Professional Documents
Culture Documents
Kirgiz Di̇l Bi̇li̇mi̇nde Edat Konusu
Kirgiz Di̇l Bi̇li̇mi̇nde Edat Konusu
E-ISSN: 2342-0251
DOI Number: http://dx.doi.org/10.29228/ijla.43837 Article History:
Research Article Received
28/05/2020
Accepted
Volume 8/4 September 2020 28/07/2020
p. 135/144 Available online
24/09/2020
Seda GÖKER1
Öz
Milletlerin hissettikleri duygular ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Kırgızistan ile Türkiye coğrafi
konumları uzak ülkeler olarak görünseler de gerek dil gerekse gönül bağı açısından yakın “kardeş”
ülkelerdir. 1930’lu yıllarda Sovyetler Birliği altında yaşayan Kırgızlara ve Türk boylarına Rus kökenli
Türk alfabesi getirilmiştir. Bu yaptırım Türk ulusları arasındaki anlaşmaları, eser aktarmalarını
hayli zorlaştırmıştır. Bir milletin dilini değiştirmek, o milletin kimliğini değiştirmek ile eşdeğerdir.
Kırgız Türkçesi ve Türkiye Türkçesi özellikle alfabe olarak uzak görünseler de çeviriler göz önünde
bulundurulduğunda bir hayli yakın diller oldukları görülmektedir. Bu çalışmada Kırgız Türkçesine
ait çocuk masallarından biri olan Kımça Bel Kumurskalar’da geçen edatlar ele alınmıştır. Kımça Bel
Kumurskalar, Aydarbek Sarmanbetov’un kaleme aldığı güzide bir eserdir. 1989 yılında kaleme
alınan bu eser, bünyesinde on altı küçük hikâye barındırmaktadır. İçinde Türklere ait mitolojik
unsurlar bulundurması sebebiyle önem arz etmektedir. Edatlar, sözcük türleri içinde yardımcı
sözcük grupları içinde yer alırlar. Fiil, isim ve isim soylu sözcüklerle birlikte kullanılırlar ve yalnız
bir anlam ifade etmeyen fakat yanlarına bazı kelime yahut kelime grupları geldiği zaman anlamları
olan kelimelerdir. Bir dilde kullanılan kelime gruplarının yerli ya da yabancı kökenli olmaları o dil
için önemlidir. Çalışmada bu eser taranarak edatlar bulunmuş, Türkçe karşılıkları ve daha iyi
kavranılması açısından o edata ait örnekler verilmiştir.
Abstract
The connection between the feelings felt by self-nations and the language. Although Kyrgyzstan and
Turkey appear to be distant countries due to their geographical location, they are “close brother”
countries in terms of language and heart connection. The Turkish alphabet of Russian origin was
introduced to the Kyrgyz and Turkish tribes living under the Soviet Union in the 1930s. This
sanction made the agreements between the Turkish Nations and the transfer of Works very difficult.
Changing the language of a nation is tantamount to changing the identity of that nation. Although
Kyrgyz Turkish seems to be far from alphabetical in particular, when the translations are taken into
account, they are very close languages. One of the children’s tales belonging to Kyrgyz Turkish,
Kımça Bel Kumurskalar, the last prepositions were discussed in this study. Kımça Bel Kumurskalar
is a distinguished work written by Aydarbek Sarmanbetov. Written in 1989, it contains sixteen small
stories. It is important because it contains mythological elements belonging to the Turks.
Prepositions are included in the auxiliary word that or phrase comes to them. It is important for a
group of words used in a language to be of native or foreign origin. This work was scanned and found
prepositions. In terms of their Turkish counterparts and better understanding, Examples belonging
to that preposition were given.
GİRİŞ
Dil, insanoğlunun yaradılışından itibaren isteklerini beyan etmek için kullandığı bir
sistemdir. Dili kullanmamızın dışında vücudumuzdaki bazı organlarla da isteklerimizi
belirtebiliriz fakat dil en muazzam anlatma aracıdır. “Dil olmasa düşünce ve duygu
gelişmezdi, insan topluluğu ilerlemez, bir medeniyet yaratamazdı” (Banguoğlu, 2011: 10)
Yaşayan bir varlık olan dil bazı zamanlarda çeşitli değişiklikler ve gelişmeler yaşar. “Dil,
canlı bir varlıktır” (Ergin, 2013: 4). Dil, yaşayan bir varlık olduğundan özellikle milletlerin
başka milletlerle olan münasebetinden dolayı oldukça köklü değişikliklere maruz
kalmaktadır. Buna ek olarak bulunulan coğrafyanın, kültürün, dinin, teknolojinin ve
daha birçok etkenin dilin değişimine etkisi vardır.
Araştırmacıların çoğu, dil kabiliyetinin sadece insana has bir haslet olduğu
kanaatindedirler. Diğer canlıların da insanlardan farklı olarak kendilerine özel iletişim
sistemleri vardır. “Diğer canlı türlerinin de iletişim sistemleri vardır; onlar da kendi
türleriyle veya diğer varlıklarla ilişkilerini beş duyuları ile kurarlar. Koklaşırlar,
tatlaşırlar, sesleşirler, dokunuşurlar ve görüşürler; hatta onlar, tıpkı insanlar gibi,
iletişim kurarlarken de beden dilinden de yararlanmaya çalışırlar; ama onların dili,
insanın kullandığı dilden farklıdır” (Karaağaç, 2013: 105-106).
“Kırgız edebiyatı bu günlere gelene kadar çeşitli ve hayli sıkıntılı aşamalardan geçmiştir.
Bağımsızlığını kazanana kadar çoğu şeyi kaybetmişlerdir. Savaş zamanlarının Kırgız
edebiyatında işlenen temel konularda köklü değişiklikler olur. Bu yıllarda işlenen temel
konu elbette “savaş” temalıdır. Kırgızistan topraklarını müdafaa etmek, vatan savunması
yapmak ve halka vatan sevgisi aşılamak amacıyla yazarlar ve şairler seferber olup
kalemlerini pusatları gibi kullanırlar” (Özgen, 2014: 155).
“Kırgız Türkçesi hakkında araştırmacılar ‘Kırgızca Türkçenin bir lehçesidir.’ biçiminde bir
ifade kullanmaktadırlar” (Gümüş, 2010:9). Kırgız Türkçesi ve Türkiye Türkçesi büyük
oranda benzerlik gösteren lehçelerdir ve kullanılan kelimelerin çoğu aynıdır. İki toplum
her ne kadar uzak coğrafyalarda olsalar da gönül coğrafyasında birbirine dost değil
kardeş ülkelerdir. Bu sebeple lehçeler arası eserlerin aktarımlarına özen gösterilmelidir.
Yazılı edebiyatın olmadığı bütün tarihleri boyunca, Kırgızlar, büyük bir sözlü edebiyat
geleneği meydana getirmişlerdir. Destanlar, Kırgız edebiyatının başlıca türüdür.
Destanların yanında ise eski âdetlerle hayat pratikleri hakkındaki şiirler, bilmeceler,
atasözleri, hikâyeler, masallar ve efsaneler Kırgız folklorunun diğer örnekleridir. Kırgız
Türklerinde anlatmaya dayalı sözlü edebiyat ürünlerinden masal ve destan için ‘‘comok’’
ve ‘‘cöö comok’’ terimleri kullanılmaktadır. Bu kavramlar Kırgız sözlü edebiyatında farklı
şekillerde tanımlanmıştır. Kırgızca-Türkçe Açıklamalı Sözlükte “comok” kelimesi bu
şekilde tanımlanmıştır: “ЖОМОК (COMOK): 1. Kafadan atılan, hâdiseleri mübalâğalı,
hayal ürünlü biçimde gösterilip beyan biçiminde söylenen halk eseri. 2. Gerçeğe
benzemeyen, her çeşit mübalâğalı beyan, söz. 3. Halka belli olup çok konuşulan, yayılan
söz, hâdise, haber” (s. 1030). Söz konusu eserde “cöö comok” kelimesi ise bu şekilde ifade
edilmiştir: “Cöö comok - kişilerin kamuda birbirine olan münasebetini, bakışını, fikir
düşüncesini kara söz ya da nesir biçiminde beyan eden masaldır. Cöö comok aytuu =
Masal anlatmak” (s.1057). Çankaya, Kırgız Sözlüğünde “comok” ve “cöö comok”
kelimelerin ikisini de “masal” olarak tanımlamıştır: “comok “masal”, comok ayt- “masal
okumak/anlatmak”, comok aytkan kişi “masalcı”; cöö comok “masal” (Çankaya, 2014:
202, 204). Yudahin’in Kırgız Sözlüğünde “comok” “kahramanlık destanı, bu kabilden
bir eser; cööcomok “masal”; comokçu “masalcı, hikâyeci”; comokto- fiili “anlatmak,
hikâye söylemek”; comoktol- fiili “masala mevzuu olmak, masallarda tasvir edilmek”;
comoktoo ise “masal şeklinde tasvir ve anlatma” olarak verilmiştir. Kırgızlar hem masal
için hem de destan için “comok” terimini kullanmaktadırlar. Yalnız comok kavramının
hem destanı hem masalı, “cöö comok” kavramının da sadece masalı karşıladığı
görülmektedir.
“Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi” adlı eserinde Korkmaz, edatların tanımını şöyle
yapmıştır: “Edatlar, yalnız başlarına anlamları olmayan, ad ve ad soylu kelime ve kelime
gruplarından sonra gelerek anlam bakımından bunlarla sıkı sıkıya bağlı bulunan, gramer
bakımından onlara hâkim olan ve eklendikleri kelimeler ile cümlenin öteki kelimeleri
arasında çeşitli anlam ilişkileri kuran sözlerdir” (2014: 895).
açısından edatlar, anlam taşıyan söz türleri gibi, söz hazinesi (leksika) anlamına sahip
sözlerdir. Dilin gelişmesi neticesinde söz hazinesi anlamında kullanmakla birlikte her tür
ek anlam belirtmek için de kullanılmaya başlarlar. Bu sebeple edatların bir grubu söz
hazinesindeki ilk anlamlarını tamamen kaybetse de (örneğin: (deyin) kadar, (çeyin) kadar,
(sayın) her, (tuuraluu) yaklaşık vb), bazıları söz hazinesi anlamıyla birlikte gramatik
anlamda da kullanılırlar. Örneğin, sonundan bastı (zarf); son sene (sıfat); tek başıma
kaldığımdan dolayı işten sonra geleceğim (edat). Burada son o ilk zamanda kullanılan
anlamıyla birlikte gramatik anlamda da gösterilir. Bunların bazıları isimden dolayı ortaya
çıkar: ile, hakkında, boyunca vb; bazılarının kökleri fiillere kadar gider: (karay) doğru,
(karaganda) göre, (karata) üstüne/hususuna vb. İşte buna benzer olgu edatların anlam
veren kelimelerden geldiğini, kanıtlamaya tanıktır.” (Kudaybergenov, 1980: 429-482).
Edatlar yalnız kullanıldıkları zaman herhangi bir mânâsı olmayan, mânâları olan
kelimeler yahut kelime gruplarıyla kullanıldıkları zaman dil bilgisi görevi üstlenebilen
kelimelerdir. (Buran ve Alkaya, 2017: 371)
Kımça Bel Kumurskalar adlı masalda geçen edatlarla ilgili olarak; (A/B/C): Temsilî A
masal harfini, B sayfa numarasını, C ise satır numarasını temsil etmektedir.
Aydarbek Sarmanbetov’un eserleri; Türk, Çin, Azerbaycan, Rus, Kazak, Uygur, Türkmen,
Tatar ve diğer dillere çevrilmiş, edebî dergilerde yayınlanmıştır.
Bir yazar olarak, Türk Halklarının Uluslar arası Mahmud Kaşgarî Ödülü (2008, 2012),
Kazakistan’ın “Sonsuz Dostluk” Ödülü (2009), TÜRKSOY’un Altın Madalya’sının (2014) ve
M. Gaparov adındaki Cumhuriyet Edebiyat Ödülü ve bunun gibi ödüllerin sahibidir.
Gazetecilikte ise “Manas-1000” madalyasının, BM, UNDP programlarının, parlamento,
İçişleri Bakanlığının, Kıdır Ake vb. birçok ulusal yarışmaların galibidir.
Kımça Bel Kumurskalar adlı eser 1989 yılında Aydarbek Sarmanbetov tarafından kaleme
alınmıştır. Çalışılan eser 1991 basımlı bir eserdir. Eser, ana kahraman Kımça Bel’in dar
ve kapkaranlık bir yerden çıkmasıyla başlamaktadır. Burada “dar” ve “kapkaranlık” bir
yer esareti, bağımsızlığa kavuşma isteğidir. Masalın başlarında Kımça Bel adlı karıncanın
kapkaranlık bir yerden çıkıp aydınlık bir yere doğru gitmesi, eserin 1991 yılında
yayımlanması ve bu yılın Kırgızistan’ın bağımsızlık tarihi olması oldukça manidardır.
Ayrıca yazar masalda karıncaları; kara karıncalar ve kızgıl “kızıl” karıncalar olmak üzere
ikiye ayırmıştır. Kara karıncaların Kırgız halkını, kızıl karıncalar ise Sovyetleri temsil
eder. Eserde “ad koyma” motifi işlenmiştir. Karıncalar ad koyulması için yarışa
girmektedir. Ad koyma motifi Türk Edebiyatının en mühim eserlerinden biri olan Dede
Korkut’ta Dirse Han Oğlu Boğaç Han hikâyesinde de görülmektedir. Masalın devam eden
kısmında “boynuna zincir takmak”, tutsak etmek”, “düşman eline düşüp esir olmak”
sıkça geçmektedir. Kırgız Türklerinin diğer tüm Türklerde olduğu gibi esir düşmek, başka
kimselerin emri altında yaşamak en korkulu rüyasıdır ve Türkler esir düşmektense
ölmeyi tercih etmektedirler. Masalda bahsedilen Umay Ene ve Ulukman Ata huzurunda
toplanılan yüce şahsiyetlerdir. Umay; Türk mitolojisinde ana tanrıçadır. Masalda Umay
Ana adlı karakterden bahsedilmesi kadınların Türk halklarındaki öneminin
büyüklüğünden kaynaklanmaktadır. Ulukman Ata ise ‘bilge’ bir yaşlıyı temsil etmektedir
ki Kuran’da da Hz. Lokman örnek bir şahsiyet olarak takdim edilir. Burada “Umay Ene”
ve “Ulukman Ata” kullanılarak bir Türk-İslam sentez örmeği gösterilmektedir. Eserde
“aksakal” diye hitap edilen bir yaşlı vardır bu da Kırgız kültüründe bir nevi akıl hocasıdır
ve bu insanlar yaşanmışlıklarından kaynaklanan tecrübeye sahiptir, geçerli nasihatler
verirler. İnsanlar “aksakal”ların sözlerine riayet etmektedirler. Eserde rastlanılan “Ay
Alınlı Güzel”, Türk destanlarındaki kahramanların ve destanlarda geçen kadınların ay’a
benzetilmesini anımsatmaktadır zira ışık Türk Mitolojisinde önemli bir yere sahiptir.
Masal her ne kadar çocuk masalı gibi düşünülse de masalda birlik, dayanışma ve
bağımsızlık için daima savaşa hazır bir toplumu yansıtmaktadır.
“Kımça Bel Kumurskalar” adlı masal kitabı on altı küçük masaldan oluşmaktadır.
Bunlar; Algaçkı Kün (İlk Gün), Kaçuu (Kaçış), Keŋ Kökürök (Engin Yürek), Capayı Aarı
(Yabani Arı), Sabak (Ders), Kara Kankor (Kara Cesur), Kart Kumurska (Yaşlı Karınca), Ant
Berüü (Yemin Etmek), Kezdeşüü (Karşılaşma), Olco (Ganimet), Cetilüü (Olgunlaşma),
Koogalaŋdu Kündör (Kargaşalı Günler), Calgızdık (Yalnızlık), Tutkunda (Esarette),
Ayıgışkan Karmaş (Şiddetli Çatışma), Cooker Kımça Bel (Asker İnce Bel)’dir.
1989 yılında kaleme alınan ve 1991 baskı tarihli eseri üzerinde çevirisi yapılıp çalışılan
eser, birbirinin devamı olan on altı küçük ders verici hayvan masalını bünyesinde
barındırmaktadır. Bu eser kırk yedi sayfadan oluşmaktadır.
Kımça Bel Kumurskalar yani ‘İnce Belli Karıncalar’ eseri görünürde çocuk masalı olsa da
her yaştan ve her kesimden insana nasihat verici ve içerisinde birçok derin anlamlar
bulunan herkes tarafından keşfedilmeyi bekleyen bir masaldır.
“İlk Gün” adlı masalla başlayan eserde ana kahraman Kımça Bel’in ‘dar’ ve ‘karanlık’ bir
yerden sıyrılıp kaçtıktan sonra başına gelenler anlatılmaktadır. “Kaçış” adlı ikinci küçük
masalda Kımça Bel’in dersten kaçıp muazzam görünümde olan bir yerdeki maceraları
anlatılmaktadır. Üçüncü masalımız “Engin Yürek”tir. Burada, Kımça Bel ile Engin
Yürek’in tanışması anlatılır. Dördüncü küçük masalın adı: “Yabani Arı”dır. Bu bölümde
Kımça Bel’in Yabani Arı ile karşılaşması anlatılmaktadır. “Ders” Adlı masal, Kımça Bel
Kumurskalar adlı eserin beşinci küçük masalıdır. Burada meslek seçimi anlatılmaktadır.
Sekizinci küçük masal “Kara Cesur”dur. Burada da Kara Cesur adlı yan karakter
anlatılmaktadır. Daha sonra “Yaşlı Karınca” adlı küçük masal gelmektedir. Kımça Bel’in
Yaşlı Karıncayla yani “aksakal”la karşılaşması ve onunla arasında geçen diyaloglardan
bahsedilmektedir. Bu masalı takip eden diğer bir masalsa “Yemin Etmek” tir. Burada
meslek seçimi ve seçilen meslekler üzerine edilen yemin töreni anlatılmaktadır.
“Karşılaşma” adlı masal “Yemin Etmek” masalını takip eder. Bu masalda İnce Bel’in
görkemli bir canavar ile karşılaşması konu edilir. Sonraki masal “Ganimet”tir. “Ganimet”
adlı masalda Kımça Bel’in bulduğu ganimet ve bunun akıbeti anlatılmaktadır.
“Olgunlaşma”da Kımça Bel’in olgunlaşma kelimesinin mânâsı hakkında düşüncesi
anlatılır. “Kargaşalı Günler”de karıncaların yaşadıkları karmaşık günlerden
bahsedilmektedir. “Yalnızlık”ta Kımça Bel’in yalnız kaldığını düşünmesiyle başlayan süreç
anlatılır. “Esaret”te Kımça Bel’in nasıl esir düştüğünü ve neler yaşadığını görmekteyiz.
“Şiddetli Çatışma”da kızıl ve kara karıncaların çarpışmaları anlatılır. Son masal olan
“Asker İnce Bel”de ise Kımça Bel’in kendisini nasıl ispat ettiğine okurlar şahitlik
etmektedir.
1. Çekim edatları
için edatı eski edatlardan birisidir. İsim ve fiil anlamındaki kelimeler ile
birleşip yan cümlenin birleşik yüklemini düzenler ve amacını gösterir.
Bunun dışında ilgi halinin kısaltılmış şeklindeki işaret zamirleri ile birlikte
söylenir: şunun için (<oşonu+üçün//oşonun üçün) onun için
(<anı+üçün//anın üçün; karşılaştır: Tatarca şunun için) (Kudaybergenov,
1980: 429-482).
Iyık maksatıbız üçün alga! (M/42/7)
“Bu kutsal amaç için ileri!”
Kımça Beldin amalı aylasız tobokelge salıp Uzun Buttu karay bet aldı.
(G/25/8)
“İnce Bel çözüm bulup çaresiz kendini tehlikeye atarak Uzun Bacak’a doğru
yürüdü.”
3.6. okşoş “benzer, gibi”
Anımsatma ifade etmektedir (Kasapoğlu, 2017: 331).
Aga okşoş ak, süyrü cumuru nerse. (A/3/6)
“Ona benzer beyaz, yuvarlak yer.”
3.7. tiyeşelüü “ait”
Sahiplik bildiren edattır (Kasapoğlu, 2017: 331).
Uşunun barı aga tiyeşelüü. (B/8/19)
“Bunların hepsi ona ait.”
Kelimelerin kelime gruplarının, cümlelerin sonuna gelerek onların önceki veya sonraki
kelimelere, kelime gruplarına ve cümlelere bağlayan, aynı zamanda bu bağlama görevleri
yanında sonuna geldiği dil birliklerine dikkati çekme, pekiştirme, kuvvetlendirme ve
belirtme işlevi katan edatlardır (Kasapoğlu, 2017: 336).
Al köp eşikterdin ulam birin kızıga karap arı cagında kanday, emne bar
ekenin bilgisi kelip kızıgıp cattı. (B/8/5)
“O, kapılardan dolayı birini merak edip bakıp öte tarafında nasıl, ne
olduğunun bilgisi gelip meraklanıyordu.”
5.2. körö; körök; körökçö “göre”
“Bu edatlar arasında en çok kullanılanı körö edatıdır. körök ve körökçö adlı
edatların kullanımları saptanmamıştır” (Kasapoğlu, 2017: 334).
Mınday maskara boluudan körö karmaşıp catıp ölüü artık boluuçu.
(İ/31/14)
“Böyle maskara ve rezil olduğuna göre kavga edip ölmeli.”
5.3. kiyin “sonra”
“Ayrılma hâli eki almış kelimelere gelmekte ve zaman anlamı vermektedir”
(Kasapoğlu, 2017: 333).
Bir az ubakıttan kiyin bardıgıñar cetilip er cetesiñer. (E/17/24)
“Biraz vakitten sonra büyüyüp kahraman olursunuz.”
5.4. beri “beri”
“beri edatı, “-dan beri” anlamında olup zaman bildiren ve kullanımı olduça
zengin olan bir edattır” (Kasapoğlu, 2017: 332).
Neçen ubakıttan beri kançalık artınan saya tüşsöm dagı bet maŋday
kezdeşe albadım (F/22/16).
“Ne zamandan beri onu takip etsem de onunla karşılaşamadım.”
5.5. bölök; bötön; öngö; özgö “başka”
“bötön, öngö ve özgö edatları için örnek bulunamamıştır” (Kasapoğlu, 2017:
333).
Anı bir – birinen bölök eç kim ceñe albayt (I/30/23).
“Onu kendi türlerinden başka hiç kimse yenemedi.”
5.6. baştap “itibaren”
“Bu edat, “-den beri, -den itibaren anlamında kullanılır.” (Kasapoğlu, 2017:
332).
Bügünkü kündön baştap Künöstüü Uyuk üçün, kızmat etip, bekem çel
bolup, alar üçün kancanıñdı ayabastan ak diliñden emgek kıluuga,
ardaktuu cookerlik namdı bulgabay taza tütüp cürüügö köpçülüktün
adlında ubadañdı bergin. (H/28/13)
“Bugünden itibaren Güneşli Yuva ile akraba ve çalışkan kızıl karıncalar için
hizmet edip kıskıvrak olarak onlar için karıncalarını acımadan kullanıp iyi
yürekli bir şekilde, şerefli askerlik unvanını kirletmeden çalışmaya
kalabalığın önünde söz ver.”
5.7. arı “öte”
“Uzaklık ve vakit bildiren edattır”(Kasapoğlu, 2017: 332).
Mından arı Künöstüü Uyuk Künöstüü Uyuk soguş korkunuçun unutup
beypildikte güldöy bermekçi. (O/46/16)
“Bundan sonra Güneşli Yuva Güneşli Yuva savaş ve tehlikeyi unutup
huzura çiçek açmalı.”
SONUÇ
Bu masalda 27 edat türü tespit edilmiştir. Tespit edilen 27 edattan tiyeşelüü “ait” adlı
edat Arapça “temas” kökünden gelmektedir. Diğer edatlar Türkçe kökenlidir. Kökenlerine
göre edatlar; ad ve eylem kökenli olmak üzere ikiye ayrılır. Masaldaki ad kökenli edatlar
şunlardır; menen “ile” boyu “boyu”, cönündö “hakkında, konusunda”, üçün “için”, deyre
“değin, kadar”, gana “yalnızca”, kiyin “sonra”, beri “beri”, özgö “başka” ve arı “sonra”dır.
Eylem kökenli edatlar ise şunlardır; baştap “itibaren”, dep “diye, için”, közdöy “doğru”,
caraşa “uygun, göre”, çeyin “kadar”, bolso “ise”, ulam “dolayı”, körö “göre, okşoş “benzer,
gibi”dir. Kımça Bel Kumurskalar adlı masalda büyük çoğunlukla Türkçe kökenli edatlar
kullanılmakta ve bu kullanımlar kelime türleri bakımından zengin olan bu masala daha
da zenginlik katmaktadır.
KAYNAKÇA