Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 56

T.C.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FARKLI BÖLGELERDEN TOPLANAN SALVIA


PILIFERA MONTBET &AUCHER EX BENTHAM
POPULASYONLARININ VARYASYONLARI VE
UÇUCU YAĞ BİLEŞENLERİ AÇISINDAN
İNCELENMESİ

VEYSİ BELEN

YÜKSEK LİSANS TEZİ


BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KAHRAMANMARAŞ 2012
T.C.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ


FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FARKLI BÖLGELERDEN TOPLANAN SALVIA


PILIFERA MONTBET &AUCHER EX BENTHAM
POPULASYONLARININ VARYASYONLARI VE
UÇUCU YAĞ BİLEŞENLERİ AÇISINDAN
İNCELENMESİ

VEYSİ BELEN

Bu tez,
Biyoloji Anabilim Dalında
YÜKSEK LİSANS
derecesi için hazırlanmıştır.

KAHRAMANMARAŞ 2012
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü öğrencisi Veysi Belen
tarafından hazırlanan “Farklı Bölgelerden Toplanan Salvia Pilifera Montbet&Aucherex
Bentham Populasyonlarının Varyasyonları Ve Uçucu Yağ Bileşenleri Açısından İncelenmesi“
adlı bu tez, jürimiz tarafından .…/.…/…. Tarihinde oy birliğiyle / oy çokluğuyla ile Biyoloji
Anabilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Doç. Dr. Ahmet İLÇİM (DANIŞMAN)

Biyoloji Anabilim Dalı, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

Prof. Dr. Şengül KARAMAN (ÜYE)

Biyoloji Anabilim Dalı, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

Prof. Dr. Ahmet TUTUŞ (ÜYE)

Orman Endüstri Mühendisliği A.B.D.Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

Prof. Dr. M. Hakkı ALMA

Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü


TEZ BİLDİRİMİ

Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek
sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada orijinal
olmayan her türlü kaynağa eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

Veysi BELEN

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve
fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki
hükümlere tabidir
FARKLI BÖLGELERDEN TOPLANAN SALVİA PILIFERA MONTBET &AUCHER EX
BENTHAM POPULASYONLARININ VARYASYONLARI VE UÇUCU YAĞ BİLEŞENLERİ
AÇISINDAN İNCELENMESİ

VEYSİ BELEN

ÖZ

Bu çalışmada Kahramanmaraş ili ve yakın çevrelerden toplanan Salvia pilifera


Montbret&Aucher Ex Bentham türünün morfolojisi, anatomisi ve uçucu yağ bileşenleri
incelenmiştir. Morfolojik incelemelerde; bitki boyu, tüylenme ve yetişme zamanları
incelenmiş. Anatomik çalışmalarda Kahramanmaraş-Göksun ve Kahramanmaraş-Narlı
örneklerinin gövde ve yaprak kısımlarından enine kesitler alınmıştır. Mikroskobik gözlemler
için bitkinin belirtilen kısımlarından Parafin metodu uygulanarak mikrotom yardımı ile alınan
kesitlerin mikrofotografi cihazı ile fotoğrafları çekilmiştir. Gövde enine kesitte ekzodermis
tabakasının altında köşe oluşturan bölgelerde kollenkima destek dokusu bulunmaktadır.
Kollenkima destek dokusu Narlı’ dan toplanan örneklerde çok belirgin bir şekilde
gözlenmesine karşın, Göksun’ da ise çok belirgin değildir. Göksun örneklerinde floem ve öz
bölgesi Narlı’ dan toplanan örneğe göre göre daha geniş bir yapıya sahiptir. Yaprak enine
kesitinde en dış kısmında kutikula tabakası belirgin bir şekilde gözlenmemiştir. Yaprak tipi
bifasiyaldir. Yaprak enine kesitinde her iki örnek arasında herhangi bir farklılık
gözlenmemiştir. Farklı bölgelerden toplanan örneklerin gölgede kurutulan toprak üstü
kısımlarının su distilasyon yöntemi ile uçucu yağı elde edilmiş ve yağın kimyasal bileşenleri
GC\MS cihazıyla tespit edilmiştir. Uçucu yağ içerisindeki ana bileşenler varyasyonlara göre
farklılık göstermiş olup ‘α-Pinene, β-Pinene, Mrcene, Camphor ve Eucalyptol’ tüm
varyasyonlarda yüksek miktarda bulunan bileşenler olarak saptanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Salvia, GC\MS, su distilasyonu, morfoloji, anatomi, kollenkima


Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Biyoloji Anabilim Dalı, Mayıs/ 2012
Danışman : Doç. Dr. Ahmet İLÇİM
Sayfa sayısı: 40

i
SALVIA PILIFERA MONTBRET & AUCHER EX BENTHAM COLLECTED FROM
DİFFERENT AREAS POPULATIONS VARIATIONS AND ANALYSIS OF THE ESSENTIAL
OIL COMPONENTS

Veysi BELEN

ABSTRACT

İn this study Salvia pilifera Montbret&Aucher Ex Bentham species Collected from


Kahramanmaras province and close to the circles, were examined the morphology, anatomy
and essential oils composition. In Morphological observations; plant height, pubescence,
growing times and habitat were examined. In Anatomical studies, stem and leaf cross-
sections parts taken from Kahramanmaras-Narli, Kahramanmaras-Göksun samples. For the
microscopic observations specified parts of the plant, the section was prepared with a
microtome after embedding in parrafin and photographed with a microphotography device. In
stem cross-section, support tissue collenchyma available under the layer of ekzodermis,
corner forming regions. Collenchyma support tissue was observed in a very specific way
from Narlı samples, but Göksun samples are not very obvious. The phloem and core zone
has a larger structure in Goksun samples than that of Narlı samples. In the outer part of leaf
cross section, cuticle layer is not clearly observed. The leaf type is bifasial. There was no
difference between the two sample leaves cross-section. Essential oils obtained by the
method of water distillation from shade-dried aerial parts of the samples, collected from
different regions and chemical components of oil has been detected with GC\MS device. The
main components of essential oil was different according to variations, α-Pinene, β-Pinene,
Myrcene, Camphor and Eucalyptol was the components found to be high amount in all
variation.

Key Words: Salvia, GC\MS, water destilation, morphology, anatomy, collenchyma

Kahramanmaraş Sütçü İmam University


Institute for Graduate Studies in Science and Technology
Department of Biyology / 2012

Supervisor: Asst. Prof. Dr. Ahmet İLÇİM

Page Number: 40

ii
FARKLI BÖLGELERDEN TOPLANAN SALVIA PILIFERA MONTBET &AUCHER EX
BENTHAM POPULASYONLARININ VARYASYONLARI VE UÇUCU YAĞ BİLEŞENLERİ
AÇISINDAN İNCELENMESİ

ÖZET

Dünya çapında 900’ün üzerinde tür ile temsil edilen Salvia cinsi Lamiaceae
familyasının muhtemelen en zengin üyesi olup dünyanın hafif tropikal ve ılıman bölgelerinde
bulunmaktadır.

Salvia cinsine ait türler kuvvetli kokulu, çok yıllık otsular veya çalılar olup nadiren iki
veya bir yıllık bitkilerdir. Familya üyelerinin salgı tüylerinden salgılanan çok çeşitli uçucu
yağlar pestisit, eczacılık, tat, parfüm endüstrisinde ve kozmetik sanayinde önemlidir.
Lamiaceae familyasında polen miktarı sınırlıdır ve nektar önemli olduğundan bu familya
üyeleri çoğunlukla arılar vasıtasıyla tozlaşmaktadır. Bu nedenle Lamiaceae familyası suyun
yetersiz olduğu bölgelerde çok sayıda yerli arı için temel su ve besin kaynağını
oluşturmaktadır.

Çalışmada Salvia cinsine ait endemik Salvia pilifera türünün morfolojik, anatomik ve
uçucu yağ bileşenleri incelenmiştir. Toplanan istasyonlar Kahramanmaraş Göksun ilçesi
Püren tüneli civarı, Kahramanmaraş Ahır Dağı, Kahramanmaraş Narlı civarı ve Osmaniye ili
Hasanbeyli ilçesi civarları olup toplanma zamanı Mayıs-Eylül ayları arasıdır.

Toplanan örnekleri Davis’in “Flora of Turkey” (1982) adlı eserine göre tayin edilmiştir.
Toplanan bitki örneklerinin morfolojik yapısını incelendiğinde yaprak, çiçek, gövde ve kök
kısımlarının genel anlamda Flora of Turkey’de türün betimi ile uyum içerisinde olduğu
gözlenmiştir. Ancak tür tayininde önemli bir karakter olan “braktelerin vertisillatlara göre
oranı” farklılık göstermektedir. Kaynak eserde Salvia pilifera “braktelerin vertisillatlardan kısa”
olduğu grupta iken, topladığımız örneklerde “brakteler vertisillatlardan uzun”dur. Ayrıca
populasyonlar arasında az da olsa bazı farklılıklar saptanmıştır. Bu farklılıklar, Göksun-Püren
tünelinden toplanan örneklerde görülmüştür. Bu bitki örneğinde tüylenmenin diğer örneklere
göre daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca bu populasyonun yaprak belirme ve çiçeklenme
zamanının diğer populasyonlara göre daha geç olduğu tespit edilmiştir.

Türün anatomik incelemelerinde kullanılmak üzere Kahramanmaraş Göksun ilçesinin


Püren tüneli ve Kahramanmaraş Narlı bölgesi civarından toplanan Salvia pilifera’ nın gövde
ve yaprak kısımlarından alınan örnekler 2-3 cm’ lik küçük parçalara bölünerek %70’lik alkolde

iii
bekletilmiştir. Mikroskobik gözlemler için bitkinin belirtilen kısımlarından Parafin metodu
uygulanarak mikrotom yardımı ile alınan kesitler incelenmiş ve mikroskopta fotoğrafları
çekilmiştir. Parafin metodu uygulanarak alınan kesitlerde daha iyi sonuçlar elde etmek
amacıyla hemotoksilen, eozin ve gimsa boyaları kullanılmıştır. Yapılan incelemelerde
familyanın tipik özeliğini gösteren dört köşeli gövde anatomisi bulgulanmıştır. Köşelerde iyi
gelişmiş kollenkima destek doku gözlemlenmiştir. Çalışılan örneklerde gövde tipik olarak dört
köşeli olarak saptanmış, Narlı bölgesinden toplanan gövde kesitlerinde kollenkima destek
dokusu çok daha belirgin bir şekilde gözlenmiştir. Göksun’dan toplanan örnekte ise
kollenkima çok belirgin değildir. Sklerankima hücreleri Göksun’dan toplanan örneklerde
korteks içinde yer alır. Ayrıca bu örnekte korteks dar bir yapıya sahiptir. Narlı
populasyonunda ise korteks geniş bir yer tutmaktadır. Örneklerimizde yaprak anatomisinde
mezofil tipinin her iki popülasyonda da bifasiyal olduğu gözlemlenmiştir.

Farklı bölgelerden toplanan Salvia pilifera’nın toprak üstü kısımlarından su distilasyon


yöntemiyle uçucu yağ elde edilmiştir. Uçucu yağ bileşenleri belirlemek için
GazKromotografisi- Kütle Spektrofotometresi (GC\MS) sistemleri ile belirlenmiştir.

Toplanan Salvia pilifera’ nın uçucu yağ içerisinde 65 bileşen tespit edilmiş olup, yağın
içerinde α-Pinene, β-Pinene, Mrcene, Camphor ve Eucalyptol’un yüksek oranda bulunduğu
saptanmıştır. Bileşenler bölgelere göre farklılık göstermiş olup Osmaniye-Hasanbeyli’ den
elde edilen örneklerde en yüksek bileşen α-Pinene tespit edilmiş olup oranı %20.84’ tür.
Kahramanmaraş-Ahır Dağı örneklerinde uçucu yağ içerisinde en yüksek bileşen α-Pinene
olup oranı %10.15’ tir. Kahramanmaraş-Narlı örneklerinde uçucu yağ içerisinde en yüksek
bileşen Eucalyptol’ ün oranı %11.12’ dir. Kahramanmaraş-Göksun örneklerinde uçucu yağ
içerisinde en yüksek bileşen ise Camphor olup oranı %11.94’ tür.

iv
SALVIA PILIFERA MONTBRET & AUCHER EX BENTHAM COLLECTED FROM
DİFFERENT AREAS POPULATIONS VARIATIONS AND ANALYSIS OF THE ESSENTIAL
OIL COMPONENTS

SUMMARY

Salvia genus is probably the most wealthy members of the family Lamiaceae
represented by over 900 species worldwide are available slightly tropical and temperate
regions of the world.

Species of the genus Salvia are Strong-smelling, perennial herbs or shrubs rarely two
or annual plants. Family members of the various essential oils are secreted from secretory
hairs is important at pesticide, pharmaceutical, flavor, fragrance and cosmetic industry.
Pollen amount is limited at Lamiaceae familiy and nectar is so important that family members
pollinated by bees. Therefore, Lamiaceae family constitute the main source of water and
nutrients For many domestic bee in areas with insufficient water.

In this study, endemic species of Salvia pilifera belonging to the genus Salvia,
examined the morphological, anatomical and essential oil components. Collecting stations
are District of Kahramanmaraş-Göksun around the tunnel Püren, Kahramanmaras Ahir
Mountain, Narli vicinity Kahramanmaras and Osmaniye province district of the Hasanbeyli,
the time of collection is between May to September.

Collected Samples have been determined in accordance with trace Davis' "Flora of
Turkey" (1982).The morphological structure of collected plant sample, in terms of leaf, flower,
stem and root parts. However, bracktes to verticillates rate which is an important characters
in classificatron, show differences. İn the source litterature Salvia pilifera "Bracktes are
shorter than verticillates",but in our samples"bracktes are longer than verticillates". In
addition, some slight differences were observed among populations. These differences were
observed at Göksun-Püren tunnel samples. This plant sample has more hairy than other
samples. In addition, of this population has been found to be later than other populations the
leaves and flowering time.

For use in anatomical studies, Püren tunnel at the town of Kahramanmaras Göksun,
vicinity of Kahramanmaras Narlı region, samples taken parts from 2-3 cm of the small pieces
from stem and leaves were stored in 70% alcohol. For Microscopic observations from the
specified part of the plant the section was prepared with a microtome after embedding in
parafinne and photogrophede with a microphtography demica. Hematoxylin, eosin and

v
giemsa stain were used in the section preparad with the of parafin for better results.
According to our investigations, a typical feature is belong to this family with four-cornered
stem anatomy. In working samples stem is typically identified as the four corners,
collenchyma support tissue more clearly observed from Narlı region samples. the sample
collected from Goksun, collenchyma is not very obvious. Sclerenchyma cells are located in
the cortex in Goksun samples. Also in this sample, cortex has a narrow structure. In Narlı
population cortex holds a a large place. ın leaf anatomy, mesophyll type observed bifasiyal in
each population.

The aerial parts of Salvia pilifera, collected from different regions, essential oil was
obtained with water distillation method. To determine the essential oil components Gas
Chromotogra-mass spectrometry (GC \ MS) systems were used.

65 components were identified in the essential oil of Salvia pilifera, the α-Pinene, β-
Pinene, Mrcene, Camphor and Eucalyptol were identified in high amount. Components are
shown differences by region, the highest component in samples is α-Pinene detected
20.84%, obtained from Osmaniye-Hasanbeyli. α-Pinene is the highest component
Kahramanmaraş-Ahır Mountain with 10.15% ratio. Eucalyptol is the highest component in
Kahramanmaras-Narlı samples with 11.12 % ratio. the highest component in
Kahramanmaras-Goksun samples essential oil is Camphor with 11.94% ratio.

vi
TEŞEKKÜR

Bu çalışmanın yürütülmesinde göstermiş olduğu her türlü yardım ve katkılarından


dolayı danışman hocam Doç. Dr. Ahmet İLÇİM’ e, GS/MS cihaz çalışmaları sırasında her
türlü yardımı esirgemeyen Prof. Dr. Şengül KARAMAN’ a, çalışmalarımda her konuda
yardımlarını esirgemeyen Araş. Görev. Emel DIRAZ’ a, anatomik çalışmalarda katkılarından
dolayı Yüksek Lisans öğrencisi olan Hasan DURDU’ ya, bilgisayar çalışmalarımda
yardımlarını esirgemeyen Bilgisayar Teknikeri Ertur KİŞİOĞLU’ na ve daima yanımda olan
aileme teşekkürlerimi borç bilirim.

vii
İÇİNDEKİLER

SAYFA NO

ÖZ……………………………………………………………………………….......... i

ABSTRACT………………………………………………………………………….... ii

ÖZET………………………………………………………………………………….. iii

SUMMARY…………………………………………………………………………… v

TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………… vii

İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………… viii

ÇİZELGELERİN DİZİNİ...................................................................................... x

ŞEKİLLER DİZİNİ……………………………………………………………………. xi

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ……………………………………………. xii

1. GİRİŞ………………………………………………………………………………….. 1

1.1. Lamiaceae (Labiatae) Familyasının Genel Özelikleri………………….. 2

1.2 Salvia (Adaçayı) Genel Özelikleri…………………………………………. 3

1.3. Uçucu Yağlar Elde Etme Yöntemleri……………………………………… 5

1.3.1. Uçucu yağların kimyasal bileşenleri…………………………….. 6

3.3.2. Uçucu yağları elde etme yöntemi……………………………….. 6

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR……………………………………………………………… 8

3. MATERYAL VE METOD.................................................................................... 12

3.1. Morfolojik İnceleme Metodları…………………………………………….. 13

3.2. Anatomik İnceleme Metodları…………………………………………….. 15

3.3. Uçucu Yağların Elde Edilişi……………………………………………….. 16

viii
SAYFA NO

3.3.1 Uçucu Yağın Kimyasal Analizi…………………………………... 18

3.3.2. Gaz Kromatografisi (GC/MS) Cihazının Özellikleri……………. 18

4. BULGULAR VE TARTIŞMA………………………………………………………… 20

4.1. Morfolojik Bulgular…………………………………………………………... 20

4.2. Anatomik Bulgular…………………………………………………………… 20

4.2.1. Gövde………………………………………………………………. 20

4.2.2. Yaprak……………………………………………………………… 24

4.3. Uçucu Yağ Bileşen Bulguları………………………………………………. 28

5. SONUÇ VE ÖNERİLER……………………………………………………………... 34

6. KAYNAKLAR…………………………………………………………………………. 36

ÖZGEÇMİŞ........................................................................................................ 39

ix
ÇİZELGELER DİZİNİ

SAYFA NO

Çizelge 4.3.1. Salvia pilifera türünün GC-MS sonuçları…………………………………… 30

x
ŞEKİLLER DİZİNİ
SAYFA NO

Şekil 1.2.1. Salvia türlerinde görülen stamen tipleri………………………………………. 4

Şekil 3.1.1. Salvia pilifera genel görünümü……………………………………………….. 13

Şekil 3.1.2. Salvia pilifera herbaryum örneği…………………………………………....... 14

Şekil 3.3.1. Su destilasyon cihazı…………………………………………………………... 17

Şekil 3.3.2. GC-MS (Gaz Kromatografisi / Kütle Spektrofotometresi) cihazı………….. 19

Şekil 4.2.1.1. Salvia pilifera gövde enine kesiti (Kahramanmaraş-Narlı)………………. 22

Şekil 4.2.1.2. Salvia pilifera gövde enine kesiti (Kahramanmaraş-Göksun)…………… 23

Şekil 4.2.1.3. Salvia pilifera gövde enine kesiti (Kahramanmaraş-Göksun)…………… 24

Şekil 4.2.2.1. Salvia pilifera türünün yaprak enine kesiti (Kahramanmaraş-Narlı)….....


25

Şekil 4.2.2.2. Salvia pilifera türünün yaprak enine kesiti (Kahramanmaraş-Göksun)…


26

Şekil 4.2.2.3. Salvia pilifera türünün yaprak enine kesiti ( Kahramanmaraş-Göksun)...


27

Şekil 4.3.1.1. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı


32
(Osmaniye -Hasanbeyli)……………………………………………………………………..
Şekil 4.3.1.2. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı
32
(Kahramanmaraş-Göksun)…………………………………………………………………..
Şekil 4.3.1.3. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı
33
(Kahramanmaraş-Ahır Dağı)………………………………………………………………...
Şekil 4.3.1.4. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı
33
(Kahramanmaraş -Narlı)……………………………………………………………………..

xi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

m :Metre

cm :Santimetre

ml :Mililitre

µL :Mikrolitre

oC :Santigrat derece

dk :Dakika

Area :Oran

RT :Çıkış zamanı

MS :Kütle spektrofotometresi

FİD :Alev iyonlaşma dedektörü

GC :Gaz kromatografisi

GSC :Gaz-Katı kromatografisi

xii
1.GİRİŞ

Gen merkezi Akdeniz bölgesi olmakla birlikte dünyanın hemen her yerinde yayılış
gösteren Lamiaceae familyası 200 cins ve 3200 kadar türe sahiptir. Büyük bir ekonomik
öneme sahip olan Lamiaceae familyasına ait bitkilerinin çiçek durumları ve vejetatif organları
üzerinde salgı tüyleri geniş bir dağılım gösterir. Salgı tüyleri bu bitkilerin primer salgı
organları olup, yapıları türler arasında değişiklik göstermektedir. Bu salgı tüylerinden üretilen
uçucu yağlar bitkinin toprak üstü kısımlarını herbivorlara ve patojenlere karşı koruyucu bir rol
oynamaktadır. Bu nedenle salgı ürünlerindeki sekonder metabolitlerin biyolojik etkinliği
pestisit endüstrisinde kullanılmaktadır (Serrato-Valenti et al. 1997).

Akdeniz Bölgesindeki sürekli nektar üreticilerinin büyük çoğunluğunu Lamiaceae


üyeleri oluşturmaktadır. Lamiaceae familyasında polen miktarı sınırlıdır ve nektar önemli
olduğundan bu familya üyeleri çoğunlukla arılar vasıtasıyla tozlaşmaktadır. Bu nedenle
Lamiaceae familyası suyun yetersiz olduğu bölgelerde çok sayıda yerli arı için temel su ve
besin kaynağını oluşturmaktadır (Petanidou and Vokou, 1993).

Lamiaceae familyasına ait bitkilerin eterik yağları eczacılık yönünden de büyük önem
taşır. Bu yağlarda monoterpenler ve fenilpropan türevleri vardır (Zeybek ve Zeybek, 2002).
Ayrıca salgı tüylerinin steroid hormonlar ve gibberellinlerin sentezinde rol oynayan ve
çiçeklenmenin fotoperiyodik teşvikinde etkili olan maddeler ürettikleri düşünülmektedir
(Kolalite, 1998).

Dünya çapında 900’ün üzerinde tür ile temsil edilen Salvia cinsi Lamiaceae
familyasının muhtemelen en zengin üyesi olup dünyanın hafif tropikal ve ılıman bölgelerinde
bulunmaktadır (Özdemir and Şenel, 1999). Salvia cinsine ait türler kuvvetli kokulu çok yıllık
otsular veya çalılar olup nadiren iki veya bir yıllık bitkilerdir (Seçmen ve ark. 1998).

Salvia cinsinin en büyük iki merkezi Amerika ve Güneybatı Asya’dadır. Anadolu


Salvia cinsi için Asya’da büyük bir merkezdir. Cinsin Türkiye’de sahip olduğu tür sayısı 97’ ye
ulaşmıştır. Bunlardan 51 tanesi endemik türlerdir. Türkiye Salvia türleri bakımından çok
zengin olup, yalnız Ege ve Akdeniz bölgelerinde doğal olarak yayılış gösterir (Zeybek ve
Zeybek, 2002).

Salvia türlerinin komşu ülkelerdeki dağılımı şöyledir; Rusya florasında 75, İran
florasında 70, Avrupa florasında 36, Filistin florasında 21 ve İtalya florasında 18. Ülkemizdeki
türler deniz seviyesi ile 3350 m yükseklik arasında yetişmektedir (Vural and Adıgüzel, 1996).

Çok eski devirlerden beri bilinen ve önemini bu güne kadar hiç kaybetmemiş olan
tıbbi bitkilerin önemli bir grubunu Salvia türleri oluşturur (Özdemir and Şenel, 2001). Tıbbi

1
özelliklerine ve bu bitkinin çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığına ilişkin ilk kayıtlara
eski çağlardan kalma mezar ve anıtların süslü yazı ve resimlerinde rastlanmaktadır
(Nakipoğlu ve Oğuz, 1990). Latincede ‘Salveo’ kelimesi ‘kurtarmak’, ‘iyileştirmek’ anlamlarına
geldiği için, cinse bu kelimeden türetilen ‘Salvia’ ismi verilmiştir (Özdemir and Şenel, 2001).
Antik çağlardan bu yana tıbbi özellikleri ile bilinen Salvia bitkisinin toprak üstü kısımlarının
infüzyonu ya da uçucu yağı soğuk algınlığı, öksürük, gingivit, diş ağrısı, boğaz ağrısı, mide
ve karın ağrıları, diyare, diyabet, yüksek tansiyon, romatizma ve cilt hastalıklarına karşı
kullanılmaktadır. Aynı zamanda damar büzücü, balgam söktürücü ve teskin edici olarak da
kullanılmaktadır (Skoula et al. 1999). Bu nedenle tıp dünyasında önemli bir yere sahiptir.

1.1. Lamiaceae (Labiatae) Familyasının Genel Özellikleri

Çoğunlukla güzel kokulu bir veya çok yıllık otsular, nadiren çalılar veya ağaçlardır
(Seçmen ve ark, 1998). Genellikle aromatik yağlara sahiptirler (Akman, 1998). Gövdeleri
çoğunlukla dört köşelidir. Yapraklar stipulasız, basit, bazen pinnat, daima dekussattır
(Seçmen ve ark. 1998). Çiçek durumu, braktelerin ve üst yaprakların koltuklarından çıkan
talkımlardan meydana gelmekte ve genellikle gittikçe daralan halkalar oluşturmaktadır.
Bunun dışında diğer çiçeklenme şekilleri; spika, kapitulum veya rasemoz biçimindedir.
Çiçekler hermafrodit ya da ginodioik olan bitkilerde işlevsel olarak dişidir. Brakteler belirgin
bir şekilde yapraklardan farklı ya da bazen, çiçek yaprağı olarak isimlendirilen bazı brakteler,
yapraklara benzer görünürler. Brakteol, familya üyelerinin bir kısmında bulunup bir kısmında
bulunmayabilir (Davis, 1982).

Kaliks genellikle üç dişli üst dudak ve iki dişli alt dudak ile beş lopludur. Nadiren lop ya
da dişler üst ve alt dudakta 1’er tane veya üst dudakta 1, alt dudakta 4 tanedir ya da kaliks
aktinomorfdur. Kaliks 5-20 damarlıdır (Davis, 1982).

Korolla gamopetal, zigomorf ve iki dudaklıdır. Üst dudak genellikle belirsiz iki loplu olup
falkat, düz ya da iç bükeydir. Alt dudak üç lopludur. Nadiren üst dudak indirgenmiş olup alt
dudak 5 lopludur veya 1 üst lop, 4 alt lop bulunur ya da korolla aktinomorftur (Davis, 1982).

Stamenler korolla ile bitişik ve 4 tanedir. Stamen düzeni didinam tiptedir. Bazı türlerinde
yalnız alttan 2 tanesi verimli kalmış, diğer 2 tanesi genellikle staminodyuma farklılaşmıştır
(Salvia L., Rosmarinus L.). Anter tekası 2 veya 1 keselidir. Teka düzeni paralel veya
divergent olup nadiren (Salvia‘larda olduğu gibi) uzamış konnektifler tarafından ayrılmıştır
(Davis, 1982).

Ovaryum üst durumlu, iki karpelli ve dört tohum taslaklı, dört lopludur. Stilus
çoğunlukla ginobazik olup üst kısmında kısa iki parçalıdır (Davis, 1982). Stilusun çiçek dışına

2
kadar uzanışı tipiktir. Ovaryum tabanında yüksük gibi kuşatan ve nektar salgılayan disk
vardır. Entemogam bitkilerdir (Zeybek ve Zeybek, 2002).
Meyve tipik olarak dört (nadiren daha az) nutletten oluşur. Çok nadiren etli olabilir.
Bazı üyelerinde tohumlar ıslatıldıklarında müsilajlı yapıya sahip olurlar. Salvia’ ları da içine
alan 21 cinste bu özellik görülmektedir (Davis, 1982).

Lamiaceae stomaları genel olarak diasitiktir. Familya üyelerinde çok hücreli, kapitat,
glandular, sık tüylerin yanında değişik tipte olanlara da rastlanmaktadır (Özörgücü ve ark,
1991). Genellikle bunlar uçucu ve aromatik kokulu eterik yağlar salgılayan tüylerdir (Özyurt,
1986a). Bazı cinslerde iç salgı hücreleri de bulunmaktadır. Çok fazla olmayan okzalatları
değişik şekillerde görülebilmektedir (Özörgücü ve ark. 1991).

Gövde genellikle köşelerinde kollenkimatik özellik gösteren dört köşeli bir yapıdadır.
Bazı cinslerde ya yüzeysel ya da derin bir periderm bulunmaktadır. Endodermis çoğunlukla
iyi farklılaşmıştır. Sekonder odun ve soymuk elemanları genellikle yaşlı gövdelerde devamlı,
fakat trakeler genel olarak demetler şeklinde gruplaşmış durumdadır. Familya odunu yarı
porludur. Trakeler küçük ve genellikle ışınsal bir band şeklinde yerleşmiştir. Perforasyonlar
basit, geçitler küçük, almaşlı, spiral kalınlaşmaları sıktır. Lifler basit geçitli, bazı cinslerde ise
bölmelidir. Parankima çoğunlukla ışınsal band şeklinde ve paratrakeal tiptedir. Işınlar
heterojen, bir veya çok sıralıdır (Özörgücü ve ark. 1991).

Lamiaceae geniş bir familya olup, dünyada yaklaşık 200 cins ve 3200 kadar türü
vardır (Akman, 1998). Familya üyeleri arasında, çeşitli eterik yağlar sentez ettiklerinden
tedavide ve baharat olarak kullanılanlarının sayısı çoktur (Zeybek ve Zeybek, 2002).

1.2. Salvia (Adaçayı) Genel Özellikleri

Salvia cinsine ait türler çoğunlukla kuvvetli kokulu olup, genellikle otsu, yarı çalımsı ya
da çalımsı çok yıllık, nadiren bir veya iki yıllıktır (Davis, 1982).

Gövde dik ya da yatıktır. Gövde salgı tüylü, örtü tüylü ya da tüysüzdür. Yapraklar tam,
lirat veya pinnatisektir (Davis, 1982).

Çiçek durumu çeşitli şekillerde dizilmiş talkımlardan oluşmaktadır. Yalancı çevresel


çiçek durumları (1-)2-10(-40) çiçekli olup aralıklı veya yakınlaşmıştır. Kaliks iki dudaklı, çan
şeklinde, hunimsi veya tüpsüdür. Üst dudak üç dişli, belirsiz bir şekilde üç dişli ya da düz
kenarlı olup, alt dudak iki dişlidir. Korolla beyaz, sarı, pembe, mavi veya mor renkte ve iki
dudaklıdır. Üst dudak düz veya falkat, alt dudak geniş bir içbükey orta lop ve iki küçük yan
lop olmak üzere 3 lopludur. Çiçek tüpü düz, eğri ya da bazılarında göbeklidir. Stamen sayısı
ikidir (Davis,1982).

3
Verimli iki stamen, böceklerde tozlaşmayı kolaylaştırıcı özel yapı kazanmıştır
(Zeybek ve Zeybek, 2002). Anterlerin çok uzamış olan ve kaldıraca benzeyen bir konnektifi
vardır. Konnektif kollarından uzun olanı verimli tekayı, kısa olanı verimsiz tekayı taşır
(Seçmen ve diğerleri, 1998). Stamenler korolla tüpü üzerine yerleşmiştir. Salvia genusunda
stamenler A, B ve C tipi olmak üzere 3 ayrılır: A tipi stamenlerde konnektif, filamentten daha
kısadır veya filamente hemen hemen eşit uzunluktadır. Üst teka, birkaç verimli polen taşıyan
ve az gelişmiş olan alt tekadan daha büyüktür. B tipi stamenlerde konnektif, filamentten
belirgin bir şekilde daha uzundur. Alt teka genellikle steril bir dolabriform plakaya
indirgenmiştir. C tipi stamenlerde konnektif, filamentten daha uzundur. Alt teka steril ve biz
biçimlidir (Şekil 1.2.1) (Davis, 1982).

Şekil 1.2.1. Salvia türlerinde görülen stamen tipleri

Cinsin tohumları açık veya koyu kahverengi olup tüysüzdür. Tohumlar ovoid, 3 köşeli
veya hafif dairemsi şekillerdedir. Tohumlar ıslatıldıklarında genellikle müsilaj oluştururlar
(Davis, 1982). Salvia üyeleri farmakolojik açıdan önemli bir uçucu yağ olan Sineol’ü üretir
(Seçmen ve ark. 1998).

Tıbbi ve ekonomik açıdan önemli bir yer tutan bitki türleri bakımından ülkemiz zengin
bir potansiyele sahiptir. Bununla beraber Türkiye tıbbi bitki ihraç eden ülkeler arasında 12.
sıradadır. Uçucu yağ içeren tıbbi bitki kapasitesi fazla olan Türkiye için bu sıra oldukça geridir
(Nakipoğlu, 1993).

4
Türkiye’de hatta dünyanın diğer bölgelerinde bulunan Salvia cinsine ait türlerin çoğu
henüz morfolojik ve anatomik açıdan incelenmemiştir (Kesercioğlu ve Nakipoğlu, 1992).
Salvia pilifera türü ile ilgili literatür taramamızda Flora of Turkey (Davis, 1982) adlı eserdeki
temel bilgiler dışında herhangi bir morfolojik ve anatomik araştırmaya rastlanmamıştır. Bu
nedenle bu çalışmada türün morfolojik, anatomik ve uçucu yağların analizinin incelenmesi,
detaylı bilgilerin elde edilerek karşılaştırılmaları ve bu türün daha iyi tanıtılmasını
sağlayacaktır.

1.3. Uçucu Yağlar ve Elde Etme Yöntemleri

Bitkiler aleminde yaygın olarak bulunan, kendine has koku, tat ve renk görünümlerin
yanı sıra uçucu özelliğe sahip olan sekonder metabolitler uçucu yağ olarak
adlandırılmaktadır. Oda sıcaklığında sıvı halde olan, kolaylıkla buharlaşabilen, uçucu,
kuvvetli kokulu, su buharı ile sürüklenebilen yağımsı karışımlardır. Halk arasında “uçucu yağ,
eterik yağ“ ve güzel kokulardan dolayı “esans“ gibi isimlerle anılan bu karışımlarda terpenik
hidrokarbonlar ve bunların oksijen türevleri olan; organik asitler, alkoller, fenoller, ketonlar ve
esterler bulunur (Tanker ve ark. 1990; Duru, 1993; Güvenalp, 1993).

Uçucu yağ taşıyan bitkiler daha çok sıcak iklim bölgelerinde yetişmektedir. Özellikle
Akdeniz bölgesi uçucu yağ taşıyan bitkiler açısından en zengin bölgelerden biridir. Uçucu
yağlar bitkinin herhangi bir organında (salgı tüyünde, salgı ceplerinde, salgı kanallarında ve
salgı hücrelerinde) bulunabilmektedir. Uçucu yağın bitkide protoplazmada bulunduğu yada
hücre duvarının reçinemsi tabakasının bozulması sonucu meydana geldiği ileri sürülmektedir
(Tanker ve ark. 1990).

Uçucu yağlar genellikle sıvı olmalarına rağmen katı reçinemsi halde de bulunabilirler.
Uçucu yağların çoğu renksiz halde, kırmızı ve mavi renkli olanları da vardır. Ancak zamanla
oksitlenebilir, reçineleşebilir ve renkleri koyulaşabilir (Tanker ve ark. 1990).

Uçucu yağlar sudan hafif karışımlardır. Bu nedenle su ile karışmaz ve su yüzeyinde


yağlı bir tabaka oluştururlar. Ancak uçucu yağlar kokularının suya geçmesine yetecek oranda
da olsa suda çözünür ve bu özeliğine dayanarak aromatik sular hazırlanır (Duru, 1993;
Güvenalp, 1993).

Uçucu yağlar petrol eteri, benzen, eter, etanol gibi organik çözücülerde çözünürler.
Uçucu yağları sabit yağlardan ayıran en önemli özeliklerden birisi sulu etanolde
çözünebilmesidir. Uçucu yağlar, su buharı ile sürüklenebilirler ve süzgeç kağıdı üzerinde leke
bırakmazlar. Sabit yağlar ise su buharı ile sürüklenmezler ve süzgeç kağıdı üzerinde yağlı bir
leke bırakırlar (Tanker ve ark. 1990; Duru, 1993; Güvenalp, 1993.).

5
1.3.1. Uçucu Yağların Kimyasal Bileşenleri

Kimyasal bileşimleri bakımından uçucu yağlar elde edildikleri bitkilere göre farklılık
gösterir. Ancak içerdikleri maddelere göre sınıflandırabiliriz;

A-Terpenik maddeler

B-Aromatik maddeler

C-Düz zincirli hidrokarbonlar

D-Azot ve kükürt taşıyan bileşikler

Uçucu yağların büyük çoğunluğu terpenik maddelerden oluşmuştur. Terpenik


maddeler ise uçucu yağların içinde monoterpen, seskiterpen ve diterpen olarak bulunur.
Terpenlerin oksitlenmesiyle meydana gelen oksijenli türevler, uçucu yağların kendine özgü
kokusunu, tadını ve terapik özelliğini verir. Bu nedenle uçucu yağ içeren bitkiler incelenirken
içerdikleri oksijenli bileşikler esas alınır.

1.3.2. Uçucu Yağ Elde Etme Yöntemi

Uçucu yağlar genellikle bitkinin uçucu yağı taşıyan kısmından elde edilir. Uçucu
yağlar bitkinin tomurcuklarından, çiçeklerinden, yapraklarından, gövdesinden, dallarından ve
köklerinden elde edilebilir. Uygulanacak yöntem bitkinin ısıya dayanıklılığına, uçucu yağın
miktarına, suda çözünüp çözünmemesine ve bileşenlerine bağlı olarak seçilir (Hill,1952).
Uçucu yağ elde etme yöntemi 4 grupta yapılır.

1. Destilasyon

2. Ekstraksiyon

3. Sıkma

4. Sabit Yağ İle Tüketme

Organik bileşikler için ayırma ve saflaştırma yöntemlerinden en önemlisi


destilasyondur. Sabit basınç altında kaynatılan bir sıvı karışım üzerinde oluşan buharın
soğutucudan geçirilerek yoğunlaştırıldığı her işleme genel olarak “destilasyon“ denir.
Kurutulmuş ve ıslanmakla bozulmayan bitkisel materyallerden uçucu yağ elde edilirken
uygulanan bir yöntemdir. Çalışmamızda destilasyon yöntemi kullanılmıştır. Çalışmamızda
Kahramanmaraş-Göksun, Kahramanmaraş-Ahır Dağı, Kahramanmaraş-Narlı ve Osmaniye-
Hasanbeyli’ den toplanan Salvia pilifera türünün anatomik ve morfolojik yapılarını birbirleriyle

6
karşılaştırmak, elde edilen sonuçları diğer Salvia türleriyle değerlendirmektir. Salvia pilifera’
nın uçucu yağlarının GC/MS cihazıyla bileşenlerini tespit etmek, populasyonlar arasında
uçucu yağ bileşenler arasındaki farklılıkları ortaya koymak ve bunları bilim dünyasına
sunmaktır.

7
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Meltcalfe ve Chalk (1972), Salvia cinsinin genel anatomik özelliklerini incelemişlerdir.


Lamiaceae familyasının dört köşeli gövdeye sahip oluşunun ayırt edici bir özellik olduğunu
ifade ederek köşelerde iyi gelişmiş bir kollenkimanın bulunduğunu belirtmişlerdir. Salvia
türlerinde mezofilin tamamen parankimatik olduğunu ve yaprak orta damarının alt ve üstten
kollenkima ile kuşatıldığını belirtmişlerdir.

Dafni ve ark. (1988), önemli bir nektaryum kaynağı olan Salvia türlerinin nektaryum
içeriğinde bulunan şeker ve aminoasit çeşitleri ve miktarları üzerinde araştırmalar yaparak bu
yönleriyle de türlerin önemini vurgulamışlardır.

Çobanoğlu (1988), Salvia palaestina Bentham’ın anatomik özelliklerini incelemiş,


türün gövdesinin dört köşeli olduğunu ve köşelerde kollenkimanın bulunduğunu belirtmiştir.

Çobanoğlu ve ark.(1992). Salvia trichoclada Bentham üzerinde yapmış olduğu


anatomik araştırmada ise türün kök sekonder korteksinde sklerankima kümelerinin
bulunduğunu rapor etmişlerdir.

Nagy ve ark. (1998), Cinsin uçucu yağlarının bileşiminde bulunan monoterpenler ve


bunların oksijenli türevleri antiseptik etkiye sahiptir. Bu bitki türleri üzerinde yapılan bazı
çalışmalarda hücre DNA sentezini yavaşlatan bileşikler de tespit edilmiştir. Bu bulgu kanser
araştırmaları ve tedavisi açısından önem taşımaktadır.

Bayram (1999), Salvia fruticosa‘ nın Batı ve Güneybatı Anadolu’nun değişik


yerlerinden toplayarak, bu türün bazı agronomik ve teknolojik özelliklerini incelemiş, kalitesi
iyi, verimi yüksek tipleri seçilmesi ve kolon seleksiyonu yöntemiyle standart çeşit geliştirilmesi
üzerinde çalışmalar yapmıştır.

Webber ve ark. (1999), Salvia stenophylla türünün cilt bakım ürünlerinde hızla önemli
bir kimyasal katkı maddesi olmaya başlayan, iltihaba karşı etkili bir madde olan epi-α-
bisabolol’un az bilinen kaynaklarından biri olduğunu tespit etmişlerdir.

Baytop (1999), Elmaotu olarak bilinen Salvia triloba L.’ın yapraklarından su buharı
distilasyonu ile hafif sarı renkli Elma yağı elde edildiğini. Bu uçucu yağa Elma yağı
denilmesinin sebebi türün bazı dalları üzerinde, küçük bir elmayı andıran, esmer yeşil renkte
mazıların bulunması olduğuna ve elma yağının halk arasında mide, boğaz ve romatizma
ağrılarında çok kullanıldığını bildirmişlerdir.

Ulubelen ve ark. (2001), Salvia türleri bileşenlerinin antibakteriyel, antitüberküloz


etkileri saptanmıştır. Bunlardan diterpenlerin bazı bakteri türlerine karşı güçlü bir
antibakteriyel etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Salvia türleri zengin bir diterpen kaynağıdır.

8
Yücel ve Altınöz (2001), Salvia wiedemannii ‘nin ekolojik özelliklerini araştırmışlardır.
Elde ettikleri verilere göre; bu türün alkali ve notür; kumlu, killi, mil bünyeye sahip; su tutma
kapasitesi yüksek; tuzsuz ve sığ topraklarda yayılış gösterdiğini saptamışlardır.

Özdemir ve Şenel ( 2001), Salvia sclarea L. ve Salvia forskahlei L. üzerinde yaptıkları


anatomik araştırmalarda her iki türün gövdelerinin dört köşeli olduğunu ve köşelerde
kollenkima destek dokusunun bulunduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca Salvia sclarea gövdesinde
floem bölgesi üzerinde belirgin sklerankima kümeleri bulunduğunu, Salvia forskahlei odunsu
gövdesinde floem üzerindeki sklerankima kümelerinin yanı sıra bir sklerankima halkasının
daha mevcut olduğunu ve bu türün otsu gövdelerinde ise sadece sklerankima halkasının
bulunduğunu belirtmişlerdir.

Demirci ve ark.(2002), Türkiye’ de endemik olan S. caespitosa, S. divaricata, S.


hypargeia, S. longipedicellata ve S. pilifera türlerinin uçucu yağ bileşenlerini GC/MS cihazıyla
tespit etmişlerdir. Elde edilen uçucu yağda, α-Pinene, β-Pinene, 1,8-Cineole, thymol,
Caryophllene oxide ve α-Thujene en yüksek olarak tespit edilmiştir.

Zeybek (2002), Salvia cinsinin karakteristik bir özelliği de stamenlerinin yapısıdır. Bu


cinste verimli iki stamen, böceklerde tozlaşmayı kolaylaştırıcı özel bir yapı kazanmıştır. Bu iki
stamende konnektif iplik gibi uzamış, tekalarından biri verimli kalmış, diğeri ise plak halini
almıştır. Filament ipliksi konnektife ortadan bağlanmış bir ucunda plak, bir ucunda anter
tekası ile kaldıraca benzer bir yapı meydana gelmiştir. Nektar emmeğe gelen böcekler
hortumu ile çiçek açıklığına dönük plak üzerine dokununca konnektif kısmı kaldıraç gibi
hareket ederek anterin verimli tekası böceğin sırtına dokunur ve böylece böceğe polenler
yüklenmiş olur. Böcek başka bir çiçeği ziyaretinde, stilusucu çiçek açıklığına doğru kıvrık
olduğundan, sırtı ile stigma loblarına dokunur ve polenler bırakılmış olur.

Karaman ve ark. (2005), Türkiye’ de endemik olan Salvia pilifera’ yı Kahramanmaraş-


Ahır Dağından toplayarak uçucu yağlarını elde etmişlerdir. Uçucu yağları GC/MS cihazıyla
bileşenlerine ayırmışlardır. Elde edilen en yüksek bileşenler 1.8-cineol (% 12.4), β-pinen(%
10.2), α-pinen(% 10)’ dir.

Özkan ve Şenel (2006), Salvia aethıohıs’in morfolojik ve anatomik özelliklerini


incelemiş olup. Bu türe ait salgı ve örtü tüylerini sınıflandırmışlardır. Morfolojik incelemelerde
türün dört köşeli gövdeli, bazal yapraklı ve göbekli korolla yapısına sahip olduğununu tespit
etmişlerdir. Anatomik incelemelerde kök ve gövdede yer alan primer öz kollarının heterojen
özellikte olduğu belirtmişlerdir.

Diğrak ve ark. (2007), Salvia ceratophylla L., Salvia candidissima, Salvia pilifera.,
Stachys pumilia, Phlomis punges, Phlomis viscosa, Foeniculum vulgare, Thymbra spicata,
Micromeria fruticosa, bitkileri üzerinde kloroform, metanol, aseton, hekzan, etil asetat ile elde

9
edilen ekstratlarının antimikrobiyal etkilerini disk diffüzyon metoduna göre araştırmışlardır.
Araştırmaları sonucunda kullanılan bitki ekstraklarının test bakterileri üzerinde farklı oranda
antimikrobiyal etkileri olduğunu tespit etmişlerdir. Özelikle, Thymbra spicata ve Salvia pilifera’
nın kloroform ekstraktının, Micrococcus luteus gelişmesini en fazla inhibe ettiğini tespit
etmişlerdir.

Karaman ve ark. (2007), Salvia aramiensis ve Türkiye’ de endemik olan Salvia


cyanescens türlerinin uçucu yağlarını GC/MS cihazında çalışmışlardır. Yapılan çalışma
sonucunda Salvia aramiensis’ te 1.8-cineol(% 60), β-pinen(% 9), myrcene(% 3,7), α-pinen(%
3,4) ve germacrene-D(% 2,9) en yüksek bileşenler olarak tespit etmişlerdir. Salvia
cyanescens’ te ise spathulenol (% 32.5), myrtenal (% 7.8), β-Pinene (% 6.9), α-Pinene (%
6.9) ve para-cymene (% 5.7) bileşenleri tespit etmişlerdir.

Bağcı ve Koçak ( 2007), Elazığ’ dan toplanan Salvia palaestina Betham ve Salvia
tomentosa Miller Türlerinin Uçucu yağlarını su distilasyonu ile elde edilen uçucu yağları GC
ve GC-MS ile analız etmişlerdir. Salvia palaestina’ da elde edilen yağda 60 bileşen
saptanmıştır. β-karyofillen’ nin(%18) en yüksek oranda tespit edilmiş bileşen olup bunu
sırasıyla germakren D(% 16,5), karyofillen oksit(% 7,3), Linalool(% 9,2), linalil asetat(% 6)
tespit edilmiştir. Salvia tamentosa’ ise α-pinen(% 33,7), en yüksek tespit edilen bileşendir.
Bunu sırasıyla β-pinen(% 6,8), α-humulen(% 6) takip etmiştir.

Bağcı ve Koçak (2007), Salvia cerotophylla L. ve Salvia aethiopis L. türlerini Elazığ ve


çevresinden toplayarak. Toprak üstü kısımlarını kuruttuktan sonra, su distilasyon yöntemiyle
uçucu yağlarını elde etmişlerdir. Uçucu yağların kimyasal analizlerini GC-GC/MS cihazıyla
yapmışlardır. Salvia cerotophylla’ da ana bileşenler olarak germakren D, bisiklogermakren ve
spatulenol saptanmıştır. Salvia aethiopis’ te ise α-kopaen, β-kubaben ve germakren-D
saptamışlardır.

Kutlular (2007), Salvia fruticosa, Salvia officinalis, Origanum onites, Sideritis montana,
Sideritis pisidica, türlerinin uçucu yağlarını süper ısıtılmış su ile ekstrakte edilmiş. Katı faz
ekstraksiyon tekniği ile uçucu yağları elde etmiştir. Elde ettiği uçucu yağları GC-GC/MS
cihazıyla türlerin bileşenleri ortaya koymuştur.

İpek ve ark.(2009), Tıbbi adaçayı (Salvia officinalis), hatlarında azotlu gübrelemenin


herba verimi ve bazı özellikler üzerine etkilerini belirmek amacıyla çalışmalar yapmış.
Yapılan araştırmalar sonucunda tıbbi adaçayının azotlu gübrelemeye olumlu tepki verdiği,
Bitki boyunda, yaprak boyu ve uçucu yağın miktarında artış olduğu saptanmıştır.

Kelen ve Tepe ( 2008 ), Endemik olan Salvia aucheri var. aucheri, Salvia aramiensis
ve Salvia pilifera’ nın uçucu yağ bileşenlerinin antimikrobiyal ve antioksidant etkilerini
incelemişlerdir. Toprak üstü kısımlarından elde edilen uçucu yağın GC/MS cihazıyla

10
bileşenleri tanımlanmıştır. Elde edilen bileşenler Salvia aucheri var. aucheri’ de 1.8-Cineole
(%30,5), Camphor (%21,3), Borneol (8,30) ve α-Pinene (%7,6), Salvia aramiensis’ te 1.8-
Cineole (%46), β-Pinene (%10,3), Camphor (%8,7), Salvia pilifera’ da ise α-Thujene
(%36,1), α-Pinene (%13,8) ve Myrcene (% 4,7) en yüksek olarak bulunmuştur.

Aydın ve ark. (2009), Salvia verticillata L. subsp. amasiaca (Freyn & Bornm) Bornm.
ve Phlomis pungens Wild. var. hirta Velen’ in yaprak ve çiçek metanolik ekstraklarının
antimikrobiyal aktivitelerini test edilmiş. Metanolik ekstraklarının 9 farklı bakteri türüne karşı
antibakteriyel etkileri macro broth dilüsyon yöntemi kullanılarak tespit edilmiştir. Salvia
verticillata yaprak ve çiçek methaol ekstrakları Pseudomanas aerigunosa, Salmonella
enteritidis, Escherichia coli, Bacillus cereus, Bacillus subtilis, Staphylococus aeurus’ a karşı
belirgin bir etkinlik gösterdiğini, Phlomis pungens çiçek ve yaprak ekstraklarının
Pseudomonas aeruginosa ve Bacillus subtilis’ e karşı etkili olduğunu saptamışlar. Her iki
türün antimikrobiyal olarak enfeksiyon hastalıklarında kullanılabileceğini bildirmişlerdir.

Kahraman ve ark.(2010), Türkiye’ nin Doğu, Güneydoğu, İç, Kuzey Anadolu ve


Marmara bölgelerinde yayılış gösteren Lamiaceae familyasına ait Salvia (adaçayı)
taksonlarının güncel koruması ile statüleri IUCN Kırmızı Liste kategorileri ve kriterlerine göre
bölgesel, ulusal ve evrensel ölçekte değerlendirmişlerdir. Çalışma alanında 79 takson
bulunmakta olduğunu, bunların 36 tanesinin endemik olan, 5’i endemik olmayan tür olduğu
ve geriye kalan 39 taksonun yayılış gösterdiğini açıklamışlardır. Evrensel ölçekte en çok
tehlike altında olan türler; Salvia anatolica, Salvia ballsiana, Salvia freyniana, Salvia
odontochlamys ve Salvia pseudeuphratica olduğunu belirtmişlerdir.

İpek ve Gürbüz (2010), Türkiye florasında bulunan Salvia türleri ve tehlike durumları
üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Yapılan çalışmalarda bu cinsin dünya genelinde 900,
Türkiye forasında 97 türü doğal olarak bulunduğunu belirtmişlerdir. Bunların 51 tanesin
endemik olduğunu açıklamışlardır. Endemik olan türlerin korunma altına alınması için
çalışmalar yapmışlardır.

11
3. MATERYAL VE METOT

Araştırmada kullanılan Salvia pilifera türüne ait materyaller Mayıs-Haziran-Temmuz-


Ağustos ve Eylül aylarında belli periyotlar da Kahramanmaraş’ ın Ahır Dağı’ndan,
Kahramanmaraş’ ın Göksun ilçesinin Püren Tüneli yakınlarından, Kahramanmaraş-Narlı’ dan
ve Osmaniye’ nin Hasanbeyli ilçesinden toplanmıştır. Her bölgeden yaklaşık 10-15 tane bitki
örneği toplanmış ve örneklerin bir kısmı anatomik ve morfolojik incelemeler için kullanılmış,
bir kısmı ise kurutularak herbaryum örneği haline getirilmiştir. Uçucu yağ çalışmaları için de
yeterli miktarda bitki örneği toplanarak güneş ışığı almayan alanda kurutulmuştur. Üzerinde
çalışılan bitki materyalleri “Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat
Fakültesi, Biyoloji Bölümü Herbaryumunda“ saklanmaktadır. Salvia pilifera türüne ait
sistematiği şu şekildedir:

Salvia pilifera “nın Sistematiği

Alem: Plantae

Üst şube: Angiospermae

Şube: Magnoliophyta

Sınıf: Magnoliopsida

Takım: Lamiales

Aile: Lamiaceae

Cins: Salvia

Tür: Salvia pilifera

12
3.1. Morfolojik İnceleme Metotları

Bitki tayinleri yaş ve kuru örnekler üzerinde yapılmıştır. Türlerin tayininde Davis
(1982)‘in “Flora of Turkey” adlı eserinin 7. cildinden yararlanılmıştır. Morfolojik bulgular
arazide ve herbaryum örnekleri üzerinde yapılan gözlemlerden elde edilmiştir. Salvia pilifera
nın genel görünümü ve kurutulan herbaryum örneği aşağıda Şekil 3.1.1. ve Şekil 3.1.2.
gösterilmiştir.

Şekil 3.1.1. Salvia pilifera türünün genel görünümü (Kahramanmaraş-Ahır Dağı)

13
Şekil 3.1.2. Salvia pilifera türünün herbaryum örneği (Göksun-Püren Tüneli)

14
3.2. Anatomik İnceleme Metodları

Türün anatomik incelemelerinde kullanılmak üzere Kahramanmaraş-Göksun Püren


tüneli civarından ve Kahramanmaraş-Narlı civarından toplanan Salvia pilifera’ya ait gövde
ve yapraklardan örnekler 2-3 cm’ lik küçük parçalara bölünerek %70’ lik alkolde bekletilmiştir.
Mikroskobik gözlemler için bitkinin belirtilen kısımlarından Parafin metodu (Algan, 1981)
uygulanarak mikrotom yardımı ile alınan kesitler incelenmiş ve mikroskopta altında anatomik
fotoğrafları çekilmiştir.

Parafin metodu uygulanarak alınan kesitlerde daha iyi sonuçlar elde etmek amacıyla
hemotoksilen, eozin ve gimsa boyaları kullanılmıştır. Mikrotom yardımı ile kesit almak için
uygulanan yöntemde takip edilen aşamalar şu şekildedir: %70’lik alkolde küçük parçalar
halinde bulunan bitki materyali sırasıyla %96’lık alkolde 4 saat, %100’lük alkolde 1 saat, 1
alkol-1 ksilol’ de 30 dakika, ksilolde 30 dakika bekletilmiştir. Ksilolde bekleme süresi
tamamlanınca materyalin bulunduğu kaba boncuk halindeki parafin tanecikleri yavaş yavaş
ilave edilmiştir. Bu işlem 24 saat içinde tamamlandıktan sonra ksilolün parafine doyurulma
işlemi için örnekler 55 oC’ deki etüvde 3-4 gün bekletilmiştir. Ksilol kokusu gidince örneklerin
bulunduğu kaba sıvı parafin ilave edilip, blok yapımında kullanılmak üzere, 58 ‫ס‬C’ deki
etüvde 3-4 gün tutulmuştur. Daha sonra L şeklindeki metal levhalar yardımıyla bloklar
hazırlanmış olup, bu bloklardan 3-6 µm kalınlığında şeritler halinde kesitler alınmıştır.

Kesitlerin parlak yüzeyleri lama gelecek şekilde, kesitler benmarinde lamlara


yapıştırılmış ve etüvde 70 oC de 1,5 saat bekletildikten sonra boyama işlemine geçilmiştir.
Boyama için lam taşıyıcısına yerleştirilen kesitler ksilol, 1 ksilol/1 absolü alkol, absolü alkol,
%96’lık alkol, %70’lik alkol, %50’lik alkol serilerinde 5’er dakika bekletildikten sonra çeşme
suyunda yıkanmış preparatlar 5 dakika Hemotoksilende tutuldu ve sonra tekrar yıkanmıştır.
Ve asit alkol çözeltisine batırılmıştır. 1-2 saniye sonra yıkandı ve amonyağa batırılıp çıkarılan
preparatlar %96’ lık alkolde 2 dakika bekletildi sonra eozinde 5 dakika da boyanmıştır.
Çeşme suyunda yıkandı sonra sırasıyla %96’lık alkol, absolü alkol, 1 absolü alkol/1 ksilol,
ksilol serilerinde 2’şer dakika tutulmuştur. Ksilolden çıkarılan preparatlar üzerindeki kesitlere
1-1,5 damla entellan damlatılarak lamel kapatılmıştır. Gimsa boyamada ise deparizasyon
yapılan kesitler 1 saat kadar gimsada boyanmış sonra saf suda yıkanan preparatlar
Asetikasit solüsyonuna batırılıp çıkarılmış ve saf suda yıkandıktan sonra sırayla alkol ksilol
ve entellan ile kapatılmıştır. Bu şekilde sürekli preparat haline getirilen örnekler mikroskopta
(Hund Wetzlar H500) 10x4, 10x10, 10x20 ve 10x40 büyütmeli objektifler kullanılarak
incelenmiştir. İncelenen anatomik kesitlerin fotoğrafları çekilmiş ve türün gövde, yapraklarına
ait hücrelerin görüntülenmiştir.

15
3.3. Uçucu Yağların Elde Edilişi

Deneyde kullanılacak olan Salvia pilifera türleri Kahramanmaraş’ın Ahır Dağından,


Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinin Püren tünelinden, Kahramanmaraş’ın Narlı bölgesinden
ve Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinden toplanan örnekler güneş görmeyen bir ortamda
kurutulmuştur. Uçucu yağ elde etmek için su distilasyon yöntemi (su buharı ile sürükleme)
kullanılmıştır. Distilasyon balonuna 40 gr kadar bitki koyularak içine 200-250 ml. su ilave
edilmiştir. Ve distilasyon balonu mantolu ısıtıcı ile 120 °C’yi aşmayacak bir sıcaklıkta
ısıtılmıştır. Yaklaşık 3 saat süren ısıtma işleminin ardından düzeneğin 5-10 dakika kadar
soğuması beklenip, taksimatlı boruda su yüzeyinde toplanan uçucu yağ, taksimatlı boru
yardımıyla ml cinsinden miktarı tespit edilerek, muhafaza edilmek için küçük cam şişelere
alınmıştır.

Elde edilen yağlar analizleri yapılana kadar 4-6 ºC’de buzdolabında muhafaza
edilmiştir. Uçucu yağın içerisindeki bileşenlerin analizlerinde Şekil 3.3.1 ve Şekil 3.3.2. GC-
MS (Gaz Kromatografisi/Kütle Spektrofotometre) kullanılarak yapılmıştır.

Kahramanmaraş-Narlı; Çıkan yağ miktarı 0,6 ml (% 1,5)

Kahramanmaraş-Ahır Dağı; Çıkan yağ miktarı 0,2 ml (%0,5)

Kahramanmaraş-Göksun; Çıkan yağ miktarı 0,2 ml (%0,5)

Osmaniye-Hasanbeyli; Çıkan yağ miktarı 0,2ml (%0,5)

16
Şekil 3.3.1.Su Distilasyon Cihazı

17
3.3.1. Uçucu Yağın Kimyasal Analizi

Salvia pilifera bitkisinden elde ettiğimiz uçucu yağdan 10µL alındıktan sonra 0,5 ml
diklorometan çözücüde çözülmüş ve daha sonra 1µL alınarak GC/MS cihazına enjekte
edilmiştir.

3.3.2. Gaz Kromatografi (GC/MS) Cihazının Özellikleri

Kromatografi, kompleks karışımlarda bulunan birbirine yakın özellikteki maddeleri


ayırmak için kullanılan bir çok farklı yöntemi içerir. Kromatografik metotlarda numune gaz sıvı
veya bir süper kritik akışkan olan hareketli bir faz ile taşınır. Hareketli faz ise kolon veya bir
katı yüzeyinde sabitleştiriliş kendisi ile karışmayan bir durgun faz içinden geçmeye zorlanır.
Bu sırada durgun faz tarafından kuvvetli tutulan numune bileşenleri, hareketli fazın akışıyla
çok yavaş hareket ederler. Buna karşılık durgun faz tarafından zayıfça tutulan bileşenler hızlı
hareket ederler. Bu hareket hızlarının farklılığı sonucu, numune bileşenleri farklı bant veya
bölgeler halinde birbirinden ayrılırlar.

Gaz Kromatografi/kütle spektrofotometre sistemi, gaz kromatografi cihazının hızlı


tarama yapabilen çeşitli kütle spektrometrelerine doğrudan bağlanmasıyla oluşur. Kılcal
kolonlarda gelen elüentin akış hızı genellikle küçük olduğu için, madde doğrudan kütle
spektrometresinin iyonlaşma bölmesine verilir.

Gaz kromatografi / kütle spektrofotometre sistemi biyolojik veya doğal sistemlerdeki


yüzlerce maddeyi aynı anda tanımak amacıyla kullanılmaktadır. Örneğin; gıdalardaki tat ve
koku veren maddelerin tayininde, su kirleticilerinin tayininde, nefesle dışarı verilen eser halde
maddelerden yaralanan tıbbi teşhislerde ve ilaç ve uyuşturucu metabolitlerinin
incelenmesinde kullanılır (Skoog vd 1998).

Uçucu yağ içinde bulunan bileşenler Agilent 6890N GC ve 5975C VL MSD marka gaz
kromatografisi kütle spektrofotometresi kullanılarak teşhis edilmiştir.

Gaz Kromatografisi- Kütle Spektrofotometre Cihazının Çalışma Koşulları

Kolon: HP-88 (100m*0.25 mm id; 0.2 μm film kalınlığı) kapiller kolon

Dedektör: FID

Taşıyıcı Gaz: Helyum

Enjeksiyon sıcaklığı: 250oC

18
Kolon sıcaklığı: 70 °C’de 1 dakika, dakikada 10°C artış ile 230°C’ ye programlanmış,
230°C’de 20 dakika tutulacaktır

Elektron enerjisi: 70 eV

Split oranı: 1:20

Enjeksiyon miktarı: 1µL

Bileşenlerin aydınlatılmasında “Flavor2, Nist98, wiley7n” adlı MS kütüphane verileri


kullanılmıştır.

Şekil 3.3.2. GC-MS ( Gaz Kromatografisi/Kütle Spektrofotometrisi)

19
4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.1. Morfolojik Bulgular

Salvia pilifera örnekleri Mayıs-Eylül ayları arasında toplanmıştır. Toplanan örnekler


Davis’in “Flora of Turkey” (1982) adlı eserine göre tayin edilmiştir. Topladığımız bitki
örneklerinin morfolojik yapısını incelediğimizde yaprak, çiçek, gövde ve kök kısımlarının
genel anlamda Flora of Turkey’ de türün betimi ile uyum içerisindedir. Ancak tür tayininde
önemli bir karakter olan “braktelerin vertisillatlara göre oranı” farklılık göstermektedir. Kaynak
eserde Salvia pilifera “braktelerin vertisillatlardan kısa” olduğu grupta iken, topladığımız
örneklerde “brakteler vertisillatlardan uzun”dur. Ayrıca populasyonlar arasında az da olsa
bazı farklılıklar saptanmıştır. Bu farklılıklar, Kahramanmaraş’ ın Göksun ilçesinin Püren
tünelinden toplanan örneklerde görülmüştür. Bu bitki örneğinde tüylenmenin diğer örneklere
göre daha fazla olduğu görülmüştür. Tüylenmenin fazla olması bulunduğu yükseklik (2100 m)
ve soğuk iklim şartlarına bağlanabilir. Ayrıca bu örneğin yaprak ve çiçeklenme zamanı diğer
örneklere göre daha geç olduğu, bu bitki örneğinin toplanma zamanı diğer örneklere göre de
geç olmuştur. Kahramanmaraş’ın Ahır dağından toplanan bitki örneklerinin toplanma zamanı
Mayıs ayı iken, Kahramanmaraş’ ın Göksun ilçesinin Püren tünelinden örneklerin toplanma
zamanı Eylül ayında olmuştur.

4.2. Anatomik Bulgular

4.2.1. Gövde

Gövde enine kesitlerinde Kahramanmaraş-Göksun ve Kahramanmaraş-Narlı


lokalasyonlarından toplanan örneklerin anatomileri incelenmiştir. Yapılan çalışmalarda
gövdenin enine kesiti belirgin bir şekilde dört köşeli olarak görülmektedir. En dışta çok
tabakalı çeperleri kısmen süberinleşmiş ekzodermis tabakası bulunur. Ekzodermis hücreleri
kare, dikdörtgen ve ovale yakın olan hücrelerden oluşur. Ekzodermis üzerinde salgı ve basit
tüyler bulunmaktadır. Daha çok salgı tüyleri bulunur. Gövdede bulunan salgı tüyleri, kapitat
salgı tüyleri olup, çok sayıdadırlar ve boyları 1.3 mm’ ye kadar ulaşmaktadır. Örtü tüyleri
taban ve tüy hücre sayısına göre, salgı tüyleri ise taban, sap ve baş hücre sayısına ve tipine
göre çeşitlilik göstermektedir. Enine kesitte gövdenin köşe kısımlarında Ekzodermisin altında
köşe oluşturan bölgelerde kollenkima hücreleri bulunmaktadır. Kollenkima destek dokusu
Kahramanmaraş-Narlı’ da çok belirgin bir şekilde gözlenmesine karşın, Kahramanmaraş-
Göksun’ da ise çok belirgin değildir. Kollenkima tabakası köşelerden ara kısımlara doğru
incelerek uzanmaktadır. Kollenkima hücrelerinin şekilleri yuvarlağa yakın veya ovaldir.

20
Kollenkimanın altında korteks parankiması yer alır. Korteks parankima hüreleri hemen
hemen eşit büyüklüktedir. Hücre şekilleri köşeliden yuvarlağa ve ovale kadar değişmektedir.

Sklerankima hücrelerinin oluşturduğu kümeler floem bölgesinde dağınık olarak


gözlenmektedir. Kahramanmaraş-Göksun’ daki sklerankima hücreleri korteks içinde yer alır.
Floem tabakası hemen hemen kesintisiz bir şekilde ksilemi dış kısımdan sarar.
Kahramanmaraş-Göksun örneğinde floem Kahramanmaraş-Narlı örneğine göre daha geniş
bir yapıya sahiptir. Konsantrik iletim demeti şeklinde gözlenmektedir. Floem ve ksilem
arasında 1-2 hücre sırasından oluşan, çok belirgin olmayan kambiyum tabakası yer
almaktadır. Kambiyumun altında yer alan ksilemin kalınlığı daha fazladır. Öz bölgesine yakın
olan ksilem elemanları daha büyük olarak gözlenmektedir. Trakeler aynı hizada uzanır. İletim
elemanlarının altında çok geniş bir öz bölgesi yer alır. Öz bölgesi çeperleri ince olan
parankimatik hücrelerden oluşur. Öz bölgesi Göksun örneğinde daha geniş bir yapıya
sahiptir. Öz ışınları 1-13 hücre sırasından oluşmaktadır.

Metcalfe ve Chalk (1972), familyanın tipik özeliğinin gövdenin dört köşeli olması ve
köşelerde iyi gelişmiş bir kollenkima destek dokusunun bulunması olduğunu vurgulanmıştır.
Çalıştığımız örneklerin gövdesi de dört köşeli olduğu bulunmuştur. Kahramanmaraş-Narlı’
nın gövde enine kesitlerinde kollenkima destek dokusu çok belirgin bir şekilde gözlenmiştir.
Kahramanmaraş-Göksun’ dan toplanan örnekte ise kollenkima çok belirgin değildir.
Çobanoğlu (1988), Salvia palaestina gövdesinde primer ve skonder korteks sınırında
sklerankima kümelerinin bulunduğunu belirmiştir. Çobanoğlu ve diğerleri (1992), Salvia
trichoclada türünün otsu gövdesinde trakeal elemanları çevreleyen sklerankima hücrelerinin
varlığından bahsetmiştir. Özdemir ve Şenel (1999), Salvia sclarea gövdesinde floem bölgesi
üzerinde belirgin sklerankima kümelerinin bulunduğunu belirtmiştir. Araştırmamızda her iki
örnekte de sklerankima hücreleri bulunmuştur. Fakat Göksun’dan toplanan örnekte ise
sklerankima hücreleri korteks içinde yer almıştır. Bu örnekte korteks dar bir yapıya sahiptir.
Diğer örnekte ise korteks geniş bir yapıya sahiptir.

Çobanoğlu (1988), Salvia palaestina gövdesinde kambiyum 2-3 sıra hücreden


oluştuğunu belirtmiştir. Özdemir ve Şenel (1999), Salvia sclarea gövdesinde kambiyumun
belirsiz olduğunu ifade etmişlerdir. Özdemir ve Şenel (2001), Salvia forskahlei ‘nin otsu
gövdesinde kambiyumun 2-3 sıra hücreden, odunsu gövdesinde ise 2 sıra hücreden
oluştuğunu belirtmişlerdir. Her iki örneğimizde de kambiyum çok belirgin değildir. Her iki
örnekte floem ve ksilem çok belirgindir. Göksun’ dan toplanan örneklerde floem ve öz bölgesi
Narlı’ dan toplanan örneğe göre göre daha geniş bir yapıya sahiptir (Şekil 4.2.1.1, Şekil
4.2.1.2. ve Şekil 4.2.1.3.).

21
Şekil 4.2.1.1. Salvia pilifera türünün gövde enine kesiti (Kahramanmaraş-Narlı)

ekd. ekzodermis sl. sklerinkima ko. kollenkima

sty. salgı tüyü fl. floem ks. ksilem

öz. öz bölgesi

22
Şekil 4.2.1.2. Salvia pilifera türünün gövde enine kesiti (Kahramanmaraş-Göksun)

ekd. ekzodemis sl. sklerinkima

ks. ksilem fl. floem

öz. öz bölgesi

23
Şekil 4.2.1.3. Salvia pilifera türünün gövde enine kesiti (Kahramanmaraş-Göksun)

ekd. ekzodermis fl. floem

sl. sklerenkima ks. ksilem

ko. kollenkima

4.2.2. Yaprak

Yaprak enine kesitinde en dış kısmında kutikula tabakası belirgin şekilde gözlenmez.
Üstte adaksiyal epidermisin palizat ve sünger parenkimaları ve altta abaksiyal epidermis
hücreleri yer alır. Mezofil tipi bifasiyaldir. Bunlar dikdörtgen, yuvarlak ve ovale yakın
şekillerdedirler. Adaksiyal epidermis hücreleri, abaksiyal epidermis hücrelerine nazaran daha
büyüktürler. Her iki lokalasyonda yaprak yaprak enine kesitinde belirgin bir farklılık
gözlenmemiştir.

Yaprağın hem abaksiyal hem de adaksiyal epidermisinde cok sayıda salgı ve örtü
tüyleri yer almaktadır. Salgı ve örtü tüylerinin hücre sayıları farklı olup, değişik tiplerde tüyler
bulunur. Yaprağın her iki yüzeyinde de stomalar yer alır

Metcalfe ve Chalk(1972), Salvia türlerinde yaprak mezofilinin tamamen parankimatik


olduğunu, her iki örneğimizde yaprak mezofilinin parankimatik olduğu görülmüştür. Bitkiler
aleminde palizat ve sünger parankimasının bulunuş şekline göre en çok rastlanan yaprak tipi
bifasiyal yapraktır. Bu tip yapraklarda palizat parankima hücreleri üst epidermisin altında yer
alır. Sünger parankima hücreleri ise palizat parankima hücrelerinin altında yer alır.

24
Çalışmamızda örneklerin yaprak tipi bifasiyaldir. Yaprak enine kesitinde en dış
kısımda katikula tabakası belirgin bir şekilde gözlenmemiştir

Özdemir ve Şenel (1999) Salvia sclarea üzerinde yaptıkları çalışmalarda yaprakta


iletim demeti çevresinde herhangi bir koruyucu sklarenkimatik dokunun olmadığını
belirtmiştir. Örneklerimizde aynı yapı gözlenmiştir. (Şekil 4.2.2.1, Şekil 4.2.2.2, Şekil 4.2.2.3 ).

Şekil 4.2.2.1. Salvia pilifera türünün yaprak enine kesiti (Kahramanmaraş-Narlı).

üep. üst epidermis sn. sünger parankiması

aep. alt epidermis st. stoma hücresi

pl. palizat parankiması sty. salgı tüyü

25
Şekil 4.2.2.2. Salvia pilifera türünün yaprak enine kesiti (Kahramanmaraş-Göksun).

sn. sünger parankiması pl. palizat parankiması

ks. ksilem fl. floem

ph. parinkimatik hücre sty. salgı tüyü hücresi

ty. tüy hücresi st. stoma

26
Şekil 4.2.2.3. Salvia pilifera türünün yaprak enine kesiti ( Kahramanmaraş-Göksun).

üe. üst epidermis pl. palizat parankiması

ae. alt epidermis sn. sünger parankiması

st. stoma

27
4.3. Uçucu Yağ Bileşen Bulguları

Dört farklı numunenin toplam yüzde yağ miktarları sırasıyla: Kahramanmaraş Narlı
%1.5, Kahramanmaraş Ahır Dağı %0.5, Kahramanmaraş Göksun %0.5 ve Osmaniye
Hasanbeyli %0.5’ tir. Toplam yağ yüzde miktarı en yüksek Kahramanmaraş-Narlı görülürken,
diğer numuneler aynı miktarda görülmüştür.

Toplanan Salvia pilifera’ nın uçucu yağ içerisinde 65 bileşen tespit edilmiş olup,
bunların sadece %0,1’ den yüksek olan bileşenler çizelgeye eklenmiştir. Yağın içerinde α-
Pinene, β-Pinene, Mrcene, Camphor ve Eucalyptol’un yüksek oranda bulunduğu
saptanmıştır. Bileşenler bölgelere göre farklılık göstermiş olup Osmaniye-Hasanbeyli’ den
elde edilen örneklerde en yüksek bileşenler α-Pinene (%20.84) ve Eucalyptol (%15.18)’ dur.
En düşük görülen bileşenler ise Copaene (%0.13) ve Terpinolene (%0.21)’dir.
Kahramanmaraş-Narlı’ da en yüksek görülen bileşenler Eucalyptol (%11.12) ve Linalol
(%6.17)’ dur. En düşük bileşenler Pyrrolidine (%0.24) ve Ylangene (%0.33)’ dir.
Kahramanmaraş-Göksun’ da görülen en yüksek bileşenler Camphor (%11.94) ve α-Pinene
(%8.65)’ dir. En düşük bileşenler Terpinolene (%0.1) ve Hept-2-ene (%0.19)’ dir.
Kahramanmaraş-Ahır Dağında en yüksek görülen bileşenler ise α-Pinene (%10.15) ve β-
pinene (%6.41)’ dir. En düşük görülen bileşenler Terpinolene (%0.2) ve Trimethyl-2-
pyrimidone (%0.35)’ dir.

Bağcı ve Koçak (2007), Elazığ ve civarında yetişen Salvia ceratophylla ve Salvia


aethiopis’ in toprak üstü kısımlarının uçucu yağlarının analizini yapmışlardır. Elde edilen yağ
verimi %0,4 ve %0,3 oranında olup düşük yağ miktarı elde etmişlerdir. Yağların GC/MS
cihazıyla yapılan kimyasal analizinde Salvia ceratophylla’ da 84 ve Salvia aethiopis ‘te 40
bileşen saptanmıştır. Salvia ceratophylla ‘ da ana bileşenler olarak germakren D (%27,4),
bisiklogermakren (% 11,3) spatulenol (% 10) saptamışlardır. Salvia aethopis’ te ise α-kopaen
(%21,1), β-kubaben (%8,1) germakren D (% 26,3), bisiklogermakren (%24,1) tespit
etmişlerdir. Yaptığımız Salvia pilifera uçucu yağ analizinde yağ verimimiz Salvia ceratophylla
ve Salvia aethiopis’ e göre daha fazladır ve 61 bileşen tespit edilmiştir. Uçucu yağ bileşenleri
Salvia pilifera’ da monoterpenler bakımından zenginken, Salvia ceratophylla ve Salvia
aethiopis ise seskiterpenler bakımından daha zengindir. Salvia pilifera ‘nın uçucu yağında en
yüksek tespit edilen bileşenlerimizi Salvia ceratophylla ve Salvia aethiopis ile
karşılaştırdığımızda, α-Pinene (%20,84), Eucalyptol (%15,18), β-Pinene (%5,68), Mrcene
(%11,70) ve Camphor (%11,94)’ dur. Salvia ceratophylla α-Pinene (%2), β-Pinene (%2,5),
Mrcene (%0,2)’ dir. Bağcı ve Koçak yapmış oldukları çalışmada Eucalyptol ve Camphora
rastlanmamıştır.

28
Kelen ve Tepe ( 2008 ), Endemik olan Salvia aucheri var. aucheri, Salvia aramiensis
ve Salvia pilifera’ nın uçucu yağ bileşenlerinin antimikrobiyal ve antioksidant etkilerini
incelemişlerdir. Toprak üstü kısımlarından elde edilen uçucu yağın GC/MS cihazıyla
bileşenleri tanımlanmıştır. Salvia aucheri var. aucheri’ de 41, Salvia aramiensis 51, Salvia
pilifera 83 bileşen tespit edilmiştir. Salvia aucheri var. aucheri’ de 1.8-Cineole (%30,5),
Camphor (%21,3), Borneol (8,30) ve α-Pinene (%7,6), Salvia aramiensis’ te 1.8-Cineole
(%46), β-Pinene (%10,3), Camphor (%8,7), Salvia pilifera’ da ise α-Thujene (%36,1), α-
Pinene (%13,8) ve Myrcene (% 4,7) en yüksek tespit edilen bileşenler olarak bildirmişlerdir.
Kendi çalışmamızda farklı lokalasyonlardan toplanan Salvia pilifera’ nın uçucu yağ
bileşenleriyle karşılaştırdığımızda, benzerlik göstermekte sadece yapmış oldukları çalışmada
α-Thujene (%36,1) bileşeni yüksek oranda görülürken, kendi çalışmamızda ise, α-Thujene
(%5,07) oranında Göksun örneğinde en yüksek seviyede görülmüştür. Kelen ve Tepe
yapmış oldukları Salvia pilifera çalışmalarında α-Pinene (%13,8) ve Myrcene (% 4,7)
oranında görülmüştür. Kendi çalışmamızda Hasanbeyli’ den alınan örneklerde α-Pinene
(%20,84) ve Myrcene (% 6,93) oranında tespit edilmiştir.

Karaman ve ark. (2005), Kahramanmaraş Ahır Dağından toplanan Salvia pilifera’ nın
uçucu yağ bileşenlerini GC/MS cihazıyla çalışmışlardır. Yapılan çalışma sonucunda elde
edilen en yüksek bileşenler 1.8-cineol (% 12.4), β-pinene (%10.2) ve α-Pinene (%10)’ dir.
Yapmış olduğumuz çalışmada Hasanbeyli’ nde Eucalyptol (%15.18) ve α-Pinene ( %20.84)
oranında görülürken, Ahır dağında β-pinene (%6.41) oranında görülmüştür. Benzer diğer
bileşenler, Karaman ve ark. yapmış oldukları çalışmada Myrcene (%6.3) ve Thujone (%8.7)
oranında görülürken, kendi çalışmamızda ise Hasanbeyli’ nde Myrcene (%6.93) ve Göksun’
da Thujone (%5.07) oranında görülmüştür. En önemli farklılık ise çalışmamızda Camphor
(%11.94) oranında görülürken, Karaman ve ark. yapmış oldukları çalışmada Camphor’ a
rastlanmamıştır.

Demirci ve ark. (2002), Türkiye’ de endemik olan S. caespitosa, S. divaricata, S.


hypargeia, S. longipedicellata ve S. pilifera türlerinin uçucu yağ bileşenleri GC/MS cihazıyla
belirtilmişlerdir. Elde edilen uçucu yağ bileşenleri, α-Pinene, β-Pinene, 1,8-Cineole, thymol,
Caryophllene oxide ve α-Thujene en yüksek tespit edilmiştir. Burada Malatya-Arapkir
civarından toplanan Salvia pilifera’ ların toprak üstü kısımlarının su distilasyon yöntemiyle
elde edilen uçucu yağları GC/MS cihazıyla bileşenlerini tespit etmişlerdir. En yüksek tespit
edilen bileşenler, α-Thujene (% 39,8), α-Pinene (% 11,2) ve Myrecene (% 2,9)’ dir. Yapmış
oldukları α –Thujene’ nin (% 39,8) oranında görülürken, kendi çalışmamızda α –Thujene
(%5.07) düşük oranda görülmüştür. Kendi çalışmamızda Eucalyptol (% 15,18) ve Camphor’
un(% 11,94) oranında görülürken, Demirci ve ark. yapmış oldukları çalışmalarda bu
bileşenlere rastlanmamıştır.

29
Çizelge 4.3.1. Salvia pilifera türünün GC-MS sonuçları
Kahramanmaraş Kahramanmaraş Osmaniye Kahramanmaraş
(Ahır Dağı) (Göksun) (Hasanbeyli) (Narlı)
Çıkış Oran Çıkış Oran Çıkış Oran Çıkış Oran
Zamanı Zamanı Zamanı Zamanı

α-Pinene 10,82 10,15 10,83 8,65 10,82 20,84 10,78 4,77

Camphene 11,27 1,42 11,27 2,18 11,27 1,31 11,23 2,27

β-pinene 11,58 6,41 11,57 5,68 11,58 4,95 11,53 3,42

Limonene 12,10 1,88 12,11 2,11 12,10 2,18 12,06 1,92

Myrcene 12,29 5,20 12,25 5,16 11,70 6,93 11,67 2,21

Sabinene 12,52 0,97 12,51 0,83 12,51 0,93 - -

Terpinolene 12,82 0,20 12,83 0.10 15,32 0,21 12,79 0,35

Eucalyptol 12,96 5,87 12,97 5,16 12,97 15,18 12,94 11,12

Cymene 13,28 2,31 13,28 4,71 13,27 3,17 13,23 2,00

α-Cubebene 14,72 1,69 14,25 1,14 14,72 0,63 14,76 0,80

Ylangene 14,62 0,65 14,62 0,33 14,62 0,24 14,56 0,33

Dicyclopentene 15,22 0,96 15,22 0,49 15,21 0,27 15,34 0,30

Hept-2-ene 15,54 0,36 15,55 0,19 15,53 0,54 17,38 0,79

Linalol 15,80 3,72 15,81 1,17 15,80 2,42 15,77 6,17

Thujone 16,56 3,56 16,58 5,07 16,60 4,03 16,30 3,09

Naphthalene 16,72 4,33 16,73 2,19 16,72 2,18 16,71 0,40

Terpinen-4-ol 17,05 1,51 17,02 3,12 17,65 3,22 17,03 1,70

Benzene(1,5- 17,62 3,87 17,62 2,10 17,62 4,15 16,30 3,09


dimethyl-4-hexenyl)

Camphor 17,91 4,61 17,82 11,94 17,81 1,63 17,82 4,51

Isoborneol 18,26 1,23 18,26 1,78 18,26 2,04 18,24 1,66

Geraniol 18,43 0,51 18,43 0,25 18,44 0,34 18,41 1,66

30
Octadien-3-ol 18,83 1,36 18,69 2,24 18,76 2,04 18,84 2,03

Trimethyl-2- 19,42 0,35 23,80 0,22 - - - -


pyrimidone

Heptanone 19,68 0,39 19,96 0,23 24,18 0,39 - -

Bicyclogermacrene 20,12 0,47 21,12 0,55 20,55 0,43 21,10 0,45

Valencene 21,57 7,61 22,23 4,04 22,04 5,06 - -

Copaene 22,12 2,23 23,12 2,14 21,11 0,13 22,11 2,12

Carvacrol 22,65 2,03 22.65 1,76 22,66 8,00 22,62 0,74

α-cadinol 22,85 1,49 22,85 1,81 22,85 1.75 22,85 0,43

Pyrrolidine 24,14 0,59 24,15 0,41 24,15 0,38 20,12 0,24

Diallyl-cyclohexanone 24,34 0.39 24,74 0,26 - - - -

Ledene 25,19 0,52 - - - - - -

n-Tetracosane 25,41 0,56 - - 25,41 0,22 -- -

Dimethylpiperazine-2 28,87 1,21 25,67 1,15 28,86 0,35 28,78 0,32

propyl-3-adamantane 28,89 0,35 25,844 0,07 27,10 0,24 - -

Eser :≤ 0.1

(-): Bileşen bu örnekte rastlanmadı

31
Uçucu yağın GC-MS analizi sonucunda elde edilen kromatogramlar Şekil 4.3.1.1, Şekil
4.3.1.2, Şekil 4.3.3, Şekil 4.3.1.4. verilmiştir.

Şekil 4.3.1.1. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı (Osmaniye-
Hasanbeyli)

Şekil 4.3.1.2. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı


(Kahramanmaraş-Göksun)

32
Şekil 4.3.1.3. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı
(Kahramanmaraş-Ahır Dağı)

Şekil 4.3.1.4. Salvia pilifera türünün Uçucu yağının GC-MS Kromatogaramı


(Kahramanmaraş-Narlı)

33
5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Türkiye gerek farklı iklim yapısına sahip olması, gerekse üç farklı gen merkezinin
kesişim noktasında bulunmasından dolayı bitki türü çeşitliliği bakımından zengin bir floraya
sahiptir. Bu zenginlik içerisinde tıbbi ve aromatik bitkilerin ayrı bir yeri vardır. Bu amaçla
kullanılan türlerin toplandığı önemli bir cinste Salvia cinsidir. Salvia türleri çok eskiden beri
çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Bu cinsin üyeleri “Adaçayı” olarak bilinmektedirler. Salvia
türlerinin çoğu ekonomik değere sahip bitkilerdir. Bu türler daha çok parfüm sanayisi,
pestitsit, tat, kozmetik, eczacılık ve ilaç endüstrisinde kullanılmaktadır. Ayrıca Salvia
fruticosa, S. multicaulis, S. sclarea ve S. tomentosa gibi bazı türlerin ticareti de
yapılmaktadır. Türkiye florasında 97 türü doğal olarak bulunmaktadır. Bunların yarısından
çoğu endemiktir. Salvia pilifera’ da endemik bir tür olup, birçok kullanım alanı olan bu
türlerden ileride daha çok faydalanılacağı dikkate alınırsa, bu türlerin korunmasının da
nedenli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

Bu çalışmamızda farklı yerlerden toplanan Salvia pilifera türü hem birbirleriyle hem de
daha önce Salvia türleri üzerinde yapılan morfolojik ve anatomik çalışmalarla
karşılaştırılmıştır. Morfolojik çalışmalarda örnekler Mayıs-Eylül ayları arasında toplanmıştır.
Toplanan örnekler Davis’in “Flora of Turkey” (1982) adlı eserine göre tayin edilmiştir.
Topladığımız bitki örneklerinin morfolojik yapısı yaprak, çiçek, gövde ve kök kısımlarının
genel anlamda Flora of Turkey’ de türün betimi ile uyum içerisinde olduğu gözlenmiştir.
Ancak tür tayininde önemli bir karakter olan “braktelerin vertisillatlara göre oranı” farklılık
göstermektedir. Davis (1982)’ de Salvia pilifera “braktelerin vertisillatlardan kısa” olduğu
grupta iken, topladığımız örneklerde “brakteler vertisillatlardan uzun”dur. Toplanan örneklerin
toplanma zamanı farklı zaman dilimlerinde olmuştur. Kahramanmaraş-Ahır Dağından Mayıs
ayı, Kahramanmaraş-Narlı Haziran, Osmaniye-Hasanbeyli Haziran ayı ve Kahramanmaraş-
Göksun ise Eylül ayında toplanmıştır. Kahramanmaraş-Göksun örneğinin geç toplanmasının
nedeni yükseltinin fazla olması (2100m) ve soğuk iklim koşulları nedeniyle yapraklanma ve
çiçeklenmenin geç olmasına bağlanmıştır.

Anatomik çalışmalarda Göksun ve Narlı’ dan toplanan örnekler incelenmiştir.


Çalışmalarda gövde ve yaprak enine kesitler alınarak mikroskopta fotoğrafları çekilerek kayıt
altına alınmıştır. Gövde enine kesitte ekzodermisin altında köşe oluşturan bölgelerde
kollenkima hücreleri bulunmaktadır. Kollenkima destek dokusu Kahramanmaraş-Narlı’ da
çok belirgin bir şekilde gözlenmesine karşın, Kahramanmaraş-Göksun’ da ise çok belirgin
değildir. Kahramanmaraş-Göksun’ daki sklerankima hücreleri korteks içinde yer alırken,
Kahramanmaraş-Narlı’ da sklerankima hücreleri floem tabakası üzerinde bulunmuştur.
Kahramanmaraş-Göksun örneğinde korteks dar bir yapıya sahipken, Kahramanmaraş-Narlı’
da korteks daha geniş bir yapıya sahiptir. Göksun’ dan toplanan örneklerde floem ve öz

34
bölgesi Narlı’ dan toplanan örneğe göre göre daha geniş bir yapıya sahip olduğu
görülmüştür. Yaprak enine kesitinde en dış kısmında kutikula tabakası belirgin şekilde
gözlenmemiştir. Metcalfe ve Chalk(1972), Salvia türlerinde yaprak mezofilinin tamamen
parankimatik olduğunu, her iki örneğimizde yaprak mezofilinin parankimatik olduğu
görülmüştür. Bitkiler aleminde palizat ve sünger parankimasının bulunuş şekline göre en çok
rastlanan yaprak tipi bifasiyal yapraktır. Bu tip yapraklarda palizat parankima hücreleri üst
epidermisin altında yer alır. Sünger parankima hücreleri ise palizat parankima hücrelerinin
altında yer alır. Her iki lokalasyonda yaprak yaprak enine kesitinde belirgin bir farklılık
gözlenmemiştir.

Faklı yerlerden toplanan Salvia pilifera’ ların toprak üstü kısımları kurutulduktan sonra
su destilasyon yöntemiyle uçucu yağları elde edilmiştir. Elde edilen uçucu yağ miktarı
Kahramanmaraş-Narlı’ da %1.5, Kahramanmaraş-Göksun’ da %0.5, Kahramanmaraş-Ahır
Dağında %0.5 ve Osmaniye-Hasanbeyli’ nde %0.5 olarak saptanmıştır. Uçucu yağ
bileşenleri GC/MS cihazıyla tespit edilmiştir. Tespit edilen bileşen 67 tanedir. α-Pinene,
Eucalyptol, β-Pinene, Mrcene ve Camphor bileşenleri önemli bileşenler olarak tespit
edilmiştir. Osmaniye-Hasanbeyli’ den elde edilen örneklerde en yüksek bileşenler α-Pinene
(%20.84) ve Eucalyptol (%15.18)’ dur. Kahramanmaraş-Narlı’ da en yüksek görülen
bileşenler Eucalyptol (%11.12) ve Linalol (%6.17)’ dur. Kahramanmaraş-Göksun’ da görülen
en yüksek bileşenler Camphor (%11.94) ve α-Pinene (%8.65)’ dir. Kahramanmaraş-Ahır
Dağında en yüksek görülen bileşenler ise α-Pinene (%10.15) ve β-pinene (%6.41)’ dir.

Görülen bu farklıların iç ve dış faktörlere, toprak yapısına, yüksekliğe, yaprak ve


çiçeklerin toplanma zamanına, iklim ve çevresel faktörlere bağlanabilir. Lokasyonlar arasında
gözlenen varyasyonlar özellikle bölgenin ekolojik faktörlerinden etkilenmiş olup farklı
lokasyonlarda çiçeklenme zamanları da farklılık göstermiştir. Uçucu yağ oranları ve içeriği de
iklim, toprak yapısı ve yükseklikten ayrıca toplanma zamanından yüksek oranda etkilenmekte
olup çalışmamız sonucu elde ettiğimiz uçucu yağ içeriğindeki farklılıklar bu etkilenmenin
sonucudur.

Çalışmamızda araştırmış olduğumuz ve Türkiye için endemik olan Salvia pilifera


ülkemizde Akdeniz ve Ege bölgesinde yayılış göstermekte olup sonraki çalışmalar ile türün
gelecek nesillere aktarımının sağlanması, korunma statüsünün ortaya konulması ve içermiş
oldukları etken maddelere göre tıbbi özelliklerinin araştırılması gerekmektedir.

35
KAYNAKLAR

Akman, Y.,1998. Bitki Biyolojisine Giriş Botanik, Ankara Üniv. Fen Fakültesi. 8.Baskı Palme
Yayıncılık, Ankara: 187-189, 475, Ankara.
Algan, G., 1981. Bitkisel Dokular İçin Mikroteknik, Fırat Üniv. Fen-Ed. Fak. Yayın. Bot.
No:1, İstanbul.
Aydın H., Özkan O., Bağcıgil F., 2009. Salvia verticillata ve Phlomis pungens’ in in vitro
Antibakteriyel Etkinliğinin Değerlendirilmesi, Kafkas Univ. Vet. Fak. Derg. 15(4); 585-
590.
Bağcı E., Koçak A., 2007. İki Salvia (S.ceratophylla L., S.aethiopis L.) Türü Uçucu Yağların
Aanalizi ve Değerlendirilmesi Üzerine Çalışma. Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Dergisi
19(4), 435-442.
Bağcı E., Koçak A., 2007. Salvia palaestina Betham ve Salvia tomentosa Miller Türlerinin
Uçucu Yağ Kompozisyonu, Kemotaksonomik Bir Yaklaşım, Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil.
Derrgisi 20(1), 35-41.
Baytop, A., 1998. İngilizce-Türkçe Botanik Kılavuzu, İstanbul Üniversitesi Yayın No: 4058
Eczaclık Fakültesi Yayın No: 70, İstanbul.
Baytop, T. 1999. Türkiye’ de Bitkiler ile Tedavi Geçmişte ve Bugün, Nobel Tıp Kitapevleri Ltd.
Şti., İstanbul, 480 p.
Bayram, E., 1999. Batı Anadolu Florasında Yetişen Salvia fruticosa Mill Uygun Tiplerin
Seleksiyonu, 25(2001) 351-357.
Çobanoğlu, D., 1988. Salvia palaesthina Bentham’ın (Lamiaceae) Morfolojik ve Sitolojik
Özellikleri. Doğa Bilim Dergisi: Biyoloji, 12: 215-223.
Çobanoğlu, D., Özel, S., Evren, H.,1992. Salvia trichoclada Bentham (Lamiaceae)’nin
Morfolojik Özelikleri , XI Biyoloji Kongresi, Elazığ 24-27 Haziran Botanik 83-89, Elazığ.
Dafni, H., Lensky Y., Fahn, A.,1988. Flowar and Nectar Charateristric of Nine Species of
Labiatae and Their Influence on Haoneybee Visits. Journal of Apicultural Research,
27:2 103-114.
Davis, P.H., 1982. Floro of Turkey, The East Aegean Islands Vol. 7. Edinburg Universty
Press, Edinburg: 400-402, Edinburg.
Demirci B., Baser C,. Yıldız B,. 2002. Composition of the essential Oils of Six Endemic
Salvia spp. from. Flavour fragr. J. 18: 116-121, Eskişehir.
Dığrak M., Bulduruç N,. Çilingir G,. 2007. Kahramanmaraş Bölgesinde Yetişen Bazı Tıbbi
ve Aromatik Bitki Ekstraktlarının Antimikrobiyal Aktiviteleri, Ksü Fen ve Mühendislik
Dergisi, 10(2).

36
Duru, M. E., 1993. Liquidambar orientalis var. Liquidambar orientalis ve Liquidamabar
orientalis var. integriloba Yapraklarından Elde Edilen Uçucu Yağın Analizi, Yüksek
Lisans Tezi, Atatürk Üniv. Erzurum.
Güvenalp, Z., 1993. Artemisia austriaca Cako Artemisia spicigera C.Koch uçucu yağların
bileşimi, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.
Hill, A. F., 1952. Economic Botany: A Texbook of Usefull Plants Products, 2nd Ed., Mc Graw
Hill Book Company , New York.
İpek A., Gürbüz B., Cosge B., 2009. Tıbbi Adaçayı (Salvia officinalis L.) Hatlarında Azotlu
Gübrelemenin Herba Verimi ve Bazı Özelikler Üzerine Etkileri. Türkiye VIII. Tarla
Bitkileri Kongresi Bildiri Kitabı, Cilt I: 101-104 Hatay
İpek A., Gürbüz B,. 2010. Türkiye Florasında Bulunan Salvia Türleri ve Tehlike Durumları.
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 19 (1-2): 30-35 Ankara.
Karaman Ş., İlçim A., Çömlekçioğlu N. 2007. Composıtıon Of the Essentıol Oıls of Salvia
aramiensis Rech. Fil. And Salvia cyanescens Boıss&Bal. Pak. J. Bot.,39(1):169-172.
Kahraman A., Karabacak E., Doğan M., 2010. Reassessment of conservation status of the
genus Salvia (Lamiaceae) in Turkey II, Turk J. Bot. 36; 103-124.
Karaman Ş., Çömlekçioğlu N., İlçim A. 2005. Chemical and Morphological Investigations and
Habitat Specificity of Endemic Salvia plifera Montbret  Aucher ex Betham from
Turkey. XVII. Botanical Congress, Poster Bildiri, Abstract Book , p 44, Vienna, Austria.
Kelen M., Tepe B., 2008. Chemical composition ,antioxidant and antimicrobial properties of
the essantial oils of three Salvia species from Turkish flora, Bioresource Technology
99: 4096-4104.
Kesercioglu, T., Nakipoglu, M., 1992. Investigations on Some Salvia L. Species Collected
from Turkey, Recent Advences in Medicinal, Aromatic and Spice Crops, 2: 325-344.
Kolalite, M. R., 1998. Comparative Analysis of Ultrastructre of Glandular Trichomes in Two
Nepeta cataria Chemotypes (N.cataria and N.cataria var.citriodora).Nord. J. Bot. 18(5):
589-598.
Kutlular Ö., 2007. Bazı Adaçayı ve Kekik Türlerinin Uçucu Yağlarının Süper Isıtılmış Su ile
Ekstraktsiyonları ve GC/MS İle Karakterizasyonları, Pamukkale Üniv. Fen Bilimleri
Enstitüsü, Kimya Bölümü, Denizli.
Metcalfe, J.R,. Chalk, L., 1972. Anatomy of the Dicotyledons. 2 Vols. Oxford, Clarendon
Press. Oxford, 1041-1053.
Nagy, G., Guanther, G., Mathe, I., Blunden, G., Yang, M., Crabb, T.A., 1998. Danshenol-A
and 15-epi-danshenol-A from the Roots of Salvia glutinosa. Biochecimal Systematics
and Ecology, 26(7) 797-799.
Nakipoğlu, M., Oğuz, G., 1990. İzmir Çevresinde Yayılış gösteren Bazı Salvia (Adaçayı)
Türlerinin Biyosistematiği Üzerine Araştırmalar E. Ü. Fen Bil. Enst. Derg., 1(2): 23-29.

37
Nakipoğlu, M., 1993a. Bazı Adaçayı (Salvia L.) Türleri ve Bu Türlerin Ekonomik Önemi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Dergisi, 6(2), 45-
58.
Nakipoğlu, M., 1993b. Türkiye’nin Bazı Salvia Türleri Üzerinde Karyolojik Araştırmalar II,
Doğa-Turkish Journal of Botany, 17: 157-161.
Özdemir, C., Şenel, G., 1999. The Morphological, Anatomical and Karyological
Properties of Salvia sclarae L., Tr. J. of Botany 23: 7-18.
Özdemir, C., Şenel, G., 2001. The Morphological, Anatomical and Karyological
Properties of Salvia forskahlei L.(Lamiaceae) in Turkey. Journal of Economic and
Taxonomic Botany, No:19. 297-313.
Özkan M., Şenel G,. 2006. Salvia aethıopıs L. (Lamiaceae) Üzerinde Morfolojik ve Anatomik
Araştırma. Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları; Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi Biyoloji Bölümü, Kırşehir.
Özörgücü, B., Gemici, Y., Türkan, İ., 1991. Karşılaştırmalı Bitki Anatomisi, Ege
Üniversitesi Fen Fakültesi Yayın No.129, Bornova-İzmir :106-107.
Özyurt, M. S., 1986a. Bitki Anatomisi I, Atatürk Üniv. Fen-Ed. Fakültesi, Erzurum:170.
Skoula, M., El-Hilali, I., Makris, A.M., 1999. Evaluation of the Genetic Diversity of Salvia
fruticosa Mill. Clones Using RAPD Markers and Comparison with the Essantial Oil
Profiles, Biochemical Systematics and Ecology, 27(6): 559-568.
Skoog, D.A., Holler, F.J., Nieman, T.A. 1998 Principles of Instrumental Analysis, Saunders
College Publishing, USA,849 s.
Seçmen, Ö., Gemici, Y., Görk, G., Bekat, L., Leblebici, E., 1998. Tohumlu Bitkiler
Sistematiği, 5. Baskı. E.Ü. Fen Fak. Yayın., Bornova-İzmir: 276-279-280, 1998.
Serroto-Valenti, G., Bisio, A., Cornara, L., Ciarallo, G., 1997. Stuctural and Histochemical
Investigation of the Glandular Trichomes of Salvia aurea L. Leaves, and Chemical
Analysis of the Essentiol Oil, Annals of Botany, 79(3): 329-336.
Tanker, M., Tanker, N. 1976 Farmakognozi, Cilt II, Reman Matbaası, İstanbul.
Ulubelen, A., Öksüz, S., Topçu, G., Gören, A.C., Voelter, W., 2001. Antibacterial diterpenes
from the roots of Salvia blepharochlaena, Journal of Natural Products, 64(4): 549-551.
Vural, A., Adıgüzel, N., 1996. A New Species from Central Anatolia : Salvia aytachii M.
Vural et N. Adıgüzel (Labiatae). Turkish Journal of Botany, 20(6): 531-534.
Webber, L.N., Magvva, M.L., Staden, J.V., 1999. Aternative Uses for Some İnvader Plants:
Turning liabilities into aasets, South African Journal of Science, 95(8): 329-331.
Petenidou, T., Vokou, D.,1993. Pallination Ecology of Labiatae in a Phryganic (East
Mediterranean) Ecosystem,American Journal of Botany, 80(8): 892-899.

38
Yücel E., Altınöz N., 2001. Salvia wiedemannii’ nin Ekolojik Özelikleri Anadolu Üniversitesi,
Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Çevre Koruma 38, 9-17, Eskişehir.
Zeybek, U., Zeybek, N., 2002. Farmosötik Botanik, 3. Baskı, E. Ü. Ecz. Fak. Yayın. No. 3,
Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova-İzmir: 378-382, İzmir.

39
ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı, soyadı : Veysi Belen

Uyruğu : T.C.

Doğum tarihi ve yeri : 15.11.1981 Mardin

Medeni hali : Evli

Telefon : 0505 276 12 15

e-posta : veysibelen@hotmail.com

Eğitim

Derece Eğitim Birimi Mezuniyet tarihi

Lisans KSÜ/ Biyoloji Bölümü 2005

Lise Batman Sağlık Meslek Lisesi 2000

İş Deneyimi

Yıl Yer Görev

2004-2012 Göksun Devlet Hastanesi Sağlık Personeli

Yabancı Dil: İngilizce, Arapça

40

You might also like