Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 1

Malazgir genel bilgiler

Malazgirt 26 ağustos 1071 tarihinde bugün Muş olarak bilinen yerin yakınlarında Selçuklu imp ve
Bizans arasında gerçekleşmiştir. Bu savaşı Selçuklular kazanmış ve tabiri caizse anadolunun kapısı
türklere açılmıştır. Malazgirt Sultan Alparslan ve Romen Diyojen arasında gerçekleşmiştir. Malazgirt
iki farklı millet arasında gerçekleşmemiştir,

Sultan Alparslan hakkında genel bilgiler

Malazgirt Savaşı ve Sultan Alparslan ile ilgili elde detaylı ve sağlam metinler bulunmamaktadır. Bu
yüzden bu dönemden bahseden metinlerde savaşla ilgili bilgiler çoğu zaman birbiriyle çelişmekte ve
kesin bilgiler verilememektedir.Ayrıca, tarihî anlamda büyük bir öneme sahip olan Malazgirt savaşı,
tarihin hiçbir döneminde, maalesef tarihî anlamda sahip olduğu öneme paralel bir ilginin ve
değerlendirmenin muhatabı olmamıştır. Savaş ile ilgili Osmanlı arşivlerinde kayıtlara
rastlanmamaktadır. Bu savaş ile ilgili tarihî bilgilerin hemen hepsi Ortaçağ Arap, Fars ve Bizans
kaynaklarının aktarmacı bakış açısından elde edilmiştir denebilir. tarihçi Cihan Piyadeoğlu’nun
kitabında ise “Bir hükümdarın şanı, kazanmış olduğu zaferler ölçüsündedir. Tarihle az da olsa ilgilenen
biri Sultan Alp Arslan’ın ne denli büyük bir hükümdar, Malazgirt Savaşı’nın da ne denli büyük bir zafer
olduğunu kabul eder. Sultan Alp Arslan, kısa sayılabilecek bir süre tahtta kalmasına rağmen -yaklaşık
dokuz yıl-, Türk tarihînde adı en fazla geçen hükümdarlardan biridir. Sultan Alp Arslan, babası Çağrı
Bey ve amcası Tuğrul Bey ile birlikte batı Türklerinin atası durumundadır. Özgür bir hükümdar olarak
Fırat’ın batısına geçmeyi başaran ilk Türk hükümdarı Sultan Alp Arslan’dır. Anadolu’nun Türkleşmesi
sürecine vermiş olduğu emir ile en fazla katkı sağlayan kişi Sultan Alp Arslan’dan başkası değildir.
Nizamiye ve Azamiye gibi medreselerin kurulmasındaki etkisiyle sünnî düşüncenin daha sağlam bir
organizasyon haline gelmesindeki etkisi de tartışılmaz.” sözleri ile tarif edilir. 1064’de Bağdat’da
Cuma günü okunan hutbeyle, Alparslan’ın Büyük Selçuklu Sultanı olduğu halife tarafından onaylanmış
olur. Doğum tarihi bilinmemekle birlikte Sultan Alparslan’ın doğumu, kaynaklarda ilahî bir olaymış
gibi ele alınmakta, yüceltme doğumla başlamaktadır. Tarihî kayıtlarda fiziksel özellikleri ise “Alparslan,
iri yarı (uzun boylu), uzun sakallı, taht üzerinde çok heybetli ve azametli biriydi. Tahtın önüne gelen
her elçiye korku salar, onu gören herkes heybetinden ürkerdi. Başına uzun külah (başlık) giyen Sultan
Alparslan’ın sakalının ucu ile külahının ucu arasındaki mesafe aşağı yukarı bir metre civarındaydı. Öyle
ki, ok atarken sakalını düğümlerdi. Ayrıca o, kaynaklardaki bilgilere göre, ahlak sahibi, mert, dindar,
adil, merhametli, yoksulları koruyan, azametli ve insaf sahibi bir hükümdardı.” sözleri ile anlatılır.

You might also like