Professional Documents
Culture Documents
Kurt Vonnegut Ölümlüler Uyurken April Yayınları
Kurt Vonnegut Ölümlüler Uyurken April Yayınları
Kurt Vonnegut Ölümlüler Uyurken April Yayınları
• • • • ••
OLUMLULER
UYURKEN
şey
ve sürekli aklıma gelip duran
1 o\ıın _ vakur ve etkisiz de denebilir w
•• •• ••
OLUMLULER
UYURKEN
KURT VONNEGUT
A P R 1 l
Yayın No: 12
A
•
P R 1 L
1. Bask ı : Mayıs, 2011
Yayın Yönetmeni
K. Egemen iPEK
Editör
Nazlı Berivan AK
Türkçesi
Kıvanç GÜNEY
Kapak Tasarım
Mineral Tasanm
Baskı
Özkan Matbaacılık
Yayın
A.P.R.I.L Yayıncılık
Cinnah Cad. Kırkpınar Sok.
5/4 06690 Çankaya-ANKARA
Tel: (0312) 440 80 11
Fax: (0312) 440 89 10
www.aprilyayincilik.com
bilgi@aprilyayinciiik.com
3
Ölümlüler Uyurken
4
Kurt Vonn egut
5
Ölümlüler Uyurken
6
Kurt Vonnegut
7
Ölümlüler Uyurken
Dave Eggers
B
iÇiNDEKiLER
a· ·· ··
3
,.
Jenny. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . .. . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . 11
Tango . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 183
Bomar .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 201
9
JEN NY
11
Jen ny
12
K urt Von negut
13
Jenny
14
K urt Von negut
ıs
Jenny
16
Kurt Vonnegut
17
Jenny
18
K u rt Vonne gut
19
Jenny
20
Kurt Vonn egut
21
Jenn y
rıldandı.
22
K u rt Vonne gut
�-
O fis i aradığımda, bana s adec e J enny v e G eorg e ile bir
likte g idebileceğimi değil, g itmem gerektiğini s öylediler.
G eorg e'nin, Jenny ile bir likte, şirketin en s adık çalışanı ol
duğu Y e bize ihtiyaç duyduğu böyle bir zamanda ona yar
dımcı olmak için elimden g elen her şeyi yapmam g er ektiği
s öylendi.
23
Jenn y
"Neymiş?" dedim.
"Kimden?" dedim.
24
K u rt Vonn egut
25
Jen ny
26
K urt Vonnegut
27
Jenny
28
K u rt Von negut
29
Jenn y
30
Kurt Vonnegut
31
Je nny
32
K urt Vonnegut
33
Jenny
34
EPiZOOTiK
37
Epizootik
38
Kurt Vonn egut
39
Epizootik
40
Kurt Vonnegut
" Peki," dedi Breed genç Dr. Everett'e, "Siz evli misi
.
ıuz.;ı "
41
E p izootik
42
Kurt Von negut
43
Epizoot ik
44
-�
'1
11
1,./ /
1\
r '·
\� , /�\
ı
' '1
�/
' 1
�-
1
' .,
\\ ' - " ·-
1 ı
i
l-
i
\
\\
/
'
'
/
/
,/
//
//
\\... --
/
-------
,/"'
.&ıJe.Pi.IJJr 'D"- AN
l �rtiJ.I f6NT" }H 1 �N
at � V I0/3j() r'
YÜZ DOLARLI K Ö P Ü C Ü KLER
C: Evet efendim.
C: Biliyorum.
S: :rvı esleğiniz?
C: Evet
47
Yüz D ol arlık Öpücükler
C: Hayır.
S: Nasıl isterseniz?
48
Kurt Vonn egut
S: Hastalıklı mı?
S: Evli mi?
C: Çok hoş, güzel, sevgi dolu bir kızla. Evde onu bek
leyen harika bir karısı var. Genç Hıristiyan Erkekler Ce
rniyeti'nde tıkılı kalmış falan değil yani.
49
Yüz Dolarlık Öpücükler
S : Be n size soruyorum.
S : Neden?
50
Kurt Vonnegut
yer Patty Lee :rvlinor d enen kızın iki sayfalık bir resmiydi
Kızın üzerinde selofan bir sabahilk vardı. Verne bir yan
dan resme bakarken, bir yandan da telefonda bir şeyler
dinliyordu. Elini ahizellin üstüne kapatmıştı. Sanki tele
fond a çok harika bir şey varmış gibi, bana göz kırptı.
Kendi telefonurodan mutlaka benim de dinlernemi işaret
etti. Parmaklarıvla üç yapıp uçuncu hatta bağlanmaını
söyl edi
51
Yüz Dolarlık Öpü cükler
S: Hapşırdınız mı?
52
Kurt Vonnegut
C: Bilmiyor musunuz?
S: Devam edin.
S: Ne?
53
Yüz D ola rlık Öpüc ükler
C: Evet.
S: Sıvadı mı?
S: Anlıyorum.
54
K urt Vonnegut
S: Ferd kim?
ss
Yüz Dolarl ı k Öpücükler
C: Biraz sustu. Sonra çok ters, gergin bir sesle dedi ki:
"Kimsiniz siz? Birileri bana şantaj yapmaya m1 çalış1yor?
Eğer öyleyse, cehennemin dibine kadar yolun var. Git bü
tün hikayeyi gazetelere anlat istiyorsan. Ben bunu hiçbir
zaman saklamaya çalışmad1m ki. On alu yaş1ndayken
Harry Barker diye bir çocukla evlendim. Ikimiz de lise
ikideydik ve bebeğim olacağ1 için evlenmek zorunda kal
mıştlk. Bütün dünyaya anlat, urourumda bile değil." Sonra
da Harry, "Bebek öldü, Melody Arlene. Küçük beb eğin
sen çekip gittikten iki y1l sonra öldü," dedi.
S: Ne dedi?
S: Hayrr.
56
Kurt Vonnegut
S: Sonra?
C: Öyle oldu.
C: Aynen.
57
Yüz Dolarlık Öpücükler
S: Yere serdiniz?
58
K i Ş i S E L VAS i ------
61
K işisel Vasi
62
Kurt Vonnegut
63
K işisel Vasi
64
Kurt Vonnegut
�-
Charley'in içkisi geldi.
Atlantic House'nin sahibi Ned Crosby de içkiyle birlik
te masaya damlayıverdi. Garson kız içkiyi Charley'in önü
ne bıraktığında, Ned de karşısındaki sandalyeye oturmuş
tu.
"Selam Charley, " dedi Ned tatlı tatlı, neler döndüğünü
anlamaya çalışarak.
Charley içki için garsona teşekkür edip, Ned'e cevap
vermeden önce birazcık oyalandı. "Selam N ed, " dedi.
"Maalesef o sandalyeyi birazdan boş bırakmak zorunda
kalacaksın. Benim çocuk artık her an gelebilir."
"İçki onun için mi? " dedi Ned.
"Benim için, " dedi Charley. Yüzünde sakin bir tebes
süm belirdi.
65
Ki�isel V a s i
66
Kurt V onn egut
67
K işisel Vasi
68
Kurt V onn egut
69
K işisel V asi
70
Kurt Vonn egut
71
K işisel V asi
72
Kurt Vonn egut
73
Eli GAZ P EDAL I N DA
75
E l i Gaz P e d a l ı n d a
76
Kurt Von negut
77
Eli Gaz Pedalında
78
K u rt Vonnegut
79
E li Gaz P ed a lın d a
so
K urt Vonnegut
sı
Eli Gaz Pedalı n da
82
K urt Vonnegut
Earl dergiyi bıraktı. "Anne," dedi düz bir sesle, "Her iyi
evlat gib� ben de seni yürekten seviyorum. Ama artık se
nin küçük oğlun değilim . Yetişkin bir erkek olarak, kendi
kararımı kendim vermeye, hayatımı yönetmene izin ver
ınemeye hakkım var. Ella ile aramızda hiçbir sorun yok ve
ne zaman boş vaktim olsa zaten dışarıya çıkıyoruz. Değil
mi, Ella?"
83
E l i Gaz Pedalında
84
Kurt Vo n n e g u t
"Pekala," dedi Earl işini bilen bir adam edasıyla, "Ş im
di, nasıl bir durum yaratalım?"
85
Eli Gaz Pedalında
"Fırlayayım mı?"
86
K u rt Vonnegut
87
Eli G a z Pedalında
Earl, Harry'in koluna bir şaplak attı. «Sen iyi bir dost
sun!"
88
K u rt Vonnegut
"Sıcak Kutu!"
" Earl, evde yiyecek pek bir şey yok," dedi Ella üzgün
bir sesle.
89
Eli Gaz Peda lınd a
"Annen gitti."
90
K u rt Vo n n egut
91
Eli Gaz Pedalında
'�klıru mı kaçırdın?"
92
Kurt V onnegut
''Yo, yo, yo l" diye yalvardı Earl. «Lütfen anne! Pes edi
yorum, teslim olduml"
"Grrrr-grc:aaat'l'l'lfll! Geliyor!"
93
E l i Gaz Pedalında
"Hmın?"
"Ne o?"
94
K urt Vonnegut
9S
K IZ H AVUZU
97
Kız Havuzu
98
K urt V onnegut
99
Kız Havuzu
100
Kurt V onnegut
101
K ı z H avuzu
102
Kurt Vonne gut
103
K ı z Havuzu
104
K urt Vonnegut
"Belki de," dedi ses, "Kalbi buz kesmiştir de, gidip po
lis e sö yl er ki bu çocuğu vursunlar, o da kendisiyle gurur
duyarak mutlu olsun."
Kayıt bitti.
105
Kız Havuzu
"Ben iyiyim. Yok bir şey,' ' dedi Amy gergin bir se sle.
106
K u rt Vonnegut
107
K ız H avuzu
108
Kurt Vonnegut
109
Kız Havuzu
1 10
K u rt Vonnegut
lll
Kız H avuzu
112
K urt Vonnegut
113
K ı z H avuzu
1 14
Kurt Vonnegut
115
Ktz H avuzu
1 16
RUTH
1 19
R uth
120
Kurt Vonnegut
121
R uth
122
Kurt Vonn egut
123
Ruth
1 24
Kurt Vonne gut
12 5
R uth
1 26
K u rt Vo n n e g ut
127
Ruth
dinledi. "Bir gün yaşamak için tek rar güneye gitmeyi ister
sin herhalde."
128
K u rt Vonnegut
129
R uth
-�
"427 numaralı tren, Seneca, dördüm·ü perondan kalkacak,"
130
Kurt Von negut
131
Ruth
132
Kurt Vonneg ut
' 'Ilerleyelim!''
133
Ruth
«ileriey elim!''
«Hemen efendim!''
134
K u rt Vonnegut
135
Ruth
"Trene mi bineceksiniz?"
1 36
/
(
Ö L Ü M LÜ L E R UYU RK E N
1 39
Ölümlü ler Uyurken
"Ben . . . Bilmem."
1 40
Kurt V onnegut
"Ondan daha büyük bir iş. Evlat, artık Yıl l ı k N oel Dı�
Aydınlarması Yarışması'nın tanıum müdür yardımcısısın.
Gazere için yaptığın o mü thiş, özverili işierden haberim
bile yok sanıyordun herhalde, ha?" Elimi sıktı. "Eh, işte
cevabını aldın. Te brikler."
ı41
Ö l ü m l ü l e r Uyurken
142
K urt Vonnegut
1 43
Ölümlüler Uyurken
"Efendim?" dedim.
1 44
K u rt Vonnegut
14 5
Öl ümlüler Uyu rke n
146
Kurt Vonnegut
"Dindardıruz, ha?"
"Ya anneniz?"
"Çok üzüldüm."
147
Ölümlüler Uyurken
1 48
K u rt Vonne gut
149
Ölümlüler Uyu rken
ıso
Kurt Vonnegut
ısı
Ölümlüler Uyurken
"Kazanır mı dersin?"
152
Kurt Vonnegut
1 53
Ö l ü m l ü l e r Uyurken
1 54
Kurt Vonnegut
"Bu bir mucize;' dedim. "Bu küçük haberi alıp iyice şi
şirerek N oel'i canlandırdıruz."
155
Ö l ü ml ü l e r Uyurken
�-
Aramalar kayıp figürlerin peşine düşülen gerçek bir av
dan çok, gelişigüzel ve oyun oynar gibi dolaşan bir fener
alayı gibiydi. Gerçekçi olmak gerekirse, arama yapan in
sanların pek fazla şansı da yoktu. Çok gürültü yapıyor ve
sadece keyifli ya da ilginç olacağını düşündükleri yerlere
gidiyorlardı.
Ama yine de, kendilerini yaptıklan şeyin alegorik anla
mına öylesine kaptırmışlardı ki gazetenin yardımına gerek
kalmadan, kendiliğinden, güçlü bir beklenti doğmuştu.
Noel gecesi kutsal ailenin bulunacağına herkes inanıyordu.
Ama o arife gecesi, şehrin üzerinde hırsızbğa kurban
giden J. Sprague Fleet:wood, namı diğer Kuduz Köpek
Gribbon'un malikanesi üstündeki bir balondan sarkan
yıldız dışında, yeni bir yıldız parlamadı.
Belediye başkanı, büyük bir imalatçı şirketin genel baş
kanı ve Emlakçılar Odası başkanı, belediye başkanına ait
limuzinin arka koltuğuncia giderken, Hackleman'la ikimiz
de önlerindeki koltuklarda oturuyorduk. Kayıp olan suret
Ierin yerine yenilerini koymuş olan Gribbon'a birincilik
belgesini vermeye gidiyorduk.
"Şuradaki sokağa mı sapayım?" dedi şoför.
"Sen yıldızı takip et yeter," dedim.
"O sadece bir ışık, parası olan herkesin evinin tepesine
asabileceği bir ışık," dedi Hackleman.
"Sen şu lanet olası ışığı takip et," dedim.
Smokinini giymiş bizi bekleyen Gribbon, kapıyı kendisi
açtı. "Beyler, N oel'iniz kutlu olsun." Gözleri yerde, elleri-
156
Kurt Von negut
1 57
Ö lümlüler Uyurken
1 58
Kurt Vonnegut
159
Ö l ü m lü l e r Uyurken
160
K u rt Von n e gut
161
Ö lümlüler Uyurken
162
S Ö N , K ISAC IK M U M
165
Sön, Kısa cık M um
1 66
K u rt Vonnegut
167
Sön, K ısacık M u m
kalmış uzun bir burnu olan, uzun boylu, ince, telgraf di
reği kadar süssüz bir kadın - biraz da olsa fazlası olduğu
nu hissettiremiyordu ona. Aynen Ed gibi, onlar da böyle
bir şeye kalkışmıyordu bile.
Buz gibi geçen bir ziyaretin ardından, aşık adaylarından
biri hava ve ekinler hakkında bir ş e y l er nurıldanıp şapka
sını elinde b urarak gider gitmez, Schenectady'dan gelen
mektuplara fazlasıyla gereksinim duyardı Annie. Kapıyı
kilitler, panjurları indirir, yatağa uzanır ve ya karnı acıktığı,
ya uykusu geldiği ya da kapı çalındığı için bir dahaki sefere
kadar yine saklamak zorunda kalıncaya kadar, tekrar tek
rar okurdu o mektupları.
168
K urt Vonnegut
169
Sön, Kısa cık M um
170
Kurt Vonn egut
171
Sön, K ıs a c ı k M u m
172
Kurt Von negut
173
Sön , Kısacık M um
" Bir şey değil efendim," dedi şoför. Kapıyı kap atmaya
ydtendi ama sonra duraksadı.
174
Kurt Vonnegut
175
Sön, K ısa cık Mum
1 76
Kurt Vonnegut
177
Sön, Kısacık Mu m
178
K u rt Von n egut
179
Sön, Kısacık Mum
ı so
TAN G O
18 3
Ta ngo
184
K u rt Vonnegut
18 5
T ango
186
Kurt Vonn egut
187
Tango
"Rob ert! " dedim. "Burası sadece bir ev. Eğer seni sıkı
yorsa, miras kaldığı zaman neden satmayasın ki."
188
K urt Vonnegut
189
Tango
190
K urt Vonnegut
"Olabilir," dedi.
191
Tango
192
K urt Vonnegut
Bir adım geri çekildi. "Şimdi, böyle haince bir şeyi ne
den söyledin ki? Kimmiş benden utanan, bilmek isterim? "
193
Tango
'ryo," dedi Marie soğuk bir sesle. "Neden bir şey oldu
ğunu düşündün ki?''
194
K u rt Vonn�
egut
-------------------
195
Tango
196
Kurt Vonnegut
'1\ h-hal Büyük fare avasıl" dedi çıldırmış gibi Beni bir
yumrukta yere serdi. "Bu fare nasıl pençeliyormuş baka
lım?" Tekrar kapıyı yumrukladı. "Kalkın haydi, içe.ridekiler!"
197
Tango
«Hayu efendim."
«o da toplaruyor," dedi
«öyle m i?"
«Söyle."
198
Kurt Vonnegut
199
Q:):
.. .
•
�
BO M AR
201
Bom a r
202
Kurt Vonnegut
203
Bom ar
204
Kurt Vonn egut
" Dawson mu?" dedi Carmody. Baş ını iki yana salladı.
" Redfıeld? Yok, yok, Redfield de değildi."
205
Bo ma r
206
K u rt Von negut
207
Bom a r
208
Kurt V onnegut
209
Bom ar
210
Kurt Vonnegut
şarkı söyler gbi. " D em ek, yarın Fessenden Efendi ile ni
hayet y üz yüze geliyorum. Güzel!"
211
Bomar
�-
Miss D aily, heyecandan pespembe bir surada ofiste
oturmuş Bomar'ı beklerken, nefesi daralıyordu. Tedirgin
parmaklada kağıtları karışursa da, bir iş yapamıyordu.
Dudakları kıpırdıyor ama bir şey söylemiyordu.
"Ha?" dedi Carmody. "Ne dediniz Miss D aily?"
"Sizinle konuşmuyordum," dedi Miss Daily kibarca.
''Aklımdan, söyleyeceklerimi toparlıyordum."
"Iş te böyle. Ona bir güzel haddini bildireceksiniz, ha?"
"Bomar, seni yaşlı serseri," dedi S terling koridordan,
o fis kapısının hemen yanından. "Seni görmek ne güzel!"
Miss Daily'in sinirden parmağı atınca kurşun kaleminin
ucu kırıldı ve Sterling'le Broom içeri girdi.
Broom inanılmaz derecede iri ve leş kokulu bir puroyu
tüttürerek, aşağılayıcı bir bakışla o fisi süzdü. "Ucuz karna
ralar gibi," dedi. "Nasıl dayanıyorsun? Daha on saniyedir
buradayım ama beni çıldırtmaya yetti."
Miss Daily bembeyaz kesmiş bir surada titriyor ama
henüz konuşamıyor, yerinden kıpırdayamıyordu.
"Insanlar ciciden böyle mi yaşıyor yani?" dedi Broom.
212
K u rt Vo n n egut
213
Bom ar
214
K urt Von negut
Fesse nden?" dedi M iss Daily. "Bir kez olsun bencilce dav
ranmamış olmak sizi mutlu etmiyor mu?"
" Ehı çok komik bir şaka olm adığını sö ylemem gere
kir," dedi Miss Daily. "Bana budala gibi davranmanız b ü
yük bir kabalıktı."
215
Borna r
216
B ÖR REKSiZ ADAM
2 17
Börreksiz Adam
218
Kurt Vonnegut
219
Börreksiz Adam
220
Kurt V onn egut
22 1
Börreksiz Ad am
222
Kurt V onnegut
223
Börreksiz Adam
224
BAY Z.
227
B ay Z.
228
Kurt Von negut
" Ö ldü o," dedi B ayan St. Pierre. Sesi üzgün değildi. Il
gileniyor gibi de değildi.
229
Bay Z.
230
Kurt Vonneg ut
keti yırtıp düzleş tirerek sayfa haline getirdi. ' 'Pekala," de
di, "Başlıyoruz cici çocuk. Adını Bay Z'nin Tüyler Orperten
Hayat Hıkayesi koyacağız, seni korumak için. Bir çifdikte
dünyaya gelmiştiniz, değil mi B ay Z?"
231
Bay Z .
232
K urt Vonne gut
İki hafta pek fazla bir olay olmadan geçti. George öl
dürüleceğinden hiç endişe etmiyordu. Gratz'ın onu ilahi
yat Fakültesi dekanına ait garajın üstündeki odasında bu-
233
Bay Z .
234
Kurt Vonnegut
235
Bay Z .
236
Kurt Von negut
237
Bay Z.
238
K u rt Vonne gut
239
Ba y Z.
240
Kurt Von n egut
"Selam," dedi .
24 1
Bay Z.
Sonra da gitti
242
Kurt Vonnegut
243
Ba y Z.
244
Kurt V onnegut
Ona evlenme teklif etti. Gloria da kabul etti. İyi bir ev
lilik oldu. Bu her ikisi için de masumiyetİn sonuydu.
24 5
YI L DA ıo .ooo s,
ÇOC U K OYU N CAG I
247
Yılda ıo . o o o ı, Çocu k Oyu ncağı
Gino başını iki yana salladı. cco daha iyiydi. Hayal dahi
edemezsin. Sana bazı p laklar çalabilirim, ki o günlerdeki
kayıtların o kadar kötü olmasına rağmen, Nicky'in baba
sının sesi bugün dinleyebileceğin her şeyden daha fazla
nefes kesiyor. O ses gibi bi r mucizeyi hiç fark etmeden
nesiller gelip geçebilir. Sonra da sen kalk, yirmi dokuz ya
şında öl."
248
K u rt Vonne gut
bıraktı. Benimle bir veda içkisi içer misin, yoksa daha yeni
kahvaltı ettin ve de içki için çok mu erken?"
"Bu tam bir veda değil. Bir-iki güne ancak taşınırız. Iç
ki davetini unutma ama, tcşekkürler. Şimdi Nicky'in bir
kaç kitabını geri verınem gerek."
249
Yılda ıo.ooo $1 Çoc uk Oyuncağı
250
Kurt Vonnegut
"Hı hı."
2 51
Yılda ıo.ooo $, Çocu k Oyu ncağı
"Söylemeliyim ve söylüyorum."
2 52
K u rt Vonnegut
253
Yılda ıo .ooo ı, Çocuk Oyuncağı
254
Kurt Von n egut
"Konu o değil!"
255
Y ılda ıo.ooo ı, Çocuk Oyuncağı
" Belki ihmal etmeyip ondan bir şeyler alsak iyi olur,"
dedi karım bir sabah, kahvaltıda. ' 'Almadığımız için gü
cenmiştir belki de."
256
Kurt Vonnegut
257
Yılda ıo.ooo s, Çocuk Oyuncağı
"Zehirli mi?"
2 58
K u rt Von negut
2 59
Yıld a ıo.ooo $1 Çocu k Oyuncağı
"Bu çok utanç verici," dedi Ellen. "Ne yap ayım ben
bunu? Nereye kayabilirim ki?"
260
Kurt Vonnegut
261
Yılda ıo.ooo $1 Çocuk Oyu ncağı
"Kimden?"
262
K u rt Von n egut
"Ne güzel."
"Bir sanat haini gibi konuştunuz, öyle bir şey varsa ta-
263
Yılda ıo.ooo $1 Çoc uk Oyuncağı
"O derdi. Annesi öyle derdi. Ben hiç dem edim. Sadece
karşı çıkmadım, o kadar. O koca yalan onun bütün haya
tıydı. İyi olmadığını söyleseydim, kendini öldürebilirdı, ki
bir şeyler söylemem gereken noktaya gitgide daha çok
yaklaşıyorduk."
"On bin."
264
K u rt Vonn egut
265
PARAN I N SÖZÜ GEÇER
267
Paranın Sözü Geçer
u Hayır."
268
Kurt Vonnegut
269
Para n ın Sözü Geçer
270
Kurt Vonnegut
"Ben öyle bir şey demedim," ded i kız. "Öyle bir şey
iddia etmedim."
"Şey, iddia ettiğiniz her neyse odur işte," dedi Ben. "Siz
bana kulak asmayın." Kafasını sallayıp, hayretler içinde, o
markette geçen iki ölü yılın nereye gittiğini düşündü. En
dişe ve başının etini yiyen milyonlarca ayrıntı onca za
mandır onu esir almış, hissizleştirrniş, içini kurutrnuştu.
Aşk ya da eğlence için hiç zamanı kalmamıştı, hatta bun
ları düşünrnek için bile.
271
Paranın Sözü Geçer
«iş hattı," dedi Ben . Artık bunun pek bir önemi yoktu.
«Şimdi ne yapacaksınız?"
«Soğuk bir iş," dedi Ben. "Yalnız bir iş; elinde bir tır
mıkla tek basınasın."
272
K urt Vonnegut
273
Para n ı n Sözü Geçer
274
K u rt Vonne gut
275
Para nın Sözü Geçer
" Kader ne garip şey," dedi Ben, "Bizi bu gece böyle bir
araya getirdi."
276
Kurt Vonnegut
277
Pa ra nın Sözü Geçer
"Ş ey, Jen de bilirsin," dedi Ben. "Bazen iki yıl on dakika
gibi gelir. Bazen de on dakika iki yıl gibi."
2 78
Kurt Vonnegut
"Rose, bak. . . Ben . . . " dedi Ben. Söyleyecek bir şey bu
lamadı.
279
Para n ı n Sözü Geçer
280
Kurt Vonn egut
281
Paranın Sözü Geç er
"B aşka her şeyi unut," dedi Ben. "Önemli olan biziz."
28 2
K u rt Von negut
283
Para nın Sözü Geçer
Ro se irkildi.
284
Kurt Von n egut
285
Paranın Sözü Geçer
286
ŞARLATAN LAR
289
Şa rla tanlar
290
Kurt Vonnegut
291
Şa datanlar
292
K u rt Von negut
�-
Sokağın karşısındaysa, Sylvia Lazarto kocasına ait
stüdyonun ön penceresine bir gazete yazısı bantlıyordu.
Stedman'a şarlatan diyen gazete yazısını.
Yazıyı şarlatan olayı yüzünden değil, kocası John
Lazarto hakkında yazılanları herkesin görebilmesi için
bantlıyordu Sylvia. Lazarto'nun Florida'da resim yapan
soyutçular arasındaki en heyecan verici genç ressam oldu
ğu söyleniyordu yazıda. Lazarto'nun karmaşık duyguları
inanılmaz derecede basit unsurlada ifade edebildiği söyle
niyordu. Lazarto'nun resimlerini dünyadaki en nadır bu
lunan boyayla yaptığı, Lazarto'nun ruhuyla resim yaptığı,
söyleniyordu.
"-\yrıca Lazarto'nun Chicago'nun kenar mahallelerin
den birinde keşfcdildiği, sanat katiyerine mucize çocuk
olarak başladığı söyleni1·ordu. Daha yirmi üç 1·aşındaydı.
.-\kademiye gitmemişti. Kendi kendini eğitmişti.
Bütün övgülerle birlikte iki yüz dolarlık birincilik ödü
lünü de kazanan tablo, gazeteden kesilmiş olan yazının
yanında, pencerede duruyordu.
Lazarto tabloda fırtınadan hemen önceki o gebe dura
ğanlığı, dev sızıyı \'e soğuk terleri tuvale hapsetmeye ça
l ışmıştı. Bulutlar gerçek bulut gibi değildi. B üyük ve gri
granit kadar sert ama yine de süngerimsi \'e ıpıslak - kaya
lara benziyorlardı. Yeryüzü de gerçek yeryüzüne benze
miyordu. Sıcak, leke leke olmuş, bakır bir yüzey gibiydi.
293
Ş ariata n l a r
294
Kurt Vonnegut
295
Ş arlatanlar
Sylvia gidip kap ıyı açtı. Dışarıda pek mağrur bir Lerdi
S tedman, p e k zavallı bir Lord S tedman ve olayla pek ilgili
bir kalabalık vardı.
296
Kurt Vonnegut
297
Ş a rlata n l a r
298
Kurt Von n egut
299
Şa rlata n l a r
300
Kurt Vonne gut
301
Ş a rl ata n lar
�-
Saat sabahın biri olduğunda, Durling Stedman nere
deyse keçileri kaçırmak üzereydi. Karşısındaki tuvale ton
larca boya sürülmüştü. Taniareası da kazınıp temizlenmiş
ti Stedman resme ne kadar soyut başlarsa başlasın, yaşa
mı boyunca yalama olmuş temalar tekrar tektar ortaya çı
kıp duruyordu. Bir küpün kulübeye, bir koninin zirvesi
karla kaplı bir dağa, bir kürenin dolunaya dönüşmesini
engelleyemiyordu. Ve her yerden, kimi zaman Custer'in
Son Savaşı'ndan bir manzara çizmeye yetecek kadar çok
sayıda, Kızılderililer fırlayıp duruyordu.
302
Kurt Vonnegut
303
Ş ariatanlar
304
K u rt Vonne gut
305
Şarlatanl ar
306
Kurt Von n egut
307
Ş a rl atan lar
308
K urt Vonnegut
309
iLÜ STRASYO N LAR
3 10