PREPOSITIONS

PREPOSITIONS OF TIME
IN : (-de, -da) Ay, yıl, mevsim gibi uzun zaman periyotları ile kullanılır.

• They constructed the dam in the 1990s to supply water for irrigation

• We hope that at the technical meeting we can make a concrete plan so that we can take
some actions in June.

ON : (-de, -da) Günler ile kullanılır.

• Residents will be able to view the exhibition on Saturday.

• My friend will get married on the 1st of April.

AT : (-de, -da) Zaman içerisinde belli bir nokta ifade ederken kullanılır.

• Women didn’t have much change to find a job at the beginning of last century.
• The man who contributed a lot to the protection of oceans died at the age of 90.

FOR : (-dır, -dir, -den beri, -lığına, -liğine) Yapılan eylemin toplam süresini belirli zaman birimleriyle
ifade eder.

• I have been living in Ankara for years.

• This system has been developed for the last two years.

SINCE : (-den beri) Yapılan eylemin başlangıç noktasını belirtir.

• According to the newspaper, the crime rate has declined by 25 percent since the March of
2013.

FROM…TO/TILL : (…..den……-e kadar)

• The new roads will be built from February to March 2014.

DURING : (esnasında, sırasında,boyunca) Yapılan eylemin başlangıç noktasını belirtir.

• During the 19th century , a series of technological innovations dramatically altered the way
of communication, trade and business.
• The tenants had nowhere else to go during the evacuation.

TOWARD(S) : (-e doğru)

• I have plans to complete my project towards the end of the year.

THROUGHOUT : (boyunca)

• Throughout history, memorabilia has been used to tell stories of glory and achievements of
various events.

UNTILL/TILL : (-e kadar)

• My sister says she will lose weight until the end of the year

BY: (tarafından, itibariyle, -e kadar)

• Three accident have happened here by far.

BETWEEN… AND…..: (arasında)

• The weather was very hot between January and August.

WITHIN : (içinde , içerisinde)

• He will recover within two months but will have to undergo physiotherapy to restore the
use of his right hand.

PREPOSITIONS OF PLACE AND MOVEMENT

IN: İçinde bulunma anlamı verir.

• Apple opened its first Turkish retail store in Istanbul on Saturday.

• Hong Kong is one of the best places in the world for people to visit.
• The crime rate is very high in the city.

ON: Üstünde yüzeyinde anlamı verir. (about:hakkında)

• Volcanic eruptions were blamed for the sudden loss of 90 persent of all species on earth
at the end of the Permianera.

• He is majoring in environmental science with a focus on biology and physical

oceanography. (about)

AT : Belirli bir noktada bulunma ifade eder.

• I will meet the customers at the main entrance.

TO: Yönelme anlatır. ( -e , -a)

• Born in 1945 in Germany, he moved to Brazil at the age of six.

FROM : -den, -dan, bir yerden ayrılan, uzaklaşan, bir yerden başlayan

• Most of the bamboo used for manufacturing bamboo floring comes from Chine.

• You must borrow the money from someone else .

INTO: İçine veya içeriye doğru anlamlarını verir.

• The police came into the house to arrest the burglar.

OUT OF: Dışarı, dışarıya veya uzağa anlamlarında kullanılır.

• Increasing numbers of Britons were left out of the market as banks restricted mortgage
lending and unemployment increased.

(A)ROUND: Etrafında, etrafına, çevresine, veya yaklaşık anlamında kullanılır.

• It is very dangerous to walk around the town.

BEYOND: Çok uzak(kızıl ötesi), ötesinde, ötesine, bir şeyin sınırları dışında

• His fame spread beyond the Asian continent

BY: Yakınında, yanında, yanıbaşında anlamlarında kullanılır. (By=Near)

• I have absolutely loved living and working by the shore

*THROUGH: İçinden, arasından, vasıtasıyla, aracılığıyla anlamlarında kullanılır.

• She wandered through the forest drinking from the streams and eating leaves.
• Infections can also enter the body through cuts in the skin.

ACROSS: Bir taraftan bir tarafa, karşıdan karşıya anlamlarında kullanılır.

• Walking across the bridge and back takes about an hour.

• Fees charged by all educational institutions across the state will be regulated.

ALONG: Boyunca anlamında kullanılır.

• We walked along the road in silence

AMONG(ST) : Birçok öğe için arasında, ortasında anlamlarında kullanılır.

• Eıffell tower is among the most important structures ın the world

BETWEEN: İki öğe için arasında, ortasında anlamlarında kullanılır.

• People have been goıng back and forth between Afrıca and Amerıca for centruıes.
• I thınk thıs brıdge wıll be a tremendous lınk between the two cities.

UP: Yukarı, yukarıya doğru anlamlarında kullanılır.

• You must put your hand up if you know the answer.

DOWN: Aşağı, aşağıya, aşağıya doğru anlamlarında kullanılır.

• When someone pushed her, the little child fell down the stairs.

ABOVE : Temas yok, soyut kavramlar. Yukarısında, üstünde anlamlarında kullanılır.

• About 11.6 percent of the students got 50, a little above the average.
• Show your boss that your performance has been spotless and above expactaitions.

OVER: Tam üzerinde, üzerine, üst tarafında anlamlarında kullanılır.

Over’ aşağıdaki örneklerde belirtilen şekillerde farklı anlamlarda kullanılabilir.

• He is completely at ease; his sweater is draped over his shoulders

• I can say that we will have over 20 designs on the Project
• Now that the game is over, shall we go home

BELOW: Seviye olarak altında, daha aşağıda anlamlarında kullanılır.

• When the body temperature of an individual drops below normal levels it could be
dangerous for them.

UNDER/UNDERNEATH: Altında, altına, altından anlamlarında kullanılır.

• A man was found dead under the bridge

BENEATH: Aşağısında, altında, bir şeyden daha alt veya aşağı durumda anlamlarında kullanılır.

• The climber took shelter beneath a huge tree.

AGAINST: Bir yere yaslanma anlatır.(-e değecek)

• You musn’t lean against the wall. It is still wet

NOT: fikir ve görüşlerden bahsederken karşı, zıt anlamlarında da kullanılır.

• Some people have protested against the death penalty for some time

OPPOSITE : Karşı karşıya, karşıt, zıt anlamlarında kullanılır.

• The police were waiting in a field opposite the park that was occupied by the protestors.

IN FRONT OF: Önüne, önünde anlamlarında kullanılır.

• The man was killed in front of her family last night.

BEHIND : Arkada, arkasında, geride, gerisinde anlamlarında kullanılır.

• The teacher was stading behind us while we were having our exams.

BESIDE: Yanında, yakınında, bitişiğinde anlamlarında kullanılır.

• There is picnic area beside the river

ONTO: Üstüne, üzerine doğru anlamlarında kullanılır.

• I slipped as I stepped onto the platform.

WITH: İle, beraber, yakınında, bir şeyi içeren anlamlarında kullanılır.

• They are staying with their friends while they are in Italy.

WITHOUT : -sız, -siz, -madan, -meden anlamı verir.

• She solved the problem without difficulty

• They have developed a way to extract caviar from a fish without killing it.

OFF: Uzakta, kopmuş, ayrılmış, sökülmüş, kıyıdan açıkta, düşme, ayrılma, çalışmama anlamları verir.

• The leaves have fallen off the trees.

UPON : Üzerinde anlamında kullanılır.

• She fell upon the ground on her knees.

 BUNLARI BİLELİM! ☺
AT present= AT the moment

(be) of + opinion/ significance/importance etc. = HAVE (önerme/fikre sahip çıkma anlamında)

Be to +V0 -will

-have to

Land on (inmek) X take off (havalanmak)

provide somebody with something

Supply something to somebody

By+Ving = yaparak

Without+ Ving = yapmaksızın

Depth ( derinlik) + AT AT depth

Altitute ( height-yükseklik) +AT AT altitude

Degree/ temperature (derece/sıcaklık) +AT AT degree

Protect AGAINST (-e karşı koruma, savunma)

Defend AGAINST (-e karşı koruma, savunma)

Increase/Decrease/Decline/Advance/Improve/Fall/Diminish/Reduce/Grow etc. IN

IN

FOR

OVER + the last/the past + SÜREÇ

DURING

WITHIN

WITHIN + zaman ifadesi varsa anlam = İÇİNDE

WITHIN + isim = DAHİLİNDE

ON level/ scale Contrast BETWEEN…AND…

FROM + zaman ifadesi + ON/ONWARDS (-den itibaren) ONWARDS= BY + zaman

ONWARDS= AS of + zaman

ONWARDS= AS from + zaman

ÖR: The world chemical industries developed very rapidly

From 1935 ONWARDS particulary in the organ sector

of the industry

Put INTO force = enforce (Uygulamaya, yürürlüğe koymak)

Put INTO effect = enforce (Uygulamaya, yürürlüğe koymak)

Put INTO action = enforce (Uygulamaya, yürürlüğe koymak)

Come INTO force: yürürlüğe girmek

Come INTO effect: yürürlüğe girmek

ON Market Take INTO consideration = düşümek, hesaba katmak

ONTO Market Take INTO account = düşünmek,hesaba katmak

Regardless OF = irrespective OF : düşünmeksizin, hesaba katmaksızın

At the expense of = zararına, pahasına

Play Role IN= bir şeyde rol oynamak

Involve IN

Interest IN

Invest IN

Insist ON

Influence ON= Impact ON= Effect On

Refrain From= Abstain from= Avoid

Point OUT= İşaret etek

İfade etmek

Belirlemek

Göstermek

AT the beginning OF = -nın başında IN the end= finally, eventually

AT the outbreak OF= patlak vermesinde, -nın başlangıcıda

AT the turn OF= -nın sonunda

Guide TO : -nın rehberinde

Key TO: -nın anahtarı

Answer TO: -nın cevabı

Solution TO: -nın çözümü

ÖR: Homer FOR the Byzantines was simultaneously a literary, an instructional textbook, and a guide
TO personal morality and wisdom.

BY %Sb
DÜNYA IN the world/ ALL OVER the world/ THROUGHOUT the world

ON earth

AROUND the globe Yani; globe gördü mü = AROUND

Earth gördün mü= ON

World gördün mü= IN , ALL OVER, THROUGHOUT

‘PERIOD’ gördün mü = during OVER/DURING: Period

=over Period OVER/DURING which

QUANTITY/DEAL/AMOUNT = OF

Study/Research/ Investigation : INTO/ON

A/AN/THE +isim OF = a study of two medicare bills

(dis) agree WITH SB yada ON STH

(dis) agreement WITH SB yada ON STH

Yani; biriyle olunca = with

Bir şey hakkında hem fikir isen = ON

ABOUT=ON

Prohibition/ Ban ON IN Danger=tehlikede AT Risk=Riskli

Prevent sb FROM IN Peril=teklikede AT Stoke=Riskli

Hamper sb FROM IN Hazard=tehlikede PUT A RISK= Bir şeyi riske atmak

Keep sb FROM PUT AT STOKE= Bir şeyi riske atmak

AT Rate/ AT Ratin (…oranında)

Interaction (etkileşim) +BETWEEN/AMONG

Difference (farkındalık) +BETWEEN/AMONG

Distinguish (ayırt etmek) +BETWEEN/AMONG

Contrast (zıtlık) +BETWEEN/AMONG

Associonation/ connect/link/relation(bağlantı,ilişki) etc. +BETWEEN/AMONG

IN patient ( hastanede) Triumph (zafer kazanmak) +OVER (üzerinde)

IN children (çocuklarla) Gain power (iktidarı elde etmek) +OVER (üzerinde)

IN women (kadınlarda) etc. Take control (kontrolü almak) +OVER (üzerinde)

Dominance (hakimiyet) +OVER (üzerinde)

 Sovereignty (egemenlik,hakimiyet) +OVER (üzerinde)

Take pride IN = be proud OF = iftihar etmek, gurur duymak

REST ON = güvenmek,bel bağlamak, bağlı olmak Count IN= include

RELY ON/UPON = güvenmek,bel bağlamak, bağlı olmak Count OUT=exclude

DEPEND ON = güvenmek,bel bağlamak, bağlı olmak

COUNT ON = güvenmek,bel bağlamak, bağlı olmak

BASE ON = güvenmek,bel bağlamak, bağlı olmak

IN/DURING/ RECENT

RANGE FROM…TO (sıralı olmak)

VARY FROM…TO (çeşitlilik göstermek)

TRANSFER FROM… TO (çeşitlilik göstermek)

REVOLT AGAINST ile kullanılır (başkaldırmak, ayaklanmak,isyan etmek ‘bir şeye karşı kullanılır’)

REBEL AGAINST ile kullanılır (başkaldırmak, ayaklanmak,isyan etmek ‘bir şeye karşı kullanılır’)

KURAL ‘CO…’ ile başlayan ‘WITH’ alır

İSTİSNA Confide (confidence) IN = Trust IN = Faith IN = BELIEVE IN
Contribute(Contribution) TO= LEAD TO = Give Rise TO = Yield TO

Consist OF = be made (up) OF = be compose OF = comprise

Conform To = Abide BY = Comply WITH = Obey

Concentrate (compensation) FOR = Make up for neyi telafi edersin

=loss,damage,harm,lack, accident,shortage(kıtlık,sıkıntı,eksiklik)

Congratulate (SB) ON

Concern ABOUT (ON/OVER) = Worry ABOUT

Be concerned with = be interested in =deal with

NOT: Deal with’in ilk anlamı: ile ilgilenmek

İkinci anlamı: cope WITH

READY FOR Reply TO

Responsible FOR Respond(response) TO

Reason FOR Relate ( Related) TO

Refer ( Reference) TO = mean

 React (reaction) TO

Turn INTO -e dönüşmek/dönüştürmek Develep FROM -den kaynaklanmak,ortaya çıkmak

Change INTO -e dönüşmek/dönüştürmek Emerge FROM -den kaynaklanmak,ortaya çıkmak

Transform INTO -e dönüşmek/dönüştürmek Originate FROM -den kaynaklanmak,ortaya çıkmak

Make INTO -e dönüşmek/dönüştürmek Stem FROM -den kaynaklanmak,ortaya çıkmak

Develop INTO -e dönüşmek/dönüştürmek Result FROM -den kaynaklanmak,ortaya çıkmak

Result IN = Cause

NOT: ‘ON’ About anlamında da kullanılır.

ÖR: The findings that emerged from a survey conducted by The Sunday Times on eatig habits were
most disturbing.