Professional Documents
Culture Documents
Formdan Üretime Endüstriyel Tasarım
Formdan Üretime Endüstriyel Tasarım
Üretime
Endüstriyel
Tasarım
SEKTÖREL ARAŞTIRMALAR
YAYIN NO: 2021 - 7
İSTANBUL, 2021
Copyright © İTO (İstanbul Ticaret Odası) Tüm hakları saklıdır.
Bu yayının hiçbir bölümü, yazarın ve İTO’nun önceden yazılı izni olmaksı-
zın mekanik olarak, fotokopi yoluyla veya herhangi bir şekilde çoğaltılamaz.
Eserin bazı bölümleri veya paragrafları, sadece araştırma veya özel çalışma-
lar amacıyla yazarın adı ve İTO belirtilerek bilgisi dahilinde kullanılabilir.
Hazırlayan
Dr. Hakan Ertem
Editörler
Fatih Yazıcı
Yasin Demir
Grafik Tasarım
CTL Cross The Line
Görsel Yönetmen
Ufuk Çetinkaya
Bölüm 2
Tasarlama Eylemi 103
1. Beynimizdeki Yaratım ............................................................... 105
2. Görsel Düşünme ........................................................................... 117
2.1. İkinci Boyutta İfade ............................................................. 120
2.2 Eskiz Sürecini Yönetmek .................................................... 129
2.2.1. Fikir ve Araştırma Aşaması Eskizleri ..................... 133
2.2.2. Teknik ve Fonksiyon Eskizleri .................................. 136
2.2.3. Açıklayıcı ve Öğretici Eskizler .................................. 140
2.2.4. Form ve Estetik (Stil) Eskizleri .................................. 143
3. Üçüncü Boyutta İfade................................................................. 147
4. Üç Boyutlu Modellerin Tasarım Sürecindeki Yeri ............ 154
Bölüm 3
Endüstriyel Tasarım 171
1. Ürün gelı̇ştı̇rme Sürecı̇ ............................................................... 173
2. Endüstriyel Tasarım Süreci ...................................................... 183
2.1. Tasarım İhtiyacının Tespiti ve
Proje Kararının Alınması ................................................... 186
2.2. Tasarım Ekibinin Kurulması ............................................. 201
2.3. Tasarım İş Tanımı ve Ön Tasarım .................................... 206
2.4. Ürün Mimarisi........................................................................ 211
2.5. Konsept Tasarım ................................................................... 219
2.6. Tasarımın Geliştirilmesi ..................................................... 228
2.6.1. Süreç............................................................................... 230
2.6.2. Program, Proje ve Portfolyo .................................... 235
2.6.3. Tasarım Geliştirme Öğeleri ..................................... 238
2.7. Mühendislik ve Detay Geliştirme ..................................... 241
2.7.1. Ürün Mimarisi ve Platformun Geliştirilmesi ..... 243
2.7.2. Parça ve Öğeleri Geliştirme ..................................... 254
2.7.3. Teknik Geliştirme ve Mühendislik ........................ 256
2.7.4. Üretim İçin Detay Geliştirme (Detaylandırma) . 259
2.7.5. Tasarımın Dondurulması......................................... 263
2.7.6. Co-Desıgn Süreçleri ................................................... 266
2.7.7. Üretime Hazırlık ......................................................... 269
2.7.8. Üretim Araçları (Takımlandırma/Tooling) ......... 274
2.7.9. Prototip ve Test Çalışmaları .................................... 276
KAYNAKÇA .......................................................................................... 284
Sunuş
Endüstriyel ürün tasarımı; geliştirdiği yenilikçi ürün, hizmet ve
sistemlerle insanların yaşam içindeki sorunlarını çözmeyi, hayatlarını
kolaylaştırmayı ve daha keyifli kılmayı hedefleyen bir meslektir.
Bu bölümde
endüstriyel tasarımın
temel girdileri ifade
edilmiştir. Tasarımın
nasıl ve hangi süreçte
algılandığı, markanın
endüstriyel tasarıma
etkisi irdelenmiştir.
Bunun devamında,
bir nesneyi görünür
kılan form ve biçim
etkilerine bakılarak
tasarımın topolojisi
ile yüzey-geometri
ilişkisi anlatılmıştır.
Endüstriyel tasarımda
kimlik kavramı ile bunu
belirleyen analojik yapı
ve genetik kodlama
üzerinde durulmuştur.
10
1. GÖRSEL ALGILAMA
Günlük yaşamımızı sürdürebilmek için kullandığımız duyusal bilgiyi temel
olarak iki yol ile alır ve işleriz. Bunlar;
• Duyum (sensation)
• Algı (perception)
Duyumlar, günlük yaşamamızda çevremizden aldığımız ham bilgilerdir. Bu
bilgiler farklı format, biçim ve yapıda olabilirler. Duyum, çevremizdeki uyarıcıla-
rın duyu organlarımız tarafından alınarak işlenme süreci olarak tanımlanabilir.
Başka bir ifade ile duyum, fizyolojik ve ölçülebilir girdi olarak kabul edilebilir.
Algılama ise duyum işlemine göre daha karmaşık bir süreci ifade eder.
Farklı duyum biçimleri algılama sürecini doğrudan etkilediğinden duyum ile al-
gılama süreçleri ve bunların sonuçları arasında doğrudan bir ilişki vardır. Her
ne kadar “algılama” bütünsel olarak ve farklı duyum tiplerinin birikmiş sonucu
olarak düşünülse de incelediğimiz konu gereği “görsel duyum” ve bunun deva-
mında “görsel algılama” tasarım çalışmalarında önceliğini oluşturmaktadır.
“Nesnel çevrenin görsel olarak algılanmasında ilk basamak görme eylemi-
dir. Görsel algılamada Nesnelerin üzerine düşen ışık gözümüz yardımı ile beyni-
mizde görüntüye dönüşür. Beynimiz, bu görüntüyü anlamlı bir imgeye dönüş-
türerek algılama sürecini tamamlar.” 1
“İnsan zihni görme sırasındaki küçük boşlukları mantıksal bir bütün olacak
şekilde doldurarak algılama sürecini oluşturmaya çalışır. Konu bu yönden ele
alındığında görme fizyolojisi ile “görsel algılama” arasında doğrudan bir ilişki
kurulabilmektedir. Görsel algılama süreci içinde “kullanıcıların nereye, ne kadar
sürede baktıkları hakkında objektif ve nicel veriler yeni geliştirilen göz hareket-
lerini izleme cihazları yardımıyla elde edilebilir”. 2
Görsel algı insanın toplam duyum kapasitesinin yaklaşık yarısını, algılama
yeterliğinin ise yüzde seksenini oluşturur. Görsel algılama süreci görme fizyo-
lojisi ile doğrudan ilişkili olduğundan görme işlemini etkileyecek her durum bu
bağlamda etkili olacaktır. Görme eylemi ile başlayan görsel algılama bir süreç
şeklinde oluşur. Bu süreç en genel ifade ile nesnelerden yansıyan ışığın gözü-
müz yardımı ile beynimizde görüntüye dönüşmesi, beynimizin de bu görüntüyü
anlamlı bir imgeye dönüştürmesi olarak tanımlanabilir.
1
Uçar, T.Fikret, Görsel iletişim ve grafik tasarım,İstanbul, İnkılap Yayınevi ,2004
2
Duchowski, A.T., “ABREADTH-FIRST SURVEY OF EYE TRACKING APPLICATIONS”, Behavior Research Methods,
Instruments and Computers, 2002, pp 1-16 http://andrewd.ces.clemson.edu/research/vislab/docs/BET107cr.pdf (Son gün-
celleme 25.02.2020)
11
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
Koklama, dokunma veya tatma gibi diğer algılama süreçlerinde olduğu gibi
görsel algılama süreci de bir tür düzenleme ve eşleştirme organizasyonudur.
Bu bağlamda görsel algılama sürecini aslında görüntüye anlam veren bir eşleş-
tirme çabası olarak da tanımlayabiliriz.
Tüm algılama türlerinde olduğu gibi görsel algıda, nesne ve olaylara karşı
yaptığımız, anlamlı ve sistemli bir tepkidir. Görsel algı, görme eylemi sonucunda
oluşur. Bununla beraber görsel algı, algılayanın yani bireyin zihnindeki birikim,
deneyim yada bilgisine göre biçimlenir. Bu nedenle görsel algı, sembol ve gös-
tergeler üzerinden oluşmuş bir kişilik tepkisi olarak görülebilir. Görsel algılama
sonucunu zihnimizde algılanan nesne veya kavrama ilişkin bir takım “gösterge-
ler” oluşur. Bir başka deyişle “algı” bireyseldir ve kişiden kişiye göre değişebilir.
12
Örneğin; değişik lezzette ve görünümde farklı cinste çilekler tüm ortak
öğe ve özellikleri ile insan zihninde “çilek” imgesini oluşturur. Bu imge, farklı
biçim ve yapılarda semboller ile hafızamızda kayıtlıdır.
Bu nedenle çilek resmi çizmesi istenen bir kişi aslında belli bir cins ve lez-
zetteki “çilek” değil zihnindeki “çilek imgesini”nin resmini çizecektir. Bu resim
pek çok kişi için de neredeyse ortaktır.
13
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
sında görsel bir dilin oluşması gerekir. Bu dil, nesnenin form ve biçimi ile onu
gören insanın zihnindeki imgenin eşleşmesi ve örtüşmesiyle oluşur. Bunun ne-
deni, gördüğümüz nesne veya olayları zihnimizde soyutlayarak anlamlı sem-
bollere dönüştürüp saklamamızdır.
Görme eylemi sonunda görme merkezinde oluşan görüntü ile zihnimizde-
ki sembolleri karşılaştırıp en yakın olanı ile bunu eşleyip örtüştürmeye çalışı-
rız. Bu sayede pek çok kavramı tek bir sembol ile tanımlayıp en yalın biçimde
oluşturmaya çalışırız. Bunu yapabilmemiz için zihnimizde yaşamımızda temas
ettiğimiz hemen her şeyi saklayan bir sembol kütüphanesi oluşmuştur. Görsel
algılamada önemli bir konuda “çağrışım” olarak adlandırdığımız eylemdir. Çağ-
rışım; bir düşüncenin, görüntünün ya da davranışın bir başkasını anımsatması
olarak tanımlanabilir.
14
olduğunu hemen kavrarız. Kimi zaman ise karışık özel bir lezzeti daha önceki
deneyimlerimize denk düşen sembollerden biriyle eşleştiririz.
Görsel algılama sürecinde duyumların örgütlenmesi yani “anlamlandırma”
önemli aşamalardan biridir. Bu bağlamda bireyin gördüğü nesneyi nasıl algıla-
dığı birçok farklı etmene bağlı olabilir.
Bu etmenlerin bazıları şunlardır:
· Bireyin zekası ve sosyolojik durumu
· Sosyo- kültürel durumu
· Eğitimi düzeyi
· Yaşam içinde edinilmiş deneyimler
· Nesneye karşı tutum ve yargıları
· İçinde bulunduğu sosyo-estetik durum
· Dikkat ve ihtiyaçları
Sonuç olarak görsel algılama süreci bütünsel (gestalt) bir eylem olarak
görülebilir. Gestalt; “biçim” ya da “şekil” sözcüklerinin anlamına eşdeğer olan
Almanca bir kelime olup bir terim olarak psikoloji bilimine 1890 lardan sonra
girmiştir. En basit ifadeyle, “ayrı öğelere parçalanamayan ama algılanan nesne-
lerin genel düzenlenişlerine yerleşen belli algısal şekil niteliklerini (gestaltqua-
litaten)” 4 belirtmek için kullanılmıştır.
Bir araya getirilmiş, düzenlenmiş yapı ya da biçim” olarak da çevrilebilen
Gestalt terimi, herhangi bir şeyin bütünsel özelliklerine, bu bütünü oluşturan
parçaların ayrı ayrı çözümlemesiyle ulaşılamayacağını ifade eder. Geçmişte
gestalt düşünceyi temsil eden psikologlar, zihne ulaşan verilere anlam yükle-
me işlemi yani algı üzerine yaptıkları çalışmalarla öğrenmenin bilişsel yönüne
dikkat çekmişlerdir.
Gestalt kuramcılarına göre “bütün”, parçaların toplamından daha anlam-
lıdır ve farklıdır. İnsanlar her şeyi bütün olarak algılama eğilimindedir. Gestalt
kuramına göre bizler, düzenlenmiş biçimler ya da bütünler görürüz (=algılarız)
Buna göre bütün, parçalarının toplamından daha büyüktür. “Dolayısıyla şekiller,
o şekilleri meydana getiren öğelerden daha önemlidir. Gestalt algı kuramının
kurucuları Kurt Koffka (1886-1941) ve Wolfgang Köhler (1887-1967), ayrıca algı-
lamaları yöneten değişik düzenleme ilkeleri belirlemişlerdir.” 5
4
https://en.wikipedia.org/wiki/Gestalt_qualities (son güncelleme 14.02.2020)
5
Aydın,Prof.Dr. Emin D., Görsel İletişim Tasarımı Temel Ders Notları, İstanbul, Yorum Sanat Yayınları, 2007
15
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
16
Şekil 5 Gestalt Benzerlik Kanunu
17
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
18
tın içinde ve onunla ilgili kavramsal örgüyü tamamlayan bir düşünce olarak ele
alınmalıdır.
Örneğin eğitim alanında bireyin bir bütün olarak algıladığı, öğrenmenin
daha iyi bir bütün geliştirmek olduğu, insanın öğrenmede çevreyle organize
bir bütünlük sağladığı, öğrenmenin bir algı ve yorumdaki değişmeyi ifade
ettiği, anlamın bütünlükle meydana geldiği ve bütünün onu meydana getiren
parçalardan daha farklı bir yapı olduğu ilkelerine dayanmaktadır.
Mühendislikte ise fonksiyonu oluşturan parçaların yapısı bunların oluştur-
duğu etkin gruplar ilişkileri ve bütünün teknik değeri gestalt kuramı ile oluştu-
rulabilir. Genel olarak bir ürün, farklı alt fonksiyonları (ana ve yardımcı fonksi-
yonlar) yerine getirmesi için fonksiyonel ünitelerden oluşur.
Bu üniteler, ürünün toplam fonksiyonunu belirler. Bu fonksiyon üniteleri,
türüne bağlı olarak bir üründe üç alt gestaltı yansıtır.
Bunlar;
Fonksiyonel Gestalt; üründe teknik işlev için gerekli olan ve görünür tüm
unsurlardır.
19
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
Ara yüz Gestalt; ürünün teknik fonksiyonu kullanıcı için kullanılabilir kılan
görünür tüm öğeler ve insan-makina ara yüzüdür.
Strüktürel Gestalt; üründe fonksiyonun ve gestalt ara yüzünün ayarlan-
ması ve korunması için gerekli görünür tüm öğeleri kapsar.
Ürünün karakteristik yapısı (kendine has tüm özellikleri) tasarlama faaliyeti
sonucu oluşturulur. Bu nedenle aslında tasarım bir anlamda «gereksinimlerin»
somutlaşmış halidir. Bu nedenle bir nesneyi tanımlayıp ayırt edebilmek için
içerdiği (başka bir ifade ile oluştuğu) tüm öğelerin gestaltı belirlenir.
Bu tanım; ürünü oluşturan öğe gruplarını ayırt etmek için kullanılır. Bu
öğelerin bütünü ise nesnenin özelliklerini ifade ederek nesneyi ayırt edici kılar.
Başka bir ifade ile nesne üzerinde yer alan tüm öğe ve fonksiyonların en yüksek
kalitesi ancak nesnenin kalitesi kadardır. Bu daha az olabilir ancak daha fazlası
olamaz. Bu düşünce ile karakteristik odaklı ürün yapısı gestalt kuramı bağla-
mında şu parçalara ayrılabilir.
• Montaj : Öğeler (tür, miktar, boyut) ve düzenleme (tür, sayı)
• Form : Öğeler (tür, miktar, boyut) ve düzenleme (tür, sayı)
• Yüzey : Öğeler (tür, miktar, boyut) ve düzenleme (tür, sayı)
• Renk : Öğeler (tür, miktar, boyut) ve düzenleme (tür, sayı)
• Grafik : Öğeler (tür, miktar, boyut) ve düzenleme (tür, sayı)
• Malzeme : Öğeler (tür, sayı) ve düzenleme
Ürün tasarımını oluşturarak, tanım ve algısını belirleyen şey sadece bunlar
ile sınırlı değildir. Ürünü görsel algısını belirleyen öğelerin içinde insanın
“nörolojik“ yapısı önemli bir yer tutmaktadır.
20
İnsan beyninde bulunan amigdalanın boyutu özellikle “korku” güdüsünü
belirleyici bir biçimde etkiler. Örneğin amigdalanın daha küçük olduğu birey
yada insan gruplarında keskin köşeli, sert hatlı, agresif formlardan herhangi bir
çekince olmadığı ve beğenildiği daha büyük olanlarında ise bunun tam tersinin
olduğu görülmüştür. Araştırmacılar aynı zamanda erkek ve kadınlardaki amig-
dalanın, duygusal durumlara farklı tepkiler verdiğini tespit etmişlerdir. Buna
en iyi örnek parfüm şişelerinde verilebilir. Aynı markanın erkekler için ürettiği
parfüm şişesi sert hatlı köşeli bir forma sahipken kadınlar için ürettiği parfüm
şişesi yumuşak hatlı ve geniş eğrilerden oluştuğu görülmektedir. Bu örnek bi-
lindik estetik teorileri ve biçimlendirme yöntemleri dışında tamamen fizyolojik
bir neden ile form yapısının oluşabildiğini ve bunun tercihleri etkilediğini gös-
termektedir.
21
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
EKİ O M BİÇİM
G ME İMA O T MA G
22
Ayırt edici unsurun belirlenmesinde temel kriter; nesnenin nasıl algılandığı ve
algılamadaki farklardır. Oluşan bu farklara “algıda seçicilik veya dikkat” diyebi-
liriz. Algılama süreci içinde “dikkat” kişinin istemli bir hareketi olarak oluşabile-
ceği gibi (objektif dikkat), kimi zaman içsel mekanizmalarla istem dışı olarak da
karşımıza çıkabilir (sübjektif dikkat). Başka bir ifade ile algılama ve kavrama gibi
zihinsel yetileri başka uyaranları dışlayarak yalnızca belirli uyaranlar üzerinde
yoğunlaştırma gücüne dikkat diyoruz. Bir nesnenin görsel algılama bağlamında
ayırt edilebilmesi; öncelikle “seçici algı” noktalarının yer ve biçim olarak fark-
lı olması, devamında ise algı sürecindeki yeri, önemi ve diğer “görsel öğelerin”
farklılığı ile belirlenir. Tasarlanan bir nesnede algının seçiciliğini belirleyen “gör-
sel öğeler” aynı zamanda ürünü karakterize eden bir “karakter nesnesi (indivi-
dual character)” olarak değerlendirilmelidir.
Bu durum, tüketici nezdinde “kurumsal algılama” bağlamı içinde, marka
sadakati, ürün alışkanlıkları, kalite yapısı, üründeki kişisel tercihler ve diğer et-
menlerin oluşması ile gerçekleşir. Ürün tasarımında oluşan bu durum, tasarım
üzerinde doğrudan tasarımın algısını belirlerken dolaylı olarak da markanın
kimliği ve algısı ile ilişkilidir.
3. MARKAYI ALGILAMA
Konuya algılama yönü ile baktığımızda markaya ait imgenin (amblem, logo
vb) markanın sahip olduğu tüm değerleri sembolize eden iletişim aracı olduğu
görülecektir. Markanın tüketici için “imaj” değeri aslında markanın gerisinde var
olan tüm değerlerinin bütünüdür.
“İmaj, zihinlerdeki çağrışımlar, hisler, tutumlar ve izlenimler ile bunların
olumlu/olumsuz değerlendirmelerinden oluşur; akla gelen özet-resim ya da
sembolik anlamdır. Bir ürünün teknik özellikleri ne olursa olsun, sembolik an-
lamı, teknik özelliklerinin nasıl algılandığını ve rakipleri arasındaki tercihleri et-
kiler. Sembolik anlam, pek çok unsurdan ve bir nesnenin/ülkenin benzerleriyle
ya da rakipleriyle kıyaslanmasından oluşan bir bütündür. Bu unsurlar birbiriyle
ilişkili olarak zihinsel bir ağ oluşturur ve birbirlerini etkilerler”. 7
7
Yüksel Ülkü, Mermod Yüksel Aslı, MARKA YÖNETİMİ ve MARKA DEĞERİNİN ÖLÇÜLMESİ, İstanbul, 2005, Beta
Basım Yayım AŞ
23
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
8
Özçelik,D.G. ve Torlak, Ö. (2011). Marka Kişiliği Algısı ile Etnosentrik Eğilimler Arasındaki İlişki: LEVIS ve MAVİ
JEANS Üzerine Bir Uygulama. Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt 11, Sayı:3 Sf:361-377
24
İ YA İÇ YA
G E İ E İMA
GÖRÜNÜM Kİ İ İK
rün tasarımı gra k... Agres f egzot k soğuk...
İ İ Kİ E
ğer markalar... MARKA K T
Avru alı a on...
YANSIMA İMA
Gen yaratı ı sak n... Kend n nasıl görüyor
A A
İMA
MA KA KİM İ İ YA
25
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
26
Bu öğeler şunlar;
· Karakter Nesnesi,
· Karakter Öğeleri,
Karakter öğesi; ürünün “marka” bağlamında ayırt ediciliğini sağlayan öğe-
lere “karakter öğeleri” diyebiliriz.
Bu öğeler genellikle ürün üzerinde merkezi bir konumda, yalnız ve tekil
olarak kullanılırlar. Karakter nesnesi, ürünün tasarımını karakterize eden tüm
tasarım öğeleridir. Örneğin bir otomobilin farları veya stop lambaları karakter
nesnesi olarak kabul edilebilir. Bunun yanı sıra, karakter nesnesi doğrudan ürü-
nün form yapısını oluşturan çizgi, çıkıntı, yüzey gibi geometrik bir öğede olabil-
mektedir. Ürün üzerinde birden çok sayıda olabilirler. Karakter nesneleri kimi
zaman markaya ait model evrimini tanımlamakta da kullanılırlar.
Karakter öğesi ile ilgili olarak BMW nin ünlü “böbrek” şekline benzetilen ön
ızgarası verilebilir.
27
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
“1930’lu yıllardan 1990’lı yılların başına kadar dar böbrek tasarımı devam
etti. Otomobil tasarım anlayışında tasarımının incelmesine bağlı olarak panjur
yükseklikleri yıldan yıla azaldı ve böbrek yüksekliği de buna paralel olarak deği-
şim gösterdi. Günümüz modellerinde BMW’nin böbrekleri giderek daha büyük
ve geniş bir şekle giriyor olsa da BMW’nin orta ve uzun vadede bu tasarımını
devam ettireceği görülmektedir”. 10
Ürün üzerinde yer alan karakter nesnelerinin tasarım yapısı (form,
biçim, geometri ve biçim dili), bunlardaki farklar, ürün üzerindeki konumu ve
etkileri gibi konular üretici markanın stratejik hedefleri ve kendi kimlik tanımı
bağlamında farklılıklar gösterebilmektedir.
10
BMW böbrek tasarımı günümüze kadar nasıl değişti?, https://www.sekizsilindir.com/2016/11/bmw-bobrek-tarihi.html (son
güncelleme 15.02.2020)
28
Kimi markalar, ürün üzerindeki karakter nesnelerini farklılaştırıp dikkat çe-
kici hale getirerek kendilerine özgün bir biçimsel kod oluştururken bazı mar-
kalar ürün üzerindeki karakter nesnesini model ve tasarıma göre farklılaştırıp
doğrudan “karakter öğeleri” ile biçimsel kodlama (kimlik) oluşturma yolunu ter-
cih etmektedirler.
Bu durum, üretici markaların tercihlerine göre değişen bir stratejik karar-
dır. Bu kararların markalar için önemli, kalıcı ve uzun erimli stratejiler olduğu
unutulmamalıdır. Bununla ilgili stratejiler markalar tarafından öngörülüp he-
deflense de de, çoğu kere bu kararlar; pazarın durumu, rakiplerin model deği-
şikliği ve teknolojik yeniliklere göre değişebilmektedir.
Bunun yanında tasarımın başka alanlarında yaşanan gelişmeler bunların
sosyal yansımaları ve oluşan genel tasarım trendleri bu tip stratejileri zaman
içinde şekillendirmektedir.
29
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
30
(*)Stereotip (=kalıp yargı), belirli birey türleri veya belli davranış biçimleri hakkında yaygın
olarak benimsenen herhangi bir düşüncedir.
Biçim dilinin ifade ettiği kimliği görsel bir uyarıcı olarak aktarabilmek için
“kimliğe” ilişkin görsel kodların ürün üzerinde yer alması gerekir. Bu anlamda;
tasarımda “biçim dili”, ürün üzerinden verilmek istenen mesajları iletmeye ya-
rayan bir görsel kodlama sistemi olarak görülebilir. Bu kodlama, ürün ile kulla-
nıcı arasında görsel bir “dil” oluşturarak, ürünün anlaşılması, yorumlanması ve
kabul edilmesini sağlar. Tasarımcı ile kullanıcı arasındaki iletişim “tasarım biçim
dili” diye tanımlanan bu kodlama sistemi üzerinden oluşur. Örneğin; Mercedes-
Benz araçlarda «bone line)» (*) yüzeyi buna örnek olarak verilebilir.
Bu durum kimi zaman tasarımcı için çelişkiye dönüşebilir. Tasarımcı bir
yandan marka veya ürün için var olan kodları tasarımında doğru ve anlaşılır bi-
çimde kullanmak bir yandan da yeni kodlar ortaya koyarak özgün bir tasarımı
gerçekleştirmek zorundadır. “Yani başka bir ifade ile tasarım üzerinde bulunan
ve kurumsal anlamda “kimlik” göstergesi olan karakter nesneleri, zaman, model
ve ürün tipine göre bir yandan değişim içinde olurken diğer yandan da ortak bir
görsel kod ile oluşturulmalıdır.” 11
11
Bayrakçı Oğuz Prof.Dr. ,”Çağdaş İletişim Kuramları Açısından Tasarımda İletişimsel Modeller”, istanbul, 1994, MSÜ
Mimarlık Fakültesi
31
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
(*) Otomotiv tasarımında, “bone line” yüzeyi, aracın yan tarafında, ön çamurluktaki düşey ek-
sende oluşturulmuş yüzey ile yatay eksendeki yüzeyin birbirine geçişini tanımlayan kesintisiz bir
hattır.
Markalar, ürünlerin pazardaki “tasarım yaşına” bağlı olarak belli periyod-
larda “tasarım güncellemesi” yaparlar. Bu güncellemeyi genel olarak iki şekilde
görebiliriz. Bunlar;
• FACE-LİFT
• RE-DESİGN
Ürünün formu-biçimi (kütle yapısı) ile teknik altyapısını önemli biçimde
değiştirilmeden, ürün üzerinde yapılan bölgesel tasarım değişiklikleri face-lift
veya LCI (Life Cycle Impulse) olarak adlandırılır.
Face-lift çalışmalarında ürünün teknik yapısında köklü değişikler yapılma-
sa da gerek görülmesi durumunda bazı bölgesel teknik iyileştirmeler uygulana-
bilir. Bu tür tekniği de kapsayan köklü ve önemli değişimler “Heavily Face-lifted
(radikal şekilde yüz değiştirme)” tanımlanmaktadır. Konu hangi aşamada ele
alınırsa alınsın facelift sonrası ortaya çıkan ürün “Yeni (New)” olarak tanımla-
nacaktır.
32
yanında teknik yapısı hemen hemen aynı kalmıştır. Sözü edilen konular ile ilgili
kararlar pek çok dinamik değişkene bağlı kurumsal ve stratejik kararlardır.
Re-design ise , ürünün genel tasarım yapısı ile konstrüksiyon ve yüzeylerini
(kütle yapısı) değiştirecek nitelikte olan tasarım çalışmalarıdır. Re-design çalış-
ması bir anlamda ürünün yeni ve güncel jenerasyonunu oluşturur. Re-design
çalışmalarında kimi zaman ürünün teknik alt yapısı bütünü ile değişir. Ürünün
boyutları farklılaşıp, ürüne yeni fonksiyonlar katılabilir. Re-design çalışması
ürün üzerinde radikal bir değişiklik olup orijinal tasarım (referans ürün) ile ara-
sında jenerasyon (nesil) farkı oluşur. Ancak re-design dönüşümlerinde dönüşe-
cek ürünün tasarım kodları ve tasarım-DNA sının devamlılığı göz ardı edilmez.
33
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
“Üç boyutlu uzay içinde bir yer, bir hacim kaplayan her türlü görsel öğe
form olarak kabul edilebilir. Biçim ise forma göre daha hareketlidir. Form, belirli
bir işlev için uzayı yüzeyleriyle sınırlayan ve bu uzay içinde bir hacim kaplayan
olgu iken biçim; bu olgunun bir anlık görünümü veya uzayda almış olduğu po-
zisyonudur. Biçim, birey ve onun algısı oluşurken form, insanın algısına bağlı ol-
maksızın, uzayda kendi yasalarıyla örgütlenmiş bir gerçekliktir”. 12
Bu karmaşanın içinde form ve biçim kavramlarının da birbirine karışmakta-
dır. Form ve biçim endüstriyel tasarımında nesnenin konum ve yapısını tanım-
layan birbirleri ile ilişkili ancak yapısal olarak farklı iki kavramdır.
Başka bir deyişle, belli bir işleve sahip üç boyutlu her öğe bir forma sahiptir.
Form kendi başına ve insanın onu nasıl algıladığına bakılmaksızın ”değişmez”
kütlesel (volüme) bir yapıyı ifade eder.
Biçim ise formun algılandığı andaki konum ve değerini belirleyen bir görü-
nümdür.
Faruk Atalayer; biçim, formun karşısında daha canlıdır diye ifade etmekte-
dir. Atalayer’e göre; “Biçim, canlı varlığa, formda cansız varlığa (Nature-Morte)
eşittir. Tasarımcılar, “biçim” ile “form” arasında böyle yapısal bir farklılık göz-
lemlemektedirler. “Form” ile “biçim” arasındaki fark nedir? Her varoluş, kendi
iç ve dış şartlarına göre sınırları olan bir bütündür. İşte genel olarak her va-
roluşun-sentezin “dış görünüşü”, onun “şekli”ni (formunu) oluşturur. Yani, bir
12
Kaptan B.Burak Yrd.Doç., Temel Tasarımda Form ve Form Biçimlendirilmesine Bir Yaklaşım https://earsiv.anadolu.edu.tr/
xmlui/bitstream/handle/11421/988/249576.pdf?sequence=1&isAllowed=y (son güncelleme 15.02.2020)
34
bütünün karakteristik tüm özelliklerini taşıyan genel görünüş form’dur. Fakat,
zaman gibi dış ve iç koşullardaki değişiklikler ve hareket gibi faktörler, her bü-
tünün genel görünüşünü daha değişik bir hale, görünüşe, pozisyona getirebilir.
İşte herhangi bir cismin, varlığın bir anlık “pozisyonu”, o formun o anlık “biçimi”
olur. Şöyle örnekleyebiliriz; insanın genel bir şekli-formu vardır. Fakat herhangi
bir anda, bu genel form daha değişik bir görünüme girebilir. Oturmak, zıplamak,
eğilmek, yuvarlanmak, koşmak vs. gibi pek çok davranış türlerinde, genel insan
formunun aldığı, farklı bir anlık görünüm, insanın o anki “biçimi”dir”. 13
Form kelimesi; Eski Yunancada aynı anlamda olup “morphe” kelimesi ile
köksel bir ilişki içindedir. Bu nedenle form kelimesi “morfoloji=şekil bilgisi” ile
yakın bir kullanıma sahiptir. Form bir nesneye ait şekil bilgisini içerirken mor-
foloji kelimesi genel (jenerik) bir görünüm, şekil ifadesi olarak kullanılmaktadır.
Form; nesne için belirli bir kümelenişi, konu ve içeriği aktaran bir ön yapıdır.
Bir anlamda fonksiyonu ve bu fonksiyon için şekil yapısını ifade eder. Ağacın
sandalye yapımı için, biçilip yontulmasını form vermek diye nitelendirdiğimiz
gibi form daha çok nesnenin varlığını ifade eden bir terimdir.
Buna karşın biçim; nesneye ait daha özel, kişisel, özgün bir alanı ifade eder.
Bu konuda Alman felsefeci Imanuel Kant’a göre “biçim, anlığın duyuma uygula-
dığı bir düzen yapısıdır” ifadesini kullanmıştır” 14. Çağdaş felsefecilerden Ludwig
Wittgenstein‘e göre ise “nesnenin biçimi bir nitelikler kümesidir. Biçim aynı za-
manda nesnenin başka nesneler ile bir araya gelerek durumlar oluşturma ye-
tisidir”. 15
Sonuç olarak form nesnenin genel (jenerik) 3 boyutlu görünüm ve yapısını
ifade eder. Formun geometrisi ve bunu oluşturan tüm öğeler ile kütleyi oluştu-
ran yüzeyler ve bu yüzeyler arasındaki bağlantılar (ara bağlantı yüzeyleri) for-
mu yapısının bileşenleridir.
Biçim ise bir forma sahip olan nesnenin “varlığını”, insan ile diğer nesne-
ler arasındaki ilişkisini belirleyen bir “ifade” ve “değer”ler kümesidir. Malzeme,
yüzey özellikleri gibi nesneyi karakterize eden öğeler, bunların yapıları ile nes-
nenin stili ve ait olduğu tasarım akımlarına ait tasarım kodları biçimin içeriğini
oluşturur.
13
Atalayer Faruk, Temel Sanat Öğeleri, Eskişehir, 1994, Anadolu Üniversitesi Yayınları No:69
14
Form-Biçim (felsefe) Nedir, Hakkında Bilgi. http://www.filozof.net/Turkce/felsefe/70-felsefe-konularinda-gorusler-felse-
fi-gorusler/19846-form-bicim-felsefe-nedir-hakkinda-bilgi.html (son güncelleme 15.02.2020)
15
Umut Morkoç, Geç Dönem Wittgenstein Felsefesinde Gramer Kavramı ve Dilin Otonomisi, https://dergipark.org.tr/tr/
download/article-file/368090 (son güncelleme 15.02.2020)
35
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
O M ve BİÇİM
E E İ
KİT E G A İK
Çİ Gİ MA EME
DOKU
YÜZEY
O M BİÇİM E K
36
Örneğin; aynı otomobilin üç farklı konfigürasyonda üretilen modellerini
ele alalım. Bu üç konfigürasyon kendi içinde bir hiyerarşi oluşturarak pazarda
farklı seviyelerde konumlanır. Bu hiyerarşik yapıyı görsel olarak algılanabilir
kılmak için tasarım üzerinde farklı “gösterge” ler kullanmamız gerekir.
Hiyerarşik farkı oluşturmak için aynı formun farklı malzeme, doku veya
teknikle üretilip, farklı biçimsel etkiler oluşturması hedeflenir.
Çoğu kere, adı geçen hiyerarşik yapıyı algılanabilir kılmak için tasarım
üzerinde farklı “gösterge” leri biçim özelliği olarak kullanırız.
Örneğin bir otomobile ait direksiyon formunu, biçim hiyerarşisi içinde farklı
malzeme ve yüzey özellikleri ile oluşturup üç farklı model varyasyonu elde
edebiliriz. Böylelikle, formu değişmeden nesne üzerinde biçimsel farklılaşma
sağlarız.
37
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
38
zaman ve mekanda nesnenin anlamlı olarak algılanmasını sağlayacak göster-
geler eklenir.
O İ A E İM E AM E İ MA MA A İ E İTE İ
elf otra t urer GEOMET İK K G G. . . E . . TA B M E
Y A YA A
EYE T A K G TE Tİ
HEAT MA A A İ İ
16
Identification de la composition, http://www.melencoliai.org/Autoportrait-1500.html (son güncellenme 22.10.2018)
39
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
görsel algılama testleri sonuçları ile Dürerin resmindeki görsel algı kurgusu ör-
tüşmüştür.
Topolojiyi (*) belirleyen geometrik düzen tasarlama sürecinde bir biçimlen-
dirme yöntemi olarak görülmelidir. Tıpkı, Albrecht Durer’in kendi portresinde
olduğu gibi bugünün tasarımcıları da biçimlendirmeye görsel algıyı ve biçimsel
tanımlamayı belirleyecek geometrik kurguyu oluşturarak başlamaktadırlar.
40
(*)Topoloji kelimesi eski Yunancada ”topos” olarak kullanılan dünya, yer, yüzey kelimesi ile
bilgi kelimesi olan “logos” un birleşiminden oluşmuştur. Yüzeyin yapısı ve bunun uzaysal yapıda
(matematikte) oluşturduğu geometrik ilişki ifade eder. Bu çalışmada, yüzeyin yapısını ifade et-
mek için kullanılmaktadır.
Bu örnekte dikkat edilirse kulplu fincanda da simitte de bir adet delik bu-
lunmaktadır. Dolayısı ile kütle karakteristikleri benzerdir. Kulplu fincanın sera-
mik çamurundan yapıldığını varsayıp çamuru bir topak haline getirip bu delik-
ten kurtulabiliriz ama bu hareket sürekli olmadığı için topolojik bir yapı olarak
oluşmayacaktır.
Bu iki şekil, “homeomorf (eş yapılı)” olarak kabul edilir. Homeomorfizma to-
polojinin incelediği temel konulardan biri olup iki uzayın (dar anlamda iki şeklin)
parça koparmadan sürekli olarak birbirine dönüşümünü inceler. Topolojik yü-
zeyler geometrik bir şekil olarak dönüşürken, homeomorfizma nedeni ile nes-
nenin yeni şeklini sürekli esneyerek alır ve nesnenin formunu kaplar.
41
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
OKTA K ME İ Y EY TO O O İ İ
Şekil 29 Yüz Tanıma Sistemlerinde Kullanılan Topolojik Analizler
17
Varol Asaf, Cebe Betül, Yüz Tanıma Algorıtmaları, 5th International Computer & Instructional Technologies Symposium,
22-24 September 2011, Fırat University, ELAZIĞ- TURKEY, https://www.researchgate.net/publication/267723624 (son
güncelleme 25.11.2019)
42
Şekil 30 Aynı Topolojik Kurgu İçinde Elde Edilen Farklı Yüzeyler
Geometrik kurgu, tasarımın gelişimi içinde form yapısını belirleyen bir ey-
lemdir. Bu nedenle geometrik kurgunun ressam Dürer’in yaptığı gibi tasarım
sürecinin başında oluşturularak geliştirilmesi önerilir. Geometrik kurgu, topo-
lojik yapıyı bir başka ifade ile tasarımının süreç içindeki evrimini belirler.
KÜTLE 1
KÜTLE 1.1
alt kütle
KÜTLE 1.2
alt kütle KÜTLE 2 A YÜZEYi
İ Y EY
KÜTLE 1.3 KÜTLE 3
alt kütle B YÜZEYi
ET KA İÇ Y EY
İ A
TO O O İYİ
FORMUN
YÜZEY
BE İ EYE
Çİ Gİ E İ YAPISI
Şekil 31 Formun Topolojik Öğeleri
43
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
18
Mercedes-Benz Actros, https://tr.wikipedia.org/wiki/Mercedes-Benz_Actros, (son güncelleme 16.02.2020)
44
Şekil 33 Mercedes-Benz/Actros Aracın Ön Yüz Topolojik İncelemesi
(*)Burada yapılan incelemeler örnekleme için yapılmış olup tamamen yazarın kurgusudur.
Marka ve üretici firmayı bağlamaz.
Ön cam ile pancur arasındaki ilişki bunların altında bulunan tampon
bölümünde de görülmektedir. Tamponun alt eksen ile olan ilişkisi, ön yüzün tam
orta eksenine konumlandırılmış durumdaki Mercedes imgesinin kollarından
alınan ışınların kesişim hattı ile aracın far (uzun-kısa) yapısını belirlemektedir.
Mercedes Actros tasarımında yan çizgi yapısının araç kütlesi dışında, belir-
gin ve tanımlı biçimde oluşturulduğu görülmektedir. Yan çizgi topolojisinin üç
grup halinde ve tasarımı oluşturan kütlelerden bağımsız fakat ilişkili biçimde
yer aldığı fark edilmektedir. İncelenen tasarımda yan çizgi yapısının süreklilik
gösterdiği, tamamlandığı ve aracı sardığı görülmektedir.
45
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
46
Şekil 35 Farklı Marka Araçların Topolojik Yönden Karşılaştırılması
47
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
48
Şekil 37 Renault Araç Topolojik Etüdü
49
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
50
6. YÜZEY, FORM ve BİÇİM
Ürün geliştirme farklı disiplinlerin bir arada olduğu nesnel bir biçimlendirme
sürecidir. Bu nedenle endüstriyel tasarımda form geliştirme süreci bir çok
etmenin toplamından oluşmuş “bütünleşik“ bir süreç olarak düşünülmelidir.
Biçimlendirme ve form çalışması, duygusal (sezgisel) çağrışımlar, estetik oran-
larda uyum, renk, doku ve malzemenin semantik anlamı gibi pek çok öğenin bir
araya gelmesi ile oluşur.
51
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
19
Aslan Enis, Geometri Nedir?, https://eenisaslan.wordpress.com/category/geometri/ (Son güncelleme 13.03.2019)
52
ortamına aktarılması olarak tanımlanabilir. 3D tasarım ise tasarım süreci içinde
bizim geliştirdiğimiz tasarımın, bilgisayar ortamında tüm hesapları, detayları,
formu ve diğer özellikleri ile sıfırdan var edilmesi olarak görülmelidir.
Gerek 3D modellerde gerekse 3D tasarım geliştirmede, tasarımın veya nes-
nenin fiziksel bir varlığı noktasal olarak uzaysal geometri bilgisi ile belirlenir. Bu
noktaların oluşturacağı kümeler üç boyutlu olarak formu tanımlar. Dolayısıyla
3 boyutlu bir çalışmada önce noktanın uzaydaki konumunu belirlememiz ge-
rekir. Uzayda bir noktayı ifade edebilmek için ilk önce sıfır noktasını (başlangıç
noktası) ve bu noktadan geçen, birbirine dik olan üç yönlü doğruyu seçerek sa-
bitleriz. Üzerinde çalışılacak olan bu sistem, kartezyen koordinat sistemi olarak
adlandırılır.
Bu üç yön vektörsel olarak ele alınacağı gibi düzlem olarak ta ele alınıp üze-
rinde çalışılabilir.
53
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
formun hacmini (volüm) görmek ister. Ancak form kütlesel veya hacimsel ola-
rak belirlense dahi, formu oluşturan yüzeylerin formu tamamladığı unutulma-
malıdır.
Çizgi, tasarlanan formun konturlarını (dış hat=outline) yapısı gereği iki
boyutlu olarak belirler. Oysa nesneler üç boyutlu uzayda en, boy ve derinlik
içinde yer alırlar. Çizgi, formun sınırlarını (kontur) tanımlarken formun uzaydaki
görünümü ile ilgili temel yapısal özellikleri belirleyecektir. Bu görünüm,
hacimsel olup formun “gabarisini” oluşturur (*).
Genel görünüm üzerinde planlanan çizgisel kurgunun uygulanmasıyla
form 3 boyutlu olarak oluşmaya başlar. Tasarımı karakterize eden bu çizgiler
topolojik düzeni tanımlayıp formun yüzey sınırları ve yüzeyler arasındaki ge-
ometrik düzeni belirler. Yüzeylerin yapısal özellikleri (eğriler, yaylar veya düz
çizgiler) bu düzenin içinden çıkar.
(*)Gabari kelimesi burada , kimi eşyaya verilmesi gereken boyutları, yan gö-
rünüşü çizmeye, hazırlamaya da da bunları denetlemeye yarayan örnek olarak
kullanılmıştır.
54
Form geliştirme ve biçimlendirme ile ilgili pek çok yaklaşım bulunmaktadır.
Ancak en temel yöntem temel alınacak bir geometrik yapının (kütle/monolotik
hacim/volüme) ardışık ve kapsamlı biçimde eklenti, çıkarım, dönüştürme veya
yer değiştirme gibi hareketler ile ilerletilmesidir.
Bu tür ardışık ilerleyen çalışmalarda ilk yapılan form, birinci nesil form ola-
rak adlandırılır. Bu form, tüm geliştirme sürecinde referans olarak da kabul edi-
lebilir. Daha sonra gelen ve ardışık olarak gelişen (evrilen=evolving) formlar 2.
nesil veya 3. nesil gibi form evrimini ifade edecek biçimde adlandırılabilir.
Bu türden bir süreci takip etmek nesnelerin form ve biçim gelişimini kont-
rol altında tutmamızı sağlar.
55
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
56
Dikey çeşitlendirme aşamasında farklı kütle formları çalışılarak elde edi-
len seçeneklerden uygun görülenleri kendi içinde geliştirilmeye başlanır. Bu
aşamayı da yatay geliştirme (veya yatay konfügrasyon) olarak tanımlayabiliriz.
Kütle ve ona bağlı yüzey kompozisyonları, bir önceki aşamada (nesil) elde edilen
yapının dönüşmesi, gelişmesi veya bozulması ile elde edilir.
57
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
aslında kütle üzerindeki yüzeylerin işlenmesi ile olur. Bu bağlamda, form kütlesi
aslında yüzeylerin oluşturduğu bir görsel algının sonucunda tanımlanır.
58
Formu belirleyen yüzeyler, kütleyi oluştururken bu yüzeyler arasında olu-
şan boşluklar, ara kesitler ve tanımsız bölgeler ile geçişler ara bağlantı yüzeyleri
ile oluşturulur. Ara bağlantıları oluşturan bu yüzeyler formun görünümünü be-
lirlemede büyük öneme sahip olup formun oluşumuna doğrudan etki ederler.
59
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
60
Şekil 51 Yüzey Geometrisi Örneği
Yüzeylerin birbiri ile temas ettiği kesişim hatları kimi zaman nesneyi
oluşturan parçaları da belirler. Ayrıca, formu oluşturan parçaların birbiri ile
temasını tanımlayan çizgi, yiv, derz, fuga (*) gibi sınır belirleyici öğeler formun
görünümünde belirleyici olacağı unutulmamalıdır. Formu belirleyen yüzeylerin
tasarlanmasının yanında yüzeylerin birbirleri ile nasıl temas edeceği ve bun-
ların oluşturacağı geometri önemlidir. Bu nedenle formu oluşturan parçaların
yüzey geometrileri form bütünlüğünü sağlayacak şekilde belirlenmelidir.
Sonuçta oluşturulan form, bir ana kütle (main body) olarak primer algı
eşiğinde konumlanır. Bunu tamamlayan veya kuvvetlendiren diğer geometrik
öğeler kütle üzerinde ikincil/sekonder öğeler (complementary element) olarak
yer almaktadır. Nesne üzerindeki yüzeylerin geometrik yapıları, konumları, bü-
yüklük ve diğer yüzeyler ile ilişkileri geometrik bir düzen ortak bir görsel dilde
düzenlenmelidir. Bu düzen tasarımcı tarafından başta hedeflenen bağlama
göre oluşur. Yüzeyler nesneyi oluştururken geometrik yapılarıyla nesnenin al-
gılanma biçimini de belirlerler. Nesne üzerindeki ana yüzeylerin yapısı, bunları
destekleyen ara yüzeylerin sertliği veya yumuşaklığı görsel algılamanın etkisi,
yapısı ve algılanma süresi için belirleyici olacağı unutulmamalıdır. Geniş karak-
ter yüzeylerinin geometrisini belirleyen sınır yüzeyleri (pinch hatları) görsel
olarak nesnelere sert çizgisel etkiler kazandırırken teknik olarak da yüzeyin
61
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
Sonuçta oluşturulan form, bir ana kütle (main body) olarak primer algı
eşiğinde konumlanacaktır. Bunu tamamlayan veya kuvvetlendiren diğer geo-
metrik öğeler kütle üzerinde sekonder öğeler (complementary element) olarak
yer alır. Bunlar aynı zamanda biçimi de belirler. Nesneyi oluşturan ana yüzeyler
arasındaki geçişi belirleyen bağlantı yüzeyleri aynı zamanda formu karakteri-
ze eder. Nesnenin yüzey yapısı, boyut, biçim ve geometrik karakterleri itibari
ile kimi zaman tasarıma ait “geon” kodlarını (design DNA yapısı) da tanımlarlar.
Bunlar; pek çok ürününde form karakterizasyonunun yanında form geometri-
sinin önemli bir parçasıdır.
Geometri, endüstriyel tasarım eyleminde formun oluşumu belirleyen bir
dil olarak kabul edilmelidir. Endüstriyel tasarım bağlamında formun oluşumu
62
aşamasından, bunların bir arada anlamlı bir bütün oluşturmasına kadar tasar-
lama eylemini belirleyen bir şekillendirme platformudur. Tasarım süreci içinde
formun şekillenmesi geometrinin kullanılması ile mümkündür.
Nesneler genellikle düz yüzeylerden oluşmaz. Ürün tasarımları üçüncü
boyutta çoğu kere hiperbolik yüzeylerden oluşur. Bu nedenle yüzeyi oluşturan
topolojininde eliptik / hiperbolik bir yüzeyde oluşması beklenmelidir. Yüzeyin
dönüştürülmesi (evrilmesi) veya yüzey üzerinde yapılacak boşaltmalar ve ekle-
melerin bu nitelikte bir yüzeyde bulunacağı unutulmamalıdır.
Örneğin hiperbol bir yüzey üzerinde yer alacak “düğmenin” yüzey ile ilişkisi
ni belirleyip tasarım yönünden karar verebilmek için hiperbol geometrisini
bilmemiz gerekir. Hedeflenen form yapısına ulaşabilmek için silindirik
düğmenin hiperbol yüzey ile geometrik ilişkinin analizi yapılmadır.
Geometri endüstriyel tasarımda formun oluşumu için bilinip doğru kulla-
nılması gereken bir en önemli araçtır. Yüzeyin dönüştürülmesi (=evrilmesi) veya
yüzey üzerinde yapılacak tüm işlemlerde geometri bilgisi gerekir. Geometri, ta-
sarımın oluşturulmasında “görsel grameri” belirleyen bir olgudur.
Nesnenin görünür olması için yüzeyindeki yansıma ve gölgelenmeler ile
yüzeydeki parlamalar ise bu gramerin ifadesi (betimlemesi) olarak kabul edil-
63
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
melidir. Nesneleri görsel olarak algılayabilmek için görünür olmaları gerekir. Bir
nesnenin görünmesi için ilk koşul; nesnenin aydınlatılmasıdır. Başka bir ifade ile
nesnenin görsel olarak algılanabilmesi için ışığa ihtiyacımız vardır.
Sanat kuramcısı Rudolf Arnheim, ışığın sanat bağlamında insanın genel tu-
tum ve davranışlarını iki biçimde etkilediğini belirtir. “Birincisi, ışığın nesneleri
gerçek ortamı içinde fark edilir duruma getirmesidir. Ayrıca bir nesne üzerin-
deki ışığın meydana getirdiği aydınlık, karanlık ve gölge o nesnenin zihnimizde
oluşmasını sağlar. İkincisi ise sanatçının bakış açısıyla nesneleri bilim adamları-
nın fiziksel gerçeğinden kurtarmasıdır.” 20
64
zılarının gölgede kalması ile 3 boyutlu algılama oluşur. Unutulmamalıdır ki Işık
sayesinde gölgeler oluşur, gölgeler sayesinde form algılanır.
Gölge, derinlik algısı üreterek formu oluşturan öğelerin yüzey üzerinde gö-
rünür kılar. Işık sayesinde formu oluşturan yüzeyler hacimsel olarak algılanır-
ken yüzeylerin kesişim çizgileri bir kontur meydana getirerek formun sınırlarını
belirler. Konturların algılanabilirliği ışığın şiddeti ve yapısı ile ilgilidir. Bu nedenle
formun algılanabilmesi için doğru ışık kaynağı ve yüzeylerin oluşturacağı göl-
gelerin sistemli bir biçimde tasarım sürecinde belirlenmesi önerilir.
Sonuç olarak formu oluşturan yüzeyler tasarlanırken, bu yüzeylerin oluş-
turacağı parlaklık, gölge ve yansımalar düşünülmelidir. Bunlar formun görsel
olarak algılanmasını sağlayan öğeler olarak ele alınmalıdır.
Ancak günlük hayatta ışığın şiddeti, yapısı ve diğer özellikleri sürekli olarak
değişir. Günün saati, yaşanan mevsim, yapay ışık kaynaklarının özellikleri ve ko-
numu ile nesne üzerine düşen yansımalar form tasarlanırken göz önüne alın-
ması gereken ön görülerdir. Yüzey yapısı (parlak, mat vb.) ve yüzeyin geometrisi
(düz, eğimli vb.) bu bağlamda önem kazanır.
Nesnenin yüzeyi, farklı yansımalar ve gölgeler ile algılandığına göre bu du-
rum tasarım süreci içinde önemle ele alınması gereken bir girdi olarak karşımı-
za çıkar. Bu nedenle tasarım geliştirme aşamasında yüzeyin yapısı ve dokusu
bir çalışma girdisi olarak ele alınıp sürece dahil edilmelidir.
Doku, bir nesnenin ya da maddenin dokunma ve görme duyularıyla algı-
lanabilen yapısını dışa vuran ve fiziksel yüzey özelliklerini barındıran bir te-
mel tasarım öğesidir. Tasarımda doku, hem teknik hem de estetik nedenlerden
dolayı önem taşır. Görsel olarak ilginç yüzeyler yaratır ve küçük kusurları saklar.
Bu bağlamda doku ister doğal ister bizim belirlediğimiz biçimde olsun yüzeyin
karakteri/ifadesi/teknik nedeni veya ergonomisini belirleyen görsel bir öğedir.
Sanat ve tasarımda genel olarak doku iki türde incelenir. Bunlar;
• Dokunsal doku gerçektir ve dokunarak (fiziki olarak) hissedilebilir.
• Görsel (sanal) doku ise gözle görülür, herhangi bir fiziki etkisi yoktur.
Bunun yanında dokular varoluşsal olarak ta iki grupta incelenir. Bunlar
doğal ve yapay dokulardır. Doğal dokular insan müdahalesi olmadan doğanın
ürettiği doku yapılarıdır. Yapay Dokular ise İnsan tarafında üretilen veya dö-
nüştürülen her türlü yüzeyin doku aracılığı ile malzemeye veya ürüne dönüş-
mesidir.
65
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
66
Şekil 55 Otomobil Direksiyonlarında Kullanılan Deri Dokusu Örnekleri
67
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
68
Malzeme dokuyu belirleyen en önemli öğelerden biridir. Malzemenin kendi
özelliğinden kaynaklanan dokusal özellikleri bir gösterge niteliği ile tasarımın
algılanmasında belirleyici ve ayırt edici olur.
Aynı ürün tasarımını aynı malzemenin farklı tür ve dokusal özellikleri ile
oluşturmak dahi algının değişmesine neden olacaktır.
Örneğin; ahşap malzeme ile yüzey dokusu oluşturulan bir tasarımda, ahşap
malzemenin cinsi (çam, kavak, huş, ceviz vb.) bunların rengi ve dokusu farklı
göstergeler oluşturabilir.
Dokuyu oluşturan öğelerin başında “frekans/tekrar sıklığı” ve yüzey oran
ilişkisi gelir. Bu anlamda bakıldığında dokunun oransal büyüklüğü (=ölçüsü)
görsel algıyı etkiler.
Form geliştirme sürecinde forum üzerindeki dokusal alanlar belirlenirken
dokunun frekansı diğer özelliklerinin yanında göz önüne alınmak zorundadır.
Kimi zaman aynı doku, aynı üründe ve farklı frekanslarda oluşturularak görsel
algı değiştirilebilir.
69
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
Dokuyu oluşturan malzeme türü görsel algılama süreci içinde farklı anlam-
lar yüklenebilir. Sağlamlık, yumuşaklık, sertlik gibi sıfatlar ürüne malzemenin
verdiği yüzey etkileri ve dokusal karakter ile kazandırılır. Bu genellikle formu
tanımlamak için kullanılan bir yardımcı (=pekiştirici) öğe olarak düşünülmeli-
dir. Malzemenin gösterge değeri ve niteliği görsel algılamada kimi zaman algıyı
kuvvetlendiren bir öğe kimi zamanda seçenek oluşturan bir alternatif olarak
görülmelidir.
70
Şekil 60 Ürün Bağlamında Duygu Tasarım ilişkisi
71
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
ÜRÜN
FORM FORM DUYGUSU
K KE İ KA AKTE İ ( HAZ )
FORM
BA KA A M
(METAMORFOZ)
Şekil 61 Görsel Analoji Süreci
7.1. ANALOJİ
Ürün, tasarım olarak insanlar tarafından yorumlanan farklı algıları
yapılarından oluşur. Bu algılar, birçok anlam ve ifadeler taşıyabilir. Bu nedenle,
tüketici için ürünü kabul veya ret etme kimi zaman belirli bir sosyal bağlamda
gerçekleşir. Bunun yanında, ürünün tasarımında semantik bağlamı güçlendirip
ya da zayıflatarak birey için olumlu-olumsuz algılar, duygular, değerler ve
çağrışımlar oluşturmak mümkündür. “Analoji; bilinmeyen veya yabancı olunan
bir olgunun, bilinen benzer olgular ile açıklanması olarak tanımlanabilir. Form
tasarımlarının oluşturulmasında yaygın paradigma, doğadaki form ve strüktür-
lerin bir analoji ile tasarıma aktarılması şeklinde olmaktadır. Form/biçim, tasarı-
mın “neye benzediği/nasıl göründüğü “nün yanında, tasarımın en önemli öğeleri
olan anlam ve fonksiyonu da somutlaştırır bir anlamda anlaşılır kılar. Dolayısı ile
biçim ile tasarımın anlamı ve fonksiyonu arasında doğrudan ilişki vardır.
Bu nedenle ürünün anlamı ve fonksiyonu aslında analojik ilkeleri de belir-
leyecektir”. 23
22
Holbrook Morris B. , Emotion in the consumption experience : toward a new model of the human consumer, Lexington-
Mass. US, 1986, Lexington Books, ISBN 0669128740
23
The Characterıstıcs Of Form In Relation To Product Emotıon, Jamaludin Mohd Syafiq, Zulkapli Muhammad Fadli , Zainal
Abidin Shahriman, International Conference On Engineerıng And Product Design Educatıon 5 & 6 September 2013, Dublın
Institute Of Technology, Dublin, Ireland
72
A A O İK BİÇİM
İ İ Kİ İ EK E İ
T AK T K HA A YO A AMB EM
K EK BA Y GE İ OTOMOBİ TA A A TE İ
73
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
Şekil 63 Ağır Kamyon ile Fil Arasında Güç bağlamında Oluşan Analoji Örneği
ÖRNEK:
İKİ MOTOSİKLET TASARIMININ ANALOJİK BAĞLAMDA
İNCENLEMESİ
Kawasaki NINJA ZX ve Suzuki HAYABUSA 1340 modelleri aynı segment-
te benzer fonksiyon ve türde motosikletlerdir. Kawasaki NINJA ZX; daha sert,
daha agresif, daha keskin hatlı bir görünüme sahipken Suzuki HAYABUSA ise
daha yumuşak hatlı, daha kontrollü, ancak daha güçlü bir görünümdedir. Her iki
motosiklet özgün ve kabul edilmiş birer model adına sahiptir. Kawasaki NINJA
ZX Japon kültüründe özel bir yeri olan savaşçı Ninja şövalyeleri ile adlandırılır-
ken, Suzuki HAYABUSA avcı bir kuş olan şahinin özel bir türünden adını almıştır.
Bu iki imge farklı anlamlar taşımaktadır.
74
İncelenen her iki motosiklet form yapılarında ise doğadaki iki yırtıcı
hayvanın özellikleri ile bir analoji geliştirilmiştir.
75
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
JAPON LEOPAR
NINJA
SERT HATLAR
AG E İ
A GA
HIZLI
KORKUTUCU
Kawasaki
NINJA ZX-14R
HAYABUSA
AHİ
YUVARLAK HATLAR
KONTROLLÜ
TEHTİ KA
G‹«L‹
7.2. METAFOR
Metaforlar (=mecaz) tasarımcılara, “tasarım problemini” tanımlamada yar-
dımcı olur. Metaforlar, kullanıcıların bir ürünü algılamalarını, anlamalarını ve
kabullenmelerine etkilidirler. Ürünlerin, kullanıcı ihtiyaçları teknik özellik ve fi-
ziksel yapıları metaforlar yardımı ile daha kolay anlatılır. Metafor, benzetme ile
sıkça karıştırılır, yakın kavramlarda olsalar metafor doğrudan bir benzetme de-
ğildir. Metaforlar benzetmelere göre biraz daha gizlidir. Tasarımda ima edilen
anlamı çıkartmayı izleyiciye bırakır.
Metafor ve analoji bir kaynaktan hedefe doğru (tasarıma) simgesel bir dil
oluşturarak hareket ederler.
76
A A O İ
KAYNAK HEDEF
(KAVRAM) (TASARIM)
METAFOR
77
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
78
ÖRNEK:
İBB ULAŞIM AŞ “İSTANBUL TRAMVAYI” TASARIMI
METAFOR İLİŞKİLERİ
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, Ulaşım AŞ tarafından ihtiyaçları göz önüne
alınarak geliştirilen Tramvay projesinde İstanbul’un görsel kimliğini taşıyan bir
form ve biçim dili olması hedeflenmiştir. İstanbul kent silueti içindeki görsel
kodlar ve bunun merkezinde İstanbul’da yaşamış tüm medeniyetlerin mirası
bir görsel kimlik olarak araç tasarımına yansıtılmaya çalışılmıştır. “Özel kent
tramvayı” olarak adlandırılan ve çalışacağı Kent’e özel tasarımı olan, o kentin
görsel dilini barındıran araçlar, dünyada yaygın biçimde kullanılmaktadır. Buna
örnek olarak Berlin, Marsilya, Lyon kentleri için özel olarak geliştirilen ve o ken-
tin tarihi, kültürel, sosyo-ekonomik ve diğer boyutlarını kavramsal olarak tasa-
rım diline aktarmış tramvay ve hafif metro araçları verilebilir. Bu nitelikte yapı-
lan çalışmalarda, kentin dokusu ve kimliği ile aracın kimliği örtüştürülerek kent
için “ikonik” yeni bir biçim kurgulanması hedeflenmektedir.
79
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
Aracın burun bölümünde, kemersi ön cam izi ile tavan ve yan dikme (A Post/
direği) arasındaki bölgede Osmanlı-Bizans kubbe mimarisinde yaygın biçimde
kullanılan ve bir mimari öğe olan “pandantif”ler, metaforik olarak kullanılmıştır.
80
Pandantifler kesilmiş olan bir küresel şeklin bir üçgensel kısmıdır. Alt tarafla-
rında tek bir değme noktasına inmekte, üstü ise kubbenin dairesel veya eliptik
tabanının yerleştirilmesi için genişlemekte ve dörtte bir daire parçası veya elips
parçası şeklinde oluşmaktadır.
Tramvayın ön camının üst kısmında çizgisel olarak Osmanlı ve Bizans mi-
marisinde yaygın biçimde kullanılan “basık kemer” yapısı, metafor olarak kulla-
nılmıştır. Kemer metaforu ile biçimlenmiş ön tavan bölümünde kubbemsi bir
yüzey oluşturmakta ve bu bölüm A Post (direk) ile bir “pandantif” elemanı (seg-
menti) ile birleşmektedir. Sürücü yerinin yan-üst geometrisindeki kubbe “pan-
dantifi” ön cam, bunun hemen yanındaki A Post ve ön cam ile ilişkilendirilerek
aralarındaki tasarım ilişkisi düzenlenmiş ve uyumlaştırılmıştır.
Araç kütlesini oluşturan tüm öğelerin tamamlayıcı parçası olarak görülen
ön cam ile ilgili geometrik, ölçü-oran ve geometri temelli bir ilişki görsel olarak
algılanabilmektedir. Ön bölümdeki tasarım yapısının yanı sıra ana kütlede bulu-
nan tavan-yan duvar-alt etek ilişkisi, bunlar arasındaki geometrik ve leke ilişki-
leri ile iki ana kütleyi birleştiren körük bölgesinin yapısı, biçimsel olarak birbirini
tamamlayan, kompakt bir görsel dil oluşturmuştur.
81
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
BİÇİM İ İ
KİM İK İ İ Kİ İ
82
Bu ilişki üründe biçimsel özellikler ile tasarımı ile görünür. Bazen kolumuza tak-
tığımız saat bizim yaşam şeklimizi, dünyayı algılama biçimimizi olduğumuz veya
olmak istediğimiz “rolü” belirleyen bir gösterge olabilir. İnsanlar üyesi olduğu
sosyal grubun içinde kimliklerini kullandıkları nesnelerin tasarım dili (biçim dili)
ile ifade etmeye ve kabul görmeye çalışırlar. Her tasarım kullanıcısına fonksi-
yonu, yapısı, özellikleri ve karakteri ile ilgili bilgi ileten bir biçim diline sahiptir.
Tasarım bu yapısı ile kullanıcıyla iletişim kurar.
Tasarımın dili tasarımın form ve biçim özellikleri kullanılarak oluşturulur.
Bu dil kimi zaman farklı fonksiyonları algılamamızı ve seçim yapmamızı sağlar-
ken kimi zamanda benzer fonksiyon ve yarar kümesinde olan tasarımları ay-
rıştırıp tercihlerimizi şekillendirir. Markalar bu nedenle kendi tasarım dillerini
geliştirmek isterler.
Çoğu kere tüketiciler, hemen hemen aynı fonksiyonlara ve teknik
özelliklere sahip ürünler arasında tercih yapmak durumunda kalırlar. Bu
tercihlerini oluştururken ürün tasarımının form ve biçimi ile ürün kimliği
arasındaki ilişki onlar için önemlidir. Tasarım kimliği sadece ürün tasarımında
algıladığımız biçim dili ve teknik özellikler ile sınırlı değildir. Üreticisinin tarihsel
süreç içinde oluşturduğu belirteç ve “kimlik” de etkilidir.
FERRARI LAMBORGHINI
488 Spider Huracan Spyder
83
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
84
Kişilik; ise bir bireyin ya da topluluğun kendine özgü belirgin özellik, manevi
ve ruhsal niteliklerinin bütünü olarak tanımlanabilir. Kişilik; bireyin kalitesi iken,
karakter; bireyin, ahlaki ve zihinsel özellikleri olarak kısaca ifade edilmekte-
dir. Dürüstlük, hoşgörü, sabır, seçkinlik, güvenilir olma gibi özellikler karakter
özelliğidir. Zeki, yetenekli, coşkulu, içe dönük, otoriter, kavgacı, girişken gibi
özellikler ise kişilik özelliğidir. Yani biri içe dönük kişilik, dürüst karakter özelliği
gösterirken, bir başkası kavgacı kişilik, dürüst karakter özelliği gösterebilir. Konu
tasarım bağlamında ele alındığında ürünün markası, tasarıma karakter özelliği
katarken nesnenin tasarımı onun kişiliğini oluşturduğu yargısına ulaşabiliriz.
Reklamcı David Ogilvy “Ürünler fabrikalarda, markalar zihinlerde üretilir”
sözü de tam bu bağlamı ifade etmektedir. Bu simülasyon ışığında, araç
tasarımında her markanın bir karakteri olduğu ve bu karakter bağlamında
tasarlanan her aracında bir kişiliği olduğundan söz edilebilir.
GE E EK E KE T İ YE E
E İM İ KİBA E T
TEMİ K KABA
85
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
örnekte olduğu gibi , hedeflenen karakter yapısı içinde farklı kişilikte ürün ta-
sarımları oluşturulabilir. Tek bir marka karakteri altında farklı kişilikte tasarım
varyasyonları mümkündür.
GELENEKSEL
E İM İ KA AKTE
TEMİ
Kİ İ İK
Bana Bakın
T T OM A E OKOMOTİ E Kİ İ
Adam G Otura aksanız
Oturun...
KE T İ
KİBA KA AKTE
K
Kİ İ İK
Bak Yavrum !
Beni Zor Kullanmaya T T OM A E OKOMOTİ E Kİ İ
Mecbur Etme...
YE E
E T KA AKTE
KABA Kİ İ İK
A KETİ TA A M
25
Arnheim Rudolf, GÖRSEL DÜŞÜNME, İstanbul ,Metis Yayınları, 2015, ISBN-13: 978-975-342-587-2
86
Bu bağlamda; form ve biçimlerin oluşturulması, sadece sezgilere ve yete-
neklerimize dayalı çizgisel bir eylem değildir. Başta psikoloji olmak üzere pek
çok alan bunu besleyecek bilgi üretir.
Örneğin; bir formu oluştururken kullandığımız analojiler (benzeşim/ortak
yönleri bulunan iki şey arasındaki benzeşme) insanoğlunun zaman içinde
oluşturduğu kolektif bilinç dışının bir sonucudur.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında yaşamış psikolog Carl Gustav Jung’a göre ko-
lektif bilinçdışı, kalıtsal olarak her insanın doğuştan getirdiği, içeriğini de ilk in-
sandan bu yana yaşanan tipik psişik etkileşimlerin oluşturduğu (korku, tehlike,
üstün güce karşı verilen mücadele, cinsellik, doğum, ölüm, sevgi vb.) yapıdır.
C. Gustav Jung tarafından ortaya konan kolektif bilinç dışı kavramı insanın
atalarından kendisine geçen ve günlük yaşamda farkında olmaksızın verdiği
kararları etkileyen “arketip” leri tanımlar. Gustav Jung, mitlerin “arketip” lerin
temsilcisi olduğunu savunmaktadır. Dolayısıyla hemen her kültürde olan mit-
lerdeki kahramanların karakterleri ve olay örgülerinin her birinin bir “arketip” e
denk düştüğünü savunmaktadır
“Jung mitlerin arketiplerin temsilcileri olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla
mitlerde ve mitsel öykülerde gördüğümüz karakterlerin ve olay örgülerinin
her birinin bir arketipe tekâbül ettiğini söyleyebiliriz. Jung’a göre, insanlık tarihi
boyunca tüm dünyada farklı formlarda görünebilen arketipler, ancak bir dene-
yimle harekete geçirildiklerinde yani tetiklendiklerinde, içlerinde bulundukları
kültür ya da başka diğer faktörlerden etkilenerek büründükleri elbiseyle gö-
rünüşe çıkarlar. Yoksa tetiklenmeyen, harekete geçmeyen bir arketip algılana-
maz. Her arketip aslında psişik bir niteliğin temsilcisidir ve arketiplerin hare-
kete geçmesi demek, bilinçdışında potansiyel olarak bulunan psişik niteliklerin
(irade, cesaret, üretkenlik) aktive olması demektir”. 26
Arketiplerin evrensel olduğuna dair verilen en tipik örnek, bir insanın yılan-
dan veya karanlıktan korkması için yılanla karşılaşmış ya da karanlıkta kalmış
olması gerekmediğidir. Bu korku ona ailesinden, çevresinden, toplumdan, ileti-
şim ortamından, medyadan veya dinlediği masal ve efsanelerden işlenmiş olup
artık kolektif bilinçdışına dönüşmüştür.
Günümüzde, pazarlama, medya ve sinema endüstrisi başta olmak üzere
“arketip” bağlamını yoğun biçimde kendi alanlarına adapte ederek kullanmak-
26
Jalande Jacobi, C.G. JUNG PSİKOLOJİSİ, İstanbul, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ, 2002, ISBN 9757029165
87
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
tadır. Örneğin “pazardaki liderliğini kaybetmiş bir marka artık sadece hükümdar
değil, devrik hükümdardır. Ya da teknolojik açıdan yaratıcı bir marka bunu eğ-
lence konsepti ile yapıyorsa soytarı yaratıcı olarak tanımlanabilir”. 27
Endüstriyel tasarımda “arketip ürünler” form-biçim veya kimi zaman fonk-
siyon olarak insanlığın kolektif belleğinde yer tutan nesnelerdir. Örneğin Henry
Dreyfuss tarafından 1937’de tasarlanan telefon, bugün “arketip” bir ürün olarak
kabul edilebilir. Dreyfuss’un bu tasarımı, zaman içinde bir “ikon” haline gelmiştir.
Bu tasarım yeni bir biçim dili oluşturarak masa üstü telefonların tipolojisini be-
lirlemiştir. Bugün kullandığımız bilgisayar programlarından, günlük hayatımız-
daki grafiklere kadar bu tipoloji bir simge olarak hayatımızda yer almaktadır.
A KETİ
Henry Dreyfuss
Telefon Tasarımı
1937
27
Kamiloğlu Dr. Fatma , Reklamlarda Arketip Stratejisi, https://www.thebrandage.com/reklamlarda-arketip-stratejisi-4251
(son güncellenme 17.02.2020)
88
İmge, insan zihninde yeniden anlamlandırılarak saklanır ve bir sembole
dönüşür. Bu anlamı ile sembol; yeniden anlamlandırılan imge, fikir, düşünce ve
duyguları (hisler) akla getiren, onu düşündüren görüntü olarak tanımlanabilir.
Dış dünyadan insanın algıladığı her şey bilinçaltına aktarılıp sembolleşerek
depolanır (aslında bir tür sembol arşivi oluşur). Semboller zaman içinde “kolektif
bilinçaltına” dönüşüp ikonik bir biçime dönüşür. İkonlar bireyden topluluğa
doğru evirilmiş sembollerin ortak ifadesi olarak görülebilir. Bu nedenle, kimi
biçimler sembolik anlamlarının ötesinde kolektif anlamlar oluşturarak ikonlaşır.
(*)Endüstriyel tasarımın dışında bir alan olan sinema’da arketipler üzerinden anlatım sıkça
kullanılmaktadır. Sinemada kullanılan bu arketipler kendi içinde de sınıflanıp karakter özellikleri
bağlamında konu örgüsü oluşturulabilmektedir.
(*)Her iki kavram birbirlerine yakında olsalar da ikon, Bir kişi veya nesnenin tasviridir. Ör-
neğin Charles Morris, bir nesnenin niteliklerini ortaya koyan göstergeleri “ikonik gösterge” ola-
rak tanımlar. Bu tanıma göre çizim ve resimler ile fotoğraflar ikon olarak kabul edilebilir. Sembol
(= simge), gösteren ve gösterilen arasında nedensellik veya benzerlik ilişkisi olmamakla birlikte,
kişisel ve uzlaşımsaldır. Semboller algılananın dışında ve ötesinde anlama sahip olabilirler.
Örneğin Star Wars filmlerinde kullanılan bir çok araç ve alet tasarımı
arkaik kodları kullanarak kolektif bilinç dışımıza yüklenmiş imge ve olayların
tekrar kurgulamıştır. Filmde kullanılan “pod racer” olarak adlandırılan yarış
aracı binlerce yıllık “savaş arabası arketipi” nin ta kendisidir. Pod racer’da atların
yerini jet motorları almasına rağmen arkaik bir sembol olarak “savaş arabası”
ve onun oluşturduğu imgesel algılama bilinç dışımızda bize çok şey anlatmıştır.
89
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
BE H İ Mİ
AT A A A ABA
A KETİ İMGE
TA A M
TA A İ Mİ
POD RACER ARACI
Şekil 76 Star Wars Filminde Kullanılan POD-RACER ile Ben Hur Filmindeki Savaş Arabası
90
9. ENDÜSTRİYEL TASARIMIN GENETİĞİ (DESIGN DNA)
İyi tanımlanmış ve anlaşılır bir marka kimliği, ürün tasarımının başarısını
doğrudan etkileyen en önemli faktördür. Ürün tasarımı, uzun AR-GE ve ÜR-GE
süreci ile birlikte yüksek yatırım risklerini de barındıran sosyo-ekonomik bir
eylemdir. Ürün tasarım süreci, ürünün teknolojisi, tasarım eğilimleri, kullanıcı
tercihleri ile gelişirken, marka kimliği ile bağlamsal bir ilişki kurar. Bu nedenle,
ürünün form ve biçimsel yapısı bir marka öğesi olarak düşünülmeli sistem buna
göre oluşmalıdır.
Ancak tasarımcılar çoğu kere eski deneyim ve sezgilerine dayanarak tasa-
rımlar oluştururlar. Kimi zamanda tasarımcılar “marka kimliğini” göz ardı etme
yanlışlığına düşerler. Genellikle marka kimliği ve marka geçmişi olmayan pek
çok yerel üretici tasarım geliştirme sürecinde zaten bu tür referanslara sahip
olmadığından kimliksiz ve niteliksiz bir ürün envanterlerine sahip olmaktadır-
lar. Bu tür marka ve üreticiler, tasarım olarak kimi zaman doğru tasarımlar yapıp
pazarda başarı sağlasalar da genellikle yöneticiler hatta zaman zaman tasarım-
cıların marka kimliği tasarım/DNA’sının önemini kavrayamadıkları görülmekte-
dir. Tasarım DNA’sı üründe formu oluşturan öğelerin genetik bir kod olarak ele
alınıp, markaya ait ürünlerde sürdürülebilir biçimde kullanılması olarak tanım-
lanabilir. Bu konu zaman içinde geliştirilecek ürünlerin tasarım olarak ikonik bir
nesneye dönüşmesi açısından da önemlidir.
Örneğin tasarım DNA sının form ve biçime etkisini I. Dünya Savaşı’nda
kullanılan askeri miğferlerde görebiliriz. Savaş sırasında birbirine düşman
taraflar olan Alman ve İngiliz orduları I. Dünya Savaşı’nın farklı ve kendine
özgü koşulları için askerlerin baş bölgelerini koruyan çelik miğferlere ihtiyaç
duymuşlardı. 1915 tarihinde Alman ve İngiliz tasarımcıları birbirlerinden
habersiz geliştirdikleri miğferlerin formlarında kendi askeri kültürlerine ait
«arkaik kod» lara başvurmuşlardı. İngiliz tasarımcı John L. Bordie kendi adıyla
anılan miğferi tasarlarken kökü 1400’lü yıllara kadar giden “Kettle Hat” miğferi-
ni, Alman M-1916 miğferinin tasarımcısı Dr. Friedrich Schwerd ise 1500’lü yılların
başında Alman prensliklerinde kullanılan ikonik “Augsburg” tipi miğfer formunu
kendisine referans aldı.
91
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
92
Tasarımcı, tüm bunları bir araya getirip kurgularken karşısına çıkan tek-
nik-teknolojik ve ergonomik problemler ile ürün fonksiyonlarını bir arada bi-
çimlendirmelidir.
Genetik, canlılarda kalıtım ve soyaçekimi inceleyen bilim dalıdır. Birbiriyle
biyolojik akrabalığı olan bireylerin genetik özellikleri (kan grubu, saç, göz ve ten
rengi vb.) benzerdir. Bu benzerliklerin ortaya çıkmasını sağlayan, hücrelerimiz-
de bulunan “deoksiribonükleik asit” kısaca DNA molekülüdür. DNA, canlının tüm
özelliklerini belirleyen, hücrenin bölünmesinden, kalıtsal hastalıklardan, yapısal
özelliklerine kadar tüm yaşamsal faaliyetlerini düzenleyen yönetici molekül-
dür. DNA canlının tüm özelliklerini belirlediği için genetik kodumuzu oluşturur.
DNA’nın temel elementi GENOM’dur ve DNA’nın bütün belirlenmiş genlerini
oluşturur. Genler, genom içindeki küçük DNA bölümleri olup proteinler ile kod-
ları oluştururlar; Bu kodlar, saç ve göz rengi gibi organizmanın bireysel özel-
liklerine ilişkin yönergeleri içerirler. Genlerin amacı, bilgi depolamaktır. Her bir
gen, bir organizmaya gereken belirli proteinlerin inşası için gereken bilgiyi taşır.
Örneğin İnsan genomundaki protein kodlayan gen sayısı 20.687 tanedir.
Genom üzerindeki çalışmalar bugün tasarımcılara ilham kaynağı olmak-
tadır. Tasarımların formlarında da, ürünü karakterize eden çizgi ve topolojiler
bulunur. Bunlar, bir anlamda canlıların DNA larında bulunan “genom” lar ile aynı
işlevi görürler. Nesneyi oluşturan form genomlarını belirleyerek ürünlerin bi-
çimsel genetik kodunu çalışıp geliştirebiliriz.
93
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
28
Shahriman ZAINAL ABIDIN, Azlan OTHMAN, Zafruddin SHAMSUDDIN, Zaidy SAMSUDIN1 and Halim HASSANT-
HE CHALLENGES OF DEVELOPING STYLING DNA DESIGN METHODOLOGIES FOR CAR DESIGN , Conferen-
ce On Engineering And Product Design Educatıon 4 & 5 September 2014, University Of Twente, The Netherlands)
94
Şekil 79 İskandinav Tasarımı Biçim Dili
29
Karjalainen, T. M. It looks like a Toyota: educational approaches to designing for visual brand recognition. International
Journal of Design, vol. 1, 2007, pp 14
30
Using Interactive Genetic Algorithm to Generate New Vehicle Styling Brand Elements with Feature Lines: A Case Study of
Micro-car Design in China., Tan, H., Jing, C, Zhao, D., Zou, F., and Zhao, J., Proceedings of International Congress of the
International Association of Societies of Design Research (IASDR Congress’13), 2013, pp. 1-12.)
95
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
sarımları oluşturmak
• Bu bağlamda ürün tasarımında hangi analoji ve metaforların, nasıl kulla-
nılacağının belirlenmesi
Ürün tasarımında öncelikle form geometrisini çözümlemek gerekir.
Geometriyi oluşturan çizgi ve yüzey topolojilerinin tanımlanması ile bunların
zaman içindeki dönüşümleri (formun evrimi) yapılacak işlerin başında gelir.
Belirlenen genetik kodun form üzerinde nasıl yer alacağı, bu kodun güncel
trend ve modlarla uyumu bir başka önemli konu olarak karşımıza çıkar.
Günümüzde bu iş için özel gelişmiş yazılımlar kullanarak ürün tasarımının
DNA sı incelenmekte ve bir “algoritma yaklaşımı” oluşturulabilmektedir. Ancak
bunun gibi rasyonel kriterlere bağlı çalışmaların yanın da genellikle tasarımcı
deneyimlerinden elde edilen sezgisel veriler ile ürün DNA’sının kodlarını irdele-
yerek tasarımı geliştirmek daha fazla tercih edilmektedir.
Markaların tarihsel deneyimleri, zaman içinde oluşan genetik kodların kul-
lanım biçimlerini içeren yönergelerin hazırlanması ve uygulama esaslarının be-
lirlenmesi başka bir çalışma alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
96
Tasarımında genetik kodlamanın irdelenebilmesi ve elde edilen bulguları
tasarım geliştirme sürecinde kullanabilmek için dört konunun incelenmesi ge-
rekir.
Bunlar:
· Tasarımı oluşturan çizgisel yapının incelenmesi,
· Tasarımı oluşturan yüzeylerin incelenmesi,
· Tasarımın leke yapısı ve lekesel özelliklerinin incelenmesi,
· Tasarımın topolojik yapısı ile topolojik yüzeylerin incelenmesidir.
Bunlar dışında farklı sektör ve ürün gruplarına ait özel bazı konular olabilir.
Ancak yukarıda sıralanan inceleme konuları temel bilgi olarak gereklidir.
97
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
ede dursun, İyi ve güzel, güzel ve doğru, güzel ve faydalı, güzel ve dürüst, güzel
ve ulu gibi “güzelliğin” nedensel açıklamasına yönelik pek çok soru bu tartışma-
ların merkezini oluşturdu
Estetik deneyimin, bir sanat eseri ile olan etkileşimlerimizde yer alan tüm
süreçleri kapsar.
Leder, Belke, Oeberst ve Augustin’in 2004 yılında yaptığı şekilde gösterilen
“estetik deneyim modeli”nde, bir sanat eserinin gözlemcisi önce eseri algısal
olarak analiz eder sonrasında bunu önceki deneyim ve bilgileri ile karşılaştı-
rır. Bu karşılaştırmanın sonuçlarını anlamlı biçimde sınıflandırarak yetenekleri
bağlamında bir karar verir. Bu karar kesin, ölçülebilir bir karar değildir. Önce es-
tetik bir yargıda bulunur (güzel-çirkin, iyi-kötü vb.) devamında ise estetik duy-
guyu (haz) hisseder. 32
A AT TA A M
E E İ
YG
M
A
A G
A A İ İ
EKİ
E EYİM E
İHİ EKİ
T K
Bİ Gİ
EK İ
E E
GE E
AMA
E
Bİ Gİ ve E
MA KA A
İ ME
Bİ İ E
YETE EK
KA A A G AY
32
Leder, H., Belke, B., Oeberst, A., & Augustin, D. (2004). A model of aesthetIc apprecIatIon and aesthetIc judgments. British
Journal of Psychology, 95, 489-508
98
Bu modele göre algı sistemimiz kendiliğinden (otomatikman) bakılan esere
(nesneye) ait yapıyı tarar ve tespit eder. Eserin yeniliği veya bilinirliği algılama
derecesinde belirleyicidir. Zihnimizdeki örtük bilgi yani deneyimlerimiz değer-
lendirmede ikinci aşamayı oluşturur. Zihnimizdeki örtük bilgi veya deneyimler,
zihnimizdeki tüm değerler ve bilgilerdir. Kültürel olarak aidiyetimiz, eğitime da-
yalı birikimlerimiz, öğrendiğimiz ahlak veya inançlarımız bu bölümde devreye
girer. Bunu takip eden süreç geçen ilk aşamada eser (nesne) için işlenmiş bil-
ginin sınıflanmasıdır. Bu sınıflama kültür, eğitim, bilgi ve kişisel tercihlere göre
oluşur. Sınıflanan bu bilgi kişiye özel olan; bakış açısı, görüş yeteneği, grafik
veya matematiksel akla hakimiyet ile birleşip bir yargı oluşturacaktır.
Yukarıda ifade edilen genel bağlam içinde, ürüne (tasarım) ait estetik dü-
şünme ve kararlar; duygusal olarak tatmin edilme derecesi (estetik deneyim),
zihnimizde oluşan tüm “anlamlandırmalar” ile kullanıcı ve ürün arasındaki et-
kileşimle ortaya çıkan etki kümesinin sonucunda oluşacaktır. Buna kısaca ürün
için anlamlandırma ve duyusal etki olarak isimlendirebiliriz.
Anlamın biçimi ve niteliği ile ilgili olarak, bilişsel bir süreç oluşur. Bu süreç
metaforları tanımamızı ve ürünleri kişisel, sembolik, biçimsel olarak değerlen-
dirmemizi sağlar. Bununla birlikte, anlamın niteliği sadece zihnimizle sınırlı de-
ğildir. Pek çok dışsal etki “anlamın” yapısını etkiler.
“Normal insanın duyusal yönleri her türlü tasarımda dikkate alınmalıdır.
Mesela Coca-Cola şişesini alalım. Islak ve soğukken bile, iki küre şeklindeki göv-
desi, elinin dostça kıvrımı için rahat ve tatlı bir his için keyifli bir vadi sunar ” 33
Coca-cola şişesi estetik hazza etki eden şeyin görselliğin çok ötesinde do-
kunma duygusu olduğunu bize göstermektedir. Yani, tat, ses veya koku gibi al-
gılayabildiğimiz başka duygular üründe estetik beğeninin oluşmasında etkilidir.
Alman düşünür Immanual Kant’a göre estetik haz’ın temel ilkeleri insan doğa-
sında benzerdir.
Ancak bu benzerlik insanlık alemi evrensel ortaklık anlamına gelmez. Bi-
reysel olarak duygularımızı oluşturan davranışların (sevinç, üzüntü vb) yapısal
olarak benzer, tepkisel olarak farklı olması gibi estetikte tepki ve yorumlama
farklılıklarına sahiptir.
Tarihsel, ekonomik, sosyolojik ve daha pek çok neden algılarımızı etkileyip
estetik tercihlerimizi belirler. Döneme ve dönemin “ruhuna” göre formatlanan
33
Loewy, Raymound. Never Leave Well Enough Alone. New York:. Simon and Schuster. (1951)
99
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
34
Perspectives of Fashion, George B. Sproles, Burgess Intl Group, New York 1981, ISBN-13: 978-0808745105
100
nin içinde mümkün olacaktır. Bu evrenin yapısı ve büyüklüğü (genişliği) beğeni
düzeyini belirlemede etkilidir. Özne olarak kabul edebileceğimiz insan ile obje
olarak belirlenen tasarım arasında estetik sürecin oluşması için insan ile nesne-
nin özdeşleşmesi gerekmektedir. Özneyle nesnenin özdeşleşmesi ise öznenin
belirleyici gücüyle özne ve nesnenin tek varlığa dönüşümünü kaçınılmaz kılar.
Biçimin algılanması ile duyuların tatmini birbiri içine girmiş, etkileşimli bir
dönüşüm süreci olarak görülmelidir. Tasarım nesnesi sadece görsel bir öğe de-
ğildir. Fonksiyon, tasarımın değeri ve tanımının oluşumunu sağlar. Fonksiyonun
insanın hayatta kalıp varlığını sürdürme içgüdüsünün bir yansıması olarak ka-
bul eden düşünürler fonksiyonunu tam olarak yerine getiremeyen bir tasarım
nesnesi ile sadece estetik duyuların tatminin oluşmayacağını iddia etmektedir-
ler. Fonksiyon, bir anlamda “var oluşsal nedeni” gösterdiğinden estetik fenome-
nin tamamlayıcısı olarak görülmelidir. Bu bağlamda tasarıma ait görsel yapı ile
fonksiyon birbirini tamamlayan, bütün olan ve bunu açık bir gestalttır.
Buna karşı çıkanlar da olmuştur. Örneğin Avusturyalı filozof Ludwig Wit-
tgenstein, estetik yargı oluşturmanın kapsamından duyular ile algılanabilirliği
çıkararak bunun yerine düşünce ve bilgiyi koymayı amaçlamıştır. Wittgenstein,
estetik yargının, bilişsel yargıdan farklı olmadığını her ikisinde de aynı işleyişin
egemen olduğunu iddia etmiştir.
Duyularımız; daha hızlı, daha hassas veya daha anlaşılır olanı talep eder.
İnsan daha az çaba ile daha çok verim almak üzere programlanmıştır. Başka
bir ifade ile minimum araç-enerji ile maksimumum yarar sağlamak beynimizin
istemsiz bir tercihidir. Bu nedenle, nispeten basit tasarım özellikleri, simgeler
veya görsel kodlar biçim olarak bize daha “hazcı” gelebilir. Dolayısı ile bir for-
mun biçimsel özelliklerini form ile metaforik ilişkiler üreterek oluşturmak/kur-
mak tercih nedenlerimiz arasındadır.
Endüstriyel tasarım alanında son zamanlarda, metaforik ilişkiler kurabile-
ceğimiz form yapıları ve biçimsel ifadelerin kullanılması algılarımızın daha ve-
rimli kullanılmasının bir ifadesidir.
101
1- Endüstriyel Tasarımın Algılanması
PHILIPS
senseo crema
35
Hekkert Paul, DESIGN AESTHETICS: PRINCIPLES OF PLEASURE IN DESIGN, , Psychology Science, Volume 48,
2006 (2), p. 157 - 172
102
Bölüm 2
Tasarlama
Eylemi
2- Tasarlama Eylemi
Bu bölümde
endüstriyel tasarımda
“yaratıcılık” konusu
irdelenerek yaratıcılık
süreçlerine genel bir
bakış sağlanmaya
çalışılmıştır. 2 Boyutlu
eskiz çalışmalarının
yapısı, biçimi, süreci ve
türleri bu bölümde ele
alınmıştır. 3 Boyutlu
düşünmenin temel
öğesi olan model
geliştirmenin tanımı
yapılarak model ve
prototip süreçleri
ifade edilmiştir.
Bölüm sonunda
konuyu anlaşılır
kılabilmek için bir vaka
süreci, bütünüyle ele
alınarak irdelenmiştir.
104
1. BEYNİMİZDEKİ YARATIM
İnsan beyni canlılar dünyasının en gelişmiş, en karmaşık ve bugün dahî
çözemediğimiz organıdır.
Tasarım eylemi insan beyninde oluşturulur. Nesnelleşip görünür olduktan
sonra başka insanlar tarafından algılanır. Bu nedenle beyin yaratım sürecinin
merkezinde yer alır. Beynimizde üç katmanlı bir yapı bulunmaktadır. Bunlar;
omuriliğin hemen tepesinden başlayan beyin sapı, limbik sistem ve serebrum-
dur. 1
E EB M
İMBİK
İ TEM
İ İ
A A BEYİ A
Beyin Sapı; nefes alma, kan basıncı ve kalp atışları gibi farkında olmadığı-
mız yaşamsal fonksiyonlardan sorumludur. Beyin ile beden arasındaki iletişi-
mi sağlayan sinir yolları beyin sapının bir bölümü olan medulla’dan geçer. Bu
sinirler beyin sapını geçtikten sonra, ulaştıkları beyin lobunun tersine olarak
bedende sağ ve sol kısımlara yönelirler. Başka bir ifade ile serebrumdaki sol
lob bedenimizin sağ kısmını; sol lob ise bedenimizin sağ kısmını yönetir. Beynin
diğer önemli bölümü ise tüm omurgalı canlılarda bulunan orta beyin adı verilen
limbik sistemdir.
1
Öğrenme Beyinde Nasıl Oluşur?, Dr. Bülent Madi, Efil Yayınevi, İstanbul 2011, ISBN 978 605 4334 57 5
105
2- Tasarlama Eylemi
E T İT
HÜCRE
ÇEKİ E İ
AKSON
O İ İ H E İ
Şekil 2 Nöronun Yapısı
2
Öğrenme Beyinde Nasıl Oluşur?, Dr. Bülent Madi, Efil Yayınevi İstanbul, 2011, ISBN-13: 978-6054334575
106
“Öğrenme ve beyin hücreleri arasındaki bağ (nöronların oluşturduğu ağ)
çok önemlidir. Beyin hücreleri öğrenme gibi faaliyetlerle kullanılmazsa ölmek-
te; ölen hücrelerin yerine yenisi oluşmamaktadır. Beynin serebrum bölümünü
oluşturan sağ ve sol lob aracılığıyla öğrenilen her bilgi (veri) nöronlarda koru-
nur. Öğrenilen her yeni bilgi ile hafıza ilişkileri kuruldukça nöronları birbirine
bağlayan aksonlar ve dendiritler aracılığıyla beynimizde muhteşem bir bilgi ağı
oluşur.” 3
Bir nesneyi gördüğümüzde, onu kelimelerle (örneğin, nesnenin adı), hatıra-
larla (daha önce kullandık mı), duygularla (ilk gördüğümüzde nasıl hissettik) ve
onu nesnenin fonksiyonu ile eşleştirip ilişkilendiririz. Bunları hatırladığımızda
nesne ile yeniden ilişki kurup onu bugünkü hayatımızla ilişkilendiririz. Konuya
bu yönü ile baktığımızda beynimiz eski görüntü ve kavramlar ile o an gördüğü
nesneleri eşleştirip ilişkilendirmeye yönelik bir çalışma şekline sahiptir.
Bu eylemi gerçekleştirdiğimiz platforma “bellek” diyoruz. Kullandığımız
nesneleri, onların kullanım biçimleri ve fonksiyonlarını bizde bıraktıkları duygu
ve deneyimleri sakladığımız yer bellektir.
GE E Bİ Gİ
DUYUSAL ÇA A
BELLEK BELLEK T M
Bİ Gİ
GE İ BE EME
T M
Bİ Gİ
KODLAMA
UZUN
BE EK İ TEMİ E İ
BELLEK
3
age.
107
2- Tasarlama Eylemi
BELLEK
K A E İ E İ
BELLEK BELLEK
Bİ İ Ç İ Bİ İ Ç İ
BELLEK BELLEK
4
Belleğin İzinde, Daniel L. Schcter, Yapı Kredi Yayınları İstanbul, 2008, ISBN 978 975 1803 5
108
dedir. İşlemleri çözerken sergilemeniz gereken davranışların kodlandığı kısım
burasıdır. Bu bellek becerileri hafızada tutar.
Anısal Bellek (Epizodik): Belki de kapasitesi en büyük olan bölüm bu bellek-
tir. Bu bellekte izlediğiniz filmler, yaşadığınız anılar, dinlediğiniz şarkılar, unuta-
madığınız tatlar… gibi olaylar sesli, görüntülü hatta koku, tat ve his ile beraber
saklanabilir. Arkadaşınızla gittiğiniz bir haftalık tatilin tüm karelerini hiç zorlan-
madan hafızamızda tuttuğunuz bölüm epizodik bellektir“ 5
Yukarıda sıralanın bu bellek türleri, birlerini destekleyecek biçimde çalışır-
lar. Örneğin bir tamirat sırasında o konu ile ilgili bilinmesi gereken bilgiler se-
mantik bellekten gelir, tamirat işlemi ise işlemsel bellek yardımı ile oluşur. Son-
rasında ise tüm kayıtlar anısal bellekte depolanır.
İnsan, biçim ile kavram arasındaki ilişkiyi ancak onları öğrendiği
zaman kurabilir. Örneğin 4 sayısını gördüğümüzde bunun 3+1 veya 2+2 ile
oluşabileceğini ancak bunu öğrenerek oluştururuz.
Beynimiz, son derece hassas ve doğru bir ilişkilendirme düzeneğine sa-
hiptir. Ancak, bu düzenek çalıştığı oranda kısıtlanan bir çalışma sistemine sahip
olduğu unutulmamalıdır. Algıladıklarımız, düşüncelerimiz, duygularımız ve ha-
tıralarımızın tümü, günlük yaşamlarımıza devam edebilmek için bize en yararlı
ilişkileri sağlamak üzere beynimizin limbik sistemi içindeki ağlarlar da saklanır.
Bu ağ sistemi, kablolu bir telefon şebekesine benzetilebilir. Belleğin bir
imge üretmesi milyarlarca abonenin aynı anda birbirleri ile telefonlaşıp bilgi,
görüntü ve çözüm için görüş oluşturmasına gibidir. Bu görüşmeler sıralı değil,
karmaşık olup sürekli küçük bir parçanın bir diğerine aktarılması, aktarılan bil-
ginin diğer bilgiler ile bütünleştirilip başka birine aktarılıp çoğaltılması gibi dü-
şünülebilir.
Bu çalışma sırasında yeni hatların (nöral=sinirsel bağlantılar) oluşması ve
ağın (şebeke) nin sürekli genişlemesi söz konusudur.
“Öğrenme ve hafıza gücünü kullanarak beyin hücreleri arasındaki ağ
(şebeke/network) kuran insanların beyinleri genel bir görüş olarak daha
gelişmiş kabul edilir. Bunun nedeni, bu insanların her iki beyin lobunu birlikte
kullanması, beyin hücreleri arasında sistemli, düzenli ve yaygın ağ oluşturması
5
http://www.bilimist.com/blog-53/epizodik-bellek-semantik-bellek-ya-da-anlamsal-bellek-nedir-hafiza-guclendirmek-i-
cin-ne-yapmali.html (son güncelleme 18.02.2020)
109
2- Tasarlama Eylemi
6
Beyin-Senin Hikayen, David Eagleman, BKZ Yayıncılık İstanbul, 2016, ISBN 978 605 4729 69 2
110
Buradaki anahtar kelime “bilgidir”.
Bizler, beynimizdeki bellek sistemini oluşturan “ağ” ile ancak öğrendiğimiz
kadarı ilişki kurabiliriz. Dolayısı ile bir konudaki yaratıcılığımız bilgi ve o bilginin
oluşturduğu bellek kapasitemiz kadardır. Burada adı geçen bilgi, teknik, öğre-
nilmiş olanın yanında tecrübe, gözlem, duyum, hisler ve diğerlerini de kapsadığı
unutulmamalıdır. Tasarım disiplinlerinde “yaratıcılık”, o alanın kullandığı bilgi ve
ifade dilini öğrenip, onları kendi amaçlarımız doğrultusunda organize edebilme
yeteneğimiz olarak görülebilir. Tasarım alanında yaratıcılık çok tartışılsa da “ev-
rensel varoluşun biçimlendirici öğesi olan yaratıcılık, evrende asla yok olmaz.
Yani var olana biçim vermenin söz konusu olduğu her yerde, yaratıcılık vardır.
Spontan ve yaratıcı davranışlar olaylar karşısında yeni bağlantılar kurar ve bun-
ların eskiyle ilişkisi yoktur. Bu yaratıcı süreç tüm insanları kapsar”. 7
Günümüzde, bu konuda çalışan farklı bilim disiplinleri “yaratıcılığın” bir ref-
leks değil bir süreç veya sürecin sonucu olduğu konusunda hem fikir olmakta-
lar. Bu konuda önemli ve öncü çalışmaları olan psikolog Graham Wallas 1920’li
yılların sonunda dört bir aşamalı yaratıcılık modeli geliştirmiştir.
1 2 3 4
HAZIRLIK KULUÇKA AYDINLANMA O AMA
7
YARATICILIK TEORİLERİ VE EĞİTİM, Alexandre Vexlıard http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/34/964/11878.pdf, (son
güncellenme 03.02.2019)
111
2- Tasarlama Eylemi
Tüm aşamalar beynimizin sağ ve sol yarım kürelerinin hepsinin devrede ol-
ması ile gerçekleşir.
Wallas’a göre hazırlık aşamasında bizde merak uyandıran, dikkatimizi çeken
veya o anda çalıştığımız konu hakkında bilgileri topar. Bellekte daha önce alınmış
ve depolanmış olan bilgi, deneyim ve görüşler bu aşamada hazırlığa yardımcı olur.
Hazırlık aşaması eğitim, kültür, görsel deneyim, bilişsel gelişim gibi öğelerin yapısı,
kalitesi ve birikimi ile doğrudan alakalıdır. Hazırlık aşaması tüm süreci etkileyen
bir temeldir.
Kuluçka, bilinç dışı aşama olarak tanımlanabilir. Hazırlık aşamasında toplanıp
işlenmeyen bilgiler, bu aşamada istemsiz bir biçimde işlenir. Bilinçdışında, istemsiz
olarak bellek bu bilgileri işler, düzenler, birleştirir veya ayrıştırır. Biz bunun farkın-
da olmayız. Bu işlemlerin sonunda bilinç dışında bazı sonuçlar oluşur. Bu sonuçlar,
kimi zaman bilinçli kimi zamanda uyku (rüya) gibi beynin bilinç dışı faaliyetleri ile
görünür.
3. Aşama olan aydınlanma aşaması aslında diğer iki aşamanın sonucu, birikim-
lerin biçimlenerek ortaya çıktığı aşamadır. Günlük hayatta bu aşama “ilham” olarak
adlandırılmaktadır. “İlham” gelmesi demek aslında önceki iki aşamanın yoğunluğu-
na, kalitesine ve işlem biçimlerine bağlı olduğundan ilk iki aşamayı yetersiz yaşa-
mış bireyin “ilham perisini” beklemesi boşuna olacaktır.
Son aşama olan doğrulama aşaması, birikimler ve bilinç dışı faaliyetler ve bu-
nun sonucunda oluşan fikrin (ilham) şekillendiği aşamadır. Bu aşama bir anlamda
“iç görü” olarak adlandırabileceğimiz tüm sürecin gerçek hayat ile karşılaştırması
olduğundan bir bakıma “doğrulama” aşaması olarak da görülebilir”.” 8
Konuya endüstriyel tasarım bağlamında baktığımızda yaratım eylemi; yeni,
var olmayan bir formu “var etmek” olarak ele alınmamalıdır.
Görsel algı, mesleki ve genel bilgi ile deneyimlerimiz sonucu belleğimizi oluş-
turan ağ sisteminde depoladığımız her şey tasarlama eylemi sırasında ilişkilendi-
rilip birleşerek form ve biçim olarak zihnimizde oluşur.
Zihnimizde oluşan bu üç boyutlu “sanal” görüntü günlük hayatta “hayal” ola-
rak nitelediğimiz şeydir. Oluşan bu görüntü anlamsal (semantik) belleğin tetikle-
diği, işlemsel belleğimizin sıraya dizip işlediği bir epizodik (anısal) bellek biçimi ile
8
Eğitimde Yaratıcılık Çalışmaları: Neler Biliyoruz?”, Doç.Dr. Ahmet Bacanak, Arş.Gör. Ayşe Gül Özaşkın, Eğitim ve Öğretim
Araştırmaları Dergisi (Journal of Research in Education and Teaching) Haziran 2016 Cilt:5 Özel Sayı Makale No: 25 ISSN:
214609199
112
zihinsel bir görünüme kavuşan imgedir.
Bu görüntüyü oluşturabilmek için belleği oluşturan ağ sisteminin daha faz-
la çalışmasına, ağı oluşturan öğelerin birbirleri ile daha fazla etkileşimli olması-
na ve belleğimizdeki öğelerin daha hızlı ve anlamlı bir araya gelmesine neden
olacaktır. Dolayısı ile bir konu üzerine yoğunlaşmamız, ilgi alanı dışında kalan
diğer konuları bilinç sistemimizde ikinci plana atmamız veya ortadan kaldırma-
mız, problemi çözmemizi kolaylaştırıp çözümün kalitesini arttıracaktır.
HA A AMA A AMA A
Şekil 6 Hafızalama Aşamaları
9
Bilinç Kullanım Kılavuzu, Adam Zeman, Metis yayıncılık İstanbul, 2006, ISBN 9789753425803
113
2- Tasarlama Eylemi
10
Bilimsel Yaratıcılığı Destekleyen Öğretimin Maddelerin Ayrılması Konusundaki Öğrenci Çizimlerine Etkisi, Basri Atasoy,
Hakkı Kadayıfçı , Hüseyin Akkuş, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi ISSN:1302-8944 Yıl: 2017
Sayı: 42 Sayfa: 83-104
114
de, yüzlerin tanımlanmasından sorumlu olan bölgenin şekle bakmadan önce
etkin olduğu anlaşıldı. Yani arka planda çalışan beyin ileride karşılaşabileceği
durumlara nasıl tepki vereceğini belirliyor.” 11
Hayal kurmak toplumda genellikle tembellik ve dikkat dağınıklığı gibi olum-
suz kavramlarla ilişkilendirilir. Hayal kurmayı gerçeklikten kopuk, hatta gerçek
üstü bir niteliğe dönüştüren bu düşüncenin yansıması sonucu oluşan sosyal
baskı (kimi zaman siyasi baskıya da dönüşebilir) insanları hayal kuramayan do-
layısı ile “yaratıcı” eylemlerden uzak sıradan bireyler haline getirmeyi hedefli-
yor olabilir. Bunun en önemli nedeni, hayal ile bilinç arasındaki doğrudan özel
ilişkidir. Bilincin gelişmesi bilinci oluşturan sistemin (bilinç ağı) hızlanması ve
daha fazla konu, olgu ve parçayı birbiri ile ilişkilendirmesi daha yaratıcı soruları
ortaya çıkartmaktadır.
HAYAL KURMAK
ÖZGÜRLÜK YARATICILIK B
115
2- Tasarlama Eylemi
116
2. GÖRSEL DÜŞÜNME
İnsan doğaya karşı verdiği var olma mücadelesini ancak tasarım yaparak
kazanır. Doğa ile baş edebildiği tasarımlar onu var eder, yaptığı tasarımlar doğa
ile baş edemezse yok olur. Tasarlama eylemi insan için doğaya karşı var olma
mücadelesinde bir zorunluluktur. Yaratma ihtiyacı ise ancak insana özgü olan;
analiz, çözümleme yetisi ve yaratıcı beceri ile var olan bir olgu olarak karşımıza
çıkar. Yaratma eylemi bir ihtiyaç sonucunda ortaya çıkan somut bir nesne veya
soyut düşünce veya her ikisini de içeren bir olgu şeklinde oluşabilir.
Yaratma eylemi, kimi zaman planlı ve rasyonel kriterler ile oluşurken kimi
zaman ise tamamen rastlantısal ve zamanın dışında gerçekleşir. Yaratım eylemi
her ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın, içinde özgünlük, uyarlama veya dönüştür-
meyi sağlayan bir akla ihtiyaç duyar.
Akıl yürütme, bir konuda yeterli düzeyde kanıt ve bilgi sahibi olduktan son-
ra bütün etmenleri dikkate alarak düşünüp bir sonuca ulaşma sürecidir. Akıl sa-
hibi insan yeni karşılaştığı durumu tüm boyutlarıyla inceler, mantıklı tahminler-
de, varsayımlarda bulunur, bazı sonuçlara ulaşır, düşüncelerini açıklayabilir ve
ulaştığı sonucu savunabilir. Tasarım alanında akıl yürütmenin, diğer alanlardan
farkı, tasarımcının özgünlük bağlamı içinde ihtiyacı hem rasyonel hem de duyu-
sal kaygılarla ele almasıdır.
Tasarım alanındaki yaratıcılık, daha önce bilinen, görülen, var olan ancak
farkında olmadığımız biçim, form, düşünce ve yapının ihtiyacın tatmini bağla-
mında başka bir görünüme dönüştürülmesidir.
117
2- Tasarlama Eylemi
Tasarlama süreci ihtiyacın bir sorun olarak ele alınıp analiz edilerek sorgu-
landığı bunun sonuçlarının sentezlenerek ihtiyacın giderilmesi için çözümlerin
oluşturulduğu düşünme yöntemidir. Başka bir ifade ile tasarım süreci aslında
bir tür düşünme şeklini ifade eder.
Bu düşünme şeklini oluşturan sistem imgeler (imaj) üzerinden oluşmakta-
dır. İmge, “duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan ben-
zeri, görüntüsü (imaj, hayal, görüntü…)” olarak tanımlanmaktadır. Yeni bir form
veya fikir bu nedenle başlangıçta soyuttur. O nedenle başlangıçta tasarımcı,
ihtiyacı (sorunu) analiz ederek bunu çözecek soyut imgeleri zihninde oluşturur.
Tasarımcı kendi içinde bu soyut imgeyi oluştururken, içsel sorgulama ile ken-
diyle iletişim kurabilmek için “görsel dil” kullanmak mecburiyetinde kalır. Kulla-
nılan bu dil aslında, tasarımcının kendi iç dünyası (bellek) ve aklı ile iletişimidir.
Zihinde oluşturulan, soyut imgenin somut bir eskize dönüşmesi tasarımcının
kendi aklı/hayalli (yaratımı) ile tartışması/sorgulamasıdır.
Başlangıçta henüz soyut olan bu imge, sürecin sonunda “eskiz/çizim” vb.
olarak nesnel (gerçek) bir ortama aktarılır. Zihindeki bu soyut düşünce, nesnel-
leşmediği sürece bir hayal (rüya) halinde zihinde yok olacaktır. Tasarımı oluş-
turan (biçimlendiren) görsel imge; tasarımcının geçmişinden edindiği deneyim,
gözlem, duygu ve bilgilerin yeniden yorumlama ve dönüştürülmesi ile oluşur.
Yaratım süreci içinde bu döngü tasarımcının zihninde sürekli devam eder
ve yinelenir. Dolayısı ile zihinde oluşan her soyut imge bir yenisi oluştukça geri
plana itilir veya parçalanarak yeni bir imgeye dönüşür. Zihin süreç içinde oluş-
turduğu her imgeyi saklayamaz. Zihinde oluşturulan imgelerin soyut ortamda
kayba uğramaması için mutlaka somutlaştırılıp kaydedilmesi gerekir.
118
E
TEK İK
ETAY GE İ Bİ İ İM
E İ
E E E İ İ ME İ
119
2- Tasarlama Eylemi
4 KOZADAN 5 YETİ Kİ
Ç K KELEBEK
Kele ekler metamorfoz adı ver len ve e a amadan olu an
a kala ım süre nde gel r ve oğalırlar.
14
SKETCHES OF THOUGHT, Vinod Goel, MIT Press USA, 1995, ISBN: 9780262519755
120
YANAL
METAMORFOZ
G E İ İ M
İKEY
METAMORFOZ
Eskiz eylemi tasarım sürecinin çekirdeği olarak kabul edilir. Örneğin tasa-
rım konsept eskizleri, tasarım sürecinin erken döneminde belirsiz (birbirinden
farklı) olsa da tasarımın çıkışıdır.
Tasarım eskizlerinde çizim şekli sanatsal çalışmalarda daha farklı olarak
görülmelidir. Sanatsal çalışmalarda betimleme ve sanatçının öznel bakışı “res-
medilirken”, tasarımcıların oluşturduğu “tasarım eskizleri” özel bir alan ve sorun
için bir önermedir. Tasarım eskizleri, tüm tasarım sürecinde yapılan diyagram-
lar, yazılı açıklamalar ve genel görünümler ile teknik geliştirmeleri kapsayan
kendine özel bir çizgisel ifade yöntemidir.
121
2- Tasarlama Eylemi
Tasarım alanında kullanılan tüm çizimler tasarım süreci içinde tasarımcı ile
“diğerleri” arasında oluşan “görsel bir dil” dir. Bu “dil” ne kadar anlaşılır ve akıcı
olursa kurulan iletişimde o kadar verimli olacaktır. Tasarımcılar, eskizlerini oluş-
tururken tasarımla ilgili fikirlerini belli bir sıra (dizin) ve kriter içinde oluşturup
elerler. Eskizlerin elenmesi aslında fikirlerin yok olması değil dönüşmesi veya
birleşmesi demektir. Eskizi çalışılan tasarım, çizilip somutlaşınca bir sonraki fik-
ri üretir. Bu anlamıyla tasarım, eskizleri aslında bilgi içeren bir kodlamadır. Bu
nedenle eskiz süreci sürekli dönüşerek gelişen ve büyüyen bir bilgi ağı olarak
görülmelidir. Unutulmamalıdır ki Tasarımın geliştirilmesi sürecinde “eskiz” ta-
sarımcı için bir düşünme yönteminin somut çıktısıdır.
“Tasarlama süreci, düzensiz fikirlerin, sembolik ve geometrik anlamda im-
gelere dönüşmesiyle oluşur. Bu sayede tasarımcının fikri okunabilir bir görsel
metine haline gelir. Bu okuma, tasarımcı ile başkaları arasında olabildiği gibi ta-
sarımcının kendisi içinde oluşabilir”. 15
Tasarlanan ürüne ait geometri ve fonksiyon çoğu kere sembolik anlamı ile
kullanılır. Örneğin tasarlanması hedeflenen bir cihaz üzerindeki kumanda düğ-
meleri gerçek biçimleri ile değil oluşturulan eskiz çiziminde olası en yakın form
15
Tasarım Sürecinde Görsel Düşünme Ve Görsel Anlatım İlişkisine Analitik Bir Yaklaşım, Barış Yakın, Yüksek Lisans Tezi,
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Ankara 2012
122
veya düşündüğümüz seçeneklere en yakın hali ile ele alınmalıdır. Tasarımcı, eskiz
oluşturmak için dönüştürme ve yenilemeyi ancak öğelerin sembolik anlamları ile
yapabilir.
123
2- Tasarlama Eylemi
Her ürün bir nesne olarak kendini benzerlerinden ayıran karakteristik özel-
likleri sahiptir. Bu özelliklerin bazıları bilinçli olarak ürüne katılmış olsa da çoğu
tasarlama sürecinde tasarımcı tarafından bireysel bir görüş olarak yüklenmiş-
tir. Bu anlamda ürünün formunun karakteristik yapısında belirleyici bazı et-
menler bulunmaktadır. Bunun en önde geleni kuşku yok ki “ürünün fonksiyonu”
dur. Ürününün karakteristik yapısı içinde, başrolü alan fonksiyonun dışında, hoş
görünüm, kullanım kolaylığı, güvenlik, dayanıklılık ve güvenilirlik gibi biçimsel
kodlar ürünü görsel olarak karakterize eden öğelerdir. Tüm bu öğeler aslında
tasarım sürecinin başında tanımlanır, planlanır ve hedeflenir. Ancak, tasarım
pratiği şunu göstermiştir ki bu öğelerin hiçbiri birbiri ardına gelecek biçimde
oluşturulamaz. Ürünü karakterize eden bu öğeler dinamik, değişken ve özellikle
yaratım süreci içinde yoruma açık kavramlardır. Dolayısı ile yapılacak tanımla-
ma ne olursa olsun tasarımcıların bu tanımı yorumlama biçimi birbirinden farklı
olacaktır.
124
• Ürünün Yapısı
• Ürünün Formu
• Ürünün Malzemesi
• Ürünün Boyutları
• Ürünün Yüzeyi « 16
Bu özelliklerin hepsi tasarımcı tarafından yorumlanabilir, düzenlenebilir
veya dönüştürülebilir. Ancak fonksiyon esas itibari ile tektir ve değişmez ola-
rak kalır. Örneğin aynı tasarım iş tanımına sahip bir elektrikli süpürge farklı iki
tasarımcı tarafından, farklı yüzey özelliklerinde, farklı yapılarda, farklı form-
larda oluşturulması muhtemeldir. Sabit olan “elektrikli süpürge”nin daha önce
belirlenmiş fonksiyonudur. Tasarım geliştirme süreci, başta belirlenmiş tasarım
iş tanımında belirlenmiş isteklere uygun olarak ilerlemelidir. Bu amaç, pratik-
te hiçbir zaman tam olarak başarılamaz, istenen özellikleri ve gerçekleşenleri
birbirinden çoğu kere farklılık gösterebilir. Tasarımcı iş tanımına, olabildiğince
ulaşmaya çalışmalıdır.
AY O K İYO ve
Tİ O O İ E
E EKT İK GE İ İÇİ
A K TA A M
1 YO M A
3 2
5 4
Şekil 17 Aynı Tasarım İş Tanımına Her Tasarımcı Farklı Yaklaşım Gösterir
16
Design For Assembly, M.Myrup Andreasen, S.Kahler, T.Lund, IFS Publication 1988,Bedford UK, ISBN 0 948507 79 9
125
2- Tasarlama Eylemi
SÜPÜRGE
AKTARMA
İTE İ
Tutma
Esnek a ı
Hortum
Gövde Ta ıma
Elemanı Telesko k
Boru
Toz Haznes
a ı
Toz Haznes
ü ürme
Elemanı
Tekerlek
Hortum G r
Ağzı
G E İ O K İYO
İTE İ İTE İ
126
Alt fonksiyonları, ana fonksiyonun gerçekleşmesi için sistemi aktif hale ge-
tiren tüm sistem ve öğeler olarak düşünebiliriz. Alt fonksiyonlar kendi içlerinde
kümelenileceği gibi her küme kendi alt fonksiyonlarını da oluşturabilir. Örneğin
bir elektrikli süpürgede esnek hortum, tutma sapı, teleskopik boru veya süpür-
me elemanı alt fonksiyon kümelerini oluşturur.
Ürünün tasarlanması, yapısal özelliğine bağlı olarak hiyerarşik bir düzen
içinde ele alınmasını gerektirir. Ürünler; ana fonksiyon üniteleri, alt fonksiyon
ünite ve araçları ile tasarımı tamamlayan diğer elemanlardan oluşur. Ana
fonksiyon ünitesi, temel form öğesi olarak merkezde yer almaktadır. Alt
fonksiyon ünite ve araçlarının bir bölümü ile diğer elemanlar buna göre form
ve yapı olarak orantılı bir ilişki içinde konumlanır. Bunların hepsi toplam formu
oluşturur. Bu dizin kendi içinde hiyerarşik bir yapı arz eder.
Temel ANA
Form O K İYO
Orantılı
Form
ZAMAN
ALT
Toplam O K İYO
Form ve
ARAÇLAR
Orantılı
Form
TASARIMI
O T A
ELEMANLAR
Toplam
Form
127
2- Tasarlama Eylemi
Diğer yandan el çizimindeki yapılacak bir hata, oluşacak bir leke, noktalama
veya tanımsız bir karalama bir sonraki aşamada yaratıcılığı geliştirip formun
dönüşümüne neden olabilir. Oysa CAD çizimlerindeki tanımlanmış kalite bu be-
lirsizliği ortadan kaldırıp gelişmeyi engelleyebilir. Bu nedenle tasarım eskizleri-
nin özellikle erken evrelerinde “klasik el çizimi” ile yol almak, belli bir aşamadan
sonra bunların CAD ortamına aktarılıp geliştirilmesi yararlı olacaktır.
128
Şekil 21 El Çizimi İle Eskiz Örnekleri
Eskiz süreci her ne kadar hedefi tanımlanmış olsa da tasarımcı için belirsiz-
likler ile doludur. Tasarımın görsel, teknik ve fonksiyon bağlamında gelişmesini
sağlayan da aslında bu belirsizliktir. Bu belirsizliğin önüne geçilebilmesi için ta-
sarım sürecinin başında belirlenen kavramların, doğru ve anlaşılabilir biçimde
oluşturulması gerekir. Kavramı muallak ve belirsiz bırakırsak bu, eskiz sürecin-
de hedef sapmalarına, yanlış yönlere kaymalara hatta bağlamın kaybolmasına
neden olacaktır. Bu nedenle eskiz aşamasına geçmeden önce tasarımın tanım-
lanması, kavram olarak ele alınması ve hangi analojilerin kullanılacağının belir-
lenmesi çok önemlidir.
129
2- Tasarlama Eylemi
“Eskiz çalışmaları, eskizi oluşturan öğeler, yapım nedeni ve biçimi gibi farklı
etmenler ile kategorize edilip 1 den 5’e kadar sıralanabilir”. 17
17
Mcgowan, A and Green, G and Rodgers, PA (1998) Visible ideas: information patterns of conceptual sketch activity. De-
sign Studies, 19. pp. 431-453. ISSN 0142-694X
130
. E İYE E Kİ
Tek renk çizgilerden oluşan, gölge ve derinlik
verilmemiş 3 boyutlu çizimlerdir. Hızlı arama
eskizleri form etütleri vb amaçla kullanılır.
Bu nedenle üzerine ölçü, not vb gibi ibareler
eklenmez.
. E İYE E Kİ
Tek renk çizgilerden oluşan, gölge ve derinlik
verilmemiş 3 boyutlu çizimlerdir. Bu eskizler
genellikle . seviye deki çalışmaların birleşip
melezleşen tasarımlarında kullanılır. Daha net
algılanabilir, temiz çizimler olmalıdır. Bu
seviyede kısa notlar ve genel ölçüler eklenebilir.
. E İYE E Kİ
Tek renk çizgi ve bölgesel olarak renklendirilmiş
alanlardan oluşur. lgıyı arttrmak için gölge ve
derinlik verilir. Bu eskizler özellikle konsept
aşamasında ara sunum ve ara değerlendirmelerde
kullanılırlar. Bu nedenle geniş açıklama
ve notlar ile ölçüler eklenebilir.
. E İYE E Kİ
enklendirilmiş, gölge ve ince detayları işlenerek
3D algısı arttırılmış eskiz çalışmalarıdır.
Konsept geliştirme sürecinde konsept beklileme
ve ön seçim evresinde kullanılırlar. Detayların
yanı sıra malzeme, grafik elemanlar gibi öğeler
eklenerek açıklama yazıları ile desteklenir.
. E İYE E Kİ
Form yapısı ile formu oluşturan tüm öğeleri
anlatabilen eskiz çizimleridir. Bu aşamada
yüzeyin doğru anlatılması için ışık ve gölge
doğru ve kaliteli olarak aktarılır. Yüksek kalitede
illüstrasyon özelliği aranır. Konsept sunumlarında
tasarım geliştirme aşamasının bazı bölümlerinde
kullanılırlar.
131
2- Tasarlama Eylemi
E Kİ
E Kİ E Kİ
E Kİ E Kİ E Kİ
E Kİ
E Kİ E Kİ E Kİ E Kİ
E Kİ
E Kİ E Kİ E Kİ
E Kİ E Kİ
E Kİ
- EÇ AMA +
Şekil 24 Zaman Bağlamında Eskiz Yoğunluk Seviyesi
132
E Kİ T E İ
Teknik Eskizler
rün enaryoları
Tekn k İllüstrasyon
133
2- Tasarlama Eylemi
134
Şekil 27 Fikir ve Buluş Eskiz Örneği
Fikir ve buluş eskizleri, eskiz çalışmasının ilk adımı olarak kabul edilebilir.
Bu aşamada fikir ve o fikri ifade eden kavramlar ile analojilerin tasarıma akta-
rılması ve aranması hedeflenir. Bu tür eskizler, ürünün formu ile ilgili ilk çalış-
malar olduğundan bu bölümün derinliği ve çalışma süresi tasarımın gelişmesi
için önem arz eder.
Geliştirme Eskizleri; fikir ve buluş aşamasında çok sayıda çalışılarak seçi-
len “tasarım fikirlerinin” geliştirildiği Bölümdür. Geliştirme aşamasında seçilen
tasarım fikirlerinin her biri çalışılır.
135
2- Tasarlama Eylemi
136
Teknik ve fonksiyon çözümlemeleri çoğu tasarımcı tarafından konsept
geliştirme süreci sonrasında tasarım geliştirme aşamasında ele alınacağı
düşünülerek ötelenir. Bu durum, ileri aşamalarda teknik gerekler nedeniyle
belirlenmiş ve kabul görmüş konseptin formunun değişmesini gerektirecek
nitelikte sorunlar oluşturabilir. Oysaki konsept tasarım sürecinde «prensip-
sistem» düzeyinde ele alınacak teknik girdilerin geliştirilmesi, bundan sonraki
aşamaların daha sağlıklı yürümesini sağlar.
Üç ana başlık altında toplanabilirler:
1. Teknik Eskizler,
2. Ürün Mimarisi Eskizleri,
3. Fonksiyon Eskizleri,
Teknik Eskizler; Teknik eskizler, üzerinde çalışılan tasarım için, ölçülendir-
me, detaylandırma ve montaj (de montaj) gibi konuların irdelendiği çalışmalar-
dır. Bu çalışmalarda amaç tasarım geliştirme eskizlerini doğrulamak, form ya-
pısında oran ilişkisini oluşturmak ve bunlar ile ilgili olası sorunları çözmektir.
Yapısal olarak teknik analizler, detay tasarımları ve ölçü alternatifleri teknik
eskizler bağlamında ele alınır. Teknik (veya mekanik tasarım) eskiz, hem fikir
hem de tasarım çözümleme aşamalarında çalışma prensibi, teknik detay veya
sistem anlamında özelliklerin ve fonksiyonların araştırılması, geliştirilmesi veya
iletişiminde kullanılan eskizlerdir.
Ürün Mimarisi Eskizleri; genel biçim-form etütleri sırasında çalışılan
ve ürünün daha önce belirlenmiş mimarisinin, biçim-form ve fonksiyon ile
uyumlaştırmayı hedefleyen bir çalışmadır. Bu tür eskizler ürün mimarisi, yapısal
özellikler, montaj ve de-montaj ile kullanım şekli ve farklı fonksiyonların etüd
edilmesi için kullanılır. Bu tür eskiz çalışmaları genellikle konsept geliştirme sü-
reci içinde yardımcı bir eleman biçiminde ele alınır ve kullanılırlar.
137
2- Tasarlama Eylemi
138
Fonksiyon Eskizleri; geliştirme eskizleri ile beraber ele alınan ve geliştir-
me eskizlerini tamamlayan çalışmalardır. Bu tür eskizler tasarımın fonksiyonu,
kullanma biçimi veya temel anlamda ergonomik yapısını etüt etmek için çalışılır.
Bu çalışmalar, form ve biçim elemanları ile tasarımın fonksiyonunu uyum-
laştırmak ve tamamlamak üzere yapılan çalışmalardır.
139
2- Tasarlama Eylemi
140
Bu gruptaki çalışmalarda tasarımın insan ilişkisi, ara yüzler ve yardımcı
elemanlar (örneğin pimler, klapeler, civatalar vb.) gerçekçi ve tasarımda düşü-
nüldüğü şekilde kullanılmalıdır. Bu tür eskizlerde çizim kalitesinin ortalamanın
üzerinde olması önerilir.
Bu gruptaki eskileri üç bölümde irdeleyebiliriz:
1. Ürün Senaryoları,
2. Bilgilendirici Eskizler,
3. Açıklama Eskizleri,
Ürün Senaryoları; tasarımın ne şekilde, hangi koşullarda, hangi işlem sırası
ile veya fonksiyonlar arası değişimleri gösteren çalışmalardır.
141
2- Tasarlama Eylemi
Tasarımcı, tasarım süreci içinde bir “özne” olarak kendi ile ürettiği tasarım
(nesne) arasında kopukluk yaşayabilir. Bunun nedeni tasarımcının emeğinin
sonunda oluşan “tasarım”ın nesnelleşmesidir. Tasarımcı, artık bir nesne olarak
tasarımla zaman zaman ilişki kurarak bu yabancılaşmayı ortadan kaldırır. Bu-
nun içinde başa dönüp tasarım fikrini gözden geçirmesi gerekebilir. Bilgilendi-
rici eskizler bu anlamda yararlı ve sağlıklı koşulları oluştururlar.
Açıklama Eskizleri; tasarımın teknik, fonksiyon veya üretim olarak nasıl
bir yapı oluşturduğunu ifade etmek için yapılan çalışmalardır. Bu tür eskizler,
142
tasarım sürecinin her aşamasında ele alınabilirler. Bu tür eskiz çalışmalarında,
tasarımı oluşturan parça ve yapıların nasıl bir arada duracağı, fonksiyonu nasıl
oluşturacağı etüt edilir.
143
2- Tasarlama Eylemi
ÖN ARKA
PARÇA
VE
MONTAJ
18
Temel Tasarımda Form ve Form Biçimlendirilmesine Bir Yaklaşım, Yrd.Doç. B.Burak KAPTAN Anadolu Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi, https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11421/988/249576.pdf?sequence=1&isAl-
lowed=y (son güncelleme 11.02.2019)
144
Tasarımın teknik bağlamda illüstrasyonu, genellikle teknik olmayan izle-
yicilere bilgi aktarmayı hedeflediğinden kimi zaman sadeleştirme, soyutlama
veya simgeler ile anlatımlar bu çalışmalarda kullanılmalıdır. Teknik illüstrasyon-
lar izleyicinin tasarım ve onun teknik yapısı ile ilgili bilgisini arttırırken sade ve
doğrudan bir şekilde nesnenin ne olduğu ya da nasıl kurulup çalıştığı hakkında
genel bir izlenim bırakmalıdır. Bu çalışmalarda referans ölçü değil orandır. Bu
nedenle, uygulamada orantılı bir görsel dil kullanılması önerilir.
Özel İllüstrasyonlar; gelişmiş tasarımı fikrinin mekan, zaman ve ilişkili
analojiler bağlamında gerçekçi bir şekilde oluşturulmasıdır. Genellikle tasarı-
mın özel bir alanının görselleştirildiği çalışmalardır.
145
2- Tasarlama Eylemi
146
Sunum eskizleri, genellikle tasarım seçeneklerinin yapıldığı veya üzerinde
teknik geliştirme kararlarının alındığı sonuç çizimleridir. Bu nedenle, tasarımı
doğru, temiz ve net bir biçimde anlatmasının yanında yüksek kalite hedefi ile
hazırlanması gereken bir grafik (poster) öğe olarak da düşünülebilir. Birden faz-
la tasarımın sunulması durumunda her tasarımın (her posterin) benzer görsel
dilde oluşturulması gerekir. Tasarımın görsel olarak ifade edebilmek için görsel
olarak düşünebilmek gerekir. Görsel düşünme, nesneyi her yönden zihnimizde
canlandırabilmek formu uzayda görüntüleme ve tasarım etkileşimi gibi birçok
konu ile alakalıdır. Tüm bunlar oluşturmak görsel düşünme yetisinin gelişmesi
ile mümkündür. Bunu sağlamak için eskiz geliştirme etütleri sürekli tekrarlan-
malıdır.
Görsel düşünme yönü ile konuya bakıldığında eskiz şu iki konu Fikirlerin
bırakılıp daha sonra kontrol edilebileceği harici bir hafıza görevi görür. Diğer
yandan Tasarımla ilgili fonksiyonel konuların ilişkilendirilmesi için görsel ipuç-
ları sağlayıcısı olarak hizmet eder. Ancak en önemlisi eskiz, fikir ve düşüncelerin
yer yer inşa edildiği fiziksel bir ortam olarak oluşturur. Ürün tasarımında yaratı-
cı fikirlerin oluşturulması için yapılan eskiz çalışmaları tasarımın amacını açıkça
ifade etmelidir. Tasarımın ilerlemesine yönelik eskiz çalışmaları, tasarımcıların
fikirlerini metaforik olarak başkalarına iletmesine ve soyut öğeler ve ilişkileri
somut bir ifade ile anlatmalarını sağlar.
147
2- Tasarlama Eylemi
ol ağ
Burun akak
Bölgesi Bölgesi
akak
Bölgesi
Beyin
Beyin
Görme Korteks
Şekil 39 Üç Boyutlu Görme Sistemi
148
Fiziki Model
Sanal Model
149
2- Tasarlama Eylemi
MO E T E İ
OTOTİ
MAKET
MOCKUP
Şekil 41 3 Boyutlu Model Çeşitleri
19
Bjarki Hallgrimsson, Prototyping and Model Making for Product Design . 2012, Laurence King Publishing. ISBN
9781856698764.
150
Bu bağlamda maket, bir nesne veya tasarımın çeşitli malzemeleri kulla-
narak üretilen, ölçekli kopyası olarak kabul edilebilir. Maket kelimesi dilimize,
Fransızca “maquette” kelimesinden girmiş olup sözlük anlamı, “bir yapının, bir
aygıtın veya sanatsal bir nesnenin, görüntüsüne ve oranlarına bağlı kalınarak
küçültülmüş üç boyutlu örneği” olarak karşılık bulmaktadır. Fransızca bir kelime
olan maket (maquette) ile İngilizcede kullanılan “model” kelimeleri aynı anlamı
karşılayan kelimeler olup genellikle farklı algılanmaktadır.
151
2- Tasarlama Eylemi
152
Sistem Mockupları; “karışık teknik yapı veya sistemlerin tasarım süreci
içinde test edilebilmesini sağlar. Bu tür mockuplar ayrıca ürün mimarisi, ara
yüz oluşturma çalışmaları ve sistem entegrasyonu ile ilgili diğer konularda da
yaygın biçimde kullanılmaktadır. Sistem modellemesi genellikle zor ve karma-
şık öğe ve alt sistemlerden oluşur. Bu nedenle tasarım süreci içinde bir sistem
mockupının kullanılması, temel sistem özelliklerinin hızlı bir şekilde değerlendi-
rilmesini sağlar ve tasarım ekibine pek çok alanda kolaylık sunar”. 20 Mockuplar
tasarım süreci içinde tasarımcı için üzerinde çalıştığı tasarımı tanıma ve sınama
olanağı sunar. Bu yönü ile mockup çalışmaları tasarım sürecinin aktif bir öğesi
olarak görülmelidir. Diğer yandan tasarımcı ile işveren, kullanıcı veya projenin
diğer paydaşları arasında iletişimi sağlayan bir “iletişim aracı” olarak ta kabul
edilmelidir. Bu bağlamda; soyut tasarım fikirlerini 3. boyutta somutlaştırarak
tasarım nesnesinin algılanma biçimini belirler.
Prototip, ürün ile ilgili olarak tasarım, kavram veya süreçleri test etmek için
inşa edilmiş erken ürün örneğidir. Prototip ürünün son halini temsil etmez. An-
cak ürünün prototipi yapılan aşamada hedeflenen son haline mümkün olan en
yakın biçimi temsil eder. Ürün mimarisi oluşturularak parça ve bileşenleri ge-
liştirilip belirlenen ve parametrik olan oluşturulan tasarımın üretilebilirliği ve
doğrulanması için prototip çalışması yapmak gereklidir. Model ve prototipler,
esas olarak birbirleri ile ilişkili olsalar bile farklı amaçlar için yapılırlar. Prototip,
yeni bir ürünün ürün testleri başta olmak üzere, nasıl üretilebileceği, nasıl kulla-
nılacağını ve “imal edilmiş durumda” nasıl algılanacağını ifade eder. Bu anlamı ile
prototip aşaması tasarım süreci içinde pek çok yönden belirleyici bir aşamadır.
20
Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://www.ntnu.no/docu-
ments/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadfda49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
153
2- Tasarlama Eylemi
21
Tom Kelley, Prototyping is the Shorthand of Innovation. Design Management Journal Vol. 12, No. 3-2001
22
Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://www.ntnu.no/docu-
ments/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadfda49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
154
Şekil 46 3 Boyutlu Fiziki Modellerin Tasarım Sürecindeki Konumu
23
Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://www.ntnu.no/docu-
ments/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadfda49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
155
2- Tasarlama Eylemi
156
Tasarım onay modelleri malzeme yapısı olarak fikir ve konsept tasarım
modellerine göre daha sert, rijit ve kimi zaman da fonksiyonel olabilirler. Tasa-
rım süreci içinde konsept tasarım ve sonrasında kullanıcılar ile yapılacak klinik
testlerde tasarım onay modellerinin kullanılması önerilir. Tasarım onay model-
leri, tasarım sürecinde tasarım dondurulmadan boyut analizleri, fonksiyon ve
yapı incelemeleri ile müşteri taleplerini değerlendirmek için ölçekli veya gerçek
boyutta oluşturulurlar. Bu nedenle tasarım onay modellerinde ölçülerin doğru
ve kesin olması beklenir. Genellikle hedeflenen renk, grafik öğeler, dokunsal yü-
zeyler (haptik) ile kimi zaman gerçek üründe kullanılması hedeflenen parçalar-
la çalışılabilir. Bu anlamda özellikle ergonomik incelemelerin yapılabilmesi için
tasarım onay modellerinin hedeflenen ara yüze sahip olması hedeflenmelidir.
Sunum ve Gösterim Modelleri; tasarımın form yapısını ifade eden ve son
görünüme en yakın biçimi gösteren modellerdir. Bu tür modeller, tasarımın
ürüne dönüşme aşamasındaki son halini gösteren 3 boyutlu sunumlardır. Baş-
ka bir ifade ile tasarımcı ile müşteri arasındaki iletişimi oluşturmak için ürünün
kullanılabilirlik, form-biçim (estetik) ve pazarlama niteliklerini ifade eden araç-
lardır. Soyut bağlamda gelişen tasarım geliştirme sürecinde “müşterinin” tüm
kararlarını somutlaştırır. Bu nedenle sunum modellerinden tasarım için etkili,
doğru ve sorumlu karar alma sürecini kolaylaştırmak için son ürünün tam gö-
rüntüsünü ve detaylarını barındırması ve ifade edebilmesi beklenir.
157
2- Tasarlama Eylemi
“Prototipler ürün ile ilgili belirlenen teknik ve ticari stratejileri görünür kı-
lan taktik ölçekte bir çabadır. Başka bir ifade ile prototip yapımı belirli bir he-
defler kümesine ulaşmak için çeşitli tekniklerin planlanan kombinasyonudur.
Genel olarak birkaç çeşit prototip düşüncesinden söz edilebilir. Bunlar:
• Yenilemeli prototipleme,
• Evrimsel prototipleme,
158
• Paralel prototipleme,
• Rekabetçi prototipleme, 25
Yinelemeli Prototipleme; ürüne ait prototipin sıralı olarak test edilerek
oluşturulmasıdır. Yineleme, gereksinimlerin kademeli olarak oluşturulmasını
sağlar. Yineleme, zor konular hakkında bilgi edinmek, yüksek belirsizliği
yönetmek, hataları tanımlamak ve parçaları basitleştirmek için kritik öneme
sahiptir.
Evrimsel Prototipleme; yenilemeli protip çalışmalarını bir türü olarak ka-
bul edilebilir. Evrimsel prototipleme de her prototip bir sonrakinin önceli olarak
ele alınır. Yenilemeli prototipten en büyük farkı birbirini takip eden prototipler-
de karşılaşılan sorunlara radikal değişiklikler yerine sorunun iyileştirilip düzel-
tilerek ilerlenmesidir.
Paralel prototipleme; birden fazla tasarımın eşzamanlı olarak oluşturul-
masıdır. Bu tip prototipler belli bir platform üzerine inşa edilecek, ortak parça
ve fonksiyona sahip kombine edilmiş ürünlerin tasarım süreçlerinde yaygın bi-
çimde kullanılırlar. Standart bir araç platformu üzerinde aynı otomobilin binek,
station vagon ve hatchback varyasyonlarının paralel olarak çalışılması buna
örnek olarak verilebilir.
Rekabetçi Prototipleme; ayrı ekiplerin ortak bir sorunu çözmek için ba-
ğımsız olarak prototipleme çalışması yapmasıdır. Ayrı ekipler kullanmak, kimi
zaman tasarım ve tasarıma ait detaylarda farklılıklar oluşturabilir. Rekabetçi
tasarımların uygulanması, yüksek risk faktörleri nedeniyle büyük ölçekli proje-
ler için kritik öneme sahiptir.” 26
Tasarım sürecinin sonunda yapılan “Prototip Modelleri” üretime girmeden
önce seri üretim için son şekli verilmiş parça ve komponentlerin prototiplerini
kapsar. Bu nedenle, prototipten elde edilen çıktı, kısa süre sonra satılacak ürü-
nü ifade eder. Bu prototipler üzerinde yapılan testler, tasarımın ve üretim ve
montaj işlemlerinin kalitesini doğrulamak ve belgelemek için yapılır.
Geliştirilecek ürünün tasarımında kullanılacak model tipi ve sayısı ile ürün
geliştirme döngüsünün maliyeti ve uzunluğu arasında bir denge vardır. Model
25
Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://www.ntnu.no/docu-
ments/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadfda49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
26
Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://www.ntnu.no/docu-
ments/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadfda49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
159
2- Tasarlama Eylemi
ÖRNEK:
CHRYSLER AŞ– ASKAM/HI-EX KAMYON KUPASI TASA-
RIM GELİŞTİRME ve MOCKUP SÜRECİ
Bu çalışmada, İstanbul’da faaliyet gösteren “Chrysler AŞ” tasarım ve üretim
yeteneklerini kullanarak, ASKAM Kamyon İmalat ve Tic. AŞ firmasına, yeni üre-
tilmesi hedeflenen kamyonların kupa tasarımı ve mockuplarının hazırlanması,
sonrasında ilgili parçaların üretilmesi ile “co-design” hizmeti vermiştir.
Yapılan çalışma genel olarak üç grupta toplanmıştır. Bunlar:
• Tasarımın geliştirilme aşaması,
• Mockup geliştirme aşaması,
• Kabul edilen tasarımın üretime hazırlanması,
Bu çalışma gruplarından ilk ikisi doğrudan tasarım ve mockup çalışmala-
rıyla ilgili olduğundan burada irdelenmiştir. Tasarım ve mockupın sunumundan
sonra devreye girecek olan seri üretim çalışmaları bunlar dışında olup farklı bir
bağlamda ele alınmalıdır. Süreci oluşturan bölümler genel olarak birbirini takip
eden bir yapıda olup “tasarımın geliştirilme aşaması” ile başlayan süreç “moc-
kup geliştirme aşaması” ile devam etmiştir.
TA A M GE İ Tİ ME
A AMA
Ku anın Taranması
MO K GE İ Tİ ME
A AMA
160
Geliştirme süreci, konsept tasarım çalışmaları ile başlamıştır. Her aşama
birbirini tamamlar nitelikte ve ardışık olarak yürütülen işlemler ile belirlenmiş-
tir. Belirlenen hazır kupanın üç boyutlu taranması ise tasarım geliştirme çalış-
malarına temel oluşturması için öncelikle uygulanmış olup iki bölümden oluşan
geliştirme süreci şu aşamalardan oluşmuştur.
TASARIM
Bİ Gİ
GE İ Tİ ME Konse t Çalı maları
A AMA
Konse t e m
MO K T ar a ret m
GE İ Tİ ME
A AMA
ar alara Braket Yerle t r lmes
KO T O
ar aların Monta Kontrolü
ar aların Boyanması
Moka ın To lanması
Moka ın unumu
161
2- Tasarlama Eylemi
KONSEPT ÇALIŞMALARI
Konsept tasarımın geliştirilmesinde, kupanın hedeflenen biçim dili, tasarım
yapısı ile aracın görsel algılaması belirleyici olmuştur. Bu bağlamda geliştirilen
konsept seçeneklerinin her biri farklı bir gösterge niteliğinde düşünüldüğü gö-
rülmektedir. Bu yönde eskiz çalışmaları 3. ve 4. seviye tasarım eskizi düzeyinde
yapılmıştır. Bu bağlamda oluşturulan konsept seçenekleri, işveren ASKAM fir-
ması ile yapılan ortak toplantılar ile belirlenmiştir.
162
Şekil 54 Konsept Eskizleri
KONSEPT GELİŞTİRME
Üç boyutlu yüzey tarama sistemleriyle taranan hazır kupa temel alınarak
bilgisayar ortamında konsept geliştirilmiştir. Bu çalışmalarda, otomotiv sektörü
içinde yaygın olarak kullanılan “Catia” yazılım kullanılmıştır. Bu aşamada, tüm
teknik bileşenler değerlendirilerek, ölçü ve detay yapısı gerçekçi biçimde oluş-
turulmuştur.
163
2- Tasarlama Eylemi
164
Şekil 57 Ahşap Model İşleme
165
2- Tasarlama Eylemi
166
Şekil 60 Parça Üretimi
167
2- Tasarlama Eylemi
PARÇALARIN BOYANMASI
Montaj braketleri yerleştirilen parçalar, kupa üzerine takılarak kontrol
edilmiştir. Bunu takip eden aşamada parçalar tasarım sürecinde verilen karar
bağlamında maskelenerek gövde renginde boyanmıştır. Boyama işlemi öncesi
yapılan maskeleme işlemi, bölgesel olarak iki renkli olacak bölümlerde uygu-
lanmıştır.
Parçaların boyanması işlemi, rengin araç kupası ile uyumlu olması açısın-
dan çok önemlidir. Metal olan kupa ile CTP parçalarda aynı renk kullanılsa dahi
malzeme farklılığı farklı ton ve yüzey yansımaları oluşturabilir. Bu nedenle, ge-
rek boyama prosesinde gerekse boya işlemi sonrasında yüzeylerin parlatılıp
uyumlaştırılmasında dikkat göstermek gerekir.
MONTAJ
Boyanan parçalar mockup üzerinde dikkatlice montajlanarak kupa gövdesi
ile uyumlaştırılmıştır. Bu zamanda boyalı ve bitmiş parçaların gelecekte uygu-
lanacak seri üretim süreçlerine yol gösterici olacağından özel bir çalışma şek-
linde ele alınmıştır.
168
Şekil 63 Parçaların Montajı
MOCKUP SUNUMU
Mockup çalışmalarının teknik olarak yürütülmesi kadar sunulması da
önemlidir. Endüstriyel tasarım süreci içinde, mockup veya prototiplerin sunul-
ması bir gösteri olarak ele alınmamalıdır. Mockup, geliştirilen tasarımı doğru al-
gılamak için yapılır. Mockup sunumunun bir “ürün lansmanı” olmadığı, tasarım
sürecinin bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Sunum sırasında oluşacak algıla-
ma biçimleri, farklı disiplin ve çevrelerden izleyicilerin yorumları ile bu bağlam-
da yapılan değerlendirmeler tasarım için bir geri bildirim niteliği taşır. Sunum
bu yanı ile ürün için bir “klinik” çalışma olarak görülmeli ve kurgulanmalıdır.
Şekil 64 Sunum
169
2- Tasarlama Eylemi
170
Bölüm 3
Endüstriyel
Tasarım
3- Endüstriyel Tasarım
Bu bölümde tasarım
aşamasında nasıl
bir süreç izlenmesi
gerektiği irdelenmiştir.
Bu süreci oluşturan
öğeler ile bu öğelere
etki eden farklı
mesleki disiplin ve
çalışmaların neler
olduğu ve birbirleriyle
ilişkileri incelenmiştir.
Fikirden ürüne
ilerleyen süreçte
tasarımın üretilebilir
bir ürün haline
dönüşmesi bu kapsam
içinde ele alınmıştır.
172
1. ÜRÜN GELİŞTİRME SÜRECİ
Günümüzde bir otomobil yaklaşık 20.000 civarı parçadan oluşmaktadır.
Basit bir elektrikli su ısıtıcısında ise yaklaşık 20 adet bütünleşik parça bulun-
maktadır. Tüm bu parçalar birbirleri ile farklı ara yüzler ve birleşme sistemle-
rinde oluşmaktadır.
Bu karmaşık ve birçok öğeden oluşan ürünlerin bir araya gelmesi için tasa-
rım ve üretim süreçlerinin etkileşimli ve uyumlu olması gerekmektedir. Tasarım
ve üretim süreçlerinin birbirinden kopuk olması durumunda bütünsellik kaybo-
lacak tasarım anlamını, üretim ise önemini kaybedecektir.
”Tasarım geliştirme süreci içinde üç temel kritere dikkat çekilir. Bunlar:
• Her yönüyle toplam ürün kalitesi,
• Tasarımın teslim süresi,
• Çalışmanın verimliliği, 1
Başka bir deyişle tasarım geliştirme süreci, ürünün olabildiğince hızlı, ve-
rimli ve kaliteli olarak geliştirilmesi hedeflenerek oluşturulmalıdır.
1
Ulrich Karl - Eppinger Steven, Product Design and Development, NewYork-USA, McGraw-Hill Education, ISBN 978-
0073404776
173
3- Endüstriyel Tasarım
KO E T GE İ Tİ ME
İ TEM E İYE İ TA A M
ETAY TA A M
TE T ve E TME
ETİM
174
İlk aşama (konsept geliştirme); hedef pazarın yani müşteri ihtiyaçlarını
başlangıç olarak ele alır. Bu aşamada bir veya daha fazla konsept geliştirilmek-
te ve test edilmektedir. Tasarımı oluşturan kavram “biçim, işlev ve özelliklerin
bir tanımı” olarak ele alınır ve tanımlanır.
İkinci aşama; sistem düzeyinde tasarım olarak adlandırılır ve bu aşama
ürün tasarımında “ürün mimarisi” nin belirlendiği ürünü oluşturan alt sistem-
lerin tanımlandığı, özellikleri ve öğeler arasındaki ara yüzlere karar verildiği bir
aşama olarak görülür. Bu aşamada ürün mimarisi geometrik bir düzen olarak
belirlenir.
Üçüncü aşama; detay tasarım aşamasıdır. Bir önceki aşamanın bütünlüğü-
ne göre tamamlayıcı bir yapıya sahiptir. Ürünün genel tasarım özellikleri geliş-
tirilirken kullanılacak parçaların tasarımı ve üretimi için doğrudan mühendislik
çalışmaları bu aşamada ele alınır. Bu aşama ayrıca ergonomi, konstrüriktif yapı,
kullanım sistemleri gibi ürünün yapısal özelliklerinin de geliştirildiği bir aşama
olarak görülmelidir. Diğer bir deyişle bu aşamaya realizasyon aşaması denile-
bilir.
Dördüncü aşama; test ve düzeltme aşaması olarak adlandırabilir. Geliştiri-
len ürünün müşteriye ve üretim süreçlerine göre test edilmesi için prototiple-
rin yapılması, bunların test edilmesi, test sonuçlarına göre gerektiğinde tasarı-
mın tekrar ele alınıp düzeltmelerin yapıldığı aşamadır.
Beşinci aşama; ise ürün lansmanı ve seri üretim aşamasıdır.
Bugün ürün ve tasarım geliştirme süreçleri bir biri ile iç içe geçmiş oldu-
ğundan çoğu kere karıştırılmakta kimi zamanda yanlış anlaşılmaktadır. Ürün ve
tasarım geliştirme süreci içinde yapılan işlemlerdeki adımlar temel olarak bir-
birine paraleldir. Buna göre ürün ve tasarım geliştirme sürecinin odak noktasını
bilgi üretimi ve üretilen bilginin bir sonraki aşamaya aktarılması oluşturmak-
tadır. Sürecin içindeki her bir aşamasında üretilen bilgi katlanarak (çoğalarak)
süreç sonuna kadar ilerler ve genişler. Bu düşünceye göre tüketici ürün üzerin-
den süreç sonunda oluşan toplam bilgiyi satın alır.
Örneğin Kim Bryce Clark ve Toru Fujimoto tarafından 1991 yılında yapılan
“Harvard Otomotiv Çalışması (Harward Automotive Study)” isimli çalışmaların-
da pazara giriş süresinin azaltılması, kalitenin geliştirilmesi ve verimlilik bakı-
mından Batılı ve Japon otomobil üreticileri arasındaki büyük performans fark-
lılıkları olduğu ifade edilmiştir.
175
3- Endüstriyel Tasarım
T KETİM E İ ETİM E İ
OTA İYE M TE İ E
E İ E
M TE İ
MEM İYETİ
ÜRÜN ÜRÜN ETİM
O K İYO YA E İ
GERÇEK
M TE İ
MEM İYETİ
lark ve u moto Model
ME TM TE İ
3
Çağlıyan Vural, “Yenilikçilik, Tedarikçi Katılımı ve İşletme Performansı Üzerine Değer Zinciri Yönetimi Temelli Bir Yak-
laşım: Otomotiv Sektöründe Görgül Bir Araştırma”, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya
2009
4
Clark, K. B., and T. Fujimoto. Product Development Performance: Strategy, Organization, and Management in the World
Auto Industry. Boston: Harvard Business School Press, 1991
176
Clark ve Fujimoto’nun geliştirdiği modelde; “Ürün konsepti” aşamasın-
da müşterilerin (mevcut ve potansiyel) temel beklentileri ve gelecekteki ürün
memnuniyetini ele alınmaktadır. Bu modeldeki temel tanımlar şunlardır:
“Ürün planı aşaması”; tasarım, düzen ve ana platformu belirtmektedir.
Hedeflenen ürünü elde etmek için ürün özellikleri, temel ve yan fonksiyon ya-
pısı ve nasıl bir yenilik oluşturacağı bu aşamada ele alınır.
“Ürün tasarımı aşaması”; gelecekteki aracın (tasarımın) teknik detayları,
strüktürü ve teknolojisinin çalışıldığı bölümdür.
“Tasarım süreci aşaması”; üretim süreçleri ile kurulacak ilişki, üretim
ekipmanlarının geliştirilmesi (tooling), tasarım ve standart işletim prosedürleri
gibi ürünün mühendislik ve teknik geliştirme işlemlerini kapsamaktadır. 5
Yukarıdaki sunulan süreç aşamalarında ana fikir, müşterinin beklentisi ve
tatminidir. Buna göre tüm süreçler aslında müşteri ile başlar ve biter. Başka bir
deyişle pazar (müşteri) tüm ürün geliştirme eyleminin son değerlendirmesini
yapıp sonucu belirler. Bu modelde yönetimin esas görevi insanları veya işlem-
leri yönetmek değil bilgiyi yönetmektir. Başka bir ifade ile ürün tasarım süreci;
birbiri ile kopuk, kimi zaman ilgisiz, çok sayıda bilgi parçasını doğru ara yüzler ile
bir araya getirmek olarak algılanmalıdır. Müşteri istekleri, üreticinin beklentile-
ri, yan sanayinin olanakları, üretim ve kalite koşulları, lojistik ve sevkiyat sorun-
ları, depolama, satış ve pazarlama ile ilgili istekler, rakiplerin durumu, ürünün
gelecekteki yapısı ve yaşamı gibi içerik, konu ve teknik olarak birbirinden farklı
bilgi parçalarını bir süreç içinde yöneterek ürüne dönüştürmek tasarım yöneti-
minin sorumluluğundadır.
Ürün tasarım süreci, bunların yanı sıra belirlenen hedeflere tasarlanan
bölümleri birbiri ile uyumlu ve eşit biçimde ilerletmeyi hedeflemelidir. Örneğin
bir otomobil tasarımında dış tasarımının (exterior) “tasarım kalitesi” ve biçim dili
ile otomobilin kabini (interior) arasında ortak dil ve “tasarım kalitesinin” uyu-
mu çok önemlidir. Dış tasarımında kullanılan biçim dili ile kabin içinde kullanı-
lacak biçim dilinin aynı olması tasarımcının bilgi ve yeteneği kadar bir “tasarım
yönetimi” sorunu olarak ele alınmalıdır. Genel hatları aynı da olsa bir üretici
için tek bir ürün geliştirme sürecinin olması ve üreticinin ürünü bu “tip süreç”
içinde oluşturması yerine, her ürünü kendi bağlamı içinde ele alıp geliştirilecek
5
Clark, K. B., and T. Fujimoto. Product Development Performance: Strategy, Organization, and Management in the World
Auto Industry. Boston: Harvard Business School Press, 1991
177
3- Endüstriyel Tasarım
her ürün için ayrı “simülasyonlar” hazırlaması, verimliliği arttıran bir faktör olarak
gözükmektedir. Bu sayede her pazar veya ürün için, o pazara veya ürüne göre
özelleşmiş süreç döngüleri ile ürün/üretim ortak platformları oluşturulabilir.
Dolayısı ile çeşitli simülasyon süreçlerinde üretilen bilgiler, gelişim sürecini
optimize etmek için daha verimli kullanılabilir.
Pek çok sektörde tasarım geliştirme süreci tek bir süreç şeması üzerinden
incelenemez. Genellikle her üreticinin kendi özel koşullarına göre oluşturduğu
“tasarım geliştirme” süreç şemaları bulunmaktadır.
Örneğin yeni bir otomobil modelinin sıfırdan tasarlanarak üretilmesi ile bir
buzdolabı veya mobilyanın zaman-süreç bağıntısı farklıdır. 120 aylık bir ürün
geliştirme süreci ile tamamlanan otomobilin iş adımları ile başka bir otomobilinki
aynı değildir.
178
• Geleneksel (sıralı) ürün geliştirme süreci (serial process),
• Eş zamanlı ürün geliştirme modeli (concurrent process),
Tasarım geliştirme sürecinde yakın zamanlara kadar sıklıkla kullanılan klasik
yaklaşım “Sıralı ürün geliştirme süreci ( sıralı/ardışık mühendislik veya şelale mo-
deli-Sequential Engineering-)” adlandırılan yaklaşımdır. Bu yaklaşım 60’lı yıllardan
itibaren bugüne kadar gelişerek gelmiştir. Özellikle otomotiv ve dayanıklı tüketim
ürünleri gibi karmaşık ve yüksek sayıda üretim yapılması gereken alanlarda za-
man içinde aksaklıları görülse de kullanılmıştır.
Bİ Gİ İ Y Bİ Gİ AK
E İ İK İK E E TME E
K A İK A GE İ Tİ ME E İ
179
3- Endüstriyel Tasarım
farklı disiplin ve iş alanları ile daha az ilişkili “basit” ürünlerde verimli biçimde
kullanılabilmektedir. Geleneksel, sıralı ürün geliştirme sistemleri günümüzde
ürün tanımı ve ürünlerin sahip oldukları teknolojiler nedeni ile eş zamanlı ürün
geliştirme süreçlerine dönüşmektedir. Bu dönüşüm, pazarın beklentileri, üre-
tim yöntemlerindeki değişim ve gelişim ile teknolojik yeniliklerin itkisiyle ken-
diliğinden ve doğal olarak gerçekleşmektedir.
T ATE İ TEK O O İ A ETİM A
A A
1 2 3 4 5 6 7 8 9
OG AM Y ETİMİ
E İK E İ
KO E T GE İ Tİ ME TA A M GE İ Tİ ME
O K İYO AYA M ve YO MA TE T E İ
O AMA
A A Ç K ve A A Y ETİMİ
TA M ÜRÜN YARATMA E T İ E ME
İKİ KO E T TA A M ETİM
TA A M
O A
TA A M TA A M GE İ Tİ ME E İ
GE İ Tİ ME
E AMA EÇ MO E İ
180
gelmesini beklemek yerine bir arada çalışarak ileride oluşabilecek problemleri
önceden görüp çözümler üretmektedirler.
(*) Matris: Birbiri ile ilişkili öğelerden oluşan bir öğeler kümesinin düzenlenmiş biçimidir.
MA amond Görüntülü
KART A TİK
A TİK ARKA
LCD KAPAK A TİK
KAPAK EK A
A Mİ Y M
ASMA
APARATI İnter om rünü
Gel t rme üre
KAPAK
KABLOLAMA
KUMANDA
TAKIMI
ve
SOKETLER TA A M
KO E T GE İ Tİ ME
EK A BE İ E E EKT O İK TE A İK
EK A AT A TE A İK
KA T TA A A E EKT O İK
KA T TE T ET
KA T ET TE A İK
KAB O E OKET YG A TE A İK
K MA A TAK M BE İ E TASARIM+ELEK.
K MA A TAK M YG A
A KA A TİK KA AK A
TA A M MEKA İK
A TİK KA AK A
A Mİ Y M KA AK A
TA A M MEKA İK
A TİK A MA A A AT A
A TİK KA AK TOO G MEKA İK
A TİK KA AK TOO G MEKA İK
A TİK KA AK M
A TİK KA AK M
OTOTİ İ TEMİ TO A
OTOTİ İ TEMİ TE Tİ
G A İK TA A M A
G A İK TA A M A TOO
G A İK TA A M YG A
TEK İK TE T E İ
K A M TE T E İ
K A TE T E İ
181
3- Endüstriyel Tasarım
6
Tenekeci Oktay, Makina Konstrüksiyonunda İmalat Ve Tasarımın Eş Zamanlı Uygulamasının İncelenmesi, Yüksek Lisans
Tezi, Yıldız Üniversitesi, 2012
182
temin doğal bir sonucu olarak hataların veya sorunların tasarım sürecinin en
sonunda ve genellikle geri dönülemeyecek ya da geri dönmenin çok yüksek
maliyetli olduğu bir aşamasında ortaya çıkma riski hep vardır.
7
Endüstriyel Tasarım, http://etmk.org.tr/tr/endustriyel-tasarim/ (son güncelleme 24.02.2020)
8
Er Alpay Prof.Dr., Er Özlem Prof.Dr., Başer Serhan, İSO Endüstriyel Tasarım Klavuzu, İstanbul, İSO Yayını 2011.
183
3- Endüstriyel Tasarım
1
İ TEK E
TA A M İHTİYA TE İTİ
M
BA A G Ç E ve
ve O E KA A A MA TASARIM
E
TA
A AMA
HA K İHTİYAÇ
İKİ
İHTİYAÇ A
A O YA
2 TA A M EKİBİ İ
K MA
A AMA
TASARIM 3
M O YA
TA A M E TASARIM
Mİ İ
İ İ TA M TA A M İ TA M B E
İ İ TA M
ve A AMA
M
ve
KO E T
TA A
TA
KO E T
A
TA A
4 KO E T TA A M
TASARIM
A AMA
TASARIM
A
5
M HE İ İK
O YA
O YA
E
TA A M GE İ Tİ ME
TASARIM A AMA
GE İ Tİ ME
ETİM
OTOTİ
ve
TE T 6 ETİM
İK
OTOTİ O YA
A ve
M HE İ
O YA
A A İ A AMA
TE T A O
7 TE T ve O AMA
A AMA
ETİM
O YA
ETİM
A 8 E İ
ve
ETİM
E EYE A MA
A AMA
184
Üstteki endüstriyel tasarım süreç diyagramı, iş paketlerini gösterecek
biçimde oluşturulmuştur. Genel anlamda iş ve eylem sıralamasını içerse de
uygulamada belli “eşikler” dışında bir birine paralel yürüyen iş ve eylemler
bulunmaktadır.
Örneğin tasarım ihtiyacının tespiti aşaması sırasında ilk elde edilen
bulgulara göre tasarım ekibinin oluşturulmasına başlanabilir. Bunun yanında;
konsept tasarım aşamasında tespit edilen değişmez teknik gereklilikler,
tasarımın geliştirilmesi aşaması beklenmeden konsept tasarım çalışmaları
ile birlikte yürüyebilir. Kısacası endüstriyel tasarım süreci doğrusal bir süreç
olmaktan çok esnek ve mümkün olduğunca eş zamanlı olarak kurgulanacak bir
süreç olarak değerlendirilmelidir.
Tasarım İ Tanımı
Konse t Tasarım
A aması
Tasarım
Konse t Gel t rme
A aması
Test
ve rotot
ve
oğrulama Anal z
A aması
Seri üretim ve
evreye Alma A aması
rün
185
3- Endüstriyel Tasarım
1 TA A M İHTİYA
E
TE İTİ
O E KA A A MA
A AMA
2 TA A M EKİBİ İ
K MA
A AMA
186
olası risklerin değerlendirildiği, tasarlanacak ürünün tanımlandığı ve rakiplerin
analiz edilerek ürün üzerinde tüketici davranışlarının araştırıldığı bir aşamadır.
Bu aşamada; ürüne ait detayların belirlenmesi, teknolojik seviyesinin tespi-
ti ürünün kullanım şekli, kavramsal, biçimsel özellikleri, esas ve yan fonksiyon-
larının oluşturulması, satış ve satış sonrası işlemler gibi konularda tasarım-mü-
hendislik ara kesiti tanımlanır. Tasarım geliştirme kararını firmanın birimleri (iç)
veya müşterinin (dış) talepleri tetikleyebilir. Bu kararlarda rakiplerin çıkaracağı
yeni ürünler, mevcut ürünlerin yetersizliği, müşterilerin doğrudan istekleri ya
da olası yeni pazar fırsatları gibi nedenler etkili olabilir.
Bu aşamada konu üç bölümde incelenerek elde edilen bulgular değerlen-
dirilip projeye devam veya iptal kararı verilir.
Bu aşamalar:
• Endüstriyel tasarım geliştirilmesine yönelik sorular,
• Proje konusu ile ilgili araştırmalar,
• Tasarım inceleme ve analizleridir.
O A
A A T MA A
TA A M İ E EME
ve
A A İ E İ
E E E İ ME
H AY E V E T
O E İ TA O EYE E AM
B r onrak A ama
TA A M EKİBİ İ
K MA na ge .
187
3- Endüstriyel Tasarım
188
algı, davranış vb. konularda düşüncelerini, rakiplerine göre durumlarını, pazardaki
yerlerini ve buna benzer konuları araştırmak, elde edilen bilgilerle hedeflerini
belirlemek için çalışmalar yaparlar.
(*) Müşteri segmentasyonu; müşterileri hedeflenen pazarda benzer davranış, ihtiyaç ve
beklentilere sahip özelliklere göre gruplara ayırma ve bu sayede pazarlama stratejileri geliştirmeyi
hedefleyen bir çalışmadır.
Ürün tasarımı gibi ekonomik riskleri barındıran stratejik kararlar alırken büyük
önem taşıyan bu bilgiler, pazar araştırmaları ile elde edilmektedir. Bu sayede pazar
araştırması ile hangi ürünlerin, kimler tarafından, ne amaçla, nasıl, nereden ve ne
büyüklükte satın alındığına ait soruların cevapları elde edilmektedir.
Tasarım sürecinin ilk çalışmalarından olan “araştırma”, işletmenin bulunduğu
veya girmeyi düşündüğü alanı yakından tanımak ve pazarı iyi analiz etmek için
önemlidir. Pazarı bilmeden bir ürün çıkartmak veya yeni bir sektöre girmek, ba-
şarısızlığı ve bunun sonucunda büyük ekonomik kayıplara neden olabilir. Bu ka-
yıplar, zaman, para, imaj, işgücü, moral, itibar gibi birçok kayıplardan oluşabilir. Bu
nedenle “Pazar Araştırmaları” işletmeler için önemle ele alınarak yürütülür. Pazar
ve müşteriler yenilik, değişiklik, fiyatta cazibe, ödemede kolaylık, teknik destek,
“İnovasyon” gibi beklentiler içindedir. Pazarı iyi analiz ederek, bunları gerçekleşti-
ren yeni şirketler daha hızlı pazara girmekte ve liderlik koltuğuna oturmaktadırlar.
Sonuç olarak ister yeni bir ürün tasarlanıp sunulsun ister mevcut ürünler gelişti-
rilerek (facelift veya redesign) devam edilsin, işletmenin faaliyet konusu olan sek-
törü mutlaka araştırması gerekmektedir.
Endüstriyel Tasarım İnceleme ve Analizleri
1. Algı Haritaları ve Analizleri
Algı haritaları ve algı konumlandırması, çeşitli ürün veya markaların tüketici-
lerin zihninde oluşan konumlarını göstermekte kullanılan görsel bir araçtır. Algı
haritaları sayesinde marka veya ürünün konumu belirlenerek, pazardaki rakiplere
göre ürün ve pazarlama stratejileri geliştirebilmek mümkün olmaktadır. Ancak bu
yöntemi tek başına kullanmak ve yorumlamak eksik olur ve strateji geliştirmek
için yeterli olmaz. Bu yöntemin yanında, rakip kümelerin belirlenmesinde, değiş-
kenlerin (marka, işletme, iletişim gibi) rekabet açısından derecelendirilip eklenme-
sinde yarar vardır. Algı haritaları öncelikle, marka veya ürünün diğer marka veya
ürünlere göre konumunu belirlemekte kullanılır. Marka konumlandırmanın “mar-
189
3- Endüstriyel Tasarım
kanın rakip markalara olan üstünlüklerini gösteren ve aktif biçimde hedef pazara
iletişimi yapılması gereken marka kimliği ve değer önerisinin bir parçası olduğu
düşünülmektedir” 9. Algılama haritalarının üzerinde çalışılması; bu konuda araştır-
ma, inceleme ve analizler yapılarak algılama haritalarının oluşturulması; ayrı bir iş
alanı ve mesleki disiplindir. Endüstriyel tasarım ekibi burada elde edilen verileri
algılama haritalarını kullanarak tasarım hedeflerini ve içeriklerini belirleyebilir.
2 . Biçim Dili Analizi
Romalı mimar Vitrivius’a göre yapı ustaları duvarı örer, sütunları diker, kirişleri
yerleştirir. Mimar ise bu öğelerin yerini, boyutlarını saptar, taşlara yivler açılmasını
ister ve onları renklendirir yani yapının çirkin olmasını önler onu güzelleştirir. R.G.
Collingwood 1930 lu yıllarda yazmış olduğu “The Principles of Art” adlı çalışmasın-
da “yalnızca işlevi yerine getirmek amacıyla inşa edilmiş nesne zanaat ürünüdür”
savını ileri sürmüştü. 10 Biçim; bir nesnenin çevre çizgilerinin düzeni, görünümü,
şekli olarak tanımlanmaktadır. Başka bir tanım ise bir şeyin maddeleşmiş durumu;
gerçekleştiğinde, ortaya çıktığında aldığı görünüm olarak görülmektedir.
Aristoteles biçimi bir şeyin duyularla algılanabilen dış görünüşü, akılla kav-
ranabilir yapısı olarak tanımlamaktadır. Alman düşünür Hegel ise bir şeyin derin
içeriğinin ona zorunlu olarak kazandırdığı somut yani dış görünüş olarak biçim
kavramını tanımlamaktadır. Tasarım soyut bir düşüncedir ve somut çıktısı nesne-
dir (ürün). Somutlaşan tasarım, görsel olarak kaynağı olan soyut düşüncenin algı-
lanır biçimine dönüşmelidir. Tasarım, soyut yapısının içinde var olan üç düşünceyi
görünür kılmalıdır. Buna göre bir tasarımın dış görünümü önemlidir.
190
karakteri ile ilgili mesaj ileten bir “biçim diline” sahiptir. Tasarım öncelikle biçim
dili yardımıyla tüketicisi ile ilişki kurar ve belleğimizde yer edinir. Bu ilişkiyi form
ve biçim üzerinden oluşturur. Oluşan bu dil kimi zaman farklı fonksiyonları algı-
lamamızı ve seçim yapmamızı sağlarken kimi zamanda benzer fonksiyonları olan
tasarımları birbirinden ayırt edip tercihlerimizi belirler.
Örneğin bir traktör, keskin form yapısı olarak sert ve köşeli hatlara sahipse
onu güçlü ve agresif bir tasarım olarak algılarız. Bu gibi “form karakterlerini” analiz
edebilmek için formu ifade eden; tanım, deyim veya kavramlar kullanılır. Bunlar
hemen herkesin anlayacağı ve uzlaşacağı kodlar halinde düzenlenmelidir. Bu
kodlar ürüne, tasarıma veya pazar segmentine göre değişebilir.
Bu analizin sağlıklı yapılabilmesi, kavramsal kodların doğru oluşturulması,
çalışmanın görsel kalitesi ile doğru ve iyi yönlendirilmiş müşteriler ile olanaklıdır.
Bu analizden elde edilecek bilgiler özellikle form yapısı için önemlidir. Bu
betimlemeler analiz yapılacak tasarımların biçim dillerinden türetilerek, grafik bir
anlatım ile anlaşılır şekilde görselleştirilmelidir.
Yapılan analiz marka veya ürün (yukarıdaki örnekte traktör) için türdeşleri-
nin biçim dili birbirlerine göre karşılaştırılabilir görsel yapıda olmalıdır. Bunun en
191
3- Endüstriyel Tasarım
önemli nedeni, insanın binlerce yıllık görsel okuma bilgi ve deneyimine sahip ol-
masıdır. Bu analiz rakip marka ve/veya tasarımları algı ve biçim haritası içinde ko-
numlandırdığından, tasarım süreci öncesinde tasarımcıya “biçim dili” bağlamında
tasarım hedeflerini belirleme olanağı verir.
3. Karakter Öğeleri ve Nesnelerinin (Elemanları) Analizi
Karakter nesnesinin tasarım yapısı değişkenlik gösterebilir. Kimi zaman ürün
türlerine göre farklı biçim özelliklerinde oluşturulabilir. Bu gibi konular üreticinin
stratejik hedefleri ve kimlik tanımı bağlamında markalara göre farklılıklar göste-
rebilir.
Kimi üreticiler karakter nesnelerini öne çıkarıp temel aldığı “biçimsel kodu”
sürekli geliştirmek isteyebilirler. Marka değeri üzerinden bu kurguyu üretebilirler.
Bir başkası araç üzerindeki karakter nesnesini model ve tasarıma göre değişken
tutabilir. Doğrudan araç üzerindeki karakter ögelerini kullanarak biçimsel kodla-
ma (kimlik) oluşturmayı hedefleyebilir. Bu markaların tercihlerine göre değişen bir
stratejik karardır. Bu öğeler tasarımı karakterize ettiğinden dolayı güncel trendle-
ri görmek ve rakiplerin Konumunu belirlemek için kullanılırlar. Bu kararların kalıcı
olduğu ve uzun erimli stratejiler olarak düşünülmesi gerektiği unutulmamalıdır.
KA AKTE E İ
KARAKTER KARAKTER
E E İ E E İ
192
Bu nedenle özellikle rakip ürünlerin tasarımlarındaki karakter elemanlarının
kullanım biçimi bunların dönüşüm periyodu ve dönüşme biçimleri incelenmelidir.
Bu incelemeden şunlar elde edilebilir:
• Rakip ürünlerde bu öğelerin konumlandırılması ile ilgili genel trendler görü-
lebilir.
• Rakip ürünlerde tasarımı oluşturan ve karakterize eden öğelerde biçim dili
ve tasarım trendleri gözlemlenip analiz edilebilir.
• Rakiplerin ürün segmantasyonu ve ürün konfigürasyonunda (ürün ailesi)
nasıl bir ortak dil kullandığı analiz edilebilir.
Bu tür bir inceleme ve analiz çalışması ham rakiplerin tasarımları ve bunların
ait olduğu ürün konfigürasyonlarının (ürün ailesi) tasarım dilini analiz etmemiz
için gereklidir
4. Tasarım Topolojisi Analizleri
Nesnenin görsel algılaması, nesne üzerindeki öğelerin yerleşimi, bunu belirle-
yen ve yüzey sınırlarını oluşturan çizgini yapısı, karakteri ve bunların ilişkisi bu tür
analizler ile incelenebilir. Topoloji; geometrik cisimlerin nitel özelliklerini ve ba-
ğıl konumlarını, biçimlerinden ve büyüklüklerinden ayrı olarak ele alıp inceleyen
geometri dalı olarak tanımlanabilir. Topoloji, matematiğin ana dallarından biridir.
Yunancada yer, yüzey veya uzay anlamına gelen topos ile bilim anlamına gelen
logos sözcüklerinden türetilmiştir.
193
3- Endüstriyel Tasarım
Nesneye ait çizgi, yüzey ve kütle algısı bir kere tespit edildiğinde (yani to-
poloji oluşturulduğunda) jenerik farklılaşmalar, değişimler analiz edilebilmek-
tedir. Bu sayede pazardaki ürünlerin biçimsel (form) yapısındaki benzerlik ve
farklılıklar görülebilmekte forma ait trendler belirlenebilmektedir.
Topolojik yapı olarak rakip tasarımların incelenmesi sürecin sonraki dö-
nemlerinde muhtemel form dönüşümlerini öngörmemizi sağlar. Bu nedenle
özellikle rakip tasarımlarda gelecekte olası form değişimleri bu incelemelerden
elde edilecek sonuçlara göre değerlendirilebilir. Tüm bu analizler, tasarım ge-
liştirme süreci öncesinde biçim ve form geliştirme stratejileri oluşturmamıza
yardımcı olacağı gibi tasarımı şekillendiren bir girdi olarak da kabul edilebilir.
194
5. Tasarımların Gestalt Bağlamda Analizi
“Gördüğümüz nesnelerin gruplaşmalarını, bütünleşmelerini ve bunların algı-
lamada daha belirgin hale gelmelerini araştırarak dört önemli gereklilik saptamış-
tır. Bunlar; yakınlık, benzerlik, süreklilik ve kapalılıktır. Bunlara “Gestalt kanunları”
denir.” 11
Tasarım bir takım öğelerin bir araya gelerek anlamlı bir bütün oluşturmasıdır.
Bu nedenle tasarım oluşturulurken onu oluşturan öğelerin nasıl bir arada olduk-
ları, bunlar arasındaki ilişki, düzen ve tasarımcı tarafından belirlenen kurgu önem
kazanır. Tasarımı oluşturan öğelerin düzenlenmesinde tasarımcının kurgusu algı-
lanma seviyesini belirlediğinden bu öğelerin “gestalt” teori bağlamındaki yeri, se-
viyesi ve değerinin incelenmesi gerekmektedir. Gestalt yaklaşımına göre algı bir
örgütlemedir, tasarlanan her şeyde bu örgütlemeyi tasarımcı oluşturur.
K A
AM EKE YA
Gestalt
G E EKO E
M M
G E
M
İ TA B T AM AY GE TA T E İ
11
Güngör İ.Hulusi, Görsel Sanatlar ve Mimarlık İçin Temel Tasar, İstanbul, YEM Yayınevi, 2015, ISBN9750050404
195
3- Endüstriyel Tasarım
Gestalt kuramında bir nesnenin değişik koşullar altında aynı biçimde algı-
lanmasına “algısal değişmezlik” adı verilir. Buna göre çevresel uyarıcılar değişse
de objenin anlamı değişmemektedir. Bunun sonucunda tasarım hemen her plat-
formda aynı biçimde algılanacaktır.
196
Tanımlama; ürün gestaltı ürünün amacını ve işlevini anlatabilir. Ayrıca ürünün
nasıl kullanılması gerektiğini açıklar. Örneğin bir kapı kolu, kavrama ve döndürül-
me şeklini tanımlayabilir.
Uyarma; ürünün geştalt yapısıyla ilgilidir. Kullanıcının, ürünün mesajını
düşünmeden veya yorumlamadan belirli bir şekilde tepki vermesini tetikler.
Örneğin kullanıcının ürünü kullanırken dikkatli olması ve hassas olması için
uyarılır. 14
Kimlik; ürünün görünümü, köken ve ürün alanını tanımlar. Bir tabak, Çin
porseleni tabak setinin parçası olarak kimlik bulduğu gibi bir şirket markasıyla
veya ürünlerinde görünen belirli bir tasarım felsefesiyle tanımlanabilir.
Ürünün semantik analizi doğrudan ürünlerin ifadesi (görünüm) ve bunlar ile
eşleşen sıfatlar ve anahtar kelimelerden oluşur.
EMA TİK
A A İ
KAWASAKI
ZX 14 NINJA
BA AM
OTOBAN YA İ Tİ KE T İÇİ
RUH / DUYGU
YIRTICI A A Ç YA Ç
O MA O O İ İ
A O AM A OBOT A A Ç E O İK A A ÇA
14
Monö Rune, Design for product understanding the aesthetics of design from a semiotic approach, Stockholm-İsveç , Liber
Publisher, 1997
197
3- Endüstriyel Tasarım
198
Bu nedenle görsel algılamanın test edilmesinin gerektiği durumlarda göz
izleme yöntemleri sıkça kullanılmaktadır. Sayısal ve görsel şekillerde oluşturu-
lan bu bilgi sayesinde kullanıcının ürün ara yüzü ile etkileşiminin nasıl oluştu-
ğuna dair fikir yürütülebilmektedir. Göz izleme cihazı göz bebeklerinin hare-
ketlerini ve odaklanmalarını izleyerek odak noktaları (hot spots) haritası çıkarır.
Göz izleme testleri gözün yalnızca durup odaklandığı alanları belirlemede
faydalı olabilirler ancak göz, odaklanmadığı alanları da görür. Çevresel görüş
denen bu durum kullanıcının davranışlarında önemli rol oynar. Gözün bir nok-
taya odaklanması o noktaya dikkat çekildiği veya o noktada içeriğin tam olarak
anlaşıldığı anlamına gelmez. Göz, kişiye hiçbir şey ifade etmeyen alanlara da
odaklanabilir. Göz izleme araştırmacıya, insan gözünün fizyolojik hareketlerini
kullanarak hareketlerin psikolojik sonuçlarını analiz edilme fırsatını verir. Sayı-
sal ve görsel verilerde (data) bulunan bilgiler sayesinde kullanıcı veya tüketici-
nin ara yüz ile etkileşiminin yapısı ve sonuçları hakkında bilgi edinilebiliriz.
Göz izleme ekipmanlarıyla elde edilen veriler bu ekipmanlar ile özel yazı-
lımlar sayesinde ısı haritalarına (heat map) dönüştürülür. böylelikle gözün ne-
reye baktığı (odaklandığı) hızlıca görülmüş olur. Göz izleme testi sonunda iki
temel veriye ulaşırız.
Bunlardan ilki, gözün kısa ve hızlı tarama haraketleri (Saccade) dir. Diğeri de
tarama hareketleri sırasında odaklandıkları yerlerdir (Fixation).
“Göz hareketleri bir anlamı ile gözün nesnene veya olaya bakış süresidir.
Bu hareket sabit değil sürekli değişken ve hareketlidir. Bakış süresi, tüm sabit-
lenme sürelerinin toplamı olarak kabul edilmektedir. Dikkat, algıda seçicilik ve
diğer algı öğelerinde, gözün hareketi (sıçrama+sabitlenme) ile algılama arasın-
da doğrudan doğruya bir ilişki bulunmaktadır. Bu nedenle gözün bakılan nesne
veya olaya karşı tepkisini belirlemek, görsel algılamada seçici karakter alanla-
rı ile izleme sürecini dolayısı ile algılamayı ölçmemize yardımcı olacaktır. Göz
hareketleri verileri (sıçrama olarak isimlendirilen ortalama 40-50 milisaniye
süren) ve göz sabitlemelerinden (sabitleme sırasında göz 200-300 milisaniye
sabit kalır) oluşmaktadır. Sıçramalar, gözün dikkatinin oluştuğu noktalara ba-
karken meydana gelen bir yerden başka bir yere hızlı atlamalardır. Sabitlemeler
ise gözün hareketsiz olduğu sıçramalar arasındaki beklemelerdir.” 15
15
Özdoğan F.Bahar, “Göz İzleme ve Pazarlamada Kullanılması Üzerine Kavramsal Bir Çalışma” Ticaret ve Turizm dergisi
Yıl:2008 sayı 2 sayfa 139
199
3- Endüstriyel Tasarım
Şekil 19 Göz İzleme (Eye Tracking) Testlerinde Elde Edilen Veri Tipleri
200
2.2. TASARIM EKİBİNİN KURULMASI
Her endüstriyel tasarım çalışması başlı başına bir projedir ve proje yöneti-
mi kurallarına göre süreç yürütülmelidir. Sürecin ilk ve belkide başlangıcı firma
yönetiminden yetkili bir temsilcinin proje yöneticisi olarak saptanması ile baş-
lar.
Projenin başarıya ulaşabilmesi için koşullardan biri de uygun proje ekibi-
nin kurulmasıdır. Tasarım proje ekibi, bir endüstriyel tasarım projesinin yürü-
tülmesini başından sonuna kadar üstlenen tasarımcılar ve ilgili konularda diğer
uzman kişilerden oluşan ve bir amaç etrafında takım halinde hareket eden bir
özel bir gruptur.
Endüstriyel tasarım projesinin yürütülmesi için üç tür ekip oluşturulur:
A. İşletmenin kendi çalışanı olan kadrolu endüstriyel tasarımcılar,
B. İşletme dışı bir endüstriyel tasarım şirketi ve/veya tasarımcılar,
C. Her ikisinin ortak çalışma kümesinden meydana gelebilir.
Bir tasarım proje ekibinde:
• Amaç ve hedefler belirlenmiş olmalı ve ekip üyelerince paylaşılmalıdır.
• Kurallar, yöntemler ve sorumluluklar (roller) açıkça tanımlanmalıdır.
• Süreç planlama ve kontrol odaklı olmalı, adımlar ve sonuçlar paylaşılma-
lıdır.
Bütün bu öğeler proje ekip üyelerini katılımcı ve dinamik bir çalışma ortamı
için teşvik eder. Tasarım hizmetinin firma dışından sağlandığı durumlarda proje
yöneticisi tasarımcıyla firma arasındaki bütün ilişkilerin yönetiminden sorumlu
olmalıdır.
Kurum içi tasarımcılar genellikle kurumsal politikalara, üretim sistemlerine
ve pazar bilgilerine doğrudan ve kolay ulaşırlar. Bu tasarımcılar, çalıştıkları ku-
rum ve ürünler ile bir arada anıldıklarından dolayı müşteri istekleri ve şikayet-
leri ile de doğrudan temas halinde olma mecburiyetindedirler. Bunun yanında
kurumun sahip olduğu üretim, tedarik ve kalite sistemleri ile co-designer ağını
bilip yönetebilmektedirler. Ancak kurum içi tasarım ekipleri bazen “kurumsal
körlüğe” kapılıp yeni fikirleri ve olanakları ıskalayabilmektedirler. Özellikle
büyük organizasyonlarda proje yönetim sorunları, iç içe geçmiş görev planları
201
3- Endüstriyel Tasarım
ve tanımsız kalan alanlar nedeniyle bu alanda ciddi bir verim kaybı da oluşabil-
mektedir. Bu bağlamda kurum içi endüstriyel tasarım bölümlerinin kurulumu
ve yönetimi ayrı bir yönetim sistemi ve bilgisi gerektirmektedir.
TA A M İ MA İÇİ E
YA A AK n ouse
Mevcudu Yen
Gel t r e artman
kur
Organ zasyon
Organ zasyon
stem O stem lanı
üre
U Yöntem lanı
onanım
üre lanı
Mekan T
U onanım lanı
Kaynak R Mekan lanı
İst dam
Kaynak lanı
Görev lanı
İst dam lanı
202
TA A M İ MA A TA A M A
İ E YA A AK out ouse
ro e Hakkında
Belirlenenlere
Genel Bilgi Ver
203
3- Endüstriyel Tasarım
204
6. İşveren tarafından oluşturulan “proje süreç önerisine” uyuyor mu?
· Kendi proje planı ve süreçleri var,
· Ortak süreç geliştirecek,
· Kendine ait bir süreç planı yok,
7. Yan sanayisi ile ilişki kuracak mı?
· Co-designer olarak tasarım sürecinde yer alacak mı?
· Tedarikçiler ile çalışacak mı?
· Bu konuda araştırma yapacak mı?
8. Test/araştırma/klinik çalışmalarında bulunacak mı? Bu konuda yöntem
oluşturacak mı?
9. Prototip ve model yapım yeteneği?
· Tasarımcı firma dış bütünüyle dış destek kullanır,
· Tasarımcı firma dış destek kullanır, montaj ve testleri yapar,
· Tasarımcı firma prototip üretimi, montaj ve testleri kendi bünyesinde yapar,
10. Proje ile ilgili testlerde nasıl destek verecek?
· Tasarım testlerine karışmayacak,
· Tasarım testleri için test kuruluşuna destek verecek,
· Tasarım testlerini bünyesinde yapacak,
11. Üretim konusunda gerekli bilgi, yöntem ve deneyimi aktaracak mı?
· Mühendislik aşamasında eski bilgi beceri ve know-how aktarımı yapıyor
mu?
· Mühendislik çalışmalarında dış destek kullanacak mı?
· Model, kalıp ve kalıp sistemleri destek veriyor mu? (tooling 1)
· Fikstür, aparat, taşıma sistemleri vb. destek veriyor mu? (tooling 2)
· Kalite sistemleri konusunda destek veriyor mu?
· Üretim planlama ve sürecine katkısı olacak mı?
· Üretim sonrası için servis vb konularda desteği var mı?
205
3- Endüstriyel Tasarım
TASARIM
İ İ
TANIMI
KO E T GE İ Tİ ME
A A T MA
ÜRÜN
TA A M
SÜREÇ
206
ğerlendirilmesine rehberlik edecek ve tasarım imkanlarını tanımlayacak çok güç-
lü bir belgedir.” 16
Yeni iş fırsatları genellikle iş veren tarafından oluşturulur. Bu iş fırsatları ba-
zen iş verenin sezgileri ile bazen de geniş araştırmaları ile ortaya çıkmaktadır. Her
ne olursa olsun endüstriyel tasarım süreci ilk ürün fikrinin oluşması ile başlamış
olur. Yeni bir iş (ürün) oluşturmayı hedefleyen iş veren (tasarımcı için müşteri)
kendi yönünden gereklilikleri ve hedefleri de doğal olarak belirleyecektir. Bu aynı
zamanda tasarım süreci içinde üstlenilecek rollerin de belirlendiği aşamadır. 17
İş veren bu aşamadan sonra tasarımcıyı bir “teknisyen” veya “işlerini
kolaylaştıran” bir eleman olarak görmeye başlayacaktır. Tasarımcı ise kendini
projenin sahibi, ortaya çıkacak tasarımın yaratıcısı olarak algılar. İşveren ile
tasarımcı arasında oluşan bu gerilim tüm proje süreci boyunca devam eder. Bu
gerilim mimarlık, grafik ve diğer tasarım disiplinlerinde de yaşanmaktadır. Yeni
ürünlerin pazara çıkışında oluşan bu gerilim, bireyler arasında olabildiği gibi bö-
lüm (departman), şirket veya diğer kümeler ile tasarımcılar arasında da oluşur.
Örneğin tasarım iş tanımının oluşturulmasında etkin olan “pazarlama” birimi
ise kendi mesleki beklentileri bağlamında bir tanım geliştirecektir. Bu tanım katı,
sert ve ürünün diğer fonksiyonlarını göz ardı edebilecek kadar tek yönlü olabilir.
Bu durum mühendislik, üretim, satış sonrası hizmetler gibi diğer alanlar içinde
olasıdır.
Tasarım iş tanımı oluşturulurken etkileşimi oluşturan birimler arasında bu
tür çekişme, rekabet veya tasarım sürecine liderlik etme arzusu bir ölçüye kadar
normal görülebilir. Her birim kendi uzmanlığı içinde konuyu değerlendireceğin-
den süreci de o şekilde kurgulamak isteyebilir. Pratikte görülen bu sorunlar, proje
sürecinin ilk aşamasında ele alınarak doğru tanımlanmış bir süreç yönetimi ile aşı-
labilir. Her ne kadar her ne kadar ilgili bölümler arasında ortak hedef olsa da bun-
lar tasarımcının hareket alanını daraltan, yeteneklerini kısıtlayan, yeni fikir, buluş
veya biçimleri kısıtlayan işveren davranışı olarak karşımıza çıkabilir. Bunu ortadan
kaldırmak için zaman planlaması, teknik, iletişim ve bütçe dahil olmak üzere bir
projenin tüm yönlerini düzenlemek üzere tasarımcıyı “tasarım iş tanımı” sürecine
dahil etmek gereklidir.
16
Jones Wyn M., Askland Hedda Haugen Dr., Desıgn Briefs: Is There A Standard?, , International Conference On Engıneering
And Product Design Education 6 & 7 September 2012, Artesis Unıversity College, Antwerp, Belgium
17
Jones Wyn M., Askland Hedda Haugen Dr., Desıgn Briefs: Is There A Standard?, , International Conference On Engıneering
And Product Design Education 6 & 7 September 2012, Artesis Unıversity College, Antwerp, Belgium
207
3- Endüstriyel Tasarım
18
Fronczek Aneta, Usability briefing for hospital architecture – exploring user needs and experiences to improve complex buil-
dings , -Munter European healthcare design conference – London, 11-14 June 2017
208
Bu tür durumlar, tasarımcıya hesap verebilecek bir sorumluluk yüklediği
gibi proje ile ilgili pek çok alanda daha geniş bir düşünsel alan (sinerji) oluşma-
sını da sağlayabilir.
“Bu tür tümleşik çalışma durumlarında 3 aşamalı bir süreç uygulamak ya-
rarlı olacaktır. Bu üç aşama, tasarım sürecinde yer alan tüm tarafların niyetleri-
ni ve rollerini netleştirip doğrulamak amacıyla ön projeyi, projeyi ve proje son-
rasını kapsamalıdır.
Ön proje bölümü; müşterinin sorumluluğundadır. Tasarım iş tanımında,
projenin ihtiyacını, işverenin (müşteri) amaçlarını ve beklentileri ile projenin
personel ve bütçe kaynaklarını tanımlanır.
Proje bölümünde; ürünle ilgili kısıtlar, teknolojik seviye, inovasyon ve ma-
liyetler için önerilerde bulunmak, tasarım faaliyetleri iş listesi oluşturmak ve
genel olarak projeyi doğrulamak amacıyla proje ekibi tarafından bir proje özeti
geliştirilir.
Proje sonrası; genellikle tasarımcı tarafından oluşturulur ve ürünün gele-
cekte alacağı biçimi belirtip revizyon zamanlaması ve (face lift veya re design)
bunların niteliği tanımlanır.” 19
Tasarım iş tanımının nasıl oluşturulacağı ile ilgili olarak Peter L.Philips’in
2004’te yayınlanan “Creating The Perfect Design Brief” adlı kitabında bazı ta-
nımlar getirilmiştir. Philips tasarım iş tanımını iş veren ve tasarımcının karşılıklı
olarak yapmasını önermiş ve bir tasarım iş tanımında olması gereken yedi te-
mel unsuru belirtmiştir. Bunlar:
1. Projeye Genel Bakış ve Arka Plan; bu ilk bölüm müşteri tarafından oluş-
turulmuş projenin yönetici özetini kapsar. Arzu edilen iş hedefleri, proje mülki-
yeti, amaçlanan proje aşamaları kısa açıklamalarıyla birlikte bu bölümde tanım-
lanır. Ürün ile teknik bilgi, hedeflenen ürün mimarisi ve bağlam bu aşamada ele
alınır.
2. Kategori Değerlendirmesi; hedeflenen ürünün kategorisini tanımlar,
şirketin mevcut konumlandırması ve vizyonunu belirtilir. İş verenin ve rakiple-
rinin fiyatlandırma, satış, kar, ürün ömrü ve promosyon teknikleriyle ilgili bilgi-
leri geçmiş, şimdiki ve öngörülen gelecekteki eğilimleriyle birlikte ayrıntılı ola-
19
Blyth Alastair, Worthington John, Managing the Brief for Better Design, Oxon-İngiltere, Routledge Publishing, 2010, ISBN
978-0415460316
209
3- Endüstriyel Tasarım
20
Phillips Peter L., Creating The Perfect Design Brief, New York USA, Allworth Press, 2012, ISBN 9781621532279
210
“Parça alüminyumdan yapılacaktır” yerine “Parça hafif olmalı, yüksek sıcaklığa
dayanıklı olmalı ve 3.00 TL den daha düşük maliyetli olmalıdır gibi “nasıl”ın ta-
nımlanması, tasarımcının seçeneklerini genişletebilir.
211
3- Endüstriyel Tasarım
22
Muffatto Moreno , Roveda Marco, Product architecture and platforms: a conceptual framework, , Department of Industrial
Engineering and Management, University of Padua- Int. J. Technology Management, Vol. 24, No. 1, 2002, https://pdfs.
semanticscholar.org/4430/a86e7e2941512112c55552bde18ace8fe442.pdf (son güncelleme 25.02.2020)
212
ele
T KT
MO
İskelet
Çatal
Y ETME
MO
ren
Bİ İK ET
Teker
A M
MO
Aktarma
23
The Role of Product Architecture in the Manufacturing Firm, Karl T. Ulrich, MIT 1992,WP 3483-92 USA, https://www.
sciencedirect.com/science/article/pii/0048733394007753 (son güncelleme 25.02.2020)
213
3- Endüstriyel Tasarım
MİMA İ İ İ
O T A
MODELLER TA A M
MODÜL 5
MİMA İ İ
MODÜL 4
MODÜL 6
MODÜL 3
MODÜL 7
MODÜL 2
MODÜL 1
ÜRÜN
214
Bir ürün veya platform ailesi, farklı özellikler sunan eşzamanlı olarak var
olan birkaç ürün varyasyonundan oluşur. Her ürün varyantını, aile içinde ürün
seçeneği olarak ele almak gerekir. Bu seçenekleri sunmak için, kendi için-
de değişen çekirdek teknolojiyi ve değişim kriterlerini tanımlamak gerekir.
Bu değişimler, farklı ara yüzler ve öğeler arasında farklı kombinasyonlar
oluşturacağından, oluşturulacak mimari de buna uygun olmalıdır.
Motor
O E T A
anzuman
tes Kutusu
KABİ MİMA İ İ
CABIN/HAT ARCHITECTURE reks yon
stem
ren
A E stemler
üs ans yon
stem
Platform
GÖVDE BODY
Ka n Hat
Egzoz stem
GÖVDE GE E
BODY Yakıt
stemler
Koltuklar
KABİ İÇİ
INTERIOR
Konsol
Elektr k Gü
Kaynağı
E EKT İK Aydınlatma
E EKT O İK stemler
AT O M MİMA İ İ Kablolama
PLATFORM ARCHITECTURE Harness ng
Mult medya
es stemler
KO O
İ TEM E İ Kl ma
Havalandırma
215
3- Endüstriyel Tasarım
216
2. ŞEMATİK ELEMANLARININ GRUPLANMASI
Bu aşamada, şemada yer alan her bir öğe ve parça tek tek ele alınıp fonk-
siyon gruplarına göre yerleştirilir. Tüm elemanlar ve tüm parçalar dikkate alın-
dığında oluşan binlerce seçeneğin nasıl düzenleneceği konusunda mevcut bir
çok yöntem ve prosedür bulunmaktadır. Bunlardan en yaygını, şemadaki her bir
elemanın kendi parçasına ayrılacağını varsayıp avantaj sağlayabilecek yerlerde
gerekli gruplamaların yapılması yöntemidir. Bu sayede şema içinde fonksiyon
grupları birer modül biçiminde ele alınacağından, mimari basitleştirilebilmek-
tedir.
217
3- Endüstriyel Tasarım
İ
GRUBU
DATA
GÜÇ OA E GÜÇ
İTE İ
ANA KART
MODÜL
ve
E EMA A
24
Asan Umut, “Modüler Ürün Tasarımı İçin Bütünleşik Bir Yöntem ve Uygulaması” Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001
218
2.5. KONSEPT TASARIM
Ürün konsepti; teknolojinin, çalışma prensiplerinin ve ürünün şeklinin
yaklaşık bir açıklamasıdır. Başka bir ifade ile ürünün müşteri ihtiyaçlarını nasıl
karşılayacağına dair kısa bir açıklamadır. Bir konsept genellikle eskiz veya
kaba üç boyutlu bir model olarak ifade edilir ve kısa bir metinsel açıklama ile
birlikte oluşur. Bir ürünün müşterileri memnun etme ve başarılı bir şekilde
ticarileştirilme derecesi, temel konseptin kalitesine bağlıdır. İyi bir konsept
bazen sonraki tasarım geliştirme evrelerinde kötü uygulanmaktadır, ancak
kötü bir konsept ticari başarıya ulaşmak için nadiren daha sonraki evrelerde
düzeltilebilir.
KONSEPT TASARIM
TASARIM GE İ Tİ ME ÜRÜN
219
3- Endüstriyel Tasarım
rileri memnun etme ve başarılı bir şekilde ticarileştirilme derecesi, temel kon-
septin kalitesine büyük ölçüde bağlıdır. İyi bir konsept bazen sonraki gelişim
evrelerinde kötü uygulanmaktadır, ancak kötü bir konsept ticari başarıya
ulaşmak için nadiren manipüle edilebilir.» 26
Konsept tasarım süreci sezgi, yaratıcılık, analiz ve sentez gibi doğal insan
yeteneklerine dayanır. Daha önce belirlenmiş kısıt ve kriterlere göre geliştiri-
lecek tasarım konsept aşamasında şekillenir. Bunun için tasarım iş tanımında
tespit edilmiş olan konular, kavramsal ve teknik hedefler bağlamında değerlen-
dirilir. Konsept tasarım aşamasında ise bu konular, bir “tasarım problemi” olarak
ele alınır. Ürünün konsept tasarımı, tüketicilerin ve kullanıcıların gereksinimle-
rini tüm işlevsel, ekonomik, teknolojik, hizmet ve servis yönüyle karşılar iken so-
yut, bazen tamamlanmamış çözümler de üretir ve sunar. Konsept aşamasında
ortaya konan tasarım sorunu tasarımcı tarafından sezgisel olarak çözülmeye
çalışılır. Bu nedenle konsept tasarım süreci, “iteratif “ olarak gelişen kimi zaman
“spekülatif” hatta bazen “manipülasyonalara” açık bir yaratım süreci olarak de-
ğerlendirilmelidir. Bunun sonucu olarak tek, kesin ve rasyonel bir konsept tasa-
rım süreci olduğu iddia edilemez.
Konsept kelimesinin dilimizdeki karşılığı “kavram” olarak yer almıştır. Fran-
sızcadan türetildiği düşünülen sözcük Latince aynı anlama gelen “conceptus”
sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince ”concipere, concept” “içine almak, kav-
ramak, hamile kalmak” fiilinden türetilmiştir.
Dolayısı ile “konsept” sözcüğünün etimolojisi ile epistomolojisi arasında bir
ilişki kurulabilir. “Epistemolojide “conceptus” (yani bir kavram) birkaç şey anla-
mına gelir. Bunlar genel olarak:
• Bilişsel bilgilerle ilgili genel bir düşünce,
• İnsan zihninin zihinsel bir izlenim veya imgesi ,
• Soyut veya genelleşmiş bir fikir bir nesne sınıfı olarak tanımlanmaktadır.” 27
Bir konsept tasarım çalışması, sadece konunun tasarım yönüyle ele alındığı
çizimlerden oluşmaz. İçeriğinde varsayımlar, hipotezler, fikir ve düşünceler, so-
yutlama, yaratıcılık ve analizlerin yer aldığı büyük bir oluşumdur.
26
Ulrich Karl T. - D.Eppinger Steven, Product Design and Development (Third 3rd Edition),New York-USA, 2004, McGraw
Hill Irwin , ISBN 007 24716-8
27
Horváth Imre Prof. Dr. , Conceptual Design: Inside And Outside, https://pdfs.semanticscholar.org/4a2d/65db02103be1e-
66a2db5e86cd17266ae9445.pdf (son güncelleme 20.03.2019)
220
Her ne kadar sürecin kesin bir modeli yoksa da konsept tasarım süreci için-
de belli fazlar (aşamalar) tanımlanabilir, süresi ve izlenecek genel yol haritası
oluşturulabilir.
TA A M İ TA M
1
Çok ayıda Konse t Tasarım
Esk s ke Çalı ılır
Konse t Esk zler
3
Konse t e m nde evam
Ed le ek Konse t Bel rlen r
Konse t e m
4
Bel rlenen Konse t Gel t r l
B r onrak A amaya
Hazırlanır
Konse t Gel t rme
KONSEPT TASARIM
221
3- Endüstriyel Tasarım
28
Horváth Imre Prof. Dr. , Conceptual Design: Inside And Outside, https://pdfs.semanticscholar.org/4a2d/65db02103be1e-
66a2db5e86cd17266ae9445.pdf (son güncelleme 20.03.2019)
222
Konsept tasarım süreci, somutlaşan fikir ve görüşlerin çeşitlendiği, bunla-
rın kimi zaman birleştiği kimi zaman ayrıldığı, bazen tamamen terk edildiği ite-
ratif (tekrarlayarak) bir tasarım eylemi olarak görülmelidir.
KONSEPT
KONSEPT
KONSEPT
KONSEPT KONSEPT KONSEPT
KONSEPT KONSEPT
KONSEPT İ A
KONSEPT
KONSEPT KONSEPT
KONSEPT
KONSEPT
KONSEPT
. A . A . A . A . A
A AMA Bİ E Tİ ME BE İ EME A TMA EÇME
KONSEPT
O M ve BİÇİM
YOL ÜRETME
1 ETİ EBİ İ İK
KONSEPT
ÇA MA
İKİ
ÜRETME
KONSEPT
BE İ EME
YOL KONSEPT
2 O K İYO
ÜRETME KONSEPT
KONSEPT EA İ E
SUNUMU ETMEK
HAZIRLAMA
29
Horváth Imre Prof. Dr., Conseptual Desing: Inside And Outside, https://pdfs.semanticscholar.org/4a2d/65db02103be1e-
66a2db5e86cd17266ae9445.pdf (son güncelleme 20.03.2019)
223
3- Endüstriyel Tasarım
Ürün Fikri
Olu turma
Gereks n m
Tanımı
onks yon
Tanımı
z k Ya ıyı
Tanımlama
trüktürel
Ya ı
Morfolojik
Ya ı
KONSEPT TASARIM
E İ E eal st k
Ya ı
E A E Y TEMİ İ E
A A A Geometr k
Ya ı
BE İ E ME İ
em ol k
Ya ı
30
Ulrich Karl T. - D.Eppinger Steven, Product Design and Development (Third 3rd Edition),New York-USA, 2004, McGraw
Hill Irwin
224
Konsept ve tasarım geliştirme çalışmalarının test edilmesi süreç içinde çok
önemlidir. Bu testler devam eden tasarım sürecinde tasarım iş tanımı aşaması
içinde de oluşabilir. Tanımlanan ve çıktı planı hazırlanan testler, tüm konsept
ve tasarım geliştirme süreci boyunca uygulanmalıdır. Bu şekilde süreç sürek-
li kontrol altında tutularak herhangi bir hata veya hedeften sapma ihtimalinin
önüne geçilir.
Bu konuda pek çok kuruluş ve tasarımcının geliştirdiği test yöntemleri bu-
lunsa da bu testlerin her proje için projeye özel biçimde yenilenmesi önerilir.
Genel anlamda uygulanması önerilen test konuları şunlardır:
• Araştırma Testleri,
• Yargı ve Görüş Oluşturma Testleri,
• Onaylama Testleri,
• Karşılaştırma ve Mukayese Testleri.
O E E İ
SÜREÇLER
A A T MA TE T E İ
TESTLER
YA G G TE T E İ
O AY AMA TE T E İ
KA A T MA M AKAYE E TE T E İ
225
3- Endüstriyel Tasarım
226
• Geliştirilen konseptler (tasarım eskizleri) mevcut rakiplerden farklı mı (öz-
gün)?
• Geliştirilen konseptler (tasarım eskizleri) rakiplere karşı avantaj sunuyor mu?
ONAYLAMA TESTLERİ
Konsept geliştirme ve konsept seçimi ile tasarım geliştirme aşamasın-
da farklı alanlardaki karar vericilerin görüşlerinin alındığı testlerdir. Başka bir
ifade ile kesin karar ve seçimleri içinde barındıran sonuçları yönü ile projenin
akışını belirleyen çalışmalardır. Bu nedenle test işlemi ile bu testlerin değer-
lendirme aşaması çok önemlidir. Genel olarak şu yöntemler ile ölçüm (onayla-
ma-seçim-belirleme vb) yapılmaya çalışılır.
227
3- Endüstriyel Tasarım
Mühendislik
ret m
SÜREÇ
TA A M E İ E A K İ İ İ E İ O ZAMAN
228
Şekil 37 Tasarım Geliştirme Aşamasında Ele Alınan Validatör Tasarımı
229
3- Endüstriyel Tasarım
2.6.1. SÜREÇ
Tasarım geliştirme aşaması ile bunu takip eden prototip ve test aşamaları
arasında geçiş ve ilişki bulunur. Tasarım geliştirme ve prototip aşamaları, geliş-
tirilecek tasarım ve sürecin yapısına bağlı olarak (durum ve koşullara göre); kimi
230
zaman ardışık kimi zaman paralel kimi zaman ise iç içe geçmiş biçimde kurgula-
nabilir. Tasarım geliştirme sürecini mütakiben prototip süreci de başlamalıdır.
Bu iki süreç arasında “tez ve sınama” ilişkisi olduğu söylenebilir. Teknik olarak
geliştirilen tasarım prototip ile sınanır. Hatalar tekrar teknik olarak ele alınıp
yeni önermeler oluşturulur ve bunlar da sınanarak döngü devam eder.
Bunun en önemli nedeni, tasarımın geliştirme aşamasında sürekli doğru-
lanmaya ihtiyaç duymasıdır.
T İM ve ETAY TA A M
M HE İ İK TA A M
MAKE or B Y KA A A
TE A İK Y ETİMİ
O E A A
TEK İK Çİ İM E OTOTİ TE A İK
K MA TA YO OTOTİ TOO G
O E G OTOTİ ETİM
EME
TE A İK EÇ E İ O E A A
K MA TA YO
O E İG
E T İYE E Tİ ME E İ ETİM HA K
TOO G TAK M A MA
TE A İK İ TEMİ
TE T ve E EYA A MA
231
3- Endüstriyel Tasarım
daha karmaşık ürünleri üretme zorunluluğu farklı mesleki disiplinlerin bir ara-
da ve uyumlu çalışmasını gerekli kılmıştır. Teknolojik gelişmeler ile buna paralel
gelişen pazar talepleri ürünlerin temel fonksiyonları dışında yeni fonksiyonlar
üstlenmesine neden olmaktadır.
Örneğin otomotiv üreticileri 1980’li yılların ortalarında tasarım geliştirme
süreci içinde mühendislik zamanının çoğunu araçların “powertrain” ve “driveli-
ne” öğelerini geliştirmesine harcamışlardır.
1980
1982-1994
MEKA İK
1990
1990-2000
E EKT İK
2000
E EKT O İK
1997-2006
1997-2006
2010
2005-2013
YAZILIM
OTOMOBİ TA A M A EM E O A AK
E Ç KA M HE İ İK A A A
232
Endüstriyel tasarım disiplinini bir yana bırakırsak 1980’li yıllarda otomobil
tasarım alanında başat aktör “makina mühendisleriydi”. Aracın dinamik ve me-
kanik özellikleri ile yapısal tasarımı pazardaki başarısını belirliyordu. 1990’lı yıl-
lar ise “elektrik mühendislerini” öne çıkartmıştır.
Mekanik dinamik ve yapısal özellikler yanında araçlarda konforu arttıran
elektrikli dış aynalar, motorlar ile hareket ettirilen koltuklar ve enjeksiyon sis-
temleri gibi gelişmeler, araç geliştirmede daha fazla elektriksel tasarım sistem-
lerinin bulunmasını gerektirdi.
2000’li yıllar ise elektronik sistemlerin öne çıktığı bir döneme tanıklık et-
miştir. Aracın sürüş dinamiklerinden, fren ve emniyet sistemlerine kadar teknik
alanda kullanıma giren pek çok sistem elektronik mühendisleri tarafından ça-
lışılmaktaydı.
2010 yılından günümüze kadar geçen süreç ise araçlarda daha fazla yazı-
lım ürünü kullanmamızı gerektirmektedir. Akıllı araçlar, araç içi eğlence sistem-
leri, yol bilgisayarları ile bunların haberleşmesi ve internet ağı içindeki uyumu
araçlarda daha fazla yazılım ürünü kullanmamızı gerektirmektedir.
Yukarıda ifade edilen değişim ve dönüşüm “tasarım geliştirme” süreçlerini
çok fazla karmaşıklaştırmıştır. Artık ürünler daha kompleks ve farklı mesleki di-
siplinlerin birlikte çalışmasını gerektiren bir yapılara dönüşmüştür.
Vision URBANETIC
The mobility of the
future
233
3- Endüstriyel Tasarım
234
2.6.2. PROGRAM, PROJE ve PORTFOLYO
Tasarım hedeflerine ulaşmada izlenecek yol ile ilgili olarak proje, prog-
ram ve portfolyo yönetimi çoğu kere anlam ve terminoloji olarak birbirine
karıştırılmaktadır.
Bu üç kavramı açıklamadan önce bu kavramlara referans olan şu üç alt
kavramın bilinmesi gerekir. Bunlar sırasıyla şunlardır:
1. Operasyon seviyesi.
2. Taktik seviye.
3. Stratejik seviye.
Operasyon seviyesi
Uzmanlık gerektiren bir işte yapılan eylemlere operasyon denir. Bir üretim
sisteminin işletilmesi ve çalışır halde tutulması operasyonel bir çalışmadır. Aynı
biçimde bir parçanın üretimi için gereken bilgi ve üretim yeteneği sonucunda
parçanın üretilebilmesi de bir operasyondur. Kısacası operasyon, sınırları belirli
bir alanda tek bir işi yapabilme becerisini yerine getirebilme becerisidir.
Taktik seviye
Taktik, bir işte istenen sonucu almak için tutulan yolların ve kullanılan
yöntemlerin tümü olarak tanımlanabilir. Bir kurumun var olan kaynaklarının
harekete geçirilmesi şeklinde de ifade edebileceğimiz taktik kavramı, strate-
jik kararların ayrıntılarını içerir. Taktik seviyede hareket yöntem ve buna bağlı
bir sonucu ifade eder. Örneğin bir tasarım projesinin nasıl yapılacağı taktiksel
işlemdir. Farklı “taktikler” uygulayarak aynı sonucu almak mümkün olabilir. An-
cak bir uygulama biçimi olarak göreceğimiz taktik ile stratejik seviye arasında
organik bir bağ oluşması beklenir.
Stratejik seviye
Yönetsel açıdan ele alındığında ise strateji, bir kuruluşun arzu ettiği uzun
vadeli amaçları şeklinde tanımlanabilir. Ancak kavram, amaçları tanımlamaktan
çok bunların nasıl gerçekleşeceğini ifade eder. Yani strateji, bir işletmenin ne-
reye gitmek istediğine ve oraya nasıl gideceğine karar vermesidir. Çünkü stra-
teji, yapılmak istenen şeyler ve bunların nasıl yapılacağı konusundaki niyetlerin
açıklanmasını içerir. Strateji taktik seviye için hedefleri belirler ancak onu yö-
netmez.
235
3- Endüstriyel Tasarım
PROGRAM T ATE İK
İ EKT Stratejik Y ETİM
Seviye
E E
PERFORMANS
İ A
TAKIM Operasyonel KAY A
İ E İ Seviye Y ETİMİ
236
tegrasyon gibi ana faktörleri dikkate alarak yönetmek için gerekli çerçeveyi ve
platformu oluşturur. Program Yöneticisi projeleri koordine eder ancak, projeyi
doğrudan yönetmez. Program stratejik seviyede ele alınır.
Proje; ürün veya hizmet üretmek amacıyla ortaya konulan çalışmaların
bütünüdür. Projeler, hedeflenen iş veya sorunun çözümüne odaklı olup
doğası gereği geçicidir. Proje de temel düşünce, projenin hedef ve amaçlarına
ulaşmaya çalışıp, bu konuda önceden belirlenmiş kısıtlarının da dışına
çıkmamaktadır. Proje taktik seviyede ele alınır ve operasyonlar bunun altında
bulunan bileşenlerdir.
Portfolyo; projeler, programlar ve stratejik hedeflere ulaşmak için bir
grup olarak yönetilen operasyonlardan oluşan bir gruptur. Başka bir ifade ile
portföy, proje programları ve projelerden oluşan bir gruplamadır. Portföydeki
projeler ve programlar birbiriyle ilişkili olmayabilir. Bir portföyün bileşenleri, bir
kuruluşun stratejik iş hedeflerini yerine getirmek için kullanılır. Kurumun stra-
tejik hedefi, bilimsel ve teknolojik gelişim, karlılığı arttırmak, marka ve itibar ya-
ratmak, maliyetleri azaltmak veya kaynak kullanımının optimizasyonu olabilir.
Portfolyolar, organizasyonun stratejik hedeflerine göre oluşturulur. Portfolyo,
program, proje ve diğer uygulamaların tamamını kapsayan bir yapıdır.
PORTFOLYO
PROGRAM PROGRAM
237
3- Endüstriyel Tasarım
238
Bunun nedeni, kurum içi geliştirme çalışmaları yanında kurum dışından
özel proje desteği veren firmaların, ürün için parça üretecek tedarikçilerin ve
co-designer firmaların, üretim sistemlerinde kullanılacak ekipmanların tasarla-
nıp üretilmesi vb. işlerde uyumlu bir çalışma içinde olma gereğidir. Bu karmaşık
sistemi yönetebilmek için tasarım geliştirme aşamasında kullanılan yazılımların
(Computer Aided Design-CAD) yanında PLM gibi sistemlerin de kullanılması gü-
nümüzde zorunluluk olarak görülmektedir
PLM (Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi-Product Lifecycle Management), bir
ürünün fikir aşamasından son kullanıcıya ulaşıncaya kadar geçirdiği endüstri-
yel tasarım, mühendislik, analiz, üretim, ürün dokümantasyonu ve pazarlama
materyallerinin oluşturulması gibi tüm süreçlerinin dijital ortamda takip edilip
yönetilmesidir.
İ A
Tedar k ret
EÇ
A AÇ A
Gel t r Ger ekle t r
Y TEM
atı ı
Bİ Gİ
Mü end sl k
A M Geometr M M AM
trüktür
Malzeme
ü ün
Kullan
Kullanı ı
A
M
Tasarım
erv s
azar
1980’li yıllarda CAD yazılımlarının ortaya çıkıp zaman içinde hızla geliş-
mesine paralel olarak “ürün veri yönetimi” kavramı da (Product Data Manage-
ment-PDM) gelişmiştir. PDM, tasarımın geliştirilmesi sırasında üretilen bilgi ve
239
3- Endüstriyel Tasarım
buna bağlı veriler ile yapılan değişimlerin (revizyonlar) izlenmesi için oluşturul-
muş yazılım temelli bir süreç planıdır.
Doğru ve güncel veriye en kısa sürede ulaşmak günümüz tasarım ve ürün
geliştirme yapan firmalar için zorunluluk haline gelmiştir. PDM ile bu gerçekleş-
tirilerek, bilgi ve verilerin güvenliği ve kullanım yetkilendirmeleri sağlanmakta-
dır.
Günümüzde işletmelerin globalleşmesi kaynakların çeşitlenmesi ve karma-
şıklaşması ile kurumsal kaynak planlaması (Enterprise Resource Planning-ERP),
PDM nin yanında kullanılmaktadır. ERP, işletmelerin kaynaklarını (insan kaynak-
ları, fiziksel kaynakları, üretim kaynakları, finansal kaynakları vb.) bir araya ge-
tirerek uçtan uca yönetilmesini ve verimli olarak kullanılmasını sağlamak ya da
desteklemek için geliştirilmiş sistem ve yazılımların genel adıdır. ERP yazılımla-
rı işletmenin tüm departmanlarını birbirine bağlayan bir yapıya doğru işletmeyi
evirirken işletmede farklı yönlerden bakılan konu ve işler için departmanlar ve
süreçler arası uyum yakalanarak aynı dilin konuşmasına destek sağlar. Böylece
işletmenin sözlü iş şekilleri sayılara verilere ve raporlara dönüştürülerek işlet-
melere ve yöneticilere objektif bir karar alma imkânı kazandırır.
Tüm bu sistemler tasarımın geliştirilmesi ve üretilebilir hale getirilmesin-
deki karışık ve üç boyutlu yapıyı yönetilebilir kılmak için geliştirilmiştir. Tasarı-
mın geliştirilmesi, üretime geçiş ve seri üretim ile üretim esnasında tasarım ve
sistemlerdeki revizyonlar artık bir bütün olarak algılanmaktadır. Geçmişte ol-
duğu gibi tasarım-tedarik-üretim ve pazarlamanın birbirinden kopuk ayrı birer
birim olarak faaliyetleri bugünkü koşullarda geçerliğini yitirmiştir.
Bu bağlam içinde “tasarımın geliştirmesi” en genel ifade ile beş iş akışı üze-
rine kurulabilir. Aşağıda önerilen edilen süreç ve operasyon adımları yazarın
mesleki deneyim, geçmiş uygulamalar ve akademik bilgiler bağlamında oluştu-
rulmuş olup sürekli gelişmeye ve dönüşüme açıktır.
Tasarımın geliştirilmesi ile ilgili süreç adımları şu şekilde gruplanabilir:
• Mühendislik ve detay geliştirme çalışmaları.
• Üretime hazırlık ve üretilebilirlik çalışmaları.
• Prototip ve test çalışmaları.
• Tedarik süreçleri ve tedarik çalışmaları.
• Tooling (takımlandırma) çalışmaları.
240
2.7. MÜHENDİSLİK VE DETAY GELİŞTİRME
Tasarımı geliştirme aşamasının merkezinde mühendislik ve detay geliştir-
me çalışmaları yer almaktadır. Bu bölümde yapılan çalışmalar diğer çalışmaların
hedef, yöntem ve zamanlamasını belirlemektedir. Eş zamanlı mühendislik dön-
güsü kullanılarak farklı alanlarda ve farklı yöntemler ile yürütülen çalışmalar
koordineli bir biçimde gelişir.
241
3- Endüstriyel Tasarım
PLANLAMA
OTOTİ ETİM M HE İ İK TE A İK TOOLING
ve takımlandırma
TE T
MİMA İ
GE İ Tİ ME
ÖN
HA K
TEK İK
GE İ Tİ ME
GE İ Tİ ME
TE A İKÇİ
O
ÖN
E G E GE İ Tİ ME
ÇA MA
ve
PLANLAMA
DETAY
GE İ Tİ ME
İ A İ
TAK M
E İ GE İ Tİ ME
OTOTİ ETİM
YAPIMI PLANLAMA
TA A M
O MA
TE İ
PLANLAMA
O
ETİM
TAKİ
E G E
E İ
OTOTİ ETİM
TE T E İ GE İ Tİ ME
EÇ TE T
ETİM
PLANLAMA
A A İ
ÜRÜN DEVREYE
TE T E İ ALMA
E İ
ETİM
TE T TE A İK
TANITIM ETİM HA
ve Ger
A MA Besleme
TE T
ETİM
er ret m
üzeltme Tedar k stem ne
evretme
er ret me
evretme AMA
242
Şekil 49 Mühendislik ve Detay Geliştirme Süreci
243
3- Endüstriyel Tasarım
EKRAN
MİMA İ YA + ARA YÜZ YAPISI
KART
POWER
SUPPLY
GAZ TÜPÜ
KAYNAK
ANA KARTI
HORTUM BO A TMA
Gİ İ İ A TE İ
GA A İ
SU TANKI
POMPA
Şekil 50 Gaz Altı Kaynak Makinası Ürün Mimarisi ve Modül Ara Yüzü
244
1. BİLEŞEN PAYLAŞMA MODÜLERLİĞİ
Farklı fonksiyon ve formda ürünlerden oluşan ürün ailesinin aynı düzeneği
veya bileşeni kullanması durumunda oluşturulan modülasyondur. Örneğin te-
lefon, tablet ve benzeri ürünleri ürünlerden oluşan bir ürün ailesinin aynı şarj
cihazını kullanması bir bileşen paylaşma modülasyonudur. Bu sayede tasarım
ve üretim maliyeti düşürülerek, kullanım ve pazarlama yönünden avantaj sağ-
lanmış olur.
B le en ayla ma Modülerl ğ
245
3- Endüstriyel Tasarım
O E TE MO A
Bİ E E E İ Tİ ME MO E İ İ
Şekil 52 Bileşen Değiştirme Modülerliği Örneği; TAG Heuer Saat Örneği
3. ÖZELLEŞTİRİLMİŞ MODÜLERLİK
Özelleştirilmiş modülerlik, bileşenin parametrelerinin veya özelliklerinin
çeşitli ürünler sağlamak için belirli bir aralıkta ayarlanabileceği bir özelleştirme
yöntemidir. Kişiye özel giysiler, pencere doğrama sistemleri, bazı mobilya ve
raf üniteleri ile tramvay, özel taşıma araçları gibi pek çok alanda bu modülerlik
kullanılabilir.
246
Arayüz Arayüz
Körük Körük
E E Tİ İ Mİ
MO E İK
İ TEMİ
4. PLATFORM MODÜLERLİĞİ
Bu tür modülerlik, aynı temel yapı üzerine monte edilmiş farklı modül kom-
binasyonlarından oluşan ürünleri kapsar. Otomotiv sektöründe yaygın olarak
kullanılsa da günümüzde hemen bütün sektörlerde kullanılmaya başlamıştır.
Ürünlerin çeşitlenmesi ve pazara daha hızlı yeni ürün sunma gereksiniminin
artması ile platform modülerliğinin gelecekte daha yaygın ve geliştirilerek kul-
lanılacağı görülmektedir.
247
3- Endüstriyel Tasarım
KABİ
TASARIMI 1
ORTAK PLATFORM
KABİ
TASARIMI 2
KABİ
TASARIMI 3
248
daha uygun fiyata sahip olma avantajı , farklı markaları farklı fiyata fakat ortak
teknik alt yapı ile sahip olma avantajı demektir. Günümüzde pek çok üretici,
farklı farklı pazar grupları için farklı markaları ortak bir platform kullanarak ta-
sarlamaktadır.
“Bir ürün platformu, bir türev ürün akışının verimli bir şekilde geliştirilip
üretilebildiği ortak bir yapı oluşturmak için bilerek planlanmış ve geliştirilmiş
bir alt sistemler kümesidir.” 33
33
Muffatto Moreno and Roveda Marco, Product Architecture And Platforms: A Conceptual Framework, , Int. J. Technology
Management, Vol. 24, No. 1, 2002 https://pdfs.semanticscholar.org/4430/a86e7e2941512112c55552bde18ace8fe442.pdf
(son güncelleme 25.02.2020
249
3- Endüstriyel Tasarım
250
ran modüllerin esnekliği ile proje girdi parametreleri tasarım aşamasında bir-
leştirilir. Bu bağlamda değişken olan modüller farklı müşteri taleplerine göre
düzenlenerek ihtiyaç oldukça kullanılır. Modüller arasındaki ara yüzlerin doğru
tanımlanıp modüllerin parçalar ile uyum içinde olması dikkat edilmesi gereken
bir konudur. Ürün ailesi firmanın ürettiği ürünlerden birbiri ile tasarım ve teknik
olarak ilişkili olanlarının oluşturduğu ürün grubu olarak tanımlanabilir. Bir ürün
ailesi, ortak bir ürün platformu üzerinde, çok sayıda ortak parça ve montaj şek-
line sahip olması ile karakterize edilir.
Bunun altında yer alan “ürün konfigürasyonu”, temel olarak birbiriyle ilişkili
olan parçalar arasındaki ilişkiyi tanımlayan bir ürün yapısı yönetim sistemidir.
Bu sistem nihai ürün için kullanılan parçaları tanımlayarak ürün için etkin bir
tasarım sürecine olanak sağlar.
251
3- Endüstriyel Tasarım
ÖRNEK:
VOLVO ÜRÜN AİLESİ
Volvo firmasının kurumsal hedefi farklı tip ve yapıda kabin tasarımları ya-
pıp üretmektir. Farklı tür ve yapıda kabinler farklı fonksiyonda, sınıfta ve yapıda
araçlara denk düşmektedir. Volvo firması uzun yıllara dayanan pazar deneyim-
lerini ve müşteri taleplerini sürekli değerlendirerek, bunları yeni teknolojiler ile
buluşturup pazarın talep ettiği araçları geliştirmiştir.
Müşteri taleplerinin değişkenliği, pazarın daha fazla özel nitelikte model
talep etmesi bunun sonucunda oluşan ürün çeşitliliği pek çok üreticide oldu-
ğu gibi Volvo için de sorun oluşturmaktadır. Volvo bu sorunu giderebilmek için
otomobillerde olduğu gibi tasarladığı kamyon platformlarını da üç ana katego-
riye; ürün yapısına, mimariye ve modüller yapıya ayırmıştır.
Bu üç platform üzerinden doğru ve rasyonel bir konfigürasyon yönetimi
ile marka genişlemesi ve yeni ürün tasarımının sağlıklı biçimde ilerlediği göz-
lemlenmektedir. Üç farklı platforma ait ürün mimarisinin oluşturduğu modü-
lasyon stratejisi, her modülü ayrı bir geometrik yapı olarak tanımlamakta böy-
lelikle araçların konfigürasyon dağılımı ve yönetimi kolaylaşmaktadır.
Örneğin aracın akü ve akü kutularında Avrupa ve ABD‘de Avrupa‘da 12 V
ve ABD‘de 24 V) talep farklıdır ve şirket bu talebi doğru şekilde karşılamak ile
yükümlüdür. Bu tür değişiklikleri karşılamak için Volvo “Lego Box” stratejisini
geliştirmektedir. “Lego Box” tekniği , ürün platformlarında kilit durumda olan
ancak değişkenlik gösteren öğelerin oluşturulmasında kullanılan bir tekniktir.
Lego Box stratejisi, ortak bir ara yüz kullanarak sistem içinde değişken ve esnek
yapılar oluşturmayı hedefler. 34
34
Platform Development Strategy at Volvo Trucks, Sreejith K K, https://kksreejith.wordpress.com/2013/02/13/platform-de-
velopment-strategy-at-volvo-trucks/ (son güncelleme 25.02.2020)
252
FH 16
FH
PLATFORMU
FH
FM X
FM
PLATFORMU
FM
O OA A ABA
AT O M G AMA
FH VE FM
PLATFORMU ÜRÜN KONFÜGRASYONU PLATFORMU
Lego Box stratejisi, ürün mimarisinde yeni bir kavram olmakla birlikte sun-
duğu rekabet avantajları sayesinde hızla gelişmektedir. Bu sistem aynı Lego
oyuncaklarında olduğu gibi yapısal olarak farklı ürünleri aynı ara yüzü kullana-
rak geliştirme mantığına dayanır. Geliştirilen ve standartlaştırılan bir ara yüz
için farklı ürünlerin geliştirilmesi hedeflenir. Böylece aynı ara yüzde belirlenen
modüllerde ürünler için bir eko sistem oluşturulur. Bunun bir diğer avantajı da
modül katmanlarından aralarında ilişkili bloklar oluşturarak, üst üste farklı kat-
manlar inşa etme ve versiyon değişikliği yapma esnekliği kazandırmasıdır.
Lego Box stratejisini kullanan Volvo araç kupasının ve bileşenlerinin tasarı-
mında farklı geometrik yapılar oluşsa da ortak ara yüz sayesinde parça ve mal-
zeme temelli sorun yaşanmamaktadır.. Bugün Volvo markası kendi GTO’larında
(group trucks operations) kullandığı bileşenlerin % 60’ını tüm platformlarda
ortak olarak kullanmaktadır. Mimari ara yüzler göz önünde bulundurulduğun-
253
3- Endüstriyel Tasarım
254
Özel amaçlı parçalar; belirli bir ürün için hedeflenen fonksiyon ve amacı
yerine getirmesi için tasarlanmış ve üretilmiş parçalardır.
Standart parçalar; genel bir fonksiyona sahip olan ve özel bir ürün için
değil seçilen fonksiyonu yerine getirmesi için belli standartlarda (DIN, ASA vb.)
üretilen (cıvata, somun vb.) parçalardır.
Bileşik parça veya komponentler; ise alt montajlardan oluşmuş veya
başka bir montajın veya ona ait alt montajın içine dahil edilmiş bir fonksiyon
sistemine dönüşmüş öğelerdir. Örneğin elektrik motorları, pompalar ve dişli
kutuları komponent olarak adlandırılabilir.
Bir parçanın formunu fonksiyonu belirler. Ancak kimi zaman hedeflenen
fonksiyonu yerine getirecek parça farklı malzemeler ve buna bağlı olarak
farklı üretim yöntemleri ile üretilebilir. Bu durumda genel form yapısı (tipoloji)
değişmese de malzeme ve üretim biçimine bağlı olarak parçaların şekillerinde
farklılaşma olabilmektedir.
Örneğin metal bir bağlantı elemanını preslenmiş saç levhadan, dolu
alüminyumdan veya döküm olarak üretebiliriz.
Bu durum ürün mimarisi ile koşut olduğu gibi maliyet, parça ömrü hedefi,
bakım ve servis gibi pek çok değişkenin değerlendirilmesini gerektiren bir aşa-
madır.
Kısacası parça konfigürasyon çalışması parçanın geometrisinin belirlen-
255
3- Endüstriyel Tasarım
mesinden sonra başlar ve malzeme ile üretim yöntemine karar vererek devam
eder.
Parça konfigürasyon çalışması için şu konularda çalışma yapılması önerilir:
35
Dieter George, Schmidt Linda , Engineering Design (5th Edition), Newyork-USA, 2012, McGraw-Hill Education
256
rilir. Bundan dolayı hem kritik kararların alındığı hem de tasarımın üretilebilir
nitelikte geliştirilmesi ile ilgili diğer iş süreçleri ile ilişkinin yoğun biçimde kurul-
duğu bir aşamadır.
Tasarımı oluşturan parça, öğe ve bileşenlerin “parametrik“ olarak geliştir-
mesi, bunların birbiri ile ara yüzlerinin oluşturması bu aşamada başlar. Para-
metrik geliştirme çalışmalarının başlaması aynı zamanda parça üretimi, tooling
(takımlandırma), make or buy kararları, bunların üretim ve tedarik çalışmaları-
nın da başlaması anlamına gelmektedir. Teknik geliştirme aşamasında ürünü
oluşturan farklı öğeler (örneğin kabuk, PLC kartları, Ekran, Yazılım, soğutma sis-
temleri vb.) birbirleri ile uyumlu ve doğru ara yüzler oluşturmalıdır.
Ekran
ve
Ekran kartı
Yazılım
ABS Malzeme
En es yon Kalı
257
3- Endüstriyel Tasarım
Ürün ağacı, ürünün türü ve yapısına göre bir veya çok seviyeli olarak
düzenlenir. Bir seviyeli ürün ağaçlarında kullanılacak öğeler tek bir madde
olarak belirtilir. Çok seviyeli olanlarında ise her öğe onu oluşturan alt öğelere
ve malzemeye göre ayrıştırılıp listelenmektedir. Ürün ağaçları oluşturulurken
parçayı üreten firma, kalite seviyesi, işlem seviyesi, üründe o parçadan kaç
tane kullanılacağı, parça numarası, kritik stok seviyesi gibi bazı bilgilerin de
yer alması önerilmektedir. Bir ürün ağacı, üretim planlama ve üretim kontrol,
malzeme ihtiyaç planlaması (Material requirements planning /MRP), maliyet-
lendirme, satın alma, ve envanter yönetimi gibi tasarlama ve üretim sistemleri-
nin diğer alanlarına girdi oluşturur. Örneğin tedarik bölümü tasarım geliştirme
sırasında buradan aldığı bilgiye göre tedarik ağını yönetir.
St kd2 E Bk2
St skv-3 E Bk1
St kd2 E 005
St 002
St skv-3
St skv-1
A Tİ İ İ
A A İ TE İ
St skv-1
Kp 002 St 001 BOM
PARÇA ADI PARÇA KODU Bİ İM PARÇA SAYISI MA EME TEDARiK
Ön kapak Kp 001 Adet 1 (bir) ABS (natural) İ T
1 Arka kapak Kp 002 Adet 1 (bir) ABS (natural) İ T
Saç Kasnak St 001 Adet 1 (bir) Pres Saç Galvaniz S AŞ
Silindir Kafa Vida St skv 1 Adet 3 (üç) M D A Standart
2 Silindir Kafa Vida St skv 3 Adet 2 (iki) M D A Standart
Braket St 002 Adet 2 (iki) Pres Saç Galvaniz S AŞ
Silindir Bos St kd 2 Adet 2 (iki) Çekme Galvaniz E LTD
M E 005 Adet 2 (iki) P E LTD
258
1 1
2
4
4 2 1
3 1
2
5 5
5
PARÇA GURUPLAMASI
ve
TA A M GE İ Tİ İ ME İ
İ A M A
Ekrana göre Kalp resimleri Kalı ve
1 ka uk gel t rme FDM model
Kabuk
test ya tamamsa tasarımı dondur
2 İ strüktür
gel t r
İ strüktür
FDM model
İ strüktür Kalı ve
kalı resm kstür üret m Deneme Üretimi
3 Ekranı
belirle
Ekranı
t ar le t r
Ekran
tedarik
Seri üretim
Ekran s ar
4 Kart ve yazılım
tasarıma a la
Kart ölçüsü
ve rotot
Kart Yazılımla Kart
tasarımı test yap Üretimi
5 Hoparlor
tu ara tır
Tedarik
ve test
Hoparlor
tu s ar
259
3- Endüstriyel Tasarım
ABS Malzemeden
ı Gövde
n Ekran
Eloksal Alüm nyum
n Ka ak
Kart
Keypad
260
(make or buy), üretilecekse bunun ne oranda olacağı, co-designer firmalar ile
ilişkiler gibi konular karara bağlanır. Bu karar, bileşenlerin kalite ve güvenilirlik
gibi stratejik faktörleri göz önünde bulundurularak, maliyet ve üretim kapasi-
tesine göre alınmalıdır. Kimi zaman firma içinde bileşen üretme kararı, yalnızca
kritik bir üretim süreci veya ticari sırları koruma gereksinimine göre alınabilir.
Tüm bunlar, tedarik ve takımlandırma (tooling) iş paketlerini doğrudan et-
kilediğinden koordineli ve ortak çalışma gerektirir. Bu aşamada alınacak stra-
tejik kararlar, tedarikçileri tasarımın geliştirme sürecine dahil edeceği unutul-
mamalıdır.
B M istelerinin Belirlenmesi
Tasarım evizyonlarının Bitirilmesi
Maliyet Hesaplarının Bitirilmesi
Tasarım Proje aporunun Tamamlanması
Tasarımın Üretim Geliştirme Süreclerine Devri
ETİM
261
3- Endüstriyel Tasarım
262
2.7.5. TASARIMIN DONDURULMASI
Tasarımın dondurulması; tasarım süreci içinde “endüstriyel tasarım” faali-
yetlerinin dondurulup bir referans olarak kabul edilip diğer çalışmaların buna
göre devam ederek tamamlanmasını sağlamaktır. Tasarımı dondurmak için
form, fonksiyon ve detay çalışmaları bir referans olarak kabul edilip kabul edi-
len bu referansa göre süreç içindeki iş ve işlem boşluklarının doldurulması ge-
rekir. Çok değişkenli elemanlardan oluşan tasarım sürecinde, referans noktası
olan tasarımı dondurmak diğer değişkenlerin tasarlanması, detaylanması veya
üretilmesi için uygulanır
Örneğin tasarlanan bir telefon cihazında, ürün ambalajını tasarlayabilmek
için telefon tasarımının dondurma aşamasına gelmesi beklenebilir. Form ve
biçimin dondurulması, kalıp ve aparat geliştirmenin de sağlıklı yürütülmesini
sağlar. Dondurma işlemini tanımlayan biçimsel bütünlüğe uygun olmak koşulu
ile ürünün diğer teknik yapısı da gelişebilir. Örneğin, ürünün elektrik sistemleri
geliştirilmeye devam edebilir.
263
3- Endüstriyel Tasarım
36
Eger Tido, Eckert Claudia, Clarkson P. John, The Role Of Desİgn Freeze In Product Development , , Internatıonal Confe-
rence On Engıneerıng Desıgn Iced 05 Melbourne, August 15 - 18, 2005 https://www.designsociety.org/publication/23137/
THE+ROLE+OF+DESIGN+FREEZE+IN+PRODUCT+DEVELOPMENT (son güncelleme 25.02.2020)
264
madır. Bir tasarım donması; tüm ürünü, parçalarını veya parametrelerini tanım-
layan ve bu karara dayanarak tasarımın devam etmesini sağlayan bağlayıcı bir
karardır.
Ürün bağlamında dondurma işlemi üç grupta irdelenebilir. Bunlar:
• Tasarımının Donması,
• Parça ve Komponentlerin Donması,
• Tanım ve Parametrelerin Donması.
Tasarımın donması; form-biçim ve detay aşamasındaki tasarım çalışma-
larını kapsar. Bunun için tasarımın boyutları ve hacminin (volume) kesin ve de-
ğişmez biçimde tespit edilmiş olması gerekmektedir.
Parça ve komponentlerin dondurulması; “Sistem donması” olarak da
adlandırılır. Sadece bileşen düzeyinde değil bileşenlerin oluşturduğu alan ve
hacimler ile bunların özellikleri bağlamında düşünülmelidir. Bu tip dondurma
çalışmaları sektörler tarafından farklı biçimde adlandırılabilirler.
Tasarımı oluşturan parçalar genellikle tekil olarak dondurulmazlar. Bu-
nun yerine, tüm parçalar onaylanmadan önce parçaların parametrik yapıları,
özellikleri ve diğer parçalar ile aralarındaki ara yüzleri ayrı ayrı dondurulur. Bu
sayede, bir parçanın tedarik (satın alma) işlemi duruma göre daha önce gerçek-
leşebilir. Tasarım süreci içinde ürünü oluşturan parçaları geliştirme süresi ve
gelişim hızı farklı farklı olacaktır. Bu nedenle tasarım sürecinin planlanmasın-
da parçaların gelişim süreleri ve birbirleri ile ilişkileri baştan kurgulanmalı ve
programlanmalıdır. Aksi bir durumda hızlı geliştirilen bir parça, daha sorunlu ve
daha uzun sürede geliştirilen referans bir parçayı beklemek zorunda kalabilir.
Bu nedenle tasarımın dondurulmasının başarısı tasarımın sürecinin doğru ve
rasyonel planlanması ile belirlenir.
265
3- Endüstriyel Tasarım
Geçmişte yani kitlesel üretim sürecinde ana ve yan sanayi arasındaki ilişki
ana sanayinin yedek parça ve yarı mamul parça temin etmesinde fiyatları mi-
nimize etmek bağlamında gelişmiştir. Ancak değişen ve dönüşen dünyada artık
bu nitelikte ilişkiler kurulmamaktadır.
266
Artık temel ticari ilişkiler yerine, daha karmaşık ve karlılığın farklı dağılım
gösterdiği karşılıklı kazanmanın öne çıktığı bir biçim almıştır. Bunun sonucu
olarak tasarım da dahil tüm üretim süreçlerinde işbirliği ve entegrasyon oluş-
maktadır. Bu entegrasyon bilinen bugüne kadar ki ekonomik kalıpların dışında
gelişmeye başlamıştır. Oluşan bu entegre sistem temelde üç ana başlıkta oluş-
maktadır. Bunlar:
• Teknik entegrasyon.
• Mali entegrasyon .
• Kalite sistemleri entegrasyonudur.
Teknik entegrasyon; üretim sürecinde kullanılan ve yan sanayi tarafından
üretilmiş ürünler ana ve yan sanayi tarafından ortak çalışma platformlarında
geliştirilir. Bu bölümde ana ve yan sanayinin teknik alt yapısı, benzer nitelikler
içinde olmalıdır. Örneğin, ana sanayinin kullandığı CAD sistemlerini, yan sana-
yinin de kullanması bir gerekliliktir. Bunun yanında özel üretim teknikleri, ana
sanayinin kendi prosesleri veya know-how’ları teknik entegrasyon sürecinde
paylaşılır. Buradaki temel yaklaşım ana sanayinin kendi üzerindeki iş yükünün
bir bölümünü yetkin yan sanayisine aktarabilmesidir.
Teknik entegrasyon, AR-GE ve ÜR-GE konusunda güçlerinin birleşmesini
ve kaynakların daha rasyonel kullanılmasını sağlar. Teknik entegrasyon yan sa-
nayinin uzmanlaşmasını destekler, özgün ürünlerin geliştirilmesine yardımcı
olur.
Mali entegrasyon; ana ve yan sanayi arasında, üretim ve hizmet kapsamın-
daki maliyetin rasyonel analizi ve düzenlenmesidir. Bu entegrasyonun sonucu
olarak ticari ilişkiler, tanımlanabilir ve ölçülebilir kriterler ile oluşur. Örneğin yan
sanayiden satın alınan parçanın maliyet analizinin ortak bir veri tabanına göre
değerlendirilmesi ve takip edilmesi mali entegrasyon kapsamı içindedir. Bu sa-
yede parça fiyatları optimize edilerek ve son ürünü oluşturan bileşenlerin mali-
yetlerinde sağlanan optimizasyon ile ana sanayi ile yan sanayi için kar bölgeleri
oluşturmaktadır.
Kalite sistemleri ISO ve TS kalite sistemleri gibi ana ve yan sanayi firma-
ları için verimlilik, ürün kalitesi, üretkenlik kavramları üzerine kurulu ölçülebilir
ve üründe katma değer oluşturacak girdilerin sağlandığı sistemlerin firmalarda
işletilmesidir. Temelde kalite sistemleri otomotiv ana sanayi firmalarının yan
267
3- Endüstriyel Tasarım
Genel Tool ng ar a
Ana anay İle Görü me Mal yet Mal yet Mal yet
ar a
ve ret m
n Çalı malar Tekn k ret m
M mar
etay Çalı ması
Tekn k
rün Konse t M mar ve ret m er
M mar s Tasarım Gel t rme etay Gel t rme ret me
Olu turma A aması A aması Gel t rme A aması Ge
A aması
İl k
37
Altındağ, Barış Çetin, Otomotiv Sektöründe “Co-Desıgner” Kavramının Isuzu Turkuaz Ve Askam Hi-Ex Vakası Bağlamın-
da İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 2007
268
2.7.7. ÜRETİME HAZIRLIK
Geliştirilen tasarımı üretmek, bütün sürecin en son ve belki de en riskli aşa-
masıdır. Tasarımın üretilmesi, sadece oluşturulan üç boyutlu nesnenin üretimi-
ni kapsamaz. Ürüne ait tüm öğelerin, bu aşamada düşünülmesi gerekmektedir.
Üretilen ürünün ambalajı, ambalaj içinde yer alacak koruyucu ikincil
ambalajı, kullanma kılavuzlarının hazırlanması, bunların daha büyük sevkiyat
ambalajları içine yerleştirilmesi, sevkiyat ve depolama yapısı ve gereksinimleri
ile daha başka pek çok etmen ürünün üretilmesi aşamasında karşımıza
çıkar. Bunun yanı sıra tasarlanan ürünün üretilebilmesi için gerekli aletler,
tezgahlar, donanımlar ve üretim aşamalarının, ürünün tasarımına uygun
biçimde düzenlenmesi gerekmektedir. Konu bu yönüyle ele alındığında “üretim
geliştirme” çalışmalarının, ürünü üretecek “üretim bölümleri” ile çalışılarak
uygun üretim metotlarının geliştirilmesi gerekmektedir.
Presleme
Klas k Yöntemle
Otomo l ret m Kaporta
Motor
Dökümhane Boya
anzuman
ase
Tala lı İmalat
Montaj
Parça
Elektrik
269
3- Endüstriyel Tasarım
BA A G Ç
TA A M
BA A K İTE İ
Fonksiyonellik TA A M
E İM İ İ İ
Üretilebilirlik TA A M
G TE GE İ
Yönet le l rl k Y ETEB ME
BA A
Monta lana l rl k MO TA
BA A
TA A M ret m ve Monta
O TİMİ A YO İ n Tasarım
270
Montaj sistemleri, pek çok öğe ve işlemin bir arada kullanıldığı, sistematik
bir akıştır. Aşağıda standart bir topraklı prizin montaj ve parça sistemi örnek-
lenmiştir. Bu örnek genel anlamda yapıyı anlatmak üzere verilmiş olup sistemi
ifade etmeyi amaçlamıştır.
AA T İ
ETİM E İ
Mekanizma Bakalit
Çerçevesi Yatak
Bakalit
Kıstırı ı
Kablo
Sabitleme
dası
Gergi
ast ğ
Bakır Bağlantı
Silindir Tırnağı
Kapak Bakır
dası Klemens
PLATFORM
GRUPLARI
KAPAK
GRUBU
E İ EBİ İ MEKA İ MA
GRUBU
ABİT
271
3- Endüstriyel Tasarım
A A BOM B ll Of Mater al
ve MAKE or B Y İ TE İ
K B
Y B
K
VD 01
VD 02
T Y
VD 02
K
VD 01
VD 01
A ÇA KO A ÇA A Bİ İM ve O M A ÇA AY TE A İK TE A İK TOK M
VD 01 S M A DI A S G D
KP 01 F D K A A S A İ T K E D
CR 01 F D A A S A İ T K E D
VD 02 S M A DI A S G D
SL 01 S A A İ T P M
KL 01 K A A Ö S Ş LTD A
ST 01 S T Ş A DKP A İ T P A
YL 01 T S A DKP A İ T P A
YL 02 T S A DKP A İ T P A
BP 01 G Ö A A Ö S AŞ K S
BP 02 G A A A Ö S AŞ K S
LS 01 G L A L A S G D
Çer eve
AT O M
YA
Çer eve
K Çer eve
latfom
Ma n Blo k
272
AA T
İ
MO TA
E İ
1 2
a Kasaya Bağlantı Tırnağını Tak a Kasaya Bakal t Kıstırı ıyı Yerle t r
3 4 5
a Kasaya Bakal t Yatak Yerle t r Bakır Klemens Bakal t Yatağa Yerle t r Bakır l nd rler Klemense Yerle t r
6 7 8
dala ve stem Tamamla Tırnak Ayar dasına Tak ast ğ Tırnağına Tak
9 10 11
last k Çer evey Yerle t r Ka ağı Tak Monta ı Kontrol Et ve B t r
12 13 14
Am ala la Am ala ları Kol le İ lem Tamamla ve evk yata evret
273
3- Endüstriyel Tasarım
274
Takımlandırma elemanları üretim sürecinin temel öğesi olarak kabul edil-
melidir. Bu bağlamda takımlandırma elemanlarını dört gurupta toplayabiliriz.
Bunlar:
• Konumlandırma sistemleri.
• Üretim Sistemleri.
• Montaj sistemleri.
• Kontrol sistemleri.
Konumlandırma sistemleri; parçaların ve diğer aletlerin konumunu ve/
veya hareketini sabitlemek ve kontrol etmek için kullanılan özel olarak tasarla-
nıp üretilmiş tezgahlardır. Aparatlar, fikstürler, jigler bunlara örnek olarak veri-
lebilir. Bir kaynak robotunun parçayı kaynak yapabilmesi için parçanın sabitlen-
diği özel fikstürler buna örnek olarak verilebilir.
Üretim sistemleri; genel anlamda parçaların üretilmesini sağlayan üretim
araçları olarak tanımlanabilir. Kalıplar, kesme sistemleri, özel kaynak sistemleri,
özel yüzey işlem sistemleri, boyama araçları vb. üretim sistemleri, doğrudan
parçaların üretilmesi ile üretim sistemi içinde montaj sonrasında yapılacak
işlemlerde kullanılırlar.
Montaj sistemleri; parçaların bir araya getirilerek monte edilmesi için kul-
lanılacak sistemler olarak ifade edilebilirler. Bu sistemler, bir parçanın monta-
jında kullanılacak aparat veya tezgah olabileceği gibi özel bir montaj sisteminin
tamamı da bu kapsam içine alınabilir. Özel depolama ve lojistik yardımcı ele-
manları da montaj sistemleri içinde görülmektedir.
Kontrol sistemleri; üretim öncesi ve/veya sonrasında parça veya ürünün
teknik, kalite ve fonksiyonunun simüle edilerek kontrol edildiği elemanlardır.
Bu üretim sistemleri ile montaj sistemleri ile bir arada kullanılarak üretim sü-
reci tamamlanır.
Gİ İ TASARIM ÇIKTI
275
3- Endüstriyel Tasarım
276
EÇ ve AMA AK
P0 P1 P2 P3 P4
Teknolojik Konsept Alfa Beta Pilot
Prototip Prototip Prototip Prototip Prototip
İK
olan temel ürün mimarisi oluşmuş, çalışır oluşmuş üretim
teknolojiyi test oluşturulup test durumda hedeflenen seviyesinde çalışır
edilip uygunluğu edilir. Ürün için kilit boyut ve şekilde orjinal parçalardan
İ
kanıtlanır. teknolojileri prototiptir. Form ile oluşmuş prototiptir. Tam
tasarıma entegre teknik yapı Üretim süreci ile fonksiyonları
M HE
edilir. entegrasyonu büyük ilişkilendirilir ve yerinde
oranda bitmiştir. üretilebilirlik ambalaj dahil
çalışmaları yapılır. tüm parçaları
seri üretim
öğelerinden
Endüstriyel tasarım Hedeflenen form Mekanik ve Yüzey özellikleri, oluşan ilk
ekibi, kullanıcı yapısı görünür hale elektromekanik yapı malzeme ve üretimdir.
T İYE
profilini tanımlar, getirilir Bunun için kabuk içine detaylar son şeklini Gerekli testler
TASARIM
form ve malzeme 3D printer veya yerleştirilip test almıştır. için
ile bir tasarım dili farklı edilir. Kullanıcı ara Bitmiş ürün uygundur.
geliştirmeye başlar. malzemelerden basit yüzü testleri yapılır, görünümünde
bir kabul tasarımı resmi testler ile çalışır durumdadır.
hazırlanır. homologosyon
testleri mümkündür.
E
Geri Besleme Geri Besleme
277
3- Endüstriyel Tasarım
“P1” seviyesi olarak belirlenen aşama olan “konsept prototip” konsept ta-
sarım aşamasında geliştirilen ürün mimarisi ve ürün özelliklerinin endüstriyel
tasarım ile ilişkilendirildiği çalışmalarının yapıldığı bölümdür. Tasarımın gelişti-
rilmesi aşamasının ilk adımı olan ürün mimarisinin geliştirilmesi sırasında tasa-
rımın teknolojik bileşenleri ile toplanıp form ve biçim ile entegre edildiği çalış-
malar bu adımda gerçekleştirilmektedir. Burada yapılan prototipler genellikle
genel dış görünüm içinde fonksiyon elemanlarının yerleşim düzeni ve çalışma
biçimlerinin test edilmesi için kullanılır.
“P2” seviyesi olarak belirlenen aşama olan “alfa prototip” çalışması ürünün
büyük oranda oluşturulduğu prototip çalışmalarıdır. Bu aşamadaki prototipler-
de ürün fonksiyonları büyük oranda hazır ve çalışır durumdadır. Üretim süre-
ci, maliyet, tedarik veya zamana bağlı nedenler ile bazı fonksiyonlar eksik veya
tamamlanmamış olabilir. Ancak bunların genel ürün fonksiyonunu ve çalışma
biçimini etkilemeyecek seviyede olması gerekir. Bu aşama, endüstriyel tasarım
çalışmaları ile mühendislik çalışmalarının entegre olduğu ve kesinlik kazandığı
bir seviyedir. “P2” seviyesinde bulunan alfa prototipler ile ürün testlerine baş-
lanmaktadır. Bunun yanı sıra başta kullanıcı ara yüzleri olmak üzere ergonomik
testler ile pazara çıkmadan yapılan özel kullanıcı testleri (klinik çalışmalar) bu
seviyeden başlayabilmektedir. Ürün ile ilgili ulusal veya uluslararası zorunlu
testler, standartların yapılmasını istediği çalışmalar ve diğer “homologosyon”
çalışmaları bu evrede başlatılabilir.
278
Şekil 80 P2 Seviyesi Alfa Prototip Örneği
“P3” seviyesi olarak belirlenen aşama olan “beta prototip” çalışması ürünün
son halini aldığı prototip çalışmasıdır. Beta prototiplerde ürünün tüm fonksi-
yonları oluşturulup işler hale gelmiştir. Mühendislik geliştirme süreci tamam-
lanarak proje üretim birimlerine devir edilme aşamasına gelindiğinden prototi-
pin bazı bölümleri üretim bölümlerince inşa edilebilir.
Bu bağlamda, ürünün seri üretim ile ilgili birçok sorunu bu aşamada gi-
derilmeye çalışılır. Beta prototiplerin hazırlandığı aşama ayrıca takımlandır-
ma aşamasının da tamamlandığı ve kalıp, imalat ekipmanı, montaj ve kontrol
fikstürleri ile diğer donanımın test edildiği evre olarak görülebilir. Beta
prototiplerde endüstriyel tasarım çalışmaları tamamlanmış olduğundan form-
biçim ve donanım tasarımları bitmiş ürün seviyesinde kullanılır.
Ürün ile ilgili ulusal veya uluslararası zorunlu testler, standartların
yapılmasını istediği çalışmalar ve diğer homologosyon çalışmaları bu evrede
bitirilir. Bunların sonucu olan ürün ile ilgili belgelendirme, yasal üretim izinleri
ve diğer çalışmaların tamamlanması bu evre içinde hedeflenmelidir. Bir ürünün
belgelendirilmesi, ürünün özel standartlar ve diğer norm dokümanlara uygun-
luğu için güvence sağlamanın bir aracıdır. Bazı ürün belgelendirme sistemleri,
ürünün tasarım, üretim ve tedarikçisinin değerlendirilmesini, bunun devamın-
da fabrika kalite sistemleri ile üretim sürecinde ürünlerin periyodik kontrolünü
içerir.
279
3- Endüstriyel Tasarım
“P4” seviyesi olarak adlandırılan “pilot prototip” aşaması, ürünün sınırlı sa-
yıda seri olarak üretildiği evredir. Bu evrede ürünün seri üretimi ve ürün tasa-
rımının üretim ile ilişkisi test edilir. Ürünün üretiminde zaman, tedarik ve kalite
bağlamında tasarım kaynaklı sorunlar bu aşamada analiz edilir. Olası sorunla-
rın tespit edilmesi durumunda tasarım sürecindeki ilgili bölüme geri dönüle-
rek düzetmeler yapılabilir. P4 seviyesi çalışmalar ayrıca ürünün üretim süreci
öncesi çalışanların eğitim ve yetenek kazanmasının arzu edildiği durumlarda
yararlı görülmektedir.
280
Bu aşamada seri üretim için tedarik sistemi, depolama ve sevkiyat sistemi
ile üretime ait diğer unsurlar gözden geçirilir. Bu aşama sonrasında uygun gö-
rüldüğünde seri üretime geçilir.
Tasarım süreci içinde tasarım değişikliği yapmak, maliyet sürecinin baş-
langıç aşamalarında minimum düzeydedir. Bununla birlikte tasarım, tasarım
sürecinin son aşamalarına doğru ilerledikçe, değişiklik maliyetleri ve çabaları
önemli ölçüde ve artar. Tasarım sürecindeki eskizler ve basit fiziksel modeller
gibi geleneksel araçlar tasarım sürecinin erken evrelerinde tasarım çözümleri
üretmede çok yararlı ve uygun maliyetlidir.
Bu bağlamda kimi zaman tasarım sürecinin erken aşamalarında prototip
yapmak olası zararları ve bunların oluşturacağı maliyetlerin önüne geçmemize
yardım edebilir. Bütün maliyet sorunlarına rağmen, model ve prototiplerin ta-
sarım sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Prototipler çoğu
kere yüksek maliyet nedeniyle ya göz ardı edilmekte ya da yetersiz biçimlerde
ele alınmaktadır. Bu durum tasarım sürecinin sağlıklı bir biçimde uygulanmasını
engellediği gibi üretim veya kullanım aşamasında farklı ve çözümü daha büyük
maliyet içeren sorunlara neden olmaktadır. Sonuç olarak modeller ve özellikle
prototipler, tasarımın hangi seviyede olduğunu gösteren birer analiz metodu
olarak görülmelidir. Bu çalışmalardan gelen geri beslemeler ile ürün daha sağ-
lıklı doğru bir tasarıma sahip olur.
281
3- Endüstriyel Tasarım
282
Dr. Hakan Ertem
İstanbul doğumlu Dr. Hakan Ertem, İlk orta ve liseyi İstanbul’da okuduk-
tan sonra Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri
Tasarımından 1989 yılında mezun oldu. Sonrasında aynı üniversitede yüksek
lisans derecesini “Kent İçi Toplu Taşıma Aracı Olarak Kullanılan Otobüslerde
Sürücü Mahali” konulu tezi ile aldı (1991). 1991-1992 yılları arasında askerlik
hizmetini yaptıktan sonra 1995 yılında doktora çalışmalarına başladı. Dok-
tora çalışmalarını Marmara üniversitesinde “Ambalaj Tasarım Süreci” konulu
tezi ile 1999 yılında bitirdi. Aynı kurumda 2002 de Yard.Doç ünvanı aldı. 2003-
2010 yılları arasında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri
Ürünleri Tasarımı Bölümünde bölüm başkanlığı görevini yürüttü. Bu dönemde
Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (ETMK) İstanbul Şube Başkanlığı gö-
revini bir dönem yürüterek bu kurum içinde etkin biçimde yer almıştır.
Mesleki ve akademik çalışmalarını ağırlıklı olarak karayolu araçları, Savun-
ma Sanayii, Demiryolu araçları ve yatırım ürünleri tasarımı konularında yürüte-
rek bu konularda 1993 yılından bu yana pek çok projede yer almıştır.
Dr. Hakan Ertem üniversite dışında pek çok kurum ve kuruluşta endüstriyel
tasarım alanında çeşitli çalışmalar yapmıştır. Bunlar dışında pek çok endüstriyel
tasarım yarışmasında ve etkinliğinde jüri üyesi, kurul üyesi ve katılımcı olarak
bulunmuştur. Halen, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel
Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır.
283
2-
KAYNAKÇA
Tasarlama Eylemi
(1) Uçar, T. Fikret, Görsel iletişim ve grafik tasarım, İstanbul, İnkılap Yayınevi ,2004
(2) Duchowski, A.T., “A BREADTH-FIRST SURVEY OF EYE TRACKING APPLICATIONS”, Be-havior Rese-
arch Methods, Instruments and Computers, 2002, pp 1-16 http://andrewd.ces.clemson.edu/resear-
ch/vislab/docs/BET107cr.pdf (Son güncelleme 25.02.2020)
(5) Aydın,Prof.Dr. Emin D., Görsel İletişim Tasarımı Temel Ders Notları, İstanbul, Yorum Sanat Yayın-
ları, 2007
(7) Yüksel Ülkü, Mermod Yüksel Aslı, MARKA YÖNETİMİ ve MARKA DEĞERİNİN ÖLÇÜLMESİ, İstanbul,
2005, Beta Basım Yayım AŞ
(8) Özçelik,D.G. ve Torlak, Ö. (2011). Marka Kişiliği Algısı ile Etnosentrik Eğilimler Aras ındaki İlişki:
LEVIS ve MAVİ JEANS Üzerine Bir Uygulama. Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt 11, Sa-yı:3 Sf:361-377
(9) Çayoğlu, H. (2010). Algılama Yönetimi ve Marka Kimliği İlişkisinde Marka Algısının İnceleme-sine
Yönelik Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Halka İlişkiler Bilim Dalı, Sosyal Bilimler Enstitü-sü, Mar-
mara Üniversitesi
(11) Bayrakçı Oğuz Prof.Dr. ,”Çağdaş İletişim Kuramları Açısından Tasarımda İletişimsel Model-ler”,
istanbul, 1994, MSÜ Mimarlık Fakültesi
(13) Umut Morkoç, Geç Dönem Wittgenstein Felsefesinde Gramer Kavramı ve Dilin Otonomisi, htt-
ps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/368090 (son güncelleme 15.02.2020)
(14) Kaptan B.Burak Yrd.Doç., Temel Tasarımda Form ve Form Biçimlendirilmesine Bir Yaklaşım ht-
tps://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11421/988/249576.pdf?sequence=1&isAllowe-
d=y (son güncelleme 15.02.2020)
(15) Atalayer Faruk, Temel Sanat Öğeleri, Eskişehir, 1994, Anadolu Üniversitesi Yayınları No:69
(17) Varol Asaf, Cebe Betül, Yüz Tanıma Algorıtmaları, 5th International Computer & Instructional
Technologies Symposium, 22-24 September 2011, Fırat University, ELAZIĞ- TURKEY, https://www.
researchgate.net/publication/267723624 (son güncelleme 25.11.2019)
284
(18) Mercedes-Benz Actros, https://tr.wikipedia.org/wiki/Mercedes-Benz_Actros, (son güncelleme
16.02.2020) 110
(21) Sontag Susan, “In Plato’s Cave.” On Photography kitabından, New York: Farror, Straus and Gi-
roux, 1977. Türkçe çevirisi: “Platon’un Mağarasında.” (çev.Fatih Özgüven), Çağdaş Eleştiri Der-gisi, S.
10, Ekim 1984, ilgili alıntı, s. 12.
(23) Holbrook Morris B. , Emotion in the consumption experience : toward a new model of the hu-
man consumer, Lexington- Mass. US, 1986, Lexington Books, ISBN 0669128740
(24) The Characterıstıcs Of Form In Relatıon To Product Emotıon, Jamaludın Mohd Syafiq, Zul-kaplı
Muhammad Fadli , Zaınal Abıdın Shahriman, Internatıonal Conference On Engıneerıng And Produ-
ct Desıgn Educatıon 5 & 6 September 2013, Dublın Instıtute Of Technology, Dublın, Ireland
(25) Agogino Alice Merner, Linsey Julie, Wood Kristin Lee, Analogies and Metaphors in Creati-ve
Design, International Journal of Engineering Education 24(2) , January 2008 http://online.fliph-
tml5.com/htbs/tyfz/ (son güncelleme 26.02.2020)
(27) Arnheim Rudolf, GÖRSEL DÜŞÜNME, İstanbul ,Metis Yayın-ları, 2015, ISBN-13: 978-975-342-
587-2
(28) Jalande Jacobi, C.G. JUNG PSİKOLOJİSİ, İstanbul, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ, 2002, ISBN 9757029165
(30) Kurultay Ayşe Binay, ARKETİPLER: MARKALARIN YENİ ANLAM YARATICILARI,, Kadir Has Üni-
versitesi, Kurultay Bildirisi, Global Media Journal TR Edition, 7(14)Bahar/Spring 2017
(32) Shahriman ZAINAL ABIDIN, Azlan OTHMAN, Zafruddin SHAMSUDDIN, Zaidy SAMSUDIN1 and
Halim HASSANTHE CHALLENGES OF DEVELOPING STYLING DNA DESIGN METHODO-LOGIES FOR
CAR DESIGN , Conference On Engineering And Product Design Educatıon 4 & 5 September 2014,
University Of Twente, The Netherlands)
285
KAYNAKÇA
34) Using Interactive Genetic Algorithm to Generate New Vehicle Styling Brand Elements with
Feature Lines: A Case Study of Micro-car Design in China., Tan, H., Jing, C, Zhao, D., Zou, F., and Zhao,
J., Proceedings of International Congress of the International Association of Societies of Design
Research (IASDR Congress’13), 2013, pp. 1-12.)
(37) Leder, H., Belke, B., Oeberst, A., & Augustin, D. (2004). A MODEL OF AESTHETIC APPRE-CIATION
AND AESTHETIC JUDGMENTS. British Journal of Psychology, 95, 489-508
(38) Loewy, R. NEVER LEAVE WELL ENOUGH ALONE. New York:. Simon and Schuster. (1951)
(39) Perspectives of Fashion, George B. Sproles, Burgess Intl Group, New York 1981, ISBN-13: 978-
0808745105
(40) Öğrenme Beyinde Nasıl Oluşur?, Dr. Bülent Madi, Efil Yayınevi, İstanbul 2011, ISBN 978 605
4334 57 5A.G.E.
(41) A.G.E.
(42) Öğrenme Beyinde Nasıl Oluşur?, Dr. Bülent Madi, Efil Yayınevi İstanbul, 2011, ISBN-13: 978-
6054334575
(43) Öğrenme Beyinde Nasıl Oluşur?, Dr. Bülent Madi, Efil Yayınevi İstanbul, 2011, ISBN-13: 978-
6054334575
(44) Belleğin İzinde, Daniel L. Schcter, Yapı Kredi Yayınları İstanbul, 2008, ISBN 978 975 1803 5
(45) http://www.bilimist.com/blog-53/epizodik-bellek-semantik-bellek-ya-da-anlamsal-bel-
lek-nedir-hafiza-guclendirmek-icin-ne-yapmali.html (son güncelleme 18.02.2020)
(46) Beyin-Senin Hikayen, David Eagleman, Bkz Yayıncılık İstanbul, 2016, ISBN 978 605 4729 69 2
(48) “Eğitimde Yaratıcılık Çalışmaları: Neler Biliyoruz?”, Doç.Dr. Ahmet Bacanak, Arş.Gör. Ayşe Gül
Özaşkın, Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi (Journal of Research in Education and Te-aching)
Haziran 2016 Cilt:5 Özel Sayı Makale No: 25 ISSN: 214609199
(49) Bilinç Kullanım Kılavuzu, Adam Zeman, Metis yayıncılık İstanbul, 2006, ISBN 9789753425803
(51) Aklın Sınırlarının Ötesine Yolculuk... Hayal Kurmak, Dr. Tuba Sarıgül, 12.01.2015, http://www.bilim-
genc.tubitak.gov.tr/makale/aklin-sinirlarinin-otesine-yolculuk-hayal-kurmak-erişim 04.02.2019
286
(52) Aklın Sınırlarının Ötesine Yolculuk... Hayal Kurmak, Dr. Tuba Sarıgül, 12.01.2015, http://www.bilim-
genc.tubitak.gov.tr/makale/aklin-sinirlarinin-otesine-yolculuk-hayal-kurmak -erişim 04.02.2019
(54) SKETCHES OF THOUGHT, Vinod Goel, MIT Press USA, 1995, ISBN: 9780262519755
(55) Tasarım Sürecinde Görsel Düşünme Ve Görsel Anlatım İlişkisine Analitik Bir Yaklaşım, Barış
Yakın, Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Ankara 2012
(56) Design For Assembly, M.Myrup Andreasen, S.Kahler, T.Lund, IFS Publication 1988,Bedford UK,
ISBN 0 948507 79
(57) Mcgowan, A and Green, G and Rodgers, PA (1998) Visible ideas: information patterns of con-
ceptual sketch activity. Design Studies, 19. pp. 431-453. ISSN 0142-694X 78
(58) Temel Tasarımda Form ve Form Biçimlendirilmesine Bir Yaklaşım, Yrd.Doç. B.Burak KAP-TAN
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/
handle/11421/988/249576.pdf?sequence=1&isAllowed=y (son güncelleme 11.02.2019)
(59) Bjarki Hallgrimsson, Prototyping and Model Making for Product Design . 2012, Laurence King
Publishing. ISBN 9781856698764.
(60) Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://
www.ntnu.no/documents/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadf-
da49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
(61) Tom Kelley, Prototyping is the Shorthand of Innovation. Design Management Journal Vol. 12,
No. 3-2001
(62) Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://
www.ntnu.no/documents/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadf-
da49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
(63) Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://
www.ntnu.no/documents/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadf-
da49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
(64) Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://
www.ntnu.no/documents/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadf-
da49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
(65) Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://
www.ntnu.no/documents/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadf-
da49e0 ( son güncelleme 12.02.2020)
(66) Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://
www.ntnu.no/documents/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadf-
da49e0 (son güncelleme 12.02.2020)
287
KAYNAKÇA
(67) Classıfyıng Physıcal Models And Prototypes In The Desıgn Process, Siti Salwa Isa, https://
www.ntnu.no/documents/10401/1264433962/SitiArtikkel.pdf/e39fd03a-de17-4a13-97c6-19fadf-
da49e0 (son güncelleme 12.02.2020)S
(68) Ulrich Karl - Eppinger Steven, Product Design and Development, NewYork-USA, McGraw-Hill
Educa-tion, ISBN 978-0073404776
(69) Çağlıyan Vural, “Yenilikçilik, Tedarikçi Katılımı ve İşletme Performansı Üzerine Değer Zinciri
Yönetimi Temelli Bir Yaklaşım: Otomotiv Sektöründe Görgül Bir Araştırma”, Doktora Tezi, Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2009
(70) Clark, K. B., and T. Fujimoto. Product Development Performance: Strategy, Organization, and
Manage-ment in the World Auto Industry. Boston: Harvard Business School Press, 1991
(72) Reinertsen Donald G., Managing The Design Factory, New York-USA, 1997, ISBN 0 684 83991 1
(74) Er Alpay Prof.Dr., Er Özlem Prof.Dr., Başer Serhan, İSO Endüstriyel Tasarım Klavuzu, İstan-bul,
İSO Yayını 2011.
(75) Yengin Deniz, İletişim Çalışmalarında Araştırma Yöntemleri ve Uygulamaları, İstanbul, Der Ya-
yınları, 2017
(76) Yengin Deniz, İletişim Çalışmalarında Araştırma Yöntemleri ve Uygulamaları, İstanbul, Der Ya-
yınları, 2017 (A.G.E.)
(78) Building Strong Brands, Aaker, D. A., New York-USA, The Free Press 1996
(79) Collingwood R. G., Kısaca Sanat Felsefesi, İstanbul, Bilgesu Yayınevi, 2019, ISBN9944975025
(80) Güngör İ.Hulusi, Görsel Sanatlar ve Mimarlık İçin Temel Tasar, İstanbul, YEM Yayınevi, 2015,
ISBN9750050404
(81) Turan İdil, Çağdaş Ürün Tasarımında Form Algısı Ve Biçim Dilinin İrdelenmesi, Yüksek Lisans
tezi, Marmara Üniversitesi, 2013
(82) Krippendorff Klaus, Butter Reinhart, Product Semantics: Exploring the Symbolic Qualities of
Form, Innovation Spring 1984, https://repository.upenn.edu/cgi/viewcontent.cgi?referer=https://
www.google.com/&httpsredir=1&article=1040&context=asc_papers (son güncelleme 24.02.2020)
(83) Monö Rune, Design for product understanding the aesthetics of design from a semiotic ap-
proach, Stockholm-İsveç , Liber Publisher, 1997
288
(84) Monö Rune, Design for product understanding the aesthetics of design from a semiotic ap-
proach, Stockholm-İsveç , Liber Publisher, 1997
(85) Özdoğan F.Bahar, “Göz İzleme Ve Pazarlamada Kullanılması Üzerine Kavramsal Bir Çalışma”
Ticaret ve Turizm dergisi Yıl:2008 sayı 2 sayfa 139 135
(86) Jones Wyn M., Askland Hedda Haugen Dr., Desıgn Briefs: Is There A Standard?, , International
Confe-rence On Engıneering And Product Design Education 6 & 7 September 2012, Artesis Unıver-
sity College, Antwerp, Belgium
(87) Jones Wyn M., Askland Hedda Haugen Dr., Desıgn Briefs: Is There A Standard?, , International
Confe-rence On Engıneering And Product Design Education 6 & 7 September 2012, Artesis Unıver-
sity College, Antwerp, Belgium
(88) Fronczek Aneta, Usability briefing for hospital architecture – exploring user needs and ex-
pe-riences to improve complex buildings , -Munter European healthcare design conference –
London, 11-14 June 2017
(89) Blyth Alastair, Worthington John, Managing the Brief for Better Design, Oxon-İngiltere, Rout-
ledge Publishing, 2010, ISBN 978-0415460316
(90) Phillips Peter L., Creating The Perfect Design Brief, New York USA, Allworth Press, 2012, ISBN
9781621532279
(91) Muffatto Moreno , Roveda Marco, Product architecture and platforms: a conceptual fra-
mework, , Department of Industrial Engineering and Management, University of Padua- Int.
J. Technology Manage-ment, Vol. 24, No. 1, 2002, https://pdfs.semanticscholar.org/4430/a86e-
7e2941512112c55552bde18ace8fe442.pdf (son güncelleme 25.02.2020)
(92) Muffatto Moreno , Roveda Marco, Product architecture and platforms: a conceptual fra-
mework, , Department of Industrial Engineering and Management, University of Padua- Int.
J. Technology Manage-ment, Vol. 24, No. 1, 2002, https://pdfs.semanticscholar.org/4430/a86e-
7e2941512112c55552bde18ace8fe442.pdf (son güncelleme 25.02.2020)
(93) The Role of Product Architecture in the Manufacturing Firm, Karl T. Ulrich, MIT 1992,WP 3483-
92 USA, https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/0048733394007753 (son güncelleme
25.02.2020)
(94) Asan Umut, “Modüler Ürün Tasarımı İçin Bütünleşik Bir Yöntem Ve Uygulaması”,, Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001
(95) Muffatto Moreno and Roveda Marco, Product Architecture And Platforms: A Conceptu-
al Framework, , Int. J. Technology Management, Vol. 24, No. 1, 2002 https://pdfs.semanticscholar.
org/4430/a86e7e2941512112c55552bde18ace8fe442.pdf (son güncelleme 25.02.2020)
(97) Ulrich Karl T. - D.Eppinger Steven, Product Design and Development (Third 3rd Edition),New
York-USA, 2004, McGraw Hill Irwin , ISBN 007 24716-8, Chapter 6/Page 85
289
KAYNAKÇA
(98) Ulrich Karl T. - D.Eppinger Steven, Product Design and Development (Third 3rd Edition),New
York-USA, 2004, McGraw Hill Irwin , ISBN 007 24716-8
(99) Horváth Imre Prof. Dr. , Conceptual Design: Inside And Outside, https://pdfs.semanticscholar.
org/4a2d/65db02103be1e66a2db5e86cd17266ae9445.pdf (son güncelleme 20.03.2019)
(100) Horváth Imre Prof. Dr. , Conceptual Design: Inside And Outside, https://pdfs.semanticscholar.
org/4a2d/65db02103be1e66a2db5e86cd17266ae9445.pdf (son güncelleme 20.03.2019) 136
(101) Horváth Imre Prof. Dr. , Conceptual Design: Inside And Outside, https://pdfs.semanticscholar.
org/4a2d/65db02103be1e66a2db5e86cd17266ae9445.pdf (son güncelle-me 20.03.2019)
(102) Ulrich Karl T. - D.Eppinger Steven, Product Design and Development (Third 3rd Edi-tion),New
York-USA, 2004, McGraw Hill Irwin
(103) Duman Hakan, Malzeme Özelliklerine Dayalı Ürün Geliştirme Sürecinin Analizi, Yüksek Lisans
Tezi , İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü- 2005
(104) Dieter George, Schmidt Linda , Engineering Design (5th Edition), Newyork-USA, 2012, McG-
raw-Hill Education
(105) Dieter George, Schmidt Linda , Engineering Design (5th Edition), Newyork-USA, 2012, McG-
raw-Hill Education
(106) Eger Tido, Eckert Claudia, Clarkson P. John, The Role Of Desİgn Freeze In Product Deve-lop-
ment, Internatıonal Conference On Engıneerıng Desıgn Iced 05 Melbourne, August 15 - 18, 2005
https://www.designsociety.org/publication/23137/THE+ROLE+OF+DESIGN+FREEZE+IN+PRODU-
CT+DEVELOPMENT (son güncelleme 25.02.2020)
(107) A.G.E.
(108) Altındağ, Barış Çetin, Otomotiv Sektöründe “Co-Desıgner” Kavramının Isuzu Turkuaz Ve As-
kam Hi-Ex Vakası Bağlamında İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 2007
290
(Elektronik) 978-605-137-855-8
ISBN 978-605-137-854-1