Professional Documents
Culture Documents
Nasıl Zengin Olunur
Nasıl Zengin Olunur
Naval
Para veya Statü değil, Zenginlik için uğraşın
Şimdi onun “How To Get Rich (without getting lucky)” (Nasıl Zengin Olunur
(şanslı olmadan) tweetleri hakkında konuşacağız. Çoğu tweeti hakkında detaylı
bir şekilde konuşacağız, Naval da ayrıntılarına girecek ve konu hakkında
bilgilendirecek. Muhtemelen de önceden paylaşmadığı bilgileri de paylaşacak.
Naval: “Nasıl Zengin Olunur” tweetleri oldukça etkili oldu ve kısa sürede
birçok kişiye ulaştı. Birçok kişi bunun işe yaradığını ve inanılmaz geniş bir
kitleye ulaştığını söylüyor.
Naval: Sizin elde etmek istediğiniz şey zenginlik. Zenginlik siz uyurken bile
kazandıran varlıklardır; bu bir tür robotları üreten fabrikadır. Zenginlik
geceleri müşterilere hizmet eden bilgisayar programıdır. Zenginlik bankada
diğer varlıklar ve yatırımlar için yeniden değerlendirilmiş paradır.
Zenginiliği para ile transfer ederiz. Para sosyal kredidir; başka insanların
vakitlerindeki sosyal bakiye ve kredidir.
Eğer işimi doğru düzgün yapar ve toplum için bir değer oluşturursam, toplum
da bana “Teşekkür ederiz, yaptığın işte dolayı sana borçluyuz, bunun
karşılığında sana bu senedi verelim, adına da para diyelim” der.
Bu paranın değeri düşüyor, çünkü insanlar bunlar çalıyor, devlet ekstra para
basıyor, insanlar bu para olarak adlandırılan senet konusunda sözlerini
tutmuyor. Ama yine de para güvenilir bir senet olarak önceki yaptığın işler
toplumdaki yerini sürdürüyor.
İnsanların bu hayatta oynadığı iki temel büyük oyun bulunmaktadır. Birisi para
oyunudur, Para tüm sorunlarınız çözmeyecek olsa da, tüm para sorunlarınızı
çözecektir. Sanırım çoğu kişi bunu biliyor. Bunu biliyorlar ki para kazanmayı
istiyorlar.
Zenginlik sıfır toplamlı bir oyun değildir. Dünya’daki herkesin bir evi olabilir,
çünkü sizin bir eviniz olması benim ev sahibi olmama bir engel değil. Eğer daha
fazla ev inşa edilirse, ev inşa etmek daha kolay olursa, ev inşa etmek konusunda
daha fazla şey bilirsek, daha fazla kişi ev sahibi olabilir.
Zenginlik oldukça artı toplamlı bir oyundur. Her şeyi birlikte yaparız. Ne
yaptığımızı anlatacak sanat eserleri yaratmak için bu macerayı başlatıyoruz.
Bunun sonunda, yeni bir şey yaratılmış olacak, bu artı toplamlı bir oyun.
Statü, diğer yandan, sıfır toplamlı bir oyundur. Çok eski bir oyun. Maymun
kabileler zamanından beri bu oyun bizlerler. Hiyerarşik bir düzen. Bir numara
olan kim? İki numara olan kim? Üç numara olan kim? Ve üç numaranın iki
numara olması için, iki numaranın bulunduğu yerden çıkması gerekecek. Bu
nedenle statü sıfır toplamlı bir oyun.
Siyaset statü oyununun bir örneğidir. Spor bile bu statü oyununun bir
örneğidir. Kazanmak için, birinin kaybetmesi gerekir. Temel olarak, statü
oyunlarını çok sevmiyorum. Toplumumuzda önemli bir yer edindiği için kimin
bundan sorumlu olduğunu tahmin edebiliriz. Bu oyunu oynamak zorundayız,
çünkü bu bir zaruri kötülük.
Evrimsel bazda — binlerce yıl geri gidecek olursak — statünün zenginlikten
daha çok hayatta kalma konusunda etkili olduğunu görüyoruz. Tarımsal
döneme geçilmeden önce zenginlikten bahsedilemez çünkü avcı-toplayıcı
insanlar her şeyi sırtlarında taşımak zorundaydı, hiç bir yere
depolayamazlardır.
Statü ve zenginlik arasında her zaman bir kıyasıya rekabet olacaktır. Örneğin,
gazeteciler zenginlere ve teknoloji endüstrisine saldırdıklarında aslında statü
için bunu yapıyorlar. “Hayır, insanlar daha önemli, ve ben gazeteci olarak
insanları temsil ediyorum bu nedenle de ben daha önemliyim” derler.
Statü oyunları her zaman varlığını sürdürecek; bunu inkar etmenin anlamı yok.
Şunun farkında olun zenginlik oluşturmaya çalıştığınız zaman, başkaları size
saldıracak ve oldukça nazik ve güler yüzlü görüneceklerdir. Sizi gözden
çıkararak kendi statülerini artırmaya çalışacaklardır.
Onların oynadığı oyun farklı. Ve bu oyun korkunç bir oyun. Bu, artı toplamlı bir
oyun yerine sıfır toplamlı bir oyun.
Dünya için Bolluk Yaratın
Naval: Sanırım para kazanmanın kötü olduğuna dair ir söylem vardı, değil mi?
“Para tüm kötülüklerin anasıdır” kavramı içerisinde kendine bir yer buluyor
sanırım. İnsanlar bankacıların paraları çaldığını düşünüyor. Bu konuda biraz
haklılık payı da var, dünyanın bir yerlerinde sürekli bir çalma halidir devam
ediyor.
Diğer yandan ise, kılıçla, silahla veya vergilerle, kapitalizmle, komünizmle veya
ellerindeki her neyse onla çıka gelen insanlar var. Çalmak için bunlar gibi çok
fazla yöntemleri var.
Açıkçası, sınırlı sayıda iş veya sınırlı sayıda zenginlik yok. Bunlar sınırlı olmuş
olsaydı, mağaramızda hala ateş için odunları ve avlanan geyik etini nasıl
paylaşacağımızı hesaplıyor olurduk.
Medeniyetimizdeki çoğu zenginlik, aslında neredeyse hepsi, oluşturulmuştur.
Bir şekilde var edilmiştir insanlar, teknoloji, üretkenlik sayesinde. Zenginliğin
çalınan bir şey olduğu fikri tamamen sıfır toplamlı oyun oynayarak statü oyunu
içerisinde bulunan kişilerin fikridir.
Ama gerçekte şu var, herkes zengin olabilir. Bunun gerçek olduğunu şuradan
anlayabilirsiniz: şu an herkes 200 yıl önce yaşayan herkesten daha zengin.
200 yıl önce kimsenin antibiyotiği yoktu. Kimsenin arabası yoktu. Kimsenin
elektriği yoktu. Kimsenin iPhone’u yoktu. Tüm bu icatlar bizi tür olarak daha
zengin hale getirdi.
Sizin düşünmenizi istediğim bu düşünce serüveni aslında şu: herkesin iyi bir
yazılım ve donanım mühendisliği bilgisi var. Bu gerçekleşecek olsa, robotlar,
bilgisayarlar ve programlar oluşturup bunlar programlanabilir. Var sayalım ki
herkes bu tür bilgi sahibi.
Ben kapitalizmin şeytani bir şey olduğuna inanmıyorum. Kapitalizm aslında iyi
bir şey, sadece kimi zaman başkaları tarafından kullanılıyor. Dışsal uygun
olmayan fiyatlandırmalar tarafından bazen ele geçiriliyor. Tekelciliğin veya
yolsuzluğun olduğu uygunsuz üretkenlikler tarafından ele geçiriliyor.
İnsanlarda bu yok. Ben sizlerle işbirliği yapabilirim. Sizlerden biri Sırp olabilir,
diğeriniz Farsı olabilir. Ben de köken olarak Hintliyim. Kan bağı olarak çok az
bir bağımız var, temel olarak bakacak olursak da hiç bir bağımız yok. Ama buna
rağmen işbirliği yapabiliriz.
Bizim işbirliği yapmamıza neden olan durum nedir? Çünkü biz borç ve
kredilerimizin takibini yapabiliyoruz. Kim ne kadar iş çıkardı? Kimin ne kadar
katkısı oldu? İşte tüm bunlar serbest piyasa kapitalizmidir.
Herkes zenginlik sahibi olabilir. Herkes emekli olabilir. Herkes başarılı olabilir.
Bu tamamen eğitim ve bunu başarmaya olan inançla hırsa bağlıdır. Bunu
gerçekten istemelisiniz. Bunu istemiyorsanız, sorun yok. O zaman oyundan
çıkmış oluyorsunuz.
Nivi: Zenginliği hor görenler sadece bireyler değil, değil mi? Ülkeler, gruplar,
siyasi partiler var bunu hor gören. Yani en azından ben öyle görüyorum.
İşte bu nedenle ABD Amerikan rüyası nedeniyle göçmenler için çok popüler bir
ülke. Buraya herkes gelebilir, fakir insanlar gerçekten çalışırsa para kazanabilir
ve zenginlik seviyesine ulaşabilir. Veya hayatları için yeterli temel miktarda
para sahibi olabilirler.
Çoğu insan para kazanmanın şansla ilgili olduğunu düşünüyor. Aslında öyle
değil. Asıl mesele para kazanan türden bir adam olmakla alakalı.
Şöyle düşünmek istiyorum, eğer tüm paramı kaybedecek olsam ve beni bir
İngilizce konuşulan bir ülkenin bir sokağına bıraksanız, 5–10 yıl içerisinde
tekrardan zengin olacağımı düşünüyorum. Çünkü bu geliştirdiğim bir yetenek
ve herkes de bu yeteneği geliştirebilir.
1. Kör talih
Şans olarak bahsedebileceğiniz ilk tür kör talihtir. Bu durumda tamamen sizin
kontrolünüz dışında bir şekilde şanslı oluverirsiniz. Bu bir kaderdir, talihtir.
Bu bir nevi bir petri kutusunu karıştırıp içinde ne varmış diye bakmak gibidir.
Ya da birçok ayrıştırıcıyı karıştırarak nelerden olduğuna bakmak
Biz, grup olarak, siz de bunu tartışabilirsiniz, bu sayede bir araya geldik. Nenad
bu harika videoları internette bir araya getirdi, ben de Twitter da izledim. Bu
kapsamda, bu videolarla kendi şansını yarattı ta ki benim gibi insanlar onu
bulana dek.
3. Hazırlıktan şans
En son şans türü de, belki de en tuhaf olanı, dördüncü şans türüdür. İşte bu
hakkında bir şeyler konuşmak istediğimiz türdendir. Bunda benzersiz bir
karakter oluşturur, benzersiz bir bakış açısı geliştirir ve böylece şans da sizi
bulur.
Aslında bu aşırı bir örnek. Hazine sandığı bularak şanslı olan kişi aslında kör
talihtir. Ama bunu bulduktan sonra sizden bunu çıkarmak konusunda yardım
istemek aslında şans değildir.
Kendi şansınızı kendiniz yarattınız. Bu şansla para kazanacak bir hale geldiniz.
Veya başkaları kendilerine bu tür şansları çekecek kadar bir durumda değilken,
siz kendinize şansı çekecek bir duruma getirdiniz. Biz “şansımız yaver
gitmeden” derken, sağlam kararlı olmak istiyoruz, bunu şansa bırakmak
istemiyoruz.
Ve o zaman bile yavaş ve sabit istikrarlı bir mücadeleydi. Hayatımda hiç tek
seferde büyük servetim olmadı. Her zaman azar azar birikerek oluştu. Bu her
zaman adım adım, istikrarlı bir şekilde işler oluşturarak, fırsatları
değerlendirerek ve yatırımlar yaparak anlam kazandı. Hiç bir zaman tek seferde
bir araya gelen bir şey değil.
Benim kişisel zenginliğim bir yıl içerisinde oluşan bir şey değil. Adım adım,
parça parça oluştu zamanla. Daha çok imkan, daha çok yatırım ve böylece
yapabileceğim daha fazla şey.
Aynısı Nenad gibi birisi için de geçerli, illacertus, kendi markasını yaratıyor.
Videolar hazırlıyor, Hazırladığı videolar ona bir anda para getirecek değil
sonuçta. Bu hayatı boyunca öğrendikleri, okudukları ve yarattıklarıyla bir araya
gelecek bir şey.
Biz burada zenginlik sahibi olmaktan yani emekli olmaktan, özgür olmaktan
bahsediyoruz. Hiç bir şey yapmak zorunda olmamak gibi bir emeklilikten
bahsetmiyorum. Bahsettiğim şey, istemediğiniz bir yerde olmama,
istemediğiniz bir şeyi yapmama, istediğiniz zaman uyanma ve istemediğiniz de
uyanmama özgürlüğüne sahip olma. İşte budur özgürlük.
Nivi: Bence bahse konu üç tür şans konusunda herkesin de bildiği ilginç
klişeler var. Ve dördüncü şans türü, benzersiz bir şans türü olduğundan sanırım
bu konuda çok fazla bir klişe söze rastlayamıyoruz.
Bu kapsamda ilk tür için “kör talih” veya “acemi şansı” gibi sözler söylenebilir.
İkinci şans türü içinse “şans cesur olandan yanadır” diye bir söz duyabiliriz. Bu
ortalığı karıştıran türden insanların şanslı olması gibi bir durum. Üçüncü tür
şans için ise, “şans hazırlıklı olandan yana” diyebiliriz.
Ama dördüncü şans türü için bilinen veya kullanılan bir klişe yok, yani
benzersiz davranışlarınızla eşleşen türden. Ki bence bu biraz da tuhaf yani, aynı
zamanda bu şunu da gösteriyor ki insanlar bu tür şanstan olduğunca
yararlanamıyor.
Naval: Bence de, bu noktada bu o kadar rastgele olmayan bir durum haline
geliyor ki artık şans demek doğru olmaz. Bu nedenle tanım gereği şanstan
kısmet veya nasip şekline dönüşüyor. Bu nedenle bu dördüncü tür için
karakterinizi bu şekilde geliştiriyor olduğunuz için karakteriniz sizin nasibiniz
veya kısmetiniz haline dönüşüyor.
Ama bunun kırılgan bir durum olduğunu unutmamak gerek. Burada hesap
verilebilirlik var, burada güçlü bir marka var ki bu konuda detaylıca
konuşacağız bunlar önemli detaylardır.
Nivi: Dördüncü tür şansın bir tür kısmet veya nasip olduğunu belirttin.
Marc’ın bloğunda dönemin İngiltere Başbakanı Benjamin Disraeli’den alıntı
yaptığı bir kısım vardı, bu dördüncü tür şans konusunda şöyle diyordu “kendi
kısmetlerimizi kendimiz yaratırız ve buna kader deriz.”
Blog yazılarında belirtilen bu tür şans için başka bir kaç daha ilginç husus vardı.
Bence bu yazıyı okuyanların bunları da görmesi iyi olacaktır. Bu tür şans
eksantrik şekillerde karşınıza çıkabilir, olaylar o kadar eksantrik oluyor ki
aslında bu durumda eksantriklik çok da kötü bir durum olmuyor. Aslında, bu
iyi bir şey oluyor.
Naval: Evet kesinlikle. Çünkü dünya o kadar etkili bir yer ki insanlar
muhtemel olan her yeri kazdılar ve daha önce bulunmamış, yeni şeyler bulmayı
umdular. Bu sınırlarda iş yapmaya kolaylaştırmaktadır.
Nivi: Evet, bu tür şans konusunda Benjamin Disraeli dışında okuduğum bir
kaç tane daha alıntı var. Bunlardan birisi Sam Altman’ın “Ekstrem insanlar
ekstrem sonuçlar elde eder” dediği sözüdür. Bence bu çok açıklayıcı bir söz.
Stanford Profesörü Jeffrey Pfeffer ise bu konuda “normal davranışlar sergileyip
olağanüstü sonuçlar elde etmeyi bekleyemezsiniz” diyor. Bu söz de her zaman
hoşuma gitmiştir.
Naval: Evet. Ben de benzer bir söz var onu çok seviyorum ki bu da: “Aptal
oyunlar oynayıp aptal ödüller kazan”. Çoğu insan sosyal medya üzerinden aptal
oyunlar oynayarak değersiz aptal ödüller peşinde koşarken kimileri de sosyal
duruşunu geliştirecek paylaşımlarda bulunuyor.
Nivi: Blog konusunda belirtmem gereken bir husus olursa özellikle bu son
türden olan şansı kovalamaya devam ederseniz yani acemi şansı dışında her
şeyi kovalayacak olursanız, şansızlığın da belini kırabilirsiniz. Yani eğer
yeterince enerji harcar ve çaba göstermeye devam ederseniz, bir gün bu
şansızlığı da sonlandırabilirsiniz.
Sonrasında sadece toplum için orijinal şeyler üretiyor değilsiniz. Dediğim gibi,
aslında bu tweet serisinin adı “Nasıl Zenginlik Sahibi Olunur?” olmalıydı ama
daha fazla dikkat çekmesi için “Nasıl Zengin Olunur?” olarak yayınlandı. Ama
bu noktada toplum için yeni bir şeyler üretmiyorsunuz. Baştan tekrar tekrar bir
şeyler yapıyorsunuz sadece.
Siz gerçekten girdilerinizin çıktılarınızla eşleşmediği bir iş, kariyer veya meslek
sahibi olmak istiyorsunuz. Modern topluma bakacak olursanız, bu tweet
dizisinde yer alıyor. Yüksek yaratıcılığı olan, yüksek üretkenliği olan işlere
bakacak olursanız, bir saatlik bir iş yaparak çok büyük etki elde edebilirsiniz. Ya
da binlerce saat harcayıp hiç bir etkisi olmayan bir iş yapabilirsiniz.
Örneğin yazılım mühendisliğini ele alalım. İyi bir mühendis, Bitcoin gibi çok
değerli bir ürün oluşturabilir. Ve yanlış iş üzerinde çalışan bir mühendis ise ya
da aynı kalitede bilgisi olmayan bir mühendis, aynı derecede yaratıcılığı,
üretkenliği düşünceli olmayan bir mühendis ise bir yıl boyunca çalışabilir,
ürettiği kod ise hiç bir işe yaramaz. Müşteriler bunu istemez.
Diğer aşırı uç bir örnekte ise, mesela bir ormancı iseniz en iyi ormancı bile
olsanız, aletler kullanmadığınızı varsayacak olursak, girdileriniz ve çıktılarınız
doğru orantılıdır. Balta veya testere kullanıyorsunuz sonuçta. Yani en iyi
ormancı en kötüsünden 3 kat daha iyi iş çıkarıyor diye baz alalım. Çok da fazla
bir fark oluşmuyor değil mi?
Bu nedenle, girdi ve çıktıların birbiri ile doğru orantılı olmadığı işlerde
olmalısınız. Bu işlerin sizin açınızdan kaldıraçlı olduğu işlere bakmanız
anlamına gelmektedir. Burada kaldıraçtan kasıt sadece Wall Street’te kullanılan
finansal kaldıraç olarak ele alınmamalıdır, bunun olumsuz bir algısı var.
Burada sadece araçlardan bahsediyorum. Bizler araçları kullanıyoruz.
Bu nedenle, bence eğer baktığınız işlerde girdi ve çıktılar arasındaki ilişki doğru
orantılıysa, bu süreçte zenginlik sahibi olmanız oldukça zor olacaktır.
Nivi: Zamanı kiraya vermek dışında kaçınılması gereken başka bir şey var mı?
Naval: Evet, bu konuda attığım iki tweet vardı. İlki hayat tarzınızı yükseltirken
bunu çok hızlı bir seviyede yapmamalısınız. Bunu sadece bir şekilde belirtmek
gerekirse imkanlarının altında yaşayan insanlar hayat tarzlarını yükseltmeye
çalışan ve bu özgürlüğü kavrayamayan insanlardan daha çok bu özgürlüğün
tadını çıkarabiliyor.
Bence bu çok önemli, yani hayat tarzınızı sürekli bir yükseltme çabası içerisinde
olmamak. Özgürlüğünüzün tadına çıkarmaktır önemli olan. Bu size hareket
etme özgürlüğü sağlayacaktır. Sade bir şekilde, biraz para kazanınca, eski
yaşam tarzınızı sürdürmeye bakın, böylece endişeleriniz azalır. Evinizi, yaşam
tarzınızı ve benzer şeyleri yükseltme telaşına kapılmayın.
Diyelim ki saatlik ücretiniz 1000 Dolar. Buradaki sorun şu ki bu tür bir tarzınız
oluştuğunda, doğrudan 20 Dolar’dan 1000 Dolar’a geçiş yapmıyorsunuz. Bu
uzun soluklu bir kariyer şeklinde gerçekleşiyor.
Kim söyledi tam hatırlamıyorum ama Nassim Taleb olabilir, şöyle demişti: “En
tehlikeli şey eroin ve aylık maaştır”. Çok haklı bir söz, çünkü oldukça bağımlılık
yapan bir şey bu. Zenginlik elde etme istediğiniz yöntem sürekli çalışarak fakir
olma durumudur.
Ki bu da aslında sözde zenginler için neden bu tür sıra dışı vergiler olduğunun
sebepleri arasında, çünkü en yüksek riski alan, üretken işler yapan kişiler on
yılını harcıyor, çok büyük bir risk alıyor ve deyim yerindeyse on yıl boyunca kan
kaybediyor ve doğal olarak da para kaybediyor.
Ve birden on birinci yılda veya on beş yılda, büyük bir ödeme alıyor. Sonra da
vergi dairesi kapınızda beliriyor ve “Bu yıl iyi para kazandınız, bu nedenle sen
zengin sayılıyorsun, bu nedenle de kötüsün ve bize ödemen gereken bir para
var” diyorlar. Bu da doğal olarak üretken risk alan meslekleri darmadağın hale
getiriyor.
Ama ideal olanı parça parça halde para kazanmaktır, uzun soluklu ama adım
adım şekilde, böylece hayat tarzınızı hızlı bir şekilde adapte etmenize gerek
kalmaz. Böylece kendinize “Tamam ben hallettim bu işi. Şimdi emekli oldum,
özgürüm. Ama şimdi çalışırken istediğim işi, istediğim için yapacağım, bu
yüzden çalışmaya devam edebilirim” diyebilirsiniz. Böylece daha fazla yaratıcı
özgürlüğünüz olacak ve para konusunda daha az endişelenmeniz gerekecektir.
Ama şu da var, toplum halen bazı istediği şeyleri nasıl elde edeceğiniz bilmiyor,
eğer biliyor olsaydı size ihtiyacı olmazdı zaten. Zaten çoktan halledilmiş olurdu.
Evinizdeki, iş yerinizdeki ve hayatınızın herhangi parçasındaki her şey
zamanında teknolojik bir durumdu. Benzinin teknoloji olarak lanse edildiği
zamanlar vardı ki bu da Rockefeller’ı zengin etti. Arabanın teknoloji olduğu
zamanlar vardı ki bu da Ford’u zengin etti.
Bu nedenle, teknoloji bir takım, bir set, Alan Kay’ın da dediği gibi henüz doğru
düzgün işlemiyor. Bir şey tam anlamıyla performans sağlamaya başladığında
artık teknoloji olarak anılmıyor. Bu nedenle şunu söylemek yanlış olmayacak,
toplum sürekli yeni şeyler istiyor.
Eğer zenginlik sahibi olmak istiyorsanız, topluma ihtiyacı olan hangi ürünleri
sağlayabileceğinize karar verin, ki buna toplum nasıl ulaşacağını biliyor
olmasın ama bunu istiyor olsun, buna ihtiyacı olsun ve sizin de buna doğal bir
erişiminiz olsun, sizin yapabileceğiniz, sizin yetenekleriniz arasında yer alsın.
Naval: Yüksek teknoloji olarak başlıyor. Ama ilk aşama yaratıcılık aşaması. İlk
önce bunu istediğin için yaratıyorsun. Bunu yapıyorsun çünkü nasıl yapacağını
biliyorsun, buna ihtiyacın var. Aslında bunu kendin için yapıyorsun, sonra
bunu diğer insanlara da vermek istiyorsun, bunu nasıl yapacağına karar
veriyorsun, sonrasında da zengin insanlarda bu ürünlerden oluyor.
Mesela, eskiden sadece zengin insanların şoförü vardı, işte lüks araçları vardı.
Sonra Uber geldi, herkesin özel aracı ve şoförü oluverdi. Şimdi görüyoruz ki
Uber sistemi transfer araçları sistemini devralmak üzere, çünkü bu daha
mantıklı, daha uygun. Benzer şekilde scooterlar var, bunlar daha uygun
seviyede. Bu nedenle, şunu söyleyebiliriz, eskinde sadece zenginlerin sahip
olduğu imkanları herkesin erişimine açabilmek.
Ama girişimcilerin işi bundan daha önce başlıyor, yaratmakla başlıyor. Esasen
girişimcilik sıfırdan bir şeyleri yaratma sanatıdır. Toplumun bunu isteyeceğini
tahmin etmek, bunun hesabını doğru yapabilmek ve kendini sürdürebilir
şekilde herkesin erişimine açabilmektir.
Bu nedenle, bileşik çıkar çok önemli bir güçtür. Yani elinizdekiyle 1x olarak
başladığınız zaman, %20 artırarak 30 yıl boyunca devam ederseniz, 30 yıl
sonunda %20 artmış bir şekilde değil, bileşik şekilde sonuç elde edersiniz. Bu
bileşik çıkar o kadar büyür ki en sonunda devasa bir şey elde edersiniz. Bu iyi
niyet olabilir, aşk olabilir, ilişkiler olabilir veya para olabilir. Bu yüzden bileşik
çıkarın çok önemli bir güç olduğuna inanıyorum.
Şimdi tabi ki bu her zaman işe yaramaz, çünkü Silikon Vadisi gibi yerlerde
insanlar bir hareketle gerçekten zengin olabilir ve bu nedenle bazen birbirlerine
ihanet edebilirler: “Bu seferki işle gerçekten iyi kazanacağım, o
Örneğin, Warren Buffett ABD borsasında bir yatırımcı olarak oldukça başarılı
oldu, ama bunu yapabilmesinin en önemli sebebi ABD borsasının dengeli oluşu
ve yönetimler tarafından el konulmayışı gibi sebepler sıralanabilir. Veya
ABD’nin savaşlara sürüklenmemiş olması da burada sıralanabilir. Bu işlerin
yürütüldüğü platformun yok edilmemesi de belirtilebilir. Bu nedenle Buffett
örneğinde kendisi uzun süreli bir oyun oynuyordu. Ve burada güven faktörü
ABD borsasının stabil olmasından kaynaklanıyordu.
Silikon Vadisinde, güven küçük bir coğrafi alandaki insanlar arasındaki bağdan
kaynaklanmaktadır, burada siz kimlerle çalışabileceğinizi veya
çalışamayacağınızı zamanla anlayabiliyorsunuz.
Eğer sektör değiştirecek olursanız… “Hayır, benim aslında elektrikli araçlar için
şarj istasyonları hattı işine girmem gerekiyor” diyorsanız, bu mantıklı da
olabilir, bu gerçekten iyi bir fırsat da olabilir ama her ne zaman yeni bir sektöre
geçiş yapacak olursanız, burada sıfırdan başlamanız gerkecektir. Bu yeni geçiş
yaptığınız yerde kime güveneceğinizi ilk başta bilemeyeceksiniz. Onlar da size
güvenip güvenemeyeceğini bilemeyecektir.
Ama sektörler arası geçişler olduğunu da belirtmek gerekir. Sürekli birileri gelir
ve gider. Siyaset örneğin buna örnek olarak gösterilebilir. Siyasette insanlar
seçilirler, siyasette uzun süreli olan kişileri görmek mümkündür. Örneğin
Senato’da insanlar çok uzun zamandır yer alıyordur, kariyerleri bunun üzerine
kurulmuştur.
Ama diğer yandan Temsilciler Meclisinde ki burada iki yılda bir seçim
gerçekleştirilir, sürekli yeni gelen kişiler bulunmaktadır. Buradaki kavgalardan
dolayı çok fazla iş halledilemez “Ben yeni geldim buraya, sizi tanımıyorum,
burada sizin bundan sonra olup olmayacağınızı da bilmiyorum, neden kendi
bildiğimi yapmak yerine seninle birlikte çalışmalıyım?” diye düşünülüyor
olabilir.
Bu nedenle, hangi sektörde uzun süreli bir oyun oynayabileceğinizi iyi seçmek
gerekiyor ve kiminle oynayabileceğinizi. Bu nedenle bu insanların da uzun
süreli burada olacaklarının sinyalini veriyor olmalı. Etik olacaklarının da. Bu
etik davranışları da eylemlerinden anlaşılır olmalıdır.
Nivi: Uzun süreli bir oyunda, herkesin birbirini zengin ettiği görülmektedir.
Kısa sürelilerde ise, herkesin kendisini zengin etmeye çalıştığı söylenebilir.
Naval: Bence bu harika bir özet. Uzun süreli bir oyunda, bu pozitif toplamlı bir
sonuç. Hep beraber bir ürün ortaya çıkarılır. Bu ürünün de gün sonunda
birlikte büyük olmasına çalışılır. Kısa süreli de ise ürün parçalara ayrılır.
Ama bence iyi bir lider kredi için uğraşmaz. İyi bir lider esasen insanları
etkilemeye çalışır, takımı işleri halleder. Sonrasında da adil oranlarda kim ne
kadar katkıda bulunduysa ya da en makul oranlarda kim ne kadar risk aldıysa
ya da kimin bıçağı en uzunsa, en keskinse ona göre parçalar dağıtılır.
Nivi: Bundan sonraki iki tweet ise “Yinelenen oyunlar oynayın, hayattaki tüm
dönüşler zenginlik olsun, ilişkiler olsun, bilgi olsun bileşik çıkarlardan
kaynaklanır”.
Naval: Ben de tam hatırlamıyorum. Ama dediğin gibi bir şeydi “İlgiyi elde et ve
bunu asla bırakma” İyi bir önerme, evet.
Nivi: Şimdi de bir sonraki tweete bakalım, ki ben bu tweeti üstü kapalı olduğu
kadar da ilginç buluyorum yani sahip olabileceğiniz iş veya kariyer anlamında.
Sen “İnternet kariyer olasılıklarını oldukça fazla genişletti, çoğu insan henüz
bunu tam olarak kavrayamadı” demiştin.
Naval: İnternetin her şeyden daha önemli birincil özelliği gezegen üzerindeki
insanları birbirine bağlıyor olmasıdır. Herkese ulaşabilirsiniz.
Yani hangi nişe ilginiz olursa olsun, internet buna erişmenize izin veriyor.
Burada bahsettiğim şey, illa bulacağınız şey bundan sonraki Facebook olacak,
milyarlara ulaşacak anlamında değil. Ama sizin gibi düşünen 50 bin kişiye bile
ulaşsanız, istediğinizi anlatacak bir kitleniz olacaktır.
İşin güzel tarafı gezegenimizde 7 milyardan fazla insan var. İnsan DNA’sının
dizilimi inanılmaz bir biçimde. Herkes neredeyse birbirinden çok farklı, bu
nedenle birbirine benzer, birbirinin yerini alacak neredeyse kimse yok.
Bu nedenle, herkesin farklı yetenekleri var, farklı ilgi alanları var, farklı
takıntıları var. Bu farklılıklar da işte bu süper çeşitlilik gücünü oluşturuyor. Bu
nedenle herkes kendi eşsiz yeteneğinde oldukça yaratıcı başarılı olabilir.
Ama öncesinde bu önemli bile değildi. Çünkü öncesinde İtalya’da küçük bir
balıkçı kasabasında yaşıyor olsaydınız, bu balıkçı köyünde sizin eşsiz
yeteneklerinize ihtiyaç olmayabilirdi ve bu nedenle de var olan basit bir kaç
işten birini yerine getirmeniz gerekebilirdi. Ama şu an tamamen farklı,
tamamen eşsiz yeteneklerinizi sergileyebilirsiniz.
yayınları sayesinde 100 milyon dolar kazanacağına dair bir şey okumuştum. Ve
şu ana kadar 2 milyar kez indirilmiş.
Gördüğüm başka bir tweetse, yani tweet dizisinde yer almadı ama göz ardı
edilmeyecek bir tweetti, oldukça sadeydi. Okuduğum şeyleri
indirgeyebiliyorsam çok seviyorum çünkü hatırlaması kolay oluyor: “Özgünlük
sayesinde rekabetin önüne geçin” oldukça sade bir söz.
Zeki birine ihtiyacınız var, yoksa yanlış yerlere gidebilirler. Bu durumda siz de
doğru yerde bulunamazsınız. Enerjik birilerine ihtiyacınız var çünkü dünyamız
zeki ama tembel insanlarla dolu.
Burada akıllı derken, aşağılayıcı anlamda kullanmıyorum. Biri akıllı diğer salak
anlamında değil. Herkesin başarılı olduğu, zeki olduğu konular vardır. Bu
açıdan yapacağınız şeyin ne olduğuna bağlı olarak, o konudan anlayan, akıllı
birini bulmalısınız.
Bu çok açık ve net bir durum, bu nedenle siz de yapmalarını istediğiniz şeyleri
doğal bir şekilde yapacak kişilerle ortak olmaya çalışın.
Naval: Evet, ben yapmalarını istediğim şeyi içten istemeyen biriyle, kişilerle
çalışmam veya işe almam ya da bu tür bir ortaklığa girmem.
Ama birilerini uzun süreli bir şekilde motive bir halde tutmayı düşünüyorsanız,
bu motivasyon içten gelmesi gerekmektedir. Bunu öylece oluşturamazsınız,
içlerinden bu motivasyon gelmiyorsa da bunu zaten destekleyemezsiniz. Bu
nedenle çalıştığınız insanların enerjik olduğundan ve yapmalarını istediğiniz
şeyleri yapmayı ve üzerinde çalışmalarını istediğiniz şeyleri yapmayı istiyor
olduklarından emin olmalısınız.
Eğer birisi düşmanı olarak gördüğü kişiyi alt ediyorsa, onlara karşı acımasızsa,
işte belirli bir zaman sonra da sizi dost yerine düşman görebilir ve size aynı
durumu yaşatmak isteyebilir. Yani kısacası sinirli, kindar, zalim
Örneğin, şirketine yatırım yaptığım bir arkadaşım vardı, şirket başarısız oldu ve
bu süreçte tüm yatırımcıları silip atabilirdi. Ama bunun yerine şirkete daha
fazla şahsi parasını aktardı ve sonunda nihayet kendi şahsi parasıyla
desteklerinin ardından şirket oldukça başarılı oldu. Ve bu süreçte de hiç bir
yatırımcısını silip atmadı.
Benzer bir söz de var bu konuda ki bunu da tweet olarak paylaşmıştım. Bunu da
bir yerlerde okumuştum, kendi sözüm değil yani bu. Ama birazcık üzerinde
çalıştım, değişiklikler de yaptım: “Özsaygı kendine layık gördüğün şöhretindir”.
Bunu her zaman bilirsiniz.
Bu nedenle, iyi insanlar, manevi değerleri olan insanlar, etik insanlar, çalışması
kolay insanlar, güvnilir insanlar, bu insanların çok fazla özsaygısı vardır çünkü
kendileriyle barışık insanlardır, bunu çok iyi anlarlar.
Bu statü sinyali vermek gibi bir durumdur. Alanen bir şekilde statüden
bahsediyorsanız, yüksek statüden bahsediyorsanız abartılı bir şekilde, bu basit
statü hareketidir. Eğer ne kadar dürüst olduğunuzdan, güvenilir olduğunuzdan
veya düzgün olduğunuzdan bahsediyorsanız, o kadar dürüst ve güvenilir
değilsinizdir. Bu düzenbazların standart özelliğidir.
Bu nedenle, tamam bir sektör seçin ve burada uzun süreli bir oyunu, uzun
süreli kimlerle oynayabileceğinize karar verin.
Rasyonel İyimserle Ortak Olun
Nivi: Son tweete bakalım. Son tweette “Kötümserler çıkarcılarla ortak olmayın.
Onların inançları gerçekleşir”.
Naval: Evet. Esase, bir şeyler yapabilmek için rasyonel bir iyimser olmanız
gerekir. Rasyonel olarak dünyanın gerçekte ne olduğu görmeniz gerekir. Kendi
yetenekleriniz konusunda da neleri yapıp neleri yapamayacağınız konusunda
da çekimser olmalısınız.
Askeriyede bir söz vardır “Ya yönet, ya yönetilen ol ya da ortadan çekil”. Ama
bu insanlar dördüncü bir şık istiyorlar, yönetmek istemiyorlar, yönetilmek de
istemiyorlar aynı zamandan ortadan da çekilmek istemiyorlar. Bunun yerine
neden işlerin istenildiği gibi olmayacağını anlatmak istiyorlar.
Tanıdığım tüm başarılı insanların eyleme geçme özelliği var. Yani bir şeyler
yapıyorlar. Bir şeyin olup olmayacağını anlamanın en iyi yöntemi, bunu
yaparak görmektir. En azından ilk adımları atarak olup olmayacağına karar
vermektir.
Bu hayatta tek bir hayatınız. Neden büyük bir şey yapmayacaksınız ki? İşte bu
yüzden Elon Musk’ı seviyorum, çok fazla insanı etkileyebiliyor, çok cesur
hareketlerde bulunuyor ve insanların büyük düşünmelerine yardımcı olabilmek
adına örnek davranışlar sergiliyor.
Basit şeyleri bile yapabilmek çok fazla çaba gerektiriyor. Köşedeki manavın
sahibinin Elon Musk’tan daha az çalıştığını düşünmüyorum ya da ondan daha
az çaba sarf ettiğini düşünmüyorum. Belki de daha fazla bile çalışıyordur.
Ama nedeni eğitim olsun, başka şartlar olsun, büyük düşünme şansları olmadı,
doğal olarak da sonucu da büyük olmadı. Bu nedenle büyük düşünmeliyiz. Açık
bir şekilde, rasyonel bir şekilde, elinizdeki imkanlar ölçüsünde iyimser kalarak
yapmalısınız bunu.
Çıkarcı ve kötümserlerin söyledikleri şey, talihsiz bir durum ama genelde şöyle
diyorlar “Vaz geçtim. Bir şeyler yapabileceğime inanmıyorum. Ve bence bu
dünyada kimsenin bir şey yapabileceğine inanmıyorum. Neden bir şeyler
yapmalısınız ki ayrıca, çünkü başarısız olursanız ben haklı çıkarım. Başarılı
olursanız da beni kötü gösterirsin.”
Nivi: Evet, bence de rasyonel bir çıkarcıdansa rasyonel olmayan bir iyimser
olmak daha iyidir.
Naval: Neden bir iyimser olmanız gerektiği konusunda tamamen rasyonel bir
çerçeve var. Tarihsel olarak, iki bin yıl, beş bin yıl, on bin yıl geriye gidecek
olursak, iki kişi ormanda giderken bir kapsan sesi duyarlar. İyimser olan der ki
“bence bizim tarafa gelmiyor”. Diğeri de diyor ki “Ben kötümserim ve buradan
gidiyorum”. Böylece kötümser kaçıp kurtulur, iyimser olan da kaplan
tarafından yenir.
Ama genel olarak bakacak olursak olumlu şeylerin sınırı yokken, olumsuz
şeylerin oldukça sınırlı. Bu nedenle modern topluma adapte olabilmek
kötümser yanınızı törpülemek ve çok az rasyonel olmayan iyimser fikirlere
sahip çıkmak gerekiyor çünkü olumlu yanları sınırsız. Bir sonraki SpaceX,
Tesla, Uber tarzı girişimi siz yapacak olursanız, toplum için milyarlarca dolarlık
bir şey yapmış olur ve kendinizi ve dünyayı değiştirme şansı yakalarsınız.
Ve başarısız olursanız, ne olabilir ki? Birazcık yatırımcıların parasını kaybetmiş
olursunuz ve zaten bu da sizin başarılı olup olmayacağınıza dair yaptıkları
iddiadır.
BOCTAOE
Ve çok şükür ki iş dünyasına girişte, size açık istisnaları veren insanlara çok
fazla maruz kalmıyorsunuz, yani işe yaramayacağını söyleyen insanlara. Artık
daha fazla bu tür insanlara maruz kalmıyorum.
Naval: İşte bu Twitter’ın var olma sebebi. Scott Adams buna o kadar sinir
olmuş ki bir söz öbeği, kısaltma bile bulmuş yani “tabiki açık istisnalar vardır”
BOCTAOE. Ve bu kısaltmayı bir süre boyunca da makalelerinin sonunda
kullanmayı sürdürdü.
Ama şimdi Twitter’da mızmız insanlarla doldu. Ama diğer yandan senin de
belirttiğin gibi, Silikon Vadisi olumlu olasılıkların o kadar geniş olduğunu fark
etti ve artık kapüşonlu kıyafet giyen ve elinde kahvesiyle gezen kimseyi
küçümsemiyor artık. Çünkü farklı görünüyor olması bir sonraki Mark
Zuckerberg veya Reid Hoffman olmayacağı anlamına gelmez.
Bu da yıllar boyu özel bilgi birikimi yapmış birine bir örnektir. Oldukça yaratıcı,
teknik oldukça fazla öğeden oluşuyor ve hiç bir zaman
otomatikleştirilemeyecek.
Bu yeteneğini kimse ondan alamaz, çünkü Scott Adams adı altında bir marka
olarak hesap verilebilir durumda, Periscope’un sağladığı avantajlarla işlerine
devam ediyor ve Dilbert çizimleri yaparak kitaplar yazıyor. Bu marka üzerinde
oldukça çok fazla avantaj sağladı kendisine ve eğer daha fazlasına sahip olmak
isterse, bunun üzerine bir zenginlik yaratabilir.
Özel bilgi kişi ve duruma özgüdür
Nivi: Bunu kişiye özgü bilgi olarak mı yoksa daha farklı bir anlam yüklememiz
gerekir?
Eşsiz bilgi terimindeki sorun şu ki tamam belki bu eşsiz olabilir ama eğer ben
bunu başkasından öğreniyorsam, bu zaten eşsiz değildir, çünkü iki taraf da
biliyordur. Yani o zaman da buna eşsiz demek çok doğru olmaz, duruma göre
çok özgü bir şeydir, kişiye özgüdür, soruna özeldir ve daha büyük bir ilginin,
çıkarın ve o alanda harcanan zamanın parçasıdır.
Bir kitabı alıp öylece bunu okuyarak edinemezsiniz, tek bir kurs ile de
öğrenilemez ve tek bir algoritmayla da programlanamaz.
Bu yüzden bir şeyde en iyi olmaya çalışmak yerine 3 veya daha fazla şeyde
oldukça iyi olmaya çalışıyorsun. Bu yöntemle mi özel bilgi oluşturulabiliyor.
Naval: Ben aslında en iyi yöntemin içten gelen ilgilerinizi takip etmek
olduğuna inanıyorum. Aklınızın bir ucunda, bunu hissedebilirsiniz, bu ilgiyi
sevdiğim için bu sayede finansal yönlerden bakabiliyorum.
Ama bunu siz kasıtlı bir şekilde oluşturmaya çalışacak olursanız, eğer para
odaklı hareket edecek olursanız, o zaman doğru şeyi seçmemiş olacaksınız. Yani
sevdiğiniz şeyi yapmadığınız için çok derinlere inemeyeceksiniz.
Eğer verilen konudaki 10 bin alandan birinde en ilgili kişilerden biri siz
değilseniz, başka birisinin bu kişi olacağından emin olabilirsiniz.
Ayrıca, azalan getiriler olmaktadır. Bir şeyde en iyi olmaktansa 3–4 farklı şeyde
en üst yüzde 5’lik dilimde olmak çok daha kolay olacaktır.
Bence bu oldukça yararcı bir yaklaşım. Ama önemli olan şey bunları kasıtlı bir
şekilde bir araya getiremezsiniz çünkü doğal olan alanlarda bir araya getirmeyi
istersiniz. Herkesin doğal olduğu alanlar vardır.
Hepimizin bildiği bir söz vardır “Bu kişi insanlarla tanışma konusunda çok
doğal, bu kişi doğuştan sosyal, bu kişi doğal programcı, o kişi doğal okuyucu”
gibi. Bu nedenle doğal olduğunuz alanları olduğundan fazla sahiplenin.
Ve sonrasında sizin doğal olduğunuz birden fazla alan vardır, çünkü insanlar
karmaşıktır. Bu nedenle doğal olduğunuz alanlarda ilerlemeyi ve otomatik
olarak yaptığınız şeyleri kombine etmeyi isteriz ki böylece sadece ilgimiz olan
şeyleri eğlenceli bir şekilde yaparak en üst %25’lik, %10’luk veya %5’lik kısımda
yer alabiliriz.
Nivi: Gerekli olan bilgiler konusunda bir şeyler söylemek ister misin, özellikle
de özel bilgi, sorumluluk, muhakeme, kendinizi geliştirme gibi özellikler
hakkında. Bu konudaki tweetinde “Kendinizi özel bilgilerle, sorumluluk biliciyle
ve kendinizi geliştirme yeteneğiyle donatın” demiştin. Ve bence muhakeme
yeteneğini de konuşmak gerekir, sen o tweette bundan bahsetmemiştin.
Naval: Para kazanmak istiyorsanız, size makul bir ölçüde ödeme yapılması
gerekiyor. Neden siz sorusunun cevabı, sorumluluk bilincidir, makul ölçüde
kısmı da sizin kendinizi geliştirme oranınızla alakalıdır ve neden başkaları
değilde bu parayı size vermeliler sorusunun cevabı da özel bilgidir.
Bu nedenle, bu tweet dizisinde elde edilmesi en zor özellik sanırım özel bilgiyle
kendinizi donatmanızdır. Muhtemelen de insanların en çok kafasının karıştığı
kısım da budur.
Şimdi şöyle bir anlayışımız var, her şey okulda öğretilebilir, her şeyi okulda
öğrenebiliriz. Ama her şeyin öğretilebilir olduğu doğru bir bilgi değil. Gerçek şu
ki asıl önemli olan çoğu şey öğretilemez. Ama her şey öğrenilebilir. Be öğrenme
çoğu aşamada ya sizin içinizden karakterinizdeki DNA’dan kaynaklanır, ya
ileriki yaşlarda öğrenmesi çok zor olan yumuşak yetenekleri çocukluğunuz
süresince öğrenirsiniz ya da bu oldukça yeni bir şeydir, kimse bilmiyordur, o
özel alandaki temel muhakeme yeteneğinizle oldukça karmaşık olan bir şeyi işi
yaparak öğrenirsiniz.
Verilen klasik örnek yatırımdır genelde ama bu herhangi bir şey olabilir. Bu tır
filosunu yönetmeyi öğrenmek de olabilir ya da hava durumunu tahmin etmek
de.
Özel bilgi konusunda fark edeceğiniz ilk önemli şey bunun için eğitilemeyecek
olmanızdır. Eğer siz bu konuda eğitim alabilecekseniz, bunun için bir kursa
giderek öğrenecekseniz, zaten başkaları da böyle yapabilir ve böylece herkesi bu
konuda eğitebilir, birçok kişi bu konuda söz sahibi olabilir. Hatta ve hatta
bilgisayarları da bu konuda programlandırabilir ve böylece robotları kodlayarak
bunları yerine getirmelerini sağlayabiliriz.
Bu nedenle, böyle olsaydı sizin yerinize başkaları olabilirdi ve size sadece asgari
ücret ödeyerek bunu yapmanız sağlanırdı, çünkü sizin yerinizi alabilecek, sizin
sahip olduğunuz bilgilerle donatılacak birçok kişi olurdu. Bu yüzden
getirileriniz eğitim masraflarınıza devrolur ve bu eğitime yaptığınız yatırımlar
size getiri olurdu.
Bu nedenle, gerçekten özel bir bilgi sahibi olmak istiyorsanız, özellikle en iyi ve
bu konuda size ödeme yaptıracak özel bilgi konusunda eğitiminizi
yoğunlaştırmanız gerekmektedir.
Örneğin, psikoloji konusunda eğitim alan biri sonrasında gidip satış temsilcisi
olabilir. Eğer gerçekten satış konusunda yetenekliyse, satış konusuna başlamak
için oldukça avantajlıdır, buna ek olarak psikoloji bilgisi de ek avantaj sağlar ki
böylece kendisini daha donanımlı hale getirir ve daha başarılı satış temsilcisi
olacaktır.
Ama içten iyi bir satış becerisi yoksa, buna rağmen psikolojiyi kullanarak satış
yapmayı planlıyorsa, bu işte istedikleri başarıya ulaşamayacaklardır.
Bu nedenle, özel bilgi daha çok içten gelen yeteneklerinizi takip ederek elde
edebileceğiniz, içinizdeki gerçek merakla ortaya çıkarabileceğiniz, içtenlikle
keşfedebileceğiniz bir şeydir. Bu en popüler iş neyse onun okuluna gitmek gibi
bir şey değildir, ya da yatırımcıların en faydalı olduğunu belirttiği yatırımı
yapmak gibi bir şey değildir.
Genelde bu özel bilgi, bilginin eşiğinde yer alır. Bir anda keşfedilen türden bir
bilgidir bu ya da zor olup da fark edilen bilgidir.
Bu nedenle, bir şey içinizde yoksa, içinde bu iş olan kişi sizden daha iyi
performans sağlayacaktır. Sizden biraz daha iyi performans sağlamakla
kalmayacaklar, size fark atacaklar çünkü fikirler dünyasında iş yapıyorsunuz ve
bileşik çıkarlar gerçekten çok etkili, gerçek avantajlar, kişinin kendisini
geliştirmesi oldukça fark yaratıyor.
Yani siz bin faktör avantajıyla hareket ediyorsanız ve %80 etkinseniz, %90 etkin
olan kişi size kıyasla yüzlerce kez fazla ödeme alacak, avantajlarından dolayı,
bileşik çıkarlardan dolayı ve etkinliğinin fazla olmasından dolayı. Bu nedenle
gerçekten bir konuda oldukça etkili olmak istiyorsanız, bu konuda içten gelen
merak çok etkilidir.
Sanat, siyaset, mühendislik, iş dünyasından hiç bir şey almasak bile, bilim
olmadan hala çamurda çubuklarla oynuyor ve ateşi bulmaya çalışıyor olurduk.
Bu nedenle, satış yeteneğim var, ki bu da benim özel bilgi sahibi olduğum bir
alan. Nasıl para kazanabileceğime dair de analitik düşünme özelliğim var.
Bilgiyi edinme, işleme ve bunu parçalarına ayırabilme yeteneğim de var. Ayrıca
teknoloji ile de içli dışlı olmayı da çok seviyorum. Bütün bu işler bana oyun gibi
geliyor, ama başkaları için iş gibi görünebilir.
Bu ironik bir durum ama bana özel bilgim konusunda bilgi veren ilk kişi
annemdi. Yani mutfakta bir iş yaparken bana bunu söyledi, sanırım 15–16
yaşlarındaydım. Ben arkadaşıma astrofizikçi olacağımı söylüyordum ki annem
bana “Hayır, sen iş dünyasında yer alacaksın” demişti.
Bu yüzden genelde özel bilginiz etrafınız tarafından gözlemlenir, sizi çok iyi
bilen insanlar tarafından hissedilir ve yaşadığınız süreçler boyunca ortaya çıkar,
siz bulup ortaya çıkarmazsınız.
Okumayı Sevene Kadar Sevdiğiniz Şeyleri
Okuyun
Bu nedenle, dışarıda kalan bir tweet var o da benim ipucu verdiğim “okumayı
sevene kadar sevdiğiniz şeyleri okuyun”. Bu kadar basit bir açıklaması var.
Etrafımda okumayı çok okuyan herkes okumayı çok seviyor, okumayı seviyorlar
çünkü sevdikleri kitapları okuyorlar. Bu bir tür ikilem aslında, ama esasen
olduğunuz yerden başlamalısınız ve okuma bir alışkanlık olana kadar bu
noktadan bir şeyler inşa etmeye başlamalısınız. Ve sonrasında artık basit
şeylerden sıkılmaya başlayacaksınız.
Okuyabileceğiniz şeyler var, özellikle de ilk başta zihninizi ilk başta belirli bir
yönde programlandırırsınız ve sonrasında okuduğunuz şeyler, ilk
okuduklarınızı temel alarak sonrasında okuyacağınız şeylerin doğru ya da
yanlış olup olmadığına karar vereceksiniz.
Ve en nihai olay, bir kütüphaneye girdiğinizde istediğiniz bir alana bakarken hiç
bir kitaptan korkmamaktır. Raftan bir kitap alıp bunu okuyabilmeniz, bunu
anlamanız, doğru olanı almanız ve yanlış olanı reddedebilmeniz ve mantıklı
olan ve bilimsel olan ve sadece fikirler üzerine kurulu olmayan şeyleri
anlayacak bir temeliniz olması gerekmektedir.
Naval: Bu çok geniş bir kategori. İki geniş kategori. Birincisi ürünü inşa
edebilmek ki bu zordur, çok değişkenlidir. Dizayn, geliştirme, üretim, lojistik,
tedarik gibi adımlardan oluşur. Hatta bir hizmeti dizayn etme ve işletmeyi de
içerebilir. Birden fazla, çok farklı tanımı vardır.
Ama her sektörde, inşa edenin/yapıcının bir tanımı vardır. Bizim
bulunduğumuz teknoloji sektöründe bu CTO, programcı, yazılım mühendisi,
donanım mühendisidir. Ama kuru temizleme sektöründe bile, bu kuru
temizleme hizmetini oluşturan kişi olabilir, süreçlerin zamanında
gerçekleşmesini sağlayan kişi olabilir, temiz kıyafetlerin doğru zamanda doğru
yerde olmasını sağlayan kişi olabilir, bu liste böyle uzar gider.
Bu işin diğer tarafı da satış kısmıdır. Yeniden, satış çok geniş bir tanımdır.
Burada satış illa bireysel bir müşteriye satış değil, pazarlama, iletişim, işe alma,
para kazanma, insanları etkileme, PR çalışması yapma gibi çeşitli anlamlara
gelebilir. Bu oldukça geniş bir şemsiye kategoridir.
Buna örnek verecek olursak, tabi ki Steve Jobs ve Steve Wozniak Apple olarak,
Gates ve Allen da muhtemelen Microsoft’un ilk yıllarında benzer iş ayrımları
yapmıştır. Ve Larry and Sergey bu tür ayrımları olmuştur, her ne kadar onlarda
biraz farklı olmuş olsa da yani onların yaptığı basit bir arayüz ile teknik bir
ürün son kullanıcıya ulaştırılıyordu.
Ama genel olarak, bu tür bir modelin tekerrür ettiğine tanık olursunuz. Biri
yapar, diğeri satar. Her zaman CEO ve CTO kombinasyonu vardır. Girişim ve
teknoloji yatırımcıları da her zaman bu kombinasyonu görmek üzere eğitim
almışlardır.
Marc Andreessen de aynı şekilde çalıştı. Satış konusunda çok fazla güveni
olmayabilir ama Netscape Navigator programını yazan kişi kendisiydi yani en
azından büyük kısmını diyebilirim. Bu nedenle herhangi bir sektördeki devlere
bakacak olursak bu kişiler hem satış hem de üretim yapan alanda yer alan
kişilerdir.
Ve yazma yüz yüze satış yeteneğinden çok daha kolay öğrenilebilecek bir
yetenektir. Bu aşamada bu yazma yeteneğinden faydalanabilirsiniz ta ki satış
konusunda iyi bir iletişim seviyesine erilene kadar.
Diğer yandan, iyi bir üretici olabilirsiniz ama kitlelerle yazışmada ve iletişim
konusunda o kadar da başarılı olmayabilirsiniz ama teke tek iletişiminiz çok
güçlü olabilir, bunu siz de satış yetenekleriniz için gerekli fon bulma ve işe alma
gibi teke tek görüşme gerektiren alanlarda kullanabilirsiniz.
Bunu söyleme sebebim eğer bir yol ayrımındaysanız, endişe etmenize gerek
yok, en iyi üretici de olmayabilirsiniz en iyi satış temsilcisi de olmayabilirsiniz
ama tuhaf bir şekilde bunların kombinasyonu olması durumunda, Scott Adams
örneğine dönecek olursak, bu iki yeteneği birleştirebilirseniz, durdurulamaz
olursunuz.
Uzun vadade, altta yatan ürünü anlayan ve bunu nasıl üretip satacağını bilen
insanlar, işte bunlar yatırımcıların aradığı kişilerdir, işte bunlar yeterli enerji
varsa duvarları yıkabilecek kişilerdir, işte bunlar neredeyse her şeyi
gerçekleştirebilecek kişilerdir.
Nivi: Eğer sadece birinde iyi olmayı seçecek olsaydın, hangisini seçerdin?
Ama zaman ilerledikçe, üretim kısmı yorucu olmaya başlıyor çünkü odaklanma
gerektiren bir aşama ve sabit kalmak da oldukça zor çünkü sürekli yeni insanlar
oluyor, yeni aletleri olan yeni ürünler piyasaya çıkıyor ve açıkcası bu çok
yoğunlaşıyor, çünkü dikkat gerektiren bir aşama.
Bu nedenle, satış yeteneği uzun vadede daha kazançlı oluyor. Örneğin, harika
bir ürünü üretme konusunda ünlü olduğunuzu varsayalım, bu çok iyi bir şey.
Ama yeni ürünler çıktığında bunu yapacağın ürüne göre teyit emem gerekir.
Ama iş yapılacak bir insan olarak bir ününüz varsa ve etkileyici, ikna kabiliyeti
olan biriyseniz o zaman sizin ününüz otomatik olarak kendi kendini devam
ettirmektedir.
Bruce Lee’nin dediği gibi “Binlerce tekme ve yumruk bilen bir adamdan
korkmam, ben tek bir tekme veya tek bir yumruk üzerine binlerce kez pratik
yapmış adamdan korkarım”. Bu da tekrarın ve kullanımın ve mantıkla bir şeyin
temeline inmenin sizi gerçekten zeki kılacağı anlayışından gelen bir sözdür.
Sermaye aslında iyi bir örnek çünkü bu da risk temelli bir araçtır. Sermaye tüm
parasını garanti ettiğiniz kişilere ödemeler yapıldıktan sonra sizin olanı
alabilmektir.
Bir şirketteki kapital hiyerarşisine bakacak olursanız, ilk başta çalışanların
ödemesi yapılır. Yasal ve iflas durumlarda ise, maaşları dokunulmaz
durumdadır. Eğer ki siz bir kurul üyesiyseniz ve şirketin fazla harcamaları
varsa, maaşların ödenmesi gerekiyorsa, hükümet sizin kişisel maaşınızın peşine
düşebilir. Çalışanlar en güvenli pozisyonda olsalar da faydalardan o derecede
eşit yararlanmamaktalar.
Bundan sonraki örnek borç verenler olabilir, bunlar bir şirkete ihtiyaçlarını
yerine getirmek için belirli oranlarda borç veren bankacılar olabilir, ama bunun
ötesinde ek bir kazançları olmaz. Yılda 5, 10, 15, 20 veya %25 bir kazançları
olabilir ama bu onları sınırlı olduğu alandır.
Naval: Bence aslında kırılgan bir şey. Bir kaptan örneği verebilirim bu
sorumluluk konusunda. Kaptan olarak tüm gemi için sorumluluk almaktasınız.
Diyelim ki gemide bir şeyler yanlış gitti. Bunun için sonrasında birilerini
suçlayamazsınız. Güverte personelini suçlayamazsınız, yardımcı pilotu
suçlayamazsınız. Kaptan sizsiniz. Bu aracın tüm sorumluluğu sizde. Eğer
başarısız olursanız, gemi batacak olursa, bunun kaçınılmaz sonuçları olur.
Buradaki risk kendi sermayesini en son geri alabilecek kişi siz olacaksınız. En
son ödeme yapılacak kişi siz olacaksınız. Harcadığınız zaman ve sermayeniz
burada aldığınız risk olacaktır.
Başladığınız bir iş başarısız olursa ve bunun üzerinde sizin adınız varsa, bu sizin
samimiyetiniz konusu kadar kötü olmayabilir. Bernie Madoff örneğin, Madoff
Yatırım hiç bir zaman bu yatırım camiasında eski yerini alamayacak. Bernie
Madoff’un 4. kuşak torunu da olsanız yatırım
Bence takımdaki herkesin kendi göreviyle doğru orantılı sorumluluk alması için
gerekli yollar bulunmakta. Ancak böylece bir takım başarılı bir şekilde
işleyebilir ve ancak böylece kazanç ve kayıpları doğru alanlara koyabilir.
Avantaj Elde Etmek için Sorumluluk Üstlenin
Oprah’da da aynısı oldu. Adını marka olarak bir şeyin üzerine koyuyor ve
raflarda bulamıyorsunuz, anında tüketiliyor.
İyi işleyen bir takımın her durum için bir sorumluluğu vardır
Bu aslında beni biraz endişelendirdi çünkü ben bunu kendi adımla yapıyordum.
Bu alandaki insanlar bana arka kanallar aracılığıyla mesajlar gönderiyorlardı
“Ne yapıyorsun, kariyerini bitireceksin. Bu aptalca” gibi mesajlar alıyordum.
Ben yine de devam ettim. Bu riski aldım. Kripto konusunda da aynısını yaptım,
risk aldım.
Ama adınızı kullandığınız zaman, bazı gerçek riskler alırsınız. Ama aynı şekilde
bu şekilde karşılığını da alabilirsiniz.
Ama bunlar anekdot ve size bir çok farklı veri vererek bu benzerlikleri
anlamanıza yardım etmek istiyorlar ama asıl mesele şu ki bunları bizzat
yaşayana kadar bunları tamamıyla anlama olasılığınız yok.
İşte o zaman oyun teorisi, psikoloji, etik, matematik, bilgisayar ve mantıktan
öğrendiğiniz şeylerin size çok daha faydalı olduğunu anlayacaksınız.
Ben iyi bir okurum, ya da doğrusu hızlı bir okurum, gerçekten hızlı okurum
ama insanları sadece belirli bir seviyede dinleyebilirim. 2x, 3x seviyesinde
dinleyen insanlar var ama bu bana çok da doğru gelmiyor, geri gitmesi zor
oluyor, dikkat edilmesi gereken yerler atlanıyor, bun noktaları işaretlemesi veya
bunlarla ilgili not alması da zor oluyor. Bu liste böyle uzar gider.
Bu arada, oyun teorisini öğrenmenin en iyi yolu oldukça fazla oyun oynamaktır.
Ben hiç bir zaman oyun teorisi kitabı açıp da sonucunda “evet, bence de böyle
olmalı” dediğim bir sonuçla karşılaşmadım.
Bunun sebebi ben büyürken her tür oyunu oynadım ve bu tür olası tüm
senaryolarla karşılaştım, bu nedenle bana oldukça doğal geliyor. Her zaman işi
yaparak daha iyi öğrenebilirsiniz.
Ama yapmak zor bir şeydir. Yaparak bir çok şeyi öğrenirsiniz. Örneğin, diyelim
ki bir işletme nasıl işletilir öğrenmek istiyorum. Her gün gidip çalıştığım bir
yerim olursa ve bunu yinelersem, yani varsayalım ben bir perakende yiyecek
dükkanı işletiyorum, her gün aynı şeyi yinelersem aslında buradan çok fazla şey
öğrenmem mümkün değildir.
Yani binlerce saatimi sadece ve sadece aynı şeyi yaparak harcıyorum. Bunun
yerine binlerce farklı şeyi tekrarlamaya harcasaydım, bu işte farklı olurdu. Bu
nedenle, öğrenme katsayısı farklı şeyleri tekrarlayarak artırılabilir.
Aslında bu ikisinin kombinasyonu, yani bence dünyanın var olma şekli ve bizim
onu inşa ettiğimiz hali, yani dünya bize bazı şeyleri ardı ardına yapabilme fırsatı
sunar. Ama bazen bazı şeyleri sıfırdan yapabilseydik, daha iyi bir şans elde
etmiş olurduk.
Ve bir şeyi ilk defa yapmak biraz zordur. Çünkü bilmediğiniz bir alanda
ilerliyorsunuz, başarısız olma olasılığınız da yüksek. Bu nedenle yaşayacağınız
küçük başarısızlıklarda çok fazla acı çekmemeyi öğrenmelisiniz.
Biz doğuştan her gün biraz biraz kan kaybetmeye alışık bir şekilde evrim
geçirmedik. Çünkü doğada eğer bir yeriniz kanıyorsa ve bu sürekli devam
ediyorsa, kan kaybından ölürsünüz. Bu nedenle kanamayı durdurmak
zorundasınız.
Bizler her zaman küçük zaferler için evrim geçirdik, ama bu oldukça pahalı bir
hal aldı. Bu herkesin planladığı şey aslında. Sürüler şeklinde planlanan şey bu.
Ama her gün azar azar kan kaybederek buna katlanabilirseniz, daha büyük bir
kazanç sizi bekleyecektir.
Naval: En önemli ve en ilginç kaldıraç türü ise replika kısmında herhangi bir
marjinal masrafı olmayan ürün fikirleridir. Bu işte yeni tür bir avantaj, yeni tür
bir kaldıraçtır.
Bu son yüzyıllarda bulunan bir şeydir. Matbaa ile başladı diyebilirim. Medya ile
genişledi ve internet ve kodlama ile gerçek bir patlama yaşadı.
Şimdi, başkalarından para ve işgücüne gerek kalmadan çabalarınızı çarpan
etkisiyle çoğaltabilirsiniz.
Bu tür yayınlar da yeni bir tür avantaj türüdür. Eskiden olsa, hepinize kişisel
olarak her şeyi tek tek anlatmam gerekirdi. Belki de en fazla yüz kişiye
ulaşabilirdim, bu kadar olurdu sanırım.
Bugün ise, internet sayesinde ucuz bir mikrofon alıp bunu bilgisayarıma veya
iPad’e takarak dinleyen herkese ulaşabilirim.
En yeni kaldıraç türü ise yeni tüm servetlerin yapıldığı, tüm yeni
milyarderlerin olduğu yerde bulunmaktadır. Son nesilde, servet sermaye
ile yapıldı. Bu Warren Buffet dünyasıydı.
Ama yeni neslin serveti kodlama veya medya aracılığıyla yapılmaktadır. Joe
Rogan kendi yayınlarından yılda 50–100 milyon Dolar kazanmakta. PewDiePie
konusunda ise, o ne kadar kazanıyor bilmiyorum ama haberlerden daha fazla
dikkat çekiyor. Fortnite oyuncuları. Tabi ki Jeff
Bezos ve Mark Zuckerberg ve Larry Page ve Sergey Brin ve Bill Gates ile Steve
Jobs Tüm bu isimler kod bazlı kaldıraç sahibi insanlardır.
Naval: Bu yeni tür kaldıraçlar konusunda belki de en ilginç olan şeylerden biri
de izin gerektirmemeleridir. Bunları kullanmak veya bunlar aracılığıyla başarılı
olmak için başkasının iznine ihtiyacınız yok.
İşgücü avantajı için, birilerinin sizi takip etmesi gerekiyor. Sermaye avantajı
için birilerinin size sermayesini vermesi veya sizin aracılığınızla yatırım
yapması gerekiyor.
Kodlama, kitap yazma, yayın kaydetme, tweet atma, Youtube videosu çekme
gibi şeylerde izin almanıza gerek yok. Bunlar için kimsenin iznine ihtiyacınız
yok, işte bu yüzden tüm bu yeni kaldıraçlar oldukça eşitlikçi. Bu nedenle
avantajları oldukça eşitleyici olarak karşımıza çıkıyor.
Her harika yazılımcı, mesela, akşam uyurken kendisi için çalışan robot
ordusuna sahiptir, yani gerekli kodları yaptıktan sonra sadece gerçekleştirmesi
geriye kalmaktadır.
Robot ordusu çoktan gelmişti. Oldukça da ucuz fiyata elde ediliyor. Buradaki
asıl mevzu ise bunlarla akılcı ve ilginç şeyler yapabilme zekasını gösterebilmek.
Bu robotlar çok zeki değiller, neyi nasıl yapacakları konusunda oldukça net
talimat vermelisiniz. Kodlama o kadar harika bir güç ki bu sayede robot
ordusuna ne yapabileceğini ve nasıl yapacağını söyleyebilirsiniz.
Bu konudaki ilk tweet Arşimet’in ünlü sözüydü: “Bana yeterince uzun bir
kaldıraç ve koyacak bir yer verin, dünyayı yerinden oynatayım”.
Diğer ürünlere kıyasla, bu doğru değil. Eğer Rolex alan birini görürseniz, artık
bu saati almak zamanı öğrenmekle ilgili değildir. Bu bir sinyal yöntemidir. Bu
“Benim Rolex’im” var deme yöntemidir, bu sıfır toplamlı bir oyundur.
Eğer tüm dünya Rolex takmaya başlayacak olursa, o zaman insanlar artık Rolex
almayacaklardır çünkü artık bu saat bir şeylerin sinyalini vermiyor olacaktır.
Etkisini sıfırlayacaktır.
Yeni Toyota Corolla harika bir araçtır, çünkü bu herkesin erişimine açıktır ve
teknoloji kendisini birçok fazla kullanıcıya ulaştığı için amorti etmeyi çoktan
başardı.
En iyi ürünler, merkezde olan, erişilebilir olan, üst kesimden ziyade orta sınıfı
hedefleyen ürünlerdir.
Gıdalar bile o hale gelmektedir. Gıda her geçen gün daha bol ve ucuz hale
gelmekte, hatta tüketebileceğimizden bile fazlası bulunmaktadır. Jeff Bezos
bizlerden daha iyi gıdalar tüketmiyor, sadece farklı gıdalar yiyor, daha güzel
sunulan ve hazırlanan gıdalar yiyor, yani teknik açıdan insan faktörü kısmında
farklılık yaşanıyor.
Ama gıda faktöründeki işgücü faktörü oldukça azaldı. Sermaye faktörü oldukça
azaldı. Hatta ve hatta gıda üretimi daha teknoloji odaklı hale geldi ve sahip
olmak ile olamamak arasındaki boşluk da oldukça azaldı.
Eğer etik bir şekilde zenginlik sahibi olma konusuna önem veriyorsanız,
kodlama ve medyayı avantaj olarak kullanmanız daha iyidir çünkü o zaman bu
ürünler herkesin erişimine açıktır ve sermaye ve işgücü ile zenginlik sahibi
olmaktan farklıdır.
Yine, eğer zaten zenginseniz çoğu şey için, insanlara zengin olduğunuzu
göstermek için sinyaller verecek eşyalar alıyorsunuz, sonra bu zenginlik
göstergesi ürünlerle statü sahibi olmayı hedefliyorsunuz, yani bu ürünleri
kullanmak ve amaçlarına uygun tüketmek yerine.
Zengin olan birilerinden finansman desteği yerine artık kitlesel fonlama var. Bir
hayır kuruluşu için, sağlık sorunları için veya bir iş için milyonlarca dolar bağış
toplayabilirsiniz. Tüm bunları online olarak yapabilirsiniz.
Sermaye ve işgücü izin gerektirmeyen bir hale dönüşmekte ve bunu artık eski
usullerle yapamazsınız yani doğrudan kişilere ulaşarak sermaye ve işgücü
olarak zamanlarını kullanmayı kişisel olarak yapamazsınız.
Avantajı Olan İş Modeli Seçin
Nivi: Avantaj/kaldıraç konusunda bir sorum daha var. Sence iş modeli seçimi
veya ürün seçimi bir nevi avantaj getirir mi?
Örneğin, ağ etkileri olan bir iş takip etmek, marka etkileri olan bir iş modeli
takip etmek veya size ücretsiz bir şekilde avantaj sağlayan insanları etkileyecek
diğer iş modelleri.
Joe Rogan şu anki yaptığı yayınlarda ilk yaptığı yayınlardan daha sıkı
çalışmıyordur ama ilk yaptığı yayınlarda para harcarken şu an muhtemelen
1100. yayınıyla milyonlarca dolar kazanmaktadır. İşte bu sıfır marjinal maliyete
bir örnektir.
Eğer bir ağda 10 kişi varsa, bu ağın değeri 100’dür. Eğer bir ağda 100 kişi varsa,
bu durumda değeri de 10 bindir. Bu 10 kat fazlası değil, 100 kat fazlasıdır karesi
olduğundan dolayı, buradaki asıl fark karesidir.
Sizde ağ etkisi olan bir işte yer almak istersiniz, yani 2 numara olmadığınızı
düşünürsek. Eğer ağ etkisi olan bir işteyseniz, her şeyi kazanabilirsiniz.
Örneğin, Facebook’a bakacak olursanız, arkadaşlarınız ve aileniz sosyal ağ
protokolüdür. Rakibi kim peki? Hiç kimse. Çünkü her şeyi ağ etkisiyle
kazanmaktalar, bu yüzden de insanlar “O zaman, Facebook’tan şimdi çıktım”
dedikleri zaman, ağ etkisinin doğal tekeller oluştuğunu fark etmiyorlar. Çok
ama çok güçlü etkilerdir.
Ağ etkisi olan işler doğal tekellerdir
Silikon Vadisinin kirli sırlarından birisi de kazanan çoğu için doğal tekeller
olmasıdır. Ortak kullanımlar bile kazanan her şeyi alır sistemine
dayanmaktadır.
Uber’in her zaman Lyft’ten daha iyi ekonomisi olacak, daha fazla sürücüsü ve
kullanıcısı olduğu sürece. Google örneğinde ise, neredeyse kullanışlı tek bir
arama motoru var. DuckDuckGo arama motorunu da gizlilik nedenleriyle
beğeniyorum ama ağ etkisinden dolayı hep arka planda kalacaklar. Küçük blog
çalışması için Twitter’dan başka nereyi tercih edersiniz ki? Youtube örneğinde
ise daha az bir ağ etkisi olmasına rağmen düzenli bir şekilde videolar
üretebileceğiniz ikinci güçlü bir alternatif bulunmamakta. E-tail, Amazon
Prime ve bu tür kredi kartı ve bilgi depolayan yerler çok güçlü ağ etkisi
oluşturmaktadır.
Ağ etkisi nedir? Hadi şimdi bunu doğru bir şekilde tanımlayalım. Ağ etkisi yeni
kullanıcıların var olan kullanıcılara değer katması durumudur. Yani sizin
kullanıcılarınız kendilerine değer katmaktadır.
Bu konuda verebileceğim bir klasik örnek var ki sanırım herkes bunu gayet iyi
anlayabilir: dil. Diyelim ki bir toplumda 100 kişi var ve 10 farklı dil
konuşuluyor. Bu 100 kişiden 10’ar kişi de bu 10 dili konuşuyor diye
düşünürsek, iletişimi sağlamak oldukça zor olacaktır. Ama bu 100 kişi de aynı
dili konuşmuş olsaydı, bu harika bir etki katardı.
Ben her zaman yabancı ülkelerde yabacı dil konuşarak büyüyen iş arkadaşlarım
için üzülüyorum. Çünkü o kadar fazla kitaba erişemiyorlar, diğer dillere
çevrilmedi henüz bu kitaplar. Sadece Fransızca, Almanca veya Hintçe
biliyorsanız, teknik eğitim alanında oldukça büyük bir engelle karşı karşıyasınız
demektir.
Naval: Bu tweet dizisi oldukça soyut. Bilinçli bir şekilde tüm türden farklı
alanlara, disiplinlere, zaman aralıklarına ve yerlere uygulanabilir bir şekilde
tasarlanmış. Ama bazen somut bir örnek olmadan anlaması çok zor oluyor. Bu
nedenle somut bir örnekle ilerleyelim.
Hatta elektrikçi veya marangozlar da çok fazla özel bilgiye sahip değil, diğer
insanlar da bu bilgileri öğrenebilir kolay bir şekilde. Sizin yerinizi alacak birçok
insan var. 15, 20, 25, 50 Dolar, şanslıysanız da 75 Dolar alırsınız saatlik, hepsi
bu kadar.
Çok fazla sorumluluğunuz yok. Bu inşaat alanındaki yüzü olmayan bir dişli
parçasısınız ve evin sahibi veya satın alacak kişi sizin kim olduğunuz veya nasıl
çalıştığınız konusunda hiç düşünmüyor bile.
Bundan bir sonraki adım ise, yüklenici olmanızdır, yani evlerini gelip
onarmanız için başkaları tarafından tutulan genel yükleniciler gibi. Bu yüklenici
mesuliyeti ve sorumluluğu üstlenmektedir.
Diyelim ki baştan sona tadilat için 250 bin Dolar ödendi varsayalım. Pardon
ben Bay Area bölgesi fiyatlarını söyledim. Hadi diyelim ki baştan sona tadilat
için 100 bin Dolar ödeme aldınız, her şeyin yapılması 70 bin Dolar tutuyorsa,
30 bin Dolar da kendi cebine kalacaktır.
Ayrıca onların bir de işgücü avantajı var, çünkü bir takım insanlar da onlar için
çalışıyor. Bu da onları zirveye oturtuyor.
Müteahhitler sermaye avantajını kullanarak karı kendi ceplerine
yönlendiriyorlar
Bu nedenle daha fazla sorumluluk alan müteahhit aynı zamanda daha fazla risk
almaktadır. Şimdi özel bir bilgileri de bulunmakta, hangi muhitten arsa
almanın değerli olduğunu artık biliyorlar. Hangi yerlerin aslında değerli,
hangilerinin de o kadar değerli olmadığını biliyorlar. Bir evi neyin iyi neyin
kötü gösterdiğini biliyorlar. Bitmiş evi gözlerinde canlandırıyor ve evin
şimdiden iyi ya da kötü görünebileceğini tahmin edebiliyorlar.
Daha fazla özel bilgi, daha fazla sorumluluk ve risk var ve sermaye avantajı da
var çünkü projeler için belirli bir meblağ harcanacak. Bir başka senaryoda da
200 bin Dolarlık eski bir ev veya arsa alabilir ve burada gerekli tadilatı yaparak
milyon dolarlık bir mansiyona çevirebilir ve aradaki farkı kendi cebinize
yönlendirebilirsiniz.
Bunun bir tık yukarısı da ünlü bir imar şirketi olabilirsiniz ki bu durumda o
kadar fazla başarılı işiniz vardır ki sadece adınızı projeye verebiliyorsunuz ve
değeri doğrudan artıyor.
Bundan da bir seviye yukarısı da karar veren kişi siz olabilirsiniz yani emlak
işinden anlayan ve emlak dinamiklerini iyi bilen, sadece var olan evleri tadilat
eden değil de harika bir imar projesi yapabilecek birisi. İstediğiniz mahalleleri
inşa edebilirsiniz.
Başka biri de şöyle diyebilir “Ben bu avantajı seviyorum ama tüm bu insanları
yönetmek istemiyorum. Daha çok sermaye üzerinden hareket etmek istiyorum.
Bu yüzden bir emlak yatırım ortaklığı yapacağım”. Bu da sadece emlak ve bina
yapımı konusunda özel bilgi değil aynı zamanda finansal piyasalar ve para
piyasaları ile GYO’ların nasıl işlediğine dair özel bilgi gerektirir.
Bunun bir seviye üstü de şunu diyen birisi olabilir “Aslında, bu piyasadaki
maksimum avantaja sahip olmak istiyorum, maksimum özel bilgiye de sahip
olacağım”. Bu kişi şunları da söyleyebilir “Emlak işinden anlıyorum, en basit ev
yapmaktan, bina yapmaya ve bunları satmaya ve emlak piyasalarının nasıl
işlediğine, teknoloji işinin nasıl olduğuna, geliştiricileri nasıl bulabileceğime,
kodları nasıl yazacağıma ve nasıl iyi bir ürün yapacağıma, risk sermayelerinden
nasıl fon alabilceğime yani tüm bunlara kadar her şeyi biliyorum”.
Aslında tek bir kişi tüm bunları bilemez. Bunu yapacak bir takım ortaya çıkarır,
herkesin kendine ait özel yetenekleri olur ve bu oluşturulan takım hem emlak
hem de teknoloji kısmında tüm özel bilgileri kombine etmiş olur.
Bu aslında çok büyük bir sorumluluk olur çünkü şirketin adı büyük bir
sorumluluk alır ve bu riske de aynı zamanda büyük bir getiri eşlik eder. Böylece
insanlar hayatlarını buna adayarak büyük bir almış olurlar.
Genel olmayan ve işi yaparak öğrenilen daha fazla bilgiye sahip oldukça, git
gide daha da fazla sorumluluk ve risk alarak sahiplenirsiniz, daha fazla harika
bir ekibi bir araya getirir, daha fazla parayı bu iş için bir araya getirir ve daha
fazla medya ve kodlamayla oradaki tüm fırsatları yakalayacak şekilde ufkunuzu
genişletebilirsiniz. İşte bu şekilde yalın elleriyle çalışan günlük bir işçiden
teknolojik emlak sektöründeki bir şirkete dönüşümü örneklenmiş oldu.
Ya da kimsenin iznine gerek olmaksızın bunu kodlama öğrenerek veya iyi bir
iletişimci, yayıncı, videocu veya yazar olarak sağlayabilirsiniz.
Bu avantajı ilk başta nasıl elde edeceğinizle alakalı kısım, ama bu avantajı elde
edince bununla ne yapacaksınız? Kariyerinizin ilk aşaması nasıl bu avantajları
elde edeceğinizle harcanmış oldu. Avantajı ele geçirince birazcık yavaşlamanız
gerekiyor çünkü muhakeme yeteneğiniz gerçekten önemli.
Böyle bir insana karşı insanlara muhakeme yeteneği nedeniyle sınırsız avantaj
sağlayacaktır. Kimse ne kadar sıkı çalıştığını sormadan, ne zaman uyuyup ne
zaman uyandığını sorgulamadan “Warren sadece işini yap” yaklaşımında
olacaklardır.
Duygular sizin gerçekte olan şeyleri görmenize engel olan şeylerdir ta ki var
olan şeylerin gerçekliğine dayanamayacağınız noktaya kadar. Çok ani
Nivi: Bunları bir araya getirip denemek için, şunu diyebilirim ki ilk önce
muhakeme yeteneğiniz konusunda sorumluluk alabilmeniz gerekmekte.
Muhakeme bilgeliğinizi uygulamaktır. Bilgelik deneyimlerden gelir ve bu
deneyim de kısa tekrarlarla hızlandırılabilir.
Yaptıkları şey ile düşününce yatırım kitabı okumaları gerekmiyor mu? Hayır.
Yatırım kitapları yatırım konusunda en kötü başlangıç noktasıdır, çünkü
yatırım yapmak gerçek dünya hareketleridir yani çok değişkeni olan
hareketlerdir. Tüm avantajlar sürekli rekabet içerisindedir ve her zaman son
trendlerdir.
Aslında sizin ihtiyacınız olan şey çok çok geniş tabanlı muhakeme ve
düşüncedir. Bunu yapabilmenin de en iyi yolu, felsefe dahil her şeyi çalışmak ve
okumaktır. Felsefe sizi daha sabırlı yapar, daha az duygusal yapar ve böylece
daha iyi kararlar verebilirsiniz ve daha iyi muhakeme yapabilirsiniz.
Biri ne kadar öfkeliyse, muhakemeleri de o kadar kötüdür
Vereceğiniz her kararda zamanı bir faktör olarak ele alın. Saatlik ücretinizin
100 Dolar olarak değerlendirdiğinizi varsayalım. Eğer bir işi yapmak için
şehirde 1 saatlik bir gezintiye çıkarsanız, teknik olarak 100 Doları çöpe
atıyorsunuz demektir. Bunu yapar mısınız?
Amazon’dan bir şey aldığınızı ve onların da yanlış sipariş gönderdiğini farz
edelim. Bunu iade etmek için harcayacağınız zamana değer mi? Yaşayacağınız
mental mücadeleye değer mi? Zihinsel olarak yüksek çıktısı olacak iş de dahil
olmak üzere işlerinize daha az vaktiniz kalacağını da unutmayın. Bu vaktinizi
basit işleri halledip sorunları çözmek için harcamak istediğinize emin misiniz?
Yoksa büyük işlere mi vakit ayırmak istersiniz?
Zengin kişiliğinize hızla ilerleyin ve orta bir saatlik ücret belirleyin. Gerçekten
param olmadan önce ve beni saatlik olarak tutabileceğiniz zamanlarda, saatlik
ücretimi 5 bin Dolar olarak belirlemiştim.
Tabii ki elektrikçiyle tartışmak veya bozuk kulaklığı iade etmek gibi aptalca
şeyler de yaptım. Ama yapmamalıydım. Ama çok az bir oranda da olsa yaptım.
Bir şeyleri iade etmek veya onarmaya çalışmak yerine çöğe attığım veya
kurtuluş ordusuna verdiğim zaman bundan görsel bir gösteri çıkarırdım.
Bunu düşünmenin bir başka yolu da: eğer saatlik ücretinizden daha düşük bir
tutara bir şey yapabiliyorsanız — ya da bir şeyi yapmaktan kurtulabiliyorsanız-,
ya dışardan hizmet alın ya da bunu yapmayın. Saatlik ücretinizden daha az bir
tutara birini çalıştırabiliyorsanız, böyle yapın. Buna yemek pişirmek gibi şeyler
de dahildir. Kendiniz için sağlıklı, ev yemekleri yapmak isteyebilirsiniz. Ama
bunu başkasına yaptırabiliyorsanız, böyle yapın.
Paul Graham Y Combinator başlangıç işleri için çok doğru bir şey söylüyor.
Ürününüz üzerinde ve ürünü piyasaya uygun hale getirme konusunda
çalışmanız ve günlük egzersizler yaparak sağlıklı beslenmeniz gerekiyor diyor.
Bundan ibaret. Bu görevdeyken tüm vaktiniz bu kadar.
Çok uzun bir süre ben saatlik 5 bin Dolar olarak belirledim. Bunu yıllık maaş
olarak hesaplayacak olursanız, yıllık milyon dolarları geçiyorsunuz. Aslında ben
bu rakamları da geçtim, çok çalışkan olmadığım düşünüldüğünde oldukça
ilginç geliyor aslında. Bir şey üzerinde çalışmak için motive olduğumda enerji
patlaması yaşayarak çalışıyorum.
Bir işe başlarken, kariyere başlarken, öncelikle şunu tespit edin: “Ne
yapmalıyım? Yükselen piyasalar hangisi? Üzerinde çalışırken heyecan
duyacağım ürün nedir, hangi alanda özel bilgim var?”
Son olarak da, doğru kişilerle doğru şeyler üzerinde çalışmayı belirlediğiniz
zaman, olabildiğince sıkı çalışın.
İşte bu noktada mitoloji kısmı devreye giriyor. Haftada 80 saat, hatta 120 saat
çalıştığını söyleyen insanlar genelde statü sinyali verenlerdir. Gösteriş
yapmaktır bu. Hiç kimse zihinsel olarak sağlıklı bir şekilde yüksek çıktılı şekilde
haftada 80 ya da 120 saat çalışmıyor. Beyniniz bunu kaldırmaz. İyi fikirler
üretemezsiniz.
Daha çok aslan avı ve daha az maraton koşusu gibidir. Önce koşarsınız ve sonra
dinlenirsiniz. Tekrardan değerlendirir ve tekrardan denersiniz. Sonunda da
maraton koşusu elde edersiniz.
İlhamınızı kaybedebilirsiniz
Eğer bir tweet dizisi yapma veya blog yazısı yazma konusunda ilham geldiyse,
hemen yapmalıyım. Yoksa bu kaybolacaktır. Ben de geri o noktaya
gelemeyeceğim. İlham güzel ve güçlü bir etkidir. Geldiği anda yakalamak
gerekir.
Eğer işlerimden birinde bir sorun çıkarsa, bu sorun çözülene kadar uyuyamam.
Eğer yönetim kurulundaysam, CEO’yu ararım. Şirketi ben yönetiyorsam,
raporlara bakarım. Eğer ben sorumluysam, hemen bunun bir hal çaresine
bakarım ve çözerim.
Eğer sorunu oluştuğu anda çözmezsem veya çözmeye yönelik bir adım
atmazsam, huzursuz olurum. Dinlenemem. Sorun çözülene kadar mutlu
olamam. Bu nedenle de mümkün olduğunda hızlı bir şekilde çözerim. Sorun
halledilene kadar uyumam. Belki de bu benim yapımdan kaynaklanan bir
durumdur. Ama şu ana kadar iş konusunda işe yaradı.
Naval: Başka bir tweet ise şöyleydi: “Düzenli bir takviminiz varken kahve
içemeyecek kadar yoğun olun.”
Beni tanıyan insanlar benim iki şeyi ayna anda yapabileceğimi çok iyi biliyorlar.
Öncelikle, çok temiz bir takvimim vardır. Neredeyse hiç bir toplantım yok.
İnsanlar takvimini gördüklerinde neredeyse ağlıyorlar.
İkincisi, sürekli yoğunum. Sürekli bir şeyler yapıyorum. Genellikle de işle ilgili.
Bu yapılması gereken yüksek etkili ne olursa olsun, bunu yapmaya motive
olmuş durumda oluyorum.
Biri sizden toplantı talep ederse, telefon görüşmesi isteyip istemediğine bakın.
Eğer telefon görüşmesi istiyorsa, mail olup olmayacağına bakın. Mail
istiyorlarsa, bunu mesajla halledip halledemeyeceğinize bakın. Eğer mesajlarda
acil durum için değilse, çoğunlukla bunları da göz ardı edebilirsiniz.
Nivi: “Kahve içmek” bana eski bir sözü hatırlatıyor. Sanırım Steve Jobs’a ait bir
sözdü, Apple’ın kongrelerden birine neden gelmediğine ilişkindi. O da şöyle bir
cevap vermiş: “O zaman burada çalışıyor olamazdık”.
Yoğun insanlar siz onlara önemli ve değerli bir şey sunarsanız toplantı fırsatı
vereceklerdir. Doğru kartlarla gelmelisiniz. Şunları diyebilmelisiniz: “Şu ana
kadar bunları yaptım. Size gösterebileceğim şey bunlar, şunlar. Eğer bunlar
sizin için faydalıysa görüşebiliriz ve zamanınıza saygılı olacağım”.
İşi doğru yapmalısınız. Kripto analojisi kullanmak için, kanıtlayacağınız bir işe
sahip olmalısınız. Eğer elinizde kanıtınız varsa ve ilginç bir şey
sunabiliyorsanız, o zaman bunu bir maille hazırlayıp göndermek konusunda
çekimser olmayın. O zaman bile, bir toplantı talebi gönderirken, eyleme
geçebilir olmalısınız.
Ama daha iyi olan üçüncü veya dördüncü tür şansları elde etmiyorsunuz. Bu
sizin itibar oluşturmaya ve bir şeyler üzerinde çalıştığınız yerdir. Burada
benzersiz bir bakış açısı geliştirir ve diğerlerinin göremediği fırsatları
görebilirsiniz.
Yoğun bir takvim ve dolu bir kafa bu dünyada harika şeyler yapmanızı
engelleyecektir. Harika şeyler yapmak istiyorsanız — ister müzisyen, ister
girişimci veya isterseniz de yatırımcı olun — boş zamana ve özgür zihne
ihtiyacınız olacaktır.
Dünyamızdaki bazı başarılı insanlar zaten böyle para kazanıyor. Oprah, Oprah
olduğu için para kazanıyor. Joe Rogan, Joe Rogan olduğu için para kazanıyor.
Kendilerine özgü davranıyorlar.
Bir numara olmayı istemelisiniz. Ve bir numara olana kadar yaptığınız şeyi
değiştirmeye devam etmeyi istiyorsunuz. Rastgele bir şey seçemezsiniz.
“Dünyanın en hızlı koşucusu olacağım” diyemezsiniz çünkü o zaman Usain
Bolt’u yenmek zorunda kalırsınız. Bu çok zor bir problem olur.
Hedefinizi, özel bilginiz, becerileriniz, konumunuz, yetenekleriz ve ilgi
alanlarınıza gelene kadar değiştirmeye devam edin. Amacınız ve becerileriniz
sizi bir numara haline getirmek için uyuşmalıdır.
Rahat hissettiğiniz bir noktaya varmak istiyorsunuz “Bu benim çok başarılı
olacağım bir şey olabilir, hem de tamamen kendim olurken”.
Şirketler için en önemli şey ürün-piyasa uyumunu bulmaktır. Ama bir girişimci
için en zor şey, doğal bir şekilde piyasa için doğru ürünü üretebileceğiniz
kurucu-ürün-piyasa uyumunu bulabilmektir. Bu üç odaklı bir sorundur.
Üçünün de aynı anda çalışmasını sağlamalısınız.
Peter Thiel rekabetin yersiz olması konusunda çokça detay veriyor. Üretkenlik
karşıtı bir durum. Bizler oldukça memetik yaratıklarız. Etrafımızdaki herkesi
taklit ediyoruz. İsteklerimizi onlara göre taklit ediyoruz.
Eğer etrafımdaki herkes harika birer sanatçıysa, ben de harika bir sanatçı
olmak istiyorum. Eğer etrafımdaki herkes harika işadamıysa, ben de harika bir
işadamı olmak istiyorum. Eğer etrafımdaki insanlar sosyal aktivistse, ben de
sosyal aktivist olmak istiyorum. Öz saygım bundan kaynaklanmakta.
sinir bozan değil aynı zamanda sizi yanlış cevaplara götüren rekabet
dünyasından kaçmanın yöntemi, kendiniz olabilmenizdir.
Eğer birileri şimdi roket fırlatmaya başlayacak olsa, bunun Elon’u azıcık bile
etkileyeceğini düşünmüyorum. O hala Mars’a gitmeyi sürdürecektir. Görüldüğü
üzere, bu onun misyonu, amacı. Bunu da başaracak.
Kendine özgü olmak, otantik olmak da sizi doğal olarak rekabetten uzaklaştırır.
Peki bu ürün-piyasa uyumu olmadığı noktaya kadar otantik olmak anlamına mı
geliyor? Tek tekerli bisiklet hokkabazı olarak en iyisi siz olabilirsiniz. Ama
piyasa da bunun için çok fazla alan olmayabilir, hatta Youtube videolarında
bile. Bu yüzden ürün-piyasa uyumunu bulana kadar ayarlamalar yapmanız
gerekir.
Çok fazla rekabet varsa, bu da bazen kitlelerin çoktan geldiğini gösterir. Zaten
çok çok fazla rekabet var. Ya da başlamak için yanlış eğilimdir.
Diğer türlü de, eğer tüm piyasa boşsa, bu da uyarı işareti olabilir. Çok fazla
otantik olduğunuzu ve kurucu-ürün-piyasa uyumu kısmında ürün-piyasa
uyumu kısmına daha çok odaklanmanız gerektiği anlamına gelebilir.
Bulmanız gereken bir denge bu. Genellikle, insanlar rekabete çok fazla dikkat
etme hatasında bulunuyorlar. Büyük girişimciler kendilerine özgü, otantik
ikonoklast olma eğilimindedirler.
Nivi: Özgünlüğe erişmenin bir yolu olarak sahip olduğun beş veya altı farklı
yeteneği bulma ve bunlardan birbiriyle eşgüdümlü bir şekilde faydalanmak
mıdır yani belki de bilerek bile olmayabilir, ne düşünüyorsun? Zaten kendinizi
açıklıyorsanız, bu yetenekleriniz illa ki ortaya çıkacaktır.
Eğer ben bir restoran açıyorsam ve daha ilginç bir sürümü de başka bir muhit
de açılıyorsa, bu harika. İşe yarayan yöntemlere odaklanır, işe yaramayanları da
göz ardı edebilirim. Bu nedenle işin doğasına bağlıdır.
Aptal bir oyun peşindesinizdir. Aptal bir ödül kazanacaksınız. Şu an için net
göremiyorsunuz çünkü rekabet ortamı sizin gözünüzü kör etmiş durumdadır.
Ama bundan 3 yıl sonra çok net olacaktır.
Daha fazla yerel değerlendirme yapmalıydık. Yerel bir restoran gibi nadir bir
şeyin değerlendirmesi Amazon’da 1000 değerlendirmesi bulunan kamera gibi
bir üründen daha değerlidir.
Naval: Bunu şu şekilde açıklayabiliriz: “Bu zamanla olur.” Tüm parçaları bir
araya getirdiğiniz zaman bile, halen harcamanız gereken bir süre vardır. Eğer
sayıyorsunuz, zamanı gelmeden sabrınız taşacak.
Bu nedenle gerekli zamanı verdiğinizden emin olun. Yaşam uzun bir süreçtir.
Charlie Munger’ın bu konuda bir sözü vardı. Birisi ona para kazanma konusunu
sormuş. Ona göre soranın asıl sormak istediği şey “Nasıl senin gibi olabilirim,
yani daha hızlı bir şekilde?”
Herkes bir an önce bunu gerçekleştirmek istiyor. Ama dünya verimli bir yer.
Hemen bir şeyler gerçekleşmeyebilir. Bunun için zaman harcamanız gerekir.
Binlerce saat harcamalısınız. Özel bilgi, sorumluluk, avantaj, özgün
yeteneklerle yaptığınız konusunda en iyi olmak için kendinizi bu pozisyona
koymanız gerekir.
Girişimcilikte önemli olan bir şey vardır o da bir kez doğru olmanız gerektiğidir.
Hedefinize ulaşmak için birçok fırsatınız olacaktır. 3 veya 5 yıl içerisinde bir
elde edeceğiniz fırsatlar da olacaktır, belki de yavaşsa 10 yılda olacaktır. Veya
her yıl, nasıl başladığınızı tekrarlamanıza bağlı olarak bu fırsatı elde
edebilirsiniz. İşte bu nedenle bir kez doğru hedefi tutturmalısınız.
Nivi: Nihai sonucunuz özel bilginizin farklılığı çarpı bu bilgiye ne kadar avantaj
uygulayabileceğiniz çarpı muhakemenizin ne kadar haklı olduğu çarpı sonuç
konusunda sizin sorumluluğunuzun ne kadar olduğu çarpı toplumun sizin
yaptığınız şeye ne kadar değer verdiğine eşit olacaktır. Sonra bunu yapmaya ne
kadar devam edebileceğinize ve okuyup öğrenerek bunu ne kadar uzun süre
artırabileceğinize bağlı olarak birleştirebilirsiniz.
Bu fizikçilerin “yanlış hassasiyet” dediği şeydir. Çünkü iki varsayımı ele alıp
bunları çarparsanız, hassasiyetin 4 farklı açısını elde edersiniz. Bu ondalık
noktalar aslında geçerli değildir. Böyle bir veri yok aslında. Bu bilginiz de yok.
Ne kadar çok değişken değeriniz olursa, o kadar fazla hata payınız olur.
Karar verme sürecinize daha karmaşık bir girdi eklemek sizi daha kötü bir
cevaba götürür. Bir ya da iki en iyi olasılığı seçmek her zaman daha iyidir.
Kendinize sorun: Ben hangi konuda iyiyim, güvendiğim insanların ve kendi
gözlemime göre, piyasanın verdiği değere göre?
Bunun cevabı yeterli olacaktır. Eğer bir konuda iyiyseniz, bunu sürdürün.
Muhakeme yeteneğinizi geliştireceksiniz. Eğer bir konuda iyiyseniz ve bunu
yapmayı seviyorsanız, kaynakları size insanlar zamanla sunacaktır ve
sorumluluk almaktan korkmayacaksınız. Sonra parçalar yerine oturacaktır.
Naval: Bu çoğu tavsiye için genelde doğrudur. Bu Scott Adams’a geri dönüyor
— hedefler değil, sistem. Başarılı birine onlar için durumun nasıl olduğunu
sorarsanız, onların işleri nasıl ilerlediyse tam olarak onu söylerler, bu size
uymayabilir. Çünkü sadece kazandıkları piyangonun numaralarını verebilirler.
Bu çok içten bir durum değil. Öğrenilecek şeyler vardır ama aynı koşulları alıp
kendinize uygulayamazsınız. Bildiğim en iyi işadamları herkesi dinler ve her
şeyi okur. Sonra herkesi göz ardı eder ve kendi fikirlerini oluştururlar.
Kendi bakış açınız olmalı. Bir şeyler size doğru gelirken, çabucak karar
vermelisiniz: Bu gerçek mi? Bunun uygulanma şekli bağlam dışı mı? Benim
durumuma uygun mu? Ve ben bunu uygulamak istiyor muyum?
Nivi: Bence tavsiye almanın en zor yanı ise tavsiye artık işe yaramayacağı
zaman bu tavsiyeyi veren kişinin sizin yanınızda olmayacak oluşudur.
Naval: Ben tavsiyelerin amacını çoğu insandan biraz farklı görüyorum. Ben
bunları kendi deneyimlerim olduğunda hatırlayabileceğim anekdotlar ve “Aaa,
bunu demek istemiş” diyebileceğim anlar olarak bana yardımcı hususlar olarak
görüyorum.
Altta yatan deneyime sahip değilseniz, o zaman bunlar özlü sözlerin bir araya
gelişi gibidir. Bu güzeldir aslında. İlham vericidir. Bundan güzel bir poster bile
yapabilirsiniz. Ama sonrasında bunu unutup devam etmelisiniz.
Bunlar, kendi bilginizi hatırlamanız için kolay yöntemlerdir.
Bu da doğru. Evet, para finansal sorunlarınızı çözecek. Ama sizi her istediğiniz
noktaya taşıyamaz.
Çok fazla miktarda para sahibi olduğunuz zaman kavrayacağınız şey şu ki siz
hala aynı kişisiniz. Mutluysanız, mutlusunuz. Mutsuzsanız, mutsuzsunuz. Eğer
sakin, amaçlarına ulaşmış ve huzur doluysanız, halen bu kişisiniz. Oldukça
sorunları olan zengin insanlar tanıyorum. Aile hayatı çok kötü olan birçok
zengin insan tanıyorum. Kendi içinde mutlu olmayan birçok zengin insan
tanıyorum.
Sakin bir zihin, uygun bir beden ve sevgi dolu bir ev kazanılmalıdır
Paylaştığım başka bir tweete değinebilirim. Geriye dönüp baktığımda sanırım
en sevdiğim tweet bu. En dolu olanı değil aslında. En yararlı olan da değil. En
çok düşündüğüm de değil. Ama buna baktığım zaman, yankılanan bir
doğruluğu var. Bu tweet ise:”Fit bir beden, sakin bir zihin ve sevgi dolu bir ev.
Bunlar satın alınamaz. Elde edinilmeli.”
Dünya kadar paranız olsa da, bunlara sahip olmayabilirsiniz. Jeff Bezos’un
yoluna koyması gereken şeyler var. Evliliğini bir düzene koymalı. Ve onun içsel
zihinsel durumu hala dışsal olaylar tarafından kontrol edilmeyecek. İçinde ne
kadar sakin ve huzurlu olduğuna bağlı olacak.
Daha sakin bir iç dünya isteyen sıradan insanlar için pratik tavsiyeler sunan bir
tweet dizisi oluşturmak istiyorum. Eğer düzgün bir şekilde öğrenecek olsaydınız
anlayış, farkındalık, yarı doğrular ve doğrular ve yine bunları zihninizde tutacak
olursanız zaten sahip olduğunuz deneyimler ve fikirlerin gösterdiği şeyler
yavaşça ama sabit bir şekilde sizi daha sakin bir iç dünyaya götürecek olan bazı
gerçekler konusunda size yardımcı olacaktır. Üzerinde çalışmak istediğim şey
bu.
Fit olmak da başka bir ayağı, sadece bu alanda uzman değilim. Twitter’da
fitness konusunda benden daha iyi olan birçok iyi insan var.
Ben sevgi dolu bir ev ve ilişkilerin aslında diğer şeylerin dışında olduğunu
düşünüyorum. Sakin bir zihniniz varsa ve zaten para kazandıysanız, iyi
ilişkilere sahip olmalısınız. Yapmamanız için bir sebep yok. Boşanmalar parasal
nedenlerle gerçekleşiyor. Ne yazık ki bu bir gerçek. Paranızın olması bunun bir
kısmını ortadan kaldırıyor.
Nivi: Özetle, para finansal sorunlarınızı çözer. Para size maddi evrendeki
maddiyat konusunda özgürlük satın alabilir. Ve para yapmak istemediğiniz
şeyleri yapmamanıza olanak sağlar.
Naval: Evet. Bence paranın nihai amacı, belirli bir zamanda, belirli belirli bir
yerde yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmak zorunda kalmamanızdır.
Hızlı Zengin Olma Şemaları Bulunmuyor
Hızlı bir şekilde zengin olma şeması sadece başka birisi sizi zengin ederse
gerçekleşebilir
Nivi: Bir tweeti atladım, çünkü tüm uzun vadeli çalışma konusundaki tweetleri
konuşmak istemiştim. Atladığım tweet: “Hızlı bir şekilde zengin olma şeması
bulunmuyor. Bu sadece başka birisi sizi zengin ederse gerçekleşebilir.”
Bu yanlış bir şey değil. Herkes bir şekilde para kazanacak. Hayatlarını bir
şekilde idame ettirmeleri gerekiyor. Belki de gerçekten iyi tüyoları bile vardır.
Eğer size eyleme geçirilebilecek, yüksek kaliteli bir tavsiye veriyorlarsa yani
sizin çok fazla zamanınızı alacak bir tavsiyede bulunuyorlarsa, o zaman bu
gerçekçi olur.
Ama size kripto olsun, online iş semineri ya da benzer bir durum olsun, hızlı
zengin olma yöntemleri anlatıyorlarsa, sadece sizden para kazanıyorlardır. Bu
da onların kolay para kazanma yöntemidir. Sizin için faydalı olması
gerekmiyor.
Ne zaman onun yazdığı bir şeyi okusam veya ne zaman GoDaddy kurucusu Bob
Parsons’un veya Andrew Carnegie’in yazdığı bir şey okusam, onları kredibilitesi
olduğunu biliyorum çünkü bu insanlar gerçekten zenginler ve bunu kendi
alanlarındaki başarılarına bağlılar, nasıl zengin olunacağı fikrini satmalarına
değil. Onlara güvenebiliyorsun.
Sizden para kazanmaya çalışmıyorlar. Tabii ki biraz statü ve ego peşindeler ama
zaten bir şeyleri yapmak için motivasyonunuz olması normal. En azından daha
makul bir gerekçe ve sanırım yalan söylemiyorlar. Sizi aptal yerine
koymuyorlar. Sizden para kazanmayı planlamıyorlar.
Belirli noktada tüm kurucular çalışanlarına yalan söyler. Onları ikna etmeleri
gerekir “Benim için çalışmanız benim yaptığım gibi kendiniz için çalışmanızdan
daha iyi”
Bence bunu yapmanın tek dürüst yöntemi işe aldığınız girişimcilere şunu
söylemek: “Bu şirkette bir girişimcisin. Eğer kendi işinin sahibi olmak istersen,
o zaman seni destekleyeceğim. Hiç bir zaman kendi işini yapmana karşı
olmayacağım. Ama burada olmak senin iyi bir takım ve iş kültürü edinmen için
oldukça faydalı, yani piyasa-ürün uyumunu bulman, yeteneklerini geliştirmen
ve ne yapacağına karar verirken insanlarla tanışman. Çünkü zamanlama,
pozisyon alma ve muhakeme oldukça önemli bir şirket kurarken.”
Benim şu ana kadar yapamadığım tek şey onlara “Saat 8'de masanda olacaksın”
demek olmuştur. Çünkü kendim saat 8'de masamda olmuyorum. Özgürlüğümü
istiyorum. Onlara “Bugün iyi bir müdürsün, yarında başkan yardımcısı
olacaksın” diyerek onları soğuk bir kariyer planına koymuyorum. Çünkü buna
kendim inanmıyorum.
Eğer birisi size nasıl zengin olacağınızı anlatıyorsa, kendi zenginliklerini başka
bir yerden kazanmış olmalılar. Nasıl fit olacağınızı kilolu birinden
Nivi: Taleb demişken aklıma onun ilk kitabı geldi, zaten ben bunu söyleyerek
bu konuyu kapatmayı düşünüyordum, “Fooled By Randomness.”
Kendinizi Ürünleştirin
Nivi: Tüm tweet yazı dizisini iki kelimeyle özetledin: “Kendinizi Ürünleştirin.”
Bu yazı nedir? Naval olarak adlandırılan bir yazı. Ben kendimi bu yazı ile
ürünleştiriyorum.
Bunu birazcık değiştirebilirim. Şöyle diyebilirim: Biri size para kazandıran, biri
sizi fit hale getiren ve diğeri sizi daha zeki bir hale getiren. Benim durumumda,
hobilerim para kazanmak ve okumak olabilir, çünkü başlangıç şirketlerini
seviyorum, onlara yatırım yapmayı ve onlarla fikir alışverişinde bulunmayı da
seviyorum. Başlangıç şirketlerdeki ilk kuruluş aşaması ve fikir kısmını çok
seviyorum.
Ama beni fit hale getiren bir hobim yok. En yakın olanı yoga ki onda da çok
başarılı değilim. Bence hayatlarının ilk aşamalarından beri sörf, yüzme, tenis
veya benzer başka bir sporu gerçekten yapabilen kişilerin şanslı olduğunu
düşünüyorum çünkü onları fit hale getiren bir hobileri var.
Sonunda Kendimiz İçin Çalışıyor Olmalıyız
Ama bence bu girişimci olmak isteyen herkes için geçerli. Hayatını kontrol
etmek isteyen herkes için. Zaman içerisinde zenginlik sahibi olmak isteyen ve
bu yeteneğini başarılı ve güvenilir bir şekilde sürdüren herkes uzun bir
yolculuğa çıkmıştır.
Açıkçası bunlar genç insanlar için oldukça uygun. Yani 9–10 yaş ve üzeri için
diyebilirim.
En zoru da orta yaşlardır. Çünkü 30, 40 ve 50'li yaşlara geldiğimizde zaten çok
fazla yatırım yapmışız demektir. Birçok yükümlülüğümüz var demektir. Bu
yıllar kazandığımız ve insanları bize güvendiği yıllardır. Değişimi istemeyiz
çünkü yenilgiyi kabullenmek istemeyiz.
Ama bu da aynı zamanda en faydalı olacağımız zamanlardır. Bu çok zor bir
durum olabilir, 9–6 çalıştığınız bir işiniz ve size güvenen bir aileniz var.
Bu tweet dizisindeki bazı şeyler size çok idealist gelebilir, ama bu sizin hafta
sonu planlarınız için bir kaynak olabilir. Eğer akşamları gece kurslarına
katılıyorsanız, bu sizin eğitim için bir kaynağınız olabilir. Belki de şu anki
şirketinizdeki pozisyonunuz için bir kaynak olabilir çünkü sizi avantaj
noktasına daha da yaklaştırır, muhakeme noktasına daha da
Parça parça uygulasanız bile, hayatınızın hangi evresinde olursanız olun, emekli
bile olsanız bu prensipler size yardımcı olabilir. Eğer emekliyseniz, bunları
deneyin ve işe yarayıp yaramadığını görün ve sonrasında işe yararsa
çocuklarınıza, torunlarınıza öğretin.
Katılabileceğiniz birçok farklı yön var. Çalışma isteği olan, sağlam fiziki ve
mental özellikleri olan herkes için uygulanabilir neredeyse.
İnsanlar bunu doğal olarak yapıyorlar çünkü şirket basamaklarını adım adım
tırmanmak istiyorlar; ama bu genelde insanları yönetmekle ilgili. Daha fazla
sermaye, ürün, medya ve topluluk yönetmek istiyorsunuz.
Kendi teşkilatlarındaki basamakları adım adım tırmanmak istiyorlar. Ama
kendi şirketlerini kurmak veya farklı bir şirkete geçerek daha fazla avantaj
sağlamayı düşünmüyorlar.
Naval: Genelde, ceteris paribus yani Latince “diğer her şey eşit” demek, siz de
büyük şirketlerdense küçük olanlarda daha iyi işler çıkarırsınız.
Kariyer için iyi bir ilerleme süreci şöyle olabilir: Büyük bir şirkette başlayarak
adım adım yükselerek daha küçük şirketlere geçin. Küçük şirketlerden
büyüklere gitmek daha zordur. Büyük şirketler yeteneklerinizden daha çok
siyasidir; her ne kadar daha istikrarlı olsalar da daha az yenilikçidir.
Bu da en iyi ilişkilerin akran ilişkileri olduğu ana fikrine kadar gider. Eğer sizin
üsttünüz varsa, bu kişiden bir şeyler öğrenebilirsiniz. Eğer bir şey öğrenmiyor
ve kendinizi geliştirmiyorsanız, üzerinizde kimse olmamalı.
Eğer astınız birileri varsa, siz bir şeyler öğretiyorsunuz demektir. Eğer böyle
yapmıyorsanız, o zaman bir robot alın çünkü astınız olarak bir insana ihtiyacını
yok demektir.
Bu hayalî olabilir ve daha gerçekleşmesi için biraz daha zaman olabilir ama
yakın gelecekte kendi işini yapmak isteyen çoğu kişi bunu gerçekleştirebilecek.
Nivi: “Nasıl Zengin Olunur” tweet yazı dizisinde insanlara programlama, satış,
okuma, yazma ve aritmetik gibi üzerinde çalışmaları gereken bazı tavsiyelerde
bulunuyorsun. Ayrıca bu konuda önemli noktalardan biri de önerdiklerinden
biri olan etikti.
Naval: Ben bunu para kazanmanın kötü bir şey olduğuna ve dolayısıyla
kazanmanın da kötülükle olduğuna inanan insanlara karşı bir ayrıcalık olarak
koyacaktım. Ama sonrasında etiğin çalışılabilecek bir şey olmadığını fark ettim.
Düşündüğünüz ve yaptığınız bir şey.
Etik olduğunuza dair bir namınız olursa, insanlar sizin aracılığınızla iş yapmak
için size ödeme yapacaktır. Sizin işin içinde olmanız garantörlük gibi olacak
çünkü siz düşük kaliteli işler yapmazsınız.
Uzun vadede, etik olmak size kazandırır ama çok uzun vadede. Kısa vadede,
etik olmamak işe yarar ki bu yüzden çoğu kişi böyle davranır. Kısa vade
açgözlülüğüdür
Uzun vade açgözlülüğü nedeniyle bile etik olabilirsiniz. Uzun vade bencilliği
üzerine etik olmanın bir kaç farklı çerçevesini ortaya çıkarabilirim.
Örneğin, dürüst olmak size rahat bir zihin sağlıyor. Kafanızda doğrular ve
yalanlar arasındaki fikirlerin dolaşıp durmasını istemezsiniz. Dürüstseniz,
düşünmeniz gereken şey bellidir ki bu da sizin zihnen rahatlatır ve daha düzgün
düşünmenizi sağlar.
Ayrıca dürüst olarak sadece doğru şeyleri duymak isteyen insanları tercih etmiş
oluyorsunuz. Diğerlerini alanınız dışında bırakıyorsunuz. Aile ve arkadaşlar
olduğunda bazen bu acı verici olabilir. Ama uzun vadede, kendiniz gibi
insanların olduğu bir alan oluşturursunuz, uzun vadeli düşünen insanlar. Bu da
dürüst olmanın bencil nedenidir.
Pazarlıklar da başka güzel bir özelliktir. Eğer hep kendiniz için en iyi anlaşmayı
kapmaya çalışırsanız, ilk başta birçok anlaşma yapacak ve iyi hissedeceksiniz.
Eğer adil anlaşmalar yaparsanız, ilk başta hemen karşılığı olmayabilir. Ama
uzun vadede, insanlar sizle iş yapmak isteyecekler. Piyasanın merkezi haline
gelirsiniz. Daha fazla bilginiz olur. Güveniniz olur. İtibarınız olur. Uzun vadede
de insanlar sizle iş yapmaya başlar.
Kıskançlık size güçlü bir destek verebilir veya sizi canlı olarak yiyebilir
Yanlış bir şeyden acı çekmek sizi doğru şeyi bulma konusunda
motive edebilir
Kötü işlerim de oldu. Benden daha kötü işleri olanlar da var benden daha iyi
işleri olanlar da.
Gerçekten mutsuzdum… bir saat kadar. Ama şimdi dönüp baktığımda başıma
gelen en iyi şeylerden biriymiş. Yoksa avukat olurdum. Avukatlık yanlış bir şey
olduğundan değil, sadece bana göre değil o yüzden böyle diyorum.
Naval: bu kıskançlık olayıydı. Lisedeyken, ilk dönem ödemelerim için bir işe
ihtiyacım vardı.
Hint yemekleri sunan bir katering şirketi için çalışmaya başladım. Bir gün, aynı
okulda olan bir çocuk için doğum günü partisinde hizmet etmek zorunda
kaldım. Yani tüm sınıf arkadaşlarıma yiyecek ve içecek servisi yapıyordum. Bu
inanılmaz utanç vericiydi. Saklanıp orada ölmek istedim.
Ama ne oldu biliyor musun? Hepsi planın bir parçasıymış. Hepsi motivasyonun
bir parçası oldu. Bu olmasaydı, muhtemelen motive olmazdım ya da başarılı
olmazdım. Hiç sorun değil. Kesinlikle güçlü bir motivasyon oldu.
Eğer bir işin sahibi gibi düşünür ve böyle davranırsanız, gerçek sahibi
olmanız an meselesidir
Bu durumda asil takip edeceğiniz bir müdürden ziyade bir insan oluyor. Asil
işin sahibi oluyor. Vekil ise işin sahibi için çalışıyor, bir nevi çalışan olarak
düşünebilirsiniz. Kurucu ve çalışan arasındaki fark asil ile vekil arasındaki
farktır.
Bu asil-vekil sorununu Napolyon veya Julius Caesar’a atfedilen bir söz ile
özetleyebilirim:
İş sahibi olarak her zaman asil-vekil sorunu yaşayacaksınız. Her zaman şunu
anlamaya çalışacaksınız: İnsanların benim gibi düşünmesini nasıl
sağlayabilirim? Onları nasıl teşvik ederim. Nasıl kurucu zihniyeti verebilirim?
Anlaşma yaparken, sizin daha avantajlı olduğunuz ortaklıklardan daha çok aynı
teşviklere sahip olduğunuz aynı eksendeki ortaklıklar daha iyidir. Çünkü karşı
taraf bunun farkına varacak ve ortaklık dağılacaktır. Her hal ve karda, bu sizin
yatırım yapmak istediğiniz ve uzun vadede bileşik çıkarlardan yararlandığınız
bir şey olmayacak.
Eğer sizin rolünüz vekil rolüyse, bir çalışansanız, en önemli göreviniz asil gibi
düşünmektir. Ne kadar çok asil gibi davranırsanız, uzun vadede o kadar çok
faydasını görürsünüz. Kendinizi asil gibi nasıl düşünebileceğiniz konusunda
eğitin, sonuçta asil olacaksınız. İyi bir asil ile aynı eksende olursanız, size terfi
verebilir, yetki verebilir, sorumluluk verebilir veya rolünüzle orantısız bir
şekilde avantaj sağlayabilir.
Ben her zaman gençleri terfi ettiren ve deneyimsizliklerine rağmen bir kaç
kademe atlamalarına izin veren kuruculardan etkilendim. Bu her zaman vekil,
kurumun alt kısımlarına yer almasına rağmen asil gibi düşündüğü içindir.
Nivi: Bunu sorma sebebim ben hiç kendi çalışma hayatımda asil-vekil sorunu
yaşamadım. Genelde herkesin ekonomik olarak aynı eksende olduğu küçük
takımlarda çalışıyorum ve insanların bir misyonu var, çalışmayanlar da başka
yerlerdeki rollere geçiyor.
Evet, büyük firmaların daha fazla deneyimi olur. Evet, daha fazla çalışan olur.
Evet, markaları daha bilindik olur. Ama buradaki asil ve vekiller arasında ayrım
daha keskindir. Çoğunlukla asil sizi şirket ile çalışmaya ikna
edecek, ama sonra çok da fazla önemsemeyen bir vekil ile çalışacaksınız. Basit
bir hizmet alırsınız.
Butik olanlarla çalışmayı daha çok tercih ederim. Benim ideal hukuk firmam
tek kişiliktir. Bankacım da tek kişidir. Bu durumda ise bir kişinin kaynakları
için diğer şeylerden feragat ediyorsunuz ve bir kişiye çok bağlanıyorsunuz. Ama
taşın altına elini koyacak bir kişi var. İşaret edeceğiniz bir kişi var, kaçacak bir
yer yok. Sorumluluk derecesi oldukça yüksek.
Eğer kumar oynuyorsanız, Kelly kriteri her elde ne kadar bahse girmeniz
gerektiği konusunda matematiksel formül sunar, yani avantajlı bile olsanız
kaybetme olasılığınız her zaman var. Diyelim ki 51'e 49 oranında şanslısınız.
Kumar oynayan herkes bilir ki tüm elinizi bu şans oranında oynamalısınız,
çünkü her şeyi kaybedebilir ve avantajı elde edemeyebilirsiniz.
Nassim Taleb basit bir kavram için süslü bir terim olan döngelik hakkında şöyle
diyor: 100 kişi için ortalama geçerli olan bir şey tek bir kişinin 100 kez
denemesinde geçerli olmayabilir.
Bunu görmenin en basit örneği Rus Ruletidir. 6 kişinin Rus Ruleti oynadığını
ve her kazananın 1 milyar dolar aldığını düşünelim. Bir kişi ölecek ve geriye
kalan 5 kişi 1'er milyar dolar alacak. Bunu aynı silahla bu oyunu oynayan kişiyle
kıyaslayın. Hiç bir zaman milyarder olamayacak, sıfırlayıp ölmüş olacak.
Ortalamalar nüfusa göre hesaplandığında risk almak çok da makul bir şey değil.
Kelly kriteri size hezimetten kaçınmanız konusunda yardımcı olur. Bu konuda
en öncelikli kural tek seferde çok fazla bahse girmemek, kısa yollardan etik
olmayan veya yasal olmayan işler yapmamak. Turuncu elbiselerin içine girme
veya itibarınızı mahvetmek sıfırlamak demektir ve bunları asla yapmayın.
Basit bir örnek vereyim. 2 şirketin çok sıkı şekilde rekabet ettiğini ve bir
oligopol olduğunu varsayalım. Sundukları hizmet ne olursa olsun, fiyatın 8- 12
Dolar arasında değiştiğini varsayalım. Birbirleriyle görüşmeden fiyat olarak 10
Dolar’da birleşirlerse şaşırmayın.
Naval: Pareto optimal oyun teorisinden Pareto superior ile birlikte başka bir
kavram.
Pareto superior diğer konularda eşit veya daha iyiyken bir konuda bir şeyin iyi
olması demektir. Hiç bir yönden kötü değil. Bu pazarlık yaparken önemli bir
kavramdır. Eğer bir önceki olduğu noktada çözümü Pareto superior
yapabilirseniz, bunu her zaman yapacaksanız.
Pareto optimal ise çözümün olabilen en iyi çözüm olması ve bunu bir açıyı daha
kötü hale getirmeden değiştiremeyeceğiniz durum olmasıdır. Bu noktadan
sonra sıkı bir takas süreci vardır.
Eğer biri pazarlıkta avantajı ele geçiriyorsa, en iyi opsiyonunuz bunu kısa
vadeliden uzun vadeli bir oyuna dönüştürmektir. Bunu tekrarlanan bir oyun
haline getirin. Pazarlığa itibar getirin. İlerde beraber oynamak istedikleri
insanları dahil etmeye çalışın.
Yüksek bedel olarak bir örnek verecek olursak, az bilgi gerektiren tek hamleli
oyun olarak mesela evinizi yeniletmek.
Arkadaşlarınız aracılığıyla hareket edin. İyi itibarı olan kişileri bulmaya çalışın.
Kandırılma olasılığı yüksek olan tek hamleli bir oyunu iki taraf içinde çok
hamleli bir oyuna dönüştürüyorsunuz.
Bunu yapmanın bir yöntemi de “Aslında benim iki projem var. İlkini birlikte
yapacağız, ona göre ikincisine karar vereceğim.”
Başka bir şekilde “Bu işi sizle yapacağız, ama 3 arkadaşım da bunun sonucuna
göre karar verecek ve benzer talepleri olacak”.
Bunlar kısa tek hamleli oyunları uzun vadeli versiyonlarına çevirmek ve kısıtlı
bilgi ve avantajlı durumdan daha iyi bir duruma geçmek için yapılabilir.
İlişkiler bileşik faiz için iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Biriyle belirli bir
süre iyi ilişkileriniz olursa, bu iş de olabilir, romantik bir şey de, hayatınız daha
da kolaylaşır çünkü bilirsiniz ki birileri sizi kolluyordur. Sorgulamaya gerek
yoktur.
20 yıldır çalıştığım biriyle bir anlaşma yapacaksam, sözleşme şartlarını
okumama gerek yok. Belki de yasal bir sözleşme imzalamak zorunda bile
değiliz, el sıkışmamız bile yeterli olur. Bu tür bir güven iş yapmayı oldukça
basitleştirir.
Eğer Nivi başka bir şirket kurar ve işler yolunda gitmezse, biliyorum ki bu işi
sonlandırma konusunda ne yapacağımıza karar vermek konusunda oldukça
makul davranacağız. Veya biz bunu ölçeklendiriyorsak, yeni insanları getirme
konusunda da makul davranacağız. Karşılıklı güvenimiz var ve bu da işleri daha
kolay kurmamızı sağlıyor, etkisini birleştiriyor.
Sıradan ilişkilere sahip olmaktansa bir kaç tane bileşik ilişki olması
iyidir
Nivi: Bileşiklik konusunda sezgisel olmayan bir kaç husus var. Bunlardan
birincisi, faydalarının sonlara doğru ortaya çıkmasıdır yani ilk başta faydalarını
göremeyebilirsiniz.
Sam Altman şöyle yazmıştı “Ben başarılı olursa kariyerimin geri kalanını dipnot
olarak gösterecek bir proje istiyorum.” Bileşik konularda faydaların çoğu en
sonda ortaya çıkar.
Bileşiklik konusunda sezgisel olmayan bir başka konu ise: Sıradan, bileşik
olmayan ilişkilerdense bir kaç tane bileşik ilişki olmayı daha iyidir.
Küçük bir işletme kurmak en az büyük bir işletme kurmakla aynı
çabayı gerektirir
Naval: İnsanların iş konusunda fark etmediği bir başka husus ise: Küçük bir
işletme kurmak en az büyük bir işletme kurmakla aynı çabayı gerektirir.
Elon Musk da olsanız üç küçük pide fırını da işletiyor olsanız, haftada 80 saat
çalışıyorsunuz; alın teri döküyorsunuz, personel çalıştırıyorsunuz, kasayı denk
tutmaya çalışıyorsunuz, oldukça stresli ve hayatınızdan yıllarınızı alan bir
durum.
Birinde 100 milyarca dolar eden bir şirketiniz var ve herkes size hayran oluyor.
Diğerinde ise, biraz para kazanıyorsunuz ve restoranlarınız olmuş oluyor. Bu
nedenle büyük düşünün.
Fiyat ayrımcılığı, bazı belli kişilerden fazla ödeme almak için bir
tekniktir
Nivi: Anlaşılması önemli olan başka mikro ekonomik kavramlar var mı, yani
sıfır marjinal ek üretim maliyeti ve ölçek ekonomisi dışında?
Naval: Fiyat ayrımcılığı önemli. Bu bazı kişilerden ödeme oranlarına göre daha
fazla ödeme talep edebileceğiniz anlamına gelmektedir.
Fiyat ayrımcılığı işe yarar çünkü zengin insanlar daha fazla ödemeye hazırdır.
Onlara sadece zengin olduklarını belli edecekleri veya istedikleri konforu
sağlayacak ekstra bir şeyler sunmalısınız.
Eğer insanlar suyu israf ediyorsa, atmosferi karbondioksit veya herhangi bir
şeyle kirletiyorsa, toplum bunu temizlemenin ve doğayı bozulmamış haline
getirmenin bedeli neyse bunu dahil ederek fiyatlandırmalıdır. Belki de fiyat çok
ama çok yüksek olmalı.
tüketimi sınırlandırır ve badem tarımı belki de suyun daha çok olduğu başka
bir eyalete gider.
Eğer “normal” bir işte çalışmak zorundaysanız, özel bilginizi geliştirmek için
sorumluluk üstlenin.
Nivi: Sorulan genel sorulardan biri de: “Kendime yatırım yapmak için nasıl
zaman bulabilirim? İşim var.”
Kurucunun özel kalemi olmak Silikon Vadisinde başlayan genç insanlar için çok
aranan işlerden biridir. En parlak çocuklar girişimci birini takip eder ve onlar
ne isterse yapar.
Genelde bu kişiler aşırı kalifiyelidir. Birden fazla diploması olan biri CEO’nun
kuru temizleme işiyle uğraşıyordur, çünkü o an o önemlidir.
Mezun olduktan sonra Warren Buffett Benjamin Graham için değer yatırımcısı
olmayı öğrenmek için çalışmak istiyordu. Buffett ücretsiz çalışmayı teklif etmiş
ama Graham ücretsiz çalışmasının bile fazla ödeme alması olduğunu
söylemiştir. Bu da stajyerlik ya da çıraklık için bazı fedakarlıklar yapılması
gerektiği anlamına gelir.
En dik öğrenme eğrisi olan işleri bulun
Eğer para kazanmanız gerektiği için çıraklık yapamazsanız, kendi işiniz içinde
yenilikçi olun. Yeni zorluklara meydan okuyun ve sorumluluk üstlenin. En dik
öğrenme eğrisi olan işleri bulun.
Bir işveren için en zor şey kurucu/iş sahibi zihniyetine sahip olan personel
bulabilmektir. Bu onların aslında önemsediklerini söylemenin havalı bir
yöntemidir.
Neredeyse her pozisyondan birçok şey edinebilirsiniz. Sadece çok fazla emek
harcamalısınız.
Eğer bir fabrikada çalışıyorsanız, en zor olan şey fabrikanın çalışmaya devam
etmesi için sermayeyi artırmak diyebiliriz. Belki de fabrika sahiplerinin hep
stres yaşadıkları husus budur.
“Hesap işlerinde iyiyim, sayılarla da aram iyi ama öncesinde hiç bu tür parasal
bir işe girişmedim” diye düşünüyor olabilirsiniz. Birine bu konuda yardım teklif
eder ve başka bir iş sahibinin işini çözerken yardımcısı konumunda
olabilirsiniz. Eğer doğal yeteneğinizse ve sorumluluk alırsanız, çok hızlı
öğrenecek bir atmosfer yakalayabilirsiniz. Çok uzun zaman geçmeden, varis
konumuna geleceksiniz.
Aslında, ikna genel bir yetenek, tek başına kariyer yapabileceğiniz türden bir
şey değil. Scott Adams’ın yazdığı gibi, yeteneklerinizi bir araya getirmelisiniz.
İkna yeteneğinizi muhasebe ile birleştirebilir ve buna yarı iletken üretim hattı
bilgisini ekleyebilirsiniz. Önce en iyi yarı iletken konusunda satış uzmanı
olabilir ve sonrasında bu konudaki en iyi şirket CEO’su olabilirsiniz.
Zamansız özel bilgi genelde öğrenilen bir şey değildir ve sizle var
olur. Zamanlı özel bilgi gelir ve gider ama genelde uzun süre kullanabileceğiniz
türden bir bilgidir.
Teknoloji bu zamanlı yetenekleri bir arada bulabileceğiniz bir yerdir. Eğer siz
de doğal olarak genel özel bilgi ve yeteneklerinizi getirebiliyorsanız, o zaman
12'den vurdunuz demektir.
Nivi: Bu konuda bahsetmediğimiz bir kaç tweet daha var. İlki: “Teknoloji
endüstrisi özel bilgi edinmek için müthiş bir yer”. Sınırlar hep ileriye gitmekte.
Gerçekten entelektüel olarak merakınız varsa, diğerlerinden çok önde bu
bilgileri edineceksiniz.”
Teknoloji tanım gereği entelektüel sınırdır. Teknoloji, henüz nasıl seri üretime
geçirebileceğimizi ve bunu nasıl ticarileştireceğimizi henüz karar
veremediğimiz bilimsel ve kültürel şeyleri alır ve herkesin erişebileceği bir hale
dönüştürür.
Teknoloji topluma değerli olan özel bilgiyi edinebileceğiniz harika bir alandır.
Günümüzde ise artık doğrusal olmaktan çok uzakta. Tek bir iyi yatırım kararı
şirkete 10 veya 100 milyon dolar kazandırabilir. Harika bir ürün olarak
düşündüğünüz şey piyasa-ürün uyumu farklılıkları nedeniyle tam bir felakete
dönüşebilir.
Görünüşe göre, sınıflar ve yaptığımız çoğu şey genelde çok değerli değil. Genel
tavsiyeleri bir saatte verebilirsiniz. Bundan sonra tavsiyeler çok da faydalı
olmuyor. Ama özel görüşmeler oldukça faydalı geçiyor.
Bu da bazı yeteneklerin sadece iş üzerinde öğrenilebileceği, bu yüzden bu tür
yeteneklere yatırım yapılması gerektiği tavsiyemi desteklemektedir. Böyle bir
yetenek bulduğunuzda, özel bilgi ile uğraşıyorsunuzdur.
Özel bilginin başka bir göstergesi ise “Her gün ne yapıyorsunuz?” sorusuna net
bir cevap olmadığı zamandır. Bu tür durumlarda “Her gün duruma göre farklı
şeyler yapıyoruz” gibi bir cevap alabilirsiniz.
Nivi: Mafya çıraklık modelini uzun zamandır uyguluyor. Büyük bir aileyi
bitirmenin en iyi yolu Don için şoför olmaktı.