Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 233

�EfTALYA

GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ


A. William Deckard

© 2018, Eftalya Kitap


Bu kitabın her türlü basım hakkı, anlaşmalı olarak Eflalya Kitap'a aittir.
Kaynak gösterilip alıntı yapılabilir. izinsiz hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Eftalya Kitap ISBN


Tür: Kişisel gelişim 978-605-219-815-5

Yayın Yönetmeni Baskı


Akif Bayrak Nisan 2020
Tic. Sic. No: 893116
Yayın Koordinatörü Yayınevi Sertifika No: 29485
Giilsere11 Bayrak
Matbaa
Çevirmen Korza Yayıncı l ık
Matbaa Sertifika No:40961
Alp Dağ

Editör
Cem Güler

Kapak Tasarım
C. Kemal Yürekli

iç Tasarım
Burhan Maden

Yediveren Yayınlan Elfdm Hiz. Tlc. Ltd. Şti.


Şenlikköy Mh. Şehit Muammer Yilzsllren Sk. No: 17 B Blok O: 2 Florya Bakırköy-ISTANBUL
Tel: +90 212 506 13 84 / +90 212 506 13 85 / Fax: +90 212 506 13 86
www.eftalya.com.tr I info@eftalya.com.tr
A. WILLIAM DECKARD

T E K N i K L E R i

�EFTALYA
A. WILLIAM DECKARD
1968 yılı nda üç çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak Phi ladelphia' da
dünyaya g el en Deckard, Princeton Üniversitesi'nde sosyoloji
eğitimi almıştır.

Uzun yıllar reklamcılık sektöründe çalışan yazar, ticari ve siyasi


birçok kampanya yönetmiştir. 2000'li yıllardan itibaren kadim
kültürlerdeki iletişim teknikleri üzerine araştırmalar yapmaya
başlamıştır. Bu sırada yakından tanıma fırsatı bulduğu Anadolu
kültüründen etkilenerek uzun yıllar Türkiye'de yaşamıştır.
İkna olma süreçleri hakkında makaleler yazmış ve bir çok
konferansa katılmıştır.

Evli ve iki çocuk babasıdır.

Yaymlanmış Eserleri

- İknanın Gücü

- Güçlü Hajiza Teknikleri

- Beyin Gücünü Etkin Kullan


içindekiler

Giriş ................................................................................................................. 11

BÖLÜM!
Beyin ....................................................... ..... ..................................................
. . 17
Elektriksel Bilgi Ağı ............................ ......... ........ ...... ............ .................
. . . . . 21
Nöron........................................................................................................ 21
Nöronun Yapısı ............ ............................. ...........................................
. . 22
Bilgi İletimi ............................................................ . . .. ....... ........
. .. ............ 23

Sağ ve Sol Lob ...... ............................. ......... ............. ....... .. ............................. 27

Sağ Lob ....... ............................ .... ............. ..... .......... .... .......................
. . . . . . . 27
Sağ Lobu Baskın İnsanlann Özellikleri ... . .................... .................
.. 28

Sol Lob ... ..................................................... ................. ............................. 29

Sol Lobu Baskın İnsanların Özellikleri ................. ........ .... ........ . ..


. . . . . 29
Sağ ve Sol Beyin ..........................
.. ......................... .....................................
. 35

Sağ Beyin Geliştirme Egzersizleri .... .................................... .......... .


. . . 37
Sol Beyin Geliştirme Egzersizleri . . . . .... .. .................. ..... ..... ........ .....
. . . . 38

Beyne Dair Kısa Bilgiler ................................................................... ... . 42


Beynin Bölümleri .................................. ....................... .......... ...... .............
. . . . 47

5
A. WI LLIAM OECKARO

Frontal Lob .............................................................................................. 48

Motor Korteks ......................................................................................... 49

Frontal Lobun Zarar Görmesi Aşağıdaki Durumlara


Yol Açabilir .............................................................................................. 49

İlginç Bilgi ..................... ..................................... . ... .............. . ......... . ... ...... 50

Beden Duyu Korteksi...................... ........... ............. ................. . ............ 51

Parietal Lobun Zarar Görmesi Aşağıdaki Durumlara


Yol Açabilir .............................................................................................. 53

Oksipital Lob...... ................ . ................................................... ................. 53

Cerebellum ................................................... ............ .. ............................. 54

Temporal Lob ..................................... ....... . .................... ............ . ............ 54

Hafıza ....... . .. . ................. ................. ........... . ............................................... 55

Duyusal Girdileri İşleme .................. .................................................... 55

Dili Taıum a .............................................................................................. 57


Konuşma Üretimi ........ .. . ..................... ....... ........ .....
. .. . . . ... ..... ... ..... ...... .. 57

Temporal Lobun Zarar Görmesi Aşağıdaki Durumlara


Yol Açabilir .............................................................................................. 58

llipokarnpus ........................................................................................... 58

Aınigdala.................................................................................................. 59

Beyne Zarar Veren Etmenler .................................................. ........ ..... ...... 65

Kahvalh Etmemek ................................................................................. 66

Sigara İçmek·······························-··························································· 67

Yüksek Şeker Tüketimi...... ............................................. ................ . . . ... 68

Yeteri Kadar Uyurnaınak ..... .... ................... ............. ........ ....... .. . .......... 68

Uyurken Başınızı örtmek .................................................................... 69

Aşın Yemek ............................................................................................. 69

Alkol .......................................................................................................... 69

Hastayken Beyni Zorlamak......... ....... ............. ................................. . . . 70

Zihinsel Uyarım ların Azlığı ve Egzersiz Yapmamak ................... 70

6
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Yeteri Kadar Su İçmemek .... ...... ... ... ....... .......... .......................... ..
. . . . . . . 71
Müsait Olduğunda Beni Sever Misin Anne? ........................ .. .. .. . . . . 72
Beyni Sağlıklı Tutmak İçin .... .....
. ......................................... . ..... .. .............. 75

Magnezyum . . ........ . ........... ...


.. . .. .... ............................................... ....... . 76 ..

Karbonhidratlar .......................... ............... .. .. . ..


. . . . . .. . . . ... ......... .... ....... .. . . . 77
Fosfor ..... .
. .. ......
. . .......................................................... .......... . . . .... .....
. .
. .. . . 78
B6 ve 812 Vitaminleri . . . . ... . . . . . . . .. .. . .. . ... ............................ ..... ............. .
. . . . 79

Çinko ....... ...............


. . ..... . ............ .. .......... .. . .....
.. . . . . . . . . .. ............ .. .......... . . .. ... 80

Kulaklannızı Koruyun .. .. ... ..... . ............... ...... . ......... . ...... ..... ........
. . ..... .. . 81
Dil ve ya Enstrüınan Öğrenin ...... .
. .... ..... . ........... ............. . .................. 82
Sosyalleşin. ............................................................................................ ... 82

Fazla Kilolarınızdan Kurtulun............................ ................................ 83

Spor, Yaşam Tarzınız Olsun . ............. .......................................... ......


. . 84

BÖLÜM2
z.eka ................................................................................................................. 87

z.eka ve Sosyal Hayat ... . ... . .. . . .. ...... ..................... ........ ..... .. .. ...........
. . . . . . . 90
Verecekleri Cevaplan Aşın Düşünürler . . . . ... . ... ... . ... . .. ...................... 91
Sürekli Kendilerinden Şüphe Ederler . ...
. . .. . . ..................................... 92
Yüksek Standartları Vardır ..... ............. .
. . . . ........... ....................
. ........... 92
Günlük Sıradan Sohbetlerden Nefret Ederler ............ ... .... .... . ...
. . . . . 93
Ruhsal Durumunuzun Farkındadırlar . ..... . ........ ...... ... ..... .........
. . . . . . . 93
Genel Anksiyeteden Muzdariptirler .... ......... ..... ................... ..... ..
. . . . . 94
Sürekli Korunma Halindedirler ................... . ........ .... ................ ....
.. . . . 95
Zayıflıklannı Saklarlar ..... .. ......... ... .... ...... .... ..................................
. . . . . . . 95

BÖLÜM3
Hafızamız ...................................... .... ....... ........... . .......... .... ............... ............. 99

Hafıza Nedir? .............................................................................................. 101

7
A. WI LLIAM OECKARO

Kodlama Nedir? ................... .... ........................................................ .


. . . 102
ı:>epolama ve Habrlama ..................................................................... 1 03
Aşamalı Hafıza Modeli ...................................................................... 104
Hafızanın Üç Aşaması ......... ... .... . . . .. ................ ...... ........ ......
. . . . . .. ........ 104
Sineztezi .................. ..... .. ...... ...... ......................... . ... . .. ... ................... . ..
. . .. .. . . . . 1 15
Sinestezi Nedir? ................. .... ....... .......................... ..... .. .. ..
. . . . . . . . .. ......... 116
Sinestezi Tipleri ... ...............
. .. ............... . . . . .. . .. .. .. ...................... ..... ...
. . . . . 119
Sinestezinin Nedenleri ....... .. .......................... ......... ..... ........... ........
. . . . 120
Sinestezi Tetikleyicileri .............. . . ............................ . .........
.. . .. .. ........... 122
Eşlenikler ...... .... ...
. . ... . .... ................................ . ....................... .............
. .. . 1 23
Hafıza Geliştirme Teknikleri .... .. . ................................... .......... .. . .. ..
. . . . . . . . 129
Hesapta Kralız .................. . ...................................... ..... . ........ .... . .......... 1 29

Baba Oğul ...... .... ................... .. ......... ... ............. ........ . ............. .......
. . . . . . . .. . 130
Kumların Öyküsü .... ..........
. ...
. . .. .
. ... ... ... ............... ...
. . . ..................... . .... 130
Müsait Olduğunda Beni Sever Misin Anne? ........................... .... . 131
Yanmak ......... ............... .
. . .. ... .... ...... ............. .................. . ....
.. . . . . . .. . ........... 131
Taş ............................................................................................................ 131
Hafızaıuzı Tazeleyin .................................................................................. 133
Uyuyun. . .. ............................ . . .. ....... ...................... ...... ...... ........ ... .....
. . . . . . 133
Egzersiz Yapın ...................................................................................... 134
Düzgün Beslenin .................................................................................. 135
Mnemonikler ............................................................................................... 137
Mnemonikleri Tasarlama: Hayal etme, İlişkilendirme ve
Konumlandırma . . ... .. . . ...................... ....... .
. . .. . ... ... .... ...... ... ... ........ .. ... .. . . 1 39
Mnemonik örneği ......... ..... ... .................................
. . . .. . . .... .... .. .. ... . .. ... ....... 143
Konumlandırma ................. . . .. ....... .. ... ...... .. ...... ............ ..
.. . . . . . . ....... ...
.. .. 144
Hafıza Sarayı .... .. . ... ....... ..... . ......... . ................... ... ........................... ..... . . 144
Hafıza Sarayı'nızı Kullanıma Açmak İçin Beş Adım . . . . . . .. .... ...... 146
Çeşitli Hafıza Geliştirme Metotları ........ .. ......................... ....
. . . .
. . .. ........ 153
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Çağrışım Tekniği ile Hafıza Geliştirme Yollan . .. . . . .. .. ...... .. .....
. . . ..
. 154
Bilgileri İlişkilendirin ya da Gruplandırmalar Yapın.................. 156
Hafızayı Geliştirmede Beş Duyuyu Kullanma Tekniği .......... .. . 157
Hafızayı Geliştirmede Nimonik Yöntemi Kullanma
Teknikleri ................................................................................................ 158
Uyku ve Beslenmenin Bir Düzene Sokularak Etkin Hafıza
Kullanma Teknikleri ... . . ........
. .. .............................. ...... .......... ........ . ..... 159
Aklınızı Keskin Kullanın.. . ... .... ..... ............. . ........... . ...
.. . . ... . .. .. . . .. ..
. . ... 160 .

Kısa Sürede Hafıza Geliştirme ................... .. . . . .. .. . .. ... ....... .. ... . ...


. .. . .. ........ 167
önce İlişkilendir ....... .
.. .... . . .. . .... ............. .... . .
. . . . . . ... . .. ..... .........
. . .. . . ..... ...... .
. . . 1 71
Akıl Gözünü Devreye Sok ...... . .. .
. . . . . ....
...... . . ... ..
... . ... .. . .. . . . ............. ... ... .. . . . 173
Sarmalama Metodu . .. .. . . .. ........ ......................... ................ ......... ... ..
. . . . .. .
. .. . 1 77
Kelimeler Zihninizde Dans Etsin . . .. ..... .... ............. ....... .. ... .. .... .... . . ........ . 179

Ağlaruuzı Kurun . .. ...... . .............................


. . ... .. .. ....
. . .. . .................. . .. . . .... ...
. 181
Örneklerle Yabancı Kelimeleri
Nasıl Habrlayabiliriz . .. .. .. ........................ ........ ..... ... ..... ...... ...... .. . ...
. . . . . . . .. .. 185
İlk Harf Birleştirme Tekniği .... . . ... . . ..... . . .....
. . ...... ..............
. . . . .
.. . . . ... ... . ....... 189
Snapshot
(Anlık Görüntü Tekniği) Tekniği . ...... .. .. . .. .... . . .. ... .. . .... ...........................
. 191
Çivileme Sistemi . ...... ... ............................................. .. � ... .... . ....... .. ..........
.. . . 193
Çivileme sistemi nasıl çalışır? ........................................................... 195
Sayı-Kafiye Çivileri .............................................................................. 1%
Sayı-Kafiye Çivilerini Kullanmak .................................................... 1 98

Sayı-Şekil Çivileri ................................................................................. 200


Alfabe Çivileri - Somut ve Benzer Sesler ............ .... . . . ..........
. . ... ..
.. 202
Somut Kavramlar ile Kullanım . . . . . . .. .......... .................... ... ...........
. . . . 203
Benzer Ses Çivileri .............. .. .. . ... .. . .......
. . .. . . . . ..
.. . .... . ... . . .. . . ..... . . .
. . ... . 204 ... ...

Link (Bağlantı) Tekniği ....... ................................................ . ........... .. ..


. . .. .. 207
Link Tekniğini kullanabilmeniz için ilk adımlar: . .. .... .................
. 207
A. WILLIAM OECKARO

Link Tekniği ile Alışveriş Listesi Ezberleme .... .


. ......... ...... ............ 208
Listeyi Hatırlama ... ......... .. ................ .................. ...... ...................... ...
. . 214
Gardrop Tekniği . ... ...
. ................................... ... .......
. . ..... .......... . .. ....... . .....
. . . 217
Mnemonik Gardrobunun Tarurnı . . . ........... . .. .. ........................ ......... 217
Gardrop Tekniğinin Tarihi . ......... .......... .. . ...
. . .. ............ .. .. ..........
. .... .... 218
Dikkate Almanız C'..ereken 8 Madde ... . .. ..................... ... ....... ....
. . . . . . 218
Hayvan Alfabesi Gibi
Basit Kodlamalar Kullanın ........................... ...... ... ................ ............ ..
. . . . . 221
Gezintiye Çıkın ......................... ............ . ............................................... 222

Ezberlediğiniz Her Liste Birer Gardroptur . . . ......................... ...... . 222

Mnemonikler ....... ...


. .. ....
.. . ........................................................................... 223
1. Müzik Mnemonikleri ............. ........ .............................. ................
. . . 224
2. İsim Mnemonikleri ......... ............................................. ................. .. . 225
3. Kelime Mnemonikleri ... ......... .......... ......................
. . . .......... ....... ..... 225
4. Model Mnemonikleri . .. . ..... .........
. .... ... ..................... ....... ...............
. 227
5. Kafiye Mnemonikleri ...... ............. ........... ..
. . . .. .... . .................... ........ 227
6. Not Organizasyonu. ..... ........................... ... . .................................... 227
7. Görüntü Mnemonikleri ......... . . .............................................. . ........ 228
8. Bağlantı Mnemonikleri ............ ..... ... ......................... ......... ... ....
. . . . . . 229
9. Hece Mnemonikleri .. ... ...... ..... .......................... ....
. . . . . .. ................... 229

Kapanış ......................................................................................................... 230

Referans Siteler ..................... ... . .. ........... ..... ..... ..........


. . . . . . . ......................... 232

10
Giriş

E
vren, çok sesli, sesli olduğu kadar da sessiz bir or­
kestra. Telliler, üflemeliler, vurmalılar . . . Hepsi de
bazen yok saydığımız, bazen yürekten inandığımız,
bazense insanın doğasından gelen riyakarlıkla bir şey­
leri garanti altına almak için " İnanıyorum" dediğimiz
şefin, Tanrı'run emrindeler. Onca nebula, gök adaları,
milyarlarca galaksi, trilyonlarca yıldız ve bir o kadar da
gezegen. Büyüklüğüne akıl sır erdiremediğimiz, gün
be gün genişleyen evren. İnsanoğlunun keşfetmiş ol­
duğu kadarı bile bizi büyülemeye yeterken, bir de keş­
femediklerini düşünün. Tabi keşfedemediğimiz için,
keşfedemediklerimizi keşfetmeyi düşünmek biraz zor
olacaktır. Keşfedilemeyen bir şeyi keşfettiğiniz zaman
zaten mucit olur, nobelinizi dantelli sehpanızın üzerine
dikersiniz.

11
A. WI LLIAM DECKARD

Buluşlarla büyülenmek için ışık yılları katetmeye


lüzum yok. Daha dünya üzerinde ayak basılmamış top­
raklar, yeterince araştırılamamış fenomenler ve okya­
nuslar var. İnsanoğlunun henüz ulaşamadığı her balta
girmemiş orman, petrol ve kimyasal ahklarla zehirleye­
mediğimiz her deniz, işleyişini tam olarak anlayamadı­
ğımız canlılar yaşama yeni bir boyut kazandırmak için
bekliyor. Hatta yok oluşunun alhnda kendi imzasını
taşıyacak olan insanlığın dahi keşfedilmeyi bekleyen
onlarca yanı var.
Başınızda taşıdığınız, her gün yüz binlerce fizyolo­
jik ve biyolojik görevi aksatmadan yerine getiren bey­
ninizi düşünün. "Beyninizi düşünün", bu cümle bana
daima tuhaf gelmiştir, çünkü beyninizi düşünün de­
mek aslında kendinizi, benliğinizi düşünüri. demektir.
Genellikle düşüncelerimizin beyinlerimiz aracılığıyla
değil de sanki başka bir yapı aracılığıyla ortaya çıkıyor
olduğu gibi tuhaf bir fikir vardır. Öyle olduğuna inan­
dığımızdan değildir bu. Sadece çoğunluğunu su ve yağ
oluşturan bir organın bu kadar şeyi nasıl yapabildiğine
ve sekiz milyar insanın her birini nasıl bu kadar eşsiz
yaptığına inanamıyor olmamızdandır.
Kitabın ilerleyen kısımlarında da bir çok kez kulla­
nacağım tabir ile beyin muazzam bir yapıdır. Beyniniz
sizi temsil eder, o ne kadar sağlıklıysa sizin de karar­
larınız o kadar sağlıklı olur, hafızanız o kadar iyi işler.

12
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Bu kitapta size beynin işleyişinden, hangi parçalardan


oluştuğundan, bu parçaların hangi amaçlara hizmet et­
tiğinden, hafızanın nasıl işlediğinden, nasıl daha güçlü
hale getirebileceğinizden bahsedeceğim.
BÖLÜM 1
Beyin

E
ski çağlardan beri gerek felsefi, gerekse bilimsel
olsun "beyin" üzerine bir çok araştırma yapılmış,
teoriler oluşturulmuştur. Oluşturulmaya da devam
edilmektedir. Ne var ki hala bazen bizleri hapse ath­
ran bazense zengin edip küçük bir saltanat kurduran
düşüncelerin nasıl oluştuğu, "benlik" denen algının ve
hafızanın beyinde nasıl işlediği üzerine kesin bir şey
söylenememiştir. Az önce saydıklannun hepsi ayn bi­
rer araştırma koludur ve üzerlerine binlerce sayfa tez
yazılmış, doktoralar yapılmıştır. O yüzden haddimi
bilerek, çok derinlere inip sizleri de sıkmadan yalnızca
hafızayı ele almaya çalışacağım.
Beynimiz sinir sistemimizin merkezi olarak hizmet
eden, üzerine laboratuvarlar kurulan bir organdır. Bü­
tün omurgalı hayvanlar ve çoğu omurgasız hayvan bu
yapıya sahiptir. Vücuttaki bilinçli ya da bilinçsiz tüm
işlemler kontrolü altındadır. ayrıca son derece de has-

17
A. WI LLIAM DECKARD

sastır. Kalp atışları, sıvı ve hormon dengesi, kan basıncı


gibi canlıların yaşaması için gereken tüm homeostatik
aktivitelerin düzenli işleyişini sağlar. Hareket etme,
bilişsel yetenekler, öğrenme, hafıza ve duygulardan
sorumludur. Karışıklığıyla bilim adamlarına bile du­
dak uçuklatır. Amen Clinics ve BrainMD'nin kuru­
cusu olan Amerikalı Dr. Daniel Gregory Amen beyin
hakkında şöyle demiştir: "Beynimiz, evrendeki en kanşık
ve şaşırtıcı organdı r. Vücut ağı rlığı mızın yalnızca %2'sini
oluşturur. Buna rağman tükettiğimiz kalorilerilerin %20 ile
%30'unu, aldığım ız oksijenin %20'sini tüketir ve vücutta­
ki kan akışının %25 ini alır. İnanılmaz bir şekilde %85'i su
olan beyin, kişiliğimizin m ihenk taşıdır, hatta bazılanna göre
ruhumuzun ". %85'i su, daha açık olmak gerekirse; her
...

gün gördüğümüz bir buçuk litrelik su şişeleri var ya,


işte onun yarısından biraz fazlasını kafamızda taşıyo­
ruz, geri kalanı da löp et. Peki bu etin içinde neler var?
Bildiğimiz üzere kanımızda, oksijenin, besinlerin ve
enerji moleküllerinin taşınması için kan hücreleri aynı
zamanda vücudun savunulması için antikor denilen
hücreler vardır. Karaciğerimiz ve midemizde ise sindi­
rim enzimleri bulunur. Derimizin bir milimetrekarelik
alanında bile yüz binlerce hücre olduğunu düşünür­
sek, beynimizin yalnızca et ve su yığını olduğunu dü­
şünmek biraz saçma olurdu. Peki bedendeki her türlü
olayın kontrolünü sağlayan beynimizde ne var? Onca
bilginin beyindeki iletimi nasıl sağlanıyor? Beynimi-

18
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
zin yüzde kaçını kullanıyoruz? Sağ lob mu, sol lob mu,
yoksa ikisi birden mi? Hafıza nedir? Nasıl geliştirilir?
Hepsine sırayla geleceğiz. öncelikle beynimizdeki bilgi
iletiminin nasıl olduğundan bahsedelim.
Elektriksel Bilıi Alı

Nöron
lginin ve her türlü sinyalin iletimi, adına "nöron"
B denen, sinir sistemimizin temel yapıtaşı konu­
mundaki sinir hücreleri ile sağlanır. Nöronlar birçok
bakımdan insan vücudundaki diğer hücrelerle benzer­
lik gösterirler; fakat sinir hücrelerini vücuttaki diğer
hücrelerden ayıran kilit bir nokta bulunur: Nöronlar,
insan vücudundaki bilgi aktarımını sağlar.
Vücuttaki iletişimi sağlamada hayli uzmanlaşmış
olan bu sinir hücreleri, bilgi aktarımını hem kimyasal
hem de elektriksel yollarla sağlar. Evet, yanlış okuma­
dınız, beynimiz elektrik ile çalışıyor ve bir ampülü ya­
kabilecek güçte. İnsan vücudunda farklı görevler üstle­
nen çeşitli sinir hücreleri bulunur.

21
A. WI LLIAM OECKARO

Duyusal nöronlar, duyu alıcıları yoluyla vücuttaki


bilgileri beyne iletirken motor nöronlar da beynin ta­
leplerini vücuttaki kaslara iletir. Ara nöronlarsa çeşitli
sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlamaktan sorum­
ludur.

Nöron

Nöronun Yapısı
Bir sinir hücresinin üç temel kısmı bulunur: dend­
ritler, aksonlar ve hücre gövdesi. Fakat; her sinir hüc­
resinin boyu, şekli ve özellikleri hücrenin aldığı göre­
ve göre değişkenlik göstermektedir. Bir duyusal nöron
ile, kas görevlerini üstlenen nöron aynı yapıda değil­
dir. Kimi sinir hücreleri daha az dendrit uzanhsına sa­
hipken kimisi de dendritten geçilmemektedir. Burada
yapabileceğimiz yorum; dendritler bilgi almayı sağ­
ladığından, dendrit uzanhsı çok olan hücrenin beyne
daha sıklıkla bilgi ileteceğidir. Yani bir işlemi ne kadar
tekrarlarsak, nöronlar da kendilerini o işleme göre tek-

22
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

rar programlar. Kimi hücrelerde de aynı şey aksonlar


için geçerlidir fakat aksonlann etkileri sayılarıyla değil
boyutlarıyla ölçülür. Bu yüzden, daha sık bilgi ileten
sinir hücrelerinde daha uzun aksonlar bulunur. İnsan
vücudunda bulunan en uzun akson, kuyruk sokumun­
dan başlayıp, ayak başparmağına kadar gider; ve bu da
yaklaşık olarak 90 santimlik bir uzunluk demektir.

Bilgi İletimi
Nöronların iletişim sağ­
laması için bilginin hem nö­
ronun kendi içinde hem de
bir nörondan diğerine ak­
tarılması gerekir. Bu işlem
kimyasal uyarıcılar ve elek­
triksel sinyallerin yardımıy­
la gerçekleşir.
Nöronlarda bulunan
dendritler, duyusal alıcılardan ve diğer nöronlardan
bilgi alınmasını sağlar. Bu bilgiler önce hücre gövde­
sine aktarılır ve hurdan da aksonlara iletilir. Bilgiler
aksona geldiğinde, yapı boyunca aksiyon potansiyeli
adıyla bilinen elektriksel bir sinyal formunda taşınır.
Vücudumuz, bu bilgi hatlarıyla çepeçevre sarılmış­
tır. Düşünün ki, ayağınıza bir arı konuyor ve bunu anın­
da hissediyorsunuz, hissetmekle de kalmıyorsunuz.

23
A. WILLIAM DECKARO

Beyniniz anyı kovmak için "ayağı salla" komutu gön­


deriyor ve sokulmaktan kurtuluyorsunuz. Ya da yeni
sahiplendiğiniz yavru kediniz her zamanki yaramaz­
lığıyla mutfak tezgahına çıkmış, y anmakta olan ocağa
yaklaşmakta. Harekete geçmek için saniyeleriniz var.
Beyin, gözlerinizden gelen sinyallere erişerek çabucak
ne zaman, ne şekilde, ne hızda atılıp kediyi kurtamanız
gerektiğini hesaplıyor, kaslarınıza gerekli emri veriyor.
Zamanlamanız mükemmel ve kediniz güvende. Hiç bir
bilgisayar gözlerinizden, kulaklarınızdan ve diğer du­
yusal organlarınızdan gelen bilgi seline, beynin şaşılası
derecedeki indirme, işleme ve tepki verme hızına ye­
tişemez. Beynin bilgi işleme hızı yapılan araşhrmalara
göre yaklaşık 13 milisaniyedir. Bu da dünya üzerinde
üretilen son teknoloji bir süper bilgisayardan bile daha
hızlı bir şekilde verileri işlediğimizi gösteriyor. Şu an
bu kitabı okurken bile kim bilir kaç farklı şey geçip gidi­
yor aklınızdan, faturalar, içtiğiniz çayın soğuyup soğu­
madığı, çamaşır makinesi, yarın sizi bekleyen toplantı
ve görüşmeler, yarın ne giyeceğiniz . . .
Tüm bu sesler, düşünceler v e bilgi akışları arasın­
dan, beyninize " dur, hepsini işleme koyma" deyip bu
kitaba ya da herhangi belirli bir şeye odaklanabiliyor­
sunuz. Sadece odaklanmayıp, hafızanıza da kaydedi­
yorsunuz. Bunca kayıt ve öğrenme sonrası, tabi bey­
niniz de değişime uğruyor. Az önce bahsettiğimiz gibi

24
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

nöronlarımız yeni bağlantılar kuruyor, aksonlar bilgi


otobanları oluşturuyor. Bir gün içerisinde ortalama
105,000 kelime duyar, 34 gigabayt' a yakın bilgi alırız
beynimize. Günde 34 gigabayt, düşünebiliyor musu­
nuz? Bir çok telefonu bir gün, çoğu bilgisayarı bir-iki
hafta içerisinde doldurup taşırmaya yeter de artar.
Gördüğünüz üzere bilim insanlarının da dediği
gibi evrende bulunmuş en karışık makineyi kafamız­
da taşıyoruz. Ancak bu makine tek bir parçadan ibaret
değil. Bildiğiniz gibi beynimizin sağ ve sol lob olmak
üzere iki ana parçası vardır, bu iki parça da kendi için­
de bir çok bölüme ayrılır. Parçaların toplamı beynimi­
zi, beynimiz ise sahip olduğumuz karakteri, düşünme
şeklimizi, ilgi alanlarımızı belirler. Bunların belirlenme­
sinde ise baskın olan lobumuzun etkili olduğu üzerine
tarhşmalar vardır. Gelin şimdi bu iki lobu inceleyelim.

25
Saü ve Sol Lob

Sağ Lob
ağ beyin, içimizdeki Van Gogh, Picasso, Mozart ve
S Bach'hr. Bilgiyi bir bütün olarak alır, semboller ve
tasvirler kullanarak işler. Şekillere, renklere ve resim­
lere tepki verir. Sözel ifadeler dışındaki müziğe, vücut
diline, dokunmaya daha çok tepki verir. Sezgicidir, ön­
sezilerini ve hislerini takip eder. Nesnelerle soyut değil,
duygusal olarak ilişki kurar. Şekilsel ilişkileri kullanır.
Duygusal yanınuzdır, duyguları serbest bırakır. Daha
fazla risk alır, çok kontollü değildir. Aşık olduğumuz
zamanlarda yaphğımız çoğu saçmalık sağ beynin işleri­
dir. Yarahcı tarafınuzdır, bütüne bakarak ve eşanlamlı
olarak düşünür, benzer nitelikleri arar. Dokunsal yol­
larla, görerek ve duyarak öğrenir. Yazılı ve gösterilen
talimatlara uyar. Hayallere, şiire, mecaza ve müziğe

27
A. WILLIAM DECKARD

meraklıdır. Bilgiyi, şekiller ve sembolleri kullanarak


işlediği için isimler yerine yüzleri hahrlar. Ayrıca vü­
cudun sol bölümündeki duyusal organları ve vücut
hareketlerini kontrol eder. Sağ beyin içimizdeki uçarı
çocuktur.

Sağ Lobu Baskın İnsanlann Özellikleri


• Sağ lobu daha aktif kullanan kişiler, genelden
özele doğru bir yol izlerler.
• Bilgiyi farklı şekillerde işlerler.
• Bir görevden diğerine rahatça geçebilirler, belirli
bir öncelik sıraları yoktur.
• Sesin tınısına odaklanırlar.
• Duyduklarını ve ya okuduklarını zihinlerinde
senaryolaştırma alışkanlıkları vardır.
• Müzik ve ses eşliğinde çalışmak hoşlarına gider,
gürültü şeklinde olmadığı sürece sesten rahatsız
olmazlar.
• Öğrenmeyi çoğunlukla görerek, hissederek ve
dokunarak yaparlar.
• Renk ve şekillere tepki verirler
• Yaratıcıdırlar.
• İnsanları yüzleriyle hatırlarlar

28
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Sol Lob
Sol beyin, konuşma ve dil merkezidir. Analitik
(adım adım) düşünür. Manhklı ve sistematiktir. Sayısal
yanımızdır, matematiksel bir şekilde düşünür ve sis­
temlidir. Sayısal işlemlerde üstündür. Problemleri bü­
tün olarak ele almaz, parçalayarak çözer. Yazmayı ve
konuşmayı tercih eder. Dili doğru kullanmamızı sağlar.
Bilgiyi ardışık ve doğrusal işler. Ayrıntıcıdır ve disip­
linlidir. Sağ beynin tersine yüzler yerine, isimleri ha­
tırlar ve gösterilen talimatlar yerine, sözlü talimatlara
uyar. Sebep sonuç ilişkilerini kullanır. Daha az ve man­
tıklı riskleri alır. Ayrıca vücudun sağ tarafındaki duyu
organlarını ve vücut hareketlerini kontrol eder.

Sol Lobu Baskın İnsanların Özellikleri


• Kelimelerin asıl anlamlarıyla ilgilidirler.
• Yer-yön duyguları daha gelişkindir.
• Bilgiyi doğrusal bir şekilde işlerler.
• Günlük planlan ve programları vardır, disiplin­
lidirler.
• Dille alakalı bölüm sol lobda olduğundan keli­
meleri daha rahat kullanırlar. Kendilerini ifade
etmekte zorluk çekmezler.
• Yapılan işlerde manhk ararlar.

29
A. WILLIAM DECKARD

• Jest ve mimikleri çok fazla kullanmazlar.


• Sayısal konularda iyidirler.
• Liste yapma konusunda iyidirler.
• İnsanları isimleriyle hatırlarlar.
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Biraz mola ...

Hesapta Kralız
Ormanın birinde aslanlar toplanmış."Yahu" de­
mişler, "Hesapta kralız; ama açlıktan öleceğiz arkadaş .
aymuna saldırsak, ağaca kaçıyor; fillere saldırsak faz-'
la büyükler..."

Bir tanesi; "En iyisi, öküzlere saldıralım" demiş,

"İriyarı görünüyorlar; ama ne pençeleri var ne d


C.tişleri. .. Tam dişimize göre!"

Olur mu? Olur.

Hücum!

Ama evdeki hesap çarşıya uymamış.

Öküz , öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer.


rganize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püs-.
�ürtüyorlarmış.

Aslanların açlıktan mideleri orkestra çalıyor.

"N'apsak, n'apsak?"

"Tilkiye danışalım" demişler.

Bir tilki çağırmışlar, durumu anlatmışlar.

Tilki hiç düşünmeden "Kolay" demiş.

"Beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prens


yapın, işinizi halledeyim... "

Aslanlar kabul etmişler.

Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş,

31
A. WI LLIAM DECKARD

"Sayg ı d eğer ö k ü z l e r " d e m i ş , "As l ı n d a a s l a n l a r u y­


sa l d ı r, s i z i de ç o k seviyo rl a r... A m a; şu a ra n ı z d a k i s a r ı
ö k ü z va r ya, sa rı ö k ü z , i şte s o r u n o . .. G ö r ü n ce tahr i k
o l u yo r l a r, ca n l a rı ç e k i y o r, ve r i n ş u s a r ı ö k ü z ü k u rt u l u n
ka rdeş i m , hu z u r i ç i n d e yaşayı n!"
Ö k ü z heyeti d ü ş ü n m ü ş t a ş ı n m ı ş, ' b a n a d o ku n m a ­
ya n yı l a n b i n yaşa s ı n ' m a n t ı ğ ı y l a , ve rive r m i ş l e r s a r ı
öküzü.

As l a n l a r d a afiyetl e ye m i ş l e r.

B i r g ü n , i ki g ü n . . .

Ti l ki y i n e ge l m i ş.

"Ba kın görd üğ ü n ü z g i b i , sa l d ı rı l a r kes i l d i , m uti


u t l u yaşıyors u n u z" d e m i ş ve e k l e m i ş:

"Am a şu va r ya, b e n e k l i ö k ü z ... O b u ra d a o l d u ğ


sü rece s i ze rahat y ü z ü yo k a rka d a ş, ca n l a rı ç e kiyor, ve­
ri n , k u rt u l u n ! "
Ö k ü z h eyeti d ü şü n m üş, "ot l a ğ ı n se l a m et i i ç i n " tes-
' l i m etm i ş b e n ek l i ö k ü z ü ...

Ü ç g ü n, d ö rt gün . . .

Ti l k i y i n e ge l m iş.

K u y r u ğ u u z u n o l a n ı . . . B u rn u beya z o l a n ı . . . To m b u
o l a n ı ... Te k t e k a l ı p g i t m i ş .

Otl a k seyre l m iş .

Se m i rm i ş a s l a n l a r.

G ü n l e rd e n b i r g ü n ... A rt ı k t i l k i ge l m e m i ş!

G e re k ka l m a m ı ş ç ü n k ü .

32
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİ KLERİ

Doğrudan aslan gelmiş.

"Hanginizi istiyorsam, canım hanginizi çekiyorsa,


onu vereceksiniz. Adamı hasta etmeyin!" demiş.

Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküz­


ler;

"Keşke sarı öküzü vermeseydik" demişler ama iş


işten geçmiş.
A. WILLIAM DECKARD

�@O:o �{ft.)�

[ ANAUl YARAITOLIK

l MANUK İÇGÜDÜllR

�lRÇlKÇiliK DUYGUlA�

SIMYA KOYMA llAYAlGÜCÜ

MAllMATİK GÜNDÜZ RÜYALARI

Dil

•M1a

34
Saü ve Sol Beyin

ağ elini kullanarak yazı yazan birinin sol eliyle yazı


S yazmaya çalışhğını düşünün: Sol el, yazı yazmak
üzere yıllarca kullanılmadığı için arhk yazı konusunda
esnekliğini yitirmiştir. Sağ elimizle kalem tutarken sol
elimizle cetvel, gönye gibi eşyaları aktif bir şekilde kul­
lanabiliriz. Tam tersini yapmak istediğimizde ise sağ
elimizle gönyeyi güzel kullanamadığımızı fark ederiz.
Yani, sağ ve sol beynin aslında birbirini tamamladığını,
her birinin kendince güçlü özellikleri olduğunu görü­
rüz. Sağ beyin - sol beyin konusu da buna benzer.
Beyni hiç kullanmamak, sağlıklı bir insan için söz
konusu olamaz ancak beynin sağ tarafını veya sol ta­
rafını daha fazla kullanıyor olmak mümkün. En ideal
durumun her iki tarafı da dengeli kullanmak olduğu
görüşü yaygındır çünkü sağ beyin ile sol beyin birbirini
tamamlayıcı özelliklere sahiptir. Tıpkı kollarımız için
verdiğimiz örnek gibi: Beynimizin kullanılan bölümü

35
A. WI LLIAM DECKARD

pratikleşir, işlevselliği artar. Az kullanılan bölümü ise


tembelleşir.
Sağ ve sol beyin, çocukluk döneminde zannedildi­
ğinden çok daha bütünsel olarak işler. Beynin her iki ta­
rafını da etkin bir biçimde kullanabilen bireyler zihinsel
kapasitelerini iki kat değil kat kat arttırmış olurlar. Bu
nedenle çocuklarımızın hem yaratıcılıklarını (sağ be­
yin) hem de mantıksal düşünme güçlerini (sol beyin),
ilk yıllardan itibaren desteklemeliyiz. Klasik eğitimler,
daha çok sol beynin kullanımını desteklemesi sebebiyle
pek çok yaratıcı yetenek yetişkin yaşlara aktarılamadan
körelmektedir. Çoğumuz küçüklüğünde güzel resim­
ler yapabiliyorken ya da çalınan alet blok flüt bile olsa
müziğe hevesliyken, orta öğretime geçtiğimizde arhk
bu yeteneklerden eser kalmamış olması buna en güzel
örnektir. Klasik IQ testleri de daha çok sol beynin iş­
levlerine ilişkin verileri değerlendirir, o yüzden bir çok
test sayısal problemlerden geçilmemektedir.
Yıllar önce beyinle ilgili araştırmalar sırasında ko­
nuşma ve dilin merkezi olarak sol beyin keşfedilmiş ve
bu özelliğinden dolayı yıllarca sağ beyinden çok daha
fazla itibar görmüştür. Eğitim sistemleri sol beyni kul­
landıran, mantıklı ve analitik düşünmeyi geliştiren te­
meller üzerine oturtulmuştur. Ancak son yıllarda sağ
beynin aslında ne kadar önemli işlevleri üstlendiği gö­
rülmüştür.

36
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Örneğin bir hukuk metni ya da kull anma kılavu­
zunu okurken sol beyin becerilerine ihtiyaç duyulur.
Ancak mizahi bir metin ya da roman okuduğunuzda,
tüm geçmiş deneyimlerimizden anlamı çekip çıkaran
sağ beyne başvururuz. Büyük matematikçilerin sağ be­
yinlerini başta hayal güçleri olmak üzere ustaca kullan­
dıkları bilinmektedir.
Çocuklarımıza, mantıksal düşünme güçlerini des­
tekleyecek ve yaratıcı çözümler geliştirmelerine yardım­
cı olacak bir ortamı daha okul öncesinde sunmalıyız.

Sağ Beyin Geliştirme Egzersizleri


Sağ beynim.izi geliştirmenin yolu sanattan ve yara­
tıcı olmaktan geçer. Okul müfredatında görmediğimiz,
tamamen kendi uğraşlarımız sonucu yapabileceğim.iz
eylemlerdir.
Yaratıcı yanımızı geliştirmek için yapabileceğim.iz
egzersizlerden bazıları şunlardır:
./ Resim çizmek,
./ Enstrüman çalmak,
./ Şarkı söylemek,
./ Kitap okumak,
./ Kurgu yapmak, kompozisyon çıkarmak,
./ Hayal gücü gerektiren oyunlar oynamak,
./ Renkli ve sesli zeka oyunları oynamak

37
A. WI LLIAM DECKARD

Sol Beyin Geliştirme Egzersizleri


Sol beyin geliştinne yöntemleri daha çok okullarda
gönneye alışık olduğumuz dersleri hatırlatmaktadır.
Bu doğru çünkü okul müfredahndaki matematik, fen
bilgisi ve gramer gibi ağırlık verilen dersler sol beynin
gelişimini sağlamaktadır. Haftalık ders programlann­
da resim, müzik gibi sağ beyin gelişimi sağlayan ders­
lere ise daha az zaman aynlmaktadır.
İ şte sol beyin geliştirme egzersizlerinden bazıları:
./ Matematik problemleri çözmek,
./ Bulmaca çözmek,
./ Yazı yazmak
./ Kitap okumak (Kitap okumak hem sağ, hem de
sol beyin geliştirme egzersizi niteliğindedir),
./ Yeni bir dil öğrenmek,
./ Hayal gücü gerektiren oyunlar oynamak,
./ Kuralları olan zeka ve strateji oyunları oynamak

38
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİ KLERİ

Sağ ve sol beynimizin özelliklerinden, ne işlerle


meşgul olduklarından ve nasıl geliştirebileceğimizden
bahsettik. Fakat insanlar genellikle bu iki parçadan bi­
rini daha baskın bir şekilde kullanırlar. Siz de hangisi­
ni daha çok kullandığınızı bilmek istiyorsanız günlük
alışkanlıklarımız ve davranışlarımızdan yola çıkarak
hazıilanan bu testi çözünüz.

39
A. WILLIAM DECKARD

Test1
Sağ Beyin mi Sol Beyin mi?
1. Pa r m a k l a r ı n ı z iç i ç e geçece k ş e k i l d e avu ç l a rı n ı ­
z ı b i r l eştird i ğ i n i zd e, s a ğ b a ş p a r m ağın ı z ü stte m i ka l ıyor
a ltta m ı ?

A . Üstte ka l ıyo r

B . A l tta ka l ıyor

2. Ye n i ta n ı şt ı ğ ı n ı z ve ya u z u n s ü re gö r ü ş m e d i ğ i n i z
b i r i n i n y ü z ü n ü m ü yoksa ism i n i m i d a h a ko l ay h a t ı r l a r­
sınız?

A .Yü z l e ri d aha ra h a t h a t ı r l a r ı m.

B . İ s i m l e ri d aha rahat h a t ı r l a rı m .

3 . Aşağı d a ki o k u l d e rs l e ri n d e n ha n g i s i h e p daha
çok i l g i n i z i ç e k m i şt i r ?

A . Sosya l b i l g i l e r/ Sosya l d e rs l e r

B . M ate m at i k d e rs i /Say ı s a l d e rs l e r

4 . Aşa ğ ı d a k i s p o r a l an l a rı n d a n h a n g i s i s i ze h itap
�d iyo r ? H a n g i s i n i tercih e d e rd i n i z ?

A .Te k b a ş ın:ıa ya p a b i l eceği m s p o r etkin l i k l e ri

B .Ta k ı m ha l i n d e ya p ı l a n s p o r etki n l i kl e r i

1 Bu test Mentalup.net sitesinden alınbdır.

40
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

5. U ya n d ığ ı n ı z d a rüya n ı z ı h a t ı r l a ya b i l i r m i s i niz?

A.Çoğu za m a n n et b i r şeki l d e h a t ı r l a r ı m .

B . İ sti s n a l a r d ı ş ı n d a ge n e l l i k l e hat ı r l aya m a m .

6. E l i n i z e ka l e m g i b i d ü z b i r n e s n e a l ın . S a ğ ve ya
sol göz ü n ü z ü k a p at m a d a n n e s n ey i d ü z b i r ke n a ra d oğ­
ru hiza l ay ı n . Ş i m d i bir göz ü n ü z ü ka p a t ı n ve n es n e n i n
y e r d eğişt i r i p değişt i rm e d i ğ i n e d i kkat e d i n . So n ra ta m
tersini ya p a ra k d i ğe r göz ü n ü z ü ka p at ı n ve n e s n e n i n ye r
d e ğ i şt i r i p d e ğ i şt i r m e d i ğ i n e d i kkat e d i n . B u n a gö re a ş a ­
ğ ı d a k i ş ı k l a rd a n b i ri n i seçi n .

A.So l göz ü m ü ka patt ı ğ ı m d a n e s n e yer d eğişt i rd i .

B . Sa ğ göz ü m ü ka patt ı ğ ı m d a n e s n e y e r d e ğ i ştird i .

7. Ş u a n s a ate b a k m a d a n s a a t ı n ka ç o l d u ğu n u tah­
min ed i n .

A.Ta h m i n i m 10 d k'd a n faz l a s a pt ı . ·

B .Ta h m i n i m 10'd a n a z b i r sa p m a i l e n e red eyse


d oğ r u ç ı kt ı / ta m ç ı kt ı .

8. Yü z y ü z e i l eti ş i m h a l i n d eyke n jest ve m i m i k l e ri ­


n i z i n a s ı l k u l l a n ıyors u n u z?

A .Yoğu n m i m ik l e r l e ve yoğ u n jest l e r l e b e d e n d i l i m i


a kt i f ku l l a n ı rı m .

B . Be d e n d i l i m i a ş ı rı s e rg i l e m e d e n ç o k a z m i mi k ve
h a re ket l e r ya p a r ı m .

41
A. WILLIAM DECKARD

Sekiz sorudan oluşan sağ beyin - sol beyin testinin


sonuna geldik. Şimdi hangi şıkka daha fazla yöneldiği­
nizden yola çıkarak, hangi tarafınızı daha aktif kullan­
dığınız üzerine tahmini bir sonuca varacağız. Eğer " A"
şıkkı dörtten fazla ise sağ beyninizi, "B" şıkkı dörtten
fazla ise sol beyninizi daha çok kullanıyorsunuz de­
mektir. Sağ beyniniz baskınsa yaratıcısıruzdır, sanatsal
yönünüz daha ağır basar, renklere şekillere daha çok
tepki verirsiniz. Eğer sol beyniniz daha baskınsa man­
hklı yönünüz daha ağır basar, renkler ve şekiller yerine
daha somut şeylere tepki verirsiniz. Beynimizin iki ya­
rısı sağ ve sol lob ile tanışhk. Şimdi biraz daha derine
inerek bu yarının içerisindekilerden bahsedeceğiz.

Beyne Dair Kısa Bilgiler


• Beynimiz yaklaşık bir 1,5 kg civarında, % 90'ı
özel bir sıvı olan, protein ve yağdan oluşmuş bir
organımızdır.
• Aldığımız oksijenin % 25'i beynimize gider. Be­
beklerde ise bu oran % 50 gibi büyük bir orana
sahiptir.
• Beyin, vücudumuzda gerçekleşen bilinçli ve ya
bilinçsiz bütün hareketlerin kontrolünü elinde
tutan güçlü bir denetim merkezidir.

42
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

• Beynin 1 mm�' ünde bir milyondan fazla nöron


bulunur. Nöronların çapı yaklaşık 50 mikrondur.
• Sinirsel ağlar aracılığıyla beynimize iletilen sin­
yallerin hızı saatte yaklaşık 580 km olarak ölçül­
müştür. Bu da demek oluyor ki, ayaklarımızdan
gelen bir sinyal beynimize saniyenin yüzde biri
gibi kısa bir sürede ulaşmaktadır.
• Beynin bir gramındaki nöronların bağlantı ka­
pasitesinin dünyadaki telefon ağına eşit olduğu
söylenmektedir.
• Vucüdumuz binlerce alıcıya sahip hassas bir ma­
kinedir. Yaklaşık 200 bin ısı dedektörü, 500 bin
dokunma dedektörü ve 4 milyon acıya dedektör
ile beynimizin yetkili yerlerine sinyal iletimi sağ­
lamaktadır.
• 100 milyarı aşkın nöronun arasındaki bağlanhyı
sağlayan sinapsler katrilyonlarcadır. Her nöron­
da 1 milyara yakın protein, her proteinde ise 40
bin atom bulunmaktadır. Proteinin en küçük ya­
pıtaşı olan Aminoasitlerin yanlış bir dizilişi vü­
cudumuzda zehir etkisi yapmaktadır.

43
A. WILLIAM OECKARO

B i ra z m o l a ...

Baba Oğul
60' 1 ı ya ş l a rd a b a b a , 2 5-30' 1 u ya ş l a rd a oğl uy l a , be­
a be r b a h çe d e otu ru yo rl a rd ı . Ağa ca, bir k u ş ge l m i ş, ye r­
d e n ağaca ko n a ra k n eş ey l e oyn a m aya b a ş l a m ı şt ı . B a b a
pğl u n a s o r m u ş;

- B u n ed i r?

Evl at ceva p l a d ı ;

-Kuş.

B a ba n ı n g ö z ü k u ştayd ı . Deva m l ı o n u ta k i p e d iyo r-"


u ve te k ra r oğl u n a s o rd u .

- B u n e d i r?

Oğl u s ı k ı lga n b i r ş e k i l d e " K u ş" d ed i .

B a ba n ı n gözü y i n e k u ştayd ı v e te k ra r oğ l u n a s o rd u .

- B u nedir?

Oğl u h i d d et l i v e k ı zg ı n b i r ifa d ey l e ;

- Kuş, o k u ş b a b a n e d e n t e k ra r tekra r so ruyors u n


b i l m iyor g i b i , d i ye rek ç ı k ı şt ı .

B a b a sa n ki b u t e p k i y i o n d a n b e k l e rces i n e o n a h a ­
yatı n ı n e n b ü y ü k d e rs i n i ve r m e k i ç i n ayağa ka l kt ı v e eve
yö n e l d i .

A z so n ra e l i n d e b i r d efte r l e te k ra r geri ge l d i ve oğ­


l u n u n ya n ı n a ot u rd u .

44
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

B i r sayfayı açtı ve o k u m a s ı n ı i ste d i , oğu l i ç i n d e n


o kuyaca ktı k i , b a b a ses l i o ku ma s ı n ı i ste d i . N otta ş u n l a
ya z ı l ıyd ı .

- B u g ü n oğl u m l a b e ra b e r p a rka gitt i k, oğl u m y ü r ü


m eye v e ko n u ş m aya b a ş l a d ı . B i z otu r u r ke n b i r kuş g e l
d i , oyn uyo rd u ;

O ğ l u m s o rd u ,

-Bu ne?

-Kuş.

Te k ra r s o rd u ,

-Bu ne?

-Kuş.

O s o rd u , s o r m aya d a d eva m ett i o n l a rca kez, b e n


ise h e r sefe ri n d e k u ş , d e d i m , sevg i y l e ve e n s o n u n d
o d a b a n a , b u kuş, d ed i . Seviyo r u m s e n i ca n ı m o ğ l u m
b e n i m . İ y i k i ge l d i n a ra m ı za , n e ş e katt ı n ca n ı m ı za .

Oğ l u bu n ot u o ku d u kta n s o n ra y u t k u n d u göz l e r "


d o l d u v e b a b a s ı n a sa rı l ı p ş u n l a rı d iye b i l d i .

-Affet b e n i b a b a c ı ğ ı m ! O s a b rı b e n göste re m e d i m ,
özü r d i l e ri m . Ca n ı m b a b a m , se n i ç o k seviyo r u m . . .

Sağ i ke n değeri n i b i l m ed iği m i z y a d a b i l e m e d i ği m i z


ü z d ü ğ ü m ü � ü a n n e v e b a b a l a r ı m ı z d a n ö z ür d i l eye l i m
ya r ı n geç o l m a d a n .

45
A. WI LLIAM DECKARD

Bugün telafi edebilirsin, kaybettikten sonra vicda­


nın rahat bırakmayacak. Keşke diyeceksin, ne olur baba
yanımda olsaydın, her şeyime karışsaydın diyeceksin
belki de, nerdesin babam özledim seni diyeceksin ve
gözyaşlarına boğulacaksın .
Beynin Bölümleri

���lOOl i �i�ilOOl
mCOOJ�IOOYld
---- --
MOTOR KORT EK�I_ • • • - · -
- ·.:ı

l;: - - - .
PARIETAL LOB
F RONTAL LOB 14çevrtnin f•luocWlı§ını
Blffnııı dDı'l•mtıı. ..gı.,. . .... _
llglll bGIDn\dOr.
· - - ·>

O KSIPİTAL LOB
Ouyulaıı ttfr tGrlO sesin 66�s.el bilgilerin
, l�endı91
ljlendlgı bGliırnclü r. '. b6lümd0r.

TEMPORAL LOB - ------·


GORSEL KORTEKS
oıı w m.,,.• tinlOfumlu<tur. CEREBEllUM Hırtkrtil ntsneftrdtn gelen
bllıJlyl llilf.

B
eynimizin her biri farklı bir işle meşgul olan ve
bilgilerin düzgün işlenebilmesi için ortaklaşa ça­
lışması gereken 5 temel bölümü vardır. Bu bölümlerin

47
A. WI LLIAM OECKARO

içerisinde ise başka amaçlara hizmet daha küçük bö­


lümler bulunur.

Frontal Lob
Beynimizin ön kısmında bulunan frontal lob bilişscl
düşünme merkezimizdir. Muhakeme, planlama, cinsel
dürtüler, davranış, problem çözme, yargılama, konuş­
ma parçalarını ve motor becerilerini organize etme gö­
revi frontal loba aittir.
Frontal lobumu zu kahvaltıda ne yiyip içeceğimiz­
den tutun da sınavda hangi konulara çalışacağımız ko­
nusuna kadar karar vermek için kullanırsınız. Frontal
lob ayrıca karakterimizin şekillendiği bölgedir. Plan
yapma gibi yüksek zihinsel işlemler bu bölgede gerçek­
leşir, aynı zamanda akıcı, hatasız ve anlamlı şekilde ko­
nuşabilmeniz için gereklidir.
Frontal lob istemli hareketlerin kontrolünde büyük
bir rol oynar. Yürümek gibi aktiviteleri düzenleyen
motor korteksine de ev sahipliği yapar. Frontal lobun
fonksiyonları günümüzde gerçekleşen olayların gele­
cekte doğuracağı sonuçları tahmin etme, iyi ile kötü
arasındaki seçimi yapma (aynı zamanda bilinç olarak
da bilinir), sosyal olarak kabul edilemez hareketlerin
bastırılması, olaylar ve nesneler arasındaki benzerlik ve
ya farklılıkları ayırt eder.

48
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Motor Korteks
Motor korteks tek tek kasları doğrudan kontrol et­
mekten ziyade birçok kas grubunun dahil olduğu ha­
reketleri ve hareket serilerini kontrol etmektedir. Omi­
rilikte bulunan alfa motor nöronlar ise birincil motor
korteksten gelen iletilere karşılık kas Uflerinin kasılma
kuvvetlerini hız ve nitelik prensiblerini kullanarak kod­
landırırlar. Motor korteks sinir hücreleri, motor buy­
rukları alfa motor nöronlara naklederler ve alfa motor
nöronlar vasıtasıyla kas kasılması gerçekleşir.

Frontal Lobun Zarar Görmesi


Aşağıdaki Durumlara Yol Açabilir
• Problem çözme ve yaratıcılık yeteneğinde azal-
ma veya artma
• Konuşma alışkanlıklarında değişiklik
• Azalmış cinsel ilgi ya da tuhaf cinsel alışkınlıklar
• Risk alma yeteneğinde bozulma
• Tat ve koku almada azalma veya hiç alamama
• Doğallıkta bozulma ve zihinsel esnekliğin yitiril­
mesi
• Dikkat dağılmasına karşı aşırı duyarlılık

49
A. WI LLIAM DECKARD

İlginç Bilgi
1800' lerin ortalarında Phineas Gage isimli bir de­
miryolu çalışanı, frontal lobuna demir sapl anması so­
nucu gerçekleşen kazadan mucizevi bir ş�kilde sağ
kurtulmuştur. Kazadan sonra frontal loba aldığı hasar
nedeniyle Gage' in kişiliği ciddi bir şekilde değişmeye
başlamıştır. Arkadaşları bir zamanlar kibar ve çalışkan
olan Gage' in, olaydan sonra tam tersi yönde değişme­
ye başladığını iddia etmişlerdir. Bu kaza beyin üzerine
çalışan psikolog ve doktorların frontal lobu n önemi ve
fonksiyonları üzerine daha fazla düşüp yeni araştırma­
lar yapmalarına sebep olmuştur.

50
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Parietal Lob
Parietal lob vücudun çeşitli yerlerinden toplanan
duyusal bilgilerden sorumludur. Bilgi işlem, hareket,
mekansal yönelim, konuşma, görsel algı, tanıma, oku­
ma ve yazma gibi işlevler parietal lobun görevleri için­
dedir. Parietal lob vücudun farklı bölgelerinden gelen
duyusal sinyalleri birleştirmede, sayılar arasındaki iliş­
kiyi tanımlamada ve nesneleri manipüle etmede önemli
bir rol oynar. İ letişim halinde olduğu Beden Duyu (So­
matosensory) Korteksi sayesinde dokunma sinyallerini
alıp işleme rolü vardır.

Beden Duyu Korteksi


Beden duyu korteksi vücudun iç durumu hakkın­
da duyusal bilgileri toplayan, değerlendiren ve yanıt
veren nöronların bulunduğu karmaşık bir sistemdir.
Isıyı hisseden termoreseptörler, dokunma duyusunu
oluşturan mekanoreseptörler, tat ve kokuyu algılayan
kemoreseptörler ve ağrıyı algılayan nosiseptörler gibi
duyu reseptörlerinin hepsi beden duyu korteksine bağ­
lıdır. Aynı zamanda beden duyu korteksi 6. his denilen
durumun oluşmasını sağlayan proprioreseptörler vası­
ta sıyla iç organların durumu hakkında da bilgi toplar.
Ağırlık kaldırdıktan veya koştuktan sonra kaslarınızın
ağrıdığını veya çok yemek yedikten sonra midenizde

51
A. WILUAM OECKARO

hazımsızlık olduğunu size bildiren işte bu propriore­


septörlerinizdir.
Beden duyu korteksi alan" adı verilen çok sayıda
/1

farklı işlevsel bölgelere ayrılmıştır. Bu alanlar" deri al­


/1

tından kasların iç dokusuna ve organların reseptörleri­


ne kadar vücudun her bölgesinin yerini belirler. Beden
duyu korteksinin alanları talamustan ve diğer beden
duyu alanlarından gelen sinyallere bağımlıdır. Vücu­
dun hangi organı aktif olarak çalışıyorsa beden duyu
korteksi o organa yoğunlaşır. Örneğin yazı yazarken
elleri kodlayan alanlar daha yüksek faaliyet gösterir­
ken ayakları kodlayan alanlar daha pasiftir. Koşu ban­
dında koşarken ise tersi bir durum görülür. Organlar­
dan gelen duyusal sinyaller nöronların davranışlarını
değiştirebilir ve o uyarana karşı nöronları daha hassas
yapabilir. Bu durum aslında günlük hayatta sıkça kar­
şılaştığımız bir hadisedir. Müzik aletini yeni çalmaya
başlayan bir kişi başlangıçta çok harika melodiler çala­
maz ve enstrümanına yabancıdır. Zamanla el meleke­
/1

leri" denilen refleksler hızlanır ve beden duyu korteksi


de enstrümanı iyice kodlar. Böylece beyin enstrümanı
tutmaya ve doğru notaları çalmaya daha az enerji har­
carken müzik ahengini oluşturmak için daha fazla çaba
harcar. Beden duyu korteksi içinde cereyan eden bu
tür değişiklikler aksonların büyümesi, yeni nöronların
alanlara katılması ve mevcut sinir hücrelerindeki hüc­
resel değişikliklerle sağlanır.

52
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Parietal Lobun Zarar Görmesi


Aşağıdaki Durumlara Yol Açabilir
- Parietal lobun sol tarafının hasar görmesi so­
nucu; Gertsmann sendromu, afazi (konuşma bozuklu­
ğu veya konuşulanı anlamama) ve agnozi (nesnelerin
anormal algılanması) gelişebilir.
- Parietal lobun sağ tarafının hasar görmesi sonu­
cu; kişisel bakımda bozulma, çizim yeteneğinde bozul­
ma ve kişisel becerilerde bozulma görülebilir
- Parietal lobun her iki tarafında da hasar oluşma­
sı sonucu; bozulmuş görsel dikkat ve motor aktiviteler­
de bozulmayla karakterize Balint sendromu görülebilir

Oksipital Lob
Beyin loblarırun en küçüğü olan oksipital lob gör­
sel algı sisteminden sorumludur. Görsel uyarıcıları
yorumlama bu lobun görevidir. Oksipital lobun hasa­
ra uğraması görme bozuklukları ve halüsinasyonlara
neden olabilir. Gözlerimizden gelen iletilerin karşılan­
dığı Görsel korteks, oksipital lobda bulunur Bu iletiler
oksipital loblarda işlenmektedir. Renk ayrımı ve görsel
algılamadan sorumludur.

53
A. WI LLIAM OECKARO

Cerebellum
Beyincik yani Cerebellum, beynimizin en arka alt
tarafında, omurga ile beynin birleştiği noktada bulunur
ve iki yarım küreden oluşmuştur. Beyincik, duyusal
sistemlerden, beynimizden ve omurgamızdan gelen
sinyalleri alır. Sonra bu sinyallerden yola çıkarak motor
hareketleri ayarlar. Duru ş şekli, göz hareketleri, denge,
ve konuşma gibi istemli hareketleri düzgün ve dengeli
olacak şekilde koordine eder. Ayrıca motor hareketle­
ri öğrenmek konusunda önemli bir yeri vardır. Beynin
toplam ağırlığının yaklaşık yüzde onu kadardır fakat
beyindeki nöronların, kabaca bir tahminle, yarısını
içinde barındırır. Cerebellum yalnızca insanlara özgü
bir yapı değildir ve beyni olan tüm canlılarda bulunur.
Evrimsel olarak konuşursak beynin, amigdala kadar
olmasa da, eski bir parçasıdır. Bu bölgeye gelecek her
hangi bir zarar denge kaybına, yavaş hareketlere ve
titremelere sebebiyet verebilir. Kompleks fiziksel hare­
ketler kararsız bir hale gelebilir ve aksayabilir.

Temporal Lob
Temporal lob, işitsel bilgileri işlemede önemli rol
oynar. Bu rol sesleri tanıma, tanınan seslere anlam yük­
leme ve sesleri hatırlamayı içerir. Uzun süreli hafıza ve
yeni bilgilerin sıralandırılmasından da bu lob sorumlu-

54
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
dur. İ sveç çakısı gibi bir lobdur kendileri. Bir çok ayrı
görevden sorumludur. Bu görevlerden de biraz bahse­
delim.

Hafıza
Görsel ve uzun süreli hafızanın formasyonunu sağ­
lar. Temporal lob, konunun devamında da bahsedece­
ğimiz, hafıza için yüksek önemi olan amigdala ve hi­
pokampus ile işbirliği içerisindedir. Bu bölgeler bilinçli
hafızamız için büyük önem taşır.

Duyusal Girdileri İşleme


a.ݧitsel
Temporal lob içinde barındırdığı İ şitsel Korteks sa­
yesinde işitsel algıyla yakından ilgilidir. İşitsel Korteks
kulaklardan ve ikincil bölgelerden gelen duyusal bilgi­
yi anlamlı kelimelere dönüştürmek üzere işler.

b.Görsel
Nesnelerin tanınmasını ve görsel uyaranların an­
laml ı bir şekilde yorumlanmasını sağlar. Bir nesneyi
sadece görüyor olmak yeterli değildir. Görüntünün işe
yarar olması için ne görüyor olduğunuzu da anlama-

55
A. WI LLIAM DECKARD

ruz gerekmektedir. Temporal lob içinde bulundurduğu


bölgeler sayesinde bunu kolayca yapmanızı sağlar. Bu
bölgeler olmadan jest ya da mimikleri anlamanız ola­
naksız olurdu.

Tıpkı bu resimde de olduğu gibi; ilk bakışta tam


bir kaos, her şey birbirine geçmiş vaziyette ancak biraz
daha dikkatli bakıp üzerinde zaman harcarsanız giz­
lenmiş bir çok farklı nesne bulacaksınız. İ şte temporal
lob bunu yapmanızı sağlıyor.

56
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Dili Tamma
Temporal lobda bulunan işitsel korteks ve diğer
yardımcı yapılar konuşmanın anlaşılması ve anlamlı
hale getirilmesi için önemli bir rol oynar. Konuşulan
dili anlamanızı sağlar. Temporal lob olmadan nesneleri
isimlendiremez, kelimeleri anlayamaz ve dili tanıya­
mazdınız.

..
Konuşma Uretimi
Bütün bunların yanında temporal lob konuşma­
nın üretilmesine de yardımcı olur. Beynin bu bölge­
sindeki her hangi bir aksaklık konuşmada zorluklara
yol açabilir. Diğer bölgeler düzgün bir şekilde işliyor
olsa bile ya da ne söyleyeceğinizi bilinçli bir şekilde
düşünebiliyor olsanız bile istediğinizi dile getirmekte
zorlanırdınız.
Orta ternporal lob, içinde hipokarnpusu bulundur­
ması sebebiyle uzun süreli hafızanın kodl anmasında
rol oynadığı düşünülmektedir. Bu alanda oluşabilecek
herhangi bir hasar kalıcı ya da geçici hafıza kaybına yol
açabilir.

57
A. WILLIAM DECKARD

Tem poral Lobun Zarar Görmesi


Aşağıdaki Durumlara Yol Açabilir
Temporal lobun hasar görmesi aşağıdaki durumla­
ra neden olur:
- Sol temporal lobun hasar görmesi; ses ve görsel
içeriği hatırlama, kelimeleri tanıma ve hatırlama
zorluğuna neden olabilir.
- Sağ temporal lobun hasar görmesi; görsel içerik­
leri tanıma ve seslerin tonlamasında zorluklar
görülebilir.

Hipokampus
Temporal lobun derinlerine gömülmüş, deniz atına
benzeyen hipokampus, yeni bilgileri almak ve depola­
maktan sorumludur. Ancak bu bilgileri yalnızca kısa
bir süreliğine depolar. Sonrasında saklamak gerekiyor­
sa, bilgiyi uzun süreli hafızaya dönüştürür ve beynin
başka bölgelerine gönderir. Bu bilgi tekrar lazım oldu­
ğunda hipokampus bulunmasına yardımcı olur. Hipo­
kampusu mükemmel bir kütüphaneci olarak düşünebi­
liriz. Hafızamız için büyük önem taşır. Yüksek stres ve
depresyon sonucu küçüldüğü gözlemlenmiş ve doğru
tedavi ile eski haline dönebildiği kayıtlara geçmiştir.
Hipokampal bölgeye bir zarar gelmesi halinde hafıza

58
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

problemleri ortaya çıkabilir, geçici ya da kalıcı hafıza


kayıpları bu problemlere örnektir. Alzheimer gibi de­
jeneratif yani, beyin fonksiyonlarını zayıflatan türden
hastalıklar öncelikle bu bölgeyi vurur. Ayrıca amigdala
da hafıza için büyük bir önem taşır. Bu yapı temel duy­
gular olan korku, öfke ve cinsel arzulardan sorumlu­
dur. Bir yer ya da herhangi bir durum kişide duygusal
bir tepkime yaratırsa amigdala, bu duyguyu hafızaya
ekler.

Amigdala
Amigdala, beynimizin derinliklerinde bulunan ba­
dem şeklinde bir nöronlar kümesidir. İ nsanlar ve di­
ğer hayvanlarda korku ve haz duyguları burada olu­
şur. Anksiyete, otizm, depresyon, travma sonrası stres
bozukluğu (P1SD) ve fobilerin amigdalanın anormal
şekilde çalışması sonucu oluştuğu düşünülmektedir.
Duygusal tepki, korkularla alakalı otomatik reaksiyon­
lar ve uyarımlardan sorumludur. Hafızanın işlenme­
sinde hipokampus ile birlikte çalışır.
Duygusal beynimiz olan amigdala, beynimizin en
eski ve en ilkel bölümüdür. Eski çağlardan bu yana ta­
mamen fiziksel varlığını sürdürmek üzere, iç güdüleri
ve otomatik tepkileri kontrol eder. Neden mi? Çünkü
o zamanlarda her şey yalnızca hayatta kalmakla ala­
kalıydı. Ormanda eski moda bir mağara insanı iken

59
A. WI LLIAM DECKARD

bizleri harekete geçiren olaylar yılanlardan, ayılardan,


her türlü yırtıcıdan ve yiyeceklerimizi çalmak isteyen
diğer mağara insanlarından ibaretti. Kısaca hayatta
kalma savaşı. Bu yüzden sürekli tetikte olan, hızlı ve
bilinç dışı işleyen bir beyne ihtiyacımız vardı. Böylesi­
ne hızlı tepki vermemizi sağlayan amigdala olmasaydı
yeryüzünden çoktan silinmiştik. Bugün bile bir örüm­
cek gördüğümüzde korkmamız ya da bir parça geril­
memiz eski çağlardan bu yana kalıtsal bilgiler taşıyarak
gelişen amigdala sayesindedir. Amigdalaları alınarak
üzerlerinde deney yapılan farelerin hiçbir şeyden kork­
madıkları, her türlü mevzuya cevval bir şekilde atıld ık­
ları gözlemlenmiştir. Kedilerden bile korkmamışlar­
dır.

Amigdalarun hafıza konusunda da önemli bir rolü


vardır. Hafıza üzerine duygusal verileri işler ve daha
kolay bir hamlama sağlar. Siz farkında olmasanız bile
olaylan çoğunlukla üzerinizde bıraktıkları duygular
ile hatırlarsınız. Şöyle örneklendirelim; bir partidesi­
niz, kimseyi doğru düzgün tanımıyorsunuz. Ertesi gün
partide yaşadıklarınızı hatırlıyorsunuz, öylesine sohbet
ettiğiniz insanları mı yoksa, sohbetiniz sırasında keyif
aldığınız insanları mı hatırlarsınız. Tabiki de keyif aldı­
ğınız anlar öncelikli olarak gelir aklınıza, anı üzerinde
daha fazla durduğunuzda diğer küçük detayları hatır­
lamaya başlarsınız.

60
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Muazzam bir makine değil mi şu beyin? Ne kadar
çok işi aynı anda yapıyor. Bir gün içerisinde beyne alı­
nan bilgi miktarını 34 gigabayt ve beynin bilgiyi indi­
rip işleme koyma hızını yaklaşık 13 milisaniye olarak
belirtmiştik. Madem böylesine güçlü bir makineye sa­
hibiz, neden çoğu zaman mutfağa geliş sebebimiz gibi
basit bir şeyi bile aklımızda tutamıyoruz, gün boyu yor­
gunluk çekiyor, hayattan bezmiş hissediyoruz? Çünkü
her ne kadar muazzam olsa da korunması gereken çok
hassas bir yapıdır beyin.
A. WILLIAM OECKARO

B i ra z m o l a . . .

Kumları n Öyküsü
U za k d a ğ l a rd a k i kay n ağ ı n d a n ç ı k a n b i r ı r m a k h e r.
ç e ş i t coğrafi b ö l g e d e n geçt i kte n s o n ra , e n so n u n d a d a
çöl ü n k u m l a rı n u l a ş t ı , a m a d iğ e r t ü m e n ge l l e r i a ş t ı ğ ı
gi b i b u e n ge l i d e a ş m aya ça l ı ş ı n ca , k u m a g i rd i kçe s u l a
r ı n kaybo l d uğ u n u fa r k ett i .

Ya zg ı s ı n ı n b u çö l ü a ş m a k o l d u ğ u n a e m i n d i , fa kat
h i ç b i r yo l b u l a m ıyord u . B i rd e n çö l ü n i ç i n d e n ge l e n g i z l i
s e s şöy l e f ı s ı l d a d ı :

" R ü zga r çö l ü geçe b i l i r, o h a l d e ı rm a k d a geçer."

I r m a k ke n d i n i k u m u n ü z e r i n e att ı ğ ı n ı a m a e m i l d iğ i
n i söyleyerek ka rş ı ç ı kt ı ; rü zga r u ça b i l iyord u , b u n e d e n ­
l e çö l ü geçe b i l iyord u .

Fısı ltı :

" Ke n d i g e l e n e kse l yo l u n c a h a m l e ya p a ra k ö b ü n
ta rafa geçe mezs i n . Ya kaybo l u r g i d e r y a d a bata k l ığa
d ö n ü ş ü rs ü n . R ü zga r ı n s e n i h e d efi n e göt ü rmes i n e i z i n
verm e l i s i n ."

Irmak:

"Am a b u n a s ı l o l a b i l i r?" d iye s o rd u .

" R ü z ga r ı n se n i e m m es i n e i z i n vererek . . ." d e d i , fı ­


s ı lt ı .

. B u fi k r i ı rm a k ka b u l etm e d i . D a h a ö n ce e m i l i p b a ş
ka b i r m a d d eye d ö n ü ş m e m i şt i . Ke n d i k i m l i ğ i n i kaybet

62
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

mek i ste m iyord u . B i r ke re y it i rd i kt e n son ra ye n i d e n ka


!Za n ı p kaza n m ayacağ ı n ı n e rd e n b i l e b i l i rd i ?

Ku m :

" R ü zga r b u i ş i ya p a r." d e d i . "Suyu a l ı r, çöl ü n ü ze r i n ­


i:i e n geç i r i r v e ye n i d e n b ı ra k ı r. Yağ m u r o l a ra k yağa r, s u
ye n i d e n ı r m a k o l u r."

I rm a k :

" B u n u n d o ğ r u l u ğ u n d a n n a s ı l e m i n o l a b i l i ri m ? "

" B u böy l ed i r, a m a eğer i n a n m ıyors a n bata k l ı kta


b a ş ka b i r şey o l a m a z s ı n ve b u b i l e y ı l l a r a l ı r, ayrıca ı r
m a kt a ayn ı şey d e ğ i l ."

" B u g ü n o l d u ğ u m ı r m a k o l a ra k ka l a m a z m ıy ı m ? "

" Ka l a m a zs ı n . A m a se n i n öz ü n ta ş ı n ı p ye n i d e n y e
n i d e n b i r ı rm a k o l u şt u ru r. B u g ü n b i l e b u a d ı taş ı yo rs u
ç ü n k ü h a n g i k ı s m ı n ı n ke n d i p a rça n o l d u ğ u n u b i l m iyor

B u n u d uy u n c a ı rm a ğ ı n d ü ş ü n ce l e r i n d e b a z ı ş ey l e n
ya n k ı l a n m aya b a ş l a d ı . B i r r üzga r ı n kol l a rı nd a ta ş ı n d ı
, ğ ı b i r z a m a n ı a n ı m sa d ı v e b u n u n ya p ı l a ca k ge rç e k ş e
o l d u ğ u n u a n ı m s a d ı . Ve ı rm a k, b u h a r ı n ı rü zga r ı n o n
u za n a n ko l l a r ı n a e m a n e t ett i ; r ü zga r d a o n u ko l ayca v
n a z i kçe y u ka rı l a ra ta ş ı d ı . K il o m et re l e rce öted e, b i r d a ­
ğ ı n d o r u ğ u n a u l a ş ı n c a y u m u ş a k b i r şe k i l d e b ı ra kt ı . A m
k u ş k u l a rı o l d u ğ u i ç i n , ı r m a k, d e n eyi m i n i n ayrı ntı l a r ı n
d a h a g ü ç l ü a n ı msayı p kayd e d e b i l d i .

" Evet, s o n u n d a g e rç e k k i m l i ğ i m i öğre n d i m ." d iy


düşündü.

63
A. WI LLIAM D ECKARD

Irmak öğreniyordu ama k u m l a r fı s ı l d a d ı .

"Biliyoruz, çünkü her gün b u n u n o l d u ğu n u gö rüyo­


ruz . Çünkü biz kumlar, ırmaktan d a ğa ka d a r u za n ıyo­
ruz ."

İşte bu nedenle, yaşam ı rm a ğ ı n ı n yo l c u l uğ u n a na­


sıl devam edeceği kumlarda yaz ı l ı dır, de n i r !il.
Beyne Zarar Veren Etmenler

eler olduğunu kavrayamıyorsunuz: yorgunsu­


N nuz, konsantre olamıyor, sürekli bir şeyleri unu­
tuyorsunuz fakat en tuhafı da bu durumun yalnızca
erken kalkmak ve öğlene dek hiçbir şey yememek ya
da iş ortamında aşırı strese maruz kalmak gibi belirli
şeyler olduğunda ortaya çıkmasıdır. Sorun şu ki vücu­
dunuzun en önemli parçası olan beyninizi korumayı
unutuyorsunuz.
Yaptığınız her şey vücudunuzu belirli şekillerde
etkiler, bazı aktiviteler de beynin normal bir şekilde iş­
lemesini etkiler hatta yapısına bile zarar verebilir. Bu
aktiviteleri yıllarca günlük olarak tekrarladığmızı dü­
şünün. Ne olacağını tahmin edebiliyor musunuz? Alış­
kanlıklarınız beyninizi öldürüyor. Ama endişeye mahal
yok, hala zamanınız var. Yaşam tarzınızı değiştirmek
hem vücut hem de beyin sağlığınızı korumayı garanti
edebilir.

65
A. WILLIAM OECKARD

Bilimsel araştırmalara göre kişinin yaşam tarzı be­


yin hücrelerimize dejeneratif hastalıklara sebebiyet ve­
recek şekilde kısa ya da uzun dönemli hasar verebilir.
Diğer bir taraftan, düzenli ve dengeli şekilde yemek,
egzersiz yapmak gibi pozitif aktiviteler, tekrar sağlığı­
na kavuşturacak şekilde beyni harekete geçirir. Beyni­
mize zarar veren etmenleri şöyle sıralayabiliriz:

Kahvaltl Etmemek
Kahvaltı, performansınıza, dayanıklılığınıza ve
duygusal durumunuza etkisinden dolayı günün en
önemli öğünüdür. Günün ilk bir kaç saati boyunca be­
yin, psikolojik ve fizyolojik işlemleri yönetmeye devam
edebilmek için alınan besinleri ayrışhrır. Eğer gerekli
enerjiyi sağlamazsanız vücudun kendi kaynaklarını tü­
ketmeye ve doğru işleyişini korumak için fazladan efor
sarf etmeye başlayacaktır. Kahvaltının olmayışı, ener­
ji azlığına, hafıza ve konsantrasyon kaybına, kötü ruh
haline, entellektüel ve fiziksel performansın zayıf olu­
şuna yol açabilir. Kısacası sabah kalktıktan sonra uzun
bir süre yemek yemez, gerekli enerjiyi sağlamazsanız
gününüzün kötü geçmesi için gerekli belgeleri toparla­
mış, işleme koydurmuş olursunuz. Sağlam ve sağlıklı
bir kahvaltı edin.
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Ozaman zihnini
stresten kurtarmak
için /.lllRİKll BİR ŞEY
o/alim!

Sigara İçmek
Son derece zararlı olan sigara içme alışkanlığı, bey­
ne olan oksijen sevkiyatmı düşürdüğü gibi beyin doku­
suna da hatırı sayılır derecede zarar verir. Alzheimer
ve parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların görülme
olasılığını arttırdığı kanıtlanmıştır. Ayrıca, sigara tüke­
tilirken ortaya çıkan heterosiklik aminler, doğru DNA
üretimini olumsuz etkiler ki bu da kansere sebebiyet
veren mutasyona uğramış hücreleri meydana getirir.

67
A. WI LLIAM DECKARD

Böylece akciğer kanseri, gırtlak kanseri gibi diğer tüm


kanser türlerine davetiye çıkarır. Yakın zamanda bir
yakınımın sigara kullanımından ötürü akciğer kanseri
olması, bana da tiryakiliğimi sonlandırmak için iyi bir
sebep olmuş oldu. İnsan çevresinde görmeden bazı şey­
lerin uzun vadede yarathğı zararları tam olarak idrak
edemiyor .

Yüksek Şeker Tüketimi


Rafine edilmiş şekerlerin, beyaz unun, kızarmış yiye­
ceklerin yüksek tüketimi ve öğünlerinizde lif yönünden
zengin meyve ve sebzelerin yeterli oranda bulunmayışı
vücutta zararlı maddelerin birikimine yol açar. Bu oluşa­
cak tümörlerin gelişimini hızlandırır, bağışıklık sistemi­
ne zarar verir ve nörolojik gelişimi olumsuz etkiler.

Yeteri Kadar Uyumamak


Yeteri kadar uyumamak beyne en çok zarar veren
durumlar arasındadır. Beyninizin, enerji üretimi ve
hpcresel onarımı içeren metabolik işlemleri düzgün ye­
rine getirebilmesi için çocukların 10-12 saat, yetişkinle­
rin ise 8 saatlik bir gece uykusuyla dinlenmesi gerekir.
Uykusuz kalmak beyin hücrelerinin ölümünün kısa
süreli olarak hızlanmasına yol açar. Gün boyu yorgun
gergin ve sıkınhlı bir ruh halinde olursunuz .

68
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Uyurken Başınızı Örtmek


Uyurken başınızı örtmek, dışarı çıkamadığı için
beyne zararlı etkileri olabilecek karbon dioksit yoğun­
luğunu arttırır ve alınan oksijen miktarını azaltır. Başka
bir değişle ufak ufak kendinizi boğarsınız.

�ın Yemek
Gerekenden fazla miktarda besin almak, vücutta
yağ ve gereksiz madde birikimini arttırır. Fazladan ge­
len besin vücutta yağa dönüştüğü gibi beyni de yağ­
landırır. Bu durum da düzgün işlemeyi sağlayan beyin
arterlerini olumsuz etkiler. Nasıl ki aşırı yağlı yediği­
nizde bir süre sonra kalp-damar yollarınız tıkanmaya
başlıyor, aynı mantıkla aşırı yediğiniz zaman beyninize
de zarar veriyorsunuz.

Alkol
Alkol tüketimi en başta sinir sistemi, karaciğer ve
kalp olmak üzere tüm organları mahvedebilir. Alkol
kullanımı aynı zamanda nöronları öldürür ve sinirler­
den gelen sinyallerin iletimini yavaşlatır. Alkolün za­
rarları bu kadarla sınırılı değildir. Vücudun sıvı denge­
sini bozar, " dehidrasyon" diğer bir adıyla " akşamdan
kalma" durumuyla sıkça karşılaşırsınız. Böbrekleriniz

69
A. WI LLIAM OECKARO

zarar görür, cinsel yönden de zayıflarsınız. Ayrıca bil­


diğiniz üzere günümüze dek alkol bir çok can yakmış­
tır, yuva dağıtmıştır. Her canınız sıkıldığında, üzgün
olduğunuzda alkole sarılmayın. Onun yerine bir dosta
koşun, o da yoksa bir psikoloğa danışın. Psikologlar bi­
zim farkında bile olmadığımız detayları görüp önümü­
ze koyarlar, yıllarca çözemediğiniz çoğu sorununuzu
çözebilirsiniz bu sayede.

Hastayken Beyni Zorlamak


Hastayken çok çalışmak ya da derslere gömülmek
zarar vericidir çünkü vücut enerjisi iyileşmeye harcana­
cağı yerde bu eylemlere yönlendirilir. Beyni bu durum­
dayken zorlamak bağışıklık sistemini zayıflatacağı gibi
vücudu da olumsuz etkiler ki bu farklı tür hastalıkların
ortaya çıkmasına zemin oluşturur.

Zihinsel Uyanmlann Azhğı ve Egzersiz


Yapmamak
Beyni çalıştırmak için düşünmek, entellektüel soh­
betler etmek, yeni bir dil öğrenmek, kitap okumak ya
da kelime avı yapmak gibisi yoktur. Bu gibi eylemler
uyaranlara verilen tepki sürelerini arthrdığı gibi öğ­
renme ve hafıza kapasitesini arttırır. Yalnızca bulmaca
çözmenin beyne çok fazla bir katkısının olmadığı söy-

70
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

lenınektedir. Bulmaca çözmek beynin sadece belirli bir


kısmını çalışhrdığı için daha çok hafızaya yararı oldu­
ğu düşünülmektedir ki bizim de ihtiyacımız olan bu.
Görüldüğü üzere yıllarca bulmacaya yüklenmek çok
fazla yarar sağlamıyor. Ancak beyni asıl çalıştıran ve
dinç tutan yeni şeyler öğrenmektir.

Yeteri Kadar Su İçmemek


Yeteri kadar su içmemek de beynimizi olumsuz et­
kiler. Düşük su alımı beynin enerji seviyelerini bozar,
ruh halimizi ve düzgün düşünme yetimizi etkiler. Bey­
nimizin neredeyse tamamı su olduğu için susuz kal­
dığımız zaman vücudumuz diğer önemli işlemler için
beynimizden su ödünç alır. Hücrelerin küçülmesine ve
kafatasımızda baskı yaratarak baş ağrısına sebep olur.
Tabi bu su içmemenin getirdiği sorunlardan yalnızca
bir tanesi. Su içmemek, beyne zarar verdiği gibi böb­
reklerinizi de mahveder. O yüzden sadece susadığınız
zaman su içmek yerine, günde en az bir buçuk litre su
içmeye özen gösterin. Bu arada kendimi susuz bırak­
mayacağım diye abartıp, günde bir damacana su içerek
su zehirlenmesine kurban gitmeyin.
Bu saydıklarımızın bir çoğunu yüksek oranda yapı­
yor olmanız pek muhtemel.

71
A. WILLIAM OECKARO

B i ra z m o l a . . .

Müsait Olduğunda Beni Sever


Misin Anne?
İ ç e r i g i re r g i r m e z n eşeyl e b a ğ ı rd ı :

- A n n e b i l iyor m u s u n b u g ü n y u va d a n e o l d u ?

- G ö r m üyor m u s u n ? Te l efo n l a ko n u ş u yo r u m .

H e r kes i n sevd i ğ i şey b i r b i r i n e b e n z e m iyo rd u . A n ­


n e s i te l efo n u , b a b a s ı a ra b ayı seviyo rd u .

H e r şey e rte l e n iyo rd u , tel efo n v e a ra b a söz ko n u s u


o l d u ğ u n d a . B i r d e e v e m i safi r ge l ec e k o l d u m u ke n d i s i
n e h i ç ye r ka l m ıyord u . N e re l e re g itseyd i ?

A n n e s i te l efo n u ka patt ı .

M utfa kta n ten cere s e s l e r i ge l iyord u . Koşa ra k ya n ı ­


n a g i tt i :

- Sa n a ya rd ı m e d ey i m m i ? d e d i , e n sevi m l i h a l i n i
ta k ı n a ra k .

A n n es i m a n a l ı m a n a l ı ba ktı :

- H ay ı rd ı r? B i r ya ra m a z l ı k m ı va r? B a k b i r de s e n i n l e
u ğ ra ş m ayayı m . Çok yorgu n u m zate n .

Yo rg u n l u k n a s ı l b i r şeyd i ? B a z e n e l i n d e oyu n c a ğ ı y l �
u y k uya d a l d ı ğ ı n d a a n n e a n n es i oyu n ca ğ ı yava şça e l i n ­
d e n a l ı r:

72
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

- N a s ı l y o r u l m uş yav r u ca k. U y ku n u n g ü l ko k u l u ko l ­
l a rı s a rs ı n s e n i , d iye re k a l n ı n a b i r ö p ü c ü k ko n d u r u ve­
r i rd i .

Yo rg u n l u k g ü l ko k u l u b i r u y k u ya d a l m a ks a eğe r, n e ­
d e n a n n es i ke n d i s i y l e b öy l e k ı zg ı n k ı zg ı n ko n u ş u y o rd u .

- A n n ec i ğ i m yoru l d u ğ u n za m a n g ü l ko k u l u uyku l a ­
r a d a l a rs ı n . A n n e a n n e m öy l e söy l üyor.

- U y k u ya d a l a y ı m d a , g ü l ko k u l a rı ku s u r ka l s ı n . 'Yo r­
g u n u m , yorg u n o l d u ğ u m d a n , b öy l e yo rg u n ke n . . .'

- An n e c i ğ i m s e n yo r u l m a , d iye . . .

- Ye m e kte ko n u ş u ru z çoc u ğ u m . B a n ka d a i ş l e r ye
i ş m ed i . B a b a n ge l e n e ka d a r b u n l a rı b i t i r m e m l a z ı m .
H a d i se n oyna b i ra z .

H a n i s i z yo ru l uyors u n u z y a . . . Eeee . . . B e n d e oyn a ­


m a kta n yo r u l uy o r u m . N e ya payı m b i l m e m ?

B ü y ü k l e r ya p ı l m a m a s ı gereke n l e r i b i l iyord u d a , ya -
p ı l m a s ı g e re ke n l e r i h i ç b i l m iyo rl a rd ı .

I ş ı k l a r s ö n d ü b i rd e n .

A n n e s i öfkeyl e söy l e n m eye b a ş l a d ı .

- M u m d a yo k ! d iyerek ka r ı şt ı rd ı d o l a p l a rı e l yo r­
d a m ıy l a .

Çoc u k s ı rt ü st ü yat ı p, a n n e a n n e s i n i n köy ü n ü d ü


ş ü n m eye . G a z l a m ba s ı n ı n ı ş ı ğ ı n d a d e l i tavş a n m a s a l ı n ı
a nlatışı n ı . . .

73
A. WILLIAM DECKARD

De l i tavşa n ı n d u va rd a ki a ks i n i get i rd i göz l e ri n i n


ö n ü n e . A n n ea n n e s i g i b i i ki e l l e ri n i b i r l e şt i r i p i ş a ret p a r­
.
m a k l a rı n ı ka l d ı ra ra k tavş a n kafa s ı ya ptı .

" B a k d e l i tavş a n " d iye re k p a r m a kl a rı n ı oyn a tt ı .


Yo l d a n geçe n a ra ba l a rı n fa r l a rı, d uva rd a ki tavş a n a yo l
a çt ı . Tavşa n a l a b i l d iğ i n e h ü r d o l a şt ı sağd a so l d a . Ot­
l a r l a , k u ş l a r l a ko n u ştu . So n ra yorg u n d ü şt ü . D u va rd a k i
g ö r ü n t ü , m i n i k a v u ç l a rı n a ç ı l m a s ı y l a kaybo l d u . Ko l u ya­
vaşça ka n e pe d e n aşağı s a r kt ı .

So n ra ı ş ı k l a r ge l d i .

Ka d ı n çocu ğ u n h i ç ko n u ş m a d ı ğ ı n ı fa rkett i . B i rd e n
ka n e peye koşt u . K ü ç ü c ü k d i z l e ri n i ka rn ı n a d o ğ r u çeke­
rek u y kuya d a l m ışt ı .

M a sa n ı n ü st ü n d e ki d osya l a ra b a kt ı iğre n e re k . D i n
d i ri l m ez b i r p i ş m a n l ı k d o l d u rd u i ç i n i .

U ya n d ı rm a kta n ko rka ra k k ü ç ü k a l n ı n a b i r ö p ü c ü �
ko n d u rd u . Çoc u k s a n k i b i r i p u c u b e k l iyorm uşça s ı n a
a ra l a n a n göz l e ri y l e m ı r ı l d a n d ı :

- İ ş i n b it i n ce b e n i seve r m i s i n a n n e ? d e d i .

Ka d ı n , sevi l m e k i ç i n ra n d e v u a l a n çoc u ğ u n a b a ka ­
ra k s a b a h a ka d a r a ğl a d ı .

74
Beyni Sağlıklı Tutmak için

E de binlerce anıyı barındıran beynimizi koruyup,


n değerli varlıklarımızdan biri olan ve içerisin­

unutmamasını sağlamak için yapabileceğimiz şeylerin


başında beslenme şeklimizi düzenlemek ve gerekli mi­
neralleri almak gelir.

��/
IAIA�1111\INI __

75
A. WI LLIAM DECKARD

Magnezyum
Magnezyum her ne kadar gerektiği saygıyı görmese
de vücudumuzun düzgün işleyişi için hayati öneme sa­
hiptir: Doktorlar her zaman yeterli miktarda kalsiyum
alınması gerektiği konusunda insanları uyarırlar fakat
magnezyumdan bahseden çok azdır. Vücudumuz için
önemli olduğu kadar beynimiz için de çok önemlidir,
çünkü metabolik süreçleri geliştirmek için temel bir mi­
neraldir ve nörotransmitterlere ve nöromodülatörlere
aracılık eder. Böylece beyin sinirlerini uyarırlar.
Dolayısıyla magnezyum sağlıklı ve aktif bir beyin
için ana bileşenlerden biridir. Her gün bu mineralden
300 ila 400 mg almak faydalı olacaktır. Burada belirti­
len dozaj ortalamadır tam olarak ne kadar kullanmanız
gerektiğini öğrenmek için doktoronuza başvurup mag­
nezyum ölçümü yaptırınız. Farkında olmadan gereğin­
den fazla kullanır dozajı aşarsanız bağırsak yollarınızla
alakalı ciddi sıkıntılar ortaya çıkabilir, ayrıca herhangi
bir böbrek rahatsızlığınız varsa vücut fazla magnezyu­
mu süzemeyeceği için daha sıkıntılı komplikasyonlar
peydah olabilir. Şimdi size içerisinde bu minerali içeren
bazı besinleri sunacağız:
Badem
- Susam
- Tam tahıllar

76
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

- Kakao
- Soya fasulyesi
- Esmer pirinç
- Ispanak
- Nohut
Maydanoz

Karbonhidratlar
Karbonhidrat, vücuda enerj i veren temel besin
kaynağıdır. Ama daha önce de vurguladığımız gibi
sağlıklı karbonhidratları tercih etmek önemlidir - bun­
lar şeker veya yağ eklenmemiş olanlardır. İ çerisinde
karbonhidrat var diye her türlü katkılı - katkısız yiye­
ceğe yüklenirseniz kendinize yarar sağlamak yerine,
zarar verirsiniz.
Beyin ana işlemlerini düzenlemek için bu ögele­
re ihtiyaç duyar, bunlar ayrıca enerji depolamak için
gereklidir. Karbonhidratlar vücutta insulin üretimini
uyarırlar, triptofan gibi amino asitlerin üretimine yar­
dımcı olurlar, stres seviyelerini azaltarak rahatlama
sağlarlar. Ve bildiğiniz gibi, stres aktif ve sağlıklı bir
beynin en büyük düşmanlarından biridir.

77
A. WILLIAM DECKARD

Peki en sağlıklı karbonhidratlar hangileridir?


- Yulaf
- Tam tahıllar
Baklagiller
Kara buğday
Zeytinyağı
Bezelye

Fosfor
Fosfor, vücudumuzda kalsiyumdan sonra en çok
bulunan ikinci mineraldir. sağlıklı ve aktif bir beyin
için çok önemlidir. Bu mineral sayesinde, hücre zarları
ve sinirler güçlü ve dayanıklı kalır, bu da hafızayı ve
sinaptik bağlantıları geliştirir. Çoğu insan yeteri kadar
fosforu, hatta daha fazlasını günlük öğünlerinden alır­
lar. Vücutta fosfor azlığı nadir görülen bir durumdur.
Ancak böbrek sorunları, diabet, alkol bağımlılığı ya
da ilaç kullanımı fosfor seviyelerini tehlikeli derecede
aşağılara çekebilir. Fosfor azlığı ise vücutta eklem ağrı­
larına, kas zayıflığına, kafa karışıklığına, gerginliğe ve
anksiyeteye yol açabilir.
Beyin sağlığı ve yeterli fosfor seviyeleri arasındaki
bağlantı bir çok bilimsel araştırmayla desteklenmekte­
dir. Çalışmalar bu mineralin miyelin üretimi ve basit

78
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
bilişsel fonksiyonların oluşmasında önemli olduğunu
ortaya koymuştur.

Fosfor alımını arttıran y!Yecekler nelerdir?


- Peynir, yoğurt (doğal ve katkısız olmasına özen
gösterin)
- Sardalye ve kabuklu deniz ürünleri,
- Bitter çikolata
- Yumurta
- Kırmızı et ve kümes hayvanları

B6 ve B 1 2 Vitaminleri
Beynin sağlığı ve düzenli işlemesi için çok önemli
iki vitamin olduğunu biliyor musunuz? Bunlar B6 ve
B12 vitaminleridir. Bunlar beynin dopamin, serotonin
ve epinefrini sentezlemesine yardımcı olur. Ayrıca
proteinlerin düzenlenmesine, beyinsel kan dolaşımı­
nın gelişmesine ve hafıza işlevlerinin güçlenmesine
yardımcı olur.

Hangi yiyecekler B6 ve B 1 2 vitaminlerini içerir?


- Antep fıstığı
- Muz
- Yumurta sarısı

79
A. WI LLIAM OECKARO

- Fındık fıstık
- Kabuklu deniz ürünleri
- Buzağı ve kuzu eti
- Alabalık, ton, sardalye
- Yoğurt

Çinko
Çinko genel sağlımız için çok önemlidir - sadece
beyin için değil. Cilt bakımı sağlar, yaraların iyileşme­
sine yardımcı olur, kanserle savaşır ve hatta bizi soğuk
algınlığından korur; çünkü vücudun doğal bağışıklık
sistemini destekler.
Çinko hafıza işlevleri ve bilişsel istikrar için temel
bir maddedir. Mineral eksikliği olan kişiler mesela epi­
lepsi yaşayabilirler. Bu yüzden diyetinizde yeterince
çinko bulundurmalısınız. Bunun sayesinde beyninizin
hipokampal işlevini, hafızayı ve öğrenmeyi geliştire­
ceksiniz. Hatırlamaya değer!

Çinko hangi yiyeceklerde bulunur?


-
İ stiridye
- Yengeç
- Yer fıstığı
- Badem

80
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
- Yulaf
- Zencefil
- Bitter çikolata
- Kabak çekirdeği

Kulaklanmzı Koruyun
Duyu1arımızdan izole olmak beyni olumsuz etkiler.
Bir araşhrmada, işitme kaybının altı yıllık bir dönemde
algı azalması riskini yüzde 24 oranında arhrdığı görül­
dü. Günde sadece 15 saniye yüksek sesli rock müziği
dinlemek işitme duyusunu hasara uğratmak için yeterli­
dir. Aynı şekilde günde 15 dakika saç kurutma makinesi
ku1l anmak da sesleri algılayan hücrelere zarar verir.

-z.tHM Z NZzt

81
A. WI LLIAM OECKARO

Dil ve ya Enstrüman Öğrenin


Daha önce de bahsettiğimiz gibi yabancı bir dil ya
da yeni bir enstrüman öğrenmek beyni daha fazla çalış­
hracaktır. Yeni notaları ve kelimeleri öğrenirken hafıza
egzersizi, dikkat, duyumsal algı ve motor kontrol gibi
birçok beceri devreye girer. Her iki lob ortak olarak ça­
lışır. Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmaya göre,
müzisyenlerde bunama (demans) ihtimalinin herhangi
bir enstrüman çalmayan insana kıyasla yüzde 60 daha
az olarak görüldüğü belirtilmiştir

Sosya lleşin
Beyni korumanın en iyi yollarından biri de sosyal­
leşmek, kalabalığa karışmaktır. Arkadaşlarımız ve ak-

82
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
rabalarımızın beyni uyarıcı etkisi vardır; yeni tecrübeler
denememizi, stresten ve üzüntüden kurtulmamızı sağ­
larlar. 70 yaşındakiler üzerinde 12 yıl boyunca yapılan
bir araştırma, sosyal olarak aktif olan insanlarda algı
azalmasının yüzde 70 oranında düştüğünü göstermiş­
tir. Yalnız kalmanınsa beyni küçülttüğü görülmüştür.

Fazla Kilolarımzdan Kurtulun


Her ne kadar kendinizle barışık olsanız da, gereksiz
kiloların üzerinizde oldukça fazla olumsuz etkisi var­
dır. Uyku probremleri, fiziksel olarak çabuk yorulma,
özgüven eksikliği, depresif olmak gibi. Kilo sana yakı­
şıyor diyenlere bakmayın, yüzünüze yakışıyor olabilir
ancak sağlığınıza hiç yakışmıyor.

83
A. WI LLIAM DECKARD

Spor, Yaşam Tarzınız Olsun


Beyni korumanın en etkili yollarından biri de fizik­
sel aktiviteyle bedeni güçlendirmektir. Böylece beyne
kan akışı artacağı gibi, sinir hücreleri arasındaki bağ­
lantıları sağlayan proteinler de harekete geçecektir.
Yürümek, aerobik gibi ve her türlü fiziksel aktivitenin
her yaşta yararı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca bu tarz
fiziksel aktiviteler vücudun hormon dengesini düzen­
ler, daha kaliteli bir yaşam sunar. Hareketsiz kaldıkça
depresif bir ruh haline bürünürsünüz. Günde bir sa­
atlik tempolu yürüyüşün bile üzerinizde yarattığı etki
karşısında çok şaşıracaksınız.

84
BÖLÜM 2
Zeka

IQ
(Intelligence Quotient) zeka yaşının takvim ya­
şına bölümünün 100 ile çarpımı sonucu elde
edilir (zeka yaşı / takvim yaşı x 100 =IQ) . Çocukluk
dönemindeyken daha iyi sonuç verir.
Zeka, zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabil­
me, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları
bulabilme yeteneğidir.
Sayılar, düşünceler ve olaylar arasında bağlantı ku­
rabilmeyi, oradan da yeni bir sonuca gitmeyi gerekti­
rir. Zeka, zihnin bütün işlevlerini kapsayan bir genel
güçtür.
Jean Piaget bilişsel işleyişe, biyolojik işleyişin temel
değişkenleriyle özdeşleştirerek açıklık getirmiştir. Biliş­
sel işleyişin başlıca özelliklerini açıklarken, zekanın ön­
celikle biyolojik faaliyetin öze] bir biçimi olduğunu
ileri sürmüştür. Zeka bu yönüyle kalıtsaldır. Kalıtsal

87
A. WILLIAM DECKARD

olarak edindiğimiz bilişsel yapılar çevrenin etkisiyle


tam olarak oluşurlar. Zekanın işleyişiyle bir şekle giren
kalıhmsal özellikler bütün bir ömür boyu devam eder;
zeka salt doğuştan gelen yapısal faktörlerden oluşmuş
değildir, zaman içinde oluşur.
Zekanın en işlenebilir ve gelişmeye en açık olduğu
çağ, çocukluk çağımızdır ve bilinenin aksine beynimi­
zin yüzde onunu değil, yüzde yüzünü kullanırız.
Zekamızın yüzde 30'unu genetik faktörler, yüzde
70'ini ise çevresel faktörler belirler. Beyniniz düzgün
bir şekilde eğitilirse, bilim insanının çocuğuysanız dahi
bir bilim insanı, eğer bir hırsızın çocuğuysanız hırsız­
lık dehası olurs1,ınuz. Tabi bu dehalık işin abarh kısmı,
genetik olarak elinizde ne varsa eğitim şekliyle üzerine
biraz daha koyarsınız.
Dahilerden bahsetmişken, onların beyinleri ne şekil­
de işliyor? Doğa onlara çok mu cömert davranmış, yoksa
çok çalışmayla mı kazanmışlar yüksek zekalarını?
Dahilerin beyni hakikatten çok farklıdır, yarahcıdır.
Çoğu insanın önemsiz gördü ğü detayları yakalar, o de­
taylardan bambaşka şeyler çıkarabilirler. İcatların çıkış
noktası budur. Postayla haberleşilirken, Graham Bell
de tutmuş demiş ben insanları tek tuş kadar yakınlaştı­
racağım. Böylelikle telefonu icat etmiş.
Bilim insanlarının çok büyük bir kısmı otizmli kişi­
lerdir. Sosyal yönden zayıf kaldıkları için fizik, kimya,

88
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

matematik gibi çok zaman isteyen bilimlerle ve deney­


lerle uğraşabiliyorlar. Diğer insanların sosyal ilişkileri '
olmadığında beyinleri küçülmeye başlar, ancak otistik­
lerde bu durum böyle değildir. Albert Einstein, Bill Ga­
tes gibi büyük bilim insanlarında otizmin bir alt grubu
olan Asperger Sendromu olduğu düşünülmektedir.
Dahilikle delilik arasındaki çizgi o kadar incedir ki,
ancak bir örümcek ağı gibi üzerine çiğ düştüğü zaman
görülebilir. Bir adım ile deli, başka bir adımla dahi olu­
nur.
New York Times da çıkan bir makalede bu durum
şöyle ifade edilmiş:
"Genetik bir miras var. Anlama kapasitesi, beyin­
deki protein sentezi ile orantılı. Deneyimler bize pro­
tein sentezi yaptırıyor, bu da sinir hücrelerinin dallı
budaklı olmasını sağlıyor. Belleğimiz böyle oluşuyor.
Daha zeki insanlarda daha az deneyimle, daha çok dal­
lanıp budaklanma ve protein sentezi oluşuyor. Örneğin
normal bir insanın bir şeyi öğrenmesi için 5-6 kez dene­
yimlemesi gerekir, zeki insanlarda bu sayı 1-2' dir. Yani
beyindeki hard disk kaydının oluşması zeki insanlarda
daha hızlı" .
Bu cevaptan da anlaşıldığı üzere, bazılarımı zın be­
yinleri daha hızlı işliyor verileri. Beynimizi ne kadar
kullanırsak o derece zeki oluyoruz. Daha önce de belirt­
tiğimiz gibi, zekanın yüzde 30'u genetik, yüzde 70'i çev-

89
A. WI LLIAM OECKARO

reseldir. Bize bağlıdır. Şöyle de örneklendirebiliriz; eli­


mizde çok kaliteli bir gitar var, piyasanın en iyisi, ancak
gitar çalmayı daha başlangıç seviyesinde biliyoruz. Bu
da demektir ki o gitardan vermesini beklediğimiz randı­
manı alamayacağız. Yani sırf zeka ve yetenekle bir yere

varamayız, sürekli kendimizi geliştirmemiz gerekir.


Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar bu durumu şu
cümleyle özetler; "Çoğu insan zekaya inanır, ben inan­
mıyorum, bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya
inanıyorum ".Sonuna kadar katıldığım bir cümledir.
Neticede elimizde olanı düzgün kullanamadıktan son­
ra neye yarar? Bir süre sonra çöp olur gider, köreliriz.
önemli olan çalışmaktır, çalışmak ve hata yapmaktan
korkmayın. Her hata, yeni bir öğrenme sürecidir. Kim
bugünlere hiç hatasız gelmiş ki?
Bilim insanlarının çocuklar ve genç insanlar üzerin­
de yaptıkları çalışmalar şunu göstermiştir; 10,000 saat.
Bir iş üzerine 10,000 saat harcamak uzmanlaşmak için
yeterlidir. Bu süre zarfındaki deneme-yanılmalar bey­
nimize protein sentezletiyor ve hipokampus denen ha­
fıza bölgesini büyüterek bilgiyi perçinlemiş oluyor. Ne
kadar işlersek o kadar ışıldıyoruz.

Zeka ve Sosyal H'!}'3t


Eğer cehalet mutluluksa, bilgelik lanet midir? Yük­
sek dereceli bir zekaya sahip olmanın dezavantajları

90
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

var mıdır? Bilişsel yeteneklerimiz insanoğlu olarak sa­


hip en büyük hediyelerden biridir. Gerçek şu ki; bazıla­
rımız diğer insanlardan daha zeki, bazılarıysa çok daha
zekidir ki bu onlarda bir çok yönden lanete dönüşmek­
tedir.
Çoğumuz yüksek dereceli bir zekaya sahip olmak
ve sosyal yönden zayıf kalmak arasında nörolojik bir
bağlanh olduğunu bilmez. Yüksek zekalı kişilere her­
hangi bir konuda muhakemede bulunmak oldukça
kolay gelirken, yine aynı kişiler sosyal bir endişeden,
sosyal yeteneklerin yoksunluğundan muzdariptirler ve
sosyal yönden aciz olduklarını düşünerek kendilerini
soyutlarlar.
Sosyal açıdan aptal oldukları için değil, dünyayı
bizim gördüğümüzden çok daha farklı bir şekilde gör­
dükleri içindir. Sosyal anksiyetesi olan insanlar genel­
de yüksek IQ' ya sahip kişilerdir. Şimdi yüksek IQ'ya
sahip olmanın neden hem bir yetenek hem de bir lanet
olabileceğinden bahsedelim.

Verecekleri Ceva p lan Aş1rı Düşünürler


Yüksek IQ'lu kişiler detayları keskin bir şekilde ya­
kalarlar. İngilizce' deki overthinker", yani aşırı düşü­
/1 /1

nen" kelimesi tam olarak bu insanları nitelendirir. Bu


kişiler, hayatlarındaki hemen herşeyi sürekli olarak
analiz eden aşırı düşünürlerdir. Başkalarının ne diye-

91
A. WILLIAM OECKARO

ceklerine, ne yapacaklarına çok fazla kafa yorarlar ve


doğabilecek sonuçları, bu sonuçlara getirilebilecek çö­
zümleri uzun bir süzme işleminden geçirirler ki bu ni­
hayetinde kişiler arası iletişimi olumsuz etkiler. Olayla­
rı aşırı analiz ederek, pek değerli görmedikleri günlük
sıradan konuşmalardan kendilerini soyutlarlar.

Sürekli Kendilerinden Şüphe Ederler


"Günümüz dünyasıın problemi; zeki insanlar kendileri­
ne dair şüphelerle doluyken, aptal insanların yüksek bir öz­
güvene sahip olmasıdır " - Charles Bukowski

Objektif bir bakış açısına sahip olan yüksek IQ'lu


kişilerin özfarkındalıkları da fazladır, yeteneklerinin
daha ayırdında olup, sürekli yeteneklerine yönelik şüp­
he içindedirler. Aşırı özfarkındalıklan bu insanları, sos­
yal durumlarda çok daha bilinçli, eleştirel ve yargılayıcı
bir konuma sokar. Olayların akışına kapılmayı unutup,
hayal kırıklığına uğrarlar.

Yüksek Standartları Vardır


Yüksek zekalı kişiler hayatlarının her anında ne
istediklerini, ne söylediklerini ve ne yaptıklarını tam
olarak bilirler. Kendilerinden ve çevrelerindekilerden
yüksek beklenti içinde olmalarının sebebi budur. Man­
tıksal durumlarla nasıl baş edeceklerini bilirler ancak

92
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

sosyal durumlar mantıksal değildir. Beklentileri haya­


tın ham gerçekliği ve ortalama zekalı kişilerle karşıla­
şınca, sıkıntıya düşer.

Günlük Sıradan Sohbetlerden Nefret


Ederler
"Büyük zihinler fikirleri, ortalama zihinler olaylan, kü­
çük zihinlerse kişileri tartışırlar " Anonim
İnsanlar dedikodu yaparak, alay ederek, eğlence
için saçma şeyler yaparak ve yemek, kozmetik, futbol
gibi sıradan şeylerden bahsederek sohbeti sürdürürler.
Yüksek zekalı kişilerse bu gibi günlük sıradan konuş­
maları değerli bulmadıkları için kendilerini -haliyle­
konuşmarun dışında bulurlar. Kimi zaman kibirli bir
davranış olarak kabul edilir.

Ruhsa� Durumunuzun Farkındadırlar


Ruh Anatomisi'nin (Soul Anatomy) kurucusu ve
yazar olan Amerikalı Brianna West, "Yüksek IQ'lu kişi,
durumu hissederek ya da gözlemleyerek karşısındaki­
nin nasıl düşündüğünü kestirebilir. İçinde bulunduğu
gerçeklik yerine, karşıdaki kişinin ne şekilde düşündü­
ğünü algılayıp ona göre davranmaya çalışır" demiştir.
Kendi ruh hallerini yaşamak, anı yaşamak yerine sü-

93
A. WILLIAM DECKARD

rekli karşıdaki kişinin ruhsal durumuna göre davran­


maya çalışırlar.

Genel Anks!Yeteden Muzdariptirler


"Dağınık bir masa, dağınık bir zih­
nin işaretiyse, o vakit boş bir masa
neyin işaretidi r " Albert Eins tein

New York, SUNY Downstate Tıp Merkezi'ndeki


psikiyatristlerin bulgularına göre yüksek zeka seviyesi
ile artan anksiyete seviyeleri bağlantılıdır. Endişeli bir
zihin sürekli bir çok farklı açıdan ele alarak fikirleri,
bilgileri ve tecrübeleri inceler. Bu yüzden zeki insanlar
sosyal konumlanmaları çok ezici bulurlar.

94
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Sürekli Korunma Halindedirler


İş sosyal ilişkilere geldiğinde analitik düşünürler.
Açılmakta zorluk yaşarlar, çünkü beyinleri geçmişteki
pek hoş olmayan tecrübeleri hatırlayıp onları durdu­
rur. Aslında bir çoğumuz için bu durum böyledir, be­
yin sürekli öğrenir. Ö ğrenip "kötü" olarak etiketlediği
olaylara karşı savunma mekanizmaları geliştirir. Bu da
çoğunlukla içe kap anma olarak ortaya çıkar.

Zayıflıklarını Saklarlar
Yüksek zekalı kişiler, önceki başlıkta da bahset­
tiğimiz gibi, hatalarından ders çıkarır, davranışlarını
değiştirirler. Ancak bu temkinli yaklaşım onları temel
sosyal yeteneklerden mahrum eder. Hiç kimse, hata
yapmamış gibi görünen, soğuk ve uzak durararak tec­
rübelerini paylaşmak istemeyen kişilerle yakınlık kur­
mak istemez.
Kimse mükemmel olmak zorunda değil, olamaz
da. Hatalarınızı, her ne kadar aptallıklarınız olarak da
nitelendirseniz de, paylaşmaktan çekinmeyin. Tabi çok
derine gömdüklerinizi açmaktan bahsetmiyorum, basit
şeylerden bahsedin. Diğerlerini zamanı geldiğinde an­
latırsınız ya da anlatmazsınız, o sizin tercihiniz.

95
A. WILLIAM DECKARD
BÖLÜM 3

97
Hafızamız

B
uraya kadar beynimizi tanımak için bir çok şeyden
bahsettik. Arhk onu tanıdığımıza göre, daha deri­
ne inip hafızanın yapısından ve nasıl işlediği üzerine
konuşabiliriz demektir. Peki nedir bu hafıza? Nasıl ça­
lışır?
Hafıza modern çağlara dek içerisinde farklı farklı
durumlarla alakalı bin bir çeşit bilgiye ait hafıza klasör­
lerinin bulunduğu küçük bir dosya dolabı ya da yüksek
hıza ve kapasiteye sahip bir nöro süper-bilgisayar ola­
rak tasvir edilmiştir. Ne var ki günümüzün biyolojik ve
fizyolojik bilgileri ışığında uzmanlar, hafızanın aslında
o kadar da basit bir yapı olmadığını, aksine çok daha
karmaşık ve incelikli olduğunu görmüşlerdir.
Hafıza beynin belirli tek bir bölgesiyle sınırlı değil­
dir, beynin farklı bölgelerinin ortaklaşa çalışarak işleme
koyduğu beyin çapında bir işlemdir. Örneğin, basit bir

99
A. WI LLIAM DECKARO

bisiklet sürme işlemi eylem sırasında beynin farklı böl­


gelerinde aktif bir şekilde ve sorunsuz olarak yeniden
inşaa edilir. Bisiklete nasıl bineceğinizin bilgisi bir bölge­
den, bulunduğunuz yerden başka bir sokağa nasıl gide­
ceğiniz başka bir bölgeden, bisikleti güvenli bir şekilde
nasıl süreceğiniz başka bir bölgeden ve caddede keyifle
ilerlerken şuursuz bir şoförün sizi görmezden gelip sı­
kışhnnasıyla yaşadığınız o gergin anlar yine diğer bir
bölge sayesinde işleme koyulur. Anıyı oluşturan her bir
element (görüntüler, sesler, kelimeler, duygular) hangi
bölgede oluştuysa yine o bölge tarafından kodlanır (gör­
sel korteks, motor korteks, işitsel korteks vs.) ve anının
hatırlanması orjinal kodlama sırasında oluşan nöral ka­
lıpları tekrar aktive eder. Daha basit bir anlahrnla; her bir
ipliğin hafızanın farklı bir elementini temsil ettiği karma­
şık bir yumak düşünün. İ şte bu ipler edinilen tecrübeler
sonucu birbirleriyle düğümlenerek ya da belirli nokta­
larda kesişerek kişinin hafızasını oluşturur.

1 00
Halıza Nedir?

H
afıza insanın, geçmiş tecrübelerden edindiği bil­
gileri kodlama, saklama ve sonradan çağırma ye­
teneklerinin bütünü olarak tanımlanır. Daha genel bir
deyişle geçmiş tecrübelerin bugünkü davranışlarımızı
etkilemesi ve yönlendirmesidir. Hafıza hatırladıkları­
mızın toplamıdır, insanı insan yapan temel taşlardan
birisidir, bizlere önceki tecrübelerden ders çıkarma ve
ilişki kurma kabiliyeti verir. Geçmiş tecrübeleri, ön­
ceden öğrenilmiş olguları, izlenimleri, yetenekleri ve
alışkanlıkları bilincimize tekrar çağırma gücümüzdür.
Bugüne kadar yaşadığımız her şeyin içinde bulunduğu
depodur.
Daha fizyolojik ve nörolojik olarak anlatmak gere­
kirse, en basit haliyle, beynimizdeki kodlanmış nöral
bağlantılardır. Geçmiş tecrübelerin, orjinal tecrübe sı­
rasında işleme dahil olan nöronların eş zamanlı aktive

101
A. WILLIAM DECKARD

olmasıyla yeniden inşaa edilmesidir. Hafızanın kod­


lanma şeklini düşünürsek hafızayı bir çeşit kolaj ya da
yap-boz olarak düşünmek daha doğru olur. Çünkü anı­
lar raflara dizilmiş kitaplar gibi saklanmaz, daha çok
beynimizin farklı bölgelerinde parçaları bulunan tekrar
birleştirilmeye hazır !egolar gibidir.
Hafıza; bilginin edinilmesi, kaydedilmesi, akılda tu­
tulması ve gerektiğinde hatırlanması işlemlerinin bütü­
nüne verilen addır. İnsan hafızası işlevini üç ana başlık
altında gerçekleştirir: kodlama, depolama ve hatırlama.

Kodlama Nedir?
Beyinde yeni anıların oluşturulması için, bilginin
kullanılabilir bir şekle sokulması gerekir; bu işleme de
kodlama adı verilir. Bilgi başarılı bir şekilde kodlan­
dıktan sonra, daha sonra kullanılabilmesi için hafızaya
kaydedilir. Beynimize kaydettiğimiz bilgilerin birçoğu,
onları kullanmaya ihtiyacımız olduğu durumlar hari­
cinde genellikle farkındalığımızın dışındadır. Hatırla­
ma işlemiyse hafızamıza kaydedilmiş anıların bilinçli
farkındalığımıza taşınmasıdır.
Kodlama iki şekilde gerçekleşir: Birincisi bizim is­
teğimiz dışında bilgilerin otomatik olarak kodlanma­
sıdır. Örneğin, bir marketin ürün reklamını dikkatsiz
bir şekilde izledikten sonra aynı ürünü başka bir yerde
gördüğünüzde durduk yere " bunun fiyatı 9,90' dı" diye

1 02
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
hatırlamanız gibi. İkincisi ise aktif olarak bilgilerin zi­
hinde tutulduğu bilinçli kodlamadır. Bu kodlama türü
ise sınavdan önceki gece sabaha kadar ders çalışıp bey­
ni eritme şeklinde karşınuza çıkar.
Geçmişte yediğimiz bir meyvenin tadını, arkadaş­
larımızın seslerini, renkleri belleğe kaydederiz. Yediği­
miz meyvenin tadından, hangi meyve olduğunu biliriz.
Telefonda duyduğumuz sesin hangi arkadaşımıza ait
olduğunu anlarız. Uzun süreli belleğe aktarılan her bil­
gi, anlamlandırılarak beynimizin ilgili bölümüne kayde­
dilir. Tıpkı kütüphanede kitapların türlerine göre farklı
bölümlerde korunması gibi bilgiler de, daha önce de be­
lirttiğimiz şekilde, beynin ilgili bölümlerinde saklanır.

Depolama ve Hatırlama
Adından da anlaşılacağı üzere, kodlanarak anlam­
lı hale getirilen bilgilerin gerektiğinde kullanılabilmesi
için uzun süreli belleğe aktarılmasıdır. Hatırlama ise
içerisinde binlerce bilgi bulunan uzun süreli hafızamıza
depolanmış bilgilerin bilincimize tekrar çağrılmasıdır.
Bu bilgiler, her zaman bilinç alanında değildir. Farklı
bir deyişle gerekmedikçe bu bilgilerin farkında olma­
yız. Gerekli olduğunda ise bazı ipuçlarından yararla­
narak belleğin çağırma işlevi sayesinde bilgileri hatırlar
ve kullanırız. Çağırmanın gerçekleşmesi için, bilginin
bellekte depolannuş olması ve depolanmış bilgiye ulaş-

103
A. WILLIAM OECKARD

manuzı sağlayacak yeterli ipuçlarının bulunması ge­


rekir. İpuçlarının zayıf yada güçlü olması hatırlamayı
etkiler. Bir kütüphanede aradığınuz kitabı bulabilme­
miz için; kitabın kütüphanede bulunması, ilgili olduğu
bölüme konmuş olması ve daha önce bulunduğu yer
ve kitabın özellikleri ile ilgili bilgilerin mevcut olması
gerekir. Dinlediğimiz bir şarkının bize o şarkıyla ilgili
anıları hatırlatması gibi.

Aşamalı Hafız.a Modeli


Hafıza ile ilgili birçok model önerilmiş ve kullanıl­
nuşhr; fakat hafızanın temel yapısını ve işlevini açıkla­
mada genellikle aşamalı hafıza modeli kullanılır. 1968
yılında Atkinson ve Shriffin tarafından önerilen bu te­
ori, insan hafızasını duyu hafızası, kısa süreli hafıza ve
uzun süreli hafıza olarak üç farklı aşamaya böler.

Hafız.amn Üç Aşaması
Duyu Hafızası
Duyu hafızası, hafızanın ilk aşamasıdır. Bu aşa­
mada, çevremizdeki duyusal bilgiler çok kısa bir sü­
reliğine kaydedilir. Bu süre genellikle; görsel bilgiler
için yarım saniye, işitsel bilgiler içinse 2-4 saniyedir.
Duyusal hafızanuzın belirli kısımlarına odaklanırsak,
odaklandığınuz duyunun kısa süreli hafızamıza işlen-

104
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

mesine izin vermiş oluruz. örneğin; arkadaşlarınızla


akşam eğlencesi olarak müzikli bir kafeye gittiniz. Ka�
feden içeri girdiğiniz andan itibaren duyusal bilgi bom­
bardımana tutulursunuz. Yüksek perdeden konuşan,
kahkaha atan insanlara, kafenin biraz basık basık ve
sıcak havası, canlı performans sergileyen sanatçının ses
nameleri, sırtınıza dokunup oturacağınız yeri gösteren
arkadaşınız, sandalyeye oturduğunuz andaki o ilk so­
ğukluk, sandalyenin sertliği bütün bunlar duyusal ha­
fızanıza hücum eder. Ancak siz içerisinden yalnızca bir
kaç tanesine odaklanırsınız ve diğerlerini görmezden
gelirsiniz. Bu örnekte ise kafenin basıklığı sizi rahatsız
etsin ve sanatçının sesi hoşunuza gitmiş olsun. Ertesi
gün kafeyi hatırladığınızda yalnızca bu duyulara odak­
landığınız için ilk olarak sanatçının sesi ve kafenin ba­
sıklığını hatırlarsınız. Saydığımız diğer her şey ise geri
planda kalır ve hayal meyal hatırlarsınız.

Kısa Süreli Hafız.a


Aktif hafıza adıyla da bilinen kısa süreli hafıza,
düşündüğümüz farkında olduğumuz bilgileri içerir.
Freud Psikolojisinde bu hafızaya bilinç adı verilir. Du­
yusal uyaranlara dikkatimizi verdiğimizde, bu bilgiler
kısa süreli hafızaya aktarılır. Kısa süreli bellekte kay­
dedilen bilgilerin çoğu 20-30 saniye sonra unutulur.
Fakat, bu bilgilerin unutulmaması durumunda ise bir

1 05
A. WI LLIAM OECKARO

sonraki aşamaya geçilir ve bilgiler uzun süreli belleğe


kaydedilir.
Duyusal hafıza ile elde edilen bilgi n in bir kısmı kısa
süreli hafızaya iletilir . Kısa süreli hafıza, hatırlama de­
nemesi veya prova yapmadan birkaç saniye içerisinde
bazen bir dakikaya kadar geri çağrılabilmeyi, hatırla­
mayı mümkün kılar. Fakat bunun da kapasitesi çok sı­

nırlıdır. George A. Miller Bell laboratuvarlarında yap­


tığı deneylerde kısa süreli hafızanın depolama kapasi­
tesinin 7 (+ veya - ) 2 nesne o lduğu nu meşhur "Sihirli
sayı : 7+-2" listesiyle göstermiştir . Günümüzde yapılan
tahminler ise kısa süreli hafızanın kapasitesinin daha az
olduğu yönündedir. Dört ya da beş nesne kadar. Ancak
gruplama y oluyla artırılabileceğini de belirtmektedir.
Örneğin aşağıdaki harfler şu sırayla gösterildiğinde:

USACIANYfNATO
İnsanlar yalnızca bir kaçını hatırlayabilmektedir.
Fakat aşağıdaki gibi gruplar halinde gösterildiğinde;

USA CIA NYf NATO


Bu durumda neredeyse tamamını hatırlama mey­
dana gelebilir. Bunun sebebi de bu şekilde bilginin an­
lamlı küçük gruplara ayrılmış olmasıdır. Her ne kadar
yukarıdaki kısaltmalar anlamlı olsa da, herhangi bir

1 06
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

şey ifade etmeyen veya hatırlatmayan kısaltmalarda da


optimum grup harf sayısının üç olduğu Herbert Simon
tarafından ortaya koyulmuştur. Bazı ülkelerde telefon
numaralarının üçlü rakam grupları halinde yazılm a sı
da bu nedenledir. Kısa süreli hafızanın görselden zi­
yade akustik, yani işitsel olarak şifrelendiği ve akustik
olarak birbirine benzeyen fjog, log, yog, gog) gibi keli­
me gruplarının bir arada tam olarak bu yüzden hatır­
lanamadığını Conrad, 1964 yılındaki testlerinde bulgu
olarak göstermiştir.

Uzun Süreli Bellek ve Hafıza


Uzun süreli hafıza bilgilerin sürekli olarak saklan­
dığı yerdir. Freud psikolojisinde uzun süreli bellek,
bilinç öncesi ve bilinçsizlik durumu olarak adlandırı­
lır. Uzun süreli hafızada saklanan bilgileri n çoğu, bi­
linç sürecinin dışındadır fakat ihtiyacımız olduğunda
hatırlayabildiğimiz şeylerdir. Bu bilgilerin bir kısmını
hatırlamak oldukça kolayken, diğerlerine erişmek hayli
zorlu olabilir.
Kısa süreli hafıza ve duyusal hafızaya zıt olarak,
uzun süreli hafızada daha çok bilgi uzun süreler bo­
yunca, bazen bir ömür boyu saklanabilir. Örneğin, bi­
r isinin telefon numarsmı aldıktan bi r kaç saniye sonra

kısa süreli hafızamızın kapasitesinden ötürü hemen


unutabiliriz. Ancak telefon numaralarını tekrar yoluyla

107
A. WI LLIAM OECKARO

ezberleyip yıllar boyunca ezberde tutabiliriz ki bu da


uzun süreli hafızada depolanmasından kaynaklanır.
Kısa süreli hafıza şifrelemeyi akustik olarak yapar­
ken, uzun süreli hafıza semantik olarak yani anlamsal
olarak şifreleme yapar. Baddeley 1966 yılında yaptığı
testlerde deneklerin 20 dakika sonrasında hatırlamakta
zorluk çektiği sözcük gruplarının, benzer manaya gelen
"büyük, kocaman, devasa, iri" gibi sözcükler olduğunu
göstermiştir. Kısa süreli hafıza " Nörona! haberleşmeyi
sağlayan taşıyıcı yapılarla" desteklenir ve beynin pref­
rontal korteksi ile paryetal lobuyla bağlantılıdır. Uzun
süreli hafıza ise beyne yayılmış daha sabit ve uzun sü­
reli nöral bağlantılarla ilişkilidir. Bilginin kısa süreliden
uzun süreli hafızaya konsolide edilmesinde, depolama
işlemi bizzat burada meydana gelmese de hipokampus
bölgesi rol oynar.
Uykunun başlıca fonksiyonlarından biri de bilginin
konsolidasyonunu sağlamaktır. Bu yüzden hafızamız
için uykunun önemi çok büyüktür. Gün içinde aldığı­
mız bilgiler uyku sırasında pekiştirilir.

Hafıza Nasıl Çalışır ?


Uzun süreli bellekteki bilgilere erişmek ve bunla­
rı hatırlamak bize karar almada, problem çözmede ve
etrafımızdaki insanlarla iletişim kurma konusunda
yardımcı olur. Fakat bu bilgiler hafızamıza ne şekilde

108
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
işler? Uzun süreli belleğe kaydedilen bilgilerin ne şekil­
de kaydedildiği tam anlamıyla anlaşılamamıştır; ancak
araştırmacıların bugüne dek edindiği kanaat, bu bilgi­
lerin gruplar halinde kaydedildiğidir.
Birbiriyle ilişkili belirli bilgilerin gruplanmasında
kümeleme kullanılır. Sınıflandırılması yapılan bilginin
hatırlanması ve akılda kalması daha kolaydır.
Örneğin, aşağıdaki kelimeleri ele alalım:

sandalye, muz, raf, kırmızı, kiraz, masa, yeşil, ana­


nas, pembe, şeftali, siyah

Yukarıda listelenen kelimeleri okumak için birkaç


saniyenizi ayırın, daha sonra gözlerinizi kitaptan ayı­
rın, bu kelimeleri hatırlamaya ve kafanızda bir sıraya

koymaya çalışın. Bu kelimeleri sıralamaya çalıştığınız­


da oluşan grupları bir düşünün. Birçok insan kelimeleri
üç gruba ayıracaktır: renkler, eşyalar ve meyveler.
Hafızanın işleyiş biçimiyle ilgili yaygın düşünce
metotlarından biri de semantik şebeke modelidir. Bu
model, aralarında bir ilişki olan hatıra ve bilgilerin bir­
birlerini tetikledikleri temeli üzerine kurulmuştur. Be­
lirli bir yerin hatırası, bu yerde gerçekleşen ya da bu
yerle ilgili diğer hatıraları da tetikleyebilir. Örneğin,
gittiğiniz üniversitedeki bölümlerden birini düşünme-

109
A. WILLIAM D ECKARD

niz; burada tanıştığınız arkadaşlarınız, girdiğiniz ders­


ler ya da çalıştığınız konular hakkındaki anılarınızın
ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Buraya kadar iyi güzel, ancak ufukta kafamızı kur­
calayan başka bir soru beliriyor. Her şeyi oldukça düz­
gün bir şekilde kodlayan hafıza çocukluk anılarımıza
neden ulaşamıyor?

Çocukluk Anıları
Bazı insanların anlattıklarınn aksine, araştırmalar
insanların doğumlarını hatırlayamadığını göstermiştir.
Doğum dahil, 3 4 yaşından önceki erken çocukluk
-

hatıralarını hatırlayamama durumu çocukluk ya da be­


beklik amnezisi olarak adlandırılır.
201 2 yılında Learnin and Memory adlı gazetede
yayınlanan bir çalışmaya göre araştırmacılar bebek­
lik amnezisinin zaman içerisinde gerçekleşen "normal
unutma" run dışında bir durum olduğunu yazmışlar­
dır. Yetişkinlerde unutma zamanın doğrusal bir fonk­
siyonudur, fakat çalışmalar insanların doğum ve erken
çocukluk evresinde büyümeyle gelen unutkanlıktan
çok daha fazla anıyı sildiklerini göstermiştir.
Daha önemlisi bebeklik amnezisi, bisiklet sürmek
gibi eylemerin depolandığı bir çeşit bilinçsiz hafıza
olan kapalı ya da prosedüral hafızaya engel yaratmaz.

110
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Aksine, amnezi olguların ve kişisel olayların toplamı


olan açık hafızayı etkiler.
Sigmun Freud bebeklik amnezisi için ilk açıklamayı
sunmuştır: Anılar seksüel ve travmatik doğaları nede­
niyle bastırılmıştırlar.
Bilim insanları, Freud'un 1 00 yıllık fikrini önemse­
memelerine rağmen halen bebeklik amnezisinin sebe­
biyle ilgili teorilerden ileriye gidememişlerdir.
Bir süre boyunca bilim insanları bebeklerin açık hafı­
zalar için yeterli zihinsel kapasiteye sahip olmadıklarını
düşünmüşlerdir. Ancak Monographs of the Society for
Research in Child Development adlı dergide yayınlanan
iki binin üzerindeki çalışmada, 2 ve 3 yaşındaki çocukla­
rın yaşadıkları olaylar hakkında aylarca hatta bir yıldan
fazla bir süre boyunca konuştukları görülmüştür.
Bazı bilim insanları ilk anılarımızın, oluşturulduk­
larında bir dil öğrenmemiş olduğumuz için engellen­
miş olarak kaldığını öne sürmüşlerdir. Dilin oto-biyog­
rafik anıların kodlanması için hayati olduğu ve çocuk­
ların uzun süreli hafızlarının konuşmaya başladıkları
dönemde oluşmaya başladığı düşünülmüştür. Halbuki
diğer araştırmacılar, bebeklik amnezisinin hayvanlarda
da görüldüğünü bundan dolayı hikayenin yalnızca dil­
den ibaret olmadığını ileri sürmüşlerdir.
Diğer bir teori ise bebeklerde hafıza kodlanmasının
normal bir şekilde işlediği fakat beynin sürekli geliş-

111
A. WI LLIAM DECKARD

mekte olmasından dolayı hafıza depolarını etkilediği


yönündedir.
Memory (Hafıza) dergisinde yayınlanan bir araş­
tırmada, Patricia Bauer ve meslektaşı Marina Larkina
ebeveynleriyle birlikte bir grup üç yaşında çocuk getir­
mişlerdir. Ebeveynlerden, araştırmacılar video kaydı
alırken üç ay öncesinde gerçekleşmiş olan olaylar hak­
kında röportaj yapmaları istenmiştir.
Sonraki 6 yıl içerisinde çocuklar 5, 6, 7, 8, ve 9 yaş­
larında farklı gruplar halinde geri çağrılmışlar ve bilim
insanları tarafından çocuklar 3 yaşındayken olan olay­
lar hakkında sorular sorulmuştur. Bilim insanları olay­
ların detaylarını bildikleri için çocukların tam olarak ne
kadar hatırladıkları ve anılar hakkında ne şekilde ko­
nuştukları hakkında kesin bir görüş sahibi olmuşlardır.
Sonuç mu? 5 ve 7 yaşındaki çocuklar grubu ikinci
röportajları sırasında olaylarır:ı % 60' ını hatırladılar. An­
cak 8 ve 9 yaşındaki çocuklar grubu olayların yalnızca
%40' mı ya da daha azını hatırlayabilmişler ve anıları
hakkında farklı şekillerde konuşmaya başlamışlar.
Bebeklik amnezisi üzerine bilim insanları hala bir
fikir birliğine varabilmiş değiller. Yapılan araştırmalar
amnezinin varlığını kanıtlıyor fakat sebebini gösteremi­
yor. İ şin daha da ilginç olan yani bebeklik amnezisinin
hayvanlarda da görülüyor olması. Bizi daha ne kadar
şaşırtmaya devam edecek acaba bu beyin.

1 12
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

B i ra z m o l a . . .

Yanmak
D ö rt ta n e ke l e b e k b i r g ü n b i r ateş g ö r m ü ş l e r. B u ­
n u n n a s ı l b i r ş e y o l d u ğ u n u öğre n m e k i ste m i ş l e r. B i r i n c i
ke l e b e k ateşe b i ra z ya k l a ş m ı ş v e ü ze r i n i n ayd ı n l a n d ı ğ ı ­
h ı görm ü ş . A r ka d a ş l a r ı n ı n ya n ı n a ge l m i ş ve :

- B u ateş ayd ı n l a t ı c ı b i r şey ! d e m i ş .


İ k i n c i ke l e b e k b u n u n l a yet i n m eyerek d a h a fa z l a
Şey öğre n m e k i ste m i ş . B i ra z d a h a ya k l a ş m ı ş v e ı s ı n d ı ­
ğ ı n ı h i ssetm i ş .

Demiş ki :

- Ayn ı za m a n d a b u ateş ı s ı t ı c ı b i r şey !


Ü ç ü n c ü ke l e b e k b u n u n l a d a yeti n m e m i ş .

B i ra z d a h a ya k l a ş m ı ş . B i r a n d a , ate ş i n ka n a tl a r ı n ı
ya l a d ı ğ ı n ı h i sset m i ş v e ya n m ı ş ka n at l a rı y l a g e r i d ö n ­
müş.

- Ve b u ateş ya k ı c ı b i r şey ! d e m i ş .

So n u n c u ke l e b e k d a h a ço k ş e y öğre n m e k i stiyor­
m u ş . B i ra z ya k l a ş m ı ş, ayd ı n l a n d ığ ı n ı görm ü ş . B i ra z ya k­
l a ş m ı ş , ı s ı n d ı ğ ı n ı h i sset m iş . B i ra z d a h a ya k l a ş m ış, ateş
ka n a t l a rı n ı kav u r m u ş . Ve b i ra z d a h a ya k l a şt ı kta n s o n ra
ta m a m e n ya n a n ke l e b e k "poff ! " d iye d iye o rta d a n kay
bol uve r m i ş .

Ate ş i n g e rç e kt e n n e o l d u ğ u n u b e l k i b i r te k o öğ­
re n m i ş a m a ge r i d ö n ü p söy l eye m e m iş; ç ü n k ü o kaybo l -

113
A. WILLIAM DECKARD

m u ş ateş i ç i n d ey m i ş ve bir şeyi, a n ca k i ç i n d e kaybo l a n


b i l e b i l i rm i ş !

114
Sineztezi

Ş imdi bir sinestezik olarak, Türk nöroloji uzmanı sa­


yın Dr. Sultan Tarlacı'run sinestezi üzerine yazdı­
ğı bir makaleyi olduğu gibi aktarmak istiyorum. Bunu
deneyimleyen ve benim gibi bunu çok sonradan far­
keden insanların olduğunu düşünerek, aynı zamanda
da bu özelliğe sahip insanların kendilerini biraz daha
tanıyabilmeleri için makalenin kitabımda yer almasını
istedim. İ zninden dolayı sayın Dr. Sultan Tarlacı'ya te­
şekkürlerimi suarım.
" İnsanın varoluşu, dış dünya ile sürekli ve karşı­
lıklı bir diyaloga dayanır. Duyularımız dış dünyadan
bilincimize veri ulaştıran kapılardır. Duyma, görme,
koklama, tatma, dokunma, zaman hissi. Bu duyuların
bir kısmı fizyolojik süzgeçlere sahiptirler. Gözümüzün
elektromanyetik tayfın hepsini değil de sadece " görü­
nür" tayfını algılaması örneğindeki gibi. Bu alan, tayf

115
A. WI LLIAM DECKARD

içinde çok küçük bir bölüm oluşturur. Aynı, sınırlı alan


işitilen sesler için de geçerlidir.
Fiziksel dünyanın ve alıcıların sınırlamasının öte­
sinde, beyin de girdileri kontrol ederek belli oranlarda
sınırlama oranını arhrır. Duyularımızdan gelerek top­
lanan uyarılar, iletim istasyonları tarafından "yararsız
ve geçersiz" bilgi miktarı azalhlarak beyine ulaşhrılır.
Bu nedenle, "bir azize bakan hırsız sadece ceplerini gö­
rür" . Ya da siz sokakta yürürken ne görür ne duyarsı­
nız? Reklam panolarını, otomobil seslerini, arabaların
lastik seslerini, sağdan soldan geçen insanların mimik­
lerini, konuşmaları? Ya odanızda? Saatin tik-taklarını,
yürürken ayağınızın sürtme sesini, eklem hareketle­
rinizi. . . Asla hepsini aynı anda algılayamayız. Seçilen
girdilerden kişisel bir bilinç inşa ederiz ve sürekli deği­
şen bilgi akışından bir kısmını kalıcı olarak fark ederiz.
Yani, dikkatimizi belli bir alana yoğunlaştırarak, girdi
" gürültüsünü" azalhr, uyaranın kalitesini artırırız. Dış­
tan gelen uyaranları tümüyle varolduğu şekliyle algıla­
yamayız. Eğer böyle olsaydı gereksiz bilgilerle boğulur
giderdik. Sonuçta, bilince ulaşan veriler az ve küçük
olsa da kalite olarak yüksektirler.

Sinestezi Nedir?
Sinestezi, bilinçli zihinsel olayların tetiklemesiyle
ortaya çıkan bilinçli bir duyusal deneyimdir. "Synest-

116
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

hesia" , Yunanca syn: (birlikte) ve aesthe-sis: (algılamak)


sözcüklerinin birleşiminden oluşan istemsiz bir dene­
yimdir. Birleşmiş duyular ya da "eşduyum" olarak da
ifade edilebilir. Sinestezi, istemsiz yoğunlaşma sonucu
ortaya çıkan belirgin canlı ve güçlü duyusal deneyim­
dir. Yalnızca, insanların çok azı günlük olağan durum­
da bu deneyimi yaşarlar. Bazı araştırmacılarca dil dışı
düşünmenin özel bir belirtisi olarak kabul edilirken,
bazılarınca tam bir " hastalık", " anormallik" ve muci­
ze, mistik bir insan yeteneği olarak kabul edilir. Hatta,
sinesteziyi biyolojik bir olaydan ziyade sosyal ve kültü­
rel bir fenomen olarak görenler de vardır. Sinestezi bir
hastalık olarak değil de bir duyusal algılama " hediye­
si" olarak görülebilir. Sinestezinin birçok şekli vardır.
En sık izlenen şeklinde kişi, harfleri renk olarak dene­
yimler. Her harf, kişinin kendisine göre farklı bir renk
olarak algılanır. Bu kişiler (sinestezikler), eğer erken
çocukluk döneminde bu deneyimi yaşamaya başlar­
larsa sinezteziyi günlük normal, olağan bir olay olarak
düşünürler. Sinesteziklerin çoğu, diğer insanların algı­
sal deneyimlerinin bir parçası olarak aynı deney imleri
yaşamadıklarını öğrendiklerinde büyük bir şaşkınlık
yaşarlar. Çünkü, o zamana kadar herkesin kendisi gibi
algıladığını kabul etmiş ve düşünmüştür.
Sinesteziyle ilgili yayınlanmış ilk olgu John Locke' a
(1690) aittir. Locke'un özelliklerini aktardığı kişi, kördü

117
A. WI LLIAM OECKARO

ve tam bir sinestezik değildi. Fakat algılamada duyusal


birleşmenin görüldüğü ilk örnekti. Borazan sesini " kır­
mızı" olarak deneyimliyordu. Daha sonra, uzun süre
ciddi olarak sinesteziyle ilgilenen bilim adamı olmadı.
Öznel bir deneyim olması ve iki kişinin bile benzer de­
neyimleri yaşamaması nedeniyle sinestezinin bilimsel
bir inceleme alanı olamayacağı düşünüldü. Ancak za­
manla biriken olgu örnekleri ve kanıtlarla incelenmesi
gereken bir konu olarak tekrar değer kazandı. Nörolog
Dr. Richard E. Cytowic, "A Union of the Senses" (1989)
ve " The Man Who Tasted Shapes" (1993) adlı iki kitap
kaleme aldı ve dikkatin tekrar sinesteziye çekilmesini,
sonuçta da sinestezi araştırmalarında bir rönesansın or­
taya çıkmasını sağladı.
Sinestezi deneyimi birbiriyle ilişkili iki kısımdan
oluşur. Bunlar tetikleyiciler ve eşleniklerdir. Tetikleyi­
cilere harfleri örnek verebiliriz. Eşlenikler ise harfler
algılandığında, her harfe eş olarak deneyimlenen al­
gılar (renk, ses, dokunma, koku) tanımlanabilir. Ya da
ağlayan bir bebeğin sesi (tetikleyici) sinestezik bir kişi­
de hoşa gitmeyen sarı renk (eşlenik) olarak deneyim­
lenir. Sinesteziklerin çoğu için, sinestezi tek yönlüdür.
Yani, sesleri renk olarak deneyimleyen bir kişi, renk­
leri ses olarak deneyimlemez. Tetikleyici ve eşlenikler
arasındaki ilişki bir düzen içindedir. Her eşlenik, özel
bir tetikleyici tarafından tetiklenir. Bir kişiye, aynı te-

1 18
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

tikleyicilerin uygulanması durumunda aynı eşlenikler


algılanır. Örneğin, bir kişi A harfini kırmızı olarak de­
neyimliyorsa, farklı el yazılarıyla veya küçük karakter­
lerle yazılsa da, A harfini daima kırmızı olarak dene­
yimler. Özetle, tetikleyicilerin büyük bir esnekliğe izin
vermesine rağmen, eşlenikler sabit kalırlar. Harf-renk
sinestezisinde, harflerin kimliği renklerin kimliğini be­
lirler. Konuşulan harfler için sesin şiddeti, söyleniş tipi,
harflerin eşlenikleri üzerine etki etmez. Ses-renk sines­
tezisinde genellikle, kişiler gözlerinin önünde renkler
görürler ve sesin perdesinin değişimiyle renkler de de­
ğişir. Bu kişiler görme alanlarının tamamen renklerle
dolduğunu ifade ederler.

Sinestezi Ti pleri
Sinestezinin birçok biçimi vardır. Temelde her
duyu bir sinestezi tipini oluşturabilir: İ şitme, tatma,
koklama, görme, dokunma. Bunların her biri gerçekte
olduğundan farklı bir eşlenik olarak deneyimlenebilir.
Beş duyu, 10 olası farklı sinestezi eşleşmesi oluşturabi­
lir. Nadir olarak koku ve tadın her ikisi sinesteziyi tetik­
ler veya eşlenikler olarak deneyimlenirler. Bazı kişiler­
se beş duyudan farklı olarak farklı vücut durumlarını
farklı ses ya da renk olarak deneyimlerler.
Araştırmacı Sean Day, 175 hastadan elde ettiği veri­
lerle sinestezinin 19 farklı tipinin olduğunu belirlemiş-

119
A. WI LLIAM DECKARD

tir. Ancak, bu olguların bir kısmında birden fazla tipte


sinestezi deneyimi yaşanıyordu. Bu ikincil deneyimler
de kendiliğinden ortaya çıkıyor ve istemle baskılana­
mıyordu. En sık izleneni, harflerin renk olarak dene­
yimlerunesidir. Konuşulan harfler (phonomes) ya da
yazılan harfler olsun (graphemes), her iki durumda da
bu tür sıktır. Tetikleyicinin, duyusal veya kavramsal ol­
masına göre de iki ana tipi vardır. Duyusal tipinde, eş­
lenikler özel duyusal bir uyarının algılanmasıyla ortaya
çıkar. Kavramsal tipindeyse özel kavramların düşünül­
mesiyle eşlenikler tetiklenerek deneyimlenir. Sayı-yer
sinestezisinde, her hesaplanan sayı onun çevresindeki
uzayda yerleşmiş olarak algılanır.
Benzer olarak, zaman aralığı-yer kavramsal sineste­
zisinde, zaman aralıkları uzamsal bir planda düşünü­
lür.

Sinestezinin Nedenleri
Sinestezi deneyimi üç yoldan biriyle ortaya çıkabi­
lir: gelişimsel, kazanılmış ve farmakolojik sinestezi şek­
linde. Bunların arasında en sık rastlanılanı, gelişimsel
sinestezidir. Bu kişiler, erken çocukluk döneminden
başlayarak, olağan bir şekilde algısal ve/ veya kavram­
sal sinestezi deneyimi yaşarlar. Gelişimsel sinestezinin
nedeni bilinmemekle birlikte genetik olarak baskın ka­
lıtım veya X-kromozomuna bağlı bir geçişi olabileceği

1 20
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

yönünde kanıtlar vardır. Bir ailede birden fazla kişide


bu yetenek ortaya çıkabilir. Bu ailelerden en ünlüsü
Rus yazar Vladimir Nabokov'un ailesidir. Bu sinestezik
ailelerin varlığı sinestezinin genetik temelli olduğunu
gösterir. Sıklığı kesin olmamakla birlikte 2000' de 1 ila
25.000' de 1 kişide ortaya çıkar. Kesin olan, kadınlarda
erkeklerden 3-8 kat daha sıklıkta ortaya çıktığıdır.
Farklı olarak sinestezi deneyimi beyin travmaları
sonrası veya duyusal girdilerin azalması-kaybolmasıy­
la (işitme, görmenin kaybı gibi) erişkinlik döneminde
başlayabilir. Bu tipe, gelişimsel olanına göre daha az
rastlanır. Kazanılmış sinestezide yalnızca sinestezik al­
gılama oluşur, kavramsal sinesteziye rastlanmamıştır.
Son olarak da, lisejikasit dietilamid (LSD) veya meska­
lin gibi halüsinojenik ilaçların alımıyla sinestezi dene­
yimi ortaya çıkabilir. Buna farmakolojik sinestezi denir.
LSD'nin oluşturduğu sinestezik duyum, beraberinde
kişide duygu, düşünce ve davranış değişiklikleri (kor­
ku, endişe, titreme, kalp hızında ve kan basıncında ar­
tış) meydana getirir. Algılama açısından işitsel, görsel
ve dokunsal halüsinasyonlar yapar.
Sinesteziklerin çoğunluğu solaktır. Herhangi bir
ruhsal ve beyinsel rahatsızlık eşlik etmez, sağlıklıdırlar.
Hepsinin olmamakla birlikte, çoğunluğunun bellekle­
ri çok iyidir. Ancak, hatırlamada daha çok eşlenikleri
kullanırlar. Nesnelerin uzamsal yerleşimini çok kesin

121
A. WI LLIAM DECKARD

olarak hatırlarlar. Yüksek zekalarına rağmen, bir kısmı


belirgin olarak hesap yapmada zorlanır. Sağ-sol yanla­
rını sıklıkla karıştırırlar. Birinci derece akrabalarında
disleksi (okuma bozukluğu), otizm ve dikkat eksikliği
normal toplumdan daha sık olarak, % 15 oranında rast­
lanır. Bilinmeyen bir nedenle homoseksüel tercihler
sinesteziklerde sıktır ( % 10) . Yaşamışlık hissi (deja vu),
olacak olaylan önceden rüyalarında görme gibi "nadir
deneyimleri" de sık yaşarlar.
Kandinksky: "Sarı, kırmızı, mavi" (1925) adlı tab­
losu

Sinestezi Tetikleyicileri
Tetikleyiciler müzik notaları, harfler, rakamlar, do­
kunma, tat, koku, görme, ses, aynca zaman birimleri
olan yıl, ay, hafta veya gün olabilir. Rakamsal olanlar­
da, " 5+2" toplamını düşünen birisi 7'ye karşılık gelen
rengi sonuç olarak deneyimler. Birçok kişi sinestezik
deneyimi, herhangi bir duyusal uyarana maruz kal­
madan, istemli şekilde hayal ederek yaşar. Hayal etme
eylemi, beynin birçok kıs mını uyarır ve bu alanlar al­
gılama esnasında da uyarılırlar. Yeterli uyaran olma­
dığında ve hayal etme sırasında hiç bir dışsal girdiye
gerek olmadığı halde, yaşanması, algılama esnasında
duyusal uyaranın, normalde geçeceği sinirsel yollardan
farklı bir yol izlediğini düşündürüyor.

122
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Eşlenikler
Farklı kişiler sinestezinin aynı tipini deneyimledik­
leri gibi tetikleyicileri de aynı olabilir. Ancak, sinestezik
eşlenikler kişiler arası büyük faklılıklar gösterirler. Al­
fabenin aynı harflerini, aynı renk olarak deneyimleyen
iki kişi bulma şansı çok azdır. Eşleniklerde kişiler arası
farklılıklar olmasına rağmen, kişilerin deneyimledik­
leri eşlenikler ileri derecede özel ve uyumludur. Aynı
kişi belli harfleri belli renkler olarak deneyimliyorsa, o
harfleri sürekli olarak aynı renkler olarak deneyimler.
Normal kişiler (sinestezi yeteneği olmayanlar) ve sines­
tezikleri içeren bir çalışmada, her iki gruba 117 harf ve
kelimeye bir renk anlamı vermeleri istenmiş. Bir hafta
sonra normal kişiler işaretlerin yalnızca % 38'inde aynı
renk anlamlarını tutturabilmişler. İ lginç olarak, bir yıl
gibi uzun bir süre sonra sinesteziklerden oluşan grupta
bu oran % 92 olarak ortaya ahlmış. Bu test sinestezinin
eşleniklerinin ne kadar sabit olduğunu ve sinestezinin
objektifliğini ortaya koyuyor.
Aslında sinesteziye benzer deneyimleri hergün he­
pimiz yaşarız. örneğin, bazı müzikleri " sıcak, soğuk",
·
bazılarını " keskin" olarak hissederiz. Neden? Acaba,
işittiğimiz seslerin sinirsel ağları, sinestezikler kadar
olmasa da kısmen beyindeki " sıcak, keskin" algılama
alanlarına mı karışmakta? Richard C. Cytovvic'e göre

1 23
A. WILLIAM DECKARD

tümümüz sinestezikiz ama algılamanın holistik


(bütüncül} doğasının bilinçli şekilde farkında olan, yal­
nızca bir avuç insan" . Peki sinestezinin bir yararı var
mı? Cytovvic' e göre insanda dilin evrimsel gelişimi
çapraz (cross-modal) çağrışıma bağlıdır: " Dil, olasılık­
la ilk insanlarda, sinestezide görülen çapraz çağrışımın
bir türü olmadan asla evrimleşmeyecekti" . Bu düşün­
cesi aslında dil üzerine çalışmalarıyla tanınan Norman
Geschvvind'inkiyle aynıdır: " Dil yeteneğini kazanma,
çapraz-çağrışım yeteneğine gerek duyar" . Buna göre
sinestezi, türe bağlı veya türün kendi gelişimi sırasın­
da beyinlerimizde kalmış "bilişsel bir fosil" dir. Ancak,
fosili her beyinde bulmak mümkün değildir. Doğadaki
normal fosiller gibi, "bulunabilmesi" için içinde yer al­
dığı ortamın (beynin) onun kalıcılığına uygun şartları
sağlamış olması gerekir.
Eğer sinestezi gerçekse, normal insanların yaşaya­
rak deneyimlediği gerçek nedir? Birinci kişi, öznel ola­
rak bir sinestezik, gerçeği algıladığı gibi deneyimliyor­
sa (harf-renk) ve bu deneyimin normalden farklı oldu­
ğunu bir ikinci kişiden, yani diğer insanlardan edindiği
bilgiyle öğreniyorsa, bizim beyinlerimizle algıladığımız
öznel gerçek nedir? Hepimizin öznel gerçekliği neden
aynı değil? Ya hepimiz dünyayı-evreni olduğundan
farklı algılıyorsak ve onların gördüğü gerçekse!"

1 24
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Her ne kadar doğa üstü bir yetenek gibi görünsede


sinestezi hayatımızın içinde, hayatımın içinde olan bir
şey. Hafızaya olan etkisi tartışılır ancak bazı ileri sevi­
ye sinesteziklerin neredeyse hiçbir şeyi unutmadıkları,
tarihi ve saatine kadar hatırlayabildikleri araştırmalar
sonucu görülmüş bir durumdur. Hala araştırılmaya
devam edilmekle beraber, fazlasıyla öznel bir işleyişe
sahip olduğu için sinestezinin bilimsel bir konu olarak
araştırılması tartışmalar arasındadır. Şimdiyse hafıza­
mızı nasıl daha güçlü kılacağımız üzerine konuşmaya
başlayabiliriz.
A. WI LLIAM DECKARD

Biraz mo la . . .

Taş
G e n ç b i r yö n e t i c i , ye n i J a g u a r ' ı i ç i n d e k u r u l m u ş
b i ra z d a h ı z l ı c a , b i r m a h a l l e d e n geçiyord u . Pa r k et m i ş
a ra b a l a r ı n a ra s ı n d a n y o l a f ı r l aya n b i r çoc u k o l a b i l i r d ü­
ş ü n ce s i y l e d i k kati n i d a h a çok yol ke n a r ı n a ve r m i şt i . B i r
şey i n yo l a fı rl a d ığ ı n ı g ö r ü n c e fre n ya ptı a m a a ra c ı d u ra­
n a ka d a r geçen mesafede y o l a çoc u k fı r l a m a d ı , B u n u n
ye r i n e, ye pye n i a ra ba s ı n ı n ya n ka p ı s ı n a b ü y ü kçe b i
t a ş ç a r pt ı . Ad a m h ı z l ı ca fre n e y ü k l e n d i v e t a ş ı n fı r l a d ı ğ ı
b o ş l uğa d oğ r u g e r i g e r i g i tt i .

S i n i r l e n m i ş o l a n ge n ç a d a m a ra ba s ı n d a n fı r l a d ı ve
ta ş ı ata n ç o c u ğ u ka pt ı ğ ı g i b i ya k ı n d a p a r k et m i ş o l a n
ıb i r a r a b a n ı n gövd es i n e s ı k ı şt ı rd ı . B u n u ya pa rke n d e b a
·ğ ı rıyord u .

"Se n n e ya ptığ ı n ı s a n ıyors u n se rse r i ? B u ya pt ı ğ ı nı


n e d e m e k o l uyo r? O g ö rd ü ğ ü n ye pye n i ve pa h a l ı b i r
a ra ba v e att ı ğ ı n o taş ı n m a hvett i ğ i ye r i d ü ze l tt i r m e k
i ç i n ka p o rtac ıya b i r s ü r ü p a ra öd e m e k z o r u n d a ka l a ca ..,
ğ ı m . N e d e n ya ptı n b u n u ?"

K ü ç ü k çoc u k ü z g ü n ve s u ç l u b i r tavı r i ç i n d eyd i .

"Lütfe n , a m ca, l ütfe n k ı z m ay ı n . Be n çok üzgü n ü


a m a b a ş ka n e y a p a b i l i rd i m, b i l e m ed i m . Ta ş ı att ı m ç ü n ­
k ü i ş a ret etm e m e ra ğ m e n d iğer a ra b a l a r d u rm a d ı ."

126
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Çocu k, göz l e ri n d e n s ü z ü l e n ya ş l a rı e l i n i n te rs i y l e
� i l e re k p a r k etm i ş b i r a ra c ı n a rka s ı n a işa ret ett i .

"Ab i m o ra d a . Yok u şta n a ş a ğ ı y u va r l a n d ı ve t e ke r�


e k l i s a n d a lyes i n d e n d ü ştü ve b e n o n u ka l d ı ra m ı yo
ru m ."

Çocuğu n ş i m d i h ı çk ı rı kl a r d a n o m u z l a rı s a rs ı l ıyo rd u
ve ş a ş ka n a d a m s o rd u :

"O n u ka l d ı r ı p teke r l i sa n d a l ye s i n e otu rt m a m a ya r


d ı m e d e b i l i r m i s i n i z ? S a n ı r ı m a b i m ya ra l a n d ı ve b e n i m
i ç i n çok a ğ ı r."

N e d iyeceğ i n i b i l e m ez h a l de, g e n ç yö n et i c i b oğa


z ı n d a k i d ü ğ ü m d e n yutku n a ra k ku rt u l maya ça l ı şt ı . Ye r
d e yata n sa kat çocu ğ u ka l d ı rı p teke r l e k l i sa n d a lyes i n
otu rttu , ce b i n d e n te m i z ve ü t ü l ü m e n d i l i n i ç ı ka rt ı
çeşit l i yerl e r i n d e o l u ş m u ş v e ka n aya n ya ra v e s ı y r ı k l a r
d i kkatl ice s i l m eye ça l ı şt ı .

B i r şey l e r söyl eye m eyece k ka d a r d u yg u l a n m ı ş o l a n


ge n ç a d a m , a b i s i n i n tekerl e k l i sa n d a lyes i n i i t e re k yava
yava ş u za kl a ş a n çocuğ u n a rka s ı n d a n b a ka ka l d ı . J a g u a
m a rka a ra ba s ı n a ge ri d ön ü l ü yavaş o l d u v e yol o n a ç o
u z u n ge l d i .

Ara b a n ı n ya n ka p ı s ı n d a ta ş ı n b ı ra ktığı i z çok d e ri


ve net görü l ü r ş e k i l d eyd i a m a a d a m o rayı h i ç b i r za m a n
ta m i r ett i r m e d i . O ra d a k i i z i , ş u m esaj ı u n ut m a m a k i ç i
s a kl a d ı . . .

127
A. WI LLIAM D ECKARD

Hiçbir zaman yaşamın içinden , seni durdurmak ve


dikkatini çekmek için birilerinin taş atmasına mecbur
kalacağı kadar hızlı geçme.

Yaratıcı, ruhumuza fısıldar ve kalbimizle konuşur.


Bazen, onu dinlemek için vaktimiz olmuyorsa, bize taş
fırlatmak zorunda kalır.

Fısıltıyı dinle . . . Ve ya taşı bekle.

Seçim sizin .. .
Hafıza Geliştirme Teknikleri

B anlathk. Pek de alakasız değillerdi. Bu hikayelerin


uraya kadar size alakasız görünen bir çok hikaye

ne kadarını hatırlıyorsunuz? Yoksa hiç okumadan geç­


tiniz mi? Peki başından beri size anlathğımız bu hika­
yelerin aslında hafıza testimizin bir parçası olduğunu
söylesem?
Şimdi geriye dönmeden, hile yapmadan yani, hika­
yeler hakkında neler hatırladığınızı ana hatlarıyla, ana
karakterleriyle birlikte yazmanızı isteyeceğiz.

Hesapta Kralız

1 29
A. WI LLIAM DECKARD

Baba Oğul

Kumların Öyküsü

1 30
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Müsait Olduğunda Beni Sever Misin


Anne?

Yanmak

Taş

131
A. WILLIAM OECKARO

Yazabildiniz mi? Yazamadıysanız üzülmeyin, kita­


bı bu yüzden okuyorsunuz zaten. O zaman başlayalım.
Öncelikle hafıza tekniklerini tanımayla başlayaca­
ğız, ikincil olarak bu teknikleri kullanarak isimleri ha­
hrlamada, dil öğrenmede, sınava çalışma vs. gibi konu­
lar üzerine nasıl pratik yapacağınızdan bahsedeceğiz.
Diğer zihin araçlarında olduğu gibi, bu tekniklerde
de ne kadar pratik yaparsanız o kadar iyi kullanırsınız.
Anlatacak olduğumuz hafıza teknikleri, sahne perfor­
mançıları tarafından kullanılan tekniklerdir. Yeterli
pratik ve efor ile onların ki kadar iyi bir hafızaya sahip
olabilirsiniz. Hafızanızı onlar kadar güçlendirecek vak­
tiniz yoksa bile buradaki bir çok teknik günlük hayah­
nızda işe yarar niteliktedir.

132
Haf ızamzı Tazeleyin

üzenli uyku, egzersiz ve düzgün beslenmeyle


D zihinsel sağlığınızı iyileştirdiğiniz gibi, fiziksel
sağlığınızı da yerine getirirsiniz. Bu üç şey unutmayı
engellemede, hafızanızı güçlendirmede en büyük etki­
yi sağlar.

Uyuyun
Hafızanızı güçlendirmek basit bir yol. İyi bir gece
uykusu çekin ya da yeni bir şey öğrendikten sonra bi­
raz şekerleme yapın. Yakın dönemdeki bir araşhrmanın
bulgularına göre, yeni bir yüz, isim ya da her hangi bir
şey öğrendikten sonra yaklaşık sekiz saatlik uyku çeken­
ler, o şansı yakalayamayanlara göre öğrendiklerini daha
iyi hahrlayabilmişlerdir. Psikolog Nicolas Dumay' ın bir

1 33
A. WI LLIAM DECKARD

araşhrması, uykunun sadece beynimizi korumadığını


aynı zamanda da hafızamıza daha kolay ve etkin bir şe­
kilde ulaşmamıza yardımcı olduğnu göstermiştir.
Peki neden? Görünüşe göre uyku beynimizi "reset"
ediyor, öğrenme ve hafıza için kritik bir önem taşıyor.
Eğer uykusuzsanız, nöronlarımız çok fazla elektrik yü­
küyle birbirlerine aşırı bağlı kalıyorlar ve yeni anıların
kaydedilmesini engelliyorlar. Bu yüzden elinize fırsat
geçtikçe uyuyun.

Egzersiz Yapm
Uykunun hem fiziksel hem de mental sağlığımız
için büyük önemi olduğu gibi, egzersiz de bu ikisi için
aynı önemi taşır.
Beyinlerimiz düzgün çalışabilmek için oksijene ihti­
yaç duyar ve buna ulaşmak için de oksijen bakımından
zengin, sağlıklı kan akışına gerek duyar. Egzersiz bey­
nimize olan kan akışını arthrır. Ulusal Yaşlılık Enstitü­
sü'ndeki (National Institute on Ageing) araşhrmacılar,
koşu gibi aerobik egzersizlerin güçlü hafızayla ilişkisi
olduğunu keşfetmişlerdir. Bu tarz egzersizlerin, nöron­
ların büyümesini tetikleyen ve hafıza için kritik oldu­
ğu düşünülen hipkampus bölgesinde yeni bağlanhlar
oluşmasını sağlayan Cathepsin B protenini tetiklediği
görülmüştür. Testler fareler, maymunlar ve 43 adet fi­
ziksel aktiviteden uzak üniversite öğrencisi üzerinde

1 34
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
yapılmıştır. Sonuçlarda Cathepsin B aktivitesinin, fizik­
sel egzersizlerden sonra tavan yaptığı görülmüştür.
Hemen spor ayakkabılarına koşmayın. Ders çalış­
tıktan ya da yeni bir şey öğrendikten sonra, egzersiz
biraz bekleyebilir. Öğrenmeden hemen sonra egzersiz
yapmak yerine yaklaşık dört saat sonra spor yapmanın
beyin üzerinde daha olumlu etkisi olduğu görülmüştür.
Bilim insanları hala buna neyin sebep olduğu konusun­
da emin değiller. Anca görünen o ki beyinlerimizin eg­
zersizden önce, aldığı yeni bilgileri sindirmesi gerekiyor.

Düzgün Beslenin
İ şte size sonra yaşam tarzı değişikliği önerimiz.
Düzgün beslenme.
Kırmızı et ve margarinlerden alınan trans yağlar
zayıf hafızayla bağlantılıdır. Tıpkı kolestrolün kalbi­
nizde birikip arterlere zarar verdiği gibi, beynimize de
zarar verebilir. Harvard Sağlık' ın açıklamalarına göre:
"Beynimizde damarlarda biriken kolestrol tabakaları,
beyin dokumuza zarar verebilmektedir. Küçük blo­
kajlar oluşturup sessiz inmelere ya da büyük blokajlar
oluşturup daha ölümcül inmelere sebep olabilirler. Her
iki şekilde de oksijen bakımından yeterli beslenemeyen
beyin hücreleri, düşünme ve hafızayı etkileyerek çalış­
masını güçleştirebilir."

1 35
A. WILLIAM DECKARD

Sağlıklı doymamış yağlar içeren beslenme şekille­


rini yaşam tarzı haline getiren kişilerde, spesifik olmak
gerekirse çoğunluğu sebzeler, zeytin yağı, deniz ürün­
leri ve yemişlerden oluşan ege diyeti, yaş gruplarına
göre yapılan çalışmalarda en düşük hafıza gerileme
oranına sahip oldukları görülmüştür.
Temel önerilerimiz verdiğimize göre şimdi hafıza
tekniklerinde kullanacağımız araçlara bir göz atalım.
Mnemonikler

nemonik, hafıza araçlarının diğer adıdır ve ha­


M tırlaması güç olan bilgiler için kullanılır. En ba­
sit örnekle açıklamak gerekirse: Hangi ayın kaç güne
sahip olduğunu hatırlayabilmek için kullanabileceği­
miz tekerlememsi cümleciklerden yola çıkarak " 30 gül
Eylül", "31 pah 'Kasım'patı" ya da " 30 insan Nisan"
diyebiliriz.
Mnemonikleri oluşturmanın ardındaki mantık,
anımsaması zor bilgileri, hatırlamayı çok daha kolay
hale getirecek şekilde kodlamaktan geçer.
Beyinlerimiz, renkler, yapılar, sesler, kokular, tat­
lar, dokunma, pozisyonlar, duygular ve diller gibi kar­
maşık uyaranları kodlama ve yorumlama üzerine ev­
rimleşmiştir. Bu uyaranları içinde bulunduğumuz dün­
yanın sofistiki bir modelini oluşturmak için kullanırız.
Hafızamız bu bilgileri oldukça efektif bir şekilde saklar.

137
A. WILLIAM DECKARD

Ne yazık ki günümüzün moden hayatı bize bu uya­


ranları çok fazla sunmuyor. Hayat bize uyaranları bir
kağıda basılı kelimeler halinde veriyor. Yazmak karışık
tartışmaları dile getirmek için oldukça zengin ve sofis­
tike bir işlem fakat beyinlerimiz yazılı bilgiyi kolayca
kodlayamadığı için hatırlamayı zor hale getiriyor.
Hatırlamak için Beyninizi Bir Bütün Olarak Kul­
lanma

Canlı zihinsel görüntüler kullanarak bilgiyi kod­


lamanın ardındaki temel fikir, hem bilgiyi hem de bil­
ginin yapısını güvenilir bir şekilde kodlamaktrr. Kod­
lamak için zihninizde kullanacağınız görüntüler canlı
olacağı için ihtiyacınız olduğunda hatırlanması da ko­
lay olacaktır.
Buradan itibaren anlatacağımız teknikler size bilgi­
yi canlı bir şekilde, hikayeleştirerek, güçlü zihinsel gö­
rüntülerle nasıl kodlayacağıruzı gösterecektir.
Aşağıda yer alan maddeleri kullanarak mnemonik­
lerinizi daha hatırlanabilir bir hale getirebilirsiniz:

• Pozitif ve hoş görüntüler kullanın. Beynimiz hoş


olmayan görüntüleri engelemek üzere program­
lıdrr.
• Canlı, renkli ve duyu yüklü imajlar kullanın.
Bunlar tek düze olanlardan daha kolay hatırla­
nabilir niteliktedirler.

138
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

• Bilgiyi kodlamak ya da görüntüyü düzenlemek


için bütün duygularınızı kullanın. Unutmayın
mnemonikleriniz, ses, koku, tat, hareket ve his­
leri içerebilir.
• Oluşturduğunuz imajları canlı kılmak için boyut
kazandırın, hareket ve derinlik ekleyin. Hareke­
ti, hem olay akışını korumak hem de eylemleri
hatırlamak için kullanabilirsiniz. Görüntünün
önemli kısımlarını abartılı hale getirin.
• Mizah kullanın! Eğlenceli ya da tuhaf şeyler, nor­
mal olanlara kıyasla, çok daha akılda kalıcıdır.
• Aynı şekilde kafiyelerin de unutulması çok zor­
dur!
• Semboller (kırmızı trafik ışıkları, işaret eden par­
maklar, yol levhaları, vs.) karışık mesajları hızlı
ve efektif bir şekilde kodlamanıza yardımcı olur­
lar.

Mnemonikleri Tasarlama: Haya l etme,


İlişkilendirme ve Konumlandırma
Mnemonikler genellikle üç temel yapı üzerine inşaa
edilir; hayal etme, ilişkilendirme ve konumlandırma.
Bu üçüne işbirliği yaptırarak çok güçlü mnemonik sis­
temleri kurabilirsiniz.

139
A. WILLIAM DECKARD

Hayal Etme
İ şe yarar mnemonikler yaratına ve bağlarnlamala­
rın gücünü arttırmak için kullanırsınız. Hayal gücünüz,
sizin için güçlü olan anımsatıcıları oluşturmak için kul­
landığınız şeydir. Bir durumu ne kadar hayal eder ve
zihninizde canlandırırsanız, aklınıza kazınması ve ha­
tırlanması o kadar kolay bir hale getirirsiniz. Mnemo­
nikleriniz için kullandığınız görseller isteğinize göre ve
hatırlamanıza yardım ettiği sürece şiddetli, canlı ya da
duygulu olabilir.

İlişkilendirme
Bir olayın sıralamasıru veya bir işin yerine getirilme
şeklini sonradan hatırlayabileceğimiz şekilde, mevcut
bildiklerimizle benzerlik kurarak hafızaya alma yönte­
mine ilişkilendirme denir. 62'den tavşan yapmak gibi
düşünebilirsiniz. Nesneleri, rakamları, sözcükleri, ko­
kuları başka kavramlarla eşleştirin. İyi bir öğrenme ve
eğitim yöntemi olan ilişkilendirme, çocukların da ol­
dukça ilgisini çekmektedir.
Bu metodla unutınak istemediğiniz bir şeyi, ne şe­
kilde ve nasıl hatırlayacağınızı kurgularsıruz. İ lişkilen­
dirmeleri şu şekillerde oluşturabilirsiniz:

• Hatırlanmak istenenleri üst üste koyma,


• Birbirine çarptırma,

140
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
• Görüntüleri birleştirme,
• Birbiri etrafına sarma,
• Hatırlanmak istenenleri birbiri etrafında dön­
dürme ve ya dans ettirme,
• Aynı renk, şekil, koku ve ya şekilleri kullanarak
birbirine bağlama.
• Örnek olarak; " 1 " rakamını hatırlamak istiyor­
sunuz. Dikey şekilde duran bir mızrağın ucuna
saplanmış japon balığı görüntüsünü kullanabi­
lirsiniz.
Mneıonik örneüi

ezegenleri güneşe olan yakınlığına


G göre sıralamanız istendiğinde " Merak-
lı Veli Dünya' dan Mars' a Jeton Satmaya Uçtu, Ne­
den?" cümlesinden yardım alabilirsiniz.

• Meraklı = Merkür
• Veli = Venüs
• Dünya' dan = Dünya
• Mars'a = Mars
• Jeton = Jüpiter
• Satmaya = Satürn
• Uçtu = Uranüs
• Neden? = Neptün

1 43
A. WI LLIAM DECKARD

Konumland1rma
Bilinen en eski mnemonik yöntemlerinden biridir.
Antik Roma'ya kadar uzanan bir geçmişi vardır. Ko­
numlandırma, ilişkilendirme ve tabiki de hayal gücü­
nüz ile neredeyse her şeyi aklıruza yerleştirebilirsiniz.
İ sterseniz bu üçünü de kullanbileceğiniz bir teknik ile
başlayalım.

Hafıza Sarayı

Hafıza Sarayı bilinen en güçlü hafıza tekniklerinden


biridir. Yalnızca efektif olmakla kalmaz aynı zamanda
eğlencelidir de. Öğrenmesi hiç zor değil .
Hafıza Sarayı antik Roma' da keşfedilmiştir ve o za­
mandan beri kullanılmaktadır. Örneğin; sekiz kez dün-

1 44
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
ya şampiyonu olan Dominic O'Brien 54 deste karh (top­
lam 2808 kart), her birine yalnızca birer kere bakarak,
sırasıyla ezberleyebilmiştir. Ve insanlar Hafıza Sarayı
tekniğini kullanarak bunun gibi sayısız başarılar elde
etmişlerdir. Romanlarda bile bu tekniğe atıflarda bulu­
nulmuştur. Thomas Harris, ünlü romanı Hannibal' da­
ki seri katil Hannibal Lecter karakterine de bu tekniği
bahşetmiştir.
Elbetteki bir çoğumuz Hannibal Lecter ya da Domi­
nic O'Brien tarzı işler peşinde değiliz. Yine de Hafıza
Sarayı tekniği her türlü konu da işinize yarar nitelikte­
dir. Yeni diller öğrenebilir, sunumunuzu ezberleyebilir,
sınav konularınızı aklınıza kazıyabilir ve daha bunun
gibi bir çok şeyi başarabilirsiniz.
Hafıza Sarayı tekniği, bildiğimiz mekanları tüm
detaylarıyla hatırlayabiliyor olma olgusuna dayalıdır.
" Hafıza Sarayı" zihninizde kolaylıkla dolaşabileceği­
niz mekanlar için bir metafordur. Sarayınız, evinizin
içi ya da işe gitmek için kullandığınız rota olabilir. Bil­
diğiniz bu yerler her hangi bir bilgiyi saklamak ve tek­
rar hatırlayabilmek için sizin rehberiniz olacaklardır.
Haydi adım adım bu tekniği incelemeye koyuyalım
o zaman.

1 45
A. WILLIAM OECKARO

Hafıza Sarayı'mzı Kullamma Açmak


İçin Beş Adım
1 . Sal"'!}'lnızı Seçin
İlk ve en önemlisi, detaylarını iyi bildiğiniz bir yer
seçin. Tekniğin işe yararlığı seçtiğiniz mekan içinde zih­
ninizle ne kadar rahat gezebildiğinizle alakalıdır. Zihin
gözünüzü kullanarak " orada olabilecek" kadar.
İ yi bir ilk tercih olarak evinizi seçebilirsiniz. Unut­
mayın, bu mekanları ne kadar canlı hatırlayabiliyorsa­
nız tekniğiniz de o denli güçlü olacaktır.
Ayrıca zihniniz de seçtiğiniz "Saray" içerisinde bir
yol belirleyin, yalnızca görüntü olarak canlandırmayın.
Sarayınızda yürüyüşe çıkın, iyice tanıyın. Böylece tek­
niğinizi çok daha güçlü kılacak, içine yerleştirdiğiniz
bilgileri kolayca ayırt edebileceksiniz.
İ şte size bir kaç "Saray" olarak kullanabileceğiniz
mekan önerisi:

• Kentinizdeki tanıdık caddeler. İ şe gitmek ıçın


kullandığınız yol, ya da sıklıkla yürüyüş yaptı­
ğız yerler.
• Şu anki ya da eski okulunuz. Sınıfınızdan kütüp­
haneye, diğer sınıflara giden koridorları düşüne­
bilirsiniz.

146
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
• Çalıştığınız yer. Ofisinizde kahve makinasına ya
da patronunuzun odasına giden yolu düşünebi­
lirsiniz.

2 . Ayırıcı Detayları Listeleyin


Seçtiğiniz mekandaki belirli detaylara dikkat etme­
niz lazım. Evinizde bir yürüyüş seçtiyseniz, ilk olarak
aklınızda canlanacak şey muhtemelen giriş kapısıdır.
Şimdi devam edin zihinsel olarak Hafıza Sarayı' ruz­
da yürümeye başlayın. İ lk eşikten geçtiğinizde içerde
ne var?
Odayı metodik olarak analiz edin (kendinize standart
prosedürler belirleyebilirsiniz. Odaya girer girmez sağa­
sola bakmak gibi). Gözünüze ilk takılan şey nedir? Bu sa­
londaki yemek masası da olabilir, duvardaki tablo da.
Devam ettikçe odalarla alakalı zihinsel notlar alma­
yı ihmal etmeyin. Bu detaylardan her biri ayrı bilgiler
için kullanabileceğiniz birer kayıt noktası oluşturacak­
lardır.

3 . Sarayı Zihninize Kaz�n


Tekniğin işe yarayabilmesi için en önemli nokta,
seçtiğiniz mekanın 100 % zihninizde kazılı olmasıdır.
Bu mekanları tamamen ezberlemek için ne gerekiyorsa
yapın. Eğer görsel yanı güçlü biriyseniz muhtemelen

147
A. WILUAM DECKARD

bununla alakalı bir sorun yaşamazsınız, aksi takdirde


işinize yarayabilecek bir kaç öneri:
• Seçtiğiniz mekanların ayırıcı detaylarını sesli bir
şekilde kendinize söyleyerek, bu sefer fiziksel
olarak, yürüyüşe çıkın.
• Seçtiğiniz özellikleri bir kağıda yazın ve zihni­
nizdeki yerlerine yerleştirin. Nerede olduklarıru
kendinize sesli bir şekilde söyleyin, duymak be­
yin için önemli bir uyaran olduğundan hatırla­
manizı kolaylaştıracaktır.
• Seçtiğiniz özelliklere her zaman aynı açıdan ba­
kın. Çünkü farklı açılar farklı görüntüler getirir,
kafanızı karıştırabilir. Bir dolabı karşıdan baka­
cak şekilde aklınızda tuttuysanız öyle devam
edin.
• Dikkat edin, gözünüzde canlandırabilmek bir
yetenektir. Bunu yapmak da hala sorun yaşıyor­
sanız öncelikle görsel yeteneklerinizi geliştirme­
niz gerekebilir.
• " Artık tamamım" dediğinizde sarayınızda bir
kez daha yürüyüşe çıkın, yalnızca emin olmak
için. Hafıza Sarayını en ince detayına kadar bili­
yor olmak bu teknikteki püf noktadır.
Mekanın zihninize damgalandığı konusunda ken­
dinize güveniniz geldiğinde hazırsıruz demektir. Artık

148
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
içerisinde her türlü bilgiyi saklayabileceğiniz bir Hafıza
Sarayınız var.

4. İlişkilendirinl
Artık sarayınızın tek ve yegane efendisi olduğu­
nuza göre, işe koyulma vakti. Bir çok hafıza geliştirme
tekniğinde olduğu gibi Hafıza Sarayı tekniği de görsel
ilişkilendirmeleri kullanır. İşlem basittir: bildiğiniz bir
imajı alın - buna hafıza çivisi de denir - ve hatırlamak
istediğiniz şeyle birleştirin. Bizim durumumuzda her
hafıza çivisi sarayımız için ayırıcı bir özelliktir. Yakın
zamanda okuduğum bir makalede aynen şu cümle geç­
mekteydi:
"Hayalleriniz çılgın, saçma, saldırgan, ilginç, olağanüs­
tü, hareketli ya da duygu yüklü olsun. Sonuçta bunlar akılda
kalan şeyler değil mi ? O kadar sıra dışı hayal edin ki gerçek
haya tta gerçekleşmesi imkansız olsun . Tek hatırlamamız ge­
reken : eğer sıkıcıysa, yanlıştı r. "

Şimdi vereceğimiz örnekle bu cümleyle ne kastedil­


diğini çok daha iyi anlayacaksınız.
Bu teknikle tonlarca bilgi saklayabilirsiniz ama şim­
dilik basit bir şeylerle başlayalım. Hafıza Sarayımız
olarak seçtiğimiz evimize bir alışveriş listesi koyalım.
Listemizdeki alınacak ilk şey de 'salam' olsun. Şimdi
kendinizi mental olarak sarayınıza getirin. Zihninizde
göreceğiniz ilk şey evinizin kapısı tabiki de. Oldukça

149
A. WILLIAM DECKARD

saçma bir şey yapın ve evin kapısını devasa bir salam


dilimi olarak hayal edin, fazla saçma geldiyse zemin­
den bacaklarınıza doğru ulaşan salam eller düşünün.
Uuu çok korkunç, kötü niyetli salamın burnunuzu esir
alan kokusunu düşünün. Yeterince hatırlanabilir oldu
mu?
Kapıyı açın ve yürümeye devam edin. Daha önce
de belirttiğimiz ayırıcı detayları ve kendinize çizdiğiniz
rotayı hatırlayın. İ lk olarak ne gördünüz? Bu örnekte
pek sevmediğim üvey annemin duvarda asılı olan tab­
losunu kullanacağım. Alışveriş listemizdeki ikinci şeyi
olan 'yumurta'yı bu tabloyla ilişkilendirmemiz gereki­
yor. Düşünün ki tablodaki suratta gözler yerine bir çift
sarısı dağılmamış yumurta duruyor. Bu görüntüyü ko­
lay kolay unutmak mümkün değildir.
Ta ki listede ilişkilendirilecek bir şey kalmayana
değin bu basit işlemi yapmaya devam edin. Her şeyi
olabildiğince ilginç bir şekilde ilişkilendirin ki aklınız­
da kalsın.

S . Sarayınızı Z�ret Edin


Şu andan itibaren, aklınızda tutmak istediklerinizi
ilişkilendirmiş olmanız gerekiyor. Eğer teknikte yeniy­
seniz, ki büyük ihtimalle öylesiniz, günde en az bir kez
zihninizde sarayınızı ziyaret edin.

1 50
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Sarayınızı her ziyaret edişinizde aynı rotayı kulla­
nırsanız, içerisine yerleştirdiğiniz tüm nesneler anında
gözünüzün önünde canlanmaya başlayacaktır. "Orda
olma" hissini alabileceksiniz. Her nesneye dikkat ede­
rek çizdiğiniz rotayı baştan sona tamamlayın. Tekrar
tekrar oynatın sahneleri zihninizde. Sona ulaştığınız­
da bu sefer zıt yönde ilerleyin ve aynı yolla başlangıca
ulaşmaya çalışın.
Unutmayın, bu işi başabilmenin iki püf noktası var.
Sarayın tam anlamıyla akla damgalanmış olması ve
görsel yeteneklerin geliştirilmesi. Bu işlemleri yapar­
ken ne kadar rahat olursanız hafızanız için etkisi de o
kadar yüksek olur.
Çeşitli Hafıza Geliştirme Metot1ar1

arşılaşılan tüm bilgilerin işlenmesi sonucu beyni­


K mizde saklanması ve gerektiğinde geri çağırıla­
bilmesi (hahrlanması) hafızayı oluşturur. Sınırları bel­
li olmayan hafızamız, tahmin edemeyeceğimiz kadar
büyük bir bilgi depolama alanıdır. Böylesine büyük bir
depolama alanının daha etkin ve verimli kullanılabil­
mesi ise hafıza geliştirme ile mümkün olabilir. Hafıza
geliştirme sınırlarına henüz erişemediğimiz kayıt ala­
nımızı (bellek) büyütmek değil, bilgilerin depolanması
ve depolanan bilgilerin geriye çağırılması işlemlerinin
hem hızını hem de kalitesini artırmayı amaçlar.
Hafıza geliştirme alanında yapılan bilimsel çalışma­
lar da buna ışık tutar niteliktedir. Hafızayı zinde tutmak,
onun sahip olduğu kapasiteyi en etkili şekilde kullana­
bilmeyi sağlayacak hafıza geliştirme teknikleri ile bilgi-

1 53
A. WILLIAM DECKARD

lerin doğru bir şekilde depolanmasını ve ihtiyaç duydu­


ğumuzda geri çağırılmasıru kolaylaştıracakhr.
Hafızamız, en temel görevini üç aşamada gerçek­
leştirir. İ lki bilginin alınması, kaydedilmesi, ikincisi bil­
ginin uygun formatta ve tasnifte depolanması ve üçün­
cüsü ise depolanmış olan bilgilerin ihtiyaç anında bir
tetikleyici yardımıyla geriye çağırılmasıdır.
Bu anlamda hafıza geliştirme teknikleri yukarıda
saydığımız bu üç temel görevin daha etkin bir biçimde
kullanılarak, hafızanın sınırlarını zorlamayı hedefler.

Çağrışım Tekniği ile Hafiza Geliştirme


Yolları
Tamamen hayal gücünüzü işin içinde tutmanızı
sağlayacak bu teknik, hatırlanması ya da ezberde tutul­
ması güç bilgilerin bile hızlı olarak hafızaya alınmasını
ve kalıcılığını artırarak unutulmasının önüne geçiyor.
Bu hafıza geliştirme yöntemleri ile edinmeniz gereken
bilgiler için aklınıza gelen ilk hayali gözünüzün önüne
getirebilir ve onu canlandırabilirseniz doğru bir şekilde
kayıt etmiş olacak ve gerektiğinde kolayca geri çağıra­
bileceğinizi göreceksiniz. Hayaller ne kadar abartılı, es­
prili ve renkli olursa o kadar etkili olacaktır.
Hafıza geliştirme için çağrışım tekniği kullanırken
dikkat edilmesi gereken 10 kolay adımla, akılda tu-

1 54
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
tulması zor konularda bile bu yöntemin işe yaradığını
gözlemleyebilirsiniz.
Çağrışım tekniğini iyi kullanabilmek için
1 - Sıra dışı hayaller kurmaktan çekinmeyin, çünkü
hayal gücünüzü etkin kullanmak bilgilerin kalı­
cılığını artıracaktır.
2- Kurduğunuz hayalJer mutlaka hareketli olsun.
Çünkü beynimiz durağan imgelerden çok hare­
ketli olanları çok daha kolay kayıt eder, kalıcılı­
ğı artar.
3- Aklınıza gelen ilk hayali kurmanız, hayal kur­
makta harcayacağınız zamandan tasarruf etme­
nizi sağlayacaktır.
4- Hayallerinizi görüntülerle birleştirin. Hafıza­
mız kelimelerden, sayılardan çok görsel öğeleri
daha kolay işler ve çağrışımı hızlandırır. Gör­
sel hafıza geliştirme çalışmaları bu öğelerin çok
daha yoğun ve aynı zamanda kolay işlenmesi
amacıyla yapılır.
5- Sıra � an nesneler, objeler değil abartılı olanları
deneyin. Boyutların büyüklüğü küçüklüğü her
zaman abartılı olmalı.
6- HayalJerinizde yerine koyma ilkesini uygulayın.
Örneğin, kar yerine pamuk yağdığını hayal et­
mek gibi.

1 55
A. WILLIAM DECKARD

7- Olumlu olun, olumlu düşünün. Ü mit içeren ha­


yaller çok daha kolay hahrlanır.
8- Hayallerinizde kullandığınız objeler ve imgeler
arasında ilişkilendirmeler yapın.
9- Hayal kurarken kayıt kanalınızın açık olması,
hafıza geliştirme için önemli. Hem daha kolay
hatırlar hem de zihin egzersizi yapmış olursu­
nuz.
10- Hayaller ne kadar renkli olursa o kadar kalıcı
olur.

Bilgileri İlişkilendirin ya da
Gruplandırmalar Yapm
Zeka ve hafıza geliştirme yöntemleri arasında, okul
hayatımızda öğretmenlerimizin sıkça kullandıkları bu
yöntemleri, daha ilkokuldan itibaren aslında öğreni­
yoruz. Mevcut bilgi birikimimizden yola çıkarak yeni
öğrendiklerimizle benzerlik kurmak ve bu benzerlikle­
ri hafızamıza kayıt etme işlemini, ilişkilendirme olarak
tanımlayabiliriz. Nesneler, sözcükler, rakamlar, duygu
ve düşünceler başka kavramlarla eşleştirilerek çok daha
fazla ilgi çeken birer kayıt objesine dönüşebilirler. Bunu
okul yıllarında deneyenler için 'dolap' sözcüğünün et­
rafından geçirilen bir çemberle insan yüzüne çevirmek
gibi düşünebilirsiniz.

156
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Hafızamıza almak istediklerimiz farklı türden nes­
neler, olaylar içeriyorsa, bunların akılda tutulmasını
kolaylaşhrmak için ortak özelliklerinden yararlanarak
onları gruplandırmak da hatırlamayı kolaylaştıran bir
hafıza geliştirme çalışmasıdır.
Örneğin, öğrenme nesnelerini rengi ortak olanlar,
baş harfleri aynı olanlar, aynı büyüklükteki nesneler,
kullanım alanı aynı olanlar gibi gruplandırmalar kayıt
altına alınan bilgilerin geriye çağırılmasını kolaylaştırır.

Hafızayı Geliştirmede Beş Duyuyu


Kullanma Tekniği
Hafıza geliştirme için bilinmesi gereken en önemli
özelliklerden biri de hafızanın diğer tüm duyularla ba­
ğımsız olmadığıdır. Çünkü hafıza her ne kadar beyinde
depolansa da depolanması için alınan bilgiler beş duyu
tarafından gönderilenleri işlemektedir. Hafızayı geliş­
tirmek için beş duyunun yakından tanınması ve duyu­
ların neleri ortaya koyduğunun bilinmesi büyük önem
taşır. Duyu organlarını kullanarak bilgilerin edinilmesi
daha kalıcı ve gerektiğinde çok daha iyi hahrlanmaları­
nı kolaylaşhrır. Bunun en güzel örneğini, eğitim haya­
tınız boyunca yaptığınız deneylerde görebiliriz. Çoğu­
muz ilkokulda yaphğı deneyleri bile hala hatırlayabilir.

1 57
A. WI LLIAM DECKARD

Bunun nedeni deneylerde çok daha fazla duyumuzun


öğrenmeye ve dolayısıyla hafızaya olan katkısıdır.
Hafıza geliştirme k öncelikle inanmakla başlama­
lıdır. İnanan bir kimse iseniz, hafıza geliştirme duası,
dinç ve işlek bir hafıza için başlayabileceğiniz ilk nokta
olabilir. Hafıza geliştirmeye inanan kimseler için çalış­
malara başlarken yapılacak olan dualar, hem iç huzuru
arhracak hem de manevi olarak sizlerin elini güçlendi­
recektir.

Hafiz.ayı Geliştirmede Nimonik


Yöntemi Kullanma Teknikleri
Akılda kalması zor kavramların, kalıcılığını artır­
mak için mevcut bilgi birikimimizde yer alan kolay
kavramlarla desteklenmesi yöntemine nimonik adı ve­
riliyor. Bu yöntemle edindiğimiz bilgilerin hem kalıcı­
lığı hem de geri çağırılması oldukça kolaydır. Özellikle
okul derslerinde eğitimcilerin sıklıkla yararlandıkları
bir yöntem olan nimonik yöntemle, bilgiler çok daha
kolay ezber edilir ve kolayca hahrlarur.
Nimonik yöntemle hafıza geliştirmeye bir örnek
verecek olursak. Dilbilgisi dersinde tümcelerdeki fii­
limsileri bulabilmek için çoğunlukla kullanılan eklerin
akılda kalmasını sağlamak üzere eğitmenler, 'Anası
Mezar Dikecekmiş' tümcesini örnek verirler. Bu basit

1 58
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

ve akılda kalması kolay olan tümce ile, an-ası-mez-ar­


dik-ecek-miş, eklerinin tümcede fiilimsileri bulmakta
büyük bir kolaylık sağladığını görebilirsiniz.
Hafıza geliştirme için yapılacak çalışmalar ve kul­
lanılacak tekniklerin uygulanabilmesinde elbette zin­
de ve sağlıklı bir beyne ihtiyaç var. Bu nedenle hafıza
geliştirme zihinsel faaliyetlerin bütünüyle işe koşuldu­
ğu bir süreçtir. Bu süreçte hafıza geliştirme egzersizle­
ri büyük önem taşır.
Hafıza geliştirme egzersizleri , hafıza geliştir­
me oyunları, manhk ve muhakeme kurma, dikkati ar­
tırıcı çalışmalar, görsel ve işitsel hafıza geliştirmede de
büyük artılar sağlayan çalışmaları kapsar. Ancak bu
çalışmaların ve egzersizlerin doğru bir şekilde uygula­
nabilmesi hafıza geliştirme programı ile mümkün ola­
biliyor. Bunun için ister küçük yaşlarda ister yetişkin­
lik döneminde hafıza geliştirme eğitim programlarına
katılmak, hafızayı etkin kullanmanın önünü açabilecek
yetilere sahip olabilmenizi kolaylaştırabilir.

Uyku ve Beslenmenin Bir Düzene


Sokularak Etkin Hafiza Kullanma
Teknikleri
İyi bir uyku, yalnızca bedenin değil, hafızanın güç­
lenmesi için de büyük öneme sahip. Kaliteli ve kesinti-

159
A. WI LLIAM DECKARD

siz bir gece uykusu, hemen tüm yaşlar için hafıza geliş­
tirme yollarından biridir. Dikkatin ve konsantrasyonun
sağlanabilmesi ile uyku arasında doğrudan bir ilişki
bulunuyor. Yeterince dinlenememiş bir zihin, dikkat
sorunları yaşayacağı için gördüklerini, duyduklarını,
kaliteli bir şekilde kayıt edemez ve kayıttaki sorunlar
geri çağrılmada da kendini hissettirir. Bu nedenle, daha
zinde bir güne daha dikkatli başlayabilmek için iyi bir
uyku ilk şarttır. Uyku, zihnin dinlenmesi için gerekli
olduğu kadar gün içinde yapılan tüm aktivitelerin, edi­
nilen bilgilerin, görülen yerlerin hafızaya kayıt edildiği
anların başında gelir.
Doğru beslenme, hafıza geliştirme çalışmalarında
önemli bir avantaj sağlar. Hafızanın gelişmesinde etki­
si bilinen besinlerin alınması, işinizi kolaylaştıracaktır.
Ceviz, havuç, süt ve süt ürünleri, nar gibi besinler hafı­
za geliştirmede etkisi kanıtlanmış besinlerdendir.

Aklınızı Keskin Kullanın


Çoğumuz anne ve babamızın yaşadığı gibi yaşlan­
ma fikrine karşı geliriz ve bu süreçle mümkün olduğun­
ca mücadele edeceğimize dair yemin ederiz. Güvenli,
memnun ve tıbbi olarak daha uzun yaşamanın yolları­
nı, kendimize izin vermeyi yaşam boyunca sağlıklı ve
mutlu kalmayı araştırırız.

160
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Kaliteli uzun yaşamı başarmak için, düşündüğü­


müzden daha çok kontrole sahibiz. Genetik, yaşlanır­
ken bizim sağlığımızın neyin belirlediğinin sadece üçte
birini oluşturur. Bunun anlamı, günlük basit yaşam tar­
zı seçimlerinin nasıl iyi olacağımıza ve ne kadar uzun
yaşayacağımız konusunda çok büyük bir etkiye sahip
olmasıdır.
Var olanları geliştirme kadar yeni beceriler öğren­
me konusunda gelecek istekler için kendimize izin ve­
relim. Daha uzun yaşamak, daha genç hissetmek ve gö­
rünmek için bu stratejilerinin bazılarını deneyin.

1 . Strateji: Zekanızı keskinleştirin


Keskin bir zeka rahat olmamızı, iyi ilişkiler kurma­
mızı, iyi beslenmemizi ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi
sağlar. Zihinsel aerobik yapma, hafızayı geliştirir ve Al­
zheimer hastalığı riskini azalttır. Son UCLA araştırması
beynimizi aktif tuttuğumuzda, şaşırtıcı bir şekilde be­
yin veriminin arthğıru buldu, hatta sadece birkaç hafta
sonra bile.
Zekanızı keskinleştirmek için bu tavsiyeleri dü­
şünün.zihinsel ufkunuzu genişletmek için farklı yak­
laşımlar deneyin. Bu yaklaşım, yeni bir yere yolculuk
yapmak, enstrüman çalmayı öğrenmek, balo dansı yap­
mak veya okula geri dönmek olabilir.

161
A. WI LLIAM DECKARD

Üç temel fiili birbiriyle bağlantılı şekilde mutlaka


kullanın:
• Bakın: Hatırlamak istediğiniz şeye odaklanın.
• Kapın: Bilginin zihinsel kesitlerini hayal edin.
• Bağlantı Kurun: Beyninizde kesitleri birbirine
bağlayın / birleştirin.
Bulmacalar, oyunlar, okuma ve diğer düşünsel ho­
biler ile zihinsel olarak aktif kalın, fakat beyninizi ça­
lıştırdığınızdan ve beyninizi zorlamadığıruzdan emin
olun- hayal kırıklığı ve üzüntü yaratmadan ilginizi çe­
ken meydan okuma seviyenizi bulun-

2 . Strateji: Sağlıklı ilişkiler geliştirin


Sosyal olarak bağlantı kuran insanlar, kendilerini
soyutlayan insanlardan daha uzun yaşam beklentileri­
ne sahip olurlar.
Partnerinizle olan cinsel ilişkinizi geliştirin çünkü
iyi seks daha uzun yaşamak demektir. Bu sadece in­
sanları birbirine yaklaştırmaz, kan basıncını düşürür,
ağrıyı azaltır, dinlendirici bir uyku çekilmesini sağlar,
bağışıklık sistemini kuvvetlendirir bu sayede enfeksi­
yona karşı daha iyi mücadele ederiz.
Empati: Başka bir insanın duygusal bakış açısını
anlama ve bu anlamayı vurgulama kabiliyetimiz. Her­
kes empati uzmanı olmamasına rağmen, bize empatik

1 62
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
yanıtlarımızı vurgulamayı öğreten kolay egzersizlerle
yeteneklerimizi geliştirebiliriz.
Dikkatli Dinleme Egzersizini Deneyin: eşinizden
veya arkadaşınızdan bir duygu veya onun için önemli
olan bir konu hakkında konuşmasını isteyin ve hiç kes­
meden veya yorum yapmadan dinleyin. Gözünün içine
bakın ve odaklanın. 5 dakika sonra, nasıl hissettirdiği
hakkında birbirinizle konuşun.

3 .Strateji : Stresi azaltmak


Yaşamımızdan stresi tamamen çıkartamıyoruz fa­
kat strese karşı daha sağlıklı tepkiyi öğrenebiliriz. Daha
uzun ve daha iyi bir yaşantı sürmek için stresi en aza
indirebileceğimiz bazı adımlar:
Evinizdeki ve yaşamınızdaki karmaşıklığı kontrol
edin.
Bazen bizi zorlayan insan karmaşıklığına sahip
oluruz bu yüzden gerçekten ilgilendiğimiz kişiler için
daha fazla zamana sahibiz. Yapmanız gerekenler lis­
tesinden birkaç kısmı / parçayı çıkarmayı deneyin.
Çoklu Göreve Dikkat Edin: Yavaş olun ve bir seferde
bir şey alın.
Meditasyon Yapmayı Öğrenin:
Düzenli meditasyon sadece stresi azaltmaz aynı za­
manda, bağışıklık sistemini güçlendirir, kireçlenmeden

1 63
A. WILLIAM DECKARD

kronik ağrıya kadar çeşitli medikal durumların iyileş­


mesini sağlar.
" Hayır" deme konusunda kendinize yetki verin.
Yeteri kadar " hayır" demediğimiz zaman, daha fazla
sorumluluk alırız ve endişeli, kızgın, içerlemiş ve tut­
sak kalmış hissederiz.

4. Strateji: Pozitif düşünün


• İ yimserler, kötümserlere göre daha muhteşem
bir yaşam beklentisine sahipler.Yarım bir barda­
ğı dolu görmeye çalışın.
• Son yapılan araştırmalar, aklımıza koyduğumuz­
da iyimserliği öğrenebileceğimizi gösteriyor.
• Ruhsal dünyanızı keşfedin. Haftada bir ibadet
evlerine katılma, hiç katılmayanla kıyaslandığın­
da, 7 yıl daha hayat kalma ile ilişkilendirilir.

S . Strateji: Çevrenizi düzenleyin


Çevremizin nasıl hissettiğimiz ve ne kadar yaşadı­
ğımız üzerinde büyük bir etkisi vardır. İ ster tamamıy­
la trafik, gürültü, hava kirliliği olsun, isterse de estetik
veya yatak odası ısısı gibi daha kişisel çevresel konular
olsun, kaliteli uzun yaşamımız sadece bu etkilere adap­
te olmamızı değil aynı zamanda da bireysel tatlarımızı

1 64
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
ve ihtiyaçlarımızı karşılama için onları şekillendirmeyi
öğrenmemizi gerektirir.
• Evinizi veya iş yerinizi dizayn ederken işlevi ve
estetiği göz önünde bulundurun. Karmaşıklığı
ve gürültüyü kontrol edin ve uykunuzu ve ra­
hatlığınızı artıracak şekilde yatak odanızı düzen­
leyin.
• Güneşe, dumana, kirli havaya, ve diğer hava kö­
kenli zehirlere maruz kalmanızı en aza indirin.
• Yolda güvende olun. Kendiniz başa çıkamıyor­
sanız başkasına sürdürün.
• İ ş yerinizi güvenli ve konforlu yapın.
• Konfor ve güvenlik için ergonomik dizaynlar
düşünün.
• Aşırı yüklü bilgiden kaçınmak için teknolojinizi
_
yönetin.

1 65
Kısa Sürede Hafıza Geliştirme

eçmişteki anılarınızı yavaş yavaş unuttuğunuzu


G mu hissediyorsunuz? Bunu önlemenin basit bir
yolu var.
Çok hoşunuza giden bir şey gördükten veya duy­
duktan sonra unuttuğunuz oldu mu? Bir film, fıkra ya
da şarkı gibi. Her şeyi net hatırlamak yerine, belli belir­
siz cümleler ya da görüntülerle kaldığınız, hatta daha
kötüsü hiçbir şey hatırlamadığınız. Bazen bir film yıldı­
zıyla tanışmak gibi büyük olaylar bile şaşırtıcı biçimde
hızla silikleşebilir belleğimizde.
Oysa çok basit bir yöntemle bunları hafızada pe­
kiştirmek mümkündür. Sussex Ürıiversitesi'nden Chris
Bird'ün yaptığı bir araştırmaya göre, bunun için birkaç
saniye ayırmak ve biraz da hayal gücü yetiyor.

1 67
A. WILLIAM DECKARD

Bird, birkaç öğrenciden beyin tarayıcısı içinde yahp


YouTube'dan bazı kısa videolar izlemesini istedi (kom­
şuların birbiriyle şakalaşması vb) . Her videodan hemen
sonra o sahneyi zihinlerinde yeniden canlandırmaları
ve kendi kendilerine anlatmaları için bazılarına 40 sani­
ye zaman verilmi � ti. Diğerleri ise doğrudan bir sonraki
videoya geçiyordu.
Videoları kendi kendilerine anlatan öğrencilerin
bir hafta kadar sonra bile olayları doğru hatırladıkları
görüldü. Diğerlerine kıyasla iki kat daha fazla ayrıntı
hatırlıyorlardı.
Bird ayrıca beyin taramalarının hafızanın gücünü
yansıttığını gördü. Öğrenciler izledikleri videoları ken­
di kendilerine anlahrken beyinde gerçekleşen aktivite,
olayı izlerken meydana gelen aktivite ile hemen hemen
aynı olmuşsa daha sonra hahrlamak için güçlü bir te­
mel atmış oluyorlardı.
Bu, öğrencilerin o sahneleri anlahrken ne kadar
ayrıntıyı gözlerinde canlandırdıklarının göstergesi
olabilir. Ya da anlahm sayesinde öğrenciler izledikleri
olaylarla belleklerindeki diğer bilgiler arasında bağlan­
tı kuruyor olabilir. Örneğin bir öğrenci, videodaki bir
karakteri James Bond' a benzetmiş ve böylece onu daha
kolay hatırlanır kılmışh.
Başka bir deyişle, bir olayın hafızanızda iyi yer et­
mesi için biraz zaman ayırarak onu kendinize anlatın

1 68
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
ve bunu yaparken bilinçli olarak en göze çarpan ayrın­
tılar üzerinde durun.
Bird özellikle mahkemelerde bunun önemli oldu­
ğunu söylüyor. " Bu bulgular herhangi bir kaza ya da
suça tanıklık etme gibi olayları doğru hatırlamanın
önem taşıdığı durumlar açısından etkili. Tanık, olay­
dan hemen sonra bu olayın ne şekilde geliştiğini ken­
di kendine anlatırsa olayla ilgili hafızası önemli ölçüde
pekişmiş olur. " Aynı şey sonradan hatırlanmak istenen
şeyler için de uygulanabilir.
önce ilişkilendir

H
afızanuzda tutmak istediğimiz şeylere nasıl ba­
kıyoruz ve aklımızda tutmaya çalışıyoruz? On­
ları akılda tutmak için alıcı bir gözle mi bakıyoruz. Bu
değerlendirme belleğimizde yer edinmesini istediğimiz
kavramın yerleşmesinde etken bir unsur olacaktır.
Gün içerisinde binlerce obje, onlarca insan yüzü,
hatırlayamacağınız kadar konuşma ve kelime duyu­
yorsunuz. Gün sonunda bunların kaçta kaçını hatırlı­
yorsunuz diye sorsam, belki de şu cevabı vereceksiniz
aklımda tutmak için bakmadım veya daha sonra hatır­
lamak için dinlemedim.
O zaman birşeyi hatırlamaya çalışırken yapmamız
gereken ilk şeylerin başında dikkatimizi ona yöneltmek
olacaktır. Bu tek başına yeter diyemeyiz kalıcı hafızada

1 71
A. WILLIAM D ECKARD

uzun süre bişeyin hatırlanması için ama dikkat olma­


dığında devreye hiçbir duyu organımız girmeyecektir.
O yüzden ne öğrenme ne hatırlama süreçleri meydana
gelmez.
Ö ğrendiğimiz, gördüğümüz, duyduğumuz birşe­
yin hatırlanabilmesinin en temel kuralı yeni olanın es­
kiden bildiğimiz birşeyle ilişkilendirilmesidir. Siz bunu
fark etseniz de etmesiniz de hayatınızın bu evresine
kadar belleğinize kayedettiğiniz herşey bilinçaltında
var olan başka bir bilgi ile kurulan ilişki sayesinde ol­
muştur. Aslında burada bizim için çıkan en güzel sonuç
sahip olunan hafızanın bir ilişkiler yumağı olduğu bu
ilişkiler en doğru şekilde kurulabildiğinde artık hatır­
lamak istenen herşey bulunduğu bellekten kolaylıkla
alınacak ve rahatlıkla kullanılacaktır.
İ lişkilendirme metodunun size en büyük faydası
birşeyi öğrenmeye çalışırken harcayacağınız perfor­
mans ve süre kısalacaktır. Bu teknikle alakalı hayatım­
da yaşadığım en basit örnek olarak tanıştığım insanlar­
dan anne ve babamla aynı ismi taşıyan kimseleri ara­
dan çok uzun zaman geçse de veya aramızda uzun sü­
reli bir bağ oluşmasa da daima hatırlarım. şimdi siz de
daha önce tanıdığınız kişilerle ilişkilendirerek birinin
ismini aklınızda turnaya çalıştıysanız mutlaka belleği­
niz akılda tutmaya çalıştığınız kişiyi düşündükçe daha
önce tanıdığınız kişinin resmini de karşınıza getirecek.

1 72
Akıl Gözünü Devreye Sok

kıl gözü olarak ortaya koyduğumuz kavram as­


A lında bizim hayellerimizdir. Yani duyduğumuz,
öğrendiğimiz, gördüğümüz şeyin akılda tutulabilmesi
beş duyu ogarumızın harekete geçirilerek canlandırma
yapılmasıyla kalıcı hafızaya yerleşecektir.
Ansızın sorulan tipik bir soru vardır. Dün akşam ne
yedin? Genelde bu soruya hemen cevap veremeyiz bel­
leğimize başvururuz. Ordan gelen bilgi genelde yeme­
ğin pişerken bıraaktığı koku, ağzıruzda bıraktığı tad ve
tabağınızda duran şekli ile alakalı olacaktır. Ama aynı
soruyu gün içerisinde bir restaurantın yanından geçer­
ken onların astığı menünün ne olduğu olarak sorsay­
dım, belki de şu cevabı verecektiniz"baktım ama hatır­
lamıyorum" . Tabi kokusu sokaklara kadar yayılıyorsa
o zaman zaten duyu organınız devreye girmiş olacak

1 73
A. WI LLIAM DECKARD

ve daha önce bildiğiniz bir kokuysa eşleştirme yapacak


ve siz isteseniz de istemesenizde hafızaya kayıt gerçek­
leşecektir.
Burda akıl gözümüzle yapacağımız en güzel stra­
teji, hahrlamak istenen şey zihinde canlandırılacak. Bu
canlandırma esnasında ona dokunduğunuzu bile his­
sedebilirsiniz. Bu resmetme sırasında size kalmış olan
hangi duyu organınızı devreye sokacağınızla alakaldır.
Bunun en güzel örneği benim için okuduğum roman­
larda gözlerimin sayfalar üzerinde ilerlerken, hayal
dünyamın karakterleri ve olayları tam olarak canlan­
dırdığım kitapların uzun zaman geçse de hep aklımda
sahne sahne kalabilmesi olmuştur.
Hafıza resimlerinizi topladığınız bir albümdür. Re­
simlerle yapılan düşünceler bu albüm kapağından içeri
girer. Ama uzun süreli hafızada kalması hatıralarınızla
kurulan ilişkiye bağlıdır.
Aşağıda vereceğim 10 kelimeyi sadece bir kere oku­
yarak aklınızda tutmaya çalışmaya ne dersiniz. Baka­
lım kitabı kapattığınızda kaçını doğru ve aynı sırada
söy leyceksiniz.
MASA, CÜZDAN, KURŞUN KALEM, ŞEMSİYE,
ÇANTA, ELEKTR İ K D İ REGİ, ARABA, KED İ , ÇÖP KU­
TUSU, PENCERE
Şu an ne kadar başarılı olduğunuzu bilemiyorum.
Ama doğru ilişkilendirme ve akıl gözünüzde canlan-

1 74
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
dırma işlemini yaptıysanız yüzde yüzlük bir perfor­
mans ortaya koymuş olmalısınız. Ben size kendi tekni­
ğimi o zaman göstereyim. Birinci yol olarak on cisim
saydığımız için her cismi bir sayı ile eşleştirebilirdiniz.
Ben ikinci yol olarak şunu takip ettim; MASA zihnimde
canlanır canlanmaz aklıma ilk gelen masa şekli odam­
daki masa oldu. Okumaya luzlıca devam ederken ce­
bimdeki CÜZDANı çıkarıp üzerine koydum. Masamda
her zaman bulunan KURŞUN KALEMimi cüzdanınun
arasına yerleştirdim. Masam canun kenarındaynuş gibi
düşünerek dışarda yağmur var ve insanla ellerinde
ŞEMSİYE ile geziyormuş gibi gördüm. Genelde okul­
dan çıkmış olan sırtında ÇANTAsı olan çocuklar geçi­
yordu. Sırtında çantası, elinde şemsiyesi olan çocuklar­
dan biri ELEKTRİK D İ REGİne şemsiyeyi çarptı. Ordan
geçen bir ARABA onlara yardım etmek için durdu. O
sırada elektrik direğinin dibinden bir KED İ fırladı ve
ÇÖP KUTUSUnun içine girdi. Yağmur devam ettiği
için PENCEREmi kapadım.
Farkettiyseniz ilk bağlantınu odamdaki masayla
yaptım. Her zaman hafızamda yer etmiş olanla ilişk­
lendirdim ve kelimeler sırayla geçikçe. Zihnimi bir fır­
ça elime alıp boyar gibi boyadım. Bu olayı sanırım bir
kere daha okursanız siz de kendi resminizi tamamla­
mış olacaksınız ve on kelimeyi rahatlıkla arka arkaya
sayabileceksiniz.

1 75
Sarmalama Metodu

H
ayatınızda en çok hatırladığınız olayları düşün­
düğümüzde, herhalde en çok hatrımıza gelenleri
en komik, en duygusal, en olağan üstü olanları olacak­
tır. Hatta birçok detayıyla o anı hatırlayacaksınız. İlk
yaptığınız kazayı hatırlıyor musunuz? Muhtemelen
kalp çarpıntılarınıza kadar tekrar o anı yaşayabilirsiniz.
Ancak sıradan bir olay için aynı şey söz konusu olma­
yacaktır. İlk defa giydiğiniz lacivert pantolonu hatır­
lamanızı istiyorum desem şu anda surat ifadelerinizi
hayal edebiliyorum. Hafızanız şu anda olumsuz dönüş
yapmalı.
Belleğinizin gücünü arttırmaruzın bu adımında
daha önceden bilinçaltınızda var olan bilgiyi eşleştir­
mede kullanılcak yöntemi ele alalım. Yaptığımız ilişki­
lendimeler her zaman mantıklı olmayacaktır. Bu yüz-

1 77
A. WI LLIAM OECKARO

den yapılan bağlama işleminde harekete geçireceğimiz


duygu formunu önemlidir. Bu size ve çevrenizdekilere
gülünç gelebilir. Ama yaphğınız canlandırma beyni­
nizde bir hatıra olarak kalacakhr.
Çocukluğunuz geçtiği yeri hayal edin. Şimdi orda
tekrar gezseniz her gördüğünüz nesneden dakikalarca
bir anınızı anlatabilirsiniz. Yani o nesnenin olayla bir
alakası yokur. Sadece belki önünde cereyan etmiştir.
Ama bilinçaltı çoktan eşleştirmesini yapmıştır. Bu yön­
temi hafızamızı geliştirmede artık bilinçli bir şekilde
uygulamayı deneyin. Akıl gözünüzde canlandırdığınız
resimler olağan üstü, abartılmış, duygusal ve komik ol­
sun. Kurulan ilişkiler daha da kuvvetlenecektir. Olayla­
rı belkide anlamsız bir şekilde sarrnalayacaksıruz ama o
sizin için bağları kuvvetli bir şekilde kurulmuş resimler
bütünü olacaktır.
Bu aşamada dikkatinize sunmak istediğim bir di­
ğer husus; hafızanızda tutmaya çalıştığınız şeyle alaka­
lı ilk atacağınız çentiğiniz, başlangıç noktanız o şeyin
akıl gözünüzde canlandırdığı ilk resim olmalı. Çünkü
bilinçalhnızda eşleştirme yapmış oldunuz. Artık bu ge­
len resmi daha net bir şekilde kafanızda canlandırma­
lısınız. Ayrıca akıl gözünüzde kuracağınız olayların ve
kurguların başrolünde siz olun. Çünkü içinde bulun­
duğumuz her olay bizi doğrudan etkiler ve hafıza kata­
loğumuzda yerini alması daha kolay olur.

1 78
Keliıeıer Zihninizde Dans Etsin

D
ünya' da yaşayan 6 milyar zihin kütüphanesi
vardır. Her bireyin beyninde oluşan birbirinden
farklı oluşan devasa kataloglar. Sevilen sevilmeyen, gü­
lünen gülünmeyen herşey bambaşka şekilde kaydedil­
miştir.
Yapılan bu kayıtlar genelde tek kelime yada kısa şe­
killerle yapılcaktır. Zaten düşünsenize hafızanızda ka­
yıtlı kaç tane cümle vardır. Herhalde çok azdır. Beyin
en kısa yoldan bağlantısını yapar. Yani hafızanızda tut­
manız gereken şeyleri parçalara bölerek onları birbirine
kelime öbekleri ile bağlayabilirsiniz. Bu uzun metinler­
de uygulayabileceğiniz güzel bir yöntemdir.

30 paragraflık bir metin elinizde olduğunu düşü­


n ü n ve o kadar uzunlukta bir sunum yapacaksınız.

1 79
A. WI LLIAM DECKARD

Bu paragrafları tek tek ezberlemek yerine beynin daha


kolay öğreneceği bu sistemde öncelikle her paragrafda
anahtar kelimenizi belirleyin. Zaten konuyu bildiğiniz
için kelimelerden cümleler rahatlıkla çağrışım yapcakır.
Sonrasında bu 30 kelimeyi akıl gözünüzde canlandırma
ve ilişkilendirme metodları ile kısa sürede öğrenecek­
siniz. Böylelikle 30 paragraflık bu metin kabaca artık
hafızanıza yerleşmiş olacaktır. Bundan sonra ise anah­
tar kelimelerinizi yerinden çıkarıp paragraf paragraf
ilerleyeceksiniz. Bütününü zihninizde canlandırdığınız
bir konuyu karşınızdakine de aktarırken daha başarılı
olacaksınız.
Bu yöntemde uygulayabileceğiniz bir diğer teknik
de hikaye anlatma tekniğidir. Genelde akademik sevi­
yedeki konuların akılda tutulması daha zordur. Belki
ilişkilendirme yapmak da daha zor olacaktır. Çünkü
bilinçaltınız herhangi bir eşleştirme yapamamaktadır.
Bunun için öncelikle kavramların basit hallerini öğren­
dikten sonra, bu zor kelimeler zihninize yerleşecektir.
Bunun en klasik örneğini birçok öğrenci kimya dersle­
rinde elementlerin periyodik atom cetvelindeki yerle­
rini akılda tutmak için ilginç hikayeler uydurarak de­
neyimlemiştir. Bu size saçma gibi gelen yöntemi uygu­
layın veya öğrendiğiniz kelimelerle hikayeler anlatın,
basitleştirin, belleğinize yardımcı olun.

1 80
Aülar1nızı Kurun

atıldığınız konferansları ve seminerlerden aklı­


K nızda kalanları anlatmanızı istesem birçoğunuz
kısa cümlelerle aklınızda kalanları söyleyeceksiniz.
Hatta konferansın içeriğinden ziyade başarılı, eğitici,
eğlenceli gib duygu durumunuzu ifade eden cümleler
sarfedeceksiniz. Birçoğunuz için zor gelse de aslında
böyle ortamlarda veya derslerinizde anlahlanları kolay
hahrlamanızı sağlayacak yönem not tutmakhr.
Not tutumak denilince aklınıza sıkıcı bir durum
gelmiştir. Bunu tahmin etmek elbette güç değil. Ancak
burada bahsedeceğimiz sistem klasik not tutma sistem­
lerinden daha farklı olacak. Zaten önceki bölümde an­
latılan teknikleri uygulamada başarılı bir şekilde yer­
leştirebilirseniz, siz de uzun uzadıya cümlelerle artık
not tutmayı bırakacaksınızdır. Not tutmaktaki temel

181
A. WI LLIAM DECKAR D

hedefiniz anlatılan konunun bütününe hakim olmayı


sağlamaktır.
Yakın zamanda izlediğiniz bir filmi düşünün. Şim­
di o filmin başlangıç noktasını hatırladınız mı? Eğer
hayır diyorsanız, beyniniz muhtemelen konu akışının
uzunluğundan sıkılmış olmalıdır. Daha sonrasında ise
sadece filmin sonu veya sizi çok heycanlındıran sahne­
leri beli resimler halinde hafızanızda yerini aldı.
Dinlediğiniz veya hızlıca okuduğunuz birşeyin
ana fikrinden sizin için çıkış anahtar kelimeniz olsun.
Artık bu kelimenin etrafını diğer kelimelerle öreceğiz.
Her kurduğumuz bağlantıda bağlama ile alakalı kısa
notumuzu ağımıza ekleyebiliriz. Bunu örümcek ağı
gibi bir şema olarak gözünüzde canlandırınız. Kullana­
cağınız kelimelerin yanında dinlediğinizde zihninizde
canlanan bir resim varsa onu da ekleyebilirsiniz. Not
olarak aldığınız her anahatar kelime merkezde yer alan
kelimeye bağlanacaktır. Tabi bu noktada belki de konu
farklı dallara ayrıldıkça merkezden ayrılmanız gereke­
cektir. Surdan yeni merkez kurarak hurdan yeni ağlar
oluşturacaksınız. Unutmamak adına ilk çıkış kelimeni­
zi yuvarlak içine alabilirsiniz veya renkli bir kalemle
yazabilirsiniz.
Şemanız tamamlandığında sayfalarca sürebilecek
bir notu tek sayfada tutabildiğinizi göreceksiniz. Ayrıca
bütününe hakim olmak ve şemayı fotoğraf olarak zih-

182
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

ninize kaydetmek de işinizi kolaylaştıracakhr. Bu resim


aslında size tamdık gelmiş olmalı. Beyninizdeki nöron
ağlarının yapısını andırıyor değil mi? Aslında beyninde
çalışma yapısına uygun olan ağ kurarak not tutma yön­
temi, yaratıcılığınıza da katkıda bulunacaktır.
Orneklerıe Yabancı Kelimeleri
Nasıl Hat1rlayabiliriz

K
endi ana dilim ingilizce olsa da uzun yıllar Tür­
kiye' de yaşadığım için bu konuda bazı teknikle­
ri sizlerle paylaşmak istedim. İngilizce kelimeleri na­
sıl kalıcı hafızada tutabiliriz. Bu bölümde bu konuyu
ele alalım. Ayrıca bana bu konuda yardımcı olan Türk
meslektaşlarımı da teşekkür ederim.
Kelimelerin doğru okunuşlarını da öğrenmek adı­
na öncelikle öğreneceğiniz kelimenin nasıl söylendiği­
ni öğrenin. Bunu yazılı olarak gördüğünüzde size ilk
çağrışım yapan şeyi düşünün. Ardından kelimenin asıl
anlamıyla ilişkilendirme yaparak kelimeyi hafızanıza
yerleştirin. Kısa ve temel bir tanımlama yaptık. Ancak

1 85
A. WI LLIAM OECKARD

tekniğin oturması için uzun süre bu tekniği tekrarlama­


lısınız.
Zihninizde yapacağınız canlandırma ve ilişkilendir­
me de en temel yöntemlerimizi unutmayacağız. Duyu
organlarımızı devreye sokmak, dikkatimizi vermek. Bu
teknikleri anlahrken ve uygularken akıl gözünüzü artık
devreye soktuğunuzu kabul ederek devam ediyorum.
Aksi halde beyniniz zaten kalıcı hafızanıza kayıt için
herhangi bir adım atmayacaktır.
Örneklere geçmeden önce bu teknikte kullancağı­
mız bir detayı daha belirtmemiz gerekiyor. Kelimeleri
hece hece ayırdıktan sonra size yapacağı çağrışımları
düşünerek birden fazla resmi birleştirerek tek bir keli­
me öğrenebilirsiniz. Her hece yaptığı çağrışıma göre bir
resim oluşturacak.
CHICKEN- " Ç İ KIN" tavuk anlamına gelen bu keli­
meyi hecelerine ayırdığımızda "çi" ve"kın" oluyor. Be­
nim aklıma Türkçe' de çiğ kelimesi ve kılıç kını geliyor.
Kınla bağlantılı olarak kılıçı elimde düşünüyorum. Ek
vuruşda bir tavuğun kafasına geçiriyorum. Kanlar için­
de yerde kalan tavuğun kanını akıttıktan sonra "çiğ"
olarak yiyorum. Sanırım iğrendiniz eğer öyleyse bu hi­
kaye ve kelime hafızanızda yer etmiştir.
INCLINE-" İNKLA YN" gerçek anlamı eğilmek,
mecazi anlamı meyletmek olan bu kelimenin " ink" ve
layn" heceleriyle nasıl çağrışım yaptığını ele alalım.

1 86
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Türkiye' de ve Dünya' da çok sayıda bankası olan İNG
BANK ink ile alakalı çağırışımı yapan kavram. Layn
/1

Türkiye'de sıklıkla duyduğum lan şeklindeki nidadır.


Bu bankanın hafızamda kalan bir şubesine içeri giriyo­
rum. Tam girişte ayağım takılıyor ve LAAN diye yere
düşüyorum. Bu sırada etrafımdaki insanlar birşey olup
olmadığını anlamak için üzerime doğru eğiliyorlar" .
/1

ELA BORATE-" ELABOREYT" özenle hazırlamak


anlamına gelen bu kelime isim ve fiil olarak kulla­
nılmaktadır. Burda kelimenin asıl yazılışında" ela"
ve"bora" hecelerine baktığımızda türkçe de kullanılan
iki insan ismi karşımıza çıkıyor. Eğer varsa bu isimde
tanıdığınız iki kişi onları kafanızda canlandırabilirsiniz.
Hatta ikisini sevgili yapın şimdi hayalinizde. Buluşmak
için sözleşen bu iki sevgili kendilerini ve kıyafetlerini
özenle bu buluşma için hazırlıyorlar.
Örnekler kimi yerlerde sizin için anlamsız gelmiş
olabilir. Zaten sizin çıkış noktanız kelimenin ses ve fo­
netik olarak siz de yaptığı çağrışım. Ondan soma kura­
cağınız ilişki sizin bilinçaltınızla alakalı. Daha önce de
vurguladığımız gibi eğer zihin kütüphanelerimiz birbi­
rinin aynı olsaydı, o zaman her insana tek bir yöntemle
eğitim verilebilirdi.

1 87
ilk Hart Birleştirme Teknili

K niği kullanabilirsiniz. Belki de birçoğunuz sınav­


ısa süreli hafızanızda bilgileri tutmak için bu tek­

lardan önce hahrlatma amaçlı bu yöntemi uygulamış­


sınızdır. Cevabı maddeler halinde yazılacak olan soru­
larda bu maddelerin ilk harfinden bir kelime oluşturup
sadece bu kelimeyi aklınızda tutarak soruyu cevapla­
yabilmek için uygulanabilen çok kolay bir tekniktir.
Yukarıda değindiğimiz gibi liste halinde olan bil­
gileri hızlıca ezberlemek için ilk olarak kelimelerin ilk
harflerini çıkarın. Oluşan sesli ve sessiz harf durumuna
göre bir kelime oluşuyorsa karışıkda olsa size en man­
tıklı ve en hatıratıcı olan kelime öbeğini oluşturun. Bu
yöntemi matematik ve fizik formüllerini ezberlemek
için de kullanabilirsiniz.

1 89
A. WI LLIAM DECKARD

Coğrafyadan bir örnek verebiliriz. Doğu Anadolu


Bölgesi'nde yer alan volkanik dağları aklınızda tutmak
istiyorsunuz. Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Süphan, Nem­
rut, Tendürek dağlarını sıralamanız gerekiyor öncelik­
le. Baş harflerini yazarsak "BKSNT" şeklinde oluşuyor.
Hiç sessiz harf yok. Ama bunu biz doldurabiliriz. Ben
kendi örneğimde şöyle akılda tutardım; volkanik dağ­
lardan çıkan lavların resminin çekilmiş olduğunu. Bu
resme bakarken bunun çok sanatsal bir çekim olduğu­
nu hayal ederim. Aklımdan bu resim için " BaK SaNa­
Ta", Ne kadar da güzel çekilmiş bir resim diye düşünü­
rüm. Bundan sonra bana Doğu Anadolu' da ki volkanik
dağlar sorulduğunda aklıma ilk gelecek olan şey dağ
isimleri değil, kendi akıl gözümle gördüğüm lavlar içe­
risinde kalmış dağların kızıl resmi olacaktır.

'

190
Snapshot
(Anlık Görüntü Tekniüil Teknlli

ir şeyi hatrrlamanıza yardımcı olmanın bir başka


B harika yolu da resim yapmaktır. Görsel hafızamı­
zı, bilgiyi öğrenmek ve hatırlamak için güçlü bir yol

olsa da, çoğu zaman yetersiz kılıyoruz. Anlık Görüntü


Tekniği, görsel potansiyelimizden yararlanmamızı sağ­
layacaktır.
En basit tanımıyla hatırlamaya çalıştığınız bilgiler
için görsel bir resim oluşturuyorsunuz. Karmaşık bir
hikaye akışı kurmanıza gerek yok, sadece hatırlamak
istediğiniz nesneleri, konuları bir fotoğrafını çekiyor­
muş gibi hatırlamanız gerekiyot. Bu tekniği aşağıdaki
kelime listesinde deneyelim:

191
A. WllllAM OECKARO

- Yürümek
- Toprak
- Palyaço
- Tilki
- Adil

Bu listeyi, aklımdaki gözlerden her birini resmede­


rek hahrlıyorum. "Yürümek" için " toprak bir yol" gö­
rebilirim. "palyaço", yürüdüğüm yolda yanımdan geç­
mektedir. Toprak yolun kenarında yatan bir " tilki" su­
suzluktan bayılmış gibi yatmaktadır. Hayvanın susuz
kalması hiç de adil değildir. Anlık Görüntü tekniğini
kullanarak, öğrenmeye çalıştığım malzemeye daha çok
dikkat ediyorum. Ayrıca bilgiyi görsel bir imaja bağla­
yarak daha anlamlı hale getiriyorum.
Anlık Görüntü Tekniği, en kolay dahili bellek tek­
niklerinden biridir. Birçok insan, öğrenmeye çalışhkları
bilgileri resmetmenin beyin gücünü arttırmanın basit
ve hızlı bir yolu olduğunu fark eder.

192
Çivileıe Sisteıi

Ç ivileme sistemi, belirli bir sırayla hatırlanması


gereken bilgiler için idealdir. Tüm hafıza sistem­
lerinde olduğu gibi, çivileme sistemi de zihninizde bir
dosya dolabı oluşturarak hafızanızı güçlendirir.
Çivi, üzerine bilgi astığınız bir kancadır. Bu kanca
zihinsel olarak bilgileri geri çağırabilmeniz için bir ha­
tırlatıcı görevi görür.
Bu sistem, hatırlamak istediklerinizi zaten çok iyi
biliyor olduğunuz bilgilerle ilişkilendirerek çalışır. Mi­
sal olarak; l'den 10'a kadar sayılar, ya da alfabe. Yeni
başladığımız için, şimdilik 1 ile 10 arasındaki sayıları '
kullanacağız.
Eğer her hangi bir bilgiyi "5" rakamı ile ilişkilendi­
rirseniz, basitçe "5" rakamını düşünmek size o bilgiyi
hatırlatacaktır.

1 93
A. WI LLIAM DECKARD

Başka bir değişle, 1'den lO'a kadar saymayı asla


unutmayacağınız için, bu rakamları kullanarak ilişki­
lendirmeler yapmak zihninizde bir dosyalama sistemi
oluşturmanızı sağlar.
Çivileme sistemini kullanmadan önce bir kaç püf
noktaya değinmek istiyorum:
• Çivilime sistemi yalnızca hatırlamanız gere­
kenleri hatırlahr. Loci (Hafıza Sarayı) sistemi
gibi çivileme sistemi de serbest hahrlama konu­
sunda büyük avantaj sağlar. Çiviler size hatırla­
mak istediklerinizi sürekli hatırlatacaktır.
• Çivileme sistemleri hatırlanmak istenenlere di­
rek ulaşım sağlar. Link ve Loci sistemleri bilgiler
arasında sağlam bağlar kurabilir, ancak belirli
bir bilgiyi direk hatırlama konusunda pek iş gör­
mezler. Bu sistemlerde hatırlamak istediğinize
ulaşmak için kurduğunuz bütün bağlanhlardan
geçmeniz gerekir. Sayısal çivileme ile, hahrla­
mak istediğinizi anında hatırlayabilirsiniz. Misa­
len; "5 rakamı, küpeştedir" ya da " Küpeşte, beş­
tir" dediniz. Küpeşte kelimesini hatırlamak için
" Beş" rakamını aklınıza getirmeniz yeterlidir.
• Çiviler tekrar tekrar kullanılabilir. Beynimiz
aynı sayısal listeyi farklı bilgiler ile ilişkilendir­
me konusunda ayrım yapabilecek güçtedir. Bu
da beynimiz hakkında şaşırhcı bir gerçektir. Yani

194
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
çivilerinizi defalarca, üzerlerine farklı bilgiler
asarak kullanabilirsiniz. Örneğin; hafıza sistem­
leri üzerine yapılan bir araştırma, insanların aynı
hafıza çivilerini kullanarak aynı anda altı farklı
listeyi hafızalarına alabildiklerini göstermiştir.
• Esneklik sağlamak için farklı türden hafıza çi­
vileri kullanabilirsiniz. Sayı-kafiye, sayı-şekil
ve alfabe gibi farklı türden materyaller kullanan
çivileme sistemleri mevcuttur. Hatırlamak iste­
diğiniz bilgiler arasındaki çakışmayı önlemek
için değişik çivileme sistemleri kullanabilirsiniz.
• Çivileme sistemlerini Hafıza Sarayı ya da Link
sistemleri ile kombine edebilirsiniz. Çivileme
sistemlerini diğer hafıza sistemleri ile birlikte
kullanmak devasa miktarlarda bilgiyi hafızanı­
za almanızı sağlar. Bir örnek vermek gerekirse;
alfabe çivisi sistemi ile Link sistemlerini birlikte
kullanarak 260' a yakın materyali zihninizde tu­
tabilirsiniz.

Çivileme sistemi nasll çahşır?


l'den 20'ye kadar nasıl sayacağınızı ya da ABC'ye
nasıl devam edeceğinizi asla unutmazsınız. Fakat bu kav­
ramlar soyut olduğundan, yani görselleştirmesi güç oldu­
ğundan, hatırlamak istediklerinizi zihinsel olarak numa­
ralara ya da alfabeye asmak biraz problem yaratabilir.

1 95
A. WI LLIAM OECKARO

Çivileme si stemi bu problemi şöyle çözüyor: Sayıla­


rı ve harfleri somutlaştırarak.
Örneğin, sayı-kafiye çivileri sisteminde öncelikle
her hangi bir sayıyla kafiyeli bir kelime bulursunuz, ne
kadar kolay olduğunu şimdi anlayacaksınız. Mesela,
bir-lir, iki-bitki, üç-lıörgüç gibi.
Sonrasında listeyi hafızanıza almak için her bilgiyi
sayıların görsel imajlarıyla birleştirirsiniz. Listeyi hatır­
lamak için basitçe sayıları aklınızdan geçirmeniz yeter­
lidir.
Şimdi size üç ana çivileme sisteminden bahsedece­
ğiz.

SaJ1-Kaf!Ye Çivileri
Sayı-Kafiye sistemi öğrenmek isteyebileceğiniz en
kolay çivileme sistemidir. 1' den 10' a kadar (hatta kafi­
yeleri bulabilirseniz 20'ye kadar) tüm sayılan o sayıyla
kafiyeli bir kelimeyle ilişkilendiriyorsunuz. Bu kadar
basit, çoğu insan bunu yapması çok kolay bulur.
İ şte size geniş çapta kullanılan sayı-kafiyelerin bir
listesi. Devam edin ve bu listeli şimdi ezberleyin, sayıla­
rı bu kafiyelerle ilişkilendirin. Bakmadan pratik yapın,
ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz. Unutmayın,
zihninize yerleşmesi için olabildiğince ilginç görseller
üretmeniz gerekecek. Yarahcılığınızı konuşturmanın
tam zamanı.

196
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Bir Lir

iki Bitki

Üç Hörgüç

Dört Flört

Beş Güneş

Alh Kahvalh

Yedi Kedi

Sekiz Kereviz

Dokuz Domuz

On Don

Şimdi görsel hafızanıza geçin, ve sayı-kafiyeleri


zihninizde canlandırın. Mesela nasıl bir lir? Canlı bir şe­
kilde hayal edin. Ya da ne çeşit bir bitki? Göklere kadar
uzanan türden mi?

Listeki kafiyeler zihninizde canlı bir şekilde belire­


ne kadar üzerinden geçin. Zihinsel görüntüleri berrak
ve detaylı kılmak sonrasında hatırlamanız için büyük
katkı sağlayacaktır.

197
A. WILLIAM DECKARD

Sayı-Kaf!Ye Çivilerini Kullanmak


Sayı-Kafiye çivilerini kullanmanın en temel yolu, on
nesneden oluşan bir listeyi ezberlemek olacaktır. Ancak
bu sistem deyimlerden, konseptlere, teknik terimlere,
anlamlara, kelimelere, her hangi bir işlemdeki adımlara
kadar bir çok şeyi ezberlemek için kullanılabilir.

İşte size daha iyi anlamanız için basit bir örnek.


Düşünün ki bir gün büyük annenizi ziyarete gitmiş­
siniz ve büyük anneniz de size o çok sevdiğiniz yaban
mersinli turtanın gizli tarifini vermeye karar vermiş.
Problem, yanınızda ne kağıdınız ne de kalemininiz var.
Malzemeleri hatırlamak için hafızanızdan başka hiç bir
dayanağınız yok.

Malzemelerin şunlar olduğunu söylüyor:

• Yaban mersini
• Limon suyu
• Un
• Şeker
• Tarçın
• Tereyağı
• Yumurta
• Süt

198
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Toplamda sekiz malzeme. Kalem kağıt bulup yaza­


na kadar aklınızda tutabilmek için sayı-kafiye çivilerini
kullanmaya karar veriyorsunuz.
Aklınızda bulunsun, birazdan anlatacağımız ilişki­
lendirmeler siz pratik kazandıktan sonra çok daha ça­
buk oluşacaktır.

1. Öncelikle listedeki ilk maddeyi (yaban mersini),


birinci sayı-kafiye çivimiz olan Lir ile ilişkilendirin. ör­
neğin; devasa bir lir düşünün ki tellerine yaban mersin­
leri takılı olsun. Gördünüz mü ne kadar basit.
Çocukça ya da saçma hissettirecek hayaller kur­
maktan çekinmeyin, aksine bu tarz hayaller beynimizin
evrimleştiği yönleriyle uyum sağlar. Daha önce de be­
lirttiğimiz gibi beynimiz ilginç olanları daha kolay ha­
tırlayabilmek üzerine evrilmiştir.

2. İkinci malzemeyi (limon suyu), ikinci kafiye çivi­


miz olan Bitki ile ilişkilendirin. Bakın ne kadar kolay. Bir
bitki olan limon ağacını düşünün, ancak bu limon ağacı
meyve yerine bardak bardak limon suyu veriyor olsun
dallarından. Böyle bir şeyi görseniz unutabilir misiniz?

3. Üçüncü malzememiz olan unu, üçüncü kafiye çi­


vimiz Hörgüç ile ilişkilendirin. Hörgücünden oluk oluk
un akan bir deve düşünebilir hatta bununla kalmayıp
o deveyi hörgücünden akıttığı undan oluşan bir çölde

yürütebilirsiniz.

1 99
A. WI LLIAM DECKARD

4. Gelelim dördüncü malzememiz şekeri, dördüncü


kafiye çivimiz Flört ile ilişkilendirmeye. Küp şekerden
dörtlerin flört etmesi ve bu flörtün çok fırtınalı olması
sonucu toz şekere dönüştüklerini düşünebilirsiniz.

5. Beşinci malzememiz tarçını, beşinci kafiye çivimiz


olan Güneş ile ilişkilendirin. Bunu da şöyle yapabilirsi­
niz. Düşünün ki güneş dünyaya çok yaklaşıyor, her şey
alev alıyor siz dahil, yangın sonucunda yanan her şeyin
kül yerine tarçına dönüştüğünü düşünebilirsiniz. Biraz
kıyamet senaryosu gibi ancak oldukça akılda kalıcı.
Geri kalan malzemeleri ilişkilendirmek tamamen
kendi vahşi hayal gücünüze ve yaratıcılığınıza kalmış.

Sa_y1-Şekil Çivileri
Sayı-Şekil sistemi, Sayı-Kafiye sistemine çok ben­
zer. Sayılarla kafiyeli kelimeler yerine, sayılara benze­
yen şekilleri çivi olarak kullanırsınız.
Biraz sonra paylaşacağınuz görsel 1' den 10' a kadar
sayıların şekil karşılıklarını göstermektedir. Kendi şe­
killerinizi bulup kullanabilirsiniz tabiki, ancak öncelik­
le bunları kullanıp sisteme alışmanızı öneririz.

200
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

1=
Kalem
6=
Golf Sopası
L
2= 7=
KuQunun Boynu

3= 8=
Kalp
Kum Saati

4= 9=
Yelken li Çubukta Balon

s=
Kan ca
\5
Çatal ve Tabak

201
A. WILLIAM D ECKARD

Her hangi bir bilgiyi sayı-şekil sistmiyle ilişkilen­


dirmek istiyorsanız, basitçe bilgiyi şekil ile ilişkilendi­
rin. Misalen; " domates" kelimesini listede iki numara
ile ilişkilendirmek istiyorsunuz. Yani kuğu ile domatesi
ilişkilendireceksiniz.
Hayal edin ki, kuğu domatesi ortasından delip boy­
nuna geçirmiş olsun, kolye gibi. İ lişkilendirmeyi canlı bir
şekild.e kafanızda tasarlarsanız ne zaman ikiyi düşünse­
niz aklınıza kuğu gelecektir, kuğuyla birlikte boynunda­
ki domatesle. Uzun bir işlem gibi görünebilir ancak "iki"
dediğiniz an bu saniyeler içerisinde gerçekleşir.
Bu sistemleri kull anarak karışık terimleri hatta so­
yut kavramları bile ilişkilendirebilirsiniz.

Alfabe ÇMleri Somut ve Benzer Sesler


-

Alfabe çivileri sistemi, Sayı-Kafiye ve Sayı-Şekil sis­


temlerinden biraz farklıdır ancak öğrenmesi bir o ka­
dar kolaydır. Az önce belirttiğimiz gibi alfabeyi zaten
biliyorsunuz, birazcık modifikasyonla alfabeyi de bir
dosyalama sistemi olarak kullanabilirsiniz.
Bu sistemi kullanmanın iki yolu vardır:
1) Somut kavramlar kullanarak
2) Benzer sesler ile.
Kafiye çivilerinde olduğu gibi, aynı çivileri tekrar
tekrar çekinmeden kullanabilirsiniz.

202
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

Somut Kavramlar ile Kullanım


Bu Jistede alfabe ile somut kavramları çivilemek
için örnekler sunacağız:
• A - Aslan
• B - Bal
• C - Cila
• D - Dalga
• E - Elma
• F - Fare
• G - Gemi
• H - Hasır
• 1 - Işık
• i - is
• J - Jöle
• K - Kas
• L - Lale
• M - Mamut
• N - Nar

• O - Olta
• ô - ôrgü
• P - Pizza
• R - Raptiye

203
A. WI LUAM DECKARD

• S - Silah
• Ş - Şafak
• T - Tay
• U - Urgan
• Ü - Üzüm
• V - Vazo
• Y - Yakı
• Z - Zar

Benzer Ses Çivileri


Benzer sesler ile ilişkilendireceğiniz harfler Sayı­
Kafiye sisteminde olduğu gibi, harflerle kafiyeli keli­
melerden oluşmalıdır. Bu sistemde somutluk ve ya so­
yutluk aranmaz.
• A - Aya
• B - Belge
• C - Cephe
• Ç - Çile
• D - Dede
• E - Efe
• F - Fes
• G - Gele
• H - Hela

204
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
• 1 - Isı

• i - ilinti
• J - Jale
• K - Kelle
• L - Levye
• M - Meme
• N - Nine
• O - Koro
• P - Peçe
• R - Röle
• 5 - Sele
• Ş - Şase
• T - Tepe
• U - Uyku
• Ü - Ülkü
• V - Ve
• Y - Yele
• Z - Zelzele
Başka bir deyişle, 29 maddelik bir listeyi benzer ses­
ler kullanarak ezberlemek istiyorsanız, öncelikle " Aya"
ile ilk maddeyi ilişkilendirin, sonra " Belge" ile ikinci
maddeyi belgeleyin, üçüncü maddeyi " Cephe" ye dü­
şürün . . . Bu şekilde basit ilişkilendirmelerde bulunarak

205
A. WI LLIAM DECKARD

kolayca üstesinden gelebilirsiniz. Somut kavram alfa­


besi de benzer şekilde işler.
Tüm hafıza sistemlerinde olduğu gibi, çivileme sis­
temleri de geliştirilebilir birer yetenektir. Tıpkı bisiklet
sürmek gibi. İ lk bisiklet sürüşünüzü hatırlayın muh­
temel düşmüşsünüzdür ve bu normal karşılanmıştır.
Şimdiyse bisiklet sürmek sizin için doğuştan gelen bir
yetenek gibi olmalı. Aynı durum burada da geçerli, ne
kadar pratik yaparsanız o kadar doğal bir hale gelir si­
zin için. Eşsiz bir hafıza için ilk adımınızı atmış bulun­
maktasınız. Hadi hayırlı olsun!

206
Link (Bağlantl) Tekniği

B
u tekniğe " Link" denmesinin sebebi cisimleri tam
anlamıyla birbirine bağlayarak çalışıyor olduğun­
dandır. Tıpkı zincirlerdeki bağlantılar gibi.
En güçlü hafıza tekniklerinde bazıları, link tekniği
dahil, hafıza bölümünün başından beri bahsettiğimiz
Görselleştirme ve İ lişkilendirme tekniklerini kullanır.
Görselleştirme ve İ lişkilendirme soyut kavramları zi­
hinsel resimlere dönüştürerek hatırlamayı kolaylaşhrır

Link Tekniğini kullanabilmeniz için ilk


adımlar:

öncelikle, en başından beri söylediğimiz gibi,
hahrlamak istediğiniz listeyi ele alarak saçma ve
akılda kalıcı bir görsel üretin. Ayrıca bu görsele

207
A. WILLIAM DECKARD

listenizde ki ilk maddeyi de eklemeyi unumayın.


Bu görüntü listeniz için de başlığınız olacaktır.
Az sonra açıklayacağımız örnekte bunu çok daha
iyi anlayacaksınız.
• Devamında, yine aynı şekilde, ilk maddenizi
ikinci maddeye bağlayan başka bir akılda kalıcı
görsel hayal edin.

İ kinci maddeyi üçüncü maddeye bağlayan bir
görsel üretin . . .

Ü çüncü maddeyi dördüncüye bağlayan bir gör­
sel hayal edin . . .
Bu şekilde tıpkı merdiven basamaklarını iner gibi,
birinciyi ikinciye, ikinciyi üçüncüye bağlayarak devam
edin.
Eğer daha önce Link tekniğini hiç kull anmamışsa­
nız size biraz tuhaf görünebilir. Ancak inanın, görün­
düğünden daha kolay. Şimdi sizinle alışveriş listesi ez­
berleme üzerine küçük bir hafıza oyunu oynayacağız.
Devam ettikçe ne kadar işe yarar olduğunu siz de gö­
receksiniz.

Link Tekniği ile Alışveriş Listesi


Ezberleme
Aşağıda görmüş olduğunuz örnek alışveriş liste­
mize bir göz atın. Varsayın ki listedeki bu maddeleri

208
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
almak istiyorsunuz fakat ne kağıdınız ne de kaleminiz
var ya da sadece hafızanızı güçlendirmek için bir oyun
oynuyorsunuz:
• 6 Adet Kırmızı Elma
• Bir Somun Ekmek
• Kutu Süt
• Sabun
• Bir Çift Çorap
• Bir Paket Çikolatalı
Bisküvi
öncelikle listemizin tü­
rüne göre bir görsel bulalım
ve listemizde ilk maddeyi bu görsele bağlayalım. (6
adet kırmızı elma)
Elimizdeki liste bir alışveriş listesi olduğundan,
öncelikle her markette bulunan bir şey düşünmemiz
gerekiyor. Bu durumda bir alışveriş arabası işimizi gö­
recektir. Şimdi bu görüntüyü akılda kalıcı bir hale ge­
tirmek için altı adet kırmızı elmanın alışveriş arabasının
demirlerine saplandığını hayal edin.
Beynimiz normal olmayanı hatırlar, sıradan olanı
değil. Ayrıca canlı görüntüleri donuk olanlara nazaran
daha iyi hatırlar. Bu yüzden hayallerinizi olabildiğince
canlı ve berrak yapın.

209
A. WI LLIAM OECKARO

Düşünün ki; demirlere saplanan elmanın sulan ara­


badan aşağı doğru akıyor. Elmaların parlak kırmızı
renklerini eklemeyi de unutmayın. Her şeyi zihninizde
" görün" .
Listemizdeki ikinci mad­
de Bir Somun Ekmek. Şimdi
ilk malzeme (6 kırmızı elma)
ile ikinci malzememizi bir­
birine bağlayan, sıradışı bir
hayal kuralım.
İ çerisinde hareket barın­
dıran zihinsel görseller de
akılda kalıcıdır. Bu yüzden
bir kırmızı elma yağmurunun, büyükçe bir somun ek­
meği ezdiğini düşünün.
Cisimleri devasa boyutlarda tasarlamak da aynı za­
manda akılda kalıcılığı artırır. Somun ekmeğinizi gemi
boyutlarında düşünmeniz oldukça yardımcı olacaktır.
Devam etmeden önce bir bakalım neler olmuş. Ha­
tırlamamız gerekenlerin alışveriş listesindeki malze­
meler olduğunu ve ilk malzememizin 6 kırmızı elma
olduğunu biliyoruz. Bu yüzden alışveriş listesi konsep­
timizle uyumlu olarak, ilk maddemizi bu konsepte bağ­
layan akılda kalıcı bir görsel ürettik.
Sonrasında listemizdeki ikinci malzemeyi (bir so­
mun ekmek), birinci malzememize bağlayan ikinci bir

210
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
görsel ürettik. Şimdi tüm yapmamız gereken bu şekilde
geri kalan malzemeleri birbirine bağlamak.
İ lerledikçe bu tekniğin aslında ne kadar güçlü oldu­
ğunu göreceksiniz.
Listedeki üçüncü malzememiz, bir kutu süt. En
başta yaptığımız gibi üçüncü
malzeme ile ikinciyi bağla­
yan ilginç bir görsel oluştu-
racağız. ';-
Düşünün ki kocaman
kollu bacaklı bir süt kutusu,
büyük bir somun ekmeği
top gibi tekmeliyor. Hatta
işi biraz daha abartıp süt ku­
tularından oluşan iki futbol
takımının top niyetine ekmek kullanıp maç yaptığını
düşünebilirsiniz. Bu görüntüleri zihninizde iyice can­
landırın.
Bu arada zihinsel görüntüleriniz sizinle paylaştı­
ğımız örneklerle aynı olmak zorunda değil. Önemli
olan bu görüntülerin sizin için yeterince hatırlanabilir
olmasıdır. O yü zden bu örnek listeye çalışırken görün­
tüleri istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. İstediğiniz gibi
büyütebilir, daha renkli ve detaylı kılabilirsiniz. Tama­
men sizin yaratıcılığınıza kalmış, nasıl rahat hatırlaya­
biliyorsanız öyle yapın.

21 1
A. WI LLIAM OECKARD

Listede bir sonraki malzememiz, bir kalıp sabun.


Yine bir öncekiyle bir sonrakini bağlayarak işlemimizi
gerçekleştirelim.
Bir kutu sütün kutusun­
dan aktığını düşünün, ancak
süt yerine köpüklü sabun
o
akıyor! Bunu gerçekten iç­
mek istemezsiniz.
Dikkat ettiyseniz oluş­
turduğumuz görüntülerdeki
nesneler tamamen normal.
Sıradışı olan ise bu nesneler
arasındaki etkileşimler. Tekrar belirtelim, beynimiz sı­
radışı olayları kolay kolay unutmaz.
Buradaki mantık, tam anlamıyla nesneler arası link­
ler / bağlantılar oluşturmak. Yukarıda olduğu gibi, ikin­
ci nesneyi üçüncüye, üçüncüyü kullanarak dördüncü
nesneye bağlantı oluşturuyoruz. Böylece nesnelerden
birini hatırladığınızda domi­
no taşı misali hepsi arka ar­
kaya gelecektir.
Listedeki beşinci nesne­
miz bir çift çoraptı. İhtiyacı­
nuz olan ise dördüncü nes­

nemiz olan bir kalığ sabun


ile beşinci arasında bir bağ­
lantı olurşturmak.

212
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Diyelim ki köpürmüş sabun ile çoraplarımızı yıkı­
yoruz. Hayır, bu işe yaramaz. Çünkü bu oldukça sıra­
dan bir iş. Bize lazım olan alışılmışın dışında bir şeyler
düşünmek.
Bu yüzden kollu bacaklı bir "Sabun Adam" ın bir
çift çorap giydiğini düşünebilirsiniz. Neden mi? Belki
de ayaklarının kirlenmesini istemiyordur.
Her yetenekte olduğu gibi bu teknikte de bir kaç
pratik sonrasında oldukça hızlandığıruzı farkedecek­
siniz. Klasik yöntemlerle bir listeyi defalarca okuyarak
ne kadar zaman harcadığınızı hatırlayın. Link Tekniği
ile her listeyi yalnızca bir kez okuyacak ve unutmaya­
caksınız!
Listemizdeki son nesne
bir paket çikolatalı bisküvi
idi. Şu ana kadar çikolatalı
bisküvi ile bir çift çorabımızı
birbirinize bağlayacak hatır­
da kalır bir görüntü oluştur­
manız gerektiğini farketmiş
olmalısınız. Hatta zihniniz­
de bir şeyler canlanmıştır
bile.
Hatırda kalıcı görüntü örneğimize gelirsek; varsa­
yalım ki çoraplarınıza bir paket bisküviyi koymuş olun,
bununla da yetinmeyip o çorapları giymiş olun. Bu ço-

213
A. WI LLIAM DECKARD

raplarla ortalıkta gezinirken kırılan bisküvi parçaları


ayaklarınıza bahyor olsun. Bakın ne kadar kolay!
Bisküviler listemizdeki son nesneydi. Şimdi sıra bu
oluşturduğumuz bağlantılar ile listemizi hatırlamaya .

Listeyi Hatırlama
Evet, hafızamıza yardımcı olması için zihinsel gö­
rüntülerimizi oluştuk. Daha önce de söylediğimiz gibi
metod Link Tekniği olarak bilinmektedir. Bilinen en
güçle ve öğrenmesi en kolay tekniklerden biridir.
Şimdi markete vardığınızı hayal edin. Listemizdeki
nesneler hangileriydi?
Öncelikle bu listenin size bir alışveriş arabasını
anımsatan bir alışveriş listesi olduğunu biliyorsunuz.
Alışveriş arabasını düşünmek size ilk görüntüyü ha­
tırlatmalı. İlk görüntümüz neydi? Demirlerine altı adet
kırmızı elma saplanmış bir alışveirş arabası.
Eğer görüntüleri canlı ve belirgin bir şekilde oluş­
turdurabildiyseniz bir sonraki bağlanhnın hemen zih­
ninizde canlanması lazım. Demirlerine elma saplanmış
alışveriş arabası size gökten yağan elmaları hatrrlata­
caktır. Peki elmalar neyin üzerine yağıyordu? Yağan
elmalar tarafından ezilen bir somun ekmeğin üzerine.
Böylece şimdiye kadar listedeki iki malzemeyi kolayca
hatırlayıp sepetinize yerleştirmiş bulunuyorsunuz.

214
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ
Hafıza teknikleri ancak sizde bir alışkanlık haline
gelene kadar pratik yaparsanız tam anlamıyla işe yarar­
lar. Link tekniği ve diğer tekniklerle doğal hissettirene
kadar pratik yapın. Bu şekilde devam ederseniz yakın
bir zamanda çevrenizdeki herkesi üstün hafıza yete­
neklerinizle etkilemeye başlarsınız.
Link tekniğini kelimelerle anlatmak biraz zaman
alabiliyor. Yeterince pratikle zihinsel imajların kendi­
liğinden çok hızlı bir şekilde oluştuğunu göreceksiniz.
Link methodunun eğlenceli olduğunu bile düşünebilir­
siniz.
Bu teknik ile klasik tekrar tekrar okumayla ezber
yaptığınız zamanları karşılaştırın. Ne kadar da eğlence
yoksunu ve sıkıcı bir yol, değil mi?
Link tekniğine bir şans verin. Bu teknikle hafızanıza
aldığınız şeyler görselleştirmenin yardımıyla çok daha
uzun süre akılda kalır. Klasik ezberleme tekniklerine
kıyasla çok daha eğlenceli ve güçlüdür.

215
Gardrop Tekniği

Ş u ana dek size oldukça güçlü tekniklerden bahset­


tik. Şimdiyse bu anlattığımız tekniklerin bir karışı­
mıyla gücüne güç katan başka bir teknikten bahsede­
ceğiz.

Mnemonik Gardrobunun Tanımı


Gardrobunun hafıza çivilerinin sıral anmasıyla olu-
şur.

(1)-(2)-(3) ...

Bu çivilere sırayı takip ederek ya da direkt olarak


ulaşılabilir.

217
A. WI LLIAM DECKARD

Örnek:
Bir A-B-C listesi aşağıdaki gibi bir gardrop ile ilişki­
lendirilecektir.

(1)-A, (2)-B, (3)-C. ••

Gardrop Tekniğinin Tarihi


Bu tekniğin geçmişi antik Yunanlara kadar uzanır.
İ lk mnemonik teknisyenlerinden biri olan Simonides,
tekniğin basitleştirilmiş bir versiyonunu kullanmıştır.
Tekniği asıl mucidi Aristo ya ilham veren Phaselis'li
Theodektis'tir. Ü nlü filozofun yazdığı parşomenlerde
alfabenin bir gardrop gibi kullanıldığı görülmüştür.
Modern zamanlarda ise bu teknikten, mnemonikler
için bir referans teşkil eden " Esels Welt" (Eşeğin Dün­
yası) kitabının yazarı Alman tarihçi Ulrich Voigt bah­
setmiştir.

Dikkate Almanız Gereken 8 Madde


Tekniği kullanabilmeniz için birden fazla farklı
gardrop oluşturmanız gerekmetedir. Oluşturduğunuz
gardropların büyüklüğü işe yaraması için önem teşkil
etmez. Ancak ilk gardrobunuzu yaratmadan önce dik­
kate almanız gereken bir kaç şeyden bahsedeceğiz:

218
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

1. Büyük düşünün. Gardrobunuz çok küçük olur­


sa uzun listeler karşısında zayıf kalacaktır. On madde­
lik bir gardrop yeni başlayacak olanlar için harika bir
sayı ancak kısa sürede sınırlarına ulaşacaktır.
2. Aynı zamanda küçük de düşünün. Eğer gard­
robunuz çok büyük olursa yeterli sayıda çivi oluştur­
mak için çok fazla efor sarfetmeniz gerekir. Diğer bir ta­
raftan da kullanmaya başlamadan önce gardrobu hafı­
zanıza almaksa daha fazla efor isteyecektir. 1 .000 sayısı
uzun süreli kullanım için yüksek potansiyele sahiptir.
Kullanan kişi sayısı yalnızca istekli hafıza atletleriyle
sınırlıdır.
3. En uygun boyutu bulun. Belirli miktarda çivi
kullanmak gardrobunuzu daha stabil bir hale getire­
cektir. Bu sayılar 25, 50 ya da 100 gibi yuvarlak sayılar
olabilir. Başka sistemlerle uyum sağlayacak sayılar da
kullanabilirsiniz. Alfabe, A' dan Z'ye düzinelerce fark­
lı gardrop yaratmanıza yadımcı olabilecek harika bir
kaynaktır.
4. Hafıza sistemleri kullanın. Eğer b unu yapmaz­
sanız gardrobunuzu ezberlemek konusunda büyük so­
runlarla karşılaşırsınız. Kullanılması olası olan bir çok
farklı sistem mevcuttur. Devam ettikçe bunları da açık­
layacağız.
5. Tanıdık çiviler kullanın. Çivilerinizden bazıla­
rını imajinize etmekte sıkıntı yaşadığınız vakit bu çivi-

219
A. WI LLIAM OECKARD

leri daha akılda kalıcı bir şeyle değiştirmeyi aklınızda


bulundurun. Kullanabileceğiniz, tam anlamıyla, mil­
yonlarca çivi hayalinize düşmeyi bekliyor. Birini seçin,
kullanın ama yalnıza en çok hoşunuza gidenleri.
6. Kuralları eğip bükün. Sistemlerinin getirdiği
kurallara harfi hafine uymak gerekli değildir. Size uy­
gun olana kadar kurallarla oynayabilirsiniz. Sonunda
önemli olan çivilerinizle hiç bir sorununuzun olmaması
ve gardrobunuzu rahatlıkla hatırlıyabiliyor olmanızdır.
7. Sayısal sıralama kullanın. Düzgün bir gard­
roptaki en önemli nokta, içerisinde barındırdığı çivilere
istediğiniz zaman ulaşabiliyor olmanızdır. Bazı teknik­
lerde olduğu gibi istediğiniz maddeyi hahrlamak için
tüm sırayı saymadan.
8. Tekniği ne için ve nasıl kullanabileceğinizi
bilerek başlayın. Bir şeyi hatırlamak için başka bir nes­
ne kullanmak bir çok insana inanılmaz derecede hıhaf
gelir. Bu tekniğin hafızanıza geliştireceğine emin olarak
başlamanız ve neyle neyi hatırlayacağınıza karar ver­
meniz sizi motive edecektir.

220
Havvan Alt abesi Gibi
Basit Kodlamalar Kullamn

"Qaylaşacak olduğumuz alfabe 29 çivilik bir gardrop


ı.- için harika bir kaynaktır. Yalnızca kategoriyi değiş­
tirerek A' dan başlayıp yeni bir liste oluşturabilirsiniz.
Müzisyenler, aktörler, yazarlar, politikacılar hatta çizgi
film karakterlerinden bile gardroplar oluşturabilirsiniz.
• A = Aslan • M = Manda
• B = Balina • N = Narval
• C = Ceylan • O = Orkinos
• Ç = Çakal • Ö = Örümcek
• D = Deve • P = Panda
• E = Eşek • R = Rakun
• F = Fare • S = Sardalya
• G = Goril • Ş = Şahin
• H = Hindi • T = Tavşan
• 1 = Istakoz • U = Uskumru
• İ = İnek • Ü = Üveyik
• J = Jaguar • V = Vaşak
• K = Keçi • Y = Yılan
• L = Leylek • Z = Zebra

221
A. WI LLIAM D ECKARD

Gezint!)'e Çıkın
Hazırladığınız gardropta Hafıza Sarayı tekniği­
ni kullanarak bir gezintiye çıkabilirsiniz. İyi bildiği­
niz mekanların sıraya konulmasıyla oluşturulmuş bir
gardroptur bu. Ancak bildiğiniz yerleri sırayla hatırla­
mak yerine, her mekanı bir sayı ile ilişkilendirip direkt
olarak hatırlarsınız. Bu işlem biraz zaman alacağından
mekanları kancalar olarak aklınıza yerleştirebilirsiniz.
Zamanla, öğrenmeye odaklanarak, hepsinin tam yerle­
rini hafızanıza kazınuş olacaksınız.

Ezberlediğiniz Her Liste Birer


Gardropttir
Örneğin; Amerika' nın başkanlarını kronolojik bir
sırayla ezberlerseniz artık sizin için birer sayı temsil
ediyor olacaklardır ve birer sayıya karşılık geldikleri
için tek başlarına gardrop olarak kullanılabilirler. Geor­
ge Washington' dan, Donald Trump'a kadar olan 45'lik
gardrobunuz hazır.
Ancak bu liste size küsüratlı bir sayı verecektir, yu­
varlak sayıların hatırlanması daha kolay olduğundan
50'ye hatta 100 kadar uzatabilirsiniz.
Temel olarak beyninizin siz farkında olmadan yap­
tığını siz bilinçli olarak yapıyorsunuz. Bilgileri başka
bilgiler ile ilişkilendiriyorsunuz. Aradaki en büyük
fark, istediğimiz zaman istediğimiz bilgiyi geri çağıra­
biliyor olmamızdır. Çünkü beyin denen devasa kütüp-
hanede nereye bakmanuz gerektiğini biliyoruz.

222
Mnemonikler

M recall larger pieces of information, especially in


nemonics are memory devices that help learners

the form of lists like characteristics, steps, stages, parts,


phases, ete. We knew back in 1967 from a study by
Gerald R. Miller that mnemonics increased recall. He
found that students who regularly used mnemonic de­
vices increased test scores up to 77%!
Many types of mnemonics exist and which type
works best is limited only by the imagination of each
individual learner. The 9 basic types of mnemonics pre­
sented in this handout include Music, Name, Expres­
sion/Word, Model, OdefRhyme, Note Organization,
Image, Connection, and Spelling Mnemonics.
Mnemonikler listeler, adımlar, bölümler, birbiri
ardına gelişmesi gereken olaylar gibi büyük miktarda
bilginin kolayca ezberlenmesine yardımcı olan hafıza
araçlarıdır. 1967' deki bir araşhrmada Gerald R. Miller,
mnemoniklerin hatırlamaya büyük ölçüde yardımcı ol­
duğunu ortaya koymuştur. Mnemonikleri düzenli bir

223
A. WI LLIAM DECKARD

şekilde kullanan öğrencilerin sınavlarda % 77 daha ba­


şarılı olduklarını görmüştür.
Bir çok mnemonik türü vardır, bunladan hangileri­
nin daha işe yarar olduğu ise kişinin kendi hayal etme
gücüne bağlıdır. Mnemoniklerin 9 temel türü olan, Mü­
zik, İ sim, Kelime, Model, Kafiye, Not Organizasyonu,
İ maj, Bağlantı ve Hece Mnemonikleri.

1 . Müzik Mnemonikleri
Kaç şarkının sözlerini hatırlıyorsunuz? Nasıl oluyor
da ezberliyorsunuz bu sözleri? Şarkı sözlerini hatırla­
mak için farkında olmadan kullandığınız metodlar, pek
ala eğitim için de kullanılabilmektedir. Müzik, öğrenci­
lere önemli bilgileri hatırlatmak için kullanılmış ve bir
çok öğrenme sevdalısı öğrenmek istediklerini zihinle­
rine iyice yerleştirmek için listelerden müzikler ortaya
çıkarmışlardır. Radyo ve televizyonlarda karşımıza çı­
kan reklamlar ürünlerini akıllarımıza yerleştirebilmek
için dilimize dolanan şarkılar kullanırlar. Reklamcılar,
reklamların yeterli tekrarından sonra insanların mar­
ketlerde ürünlerini gördüklerinde reklamda kullanılan
müzikleri hatırladıklarını keşfetmişlerdir. Bu sayede de
satışlarda yükselme görülmüştür.
Size uygun tarzda müzik kullanarak hatırlamak
istediğiniz listeleri bu müzikler ile ezberleyebilirsiniz.
Müzik mnemonikleri en iyi uzun listelerde sonuç ve­
rirler. Örneğin; öğrenciler alfebeyi "ABC" şarkısı ile
ezberlerler. Siz de öğrenmek istediğiniz listeleri müzi­
kalleştirerek ya da tekerleme haline getirerek rahatça
ezberleyebilirsiniz.

224
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

2. İsim Mnemonikleri
İ sim mnemoniklerinde, listedeki her kelimenin ilk
harfi b�r isim ya da nesne ismi oluşturmak için kullanı­
lır. Bazen, harfler daha akılda kalıcı isim mnemonikleri
oluşturmak için kullanılabilir. örneğin:

Gökkuşağındaki Renkler
Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert, mor.
Ku Tu SaYMaLıM

Temel Aminoasitler
Phenylanine, Valine, Threonine, Tryptophan, Iso­
lucine, Histidine, Arginine, Leucine, Lysine.
P VT. Tim HALL

İ simleri ve ya nesneleri hangi dilden oluşturduğu­


nuz önemli değildir. Önemli olan işlemin sonunda aklı­
nızda kalıyor olmasıdır.

3. Kelime Mnemonikleri
En çok kullanılan mnemonik türlerinden biridir. Bir
kelime mnemoniği, isim mnemoniklerine benzer olarak
listedeki nesnelerin ilk harflerinden yararlanarak keli­
me ya da cümle oluşturma yoluyla çalışır. Şimdi bir
çoğumuzun edebiyat derslerinden hatırlayacak olduğu
üzere yaygın kullanılan, fakat mnemonik olduğunun

225
A. WI LLIAM DECKARD

farkında olmadığımız kelime mnemoniklerinden ör­


nekler vereceğiz.
Türkçe' deki Sert Sessizleri Hatırlamak İçin
ç, f, h, k, p, s, ş, t
Fı STıKÇı ŞaHaP
Sıfat Fiiller Öğrenmek İçin
-an, en, ası, esi, maz, mez, ar, dik, ecek, acak, miş
Anası mezar dikecekmiş
Bir de kimyadan örnek verelim:
Kimya derslerindeki önemli asitlerden biri olan sül­
fürik asit (H2S04)
Hasan 2 Salak Osman 4
Sizde hatırlamak istediklerini kendinize uygun hale
getirip değişik nınemonikler ortaya çıkarabilirsiniz.

Alışhrma örneği:
Güneş Sistemindeki Gezegenler:
- Merkür
- Venüs
- Dünya
- Mars
- Jüpiter
- Satürn
- Uranüs
- Neptün
- Plüton

226
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

4. Model Mnemonikleri
Model mnemoniklerinde, önemli bilgilerin zihni­
nizde yer etmesi için bir çeşit sunum hazırlanır.
Dairesel sıralama modeli, piramit modeli gibi mo­
deller kullanabilirsiniz. Modeller hahrlanmak istenen
listenin içeriği dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Böyle­
likle hatırlama işlemi çok daha kolay bir hal alır.

S. Kaf!Ye Mnemonikleri
Kafiye mnemonikleri bilgileri şiir formunda ezber­
lemenizi sağlar.
Örneğin hangi ayın kaç gün olduğunu ezberlemek
için bir şiir yazalım:

Nisan, Eylül, Kasım, Haziran


30 günde biter her biri
31 de biter geri kalan
Şubat hariç 28'dir kendileri
4 yılda bir 29 olan

6. Not Organizasyonu
Ders kitaplarının hazırlanış şekilleri öğrenmeyi
zorlaşhrabilir, ya da kolaylaşhrabilir. Notların organize
edilmesi öğrenmeyi kolaylaştırabilir, bu şekilde öğren­
meye çalışmak aslında kendinize bir mnemonik sistemi
oluşturabilir. Not sistemini bir kaç örnekle açıklayalım.

227
A. WILLIAM OECKARO

Herhangi bir not kağıdının ön yüzüne hatırlamak


istediğiniz konuyla alakalı anahtar bir kelime, arka yü­
züne ise bu kelimenin açıklamasını yazarak hahrlamayı
ve öğrenmeyi kolaylaşhrabilirsiniz. Bu şekilde yabancı
kelimeleri bile kolaylıkla ezberleyerek yeni diller öğre­
nebilirsiniz.

İngilizce
-+ ôn Yüz
Appreciate

1. Minnettar Olmak
-+ Arka Yüz
2. Taktir Etmek

7. Görüntü Mnemonikleri
Görüntü mnemoniğindeki manhk daha önce anlat­
tığımız tekniklerdeki gibi hatırlamak istediğiniz bilgi­
leri bir görüntü ile ilişkilendirirsiniz. Anlattığımız tek­
nikleden farklı olarak her hangi bir sıra ya da bağlanh
zorunluluğu yoktur. Yine anlattığımız gibi hayal ettiği­
niz görüntü ne kadar gerçek dışı olursa o kadar akılda
kalıcı olur. En sonunda önemli olan aklınızda kalmış
olmasıdır.

228
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

8. Bağlantı Mnemonikleri
Bu mnemonik türünde hahrlanmak istenen bilgi
zaten bilinen başka bir bilgiyle birbirine bağlanır. Ör­
nek vermek gerekirse:
Enlem ve boylamların yönlerini öğrenmek istiyor­
sunuz. Boylamların Kuzey' den Güney' e doğru bir boy
gittiklerini ve cevabın aslında kelimenin içinde gizli ol­
duğunu farkettiğiniz zaman işiniz çok kolaylaşacakhr.
BOYiam kelimesinin içindeki BOY dan, küre üzeirnde­
ki çizgilerin kutuplar arasında bir boy gittiklerini dü­
şünebilirsiniz. Aynı şekilde ENiem kelimesinde olduğu
gibi Doğu' dan Bah'ya giden ENine çizgiler olarak aklı­
nıza yerleştirebilirsiniz.

9. Hece Mnemonikleri
Yazırm zor kelimelerin aklımızda kalması için kul­
lanılırlar. Örneğin:
Doğru yazılış şekli "Yalnız" olan bu kelime çoğun­
lukla " Yanlız" olarak karışhrılır. Şimdi gelin bu kelime­
nin doğru yazırmru aklırmza kazımak için bir mnemo­
nik yaratalım.

Yalnız yalansınız.

Gördünüz mü ne kadar basit. Yalnızca ilk heceden


yola çıkıp benzer başka bir kelimeyle birleştirdiniz.

229
Kapamş

B
aşlangıçtan itibaren beynimizin ne kadar büyülü,
ne kadar mucizevi bir yapı olduğunu defalarca
dile getirdik. Ancak büyülü oluşu hakkında hala nere­
deyse pek çok şeyi bilmiyor oluşumuzdandır.
Bu kitabı okurken harfleri birleştirip kelime haline
getiren, kelimelerden cümleleri, cümlelerden anlamla­
rı çıkarırken de sayfaları çevirmek için ellerimize ko­
mutları gönderen beynimiz hakkında bilgimiz oldukça
sınırlı. Yüzeysel ve ya derin bir çok bilgi paylaştık, ne
kadarı aklınızda? Teknikleri iyice kavramışsanız belki
de tamamı. Kavradığınıza inanıyoruz. Çünkü oldukça
basit, işin temelinde hayal gücünüzü serbest bırakmak
yatıyor. " Ben çocuk muyum ki böyle hayaller kurayım"
demeyin, kendinize en büyük kötülüğü yaparsınız. Gü­
nümüzün karanlık dünyasındaki en saf ve parıltılı ışık
kaynağı olan çocukluğu göz ardı etmeyin. Hayal kurun,
kurarken eğlenin, kurdukça zihninizin açıldığını hisse-

230
GÜÇLÜ HAFIZA TEKNİKLERİ

deceksiniz. Belki de bir gün, bu teknikleri kullanarak ne


kadar çok şeyi hafızanıza alabildiğinizi görüp kendini­
ze şaşıracaksınız. Kitabı bitirdikten sonra yapacağınız
ilk şey kendinize bir Hafıza Sarayı ya da bir Gardrop,
ya da çivilerle dolu bir hafıza sandığı yaratmak olsun.
Hatırlanacak şey çok. . .
Unutmayın ne kadar çılgın hayaller kurarsanız o
kadar akılda kalıcı olur. Artık yepyeni bir hafızanız var,
güle güle kullanın.
Yararıamıan Kaynaklar
https: / / en.Owikipedia.org/ index.php?q=aHROcHM6Ly9lbi53a W tpcG
VkaWEub31nl.3dpa2kvOnlhaW4
https: / / tr.Owikipedia.org/ index.php?q=aHROcHM6Ly90ci53aWtpcGV
kaWEub3Jnl.3dpa2ky0mV5aW4
Dr. Daniel Amen
http: / / www .amenclinics.com/ cylx;yb/1 2-prescriptions-for-creating-a-
brain-healthy-life/
htt.ps: / / steptohea)th.com/ 11-daily-habits-damage-the-brain I
https:/ /sagligabiradim.com/beyni-saglikli-ve-a!stif-tutan-5-besin/
http:/ / www.haberturk.com/ saglik/ haber I 11 30167-beyni-genc-tutına­
nin-6-puf-noktasi
https:// www .mentalup.net/ blog/sag-beyin-sol-beyin-testi
https:// www .men@lup.net/blog/sag-beyin-sol-beyin-gelistirme-yon­
temleri
https: // www .cevapsepeti.com/noron-nedirI
http: / / www.kisabilgiler.org/ saglik/bruksel-lahanasinin-faydalari .
htm!
http:/ /doktorumnedio.com/genel-saglik/beynin-loblari-ve-fonksiyon-
lari/
http: / / brajrunadeşimple.com I frontal-lobe.html
http://www.spinalcord.com/ temporal-lobe
http: / /psycheducation.org/ brain-tours I memoı:y-leaming-and-emoti-
on-the-hippocampus /
http: // www .medicalnewstoday.com/ articles/31 3295.php
htt:ps: / / www .unlearninganxiety.com/amygdala/
http: / / www .healthline.com/human-body-ınaps/ cerebellum
htt:ps: // www.cevapsepeti.com I hafiza-ne<lir-ve-naşil-calisirI
https: // www .livescience.com/ 45731 -can-peo_ple-remember-birth.html
htqıs: / / www .mentalup.net/ blogI hafiza-gelistirme-ve-guclendirme-
teknikleri
https : / / www.mindtools.com/memoı:y.html
https: //zapier.com I blog/better-memoı:yI
https: // litemind.com/ memoı:y-palaceI

232

You might also like