Professional Documents
Culture Documents
Empresyoni̇zm Ve Sonrasinda Oyun Alanlari Ve Si̇rkler Konusunun 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resmi̇nde Kullanimi
Empresyoni̇zm Ve Sonrasinda Oyun Alanlari Ve Si̇rkler Konusunun 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resmi̇nde Kullanimi
Empresyoni̇zm Ve Sonrasinda Oyun Alanlari Ve Si̇rkler Konusunun 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resmi̇nde Kullanimi
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı
Resim-İş Öğretmenliği Bilim Dalı
EMPRESYONİZM VE SONRASINDA
OYUN ALANLARI VE SİRKLER KONUSUNUN
10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUK RESMİNDE KULLANIMI
Sıdıka SARIKAYA
İstanbul, 2008
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı
Resim-İş Öğretmenliği Bilim Dalı
EMPRESYONİZM VE SONRASINDA
OYUN ALANLARI VE SİRKLER KONUSUNUN
10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUK RESMİNDE KULLANIMI
Sıdıka SARIKAYA
İstanbul, 2008
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı
Resim-İş Öğretmenliği Bilim Dalı
İmzalar
Hayatımızın her alanına girmiş olan sanat, insanların doğa karşısındaki duygu ve
düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi araçlarla etkili bir biçimde,
kişisel bir üslupla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir. Eğitimi
sistemimizin içerisinde yer alan sanat çocukluktan itibaren insana yaratıcı, toplumsal
olaylara ve çevreye duyarlı, üretken bireyler yetiştirmeyi amaçlamıştır.
Tezimde özellikle tüm çalışma boyunca yardımları ve desteğiyle bana yol gösteren
tez danışmanım Prof. Dr. Ümran Bulut'a, kaynaklarımın çevirisini yapmamda
yardımcı olan ingilizce öğretmeni Ayşe Betül Özkan'a, bilgisayarda yazmama
yardımcı olan bilgisayar öğretmeni Şaban Kayabey'e ve deneysel çalışmalarımda
resimlerini kullandığım Bingöl Solhan Hazarşah Yeniyerleşim İlköğretim
Okulu'ndaki 4. ve 5. sınıf görsel sanatlar dersi öğrencilerine teşekkürlerimi sunarım.
Sıdıka Sarıkaya
İstanbul, 2008
i
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ.........................................................................................................................i
İÇİNDEKİLER ..........................................................................................................ii
RESİM LİSTESİ ........................................................................................................ v
TABLO LİSTESİ .....................................................................................................vii
KISALTMALAR ....................................................................................................viii
ÖZET..........................................................................................................................ix
ABSTRACT ................................................................................................................ x
ii
2.2.2. Empresyonizm ve Sonrasında Oyun Alanları ve Sirkler.......................... 32
2.2.2.1. Georges-Pierre Seurat (1859-1891) ............................................ 33
2.2.2.2. Paul Victor Jules Signac (1863-1935)......................................... 40
2.2.2.3. Henri de Toulouse-Lautrec (1864-1901) .................................... 42
2.2.2.4. Pablo Picasso (1881-1973).......................................................... 46
2.2.2.5. Ernst Ludwig Kirchner (1880-1938)........................................... 50
2.2.2.6. Paul Klee (1879-1940) ................................................................ 52
2.2.2.7. Marc Chagall (1887-1985).......................................................... 54
2.2.3. Türk Resimde Oyun Alanları Ve Sirkler .................................................. 56
2.2.3.1. Halil Paşa (1857-1939) ............................................................... 57
2.2.3. 2. Namık İsmail (1890-1935)......................................................... 59
2.2.3.3. Fikret Mualla (1903-1967).......................................................... 61
2.2.3.4. Eşref Üren ................................................................................... 66
2.2.3.5. Nedim Günsur (1924-1994) ........................................................ 67
2.3. 10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUĞUNUN SOSYAL VE SANATSAL
GELİŞİMİ ........................................................................................................... 70
2.3.1. Bilişsel Gelişimi ....................................................................................... 71
2.3.2. Ruhsal Gelişimi ........................................................................................ 72
2.3.3. Toplumsal Gelişimi .................................................................................. 73
2.3.4. Sanatsal Gelişimi .................................................................................... 734
2.4. İLKÖĞRETİM 4. VE 5. SINIFLARDA GÖRSEL SANATLAR DERSİ
ÖĞRETİM PROGRAMININ İNCELENMESİ................................................. 76
2.4.1. İlköğretim 4. ve 5. Sınıflarda Görsel Sanatlar Dersi Öğretim
Programının Kapsamı............................................................................... 76
iii
4.1.1. 10 -11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinin Özellikleri .................................. 85
4.1.2. 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinde Oyun Alanları ve Sirkler
Konusunda Uygulamalar.......................................................................... 86
4.1.2.1. Etkinlik 1..................................................................................... 87
4.1.2.2. Etkinlik 2..................................................................................... 93
4.1.2.3. Etkinlik 3..................................................................................... 99
4.1.3. 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinde Oyun Alanları ve Sirkler
Konusunun Kullanımının Değerlendirilmesi ......................................... 108
EKLER.................................................................................................................... 121
EK 1. ETKİNLİKLER SONUNDA UYGULANAN AÇIK UÇLU SORULAR.... 121
iv
RESİM LİSTESİ
v
Resim 32. Fikret Mualla, "Caz Orkestrası" ..........................................................................62
Resim 33. Fikret Mualla, "Kağıt Oyunu" .............................................................................62
Resim 34. Fikret Mualla, "Oyun Masası".............................................................................63
Resim 35. Fikret Mualla, "Kırmızı Sirk, Kaplumbağa Terbiyecisi".....................................64
Resim 36. Fikret Mualla, "Kırmızı Sirk, Hokkabaz Ayı".....................................................65
Resim 37. Fikret Mualla, "Balonlar" ....................................................................................65
Resim 38. Eşref Üren, "Kurtuluş Parkı"...............................................................................66
Resim 39. Eşref Üren, "Kurtuluş Parkı"...............................................................................67
Resim 40. Nedim Günsur, "Bayramyeri" .............................................................................69
Resim 41. Nedim Günsur, "Salıncaklı Bayramyeri" ............................................................69
Resim 42. Nedim Günsur, "Lunapark".................................................................................70
vi
TABLO LİSTESİ
vii
KISALTMALAR
Bkz. : Bakınız
Çev. : Çeviren
Haz. : Hazırlayan
Krş. : Karşılaştırınız
s. : Sayfa
S. : Sayı
viii
ÖZET
ix
ABSTRACT
The aim of this thesis study was evaluating the usage of "impressionism and post
impressionism playgrounds and circuses" in childeren' paintings of 4th and 5th
classes. The development of the "impressionism and post impressionism
playgrounds and circuses" subject in pictorial art was told. Initially impressionism's
historical development was illustrated, then western pictorial art's history and the
Turkish pictorial art history's illustrations were exemplified which pictures have got
varied techniques.
It was aimed to choose the right teaching methods and techniques in modern
education system through the analysis of 10-11 ages childeren' artistic and social
development steps.
The 4th and 5th classes' pictorial art lesson's cirriculum was examinated, afterwards
eligible alternative activities were committed to application of "impressionism and
post impressionism playgrounds and circuses" subject with considering the 10-11
ages childeren' artistic and social developments.
Due to the intensely physical and psychological developments and evolutions caused
by the age epoch, the plastic art education programme activities against the 4th and
5th class students shouldn't constrict the childeren, besides it should be in suitable
attribution for their interests and abilities.
This age epoch is the most intensive time for emotional development. The effects
through of the observations and examinations commonly seem in their studies. In
this time period practical artistic education process should be in constractive
attribition for developing their emotions. Due to the individual and different
imaginations of the " playground and circuses" subject that is going to contribute the
students' artistic and creative ideas' development. Moreover with appealing, as a
result of the different techniques and methods, it is going to change their manner
against the art education and aspects of their fancy.
This thesis study intended to be a guide for educationist with different applications
of " playgrounds and circuses" subject.
x
BÖLÜM I
GİRİŞ
Sanat eğitiminin genel tanımı "tüm sanat dallarını kapsayan kurumsal ve uygulamalı
yaratıcı eğitim süreci"3 olarak bilinmektedir. Sanat eğitiminin okullarda öğretilmesi
ve uygulatılmasındaki amaç, bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü
içinde estetik duygularının geliştirilmesi, yetenek ve yaratıcılık gücünün
olgunlaştırılması çabası içermektedir. Bu çabanın özünde sanat eğitimcisinin
tutumunun ve anlatılan sanat eğitimi programının önemi büyüktür. Bu bağlamda
görsel sanatlar dersinin daha verimli, olumlu ve ilgi çekici olabilmesi için farklı
konulara yer verilmesi bu dersin etkisini arttıracaktır. "Ülkemizde sürdürülen görsel
sanatlar dersleri, çocuğun düşünmeyi, araştırmayı, yaratmayı benimsemesine
yöneliktir."4
Eğitim ortamı çocuğun kendini özgür hissedeceği bir ortam olmalıdır. Çocuğun
kendini özgür hissetmesi demek onu tamamen başıboş bırakmak olmayıp; bu ortam,
çocuğun rahat çalışabileceği, düşüncelerini söyleyebileceği, öğretmenin
rehberliğinde olması gereken bir yer olmalıdır. Çocuğun bir konuda fikirlerini
söyleyebilmesi için verilmesi gereken bilgiler (konular) onun sosyal, sanatsal ve
yaratıcı gücünü geliştirici nitelikte olmalıdır. Bilhassa konunun öğrencinin
1
Y. Baytekin BALCI - Nuran SAY, Temel Sanat Eğitimi, İstanbul: Ya-pa Yayıncılık, 2002, s.1.
2
Kazım ARTUT, Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri, Ankara: Anı Yayıncılık, 2001, s.19.
3
İnci SAN, "Çocuğun ve Gencin Sanat Eğitimi", Ulusal Kültür Dergisi, Ankara: 1979, S.6, s.164.
4
Bkz: Ümran BULUT, "Resim Öğretmenliği Lisans Programında Alan Bilgisi Derslerinin
İşlevselliği", X. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Cilt 1, Bolu: Abant İzzet Baysal Üniversitesi,
7 – 9 Haziran 2001, s.475.
1
gelişimine katkı sağlaması yanında onun ilgisini de çekmelidir. Bu durum dersin
aktif geçmesini sağlayacaktır. Eğitim gören her çocuğun sanatçı olması değil,
nitelikli bir sanat kültürü alması ve yaratıcılığının gelişmesidir. Bu amacı
benimseyen sanat eğitimcisinin ve sanat eğitimi programının önemi büyüktür.
Bu bağlamda görsel sanatlar dersinin daha yaratıcı verimli işlenebilmesi için seçilen
konuların çocuk tarafından ilgi görmesi ve bilinen klasik konulardan farklı olması
gerekmektedir. Bu sebeple oyun alanları ve sirkler konusunun farklı olması
sebebiyle öğrencilerin yaratıcılık bilincini uyarması konusunda görsel sanatlar dersi
için yararlı olacaktır.
1.1. PROBLEMLER
1.3. AMAÇ
2
çocuk resminde bu konuların yer almasına öncülük edebilmektir. Bu araştırma,
ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda sanat eğitiminde, Empresyonizm akımıyla ortaya çıkan
oyun alanları ve sirkler konulu resimlerin yerinin değerlendirilmesi ve zorunlu
eğitim öğretim sonucu içerisinde yer alması amaçlanmıştır. 10-11 yaş grubu çocuk
resimlerinde oyun alanları ve sirkler konulu çalışmalar hakkında bilgi vermek,
incelemek ve bu resimlerin önemini kavratmak hedeflenmiş olup öğrencilere farklı
uygulamalar yaptırılarak bakış açılarını genişletmek, yaratıcılıklarını geliştirmek
amacı taşımaktadır.
10- 11 yaş grubunda izlenen gerçekçilik dönemi özelliklerine bağlı kalınarak oyun
alanları ve sirkler konusunun çeşitli tekniklerde uygulatılmasıyla çocukların
yaratıcılıklarını ve derse olan ilgilerini arttırmaktadır.
1.4. ÖNEM
Bilinen resim konularından farklı olan oyun alanları ve sirkler konusu çocuğun
yaratıcı düşünmesinin gelişimi, derse olan ilgisinin artması ve farklı bakış açılarını
kazanmaları açısından yarar sağlayacaktır.
3
1.5. SAYILTILAR
1.6. SINIRLILIKLAR
4
BÖLÜM II
EMPRESYONİZM
2.1. EMPRESYONİZM
Empreyonizm (izlenimcilik), 19. yy. 'ın son yarısında Fransa'da ortaya çıkmış ve
bütün sanat dallarını etkilemiştir. Burada bütün Avrupa'ya ve Avrupa dışı ülkelere
yayılmış bir sanat anlayışının, hatta bir sanat döneminin adıdır. Sanatta dış etkilerin
içe yansımasını içte izler bırakmasını veya bu izlere dayanarak sanat eseri meydana
getirilmesini savunan bir sanat akımıdır. Bu akıma mensup olan sanatçılar, tabiata
gerçekte olduğu gibi, bütün ayrıntılarına bağlı kalarak değil, ancak ondan edinilen
izlenimler ölçüsünde ve niteliğinde anlatmayı amaç edinmişlerdir.
"
Empresyonist sanatçı, genellikle, bilinen kurallara aldırmaksızın kendi kişisel
izlenimlerine göre nesneleri resmetmeyi amaçlıyordu."6
5
Öğr. Grv. Rıdvan COŞKUN, Resimde Zaman Kavramı, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
Yayınları, s.56.
6
Kazım ARTUT, a.g.e., s.60.
5
Empresyonizm'de sanatçılar dış dünyaya ait olanı; ışığı, renkleri, tepkileri, hüzünleri
işlemekte ve yakalanan anlık konuları resmetmektedir. Bu akım ışık ile resim
yapmak olarak tanımlanmaktadır. İzledikleri temel kaynak güneştir. Konu ışık
yansımaları arasında kaybolmuştur.
Empresyonist sanatçılar doğaya baktığımızda, her nesnenin kendine özgü tek renk
yerine, gözümüzde yada daha da doğrusu beynimizde bir araya getirdiğimiz bir çok
renk tonundan oluşturduğunu keşfettiler.
"Empresyonizme gelinceye kadar bütün resim okulları, ışığı böyle bir araç değer
olarak anlamıştı; bu, yalnız Rönesans sanatı için böyle olmamıştır; Barok, Klasizm,
Romantizm sanatları içinde ışık, böyleydi. Oysa, Empresyonizmle beraber, ışık bir
araç değer olmaktan kurtulur ve başlı başına bir değer olarak anlaşılır."8
7
Öğr. Grv. Rıdvan COŞKUN, a.g.e., s.56.
8
İsmail TUNALI, Felsefenin Işığında Modern Resim, İstanbul: RH+ Sanat Yayınları, Antik Sanat
Eserleri, 2003, s.37.
6
gördükleri gibi resmettiler. Bu, onları sanatın birçok geleneksel ilkesini terketmeye
yöneltti. Nesnelere biçimlerini veren ve hacim etkisini uyandıran kesin çizgiler
bundan böyle bırakılarak, yerine birbirinden ayrı tek tek fırça dokunuşlarından
yararlanılmıştır.s"9
Güneşin hareketine göre gölge olan yerlerin kahverengi değil renkli olduğu ve
bunun zamana göre değişiklik gösterdiğini savunmuştur. Monet' in << Impression –
soleil levent >> adlı tablosu hem bu akıma hem de bu tarz eserlerin başlangıcı
olmuştur. Renklerin parlak, canlı ve fırça vuruşlarıyla yapılıyor olması gevşek ve
serbest görünümünü sağlıyorlardı.
"Güneşin doğuşundan izlenim" adlı olan bu tablo güneşin doğuşunda bir limanı
göstermektedir. Monet'in anlatmak istediği şey bir tan vakti güneş ışınlarının su
yüzeyindeki harelenmelerini ve belli bir anı içinde bir gök ve deniz yüzeylerinde
9
Maurice SERULLAZ, Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004,
s.15.
10
E.H. GOMBRICH, Sanatın Öyküsü, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004, s.522.
7
meydana gelen ışık dalgalanmalarını tespit etmektedir. "Empresyonistler resmi saf
halde değil bütün bir karışım halinde sunmaktadırlar."11
Resim tarihi, bir bakıma mekanın temsil edilmesine ilişkin tercihlerin tarihidir. Renk,
çizgi, gölge, ışık, perpektif vb. öğeler ile arasında işlevsel bir bağ vardır. Bu öğeler
zamanla değişime uğramışlar. Bu nedenle mekanın temsil edilişi de değişime
uğramıştır.
Mekan, gündelik yaşamla ilgisi bakımından ele alındığında, uygarlığın ilk evresinde
eyleme yönelik, somut niteliği ile ön plana çıkmaktadır. Nesnelerin üç boyutlu temsil
edilmeleri halinde resimsel mekana ilişkin önemli bir sorunun aşıldığını söylemek
mümkün değildir, en azından bizim için belirleyici nokta resimsel mekanda öncelikle
süreklilik sisteminin geçerli olmasıdır.
11
Robert L. HERBERT, Impressionism Art Leisure & Parisian Society, Italy: Yale University
Pres, 1988, s.142-145.
8
2.1.3. Empresyonizm'de Mekan Olgusu
12
Maurice SERULLAZ, Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004,
s.15.
9
tüpten çıkmış gerçek boyalardan oluştuğuna hiçbir kuşku kalmıyordu.
Ne var ki resim sanatının, kendisini modernizm içinde eleştirdiği ve tanımladığı
süreçlerde en temel şey olarak kalan, tuvalin kaçınılmaz yassılığının vurgulanması
oldu. Sadece bu sanat özgü olan tek şey yassılıktı. Tuvalin dış biçimi, tiyatro
sanatının da paylaştığı bir sınırlayıcı koşul ya da normdu. Renk ise hem tiyatro hem
de heykelin paylaştığı bir norm ya da araçtı. Yassılık, iki boyutluluk resmin başka
hiçbir sanatla paylaşmadığı tek koşuldu. Böylece modernist resim herşeyden çok
yassılığa yöneldi.
10
Auguste Renoir, "Moulin dela Galetta'de Dans", adlı tablosu adeta bir taslak gibi
bitmemiş görünüyor. Arkada biçimler, havada ve güneş ışığında giderek daha bir
çözülüyor. Bu tablodaki bitmemişlik duygusunun dikkatsizliğinden değil, derin bir
sanatsal bilgelikten kaynaklandığını kolayca farkediyoruz. Eğer Renoir her ayrıntıyı
yapsaydı, tablo sıkıcı ve cansız bir şey olurdu. Doğayı yansıtma yöntemi
bulunduğunda 15 yy. sanatçıları da benzer bir güçlükle karşı karşıya kalmışlardı.
Doğalcılığın ve perspektifin zaferi, katı ve cansızlığa yol açmıştı.
"Empreyonistler tüm detayları vermese de yeteri kadar ipucu bulunduğu sürece, göz
resimde olması gereken biçimleri görür."13
19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa'da daimi sirkler kuruldu. Bir çatı altında
toplanan bu yerlerde birçok oyun alanları ve fuar yerleri bulunurdu.Yüzyıllar
buyunca eğlenceyi sağlayan bu sirk yerlerinde; hayvan göstericileri, jimnastik yapan
insanlar, hokkabazlar ve becerikli at göstericileri yer alırdı. Bu oyunlar; dinleyen ve
izleyen insanların dikkatini çekerdi.
13
E.H. GOMBRICH, Sanatın Öyküsü, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004, s.522-523.
14
Bkz.:Empresyonizm; http://www.wetcanvas.com/Museum/Impressionists/, 2003
11
Alt seviyede eğlence yerleri olan bu merkezler birçok sanatçı ve yazarları mıknatıs
gibi kendine çekerdi. Buralarda yapılan sirk gösterilerinin halka olan tanıtımı broşür
veya posterle değil, bizzat ressamlar tarafından yapılan tablolarla dünyaya tanıtılırdı.
İki ortak, tüm bu kültürel hareketliliğe dekor olan, efsanesi günümüze kadar süren ve
ışıklı kırmızı değirmeniyle tanınan kabare /müzikhol "Moulin Rouge"u açtı.
Mekanın ressam Adolphe Willette tarafından yapılan egzotik dekoru, renkleri ve
12
teması bir gecede efsane oldu. Zidler ve Oller buraya "kadınların ilk sarayı" diyordu.
Çünkü orada ister fahişe, ister dansçı olsun, kadınlar başroldeydi.
Moulin Rouge'un açılmasıyla pek çok şov ortaya çıktı. Bunlardan biri daha sonra
Fransız Cancan'ı olarak anılan "le Quadrille"di. Bunlar şov kızlarının çok hızlı bir
ritmle ve neşeyle kabarelerin dev sahnelerinde dans ettikleri şovlardı. Her yeri
aynalarla çevrili Moulin Rouge'un hem içinde hem de dev ahşap fil heykelinin
bulunduğu bahçesinde yapılırdı gösteriler. Yılda 1-3 revü ya da iki yılda bir revü
sahneleniyordu ve bu periyot "zamanın ruhu"na bağlı olarak değişebiliyordu. "Le
Fete Galante", "Mars et Venus" ve "Au Harem" gibi bu şovlarda dans eden kızlar
mekanın sanatçı müdavimlerinin yakın dostları ve eğlence ortaklarıydı.
Bütün genç ressamlar gibi Monet'de Salon denen yerde ünlendi. Salon o dönemin
önemli sanat merkezlerinden biriydi, bütün ressamlar resimlerini orada sergilenmesi
için büyük çaba gösterirlerdi. Bunun sebebi burada sergilenen resimler sanatçılarına
büyük prestij kazandırırdı. Onun yapmış olduğu çalışmalar özel koleksiyoncular
tarafından talep edilir, beğeni görürdü. Monet insan figürlerini manzara resimleri ile
birlikte resmetmektedir. Bu çalışmalarına örnek olan eserlerden bir tanesi olan
"Women in Garden" tablosunu örnek verebiliriz.
13
Eserde doğal ışık kullanılmış, ışık figürlere ve ağacların üzerine resmin sağ üst
köşesinde güçlü bir şekilde yansıtılmıştır. Işık etkisi renklerle verilerel figürlerin
hareketlerine katkı sağlamaktadır. Eser tuval üzerine yağlı boya ile yapılmış, yeşil,
turuncu, sarı, kırmızı ve beyaz renklerin açıklık koyuluk değerlerine önem verilerek
yapılmıştır.
Kompozisyon düzeni açık formda olup resmin ilgi odağı öndeki şemsiyeli figür ve
ortadaki koşan kadın figürüdür. Sanatçının Empresyonizm akımı ile ortaya çıkan
günün o anlık hallerini resmetme ve ışığın doğa üzerindeki yansımalarından
etkilenerek yaptığı çalışmalarındandır. Ressam tarafından fırça darbeleriyle yapılan
bu çalışma, rengin değişik tonlarındaki araştırmalarını da bize göstermektedir.
Monet'in bu tablosunda, ışığın etkisi ile rengin tonları mükemmel bir şekilde
resmedilmiştir. Bu konuda usta olan sanatçı, bu resmiyle bize bunu kanıtlamaktadır.
14
Bu resme kendi evinin bahçesinde başlamıştır. "Bu resimde solgun gece kıyafetleri
giyen şık genç kadınlara karşı, bu duruma manzara ve elbiselerdeki desenlerin
canlılığı tezatlık oluşturmaktadır."15
Bir bahçenin tarlaları arasında ve yazlık giysiler içinde çiçek toplayan genç kadınlar
bulunmaktadır. Güneş bu genç kadınların eteklerine göz kamaştırıcı pırıltılarla
inmektedir.
"Garden With Flowers" adlı tblosu 1866 yılının yazında, ailesini ziyaret ettiği sırada
"Le Havre"de yapmıştır. Bu tablo, bir evin bahçesinde yer alan ağaçlar ve
çiçeklerden oluşan manzaradan konu alınmıştır. Tablonun önünde dört tane ağaç yer
almaktadır, resmin sol tarafında büyük bir tane ağacın yarısı da gözükmektedir.
Küçük ağaçlarla büyük ağaç arasında değişik renkte çiçeklerden oluşan çalılıklar yer
almaktadır. Bu çalılıkların arkasında, ağaçların yaprakları yüzünden tam
görünemeyen bir ev bulunmaktadır. Bu evin çatısı ve bir penceresi görünmekte olup
yanında uzun bir ağaç görünmektedir. Resimdeki mazara resmi insana mutluluk,
yaşamın güzelliği ve sevinç duyguları uyandırmaktadır.
Bu tablo, Monet'in yaptığı birçok manzara resminden bir tanesidir. Sanatçı gittiği
yerlerde özellikle güzel bahçeleri bulmakta ve oralarda güneş ışığının etkisiyle
oluşan çok sayıda renk ve tonlarını resmetmekten zevk almaktaydı. Sanatçı kendi
evinin bahçesinde mükemmel ağaçlar ve çiçekler yer alırdı. Bu bahçede resim
yapmak Monet'in en büyük zevki idi.
Her yıl yazları ziyaret ettiği, amcasının evinde yapmış olduğu bu tablo bize, Empire
Bahçesi'nde ki yuvarlak başlı güller ve çalılıklar hakkında bilgi vermektedir."16
15
Jean - Poul CRESPELLE, Monet The Master Work, Portland House, 1998, s. 13
16
Daniel WILDENSTEIN, Claude Monet Empresyonistler, İstanbul: Başkan Yayınları, 1980, s.8.
15
Resim 2. Claude Monet, "Garden With Flowers", 54 x 65 cm
Tuval Üzerine Yağlı Boya, Orsay Müzesi, 1866, Paris
"Blanche Monet Painting" tablosu; manzara resmi olan bu resimde iki kadın figür,
birisi ayakta, diğeri oturur durumda resmedilmiştir. Ayakta duran figürün elinde
yuvarlak bir nesne, diğer elinde ise bir çubuk bulunmaktadır. Çubuğu tuttuğu elini
dirseklerinden hafif kaldırmış ve üç ayaklı bir sehpaya doğru elini uzatmaktadır.. Bu
kadının üzerinde uzun bir elbise ve kafasında şapkası vardır. Diğer figür yere
oturmakta ve elinde kitap bulundurmaktadır. Bu figürün üzerinde; ceketini, uzun
elbisesini ve kafasında şapkasını görmekteyiz. Mekanda uzun çimler ve arkada uzun
ağaçlar bulunmakadır. Resim izleyicide rahatlama, dinlenme, mutluluk gibi duygular
uyandırmaktadır. Işık belirsizdir ve doğal ışık kullanılmıştır. Işık etkisi renklerle
verilerek, figürlerin hareketlerine katkı sağlamaktadır. Eser kağıt üzerine yağlı boya
ile yapılmış olup beyaz, yeşil, kahverengi ve turuncu rengin tonları kullanılmıştır.
16
Doğal ışık kullanılmış olup, kompozisyon düzeni açık formdadır. Resmin ilgi odağı
iki bayan figürüdür.
"Blanche Monet Painting" adlı tablosunda Monet'in ikinci karısından olan üvey
kızları resmedilmiştir. Bu resimde üvey kızları olan Blanche ve Suzanne çimlerin
üzerinde oturur bir şekilde resmedilmiştir. Küçük olan Suzanne Monet'in favori
modelidir. Canlı ve sevimli olan bu kızdan resimsel olark birşeyler bulmaktadır."17
"The Garden at Giverny" adlı eser eve giden dar bir patikayı gösterir. Resmin ön
tarafında izleyiciye en yakın olan yerde, resmin ortasından başlayan yol gittikçe
küçülerek resmin sağında azalmaktadır. Bu yolun sağında küçük renkli çiçekler
bulunmakta ve bu yolun solunda bulunan çiçeklere nazaran daha fazla olup resmin
büyük bir çoğunluğunu kaplamaktadır. Resmin solundan başlayıp eserin sağ tarafına
doğru gittikçe küçülen ağaçlar sıra sıra yer almakta, yol ile arasında uzun çiçekler ve
çalılıklar bulunmaktadır. Konu olarak, bir yerin bahçe görünümü resmedilmiştir.
Resimde doğanın o muhteşem hali insana mutluluk ve yaşam sevinci gibi duygular
uyandırmaktadır. Eserde doğal ışık kullanılmış olup, ışıkla birlikte renklerdeki
değişim ile farklı etkiler verilmiş olması, Empresyonizm akımının etkisinde
17
Jean – Poul CRESPELLE, a.g.e., s.116.
17
olduğunu bize göstermektedir. Eser tuval üzerine yağlı boya tekniğiyle yapılmış
olup mor, turuncu, kahverengi ve yeşil renklerin koyuluk açıklık değerlerine önem
verilmiştir. Kompozisyon düzeni açık formdur. Eserde patika yolun ve ağaçların
gittikçe küçülmesi resimde derinlik hissi uyandırmaktadır. Fırça vuruşlarıyla
özensizce yapılmış hissi veren bu tablo, renklerin ve ışığın ustaca kullanılması
açısından ressamın ne kadar başarılı olduğunu bize göstermektedir.
Arka planda duvarlar gri ve mavi renkte görünmkektedir. Burada Monet mevsimleri
göz önünde bulundurarak renk kümelerini o anki mevsime uyarlayarak kullanmıştır.
Onun amacı o muhteşem sadeliği etkisini verebilmektir. Bunu doğru açılarla geçen
patika yollarla sağlamaya çalışmıştır. O döneme göre alışılmış bir bahçe görünümün
dışındadır. Resimde ki bahçede patika yolun kenarında bulunan mor ve turuncu
renkli çiçekler yer almaktadır. "Monet'in resimleri diğer ressamlarınkinden daha
somut daha gerçekçidir."18
18
Büyük Ressamlar Monet, İstanbul: Boyut Yayınları, 2008, s.8.
18
2.2.1.2. Edouard Manet (1832-1883)
Manet daima yeni arayışlara, deneylere ve uygulamalara açık bir sanatçı olarak
dikkat çekmektedir. Bu durumun en güzel kanıtı yapmış olduğu portreler,
natürmortlar ve değişik tarzlardaki görünümlere konu teşkil eden kafe, bar ve
lokantalar yanında değişik yaşam kesitleri sunan yansımalar olan yapıtlarında
kendisini göstermektedir.
Bu yapıtlarda belirli ölçüde bir sosyal eleştiri görülse de, sanatçının genelde siyasi
etkinlikler ile birlikte, yeni ve öncü eyleme dönük sanat hareketlerinden de uzak
durmaya çabaladığı gözden kaçmamaktadır. "Manet'in resimlerinde ne merkezdeki
kompoziyonlara ne de herhangi bir temel figure odaklanma yoktur."19 "Renkli
lekelerin göz kırparcasına bir görünüp bir kaybolması Manet'in çok hoşuna
gitmektedir."20
19
Peter H. FEIST, French Impressionism 1860 – 1920, Benedikt Taschen, 1985, s.40.
20
Germain BAZIN, Manet Empresyonistler, İstanbul: Başkan Yayınları, 1985, s. 15.
19
sandalyede oturmakta, uzun elbise giymekte ve kafalarında şapkaları bulunmaktadır.
Bu figürlerin hemen solunda iki erkek figürü ayakta olup bu iki bayana bakar
haldedirler. Resmin ortasında bize yakın olan yerde uzun bir ağaç diğer ağaçlara
göre daha net görünmekte ve sağ tarafında bir erkek figürü yer almaktadır. Eserde
çok fazla insan bulunmakta ve bunlar birirleriyle çok yakın bir vaziyette yer
almaktadır.
Eser tuval üzerine yağlı boya tekniğiyle yapılmış olup sarı, kahverengi, siyah, beyaz
gibi renkler kullanılarak bilhassa ışığın etkisiyle oluşan sayısız tonlarda renk
görünümü elde edilmiştir. Resim açık formda yapılmış olup ağaçların ve insanların
bizden uzaklaştıkça belirsizleştikleri görülmektedir. Sanatçı özellikle insanların fazla
bulundukları bar, park, bahçe vb. yerlerde resim yapmaktan hoşlanmaktadır. Işığın
etkisiyle elde edilen renk ve biçimler sanatçının hoşuna gitmekte ve tek bir nesneye
odaklanmadan insanların kalabalık hallerindeki veziyetlerini yeni arayışlarla
çizmeye çalışmaktadır.
21
Linda BALTON, The History and Techniquies of The Great Masters: Chartwell Books Inc.,
1989, s.18.
20
"The Monet Family in Their Garden" adlı tablosunda sanatçı, bahçede eğlenen
dinlenen anne ve çocuğun mutluluğunu konu almıştır. Eserde gözümüde çarpan şey,
ortada beyaz şapkalı ve elbise giymiş olan kadın figürüdür. Bu kadın figürü, yerde
eteklerin daire biçiminde açmış durumda oturmaktadır. Kadın figürünün heman sağ
yanında yerde uzanır halde bulunan bir çocuk bulunmakta ve bize doğru
bakmakadır. Hemen resmin solunda, öne eğilmiş dizlerini hafif kırmış halde bulunan
erkek figür, öndeki çiçeklere doğru eğilmiştir. Resmin bize yakın olan sol alt
köşesinde, iki küçük hayvan bulunmaktadır. Doğal ışık kullanılmış olup tuval
üzerine yağlı boya ile yapılmıştır. Komposizyon açık formda yapılmış olup kadın
figürü ve çocuk resmin ilgi odağıdır. Hareket, yatay dikdörtgen alanı yere yatay üç
parçaya böldüğümüz zaman, ortadaki bölümde oturan kadın ve onun kucağında
uzanmış olan çocuk, üçgen bir şekil oluşturmaktadır. Sol baştaki bölümde ise önde
yer alan horoz ve ördek, arkadan öne doğru eğilen dizlerinden hafifçe kırık şekilde
duran adamın hareketinde enerji hissedilmektedir. Kadın ve çocuğun bakışları
izleyiciye odaklıdır.
21
2.2.1.3. Camille Pisarro(1830-1903)
Pisarro diğer Empressyonistler gibi konu olarak sudaki devamlı değişen yansılamarı
işlememiştir. O konu olarak köy yerlerini resmetmeyi seçmiş, renk etkilerinden çok
yapı ve biçim üzerinde durmuştur. Köy konularını ve kırsal yaşamı seçmesinde
Realist akımın öncülerinden olan Millet'yi anımsatan birşeyler vardır; bununla
birlikte resimle birlikte parçalı ve birbirinden ayrı fırça vuruşlarıyla tipik
Empresyonist tekniği kullanmıştır. Pisarro, "The Garden of The Tuileries on A
Winter Afternoon II" tablosu büyük bir parkın yukarıdan görünen manzarasını konu
alan resmini yapmıştır. Eserin hemen ön tarafında dört tane ağaç yukarıdan görünün
bir durumda resmedilmiştir. Resmin sol tarafından başlayarak sol orta köşesine
kadar uzanan küçüklerek uzanan ağaç toplulukları yer almaktadır. Resmin sol alt
köşesinden başlayıp yukarıya doğru gittikçe küçülen büyük bir yol ve bunu üzerinde
sayısız insan görülmektedir. Ortadaki ağaçların arkasında ise bizden uzaklaştıkça
küçülen dört tane geniş alan bulunmaktadır. Resim izleyicide ilgi uyandırmaktadır.
Eserde doğal ışık kullanılmış olup bu renklerle daha da belirginleştirilmiştir. Eserde
hareket iki eşit parçaya bölen yatay çizgi, ağaçların dikey çizgileri ile
dengelenmektedir. İnsanların yürüdüğü yol, dairesel bir hareket oluşturmaktadır.
İnsanların hareketleri resme enerji katmaktadır. Eser tuval üzerine yağlı boya ile
yapılmış olup yeşil, mavi, kırmızı gibi renkler kullanılmıştır. Renkler ışığın etkisiyle
farklılaşarak, değişik ton ve renklere dönüşmüştür. Komposizyon açık formdur.
Ağaç ve insan topluluklarının bizden uzaklaştıkça renklerindeki belirsizlik halleri
resimde derinlik hissini vermiştir.
22
Charles S. NOFFETT, Impressionist and Post Impressionist Painting, The Metropolite
Museum of Art: Abradale Press Inc., 1991, s.103.
22
Resim 7. Camille Pisarro,
"The Garden of The Tuileries on A Winter Afternoon II", 73 x 92 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1899, Metropolitan Museum of Art
23
Bend GROWE, Edgar Degas 1834 – 1917: Benedikt Taschen, 1994, s.67- 68.
23
tekniğinin koyu tonların üzerine açık tonları bindirerek doğrudan çalışmaya fırsat
vermesiyle zenginleşmiştir. "Bunun en iyi örneklerinden birisi olan "The Cirque
Férnando" tablosudur ve 1879'da yapmıştır."24
Bu eserde bir trapezcinin ağzı ile zincire tutarak kendi kendine sallanırkenki
görüntüsü konu edilmiştir. O dönemin eğlence yerlerinde insanları heycanlandıran,
eğlendiren yerler büyük ilgi görmekteydi. Bu yüzden bu resim insana ilgi ve
heyecan hissi uyandırmaktadır. Resimde sol üst köşesinde ağzı ile birşeyler tutarak
kendini aşağıya doğru boşlukta uçarcasına sarkıtan bir figür bulunmaktadır. Figürün
yüzü tam görünmemekle birlikte sağ eli öne doğru sol eli arkaya doğru ters bir
durumda görülmektedir. Figürün bacakları dizden bükülmüş ve ayakları çapraz
haldedir. Konu itibari ile o dönemin eğlence kültürünü konu edinen bir çalışmadır.
Eserde yapay ışık kullanılmış ve alttan yansımaktadır. Eser geometrik parçalarla
oluşturulan dikdörtgenler ve karelerle yatay ve dikey hareketler oluşturulmuştur.
Resimde figürün boşlukta uçarcasına yaptığı hareket ve ellerini zıt yönlere açısı,
ayaklarını birbirine çapraz duruşu ve dizlerinin bükük halleri hız kavramını
kazandırmıştır. Resim tuval üzerne yağlı boya ile yapılmış olup, turuncu, yeşil,
beyaz ve sarı rengin tonlarıyla yapılmıştır. Kompozisyon düzeni kapalı formdur.
Resmin ilgi odağı ellerini iki yana açmış ağzı ile ip tutan figürdür. Eserde derinlik
mekandaki dikdörtgen ve karelerle verilmeye çalışılmıştır.
24
Guy JEENNISGS, Renoir, The History and Techniques of The Great Masters: Chartwell
Books Inc., 1988, s.51.
24
Resim 8. Edgar Degas, "The Cirque Férnando", 117 x 77 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1879, Ulusal Galeri Londra
25
çizdiği yerlerin mimari özellikleri ve buradaki artistlerin görsel hareketleri Degas'nın
önemsediği noktalardandır.
Onunla aynı zamanda yaşayan birçok ressam gibi Renoir da sirklerle ilgili birçok
resim yapmıştır. Renoir manzara yerine insan figürleri ile ilgili resimler yapmayı
tercih etmiştir. Ressam için sirkler, parklar, kalablalık insan toplulukarının olduğu
yerler, onun en favori resimleri içresinde yer almıştır.
26
Resimde iki küçük kızın sirk gösterisi konu alınmıştır. Eserde ayakta durmakta olan
iki küçük kız çocuğunu görmekteyiz. Bize yakın olan resmin sağında yer alan kızın
yüzü ve bedeni bize dönük halde olup ellerini göğüs hizasında birleştirmiştir.
Kucağında yuvarlark nesneler taşıyan bu figür bacaklarını dik tutarak ayaklarını yana
doğru açmıştır. Hemen bu figürün sağında olan kız çocuğu biraz daha geride olup
yüzü ve bedeni resmin sağına doğru dönmüş haldedir. Kollarını dirsekten kırarak
ellerini yüzüne yaklaştıran figürün, sol bacağı sağ bacağına göre ön tarafta ve
ayağının ucunu yukarı doğru kaldırmıştır. Saçları uzun ve kurdele bağlanmış olan
kızların, arka tarafında uzun bir duvar görülmektedir.
Resim 10. Pierre Auguste Renoir, "Clown in The Circus", 193 x 130 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1868
Resim konu olarak, sirkte gösteri yapan bir palyaçodur. Eserde, yer alan figürün
yüzü ve bedeni resmin soluna doğru hafif dönük bir haldedir. Sağ elinde çubuk tutan
figür ayalta olup; sağ ayağı sol ayağına göre önde durmaktadır. Sol elinde kolu
aşağıya doğru keman tutan figürün, saçları kabarmış bir şekildedir. Kolları geniş
dökümlü olan fakat vücudunu saran bir kıyafet giyen figürün, arkasında resmin
hemen sağ üst köşesinde sandalye bulunmaktadır. Eserde ışığın geldiği yer belli
27
değildir. Resim tuval üzerine yağlı boya olarak yapılmıtır. Figür resimde ilgi odağı
halindedir, bunu da resmin arka fonunda çizilmiş olan izleyicilerin bakışlarından
anlamaktayız. Renoir'in diğer çalışmalara göre fazla bilinmeyen bu eseri, oyun
alanları ve sirkler konusu için örnek teşkil etmektedir.
"The Luncheon of The Boating Party" resiminde bir partideki insanların eğlenceli
halleri konu alınmıştır. Eserde masa etrafında outran ayakta duran insanları
görmekteyiz. Arkada masa görünmese de önde bize yakın olan karşılıklı oturan iki
figür ve onların yanlarındaki figürler dikkat çekmektedir. Resmin sol tarafında yana
eğik halde dik duran figür bulunmakta ve hemen onun arkasında resmin tam ortasına
düşen kadın bize doğru bakmaktadır. Eserde doğal ışık kullanılmıştır.
Empresyonizm ve etkisinde yapılan bu eser ışığın nesneler üzerindeki etkisiyle
oluşan değişik renk ve tonlarını bize göstermektedir. Günün belli saatlerinde yapılan
bu çalışmaların bir tanesi olan bu eser, zaman olarak öğleden sonar yapıldığını
anlamaktayız. Kompozisyon düzeni açık formdadır derinlik hissi renklerle verilmeye
çalışılmıştır.
28
"Kalabalık insan topluluklarını resmetmeyi seven Renoir "The Luncheon of The
Boating Party" tablosunda empresyonist akımın etkisinde yapmış olmasına rağmen
memnun değildir."25 Çünkü resimdeki doğrusal açıklıkların kenar kontürlerinin
yumuşak geçişlerinden mennun değildir. Bu çalışmasında beğenmediği bazı
tekniklerini diğer resimlerinde düzeltmeye çalışmıştır. Renoir'in beğenmediği bu
eseri; eğlenen hayatlarından memnun olan insanların atmosferini iyi vermesi
açısından başarılıdır. Kendi içlerinde oyun oynayan ve o zamanın tadını çıkaran
insanları bize iyi hissettirmektedir.
"Ball at The Molin De la Galette" tablosu baloda eğlenen mutlu olan insanların
görünümleri konu alınmıştır. Resme bakıldığında bize yakın olan üç figür
görülmektedir. İkisi kadın olan figürlerin yüzleri bize doğru dönük olup biri oturur
25
Thomas PARSONS & Iain GALEY, Post – Impressionism, The Rise of Modern Art 1880 –
1920, London: Studio Editions, s.72.
29
diğeri ayakta durur haldedir. Erkek olan üçüncü kişi sandelyesini bize ters
döndürmüş ve sırtını görmekteyiz. Resmin solunda yan tarafta iki figür dans etmekte
ve yüzleri bize dönüktür. Resimde kalabalık halde bulunan insanları ve onların dans
etmelerini eğlenmelerini görmekteyiz. Sanatçı ışığın etkisini kullanarak; mavi,
beyaz, siyah, yeşil, kahverengi gibi renklerin çok çeşitli tonlarını resimde
kullanmıştır. Çalışma insanda, heycan ve hareket duygusu uyandırmaktadır.
Komposizyon açık formdadır ve resmin ilgili odağı önde bulunan üç figürdür. Resim
tuval üzerine yağlı boya ile yapılmıştır.
Empresyonistlere göre son on yıl boyunca açık havada yapmış oldukları resimler,
onları küçük yağlı boylara ve nispeten basit kompozisyonlara sınırlamıştır. Burada
genç kızlar artistlerle buluşurdu, bu da bize o dönemin bohem hayatından örnekler
vermektedir. Masa başında oturan ya da dans eden figürlerin üzerinde güneş ışığının
yansımasıyla benek görünümü verilmiştir. Bu da Renoir'ın ışığın o muhteşem
etkisini çalışmasına ne kadar ustaca resmettiğinin bir kanıtıdır. "Renoir bahçe, park
resimlerinde genellikle arkadaşlarını model olarak kullanmıştır."26
26
Irina ANTONOVA, Old Masters Impressionists and Modern Franch Masterworks from the
State pushlein Museum, Moskow: Yale University Pres, s.108.
30
Resim 13. Pierre Auguste Renoir "Dance of Bougival"
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1883, The Museum of Fine Arts, Boston
"Dance of Bougival" tablosunda bir çiftin dans ederek eğlenmeleri konu alınmıştır.
Eserde kadın figürünün yüzü bize, bedeni ise resmin sağına doğru dönüktür. Erkek
figürünün yüzü şapkasından görünmemekte ve bedenini kadının üzerine doğru
hafifçe eğmekte, sol eliyle bayanın elini tutmaktadır. Erkek figürü bacaklarını hafif
kırmış ve sağ eliyle bayanın belini tutmaktadır. Kadın figürünün başında şapkası ve
üzerinde elbisesi olup sağ kolunu dirsekten hafifçe kırarak erkek figürünün elini
tutmaktadır. Resmin arka fonunda silüetleri fazla belli olmayan insanlar masada
oturmaktadır. Eser ilgi ve heyecan duyguları uyandırmaktadır.
Eserde doğal ışık kullanılmıştır. Resim tuval üzerine yağlı boya ile yapılmış, mavi,
beyaz, siyah, sarı gibi renklerin ışıkla birlikte değişimleri iyi verilmiştir. Çiftin dans
ederkenki hareketleri ve hızı yüzünden kıyafetlerindeki renk değişimleri sanatçı
tarafından ustaca verilmiştir. Çalışma açık formda yapılmış olup, resmin ilgi odağı
dans eden kadın ve erkek figürüdür. Sanatçının diğer resimlerinde olduğu gibi bu
31
resminde de, kalabalık insanların eğlencelerini ve hareketliliğini izleyiciye
hissettirmektedir. Yumuşak geçişleri ve pastel boya tarzındaki yağlı boya çalışmaları
ise sanatçının uslubunu bize göstermektedir.
Bir başka çalışması olan "Dance of Bougival" 1882-1883 yılları arasında yapılmıştır.
Renoir'ın Empresyonist dönemine ait olan bu çalışması modern ve varoş yaşamın
günlük basit zevklerinin kutlanmasını konu alır. "Renoir için resim dinlenme ve flört
etmek gibidir."27 "Bu resimdeki model kız Szanne Valodon'dur. Renoir'ın
resimlerindeki tipik tombul ve sevimli kadınların zıttına, bu çalışmasında güçlü
özelliklere sahip kadınlar çizmeyi tercih etmiştir."28
27
Patrick BADE, Renoir, London: Studio Editions, 1989, s.100.
28
Patrick BADE, a.g.e,s.112.
32
dolayıdır ki genellikle akrobatların ve canbazların hayatlarını sürdürdükleri sirkleri
de konu edinebilmişlerdir
33
Georges Seurat, zıt renkleri yan yana noktalar halinde koyarak Noktacılık tekniğini
geliştirdi. Paul Signac (1863 - 1935) ile birlikte Pointilism akımınında gelişimini
sağladı. Resimlerini küçük noktalar kullanarak mozaik gibi boyadı. Renklerin
beynimizde kaynaşacaklarını savunuyordu. Bu tarza sonradan noktacılık dendi. Tüm
hatlar kaldırılmış ve düzeni korumak için resim basitleştirilmişti. Noktalama
tekniğinin öncüsü Seurat noktaların beynimizde birleşip bütünlük oluşturacağını
savunuyordu. Buna rağmen hacimsellik hissi alınamamaktadır.
"1891 yılında Seurat tarafından yapılan "The Circus" bitmemiş bir yağlı boya
izlenimini vermektedir."29
29
Chares S. NOFFET, a.g.e., s.237.
34
Seurat'ın, "The Circus" isimli tablosu sirkte gösteri yapan sirk çalışanları ve bunları
izleyen insanları konu edinerek yapılmıştır. Resmin altında izleyiclerin hemen
önünde arkası dönmüş yarısı gözüken figürün sol elinde çubuk ve sağ elinde uzun
bir nesne bulunmaktadır. Kafasında farklı bir şapkası olan bu figürün karşısında at
üzerinde tek ayağı ile durmaya çalışan kadın figürü görülmektedir. Atın yüzü bize
doğruı dönük olup koşar halde görünmekte ve onun üzerinde tek ayağıyla ayakta
durmaya çalışan kısa elbiseli kızın elleri yukarı doğru yarım daire şeklinde
açılmıştır. Elinde bir çubuk bulundurmaktadır. Resmin hemen sonunda bulunan at
ve kız figürün arkasında, ters dönmüş takla atan bir figür bulunmaktadır. Resmin
sağında bulunan takım elbise giymiş bıyıklı figürün sağ eli ve ayağı öne doğru
gelmiş, karşıda at üzerinde durmaya çalışan figüre bakar haldedir. Bu alandaki
insanları izleyen izleyiciler basamak şeklindeki yerlere oturarak buradaki insanları
seyretmektedirler. Eserde yapay ışık kullanılmıştır ve ışığın nereden geldiği belli
değildir.
Oturakların ilk sırasına oturan, kafasında şapkası olan ve saçları görünen kişi
Seurat'ın arkadaşı olan ressam Charles Angrand'dır. Bu çalışma 20 marttan 27 mayıs
1891'e kadar olan "7th Salon Des Independants 'da sergilenmiştir. Bu serginin
olduğu dönemde ölmüştür. Bazı eleştirmenler Seurat'nın kompozisyonları ile
Cheret'in posterlerinin benzerliğinden yola çıkarak bu sirk tablosunun taklit
olduğunu öne sürmüşlerdir. Cheret tarafından yapılan; 1880'de yapmış olduğu
posterdeki palyaço resmiyle Seurat'nın "The Circus"adlı tablosu ile aynı olduğunu
iddia etmişlerdir. O dönemde taklit olduğu iddia edilen bu sirk tablosunun aslında
"Neouveau Cirque" adlı anonim bir posterden alıntı olduğu sonradan kanıtlanmıştır.
35
1890'lar boyunca yeni kafe kaberelerinin büyük çoğunluğu Montmartre'de açıldı.
Seurat gece yaşamını ve kent eğlencelerini resmetmiştir. Fakat onun hayalindeki gibi
doğal bir ortam bulamamış ve hayalleri alt üst olmuştur.
36
Resim 15. Georges-Pierre Seurat, "Gösteri", 99 x 150 cm
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1887 - 1888
Metropolitan Sanat Müzesi, NewYork
30
Lais HAUTECOEUR, Georges Seurat, Empresyonistler, İstanbul: Başkan Yayınları, 1980, s.37
37
Seurat'nın "Chahut" tablosunda birkaç dansözün beraberce yaptığı bir çeşit French
Cancan dansını resmetmiştir. Moulin Rouge kendine özgü en büyük ün sağlayan bu
oyunu 1890'da Toulouse-Lautrec'de büyük bir başarı ile resmetmiştir. Bu tabloda
dansözlerin sağ ayakları resmin sağ köşesine kadar uzanmıştır. Dansözlerin yukarıya
kalkmış bacakları, kontrabasın sapı, müzisyenin kolu ve küçük fülütle aynı yönde
tutulmuştur. Ortaya çıkan sonuca göre söz konusu resim geometrik ve karakteristik
bir görünüm yansıtmıştır.
"Seurat'nın "Grande Jatte'de Bir Pazar Günü" tablosunda bir hafta sonu parka giden
orada dinlenen ve eğlenen insanlar konu alınmıştır. Resim izleyicide huzur mutluluk
gibi hisler uyandırmaktadır. Eserde dikkatimizi çeken resmin sağ tarafında bulunan
iki figürdür. Önde yer alan bayan kafasının üzerinde şemsiyesini açmış ve diğer
38
elinyle maymunun ipini tutmaktadır. Hemen yanında şapkalı bir erkek bulunmakta
ve bu çiftin önünde üç figür yer almaktadır. Dikkatimizi çeken diğer figür resmin
ortasında yer alan bize doğru bakan yanında bir kız çocuğu olan şemsiyeli kadındır.
Eserde doğal ışık kullanılmış olup bu renklerle pekiştirilmiştir. Yeşil, kırmızı,
kahverengi, mavi ve turuncudan oluşan renkler kullanılmış, ışığın etkisi ile değişen
sayısız farklı renkte oluşmuştur.
Seurat'nın en büyük amacı her şeyden önce renkleri oluşturmak, yüzeye çıkarmak,
aralarındaki ilişkide direnmek kişileri de gruplar halinde toplayabilmektir. Bunların
dışında gözden ve dikkatten kaçırdığı ayrıntılara fazla önem vermiyor, bir yaz
öğleden sonrasının havasını gereğince yansıtabildiğine inanıyordu.
"Seurat'nın "Grande Jatte'de Bir Pazar Günü" tablosunda pazar tatilini Siene nehri
kıyılarında ya da başkent dolaylarında geçiren, bu vesileyle hem eğlenen hem de
kendilerini gösterme fırsatı elde eden kişileri resmetmiştir."31 Paris halkı ve
burjuvalar bu tabloda sanatçının bir kez daha doğalcılığa yöneldiğini bize kanıtıdır.
Tabloda her kesimden insan bulunmaktadır. Örneğin tablonun sağ köşesindeki
burjuva insanlar göze çarpmaktadır. O dönemin kıyafetleri, erkeğin elindeki yaprak
sigara, şapkalar bize o dönem hakkında bilgi vermektedir. Seurat büyük tablolarında
bireysel karakterleri portre etmekle ilgilenmemiştir. Kalabalık insan topluluklarını
çizmeyi tercih etmiştir. Bu çalışmasında Seurat çeşitli tabakalara ait kent insanlarını
çizmiştir.
31
Lais HAUTECOEUR, a.g.e, s.56.
39
Resim 17. Georges-Pierre Seurat, "Grande Jatte'de Bir Pazar Günü",
207 x 308 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1884 - 1886
Chicago Sanat Enstitüsü, Chicago
"Signac's Portrait of Fènèon" tablosu Signac'ın kendi resim diliyle biçim ve teknik
özelliklerini öne çıkaran bir çalışmadır. Eserde yapay ışık kullanılmıştır. Kaynağı
belli olmayıp ışık etkisi renklerin açık koyu değerleri ile verilmeye çalışılmıştır.
Resimde ilk gördüğümüz şey elini öne doğru uzatmış diğer eli ile şapkasını ve
40
sopasını tutan erkek figürüdür. Bu figür resmin sağına doğru ve bize yakın
durmakrtadır. Takım elbise giyen bu figür sağ kolunu biraz kırarak elini öne doğru
uzatmış ve elinde çiçek tutmaktadır. Arka fonda soyut ve renkli çizimler yer
almaktadır. Resim kapalı formda yapılmıştır, arkadaki renk ve şekiller figürün
durağan haline hareket ve hız kazandırmaktadırr. Resmin ilgi odağı bu figürdür.
32
Post Impressionizm, Cross – Currents in European Painting, London: Royal Academy of Arts,
1979 - 80, s.211.
41
2.2.2.3. Henri de Toulouse-Lautrec (1864-1901)
Bir ressam olmaya karar verip Paris'e yerleştikten sonra Léon Bonnar'dan Ferdon
Cormon'a, Emile Bernard'dan Vincent Van Gogh'a kadar pek çok ünlü ressamla
tanışarak onların saygısını kazandı. "Hareket özgürlüğü doğuştan kısıtlanmış olan
Toulouse Lautrec, resimlerinde en çok doğaya, insanlara ve kent yaşamının canlı
yüzlerine yer vererek döneminin görsel günlüğünü tuttu."33 Onu ilk ünlü yapan,
Paris'in dünyaca ünlü pavyonu Moulin Rouge için tasarladığı afişti. Oysaki afiş, o
tarihte baskıyla çoğaltılabilen, kopyaları çıkarılabilen basit bir reklam aracı olarak
görülüyordu. Fakat Toulouse Lautrec'in göz dolduran tasarımlarıyla afiş, ucuz bir
baskı nesnesi olmaktan çıktı.
33
Bernard DENVIR, Toulouse Lautrec, London: Thames and Hudson Ltd, 1991, s.167.
42
dünyasının tipleri üzerinde durdu."34 1884'te kabare sahibi ve şarkıcı Bruant,
Toulouse-Lautrec'ten şarkıları için ilüstrasyonlar yapmasını istedi; ayrıca yapıtlarını
kabaresinde sergilemesine izin verdi. Toulouse-Lautrec onun için çalışmaya
başladıktan sonra Montmartre'da çabucak tanındı ve siparişler almaya başladı.
Yapıtlarında hareketi, etkisi altında kaldığı çağdaşı Edgar Degas gibi anatomik
kurallara bağlı kalarak betimliyordu. Amacı serbest, akıcı çizgiler ve renk
aracılığıyla hareketin özünü yakalamaktı. Dolayısıyla çizgilerinin anatomik açıdan
doğru olmasına aldırmıyordu.
Rengi çok yoğun kullanıyor ve renk lekelerini birbiri üstüne gelecek biçimde
düzenleyerek olağanüstü bir ritim duygusu yaratıyordu. Lautrec sık sık Moulin
Rouge ve diğer Paris'in dışında olan Montmartre deki kabarelere gider ve oradaki
hareketli atmosferi resimlerine yansıtmaya çalışırdı. Tiyatro, sirk ve genelevlere
gittiği gibi ve diğer kaberelere de giderdi. Lautrec diğer çağdaşları gibi sirkler
konusundan etkilendiğini çalışmalarından anlıyoruz. 19 yy'ın tipik renkli eğlenceleri
Lautrec'i çok etkilemiştir. Onun zekice ve akıllıca renk kullanımı ve bazen gerçek
anlamından sapmış figürleri sirk ortamında kullanmış olması tuvalinde mükemmel
bir şekilde uyum sağlamıştır. 1899'da Paris'in en canlı mekanlarına gitme
alışakanlığı ve aşırı alkol kullanımı onun sağlığını olumsuz yönde etkilemiştir. Onun
halisilasyonları ve sinirli halleri yüzünden annesi tarafından kliniğe yatırılmıştır. Bu
durum basın tarafından çok abartılmış ve deli olduğuna dair spekülasyonlarda
bulunulmuştur.
Lautrec bunun üzerine basına cevap olarak ellinin üzerinde taş baskı eser ortaya
koymuştur. Bu çalışmalar sirk tecrübeleri sayesinde gerçekleştirilmiştir. Hastane
süresince gözlemlediği yerleri tualine aktarmıştır. Buna örnek olarak Lautrec
"Clown Trainer ile Madrid, Easter, 1899, to Arsène Alexandre, in Memory of
Capitivity" gösterilebilir. Lautrec hayatının bu döneminde sirklere geri dönme
düşüncesi bir ironi değildi. Gerçeğe rağmen abartı olan sirk sahnelerindeki neşe ve
mutluluk durağan olmayan hareketli yaşam tarzını özleştirmiştir. Bu resimler onun
34
http://www.sanalmuze.org/koleksiyon/content.php
43
üstün bir kabiliyeti olduğunun ve deli olmadığının bir kanıtıydı. "Bu çalışmalarını,
empresyonistlere nazaran daha az titiz olan bir teknik ve tarzda yapmıştır."35
Au Cirque Fernando: l'Ecuyere (The Ringmaster) tablosunda bir sirk gösterisi konu
alınmıştır. Eserde yapay ışık kullanılmıştır ve her yöne eşit miktarda ışık verilmiştir.
Resmin sol tarafında smokin giymiş ayakta ve bize arkasını dönmüş bir erkek figürü
görülmektedir. Sol elinde uzun bir çubuk ve bu çubuğun bittiği yerde bir at onun
üzerinde kadın bulunmaktadır. Atın kuyruğu ve arka bacakları hareket halinde olup
öne doğru gittikçe küçülen ve tam görünemeyen atın başını görmekteyiz. Atın
üzerindeki kadın figürü resmin sol tarafında bulunan erkek figürüne bakar durumda
ve elbisesinin eteği sağa doğru kabarmış haldedir. Resmin fonunda bu durumu
izleyen insanlar basamaklar halinde yapılmış oturaklara oturmuş ve pistteki
hareketleri izmelektedirler. Resim izleyicide hareket ve hız hissi uyandırmaktadır.
Yağlı boya ile yapılmış olan bu çalışma o dönemim önemli eğlence merkezlerinden
örnekler vermektedir.
35
Bernard DENVIR, a.g.e., s.168.
44
Resim 20. Henri de Toulouse-Lautrec, "At the Nouveau Cirque: The Dancer
and Five Stuffed Shirts", Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1891,
Philadelphia Museum of Art
Lautrec bu çalışmasını da bir sirkten konu almıştır. Resmin büyük bir kısmını
kaplayan sırtını gördüğümüz kadın figürüdür. Elbise giymiş olan bayanın sağ eli öne
doğru bükülmüş ve elinde gözlük bulunmaktadır. Bu figür karşısında daha aşağıda
bulunan kıza bakmaktadır. Bu kız bedenini geriye doğru itmiş ve arkaya doğru eli ile
dengede durmaya çalışmaktadır. Yapay ışık kullanılmış olup renklerle pekiştirilmeye
çalıştırılmıştır. Figürde kullanılan sıcak renklerle zeminde kullanılan soğuk renk,
resimde dengeyi sağlamıştır. Yağlı boya ile yapılan bu çalışma, Lautrec'in Paris'in
sirk hayatından bir kesit sunmaktadır. O dönemin kıyafatleri ve figürün merakla
izleme hali resme bakan kişide ilgi uyandırmaktadır.
45
Lautrec'in, "Chau-U-Kao, The Chinese Clown" tablosunda sirk ortamına ait olan bir
görüntüyü konu almıştır. Eserde yapay ışık kullanılmıştır. Işığın nereden geldiği belli
olmayıp bu renklerle ve figürlerin kıyafetleriyle pekiştirilmiştir. Kapalı bir
kompozisyon olan bu resim Lautrec'in afiş çalışmasına da örnek gösterilebilir.
Resimde ilgimizi çeken figür, ortada geniş ve pisküllü yakası olan bol pantolunlu bir
elbise giymiştir. Saçları toplanmış olup kafasının yan tarafında şapkasıyla
bağlamıştır. Resmin soluna doğru hareketle bacağını öne doğru ve sağ elini
pantolonunun cebine sokan kadın, bir model edasıyla durmaktadır. Bu bayan figürün
arkasında uzakta bulunan yüzünü ve bedenini resmin soluna dönmüş, ceketli ve
şapkalı bir erkek figürü bulunmaktadır. Hemen ilerisinde kadınlı erkekli kalabalık
insanlar bulunmaktadır. Figür dikey dikdörtgen alanını kaplayacak şekilde
yerleştirilmiştir. Hareket düzeni, figürün sola doğru dönük oluşu, ellerini cebinde
tutuş şekli ve kadının bakışları ile sağlanmıştır.
"1904 yılında resimlerine hakim olan mavinin yerine pembeyi koymaya başlaması,
çoğunlukla Picasso'nun değişen yaşam koşulları ile açıklanır. İlk mali başarılar ve
Fernande'ye aşık olması ona bir güvenlik duygusu verir. Resimlerinde pembe ve
pembemsi griler hakimdir."36 Soğuk renklerin yerini sıcak renkler alır, ışığa dönüştür
bu. Vücutlarla resim alanları arasında yeni ilişkiler kurulur; artık, madeni bir fonun
ortasında kalmazlar. Henüz sevinç ve bütünlük yoktur ama yaşam vardır. Bu
dönemin insanları savaşçıdırlar, yorgun ve herşeyi oluruna bırakmış görünseler bile,
yine de gururlu ve onurlu bir duruşları vardır. "Pembe dönemin motifleri çoğunlukla
oyuncu ve artist dünyasından alınmıştır."37 "Picasso'nun renk değiştirmiş paletinde
pembe, roze, sarı-kahve ve gri tonları görülür."38 Bu dönemin başlıca yapıtı 1905
yılında yapılan "Soytarılar' adlı tablodur. Picasso bu resminde köydeki bir hayatı
kesin bir dille verir. Hüznü vermek için kullandığı renk burada kırmızının çeşitli
tonlarıdır. Bir aileyi oluşturan bireylerin nerdeyse tamamının olduğu resimde
36
Thomas PARSONS & Iain GALE, Post Impressionism The Rise of Modern Art 1880-1920,
London: Studio Edition, s.186.
37
Wilfried WIEGAND, Pablo Picasso, çev. Canan DÖVENLER, İstanbul: Alan Yayıncılık, 1985,
s.58.
38
Picasso, İstanbul: Boyut Yayıncılık, 2008, s.25.
46
insanların yaşadıkları hayattan duydukları hoşnutsuzluk kişilerin tek tek işlenişinde
ve resmin bütününde rahatlıkla hissedildiği halde, aile bireyleri arasında sıcak bir
bağ olmadığı görülür.
"Bir önceki döneme göre fiziksel bir yakınlaşma, bir kucaklaşma hatta bir dokunuş
bile görülmez. Hem mavi hem de pembe dönemde sık sık görünen tek motif soytarı
motifidir."39 O zamanlar oyuncular ve artistler, soytarılar ve palyaçolar genelde
sanatçılığın sembolleri olarak anlaşılıyordu. Bu resmindeki palyaçolar duruşlarıyla
kahramanca sürdürülen bir yaşamı gösteririler. Bu anlamda Picasso bir bakıma
kendini ve kendisi gibi yaşamını sürdüren sanatçıları anlatmaya çalışır. Bu dönemde
yoksulluğun, bunalımın, sakatların, körlerin yerini soytarılar, ip cambazları ve
palyaçolar alır. Belki de sanatçı karamsarlığından sıyrılmak istemiştir. Ancak; sirk
dünyasının insanlarında da hüzünlü bir mutluluk vardır. Pembe dönem olarak
adlandırılan bu süreçte yoksulluğun güzel bir yanı var gibidir. John Berger
eleştirisinde der ki " Yarı aç yarı tok, yırtık pırtık giyinmiş olabilirler, ama
mesafelerini ve kendilerine saygılarını korumuşlardır."40
39
http://site.mynet.com/halilss/mavi_donem.htm
40
John BERGER, Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, İstanbul: Metis Yayınları, 2003, s.54.
47
Bu dönemde Picasso; geçmiş, gelecek, planlar, neden ve sonuç- bunların hepsini bir
yana bırakmış yalnızca yaşadığı deneyimi önemsemiştir. Picasso'nun, kendini
bütünüyle elindeki fikre ve yaşadığı ana verdiği ve resimlerinde öykü anlatmayıp bir
durum gösterdiği ifade edilir.
Cambaz ailesini ele alışında, bir kez daha kusursuz güzellik anlayışına yönelmiştir.
Sanki klasik güzellik anlayışının tüm kurallarını göstermek ister gibidir.
48
Picasso 1800'lerin başında Montmartre'ye yerleşmiştir. "Picasso ve arkadaşları
Medrano sirkine sık sık çizim yapma için gitmişlerdir."41 Sirk dünyasından
karakterler onun konu seçiminde baskın olmasına neden olmuştur. Pembe
Dönemimde Picasso bu sirk figürelerini mükemmel bir şekilde resmetmiştir. Picasso
bu sirk resimlerinde genellikle çevreyi sınırlandırmadan resmetmiştir.
Resimde sağ tarafında yer alan iri atletik yapılı figürün bir tabureye oturur halde ve
sırtı bize dönüktür. Yüzünü tam olarak göremediğimiz figürün, sadece sol bacağını
görmekteyiz. Üzerinde şortu ve oturduğu yerin üzerinde de kumaş parçası
bulunmaktadır. Bu iri figürün karşısında top üzerinde durmaya çalışan küçük bir
çocuk görülmektedir. Bu çocuk topun üzerinde esnek bir halde kollarını yukarı
doğru hafif kırarak kaldırmış ve başını da bu durumun zıttına aşağıya ve hafif yana
doğru bükmüştür. Mekan belirsizdir. Tuval üzerine yağlı boya ile yapılan bu
çalışma, hüzün ve mutlsuzluk hissi uyandırmaktadır. Bunun sebebi, önde oturan
figürün duruşundan kaynaklanmaktadır. Picasso'nun pembe dönemi çalışmalarında
önemli bir yer tutan sirk ve cambazlar, insanları eğlendiren yerler olmasına rağmen
Picasso'nun tablolarında hüzün hissini uyandırmaktadır. Bu da tezatlık oluşturmakta
ve izleyenlerin ilgisini çekmektedir. Normalde sirk ortamı, insanları mutlu etmek
içindir fakat bu durum sanatçının tablolarında görülmemektedir. Bunun sebebi
41
Ingo F. WALTHER, Pablo Picasso 1881-1973, İstanbul: ABC Kitabevi Yayın ve Dağıtım A.Ş.,
1997, s.22.
42
http://69.57.134.83/~artists/turkish/elestri_det.php?recordID=2
49
Picasso'nun psikolojisindeki iniş çıkışlardan ve maddi problemlerinden
kaynaklanmış olabilir.
43
Roman Norbert KETTERER, E.L.Kirchner Drawings and Pastels, London: Alpine Fine Arts
Collection Ltd. Publisher of Fine Arts Books, 1979, s.24.
50
sinirli bir çizim üslubu ve parçalanmış biçimler yaratmak için dışavurum örgesini
kentin dinamik, telaşlı, yapay çevresinden seçmiştir."44
Eserde bir sirk gösterisi konu alınmıştır. Yapay ışık kullanılmış ve bu renklerle
bilhassa zıt renklerle pekiştirilmeye çalışılmıştır. Resimde çember bir alanın
içerisinde üç figür ve bir at bulunmaktadır. Resimde bize yakın olan iki figür yer
almaktadır. Resmin ortasında yer alan arkasını dönmüş şapkalı figür ve biraz
uzağında sırtını dönmüş iki kişi önlerinde bulunan ata bakmaktadırlar. At resmin
soluna doğru başı bize doğru dönüktür. Bize doğru koşar halde bulunan at ve
üzerinde ellerini ve bedenini aşağıya doğru sarkıtmış, ayağıyla atın üzerinde
durmaya çalışan bir figür bulunmaktadır. Bu yuvarlak alanın dışında atın üzerinde
gösteri yapan, kızı izleyen izleyicileri görmekteyiz. Bu kalabalık topluluk resmin sol
44
Lionel RICHART, Ekspresyonizm Sanat Ansiklopedisi, İstanbul: Remzi Kitapevi,1991,s. 69.
51
köşesine doğru yoğunlukla bulunmakta ve gösteriyi izlemektedirler. Eser yağlı boya
tekniği ile yapılmış olup, kırmızı ve yeşil rengin yoğunluğu dikkatimizi çekmektedir.
Sanatçı yaptığı çalışlarında kontürler kullanmaktadır. Bu eserinde de bu durumu
görmekteyiz. Keskin ve sert kontürler kullanan sanatçı nesneleri ve figürleri
belirlemeye ve öne çıkarmaya yönelik çalışmalar yapmıştır. Eserde hareket, hız ve
heyecan duyguları hissedilmekte ve bu atın hareketi ile vurgulanmaktadır.
45
Douglas HOLL, Klee: Phaidon Pres Inc., 1992, s.72.
52
yuvarlak çizgilerdir. Buna benzer şekiller resmin bazı yerlerine çizilmiş ve
boyanmıştır. Resmin ilgi odağı köşedeki dikdörtgen belki öteki dünyaya geçisi
simgeleyen bahçe kapısını işaret etmektedir.
Klee için bahçeler büyük bir öneme sahiptir. Çünkü buradaki bahçe kavramı sanatçı
için insanoğlunun yaradılışı ve ölüm sahnesinden başka fantastik dünyanında
farkında olmasına neden olmuştur. Klee'nin bir diğer tablosu olan "Figure in Garden"
çalışmasında pastel boyayı kullanmıştır.
"Figure in Garden" tablosunda, adından da anlaşılacağı gibi bahçede yer alan bir
figürden esinlenerek yapılmıştır. Çalışmada geometrik şekiller ve bunu kontürle
belirleyen siyah çizgileri görmekteyiz. Yeşil, mavi, kahverengi ve sarının tonlarıyla
53
yapılan bu çalışna çocuksu bir saflıkla yapılmıştır. Eser bizde, ilgi ve merak duygusu
uyandırmaktadır. Klee çalışmalarına bir anlam boyutu ve derinlik hissi katarak
yapmıştır. Bu çocuksu resimler biçimde bir şey ifade etmiyormuş gibi gelse de
aslında resmin özünde büyük anlam boyutlarını içermektedir. Sanatçı kendi duygu ve
düşüncelerini katarak farklı yorumlar elde etmiştir.
Chagall sirkleri çizmeyi seviyorudu çünkü günlük hayatın gri olan yüzünü, fantastik
bir şekilde anlatmayı seviyordu. Sirklerle ilgili her şey onu mutlu ediyor, ister bir
hayvan gösterisi olsun, ister bir denge hareketi olsun, sirkin içinde yer alan her türlü
46
Constance Naubert – RISER, Klee, London: Studio Edition, 1992, s.110.
54
şov onun ilgisini çekiyordu. Sirkler onun için dünyanın hayalperest yönünü
tanımlıyordu. Hayvanların koşuştuğu insanların kendini akrobatlar gibi hareket ettiği
ortamlar sanatçının büyük ilgisini çekiyordu. 1868-1875 yılları arasında yapmış
olduğu "The Big Circus" tablosunda bir melek, çadırın yüksek bölümünden
kalabalığa bakar biçimindedir. Resimde tanrının işaret eden eli bir çemberin
kavisinden görünmektedir.
"The Big Circus" tablosunda bir sirk gösterisinden konu alınarak yapılmıştır. Eserde
figürlerin farklı oluşu ve sanatçının da çiziminden kaynaklı olarak insanda ilgi ve
merak duygusu uyandırmaktadır. Resimde karışık figürler bulunmakta, resmin
altında bulunan horoz, hemen üzerinde yer alan keçi ve onun üzerinde resmin
ortasında yer alan, başını aşağıya doğru eğmiş kanatlı bir kız figürü bulunmaktadır.
Resmin ortasında ne olduğu tam anlaşılamayan kalabalık bir topluluk yer almaktadır.
Resim 27. Marc Chagall, "The Big Circus", 170 x 160 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1968, Pierre Matisse Gallery, NewYork
55
"Bizanans geleneğinde temsil edildiği gibi tanrının eli kutsama hareketini temsil
ediyor. Resmin alt bölümünde yer alan horoz başlı at bir kemancı tarafından idare
ediliyor. Figürlerin dipdibe, ardışık, karmakarışık olmasına rağmen renklerin doğru
kullanılması, bu figürlerin net bir şekilde algılanmasını sağlamaktadır."47 Çünkü
resmin ortasındaki canlı renklerle tuvalin kenarlarına doğru bilinçli bir şekilde
azaltılarak, siyahla beyazın etkililiği artırılmıştır. Bu da sanki kenara çekilmiş sahne
perdesine benzetilmektedir. "Eğretilemenin modern resme başarı ile girişi yalnız
onun yapıtlarında görülür."48
Bu yüzyılda resim sanatımızda baş gösteren büyük değişim, yalnızca Batı etkilerinin
belirlediği bir olgu değildir. İşin aslı Türk resminin kendine has gelişmesi içinde
Batı ikinci dereceden yan bir etken olarak kalmıştır. Şayet Türk resminin geleneksel
doğacı ve gerçekçi eğilimleriyle şematik biçim oluşumları arasındaki ikiliksel bağ
hesap edilirse, bu yüzyıl ancak bu dengenin nesnel bir dışa yönelişe doğru değişmesi
ve bunda Batının da belli bir rol oynayışı diye açıklanabilir. Bu değişim asla
geleneksel Türk resminin yıkılarak, bunun yerine Batı modeli bir resim sanatının yer
aldığı anlam teşkil etmez. Türk resminin sonraki gelişmesi de ancak aynı yolda bir
açıklamaya ihtiyaç gösterir. Türk resminin 19. yy'dan bu yana batılılaştığı yargısı
tümüyle yanlıştır. Batı resminin 19. yy'daki değişimi de bir bakıma bundan
fazlasıyla farklı değildir. Batı resminin 19. yy. içindeki değişimlerinde de Avrupa
dışı sanatlar büyük rol oynamışlardır. Fakat Batı bu değişmeyi yine de kendi gelişme
sınırları içinde gerçekleştirmiştir. "Türk resim sanatı, ancak batı yaşamında yer etmiş
eski büyük eserlerle ilgilenmiş, bir nesne gözlemi ve onun yansıması problemi ile
yetinmiştir."49
47
Michel MAKARIUS, Chagall, London: Translated by Jane Brenton: Studio Edition, 1992, s.134.
48
Nobert LYNTON, Modern Sanatın Öyküsü, Ankara: Remzi Kitabevi, 1982, s.152.
49
Adnan TURANİ, Dünya Sanat Tarihi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2005, s.668.
56
karşılaşmasalardı, Sanat tarihimiz, elbette gelişme yolunu çok kısaltacaktı."50 Halil
Paşa öğrenimi sırasında Paris'te dikkat çeken bir sanatçı idi. Sanat tarihimizde
sınırlarımızı aşan ilk büyük başarı; 1900'da Paris'te uluslar arası bir sergide bronz
madalya almasıydı. İki sanatçı yıllarca Sanayii Nefise mektebini harekete
geçirememelerine karşın, bir kısım Asker ressamları etkileri altına almayı
başarmışlardır. Bunlardan Üsküdarlı Hoca Ali Rıza Bey, Ne Avrupa'ya öğrenim
görmeye gönderildi, ne de yabancı müze ve galerileri gördü. Tanımadan, habersiz
Claude Monet'in öğütlerine uyarak çalıştı. "Müzelere gitmeyin, Çocuklar gibi olun."
diyordu.
O gerçek sanata ancak bu yoldan ulaşılacağına inanıyordu. Çünkü sanatçı böyle bir
yaklaşımla kimsenin etkisinde kalmayacak ve tamamen özgün çalışmalar ortaya
çıkaracak.
"Resimlerinde gün ışığının, açık havanında tazeliği bulunan insanların bir yandan
işlerini atölyelerinde gerçekleştirdikleri izlenimi veren bir içe kapanıklığı
yansıtırlar."51
1857 yılında doğup 1939 yılında ölmüştür. İlk asker ressamlarımızdan olan Halil
Paşa "Mühendishane-i Berr-i Hümayun"u bitirmiştir. Okulu bitirir bitirmez
"yaveran" sınıfına alınarak sarayda görevlendirilmiştir. Mezun olduktan sonra askeri
liselerde de resim öğretmenliği yapmıştır. Uzun bir süre Paris'te Leon Gerome'nin
atölyesinde çalışmıştır.
50
http://www.kadikoysanat.com/main/links.asp?link_ID=61
51
Sezer TANSUĞ, Çağdaş Türk Sanatı, İstanbul: Remzi Kitap Evi, 1996, s. 94.
57
"Ülkemizde izlenimci sanatın bir öncüsü olarak nitelenen Halil Paşa'nın güçlü bir
desenden yoksun olarak gördüğü izlenimci Frensız resmine özellikle Manet'ye
yöneltiği eleştiriler, sanatçının mensup olduğu ya da temsil ettiği akımın değerleri ve
sistemine bağlılık yönünden daima tereddütle karşılanmıştır."52
Halil Paşa'nın bu çalışması Paris'te bir parktan görünüm konu alınarak yapılmıştır.
Resim huzu ve dinginlik hissi uyandırmaktadır. Doğal ışık kullanılmıştır ve renklerle
fırça vuruşlarıyla verilmeye çalışılmıştır. Çalışmada büyük bir alan bulunmakta ve
resmin sağ tarafında bir ağaç görünmektedir. Bu büyük ağacın önündeki yer olan
belli belirsiz alanda bayan figürü yer almakta ve yüzü bedeni bize doğru dönüktür.
Ağaçtan bize doğru uzun çitler yer almaktadır. Resmin nedereyse tam ortasında belli
belirsiz olan şapkalı bir kız çocuğu görülmektedir. Resmin solunda ağaç ve onun
altında bankta oturan silüet halinde iki kişi bulunmaktadır. Resimde mavi rengin
yoğunluğu görülmektedir. Yeşil ve sarı tonlarıyla mavi rengi dengelemeye çalışan
sanatçı, bu çalışmasını, bir izlenimci gibi fırça vuruşlarıyla yapmaya çalışmıştır.
Resimde bulunan renkler yumuşak geçişleriyle ve günün belirli saatindeki o havayı
bize hissettirmektedir. Sanatçı yapmış olduğu bu çalışmasını Empresyonizim
akımından etkilenmiş olup ilk izlenimci Türk ressamımız da diyebilmekteyiz.
52
Sezer TANSUĞ, Halil Paşa, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1983, s.30.
58
Sanatçı Paris'e gittiği yıllarda yapmı olduğu bu çalışması o dönemin Türk resmi
hakkında bilgi vermektedir.
Eser ressamın evinin bahçesinden bir görünümdür, doğal ışık kullanılmıştır. Işık
etkisi izlenimcilik akımının etkisi ile olan fırça vuruşlarıyla ve ışığın renkler
üzerindeki değişimlerini dikkate alınarak yapılmıştır. Yeşilin ve kırmızı renklerin
tonları etkin bir şekilde kullanılmıştır. Açık bir kompozisyon kullanılmış olup öndeki
çiçekler ilgi odağı halindedir. İzlenimcilik akımının öncüsü olan Monet evinin
bahçesinde yapmış olduğu bir çok tablosu vardır. Hatta özel olarak bahçesi ile
ilgilenip bir tablo görünümüne getirdiği bahçesinde resim yapmak onun en büyük
zevki idi. Halil Paşa da Türk resminde izlenimcilik akımından etkilenen ilk Türk
ressamlardan bir tanesi olup Monet gibi bahçe konulu çok sayıda çalışma yapmıştır.
İlk yapıtlarından başlayarak üslup ve teknik gelişimi, belli bir çizgide gitmediği
açıkça görülmekte, aynı yıl içinde bile birbirinden farklı teknik ve üslupta resimler
yaptığı gözlenmektedir. Sanatçı, Fransa'da Empresyonist, Almanya'da akademik,
59
Empresyonist ve Ekspresyonist ressamlardan etkilenmesine karşın, konuya göre
içinden geldiği gibi çalışmayı yeğlemiştir. Bazen paletinde hafif fırça vuruşları ve
ışıltılı renklerin görüldüğü Empresyonist, zaman zaman parlak renklerin ve karşıt
tonların egemenliğinin hissedildiği Ekspresyonist bir doğa ressamı, bazen realist bir
figür ressam, sırasında akademik bir çıplak ressamı olmuştur.
53
Zeynep RONA, Namık İsmail, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1992, s.28.
60
Eserde bahçede bir kızın mutlu hali resmedilmiştir. Doğal ışık kullanılmıştır. Işığının
kaynağının nereden geldiği belli değildir. Açık kompozisyon kullanılmış olup
kırmızı ve yeşil rengin hakimiyeti görülmektedir. Eserde tablonun büyük bir kısmını
kaplayan 15 – 16 yaşlarında bir kız çocuğu yer almaktadır. Beyaz gömlek ve kırmızı
elbise giyen kızın yüzü ve bedeni bize dönük olup iki eliyle yüzüne doğru bir çiçek
tutmaktadır. Arkasında yeşil bir alan görünmekte ve üzerinde durduğu toprak zemin
üzerine çıplak ayakla basmaktadır.
61
tanıdık bar ve bistro patronlarına birkaç kadeh içki karşılığı resimleri sayesinde içki
içebildiği, münzevi yaşantısının öncelikli sosyal alanını ve boyutunu oluşturan en
önemli mekanlardı. Fikret Mualla'nın "Müzisyenler ve Kağıt Oynayanlar" konuları
diğer ressamlar gibi ilgisini çekmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında Amerikalı
müzisyenlerin daha özgür ve canlı, entelektüel ortamı nedeniyle Fransa'yı
yeğledikleri dönemde yazın altın çağını Paris'te yaşamış olmanın ayrıcalıklı
konumuna da sahiptir.
62
Bu resimlerin hemen hemen tümü zenci müzisyenlerin çoğunlukla mavi, mor ve
yeşil fonlar üzerine çalışılmış ve bazen siyah-beyaz armoni de füze ile
gerçekleştirilmiş tasvirlerinde coşkulu bir atmosfer duygusu yakalamıştır."Kağıt
Oynayanlar" daki insanlar ise tümüyle farklı hatta karşıt duygular içersinde bile
masa etrafında oyun, kumar tutkusu ile bir araya gelmiş küçük tanıdık toplulukardır.
"Onun renkleri hiçbir zaman bayalığa düşmedi. Işıldayan, parıldayan ince
değerlerden oluşan kırmızıların, mavilerin,morların tümü ağır basmasına rağmen
sağlam desenin birer parçası oldular."54
54
Haz.Ferit EDGÜ, Fikret Mualla Dostlarına Mektuplar, İstanbul: YKY, 1995, s.146 .
55
Ferit EDGÜ, Fikret Mualla'nın Hayvanat Bahçesi, P Dergisi, Güz 2001 sayısı
63
bakidir el'an, o eski günleri hatırlamazsam essen yaşayamam" sözünden
anlıyoruz."56
"Bir ressam tasarlayın ki aklına estiği zaman resim yapmaktan başka hiçbir şeyden
sorumlu değil."57
56
Nurullah BERK – Orhan KOLOĞLU, Fikret Mualla Hayatı, Sanatı, Eserleri, Milliyet Yayınları
Sanat Kitapları Dizisi: 3, Ekim 1971, s.12
57
Bedri Rahmi EYÜPOĞLU: Delifişek, Bilgi Yayınevi, 1975, s.107
64
Resim 36. Fikret Mualla, "Kırmızı Sirk, Hokkabaz Ayı" 1960,
Eczacıbaşı Koleksiyonu
65
2.2.3.4. Eşref Üren
58
Kıymet GİRAY, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonundan Örneklerle Manzara,
Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları, 1998, s.412.
59
Türkkaya ATAÖV, Eşref Üren, Ankara: Türkiye İşbankası Yayınları, 1986, s.36.
60
Kıymet GİRAY, Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu, Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, s.400.
66
Resim 39. Eşref Üren, "Kurtuluş Parkı"
61
Yurt Gezileri ve Yurt Resimleri 1938 – 1943, Milli Reasürens, Taş, 1998, s.193.
62
Türk Ressamları Eşref Üren, Milliyet Sanat Dergisi Eki, Haz. Kaya Özsezgin, Marmara
Üniversitesi Güzelsanatlar Fakültesi Kitaplığı.
63
Nurullah BERK – Adnan TURANİ, Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat Sanat Galerisi,
1981, s.115.
67
1950'lerde figüratif-dışavurumcu bir anlayışla maden işçilerinin yaşamını konu alan
eserler veren Günsür, 1960'lardan sonra yapıtlarında kent yaşamı ve sorunlarına
dramatik yönü ağır basan bir resim anlayışı sergilemiştir.
Ressamın yapısında bulunan çocuksu tavrın kimi zaman ironiye dönüşürken kent ve
kıyı görünümlerini, lunapark ve bayram yerlerini betimlediği yapıtlarında ise şiirsel
bir anlatım ağırlık kazanmıştır. Herşeyden önce bir figür ressamıdır.Bu ister
lunaparkların renkli ortamı içinde uzak özlemlerin ahbercisi olsun, ister köyden
kente göç eden gurbetçiler olsun, o bütün karakteristik özellikeri resmetmeye
çalışmıştır.
Bayram yerleri, sirkler, luna parklar Nedim Günsur'un resimlerinde önemli bir yer
tutar, çünkü bayram yerlerinin duygusal hüzünleri, Batıda sirk soytarsı, yüklenen o
gülen ve ağlayan mask dramlarını anımsatan bir değer niteliğindedir. "Baloncular,
uçurtmalar ve sirkler de bu içtenliğin izlarini yansıtırlar."64 "Dalyanlarda, deniz
kıyısında uzanan çarşı görüntülerinde, palyaço ve cambazlarda, balıkçıların
yaşamına ilişkin resimlerinde ve dönme dolapların şenlendirdiği bayram yerlerinde
ise alabildiğine yaşam sevinci ile doludur."65
"Bayramyeri resimlerinden ilki 1961 yılında yapılmış olan ve bugün İstanbul Resim
ve Heykel Müzesi koleksiyonunda yer alan yatay dikdörtgen boyutlarındaki
resimdir."66
64
Kıymet GİRAY, Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu, s.486.
65
Türk Ressamları Nedim Günsur, Milliyet Sanat Dergisi Eki, Haz. Kaya Özsezgin, Marmara
Üniversitesi Güzelsanatlar Fakültesi Kitaplığı.
66
Aydın AYAN, Nedim Günsur Retrospektif Sergisi, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
2006, s.27.
68
Resim 40. Nedim Günsur, "Bayramyeri", 74 x 92 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1992, T.Ü.Y.B, Ulufer ve Bahri Mete Koleksiyonu
69
Resim 42. Nedim Günsur, "Lunapark"
70
2.3.1. Bilişsel Gelişimi
"Somut işlemler döneminde olan çocukta mantıksal düşünme ve sayı, zaman, mekan,
boyut, hacim, uzaklık kavramlarının yerleşmeye başlar."68 Bu dönemdeki çocuklar
korunum ilkesini anlayabilirler çünkü soyut işlemleri tersine döndürebilirler.
Piaget somut işlemler dönemindeki çocukların yeni bir dizi kural geliştirdiklerini
ifade etmektedir. "Gruplandırma" adı verilen bu işlem okul çağındaki çocuğun
düşünüşünün başlıca özelliğidir. Bundan sınıflama, sıralama, serileme, değişmezlik,
sayı, mekan kavramları oluşur.
67
Gülbahar GÜL, Gelişim ve Öğrenme, 2000, s. 61.
68
Haluk YAVUZER, Doğum Öncesinden Ergenlik Sonuna Çocuk Psikolojisi, İstanbul: Remzi
Kitapevi, 1987, s. 112-113.
71
2.3.2. Ruhsal Gelişimi
Cinsel gelişimi durağan, ama ruhsal gelişimi hızlı bir dönemdedir. Doğru ve yanlışı
ayırt etmeye başlamıştır. Somut dönemden soyut döneme geçiş hazırlıkları içindedir.
Kendisine doğru davranılıp davranılmadığını irdeler. Suçluluk duygusunun
farkındadır. Başarılı olmak ister. Şakalaşmayı sever. Şikayet etmekten hoşlanır.
Belirli nesne, olay yada kişilerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenimler olarak
tanımlanır.
İnsan, hayatı boyunca çevreden gelen uyarıcıların etkisiyle çeşitli duyguları yaşar.
Birey sosyal çevre ile etkileşim içindeyken az ya da çok haz ve elem duyguları
içindedir. Çocukların fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması ya da
karşılanmaması onlarda bazı duyguların oluşmasına neden olur. Çocukluk dönemi
bitişiyle tanışır. Düşünmeden hareket eder, ağlamaklıdır, ne dediğini bilmez
kararsızdır, grup tarafından kabul edilmek ister, duygusaldır, öfkelidir, çabuk kızar,
kendinden küçükleri eleştirir, ilginçtir, bir kahramana aşırı ilgi gösterir, sosyaldir,
dikkatsizdir, konuşkandır, ahlak prensiplerine göre davranır, meraklıdır, gururludur,
grup çalışmasına uyar, başarı peşindedir, uysaldır, doğal ve ani tepki gösterir. "Piaget
bu durumu, etkileşim olayı olarak yorumlar."69
Kendine güvenmeme eğilimi vardır, kendini inceler, içe dönük ve utangaç olabilir.
Diğer insanların, özellikle yaşıtlarının kendisi hakkındaki düşüncelerinden
endişelenirler. Duyguları sık sık değişir ve tahmin edilemez. Duygularını nadiren
dışa döker. Uyumluluğa önem vermesi, diğerlerinin belirgin olarak görülen
farklılıklarını tolere edememesine sebep olur. Tepki şekli, reddetme veya iki taraflı
davranma şeklinde olsa da yetişkinin duygusal ilgisinin devam etmesi gerekir.
Fiziksel değişiklikler duygusal açıdan büyük bir stres oluşturur. Yaşıtların etkisi
önemli olmasına rağmen, kendi değer yargılarını geliştirirler ve gösterirler.
Dürüstlük, yargılama gibi etik kavramları algılarlar. Sosyal içerikli konuların farkına
varmaya ve bu konuları tartışmaya başlarlar. Sosyal rollerini benimsemeye başlarlar.
Karşı cinsle ilişkilerinde kendi rollerinin nasıl olması gerektiğini öğrenirler.
Benliklerinin oluşması sürecinde zaman zaman duygusal çatışmalar yaşarlar.
69
Doğan CÜCELOĞLU, İnsan ve Davranışı, İstanbul: Remzi Kitapevi, 1993, s. 353.
72
"Kişi çevresinden sürekli olarak kendisine ulaşan verileri değerlendirir ve bunun
sonucu olarak düşünsel, duyuşsal veya psikomotor tepkide bulunurlar."70
İnsan biyo-kültürel ve sosyal bir varlıktır. Kültürel koşullar içinde sosyal ilişkiler,
hem toplumun hem de bireyin yapısını etkiler. Bireyin tüm yaşamı çevresine uyum
sağlamak çabası içinde geçer. Bu uyum çabası doğumdan başlayarak bir gelişim
göstermektedir.
70
Yüksel ÖZDEN, Öğrenme ve Öğretme, Ankara: Pegem A. Yayıncılık, 2005, s. 28.
71
Ümran KORKMAZLAR, Ana-Baba Okulu, İstanbul: Remzi Kitapevi, 1995, s. 75-83.
72
Prof. Dr. İbrahim Ethem BAŞARAN, Eğitim Psikolojisi, Modern Eğitimin Psiklojik Temelleri,
Ankara: Gül Yayınları, 1992, s. 108.
73
Çocuğun iyi bir modelle karşılaması iyi bir ahlak yapısının oluşumuna bağlıdır.
Diğer insanlarla fikir alışverişine girme konusunda durmadan ilerlerler. Bir takım
veya kulübün başarı ya da başarısızlıklarıyla kendilerini özdeşleştirme yetenekleri
artar. Cinsler arası gruplaşmalar daha yoğunlaşır.
Psikoanalitik teori, ahlak gelişimi esnasında id, ego ve süper ego kavramları ile
açıklanır. Sosyal öğrenme kuramında ise gözleme dayanan veriler özdeşleşmeden
sorumludur.
Sosyal öğrenme kuramına göre vicdan ve ahlak gelişimi ebeveyn ve diğer modeller
önemlidir. Bu kurama göre çocuklar için küçük yaşta en çarpıcı örnekler ana
babalardır. Aynı zamanda erken yaşlarda kazanılmış davranışların kalıcı olma
özelliği daha fazladır.
73
Kazım ARTUT, Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri, Ankara: Anı Yayıncılık, 2001, s. 89.
74
sevmeyen çocuk yoktur. Çünkü resimle fikir ve duygularını ifade ederler. Renk,
şekil, doku ve dizayn konusunda deneyim edinirken ve bunlarla uğraşırken duyusal
deneyimlerini geliştirirler. Farkında olma; kendini, çevresini ve doğayı keşfetme
duygularını yaşarlar. Bütün bu deneyimler estetik gelişimin başlangıcıdır. Çocuklar
bu deneyimleri yaşarken yapmamız gereken onlara özgürce üretebileceği bir ortam
hazırlamaktır.
"Nesnelerin çizimi şimdi emek isteyen ve ağır süren bir çabadır."74 Çocukları
yetenekli, yeteneksiz diye ayırmak yerine, özgün düşünceler üretme ve yaratma
konusunda özendirici ve yüreklendirici olmak gerekir. Onların yaptığı resimlere
saygı duyarak, inanarak, ödüllendirerek, olumlu tepki vererek kendilerine olan
güvenlerini arttırmalıyız. O zaman daha yaratıcı olduklarını ve 'ben yapamam', 'ben
beceremem' diye düşünmekten uzaklaşıp, "ben güzel resim yapabiliyorum",
"yaptıklarım beğeniliyor" diye düşünerek bastırdığı becerileri ve duygularını ortaya
çıkarmak üzere davrandığını gözlemleyebiliriz. Her tür olumsuz müdahale ve otorite
onların çekingen ve ürkek davranmasına neden olur.
74
İnci SAN, Sanatsal Yaratma ve Çocukta Yaratıcılık, Ankara: Türkiye İşbankası Kültür
Yayınları, 1979, s. 155.
75
Her seferinde ben güzel resim yapıyorum duygusuyla daha yaratıcı ve üretken
olacaklardır. "Hem kendi çalışmalarına, hem de başkalarının yapıtlarına karşı
75
eleştirel davranışı gelişir." Çocuklar için önemli olan bir unsur da, ortaya çıkan iş
değil üretirken geçirdiği süreçtir. Yaratma ve üretme esnasında aldığı keyif ve
mutluluk onlar için yeterlidir. Bu sürece saygılı olmamız gerekir.
Renkleri karıştırıp yeni renkler elde etmek, kağıda sürüp etkisini görmek, kırmızının
yanına maviyi sürdüğünde duyduğu heyecan onları mutlu eder. Renk, şekil, doku,
büyük, küçük ve oran duygusunu bu deneylerle kazanacak, malzemenin olanaklarını
keşfederken, kendi de keşfetme heyecanını yaşayacaktır. Dünyayı ve kendini nasıl
hissettiğinin ve duyduğunun aktarımını yapacaktır. Tüm bu keşifleri yaparken güven
ve gurur duygusunu geliştirecektir. Atölyede ya da sınıfta arkadaşlarıyla yaptıkları
bu çalışmalar onlara farklılıkları sevmeyi, başkalarını takdir etmeyi ve sınıf içinde
yapılan değerlendirmeler de onlara eleştiriyi kucaklamayı öğretir. Çocuklarla grup
çalışmaları yaptırarak, birlikte üretmenin keyfini yaşamalarını sağlamalıyız.
75
Olcay Tekin KIRIŞOĞLU, Sanatta Eğitim, Ankara: Pegema Yayınları, s. 96.
76
Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, Ankara: T.C. M.E.B. İlköğretim Genel
Müdürlüğü, 2006, s.5.
76
yapılandırılan eğitim sistemimizle, günümüz şartlarına uygun öğretim programları
geliştirilmiştir. "Bu bağlamda Resim-İş Dersi'nin ismi, Görsel Sanatlar Dersi olarak
değiştirilmiştir. İki yapının da program amaç ve ilkeleri birbiriyle örtüşmektedir."77
77
Krş.: İlköğretim Okulu Resim-İş Programı 4-5-6-7-8, İstanbul: M.E.B. Yayınları, 2000, s.5 ve
Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, a.g.e., s.7-8-9.
77
b. Algısal Amaçlar
1. Öğrencinin algı birikimini ve hayal gücünü geliştirmek,
2. Öğrencinin görsel algı ve birikimlerini sanatsal anlatımlara dönüştürebilmesine
imkân tanımak,
3. Öğrencilerin birikimlerini başka alanlarda kullanabilme becerisini geliştirmek,
4. Öğrenciye bilgiyi ve birikimini sanatsal uygulamaya dönüştürme yeteneği
kazandırmak,
5. Öğrenciye yeni durumlar karşısında özgün çözümler geliştirme becerisi
kazandırmaktır.
c. Estetik Amaçlar
1. Öğrencinin, sanatın ve sanat eserlerinin her zaman önemsenecek birer değer
olduğunu kavramasını sağlamak,
2. Öğrenciye geçmişten günümüze miras kalan sanat eserlerimizden ve doğadan haz
alma, onlarla gurur duyma ve onları koruma bilincini kazandırmak,
3. Öğrenciye görsel sanatlar sevgisi ve bu sevgiyi hayatının her alanına
yansıtabilme, bunu davranış biçimi haline getirebilme yeterliliği kazandırmak,
4. Öğrenciye, doğadan seçtiği veya insan eli ile üretilen nesneleri estetik birikimini
kullanarak değerlendirme bilinci kazandırmak,
5. Öğrenciye kendini ifade edebilmede estetik değerlerden yararlanma yeteneği
kazandırmaktır.
ç. Teknik Amaçlar
1. Öğrenciye her türlü araç gereci kullanarak görsel anlatım diline dönüştürme
isteği ve kullanma becerisi kazandırarak kendini geliştirmesine imkan tanımak,
2. Öğrenciyi değişik tekniklerle elde edilen sonuçların etkilerini sezdirebilmek ve
öğrencilerin farklılıklardan zevk alabilmelerini sağlamak,
3. Öğrenciye farklı tekniklerin getireceği anlatım zenginliğinin farkına
vardırabilmek,
4. Öğrenciye kullandığı tekniklerin dışında yeni teknikler arama isteği ve cesareti
kazandırmak,
78
5. Öğrenciye, amacına uygun malzemeyi seçme, malzemeden anlam çıkarma
becerisi kazandırmak,
6. Öğrenciye kendini ifade etme sürecinde çıkacak sorunlara teknik çözümler
üretebilme becerisi ve güveni kazandırmaktır.
78
Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, a.g.e., s. 7-8-9
79
İlköğretim 4. ve 5. sınıf görsel sanatlar dersi öğretim programında, 4. ve 5. sınıfın
öğrenme alanı 3 konu içermektedir. Bunlar; görsel sanatlarda biçimlendirme, görsel
sanat kültürü ve müze bilinci konularıdır.
80
4. Soğuk ve sıcak renkleri ayırt eder.
5. Zıt renkleri kullanarak görsel çalışmalar yapar.
6. Çevresindeki renk uyumsuzluklarının farkına varır.
7. Merkezi, simetrik, asimetrik dengeyi ayırt ederek çalışmalarında kullanır.
8. Görsel doku oluşumunda; nokta, virgül, çizgi, renk, biçim ve leke tekrarlarının
etkisini fark ederek çalışmalarında kullanır.
9. Fotoğraflarda ve resimlerde kullanılan perspektifsel görüş açılarını belirler.
10. Duygu, düşünce ve izlenimlerini çeşitli görsel sanat teknikleriyle ifade eder.
81
4. sınıflar için, "müze bilinci" öğrenme alanına ilişkin kazanımlar:
1. Yakın veya uzak çevresinde bulunan ören yeri, tarihi eser, anıt gibi yerlerin
geçmişi hakkında ön bilgi edinir.
2. Müzelerin içerdiği eserlere göre Resim Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Etnografya
Müzesi ve bilim müzesi gibi sınıflandırıldığını fark eder.
3. Ören yeri, tarihi eser, anıtlar ve müzelerden yola çıkarak iki veya üç boyutlu
görsel tasarımlar yapar.
4. Orijinal eser ile röprodüksiyon arsındaki farkı bilir.
5. Görsel çalışmalarını sınıf, okul panosu ve standında sergilemekten haz duyar.
6. Ülkemizin müze, ören yeri, tarihi eser, anıt vb. zenginliklere sahip olmasından
gurur duyar.
79
Bkz.: Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, a.g.e., s.58-65.
82
BÖLÜM III
YÖNTEM
Sonuç olarak, konuyla ilgili yapılan bu araştırma sanat eğitimcilerine rehber olmaya
çalışılmıştır.
83
sınıf öğrencileri toplam 60 kişi olup iki şubeden oluşmaktadır. 5A sınıfı 30 kişi, 5B
sınıfı 30 mevcuttur. Bunlardan 55'i kız, 65'i erkektir.
Araştırma sürecinde, konuyla ilgili ulaşılabilen her türlü birincil ve ikincil kaynaklar;
kitaplar süreli yayınlar, araştırmalar, internet vb. incelenecek, yabancı dildeki
kaynaklar Türkçe'ye çevrilmiştir. Elde edilen bilgiler değerlendirilmiş, Bingöl
Solhan Hazarşah Yeniyerleşim İlköğretim Okulu öğrencilerine uygulanan oyun
alanları ve sirkler konulu çalışmaların sonucu değerlendirilmiştir.
84
BÖLÜM IV
BULGULAR
Resim, psiko-pedagojik açıdan çocuğu bize tanıtmaya yarayan bir ölçüt olduğu gibi,
onun zeka kişilik ve yakın çevre özelliklerini yansıtan bir ifade aracı olarak da
büyük bir önem taşır. Her çocuk büyük belirli bir kas olgunluğuna eriştikten sonra,
kağıt üzerinde bir takım çizgi ve figür denemelerinde bulunur. Bireysel zeka ve
kişilik faktörlerinin yanı sıra, çocuğun çevreyle olan etkileşimi ve günlük
deneyimleri, onun çizgisini başka çocuğun çizgisinden ayrılmasını sağlar. Çocuk
bize resmiyle adeta kendisinin bir parçasını yansıtmakta, olaylar hakkındaki duygu
düşünce ve görüş biçimlerini dile getirmektedir. Küçük yaşlarda sözcüklerden daha
güçlü bir anlatım aracı olan resim, bize çocuğun iç dünyası ve büyüme süreci
hakkında önemli bilgiler verir. Çocuğun ben merkezci bakış açısından uzaklaştığını,
geniş bir çevrenin üyesi olduğunun farkına vardığını, resim yoluyla anlayabiliriz.
Resim, kolay bir anlatım aracı olması nedeniyle, sınırlı sözcük bilgisine sahip bir
çocuk için, kendisi ile dış dünya arasında iletişimi sağlayan bir araçtır. Resim
çocuğun iç dünyasını keşfetmek için oldukça ideal, projektif bir tekniktir.
Çocukların çoğunluğunun resmi sevmeleri ise bu tekniğin kullanımını
kolaylaştırmaktadır.
85
Çocuğu kolay halde gözlemleme ve tanıma olanağı vermesi açısından, oyun ortamı
gibi resim etkinliğinin de önemi büyüktür. İşte böylesine önemli bir etkinlikte ana-
babanın başlıca rolü, malzeme sunmak ve resim etkinliğine teşvik etmek olmalıdır.
Her uygulama sonucunda, öğrencilerden bir kısmına yazılı olarak açık uçlu sorular,
bir kısmına da sözlü olarak çalışmaları ile ilgili sorular sorulmuştur. Yazılı olarak
uygulanan açık uçlu sorular ve sözlü soru-cevap tekniği incelendiğinde; yazılı açık
uçlu soruların uygulaması yapıldığında öğrencilerin daha rahat ve özgün cevap
verdikleri görülmüştür. Açık uçlu sorular, her uygulama için 30'ar öğrenci olmak
üzere 120 ayrı öğrenciye uygulanmıştır. Bu sonuçlar değerlendirilirken, sorulara
80
Olcay Tekin KIRIŞOĞLU, Sanat Eğitimi Görmek Öğrenmek Yaratmak, Ankara: Pegem
Yayıncılık, 2002, s.95 -96.
81
ARTUT, Kazım, Sanat Eğitimi, Ankara: Anı Yayıncılık, 2002, s.227.
86
cevap yazanlar üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Diğer öğrenciler bir görüş
belirtmemişlerdir.
Tüm etkinlikler, öğrencilere oyun alanları ve sirkler konusu ile ilgili değişik
etkinlikler yaptırılarak çalışmalara farklı açılımlar kazandırmasına yöneliktir. Oyun
alanları ve sirkler konusunda değişik uygulamalar gerçekleştirmesi, öğrencilerin çok
yönlü düşünebilmesini ve yaratıcılıkların gelişmesini sağlayacaktır. Ders hazırlığı
için bir hafta önceden getirecekleri malzemeler söylenmiştir. Etkinlikler için
araştırma yapılmış ve görseller sınıfa getirilmiştir.
4.1.2.1. Etkinlik 1
Öğretim Süreci:
1. Uyaranlar (Motivasyon) ve Bilgiyi Paylaşma:
Öğrencilere konu ile ilgili sorular sorulmuş, getirdikleri malzemelerle neler
yapılabileceği konusunda fikirleri alınmıştır. Oyun alanları ve sirkler konusu ile ilgili resim
ve fotoğraflar gösterilmiştir. İnternetten bulunmuş olan fotoğraflar çocuklara slayt gösterisi
şeklinde izletilmiştir. 19. yy.da oyun alanları ve sirkler konusunda Picasso, Nedim
Günsur ve Monet tarafından yapılmış olan resimlerden örnekler gösterilerek fikir
sahibi olmaları sağlanmıştır. İnternetten bulunan fotoğraflardan da örnekler
gösterilmiştir. Daha sonra ellerindeki malzemeler ile oyun alanları ve sirkler
konusunun çizgisel teknikle nasıl yapılabileceği hakkında bilgi verilmiştir.
87
Öğrencilere, verilen örneklerden yola çıkarak hayal ürünlerini çizgilerle kağıda nasıl
aktaracakları anlatılmıştır. Çizgisel çalışmanın, nesnelerin her ayrıntısının çizgilerle
ifade edildiği bir teknik olduğu öğrencilerle birlikte tanımlanmıştır. Çizgisel çalışma
örnekleri öğrencilere gösterilmiştir. Öğrencilere, yeterince fikirlerini söyleme ve
paylaşma fırsatı verildikten sonra, uygulama yapabilmeleri için araç gereçlerini
hazırlamaları sağlanmıştır.
2. Uygulama:
Öğrenci çalışması 1
88
Öğrenci çalışması 2
Öğrenci çalışması 3
89
Öğrenci çalışması 4
Öğrenci çalışması 5
90
Öğrenci çalışması 6
Öğrenci çalışması 7
91
Öğrenci çalışması 8
3. Değerlendirme:
92
ulaşamadığını belirtmiştir. 16 öğrenci, bu çalışmanın kuru kalem yerine başka
tekniklerle yapılabileceğini, 6 tanesi aynı tekniğin farklı malzemeler üzerine de
uygulanabileceğini önererek yaratıcı fikirler sunmuşlardır. 11 tanesi en çok
boyamayı, 23 tanesi de oyun alanları ve sirkler konusunun diğer resim konularından
farklı olduğunu düşünmüş, sevmişlerdir. Etkinlik süresince, resim dersine ilgi
duymayan öğrencilerin de istekli oldukları ve başarılı sonuçlara ulaştıkları
gözlemlenmiştir.
Öğrenciler derse yeterince ilgi göstermişlerdir. Kuru kalem ile ilgili tanımları ve
görüşlerini ifade etmede istenilen başarıya ulaşılmıştır. Kuru kalem tekniğini farklı
bir şekilde kullanmak dersi daha ilgi çekici ve zevkli hale getirmiştir. Bu malzeme
ile öğrenmiş oldukları yeni bilgiler çerçevesinde yaratıcı fikirler üretmişlerdir.
4.1.2.2. Etkinlik 2
Öğretim Süreci:
1. Uyaranlar (Motivasyon) ve Bilgiyi Paylaşma:
93
Öğrencilere, yeterince fikirlerini söyleme ve paylaşma fırsatı verildikten sonra,
uygulama yapabilmeleri için araç gereçlerini hazırlamaları sağlanmıştır. Konu, atık
malzemelerle şekil oluşturmaya yöneliktir.
2. Uygulama:
Öğrenci çalıması 9
94
Öğrenci çalışması 10
Öğrenci çalışması 11
95
Öğrenci çalışması 12
Öğrenci çalışması 13
96
Öğrenci çalışması 14
Öğrenci çalışması 15
97
Öğrenci çalışması 16
Öğrenci çalışması 17
98
3. Değerlendirme:
Öğrenciler derse yeterince ilgi göstermişlerdir. Soyut resim ile ilgili tanımları ve
görüşlerini ifade etmede istenilen başarıya ulaşılmıştır. Oyun alanları ve sirkler
konusunun atık malzemelerle yapılması resim farklı olması sebebiyle merak
uyandırıcı hale getirmiştir. Öğrenmiş oldukları yeni bilgiler çerçevesinde yaratıcı
fikirler üretmişlerdir.
4.1.2.3. Etkinlik 3
99
Kazanımlar:
Öğretim Süreci:
2. Uygulama:
100
Öğrenci çalışması 18
Öğrenci çalışması 19
101
Öğrenci çalışması 20
Öğrenci çalışması 21
102
Öğrenci çalışması 22
Öğrenci çalışması 23
103
Öğrenci çalışması 24
Öğrenci çalışması 25
104
Öğrenci çalışması 26
Öğrenci çalışması 27
105
Öğrenci çalışması 28
Öğrenci çalışması 29
106
Öğrenci çalışması 30
3. Değerlendirme:
Ders süresince öğrenciler gözlemlenmiş, sorulan sorulara cevap verilmiştir.
Çalışma sonunda 40 öğrenciye konu ile ilgili yazılı olarak uygulanan açık uçlu
sorulara yer verilmiştir.
Açık uçlu sorular şöyledir:
1. Yapmış olduğunuz çalışmadan hoşlandınız mı?
2. Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca ulaşabildiniz mi?
3. Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz farklı düşüncelerinizi yazınız.
107
Öğrencilerin bir kısmı uygulamayı bitirdikten sonra kendi yaptıkları resimleri nasıl
değerlendirecekleri konusunda konuşmuşlar. Öğrenciler derse yeterince ilgi
göstermişlerdir. Puantilist (noktalamacı) yaklaşım ile ilgili tanımları ve görüşlerini
ifade etmede istenilen başarıya ulaşılmıştır. Puntilist yaklaşımı 2 boyutlu yüzey
üzerine uygulamışlardır. Elişi kağıtlarından delgeç yardımıyla ufak kağıt parçaları
çıkartıp, onları resim kağıdı üzerine yapıştırmaları ilgilerini çekmiştir. Öğrenmiş
oldukları yeni bilgiler çerçevesinde yaratıcı fikirler üretmişlerdir.
İnsanın sanat eğitimini bir bütünlük içerisinde düşünürsek, sanat eğitimini genel
eğitimin bir parçası olarak kabul edilebilir, ancak sanatın bir özgürlük ve bireysel
yaratıcılık olgusu olduğunu dikkate alırsak, sanat eğitiminin kendine özgü çok özel
yasalarının ve ilkelerinin varlığını da kabul etmek zorundayız. Sanat eğitimi, bireyin
tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü içinde estetik duygularının geliştirilmesi,
yetenek ve yaratıcık gücünün olgunlaştırılması çabası, sanat eğitiminin anlamına
açık bir görüntü kazandırmaktadır.
Sınıf içi durumlarda yaratıcı davranış geliştirme sanat eğitiminin temelini oluşturur.
Kimi zaman da okullardaki sanat etkinlikleri yaratıcı çalışmalar olarak tanımlanır.
Oysa bazı çalışmalar sadece beceri eğitimine yöneliktir. Sınıf ortamında yaratıcılık
süreç ve ürün olarak ikiye ayrılır. Süreç sonuca giden yolda kişinin bedensel ve
düşünsel çabalarının tümünü kapsar. Yapıtın ortaya çıkışı, sürecin sonuçtan daha
önemli tutulması çocuğun yaratıcı deneyim kazanmasına olanak verir.
1. etkinlik olan " Oyun alanları ve sirkler konusunun çizgisel teknikle uygulanması"
konusu, öğrencinin kuru kalem ile resim kağıdı üzerine yaptığı çalışmalar hayal
108
gücünü geliştirmeye yöneliktir. Öğrenciler, etkinlik süresince oldukça dikkatli ve
ilgili bir şekilde çalışmalarını sürdürmüşler, sonucu sabırsızlıkla beklemişlerdir.
2. etkinlik olan " Oyun alanları ve sirkler konusunun atık malzemeler ile
uygulanması. " konusu, atık malzemelerin iki boyutlu yüzey üzerine uygulanması ile
gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada atık malzemeler kullanılmıştır. Öğrenciler makasla
kestikleri atık malzemeleri uygun yerlere yapıştırılarak resimde istenilen etkiyi
sağlamışlardır. Bu yaşlarda özgün çizimler yapma isteğine sahip olmalarından, konu
serbest olarak belirlenmiştir. Atık malzemelerin değerlendirilmesi öğrencinin ilgisini
çekmiştir. Etraflarındaki başka atık malzemeleri de nasıl değerlendirebilecekleri
konusunda düşünmeleri sağlanarak, öğrencilere farklı bakış açıları kazandırılmıştır.
Tablo 1
İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Öğrencilerinin Oyun Alanları ve Sirkler Konulu
Çalışamalarında, Açık Uçlu Soruların Sonuçları
ETKİNLİKLER TOPLAM
1.Etkinlik 2.Etkinlik 3.etkinlik
SORULAR E H E H E H E H
1. Yapmış olduğunuz çalışmadan hoşlandınız
40 -- 40 -- 36 2 116 2
mı?
2. Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca
25 2 34 4 33 2 92 8
ulaşabildiniz mi?
3. Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz
22 -- 16 -- 13 2 51 2
farklı düşüncelerinizi yazınız.
E: Evet, H: Hayır
Not: 3. açık uçlu soru için, fikir belirtenler baz alınarak sayısal sonuç yazılmıştır.
109
• Sabırsızlıkla çalışmaya başlamak istedikleri,
• Başta isteksiz olan öğrencilerin de, çalışma başladıktan bir süre sonra,
uygulamayı yapmak istedikleri görülmüştür.
2. etkinlik için;
• 34 tanesi eserini bitirdikten sonra istediği sonuca ulaştığını
• 16 öğrenci aynı tekniğin farklı malzemeler üzerine de uygulanabileceğini
3. etkinlik için:
• 36 tanesi bu uygulamadan hoşlandığını,
• 33 tanesi eserini bitirdikten sonra istediği sonuca ulaştığını
• 13 tanesi, bu çalışmanın farklı boyalarla da yapılacağını belirtmişler
110
yararlı olması amaçlanmıştır. Klasik resim konularından çok farklı ve birebir hayal
gücüne dayalı olan oyun alanları ve sirkler konusu, çocukların ilgisini çekmek ve
dersi zevkli hale getirmek amaçlı düşünülmüştür.
111
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1. SONUÇ
Piaget: 6-12 yaş dönemini somut işlemler dönemi olarak adlandırmaktadır. Somut
işlemler dönemi soyut düşünme ve işlem öncesi düşünme arasında bir geçiş dönemi
olarak yer alır. Piaget'e göre bu dönemde çocuk yeni ve son derece etkin zihinsel
beceriler geliştirir.
82
Aydın AYHAN, Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi, Ankara: An Yayıncılık, 1999, s.39 - 40.
112
Çocuklara gösterilen resimlerin orantısal çoğunluklarını incelersek: Öğrencilerin
%40'i salıncak, %20'sirk çadırı, %15'i dönme dolap, %10'u da dağ yapmıştır. En
fazla da Nedim Günsur'un çalışmalarından ve fotoğraflardan etkilenmişlerdir.
"Yaratıcı süreçte, yenilik, özgünlük, kural dışılık, değişik olma gibi özellikler
bulunacağı gibi, tüm bu niteliklerin gene de belli bir uyum içinde olması
gerekmektedir."83 Çocuklar, çizimi, boyamayı, karalamayı bir oyun olarak görürler.
Gerçekçilik dönemi içerisinde olan çocuklarda görülen en büyük değişim
çizgilerinde ayrıntıların oluşmaya başlamasıdır. "Artık insan vücudunun ya da
nesnelerin boyutları biraz daha gerçekçidir. Bu bağlamda, sanat eğitimi ile, çocuğun
bilişsel, duyuşsal ve toplumsal gelişiminin olumlu yönde geliştirilmesi
gerekmektedir."
83
İnci SAN, Sanat ve Eğitim, Ankara: Ütopya Yayınevi, 2004, s.15.
84
Ayşe ÖZEL, "Sanat Öğretimi Deneyimlerinde Yeni Yaklaşımlar", II. Sanat Eğitimi
Sempozyumu, Ankara: Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, 28 – 29 – 30 Nisan 2004, s.53.
113
5.2. ÖNERİLER
Sanat eğitimi, güzel sanatların tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve
okul dışı yaratıcı eğitimidir. Sanat eğitiminin amacı, yapılmış olanları yineleyen
değil, yeni şeyler yapabilme yeterlilikleri olan insanları yetiştirmektir.
10-11 yaş grubu öğrencileri için oyun alanları ve sirkler konusu, alışılagelen resim
konularından farklı olması nedeniyle, çocuklar için yaratıcı ve hayal güçlerini
geliştirici niteliktedir. Aynı konunun farklı malzemelerle yapılıyor olması,
öğrencilerin kendilerini özgür hissedeceği bir ortam yaratmaktadır. Bu yüzden
seçilen konuların, çocuk tarafından ilgi görmesi gerekmektedir. Oyun alanları ve
sirkler konusunun farklı olması açısından görsel sanatlar dersi için yararlı olacağı
düşünülmüştür.
Derse duyulan ilginin arttırılması için örnekler gösterilmeli, ancak kendi yapacakları
çalışmaların sonuçları konusunda merak uyandıracak anlayış da kullanılmalıdır.
Oyun alanları ve sirkler konusu, somut dönemde olan 10-11 yaş dönemi
çocuklarının, soyut döneme geçişinde kolaylık sağlayacaktır. Bu konu, soyut dönem
çocuklarının çalışmalarına daha uygun olmasına rağmen, somut dönemdeki
çocuklara uygulatılması hayal güçlerini geliştirilmesi açısından büyük yarar
sağlayacaktır.
114
sağlanmalıdır. Öğretmen yapılan çalışmaları kontrol ederek, yapıtları hakkında
çocuklarla konuşmalıdır.
115
KAYNAKÇA
BALTON, Linda., The History and Techniquies of The Great Masters: Chartwell
Books Inc., 1989.
BERK Nurullah– TURANİ, Adnan., Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat
Sanat Galerisi, 1981.
116
BERK, Nurullah – KOLOĞLU, Orhan., Fikret Mualla Hayatı, Sanatı, Eserleri,
Milliyet Yayınları Sanat Kitapları,Dizisi: 3, Ekim 1971.
CRESPELLE, Jean – Poul., Monet The Master Work, Portland House, 1998.
DENVIR, Bernard., Toulouse Lautrec, Thames and Hudson Ltd, London, 1991,
s.167
EDGÜ, Ferit., Fikret Mualla'nın Hayvanat Bahçesi, P Dergisi, Güz 2001 sayısı.
Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, Ankara: T.C. M.E.B.
İlköğretim Genel Müdürlüğü, 2006.
117
GÜL, Gülbahar., Gelişim ve Öğrenme, 2000.
HERBERT, Robert L., Impressionism Art Leisure & Parisian Society: Yale
University Pres, Italy, 1988.
JEENNISGS, Guy., Renoir, The History and Techniques of The Great Masters:
Chartwell Books Inc., 1988.
118
ÖZSEZGİN, Kaya, Türk Ressamları Eşref Üren, Milliyet Sanat Dergisi Eki,
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kitaplığı
ÖZSEZGİN, Kaya, Türk Ressamları Nedim Günsur, Milliyet Sanat Dergisi Eki,
Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Kitaplığı
PARSONS, Thomas., & Iain GALE., Post Impressionism The Rise of Modern Art
1880-1920: Studio Edition, London.
SAN, İnci., "Çocuğun ve Gencin Sanat Eğitimi", Ulusal Kültür Dergisi, Ankara,
1979.
TANSUĞ, Sezer., Çağdaş Türk Sanatı: Remzi Kitap Evi, İstanbul, 1996.
119
TUNALI, İsmail., Felsefenin Işığında Modern Resim: RH+ Sanat Yayınları, Antik
Sanat Eserleri, İstanbul,2003.
WALTHER, Ingo F., Pablo Picasso 1881-1973: ABC Kitabevi Yayın ve Dağıtım
A.Ş., İstanbul, 1997.
Yurt Gezileri ve Yurt Resimleri 1938 – 1943, Milli Reasürens, Taş, 1998.
İnternet Kaynakları
http://69.57.134.83/~artists/turkish/elestri_det.php?recordID=2
http://site.mynet.com/halilss/mavi_donem.htm
http://www.kadikoysanat.com/main/links.asp?link_ID=61
http://www.sanalmuze.org/koleksiyon/content.php
120
EKLER
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………
121