Professional Documents
Culture Documents
2009 15 Isikh
2009 15 Isikh
r oli
şe_riuti ve dinle1le
il~ili «söfüşle_ri - ı:n:*
..'7-ı. •.•
HİDAYET IŞ]J(
Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
6- İnsana sorumluluk vererek kendisini yetiştirmek lerinde görülen testisin sosyolojik bakış açısıyla sı
nıfsal şirkin bir çeşidi olduğu kanaatindedir. Yine yu-
ve daha iyi bir alın yazısı yapmak için gayret sarfet-
meye yöneltir. kanda söz konusu bölümde zikrettiğimiz gibi ege-
men sınıf başlangıçta tek boyutlu iken insanlık taribi
7- Ruhun bekasını savunur.
boyunca tekarnili ederek üç boyutluluğa dönüşmüş~
8- Eşyaya ve insana kulluktan kurtuluş yolunu gös- tür. .Bunlardan Firavun siyasi, Karun iktisadi ve
tererek bunlann yerine Tanrı 'ya kulluğu savunur.
açıklanmış olmaktadır. O halde sosyal Şirk tannsal Havva Allah' ın nidasına çıplaklıktan utanmaksızın
şirkin bir yansımasıdır. Şirk, çok tanncılık dinidir. cevap verirken yasak meyveyi yedikten sonra çıp
Çok ırklı, çok sınıflı ve çok aiteli düzeni açıklamak laklıklanndan utanrruşlar ve gizlenmişlerdir. Çünkü
için bütün bunlan kutsallaştırma ve dinselleştinnedir. daha önceden çıplaklık hakkında "görüş" sahibi de-
Kutsallaşınca ve dinselleşince artık ne tenkit, ne de ğil iken yasak meyveyi yemekle görüş ve bilinç ka-
itiraz edilebilir, ne de değişime uğramasıru tasavvur zanınışlardır. O halde yasak ağaç "görüş/bilinç ağa
etmek mümkündür. Böylece Şirk, bütün tarih boyun- cı"dır. Şeriati'ye göre Allah'ın insanı bilgi, bilinç ve
ca egemen sınıfın elinde bir alet o!lmuştur.7 görüş meyvesini yemekten men etmesinin sebebi,
bütün dertterin bilgi ve şuurdan kaynaklanmasıdır.
Düşünürümüz kısaca dinlerdeki kurtuluş problemine
Zira bilmeyen ve görmeyen ne eziyet ne de ızdırap
de değinmiŞtir. Hinduizm'de kurtuluş "Veda" keli-
sahibidir. Şeriatİ aslında Allah'ın, insanın yasak
mesinin kökenini oluşturduğunu .söylediği "vide-
meyveyi yemesini istediği kanaatindedir. Çünkü
ya"nın tercümesi olan irfanı ve gerçek marifeti bul-
mey-veyi yemeksizin bilinç ve görüş sahibi, dolayı
maktır. Hıristiyanlıkta kurtuluş fedakarlık ve başka
sıyla insan olma söz konusu değildir.9
lanru sevmek; Zerdüşt dininde doğru görüş, doğru
söz ve doğru amel; Budizm'de ihtiyacın reddiyle do- b. İlkel Kabile Dinleri
ğan sükUnet ve İslam' da sadece Tevhidtir. Ancak Hı Şeriati kendi toplumumuzu tanımak için öncelikle
ristiyanlığın, Budizm'in ve Zerdüşt dininin dayandı bedevi/ilkel toplumu tanımak gerektiği gibi dini ta-
ğı bu etkeniere belli oranda İslam 'ın da dayandığını nımak, din duygusunun nasıl oluştuğunu bilmek, di-
belirtir. İçten kurtuluşa ermek Hint'in özelli!cterin- ni amellerin, ibadetterin ve din ismiyle sahip oldu-
veya kutsal varlıklara karşı olan dini duygusunun dır. Doğu kültüründe tabiat, tarih ve insan diyalek-
cinsinden değildir. Eğer din, toplum ruhundan ayn tikseldir. Yani çelişki esasına dayanmaktadır. Çinli
birşey olmasaydı, bir ferdin içinde bulunduğu top- ruhun özelliklerinden bir diğeri, insanın en ince ve
lumda din değiştirmesi mümkün olmazdı. Bundan
dolayı Şeriati Durkheirn'in tezinin yanlış olduğu ko-
O halde sosyal Şirk tanrısal şirkin
bir
nusunda iki delili olduğunu söyler: Birisi şudur ki
yansımasıdır. Şirk, çok tanırıcılık dinidir.
totemde tecelli eden toplumsal ruha tapmak din cin-
Çok ırkh, çok sımfh ve çok aileli düzeni
sinden değildir. Çünkü bir toplumdaki, bir kabilede-
aç1klamak için bütün bunları kutsallaştıırma
ki fertterin toplumsal ruhlan değişınediği halde di-
ve dinselleştirmedir. Kutsallaşmca ve
ğer bir toplumun dinini almışlardır. İkincisi de şudur
dinselleşince artık ne tenkit, ne de itiraz
ki bir toplumun hepsi totemlerine inanırken b~yük
edilebilir, ne de değişime uğramasmı
bir kısmı bir dine, az bir kısmı da başka bir dine
tasavvur etmek mümkündür. Böylece Şirk,
inanmaktadır. Yani bir toplumda bir çeşit totem ve
bütün tarih boyunca egemen samfm elinde
bir çeşit ataya tapma varken o toplumda iki, üç, ba-
bir alet olmuştur.
zen de birkaç din görülebilmektedir. Bu da gösteri-
yor ki toplumsal veya ortak ruh dini ruh ile aynı de-
ğildir. Ondan da ötesi Toternizm diğer dinlerin ken- en hassas görünümlerine sahip olmasıdır. Bunun
disinden aynlmış olduğu· tek ilkel din değildir.ı9 göstergesi de en güzel ve en ince şiirsel, ahlaki ve ir-
f'an1 duygular içindeki Çin şiir ve sanatıdır. Milliyet-
c. Çin Dinleri.
çilik ve tabiata yöneliş (Natüralizm) Çinli ruhun di-
ŞeriatiÇin'in, bütün beşeri dinlerin müzesi ve tarih ğer özellikleridir. Ancak Çin natüralizmi B~tı natü-
boyunca en seçkin irfanı duygunun kökü kabul etti- ralizminden farklıdır. NatüralistAvrupalı hissedilen-
ği Hint' i tanımak ve derin Hint dinlerine ve kültürü- lerio düzeyinde dokunulan ve fayda getiren tabiatın
ne geçmek için bir giriş olduğu kanaatindedir.2o Bu- üzerinde kalıp bunun dışındaki herşeyi inkar eder-
nun için Hint'den önce Çin'i ele almıştır. ken Çinli, maddi tabiatın ortasında irfant ruhu ve di-
Düşünürümüz Çin dinini ve felsefesini tanımak için ot idealizmi görmüş ve bulmuştur.ıı
Çinli bakışı tanımak gerektiğini belirterek bunun Ona göre Çin de diğer bütün toplumlar gibi bir be-
için de Çinli ruhun özelliklerine vakıf olmanın lüzu- devilik dönemi geçirmiştir. Yani bedevi ve ilkel Çin-
munu ortaya koyar. Ona göre Çinli ruhun özellikle- liler de Animizm, Fetişizm ve Totemizm gibi dinle-
rinden birincisi Yang ve Ying (olumlu ve olumsuz re sahiptiler. Çin dinleri medenlleşme döneminde
kuvvet) olarak tezahür eden diyalektik tezattır. Çin Taoizm ve Konfüçyanizm adıyla meşhur ve belirgin
düşüncesinde bütün eşya, şahıslar ve ruhlar, tabiatın iki din şekline dönüşmüştür.22
bütün maddi veya manevi işaretleri bu iki kuvvete
1. Taoizm
sahiptir. Yang etken, erkek, olumlu, yapıcı ve etkile-
yici bir kuvvettir. Ying ise edilgen, dişi, olumsuz, Şeriati Taoizm'deki "Tao" kavramı üzerinde durarak
kabul edici ve etkilenen bir güçtür. Işık ve yağmur "Tao Usulü" .dediği bu dinin kutsal kitabı "Tao-Te-
Bu kavramların bizim sufi kavramların aynısı oldu- sini Kon.füçyüs kurtarmış ve sosyal yaşama kavuş
turmuştur. Şeriati burada çok önemli bir tespitte bu-
ğunu söyleyen Şeriati, Taoizm'in Çin'de Vahdet-i
Vücudu savunan en bariz ve müşahhas ekallerden lunarak "Lao-Tsu ve Kon.füçyüs'ün mektepleri bir-
leştirilseydi mükemmel bir mektep olurdu" demek-
biri olduğunu söyler. Ancak Taoizm' deki bu bireye
yönelişin ve medeniyet, ilim ve iradeden bıkkınlığın tedir. Aynı şekilde Konfüçyus ve Lao-Tsu'nun şahsi
Çin toplumu ve medeniyetine büyük bir darbe vur- yetleri bir liderde toplanırlarsa, o şahsın mükemmel
duğunu ekler. Zira Taocu irfan ruhu o kadar yüce
bir lider olacağını söylemektedir. Çünkü Ona göre
olan bir insan tipi oluşturmuştur ki onu maddi haya- Konfüçyus ve Lao-Tsu mekteplerinin toplamı ve ter-
tın ötesine taşınuştır. Böylece insanı, kendisini haya-
kibi, mükemmel bir mektep olarak insanlığın ihtiya-
cını karşıtayabilecek özelliklere sahiptir.26
ta bağlayan herşeyden kurtulmış bir fert haline getir-
· miştir. Ama sonuçta toplum için uyuşhırucu bir mad- Kon.füçyanizm hakkındaki değerlendirmeleri bu şe
de olmuştur. Bunun önüne geçilmesi için fert irfan kilde olan Şeriati 18. yy. da Fransa'da Voltaire ile
ile eğitilirken, toplumun da akıl ve iktisat ile eğitil Rousseau arasındaki savaşın Konfüçyüs ile Lao-
mesi gereklidir.24 Tsu'nun savaşı olduğu görüşündedir.27
2. K01ıjüçyanizm d. Hint Dinleri
Salt mistisizme ve irfana yönelmenin toplumları du- Çin'i Hind'i tammak için bir giriş kabul eden Şeria
mura uğratacağını söyleyen Şeriati Konfuçyüs'ün ti, Hind'in beşeri dinlerin müzesi olduğunu, zira tarih
Şeriatİ Hint dinlerini tanıma gereğinin ilk sebebi daha bereketli ve daha bol ürünlü iken onlar Hint
olarak bu kültürdeki incelik, tefekkür ve irfam gös- halkından daha derin, daha ruhani ve daha soyut dü-
termektedir. İkinci olarak Hind'i tanımak Hint irfani şünceli değildirler. O halde zikredilen ana sebebe
bağlı olarak harici sebeplerio de olması gereklidir.
mektebinin etkisi altındaki edebiyat, kültür ve tarihi-
mizi tammaya da yardımcı olmaktadır. Hint kültür Ancak Şeriati bunlar üzerinde durmayarak bu karla-
ve medeniyeti de dolaylı veya dolaysız olarak ~lam nna işaret etmekle yetinmiştir.31
kültüründen etkilenmiştir. Hindi tanımak belki "bu-
günü de tanımamıza yardımcı olmaktadır. O halde
Şeriati !Hint dinlerini tanama gereğinin ilk
Hindi tammak, aynı zamanda batının sanayi ruhu ve
sebebi olarak bu kültürdeki incelik,
çelıresinde meydana çıkmış olan so~ yeni akımlan
tefekkör ve irfam göstermektedir. Ôkinci
ve bu asn tammaktır. Bunun yamnda Hindi tanımak
olarak IH!ind'i tammak Hint iriani mektebinin
sadece insandaki din duygusunu tanımak değil, aynı
etkisi altandaki edebiyat, kültür ve tarihimizi
zamanda belki de ilk ve en eski be.şeri din! kültürün
tammaya da yardarncı olmaktadir.
sermayesini tanımaktır. Hindi tanımak için üçüncü
ve en önemli sebep Batılı materyalist ruhun, tatmin-
sizliği sonucu Doğulu irfana ve Hint mistisizmine
Şeriatİ Hint dinlerindeki tanrı kavramının diğer din-
sığınma ihtiyacı duymuş olmasıdır. 29 Ancak Hint ru-
lerdeki ve bu cümleden olarak İlıralıimi dinlerdeki
hunu tammak akli bakımdan oldukça zor bir iştir. tanrı kavrarnından farklı olduğuna dikkat çekmekte-
Çünkü öncelikle Hint şimdiki akli idrakımızla zor dir. Ona göre bu farklılıkAvrupalı sosyologlan hata-
anlayabileceğimiz bir sırra sahiptir. Zira Hintli ru-
ya düşürmüş ve böylece Hint dinlerinde (Budizm'de
hun ve duygunun bu tadını tatmak ve bu ruha yak- veya Çin dinlerinde) tanrı inancının olmadığı hük-
laşmak büyük çaba isteyen bir iştir. Hint ruhi dünya-
müne varmışlardır. Zira sosyologların tanrı hakkın
sına yol bulma konusunda ikinci zorluk o ruhun tek
da zihinlerinde kendilerine özgü bir kavramlan oluş
yönlü olmasıdır. En şiddetli ve tek yönlü dini ruh,
muştur. Oysa Hint dinlerinin apayn bir tanrı kavra-
tek boyuta, tek yönelişe, şiddetli bir abartma ve aşı
mı vardır. Bu yüzden bunlar bu dinlerde tanrı duygu-
n bir yapıya sahip olan Hintli ruhtur.30
su veya tanrıya imanın olmadığını sanm.ışlardır. Bü-
Daha çok Batılı sosyologlar tarafından kullamlan tün bunlar Hindi yeterince tanımamanın işaretidir.32
Hint tenbelliği kavrarmaa değinen Şeriatİ, Hint hale-
1. Hindııizm
ti ruhiyesinin sakin, gayretsiz ve hareketsiz olduğu
nu ve kendi içinde daima tabiat ötesiyle meşgul ol- Şeriatİ Hinduizrn'in en eski şeklinin Vedizm olduğu
duğunu belirtmiştir. Bunun sosyolojik izahı olarak nu, Brahm~zm, Jainizm, Budizm ve Sihizm'in Ve-
ruh göçü yoluyla başka bir hayatta ve başka bir be- son derece önemsediği ve duyarlı olduğu bir konu
dende görüleceğini savunan Karma düşüncesini Şe olduğunu, bu konuda daima büyük bir şaşkınlık ve
riatİ "korkunç bir felsefe" olarak değerlendirir. Bu heyecan içinde bulunduğunu ve her zaman kendisiy-
felsefe Hint'teki kast sistemini binlerce yılrlu ayak- le çatıştığını söyleyerek başlamaktadu. Çünkü duy-
ta tutan ve koruyan en temel direktir. Çünkü tenasüh, gularının aşırı bir şekilde Buda'nın söylediklerinin
asaleti, insanın şu anda yaptıklanna değil de bir ön- etkisinde kaluken aklının ise tam tersine şiddetle
ceki hayatta yaptıklarına bağlı olarak dağuma cia- ona karşı çıktığını, bu yüzden kendi kendisiyle sü-
yanduan bir felsefedir. Yani köle ve efendi, kölelik rekli savaş halinde olduğunu belirtmektedir. Ancak
ve efendilik özelliklerine önceki hayatlanndan dola- Şeriati'nin, Buda'nın dünyasına dalınadan önce or-
yı sahiptirler.38
taya koymak istedi~ önemli bir sosyolojik tez var-
Şeriati'nin üzerinde durduğu bir diğer kavram dün- dır.-Bu teze göre tarihte gördüğümüz her toplum bel-
ya olarak adlandudığımız maddi hayat olan "Ma- li bir aşamaya ulaşınca daima lükse ve israfa yönel-
ya"du. Maya dünyası görünen dünyadu. Ancak biz- mek suretiyle aşırılığa düşmektedir. Bundan sonra
durum, sosyolojik bir kanun olarak karşımıza çık geçer. Tek kurtuluş yolu arzu, eğilim ve lezzetin geç-
maktadır. Bu kanun doğrultusunda Yunan, Roma, tiği bütün yollan terketmektir.43
Çin, Hint ve Müslüman toplumlarına kadar bütün Şeriatidört soylu gerçekten sonra Budizm'de ulaşıl
toplumları incelediğimizde aşın lüks, israfve savur-
ması hedeflenen son nokta olan Nirvana hakkında
ganlıktan sonra onları bekleyen akibetin yıkılma,
da açıklama yaparak Nirvana'nın çeşitli anlamları
parçalanma, çöküş ve dağılma olduğu görülmekte- olduğunu söylemektedir. Ancak hiç kimse onun asıl
dir. Buna göre tarih boyunca lüks ve yıkılına birbiri- manasını tam ve doğru olarak anlarınş değildir, ama
ni takip eden iki hakikat olagelmiştir. Ancak bundan onu, sönmüş ateş, sakin akıl, sükUnet, esrnesi olma-
sonrasında bir uyamş, bir devrim ve bir yeniden ya- yan rüzgar ve uzaya benzetrnek mümkündür. Nirva-
pılanmayı gerçekleştiren yepyeni bir toplumun mey- naya genel olarak Samsaranın artık olmadığı sükU-
dana geldiği görülmüştür. Şeriati Adem'in Cen- net dönemi denilebilir.44
net'ten kovulmasının dahi bu kanun çerçevesinde ol-
Buda'nın soylu sınıfı olan Kşatriyadan olduğunu
duğunu düşünrnektedir. İşte Ona göre Buda da böy-
söyleyen Şeriatİ, bütün Hint, Çin, İran ve Yunan din-
le bir insanı yansıtır. Hatta bu~ Batı insanının
lerinin kuruculannın bu sınıfa bağlı olduklarını be-
ulaştığı durum da budur. O halde bugünkü Batı 'nın
lirtmiştir. Yunan'da Sokrates, Aristotales, Platon,
kaderi ile Buda'nın kaderi ortaktır. Buda'nın, bu-
Demokritos; İran'da Mani, Mazdek, Zerdüşt; Çin'de
günkü Batı'da peygamberlerden daha fazla ilgi gör-
Konfiiçyüs, Lao-Tsu; Hint'te Mahavira ve Buda bu
mesinin sebebi de budur. O halde Buda'yı tanımak,
sımfa bağlıdırlar.45
tüketim dünyasını ve batının kaderini tammak de-
mektir.41 Budizm'deki kurtuluş (moksha) anlayışından da söz
eden Şeriatİ, bunun saray ve zahitlik hayatı arasında
iki aşırılıktan kaçınınakla sağlanacağına işaret ede-
Ruh sahibi olmayan. cismani bir adam rek Buda'nın "Bodhi" ağacımn altında Nirvana'ya
(profane) kutsal şaraptan içerse Mesih'in ulaşarak kurtuluşa eriştiğini ve "Buda" olduğunu be-
kamndan içmiş, kutsal ekmekten yerse lirtir. Ona göre Adem yasak meyveyi yemekle görüş
Mesih'in dsminden yemii ş olmaktadir. kazanrmştır, Buda da "Bo" ağacının altında görüşe
Bu vesileyle "mana" ona da geçmektedir. ulaşrmştır. 46
Böylece bütün insanlarda var olan ~dem'in
Şeriati Buda'nın çağrısının büyük Veda mabudlan-
ilk günabmdan temizlenip ilahi ve lsevi bir
nın çehresine ve Brahrnan sımfının otoritesine bü-
şahsiyet kazanmaktadir.
yük bir darbe olan çok büyük bir çağrı olduğuna vur-
guda bulunmaktadır. Budizm bu yüzden ibadetlerde-
Şeriati, Buda'mn hayatının ve mesajının bu yakla- ki etkin rollerinin kalcimlması dolayısıyla büyük bir
gelir ve aracı rollerinin reddedilmesi yüzünden de
şım çerçevesinde anlaşılması gerektiği kanısındadır.
büyük bir itibar kaybına uğrayan Brahrnanlann di-
Bundan sonra Buda'nın hayatından; onun önce bir
renciyle karşılaşrmştır. Sonuçta Budizm'in Hintte
ihtiyar, sonra bir hasta, sonra da bir cenaze ile karşı
yayılmasını engellemek için çok fazla çaba harca-
taşıp kendi yaşadığı hayatın anlamsızlığım anlarınş
rmşlar ve Hintte doğan Budizm'i Tibet, Çin, Viet-
olmasından, en sonunda da ruh sükı1netine erişmiş
nam ve Kamboçya 'ya sürene kadar onun aleyhind·e
fakir bir rahipten etkilenerek sarayım terk etmesin-
çalışrmşlardır. Neticede bugün de Hint, Budistler
den söz eder. 42
küçük bir azınlıktan fazla birşey değildir. Buda'nın
Buda hayatın ızdıraptan ibaret olduğu sonucuna diğer işlerinden biri de, riyazetlerle mücadelesi ve
ulaşrmştır. Ancak ızdıraptan kurtuluş mümkündür. sımilan reddetmesidir. Zaten Buda tanrılan red et-
Bunun için de dört soylu gerçeği tanırnak gerekir. mekle onlann sosyal sistemdeki tezahürü olan sımf
Birincisi "ızdırabın tanınması", ikincisi "ızdırabın lı düzeni de kendiliğinden reddetmiş olmaktadır. Şe
kaynağını tanımak", üçüncüsü "ızdıraptan kurtul- riati, Buda'mn yaptığı diğer ~arşı çıkışlardan birisi-
ma", dördüncüsü "ızdıraptan kurtuluşu gösteren se- nin de hakikatin aranmasında ve bulunmasında akıl
kiz dilimli yol ile Nirvana'ya ulaşmak"tır. Bütün ız- gücünün reddi olduğunu belirterek bunun, son asır-
inkar etmektedir. Tanrıların ve aracıların gücünü araşbrmacdarınm ·Buda'yı ateist biri olarak
reddederek insanı kendi benliğirıde varolan kuvvet- tammalarının aksine Buda'nın inanmadığı
Iere yöneltmiştir. O halde Avrupalı din araştırmacıla tanrı/tanrılar Veda tanrılarıyda. Onları ve
rının Buda'yı ateist biri olarak tanımalarının aksine onlarm aracalarım reddediyordu.
Buda'nın inanmadığı tann/tanrılar Veda tanrılarıydı .
Onlan ve onların aracılannı reddediyordu. B\ıda,
\
halkı asılsız tanrılardan ve daha da asılsız olan kor- Hint Arileri çok verimli topraklar ve çok rahat bir
ku ve kuruntulardan kurtarmıştı. Şeriatİ'ye göre bu, hayatla karşı karşıya oldukları için iktisadi açıdan
Tevhidin değil Şirkin reddedilmesi~r. Buda'nın Ve- mükemmel bir refahın içinde olan bir insan gibi zah-
da dinindeki Hint tanrılarını inkar etmekle yaptığı iş, metsizce geçimlerini elde etmişler, böylelikle iç
insanı kendi insanı sorurnluluklarına ve güçlerine alenıleriyle ve mistik derinlikle daha fazla meşgul
geri göndermesi, Şirk dinine ve Şirk tanrıperesttiği olabilmişlerdir. İran Arileri ise çok dirençli, çetin,
ne bir darbe vurmasıdır.48 susuz bir ülkeye geldikleri için iç dünyalarındaki ya-
Şeriati, Budizm'deki amel ve ayinlerin sarı elbise şantılarını geliştirme imkanı bulaı;nayarak sanat, ze-
giymek; saç ve sakalı tıraş etmek; sükfuıet, düşünme rafet ve irfandan uzak kalmışlar, bu şekilde yüzey-
ve iç murakabe; dilenci kabı taşırnak gibi çok sade sel, sığ, fakat gerçekçi bir din oluşmuşıur.sı
olduğunu, bunların yerine getirilmesi için Hindu-
1. Zerdiiştlük
izrn'deki gibi aracilara ihtiyaç olmadığını söylemek-
tedir. Budist alıiiikın Jse hayvanlan öldürmemek; Şeriatİ'ye göre Zerdüştlük yukanda sayılan özellik-
başkasının maliarına dokunrnamak; pislikten ve if- lere bağlı olarak olumlu fakat yüzeysel ve ruhsuz bir
fetsizlikten uzak durmak; aldatmaktan uzak kalmak; din olarak ortaya çıkmıştır. Tüm gücüyle akıl ve
özellikle öğleden sonraları mideyi tıka-basa doldur- mantığı kullanmaya ve sosyal hayata uyum sağla
maktan sakınmak; içkiden, sarhoşluktan uzaklaş maya çalışan bir dindir. Aşın yüzeysel olmasına rağ
mak; dans-müzik, şarkı, şenlik gibi faydasız iş ve men yapıcı, mutlu ve iyimserdir. Hayatı bir tek un-
oyundan sakınrnak; aletlerin süsünü, ziynetleri ve surdan yani ızdıraptan ibaret olarak gören, dünyaya,
görünür güzellikleri reddetmek; aile ve ocak anla- tabiata ve insana kötümser bir bakış açısıyla bakan
mında yumuşak yataktan aynlrnak; altın ve gümüşü Budizrn'in aksine Ze.rdüşt dini iyimserlik ve gerçek-
reddetmek, şeklinde on esas üzerine bina edildiğini lik clinidir. Maddi hayatı, üretimi ve ziraati şiddetle
söylemektedir. Şeriati'ye göre bu on esasa bakildığı teşvik etmiştir. Dış dünyayı reddederek iç dünyaya
zaman, göze çarpan ilk şey on esasın da menfi oldu- yönelen Budizrn'in tersine Zerdüşt dininin ruhuna
ğudur. Bu bizzat Buda'nın yüzünün sert çizgisidir. şiddetli bir realizm hakimdir. Bu yüzden tarihte kud-
tamşm~sı için yeni bir peygamberin dir. İkincisi ise yeni tarihçitere ve yazariara ait olan
gelmesine gerek olmadığı gibi yeni görüştür. Bunlar Zerdüşt dinini ihya etme ve bu dine
bulunmayan meseleleri, cevaplamak için de bugünkü dünya anlayışının Tevhidi tanıdığını ve öv-
yeniden vahyin gelmesine gerek yoktur. düğünü gördükleri için ilgi duyduklan diniere tevhi-
insan son vahiyle geleni öğrenerek, di bir çehre kazandırmak için oldukça çaba göster-
onunla amel ederek, onda içtihad ederek mektedirler. Şeriatİ burada İran'lı bilgin Dr. Muin'in
mükemmellik yoluna gitmelidir. bu görüşlerin etkisi altında Zerdüşt dinini safbir tev-
hid dini olarak nitelemeye kalkıştığını belirtmektedir.
Oysa Zerdüşt dini Ona göre tıpkı Vedizm ve Mitra-
izm gibi sade bir Şirk dinidir. Çünkü bu dinde Alıu
Şeriatİ İran'da Zerdüşt'ün M. Ö. 660 yılında ansızın
ramazda ile Ehrimen arasında ezelden ebede kadar
k.ıyam ettiğini söyleyerek kıyamının zaruri olduğuna
bir mücadele olduğunu belirtmektedir. ss
dair iki ayrı sebep zikretmektedir. Sebeplerden ilki,
medeniyet ve mülkiyet düzeninin insanlığın başına Şeriatİ Zerdüşt inancında, dünyada iki tanrısal dü-
yeni dertler ve ihtiyaçlar açmış olmasıdır. Konfüç- zen; iyi zat Spentamainyu ile kötü zat Angramain-
yüs, Lao-Tsu, Buda ve bazı Yunan filozoflannın yu'nun mevcut olduğuna dikkat çekm~ktedir. Herbi-
Zerdüşt'le ayru devirde yaşamış olmalan Zerdüşt'ün rinin yardımcılan ve melekleri vardır. Altı melek ve-
o zamanki İran'ın yeni dertlerine ve ihtiyaçlarına bir ya yakın tanrı dünyadaki "iyi zat" ın dostlandır. Bun-
cevap olduğunu göstermektedir. Diğer bir sebep ha- lar Spentamainyu ile hayır dünyasını idare etmekte,
yat şartlarının, sosyal düzenin, sosyal ahlak duygu- Angramainyu ve yardımcılanyla savaşmaktadırlar.
sunun değişmesiyle artık Mitrai.zm'in ve Zerdüştten Bu altı "Ameşa Spenta" Spentamainyu'nun liderliği
~nceki ilkel dinlerin İran'ın yeni ihtiyaçlarına cevap altında yedi kişilik grubu teşkil etmektedir. Bunlar
verememiş olmasıdır. Yeni şartlara, sosyal, iktisadi Ahuramazda'nın iradesini yürütmekte, şer ile müca-
ve ahiili ihtiyaçlara hitap etmesi gereken ve mevcut dele ederek Ahuramazda'nın yolunda olan insanlara
durumu açıklayabilecek bir din gerekmiş ve Zerdüşt yardım etmektedirler. Bunlara karşı Angramainyu
böyle bir ortamda ortaya çıkmıştır. Büyüyü iptal ile birlikte yedi kişilik kötü ruh grubunu teşkil eden
edip kurbanı reddetmiş, Karpaulara ve Moğlara kar- altı . tane de şer meleği vardır. Şeriatİ, Zerdüşt dininin
şı en büyük mücadeleyi başlatmıştır. Hepsinden metafizik itikadi sisteminin toplamının bu olduğunu,
mazda'dır. Zerdüşt Hint ve İran Arilerinin tanrılan nüstü, bütün zereelerin vücutlanna hakim iki hayır
na karşı çıkarak Ahuramazda'yı Mitra ve diğer bü- ve şer güç arasındaki evrensel bir savaşa dayanıyor.
tün tanrılardan daha büyük olarak kabul etmiş, bütün Bu ikili dünya görüşü, böylece tabiat ve varlık ale-
dünyanın ilah.ı ve hayır tanrısı kılmıştır". Başka bir mini ikiye ayırdığı gibi, insan ve dünyayı da iki zıt
kutba bölüyor''.S9
yerde de Gathalar'da da görüldüğü gibi "nur ve zul-
metin/iyi ve kötü tanrının" dünyada karşı karşıya Şeriatİ Dinler Tarihi adlı eserinin birçok yerinde
kalmış olan iki güç olarak birbirleriyle savaştıklan mütemadiyen "Acaba Zerdüşt tek tanncı mıdır yok-
nı, Ahuramazda'nın ise bunların üstünde olduğıınu, sa iki tanncı mı, düalist midir yoksa muvahhid mi?"
nün, aydınlık ve karanlığın yaratıcısı olarak gördüğü kilde açıklanması ve yorumlanması mümkün değildir.
nü fark edeceğimizi belirtmektedir. Avesta ezeli ve Zira Zerdüştlük'te Ahuramazda çok büyük bir tanndır,
ebedi bir varlık olarak Spentamainyu ve Angrarnain- alışılmış sıradan insanların ona ulaşması mümkün de-
yu'yu açık olarak Ahuramazda'mn yaratıkları olarak ğildir. Ona yaklaşılamaz ve bir işe tevessül edilemez
kabul etmektedir. Ona göre bulisan ve düşüncede Tev- tapılamaz, birşey istenemez. Küçük tannlar el altıoda
hidi bulmaktayız. Ama Avesta'om diğer bölümlerini olup, halkın ihtiyaçlarına cevap verirler. Bu yüzden
mabetieri "Soruş", "Agni", "Nahiyed", ve "Mitra" ile
doludur. Gathalar'da görülen Ordibeheşt, Hordad, Es-
pend gibi Ameşaspentaların isimleri Ahuramazda'nın
Bu yüzden Yeniçağ'm başlang1cmda sıfatlarıdır, özel isimler değildir. Ama sonraki dönem-
yüzbinlerce Hıristiyan kilise merkezine üye lerde bu sıfatlar nitelenenden soyutlanarak ve Ahura-
olmadan ve resmi ruhanilerin aracll1ği mazda'nın zatıodao ayrılarak Tanrıyayakın melekler
olmadan Hiristiyan olmak istedikleri için ve tannlar şekilde ortaya çıkmışlardır. Bu ise artık
katledilmişlerdir. Hafta George Danue gibi
Şirktir.61
.
çoğu din alimlerini bile ateşte yakmlşlardlr.
Şeriatİ, Ş la nasıl Alevi Şi ası ve Safevi Şiası diye iki
çeşitse, Zerdüştlüğün de Zerdüşt dini ve Zerdüştilik
dini olarak iki çeşit olduğunu söylemektedir. Bunlar-
ve geleneklerini araştırdığımız?a Ahurarnazda 'nın Eh-
dan biri Zerdüşt'ün getirdiği
dindir, diğeri de Zer-
rimen' e karşı olduğunu, her ikisinin de ezeli ve ebedi
düşt'ün yerine geçen idarecilerin ve milbedlerin
olduğunu görmekteyiz. Burası da Şirk kokusu ver-
oluşturdukları dindir. Düşünürümuz "Zerdüşt'ten ve
mektedir. Oysa Zerdüşt gibi büyük bir şahsiyetin bir
onun asıl simasından, söylediğimden başka birşey
kitapta hem muvahhid hem de müşrik olması mümkün
bilmiyorum, bundan öte söylediğim ise Zerdüştilik
değildir. O halde bu ikisinden biri doğrudur; her ikisi
dini ile ilgilidir" demektedir. 62
değil. Şeriati bu konuyu anlamak için en eski metinle-
re müracaat etmek gerektiğini söylemektedir. Eğer es- Şeriati Şii müfessir Tabatabal'nin el-Mizan adlı tefsi-
ki metinlerde tevhidi ayetler bulunursa Ş irk ayetlerinin rinden bazı rivayetler toplarlığını belirtmektedir. Bu-
toplumun Müşrik güçlerinin fazladan bir ilavesi oldu- na göre Hz. Ali'ye Mecusilerin Kitap Ehli olup olma-
ğuna delil olduklarını söylemektedir. Şeriati bu nokta- dıkları sorulunca açık olarak şöyle cevap vermiştir:
da Zerdüşt'ü doğru olarak tanımada nakli karineleri "Mecusiler Ehl-i Kitap'tır, bir peygamberleri vardı,
devreye solanaktadır. Onun tespitlerine göre Aves- öldürdüler, yaktıkları bir de kitapları vardı. .." Düşü
ta'nın mütalaasında Gathalar'dan uzaklaştıkça bir ve nürürnüz ilaveten şunları söylemektedir: "Yemen'in
yegane olan Ahurarnazda'nın tevhid ve ahenginden; güneyindeki Hicr İranlı Zerdüştilerin yerleştiği bir
Ahuramazda'ya ışığın, karanlığın., iyilik ve kötülüğün, bölgeydi. Müslümanlar Yemen'in fethinden sonra
çirkinlik ve güzelliğin yani herşeyin yaratıcısı olarak Hz. Peygamberin emriyle Hicr Mecusilerine Ehl-i
hitap eden Zerdüşt'ten uzaklaşmaktayız. Avesta'nın Kitap muamelesi yaparak onlardan cizye aldılar. Bi-
sonlarına vardığımız zaman ise açık bir şekilde dünya- liyoruz ki İslam sadece muvahhidden, Ehli kitap
nın ikiye ayrıldığını görmekteyiz. Bir taraf Ahurarnaz- olandan (velev ki sapmış bile olsa), gerçektevhidi di-
da diğer tarafEhrimen şeklinde, her ikisi de aynı sevi- ne sahip olan kimselerden Cizye alıyor. Binaenaleyh
yede ve aynı güçte iki ayrı varlık ortaya çıkmaktadır. Hz. Peygamber Mecusi şirkini Yahudilik ve Hıristi-
asaletine inanan bir düşünce tarzıdır. Maneviyata noktadan itibaren islam'a girdiğini ve
karşı maddiyatın, tabiat güzelliğine karşı insan'- gü-
Erneviierin bunu Milbedterin ve Sasanileırin
kullandığı gibi kullandıklaranı söylemektedir.
zelliğinin asaletidir. Bunlann hepsi de dini, felsefeyi
ve sosyal hayatı yansıtmaktadır.74
sahibi olmayan cismani bir adam (profane) kutsal
g. Hıristiyanlık
şaraptan içerse Mesih'in kanından içmiş, kutsal ek-
Şeriatİ Hıristiyanlığın üçüncü büyük kolu olan Pro- mekten yerse Mesih 'in cİsıninden yemiş olmaktadır.
testanların Ortaçağın sonlannda Avrupa'da ortaya Bu vesileyle "mana" ona da geçmektedir. Bu şekilde
çıktıklanw, bunlann mevcut din olan Katolikliğe iti- o, Mesih' le kutsal bir birlik kazanmaktadır. Onunla
raz eden ve buıjuvaziye bağlı dindarlar olduklannı, bir nevi akrabalık kurmuş ve onun yakını olmuştur.
yani sermayedar ve sanatkar sınıfa bağlı bulunduk- Böylece bütün insanlarda var olan Adem'in ilk gü-
lannı söylemektedir. Şeriatİ 'ye göre Protestanların nahından temizlenip iliihl ve İsevi bir şahsiyet ka-
Katolik kilisesi ve Papayla zıtlaşmalarının sebebi zanmaktadır. Şeriatİ bunun Fransız Levy Bruhl'un
Katolik kilisesi ve Papa'nın Ortaçağdaki feodalite meşhur Katılım (Participation) teorisinin tekiimül et-
düzenine bağlı olmalandır. Protestanlık Katolik miş şekli olduğu kanaatindedir. Bu teoriye göre bir
mezhebinin ahirete yönelişinden dönen Hıristiyan kabilenin fertleri kendilerini somut bir şahıs olarak
lıktır. Hıristiyanlığın dünyaya dönük yüzünü temsil bildikleri halde, büyücüler veya dini vasıtalann ta-
etmektedir. Maddi hayata, sanata, işe, servete bila- vassutu ile yerine getirilen dini törenlerde, danslarda
hare Kapitalizm'e aşıktır. Max Weber'in de dediği ve dinsel pratiklerde ve hatta tavırlarda kendi kabi-
gibi Avrupa coğrafyası Protestanİzın ile Kapitaliz- lelerinin toteminin şeklini taklid etmektedirler. Böy-
min ilerlemesi arasında hayret verici bir uyum ve da- lece toternlerinin ruhunun kendilerine girdiğini ve
yanışmanın olduğunu göstermiştir. 75 örneğin kanguru olduklannı sanmaktadırlar. İşte Hı
Şeriatİ Hıristiyanlık'takiruhanilik anlayışını ve ev- ristiyanlıkta bu ruh, bu ruhu taşıyan Hıristiyan ruha-
lıaristiaya/ekmek şarap ayinini ilkel kabile dinlerin- nilerinin elindedir. Bu açıqan bütün cismiini şahısla
deki "mana" fikrinin bu dine girişi iile izah etmekte- rın bu ruha sahip olmak için kiliseye üye olmalan ve
dir. Ona göre Hıristiyanlıkta ruh/sprit "mana"nın te- keşişlere tabi olmaları gereklidir. Zira ancak bu şe
kamül etmiş ve taltif edilmiş şeklio.ir. Mesih, mana kilde ruh onl~ra girecek ve ancak bu şekilde Kutsal
bir yaklaşım göstererek insanın iki zıddın toplamın son peygamber olmasıyla ilgili "Hatemiyyet/Son"
dan ibaret olduğunu söyler. Çünkü insan bir taraftan ile ilgili görüşleri ile bu bölümü hıtama/sona erdir-
çamurdan yaratılmışken diğer taraftan Allah 'tan bir mek istiyoruz. O bu kavramla, insanın artık dine ih-
tiyacı yoktur, demek istememektedir. Ancak artık
ruh taşımaktadır. Diyalektik felsefe iki zıttın bir ara-
yeniden vahyin gelmesine ihtiyaç olmadığını belirt-
da toplanmasını mümkün görürken -çamur ve Al-
mektedir. Yani insanın dinin talimat ve mesajıyla ta-
lah'ın ruhu ayrı ve zıt şeylerdir- Aristo mantığı iki
nışması için yeni bir peygamberin gelmesine gerek
zıddın toplamını kabul etmemektedir. "Hem gündüz
olmadığı gibi yeni problemleri ve daha önceki din-
hem gece olamaz, bir şey hem iyi hem kötü olamaz,
lerde bulunmayan meseleleri cevaplamak için de ye-
iki zıt birbiriyle toplanamaz ve giderilemez" demek-
niden vahyin gelmesine gerek yoktur. İnsan son va-
tedir. Oysa Ona göre biz iki zıddın toplamının müm-
hiyle geleni öğrenerek, onunla amel ederek, onda iç-
kün olduğunu görmekteyiz. Çoğu insanlar ne iyidir
tihad ederek mükemmellik yoluna gitmelidir. Bu
ne kötüdür, ne ölüdür ne diridir. Burada Şeriati zıd yüzden insanın yeni bir vahyin gelmesine ihtiyacı
diyetin iki şekilde olduğunu söylemektedir. Mesela yoktur. Nasıl ki üniversite tahsilini bitirmiş birisi
siyah ve beyaz, gece ve gündüz gibi. Ama asıl zıtlık, şimdi artık bir sınıfa ve hacaya ihtiyacı olmaksızın
bir şeyin olmamasıdır. Mesela, bir şeyin olma ve ol- öğrendiği esaslara göre araştırma yapabilir ve bunu
mamasının, bir yerde ve aynı anda olması gibi. Bu devam ettirebilirse aynı şekilde de insanlık son vah-
yüzden onların toplanması ve giderilmesi aklen mu- yin gerekleri içinde hayatını sürdürüp bütün mesele-
haldir. Mesela hem Zeyd olması, hem de olmaması lerine çözüm bulabilir. Hatemiyyetin anlamı budur.
önemle durolmasını gerektiren hususlar içermekte- Rahnema, Ali, An Islamic Utopian; A Political Biography
of Ali Shari 'ati, Ali Şeriati Bir islami Ütopyaemın Siyasi
dir. Bu cümleden olarak Çin'in Hind'i anlamak için · Biyografisi adıyla Çev. Zelıra Savan, İstanbul 2006/ Müs-
bir giriş olduğunu belirterek Taoizm ve Konfüçya- lüman Ütopyacı adıyla Çev. İhsan Toker, Hece Yayınları,
İstanbul 2005 ·
nizm'i birbirlerini tamamlayan dinler olarak açıkla
Razavi, Puran Şeriati, Eşim Ali Şeriati Bir Yaşam Portres i,
ması, Hint dinlerini mistik ve metafizik derinlikleri-
Çev. Sinan Bircan, İhtar Yayıncılık, İs~nbul 2006
ne rağmen karamsar ve gerçeğe yabancı olarak ta- Richard, Yahn, "Şeriati ve İslami Yön)!tim", (Hamid Alı
nımlarken İran dinlerini sığ ve yüzeysel ancak ger- medi (Ed.), Dünyada Ali Şeriati, Çev. Yasin Demirkıran,
Ekin Yayınları, İstanbul 1998 içinde), ss. 356-359
çekçi olarak tanımlaması ve söz konusu dinlerin bü-
Şeriati, Ali, Ali Şiası Safevi Şiası, Çev. Feyzullah Artinli,
tün bu özelliklerini öncelikle sosyolojik ve ekono- Yöneliş Yayınlan, İstanbul 1990
mik şartlara bağlaması orijinal olarak değerlendiril Şeriati, Ali, Dine Karşı Din, Çeviren: Hüseyin Hatemi, işa
melidir. ret Yayınları, İstanbul 1990
Şeriatİ, Ali, Dinler Tarihi I-ll, Çeviren) er: Abdullah Şahin
Bütün bu ve benzeri yaklaşunlann, Şeriati'ye yönel- Aidulhamit Özer, Seçkin Yayıncılık, İstanbul 1-988- 1990
tilen -ve birçoğu haklı olan- eleştirilere rağmen, din- Şeriatİ, Ali, Hac, Çeviren: Ejder Okumuş, Fecr Yayınları,
Ankara2007
leri anlama ve yorumlama noktasında ilim dünyası
Şeriati, Ali, ls/am ve Sınıfsal Yapı, Çeviren: Doğan Özlük,
nın kendisinden alacağı çok şeylerin bulunduğunu, Fecr Yayınlan, Ankara ~008
Dinler Tarihi adlı eserinin hemen hemen bütün Din- Şeriatİ, Ali, Kültür ve İdeoloji Etrafında Konuşmalar, Or-
han Bekin, Bir·Yayıncıhk, İstanbul 1986 .
ler Tarihlerinden farklı olduğunu ve Şeriati'nin bu
Şeriati, Ali, Marksizm ve Diğer Batı [)üşünceleri, Çeviren:
alanda önemli bir kaynak olduğunu gösterdiği kana- Fatih Selim, Düşünce Yayınlan, İstanbul 1980
atindeyiz.ll Şeriati, Ali, Marksizm, Çevirenler: Yakup Arslan- Kenan