MODALS (Kipler)

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 7

MODALS kipler

ACTIVE CONTINUOUS PERFECT PASSIVE PERFECT


V(1) be + V(ing) have + (V3) be + V(3) have been + V(3)
yapmalı yapıyor olmalı yapmış olmalı yapılmalı yapılmış olmalı

TAVSİYE

ACTIVE MODALS; modal + V(1)

Should / Ought to [-meli / -malı] = dostça ve yumuşak bir tavsiye;


 You should / ought to buy a new car / I shouldn’t / ought not to tell you this [olumlu ve olumsuz
cümlelerde kullanımı]
 Should I stay or should I go? / Where should we go? [soru cümlelerinde kullanımı]
 Ought to eski ingilizice’de daha sık kullanıldığı için, günümüzde geçerliliğini kaybetmiştir...
Must [-meli / -malı] = daha ısrarcı ve kuralcı bir tavsiye fakat bu kurala uyulmaması da mümkündür;
 He must answer all of the questions / You mustn’t smoke in this room [olumlu ve olumsuz cümlelerde
kullanımı]
 Must they leave today? / What must he do now? [soru cümlelerinde kullanımı]
Had better [iyi olur] = ince bir tehdit barındırmakla beraber, verilen tavsiyeye uyulmaz ise kötü sonuçlar
doğabilir;
 You had better call the police / I had better not eat any more cake [olumlu ve olumsuz cümlelerde
kullanımı]
 Had I better speak to him before I leave? / Hadn’t we better switch the computer off? [olumlu ve
olumsuz soru cümlelerinde kullanımı]
 Bu yapı konuşma dilinde had kelimesi atılarak sadece better olarakta kullanılıyor;
 You better go now!

PASSIVE MODALS; modal + be + V(3)

Should / Ought to + be + V(3) [yapılmalı] = active olanı ile aynı anlamı taşır;
 Children should be monitored while they are surfing the net / Children ought to be monitored while
they are surfing the net
Must + be + V(3) [yapılmalı] = active olanı ile aynı anlamı taşır;
 All the assignments must be submitted by April

CONTINUOUS MODALS; modal + be + V(ing)

Should / Ought to + be + V(ing) [-yor olmalı] = present olanı ile aynı anlamı taşır;
 You should be fastening your seat belt / You ought to be fastening your seat belt

PERFECT MODALS; modal + have + V(3)

Had better + have + V(3) [-mış olsa iyi olur] = present olanı ile aynı anlamı taşır;
 A storm is approaching. You had better have closed all the windows
ZORUNLULUK

ACTIVE MODALS : modal + V(1)

Have to [zorunda olmak] = dışarıdan koyulmuş bir kural veya zorunluluk fakat bu kurala uyulmaması söz
konusu bile değildir;
 I have to finish these reports / She has to catch that flight [olumlu cümlelerde kullanımı]
 I don’t have to finish these reports / She doesn’t have to catch that flight [olumsuz cümlelerde
kullanımı]
 Do you have to finish these reports? / Does she have to catch that flight? [soru cümlelerinde
kullanımı]
 We had to move into a bigger house [geçmiş zaman cümleleriyle kullanımı]
 She will have to buy another computer [gelecek zaman cümleleriyle kullanımı]
 Bu yapı amerikan ingilizcesinde have / has got to veya sadece got to olarak kullanılıyor;
 I have got to finish these reports / She has got to catch that flight
 I got to finish these reports
Need to [gerekmek] = kişisel gereklilik veya zorunluluk;
 I need to quit / She needs to buy another computer [olumlu cümlelerde kullanımı]
 I don’t need to quit / She doesn’t need to buy another computer [olumsuz cümlelerde kullanımı]
 I needn’t quit / She needn’t buy another computer [olumsuz cümlelerde diğer kullanımı]
 She will have to buy another computer [gelecek zaman cümleleriyle kullanımı]
“BE” supposed to [gerekmek] = kurallar söz konusu olduğunda must ile tamamen aynı anlamda kullanılabilir;
 You are supposed to wait until the light turns green / You were supposed to answer all of the
questions in the exam

PASSIVE MODALS; modal + be + V(3)

Have to + be + V(3) [yapılmak zorunda] = active olanı ile aynı anlamı taşır;
 These files have to be signed before you take your card / The book has to be checked to see if it is
suitable for children
Need to + be + V(3) [yapılması gerek] = active olanı ile aynı anlamı taşır;
 The drain pipes need to be renewed for they look so rusty and old

PERFECT MODALS; modal + have + V(3)

am / is / are + supposed to + have + V(3) [-mış olması gerekmek] = present olanı ile aynı anlamı taşır;
 You are supposed to have answered all of the questions in the exam
Needn’t + have + V(3) [-mese de olurdu] = geçmişteki bir olayın gerçekleşme zorunluluğu olmadığı ama buna
rağmen gerçekleştiği durumlarda kullanılır
 I needn’t have gone by car
OLASILIK / İHTİMAL

ACTIVE MODALS; modal + V(1)

Might [-e bilir] = %25 olasılığın gerçekleşme ihtimali çok az ama yine de küçükte olsa bir ihtimal var;
 We should take an umbrella with us; it might rain at the weekend
May / Can / Could [-e bilir] = %50 olasılığın gerçekleşmesi tam belli değil, ola bilir de, olmaya bilir de;
 She may / can / could be at the office in the afternoon
Should [-e bilir / -ecek] = %80 olasılığın ne zaman gerçekleşeceği konusunda fikir sahipliyi vardır ve geleceğe
yöneliktir;
 The doctor should be here any minute
 Should olasılık anlamında olumsuz olarak kullanılamaz! çünki [olmamalı] gibi bir anlam ortaya çıkıyor...
Must [-meli / -malı] = %95 daha çok mantığa dayalı olduğu için olasılığın gerçekleşmesi büyük bir ihtimal;
 She was born in 2001; so, she must be 14 years old
Will [-ecek] = %100 olasılık kesinlikle gerçekleşecektir;
 Jennifer will be at the office today
Can’t / Couldn’t [olamaz] = %100 olasılığın gerçekleşmesine hiç ihtimal verilmez;
 It can’t / couldn’t be my car; mine is black
“BE” supposed to [-ması bekleniyor] = bir olayın olmasının beklendiği durumlar;
 It is supposed to be rainy tomorrow

PASSIVE MODALS; modal + be + V(3)

Might + be + V(3) [-e bilir] = active olanı ile aynı anlamı taşır;
 A new planet suitable for human life may be discovered one day
May + be + V(3) [-e bilir] = active olanı ile aynı anlamı taşır;
 That doctor might be dismissed if he is found guilty

CONTINUOUS MODALS; modal + be + V(ing)

Might + be + V(ing) [-yor olabilir] = present olanı ile aynı anlamı taşır;
 The tourists might be staying at a small hotel
 They could be making a plan to restore the school building
May / Can / Could + be + V(ing) [-yor olabilir] = present olanı ile aynı anlamı taşır;
Must + be + V(ing) [-yor olabilir] = present olanı ile aynı anlamı taşır;
 Her English is perfect. She must be living in England

PERFECT MODALS; modal + have + V(3)

Might / May + have + V(3) [-mış olabilir] = geçmişte yaşanan eylemin olma olasılığından %50 eminsek bu
yapıyı kullanıyoruz;
 A member of his family might / may have killed him / A member of his family might not / may not
have killed him
Could + have + V(3) [-e bilirdi] = eylemi yapan kişi, eylemi yapmaya muktedirdi ama yapmak istese de
yapamadı;
 He could have been here half an hour ago
Should + have + V(3) [-meliydi / -malıydı] = eylemi yapan kişi, eylemi yapmaya muktedirdi ama yapmak
istemediği için yapmadı;
 He should have been here half an hour ago / I shouldn’t have spent all of my money on electronics
Must + have + V(3) [-mış olmalı] = geçmişte yaşanan eylemin olma olasılığından mantıksal açıdan %100
eminsek, mantığa dayanarak bu yapıyı kullanıyoruz;
 He must have been murdered
Can’t / Couldn’t have V(3) [-mış olamaz] = geçmişte yaşanan eylemin olmama olasılığından %100 eminsek bu
yapıyı kullanıyoruz;
 He can’t / couldn’t have committed suicide

PERFECT PASSIVE MODALS; modal + have been + V(3)

Might / May + have been + V(3) [yapılmış olabilir] = past olanı ile aynı anlamı taşır;
 The bank might have been robbed with the help of the security guards
 The ancient villages here may have been submerged over time
Could + have been + V(3) [yapılmış olabilirdi] = past olanı ile aynı anlamı taşır;
 The cat could have been crushed if I hadn’t put on the break quickly
Should + have been + V(3) [yapılmalıydı] = past olanı ile aynı anlamı taşır;
 The students should have been warned of the risk of escape stairs
Must + have been + V(3) [yapılmış olmalı] = past olanı ile aynı anlamı taşır;
 The Egyptian Pyramids must have been built by hundreds of people
Can’t / Couldn’t + have been + V(3) [yapılmış olamaz] = past olanı ile aynı anlamı taşır;
 The house can’t have been painted by an experienced house painter
RİCA / İZİN

ACTIVE MODALS; modal + V(1)

Can [-e bilir misin?] = samimi ve arkadaşca ricadır;


 Can I have a hamburger?
 I, You, We özneleriyle kullanılır!
Could [-e bilir misiniz?] = daha kibar bir rica türüdür;
 Could we be more than friends?
 I, You, We özneleriyle kullanılır!
May [-e bilir miyim?] = resmi ortamlarda kullanılır;
 May we leave early today?
 I, We özneleriyle kullanılır!
I wonder If ... might / can / could [-ıp –ıpmadığını merak etmek] = daha çok yazılı dilde kullanılır;
Will [-eder misin?] = can gibi samimi ve arkadaşca bir ricadır;
 Will you shut the door please?
 I öznesiyle kullanılır!
Would [-edebilir misin?] = will’in daha kibar olanıdır;
 Would you shut the door please?
 I öznesiyle kullanılır!
Would you mind if [sakıncası yoksa? / sakıncası var mı? / yapsam veye yapmasam sakıncası olur mu?] = fiilin
ikinci haliyle kullanılmakla beraber, nesne zamiri veya aitlik sıfatıyla kullanıldığında sadece -ing alır;
 eylemi biz yapacaksak;
 Would you mind If I smoked in here?
 Would you mind If me smoking in here?
 Would you mind If my smoking in here?
 Would you mind if I don’t come
 eylemi karşımızdaki kişi yapacaksa -ing kullanılır;
 Would you mind lending me some money? / Would you mind turning down the volume
 Would you mind not dropping your litter on the ground?
Do you mind if [sakıncası yoksa? / sakıncası var mı? / yapsam veye yapmasam sakıncası olur mu?] = diğer
yapının aksine fiilin birinci haliyle kullanılır
 eylemi biz yapacaksak;
 Do you mind if we cancel our appointment?
 Do you mind if I don’t drink wine?
 eylemi karşımızdaki kişi yapacaksa -ing kullanılır;
 Do you mind putting out your cigarettes? / Do you mind locking the doors?
 Do you mind not wasting your money?
YETENEK

ACTIVE MODALS; modal + V(1)

Can [-e bilmek] = şimdiki zaman ve geleceğe yönelik zaman zarfları ile kullanılabilir;
 I can drive a car / She can pass her exam tomorrow
Could [-e bilmek] = geçmiş zaman’da sürekli tekrar edebilen bir süreci anlatırken kullanılır;
 I could climb trees when I was a child
“BE” able to [-e bilmek] = geniş zaman’da sadece yazılı dilde, geçmiş zaman’da anlık özel bir beceriyi veya
başarıyı anlatır, gelecek zaman’da ve son olarak diğer modallar ile beraber de kullanılabilir;
 The companies which are located in this area are able to supply the financial needs of their employees
during an entire year [geniş zaman’da sadece yazılı dil’de kullanımı]
 I was able to stop the car before I hit the dog [geçmiş zaman’da anlık özel bir beceri veya başarı]
 I will be able to meet him tonight / They are going to able to arrive here around five [gelecek
zaman’da kullanımı]
 He should be able to afford this car [modallar ile kullanımı]

PASSIVE MODALS; modal + have + V(3)

Can [yapılabilir] = active olanı ile aynı anlamı taşır;


 The whole city can be seen from the top of the mountain
BE...TO YAPILARI;

“BE” supposed to

Kulaktan dolma bilgiler’de kullanıldığında [-mış / -miş]


 That film is supposed to be good
Planlar’da kullanıldığında [-ecek / -acak]
 I am supposed to meet him tonight

“BE” expected to

Tıpkı “BE” supposed to yapısı gibi tahminler’de kullanılır [-ması bekleniyor]


 The inflation is expected to fall by the end of the year

“BE” likely to

Tıpkı “BE” supposed to yapısı gibi tahminler’de kullanılır [-ması muhtemel]


 The flights to New York are likely to be cancelled due to the snowy weather

“BE” about to

Bir olayın tam da meydana gelmek üzere olduğu durumlarda kullanılır [-mak üzere]
 I was about to enter the office when you called me

“BE” bound to

Bir olayın gelecekte gerçekleşme ihtimali fazla ise kullanılır [-mak üzere]
 Paul is bound to be an artist. He can draw pictures very well
 He is bound to win the game. He is playing much better than his friend

“BE” allowed to

Let ve allow yapıları ile tamamen aynı anlamdadır fakat bu kez bir edilgenlik söz konusudur [-izin verilmek]
 I am not allowed to go out at nights

You might also like