Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 160

Nasıl Zengin Olunur: Tüm Detaylarıyla —

Naval
Para veya Statü değil, Zenginlik için uğraşın

Zenginlik siz uyurken size kazandıran varlıklardır.

Naval AngelList kurucusu ve başarılı bir teknoloji yatırımcısıdır.

Nivi: Naval’ı muhtemelen Twitter hesabından dolayı biliyorsunuzdur.

Şimdi onun “How To Get Rich (without getting lucky)” (Nasıl Zengin Olunur
(şanslı olmadan) tweetleri hakkında konuşacağız. Çoğu tweeti hakkında detaylı
bir şekilde konuşacağız, Naval da ayrıntılarına girecek ve konu hakkında
bilgilendirecek. Muhtemelen de önceden paylaşmadığı bilgileri de paylaşacak.

Naval AngelList ve Epinions’un ortak kurucularından. Aynı zamanda Twitter,


Uber ve bir çok şirkette de başarılı bir teknoloji yatırımcısı.

Ben de Naval’la birlikte AngelList’in ortak kurucusuyum. Ayrıca


kendisiyle Venture Hacks bloğunu beraber yazmıştık.

Naval: “Nasıl Zengin Olunur” tweetleri oldukça etkili oldu ve kısa sürede
birçok kişiye ulaştı. Birçok kişi bunun işe yaradığını ve inanılmaz geniş bir
kitleye ulaştığını söylüyor.

Teknoloji endüstrisi dışındaki insanlar — her türden insan — para sorunlarını


nasıl çözebileceğini merak ediyor. Neredeyse herkese zenginlik elde etmek
istediğini kısmen de olsa biliyor olsa da, bunu nasıl başaracaklarını tam olarak
bilmiyorlar.
Zenginlik siz uyurken kazandıran varlıklardır.

Nivi: Zenginlik, para ve statü arasındaki fark nedir?

Naval: Sizin elde etmek istediğiniz şey zenginlik. Zenginlik siz uyurken bile
kazandıran varlıklardır; bu bir tür robotları üreten fabrikadır. Zenginlik
geceleri müşterilere hizmet eden bilgisayar programıdır. Zenginlik bankada
diğer varlıklar ve yatırımlar için yeniden değerlendirilmiş paradır.

Mesela ev bir zenginliktir, çünkü bunu kiralayabilirsiniz; her ne kadar ticari


işletmeden daha az getirisi olsa da.

Benim zenginlik tanımım siz uyurken kazandıran iş ve varlıklar üzerine


tanımlanmıştır.

Özgürlüğünüzü zenginliğinizle elde edersiniz

Zenginlik istiyorsunuz çünkü size özgürlüğünüzü verecek — böylece kravat


takmak zorunda kalmayacaksınız; böylece sabah 7’de kalkıp o trafikte işe
yetişmek zorunda kalmayacaksınız; böylece yapmak zorunda olduğunuz ama
sizi tanımlamayan bir işte en değerli saatlerinizi harcamak zorunda
kalmayacaksınız.

Zenginliğin amacı özgürlüktür; bundan ötesi değil. Kürk kıyafetler almaki


Ferrari araçlara binmek veya yatlara binmek, dünyayı jetinizle gezmek değildir.
Bu şeyler çabuk tüketiliyor, gerçekten de oldukça hızlı bir şekilde
sıkılıyorsunuz. Zenginlik kendi kişisel egemenliğinizdir.

Bunu gerçekten istemiyorsanız anlamayacaksınız. Tüm dünya bunu istiyor, tüm


dünya bu konuda elinden geleni yapıyor.
Bir nevi rekabet var. Artı toplamlı bir rekabet — ama bu konuda rekabetçi
öğeler var, çünkü toplumumuzda oldukça kısıtlı oranda kaynak bulunmakta.
İstediğinizi yapabilmek için bu kaynaklara erişmek adına, diğerlerinden farklı
olmalısınız.

Zenginliği transfer etme şeklimiz paradır

Zenginiliği para ile transfer ederiz. Para sosyal kredidir; başka insanların
vakitlerindeki sosyal bakiye ve kredidir.

Eğer işimi doğru düzgün yapar ve toplum için bir değer oluşturursam, toplum
da bana “Teşekkür ederiz, yaptığın işte dolayı sana borçluyuz, bunun
karşılığında sana bu senedi verelim, adına da para diyelim” der.

Bu paranın değeri düşüyor, çünkü insanlar bunlar çalıyor, devlet ekstra para
basıyor, insanlar bu para olarak adlandırılan senet konusunda sözlerini
tutmuyor. Ama yine de para güvenilir bir senet olarak önceki yaptığın işler
toplumdaki yerini sürdürüyor.

Biz bu senetleri transfer ediyoruz; para bu şekilde zenginliği transfer şeklimiz


oluyor.

Statü toplumsal hiyerarşideki rütbenizdir

İnsanların bu hayatta oynadığı iki temel büyük oyun bulunmaktadır. Birisi para
oyunudur, Para tüm sorunlarınız çözmeyecek olsa da, tüm para sorunlarınızı
çözecektir. Sanırım çoğu kişi bunu biliyor. Bunu biliyorlar ki para kazanmayı
istiyorlar.

Aynı zamanda, çoğu insan da kendi dünyalarından bunu yapamayacaklarını


biliyorlar; bu nedenle herhangi bir zenginlik oluşumunu istemiyorlar. Bu
nedenle tüm bu girişime saldırarak “para kazanmak iyi bir şey değil, bunu
yapmamalısınız” diyorlar.

Ama aslında başka bir oyun oynuyorlar ki bu da statü oyunu. Başkalarının


gözünde önemli bir statüde olmak istiyorlar ve “Paraya ihtiyacım yok, para
istemiyoruz” diyorlar.

Statü toplumsal hiyerarşideki rütbenizdir.

Zenginlik sıfır toplamlı bir oyun değildir. Dünya’daki herkesin bir evi olabilir,
çünkü sizin bir eviniz olması benim ev sahibi olmama bir engel değil. Eğer daha
fazla ev inşa edilirse, ev inşa etmek daha kolay olursa, ev inşa etmek konusunda
daha fazla şey bilirsek, daha fazla kişi ev sahibi olabilir.

Zenginlik oldukça artı toplamlı bir oyundur. Her şeyi birlikte yaparız. Ne
yaptığımızı anlatacak sanat eserleri yaratmak için bu macerayı başlatıyoruz.
Bunun sonunda, yeni bir şey yaratılmış olacak, bu artı toplamlı bir oyun.

Statü çok eski bir oyundur

Statü, diğer yandan, sıfır toplamlı bir oyundur. Çok eski bir oyun. Maymun
kabileler zamanından beri bu oyun bizlerler. Hiyerarşik bir düzen. Bir numara
olan kim? İki numara olan kim? Üç numara olan kim? Ve üç numaranın iki
numara olması için, iki numaranın bulunduğu yerden çıkması gerekecek. Bu
nedenle statü sıfır toplamlı bir oyun.

Siyaset statü oyununun bir örneğidir. Spor bile bu statü oyununun bir
örneğidir. Kazanmak için, birinin kaybetmesi gerekir. Temel olarak, statü
oyunlarını çok sevmiyorum. Toplumumuzda önemli bir yer edindiği için kimin
bundan sorumlu olduğunu tahmin edebiliriz. Bu oyunu oynamak zorundayız,
çünkü bu bir zaruri kötülük.
Evrimsel bazda — binlerce yıl geri gidecek olursak — statünün zenginlikten
daha çok hayatta kalma konusunda etkili olduğunu görüyoruz. Tarımsal
döneme geçilmeden önce zenginlikten bahsedilemez çünkü avcı-toplayıcı
insanlar her şeyi sırtlarında taşımak zorundaydı, hiç bir yere
depolayamazlardır.

Avcı-toplayıcılar tamamen statü temelli toplumla olarak yaşıyorlardır. Çiftçiler


ise zenginlik temelli toplumlarda yaşamaya başladılar. Modern sanayi
toplumları da daha çok zenginlik temelli toplumlardan oluşmaktadır.

Zenginlik oluşturan insanlar her zaman statü oyunu oynayanlar


tarafından saldırıya maruz kalacaktır

Statü ve zenginlik arasında her zaman bir kıyasıya rekabet olacaktır. Örneğin,
gazeteciler zenginlere ve teknoloji endüstrisine saldırdıklarında aslında statü
için bunu yapıyorlar. “Hayır, insanlar daha önemli, ve ben gazeteci olarak
insanları temsil ediyorum bu nedenle de ben daha önemliyim” derler.

Buradaki sorun statü oyununda kazanmak için başka birinin kaybetmesi


gerekiyor olmasıdır. Bu yüzden statü oyunlarından olabildiğince kaçının —
çünkü bu sizi hırslı ve rekabetçi bir insana dönüştürür. Her zaman kendinizi
yükseltmek için diğerlerini alçaltmanın mücadelesini verirsiniz.

Statü oyunları her zaman varlığını sürdürecek; bunu inkar etmenin anlamı yok.
Şunun farkında olun zenginlik oluşturmaya çalıştığınız zaman, başkaları size
saldıracak ve oldukça nazik ve güler yüzlü görüneceklerdir. Sizi gözden
çıkararak kendi statülerini artırmaya çalışacaklardır.

Onların oynadığı oyun farklı. Ve bu oyun korkunç bir oyun. Bu, artı toplamlı bir
oyun yerine sıfır toplamlı bir oyun.
Dünya için Bolluk Yaratın

Zenginlik başka birisinden bir şey almak değildir

Etik zenginlik yaratmak dünya için bolluk oluşturmaktır

Naval: Sanırım para kazanmanın kötü olduğuna dair ir söylem vardı, değil mi?
“Para tüm kötülüklerin anasıdır” kavramı içerisinde kendine bir yer buluyor
sanırım. İnsanlar bankacıların paraları çaldığını düşünüyor. Bu konuda biraz
haklılık payı da var, dünyanın bir yerlerinde sürekli bir çalma halidir devam
ediyor.

Dünya tarihi bir bakıma yapıcılar ve alıcılar arasındaki kurban/cellat ilişkisi


gibi. Bir şeyler üreten, inşa eden, çalışan ve başaran insanlar var.

Diğer yandan ise, kılıçla, silahla veya vergilerle, kapitalizmle, komünizmle veya
ellerindeki her neyse onla çıka gelen insanlar var. Çalmak için bunlar gibi çok
fazla yöntemleri var.

Doğa’da bile, sıradan organizmalardan daha fazla sayıda parazit var.


Bedeninizde bir ton parazit var sizden beslenen. Bazıları ise iyi huylu, faydalı
olanlardan, size bir şey katıyorlar. Ama çoğu sadece sizden bir şeyler koparan
ve alan organizmalardır. Bu işte karmaşık sistemlerin kurulma sistemidir.

Benim odaklandığım şey, gerçek zenginlik oluşturmaktır. Başkalarının parasını


almak değil. Başkasından bir şeyler almak değil, bolluk yaratabilmektir.

Açıkçası, sınırlı sayıda iş veya sınırlı sayıda zenginlik yok. Bunlar sınırlı olmuş
olsaydı, mağaramızda hala ateş için odunları ve avlanan geyik etini nasıl
paylaşacağımızı hesaplıyor olurduk.
Medeniyetimizdeki çoğu zenginlik, aslında neredeyse hepsi, oluşturulmuştur.
Bir şekilde var edilmiştir insanlar, teknoloji, üretkenlik sayesinde. Zenginliğin
çalınan bir şey olduğu fikri tamamen sıfır toplamlı oyun oynayarak statü oyunu
içerisinde bulunan kişilerin fikridir.

Herkes Zengin olabilir

Ama gerçekte şu var, herkes zengin olabilir. Bunun gerçek olduğunu şuradan
anlayabilirsiniz: şu an herkes 200 yıl önce yaşayan herkesten daha zengin.

200 yıl önce kimsenin antibiyotiği yoktu. Kimsenin arabası yoktu. Kimsenin
elektriği yoktu. Kimsenin iPhone’u yoktu. Tüm bu icatlar bizi tür olarak daha
zengin hale getirdi.

Bugün, 14. Louis’in Fransa’sında zengin olmaktansa günümüz gelişmiş


toplumlarından birinde fakir olmayı tercih ederim. Geçmişte aristokrat
olacağıma bugünün fakiri olmayı yeğlerim. Bunun sebebi de zenginlik
oluşturulmasıdır.

Teknolojinin motoru bolluk yaratmak için kullanılan bilimdir. Bu nedenle,


temel olarak herkesin zenginlik sahibi olabileceğine inanmaktayım.

Sizin düşünmenizi istediğim bu düşünce serüveni aslında şu: herkesin iyi bir
yazılım ve donanım mühendisliği bilgisi var. Bu gerçekleşecek olsa, robotlar,
bilgisayarlar ve programlar oluşturup bunlar programlanabilir. Var sayalım ki
herkes bu tür bilgi sahibi.

İçerisinde bulunduğumuz toplum 20 yıl içerisinde ne olurdu? Benim


tahminime göre her şeyi yapabilecek robotlar, makineler, yazılımlar ve
donanımlar olurdu. Gerçek bir bolluk içerisinde yaşıyor olurduk.
Aslında hepimiz emekli olurduk yani temel şeyleri hiç birimiz yapmak zorunda
kalmazdık anlamında. Robot hemşirelerimiz bile olabilirdi. Makine temelli
hastanelerimiz olurdu. Kendi kendine giden arabalarımız olurdu. %100
otomasyonda çiftliklerimiz olurdu. Temiz enerji sahibi olurduk.

Bu noktada, istediğimiz her şeyi elde etmek için teknoloji fırsatlarını


kullanabiliriz. Bu amaçla birileri çalışıyorsa, yaratıcılıklarını sergileme yöntemi
olarak çalışıyorlar. Çalışıyorlarsa sebebi katkıda bulunma, inşa etme ve dizayn
etme içgüdülerinin onların bir parçası olmasındandır.

Ben kapitalizmin şeytani bir şey olduğuna inanmıyorum. Kapitalizm aslında iyi
bir şey, sadece kimi zaman başkaları tarafından kullanılıyor. Dışsal uygun
olmayan fiyatlandırmalar tarafından bazen ele geçiriliyor. Tekelciliğin veya
yolsuzluğun olduğu uygunsuz üretkenlikler tarafından ele geçiriliyor.

Serbest Piyasa İnsanlığın Doğasında

Bizler genetik sınırlarda işbirliği yapmak için kredi ve borç kullanıyoruz

Serbest piyasa insanoğlunun doğasındadır

Naval: Serbest piyasa olarak düşünülen kapitalizm insanoğlunun


doğasındadır. Kapitalizm icat ettiğimiz bir şey değil. Bulduğumuz bir şey de
değil. Yaptığımız her değiş-tokuşta var olan bir şey sadece.

Ben sizle bilgi alışverişinde bulunduğumda, karşılığında sizden bilgi


bekliyorum. Ben size bilgi veriyorum. Siz bana bilgi veriyorsunuz. Eğer benle
bilgi alışverişi iyi olmazsa, başka biriyle görüşmek istersiniz. Bu nedenle,
alışveriş nosyonu ve bu kredi ve borçların takibi, sosyal hayvanlar olan
insanların doğasındadır.
Bizler genetik sınırlar içerisinde işbirliği yapan tek hayvanız. Çoğu hayvan
işbirliği yapmaz. İşbirliği yapılan durumlarda ise sürü şeklinde işbirliği yaparlar
ve burada genellikle kan bağı olur, bu nedenle de ortak çıkarları olur.

İnsanlarda bu yok. Ben sizlerle işbirliği yapabilirim. Sizlerden biri Sırp olabilir,
diğeriniz Farsı olabilir. Ben de köken olarak Hintliyim. Kan bağı olarak çok az
bir bağımız var, temel olarak bakacak olursak da hiç bir bağımız yok. Ama buna
rağmen işbirliği yapabiliriz.

Bizim işbirliği yapmamıza neden olan durum nedir? Çünkü biz borç ve
kredilerimizin takibini yapabiliyoruz. Kim ne kadar iş çıkardı? Kimin ne kadar
katkısı oldu? İşte tüm bunlar serbest piyasa kapitalizmidir.

Bu nedenle, ben bunun insanın doğasında olduğunu güçlü bir şekilde


savunuyorum ve ayrıca daha da fazla zenginlik ve bolluk yaratabileceğimize
inanıyorum, hem de herkes için.

Herkes zenginlik sahibi olabilir. Herkes emekli olabilir. Herkes başarılı olabilir.
Bu tamamen eğitim ve bunu başarmaya olan inançla hırsa bağlıdır. Bunu
gerçekten istemelisiniz. Bunu istemiyorsanız, sorun yok. O zaman oyundan
çıkmış oluyorsunuz.

Ama bu oyunu oynayan insanları eleştirmeye çalışmayın. Çünkü bu oyun


sayesinde geceleri sıcacık yatağınızda huzurla uyuyabiliyorsunuz. Bu oyun
sayesinde bir çatınız var. Bu oyun sayesinde marketlerde istediğimiz ürünleri
bulabiliyoruz. Bu oyun sayesinde cebinizdeki iPhone çalıyor.

Bu nedenle, bu etik olarak, rasyonel olarak, ahlaklı olarak ve sosyal olarak


insanoğlu için oynamaya değer bir oyun. Bu sayede hepimiz daha zengin
olacağız, ta ki isteyen herkes için bolluk içerisinde olacağımız ana kadar.
Çok fazla alan ve çok az yapan oyuncular toplumu felakete
sürükleyecek

Nivi: Zenginliği hor görenler sadece bireyler değil, değil mi? Ülkeler, gruplar,
siyasi partiler var bunu hor gören. Yani en azından ben öyle görüyorum.

Naval: Çok doğru, bu ülkelerin, siyasi partilerin ve grupların indirgendiği


durum sıfır toplamlı statü oyunu oynamaktır. Zenginlik oluşturulmasını yok
etme sürecinde, bunlar herkesi kendi seviyesine çekmek istiyor.

İşte bu nedenle ABD Amerikan rüyası nedeniyle göçmenler için çok popüler bir
ülke. Buraya herkes gelebilir, fakir insanlar gerçekten çalışırsa para kazanabilir
ve zenginlik seviyesine ulaşabilir. Veya hayatları için yeterli temel miktarda
para sahibi olabilirler.

Açıkçası, zenginliği tanımı da insandan insana farklılık göstermektedir. Birinci


dünya ülkelerindeki kişiler için bu milyonlarca dolar kazanmak olabilir.

3. dünya ülkelerinde ise fakir göçmenler olarak ki bende buraya geldiğimde


oldukça genç ve fakirdim, zenginlik daha farklı bir miktara denk geliyor olabilir.
Bu sadece hayatının geri kalanında çalışmak zorunda kalmayacak kadar
kazanmak olabilir.

Ama bunları hor gören grupların temel amacı herkesi bu seviyeye


çekebilmektir. Eğer yapan sayısından çok alan olursa, toplumsal çöküş başlar.
Komünist bir ülke olur çıkarsınız.

Venezuela’ya bakın örneğin. Almakla, bölmekle, paylaşmakla o kadar çok


yoğundular ki şimdi insanlar sokaklarda açlıkta ölüyor, birçoğu da yeterli
beslenememekten kilo kaybı yaşıyor.
Başka bir örnek vermek gerekirse, bir organizmada çok fazla sayıda parazit
olduğunu düşünün. Sağlıklı yaşayabilmek için sadece çok az sayıda parazit
olmalı.

Çok fazla sembiyota ihtiyacınız var. Hücrelerimizdeki mitokondriler sayesinde


nefes alıyor ve oksijenleri yakabiliyoruz. Yaşamamıza izin veren sembiyotlar
bunlar. Onlar olmadan hayatta kalamayız.

Ama bence bunlar insan vücudunu yaratan zenginlik oluşturmadaki


ortaklarımız. Ama sadece parazitlerle, solucanlarla, virüslerle veya bakterilerle
dolduysa vücudunuz, ölebilirsiniz. Bu nedenle insan bedeni sadece az
miktardaki parazitle birlikte varlığını devam ettirebilir. Parazitler kontrolü ele
geçirdiğinde ve ilerlediğinde doğal olarak ölürsünüz.

Ben burada etik zenginlik oluşumundan bahsediyorum. Tekelcilikten değil. Eş-


dost kapitalizminden değil. Çevre gibi yanlış fiyatlandırışmış dışsallıklardan
bahsetmiyorum.

Özgür beyinlerden, serbest piyasadan bahsediyorum. Gönüllü ve diğerleri


üzerinden büyük etkileri olamayan insanlar arasındaki değiş tokuştan
bahsediyorum.

Bence bu tür bir zenginlik yaratılmasına toplum saygı göstermiyorsa, gruplar


saygı göstermiyorsa, o zaman toplum karanlığa ve çöküşe mahkumdur.
Para Kazanmak Şansla İlgili Değildir

Para kazana türden insanlar olun

Para kazanmak şansla ilgili değildir

Naval: Açıkcası, zenginlik sahibi olmak istiyoruz ve bunu hayatımız boyunca


şansa bağlı olmadan gerçekleştirmek istiyoruz.

Çoğu insan para kazanmanın şansla ilgili olduğunu düşünüyor. Aslında öyle
değil. Asıl mesele para kazanan türden bir adam olmakla alakalı.

Şöyle düşünmek istiyorum, eğer tüm paramı kaybedecek olsam ve beni bir
İngilizce konuşulan bir ülkenin bir sokağına bıraksanız, 5–10 yıl içerisinde
tekrardan zengin olacağımı düşünüyorum. Çünkü bu geliştirdiğim bir yetenek
ve herkes de bu yeteneği geliştirebilir.

Bin tane paralel evreninin, 999’unda zengin olmak istiyorsunuz. 50 tanesinde


şanslı olduğunuz zenginlikten istemiyorsunuz. Bu şans faktörünü dışarıda
bırakmak istiyoruz.

4 farklı şans türünden bahsedebiliriz. Bu bir kitaptan alıntıdır. Marc


Andreessen bu konuda bir blog post da yazdı.

1. Kör talih

Şans olarak bahsedebileceğiniz ilk tür kör talihtir. Bu durumda tamamen sizin
kontrolünüz dışında bir şekilde şanslı oluverirsiniz. Bu bir kaderdir, talihtir.

2. Tez canlılıktan şans


Israr, sıkı çalışma, hareketlilik ve etkileşimden gelen bir şans vardır. Bu da
fırsatlar etrafında dolanıp dururken, çok fazla enerji oluşturup, birçok şey
yapıp, birçok şeyi de tozun içerisinde karıştırdığınızda ortaya çıkar.

Bu bir nevi bir petri kutusunu karıştırıp içinde ne varmış diye bakmak gibidir.
Ya da birçok ayrıştırıcıyı karıştırarak nelerden olduğuna bakmak

gibidir. O kadar çok güç ve enerji ve hareket oluşturuyorsunuz ki şans da sizi


buluyor.

Biz, grup olarak, siz de bunu tartışabilirsiniz, bu sayede bir araya geldik. Nenad
bu harika videoları internette bir araya getirdi, ben de Twitter da izledim. Bu
kapsamda, bu videolarla kendi şansını yarattı ta ki benim gibi insanlar onu
bulana dek.

3. Hazırlıktan şans

Üçüncü yöntem ise şansı yakalamakta çok iyi olmanızdır. Bu alanda


yetenekliyseniz, o alanda şansın ne zaman ortaya çıkacağını hemen anlarsınız.
Buna aşina olmayan insanlar da bunu fark bile edemezler. Bu nedenle şansa
hassas oluyorsunuz, bu yetenek ve bu alandaki çalışma ve bilgi sayesindedir.

4. Eşsiz karakterinizden kaynaklı şans

En son şans türü de, belki de en tuhaf olanı, dördüncü şans türüdür. İşte bu
hakkında bir şeyler konuşmak istediğimiz türdendir. Bunda benzersiz bir
karakter oluşturur, benzersiz bir bakış açısı geliştirir ve böylece şans da sizi
bulur.

Örneğin, diyelim ki siz su altı dalışı konusundaki dünyadaki en başarılı


kişisiniz. Kimsenin cesaret bile edemediği derinliklere dalabiliyorsunuz.
Sonra da birileri kıyıdan uzaktan batmış bir hazine gemisi buluyor ama buraya
kadar dalamıyorlar. İşte onların şansı tam da sizin şansınız oldu. Çünkü bu
gemiye ulaşmak için size gelecekler. Bunun için para kazanacaksınız.

Aslında bu aşırı bir örnek. Hazine sandığı bularak şanslı olan kişi aslında kör
talihtir. Ama bunu bulduktan sonra sizden bunu çıkarmak konusunda yardım
istemek aslında şans değildir.

Kendi şansınızı kendiniz yarattınız. Bu şansla para kazanacak bir hale geldiniz.
Veya başkaları kendilerine bu tür şansları çekecek kadar bir durumda değilken,
siz kendinize şansı çekecek bir duruma getirdiniz. Biz “şansımız yaver
gitmeden” derken, sağlam kararlı olmak istiyoruz, bunu şansa bırakmak
istemiyoruz.

1000 paralel evrenin 999’unda şanslı olmak istiyorsunuz

Nivi: 1000 paralel evrenin 999’unda şanslı olmak istiyorsunuz derken bu


konuda biraz daha detay verebilir misin? Bence kimileri bunun “imkansız
olduğunu ve gerçek olmak için çok doğru” olduğunu düşünecek ve ifade edecek.

Naval: Hayır ben bunun imkansız olduğunu düşünmüyorum. Bence size


verilen şartlarda biraz daha sıkı çalışmanız gerekebilir. Ben Hindistan’da fakir
bir çocuk olarak bunu başarabildiysem, bence herkes bunu başarabilir.

Aslında açıkçası, benim tüm uzuvlarım yerindeydi, mental olarak da


sağlıklıydım ve iyi bir eğitimim vardı. Bu noktada bazı olmazsa olmazları göz
ardı etmemek gerek. Eğer bu satırları okuyorsanız, muhtemelen sağlam bir
mental yapınız ve sağlam bir vücudunuz da var demektir.

Ben de yol üzerinde birçok engelle karşılaştım. Elimdeki parayı da borsa da


kaybettim. İkinci paramla, yani normalde olması gereken paramda, iş
ortaklarım tarafından dolandırıldım. Ancak üçüncü seferde işler yoluna
girmeye başladı.

Ve o zaman bile yavaş ve sabit istikrarlı bir mücadeleydi. Hayatımda hiç tek
seferde büyük servetim olmadı. Her zaman azar azar birikerek oluştu. Bu her
zaman adım adım, istikrarlı bir şekilde işler oluşturarak, fırsatları
değerlendirerek ve yatırımlar yaparak anlam kazandı. Hiç bir zaman tek seferde
bir araya gelen bir şey değil.

Zenginlik, birden değil adım adım oluşur

Benim kişisel zenginliğim bir yıl içerisinde oluşan bir şey değil. Adım adım,
parça parça oluştu zamanla. Daha çok imkan, daha çok yatırım ve böylece
yapabileceğim daha fazla şey.

Aynısı Nenad gibi birisi için de geçerli, illacertus, kendi markasını yaratıyor.
Videolar hazırlıyor, Hazırladığı videolar ona bir anda para getirecek değil
sonuçta. Bu hayatı boyunca öğrendikleri, okudukları ve yarattıklarıyla bir araya
gelecek bir şey.

Biz burada zenginlik sahibi olmaktan yani emekli olmaktan, özgür olmaktan
bahsediyoruz. Hiç bir şey yapmak zorunda olmamak gibi bir emeklilikten
bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey, istemediğiniz bir yerde olmama,
istemediğiniz bir şeyi yapmama, istediğiniz zaman uyanma ve istemediğiniz de
uyanmama özgürlüğüne sahip olma. İşte budur özgürlük.

Biz burada özgürlüğümüz elde edebileceğiniz zenginlikten bahsediyoruz.


Bugünlerde İnternet sayesinde, fırsatlar oldukça bol. Ben aslında para
kazanmak için çok fazla opsiyona sahibim, sadece yeterli vaktim yok. Elimden
kolumdan fırsatlar birer birer gidiyor, çünkü yeterince zamanım yok.Zenginliği
yaratmanın o kadar çok yolu var ki, ürünleri yaratmanın, fırsatlar yaratmanın,
toplum tarafından ödenmenin işte bütün bunları yapacak zamanım yok.
Şansı Kaderiniz Haline Getirin

Şansın rastgele oluşmayacağı bir karakter geliştirin

Nivi: Bence bahse konu üç tür şans konusunda herkesin de bildiği ilginç
klişeler var. Ve dördüncü şans türü, benzersiz bir şans türü olduğundan sanırım
bu konuda çok fazla bir klişe söze rastlayamıyoruz.

Bu kapsamda ilk tür için “kör talih” veya “acemi şansı” gibi sözler söylenebilir.
İkinci şans türü içinse “şans cesur olandan yanadır” diye bir söz duyabiliriz. Bu
ortalığı karıştıran türden insanların şanslı olması gibi bir durum. Üçüncü tür
şans için ise, “şans hazırlıklı olandan yana” diyebiliriz.

Ama dördüncü şans türü için bilinen veya kullanılan bir klişe yok, yani
benzersiz davranışlarınızla eşleşen türden. Ki bence bu biraz da tuhaf yani, aynı
zamanda bu şunu da gösteriyor ki insanlar bu tür şanstan olduğunca
yararlanamıyor.

Naval: Bence de, bu noktada bu o kadar rastgele olmayan bir durum haline
geliyor ki artık şans demek doğru olmaz. Bu nedenle tanım gereği şanstan
kısmet veya nasip şekline dönüşüyor. Bu nedenle bu dördüncü tür için
karakterinizi bu şekilde geliştiriyor olduğunuz için karakteriniz sizin nasibiniz
veya kısmetiniz haline dönüşüyor.

Sağlam bir karakter geliştirin ki fırsatlar sizi bulsun

Bence para kazanma konusundaki hususlardan birisi de insanların sizinle iş


birliği yapmasını isteyecek türden bir seviyeye gelmek istemeniz konusudur.
Ben hep şu örneği kullanıyorum, eğer en iyi dalıcı sizseniz, hazine arayıcılar
buldukları hazineyi çıkarmak için sizin dalış yeteneklerinizi kullanacak ve siz de
bu hazineden payınızı alacaksınız.
Eğer güvenilir, sağlam, dürüst, uzun soluklu iş birliği yapılacak biriyseniz, o
zaman insanlar bilmedikleri insanlarla güvenilir işbirliği yapmak
istemeyecekleri için kelimenin tam anlamıyla size yaklaşacaklar ve sizin sahip
olduğunuz şöhret ve sağlam duruşunuz nedeniyle sizinle çalışmak
isteyeceklerdir.

Warren Buffett’a teklifler yapılıyor, şirketler alıyor ve anlaşmalar yapması


isteniyor, bankalarla çalışıyor ve çoğu kişinin yapamayacağı şeyleri şöhreti
sayesinde yapabiliyor.

Ama bunun kırılgan bir durum olduğunu unutmamak gerek. Burada hesap
verilebilirlik var, burada güçlü bir marka var ki bu konuda detaylıca
konuşacağız bunlar önemli detaylardır.

Ama burada söylemeye çalıştığım hususa dönecek olursak, karakteriniz,


şöhretiniz sizin oluşturacağınız şeyler sonuçta ve bunlar sayesinde belki de
diğerlerinin şans olarak nitelendireceği ama sizin aslında şans olmadığını
bildiğiniz fırsatları değerlendirme olasılığınız olacaktır.

Nivi: Dördüncü tür şansın bir tür kısmet veya nasip olduğunu belirttin.
Marc’ın bloğunda dönemin İngiltere Başbakanı Benjamin Disraeli’den alıntı
yaptığı bir kısım vardı, bu dördüncü tür şans konusunda şöyle diyordu “kendi
kısmetlerimizi kendimiz yaratırız ve buna kader deriz.”

İleride olabilmek adına birazcık eksantrik olmanız gerekir

Blog yazılarında belirtilen bu tür şans için başka bir kaç daha ilginç husus vardı.
Bence bu yazıyı okuyanların bunları da görmesi iyi olacaktır. Bu tür şans
eksantrik şekillerde karşınıza çıkabilir, olaylar o kadar eksantrik oluyor ki
aslında bu durumda eksantriklik çok da kötü bir durum olmuyor. Aslında, bu
iyi bir şey oluyor.
Naval: Evet kesinlikle. Çünkü dünya o kadar etkili bir yer ki insanlar
muhtemel olan her yeri kazdılar ve daha önce bulunmamış, yeni şeyler bulmayı
umdular. Bu sınırlarda iş yapmaya kolaylaştırmaktadır.

Tam olarak ileride olabilmek içim birazcık eksantrik olmanız gerektiği


durumda, diğer insanları kazmayı göze aldığından daha derine kazmalısınız.
Daha derine kazmalısınız çünkü siz bunla ilgilendiğiniz için size daha mantıklı
görünmektedir.

Nivi: Evet, bu tür şans konusunda Benjamin Disraeli dışında okuduğum bir
kaç tane daha alıntı var. Bunlardan birisi Sam Altman’ın “Ekstrem insanlar
ekstrem sonuçlar elde eder” dediği sözüdür. Bence bu çok açıklayıcı bir söz.
Stanford Profesörü Jeffrey Pfeffer ise bu konuda “normal davranışlar sergileyip
olağanüstü sonuçlar elde etmeyi bekleyemezsiniz” diyor. Bu söz de her zaman
hoşuma gitmiştir.

Naval: Evet. Ben de benzer bir söz var onu çok seviyorum ki bu da: “Aptal
oyunlar oynayıp aptal ödüller kazan”. Çoğu insan sosyal medya üzerinden aptal
oyunlar oynayarak değersiz aptal ödüller peşinde koşarken kimileri de sosyal
duruşunu geliştirecek paylaşımlarda bulunuyor.

Nivi: Blog konusunda belirtmem gereken bir husus olursa özellikle bu son
türden olan şansı kovalamaya devam ederseniz yani acemi şansı dışında her
şeyi kovalayacak olursanız, şansızlığın da belini kırabilirsiniz. Yani eğer
yeterince enerji harcar ve çaba göstermeye devam ederseniz, bir gün bu
şansızlığı da sonlandırabilirsiniz.

Naval: Evet. Belki de tersine döndürme diyebiliriz. Yani şans faktörünü


nötrleyerek kendi yetenek ve becerilerinizin ortaya çıkmasını sağlayabilirsiniz.
Zamanınızı Kiraya Vererek Zenginleşmeyeceksiniz

Zamanınızı kiraya vererek doğrusal olmayan bir şekilde kazanamazsınız

Zamanınızı kiraya vererek zenginleşemezsiniz

Nivi: Bundan sonraki aşamada gerçekten nasıl zengin olunabileceğine dair


detaylardan bahsediyorsun, aynı zamanda da nasıl zenginleşmenin mümkün
olmadığından. İlk aşamada bunun nasıl olmayacağından bahsediyorsun:
“Zamanınızı kiraya vererek zenginleşemezsiniz. Kendi kaynaklarınız olmalı,
finansal özgürlüğünüzü kazanmak için bir tür işiniz olmalı.”

Naval: Bu olmazsa olmaz noktalardan bir tanesi. İnsanlar iş aracılığıyla para


kazanılıp zenginlik sahibi olunabileceğini düşünüyor. Muhtemelen bu işe
yaramayacak. Bunun binlerce nedeni var.

Ama en basit haliyle açıklayacak olursam, girdileriniz çıktılarınızla doğru


orantılıdır. Neredeyse maaşlı tüm işlerde, saatlik olarak iyi kazandığınız
avukatlık, doktorluk gibi işlerde, saatleri ücretlendiriyor ve buna göre ödeme
alıyorsunuz.

Bu da ne demek, siz uyurken kazanamıyorsunuz. Emekli olunca da


kazanmıyorsunuz. Böylece doğrusal olmayan şekilde kazanamazsınız.

Gerçekten zengin olan doktorlara bakacak olursanız, bunun sebebinin bir


işletmeleri olduğunu göreceksiniz. Yani özel, kişisel bir iş olarak açıyorlar.
Burada kendilerine bir marka yaratıyorlar ve bu marka da insanları kendisine
çekiyor. Ya da bunun yerine tıbbi cihaz veya bir tür telif hakkı olan bir ürün
sahibi oluyorlar.

Yani bu durumda temel olarak kimse için çalışmıyorsunuz, riskleri kendiniz


alıyor ve sorumluluk sizin üzerinizde oluyor ve sizin markanız üzerinde. Bu
nedenle ödeme alacaksınız. Bu nedenle alabileceğiniz en düşük miktarla
başlayacak ve sizin o işi yapmanız için istediğiniz miktarı ödemek zorunda
kalacaklar. Bu yüksek ya da düşük olabilir ama yine de siz emekli olduğunuzda
bu gerçek zenginlik olacaktır.

Saatlerinizi kiraya veriyor olmanız değiştirilebilir olduğunuz


anlamına gelir

Sonrasında sadece toplum için orijinal şeyler üretiyor değilsiniz. Dediğim gibi,
aslında bu tweet serisinin adı “Nasıl Zenginlik Sahibi Olunur?” olmalıydı ama
daha fazla dikkat çekmesi için “Nasıl Zengin Olunur?” olarak yayınlandı. Ama
bu noktada toplum için yeni bir şeyler üretmiyorsunuz. Baştan tekrar tekrar bir
şeyler yapıyorsunuz sadece.

Bu noktada vazgeçilebilir/değiştirilebilir konumdaysanız, çünkü sadece size


verilen bir rolü yerine getiriyorsunuz. Çoğu roller öğrenilebilir. Okulda
öğretilenler gibi, sonuç olarak bunu yeni öğrenen birileriyle rekabet içerisinde
olmanız gerekecek, bu kişiler sizden daha donanımlı olacak ve sizin yerinizi
alacak.

Bir robot veya yapay zeka tarafından gerçekleştirilebilecek bir iş yapıyorsunuz.


Bir gecede tamamen sizin yerinizi almasına da gerek yok. Zamanla adım adım
gerçekleşebilir bu. Ve bu da sizin zenginliğinizin yerini adım adım alır, bu da
sizin kazanma kapasitenizi tüketir.

Bu nedenle, sizin girdileriniz çıktılarınızla doğru orantılıdır. Siz


değiştirilebilirsiniz, çünkü üretken değilsiniz. Ben bunun gerçekten para
kazanılabilir yöntem olduğuna inanmıyorum.

Finansal özgürlüğünüzü elde etmek için kendi kaynaklarınız olmalı


Gerçekten para kazanan herkesin bir tür işi, ürünü veya yapay zeka ürünü
bulunmakta. Bu hisse aracılığıyla olabilir, teknoloji sektöründe olabilirsiniz. Bu
başlamak için oldukça avantajlı bir durum.

Ama genelde gerçek zenginlik kendi yatırımlarınızla, kendi şirketlerinizle


başlar. Yatırım firmalarındadır gerçek zenginlikler, bunlar da kaynak anlamına
gelmektedir. Zenginliğe giden rota aşağı yukarı bu yöndedir. Saatlerinizi kiraya
verme aracılığıyla değildir.

Girdilerinizin çıktılarınızla eşleşmediği bir kariyer sahibi


olmalısınız

Siz gerçekten girdilerinizin çıktılarınızla eşleşmediği bir iş, kariyer veya meslek
sahibi olmak istiyorsunuz. Modern topluma bakacak olursanız, bu tweet
dizisinde yer alıyor. Yüksek yaratıcılığı olan, yüksek üretkenliği olan işlere
bakacak olursanız, bir saatlik bir iş yaparak çok büyük etki elde edebilirsiniz. Ya
da binlerce saat harcayıp hiç bir etkisi olmayan bir iş yapabilirsiniz.

Örneğin yazılım mühendisliğini ele alalım. İyi bir mühendis, Bitcoin gibi çok
değerli bir ürün oluşturabilir. Ve yanlış iş üzerinde çalışan bir mühendis ise ya
da aynı kalitede bilgisi olmayan bir mühendis, aynı derecede yaratıcılığı,
üretkenliği düşünceli olmayan bir mühendis ise bir yıl boyunca çalışabilir,
ürettiği kod ise hiç bir işe yaramaz. Müşteriler bunu istemez.

Bu girdi ve çıktıların birbiriyle çok bağlantılı olmadığı bir iş örneğiydi. Burada


çalıştığınız saat süresi doğru orantılı olmak zorunda değildir.

Diğer aşırı uç bir örnekte ise, mesela bir ormancı iseniz en iyi ormancı bile
olsanız, aletler kullanmadığınızı varsayacak olursak, girdileriniz ve çıktılarınız
doğru orantılıdır. Balta veya testere kullanıyorsunuz sonuçta. Yani en iyi
ormancı en kötüsünden 3 kat daha iyi iş çıkarıyor diye baz alalım. Çok da fazla
bir fark oluşmuyor değil mi?
Bu nedenle, girdi ve çıktıların birbiri ile doğru orantılı olmadığı işlerde
olmalısınız. Bu işlerin sizin açınızdan kaldıraçlı olduğu işlere bakmanız
anlamına gelmektedir. Burada kaldıraçtan kasıt sadece Wall Street’te kullanılan
finansal kaldıraç olarak ele alınmamalıdır, bunun olumsuz bir algısı var.
Burada sadece araçlardan bahsediyorum. Bizler araçları kullanıyoruz.

Bilgisayar yazılım mühendislerinin kullandığı bir araçtır. Eğer ben araçları


olan, elektrikli testereleri olan, makineleşmiş sistemi olan bir ormancıysam,
sadece ellerini kullanan, ağaçları elleriyle kesen birinden çok daha avantajlı
olduğum kesindir.

Girdi ve çıktı arasındaki doğru orantıyı ortadan kaldıran araçlar ve kaldıraç


sistemidir. Yaratıcılık konusunda ne kadar yüksek yaratıcılığınız olursa, girdi ile
çıktı arasındaki doğru orantıyı da o kadar değiştirebilirsiniz.

Bu nedenle, bence eğer baktığınız işlerde girdi ve çıktılar arasındaki ilişki doğru
orantılıysa, bu süreçte zenginlik sahibi olmanız oldukça zor olacaktır.

Özgürlük için İmkanlarınızın Altında Yaşayın

Hayatlarını yükseltmekle meşgul olan insanlar bu özgürlüğü kavrayamazlar

İmkanlarının altında yaşayan insanlar özgürlüğe sahipler

Nivi: Zamanı kiraya vermek dışında kaçınılması gereken başka bir şey var mı?

Naval: Evet, bu konuda attığım iki tweet vardı. İlki hayat tarzınızı yükseltirken
bunu çok hızlı bir seviyede yapmamalısınız. Bunu sadece bir şekilde belirtmek
gerekirse imkanlarının altında yaşayan insanlar hayat tarzlarını yükseltmeye
çalışan ve bu özgürlüğü kavrayamayan insanlardan daha çok bu özgürlüğün
tadını çıkarabiliyor.
Bence bu çok önemli, yani hayat tarzınızı sürekli bir yükseltme çabası içerisinde
olmamak. Özgürlüğünüzün tadına çıkarmaktır önemli olan. Bu size hareket
etme özgürlüğü sağlayacaktır. Sade bir şekilde, biraz para kazanınca, eski
yaşam tarzınızı sürdürmeye bakın, böylece endişeleriniz azalır. Evinizi, yaşam
tarzınızı ve benzer şeyleri yükseltme telaşına kapılmayın.

En zararlı şeylerden biri eroin ve aylık maaştır

Diyelim ki saatlik ücretiniz 1000 Dolar. Buradaki sorun şu ki bu tür bir tarzınız
oluştuğunda, doğrudan 20 Dolar’dan 1000 Dolar’a geçiş yapmıyorsunuz. Bu
uzun soluklu bir kariyer şeklinde gerçekleşiyor.

Ve bu oldukça, para kazandıkça hayat tarzınızı adım adım yükseltiyorsunuz. Ve


böylece yaşam tarzınızı yükselttikçe zengin olduğunuzu düşünmeye
başlıyorsunuz ki bu sizi bu maaş tuzağının içerisine hapsediyor.

Kim söyledi tam hatırlamıyorum ama Nassim Taleb olabilir, şöyle demişti: “En
tehlikeli şey eroin ve aylık maaştır”. Çok haklı bir söz, çünkü oldukça bağımlılık
yapan bir şey bu. Zenginlik elde etme istediğiniz yöntem sürekli çalışarak fakir
olma durumudur.

İdeal olanı, ayrı öbekler şeklinde para kazanmaktır

Bu da teknoloji sektörünün nasıl çalıştığının bir örneği aslında. 10 yıl boyunca


para kazanamıyorsunuz, birden 11. yılda büyük bir ödeme alıyorsunuz.

Ki bu da aslında sözde zenginler için neden bu tür sıra dışı vergiler olduğunun
sebepleri arasında, çünkü en yüksek riski alan, üretken işler yapan kişiler on
yılını harcıyor, çok büyük bir risk alıyor ve deyim yerindeyse on yıl boyunca kan
kaybediyor ve doğal olarak da para kaybediyor.
Ve birden on birinci yılda veya on beş yılda, büyük bir ödeme alıyor. Sonra da
vergi dairesi kapınızda beliriyor ve “Bu yıl iyi para kazandınız, bu nedenle sen
zengin sayılıyorsun, bu nedenle de kötüsün ve bize ödemen gereken bir para
var” diyorlar. Bu da doğal olarak üretken risk alan meslekleri darmadağın hale
getiriyor.

Ama ideal olanı parça parça halde para kazanmaktır, uzun soluklu ama adım
adım şekilde, böylece hayat tarzınızı hızlı bir şekilde adapte etmenize gerek
kalmaz. Böylece kendinize “Tamam ben hallettim bu işi. Şimdi emekli oldum,
özgürüm. Ama şimdi çalışırken istediğim işi, istediğim için yapacağım, bu
yüzden çalışmaya devam edebilirim” diyebilirsiniz. Böylece daha fazla yaratıcı
özgürlüğünüz olacak ve para konusunda daha az endişelenmeniz gerekecektir.

Topluma Nasıl Elde Edeceğini Bilmediği


Şeyler Verin

Toplum size istediği şeyleri verirseniz ödeyecektir

Topluma istediği ama alamadığı şeyleri verin

Nivi: Saatlerinizi kiraya vererek zenginliğe erişemeyeceksiniz. Ama diyorsun ki


“Topluma istediği ama halen nasıl elde edeceğini bilmediği şeyleri vererek
zengin olabilirsiniz”.

Naval: Evet, bu doğru. Yani temelde önceden de konuştuğumuz gibi, para


bizim toplumdan “Sen iyi bir şeyler yaptın, bu nedenle bizim sana borçlu
olduğumuz şey de bu” olarak aldığımız bir metadır. Toplum istediği şeyleri
verdiğiniz zaman size gerekeni ödeyecektir, emin olun.

Ama şu da var, toplum halen bazı istediği şeyleri nasıl elde edeceğiniz bilmiyor,
eğer biliyor olsaydı size ihtiyacı olmazdı zaten. Zaten çoktan halledilmiş olurdu.
Evinizdeki, iş yerinizdeki ve hayatınızın herhangi parçasındaki her şey
zamanında teknolojik bir durumdu. Benzinin teknoloji olarak lanse edildiği
zamanlar vardı ki bu da Rockefeller’ı zengin etti. Arabanın teknoloji olduğu
zamanlar vardı ki bu da Ford’u zengin etti.

Bu nedenle, teknoloji bir takım, bir set, Alan Kay’ın da dediği gibi henüz doğru
düzgün işlemiyor. Bir şey tam anlamıyla performans sağlamaya başladığında
artık teknoloji olarak anılmıyor. Bu nedenle şunu söylemek yanlış olmayacak,
toplum sürekli yeni şeyler istiyor.

Ne sağlayabileceğinizi anlayın ve sonrasında bunu nasıl


hesaplayacağınıza karar verin

Eğer zenginlik sahibi olmak istiyorsanız, topluma ihtiyacı olan hangi ürünleri
sağlayabileceğinize karar verin, ki buna toplum nasıl ulaşacağını biliyor
olmasın ama bunu istiyor olsun, buna ihtiyacı olsun ve sizin de buna doğal bir
erişiminiz olsun, sizin yapabileceğiniz, sizin yetenekleriniz arasında yer alsın.

Ve sonrasında bunu nasıl hesaplayacağınıza karar verin. Çünkü bundan sadece


bir tane yapmanız yeterli olmayacaktır. Onlarca, binlerce, milyonlarca
sağlayabilmelisiniz ki herkes bundan faydalanabilsin.

Steve Jobs ve ekibi toplumun akıllı telefon ihtiyacını öngörebildiler. Toplumun


cebinde bilgisayara benzer bir ihtiyaç olduğunu kavradılar ve bunun
kullanımının kolay olması gerektiğini doğru bildiler. Bunu nasıl yapacaklarına
karar verdiler, bunu nasıl sağlayacaklarını belirlediler.

Ve birinci dünya ülkelerindeki herkesin cebine nasıl gireceklerini tespit ettiler,


aslında üçüncü dünya ülkelerinin ceplerine de nasıl gireceklerini hesapladılar.
Tüm bu çalışmalarının karşılığında da gerektiği gibi ödüllendirildiler ve bu
yüzden şu an Apple dünyanın en değerli şirketi konumunda.
Nivi: Ben bunu şöyle açıklamaya çalışıyorum, girişimcilerin amacı yüksek
teknolojiyi kitle topluma sunabilmektir.

Naval: Yüksek teknoloji olarak başlıyor. Ama ilk aşama yaratıcılık aşaması. İlk
önce bunu istediğin için yaratıyorsun. Bunu yapıyorsun çünkü nasıl yapacağını
biliyorsun, buna ihtiyacın var. Aslında bunu kendin için yapıyorsun, sonra
bunu diğer insanlara da vermek istiyorsun, bunu nasıl yapacağına karar
veriyorsun, sonrasında da zengin insanlarda bu ürünlerden oluyor.

Mesela, eskiden sadece zengin insanların şoförü vardı, işte lüks araçları vardı.
Sonra Uber geldi, herkesin özel aracı ve şoförü oluverdi. Şimdi görüyoruz ki
Uber sistemi transfer araçları sistemini devralmak üzere, çünkü bu daha
mantıklı, daha uygun. Benzer şekilde scooterlar var, bunlar daha uygun
seviyede. Bu nedenle, şunu söyleyebiliriz, eskinde sadece zenginlerin sahip
olduğu imkanları herkesin erişimine açabilmek.

Ama girişimcilerin işi bundan daha önce başlıyor, yaratmakla başlıyor. Esasen
girişimcilik sıfırdan bir şeyleri yaratma sanatıdır. Toplumun bunu isteyeceğini
tahmin etmek, bunun hesabını doğru yapabilmek ve kendini sürdürebilir
şekilde herkesin erişimine açabilmektir.

Uzun Süreli İnsanlarla Uzun Süreli Oyunlar


Oynayın

Hayattaki tüm dönüşler uzun süreli oyunlardaki bileşik çıkarlardan gelir

Uzun süreli insanlarla uzun süreli oyunlar oynayın

Nivi: Biraz da hangi sektörlerde çalışılması gerektiği konusunda konuşalım. Ne


tür bir iş sahibi olunmalı? Kimlerle çalışılmalı? Sen şöyle belirtmiştin: “Uzun
süreli insanlarla uzun süreli oyunlar oynayabileceğiniz sektörlerde yer
almalısınız.” Neden böyle demiştin?
Naval: Evet, bu söylem Silikon Vadisinin de diğer yüksek güvenli toplumların
da neden başarılı olduğunu anlatan bir durum. Esasen, hayattaki tüm dönüşler
bileşik çıkarlardan kaynaklanır. Bu ilişkilerde, para kazanmak veya öğrenmek
olsun, her şeyde geçerlidir.

Bu nedenle, bileşik çıkar çok önemli bir güçtür. Yani elinizdekiyle 1x olarak
başladığınız zaman, %20 artırarak 30 yıl boyunca devam ederseniz, 30 yıl
sonunda %20 artmış bir şekilde değil, bileşik şekilde sonuç elde edersiniz. Bu
bileşik çıkar o kadar büyür ki en sonunda devasa bir şey elde edersiniz. Bu iyi
niyet olabilir, aşk olabilir, ilişkiler olabilir veya para olabilir. Bu yüzden bileşik
çıkarın çok önemli bir güç olduğuna inanıyorum.

Uzun soluklu oyunlar oynayacak kabiliyetiniz olmalı. Uzun süreli oyunlar


sadece bileşik çıkarlar için değil, aynı zamanda güven konusu için de faydalıdır.
Mahkum ikilemi türü oyunlara bakacak olursanız, mahkumun ikilemine çözüm
dişe diş şeklindedir ki bu da geçen sefer sen bana ne yaptıysan ben de onu
yapacağım, eğer hatalar olduysa da affedeceğim şeklindedir. Ama bu mahkum
ikilemi tekerrür oyunlarda işe yarar yanı bu oyunu birden fazla gerçekleştirecek
olursak.

Bu nedenle, insanların birbirini tanıdığını ve birbirine güvendiği Silikon Vadisi


gibi bir yerdeyseniz, insanlar burada birbirlerine güvenirler. Birbirleriyle
işlerinde doğru hareket ederler, çünkü bu kişinin bir sonraki oyunda olacağını
bilirler.

Şimdi tabi ki bu her zaman işe yaramaz, çünkü Silikon Vadisi gibi yerlerde
insanlar bir hareketle gerçekten zengin olabilir ve bu nedenle bazen birbirlerine
ihanet edebilirler: “Bu seferki işle gerçekten iyi kazanacağım, o

yüzden umurumda değil” diyebilirler. Bu nedenle tüm bu hususlara istisnalar


olabilir.
Ama esasen gerçekten başarılı olmak istiyorsanız, farklı insanlarla çalışmanız
gerekecek. Ve kime güveneceğinizi bilmeniz ve böylece uzun süreli kimle
çalışabileceğinizi düşündüğünüz kişileri bulmanız ve onlarla süreci devam
ettirmeniz ve uzun vadede bileşik çıkarlar ve artan güven oyunu oynamanızı
daha kolay hale getirir ve böylece daha büyük ödülleri almanızı sağlar, bu da
genelde sonlara doğru gerçekleşir.

Örneğin, Warren Buffett ABD borsasında bir yatırımcı olarak oldukça başarılı
oldu, ama bunu yapabilmesinin en önemli sebebi ABD borsasının dengeli oluşu
ve yönetimler tarafından el konulmayışı gibi sebepler sıralanabilir. Veya
ABD’nin savaşlara sürüklenmemiş olması da burada sıralanabilir. Bu işlerin
yürütüldüğü platformun yok edilmemesi de belirtilebilir. Bu nedenle Buffett
örneğinde kendisi uzun süreli bir oyun oynuyordu. Ve burada güven faktörü
ABD borsasının stabil olmasından kaynaklanıyordu.

Endüstri değiştirdiğiniz zaman, sıfırdan başlarsınız

Silikon Vadisinde, güven küçük bir coğrafi alandaki insanlar arasındaki bağdan
kaynaklanmaktadır, burada siz kimlerle çalışabileceğinizi veya
çalışamayacağınızı zamanla anlayabiliyorsunuz.

Eğer alan değiştirirseniz, gruplarınızı da değiştiriyorsunuz demektir… Diyelim


ki ağaç sektörüne girdiniz ve burada bir çevre edindiniz. Sıkı çalıştınız ve bu
sektörde bir ürün üretmeye çalıştınız. Sonrasında aniden alakalı ama farklı bir
sektörde bir fırsat yakalıyorsunuz ama burada kimseyi tanımıyorsunuz, yine de
bu alanda para kazanmak istiyorsunuz.

Eğer sektör değiştirecek olursanız… “Hayır, benim aslında elektrikli araçlar için
şarj istasyonları hattı işine girmem gerekiyor” diyorsanız, bu mantıklı da
olabilir, bu gerçekten iyi bir fırsat da olabilir ama her ne zaman yeni bir sektöre
geçiş yapacak olursanız, burada sıfırdan başlamanız gerkecektir. Bu yeni geçiş
yaptığınız yerde kime güveneceğinizi ilk başta bilemeyeceksiniz. Onlar da size
güvenip güvenemeyeceğini bilemeyecektir.

Ama sektörler arası geçişler olduğunu da belirtmek gerekir. Sürekli birileri gelir
ve gider. Siyaset örneğin buna örnek olarak gösterilebilir. Siyasette insanlar
seçilirler, siyasette uzun süreli olan kişileri görmek mümkündür. Örneğin
Senato’da insanlar çok uzun zamandır yer alıyordur, kariyerleri bunun üzerine
kurulmuştur.

Siyasette yozlaşma gibi birçok olumsuz etken bulunmaktadır. Ama aynı


zamanda olumlu tarafları da vardır. Mesela bundan on yıl sonra diğer kişinin
halen aynı pozisyonda olacağını bilirler, birbirleriyle iş yapacaklarını bildikleri
için nasıl işbirliği yapacaklarını da zamanla öğrenirler.

Ama diğer yandan Temsilciler Meclisinde ki burada iki yılda bir seçim
gerçekleştirilir, sürekli yeni gelen kişiler bulunmaktadır. Buradaki kavgalardan
dolayı çok fazla iş halledilemez “Ben yeni geldim buraya, sizi tanımıyorum,
burada sizin bundan sonra olup olmayacağınızı da bilmiyorum, neden kendi
bildiğimi yapmak yerine seninle birlikte çalışmalıyım?” diye düşünülüyor
olabilir.

Bu nedenle, hangi sektörde uzun süreli bir oyun oynayabileceğinizi iyi seçmek
gerekiyor ve kiminle oynayabileceğinizi. Bu nedenle bu insanların da uzun
süreli burada olacaklarının sinyalini veriyor olmalı. Etik olacaklarının da. Bu
etik davranışları da eylemlerinden anlaşılır olmalıdır.

Uzun süreli oyuncular birbirlerini daha zengin hale getirirler

Nivi: Uzun süreli bir oyunda, herkesin birbirini zengin ettiği görülmektedir.
Kısa sürelilerde ise, herkesin kendisini zengin etmeye çalıştığı söylenebilir.
Naval: Bence bu harika bir özet. Uzun süreli bir oyunda, bu pozitif toplamlı bir
sonuç. Hep beraber bir ürün ortaya çıkarılır. Bu ürünün de gün sonunda
birlikte büyük olmasına çalışılır. Kısa süreli de ise ürün parçalara ayrılır.

Bu sosyalistler için bir bahane olmamalı sanırım. Sosyalistler ürün


oluşturmakla ilgilenmezler, günün sonunda gelip “Üründen bir parça istiyorum
ya da ürünün tamamını alırım” derler silahla görünerek.

Ama bence iyi bir lider kredi için uğraşmaz. İyi bir lider esasen insanları
etkilemeye çalışır, takımı işleri halleder. Sonrasında da adil oranlarda kim ne
kadar katkıda bulunduysa ya da en makul oranlarda kim ne kadar risk aldıysa
ya da kimin bıçağı en uzunsa, en keskinse ona göre parçalar dağıtılır.

Dönüşler yinelenen oyunlarda bileşik çıkarlardan kaynaklanır

Nivi: Bundan sonraki iki tweet ise “Yinelenen oyunlar oynayın, hayattaki tüm
dönüşler zenginlik olsun, ilişkiler olsun, bilgi olsun bileşik çıkarlardan
kaynaklanır”.

Naval: Biriyle iş yaparken, onları on yıldır, yirmi yıldır ya da otuz yıldır


tanımaya devam ettikçe, onlara güvenmeniz daha kolay olur ve böylece işler
daha da güzel olur. Kırılmalar azalır, daha büyük işler olur ve birlikte daha
önemli şeyler yapabilirsiniz.

Örneğin, en basit haliyle birisiyle evlenirsiniz, çocuklarınız ve beraber


büyütürsünüz. Bu bileşik çıkardır. Bir ilişkiye yatırım yapmaktır. Diğer
ilişkilerinize kıyasla bu ilişki paha biçilemez bir boyuttadır.

Bu aynı zamanda sağlık ve zindelik için de geçerlidir. Ne kadar zinde olursanız,


sağlıklı hayat sürme olasılığınız artar. Ama aynı zamanda, vücudunuzu ne
kadar hırpalarsanız, geri dönüşü de o kadar zor olur ve istediğiniz seviyeye
gelmek cesur adımlar gerektirir.
Nivi: Bileşik çıkarlara ilişkin, sanırım bir kaç tweet görmüştüm. Sanırım Ed
Latimore’a aitti. Tam emin değilim ama şöyle bir şeydi: “İlgiyi elde et ve bunu
kaybetme”. Yani burada söylenmek istenen başlangıç için bir ilgi, bir çekim
gücü elde edilmesi ve bunun sürdürebilmek.

Naval: Ben de tam hatırlamıyorum. Ama dediğin gibi bir şeydi “İlgiyi elde et ve
bunu asla bırakma” İyi bir önerme, evet.

İnternet Kariyer Olasılıklarını Oldukça


Genişletti

İnternet size herhangi bir nişi geliştirmenize olanak sağlıyor

İnternet kariyer olasılıklarını oldukça fazla genişletti

Nivi: Şimdi de bir sonraki tweete bakalım, ki ben bu tweeti üstü kapalı olduğu
kadar da ilginç buluyorum yani sahip olabileceğiniz iş veya kariyer anlamında.
Sen “İnternet kariyer olasılıklarını oldukça fazla genişletti, çoğu insan henüz
bunu tam olarak kavrayamadı” demiştin.

Naval: İnternetin her şeyden daha önemli birincil özelliği gezegen üzerindeki
insanları birbirine bağlıyor olmasıdır. Herkese ulaşabilirsiniz.

Onlara mail aracılığıyla kişisel olarak ulaşabilir, Twitter aracılığıyla ulaşabilir,


Facebook üzerinden bir şeyler paylaşarak ulaşabilir ya da bir internet sitesi
kurarak onların bu siteye erişmesiyle ulaşabilirsiniz.

İnternet herkesi herkese bağlıyor. Bu nedenle bağlayıcı bir araçtır. Herkesi


birbirine bağlıyor. Bu süper bir güçtür. Bu yüzden bu süper gücü
kullanmalısınız.
Bunun anlamanızı sağladığı şey, internetin ürünleriniz, yetenekleriniz veya
becerileriniz için gerekli olan izleyici kitleyi nerede olurlarsa olsun bulmanıza
yardımcı olmasıdır.

Örneğin Nenad’ın Illacertus olarak yayınladığı videolara internet öncesi


dönemde nasıl ulaşacaktınız? Bu tam anlamıyla… olurdu. Ne yapabilirdi ki?
Yapabileceği tek şey yaşadığı çevrede bilgisayarıyla dolanıp ekrandan bunları
göstermek olabilirdi. Ya da yerel sinema veya tiyatro merkezlerinde bunların
izlenmesi için uğraşabilirdi. Neredeyse imkansız bir şey. Şimdi bunları binlerce
kişiye ulaştırabiliyorsa bu internet sayesindedir.

Ve kaç kişi bununla ilgileniyor peki? Ya da bizim bahsettiğimiz konularla kaç


kişi ilgileniyor ya da ilgilenenlerden kaçı bunları anlıyor? Çok az kişiden
bahsediyoruz. Burada asıl mesele onlara ulaşabilmektir.

İnternet herhangi bir nişi geliştirmenize olanak sağlıyor

Bu nedenle, internet herhangi bir nişi geliştirmenize olanak sağlıyor ki bu da en


tuhaf nişlerden bile olabilir. Yılan toplayan insanların yaptığı gibi de olabilir,
balonlara binmeyi seven insanları yaptığı gibi de olabilir, küçük bir araçla
dünyayı gezmeyi isteyen insanların yaptığı gibi de olabilir, ya da minyatür
yemek pişirme gibi de olabilir. Şu an her yerde Japon minyatür pişirme modası
var. Ya da insanların evlerine giderek evleri tertemiz yapan kadının şovu var,
değil mi?

Yani hangi nişe ilginiz olursa olsun, internet buna erişmenize izin veriyor.
Burada bahsettiğim şey, illa bulacağınız şey bundan sonraki Facebook olacak,
milyarlara ulaşacak anlamında değil. Ama sizin gibi düşünen 50 bin kişiye bile
ulaşsanız, istediğinizi anlatacak bir kitleniz olacaktır.
İşin güzel tarafı gezegenimizde 7 milyardan fazla insan var. İnsan DNA’sının
dizilimi inanılmaz bir biçimde. Herkes neredeyse birbirinden çok farklı, bu
nedenle birbirine benzer, birbirinin yerini alacak neredeyse kimse yok.

Yani burada söylemeye çalıştığım şey “Tamam, Nivi’yi hayatımdan çıkardım,


başka biri gelir yerini doldurur. Bu kişi de tam Nivi gibi olacak. Ve benim de
aynı duygularım, aynı hislerim, aynı tepkilerim olacak.” Böyle bir şey mümkün
değil. Kimse kimsenin yerini alamaz. Herkesin eşsiz bir yeri vardır.

Bu nedenle, herkesin farklı yetenekleri var, farklı ilgi alanları var, farklı
takıntıları var. Bu farklılıklar da işte bu süper çeşitlilik gücünü oluşturuyor. Bu
nedenle herkes kendi eşsiz yeteneğinde oldukça yaratıcı başarılı olabilir.

Ama öncesinde bu önemli bile değildi. Çünkü öncesinde İtalya’da küçük bir
balıkçı kasabasında yaşıyor olsaydınız, bu balıkçı köyünde sizin eşsiz
yeteneklerinize ihtiyaç olmayabilirdi ve bu nedenle de var olan basit bir kaç
işten birini yerine getirmeniz gerekebilirdi. Ama şu an tamamen farklı,
tamamen eşsiz yeteneklerinizi sergileyebilirsiniz.

İnterneti kullanabilir, aradığınız kitleyi bulabilirsiniz. Bir iş kurabilir, ürünler


üretebilir, zenginlik elde edebilir ve sadece eşsiz yeteneğinizi kullanarak
insanları mutlu edebilirsiniz.

Bu nedenle kariyer olasılıkları oldukça genişledi. E-spor oyuncuları, Fortnite


oynayarak milyonlarca dolar kazanabiliyorlar. İnsanlar videolar kaydedip
bunları yayınlıyor. Youtuberlar, yayıncılar, blogerlar… Joe Rogan’ın

yayınları sayesinde 100 milyon dolar kazanacağına dair bir şey okumuştum. Ve
şu ana kadar 2 milyar kez indirilmiş.

PewDiePie mesela… Geçenlerde çok harika bir tweeti tekrardan tweetledim.


PewDiePie haber konusunda güvenilir bir numara isimlerden. Bu İsveç’ten bir
çocuk ama en iyi kablolu haber kanallarından daha fazla dağıtım yapıyor. Yani
eğlence kanalı bile değil.

Özgünlük sayesinde rekabetin önüne geçin

İnternet, eğer konusunda en iyi olursanız, herhangi bir nişi geliştrimenizde


oldukça etkili. Herkesin eşsiz olduğu gerçeğinden yola çıkacak olursak,
herkesin en iyi olduğu bir alan vardır. Kendisi olarak.

Gördüğüm başka bir tweetse, yani tweet dizisinde yer almadı ama göz ardı
edilmeyecek bir tweetti, oldukça sadeydi. Okuduğum şeyleri
indirgeyebiliyorsam çok seviyorum çünkü hatırlaması kolay oluyor: “Özgünlük
sayesinde rekabetin önüne geçin” oldukça sade bir söz.

Temel olarak, bir rekabet içerisindeyseniz benzer içerik üretiyorsunuz


demektir. Aynı şeyleri yapıyorsunuz demektir. Ama herkes farklıdır. Bu
nedenle birbirinizin ürettiklerini kopyalamak yerine kendi eşsiz ürünlerinizi
üretin.

Bizler taklit etmeyi seven yaratıklarız, René Girard’ın da bu konuda taklit


teorisi bulunmakta. Ama bence bundan çok daha basit. Taklit etmeyin. Sadece
kendinize has olanı yapın. Kopyalamayın, taklit etmeyin. Kendiniz
olduğunuzda kimse sizi geçemez. Bu kadar da basit bir durum.

Ne kadar kendinize özgün olursanız, o kadar da yaptığınız işi sevecek ve böylece


daha az rekabet içerisinde yer alacaksınız. Sizi kimsenin kendiniz olduğunuz
durumda geçemeyeceğini bilerek hareket ederseniz, özgünlüğünüz sayesinde
rekabeti de aza indirgeyeceksiniz. Bu internet öncesi dönem için çok da işlevsel
olmayan bir tavsiye olurdu ama şimdi bunu bir kariyer haline
dönüştürebilirsiniz.
Zeki, Enerjik, Dürüst Ortaklar Seçin

Bu üçünden herhangi birinden feragat edemezsiniz

Zeki, enerjik, dürüst iş ortakları seçin

Naval: Birlikte çalışacağınız insanları seçme konusunda, zeki, enerjik, dürüst


insanlar seçmeye çalışın. Ben bu üç özelliğin herhangi birinden feragat
etmemelisiniz.

Zeki birine ihtiyacınız var, yoksa yanlış yerlere gidebilirler. Bu durumda siz de
doğru yerde bulunamazsınız. Enerjik birilerine ihtiyacınız var çünkü dünyamız
zeki ama tembel insanlarla dolu.

Hepimiz hayatımızdaki gerçekten zeki ama parmağını oynatmak istemeyen


yatağından çıkmayan insanları biliyoruz. Aynı zamanda zeki olmayan enerjik
insanları da biliyoruz. Sıkı çalışırlar ama tabiri caizse yanlış yöne koşuyorlardır.

Burada akıllı derken, aşağılayıcı anlamda kullanmıyorum. Biri akıllı diğer salak
anlamında değil. Herkesin başarılı olduğu, zeki olduğu konular vardır. Bu
açıdan yapacağınız şeyin ne olduğuna bağlı olarak, o konudan anlayan, akıllı
birini bulmalısınız.

Ve sonrasında enerji konusunda, çoğu zaman insanlar bazı konularda motive


edilmiş değildir, ama farklı şeyler için motivedirler. Örneğin, kimileri bir işe
gitmeyi ve ofiste oturmaya motive durumda değildir, ama boya yapmaya
motive durumdadır.

Bu durumda bu kişilerin boyacı olması gerekir, internette bu sanatlarını


sergiliyor olmalılar. Bundan nasıl bir kariyer elde edeceklerini bulmaları
gerekir, ofiste boyunlarında kravatla zaman harcamak yerine.
Ve tabi ki de dürüstlük çok öenmlidir, çünkü diğer türlü zeki ve enerjik birini
bulursanız, bu iki özelliği olan çalışkan ve akıllı kişi sizi yüzüstü bırakabilir. Bu
nedenle bu kişilerin dürüst olup olmadığına da karar vermelisiniz.

Ve bunu konuştuğumuz üzere, yapış şekliniz sinyaller sayesindedir. Sinyaller de


yapılan şeylerdir, söylenen şeyler değil. Bunlar kimsenin bakmadığı
düşünüldüğü zamanlarda yapılan sözel olmayan şeylerdir.

Motivasyon içinden gelmeli

Nivi: Enerji konusunda, Sam Altman’ın söylediği şu ilginç şey vardı,


delegasyon konusunda tam olarak şöyle diyordu: “Delegasyon konusunda çok
önemli bir husus var, sizi temsil edecek insanları seçerken onlardan
yapmalarını istediğiniz konularda gerçekten iyi iş çıkaracak kişileri seçmeniz
gerekir”.

Bu çok açık ve net bir durum, bu nedenle siz de yapmalarını istediğiniz şeyleri
doğal bir şekilde yapacak kişilerle ortak olmaya çalışın.

Naval: Evet, ben yapmalarını istediğim şeyi içten istemeyen biriyle, kişilerle
çalışmam veya işe almam ya da bu tür bir ortaklığa girmem.

Daha genç yaşlarda, insanları konuşarak ikna edeceğime inanırdım. Ben


insanlara bir şey yapabilecekleri fikrini verebileceğime inanırdım. Bunu
yapamazsınız. Onları motive olmuş bir şekilde tutamazsınız. Başlarda onları
etkileyebilirsiniz. Yani Kral Henry iseniz ve onları bir savaşa sürüklemek
üzereyseniz, bu işe yarayabilir ilk başta ama sonrasında bunu anlayacaklardır.

Ama birilerini uzun süreli bir şekilde motive bir halde tutmayı düşünüyorsanız,
bu motivasyon içten gelmesi gerekmektedir. Bunu öylece oluşturamazsınız,
içlerinden bu motivasyon gelmiyorsa da bunu zaten destekleyemezsiniz. Bu
nedenle çalıştığınız insanların enerjik olduğundan ve yapmalarını istediğiniz
şeyleri yapmayı ve üzerinde çalışmalarını istediğiniz şeyleri yapmayı istiyor
olduklarından emin olmalısınız.

Dürüstlük söylediklerine rağmen ne yaptıklarıdır

Sinyalleri okumak oldukça ama oldukça önemlidir. Sinyaller insanların


söyledikleri şeylere rağmen yaptıklarıdır. Bu nedenle alttan verilen sinyallerin
okunması ve anlaşılması oldukça önemlidir. Bundan o kadar emin olabilirsiniz
ki eğer birisi restoranda garsona veya çalışan birine kötü davranıyorsa, size de
kötü davranması an meselesidir.

Eğer birisi düşmanı olarak gördüğü kişiyi alt ediyorsa, onlara karşı acımasızsa,
işte belirli bir zaman sonra da sizi dost yerine düşman görebilir ve size aynı
durumu yaşatmak isteyebilir. Yani kısacası sinirli, kindar, zalim

ve kısa süreli düşünen insanlar hayatlarındaki çoğu konuda zaten böyle


düşünmektedirler.

İnsanlar tuhaf bir şekilde tutarlıdır. Onlar hakkında öğreneceğiniz şeylerden


biridir bu. Uzun süreli insanlarla görüşmek istiyorsanız, etik görünen insanları
bulmanız gerekmektedir.

Örneğin, şirketine yatırım yaptığım bir arkadaşım vardı, şirket başarısız oldu ve
bu süreçte tüm yatırımcıları silip atabilirdi. Ama bunun yerine şirkete daha
fazla şahsi parasını aktardı ve sonunda nihayet kendi şahsi parasıyla
desteklerinin ardından şirket oldukça başarılı oldu. Ve bu süreçte de hiç bir
yatırımcısını silip atmadı.

Ve bunun için ben oldukça minnettarım kendisine. Kendisine “Yatırımcılarına


olan yaklaşımın gerçekten muhteşemdi, onları silip atmadın” dedim. Bunu
söylediğim için gücendi biraz aslında ve “Ben bunu senin için veya yatırımcılar
için yapmadım, bu benim kendi değerlerime verdiğim önem içindi. Benim için
önemli olan da bu, böyle yaşamak istiyorum” dedi. İşte bu tür insanlarla
çalışmak istersiniz.

Benzer bir söz de var bu konuda ki bunu da tweet olarak paylaşmıştım. Bunu da
bir yerlerde okumuştum, kendi sözüm değil yani bu. Ama birazcık üzerinde
çalıştım, değişiklikler de yaptım: “Özsaygı kendine layık gördüğün şöhretindir”.
Bunu her zaman bilirsiniz.

Bu nedenle, iyi insanlar, manevi değerleri olan insanlar, etik insanlar, çalışması
kolay insanlar, güvnilir insanlar, bu insanların çok fazla özsaygısı vardır çünkü
kendileriyle barışık insanlardır, bunu çok iyi anlarlar.

Bu ego değildir. Özsaygı ve ego farklı şeylerdir. Ego konusunda farklı


düşünülebilir ama özsaygı konusunda en azından kendi etik kurallarınıza göre
yaşıyor olduğunuzu hissedersiniz.

Ve şu bir gerçek ki dürüstlüğü konusunda şüphe olan insanlarla çalışmak


oldukça zordur. Kimin dürüst olup olmadığını da anlamak oldukça zordur.
Genelde bir insan ne kadar çok dürüst olduğundan bahsediyorsa, aslında tam
tersi durum geçerli diyebiliriz.

Bu statü sinyali vermek gibi bir durumdur. Alanen bir şekilde statüden
bahsediyorsanız, yüksek statüden bahsediyorsanız abartılı bir şekilde, bu basit
statü hareketidir. Eğer ne kadar dürüst olduğunuzdan, güvenilir olduğunuzdan
veya düzgün olduğunuzdan bahsediyorsanız, o kadar dürüst ve güvenilir
değilsinizdir. Bu düzenbazların standart özelliğidir.

Bu nedenle, tamam bir sektör seçin ve burada uzun süreli bir oyunu, uzun
süreli kimlerle oynayabileceğinize karar verin.
Rasyonel İyimserle Ortak Olun

Kötümser ve çıkarcı kişilerle ortak olmayın, onların inançları gerçekleşir

Kötümselerle ortak olmayın

Nivi: Son tweete bakalım. Son tweette “Kötümserler çıkarcılarla ortak olmayın.
Onların inançları gerçekleşir”.

Naval: Evet. Esase, bir şeyler yapabilmek için rasyonel bir iyimser olmanız
gerekir. Rasyonel olarak dünyanın gerçekte ne olduğu görmeniz gerekir. Kendi
yetenekleriniz konusunda da neleri yapıp neleri yapamayacağınız konusunda
da çekimser olmalısınız.

Hepimizin etrafında sürekli kötümser insanlar vardır, her şeyi kapatan


kişilerden bahsediyorum. Herkesin hayatında bu tarz kişilerden vardır, değil
mi? Bu kişiler her şeyi eleştirir ve her şeyi küçümser.

Bu kişiler sadece kendileri büyük şeyler başaramayacak olmayıp aynı zamanda


etraflarındaki kişilerin de harika şeyler elde etmesine engel olacaktır. Hayat
amaçlarının bu olduğuna inanırlar çünkü. Eğer bir çözüm bulabiliyorsanız
boşlukları doldurabilmek önemlidir, ama ancak bir çözüm bulabiliyorsanız.

Askeriyede bir söz vardır “Ya yönet, ya yönetilen ol ya da ortadan çekil”. Ama
bu insanlar dördüncü bir şık istiyorlar, yönetmek istemiyorlar, yönetilmek de
istemiyorlar aynı zamandan ortadan da çekilmek istemiyorlar. Bunun yerine
neden işlerin istenildiği gibi olmayacağını anlatmak istiyorlar.

Tanıdığım tüm başarılı insanların eyleme geçme özelliği var. Yani bir şeyler
yapıyorlar. Bir şeyin olup olmayacağını anlamanın en iyi yöntemi, bunu
yaparak görmektir. En azından ilk adımları atarak olup olmayacağına karar
vermektir.

Bu yüzden, hayatta başarılı olmak istiyorsanız, zenginlik sahibi olmak


istiyorsanız, iyi ilişkiler sahibi olmak istiyorsanız, zinde olmak istiyorsanız ya da
en basit haliyle mutlu olmak istiyorsanız, ne elde etmek istediğinize dair
harekete geçmeniz gerekmektedir.

Rasyonel iyimserlerle ortak olun

Ve bu konuda iyimser olmalısınız. İrrasyonel bir şekilde değil ama.


Biliyorsunuz ki hayatta olmayacak, değmeyecek bir şeyi körü körüne
kovalamak kadar kötü bir şey yoktur.

Bu nedenle rasyonel iyimserler diyorum. Rasyonel olmak zorundasınız. Tüm


artıları eksileri görmelisiniz. Olumsuz yanlarını bilmelisiniz, ama umudunuzu
kaybetmemelisiniz.

Bu hayatta tek bir hayatınız. Neden büyük bir şey yapmayacaksınız ki? İşte bu
yüzden Elon Musk’ı seviyorum, çok fazla insanı etkileyebiliyor, çok cesur
hareketlerde bulunuyor ve insanların büyük düşünmelerine yardımcı olabilmek
adına örnek davranışlar sergiliyor.

Basit şeyleri bile yapabilmek çok fazla çaba gerektiriyor. Köşedeki manavın
sahibinin Elon Musk’tan daha az çalıştığını düşünmüyorum ya da ondan daha
az çaba sarf ettiğini düşünmüyorum. Belki de daha fazla bile çalışıyordur.

Ama nedeni eğitim olsun, başka şartlar olsun, büyük düşünme şansları olmadı,
doğal olarak da sonucu da büyük olmadı. Bu nedenle büyük düşünmeliyiz. Açık
bir şekilde, rasyonel bir şekilde, elinizdeki imkanlar ölçüsünde iyimser kalarak
yapmalısınız bunu.
Çıkarcı ve kötümserlerin söyledikleri şey, talihsiz bir durum ama genelde şöyle
diyorlar “Vaz geçtim. Bir şeyler yapabileceğime inanmıyorum. Ve bence bu
dünyada kimsenin bir şey yapabileceğine inanmıyorum. Neden bir şeyler
yapmalısınız ki ayrıca, çünkü başarısız olursanız ben haklı çıkarım. Başarılı
olursanız da beni kötü gösterirsin.”

Bizler kötümserlerin soyundan geliyoruz

Nivi: Evet, bence de rasyonel bir çıkarcıdansa rasyonel olmayan bir iyimser
olmak daha iyidir.

Naval: Neden bir iyimser olmanız gerektiği konusunda tamamen rasyonel bir
çerçeve var. Tarihsel olarak, iki bin yıl, beş bin yıl, on bin yıl geriye gidecek
olursak, iki kişi ormanda giderken bir kapsan sesi duyarlar. İyimser olan der ki
“bence bizim tarafa gelmiyor”. Diğeri de diyor ki “Ben kötümserim ve buradan
gidiyorum”. Böylece kötümser kaçıp kurtulur, iyimser olan da kaplan
tarafından yenir.

İşte bu nedenle bir kötümserlerin soyundan geliyoruz. Biz genetik olarak


kötümser olarak yaşam mücadelesi verebiliyorduk. Ama içerisinde
bulunduğumuz modern toplum çok daha güvenli. Sokaklarda yürüyen
kaplanlar yok. Yani tam bir felaketle sonuçlanacak bir hayatınız olma olasılığı
çok düşük, bundan da kaçınmalısınız zaten.

Ama genel olarak bakacak olursak olumlu şeylerin sınırı yokken, olumsuz
şeylerin oldukça sınırlı. Bu nedenle modern topluma adapte olabilmek
kötümser yanınızı törpülemek ve çok az rasyonel olmayan iyimser fikirlere
sahip çıkmak gerekiyor çünkü olumlu yanları sınırsız. Bir sonraki SpaceX,
Tesla, Uber tarzı girişimi siz yapacak olursanız, toplum için milyarlarca dolarlık
bir şey yapmış olur ve kendinizi ve dünyayı değiştirme şansı yakalarsınız.
Ve başarısız olursanız, ne olabilir ki? Birazcık yatırımcıların parasını kaybetmiş
olursunuz ve zaten bu da sizin başarılı olup olmayacağınıza dair yaptıkları
iddiadır.

Geçmişte kötümser olmak mantıklıydı. Bugün ise iyimser olmak gerekli,


özellikle de birinci dünya ülkelerin birinde yaşıyor ve gerekli eğitimleri
aldıysanız. Hatta üçüncü dünya ülkelerinde bile. Bence üçüncü dünya
ülkelerindeki ekonomik fırsatlar daha da fazla.

Kaçınmanız gereken tek şey ise bozgun riskidir. Bozgundan kastım da


hapishaneden uzak durmak. Bu nedenle legal olmayan hiç bir işe karışmayın.
Hiç bir şey hapishane kıyafeti giymeye değmez. Ve feci kayıplardan da uzak
durun. Bu da fiziksel olarak size zarar verecek, vücudunuza zarar verecek
şeylerden kaçınmanız demektir.

Sağlığınıza dikkat etmelisiniz. Elinizdeki sermaye ve birikimleri kaybetmenize


neden olacak şeylerden de kaçının. Bu nedenle tek seferde kaybedebileceğiniz
şeylerden uzak durun. Sadece rasyonel iyimser işlerde olumlu kazanç
olasılıklarını değerlendirin.

BOCTAOE

Nivi: Bence senin fikirlerini deneyecek gerçekleştirmeye çalışacak insanlar var,


ne kadar uzak görünürse görünsün senin fikirlerinin üzerine inşa etmeye
çalışacak insanlar vardır. Ve tabi tüm açık istisnaları listeleyecek, ne kadar açık
olursa olsun listeleyecek insanlar var.

Ve çok şükür ki iş dünyasına girişte, size açık istisnaları veren insanlara çok
fazla maruz kalmıyorsunuz, yani işe yaramayacağını söyleyen insanlara. Artık
daha fazla bu tür insanlara maruz kalmıyorum.
Naval: İşte bu Twitter’ın var olma sebebi. Scott Adams buna o kadar sinir
olmuş ki bir söz öbeği, kısaltma bile bulmuş yani “tabiki açık istisnalar vardır”
BOCTAOE. Ve bu kısaltmayı bir süre boyunca da makalelerinin sonunda
kullanmayı sürdürdü.

Ama şimdi Twitter’da mızmız insanlarla doldu. Ama diğer yandan senin de
belirttiğin gibi, Silikon Vadisi olumlu olasılıkların o kadar geniş olduğunu fark
etti ve artık kapüşonlu kıyafet giyen ve elinde kahvesiyle gezen kimseyi
küçümsemiyor artık. Çünkü farklı görünüyor olması bir sonraki Mark
Zuckerberg veya Reid Hoffman olmayacağı anlamına gelmez.

Bu nedenle, herkese saygıyla davranmanız gerekir. Her fırsatı değerlendirmeniz


gerekir, ve fırsatlar dünyası sınırsızlıklarla dolu, diğer yandan olumsuzluklar ise
finansal araçlar ve imkanlar konusunda oldukça sınırlı.

Özel Bilgi Oldukça Yaratıcıdır veya Tekniktir

Özel bilgi teknolojinin, sanatın ve iletişimin eşiğindedir

Özel bilgi çıraklıkla öğrenilebilir

Naval: Özel bilginin öğretilebileceği kapsamında, bu işi yaparaktır. Bu çıraklık


sayesindedir. Bu yüzden en iyi işler, en iyi kariyerler çıraklık ya da kendi
kendine öğrenilen işler üzerinedir çünkü bunlar henüz toplumun nasıl
otomatikleştireceğini öğrenemediği, fark edemediği şeylerdir.

Burada klasik hikaye Warren Buffett’ın okuldan ayrıldığında Benjamin


Graham’ın yanına gitmesidir. Benjamin Graham Intelligent
Investor’un yazarıydı ve değer yatırımcılığını modernize edip bir değer olarak
sunan kişiydi. Ve Warren Buffett Benjamin Graham’a giderek onun için ücretsiz
çalışmayı teklif etti.
Ve Graham da “Aslında, sana çok fazla ödüyorum, ücretsiz çalışman bile çok
fazla ödeme” demiş. Graham’ın sözüne bakacak olursanız gerçekten de çok
doğru. Graham’ın Buffet’a vereceği türden bir çıraklık eğitimi düşünüldüğünde
aslında Buffet’ın çok fazla ödeme yapması gerekiyordu. Bu da size bu
yeteneklerin çok değerli olduğunun bir örneğidir.

Özel bilgi genellikle oldukça yaratıcı veya tekniktir

Özel bilgi de teknik ve yaratıcıdır. Bu teknolojinin, sanatın ve iletişimin eşik


noktasındadır.

Bugün bile, örneğin, fikirleri milyonlarca kişiye ulaştırmayı inanılmaz başarılı


olan mem oluşturan binlerce kişi var internette. Ya da etkili bir örnek verecek
olursa Scott Adams da iyi bir örnek olabilir. Kendisi dünyadaki en etkili
kişilerden biri olmak üzere yani doğru tahminler yaprak, ikna edici delil ve
videolar sunarak.

Ve bu özel bilgiyi kendisi yıllardır biriktiriyor ve çocukluğundan beri hipnozla


ilgilendiğinden çizgi filmlerle nasıl iletişim kuracağını biliyordu, Periscope’ta
erken söz sahibi oldu ve iletişim konusunda oldukça fazla pratik yapıyor ve
konuyla ilgili tüm kitapları okuyor ve her gün bu şekilde ilerliyor. Kız
arkadaşına bakacak olursanız da o da güzel Instagram modellerinden biri.

Bu da yıllar boyu özel bilgi birikimi yapmış birine bir örnektir. Oldukça yaratıcı,
teknik oldukça fazla öğeden oluşuyor ve hiç bir zaman
otomatikleştirilemeyecek.

Bu yeteneğini kimse ondan alamaz, çünkü Scott Adams adı altında bir marka
olarak hesap verilebilir durumda, Periscope’un sağladığı avantajlarla işlerine
devam ediyor ve Dilbert çizimleri yaparak kitaplar yazıyor. Bu marka üzerinde
oldukça çok fazla avantaj sağladı kendisine ve eğer daha fazlasına sahip olmak
isterse, bunun üzerine bir zenginlik yaratabilir.
Özel bilgi kişi ve duruma özgüdür

Nivi: Bunu kişiye özgü bilgi olarak mı yoksa daha farklı bir anlam yüklememiz
gerekir?

Naval: Biliyorsunuz, çok gençken bu çerçeve fikir aklıma gelmişti. Yıllardan


bahsediyorum. Muhtemelen 30 yılı geçmiştir. Bu nedenle özel bilgi benimle
beraber ve bu yüzden de bu şekilde düşünüyorum.

Bunun deneyip değiştirmeme sebebim diğer terimlerin çok farklı yönlerde


anlam yüklenmiş olmasıdır. Ama en azından özel bilgi böyle değil. Bunu
tekrardan değiştirebilirim.

Eşsiz bilgi terimindeki sorun şu ki tamam belki bu eşsiz olabilir ama eğer ben
bunu başkasından öğreniyorsam, bu zaten eşsiz değildir, çünkü iki taraf da
biliyordur. Yani o zaman da buna eşsiz demek çok doğru olmaz, duruma göre
çok özgü bir şeydir, kişiye özgüdür, soruna özeldir ve daha büyük bir ilginin,
çıkarın ve o alanda harcanan zamanın parçasıdır.

Bir kitabı alıp öylece bunu okuyarak edinemezsiniz, tek bir kurs ile de
öğrenilemez ve tek bir algoritmayla da programlanamaz.

Özel bilgiyi bir araya getirme konusunda kasten davranamazsınız

Nivi: Scott Adams’tan bahsetmişken, kendisinin %25’lik kesime 3 veya fazla


şeyi bir arada yaparak nasıl girebileceğinize ve bu yönde kariyerinizi nasıl
şekillendirebileceğinize dair bir bloğu var. Bunu yaparak, %25’lik alanda bu üç
şeyi yapan tek insan olarak siz karşımıza çıkıyorsunuz.

Bu yüzden bir şeyde en iyi olmaya çalışmak yerine 3 veya daha fazla şeyde
oldukça iyi olmaya çalışıyorsun. Bu yöntemle mi özel bilgi oluşturulabiliyor.
Naval: Ben aslında en iyi yöntemin içten gelen ilgilerinizi takip etmek
olduğuna inanıyorum. Aklınızın bir ucunda, bunu hissedebilirsiniz, bu ilgiyi
sevdiğim için bu sayede finansal yönlerden bakabiliyorum.

Ama bunu siz kasıtlı bir şekilde oluşturmaya çalışacak olursanız, eğer para
odaklı hareket edecek olursanız, o zaman doğru şeyi seçmemiş olacaksınız. Yani
sevdiğiniz şeyi yapmadığınız için çok derinlere inemeyeceksiniz.

Scott Adams’ın gözlemleri oldukça başarılı, istatiksel olarak da kanıtlanmış.


Sahip olunacak bilgi konusunda insan ırkının 10 bin alanı olduğunu varsayacak
olursak, bu 10 bin alandan ilki zaten alınmıştır.

Eğer verilen konudaki 10 bin alandan birinde en ilgili kişilerden biri siz
değilseniz, başka birisinin bu kişi olacağından emin olabilirsiniz.

Ama birleştirmeye başladığınızda, en iyi satış yetenekleri, iyi yazım becerisi,


muhasebeyi iyi bilen ve finanstan iyi anlayan biri olduğunuz zaman, bu birleşik
yeteneklere ihtiyaç doğduğu zaman, bu durumda 10 bin kombinasyondan
milyonlara kadar yeterince genişletmiş bulunmaktasınız. Böylece daha az
rekabet içerisinde olacaksınız.

Ayrıca, azalan getiriler olmaktadır. Bir şeyde en iyi olmaktansa 3–4 farklı şeyde
en üst yüzde 5’lik dilimde olmak çok daha kolay olacaktır.

Doğal olduğu düşündüğünüz alanlarda özel bilgi geliştirin

Bence bu oldukça yararcı bir yaklaşım. Ama önemli olan şey bunları kasıtlı bir
şekilde bir araya getiremezsiniz çünkü doğal olan alanlarda bir araya getirmeyi
istersiniz. Herkesin doğal olduğu alanlar vardır.
Hepimizin bildiği bir söz vardır “Bu kişi insanlarla tanışma konusunda çok
doğal, bu kişi doğuştan sosyal, bu kişi doğal programcı, o kişi doğal okuyucu”
gibi. Bu nedenle doğal olduğunuz alanları olduğundan fazla sahiplenin.

Ve sonrasında sizin doğal olduğunuz birden fazla alan vardır, çünkü insanlar
karmaşıktır. Bu nedenle doğal olduğunuz alanlarda ilerlemeyi ve otomatik
olarak yaptığınız şeyleri kombine etmeyi isteriz ki böylece sadece ilgimiz olan
şeyleri eğlenceli bir şekilde yaparak en üst %25’lik, %10’luk veya %5’lik kısımda
yer alabiliriz.

Kendinizi Özel Bilgilerle Donatın

Gerçek merakınızı takip ederek özel bilgiye erişebilirsiniz

Kendinizi özel bilgilerle donatın

Nivi: Gerekli olan bilgiler konusunda bir şeyler söylemek ister misin, özellikle
de özel bilgi, sorumluluk, muhakeme, kendinizi geliştirme gibi özellikler
hakkında. Bu konudaki tweetinde “Kendinizi özel bilgilerle, sorumluluk biliciyle
ve kendinizi geliştirme yeteneğiyle donatın” demiştin. Ve bence muhakeme
yeteneğini de konuşmak gerekir, sen o tweette bundan bahsetmemiştin.

Naval: Para kazanmak istiyorsanız, size makul bir ölçüde ödeme yapılması
gerekiyor. Neden siz sorusunun cevabı, sorumluluk bilincidir, makul ölçüde
kısmı da sizin kendinizi geliştirme oranınızla alakalıdır ve neden başkaları
değilde bu parayı size vermeliler sorusunun cevabı da özel bilgidir.

Bu nedenle, bu tweet dizisinde elde edilmesi en zor özellik sanırım özel bilgiyle
kendinizi donatmanızdır. Muhtemelen de insanların en çok kafasının karıştığı
kısım da budur.
Şimdi şöyle bir anlayışımız var, her şey okulda öğretilebilir, her şeyi okulda
öğrenebiliriz. Ama her şeyin öğretilebilir olduğu doğru bir bilgi değil. Gerçek şu
ki asıl önemli olan çoğu şey öğretilemez. Ama her şey öğrenilebilir. Be öğrenme
çoğu aşamada ya sizin içinizden karakterinizdeki DNA’dan kaynaklanır, ya
ileriki yaşlarda öğrenmesi çok zor olan yumuşak yetenekleri çocukluğunuz
süresince öğrenirsiniz ya da bu oldukça yeni bir şeydir, kimse bilmiyordur, o
özel alandaki temel muhakeme yeteneğinizle oldukça karmaşık olan bir şeyi işi
yaparak öğrenirsiniz.

Verilen klasik örnek yatırımdır genelde ama bu herhangi bir şey olabilir. Bu tır
filosunu yönetmeyi öğrenmek de olabilir ya da hava durumunu tahmin etmek
de.

Bu nedenle özel bilgi sizin asıl ilgilenmeniz gereken bilgidir. Özellikle


hayatınızın sonraki aşamalarındaysanız, 20’lerden sonra diyecek olursak, özel
bilgi konusunu çok da seçme şansınız olmayacaktır. Bunun yerine o

zamana kadar nelere sahipseniz ona odaklanmalı ve bunun üzerine ne inşa


edebileceğinize bakmalısınız.

Özel bilgi eğitimle olmaz

Özel bilgi konusunda fark edeceğiniz ilk önemli şey bunun için eğitilemeyecek
olmanızdır. Eğer siz bu konuda eğitim alabilecekseniz, bunun için bir kursa
giderek öğrenecekseniz, zaten başkaları da böyle yapabilir ve böylece herkesi bu
konuda eğitebilir, birçok kişi bu konuda söz sahibi olabilir. Hatta ve hatta
bilgisayarları da bu konuda programlandırabilir ve böylece robotları kodlayarak
bunları yerine getirmelerini sağlayabiliriz.

Bu nedenle, böyle olsaydı sizin yerinize başkaları olabilirdi ve size sadece asgari
ücret ödeyerek bunu yapmanız sağlanırdı, çünkü sizin yerinizi alabilecek, sizin
sahip olduğunuz bilgilerle donatılacak birçok kişi olurdu. Bu yüzden
getirileriniz eğitim masraflarınıza devrolur ve bu eğitime yaptığınız yatırımlar
size getiri olurdu.

Bu nedenle, gerçekten özel bir bilgi sahibi olmak istiyorsanız, özellikle en iyi ve
bu konuda size ödeme yaptıracak özel bilgi konusunda eğitiminizi
yoğunlaştırmanız gerekmektedir.

Merakınızı takip ederek özel bilgiye erişebilirsiniz

Örneğin, psikoloji konusunda eğitim alan biri sonrasında gidip satış temsilcisi
olabilir. Eğer gerçekten satış konusunda yetenekliyse, satış konusuna başlamak
için oldukça avantajlıdır, buna ek olarak psikoloji bilgisi de ek avantaj sağlar ki
böylece kendisini daha donanımlı hale getirir ve daha başarılı satış temsilcisi
olacaktır.

Ama içten iyi bir satış becerisi yoksa, buna rağmen psikolojiyi kullanarak satış
yapmayı planlıyorsa, bu işte istedikleri başarıya ulaşamayacaklardır.

Bu nedenle, özel bilgi daha çok içten gelen yeteneklerinizi takip ederek elde
edebileceğiniz, içinizdeki gerçek merakla ortaya çıkarabileceğiniz, içtenlikle
keşfedebileceğiniz bir şeydir. Bu en popüler iş neyse onun okuluna gitmek gibi
bir şey değildir, ya da yatırımcıların en faydalı olduğunu belirttiği yatırımı
yapmak gibi bir şey değildir.

Genelde bu özel bilgi, bilginin eşiğinde yer alır. Bir anda keşfedilen türden bir
bilgidir bu ya da zor olup da fark edilen bilgidir.

Bu nedenle, bir şey içinizde yoksa, içinde bu iş olan kişi sizden daha iyi
performans sağlayacaktır. Sizden biraz daha iyi performans sağlamakla
kalmayacaklar, size fark atacaklar çünkü fikirler dünyasında iş yapıyorsunuz ve
bileşik çıkarlar gerçekten çok etkili, gerçek avantajlar, kişinin kendisini
geliştirmesi oldukça fark yaratıyor.
Yani siz bin faktör avantajıyla hareket ediyorsanız ve %80 etkinseniz, %90 etkin
olan kişi size kıyasla yüzlerce kez fazla ödeme alacak, avantajlarından dolayı,
bileşik çıkarlardan dolayı ve etkinliğinin fazla olmasından dolayı. Bu nedenle
gerçekten bir konuda oldukça etkili olmak istiyorsanız, bu konuda içten gelen
merak çok etkilidir.

Özel bilgiyle donanmak size oyun gibi gelecek

Genelde bu oturup kararlaştırdığınız bir şey değildir, daha çok gözlem


sayesinde bulunan bir şeydir. Tüm hayatınıza şöyle bir bakıp gerçekten ne
konuda iyi olduğunuza karar vermelisiniz.

Örneğin, ben aslında bilimadamı olmak istemiştim, ve etik hiyerarşimin geldiği


kısım da bu. Ben bilimadamlarının insanlık tarihinde üretim zincirinin en
üstünde olduğuna inanıyorum. Çığır açan ve katkılarda bulunan bilimadamı
grupları topluma herkesten daha fazla katkıda bulunmuştur, bence, yani
toplumun diğer sınıflarına kıyasla.

Sanat, siyaset, mühendislik, iş dünyasından hiç bir şey almasak bile, bilim
olmadan hala çamurda çubuklarla oynuyor ve ateşi bulmaya çalışıyor olurduk.

Benim tüm değer sistemim bilimadamları üzerine kuruludur ve bu yüzden de


ben de bilim adamı olmak istedim. Ama gerçekten dönüp baktığımda, ne
konuda gerçekten başarılı olduğuma baktığımda, ne konuda eşsiz yeteneğim
olduğuna baktığımda, daha çok para kazanmak üzerine olduğuna, teknolojiyle
içli dışlı olduğuma ve insanlara bir şeyler satmak olduğuna karar verdim.
İnsanlara bir şeyler anlatmak, onlarla konuşmak olduğunu düşündüm.

Bu nedenle, satış yeteneğim var, ki bu da benim özel bilgi sahibi olduğum bir
alan. Nasıl para kazanabileceğime dair de analitik düşünme özelliğim var.
Bilgiyi edinme, işleme ve bunu parçalarına ayırabilme yeteneğim de var. Ayrıca
teknoloji ile de içli dışlı olmayı da çok seviyorum. Bütün bu işler bana oyun gibi
geliyor, ama başkaları için iş gibi görünebilir.

Bu yüzden başka insanlara bunlar zor görünebilir ve “Nasıl fikirleri satma


konusunda iyi olabilirim?” diye soruyor olabilirler. Yani burada cevap vermek
gerekirse, bu zaten içinizde yoksa zaten iyi olduğunuz bir konu değilse, belki de
bu sizin alanınız değildir, başka şeylere odaklanmak isteyebilirsiniz.

Bu ironik bir durum ama bana özel bilgim konusunda bilgi veren ilk kişi
annemdi. Yani mutfakta bir iş yaparken bana bunu söyledi, sanırım 15–16
yaşlarındaydım. Ben arkadaşıma astrofizikçi olacağımı söylüyordum ki annem
bana “Hayır, sen iş dünyasında yer alacaksın” demişti.

Ben de “Annem iş dünyasında olacağımı söylüyor. Ben astrofizikçi olacağım.


Annem neden bahsettiğini bilmiyor.” Ama görüyorum ki annem tam da ne
dediğini biliyormuş.

Çünkü o beni hep gözlemlemiştir ne zaman biz sokakta yürüyerek ve pizzacıyla


dilimleri konusunda yaptığım önerileri takip ediyordu, onlara verdiğim olumlu
eleştirileri gözlemliyordu.

Bu nedenle, o benim iş konularına daha yatkın olduğumu biliyordu ve benim


bilimle olan merakım da bunu teknolojiyle birleştirdi ve teknoloji işinde
buldum kendimi.

Bu yüzden genelde özel bilginiz etrafınız tarafından gözlemlenir, sizi çok iyi
bilen insanlar tarafından hissedilir ve yaşadığınız süreçler boyunca ortaya çıkar,
siz bulup ortaya çıkarmazsınız.
Okumayı Sevene Kadar Sevdiğiniz Şeyleri
Okuyun

Kütüphanedeki herhangi bir kitabı alıp onu okuyabilecek durumda


olmalısınız

Okumayı sevene kadar sevdiğiniz şeyleri okuyun

Nivi: Sorumluluk ve avantajlardan ve muhakemeden bahsetmeden önce,


sürekli öğrenme konusunda atmış olduğun bir kaç tweet vardı.

Bu tweetler esasen, “İş diye tanımlanan bir yetenek yok. İş dergilerinden


sakının ve aynı zamanda iş dünyasından da. Mikroekonomi, oyun teorisi,
psikoloji, ikna, etik, matematik ve bilgisayar konusunda bir şeyler okuyun”.

Periscope’ta yaptığın bir yorum vardı, ki bu da “Kütüphanedeki herhangi bir


kitabı alıp okuyabilmelisiniz” şeklindeydi. Bu kategorideki son tweet ise
“Okumak dinlemekten hızlıdır, yapmak izlemekten hızlıdır”.

Naval: Evet, bu konudaki en önemli tweet, şu an yanımda yok ama,


öğrenmenin temeli okumaktır. Yani ben hiç okumayan zeki biriyle tanışmadım.

Ve sorun şu ki ne okumalısınız? Nasıl okumalısınız? Çünkü çoğu insan için bu


bir sorundur, kimi içinde angaryadır. Bu nedenle, en önemlisi kendinizi nasıl
eğiteceğinizi öğrenmek ve kendinizi eğitmeyi öğrenmenin yolu da okuma için
bir sevgi oluşturmanızdır.

Bu nedenle, dışarıda kalan bir tweet var o da benim ipucu verdiğim “okumayı
sevene kadar sevdiğiniz şeyleri okuyun”. Bu kadar basit bir açıklaması var.
Etrafımda okumayı çok okuyan herkes okumayı çok seviyor, okumayı seviyorlar
çünkü sevdikleri kitapları okuyorlar. Bu bir tür ikilem aslında, ama esasen
olduğunuz yerden başlamalısınız ve okuma bir alışkanlık olana kadar bu
noktadan bir şeyler inşa etmeye başlamalısınız. Ve sonrasında artık basit
şeylerden sıkılmaya başlayacaksınız.

Bu nedenle kurgu romanlarla başlayabilir, sonra bilim kurguya geçebilir sonra


kurgu olmayan kitaplarla devam edebilirsiniz. Sonrasında bilim,

psikoloji, matematik veya her ne istiyorsanız onla devam edebilirsiniz ama


içinizden geldiği gibi başlayın ve ilginizi çeken şeyleri anlayana kadar okumaya
devam edin. Sonrasında doğal olarak bir sonrakine geçiş yapacak ve bu böyle
devam edecektir.

Belirli bir alandaki orijinal kitapları okuyun

Şimdi, bu konuda bazı istisnalar da var ki ben de ne öğrenmeniz gerektiği


konusunda bazı ipuçları da verdim, çünkü belirli bir noktadan sonra okumak
için çok fazla materyal bulunmaktadır. Okumak da belirli bir noktada gereksiz
materyallerle doluyor.

Okuyabileceğiniz şeyler var, özellikle de ilk başta zihninizi ilk başta belirli bir
yönde programlandırırsınız ve sonrasında okuduğunuz şeyler, ilk
okuduklarınızı temel alarak sonrasında okuyacağınız şeylerin doğru ya da
yanlış olup olmadığına karar vereceksiniz.

Bu yüzden, temel şeyleri okumanız çok önemlidir. Ve bu temel şeyler, söylemek


gerekirse, özü gereği ilgili alanlarda oldukça bilimsel olan orijinal kitaplardır.

Örneğin, iş kitapları okumak yerine, Adam Smith’in Ulusların Zenginliği


kitabını okuyun. Biyoloji veya evrim konusundaki bugün yazılan kitaplar
yerine, Darwin’in Türlerin Temeli kitabını okurum. Çok ileri seviyede de olsa
bugün yazılan bir biyoteknoloji kitabı yerine, Watson ve Crick’in Yaradılışın 8
Günü kitabını okurum. Kozmoloji ve Neil Degrasse Tyson ve Stephen
Hawking’in bugün yazdıklarının yerine Richard Feynman’ın 6 Kolay Parça adlı
kitabı okur ve fiziğin temelleriyle başlardım.

Hiç bir kitaptan korkmayın

Konuların temelini anlarsanız, özellikle de fizik, matematik ve bilimsel


konularda, sonrasında hiç bir kitaptan korkmayacaksınız. Hepimizin zihninde
sınıfta otururken ve matematik dersindeyken, her şeyin çok mantıklı olduğu ve
her şeyin anlamlı olduğu bir nokta vardır ki bu noktada bir yerde sınıftakiler
birden hızlanır ve birden siz geride kalırsınız.

Ve sonrasından denklemleri ezberlersiniz, temel ilkelerini anlamadan


konseptleri ezberlersiniz. Ve şimdi, bir noktadan sonrası yok, eğer profesyonel
bir matematikçi değilseniz bu ezberlediğiniz her şeyi unuttunuz.
Hatırlayacağınız şeyler tekniktir, temel kavramlardır.

Bu yüzden, temel anlayışların üzerine bilgi inşa etmelisiniz, çünkü bu noktada


bir gökdelenin temellerini atıyorsunuz ve ezberlemek için ezberlerseniz, hiç bir
işe yaramayacaktır. Bu nedenle temel atabilmek oldukça önemlidir.

Ve en nihai olay, bir kütüphaneye girdiğinizde istediğiniz bir alana bakarken hiç
bir kitaptan korkmamaktır. Raftan bir kitap alıp bunu okuyabilmeniz, bunu
anlamanız, doğru olanı almanız ve yanlış olanı reddedebilmeniz ve mantıklı
olan ve bilimsel olan ve sadece fikirler üzerine kurulu olmayan şeyleri
anlayacak bir temeliniz olması gerekmektedir.

Öğrenmenin kaynakları sınırsızdır; öğrenme isteği oldukça az


bulunur
İnternetin güzelliği şu ki parmaklarınızın ucunda İskenderiye Kütüphanesinin
10 katı büyüklükte bir bilginin olmasıdır. Okumanın veya öğrenmenin
kaynakları sınırlı değil, bu kaynaklar oldukça geniş. Öğrenme isteği aslında az
bulunuyor. Bu yüzden bu istek üzerine çalışmanız gerekmekte.

Aslında sadece bunu geliştirmek değil, bunu asla kaybetmemelisiniz.


Çocukların doğal bir merakı vardır. Eğer yeni yeni konuşmayı öğrenen bir
çocuğu örnek alacak olursak, çok fazla soru sorarlar, bu ne, şu kim, o ne gibi.
Sürekli soru sorarlar.

Amam okullardaki veya bizim eğitim sistemindeki sorunumuz, hatta


çocuklarımızı yetiştirmedeki sorunumuz, merakı uyumla değiştiriyor
olmamızdır. Merakı uyumla değiştirdiğiniz zaman, sadık fabrika işçileri elde
edersiniz özgür düşünce sistemine sahip bireyler değil. Ama sizin ihtiyacınız
olan şey yaratıcılıktır, ne istiyorsanız onu öğrenebilmek için beyninizi
beslemeniz ve yaratıcılığa ihtiyacınız vardır.

Satmayı, İnşa Etmeyi/Üretmeyi Öğrenin

İkisini de yapabilirseniz, durdurulamaz olursunuz

Satmayı ve inşa etmeyi öğretin

Nivi: Yetenekleri kombine etmekten bahsetmişken, sen “satmayı, inşa etmeyi


öğrenin, ikisini de yapabilirseniz, durdurulamaz olursunuz” demiştin.

Naval: Bu çok geniş bir kategori. İki geniş kategori. Birincisi ürünü inşa
edebilmek ki bu zordur, çok değişkenlidir. Dizayn, geliştirme, üretim, lojistik,
tedarik gibi adımlardan oluşur. Hatta bir hizmeti dizayn etme ve işletmeyi de
içerebilir. Birden fazla, çok farklı tanımı vardır.
Ama her sektörde, inşa edenin/yapıcının bir tanımı vardır. Bizim
bulunduğumuz teknoloji sektöründe bu CTO, programcı, yazılım mühendisi,
donanım mühendisidir. Ama kuru temizleme sektöründe bile, bu kuru
temizleme hizmetini oluşturan kişi olabilir, süreçlerin zamanında
gerçekleşmesini sağlayan kişi olabilir, temiz kıyafetlerin doğru zamanda doğru
yerde olmasını sağlayan kişi olabilir, bu liste böyle uzar gider.

Bu işin diğer tarafı da satış kısmıdır. Yeniden, satış çok geniş bir tanımdır.
Burada satış illa bireysel bir müşteriye satış değil, pazarlama, iletişim, işe alma,
para kazanma, insanları etkileme, PR çalışması yapma gibi çeşitli anlamlara
gelebilir. Bu oldukça geniş bir şemsiye kategoridir.

Silikon Vadisi yapıcı ve satıcı modelidir

Bu kapsamda, genel olarak Silikon Vadisi başlangıç modelleri en verimli olanlar


olarak göze çarpmaktadır. Bu tek yöntem olarak belirtmiyorum, ama en yaygın
yöntem muhtemelen, yani iki kurucunuz var ve bunlardan biri satış konusunda
çok iyi ve diğeri de üretim konusunda çok başarılı.

Buna örnek verecek olursak, tabi ki Steve Jobs ve Steve Wozniak Apple olarak,
Gates ve Allen da muhtemelen Microsoft’un ilk yıllarında benzer iş ayrımları
yapmıştır. Ve Larry and Sergey bu tür ayrımları olmuştur, her ne kadar onlarda
biraz farklı olmuş olsa da yani onların yaptığı basit bir arayüz ile teknik bir
ürün son kullanıcıya ulaştırılıyordu.

Ama genel olarak, bu tür bir modelin tekerrür ettiğine tanık olursunuz. Biri
yapar, diğeri satar. Her zaman CEO ve CTO kombinasyonu vardır. Girişim ve
teknoloji yatırımcıları da her zaman bu kombinasyonu görmek üzere eğitim
almışlardır.

İkisini de yapabilirseniz durdurulamaz olursunuz


Nihai nokta bir kişinin ikisini de yapabilmesidir. İşte o zaman gerçek süper
güce sahip olursunuz. İşte o zaman tüm endüstriyi oluşturan adamlara
ulaşabilirsiniz.

Bunun yaşayan örneği Elon Musk denebilir. Roketleri kendisi yapmıyor


olabilir, ama teknik olarak olaya hakim olduğu için katkıda bulunuyor.
Teknolojiden anlıyor ve bu bilgisi nedeniyle kimse onu arka planda
bırakamıyor, bu nedenle de gerçekten gerçekleştiremeyeceğini düşünmediğine
ilişkin iddialarda bulunmuyor. Tarihler konusunda iyimser olabilir ama kendisi
bunların teslimat için makul süreler içerisinde yer aldığına inanıyor.

Hatta Steve Jobs da yeterince ürün yeteneği geliştirdi ve üretim kısmının


içerisinde oldukça yer aldı ve sektörün her iki alanında da çalışmış oldu. Larry
Ellison programcı olarak başladı ve bence Oracle’ın ilk versiyonlarını yazdı,
hatta bu işin içinde oldukça yoğun bir şekilde görev aldı.

Marc Andreessen de aynı şekilde çalıştı. Satış konusunda çok fazla güveni
olmayabilir ama Netscape Navigator programını yazan kişi kendisiydi yani en
azından büyük kısmını diyebilirim. Bu nedenle herhangi bir sektördeki devlere
bakacak olursak bu kişiler hem satış hem de üretim yapan alanda yer alan
kişilerdir.

Bir pazarlamacıya mühendislik öğreteceğime, bir mühendise


pazarlama öğretmeyi yeğlerim

Ve genelde bir şeyleri üretmek/inşa etmek bir pazarlamacının hayatının


sonraki aşamalarında öğrenebileceği bir şey değildir. Bu oldukça fazla zaman
gerektirmektedir. Ama yapan/üreten/inşa eden birisi satış konusunu hayatının
sonraki aşamalarında da öğrenebilir. Özellikle de iyi bir iletişim yeteneği varsa.
Bill Gates’in bu konuda çok güzel bir sözü var: “Bir pazarlamacıya mühendislik
öğreteceğime, bir mühendise pazarlama öğretmeyi yeğlerim”.
Bence eğer inşa etme/üretme mantalitesiyle başlayacak olursanız ve bu
yeteneğiniz de varsa ve halen hayatınızın ilk aşamalarındaysanız veya

satış yeteneğinizi geliştirmek için yeterli zamanınız olduğuna inanıyorsanız ve


pazarlamacı olarak doğal bir yeteneğiniz olduğuna inanıyorsanız, işte o zaman
her iki yeteneğe de hükmedebilirsiniz.

Şimdi, satış yetenekleriniz geleneksel alanlardan farklı olabilir. Örneğin


gerçekten iyi bir mühendis olduğunuzu varsayalım ve insanlar size satış
konusunda da iyi olmanız gerektiğini söylüyor ama sizde yüz yüze olan
satışlarda çok da başarılı olmayabilirsiniz, ama yine de çok iyi bir yazar
olabilirsiniz.

Ve yazma yüz yüze satış yeteneğinden çok daha kolay öğrenilebilecek bir
yetenektir. Bu aşamada bu yazma yeteneğinden faydalanabilirsiniz ta ki satış
konusunda iyi bir iletişim seviyesine erilene kadar.

Diğer yandan, iyi bir üretici olabilirsiniz ama kitlelerle yazışmada ve iletişim
konusunda o kadar da başarılı olmayabilirsiniz ama teke tek iletişiminiz çok
güçlü olabilir, bunu siz de satış yetenekleriniz için gerekli fon bulma ve işe alma
gibi teke tek görüşme gerektiren alanlarda kullanabilirsiniz.

Bunu söyleme sebebim eğer bir yol ayrımındaysanız, endişe etmenize gerek
yok, en iyi üretici de olmayabilirsiniz en iyi satış temsilcisi de olmayabilirsiniz
ama tuhaf bir şekilde bunların kombinasyonu olması durumunda, Scott Adams
örneğine dönecek olursak, bu iki yeteneği birleştirebilirseniz, durdurulamaz
olursunuz.

Uzun vadade, altta yatan ürünü anlayan ve bunu nasıl üretip satacağını bilen
insanlar, işte bunlar yatırımcıların aradığı kişilerdir, işte bunlar yeterli enerji
varsa duvarları yıkabilecek kişilerdir, işte bunlar neredeyse her şeyi
gerçekleştirebilecek kişilerdir.
Nivi: Eğer sadece birinde iyi olmayı seçecek olsaydın, hangisini seçerdin?

Naval: Eğer bir şeyleri başarmayı planlıyorsan, bu uzun binalarda göze


çarpmayı istiyorsan, bu binalarda oldukça fazla satış temsilcisi olduğunu ve
bunların kendilerini destekleyecek bir şeyleri olmadığını görürsün. Eğer bir
şeye yeni başlıyorsan, tanınmak istiyorsan, inşa eden/üreten olmak daha iyidir.

Ama zaman ilerledikçe, üretim kısmı yorucu olmaya başlıyor çünkü odaklanma
gerektiren bir aşama ve sabit kalmak da oldukça zor çünkü sürekli yeni insanlar
oluyor, yeni aletleri olan yeni ürünler piyasaya çıkıyor ve açıkcası bu çok
yoğunlaşıyor, çünkü dikkat gerektiren bir aşama.

Bu nedenle, satış yeteneği uzun vadede daha kazançlı oluyor. Örneğin, harika
bir ürünü üretme konusunda ünlü olduğunuzu varsayalım, bu çok iyi bir şey.
Ama yeni ürünler çıktığında bunu yapacağın ürüne göre teyit emem gerekir.
Ama iş yapılacak bir insan olarak bir ününüz varsa ve etkileyici, ikna kabiliyeti
olan biriyseniz o zaman sizin ününüz otomatik olarak kendi kendini devam
ettirmektedir.

Bu nedenle, eğer sadece birini seçebilecek olsaydınız, üretimle başlayıp


sonrasında satış konusuna geçiş yapmaya çalışabilirsiniz. Bu cevabım ilk
cevabımdan farklı olabilir ama sanırım doğru cevap bu.
Matematik ve Mantık Temeldir

Matematik ve mantık diğer her şeyi anlamanın temelidir

Nihai temel matematik ve mantıktır

Naval: Temel olan şeyler prensiplerdir, algoritmalardır, herhangi bir açıyı


savunmak veya ona karşı argüman üretebilmek için gerekli derin mantıktır. Ve
bu yüzden mikroekonomi önemlidir çünkü makroekonomi ezbere
dayanmaktadır, birçok saçma şeyin ezberine.

Nassim Taleb diyor ki makro saçmalık mikro saçmalıktan kolaydır. Çünkü


makroekonomi oldukça karmaşık bir alan olmakla beraber siyasetle ilişkilidir.
Bugünlerde makroekonomistlerin bir konu hakkında hemfikir olduğuna tanık
olamazsınız ve farklı makroekonomistler farklı teorilere hizmet eden farklı
siyasetçiler tarafından kullanılmaktadır.

Hatta şimdilerde bazı makroekonomistler Modern Parasal Teori adı altında


yeni bir şeyi savunmaya başladılar ki bu da temel olarak enflasyon olmaksa
istenilen kadar para basılabileceğini savunuyor. Evet enflasyon olmazsa. Bu da
sınırlı enerji olmasa uzaya istediğimiz kadar roket gönderebiliriz demek gibi bir
durum.

Bu çok saçma, ama unvanı makroekonomist olan ve bu yeni Modern Parasal


Teoriyi savunan kişiler makroekonominin bir bilim dalı olarak amacı dışına
çıkartıldığını söylüyorlar. Şimdi bu siyasetin bir dalı haline geldi.

Bu nedenle, temel olan şeylere odaklanmanız gerekmektedir. Nihai temeller ise


matematik ve mantıktır. Mantık ve matematiği anlıyorsanız, bilimsel metotları
anlamak için temeliniz var demektir. Bilimsel metotları anladığınız zaman,
diğer alanlardaki doğru ve yanlışı da birbirinden ayırabilirsiniz. Bu okuduğunuz
alanların hepsi için geçerlidir.

Asıl kitapları yavaşça okumak, yüzlerce diğer kitabı hızlıca


okumaktan iyidir

Bu nedenle, diğer insanların fikirlerini okurken çok dikkatli olun ve hatta


olayları/durumları okurken daha da dikkatli olun çünkü bunlar genellikle
başkalarının fikirleriyle gizlenmiş olgulardır.

Gerçekten aradığınız şey algoritmalardır. Gerçekten aradığınız şey


anlayabilmenizdir. Bir kitabı yavaş yavaş okumak ve takıldığınız yerlerde geriye
dönmek, hızlı bir şekilde üstünkörü okumak ve “20 kitap okudum, 30 kitap
okudum, şu alanda 50 kitap okudum” demekten iyidir.

Bruce Lee’nin dediği gibi “Binlerce tekme ve yumruk bilen bir adamdan
korkmam, ben tek bir tekme veya tek bir yumruk üzerine binlerce kez pratik
yapmış adamdan korkarım”. Bu da tekrarın ve kullanımın ve mantıkla bir şeyin
temeline inmenin sizi gerçekten zeki kılacağı anlayışından gelen bir sözdür.

İkna ve programlamayı öğrenin

Nivi: Hayatınızın geri kalanında öğrenmenin temellerini atabilmeniz için


bence iki şeye ihtiyacınız vardır, özetlemeye çalışacağım. Birincisi pratik ikna
kabiliyeti ve iki, teknik bir kategoride derinlerine inmeniz gerekiyor. Bu da
matematik olabilir, Donald Knuth’un algoritmalarını okumak olabilir,
Feynman’ın fizik konusundaki derslerini okumak da olabilir.

Pratik ikna ve karmaşık konularda derinlemesine bir anlayışınız varsa, sanırım


hayatınızın geri kalanı için harika bir temeliniz olacaktır.
Naval: Evet. Aslında bu konuda biraz açıklama yapayım. Bence 5 önemli
yetenek tabi ki de okuma, yazma, aritmetik ve eklediğiniz için iknadır ki bu da
konuşmayla ilgilidir. Ve bu listeye bilgisayar programlamayı da eklemek
gerekiyor, çünkü aritmetik gibi uygulanıyor ve hangi alanda olursanız olur size
çok fazla avantaj sağlayabiliyor.

Eğer bilgisayar konusunda iyiyseniz, temel matematikte iyiyseniz, yazmada


iyiyseniz, konuşmada iyiyseniz ve okumayı da seviyorsanız, hayat boyu
hazırsınız demektir.

Sermayenizi Elde Etmek için Sorumluluk Alın

Eğer yüksek sorumluluğunuz varsa, yeriniz daha az doldurulabilir

Sorumluluk sermayenizi nasıl alacağınızdır

Naval: Sorumluluk önemli çünkü bu sayede avantaj elde edeceksiniz. Bu


sayede kredibilite elde edeceksiniz. Aynı zamanda bu sayede sermayenizi elde
edeceksiniz. Bu sayede bir işin parçasını alabileceksiniz.

Başka insanlarla pazarlık yaparken, nihayetinde bu kişiler sizin yerinizin ne


kadar çabuk doldurulabileceğine bakarak bir karar vereceklerdir. Eğer yüksek
sorumluluğunuz varsa, bu sizin yerinizin daha zor doldurulabilir olduğu
anlamına gelir. Bu durumda size hakkınızı/sermayenizi vermek zorundadırlar,
bu da işin olumlu bir yanıdır.

Sorumluluk almak tüm işlerinizde sermayenizi almak gibidir

Sermaye aslında iyi bir örnek çünkü bu da risk temelli bir araçtır. Sermaye tüm
parasını garanti ettiğiniz kişilere ödemeler yapıldıktan sonra sizin olanı
alabilmektir.
Bir şirketteki kapital hiyerarşisine bakacak olursanız, ilk başta çalışanların
ödemesi yapılır. Yasal ve iflas durumlarda ise, maaşları dokunulmaz
durumdadır. Eğer ki siz bir kurul üyesiyseniz ve şirketin fazla harcamaları
varsa, maaşların ödenmesi gerekiyorsa, hükümet sizin kişisel maaşınızın peşine
düşebilir. Çalışanlar en güvenli pozisyonda olsalar da faydalardan o derecede
eşit yararlanmamaktalar.

Bundan sonraki örnek borç verenler olabilir, bunlar bir şirkete ihtiyaçlarını
yerine getirmek için belirli oranlarda borç veren bankacılar olabilir, ama bunun
ötesinde ek bir kazançları olmaz. Yılda 5, 10, 15, 20 veya %25 bir kazançları
olabilir ama bu onları sınırlı olduğu alandır.

Diğer yandan da öz sermaye sahipleri vardır, bu kişiler işin en çok kaymağını


yiyen kişilerdir. Borçlulara borcu ödendikten sonra ve maaşları yatırdıktan
sonra, kalan tüm tutar bu kişilerindir.

Ama eğer maaşları ve borçları ödeyecek para yoksa, ya da sadece bunları


ödeyebilecek kadar bir para kaldıysa, ki bu genelde çoğu şirkette böyle olur,
sermaye sahipleri hiç bir şey alamazlar.

Sermaye sahipleri daha büyük riskler alan taraftır ama karşılığında da


neredeyse sınırsız artılar bulunmaktadır. Bunun aynısını işleriniz için siz de
yapabilirsiniz. Esasen, eylemleriniz için sorumluluk almak, işlerinizde sermaye
sahibinin yaptığı gibi bir pozisyon almaktır. Risk aldığınız kadar da kazanç
olasılığına sahip oluyorsunuz.

Modern toplumlarda olumsuz olasılıkların çok fazla olmadığının farkına


varmalısınız. Kişisel iflaslar bile iyi bir ekosistemde borçları sıfırlayabilirsiniz.
Ben bunu Silikon Vadisinde görüyorum. Ama genelde insanlar siz dürüstseniz
ve samimiyseniz hatalarınızı affetmektedirler.
Başarısızlık konusunda çok fazla endişe edilecek bir durum yok, bu nedenle
insanlar sahip oldukları sorumluluktan daha fazlasını almalıdırlar.

Nivi: Sorumluluk gerçekten kırılgan mı yoksa başarısız olmamaya çok önem


verdiğimiz için mi kırılgan görünüyor?

Naval: Bence aslında kırılgan bir şey. Bir kaptan örneği verebilirim bu
sorumluluk konusunda. Kaptan olarak tüm gemi için sorumluluk almaktasınız.

Diyelim ki gemide bir şeyler yanlış gitti. Bunun için sonrasında birilerini
suçlayamazsınız. Güverte personelini suçlayamazsınız, yardımcı pilotu
suçlayamazsınız. Kaptan sizsiniz. Bu aracın tüm sorumluluğu sizde. Eğer
başarısız olursanız, gemi batacak olursa, bunun kaçınılmaz sonuçları olur.

Eskiden, gemi batarsa kaptanın da gemiyle batması beklenirdi. Eğer gemi


batıyorsa, gemiden son çıkacak kişinin kaptan olması beklenirdi. Sanırım
sorumluluk gerçek risklerle geliyor ama bizim konuştuğumuz alan iş konsepti.

Buradaki risk kendi sermayesini en son geri alabilecek kişi siz olacaksınız. En
son ödeme yapılacak kişi siz olacaksınız. Harcadığınız zaman ve sermayeniz
burada aldığınız risk olacaktır.

Başladığınız bir iş başarısız olursa ve bunun üzerinde sizin adınız varsa, bu sizin
samimiyetiniz konusu kadar kötü olmayabilir. Bernie Madoff örneğin, Madoff
Yatırım hiç bir zaman bu yatırım camiasında eski yerini alamayacak. Bernie
Madoff’un 4. kuşak torunu da olsanız yatırım

camiasındaki yerinizi alamayacaksınız çünkü büyük dedeniz bu isme leke


sürdü.

Bence bu günlerde adınızla sorumluluk riski, ekonomik başarısızlıktan ziyade


daha çok dürüstlük konusunda değerlendiriliyor
Sorumluluk bu oyunun itibarıdır

Nivi: Bence sorumluluğun en büyük artısı sorumluluğunuz ölçüsünde


ödüllendirilecek olmanızdır. Bence bu Telab gibi kişilerin sorumluluk almadan
ödül almaya çalışan CEO’lara karşı yakınmasının sebebidir.

Naval: Evet. Taleb’in bu oyundaki yaklaşımını iyi okumak gerekiyor. Modern


hayatta bir noktaya gelmek istiyorsanız ve modern sistemlerin nasıl çalıştığını
anlamak istiyorsanız, Taleb’in Skin In The Game kitabını okumanız gerekir.

Sorumluluk, bu oyundaki gereklilik, çok yakın tanımlar. Bence sorumluluk sizin


bu oyundaki itibarınızın bir yansımasıdır. Burada sizin itibarınızı riske atma
durumu söz konusudur.

Sorumluluk/hesap verilebilirlik çok basit bir konsepttir. Bu konuda


söyleyebileceğim tek olumsuz nokta ise toplumsal olarak zihnimiz yıkandığı
için çok fazla sorumluluk almak istemiyor oluşumuzdur.

Bence takımdaki herkesin kendi göreviyle doğru orantılı sorumluluk alması için
gerekli yollar bulunmakta. Ancak böylece bir takım başarılı bir şekilde
işleyebilir ve ancak böylece kazanç ve kayıpları doğru alanlara koyabilir.
Avantaj Elde Etmek için Sorumluluk Üstlenin

Kendi adınıza riskler alın ve toplum bunun için sizi ödüllendirecek

Avantaj elde etmek için sorumluluk almalısınız

Nivi: Neden şimdi sorumluluk kısmına geçmiyoruz, ki bu konu bence oldukça


ilginç ve bu konuda senin de eşsiz bir yorumun olacaktır. Sorumluluk/hesap
verilebilirlik konusundaki ilk tweetin “Sorumluluğu kucaklayın ve kendi adınıza
riskler alın. Toplum bunun karşılığında sizi ödüllendirecektir, eşit, sorumlu ve
avantajlı bir şekilde” idi.

Naval: Evet. Zengin olmak için, avantajlara ihtiyacınız var. Avantajlar da


çalışarak gelir, sermaye ile gelir veya kodlar ile medya sayesinde gelir. İş
konusunda, birilerinin sizi takip etmesi gerekir. Sermaye konusunda birinin
size para vermesi gerekir, ya da mallarını makinelerini sizin kontrolünüze
vermesi gerekir.

Bu nedenle bunları elde edebilmek için, kredibiliteniz olmalı ve riskli olmasına


rağmen bunları kendi adınıza yapıyor olmalısınız. Bu nedenle sorumluluk iki
ucu olan bir husus. İşler yolunda giderken sizin adınıza kredi kazanırsınız ama
işler yolunda gitmezse de sonuçlarınıza katlanmanız gerekiyor.

Riskleri kendi adınıza alın

Bu kapsamda, kendi adına risk alan insanlar aptal değiller. Kendilerine


güveniyorlar. Belki işin sonunda belki sonucu aptalca olabilir, Kanye, Oprah,
Trump veya Elon’a baktığınız zaman, bu insanlar kendi adlarıyla zenginleşen
kişiler ve adları çok güçlü bir marka haline gelmiş durumdadır.
Trump hakkında ne düşündüğünüz önemli değil, çünkü bu adam isim olarak
kendi adını en iyi markalardan biri haline getirmiş birisidir. Neden Trump
Kumarhanesine ya da Trump kulelerine gidersiniz, çünkü Trump ismi
nedeniyle.

Oy verme noktasında da çoğu insan gidip kendisine oy verdi çünkü adının


taşımış olduğu unvan karşılığını vermişti.

Oprah’da da aynısı oldu. Adını marka olarak bir şeyin üzerine koyuyor ve
raflarda bulamıyorsunuz, anında tüketiliyor.

Bu insanlar aynı zamanda adlarını böyle kullanarak risk alıyorlar. Muhtemelen


Trump şu an ülkenin yarısı tarafından nefret ediliyor, muhtemelen de dünyanın
belirli bir kısmı da nefret ediyordur. Çünkü kendi adını taşıyor.

Adınızı bu şekilde kullanarak, bir ünlü oluyorsunuz ve bunun olumlu olduğu


kadar olumsuz yanları da bulunmakta. Anonim olarak zengin olmak, fakir olup
ünlü olmaktan her zaman daha iyidir. Ama hem zengin hem de ünlü olmanın
birçok olumsuz yanı da var. Her zaman göz önünde oluyorsunuz.

İyi işleyen bir takımın her durum için bir sorumluluğu vardır

Sorumluluk oldukça önemlidir, bir ürün yapacağınız zaman, bir takımda


çalıştığınız aman veya bir işi gerçekleştireceğiniz zaman, bir takımın parçası
olmanın ne kadar önemli olduğu konusunda hep kafamızda bir düşünce
oluşmuştur. Kesinlikle buna katılıyorum.

Sosyal olarak çoğu eğitimden öğrendiğimiz kadarıyla kalabalıkta göze


batmayacak şekilde olmalıyız. Avusturyalı arkadaşlarımdan duyduğum bir söz
var, uzun haşhaşlar kesilir diye. Göze batmayın, ama kesinlikle şunu rahatlıkla
söyleyebilirim ki gerçekten iyi performans gösteren bir takım küçük de olsa her
türlü olasılık için sorumluluğu vardır.
Şunu diyebilirsiniz “Tamam, bu kişi şu ürünü yapmaktan sorumlu. Bu kişi şu
mesajı atmaktan sorumlu. Bu kişi para konusunda sorumlu. O kişi
fiyatlandırma konusunda sorumlu ve bu kişi online stratejilerden sorumlu”.
Böyle olduğu zaman eğer birisi işleri batırırsa, sorunun nerede olduğunu
anlayabilirsiniz. Ve tam tersi şekilde, işler gerçekten bir noktada oldukça iyi
giderse, kimin sorumlu olduğunu anlarsınız.

Küçük bir ekibiniz var ve sorumluluklar belirli bir şekilde dağıtılmışsa, bu


durumda gerçekten yüksek orada sorumluluk tutabilirsiniz. Sorumluluk/hesap
verilebilirlik gerçekten önemli çünkü bir şey başarılı olduğunda herkes
kredisini almak için ileri çıkarken, başarısızlık olduğunda herkes birbirini
göstermektedir.

Hepimizin okulda grup ödevi aldığı zamanlar olmuştur. Bu gruplarda gerçekten


çok iş çıkaran kişiler olmuştur, kimileri de sadece grupta yer almış ve sadece
oturmuştur. Hepimiz bunlara çocukluğumuzdan aşinayız, ama genelde
konuşulması rahatsızlık veren bir durum olarak algılanır.

Kamuya açık bir şekilde başarısız olan insanların gerçekten gücü


vardır

Net sorumluluklar önemlidir. Sorumluluklar olmadan, teşvikler olmaz.


Sorumluluk olmadan kredibilitniz olmaz, sadece risk alırsınız, başarısızlık riski.
Aşağılanma riski ve bu riski kendi adınıza alırsınız.

Modern toplumda, borçluların gittiği ve başkalarının parasını kaybettiğiniz için


idam edildiğiniz hapishaneler yok. Ama yine de toplumda adımızla başarısız
olmama konusunda oldukça dikkatli olmalıyız. Toplumda kedi adıyla başarısız
olabilecek kişilerin aslında oldukça fazla gücü vardır.
Örneğin, kişisel bir örnek vereceğim. 2013, 2014’e kadar benim kişisel alanım
tamamen yeni kurulan şirketler ve yatırım konusundaydı. 2014, 2015 civarında
felsefe ve psikoloji gibi daha genel konularda konuşmaya başladım.

Bu aslında beni biraz endişelendirdi çünkü ben bunu kendi adımla yapıyordum.
Bu alandaki insanlar bana arka kanallar aracılığıyla mesajlar gönderiyorlardı
“Ne yapıyorsun, kariyerini bitireceksin. Bu aptalca” gibi mesajlar alıyordum.

Ben yine de devam ettim. Bu riski aldım. Kripto konusunda da aynısını yaptım,
risk aldım.

Ama adınızı kullandığınız zaman, bazı gerçek riskler alırsınız. Ama aynı şekilde
bu şekilde karşılığını da alabilirsiniz.

“İş” Olarak Adlandırılan Bir Yetenek Yok

İş okullarından ve dergilerinden kaçının

“İş” olarak adlandırılan bir yetenek yok

Naval: Bu kapsamda, iş benim için varilin dibidir. İş olarak adlandırılan bir


yetenek yok, bu çok jenerik. Bu bir nevi “ilişki kurma” gibi bir şeydir, insanlarla
ilişki kurma gibi. Bu da bir yetenek değildir, çok geniş bir kavram.

İş okullarında öğretilenlerin çoğunluğu, yani kısmen çok ileri seviye şeyler de


öğretiliyor, hepsini kastetmiyorum bu nedenle, bu öğretilen şeylerin çoğunluğu
anekdotlardan ibaret. Bunlara “vaka çalışması” diyorlar.

Ama bunlar anekdot ve size bir çok farklı veri vererek bu benzerlikleri
anlamanıza yardım etmek istiyorlar ama asıl mesele şu ki bunları bizzat
yaşayana kadar bunları tamamıyla anlama olasılığınız yok.
İşte o zaman oyun teorisi, psikoloji, etik, matematik, bilgisayar ve mantıktan
öğrendiğiniz şeylerin size çok daha faydalı olduğunu anlayacaksınız.

Ben işin temeline odaklanırım, bilimsel bir temele odaklanırım. Okuma


alışkanlığı geliştiririm ki buna okumamız gerekmeyen bu gereksiz yazılar da
dahil. Klasikleri okumak zorunda değilsiniz. Bu tür okumalar kendi öz
eğitiminizin temelidir.

Yapmak izlemekten hızlıdır

Nivi: “Yapmak izlemekten hızlıdır” derken neyi kastediyorsun?

Naval: Öğrenme noktasına geldiğinizde, öğrenme katsayınızı maksimize


etmek istiyorsanız… Yani bu podcastleri sevmeme sebeplerimden biri, her ne
kadar podcast üreten biri olsam da, bilgiyi oldukça hızlı bir şekilde tüketmek
isteyişimdir.

Ben iyi bir okurum, ya da doğrusu hızlı bir okurum, gerçekten hızlı okurum
ama insanları sadece belirli bir seviyede dinleyebilirim. 2x, 3x seviyesinde
dinleyen insanlar var ama bu bana çok da doğru gelmiyor, geri gitmesi zor

oluyor, dikkat edilmesi gereken yerler atlanıyor, bun noktaları işaretlemesi veya
bunlarla ilgili not alması da zor oluyor. Bu liste böyle uzar gider.

Benzer şekilde, birçok insan başkalarının yapışını izleyerek gerçekten bir


konuda uzman olabileceklerini düşünüyor, hatta bazıları başkalarının yapışını
okuyarak yapabileceğine inanıyor. İşte bu iş okulu vaka çalışmasına gidecek
olursak, bu da tam olarak klasik bir örnek oluyor.

Başka insanların işleri inceleniyor, ama gerçekte kendi işinizi işletmeye


başlamanız durumunda kendi limonata standınızı işletmeniz bile size daha
fazla şey öğretir. Yani ufak bir butik dükkan bile işletseniz daha fazlasını
öğrenebilirsiniz.

Bu iş üzerinde nasıl öğreneceğinizle alakalıdır, çünkü birçok faktörü gerçekten


işin içinde olana kadar fark etmeniz mümkün değildir.

Örneğin, son zamanlarda herkes mental modellere yönelmektedir. Farman


Street’e gidiyorsunuz veya Poor Charlie’s Almanac’a bakıyorsunuz, birçok farklı
mental modeli öğreniyorsunuz. Ama bu modellerden hangisi daha iyi?
Hangisini daha sık uygulamaktasınız? Hangisi hangi durumda geçerli? İşte
zaten asıl zor olan kısmı da bu.

Örneğin, benim şahsi öğrenmem asil-vekil sorununun bu dünyada oldukça


fazla işliyor olmasıdır. Teşvik sorunudur. Misliyle mukabele yinelenen
mahkumun ikilemi bir oyun teorisi örneğidir ki bunu bilmek gerçekten
önemlidir. Bundan sonra oyun teorisi kitabını bir köşeye kaldırabilirsiniz.

Bu arada, oyun teorisini öğrenmenin en iyi yolu oldukça fazla oyun oynamaktır.
Ben hiç bir zaman oyun teorisi kitabı açıp da sonucunda “evet, bence de böyle
olmalı” dediğim bir sonuçla karşılaşmadım.

Bunun sebebi ben büyürken her tür oyunu oynadım ve bu tür olası tüm
senaryolarla karşılaştım, bu nedenle bana oldukça doğal geliyor. Her zaman işi
yaparak daha iyi öğrenebilirsiniz.

Yaparak tekrar etmek öğrenme katsayısını artırıyor

Ama yapmak zor bir şeydir. Yaparak bir çok şeyi öğrenirsiniz. Örneğin, diyelim
ki bir işletme nasıl işletilir öğrenmek istiyorum. Her gün gidip çalıştığım bir
yerim olursa ve bunu yinelersem, yani varsayalım ben bir perakende yiyecek
dükkanı işletiyorum, her gün aynı şeyi yinelersem aslında buradan çok fazla şey
öğrenmem mümkün değildir.
Yani binlerce saatimi sadece ve sadece aynı şeyi yaparak harcıyorum. Bunun
yerine binlerce farklı şeyi tekrarlamaya harcasaydım, bu işte farklı olurdu. Bu
nedenle, öğrenme katsayısı farklı şeyleri tekrarlayarak artırılabilir.

Eğer bu işletmede sürekli yeni pazarlama teknikleri uygularsam, sürekli


malzemeleri değiştirirsem, mesaj ve markalarımı sürekli güncellersem, yazıları
sürekli güncel tutarsam, işletmeye çektiğim trafik kanalları sürekli güncel
kalırsa, farklı şeyleri denemeye açık olursam, benzer işletmelerin başarılarına
dair onlarla fikir alışverişinde bulunabilirsem, işte o zaman başarılı olabilirim.

Bu noktada ne kadar farklı şeyi tekrarlarsam öğrenme katsayısı o kadar artar.


Böylece daha fazla hedefe ulaşabilir, daha hızlı öğrenebilirim. Önemli olan
sadece harcanan saat sayısı değildir.

Her gün azar azar bunlara katlanırsanız, sonrasında büyük


kazanırsınız

Aslında bu ikisinin kombinasyonu, yani bence dünyanın var olma şekli ve bizim
onu inşa ettiğimiz hali, yani dünya bize bazı şeyleri ardı ardına yapabilme fırsatı
sunar. Ama bazen bazı şeyleri sıfırdan yapabilseydik, daha iyi bir şans elde
etmiş olurduk.

Ve bir şeyi ilk defa yapmak biraz zordur. Çünkü bilmediğiniz bir alanda
ilerliyorsunuz, başarısız olma olasılığınız da yüksek. Bu nedenle yaşayacağınız
küçük başarısızlıklarda çok fazla acı çekmemeyi öğrenmelisiniz.

Nassim Taleb de bu konudan bahsediyor, kendisi zenginliğini siyah kuğular


üzerinden sağlayan bir ticaret adamıdır. Nassim Taleb zenginliğini her gün
parasını azar azar kaybederek ve birden başkalarının hayal bile edemeyeceği bir
durum karşısında bir anda büyük bir kazanç sağladı.
Diğer insanlar ise her gün biraz biraz para kazanarak daha büyük riskleri
üstleniyorlar, bu da batma riskiyle beraber gelmektedir.

Biz doğuştan her gün biraz biraz kan kaybetmeye alışık bir şekilde evrim
geçirmedik. Çünkü doğada eğer bir yeriniz kanıyorsa ve bu sürekli devam
ediyorsa, kan kaybından ölürsünüz. Bu nedenle kanamayı durdurmak
zorundasınız.

Bizler her zaman küçük zaferler için evrim geçirdik, ama bu oldukça pahalı bir
hal aldı. Bu herkesin planladığı şey aslında. Sürüler şeklinde planlanan şey bu.
Ama her gün azar azar kan kaybederek buna katlanabilirseniz, daha büyük bir
kazanç sizi bekleyecektir.

Bunun adı zaten girişimcilik. Girişimciler her gün kan kaybeder.

Onlar sürekli para kazanmıyorlar, para kaybediyorlar, sürekli stres altındalar,


tüm sorumluluk onlar üzerinde ama kazanınca büyük kazanıyorlar. Ortalama
olarak daha fazla kazanırlar.

Ürün ve Medya Yeni Kaldıraçlardır

Siz uyurken çalışan yazılım ve medya üretin

Ürün ve medya yeni kaldıraçlardır

Naval: En önemli ve en ilginç kaldıraç türü ise replika kısmında herhangi bir
marjinal masrafı olmayan ürün fikirleridir. Bu işte yeni tür bir avantaj, yeni tür
bir kaldıraçtır.

Bu son yüzyıllarda bulunan bir şeydir. Matbaa ile başladı diyebilirim. Medya ile
genişledi ve internet ve kodlama ile gerçek bir patlama yaşadı.
Şimdi, başkalarından para ve işgücüne gerek kalmadan çabalarınızı çarpan
etkisiyle çoğaltabilirsiniz.

Bu tür yayınlar da yeni bir tür avantaj türüdür. Eskiden olsa, hepinize kişisel
olarak her şeyi tek tek anlatmam gerekirdi. Belki de en fazla yüz kişiye
ulaşabilirdim, bu kadar olurdu sanırım.

Sonrasına bakacak olursak, 40 yıl, 30 yıl önce TV’ye çıkarsam şanslıydım ki bu


da başkalarının avantajıydı. Mesaj üzerinde oynayabilirlerdi. İçinden ekonomi
kısmını çıkarabilirler ya da benden ödeme yapmamı bekleyebilirlerdi.
Mesajlarıma müdahale edebilirlerdi ya da bu tür bir avantajı yakaladığım için
şanslı sayılırdım.

Bugün ise, internet sayesinde ucuz bir mikrofon alıp bunu bilgisayarıma veya
iPad’e takarak dinleyen herkese ulaşabilirim.

Ürün kaldıraçları yeni servetlerin yapıldığı yerlerdir

En yeni kaldıraç türü ise yeni tüm servetlerin yapıldığı, tüm yeni
milyarderlerin olduğu yerde bulunmaktadır. Son nesilde, servet sermaye
ile yapıldı. Bu Warren Buffet dünyasıydı.

Ama yeni neslin serveti kodlama veya medya aracılığıyla yapılmaktadır. Joe
Rogan kendi yayınlarından yılda 50–100 milyon Dolar kazanmakta. PewDiePie
konusunda ise, o ne kadar kazanıyor bilmiyorum ama haberlerden daha fazla
dikkat çekiyor. Fortnite oyuncuları. Tabi ki Jeff

Bezos ve Mark Zuckerberg ve Larry Page ve Sergey Brin ve Bill Gates ile Steve
Jobs Tüm bu isimler kod bazlı kaldıraç sahibi insanlardır.

Tüm bu üç tür kaldıracı kombine edebilmek büyüleyici bir iştir


Asıl mesele ise tüm bu üçünü bir araya getirebilmektir. Bu teknoloji
şirketlerinin gerçekten başarılı olduğu, minimumla başlayıp maksimum işgücü
çıktısı aldıkları yani mühendislerin, dizayncıların ve ürün geliştiricilerin olduğu
yerdir. Buna sermaye eklediğinizde, bunu pazarlama, reklam için kullanabilir
ve buraya kodlamayı, medyayı ve yayınları ve tüm içeriği ekleyerek hedef
kitlenize ulaşabilirsiniz.

İşte bu büyüleyici bir kombinasyondur ve böylece teknoloji şirketlerinin


yokluktan patlama yaşadığı, harika bir şekilde bu kaldıraç gücünü kullanarak
büyük getiriler elde etme yöntemidir.

Ürün ve medya avantajı izin gerektirmez

Nivi: İzin gerektiren ve gerektirmeyen kısmı konusunda bir şeyler söylemek


ister misin?

Naval: Bu yeni tür kaldıraçlar konusunda belki de en ilginç olan şeylerden biri
de izin gerektirmemeleridir. Bunları kullanmak veya bunlar aracılığıyla başarılı
olmak için başkasının iznine ihtiyacınız yok.

İşgücü avantajı için, birilerinin sizi takip etmesi gerekiyor. Sermaye avantajı
için birilerinin size sermayesini vermesi veya sizin aracılığınızla yatırım
yapması gerekiyor.

Kodlama, kitap yazma, yayın kaydetme, tweet atma, Youtube videosu çekme
gibi şeylerde izin almanıza gerek yok. Bunlar için kimsenin iznine ihtiyacınız
yok, işte bu yüzden tüm bu yeni kaldıraçlar oldukça eşitlikçi. Bu nedenle
avantajları oldukça eşitleyici olarak karşımıza çıkıyor.

Her ne kadar insanlar Facebook veya Youtube konusunda kızgınlarını ifade


ediyor olsalar da hiç kimse bunları kullanmayı bırakmayacak, çünkü bunlar izin
gerektirmeyen kaldıraç türleridir ve burada isteyen yayın yapabilir, bu çok iyi
bir avantajdır.

Apple konusunda da iPhone’daki sistemin kısmen kapalı olması nedeniyle itiraz


edilebilir ama herkes de bu sisteme göre program yazmaya çalışıyor. Bu sistem
için program yazabildiğiniz sürece, zenginleşebilirsiniz veya bunu yapan
kullanıcılara ulaşabilirsiniz değil mi?

Robot ordusu çoktan geldi — kodlarlar onlara neler yapacaklarını


söyleyebilirsiniz

Bence tüm bu modern toplumdaki avantajların içerisinde bir tanesi oldukça


öne çıkıyor… bu da akıcılıktır. Sanırım bu biraz fazla kullanıldı. Bu nedenle
insanlar kodlama öğrenmeye çalışıyor. Bu nedenle de aklımızda her zaman
robotların her işi yapacağı düşüncesi yer almakta.

Bu doğru olabilir, ama bence zaten robot devriminin çoğunluğu zaten


gerçekleşti. Robotlar zaten çok uzun zamandır bizimle, insan sayısından fazla
robot var. Biz bu robotları sıcaklık ve kullanım gereği şimdilik veri
merkezlerinde depoluyoruz. Serverların içerisine koyuyoruz. Bilgisayarların
içerisinde, tüm devreler, robotların içerisindeki robot beyinleri olarak işlev
göstermekteler.

Her harika yazılımcı, mesela, akşam uyurken kendisi için çalışan robot
ordusuna sahiptir, yani gerekli kodları yaptıktan sonra sadece gerçekleştirmesi
geriye kalmaktadır.

Robot ordusu zaten burada, robot devrimi de çoktan gerçekleşti. Neredeyse


bitmek üzere. Bizler şu aşamada sadece otonom araçlar için, otonom uçaklar
için, otonom gemiler ve hatta otonom kamyonlar için sadece biraz daha
donanım ekliyoruz. Teslimat yapan robotlar, Boston Dynamics robotları ve
benzer birçok şey zaten mevcut.
Ama zaten bizim yerimize arama yapan robotlar zaten var. Video ve ses
verilerini işleyen dökümanlar zaten mevcut. Bir insanın yapacağı bir çok
sorgulama işlemini kolayca gerçekleştiren bir çok robot zaten bir parçamız
haline geldi.

Robot ordusu çoktan gelmişti. Oldukça da ucuz fiyata elde ediliyor. Buradaki
asıl mevzu ise bunlarla akılcı ve ilginç şeyler yapabilme zekasını gösterebilmek.

Esasen burada robotlar ordusu sipariş edebilirsiniz. Emir dilinin sadece


bilgisayar dilinde olması gerekiyor ki sizi anlayabilsinler.

Bu robotlar çok zeki değiller, neyi nasıl yapacakları konusunda oldukça net
talimat vermelisiniz. Kodlama o kadar harika bir güç ki bu sayede robot
ordusuna ne yapabileceğini ve nasıl yapacağını söyleyebilirsiniz.

Nivi: Bence bu noktada, insanlar sadece ağlardaki robot ordusunu yönetmekle


kalmıyor, aynı zamanda kamyonların, diğer insanların

hareketlerini manipüle edebiliyorlar. Amazon’dan bir sipariş verecek, bir çok


insanın hareket tarzını etkileyebiliyor ve robotlarla size teslimat yapılmasını
sağlıyorsunuz.

Şimdi insanlar iş dünyasında da aynısını yapmaya başladı. Server içerisindeki


robotlar ve insanlar bu yazılımlar aracılığıyla yönetilebiliyor.

İşgücü ve Sermaye Eski Avantajlar

Herkes işgücü ve sermaye için kavga ediyor

Beyinlerimiz kaldıraçların/avantajların yeni türlerini anlayacak şekilde


evrim geçirmedi
Nivi: Biraz da kaldıraç kısmından bahsetmek ister misin?

Bu konudaki ilk tweet Arşimet’in ünlü sözüydü: “Bana yeterince uzun bir
kaldıraç ve koyacak bir yer verin, dünyayı yerinden oynatayım”.

Bundan sonraki tweet ise “Servet, kaldıraç gerektirir. İş kaldıracı da


sermayeden, insanlardan ve replikası marjinal bir masraf getirmeyen
ürünlerden gelir”.

Naval: Burada kaldıraç oldukça kritik. Arşimet’in sözünü kullanmamın


sebebi ise, aslında ben tweetlerimde başkalarının sözlerini çok sık
kullanmıyorum. Bunun çok fazla bir değer kattığına inanmıyorum. Ama bu
söz, bunu belirtmem gerekiyordu çünkü oldukça temel bir söz. Ben çok
gençken bu sözü okumuştum ve beni çok etkilemişti.

Hepimiz kaldıraç kavramının ne demek olduğunu biliyoruz, yani tahterevalli


veya manivela yaparken. Fiziksel olarak nasıl çalıştığını biliyoruz, ama
bence beyinlerimiz modern toplumda ne kadar fazla kaldıraç olduğunu
kavrayacak kadar evrim geçirmedi ve modern toplumdaki yeni kaldıraç
türlerini çok fazla bilemiyoruz.

Toplum işgücü avantajına/kaldıracına çok fazla değer yüklüyor

En eski kaldıraç türü işgücüdür ki bu da insanların sizin için çalışmasıdır.


Benim bir kayayı kaldırmam yerine, 10 kişinin kayayı kaldırmasını
sağlayabilirim. Sonrasında da benim yönlendirmemle bu kişiler bu kayayı
istediğim yere taşıyabilir, yani tek başıma yapabileceğimden çok daha
fazlasını bu kişilere yaptırabilirim. Herkes bunu oldukça basit bir şekilde
anlıyor, çünkü bizler işgücü kaldıracı türünden evrim geçirdik ve doğal
olarak da toplum buna oldukça fazla önem veriyor.
İşte bu yüzden siz bir terfi aldığınızda ve artık emrinizde daha fazla kişi
olduğunda aileleriniz çok etkileniyor. İşte bu yüzden, temiz ve saf insanlarla
konuşurken size “Şirketinizde kaç kişi çalışıyor” diye soruyorlar. Çünkü
bunun üzerinden bir kredibilite sistemleri var. Sizin ne kadar kaldıraç
gücünüz olduğunuzu dolayısıyla da ne kadar etkiniz olduğunuzu böylece
anlamaya çalışıyorlar.

Veya biri bir harekata başladığında, ordunun ne kadar büyük olduğunu


veya kaç kişiden oluştuğuna bakacaklardır. Otomatik olarak daha fazla
olanın daha iyi olduğuna dair bir algımız var.

Size diğer tür kaldıraçları kullanmanızı sağlayacak minimum işgücünü


istersiniz

Bence bu kullanılacak en kötü kaldıraç türü diyebilirim. Çünkü diğer insanlrı


yönetmek oldukça karmaşık, olağanüstü liderlik özellikleri gerektiriyor.
Birden bir isyan çıkabilir, devam eden başkaldırı nedeniyle işleriniz
mahvolabilir.

Ayrıca da oldukça çekişmeli bir durumdur. Tüm medeniyetler bu kavga


nedeniyle yok oldu. Örneğin, komünizm, Marksizm tamamen işgücü ve
sermaye arasındaki yani das kapital ve das labor arasındaki kavga
hakkındadır. Bu oldukça tehlikeli bir tuzaktır.

Bu nedenle gerçekten işgücü bazlı kaldıraçtan uzak durmalısınız. Sizin


diğer kaldıraç türlerini kullanmanızı sağlayacak minimum sayıda insan ile
çalışmak istemeniz çok doğaldır, bence ilginç olan da bu.

Sermaye son yüzyılın en baskın kaldıracı oldu

İkinci bir kaldıraç türü de sermayedir, bu bizim içimize daha az işlenmiş


durumda çünkü çok büyük oranlardaki paralar para piyasalarında taşınıyor,
yatırım yapılıyor, bir yerlerde tasarruf yapılıyor ama bunlar çok daha az
yüzyıllardır insanoğluyla beraber olan icatlar.

Bunları daha az anlıyor gibiyiz. Doğru kullanımı daha fazla zeka


gerektiriyor, kullanım şekilleri de sürekli değişiyor. Son bir kaç yüzyıldır olan
yönetim şekilleri de bugün hala aşağı yukarı uygulanabilir, ama borsada
yatırım yapma yöntemleri söz konusu olduğunda son yıllarda kullanıan
yöntemler muhtemelen artık kullanılmıyordur.

Sermaye kaldıraçlar arasında en ustalık gerektiren kaldıraç türüdür. Daha


modern diyebilirim. Son yüzyılda insanların kullanarak oldukça zengin olduğu
yöntem de budur. Muhtemelen geçen yüzyılın en baskın kaldıraç
türü de sermayedir.

Bunu zengin insanların kimler olduğuna bakarak anlayabilirsiniz.


Bankacılar, para basan yozlaşmış ülke politikacıları, yani paranın çok
olduğu alanlardaki insanlar.

Eğer en üst şirketlere bakacak olursanız, teknoloji sektörü dışındakileri


diyelim, çoğu eski şirketlerde CEO görevi daha çok finansal bir görev
konumundadır. Gerçek birer finansal değer yöneticileridir. Bazen, bu
yöneticileri tatlı bir yüz ifadesi takınırlar, işte o zaman da Warren Buffet
tipini elde edersiniz.

Ama derinlerde, hepimizin sermayeden nefret ettiğini, yani en azından bir


kaldıraç türü olarak sevmediğimizi düşünüyorum, adil gelmiyor çünkü. Bu
görünmeyen şey biriktiriliyor, nesiller boyu aktarılıyor ve birden insanların
etraflarındaki kimsede olmayan ve kimseyle paylaşmadıkları devasa
paraları oluveriyor.

Bu söylenmişken, sermaye güçlü bir kaldıraç türüdür. İşgücüne çevrilebilir.


Başka şeylere de dönüştürülebilir. Oldukça cerrahi ve analitiktir.
Eğer siz harika bir yatırımcıysanız ve 1 milyon Dolar ile %30 kar getirisi
sağlayabilirseniz ve etrafınızdaki diğer yatırımcılar sadece %20 kar
getirisini sağlayabiliyorsa, tüm yatırımlar size gelecek ve bunun için de
oldukça iyi bir meblağ ödenecektir.

Bu durumda çok ama çok iyi getirisi olur. Eğer sermayeyi


yönetebiliyorsanız, yönetebileceğiniz insandan daha fazla oradan sermaye
yönetebilirsiniz.

Özel bilgi ve hesap verilebilirliğiniz olursa sermaye elde edebilirsiniz


Bu iyi bir kaldıraç türüdür, ama buradaki asıl zorlu kısım bunu nasıl elde
edeceğinizdir. Bu nedenle ilk başta özel bilgi ve hesap
verilebilirlik/sorumluluk konusunu açmıştım.

Bir alanda özel bilginiz varsa ve bu alanda bir isim yapabildiyseniz, o


zaman insanlar size kaldıraç türü olarak size sermayelerini verecekler ve
siz de bunu daha fazla kaldıraç gücü elde etmek için kullanabileceksiniz.
Sermaye bence oldukça iyi anlaşıldı. Kapitalizme gelen saldırıların
çoğunun ben bu sermaye birikimi kısmından geldiğine inanıyorum.

Ürün Avantajı Eşitlikçidir

En iyi ürünler herkesin erişebileceği ürünlerdir

Ürün avantajı pozitif toplamlı bir oyundur

Naval: İşgücü ve sermaye daha az eşitlikçidir, girdiler olarak değil çıktılar


olarak bahsediyorum.

Diyelim ki ben masaj yaptırmak istiyorum ya da birinin benim yerime


yiyecekleri pişirmesini istiyorum, yani birileri tarafından yapılabilecek işlerden
bahsediyorum. Bu hizmetlerin sağlanmasında ne kadar çok insan faktörü
devreye girerse, o kadar az eşitlikçi hale gelir. Jeff Bezos çoğumuzdan daha iyi
tatil geçiriyordur çünkü o ne isterse yapacak bir çok insan koşturuyor etrafında.

Kodlama ve medyanın çıktısına bakacak olursanız, Bezos’un izleyebileceği


filmler veya diziler bizlerin izlediğinden daha iyi, daha üstün değil. Bizden daha
iyi bir bilgisayar deneyimi de olmuyor Jeff Bezos’un. Google kendisine daha iyi
aramalar yapması için premium hizmetler sunmuyor, aramaları bizim
yaptığımız aramalardan çok daha iyi değil.

Kodlama ve medyanın doğasındadır bu yani çıktılarından herkes yararlanabilir,


hem de eşit seviyede. Bu nedenle de bu pozitif toplamlı bir oyuna dönüşüyor,
Jeff Bezos diğer insanlarla birlikte aynı ürünü kullanıyor ve faydalanıyorsa, bu
sürümü Bezos’un tek başına yararlanacağı sürümden çok daha iyi bir
seviyededir.

Statü metaları çok az insanla sınırlıdır

Diğer ürünlere kıyasla, bu doğru değil. Eğer Rolex alan birini görürseniz, artık
bu saati almak zamanı öğrenmekle ilgili değildir. Bu bir sinyal yöntemidir. Bu
“Benim Rolex’im” var deme yöntemidir, bu sıfır toplamlı bir oyundur.

Eğer tüm dünya Rolex takmaya başlayacak olursa, o zaman insanlar artık Rolex
almayacaklardır çünkü artık bu saat bir şeylerin sinyalini vermiyor olacaktır.
Etkisini sıfırlayacaktır.

Zengin insanların bu ürünü tüketmesinde bir avantajları bulunmakta.


Rolex’lerin fiyatlarını sadece kendilerinin erişebileceği seviyede tutacaklardır.
Böylece fakir insanlar Rolex’lere ulaşamayacak ve Rolex’in verdiği mesaj ve
sinyaller devam edebilecektir.

En iyi ürünler orta sınıfı hedefleyen ürünlerdir


Netflix izlemek gibi, Google kullanmak gibi veya Facebook ile Youtube
kullanmak gibi ya da modern araçları kullanmak gibi. Zengin insanların daha
iyi araçları yok, sadece daha tuhaf araçları var.

Lamborghini’niz olduğunda bunu sokaklarda Lamborghini’nin kendi hızında


kullanmanız imkansızdır, aslında sokakta kullanmak için Lamborghini kötü bir
seçimdir. Bu marka sadece iyi bir sinyal vermeye dönüştü. Aslında ulaşmak
istediğiniz nokta Tesla 3 veya Toyota Corolla gibi harika araçları kullandığınız
aşamadır.

Yeni Toyota Corolla harika bir araçtır, çünkü bu herkesin erişimine açıktır ve
teknoloji kendisini birçok fazla kullanıcıya ulaştığı için amorti etmeyi çoktan
başardı.

En iyi ürünler, merkezde olan, erişilebilir olan, üst kesimden ziyade orta sınıfı
hedefleyen ürünlerdir.

Ürünlerle zenginlik sahibi olmak daha etik zenginliğe neden olur

Bence modern toplumlarda değerini tam olarak anlayamadığımız şeylerden biri


de avantaj türlerinin insan odaklı, işgücü odaklı ve sermaye odaklı yaklaşımdan
kodlama ve medya bazlı hale dönüşmesidir. Kullandığımı ve tükettiğimiz birçok
meta ve hizmetler giderek doğaları gereği daha eşitlikçi hale dönüşmektedir.

Gıdalar bile o hale gelmektedir. Gıda her geçen gün daha bol ve ucuz hale
gelmekte, hatta tüketebileceğimizden bile fazlası bulunmaktadır. Jeff Bezos
bizlerden daha iyi gıdalar tüketmiyor, sadece farklı gıdalar yiyor, daha güzel
sunulan ve hazırlanan gıdalar yiyor, yani teknik açıdan insan faktörü kısmında
farklılık yaşanıyor.
Ama gıda faktöründeki işgücü faktörü oldukça azaldı. Sermaye faktörü oldukça
azaldı. Hatta ve hatta gıda üretimi daha teknoloji odaklı hale geldi ve sahip
olmak ile olamamak arasındaki boşluk da oldukça azaldı.

Eğer etik bir şekilde zenginlik sahibi olma konusuna önem veriyorsanız,
kodlama ve medyayı avantaj olarak kullanmanız daha iyidir çünkü o zaman bu
ürünler herkesin erişimine açıktır ve sermaye ve işgücü ile zenginlik sahibi
olmaktan farklıdır.

Çoğu insan tarafından kullanılan ürünleri kullanmak istiyorsunuz

Benim burada bahsettiğim şey ölçek ekonomileridir. Teknoloji ürünleri ve


medya ürünlerinin o kadar harika bir ölçek ekonomileri vardır ki siz de diğer
insanlar tarafından kullanılan ürünleri kullanmak istersiniz. Bir çok insan
tarafından kullanılan ürünlerin çok büyük bütçeleri olur ve yeni bir kullanıcı
eklemenin marjinal bir maliyeti olmaz bu nedenle de büyük bir bütçeyle en iyi
kaliteyi alırsınız.

En iyi diziler çok az zengin insanı hedefleyerek yapılan tuhaf dizilerden


oluşmaz. Bunun yerine yüksek bütçeli Game of Thrones, Breaking Bad veya
Bird Box gibi dizilerden oluşur. Bu bütçeyle belirli bir kalitenin yakalanmasını
sağlarlar.

Baktığımız zaman zengin insanlar da farklılık açısından Sundance’e uçarak


orada belgesel izlerler. Siz ya da ben bu zengin insanlar gibi Sundance’e gidip
bu sıkıcı şeyleri izlemeyiz, bu zenginler tarafından sadece hava atmak için
yapılan bir şey. Biz bu belgeselleri de izlemeyeceğiz çünkü bunların çoğu zaten
çok da kaliteli yayınlar değil.

Yine, eğer zaten zenginseniz çoğu şey için, insanlara zengin olduğunuzu
göstermek için sinyaller verecek eşyalar alıyorsunuz, sonra bu zenginlik
göstergesi ürünlerle statü sahibi olmayı hedefliyorsunuz, yani bu ürünleri
kullanmak ve amaçlarına uygun tüketmek yerine.

Nivi: İnsan ve sermaye avantaj/kaldıraç türü olarak negatif dışsallığa


sahipken, kodlama ve ürünlerin pozitif dışsallığı bulunmakta diye
özetleyebiliriz sanırım bu hususları.

Sermaye ve işgücü izin gerektirmeyen bir hale dönüşüyor

Bence işgücü ve sermaye de izin gerektirmeyen bir hale dönüşmekte ya da en


azından izin kısmı internet sayesinde daha yaygın hale dönüştü. işgücü yerine
artık topluluklar var ki bu da zaten işgücünü temel alarak oluşmuştur. Örneğin
Mark Zuckerberg’in Facebook kullanarak iş yapan bir milyardan fazla insana
erişimi var.

Zengin olan birilerinden finansman desteği yerine artık kitlesel fonlama var. Bir
hayır kuruluşu için, sağlık sorunları için veya bir iş için milyonlarca dolar bağış
toplayabilirsiniz. Tüm bunları online olarak yapabilirsiniz.

Sermaye ve işgücü izin gerektirmeyen bir hale dönüşmekte ve bunu artık eski
usullerle yapamazsınız yani doğrudan kişilere ulaşarak sermaye ve işgücü
olarak zamanlarını kullanmayı kişisel olarak yapamazsınız.
Avantajı Olan İş Modeli Seçin

İdeal bir iş modelinin ağ etkileri, düşük marjinal masrafları ve ölçek


ekonomileri vardır

Ölçek ekonomiler: daha fazla ürettikçe, daha ucuz hale gelir

Nivi: Avantaj/kaldıraç konusunda bir sorum daha var. Sence iş modeli seçimi
veya ürün seçimi bir nevi avantaj getirir mi?

Örneğin, ağ etkileri olan bir iş takip etmek, marka etkileri olan bir iş modeli
takip etmek veya size ücretsiz bir şekilde avantaj sağlayan insanları etkileyecek
diğer iş modelleri.

Naval: Evet, bu konuda anlaşılması önemli olan mikro ekonomik kavramlar


vardır.

Bunlardan biri de ölçek ekonomileridir ki bu da bir ürünü ne kadar fazla


üretirsen o kadar daha ucuza üretilebileceğidir. Bu tür birçok ürün ve iş türü
bulunmaktadır. Temel Ekonomi 101.

Girmeye çalışacağınız iş üreteceğiniz 12 ürünün, ürettiğiniz 5 üründen ucuz


olacağı ve üreteceğiniz 10 bin ürünün de çok daha ucuz olacağı bir iş türü
olmalıdır. Bu otomatik bir şekilde rekabet ortamına ve metalaştırmaya bir
bariyer oluşturmaktadır. Bu önemli bir aşamadır.

Yeni üretimin sıfır marjinal maliyeti: daha fazla üretmek bedava

Bunlardan bir diğeri de, aynı yaklaşım üzerinden, teknoloji ürünlerinin


özellikle de medya ürünlerinin yeniden üretimde sıfır marjinal maliyeti olması
durumudur. Yani yaptığınız şeyi bir kopyasını daha yapmanın hiç bir ekstra
maliyeti bulunmamaktadır.

Biri bu yayınları dinlerken veya bu konudaki Youtube videolarını izlerken, yeni


bir kullanıcının dahil olmasının bana ekstra bir maliyet getirisi olmuyor. Bu
sıfır marjinal maliyet konusunda, her yeni kullanıcı ufak ufak kazandırıyor ama
bütün bunlar eklendiği zaman gerçek bir rakam ortaya çıkmaktadır.

Joe Rogan şu anki yaptığı yayınlarda ilk yaptığı yayınlardan daha sıkı
çalışmıyordur ama ilk yaptığı yayınlarda para harcarken şu an muhtemelen
1100. yayınıyla milyonlarca dolar kazanmaktadır. İşte bu sıfır marjinal maliyete
bir örnektir.

Ağ etkilileri: değer müşterilerle büyür

Sonrasında, en etkin ve önemli fikir de bu ağ etkisinden gelmektedir. Bilgisayar


ağlarından gelmektedir. Bob Metcalfe, Ethernet’in kurucusu, ağın değerinin
ağdaki nod sayısının karesiyle orantılı olduğunu belirten Metcalf Yasasını
oluşturmuştur.

Eğer bir ağda 10 kişi varsa, bu ağın değeri 100’dür. Eğer bir ağda 100 kişi varsa,
bu durumda değeri de 10 bindir. Bu 10 kat fazlası değil, 100 kat fazlasıdır karesi
olduğundan dolayı, buradaki asıl fark karesidir.

Sizde ağ etkisi olan bir işte yer almak istersiniz, yani 2 numara olmadığınızı
düşünürsek. Eğer ağ etkisi olan bir işteyseniz, her şeyi kazanabilirsiniz.
Örneğin, Facebook’a bakacak olursanız, arkadaşlarınız ve aileniz sosyal ağ
protokolüdür. Rakibi kim peki? Hiç kimse. Çünkü her şeyi ağ etkisiyle
kazanmaktalar, bu yüzden de insanlar “O zaman, Facebook’tan şimdi çıktım”
dedikleri zaman, ağ etkisinin doğal tekeller oluştuğunu fark etmiyorlar. Çok
ama çok güçlü etkilerdir.
Ağ etkisi olan işler doğal tekellerdir

Silikon Vadisinin kirli sırlarından birisi de kazanan çoğu için doğal tekeller
olmasıdır. Ortak kullanımlar bile kazanan her şeyi alır sistemine
dayanmaktadır.

Uber’in her zaman Lyft’ten daha iyi ekonomisi olacak, daha fazla sürücüsü ve
kullanıcısı olduğu sürece. Google örneğinde ise, neredeyse kullanışlı tek bir
arama motoru var. DuckDuckGo arama motorunu da gizlilik nedenleriyle
beğeniyorum ama ağ etkisinden dolayı hep arka planda kalacaklar. Küçük blog
çalışması için Twitter’dan başka nereyi tercih edersiniz ki? Youtube örneğinde
ise daha az bir ağ etkisi olmasına rağmen düzenli bir şekilde videolar
üretebileceğiniz ikinci güçlü bir alternatif bulunmamakta. E-tail, Amazon
Prime ve bu tür kredi kartı ve bilgi depolayan yerler çok güçlü ağ etkisi
oluşturmaktadır.

Ağ etkisinde, her yeni kullanıcı var olan kullanıcılara değer


katmaktadır

Ağ etkisi nedir? Hadi şimdi bunu doğru bir şekilde tanımlayalım. Ağ etkisi yeni
kullanıcıların var olan kullanıcılara değer katması durumudur. Yani sizin
kullanıcılarınız kendilerine değer katmaktadır.

Bu konuda verebileceğim bir klasik örnek var ki sanırım herkes bunu gayet iyi
anlayabilir: dil. Diyelim ki bir toplumda 100 kişi var ve 10 farklı dil
konuşuluyor. Bu 100 kişiden 10’ar kişi de bu 10 dili konuşuyor diye
düşünürsek, iletişimi sağlamak oldukça zor olacaktır. Ama bu 100 kişi de aynı
dili konuşmuş olsaydı, bu harika bir etki katardı.

Toplumda muhtemelen şöyle bir şey oluşacaktır, 10’ar kişi bu 10 dili


konuştuğunda, yeni bir kişinin İngilizce konuşmaya başladığını farz edelim. 11
kişi İngilizce konuşuyor, bundan sonraki kişi de muhtemelen dha çok
konuşulduğu için İngilizceyi seçecektir. Bir noktadan sonra, İngilizceyi 20- 25
kişi konuşmaya başladığında, bu iş tamamdır. İngilizce dil piyasasını ele
geçirecek ve diğer dilleri rekabet dışı bırakacaktır.

Bu nedenle uzun vadede, tüm dünya muhtemelen İngilizce ve Çince konuşacak.


Çin İnternete kapalı ama İnternet o kadar harika bir eşitleyici ki internette
iletişim kurmak isteyen insanlar İngilizce konuşmak isteyecekler çünkü
İngilizce internet topluluğunda kullanılan en yaygın dil olarak karşımıza
çıkmakta.

Ben her zaman yabancı ülkelerde yabacı dil konuşarak büyüyen iş arkadaşlarım
için üzülüyorum. Çünkü o kadar fazla kitaba erişemiyorlar, diğer dillere
çevrilmedi henüz bu kitaplar. Sadece Fransızca, Almanca veya Hintçe
biliyorsanız, teknik eğitim alanında oldukça büyük bir engelle karşı karşıyasınız
demektir.

Aynı şekilde, teknik eğitim alacaksınız, İngilizce öğrenmeniz gerekir çünkü bu


konuda gerekli bilgileri barındıran kitapları okumanız gerekir ve halen
İngilizce’den diğer dillere çevrilmemiştir. Bu nedenle diller ağ etkisinin
muhtemelen en eski örneği diyebilirim.

Para da diğer bir örnektir. Hepimizin muhtemelen aynı parayı kullanıyor


olması gerekir yani ama coğrafi ve düzenleyici sınırlardan dolayı bu yapay
paralar oluşturulmuştur. Ama buna rağmen, dünya genelinde tek bir para
birimi kullanılmasına bir eğilim bulunmaktadır çünkü rezervlerin çoğu şu an
için ABD Doları olarak tutulmaktadır.

Sıfır marjinal maliyetli işler ağ etkili işleri etkiler

Ağ etkileri çok güçlü kavramlardır ve bir iş modeli seçerken, ağ etkisinden,


düşük marjinal maliyetlerden ve ölçek ekonomilerinden yararlanabileceğiniz
bir model seçmeniz oldukça iyi bir fikirdir. Bunlar birlikte oldukça faydalıdır.
Sıfır marjinal üretim maliyeti olan herhangi bir şeyde ölçek ekonomisi vardır ve
sıfır marjinal yeniden üretim maliyeti olan şeylerde de ağ etkisi olması oldukça
muhtemeldir çünkü bunları yapmanız size ekstra bir maliyet getirmez. Böylece
siz de kullanıcıların değer katabileceği küçük bağlantılar yaratabilirsiniz.

Kullanıcılarınızın, müşterilerinizi nasıl birbirine değer katacağını her zaman


düşünüyor olmalısınız, çünkü bu nihai kaldıraç, nihai avantajdır. Bahama’da
bir sahilde gece siz uyurken, müşterileriniz birbirine değer katmaktadır.

Örnek: İşçiden Girişimciliğe

Düşükten yüksek özel bilgiye, sorumluluğa ve avantaja

İşçiler saatlik ödeme alırlar ve sorumlulukları düşüktür

Naval: Bu tweet dizisi oldukça soyut. Bilinçli bir şekilde tüm türden farklı
alanlara, disiplinlere, zaman aralıklarına ve yerlere uygulanabilir bir şekilde
tasarlanmış. Ama bazen somut bir örnek olmadan anlaması çok zor oluyor. Bu
nedenle somut bir örnekle ilerleyelim.

Emlak örneğine bakalım. En baştan başlayabilirsiniz, diyelim ki günlük


çalışıyorsunuz. Gidip, insanların evindeki sorunları çözüyorsunuz. Size çeşitli
emirler veriliyor ve şöyle diyor “Bu taş parçasını kır, bu ağaçları buda, bunu
buraya koy”.

İnşaatlarda da bir çok günlük iş bulunmaktadır. Bu işlerden birini


yapıyorsunuz diyelim, eğer elektrikçi veya marangoz değilseniz gerçekten bir
konuda özel bilginiz yoktur.

Hatta elektrikçi veya marangozlar da çok fazla özel bilgiye sahip değil, diğer
insanlar da bu bilgileri öğrenebilir kolay bir şekilde. Sizin yerinizi alacak birçok
insan var. 15, 20, 25, 50 Dolar, şanslıysanız da 75 Dolar alırsınız saatlik, hepsi
bu kadar.

Kullandığınız aletlerden başka çok da fazla bir avantajınız bulunmuyor. Eğer


buldozer kullanabiliyorsanız, elinizi kullanmaktan çok daha iyidir.
Hindistan’daki bir günlük işçi çok daha az kazanıyor çünkü el aleti avantajı da
bulunmuyor.

Çok fazla sorumluluğunuz yok. Bu inşaat alanındaki yüzü olmayan bir dişli
parçasısınız ve evin sahibi veya satın alacak kişi sizin kim olduğunuz veya nasıl
çalıştığınız konusunda hiç düşünmüyor bile.

Genel yükleniciler kaynakları elde ediyor ama aynı zamanda da


riski sahipleniyor

Bundan bir sonraki adım ise, yüklenici olmanızdır, yani evlerini gelip
onarmanız için başkaları tarafından tutulan genel yükleniciler gibi. Bu yüklenici
mesuliyeti ve sorumluluğu üstlenmektedir.

Diyelim ki baştan sona tadilat için 250 bin Dolar ödendi varsayalım. Pardon
ben Bay Area bölgesi fiyatlarını söyledim. Hadi diyelim ki baştan sona tadilat
için 100 bin Dolar ödeme aldınız, her şeyin yapılması 70 bin Dolar tutuyorsa,
30 bin Dolar da kendi cebine kalacaktır.

Avatajlı konumda olan yüklenici ama bu öz sermayeyi alması karşılığında da


sorumluluğu üstlenmektedir. Eğer proje istenildiği gibi gitmezse ve kayıplar
olursa, o zaman kaybeden kişi de kendisi olacaktır. Ama burada da
görebileceğiniz gibi, bu sorumluluk alma durumu sayesinde daha fazla gelir
elde edebiliyorlar.

Ayrıca onların bir de işgücü avantajı var, çünkü bir takım insanlar da onlar için
çalışıyor. Bu da onları zirveye oturtuyor.
Müteahhitler sermaye avantajını kullanarak karı kendi ceplerine
yönlendiriyorlar

Bundan bir seviye yukarı çıkabilir ve müteahhitlere bakabilirsiniz. Bu kişiler


zamanında birileri için yüklenici olarak ev yapmışlardır, iyi iş çıkardıktan sonra
kendi işlerini kurmayı planlamış ve potansiyeli olan emlak işine girmişlerdir.

Bunları satın alarak yatırımcılardan para kazanabilir veya kendileri kullanır,


yeri düzenleyip iki katı fiyatına satabilirler. Ya da sadece %20 kar ile satarak
sağlıklı bir kar elde edebilirler.

Bu nedenle daha fazla sorumluluk alan müteahhit aynı zamanda daha fazla risk
almaktadır. Şimdi özel bir bilgileri de bulunmakta, hangi muhitten arsa
almanın değerli olduğunu artık biliyorlar. Hangi yerlerin aslında değerli,
hangilerinin de o kadar değerli olmadığını biliyorlar. Bir evi neyin iyi neyin
kötü gösterdiğini biliyorlar. Bitmiş evi gözlerinde canlandırıyor ve evin
şimdiden iyi ya da kötü görünebileceğini tahmin edebiliyorlar.

Daha fazla özel bilgi, daha fazla sorumluluk ve risk var ve sermaye avantajı da
var çünkü projeler için belirli bir meblağ harcanacak. Bir başka senaryoda da
200 bin Dolarlık eski bir ev veya arsa alabilir ve burada gerekli tadilatı yaparak
milyon dolarlık bir mansiyona çevirebilir ve aradaki farkı kendi cebinize
yönlendirebilirsiniz.

Mimarlar, büyük müteahhitler ve GYO’lar daha fazla sorumluluk


alırlar

Bunun bir tık yukarısı da ünlü bir imar şirketi olabilirsiniz ki bu durumda o
kadar fazla başarılı işiniz vardır ki sadece adınızı projeye verebiliyorsunuz ve
değeri doğrudan artıyor.
Bundan da bir seviye yukarısı da karar veren kişi siz olabilirsiniz yani emlak
işinden anlayan ve emlak dinamiklerini iyi bilen, sadece var olan evleri tadilat
eden değil de harika bir imar projesi yapabilecek birisi. İstediğiniz mahalleleri
inşa edebilirsiniz.

Başka biri de şöyle diyebilir “Ben bu avantajı seviyorum ama tüm bu insanları
yönetmek istemiyorum. Daha çok sermaye üzerinden hareket etmek istiyorum.
Bu yüzden bir emlak yatırım ortaklığı yapacağım”. Bu da sadece emlak ve bina
yapımı konusunda özel bilgi değil aynı zamanda finansal piyasalar ve para
piyasaları ile GYO’ların nasıl işlediğine dair özel bilgi gerektirir.

Emlak teknoloji şirketleri maksimum avantaj uyguluyorlar

Bunun bir seviye üstü de şunu diyen birisi olabilir “Aslında, bu piyasadaki
maksimum avantaja sahip olmak istiyorum, maksimum özel bilgiye de sahip
olacağım”. Bu kişi şunları da söyleyebilir “Emlak işinden anlıyorum, en basit ev
yapmaktan, bina yapmaya ve bunları satmaya ve emlak piyasalarının nasıl
işlediğine, teknoloji işinin nasıl olduğuna, geliştiricileri nasıl bulabileceğime,
kodları nasıl yazacağıma ve nasıl iyi bir ürün yapacağıma, risk sermayelerinden
nasıl fon alabilceğime yani tüm bunlara kadar her şeyi biliyorum”.

Aslında tek bir kişi tüm bunları bilemez. Bunu yapacak bir takım ortaya çıkarır,
herkesin kendine ait özel yetenekleri olur ve bu oluşturulan takım hem emlak
hem de teknoloji kısmında tüm özel bilgileri kombine etmiş olur.

Bu aslında çok büyük bir sorumluluk olur çünkü şirketin adı büyük bir
sorumluluk alır ve bu riske de aynı zamanda büyük bir getiri eşlik eder. Böylece
insanlar hayatlarını buna adayarak büyük bir almış olurlar.

Geliştiriciler için kodlarda avantaj olabilir, yatırımcılar için projeye ayırdıkları


para avantajları olur. Üst düzey bilgiye sahip mühendisler, dizayncılar ve
pazarlayıcılar için en üst düzey işgücü avantaj olabilir.
İşte o zaman Trulia veya Redfin veya Zillow tarzı bir şirketiniz olur ve
milyonlarca, hatta milyarlarca dolar getiri söz konusu olabilir.

Genel olmayan ve işi yaparak öğrenilen daha fazla bilgiye sahip oldukça, git
gide daha da fazla sorumluluk ve risk alarak sahiplenirsiniz, daha fazla harika
bir ekibi bir araya getirir, daha fazla parayı bu iş için bir araya getirir ve daha
fazla medya ve kodlamayla oradaki tüm fırsatları yakalayacak şekilde ufkunuzu
genişletebilirsiniz. İşte bu şekilde yalın elleriyle çalışan günlük bir işçiden
teknolojik emlak sektöründeki bir şirkete dönüşümü örneklenmiş oldu.

Muhakeme Belirleyici Bir Yetenektir

Neredeyse sonsuz avantajlar dünyasında, muhakeme en önemli yetenektir

Sınırsız avantajlar dünyasında, muhakeme en önemli özellik olarak


öne çıkmaktadır

Nivi: Özel bilgiden bahsetmiştik, sorumluluk ve avantajları da ele almıştık.


Naval’ın tweet dizisinde bahsettiği başka bir özellik ise muhakemedir ve bu
konuda “Avantaj sizin muhakemeniz için bir güç çarpanıdır” diye bahsediyor.

Naval: Bizler neredeyse sonsuz avantajlar/kaldıraçlar çağında yaşıyoruz. Tüm


büyük servetler bu sayede oluşturulmuştur. Bu aşamada ilk hedefiniz avantaj
sağlamaktır, bunu da insanların sizin için çalışmasını sağlayarak ya da sermaye
kullanarak sağlayabilirsiniz.

Ya da kimsenin iznine gerek olmaksızın bunu kodlama öğrenerek veya iyi bir
iletişimci, yayıncı, videocu veya yazar olarak sağlayabilirsiniz.

Bu avantajı ilk başta nasıl elde edeceğinizle alakalı kısım, ama bu avantajı elde
edince bununla ne yapacaksınız? Kariyerinizin ilk aşaması nasıl bu avantajları
elde edeceğinizle harcanmış oldu. Avantajı ele geçirince birazcık yavaşlamanız
gerekiyor çünkü muhakeme yeteneğiniz gerçekten önemli.

Bu size ait tekneyi kullanmaktan büyük gemi ya da tanker kullanmaya geçmek


gibi bir durum. Daha fazla riskleriniz var ama kazanç olarak da olasılıklarınız
daha fazla. Daha fazla yük taşıyorsunuz, sınırsız avantajlar dünyasında da
muhakeme yeteneği en önemli olan yetenektir.

Warren Buffett şu an muhakeme yeteneği sayesinde bu zenginliğine sahip oldu.


Şimdi elindeki tüm servetini elinden alsanız bile, yarın birçok yatırımcı yine
kendisine gelerek ona kendi 100 milyonlarca dolarını yatırım yapması için
emanet ederdi çünkü onun muhakeme yeteneğinin çok iyi olduğunu biliyorlar
bu yüzden de yatırım yapması için devasa meblağları ona rahatlıkla verebilirler.

Yaptığınız her şey sizi muhakeme yeteneğini uygulamanıza hazırlar

Nihai olarak, yaptığınız her şey sizi muhakeme yeteneğinizi uygulamaya


hazırlar. İnsanların karşı çıktığı önemli konulardan biri de CEO’ların
maaşlarıdır. Şüphesiz ki CEO’lar yönetim kurullarını kontrol ediyor ve yönetim
kurulları da onlara çok fazla para ödeyebilir ve böylece kapitalizm devam
edebiliyor.

Ama muhakkak ki muhakeme yeteneği çok iyi olduğu kazandıkları parayı


sonuna kadar hak eden bazı CEO’lar var. Eğer Google veya Apple gibi büyük bir
geminin dümeni size aitse, diğerlerinden muhakeme yeteneğiniz de üstünse, bu
durumda size yüzlerce milyon dolar fazla ödenmesi gayet doğaldır çünkü
milyarlarca dolarlık bir geminin rotasını siz çiziyorsunuz.

Diğerlerinden %10–20 daha fazla şekilde rotada kalıyorsanız, aradaki fark


milyarlarca dolar olacaktır zaten ve bu sonuçla kazanılan miktarı kıyasladığınız
zaman CEO maaşı oldukça az görünecektir.
Kanıtlanan muhakeme yeteneği, muhakeme yeteneğine olan kredibilite oldukça
kritiktir. Warren Buffett burada kazanıyor olabilir çünkü kredibilitesi oldukça
yüksek. Sorumlulukların oldukça başarılı bir şekilde yerine getirdi. Halk
gözünde o kadar çok kendisini kanıtladı ki kendisine oldukça dürüst bir profil
oluşturdu ve kendisine güven kazandırdı.

Böyle bir insana karşı insanlara muhakeme yeteneği nedeniyle sınırsız avantaj
sağlayacaktır. Kimse ne kadar sıkı çalıştığını sormadan, ne zaman uyuyup ne
zaman uyandığını sorgulamadan “Warren sadece işini yap” yaklaşımında
olacaklardır.

Muhakeme yeteneği, özellikle de kanıtlanmış muhakeme yeteneği yüksek


sorumluluk ve temiz bir sicil oldukça kritik şeylerdir.

Muhakeme yeteneği eylemlerinizin uzun dönemdeki sonuçlarını


bilebilmektir

Nivi: Muhakeme yeteneğini tanımlayalım. Ben bunu kararlarınızın uzun


dönem etkilerini bilme veya kararlarınızın uzun dönem etkilerini tahmin
edebilme olarak değerlendiriyorum.

Naval: Çok komik aslında. Benim de bilgelik tanımım eylemlerinizin uzun


dönem sonuçlarını bilmek olarak değerlendiriyorum, bu nedenle çok da farklı
değil. Bilgelik de kişisel alandaki muhakemedir.

Dışsal sorunlara uygulanan bilgelik de muhakemedir. Birbirine oldukça


birbiriyle bağlantılı. Ama evet, bu eylemlerinizin uzun dönemli sonuçlarını
bilebilmek ve buna göre doğru hareketleri gerçekleştirebilmektir.

Deneyim olmadan, muhakeme yeteneği daha az kullanışlıdır


Muhakeme yeteneği geliştirmesi zor bir yetenektir. İşte bu noktada deneyim ve
zeka bir araya gelmekte.

Bu fildişi kuledeki sözde entelektüellerle ilgili birçok sorun bulunmakta ama bu


da Nassim Taleb’in bunlara karşı gelmesinin sebeplerinden biridir çünkü bunu
gerçekleştirecekleri cesaretleri yok. Gerçek dünyaya dair bir deneyimleri yok ve
bu nedenle sadece zeka uygulamaya çalışıyorlar.

Deneyim olmadan zeka kullanışsızlıktan daha kötüdür genelde çünkü zeka


güven veriyor ve bu nedenle kredibilite oluşuyor ama bunu gerçekleştirecek
cesaretleri olmadığı için ve gerçek deneyimleri olmadığı için ve gerçek
sorumlulukları olmadığı için, sadece dart atma konumundadırlar.

Gerçek dünya gerçekten uzakta ve varsayacağımızdan çok daha karmaşık bir


halde bulunmaktadır. Özellikle ilginç bir şekilde çok hızlı değişen sorunlar ve
alanlar kısmına gelince, bunlar için deneyim gerekmektedir. Eğer zeki ve hızlı
tekrarlar yapıyorsanız, o zaman bir şey için 10 binlerce saat harcamıyorsunuz,
bir şeye 10 bin deneme yapıyorsunuz demektir.

En iyi muhakeme yeteneği olan insanlar en az duygusal olanlardır

Eğer zekiyseniz ve çok hızlı tekrarlar yapıyorsanız ve duygularınızı bunun


dışında tutabiliyorsanız, en iyi muhakeme yeteneği olan insanlar en az duygusal
olanlardır. En iyi yatırımcılar o açıdan genellikle robot olarak nitelendirilir,
ama eğer en iyi girişimciler de duygusuz olarak karşımıza çıkacak olursa çok da
şaşıracağımı düşünmüyorum.

Bu tutkulu girişimci arketipi vardır, evet ne yaptıkları konusunda önem


vermeleri gerekiyor ama aynı zamanda neler olduğunu da çok iyi anlamaları
gerekmekte. Olan şeylerin gerçekten ne olduğunu anlamanıza engel şeyler
duygularınızdır. Duygularımız çoğu zaman bizim muhakeme yeteneğimizi
gölgede bırakmakta, yatırım olsun, şirket yönetimi olsun, ürün üretmek olsun,
girişimci olmak olsun tüm bunlarda önümüze çıkmaktadır.

Duygular sizin gerçekte olan şeyleri görmenize engel olan şeylerdir ta ki var
olan şeylerin gerçekliğine dayanamayacağınız noktaya kadar. Çok ani

olana kadar ve ıstıraba sürüklenene kadar ki bu da zaten bir araya getirdiğiniz


fanteziyi bozmak gibi bir şeydir.

Nivi: Bunları bir araya getirip denemek için, şunu diyebilirim ki ilk önce
muhakeme yeteneğiniz konusunda sorumluluk alabilmeniz gerekmekte.
Muhakeme bilgeliğinizi uygulamaktır. Bilgelik deneyimlerden gelir ve bu
deneyim de kısa tekrarlarla hızlandırılabilir.

En iyi yatırımcılar filozof gibidir

Naval: Ve bu da en iyi yatırımcıların, değer yatırımcılarının yani Jeremy


Grantham gibi veya Warren Buffet gibi veya Michael Burry gibi kişileri
okuduğunuz zaman size bu kişiler filozof gibi gelir, aslında filozof sanabilirsiniz
ya da bu kişiler çok fazla tarih kitabı veya bilimsel kitap okuyorlardır.

Yaptıkları şey ile düşününce yatırım kitabı okumaları gerekmiyor mu? Hayır.
Yatırım kitapları yatırım konusunda en kötü başlangıç noktasıdır, çünkü
yatırım yapmak gerçek dünya hareketleridir yani çok değişkeni olan
hareketlerdir. Tüm avantajlar sürekli rekabet içerisindedir ve her zaman son
trendlerdir.

Aslında sizin ihtiyacınız olan şey çok çok geniş tabanlı muhakeme ve
düşüncedir. Bunu yapabilmenin de en iyi yolu, felsefe dahil her şeyi çalışmak ve
okumaktır. Felsefe sizi daha sabırlı yapar, daha az duygusal yapar ve böylece
daha iyi kararlar verebilirsiniz ve daha iyi muhakeme yapabilirsiniz.
Biri ne kadar öfkeliyse, muhakemeleri de o kadar kötüdür

Tek bir basit şey gördüğüm… Twitter’a bakıyorum ve Twitter’dakilerin yarısı


sürekli bir şeylere sinirlenmiş gibi görünüyor. Birisinin Twitter geçmişine
baktığınız zaman onların kafasında neler döndüğüne dair bir suret
görebiliyorsunuz.

Biri ne kadar çok öfkeli ve kızgınsa, garanti ediyorum, muhakeme yetenekleri


de o kadar kötüdür. Eğer birileri süreli siyasi bir kızgınlık içerikli tweetler
atıyorsa, bu kişiye şirketinizin anahtarını bırakın arabanızın anahtarını bile
vermek istemezsiniz.

Heveslendirecek Saatlik Ücret Belirleyin

Sizin saatlik ücretinizden daha az tutan işleri başkalarına verin

Heveslendirecek bir saatlik ücret belirleyin ve uygulayın

Nivi: Zengin olmak için gerekli yeteneklerden bahsettik. Özel bilgi,


sorumluluk, avantaj, muhakeme ve hayat boyu öğrenme. Sıkı çalışmanın ve
vaktinizi değer vermenin öneminden bahsedelim

Naval: Kendinize verdiğinizden değerden daha fazla değeri kimse vermez.


Yüksek bir kişisel saatlik ücret belirleyin ve buna sadık kalın. Ben gençken,
piyasanın bana biçtiği değerden daha değerli olduğumu düşünürdüm hep. Ve
kendime de böyle davranmaya başladım.

Vereceğiniz her kararda zamanı bir faktör olarak ele alın. Saatlik ücretinizin
100 Dolar olarak değerlendirdiğinizi varsayalım. Eğer bir işi yapmak için
şehirde 1 saatlik bir gezintiye çıkarsanız, teknik olarak 100 Doları çöpe
atıyorsunuz demektir. Bunu yapar mısınız?
Amazon’dan bir şey aldığınızı ve onların da yanlış sipariş gönderdiğini farz
edelim. Bunu iade etmek için harcayacağınız zamana değer mi? Yaşayacağınız
mental mücadeleye değer mi? Zihinsel olarak yüksek çıktısı olacak iş de dahil
olmak üzere işlerinize daha az vaktiniz kalacağını da unutmayın. Bu vaktinizi
basit işleri halledip sorunları çözmek için harcamak istediğinize emin misiniz?
Yoksa büyük işlere mi vakit ayırmak istersiniz?

Harika bilimadamları evlerini organize etmede oldukça başarısızdırlar.


Hiçbirinin düzenli bir odası olmamış, ya da sosyal etkinliklere zamanında
gidememişler veya bayram kartlarını vaktinde göndermemişlerdir.

Zenginliğe giden yolunuzu cimrilikle elde edemezsiniz

Hayatınızı istediğiniz gibi harcayabilirsiniz Ama zengin olmak istiyorsanız, bu


önceliğiniz olmalıdır. Her şeyden önce gelmelidir, bu da cimrilik
yapamayacağınız anlamına gelir. İnsanlar bunu tam olarak anlayamıyor.

Temel ihtiyaçlarınız konusunda cimrilik yapamazsınız. Masraflarınızı düşük bir


oranda tutar ve erken emekli olabilirsiniz. Bu mükemmel bir şekilde

geçerlidir. Ama burada bahsettiğimiz zenginlik yaratmak. Eğer zenginlik


yaratacaksanız, bu bir numaralı, en önemli önceliğiniz olmalıdır.

Benim heveslendiren saatlik ücretim saatlik 5 bin Dolar’dı.

Zengin kişiliğinize hızla ilerleyin ve orta bir saatlik ücret belirleyin. Gerçekten
param olmadan önce ve beni saatlik olarak tutabileceğiniz zamanlarda, saatlik
ücretimi 5 bin Dolar olarak belirlemiştim.

Tabii ki elektrikçiyle tartışmak veya bozuk kulaklığı iade etmek gibi aptalca
şeyler de yaptım. Ama yapmamalıydım. Ama çok az bir oranda da olsa yaptım.
Bir şeyleri iade etmek veya onarmaya çalışmak yerine çöğe attığım veya
kurtuluş ordusuna verdiğim zaman bundan görsel bir gösteri çıkarırdım.

Kız arkadaşlarımla da bu konuda tartışırdım “Ben bunu yapmıyorum. Bu


benim çözdüğüm bir sorun değil” derdim. Halen bugün annem veya eşim bana
basit yapılacak işler verdiği zaman tartışıyorum. Onlara “Bunu yapmak yerine
sana bir asistan tutmayı tercih ederim” diyorum. Bu söz param olmadığında da
doğruydu.

Eğer saatlik ücretinizden daha az bir tutara dışarıdan hizmet


alabiliyorsanız, böyle yapın

Bunu düşünmenin bir başka yolu da: eğer saatlik ücretinizden daha düşük bir
tutara bir şey yapabiliyorsanız — ya da bir şeyi yapmaktan kurtulabiliyorsanız-,
ya dışardan hizmet alın ya da bunu yapmayın. Saatlik ücretinizden daha az bir
tutara birini çalıştırabiliyorsanız, böyle yapın. Buna yemek pişirmek gibi şeyler
de dahildir. Kendiniz için sağlıklı, ev yemekleri yapmak isteyebilirsiniz. Ama
bunu başkasına yaptırabiliyorsanız, böyle yapın.

İnsanlar “Hayatın tadı ne olacak peki?” Bazı şeyleri kendi yöntemlerinizle


yapmak ne olacak?” diyorlar. Tabii, bunu yapabilirsiniz. Ama bu şekilde zengin
olamayacaksınız, çünkü başka bir şeyi öncelik haline getirmiş oldunuz.

Paul Graham Y Combinator başlangıç işleri için çok doğru bir şey söylüyor.
Ürününüz üzerinde ve ürünü piyasaya uygun hale getirme konusunda
çalışmanız ve günlük egzersizler yaparak sağlıklı beslenmeniz gerekiyor diyor.
Bundan ibaret. Bu görevdeyken tüm vaktiniz bu kadar.

Saatlik ücretiniz saçma bir oranda yüksek görünmelidir


Heveslendiren bir saatlik ücret belirleyin ve buna sadık kalın Saçma bir şekilde
yüksek görünmeli ve hissettirmelidir. Böyle eğilse, yeterince yüksek değil
demektir. Ne seçerseniz seçin, tavsiyem onu yükseltmenizden yanadır.

Çok uzun bir süre ben saatlik 5 bin Dolar olarak belirledim. Bunu yıllık maaş
olarak hesaplayacak olursanız, yıllık milyon dolarları geçiyorsunuz. Aslında ben
bu rakamları da geçtim, çok çalışkan olmadığım düşünüldüğünde oldukça
ilginç geliyor aslında. Bir şey üzerinde çalışmak için motive olduğumda enerji
patlaması yaşayarak çalışıyorum.

Olabildiğince Sıkı Çalışın

Üzerinde çalıştığınız şey ve kiminle çalıştığınız daha önemli olsa da

Olabildiğince sıkı çalışın

Naval: Biraz da sıkı çalışmaktan bahsedelim. Twitter’da çokça yaşanılan bir


tartışma var. Çok sıkı çalışmalı mısınız yoksa çalışmamalı mısınız? David
Heinemeier Hansson “Sanki köle gibi çalışıyorsunuz”. Keith Rabois ise “Hayır,
tüm büyük kurucular tırnaklarıyla çalıştırlar”.

Aslında ikisi de farklı şeyler söylüyor.

Öncelikle, konuştukları konu iki birbirinden bağımsız şey. David çalışanlar ve


yaşam tarzı iş konusundan bahsediyor. Eğer böyle yapıyorsanız, bir numaralı
önceliğiniz zenginleşmek değildir. Bir işiniz, aileniz ve ayrıca bir hayatınız var.

Keith ise yeni başlayan işletmelerin Olimpiyatlarından bahsediyor. Onun


bahsettiği kişiler altın madalya için koşan ve milyar dolarlık bir şirket sahibi
olmayı amaçlayan kişilerdir. Bu tür kişiler her şeyi doğru yapmalılar.
Mükemmel bir muhakeme yetenekleri olmalı. Üzerinde çalışacakları şeyi doğru
seçmeliler. Doğru ekip üyelerini bir araya getirmeliler. Deli gibi sıkı çalışmak
zorundalar. Rekabetçi bir ruhları vardır.

Eğer zenginlik sahibi olmayı planlıyorsanız, olabildiğince sıkı çalışacaksınız.


Ama sıkı çalışma ne üzerinde çalıştığınız veya kimin için çalıştığınız için bir
alternatif değildir. Bunlar zaten çok önemli şeylerdir.

Ne üzerinde ve kiminle çalıştığınız çok önemlidir.

Marc Andreessen “ürün-piyasa uyumlu” kavramını geliştirdi. Ben bu “ürün-


piyasa uyumlu” kavramını kurucunun kişisel olarak bu işe ne kadar uygun
olduğunu hesaba katarak açıklıyorum. Bu üçünün kombinasyonu sizin nihai
hedeflerinizden biri olmalı.

Doğru alanda çalışmayı tercih ederek zamandan tasarruf edebilirsiniz. Doğru


insanlarla çalışmayı tercih etmek de bundan sonraki önemli diğer adımdır.
Üçüncüsü ise sizin ne kadar sıkı çalıştığınızdır. Bunlar bir

taburenin üç bacağı gibidir. Eğer bunlardan biri kısaysa, bu tabure devrilir. Bu


nedenle biri diğerinden üstün değildir.

Bir işe başlarken, kariyere başlarken, öncelikle şunu tespit edin: “Ne
yapmalıyım? Yükselen piyasalar hangisi? Üzerinde çalışırken heyecan
duyacağım ürün nedir, hangi alanda özel bilgim var?”

Hedeflediğiniz çıta ne kadar yüksek olursa olsun, bunu daha da


yükseltin.

İkincisi, etrafınızda mümkün olan en iyi insanları barındırın. Eğer dışarıda


çalışılması harika olan başkaları varsa, onlarla çalışın. Bana yeni kurulan
işletmelerden hangisine katılmanın doğru olduğu konusunda tavsiye
niteliğinde sorular geldiğinde “Gelecekte size en iyi bağlantıları sağlayacak
olanı seçin” diyorum. PayPal ekibine bir bakın — dâhilerle çalıştılar ve hepsi de
zengin oldu. Bulabildiğiniz en zeki, en yüksek enerjili ve en dürüst insanları
seçin.

Ve Hedeflediğiniz çıta ne kadar yüksek olursa olsun, bunu daha da yükseltin.

Son olarak da, doğru kişilerle doğru şeyler üzerinde çalışmayı belirlediğiniz
zaman, olabildiğince sıkı çalışın.

Kimse gerçekten haftada 80 saat çalışmıyor

İşte bu noktada mitoloji kısmı devreye giriyor. Haftada 80 saat, hatta 120 saat
çalıştığını söyleyen insanlar genelde statü sinyali verenlerdir. Gösteriş
yapmaktır bu. Hiç kimse zihinsel olarak sağlıklı bir şekilde yüksek çıktılı şekilde
haftada 80 ya da 120 saat çalışmıyor. Beyniniz bunu kaldırmaz. İyi fikirler
üretemezsiniz.

Özellikle bilgi alanında insanların en etkili şekilde çalışma yöntemi motive


oldukları süre içinde oldukça iyi sıçramalar yaparak çalışmak ve sonrasında
dinlenmektir. Uzun molalar vermektir.

Daha çok aslan avı ve daha az maraton koşusu gibidir. Önce koşarsınız ve sonra
dinlenirsiniz. Tekrardan değerlendirir ve tekrardan denersiniz. Sonunda da
maraton koşusu elde edersiniz.

İlhamınızı kaybedebilirsiniz

İlhamınızı kaybedebilirsiniz. Bir konuda ilham geldiğinde hemen bunun


üzerinde çalışın.

Eğer bir tweet dizisi yapma veya blog yazısı yazma konusunda ilham geldiyse,
hemen yapmalıyım. Yoksa bu kaybolacaktır. Ben de geri o noktaya
gelemeyeceğim. İlham güzel ve güçlü bir etkidir. Geldiği anda yakalamak
gerekir.

Eylemlerinizde sabırsız, sonuçlarla sabırlı olmak

İnsanlar sabırsızlıktan bahsediyor. Ne zaman sabırsız olmalısınız? Ne zaman


sabırlı olmalısınız? Bu konuda attığım tweet şöyleydi: “Eylemlerinizde sabırsız,
sonuçlarda sabırlı olun”. Bence bu iyi bir hayat felsefesi.

Yapmanız gereken şeyleri yapın. Neden bekleyesiniz? Gençleşecek değilsiniz.

Hayatınızı sırada bekleyerek geçirmek istemezsiniz. İleri geri seyahat ederek


harcamak istemezsiniz. Misyonunuzun bir parçası olamayan şeyler yaparak
harcamak istemezsiniz.

Bunları yaptığınız zaman, yapabildiğiniz kadar çabuk yapın ve tüm dikkatinizi


verin böylece iyi yapmış olursunuz. Sonrasında da sonuçlar konusunda sabırlı
olun çünkü karmaşık bir sistemler uğraşıyorsunzu ve bir çok insanla
uğraşacaksınız.

Piyasaların ürünleri benimsemesi uzun zaman alıyor. İnsanların birbirleriyle


rahat çalışması da zaman alıyor. Siz hazırladıkça harika ürünlerin de ortaya
çıkması uzun zaman alıyor.

Eylemlerinizde sabırsız, sonuçlarla sabırlı olun.

Eğer işlerimden birinde bir sorun çıkarsa, bu sorun çözülene kadar uyuyamam.
Eğer yönetim kurulundaysam, CEO’yu ararım. Şirketi ben yönetiyorsam,
raporlara bakarım. Eğer ben sorumluysam, hemen bunun bir hal çaresine
bakarım ve çözerim.
Eğer sorunu oluştuğu anda çözmezsem veya çözmeye yönelik bir adım
atmazsam, huzursuz olurum. Dinlenemem. Sorun çözülene kadar mutlu
olamam. Bu nedenle de mümkün olduğunda hızlı bir şekilde çözerim. Sorun
halledilene kadar uyumam. Belki de bu benim yapımdan kaynaklanan bir
durumdur. Ama şu ana kadar iş konusunda işe yaradı.

“Kahve İçemeyecek” Kadar Yoğun Olun

Acımasızca toplantıları reddedin

Düzenli bir takvim tutarken ‘kahve içemeyecek’ kadar çok yoğun


olun

Naval: Başka bir tweet ise şöyleydi: “Düzenli bir takviminiz varken kahve
içemeyecek kadar yoğun olun.”

Beni tanıyan insanlar benim iki şeyi ayna anda yapabileceğimi çok iyi biliyorlar.

Öncelikle, çok temiz bir takvimim vardır. Neredeyse hiç bir toplantım yok.
İnsanlar takvimini gördüklerinde neredeyse ağlıyorlar.

İkincisi, sürekli yoğunum. Sürekli bir şeyler yapıyorum. Genellikle de işle ilgili.
Bu yapılması gereken yüksek etkili ne olursa olsun, bunu yapmaya motive
olmuş durumda oluyorum.

Bunu yapmanın tek yolu da sürekli ve acımasızca toplantıları reddetmektir.

İnsanlar “kahve içmek” ve ilişkiler kurmak istiyorlar. Kariyerinizin başında,


halen keşif yaparken bu oldukça makul. Ama kariyerinizin ilerleyen
aşamalarında yani sizin zaman ayırabileceğinizden fazlası size geliyorken, bu
toplantıları hayatınızdan acımasız bir şekilde çıkarmanız gerekiyor.
Toplantıları acımasızca hayatınızdan çıkarın

Biri sizden toplantı talep ederse, telefon görüşmesi isteyip istemediğine bakın.
Eğer telefon görüşmesi istiyorsa, mail olup olmayacağına bakın. Mail
istiyorlarsa, bunu mesajla halledip halledemeyeceğinize bakın. Eğer mesajlarda
acil durum için değilse, çoğunlukla bunları da göz ardı edebilirsiniz.

Toplantılardan kaçma konusunda gerçekten acımasız olmalısınız. Toplantı


yapacağınız zaman, bunları yürüyüş toplantıları yapın. Ayakta toplantılar
olarak yapın. Kısa, harekete geçilebilir ve ufak toplantılar yapın. 8 kişinin
olduğu konferans toplantılarından bir şey çıkaramazsınız. Her seferinde deyim
yerindeyse saat öldürürsünüz.

Nivi: “Kahve içmek” bana eski bir sözü hatırlatıyor. Sanırım Steve Jobs’a ait bir
sözdü, Apple’ın kongrelerden birine neden gelmediğine ilişkindi. O da şöyle bir
cevap vermiş: “O zaman burada çalışıyor olamazdık”.

Naval: Toplantıları geri çevirmekte çok zorlanırdım eskiden. Şimdi ise


doğrudan söyleyebiliyorum “İş dışı toplantı yapmıyorum”. Sıkı bir gündem
olmadan toplantı yapmıyorum. Mecbur kalmadıkça toplantı yapmıyorum”
diyorum.

Nivi böyle yapardı eskiden. İnsanlar bize tanışma toplantıları sorduklarında, o


da şöyle derdi “Acil ve ölüm-kalım meselesi olmadığı sürece toplantı
yapmıyoruz”. Karşısındaki de ya “Evet, bu çok acil, ölüm kalım meselesi” ya da
toplantı yapmıyoruz diye cevap vermek zorunda kalıyordu.

İnsanlar sizle iş konusunda kanıtlarınız olduğunda görüşeceklerdir

Yoğun insanlar siz onlara önemli ve değerli bir şey sunarsanız toplantı fırsatı
vereceklerdir. Doğru kartlarla gelmelisiniz. Şunları diyebilmelisiniz: “Şu ana
kadar bunları yaptım. Size gösterebileceğim şey bunlar, şunlar. Eğer bunlar
sizin için faydalıysa görüşebiliriz ve zamanınıza saygılı olacağım”.

Kredibilite sahibi olmanız gerekiyor. Örneğin, teknoloji yatırımcısı bir yeni


işletmeye baktığı zaman, ilk görmek istedikleri şey ürün ilerlemesine ilişkin
ilerlemedir. Sadece slaytlardan oluşan bir sunum görmek istemezler. Ürün
gelişim süreci girişimcinin öz geçmişidir. Bu öz geçmişte yalan yanlış bilgiler
barınamaz.

İşi doğru yapmalısınız. Kripto analojisi kullanmak için, kanıtlayacağınız bir işe
sahip olmalısınız. Eğer elinizde kanıtınız varsa ve ilginç bir şey
sunabiliyorsanız, o zaman bunu bir maille hazırlayıp göndermek konusunda
çekimser olmayın. O zaman bile, bir toplantı talebi gönderirken, eyleme
geçebilir olmalısınız.

Aklınızı ve zihninizi boşaltın

Eğer bunu toplantılara katılarak ve bağlantı oluşturarak yapacağınızı


düşünüyorsanız, muhtemelen yanılıyorsunuzdur. Kariyerinizin başında
bağlantılar oluşturmak önemlidir. Toplantılarda kazara keşfedilebilirsiniz bile.
Ama bunun gerçekleşme olasılığı oldukça düşük.

İnsanlarla buluştuğunuzda şansınızın yaver gitmesine güveniyorsanız, bu


durumda siz birinci tür şansa yani kör talihe ve ikinci tür şansa yani acele şansa
güveniyor olursunuz.

Ama daha iyi olan üçüncü veya dördüncü tür şansları elde etmiyorsunuz. Bu
sizin itibar oluşturmaya ve bir şeyler üzerinde çalıştığınız yerdir. Burada
benzersiz bir bakış açısı geliştirir ve diğerlerinin göremediği fırsatları
görebilirsiniz.
Yoğun bir takvim ve dolu bir kafa bu dünyada harika şeyler yapmanızı
engelleyecektir. Harika şeyler yapmak istiyorsanız — ister müzisyen, ister
girişimci veya isterseniz de yatırımcı olun — boş zamana ve özgür zihne
ihtiyacınız olacaktır.

Ne Yaptığınızı Yeniden Tanımlamaya Devam


Edin

Ne yapıyorsanız Dünya’da en iyi yapan olun

Yaptığınız işte en iyi olana kadar yaptığınız işi yeniden tanımlamaya


devam edin

Nivi: Çok çalışmanın ve zamanınıza değer vermenin önemi hakkında


konuştuk. Sonrasında, uzun vadeli konuşma hakkında bir kaç tweet var. İlk
tweet şöyle: “Ne yapıyorsanız Dünya’da en iyi yapan olun. Bu gerçekleşene
kadar yaptığınız şeyi yeniden tanımlamaya devam edin.”

Naval: Eğer gerçek hayatta gerçekten bir şeylerin karşılığında ödeme


alacaksınız, ne yaparsanız yapın o işte bir numara olmalısınız. Bu niş olabilir,
zaten mantıklı olan da bu. Sadece kendiniz olduğunuz için bile ödeme
alabilirsiniz.

Dünyamızdaki bazı başarılı insanlar zaten böyle para kazanıyor. Oprah, Oprah
olduğu için para kazanıyor. Joe Rogan, Joe Rogan olduğu için para kazanıyor.
Kendilerine özgü davranıyorlar.

Bir numara olmayı istemelisiniz. Ve bir numara olana kadar yaptığınız şeyi
değiştirmeye devam etmeyi istiyorsunuz. Rastgele bir şey seçemezsiniz.
“Dünyanın en hızlı koşucusu olacağım” diyemezsiniz çünkü o zaman Usain
Bolt’u yenmek zorunda kalırsınız. Bu çok zor bir problem olur.
Hedefinizi, özel bilginiz, becerileriniz, konumunuz, yetenekleriz ve ilgi
alanlarınıza gelene kadar değiştirmeye devam edin. Amacınız ve becerileriniz
sizi bir numara haline getirmek için uyuşmalıdır.

Ne yapacağınızı bulmaya çalışırken, aklınızda olması gereken iki farklı nokta


var. İlki, “Yaptığım işte en iyi olacağım” bakışıdır. İkincisi, “Yaptığım şey esnek,
bu nedenle ben bu konuda en iyisiyim” olmalıdır.

Rahat hissettiğiniz bir noktaya varmak istiyorsunuz “Bu benim çok başarılı
olacağım bir şey olabilir, hem de tamamen kendim olurken”.

Uzun bir yolculuk olacak. Ama şimdi nasıl düşüneceğinizi biliyorsunuz.

Kurucu-ürün-piyasaya uyumlu olanı bulun

Şirketler için en önemli şey ürün-piyasa uyumunu bulmaktır. Ama bir girişimci
için en zor şey, doğal bir şekilde piyasa için doğru ürünü üretebileceğiniz
kurucu-ürün-piyasa uyumunu bulabilmektir. Bu üç odaklı bir sorundur.
Üçünün de aynı anda çalışmasını sağlamalısınız.

Hayatta başarılı olmak istiyorsanız, tek seferde çok değişkenli problemleri ve


çoklu görevleri rahat bir şekilde gerçekleştirebilmeniz gerekir. Bu iki ya da üç
şeyi aynı anda yapmanız gereken durumlardan biridir.

Otantiklikle Rekabetten Kaçının

Kimse sizinle kendiniz olmanıza rakip olamaz

Rekabet sizi daha basit oyunlar tuzağına düşürür

Nivi: Bir de şu tweete göz atalım: “Otantiklikle Rekabetten kaçının.” Bu kısmen


kim olduğunuzu aramanın bir parçası gibi görünüyor.
Naval: Bu aslında hem bir arayış hem de kavrayıştır. Bazen egolarımızı
aradığımızda, olmadığımız bir şey olmak istiyoruz. Arkadaşlarımız ve ailemiz
aslında bize kim olduğumuzu söyleme konusunda daha başarılıdırlar.
Yaptıklarımıza bakmak kim olduğumuzun daha iyi bir göstergesi diyebilirim.

Peter Thiel rekabetin yersiz olması konusunda çokça detay veriyor. Üretkenlik
karşıtı bir durum. Bizler oldukça memetik yaratıklarız. Etrafımızdaki herkesi
taklit ediyoruz. İsteklerimizi onlara göre taklit ediyoruz.

Eğer etrafımdaki herkes harika birer sanatçıysa, ben de harika bir sanatçı
olmak istiyorum. Eğer etrafımdaki herkes harika işadamıysa, ben de harika bir
işadamı olmak istiyorum. Eğer etrafımdaki insanlar sosyal aktivistse, ben de
sosyal aktivist olmak istiyorum. Öz saygım bundan kaynaklanmakta.

Statü oyunlarına yakalandığınız zaman çok dikkatli olmalısınız. Üzerinde


rekabet edilmeyecek şeyler hakkında rekabete girmiş bir durumda
bulabilirsiniz kendinizi.

Peter Thiel, hukuk fakültesindeki herkesin Anayasa Mahkemesi hakimi ya da


ünlü bir hakimin katibi olmak istediği için katip olmayı çok istediğini
anlatmıştı. Reddedildiği için iş dünyasına atılmış. Bu da onu basit bir oyundan
çıkmaya ve daha başarılı olduğu harika bir oyuna dahil olmaya sevk etmiştir.

Bazen yanlış bir oyunda sıkışıp kalıyorsunuz çünkü rekabet içerisindesiniz. Bu


rekabet ortamında uzaklaşmanın en iyi yöntemi, yani sadece stresli ve

sinir bozan değil aynı zamanda sizi yanlış cevaplara götüren rekabet
dünyasından kaçmanın yöntemi, kendiniz olabilmenizdir.

Kimse sizinle kendiniz olmanıza rakip olamaz


Eğer sizin bir parçanız olan bir şey üretip bunu pazarlıyorsanız, sizi kimse
yenemez. Joe Rogan veya Scott Adams’la kim rekabet içeresinde olabilir ki? Bu
imkansız. Başka biri daha iyi bir Dilbert mi yazacak? Hayır Başka biri Bill
Watterson ile rakip olup daha iyi Calvin and Hobbes mu yaratacak? Hayır

Sanatçılar tanım gereği otantiklerdir. Girişimciler de otantikdir. Kim Elon


Musk olacak? Kim Jack Dorsey olacak? Bu insanlar otantik olduklarından işleri
ve ürünleri de kendi istek ve amaçları doğrultusunda otantiktir.

Eğer birileri şimdi roket fırlatmaya başlayacak olsa, bunun Elon’u azıcık bile
etkileyeceğini düşünmüyorum. O hala Mars’a gitmeyi sürdürecektir. Görüldüğü
üzere, bu onun misyonu, amacı. Bunu da başaracak.

Kendine özgü olmak, otantik olmak da sizi doğal olarak rekabetten uzaklaştırır.
Peki bu ürün-piyasa uyumu olmadığı noktaya kadar otantik olmak anlamına mı
geliyor? Tek tekerli bisiklet hokkabazı olarak en iyisi siz olabilirsiniz. Ama
piyasa da bunun için çok fazla alan olmayabilir, hatta Youtube videolarında
bile. Bu yüzden ürün-piyasa uyumunu bulana kadar ayarlamalar yapmanız
gerekir.

En azından kendinize özgü olmaya, otantik olmaya, rekabetten uzaklaşmaya


çalışın. Rekabet sizi kopyalamaya ve yanlış oyunu oynamaya yöneltir.

Girişimcilikte, kitleler haklı değildir

Girişimcilikte, kitleler haklı değildir. Eğer kitleler harika şeyler yapmayı ve


müthiş zenginlik sahibi olmayı bilseydi, hepimiz şu an zengin olurduk.

Çok fazla rekabet varsa, bu da bazen kitlelerin çoktan geldiğini gösterir. Zaten
çok çok fazla rekabet var. Ya da başlamak için yanlış eğilimdir.
Diğer türlü de, eğer tüm piyasa boşsa, bu da uyarı işareti olabilir. Çok fazla
otantik olduğunuzu ve kurucu-ürün-piyasa uyumu kısmında ürün-piyasa
uyumu kısmına daha çok odaklanmanız gerektiği anlamına gelebilir.

Bulmanız gereken bir denge bu. Genellikle, insanlar rekabete çok fazla dikkat
etme hatasında bulunuyorlar. Büyük girişimciler kendilerine özgü, otantik
ikonoklast olma eğilimindedirler.

Merak ve kabiliyetlerinizi kombine edin

Nivi: Özgünlüğe erişmenin bir yolu olarak sahip olduğun beş veya altı farklı
yeteneği bulma ve bunlardan birbiriyle eşgüdümlü bir şekilde faydalanmak
mıdır yani belki de bilerek bile olmayabilir, ne düşünüyorsun? Zaten kendinizi
açıklıyorsanız, bu yetenekleriniz illa ki ortaya çıkacaktır.

Naval: Eğer başarılıysanız, uzun vadede zaten hobileriniz ne olursa olsun


onları yaparak para kazandığınızı fark edeceksiniz. Robert Frost’un dediği gibi,
“hayattaki amacım, meraklarımı kabiliyetlerimle birleştirmektir” diyor. Zaten
hayatın sizi yönlendireceği yer burasıdır.

Yeteneklerin kombinasyonu konusunda haklısın. Herkesin birden fazla


yeteneği vardır. Biz tek boyutlu yaratıklar değiliz, her ne kadar işe kabul
edilmek için online platformlarda kendimizi öyle lanse etsek de. Biriyle
tanışıyorsunuz ve “Ben bankacıyım” diyor. Veya “ben barmenim” diyor. Ya da
“ben berberim” diyor.

Kendiniz olma konusunda uzmanlaşın

Ama insanlar çok değişkenlidir. Çok yetenekleri vardır. Bankacı finans


konusunda iyi olabilir. Diğer satış konusunda iyi olabilir. Başkası
makroekonomik trendler konusunda iyi olup piyasalardan iyi anlayabilir. Başka
birisi de bireysel hisseleri bulma konusunda çok iyi olabilir. Bambaşka birisi de
yeni ilişkilerdense var olan ilişkilerini yürütmekte çok başarılı olabilir. Herkesin
farklı nişleri olabilir. Sizin de birden fazla nişiniz olabilir. Sadece bir tane
olmayabilir.

Kariyeriniz ilerledikçe, iyi olduğunuz alanlar konusunda doğal bir çekim


yakalayacaksınız ki bunlarda zaten siz yaparken doğal bir keyif alacaksınız.
Zaten diğer türlü olsa, bu konuda iyi olmazdınız. Zamanınızı ayırmazdınız.

İnsanlar da sizi iyi olduğunuz işlere doğru yönlendirecektir. Çünkü zeki


patronlarınız, arkadaşlarınız ve yatırımcılarınız sizin o konuda çok kaliteli
olduğunuzu fark edecektir. Siz de size diğer konularda yardım edecek kişileri
işe alabilirsiniz.

İdeal olanı, sizin kendiniz olma konusunda uzmanlaşmanızdır.

Aptal Oyunları Oynayın, Aptal Ödüller Kazanın

Rekabet sizin daha büyük oyunları görmenize engel olacaktır

Doğrudan rekabet içinde gibi görünen işler gerçekten rekabet


içerisinde değil

Nivi: Özgün olduğunuz zaman, rekabeti o kadar da umursamıyorsunuz Sizi


kızdırır ve korku, kıskançlık ve diğer benzer duyguları ortaya çıkarır Ama
umurunuzda olmaz çünkü misyonunuza ve amacınıza odaklanırsın. En kötü
ihtimalle onlardan bir kaç fikir edinirsin. Ve ayrıca rekabetin olumlu sonuçlar
doğuracağı durumlar da vardır ki bu durumda sizin için var olan pazarın
boyutunu artırabilir.

Naval:Bu işin durumuna bağlıdır. Silikon Vadisindeki en iyi teknoloji


işletmeleri kazananın her şeyi aldığı sisteme dayanmaktadır. Rekabet
gördüğünüzde, öfkelenebilirsiniz. Çünkü şu ana dek inşa ettiğiniz her şeyi
tehlikeye atmaktadır.

Eğer ben bir restoran açıyorsam ve daha ilginç bir sürümü de başka bir muhit
de açılıyorsa, bu harika. İşe yarayan yöntemlere odaklanır, işe yaramayanları da
göz ardı edebilirim. Bu nedenle işin doğasına bağlıdır.

Genellikle, doğrudan rekabet içinde gibi görünen işler rekabet içerisinde


değildir. Benzer veya biraz farklı olurlar. Tamamen farklı bir işten bir adım
uzaktasınızdır ve bazen bu bir adımı atmak gerekir. Eğer başkalarının bubi
tuzaklarını alt etmekle meşgulseniz, bu adımı atamayacaksınız.

Aptal bir oyun peşindesinizdir. Aptal bir ödül kazanacaksınız. Şu an için net
göremiyorsunuz çünkü rekabet ortamı sizin gözünüzü kör etmiş durumdadır.
Ama bundan 3 yıl sonra çok net olacaktır.

İlk şirketim yanlış oyunun bir parçası oldu.

İlk girişimlerimden biri, Amazon’dan bağımsız çevrimiçi ürün inceleme sitesi


olan Epinions’du. Bu da zamanla TripAdvisor ve Yelp’e dönüştü ki zaten ilk
aşamada oraya gitmeliydik.

Daha fazla yerel değerlendirme yapmalıydık. Yerel bir restoran gibi nadir bir
şeyin değerlendirmesi Amazon’da 1000 değerlendirmesi bulunan kamera gibi
bir üründen daha değerlidir.

Bu noktaya ulaşamadan, karşılaştırma-alışveriş oyunu içerisinde sıkışıp kaldık.


DealTime ile birleştik ve fiyat karşılaştırması yapan mySimon, PriceGrabber,
NexTag ve sonradan Shopzilla olan Bizrate ile rekabete giriştik. Birbirimizle
kıyasıya bir rekabete giriştik.
Tüm bunlar boşa çıktı çünkü Amazon tamamen ele geçirdi. Fiyat
karşılaştırması yapmaya gerek kalmadı. Herkes Amazon’a gitmişti.

Biz de bubi ödülünü aldık çünkü kendi meslektaşlarımızla bir mücadeleye


girişmiştik. Biz son kullanıcının ne istediğine ve kendi özgünlüğümüze önem
vermeliydik, bu da fiyat karşılaştırması değil değerlendirmeler olmalıydı. Bizler
müşterilerimizin daha az bilgiye sahip olduğu az bulunan ürünlere daha fazla
alan açmalı ve daha fazla yoruma yer vermeliydik.

Eğer özgün kalabilseydik, daha iyi bir iş çıkarırdık.

Nihayetinde Hak Ettiğinizi Elde Edeceksiniz

Uzun vadede, size ödeme yapılacaktır

Uzun vadede, size ödeme yapılacaktır

Nivi: Uzan vadeli çalışmaktan bahsediyoruz. Bu konudaki tweet: “Özel bilgiyi


avantajıyla kullan ve nihayetinde hak ettiğinizi elde edeceksiniz.”

Buna şunu da eklerim: Muhakeme yeteneğinizi, sorumluluk almayı ve okuma


yeteneğinizi kullanın.

Naval: Bunu şu şekilde açıklayabiliriz: “Bu zamanla olur.” Tüm parçaları bir
araya getirdiğiniz zaman bile, halen harcamanız gereken bir süre vardır. Eğer
sayıyorsunuz, zamanı gelmeden sabrınız taşacak.

Bu nedenle gerekli zamanı verdiğinizden emin olun. Yaşam uzun bir süreçtir.

Charlie Munger’ın bu konuda bir sözü vardı. Birisi ona para kazanma konusunu
sormuş. Ona göre soranın asıl sormak istediği şey “Nasıl senin gibi olabilirim,
yani daha hızlı bir şekilde?”
Herkes bir an önce bunu gerçekleştirmek istiyor. Ama dünya verimli bir yer.
Hemen bir şeyler gerçekleşmeyebilir. Bunun için zaman harcamanız gerekir.
Binlerce saat harcamalısınız. Özel bilgi, sorumluluk, avantaj, özgün
yeteneklerle yaptığınız konusunda en iyi olmak için kendinizi bu pozisyona
koymanız gerekir.

Ve sonra bundan memnun olmalı ve bunu yapmaya devam etmelisiniz.


Saymayın. Çünkü sayacak olursanız, zamanınız tükenecektir.

Kariyerime baktığım zaman, harika ve çalışkan olarak gördüğüm kişiler halen


başarılı ve istisna yok bu konuda. Uzun vadede, kazanan siz oluyorsunuz.

Bu 10 yıl da olabilir, 20 yıl da. Bazen de 5 yıldır. Bu sizin için 5 olur ve


arkadaşınız için 3 olursa, bunu sizi çılgına döndürebilir. Ama bunlar
istisnalardır. Ve kazananlar olması için kaybedenler de olacaktır.

Girişimcilikte önemli olan bir şey vardır o da bir kez doğru olmanız gerektiğidir.
Hedefinize ulaşmak için birçok fırsatınız olacaktır. 3 veya 5 yıl içerisinde bir
elde edeceğiniz fırsatlar da olacaktır, belki de yavaşsa 10 yılda olacaktır. Veya
her yıl, nasıl başladığınızı tekrarlamanıza bağlı olarak bu fırsatı elde
edebilirsiniz. İşte bu nedenle bir kez doğru hedefi tutturmalısınız.

Hangi konuda başarılısınız, piyasa değerleri konusunda mı?

Nivi: Nihai sonucunuz özel bilginizin farklılığı çarpı bu bilgiye ne kadar avantaj
uygulayabileceğiniz çarpı muhakemenizin ne kadar haklı olduğu çarpı sonuç
konusunda sizin sorumluluğunuzun ne kadar olduğu çarpı toplumun sizin
yaptığınız şeye ne kadar değer verdiğine eşit olacaktır. Sonra bunu yapmaya ne
kadar devam edebileceğinize ve okuyup öğrenerek bunu ne kadar uzun süre
artırabileceğinize bağlı olarak birleştirebilirsiniz.

Naval: Bu gerçekten güzel bir özetlemeydi. Bu denklemi düşünmek gerekir.


Bunu söylemişken, insanlar felsefi olan şeylere matematik uygulamaya
çalışıyor. Ben böyle olduğuna tanık oldum, yani olayı matematik olarak ele
aldığın zaman bir söylediğim şeyin diğerinin karşıtı olduğu durumlar olmuştu.
Fakat bunlar tamamen farklı bağlamlardı.

İnsanlar şöyle şeyler söylüyor: “Diyorsunuz ki ‘Arzular acı çekmektir’. Budist


söylemi de bilirsiniz, “Tüm harika şeyler acıyla ortaya çıkar”. O zaman harika
şeyler arzulardan mı kaynaklanır? Buradaki şey matematik değildir. Yani
buradaki değişkenlerin yeriyle oynayarak mutlak mantıksal çıkarımlarda
bulunamazsınız. Bunu ne zaman uygulayacağınızı bilmeniz gerekir.

Bu konuda çok fazla analitik olamazsınız.

Bu fizikçilerin “yanlış hassasiyet” dediği şeydir. Çünkü iki varsayımı ele alıp
bunları çarparsanız, hassasiyetin 4 farklı açısını elde edersiniz. Bu ondalık
noktalar aslında geçerli değildir. Böyle bir veri yok aslında. Bu bilginiz de yok.
Ne kadar çok değişken değeriniz olursa, o kadar fazla hata payınız olur.

Karar verme sürecinize daha karmaşık bir girdi eklemek sizi daha kötü bir
cevaba götürür. Bir ya da iki en iyi olasılığı seçmek her zaman daha iyidir.
Kendinize sorun: Ben hangi konuda iyiyim, güvendiğim insanların ve kendi
gözlemime göre, piyasanın verdiği değere göre?

Bunun cevabı yeterli olacaktır. Eğer bir konuda iyiyseniz, bunu sürdürün.
Muhakeme yeteneğinizi geliştireceksiniz. Eğer bir konuda iyiyseniz ve bunu
yapmayı seviyorsanız, kaynakları size insanlar zamanla sunacaktır ve
sorumluluk almaktan korkmayacaksınız. Sonra parçalar yerine oturacaktır.

Ürün-piyasa uyumlu kaçınılmazdır eğer siz sevdiğiniz şeyi yapıyorsanız ve


piyasa da bunu istiyorsa.
Çoğu Tavsiyeyi Reddedin

İnsanların size verdiği tavsiyelerin çoğu onların kendi kazançlarıdır

İyi işadamları herkesi dinler ama kendi fikrini oluşturur

Nivi: Bu konudaki tweetlerden biri: “Çabuk zengin olan kişilerden kaçının.


Çünkü sadece kazandıkları piyangonun numaralarını verebilirler.”

Naval: Bu çoğu tavsiye için genelde doğrudur. Bu Scott Adams’a geri dönüyor
— hedefler değil, sistem. Başarılı birine onlar için durumun nasıl olduğunu
sorarsanız, onların işleri nasıl ilerlediyse tam olarak onu söylerler, bu size
uymayabilir. Çünkü sadece kazandıkları piyangonun numaralarını verebilirler.

Bu çok içten bir durum değil. Öğrenilecek şeyler vardır ama aynı koşulları alıp
kendinize uygulayamazsınız. Bildiğim en iyi işadamları herkesi dinler ve her
şeyi okur. Sonra herkesi göz ardı eder ve kendi fikirlerini oluştururlar.

Kendilerine göre durumları nasıl uyarlayabileceklerine dair bir iç


mekanizmaları vardır. Ve bilgileri geçersiz saymaktan da çekinmezler. Eğer
yeterince insanı dinleyecek olursanız, tavsiyelerinin bir anlamı olmadığını
görebilirsiniz.

Kendi bakış açınız olmalı. Bir şeyler size doğru gelirken, çabucak karar
vermelisiniz: Bu gerçek mi? Bunun uygulanma şekli bağlam dışı mı? Benim
durumuma uygun mu? Ve ben bunu uygulamak istiyor muyum?

Çoğu tavsiyeyi reddetmek zorundasınız. Ama çoğunu dinlemeli, gerektiği


kadarını okumalı ve neyi reddedip neyi kabul edeceğinizi bilmelisiniz.
Yazı dizilerinde bile, her şeyi incelemelisiniz. Eğer bir şeyler size doğru
gelmiyorsa, bunu bırakmalısınız. Bir kenara koymalısınız. Eğer çoğu şey size
doğru gelmiyorsa, bu yazı dizisini silmelisiniz.

Tavsiyeler kendi deneyimleriniz olduğunda hatırlamanız için


anekdotlar sunar

Nivi: Bence tavsiye almanın en zor yanı ise tavsiye artık işe yaramayacağı
zaman bu tavsiyeyi veren kişinin sizin yanınızda olmayacak oluşudur.

Naval: Ben tavsiyelerin amacını çoğu insandan biraz farklı görüyorum. Ben
bunları kendi deneyimlerim olduğunda hatırlayabileceğim anekdotlar ve “Aaa,
bunu demek istemiş” diyebileceğim anlar olarak bana yardımcı hususlar olarak
görüyorum.

Benim tweetlerimim çoğu aynı durumda olduğum zaman kendisini hatırlatacak


zihinsel özdeyişlerdir.

Şu tweeti atan kişi bendim “Eğer biriyle bir ömür çalışamayacağınızı


düşünüyorsanız, onlar için bir gün bile çalışmayın.’ Ben biriyle bundan 10 yıl
sonra çalışmayacağımı biliyorsam ya da ne zaman bunun farkına varırsam,
kendimi bu iş ilişkisinin dışına çıkarmaya çalışırım veya bu ilişkiye daha az efor
vermeye başlarım.

Tweetlerimi kendi öğrendiklerimi sıkıştırmak için kullanıyorum. Beynimizin


alanı sınırlı. Sınırlı sayıda nöronlarımız var. Bunları, yedeklemek için temel
deneyime sahip olduğunuz derinleşmiş ilkeleri hatırlamanıza yardımcı olacak
işaretçiler, adresler, anımsatıcılar olarak düşünebilirsiniz.

Altta yatan deneyime sahip değilseniz, o zaman bunlar özlü sözlerin bir araya
gelişi gibidir. Bu güzeldir aslında. İlham vericidir. Bundan güzel bir poster bile
yapabilirsiniz. Ama sonrasında bunu unutup devam etmelisiniz.
Bunlar, kendi bilginizi hatırlamanız için kolay yöntemlerdir.

Sakin Bir Zihin, Fit Bir Vücut, Sevgi Dolu Bir


Ev

Sonunda zengin olduğunuzda, ilk etapta aradığınız şey olmadığını


anlayacaksınız

Zengin olduğunda, aradığınız şeyin bu olmadığını anlayacaksınız

Nivi: Uzun vadeli çalışma konusundaki en son tweet: “Nihayet zengin


olduğunuzda, aslında aradığınız şeyin o olmadığını anlayacaksınız. Ama bu
başka bir günün konusu.”

Naval:Aslında bu kendi içinde saatlerce sürecek bir şey. Öncelikle, tüm


meseleyi kapatmanın gerçekten zekice olduğunu düşündüm. “Zengin olmanın
olayı nedir?” sorusunu soran birçok kişiye karşı bir söylem olarak
düşünmüştüm. Zenginlik sahibi olma veya para kazanma fikirlerine karşın
erdemi işaret edecek birçok insan var.

Bu da doğru. Evet, para finansal sorunlarınızı çözecek. Ama sizi her istediğiniz
noktaya taşıyamaz.

Çok fazla miktarda para sahibi olduğunuz zaman kavrayacağınız şey şu ki siz
hala aynı kişisiniz. Mutluysanız, mutlusunuz. Mutsuzsanız, mutsuzsunuz. Eğer
sakin, amaçlarına ulaşmış ve huzur doluysanız, halen bu kişisiniz. Oldukça
sorunları olan zengin insanlar tanıyorum. Aile hayatı çok kötü olan birçok
zengin insan tanıyorum. Kendi içinde mutlu olmayan birçok zengin insan
tanıyorum.

Sakin bir zihin, uygun bir beden ve sevgi dolu bir ev kazanılmalıdır
Paylaştığım başka bir tweete değinebilirim. Geriye dönüp baktığımda sanırım
en sevdiğim tweet bu. En dolu olanı değil aslında. En yararlı olan da değil. En
çok düşündüğüm de değil. Ama buna baktığım zaman, yankılanan bir
doğruluğu var. Bu tweet ise:”Fit bir beden, sakin bir zihin ve sevgi dolu bir ev.
Bunlar satın alınamaz. Elde edinilmeli.”

Dünya kadar paranız olsa da, bunlara sahip olmayabilirsiniz. Jeff Bezos’un
yoluna koyması gereken şeyler var. Evliliğini bir düzene koymalı. Ve onun içsel
zihinsel durumu hala dışsal olaylar tarafından kontrol edilmeyecek. İçinde ne
kadar sakin ve huzurlu olduğuna bağlı olacak.

Bence bu üç şey — sağlığınız, ruh sağlığınız ve yakın ilişkileriniz — üzerine


düşmek zorunda olduğunuz şeyler. Bunlar paranın getirebileceğinden daha
fazla huzur ve mutluluk getirecektir.

Daha sakin bir iç durum için pratik tavsiyeler

Buna nasıl ulaşılabileceğine dair bir tweet dizisi üzerinde çalışıyorum.


Muhtemelen bu konuda 100 tweetim vardır. Bu günlerde özellikle Twitter’da
50 farklı bakış açısı tarafından saldırıya maruz kalmadan bir şeyler ifade etmek
neredeyse imkansız. Bu yüzden bunu yapmakta tereddüt ettim. Çok özel bir
insan için paylaşmak istiyorum.

İç durumunuz üzerinde çalışmanın yararlı olduğuna inanmayan birçok insan


var. Dış faktörlere çok fazla odaklanmışlar. Ve sorun değil, bunda yanlış bir şey
yok. Zaten “Nasıl Zengin Olunur” tweet dizisi de bu tür insanlar için. Üzerinde
çalışmaya değer tek şeyin tam bir kurtuluş olduğuna inanan bir grup insan var.
Senin Buda olman gibi. Aradaki diğer her şeyin gereksiz olduğunu iddia ederek
saldırırlar. Bu da sorun değil. Ama çoğu insan o noktaya ulaşamadı.

Daha sakin bir iç dünya isteyen sıradan insanlar için pratik tavsiyeler sunan bir
tweet dizisi oluşturmak istiyorum. Eğer düzgün bir şekilde öğrenecek olsaydınız
anlayış, farkındalık, yarı doğrular ve doğrular ve yine bunları zihninizde tutacak
olursanız zaten sahip olduğunuz deneyimler ve fikirlerin gösterdiği şeyler
yavaşça ama sabit bir şekilde sizi daha sakin bir iç dünyaya götürecek olan bazı
gerçekler konusunda size yardımcı olacaktır. Üzerinde çalışmak istediğim şey
bu.

Fit olmak da başka bir ayağı, sadece bu alanda uzman değilim. Twitter’da
fitness konusunda benden daha iyi olan birçok iyi insan var.

Boşanmalar para üzerinde, savaşlar iç öfke üzerinde gerçekleşir

Ben sevgi dolu bir ev ve ilişkilerin aslında diğer şeylerin dışında olduğunu
düşünüyorum. Sakin bir zihniniz varsa ve zaten para kazandıysanız, iyi
ilişkilere sahip olmalısınız. Yapmamanız için bir sebep yok. Boşanmalar parasal
nedenlerle gerçekleşiyor. Ne yazık ki bu bir gerçek. Paranızın olması bunun bir
kısmını ortadan kaldırıyor.

Birçok kavga ve savaş hali ise iç dünyanızdan kaynaklanmakta. İç dünyanızda


daha huzurlu oldukça, daha az kavganın parçası haline geleceksiniz.
Karşılığında bir şey beklemeden daha sevgi dolu olacaksınız. Bu da sizin
ilişkileriniz konusunda faydalı olacaktır.

Nivi: Özetle, para finansal sorunlarınızı çözer. Para size maddi evrendeki
maddiyat konusunda özgürlük satın alabilir. Ve para yapmak istemediğiniz
şeyleri yapmamanıza olanak sağlar.

Naval: Evet. Bence paranın nihai amacı, belirli bir zamanda, belirli belirli bir
yerde yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmak zorunda kalmamanızdır.
Hızlı Zengin Olma Şemaları Bulunmuyor

Hızlı bir şekilde zengin olma şeması sadece başka birisi sizi zengin ederse
gerçekleşebilir

Hızlı zengin olma şemaları bulunmuyor

Nivi: Bir tweeti atladım, çünkü tüm uzun vadeli çalışma konusundaki tweetleri
konuşmak istemiştim. Atladığım tweet: “Hızlı bir şekilde zengin olma şeması
bulunmuyor. Bu sadece başka birisi sizi zengin ederse gerçekleşebilir.”

Naval:Bu dünyanın verimli bir yer olduğu noktasına dayanmaktadır. Zaten


basit yolda zengin olma durumu olsa, bunu herkes kullanırdı. Size çeşitli yol ve
yöntemlerle nasıl para kazanacağınızı anlatacak birçok insan var. Ama size
sürekli 500 TL’lik kurslar, sesli kitaplar ve seminerler üzerinden bunu
sağlıyorlar.

Bu yanlış bir şey değil. Herkes bir şekilde para kazanacak. Hayatlarını bir
şekilde idame ettirmeleri gerekiyor. Belki de gerçekten iyi tüyoları bile vardır.
Eğer size eyleme geçirilebilecek, yüksek kaliteli bir tavsiye veriyorlarsa yani
sizin çok fazla zamanınızı alacak bir tavsiyede bulunuyorlarsa, o zaman bu
gerçekçi olur.

Ama size kripto olsun, online iş semineri ya da benzer bir durum olsun, hızlı
zengin olma yöntemleri anlatıyorlarsa, sadece sizden para kazanıyorlardır. Bu
da onların kolay para kazanma yöntemidir. Sizin için faydalı olması
gerekmiyor.

Biz reklam almıyoruz, çünkü bunlar bizim kredibilitemize zarar


verir.
Bu tweet dizisindeki en önemli konulardan biri bizim reklam almamamızdır.
Herhangi bir ücret de talep etmiyoruz. Bir şey de satmıyoruz. Ben para
kazanmak istemiyor değilim, para kazanmak her zaman güzeldir, iş yapıyorum
burada sonuçta ama bu da bu girişimin kredibilitesine zarar verir. Eğer ben
“Nasıl zengin olunabileceğini biliyorum ve size bu fikri satacağım” dersem,
bunu mahveder.

Ben gençken, bu konudaki favori kitaparımdan biri Maxim Magazine kurucusu


Felix Dennis’in “How to Get Rich” isimli kitabıydı. Acayip çılgın fikirleri vardı.
Ama gerçek öngörüleri de vardı.

Ne zaman onun yazdığı bir şeyi okusam veya ne zaman GoDaddy kurucusu Bob
Parsons’un veya Andrew Carnegie’in yazdığı bir şey okusam, onları kredibilitesi
olduğunu biliyorum çünkü bu insanlar gerçekten zenginler ve bunu kendi
alanlarındaki başarılarına bağlılar, nasıl zengin olunacağı fikrini satmalarına
değil. Onlara güvenebiliyorsun.

Sizden para kazanmaya çalışmıyorlar. Tabii ki biraz statü ve ego peşindeler ama
zaten bir şeyleri yapmak için motivasyonunuz olması normal. En azından daha
makul bir gerekçe ve sanırım yalan söylemiyorlar. Sizi aptal yerine
koymuyorlar. Sizden para kazanmayı planlamıyorlar.

Tüm kurucular çalışanlarına yalan söyler

Belirli noktada tüm kurucular çalışanlarına yalan söyler. Onları ikna etmeleri
gerekir “Benim için çalışmanız benim yaptığım gibi kendiniz için çalışmanızdan
daha iyi”

Bununla her zaman zorlandım.

Bence bunu yapmanın tek dürüst yöntemi işe aldığınız girişimcilere şunu
söylemek: “Bu şirkette bir girişimcisin. Eğer kendi işinin sahibi olmak istersen,
o zaman seni destekleyeceğim. Hiç bir zaman kendi işini yapmana karşı
olmayacağım. Ama burada olmak senin iyi bir takım ve iş kültürü edinmen için
oldukça faydalı, yani piyasa-ürün uyumunu bulman, yeteneklerini geliştirmen
ve ne yapacağına karar verirken insanlarla tanışman. Çünkü zamanlama,
pozisyon alma ve muhakeme oldukça önemli bir şirket kurarken.”

Benim şu ana kadar yapamadığım tek şey onlara “Saat 8'de masanda olacaksın”
demek olmuştur. Çünkü kendim saat 8'de masamda olmuyorum. Özgürlüğümü
istiyorum. Onlara “Bugün iyi bir müdürsün, yarında başkan yardımcısı
olacaksın” diyerek onları soğuk bir kariyer planına koymuyorum. Çünkü buna
kendim inanmıyorum.

Nasıl zengin olunacağı hakkında tavsiye verenler paralarını başka


yerde kazanmış olmalı

Eğer birisi size nasıl zengin olacağınızı anlatıyorsa, kendi zenginliklerini başka
bir yerden kazanmış olmalılar. Nasıl fit olacağınızı kilolu birinden

öğrenmezsiniz. Depresyondaki birinden nasıl mutlu olacağınızı öğrenmezsiniz.


Fakir birinden de nasıl zengin olacağınızı öğrenmezsiniz. Ama aynı zamanda
size nasıl zengin olacağınızı söylerken para kazanan birinden de bunu
öğrenmezsiniz. Bu şüpheli bir durumdur.

Nivi: Ne zaman guruların tavsiyelerini takip ederek zengin olmuş birilerini


görecek olursanız, şunu unutmayın ki uzun bir süreçte gerekli katılım
sağlanırsa, düşük olasılıklı ihtimallerin de gerçekleşir.

Naval: Bu konuda çok fazla rastlantısal hata payı bulunmaktadır. Bu nedenle


iş gazetecileri ve ekonomist akademisyenleri özel şirketler hakkında
konuşuyorlarsa kesinlikle göz ardı etmelisiniz.
İsim vermeyeceğim ama ne zaman ekonomistler Bitcoin’e karşı argüman
üretse, gazeteciler IPO’ing şirketine karşı saldırıda bulunsa, çok saçma geliyor.
Bu insanlar herhangi bir şey üretmediler. Sadece meslekleri gereği eleştiri
yapıyorlar. Para kazanmak konusunda bilgileri yok. Tek bildikleri eleştirmek ve
bundan tıklanma sağlamak. Bunları okudukça da aptallaşıyorsunuz.
Nöronlarınızı harcıyorsunuz.

Bu konuda Nassim Taleb’in sevdiğim bir sözünü paylaşayım. “Filozof kral


olmak için, kral olmakla başla, filozof olmakla değil.”

Nivi: Taleb demişken aklıma onun ilk kitabı geldi, zaten ben bunu söyleyerek
bu konuyu kapatmayı düşünüyordum, “Fooled By Randomness.”

Naval: Bu yazı dizisinde biraz belirsiz olmamızın sebebi burada dünün


kazanan numaralarını anlatmak yerine zamansız olan temel prensipleri
belirliyor olmamızdır.

Kendinizi Ürünleştirin

Hangi konuda eşsiz yeteneğiniz olduğunu bulun ve olabildiğince bunu


avantaja çevirin

Hangi konuda eşsiz yeteneğiniz olduğunu bulun ve olabildiğince


bunu avantaja çevirin

Nivi: Tüm tweet yazı dizisini iki kelimeyle özetledin: “Kendinizi Ürünleştirin.”

Naval: Ürünleştirme özel bilgi ve avantaj gerektirir. Kendinize özgü bir


eşsizliğiniz ve sorumluluğunuz vardır. Kendinize özel bir bilgi birikiminiz de
vardır. Bu nedenle bunları iki kelime parçasında birleştirebilirsiniz.
Uzun vadeli düşünüyorsanız, kendinize şunu sormalısınız: “Bu bana özgü mü?
Koruduğum kişi ben miyim?” Ve sonrasında, “Bunu ürünleştiriyor muyum?
Bunu ölçeklendiriyor muyum? Ben işgücü, sermaye, kodlama veya medyayı
ölçeklendiriyor muyuz?” Çok basit ve kullanışlı bir hatırlatıcı.

Bu yazı nedir? Naval olarak adlandırılan bir yazı. Ben kendimi bu yazı ile
ürünleştiriyorum.

Nivi: Ne konuda eşsiz olduğunuzu bulun ve mümkün olduğunca fazla avantaj


uygulayın. Yani para kazanmak yaptığın bir şey değil. Bu bir yetenek değil. Bu
kim olduğunuz, milyonlarca kez vurgulanan.

Sizi zengin, fit ve yaratıcı hale getiren hobiler edinin

Naval: Para kazanmak kimliğinizin ve ne yapmayı sevdiğinizin bir yansıması


olmalı. Sevdiğim diğer tweet ise, “Üç hobi bulun: Biri size para kazandıran, biri
sizi fit hale getiren ve diğeri sizi yaratıcı hale getiren.”

Bunu birazcık değiştirebilirim. Şöyle diyebilirim: Biri size para kazandıran, biri
sizi fit hale getiren ve diğeri sizi daha zeki bir hale getiren. Benim durumumda,
hobilerim para kazanmak ve okumak olabilir, çünkü başlangıç şirketlerini
seviyorum, onlara yatırım yapmayı ve onlarla fikir alışverişinde bulunmayı da
seviyorum. Başlangıç şirketlerdeki ilk kuruluş aşaması ve fikir kısmını çok
seviyorum.

Ama beni fit hale getiren bir hobim yok. En yakın olanı yoga ki onda da çok
başarılı değilim. Bence hayatlarının ilk aşamalarından beri sörf, yüzme, tenis
veya benzer başka bir sporu gerçekten yapabilen kişilerin şanslı olduğunu
düşünüyorum çünkü onları fit hale getiren bir hobileri var.
Sonunda Kendimiz İçin Çalışıyor Olmalıyız

Ama bazı fedakârlıklar yapmalı ve riskler almalıyız

Bu tavsiyem girişimciliği düşünen herkes için geçerlidir

Nivi: Bu tavsiye kimi hedeflemekte? Bu benim Lyft sürücüm için mi? Bu


internet girişimcileri için mi? Bu YouTube kanalı açan insanlar için mi?

Naval Bu Silikon Vadisine adım atmış ve teknoloji şirketleri geçmişi olan


birinden geldiği için, bu tavsiyeye karşı her zaman bir ön yargı olacaktır.

Ama bence bu girişimci olmak isteyen herkes için geçerli. Hayatını kontrol
etmek isteyen herkes için. Zaman içerisinde zenginlik sahibi olmak isteyen ve
bu yeteneğini başarılı ve güvenilir bir şekilde sürdüren herkes uzun bir
yolculuğa çıkmıştır.

Eğer 80 yaşındaysanız, enerjiniz yoksa durumunuzu değiştirmemek en iyisidir.


Ama 80 yaşında olup enerjiniz varsa ve gelecek için yeni şeyler yapmak isteyen
kişiler de bulunmaktadır.

Açıkçası bunlar genç insanlar için oldukça uygun. Yani 9–10 yaş ve üzeri için
diyebilirim.

Bu tavsiyeyi uygulamak için orta yaşlar en uygun olanlardır.

En zoru da orta yaşlardır. Çünkü 30, 40 ve 50'li yaşlara geldiğimizde zaten çok
fazla yatırım yapmışız demektir. Birçok yükümlülüğümüz var demektir. Bu
yıllar kazandığımız ve insanları bize güvendiği yıllardır. Değişimi istemeyiz
çünkü yenilgiyi kabullenmek istemeyiz.
Ama bu da aynı zamanda en faydalı olacağımız zamanlardır. Bu çok zor bir
durum olabilir, 9–6 çalıştığınız bir işiniz ve size güvenen bir aileniz var.

Bu tweet dizisindeki bazı şeyler size çok idealist gelebilir, ama bu sizin hafta
sonu planlarınız için bir kaynak olabilir. Eğer akşamları gece kurslarına
katılıyorsanız, bu sizin eğitim için bir kaynağınız olabilir. Belki de şu anki
şirketinizdeki pozisyonunuz için bir kaynak olabilir çünkü sizi avantaj
noktasına daha da yaklaştırır, muhakeme noktasına daha da

yaklaştırır ve sizin doğal yeteneğiniz olan alanlara daha da yaklaştırır ve böylece


daha özgün olabilirsiniz. Daha fazla sorumluluk almanıza neden olabilir.

Parça parça uygulasanız bile, hayatınızın hangi evresinde olursanız olun, emekli
bile olsanız bu prensipler size yardımcı olabilir. Eğer emekliyseniz, bunları
deneyin ve işe yarayıp yaramadığını görün ve sonrasında işe yararsa
çocuklarınıza, torunlarınıza öğretin.

Katılabileceğiniz birçok farklı yön var. Çalışma isteği olan, sağlam fiziki ve
mental özellikleri olan herkes için uygulanabilir neredeyse.

Değer zincirine avantajlar için bakın

Nivi: Bu tavsiyeyi uygulamanın bir yönü de yaptığınız işten kimin avantajlı


çıktığına bakmaktır. Değer zincirine bakın, sizin üstünüz ve onların üstü kim
diye bakın, yaptığınız işten ve harcadığınız zamandan kimin nasıl avantaj
sağladığına bakın.

İnsanlar bunu doğal olarak yapıyorlar çünkü şirket basamaklarını adım adım
tırmanmak istiyorlar; ama bu genelde insanları yönetmekle ilgili. Daha fazla
sermaye, ürün, medya ve topluluk yönetmek istiyorsunuz.
Kendi teşkilatlarındaki basamakları adım adım tırmanmak istiyorlar. Ama
kendi şirketlerini kurmak veya farklı bir şirkete geçerek daha fazla avantaj
sağlamayı düşünmüyorlar.

Küçük kuruluşlarda daha iyi sonuçlar elde edersiniz

Naval: Genelde, ceteris paribus yani Latince “diğer her şey eşit” demek, siz de
büyük şirketlerdense küçük olanlarda daha iyi işler çıkarırsınız.

Daha fazla sorumluluğunuz olacak ve yaptığınız iş daha görünür olacaktır. Eşsiz


yeteneklerinizi keşfedebileceğiniz farklı şeyleri deneme konusunda daha
şansınız olacaktır. İnsanlar size rütbe vererek daha fazla avantaj sağlamaya
daha açıktır. Daha esnek olacaksınız. Şirketin işleyiş düzeni daha özgü
olacaktır.

Kariyer için iyi bir ilerleme süreci şöyle olabilir: Büyük bir şirkette başlayarak
adım adım yükselerek daha küçük şirketlere geçin. Küçük şirketlerden
büyüklere gitmek daha zordur. Büyük şirketler yeteneklerinizden daha çok
siyasidir; her ne kadar daha istikrarlı olsalar da daha az yenilikçidir.

Buradaki amacımız kendimiz için çalışmak.

Uzun vadedeki amacımız hepimizin zengin olması ve kendimiz için çalışıyor


olmasıdır. Bizim için çalışan insanlar aslında robotlardır. Bugünlerde veri
merkezlerinde kodları gerçekleştiren yazılım robotları var. İleride, teslimat
robotları olur, uçan robotlar olur, mekanik robotlar olur ya da droneları, ve bu
işleri gerçekleştirirler.

Bu da en iyi ilişkilerin akran ilişkileri olduğu ana fikrine kadar gider. Eğer sizin
üsttünüz varsa, bu kişiden bir şeyler öğrenebilirsiniz. Eğer bir şey öğrenmiyor
ve kendinizi geliştirmiyorsanız, üzerinizde kimse olmamalı.
Eğer astınız birileri varsa, siz bir şeyler öğretiyorsunuz demektir. Eğer böyle
yapmıyorsanız, o zaman bir robot alın çünkü astınız olarak bir insana ihtiyacını
yok demektir.

Bu hayalî olabilir ve daha gerçekleşmesi için biraz daha zaman olabilir ama
yakın gelecekte kendi işini yapmak isteyen çoğu kişi bunu gerçekleştirebilecek.

Ama bazı fedakârlıklar yapmalı ve riskler almalısınız. Daha fazla sorumluluk


alıp daha az istikrarlı bir gelir ile yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Daha genç
insanların eğer çalışacaklarsa kendiişlerini yapacaklarını daha fazla
gerçekleştiriyor olduklarını düşünüyorum.

Etik Olmak Uzun Vade Açgözlülüğüdür

Eğer makul fırsatları ele geçirirseniz, uzun vadede karşılığını alırsınız

Etik üzerinde çalışılan bir şey değildir, yaptığın bir şeydir

Nivi: “Nasıl Zengin Olunur” tweet yazı dizisinde insanlara programlama, satış,
okuma, yazma ve aritmetik gibi üzerinde çalışmaları gereken bazı tavsiyelerde
bulunuyorsun. Ayrıca bu konuda önemli noktalardan biri de önerdiklerinden
biri olan etikti.

Naval: Ben bunu para kazanmanın kötü bir şey olduğuna ve dolayısıyla
kazanmanın da kötülükle olduğuna inanan insanlara karşı bir ayrıcalık olarak
koyacaktım. Ama sonrasında etiğin çalışılabilecek bir şey olmadığını fark ettim.
Düşündüğünüz ve yaptığınız bir şey.

Herkesin kişisel ahlaki kuralları vardır. Ahlaki kurallarımızı aldığımız yer


herkes için farklıdır. Sizi bir ders kitabına yönlendirmek gibi bir şey değil bu.
Sizi Roma veya Antik Yunan zamanlarından bir kitaba yönlendirebilirim ama
bu sizi etik hale getirmeyecek.
Altın kural “Başkalarına size davranmalarını istedikleri gibi davranın”. Nassim
Taleb’in Gümüş Kuralı ise: “Başkalarının size yapmasını istemediğinizi siz de
başkalarına yapmayın”.

Güven bileşik ilişkilere yol açar

Bir işte uzun süre kaldığınız zaman, ne kadarının güven olduğunu


anlayacaksınız. Bu güven meselesidir çünkü ortak çıkarlarınız var. Güvenilir
insanlarla çalışmak istiyorsunuz çünkü sürekli verdiğiniz kararları gözden
geçirmek veya sürekli arkanızı kollamak istemiyorsunuz.

Zamanla sadece belirli insanlarla çalışmaya başlayacaksınız. Aynı şekilde,


insanlar da benzer etik değerdeki insanlarla çalışacaktır.

Etik olursanız uzun vadeli oyuncularla karşılaşırsınız

Etik davranmak bencil bir zorunluluktur. Etik olmak istiyorsunuz çünkü


alanınızdaki diğer uzun vadeli oyuncuları çekiyor. Etik insanlarla iş yapmak
istiyorlar.

Etik olduğunuza dair bir namınız olursa, insanlar sizin aracılığınızla iş yapmak
için size ödeme yapacaktır. Sizin işin içinde olmanız garantörlük gibi olacak
çünkü siz düşük kaliteli işler yapmazsınız.

Uzun vadede, etik olmak size kazandırır ama çok uzun vadede. Kısa vadede,
etik olmamak işe yarar ki bu yüzden çoğu kişi böyle davranır. Kısa vade
açgözlülüğüdür

Etik olmak uzun vade açgözlülüğüdür

Uzun vade açgözlülüğü nedeniyle bile etik olabilirsiniz. Uzun vade bencilliği
üzerine etik olmanın bir kaç farklı çerçevesini ortaya çıkarabilirim.
Örneğin, dürüst olmak size rahat bir zihin sağlıyor. Kafanızda doğrular ve
yalanlar arasındaki fikirlerin dolaşıp durmasını istemezsiniz. Dürüstseniz,
düşünmeniz gereken şey bellidir ki bu da sizin zihnen rahatlatır ve daha düzgün
düşünmenizi sağlar.

Ayrıca dürüst olarak sadece doğru şeyleri duymak isteyen insanları tercih etmiş
oluyorsunuz. Diğerlerini alanınız dışında bırakıyorsunuz. Aile ve arkadaşlar
olduğunda bazen bu acı verici olabilir. Ama uzun vadede, kendiniz gibi
insanların olduğu bir alan oluşturursunuz, uzun vadeli düşünen insanlar. Bu da
dürüst olmanın bencil nedenidir.

Eğer makul fırsatları ele geçirirseniz, uzun vadede karşılığını


alırsınız

Pazarlıklar da başka güzel bir özelliktir. Eğer hep kendiniz için en iyi anlaşmayı
kapmaya çalışırsanız, ilk başta birçok anlaşma yapacak ve iyi hissedeceksiniz.

Diğer yandan, insanlar da sizin bencil tavırlarınızın farkına varacak ve adil


olmadığınızı fark edince sizden uzaklaşacaktır. Zamanla alanınızda işleri
halleden kişiler bunlardır İnsanlar bu tür insanlara adil bir anlaşma veya adil
bir anlaşmanın ne olduğunu sormak için giderler.

Eğer adil anlaşmalar yaparsanız, ilk başta hemen karşılığı olmayabilir. Ama
uzun vadede, insanlar sizle iş yapmak isteyecekler. Piyasanın merkezi haline
gelirsiniz. Daha fazla bilginiz olur. Güveniniz olur. İtibarınız olur. Uzun vadede
de insanlar sizle iş yapmaya başlar.

Uzun vadeli amaçlarınızı gerçekleştirebilmek bilgelik gerektirir Ufkunuz ne


kadar uzun olursa, etrafınızdaki insanlara o kadar zeki görüneceksiniz.
Kıskançlık Yararlı Olabilir veya Sizi Canlı Canlı
Yiyebilir

Kıskançlık size güçlü bir destek verebilir veya sizi canlı olarak yiyebilir

Yanlış bir şeyden acı çekmek sizi doğru şeyi bulma konusunda
motive edebilir

Nivi: Büyürken sahip olduğun işleri ve zenginlik yaratmak konusundaki


fanatik takıntına sebep olan iş hakkında konuşmak ister misin?

Naval: Bu kişisel bir şey ama çok da alçakgönüllü olmak istemiyorum.


Twitter’da bir başlık vardı -Yaptığınız Beş İşi Söyleyin- ve tüm zengin insanlar
da normal işleri olduğundan bahsediyordu. Ben bu oyunu oynamak
istemiyorum.

Kötü işlerim de oldu. Benden daha kötü işleri olanlar da var benden daha iyi
işleri olanlar da.

Üniversitedeyken okul kafeteryasında bulaşık yıkadığım zamanlar da oldu:


“Başlarım böyle işe. Bundan nefret ediyorum. Artık bunu yapamam.” dediğim
zamanlar da oldu. Tamamen niteliksiz olmama rağmen, bilgisayar bilimi
profesörü için öğretim asistanı işini alabilmek için tatlı bir şekilde kendi yolunu
kazıdığım da oldu. Bu iş sayesinden bilgisayar algoritmasını öğrendim böylece
de geri kalanı getirebildim.

Kısacası benim bilgisayar algoritmasını öğrenme istediğim bulaşık yıkama


deneyimimden kaynaklandı, yanlış anlaşılmasın, bulaşık yıkamak kötü bir şey
değil, sadece bana göre değildi.
Aktif bir zihnim vardı. Fiziksel aktivitelerle değil, zihinsel aktivitelerle para
kazanmak ve yaşamak istiyordum. Yanlış bir şeyden acı çekmek sizi doğru şeyi
bulma konusunda motive edebilir.

Avukat olmak benim yapmam gereken şey değildi

O zamanlar New York’un büyük firmalarından birinde stajyerlik yapmıştım.


Usenet kullandığım için kovulmuştum.

İnternetin böylesine bir şey olmasından önceki zamanlardı. Usenet’te haber


grupları vardı ve bu da beni sıkılmaktan kurtaran tek şeydi. Takım elbise ve
kravat giyen fazla maaşlı bir stajyerdim. Konferans salonunda takılıp, avukatlar
istediğinde fotokopi çekmesi gereken biriydim.

Çok sıkılıyordum. Bu iPhone öncesi dönemdi (Steve Jobs’a sonsuz


teşekkürlerim bizi bu bitmeyen sıkkınlıktan kurtardığı için) The Wall Street
Journal veya ne bulursam onu okurdum. Sıkkınlıktan patlamamak için
broşürlerin arkalarını okurdum çünkü sözleşme detayları üzerinde konuşan
kurumsal avukatları dinlemek gerçekten çok can sıkıcıdır.

Orada öylece oturmamı ve bir şeyler okumamı istediler. Sinirlendiler ve “Bu


kaba bir hareket. Bu yanlış davranış.” dediler.

Birkaç kez çağrıldım ve azarlandım. Sonunda da sözleşmemi sonlandırdılar ve


hukuk fakültesine gitme şansımı ve stajımı böylece yakmış oldum.

Gerçekten mutsuzdum… bir saat kadar. Ama şimdi dönüp baktığımda başıma
gelen en iyi şeylerden biriymiş. Yoksa avukat olurdum. Avukatlık yanlış bir şey
olduğundan değil, sadece bana göre değil o yüzden böyle diyorum.

Kıskançlık yararlı olabilir veya sizi canlı canlı yiyebilir


Nivi: Zenginlik konusunda takıntına sebep olan işin bir katering olduğunu
söylemiştin.

Naval: bu kıskançlık olayıydı. Lisedeyken, ilk dönem ödemelerim için bir işe
ihtiyacım vardı.

1990 veya 1991 yazıydı. Bush’un durgunluk dönemiydi — o zamanları


yaşayanlar bilir — gerçekten bir iş bulmak çok zordu.

Hint yemekleri sunan bir katering şirketi için çalışmaya başladım. Bir gün, aynı
okulda olan bir çocuk için doğum günü partisinde hizmet etmek zorunda
kaldım. Yani tüm sınıf arkadaşlarıma yiyecek ve içecek servisi yapıyordum. Bu
inanılmaz utanç vericiydi. Saklanıp orada ölmek istedim.

Ama ne oldu biliyor musun? Hepsi planın bir parçasıymış. Hepsi motivasyonun
bir parçası oldu. Bu olmasaydı, muhtemelen motive olmazdım ya da başarılı
olmazdım. Hiç sorun değil. Kesinlikle güçlü bir motivasyon oldu.

Bu anlamda kıskançlık yararlı olabilir. Kıskançlığın sizi hayatın boyunca takip


etmesine izin verirseniz, sizi diri diri yer bitirir. Ama hayatınızda güçlü bir
motivasyon kaynağı olabileceği noktalar var.

Asil-Vekil Sorunu: Asil Gibi Davranın

Eğer bir işin sahibi gibi düşünür ve böyle davranırsanız, gerçek sahibi
olmanız an meselesidir

Asil işin sahibidir, vekil ise bir çalışan

Nivi: Daha önce ölçek ekonomisi, ağ etkisi ve yeniden üretilmesinin sıfır


marjinal maliyeti konusunda avantaj sağlayan iş modelleri seçilmesi
konusunda görüşmüştük. Bu konuda üzerinde konuşmamız gereken bir kaç
konu daha var diye düşünüyorum. İlki asil-vekil sorunu.

Naval: Zihinsel modeller hep öfkelidir. Herkes zihinsel modelleri adapte


ederek daha zeki olmaya çalışıyor. Bence zihinsel modeller ilginç ama ben
şahsen zihinsel model kontrol listesi konusunda açıkça düşünmüyorum.
Charlie Munger’in ne yaptığını biliyorum ama bu benim düşündüğüm şey değil.

Bunun yerine, oldukça önemi olduğunu ve herkes tarafından uygulanabilir


olduğunu düşündüğüm hayatım boyunca tekrar tekrar öğrendiğim derslere
odaklanmayı yeğlerim. Bunlardan biri mikro ekonomi konusundan
kaynaklanan, ki makro ekonomi konusunda zaman harcamaya
değmeyeceğinden bahsetmiştik, asil-vekil sorunudur.

Bu durumda asil takip edeceğiniz bir müdürden ziyade bir insan oluyor. Asil
işin sahibi oluyor. Vekil ise işin sahibi için çalışıyor, bir nevi çalışan olarak
düşünebilirsiniz. Kurucu ve çalışan arasındaki fark asil ile vekil arasındaki
farktır.

Asilin motivasyon kaynağı vekilinden farklıdır.

Bu asil-vekil sorununu Napolyon veya Julius Caesar’a atfedilen bir söz ile
özetleyebilirim:

“Eğer bir şeyin yapılmasını istiyorsan, kendi git. İstemiyorsan, başkasını


gönder”.

Ki bu da bize: bir şeyin yapılması gerekiyorsa kendiniz yapmanız gerektiğini,


diğerlerinin yeterince önemsemediğini anlatıyor.

Şimdi, asil-vekil sorunu her yerde karşımıza çıkıyor. Mikro ekonomikte, bu


şekilde karakterize etmeye çalışırlar: Asilin motivasyonu vekilinkinden
farklıdır, bu nedenle asil işten en yüksek faydalı sağlamayı amaçlar ve böylece
daha fazla kazanmayı. Vekil ise asile en iyi nasıl görünecekse, iş dünyasında
kendisine en çok arkadaşı ne kazandıracaksa ya da kişisel olarak kendilerine en
çok parayı ne kazandıracaksa onu yapmak ister.

Bu tarz durumu genelde kamu şirketlerinin başına getirilen CEO’larda


görebilirsiniz, burada şirketin sahiplik durumu o kadar fazla dağıtılmıştır ki asil
neredeyse yoktur. Hiç kimse %1'den fazlasına sahip değildir. CEO göreve
başlar, kurula kendi arkadaşlarını getirir ve sonrasında kendilerine ucuz
hisseler ayırmaya başlarlar veya genel tazminatları geri alımlara bağlı
olduğunda sürekli hisse senedi alırlar.

Motivasyonlarla çalışabiliyorsanız, başka bir şey üzerine çalışmayın

Vekillerin sistemi hackleme şansı vardır. Bu da teşvikleri/motivasyon


kaynaklarını dizayn etmeyi oldukça zorlaştırır. Charlie Munger’in dediği gibi
teşviklerle çalışabiliyorsanız, başka bir şey üzerine çalışmayın.

Neredeyse tüm insan davranışlarını teşviklerle açıklayabilirsiniz. Sinyal


çalışması insanların söylemlerine karşın neler yaptığını görmektir. İnsanlar
sözlerindense davranışları konusunda çok daha dürüsttürler. İnsanların doğru
davranmaları için doğru teşvikler sunmalısınız. Bu aslında oldukça zordur,
çünkü insanlar jeton sistemiyle çalışmıyor. İyi olanlar sadece para için
çalışmıyor, aynı zamanda statü ve yaptıkları şeyin anlamı gibi şeyler de
arıyorlar.

İş sahibi olarak her zaman asil-vekil sorunu yaşayacaksınız. Her zaman şunu
anlamaya çalışacaksınız: İnsanların benim gibi düşünmesini nasıl
sağlayabilirim? Onları nasıl teşvik ederim. Nasıl kurucu zihniyeti verebilirim?

Sadece kurucular kurucu zihniyetinin tam önemini anlayabilirler ve asil-vekil


sorununun ne kadar zor olduğunu sadece onlar kavrayabilir.
Anlaşmalar yaparken, aynı teşviklerin olması iyidir

Eğer asilseniz, zamanınızın çoğunu bu sorunu düşünerek harcayacaksınız. En


üst çalışanlarınıza karşı cömert olmak isteyeceksiniz, aidiyet ve teşvikler
konusunda, bunu fark etmeseler bile. Çünkü uzun vadede hem siz hem de onlar
sizle aynı eksende olmak isteyeceksiniz.

Anlaşma yaparken, sizin daha avantajlı olduğunuz ortaklıklardan daha çok aynı
teşviklere sahip olduğunuz aynı eksendeki ortaklıklar daha iyidir. Çünkü karşı
taraf bunun farkına varacak ve ortaklık dağılacaktır. Her hal ve karda, bu sizin
yatırım yapmak istediğiniz ve uzun vadede bileşik çıkarlardan yararlandığınız
bir şey olmayacak.

Eğer siz bir çalışansanız, en önemli göreviniz bir asil gibi


düşünmektir

Eğer sizin rolünüz vekil rolüyse, bir çalışansanız, en önemli göreviniz asil gibi
düşünmektir. Ne kadar çok asil gibi davranırsanız, uzun vadede o kadar çok
faydasını görürsünüz. Kendinizi asil gibi nasıl düşünebileceğiniz konusunda
eğitin, sonuçta asil olacaksınız. İyi bir asil ile aynı eksende olursanız, size terfi
verebilir, yetki verebilir, sorumluluk verebilir veya rolünüzle orantısız bir
şekilde avantaj sağlayabilir.

Ben her zaman gençleri terfi ettiren ve deneyimsizliklerine rağmen bir kaç
kademe atlamalarına izin veren kuruculardan etkilendim. Bu her zaman vekil,
kurumun alt kısımlarına yer almasına rağmen asil gibi düşündüğü içindir.

Eğer bu asil-vekil sorununun boşluğunu yakalarsanız, bir şirketi yönetmenin


zorluğunun yarısını halletmiş olursunuz.

Nivi: Bunu sorma sebebim ben hiç kendi çalışma hayatımda asil-vekil sorunu
yaşamadım. Genelde herkesin ekonomik olarak aynı eksende olduğu küçük
takımlarda çalışıyorum ve insanların bir misyonu var, çalışmayanlar da başka
yerlerdeki rollere geçiyor.

Naval: Bunlar yönetimdeki en büyük sorunla uğraşmaktan kaçınmak için


tasarlanmış buluşsal yöntemlerdir.

Asil-vekil sorunlarından kaçınmak için küçük şirketlerle çalışın

Asil-vekil sorununu çözebileceğiniz diğer bir yöntem ise mümkün olduğunca


küçük şirketlerle çalışmaktır. Örneğin, kendi işlerim için avukat, bankacı veya
muhasebeci ile çalışacaksam, firmanın büyüklüğü konusunda çok hassas
davranıyorum. Tüm diğer şartlar eşitse büyük firmalar küçük olanlardan daha
kötü oluyor.

Evet, büyük firmaların daha fazla deneyimi olur. Evet, daha fazla çalışan olur.
Evet, markaları daha bilindik olur. Ama buradaki asil ve vekiller arasında ayrım
daha keskindir. Çoğunlukla asil sizi şirket ile çalışmaya ikna

edecek, ama sonra çok da fazla önemsemeyen bir vekil ile çalışacaksınız. Basit
bir hizmet alırsınız.

Butik olanlarla çalışmayı daha çok tercih ederim. Benim ideal hukuk firmam
tek kişiliktir. Bankacım da tek kişidir. Bu durumda ise bir kişinin kaynakları
için diğer şeylerden feragat ediyorsunuz ve bir kişiye çok bağlanıyorsunuz. Ama
taşın altına elini koyacak bir kişi var. İşaret edeceğiniz bir kişi var, kaçacak bir
yer yok. Sorumluluk derecesi oldukça yüksek.

Eğer vekilseniz, en iyi çalışma yöntemi sormaktır: “Kurucu olsam nasıl


yapardım?” Eğer bir kurucu gibi düşünüp davranırsanız, işin sahibi olmanız an
meselesidir.
Kelly Kriteri: Hezimetten Kaçının

İtibarınızı mahvetmeyin veya sıfırlamayın

Her şeyi bir kumarda bahse girmeyin

Nivi: Biraz da Kelly kriterinden bahsedelim.

Naval: Kelly kriteri basit bir kavramın popüler matematik formülüdür. En


basit kavram: Her şeyi riske atmayın. Hapishaneden uzak durun. Her şeyi bir
kumarda bahse girmeyin. Her seferinde bahse girdiğiniz miktar konusunda
dikkatli olun, yok her şeyi kaybedersiniz.

Eğer kumar oynuyorsanız, Kelly kriteri her elde ne kadar bahse girmeniz
gerektiği konusunda matematiksel formül sunar, yani avantajlı bile olsanız
kaybetme olasılığınız her zaman var. Diyelim ki 51'e 49 oranında şanslısınız.
Kumar oynayan herkes bilir ki tüm elinizi bu şans oranında oynamalısınız,
çünkü her şeyi kaybedebilir ve avantajı elde edemeyebilirsiniz.

Nassim Taleb basit bir kavram için süslü bir terim olan döngelik hakkında şöyle
diyor: 100 kişi için ortalama geçerli olan bir şey tek bir kişinin 100 kez
denemesinde geçerli olmayabilir.

İtibarınızı mahvetmek sıfırlamakla aynı şey

Bunu görmenin en basit örneği Rus Ruletidir. 6 kişinin Rus Ruleti oynadığını
ve her kazananın 1 milyar dolar aldığını düşünelim. Bir kişi ölecek ve geriye
kalan 5 kişi 1'er milyar dolar alacak. Bunu aynı silahla bu oyunu oynayan kişiyle
kıyaslayın. Hiç bir zaman milyarder olamayacak, sıfırlayıp ölmüş olacak.
Ortalamalar nüfusa göre hesaplandığında risk almak çok da makul bir şey değil.
Kelly kriteri size hezimetten kaçınmanız konusunda yardımcı olur. Bu konuda
en öncelikli kural tek seferde çok fazla bahse girmemek, kısa yollardan etik
olmayan veya yasal olmayan işler yapmamak. Turuncu elbiselerin içine girme
veya itibarınızı mahvetmek sıfırlamak demektir ve bunları asla yapmayın.

Schelling Noktası: İletişim Kurmadan İşbirliği


Yapmak

İletişim kuramayan insanlar, diğer kişilerin eylemlerini tahmin ederek


işbirliği yapabilirler

İletişim kuramadığınızda işbirliği yapmak için sosyal normları


kullanın

Nivi: Schelling noktasından bahsedelim.

Naval: Schelling noktası Thomas Schelling’in Çatışma Stratejisi kitabında


bahsettiği ve popüler hale getirdiği bir oyun teorisi kavramıdır. Bu ara bu
kitabını da tavsiye ederim.

Çok oyunculu oyunlarda insanların diğer kişilerin tepkilerinin ne olacağını


düşünerek karşılık vermesi hakkındadır. Cevaplamak için matematiksel bir
formülasyon buldu: Birbiriyle iletişim kuramayan insanları nasıl koordine
edebilirsiniz?

Varsayalım ki ben sizle buluşmak istiyorum ama ne zaman ve nerede olacağını


söylemiyorum. Siz de benimle buluşmak istiyorsunuz ama iletişim
kuramıyoruz. Çözmesi imkansız bir sorun gibi duruyor, bunu yapamayız. Tam
olarak öyle değil.
Schelling noktasında birleşmek için sosyal normları kullanabilirsiniz. Sizin
rasyonel ve eğitimli biri olduğunuzu biliyorum. Siz de benim öyle olduğumu
biliyorsunuz. İkimiz de düşünmeye başlayacağız.

Ne zaman buluşacağız? Rastgele bir tarih seçmek gerekirse, Noel Arifesini


seçeriz. Saat kaçta buluşacağız? Gece yarısı veya 12.01'de. Nerede
buluşacağız? Amerikalıysak, büyük ihtimalle büyük bir buluşma alanı olan
New York’ta. New York’ta nerede buluşacağız? Grand Central Station’daki
saatin orada muhtemelen. Belki de Empire State Binasıdır, ama çok da
muhtemel değil.

İş, sanat ve siyasette Schelling noktaları bulabilirsiniz.

İş dünyası olsun, sanat olsun, siyaset olsun, Schelling noktaları bulabileceğiniz


birçok oyun var. İletişim kuramadığınızda bile böylece işbirliği yapabilirsiniz.

Basit bir örnek vereyim. 2 şirketin çok sıkı şekilde rekabet ettiğini ve bir
oligopol olduğunu varsayalım. Sundukları hizmet ne olursa olsun, fiyatın 8- 12
Dolar arasında değiştiğini varsayalım. Birbirleriyle görüşmeden fiyat olarak 10
Dolar’da birleşirlerse şaşırmayın.

Kısa Vadeli Oyunları Uzun Vadeli Oyunlara


Çevirin

ısa vadeli ilişkileri uzun vadelilere dönüştürerek avantajınızı artırın

Pareto optimal sonuçlar kriterleri geliştirmek için takas gerektirir

Nivi: Pareto optimal konusundan bahsetmek ister misin?

Naval: Pareto optimal oyun teorisinden Pareto superior ile birlikte başka bir
kavram.
Pareto superior diğer konularda eşit veya daha iyiyken bir konuda bir şeyin iyi
olması demektir. Hiç bir yönden kötü değil. Bu pazarlık yaparken önemli bir
kavramdır. Eğer bir önceki olduğu noktada çözümü Pareto superior
yapabilirseniz, bunu her zaman yapacaksanız.

Pareto optimal ise çözümün olabilen en iyi çözüm olması ve bunu bir açıyı daha
kötü hale getirmeden değiştiremeyeceğiniz durum olmasıdır. Bu noktadan
sonra sıkı bir takas süreci vardır.

Büyük bir pazarlık içerisinde bunlar anlaması önemli kavramlardır.

Pazarlıkları kim daha az umursuyorsa kazanır

Ben genelde “Pazarlıklar kim daha az önemsiyorsa onun tarafından kazanılır”


diyorum. Pazarlık yapmak bir şeyi çok fazla istememektir. Eğer bir şeyi çok
istiyorsanız, karşı taraf sizden daha fazlasını alacaktır.

Eğer biri pazarlıkta avantajı ele geçiriyorsa, en iyi opsiyonunuz bunu kısa
vadeliden uzun vadeli bir oyuna dönüştürmektir. Bunu tekrarlanan bir oyun
haline getirin. Pazarlığa itibar getirin. İlerde beraber oynamak istedikleri
insanları dahil etmeye çalışın.

Yüksek bedel olarak bir örnek verecek olursak, az bilgi gerektiren tek hamleli
oyun olarak mesela evinizi yeniletmek.

Ustalar fazla fiyat çekmek, insanlardan fazlaca bedel talep etmek ve


sorumluluklarını yerine getirmemek konusunda biraz ün sahibidir. Eminim
ustaların da kendilerince nedenleri vardır: “Ev sahibinin gerçekci olmayan

talepleri var, sorunla karşılaştık, ev sahibi ödemeyi yapmadı, olayı


anlamıyorlar, bilmeden iş yapıyorlar” gibi.
Bu pahalı bir işlemdir. Genellikle iyi usta bulmak zordur ve ustalar da en
sahipleri hakkında çok şey bilmezler.

Tek hamlelik oyunları çok hamleli oyunlara dönüştürün

Arkadaşlarınız aracılığıyla hareket edin. İyi itibarı olan kişileri bulmaya çalışın.
Kandırılma olasılığı yüksek olan tek hamleli bir oyunu iki taraf içinde çok
hamleli bir oyuna dönüştürüyorsunuz.

Bunu yapmanın bir yöntemi de “Aslında benim iki projem var. İlkini birlikte
yapacağız, ona göre ikincisine karar vereceğim.”

Başka bir şekilde “Bu işi sizle yapacağız, ama 3 arkadaşım da bunun sonucuna
göre karar verecek ve benzer talepleri olacak”.

Başka bir yöntem de Yelp veya Thumbtack değerlendirmesi yazmaktır, özellikle


de usta içerisinde bulunduğu topluluktan iş almayı ve itibarını korumayı
amaçlıyorsa.

Bunlar kısa tek hamleli oyunları uzun vadeli versiyonlarına çevirmek ve kısıtlı
bilgi ve avantajlı durumdan daha iyi bir duruma geçmek için yapılabilir.

Bileşik İlişkiler Hayatı Kolaylaştırır

Birinin sizi kolladığını bilmeniz hayatı kolaylaştırır

Karşılıklı güven iş yapmayı kolaylaştırır

İlişkiler bileşik faiz için iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Biriyle belirli bir
süre iyi ilişkileriniz olursa, bu iş de olabilir, romantik bir şey de, hayatınız daha
da kolaylaşır çünkü bilirsiniz ki birileri sizi kolluyordur. Sorgulamaya gerek
yoktur.
20 yıldır çalıştığım biriyle bir anlaşma yapacaksam, sözleşme şartlarını
okumama gerek yok. Belki de yasal bir sözleşme imzalamak zorunda bile
değiliz, el sıkışmamız bile yeterli olur. Bu tür bir güven iş yapmayı oldukça
basitleştirir.

Eğer Nivi başka bir şirket kurar ve işler yolunda gitmezse, biliyorum ki bu işi
sonlandırma konusunda ne yapacağımıza karar vermek konusunda oldukça
makul davranacağız. Veya biz bunu ölçeklendiriyorsak, yeni insanları getirme
konusunda da makul davranacağız. Karşılıklı güvenimiz var ve bu da işleri daha
kolay kurmamızı sağlıyor, etkisini birleştiriyor.

Yeni açılan girişimlerin çoğunun en büyük bilinen sorunu ortakların


dağılmasıdır.

Böyle bir girişimi başlatmak zordur, bu nedenle ortaklar arasındaki farklılıkları


bulmak ve bunları çıkarabilmek başarı ile başarısızlık arasındaki farktır.

Sıradan ilişkilere sahip olmaktansa bir kaç tane bileşik ilişki olması
iyidir

Nivi: Bileşiklik konusunda sezgisel olmayan bir kaç husus var. Bunlardan
birincisi, faydalarının sonlara doğru ortaya çıkmasıdır yani ilk başta faydalarını
göremeyebilirsiniz.

Sam Altman şöyle yazmıştı “Ben başarılı olursa kariyerimin geri kalanını dipnot
olarak gösterecek bir proje istiyorum.” Bileşik konularda faydaların çoğu en
sonda ortaya çıkar.

Bileşiklik konusunda sezgisel olmayan bir başka konu ise: Sıradan, bileşik
olmayan ilişkilerdense bir kaç tane bileşik ilişki olmayı daha iyidir.
Küçük bir işletme kurmak en az büyük bir işletme kurmakla aynı
çabayı gerektirir

Naval: İnsanların iş konusunda fark etmediği bir başka husus ise: Küçük bir
işletme kurmak en az büyük bir işletme kurmakla aynı çabayı gerektirir.

Elon Musk da olsanız üç küçük pide fırını da işletiyor olsanız, haftada 80 saat
çalışıyorsunuz; alın teri döküyorsunuz, personel çalıştırıyorsunuz, kasayı denk
tutmaya çalışıyorsunuz, oldukça stresli ve hayatınızdan yıllarınızı alan bir
durum.

Birinde 100 milyarca dolar eden bir şirketiniz var ve herkes size hayran oluyor.
Diğerinde ise, biraz para kazanıyorsunuz ve restoranlarınız olmuş oluyor. Bu
nedenle büyük düşünün.

Fiyat Ayrımcılığı: Bazı İnsanlardan Daha Fazla


Talep Edin

Bazı insanların ödeme oranına göre ekstradan ödeme talep edebilirsiniz

Fiyat ayrımcılığı, bazı belli kişilerden fazla ödeme almak için bir
tekniktir

Nivi: Anlaşılması önemli olan başka mikro ekonomik kavramlar var mı, yani
sıfır marjinal ek üretim maliyeti ve ölçek ekonomisi dışında?

Naval: Fiyat ayrımcılığı önemli. Bu bazı kişilerden ödeme oranlarına göre daha
fazla ödeme talep edebileceğiniz anlamına gelmektedir.

İnsanları sevmediğiniz için onlardan fazla ücret talep edemezsiniz. Onlara


ekstra bir şeyler önermelisiniz. Ama bu zengin insanların önemsediği bir şey
olmalıdır.
Üst sınıf koltuklar genelde ekonomi sınıf koltuklardan 5–10 kat daha pahalıdır.
Ama hava yollarına daha az maliyeti vardır — belkide standart koltuktan 3–4
kat daha az, daha geniş koltuklar, daha geniş diz mesafesi ve ücretsiz içecekler
gibi avantajlar sağlar.

Zengin insanlar ve büyük organizasyonlar daha fazla ödemeye


isteklidir

Fiyat ayrımcılığı işe yarar çünkü zengin insanlar daha fazla ödemeye hazırdır.
Onlara sadece zengin olduklarını belli edecekleri veya istedikleri konforu
sağlayacak ekstra bir şeyler sunmalısınız.

Bir çok yazılım şirketi fiyat ayrımcılığını özellikle freemium ürünlerle


kullanmaktadır. Ücretsiz veya daha az maliyetli olan yazılım da neredeyse aynı
işlevselliklere sahiptir. Ama ekstra güvenli ve kendi siteniz üzerinde kurulu
veya teknik personelin her şeyi gözlemleyebilmesi için çoklu kullanıcı yönetimi
olan sürümü kullanmak isterseniz, 10 yada 100 kat daha fazla ödemek zorunda
kalabilirsiniz.

Tüketici Fazlası: Ödediğinizden Daha Fazlasını


Almak

İnsanlar firmaların istediği ücretten fazlasını ödeme razı

Tüketici fazlası, ödemeye razı olduğunuzdan daha azını ödeyerek


sahip olduğunuz ekstra değerdir.

Naval: Tüketici fazlası ve üretici fazlası önemli kavramlardır. Tüketici fazlası


ödemeye razı olduğunuzdan daha azını öderken fazladan elde ettiğiniz
değerdir.
Sabah Starbucks kahvemden oldukça keyif alıyorum. Açıkçası ben yeterince
para kazandım. Kahvem 20 Dolar olsa da öderim.

Ama Starbucks bunu bilmiyor. Sadece bana 20 Dolara bu kahveyi satamazlar,


çünkü diğerleriyle tam olarak aynı ürünü alıyorum. Bu nedenle bu kahveden
oldukça fazla tüketici fazlası avantajı sağlıyorum.

Tüm işletmeler tüketici faydası sağlar. Birileri şirketlerin ne kadar kötü


olduğundan bahsederken hatırlanması gereken bir husus aslında. Amazon
trilyon dolar eden bir şirket ama eminim ki Amazon insanların uygun fiyatlı
ürün eğilimi nedeniyle bu kadar doları kazanç elde edebiliyor. Çoğu kişi
Amazon fiyatlarının üstünde ödemeye razı.

Bugünkü Net Değer: Gelecekteki Gelirin


Bugünkü Değeri

Gelecekteki gelire indirim uygulayarak gelecekteki değerinin bugün ne kadar


olduğunu görün

İndirim uygulayarak gelecekteki gelirin bugünkü değerini öğrenin

Nivi: Biraz da Bugünkü net değer (NPV) hakkında konuşalım.

Naval: Bugünkü net değer şudur: “Gelecekte alacağım ödemeler — bugünkü


değeri nedir?”

Genelde kullanılan bir örnek vereyim: Yeni bir girişime katılıyorsunuz ve


kurucusu diyor ki: “Bu şirket 1 milyar dolar edecek ve ben de sana %0.1
veriyorum, bu nedenle 1 milyon dolarlık hisse alıyorsun”.
Ama kurucu gelecekteki değeri üzerinden pazarlık yapıyor. Bugünkü değerini
indirim uygulayarak, faiz uygulayarak hesaplamalısınız ki bu da yeni
girişimlerin karşılaştığı bir risktir.

Böylece şirketin bugünkü değerinin ne olduğunu göreceksiniz. İşte bu da


girişimci birinin şirkete yatırım yapacağı tutardır.

Eğer şirketin kurucusu 10 milyon dolar olarak bir değerden bahsediyorsa, o


zaman şirketin değeri kurucunun söylediği değerin %1 kadardır. Bu nedenle 1
milyon dolar aslında 10 bin dolar demektir. Kafanızda bugünkü net değer
hesabını yaparken rahat olmalısınız.

Dışsallıklar: Ürünlerin Gizli Maliyetlerinin


Hesaplanması

Dışsallıklar gizli masrafları dahil ederek ürünlerin gerçek masrafını


hesaplamanızı sağlar

Nivi: Yanlış hesaplanan dışsallık nedir? Bundan bir önceki bölümde


bahsetmiştin.

Naval: Dışsallık, üretilen veya tüketilen bir ürünün fiyatında hesaba


katılmayan ek maliyet yükleridir. Bir çok nedenden kaynaklanabilir. Bazen
bunu fiyata dahil ederek çözebilirsiniz.

Kapitalizmin en sıkı eleştirmenleri doğaya zarar verdiği nedeniyle kapitalizmi


eleştirmektedir. Doğaya zarar verdiği için kapitalizmi ortadan kaldıracak
olursak, sanayi öncesi döneme geri döneriz. Bu da iyi bir şey olmayacak.

Dışsallıkları düzgün bir şekilde fiyatlandırmak daha iyi hissetme


önlemlerinden daha etkilidir
Çevre sınırlı değerli olduğundan, bunu öyle fiyatlandırmalıyız ki verilen hizmet
ve ürünün maliyetine dahil edilmelidir.

Eğer insanlar suyu israf ediyorsa, atmosferi karbondioksit veya herhangi bir
şeyle kirletiyorsa, toplum bunu temizlemenin ve doğayı bozulmamış haline
getirmenin bedeli neyse bunu dahil ederek fiyatlandırmalıdır. Belki de fiyat çok
ama çok yüksek olmalı.

Eğer fiyatlandırmayı doğru yaparsanız, kirliliğin önüne geçebilirsiniz. Bu


plastik torbaları yasaklamaktan ya da kuraklık döneminde duş almayı
kısıtlamaktan çok daha etkili bir yöntemdir.

Dışsallıkları doğru bir şekilde fiyatlandırmak müthiş seviyede


kaynakları koruyabilir

Kalifornia eyaleti insanları kuraklık döneminde duş alamayacakları şekilde


reklamlar yayınlayarak ve bildirim yaparak korkutmaya bayılıyor. Bunun yerine
temiz su fiyatını yükseltmek daha iyi olabilir. Sıradan kullanıcılar su için biraz
daha fazla ödemek zorunda kalır ama asıl suyu tüketen çiftçiler

tüketimi sınırlandırır ve badem tarımı belki de suyun daha çok olduğu başka
bir eyalete gider.

Dışsallıkları doğru fiyatlandırmak müthiş şekilde kaynakları koruyabilir. Bu


doğayı kurtarmak gibi şeyler yapmak istediğiniz zaman kullanılabilecek iyi bir
çerçevedir, en azından faydası dokunmayacak şeyler yapmaya kıyasla.

Bonus: Kendinize Yatırım Yapmak İçin Zaman


Ayırmak

Eğer “normal” bir işte çalışmak zorundaysanız, özel bilginizi geliştirmek için
sorumluluk üstlenin.
Nivi: Sorulan genel sorulardan biri de: “Kendime yatırım yapmak için nasıl
zaman bulabilirim? İşim var.”

Başlamak için zamanınızı kiralamalısınız

Tam olarak üzerinde çok durmadığın tweetlerin birinde “Başlamak için


zamanınızı kiralamalısınız. Bu öğrenirken ve tasarruf ederken kabul edilebilir.
Tercihen de toplumun insanları nasıl eğiteceğini henüz bilemediği ve çıraklığın
tek yöntem olduğu işlerde.

Naval: İnsanların tam olarak nasıl öğreteceklerini netleştiremedikleri şeyler


öğrenmeye çalışın. Bu sadece yeni ve hızla yayılan bir alanda çalışıyorsanız
mümkündür. Bu aynı zamanda detayların önemli olduğu ve sürekli bir hareket
ve değişim olan alanlarda da geçerlidir. Yatırım bu alanlardan birisi, bu nedenle
de girişimcilik de öyle.

Kurucunun özel kalemi olmak Silikon Vadisinde başlayan genç insanlar için çok
aranan işlerden biridir. En parlak çocuklar girişimci birini takip eder ve onlar
ne isterse yapar.

Genelde bu kişiler aşırı kalifiyelidir. Birden fazla diploması olan biri CEO’nun
kuru temizleme işiyle uğraşıyordur, çünkü o an o önemlidir.

Aynı zamanda, bu kişinin en önemli toplantılara da katılması gerekir. Bu


kişiler, sadece pratikle öğrenilecek strese, gösterişlere, bağış toplama
etkinliklerine ve girişimciliğe dair bilgiye açıktırlar.

Mezun olduktan sonra Warren Buffett Benjamin Graham için değer yatırımcısı
olmayı öğrenmek için çalışmak istiyordu. Buffett ücretsiz çalışmayı teklif etmiş
ama Graham ücretsiz çalışmasının bile fazla ödeme alması olduğunu
söylemiştir. Bu da stajyerlik ya da çıraklık için bazı fedakarlıklar yapılması
gerektiği anlamına gelir.
En dik öğrenme eğrisi olan işleri bulun

Eğer para kazanmanız gerektiği için çıraklık yapamazsanız, kendi işiniz içinde
yenilikçi olun. Yeni zorluklara meydan okuyun ve sorumluluk üstlenin. En dik
öğrenme eğrisi olan işleri bulun.

Angaryadan uzak kalmayı istiyorsunuz, işlerinizi yoluna koyana kadar bekleme


zamanı olarak düşünün.

Bir kafede baristaysanız, müşterilerle nasıl bağlantı kurabileceğinizi düşünün.


Sunduğunuz hizmeti nasıl yeniliklerle donatabileceğinizi ve müşterilerinizi
nasıl memnun edeceğinizi düşünün. Müdürler, kurucular ve yöneticiler bunu
fark edecekler.

İş sahibi zihniyetine sahip olun ve bunu geliştirin

Bir işveren için en zor şey kurucu/iş sahibi zihniyetine sahip olan personel
bulabilmektir. Bu onların aslında önemsediklerini söylemenin havalı bir
yöntemidir.

İnsanlar “Ben buranın sahibi değilim. Bu kadar önemseyecek kadar para


ödenmiyor bana” diyorlar. Aslında öylesiniz: İş sahibi zihniyeti geliştirerek
edindiğiniz bilgi ve beceriler sizi zamanla bir iş sahibi/kurucu haline
dönüştürecek, bu da sizin alacağınız tazminat bedeli olacaktır.

Neredeyse her pozisyondan birçok şey edinebilirsiniz. Sadece çok fazla emek
harcamalısınız.

Sorumluluk hemen üstlenebileceğiniz bir şeydir.


Nivi: Sorumluluk, muhakeme, özel bilgi ve avantaj/kaldıraç konularını
konuştuk. Eğer “normal” bir işte çalışıyorsam, özel bilgi üzerine mi
odaklanmalıyım?

Naval: Muhakeme yeteneği için deneyim gerekir. Bu da çok zaman gerektirir.


Kendinizi muhakeme yeteneğinizi sınayabileceğiniz durumlara sokmalısınız.
Bu da sorumluluk alarak yapılabilir.

Avantaj da toplumun size muhakeme yeteneğinizi göstermenizden sonra


sağlayacağı bir şeydir. Bunu kodlama ya da medya ile çalışarak üst düzey
yetenekleri öğrenerek hızlandırabilirsiniz. Bunlar izinsiz avantajlardır.
Gençlerin akşam ya da gece olması önemli olmadan kodlama ya da medya
üretme yöntemlerini öğrenmelerini bu yüzden istiyorum.

Kısaca, avantaj ve muhakeme yeteneği biraz daha ileride elde ediliyor.


Sorumluluk hemen üstlenebileceğiniz bir şeydir. “Kimsenin sorumluluğunu
üstlenmediği bu şeyin sorumluluğunu üstleniyorum” diyebilirsiniz. Sorumluluk
aldığınız zaman, elinizi taşın altına koyuyorsunuz bu nedenle sorumluluğunuzu
yerine getirmelisiniz.

Diğer insanların nasıl yapacaklarını bilmedikleri konularda sorumluluk alarak


özel bilginizi geliştirirsiniz. Belki de yapmaktan hoşlanacağınız şeylerdir veya
doğal olarak zaten yapabildiğiniz şeylerdir.

Eğer bir fabrikada çalışıyorsanız, en zor olan şey fabrikanın çalışmaya devam
etmesi için sermayeyi artırmak diyebiliriz. Belki de fabrika sahiplerinin hep
stres yaşadıkları husus budur.

“Hesap işlerinde iyiyim, sayılarla da aram iyi ama öncesinde hiç bu tür parasal
bir işe girişmedim” diye düşünüyor olabilirsiniz. Birine bu konuda yardım teklif
eder ve başka bir iş sahibinin işini çözerken yardımcısı konumunda
olabilirsiniz. Eğer doğal yeteneğinizse ve sorumluluk alırsanız, çok hızlı
öğrenecek bir atmosfer yakalayabilirsiniz. Çok uzun zaman geçmeden, varis
konumuna geleceksiniz.

Öncelikle, sizin ilginizi çeken şeyler bulun ve sorumluluk almanızı sağlayan


şeylere odaklanın. Kısa vadede elde edeceğiniz kazanımlara kafa yormayın. Asıl
kazançlar beklemekten bıkıp vazgeçtiğiniz anda gerçekleşir. Bu sistemin
çalışma şeklidir.

Sorumluluk alır ve diğerlerinin çözemediği sorunları çözmeye başlarsanız,


insanlar sizin arkanızda yer almaya başlayacaktır. Avantajlar da peşi sıra
gelecektir.

Özel bilgi zamanlı da olabilir zamansız da

İki tür özel bilgi vardır: zamanlı ve zamansız.

Makine öğrenimi konusunda dünya çapında bir uzman olursanız ve bu sizin


içten gelen bir ilginizle oluyorsa, harika işler çıkaracaksınız. Ama bundan 20 yıl
sonra, makine öğrenimi önemini yitirebilir ve başka alanlar ilerleme
kaydedebilir. İşte bu zamanlı bilgidir.

İnsanları ikna etmede başarılıysanız, muhtemelen bu erken yaşlarda


edindiğiniz bir beceridir. Bu her zaman işe yarayacak, çünkü insanları ikna
edebilmek her zaman değerli olacaktır. İşte bu da zamansız bilgidir.

Aslında, ikna genel bir yetenek, tek başına kariyer yapabileceğiniz türden bir
şey değil. Scott Adams’ın yazdığı gibi, yeteneklerinizi bir araya getirmelisiniz.
İkna yeteneğinizi muhasebe ile birleştirebilir ve buna yarı iletken üretim hattı
bilgisini ekleyebilirsiniz. Önce en iyi yarı iletken konusunda satış uzmanı
olabilir ve sonrasında bu konudaki en iyi şirket CEO’su olabilirsiniz.
Zamansız özel bilgi genelde öğrenilen bir şey değildir ve sizle var
olur. Zamanlı özel bilgi gelir ve gider ama genelde uzun süre kullanabileceğiniz
türden bir bilgidir.

Teknoloji bu zamanlı yetenekleri bir arada bulabileceğiniz bir yerdir. Eğer siz
de doğal olarak genel özel bilgi ve yeteneklerinizi getirebiliyorsanız, o zaman
12'den vurdunuz demektir.

Teknoloji özel bilgi edinmek için entelektüel bir sınır

Nivi: Bu konuda bahsetmediğimiz bir kaç tweet daha var. İlki: “Teknoloji
endüstrisi özel bilgi edinmek için müthiş bir yer”. Sınırlar hep ileriye gitmekte.
Gerçekten entelektüel olarak merakınız varsa, diğerlerinden çok önde bu
bilgileri edineceksiniz.”

Naval: Danny Hillis teknolojinin henüz çalışmayan her şey olduğundan


bahsetmekte. Teknoloji etrafımızda, her yerde. Kaşık da ateş de zamanında
teknolojiydi. Nasıl çalıştıklarını anladığımız zaman, arka planda yerlerini alarak
günlük hayatlarımızın birer parçası oldular.

Teknoloji tanım gereği entelektüel sınırdır. Teknoloji, henüz nasıl seri üretime
geçirebileceğimizi ve bunu nasıl ticarileştireceğimizi henüz karar
veremediğimiz bilimsel ve kültürel şeyleri alır ve herkesin erişebileceği bir hale
dönüştürür.

Teknoloji topluma değerli olan özel bilgiyi edinebileceğiniz harika bir alandır.

Eğer sorumluluk alamazsanız, başka bir şeyler yapın

Nivi: Sorumluluk konusunda bahsetmediğimiz bir tweet daha var: “Şirketler


çıktıları nasıl ölçeceklerini bilemediğinden girdileri ölçüyorlar. Çıktılarınızın
görünür ve ölçülebilir olduğundan emin olun. Eğer sorumluluk alamazsanız,
başka bir şeyler yapın.”

Naval: İnsanları ödüllendirme yapısı girdi ve çıktıların birbirine yakın olduğu


tarımsal ve endüstriyel çağlardan kaynaklanmaktadır. Bir şeyi yaparken
harcadığınız vakit çıktınızın güvenilir bir göstergesi olabiliyordu.

Günümüzde ise artık doğrusal olmaktan çok uzakta. Tek bir iyi yatırım kararı
şirkete 10 veya 100 milyon dolar kazandırabilir. Harika bir ürün olarak
düşündüğünüz şey piyasa-ürün uyumu farklılıkları nedeniyle tam bir felakete
dönüşebilir.

Sonuçta, muhakeme ve sorumluluk daha fazla önem arz etmektedir. En iyi


mühendisler her zaman en sıkı çalışanlar değildir. Bazen hiç çalışmazlar ama
kritik bir ürünün doğru zamanda doğru yerde olmasını sağlarlar. Bu 3 aylık
hasılata denk gelen tek bir satış yapan satış temsilcisinin durumuna benzer.

İnsanların sizin şirketin başarısındaki rolünüzü söylemesi gerekir. Ancak bu


ekibinizi arka planda bırakmanız gerektiği anlamına gelmez, çünkü insanlar
çok fazla kredi sahiplenen insanlara karşı oldukça hassas. Bu yüzden siz de
kredileri dağıtın. Zeki insanlar kimin hangi rolü aldığını bilecektir.

Bu tür sorumluluk konusunda bazı işleri böyle sınıflandıramazsınız. Makinenin


dişlilerinden sadece birisinizdir.

Danışmanlık buna bir örnektir. Danışman olarak, fikirleriniz kurum içerisinde


başkaları aracılığıyla iletilir. En yukarıdakiler tarafından görülmeyebilirsiniz,
arka planda olabilirsiniz. Bu sizin bağımsızlığınız karşılığında yaptığınız bir
değiş tokuştur.

Sorumluluk aldıkça eleştirilere kulak asmayacaksınız


Sorumluluk aldığınızda, işler yolunda giderse daha fazla kredi elde edersiniz.
Doğal olarak, işler yolunda gitmezse de daha fazla zarar görürsünüz. Elinizi
taşın altına koyduğunuzda, size suçlayacaklarını, kurban edeceklerini ve hatta
saldırıya uğrayacağınızı göze almalısınız.

Yüksek sorumluluk ortamında var olan biriyseniz, zamanla eleştirilere kulak


asmayacaksınız. Çok fazla incineceksiniz. Başarısız olduğunuzda, insanlar size
saldıracak.

Özel bilgilerinizi çıraklıkla/stajyerlikle ölçeklendirin

Nivi: Özel bilgi edindiğinizde, bunu kendi çıraklarınızı yetiştirerek ve diğer


görevleri dışarıdan birilerine yaptırarak ölçeklendirebilirsiniz.

Naval: Örneğin, Sağlam yatırımlar yaptıktan sonra girişim işinin anladım.


Bunu yapmayı sürdürebilir ve para kazanmaya devam edebilirdim. Bunun
yerine Spearhead’in ortak kurucularından biri oldum ve geleceğin kurucuları
yetiştirmek ve onları yatırımcılara dönüştürmeye karar verdim. Onlara yatırıma
başlamaları için bir çek defteri veriyoruz.

Bu çıraklık modeli. Ellerindeki anlaşmalarla bize geliyorlar, analiz etmelerine


yardım ediyoruz. Bu model kendi yatırımımdan çok daha fazla
ölçeklendirilebilir.

Özel bilgi sınıfta değil iş üzerinde öğrenilir

Spearhead’te, biz yatırımcılara/kuruculara yatırım dersleri veriyoruz ve


ellerindeki anlaşmaları görüşüyoruz.

Görünüşe göre, sınıflar ve yaptığımız çoğu şey genelde çok değerli değil. Genel
tavsiyeleri bir saatte verebilirsiniz. Bundan sonra tavsiyeler çok da faydalı
olmuyor. Ama özel görüşmeler oldukça faydalı geçiyor.
Bu da bazı yeteneklerin sadece iş üzerinde öğrenilebileceği, bu yüzden bu tür
yeteneklere yatırım yapılması gerektiği tavsiyemi desteklemektedir. Böyle bir
yetenek bulduğunuzda, özel bilgi ile uğraşıyorsunuzdur.

Özel bilginin başka bir göstergesi ise “Her gün ne yapıyorsunuz?” sorusuna net
bir cevap olmadığı zamandır. Bu tür durumlarda “Her gün duruma göre farklı
şeyler yapıyoruz” gibi bir cevap alabilirsiniz.

Bu tür şeyler o kadar karmaşık ve olaylara o kadar bağlıdır ki bunu kitaplarla


anlatamazsınız.

Nivi: Mafya çıraklık modelini uzun zamandır uyguluyor. Büyük bir aileyi
bitirmenin en iyi yolu Don için şoför olmaktı.

Naval: Tony Soprano kendi sözleşmelerini uygulatan bir iş adamıydı. Bu çok


karmaşık bir iştir.

You might also like