Professional Documents
Culture Documents
Türkleri̇n Gi̇zli̇ Tari̇hi̇
Türkleri̇n Gi̇zli̇ Tari̇hi̇
"...aslında gizli değil, kasten ve özel maksatla gizletilmiş tarihtir...." ..."Türk halklarının
aleyhine ortaya çıkarılmış sahte tarihçilik, aslında toprak davasıdır ; benimsenmiş (daha
doğrusu çalınmış!) eski Türk kültür ve medeniyetine sahip olmak maksadı ile Türk halklarına
karşı ilan edilmemiş manevi savaştır.
Hem de adil olmayan bir savaş!"....
"Kutsal burun da dahil olmak üzere batı sahillerine doğru TAQ nehrinin döküldüğü yere
kadar İberya'nın batı taraflarının başlangıcıdır. Güneyde ise ANA nehrinin döküldüğü yere
kadar, güney kısmının başlangıcıdır. Her iki nherin kaynağı doğudadır. Ama TAQ öteki
nehirlerden daha büyüktür ve doğrudan batıya aktığı halde , ANA güneye dönerek vilayeti iki
nehir arasındaki esas halk Keltlerdir. Ülkenin derinliklerinde KARPATAN, OREATAN ve
VETTONLAR yaşarlar.... Bu eyaletten, kaynağını ANA ve TAQ nehirleri gibi aynı yerden
alan BATIY nehri akar...."
"...Nehrin adına uygun olarak ülke BATİK olarak adlandırılmıştır. Halk ise ülkeye
TURDETAN der. Halkı TUADETAN, bazılarını ise TURDUL olarak adlandırırlar. Bir kısım
yazarlar onları bir halk , bir kısmı ise çeşitli halklar olarak gösterirler. Polibiy "TURDULLAR
TURDENT'lerin kuzey komşusudur, ama şimdi onların arasında hiçbir fark bulamazsınız",
diye yazar. TURDENT'ler kendilerini İberya halkları arasında en kültürlü halk olarak
sayarlar. Onların alfabesi vardır, kanunları vardır ve kendi boylarının adına manzum hikayeli
şiirler yazarlar. (kendilerinin dediği gibi yazılarının altı bin yıllık bir geçmişi vardır.) ...Başka
İberya halkları da yazıyı bilirler, ama onların harfleri arklıdır, çünkü onların dilleri ayrıdır."
Strbon 3.kitabında İberya'dan başlamıştır. Şaşırtıcı olsa da, yukarıda tercümesini verdiğimiz
metinde, Türk toponim, hidronim ve etnonimleri yeteri kadar boldur.
Bu eser, eski Yunan dilinden , çağdaş Rus diline çevrilirken bilerek ya da bilmeyerek bir çok
hata yapıldığını, bir hayli tahrife uğradığını gözden ırak tutmuyoruz.
Ama, belge, belge olarak kalır. Bu eserde, yeteri kadar Türk toponim, hidronim ve
etnonimleri vardır ve bunları artık tarihten silmek mümkün değildir.
Strabon'un gösterdiği ANA nehrinin adı hiçbir şey ile karşılaştırılacak gibi değildir. Bin yıldır
genel Türk dilinde ANA,APA,ABA gibi kullanılan bu söz süme dilinde AMA gibi
kullanılmıştı.
Türklerde ANA en kutsal en yüce bir valıktır. ANA nehri civarında yaşayan eski Türk boyu
nehre bu adı hangi sebepten vermiş bilmiyoruz. Her halde, geçimlerini bu nehirden
sağladıklarından, nehrin onları yedirip, içirip doyurduğundan dolayı, nehre ana gibi bakmışlar
ve ANA adını vermişler diye düşünmek mümkün.
1
"...İberyalıların bu körfez vilayetinde BASTETAN adını taşıyan (onlar BASTUL da derler)
KALPA dağı vardır....Eğer iç denizden dış tarafa doğru yüzersen, bu dağ sağda kalır, ondan
kırk stadiya uzakta KALPA şehri kurulmuştur....
.....Bunlardan daha güçlü ve şöhretlisi ise esası Marsel tarafından yapılmış KORDUB'tur.....
KORDUB..bu söz KOR+DUB sözlerinin birleşmesi ile yapılmış bir birleşik sözdür. KOR
sözü Türkiye Türkçesinde ateşte kızarmış kömür,sıcaklık anlamı taşımaktadır. Azerbaycan
Türkçesinde ise fonotik ses değişmesine uğrar ve KOR / QOR gibi okunur ve anlamı aynıdır.
DUB ise Sümerce "kil levha", Türkçe TUP varyantı ise "pişmiş kerpiç-tulpa (tuğla)" anlamı
taşır. Bu anlamlar doğru ise KORDUB'un anlamı "kerpiç pişirenlerin şehri" olmalıdır.
....İberyalı Keltler arasında KONİSTURQ liman şehirleri arasında ise daha meşhuru ASTA
şehridir....
...Her halde tabiatı seven insanlar...Bu yerlerde kendileri için şehirler ve başka yaşayış
mıntıkaları kurmuşlar.
Bu şehirler listesine şunlar dahildir : ASTA, NABRİSSA, ONOBA, OSSONOBA,
MEANOBA ve başkaları....
Strabon liman şehirleri arasında en meşhur olanın ASTA olduğunu yazar. Eyalete ya da
ülkeye giriş buradan olur. Her halde milattan önce, şindiki İspanya toprakları üzerinde ASTA
diye bir şehrin olması ve şimdiye kadar aynı anlamlı olarak bu sözün çağdaş türk dillerinde
korunması, gerçekte çok önemli husuları haber vermektedir. Bu söz için başka bir ihtimal de
göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum. Bu şehrin adı AS/AZ boyundan da alınmış
olabilir.
" Azerbaycan ülke adının kökündeki Azer boy adının ortaya çıkmasının esas özeği olan bu
AZ boyu, Türk etnosu içindeki bir çok boydan biridir. AZİYA/ASİYA adındaki paralellik
gibi AZ etnoniminin AS varyantı yaygın olarak kullanılmıştır. Bunun böyle yayılmasının
sebebi AZ/AS boylarının zamanında eski Azerbaycan'dan Batı, Kuzey ve Doğu yönlerine
yaptıkları göçlerle ilgilidir. Üç-Dört bin yıldır ki, bu boylar, tarihi kaynaklarda adı geçen
boylardandır."
AS boylarının Troya (Truva) dan Avrupa ve İskandinavya'ya göçleri hakkında "Küçük Edda"
2
abidesi de yeteri kadar bilgi vermektedir. Hatta orada , ASLAR Troya'daki (TUROBA)
adetleri TÜRKEL, ANAR, ATLI gibi şahıs adlarını ve diğer toponimleri kendileri ile birlikte
Avrupa'ya getirdikleri kaydedilmiştir.
Tarihen bilinir ki, OBA sözü sadece Türklerin kullandıkları bir sözdür ve Türklere aittir.
(On sülalelik oba) OSSONOBA, otuz sülalenin bir yere toplanıp OBA kurması anlamını taşır.
Şehirlerin adlarının böyle sıralanması bir daha gösterir ki, sülalerinin sayılarına göre şehirlere,
şehri kuran sülalelerin sayısına göre isim verilmiştir.
SALAS , SAL+AS sözlerinden yapılmış birleşik sözdür. Sal sözüne, hem boy adında, hem
yer adında, hem de maişet eşyaları arasında rastlamak mümkündür. Dede Korkut
Hikayelerinden tanıdığımız Kazan hanın kabilesi SALUR olarak adlanmıştır.
Burada bizim esas iddia ve düşüncelerimiz adeta ispatlamaktadır. Şöyle ki "Türklerin doğuya
ve batıya göçleri sadece Anadolu ve Azerbaycan topraklarından başlamıştır. Bu topraklardan
Avrupa'ya göç başlamış ve henüz yerleşik hayata geçmemiş Avrupa'da yer, şehir, şahıs ve
nehirlere Türk adları verilmiştir.
KON+İS+TURQ birleşik bir sözdür. KON eski Türklerde yer, mesken ifade eder.
Strabon "..ibera kıvrımı ile deniz arasında...birinci şehir TARRAKON'dur...." diye yazar....
Mesela büyük Türkolog N.Y.Marr "Türk teriminin TAR-HAN sözünden" ortaya çıktığını
yazıyor. Bu hiç de tesadüf değil, çünkü bu söz boylar arasındaki boy üstünlüğünü bildirir ve
hatta o boyu kutsallaştırır ve Tanrı ile eş değer tutardı.
"Bu alıntıda dikkati daha çok N.Y.Marr'ın açıkladığı Türk terimine yöneltmek istiyorum. O
"Türk" terimini başka özellikleri ile birlikte kutsallığa beraber seçilmişlerlere ait sayar."
3
Sonralar TAR/TUR terimini çeşitli toponim ve etnonim, buna benzer adlarda buluruz. Mesela
Uygurlara TARANCI da diyorlar. Tatar sözü "TARLIK TATARLARI" sözü ile birlikte de
kullanılır.
O tarih kitabında şunları yazar: "Bir zamanlar henüz yerleşik hayata geçmemiş bu insanların
ilk sakini TARGİTAY adında bir insan olmuştur. İskitlerin dediğine göre TARGİTAY'ın
babası Zeus, annesi Borifen nehrinin kızıdır. (İskitler ısrar etseler de ben buna inanmadım)
Böyle bir nesli olan TARGİTAY'ın üç oğlu varmış...."
Göründüğü gibi, ünlü Türkolog N.Y.Marr , TAR/TUR terimini nasıl kutsallaştırıyor Tanrı'ya
bağlıyorsa, Heredot'da TARGİTAY'ın Zeus'un oğlu olduğunu , inanmasa da, yazıyor.
Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan lehçelerinde şu anda da başlangıçı TAR / TUR olan bir çok
söz bulunmaktadır.
Strabon'un İberya'da gösterdiği TARRAKON şehri TAR/TOR terimi ile sıkı sıkıya ilişkilidir.
Türk ya da kutsal yer gibi anlaşılır ve yalnız TAR sözüne Türk dilleri tarafından yaklaştığımız
zaman bu sözün anlamını anlamak mümkün olur.
Turduli
Turdetani
Tartessian
Tur/ Tar
Turukku - Turk.
.....
Milattan önce üç binlerde rastlanan "Turukku" sözüne gerçekte Rus ve Avrupalı alimler
4
bilerek değer vermemiş ve bunu görmezden gelmek istemişler.
Oldukça garip ama, gerçek bu! Bu gerçeğe rağmen , Rus Türkologları başka sözlerin köküne
her zaman ciddi bir şekilde bakmışlar, bu sözün kökünden ortaya çıkan diğer sözlere ciddi
görüş bildirmişler, fakat Akat alfabesi ve dili ile yazılan bu "Turukku" sözünün üzerinden
geçip gitmişler, inceleme gereği bile duymamışlar.
Turukku sözünün kökünde "tur-" , daha öncesinde ise "tar-" sözü vardır.
Bütün dünya alimleri "tur ve tar" sözlerinin Türk milletine ait olduklarını yazmışlar.
Durum böyle olunca "Turukki" lerin beş bin yıl önce Doğu Anadolu ve Azerbaycan'da
prototürkler olarak yaşadıklarını nasıl yazacaklardı?
Çünkü, bunlar herkese "Türklerin batıya gelmeleri 7.- 9.yüzyıldadır" ,diye zorla kabul
ettirmişlerdi.
Olmuyor sayın tarihçiler, olmuyor!
//KİTAP TAVSİYESİ
.....
ek bilgi: AS
Livius VI.41 & VIII.6. Gaius Suetonius Tranquillus’un (MS 69-140) De Vita Duodecim
Caesarum (On İki Caesar’ın Yaşamı) isimli eserinde, ilk Roma imparatoru G. O. Augustus’un
ölümü ve ölümü sonrası tanrılaştırılmasına değinilen yazıma göre, bir yıldırım düşmesi
yüzünden heykelinin üzerindeki yazıttan isminin (Caesar) ilk harfi olan C’nin silinmesi,
yalnızca yüz gün ömrü kaldığı ve ölümünden sonra tanrı makamına ulaşacağı şeklinde
yorumlanmıştır.
Zira, 100 sayısı için C harfi kullanılması yanı sıra, Caesar adından geriye kalan aesar,
5
Etrüskçe’de tanrı anlamına gelmektedir.
(Suetonius II.97.)
Dr.Murat Orhun
Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi,
Tarih Anabilim Dalı, Eski Çağ Tarihi Bilim Dalı
Akademik Bakış Cilt 3, Sayı 5.Kış 2009
.....
Kaynak:
Bizans Kaynaklarında Türkler (Menandros'un Fragmanları)
İsmail Mangaltepe
SB.
6
TARİHİNE SAHİP ÇIKAN MİLLET YENİLMEZ OLUR
7
TARKASNAWA MÖ.13.yy
KARABEL KAYA KABARTMASI
Kemalpaşa ve Torbalı ilçeleri arasındaki yol üzerinde ve Bozdağlar sıradağlar kütlesi içinde,
bu dağ silsilesinin en batıdaki kısmını oluşturan Nif Dağı ile daha doğuda uzanan kalan kısmı
arasında yer alan bir geçittir. İzmir'den yaklaşık 20 km uzaklıktadır.
The inscription of the Karabel rock-carved prince-warrior monument in Mount Nif was read
as attributing it to "Tarkasnawa, King of Mira", a part of the Kingdom of Arzawa.
8
....
____________
wiki de ise:
The name comes from the Arabic al-wādi al-kabīr ()الوادي الكبير, 'The Great Valley'. Classical
Arabic Wadi is pronounced in present-day Maghreb as Oued. The Phoenicians named the
river Baits, later Betis (or Baetis) from pre-Roman times to the Al-Andalus period, giving its
name to the Hispania Baetica Roman province. An older Celtiberian name was Oba (gold
river), leading to the assumption that etymologically Córdoba means city on the Oba (Cart-
Oba),
but it is actually derived from the Phoenician qorteb meaning
"oil press".
diye geçiyor.....
9
Celtiberian mış , Phoenician mış....
başka yerde:
"Some of the Iberian cities retained their pre-Indo-European names in Baetica throughout the
Roman era. Granada was called Eliberri, Illiberis and Illiber by the Romans; in Basque, "iri-
berri" or "ili-berri", still signifies "new town"."
Dilcilere duyurulur
10