Duvarin Arkasi

You might also like

Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 37

DUVARIN ARKASI

BERLİN DUVARINA DAİR

SAHNE 1

(Sahnede bir duvar duvarın önünde iki


Adam sandalyede oturmuş konuşmaktadır)

1.OYUNCU:Bu gün hava ne kadarda güzel güneş iliklerime kadar giriyor

2.OYUNCU:Evet birde şu duvar olmasa daha güzel olacak

1.OYUNCU:Neden

2.OYUNCU:Neden mi? Baksana oradan gelecek güneşimizi kesiyor

1.OYUNCU:Ama güneş bu taraftan doğuyor ki

2.OYUNCU:Yahu adam güneş hiç mi o tarafa doğru dönmüyor

1.OYUNCU:Dönüyor ama batarken dönüyor o zamanda ısıtmaz ki

2.OYUNCU:Yahu her şeye de muhalefet olma

1.OYUNCU:Yok muhalefet olmak için değil de ne bileyim işte

2.OYUNCU(Oturduğu sandalyeden kalkar):Hiç mi merak etmiyorsun duvarın o tarafını

1.OYUNCU:Burada mutluyum

2.OYUNCU:Burada mutlu musun.Anlamıyorum nasıl mutlu ola biliyorsun kim bilir duvarın
arkasında nasıl bir yaşam vardır.Duydun mu hiç orada ki yaşamın nasıl olduğunu

1.OYUNCU:Kabaca şey öyle pek bilgim yok

2.OYUNCU:(sessizce)Ben gördüm

1.OYUNCU:Gördün mü?Yasak değil mi oraya geçmek?Nasıl geçtin?

2.OYUNCU:Orasını boş ver.Hem yavaş ol duyacaklar

1.OYUNCU:Pek anlat o zaman nasıl bir yer

2.OYUNCU:Bence görmelisin.Herkes istediği gibi yaşıyor kimse kimseye karışmıyor


özgürsün yani.
1.OYUNCU:Nasıl burası özgür değil mi

2.OYUNCU:Konuşurken bile sesiz konuşuyoruz

1.OYUNCU:Bence sesiz konuşan sensin ben sesiz konuşmuyorum öyle

2.OYUNCU:Peki o zaman san bir şey anlatanda kabahat

1.OYUNCU:Dur yahu hemen sinirlenme anlat işte bende merak ediyorum.

2.OYUNCU:İnsanın şevkini kırıyorsun

1.OYUNCU:Tamam tamam konuşmayacağım.

2.OYUNCU:Her şey bir kere orada son teknoloji lüks burada ki gibi değil.Herkesin bir evi
var

1.OYUNCU:Burada da var

2.OYUNCU:Bak yine aynı şeyi yapıyorsun

1.OYUNCU:Özür dilerim

2.OYUNCU:Lafımı keseceksen anlatmam.

1.OYUNCU:Tamam dedik işte uzatma

2.OYUNCU:Burada senin evin varda burada ki ev senin mi devletin

1.OYUNCU:Ama ölene kadar kullanıyorum

2.OYUNCU(Sesi daha artarak):Arkadaşım neyleyeyim ben öyle evi.Orada ev senin istediğin


gibi kullan satar mısın kiraya verir misin fark etmez.Sonuçta özel mülkiyetin senin

1.OYUNCU:Hadi ya

2.OYUNCU:Burada öylemi.Hep olduğun yerde kalıyorsun.Orada paran olur rahat yaşarsın,iki


yeri görmüş biri olarak sana bunları söylüyorum.Işıklı caddeler içkiler kızlar göreceksin orayı
dostum müthiş bir yer gel istersen bir sıçra bir bak görebilirsin belki

1.OYUNCU:Yok görsem ne yapacağım

2.OYUNCU:Ya ne olacak bir baksan

1.OYUNCU(İstemeyerek kalkar):Peki peki

2.OYUNCU:Ama sesiz ol gören filan olmasın

(yavaşça duvara doğru yaklaşırlar 1.oyuncu


Sıçrar bir iki kere dener sinirlenerek)
1.OYUNCU:Hiçbir şey görmedim(Yerine oturur)

2.OYUNCU:Nasıl göremesin.Tam karşıdaki ışıklı caddeyi

1.OYUNCU:Benim gördüğüm tek ışıklı cadde karşımda duran caddedir.

2.OYUNCU:Ooo oda cadde mi sen oradakileri görsen

1.OYUNCU:Sen orayı boş ver de işten yine ayrılmışsın

2.OYUNCU:Ben öyle sürekli çalışamam hem çalışsam neye yarıyor ki bir şey yapamıyorum
ki

1.OYUNCU:Ne gibi

2.OYUNCU:Ne gibi olacak zengin olabiliyor muyum yok ee napayım parayı

1.OYUNCU:Bu kadar önemlimi senin için zengin olmak önemli olan mutlu düzgün yaşaya
bilmek değil mi

2.OYUNCU:Paran olmasa nasıl mutlu olursun ki

1.OYUNCU:Bilmiyorum ama sana katılmıyorum

2.OYUNCU:Sen burada otur yerinde kal ben biraz daha orayı izleyeceğim

1.OYUNCU:Dikkatli ol yakalana bilirsin

2.OYUNCU:Bak kendin söylüyorsun her şey yasak duvardan bakmamız bile yasak ondan
sonra burada özgürlük var diyorlar

(2.Oyuncu duvarı yanına gelir sıçrar bir


Kaç kere en son sıçrar ayağı kaya düşer
1.Oyuncu kahkahalar atar)

1.OYUNCU:Şu karşı tarafa duyduğun merak seni rezil ediyor farkında değilsin

2.OYUNCU:Sen işine bak

(Daha rahat izleye bilmek için sahnede bir


Şeyler arar dolanır durur sonra sahnenin
Uzağında bir şeyler bulup duvarın yanına koyup
Üzerine çıkar bakar)

1.OYUNCU(Alaylı bir tavırla):Ne oldu rahat göre biliyor musun şimdi

2.OYUNCU:Görüyorum tabi sende orada otur.Bak ne güzel ışıl ışıl sokaklar arabalar vızır
vızır geçiyor

1.OYUNCU:Dikkat et duvar üzerine yıkılmasın


2.OYUNCU:Bir şey olmaz

1.OYUNCU:Bu kadar eminsin yani sana bir şey olmayacağından

2.OYUNCU:Tabi ki

1.OYUNCUN:Bence sen yinede dikkat et(yanına gider)Hadi in artık yeter baktığın bir gören
olacak şimdi

2.OYUNCU:Sen etrafa bak işte biri gelirse bana haber verirsin

1.OYUNCU:Yahu senin suçuna niye ortak olayım

2.OYUNCU:Bir kerecikten bir şey olmaz

1.OYUNCU:İyi tamam.Hem bu koku ne böyle sende alıyor musun kokuyu

2.OYUNCU:Ben hiçbir şey almıyorum

1.OYUNCU:Çok pis bir koku az öncede vardı ama sana söyleyemedim

2.OYUNCU:Bence bir koku yok

1.OYUNCU:Bence var ama nerden geliyor onu henüz bulamadım

(Koklaya koklaya duvara doğru gelir)

1.OYUNCU:Duvarın arkasından geliyor bu koku

2.OYUNCU:Duvarın arkasından mı bence tam bulunduğun yerden geliyor etrafına bir


baksana her taraf pislik içerisinde

1.OYUNCU:Yok yok bence oradan geliyor

2.OYUNCU:Eee sen neye inanmak istersen ona inan

1.OYUNCU:Şii ses çıkarma

2.OYUNCU:Ne oldu

1.OYUNCU:Bir ses duydum

2.OYUNCU:Ne sesi

1.OYUNCU:Sanırım buraya doğru biri geliyor

2.OYUNCU:Biri mi geliyor

1.OYUNCU:Evet çabuk(2.Oyuncunu üzerine çıktığı şeyi göstererek) kaldır hemen onu


oradan
(Bir anda koşuştururlar 2.Oyuncu üzerine
çıktığı şeyi hemen kaldırır eski pozisyonlarına
dönerler sahneye 3.Oyuncu girer duvarın etrafını
sulayarak onları görünce bir anda şaşırır sert
bir ifadeyle)

3.OYUNCU:Ne yapıyorsunuz siz burada

1.OYUNCU:Oturuyoruz.Asıl sen ne yapıyorsun öyle çürüteceksin duvarı

3.OYUNCU:İşime karışmayın.Hem burada oturmak yasak hemen kalkın gidin

1.OYUNCU:Neden burası halka açık yer değil mi

3.OYUNCU:Yasak diyorsak yasak.Hem daha demin bir şey gördün biriniz duvara mı çıkmıştı

1.OYUNCU:Yoo

3.OYUNCU:Umarım yoksa başınız derde girer.Şimdi gidin izin alın

1.OYUNCU:Kimden

3.OYUNCU:Şurada oturan şişko adam var ya ondan işte oda sizi başka birine
yönlendirecektir çünkü onunda izin vermeye yetkisi yok

1.OYUNCU:Alt tarafı şurada biraz daha oturup kalkacağız şimdi o başka birine o da öbürüne
sürekli yönlendirip dururla alt tarafı biraz oturmak için onlarca kişiyle görüşmek zorunda
kalacağız bira görmezden gelsen hem sende oturdinlen biraz

3.OYUNCU:Peki ama biraz(gelir yanlarına oturur)Ne yapıyordunuz burada böyle

1.OYUNCU:Güneşleniyorduk birazda sohbet ediyorduk

(1.Oyuncunun ne diyeceğini anlamış gibi


korkuyla hızla atıldı 2.Oyuncu)

2.OYUNCU:Havadan sudan

3.OYUNCU:Öyle mi

1.OYUNCU:Aslında duvarın arkasıyla ilgili konuşuyorduk

3.OYUNCU(Sinirli):Ne

2.OYUNCU:Yok aslında tam öyle değil

3.OYUNCU:Ya nasıl

(2.Oyuncu susar)
1.OYUNCU:Sen ne düşünüyorsun duvarın arkasıyla ilgili

3.OYUNCU:Nasıl ne düşünüyorum.

1.OYUNCU:Duvarın arkasıyla ilgili nasıldır orası ne vardır orada

3.OYUNCU:Başınıza iş alacaksınız komutanımız duyarsa cezalandırır

1.OYUNCU:Buradan nasıl duysun .Hem alt tarafı konuşuyoruz sende fikrini söyle

3.OYUNCU:Komutanımızın dediğine göre yozlaşmış çürümüş bir yer yarın bir gün bize
katılacak bir yer

2.OYUNCU:Nasıl orası mı bize katılacak sanmam görmedin mi hiç orada ki ışıklı caddeleri

3.OYUNCU:Sen nerden gördün

2.OYUNCU:Yok aslında ben görmedim ama görenler olmuş

3.OYUNCU:Oranın ışıklı caddeleri görünüşte,onlar hep aldatmacaymış

1.OYUNCU:Biraz önce onlarında bize katılacağını söyledin nasıl olacak bu

3.OYUNCU:Kendiliğinden

1.OYUNCU:Kendiliğinden mi bu güne kadar hiç böyle bir şey olmadı

3.OYUNCU:Senin dediğin eskidendi şimdi dünya değişti eğer barış içinde bir arada
yaşayamazsak savaşlar çıkar bu gün herkeste nükleer silahlar var insanların olmadığı bir
yaşamda mı istediğimiz dünyayı kuracağız.Hem orada yaşayanlarda bizim haklılığımızı
anlayacak sonunda böylece geçecekler komutanda böyle söylüyor

1.OYUNCU:Öyle söylüyorsun ama bu gün savaşın sebebi de karşı taraf değil mi?

2.OYUNCU:Arkadaşlar siz ne konuşuyorsunuz böyle ben hiçbir şey anlamıyorum karşı


tarafta diyorum şurada şu duvarın arkasında ne güzel ışıklı bir yaşam var siz oturmuş neyden
konuşuyorsunuz

1.OYUNCU:Bence sen anlıyorsun da anlamazlıktan geliyorsun

2.OYUNCU:Ya bırakın bu konuşmaları gelin bakalım şu duvarın arkasına

1.OYUNCU:Sen bırak da duvarın arkasını senin şu işin ne oldu

3.OYUNCU:Ben şu duvara biraz daha su dökeyim

1.OYUNCU:Bence yanlış su döküyorsun ama yinede sen bilirsin

2.OYUNCU:Hangi iş
1.OYUNCU:Geçen hafta bahsettiğin

2.OYUNCU:Hıı şu iş.Ne olacak hep oradan oraya yollayıp duruyorlar hep bürokrasi hep
bürokrasi insanı bıktırıyorlar bende vazgeçtim.Oysa duvarın öbür tarafında öyle mi hep özele
ait iş yapmadın mı kovulursun

(3.Oyuncu yanlarına gelir)

1.OYUNCU(3. ye dönerek):Buna ne diyorsun

3.OYUNCU:Neye

1.OYUNCU:Bürokrasinin olduğunu söylüyor

3.OYUNCU:Yalan bizde bürokrasi olmaz elbette düzenin aksamaması için bir hiyerarşik bir
yapı olacaktı ama bu bürokrasi değil.

1.OYUNCU:Ama ya bu yapı düzgün kullanılmazsa yanlış politikalar hakim sürerse o zaman


hantallaşmaz mı bu da aksaklıklara sebep olmaz mı

3.OYUNCU:Tamamda bir yanlış kullanmıyoruz ki hem komutanda böyle kullanılmasının


doğru olacağını söylüyor

1OYUNCU:Ya arkadaş sende hep komutan böyle diyor komutan şöyle diyor diyorsun senin
bir düşüncen yok mu komutan mı seni yönlendiriyor

3.OYUNCU:Yoo ama onun düşüncelerini benimsiyorum ve onunla beraber hareket ediyorum

1.OYUNCU:Ya komutanda yanlış yapıyorsa

3.OYUNCU :Sanmam hem o bu gün bizim saygı duyduğumuz bir kişi

1.OYUNCU:Zaten duy ama sende sorgula yoksa kendi halkına yabancılaşırsın

3.OYUNCU:Biz zaten halkız nasıl yabancılaşacağız

1.OYUNCU:Yabancılaşırsın eğer ondan uzaklaşırsan yönetici olup emir komuta zincirine


dönerse politik çıkarlarını halkın menfaatlerinin önünde tutarsan yabancılaşırsın.

3.OYUNCU:Bizde o olmaz

1.OYUNCU:Umarım

2.OYUNCU:Sizde bir ses duyuyor musunuz?

1.OYUNCU:Ne sesi

3.OYUNCU:Ben bir ses duymuyorum?

2.OYUNCU:Nasıl duymuyorsunuz
1.OYUNCU:Ben sanki duyar gibiyim

3.OYUNCU:Ben hiçbir şey duymuyorum

1.OYUNCU:Neyse biz sohbetimize geri dönelim ama kulağımızda bu seslerde olsun ne olur
ne olmaz dost var düşman var uyanık olmakta fayda var

3.OYUNCU:Bence kuruntu yapıyorsun,o bizi kandırmaya çalışıyor

2.OYUNCU:Seni niye kandırayım ki

3.OYUNCU:Ne bileyim niye sabahtan beri yok karşı taraf şöyle yok karşı taraf böyle,yoksa
sen karşı tarafın ajanı mısın

2.OYUNCU(Korkar):Yok sen yanlış anladın ben sadece merak ediyordum o tarafı o kadar

3.OYUNCU:Ben onu bunu anlamam dikkat et

1.OYUNCU:Neyse şimdi içimizde kavga etmenin zamanı değil

2.OYUNCU:Ben kavgadan yana değilim o başlattı

1.OYUNCU:Görüyorsun değil mi bu adamda hala bir şeyleri değiştirememişiz neden

3.OYUNCU:Elbet oda bir gün değişecektir

1.OYUNCU:Değişecek değişecekte umarım bu taraftan yana değişir.Bence değişmesi için


bizin müdahale etmemiz gerekmez mi

3.OYUNCU:Zaten biz geliştikçe diğerleri de kendiliğinden gelişecektir

1.OYUNCU:Yahu bu senin her şeyi akışına bırakmanı da anlayamıyorum.Şu adama bir bak
bu adam nedir beyninin bir yarısı burada bir yarısı orada gerçi artık burada bir beyni
kalmamış ama neyse sen bu adamın bu adamın buradaki beynini geliştirmesen bu adam bu
adam öbür tarafını geliştirecek çünkü sen gelmeden önce bu adam hep o tarafıyla
düşünüyordu bana hep o tarafıyla ilgili hikayeler anlatıyordu

3.OYUNCU:E ne olmuş anlata bilir zamanla diyorum işte

1.OYUNCU:Hala zamanla diyor ya baksana artık adamın burayla ilgili hiçbir şeyi kalmamış
bu saatten sonra zamanımı kalmış senin her gün suladığın o duvara ilk tekmeyi vuracak olan
bu olacak

3.OYUNCU: Cezalandırırız

1.OYUNCU: Ceza meza kar etmez artı iş işten geçtikten sonra

3.OYUNCU:Eee ne yapalım yani


1.OYUNCU:Bu saatten sonra kar eder mi bilmem ama önce şu duvara döktüğün suyu bir
değiştir

3.OYUNCU:Sende çok biliyorsun.Hangi hadle bizim işimize karışıyorsun.Yoksa sende mi


düşmansın

1.OYUNCU:Yahu daha vakit varken gel yapalım şunu yoksa iş işten çoktan geçmiş olacak

3.OYUNCU:Sen kafanı yorma biz hallederiz

2.OYUNCU:Ya sabahtan beri konuşuyorsunuz şu sesleri duymuyor musunuz?

3.OYUNCU.Ne sesi

1.OYUNCU:Kafasının öbür tarafından gelen sesler

(bir ses gelir radyo sesi gibi)

SES:Oranında özgür demokratik bir yer olası gerek ve biz elimizden gelen her şeyi yapacağız
yönetim halkın sesine kulak vermeli biran önce çekip gitmelidir orada duran o duvar bir utanç
duvarıdır.Halkları bölen ayıran bir duvardır duvarı her iki tarafında yaşayanların acılarını
paylaşıyoruz duvarın diğer tarafı da bizimle birleşerek özgür olacaklarına inanıyoruz.Biran
önce bileşilmesi dileğiyle

2.OYUNCU(Sevinç çığlıkları atar):Yaşasın yaşasın

3.OYUNCU:Buda ne böyle

1.OYUNCU:Sana dediğim şey işte

3.OYUNCU:Ben gidip duvarı sulayacağım

1.OYUNCU:Hala aynı suyla mı

3.OYUNCU:Evet

(Işıklar söner)

1.OYUNCU:Işıklar mı kesildi

3.OYUNCU:Karanlıkta kaldık

(2.Oyuncu hala sevinç çığlıkları atar)

1.OYUNCU(2’ye):Hey ne yapıyorsun sen karanlıkta kaldık

2.OYUNCU:Olsun oda güzel

(tok bir ses gelir)


1.OYUNCU:O neydi öyle

2.OYUNCU:Hey duvar yıkıldı artık

1.OYUNCU:O nerde

2.OYUNCU:Duvarın altında kaldı

(1.Oyuncunun üzerine vuran bir ışık vardır


Sahnede dolanır kimse yoktur)

1.OYUNCU:Hey nerdesiniz ,nerdesiniz

(ışıklar söner)

SAHNE2

(1.Oyuncu yıkılan duvarın etrafında oturmakta


Sahne yıkıntı karmaşa halindedir sahneye 3.
Oyuncu girer dalgın ve dağınık umutsuzdur)

3.OYUNCU:Şimdi ne olacak

1.OYUNCU:Nasıl ne olacak

3.OYUNCU:Ne yapacağız şimdi

1.OYUNCU:Bana mı soruyorsun bunu

3.OYUNCU:Meğer hepsi yalanmış söylenenler

1.OYUNCUN:Söylenenler doğruydu da uygulamalar yanlıştı seni uyardı o suyu dökme o


duvara diye

3.OYUNCU:Çürükmüş işte

1.OYUNCU:Onu çürüten sensin yıkılanda senin çürüttüğün duvar

3.OYUNCU:Of ne yapacağız şimdi

(Sahneye 2.Oyuncu girer elinde bir şişe şarap


Sarhoştur sallana sallana girer)

1.OYUNCU:Hey ne yapıyorsun

2.OYUNCU:A sen miydin?Ne yapayım öyle dolaşıyorum

1.OYUNCU:Bir otur dinlen istersen


2.OYUNCU:Yok sağ ol

1.OYUNCU:Gel gel nerden böyle

2.OYUNCU:İş bulma kurumundan iş arıyordum işsizimde

1.OYUNCU:Eşin vardı ne oldu

2.OYUNCU:Ah güzel karım benim biricik aşkım,öldü

1.OYUNCU:Öldü mü?Nasıl

2.OYUNCU:Hastalığı vardı zaten hastaneler ücretlerinin bir kısmını karşılamadı benimde


param yoktu öldü işte

1.OYUNCU:Sen ne yapıyorsun peki

2.OYUNCU:Ben mi?(Ellerini açıp halime bak der gibi)Frengi oldum yaşasın!

(Sahne kararır oyun biter)


BATI ŞERİA DUVARINA DAİR

SAHNE1

(Sahnede batı şeria duvarını temsil eden


Bir duvar bulunmaktadır.Abbas yeni uyanmış
Sahneye uykulu bir şekilde girer sahneye
Doğru yürür seyirciler tarafına)

ABBAS:Bugünde hava kapalı mı nedir,ah neyse bu gün eğer yağmur yağarsa şu portakal
ağaçlarını sulamaktan kurtulurum

(Arkasını döner duvarı fark eder şaşkın


Yanına gider duvara bakar duvar boyunca
Yürür fakat duvar uzayıp gitmekte sadece
Kendi bahçesinde değil komşularının da
bahçesinden geçmektedir anlam vermez
sıçrayıp arka tarafa bakmak ister hala anlam
verememiştir duvara dokunur vurur karşı tarafa
seslenir)

ABBAS:Hey sesimi duyan var mı?Duvarın arkasındakilere sesleniyorum.(Şaşkın kendi


kendine konuşur)Alla Allah bu duvarın benim bahçemde ne işi var ne zaman koydular bu
duvarı kim koydu niye koydu.Portakal ağaçlarım vardı benim orada onlara ne oldu.Acaba
komşular biliyor mu bir sorsam mı onlarında bahçesinden geçmiş

(Sahneye Fayel ile Fawaz girer)

FAYEL:Selamınalleyküm Abbas kardeş

ABBAS:Aleykümselam bende tam size gelecektim.Nedir bu duvar böyle sizin bir haberiniz
var mı

FAYEL:Vallahi Abbas kardeş bizde tam bunun için geldik senin bir haberin vardır

ABBAS:Vallahi benimde yok bir uyandım bahçenin tam ortasından bir duvar geçmiş

FAWAZ:Yahu nedir bu duvar böyle kim bile bilir kime sormalı,Ben bir ton iş yapıyordum
öbür tarafla onlarca müşterim vardı benim ne yapacağız ne edeceğiz

ABBAS:Benimde ağaçlarımın yarısı öbür tarafta kaldı onları ben nasıl alacağım geri

FAYEL:Acaba bu duvar o duvar mı

FAWAZ:Hangi duvar
FAYEL:İşte o canım günlerdir bahsettikleri

ABBAS:O duvar olsa bile bizim haberimiz olmadan mı geçirecekler

FAWAZ:Hem biz istemiyoruz ki o duvarı bu topraklar bizim onlar nasıl koya bilir

FAYEL:Bu ülkede bizim ama gelip onlar devlet kurdu

ABBAS:Eee ne yapacağız yani

FAYEL:Ne bileyim acaba diğer komşulara da mı sorsak hal çaresi elbet vardır.

ABBAS:Haklısın ben gideyim bir sorayım belki onlar bir çare bulurlar

(Abbas sahnenin ucuna doğru yürür)

ABBAS:Komşular.Hu komşular.Ses yok arkadaşlar

FAWAZ:Nasıl yok daha demin buradaydılar oturup sohbet ediyorlardı

ABBAS:Yok işte ses veren yok.Allah’ım portakal ağaçları ne olacak su vermezsem kururlar
ne yapacağız arkadaşlar komşularda ses vermiyor

FAYEL:Bence benim dediğim gibi bu duvar o duvar

ABBAS:Dediğin gibi bu duvar o duvarsa ne olacak peki

FAYEL:Yapacak pek bir şey yok

FAWAZ:Nasıl benim işim var orada hepsi ölür hiçbir müşterim gelmez açlıktan ölürüz

ABBAS:Yahu benimde aynı keza.Bu ağaçlar benim babamın ona da babasında beş nesildir
biz bu topraklardan ekmek yiyoruz şimdi bir duvar gelmiş bütün her şeyi ikiye bölmüş olacak
iş mi bu

FAYEL:E ne yaparsın kader

ABBAS:Ne kaderi yahu gelmiş koymuş adam buraya duvarı şimdi kader deyip bırakacak
mıyız?

FAYEL:Ne yapacaksın ya ne bileyim bir şeyler yapılır her halde

FAWAZ:Acaba komşulardan mı bir şeyler beklesek

ABBAS:Adamlar pencerelerini açmıyor ki

FAWAZ:Birileri bir yardım eder her halde

ABBAS:Bak ne diyeceğim
(Sahneye iki çocuk girer Abbas’ın sözü
Yarım kalır çocukların ellerinde top vardır
Yere vura vura gelirler onlarda duvarın
Varlığında şaşırmışlardır.)

ABBAS:Hayrola çocuklar

1.ÇOCUK:Top oynamak için çıktık sokağa amca fakat top oynadığımız sokakta bu duvar
vardı arkadaşım ile bende duvarın bittiği yere gidip top oynayacağız nerede bitiyor duvar sen
biliyor musun amca

ABBAS:Yok yavrum ama duvar çok uzakta bitiyor hadi siz evinize gidin yoksa
kaybolursunuz

1.ÇOCUK:Ama onu kalesi duvarın öbür tarafında ben gol atamazsam yenilirim hep o bana
gol atar

ABBAS:Onun da kalesi duvar olsun sizde öyle oynayın

(Fayel omzuna ikinci çocuğu almış


Duvarın arkasına baktırmaktadır)

1.ÇOCUK:Ama o zamanda çok küçük olur

ABBAS:Bir şey olmaz

1.ÇOCUK:Ya yarinde orayı alırlarsa

ABBAS:Almazlar hadi gidin(Fayel’e seslenerek)Yahu sende gelsene şuraya ne yapıyorsun


orda öyle

FAYEL:Orada ne yapıyorlar onu öğreniyorum

FAWAZ:Ne yapıyorlar orda çocuk

2.ÇOCUK:Koymanlar var dozerler var

FAWAZ:E ne yapıyorlar onu söyle bana

2.ÇOCUK:Buradaki ağaçların aynısı orda da var

ABBAS:Benim ağaçlarım işte onlar

FAWAZ.Eee söylesene

2.ÇOCUK:İşte o ağaçları kesiyorlar

ABBAS:Ne kesiyorlar mı allahsızlar kesmeyin lan (duvarın etrafında dolanmaya başlar) nasıl
keserler ağaçlarımı kaç kuşaktır oradalar.Bu toprak benim iznimi almadan kesemezler
FAYEL:Yahu adam kesiyorlar işte

ABBAS:Bir şeyler yapmalı

FAYEL:Deli olma be adam ne yapa bilirsin koskoca duvar duruyor karşında

ABBAS:Böyle oturup beklemekte ağrıma gidiyor senin gitmiyor mu?

FAYEL:Ama bir destek bulmadan nasıl çıkarız karşılarına senin o ağaçların gibi bizi de
dümdüz ederler

(Sahneye cemal girer)

CEMAL:Selemınaleyküm kardeşler görüyorum ki sizinde bahçenizden duvar geçmiş

ABBAS:Hiç sorma cemal kardeş şu başımıza gelenlere bak

FAWAZ:Başkalarının da mı toprağında geçmiş

CEMAL:Sizin haberiniz yok mu şehri ikiye böldü duvar benimde evimin yanından geçti her
sabah uyanıp penceremi açar nehrin kokusunu içime çekerdim.Şimdi o pencerenin önü
duvarla kapandı.

FAYEL:Nasıl senin evin tam ters istikamette

CEMAL:Zaten duvar dümdüz gitmiyor ki zikzaklar çiziyor.Nehir evimin dibinden akıyordu


duvarı da evimin dibinden yaptılar nehir o tarafta kaldı ev bu tarafta.Duvarın geçtiği her yer
böyle nerde verimli toprak nerede bir su kaynağı var duvar onları öbür tarafta bıraktı.

ABBAS:Şimdi benim ağaçlarım gitti mi

CEMAL:Gitmek mi onları çoktan kesip yerine yenilerini ekmeye başlamışlardır bile

(Sahneye iki tane İsrail askeri girer)

1.ASKER:Ne yapıyorsunuz duvarın etrafında

ABBAS:Ne mi yapıyoruz duvarın etrafında.Burası benim toprağım.Asıl sen ne yapıyorsun


bahçemde

1.ASKER:Burası artık İsrail devletine aittir.

ABBAS:Nasıl yani

1.ASKER:Bu duvarın çevresi ve duvarın arka tarafı İsrail devleti tarafından


kamulaştırılmıştır.Komşularınızın haberi var bundan

ABBAS:Komşularımın bile benim topraklarımın gideceğinden haberi var fakat ben bu


toprakların asıl sahibi olarak benim haberim yok bu nasıl iş bana söyler misiniz
1.ASKER:Bu keyfiyetten yapılan bir uygulama değildir.Sizde iyi bilirsiniz ki son dönemlerde
artan terör olayları bizi buna mecbur etti.Yoksa hükümetimizde istemez iki halkın böyle
ayrılmasını

CEMAL:Terör olaylarından dolayı ise benim semtimden niye geçti orada hiçbir olay olmaz
hem

1.ASKER:Hükümetin bir bildiği var ki böyle bir karar almış

CEMAL:Tamamda duvar benim evimin penceresini kapatıyor

1.ASKER:Kusura bakmayı beyefendi devlet güvenlik için uğraşırken manzaranız mı bozuldu

CEMAL:Yok tam öyle değil.Nasıl desem manzaranın kapanması değil mesele pencereye
tamamen duvar örüldü yani pencereyi açsam da açmasam da fark etmiyor çünkü duvar var.

1.ASKER:E ne olmuş

CEMAL:Anlamadığım terörist saldırı benim evimin penceresinden mi yapılıyordu.Çok değil


bir metre daha öteye duvar konulamaz mıydı? Hem zaten doğal bir sınır olan su vardı arada

1.ASKER:Siz çok biliyorsunuz hem hükümet böyle bir zorunluluğu görmesi yapar mıydı,
nankörler sizinde güvenliğinizi düşünüyoruz biz

ABBAS:Eksik olmayın görüyoruz nasıl düşündüğünüzü.Çocukların top oynayacağı alan bile


yok be

1.ASKER:Şurada ki sokak nelerine yetmiyor

1.ÇOCUK:Küçücük be orası orada git sen top oyna

CEMAL:Hem duyduğuma göre karşı tarafa geçmek için güvenlik noktalarından geçilecekmiş

1.ASKER:Evet

CEMAL:Bu çocuklara yazık değil mi karşı tarafa geçmek için her gün bu noktalarda
bekleyecekler

2.ASKER(silahını onlara doğrultarak):Ne konuşturuyorsun bunları tutukla gitsin yada


öldürelim nasıl olsa hepsi terörist

1.ASKER:Yok şimdi yapamayız hem böyle bir emir almadık

FAWAZ:Öldürmek mi.Zaten ekmeğimizi toprağımızı almışsınız canımızı mı lütfediyorsunuz


bize.Hem bizim korunmamız gereken kişiler duvarın bu tarafındakiler değil öbür
tarafındakilermiş

1.ASKER:Daha çok konuşursan seni tutuklarız.Şimdi biz gidiyoruz sizde duvarın etrafında
çok dolaşmayın(2.Askere dönerek)Hadi gidelim
(Askerler sahneden çıkarlar)

ABBAS:Adamlara bak yahu hem benim toprağımı işgal etmiş hem beni benden koruyacağını
söylüyor birde utanmadan tutuklarız diyorlar

CEMAL:Bence güvenlik filan hikaye arkadaşlar.Baksanıza duvarın geçtiği yere verimli


topraklardan su kaynaklarından geçiyor

FAYEL:Yani

CEMAL:Yani si şu adamlar boşa bu duvarı zikzaklı çizmemişler

FAWAZ:E ne yapacağız

FAYEL:Komşular niye izin vermiş bu duvara

ABBAS:Belli değil mi arkadaşlar açıkça ortada işte kendilerinin de bir çıkarı var bu işten o
yüzden sabahtan beri çağırıp ta kapılarını açmıyorlar.O yüzden sabahtan beri üç maymunu
oynuyorlar

FAWAZ:Ne yapacağız ya

CEMAL:Mücadele edelim

FAYEL:Güçsüzüz onlarla nasıl baş ederiz

FAWAZ:Komşulardan destek almalıyız bence

ABBAS:Ne desteği yahu adamlar kapılarını açmıyorlar

CEMAL:Hem şimdi destek verseler bile ne malum yarin bizi satmayacakları

FAWAZ:Tamamda bizim elimizde hiçbir şey yok şu duvarı yıkacak

CEMAL:Eğer birlik olursak hangi duvar yıkılmaz

1.ÇOCUK:Arkadaşım ve bende katılırız size(arkadaşına dönerek) öyle değil mi?

2ÇOCUK:Evet

FAYEL:Bu iş çocuklara göre değil hadi siz evlerinize gidin bakayım

ABBAS:Çocuklara ne bağırırsın toprağı savunmanın yaşımı olur

CEMAL:Bence de

FAWAZ:Ben hala inanmamaktayım yıka bileceğimiz şu duvarı.Hadi yıktık diyelim tekrar


gelip dikmezler mi?Hem hepimizi hapise atarlar.Çürür gideriz vallaha

ABBAS:Sen kendi gölgenden korkarsın


CEMAL:(Fayel’e dönerek)Sen ne dersin

FAYEL:Bilmem ki başara bilir miyiz

ABBAS:Niye başarmayalım arkadaşım haklı olan biziz

FAYEL:Orası öylede yinede onlardan güçsüzüz

ABBAS:Bırak ya ben şu iki çocuğu alır onlarla beraber yıkarım bu duvarı

CEMAL:Yıkarız kardeş sen yeter ki iste.İnandıktan sonra yıkılmayacak hiçbir duvar yoktur.

ABBAS:Derdi ki babam bir insanın inancı zayıfsa o ada her şeyden korkar o ada her şeyi
satar ama yok bir adamın inancı güçlüyse işte o adamın önünde dağ olsa erir.

CEMAL:Önce sultan vardı sonra İngilizler sonra bunlar nereye kadar devam edecek
bahçelerimizden sokaklarımızdan duvar geçirilmeye

FAWAZ:Bence siz hayal içerisinde yaşıyorsunuz.Bende çok memnun değilim ama sonuçta
kaderimizde bu varmış bir şekilde bir şeyler bulunur

ABBAS:Ne bulunur bulunacak ne kalmış bu saatten sonra görmüyor musun her tarafımızı
duvarla örmüşler.

FAWAZ:Bende onu diyorum işte bu duvarlar çok yüksek çok güçlü

CEMAL:Sana çok güçlü gibi görünen o duvar bana hiçte güçlü gibi gelmiyor bu duvarın içi
boş altı çürük heybetli görünümünün altında bir fiskeyle yıkılacak gibi geliyor

ABBAS:Bu toprak bizim toprağımız bu bahçeler bu sokaklar şimdi gelip önümüze duvar
çekmişler.Ve diyorlar ki bundan sonra ne bu toprak ne bu bahçe ne bu sokak sizin.Kısaca
diyorlar ki bu vatan sizin değil.Bende diyorum ki yahu bu toprakları ben yüzlerce yıl
sürmüşüm önce padişah gelip haracını almış sonra İngilizler sonrada bunlar e yeter artık
koyun olsak bu kadar güdülmezdik.Diyorum ki eğer birlik olursak yıkarız o duvarı.Ne
komşularımızdan bir medet bekleyelim nede böyle her şeyi sineye çekelim.Bizi bu duvardan
kurtaran yine kendimiz olacağız.

CEMAL:Bir ses duydunuz mu

FAWAZ:Yok duymadık.Neyse sen ne söylersen söyle bu düzen böyle gelmiş böyle gider

ABBAS:E o zaman ne yapalım böyle eli kolu bağlı bekleyelim mi

FAYEL:Ben de bir ses duydum galiba

FAWAZ:Ben niye duymuyorum bu sesi

CEMAL:Şii sesiz ol

FAYEL:Bir patlama sesi san ki bu


CEMAL:Ne patlaması bence farklı bir şey

FAYEL:Ne mesela

CEMAL:Bilmiyorum.Anlamaya çalışıyorum uzaktan geliyor sanki

FAWAZ:Yahu ne sesi ben hiçbir şey duymuyorum.Ben şu komşulara gidip bu duvarla ilgili
ne yapa biliriz onu öğreneceğim

ABBAS:Boşa gidiyorsun sana kapılarını açmayacaklar

(Fawaz sahneden çıkar)

ABBAS:Yahu bu sesler ne ben hala anlamadım

CEMAL:Bizde anlam veremedik.Şu çocuklardan birini yollasak mı acaba gidip öğrensinler

FAYEL:Bence olur

CEMAL:Ney küçük(1.Çocuk koşarak gelir)

1.ÇOCUK:Efendim amca

CEMAL:Bu sesleri duyuyor musunuz

1.ÇOCUK:Evet amca

CEMAL:Hadi arkadaşınla git bak bakayım neymiş bunlar öğrenin

1.ÇOCUK:Olur amca

(Çocuklar koşarak sahneden çıkar Fawaz


Sahneye girer)

ABBAS:Ne oldu yüzün asık böyle

FAWAZ:Boş ver

ABBAS:Söyle bilelim

FAWAZ:Yo yok bir şey

ABBAS:E ne oldu peki o akıl küpü komşuların ne dedi

CEMAL:Açmadılar mı kapılarını

FAYEL:Yahu adamı çatlatmada söyle ne oldu ne konuştunuz

(Fawaz susar)
ABBAS:Anlaşıldı kardeş anlaşıldı.Açmadılar kapılarını sana gördülerse de perdelerini örtüler
duydularsa da kafalarına yastık bastılar.Ama sana dedik oradan buradan medet bekleme biz
bizi kurtarırız demedik mi

FAWAZ:Dedin

CEMAL:Haklısın.Daha düne kadar yıkılan bir duvarı utanç duvarı sayıp insanları böyle
ayırmanın ayıp olduğunu söyleyenler bu karşımıza geçmişler bu duvarın önemini bize
anlatıyorlar işlerine gelmeyen duvarı yıkmak için çanla başla uğraşıyorlar işlerine genliyse
elbirliğiyle örüyorlar

(Çocuklar sahneye girer sesler daha gür gelir)

CEMAL:Gel çocuk söyle

1.ÇOCUK:Amca aşağıdaki mahalledekiler duvarı yıkmak için elbirliği ile sallıyorlar onun
aşağısında kilerde öyleymiş

ABBAS:O zaman biz niye duruyoruz kardeşler hadi duvarı bizde sallayalım

CEMAL:Haklısın

(Hep beraber duvarın yanına giderler)

ABBAS:Haydi

(Işık söner sahne kararır oyun biter)


CEUTA VE MELİLA DUVARINA DAİR

SAHNE1

(Mülteci kaçışlarını engellemek için


İspanya hükümeti ve Birleşmiş Milletler
İşbirliğiyle iki duvar örülmüştür iki
Duvar arası 5 metredir.Projektörlerle
Aydınlatılıp köpekler gezdirilir 4 mülteci
Birinci duvardan sırayla atlayıp araya
İnerler yavaş adımlarla ikinci duvara
Doğru yürümeye başlarlar köpek sesleri gelir
Düdükler çalar projektör döner mülteciler
Işığı görünce duvara yaslanır)

1.MÜLTECİ:Şii yavaşça gelin

2.MÜLTECİ:Dikkatli olun

3.MÜLTECİ:İkinci duvar ne kadar uzaklıkta

1.MÜLTECİ:Bildiğim kadarıyla 5 metre ilerde

4.MÜLTECİ:.Dikkatli olursak varırız

(Projektör döner)

1.MÜLTECİ:Işık duvara yaslanın

(her biri duvara yaslanır düdük sesi


Gelir)

1.MÜLTECİ:Geçti arkadaşlar.Hadi yavaşça yürüyeli 5 metre nedir k

(Yürümeye başlarlar 3.Mülteci ayağı


Bir şeye takılıp düşer)

2.MÜLTECİ:Ne oldu

3.MÜLTECİ:Bir şeye takılıp düştüm

2.MÜLTECİ:Neye takıldın

1.MÜLTECİ:Yavaş olun biraz.Hem çok konuşmayın da diğer duvara varalım


4.MÜLTECİ:Burası çok pis kokuyor

1.MÜLTECİ:Kusura bakma senin geleceğini bilselerdi temizlerlerdi

3.MÜLTECİ:Bu koku ne peki

1.MÜLTECİ:Ne bileyim ben

3.MÜLTECİ:Birde sürekli bir şeylere basıyoruz

2.MÜLTECİ:Evet ayaklarımın altını göremiyorum çok karanlık ne olduklarını seçemiyorum


(1.Mülteciye dönerek)Sen biliyor musun ne bunlar

1.MÜLTECİ:Ne bileyim dedim ya.Hadi uzatmayın da hızlı olun biraz

3.MÜLTECİ:Yahu ne kadar uzakmış bu duvar

1.MÜLTECİ:Uzak değil.Ama sizin ayaklarınız çalışacağına ağzınız çalışıyor

2.MÜLTECİ:Işık geliyor duvara yaslanın

(Koşarak tekrar birinci duvara yaslanırlar)

2.MÜLTECİ:Bence bir süre bekleyelim burada şu saatlerde sıkı her halde

1.MÜLTECİ:Her zaman sıkı bence biran önce gidelim

3.MÜLTECİ:Oturalım ne olursunuz çok yoruldum ayaklarım gitmiyor korkudan kasıklarıma


sancı girdi

4.MÜLTECİ:Bence de

1.MÜLTECİ: Peki peki

3.MÜLTECİ(2.’ye):Biraz suyun var mı çok susadım

2.MÜLTECİ:Var(çantasında bir su şişesi çıkarır verir 3. İçer)

3.MÜLTECİ:Sağ olasın kardeş

1.MÜLTECİ:Daha iki adım atamadık hemen yoruldunuz

3.MÜLTECİ:Canım nasıl sigara istedi.Ama yakamazsın ele verir senin küçücük bir kıvılcım
Duvardan atlayıp karşı tarafa geçtiğimde yapacağım ilk iş doya doya sigara içmek olacak

2.MÜLTECİ:Hele bir gecelimde kardeş o zaman sigaramı içersin başka bir şey mi yaparsın
senin bileceğin iş yeter ki geçelim
3.MÜLTECİ:Baksan sanki ellerinle dokunacaksın duvara hissediyorsun seriliğini alt tarafı beş
metre iki koca adımla geçiverirsin ama yok işte o beş metre sana beş kilometre oluyor.Şimdi
bana o duvar kadar yakın ve o duvar kadar uzak yeni yaşam.

2.MÜLTECİ:Ne yapacaksın geçince

3.MÜLTECİ:Ne mi?Önce bir iş bulup çalışacağım sonra karımı ve çocuklarımı yanıma


aldıracağım.Biraz para biriktirsem balıkçılık yaparım dedemin mesleğidir.Babamda balıkçıydı
ama birim bunların hiç biri olmayacak şurayı geçsek bile asla başımızı yastığa rahat koyup
uyuyamayacağız

4.MÜLTECİ:Neden öyle düşünüyorsun ki

3.MÜLTECİ:Şu koku ne sence.Ben söyleyeyim bizden öncekilerin kokuları leş kokuları


onlarda bizim gibi tam bu duvarda oturup bu düşüncelere daldılar.

4.MÜLTECİ:Leş kokusu mu

2.MÜLTECİ:Muhtemelen.Ve az önce üzerine basıp düştüğümüz şey bir cesetti.Ve


ayağımızdaki o küçük kaygan şeyler ise fareler ola bilir

4.MÜLTECİ(İrkilir):Ne fare mi?

1.MÜLTECİ:Dikkatli ol aptal ferih yakalatacaksın bizi.Neyse ney ölen ölmüş.Sizde


öleceğinizi düşünüyorsanız niye geldiniz buraya(3.’ye)Hele sen sabahtan beri içimizi kararttın
madem değişecek bir şey yok.yol yakınken geri dön o zaman

3.MÜLTECİ:Geri dönsen nereye döneceksin neyin var ki geride ailenden başka.Bilirim


kurtuluş değil kaçmak ama yapacağımda bir şey yok.

2.MÜLTECİ(4.’YE):Sen aşarsan duvarı ne yapacaksın

4.MÜLTECİ:Ne mi ne yapmayacağım ki.Önce bir sahil kentine kaçacağım deniz olmazsa ben
yaşayamam orada bir iş bulup güzel bir İspanyol kızıyla evleneceğim.Ama hemen evlenmem
önce bir hayatımı yaşarım

1.MÜLTECİ(Gülerek):İspanyol hükümeti de seni yakalayamayacak. salak ya.Yakalanırsan ne


olur biliyor musun sen?

4.MÜLTECİ:Yoo

1MÜLTECİ:Yakalanırsan seni hemen buraya geri sürerler.Ama iş sürmekle kalmıyor.Fas


devleti sürülenleri geri almayıp çöllere sürüyor.Aç susuz buralarda ölüyorsun

2.MÜLTECİ:Nasıl.

1.MÜLTECİ:Tabi ki böyle ne sandınız.Aslında 1992 de bir anlaşma yapıldı İspanya ile Fas
arasında sığınmacıların iadesine yönelik.

2.MÜLTECİ:Eee
1.MÜLTECİ:Hatta Birleşmiş Milletler ve İspanya Fasa 40 milyon dolar önermiş fakat Fas bu
parayı yeterli bulmamış.Resmen para sızdırmak için kullanmışlar sığınmacıları.

2.MÜLTECİ:Orada da açsın burada

3.MÜLTECİ:Öyle.Kıyılarımız balıktan geçilmez ama biz yiyemeyiz ambarlarımız


buğdaylarla doludur ama biz ekmek bulamayız.İşte o yüzden bizim o tarafta da bir
kurtuluşumuz yok biz hiç balık yiyemeyiz çalmadığımız sürece.

2.MÜLTECİ:E niye buradasın o zaman

3.MÜLTECİ:Çocuklarım için.Sen niye buradasın

2.MÜLTECİ:Uzun hikaye

3.MÜLTECİ:Bizimde vaktimiz var

1.MÜLTECİ:Ne vakti arkadaşlar biran önce gitmemiz lazım hava aydınlanacak birazdan ve
bizi görürlerse şu kokularını aldığımız cesetler gibi oluruz

2.MÜLTECİ:Ben adam vurdum peşimde kanlılarım var.

3.MÜLTECİ:Adam mı vurdun

2.MÜLTECİ:Evet

3.MÜLTECİ:Neden

2.MÜLTECİ:Adam dediğim öyle sıradan bir insan değil kanlılarımda.Vurduğum adam


polisti.Devlet bu yüzden peşimde.

4.MÜLTECİ:Neden vurdun onu

2.MÜLTECİ:Ben işportacıyım bu pezevenkte her gün gelip haraç alıyordu bizden.Bir gün
yeter dedim şikayet ettim kimse oralı olmadı.Sonra yine geldi vermeyeceğimi söyledim
çocuklarımın yanında beni dövdü ağrıma gitti aramanın çekmecesindeki bıçağı çekip
sapladım böğrüne.Şimdi peşimdeler yani anlayacağın orada ölüyüm burada da belki orada
yaşama şansım var

(Projektör döner köpek havlamaları


Duyulur düdüdksesleri)

1.MÜLTECİ:Yere yatın çabuk ışık

(Yere yatarlar cesetler görünür farelerde


Işık gider)

1.MÜLTECİ:Size dedim çok konuşmayın diye.Hadi kalkın

3.MÜLTECİ:Ne olur biraz daha oturalım


1.MÜLTECİ:Anlamıyor musun vaktimiz yok

3.MÜLTECİ:Biraz daha

2.MÜLTECİ:Tamam biraz daha oturmaktan bir şey olmaz

1.MÜLTECİ:Birazdan devriyeye çıkar askerler

2.MÜLTECİ:Geldiklerini anlarsak ölülerin arasına gireriz

3.MÜLTECİ:Hem daha siz hikayenizi anlatmadınız bize

1.MÜLTECİ:Benim hikayem filan yok

3.MÜLTECİ:Yapmayın herkesin bir hikayesi vardır

1.MÜLTECİ:Yok dediysem yok

2.MÜLTECİ:Yok mu karın çocukların yada niçin gitmek istiyorsun

3.MÜLTECİ:Her halde bunun gibi(4.yü göstererek) güzel bir İspanyol kızla evlenmek için
değil

1.MÜLTECİ:O da İspanyol bir kızla evlenmek için kaçmıyor.

4.MÜLTECİ:Anlatmayacağına söz vermiştin

3.MÜLTECİ:Hadi ya.Bak merak ettik şimdi.Anlatsana

4.MÜLTECİ:Boş verin

3.MÜLTECİ:Hadi anlat ne olacak

4.MÜLTECİ:Kesinlikle anlatmayacağım

1.MÜLTECİ:Cesetlerin içerisindeyiz pis kokulardan baygınlık geliyor fareler her tarafımı


ısırıyor şu 5 metreyi geçememişiz daha siz kalkmışsınız hikayelerinizi
anlatıyorsunuz.Anlatsam ne olur anlatmasam ne olur hepimizin hikayesi aşağı yukarı bir
birimize benziyor.Benim anlatacağım farklı ne olabilecek ki senin hikayenden başka.Hepimiz
bir şekilde buraya geldik hepimiz bir şeylerden kaçtık.Sen (3.ye) Madem kurtuluşun
kaçmakta olmadığını düşünüyorsun neden o zaman buradasın.

3.MÜLTECİ:Doğru söylüyorsun.Kaçmaya karar verdiğimden beridir düşünüyorum kalmak


kalıp savaşmak şu kaçmaktan daha mı zor.Kaçmak neyi kurtaracak.İşte bir türlü işin içinden
çıkamıyorum şu anda bile böyle ama artık çok geç öyle değil mi?Geriye dönüş yok tekrar şu
duvardan atlayamam

2.MÜLTECİ:Geri dönmek mi.Bence bunu şu saatten sonra düşünmek çok tehlikeli bir şey.
İnsan kararsız kaldığı an ölür.Ben geriyi hiç düşünmüyorum yanlışta olsa bir karar verdim bir
kere bu saatten sonra geriyi düşünmek yalnızca vicdan azabı duymaktan başka bir işi yaramaz
o yüzden düşünmek anlamsız.

1.MÜLTECİ:Eğer düşünürsen şu saatten sonra yani geriyi sevdiklerini ülkeni.Şu hani bize 5
kilometre gibi gelen 5 metre sana olur 50 kilometre istem dışı bir şekilde adımların ağırlaşır.
Hem geriye dönsen ne yapacaksın ki neyin kalmış artık orada ne bir bekleyenin vardır ned
sana orada yaşam bende mutlu değilim oraya gitmekten bende istemiyorum oraya gitmeyi
şimdi bize cehennem gibi gelen bu ülke orada hasretimize bastırdığımız tuz olacak.Ve bize
diyecekler ki siz vatansızsınız ne ağır bir şey ne korkunç bir şey bunu bile göze almışız
düşünsenize.Düşünsenize bundan sonra uyruğunuz mülteci.Evet doğru değil yaptığımız
kahretsin ki doğru değil ama artık çok geç o yüzden şimdi düşünme bence

4.MÜLTECİ:Bana hikayeni anlat dediniz size asla hikayemi anlatmayacağım.Ölüp gideceğim


belki bir İspanyol kızının sıcak kucaklarına doyamadan ama hikayeni asla anlatmayacağım.
Size sadece şunu anlatacağım burada bıraktığın şeyleri düşünmenin ne demek
olduğunu.Ayakların ağırlaşır gözlerinde bir türlü göremezsin o duvarı karanlıktan filan değil
göz görmeyetisini kaybetniştir.Bilemezsin yapacağın bir hatanın sevdiklerinin canına mal
olmasını ama yaparsın işte orada değilsin çünkü hala sevdiğinin kucağında şarkılar söyler
sanırsın kendini hala ekmek almak için bakkala gittiğini sanırsın birde bakmışsın önünde
kimse yok çünkü senin yaptığın bir hata onların ölümüne sebep olmuştur korkuyla geldiğin
duvara tırmanırsın tırnaklarını dümdüz betona saplamaya çalışırsın ama nafile ışıklar yanar
köpekler havlar.

2.MÜLTECİ:Sen daha öncede denedin mi?

(durur düşünür)

4.MÜLTECİ:Yakalanırsam şayet yine o duvara tırnaklarımı saplayacağım

3.MÜLTECİ:Şu iki duvar ve biz hayatımızı ne kadarda güzel özetliyor.

1.MÜLTECİ:Yatın yere ışık geliyor

(yere yatarlar)

2.MÜLTECİ:Neyse bundan da kurtulduk

1.MÜLTECİ:Daha cene çalacak olursak bir diğerinkinden kurtulamaya biliriz

4.MÜLTECİ:Bence de

2.MÜLTECİ:Kan kokusunu sizde alıyor musunuz?

1.MÜLTECİ:Ben bir şey almıyorum

4.MÜLTECİ:Bana da geliyor

2.MÜLTECİ:Sen
3.MÜLTECİ:Bende almıyorum.Hadi gidelim

(Böğrünü tutarak yürümeye çalışır düşer


etrafına hemen gelirler)

2.MÜLTECİ:Ne oldu

3.MÜLTECİ:Bir şey yok ben iyiyim hadi gidelim

(2. kanı görür)

2.MÜLTECİ:Kan senden geliyor

1.MÜLTECİ:Onadan mı geliyor

(Bakarlar)

4.MÜLTECİ:Aman tanrım yara çok derin ne zaman oldu bu

3.MÜLTECİ:Tel örgülerden atlarken kesildi

4.MÜLTECİ:Çok derin

3.MÜLTECİ:Önemli bir şey değil siz gidin ben kendimi iyi hissettiğimde sizi takip ederim

2.MÜLTECİ:Seni burada bırakamayız

3.MÜLTECİ:Sizi yavaşlatırım

1.MÜLTECİ:Olmaz öyle şey.Mecburen biraz dururuz kendini iyi hissettiğinde kalkarız

3.MÜLTECİ:Sizi yavaşlatacağım

1.MÜLTECİ:Zaten yeterince yavaşladık.Birazda böyle olsun bir şey olmaz .İşte kardeş
görüyorsun yeni bir hayata başlamak bu kadar zor ne geldiğimiz yer ne gideceğimiz yer bize
reva görülen aslında burası bu iki duvarın arası

3.MÜLTECİ:İnan biz burada bir yaşam kursak bu sefer duvarları üzerimize yıkarlar.Şimdi
düşündüm de ne tuhaf şey kaçmak istediğimiz yer bizi aslında bu hale getiren yer bizi böyle
çaresiz yoksul bırakan yer.Kaçtığımızda bize daha bir yaşamı neden sunsunlar ki.

4.MÜLTECİ:Ya kaçtığımız yer ne

3.MÜLTECİ:Kaçacağımız yerin bize reva gördüğü şeylerin uygulayıcısı.

2.MÜLTECİ:Suçu işleyenden azmettiricinin kucağına kaçıyoruz aslında.Dediğin gibi tuhaf


bizi hem iki taraftada yoksulluğa mahkum edim iki yoksulluktan birini seçmemizi bile
engelliyorlar
1.MÜLTECİ:Kahretsin

2.MÜLTECİ:Ne oldu

1.MÜLTECİ:Fare elimi ısırdı

3.MÜLTECİ:Şu duvarı yıka bilir misiniz

2.MÜLTECİ:Anlamadım

3.MÜLTECİ:Duvarı diyorum.Duvarı yıkın göremiyorum bir şey

2.MÜLTECİ:Bilincini kaybediyor

1.MÜLTECİ:Hadi dişini sık dayan ayağa kaldıralım

4.MÜLTECİ:Kalkamaz çükü ölüyor artık boşuna

3.MÜLTECİ:Kuşları görüyorum ne kadar çoklar ama bunlar bizim evin damındaki kuşlar hiç
benzemiyor bunlar akbaba karım çocuklarım onlar nerdeler onlar

(sesi kesilir ve ölür)

2.MÜLTECİ:Öldü.Nasıl iğrenç bir şey bu ölsen mezarın bile yok gömecek kimse yok
seni.Halbuki bu topraklar senin ama senin bu topraklara gömülmen yasak her halde bu iki
duvardır bizim tabutumuz mezarımız ise gökyüzü.Oda arık şu yerde yatanlardan biri birazdan
yayılacak kokusu.Hadi gidelim artık

(Yavaşça yürümeye başlarlar )

1.MÜLTECİ:Şii yavaşça gelin

2.MÜLTECİ:Dikkatli olun

4.MÜLTECİ:Dikkatli olursak varırız.Hay aksi

1MÜLTECİ:Ne oldu

4.MÜLTECİ:Fare pantolonumdan içeri girdi zor tutuyorum şu anda

(baldırından pantolonu tutmaktadır)

2.MÜLTECİ:Dayanamaz mısın

4.MÜLTECİ:Sanırım şu anda ısırıyor

1.MÜLTECİ:Gözünü seveyim dayan tam ortadayız şu anda biraz hızlı olunda geçelim. Işık
geliyor
(Demeye kalmadan ışık hepsini yakalar
Köpek havlamaları düdükler siren sesleri
Bir silah sesi 4.MÜLTECİ yere yığılır.
Gaz atılır göz gözü görmemektedir)

1.MÜLTECİ:Kaç

2.MÜLTECİ:Göremiyorum hiçbir şey

1.MÜLTECİ:Kaç

(dört el silah sesi duyulur sahne kararır )


DONE MARTE DUVARINA DAİR

SAHNE1

(Rio de Jenerio’nun yoksul mahallesi


Done marte de bir duvar zenginlerle
Yoksulları ayırmakta.İki çocuk topu
Duvarın öbür tarafına kaçmış almak
İçin uğraşırlar Pablo duvara çıkmış
topa bakmakta Jose onu izlemektedir)

JOSE:Göre biliyor musun?

PABLO:Görüyorum da aşağıya doğru yuvarlanıyor

JOSE:Kimse yok mu

PABLO:Yok hem nasıl sesleneyim bizi burada görseler polisi çağırırlar

JOSE:E ne olacak şimdi.Babamın hediyesiydi o top.Şimdi ne diyeceğim babama

(Pablo aşağı iner)

PABLO:Merak etme bir yolunu buluruz

JOSE:Nasıl bulacaksın

PABLO:Birazdan yine bakarız eğer birini görürsek sesleniriz

JOSE:Ya güvenlik elemanları görürse

PABLO:Onlardan değil çocuklar top oynamaya çıkarlar belki onlara sesleniriz her zaman bu
saatlerde top oynuyorlar orada

JOSE:Ya bizim topumuzu alırlarsa

PABLO:Ne yapacaklar senin ucuz topunu onlarda daha güzelleri var verirler bizimkini merak
etme sen

JOSE:Şu duvar olmasa ne güzel olurdu hem bizde top oynardık orada.Sen hiç geçtin mi oraya

PABLO:Elbette ki benim arkadaşım bile var orada

JOSE:Hadi ya nasıl orası ben hiç görmedim

PABLO:Çok güzel evlerinde havuz var istedikleri zaman giriyorlar.


JOSE:Vay be.Arkadaşının babası ne iş yapıyor

PABLO:Bilmem.Her halde fabrikaları var.

JOSE:Şu topumu bir ala bilsek oradan.

PABLO:Alırız sen takma.Biliyor musun

JOSE:Neyi

POBLO:Önceden bu duvar yokmuş

JOSE:Nasıl

PABLO:Bas baya yokmuş işte babam arkadaşlarıyla çocukken hep top oynarmış burada

JOSE:Hadi ya.Peki neden örmüşler

PABLO:Babam devlet ormanları korumak için çekti diyor.Annemse işin aslı başka diyor.

JOSE:Peki neden dikmişler duvarı

PABLO:Pek söylemiyor ama oradakileri korumak için böyle yapmış

JOSE:Oradakileri kimden koruyacaklar ki

PABLO:Bilmem.Her halde düşmanları olsa gerek

JOSE:Hadi ya şimdi devlet düşmanı olan herkesin bahçesine böyle duvar mı dikiyor.Eğer
öğleyse babamın da düşmanları var bizim bahçeye de mi duvar dikecekler.Sen bir daha bizim
bahçeye giremeyecek misin ?

PABLO:Sanmam.Onlar zengin diyor annem o yüzden korunuyorlar

JOSE:Keşke bizde zengin olsaydık belki orada oynardık.Ben hiç görmedim biliyor musun
oradaki ormanı çok güzel diyorlar.

PABLO:Ben gördüm.

JOSE:Gerçekten mi

PABLO:Evet

JOSE:Nasıldı

PABLO:Çok güzel bir orman.Ağaçların yanına yaklaşıyorsun gövdeleri o kadar geniş ki sanki
seni kucaklayacak yaprakları o kadar büyük ve sık ki güneşi göremiyorsun.Baktıkça güneşe
yükselen bir dev içinde her türlü çiçek böcek var ben kocaman bir sincap gördüm orada
biliyor musun? Şu bizim sokakta yatan uyuz it bady var ya ondan daha büyüktü.
JOSE:Sahiden mi?

PABLO:Sana yalan mı söyleyeceğim

JOSE:Hadi devam et

PABLO:Daha ne anlatayım ki.Güzel işte hani şu kartpostallarda ki ışıklı evler var ya onlara
benziyor

JOSE:Vay be.Neyse tekrar duvara çıksana belki seslene bileceğimiz birileri vardır

PABLO:Tamam(duvara çıkar)Kimse yok burada

JOSE:Neden var ki şu lanet olası duvar burada.Şimdi babam topumun o tarafa gittiğini
öğrenirse kızar bana bir topa sahip çıkamıyorsun der.

PABLO:Hallederiz

JOSE:Akşam olacak ama birazdan babam eve gelmeden almalıyız

PABLO:Baban işe girdi mi?

JOSE:Evet yeni bir iş buldu az diyor babam parası ama idare edermiş.

PABLO:Benimki hala işsiz ve kış geliyor daha iki gün önce yağan yağmurdan dolayı evimizi
su bastı

JOSE:Okula gidecek misin bu sene

PABLO:Evet gönderecekler sanırım ama duvarın ömür tarafında okul o yüzden zor oluyor
söylemiyorlar ama ben biliyorum parada yok beni okutacak

JOSE:Bende gideceğim bu sene okula.Duydun mu Raul’un annesi ölmüş

PABLO:Neden

JOSE:Ne bileyim.Annem fakirlikten diyor.Babamda annem öyle değince kızışıyor ona


günaha girme diyor.Fakirlikten yakınmak günahmış

PABLO:Onun çok güzel bir ablası vardı

JOSE:Hayrola dostum aşık mısın yoksa

PABLO:Evet bir gün evleneceğim onunla

JOSE:Bu söylediklerini Raul duymasın yoksa seni öldürür

PABLO:Hiçbir şey yapamaz

JOSE:O çok büyük ama nasıl olacak


PABLO:Birkaç sene sonra bende büyüyeceğim

JOSE:Sen o zaman Raul’un babası mı olacaksın

PABLO:Ne alakası var

JOSE:Annem dedi ki Maria artık onun hem annesi hem ablası olacak.Bu durumda sende
babası olursun.Pablo baba der artık sana(güler)

PABLO:Sen dalga geçmene bak evlendiğim zaman görürsün

JOSE:Peki ne iş yapacaksın

PABLO:Bende futbolcu olacağım.O zaman bende duvarın öbür tarafında otururum

JOSE:Ronaldinyo gibi yani

PABLO:Daha da büyük.Papaz okuluna gönderilirsen gidemem papaz olmak istemiyorum

JOSE:Papaz okuluna mı yollayacaklar seni

PABLO:Eğer ömür tarafta ki okul olmazsa evet

JOSE:Eee bundan sonra hep orada mı kalacaksın

PABLO:Bilmem.Keşke futbolcu olabilsem o zaman ayrılmam sizden hem paramda olur


mariya ile de evlenirim

JOSE:Ah dostum çıldırmışsın sen.Ben Maria’yı geçen bu duvarın arkasında oturanlardan


birinin arabasına binerken gördüm.

PABLO:Seni aptal elbette görürsün; çünkü Maria orada çalışıyor.Her hafta temizleye gidiyor

JOSE:Ama adamla çok samimiydiler.

PABLO:Bende zengin olursam benimle de samimi olur

JOSE:Ama şimdi sen fakir ve küçüksün Pablo.Ya senden önce davranır evlenirse adam
onunla

PABLO:Bunu hiç düşünmemiştim.Yarin duygularımı ona söyleyeceğim.Hatta topu aldıktan


sonra hemen söyleyeceğim.Ben bir daha bakayım belki görürüz birilerini

(Pablo duvara gider çıkar bakar)

PABLO:Kahretsin yine kimse yok.

JOSE:Yine mi yok

PABLO:Sence söylemeliyim ona duyduğum aşkı


JOSE:Seviyorsan söyle Pablo.Ama Raul duyarsa seni öldürür

PABLO:Bizde gizli yaşarız bir süre sevgimizi

JOSE:Ya kabul etmezse

PABLO:Neden etmesin

JOSE:Küçük ve Fakir olduğun için

PABLO:Bende anlatırım ona futbolcu olup çok zengin olacağımı

JOSE:Ya beklemezse

PABLO:Ah Jose yeter bana olumsuz şeyler söylüyorsun.Çok zorlarsa gider banka soyarım
bende

JOSE:Sahiden mi

PABLO:Neden olmasın.Sevgimi ispat etmiş olurum hem

JOSE:Sen gerçekten çıldırmışsın dostum

PABLO:Şu duvarı niye koydular ki şuraya bu duvar olmasaydı top hemen alır giderdik.Bende
biran önce Maria’ya olan aşkımı dile getirirdim.Bu duvarın ne işi var burada bu duvar
olamasaydı belki bizde orada otura bilirdik o zaman Maria gitmezdi temizliğe tanımazdı o
adamı bizde onlar gibi olurdu o zaman beni severdi.

JOSE:Yıkamaz mıyız bu duvarı?

PABLO:Nasıl yıka biliriz ki bizim gücümüz ne ki yıkalım

JOSE:Mahallenin çocuklarını toplasak elbirliğiyle yıkarız

PABLO:Ama yasak hepimiz hapisi boylarız.Ölen bile olur.Devletin korumasındaymış ya


burası

JOSE:Devlet bizimde devletimiz değil mi o anlattığın ağaçlar bizimde ağaçlarımız değilmi


niye bizde dallarında ki o iri meyvelerden yemiyelim.

PABLO:Bilmem hiç düşünmemiştim bunu.Belki devlet bizim değilidir.Onlarındır. Yada


ağaçlar belki onlarındır

JOSE:Ama baban demiyor muydu önceden orada top oyna dallarına çıkardık diyor. Sonradan
duvarı koymuşlar hatta oralarda evler bile varmış hepsini yıkmışlar.O yıkılan evlerde
oturanları da çağırırız bu duvarı yıkmak için olmaz mı
PABLO:Sen bana çıldırmış diyorsun ama asıl deli sensin.Benim Mariaya olan aşkımdan daha
imkansız bir şey söylüyorsun

JOSE:Hayır hayır.Ben gördüm birkaç işçinin elbirliğiyle bir duvarı yıktığını.Hem Maria’nın
seni sevebilmesi için o duvar yıkılmalı bence.Hem papaz okuluna gitmektende kurtulursun
normal okula da gidersin hem ayrılmayız.

PABLO:Bilmem önce bir topu alalımda

JOSE:Bırak şimdi topu.Ben babama durumu anlatırım.Bir top arkadaşımdan daha mı değerli?
Zaten o duvarı yıkarsak babam bana daha çok top alır.Hem senin babanda bu duvar yüzünden
işten çıkarılmadı mı?(Pablo susar)Gördün mü?

PABLO:Neyi

JOSE:Duvar sendeledi

PABLO:Nasıl

JOSE:Sallandı işte.Demek ki o kadar sağlam değil bence yıkabiliriz

PABLO:Abartıyorsun ben bir şey görmedim.Koca duvar nasıl sallanır

JOSE:Göründüğü kadar sağlam değilmiş

PABLO:Bilmiyorum hem ne alakası var.Benim Mariaya kavuşmamla duvarın.Niye duvarın


öbür tarafına geçmeye çalışmıyoruz.

JOSE:Nasıl geçeceğiz ki görmüyor musun yüksekliğini biz geçmeyelim diye bu kadar


yüksek.Futbolcu olarak mı geçeceksin o tarafa.Benim söylediğim bundan daha kolay

PABLO:Aptallaşma Jose futbolu anlamadığın buradan belli

JOSE:Bırak şimdi futbolu sen beni dinle bak diyorum ki.Bu duvarın geçtiği bütün malledeki
çocukları toplarız o işçileri de çağırırız bizden daha güçlüler elbirliğiyle yıkarız.Hı ne dersin

PABLO:Sen tolanırsında onlar toplanmaz mı onlarda duvarı desteklerler.Hem zaten devlet


dikmiş bu duvarı devlette onlara yardım eder.Anlayacağın zor

JOSE:Katır gibi inatçısın Pablo.Senin inadını kırmak şu duvarı yıkmaktan daha zor

PABLO:Hiçte bile ben gerçekçiyim

JOSE:Gerçek topumuzun orada olması

PABLO:Haklısın unuttuk topu ben bir daha bakacağım

JOSE:Bırak boş ver kalsın orada.Sen gel beni dinle


PABLO:Sabahtan beridir dinliyorum zırvalayıp duruyorsun.Hava birazdan kararır o zaman
hiç alamayız topu

JOSE:Bırak alamayalım kalsın orada

PABLO:Sonra ağlayarak yanıma gelme Pablo babam beni dövdü Pablo topu alalı o zaman
ben gitmem

JOSE:Tamam gelmem yanına gelirsem de gitme

PABLO:Biran önce topu alıp Maria’yı görmem lazım.Ben topu almaya gidiyorum(Duvara
doğru yürür)

JOSE:Gitme

PABLO:Bakayım biri varsa alayım topu yoksa da artık ben inip alacağım

JOSE:Sen mi inip alacaksın.Yapma. Bak kimse bırak orada kalsın

PABLO:Benim arkadaşım var dedim san orada

(Duvar çıkar)

PABLO:Burada kimse yok.Ben inip topu alacağım ama çıkarken zor olur sen elini uzat bana
tamam mı?

JOSE:Yapma

PABLO:Tamam mı dedim

JOSE:Tamam (Duvardan aşağıya atlar Jose duvara tırmanır onu izler)

JOSE:Gitme ormana karanlık orası.Pablo Pablo.İyi topu buldun.Çabuk ol Pablo. Pablo koş
arkanda birileri var Pablo çabuk ol koş hadi

(Tok bir silah sesi duyulur Jose ellerinden


Yakalamıştır Pabloyu yukarıya doğru çeker
Sahnenin ortasına doğru gelir Düşer Pablo
Jose’nin kollarına)

PABLO:Başardım Jose artık Mariaya sevdiğimi söyleye bilirim

JOSE:Pablo uyan uyan

PABLO:Sana anlattığım hikaye varya yalandı gördüm ama ağaçlarını karanlıktı o ışıklı
binalarının üstündeki gökyüzünde yıldız yoktu.Bizi karanlık sokaklarımızda daha fazla ışık
var Jose.Yık duvarı Jose yık

JOSE:Sesimi duy Pablo.Pablo uyan(Işık söner sahne kararır)

You might also like