Tanrı'nın Varlığının Delilleri Kozmolojik Deliller

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 1

Tanrı’nın Varlığının Delilleri Kozmolojik Deliller

Kozmolojik delil evrendeki düzenlilikten hareketle eserden müessire, âlemden tanrıya doğru
işleyen bir mantıksal izleğe sahiptir ve genel olarak hareket, hudûs ve imkân delili olmak üzere üç
başlık altında ele alınır. Bu deliller tek tek ele alındıklarında tanrının varlığına kendi cihetlerinden
işaret ederler. Örneğin hareket delili, hareket ettirici veya hareketin sebebi olması, hudûs delili
âlemin hudusunun sebebi olması, imkân delili ise âlemde varolan şeylerin varlığını yokluğuna tercih
eden zorunlu varlık olması itibariyle tanrıyı ispat eder. Bu delillerin dayandığı temel ilkeler
nedensellik, nedenlerin sonsuza kadar gidemeyeceği ve parçadan bütüne geçişin mümkün olduğu
şeklinde sıralanabilir. Bu bağlamda hareket delili, evrende ortaya çıkan herhangi bir hareketin, bir
sebebe binaen ortaya çıktığının gözlemlenmesi ile başlar. Bu sebepler takip edilerek hareketin nihai
bir açıklamasına ulaşılmak istenir. Harekete ilahihaye bir hareket tarafından sebep olunması,
hareketin nihai bir açıklamasını vermez. Çünkü onu her seferinden kendisiyle açıklamak aslında hiçbir
şey söylememektir. Dolayısıyla evrende gözlemlenen hareketler daima bir sebebe mebni olarak
ortaya çıkıyorsa, evrenin tamamındaki hareketin de böyle olduğu sonucuna varılır ve sonunda bu
süreç kendisi hareket etmeyen hareket ettirici olan tanrıya bağlanır. Hudûs deliline göre ise
gözlemlediğimiz dünyada bir gelip geçicilik, sonradan olma, söz konusudur. Parçada gözlemlenen bu
durum bütünde yani evrende de vardır. Dolayısıyla âlemin hadis olduğu sonucuna ulaşılır. Her hadise
bir muhdis tarafından sebep olunuyorsa evren de kendiliğinden hudusa gelemez. Dolayısıyla
evrendeki hudusun sebebi evrenin kendisi olamaz. Kendisi dışında kendisi gibi evrenler tarafından
sebep olunması ise teselsüle yol açar. O halde kendisi hudusa tabi olmayan bir muhdis evrenin
sebebidir. Gazali’de, sonradan olma bağlamında bir sebep-sonuç ilişkisine dayanan hudus delili,
nedenselliğin doğrudan tanrının iradesine bağlanması dolayısıyla tabi nedenselliği dışlamaktadır.
Hudus delilini modern bağlama taşıyan bir isim de William Lane Craig’dir. O bu delili büyük patlama
teorisi çerçevesinde evrenin başlangıcını açıklamak için kullanır. Burada ilgili delil, evrenin zaman
içinde bir başlangıcı olduğu ve büyük patlamanın tek bir seferde meydana gelip evrenin hala bu
patlamanın etkisiyle genişlediği hipotezinden hareketle kurulmaktadır. Kozmolojik delil bağlamında
öne sürülmüş delillerden bir diğeri de imkân delilidir. İmkân delili hareket ve hudus delilinin aksine
âlemin doğrudan müşahadesi sonucu kurulan bir neden-sonuç ilişkisine dayanmaz. Bunun yerine
varlık kavramının kiplikleri olan zorunlu ve mümkün kategorilerini kullanır. Buna göre zorunlu varlık,
özü zorunlu olarak varoluşunu gerektiren varlık, mümkün varlık ise özü varoluşunu zorunlu olarak
gerektirmeyen, varlığı kendine dayanmayan varlıktır. Mümkün kategorisi, varlık ve yokluk
kategorilerine eşit oranda elverişli varlıklar için kullanılır. Dolayısıyla mümkün varlıklar varoluşları için
onların varlıklarını yokluklarına tercih eden kendileri dışındaki bir zorunlu nedene muhtaçtırlar. Bu
neden mümkün bir neden değildir çünkü aksi halde bu mümkünler silsilesinin sonsuza kadar devam
etmesi gerekir. Bu neden kendisi mümkün olmayıp zorunlu varlık olan tanrıdır. Modern dönemde bir
diğer kozmolojik delil denemesi Richard Swinburne tarafından ortaya atılmıştır. Bu delil günümüzde
gerek makrokozmik gerekse mikrokozmik düzeydeki belirsizlikten dolayı, tümevarımsal, muhtemel
sonuçlardan hareket ederek; evrenin varlığının tanrının varlığını daha muhtemel kıldığı temel tezi
üzerinden hareket etmektedir.

You might also like