Professional Documents
Culture Documents
Konuşma
Konuşma
İstiklal Marşı'nı anlamak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve çerçevede
değerlendirmemiz gerekmektedir.
İstiklal Savaşının elemli ve buhranlı günlerindeyiz. İzmir gitmiş, Bursa düşmüş, Afyon
kaybedilmiş. Düşman orduları ,Türk yurdunun her yanına sokulmuş. Türk milleti tarihinin en
karanlık günlerini yaşamaktadır.
Akif, Kuvayi Milliye' nin Ege' deki merkezlerinden Balıkesir' e gider Burada halktan aradaki
ayrılıkları kaldırmalarını, düşmanlara karşı birleşmelerini isteyip, herkesi yurt savunmasına
çağırır. Meclisin açıldığı günlerde "Artık burada duracak zaman değildir," diyerek Ankara' ya
gelir. Meclisin önünde Akif'le karşılaşan Mustafa Kemal " Sizi bekliyordum efendim, tam
zamanında geldiniz." der
Anadolu iç isyanlarla karşı karşıyadır. Kurtuluş Savaşı sürerken Akif Kastamonu camilerinde
yaptığı konuşmalarda milli ve manevi değerlerin tehlikede olduğunu belirterek Anadoluyu
karış karış gezer.
Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşanın gelecekte milli bir marşımız olacak marşın
hazırlanması teklifinden sonra Yarışmaya 734 şiir katılmış Ama hiçbiri istenilen özellikte
bulunamamıştır
Mehmet Akif ise "Milletin kurtulacağını para ile mi söyleyeceğiz " diyerek bu yarışmaya
katılmamıştır
Hasan Basri yarışma için konan ödülün ona verilmeyeceğine dair güvence verince
- O halde yazalım. Deyip yazmıştır. Bu marş milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı Mustafa
Kemal gibi eşsiz bir liderin başkalığında bizlere yeni ufuklar açacaktı . Ezelden beridir hür
yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan milletimiz vatanına ve istiklaline yönelmiş olan
bu çılgınca saldırılara elbette boyun eğmeyecekti.
Mustafa Kemal "Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır,
İstiklal Marşı'nda, istiklal davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır.
Benim en beğendiğim bölümü de
"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl"
Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır.
Akif ise : O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. Fakat bir gün bile ümidimizi
kaybetmedik, asla yeise düşmedik. Zaten başka türlü çalışabilir miydik? Ne topumuz vardı, ne
tüfeğimiz... Fakat imanımız büyüktü: O şiir, milletin o günkü heyecanının bir kıymetli
hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu
yazmak için o günleri yaşamak lazım...