Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

Türk toplumları geçmişten günümüze hayvanlarla iç içe yaşadı.

Her ne kadar belli tarihe kadar resmi


düzenlemeler yapılmamış da olsa, hayvanların Türk toplumları üzerindeki etkisi hayatın her alanında
karşımıza çıkıyor.

Öyle ki İslamiyet öncesi dönemde Türkler en büyük yardımcıları olan atlara kutsiyet derecesinde saygı
duyar, gerekli özen ve hürmeti gösterirlerdi. Öldükten sonra yaşamın devam ettiğine inanan Türkler,
ölümden sonra gökyüzünde atlarıyla birlikte koşacaklarına inanırlardı.

17 yıl boyunca hayvan hakları savunucuları her “canın” korunması için bütün taleplerini
iletmiştir fakat şu an elimizde olan kanun yalnızca “karnesi” yani “birinin sahip olduğu”
hayvanları korumaktadır.

 Karnesi olmayan yani aslında hepimizin “sokak hayvanı” dediği canlılar bu kanun
kapsamına dahil edilmedi.
 Hayvanların “mal” değil “can” kapsamına alındığı söylendi ama verilen cezalar
değişmedi. Türk Ceza Kanunu kapsamında da üst sınırlar aynı cezayı düzenlemişken
yeni bir düzenlemeymiş gibi 3 yıllık bir hapis cezası ön görüldü.

Hayvanlara yardım ile ilgili hem globalde hem de ülkemizde farkındalık yaratan, onlara yardım etmek
ve korumak için çalışmalar yapan kuruluşlar ve hayvan koruma dernekleri var. Bu kuruluşlar, hepimizi
yakından ilgilendiren bu hassas konuda barınma, beslenme gibi hayvanların temel ihtiyaçlarına destek
vermeyi hedefliyor. Bunun yanında veteriner hizmetleri, rehabilitasyon ve uygun sahiplendirme gibi
konularda destek sağlayarak hayvanların sağlıklı ve huzurlu olmaları için destek sağlıyorlar. Bu
nedenle, sokak hayvanlarına yardım eden dernekler, bu hassas sorunla ilgilenen insanların bir araya
geldiği ve bu hayvanların yaşamlarını iyileştirmeyi hedefleyen önemli kuruluşlardır.

Haytap

Nature Ecology&Evolution dergisinde yer alan analizde günümüzdeki kedilerin iki esas genetik
soyundan geldiği belirlendi. Uzmanlar Felis silvestris lybica isimli vahşi kedilerin günümüzdeki
kedilerin atası olduğunu açıklarken, bu kedilerin Anadolu'dan 10.000 yıl önce dünyaya yayıldığını ifade
etti.

Norveç'te bulunan Oslo Üniversitesi ve İngiltere'nin saygın eğitim kurumlarından York Üniversitesi'nin
ortak çalışmasında bilim insanları Claudio Ottoni ve Laura Llorente birlikte çalıştı.

Bilim insanları kedilerin başlangıçta "kendi kendilerine evcilleştiğini" söylerken, "Çiftçilerin yanında
zaman geçiriyor ve köylerde ufak kemirgenleri yiyorlardı. İnsanlarla ilişkileri iyiydi" yorumunu yaptı.
Kedilerin geldiği ikinci kol ise Mısır'dan geliyor. Antik Mısır'da kedi nüfusunun yaygınlaştığını
vurgulayan bilim insanları, MÖ 800'de bulunan kalıntıları inceleyerek bu kedilerin Akdeniz'de hızla
yaygınlaştığını ve bazı bölgelerde Türk kedileri geride bıraktığını söyledi.

Uzmanlar kedilerin dünyaya Vikingler tarafından yayıldığını söylerken, "Baltık Denizi'nde 7. yüzyılda
ölen bir kediyi incelediğimizde genetiğinin Mısır kökenli kedilerle aynı olduğunu fark ettik" dedi.
Genetik incelemeleri tamamlayan uzmanlar günümüzdeki evcil kedilerin ağırlıklı olarak antik Mısır ve
Türkiye'den kedilerin genlerini aldığını açıkladı.

You might also like