Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 3

GENEL KAVRAMLAR

 Devlet, toplum üzerinde zor kullanma gücünü elinde tutan merkezileşmiş bir siyasal
örgütlenmedir.
 Bütün bu kapsayıcılığına rağmen, insablık tarihinin çok büyük bir kısmında devlet yoktu: ilk
devletler, yüzbinlerce yıllık insanlık tarihinin son 5300 yılı içinde ortaya çıktı.
 Günümüz batı dillerinde devleti ifade eden state, etat, staat, stato gibi terimler Latince
hal/durum anlamına gelen status sözcüğünden türetilmiş ve 16. yüzyıldan itibaren kullanılmaya
başlanmıştır.

İKTİDAR
 İktidarın yaygın tanımlarından biri, başkalarının davranışlarını etkileyebilme ve kontrol edebilme
yeteneğidir.
 Böylesi ilişki biçimleri en küçük topluluklarda, hatta yalnızca 2 kişi arasında bile görülür. Bunun
nedeni, ne kadar küçük olursa olsun, her tür insan grubunda, grubun tümü için geçerli kararlar
alma, bu kararları uygulamave çıkabilecek uyuşmazlıkları çözme gereksiniminin bulunmasıdır. Bu
gereksinim, anne, baba ve çocuktan oluşan üç kişilik bir ailede de, iki elemanı bulunan iş yerinde
de ortaya çıkar.
 Birdençok kişinin bir araya geldiği, az çok süreklilik arz eden bütün insan topluluklarında söz
konusu gereksinimin ortaya çıkması, bu gereksinimi karşılayacak bir otoritenin de ortaya
çıkmasını gerektirmiştir.

OTORİTE
 Başkalarını belirli yönde davranmaya zorlama kapasitesine sahip kişilerotorite olarak adlandırılır.
 Otoriteleri ikiye ayırmak gerekir: birinci durumda, otorite ilgili topluluk tarafından onaylanır,
meşru görülür. Toplumun değerler sistemi ve hukuk kuralları bu otoriteyi tanır. İkinci durumda,
topluluk tarafından onaylanmayan, toplumun değerler sisteminin uyulmasını zorunlu kılmadığı
otoriteler söz konusudur. Her iki durumda da eşitsizlikçi bir ilişki bulunmakla birlikte yalnızca
birinci durumdaki otorite iktidar olarak adlandırılır.
 “iktidar, ancak ona sahip olan kişinin emirler vermek, buyurmak ve kendisine boyun eğilmesini
talep etmek hakkına sahip olması halinde vardır. O halde, iktidarın var olabilmesi için herhangi
bir topluluğun kültür sistemince, ‘otoriteler’ diye nitelenen bazı kişilere boyun eğme
zorunluluğunun yülenmiş olması ve böylece eşitlikçi olmayan ilişkilerin resmen kurulmuş olması
gerekir.
 Toplumun değerler sistemi ve hukuk düzeni, bütün bu otoritelerin gücünü onaylamış, onları
belirli konularda iktidar sahibi kılmıştır.

SİYASAL İKTİDAR
 Toplumun bütünü düzeyinde ortaya çıkan iktidar, siyasal iktidar olarak adlandırılır.
 Devlet teorisinde bu kavramı, global toplum üzerinde yasama, yürütme ve yargılama
faaliyetleriyle bir bütün oluşturan iktidar anlamında kullanıyoruz.

GLOBAL TOPLUM
 Maurice Duverger’in önerdiği “global toplum” kavramı, kendisi dışında bir topluma tabi olmayan,
başka bir toplumun parçası olmayan en büyük toplumu ifade eder. Günümüzde uluslar en büyük
(global) toplumlardır.
 GLOBAL TOPLUM TİPLERİ

1-) İLKEL TOPLUM:


Türkçe eserlerde daha çok “kabile” olarak geçen bu toplumun, günümüz antropologları tarafından 3
farklı biçimde örgütlendiği (takım, kabile, aşiret) genellikle kabul edilir.
Az sayıda aileyi veya soy grubunu bir araya getiren ilkel toplumda üretim araçları üzerinde özel
mülkiyet yoktur, sosyal sınıflar henüz oluşmamıştır.
2-) KENT TOPLUMU:
Özel mülkiyetin, köleliğin ve sınıfların ortaya çıktığı bu toplum biçiminde, çok sayıda kabile veya aşiret
bir kent devletinin yurttaşı olmak vasfıyla birleşmiştir. Toplumu birleştiren temel öğe, kan bağından
yer (toprak-ülke) bağına doğru evrilmektedir.
Avrupa tarihi göz önüne alınırsa, kronolojik olarak üçüncü sıraya feodal toplumuyerleştirmek
gelecektir. Son global toplum tipi ise uluslardır.
Devleti ortaya çıkarmamış toplumların tümü bu sıralamaya göre ilkel toplum sayılır.

KARŞILIKLILIK VE TABİİYET İLİŞKİLERİ


 Global toplum düzeyinde ortaya çıkan iktidarı siyasal iktidar olarak adlandırdığmızda, akrabalık
ilişkileri üzerine kurulu ilkel toplumda da siyasal iktidarın var olduğunu söylemiş oluyoruz.
 Siyasal antropoloji, siyaset ile akrabalıilişkilerinin birbirini dışlayan durumlar olmadığını, tersine,
pek çok örnekte birbirine eklemlendiğini göstermiştir.
 Ilkel toplumlarda siyasal ilişkiler, daha çok akrabalık terimleriyle ifade edilir.
 Siyasal iktidar evrenseldir; toplum ister kan bağları, ister toplumsal sınıflarca belirlenmiş
bulunsun, toplumsal yapıda içkin olarak vardır. Iktidardan yoksun bir toplum yoktur.

SİYASAL İKTİDARIN ÖZELLİKLERİ


1-) En büyük (global) toplum ölçeğinde kurulan iktidar olmasıdır.
2-) Aile, dernek veya şirket gibi kurumlarda ortaya çıkan diğer tüm sosyal iktidarlardan üstün
olmasıdır. Diğer iktidarlar siyasal iktidara tabidir. Buradaki üstünlük “mutlak iktidar” olarak
anlaşılmamalıdır. Özellikle çağdaş demokratik hukuk devletleride, siyasal iktidarı sınırlayan güçlü
siyasal gelenekler veya üstün anayasa kuralları vardır. Ayrıca çoğulcu demokrasilerde, karar alma
süreçlerine toplumdaki pek çok iktidar odağı bir şekilde katılır.
3-) Siyasal iktidarın ekonomik, dinsel vb iktidardan farklı olarak, belirli konularda değil, tüm konularda
yetkili ktidar omasıdır. Diğer bşr deyişle, global toplum düzeyinde ortaya çıkan bu iktidarın yetkisi de
globaldir.
4-) İlk üç özelliğin doğal sonucu olarak tek olmaktır. Bir toplumda birden çok dini veya ekonomik
iktidar olabilir, ama siyasal iktidar tektir.
5-) Siyasal iktidarın fiziksel şiddet kullanmasının, aldığı kararları zorla uygulamasının (en azından
toplumun çoğu tarafından) meşru görülmesidir. Diğer iktidarlar etkilerini ikna, manevi baskı veya
disiplin cezası gibi araçlarla sağlayabilirler ama kuvvet kullanmaları meşru görülmez.

MEŞRUİYET
 Iktidar ilişkisi eşitsizlikçi bir ilişkidir; bir taraf diğer tarafı etkisi altına alır, yönlendirir veya yönetir.
 Böyle bir eşitsizliğin sürekli olması, yönetilen tarafın bu ilişkiyi meşru görmesi ve kabullenmesi ile
mümkündür. Aile içinde ebeveynin, işyerinde işverenin, bir dernekte başkanın otoritesi
meşrudur, çünkü bu otoriteye tabi onlarca (en azından çoğunluğunca) iktidar olarak
tanınmışlardır.
 Otoriteye tabi olanların meşru görmediği, onaylamadığı bir otorite “gayrı meşru iktidar” olarak
nitelendirilir.
 Gayrı meşru iktidar, sadece baskı uygulayan bir güçtür; böyle bir güç kendisine boyun eğilmesini
sağlayabildiği sürece var olabilir.
 Sınıfta öğretmenin öğrenciler üzerindeki otoritesi meşru görülür. Ama silahlı bir eşkiyanın sınıfa
girip herkesi emirlerine itaat etmeye zorlaması durumunda, öğrenciler bu otoriteye uymakta
tereddüt etmeseler de, onu meşru otorite olarak görmeyecekler, ilk fırsattasöz konusu iktidarı
sona erdirmenin yolunu arayacaklardır.
 Bu bağlamda, iktidarın süreklilği, iktidar ilişkisinin “baskı” ve “onay” unsurlarını aynı anda
içermesine bağlıdır: İktidar ilişkisinin bir tarafı gerektiğinde baskı uygular ve zor kullanır, diğer
tarafı da bu uygulamaya rıza gösterir, onay verir. Baskı salt kaba güç olarak kalmıyor, yönetilenler
bu gücü belli bir ölçüde onaylıyorsa, meşru ve sürekli bir iktidardan söz edilebilir.
 Meşruiyet, gücün keyfi ve belirsiz biçimde kullanılmayıp kurala bağlanmasıyla sağlanır. Meşru bir
iktidar ilişkisinde, yönetilenler siyasal iktidarın gücünü (baskısını) toplumun değerler sistemini
yansıtan kurallara uygun olduğu inancıyla onaylar. Sadece çıplak kuvvete dayanan bir iktidarın
istikrar sağlayabildiği ve sürekli olduğu şimdiye kadar görülmemiştir.

DEVLET
 Siyasal iktidarı diğer iktidarlardan ayıran beş temel özellik devlet için de geçerlidir. Devlet bir
Devlet iktidarıilkil tplumdan sonra gelen ikinci global toplum tipinde; kent toplumunda ortaya
çıkmıştır.
 Özetlemek gerekirse, devlet iktidarı diğer iktidar yapılarından altı açıdan farklılaşır:
1-) Başka bir toplumun parçası olmayan en büyük toplum (global toplum) ölçeğinde kuruludur.
2-) Toplumu yönetenler ve yönetilenler şeklinde iki kesime ayırır.
3-) Toplum içindeki diğer tüm iktidarlardan üstündür.
4-) Yetkisi konu yönünden sınırlı değildir (yetkisi global ve topyekundur).
5-) Global toplum ölçeğinde tektir.
6-) Toplum üzerinde meşru kuvvet kullanma tekeline sahiptir.
 Hukuk sistemi, toplum üzerinde güç kullanan çok sayıdaki bu kişi ve kurumlara tüzel kişilikatfeder
ve onları tek bir hukuki varlık olarak görür.
 Devletin tek bir varlık şeklinde tüzel kişilik olarak kabul edilmesinin önemli sonuçları vardır:
1-) Tüzel kişilik sayesinde, kamu gücünü kullanan (milletvekili, cumhurbaşkanı, yargıç ve vali gibi)
gerçek kişilerin eylemleri ve kararları bireysel olmaktan çıkar, kolektif bir varlığın yani devletin
işlemlerine dönüşür.
2-) Bu sayede kamusal işlemler, o işlemleri yapanlar ölse veya kamusal kamu görevini bıraksa bile
geçerliliğini sürdürürür, bir başka deyişle kamusal gücün ve kamu hizmetlerinin devamlılığı sağlanır.
3-)Kamusal işlemlerin bireyler için bir zarar doğurması durumunda, zararın giderilmesi işini işlemi
yapan gerçek kişi değil, tüzel kişilik olarak devlet üstlenir.
4-) yapılan işlemlerin devlet tüzel kişiliğine atfedilmesi yurttaşların gözünde yöneticilerin otoritesini
pekiştirir ve gücünü meşrulaştırır.

ÜÇ UNSURLU DEVLET TEORİSİ


 Kamu hukukçularına göre, iktidar unsuru dışında devletin iki unsuru daha vardır: insan ve toprak.
Devletin varlığı için üzerinde iktidar kullanılacak bir insan topluluğunun (halk) ve bu topluluğun
üzerinde yaşadığı belirli bir toprak parçasının da (ülke) olması gerekir.
 Tarih boyunca görülen değişik devlet biçimlerinde bu üç unsurun (insan, toprak, iktidar) önemi
farklılaşmıştır. Antik yunan uygarlığındaki kent devleti (polis) modelinde “insan unsuru ön
plandadır; polis daha çok bir yurttaşlar topluluğu olarak görülür. Oysa Mezopotamya’da kurulan
ilk kent devletlerinde coğrafi alan yani “toprak” unsuru da “insan” unsuru kadar önemli
sayılmıştır. Modern çağda ise her üçü de önem kazanmış; insan unsuru ulus, toprsk unsuru vatan
ve iktidar unsuru egemenlik olarak adlandırılarak yüceltilmiştir.

EGEMENLİK
 Günümüde, ulus devletin iktidarını önceki i ktidarlardan ayırmak için kullanılan en ünlü kavram,
“egemenlik”tir. Modern çağın başında, devlet iktidarının en üstün ve en kapsayıcı iktidar
olduğunu vurgulamak için seçilmiştir.
 Yaygın olan görüş, devletin ilk toplum biçimi olan ilkel toplumda bulunmadığı ve kent toplumu ile
birlikte doğduğudur.
 Bu görüşün gerekçesi, ilkel toplumda yönetme yetkisini elinde toplayan bir kesimin ve
uzmanlaşmış kurumların bulunmayışıdır.
 Hiyerarşik yapılara sahip olmayan eşitlikçi ilkel toplum, iktidarı toplum içinden çıkan bir kesime
vermez, kendi kendisini bir bütün olarak yönetir.
 Ilkel toplumlar dışarıda tutulursa, kent toplumundan itibaren bütün global toplumlar yöneten-
yönetilen şeklide iki kesime ayrılmış devletli toplumlardır.

DEVLET, HUKUK VE EGEMENLİK


 05454859787

You might also like