Professional Documents
Culture Documents
Sayın Stach-KAFKA Söyleşisi
Sayın Stach-KAFKA Söyleşisi
Sayın Stach-KAFKA Söyleşisi
Kafka’nın yaşamına ilgi duymam ağır ağır gelişen bir süreçti. Belirttiğim
gibi, üniversitede neredeyse yalnızca eserlerinin “doğru” yorumlamasıyla
ilgileniliyordu. Eskiden Kafka şöyle okunurdu: Daima doğru anahtar
aranırdı ve özellikle teoloji, sosyal bilimler ve psikanaliz bu bulmacayı
çözmek için birbirleriyle yarışırdı. Biyografiler ise akademik açıdan
bilimsel olarak pek ciddiye alınmaması gereken yan ürünler olarak
görülürdü. Ne yazık ki bu önyargının etkisinde ben de uzun yıllar kaldım.
Üstelik 1970’li yılların sonlarına kadar elle tutulur tek bir Kafka
biyografisinin bulunmadığı gerçeği bu inancımı destekler nitelikteydi.
Reiner Stach
İşte o dönemde Kafka’nın günlükleriyle ve mektuplarıyla ilk kez detaylı
olarak ilgilenmeye başlamıştım. Müthiş bir deneyimdi bu. Şunu
anlamıştım: Bu yazar için günlük konuşma diliyle edebi dil arasında bir
ayrım yoktu, o yalnızca bir dil tanıyordu ve eserlerinde olan aynı
yaratıcılığı ve özgünlüğü mektuplarında da sergiliyordu. Bu durumda
mektuplarını ve günlüklerini edebi yapıtlarından saymamak için nasıl
bir gerekçemiz olabilirdi ki? Vaktiyle şunu anlamıştım:
Kafka’yı bütünsel olarak anlamak için bir de biyografik araştırma gerekli
olacaktı. Bir insan böylesi bir sanatsal mükemmelliğe nerelerden
geçerek ulaşır? Rol modelleri ve etkisi altında kaldığı kişiler var mıydı?
O yıllarda biyografik
bir çalışmanın doktora tezi kabul edilmesi henüz mümkün değildi. Bu
yüzden Kafka’nın da kendi çağının tipik ideolojilerine karşı bir
bağışıklığı bulunmadığını, ancak bu ideolojileri eserlerine son derece
özgün bir şekilde yansıttığını gözler önüne serebileceğim bir tez konusu
seçtim. Konum eserlerinde kadın rolünün temsiliydi, başlık “Kafkas
erotischer Mytos” (“Kafka’nın Erotik Efsanesi”) idi. İşte o tarihten sonra
Kafka biyografisini yazmayı deneme fikrine adım adım yaklaşmaya
başladım.
Reiner Stach
Bu Kafka mı? 99 Keşif
çev. Regaip Minareci
Narsisizm meselesine gelince konu biraz zorlaşıyor. Edebi bir sanat eseri
yaratma mutluluğu elbette biraz da narsistik bir mutluluktur. Ve Kafka
bu üretme eylemine oldukça takıntılıydı. Bunun muhtemelen onu sık sık
pençesine alan aşağılık kompleksiyle ilgisi var. Edebi bir başarıya
ulaştığında, ona işkence eden özgüven eksikliği bir süreliğine
kayboluyordu. Yani yazmayı bir bakıma uyuşturucu gibi kullanıyordu.
2024 Kafka’nın 100. ölüm yılı. 2024’ün Avrupa’da Kafka yılı olması
dolayısıyla sizin biyografileriniz gündemde olacak. Hazırlık içerisinde
olduğunuz yeni projeler, programlar var mı? Belki yeni bir kitap olabilir, bu
bizleri çok heyecanlandırır.