Professional Documents
Culture Documents
400 Atasözü
400 Atasözü
atölyesi
400 ATASÖZÜ
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
AÇMA SIRRINI DOSTUNA, DOSTUNUN DOSTU
VARDIR, O DA SÖYLER DOSTUNA:
Bir sır, dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da kendi dostuna
ABANIN KADRİ YAĞMURDA BİLİNİR: anlatır. Bundan üçüncü kişi duyar. Böylece sır yayılır, sır
Bir şeyin gerçek değeri ona çok gereksinim duyulduğunda olmaktan çıkar.
ortaya çıkar. AÇTIRMA KUTUYU SÖYLETME KÖTÜYÜ:
ABDALIN ARKADAŞLIĞI YOL (KÖY) GÖRÜNÜNCEYE Karşındakini kızdırırsan onun seninle ilgili olumsuz şeyleri
KADARDIR: açıklamasına, sana kötü sözler söylemesine yol açarsın.
Çıkarı dolayısıyla size yakınlık gösteren kişi, çıkarı söz ADAM ADAMA GEREK OLMASA HER BİRİ BİR DAĞ
konusu olduğu sürece dost görünür. İşini yürütecek başka BAŞINDA OLURDU:
yollar bulunca sizinle ilgisini keser. İnsanlar bütün gereksemelerini tek başlarına sağlayamazlar.
ACI PATLICANI KIRAĞI ÇALMAZ: Bunun için toplu yaşamak ve birbirlerine yardım etmek
zorundadırlar.
Herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü
durumlar etkilemez. ADAMIN ALACASI İÇİNDE, HAYVANIN ALACASI
DIŞINDADIR:
ACIKLI BAŞTA AKIL OLMAZ:
Hayvanın rengi dışındadır, bellidir. Ama insanın rengi
Başına bir dert, bir musibet olan kimsenin yaptıklarında içindedir: Ne düşündüğü, ne yapmak istediği, kısaca iç yüzü
mantık ve tutarlılık aranmamalıdır. Çekilen acılar insanın belli değildir.
muhakemesini etkiler, yanlış karar vermesine sebep olur.
ADAMIN İYİSİ İŞ BAŞINDA BELLİ OLUR:
AÇ DOYMAM, TOK ACIKMAM SANIR:
Bir insanın gerçek değeri, iş başında gösterdiği yeterlik ve
Aç insan, yeterinden çok yiyecek ister. Tok insan da
başarı ile çevresindekilere karşı davranışıyla ölçülür.
kendisine yiyecek şey gerek değil gibi davranır. Sözgelişi
yoksul kişi, kazandıkça daha kazanmaya çalışır. Varlıklı kişi AĞACA ÇIKAN KEÇİNİN DALA BAKAN OĞLAĞI OLUR:
ise durumunun sürüp gideceğini sanır da kazanç yollarına
Bir ana baba nasılsa, çocukları da onlara benzer.
başvurmaz. Dahası, elindekini bilinçsiz tüketir.
AĞACIN KURDU İÇİNDE OLUR:
AÇ GEZMEKTEN TOK ÖLMEK İYİDİR:
Bir topluluğu çürüten öğeler kendi içinde bulunur.
Beslenmek her canlının temel ihtiyacıdır, aç kalan kişi sağlıklı
ve istediği şekilde hayatını sürdüremez, yaşamanın tadına AĞACIN MEYVESİ OLUNCA BAŞINI AŞAĞI SALAR:
varamaz. Bu nedenle, ölürken bari tok olmak arzular.
Faydalı eser veren, erdem ve bilgi ile donanmış olan insan,
AÇ KURT, ASLANA SALDIRIR: kimseye yüksekten bakmaz, alçakgönüllü olur.
Aç olan, karnını doyurabilmek için kendinden güçlü varlıklara
saldırmaktan, onlarla savaşmaktan kaçınmaz. Bu uğurda AĞAÇ KÖKÜNDEN YIKILIR:
ölümü bile göze alır. Rızkı için en tehlikeli yolları denemekten Bir toplumun yıkılması, onun temelini oluşturan öğelerin
kaçınmaz. ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşir.
AÇ NE YEMEZ, TOK NE DEMEZ: AĞAÇ YAPRAĞIYLA GÜRLER:
Yoksul insan eline geçenin iyisine kötüsüne bakmaz, Kişi, yakınlarıyla, hısım akrabalarıyla bir varlık gösterir.
çekingen olur; oysa varlıklı kimse en güzel şeylerde bile bir
kusur bulur, her şeyi hiç çekinmeden söyler. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR:
AÇIN KARNI DOYAR, GÖZÜ DOYMAZ: Çocuklar kesinlikle minik yaşta eğitilmelidirler. Bu yaşlarda
İnsan uzun zaman aç kalmışsa, bu durumunu unutamaz, bol işlenmeye, her türlü bilgiyle donatılmaya elverişlidirler.
yiyeceğe kavuştuğunda bile, içindeki aç kalmak korkusuyla, Zaman geçip de büyüdükçe eğitilmeleri zorlaşır. Yaşlı insan
sofradan kalkmak istemez, gözü yiyeceklerde kalır. kolay kolay eğitilmez.
1
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
Türkçe
400 ATASÖZÜ atölyesi
Türkçe Atölyesi
Yazın fırsat elde iken çalışıp kazanmayan kişi, kışın çalışma İnsan kendi tutumunu, davranışını başkalarınınkinden daha
olanağı elden gittikten sonra sıkıntılar içinde kıvranır. üstün görür. Herhangi bir konuda onun düşündüğüne
benzemeyen başka düşünceler ileri sürülse, kendi
AĞUSTOSUN YARISI YAZ, YARISI KIŞTIR: düşüncesini yeğler. Öyle ki bütün insanların akılları ortaya
Ağustos ortalarından başlayarak sıcaklar azalır, havalar se- konulup da, her kişi bir akıl seçsin, kendisine akıl edinsin
rinler, anlamında söylenir. denilse herkes şimdiki aklını seçip alır.
AK AKÇE KARA GÜN İÇİNDİR: AKILLI KÖPRÜYÜ BULUNCAYA KADAR, DELİ SUYU
GEÇER:
Para, insanın sıkıntılı, dar zamanında gereklidir, öyle
Tedbirli kişi, istediği şeyi elde etmek için sağlam yol arar.
zamanlarda elde avuçta ne varsa harcamaktan kaçınmamak
Bunun için de sonucu almakta gecikir. Atak kişi ise tehlikeyi
gerekir.
göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır.
AKA AKA SEL OLUR:
AKILLI, SÖZÜNÜ AKILSIZA SÖYLETİR:
Hayatımızdaki en küçük şeyleri dahi küçümsemek doğru
Başkası adına konuşmak, insanın başını derde sokar.
değildir. Bu küçük şeyler birikir, büyük bir varlık oluşturur.
Unutulmamalıdır ki her çok azdan oluşur. AKILSIZ BAŞIN CEZASINI AYAKLAR ÇEKER:
AKAN SU YOSUN TUTMAZ: Yönetici konumunda olanların yaptığı hataların sonuçlarını
çoğunlukla alttakiler çeker" anlamında bir söz.
Akan su sürekli akış durumunda olduğu için yosunlaşma
olmaz; bunun gibi, çalışan insan da tembelliğin kötülüklerine AKILLI DÜŞMAN AKILSIZ DOSTTAN HAYIRLIDIR:
uğramaz. Akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü
sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna
AKAN SUYA İNANMA, ELOĞLUNA GÜVENME:
bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı
Sular yavaş aktığı için tehlikesiz görünebilir, ancak yine de kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.
güvenmemelidir. Bir an o suya kapılıp sürüklenebilir,
derinlere ve burgaçlara çekilip boğulabiliriz. Eloğlu da tıpkı bu AKLIN YOLU BİRDİR:
akan sular gibidir, kimi yanlarına bakarak onlara güven Mantıklı ve doğru olan, sonuçları tahmin edilen ve en
duyamayız. Çıkarı için bizi tuzağa düşürebilir, başımıza önemlisi gidişatı ortada olan bir olay için düşünülen her ortak
olmadık işler açabilir, zor durumda bırakıp zarara uğratabilir. yol doğru yoldur.
Bunun için temkinli olmalıyız.
AKLINA GELENİ İŞLEME, HER AĞACI TAŞLAMA:
AKARSU KENDİ ÇUKURUNU KAZAR: Sonunu düşünmeksizin aklına gelen her işi yapan, herkese
Bir şeyler yapma isteği ve gücü bulunan kişi, uygun bir sataşan kişi, tutumunun büyük zararlarını görür.
çalışma yönü ve alanı bulur.
ALET İŞLER, EL ÖVÜNÜR:
AKIL AKILDAN ÜSTÜNDÜR:
İnsan ne kadar usta olursa olsun, gerekli araçlar olmadıkça
İnsanın kendi aklını her konuda yeterli görmesi yanlıştır. kusursuz iş yapamaz.
Önemli meselelerde güvendiğimiz akıllı kimselerin düşüncesi-
ni sormalıyız. Bizim düşünemediğimizi başkası, onunda ALLAH BİR KAPIYI KAPARSA BİN KAPIYI AÇAR:
düşünemediğini bir başkası düşünüp bizi aydınlatabilir. İşi büsbütün bozulan, bir çıkmaza düşen insan karamsarlığa
kapılıp Yüce Allah`tan umut kesmemelidir. Çünkü Allah
AKIL OLMAYINCA NE YAPSIN SAKAL:
rahmetini esirgemez, O`nun rahmeti boldur. Allah hiç
Kişi, sadece yaşlanmakla olgunlaşmaz. Akılsızsa, çocukça iş- umulmadık bir anda bir sebep yaratır ve çare gösterir, bize iyi
ler yapar. imkânlar sunar. 2
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
Türkçe
400 ATASÖZÜ atölyesi
Türkçe Atölyesi
ALLAH GÜMÜŞ KAPIYI KAPARSA ALTIN KAPIYI ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ:
AÇAR:
Bir olayın gerçekten meydana gelmiş olup olmadığını anla-
İşi bozulan kişi umutsuzluğa düşmemelidir. Allah’ın onu mak için, gizli kalamayan belirtisine bakmak gerekir. Bu belirti
eskisinden daha iyi bir işe kavuşturacağına inanmalıdır. varsa olay da var demektir.
ALTIN ELİ BIÇAK KESMEZ:
ATIN ÖLÜMÜ ARPADAN OLSUN:
(1) Hünerli kişiye yaşama güçlükleri etki yapamaz. O,
Çok sevilen bir yiyecekten aşırı yenirken, dokunsa da
sarsılmadan işini sürdürür. (2) Varlıklı kişiyi kimse alt
katlanılacağını anlatır.
edemez.
ALTIN EŞİK, GÜMÜŞ EŞİĞE MUHTAÇ OLUR: AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZAT:
Zenginliğe de iş başında olmaya da güvenilmemelidir. Gün Giderini gelirine uydur. Harcamaların gelirini aşmasın.
gelir, zengin yoksullaşır; eskiden yoksul iken zengin olan AYIPSIZ YÂR ARAYAN YÂRSIZ KALIR. (KUSURSUZ
kişiye muhtaç duruma düşer. DOST ARAYAN DOSTSUZ KALIR):
ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK KESİLMEZ: Ayıpsız yâr arayan yârsız kalır. (Kusursuz dost arayan
dostsuz kalır):
Kişi, küçük bir çıkar uğruna kendisine büyük yarar sağlayan
bir kaynağı ortadan kaldıracak davranışlardan kaçınmalıdır. AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ:
ALTINI SAKLAMAK HÜNER DEĞİL, KURUŞU Bir insan hakkında herhangi bir yargıda bulunmak için
SAKLAMAK HÜNER: söylediği sözlere değil yaptığı işlere bakmak gerekir.
Tutumluluk değersiz görünen şeyleri değerlendirmekle olur.
AZ ATEŞ ÇOK ODUNU YAKAR:
ALTININ KIYMETİNİ SARRAF BİLİR: Küçük bir tehlike, elverişli ortam bulunca, büyüye büyüye
Bir kimsenin, bir şeyin değerini, ancak bu konularda önüne geçilemez durum alır. Bir avuç suçlu, büyük bir suçsuz
uzmanlığı bulunanlar bilir. yığınının başını belaya sokar.
ARABA DEVRİLİNCE YOL GÖSTEREN ÇOK OLUR: AZ KAZ, UZ KAZ, BOYUNCA KAZ:
İş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur, an- Birisi için kazdığın kuyuya kendin düşebileceğini göz önünde
lamında bir sözdür. bulundur. Onun için bu kuyu kendini kurtarabileceğinden
daha derin olmasın. Yani sana yapılmasını istemediğin bir
ARAP ELİ ÖPMEK, DUDAK KARARTMAZ: kötülüğün daha ağırını başkasına yapma.
İnsanlara saygı duymak ve onlara hürmet göstermek bizim AZ SÖYLE, ÇOK DİNLE:
değerimizi arttırır. Bu kişiler zayıf kişiliklide olsa, kötü niyetlide
Kişi, az konuşursa hem çevresindekileri rahatsız etmemiş;
olsa biz gereken saygımızı kaybetmemeli ancak kendimizden
hem de daha az yanılmış olur. Çok dinlemekle ise çok şey
ödünde vermemeliyiz. Ayrıca yaşlı olsun, ihtiyar olsun her
öğrenir.
insana gereken özeni göstermeliyiz.
AZ TAMAH ÇOK ZİYAN GETİRİR:
ARKADAŞINI SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLE- İnsan bir şeyde hırsa kapılırsa o şeyin sonu kazançla
YEYİM: kapanmaz. Elde ettikleriyle yetinmeyerek daha çoğunun
Kişiler ilk önce çevrelerinden etkilenirler. Kişileri toplumlar peşinde koşan kimseler, elde ettiklerinden daha çok zarara
yetiştirir. Eğer arkadaş çevresi kötü olan bir ortamda ise kötü, uğrarlar.
iyi ve paylaşımcı bir çevrede isek bizde iyi huylu ve AZ VEREN CANDAN ÇOK VEREN MALDAN:
yardımsever insanlar oluruz.
Varlıklı olmayan kimse, yardım, ya da armağan olarak az şey
ASLAN YATTIĞI YERDEN BELLİ OLUR: verebilir. Bu büyük bir fedakârlıktır. Varlıklı kimse birçok şey
Bir kimsenin oturduğu yerin durumu, onun kişiliğini belli eder. verebilir. Bu, onun için özveri sayılmaz.
BABA KORUK YER, OĞLUNUN DİŞİ KAMAŞIR: BAŞ BAŞA VERMEYİNCE TAŞ YERİNDEN KALKMAZ:
Babanın yaptığı kötü bir işin sıkıntısını oğul çeker. Bir insanın gücü sınırlıdır, tek başına her işi yapamaz. Kimi
zor işleri yapması için de başka insanların gücüne, işbirliğine
BABA OĞLUNA BİR BAĞ BAĞIŞLAMIŞ, OĞUL BABAYA
BİR SALKIM ÜZÜM VERMEMİŞ: ihtiyaç duyar. Güçler birleştirilince zor işlerin yapılması da
kolaylaşır.
Babalar çocukları için büyük özveride bulunurlar. Ama
çocuklar babaları için küçük bir özveride bulunmazlar. BAŞ NEREYE GİDERSE AYAK DA ORAYA GİDER:
Küçükler büyüklerin izinden yürür, her işte onları örnek alır.
BACA EĞRİ DE OLSA DUMAN DOĞRU ÇIKAR:
Yaradılışı itibarıyla iyi olan kişi en kötü durumda bile olsa bu BAŞ SALLAMAKLA KAVUK ESKİMEZ:
niteliğini kaybetmez, anlamında bir söz. Bir kimsenin suyunca gitmekten, söylediklerine evet, peki
BAĞA BAK ÜZÜM OLSUN, YEMEYE YÜZÜN OLSUN: demekten zarar gelmez.
Kişi, verim beklediği şeyden istediğini alabilmek için gereken BAŞA GELEN ÇEKİLİR:
harcamalardan kaçınmamalıdır. Yoksa ne yüzle tam verim Uğradığımız kaçınılmaz yıkımlara katlanmaktan başka
bekleyebilir? elimizden ne gelir? Sabırlı olmalıyız.
BAĞLI KOYUN YERİNDE OTLAR:
BAŞA GELMEYİNCE BİLİNMEZ:
İnsan, ne kadar yetenekli ve çalışkan olursa olsun bu yönleri
Başkasının uğradığı bir yıkımın ne kadar acı olduğunu,
ortaya koyabileceği bir ortam ve imkân bulamaz ise iler-
başımıza böyle bir felaket gelmeyince, gereği gibi
leyemez, kendini gösteremez.
anlayamayız.
BAKARSAN BAĞ, BAKMAZSAN DAĞ OLUR:
BEDAVA SİRKE BALDAN TATLIDIR:
Onarılıp bakılan, iyi durumu korunan şeyden yararlanılır,
Para verilmeden elde edilenler değersiz bile olsa, çok değerli
bakımsız bırakılan şey ise işe yaramaz olur.
gözükür.
BAL BAL DEMEKLE AĞIZ TATLANMAZ:
Güzel sözler söylemekle güzel şeyler gerçekleşmez. BENZEYE BENZEYE YAZ, BENZEYE BENZEYE KIŞ
OLUR:
BAL OLAN YERDE SİNEK DE OLUR: Günler birbirinden çok farklı olmadığı halde hava yavaş
Güzel şeyin çevresinde ondan yararlanmak isteyen asalaklar yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış
dolaşır gelir. Bu durum toplumun gelişmesinde ve gerilemesinde de
görünür.
BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR:
Başkalarına güzel şeyler dağıtmakla görevli olan kimse, BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ:
dağıttığından az çok kendisi de yararlanır. Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan iyiliğe, kötülükle
karşılık verebilirler.
BALIK AĞA GİRDİKTEN SONRA AKLI BAŞINA GELİR:
İnsan tedbirsizliği yüzünden bir yıkıma uğradıktan ve iş işten BEŞ PARMAĞIN BEŞİ BİR DEĞİL:
geçtikten sonra neden şöyle yapmadım, neden böyle İnsanlar duygu, yetenek ve benzeri konularda birbirinin
yapmadım diye üzülür. tıpkısı, aynısı değildirler. Çeşitli nitelik ve meziyetlerle birbi-
rinden ayrılırlar.
BALIK BAŞTAN AVLANIR:
Bir şeyi ele geçirebilmek için onu yönetenleri ele geçirmek BİLMEMEK AYIP DEĞİL ÖĞRENMEMEK AYIPTIR:
gerekir. İnsan her şeyi bilemez. Bu, kusur değildir. Ancak bilmediği bir
işi, sorup öğrenmeden yapmaya kalkışmak kusurdur. Çünkü
BALIK BAŞTAN KOKAR:
yanlış ve zararlı bir yola sapılmış olabilir.
Bir işte aksaklık başta olanlardan kaynaklanır.
BİN BİLSEN DE BİR BİLENE DANIŞ:
BANA ARKADAŞINI SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU
SÖYLEYEYİM: İnsan bir şeyi ne denli iyi bilse de, o işi yapmak istediğinde
daha iyi bilen birine akıl sormalıdır.
İnsan, beraber bulunduğu kişilerden etkilenir.
BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN: BİN NASİHATTEN BİR MUSİBET YEĞDİR:
Bazı bencil, çıkarcı kimseler vardır ki, onlar, sırf kendilerine Yanlış bir yol tutmuş kimi insanlar vardır ki, onlara ne kadar
zarar vermiyor diye kötülük yapan kimselere engel olmazlar. çok öğüt verirsen ver, tuttukları yanlış yoldan çevirmekte olan
bu öğütler bir fayda temin etmez. Ama takip ettiği yanlış yolda
BAŞ DİLLE TARTILIR: başına gelen bir felaket, onu doğru yola getirmekte daha etkili
Kişinin aklı, söylediği sözlerle ölçülür. olur.
4
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
Türkçe
400 ATASÖZÜ atölyesi
Türkçe Atölyesi
BİR ADAMA KIRK GÜN NE DERSEN O OLUR: BİTLİ BAKLANIN KÖR ALICISI OLUR:
Sürekli telkinle bir kişinin bilinçaltına birtakım inançlar, Kötü, işe yaramaz nesnelerin, bunlardan anlamayan isteklileri
duygular yerleştirilebilir. olur.
BİRİ YER, BİRİ BAKAR; KIYAMET ONDAN KOPAR: BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR:
Herkesin yararlanabileceği şeyden kimi kişiler yararlanır da Toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar.
başkalarına yararlanma olanağı vermezlerse bundan büyük
kavga çıkar.
5
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
DELİYE HER GÜN BAYRAM: DOĞRU SÖYLEYENİN BİR AYAĞI ÜZENGİDE GEREK:
Hiçbir şeyle bağlantısı olmayan, hiçbir şeyi kendine dert Doğru sözlü olan kişi, bulunduğu yerden ayrılmaya hazır
edinmeyen, istediği yerde dolaşıp dilediği işi yapan delinin olmalıdır. Çünkü sevilmeyen, istenmeyen kişi olacak, orada
bütün günleri bayram özgürlüğü ve şenliği içinde geçer. barınamayacaktır.
Delinin bu başıboş yaşayışını uygulamaya özenenler için de
söylenecek şey budur. DOĞRU SÖYLEYENİN TEPESİ DELİK OLUR:
Doğru söyleyen çok düşman kazanır ve onların karşı saldırı-
DEMİR TAVINDA DÖVÜLÜR: larına hedef olur.
Bir işin yapılması için uygun olan bir durum ve bir zaman
vardır. Doğru söz yemin istemez:
Yemin, yalan olduğu düşünülebilen sözün doğruluğuna
DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR: inandırmak içindir. Sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine
Güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü gereklilik yoktur.
çareye başvurmaları olağandır.
DOĞRULUK MİNAREDE KALMIŞ, ONUN DA İÇİ EĞRİ:
DERDİNİ SÖYLEMEYEN DERMAN BULAMAZ: Doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden
Bizim çözüm yolunu bulamadığımız birçok güçlüklere nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir.
başkaları çözüm bulabilirler. Ancak sıkıntımızın ne olduğunu
kimseye söylemezsek bunun giderilmesi yolunu gösteren DOĞRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR:
bulunmaz. Dürüst kimse bu dünyada çok sıkıntı çekebilir; fakat hiçbir
zaman onur kırıcı bir duruma düşmez. Sendeler ama yere
DERVİŞİN FİKRİ NE İSE ZİKRİ DE ODUR: yüzüstü yuvarlanmaz. Çünkü işlerinden doğruluktan
İnsan, kafasının içindeki düşünce ne ise konuşmasında onu ayrılmayan kişiye Allah her zaman yardım eder.
dile getirir.
7
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
DOST İLE YE, İÇ; ALIŞVERİŞ ETME: EK TOHUMUN HASINI, ÇEKME ERZAK YASINI:
Alışverişte her iki taraf da kendi çıkarını düşüneceğinden Bir girişimden iyi sonuç almak isteyen temeli sağlam
dolayı iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir. kurmalıdır. Nitekim ekilen tohum güzel olursa çıkan ekin de
güzel, güçlü ve bol olur.
DOST KARA GÜNDE BELLİ OLUR:
Gerçek dostlar ancak üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız EKERSEN BAĞ, EKMEZSEN DAĞ OLUR:
bırakmamakla belli olur, anlamında bir atasözü. Bakılıp onarılan şeyler yararlanılacak duruma gelir. Bakımsız
bırakılan şeyler işe yarardan çok zarara sebebiyet verir.
DOST, DOSTUN AYIBINI YÜZÜNE SÖYLER:
Gerçek dostumuz ayıbımızı yüzümüze karşı söyler. EL ELDEN ÜSTÜNDÜR:
Bir konuda çok ileri durumu bulunan kişi, o konunun son
DOST, DOSTUN EYERLENMİŞ ATIDIR: kertesine ulaşmış değildir. Kendisinden ileri ve derece
Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına birbirinden yüksek birçok kimseler daha vardır.
koşmaya hazır durumdadır.
EL ELİ YIKAR, İKİ ELDE YÜZÜ YIKAR:
DOSTUN ATTIĞI TAŞ BAŞ YARMAZ: İyilikten anlayan kimseye bir yardımımız dokunursa, bu kişi
Dostumuzun bizi hırpalaması, gücümüze gitmez. Çünkü bizim iyiliğimizin altında kalmaz. Bizden aldığı güç ve
bunun iyi niyetle ve iyiliğimiz için yapıldığını biliriz. imkânla, daha fazla yardım etmek arzusuyla dolar ve bunu
yapar.
DUT KURUSU İLE YÂR SEVİLMEZ:
Ancak büyük özverilerle elde edilebilecek güzel bir şey, EL ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ SÖYLEYEREK ARAR:
özveride bulunulmadan ele geçirilemez. Bir kimsenin sıkıntısına çare bulacak olan kişi, içinden acı
duyarak değil, zevk ve eğlencesinden geri kalmayarak bu işi
DUVARI NEM, İNSANI GAM YIKAR (DEMİR NEMDEN, yapar.
İNSAN GAMDAN ÇÜRÜR):
Nem demiri nasıl paslandırır, çürütürse gam da insanı öylece EL ELİN NESİNE GÜLEREK GİDER YASINA:
yıpratır, harap eder. Bir kimsenin acısı başkasının umurunda olmaz, bu acıyla
ilgilenir görünse bile keyfini bozmaz.
DÜŞENİN DOSTU OLMAZ:
Zenginle, iş başında olanla herkes dostluk kurar. Çünkü EL ELİYLE YILAN TUTAN, YARISINI YALAN TUTAR:
ondan çıkarları vardır. Zengin kişi yoksul düşünce, iş Kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
başındaki işten ayrılınca, çevresinde o dostlardan kimse
kalmaz. Hepsi, eski dostlarını kötü durumuyla baş başa bı-
rakırlar. ELÇİYE ZEVAL OLMAZ:
Bir kimsenin sözünü başka bir kimseye iletmekle görevli kişi,
DÜNYA TÜKENİR, YALAN TÜKENMEZ: bu sözlerden sorumlu değildir. Sözler kırıcı ise bunda
Dünyada hadsiz, hesapsız yalancı vardır. Bunları huylarından aracının bir suçu yoktur. Onu cezalandırmak gibi bir
vazgeçirmek de olanaksızdır. Yalan, yeryüzünü öyle sarmıştır davranışta bulunulmamalıdır.
ki kıyamet kopsa ona bir şey olmaz.
8
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
HAYIRLI KOMŞU, HAYIRSIZ AKRABADAN İYİDİR: HERKES KAŞIK YAPAR AMA SAPINI MEYDANA GE-
İnsana en yakın olan kimseler her zaman akrabaları değildir. TİREMEZ:
Nice akrabalar vardır ki, uzakta yaşar ve bize her zaman Bir işi yapmadan yapmaya fark vardır. Kusursuz ve en güzel
ulaşamazlar. Kimileri de vefasız olabilir. Oysa ilgi ve iyiliklerini biçimde yapmayı herkes bilemez.
bizden esirgemeyen komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini
görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır. HERKESİN YORULDUĞU YERE HAN YAPILMAZ:
Her ağacın meyvesi olmaz: Dıştan verimli gibi görünen Bir yerde, bir düzende herkesin uymak zorunda olduğu genel
herkes verimli olmaz. kurallar vardır. Bunlar kişinin dileği doğrultusunda
değiştirilemez.
HER ÇOK AZDAN OLUR:
Çok dediğimiz şeyler, azların birikmesiyle meydana gelmiştir. HOCANIN DEDİĞİNİ YAP, YAPTIĞINI YAPMA:
Çoğu elde etmek için azları biriktirmeye önem verilmelidir. Din adamları bize dinin buyruklarını anlatırlar. Buna uymak
gerektir. Ama birçok din adamının davranışları, din
HER DAMARDAN KAN ALINMAZ: buyruklarına aykırı olduğundan gittikleri yola gidilmemelidir.
Her insandan yardım istenmez, istense de alınmaz.
HUYLU HUYUNDAN VAZGEÇMEZ:
HER GÜZELİN BİR KUSURU VARDIR: Bir huy, alışkanlık edinmiş kişiyi bu huyundan,
İyi bir şeyin ya da güzel bir insanın beğenilmeyen bir yanı, alışkanlığından vazgeçirmek için ne denli uğraşılsa boştur,
ufak da olsa bir kusuru mutlaka vardır. Kusuru olmayan iyi ya insanın huyu değişmez.
da güzel bir şey düşünülemez.
IRMAKTAN GEÇERKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ:
HER İŞTE BİR HAYIR VARDIR: Bir iş yapılırken, bir yöntemden başka bir yönteme geçiş,
Kişi, kötümserliğe kapılmamak için olup biten her işi hayra tehlikeli bir durum ve zamanda yapılmamalıdır.
yormalıdır.
ISLANMIŞIN YAĞMURDAN KORKUSU OLMAZ:
HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR: Daha önce bir zarara uğramış kimse, kendisine aynı zararı
Herkes kendinden sorumludur. Kimse bir başkasının tutum verecek şeyden korkmaz.
ve davranışlarından sorumlu tutulamaz.
İĞNEYİ KENDİNE, ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIR:
HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIKTIR: Başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi
İnsanın yapacağı her iş, vücut sağlığına bağlıdır. Sağlık düşün, kendi kendini eleştir.
olmazsa hiçbir iş yapılamaz.
İKİ AT BİR KAZIĞA BAĞLANMAZ:
HER YİĞİDİN BİR YOĞURT YİYİŞİ VARDIR: Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada
Her kişinin kendine özgü bir çalışma yolu, bir iş yapma biçimi yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
vardır.
İKİ BAŞ BİR KAZANDA KAYNAMAZ:
HER YİĞİDİN GÖNLÜNDE BİR ASLAN YATAR: Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kimse, bir arada
Her insanın kendine göre elde etmek, ulaşmak istediği yaşayamaz, birlikte yapılacak iş üzerinde birleşemezler.
yüksek bir amacı bulunur.
İKİ CAMBAZ BİR İPTE OYNAMAZ:
HERKES AKLINI MEZADA VERMİŞ, YİNE KENDİ AKLINI Aynı ölçüde kurnaz, düzenci iki kişi, birbirlerini aldatmak için
ALMIŞ: bütün becerilerini göstereceklerinden, birlikte bir iş göre-
İnsan kendi tutumunu, davranışını başkalarınınkinden daha mezler.
üstün görür. Herhangi bir konuda onun düşündüğüne
benzemeyen başka düşünceler ileri sürülse, kendi İKİ KARPUZ BİR KOLTUĞA SIĞMAZ:
düşüncesini yeğler. Öyle ki bütün insanların akılları ortaya İnsan, iki büyük işi aynı anda yapamaz.
konulup da, her kişi bir akıl seçsin, kendisine akıl edinsin
denilse herkes şimdiki aklını seçip alır. İNSANI DERT, AĞACI KURT YER:
İnsanlar çok fazla üzüldüklerinde sağlıklarını yitirirler.
10
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
İYİ DOST KARA GÜNDE BELLİ OLUR: KARTALA BİR OK DEĞMİŞ, O DA KENDİ YELEĞİNDEN:
Gerçek dostlar ancak üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız Bir kimseye en büyük kötülüğü kendisine çok yakın olanlar
bırakmamakla belli olur. yapar.
İYİ EVLAT BABAYI VEZİR, KÖTÜSÜ REZİL EDER: KASAP SEVDİĞİ POSTU YERDEN YERE VURURMUŞ:
Babaya ün kazandıran da, el içine çıkamayacak bir duruma Kişi kendisine yakın hissettiği, sevdiği dost veya akrabasına
düşüren de evlatlarının tutumudur. Baba, akıllı, şerefli karşı açık sözlü davranır. Onların iyiliği için, hatalarını yüzüne
evladıyla övünür. Kötü, şerefsiz evladından da utanır. söyler. Bazen sert bazen de kırıcı konuşabilir.
İYİ OLACAK HASTANIN DOKTOR AYAĞINA GELİR: KAYMAĞI SEVEN MANDAYI YANINDA TAŞIR:
Allah, kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu Sevdiği şeyden yoksun kalmak istemeyen kişi, onu sağla-
yapacak kimse işin üstüne gelir. yacak araçları eli altında bulundurmalı ve bunun için gereken
sıkıntılara katlanmalıdır.
İYİLİĞE İYİLİK HER KİŞİNİN KÂRI, KÖTÜLÜĞE İYİLİK ER
KİŞİNİN KÂRI: KAYNAYAN KAZAN KAPAK TUTMAZ:
İyiliğe karşı iyilik etmek olağanüstü bir şey değildir. Bunu İçin için büyüyen bir olay, bir duygu, çok geçmeden patlak
herkes yapabilir. Herkesin yapamadığı şey, kötülüğe karşı verir.
iyilik etmektir. Bunu yapabilen kişi olgunluk ve erdemlilik
örneğidir. KAZ GELECEK YERDEN TAVUK ESİRGENMEZ:
Büyük çıkar sağlanan yerden ufak tefek özveriler esirgen-
İYİLİK EDEN İYİLİK BULUR: memelidir.
Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor durumda kalırsa ona
da iyilik yapılır. KEÇİ NEREYE ÇIKARSA OĞLAĞI DA ORAYA ÇIKAR:
Büyüklerin tuttuğu yol küçüklere örnek olur.
İYİLİK ET, DENİZE AT, BALIK BİLMEZSE HALİK BİLİR:
Karşılık beklemeden iyilik yap. İlgili, senden iyilik gördüğünü KEDİ UZANAMADIĞI CİĞERE PİS DER:
bilmese de Tanrı iyilik yaptığını bilir ve sen bu davranışından Kişi, elde edemediği şeyi istemiyormuş, beğenmiyormuş gibi
dolayı bir iç rahatlığı duyarsın. görünür.
KAÇAN BALIK BÜYÜK OLUR: KEL ÖLÜR, SIRMA SAÇLI OLUR; KÖR ÖLÜR, BADEM
Kişi elindeki imkânları iyi ve zamanında kullanmasını GÖZLÜ OLUR:
bilmelidir. Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa küçük İnsan, abartmayı seven bir varlıktır. Bundan dolayı kişi,
bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve uzun zaman aynı şeyleri elinden giden basit, kusurlu birçok şeyi çok önemli, çok
söyler. Çünkü fırsatı değerlendirememenin beceriksizliğini güzelmiş gibi anlatır.
hisseder durur.
11
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
12
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
Türkçe
M-N-O
400 ATASÖZÜ atölyesi
Türkçe Atölyesi
Ö-P
MİSAFİR ON KISMETLE GELİR; BİRİNİ YER, DOKUZUNU OYNAMASINI BİLMEYEN GELİN, YERİM DAR DERMİŞ:
BIRAKIR: Kimi beceriksiz, başarısız, kendisinden bekleneni veremeyen
Türkler inanırlar ki konuk, ev sahibine fazla bir gider kişiler bazı bahanelerin arkasına saklanarak açıklarını
yüklemez Allah, konuğun yediğinden kat kat fazlasını, konuk kapatmaya çalışırlar.
ağırlıyor diye, ev sahibine verir.
ÖFKE BALDAN TATLIDIR:
MİSAFİRİN UMDUĞU EV SAHİBİNE İKİ ÖĞÜN OLUR: Kızarak bağırıp çağırmak insanı rahatlatır.
Misafir, ev sahibinin kendine çok şeyler ikram edeceğini umar
ama beklediklerini bulamayabilir. ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUR:
Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Kişi,
MUHABBET İKİ BAŞTAN OLUR: öfkeli zamanında duygularını kontrol edemez, stres al-
Karı koca gibi, iş ortağı gibi birlikte yaşayacak, birlikte iş tındadır. İyi düşünemez; yaptığı davranışların nasıl bir sonuç
görecek kimseler arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır. Biri doğuracağını hesap edemez. Sonunda bu ölçüsüz, yanlış
ötekini sever de o, berikini sevmezse dirlik, düzen olmaz. davranışının zararını görür.
Kurulan birlik sarsılır.
ÖKÜZE BOYNU YÜK DEĞİL:
MUM DİBİNE IŞIK VERMEZ: Meşgul olduğu iş, kişiye yük olmaz. Onları yaşamının bir
İnsanlar başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına parçası olarak kabul eder.
yapmaz.
ÖLMÜŞ EŞEK, KURTTAN KORKMAZ:
NASİHAT İSTERSEN, TEMBELE İŞ BUYUR: Her şeyini yitirmiş olan kişinin saldırgana bir şey
Tembel kişi, kendisine buyrulan iş için çözüm yolları gösterir. kaptırmaktan korkusu olmaz.
İstenileni yapacak yerde o işin yapılmasına gerek olmadığını
söyler. Bununla da yetinmez, o işi kendi yararına uygun ÖLÜMÜ GÖREN HASTALIĞA RAZI OLUR:
düşecek biçimde yapmayı önerir. Küçük bir zararı kabul etmeyen kimse çok büyük bir zarara
uğrayacağını anlarsa, bu küçük zararı kabul eder.
NASİHAT TUTMAYANI MUSİBET TUTAR:
Eğer verilen nasihatler yani öğütler dinlenmez ve insan bu ÖPÜLECEK EL ISIRILMAZ:
nasihatlere zıt bir şekilde davranırsa, başına kötü şeyler Saygı gösterilmesi gereken kimse incitilmemelidir.
gelebilir.
PAÇA ISLANMADAN BALIK TUTULMAZ:
NE EKERSEN ONU BİÇERSİN: Hiçbir nimet zahmet çekilmeden, özveriye katlanılmadan elde
Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün. edilemez.
TATLI DİL YILANI DELİĞİNDEN ÇIKARIR: YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR:
Tatlılıkla, yumuşak, gönül okşayıcı konuşma herkesi etkiler, Söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır.
azgın düşmanı bile yola getirir.
YALNIZ ÖKÜZ, ÇİFTE KOŞULMAZ:
TAVŞAN DAĞA KÜSMÜŞ, DAĞIN HABERİ OLMAMIŞ: İki kişi ile yapılması gereken bir işi tek kişi ile yapmaya
Önemsiz kişi, önemli kişiye küsse, önemli kişinin umurunda kalkışmak yanlıştır.
bile olmaz.
YALNIZ TAŞ DUVAR OLMAZ:
TEKKEYİ BEKLEYEN ÇORBAYI İÇER: Nasıl, bir tek taş ile duvar örülemezse, insan da tek başına
İyi bir sonuç elde etmek için bir yerde uzun süre çalışan, önemli bir iş başaramaz. Başkalarıyla ilişki kurmak, iş birliği
sabırla bekleyen kişi, katlandığı sıkıntıların karşılığını görür. yapmak zorundadır.
ÜZÜMÜNÜ YE, BAĞINI SORMA: YAZIN GÖLGE HOŞ, KIŞIN ÇUVAL BOŞ:
Önemli olan, sana bir nimetin gelmiş olmasıdır. Ondan (1) Yazın çalışma, kazanma günleridir. Bu zamanlarda çalış-
yararlanmaya bak. Nereden geldiğini bilmene gerek yoktur. mayıp keyiflerine bakanlar, gününü gün ederler, kışın zor
şartlarında yiyecek bulamazlar; sıkıntıya düşer ve ona buna
VERİRSEN VERESİYE, BATARSIN KARASUYA: avuç açarlar. (2) Gençliğinde ya da sağlıklıyken çalışmayıp
Veresiye bir şey verme. Çünkü alanların borçlarını ödeme- tembel tembel oturan, eğlenceye dalan, mal-mülk
meleri yüzünden batabilirsin. edinmeyen, kazanç sağlamayan kimse ihtiyarlığında ya da
hastalığında sıkıntıya düşer; perişan olur.
YABANCI KOYUN KENARA YATAR:
Bir yere yeni gelen kimse, çevredekilere pek yanaşmaz. YİĞİT BİN YAŞAR, FIRSAT BİR DÜŞER:
Zaten onlar da kendisini hemen aralarına almazlar. Kişiye ömrü boyunca ancak bir kez çok önemli bir iş yapma
fırsatı geçer, bu fırsatı kaçırmamalıdır.
YALANCININ EVİ YANMIŞ, KİMSE İNANMAMIŞ:
Yalan söylemeyi huy edinen kimsenin sözlerine, gerçeği
söylediği zaman bile inanılmaz.
15
Ortaokulda öğrenilmesi gereken
ATASÖZÜ NEDİR?
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum
tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere atasözü denir. Türkçe'de "sav" ve
"irsal-i mesel" olarak da adlanılır.
ATASÖZLERİNİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Bu sözler törelere, geleneklere, tecrübelere, akla ve gerçeğe dayanır.
Halkın ortak düşüncesini, inancını, duyusunu, ahlak anlayışını, kültürünü, felsefesini yansıtırlar.
Kültürün aynasıdırlar.
Eğitici ve öğreticidirler. (Didaktik)
Genellikle mecazi anlam taşırlar.
Anonimdirler. Halk arasında dilden dile dolaşarak gelecek kuşaklara aktarılırlar.
Söz ve mana sanatlarıyla örülmüşlerdir.
Kalıplaşmış, doğal (tabii), kısa ve özlü sözlerdir.
1. Deyimler kavram ve durum bildirirler; atasözleri ise bir yargı ifade eder.
2. Deyimlerin mecazlı anlamı vardır; atasözlerinde bu şart değildir.
3. Deyimlerde kesin hüküm, öğüt, yol göstericilik yoktur. Bu yüzden genel kural oluşturmaz. Atasözleri
ise kesin bir yargı bildirir.
4. Deyimlerin öyküsü, efsanesi ve kaynağı genellikle vardır; atasözleri anonimdir, söyleyenleri belli
değildir.
5. Deyimleri anlatım kalıbı olarak görebiliriz, atasözleri ise tek başlarına bir cümledir.
NOT:
ATASÖZLERİNİN BAŞINA "SAKİN UNUTMA" İFADESİ GETİRİLDİĞİNDE ANLAMLI BİR CÜMLE OLUR FAKAT
BU İFADEYİ DEYİMLERE GETİRDİĞİMİZDE ANLAMLI BİR CÜMLE ORTAYA ÇIKMAZ. BU YÖNTEMLE DEYİM
VE ATAÖSZLEİRİNİ BİRBİRİNDEN AYIRABİLİRSİNİZ.