Empresyoni̇zm Ve Sonrasinda Oyun Alanlari Ve Si̇rkler Konusunun 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resmi̇nde Kullanimi

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 134

T.C.

Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı
Resim-İş Öğretmenliği Bilim Dalı

EMPRESYONİZM VE SONRASINDA
OYUN ALANLARI VE SİRKLER KONUSUNUN
10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUK RESMİNDE KULLANIMI

(Yüksek Lisans Tezi)

Sıdıka SARIKAYA

İstanbul, 2008
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı
Resim-İş Öğretmenliği Bilim Dalı

EMPRESYONİZM VE SONRASINDA
OYUN ALANLARI VE SİRKLER KONUSUNUN
10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUK RESMİNDE KULLANIMI

(Yüksek Lisans Tezi)

Sıdıka SARIKAYA

Danışman: Prof. Dr. Ümran BULUT

İstanbul, 2008
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı
Resim-İş Öğretmenliği Bilim Dalı

Sıdıka SARIKAYA tarafından hazırlanan “Empresyonizm ve Sonrasında Oyun

Alanları ve Sirkler Konusunun 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resminde Kullanımı”

başlıkı bu çalışma 22-08-2008 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda başarılı

bulunarak jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri Tezi olarak kabul edilmiştir.

İmzalar

Danışman : Prof. Dr. Ümran BULUT ___________________

Jüri Üyesi : Prof. Dr. Erol BULUT ___________________

Jüri Üyesi : Yrd. Doç. Dr. Ahmet ŞİRİN ___________________


ÖNSÖZ

Hayatımızın her alanına girmiş olan sanat, insanların doğa karşısındaki duygu ve
düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi araçlarla etkili bir biçimde,
kişisel bir üslupla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir. Eğitimi
sistemimizin içerisinde yer alan sanat çocukluktan itibaren insana yaratıcı, toplumsal
olaylara ve çevreye duyarlı, üretken bireyler yetiştirmeyi amaçlamıştır.

Özellikle ilköğretimde sanat derslerinin salt el becerilerini hedef alan uygulamalarla


sınırlandırılması veya aynı yöntem ve tekniklerin çocuğun gelişim düzeyi ve
bireysel farklılıkları göz önünde bulundurulmaksızın her yıl tekrarlanması anlamsız
bir etkinlik haline dönüşmektedir. Bu da çocukların sanat derslerine karşı olan
eğilimlerine ve öğretmene karşı olan olumsuz tutumlarına yansımaktadır. Bu durum
çağdaş eğitim sistemi ile tezatlık içermektedir. Asıl amacı; çocuğun araştırıcı,
sorgulayıcı, üretken, yeniye açık bireyler yetiştirmek olan eğitim sistemimize uygun
düşmemektedir.

Çağdaş eğitim sistemimizin amacına uygun olarak, oyun alanları ve sirkler


konusunun ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileri için farklı oluşu, klasik yöntem
tekniklerin dışında onların bireysel ve gelişim düzeyi açısından yararlı olması
amaçlanmıştır. Klasik resim konularından çok farklı ve birebir hayal gücüne dayalı
olan oyun alanları ve sirkler konusu, çocukların ilgisini çekmek ve dersi zevkli hale
getirmek amaçlı düşünülmüştür.

Tezimde özellikle tüm çalışma boyunca yardımları ve desteğiyle bana yol gösteren
tez danışmanım Prof. Dr. Ümran Bulut'a, kaynaklarımın çevirisini yapmamda
yardımcı olan ingilizce öğretmeni Ayşe Betül Özkan'a, bilgisayarda yazmama
yardımcı olan bilgisayar öğretmeni Şaban Kayabey'e ve deneysel çalışmalarımda
resimlerini kullandığım Bingöl Solhan Hazarşah Yeniyerleşim İlköğretim
Okulu'ndaki 4. ve 5. sınıf görsel sanatlar dersi öğrencilerine teşekkürlerimi sunarım.

Sıdıka Sarıkaya
İstanbul, 2008

i
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ.........................................................................................................................i
İÇİNDEKİLER ..........................................................................................................ii
RESİM LİSTESİ ........................................................................................................ v
TABLO LİSTESİ .....................................................................................................vii
KISALTMALAR ....................................................................................................viii
ÖZET..........................................................................................................................ix
ABSTRACT ................................................................................................................ x

BÖLÜM I: GİRİŞ ...................................................................................................... 1


1.1. PROBLEMLER .................................................................................................... 2
1.2. ALT PROBLEMLER ........................................................................................... 2
1.3. AMAÇ................................................................................................................... 2
1.4. ÖNEM ................................................................................................................... 3
1.5. SAYILTILAR ....................................................................................................... 4
1.6. SINIRLILIKLAR.................................................................................................. 4

BÖLÜM II: EMPRESYONİZM............................................................................... 5


2.1. EMPRESYONİZM ............................................................................................... 5
2.1.1. Empresyonist Resim ve Işık Kavramı ........................................................ 5
2.1.2. Resimde Mekan Olgusu.............................................................................. 8
2.1.3. Empresyonizm'de Mekan Olgusu............................................................... 9
2.1.4. Kurgulama Açısından Mekan..................................................................... 9
2.2. EMPRESYONALİST RESİMDE KONULAR TANIM .................................... 11
2.2.1. Empresyonalist Resimde Oyun Alanları ve Sirkler.................................. 11
2.2.1.1. Claude Monet(1840-1926) .......................................................... 13
2.2.1.2. Edouard Manet (1832-1883) ....................................................... 19
2.2.1.3. Camille Pisarro(1830-1903)........................................................ 22
2.2.1.4. Edgar Degas (1834-1917) ........................................................... 23
2.2.1.5. Pierre Auguste Renoir (1841-1919) ............................................ 26

ii
2.2.2. Empresyonizm ve Sonrasında Oyun Alanları ve Sirkler.......................... 32
2.2.2.1. Georges-Pierre Seurat (1859-1891) ............................................ 33
2.2.2.2. Paul Victor Jules Signac (1863-1935)......................................... 40
2.2.2.3. Henri de Toulouse-Lautrec (1864-1901) .................................... 42
2.2.2.4. Pablo Picasso (1881-1973).......................................................... 46
2.2.2.5. Ernst Ludwig Kirchner (1880-1938)........................................... 50
2.2.2.6. Paul Klee (1879-1940) ................................................................ 52
2.2.2.7. Marc Chagall (1887-1985).......................................................... 54
2.2.3. Türk Resimde Oyun Alanları Ve Sirkler .................................................. 56
2.2.3.1. Halil Paşa (1857-1939) ............................................................... 57
2.2.3. 2. Namık İsmail (1890-1935)......................................................... 59
2.2.3.3. Fikret Mualla (1903-1967).......................................................... 61
2.2.3.4. Eşref Üren ................................................................................... 66
2.2.3.5. Nedim Günsur (1924-1994) ........................................................ 67
2.3. 10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUĞUNUN SOSYAL VE SANATSAL
GELİŞİMİ ........................................................................................................... 70
2.3.1. Bilişsel Gelişimi ....................................................................................... 71
2.3.2. Ruhsal Gelişimi ........................................................................................ 72
2.3.3. Toplumsal Gelişimi .................................................................................. 73
2.3.4. Sanatsal Gelişimi .................................................................................... 734
2.4. İLKÖĞRETİM 4. VE 5. SINIFLARDA GÖRSEL SANATLAR DERSİ
ÖĞRETİM PROGRAMININ İNCELENMESİ................................................. 76
2.4.1. İlköğretim 4. ve 5. Sınıflarda Görsel Sanatlar Dersi Öğretim
Programının Kapsamı............................................................................... 76

BÖLÜM III: YÖNTEM........................................................................................... 83


3.1. ARAŞTIRMA MODELİ..................................................................................... 83
3.2. EVREN VE ÖRNEKLEM.................................................................................. 83
3.3. VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ ...................................................................... 84
3.4. VERİLERİN ÇÖZÜMÜ VE YORUMLANMASI............................................. 84

BÖLÜM IV: BULGULAR ...................................................................................... 85


4.1. 10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUK RESİMLERİNİN ÖZELLİKLERİ VE
RESİMLERİNDE OYUN ALANLARI VE SİRKLER KONUSUNUN
DEĞERLENDİRİLMESİ ................................................................................... 85

iii
4.1.1. 10 -11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinin Özellikleri .................................. 85
4.1.2. 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinde Oyun Alanları ve Sirkler
Konusunda Uygulamalar.......................................................................... 86
4.1.2.1. Etkinlik 1..................................................................................... 87
4.1.2.2. Etkinlik 2..................................................................................... 93
4.1.2.3. Etkinlik 3..................................................................................... 99
4.1.3. 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinde Oyun Alanları ve Sirkler
Konusunun Kullanımının Değerlendirilmesi ......................................... 108

BÖLÜM V: SONUÇ VE ÖNERİLER ................................................................. 112


5.1. SONUÇ ............................................................................................................. 112
5.2. ÖNERİLER ....................................................................................................... 114

KAYNAKÇA .......................................................................................................... 116

EKLER.................................................................................................................... 121
EK 1. ETKİNLİKLER SONUNDA UYGULANAN AÇIK UÇLU SORULAR.... 121

iv
RESİM LİSTESİ

Resim 1. Claude Monet,"Women in Garden" ......................................................... 14


Resim 2. Claude Monet,"Garden With Flowers" .................................................... 16
Resim 3. Claude Monet, "Blanche Monet Painting" ..........................................................17
Resim 4. Claude Monet, "The Garden at Giverny" ............................................................18
Resim 5. Edouard Manet, "Manet Music in Tuileries".......................................................19
Resim 6. Edouard Manet, "The Monet Family in Their Garden ........................................21
Resim 7. Camille Pisarro,"The Garden of The Tuileries on A Winter
Afternoon II" .......................................................................................................23
Resim 8. Edgar Degas, "The Cirque Férnando" .................................................................25
Resim 9. Pierre Auguste Renoir, "Jugglers at The Cirque Férnando"................................26
Resim 10. Pierre Auguste Renoir, "Clown in The Circus"...................................................27
Resim 11. Pierre Auguste Renoir, "The Luncheon of The Boating Party" ..........................28
Resim 12. Pierre Auguste Renoir, "Ball at The Molin De la Galette"..................................29
Resim 13. Pierre Auguste Renoir, "Dance of Bougival" ......................................................31
Resim 14. Georges-Pierre Seurat, "The Circus"...................................................................34
Resim 15. Georges-Pierre Seurat, "Gösteri".........................................................................37
Resim 16. Georges-Pierre Seurat, "Chahut".........................................................................38
Resim 17. Georges-Pierre Seurat, "Grande Jatte'de Bir Pazar Günü" ..................................40
Resim 18. Paul Victor Jules Signac, "Signac's Portrait of Fènèon" .....................................41
Resim 19. Henri de Toulouse-Lautrec, "Au Cirque Fernando: l'Ecuyere
(The Ringmaster)" ...............................................................................................44
Resim 20. Henri de Toulouse-Lautrec, "At the Nouveau Cirque: The Dancer and
Five Stuffed Shirts" .............................................................................................45
Resim 21. Henri de Toulouse-Lautrec, "Chau-U-Kao, The Chinese Clown" ......................45
Resim 22. Pablo Picasso, "Family of Saltimbanques"..........................................................47
Resim 23. Pablo Picasso, "Acrobat with Ball" .....................................................................50
Resim 24. Ernst Ludwig Kirchner, "Zirkusreiterin".............................................................51
Resim 25. Paul Klee, "Gate in The Garden" ........................................................................53
Resim 26. Paul Klee, "Figure in Garden".............................................................................54
Resim 27. Marc Chagall, "The Big Circus"..........................................................................57
Resim 28. Halil Paşa, "Paris'te Bir Park" .............................................................................58
Resim 29. Halil Paşa, "Evinin Bahçesi" ...............................................................................59
Resim30. Namık İsmail, "Bahçede Kız" .............................................................................60
Resim 31. Namık İsmail, "Bahçede Çeşme" ........................................................................61

v
Resim 32. Fikret Mualla, "Caz Orkestrası" ..........................................................................62
Resim 33. Fikret Mualla, "Kağıt Oyunu" .............................................................................62
Resim 34. Fikret Mualla, "Oyun Masası".............................................................................63
Resim 35. Fikret Mualla, "Kırmızı Sirk, Kaplumbağa Terbiyecisi".....................................64
Resim 36. Fikret Mualla, "Kırmızı Sirk, Hokkabaz Ayı".....................................................65
Resim 37. Fikret Mualla, "Balonlar" ....................................................................................65
Resim 38. Eşref Üren, "Kurtuluş Parkı"...............................................................................66
Resim 39. Eşref Üren, "Kurtuluş Parkı"...............................................................................67
Resim 40. Nedim Günsur, "Bayramyeri" .............................................................................69
Resim 41. Nedim Günsur, "Salıncaklı Bayramyeri" ............................................................69
Resim 42. Nedim Günsur, "Lunapark".................................................................................70

vi
TABLO LİSTESİ

Tablo 1. İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Öğrencilerinin Oyun Alanları ve Sirkler


Konulu Çalışmalarında, Açık Uçlu Soruların Sonuçları........................ 109

vii
KISALTMALAR

a.g.e. : Adı geçen eser

Bkz. : Bakınız

Çev. : Çeviren

Haz. : Hazırlayan

Krş. : Karşılaştırınız

M.E.B. : Milli Eğitim Bakanlığı

s. : Sayfa

S. : Sayı

viii
ÖZET

Bu tez çalışmasında, 4. ve 5. sınıflarda Empresyonizm ve sonrası oyun alanları ve


sirkler konusunun, çocuk resminde kullanılmasının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Empresyonizm ve sonrası oyun alanları ve sirkler konusunun resim sanatı
tarihindeki gelişimi anlatılmıştır. İlk önce Empresyonizm'in tarihi gelişimi ve sonra
Batı resim sanatı tarihinde ve Türk resim sanatı tarihinden örnekler verilerek değişik
tekniklerde yapılmış olan eserlerden örnekler verilmiştir.

10-11 yaş dönemi çocuklarının sanatsal ve sosyal gelişim basamakları incelenerek


çağdaş eğitim sistemi içinde, doğru öğretim yöntem ve tekniklerinin seçilebilmesi
amaçlanmıştır.

4. ve 5. sınıflarda görsel sanatlar dersi programı incelenmiş, 10-11 yaş grubu


çocuklarının sanatsal ve sosyal gelişimleri göz önünde bulundurularak oyun alanları
ve sirkler konusunun uygulanması için alternatif etkinlikler bağlamında uygun
çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Yaş dönemi itibariyle bedensel ve psikolojik gelişim ve değişkenliklerin yoğun


olmadığı gerçekçilik döneminde olan 4. ve 5. sınıf öğrencilerine uygulatılacak
plastik sanat eğitimi programının çocukları kısıtlamadan, ilgi ve becerilerine uygun
nitelikte olması gerekmektedir.

Bu dönemdeki duygusal gelişim, ergenlik dönemi kadar yoğun yaşanmamaktadır.


Yaptıkları çalışmalarda gözlem ve incelemelere dayalı etkiler sıkça görülür. Bu
süreçte uygulanacak sanat eğitimi programının duyguları geliştirici nitelikte olması
gerekmektedir. Oyun alanları ve sirkler konusunun farklı ve birebir hayal gücüne
dayalı olması öğrencilerinin sanatsal ve yaratıcı düşüncelerinin gelişimine katkıda
bulunacaktır. Diğer açıdan çocukların ilgisini çekerek onların sanat eğitimine olan
tutumlarını, kullandığı değişik teknik ve yöntemlerle hayal gücünü önemli yönde
değiştirecektir.

Bu tez çalışmasında oyun alanları ve sirkler konusunu farklı uygulamalarla


gerçekleştirilmiş olan etkinliklerle, eğitimci içinde bir rehber olabilmesi çabasıyla
hazırlanmıştır.

ix
ABSTRACT

The aim of this thesis study was evaluating the usage of "impressionism and post
impressionism playgrounds and circuses" in childeren' paintings of 4th and 5th
classes. The development of the "impressionism and post impressionism
playgrounds and circuses" subject in pictorial art was told. Initially impressionism's
historical development was illustrated, then western pictorial art's history and the
Turkish pictorial art history's illustrations were exemplified which pictures have got
varied techniques.

It was aimed to choose the right teaching methods and techniques in modern
education system through the analysis of 10-11 ages childeren' artistic and social
development steps.

The 4th and 5th classes' pictorial art lesson's cirriculum was examinated, afterwards
eligible alternative activities were committed to application of "impressionism and
post impressionism playgrounds and circuses" subject with considering the 10-11
ages childeren' artistic and social developments.

Due to the intensely physical and psychological developments and evolutions caused
by the age epoch, the plastic art education programme activities against the 4th and
5th class students shouldn't constrict the childeren, besides it should be in suitable
attribution for their interests and abilities.

This age epoch is the most intensive time for emotional development. The effects
through of the observations and examinations commonly seem in their studies. In
this time period practical artistic education process should be in constractive
attribition for developing their emotions. Due to the individual and different
imaginations of the " playground and circuses" subject that is going to contribute the
students' artistic and creative ideas' development. Moreover with appealing, as a
result of the different techniques and methods, it is going to change their manner
against the art education and aspects of their fancy.

This thesis study intended to be a guide for educationist with different applications
of " playgrounds and circuses" subject.

x
BÖLÜM I
GİRİŞ

İnsan düşüncesinin en doğal, en kuvvetli gereksinimi; eşya ve olaylara estetik bir


düzen verme çabası içinde olmasıdır. "Günümüzde sanat, insanda salt güzellik
duygusu uyandıran bir olgu olmaktan çıkmış, yaşantımızın her alanına girmiştir."1
"Sanat, insanların doğa karşısındaki duygu ve düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses,
söz ve ritim gibi araçlarla güzel ve etkili bir biçimde, kişisel bir üslupla ifade etme
çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir."2

Sanat eğitiminin genel tanımı "tüm sanat dallarını kapsayan kurumsal ve uygulamalı
yaratıcı eğitim süreci"3 olarak bilinmektedir. Sanat eğitiminin okullarda öğretilmesi
ve uygulatılmasındaki amaç, bireyin tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü
içinde estetik duygularının geliştirilmesi, yetenek ve yaratıcılık gücünün
olgunlaştırılması çabası içermektedir. Bu çabanın özünde sanat eğitimcisinin
tutumunun ve anlatılan sanat eğitimi programının önemi büyüktür. Bu bağlamda
görsel sanatlar dersinin daha verimli, olumlu ve ilgi çekici olabilmesi için farklı
konulara yer verilmesi bu dersin etkisini arttıracaktır. "Ülkemizde sürdürülen görsel
sanatlar dersleri, çocuğun düşünmeyi, araştırmayı, yaratmayı benimsemesine
yöneliktir."4

Eğitim ortamı çocuğun kendini özgür hissedeceği bir ortam olmalıdır. Çocuğun
kendini özgür hissetmesi demek onu tamamen başıboş bırakmak olmayıp; bu ortam,
çocuğun rahat çalışabileceği, düşüncelerini söyleyebileceği, öğretmenin
rehberliğinde olması gereken bir yer olmalıdır. Çocuğun bir konuda fikirlerini
söyleyebilmesi için verilmesi gereken bilgiler (konular) onun sosyal, sanatsal ve
yaratıcı gücünü geliştirici nitelikte olmalıdır. Bilhassa konunun öğrencinin

1
Y. Baytekin BALCI - Nuran SAY, Temel Sanat Eğitimi, İstanbul: Ya-pa Yayıncılık, 2002, s.1.
2
Kazım ARTUT, Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri, Ankara: Anı Yayıncılık, 2001, s.19.
3
İnci SAN, "Çocuğun ve Gencin Sanat Eğitimi", Ulusal Kültür Dergisi, Ankara: 1979, S.6, s.164.
4
Bkz: Ümran BULUT, "Resim Öğretmenliği Lisans Programında Alan Bilgisi Derslerinin
İşlevselliği", X. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Cilt 1, Bolu: Abant İzzet Baysal Üniversitesi,
7 – 9 Haziran 2001, s.475.

1
gelişimine katkı sağlaması yanında onun ilgisini de çekmelidir. Bu durum dersin
aktif geçmesini sağlayacaktır. Eğitim gören her çocuğun sanatçı olması değil,
nitelikli bir sanat kültürü alması ve yaratıcılığının gelişmesidir. Bu amacı
benimseyen sanat eğitimcisinin ve sanat eğitimi programının önemi büyüktür.

Bu bağlamda görsel sanatlar dersinin daha yaratıcı verimli işlenebilmesi için seçilen
konuların çocuk tarafından ilgi görmesi ve bilinen klasik konulardan farklı olması
gerekmektedir. Bu sebeple oyun alanları ve sirkler konusunun farklı olması
sebebiyle öğrencilerin yaratıcılık bilincini uyarması konusunda görsel sanatlar dersi
için yararlı olacaktır.

Oyun alanları ve sirkler konusu bu tez kapsamında çocukların yaratıcı gücünü


geliştirmek ve dersi ilginç hale getirmek amacı güdülmüştür.

1.1. PROBLEMLER

Resim sanatı tarihinde oyun alanları ve sirkler konularının çokça görüldüğü


empresyonizm ve sonrası resimlerinin, ilköğretim 4. ve 5. sınıf çocuk resmine
katkısı nedir?

1.2. ALT PROBLEMLER

• Empresyonizm ve sonrası resminde oyun alanları ve sirkler konusunda hangi


ressamlar çalışmıştır?

• İlköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin sosyal ve sanatsal gelişimi nedir?

• İlköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinde oyun alanları ve sirkler konusu nasıl


işlenir?

1.3. AMAÇ

Bu araştırma, resim sanatında Empresyonizm ve sonrasında yer alan oyun alanları


ve sirkler konusunda bilgilenmek; 4. ve 5. sınıf çocuklarına örnekler gösterilerek,

2
çocuk resminde bu konuların yer almasına öncülük edebilmektir. Bu araştırma,
ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda sanat eğitiminde, Empresyonizm akımıyla ortaya çıkan
oyun alanları ve sirkler konulu resimlerin yerinin değerlendirilmesi ve zorunlu
eğitim öğretim sonucu içerisinde yer alması amaçlanmıştır. 10-11 yaş grubu çocuk
resimlerinde oyun alanları ve sirkler konulu çalışmalar hakkında bilgi vermek,
incelemek ve bu resimlerin önemini kavratmak hedeflenmiş olup öğrencilere farklı
uygulamalar yaptırılarak bakış açılarını genişletmek, yaratıcılıklarını geliştirmek
amacı taşımaktadır.

Çağdaş eğitimin amacı; çevreye, toplumsal ve sanatsal olaylara duyarlı, estetik


sezgileri güçlü, yaratıcı ve çok yönlü düşünceye sahip bireyler yetiştirmektir.

10- 11 yaş grubunda izlenen gerçekçilik dönemi özelliklerine bağlı kalınarak oyun
alanları ve sirkler konusunun çeşitli tekniklerde uygulatılmasıyla çocukların
yaratıcılıklarını ve derse olan ilgilerini arttırmaktadır.

Sanatçıların bu konuyu nasıl resmettikleri, çocukların gelişim basamakları ve


resimlerinin özelliklerinin incelenmesi ile oyun alanları ve sirkler konusu
çalışmalarının değerlendirilmesi bağlamında, resim sanatı incelemelerinde çocuklara
ilginç gelebilecek örneklerin belirlenmesi ve yapılan uygulama ve değerlendirmeyle,
bu araştırmanın sanat eğitimcilerine kaynak oluşturması hedeflenmiştir.

1.4. ÖNEM

Bu araştırma sonucunda oyun alanları ve sirkler konusunun uygulamasında elde


edilen bulgular, çocukların sosyal ve sanatsal gelişimleri açısından öğretmenin önem
vermesini sağlayacaktır. Yeni teknolojilerle bağlantılı geliştirilen programda
yaratıcılık ön planda tutulmaktadır.

Bilinen resim konularından farklı olan oyun alanları ve sirkler konusu çocuğun
yaratıcı düşünmesinin gelişimi, derse olan ilgisinin artması ve farklı bakış açılarını
kazanmaları açısından yarar sağlayacaktır.

3
1.5. SAYILTILAR

• Oyun alanları ve sirkler konusu öğrencinin sanatsal gelişimi açısından önemli


olduğu varsayılmıştır.

• Etkinlik öncesinde anlatılan Empresyonizm ve sonrasında yer alan oyun alanları


ve sirkler konulu resim ve bilgilerinin anlaşıldığı varsayılmıştır.

• Araştırmada kullanılan kaynaklar,araştırma kapsamında yer alan konuları


açıklayacak niteliktedir.

• Ayrıca bu kaynaklar ulaşılamayan bazı önemli ve temel kaynaklar açısından da


bibliyografik bir nitelik taşımaktadır.

1.6. SINIRLILIKLAR

• Bu araştırma ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda Resim -iş derslerinde oyun alanları ve


sirkler konusunun sanat eğitimindeki yerinin değerlendirilmesi ile sınırlıdır.

• Bu çalışma Bingöl ili, Solhan ilçesi, Hazarşah Yeniyerleşim İlköğretim Okulunda


okuyan, 120 kişi olan, 4. ve 5. sınıf öğrencileri ile sınırlıdır.

• Bu çalışma 3 etkinlikten (oyun alanları ve sirkler konusunun çizgisel teknikte


uygulanması, oyun alanları ve sirkler konusunun atık malzemeler ile
uygulanması, oyun alanları ve sirkler konusunu puantilist (noktalamacı)
yaklaşımla uygulanması) ve ek 1de bulunan açık uçlu sorularla sınırlıdır.

• Bu araştırma 2007-2008 eğitim-öğretim yılı ile sınırlıdır.

4
BÖLÜM II
EMPRESYONİZM

2.1. EMPRESYONİZM

2.1.1. Empresyonist Resim ve Işık Kavramı

Empreyonizm (izlenimcilik), 19. yy. 'ın son yarısında Fransa'da ortaya çıkmış ve
bütün sanat dallarını etkilemiştir. Burada bütün Avrupa'ya ve Avrupa dışı ülkelere
yayılmış bir sanat anlayışının, hatta bir sanat döneminin adıdır. Sanatta dış etkilerin
içe yansımasını içte izler bırakmasını veya bu izlere dayanarak sanat eseri meydana
getirilmesini savunan bir sanat akımıdır. Bu akıma mensup olan sanatçılar, tabiata
gerçekte olduğu gibi, bütün ayrıntılarına bağlı kalarak değil, ancak ondan edinilen
izlenimler ölçüsünde ve niteliğinde anlatmayı amaç edinmişlerdir.

Empresyonizm kendisinden önceki klasik ve romantik gelenekten farklı, ancak


Rönesansta bu iki döneme kadar ki sanatçıları renk, ışık ve boya kullanma
yöntemlerinden yararlanarak yeni bir resim anlayışı ortaya çıkmıştır.
"Empresyonizm, duyumların bir izlenimle uyarılmasını dikkate alır ve duyulur
hissedilir gerçek dünyanın zamanını, biçimlerini yakalamaya çalışır. Nesneler ve
biçimler Empresyonist bir ressam tarafından gerçekte görüldüğü gibi resim edilmeye
çalışıldığında gerçeğin kendisi ve kopyası arasında zamansal bir bağ kurulmuştur.
Doğayı ve dünyanın gerçek zamanına doğru başlayan izlenim, yaşanılan anı yeni
renkler ve biçimsel anlayışla resimde duyulur yapmayı amaçlamıştır.''5

"
Empresyonist sanatçı, genellikle, bilinen kurallara aldırmaksızın kendi kişisel
izlenimlerine göre nesneleri resmetmeyi amaçlıyordu."6

5
Öğr. Grv. Rıdvan COŞKUN, Resimde Zaman Kavramı, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
Yayınları, s.56.
6
Kazım ARTUT, a.g.e., s.60.

5
Empresyonizm'de sanatçılar dış dünyaya ait olanı; ışığı, renkleri, tepkileri, hüzünleri
işlemekte ve yakalanan anlık konuları resmetmektedir. Bu akım ışık ile resim
yapmak olarak tanımlanmaktadır. İzledikleri temel kaynak güneştir. Konu ışık
yansımaları arasında kaybolmuştur.

Empresyonist sanatçılar doğaya baktığımızda, her nesnenin kendine özgü tek renk
yerine, gözümüzde yada daha da doğrusu beynimizde bir araya getirdiğimiz bir çok
renk tonundan oluşturduğunu keşfettiler.

"Empresyonistler anı yakalama peşinde koşarken rengi çözümlememişlerdir.


Resimde rengin optik ve uyarıcı etkilerinden de yararlanmışlardır. Doğanın biçimsel
ve renksel zenginliklerinin keyfi duyularla duyulur olanın, yeni duyumlara yol
açması, Empresyonizmle olmuştur.

"Ressam, tüm dünyayı ve dünyanın zamanını dondurmak isterken günün değişik


saatlerindeki doğayı, bilimsel bir şekilde çözümlemiştir. Renksel düzenlemelerle
doğayı ve doğadaki zamanı tuvalinde yakalayabilmiştir."7

"Empresyonizme gelinceye kadar bütün resim okulları, ışığı böyle bir araç değer
olarak anlamıştı; bu, yalnız Rönesans sanatı için böyle olmamıştır; Barok, Klasizm,
Romantizm sanatları içinde ışık, böyleydi. Oysa, Empresyonizmle beraber, ışık bir
araç değer olmaktan kurtulur ve başlı başına bir değer olarak anlaşılır."8

Resimlerin açık havada yapılmakta olmasından dolayı çabuk çalışmanın gereğiyle


detaya önem verilmemiştir. Perspektif renk tonlarıyla uygulanmaktadır; açık yeni
prizmatik renkler kullanılmakta tablolarda fırça darbeleri izlenebilmektedir.
Empresyonistler genellikle bilinen kurallara aldırmaksızın kendi kişisel
izlenimlerine göre nesneleri resmetmeyi amaçlamışlardır.

Amaçları ışığın değişen etkilerini yakalayarak, bunu canlılıkla doğaya yakınlıkla ve


yoğunlukla yansıtmaktır. "Teknik açıdan bakıldığında Empresyonist ressamlar,
biçim ve rengi olması gerektiği gibi değil; ışığın çarpıcı etkileri altında, gerçekten

7
Öğr. Grv. Rıdvan COŞKUN, a.g.e., s.56.
8
İsmail TUNALI, Felsefenin Işığında Modern Resim, İstanbul: RH+ Sanat Yayınları, Antik Sanat
Eserleri, 2003, s.37.

6
gördükleri gibi resmettiler. Bu, onları sanatın birçok geleneksel ilkesini terketmeye
yöneltti. Nesnelere biçimlerini veren ve hacim etkisini uyandıran kesin çizgiler
bundan böyle bırakılarak, yerine birbirinden ayrı tek tek fırça dokunuşlarından
yararlanılmıştır.s"9

Empresyonizmin doğuşu bir raslantıya bağlıdır. Bu 1874 yılında Monet Renoir,


Pisarro ve Sisley'in Nadar Galerisinde bir sergide ortaya çıkıyor. Monet'nin
sergilediği eserlerden biri şu adı taşıyor: <<Impression – soleil levent >> Anlamı:
Güneşin doğuşundan alınan izlenim. Bütün sanat kritikçileri bu tablonun adına
takılıyor, çünkü bu, şimdiye kadar duyulmamış bir tablo adı. Böylece bu
empresyonist deyimi önceleri yalnız bu sergiye katılan ressamlar için alaylı olmak
üzere kullanılıyor, ama sonraları bu deyim, yavaş yavaş alaylı yanını kaybederek bu
sergiyi açanların ortaya koyduğu yeni sanat görüşünü ifade eden bir genel kavram
olmuştur.

Empresyonistler, "insan gözünün mükemmel bir araç olduğunu biliyorlardı. Tüm


detayları verilmese de, yeteri kadar ipucu bulunduğu sürece, göz, resimde olması
gereken biçimleri görür"10, düşüncesi bu sanatçıların ana düşüncesiydi.. Bu
sanatçıların öncüsü Claude Monet resim kuralları ve bilgilerini hiç sevmemiş, kendi
görsel duygu ve yeteneklerini bütün kuralların üzerinde tutmuştur. Işık sorunu
üzerine dikkatle eğilmiştir. Onun ışık ilgisi resmin değişmesini zorunlu kılıyordu.

Güneşin hareketine göre gölge olan yerlerin kahverengi değil renkli olduğu ve
bunun zamana göre değişiklik gösterdiğini savunmuştur. Monet' in << Impression –
soleil levent >> adlı tablosu hem bu akıma hem de bu tarz eserlerin başlangıcı
olmuştur. Renklerin parlak, canlı ve fırça vuruşlarıyla yapılıyor olması gevşek ve
serbest görünümünü sağlıyorlardı.

"Güneşin doğuşundan izlenim" adlı olan bu tablo güneşin doğuşunda bir limanı
göstermektedir. Monet'in anlatmak istediği şey bir tan vakti güneş ışınlarının su
yüzeyindeki harelenmelerini ve belli bir anı içinde bir gök ve deniz yüzeylerinde

9
Maurice SERULLAZ, Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004,
s.15.
10
E.H. GOMBRICH, Sanatın Öyküsü, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004, s.522.

7
meydana gelen ışık dalgalanmalarını tespit etmektedir. "Empresyonistler resmi saf
halde değil bütün bir karışım halinde sunmaktadırlar."11

2.1.2. Resimde Mekan Olgusu

Resim tarihi, bir bakıma mekanın temsil edilmesine ilişkin tercihlerin tarihidir. Renk,
çizgi, gölge, ışık, perpektif vb. öğeler ile arasında işlevsel bir bağ vardır. Bu öğeler
zamanla değişime uğramışlar. Bu nedenle mekanın temsil edilişi de değişime
uğramıştır.

Mekanın görünmeyen varlığı, onun resmedilmesi sorun olmuştur. Resimden söz


edilirken mekanı kimse dikkate almaz. Mekan, etkilerini kendisiyle özleştirme
yolundaki eğilim ile meşruluk kazanmıştır. Mutlak boşluğun görünür kılınması ile
mekanın varlığı söz konusudur. Düzenleme ilkesidir. Mekan, nesnelerin birbiriyle
olan ilişkilerini belirlerken, bu süreci yönlendiren her türlü ideolojik yapı yapı
hakkında bilgilendirir bizi. Varlığını mutlak biçimde imgelemeye borçlu olan mekan,
aslında ideolojik koşullanmaların en kolay sızabildiği alandır.

Mekanın doğrudan resmi yapılamaz; o, kendisi dikkate alınarak resmedilmiş


nesneler aracılığıyla varolur sadece. Üzerine mekandan başka hiçbir şeyin
resmedilmediği tuval, yine tuvaldir sonuçta; tek ayrıcalığı mekan için öngörülen
renklere boyanmış olmasıdır.

Mekan, gündelik yaşamla ilgisi bakımından ele alındığında, uygarlığın ilk evresinde
eyleme yönelik, somut niteliği ile ön plana çıkmaktadır. Nesnelerin üç boyutlu temsil
edilmeleri halinde resimsel mekana ilişkin önemli bir sorunun aşıldığını söylemek
mümkün değildir, en azından bizim için belirleyici nokta resimsel mekanda öncelikle
süreklilik sisteminin geçerli olmasıdır.

11
Robert L. HERBERT, Impressionism Art Leisure & Parisian Society, Italy: Yale University
Pres, 1988, s.142-145.

8
2.1.3. Empresyonizm'de Mekan Olgusu

19. yy.'da oluşan süreçte fotoğrafın bulunması, figür ve çevresinin resimsel


yorumuna yepyeni boyutlar kazandıracaktır. Betimlemeci tavrın düzlem ve derinlik
yanılsaması adına yaşadığı serüven, fotoğrafın bu değerleri kolayca tespit etmesiyle
bir anlamda anlamsız duruma gelerek; amaçlar ve yöntemler açısından yeni
değerlendirmeleri ve düşünce açılımlarını gerekli kılacaktır.

Sanata bilimsel açıdan bakılarak yapılan gözlemlerde, "perspektif"e dayalı


"ölçülebilen ve içinde varolunabilen mekan" kavramının Rönesans düşüncesine
ilişkin bir keşif olduğunu biliyoruz. Konu üzerine yapılan araştırmalar Mekan
kavrama düzeylerinin farklılaşmasına yol açmış, düşünce ve bilinç dünyasındaki
gelişmelere koşut bir kapsam büyümesi olmuştur. Örnekse; Cézanne ile büyük ivme
kazanan modern resim düşüncesi izlenimcilerle başlayan yüzeysel etkideki mekan
algılamasını resim düzlemindeki parçalanma eğilimi ile sonraki dönüşümlere
hazırlamıştır .

2.1.4. Kurgulama Açısından Mekan

"Teknik açıdan bakıldığında Empresyonist ressamlar, biçim ve rengi olması gerektiği


gibi değil; ışığın çarpıcı etkileri altında, gerçekten gördükleri gibi resmettiler. Bu,
onları sanatın birçok geleneksel ilkesini terketmeye yöneltti. Nesnelere biçimlerini
veren ve hacim etkisi uyandıran kesin çizgiler bundan sonra bırakılarak, yerine
birbirinden ayrı, tek fırça dokunuşlarından yararlanıldı. Geometrik kurallar üzerine
kurulmuş perspektif arık kullanılmıyordu; ama onun yerine boşluğu ve hacmi
belirlemek için ön plandan başlayarak gerilerde ufka kadar uzanan dereceli tonlar ve
renk çeşitlerinden yararlanılıyordu"12

Üzerinde yapıldıkları yüzeyleri samimiyetle açığa vuran Manet'in resimleri ilk


modernist resimler oldu. Manet'i izleyen izlenimciler, zemini boyamayı ve resmi
cilalamayı reddettiler, böylece resimde kullanılan renklerin boya kabından ya da

12
Maurice SERULLAZ, Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004,
s.15.

9
tüpten çıkmış gerçek boyalardan oluştuğuna hiçbir kuşku kalmıyordu.
Ne var ki resim sanatının, kendisini modernizm içinde eleştirdiği ve tanımladığı
süreçlerde en temel şey olarak kalan, tuvalin kaçınılmaz yassılığının vurgulanması
oldu. Sadece bu sanat özgü olan tek şey yassılıktı. Tuvalin dış biçimi, tiyatro
sanatının da paylaştığı bir sınırlayıcı koşul ya da normdu. Renk ise hem tiyatro hem
de heykelin paylaştığı bir norm ya da araçtı. Yassılık, iki boyutluluk resmin başka
hiçbir sanatla paylaşmadığı tek koşuldu. Böylece modernist resim herşeyden çok
yassılığa yöneldi.

İzlenimcilerde klasik kompozisyon anlayışı tamamen terkedilmiş. Gerçekliğin akıl


yoluyla temsilinden vazgeçiyorlar. Kesin çizgiler kullanılmıyor, fırça dokunuşları
kullanıyorlar. Perpektif kullanılmıyor, bir boşluk ve hacim duygusu hissediliyor,
mekanda tonların ve renklerin kullanılmasıyla derinlik duygusu yaratılıyor.
Kullanılan perspektif ise sayısız renk tuşlarının yanyana gelmesiyle oluşuyor. Gözün
gördüğüne duyulan kuşku nedeniyle perspektif sabit değil, hareketli olduğunu
görüyoruz.

Empresyonizm akımı Japon sanatı etkisinde kalmıştır. Mekanın kurgulanmasında da


bu etkileri görüyoruz. Japon sanatında Batının sımsıkı sarıldığı üç boyutluluk
kavramı bir yana itilir. Resmin herşeyden önce, çevre çizgisi demek olduğunu, boyut
kavramının yadsındığı Japon sanatına dönülür. Japonların kullandığı araçlarda
batılılardan değişiktir. İpek ya da rulo kağıt üzerine çalışırlar. En az yeşil ve kırmızı
kadar zıtlıkları belirtebilen siyah ve beyazı kulanmaktan kaçınmazlar.
Kullanmadıklarıysa gölge ve derinliktir. Japonların üçüncü boyutu kullanmamaları,
onların bunu bilmemelerinden kaynaklanmıyor.

Empresyonist sanatçılar bu kuralları uygulamaya çalışmışlar, Manet


kompozisyonlarında klasik anlayıştan uzaklaşmış. Anlık etkileri yakalamak amacıyla
hızla resmederken klasik sanatçılar gibi kuralları uygulamamıştır. Manet, en verimli
döneminde nesnelere bakışında olağanüstü bu algılama yeteneğini kazanmıştı.

Manet'in "Saint-Lazore Garı" adlı tablosunda, klasik kompozisyon anlayışının


terkedildiğini görüyoruz. Perspektif sayısız renk tuşlarıyla oluşturulmuş. Anlık
görüntülediği için, tren garının örtüsünü de resmin içine katmış.

10
Auguste Renoir, "Moulin dela Galetta'de Dans", adlı tablosu adeta bir taslak gibi
bitmemiş görünüyor. Arkada biçimler, havada ve güneş ışığında giderek daha bir
çözülüyor. Bu tablodaki bitmemişlik duygusunun dikkatsizliğinden değil, derin bir
sanatsal bilgelikten kaynaklandığını kolayca farkediyoruz. Eğer Renoir her ayrıntıyı
yapsaydı, tablo sıkıcı ve cansız bir şey olurdu. Doğayı yansıtma yöntemi
bulunduğunda 15 yy. sanatçıları da benzer bir güçlükle karşı karşıya kalmışlardı.
Doğalcılığın ve perspektifin zaferi, katı ve cansızlığa yol açmıştı.

"Empreyonistler tüm detayları vermese de yeteri kadar ipucu bulunduğu sürece, göz
resimde olması gereken biçimleri görür."13

2.2. EMPRESYONALİST RESİMDE KONULAR TANIM

2.2.1. Empresyonalist Resimde Oyun Alanları ve Sirkler

19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa'da daimi sirkler kuruldu. Bir çatı altında
toplanan bu yerlerde birçok oyun alanları ve fuar yerleri bulunurdu.Yüzyıllar
buyunca eğlenceyi sağlayan bu sirk yerlerinde; hayvan göstericileri, jimnastik yapan
insanlar, hokkabazlar ve becerikli at göstericileri yer alırdı. Bu oyunlar; dinleyen ve
izleyen insanların dikkatini çekerdi.

Bu şovlar, sirkte çalışan insanlara iyi maaş, statü ve şöhret kazandırırdı. Bu


oyuncular bütün kıtada turlar düzenlerler ve halkın ilgisini büyük ölçüde çekerlerdi.

Bu dönemde sirklerde hayvanlar eğitilirdi ve gösterilerde akrobatlar tarafından


kullanılarak insanları etkilemeye çalışırlardı. İlk defa bu dönemde bir kadın akrobat
at üstünde gösteri yapmıştır. Bir kadın tarafından yapılan at üzerindeki gösteri
geleneği, yeni ve popüler sirk geleneğinin bir başlangıcı olmuştur.

"Fransa'da İngiltere de olduğu gibi müzikli sirkler ve kabareler bu yüzyılın son


döneminde en gözde eğlence mekanları olmuştur. 1870' lerde beş tane sabit sirk
vardı, hepsi geceleri gösteri yaparak insanları bu yerlere çekerlerdi."14

13
E.H. GOMBRICH, Sanatın Öyküsü, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2004, s.522-523.
14
Bkz.:Empresyonizm; http://www.wetcanvas.com/Museum/Impressionists/, 2003

11
Alt seviyede eğlence yerleri olan bu merkezler birçok sanatçı ve yazarları mıknatıs
gibi kendine çekerdi. Buralarda yapılan sirk gösterilerinin halka olan tanıtımı broşür
veya posterle değil, bizzat ressamlar tarafından yapılan tablolarla dünyaya tanıtılırdı.

Ressamlar ve yazarlar 1875 de açılan "The Cirque Fermendo in Montmertre"


sirkinden etkilenmişlerdi. Bu sirk yeri küçük olmasına rağmen Paris sirklerinde
olmayan bir samimiyete sahipti. Sirklerde at üstünde yapılan şovlar ve danslar
seyirciler tarafından beğenilip talep edilirdi. Bayan sirkçiler atın üstünde akrobat
hareketleri yaparlar ve ringin ortasında palyaçolarla birlikte yer alırlardı. Sirklerde
gösteri yapılan alanın ortasında yer alan palyaçolar, insanları eğlendirmek için
bulunurlardı. Bu palyaçolardan ünlü olan Molen Royde'de burada çalışırdı. Bunların
isimleri Footit ve Chocolat isimli palyaçolardı. Bunları resimleri Lautrac tarafından
resmedilmiştir. Paris 1889... Burjuvazi çatırdamakta... Sosyal sınırların yavaş yavaş
ortadan kalktığı, daha iyi yaşam ümitlerinin doğduğu, sanatın her dalının zirvede
olduğu ve artistik vizyonların genişlediği bir yer Paris. Avangard sanatçılar,
müzisyenler, yazarlar ve şairler geleneksel sanatın yerleşmiş standartlarına karşı
geliyorlar. Bohemler burjuvaziye savaş açmış. Daha sonra Dadaizm, Sürrealizm ve
Fluxus gibi pek çok 20. yüzyıl sanat akımına öncülük edecek sanatçılar, zamanlarını
Montmartre kafelerinde, kabare ve müzikhollerinde geçiriyor.

Bohemler kapitalist endüstride çalışan sınıfın sefaletine karşı "Tembellik hakkı"


kavramını ortaya atmışlardı. İşçi sınıfın organize olmaya başlamasıyla "dinlenme
saatleri" konsepti ortaya çıktı ve bu da eğlence ihtiyacını doğurdu. Patlayan orta sınıf
eğlenceye daha çok zaman ve para harcamaya başladı. İnsanlar sirklere, balolara ve
kabarelere hücum ettiler. Buralarda burjuvalar, işçiler ve bohemler birlikte şarkı
söylüyor ve bir içki parasına tiyatro oyunu izliyordu. Özellikle seksin başrolde
olduğu alemler alıp yürümüştü. Bu bohem camianın ve Paris yeraltı suç dünyasının
tam ortasında ise Montmartre semti vardı. Ve Montmartre'ın gelir kaynağı olan
eğlence dünyasını 6 Ekim 1889'da Joseph Oller ve Charles Zidler unutulmaz bir
mekanla taçlandırdı.

İki ortak, tüm bu kültürel hareketliliğe dekor olan, efsanesi günümüze kadar süren ve
ışıklı kırmızı değirmeniyle tanınan kabare /müzikhol "Moulin Rouge"u açtı.
Mekanın ressam Adolphe Willette tarafından yapılan egzotik dekoru, renkleri ve

12
teması bir gecede efsane oldu. Zidler ve Oller buraya "kadınların ilk sarayı" diyordu.
Çünkü orada ister fahişe, ister dansçı olsun, kadınlar başroldeydi.

Moulin Rouge'un açılmasıyla pek çok şov ortaya çıktı. Bunlardan biri daha sonra
Fransız Cancan'ı olarak anılan "le Quadrille"di. Bunlar şov kızlarının çok hızlı bir
ritmle ve neşeyle kabarelerin dev sahnelerinde dans ettikleri şovlardı. Her yeri
aynalarla çevrili Moulin Rouge'un hem içinde hem de dev ahşap fil heykelinin
bulunduğu bahçesinde yapılırdı gösteriler. Yılda 1-3 revü ya da iki yılda bir revü
sahneleniyordu ve bu periyot "zamanın ruhu"na bağlı olarak değişebiliyordu. "Le
Fete Galante", "Mars et Venus" ve "Au Harem" gibi bu şovlarda dans eden kızlar
mekanın sanatçı müdavimlerinin yakın dostları ve eğlence ortaklarıydı.

2.2.1.1. Claude Monet(1840-1926)

Bütün genç ressamlar gibi Monet'de Salon denen yerde ünlendi. Salon o dönemin
önemli sanat merkezlerinden biriydi, bütün ressamlar resimlerini orada sergilenmesi
için büyük çaba gösterirlerdi. Bunun sebebi burada sergilenen resimler sanatçılarına
büyük prestij kazandırırdı. Onun yapmış olduğu çalışmalar özel koleksiyoncular
tarafından talep edilir, beğeni görürdü. Monet insan figürlerini manzara resimleri ile
birlikte resmetmektedir. Bu çalışmalarına örnek olan eserlerden bir tanesi olan
"Women in Garden" tablosunu örnek verebiliriz.

Bu tablo bahçede eğlenen çiçek toplayan kadınlarınları konu almıştır. Manzara


çalışması olan bu resimde dört kadın bulunmaktadır. Bize yakın olan önde resimin
ortasında yeralan şapkalı bir kadın figürü yer almaktadır. Bu kadın figürü yere oturur
bir vaziyette olup, kucağında çiçekler bulunmaktadır. Kafasının üstünde şemsiyesin
açmış bir durumda olan figürün sağ elinde ise bir çiçek bulunmaktadır. Bu figürün
arkasında, resmin solunda yer alan iki figür birbirine yakın durumda ve ayakta
durmaktadır. Resmin sağında yer alan kadın figür arkada gözükür bir halde ve sol
elini resmin ortasında yer alan ağaca tutmuş bir durumda görünmektedir. Resmin
arka fonunda ağaçlar, değişik çiçekler yer almaktadır.

Figürlerin hareketleri izleyicide mutluluk ve neşe duyguları uyandırmaktadır.


Eserde, dört kadının, ressamın evinin bahçesinde eğlenir halleri konu alınmıştır.

13
Eserde doğal ışık kullanılmış, ışık figürlere ve ağacların üzerine resmin sağ üst
köşesinde güçlü bir şekilde yansıtılmıştır. Işık etkisi renklerle verilerel figürlerin
hareketlerine katkı sağlamaktadır. Eser tuval üzerine yağlı boya ile yapılmış, yeşil,
turuncu, sarı, kırmızı ve beyaz renklerin açıklık koyuluk değerlerine önem verilerek
yapılmıştır.

Kompozisyon düzeni açık formda olup resmin ilgi odağı öndeki şemsiyeli figür ve
ortadaki koşan kadın figürüdür. Sanatçının Empresyonizm akımı ile ortaya çıkan
günün o anlık hallerini resmetme ve ışığın doğa üzerindeki yansımalarından
etkilenerek yaptığı çalışmalarındandır. Ressam tarafından fırça darbeleriyle yapılan
bu çalışma, rengin değişik tonlarındaki araştırmalarını da bize göstermektedir.
Monet'in bu tablosunda, ışığın etkisi ile rengin tonları mükemmel bir şekilde
resmedilmiştir. Bu konuda usta olan sanatçı, bu resmiyle bize bunu kanıtlamaktadır.

Resim 1. Claude Monet, "Women in Garden"


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 256x208 cm, 1866-67, Louvre Müzesi, Paris

14
Bu resme kendi evinin bahçesinde başlamıştır. "Bu resimde solgun gece kıyafetleri
giyen şık genç kadınlara karşı, bu duruma manzara ve elbiselerdeki desenlerin
canlılığı tezatlık oluşturmaktadır."15

Bir bahçenin tarlaları arasında ve yazlık giysiler içinde çiçek toplayan genç kadınlar
bulunmaktadır. Güneş bu genç kadınların eteklerine göz kamaştırıcı pırıltılarla
inmektedir.

"Garden With Flowers" adlı tblosu 1866 yılının yazında, ailesini ziyaret ettiği sırada
"Le Havre"de yapmıştır. Bu tablo, bir evin bahçesinde yer alan ağaçlar ve
çiçeklerden oluşan manzaradan konu alınmıştır. Tablonun önünde dört tane ağaç yer
almaktadır, resmin sol tarafında büyük bir tane ağacın yarısı da gözükmektedir.
Küçük ağaçlarla büyük ağaç arasında değişik renkte çiçeklerden oluşan çalılıklar yer
almaktadır. Bu çalılıkların arkasında, ağaçların yaprakları yüzünden tam
görünemeyen bir ev bulunmaktadır. Bu evin çatısı ve bir penceresi görünmekte olup
yanında uzun bir ağaç görünmektedir. Resimdeki mazara resmi insana mutluluk,
yaşamın güzelliği ve sevinç duyguları uyandırmaktadır.

Monet bu çalışmasında, yazları ziyeret ettiği amcasının evinden bir görünümü


resmetmiştir. Resimde doğal ışık kullanılmıştır. Eser tuval üzerine yağlı boya ile
yapılmıştır. Yeşil, kırmızı, mavi gibi renklerin ışıkla birlikte farklı tonlara ve
renklere dönüşmesi resminde ustaca verilmiştir. Resim açık formda yapılmış olup
bahçedeki ağaçlar ve arkadaki ev ilgi odağıdır.

Bu tablo, Monet'in yaptığı birçok manzara resminden bir tanesidir. Sanatçı gittiği
yerlerde özellikle güzel bahçeleri bulmakta ve oralarda güneş ışığının etkisiyle
oluşan çok sayıda renk ve tonlarını resmetmekten zevk almaktaydı. Sanatçı kendi
evinin bahçesinde mükemmel ağaçlar ve çiçekler yer alırdı. Bu bahçede resim
yapmak Monet'in en büyük zevki idi.

Her yıl yazları ziyaret ettiği, amcasının evinde yapmış olduğu bu tablo bize, Empire
Bahçesi'nde ki yuvarlak başlı güller ve çalılıklar hakkında bilgi vermektedir."16

15
Jean - Poul CRESPELLE, Monet The Master Work, Portland House, 1998, s. 13
16
Daniel WILDENSTEIN, Claude Monet Empresyonistler, İstanbul: Başkan Yayınları, 1980, s.8.

15
Resim 2. Claude Monet, "Garden With Flowers", 54 x 65 cm
Tuval Üzerine Yağlı Boya, Orsay Müzesi, 1866, Paris

"Blanche Monet Painting" tablosu; manzara resmi olan bu resimde iki kadın figür,
birisi ayakta, diğeri oturur durumda resmedilmiştir. Ayakta duran figürün elinde
yuvarlak bir nesne, diğer elinde ise bir çubuk bulunmaktadır. Çubuğu tuttuğu elini
dirseklerinden hafif kaldırmış ve üç ayaklı bir sehpaya doğru elini uzatmaktadır.. Bu
kadının üzerinde uzun bir elbise ve kafasında şapkası vardır. Diğer figür yere
oturmakta ve elinde kitap bulundurmaktadır. Bu figürün üzerinde; ceketini, uzun
elbisesini ve kafasında şapkasını görmekteyiz. Mekanda uzun çimler ve arkada uzun
ağaçlar bulunmakadır. Resim izleyicide rahatlama, dinlenme, mutluluk gibi duygular
uyandırmaktadır. Işık belirsizdir ve doğal ışık kullanılmıştır. Işık etkisi renklerle
verilerek, figürlerin hareketlerine katkı sağlamaktadır. Eser kağıt üzerine yağlı boya
ile yapılmış olup beyaz, yeşil, kahverengi ve turuncu rengin tonları kullanılmıştır.

16
Doğal ışık kullanılmış olup, kompozisyon düzeni açık formdadır. Resmin ilgi odağı
iki bayan figürüdür.

"Blanche Monet Painting" adlı tablosunda Monet'in ikinci karısından olan üvey
kızları resmedilmiştir. Bu resimde üvey kızları olan Blanche ve Suzanne çimlerin
üzerinde oturur bir şekilde resmedilmiştir. Küçük olan Suzanne Monet'in favori
modelidir. Canlı ve sevimli olan bu kızdan resimsel olark birşeyler bulmaktadır."17

Resim 3. Claude Monet, "Blanche Monet Painting", 98 x 91 cm


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1887, Los Angeles Country Museum of Art, USA

"The Garden at Giverny" adlı eser eve giden dar bir patikayı gösterir. Resmin ön
tarafında izleyiciye en yakın olan yerde, resmin ortasından başlayan yol gittikçe
küçülerek resmin sağında azalmaktadır. Bu yolun sağında küçük renkli çiçekler
bulunmakta ve bu yolun solunda bulunan çiçeklere nazaran daha fazla olup resmin
büyük bir çoğunluğunu kaplamaktadır. Resmin solundan başlayıp eserin sağ tarafına
doğru gittikçe küçülen ağaçlar sıra sıra yer almakta, yol ile arasında uzun çiçekler ve
çalılıklar bulunmaktadır. Konu olarak, bir yerin bahçe görünümü resmedilmiştir.
Resimde doğanın o muhteşem hali insana mutluluk ve yaşam sevinci gibi duygular
uyandırmaktadır. Eserde doğal ışık kullanılmış olup, ışıkla birlikte renklerdeki
değişim ile farklı etkiler verilmiş olması, Empresyonizm akımının etkisinde

17
Jean – Poul CRESPELLE, a.g.e., s.116.

17
olduğunu bize göstermektedir. Eser tuval üzerine yağlı boya tekniğiyle yapılmış
olup mor, turuncu, kahverengi ve yeşil renklerin koyuluk açıklık değerlerine önem
verilmiştir. Kompozisyon düzeni açık formdur. Eserde patika yolun ve ağaçların
gittikçe küçülmesi resimde derinlik hissi uyandırmaktadır. Fırça vuruşlarıyla
özensizce yapılmış hissi veren bu tablo, renklerin ve ışığın ustaca kullanılması
açısından ressamın ne kadar başarılı olduğunu bize göstermektedir.

Arka planda duvarlar gri ve mavi renkte görünmkektedir. Burada Monet mevsimleri
göz önünde bulundurarak renk kümelerini o anki mevsime uyarlayarak kullanmıştır.
Onun amacı o muhteşem sadeliği etkisini verebilmektir. Bunu doğru açılarla geçen
patika yollarla sağlamaya çalışmıştır. O döneme göre alışılmış bir bahçe görünümün
dışındadır. Resimde ki bahçede patika yolun kenarında bulunan mor ve turuncu
renkli çiçekler yer almaktadır. "Monet'in resimleri diğer ressamlarınkinden daha
somut daha gerçekçidir."18

Resim 4. Claude Monet, "The Garden at Giverny", 92 x 81 cm


Tuval Üzerine Yağlı Boya, Orsay Müzesi, Paris

18
Büyük Ressamlar Monet, İstanbul: Boyut Yayınları, 2008, s.8.

18
2.2.1.2. Edouard Manet (1832-1883)

Manet daima yeni arayışlara, deneylere ve uygulamalara açık bir sanatçı olarak
dikkat çekmektedir. Bu durumun en güzel kanıtı yapmış olduğu portreler,
natürmortlar ve değişik tarzlardaki görünümlere konu teşkil eden kafe, bar ve
lokantalar yanında değişik yaşam kesitleri sunan yansımalar olan yapıtlarında
kendisini göstermektedir.

Bu yapıtlarda belirli ölçüde bir sosyal eleştiri görülse de, sanatçının genelde siyasi
etkinlikler ile birlikte, yeni ve öncü eyleme dönük sanat hareketlerinden de uzak
durmaya çabaladığı gözden kaçmamaktadır. "Manet'in resimlerinde ne merkezdeki
kompoziyonlara ne de herhangi bir temel figure odaklanma yoktur."19 "Renkli
lekelerin göz kırparcasına bir görünüp bir kaybolması Manet'in çok hoşuna
gitmektedir."20

Resim 5. Edouard Manet, "Manet Music in Tuileries", 76 x 119 cm


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1862, Ulusal Galeri Londra

Manet'in "Tuileries'de Müzik" tablosunda kalabalık insane topluluklarının ağaçlar


arasındaki hallerini görmekteyiz. Bu kalabalık arasında, dikkatimizi çeken unsur,
resmin solunda yer alan oturur vaziyette bulunan iki kadın figürüdür. Bu iki figür

19
Peter H. FEIST, French Impressionism 1860 – 1920, Benedikt Taschen, 1985, s.40.
20
Germain BAZIN, Manet Empresyonistler, İstanbul: Başkan Yayınları, 1985, s. 15.

19
sandalyede oturmakta, uzun elbise giymekte ve kafalarında şapkaları bulunmaktadır.
Bu figürlerin hemen solunda iki erkek figürü ayakta olup bu iki bayana bakar
haldedirler. Resmin ortasında bize yakın olan yerde uzun bir ağaç diğer ağaçlara
göre daha net görünmekte ve sağ tarafında bir erkek figürü yer almaktadır. Eserde
çok fazla insan bulunmakta ve bunlar birirleriyle çok yakın bir vaziyette yer
almaktadır.

Figürlerin hareketleri izleyicide ilgi ve merak duyguları uyandırmaktadır. Eser konu


olarak bir parkta eğlenen, arkadaşlarıyla vakit geçirmekten hoşlanan insanları konu
edinmiştir. Resimde doğal ışık kullanılmış olup, öndeki figürlerdeki ışık etkisi diğer
figürlere nazaran daha kuvvetli vurgulanmıştır. Figürlerin ve ağaçların dikey
hareketleri, mekan çizgilerinin yatay hareketleri ile dengelenmiştir.

Eser tuval üzerine yağlı boya tekniğiyle yapılmış olup sarı, kahverengi, siyah, beyaz
gibi renkler kullanılarak bilhassa ışığın etkisiyle oluşan sayısız tonlarda renk
görünümü elde edilmiştir. Resim açık formda yapılmış olup ağaçların ve insanların
bizden uzaklaştıkça belirsizleştikleri görülmektedir. Sanatçı özellikle insanların fazla
bulundukları bar, park, bahçe vb. yerlerde resim yapmaktan hoşlanmaktadır. Işığın
etkisiyle elde edilen renk ve biçimler sanatçının hoşuna gitmekte ve tek bir nesneye
odaklanmadan insanların kalabalık hallerindeki veziyetlerini yeni arayışlarla
çizmeye çalışmaktadır.

Manet'in "Tuileries'de Müzik" tablosu, bahçedeki küçük dalların altında müziği


dinleme gereğini duymaksızın herkes yoğun bir gevezeliğe dalmıştır. Manet bu
tabloya arkadaşlarından bir bölümünü olduğu gibi kudretli kimselerin bir kaçında
belli belirsiz bir biçimde çizmek istemiştir. Bu tablonun sağ köşesinde bitmemiş bir
görünüm vardır. Burada toplu halde bulunan insanlar parti havasında resmedilmiştir.

"Kalabalıktaki figürler Manet'in arkadaşlarıdır. Manet resmin en solunda yer


almakta ve arkadaşı olan Albert'in yanında ayakta dikili bir vaziyette
bulunmaktadır."21 Manet bu çalışmasında serbest ve rahat çizimler yapmış ve kısa
sürede bitirdiği çalışmalardan bir tanesi olmuştur.

21
Linda BALTON, The History and Techniquies of The Great Masters: Chartwell Books Inc.,
1989, s.18.

20
"The Monet Family in Their Garden" adlı tablosunda sanatçı, bahçede eğlenen
dinlenen anne ve çocuğun mutluluğunu konu almıştır. Eserde gözümüde çarpan şey,
ortada beyaz şapkalı ve elbise giymiş olan kadın figürüdür. Bu kadın figürü, yerde
eteklerin daire biçiminde açmış durumda oturmaktadır. Kadın figürünün heman sağ
yanında yerde uzanır halde bulunan bir çocuk bulunmakta ve bize doğru
bakmakadır. Hemen resmin solunda, öne eğilmiş dizlerini hafif kırmış halde bulunan
erkek figür, öndeki çiçeklere doğru eğilmiştir. Resmin bize yakın olan sol alt
köşesinde, iki küçük hayvan bulunmaktadır. Doğal ışık kullanılmış olup tuval
üzerine yağlı boya ile yapılmıştır. Komposizyon açık formda yapılmış olup kadın
figürü ve çocuk resmin ilgi odağıdır. Hareket, yatay dikdörtgen alanı yere yatay üç
parçaya böldüğümüz zaman, ortadaki bölümde oturan kadın ve onun kucağında
uzanmış olan çocuk, üçgen bir şekil oluşturmaktadır. Sol baştaki bölümde ise önde
yer alan horoz ve ördek, arkadan öne doğru eğilen dizlerinden hafifçe kırık şekilde
duran adamın hareketinde enerji hissedilmektedir. Kadın ve çocuğun bakışları
izleyiciye odaklıdır.

"The Monet Family in Their Garden" bu tabloda Monet'in ailesi Manet'nin


bahçesinde oturur şekilde resmedilmiştir. Karısı ve oğlu bu resimde ona eşlik
etmiştir.

Resim 6. Edouard Manet, "The Monet Family in Their Garden", 61 x 99 cm


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1874, Metropolitan Museum of Art

21
2.2.1.3. Camille Pisarro(1830-1903)

Pisarro diğer Empressyonistler gibi konu olarak sudaki devamlı değişen yansılamarı
işlememiştir. O konu olarak köy yerlerini resmetmeyi seçmiş, renk etkilerinden çok
yapı ve biçim üzerinde durmuştur. Köy konularını ve kırsal yaşamı seçmesinde
Realist akımın öncülerinden olan Millet'yi anımsatan birşeyler vardır; bununla
birlikte resimle birlikte parçalı ve birbirinden ayrı fırça vuruşlarıyla tipik
Empresyonist tekniği kullanmıştır. Pisarro, "The Garden of The Tuileries on A
Winter Afternoon II" tablosu büyük bir parkın yukarıdan görünen manzarasını konu
alan resmini yapmıştır. Eserin hemen ön tarafında dört tane ağaç yukarıdan görünün
bir durumda resmedilmiştir. Resmin sol tarafından başlayarak sol orta köşesine
kadar uzanan küçüklerek uzanan ağaç toplulukları yer almaktadır. Resmin sol alt
köşesinden başlayıp yukarıya doğru gittikçe küçülen büyük bir yol ve bunu üzerinde
sayısız insan görülmektedir. Ortadaki ağaçların arkasında ise bizden uzaklaştıkça
küçülen dört tane geniş alan bulunmaktadır. Resim izleyicide ilgi uyandırmaktadır.
Eserde doğal ışık kullanılmış olup bu renklerle daha da belirginleştirilmiştir. Eserde
hareket iki eşit parçaya bölen yatay çizgi, ağaçların dikey çizgileri ile
dengelenmektedir. İnsanların yürüdüğü yol, dairesel bir hareket oluşturmaktadır.
İnsanların hareketleri resme enerji katmaktadır. Eser tuval üzerine yağlı boya ile
yapılmış olup yeşil, mavi, kırmızı gibi renkler kullanılmıştır. Renkler ışığın etkisiyle
farklılaşarak, değişik ton ve renklere dönüşmüştür. Komposizyon açık formdur.
Ağaç ve insan topluluklarının bizden uzaklaştıkça renklerindeki belirsizlik halleri
resimde derinlik hissini vermiştir.

"Empresyonist akımın önemli temsilcilerinden olan Pisarro'nun yapmış olduğu "The


Garden of The Tuileries on A Winter Afternoon II" tablosuna benzer bir çok tablo
yapmıştır. Bunları farklı açılardan bakarak resmetmiştir ve bu çalışması bunlardan
bir tanesidir."22

22
Charles S. NOFFETT, Impressionist and Post Impressionist Painting, The Metropolite
Museum of Art: Abradale Press Inc., 1991, s.103.

22
Resim 7. Camille Pisarro,
"The Garden of The Tuileries on A Winter Afternoon II", 73 x 92 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1899, Metropolitan Museum of Art

2.2.1.4. Edgar Degas (1834-1917)

Degas çizimleri, resimleri ve heykelleri ile tanınan en önemli izlenimci ressamlardan


birisidir. İlk yaratıcı dönemi tarihsel öneme sahiptir ve ona izlenimciliği tanıtan
Manet ile tanışmasını da içerir. Plastik sanatlarda gördüğü ilgi, ışığı kullanımından
ve zamanı durdurabiliyor gibi resmetmesinden kaynaklanmaktadır. Resimlerinde
son derece hassas kaynaştırmalar, dışavurumcu direkt sürüşlerle birleşir. Bu üslubu
yapay ışık altında ve tiyatro mekanındaki zengin dokularla çalışabilmesini
sağlamıştır.

"Degas iki nedenden ötürü özellikle bale dansçıları ve müzikallere meraklıydı;


Birincisi, yapay ışığın farklı etkilerini çalışabiliyordu, ikincisi, zamanı durdurulmuş
gibi bir etki yapmayı deneyebiliyordu."23 Degas en önemli pastel ressamlarından
birisidir. Çalışmalarını izlediğinizde ışığı ve formlarını ifade etmek için direkt ve saf
bir stille çalışarak renkleri nasıl kullandığını görebilirsiniz. Işık güçlü kontrastlar
yaratıyor; ancak bunlara salt ışık gölge sanatı diyemeyiz, çünkü tonlar arasında ufak
değişiklikler bile zor fark edilir. Degas resminin bu karakteristik özelliği, pastel

23
Bend GROWE, Edgar Degas 1834 – 1917: Benedikt Taschen, 1994, s.67- 68.

23
tekniğinin koyu tonların üzerine açık tonları bindirerek doğrudan çalışmaya fırsat
vermesiyle zenginleşmiştir. "Bunun en iyi örneklerinden birisi olan "The Cirque
Férnando" tablosudur ve 1879'da yapmıştır."24

Bu eserde bir trapezcinin ağzı ile zincire tutarak kendi kendine sallanırkenki
görüntüsü konu edilmiştir. O dönemin eğlence yerlerinde insanları heycanlandıran,
eğlendiren yerler büyük ilgi görmekteydi. Bu yüzden bu resim insana ilgi ve
heyecan hissi uyandırmaktadır. Resimde sol üst köşesinde ağzı ile birşeyler tutarak
kendini aşağıya doğru boşlukta uçarcasına sarkıtan bir figür bulunmaktadır. Figürün
yüzü tam görünmemekle birlikte sağ eli öne doğru sol eli arkaya doğru ters bir
durumda görülmektedir. Figürün bacakları dizden bükülmüş ve ayakları çapraz
haldedir. Konu itibari ile o dönemin eğlence kültürünü konu edinen bir çalışmadır.
Eserde yapay ışık kullanılmış ve alttan yansımaktadır. Eser geometrik parçalarla
oluşturulan dikdörtgenler ve karelerle yatay ve dikey hareketler oluşturulmuştur.
Resimde figürün boşlukta uçarcasına yaptığı hareket ve ellerini zıt yönlere açısı,
ayaklarını birbirine çapraz duruşu ve dizlerinin bükük halleri hız kavramını
kazandırmıştır. Resim tuval üzerne yağlı boya ile yapılmış olup, turuncu, yeşil,
beyaz ve sarı rengin tonlarıyla yapılmıştır. Kompozisyon düzeni kapalı formdur.
Resmin ilgi odağı ellerini iki yana açmış ağzı ile ip tutan figürdür. Eserde derinlik
mekandaki dikdörtgen ve karelerle verilmeye çalışılmıştır.

24
Guy JEENNISGS, Renoir, The History and Techniques of The Great Masters: Chartwell
Books Inc., 1988, s.51.

24
Resim 8. Edgar Degas, "The Cirque Férnando", 117 x 77 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1879, Ulusal Galeri Londra

Degas Montmartre'deki eğlence yerlerinde birçok çalışma yapmıştır. Bu tabloda o


dönemin eğlence yerlerinde insanların ilgisini çeken hareketler olan, trapezden
ağzıyla zincire tutarak kendi kendine sallanırken resmedilmiş olan bu çalışma, oyun
alanları ve sirkler konusuna örnek gösterilebilir.

Sanatçı tablosunda sirk kubbesinde sallanan trapezciyi farklı açılardan çizmiştir.


Degas'nın sirk çalışmasındaki bu cesareti portre çalışmalarında yoktur. Degas'nın
çizdiği bu yerleri eğlenceli kılan sirkler veya oyun alanları olması değil,
bulundukları yerler ve mekanlar olması açısından ilgisini çekmektedir. Asıl önemlisi

25
çizdiği yerlerin mimari özellikleri ve buradaki artistlerin görsel hareketleri Degas'nın
önemsediği noktalardandır.

2.2.1.5. Pierre Auguste Renoir (1841-1919)

Onunla aynı zamanda yaşayan birçok ressam gibi Renoir da sirklerle ilgili birçok
resim yapmıştır. Renoir manzara yerine insan figürleri ile ilgili resimler yapmayı
tercih etmiştir. Ressam için sirkler, parklar, kalablalık insan toplulukarının olduğu
yerler, onun en favori resimleri içresinde yer almıştır.

Paris'in hareketli yaşamını resmetmeyi seven Renoir, resimlerinde sirkleri yapmış


olması, figüratif resimleri ve hareketi resmetme isteğini doğrular niteliktedir. Buna
kanıt olarak da "Jugglers at The Cirque Férnando" tablosu ile "Clown in The Circus"
tablosunu örnek verebiliriz.

Resim 9. Pierre Auguste Renoir, "Jugglers at The Cirque Férnando",


99 x 131 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1879, Art Institute of Chicago, USA

26
Resimde iki küçük kızın sirk gösterisi konu alınmıştır. Eserde ayakta durmakta olan
iki küçük kız çocuğunu görmekteyiz. Bize yakın olan resmin sağında yer alan kızın
yüzü ve bedeni bize dönük halde olup ellerini göğüs hizasında birleştirmiştir.
Kucağında yuvarlark nesneler taşıyan bu figür bacaklarını dik tutarak ayaklarını yana
doğru açmıştır. Hemen bu figürün sağında olan kız çocuğu biraz daha geride olup
yüzü ve bedeni resmin sağına doğru dönmüş haldedir. Kollarını dirsekten kırarak
ellerini yüzüne yaklaştıran figürün, sol bacağı sağ bacağına göre ön tarafta ve
ayağının ucunu yukarı doğru kaldırmıştır. Saçları uzun ve kurdele bağlanmış olan
kızların, arka tarafında uzun bir duvar görülmektedir.

Figürlerin hareketleri izleyicide ilgi uyandırmaktadır. Resimde ışığın neden geldiği


belli değildir. Yapay ışık kullanılmıştır. Turuncu, siyah, kırmızı gibi renkerin tonları
ağırlıklı olarak görülmektedir. Pastel boya etkisinde yapmış olduğu bu yağlı boya
çalışması Renoir'ın bilinen resimlerine göre biraz farklıdır.

Resim 10. Pierre Auguste Renoir, "Clown in The Circus", 193 x 130 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1868

Resim konu olarak, sirkte gösteri yapan bir palyaçodur. Eserde, yer alan figürün
yüzü ve bedeni resmin soluna doğru hafif dönük bir haldedir. Sağ elinde çubuk tutan
figür ayalta olup; sağ ayağı sol ayağına göre önde durmaktadır. Sol elinde kolu
aşağıya doğru keman tutan figürün, saçları kabarmış bir şekildedir. Kolları geniş
dökümlü olan fakat vücudunu saran bir kıyafet giyen figürün, arkasında resmin
hemen sağ üst köşesinde sandalye bulunmaktadır. Eserde ışığın geldiği yer belli

27
değildir. Resim tuval üzerine yağlı boya olarak yapılmıtır. Figür resimde ilgi odağı
halindedir, bunu da resmin arka fonunda çizilmiş olan izleyicilerin bakışlarından
anlamaktayız. Renoir'in diğer çalışmalara göre fazla bilinmeyen bu eseri, oyun
alanları ve sirkler konusu için örnek teşkil etmektedir.

Resim 11. Pierre Auguste Renoir, "The Luncheon of The Boating


Party",172x129,
Tuval Üzerine Yağlı Boya,1881,The Phillips Collection

"The Luncheon of The Boating Party" resiminde bir partideki insanların eğlenceli
halleri konu alınmıştır. Eserde masa etrafında outran ayakta duran insanları
görmekteyiz. Arkada masa görünmese de önde bize yakın olan karşılıklı oturan iki
figür ve onların yanlarındaki figürler dikkat çekmektedir. Resmin sol tarafında yana
eğik halde dik duran figür bulunmakta ve hemen onun arkasında resmin tam ortasına
düşen kadın bize doğru bakmaktadır. Eserde doğal ışık kullanılmıştır.
Empresyonizm ve etkisinde yapılan bu eser ışığın nesneler üzerindeki etkisiyle
oluşan değişik renk ve tonlarını bize göstermektedir. Günün belli saatlerinde yapılan
bu çalışmaların bir tanesi olan bu eser, zaman olarak öğleden sonar yapıldığını
anlamaktayız. Kompozisyon düzeni açık formdadır derinlik hissi renklerle verilmeye
çalışılmıştır.

28
"Kalabalık insan topluluklarını resmetmeyi seven Renoir "The Luncheon of The
Boating Party" tablosunda empresyonist akımın etkisinde yapmış olmasına rağmen
memnun değildir."25 Çünkü resimdeki doğrusal açıklıkların kenar kontürlerinin
yumuşak geçişlerinden mennun değildir. Bu çalışmasında beğenmediği bazı
tekniklerini diğer resimlerinde düzeltmeye çalışmıştır. Renoir'in beğenmediği bu
eseri; eğlenen hayatlarından memnun olan insanların atmosferini iyi vermesi
açısından başarılıdır. Kendi içlerinde oyun oynayan ve o zamanın tadını çıkaran
insanları bize iyi hissettirmektedir.

Resim 12. Pierre Auguste Renoir, "Ball at The Molin De la Galette"


130 x 170 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1870, Orsay Müzesi, Paris

"Ball at The Molin De la Galette" tablosu baloda eğlenen mutlu olan insanların
görünümleri konu alınmıştır. Resme bakıldığında bize yakın olan üç figür
görülmektedir. İkisi kadın olan figürlerin yüzleri bize doğru dönük olup biri oturur

25
Thomas PARSONS & Iain GALEY, Post – Impressionism, The Rise of Modern Art 1880 –
1920, London: Studio Editions, s.72.

29
diğeri ayakta durur haldedir. Erkek olan üçüncü kişi sandelyesini bize ters
döndürmüş ve sırtını görmekteyiz. Resmin solunda yan tarafta iki figür dans etmekte
ve yüzleri bize dönüktür. Resimde kalabalık halde bulunan insanları ve onların dans
etmelerini eğlenmelerini görmekteyiz. Sanatçı ışığın etkisini kullanarak; mavi,
beyaz, siyah, yeşil, kahverengi gibi renklerin çok çeşitli tonlarını resimde
kullanmıştır. Çalışma insanda, heycan ve hareket duygusu uyandırmaktadır.
Komposizyon açık formdadır ve resmin ilgili odağı önde bulunan üç figürdür. Resim
tuval üzerine yağlı boya ile yapılmıştır.

"Ball at The Molin De la Galette" (Paris'in merkezinde açık havada insanların


oturdukaları bir park yeridir.) tablosunu çizmek için Montmartre yakınlarında bir
stüdyo kiralayan Renoir, boş zamanlarında buradaki insanların hareketli yaşamlarını
resmetmiştir. Ressamın en etkili resimlerinden bir tanesi olan bu tabloda, yüksek
ağaçların arasında süzülerek kırılan güneş ışınlarının heyecanlı – hareketli
yansımaları eseri karmaşık ve birçok parçadan oluşmuş gibi göstermektedir. 1870'
de yapmış olduğu bu çalışma o dönemin önemli eserlerinden birisidir.

Empresyonistlere göre son on yıl boyunca açık havada yapmış oldukları resimler,
onları küçük yağlı boylara ve nispeten basit kompozisyonlara sınırlamıştır. Burada
genç kızlar artistlerle buluşurdu, bu da bize o dönemin bohem hayatından örnekler
vermektedir. Masa başında oturan ya da dans eden figürlerin üzerinde güneş ışığının
yansımasıyla benek görünümü verilmiştir. Bu da Renoir'ın ışığın o muhteşem
etkisini çalışmasına ne kadar ustaca resmettiğinin bir kanıtıdır. "Renoir bahçe, park
resimlerinde genellikle arkadaşlarını model olarak kullanmıştır."26

26
Irina ANTONOVA, Old Masters Impressionists and Modern Franch Masterworks from the
State pushlein Museum, Moskow: Yale University Pres, s.108.

30
Resim 13. Pierre Auguste Renoir "Dance of Bougival"
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1883, The Museum of Fine Arts, Boston

"Dance of Bougival" tablosunda bir çiftin dans ederek eğlenmeleri konu alınmıştır.
Eserde kadın figürünün yüzü bize, bedeni ise resmin sağına doğru dönüktür. Erkek
figürünün yüzü şapkasından görünmemekte ve bedenini kadının üzerine doğru
hafifçe eğmekte, sol eliyle bayanın elini tutmaktadır. Erkek figürü bacaklarını hafif
kırmış ve sağ eliyle bayanın belini tutmaktadır. Kadın figürünün başında şapkası ve
üzerinde elbisesi olup sağ kolunu dirsekten hafifçe kırarak erkek figürünün elini
tutmaktadır. Resmin arka fonunda silüetleri fazla belli olmayan insanlar masada
oturmaktadır. Eser ilgi ve heyecan duyguları uyandırmaktadır.

Eserde doğal ışık kullanılmıştır. Resim tuval üzerine yağlı boya ile yapılmış, mavi,
beyaz, siyah, sarı gibi renklerin ışıkla birlikte değişimleri iyi verilmiştir. Çiftin dans
ederkenki hareketleri ve hızı yüzünden kıyafetlerindeki renk değişimleri sanatçı
tarafından ustaca verilmiştir. Çalışma açık formda yapılmış olup, resmin ilgi odağı
dans eden kadın ve erkek figürüdür. Sanatçının diğer resimlerinde olduğu gibi bu

31
resminde de, kalabalık insanların eğlencelerini ve hareketliliğini izleyiciye
hissettirmektedir. Yumuşak geçişleri ve pastel boya tarzındaki yağlı boya çalışmaları
ise sanatçının uslubunu bize göstermektedir.

Bir başka çalışması olan "Dance of Bougival" 1882-1883 yılları arasında yapılmıştır.
Renoir'ın Empresyonist dönemine ait olan bu çalışması modern ve varoş yaşamın
günlük basit zevklerinin kutlanmasını konu alır. "Renoir için resim dinlenme ve flört
etmek gibidir."27 "Bu resimdeki model kız Szanne Valodon'dur. Renoir'ın
resimlerindeki tipik tombul ve sevimli kadınların zıttına, bu çalışmasında güçlü
özelliklere sahip kadınlar çizmeyi tercih etmiştir."28

2.2.2. Empresyonizm ve Sonrasında Oyun Alanları ve Sirkler

Bu dönemde seyirciler, insanları korkutan ve heyecanlandıran hareketler yapılarak


eğlendirilirdi. Burada yapılan gösterilerin zarif, atik ve ani hareketleri Lautrec ve
Degas'ın resimlerine ilham kaynağı olmuştur. Picasso 20. yy.'da, "The Cirque
Medrano" adlı sirkte gördüğü akrobat ve palyaçoları resmetmiştir. 1950' ye kadar bu
sirklerin gösterileri devam etmesine rağmen sinemanın ortaya çıkmasıyla önemini
yitirmişlerdir. Edgar Degas, Toulouse-Lautrec, Georges Seurat ve diğer sanatçılar
19. yy.' ın sonlarındaki parlak dönemin sirklerinden etkilenmişlerdir.

19. yüzyılın sonlarında sirklerde önem kazanmıştır. 1900'lerde Avrupa ve


Amerika'da ünlü akrobatlar yetişmiştir. Bu akrobatlar gözüpek ve ustalıklarıyla
izleyicilerini büyülemişlerdir. 20. yüzyıl ortalarının en büyük akrobatları ise,
yükseğe gerilmiş tel üstünde gösteriler yapan Alman asıllı Wallenda ailesinin
üyeleridir. Burada akrobasi ve canbazlık geleneksel anlamda Doğu Avrupalıların
uğraşlarından biridir. Akrobatlık ya da canbazlık yapan kişiler, bedensel bir beceriye
sahiptirler ki bu nedenle esneklik ve çeviklik gerektiren hareketleri yapabilirler.
Yapılan bu iş, sonuçta toplumsal bir iştir de. Çünkü, izleyicisine heyecan veren,
bitene kadar da izleyici dikkatinin belli bir yere odaklaşmasını sağlayan bir
gösteridir. Gerçek ressam kişilikler de gerçek heyecanlardan yana olduklarından

27
Patrick BADE, Renoir, London: Studio Editions, 1989, s.100.
28
Patrick BADE, a.g.e,s.112.

32
dolayıdır ki genellikle akrobatların ve canbazların hayatlarını sürdürdükleri sirkleri
de konu edinebilmişlerdir

Batı resminde yaygınlaşmasını sağlayan "Sirk" kavramı olmuştur. 19. yüzyıl


başlarında sirk hayatı gerek olağan dışığıyla, gerekse yansıttığı hayali dünya ve
sirklerde çalışan insanların gerçekliklerle arasında olan karşıtlıklar bir çok ressamı
sirklerle ilgilenmeye, dolayısıyla buralardaki hayatı resimlere aktarmaya
yöneltmiştir. Örneğin Degas, sirklerdeki atları incelmiştir. Toulousse Lautrec,
özellikle hayatının 1886-1889 yılları arasına rastlayan bölümünde usta at
canbazlarının ve Louvre Müzesi'nde bulunan soytarı kadın Ça-U-Kao'nun resmini
yapmıştır. Renoir'da Chicago Sanat Enstitüsü Müzesi'nde bulunan "Sirkte Genç
Kızlar" isimli eseriyle dikkatleri çekmiştir. Sirk olgusunun büyük coşku ve
dinamizmini Marc Chagall'a bile esin kaynağı olmuştur. Fakat böyle bir genel
bakıştan sonra, özellikle canbaz ve akrobat esprisini öne çıkarak bazı örnekler
üzerinde biraz durursak, Lauvre Müzesinde bulunan Georges Seurat'nın "Sirk" isimli
resminde, kompozisyonun puantalist bir teknik ile ele alındığını, at üzerinde çeşitli
akrobatlıklar yapan iki figürü ve onlara yardımcı olan diğer figürleri görebiliriz.
Sanatçı tarafından bir dizi olarak ele alınmış olan sirk konusu, gene sanatçının elinde
adeta modalaşmıştır

2.2.2.1. Georges-Pierre Seurat (1859-1891)

Avrupa 19.yüzyılda yoğun bir kentleşme, sanayileşme ve toplumsal değişim sürecine


tanık olmuştur. Bu yoğunluk, sanat alanında ardarda gelen gelişmeleri beraberinde
getirmiştir. Yüzyılın son çeyreğinde gelişen ve Paris sanat ortamında büyük
tartışmalara neden olan izlenimcilik, yerleşmiş sanat yaklaşımlarını kökünden
değiştirmiş ve sanata yeni bir yön kazandırmıştır. Bundan sonra, yerleşik değerler
daha cesur bir şekilde irdelenecek ve modern sanatın önü açılacaktır. İzlenimciliğin
henüz Paris sanat ortamlarında tartışılır olduğu bir süreçte bile, bu akımın ötesine
geçen farklı arayışlar yaşam bulmaya başlamıştır. Bu ilk farklı arayışları yönlendiren
sanatçılar arasında Cezanne, Van Gogh, Gauguin, Lautrec ve Signac gibi isimler
vardır. Modern resmin öncüsü sayılan ve izlenimcilik sonrası sanat anlayışını
biçimlendiren bu sanatçılar arasında, kısa yaşamını sanata adamış birisi daha vardır:

33
Georges Seurat, zıt renkleri yan yana noktalar halinde koyarak Noktacılık tekniğini
geliştirdi. Paul Signac (1863 - 1935) ile birlikte Pointilism akımınında gelişimini
sağladı. Resimlerini küçük noktalar kullanarak mozaik gibi boyadı. Renklerin
beynimizde kaynaşacaklarını savunuyordu. Bu tarza sonradan noktacılık dendi. Tüm
hatlar kaldırılmış ve düzeni korumak için resim basitleştirilmişti. Noktalama
tekniğinin öncüsü Seurat noktaların beynimizde birleşip bütünlük oluşturacağını
savunuyordu. Buna rağmen hacimsellik hissi alınamamaktadır.

"1891 yılında Seurat tarafından yapılan "The Circus" bitmemiş bir yağlı boya
izlenimini vermektedir."29

Resim 14. Georges-Pierre Seurat, "The Circus", 186 x 151 cm


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1890-1891,
Louvre Müzesi, Paris

29
Chares S. NOFFET, a.g.e., s.237.

34
Seurat'ın, "The Circus" isimli tablosu sirkte gösteri yapan sirk çalışanları ve bunları
izleyen insanları konu edinerek yapılmıştır. Resmin altında izleyiclerin hemen
önünde arkası dönmüş yarısı gözüken figürün sol elinde çubuk ve sağ elinde uzun
bir nesne bulunmaktadır. Kafasında farklı bir şapkası olan bu figürün karşısında at
üzerinde tek ayağı ile durmaya çalışan kadın figürü görülmektedir. Atın yüzü bize
doğruı dönük olup koşar halde görünmekte ve onun üzerinde tek ayağıyla ayakta
durmaya çalışan kısa elbiseli kızın elleri yukarı doğru yarım daire şeklinde
açılmıştır. Elinde bir çubuk bulundurmaktadır. Resmin hemen sonunda bulunan at
ve kız figürün arkasında, ters dönmüş takla atan bir figür bulunmaktadır. Resmin
sağında bulunan takım elbise giymiş bıyıklı figürün sağ eli ve ayağı öne doğru
gelmiş, karşıda at üzerinde durmaya çalışan figüre bakar haldedir. Bu alandaki
insanları izleyen izleyiciler basamak şeklindeki yerlere oturarak buradaki insanları
seyretmektedirler. Eserde yapay ışık kullanılmıştır ve ışığın nereden geldiği belli
değildir.

Eser tuval üzerine yağlı boya ile yapılmıştır. Sanatçının puantilist(noktalamacı)


yaklaşımla yaptığı bu çalışması, teknik açıdan bakıldığında diğer Empresyonist
ressamların çalışmalarından farklılık göstermektedir. Resmin biçimsel ağırlığını ve
ışık kavramını matematiksel bir çerçeveye sokmak isteyen Seurat, bunları kendi
oluşturmuş olduğu sisteme oturtmaya çalışmıştır. Eser açık formdadır ve ilgi odağı
öndeki erkek ve at üzerindeki kadın figürüdür.

Oturakların ilk sırasına oturan, kafasında şapkası olan ve saçları görünen kişi
Seurat'ın arkadaşı olan ressam Charles Angrand'dır. Bu çalışma 20 marttan 27 mayıs
1891'e kadar olan "7th Salon Des Independants 'da sergilenmiştir. Bu serginin
olduğu dönemde ölmüştür. Bazı eleştirmenler Seurat'nın kompozisyonları ile
Cheret'in posterlerinin benzerliğinden yola çıkarak bu sirk tablosunun taklit
olduğunu öne sürmüşlerdir. Cheret tarafından yapılan; 1880'de yapmış olduğu
posterdeki palyaço resmiyle Seurat'nın "The Circus"adlı tablosu ile aynı olduğunu
iddia etmişlerdir. O dönemde taklit olduğu iddia edilen bu sirk tablosunun aslında
"Neouveau Cirque" adlı anonim bir posterden alıntı olduğu sonradan kanıtlanmıştır.

35
1890'lar boyunca yeni kafe kaberelerinin büyük çoğunluğu Montmartre'de açıldı.
Seurat gece yaşamını ve kent eğlencelerini resmetmiştir. Fakat onun hayalindeki gibi
doğal bir ortam bulamamış ve hayalleri alt üst olmuştur.

Seurat'nın "Gösteri" tablosu gösteri yapan insanların sahnedeki durumları ve bu


atmosferin işlenişi resmedilmiştir. Resme ilk bakıldığında gözümüze çarpan, ortada
duran şapkalı figürdür. Bu figür elinde uzun bir nesne tutmaktadır ve sol ayağını
hafifçe yana açmıştır. Hemen onun yanında boyu küçük olan smokin giyimli bir
adam kafasını resmin sağ tarafına çevirmiş ve karşıdan gelan adama bakmaktadır.
Bu adamın yüzü ve bedeni yana dönüktür. Hemen zeminde resmin alt tarafında;
çoğunlukla şapkalı olan ve sadece kafaları görünen çok fazla insan sahnedeki bu
kişilere bakmaktadır. Yüzleri bize dönük olan, resmin arka fonunda belli belirsiz
ellerinde ağızlarıyla bir şeyler yapar görünümlü üç figür bulunmaktadır. Resmin üst
bölümünde birçok ışıltı bulunmakta ve atmosfer karanlık bir sahneyi göstermektedir.

Eser insanda ilgi ve heyecan uyandırmaktadır. Yapak ışık kullanılmıştır ve tersten


yansımaktadır. Komporizyondaki ana temayı vurgulamak ve figürlerdeki etkiyi
güçlendirmek için sanatçı ışığı araç olarak kullanmıştır. Eser tuval üzerine yağlı
boya ile yapılmış olup; sarı, kahverengi ve mor vb. renklerin koyuluk açıklık
değerlerine önem verilerek yapılmıştır. Kompozisyon düzeni kapalı formdur, ilgi
odağı resmin ortasında yer alan ayakta duran şapkalı figürdür.

Seurat'nın "Gösteri" tablosunda çizgiler ve tonlar uyum halinde olmayıp adeta


birbirlerine ters düşer niteliktedir. Seurat'ın "Gösteri" tablosunda yapay bir ışık
kullanılmıştır. Gaz lambalarının ışıkları çevreyi aydınlatmakta, müzisyenlerin üstüne
yansımakta; trambon çalan kişi, cüce ve seyirciler ise ışığa karşıt durumda
kalmaktadır.

36
Resim 15. Georges-Pierre Seurat, "Gösteri", 99 x 150 cm
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1887 - 1888
Metropolitan Sanat Müzesi, NewYork

"Seurat'ın hokkabazları, iç dünyasındaki derin üzüntüyü yüzeye çıkarabilmek


amacıyla yapmış olması da olasıdır."30 Seurat resim sanatını meslek edindiği
dönemin ilk günlerinden başlayarak bu karşıtlığı kullanmıştır.

Seurat'nın "Chahut" tablosunda kanka dansı yapan insanların gösterileri konu


alınmıştır. Konu eserin ismi ile netlik kazanmaktadır. Resim izleyicide merak,
heyecen duygusu uyandırmaktadır. Önde resmin alt köşesinde bulunan figürün yarısı
görünmekte ve arkası bize dönüktür. Sol elini dirsekten yukarı doğru kaldırmış ve
uzun bir nesne tutan figürün karşısında, ayaklarını yukarıya doğru kaldırmış figürler
yer almaktadır. Öndeki figür sağ ayağını başının hizasına kadar kaldırmış, sol elini
dirsekten hafif kırarak bacaklarını yukarıya doğru uzatmış, eteğini tutmaktadır.
Arkada aynı hareketleri yapan birçok figür bulunmakta ve bunlara bakan önde yer
alan birçok kişi bulunmaktadır. Resimde ışık kaynağı belirsizdir. Işık etkisi renklerle
verilmeye çalışılmış, figürlerin hareketlerine katkı sağlamıştır. Resmin ilgi odağı
önde kanka dansı yapan kadın figürüdür. Sanatçı bu figürleri alttan bakarak
yapmıştır. Resmin hareket şekli aynı zamanda ifadenin veriliş şekline katkı
sağlamaktadır.

30
Lais HAUTECOEUR, Georges Seurat, Empresyonistler, İstanbul: Başkan Yayınları, 1980, s.37

37
Seurat'nın "Chahut" tablosunda birkaç dansözün beraberce yaptığı bir çeşit French
Cancan dansını resmetmiştir. Moulin Rouge kendine özgü en büyük ün sağlayan bu
oyunu 1890'da Toulouse-Lautrec'de büyük bir başarı ile resmetmiştir. Bu tabloda
dansözlerin sağ ayakları resmin sağ köşesine kadar uzanmıştır. Dansözlerin yukarıya
kalkmış bacakları, kontrabasın sapı, müzisyenin kolu ve küçük fülütle aynı yönde
tutulmuştur. Ortaya çıkan sonuca göre söz konusu resim geometrik ve karakteristik
bir görünüm yansıtmıştır.

Resim 16. Georges-Pierre Seurat, "Chahut", 160 x 141 cm


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1889 - 1890
Otterlo Kröller – Müler Stichting

"Seurat'nın "Grande Jatte'de Bir Pazar Günü" tablosunda bir hafta sonu parka giden
orada dinlenen ve eğlenen insanlar konu alınmıştır. Resim izleyicide huzur mutluluk
gibi hisler uyandırmaktadır. Eserde dikkatimizi çeken resmin sağ tarafında bulunan
iki figürdür. Önde yer alan bayan kafasının üzerinde şemsiyesini açmış ve diğer

38
elinyle maymunun ipini tutmaktadır. Hemen yanında şapkalı bir erkek bulunmakta
ve bu çiftin önünde üç figür yer almaktadır. Dikkatimizi çeken diğer figür resmin
ortasında yer alan bize doğru bakan yanında bir kız çocuğu olan şemsiyeli kadındır.
Eserde doğal ışık kullanılmış olup bu renklerle pekiştirilmiştir. Yeşil, kırmızı,
kahverengi, mavi ve turuncudan oluşan renkler kullanılmış, ışığın etkisi ile değişen
sayısız farklı renkte oluşmuştur.

Seurat'nın en büyük amacı her şeyden önce renkleri oluşturmak, yüzeye çıkarmak,
aralarındaki ilişkide direnmek kişileri de gruplar halinde toplayabilmektir. Bunların
dışında gözden ve dikkatten kaçırdığı ayrıntılara fazla önem vermiyor, bir yaz
öğleden sonrasının havasını gereğince yansıtabildiğine inanıyordu.

"Seurat'nın "Grande Jatte'de Bir Pazar Günü" tablosunda pazar tatilini Siene nehri
kıyılarında ya da başkent dolaylarında geçiren, bu vesileyle hem eğlenen hem de
kendilerini gösterme fırsatı elde eden kişileri resmetmiştir."31 Paris halkı ve
burjuvalar bu tabloda sanatçının bir kez daha doğalcılığa yöneldiğini bize kanıtıdır.
Tabloda her kesimden insan bulunmaktadır. Örneğin tablonun sağ köşesindeki
burjuva insanlar göze çarpmaktadır. O dönemin kıyafetleri, erkeğin elindeki yaprak
sigara, şapkalar bize o dönem hakkında bilgi vermektedir. Seurat büyük tablolarında
bireysel karakterleri portre etmekle ilgilenmemiştir. Kalabalık insan topluluklarını
çizmeyi tercih etmiştir. Bu çalışmasında Seurat çeşitli tabakalara ait kent insanlarını
çizmiştir.

31
Lais HAUTECOEUR, a.g.e, s.56.

39
Resim 17. Georges-Pierre Seurat, "Grande Jatte'de Bir Pazar Günü",
207 x 308 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1884 - 1886
Chicago Sanat Enstitüsü, Chicago

2.2.2.2. Paul Victor Jules Signac (1863-1935)

Signac resimde değişik teknikler denemekten hoşlanıyordu. Suluboya ve yağlıboya


resimlerinin yanı sıra pek çok oyma baskı ve taş baskı eseri vardır. Ayrıca puantilist
stili mürekkepli kalemle de denemiştir. Sanat teorisi üzerine pek çok yazı yazmıştır.
1899 tarihli Eugène Delacroix'dan Neo-Empresyonizme adlı kitabı ve Johan
Barthold Jongkind üzerine yazdığı 1927 tarihli kitap bunlardan bazılarıdır.
Seurat'nın sistematik çalışma metodundan ve renk bilgisinden çok etkilendi.
Seurat'nın etkisiyle, empresyonizme özgü kısa fırça darbelerini bıraktı ve yan yana
konmuş pek çok ufak renk noktasıyla resim yapmaya başladı. Bu noktalar az sayıda
temel renkten seçiliyordu, ama bilinçli olarak seçilen ve yan yana getirilen temel
renk noktalarıyla her tür ara renk oluşturulabiliyordu. Signac böylece puantilist stili
benimsemiş oldu.

"Signac's Portrait of Fènèon" tablosu Signac'ın kendi resim diliyle biçim ve teknik
özelliklerini öne çıkaran bir çalışmadır. Eserde yapay ışık kullanılmıştır. Kaynağı
belli olmayıp ışık etkisi renklerin açık koyu değerleri ile verilmeye çalışılmıştır.
Resimde ilk gördüğümüz şey elini öne doğru uzatmış diğer eli ile şapkasını ve

40
sopasını tutan erkek figürüdür. Bu figür resmin sağına doğru ve bize yakın
durmakrtadır. Takım elbise giyen bu figür sağ kolunu biraz kırarak elini öne doğru
uzatmış ve elinde çiçek tutmaktadır. Arka fonda soyut ve renkli çizimler yer
almaktadır. Resim kapalı formda yapılmıştır, arkadaki renk ve şekiller figürün
durağan haline hareket ve hız kazandırmaktadırr. Resmin ilgi odağı bu figürdür.

"Signac's Portrait of Fènèon" tablosu ise Seurat'ın "The Circus" çalışmasına


benzerlik göstermektedir ve 1881'deki bağımsızlığı simgelemektedir. "Bu çalışma
dekoratif yapay bir şekilde yapılmış olup Neo Empresyonizmin ilerlemesine katkı
sağlamıştır."32 Bu tabloda doğal ışık ve rengin analizi yapılmıştır. Resimde bulunan
figürün elinde sıklemen çiçeği bulunmaktadır ve bunu Japon sanatından
uyarlamıştır. Signac renkleri ve çizgileri dikkatli bir şekilde planlayarak
resmetmiştir. Resmin arka fonundaki ritmik çizgileri, kimono desenlerindeki gibi
helezonik hareketleri ve renklerin zıtlığını kullanarak resmetmiştir.

Resim 18. Paul Victor Jules Signac, "Signac's Portrait of Fènèon"


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1890
Private Collection

32
Post Impressionizm, Cross – Currents in European Painting, London: Royal Academy of Arts,
1979 - 80, s.211.

41
2.2.2.3. Henri de Toulouse-Lautrec (1864-1901)

Modern grafik sanatının şimdiki konumuna erişmesindeki en büyük paylardan biri,


hiç kuşkusuz Henri de Toulouse Lautrec'e ait. O, 1800'ler Paris'inin entelektüel
yaşamında derin izler bırakmış, o güne kadar ikinci sınıf olarak görülen afişin bir
sanat eseri olarak değer kazanmasını sağlamıştı.

Fransa'nın en köklü ve varlıklı ailelerinden birine mensuptur. Ama hayatı,


aristokratların zengin ve soğuk dünyasından çok kentin kenar mahallelerine,
dışlanmışların arasına, asilzadeler tarafından hor görülen Paris'in eğlence
mekânlarına doğru aktı. Belki bunun nedeni, tüm yaşamı boyunca kendisine eşlik
eden fiziksel acılarıydı. Ne de olsa o, her iki bacağı da sakat, geçirdiği kemik
hastalığı ve kazalar nedeniyle boyu 1.52 m. olarak kalmış bir adamdı. Yani asil bir
aileden gelmesine rağmen toplumun bir kenara fırlattıklarından biriydi. Ama bu,
kentin bohem yaşamında önemli bir yer edinmesine engel olmadı.

Bir ressam olmaya karar verip Paris'e yerleştikten sonra Léon Bonnar'dan Ferdon
Cormon'a, Emile Bernard'dan Vincent Van Gogh'a kadar pek çok ünlü ressamla
tanışarak onların saygısını kazandı. "Hareket özgürlüğü doğuştan kısıtlanmış olan
Toulouse Lautrec, resimlerinde en çok doğaya, insanlara ve kent yaşamının canlı
yüzlerine yer vererek döneminin görsel günlüğünü tuttu."33 Onu ilk ünlü yapan,
Paris'in dünyaca ünlü pavyonu Moulin Rouge için tasarladığı afişti. Oysaki afiş, o
tarihte baskıyla çoğaltılabilen, kopyaları çıkarılabilen basit bir reklam aracı olarak
görülüyordu. Fakat Toulouse Lautrec'in göz dolduran tasarımlarıyla afiş, ucuz bir
baskı nesnesi olmaktan çıktı.

Henri de Toulouse Lautrec, 1800'ler Paris'inin entelektüel yaşamında derin izler


bırakmış, o güne kadar ikinci sınıf olarak görülen afişin bir sanat eseri olarak değer
kazanmasını sağlamıştı.

"Montmartre bohem yaşamından, içine girdiği hareketli ortamdan ve sanat


çevresinden çok hoşlanmıştı. Çalışmalarında kabare şarkıcıları gibi, eğlence

33
Bernard DENVIR, Toulouse Lautrec, London: Thames and Hudson Ltd, 1991, s.167.

42
dünyasının tipleri üzerinde durdu."34 1884'te kabare sahibi ve şarkıcı Bruant,
Toulouse-Lautrec'ten şarkıları için ilüstrasyonlar yapmasını istedi; ayrıca yapıtlarını
kabaresinde sergilemesine izin verdi. Toulouse-Lautrec onun için çalışmaya
başladıktan sonra Montmartre'da çabucak tanındı ve siparişler almaya başladı.
Yapıtlarında hareketi, etkisi altında kaldığı çağdaşı Edgar Degas gibi anatomik
kurallara bağlı kalarak betimliyordu. Amacı serbest, akıcı çizgiler ve renk
aracılığıyla hareketin özünü yakalamaktı. Dolayısıyla çizgilerinin anatomik açıdan
doğru olmasına aldırmıyordu.

Rengi çok yoğun kullanıyor ve renk lekelerini birbiri üstüne gelecek biçimde
düzenleyerek olağanüstü bir ritim duygusu yaratıyordu. Lautrec sık sık Moulin
Rouge ve diğer Paris'in dışında olan Montmartre deki kabarelere gider ve oradaki
hareketli atmosferi resimlerine yansıtmaya çalışırdı. Tiyatro, sirk ve genelevlere
gittiği gibi ve diğer kaberelere de giderdi. Lautrec diğer çağdaşları gibi sirkler
konusundan etkilendiğini çalışmalarından anlıyoruz. 19 yy'ın tipik renkli eğlenceleri
Lautrec'i çok etkilemiştir. Onun zekice ve akıllıca renk kullanımı ve bazen gerçek
anlamından sapmış figürleri sirk ortamında kullanmış olması tuvalinde mükemmel
bir şekilde uyum sağlamıştır. 1899'da Paris'in en canlı mekanlarına gitme
alışakanlığı ve aşırı alkol kullanımı onun sağlığını olumsuz yönde etkilemiştir. Onun
halisilasyonları ve sinirli halleri yüzünden annesi tarafından kliniğe yatırılmıştır. Bu
durum basın tarafından çok abartılmış ve deli olduğuna dair spekülasyonlarda
bulunulmuştur.

Lautrec bunun üzerine basına cevap olarak ellinin üzerinde taş baskı eser ortaya
koymuştur. Bu çalışmalar sirk tecrübeleri sayesinde gerçekleştirilmiştir. Hastane
süresince gözlemlediği yerleri tualine aktarmıştır. Buna örnek olarak Lautrec
"Clown Trainer ile Madrid, Easter, 1899, to Arsène Alexandre, in Memory of
Capitivity" gösterilebilir. Lautrec hayatının bu döneminde sirklere geri dönme
düşüncesi bir ironi değildi. Gerçeğe rağmen abartı olan sirk sahnelerindeki neşe ve
mutluluk durağan olmayan hareketli yaşam tarzını özleştirmiştir. Bu resimler onun

34
http://www.sanalmuze.org/koleksiyon/content.php

43
üstün bir kabiliyeti olduğunun ve deli olmadığının bir kanıtıydı. "Bu çalışmalarını,
empresyonistlere nazaran daha az titiz olan bir teknik ve tarzda yapmıştır."35

Resim 19. Henri de Toulouse-Lautrec, "Au Cirque Fernando: l'Ecuyere (The


Ringmaster)", 100 x 161 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya
Joseph Winterbotham Collection

Au Cirque Fernando: l'Ecuyere (The Ringmaster) tablosunda bir sirk gösterisi konu
alınmıştır. Eserde yapay ışık kullanılmıştır ve her yöne eşit miktarda ışık verilmiştir.
Resmin sol tarafında smokin giymiş ayakta ve bize arkasını dönmüş bir erkek figürü
görülmektedir. Sol elinde uzun bir çubuk ve bu çubuğun bittiği yerde bir at onun
üzerinde kadın bulunmaktadır. Atın kuyruğu ve arka bacakları hareket halinde olup
öne doğru gittikçe küçülen ve tam görünemeyen atın başını görmekteyiz. Atın
üzerindeki kadın figürü resmin sol tarafında bulunan erkek figürüne bakar durumda
ve elbisesinin eteği sağa doğru kabarmış haldedir. Resmin fonunda bu durumu
izleyen insanlar basamaklar halinde yapılmış oturaklara oturmuş ve pistteki
hareketleri izmelektedirler. Resim izleyicide hareket ve hız hissi uyandırmaktadır.
Yağlı boya ile yapılmış olan bu çalışma o dönemim önemli eğlence merkezlerinden
örnekler vermektedir.

35
Bernard DENVIR, a.g.e., s.168.

44
Resim 20. Henri de Toulouse-Lautrec, "At the Nouveau Cirque: The Dancer
and Five Stuffed Shirts", Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1891,
Philadelphia Museum of Art

Lautrec bu çalışmasını da bir sirkten konu almıştır. Resmin büyük bir kısmını
kaplayan sırtını gördüğümüz kadın figürüdür. Elbise giymiş olan bayanın sağ eli öne
doğru bükülmüş ve elinde gözlük bulunmaktadır. Bu figür karşısında daha aşağıda
bulunan kıza bakmaktadır. Bu kız bedenini geriye doğru itmiş ve arkaya doğru eli ile
dengede durmaya çalışmaktadır. Yapay ışık kullanılmış olup renklerle pekiştirilmeye
çalıştırılmıştır. Figürde kullanılan sıcak renklerle zeminde kullanılan soğuk renk,
resimde dengeyi sağlamıştır. Yağlı boya ile yapılan bu çalışma, Lautrec'in Paris'in
sirk hayatından bir kesit sunmaktadır. O dönemin kıyafatleri ve figürün merakla
izleme hali resme bakan kişide ilgi uyandırmaktadır.

Resim 21. Henri de Toulouse-Lautrec,


"Chau-U-Kao, The Chinese Clown",1895, Louvre Museum

45
Lautrec'in, "Chau-U-Kao, The Chinese Clown" tablosunda sirk ortamına ait olan bir
görüntüyü konu almıştır. Eserde yapay ışık kullanılmıştır. Işığın nereden geldiği belli
olmayıp bu renklerle ve figürlerin kıyafetleriyle pekiştirilmiştir. Kapalı bir
kompozisyon olan bu resim Lautrec'in afiş çalışmasına da örnek gösterilebilir.
Resimde ilgimizi çeken figür, ortada geniş ve pisküllü yakası olan bol pantolunlu bir
elbise giymiştir. Saçları toplanmış olup kafasının yan tarafında şapkasıyla
bağlamıştır. Resmin soluna doğru hareketle bacağını öne doğru ve sağ elini
pantolonunun cebine sokan kadın, bir model edasıyla durmaktadır. Bu bayan figürün
arkasında uzakta bulunan yüzünü ve bedenini resmin soluna dönmüş, ceketli ve
şapkalı bir erkek figürü bulunmaktadır. Hemen ilerisinde kadınlı erkekli kalabalık
insanlar bulunmaktadır. Figür dikey dikdörtgen alanını kaplayacak şekilde
yerleştirilmiştir. Hareket düzeni, figürün sola doğru dönük oluşu, ellerini cebinde
tutuş şekli ve kadının bakışları ile sağlanmıştır.

2.2.2.4. Pablo Picasso (1881-1973)

"1904 yılında resimlerine hakim olan mavinin yerine pembeyi koymaya başlaması,
çoğunlukla Picasso'nun değişen yaşam koşulları ile açıklanır. İlk mali başarılar ve
Fernande'ye aşık olması ona bir güvenlik duygusu verir. Resimlerinde pembe ve
pembemsi griler hakimdir."36 Soğuk renklerin yerini sıcak renkler alır, ışığa dönüştür
bu. Vücutlarla resim alanları arasında yeni ilişkiler kurulur; artık, madeni bir fonun
ortasında kalmazlar. Henüz sevinç ve bütünlük yoktur ama yaşam vardır. Bu
dönemin insanları savaşçıdırlar, yorgun ve herşeyi oluruna bırakmış görünseler bile,
yine de gururlu ve onurlu bir duruşları vardır. "Pembe dönemin motifleri çoğunlukla
oyuncu ve artist dünyasından alınmıştır."37 "Picasso'nun renk değiştirmiş paletinde
pembe, roze, sarı-kahve ve gri tonları görülür."38 Bu dönemin başlıca yapıtı 1905
yılında yapılan "Soytarılar' adlı tablodur. Picasso bu resminde köydeki bir hayatı
kesin bir dille verir. Hüznü vermek için kullandığı renk burada kırmızının çeşitli
tonlarıdır. Bir aileyi oluşturan bireylerin nerdeyse tamamının olduğu resimde

36
Thomas PARSONS & Iain GALE, Post Impressionism The Rise of Modern Art 1880-1920,
London: Studio Edition, s.186.
37
Wilfried WIEGAND, Pablo Picasso, çev. Canan DÖVENLER, İstanbul: Alan Yayıncılık, 1985,
s.58.
38
Picasso, İstanbul: Boyut Yayıncılık, 2008, s.25.

46
insanların yaşadıkları hayattan duydukları hoşnutsuzluk kişilerin tek tek işlenişinde
ve resmin bütününde rahatlıkla hissedildiği halde, aile bireyleri arasında sıcak bir
bağ olmadığı görülür.

"Bir önceki döneme göre fiziksel bir yakınlaşma, bir kucaklaşma hatta bir dokunuş
bile görülmez. Hem mavi hem de pembe dönemde sık sık görünen tek motif soytarı
motifidir."39 O zamanlar oyuncular ve artistler, soytarılar ve palyaçolar genelde
sanatçılığın sembolleri olarak anlaşılıyordu. Bu resmindeki palyaçolar duruşlarıyla
kahramanca sürdürülen bir yaşamı gösteririler. Bu anlamda Picasso bir bakıma
kendini ve kendisi gibi yaşamını sürdüren sanatçıları anlatmaya çalışır. Bu dönemde
yoksulluğun, bunalımın, sakatların, körlerin yerini soytarılar, ip cambazları ve
palyaçolar alır. Belki de sanatçı karamsarlığından sıyrılmak istemiştir. Ancak; sirk
dünyasının insanlarında da hüzünlü bir mutluluk vardır. Pembe dönem olarak
adlandırılan bu süreçte yoksulluğun güzel bir yanı var gibidir. John Berger
eleştirisinde der ki " Yarı aç yarı tok, yırtık pırtık giyinmiş olabilirler, ama
mesafelerini ve kendilerine saygılarını korumuşlardır."40

Resim 22. Pablo Picasso, "Family of Saltimbanques(Panayır Canbazları)",


222 x 229 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1905,
Ulusal Sanat Müzesi, Washington

39
http://site.mynet.com/halilss/mavi_donem.htm
40
John BERGER, Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, İstanbul: Metis Yayınları, 2003, s.54.

47
Bu dönemde Picasso; geçmiş, gelecek, planlar, neden ve sonuç- bunların hepsini bir
yana bırakmış yalnızca yaşadığı deneyimi önemsemiştir. Picasso'nun, kendini
bütünüyle elindeki fikre ve yaşadığı ana verdiği ve resimlerinde öykü anlatmayıp bir
durum gösterdiği ifade edilir.

"Panayır Cambazları(1905)" adlı tablosunda bir cambaz ailesini resmetmiştir. Eserde


altı figür bulunmaktadır. Bunların üçü yetişkin diğerleri ise küçüktür. Resmin sol
tarafına doğru arkasını bize dönmüş ve elini beline doğru tutmakta olan bir erkek yer
almaktadır. Yüzünü tam göremediğimiz erkek figürünün tam yanında şişman, şapkalı
bir figür bulunmaktadır. Bu iki figürün önlerinde küçük bir kız çocuğu, arkasını
dönmüş ve önlerindeki figürlere yakın halde durmaktadır. Elinde sepeti olan bu kız
çocuğu elbise giymiş olup karşısında ondan biraz daha büyük erkek çocuğu yer
almaktadır. Onun yüzü bize dönük ve sırtında bir nesne taşımaktadır. Hemen onun
yanında küçük oğlan çocuğu yer almakta ve yüzü bize doğru dönüktür. Resmin sağ
alt kösesinde diğer figürlerden uzak halde yerde oturan şapkalı bir kadın figürünü
görmekteyiz. Mekan belirsizdir. Picasso'nun resmine canbazların girişi ile birlikte
eşyalar da yeniden görülmeye başlar. Kızın elinde salladığı sepet, palyaçonun
omzuna vurduğu çuval, delikanlının sırtındaki davul ve kadının gerisinde duran
vazodur. Bu eşyaların belirli bir öyküsü yoktur ama izleyicinin insanları daha doğru
kişileştirebilmesine yardımcı olurlar. Picasso'nun bu tablosunda doyumsanabilir
ölçüde soğuk bir hava vardır. Resimde ve bu kişilerin giysileri ile çevre arasındaki
uyuşmazlıktan kaynaklanır. Hala sirk giysileri içindedirlerdir ama sirkte değillerdir.
Kum tepecikleri ile dolu çöle benzer bir manzaranın içindedirler. Böylesi terk
edilmiş sirk ortamından ve izleyicilerinden uzak bir yerde ve yabancı gibi
durmaktadırlar.

Picasso'nun resimlerinde üç boyutlu görünümler yaratmaya çalışmasında pembe


döneminde uğraşmaya başladığı heykelciliğinin de etkisi olduğu söylenebilir.

Cambaz ailesini ele alışında, bir kez daha kusursuz güzellik anlayışına yönelmiştir.
Sanki klasik güzellik anlayışının tüm kurallarını göstermek ister gibidir.

48
Picasso 1800'lerin başında Montmartre'ye yerleşmiştir. "Picasso ve arkadaşları
Medrano sirkine sık sık çizim yapma için gitmişlerdir."41 Sirk dünyasından
karakterler onun konu seçiminde baskın olmasına neden olmuştur. Pembe
Dönemimde Picasso bu sirk figürelerini mükemmel bir şekilde resmetmiştir. Picasso
bu sirk resimlerinde genellikle çevreyi sınırlandırmadan resmetmiştir.

"Family of Saltimbanques" 1905 yılında büyük ebatlarda yapılmıştır. Picasso Pembe


Dönemin ilk çalışmalarında alegorik tarzı terk etmiştir. Gerçekte psikolojik ve öykü
anlatımı olmayan figürleri bir kompozisyon içersinde bağlamıştır.

"Picasso'nun "Acrobat with Ball" tablosununn planında atletin melankonik duruşunu


görmekteyiz. Resimde figürün karşısında top üzerinde durmaya çalışan çocuğun
zerafeti dikkat çekmektedir."42 Bu tabloda sirk hayatından bir görünüm konu
alınmıştır. Eserde doğal ışık kullanılmış, nereden geldiği belli olmayan ışık renklerle
pekiştirilmiştir. Açık kompozisyon kullanılmış olup mavi ve turuncu renk ağırlıklı
olarak kullanılmıştır. Bu da resimde dengeyi arama çabasından kaynaklanmaktadır.

Resimde sağ tarafında yer alan iri atletik yapılı figürün bir tabureye oturur halde ve
sırtı bize dönüktür. Yüzünü tam olarak göremediğimiz figürün, sadece sol bacağını
görmekteyiz. Üzerinde şortu ve oturduğu yerin üzerinde de kumaş parçası
bulunmaktadır. Bu iri figürün karşısında top üzerinde durmaya çalışan küçük bir
çocuk görülmektedir. Bu çocuk topun üzerinde esnek bir halde kollarını yukarı
doğru hafif kırarak kaldırmış ve başını da bu durumun zıttına aşağıya ve hafif yana
doğru bükmüştür. Mekan belirsizdir. Tuval üzerine yağlı boya ile yapılan bu
çalışma, hüzün ve mutlsuzluk hissi uyandırmaktadır. Bunun sebebi, önde oturan
figürün duruşundan kaynaklanmaktadır. Picasso'nun pembe dönemi çalışmalarında
önemli bir yer tutan sirk ve cambazlar, insanları eğlendiren yerler olmasına rağmen
Picasso'nun tablolarında hüzün hissini uyandırmaktadır. Bu da tezatlık oluşturmakta
ve izleyenlerin ilgisini çekmektedir. Normalde sirk ortamı, insanları mutlu etmek
içindir fakat bu durum sanatçının tablolarında görülmemektedir. Bunun sebebi

41
Ingo F. WALTHER, Pablo Picasso 1881-1973, İstanbul: ABC Kitabevi Yayın ve Dağıtım A.Ş.,
1997, s.22.
42
http://69.57.134.83/~artists/turkish/elestri_det.php?recordID=2

49
Picasso'nun psikolojisindeki iniş çıkışlardan ve maddi problemlerinden
kaynaklanmış olabilir.

Resim 23. Pablo Picasso, "Acrobat with Ball", 147 x 95 cm,


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1905,
Pushkin Museum, Moskov

2.2.2.5. Ernst Ludwig Kirchner (1880-1938)

Alman resim, heykel ve grafik sanatçısı. Ekspresyonist sanatçıların 1905'te


Dresden'de kurduğu Die Brücke (Köprü) adlı grubun baskın bir figürüdür. Kirchner,
ilkel sanattan etkilenmiştir. Aynı zamanda Fauve'lardan ( Matisse ve arkadaşlarının
empresyonizme karşı kurmuş oldukları bir gruptur. ) etkilenmiş ve onların şiddetli
duyguları göstermek için uyguladıkları, karışık renklerin kontrastlarını kullanma
tekniklerini kendine uyarlamıştır. Son çalışmaları daha soyut ve alegoriktir. Kirchner
1938'teki intiharına kadar sürekli depresyonla mücadele etmiştir. "Kirchner'in
sirklerle ilgili yapmış olduğu çalışmalar da vardır. "Zirkusreiterin" tablosu örnek
gösterilebilir. Çalışma ekspresyonizm akımının etkisinde yapılmıştır."43 "Kızgın,

43
Roman Norbert KETTERER, E.L.Kirchner Drawings and Pastels, London: Alpine Fine Arts
Collection Ltd. Publisher of Fine Arts Books, 1979, s.24.

50
sinirli bir çizim üslubu ve parçalanmış biçimler yaratmak için dışavurum örgesini
kentin dinamik, telaşlı, yapay çevresinden seçmiştir."44

Resim 24. Ernst Ludwig Kirchner, "Zirkusreiterin",1912

Eserde bir sirk gösterisi konu alınmıştır. Yapay ışık kullanılmış ve bu renklerle
bilhassa zıt renklerle pekiştirilmeye çalışılmıştır. Resimde çember bir alanın
içerisinde üç figür ve bir at bulunmaktadır. Resimde bize yakın olan iki figür yer
almaktadır. Resmin ortasında yer alan arkasını dönmüş şapkalı figür ve biraz
uzağında sırtını dönmüş iki kişi önlerinde bulunan ata bakmaktadırlar. At resmin
soluna doğru başı bize doğru dönüktür. Bize doğru koşar halde bulunan at ve
üzerinde ellerini ve bedenini aşağıya doğru sarkıtmış, ayağıyla atın üzerinde
durmaya çalışan bir figür bulunmaktadır. Bu yuvarlak alanın dışında atın üzerinde
gösteri yapan, kızı izleyen izleyicileri görmekteyiz. Bu kalabalık topluluk resmin sol

44
Lionel RICHART, Ekspresyonizm Sanat Ansiklopedisi, İstanbul: Remzi Kitapevi,1991,s. 69.

51
köşesine doğru yoğunlukla bulunmakta ve gösteriyi izlemektedirler. Eser yağlı boya
tekniği ile yapılmış olup, kırmızı ve yeşil rengin yoğunluğu dikkatimizi çekmektedir.
Sanatçı yaptığı çalışlarında kontürler kullanmaktadır. Bu eserinde de bu durumu
görmekteyiz. Keskin ve sert kontürler kullanan sanatçı nesneleri ve figürleri
belirlemeye ve öne çıkarmaya yönelik çalışmalar yapmıştır. Eserde hareket, hız ve
heyecan duyguları hissedilmekte ve bu atın hareketi ile vurgulanmaktadır.

2.2.2.6. Paul Klee (1879-1940)

Klee çağdaş ressamlar arasında en yaratıcı ve üretken sanatçılardan biridir. 8000


kadar olduğu sanılan resimlerinden çok değişik üslup arayışları gözlenir. Klee
bunların tümünü bireysel bir anlatımda birleştirmeye başarmış bir sanatçıdır.
Biçimlerin yorumundan çok kökenleriyle ilgilenen ve sanatı doğanın bir simgesi
olarak gören Klee, yapıtlarında kendine özgü bir gerçeklik yaratmıştır. Resmin
özünün renk olduğunu düşündüğünden, renge giderek daha çok önem vermiştir.
Yapıtlarının bazıları soyut, bazıları ise biçimcidir. Öte yandan, bazı yapıtlarındaki
denetimsiz ve içgüdüsel gibi görünen öğeler Gerçeküstücüler'den biri sayılmasına
yol açmıştır.

"Klee'nin "Gate in The Garden" çalışmasında parelel çizgi stilinden boyamaya


başarıyla geçmiştir. Bu çalışmalarına geçerken gizemli, uzaysal etkiler katmayı
başarmıştır. Tablodaki kırmızı renk kötü veya iyi bir şeyin habercisi olarak
tanımlanmıştır."45

"Gate in The Garden" eserinde, anlaşıldığı gibi bahçe kapısından esinlenerek


yapılmıştır. Bu kapı sanatçı için fantastik ve soyut bir kavramdır. Buradaki kapı bu
dünyadan öteki dünyaya geçişi, bahçe ise bu dünyayı simgelemektedir. Resimde
hareketlilik duygusu hissedilmekte ve bir kavram kargaşası yaşanmaktadır. Sanatçı
içindeki ruh hali ile bu resmi boyamış olup siyah rengin hakimiyeti dikkatimizi
çekmektedir. Siyah üzerine geometrik şekiller ve çizgiler kırmızı, beyaz ve mor gibi
renklerle vurgulanmıştır. Resimde ilk önce dkkatimizi çeken sol köşede yer alan
dikdörtgen şeklindeki iç içe çizilmiş kırmızı çizgiler ve yanındaki beyaz sarmal

45
Douglas HOLL, Klee: Phaidon Pres Inc., 1992, s.72.

52
yuvarlak çizgilerdir. Buna benzer şekiller resmin bazı yerlerine çizilmiş ve
boyanmıştır. Resmin ilgi odağı köşedeki dikdörtgen belki öteki dünyaya geçisi
simgeleyen bahçe kapısını işaret etmektedir.

Resim 25. Paul Klee, "Gate in The Garden", 54 x 44 cm,


Duralit Üzerine Yağlı Boya, 1926,
Huggler Foundation Kunst Museum, Bern

Klee için bahçeler büyük bir öneme sahiptir. Çünkü buradaki bahçe kavramı sanatçı
için insanoğlunun yaradılışı ve ölüm sahnesinden başka fantastik dünyanında
farkında olmasına neden olmuştur. Klee'nin bir diğer tablosu olan "Figure in Garden"
çalışmasında pastel boyayı kullanmıştır.

"Figure in Garden" tablosunda, adından da anlaşılacağı gibi bahçede yer alan bir
figürden esinlenerek yapılmıştır. Çalışmada geometrik şekiller ve bunu kontürle
belirleyen siyah çizgileri görmekteyiz. Yeşil, mavi, kahverengi ve sarının tonlarıyla

53
yapılan bu çalışna çocuksu bir saflıkla yapılmıştır. Eser bizde, ilgi ve merak duygusu
uyandırmaktadır. Klee çalışmalarına bir anlam boyutu ve derinlik hissi katarak
yapmıştır. Bu çocuksu resimler biçimde bir şey ifade etmiyormuş gibi gelse de
aslında resmin özünde büyük anlam boyutlarını içermektedir. Sanatçı kendi duygu ve
düşüncelerini katarak farklı yorumlar elde etmiştir.

Resim 26. Paul Klee, "Figure in Garden", 50 x 42 cm,


Pastel Boya, 1937, Private Collection

"Bu çalışmasında da bunu pastel boya ile vermektedir. Klee'nin resimlerinde


derinlik iki yapı sisteminin birleşmesine bağlıdır. Birincisi düzensiz ebatlardaki
renkli boyamalarıyla oluşur. İkincisi ise yüzey üzerinde bulunan farklı ebatlardaki
renkli boyamaları sınırlayan uzun, yumuşak çizgilerle çizilmiş olmasıdır."46

2.2.2.7. Marc Chagall (1887-1985)

Chagall sirkleri çizmeyi seviyorudu çünkü günlük hayatın gri olan yüzünü, fantastik
bir şekilde anlatmayı seviyordu. Sirklerle ilgili her şey onu mutlu ediyor, ister bir
hayvan gösterisi olsun, ister bir denge hareketi olsun, sirkin içinde yer alan her türlü
46
Constance Naubert – RISER, Klee, London: Studio Edition, 1992, s.110.

54
şov onun ilgisini çekiyordu. Sirkler onun için dünyanın hayalperest yönünü
tanımlıyordu. Hayvanların koşuştuğu insanların kendini akrobatlar gibi hareket ettiği
ortamlar sanatçının büyük ilgisini çekiyordu. 1868-1875 yılları arasında yapmış
olduğu "The Big Circus" tablosunda bir melek, çadırın yüksek bölümünden
kalabalığa bakar biçimindedir. Resimde tanrının işaret eden eli bir çemberin
kavisinden görünmektedir.

"The Big Circus" tablosunda bir sirk gösterisinden konu alınarak yapılmıştır. Eserde
figürlerin farklı oluşu ve sanatçının da çiziminden kaynaklı olarak insanda ilgi ve
merak duygusu uyandırmaktadır. Resimde karışık figürler bulunmakta, resmin
altında bulunan horoz, hemen üzerinde yer alan keçi ve onun üzerinde resmin
ortasında yer alan, başını aşağıya doğru eğmiş kanatlı bir kız figürü bulunmaktadır.
Resmin ortasında ne olduğu tam anlaşılamayan kalabalık bir topluluk yer almaktadır.

Yeşil ve kırmzı renk vurgulanarak resmedilmiştir. Yapay ışık kullanılmış ve nereden


geldiği belli değildir. Soyut kavramlarla nesneleri simgeleştiren Chagall, onlara bir
anlam boyutu katmaktadır.

Resim 27. Marc Chagall, "The Big Circus", 170 x 160 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1968, Pierre Matisse Gallery, NewYork

55
"Bizanans geleneğinde temsil edildiği gibi tanrının eli kutsama hareketini temsil
ediyor. Resmin alt bölümünde yer alan horoz başlı at bir kemancı tarafından idare
ediliyor. Figürlerin dipdibe, ardışık, karmakarışık olmasına rağmen renklerin doğru
kullanılması, bu figürlerin net bir şekilde algılanmasını sağlamaktadır."47 Çünkü
resmin ortasındaki canlı renklerle tuvalin kenarlarına doğru bilinçli bir şekilde
azaltılarak, siyahla beyazın etkililiği artırılmıştır. Bu da sanki kenara çekilmiş sahne
perdesine benzetilmektedir. "Eğretilemenin modern resme başarı ile girişi yalnız
onun yapıtlarında görülür."48

2.2.3. Türk Resimde Oyun Alanları Ve Sirkler

Bu yüzyılda resim sanatımızda baş gösteren büyük değişim, yalnızca Batı etkilerinin
belirlediği bir olgu değildir. İşin aslı Türk resminin kendine has gelişmesi içinde
Batı ikinci dereceden yan bir etken olarak kalmıştır. Şayet Türk resminin geleneksel
doğacı ve gerçekçi eğilimleriyle şematik biçim oluşumları arasındaki ikiliksel bağ
hesap edilirse, bu yüzyıl ancak bu dengenin nesnel bir dışa yönelişe doğru değişmesi
ve bunda Batının da belli bir rol oynayışı diye açıklanabilir. Bu değişim asla
geleneksel Türk resminin yıkılarak, bunun yerine Batı modeli bir resim sanatının yer
aldığı anlam teşkil etmez. Türk resminin sonraki gelişmesi de ancak aynı yolda bir
açıklamaya ihtiyaç gösterir. Türk resminin 19. yy'dan bu yana batılılaştığı yargısı
tümüyle yanlıştır. Batı resminin 19. yy'daki değişimi de bir bakıma bundan
fazlasıyla farklı değildir. Batı resminin 19. yy. içindeki değişimlerinde de Avrupa
dışı sanatlar büyük rol oynamışlardır. Fakat Batı bu değişmeyi yine de kendi gelişme
sınırları içinde gerçekleştirmiştir. "Türk resim sanatı, ancak batı yaşamında yer etmiş
eski büyük eserlerle ilgilenmiş, bir nesne gözlemi ve onun yansıması problemi ile
yetinmiştir."49

Halil paşa ve Hüseyin Zekai (İmpresyonizm öncüleri) sanayii Nefiseye sırt


çevirmesine rağmen, bu alanda çalışmalarını sürdürmüşlerdir. "Çağdaş Sanat
anlayışını ülkemize getiren iki sanatçı, Sanayii Nefise'nin taassubu ile

47
Michel MAKARIUS, Chagall, London: Translated by Jane Brenton: Studio Edition, 1992, s.134.
48
Nobert LYNTON, Modern Sanatın Öyküsü, Ankara: Remzi Kitabevi, 1982, s.152.
49
Adnan TURANİ, Dünya Sanat Tarihi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2005, s.668.

56
karşılaşmasalardı, Sanat tarihimiz, elbette gelişme yolunu çok kısaltacaktı."50 Halil
Paşa öğrenimi sırasında Paris'te dikkat çeken bir sanatçı idi. Sanat tarihimizde
sınırlarımızı aşan ilk büyük başarı; 1900'da Paris'te uluslar arası bir sergide bronz
madalya almasıydı. İki sanatçı yıllarca Sanayii Nefise mektebini harekete
geçirememelerine karşın, bir kısım Asker ressamları etkileri altına almayı
başarmışlardır. Bunlardan Üsküdarlı Hoca Ali Rıza Bey, Ne Avrupa'ya öğrenim
görmeye gönderildi, ne de yabancı müze ve galerileri gördü. Tanımadan, habersiz
Claude Monet'in öğütlerine uyarak çalıştı. "Müzelere gitmeyin, Çocuklar gibi olun."
diyordu.

O gerçek sanata ancak bu yoldan ulaşılacağına inanıyordu. Çünkü sanatçı böyle bir
yaklaşımla kimsenin etkisinde kalmayacak ve tamamen özgün çalışmalar ortaya
çıkaracak.

"Resimlerinde gün ışığının, açık havanında tazeliği bulunan insanların bir yandan
işlerini atölyelerinde gerçekleştirdikleri izlenimi veren bir içe kapanıklığı
yansıtırlar."51

2.2.3.1. Halil Paşa (1857-1939)

1857 yılında doğup 1939 yılında ölmüştür. İlk asker ressamlarımızdan olan Halil
Paşa "Mühendishane-i Berr-i Hümayun"u bitirmiştir. Okulu bitirir bitirmez
"yaveran" sınıfına alınarak sarayda görevlendirilmiştir. Mezun olduktan sonra askeri
liselerde de resim öğretmenliği yapmıştır. Uzun bir süre Paris'te Leon Gerome'nin
atölyesinde çalışmıştır.

İstanbul'a dönünce önce binbaşılığa sonra da miralaylığa yükselmiştir. 1914 yılında


Sanayi-i Nefise Mektebi Ali'si müdürlüğüne yükselen Halil Paşa, Fransa'dan yeni
dönen genç ressamları bu okula alarak, okulda yeni bir anlayışla resim yapılmasını
sağlamıştır. Hayatının son yıllarını Mısır'da Abbas Hilmi Paşa'nın konuğu olarak
resim yaparak geçirdi.

50
http://www.kadikoysanat.com/main/links.asp?link_ID=61
51
Sezer TANSUĞ, Çağdaş Türk Sanatı, İstanbul: Remzi Kitap Evi, 1996, s. 94.

57
"Ülkemizde izlenimci sanatın bir öncüsü olarak nitelenen Halil Paşa'nın güçlü bir
desenden yoksun olarak gördüğü izlenimci Frensız resmine özellikle Manet'ye
yöneltiği eleştiriler, sanatçının mensup olduğu ya da temsil ettiği akımın değerleri ve
sistemine bağlılık yönünden daima tereddütle karşılanmıştır."52

Resim 28. Halil Paşa, "Paris'te Bir Park", 24 x 33,


Duralit Üzerine Yağlı Boya, Ekrem Topçu Koleksiyonu

Halil Paşa'nın bu çalışması Paris'te bir parktan görünüm konu alınarak yapılmıştır.
Resim huzu ve dinginlik hissi uyandırmaktadır. Doğal ışık kullanılmıştır ve renklerle
fırça vuruşlarıyla verilmeye çalışılmıştır. Çalışmada büyük bir alan bulunmakta ve
resmin sağ tarafında bir ağaç görünmektedir. Bu büyük ağacın önündeki yer olan
belli belirsiz alanda bayan figürü yer almakta ve yüzü bedeni bize doğru dönüktür.
Ağaçtan bize doğru uzun çitler yer almaktadır. Resmin nedereyse tam ortasında belli
belirsiz olan şapkalı bir kız çocuğu görülmektedir. Resmin solunda ağaç ve onun
altında bankta oturan silüet halinde iki kişi bulunmaktadır. Resimde mavi rengin
yoğunluğu görülmektedir. Yeşil ve sarı tonlarıyla mavi rengi dengelemeye çalışan
sanatçı, bu çalışmasını, bir izlenimci gibi fırça vuruşlarıyla yapmaya çalışmıştır.
Resimde bulunan renkler yumuşak geçişleriyle ve günün belirli saatindeki o havayı
bize hissettirmektedir. Sanatçı yapmış olduğu bu çalışmasını Empresyonizim
akımından etkilenmiş olup ilk izlenimci Türk ressamımız da diyebilmekteyiz.

52
Sezer TANSUĞ, Halil Paşa, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1983, s.30.

58
Sanatçı Paris'e gittiği yıllarda yapmı olduğu bu çalışması o dönemin Türk resmi
hakkında bilgi vermektedir.

Resim 29. Halil Paşa, "Evinin Bahçesi", 37 x 41


Mukavva Üzerine Yağlı Boya, Ayten Erdoğan Koleksiyonu

Eser ressamın evinin bahçesinden bir görünümdür, doğal ışık kullanılmıştır. Işık
etkisi izlenimcilik akımının etkisi ile olan fırça vuruşlarıyla ve ışığın renkler
üzerindeki değişimlerini dikkate alınarak yapılmıştır. Yeşilin ve kırmızı renklerin
tonları etkin bir şekilde kullanılmıştır. Açık bir kompozisyon kullanılmış olup öndeki
çiçekler ilgi odağı halindedir. İzlenimcilik akımının öncüsü olan Monet evinin
bahçesinde yapmış olduğu bir çok tablosu vardır. Hatta özel olarak bahçesi ile
ilgilenip bir tablo görünümüne getirdiği bahçesinde resim yapmak onun en büyük
zevki idi. Halil Paşa da Türk resminde izlenimcilik akımından etkilenen ilk Türk
ressamlardan bir tanesi olup Monet gibi bahçe konulu çok sayıda çalışma yapmıştır.

2.2.3. 2. Namık İsmail (1890-1935)

İlk yapıtlarından başlayarak üslup ve teknik gelişimi, belli bir çizgide gitmediği
açıkça görülmekte, aynı yıl içinde bile birbirinden farklı teknik ve üslupta resimler
yaptığı gözlenmektedir. Sanatçı, Fransa'da Empresyonist, Almanya'da akademik,

59
Empresyonist ve Ekspresyonist ressamlardan etkilenmesine karşın, konuya göre
içinden geldiği gibi çalışmayı yeğlemiştir. Bazen paletinde hafif fırça vuruşları ve
ışıltılı renklerin görüldüğü Empresyonist, zaman zaman parlak renklerin ve karşıt
tonların egemenliğinin hissedildiği Ekspresyonist bir doğa ressamı, bazen realist bir
figür ressam, sırasında akademik bir çıplak ressamı olmuştur.

İkinci dönem resimlerinde renklerin ve boya dokusunun, konunun önüne geçtiği


yoğun boya tabakaları dikkati çekmektedir. "Namık İsmail bir dönem yaptığı savaş
resimlerinin yanı sıra, manzara, kent görünümleri, portre, figür, ölü doğa, iç mekan
resmi vb.dönemin geçerli bütün resim türlerini denemekle birlikte üslubunu
özellikleri en çok manzara, portre, figür özellikle de nü resimlerinde kendini
göstermektedir."53 Manzara özellikle o dönemde Fransa'da bulunmuş ve Fransız
resimlerindeki İzlenimcilik akımına ilgi duymuş sanatçılar için başarıyla
uygulayabildikleri bir tür olmuştur. Hareket ve ışık sanatçının resimlerinde önemli
bir özellik olarak karşımıza çıkar.

Resim 30. Namık İsmail, "Bahçede Kız",


Tuval Üzerine Yağlı Boya, Yusuf Bahar Koleksiyonu

53
Zeynep RONA, Namık İsmail, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1992, s.28.

60
Eserde bahçede bir kızın mutlu hali resmedilmiştir. Doğal ışık kullanılmıştır. Işığının
kaynağının nereden geldiği belli değildir. Açık kompozisyon kullanılmış olup
kırmızı ve yeşil rengin hakimiyeti görülmektedir. Eserde tablonun büyük bir kısmını
kaplayan 15 – 16 yaşlarında bir kız çocuğu yer almaktadır. Beyaz gömlek ve kırmızı
elbise giyen kızın yüzü ve bedeni bize dönük olup iki eliyle yüzüne doğru bir çiçek
tutmaktadır. Arkasında yeşil bir alan görünmekte ve üzerinde durduğu toprak zemin
üzerine çıplak ayakla basmaktadır.

Resim 31. Namık İsmail, "Bahçede Çeşme", 54 x 40,


Tuval Üzerine Yağlı Boya, Kile Sanat Galerisi

2.2.3.3. Fikret Mualla (1903-1967)

Fikret Mualla'nın Paris ahalisinin gündelik yaşamlarını koşuşturmacası içerisinde


resmettiği yapıtları, onun en beğenilen, aranan yapıtları arasındadır .Her yaşta, her
gelir düzeyünde, her kılıkta insanı resmetmiştir. Bu resimlerinde sanatçı, inanılmaz
bir renk ve kurgu zenginliği içerisindedir. Paris sokaklarındaki oradan oraya
koşuşturan şık burjuvaları, balon satın alan veya oynayan çocukları, sirkleri,
sokaklarda köpeklerini gezdiren şık kadınları resmeden kişi, aynı sokaklarda aç bilaç
dolaşarak sigara içen Fikret Mualla'dan başkası değildir.

Fikret Mualla'nın en önemli tuvallerinden birisi "Barlar ve Bistrolar"dır. Ressam


yaşamında boş köşelerden birine kurulan alkole kavuşamadığı, parasız kaldığında

61
tanıdık bar ve bistro patronlarına birkaç kadeh içki karşılığı resimleri sayesinde içki
içebildiği, münzevi yaşantısının öncelikli sosyal alanını ve boyutunu oluşturan en
önemli mekanlardı. Fikret Mualla'nın "Müzisyenler ve Kağıt Oynayanlar" konuları
diğer ressamlar gibi ilgisini çekmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında Amerikalı
müzisyenlerin daha özgür ve canlı, entelektüel ortamı nedeniyle Fransa'yı
yeğledikleri dönemde yazın altın çağını Paris'te yaşamış olmanın ayrıcalıklı
konumuna da sahiptir.

Resim 32. Fikret Mualla, "Caz Orkestrası"

Resim 33. Fikret Mualla, "Kağıt Oyunu", 60x65,1917,


Eczacıbaşı Koleksiyonu

62
Bu resimlerin hemen hemen tümü zenci müzisyenlerin çoğunlukla mavi, mor ve
yeşil fonlar üzerine çalışılmış ve bazen siyah-beyaz armoni de füze ile
gerçekleştirilmiş tasvirlerinde coşkulu bir atmosfer duygusu yakalamıştır."Kağıt
Oynayanlar" daki insanlar ise tümüyle farklı hatta karşıt duygular içersinde bile
masa etrafında oyun, kumar tutkusu ile bir araya gelmiş küçük tanıdık toplulukardır.
"Onun renkleri hiçbir zaman bayalığa düşmedi. Işıldayan, parıldayan ince
değerlerden oluşan kırmızıların, mavilerin,morların tümü ağır basmasına rağmen
sağlam desenin birer parçası oldular."54

Resim 34. Fikret Mualla, "Oyun Masası"

"Fikret Mualla'nın "Hayvanat Bahçesini" oluşturan resimler, yakından


incelendiğinde aynı dönemde yaptığı yosma, portre, sokak, bar, natürmort, sirk
resimlerinden farklı bir anlatımla karşı karşıya olmadığını anlıyoruz."55 Fikret
Mualla'nın hayvanları konu alan resimlerini değerlendirirken eklenebilecek bir başka
bakış açısında, bu resimleri annesini kaybetmeden önceki masum çocukluk
günlerine yönelik anımsamalar olark görmektedir. "O yüzden "hatıraları kafamda

54
Haz.Ferit EDGÜ, Fikret Mualla Dostlarına Mektuplar, İstanbul: YKY, 1995, s.146 .
55
Ferit EDGÜ, Fikret Mualla'nın Hayvanat Bahçesi, P Dergisi, Güz 2001 sayısı

63
bakidir el'an, o eski günleri hatırlamazsam essen yaşayamam" sözünden
anlıyoruz."56

"Bir ressam tasarlayın ki aklına estiği zaman resim yapmaktan başka hiçbir şeyden
sorumlu değil."57

Resim 35. Fikret Mualla, "Kırmızı Sirk, Kaplumbağa Terbiyecisi",


1960, Eczacıbaşı Koleksiyonu

56
Nurullah BERK – Orhan KOLOĞLU, Fikret Mualla Hayatı, Sanatı, Eserleri, Milliyet Yayınları
Sanat Kitapları Dizisi: 3, Ekim 1971, s.12
57
Bedri Rahmi EYÜPOĞLU: Delifişek, Bilgi Yayınevi, 1975, s.107

64
Resim 36. Fikret Mualla, "Kırmızı Sirk, Hokkabaz Ayı" 1960,
Eczacıbaşı Koleksiyonu

Resim 37. Fikret Mualla, "Balonlar" 1960,


Eczacıbaşı Koleksiyonu

65
2.2.3.4. Eşref Üren

"1939 yılında yılında yerleştiği Ankara'nın parkları ve sokakları, Eşref Üren'in


resimlerine sıkça konu oluşturur."58 Bugün, Ankara'da özellikle de evinin yanında
Kurtuluş Parkı'nda yapmış olduğu manzaralarıyla tanıdığımız Eşref Üren Türk
Resim Sanatına ürettiği sayısız resmin yanı sıra, döneminin dergilerinde kaleme
aldığı yazılarıyla önemli katkılar sağlamıştır. Üren'in sanatı ile ilgili yorumlar onun
izlenimci olduğu konusunda, sanatçının manzaralara dayanark yapılan bu
yorumalara kendisi şöyle açıklık getirmektedir. "Benimle izlenimciler arasındaki
bağ, yalnızca uyum, yeni renklerin birbirini kabul etmesi ve uyuşması yönündedir.
Kısacası bir yakınlık var sayılır, fakat bu beni bir izlenimci yapmak için yeterli
değildir. Havada perspektif ve güneş ile ışığın ele alınışı beni başka bir yere koyar
ve bana yaklaştırır."59 Sanatçı açık havada resim yapmayı sevmesi, değişen atmosfer
koşulları içerisinde doğayı resmetmeyle izlenimci anlayışa yaklaşmaktadır. "Eşref
Üren'in resimleri çocuksu bir duyarlığı, renkçi bir anlatımı aktarır."60

Resim 38. Eşref Üren, "Kurtuluş Parkı"

58
Kıymet GİRAY, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonundan Örneklerle Manzara,
Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları, 1998, s.412.
59
Türkkaya ATAÖV, Eşref Üren, Ankara: Türkiye İşbankası Yayınları, 1986, s.36.
60
Kıymet GİRAY, Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu, Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, s.400.

66
Resim 39. Eşref Üren, "Kurtuluş Parkı"

Çocuksu duyarlılık, Üren'in Ankara ve Kurtluş Parkı manzaralarında kendini gösteri.


Yalın bir dikdörtgene dönüşmüş, stlize edilmiş bir tepe üstte bir çocuğun elinde
çıkmışcasına serbestçe dolaşan bulutlar ve keyfi fırça darbeleriyle lekeler biçiminde
yapması onun iç dünyasını yansıtmaktadır. "Olağanüstü zengin renk nüanslarıyla
nefes alıp verircesine bir doğallıkla boyadığı resimlerindeki sebestliği,rengin
yumuşaklı, onun bir izlenimci sayılamsına yol açmıştır."61 "Eşref Üren'in doğada
gördüğü ve resmine aktardığı imgeler salt bir ağaç, ev ya da figür değildir."62
"Günün eğilimlerine uymak, çağının sanatını yapmak hevesi ile Batının çoğu zaman
gelip geçici eğilim ve beğenilerine ayak uydurmaktan çekinen Eşref Üren, sanatçı
yaratılışının sesine bağlı kalarak günümüzde az raslanır bir dürüstlüğün
temsilcisidir."63

2.2.3.5. Nedim Günsur (1924-1994)

Naif özellikler de taşıyan figüratif bir anlayışla gerçekleştirdiği toplumsal içerikli


yapıtlarıyla tanınan Nedim Günsür, ilk devresinde Empresyonist tarzda çalışmalar
yapmış, Paris devresinde ise Picasso, Léger ve Matisse'in yanı sıra, yeni tanıdığı
Afrika sanatının da etkisiyle Abstre çalışmalarla yarı soyut anlayışa yönelmiştir.

61
Yurt Gezileri ve Yurt Resimleri 1938 – 1943, Milli Reasürens, Taş, 1998, s.193.
62
Türk Ressamları Eşref Üren, Milliyet Sanat Dergisi Eki, Haz. Kaya Özsezgin, Marmara
Üniversitesi Güzelsanatlar Fakültesi Kitaplığı.
63
Nurullah BERK – Adnan TURANİ, Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat Sanat Galerisi,
1981, s.115.

67
1950'lerde figüratif-dışavurumcu bir anlayışla maden işçilerinin yaşamını konu alan
eserler veren Günsür, 1960'lardan sonra yapıtlarında kent yaşamı ve sorunlarına
dramatik yönü ağır basan bir resim anlayışı sergilemiştir.

Ressamın yapısında bulunan çocuksu tavrın kimi zaman ironiye dönüşürken kent ve
kıyı görünümlerini, lunapark ve bayram yerlerini betimlediği yapıtlarında ise şiirsel
bir anlatım ağırlık kazanmıştır. Herşeyden önce bir figür ressamıdır.Bu ister
lunaparkların renkli ortamı içinde uzak özlemlerin ahbercisi olsun, ister köyden
kente göç eden gurbetçiler olsun, o bütün karakteristik özellikeri resmetmeye
çalışmıştır.

Bayram yerleri, sirkler, luna parklar Nedim Günsur'un resimlerinde önemli bir yer
tutar, çünkü bayram yerlerinin duygusal hüzünleri, Batıda sirk soytarsı, yüklenen o
gülen ve ağlayan mask dramlarını anımsatan bir değer niteliğindedir. "Baloncular,
uçurtmalar ve sirkler de bu içtenliğin izlarini yansıtırlar."64 "Dalyanlarda, deniz
kıyısında uzanan çarşı görüntülerinde, palyaço ve cambazlarda, balıkçıların
yaşamına ilişkin resimlerinde ve dönme dolapların şenlendirdiği bayram yerlerinde
ise alabildiğine yaşam sevinci ile doludur."65

"Bayramyeri resimlerinden ilki 1961 yılında yapılmış olan ve bugün İstanbul Resim
ve Heykel Müzesi koleksiyonunda yer alan yatay dikdörtgen boyutlarındaki
resimdir."66

64
Kıymet GİRAY, Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu, s.486.
65
Türk Ressamları Nedim Günsur, Milliyet Sanat Dergisi Eki, Haz. Kaya Özsezgin, Marmara
Üniversitesi Güzelsanatlar Fakültesi Kitaplığı.
66
Aydın AYAN, Nedim Günsur Retrospektif Sergisi, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
2006, s.27.

68
Resim 40. Nedim Günsur, "Bayramyeri", 74 x 92 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1992, T.Ü.Y.B, Ulufer ve Bahri Mete Koleksiyonu

Resim 41. Nedim Günsur, "Salıncaklı Bayramyeri", 50 x 80 cm,


Tuval Üzerine Yağlı Boya, 1961, T.Ü.Y.B, Füsun Eczacıbaşı Koleksiyonu

69
Resim 42. Nedim Günsur, "Lunapark"

2.3. 10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUĞUNUN SOSYAL VE SANATSAL GELİŞİMİ

Bu dönemde çocuğun beden sağlığı kadar ruh sağlığı da yerindedir. Bu yaşta


çocuğun kendini anlamasına ve güven kazanmasına yardım edilmelidir. Sevilmek,
beğenilmek, başarılı olmak, kendini güvende hissetmek ve gelişmek, en temel
ihtiyaçları arasındadır. Bu yaşta aile ve okulla ilgili özel sorunlara önem verilmeli,
onu yakından tanımaya ve anlamaya çalışmalıdır. Öğretmenden, başarısızlıktan,
arkadaşsız kalmadan, ölümden korkma halleri devam eder. Kesinlikle alay
edilmemeli, yardımcı olunmalıdır.

Süratle toplumsallaşan çocuk, zamanının büyük bölümünü arkadaşlarıyla


geçirmekten hoşlanır, büyüklerden çok yaşıtlarının fikirlerine önem vermekten
hoşlanır, giyim konuşma ve davranış bakımından arkadaşlarına benzemeye çalışır.
(Akran dayanışması) Grup duygusu çok gelişmiştir. Grup üyesi olmaktan,
etkinliklere katılmaktan zevk alır, grupta her hangi bir çocuğa yardım edebilmek için
bütün grubu etkilemek önemlidir. Kendi cinsinden arkadaşlara daha çok
bağlandıkları görülür, kızlar kıyafetlerine önem verirlerken, erkeklerin
düzensizleştikleri görülür.

70
2.3.1. Bilişsel Gelişimi

Bireyin, çevresindeki dünyayı anlamasını ve öğrenmesini sağlayan aktif zihinsel


faaliyetlerde gelişime bilişsel gelişim adı verilmektedir. Bilişsel gelişim; bebeklikten
yetişkinliğe kadar bireyin çevreyi, dünyayı anlama, düşünme yollarının daha
kompleks ve etkili hale gelme sürecidir. "7-12 yaş arasında yer alan ve ilkokul
yıllarına denk gelen bu dönemde, ben merkezci konuşma ve düşüncenin önemli
ölçüde azaldığı, çocuğun bilişsel güçlüklerin üstesinden gelmeye başladığı
görülmektedir .''67

"Somut işlemler döneminde olan çocukta mantıksal düşünme ve sayı, zaman, mekan,
boyut, hacim, uzaklık kavramlarının yerleşmeye başlar."68 Bu dönemdeki çocuklar
korunum ilkesini anlayabilirler çünkü soyut işlemleri tersine döndürebilirler.

Piaget somut işlemler dönemindeki çocukların yeni bir dizi kural geliştirdiklerini
ifade etmektedir. "Gruplandırma" adı verilen bu işlem okul çağındaki çocuğun
düşünüşünün başlıca özelliğidir. Bundan sınıflama, sıralama, serileme, değişmezlik,
sayı, mekan kavramları oluşur.

Sınıfların en yalın mantıksal gruplaması "sınıflar hiyerarşisi" dir. Örneğin çocuk


kafasında hayvanları etoburlar ve etobur olmayanlar diye sınıflandırır. Çocuk dokuz
yaşına kadar sınıflar arasındaki ilişkileri anlamakta zorluk çeker. Örneğin çiçekler
sınıfının altında güller, laleler vardır. Çocuk çiçeklerin öldüğünü bilir ancak güllerin
hep aynı kaldığını düşünür. Çünkü bu yaş grubundaki çocuklar için alt sınıflar ayrı
bir varlığa sahiptir. Çocuk artık nicel olan, gerçek olan ve algılayabildiği şeylerle
düşünür ve eyleme geçer ben merkezci düşüncenin yerini artık işlevsel düşünce
almıştır. Yani çocuk kendi dışındaki şeylere de gittikçe genişleyen bir açıyla
bakmaya ve bir başkasını görüş açısıyla görmeye başlar. Belirli özelliklere göre artık
gruplandırma yapabilir. Iki özellik arasında nedenlik bağı kurar ve sonuca varır. Bu
dönemdeki çocuklar artık kuralların nedenselliğini kavrayabilirler ve uyarlar. Değer
yargılarını anlar ve kendi değer yargılarını geliştirmeye başlar.

67
Gülbahar GÜL, Gelişim ve Öğrenme, 2000, s. 61.
68
Haluk YAVUZER, Doğum Öncesinden Ergenlik Sonuna Çocuk Psikolojisi, İstanbul: Remzi
Kitapevi, 1987, s. 112-113.

71
2.3.2. Ruhsal Gelişimi

Cinsel gelişimi durağan, ama ruhsal gelişimi hızlı bir dönemdedir. Doğru ve yanlışı
ayırt etmeye başlamıştır. Somut dönemden soyut döneme geçiş hazırlıkları içindedir.
Kendisine doğru davranılıp davranılmadığını irdeler. Suçluluk duygusunun
farkındadır. Başarılı olmak ister. Şakalaşmayı sever. Şikayet etmekten hoşlanır.
Belirli nesne, olay yada kişilerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenimler olarak
tanımlanır.

İnsan, hayatı boyunca çevreden gelen uyarıcıların etkisiyle çeşitli duyguları yaşar.
Birey sosyal çevre ile etkileşim içindeyken az ya da çok haz ve elem duyguları
içindedir. Çocukların fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması ya da
karşılanmaması onlarda bazı duyguların oluşmasına neden olur. Çocukluk dönemi
bitişiyle tanışır. Düşünmeden hareket eder, ağlamaklıdır, ne dediğini bilmez
kararsızdır, grup tarafından kabul edilmek ister, duygusaldır, öfkelidir, çabuk kızar,
kendinden küçükleri eleştirir, ilginçtir, bir kahramana aşırı ilgi gösterir, sosyaldir,
dikkatsizdir, konuşkandır, ahlak prensiplerine göre davranır, meraklıdır, gururludur,
grup çalışmasına uyar, başarı peşindedir, uysaldır, doğal ve ani tepki gösterir. "Piaget
bu durumu, etkileşim olayı olarak yorumlar."69

Kendine güvenmeme eğilimi vardır, kendini inceler, içe dönük ve utangaç olabilir.
Diğer insanların, özellikle yaşıtlarının kendisi hakkındaki düşüncelerinden
endişelenirler. Duyguları sık sık değişir ve tahmin edilemez. Duygularını nadiren
dışa döker. Uyumluluğa önem vermesi, diğerlerinin belirgin olarak görülen
farklılıklarını tolere edememesine sebep olur. Tepki şekli, reddetme veya iki taraflı
davranma şeklinde olsa da yetişkinin duygusal ilgisinin devam etmesi gerekir.
Fiziksel değişiklikler duygusal açıdan büyük bir stres oluşturur. Yaşıtların etkisi
önemli olmasına rağmen, kendi değer yargılarını geliştirirler ve gösterirler.
Dürüstlük, yargılama gibi etik kavramları algılarlar. Sosyal içerikli konuların farkına
varmaya ve bu konuları tartışmaya başlarlar. Sosyal rollerini benimsemeye başlarlar.
Karşı cinsle ilişkilerinde kendi rollerinin nasıl olması gerektiğini öğrenirler.
Benliklerinin oluşması sürecinde zaman zaman duygusal çatışmalar yaşarlar.

69
Doğan CÜCELOĞLU, İnsan ve Davranışı, İstanbul: Remzi Kitapevi, 1993, s. 353.

72
"Kişi çevresinden sürekli olarak kendisine ulaşan verileri değerlendirir ve bunun
sonucu olarak düşünsel, duyuşsal veya psikomotor tepkide bulunurlar."70

2.3.3. Toplumsal Gelişimi

İnsan biyo-kültürel ve sosyal bir varlıktır. Kültürel koşullar içinde sosyal ilişkiler,
hem toplumun hem de bireyin yapısını etkiler. Bireyin tüm yaşamı çevresine uyum
sağlamak çabası içinde geçer. Bu uyum çabası doğumdan başlayarak bir gelişim
göstermektedir.

Toplumsal beklentilere uygunluk gösteren. kazanılmış davranış yeteneği olarak


tanımlanabilen sosyal gelişme, geniş anlamda bireyin doğumuyla başlayan bir evreyi
dar anlamda ise günlük davranış gelişimini kapsar. Daha yaygın bir tanımla sosyal
gelişme kişinin sosyal uyarıcıya özellikle grup yaşamının baskı ve zorluklarına karşı
duyarlık geliştirmesi, grubunda ya da kültüründe başkalarıyla geçinebilmesi, onlar
gibi davranabilmesidir. "Okul çocuk için yeni ve karmaşık bir sosyal çevreye
girmek, birey olarak toplumda yer almak, dış dünyaya açılmaktır."71

"İlkokul çocuğunu sevindiren durumlar yavaş yavaş değişmeye bağlar. Arkadaşlar


arasındaki çakalar, fıkralar, oyunlar; kendilerinin başarılarını anlatan öyküler,
başkalarının gülünç yönleri ve yaptıkları kusurlar, onların neşelenmesine,
gülümsemesine ve kahkasına neden olur."72 Sosyal öğrenme kuramı, ahlak gelişimi
mekanizmasını diğer davranış kazanma mekanizmalarına benzer olduğu kabul
etmektedir. Öğrenme, model öğrenme, model alma ve taklit söz konusu öğrenme
mekanizmasının temel kavramlarıdır.

Doğru yanlış değerlerinin ve standartlarının içselleştirilmesi psikoanalitik teorideki


özdeşleşme sürecine benzer taklit sureci ile gerçekleştiği kabul edilir. Neyin doğru
neyin yanlış olduğunu gösteren kaynak elimizdedir.

70
Yüksel ÖZDEN, Öğrenme ve Öğretme, Ankara: Pegem A. Yayıncılık, 2005, s. 28.
71
Ümran KORKMAZLAR, Ana-Baba Okulu, İstanbul: Remzi Kitapevi, 1995, s. 75-83.
72
Prof. Dr. İbrahim Ethem BAŞARAN, Eğitim Psikolojisi, Modern Eğitimin Psiklojik Temelleri,
Ankara: Gül Yayınları, 1992, s. 108.

73
Çocuğun iyi bir modelle karşılaması iyi bir ahlak yapısının oluşumuna bağlıdır.
Diğer insanlarla fikir alışverişine girme konusunda durmadan ilerlerler. Bir takım
veya kulübün başarı ya da başarısızlıklarıyla kendilerini özdeşleştirme yetenekleri
artar. Cinsler arası gruplaşmalar daha yoğunlaşır.

Öğrenci bencil duygulardan sıyrılarak uyumlu ve işbirlikçi duruma gelir. Grup


içindeki rolünü benimser. Grubun vereceği sorumlulukları yüklenir. Toplumum
onaylamayacağı, suç olarak kabul ettiği davranışlardan sakınır. Arkadaş edinmeyi
bilir. Duyguların sağlıklı olarak ifade eder. Yaşına uygun oyunlarla ilgilenir.

Psikoanalitik teori, ahlak gelişimi esnasında id, ego ve süper ego kavramları ile
açıklanır. Sosyal öğrenme kuramında ise gözleme dayanan veriler özdeşleşmeden
sorumludur.

Sosyal öğrenme kuramına göre vicdan ve ahlak gelişimi ebeveyn ve diğer modeller
önemlidir. Bu kurama göre çocuklar için küçük yaşta en çarpıcı örnekler ana
babalardır. Aynı zamanda erken yaşlarda kazanılmış davranışların kalıcı olma
özelliği daha fazladır.

2.3.4. Sanatsal Gelişimi

"Sanat, insan doğasının bir gereğidir, toplumsal yaşamın en önemli boyut ve


unsurlarından biridir."73 Yaratıcılıkla ilgili tespitleri yaptıktan sonra, yaratıcılığın
kullanıldığı en önemli üretimlerden biri olarak sanat ya da resim diye düşünürsek,
sanat eğitimcileri veya resim öğretmenlerine büyük sorumluluklar düşer. Çünkü
onlar en saf halleriyle, henüz dış etkenlerden çok fazla etkilenmemiş kişilerdir. Her
davranışımız ve yönlendirmelerimiz onların kişiliğinin oluşmasında önemli bir
etkendir.

Resim, çocukların kendilerini ifade etmelerinde kullandıkları en önemli dillerden


biridir. Belki de sözlerle ifade edemediklerini, resimle daha direkt olarak ifade
edebilirler. Onlar iç dünyaları ile dış dünya arasında kurdukları bağlantıyı kağıda
aktarırlar. Dolayısıyla resim, çocukların çok hoşlandığı bir üretimdir. Resim yapmayı

73
Kazım ARTUT, Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri, Ankara: Anı Yayıncılık, 2001, s. 89.

74
sevmeyen çocuk yoktur. Çünkü resimle fikir ve duygularını ifade ederler. Renk,
şekil, doku ve dizayn konusunda deneyim edinirken ve bunlarla uğraşırken duyusal
deneyimlerini geliştirirler. Farkında olma; kendini, çevresini ve doğayı keşfetme
duygularını yaşarlar. Bütün bu deneyimler estetik gelişimin başlangıcıdır. Çocuklar
bu deneyimleri yaşarken yapmamız gereken onlara özgürce üretebileceği bir ortam
hazırlamaktır.

"Nesnelerin çizimi şimdi emek isteyen ve ağır süren bir çabadır."74 Çocukları
yetenekli, yeteneksiz diye ayırmak yerine, özgün düşünceler üretme ve yaratma
konusunda özendirici ve yüreklendirici olmak gerekir. Onların yaptığı resimlere
saygı duyarak, inanarak, ödüllendirerek, olumlu tepki vererek kendilerine olan
güvenlerini arttırmalıyız. O zaman daha yaratıcı olduklarını ve 'ben yapamam', 'ben
beceremem' diye düşünmekten uzaklaşıp, "ben güzel resim yapabiliyorum",
"yaptıklarım beğeniliyor" diye düşünerek bastırdığı becerileri ve duygularını ortaya
çıkarmak üzere davrandığını gözlemleyebiliriz. Her tür olumsuz müdahale ve otorite
onların çekingen ve ürkek davranmasına neden olur.

Çocuklar yetişkinlere göre daha gerçeküstü düşünürler. Gerçek nesneler yerine


semboller kullanmayı tercih ederler. İç dünyaları çok zengindir. Nitekim çocuklar
için yazılan hikayelerde, çizgi filmlerde her şey fantastiktir. Biz de onlara 'Hiç yeşil
saç olur mu?', 'İnsan evden büyük olmaz.', 'Gökyüzünde balık olur mu?' gibi
uyarılarda bulunmamalıyız. Onlar dünyayı algıladıkları ve hissettikleri gibi kağıda
aktarırlar. Bizim onlardan birer yetişkin gibi resim yapmalarını beklememiz doğru
olmaz. Tam tersine soyutlama yeteneklerini desteklemeli ve geliştirmeliyiz. 'Ben
kedi yapamam',

'Ben ağaç yapamam' diyen bir çocuğa yapabileceğine inandırarak rehberlik


yapmamız gerekir. Çocuklar içinden geldiği gibi kedi, ağaç yaparlar. Kediye
benzememiş, ağaç olmamış gibi uyarılarla yapamayacağını düşünmeye başlarlar.
Çocuklara güven kazanabilecekleri bir ortam yaratılmalıdır. Bu onları
cesaretlendirecek, kendilerine olan güvenlerini arttıracak, kendilerini sevmelerini
sağlayacak ve heyecanlandıracaktır.

74
İnci SAN, Sanatsal Yaratma ve Çocukta Yaratıcılık, Ankara: Türkiye İşbankası Kültür
Yayınları, 1979, s. 155.

75
Her seferinde ben güzel resim yapıyorum duygusuyla daha yaratıcı ve üretken
olacaklardır. "Hem kendi çalışmalarına, hem de başkalarının yapıtlarına karşı
75
eleştirel davranışı gelişir." Çocuklar için önemli olan bir unsur da, ortaya çıkan iş
değil üretirken geçirdiği süreçtir. Yaratma ve üretme esnasında aldığı keyif ve
mutluluk onlar için yeterlidir. Bu sürece saygılı olmamız gerekir.

Renkleri karıştırıp yeni renkler elde etmek, kağıda sürüp etkisini görmek, kırmızının
yanına maviyi sürdüğünde duyduğu heyecan onları mutlu eder. Renk, şekil, doku,
büyük, küçük ve oran duygusunu bu deneylerle kazanacak, malzemenin olanaklarını
keşfederken, kendi de keşfetme heyecanını yaşayacaktır. Dünyayı ve kendini nasıl
hissettiğinin ve duyduğunun aktarımını yapacaktır. Tüm bu keşifleri yaparken güven
ve gurur duygusunu geliştirecektir. Atölyede ya da sınıfta arkadaşlarıyla yaptıkları
bu çalışmalar onlara farklılıkları sevmeyi, başkalarını takdir etmeyi ve sınıf içinde
yapılan değerlendirmeler de onlara eleştiriyi kucaklamayı öğretir. Çocuklarla grup
çalışmaları yaptırarak, birlikte üretmenin keyfini yaşamalarını sağlamalıyız.

2.4. İLKÖĞRETİM 4. VE 5. SINIFLARDA GÖRSEL SANATLAR DERSİ


ÖĞRETİM PROGRAMININ İNCELENMESİ

Sanat öğretiminin temel amaçlarından biri kuşkusuz çocuğun kişiselliğini oluşturan


bireysel farklılıkları ortaya çıkarmaktır. Sanat eğitiminin gerekliliği bu aşamada
ortaya çıkmaktadır. Sanat eğitimi bugün okullarda yerini almış ve "Görsel Sanatlar
Dersi" kapsamında işlenmektedir.

2.4.1. İlköğretim 4. ve 5. Sınıflarda Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programının


Kapsamı

"Sanatın ve sanat eğitiminin gerekliliği sonucunda, bugüne kadar 1948, 1951,1962,


1971 Ortaokul ve 1992 İlköğretim programları geliştirilmiştir."76 Yeniden

75
Olcay Tekin KIRIŞOĞLU, Sanatta Eğitim, Ankara: Pegema Yayınları, s. 96.
76
Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, Ankara: T.C. M.E.B. İlköğretim Genel
Müdürlüğü, 2006, s.5.

76
yapılandırılan eğitim sistemimizle, günümüz şartlarına uygun öğretim programları
geliştirilmiştir. "Bu bağlamda Resim-İş Dersi'nin ismi, Görsel Sanatlar Dersi olarak
değiştirilmiştir. İki yapının da program amaç ve ilkeleri birbiriyle örtüşmektedir."77

Görsel Sanatlar Dersinin Genel Amaçları

Görsel sanatlar dersinin amaçları bireysel ve toplumsal, algısal, estetik ve teknik


amaçlar olarak gruplanabilir.

a. Bireysel Toplumsal Amaçlar


1. Öğrenciye yaşamı ve doğayı gözlemleme duyarlılığı kazandırmak,
2. Öğrenciye seçme, ayıklama, birleştirme, yeniden organize etme becerileri
kazandırmak; analiz ve sentez yeteneği ile eleştirel bakış açısını geliştirmek,
3. Öğrencinin yeteneklerini fark etmesini, kendine güven duygusu kazanmasını ve
kendini geliştirmesini sağlamak,
4. Öğrencinin görsel biçimlendirme yolları ile kendini ifade etmesini sağlamak,
5. Öğrencinin ilgisini, bu alandaki çeşitli kaynaklarla besleyebilmek (müze, galeri,
tarihi eser vb.) ve bu yolla geçmişine sahip çıkma ve geleceğini yapılandırma bilinci
kazandırmak,
6. Öğrencinin her alanda kullanılabilecek yaratıcı davranışlar geliştirmesini sağlamak,
7. Öğrencinin ulusal ve evrensel sanat eserlerini ve sanatçıları tanımasını sağlamak,
8. Ulusal ve evrensel değerleri tanıyabilme ve anlayabilme bilincini kazandırmak,
9. Geçmişten günümüze miras kalan sanat eserlerinden haz alma ve onur duyma
hassasiyeti kazandırmak,
10. İş birliği yapma, paylaşma, sorumluluk alma, kendi işine saygı duyduğu kadar
başkalarının işine de saygı duyma bilinci ve duyarlılığı kazandırmak,
11. Öğrencinin ruh sağlığını koruma, iç dünyasını anlatma, duygusal tepkilerini
ortaya koyma ve bedenine saygı duyma bilinci geliştirmesini sağlamak,
12. Öğrenciye aklını, duygularını, zevklerini sorgulama bilinci kazandırmaktır.

77
Krş.: İlköğretim Okulu Resim-İş Programı 4-5-6-7-8, İstanbul: M.E.B. Yayınları, 2000, s.5 ve
Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, a.g.e., s.7-8-9.

77
b. Algısal Amaçlar
1. Öğrencinin algı birikimini ve hayal gücünü geliştirmek,
2. Öğrencinin görsel algı ve birikimlerini sanatsal anlatımlara dönüştürebilmesine
imkân tanımak,
3. Öğrencilerin birikimlerini başka alanlarda kullanabilme becerisini geliştirmek,
4. Öğrenciye bilgiyi ve birikimini sanatsal uygulamaya dönüştürme yeteneği
kazandırmak,
5. Öğrenciye yeni durumlar karşısında özgün çözümler geliştirme becerisi
kazandırmaktır.

c. Estetik Amaçlar
1. Öğrencinin, sanatın ve sanat eserlerinin her zaman önemsenecek birer değer
olduğunu kavramasını sağlamak,
2. Öğrenciye geçmişten günümüze miras kalan sanat eserlerimizden ve doğadan haz
alma, onlarla gurur duyma ve onları koruma bilincini kazandırmak,
3. Öğrenciye görsel sanatlar sevgisi ve bu sevgiyi hayatının her alanına
yansıtabilme, bunu davranış biçimi haline getirebilme yeterliliği kazandırmak,
4. Öğrenciye, doğadan seçtiği veya insan eli ile üretilen nesneleri estetik birikimini
kullanarak değerlendirme bilinci kazandırmak,
5. Öğrenciye kendini ifade edebilmede estetik değerlerden yararlanma yeteneği
kazandırmaktır.

ç. Teknik Amaçlar
1. Öğrenciye her türlü araç gereci kullanarak görsel anlatım diline dönüştürme
isteği ve kullanma becerisi kazandırarak kendini geliştirmesine imkan tanımak,
2. Öğrenciyi değişik tekniklerle elde edilen sonuçların etkilerini sezdirebilmek ve
öğrencilerin farklılıklardan zevk alabilmelerini sağlamak,
3. Öğrenciye farklı tekniklerin getireceği anlatım zenginliğinin farkına
vardırabilmek,
4. Öğrenciye kullandığı tekniklerin dışında yeni teknikler arama isteği ve cesareti
kazandırmak,

78
5. Öğrenciye, amacına uygun malzemeyi seçme, malzemeden anlam çıkarma
becerisi kazandırmak,
6. Öğrenciye kendini ifade etme sürecinde çıkacak sorunlara teknik çözümler
üretebilme becerisi ve güveni kazandırmaktır.

Görsel Sanatlar Eğitiminin İlkeleri

İlköğretimde uygulanacak görsel sanatlar eğitiminde belirlenen amaçlara ulaşılması


için bazı temel ilkelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bunlar aşağıda
sunulmuştur:
1. Her çocuk yaratıcıdır.
2. Her çocuk farklı algı, bilgi, sezgi, duygu dünyası ve geçmiş hayat tecrübesine
sahiptir. Uygulamalarda bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulur.
3. Uygulamalarda, görsel sanat alanlarına yönelik iki ve üç boyutlu çalışmalar ile
çoklu ortam çalışmalarına yer verilir.
4. Görsel sanatlar dersi, diğer disiplinlerle birlikte eğitim amaçlarındaki bütünlüğü
kurmaya veya bireyin kendini gerçekleştirmesine katkıda bulunur.
5. Dersin işlenişi ilgi çekici hale getirilen öğrenme-öğretme yöntem ve
teknikleriyle zenginleştirilir.
6. Görsel sanatlar dersi, çocuğu temel alır. Öğrenme-öğretme süreci, çocuğun
kendine özgü algılama ve anlamlandırma evreni içinde, gelişim basamaklarına
göre düzenlenir.
7. Değerlendirmede öğretmen, her çocuğun gelişim sürecini, bireysel farklılıklarını,
öğrenme-öğretme sürecine katılımını ve sınıf içi performansını göz önünde
bulundurur."78

Program kapsamındaki kazanımlar, bireyin estetik duygularının, çevreye ve sanata


olan duyarlılığının, yaratıcılığının ve kendini ifade edebilmesinin gelişmesine
yöneliktir.

78
Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, a.g.e., s. 7-8-9

79
İlköğretim 4. ve 5. sınıf görsel sanatlar dersi öğretim programında, 4. ve 5. sınıfın
öğrenme alanı 3 konu içermektedir. Bunlar; görsel sanatlarda biçimlendirme, görsel
sanat kültürü ve müze bilinci konularıdır.

4. sınıflar için, "görsel sanatlarda biçimlendirme" öğrenme alanına ilişkin


kazanımlar:
1. Çeşitli sanat alanlarının şarkı, türkü, şiir, öykü, masal, anı, efsane gibi türlerinden
yararlanarak görsel çalışmalar yapar.
2. Renklerin ışığa göre değiştiğini fark eder.
3. Bir rengin değerlerini kullanarak resim yapar.
4. Renklerin duygu ve düşüncelerle ilişkisini tartışır.
5. Doğal ve yapay (üretilmiş) nesneleri ayırt eder.
6. Çevresindeki benzer biçimlere örnekler verir.
7. Çevresindeki biçim zıtlıklarının neler olabileceğini tartışır.
8. Çevresindeki örneklerden yola çıkarak merkezi ve simetrik dengeyi fark eder.
9. İki ve üç boyutlu çalışmalarında çizgileri kullanmaktan haz alır.
10. Üç boyutlu basit geometrik biçimlerle inşa yapar.
11. Doğaya ve nesnelere ilişkin çeşitli bakış açılarının farkına varır.
12. Görsel çalımlarında doğal ve yapay nesnelerden yararlanabileceğinin farkına
varır.
13. Duygu, düşünce ve izlenimlerini çeşitli görsel sanat teknikleriyle ifade eder.
14. Çalışmalarını sergilemekten ve arkadaşlarının yaptığı eserleri izlemekten zevk
alır.

5. sınıflar için, "görsel sanatlarda biçimlendirme" öğrenme alanına ilişkin


kazanımlar:
1. Çeşitli sanat alanlarının şarkı, türkü, şiir, öykü, masal, anı, efsane gibi türlerinden
yararlanarak görsel çalışmalar yapar.
2. Nokta etkisi yaratan varlıklara çevresinden örnekler göstererek, nokta, benek,
lekelerle renkli özgün kompozisyonlar yapar.
3. Nokta ve çizgi etkisi veren üç boyutlu malzemelerle özgün çalışmalar yapmaktan
zevk alır.

80
4. Soğuk ve sıcak renkleri ayırt eder.
5. Zıt renkleri kullanarak görsel çalışmalar yapar.
6. Çevresindeki renk uyumsuzluklarının farkına varır.
7. Merkezi, simetrik, asimetrik dengeyi ayırt ederek çalışmalarında kullanır.
8. Görsel doku oluşumunda; nokta, virgül, çizgi, renk, biçim ve leke tekrarlarının
etkisini fark ederek çalışmalarında kullanır.
9. Fotoğraflarda ve resimlerde kullanılan perspektifsel görüş açılarını belirler.
10. Duygu, düşünce ve izlenimlerini çeşitli görsel sanat teknikleriyle ifade eder.

4. sınıflar için, "görsel sanat kültürü" öğrenme alanına ilişkin kazanımlar:


1. İki ve üç boyutlu görsel sanat eserlerini ayırt eder.
2. Üç boyutlu eserlere farklı yönlerden bakıldığında değişik görünümleri olduğunu
fark eder.
3. Yaşamdaki her varlığın kendine özgü bir güzelliği olduğunu fark eder.
4. Bulunduğu yöreye ait bir el sanatı ürününü inceler.
5. Yöresel el sanatlarını ürünlerinin hangi açıdan önemli olduğunu tespit eder.
6. Bulunduğu yöreye ait bir el sanatı ürününden yola çıkarak görsel tasarımlar
yapar.
7. Resim ile fotoğraf arasındaki farkı bilir

5. sınıflar için, "görsel sanat kültürü" öğrenme alanına ilişkin kazanımlar:


1. Bir eserin, görsel sanatların hangi dalına ait olduğunu ayırt eder.
2. Aynı konunun değişik teknik, malzeme anlatım biçimleriyle ifade edilebileceğini
bilir.
3. Beğenilerin, zaman, eğitim, kültür vb. etkenlere göre değişebileceğini fark eder.
4. Uzak ve yakın çevresindeki doğal ve tarihi güzellikleri tanır.
5. Uzak ve yakın çevresindeki doğal güzelliklerin, kültürel yapıların özelliklerini
bozulmaması gerektiğini nedenleri ile açıklar.
6. Uzak ve yakın çevresinin doğal ve tarihi güzelliklerini görsel çalışmalarında
kaynak olarak kullanılır.
7. Sanatçı-zanaatçı ayrımını yapar.

81
4. sınıflar için, "müze bilinci" öğrenme alanına ilişkin kazanımlar:
1. Yakın veya uzak çevresinde bulunan ören yeri, tarihi eser, anıt gibi yerlerin
geçmişi hakkında ön bilgi edinir.
2. Müzelerin içerdiği eserlere göre Resim Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Etnografya
Müzesi ve bilim müzesi gibi sınıflandırıldığını fark eder.
3. Ören yeri, tarihi eser, anıtlar ve müzelerden yola çıkarak iki veya üç boyutlu
görsel tasarımlar yapar.
4. Orijinal eser ile röprodüksiyon arsındaki farkı bilir.
5. Görsel çalışmalarını sınıf, okul panosu ve standında sergilemekten haz duyar.
6. Ülkemizin müze, ören yeri, tarihi eser, anıt vb. zenginliklere sahip olmasından
gurur duyar.

5. sınıflar için, "müze bilinci" öğrenme alanına ilişkin kazanımlar:


1. Müze, ören yeri, tarihi eser, anıt vb. ziyaretleri yapmaya istek duyar.
2. Müze, ören yeri, tarihi eser, anıt vb. yerlerde edindiği bilgileri ve gördüğü eserlerin
tarihle ilişkisini arkadaşları ile tartışır.
3. Restorasyon ve konservasyonun amacını açıklar.
4. Gördüğü tarihi eserlerden yola çıkarak görsel tasarımlar yapar.
5. Ülkemizin müze, ören yeri, tarihi eser, anıt vb. zenginliklere sahip olmasından gurur
duyar.

"İlköğretim 4. ve 5. sınıf görsel sanatlar dersi öğretim programı incelendiğinde; 4. ve


5. sınıf öğrenme alanları aynıdır. Bu konuların sınıflara göre dağılımında kazanımlar,
etkinlik örnekleri ve açıklamalar farklılık göstermektedir. Öğrenme alanlarının
işlenişinde uygulamaya yönelik çalışma teknikleri yer almaktadır. Eğitimcinin ve
öğrencinin ders içi etkinliklerde kullanacağı araç gereçler her sınıf için benzerdir.
Bunlar kitle iletişim araçları, röprodüksiyonlar, sanat kitapları, broşürler, kataloglar,
farklı uygulama tekniklerine sahip boyalar, atık malzemeler, konularla ilgili yapılmış
örnekler vb. araç ve gereçlerdir. Dersin işlenişinde kullanılan yöntem ve teknikler
ise; soru-cevap, anlatım, gösterip-yaptırma, drama olarak önerilmiştir."79

79
Bkz.: Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, a.g.e., s.58-65.

82
BÖLÜM III
YÖNTEM

3.1. ARAŞTIRMA MODELİ

Bingöl Solhan Hazarşah Yeni Yerşelim İlköğretim okulu, 4. ve 5. sınıf


öğrencilerinin, oyun alanları ve sirkler konulu resim çalışmalarını farklı tekniklerde
yaptırılması ve uygulatılmasına yönelik olan bu çalışmada; gerçek deneme
modellerinden, deneysel yöntem uygulamalı araştırma modeli kullanılmıştır. Bu
çalışmada kaynak tarama yapılmış ve etkinlikler sonunda uygulanan açık uçlu
sorulara yer verilmiştir.

Yapılan araştırmada öncelikle, resim sanatında Empresyonizm ve sonrasında yer


alan oyun alanları ve sirkler konusunda bilgilendirilerek; 4. ve 5. sınıf çocuklarına
örnekler gösterilmiş, bu konunun çeşitli tekniklerde uygulatılmasıyla elde edilen
resimler incelenmiş ve veriler değerlendirilmiştir.

İlköğretim 4. ve 5. sınıflarda Resim-iş dersine ait öğretim programları incelenmiş,


Bingöl Solhan Hazarşah Yeniyerleşim İlköğretim Okulu öğrencilerine oyun alanları
ve sirkler konulu resim çalışmaları yaptırılmıştır. 3 adet etkinlik, programlı olarak
uygulanmış, örnekler seçilmiş, programa katılan öğrencilerin düşünceleri sözlü ve
yazılı olarak alınmış, soru cevap şeklinde gerçekleştirilen açık uçlu soruların
yanıtları değerlendirilmiştir.

Sonuç olarak, konuyla ilgili yapılan bu araştırma sanat eğitimcilerine rehber olmaya
çalışılmıştır.

3.2. EVREN VE ÖRNEKLEM

Bu araştırmaya 2007-2008 öğretim yılında Bingöl Solhan Hazarşah Yeni Yerşelim


İlköğretim Okulunda karma olarak öğretim gören, 4. ve 5. sınıf öğrencilerinden
oluşmaktadır. 4. ve 5. sınıf öğrencileri toplam 120 kişidir. 4. sınıf öğrencileri 60 kişi
ve iki şubeden oluşmaktadır. 4A sınıfı 31, 4B sınıfı 29 mevcuttan oluşmaktadır. 5.

83
sınıf öğrencileri toplam 60 kişi olup iki şubeden oluşmaktadır. 5A sınıfı 30 kişi, 5B
sınıfı 30 mevcuttur. Bunlardan 55'i kız, 65'i erkektir.

3.3. VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Bu çalışma için, Bingöl Solhan Hazarşah Yeni Yerşelim İlköğretim okulu, 4. ve 5.


sınıf görsel sanatlar dersi öğrencilerine, oyun alanları ve sirk konulu farklı
tekniklerde yaptırılan çalışmalar, üç etkinlik ve dersin sonunda uygulanan bir
anketten oluşmaktadır. Üç farklı etkinlik uygulanmıştır; bunlardan birinci etkinlik
"oyun alanları ve sirkler konusun çizgisel teknikle uygulanması", ikinci etknilik
"oyun alanları ve sirkler konusunun atık malzemeler ile uygulanması", üçüncü
etklinlik ise "oyun alanları ve sirkler konusun puantilist(noktalamacı)" yaklaşımları
ile uygulanmasıdır. Ek1'de bulunan açık uçlu sorular, üç şıktan oluşmakta ve bu
çalışmaların sonunda bütün 4. ve 5. sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Toplam 20
dakika verilerek 120 öğrenciye uygulanmıştır.

Araştırma sürecinde, konuyla ilgili ulaşılabilen her türlü birincil ve ikincil kaynaklar;
kitaplar süreli yayınlar, araştırmalar, internet vb. incelenecek, yabancı dildeki
kaynaklar Türkçe'ye çevrilmiştir. Elde edilen bilgiler değerlendirilmiş, Bingöl
Solhan Hazarşah Yeniyerleşim İlköğretim Okulu öğrencilerine uygulanan oyun
alanları ve sirkler konulu çalışmaların sonucu değerlendirilmiştir.

3.4. VERİLERİN ÇÖZÜMÜ VE YORUMLANMASI

Yapılan araştırmada, konuyla ilgili her türlü kaynak taranmıştır. Kütüphanelere


gidilerek ilgili kitaplara ulaşılmış ve deneysel yöntem uygulamalı araştırma yöntemi
ve tarama tekniği kullanılarak kaynaklar incelenmiştir. Elde edilen veriler
değerlendirilerek gerekli olan bilgiler araştırma kapsamında kullanılmıştır. Gerekli
görülmeyenler araştırma kapsamına dahil edilmemiştir. Uygulamada elde edilen
veriler, öğrencilerin yapmış olduğu resimler ile belgelenmiştir.

84
BÖLÜM IV
BULGULAR

4.1. 10-11 YAŞ GRUBU ÇOCUK RESİMLERİNİN ÖZELLİKLERİ VE


RESİMLERİNDE OYUN ALANLARI VE SİRKLER KONUSUNUN
DEĞERLENDİRİLMESİ

4.1.1. 10 -11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinin Özellikleri

Resim, psiko-pedagojik açıdan çocuğu bize tanıtmaya yarayan bir ölçüt olduğu gibi,
onun zeka kişilik ve yakın çevre özelliklerini yansıtan bir ifade aracı olarak da
büyük bir önem taşır. Her çocuk büyük belirli bir kas olgunluğuna eriştikten sonra,
kağıt üzerinde bir takım çizgi ve figür denemelerinde bulunur. Bireysel zeka ve
kişilik faktörlerinin yanı sıra, çocuğun çevreyle olan etkileşimi ve günlük
deneyimleri, onun çizgisini başka çocuğun çizgisinden ayrılmasını sağlar. Çocuk
bize resmiyle adeta kendisinin bir parçasını yansıtmakta, olaylar hakkındaki duygu
düşünce ve görüş biçimlerini dile getirmektedir. Küçük yaşlarda sözcüklerden daha
güçlü bir anlatım aracı olan resim, bize çocuğun iç dünyası ve büyüme süreci
hakkında önemli bilgiler verir. Çocuğun ben merkezci bakış açısından uzaklaştığını,
geniş bir çevrenin üyesi olduğunun farkına vardığını, resim yoluyla anlayabiliriz.

Bu dönemde resimlerde daha ayrıntılı çizimler ve gerçekçi bir yaklaşım görülür.


Resim konularında kızlar ve erkekler arasında farklılıklar gözlemlenir. Kız çocukları
daha çok bebek resmi, portreler,elbiseler...erkek çocukları ise araba,
gemi,uçak...çizerler. Resimleri beğenmeme, aşırı hassasiyet ve kendini ifade
güçlüğü görülür.

Resim, kolay bir anlatım aracı olması nedeniyle, sınırlı sözcük bilgisine sahip bir
çocuk için, kendisi ile dış dünya arasında iletişimi sağlayan bir araçtır. Resim
çocuğun iç dünyasını keşfetmek için oldukça ideal, projektif bir tekniktir.
Çocukların çoğunluğunun resmi sevmeleri ise bu tekniğin kullanımını
kolaylaştırmaktadır.

85
Çocuğu kolay halde gözlemleme ve tanıma olanağı vermesi açısından, oyun ortamı
gibi resim etkinliğinin de önemi büyüktür. İşte böylesine önemli bir etkinlikte ana-
babanın başlıca rolü, malzeme sunmak ve resim etkinliğine teşvik etmek olmalıdır.

"Bu evrede henüz perspektif kuralları öğrenilmemiş, hareket problemi çözülmemiş,


ışık, gölge, renk, açık koyu ve resim düzleminde üçüncü boyutu yaratma yeterince
gelişmemiştir. Bunların öğrenilmesi okul ve okulun sunduğu öğrenme olanakları,
kültürün sunduğu çeşitli grafik kaynaklar (kitaplar, dergiler, çizgi romanları vb.) ve
en önemlisi öğretmenin etkin öğretimi ile olanaklıdır."80

"İçinde bulundukları bunalımlı durumdan ve çevresinde gelişen olumsuzluk ve


baskılardan çok etkilenirler."81 Bu dönemde, çocuğun çalışmaları eleştirilmemeli,
otoriter davranılmamalıdır. Onu yüreklendirici bir tutum sergilenmelidir.

4.1.2. 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinde Oyun Alanları ve Sirkler


Konusunda Uygulamalar

Bingöl, Solhan, Hazarşah Yeniyerleşim İlköğretim Okulu görsel sanatlar dersinde,


oyun alanları ve sirkler konusu farklı teknikler kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Uygulamalar, 4. sınıflardan 60 ve 5. sınıflardan 60 öğrenci olmak üzere toplam 120
öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Her etkinliğin süresi 2 ders saatidir. Uygulamalar
esnasında; soru-cevap, anlatım ve gösterim öğretim teknikleri kullanılmıştır.
Uygulamalar sonucunda, öğrencilerin başarı durumları konunun amacı
doğrultusunda belirlenen davranışlar kapsamında değerlendirilmiştir.

Her uygulama sonucunda, öğrencilerden bir kısmına yazılı olarak açık uçlu sorular,
bir kısmına da sözlü olarak çalışmaları ile ilgili sorular sorulmuştur. Yazılı olarak
uygulanan açık uçlu sorular ve sözlü soru-cevap tekniği incelendiğinde; yazılı açık
uçlu soruların uygulaması yapıldığında öğrencilerin daha rahat ve özgün cevap
verdikleri görülmüştür. Açık uçlu sorular, her uygulama için 30'ar öğrenci olmak
üzere 120 ayrı öğrenciye uygulanmıştır. Bu sonuçlar değerlendirilirken, sorulara

80
Olcay Tekin KIRIŞOĞLU, Sanat Eğitimi Görmek Öğrenmek Yaratmak, Ankara: Pegem
Yayıncılık, 2002, s.95 -96.
81
ARTUT, Kazım, Sanat Eğitimi, Ankara: Anı Yayıncılık, 2002, s.227.

86
cevap yazanlar üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Diğer öğrenciler bir görüş
belirtmemişlerdir.

Tüm etkinlikler, öğrencilere oyun alanları ve sirkler konusu ile ilgili değişik
etkinlikler yaptırılarak çalışmalara farklı açılımlar kazandırmasına yöneliktir. Oyun
alanları ve sirkler konusunda değişik uygulamalar gerçekleştirmesi, öğrencilerin çok
yönlü düşünebilmesini ve yaratıcılıkların gelişmesini sağlayacaktır. Ders hazırlığı
için bir hafta önceden getirecekleri malzemeler söylenmiştir. Etkinlikler için
araştırma yapılmış ve görseller sınıfa getirilmiştir.

Uygulamalar ile ilgili gerekli güvenlik ve sağlık önlemleri alınmıştır.

4.1.2.1. Etkinlik 1

Konu: Oyun alanları ve sirkler konusunun çizgisel teknikle uygulanması.


Gerekli araç-gereçler: kuru kalem, resim kağıdı (farklı renklerde olabilir), silgi,
cetvel.
Kazanımlar:
1. Oyun alanları ve sirkler konusunu tanır, sözlü olarak ifade eder.
2. Oyun alanları ve sirkler konusu ile ilgili doğaya ve nesneye ilişkin çeşitli bakış
açılarının farkına varır.
3. Çevresindeki örneklerden yola çıkarak merkezi ve simetrik dengeyi fark eder.
4. Öğrenmiş olduğu bilgiler çerçevesinde yaratıcı fikirler üretir.

Öğretim Süreci:
1. Uyaranlar (Motivasyon) ve Bilgiyi Paylaşma:
Öğrencilere konu ile ilgili sorular sorulmuş, getirdikleri malzemelerle neler
yapılabileceği konusunda fikirleri alınmıştır. Oyun alanları ve sirkler konusu ile ilgili resim
ve fotoğraflar gösterilmiştir. İnternetten bulunmuş olan fotoğraflar çocuklara slayt gösterisi
şeklinde izletilmiştir. 19. yy.da oyun alanları ve sirkler konusunda Picasso, Nedim
Günsur ve Monet tarafından yapılmış olan resimlerden örnekler gösterilerek fikir
sahibi olmaları sağlanmıştır. İnternetten bulunan fotoğraflardan da örnekler
gösterilmiştir. Daha sonra ellerindeki malzemeler ile oyun alanları ve sirkler
konusunun çizgisel teknikle nasıl yapılabileceği hakkında bilgi verilmiştir.

87
Öğrencilere, verilen örneklerden yola çıkarak hayal ürünlerini çizgilerle kağıda nasıl
aktaracakları anlatılmıştır. Çizgisel çalışmanın, nesnelerin her ayrıntısının çizgilerle
ifade edildiği bir teknik olduğu öğrencilerle birlikte tanımlanmıştır. Çizgisel çalışma
örnekleri öğrencilere gösterilmiştir. Öğrencilere, yeterince fikirlerini söyleme ve
paylaşma fırsatı verildikten sonra, uygulama yapabilmeleri için araç gereçlerini
hazırlamaları sağlanmıştır.

2. Uygulama:

Bu malzemelerin ders süresince nasıl kullanılacağı açıklanmıştır. Malzemelerin


Kullanımı şöyledir; kurşun kalemle zihnindeki oyun alanları ve sirkleri kağıda çizer.
Çizdiği resmi yine çizgisel olarak kuru boyalarla renklendirir.

Öğrenci çalışması 1

88
Öğrenci çalışması 2

Öğrenci çalışması 3

89
Öğrenci çalışması 4

Öğrenci çalışması 5

90
Öğrenci çalışması 6

Öğrenci çalışması 7

91
Öğrenci çalışması 8

3. Değerlendirme:

Ders süresince öğrenciler gözlemlenmiş, sorulan sorulara cevap verilmiştir.


Çalışma sonunda 30 öğrenciye konu ile ilgili yazılı uygulanan açık uçlu sorulara yer
verilmiştir .
Açık uçlu sorular şöyledir:
1. Yapmış olduğunuz çalışmadan hoşlandınız mı?
2. Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca ulaşabildiniz mi?
3. Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz farklı düşüncelerinizi yazınız.

Çalışma sonunda öğrencilere uygulanan açık uçlu sorular incelendiğinde tamamı bu


uygulamadan hoşlandıklarını, kuru kalem ile yaptıkları diğer çalışmalardan çok
farklı olduğunu ve bu malzemeyi farklı bir şekilde kullanmanın zevk verdiğini
belirtmiştir. 25 tanesi eserini bitirdikten sonra istediği sonuca ulaştığını, 2 tanesi

92
ulaşamadığını belirtmiştir. 16 öğrenci, bu çalışmanın kuru kalem yerine başka
tekniklerle yapılabileceğini, 6 tanesi aynı tekniğin farklı malzemeler üzerine de
uygulanabileceğini önererek yaratıcı fikirler sunmuşlardır. 11 tanesi en çok
boyamayı, 23 tanesi de oyun alanları ve sirkler konusunun diğer resim konularından
farklı olduğunu düşünmüş, sevmişlerdir. Etkinlik süresince, resim dersine ilgi
duymayan öğrencilerin de istekli oldukları ve başarılı sonuçlara ulaştıkları
gözlemlenmiştir.

Öğrenciler derse yeterince ilgi göstermişlerdir. Kuru kalem ile ilgili tanımları ve
görüşlerini ifade etmede istenilen başarıya ulaşılmıştır. Kuru kalem tekniğini farklı
bir şekilde kullanmak dersi daha ilgi çekici ve zevkli hale getirmiştir. Bu malzeme
ile öğrenmiş oldukları yeni bilgiler çerçevesinde yaratıcı fikirler üretmişlerdir.

4.1.2.2. Etkinlik 2

Konu: Oyun alanları ve sirkler konusunun atık malzemeler ile uygulanması.


Gerekli araç-gereçler: Resim kağıdı, yapıştırıcı, makas, kurşun kalem, atık
malzeme (kumaş, jiletin, ip, düğme, kurdele vb. )
Kazanımlar:
1. Atık malzemeyi tanır, sözlü olarak ifade eder.
2. Oyun alanları ve sirkler konusunu atık malzeme ile kağıt üzerine uygular.
3. Atık malzemeleri değerlendirir.
4. Atık malzemelerin farklı alanlarda da kullanıldığını görür.
5. Öğrenmiş olduğu bilgiler çerçevesinde yaratıcı fikirler üretir.

Öğretim Süreci:
1. Uyaranlar (Motivasyon) ve Bilgiyi Paylaşma:

Öğrencilere konu ile ilgili sorular sorulmuş, getirdikleri malzemelerle neler


yapılabileceği konusunda fikirleri alınmıştır. Atık malzemelerin neler olabileceği
öğrencilere sorularak örnek vermeleri istenmiştir. Konu ile ilgili Picasso ve Nedim
Günsur'un yapmış olduğu çalışmalardan ve internetten bulunan sirk fotoğraflarından
örnekler gösterilmiştir. Ellerindeki malzemeler ile bu çalışmasının nasıl
oluşturulacağı konusunda konuşulmuştur.

93
Öğrencilere, yeterince fikirlerini söyleme ve paylaşma fırsatı verildikten sonra,
uygulama yapabilmeleri için araç gereçlerini hazırlamaları sağlanmıştır. Konu, atık
malzemelerle şekil oluşturmaya yöneliktir.

2. Uygulama:

Bu malzemelerin ders süresince nasıl kullanılacağı açıklanmıştır. Malzemelerin


kullanımı şöyledir; elindeki atık malzemeleri makas yardımıyla kesip resim kağıdına
önceden çizmiş olduğu şekil üzerine yerleştirilerek kompozisyonun tamamlanması
sağlanmıştır. Renklendirmede ve kağıt üzerine yerleştirmede dikkat edilecek husus,
renklerin birbirine karışmaması gerektiğidir. Atık malzemeler renk biçimleri
oluşturacak şekilde kağıt üstüne yapıştırılır. Az ve kontrast renklerle çalışılması daha
iyi sonuç verir.

Öğrenci çalıması 9

94
Öğrenci çalışması 10

Öğrenci çalışması 11

95
Öğrenci çalışması 12

Öğrenci çalışması 13

96
Öğrenci çalışması 14

Öğrenci çalışması 15

97
Öğrenci çalışması 16

Öğrenci çalışması 17

98
3. Değerlendirme:

Ders süresince öğrenciler gözlemlenmiş, sorulan sorulara cevap verilmiştir.


Çalışma sonunda 40 öğrenciye konu ile ilgili yazılı uygulanan açık uçlu sorulara yer
verilmiştir.
Açık uçlu sorular şöyledir:
1. Yapmış olduğunuz çalışmadan hoşlandınız mı?
2. Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca ulaşabildiniz mi?
3. Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz farklı düşüncelerinizi yazınız.

Çalışma sonunda öğrencilere uygulanan yazılı açık uçlu sorular incelendiğinde


tamamı bu uygulamadan hoşlandıklarını, farklı uygulamaların dersi daha zevkli hale
getirdiğini belirtmiştir. Öğrencilerden 34 tanesi eserini bitirdikten sonra istediği
sonuca ulaştığını, 4 tanesi ulaşamadığını belirtmiştir. 16 öğrenci aynı tekniğin farklı
malzemeler üzerine de uygulanabileceğini önererek yaratıcı fikirler sunmuşlardır. 9
tanesi en çok makasla kesme aşamasından, 7 tanesi kağıt üzerine yerleştirmekten, 18
tanesi de en son aşaması olan kağıt üzerine yapıştırma aşamasından hoşlandıklarını
belirtmişlerdir.

Etkinlik süresince tüm öğrencilerde meraklı bir bekleyiş gözlemlenmektedir. Atık


malzemeyi boyanın dışında renklendirmede kullanmaları öğrencilerde heyecan
yaratmıştır.

Öğrenciler derse yeterince ilgi göstermişlerdir. Soyut resim ile ilgili tanımları ve
görüşlerini ifade etmede istenilen başarıya ulaşılmıştır. Oyun alanları ve sirkler
konusunun atık malzemelerle yapılması resim farklı olması sebebiyle merak
uyandırıcı hale getirmiştir. Öğrenmiş oldukları yeni bilgiler çerçevesinde yaratıcı
fikirler üretmişlerdir.

4.1.2.3. Etkinlik 3

Konu: Oyun alanları ve sirkler konusunu puantilist (noktalamacı) yaklaşımla


uygulanması.

Gerekli araç-gereçler: Resim kağıdı, yapıştırıcı, renkli elişi kağıtları, delgeç.

99
Kazanımlar:

1. Puantilist (noktalamacı) kavramını tanır, sözlü olarak ifade eder.

2. Elişi kağıtlarını iki boyutlu yüzey üzerine uygular.

3. Elişi kağıtları ile Puantilist yaklaşımının kağıda nasıl uygulandığını öğrenir.

4. Öğrenmiş olduğu bilgiler çerçevesinde yaratıcı fikirler üretir.

Öğretim Süreci:

1. Uyaranlar (Motivasyon) ve Bilgiyi Paylaşma:

Öğrencilere konu ile ilgili sorular sorulmuş, getirdikleri malzemelerle neler


yapılabileceği konusunda fikirleri alınmıştır. Elişi kağıtlarından delgeç yardımıyla
oluşturulan yuvarlak parçaların resim kağıdı üzerine yapıştırılarak oyun alanları ve
sirkler konusunun resmedilmesi amaçlanmıştır. Konu ile ilgili puantilist (noktalamacı)
yaklaşımla Seurat ve Signac adlı sanatçıların resimlerinden birçok örnekler gösterilerek bilgi
sahibi olmaları sağlanmıştır. Ellerindeki malzemeler ile bu çalışmasının nasıl oluşturulacağı
konusunda konuşulmuştur. Öğrencilere, yeterince fikirlerini söyleme ve paylaşma fırsatı
verildikten sonra, uygulama yapabilmeleri için araç gereçlerini hazırlamaları
ağlanmıştır. Öğrenciler kara kalemlerle çizmiş oldukları yerleri renkli elişi
kağıtlarından delgeç yardımıyla çıkartılan yuvarlak parçaları renk uyumuna dikkat
ederek doldurmuşlardır. Yapılacak resmin konusu, serbest olarak belirlenmiştir.

2. Uygulama:

Bu malzemelerin ders süresince nasıl kullanılacağı açıklanmıştır. Malzemelerin


kullanımı şöyledir; elişi kağıtlarından delgeç yardımıyla yuvarlak parçalar
çıkartılmıştır. Resim kağıdı üzerine önceden çizilmiş oyun alanları ve sirkler konulu
resmin üzerine bu yuvarlak elişi kağıtları uygun bir şekilde yapıştırılmıştır.

100
Öğrenci çalışması 18

Öğrenci çalışması 19

101
Öğrenci çalışması 20

Öğrenci çalışması 21

102
Öğrenci çalışması 22

Öğrenci çalışması 23

103
Öğrenci çalışması 24

Öğrenci çalışması 25

104
Öğrenci çalışması 26

Öğrenci çalışması 27

105
Öğrenci çalışması 28

Öğrenci çalışması 29

106
Öğrenci çalışması 30

3. Değerlendirme:
Ders süresince öğrenciler gözlemlenmiş, sorulan sorulara cevap verilmiştir.
Çalışma sonunda 40 öğrenciye konu ile ilgili yazılı olarak uygulanan açık uçlu
sorulara yer verilmiştir.
Açık uçlu sorular şöyledir:
1. Yapmış olduğunuz çalışmadan hoşlandınız mı?
2. Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca ulaşabildiniz mi?
3. Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz farklı düşüncelerinizi yazınız.

Çalışma sonunda öğrencilere uygulanan açık uçlu sorular incelendiğinde 36 tanesi bu


uygulamadan hoşlandığını, 2 tanesi hoşlanmadığını belirtmiştir. Öğrencilerden 33
tanesi eserini bitirdikten sonra istediği sonuca ulaştığını, 2 tanesi ulaşamadığını
belirtmiştir. 13 tanesi, bu çalışmanın farklı boyalarla da yapılacağını belirtmişler, 2
öğrenci atık malzemelerden heykel yapılabileceğini önererek yaratıcı fikirler
sunmuşlardır. 18 tanesi en çok kumaş üzerine resim yapmaktan, Etkinlik sırasında, 2
boyutlu bir obje üzerine resim yapan öğrencilerin zorlanmadığı görülmüştür.

107
Öğrencilerin bir kısmı uygulamayı bitirdikten sonra kendi yaptıkları resimleri nasıl
değerlendirecekleri konusunda konuşmuşlar. Öğrenciler derse yeterince ilgi
göstermişlerdir. Puantilist (noktalamacı) yaklaşım ile ilgili tanımları ve görüşlerini
ifade etmede istenilen başarıya ulaşılmıştır. Puntilist yaklaşımı 2 boyutlu yüzey
üzerine uygulamışlardır. Elişi kağıtlarından delgeç yardımıyla ufak kağıt parçaları
çıkartıp, onları resim kağıdı üzerine yapıştırmaları ilgilerini çekmiştir. Öğrenmiş
oldukları yeni bilgiler çerçevesinde yaratıcı fikirler üretmişlerdir.

4.1.3. 10-11 Yaş Grubu Çocuk Resimlerinde Oyun Alanları ve Sirkler


Konusunun Kullanımının Değerlendirilmesi

İnsanın sanat eğitimini bir bütünlük içerisinde düşünürsek, sanat eğitimini genel
eğitimin bir parçası olarak kabul edilebilir, ancak sanatın bir özgürlük ve bireysel
yaratıcılık olgusu olduğunu dikkate alırsak, sanat eğitiminin kendine özgü çok özel
yasalarının ve ilkelerinin varlığını da kabul etmek zorundayız. Sanat eğitimi, bireyin
tüm ruhsal ve bedensel eğitimi bütünlüğü içinde estetik duygularının geliştirilmesi,
yetenek ve yaratıcık gücünün olgunlaştırılması çabası, sanat eğitiminin anlamına
açık bir görüntü kazandırmaktadır.

Sınıf içi durumlarda yaratıcı davranış geliştirme sanat eğitiminin temelini oluşturur.
Kimi zaman da okullardaki sanat etkinlikleri yaratıcı çalışmalar olarak tanımlanır.
Oysa bazı çalışmalar sadece beceri eğitimine yöneliktir. Sınıf ortamında yaratıcılık
süreç ve ürün olarak ikiye ayrılır. Süreç sonuca giden yolda kişinin bedensel ve
düşünsel çabalarının tümünü kapsar. Yapıtın ortaya çıkışı, sürecin sonuçtan daha
önemli tutulması çocuğun yaratıcı deneyim kazanmasına olanak verir.

Bu bağlamda dördüncü ve beşinci sınıflarda uygulanan etkinliklerde, öğrencilere,


getirecekleri malzemeler önceden söylenerek, bunları, nasıl kullanabilecekleri
konusunda düşünmeleri istenmiştir. Etkinlik günü bu konuda konuşulmuş, fikirler
ortaya sunulmuştur.

1. etkinlik olan " Oyun alanları ve sirkler konusunun çizgisel teknikle uygulanması"
konusu, öğrencinin kuru kalem ile resim kağıdı üzerine yaptığı çalışmalar hayal

108
gücünü geliştirmeye yöneliktir. Öğrenciler, etkinlik süresince oldukça dikkatli ve
ilgili bir şekilde çalışmalarını sürdürmüşler, sonucu sabırsızlıkla beklemişlerdir.

2. etkinlik olan " Oyun alanları ve sirkler konusunun atık malzemeler ile
uygulanması. " konusu, atık malzemelerin iki boyutlu yüzey üzerine uygulanması ile
gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada atık malzemeler kullanılmıştır. Öğrenciler makasla
kestikleri atık malzemeleri uygun yerlere yapıştırılarak resimde istenilen etkiyi
sağlamışlardır. Bu yaşlarda özgün çizimler yapma isteğine sahip olmalarından, konu
serbest olarak belirlenmiştir. Atık malzemelerin değerlendirilmesi öğrencinin ilgisini
çekmiştir. Etraflarındaki başka atık malzemeleri de nasıl değerlendirebilecekleri
konusunda düşünmeleri sağlanarak, öğrencilere farklı bakış açıları kazandırılmıştır.

3. etkinlik olan " Oyun alanları ve sirkler konusunu puantilist (noktalamacı)


yaklaşımla uygulanması " konusu, elişi kağıtlarından delgeç yardımıyla yuvarlak
parçalar çıkartılması, resim kağıdı üzerine önceden çizilmiş oyun alanları ve sirkler
konulu resmin üzerine bu yuvarlak elişi kağıtlarının uygun bir şekilde yapıştırılması
ile gerçekleştirilmiştir.

Tablo 1
İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Öğrencilerinin Oyun Alanları ve Sirkler Konulu
Çalışamalarında, Açık Uçlu Soruların Sonuçları

ETKİNLİKLER TOPLAM
1.Etkinlik 2.Etkinlik 3.etkinlik
SORULAR E H E H E H E H
1. Yapmış olduğunuz çalışmadan hoşlandınız
40 -- 40 -- 36 2 116 2
mı?
2. Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca
25 2 34 4 33 2 92 8
ulaşabildiniz mi?
3. Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz
22 -- 16 -- 13 2 51 2
farklı düşüncelerinizi yazınız.
E: Evet, H: Hayır
Not: 3. açık uçlu soru için, fikir belirtenler baz alınarak sayısal sonuç yazılmıştır.

Etkinlikler sonunda uygulanan açık uçlu sorular incelendiğinde, "Yapmış


olduğunuz alışmadan hoşlandınız mı?" sorusuna 120 öğrenciden 116'sı evet
cevabını vermiştir. Buna göre:
• Farklı etkinliklerin, öğrencileri heyecanlandırdığı,

109
• Sabırsızlıkla çalışmaya başlamak istedikleri,
• Başta isteksiz olan öğrencilerin de, çalışma başladıktan bir süre sonra,
uygulamayı yapmak istedikleri görülmüştür.

Açık uçlu soruya göre, "Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca


ulaşabildiniz mi?" sorusuna 120 öğrenciden 92'si evet cevabını vermiştir. Buna
göre:
• Tüm öğrencilerin atık malzemeleri rahat kullandıkları,
• Tekniği uygulamada hiç zorlanmadıkları,
• Atık malzemelerinin diğer boya tekniklerine göre ucuz ve farklı oluşu nedeniyle
öğrenciler açısından ilgi çekici olduğu görülmüştür.

Açık uçlu soruya göre, "Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz farklı


düşüncelerinizi yazınız." konusunda ise, 1. etkinlik için:
• 25 tanesi eserini bitirdikten sonra istediği sonuca ulaştığını,
• 16 öğrenci, bu çalışmanın kuru kalem yerine başka tekniklerle yapılabileceğini,

2. etkinlik için;
• 34 tanesi eserini bitirdikten sonra istediği sonuca ulaştığını
• 16 öğrenci aynı tekniğin farklı malzemeler üzerine de uygulanabileceğini

3. etkinlik için:
• 36 tanesi bu uygulamadan hoşlandığını,
• 33 tanesi eserini bitirdikten sonra istediği sonuca ulaştığını
• 13 tanesi, bu çalışmanın farklı boyalarla da yapılacağını belirtmişler

Cevaplar incelendiğinde, öğrencilerin çoğunluğunun üretim aşamasından


hoşlandıkları görülmüştür. 1. ve 2. etkinlikte ise ortaya çıkacak ürün önceden
kestirilemediğinden, sonuç aşaması merak uyandırmıştır.

Tüm bu etkinliklerin ortak amacı, öğrencinin bakış açılarını geliştirmek ve yaratıcı


fikirler üretmelerini sağlamaktır. Çağdaş eğitim sistemimizin amacına uygun olarak,
oyun alanları ve sirkler konusunun ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileri için farklı
oluşu, klasik yöntem tekniklerin dışında onların bireysel ve gelişim düzeyi açısından

110
yararlı olması amaçlanmıştır. Klasik resim konularından çok farklı ve birebir hayal
gücüne dayalı olan oyun alanları ve sirkler konusu, çocukların ilgisini çekmek ve
dersi zevkli hale getirmek amaçlı düşünülmüştür.

Yaratıcılık bağlamında 3. soru incelendiğinde, 120 öğrenciden 50 tanesi öneride


bulunmuştur. Bu sayının daha da artması ve daha değişik düşünceler kazanmaları
için dersler farklı, çeşitli uygulamalar ve yöntemlerle gerçekleştirilmeli, öğrencilere
soru-cevap ve beyin fırtınası öğretim teknikleri kullanılarak yeteri kadar fikirlerini
söyleme fırsatları sunulmalı ve bunun için daha çok zaman ayrılmalıdır. Böylece
hem derse aktif katılacaklar hem de kendilerini daha çok ifade edebilecek ve olaylara
bakış açıları genişleyecektir.

111
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1. SONUÇ

Piaget: 6-12 yaş dönemini somut işlemler dönemi olarak adlandırmaktadır. Somut
işlemler dönemi soyut düşünme ve işlem öncesi düşünme arasında bir geçiş dönemi
olarak yer alır. Piaget'e göre bu dönemde çocuk yeni ve son derece etkin zihinsel
beceriler geliştirir.

Mantıksal düşünmenin başladığı bu dönemde, problemlerin çözülmesi somut


nesnelerle, şimdi ve burada gibi anlık durumların olmasına bağlıdır. Soyut olan, elle
tutulup, gözle görülmeyen işlemler yapılamaz. Bu bağlamda, bu dönem çocuklarının
soyut düşünme becerilerini geliştirmek için bilimsel ve sanatsal etkinliklere önem
verilmelidir. "Bilim ve sanat, yaşamı güzelleştiren en soylu ve en anlamlı
etkinliklerin kaynağıdır."82

Sanat eğitiminin her kademesinde yürütülecek çalışmalar, öğrencilerin yaratıcı


düşünce güçlerini ortaya çıkaracak, onları kalıplara sokmayacak, özgürce kendilerini
ifade edebilecekleri şekilde olmalıdır. Temel amacı, çocuğu görmeye, araştırmaya ve
yaratıcı düşüncelerini geliştirmek amaçlı olmalıdır.

Bu nedenle oyun alanları ve sirkler konusunun ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileri


için farklı oluşu, klasik yöntem ve tekniklerin dışında onların bireysel ve gelişim
düzeyi açısından yararlı olacağı düşünülmüştür. Klasik resim konularından çok farklı
olarak, hayal gücünü geliştirmek ve dersi zevkli hale getirmek amacı güdülmüştür.
Oyun alanları ve sirkler konusu ve uygulamalarına göre hazırlanan bu tezde, 4. ve 5.
sınıf öğrencilerinin farklı malzemelerle gerçekleştirdikleri sanatsal etkinliklere yer
verilmiştir.

82
Aydın AYHAN, Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi, Ankara: An Yayıncılık, 1999, s.39 - 40.

112
Çocuklara gösterilen resimlerin orantısal çoğunluklarını incelersek: Öğrencilerin
%40'i salıncak, %20'sirk çadırı, %15'i dönme dolap, %10'u da dağ yapmıştır. En
fazla da Nedim Günsur'un çalışmalarından ve fotoğraflardan etkilenmişlerdir.

Yaratıcılıklarının ve farklı düşünme biçimlerinin geliştirilmesi amaçlanmış, elde


edilen veriler değerlendirme bölümünde analiz edilmiş ve yorumlanmıştır.

"Yaratıcı süreçte, yenilik, özgünlük, kural dışılık, değişik olma gibi özellikler
bulunacağı gibi, tüm bu niteliklerin gene de belli bir uyum içinde olması
gerekmektedir."83 Çocuklar, çizimi, boyamayı, karalamayı bir oyun olarak görürler.
Gerçekçilik dönemi içerisinde olan çocuklarda görülen en büyük değişim
çizgilerinde ayrıntıların oluşmaya başlamasıdır. "Artık insan vücudunun ya da
nesnelerin boyutları biraz daha gerçekçidir. Bu bağlamda, sanat eğitimi ile, çocuğun
bilişsel, duyuşsal ve toplumsal gelişiminin olumlu yönde geliştirilmesi
gerekmektedir."

"Sanat eğitimi yöntemi öğretmen öğrenci birlikteliği içinde yürütülen düşünsel,


duygusal, görsel ve bedensel katılımın yer aldığı etkinlik sürecidir."84 Etkinlikler
kapsamında uygulamalı çalışmalar sonucu, öğrencilerin oyun alanları ve sirkler
konusunun farklı olduğu ve dersi zevkli bir şekilde işledikleri, verilen kavram ve
bilgileri yeterli ölçüde aldıkları ve çalışmalarına yansıtabildikleri görülmüştür.

Etkinlikler sonucunda uygulanan yazılı anketlerde, kendini ifade etmede oldukça


başarılı olmuşlardır. Farklı fikir olarak, genelde ilk akla gelen düşünceler ortaya
konmuş, şaşırtıcı cevaplar verildiği gözlenmemiştir. Bu tez kapsamında, oyun
alanları ve sirkler konusuyla ilgili uygulamalar, ayrıntılı biçimde incelenmiştir. 10-11
yaş dönemi çocuklarının oyun alanları ve sirk konusundan hoşlandıkları, severek
resmettikleri gözlemlenmiştir.

83
İnci SAN, Sanat ve Eğitim, Ankara: Ütopya Yayınevi, 2004, s.15.
84
Ayşe ÖZEL, "Sanat Öğretimi Deneyimlerinde Yeni Yaklaşımlar", II. Sanat Eğitimi
Sempozyumu, Ankara: Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, 28 – 29 – 30 Nisan 2004, s.53.

113
5.2. ÖNERİLER

Sanat eğitimi, güzel sanatların tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve
okul dışı yaratıcı eğitimidir. Sanat eğitiminin amacı, yapılmış olanları yineleyen
değil, yeni şeyler yapabilme yeterlilikleri olan insanları yetiştirmektir.

10-11 yaş grubu öğrencileri için oyun alanları ve sirkler konusu, alışılagelen resim
konularından farklı olması nedeniyle, çocuklar için yaratıcı ve hayal güçlerini
geliştirici niteliktedir. Aynı konunun farklı malzemelerle yapılıyor olması,
öğrencilerin kendilerini özgür hissedeceği bir ortam yaratmaktadır. Bu yüzden
seçilen konuların, çocuk tarafından ilgi görmesi gerekmektedir. Oyun alanları ve
sirkler konusunun farklı olması açısından görsel sanatlar dersi için yararlı olacağı
düşünülmüştür.

Derse duyulan ilginin arttırılması için örnekler gösterilmeli, ancak kendi yapacakları
çalışmaların sonuçları konusunda merak uyandıracak anlayış da kullanılmalıdır.
Oyun alanları ve sirkler konusu, somut dönemde olan 10-11 yaş dönemi
çocuklarının, soyut döneme geçişinde kolaylık sağlayacaktır. Bu konu, soyut dönem
çocuklarının çalışmalarına daha uygun olmasına rağmen, somut dönemdeki
çocuklara uygulatılması hayal güçlerini geliştirilmesi açısından büyük yarar
sağlayacaktır.

Çalışmalarla ilgili resimler tamamen gösterilmemeli, fakir sahibi olmaları için


kullanılmalıdır. Çünkü somut işlemler dünemindeki çocuklar, bu gösterilen resimleri
birebir yapma çabası içerisine girmekte, gördükleri şeyleri beyninde fotokopi gibi
kaydedip resmetmektedirler. Bunun engellenmesi için, öğretmenin gösterdiği kaynak
ve resimler, ip ucu verecek şekilde, gündelik hayattan örnekler verilerek işlenmelidir.
Etkinlikler soru- cevap şeklinde öğrenci ile birlikte değerlendirilmelidir.

Öğrencilere değişik uygulamalarla etkileyici sonuçlara varabilecekleri öğretilmelidir.


Kullanılan öğretim yöntem ve teknikleriyle dersler işlenmeli, öğrenci ile birlikte
şekillenmelidir. Tüm öğrencilerin derse aktif katılmaları sağlanmalıdır. Konuyla
ilgili projeler hazırlanarak, öğrencinin edindiği bilgi birikimini hayata geçirmesi

114
sağlanmalıdır. Öğretmen yapılan çalışmaları kontrol ederek, yapıtları hakkında
çocuklarla konuşmalıdır.

Çocukların çalışmalarının sergilenmesinden haz duydukları göz önüne alınarak


eserlerinin segilenmesine önem verilmelidir.

115
KAYNAKÇA

ANTONOVA, Irina., Old Masters Impressionists and Modern Franch


Masterworks from the State pushlein Museum: Yale University Pres,
Moskow.

ARTUT, Kazım., "Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri'', Ankara: Anı


Yayıncılık, 2001.

ARTUT, Kazım, Sanat Eğitimi, Ankara: Anı Yayıncılık, 2002.

ATAÖV, Türkkaya., Eşref Üren: Türkiye İşbankası Yayınları, Ankara, 1986.

AYAN, Aydın Nedim., Günsur Retrospektif Sergisi: Türkiye İş Bankası Kültür


Yayınları, İstanbul, 2006.

AYHAN, Aydın., Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi, Ankara: An Yayıncılık, 1999.

BALCI Y. Baytekin - SAY Nuran, Temel Sanat Eğitimi, İstanbul: Ya-pa


Yayıncılık, 2002

BALTON, Linda., The History and Techniquies of The Great Masters: Chartwell
Books Inc., 1989.

BAŞARAN, İbrahim Ethem., Eğitim Psikolojisi, Modern Eğitimin Psiklojik


Temelleri, Gül Yayınları, Ankara, 1992.

BAZIN, Germain, Manet Empresyonistler: Başkan Yayınları, İstanbul, 1985.

BERGER, John., Picasso'nun Başarısı ve Başarısızlığı, Metis Yayınları, İstanbul,


2003.

BERK Nurullah– TURANİ, Adnan., Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi, Tiglat
Sanat Galerisi, 1981.

116
BERK, Nurullah – KOLOĞLU, Orhan., Fikret Mualla Hayatı, Sanatı, Eserleri,
Milliyet Yayınları Sanat Kitapları,Dizisi: 3, Ekim 1971.

BULUT, Ümran., "Resim Öğretmenliği Lisans Programında Alan Bilgisi


Derslerinin İşlevselliği", X. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Cilt 1, Bolu:
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 7 – 9 Haziran 2001.

Büyük Ressamlar Monet: Boyut Yayınları, İstanbul, 2008.

COŞKUN Rıdvan, "Resimde Zaman Kavramı" Anadolu Üniversitesi yayınları,


Eskişehir, 1999.

CRESPELLE, Jean – Poul., Monet The Master Work, Portland House, 1998.

CÜCELOĞLU, Doğan., İnsan ve Davranışı: Remzi Kitapevi, İstanbul, 1993.

DENVIR, Bernard., Toulouse Lautrec, Thames and Hudson Ltd, London, 1991,
s.167

EDGÜ, Ferit., Fikret Mualla Dostlarına Mektuplar, YKY, 1995.

EDGÜ, Ferit., Fikret Mualla'nın Hayvanat Bahçesi, P Dergisi, Güz 2001 sayısı.

EYÜPOĞLU, Bedri Rahmi., Delifişek: Bilgi Yayınevi, 1975.

GİRAY, Kıymet., İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonundan


Örneklerle Manzara: Türkiye İş Bankası Yayınları, 1998.

GİRAY, Kıymet., Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu: Tirkiye İş Bankası


Kültür Yayınları.

GOMBRICH, E.H., Sanatın Öyküsü: Remzi Kitabevi, İstanbul,2004.

Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim Klavuzu, Ankara: T.C. M.E.B.
İlköğretim Genel Müdürlüğü, 2006.

GROWE, Bend, Edgar Degas 1834 – 1917: Benedikt Taschen, 1994.

117
GÜL, Gülbahar., Gelişim ve Öğrenme, 2000.

HAUTECOEUR, Lais., Georges Seurat, Empresyonistler: Başkan Yayınları,


Istanbul 1980.

HERBERT, Robert L., Impressionism Art Leisure & Parisian Society: Yale
University Pres, Italy, 1988.

HOLL, Douglas., Klee: Phaidon Pres Inc., 1992.

İlköğretim Okulu Resim-İş Programı 4-5-6-7-8, İstanbul: M.E.B. Yayınları, 2000.

JEENNISGS, Guy., Renoir, The History and Techniques of The Great Masters:
Chartwell Books Inc., 1988.

KETTERER, Roman Norbert., E.L.Kirchner Drawings and Pastels, Alpine Fine


Arts Collection Ltd. Publisher of Fine Arts Books, London, 1979.

KIRIŞOĞLU Olcay Tekin, Sanatta Eğitim: Pegema Yayınları, Ankara.

KIRIŞOĞLU, Olcay Tekin., Sanat Eğitimi Görmek Öğrenmek Yaratmak,


Ankara: Pegem Yayıncılık, 2002.

KORKMAZLAR, Ümran., Ana-Baba Okulu: Remzi Kitapevi, 1995.

LYNTON, Nobert., Modern Sanatın Öyküsü: Remzi Kitabevi, Ankara, 1982.

MAKARIUS, Michel., Chagall, Translated by Jane Brenton: Studio Edition,


London, 1992.

NOFFETT, Charles S., Impressionist and Post Impressionist Painting, The


Metropolite Museum of Art: Abradale Press Inc., 1991.

ÖZDEN, Yüksel., Öğrenme ve Öğretme: Pegem A. Yayıncılık, Ankara, 2005.

ÖZEL, Ayşe., "Sanat Öğretimi Deneyimlerinde Yeni Yaklaşımlar", II. Sanat


Eğitimi Sempozyumu, Ankara: Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, 28
– 29 – 30 Nisan 2004.

118
ÖZSEZGİN, Kaya, Türk Ressamları Eşref Üren, Milliyet Sanat Dergisi Eki,
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kitaplığı

ÖZSEZGİN, Kaya, Türk Ressamları Nedim Günsur, Milliyet Sanat Dergisi Eki,
Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Kitaplığı

PARSONS, Thomas., & Iain GALE., Post Impressionism The Rise of Modern Art
1880-1920: Studio Edition, London.

Patrick BADE,Renoir:Studio Editions,London,1989.

Peter H. FEIST, French Impressionism 1860 – 1920: Benedikt Taschen, 1985.

Picasso: Boyut Yayıncılık, İstanbul, 2008.

Post Impressionizm, Cross – Currents in European Painting, Royal Academy of


Arts, London,1979.

RICHART, Lionel., Expresyonizm Sanat Ansiklopedisi: Remzi Kitapevi,İstanbul,


1991.

RISER, Constance Naubert –Klee: Studio Edition, London, 1992.

RONA, Zeynep., Namık İsmail: Yapı Kredi Yayınları, 1992.

SAN, İnci., "Çocuğun ve Gencin Sanat Eğitimi", Ulusal Kültür Dergisi, Ankara,
1979.

SAN, İnci., Sanat ve Eğitim, Ankara: Ütopya Yayınevi, 2004.

SAN, İnci., Sanatsal Yaratma ve Çocukta Yaratıcılık: Türkiye İşbankası Kültür


Yayınları, Ankara, 1979.

SERULLAZ, Maurice., Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi: Remzi Kitabevi,


İstanbul, 2004.

TANSUĞ, Sezer., Çağdaş Türk Sanatı: Remzi Kitap Evi, İstanbul, 1996.

TANSUĞ, Sezer., Halil Paşa, Yapı Kredi Yayınları, 1983.

119
TUNALI, İsmail., Felsefenin Işığında Modern Resim: RH+ Sanat Yayınları, Antik
Sanat Eserleri, İstanbul,2003.

TURANİ, Adnan., Dünya Sanat Tarihi: Remzi Kitabevi, İstanbul, 2005.

WALTHER, Ingo F., Pablo Picasso 1881-1973: ABC Kitabevi Yayın ve Dağıtım
A.Ş., İstanbul, 1997.

WIEGAND, Wilfried., Pablo Picasso,cev. Canan DÖVENLER. Alan Yayıncılık,


İstanbul,1985.

WİLDENSTEIN, Daniel., Claude Monet, Empresyonisler: Başkan Yayınları,


İstanbul 1980.

YAVUZER, Haluk., Doğum Öncesinden Ergenlik Sonuna Çocuk Psikolojisi:


Remzi Kitapevi, 1987.

Yurt Gezileri ve Yurt Resimleri 1938 – 1943, Milli Reasürens, Taş, 1998.

İnternet Kaynakları

http://69.57.134.83/~artists/turkish/elestri_det.php?recordID=2

http://site.mynet.com/halilss/mavi_donem.htm

http://www.kadikoysanat.com/main/links.asp?link_ID=61

http://www.sanalmuze.org/koleksiyon/content.php

Empresyonizm; http://www.wetcanvas.com/Museum/Impressionists/, 2003.

120
EKLER

EK 1. ETKİNLİKLER SONUNDA UYGULANAN AÇIK UÇLU SORULAR

1. Yapmış olduğunuz çalışmadan hoşlandınız mı?

………………………………………………………………………………………………

2. Eserinizi bitirdikten sonra istediğiniz sonuca ulaşabildiniz mi?

………………………………………………………………………………………………

3. Bu çalışmaya ek olarak, önerebileceğiniz farklı düşüncelerinizi yazınız.

………………………………………………………………………………………………

………………………………………………………………………………………………

………………………………………………………………………………………………

121

You might also like