Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 14

SINAVLARDA ÇIKMIŞ

ve ÇIKMASI MUHTEMEL

ATASÖZLERİ
ve ANLAMLARI

TÜRKÇE DERSİ KAYNAK SİTESİ


Sınavlarda Çıkmış ve ATASÖZLERI ve
Çıkması Muhtemel ANLAMLARI

Ağır yongayı yel kaldırmaz: Davranışları ölçülü, sözleri


–A– yerinde, temkinli ve ağırbaşlı olan insanlara dış et-
Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin gerçek değeri ona kenler, niyeti bozuk kimseler kolay kolay zarar ve-
çok gereksinim duyulduğunda ortaya çıkar. remezler.

Adam adamı bir kez aldatır: Bir kimse, huyunu suyunu bil- Ağlamayan çocuğa meme vermezler: Hakkımızın yendiği
mediği bir kişiye bir kez aldanır; bir daha aldanmaz. yerde susup sonuca katlanmak doğru değildir. Susar,
Çünkü bir kez aldanmış ve ders almıştır. Artık kendini sesimizi çıkarmaz, hakkımızı aramazsak kimse bize
ona göre ayarlar, karşı tarafın düzenbaz olduğunu yardım elini uzatmaz; hakkımızı vermez. Onun için
bildiği için tedbir alır, düzenbaz ne derse desin inan- hakkımızı arama yoluna gitmeli ve bu yolda sesimizi
maz ve tuzağına düşmez. duyurmalıyız.

Adam arkadaşından belli olur: Herkes anlaşabildiği kimse Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az: Ki-
ile arkadaşlık eder. Bundan dolayıdır ki bir kimsenin mi meseleleri üstü kapalı, bazı ipuçları vererek şöyle
nasıl bir kişi olduğunu öğrenmek isteyen, arkadaşının bir anlatmak zorunluluğu hasıl olur. Anlayışlı kimseler
kişiliğine bakmalıdır. bu tür konuşmadan ne denmek istendiğini kolayca
anlarlar. Ama kavrayışı kıt kimseler ne kadar açık
Adam kıymetini adam bilir: Bir kişinin ne kadar değerli ol-
anlatılırsa anlatılsın, ne kadar tekrar edilirse edilsin
duğunu, insanları iyi bilen, nitelikli biri bilebilir. Nite-
ne denmek istendiğini bir türlü anlayamazlar.
liksiz insanlar onun değerini bilemezler.
Ak akçe kara gün içindir: Sağlıklı ve imkânlarımız varken
Adamın alacası içinde, hayvanın alacası dışında: Bir
emek vererek, alın teri dökerek kazandığımız para,
hayvanın dış görünüşüne bakarak bir yargıda bu-
sıkıntılı anlarımız ve zor günlerimiz içindir; bizi dar-
lunabiliriz. Ama gördüğümüz bir insanın görünüşü
lıktan bu para çekip kurtarır, rahata erdirir. Dara dü-
ile bir yargıya varmak sağlıklı ve doğru değildir. Bu
şülen günlerimizde bu parayı harcamaktan da geri
bakımdan insanın ne düşündüğü, ne yapmak istedi-
durmamalı, çekinmemeliyiz.
ği belirsizdir. İnsan iç yüzünü ortaya koymaktan her
zaman kaçınmıştır. Akan su yosun tutmaz: Bilinen bir şey ki, devamlı akan su
kendini ve yatağını temiz tutar; hareketsiz ve birikinti
Adamın iyisi iş başında belli olur: İnsanı gösteren sözü
hâlinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesin-
değil, işidir. Bir insanın gerçek değeri; becerikli mi
de taşır. Denebilir ki hareketlilik, canlılık ve çalışkan-
beceriksiz mi, çalışkan mı tembel mi, başarılı mı ba-

Atasözleri ve Anlamları
lık insanı canlı ve üretken yapar; iyimser kılar, kötü-
şarısız mı, iyi mi kötü mü olduğu yaptığı işlerle, çev-
lükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler; böylece de o
resindekilere karşı takındığı tutumla ölçülür.
insan hem kendine, hem de başkalarına yararlı olur.
Ağacın kurdu içinde olur: Bir topluluğu, onun içinde gizli
Akıl akıldan üstündür: Her insan aynı anlayış, bilgi ve dü-
gizli çalışan ögeler çürütür; yıkar.
şünme yapısına sahip değildir. Bizim aklımıza gel-
Ağaç yaprağıyla gürler: İnsan, akrabası, yakınları, yan- meyen, bir başkasının aklına gelebilir. Biri bizden
daşları ile varlığını gösterir; önemli işler yapar. Bunlar daha iyi düşünüp karanlık bir noktada bize ışık tuta-
olmazsa cılız ve güçsüzdür. bilir. Bu bakımdan önemli işlerimizde güvenli, geniş
Ağır git ki yol alasın: Bir işte başarılı olmak isteyen kimse, düşünce sahibi kimselere danışmaktan, onların bilgi
ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir. ve tecrübesine başvurmaktan kaçınmamalıyız.
Ağır basar, yeğni kalkar: Ağırbaşlı insan, oturaklılığın- Akıl için yol birdir: Bir mesele ancak akıl yoluyla çözülebilir.
dan; hafif insan, şımarıklığından, gevezeliğinden Bu yol ise tektir. Doğru düşünenlerin, mantıklı olan-
belli olur. ların bu yolu izlediklerinde vardıkları sonuç hep aynı
Ağır kazan geç kaynar: Herkesin anlayış yeteneği bir değil- olacaktır. Aklın ve mantığın yolu izlenmezse, varılan
dir, öğrenme kabiliyetleri de farklıdır. Kimi kalın kafalı sonuç yanlış olacaktır.
kimseler bir meseleyi oldukça geç ve zor kavrarlar.
1
Türkçe Dersi keklik
www.mesuthayat.com
Akıl olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta: Kişi, ta-
lihsiz (akılsız) olursa işleri düzgün gitmez ne denli –B–
çalışsa da çabalasa da başarılı olamaz.
Babanın sanatı oğla mirastır: Çocuk daha küçük yaşta is-
Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını al- ter istemez babasının sanatı ile ilgilenir. Giderek bu
mış: İnsan kendi davranışını, tutumunu başkaları- sanatı öğrenir. Büyüyünce kendisi de bu sanatla uğ-
nınkinden daha üstün görür. Herhangi bir konuda raşır. Böylece bir sanat, babadan oğula miras kalır.
onun gibi düşünmeyenleri kusurlu sanır. İnsan kendi-
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun: Verim bek-
ni beğenmek konusunda o kadar tutucudur ki, müm-
lenen şeye iyi bakılmalıdır.
kün olsa da akılları hepten pazara çıkarıp satsan, her
insan yine kendi aklını seçer, onu alır. Bal tutan parmağını yalar: Başkalarına güzel şeyler dağıt-
makla görevli olan kimse, dağıttığından az çok ken-
Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama: Sonucunu dü-
disi de yararlanır.
şünmeden aklına gelen her şeyi yapan kişi, bu dav-
ranışının zararını görür. Bal bal demekle ağız tatlanmaz: Bir iş bitirmede tatlı sözler
söylemek yeterli olmaz, sözünü etmekle güzel bir şey
Alet işler, el övünür: İnsanın hünerini gösterebilmesi için
gerçekleşmez.
gerekli donanım şarttır. İnsan ne kadar usta olursa
olsun, gerekli araçlar olmadıkça kusursuz iş yapa- Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz: Bir insanın
maz. gücü sınırlıdır, tek başına her işi yapamaz. Kimi zor
işleri yapması için de başka insanların gücüne, iş bir-
Aman diyene kılıç kalkmaz: İnsan, mertliğine sığınıp, tes-
liğine ihtiyaç duyar. Güçler birleştirilince zor işlerin
lim olan düşmanının canına kıymamalıdır.
yapılması da kolaylaşır.
Aş taşınca kepçeye paha olmaz: Sıkışık bir durumdayken
Başa gelen çekilir: Bizim bütün gayretimize ve tedbirimize
işe yarayan şey, önemsiz de olsa, çok değer kazanır.
rağmen başımıza bir musibet gelirse, ona katlan-
Atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar: Atalarımızın maktan başka elimizden bir şey gelmez. Bundan
yaşam deneyimlerini yansıtan sözler, bizim dün- dolayı sabırlı olmalıyız.
ya görüşümüzün oluşmasına katkı sağlayan yar-
Bayramda borç ödeyene Ramazan kısa gelir: Rama-
gılardır. Bu sözlere değer vermeyen, gelenekleri,
zan ayında oruç tutan kişi için günler yavaş ya-
görenekleri küçümseyen kişiler toplumda saygınlık
vaş geçer. Ödemesi bayramda yapılacak bir borcu
kazanmazlar. Böyle kişilerle herkes ilişkisini keser.
olan kimseye oruçlu günler çabuk geçiyor gibi gelir.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz: Bir olayın ger-
Çünkü insan, sıkıntılı işlerin yapılmasını, borçların
çekten meydana gelip gelmediğini anlamak için, gizli
ödenmesini ertelemek ve uzak zamana atmak ister.
kalamayan belirtisine bakmak gerekir. Bu belirti var-
Bin kaygı bir borç ödemez: Borçlu, üzülmekle borç
sa olayda var demektir.
sıkıntısından kurtulmaz. Çalışıp vermekle kurtulur.
Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur: Bir şeyin çok daha
Bir elin nesi var, iki elin sesi var: İnsan büyük işleri tek
değerlisini, üstününü, güzelini gören kişi, ondan daha
Atasözleri ve Anlamları

başına yapamaz. Başkasıyla iş birliği yapmalıdır ki,


az değerde olana ilgi göstermez, onu beğenmez.
önemli bir varlık gösterebilsin.
Az tamah çok ziyan getirir: Elindekiyle yetinmeyen, da-
Bir musibet bin nasihatten yeğdir: Yanlış bir yol tutmuş
ha fazlasını isteyen, isteklerine kavuşmak için çeşitli
kimi insanlar vardır ki, onlara ne kadar çok öğüt ve-
yollara başvuran insan, bu tutumundan ötürü zarara
rirsen ver, tuttukları yanlış yoldan çevirmekte olan bu
uğrar.
öğütler bir fayda temin etmez.
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Çoklar, azların bi-
Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar: Bir şey yenir-
rikmesiyle meydana gelir. Küçük şeyleri hor görenler,
ken biri bakmaktaysa o şeyden ona da verilmelidir.
büyük şey edinmek fırsatını sürekli olarak kaçırıyorlar
İnsanlık bunu gerektirir.
demektir.
Boş çuval dik durmaz: 1. Karnı aç olan kimse, iş yapamaz.
Azıcık aşım, kaygısız başım: Zengin olup sorunlara boğul-
2. Beceriksiz, deneyimsiz, bilgisiz kimse bir işte tu-
maktansa, orta hâlli olup huzurlu olmak daha iyidir.
tunamaz.
Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir: Boş olmak, hiç-
bir uğraşa girmeden gezmek insanı tembelliğe, mis-
kinliğe alıştırır.

2
Türkçe Dersi keklik
www.mesuthayat.com
Böyle gelmiş böyle gider: Bir şeyin öteden beri hep aynı Davulun sesi uzaktan hoş gelir: Öyle durumlar vardır ki
biçimde sürüp gelmekte olduğunu, bunun hiç değiş- içinde yaşayan kimseyi rahatsız eder; uzaktan bakan
mediğini, kolay kolay da değişmeyeceğini anlatmak ise ona imrenir.
için söylenir. Denize düşen, yılana sarılır: Güç bir duruma düşenlerin
Buğday başak verince orak pahaya çıkar: Değersiz gözü- bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları
ken şeylerin zamanı gelince değeri artar. olağandır.
Büyük lokma ye, büyük söz söyleme: Asla emin olmadan Dervişin fikri ne ise, zikri de odur: Bir insan ne düşünüyor,
önemli şeyler söyleyip utanılacak duruma düşme. gönlünden ne geçiriyorsa, bunu hareket ve sözleriyle
belli eder; açığa vurur.
–C– Deve bir akçeye, deve bin akçeye: İnsan, yoksulsa, parası
yoksa almak istediği şeyi çok ucuz da verseler ala-
Can boğazdan gelir: Yaşamak, güçlenmek için yemek ge-
maz; parası varsa, o şeyin değerinden kat kat fazla-
rekir.
sını da isteseler satın alır.
Can çıkmadan huy çıkmaz: Hayat boyu kazanılan alış-
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur: Tamah, açgözlülük
kanlıklar da gelişir. Ama değiştirmek çok zordur. Kişi
insanı küçük çıkarlar peşinde koşturur; onu tehlike-
ölünceye kadar devam eder.
lere iter, felâketlerle karşı karşıya bırakır ve zarar
Canı yanan eşek atı geçer: Karşılaştığı bir konuda ziyan görmesine yol açar.
gören, canı yanan kimse aynı zarara uğramamak için
Dibi görünmeyen sudan geçme: Her yönünü iyice öğren-
var gücüyle çalışır.
mediğin işe girişme.
Dikensiz gül olmaz: Güzel ya da iyi olan her şeyin biraz
–Ç–
sıkıntı veren bir yanı da olur.
Çabuk parlayan, çabuk söner: Bazı insanlar vardır ki bir Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar: Doğru olmakla
olay karşısında çok çabuk öfkelenip kızarırlar. Ancak birlikte başkalarının işine gelmeyen söz söyleyenlerin
öfkelenip kızdıkları gibi de çabuk sakinleşirler. sevilmediğini anlatır.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını: Kimseye kötülük yap- Dost başa, düşman ayağa bakar: Dosta karşı da düşmana
ma, kimseyi arkasından çekiştirme, bu tür hareketler- karşı da güzel giyinmek gerektir. Çünkü dost, yüksel-
den kaçın. Yoksa günü gelir, benzer bir şeyi onlar da mesini görmek istediği başımıza; düşman, kaymasını
sana yaparlar ve zor durumda kalırsın. beklediği ayağımıza bakar.
Çıkmadık candan umut kesilmez: İnsanların ölüm ve dirimi Dost dostun ayıbını yüzüne söyler: Gerçek dost, kusurla-
Yüce Allah`ın takdirine bağlıdır. Bu bakımdan eceli rımızı arkamızdan söylemez. Yüzümüze karşı söyle-
gelmeyen kimsenin, ölümcül hâlde de olsan canı çık- yerek bizi uyarır.
madığı sürece iyileşeceğinden umut kesilmez.
Dost kara günde belli olur: Gerçek dostlar insanın üzün-

Atasözleri ve Anlamları
Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır: İyi sonuç almak is- tülü, sıkıntılı günlerinde yardıma koşar, dostunun
teyen, işine dört elle sarılmalıdır. Nitekim toprak, iyi yanında olur.
sürülürse bol ürün verir.
Dostluk başka, alışveriş başka: İki kişi arasındaki dost-
Çivi çıkar ama yeri kalır: Birine yaptığımız kötülüğü ne luk; alışverişte birinin ötekine özveride bulunmasını
denli gidermeye çalışırsak çalışalım, yine de o kötü- gerektirmez.
lüğün bir izi ve hatırası kalır.
Dostun attığı taş baş yarmaz: Dostun acı sözleri bizi kır-
maz. Çünkü dost dediğimiz kişi, bunu bizim iyiliğimizi
–D– düşünerek yapar.
Dağ başı dumansız olmaz: Nasıl dağ başlarından duman Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı ki-
eksik olmazsa, toplumda yüksek mevkilere, makam- şi: Kişi başladığı bir işin sonunda pişman olmamak
lara çıkan ve sorumluluk alan kimselerin başında da için, o işe başlamadan işin her yönünü iyice araştırıp
dert eksik olmaz. değerlendirmelidir.
Damlaya damlaya göl olur: Her çok azdan olur. Küçük ve
önemsiz şeyler birikerek büyük şeyleri meydana ge-
tirirler.
3
Türkçe Dersi keklik
www.mesuthayat.com
–E– –G–
Eğilen baş kesilmez: Kusurunu anlayıp özür dileyen ve bü- Gönlün yazı var, kışı var: Hayat inişli çıkışlıdır. Hayatın bu
yüklüğünüze sığınan kişi affedilmelidir. durumu insanı etkiler. Dolayısıyla insanın bir günü
Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını: Bir girişimden diğerine uymaz. İnsan bazen iyimser, neşeli, umutlu
iyi sonuç almak isteyen temeli sağlam kurmalıdır. Ni- ve mutluluk doludur; bazen de kötümser, üzgün, ne-
tekim ekilen tohum güzel olursa çıkan ekin de güzel, şesiz, mutsuz ve bezgindir.
güçlü ve bol olur. Gönül ferman dinlemez: Ne denli engel, ne denli yasak
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur: Bir üretimden konursa konsun gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
beklentimiz kaliteli ve güzel bir ürün ise bol ve kaliteli Çünkü insanın gönlüne söz geçirmesi oldukça zor-
malzeme kullanmak gerekir. dur.

El elden üstündür: Bir kimse, kendisinden üstün ve yete- Görünen köy kılavuz istemez: Açıkça belli olan bir durumu
nekli olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli; “hiç açıklamak gerekmez, o yeterince açıktır.
kimse bu işi benden daha iyi yapamaz” diyerek büyük Gül dikensiz olmaz: Yaşanan her başarı ve mutluluğun ya-
konuşmamalıdır. Üstün olandan daha üstün biri her nında, bu sürecin parçası olan küçük olumsuzluklar
zaman vardır. da mevcuttur.
El eli yıkar, iki el de yüzü: Toplu yaşama biçimi herkese Gün güne uymaz: Bir günün olayları, koşulları, durumları
bir görev yükler. Bu görevlerin yapılması bir yandan başka bir günkü gibi olmaz.
düzeni sağlar, bir yandan da sıkıntıların ortadan kalk- Güneş balçıkla sıvanmaz: Açıkça meydana çıkmış, hemen
masını. Dolayısıyla karşılıklı yardımlaşma esasına herkesin bildiği gerçeği inkâr etmek, gizlemeye çalış-
dayalı bu görev iyilikleri çoğaltır, toplumu güçlü kılar. mak, yalan dolanla değiştirmeye yeltenmek mümkün
El elin nesine, gülerek gider yasına: Bir kimsenin acısı değildir. Buna güç yetirecek insan yoktur.
başkasının umurunda olmaz, bu acıyla ilgilenir gö-
rünse bile keyfini bozmaz. –H–
El ile gelen düğün bayram: Bir sıkıntıya, herkes birlikte
Her ağaçtan kaşık olmaz: Kimi nesne, iş ya da durumun
uğramışsa katlanılabilir.
kendine has bir özelliği vardır. Bu bakımdan özelliği
El öpmekle ağız aşınmaz: Çok önemli bir iş için bir kimseye bulunan bir şey için herhangi bir malzeme, madde
ricada bulunmak, hatta yalvarmak gerekirse, yapınız. veya kimse kullanılamaz. Görünüşe aldanmamalı,
Bununla hiçbir şeyiniz eksilmez. uygun olan seçilmelidir.
El yarası geçer, dil yarası geçmez: Bıçak ya da herhangi Her damardan kan alınmaz: İnsanların yapıları birbirine
bir silahın açtığı yara bir süre sonra iyileşir, vücutça uymaz. Kimi iyi, kimi kötü huyludur. Kimi yardım-
onulur. Ama dilden çıkan kötü ve acı sözlerin gönülde sever, kimi bencildir. Bu sebeple herkesten yardım
Atasözleri ve Anlamları

açtığı yara, bıraktığı izi kolay kolay kapanmaz; her istenmez, istense de yardım gelmez.
hatırlamada yeniden açılır, insana üzüntü verir.
Her güzelin bir kusuru vardır: İyi bir şeyin ya da gü-
Emeksiz yemek olmaz: Yaşayabilmek, harcayabilmek için zel bir insanın beğenilmeyen bir yanı, ufak
çalışıp kazanmak gerektir. da olsa bir kusuru mutlaka vardır. Kusuru ol-
Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağar: Herkes yeni mayan iyi ya da güzel bir şey düşünülemez.
şeyleri sever. Eski şeylerden kimse hoşlanmaz. Her koyun kendi bacağından asılır: Her insan kendi
davranışından, suçundan sorumludur.
Her kuşun eti yanmaz: Herkes zorbalığa boyun eğmez,
–F– zorbalığa karşı çıkacaklar da vardır.
Huylu huyundan vazgeçmez: Kişilik, uzun bir zaman dili-
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar: Yoksulun şansı he-
minde oluştuğu için ani değişikliklere müsait değildir.
men hemen hiç gülmez. Onun eline geçen imkânlar
da öyle çok değildir. İmkânları sınırlıdır; bunun için,
hangi işe el atarsa atsın, zengin gibi kazanamaz.
Umduğundan fazla kazandığı görülmemiştir.

4
Türkçe Dersi keklik
www.mesuthayat.com
Kimsenin ahı kimsede kalmaz: Zalimler, er veya geç zul-
–i– me uğrayanların ahını, bedduasını alırlar ve perişan
İnsanoğlu çiğ süt emmiş: Şurası muhakkak ki, insanın ne olurlar.
zaman ne yapacağı belli olmaz. Çoğunlukla güven Körle yatan şaşı kalkar: Değersiz, kötü kimselerle arka-
de vermez. Hiç umulmadık bir anda nankörlük edip daşlık eden kötü huylar edinir.
çıkarı için iyilik gördüğü kimseye bile kötülük yapa-
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür: Başka bir kim-
bilir.
senin malı, kişiye olduğundan daha değerli görünür.
İş bilenin, kılıç kuşananın: Kim ki bir işi beceriyor, bir şeyi Çünkü insan nefsi doymak bilmez, başkasının elin-
kullanıyor, bir şeyden gerektiği gibi faydalanıyor, o dekine imrenir.
şeye sahip olmalıdır.
Kötü söyleme eşine, ağı katar aşına: İlişkide bulunduğun
İş insanın aynasıdır: İnsanın yapıp ettikleri, onun dünyaya
kimseleri sözlerinle incitme, kötüleme ki onlar da sa-
bakış açısını, yeteneklerini ortaya koyar. Bir kimsenin
na daha büyük kötülük yapmasınlar.
nasıl bir kişi olduğunu anlamak istersek yaptığı işlere
bakmamız yeterlidir. Bu işin niteliği, o kişinin yetene- Kuru laf karın doyurmaz: Anlamsız, yersiz, boş sözlerle
ğini, tutumunu belli eder. bir iş yapılamaz.

İşleyen demir pas tutmaz: Bir iş yapmadan oturan kimse


bildiklerini unutur, yeteneklerini yitirir. Çalışan kişi –L–
hem daha mutlu olur hem de bilgi ve becerisini artır-
Laf torbaya girmez: Ağızdan söz bir kez çıktı mı artık onu
dığı için daha yararlı işler yapabilir.
gizlemek mümkün değildir.
İştah dişin dibindedir: Bir şey yemeyi canı çekmeyen kim-
Lokma çiğnenmeden yutulmaz: En kolay iş bile bir emek
se, yiyecekten bir parça tadınca iştahının açıldığını
harcamayı gerektirir, çalışmadan yaşamak olmaz.
görür.
İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı:
İyiliğe karşı iyilik etmek olağanüstü bir şey değildir.
–M–
Bunu herkes yapabilir. Mal canın yongasıdır: İnsan, malına gelen zarardan, ca-
İyilik et, denize at; balık bilmezse, Hâlik bilir: İyilik, karşılık nına gelmişçesine acı duyar. Çünkü onu kazanırken
beklenmeden yapılır. Onun verdiği mutluluk, insana çok uğraşmış, canını dişine takmış, didinip durmuş
yeter. ve mal sanki onun bir organı gibi olmuştur.
Meyveli ağacı taşlarlar: Çalışan; yapıt, iş, ürün ortaya ko-
–K– yan kimseye sataşırlar.

Kaçan balık büyük olur: Çok önemsiz, çok küçük de olsa, Minareyi çalan kılıfını hazırlar: Bir yolsuzluğu yapan kim-
her nedense elden kaçırılan fırsat ah vah edilerek se, onun ortaya çıkmaması için gereken önlemi de

Atasözleri ve Anlamları
gözde büyütülür. önceden alır.
Kara gün kararıp kalmaz: İnsanın sıkıntılı günleri sürüp Mum dibine ışık vermez: Bir kimse, başkalarına bol bol
gitmez, arkasından ferah günler de gelir. yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.
Kara haber tez duyulur: Ölüm gibi, başka felaketler gibi ha-
berler, bununla ilgili kimselerin kulağına çabuk yetişir. –N–
Kartalın beğenmediğini kargalar paylaşır: Zenginlerin
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına: Kişi, çalışma mikta-
beğenmeyip attıkları nesneler, yoksullar için değerli
rına ve biçimine göre karşılık görür. Çok ve iyi çalışan
mallardır.
iyi, az ve kötü çalışan da kötü sonuçla karşılaşır.
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez: Büyük çıkarlar bek-
Nerde birlik, orda dirlik: Hangi yerde, toplumda duygu,
lenen yer için küçük fedakârlıklar yapılmalı, kimi sı-
düşünce ve inanç birliği varsa dirlik ve düzenlik de
kıntılara girilmeli ve bundan kaçınılmamalıdır.
oradadır. Orada insanlar mutlu, huzurlu, başarılı ve
Keskin sirke küpüne (kabına) zarar verir: Öfkeli, sert, si-
uyumlu bir hayat sürerler.
nirli kimsenin zararı kendisinedir. Kendini yıprattığı,
sağlığına zarar verdiği, toplum içinde saygınlığını yi-
tirdiği gibi işlerini de bozup alt üst eder.
5
Türkçe Dersi keklik
www.mesuthayat.com
yor, kendisine yapılan tekliflere ses çıkarmıyorsa, bu
–Ö– “evet, kabul ettim” demek anlamına gelir.

Öfkeyle kalkan zararla oturur: Aniden öfkelenerek sergi- Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer: Bir olaydan ge-
lenen davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden ta- rekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle
sarlanamaz. karşılaştığında uyanık davranır; tedbirli olur.
–P–
Parayı veren düdüğü çalar: Her şeyin bir bedeli, karşılığı –T–
vardır. Para harcayan kimse istediğini elde edebilir.
Taşıma su ile değirmen dönmez: İşi yapacak kimsede
İş yapabilir, yaptırabilir; satın alabilir, aldırabilir; he-
yeterince güç, para vb. bulunmalıdır; yoksa şunun
men her istediği maddi şeye kavuşması mümkündür.
bunun küçük küçük yardımlarıyla, katkılarıyla iş yü-
rümez.
–R–
Tek kanatla kuş uçmaz: Öyle işler vardır ki yardımcısız
Rüzgâr eken, fırtına biçer: Kişi bir kötülük yaparsa, yaptığı yapılamaz.
kötülüğün çok daha kötüsü ile karşılaşır; büyük fela-
ketlere uğrar, zarar görür.
–U–
–S– Ummadığın taş baş yarar: Küçük ve önemsiz görülen ki-
şi ya da nesneler, çoğu kez büyük etkiler yaparlar;
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır: Sabır güçtür, ama güzel so-
umulmadık işler görürler.
nuç verir.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma (basılmaz): Şimdilik
Sağ baş yastık istemez: Sağlam insan durup dururken
zararı dokunmayan kötü bir kimsenin yeni bir kötülük
yatmak istemez. Yatmak istiyorsa herhalde hastadır.
yapmasına fırsat vermek doğru değildir.
Sakınılan göze çöp batar: Üzerine çok düşülen şeyler daha
çok kazaya ve zarara uğrar.
–Ü–
Sakla samanı, gelir zamanı: Gereksiz görülen, işe yaramaz
kabul edilen şey günün birinde, ileride lazım olabilir. Üzüm üzüme baka baka kararır: Her zaman bir arada bu-
Sanatı ustadan görmeyen öğrenmez: Her sanatın birta- lunan kimseler birbirlerine huy aşılarlar.
kım incelikleri vardır. Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın,
bunu kendi kendine bulamaz. Her hâlde bir usta- –V–
dan görüp öğrenmelidir.
Vakit nakittir: Zaman para gibi değerlidir. İş yaratılmadan
Say beni, sayayım seni: Sen beni sayıp seversen ben de
geçirilen her saat, bir daha ele geçmemek üzere yi-
seni sayıp severim. Sevgi, saygı karşılıklıdır.
Atasözleri ve Anlamları

tirilen bir hazinedir.


Söyleyenden dinleyen arif gerek: Kimi konular vardır ki,
anlatan biraz kapalı konuşmak zorunda kalır. O vakit Vakitsiz öten horozun başını keserler: Her işin olduğu
dinleyen kimse, onun ne demek istediğini yorumla- gibi, her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır.
malı, anlamalıdır. Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli yersiz
ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin
Söz gümüşse, sükût altındır: Konuşmak her ne kadar
iyiyse de, susmak bazen konuşmaktan daha iyi so- tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyük zarara
nuç verir. Öyle ki, hiç ummadığı zamanda bile kişinin yol açar.
sarf ettiği sözler başına iş açabilir; onu zor duruma Vermeyince mabut, neylesin Sultan Mahmut: Her şey
sokabilir. Yüce Allah`ın takdiri iledir. Kimine zenginlik, kimine
Sözü söyle alana, kulağında kalana: Sözünü tutana öğüt darlık, kimine de ilim verir. Eğer Yüce Allah, bir kim-
ver. Söylediklerin bir kulağından girip öbür kulağın- seye geniş bir imkân, belirli bir yetenek ve zenginlik
dan çıkan kimseye nefes tüketme. nasip etmemişse, kulun yapacağı hiçbir şey yoktur.
Sükût ikrardan gelir: Susmak kabul etmek demektir. Bir
kişi, kendisine yapılan suçlamalara karşı itiraz etmi-

6
Türkçe Dersi keklik
www.mesuthayat.com
–Y– –Z–
Yalnız taş duvar olmaz: İnsanlar bir arada yaşamak zorun- Zaman sana uymazsa sen zamana uy: İçinde yaşanılan
dadırlar. Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaş- zamanın şartları, bizim düşünce ve davranışlarımıza
mayı gerekli kılar. Nasıl ki tek taşla duvar yapılamaz- uymayabilir.
sa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden
Zararın neresinden dönersen kârdır: Sürüp giden zarar-
gelemezler. Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak,
lı bir işten ne denli erken vazgeçersek, daha sonra
iş bölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır.
uğrayacağımız zararı o denli azaltmış, sonuç olarak
Yanlış hesap Bağdat’tan döner: Ortaya çıkan bir yan-
o kadar kâr etmiş oluruz.
lışlık çok geç de olsa, ne olursa olsun düzeltilmelidir.
Zora dağlar dayanmaz: Gücü, kuvveti elinde bulunduran
Yarınki kazdan bugünkü tavuk yeğdir: Sağlanmış bir ka-
ve zor kullanan kimseler pek çok kimseye boyun eğ-
zancın umulan daha büyük bir kazanca feda edilme-
dirirler. Öyle ki büyük güçleri bile yener, istediklerini
mesi gerekir.
yaptırırlar.
Yatan aslandan gezen tilki yeğdir: Çok güçlü olup da ça-
lışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, tembel
tembel oturup onun bunun sırtından geçinen kimse-
lerden; güçsüz olup da çalışan, boş oturmayan ve
geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir.
Yatanın yürüyene borcu var: Çalışmayanın kazancı olmaz,
veresiye alışveriş eder. Onun için sürekli borçlu kalır.
Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır: Edepsiz, arsız, ahlaksız,
şarlatan öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemek-
le kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi bir de
bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu
susturmaya çalışırlar.
Yazın başı pişenin kışın aşı pişer: Yazın güneş altında
çalışan kişi, ailesinin kışlık tahılını kazanır.
Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Sürekli olarak iş değişti-
ren kimse bir başarı kazanamadığı gibi bir varlık da
edinemez.

Atasözleri ve Anlamları
SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

Facebook Türkçe Öğretmenleri Grubumuz:


https://www.facebook.com/groups/mesuthayat

Facebook Öğrenci / Veli Grubumuz:


https://www.facebook.com/groups/1713227072297874

İnstagram:
@mesuthayat

Web : www.mesuthayat.com 7
Karşılaştığım Atasözleri
Karşılaştığım Atasözleri
Karşılaştığım Atasözleri
Karşılaştığım Atasözleri
Karşılaştığım Atasözleri
Karşılaştığım Atasözleri

You might also like