Professional Documents
Culture Documents
File 23
File 23
File 23
8 6 Kili, Gözübüyük, A .g.e., s . : 103; Başgil, A.g.e., s . : 1 18; Özçelik, A.g.e., s . : 103; Ar
sel, A . �.e., s.: 74-76.
.
87 Zürcher, Erik jaıı: Milli Miicadelede lttilıatçı/ık, Çev. : Nüzhet Salihoğlu, s.: ·B vd.,
Bağlam Y., lst., 1 987.
88 A tatürk: Nutuk, c.: 11, s.: 850 vd.; Eroğlu, A.g.e., s.: 284-285.
89 Kili-Giizübüyük, A .,�.e., s.: 105; Düstur, 3. tertip, c.: V, s.: 271 .
90 Oiistıır, 3. tertip, c.: V, s . : 323; Kili-Gözübüyük, A.g.e., s.: 106.
1 92 1 /1 11ayasası 111
91 Geniş bilgi için bkz.: Seyyid Bey: Halifdiıı Malıiııeti Şı:r'iyyesi, Haz.: Suphi Men
teş, Menteş Mat., lst., 1969; Uluğ, Hakkı Naşit: Hıılifı•liğiıı 5111111, Türkiye iş Ban
kası Y., lst., 1975; Bozarslan, M.Emin: Hıılifd ı•e Üınınetçilik Sorıııııı, Ant. Y., lst.,
1969; Borak, Sadi: Atatürk ve Din, Anıl Y., lst., 1 962; Göztepe, T. Mümtaz: Os-
111ı1110 �11/lı1rrııı11 Soıı Pııdişalıı Vıılridı:ddiıı Gıırlıl'I Crlreııııeıııiııde, Sebil Y., lsl., t.y.;
,
Goloğlu, Malııııut: Hıılifl'lik Ne ldi, Nıı,;ı/ Alındı, Niçin Kııldırıldı, Kalite Mat., Ank.,
1 973; Kernmet, S. Niı;ar: Halife 11. Al•diil11ıeciıl, inkılap ve Ak.ı K., lst., 1964.
DÖ R D Ü N C Ü BÖL Ü M
I - 1 9 2 4 T E Ş K İ L AT - I E S A S İ Y E K A N U N U ' N U
HAZIRLAYAN ETKENL E R
A- MECLİSTE MUHALEFETİN OLUŞMASI
1 - Muh a lefe t Fikrinin Kayn a k l arı:
M . Kemal'den önce ve onunla birlikte A na dolu'ya geçen
silah arkadaşlan ve sonra da meclisi oluşturan mebusanın çoğu
meclisin asıl amacının, Türk milletinin istiklalini sağlamak ol
duğu kadar, saltanat ve hilafetin de kurtuluşunu temin etmek
olduğunu muhtelif ifadelerinde belirtmişlerdi. Hatta bizzat
M . Kemal d ahi, A nadolu'ya geç tikten sonra padişaha çekti
ği telgrafta, Erzurum Kongresinde dahi, asıl amaçlarının "ma
kam-ı Mua llay-ı hilafet saltanatın tahlisi (kurtarılması)" ol
duğunu söylüyor ve Erzurum Kongresini şu sözlerle hitama
erdiriyordu:
"En son olarak niyazım şudur ki, Cenab-ı Vahibü'l -Amal
hazretleri Habib-i Celile-i Ahmediyenin ila Yevmü'l-kıyam ha
nisi esdakı olan millet-i necibimizi ve makam-ı saltanat ve hi
lafeti kübrayı masum ve mukadderatımızı düşünmekle mükellef
olan heyetimizi muvaffak buyursun, Amin."1
Oysa M. Kema'lin amacının bu olmadığını bizzat Nu
tuk'undan ve çeşitli kaynaklardan öğreniyoruz. Örneğin Er-
1 M. Kemal: Nutuk, c.: II, s.: 931 , Milli Eğitim B., !st., 1 973.
Türk Aııayasa Tarilıi
da benim yüzüme baktı. Bu gözlerin bir takılış ta birbirine çok şey an
latan konuşıışuydu.
Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim.
- Neden durakladmız? deyince:
- Darı/111a ama paşam, sizi11 de hayalperest taraflarınız var.
Dedim gülerek:
- Bıınıı zaman tayin eder. Sen yaz . . .
Beş: Latin hıırııfıı kabııl ed itecek.
- Paşam, kafi, kafi:
Dedim ve biraz hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile:
- Cumıılmriyet ilanına muvaffak olalım da iist tarafı yeter! di-
yerek deterimi kapadım, kolt ıığıımım altma sıkıştırdım. inanmayan
/ıir ada111 tavrı ile:
Paşam sabalı oldu. Siz otıırmaya devam edecekseniz hoşçakalın.
Diyerek yamndan ayrıldım. Hakikateıı gün ağırmıştı. Süreyya da be-
11i111le beraber odadan çıktı. Fakat bu anda ve burada hadiselerin beni
11asıl tekzip ve M. Kemal'i teyid ettiğini, daha doğrusu M. Kemal' in
/ıeni nasıl bir cümle ile hapt ve mahçup ettiğini itiraf etmeliyim.
Çankaya'da akşam yemeklerinde birkaç defa:
- Bıı Mazhar Müfit yok 111ıı, kendisine Erzurımı da tesettür kal
kacak, şapka giyilecek, /atin lı ıırııfıı kabul edilecek dediğim ve not et-
111esini söylediğim zaman defterini koltıığıı n ım altına almış ve bana
lıayııl perest olduğumu söylemişti.
Demekle kalmadı, bir giin nıiilıim bir dersti.' verdi. Şapka ınkı
lııbmı ilan etmiş olarak Kastamonu'dan döniiyordıı. A nkara'ya av
dt!f ettiği anda otomobille eski meclis binası önü nden geçiyor, ben
dı· kapı önünde bıılımııyordıım . Manzarayı görünce gözlerime ina
ııamadını. Kendisinin ve ym111ıda oturan D iyanet işleri reisinin ba
ş111da birer şapka vardı. Kendisi neyse ne? .. Fakat kendisini karşı
lamaya gelenler arasında bıılıınan Diyanet İşleri reisinede şapka
yı giydirmişti. Ben hayretle bıı manzarayı seyrederken, otomobili
dıırdıırttu, beni yanına çağırdı, birden: