Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 93

EĞİTİME GİRİŞ

Dr. Öğr. Üy. Burcu ALTUN


Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi ABD.
E posta: burcu.altun@adu.edu.tr 1
İÇERİK
 Eğitimin Politik Temelleri Kapsamında Eleştirel Pedagoji
 Geleneksel Pedagoji ve Eleştirel Pedagoji
 Eleştirel Pedagojinin Önemli İsimleri ve Eğitim Eleştirileri
 Paulo Freire ve Eğitim Anlayışı
 Bankacı Eğitim Modeline Karşı Problem Tanımlayıcı Eğitim Modeli
Önce biraz küreselleşme, etki yolları ve
etkileri üzerine konuşalım.
 Dünya nüfusundaki hızlı artış
 Dünya genelinde 1 milyar insan açlıkla karşı karşıya
 Günde 5.000 insan kirli içme suyu yüzünden ölüyor
 1 milyar insanın güvenli içme suyuna ulaşma imkanı yok (Home, 2009)
…akıl almaz sömürü, aşırı yoksulluk ve sefalet, yozlaşma, ekolojik
tahribat... (Başkaya, 2003).
Tekel nedir?
 ekonomik, siyasal veya kültürel üretim alanında…
Finans pazarlarının
denetimi?
Gümrük
Vergileri

Şirket
Kredi Notu
Evlilikleri

Finans
Pazarlarını
Denetleme
Yolları Kredi Verme
Özelleştirme
Koşulları

Tüketici
Deregülasyon Bazında
Kontrol
Medya tekelleri?
Medyanın
Etkileme
Yolları

Tüketim Hakim
Pazara Hakim
Kültürünü İdeolojiyi
Olma
Aşılama Benimsetme
Doğal kaynakların tekelci
kullanımı?
 …su, petrol, doğalgaz, etanol, kahve, elmas, şeker, tütün, insan saçı ve çiçek
küresel pazarda bir meta haline gelmiş kaynaklar (Kozanoğlu, Gür ve Özden,
2008: 121-144).
ELEŞTİREL PEDAGOJİ NEDİR?
 Eleştirel pedagoji, günümüz eğitim sorunlarını sistematik olarak tartışan bir eğitim
yorumudur.

 Bu yorum, eğitim ile sosyal kurumlar arasındaki ilişki; çocuk, eğitim, okul ilişkisi;
eğitim kurumları, sermaye, sanayi, ticaret ilişkisi; birey, okul ilişkisi; eğitim ile
siyasal politikalar ve toplumsal sınıflar arasındaki ilişkileri vb. barındırır (Yıldırım,
2010). Eğitim sisteminin kronikleşmiş sorunları üzerinde durulur ve eğitimde
eşitsizlik, eğitim finansmanı, ötekileştirme, yolsuzluk, demokratikleşme ve eğitim
politikası gibi sorunların çözümü hedeflenir.

 Neoliberal politikaların getirdiği eğitim anlayışı analiz edilir ve bu doğrultuda


çözüm önerileri sunulur.
 Neoliberalizm
 Piyasanın tüm ekonomik, sosyal ve politik kararları şekillendiren
mekanizma olması gerektiğine olan inançla demokrasi, toplum çıkarı
ve sosyal devlet gibi kavramlara saldırı yanında yurttaşlık ve sosyal
yaşam kavramlarının anlamlarının değiştirilip değersizleştirilmesi.
 Neoliberalizm,
 Her düzeydeki ticari girişimler için kısıtlayıcı koşulları ortadan kaldırır
 Varlıklı bireyler ve şirketlere özel vergi indirimi uygular
 İşçilerin örgütlenme ve ortak pazarlık koşullarını baskı altına alır
 Çevreyi ticari ve endüstriyel kalkınmaya feda eder
 İşsizlere ayrılan ödenekleri keser
 Eğitim ve sağlığa ayrılan desteği kısar
 Ulusal sosyal güvenlik kurumunu özelleştirir
 Hakları yenmiş olan bireylerin işverenlere ve hizmet sağlayan şirketlere dava
açabilmesini zorlaştırır.
 Neoliberalizmde;
 Her şey satılıktır ya da kâr uğruna yağmalanır
 Kamusal araziler, ağaç kesen şirketler tarafından talan edilir
 Öğretmenler okulda özelleştirme politikalarının bir aracı olarak öğrencilerden
kayıt, kurs, dergi parası vb. toplamak için zorlanırlar (Giroux, 2008)
 Neoliberalizmin bu saldırısına karşın;
 Eğitimciler, farklılıklar, akademik disiplinler ve ulusal sınırlar üzerinden kamu yararı
ve sosyal adaleti savunun sosyal hareketleri geliştirme çabalarının bir parçası
olmak için işbirliği yapmalıdırlar.

 Bu görev için mücadele yurt içinde veya yurt dışında yürütülebilir (Giroux, 2007).
Eleştirel Pedagoji
 Eleştirel pedagoji, eleştirel teoriden ve eleştirel teorinin geleneklerinden
hareketle eğitim alanına ve kültür araştırmalarına kavramlar geliştiren ve
uygulayan bir eğitim ve sosyal hareket felsefesidir.

 Sosyal adalet ve demokrasi konularının öğretme ve öğrenme eylemlerinden


bağımsız olmadığı konusunu öne sürer.

 Eğitim insanlaşmanın, özgürleşmenin aracı olarak görülür. Neoliberal eğitim


politikalarına karşı çıkar ve alternatifler sunar.
En geniş biçimde ‘eleştirel eğitim kuramı’ olarak tanımlanan eleştirel
pedagoji,

Okulları, hem tarihsel bağlamda, hem de içinde bulundukları sınıfsal


farklılıkların şekillendirdiği, egemen toplumun sosyal ve siyasal dokusunun bir
parçası olarak ele alıp inceler.
‘… Benim eleştirel pedagojiye yaklaşımım diyalektik bir tarzda öğrencilerin ve
öğretmenlerin kapitalist toplumsal ilişkilerce yani sermaye tarafından nasıl
biçimlendirildiğini anlamaya çalışmaktır.’

Peter McLaren (Eleştirel Pedagojiye Giriş)


Eleştirel Pedagojinin Ortaya Çıkışı
 Roussou ve Naturalizm…
 Frankfurt okulu ve eleştirel eğitim
 1923’de Almanya Franfurt’da, birçok aydının sosyolojik, tarihi, siyasi vb.
çeşitli alanlara dair eleştiriler geliştirmek ve toplumsal dönüşüm için
alternatif bir düşünce biçimi oluşturmak amacıyla kurduğu topluluk.
 Eleştirel kuramın iki amacı: Güç ve otorite ilişkilerini bilinç düzeyine
çıkarmak ve ortaya koymak ve özgürleşmenin önünü açmak.
 Var olan güç ve baskı ilişkilerini ortaya koyarak mevcut durumdan daha
ileride bir toplum oluşturmak hedeflenir. Bu da bireylerde oluşturulan
doğru bilinç ve özgürleşme ile mümkündür.
Eleştirel Pedagojinin Temel Kavramları
 Diyalog
 Freire öğrenciyi merkeze almayan eğitim sistemine karşı diyalog anlayışını
öne sürer.
 Eğitim ötekine yaklaşıp onu anlamaya çalışırsa, iletişim ve etkileşime dayalı
bir özellik barındırırsa anlamlı hale gelir.
 Bunun için de kişiler arası diyalog olmalıdır.
Eleştirel Pedagojinin Temel Kavramları
 Diyalektik düşünce ve praksis
 Hegel‟e göre düşünce ya da olgu soyut ve tümel bir kavramla başlar (tez),
bu kavram bir çelişkiye neden olur (anti tez), birbirlerine çelişik olan iki fikir
birbirini ifade eden üçüncü bir kavramda uzlaştırılır (sentez).

 Marks ve Engels ise diyalektiğin yasalarının maddi dünyanın yasaları


olduğunu ve nesnel bir temeli olduğunu öne sürer.

 Değişim temelli anlayış söz konusudur.


Eleştirel Pedagojinin Temel Kavramları
 Diyalektik düşünce ve praksis
 Praksis kuramın uygulamaya geçmesini anlatır.
 Eyleme dönük çabaları ifade eder. Dönüşüm ve gelişim için eylem
zorunludur.
 Freire bankacı eğitim modeli yerine problem tanımlayıcı eğitim modelini
önerir. Bunun için de eğitimin bir özgürleşme praksisi olarak yeniden inşa
edilip öğretmen öğrenci arasında yeni bir diyalog kurulması gerekir.
Eleştirel Pedagojinin Temel Kavramları
 Kültürel yeniden üretim
 Eğitim sistemi, aktardığı kültürün egemen kültüre yakın olması nedeniyle
kültürel sermayenin sınıflar arasındaki dağılımının yapısını yeniden üretir.
 Var olan sistem baskın kültürü aktarır. Eğitimin işlevlerini hatırlayalım:
Kültürel mirasın aktarılması. Peki kimin kültürü?
Eleştirel Pedagojinin Temel Kavramları
 Bilgi ve güç ilişkisi
 Eleştirel pedagoglar okullarda elde edilen bilgiyi, tarihsel ve sosyal kökleri olan,
çıkarlara bağlı, taraflı bir bilgi türü olarak ifade ederler. Bilgi, gücün içindedir ve
sosyal bir oluşuma sahiptir.

 Bilgi, sınıf, ırk ve cinsiyet gibi belli sosyal ilişkiler içinde yaşayan bireyler arasındaki
ilişkilerden doğar. Bilgi asla özgür değildir çünkü her zaman bir güç ilişkileri ağı
parçası olarak üretilmektedir.
 Güç odakları toplumu, bilişsel ve duygusal olarak manipule edecek bilgiler üretir
ve yayar. Bilgi kontrol altına alınır ve okullarda da kontrol altına alınan bilginin
aktarımı yapılır.
Eleştirel Pedagojinin Temel Kavramları
 İdeoloji ve hegemonya
 Hegemonya: Antonio Gramsci
 Hegemonya, hakim bir sınıfın alt sınıfların üzerinde entelektüel ve ahlaki
açıdan baskınlık kurduğu bir egemenlik süreci olup gücün sonucunda
egemen sınıflar arasında bir ittifak oluşur.
 Hegemonya, baskın sınıflar ve alt gruplar arasındaki toplumsal ilişkileri
yeniden üretmek için güç ve ideolojinin ikili kullanımı anlamına gelir.
 “Zor kullanma”dan daha fazlasını ifade eder. Rıza kazanmak için sürekli
bilinç kontrolü yapılması anlamına gelebilir.
Eleştirel Pedagojinin Temel Kavramları
 İdeoloji ve hegemonya
 İdeoloji: Althusser
 İdeolojii bir sosyal grubun ya da bir bireyin zihnini baskı altına alan fikirler sistemi.
 Girux: İdeolojiyi, anlamların üretildiği, aracılık yaptığı ve bilgi formlarıyla
somutlaştığı yollara atıfta bulunan dinamik bir yapı olarak tanımlamıştır.
 Öğretmenlerin ve eğitimcilerin kendi deneyimlerinden anlam çıkarmalarını
sağlayan bir dizi doktrin niteliğindedir.
 İdeoloji, dünyayı algılama biçimi, doğal ve sağduyusal olarak inanılan düşünceler.
 İdeolojinin yardımı olmadan hegemonyanın ayakta kalması zordur…
Eleştirel Pedagoji ve Eğitim
 Eğitim Politikaları ve Demokratikleşme
 Eğitim ve Kültürel Yeniden Üretim
 Eğitimde Sosyal Adalet ve Eşitlik
 Eğitim ve Ekonomi İlişkisi …
TEMEL PRENSİPLER

 Eleştirel pedagojinin temel prensiplerini üç ana başlıkta özetleyebiliriz:


o Politika
o Ekonomi
o Eğitim
TEMEL PRENSİPLER: POLİTİKA

Var olan neoliberal /kapitalist politika diyalog karşıtı eylem kuramına dayanır;
o Boyun Eğdir
o Böl-Parçala-Yönet
o Manipülasyon
o Kültürel İstila
TEMEL PRENSİPLER: POLİTİKA

Eleştirel pedagojinin politikası ise diyalogcu eylem kuramına dayanır.


o İşbirliği
o Özgürleşme için Birlik
o Örgütlenme
o Kültürel Sentez
TEMEL PRENSİPLER: POLİTİKA

‘Sınıf içi öğretim ve öğrenim sürecini, güç, politika, tarih ve bağlam gibi
kavramlardan soyutlayan nötr bir sürece dönüştüren geleneksel bakış açısının
artık inandırıcılıkla uygulanabilir bir yanı kalmamıştır.’

(Peter McLaren)
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR

Eleştirel kuramcılara göre, okullar sürekli olarak,


Sınıf ayrımı ile oluşan katmanlarla ilgilenen bilgi endüstrisini akılcı temeller
üzerine oturtmaya çalışma;

Eşitsizlik, ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığını çoğaltma;

 Demokratik ve sosyal ilişkileri, rekabetçilik ve kültürel etno-merkezcilik


vurgusuyla parçalama yönünde faaliyet göstermektedir.
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR

Eleştirel kurama göre, pedagoji hakkında konuşmak, aynı zamanda


öğrencilerin ve diğerlerinin beraberce ne yapabileceğine ait detayları ve benzer
uygulamaların desteklediği kültürel politikaları konuşmak demektir.
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR
Medya
o Reklamlar
o Promosyonlar

Sinema
o Disney Filmleri
o Irkçılık ve Gerçeküstü Şiddet Filmleri
o Quentin Tarantino filmleri
o 25. Kare
o Cinsel içerikli filmler
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR
Genç Kuşaklar Üzerine
o Tembellik
o Postmodern Kültür
o Güvensizlik
o Rastgele Deneyimler
o Evsizlik
o İmajlar Dünyası
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR
Kitapların Tutsaklığı
 Okuma alışkanlığı/Testler, sınavlar.
 Çok satanlar listesiyle yönlendirme
 Eleştirel okuryazarlığın görmezden gelinmesi
 Kütüphanelerin bakımsızlığı, soğuk yüzü
 Kitaptan alınan vergiler
 Kağıt fiyatları
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR

‘…Eleştirel olmak gençliğe sıkıcı gelmektedir ve eskiden radikal uçlara özgü


olan karamsarlık bugün, bütün bir nesli etkisi altına almıştır. Bir çok yorumcuya
göre gençlik, yaratık, ucube ve gerçek dünyadan kopuktur.’
(Henry A. Giroux)
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR

‘… okullar, insanları seçip yetiştirir, ve bilgiyi meşrulaştırır. İnsanları meşrulaştırır


ve bilgiyi dağıtır… okulların ne yaptığını anlayacaksak, hem kültürün hem de
ekonominin kontrolünden bahsetmek durumundayız’ (Michael W. Apple)
TEMEL PRENSİPLER: KÜLTÜR

Kültürün metalaştırılması
Sınıfsal ayrıştırmacılık
Eşitsizliğin yeniden ve yeniden üretimi
Öğrencilerin ‘sapma’ olarak nitelendirilmesi
‘İşçisin sen işçi kal!’
TEMEL PRENSİPLER: EKONOMİ
Eleştirel eğitim kuramcılarına göre, liberal ve muhafazakar
eleştirmenler tarafından üstlenilen okullaşma analizleri mutlaka egemen
sınıfın çıkarlarını ön plana çıkarmaktadır.
Eleştirel bakış açısı, okullaşmanın daha çok ırk, sınıf, güç ve cinsiyet
kavramları bakımından ısrarla incelenmesi gerektiğini savunur.
TEMEL PRENSİPLER: EKONOMİ
Başarı(akademik), erdemden ziyade, para ve artan sosyal statüye
sahip olmanın getirdiği avantajdan kaynaklanmaktadır.

Okullara sağlanan maddi kaynağın(finansmanın) temelinin sorgulanması


gerekmektedir.
TEMEL PRENSİPLER: EKONOMİ

Okullara sağlanan maddi kaynağın(finansmanın) temelleri:


o Okullara emlak vergisi temelinde fon aktarımı
o Okulların piyasalaşması
o Kupon sistemleri
o Okullardan öğretmen ve öğrenci transferleri
o Üniversitelerdeki ısmarlama araştırmalar
o Özelleşen, şirketleşen ve metalaşan eğitim
TEMEL PRENSİPLER: EKONOMİ
Eğitimde şirketleşmenin sonucu olarak;
Kâr amacı güden okullar arz-talep doğrultusunda ayarlanmaktadır.
Akademik personelin sosyal girişimcilere dönüştürülmesiyle eğitim ticari bir
girişime, öğretim ise kâr sağlayan bir satış alanına dönüşmüştür.
Teknolojik büyüme, küreselleşme, yavaş büyüme hızı, profesyonel
mesleklere olan ihtiyacı arttırmıştır.
TEMEL PRENSİPLER: EKONOMİ
Eğitimde şirketleşmenin sonucu olarak;
Edebiyat, etik, feminizm, felsefe, sosyoloji ve eleştirel teori gibi sosyal
sorunlara dair kaygılar içeren program ve dersler birer süsten ibarettir.
Dünya genelinde finansal destekten yoksun olan öğrenciler, yüksek
maliyetlerini bankalar aracılığıyla karşılmak zorunda kalmaktadır.
TEMEL PRENSİPLER: EĞİTİMİN BİÇİMLENDİRİLMESİ

Neoliberal politikalar eğitimi şu araçlarla biçimlendiriyor:


o Okullarda sıfır hoşgörü politikası
o İçi boşaltılmış müfredat
o Örtük program
o Artan eğitim maliyetleri
o Demokrasi karşıtı ideolojiler
o Sınıfsal ayrılıkların yeniden üretimi
TEMEL PRENSİPLER: EĞİTİM

 Okullarda Şiddet
 Özelleştirme
 Sınıf İçi Denetim
 Teoriye Yoğunlaşma
 Cinsiyet Ayrımcılığı
NE YAPMALI?
‘… Köklü hümanizm üzerine inşa edilmiş sosyal bir alternatif
yaratmamız gerektiğine inanmaktayım… İhtiyacımız olan şey piyasanın
bağımsızlığı değil, piyasadan bağımsız olmaktır…’
(Peter McLaren)
NE YAPMALI?

‘…Eğitimcinin rolü baskıya karşı özgürlüğü sağlamaktır… Bunu sağlayacak


etken diyalogdur. Eğitimci bilgiyi depolayan olmaktan ziyade katılımcılarla hakiki
diyalog ya da yaratıcı etkileşimi sağlamalıdır.’

(Paulo Freire)
ELEŞTİREL PEDAGOJİNİN KURUCULARI
 Eleştirel pedagojinin kurucuları: Henry Giroux ve Paulo Freire
 Giroux: Amerikan eğitim sistemini, neoliberalizmin yaşama etkilerini,
politika ve eğitim ilişkisini inceler. Theory and Resistance in Education
(Eğitimde kuram ve direniş) (1983)
 Freire: Ezilenlerin eğitimine yönelik, eyleme dönük adımlar atmıştır.
Okuryazarlık, ezilen grupların eğitimi ve dil üzerine yaptığı çalışmalar ile
bilinir.
• Paulo Freire
• Henry A. Giroux
• Ivan Illich
• Basil Bernstein
• Peter McLaren
• Michael W. Apple

• Ülkemizde ‘Eleştirel Pedagoji’ dergisi


Paulo Freire
Paulo Freire
 1921’de Recife, Brezilya’da doğdu.
 Yoksul ve baskı altında yaşayan köylülerin içinde büyüdü. Döneminin
ekonomik krizi nedeniyle okuma yazmayı ailesinin yardımı ile okula
gidemeden öğrendi ve yaşadığı sıkıntılar bakış açısını oluşturmada etkili
oldu.
 Eğitim çalışmalarına bu bölgede köylülere okuma yazma eğitimleri vererek
başladı. Okuma yazma eğitiminde Freire’in amacı, köylülere sözcükleri
okumayı öğretirken aslında sözcüklerin arkasındaki dünyayı okumayı
öğretmekti. Ezilenlerin kendi potansiyellerini farkederek gelişmesini
sağlamayı hedefledi.
Paulo Freire
 Freire’e göre tarafsız bir eğitim yoktur. İnsanlar ya var olan eğitim sistemini
olduğu gibi kabul eder ve düzene ayak uydurur ya da sistemi eleştirir ve
değişime ön ayak olur.
 Freire’e göre eğitimin amacı; dünyaya eleştirel bakarak var olan adaletsizlik
ve eşitsizlikleri değiştirme gücüne sahip bireyler yetiştirmek olmalı.
 Ezilenlere, dünyayı dönüştürebilmek ve insanca yaşama kavuşabilmek için
bilinçli bir yaşam sunabilecek bir eğitim anlayışını savunur.
 Özgürleşme umudu önemlidir. Özgürleşme olmasa da ön koşuldur..
Özgürleşme bireyin aktif bilinci ile elde edilir ve bu da eğitimle mümkündür.
Paulo Freire
 Eğitim sistemi bankacı eğitim modeli ile örülmüştür.
 İnsanları yabancılaştırarak özgürleştirmek mümkün değildir.
 Gerçek özgürleşme, insanların yaşadıkları dünyayı iyileştirmeye ve
dönüştürmeye yönelik praksisle olanaklıdır.
 Diyalogcu bir yapı içinde eğitim sunulmalıdır.
Bankacı Eğitim Modeli’ne Karşı Sorun Tanımlayıcı Eğitim
Modeli
 Bankacı Eğitim Modeli: Freire’nin geleneksel eğitimin işleyişini bankanın işleyişine
benzettiği ve eleştirdiği bir eğitim modelidir.
 Bankacı modelde öğrenciler aynen bir bankaya yatırım yapılması sürecindeki gibi
öğretmen tarafından yatırım aracı olarak görülen ve bir yandan doldurulmaya
çalışılan bidonlara benzetilir. Öğretmen bilgiyi sunar, öğrenci ezberleyerek dolar.
Öğrenci ne kadar pasif alıcıysa, doldurulmaya izin veriyorsa o kadar iyidir.
Öğretmen de bu bidonları ne kadar çok doldurursa o kadar iyi öğretmendir.
 Öğrenciler yatırım nesneleri, öğretmen ise yatırımcıdır. Öğretmen iletişim kurmak
yerine tahviller çıkarır ve öğrencilerin sabırla aldığı, ezberlediği ve tekrarladığı
yatırımlar yapar. Öğrenci bu yatırımın nesnesi olarak değer kazanmış gibi gözükse
de neticede pasiftir ve gerçek anlamda insanlaşması, özgürleşmesi sağlanamaz.
 Öğrencinin pasif alıcılığı ile sürekli anlatı yapılır ve bu eğitim süreci diyalogdan
yoksun bir anlayışla sürer gider.
Bankacı Eğitim Modeli’ne Karşı Sorun Tanımlayıcı Eğitim
Modeli
 Bankacı Eğitim Modeli: Freire’nin geleneksel eğitimin işleyişini bankanın işleyişine
benzettiği ve eleştirdiği bir eğitim modelidir.
 Bankacı modelde öğrenciler aynen bir bankaya yatırım yapılması sürecindeki gibi
öğretmen tarafından yatırım aracı olarak görülen ve bir yandan doldurulmaya
çalışılan bidonlara benzetilir. Öğretmen bilgiyi sunar, öğrenci ezberleyerek dolar.
Öğrenci ne kadar pasif alıcıysa, doldurulmaya izin veriyorsa o kadar iyidir.
Öğretmen de bu bidonları ne kadar çok doldurursa o kadar iyi öğretmendir.
 Öğrenciler yatırım nesneleri, öğretmen ise yatırımcıdır. Öğretmen iletişim kurmak
yerine tahviller çıkarır ve öğrencilerin sabırla aldığı, ezberlediği ve tekrarladığı
yatırımlar yapar. Öğrenci bu yatırımın nesnesi olarak değer kazanmış gibi gözükse
de neticede pasiftir ve gerçek anlamda insanlaşması, özgürleşmesi sağlanamaz.
 Öğrencinin pasif alıcılığı ile sürekli anlatı yapılır ve bu eğitim süreci diyalogdan
yoksun bir anlayışla sürer gider.
 Öğrenci anlamlara, gerçekliklere yabancılaşır…
Bankacı Eğitim Modeli’ne Karşı Sorun Tanımlayıcı Eğitim
Modeli
 Öğretmen ya da eğitim sistemi öğrenci için bir lütuf sayılır, bu da öğrenci üzerindeki baskıyı meşrulaştırır.
 Öğretmen öğretir ve öğrenciler ders alır.
 Öğretmen her şeyi bilir, öğrenciler hiçbir şey bilmez.
 Öğretmen düşünür, öğrenciler hakkında düşünür.
 Öğretmen konuşur, öğrenciler uslu uslu dinler.
 Öğretmen disipline eder, öğrenciler disipline sokulurlar.
 Öğretmen seçer ve seçimini uygular, öğrenciler buna uyarlar.
 Öğretmen yapar, öğrenciler öğretmenin eylemi yoluyla yapma yanılsamasındadır.
 Öğretmen müfredatı seçer ve (kendilerine danışılmayan) öğrenciler buna uyarlar.
 Öğretmen bilginin otoritesini, kendi mesleki otoritesiyle karıştırır ve bu otoriteyi öğrencilerinin
özgürlüğünün karşıtı olarak öne sürer.
 Öğretmen öğrenme sürecinin öznesidir, öğrenciler ise sadece nesnesidirler (Freire, 2006: 50).
Bankacı Eğitim Modeli’ne Karşı Sorun Tanımlayıcı Eğitim
Modeli
 Oysa insan sürekli oluş içindedir ve bu süreklilik içindedir.
 Eğitim praksis içinde sürekli yeniden oluşturulur; olmak için olma sürecinde
olmak zorundadır. Bu modelde temelde insanların dünyayla ilişkilerindeki
sorunlar tanımlanır. Hümanist ve özgürleştirici bir praksis olarak sorun
tanımlayıcı eğitim, ezilenlerin kurtuluşları için mücadele etmeleri
gerektiğine dayanır. Bu hedef için öğretmenlerin ve öğrencilerin,
otoriterliğin ve yabancılaştırıcı entelektüalizmin üstesinden gelerek eğitim
sürecinin özneleri olabilmesi gerektiğini savunur.
 Birey kendi anlamını kendi kurtuluşunu kendi inşa eder.
 Mantık, akıl, düşünme, çıkarım ön plandadır.
Bankacı Eğitim Modeli’ne Karşı Sorun Tanımlayıcı Eğitim
Modeli
 Bankacı eğitim anlayışı diyaloga direnirken, sorun tanımlayıcı eğitim, diyalogu
bilinçliliğin oluşmasında vazgeçilmez bir öğe olarak görür.
 Bankacı modelde aktarılanı ezberlemek “tabula rasa”nın doldurulması esas iken,
sorun tanımlayıcı eğitimde “algılama” esastır.
 Bankacı eğitim yaratıcı gücü felce uğratır ve engellerken sorun tanımlayıcı eğitim
gerçekliğin sürekli deşifresini başlatır.
 Bankacı eğitim bilinci boğmaya çalışır, sorun tanımlayıcı eğitim bilincin su yüzüne
çıkması ve gerçekliğin müdahalesi için çaba gösterir.
 Bankacı yöntem insanların içinde bulundukları konumu kaderci algılamalarını
doğrudan veya dolaylı olarak pekiştirirken, sorun tanımlayıcı yöntem bu durumu,
insanlara bir sorun olarak sunar.
 Bankacı kuram ve uygulama, hareketsizleştirici ve sabitleyici bir güç olduğundan
insanları tarihsel varlıklar olarak kabul edemez; sorun tanımlayıcı kuram ve
uygulama insanın tarihselliğinin başlangıç noktası alır
Bankacı Eğitim Modeli’ne Karşı Sorun Tanımlayıcı Eğitim
Modeli
 Freire, bankacı eğitime karşı sorun tanımlayıcı eğitimi,
 evcilleştirmeye karşı özgürleştirmeyi,
 işlevsel okur-yazarlığa karşı eleştirel okur-yazarlığı yani sözcükleri vedünyayı
okumayı,
 sessizlik kültürüne karşı eleştirel bilinçlenme kültürünü,
 monologa karşı diyalogu kullanmıştır.
 Teşekkürler…

You might also like