Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 1

TÜRKÇE KONU SAYFA DİĞER AHLÂK - TASAVVUF MEKTÛBÂT-I ŞERÎFE 3.

CİLD

KONU FİHRİSTİ ÜÇÜNCÜ CİLD, 17. ci MEKTÛB 008 TR

ÜÇÜNCÜ CİLD FİHRİST ÜÇÜNCÜ CİLD, 17. ci MEKTÛB

ÜÇÜNCÜ CİLD, 1. ci MEKTÛB Bu mektûb, dînine çok bağlı olan bir hânıma yazılmış olup, i’tikâdları
bildirmekde, ibâdetlere teşvîk etmekdedir:
ÜÇÜNCÜ CİLD, 3. cü MEKTÛB
Görünen, görünmiyen, bilinen, bilinmeyen bütün ni’metleri gönderen, bizlere
ÜÇÜNCÜ CİLD, 7. ci MEKTÛB
kurtuluş yolunu gösteren ve çok sevdiği Muhammed aleyhisselâmın ümmeti yapmakla
ÜÇÜNCÜ CİLD, 9. cu MEKTÛB şereflendiren Allahü teâlâya hamd-ü senâlar olsun!

ÜÇÜNCÜ CİLD, 11. ci MEKTÛB Bütün mahlûklara her ni’meti, iyilikleri veren yalnız Allahü teâlâdır. Herşeyi var eden,

ÜÇÜNCÜ CİLD, 13. cü MEKTÛB var olmak ni’metini veren Odur. Her ân, varlıkda durduran da Odur. Kâmil, iyi sıfatlar,
insanlara, Onun rahmeti ile, acıması ile verildi. Hayât, ilm, sem’, basar, kudret ve kelâm
ÜÇÜNCÜ CİLD, 15. ci MEKTÛB
sıfatlarımız hep Ondandır. Sayılamıyan ni’metleri hep O vermekdedir. İnsanları sıkıntıdan
ÜÇÜNCÜ CİLD, 17. ci MEKTÛB kurtaran Odur. Düâları kabûl eden, belâlardan kurtaran hep Odur. Öyle bir Razzakdır ki,
kullarının rızklarını, günâhlarından dolayı kesmiyor. Afvı ve merhameti o kadar boldur ki,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 22. ci MEKTÛB
günâh işliyenlerin yüz karalarını meydâna çıkarmıyor. Hilmi o kadar çokdur ki, kullarının
ÜÇÜNCÜ CİLD, 24. ci MEKTÛB cezâlarını vermekde acele etmiyor.

ÜÇÜNCÜ CİLD, 27. ci MEKTÛB Öyle bir ihsân sâhibidir ki, kerem ve ihsânlarını dost ve düşman, herkese saçıyor.
Bütün ni’metlerinin en şereflisi, en kıymetlisi, en üstünü olarak da, kullarına müslimânlığı
ÜÇÜNCÜ CİLD, 31. ci MEKTÛB
açıkca bildiriyor ve beğendiği yolu gösteriyor. Mahlûkların en iyisine uyarak se’âdet-i
ÜÇÜNCÜ CİLD, 34. cü MEKTÛB ebediyyeye kavuşmağı emr buyuruyor. İşte, Onun ni’metleri, ihsânları Güneşden dahâ açık

ÜÇÜNCÜ CİLD, 35. ci MEKTÛB ve Aydan dahâ âşikârdır. Başkalarından gelen ni’metleri de gönderen Odur. Başkalarının
ihsân etmesi, bir emânetcinin, birisine emânet vermesi gibidir. Başkasından birşey
ÜÇÜNCÜ CİLD, 36. cı MEKTÛB
istemek, fakîrden birşey beklemekdir. Câhil de, bunu âlim gibi bilir. Kalın kafalı da, zekî
ÜÇÜNCÜ CİLD, 38. ci MEKTÛB kimse gibi anlar.

ÜÇÜNCÜ CİLD, 39. cu MEKTÛB Nazm:

ÜÇÜNCÜ CİLD, 41. ci MEKTÛB Vücûdümün her zerresi, gelse de dile,

ÜÇÜNCÜ CİLD, 44. cü MEKTÛB şükrünün binde birini yapamaz bile.

ÜÇÜNCÜ CİLD, 45. ci MEKTÛB İyilik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu, insanlık îcâbıdır. İyilik edenlere
hurmet edilir. Ni’met sâhibleri, büyük bilinir. O hâlde, her ni’metin hakîkî sâhibi olan Allahü
ÜÇÜNCÜ CİLD, 47. ci MEKTÛB
teâlâya şükr etmek, insanlık îcâbıdır. Aklın lüzûm gösterdiği bir vazîfe, bir borcdur. Fekat,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 50. ci MEKTÛB Allahü teâlâ, her ayb ve kusûrdan uzak, insanlar ise, ayb kirlerine ve noksanlık lekelerine

ÜÇÜNCÜ CİLD, 52. ci MEKTÛB bulaşmış olduğundan, Onunla hiç münâsebetleri, alâkaları yokdur. Onu nasıl büyük
bileceklerini, nasıl şükr edeceklerini anlıyamazlar. Ona karşı söylenmesini güzel sandıkları
ÜÇÜNCÜ CİLD, 54. cü MEKTÛB
şeyler, Ona çirkin gelebilir. Onu büyültmek, hurmet etmek sandıkları, hakâret ve küçültmek
ÜÇÜNCÜ CİLD, 57. ci MEKTÛB olabilir. Ona hurmet ve şükr şeklleri, yine Ondan bildirilmedikce, Ona lâyık olacağına
güvenilemez ve Onun kabûl edeceği bir ibâdet olamaz. Çünki, insanların hamd etmeleri,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 59. cu MEKTÛB
Ona belki hakâret olur. İşte, Onun tarafından bildirilen, ta’zîm, hurmet ve şükr şekli,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 62. ci MEKTÛB Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” bildirdikleri dinlerdir. Ona kalb ile
yapılacak hurmetler, dinde bildirilmiş, dil ile yapılacak şükrler, orada gösterilmişdir. Her
ÜÇÜNCÜ CİLD, 63. cü MEKTÛB
uzvun yapacağı işleri, açık ve geniş olarak, beyân buyurmuşlardır. O hâlde, Allahü teâlâya
ÜÇÜNCÜ CİLD, 67. ci MEKTÛB
inanmak ile ve kalbin ve bedenin yapması ile şükr etmek, ancak dîne uymakla olur. Allahü
ÜÇÜNCÜ CİLD, 68. ci MEKTÛB teâlâya, dînin dışında yapılacak hurmete ve ibâdete güvenilemez. Çok def’a tersine olup,
sevâb sanılan, günâh olur. Bu söylenilenlerden anlaşılıyor ki, dîne uymak, insanlık îcâbıdır
ÜÇÜNCÜ CİLD, 77. ci MEKTÛB
ve aklın istediği ve beğendiği birşeydir. Allahü teâlâya, Onun dîninin dışında şükr edilemez.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 84. cü MEKTÛB
Allahü teâlânın bildirdiği her din, iki kısmdır: İ’tikâd ve amel. Ya’nî îmân ve ahkâm.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 86. cı MEKTÛB Bunlardan i’tikâd, her dinde aynıdır. İ’tikâd, dînin aslı ve temelidir. Din ağacının gövdesidir.
Amel ise, ağacın dalları, yaprakları gibidir. [Eski dinlerde bildirilmiş olan i’tikâdlar zemânla
ÜÇÜNCÜ CİLD, 90. cı MEKTÛB
bozulmuşdur. Şimdi doğru i’tikâd, yalnız islâm dîninin bildirdiği i’tikâddır. Bu doğru] İ’tikâdı
ÜÇÜNCÜ CİLD, 92. ci MEKTÛB olmıyan, Cehennemden kurtulamaz. Kıyâmetde azâbdan kurtulmasına imkân yokdur.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 98. ci MEKTÛB Ameli olmıyanların kurtulması umulur. Bunların işi, Allahü teâlânın irâdesine kalmış olup,
isterse afv eder, isterse, günâhları kadar azâb ederek, sonra Cehennemden çıkarır.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 101. ci MEKTÛB
Cehennemde ebedî kalmak, islâm dîninin bildirdiği doğru i’tikâdı olmayanlar, ya’nî,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 105. ci MEKTÛB Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği islâm dîninden olan şeylere inanmıyanlar içindir. Bu
i’tikâdı olup da, ameli olmıyanlar, ya’nî kalb ile beden ahkâmını yerine getirmiyenler,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 116. cı MEKTÛB
Cehenneme girseler bile, sonsuz kalmıyacaklardır.
ÜÇÜNCÜ CİLD, 121. ci MEKTÛB
İ’tikâd edilecek şeyler, dînin esâsı, müslimânlığın zarûrî, lâzım temeli olduğundan,
ÜÇÜNCÜ CİLD, 122. cü MEKTÛB bunları bildirmek ve öğrenmek herkese lâzımdır. [Bunları öğrenmek, her insanın birinci
vazîfesidir. Îmân ve ahkâm bilgilerini öğrenmiyen ve çocuklarına öğretmiyen, insanlık
vazîfesini yapmamış olur Bunları öğrenmek herkesin hakkıdır İnsan haklarının birincisidir ]
AHLÂK / TASAVVUF ÇİFT SAYFA MEKTÛBÂT-I RABBÂNÎ-3 (TÜRKÇE)

You might also like