Zaman Ve Nedeni

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

TENET FİLMİ ÜZERİNE

“Geçmiş ve gelecek yoktur. Sadece sonsuz bir “şimdi” vardır.”

– Abraham Cowley

Zaman, belki de herkes için sonunda bir soru işareti barındıran bir şeydir. Bazen bu soru işaretini bir
kenara bırakarak, çoğu kez zamanın gerçekten ne olduğunu görmezden gelip, onu saat ile
ölçebildiğimizi düşünür ve hayatımıza bu şekilde devam ederiz. Zihnimizde, zamanın, geride kalan ve
ilerisi olan bir doğrusal yapı olduğu, bu yapı içerisinde de bir alemin akışta olduğu kabulü yer
almaktadır diyebiliriz. Bu akış aynı zamanda sebep-sonuç ilişkisi ile ilerlemektedir. Bu bahsettiğimiz,
zamanın, bizlerce anlamlandırılmış halidir diyebiliriz. Yönetmen Christopher Nolan, yaklaşık yirmi
yıldır üzerinde planlamalar yaptığı ve 2020 yılında çıkardığı “TENET” filmiyle işte bu zamanı
anlamlandırma çabasına karşı bir yapım ortaya koymaktadır. Öyle ki Nolan’ın film içerisinde zaman ile
ilgili temel önermelerinden birisi “Anlamaya değil, hissetmeye çalışmalı.” düşüncesidir.

Bu düşünceyi bir gerçeklik olarak ele aldığımızda filmin bu gerçekliğe çok iyi bir uyum sağladığını
söylemek mümkün. Film gerçekten de filmi anlamak üzerine yapılmış dersek yanlış söylemiş olmayız.
Şöyle ki film tam olarak kendisini izleyiciye bağlatan bir olay örgüsüne sahip değil, aynı zamanda
kopuk olsa dahi birbirine bağlı sahneleri izleyene tam olarak bir açıklıkla sunmamakta. Olayların ve
zamanın nasıl işlediğine dair izleyiciye yapılan en büyük açıklamalar olacak olan her şeyin olduğu ve
hissetmeye çalışmak üzerinedir. Burada başka bir şekilde tekrar etmek gerekirse Nolan, kendi
düşüncesindeki anlamlandırmamak gerekliliğini izleyiciye bir şekilde aktarmaya çalışmaktadır. Ancak
bu anlamlandırmama zamanın kendisi ile ilgilidir. Bu noktada Nolan’ın sanat anlayışına dair bazı
çıkarsamalar yapacak olursak, onun gerçekçiliğe çok önem verdiğini görmekteyiz. Hem TENET hem de
geçmiş yapımlarında, hikâye ve teknik açıdan gerçekçiliğe çok yakın çalışmalar yamaktadır. Bu
gerçekçi duruşuna bazı örnekler verecek olursak. The Dark Knight filminde sokağın ortasında
gerçekten de bir tıra takla attırmış, Interstellar filminin uzay-zaman anlayışı için fizikçilerle çalışmış,
Inception filminde mekân çekimlerini bilgisayar teknolojileri yerine, mekanların maketleri ile
gerçekleştirmiş, şu an çekim aşamasında olan Oppenheimer filminde ise nükleer patlama sahnelerini
yine maketler üzerinden yapmaktadır. TENET filmine geldiğimizde de örneğin, filmde gördüğümüz
uçak kazası gerçekten bir uçak kazasıdır, aynı zamanda filmde bahsedilen entropinin geri kazanımı
fiziksel enerjinin simetrik olması ile uyuşarak bir zamanda yolculuk teorisi oluşturmaktadır. Bu ise
bilimsel olarak doğru bir teoridir. Ancak Nolan’ın bu gerçekçilikteki temel motivasyonu gerçeği
yansıtmak değil, filmi inandırıcı kılmaktır.

Bu noktada bahsetmeliyiz ki TENET filmindeki zaman anlatımı, bilimsel olarak doğru bir yaklaşıma
sahiptir. Zaman enerji ile bağlantılı olmakla birlikte anlaşılandan çok hissedilen bir şeydir. Enerji ile
bağlantısı onu hareket ve mekân ile birlikte olumlu kılan bir şey haline getirmektedir. Çünkü enerji
dediğimiz şey, atomik boyutta ve daha büyük olarak mekanik boyutlarda hareket gerektiren, aynı
zamanda bir sistem içerisinde bulunan bir şeydir. Ancak enerji sistem içerisinde tam olarak verimli bir
şekilde dönüştürülemez. İşte bu dönüştürülemeyen(kullanılamayan) enerjiye entropi denir. Bundan
dolayıdır ki herhangi bir sistemden elde edilebilecek verim %100 olamaz, çünkü orada bir enerji
kaybı, kullanılamayan bir enerji açığa çıkmaktadır. İşte bu kullanılamayan enerji fiziksel geri
dönüştürme simetriğini bozmaktadır. Fiziksel simetri enerjinin her zaman sabit olduğudur, ancak geri
dönüştürme simetrisinde enerjinin bir kısmı kullanılamayacağı için bu dönüştürme simetrisini
olanaksız kılar. TENET filminde bu açığa çıkan entropi bir şekilde geri dönüştürülmesi başarılmıştır. Bir
maddenin geri hareketi ancak ve ancak bütün enerjisi ile yapılabilir haldedir.

Hareket ve mekanın

You might also like