Professional Documents
Culture Documents
Gecekondu: Türkiye'De
Gecekondu: Türkiye'De
C~
İSTANBUL ÜNİV ERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İKTİSAT FAKÜ1...TESİ
SOSYAL SİYASET A~~ABİLİM DALI
Ha zırlayan
Hızır TUTAN
92-9447
Danışman
İSTANBUL, 1995
TÜRKİYE'DE GECEKONDU
SORUNU
GİRİŞ ı
1. KAVRAMSAL VE TARİHSEL GELİŞİMİ s
A. GECEKONDU KAVRAMI 5
1. Gecekondu Tanımı 5
2. Gecekondu Kavramının Un surları 6
3. Gecekondu Teriminin Türkçeye Yerl eş m es i 7
ması nedeniyle barınak sorunu kısır bir döngüye girmiştir. Devlet ,$mır
ı
Türkiye l 950'1erden sonra çeşitli etkenlerle hızlı bir kentleşme sü-
recine girmiştir. Kırdan gelen nüfusun kent nüfusuna eklenmesiyle
hızla büyüyen kentlerde sanayı sektöründe sınırli iş imkanlarının bu-
lunması nedeniyle göçe konu olan nüfusun üretken olmayan hizmet
sektörüne yönelmeleri büyük kentlerde düşük gelir gruplarının yoğun
ları, ken t merkezlerine bir ekleme görü ntüsü vermekte, ilk bakışta
sanki şehird e köyün devam etti ği inti bam ı uyandırmaktad ır.
2
Gecekondu bölgeleri kent dokusunu olumsuz yönde etkilediği
3
etkiJeyen faktörler incelenmiştir. Hızlı kentleşmenin ortaya çıkardığı
{.
4
1. KAVRAMSAL VE TARİHSEL GELİŞİMİ
A. GECEKONDU KAVRAMI
1. Gecekondu Tanımı
Bir tanıma göre gecekon_dl!, kent dokusu içinde başkalarına ait bir
arsa veya arazi üzerinde imar yasalarına, sağlık ve fen kura llarına aykırı
Diğe r bir araştı rmada ise sözcüğün sosyal yönü nü ön plana çıkara
lanna ait arazi ve arsalar üzerinde ve arsa sahibinin rızası olmaksızın inşa
5
Yukarıdaki Gecekondu tanımlarından da anlaşılacağı üzere tanım
lar, tanımı yapanın çalışma amacına göre deği şmektedir. Resmi ve Hukuki
tanımlar, yasalardan kaynaklandığından daha dar kapsamlıdır. Akade-
mik çalışmalardaki gecekondu tanımlarında nitel özellikler daha çok ön
plana çıkarıldığından kapsamı daha geniştir.
şekl in d e tanımlanabilir.
6
1- Yapı, ımar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata aykırı yapılmalıdır.
imalıdır.
3- Yapı mülkiyeti başkasına ait olan arazı \'e arsalar üzerinde sahibinin
rızası alınmadan ve izinsiz yapılmış olacaktır.
yen mevzuata aykırı yap ılar kendi mülkiyeti yerinde yapılsa da şehircilik açı
ortaya çıkmıştır. Gecekondu, kırdan kente göç eden yoksul insanların barı
Gecekondu sözcüğü 1940 ' 1ı )ıJJarda halk arasında telaffuz edilmeye başlandı .
10) Eyilp G. İspir, Şdıirlqme t:t Meseleleri, Ocak Yay., Ankara, 1986, s.69.
11) Ruşen Keleş. 100 sor11dn şekirlqme... s.190.
12) Mahir Gencay. Gecel:ondu Problemi. İmar ve İsk:ın Bakanlığı Yay. s.5, A.yrıca bkz. lspir,
s.69, Cihangir, s.6.
13) Baki Öz. Tiirliyede GÖ{ Olgusu Sorun/on tJt Çö:.limli. Gençlik Basımevi, İst. 1978, s.20.
7
1923-1930 yıllarında ızınsız ve başkalarının arazısı üzerinde, düşük
hazineye ait bir arazi üzerinde baraka şeklinde bir oda yaptığını, üçüncü
belge ise (22.2.1933-67) Jansen PJanm'da amele mahaJlesi olarak ayr-
ılan yerde yapılan kaçak yapıların varlığını ifade etmektedir. Ankara
İmar :Müdürlüğü bu izinsiz yapıların yıkılması ve yıkma i)e enkaz
kaldırma masrafının sahiplerinden alınması kararını vermiştir. Böylece,
soruna karşı yıllarca uygulanan "yıkım çözümüne" ilk olarak bu dönem-
de bu dönemde başvurulmuşt1:1r.
ı4) Tansu Şenyapılı, Anlara Kentindt GeceJondu Grlifimi, Kcnt-Koop.,Yay. Ankara, 1985, s.56.
15) Ayten Çetiner, "İstanbulda Yerleşim Sorunları ,.c Gecekondu Alanları," İstonb11/do Çct:re
Sorun/an t,>t Çö:.iim l'ollnn. İTO yay. ?l:o:ll. 1991, s.259.
8
şeklinde yapılar yapılmıştır. Bu yapılar daha çok ge<?e1eri, kaçak olarak,
çoğu zaman imece usulüyle inşa edilmiştir. Bu dönemlerde kaçak olarak
yapılmış baraka ya da kulübe olarak adlandırılan yapılar · daha ziyade
İstanbul-Ankara gibi büyük şehirlerde boy göstermiştir. 16
1945 yılından sonra ülkede görülen yapısal değişiklik kırlardan
9
kaçak yapıya gündüzkondu, siyasilerin bilhassa seçım dönemlerinde
tavizkar . konuşmalarından cesaret alarak yapılan kaçak yapılara seçim -
kondu, lüks kaçak yapılan anlatmak için vilJa-kondu, dikey büyümeyi
anlatmak için apart-kondu gibi çeşitli isimJerle · anlatılmaktadır. Gece-
kondu kavramını anlatmak için kul1anılan bu ve benzeri sözcükler
Türkiyedeki gecekondulaşmanın gelişimini izah etmektedir. Yeri gel-
dikçe bu kavramlara değinilecektir.
10
Bilahare kendilerine göre bir arazi parçasınını aidiyeti temin edil-
dikten ve resmi makamlar tarafından müdahale edilmesi ihtimali orta-
dan ka lktıktan sonra bina hariçten bir değişiklik göstermemesi ne özen
gösterilerek iç tarafında kagir duvarlar örülmek suretiyle sağlamlaştırıl
maktadır. Daha sonra ilk inşa edilen ahşap kaplama alın makta ve orta-
ya ayrı bir bina çıkmaktadır.
Bir başka inşa şekli ise, bir veya birkaç gün önceden temel vazife- ·
sını görecek bir beton dökütlmekte ve yine evvelden temin edilen mal-
zeme ile süratle bir kagir (tuğla, biriket, vb.) bina inşa edilmektedir.
Bu ve buna benzer şekilde inşa edilen binaların tavan döşemesi
ahşap veya beton yapılabilmektedir. İnşaat malzemeleri, mahalli malze-
ll
Günümüzde, yukarda izah edildiği şekilde inşa edilen gecekondu-
lar olduğu gibi, fen ve sıhhi kuraJJara uygun olarak inşa edilen birden
çok katlı gecekondularda vardır. Özellikle bazı binalar, kaçak yapıl
24) l\luz.ıffer
Tufan. "Kentlerin Köyleşmesi Yerine Köylerin Kentleşmesi", J.:ırsnl Soııoyi
Se111p11:..111111tı,
DPT. Sosy;ıf PiJnlam;ı Genci Müdürlüğü, Ankara, 1993 s.32.
25) Gencay. s.10.
12
yörekent" ve "sanayi yörekentleri" olmak üzere ikiye ayrılır. Gecekon-
duların camamı, konutlardan oluşan yerleşmeler olduklarından, konut-
larla dolu yöre kentlere benzerlerse de, yoksuJJuk niteliği onları banli-
yölerden ayırır. 2 "
Yörekentler şehirden uzak olmaları ve yerleşim açısından gecekon-
dulaşmaya benzeyebilirler. Ama gerek meskenin kalitesi ve gerekse
yapım tekniği (kullanılan malzemenin sıhhi ve fenni şardara uygunlu-
ğu, bahçe genişliği ve meskenin iç dizaynı) açısından farkJıJık gösterir.
~
Ayrıca bu konutlarda yaşayan bireylerin eğitim-öğretim, sosyo-kültürel
yönlerinin gelişmiş olması meskenlere yansımaktadır. Kısaca yörekenr-
Ierin yerleşim alanları itibariyle benzerlikleri bulunmasına rağmen,
şartlara uygun olarak yapılmış çok katlı kaçak betonarme binalar burada
gecekondu kapsamı dışında tutulmaktadır.) Oysa köy konutlarında kullanım
alanı bu rakamların bir kaç kat üstüne çıkmaktadır.29 Ayrıca sağlam-
' Kaynak: DPT, Türk Köyünde Modernleşme Eğilimleri Araştırması, DPT Yayınları
1970, s.18
den büyük ayırımlar yoktur. Köylünün mesken yapımında %49.S'i taş, %22.3
'ü kerpiç, %21.8 'i kereste kullanılmaktadır. Evlerin yapımında birjket kuJ-
Janıldığını söyleyenlerin sayısı %2. 7 civarın dırdır. Köy evlerinin yarısına yakı-
gereçleri daha çok kullanılmıştır. Her iki konur türünde kerpiç ve taş en çok
ise ahşaptır. Gecekondu yapım sürecinin giderek tecimsel bir nitelik ka-
zandığı son yıllarda, kagir yap ıların oranında belirli bir artış olduğu kabul
edilmekredir. 31
benzetilir. Kuşkusuz her iki olgu arasında bazı benzerlikler Yardır. Her iki
30) DPT, Tiirf Kiiyiindr .l/odmıleşmr Eğilimlrri :ir,;~·::mıosı, DPT Yayınları, Ankara, 1970, s. 18.
31) Keleş. lı\1 S"rudn Şdıirlrşmr ,.e ... s.195.
mes1ek, öğrenim düzeyi ve bazı tavır ve davra nışlar bakımından da,
benzerlikicr bulunabilir.
Bu iki tür yerleşmenin benzerliklerine rağmen birbirlerinden ayrı
ya da kadınlardan oluşmaktadır.
Yapılan bir araştırmaya göre slumlar ıçın tesbit edilip Türkiye deki
gecekondular için henüz cesbici netleşmemiş şu özellikler özetle verı
le bilir.
- Slum bölgelerinde bağırsak, zührevi ve verem gibi hastalıkları
ıs
nazaran daha yüksektir.
S/um'larda genç suçlu nisbeci yüksekcir.
S/um'larda cinayetlerin fazla olduğu görülmektedir.
S/um'larda cinsiyet suçları ve gayri meşru davranışlar fazladır.
kimliğe sahiptir.32
C. GECEKONDULARIN ORTAYA ÇIKIŞI
VE GELİŞİ!\1İ
Türkiye ilk defa 1923 yılında liberalleşme sürecine katılmış, 1950
yılından sonra bu süreç hızlandırılmıştır. II. Dünya savaşından sonra
MarshalJ yardımının da etkisiyle ülkemizde gelişen teknoloji ve sanayı
32) Keleş, JtlO Stmıdo Şehirlc~me....s.195, Ürekli, s.42 Ayrıca. slumlar ile gcce.kondulann yapım
tekniği ,.e sosyo·kültürel özellikleri hakkında gen~ bilgi için bkz Turhan Yörükhan.Gtrr
iondulnr t•r Grrtl:ondu Bölgtlrrinin Sosyo-1\ülıürtl 6'-Jlliilrri lmar ve İskan Bk. Mesken Gnl.
Mild. S.A.D, Ankara, 1%8, ss.50-70. Doğan, ss f>-JO, Orhan Tuna, lsıonbul Gmlondu
Ön/mır BMgtleri Arnştmmuı İmar ve İskan Bakanlığı Mesken. Planlaması ve Proğ. Daire
Başk. İstatistik Serisi: 2, Ankara, 1974, ss. 17-19.
33) Orhan Tükdoğan, roisullui Kiiltiirii. Atatürk Ün\". Yay, No.336, Erzurum, 1974, s.5.
16
1. Dünyada Gecekondulaşma
larda yaşamaktadır. 3 i
Gecekondular köylerden kenelere nüfus akınlarının ve ilgili ülke-
34) Keleş, Krnılrşmt P11/it;Ja.;ı, s.358.
35) Tufan, s. 3.2.
36) Tufan, s.30.
37) Keleş, Krntlrşme P{)/iıil:ası. s. 359.
17
Jcrin toplumsal ve ekonomik gelişme düzeyinin doğrudan ürünüdür.
Gelişmekte olan toplumlarda, sanayileşmenin büyük kentlere göçü hız
landırdığı kırsal alandaki mevcut işsizliğin bu göçün temel nedenlerin-
den biri olduğu ve herşeyin ötesinde geri kalmışlığın çıkış aşamasında
makro dengelerdeki olumsuzluk yükünü büyük kentlerin çektiği düşü
nülmektedir. 40
- Bir çok ülkenin büyük kentlerindeki gecekondu bölgelerinde
yapılan araştırmalarda hurda yaşayanların, toplumların dar gelirli ve
yoksul sınıflarına mensup olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Bu ülkelerde, kent topraklarının mülkiyet yapısı dar gelirli birey-
lerin toplumsal konut yapısına yetecek kadar ucuz ve bol arsanın piya-
saya sürülmesine e lve rişli d eğildir.
lelere ucuz araç ve teknik yardım sağlansa idi konut diye bir sorunun
kalmayacağı, çünkü gecekondu yapanların devletin önemli bir görevini
paylaştıkları, yükünü hafiflettikleri görüşünü ileri sürmüşlerdir. 42 John
38) İTO, İstnnb11/"do Kncnf Yoptla;mn t:t Gtafımdu Sorununa Öneriler. İTO Yay. İst. 1993 ss.S-6.
39) Keleş. Kmıle;·111e PtJ/;,ifo~·ı, s.359.
40) İTO, ·ist. Kocnl: }'aprla;·mo t·ı Gm lond11 . .. s.3.
41) Ankara 'nın Çankaya bölgesinde yıkımına karar verilen 678 gecekondu sahiplerinin bir kıs
mı bizzat gecekondu yıkımııı:ı engel olmakla görevli polis. belediye z:1bıtası, belediye fen
memuru gibi kimselerin bulunduğu tesbit edilmiştiı.Geniş bilgi için bkz. Şamil Ünal,
"Şehircil ik", Su))'/JlfJji h onferar:slon 198.?. ı\yrı Basım. İstanbul, 1984, s..?01.
42) İlhah Tekeli. Gerel:ımdulart P/011/01110 Sorun/on t:r }°(Jl/tırt, Til\.Bsm, Ankara, 1971, s.289
18
Tunıer bu denerim dışı kalmış kencseJ yerle.şmeJeri toplumsal sapıklık
lar olarak niteleyenlere karşı çıkmakta ve gecekondu yapmayı çok doğal
19
Adana ve Bursa gibi büyük kentlerde gecekonduJaşma l 940'Jardan
itibaren kendini göstermeye başlayıp, l 950'1erde topJumsal bir sorun
niteliğini kazandı. Bu yıllarda kırdan kente göçen nüfus büyük kentler-
de gecekondu . tipi yapılaşmayı hızlandırdı. 45
45) Geniş bilgi için tbkz. Tufan. s,30, Şenyapılı, s.450, Keleş, Kentleşmt Poliriiası, s.369.Konu
ile ilgili olarak Baki Öz, İlk Olarak gecekondu olayının 1948 yılında farkına vanldığını ve
gecekonduyu yasaklayan bir yasanın çıkarıldığından bahseder. Öz. s.49 Fehmi Yavuz ise
1953 yılında Doğu illerimize yaptığı seyahatta nüfusu az olan Sarıkamış kasabası ve Bin·
göl ilinde ciddi gecekondu meselesiyle karşılaştığından bahsetmektedir. Geniş bilgi için
bkz. Fehmi Yavuz, Anfnrndn 158 GectffJNdu, Gecekondu başlıklı Önsöz Yazısı A.Ü. S.B.F.
Yayınları No: 60-51 Ankara, 1953, s.3.
46) Meydan Larousse, s. 4450.
47) Öz, s.50.
20
Tablo-2: Yıllara Göre Gecekondu Sayısı , .e Gecekondulu Nüfus
21
Erzurumda %40, Bursa ve Diyarbakır' da %30 dolaylarındadır. 50 Terör
nedeniyle Diyarbakır, Mardin gibi Doğu ve Güneydoğu kentlerimizde
gecekondulaşma oranının daha da fazla olduğu bilinmektedir.51 1983 yı
olduğu varsayılmaktadır. 53
70 binden 100 bine, 1966-78 arasındaki dönemde ise 350 bine çıkmış-
tır. Bu şehrimizde bir yandan Altındağ gibi şehir merkezine çok yakın
kentleşme olgusu ile karşılaşmış ve bir sur gibi şehrin çevresini gece-
konduların sarmasına neden olmuştur. Böylece önce yatay, sonra dikey
büyümenin alanı olan İstanbul'da doğa, tarih ve peyzaj elden geldiğin
ce tahrip edilmiştir. 55 İstanbul'a nüfus akımı bu şekilde devam ederse
{,
ikibin yılında kentin nüfusunun 20 milyon civarında olacağı tahmin
edilmektedir. Her yıl İstanbul'a 250 bini göçmen, 150 binide nüfus
22
artışından kaynaklanan 500 bin insan ilave olmaktadır. Bu da İstanbul'
da yılda 100 bin yeni konut ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Bu kadar
büyük konut açığı ancak kaçak yapılarla ya da gecekondularla kapatılma
tadır. 56
gibi inşaat yapımı ıçın gerekli resmi ve gayrı resmi ödemelerin olma-
ması vb. nedenlerle) yıkılma endişesi olmadığı için çok katlı ve modern
yapılmıştır. 5 1.
İlk önce yalnız aile reisinin şehre gelmesiyle başlayan göç hareke-
Z4
şehirlerde yeni işletme sayısının özellikle küçük işletmelerin, amşı gibi
nedenlerle gecekondu ailelerinin ekonomik yapılarında meydana gelen
değişme sonucu yaşam biçimlerinde ve m~kansal düzenlerde de büyük
değişiklikler meydana gelmiştir. 60
Başlayan sanayileşme sürecine paralel olarak gecekondularda yaşa
tir. 6 1
Bu yıllarda gecekondu mahalJelerinin yerleşik bir düzen haline
geldiği görülmektedir. Gelirin artması · sonucu bir yandan teneke damlı
25
1 milyon 200 bine ulaşmıştır. Gecekonduların kent nüfusu içindeki
oranı da 5 yılda dört kat artmıştır. 63
cc. 1960 - 70 Dönemi
Bu devre {1960-70), gecekondu ailesinin ekonomik yapısındaki de-
ğişmenin mekana yansımasının en çok fark edildiği bir dönem olmuş
kondu sayısı üç kat artarak 240 binden yaklaşık 600 bine çık.mıştır. 65
26
yıl ında 50 bin civarında olan gecekondu sayısının 1980 'de 1 milyon 150
bine çıkarak yaklaşık olarak 29 kat artmış olma sıdır. 6 7
Kalkınma Planlan, kamu kuruluşları için emredici, özel sektör için yol
gösterici bir niteliktedir Bu açıdan planlı dönem gecekondu sorununa daha
geniş açıdan bakma imkanını vermiştir. Uygulanan politikalardan bazı müs- 1-,
27
1. Beş Yıllık Kalkınma Planı · ~t~i..•
l. BYKP iyileştirme, ıslah ve önleme politikalarını geliştirmeyi
lmış olmasına rağmen 1967 yılında yapılmı ş olan bir tesbitle 56 il'e
yayı l mış olan gecekondularla, gecekondu sayısının 433.SOO'e eriştiği ,
toplam gecekonduların %72.3 'ünün İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana'-
da yer aldığı belirtilmektedir.n
il. Beş Yıllık Kalkınma Planı
28
gereken gecekondularla ilgili bazı rakamlar verilmektedir. Dayandığı
75) DPT. rmi Strateji t.'e Ktılimmn P/0111 JJJ_BYKP , D.P.T. Yay.No: 1272 ·Ankard,
1982 ss 470-477.
76) DPT JY. BYKP ı Ankara, 1979, s.651.
77) DPT, BYKP, DPT Yay. Ank. 1985 ss. 166-168.
78) Keleş, Krntle~·me Politiinsı. s.346.
29
İkinci plandan sonraki planlarda sorunun çözümünün şehirleşme
ve konut politikalarının bütünü iç'inde ele alındığı öngörülmektedir.
Böylece belirtilen planlı dönemlerde öngördükleri gecekondu po1itika-
ları uygulamada etkili olmamıştır. Şüp~esiz gecekondu sorunu sadece
bir barınak sorunu değildir. İçinde yaşayanların sosyo-ekonomik yapısı
nın mekana yansımasıdır. Dolayısıyle sorunu çözümü uygulanan ekono-
30
"İmar Planı yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Nüfusu, plan zorunlulu-
31
yasayla belediyelerdeki plan ve ruhsatla ilgili bazı yetkiler İmar ve
İskan Bakanlığına devredilmiştir.
liğe sahiptir.
Tasfiye (Ortadan Kaldırma): İyileştirme ümidi kalmamış olan
'
83) Gecekonduyu ilgilendiren )·asaların değerlendirilmesi
konusunda geniş. bilgi için bkz.
l\eleş, Ktnıltşme Politil:osı, ss.376-379, Tuna. ss.22-28. İspir, ss.38-40. Şenyapılı, ss.87.
123, ı 24, 584.
84) Tuna, s. 24.
85) a.g.e s.25.
32
gecekonduların, manevı ve tarihi değeri olan eserlerin etraflarını çevır
miş bulunan yapıların tek tek veya bu tür yapıların yoğun durumda
33
suçJarın af kapsamı dışında tutulması gerekçe gösterilerek 1976 tarihin-
de çıkarılan 1990 sayılı yasayla 1966-1976 yılları arasında yapılmış gece-
konduların yıkımı durdurulmuştur.
diyelere devredilmiştir.
1983 yılında çıkarılan 2805 sayılı ve 1984 yılında çıkarılan 2981 sayılı
lan bir değişiklikle (Yasa No:3290 R.G. 7 Haziran 1989 No.19130) gece-
kondu sahiplerine tapu verme işlemlerinin biraz daha kolaylaştırılması
34
sonra yapılan bütün yasal düzenlemelerin en temel özelliği yasa çıktığı
j.
35
11. GECEKONDULAŞMANIN \
SEBEPLERİ
arasındaki 40 yıllık dönem iç~nde kent nüfusu altı kat artarken, kır
nüfusu ise, 1.7 kar artmıştır. 1989 yılında Türkiye genelinde 55.825 bin
olan genel nüfusun 28.089 bin 'i şehirde, 27 .201 bin 'i kırlarda yaşamak
tadır. 1994 yılında genel nüfusun 61.825 bin'e çıkacağı, şehir nüfusu-
nun 35.089 bin'e, kır nüfusunun 26.736 bin kişi olacağı, şehirleşme
36
Gerek merkezi yönetimler, gerekse yerel yönetimlerin kentse]
hizmetlerin üretiminde sürekli kentleşme hızının gerisinde kalmaları,
toplumları çeşitli sorunlarla karşı karşıya bırakmıştır. Bunların en başta
A. KONUT AÇIGI
Nicelikli konut üretiminin artırılması ve böylece . insanların sağlıklı
meskenlere kavuşturulması sosyal politikacıların önemli hedefleri arası
avantajlar sağlar. Bir ailenin, konut sahibi olmakla elde edilen özgürlük
ve prestij gibi duygularla tatmin olması ve geleceğini güvence altına
1- Konut Arzı
37
sebebini konut arzının yetersizliği teşkil eder. 92 Konut arzı, büyük
ölçüde konut talebine bağlı olmakla beraber konut talebinden bağımsız
bir kavramdır. Konut açığı, ayını zamanda mevcut hane halkı sayısı ile
mevcut konut sayısı arasındaki dengesizlikği ifade eder. Konut açığı iki
şekilde görülür. Birincisi, açık ya da gözle görülen konut açığı ki nice]
bir özelliktir. İkincisi gizli konut açığı olu'p, bu kavram barınma koşul
larının niteliğiyle ilgilidir. Mesela, bir konut biriminin birden fazla hane
h a lkı tarafından paylaşımı, yanı konutların aşırı derecede kalabalık
92) Yusuf Balcı, "Türkiye'deki Konut Sorununa Genci Bakış", Türi Mltsinin lfıŞtJdiğl ,ifelanlnro
Ko11uılnrn ilişkin Eğilimler, Başbakanlık A.A.K. (\"ayınlarımamış Proje Raporu) İst, 1992, sl9.
93) Keleş, Kent/Cime Puliıilast s.!i4.
94) a.g.c s.277.
38
Tablo-3: Konut Y atınmlannın Gelişimi (1950-1988)
ti ıll ;ır Konut Yatınmlnnnın Toplwn GSMH İçindeki
Sabit Sermaye Par1(%) payı(%)
39
t0plam sabit sermaye yatırımları içinde %40'ın üzerinde olmasına kar-
'
şın, bu oranın kamu sektöründe sadece %2 civarında gerçekleşmesidir.
verilebilir.
40
Aynca TÜBİTAK 1985-89 döneminde nüfusu 20 binin üzerinde ki
şehirlerimizde 1.530.086 birim konut ihtiyacı olacağı hesaplanmıştır. ıoo
olduğu resmi açıklamalar aras ındadır. :Mesela; 1980 yılında Konut Konfe-
ransı'nda dönemin İmar ve İskan bakanı şu açıklamayı yapmıştır;
sek, bakan lık vasıtasiyle 7000, özel sektör ile yıld a toplam yaklaşık
120.000 konut yapmaktad ır. Yıllık onalama konut açığı 150.000 olduğuna
sayısı ise, V. Plan döneminin başında 3.5 milyon olarak tahmin edilmiş
41
görülür. Yapılan hesaplara göre en fazla i n şaat ruhs atının alındığı 1989'da,
83.81 O ev, 39.422'si apartman olmak üzere 123.232 yapı inşaat ruhsatı
Konut sektörü özel girişimci için kazançlı bir yatırım alanı olarak
görülmektedir. Bu alandaki yatırımların yaklaşık %9S'inin özel sektör
tarafından yapılması bu tesbiti doğrulamaktadır. 1 05 N itekim özel mes-
ken yatırımlarının beşinci plan döneminde yıl da ortalama %12.4'lük bir
hızla büyüyeceği, bu h ı zın 1985'te %19.9'dan 1989'da %13.S'e doğru
42
tüketim eğilimlerinin de etkisiyle artması, konuta ayrılan kaynakların
tür. Toplu konut fonu ihdas edilerek, konut politikası sağlam kaynak
desteklerine kavuşturulmuştur.
43
Diğer önemli bir olumsuzluk da inşaata başlayan kooperatif yöne-
ticilerinin amaç dışı çalışmasıdır. Bu kooparatif yöneticileri dar gelirli
insa nları ev sahibi yapmak yerine daha fazla şahsi kar amacı takip
ettikleri için, çeşitli sebepler ileri sürerek üyelerden belirlenen fıatların
bir kaç misli para tahsil edip, bu insanların ma'duriyetine sebep olmuş
lardır .
ndan imkanlar daha ziyade lüks konutlara veya yazlık konutlara kaydır
2- Konut T alebi
İnsanların asgari düzeyde barınabilmelerini sağlamak için gerekli
konut sayısı ve kalitesi belli bir anda var olan konut sayısından ve
kalitesiden farklı ise aradaki fark konut ihtiyacıdır. Konut ihtiyacı, kişi
başına barınma için gerekli olan küçük mekanı ifade eder. Ödeme gücü
44
kon uca gereksinim duyarlar. Konut gereksinmesini belirleyen · demogra-
fik etmenler, aynı zamanda konut talebini de etkiler.
Konut talebi, tüketicinin ödeme gücüne bağlı olarak, konut ihti-
yacında n az veya çok olabilir. Kalabalık aileleri n konut talebi, daima
kötü barınma şartlarında yaşamaya katlandıklarından dolayı doğal olarak
daha çokmr. 109 Türkiye'de konut talebini hızlı nüfus artışı, şehirleşme
ve göç hareketleri ve · diğer faktörler etkilemektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin en belirgin özelliklerinden biri, nüfus
artış hızının gelişm iş ülkelere oranla daha yüksek o lmasıdır. Nüfus
artışıyla toplumun kazandığı dinamik yapı, bireylerin yeni arayışlar
içinde olmala rına bağlı olarak, üst seviyede bir nüfus hareketliliğin
Kaynak: DİE, 1990 Gen~l Nüfus Sayımı, Yny. No: H.67, Ankara, 1991, s.2
45
Cumhuriyet döneminde ilk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında
46
yıllık nüfus artış oranı, 1980'de %o30 iken, 1985 'te bu rakam %o60'a
çıkmışrır. 113
ken köylerde nüfus ıyıce azalmaya, hatta yok olmaya yüz tutacaktır. 114
47
fiziki dayanıklılık denir. Binaların sosyo-psikolojik nedenlerden dolayı
dışında) tekrar konut inşa etmek yerine yeni konutlar ınşa edilseydi
konut ihtiyacı ve talebi bugünkü kadar olmayabilirdi. Örnek olarak
Ankara'da 1965-67 dönemlerinde 381 birim konut yıkılıp yerine 1136
birim konut yapılmıştı r. Gerçekte ise (1136-383) 753 konut yapı lmı ş
olmaktadır. 117
Başta iş bulma ve daha iyi bir ~ayat sürme arzusudur. Bundan başka
(·.
eğitim, sağlık, daha emin bir yerde yaşamak, (güvenlik) macera, gibi
diğer nedenler de göçün sebepleri arasındadır. 119 Göçü oluşturan
I 18) Ali Yonca, "Türkiycdc Mesken İnşaatı ve Açığı" Meslen Stmintri, Ankara Ticaret Odası
Ya~·. Ankara. 1981. s.9.
ı 19) \'eysel Eroğlu. İstn11bu/'dn Şelıirleşme ve Çevre. İst. Kültür ve Eğitim Derneği, l\fahalli
İdarecilik Eğitim Merkezi. No:3. İstanbul, 1993, s.1.
49
sebepler itici faktörler, iletici faktörler ve çekici faktörler olmak üzere
üç ana başlık altında incelenebilir.
1. İtici Faktörler
İtici faktörler, genellikle nüfusu köyden ve tarımsal alanlardan
yani kırdan, kır dışına iten buralardaki olumsuz etmenlerdir. Bunlar,
kırlık alanlardaki nüfusun hızla artışı ve tazyiki, tarım topraklarının ma-
kinel~şmesi, . toprakların miras vb. yollarla parçalanıp küçülmesi, kul-
lanılan toprakların hat safbaya varması yanı toprakların yetersiz kalması
yetersizliği, iş bulma ümidinin azlığı veya daha iyi iş bulma isteği, tabii
afetler, iklim şartları, kan davası, can ve mal güvenliğinin zayıf olması
.
gibi sebepler itici faktörleri oluşturmaktadır.
daima kentlerden daha fazla olmasına neden olmuştur. 120 1927 yılında
yapılan nüfus sayımında kır nüfusu genel nüfusun % 75.8 'ini teşkil edi-
yordu. Bundan sonraki bazı yıllardaki nüfus değişimi Tablo-S'de görül-
düğü gibi şehir nüfusu sürekli anmakta köy nüfusu ise azalmaktadır.
şehirlerdeki nüfus artışı 1980 yılında binde 30.47, 1985 yılında binde
62.61, 1990 yılında binde 43.10 olmuştur. Kır nüfusu ise . göç vb.
nedenlerle sürekli azalma eğilimi göstermiş, 1980 yılında yıllık artış
50
binde 13.29 iken, 1985 yılında yıllık artış binde -10.58 , 1990 yılında
binde 5.56 ile negatif değer almaya başlamıştır. 121 Dolayısıyla nüfus
artış hızları yönünden şehir ve köy yerleşim yerleri karşılaştırıldığında
olup, bu miktar Türkiye nüfusunun % 6.8 'ini teşkil ediyordu. 1945'te ise
göç eden nüfusu n genel nüfustaki payı % 9.3 ol muştur. Bu durum daha
sonraki yıllarda da artarak devam etmiş, göç eden nüfusun genel nüfus
içindeki payı .1955' de %10.6, 1960'da %11, 1970'de %16.1 olmuştur.
ortalama artış oranı %2.2 olup bu da yılda 1.2 milyondan fazla insanın
51
koşullarda yer alan değişmelerin bu kitlelerin yer değiştirme kararları
lerinin cüce işletmeler olduğu gerçeği 1963 Tarım Sayımı ile doğru
52
Tablo-7: Tarla ve Nadas Alanlarının Gelişmesi
Yıliar Ekim Alanı Nadas
1948 9.477 4.373
1950 9.864 4.674
1955 14.205 6.793
1960 15.394 8.262
19i0 15.591 8.705
1980 l 6.372 8.188
1985 17.908 6.025
1989 19.036 5.234
Kaynak: Nazif kuyucuklu • Türkiye İktisadı, Ist. Filiz Kitabevi, 1983 s.251.
tadır. 129
127) Kuyucuklu. Tiirl:iyt İltisadı. 1993, ss.Z52. Öz a.ğ.e slO.
128) Geniş bilgi için bkz, Kuyucuklu, Tiirl:i.re İl:ıisadı s.250-255, Keleş, s.33, Öz. a.g.e s.11.
129) Zaman Gazewi 5.1.1995.
53
Ayrıca sulamanın yetersız olması tarımsa] verimliliği düşürmekte
mamaktadır.
tur. Bu tür yolların geçeceği bölgeler önce düşük bir ücret karşılığı rant
sahipleri tarafında n satın alınmakta, ulaşım ağı bittikten sonra parselle-
nip arsa olarak satılmaktadır. Mesela ülkemizde gerek E-5 karayolunun
gerekse E-6 karayolunun geçtiği güzergah verimi yüksek tarım topraklarıdır.
c. Tarımda Makineleşme
Ülkemizde tarımsal makineleşmeyi 1945 öncesi ve sonrası olmak
tarımda makina parkı çok sınırlı kalmış, buna paralel olarak. toprakların
130) Pınar, Ülkemizde Kırsal Sanayinin Yeri ve Önemi. Kırsal Sana!i Sempozyumu, DPT.
S.P.G.M s.53, Ankara, 1993
131) Kuyucuklu, Tiirk~re Elonomis; s.250.
54
sonra Batılı devletlerin, özellikle ABD'nin, genel politikalarına uygun
olarak Türkiye'ye belirli (makina gibi) yardımlar_ yapmıştır. Bu yıBarda
3222'ye çıkmıştır. 1970 yılında ise ülkede 106 bin traktör, 8568 biçer-
döver ve 14044 harman makinası bulunmaktadır.
55
otakçı, yarıcı tarım işçileri sektör dışı kalıyordu. '
Bir traktörün ortalama
on civarında tarım işçisinin yerini aldığı varsayılır. Bir traktörün tarım
56
En fazla göçün yaşandığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri
sürgün yeri olarak kabul edilmesi doğal olarak bu bölgelerin ihmal
edilmesine neden olmuştur. Okullar yetersiz, sınıfları farklı olan öğren
bilmek için, aile reisleri, aile fertlerini yanlarına alarak büyük kentlere
göç etmektedirler.
Kırlardan göç için bir başka itici faktör sağlık imkanlarının yetersiz
olmasıdır. Hasta olup sürekli tedaviye muhtaç olan kişiler daha iyi
57
sağlık problemine cevap verebilecek tıp fakü1teJeri ve diğer tam teşek
küllü hastahaneler belli merkezlerde ve büyük şehirlerde toplanmıştır.
Günümüzde göçün etkisiyle nüfusun büyük kenelere yığı lması ilave
sağlık tesisleri de kurulmadığından ihtiyaca cevap verememektedir.
Bununla birlikte günümüzde özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde
terör sebebiyle sağlık hizmetleri durma noktasına gelmiştir. Sağlık
14Z) Sedat Lasiner, Terör sonrası Güney Doğu Araştırması, Milliyet Gazetesi, 6-15.8.1994.
143) Bu konu ile ilgili ülkemizde yapısal değişmenin ~·aşandığı 1945-60 dönemi kırsal sorunlar
hakkında geniş bilgi için bkz. Öz, ss, 15-25. Aynca günümüzdeki durum için bkz.Laçiner'in
araştırması, Milliyet Gazetesi, 6-l5.8.ı994.
58
artmaktadır. Örnek olarak Diyarbakır'ın nüfusu 1990'da 381 bin iken
dört yıl içinde yaklaşık olarak dört kat artarak şu anda 1.5 milyona
yaklaşmış bulunmaktadır. 1 ""
merkezler kılmaktadır.
Küçük yerleşmeler doğal olarak, istihdam, eğitim, sağlık, sosyo-
düşünülen şehirlere göç için itici bir güç olmaktadır. Bu sebeple şayet
144) Geniş bilgi için bk.z Eyüp Can'ın Diyarbakır Bel Bşk. Ahmet Bilgin ile 29.1.1995.
tarihinde yaptığı ve Zaman Gazetesi'nde yayınlanan röportaj.
145) Geniş bilgi için bkz. Laçiner, /ıfil/iyeı Gn~.f'ttsi, 6-15.8.1994.
59
devler gereken sosyo-psikolojik, kültürel ve ekonomik tedbirleri al-
mazsa; bu bölgelerden büyük şehirlere, belirtilen nedenlerle, göç daha
da hızlanarak, kentlerdeki gecekondular ve gecekondu bölgeleri hızla
artacaktır.
2. İLETİCİ · FAKTÖRLER
İletici faktörleri itici ve çekici faktörlerden bağımsız olarak incele-
60
KarayoJu; Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyeti husu-
siyetine geçen karayoJu uzunluğunun 18.335 km olduğu, bunun 4.450
km 'sini toprak yolların teşkil ettiği bilinmektedir. 1938' de karayolu
uzunluğu 38.864 km'ye çıkmış, 1948'den sonra gelişmeler hızlanmıştır.
tan yenı kurulan Cumhuriyete intikal eden demiryolu hattı 4018 km-
'dir. 1980'li yıllarda hat uzunluğu (ana hatlar, ikinci hatlar ve diğer hatlar
toplamı) J0.263 km olup, bunun 9699 km'si elektriksiz, 564'ü eJektirik-
lidir. 1986'da banliyölerde dahil toplam oturacak ve yaracak yer kapasi-
tesi 98.991 'dir. Toplam yük vagonlarındaki kapasite 654.277 , ortalama
61
1989'da toplam yolcu ve yük taşımasının ulaşım alt kollarında dağılımı
ise şöyledir:
Kaynak: Nazif Kuyucuklu, Türkiye İktisadı, Filiz Kitabevi, İstanbul. 1993 s.461.
olmuştur.
62
3. Çekici Faktörler
Nüfusu harekete geçiren itici faktörler o]masma karşılık, nüfusun
belirli bölgelerden temerküz etmesine de çekici faktörler sebep olmak-
tadır.
işlerin daha kolay (yüksek gelir sağlayan itibarlı işler) · oluşu, şehirleri
63
a. Sanayileşme
rebilmek için 1927 yılında ~ıkarılan "Teşviki Sanayi Kanunu11 nun, iste-
nilen amacı gerçekleştirmede çeşidi nedenlerle başarılı olamaması
64
sonucunda 157 devlet temel sanayi kuruluşlarını gerçekleştirmek için bir
plan yapma ve bu plan çerçevesinde yatırım yapma zorunluluğu hisset-
miştir. Bunlar arasında dokuma, kağıt, seramik, ve kimya endüstrileri
başta gelir. Hatta devlet kimi sanayi kuruluşlarını, ekonomik karlılık
ölçütünün bile dışına çıkararak, Anadolu kasabalarına kurmuştur. 158
1.250 bin' e, 1981 'de 2.2 milyon, 1986 yılında 2.8 milyona yaklaşmıştır. 159
65
Tablo-9'da görüldüğü gibi ülkemizde 1962'de 5 94.4 olan yapım sanayı,
1989'da %91 'e düşmüş olmasına rağmen sanayı kesiminde yapım sanayi
ağırlığını muhafaza etmektedir.
Bununla birlikte çalışan nüfusun sanayi kesimindeki payı küçüktür.
şan nüfus sistemli olarak düşüş eğilimine girerek %77.4'den 1990 yılın
160) 1950'lerde % ıO olan sanayinin GS~Dl içindeki payı ı99ı 'de %30'a yükselmiştir. Bu
gelişimin milli gelir düzeyine yansım1Sıdır. Geniş bilgi için bkz. Haydar Tuncer, "İkibinli
Yıllarda Tarıma Dayalı Sanayiler için yeni Alccrn:ıtifler" Kırsol Sottll)'İ StmpozJumu DPT.
Ankar;ı, 1993 s16 .
161) Ergün Gürpınar, Çrt:rr Sorun/im Dm .1\ 1Jtlnn.. 1.ü SBF. İstanbul, 1982, sı28.
0
66
Türkiye'de sanayi kuruluşlarının hemen hemen hepsi büyük kent-
lerde veya küçük kentlerde kurulmuş ya da kuruldukları kasabaları kısa
67
yükseldiği ifade edilmektedir. İstanbul, Ankara gibi büyük kentleri-
68
vergiye tabi olmaktadırlar. Bu n·edenle büyük şehirlerde işportacıların
siz mal satmakta etiket oyunlarıyla ithal mal yerine yerli malları satmak-
tadırlar.
166) İTO, İŞPORTACILIK KANUN TASARISJ, YA\lNIN NO 224 ISTANBUL 1969 S.12,
167) Ucuz emeği ekonomiye kam~ndan dolayı sana~inin gelişmesinde önemli bir faktör olduğunu. bu
· öz.ellikle 1950'lerde \llkenin gelişmesinde önemli bir faktör olduğunu, bununda özellikle 1950"1erde
ülkenin kalkınmasıa gecekonduda yaşayanlann katkıda bulunduğunu savunanlar. vardır. Geniş bilgi
için bkz. Şenyapılı, ss.199-200.
69
'
Bir taraftan şehirlerde halihazırda mevcut olan mesken darlığı, diğer
taraftan sanayileşmeye paralel olarak işçi meskeninin diğer bir ifade ile
ucuz mesken mevzuunun ele alınmamış olması sebebiyle, şehirlere
etmişlerdir. 168
70
lantıları ve işbirliğini doğururken, bunun sonucunda büyükkent gerçeği
170) Geni~ bilgi için bkz. ITO İstanbulda Kaçak T:ıpu ve Gecekondu sorununa öneriler, İstanbul.,
ı 993 ss.52-54.
J 71) Kriton Curie, Hızlı .'\Tüfus Artıpnm SfJsyo EloflfJmii t;e Çrt:n:srl SfJrun/on. İTO Yay. İst. ı992 s.52-53.
172) Mafyaya diğer bir örnek Egenin Kaş Yarımadası·nın en güzel yerlerinden liman ağzı me,·kiinde
yöre halkının tanımadığı 13 kişilik ekip gece yaptığı çalışmalarla 3 günde ağaç!an keserek 30 dö-
nümlük hazine arazisini arsa haline getirerek satmışlardır. Milli)•t/ Gazetesi. 6.1.1989
71
Bu durumu İstanbul'da yapılan bir araştırma doğrulamaktadır. 205
ev, 960 nüfus ve 11 geçici levhalı sokağı bulunan :Maslak 1'·faha11esi'nde
üç kuşaktan gecekondulu yaşamaktadır.
72
yasal düzenlemeler yapılarak kontrol altına alınmaya çalışılmış ise de
başarılı o]unamamış "hava parası" ı 15 denen ve istediği kira miktarını
elde etme imkanını veren bir olgu ortaya çıkmıştır. Kira bedellerindeki
bu durum bir çok kimseyi gecekondu yapmaya sevketmiştir. 1 i6
175) Aşınderecede yükselen kiraların 1939 yılında Milli Koruma Kanunu ile dondurulmasıdır. Ama bu
önlem spekülatörlerce: derhal bir kazanç kaynağı haline dönüştürülerek "hava parası"nın onaya
çıktığı belirtilmektedir. Bu konu ve 5020 .sayılı yasa ile ilgi,lidir. Geniş bilgi için bkz. Şcnyapılı
ss.68-94.
176) Gencay, s.7.
177) Eroğlu Veysel, lstanbul'da Şehirleşme ve Çene..., s.J.
73
İkinci dönem olan 1960-1970 arasında gecekondu, sahibini emek
gücünden yararlanılarak yapılmak~ ancak kiraya verme oranı yüksel-
mektedir. Bir başka deyişle, bazı gecekonducular birden çok gecekon-
du yaparak, kendi ihtiyacından fazlasını kiraya vermektedirler.
Üçüncü dönem, 1970-1980 arasıdır. Gecekondu yapım süreci, tümüyle
ticarileşmiş, yoksul kitle için arsa sağlayıp, yap ı gereçlerini bulan ve
gecekonduyu inşa eden, bunları satışa su nan "gecekondu firmaları"
74
mı, nasıl olsa sonradan tapusunu almanın bir yolu bulunacaktır11 inancını
güçlendirecek, bu tür mesajlar ise köylerden kentlere olan nüfus
akınlarını hızlandıracağı gibi kent içinde yaşayanlar için servet edinmek
maksadıyla gecekondu işine girmesine neden olacak böylece gecekon-
du yapımı hızlanarak devam edecektir. 180
Politikacılar, yapılmış gecekonduyu ya s allaştırma yolunu seçer-
ken , bir yandan da, yapılması yasaklanmış bulunan gecekonduların
75
yapılırken gecekonduların yasal bir statüye kazandırılması konusu tart-
ışılmış ve 1953 yılında ise Celal Gönenç gecekondulara tapu verilmesi
gerektiğini savunmuştur. 183
ndan adeta kanuni bir hak olduğu siyasi parti bildirilerinde raslanmak-
tadır.1s4 Oluşan bu hava sonucu olarak 1968 yılında Ankara'nın Karşıya
olduğu siyasi partinin (AP) Ankara genelindeki %16.5 ' lik oyuna karşıl
183) Gecekondu ile ilgili bu ve sonraki dönelerde mecliste yapılan tartışmalar tıııklında geniş bilgi için. .
bkz. Şenyapılı, ss. 87-91, 134-14.?.
184) CHP, Cece}ond11 Jfesitn Rot-asını Nostl Çö;,c~. Marmara Matbaası, J%J
185) Keleş, 100 sorudn Tiirli;·rdı Şclıirlqme, Kımuı..... s.114.
76
dedikleri de görülmüştür. Diğer taraftan 1989 yılının son günlerinde
aynı partının belediye başkanı ve parti başkanının törenle tapu dağıttığı
leri için, gecekondu bölgelerinde yaşayan nüfus ne kadar çok olursa, po-
litik güçleri de o oranda yüksek olmaktadır. Bu sebeple gecekonduyu
ilk yapanlar, buradaki nüfusun çoğalabilmesi için akrabalarını , hemşeh
77
bu bölgelerin ekonomik değeri de bir kaç senede astronomik şekilde
lmasını zorun lu kıl ar. Ancak, yı kım, gere k türlü baskı kümelerinin
direnişleri gerekse ulusal servetin zarar görmesi nedeniyle, kaçak yapı
78
lamışlardır. Her iki yasada da 2 Haziran 1981 tarihinden önce yapılmış
79
Ayrıca, Yargıtayın bir başka kararında (1. Hukuk Dairesi) üzerinde ge-
80
1989 ye rel seçiminden önce gecekonduların tapu tahsis belgele ri dağı
tılarak meşru olmayan yerleşmeler meşru hale getirildi. Böylece adeta
gecekondulara davetiye çıkarıldı. Bu uygulamalar sırasında ilginç olan
görünüm ise, bu dönemde muhalefet olan partilerin ·uygulamalara ke-
sinlikle karşı çıkmaları olmuştur. Uygulamalara karşı çıkan muhalefet
bir dönem sonra yerel yönetimlerde iktidara geldiğinde aynı uygula-
kondu sorunu konusunda ortak bir görüş sergilemeksizin her iki parti
bir birine zıt olan düşünceleri kamuoyuna açıklamışlardır. Bir koalisyon
ortağı seçimlere kadar yapılan gecekonduları yıkmayacağını açıklarken,
aç ı kl amıştır .1 95
bir geJir elde edileceği~ konu iJe ilgili gerekli yasal düzenlemelerinin
81
Gecekondu affının ardındaki düşünce, olup bittiJer sonucunda ortaya
çıkan yapıları yıkmanın ekonomik açıdan ulusal servet kaybı olduğu,
sıyası açıdan oy kaybına sebep olacağı sosyal açıdan ise kaçak yapılarla
yem imar affının bir başlangıcı, bir nedeni olur. Topluma verilmiş zarar-
ların imar aflarıyla bağışlanması, ilgililerin para ya da hapis cezalarıyla
cezalandırılması, yitip giden değerlerin, topluma yeniden kazandırıl
masına hiçbir zaman yetmez. Bu nedenle, sık sık İmar suçlarını bağı
82
III. GECEKONDULAŞ :MANIN ORTAYA
ÇIKARDIGI SORUNLAR
83
Çevre sorunlarının günümüzde büyük boyutlara ulaşmasının önem-
Şadıkları yerlerde daha çok görülen çevre sorunları planlı gelişen alan-
körüklemiş, b_ü yük boyutlara ulaşmasına neden olmuştur. 199 Ayrıca bü-
le boğaz görünüm alanları, Ege kıyıları, Bursa 'nın Uludağ etekleri gibi
boğaza nazır alanlarında gecekondu dahil 3 bin kaçak yapı için yıkım
84
yıkım kararları uygulanamamaktadır. 201
Neticede zaten yok olan kent
mektedir.
b. Su Kaynaklarının Kirleplmesi
Gecekondulaşmanın ortaya çıkardığı çevre sorunlarından biri de su
kaynaklarının kirletilmesidir. Su kaynakları genelde şehrin dışında ve
şehirden uzak bölgededir. Bu tür su havzalarının kenarında -oluşan
nda hızlı bir nüfus artışı yaşanmaktadır. Havzalarda 1985 yılında 190 bin
kişi yaşarken, bu rakam 1993 yılında 670 bine çıkmıştır.Ömerli havzasın
daki nüfus artışı 1980-85 döneminde %46 iken, 1985-1990 yıllan arası
olmaktadır.
11
sine neden Nitekim aşın kirlenme yüzünden Elmalı Barajı
200) Belediye sınırlan içinde encümen kararı gerekmektedir. Bu kararın uygulanması asgari 60-70 gün
sürmektedir. Belediye sınırları dışında. ise ziliiyer T.b. nedenlerle mahkemeler yıllarca s\iimektedir.
."1illiı'tı Gouıesi 9.8.1994.
201) İst:ı~bul Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu Üyelerini Temsilen Eczacılar Odası Bıışkanı ~ieh
met Domaç'ın basın toplantısı, Z.Omon Go::.Lltıİ, ı2.11.J994
202) \'eysel Eroğlu. /f111t Svyu Koynollarrnın Konmmosr oe Gtliştirilmesi. 1stanbul Kültü~ \"C Eğitim
Derneği, No:ll, İstanbul, ı993, s.6
85
İçm e suyu kaynaklarının korunması ve gelişti rilmesi maksadıyla
zenle nme k t e di r.
3. Orta ;\fesafeli Koruma Alanı (OMKA), KM KA'dan itibaren 1
km'dir. İskan ve Sanayi kuruluşlarla ilgili sınırlamalar 19. maddede dü-
zenlenmektedir.
4 . Uzun l\fesafeli Koruma Alanı (UMKA), diğer koruma alan-
86
Elmalı Barajı çevresinde, Ömerli Barajı su toplama havzasında ve diğer
c. Hava Kirliliği
aylarında kükürt oranı yüksek kalitesiz kömür, çöp atıkları, lastik, odun
gibi yakıtlar kullanılmakta, bu da baca gazını yoğunlaştırıp hr.va kirlili-
ğine neden olmaktadır. 205
Nitekim gecekondu bölgelerinde yapılan bir araştırmaya göre
soba, ısınmak ıçın en yaygın olarak kullanılan araçtır. Sobada kullanılan
87
yakıt türü ise İstanbul'da %41 oranında odun %58 oranında kömür,
Ankara'da %47 oranında odun %49 oranında kömür, İzmir'de %49 oranın
da odun %49 oranında kömür olmaktadır. 206 Bu bölgelerde düşük kalite-
li yakıtlar kulianıldığından hava kirliliğine sebep olmaktadır. (Kemer-
burgazdan getirilerek İsranbul içinde satışa çıkarılan ve hava kirliliğine
yol açan kalitesiz kömürler gibi.) Ayrıca hava kirliliğini azalcan doğal gaz
gibi modern yakıtlar gecekondu bölgelerine henüz girmemiştir.
a. Çarpık Kentleşme
1950'den beri nüfusu 100 binin üzerinde olan kentler göç almak-
tadır Kırsal bölgelerden kentlere göçen insanların yerleştiği bölgeler
genellikle belediyelerin yerleşme dokuları dışında kendilerine ait olmayan,
planı, altyapısı harca .. yolu bulunmayan alanlardır. Günümüzde .bu olgu.
hala de,·am ermekte ve benzer özellikler göstermektedir. 208 Birinci çev-
rede yer alan gecekondular (kentin genişlemesi ve yeni ulaşım ağları
1984 yılında çıkarılan 3194 sayılı yasa bu bölgelerde Islah İmar Plan
L
çalışmaları öngörmüş ise de, yasa, ıslah deyimiyle mevcut yapılaşmaya
göre plan yapılmasını amaçladığından çarpık kentJeşmeden kurrulmayı
imkansızlaştırmıştır.
206) Yener. Alper, s.ızı.
207) Turgut Engin, ·~irlilik Gündemden Düşmüyor", 7.omnn Gouıesi 13.12.1994.
208) Ayten Çetiner, Krfltleş111r Siirtcifldr Kmıstl Yerleşme Dii::.mi ve OrgoflİZDSJ'Ofl, TÜSES, s.93.
209) İTO. i.~tnflbuldn /\.nçof l'optlaşmo c:r Gecekondu Sorununa Öneriler, İTO yay. İstanbul, 1993, s.1
88
Gecekondulaşma tabir edilen, kaçak ve plansız yapılaşmanın orta-
ya çıkardığı gelişi güzellik çarpık kentleşmeye ve birçok altyapı sorun-
larına neden olmaktadır. Gecekondu bölgelerindeki yapıların plansız
89
v.b. açık tesisler bulunmadığı gibi yeşil ve dinlenme alanlan da yoktur.
Bu sebeplerle gecekondu bölgeleri günümüzde şehir merkezi içinde
kaldıkları halde kentsel organizasyonu tamamlayamamış sağlıksız ve so-
runlu alanlar olarak görülmektedir.212
Genelde gecekondu maha1Jelerinin çevreye ilişkin sorunları zaman
perspektifi içinde olağandışı bir değişmezlik ve süreklilik gösterir. Bu
sorunların 1950 yılı ile 1980 hatta 1990 yılı arasında değişmeyen kaynağı
b. Altyapı Sorunları
aa. Kanalizasyon
Yapılan araştırmalarda gecekonduluların en çok yakındıkları ve
en başta vurguladıkları konu kanalizasyon proplemidir. Bazı gecekondu
bölgelerinde kanalizasyon buzleri döşenmiş bazılarında ıse hiç döşen
212) Çetiner, lsıonb11/'da rrrltşim Sorun/on t•e Gereiondu :ilan/an. a.g.m. ,s_.261.
213) Şenyapılı, s.189.
214) a.g.e, s.189.
90
temi olmadığı yapıJan araştırmalarda tesbit edilmiştir. İstanbuJ'daki
91
sısteme bağlanması ve boruların yüzeye yakın geçirilmesi gelmektedir.
Bu aksaklıkların sebebi, çoğunlukla sıstem kurulurken belediyelerle
yapılan anlaşma uyarınca kanaJları halkın kazması, belediyenin ise
sadece buzleri döşemesidir. 219 (Bazı bölgelerdeki buzler de gecekondu-
lular tarafından döşenmektedir.) Normalde 2.5 m. derinliğine gömül-
mesı gereken buzlerin 1 m. ve bazı yerlerde daha sığ döşenmesi, yol ka-
litesinin genellikle toprak ve bozuk olması sonucu, yağışlarla birlikte
kanaJlar sık sık patlamakta ve arızalara ·n eden olmaktadır. Kayalık arazi-
ye ise kanalizasyon götürülememekte, atık sular boş arazilere bırakrl
maktadır. 220
su miktarı ile üretilen sıvı atıklar arasında yüksek bir korelasyon olduğu
92
Ayrıca, kanalizasyon sistemi olmayan gecekondu bölgelerinde
ıse atık ve pis suların toplanması için açılan çukurlar foseptik nitelik
taşımamakta, özellikle eğimli arazilerde taşma ve sızma yapmaktadır.
mış bir ölü bakteri çorbası içmekten başka bir şey değildir. 223 Bu bakım
dan içme ve kullanma suyu büyükşehirlerde çok ciddi bir sorundur. Bu
problem gecekondu bölgelerinde daha da ağırdır.
93
1990 yılından sonra tifo vakaların da görüJcn artış önceki yıllara oranla
5-6 kat fazladır. Bu vakalar daha ziyade gecekondu bölgelerinde görül-
mektedir. Yine Mardin'de görülen aşırı gecekondulaşma altyapı hizmet-
lerinin bu bölgelere götürülmesini imkansızlaştırmaktadır. Bu ilimizde-
ki gecekondu bölgelerinde kanalizasyonlar açıkta akmakta olup, sular
yetersiz ve sağlık k~şullarından uzaktır. İmkansızlıklar yüzünden tan-
kerle dahi' bu bölgelere içme suyu götürülememektedir. Gecekondulu-
lar içme suyu ihtiyacını çoğu kez kendi imkanlarıyla, sağlıksız koşuBar
225) Sedat Laçiner"in Diyarbakır Belcdi~·e Başkanı Ahmet Bilgin ve Mardin Belediye Başkanı Abdulka
dir Tuuşı ile yaptığı röpon:ıj. ~lilliyet 8.8.1994
226) Şenyapılı, s.193
227) TÜBİTAK s.88
94
Tablo-11 'de görüldüğü gibi gecekondularda yaşayan hane halkının İstan
bul'da· %91 'i, Ankara'da %81.Z'si, İzmir'de %84.7'si şehir şebekesinden
su temin etmektedir.228
Şebeke suyunu içme suyu olarak ku.llanma durumu ile ilgili yapılan
95
birikmektedir. Bazı yerlerde çöplerin bir arada bulunmasını sağlayacak
çöp varilleri dahi yoktur. Çöp varilleri olan yerlerde ise, düzensiz rop1a-
ma nedeni ile, kapaklı çöp varillerinin yanında çöpler yığılmaktadır. 230
icap eden değerler, . çöpe bulaştıktan sonra iptidai bir şekilde ayıkları- .
230) Şenyapılı s.191
231) a.g.e s.191
232) Yener, Alper, ss SS.89
233) TÜ BİTAK s.77
96
maktadır. Hala çöpler arazi yapısı itibariyle çoğu kere zaman olmayan
sahalara "vahşi depolama" tabir edilen şekilde atılmaktadır. Bu şekilde
97
mak ıçın kazılan kanallar, heyelan, sel, v. b.) bozulmuştur. Ayrıca bazı
ması olan yerler daha ziyade eski gecekondu bölgeJeridi~~ ~~n~~ _:<>.l~ra~
237) Şenyapılı, s.191.
238) TÜBİTAK. Gecekondu ve Önleme Bölgeleri s.54.
239) S. Kemal Kartal, Kentleşme ''C İnsan Türkiye \'e Orıadoğu Amme İdadesi Enstitüsü. Yay .No:l 75,
Ankara. 1978, s.29.
98
Ankara Güneşevler gecekondu bölgesindeki cadde ve sokaklar 8 m.
yüksekliğinde 40-50 m. aralıklarla dikilmiş e]ektrik direklerindeki
lambalarla aydınlatılmaktadır. Yer yer bu uzaklık 80-100 m.'ye kadar çı
99
İlkokul bulunmaktadır. İstanbul Anadolu yakasındaki gecekondu böl-
mada üniversite mezunu %1, orta Ye Jise mezunu %4.38, ilkokul mezu-
nu ve okur yazar olanlar ise %75.43, okuma yazma bilmeyenler ise
"
%14.33 olduğu belirtilmektedir. İzmir Gülçeşme gecekondularında hane
reisleri üzerinde yapılan bir araştırmada ise okur yazar oranının hayli
yüksek olduğu tesbit edilmiştir. 245
Hanehalkının (12 ve daha üst yaşlardakilerin) eğirim durumunu
belirlemek amacıyla Ankara, İstanbul ve İzmir gecekondu bölgelerinde
yapılan bir araştırmada üç kentte de benzer .bir yapı onaya çıknışrır.
100
öğrenim görmüş olanlar daha fazla olup, azda olsa beJli bir oranda
yüksek okul mezunu mevcutrur.246
Eğitim durumu yaş yapısına göre incelendiğinde okur yazar olma-
yanların ve okur-yazar fakat okul bitirmemiş olanların oruzbeş yaştan
sonra yoğunlaştığı görülmektedir. Ayrıca hanehalkı içinde kadınların
eğitim durumu erkeklere göre daha düşüktür. Buna göre okuma yazma
bilmeyenlerin oranı Ankara'da %9.4, İstanbul'da %10.5, İzmir'de %10.8'dir.
Daha önce yapılan gecekondu araştırmalarından farklı olarak okur-yazar
oranı yüksek çıkmaktadır. Okur yazar olupda bir okul bitirmemiş olan-
ların da oransal olarak arttığı izlenmektedir. Bu durum üç büyük kentte
yoğunlaşan okuma yazma seferberliğinin gecekondularda etkili olduğu
nu kanırlamaktadır. 247
ma ktad ı r.2 5 1
ıoz
İstanbul Sağmalcılar gecekondu bölgesinde görülen parakofera salgını
ndan her 50 bin nüfus için cam teşekküllü dispanserin açılması uygun
görülmektedir. Bu husus göz önünde bulundurulacak olursa Ankara
gecekondu bölgelerinde yaklaşık 8 dispanserin bulunması gerekmekte-
dir. Halbuki bu bölgelerden yalnızca Altmdağ'da 200 yataklı bir çocuk
hastanesi ile TeJsizler'de 50 ya taklı bir doğumevi, Gülveren 'de 30
yataklı bir ana-çocuk sağlığı merkezi. Abidinpaşa'da ise 1 eğitim sağlık
den %55 'inde büyüme geriliği bulunduğu tesbit edilmiştir Yine Erzu-
rum gecekondu bölgelerinde yapılan araştırmada ah yapı yecers.izliğin- ··.. .
103
den, parazit ve salgın hastalıkların yaygm olarak görüldüğü tesbit edil-
miştir.257 Nitekim Ankara Abidinpaşa ve Saime Kadın gecekondu ma-
hallelerinde %9 tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilen 347 kişinin
%42.37'sinde parazit enfeksiyonu rasrJanmıştır. Bu enfeksiyon en fazla
7-14 yaş grubunda görülmüş, bunu 15-24 ve 45-65 yaş grupları izlemiş
tir. Bu durum çevre sağJığmın yeterli olmadığını, şehir sularında Ye
kullanılan diğer sularda parazit yumunası bulunduğunu, tuvalet çukur-
larının foseptik nitelik taşımadığını, sinek ve böcek mücadelesinin
erkin yapılmadığını ortaya koymaktadır. Olumsuz çevre koşullarından
104
Nitekim sosyo-ekonomik sebeplerle temizliğin daha az görüldüğü ge-
cekondu semtlerinde parazit hastalıklarına daha çok rastlanmaktadır.
105
Diğer yandan, evlerde hizmetçi, apartman1arda kapıcı, resmi daire-
Jerde odacı o1arak çalışan gecekondu sakinlerinin; çeşitli hastalık ]ar
yönünden ne derece yayıcı ve alıcı oldukları ve hatta, bilhassa hasat
zamanlarında köyle olan münasebetleri bakımından ne derece intikal
vasıtası oldukları hususu üzerinde durulması gereken mühim bir konu-
dur.267
D. SOSYAL İLİŞKİLER
Gecekondu bölgeleri kente gelenlerin ilk yerleştikleri ve değişi
106
ce, spor gibi diğer sosyal ihtiyaçlar yönünden çok eksiklikler bulunması
.:._.:· -rin değişimi daha yavaş olmaktadır. Fakat Ankara'nın ~.skimiş '~~ ... .
270) Ayten Çetiner, a.g.m , TÜSES s.94.
271) İbrahim Yasa. "Ankara Gecekondu Topluluklarında Kentleşme", Şthird/iğin bazı Genci tıt Ö::,tl
Sorun/on A.Ü S.B.F. Yay. No: 318 Ankara 19il, s.8.
272) Alper, Yener, s.71.
107
oldukça heterojen bir gecekondu bölgesi sayılan Topraklık'taki gece-
kondulu hane reislerinin şikayetçi oldukları problemlerin başında ahlak
ve yardımlaşma noksanlığı gelmektedir.273 Bu tür semtlerde yaşayan ge-
cekondulular büyük şehirlerin diğer vatandaşları gibi kalabalık içinde
yalnız kalmakta, beş on gecekondu ilerisini tanımayabilmektedir. Bil-
hassa yoğun ve karmaşık özelliğe sahip gecekondu bölgelerinde kanaat,
fikir, zihniyet ve inanç birliğine rastlamak imkansız gibidir. Böylece
normsuzluk hali, hakim fikirlerden yoksunluk, şuurlu ve kararlı grup ha-
reketlerinin yokluğu ve ferdi davranışlıların çokluğunun hakim unsur
olm ası komşu luk ve yardımlaşma duygu sunu zay ıflatmaktadır. 2 74
108
ailesi özelliklerini kısmen bir arada bulundurmaktadır. Çekirdek aile bi-
çiminde (karı koca ve çocuklardan oluşan çekirdek ailelerin oranı %72
109
şehir ailesinin değerlerinin benimsenmesi ve öte yandan kır ailesinin
değerlerinin ve buna bağlı davranış kalıplarının terkcdilmesi ile
bağlantılıdır. 28 ° Kırsa) yörelere özgü kültür, yaşam tarzı ve davranış kalıp
)arı keme göç ile kısa sürede terk edilmekte ve kente özgü yaşam tarzı
daki yaş farkı ortalama üç, evJe~me yaşları ise yaklaşık ondokuz olup,
evlenme konusunda ailenin baskısı asgari düzeydedir. Evlenme işlemi
genelde köyde yapılıp daha sonra kente göç edilmektedir Aile gelirleri-
nin büyük bir kısmı erkekler tarafından karşılanmakta, çalışan kadınlar
ise temizliğe, yemek, ürü işlerine giderek aile bütçesine katkıda bulun-
maktadır. Kadının çalışması erkeğin iznine bağlı olup tek başına çalış
maya karar verebilecek kadınların sayısı yok denecek kadar azdır. Böylece
geleneksel kadın .yapısı gecekondularda hala sürmektedir. Buna rağ
men kız çocuğuna bakış açısı bakımından durum farklıdır. Erkek çocuğa
110
Bu durumda ailenin geleneksel ilişkileri ve yapısı da değişmekte vc:;: bo-
zulmaktadı r. Ayrıca bazı gecekondu ailelesinde kadınların temizlik gibi
gündelik işlerde ve genç kızların vasıfsız işlerde ve genç erkek çocuk-
ların da marjinal sektörlerdeki diğer işlerde çalışması aile içindeki rol ve
statüleri etkilemektedir. Kentlileşme s~recindeki bu . ailelerin erkek
çocuklarının çoğu zaman babalarından daha çok para kazanmaları, daha
çok kent tipi meslek sahibi olmaları, biçimsel bazı davranışların devamı
kültür ve inanç sistemine bağlı olan ırk, emik, menşe, sosyal yapı ve
fonksiyon bakımından bir birinden açıkça ayrılan fenler veya gruplar
bulunur. 28 6 Bu durum gecekondu bölgelerinde daha da belirginleşmiş
tir. Çünkü, gecekondu bölgelerinde ülkenin her tarafından hatta yurt
dışından (göçmenler) gelen insanlara rastlamak mümkündür. Bu sebep-
le buralarda sosyo-kültürel değişme çok yönlü ve fazladır. Sosyal kont-
rolünde azalması problemlerin artmasına yol açmaktadır. 287
111
rağmen hergün eklenen kırsal nüfusun kente uyumu sürekli olarak
geciktirmektedir.289 Bu yüzden gecekondularda· yaşayan insanlar kolay-
ca şehirJeşememekte; şehirleri ise, (olumlu tarafları kaybolmuş ve bo-
zulmuş tarzda) köyleştirmektedirler. 290
112
tür kapalı ve ufak çevre olan köy hayatının sosyal denetiminden uzakla-
şan insanların bir kısmı büyükşehirlere geldiğinde alkol, uyuşturucu ve
kumar gibi kötü alışkanlıklara kolayca sapabilmektedirJer. Fakat geliş
mekte olan bir çok ülkede olduğu gibi, Türkiye'deki gecekondu bölge-
lerinde de, toplumsa] çarpıklıkların fazla olduğu iddiasının geçersizliği
de ifade edilmekcedir. 294
Yine · büyükşehir hayatında sosyal çevrenın ferdin üzerinde ya-
rattığı baskı ve bu baskıdan kurtulma ümidinin içkide görülmesi ile
toplum içindeki sosyal ilişkilerde, özellikle büyükşehirlerde, faydacı,
113
şehirleşme sürecinde kente yenı göç edenler arasında intihar pek yay
gın değildir. Bunun sebepleri bireylerin geleneksel kültürlerinden kop-
mamaları, şehre intibak edememelerine rağmen kendilerine has bir
kültür (ara külrür, gecekondu kültürü) oluşturmalarıdır. Böylece, gece-
kondulular davranış bozuklukluklanndan kısmende olsa kurtulmuş
ıı..ı
suçluluk ora nının arttığı ve şehir suçluluğunun nitelikleri ile kı rsal böl-
gelerin nicelikleri arasında farkla rın bulunduğu kabul edilmektedir. 304
Köyden kente gelenler, topluma uyum sağlayamamamakta ve kül-
türe l intibaksızlık çekmektedirler. İnsanlar şehir hayatının kurallarına
aykırı davranışlarda bulunmaktadırlar. Şehre gelenlerin köyün gelenek-
sel ve sosyal denetimin güçlü yapısından çıkınca mevcut ihtilafların
suça dönüşmesi daha kolay ol maktadır. 305 Ôyleki köyde ancak büyük
vakalar ve cinayetler zabıta kuvvetlerine ve idari makamlara bildililir.
Köy cemaatının kitle ruhu grup ahengini ve sosyal kontrolü sağlamaya
ve devam ettirmeye kafidir. Ha ş arı köy delika nlısına köyün bir yetişki
304) Ne vzat GUrelli, "Şehirleşme ve Suç", Şeltirlqmmin /Joturrlut u Ceza Adaleti Sorun/on Sempo:y1111111,
1.0. Hukuk Fak. Kriminoloji EnstitüsU, İstanbul. ı 973, s.1 21.
305) Görmez. s.86.
306) Komisyon, Gecekondu Bölgelerinin Sosyo-kUltürel \'apıları S.37.
307) Görmez s.91.
115
tam teşekküllü ve kadrolu en az bir polis karakolu teşkilatı kurulması
gerekirken nüfusu 250 bini aşan (bazı) yörelerde asayiş hala jandarma·
ile sağlanmaktadır. Yapılan araştırmalarda güvenlik güçlerinin yetersiz-
l iğinden gecekondu bölgelerinde işlenen suçların çoğu faili meçhul
kalmaktadır. Örneğin Sağmalcılar semtinde (1964 yılında) işlenen 136
ağır suçun 35'inin, yani %25.74'ünün 1965 yılınd a işlenmiş olan 75
suçtan 24 !ünün, yani %22'sinin, faili meçhul kalmıştır. 308
Suç ile ilgili diğer bir husus, gecekondu bölgelerinde gelir düzeyi
arttıkça suç oranı azalmakta, gecekonduda kalma süreci arttıkça suç
işleme oranıda artmaktadır. On yıldan fazla gecekonduda kalanlarda
hapse girme, karakola Ye mahkemeye düşme oranlan hayli yüksektir.
Örneklemeye katılanlar gecekonduya göç etmeden önce hapishane
veya mahkemeye düşmemiş kimselerdir. Bu durum gecekondulaşmanın
sizliklerin nedeni çok sık görülen çocuk kavgalarıdır. 311 Çocuk kavgaları
yetişkinlerin suç işlemesine sebep olduğu gibi çocuk suçlarının anması
116
Gecekondu bölgelerindeki güvenlikle ilgili söylenebilecek d i ğer
117
SONUÇ .
Kulübe, baraka gibi sözcüklerle de ifade edilen gecekondu, düşük
ı 18
II. Dünya savaşı yıllarında gecekondu s özcüğü telaffuz edilmesine
rağmen, aslında 1930'lu yıllarda kulübe şeklinde gecekondu türü yapı
mıştır .
119
ülke için tekrarlanmıştır. Her defasında çıkarılan yasa mevcut gecekon-
duları meş rula ş tırmıştır.
120
%6'dır.) aşırı derecede a~mıştır. Böylece kentte yaşayan nüfusun an-
masıyla kentleşme hızlanmış ve neticede konut açığına sebep olmuştur.
gibi gecekondu say1sı ·her ·yıl ·katlanarak artmıştır. Öyle ki-, ·· 1955 yılında ·
ülke çapında elli bin olan gecekondu sayısı 1990 yılında bir milyon yedi-
yüzellibin 'i geçmiştir. Bu artış birçok problemleri de beraberinde getır-
mıştır.
121
Çevre sorunü bakımından diğer bir husus da, kış aylarında çöp,
lastik, kükürt oranı yüksek kalitesiz kömür gibi yakıtların gecekondu
bölgelerinde kullanılması havada kirletici bazı gazların yoğunlaşmasına
sebep olmaktadır.
hayli yaygındır.
ızz
Gecekondu bölgelerindeki altyapının yetersiz olması ve çevre kir-
liliği çeşitli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu sorunlara bağlı
tür.
Gecekondu bölgelerinde kırsal yörelere ait değerlerde bir çözülme
varsa da varlığını hala hisserrirmektedirler. İlk dönemlerde akrabalık
bağları kuvvetli tutulmaya çalışılırken gecekonduda kalış süresi arttıkça
kentlerdeki gibi ilişkiler zayıflamaya başlamıştır. Aynı şekilde ekono-
mik faktörlerinde ·etkisiyle aile içi ilişkilerde çözülmeler başlamış ve
gecekondu ailesi çekirdek aileye doğru kaymaya başlamıştır.
123
Kırsal bölgelerdeki sosyal kontrolün kalkmasıyla, gecekondu böl-
gelerinde ahlaki sapmalar görülmekle birlikte .henüz kentsel bir nitelik
kazanmamıştır.
124
KAYNAKÇA
- Alper, İstiklal, Samira Yener. Gecekondu Araştırması, DPT. Sosyal Planlama Daire
Başkanlığı, Ankara, 1991 .
-A11(1 Brito11icca. "Gecekondu Maddesi", Ana Yayıncılık, C.9, İstanbul, 1988.
- Alkan, Ahmet. "Günümüz Şehrinde Aile-Konur İlişkileri", /. Aile Ş111-ası Bildirileri,
Aile Araştırmaları Kurumu.Yayın No:9,Ankara,1990.
- Balcı ,Yu suf. "Türki)•e'deki Konut Sonm1111a Gmel Bakış", Türk Ailesinin Yaşadığı
Mekanlara Konutlara İlişkin Eğilimler, Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu
(Yayınlanmamış Proje Raporu),İstanbul,1992.
- Curie, Kriton, Hızlı Niifus Artışmm Sosyo-el:o11omik ve Çevresel Soro11/an, İTO Yayınları,
İstanbul, 1992·
125
- 'Eroğlu, Veysel. İsto11bul'da Şehirleşme ve Çevre, İstanbul Eğitim ve Kültür Derneği,
Mahalli İdarecilik Eğitim Merkezi Yayın No: 3, İstanbul, 1993.
- Eroğlu, Veysel. Çevre Koroma ve Anıma, İstanbul Eğitim ve Kü1tür Derneği, Mahalli
İdarecilik Eğitim Merkezi Yayın No: 4, İstanbul, 1993.
-Engin, Turgut. Kirlilik Gündemden Düşmüyor, li1111on Gazetesi, 13 .12.1994.
-Erkut, Gülden." Kentleşme Sürecinin Sosyolojik Boyutu ", Kentleşme ve Kentlileşme
Politikası ,TÜSES, Ankara, 1993.
- Erk~l, Mustafa. Sosyal Afese/elerimiz ve Sojyal Değişme, Mayaş Yayınları, Ankara, 1984.
- Gencay, Mahir. Gecekondu Problemi, İmar ve İskan Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1962.
-Göksu, A. Faruk. Gecekondu Geliştinne Projesi, Kent- Koop Yayınları, Ankara, 1988
- Giritlioğlu, Cengiz." İç Göç ve Kentleşme", Kentleşme ve Kendileşme Politikaları,
Editör Hande Süher, TÜSES, Ankara, 1993.
- Gürpınar, Ergün. Çevre Soro11/on Ders Not/on, İ.Ü.S.B.F., İstanbul, 1982.
- İTO. İşportacılık Konun Tasarısı, İTO Yayın No: 224, İstanbul, 1969.
- İSKİ. Amof Yeşil ve ıilov~l'i Koronıak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ Yay.
İstanbul,1988
- İshakoğlu,Mehmet. Cu111huri_vetle Başlayan Sanayileşme Harekt;_t/eri ve Doğu Anadolu,
Erzurum, 1976.
- İmar ve İskan Bakanlığı, Gecekondular t:e Gecekondu Bölgelerinin Sosyo-Kültiirel
Özellikle.ri, Mesken Genel Müdürlüğü Sosyal Araştırmalar Dairesi, Ankara, 1968.
-Keleş, Ruşen. Kentleşme Politikası, İmge Kitabevi, Ankara,1990.
126
-Keleş, Ruşen. 100 Soruda Tiirl:iye'de Şehirleşme, Komıt ve Geceko11d11, Genişletilmiş 3.
Baskı, Gerçek Yayınevi,İstanbul,1983.
-Keleş, Ruşen. 100 Soroda Konut İhiyacım Doğuran Sebepler, İstanbul, 1972.
-Keleş, Ruşen. Şehirciliğin Kuramsal Temelleri, A.Ü. S.B.F. Yayın No:l32,Ankara, 1972.
-Keleş, Ruşen,Fehmi Yavuz, Cevat Geray. Şehircilik Soro11/on,Uygulama ve Politikası,
A.Ü. S.B.F. Yayınları, Ankara, 1973.
-Keleş, İhsan. "Yerel Yönetimleİ ve Demokrasi", Hak-İş Dergisi, Sayı: 28, Ankara,
Nisan-1994.
- Keskin, Ahmet. "Kentleşme ve Kentleşme Sorununda Ulaşımın Yeri", Kentleşme ve
Kentlileşme Politika/on, Editör, Hande Süher, TÜSES, 1993 ·
- Kuyucuklu, Nazif. Türkiye İktisad1, Filiz Kitabe,;, İstanbul, 1993.
- Kuyucuklu,Nazif. İktisadi Olay/ur Tarihi, Genişletilmiş 3. Baskı, İ.Ü.S.B.F. Yayın No:
18, Edebiyat Fakültesi Basım Evi, İstanbul, 1990.
-Kartal, S. Kemal. "Kemi eşme ve İnsan", Türkiye ve Onodoğu Amme İdaresi Enstitüsii
Yaym No: 175, Ankara, 1978,
- Korkmaz, Abdullah. Şehirleşme ve Sttç Malatya Aroştı1711ası 1981-85, ( Yayınlanmamış
Doktora tezi) İ.Ü.S.B.E., İstanbul,1988.
-Laçiner, Sedat."Terör Sonrası Güneydoğu", Araştırma-İnceleme Yazı Dizisi, Milli)ıet
fiazetesi, 6-15.8.1984.
-Meydan Larousse, "Gecekondu Maddesi", Milliyet Gazetesi Yayınları. İstanbul. 1983.
•
- Milliyet Gazetesi, 13.9. 1995
- /11i lliJ et Gazetesi, 6. 1.1989
1
- Meriç, Ümit. "Şehirleşme Sürecinde Aile", .~ile A11siklopedisi, Cilt: 3, A.A.K. , Ankara,
1992.
- Öz, Baki. Tiirkiye'de Göç O/g11s11, Soro11/an t:e Çö:.iinıii, Gençlik Basımevi, İstanbul, 1978.
- Öziç, M. Ali. Tiirkiye'de Toplu Konut Sistemi ·oe İktisadi Bir lıfode! Çalışması
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İ.Ü. S.B.E. İstanbul, 1982. t,
127
Pınar, 1'.fete. 11 Ülkemiz~e Kırsal Sanayi'nin Yeri ve Önemi" Kırsal Sonoyi Sempoz.;·umu,
DPT, Sosyal Planlama Genel Müdürlüğü, Ankara, 1993.
- Mohammed. Ke11tlen·mizde Konut Soro111111a Ocretliler Açısmda11 Bakış,
Rasy,
<Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İ.Ü.S.B.E. İscanbul, ~984.
- Suher, Hande. Kentleşme ve Kentleşme Politika/on, TÜSES Yayınları, Ankara; 1993.
- Sevinç, Necdet. Os111011!t 'da Sosyo-ekono111ik Yapı, İstanbul, 1978
- Şenyapıh, Tansu. Ankara Kmtinde Gecekondu Gelişimi, Kent Koop. Yayınları, Ankara,
1985.
- TDK, Türkçe Sözlük, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1992.
- Türkiye A11siklopedisi, "Gecekondu Maddesin , MiJJi Eğicim Basımevi, C.17, Ankara,
1967
- Tufan Muzaffer, "Kentlerin Köyleşmesi Yerine Köylerin Kentleşmesin, Kırsal Sanayi
Sempoz..1 11111u, Ankara, DPT, Sosyal Planlama Genel
1 Müdürlüğü, 1993
- Tuna, Orhan, İsıonbul Gecekondu Önleme Bölgeleri Araştın11os1, İmar ve İskan Bakanlığı,
:\lesken Planlaması ve Programlaması Daire Başkanlığı, İstatistik -Serisi No:2, Ankara,
1974
- Türk, Doğan, Orhan. Yoks11//uk Kiiltürii, Atatürk Üniversitesi, Yayın No:336, Erzurum
19i4-
- Tekeli, İlhan. Gecekondu/an Plan/oma Soru11lon ve Yol/on, TTK Basımevi, Ankara,
lli_L_
- Tuncer, Haydar. "İkibinli YıJiarda Tarıma Dayalı Sanayiler İçin Yeni Alternatifler",
1\11-sal Sanayi Sempozyımıu, DPT Yayınlan, Ankara, 1993
- Urgan, Fikret, Şehirlerde .Mesken Problemleri, İmar ve İskan Bakanlığı Yayınları,
Komisyon Raporu, No:l, Ankara. 1967r-
- Ürekli, İsmail. Şehir ve Tür}~ye'de Şehirleşme, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
e
i. .S.B.E, İstanbul 1990
- Ünal, Şamil. "Şehircilik" SoS)•o/oji Ko11feranslan, Ayrı Basım, İstanbul, 1984
128
- l'oton Gazetesi, 6.1.1951
- Wechsler, Hanry. "Şehirsel Toplumun Büyümesi, Ruh Bozukluğu ve İntihar", Af()denı
Şelıirve İ11son, İmar ve İskan Bakanlığı Mesken Genel Müdürlüğü Yayınlan, Ankara, 1969
- Yavuz, Fehmi. Dördüncü İskan ve Şehircilik Ko11fero11slan, İmar ve iskan Bakanlığı
Yayınlan, Ankara, 1960
129