- miz konusunda verecegimiz kararlarin nemli sonuglan var. Bu balamda, birilerinin hayatmn tarafinda saf tutma- si gerektiZi agktr. ADAM: Evet, tabii, Kuskusuz dyle. Dinnyadaki yoksul insanlann ihtiyaglan var. Peki ama, kimin umurunda onlari ihti- yaslan? SESLERL AYDINLATAN ISIKLAR, SAHNEDE SADECE ADAM GORUNECEK $SKILDE YAVASCA SONER, Kimin umurunda? ISIKLAR UGUNCU SES'I AYDINLATIR. 'UNCU SES (ERKEK): (© giimlerde, ormanda kehp, Birmanya kéyliilerinin siir- diigii korkung hayatlan gézlemliyordum. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE BKRANDA KA HSAW wa isMi BELIRIR. Sabahleyin kéyliiler gapalarmu ve sepetlerini ap asker- ler igin bir yapi inga etmeye zorlandilar. Onlara bu ig igin hig para ddenmedi. Ben de bes giinliik uzakliktaki baska bir kéye ytirlidiim ve orada uzunea bir sire kal- dum. iste bu olay hayatum: degistirdi. Roportaj vermeye kimse yanasmuyordu, ben de herkesle konugarak gortig- tim. Bir grup asker tarafindan kendisiyle cinsel iligkiye girmeye zorlandig: icin intihar eden bir oglanmn anne- siyle konustum. Oglan utancindan kendini dldiirmiigtit Anne korkung bir keder igindeydi. Igte o zaman bu in- sanlar ujgruna miicadele etmeye karar verdim. Baglan- gista calisacak ne kalemim ne de ‘Kagidhm ‘vardi, Dire- nig¢i halk bana bu tir olaylar her zaman oldugunu, béyle seyleri kimsenin umursamadigini ve silahlanm kugamp savasmam gerektigini sdyledi. Ama ben tantk- larm ifadeleri iizerine calismaya, elimden geldigi kadar 24 sok hikaye dinlemeye karar verdim. Cok fakirdik. Ken- dimi vurmak istedigim, hig suyun olmadga ve ig pi- ring yemek zorunda kaldagimuz zamanlar oldu. Askerler atesi gérir Korkusuyla yemek pisiremezdik. Yagmur mevsiminde hayat cok cetin olurdu. Tepeler cok soguk- tu ve tizerimize drtecek tek gey plastik bir cargafti. Yer- deki siiliiklerdéi"Kurtulmak igin hamaklar germemize sagmen sabah agaclardan diigen siiliklerin kanmmizt emdigini fark ederdik. Ama hikayeleri toplamaya de- vam ettik. Sonunda Fransa’dan bir kadmla tanighk ve kadin bize kagit alip yazdiklarmazi postalayabilmemiz icin para verdi. Nihayet bir geyler yapabilecegimiz icin sok sevindim. Eski smi arkadaslarunin birsogu ABD’de doktora yapryorlar simdi. Buraya zengin déniiyorlar. Kendi kendime, “Ben ne yapryorum?" diyorum. Sahsi- ma 6zel hicbir sey kazanmuyorum ve kéyliilerin shrabi- mi hafifletecek bir geyler yapryormugum gibi de gériin- miiyor. Bir giin, bagka bir konu iizerine galisan bir bas- ka insan haklar Srgiitiine gittim. Orada, tizerinde cok ugrashgumz bir belgenin cdp kutusuna atilmig oldugu- nu gordiim. O kagnt parcasint postalamak ve insanlarm cektigi aclan belgelemek o kadar zordu ki. igte 0 kagut pargasi dylece burusturulup gépe atilmisty. ADAM: Ka Hsaw Wa. Birmanyah. Evet. Gok tiziildi. Bu dogru, Ama biz ona yaptiklarmin bir ige yaramayacagim: sdyle- mistik. Ona hayatam boga harcadigam séylemistik, Kimse- nin onu umursamadiguu séylemistik. CUNCU SES (ERKEK) Cok iiziildiim. Ama yine de vazgegemem. Eger stim dé- niip gidersem, cliye dtigitndtim, bu igi kim yapacak? Cesa- 25 ret mi? Cesaretin gligten mi, yoksa acidan mu kaynaklan- cigira bilmiyorum, ADAM: Hig kimse onu dinlemedi ve hic kimse onu umursamads. BIRINCI SES (ERKEK) (keranhigin iginden) Benim adim Kailash Satyarthi. ISIKLAR BIRINCI SES'T AYDINLATIR. ADAM BIR HARE KET YAPAR VE EKRANDA KAILASH SATYARTHI iSMi BELI- RR Bes ya da alts yaglarmdayken, okula gidecegim o ilk giin, okul kapiei Sniinde oturan bir ayakkabi tamircisiyle oglu- nu gérdiim. Cocuklann ayakkabilanm silip cilalryorlards. Okulun kapisindan girer girmez igim bityiik bir nege ve muthdukla doldu. Yeni kitaplanm, yeni bir cantam, yeni Jayafetlerim, yeni Snliigiim vard:, her geyim yeniydi. Son- 1a 0 gocugu grdiim ve bir siireligine durakladim, giinktt bildigim kadanyla, ya da hissettigim kadanyla, béyle bir gorlintiiye ilk kez rasthyordum ve akhma bir gey takalds; neden benim yasimda bir cocuk oturup benim gibi cocuk- Jann ayakkabilarm: cilahyordu ve o bunu yaparken’ ben okula gidiyordum? Sonra bu sorayu cocuga sormak iste- dim, ama buna cesaret edemedigim igin okula girdim. Ka- pida égretmenim beni kargtladi ve her ne kadar kalbimde sormam gerektigini hala hissediyor olsam da, bu soruyu. agretmenime de soramadim, fakat aradan bir-iki saat gec- tikten sonra biitiin cesaretimi toplayip, dgretmenime, be- nimle aynt yastaki bu cocugun neden kapmin éniinde oturup ayakkabi cilaladygani sordum. O da bana garip bir ifadeyle bakarak, “Sordugun seye bak! Buraya ders calig- maya geldin, byle gereksiz sorularla kafa titiilemeye de- 26 gil. Bunlar seni ilgilendirmez,” dedi. Biraz kizmugtim. Bu sorulan eve gidip anneme sormaliyim, diye diigiindtim ve anneme sordum. Annem, "Ah, senin gormediin, cali- gan daha pek cok cocuk var. Bu onlann kaderi. Onlar fa- Kir insanlar, Cabsmak zorundalar,” dedi. Ama bir gin, ayakkabi tamircisi gocugun babasma gidip, "Bu ofan her giin gériiyorum. Size bir gey soracafimn. Neden gocu- gunuzu okula gondermiyorsunuz? Neden ben okula gi- derken 0 gitmiyor? Ustelik o da benimle ayn yagta, o da bes-altt yaslarinda,” dedim. Bunun iizerine baba yiiziime bakh, birkag dakika cevap veremedi. Sonra sakin, ama giiclit bir ses tonuyla cevap verdi soruma. “Ben alt taba~ kadan bir insanum ve bizler galigmak igin dogariz,”" dedi ‘Ama ben eden bazi insanlanin galigmak igin, bazilarmnin- sa okula gitmek’icin dogduklarim anlayamadim, Neden béyle oluyordu? Bu durum icimden biraz isyan etmeme yol acti, giinkii bu soruma cevap verebilecek kimseyi bu- lamuyordum. Kime sormahydim? Ofretmenim cevap ver~ memisti. Hig kimse tatmin edlici bir cevap vermemisti. Bu soruyu yillarca kalbimde tagidim. Simdi de, bu konu iizerine cabyorum. Bu konu ve baska konular iizerine. Yalmizca Hindistan’da 5 milyon socuk esaret icine dofuyor. Al yasinda, yedi yaginda kii- Glick gocuklar giinde 14 saat caligmaya zorlantyorlay. Eger anne babalarim isteyip aglarlarsa, sila bir dayak yi- yorlar, bazen bas asajq aaclara asiliyor, kizgin demirlerle daglamiyorlar, iizerlerinde sigara séndiiriiltiyor. Onlar, kurtulmaya yasakli mahktimlar. Ve ihracatm gelismesine paralel olarak bu cocuklanin da sayist gittikce aryor. Ha~ hh thracati arttikga, esaret altindaki gocuklarin sayisi kat be kat arhyor. Bu nedenle, titketici kampanyalar yliriittiyo- raz. Daha gok, dogrudan eylemler yapryoruz: Bu gocukla- nin serbest kalip ailelerine dénmeleri igin igyerlerine ani 7 baskinlar diizenliyoruz. Aynica, egitimlerini tarnamiayip eski sagliklarina kavusmalarim saffhyoruz. Ama esas ig, onlara ézgiirliiklerini geri verdiginizde baghyor. ilk gore- vimiz, onlan yeniden normal cocukluklarina déndiirmek. Mesela, Nagasuy’'u ele alalum; kagmayi denemig on dért yaginda bir olan. Sahibinin kim oldugunu bilsin diye Jazgin demir cubuklarla upk: bir hayvan gibi daglanmis. Konugma yetenegini kaybetmis ve bu yiizden basa ge- len higbir olay: kimseye anlatamamus. Bize onun hikayesi- ni anlatanlar, onun mahalle arkadagi olan baska gocuklar. BESINCI SES (ERKEK) (karantigin iginden): Sesimizi duyurmak gok zordu. YEDINCI SES (ERKEK) (karanhigin iginden): Biz Filistinliler. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA RAI $O- URAM! ISMi BELIRIR. ISIKLAR YEDINCI SES'] AYDINLA- TR ikinci smuf bir hayata terk edilmis, neredeyse unutul- mug bir halkaz. Hig kimse bariga -saclece barisa-, zuléim grmiig insanlardan daha fazia ihtiyag duyamaz, BESINCI SES (ERKEK) (karanligin iginden): Gézaltnda kaybolaniann hepsi kéylillerdi, ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA FRANCIS- ‘COSOBERON isha BELIRIR.ISIKLAR BESINC! SES‘ AYDIN- LAT. And daglarinda yagayan kéylilerin ana dili ispanyolca degil, Quechua dilidir. Onlara ikinci suf vatandaglar gé- ziiyle bakulr ve bu nedenle kale alnmaziar. 28 BESINCI SES (ERKEK): Bir mahkim igin unutuldugunu hissetmekten daha agar bir duygu yoktur, Bu nedenle, iskenceci genellikle mah- k@mun direncini krmak igin bu yola bagvurur ve ona, bi- lirsiniz iste, kimsenin umurunda olmadig tlirunden laflar eder. UGUNCU SES (ERKEK) (karanhgin iginden): Harekete dahil olan diger insanlar, bizim nerede yagad- gimuz: ya da bizim icin hangi insanlanin Srgiitlendigini bilmezlerdi. Béylelikle, diyelim bir aktivist, Polonya gizli polisi tarafmdan yakalandaganda, o kisinin bagka- Jan ve yapilanlar hakkinda olabildigince az gey bilmesi saglanirdi. ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA ZBIGNIEW BUJAK iSMi BELIRIR. IgIKLAR UGUNCU SES'I AYDINLATIR Silayénetim ilan edildikten sonraki ilk gece bir manastir= da kaldim; sonra, ertesi gin, dzel bir apartman katina ta- sindum. Dairenin pencerelerinden, birbiri ardindan tersa- neye giren tanklan gérebiliyordum. Onlara katihp katl- mamamuz gerektigini anlamak tizere, tersane iginde Da- yamugma’ hareketine bagi grev komitesinden insanlarla baglanta kurmay: bagarmistik, fakat onlar liderlerin farkh yerlere dagilip saklanmasi gerektigini éne siirdiiler. Bir mithendis tiniformast aldum ve treni Vargova'ya geri siir- diim. Her ay bagka bir eve tagimmak ve gériinisiimiizit degistirmek zorundaydik. Tamamen yabancilarin yagadi- 1 apartmanlara tagmup onlara giivenmek zorundaydik. Baslarda insanlarm bizi ele vereceginden korkmustuk. Bagimiza konulan édiil cok biiyiiktii: 20 bin dolar ve Po- lonya’dan ayrilmak icin siiresiz vize. Ama sadece bir kez ihanete ugrachk . 29 UXINCI SES (KADIN) (karanhgin iginden): Insanlara giivendik. Ve sadece bir kez thanete ugradik. ALTINCI SES (KADIN) (karaniigin iginden): Umudumuzu kaybetme hakkina sahip defiliz, YEDINCI SES (karanligin iginden): Bunu biz yapmazsak kim yapacak? Benim adim Bobby Muller. ISIKLAR YEDINC SES! AYDINLATIR. ADAM BIR HARE- KET YAPAR VE EKRANDA BOBBY MULLER ISMi BELIRIR. Kara maymlarina kargi yiiriittiigiimtiz galigmalar icin No- bel Bang Odiilii aldigumizda kafamin tasim gercekten at- toran seylerden biri de, medyarin bu konuyu, insanlara kendilerini iyi hissettirmek amaciyla romantize ederek sunuguydu. Hepsi zirvabk. insanlar uluslararasi bir ant- Jasma imzalandiga igin bu igin artik bittigini, gdrevin ta- marnlandigm: diigiintiyorlar. Suraya bak, hayatlarimizi aci ve isbrabin derin umutsuzlugundan fazlasiyla yalitil- mus bir gekilde yasryoruz. iste bu nedenle, kanunlarin pe- gine diigiip onlart hayata gecirme geregine; diimyada bag- ka soykirmlara, Kambocya'lara ya da Ruanda’lara izin vermememiz gerektigine giddetle inamyorum. Diinya halklan, bu tiirden bir tavra géz yumularnayacaguu sdy- lemek zorunda. Giinkii eger biz géz yumarsak, kétiliige serpilip yeserecegi bir zemin sunmus ve y:kim tohurnlan- mu ekmig oluruz. Sonra giiniin birinde bakarsimiz ki, bu gil ginbk kendi siurlarm agip sizin mahallenize girivermis. BESINCI SES (ERKEK): Benim adun Bruce Harris. 30 ADAM BIR HAREKET YAPAR VE EKRANDA BRUCE HARRIS ISMi BELIRIR Guatemala’daki Casa Alianza‘da yapmaya gahsugumiz sey, cocuklara cocukluklanni geri vermektir —tabii efer bunu yapmak igin cok geg olmamugsa. Bu cahgmaya ¢o- cuklara sadece yiyecek ve barinak temin ederek basladik ama bu olguniasmamus, naif bir cabayd:. Durmadan Bre- zilyali bir rahibin séyledigi sézler geliyordu akima: “Ag- Jan besledijgim zaman bana kahraman diyorlay; bu insan- Jann neden ag oldugunu sordugum zemansa komiinist.” Alan beslemek yiice bir girev, ama yardim amach bir kurum olarak bizler, bu cocuKlanin neden ag olduklarin, ve neden taciz edilip éldiirlildiiklerini soracak kadar ze- kiydik. Bu nedenle mevcut duruma, Guatemala’da yillar- chr sitregelen bu diizene meydan okuyarak, efer bir adam silahh ve tiniformahysa cinayet sugundan pacayi siyuir zannina meydan okuyarak, polislerin neden sokak gocuk- lanmi éldiirdiigii konusunda bir sorusturma baslatmak lizere israr ettik. Cok gecmeden de hakaret ielefonlan ve him tehditleri almaya basladik. Ta ki bir giin... giin orta- sinda, pencereleri karartilmus, plakaswz bir BMW, Guate- mala City’nin ortasindaki kriz merkezine, buraya, Cove- nant House’un kapisina yanagana kadar. Arabadan inen tig adam, Bruce Harris burada mu, diyerek beni sordular ve “Onu gebertmeye geldik,” dediler. Koruma gorevlisi benim orada olmadigimu séylediginde, araclarmna geri dé- niip sokagin agagisina geldiler ve makineli tiifeklerle mer- keze ates actilar. Béyle bir olay oldugunda genellikle po- lis gagnihr, biz de dyle yapk. Zaten, bu olayin en komik olan tarafi, polisi aramamuzdh. Polis gabucak geldi ve bii- tiin mermi kovanlanm. toplayip gétiirdii. Biitiin kamitlant temizlediler. Bu da bizim ne kadar naif oldugumuzu gés-

You might also like