Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 147

T.C.

MARMARA ÜN!VERS!TES!
SOSYAL B!L!MLER ENST!TÜSÜ
FELSEFE VE D!N D!L!MLER!
ANAB!L!M DALI
D!N PS!KOLOJ!S! B!L!M DALI

14-18 YA" ARASI GENÇLERDE BÜYÜ, S!H!R,


NAZAR vb. TUTUMLAR

Yüksek Lisans Tezi

CEYDA BURÇ!N AYDIN

!stanbul, 2012
T.C.
MARMARA ÜN!VERS!TES!
SOSYAL B!L!MLER ENST!TÜSÜ
FELSEFE VE D!N B!L!MLER!
ANAB!L!M DALI
D!N PS!KOLOJ!S! B!L!M DALI

14-18 YA" ARASI GENÇLERDE BÜYÜ, S!H!R,


NAZAR vb. TUTUMLAR

Yüksek Lisans Tezi

CEYDA BURÇ!N AYDIN


Danı#man: DOÇ. DR. AL! AYTEN

!stanbul, 2012
GENEL B!LG!LER

!sim ve Soyadı : Ceyda Burçin Aydın

Anabilim Dalı : Felsefe ve Din Bilimleri

Bilim Dalı : Din Psikolojisi

Tez Danı"manı : Doç. Dr. Ali Ayten

Tez Türü ve Tarihi : Yüksek Lisans- Temmuz 2012

Anahtar Kelimeler : Büyü, Sihir, Nazar, Fal, Sihir !çerikli Film, Hurafe

ÖZET

14-18 YA" ARASI GENÇLERDE BÜYÜ, S!H!R, NAZAR vb.


TUTUMLAR

Ara"tırmada insan ki"ili#inin olu"ması açısından önemli bir dönemde olan 14-
18 ya" arasındaki gençlerin büyü, sihir, nazar vb. ile ilgili tutumları din psikolojisi
açısından incelenmeye çalı"ılmı"tır. Ara"tırma toplam dört bölümden olu"maktadır.
Giri" bölümünde ara"tırmanın konusu, amacı, problemleri, hipotezleri, önemi, ön kabul
ve sınırlılıklarından bahsedilmi"tir. Ara"tırmanın ikinci bölümünde, tezin temelini
olu"turan kavramsal ve kurumsal çerçeve üzerinde durularak büyü, nazar, fal gibi
olgular ile bunların psiko-sosyal yönü tartı"ılmı"tır. Üçüncü bölüm, ara"tırmanın
modeli, evren ve örneklemi, katılımcıların nitelikleri, veri toplama araçlarının anlatıldı#ı
yöntem bölümünden olu"maktadır. Dördüncü bölümde ise, !stanbul’un çe"itli
ilçelerinde ö#renim gören 279 lise ö#rencisine uygulanan anket çalı"masının bulguları
ve yorumları yer almaktadır.

I
GENERAL KNOWLEDGE

Name and Surname : Ceyda Burçin AYDIN

Field : Philosophy and Religion Sciences

Programme : Psychology of Religion

Supervisor : Associate Professor Ali Ayten

Degree Awarded and Date : Master – July, 2012

Keywords : Magic, Witchcraft, Evil Eye, Divination, Magic-Content


Movie, Superstition

ABSTRACT

THE ATT!TUDES OF 14-18 YEAR OLD YOUTH ON MAG!C, EV!L-


EYE ETC.

In this research, we studied the attitudes of teenagers; in terms of psychology


of religion for magic, sorcery, evil eye etc. between ages 14-18, which is an important
period for formation of human personality. This research is composed of 4 parts. In the
introduction chapter, we talked about the subject, purpose, problems, hypothesis,
importance, assumptions and restrictions of the research. In the second section of the
research, the conceptual and institutional framework which formed the foundation of
this thesis was considered and concepts such as magic, evil eye and fortune telling and
their psycho-social aspects were discussed. In the third section, the model of the
research, the universe and the samplings, the qualifications of the participants and the
data collection methods were explained. Finally the fourth section contains the study
findings and comments of the surveys applied to the students of 279 high schools at
!stanbul's variety of towns.

II
ÖNSÖZ

Gençlik insan hayatının sonraki dönemlerini etkileyen önemli bir dönüm


noktasıdır. Çocukluk döneminden sonra ki"ilik geli"iminin yo#un olarak ya"andı#ı bu
dönem, tutum ve davranı"lar açısından da önemlidir. Genç birey için artık çocukluk
geride kalmı"tır; ancak yeti"kin toplumda belli bir noktaya ula"mak için birtakım ki"ilik
özelliklerini kazanmak da gereklidir. Ki"ilik geli"iminin tamamlamasında ba"ta aile ile
arkada"lar olmak üzere ya"anan toplum, okunan okul ve kitle ileti"im araçları gibi
faktörler gençleri çe"itli "ekillerde etkiler. Soyut dü"ünme yetene#inin doruk noktasına
ula"masıyla ya"adı#ı toplumun de#er yargıları, inançları, gelenek ve göreneklerini
sorgulamaya ba"layan gençler, zamanla bunların bazılarını kabullenirken bazılarını
reddeder ve bunlarla ilgili tutum geli"tirir.

Toplumun inanç ve geleneklerinde çok eski devirlerden beri var olan büyü,
sihir, nazar vb. olguları fark eden gençler bunlara ili"kin tutum ve davranı" olu"turur.

Giri" dahil dört bölümden olu"an bu ara"tırmada 14-18 ya" arası gençlerin
büyü, sihir, nazar vb. olgulara ili"kin tutumları yapılan alan ara"tırması çerçevesinde
incelenmi"tir. Ayrıca deneklerin demografik özellikleriyle bu olgular arasındaki ili"kiler
tespit edilmi"tir.

Bu çalı"manın gerçekle"mesinde maddi ve manevi hiçbir deste#ini


esirgemeyen danı"man hocam Doç. Dr. Ali Ayten’e, e"im !lhami Özdemir’e ve
te"vikleri ile beni yüreklendiren anne ve babama te"ekkürü bir borç bilirim.

Ceyda Burçin Aydın

Temmuz, 2012

III
!Ç!NDEK!LER

Sayfa No.

!
ÖZET ................................................................................................................................. I!
ABSTRACT .....................................................................................................................II!
ÖNSÖZ ........................................................................................................................... III!
!Ç!NDEK!LER ............................................................................................................... IV!
TABLOLAR L!STES!................................................................................................. VIII!
$EK!L L!STES!............................................................................................................... X!
KISALTMALAR ............................................................................................................ XI!

B!R!NC! BÖLÜM

G!R!"

1. ARA$TIRMANIN KONUSU ...................................................................................... 2!


2. ARA$TIRMANIN AMACI ve PROBLEMLER ......................................................... 4!
3. ARA$TIRMANIN H!POTEZLER! ............................................................................. 5!
4. ARA$TIRMANIN ÖNEM!.......................................................................................... 5!
5. ARA$TIRMANIN ÖNKABULLER! VE SINIRLILIKLARI ..................................... 7!
5. 1. Ön kabuller ............................................................................................................... 7!
5. 2. Sınırlılıklar ................................................................................................................ 7!

!K!NC! BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1. BÜYÜ ........................................................................................................................... 9!
1.1. Büyünün Anlamı ................................................................................................... 9!
1.2. Büyünün Tarihi ................................................................................................... 11!
1.3. !lahi Dinlerde Büyü ............................................................................................. 14!
1.4. Büyü Çe"itleri ..................................................................................................... 17!
1.4.1. Ak ve Kara Büyü ......................................................................................... 18!

IV
1.4.2. Aktif ve Pasif Büyü .................................................................................... 19!
1.4.3. Temas ve Taklit Büyüsü .............................................................................. 20!
2. NAZAR....................................................................................................................... 21!
2.1. Nazarın Anlamı ................................................................................................... 21!
2.2. Çe"itli Kültürlerde Nazar .................................................................................... 22!
2.3. Nazardan Korunma Yolları ................................................................................. 25!
2.3.1. Nazarlık ....................................................................................................... 27!
2.3.2. Kur"un Dökme ............................................................................................ 29!
2.3.3. Tütsülemek .................................................................................................. 31!
2.3.4. Okunmak ve Dua Okumak .......................................................................... 32!
2.3.5. Muska Ta"ımak ........................................................................................... 32!
2.3.6. Di#er Yöntemler .......................................................................................... 33!
3. FAL ............................................................................................................................. 33!
3.1. Falın Anlamı ....................................................................................................... 33!
3.2. Falın Tarihi .......................................................................................................... 35!
3.3. Fal Çe"itleri ......................................................................................................... 41!
4. KONU !LE !LG!L! D!%ER KAVRAMLAR ............................................................. 44!
4.1. Batıl !nanç ve Davranı" ....................................................................................... 44!
4.2.Hurafe................................................................................................................... 45!
4.3. Sihir ..................................................................................................................... 46!
4.4. Tılsım .................................................................................................................. 47!
4.5. Efsun ................................................................................................................... 48!
4.6. Kehanet ve Kâhin ................................................................................................ 48!
4.7. Hipnoz ve Hipnotizma ........................................................................................ 49!
4.8. Muska .................................................................................................................. 50!
4.9. Gayb .................................................................................................................... 51!
4.10. Astroloji ve Burçlar ........................................................................................... 52!
4.11. Medyum ............................................................................................................ 53!
5. BÜYÜ, NAZAR ve FALIN PS!KO-SOSYAL YÖNÜ .............................................. 53!
5.1.Korku, Kaygı ve Stres .......................................................................................... 55!
5.2. Neden Bulma !htiyacı ......................................................................................... 56!
5.3. Güvenlik !htiyacı................................................................................................. 57!
5.4. Gelece#i Bilme Arzusu ....................................................................................... 58!
5.5. Güçsüzlük ve Çaresizlik...................................................................................... 59!
5.6. Güç !stemi ........................................................................................................... 59!

V
5.7. E"yanın Mahiyetini ve Do#a Kanunlarını Bilmemek ......................................... 59!
5.8. Bireysel Merakların Tatmini ............................................................................... 60!
5.9. Kutsalla"tırmanın Yön De#i"tirmesi ................................................................... 60!
5.10. Anlamlı Bir Dünya Olu"turma !ste#i ................................................................ 61!
5.11. Sorumlulu#u Ba"ka Güçlere Yöneltme............................................................. 61!
5.12. Belirsizlik Duygusu........................................................................................... 62!
5.13. Güdülenmenin Fizyolojik Yapıya Etkisi........................................................... 62!
5.14. Pratik ve Pragmatik Anlayı" ............................................................................. 63!
5.15. Kültürel Faktörlerin !nançlara Etkisi ................................................................ 64!

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YÖNTEM

1. ARA$TIRMANIN MODEL! ..................................................................................... 67!


2. EVREN VE ÖRNEKLEM ......................................................................................... 69!
3. ARA$TIRMAYA KATILANLAR VE N!TEL!KLER! ............................................ 69!
4. VER! TOPLAMA ARAÇLARI ................................................................................. 75!
5. VER!LER!N TOPLANMASI VE !STAT!ST!KSEL ANAL!Z! ............................... 76!

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

BULGULAR ve YORUMLAR

1. BÜYÜ !LE !LG!L! TUTUMLAR .............................................................................. 79!


1.1. Büyünün Gerçekli#ine ve Etkisine !nanç............................................................ 79!
1.2. Deneklerin Büyü ile !lgili Deneyimi ................................................................... 81!
1.3. Büyü Yapma ve Yaptırma Amacına !li"kin Görü"ler ......................................... 82!
1.4. Büyünün Etki Gücünün Kayna#ına !li"kin Görü"ler .......................................... 83!
1.5. Büyünün !slam’a Uygun Olup Olmadı#ına Dair Görü"ler ................................. 83!
1.6. Büyü Çözmek için Büyü Kullanılmasına !li"kin Tutumlar ................................ 85!
1.7. Büyüden Korunmak için Kur’an Ayetlerine Sı#ınmaya !li"kin Görü"ler........... 85!

VI
1.8. Büyü ile U#ra"manın Dini !nanca Zarar Verip Vermedi#ine Dair Görü"ler ...... 86!
1.9. Doktorların Çaresiz Kaldı#ı Durumlarda Büyüye Ba"vurma ile !lgili Tutumlar 87!
2. BÜYÜ ve S!H!R !ÇER!KL! F!LMLER !LE !LG!L! TUTUMLAR ......................... 88!
3. NAZARLA !LG!L! TUTUMLAR ............................................................................. 94!
3.1. Nazar !nancı ile !lgili Tutumlar .......................................................................... 94!
3.2. Nazardan Korunmada Ba"vurulacak Yöntemler ile !lgili Görü"ler .................... 95!
3.3. !slam’ın Nazara Bakı"ı ile !lgili Görü"ler ........................................................... 96!
4. MUSKA ile !LG!L! GÖRÜ$LER .............................................................................. 97!
5. FAL ile !LG!L! TUTUMLAR .................................................................................... 98!
5.1. Fal ile !lgili Dü"ünceler....................................................................................... 98!
5.2. Baktırılan Fal Çe"itleri ........................................................................................ 99!
5.3. Falın Gelecekle !lgili Beklentilere Cevap Verip Vermedi#ine Dair Görü"ler .. 100!
6. C!NS!YETE GÖRE BÜYÜ, NAZAR ve FALA !L!$K!N TUTUMLAR ............... 101!
6.1. Büyü ile !lgili Tutumlarda Cinsiyete Ba#lı Farklar .......................................... 101!
6.2. Nazar ile !lgili Tutumlarda Cinsiyete Ba#lı Farklar ......................................... 103!
6.3. Fal ile !lgili Tutumlarda Cinsiyete Ba#lı Farklar .............................................. 104!
7. D!NDARLIK DÜZEY!NE GÖRE BÜYÜ, NAZAR ve FALA KAR$I TUTUMLAR
...................................................................................................................................... 105!
8. BABA Ö%REN!M DÜZEY!NE GÖRE BÜYÜ, NAZAR ve FALA !L!$K!N
TUTUMLAR ................................................................................................................ 107!
SONUÇ ve ÖNER!LER ............................................................................................... 110!
KAYNAKÇA ............................................................................................................... 116!
EKLER ......................................................................................................................... 129!

VII
TABLOLAR L!STES!

Sayfa No.

Tablo-1: Deneklerin Cinsiyetlerine Göre Da#ılımı…………………………… 70

Tablo-2: Deneklerin Ya"larına Göre Da#ılımı………………………………... 70

Tablo-3: Deneklerin Anne Ö#renim Durumlarına Göre Da#ılımı…………..... 71

Tablo-4: Deneklerin Baba Ö#renim Durumuna Göre Da#ılımı……………..... 71

Tablo-5: Deneklerin Baba Mesleklerine Göre Da#ılımı ……………………… 72

Tablo-6: Deneklerin Anne Mesleklerine Göre Da#ılımı…………………….... 72

Tablo 7: Deneklerin Aile Aylık Gelirlerine Göre Da#ılımı…………………... 73

Tablo-8: Deneklerin Aile Dindarlık Düzeyine Göre Da#ılımı………………... 73

Tablo-9: Deneklerin Kendi Dindarlık Düzeyine Göre Da#ılımı…………….... 73

Tablo-10: Deneklerin Dini Bilgilerini Ö#rendi#i Kayna#a Göre Da#ılımı…... 74

Tablo-11: Deneklerin Büyünün Gerçekli#ine ve Etkisine !nançları………..… 80

Tablo-12: Deneklerin Büyü ile !lgili Deneyimleri………………………......... 81

Tablo-13: Deneklerin Büyü Yapma Amacına !li"kin Görü"leri………………. 82

Tablo-14: Deneklerin Büyünün Etki Gücünün Kayna#ına Dair Görü"leri…… 83

Tablo-15: Büyünün !slam’a Uygun Olup Olmadı#ına Dair Görü"ler………… 84

Tablo-16: Büyünün Büyü ile Çözülmesine Dair Tutumlar…………………… 85

Tablo-17: Büyüden Korunmak için Kur’an Ayetlerine Sı#ınma Tutumları….. 86

Tablo-18: Büyü Yapmanın veya Yaptırmanın Dini !nanca Zarar Verip


Vermedi#ine Dair Görü"ler…………………………………………................ 87

VIII
Tablo-19: Doktorların Çaresiz Kaldı#ı Durumlarda Büyücülere Ba"vurmanın
Faydalı Olup Olmadı#ına Dair Görü"ler ……………………………………… 88

Tablo-20: Deneklerin !çeri#inde Sihir ve Büyü Olan Filmleri Seyretme


Sıklıkları ………………………….………………………………………….…. 89

Tablo-21: !çeri#inde Sihir ve Büyü Olan Filmlerin Davranı"ları Etkileme


Durumuna göre Da#ılım…………………………………………………….… 90

Tablo-22: Filmlerde Yapılan Sihir ve Büyüyü Deneklerin !mkânı Olsa


Yapmayı !steme Durumuna Göre Da#ılım……………………………………. 91

Tablo-23: Deneklerin Sihir ve Büyüyü Yapma !mkânı Olsa Bunu Neden


Yapmak !stedi#ine Göre Da#ılım………………………….…………………. 92

Tablo-24: Deneklerin Nazar !nancı ile !lgili Tutumlarının Da#ılım…………... 94

Tablo-25: Deneklerin Nazardan Korunmak için Kullanılacak Yöntemlerle ile


!lgili Dü"üncelerinin Da#ılımı……………………………………………..….. 95

Tablo-26: Deneklerin !slam’ın Nazar Görü"ü ile !lgili Dü"üncelerinin


Da#ılımı ………………………………………………………………………. 96

Tablo-27: Deneklerin Muska ile !lgili Görü"lerinin Da#ılımı ……………….. 97

Tablo-28: Deneklerin Fal ile !lgili Dü"üncelerine göre Da#ılımı…………….. 98

Tablo-29: Baktırılan Fal Türlerine göre Da#ılım……………………………... 99

Tablo-30: Deneklerin Falın Gelecekle !lgili Beklentilerine Cevap Vermesine


Göre Da#ılımı ………………………………….…………………………….. 100

Tablo-31: Deneklerin Cinsiyetlerinin Büyü ile !lgili Tutumlarına Etkisi……… 102

Tablo-32: Deneklerin Cinsiyetlerinin Nazar ile !lgili Tutumlarına Etkisi .…. 104

Tablo-33: Deneklerin Cinsiyetlerinin Falın Gelecekle !lgili Beklentilerine


Cevabı Konusuna Etkisi ………………………………………………………. 105

Tablo-34: Dindarlık Düzeyleri ile Büyüden Korunmada Kur’an ayetlerine


Sı#ınma Arasındaki !li"ki ……………………………….………………….…. 106

Tablo-35: Deneklerin Baba E#itim Düzeyine göre Büyünün Gerçek Oldu#una


ve Etkisi Bulundu#una Dair !nançları ………………………………………… 108

IX
"EK!L L!STES!

Sayfa No.

$ekil 1: Ara"tırma Modeli…………………………………………………. 68

X
KISALTMALAR

ANOVA : Analyses of Variance

A.Ü.D.T.C.F : Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Co#rafya Fakültesi

Bkz. : Bakınız

c. : Cilt

Çev. : Çeviren

DEM : De#erler E#itimi Merkezi

D!A : Türkiye Diyanet Vakfı !slam Ansiklopedisi

D!BY : Diyanet !"leri Ba"kanlı#ı Yayınları

DTCF : Dil Tarih Co#rafya Fakültesi

Hz. : Hazreti

!FAV : !lahiyat Fakültesi Vakfı

MEB : Milli E#itim Bakanlı#ı

MÜ!FV : Marmara Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Vakfı

s. : Sayfa

S. : Sayı

SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü

TDV : Türkiye Diyanet Vakfı

ts. : Tarihsiz

vb. : ve benzeri

Yay. : Yayınları, Yayınevi

yy. : Yüzyıl

XI
B!R!NC! BÖLÜM

G!R!"

1
G!R!"

!nsan, do#umundan ba"layarak ölümüne kadar farklı geli"im dönemlerimden


geçer. Bu dönemlerde birbirine benzemeyen fizyolojik ve psikolojik bazı özellikler
gösterir. !nsan ya"amının bu evrelerini; çocukluk, gençlik- ergenlik, yeti"kinlik ve
ya"lılık "eklinde ayırmak mümkündür. Bu evrenlerin içinde gençlik dönemi hem
psikoloji hem din psikolojisi açısından önemlidir. Hayata birçok yönden hazırlanma,
fırtına ve bunalım devresi olarak tanımlanan ergenlik dönemi; biyolojik, psikolojik,
zihinsel ve sosyal açıdan olgunla"manın ya"andı#ı, bireyi gelecek ya"antısına hazırlayan
çocukluktan gençli#e geçi" devresidir.1

Ergenlik döneminin ilk yıllarında soyut dü"ünme kabiliyeti kazanan genç2


içinde ya"adı#ı çevrenin sorunlarını, dini ve metafizik konuları dü"ünmeye ba"lar.3
Ayrıca gençler bu dönemde birçok faktörün etkisiyle, bir durum, olay ya da olgu
kar"ısında ortaya konulması beklenen olası davranı" biçimi olarak tanımlanan tutumlar
geli"tirir.4

Gençlerin tutum geli"tirdi#i konuların en önemlilerinden biri, dini veya


geleneksel inançlarla ilgili tutumlardır. Geleneksel inançlar çerçevesinde de#erlendirilen
batıl inanı" biçimleri ile ilgili tutumlar da bu dönemde "ekillenir. Bu ara"tırmada
ya"amının birçok açıdan en önemli döneminde olan 14-18 ya" arasındaki gençlerin
büyü, sihir, nazar gibi olgulara ili"kin tutumları ara"tırılmı"tır.

1. ARA"TIRMANIN KONUSU

Bilimsel bir ara"tırma yapılırken, ara"tırmacının cevap araması gereken


öncelikli problem “neyi ara"tıraca#ım?” sorusudur. Bu soruya verilen cevap sayesinde

1
Aysel Ek"i, Çocuk, Genç, Ana-Babalar, Ankara Bilgi Yayınları, 1990, s. 101; Tuncel Altınköprü, Genç Kız
Psikolojisi ve Cinselli$i, !stanbul: Hayat Yayınları, 2000, s. 51
2
Haluk Yavuzer, Çocuk Psikolojisi, 10. Baskı, !stanbul: Remzi Kitabevi, 1994, s. 282
3
Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, Ankara: D!BY, 1993, s. 268
4
Metin !nceo#lu, Tutum Algı ve !leti#im, !stanbul: Beykent Üniversitesi Yayınevi, 2010, s. 7

2
ara"tırmanın konusu ve çerçevesi belirlenir. 5 “!nsanın ruhî yasayı" ve davranı"ları
içerisinde dinî nitelik ta"ıyan her belirtiyi inceleme konusu yapan” 6 din psikolojisinin
ara"tırma alanına giren bu çalı"manın temel konusu, 14-18 ya" arası gençlerin büyü,
sihir, nazar vb. konularla ilgili tutumlarıdır.

Ara"tırmanın konusunu olu"turan büyü, sihir, nazar, fal vb. olguların tarihi
insanlık tarihinin en eski dönemlerine kadar uzanır ve geçmi"te oldu#u gibi günümüzde
de çe"itli toplumlarda birer inanç ö#esi olarak varlıklarını sürdürürler. Büyü, nazar ve
fala olan inançlar, ki"ilerde birtakım tutumların olu"masına sebep olur. Bu olgular
ki"ilerin inancını ilgilendirmesi ve dinlerin duyarsız kalmadı#ı konular olması ayrıca
ki"ilerde birtakım tutumları ortaya çıkararak psikolojik yönlerinin bulunmasıyla din
psikolojisinin ara"tırma konuları arasına girer. 14-18 ya" arası gençlerin söz konusu
olgulara ili"kin tutumlarının ölçüldü#ü bu ara"tırmada uygulanan anket çalı"ması ile
a"a#ıdaki sorulara cevap aranacaktır:

Katılımcıların,

1. Büyünün gerçekli#ine ve insanlar üzerindeki etkilerine yönelik tutumları


nasıldır?
2. Büyü ile ilgili deneyimleri var mıdır?
3. Büyüye ba"vurma nedenleri nelerdir?
4. Büyünün dini inançla ili"kisine dair görü"leri nelerdir?
5. Büyü ve sihir içerikli dizilere bakı"ı ve bunlardan etkilenme durumu
nasıldır?
6. Nazar olgusuna yönelik tutumu nedir?
7. Nazardan korunmaya yönelik aldı#ı tedbirler nelerdir?
8. Büyü, sihir ve nazardan korunmaya yönelik aldı#ı tedbirler nelerdir?
9. Fal ile ilgili dü"ünceleri, beklentileri ve kullandı#ı fal çe"itleri nelerdir?
10. Genel olarak hurafelere yakla"ımı nasıldır?

5
Zeki Aslantürk, Ara#tırma Metot ve Teknikleri, !stanbul: MÜ!FV Yayınları, 1999, s. 39
6
Hökelekli, ss. 6-7

3
2. ARA"TIRMANIN AMACI ve PROBLEMLER

Bu ara"tırmanın temel amacı, 14-18 ya" arası gençlerin büyü, nazar, fal vb.
olgulara ili"kin tutumlarının tespitidir. Ayrıca gençlerin cinsiyet, ya", sosyal çevre vb.
demografik özellikleriyle, büyü, nazar ve fal gibi olgulara yönelik tutumları arasındaki
ili"kinin incelenmesi de amaçlanmaktadır. Bu amacı gerçekle"tirmek için !stanbul’un
çe"itli ilçelerindeki farklı nitelikte lise ve dengi okullar seçilerek ö#rencilere anket
uygulanacaktır. Böylece bu gençlerin büyü, nazar, fal vb. ile ilgili tutumlarının
nitelikleri ve davranı"sal etkileri, bu tutumları olu"turan etkenler, bu tutumların cinsiyet,
ekonomik seviye, aile yapısı, dindarlık durumu gibi sosyo-kültürel konularla ili"kisi
incelenmeye çalı"ılacaktır.

Ara"tırmanın temel problemi, “14-18 ya" arası gençlerin büyü, nazar ve fal
hakkındaki tutum ve davranı"ları nasıldır?” ve “gençlerin demografik özellikleriyle
büyü, sihir, nazar, fal ile ilgili tutumların ili"kisi var mıdır?” sorularıdır. Bu probleme
cevap aramak için yapılan alan ara"tırmasının ı"ı#ında bu gençlerin genel olarak büyü,
nazar ve fala ili"kin tutumları tasvir edilecek ve dindarlık, sosyo-ekonomik durum,
cinsiyet, ailenin e#itim durumu gibi de#i"kenlere göre söz konusu tutumlarındaki
de#i"imler açıklanacaktır.

Ara"tırmanın amacı ve temel problemi do#rultusunda a"a#ıdaki hususlar


ara"tırılacaktır:

1. Cinsiyete göre büyü, nazar ve fal vb. olgulara ili"kin tutumun belirlenmesi.
2. Ailenin e#itim durumuna göre söz konusu olgulara ili"kin tutum
belirlenmesi.
3. Dindarlık e#ilimine göre söz konusu olgulara ili"kin tutumun belirlenmesi.
4. Büyüye inanma ve kullanma arasındaki ili"kinin belirlenmesi.
5. Fal ile ilgili tutumun belirlenmesi.
6. Ba"vurulan fal çe"itlerinin belirlenmesi.
7. Büyüye ba"vurma nedenlerinin belirlenmesi.
8. Büyü, sihir ve nazardan korunmak için ba"vurulan yöntemlerin
belirlenmesi.

4
9. Büyü içerikli yayınların gençlerin tutum ve davranı"larına etkilerinin
ara"tırılması.
10. Sorunlar kar"ısında büyüye ba"vurma durumunun belirlenmesi.
11. Nazardan korunma yöntemleri ile büyü arasındaki ili"kinin kurulması.

3. ARA"TIRMANIN H!POTEZLER!

14-18 Ya" arası gençlerdeki büyü, nazar ve fal ile ilgili tutumların ölçülece#i
ara"tırmada çe"itli de#i"kenlerle tutumlar arasındaki ili"kilerin incelenmesi çerçevesinde
a"a#ıdaki hipotezler ortaya konmu"tur:

A. Büyü ile !lgili Hipotezler


1. Deneklerin büyünün var oldu#una ve etkisi bulundu#una dair inancı
yüksektir.
2. Deneklerin büyünün !slam’a aykırı oldu#unu dü"ünmeye dair e#ilimleri
yüksektir.
3. Deneklerin büyüden korunmada Kur’an ayetlerinin etkisinin oldu#una dair
inançları yüksektir.
4. Deneklere göre çaresizlik psikolojisi, büyücülere ba"vurmada önemli bir
etkendir.
5. Sihir içerikli yayınlar gençlerin davranı"larını etkilememektedir.
6. Cinsiyet de#i"keni büyü ile ilgili tutum ve davranı"ları etkiler.
B. Nazarla !lgili Hipotezler
1. Denekler arasında nazara inanç yüksektir.
2. Nazardan korunma ile ilgili batıl inançlar mevcuttur.
C. Fal ile !lgili Hipotezler
1. Fal ile ilgilenme bayanlarda erkeklere göre fazladır.
2. Fal baktırmak genelde e#lence maksatlıdır.

4. ARA"TIRMANIN ÖNEM!

!nsanlı#ın en eski devirlerinden beri ilgi ve merak konusu olan büyü, nazar ve
fal olguları günümüzde de birer inanç konusu olmaları sebebiyle ara"tırmalara konu
olmaya de#erdir. Farklı inançlar farklı tutumları do#urur ve tutumlar da davranı"ların

5
olu"masında önemli bir faktördür. Ara"tırmanın konusu olan büyü, nazar, fal gibi
olgular da ki"ilerde farklı tutumların do#masına sebep olur ve bu olgular nitelikleri
bakımından istismara açıktır. Bu sebeple de konu ile ilgili yeterince bilimsel ara"tırma
yapmak istismarların önüne geçecektir.

Ara"tırmaya konu olan olgularla ilgili hem din ilimleri alanında hem de di#er
bilimsel disiplinlerde ara"tırmalar yapılmı" olmasına ra#men bu ara"tırmalar nicelik
bakımında sınırlı kalmı"tır. Bu konudaki nitelikli ara"tırmaların sayısının artması
insanları bilinçlendirmek açısından önem arz etmektedir.

Konu ile ilgili yapılan ara"tırmaların bazıları bu olguların sadece birini


problem edinirken bazıları da bu olguları hurafe ve batıl inançlar ba"lı#ı altında
ara"tırmalarına dâhil etmi"lerdir. Ayrıca bazı ara"tırmalar konunun sadece literatür
kısmı ile ilgilenmi"tir. Bu ara"tırma ise, büyü, nazar, fal vb. olguları özel olarak konu
alması ile alanında bir ilktir ve konuya ili"kin literatür taramasının yanında alan
ara"tırmasına da yer vermesi sebebiyle di#er ara"tırmalardan ayrılır.

Ara"tırmanın !stanbul’da yapılması !stanbul’un kozmopolit yapısı sayesinde


örneklem grubunun niteli#inin çe"itlenip artmasına katkı sa#lar. Bu sayede ara"tırma
di#er ara"tırmalara göre, farklı nitelik kazanır.

Ara"tırmanın benzerlerinden ayrılması ve ilk olmasının bir di#er sebebi de


örneklemin ya" aralı#ıdır. Alan ara"tırmasına yer veren di#er çalı"malarda örneklem
grubu genellikle belli bir bölgede tüm ya" gruplarını içine alacak tesadüfi
örneklemlerdir. Bizim ara"tırmamız 14-18 ya" arası gençlerle sınırlı tutulması yönü ile
de di#er çalı"malardan ayrılır. Unutulmamalıdır ki gençler bir toplumu olu"turan en
dinamik kesimdir ve o toplumun gelece#idir. 14-18 ya" bir bireyin ki"ili#inin
olu"masında önemli bir dönemdir. Bu dönem ki"ili#in olu"masının yanında, tutumların
olu"masında ayrıca bir de#ere sahiptir. Birey gerek hayata gerekse dine, hatta hurafe
içeren her unsura kar"ı tutumlarının temelini bu dönemde atar. Bu durum ara"tırmanın
önemini bir kat daha arttırmaktadır.

6
5. ARA"TIRMANIN ÖNKABULLER! VE SINIRLILIKLARI

5. 1. Ön kabuller

Ara"tırmanın ön kabullerini "öyle sıralamak mümkündür:

a. Ara"tırmanın örneklemini olu"turan 279 katılımcının kendilerinden


istenilen bilgileri içtenlikle ve do#ru olarak cevapladı#ı varsayılmaktadır.
b. Örneklemin evreni temsil etti#i varsayılmaktadır.
c. Ara"tırmada kullanılan soru formunun istenilen özellikleri ölçtü#ü
varsayılmaktadır.

5. 2. Sınırlılıklar

Bu ara"tırma 279 denek grubundan olu"an bir örneklem grubu ile sınırlıdır.

Ara"tırma Aralık 2011 ve Nisan 2012 tarihleri arasında yapılmı" kesitsel bir
ara"tırmadır. Zamanla katılımcıların inanç, dü"ünce ve tutumlarının de#i"ebilece#i
dikkate alındı#ında bulgular zamanla sınırlıdır.

Ara"tırma sadece !stanbul’da yapıldı#ından bu il ile sınırlıdır.

Ara"tırmanın örneklem grubu 14-18 ya" arası gençler oldu#u için sadece bu
ya" grubu ile sınırlıdır.

Ara"tırma, kullanılan ölçme aracı, yöntem ve tekniklerle sınırlıdır.

7
!K!NC! BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

8
1. BÜYÜ

!nsanlık tarihinin en eski dönemlerinden beri bilinen ve uygulanan bir faaliyet


olan büyü, günümüzde de insanların ilgilendi#i bir konudur. Bu bölümde “Büyünün
Anlamı”, “Büyünün Tarihi”, “!lahi Dinlerde Büyü” ve “Büyü Çe"itleri” konuları yer
alacaktır.

1.1. Büyünün Anlamı

Büyü, do#a kanunlarına muhalif sonuçlar elde etme gayesinde olanların


ba"vurdukları gizli i"lem ve fiillerin genel adıdır.7 Türkçe’de oldukça eski olan büyü
kelimesine, Uygur ve Göktürk anıtlarında rastlanmak mümkündür. Büyü, Uygur
Türkçesi’nde, hâkim, tabiatüstü güç, bilgili, hikmetli gibi anlamlara gelir.8 Eski Türk
dilinde “bu#i, bugü” "eklinde kullanılan büyü kelimesi sihirbaz ve din adamı manasında
kullanılmaktayken daha sonra akıllı anlamına gelen “bilge” kelimesi ile e" anlamlı
olarak kullanılmı"tır.9

Büyü; !ngilizce’de, “magi-magic”, Fransızca’da,“magie”, Almanca’da,


“magie” kelimeleri ile ifade edilir. 10 Bu kelimelerin aslı, Yunanca’daki “magos”
kelimesidir. Eski Farsça’da büyü kelimesi “magu” ile kar"ılanır ve Eski !ran’da büyü
i"leriyle ilgilenen Med kabilesindeki rahipler sınıfına da “magu"” denilirdi. Magu"
kelimesi !slam kaynaklarına “Mecus, Mecusi” "eklinde geçmi"tir. Arapça’da ise, büyü
kelimesi sihir ile kar"ılık bulmu"tur. 11

Ki"iyi istenilen "eyleri yapmaya iten gizli kuvvetlerle, tabiata aykırı haller
meydana getiren acayip i"leri yapan ki"ilere “büyücü” denir.12 Geçmi"te büyücülere;
“"aman”, “kam”, “sihirbaz”, “hekim” gibi isimler verilmi"tir. 13 !lkel dönemlerde
insanlar, avcılıkla u#ra"manın yanı sıra kendileri için sır olan birçok olay kar"ısında
kendilerini güvende hissedebilmek için büyücülükle u#ra"mı"lardır. Büyücüler,

7
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, “Büyü”, C.1, Ankara: TTK Yayınları, 1998, s. 369
8
Cemal Anadol, Tarihten Günümüze Kadar Do$u ve Batı Kültürlerinde Halk !nanı#ları, Ankara: Bilge Karınca
Yayıncılık, 2006, s. 11
9
Ka"garlı Mahmut, Divan-ı Lügat-ıt- Türk, Besim Atalay (çev.), Ankara: TTK Yayınları, 1998, s. 428
10
Pars Tu#lacı, “Büyü”, Okyanus Ansiklopedik Sözlük, C.1, 3. Baskı, Ankara: Cem Yayıncılık, 1979, s. 101
11
Hikmet Tanyu, “Büyü”, D!A, C.6, !stanbul: TDV Yayınları, 1998, s. 501
12
Anadol, s. 11
13
Sevim Asımgil, Büyü, Sihir, Fal, Yıldızname, Kehanet, Nazar, !stanbul: !pek Yayın Da#ıtım, 1999, s. 24

9
hâkimiyet gayesiyle tabiat olaylarına ve do#aüstü varlıklara yönelerek birtakım büyüler
yapmı"lardır. Daha sonraları insanları etkileyen ve etraflarına toplayan büyücüler, büyü
ritüellerini toplu törenlere dönü"türmü"lerdir.14

!lkel insan için bir dü"mandan farksız olan yıldırım, "im"ek, fırtına gibi do#a
olayları esrarlı ve anla"ılmaz "eyler olmu"tur. Tabiat kar"ısında endi"eye dü"en insan,
bir süre sonra tabiatı canlı bir varlık kabul etmi" ve tabiatla uzla"ma yollarını aramaya
çalı"mı"tır. Bu çabanın neticesinde ortaya büyücülük faaliyetleri çıkmı"tır. 15 Büyü
ba"langıçta insanları ve klanlarını korumaya yönelik bir yolken, giderek ba"kalarına
zarar verme yöntemine dönü"mü"tür.

Günümüzde de varlı#ını sürdüren büyücülük, herhangi bir çıkar u#runa


ba"kalarına zarar vermeye yönelik me"ru olmayan yollar ve gizli kuvvetler yardımıyla
yapılan, gerçe#e uymayan; gözba#cılık, düzenbazlık, oyunculuk gibi i"lere denir.
Özellikle Hz. Musa’dan önce büyücülük, itibar gören bir meslek olmu"tur. 16
Büyücülü#ün en güçlü silahının büyüleme, etkileme veya telkin oldu#u bilinir.17

Büyüde do#aüstü güçlerden yararlanma gayesi öne çıkar.18 Do#aüstü güçlerin


yardımı ile gerçekle"tirilen büyünün, yapılmasının muhtelif nedenleri vardır. Bu
nedenlere örnek olarak; bir insanı öldürmek veya hasta etmek, iki ki"iyi birbirinden
nefret ettirmek ve ayırmak, kadın veya erke#i kendine ba#lamak, kadınların
hamileli#ini önlemek veya cenini dü"ürmek, bir kimsenin hayvanlarını öldürmek, bir
yeri harap etmek, çocuk sahibi olmak, evlenmek, bol ürün elde etmek, mal ço#altmak
vs. gibi durumlar verilebilir. Verilen örneklerden de anla"ılaca#ı üzere, genel olarak
büyü yapma nedenlerini "öyle sıralamak mümkündür:

a. !nsanların arasında ayrılık çıkarmak


b. !nsanın bazı güç ve kabiliyetlerini kullanmasını engellemek
c. Sevmedi#i, nefret etti#i ki"ilerin zarar görmesini sa#lamak

14
Anadol, s. 15
15
Anadol, s. 16
16
“Büyü”, "amil !slam Ansiklopedisi, C.1, !stanbul: $amil Yayıncılık, 1990, s. 260
17
Gıovannı Scognamillo ve Arif Arslan, Do$u ve Batı Kaynaklarına göre Büyü, !stanbul: Karizma Yayınları,
1999, s. 19
18
Asımgil, ss. 32- 33

10
d. Kötü amaçla yapılan büyüyü bozmak veya etkisiz hale getirmek19

Ruhlar, cinler, "eytanlar, canlı veya ölmü" bazı hayvanlar, cisimler, "ekiller ve
bazı isimler büyü yapmak veya büyü bozmak amacıyla araç olarak kullanılır. 20
Kilitlenen bir kilidi açmak, kazı#ı çıkartmak, tılsımı gömülü oldu#u yerden bulmak,
yumurta ha"layarak evlenen çiftlere yedirmek; pancar, kâ#ıt parçaları, zeytin çekirde#i,
leylek pisli#i, vücuttan koparılmı" kıllar, i#de çekirde#i vb. "eyleri yakmak gibi
yöntemlerle ise, büyünün etkisinin giderilece#ine inanılır.21

1.2. Büyünün Tarihi

Büyü ilkel dönemlerden modern ça#lara kadar insano#lunun gündemini sürekli


me"gul etmi"tir. Büyü, ilk olarak, canlı veya cansız bazı e"yalara tabiatüstü güç
yüklemek ve bu gücü çıkarlar do#rultusunda kullanmak "eklindeki bir inançtan
do#mu"tur.22 !lkel dönemlerden kalma bazı i"aretler, ilkellerin büyü ile iç içe bir hayat
ya"adı#ını göstermi"tir. Özellikle ma#ara insanlarından kalma duvar resimleri büyünün
Paleolitik dönemde bile örneklerinin bulundu#unun açık kanıtıdır. Her tarafı tehlikelerle
dolu ilkel insan, kendini koruyabilmek için silahlardan ve kabile büyücülerinden medet
ummu"tur. Büyücülerden yardım umma, ilkel dönemlerden günümüze kadar varlı#ını
korumu"tur.23

19. asrın sonlarına do#ru ara"tırmalar yapan birçok antropolog ve dinler tarihi
ara"tırmacısına göre dinin kayna#ı, animizm, natüralizm veya totemizmdir. Bu iddiaya
göre din, evrim yoluyla muhtelif safhalardan geçerek son halini yani monoteist biçimini
almı"tır. Evrimci dü"ünceye göre büyü ve din arasında do#rudan bir ili"ki vardır ve
ikisinde de tabiatüstü bir güce inanmak söz konusudur. Bu yakla"ımda büyüyü ilk
ça#ların ve ilkel insanların sahip oldukları dinin bir parçası olarak görme söz
konusudur. Bunun daha da ötesinde ilkel dinlerin kayna#ını büyücülü#ün te"kil etti#i
kabul edilir. Evrimci anlayı"a göre monoteist din, büyücülü#ün ibadet boyutunu

19
Abidin Zeynel Tamba#, Cin- Sihir- Büyü, !stanbul: Alio#lu Yayıncılık, 2004, s. 36
20
Tanyu, s. 501
21
Tamba#, s. 67
22
Cevdet Kılıç, “Sistematik Felsefi Dü"ünce Öncesi Mitoloji, Büyü ve Dinler’ de Varlık Dü"üncesi”, Fırat
Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt. 13, Sayı. 1, s. 42
23
Scognamillo ve Arslan, s. 34

11
olu"turdu#u ilkel dinlerin geli"mi" "eklidir. Monoteist dinler ise, bu dü"üncenin aksine
büyü faaliyetlerinin aslında ba"langıçta var olan monoteist din ritüellerinin
dejenerasyona u#ramı" "ekilleri oldu#unu kabul eder.24

Büyücülü#ün ba"langıç zamanını saptamak zor olsa da ba"langıç yerinin Orta


Do#u oldu#u kabul edilir. Özellikle de Mısır ve Sümer uygarlıkları büyüye ve
yıldızbilime inanç sistemlerinde yer vermi"tir. Sümerlerde büyücü-sihirbaz aynı
zamanda bütün i"lerini tanrısal yardımla yapan ba"rahip kabul edilmi"tir. Öte yandan
Mısır’da büyücülük, resmi ve aynı zamanda dini bir u#ra" olmu"tur. Öyle ki, Firavun en
yüce sihirbaz kabul edilmi"tir.25 Eski Mısır’dan günümüze ula"an kalıntılardaki sözlerin
ço#u, kötü büyücüleri ve cadıları kovma amacı ta"ır. Ayrıca bu kalıntılarda tanrılara,
ate"e, tuza ve suya söylenen, ölü ruhlarla ili"ki kurmaya yönelik bazı tılsımlı sözlere de
rastlanır.26

Asur büyücülü#ü Orta Do#u’daki büyü faaliyetlerinin ba"langıcı kabul


edilmi"tir. Büyüsel i"lemlerde cinleri ve ruhları ilk olarak Asurlular kullanmı"tır.
Asurlular, insanların etrafını çevreleyen kötü ruhlara çe"itli isimler verilmi"tir; kem
gözlü “Sedu”, insanlı#ın dü"manı “Uttukku”, tecavüzcü “Ahhazu”, vampir “Ekkimmu”
bunlardan bazılarıdır. Asurlu büyücüler en az bu kötü ruhlar kadar güçlü kabul edilmi"
ve isterlerse insanları hasta etme, sakat bırakma hatta öldürme gücüne sahip oldukları
dü"ünülmü"tür. Asur’da tılsımlar ve dü#ümler büyüden korunmak için kullanılan en
önemli araçlar olmu"tur. Dü#üm ile insanları ba#lamak ya da çözmek mümkün kabul
edilmi"tir. Dü#üm aynı zamanda rahatsızlıkları gidermek için de kullanılmı"tır. Asur’da
büyü çözmek için kullanılan bir di#er yöntemde su ile yıkayıp dua okumak "eklinde
uygulanan arındırma yöntemiydi.27

Orta Do#u’da dinsel geleneklerden biri olan kurbanlar; sihir, büyü ve astroloji
malzemesi olmu"tur. Kurban olarak sunulan canlı varlıkların sunum öncesinde, sunum

24
Ca#fer Karada", “Büyü ve Din -!slamî Nokta-i Nazardan Bir De#erlendirme”, Usûl: !slâm Ara#tırmaları, Cilt. 1,
Sayı. 1, 2004, s. 113
25
Scognamillo ve Arslan, s. 35
26
“Büyü”, Ana Britannica: Genel Kültür Ansiklopedisi, C.5, !stanbul: Ana Yayıncılık, 1987, s. 216
27
Scognamillo ve Arslan, ss. 42-45

12
esnasında ve sonrasındaki halleri veya organ ile kemikleri incelenip yorumlanarak
bunlardan gelece#e yönelik çe"itli anlamlar çıkarılmı"tır.28

Babil’de ya"ayan Gıldaniler, yıldızların hareketlerini tespit edip burçları


belirlemeyi ilk olarak gerçekle"tirmi" kavimdir. Gıldaniler, büyücülerin suretleri ve
tabiatı de#i"tirebilecek güce sahip oldu#unu kabul etmi"tir. Büyücülerin istedikleri
takdirde bir insanı bir hayvana dönü"türebilece#ine, havada uçarak uzun mesafeler
alabilece#ine inanılmı"tır.29

Putperest ve çok tanrılı inanca sahip Antik Yunan ve Roma’da Orta Do#u
etkisiyle büyücülük geni" bir yayılma alanı bulmu"tur. Gizli büyücü örgütleri ve
büyüsel törenlerle Yunanistan’ın “Tesalya” bölgesi büyücülerin merkezi olmu"tur.
Yunanlar’ın büyüden daha çabuk etkilenmesine ra#men katı kuralcı yapıda olan Roma,
M.Ö. 451 yılında bir yasa ile büyücülük faaliyetlerini kesinlikle yasaklamı"tır. Bu katı
yasa#a ra#men bir süre sonra büyücülük özellikle soylular ve alt sınıflar arasında
yayılmı"tır. Yunan büyücülü#ünde cinleri ve kötü ruhları ça#ırarak büyü yapmak
yaygınla"mı"tır. Roma büyücülü#ünün ba"lıca u#ra" alanı ise, kehanete yönelik
faaliyetler olmu"tur.30 Ba"larda büyüye "iddetle kar"ı çıkan Roma imparatorları zamanla
sık sık büyücülere ba"vurur hale gelmi"tir.31

Eski Çin’de, Konfüçyüsçülük hareketi büyüye kar"ı çıkmı" ancak Taoist ve


Budist rahipler bu i"i sürdürmü"tür. Çin’de büyü insanı güçlendirmeyi ve ruhları etki
altına almayı hedeflemi"tir. Eski Japonlar’ da ise, çe"itli büyü uygulamaları olsa da
$into ayinlerinde büyüsel uygulamalara rastlanmamı"tır. Ancak bazı Japon zahitler,
büyücülük, gizli ilimler ve cincilikle u#ra"mı"tır. Japonlar arasında Budizm yayılmaya
ba"ladıktan sonra büyüsel uygulamalar geli"tirilmi"tir.32

Hindistan’da eski tıp uygulamaları büyü yöntemlerinden pek de farklı


olmamı"tır. Hinduizm’in ana kayna#ı Vedalar’da büyü ile büyü olmayanı ayırt etmek
zordur. Büyü ile dinin içiçeli#i Eski !ran’da di#er bütün bölgelerden daha fazla
28
$inasi Gündüz, “Eski Harran’da Sihir ve Büyü Ritüeli Olarak Kurban”, Milel ve Nihal: !nanç, Kültür ve Mitoloji
Ara#tırmaları Dergisi, Cilt. 2, Sayı. 1, 2004, s. 6
29
!smail Hakkı Zeyrek, Fizik Ötesi ve !nsan, !stanbul: Türdav Yayınları, 1999, s. 77
30
Scognamillo ve Arslan, ss. 47-49
31
Yusuf Çakar, Gizli !limler, !stanbul: Yedirenk Yayınları, 2005, s. 68
32
Tanyu, s. 503

13
olmu"tur. Zerdü"t, dinini yaymanın yanında ba"ta büyü olmak üzere batıl inançlarla
yo#un mücadelede bulunmu"tur. Bütün bunlara ra#men bir süre sonra Zerdü"t
ö#retilerle, halkın sürdürdü#ü büyüsel i"lemler bir araya gelerek Mecusilik olarak
bilinen dinî sentezi olu"turmu"tur. Zerdü"t dininin melekleri kabul edilen ate", sı#ır ve
yer cinlerine kurban ayini, daha sonraki devirlerde bir çe"it büyü ayinine dönü"mü"tür.
Hastalıklardan korunmak için de büyü yapmak Eski !ran’da yaygın bir faaliyet
olmu"tur.33

Eski Türklerde büyü, kehanet ve falcılık faaliyetleri fazlasıyla yaygınla"mı"tır.


Kam ($aman) adı verilen din adamları aynı zamanda tabiplik ve üfürükçülük yapmı"tır.
Kam, yaratılı"tan hayali geni", mistik özelliklere sahip ve tabiattaki özel sırlara vakıf
kabul edilmi"tir.34 Kam, kehanetlerde bulunan, efsunlu sözler söyleyen, gerekti#inde
büyü yapan, kötü ruhları uzak tutan, gaipten haber veren, hastalıkları tedavi eden,
nazarlıklar hazırlayan ki"i olarak itibar görmü"tür .Orta Asya’daki Türk kavimlerinde
dudaklardaki uçuk, kötü ruhlardan bilinmi" ve gidermek için çe"itli efsunlar yapılmı"tır.
Bunun dı"ında havayı etkilemek için bazı efsunlar uygulanmı"tır. Atları korumak için
bazı nazarlık ve muskalar kullanılmı"tır. Kur"un dökme gelene#i de Eski Türklere
dayanır. X. Asırdan itibaren !slam’ı kabul eden Türkler !slam’ın "iddetle yasaklamasına
ra#men büyü faaliyetlerine devam etmi"tir.35

1.3. !lahi Dinlerde Büyü

Yahudilik’te büyü konusu Kutsal metinlerde geni" yer tutar. Kural olarak
Yahudilik büyücülü#e kar"ıdır. Tevrat büyücülü#e çok açık yasaklar getirir. Büyünün
etkisine inanmak Tanrı iradesinin be"eri maksatlarla kullanılması anlamına
gelece#inden Tek tanrı inancına ters kabul edilir.36 Yahudilik’te büyü ile ilgili Tevrat’ta
ilginç bilgiler yer alır:

“Bu, efendimin ondan içti!i ve hem de onunla fala baktı!ı kâse de!il midir?37

33
Tanyu, s. 503
34
Abdülkadir !nan, Eski Türk Dini Tarihi, Ankara: Kültür Bakanlı#ı Yayınları, 1976, ss. 54-55
35
Tanyu, ss. 503-504
36
Tanyu, s. 505
37
Tevrat, Tekvin, 44- 5

14
“ Ve Eli"a ona dedi: bir yay ile ok al. Ve kendisine bir yay ile oklar aldı. Ve
#srael kralına dedi: Elini yayın üzerine koy ve elini koydu. Ve Eli"a ellerini kralın üzerine
koydu ve dedi: "ark tarafından pencereyi aç ve açtı. Ve Eli"a: Oku at dedi ve attı. Ve dedi
Rabb’in kurtarı" oku, Suriye’ye kar"ı kurtulu" oku, çünkü Suriyelileri bitirinceye kadar
onları afekte vuracaksın… Ve dedi: okları al ve aldı. Ve #srail kralına dedi: yere vur ve üç
kere vurup durdu. Ve Allah’ın adamı ona kar"ı öfkelenip dedi: Be" veya altı kere
vurmalıydın; o zaman Suriye’yi bitirinceye kadar onu vurmu" olurdun; fakat "imdi
Suriye’yi üç kere vuracaksın.”38

“ Ve size fısıldayan ve mırıldayan cincilere ve bakıcılara danı"ın, derlerse, bir


kavim kendi Allah’ına danı"maz mı? Ya"ayanlar için ölülere mi danı"ılır, deyin.”39

“Aldı!ın ö!ütlerin çoklu!undan yoruldun: Müneccimler yıldızlara bakanlar,


ayba"larında ne olaca!ını bildirenler, "imdi kalksınlar da ba"ına gelecek "eylerden seni
kurtarsınlar.” 40

Yahudilik’te büyü ile ilgili kesin yasaklamalar olmasına ra#men Yahudiler,


hastaları iyile"tirmek, fal bakmak, sihirli de#nekler kullanmak gibi eylemlerle büyüsel
faaliyetlerde bulunur.41

Yahudilik’ten sonra Hıristiyanlık’ta da büyü ile ilgili yasaklama devam


etmi"tir. Ancak Yeni Ahit’te bu konuya ili"kin ayrılan yer, Eski Ahit’e göre çok daha
azdır. Büyü faaliyetleri, Hıristiyan olmayanların yürüttü#ü i"ler oldu#u kabul edilmi"tir.
Hıristiyan dünyası büyücülerden çok cadılardan endi"e duymu"tur. Ancak Yeni Ahit’te
belirgin bir "ekilde cadılara temas edilmez. Kilise büyüye yasakçı yakla"ırken, büyü
gelene#i "ehir dı"ı bölgelerde yaygınla"mı"tır. 1320’de papalık çıkardı#ı bir fermanla
büyücülük ve cadılı#ı dinsizlik olarak nitelendirmi"tir. Daha sonra 1484’te Papa 8.
!nnocent tarafından cadılık zındıklık olarak ilan edilmi" ve 200 yıl boyunca Avrupa’nın
çe"itli yerlerinde pek çok masum insanın da aralarında bulundu#u on binlerce ki"i
öldürülmü"tür.42

!slam dininin kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’de büyü kelimesinin Arapça


kar"ılı#ı olan “sihir” kelimesi kullanılır. Kur’an’da, birçok peygamberin büyücülükle

38
Tevrat, Krallar 2- 13, 15-19
39
Tevrat, !"aya, 8- 19
40
Tevrat, !"aya, 47- 13
41
Scognamillo ve Arslan, s. 42
42
Tanyu, ss. 505-506

15
itham edildi#i ve bunu yapanların inkârcı oldu#u bilgisi yer alır. Ayrıca cahiliye
Araplarından kalma cincilik ve yıldızların etkisine dair inançlar reddedilir.43

Kur’an, büyünün 3 farklı çe"idi üzerinde durur. Bunlardan ilki, Hz. Musa
döneminde daha çok illüzyon "eklinde uygulanan “Mısırlıların sihridir”. Firavun, Hz.
Musa’nın bir illüzyonist oldu#u iddiasıyla çevresindeki güçlü sihirbazları toplayarak
Hz. Musa’yı alt etmeye çalı"mı"; ancak O, sihirbazları etkisiz hale getirmi"tir. Kur’an,
birçok ayetinde Hz Musa’nın bir sihirbaz olmadı#ını belirtir.

Kur’an’daki bir di#er büyü çe"idi ise, “Babilliler’in sihridir”. Bu çe"it sihirden
bahseden ayet meali "öyledir:

“Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında "eytanların anlattıklarına


uydular. Süleyman inkâr etmedi; ancak "eytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve
Babil'deki iki mele!e Harut'a ve Marut'a indirileni ö!retiyorlardı. Oysa o ikisi: 'Biz,
yalnızca bir fitneyiz (sizin için bir sınavız veya ayartıcıyız), sakın inkâr etme' demedikçe hiç
kimseye (bir "ey) ö!retmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan "eyi
ö!reniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna
ra!men kendilerine zarar verecek ve yarar sa!lamayacak "eyi ö!reniyorlardı. Ant olsun,
bunu satın alanın, ahiretten hiç bir payı olmadı!ını bildiler; kendi nefislerini kar"ılı!ında
sattıkları "ey ne kötü; bir bilselerdi”44

Bu ayet Hz. Süleyman’ın hükümdarlı#ının sihre dayandı#ını söyleyen


Yahudileri ele"tirir ve Allah’ın izni olmadıkça bu güçleri kullanarak kimsenin kimseye
zarar veremeyece#ini belirtir. Ayrıca ba"ka ayetlerden anla"ıldı#ı kadarıyla bu teknikleri
kullanmak küfre girmeye sebep sayılır. Üçüncü ve son sihir türü ise, efsunculuk olarak
bilinen “dü#ümlere üflemek suretiyle icra edilen sihir” "eklidir. Felâk suresinde bu
durumdan Allah’a sı#ınılması önerilir. Ayet ve hadislerden büyünün özellikle bazı
"ekillerinin ola#anüstü bilgi ve güç iddiasına dayanması sebebiyle tevhide aykırı bir
inanç oldu#u anla"ılır. Bazı çe"it büyüler ise, hile ve aldatmaca gibi ahlaki olmayan

43
Adil Bebek, “Ana Kaynaklara Göre Sihir”, Kur’an Mesajı: !lmi Ara#tırmalar Dergisi, Cilt. 1, Sayı. 9, 1998,
s. 62
44
Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi, 2/102

16
davranı"lardan ibarettir. Ayrıca büyü hadislerde yedi büyük günahtan biri olarak
zikredilir.45

Büyüsel faaliyetler din ve bilimin kar"ı çıkmalarına ra#men günümüzde de


varlı#ını sürdürür. Özellikle 1980’li yıllarda Avrupa ve Amerika’da mezarlıkların
açılması, ceset ve kemiklerin çalınması, ibadete kapalı mekânlarda siyah mumlar
e"li#inde yapılan ayinler, kara kedi ve horozların kesilmesi, büyücü örgüt ve
kurulu"ların sayısının artması bunun açık kanıtıdır. Günümüzde falcı ve medyumlar
televizyon programlarıyla kendilerini ve kitaplarını rahatlıkla tanıtarak büyücülük
faaliyetlerini ça#da" bir "ekilde gerçekle"tirir.46 Ayrıca sihir konusu, gerek yerli gerekse
yabancı filmlerde i"lenerek, geni" izleyici kitlerine ula"maktadır.

1.4. Büyü Çe#itleri

Büyü, elde edilmek istenen sonuç do#rultusunda, temelinde yatan dü"üncelere,


psikolojik durumlara ve büyüsel i"lemlerin içeri#ine göre çe"itlere ayrılır. Büyü
uygulamasının niteli#ine göre, aktif veya pasif; i"leyi" prensibine göre, taklit ve temas;
yönelinen amaca göre, ak veya kara "eklinde isimlendirilir. Ayrıca büyüyü uygulanı"
alanına göre; uzakla"tırıcı uygulamalar, hücum uygulamaları, istekle ilgili uygulamalar
"eklinde sınıflandırmak da mümkündür. Uzakla"tırıcı uygulamalar; hastalıklardan
korunma, mal-mülkün kötülükten korunması gibi amaçlarla yapılır. !nsan sa#lı#ına,
malına zarar verme gayesiyle yapılan büyüler ise, hücum uygulamalarıdır. Do#a
olaylarını insanın lehine çevirme, maddi servete kavu"ma, do#aüstü güçler elde etme
amaçlarıyla yapılan büyüler ise, istekle ilgili büyüler sınıfına girer.47

Bazı !slam âlimleri büyüyü "u "eklide sınıflandırır;

a. Kur’an’da A’raf suresi 116. Ayette bahsi geçen ve aldatma yoluyla yapılan
büyüler.
b. Rukyeler ve dü#ümlere üflemek yoluyla yapılanlar.
c. Arapça kelimelerin yazılı"ına aykırı olarak yazılıp tılsımlama ile yapılanlar.
d. Gezegen ve yıldızlar aracılı#ıyla yapılanlar.
45
!lyas Çelebi, “Sihir”, D!A, C. 28, Ankara: TDV Yayınları, 2003, s.171
46
Scognamillo ve Arslan, s.75
47
Sedat Veyis Örnek, 100 Soruda !lkellerde Büyü-Sanat-Efsane, !stanbul: Gerçek Yayıncılık, 1971, s. 141

17
e. $eytanların istihdamı ile yapılanlar.48

Bunlar dı"ında büyünün tasnifi konusunda birçok ayrım mevcuttur. Biz büyü
çe"itlerini; aktif- pasif, ak-kara, temas- taklit biçiminde ele alaca#ız.

1.4.1. Ak ve Kara Büyü

Büyü uygulamalarının pozitifi olarak bilinen ve birey yahut toplumun iyili#ine


yönelmeyi amaçlayan büyüye ak büyü denir. Ak büyü genellikle hastalık, yaralanma
gibi insancıl felaketler ve sel, kuraklık, fırtına gibi do#al felaketlerle mücadele; malı,
mülkü, hayvanları, çocukları ve lo#usa kadınları kötü ruhlardan ve zararlı dı" etkilerden
korumak için yapılır. Ak büyüde genellikle kutsal metinlerden, dinin kutsal saydı#ı
"eylerden yararlanılır. Bu büyü türünü uygulayanlar din adamlarıdır. Ak büyü ile yararlı
güçlerden yararlanma söz konusudur. 49 Özellikle cin çarpması ve iyile"tirilemeyen
hastalıklarda bu güçlere ba"vurulur.50

Ayrıca birini kendine ba#lamak, sevgiliyle ba#ı güçlendirmek, aylardır


görmedi#i kimsenin hemen gelmesini sa#lamak, gözü dı"arıda erkekleri karısına
ba#lamak, bo"anmayı engellemek gibi amaçlarla da ak büyüye ba"vurulur.51 Bunların
dı"ında el çabuklu#u ve hilekârlık ile yapılan hokkabazlık, kalplere çe"itli yöntemlerle
tesir etmek demek olan telkin, irade gücünü zayıflatarak ki"iyi dı" etkiye açık duruma
getirme anlamındaki hipnoz da ak büyü sınıfında de#erlendirilebilir.52

Ak büyünün aksine bir insana kötülük yapmak zarar vermek maksadındaki


büyüye kara büyü denir. Ak büyü ile u#ra"anların kutsal metinleri olumlu yönde
kullanması gibi kara büyü ile u#ra"anlar bu metinleri, yasak olmasına ra#men,
amaçlarına ula"abilmek için kötü yönde kullanır.53 !nsanın sa#lı#ına, malına- mülküne,
evine, hayvanlarına zarar vermek kara büyüde esastır. Birbirini sevenleri veya evlileri
birbirinden so#utup ayırmak; cinsel gücü, konu"ma yetene#ini, uykuyu “ba#lamak”

48
Yusuf Özbek, !slam Açısından Sihir, !stanbul: !z Yayıncılık, 1994, ss. 47-48
49
Örnek, 100 soruda !lkeller, s. 145
50
Nurettin Bayram, !slam’a Göre Cin, Sara, Sihir ve Büyü, Ankara: Kariyer Matbaacılık, 1997, s. 244
51
Büyünün Tarihi, 2009, www.bilinmeyenler.org, (29.Kasım.2011)
52
Anadol, s. 35
53
Tanyu, s. 502

18
yoluyla bozmak; dü"manı hasta etmek sakatlamak öldürmek gibi eylemler kara büyüden
sayılır.54

Yıldızlara bakarak gelecekten haber vermek anlamındaki müneccimlik;


tabiatüstü oldu#una inanılan bir güçle bilmek, gaipten haber vermek anlamındaki
falcılık; $ia mezhebinin ilahi bir lütuf olarak kabul ettikleri cifircilik de kara büyünün
bir türevidir.55

1.4.2. Aktif ve Pasif Büyü

Kuvvetli bir parapsikolojik özelli#e sahip oldu#unu telkin eden ve tabiat


olaylarını güçlü iradesi ile denetimi altına aldı#ını iddia eden ki"inin çe"itli dua–beddua,
özel bazı sözler ve tekerlemelerle yaptı#ı büyü aktif büyüdür. Örne#in Avustralya
Watjabukları arasında kendisine ya#murcu denen büyücü, kendi saçından kesti#i bir
tutamı suya batırır ve bu suyu a#zıyla emerek batı yönünde püskürtür. Bu yolla ya#mur
ya#dırmaya çalı"ır. 56 Fırtınayı uzakla"tırmak veya dindirmek için Afrika’daki Zulu
kabilesi mensuplarının kızgın kömür üzerine su dökerek gerçekle"tirdikleri uygulama da
aktif büyü örne#idir.57

Pasif büyü ise, dı" faktörlerin zararlarından kaçınmak, bunlara kar"ı savunma
yapmak maksadıyla yapılan büyüdür. Bu çe"it büyüde esas yöntem büyüsel güçle yüklü
oldu#una inanılan u#ursuz nesne, yer veya insanlardan kaçınmaktır. Mesela hamile
kadınların kimi yiyecekleri yememeleri; lohusaların zararlı etkilere kar"ı yanlarında
kutsal yazı, bıçak, i#ne, makas, nazarlık vb. bulundurmaları pasif büyüye örnektir. Pasif
büyüde özellikle muskalar önemli rol oynar.58 Bazı ara"tırmacılar kadın veya erkeklerin
süs maksadıyla kullandı#ı her neviden e"yanın, ilk olarak pasif büyü aracı olan muska
benzeri "eyler oldu#unu, daha sonra bunların birer süs e"yası haline geldi#ini iddia
eder.59

54
Örnek, 100 Soruda !lkeller, s. 145
55
Ahmet Baydar, Kuran Açısından Korku ve Büyü, !stanbul: Beyan Yayınları, 1999, ss. 71-74
56
James George Frazer, Altındal: Dinin ve Folklorun Kökleri, Mehmet Do#an (çev.), !stanbul: Payel
Yayınları,1991, s. 14
57
Tanyu, s. 502
58
Örnek, 100 Soruda !lkeller, s. 146
59
Fellicien Challage, Dinler Tarihi, Semih Tiryakio#lu (çev.), !stanbul: Varlık Yayınları, 1960, s. 28

19
1.4.3. Temas ve Taklit Büyüsü

Parçanın bütüne ait oldu#u prensibiyle bir insan veya o insana ait herhangi bir
"eyin sempatik ili"kisine dayanan büyü çe"idine temas büyüsü denir. Toplumda en
yaygın olan büyü çe"ididir. Bir vakit birbirine ba#lı olan "eylerin birbirlerinden
ayrılsalar bile aralarındaki ba#ın ve etkinin kopmaması beklenir. Ayrılan küçük parça
ne olursa olsun büyük parçayı etkilemeye devam edecektir. Bu dü"ünceye göre örne#in
herhangi bir insandan kopan saç, tırnak, di" veya o insana ait kıyafet ile insanı olumsuz
büyüsel etki altına almak mümkündür. Örne#in Polinezyalılar, bu dü"ünceden hareketle,
bir insanın ölümünü istediklerinde o "ahsa ait bir kıyafet parçasını mezara gömerek
onun ölümünü bekler.60

Kontajiyöz veya analoji de denilen taklit büyüsünde, benzer benzeri yaratır


ilkesinden hareket edilir. Hemen hemen bütün toplumlarda rastlanan taklit büyüsü
adından da anla"ılaca#ı gibi taklide dayanır. Bu büyünün amacı taklit yolu ile istenilen
sonucu meydana getirmek, benzer i"lemlerle istenilen "eyi ya da olayı öne almaktır.
Böylece o olayın yakın gelecekte gerçekle"mesi amaçlanır. Benzerlik meydana
getirmek için göze görünür dı" benzerlikler, tutum ya da davranı" benzerlikleri ya da
dü"üncenin ça#rı"ım zincirlerinden çıkan büyüsel özellikler kullanılır.61

Taklit büyüsünde en çok görülen teknikler yakma, kesme ve parçalamadır.


Malzeme olarak zarar verilmek istenen ki"inin resmi veya a#aç, çamur, balmumun vb.
maddelerden yapılan figürü kullanılır. Örne#in, Peru yerlileri ho"lanmadıkları ki"inin,
ya# ve tahıl karı"ımından yapılmı" resmini o ki"inin geçece#i yolda yakar; böylece
ruhunu yaktıklarını dü"ünür. Taklit büyüsünün bir ba"ka uygulama alanı da avcılıktır.
Avlanacak hayvanın yaralanmı" veya yakalanmı" resmini yapan avcılar bu sayede
hayvanı büyülemeyi amaçlar. Avcılıkla geçimini sa#layan toplulukların ma#aralara
çizdi#i birtakım figürler, büyüsel amaçların güdüldü#ünü gösterir.62

60
Sedat Veyis Örnek, Batıl !nançlar ve Büyüsel !#lemlerin Etnolojik Tetkiki, Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih Co#rafya Fakültesi, 1966, s. 37
61
Örnek, 100 Soruda !lkeller, s. 142
62
Örnek, 100 Soruda !lkeller, ss. 142-143

20
2. NAZAR

2.1. Nazarın Anlamı

Arapça asıllı olan nazar kelimesi; göz, bakma, bakı", fikir, dü"ünme, mülahaza,
niyet, dikkat, iltifat, teveccüh gibi anlamlara gelir.63 Nazar kelimesi Türkçe’de “gelme,
u#rama, de#me, etme” yardımcı fiillerinden biri ile kullanılır. Nazara gelme, nazar
etme, nazar de#mesi, nazara u#rama deyimleri; bakmak, isteyerek ve imrenerek
bakmak, göz atmak, negatif bakı" anlamlarındadır. Nazar halk arasında “kötü göz, kem
göz, kıskançlıkla bir "eye bakmak” anlamlarında kullanır. Yunanca’da “mastima”,
Arapça’da “isabet-i ayn”, Fransızca’da “mauvaisoeil”, Almanca’da “böser blick”,
!ngilizce’de ise, “evileye” "eklinde ifade edilir.64

Türkçe’de nazar, kimi insanların bakı"larındaki zararlı güç nedeniyle,


insanlara, hayvanlara veya nesnelere bakarak, canlının üzerinde hastalık, sakatlık, ölüm;
nesne üzerinde kırılma, bozulma gibi olumsuz "eyler meydana gelmesidir.65

Çekindi#i veya utandı#ı bir ki"i kendisine baktı#ında, insan kızarır veya çok
korktu#u birini görünce sararır. Bu olaylar ruhların birbiri üzerindeki etkisinden
kaynaklanır. Bunlara benzer "ekilde, gözün ruhlar üzerindeki etkisi ile nazarın meydana
geldi#i dü"ünülür.66

Nazarla zarar verme gücüne sahip ki"ilerin, bir insana bakmasıyla mutlu bir
ailenin düzeninin bozulaca#ı, iki dostun arasının açılaca#ı, bir çocu#un hastalanıp
ölece#i kabul edilir. Özellikle de mavi gözlerde nazar gücünün yüksek oldu#u
varsayılır. Hatta bu inanca dayanarak mavi gözlülerin kötü niyetli, kıskanç, ba"kalarına
zarar vermekten ho"lanan ki"iler oldu#u kabul edilir. Zaten kıskançlık duygusunun
nazara yol açtı#ı yaygın bir dü"üncedir. Kıskançlık duygusunun tersi olan yakınlık ve
sevgi gibi duyguların da nazara yol açabilece#i kabul edilir. Sevgi ve yakınlık sebebiyle
olu"an nazarın ise, en çok da çocukları etkileyece#ine ve buna da anne, babanın bile
sebep olabilece#ine inanılır. Nazardan etkilenmeye en açık ki"ilerin çocuklar ve
63
“Nazar”, "amil !slam Ansiklopedisi, C. 5, !stanbul: $amil Yayınevi, 1992, s. 59
64
Ali Ku"at, Nazar Olgusu ve Psikolojik Yakla#ım, 2. Baskı, Kayseri: Lâçin Yayınları, 2004, s. 23
65
Pertev Naili Brotav, 100 soruda Türk folkloru, !stanbul: Gerçek Yayınları, 1973, s. 126
66
M. Selim Arık, “Hurafe ve Batıl !nançlar Üzerine Bazı Dü"ünceler”, Diyanet !lmi Dergi, Cilt. 52, Sayı. 2, 2006,
s. 137

21
güzellik veya hünerleriyle ün kazanmı" ki"iler oldu#u kanaati yaygındır. Buna göre,
nazardan çocuklar güçsüzlükleri sebebiyle etkilenirken; güzeller, hünerliler ve mutlu
insanlar da kıskanç bakı"lara daha çok maruz kalır. !nsanlar dı"ında, durup dururken
hastalanan veya ölen hayvanların “nazara geldi#i” kabul edilir. Toprak ürünlerinin
aniden bozulması nazara ba#lanır; çünkü sadece insanlar de#il, hayvan ve mal- mülk
gibi nesnelerin de nazardan etkilenece#i kabul edilir.67

Nazara sebep olan kötü bakı" iki ana biçime ayrılır. Bunlardan biri, ifadesi
"iddetli, tesirli, di#eri ise, belirsiz bakı"tır. Biri kötü duygu ve istekleri nakleden bir
araç, öteki ise, gözün sahibi olan insanda orijinal tehlikeli bir enerji kayna#ından kendi
iste#i dı"ında çıkan u#ursuz bir bakı"tır. Kötü bir bakı"a sözün e"lik etmesi ise, daha
tehlikeli bulunur. !nsanların en fenasının dili tatlı, kalbi kararmı" olanlar oldu#una
inanılır. $aka yollu, kinayeli veya methedici sözler birer “kem bakı"” e"li#inde daha
öldürücü sonuçlar do#urur.68

Nazar kavramının parapsikolojideki adı, psikokinezidir. Psikokineziye ili"kin


olarak Eski Sovyetlerde, hassas bir ki"iyi yere devirmek dâhil olmak üzere, bakı"ların
önemli etkilerine dair çe"itli deneyler yapılmı"tır. Vladimir Durov isimli Rus
ara"tırmacı insan ve hayvanların bakı"larından ı"ınlar çıktı#ı inancı ile en vah"i
hayvanların dahi yo#unla"ma sayesinde ehlile"tirildi#ini mü"ahede etmi"tir. Durov
konsantre olmu" ki"inin bakı"ıyla, bir kobayın dona kalmasını sa#lamı", bu ki"inin
bakı"ını de#i"tirmesi ile de kobay kendine gelmi"tir. Bu olaylar meydana gelirken
yapılan ölçümlerde gözlerden yüksek bir enerji çıktı#ı tespit edilmi"tir. Buna benzer
psikokinezi ara"tırmaları günümüzde de sürdürülmektedir.69

2.2. Çe#itli Kültürlerde Nazar

Çe"itli arkeolojik, etnografik ve antropolojik ara"tırmalar, nazar olgusunun


sadece Türklere ve Ortado#u’daki Müslümanlara ait bir inanç olmadı#ını, dünyanın
birçok yerinde bu olguya rastlanabilece#ini ortaya koymu"tur. Eski Mısır, Babil,
Mezopotamya, Yunan ve Roma’dan günümüzdeki toplumlara kadar neredeyse bütün

67
“Nazar”, Türk Ansiklopedisi, C. 25, Ankara: Milli E#itim Bakanlı#ı Yayınları, 1977, s. 155
68
Edward Westermarck, Nazar De$mesi !nancı, Nazmi Ço"kunlar (çev.), Ankara: Yeni Matbaa, 1961, s. 9
69
Celal Kırca, “Din ve Bilim Açısından Nazar”, Diyanet !lmi Dergi, Cilt. 22, Sayı. 1, 1986, s. 44

22
kültürlerde nazar inancı vardır. Bu nedenle de nazarın olumsuz etkilerinden kurtulmak
için çe"itli büyüsel i"lemler yapıldı#ı bilinmektedir. 70 Nazardan korunmak için
kullanıldı#ı bilinen en eski nazarlık ise, M.Ö. 4000’de yapıldı#ı tahmin edilen
Mısırlılara ait muskadır.

Nazar inancı, Ortado#u, Akdeniz ve Hint- Avrupa bölgelerindeki yaygınlı#ına


ra#men, Uzak Do#u, Güney Afrika, Avustralya ve Amerika’nın yerli toplumlarınca geç
dönemde ö#renilmi"tir. Bu konuda en kapsamlı çalı"mayı yapan Alan Dundes, durumu
co#rafi olarak inceledi#inde nazarın kökeninin Mezopotamya oldu#u, ayrıca su,
kuraklık ve ölüm ili"kisi çerçevesine giren bir telakkiye ait oldu#unu iddia etmi"tir.
Buna göre nazarın en önemli etkisi hayat kayna#ı olan suyu yok etmek suretiyle bedeni
ve ruhu kurutmaktır. Mesela nazara maruz kalan annenin veya hayvanın sütünün
kesilmesi bundan kaynaklanır.71 Nazar inancı eski toplumlarda öylesine kökle"mi"tir ki
mesela Babillilere göre ölen her yüz ki"iden sadece biri eceliyle ölürken di#erleri
nazardan ölmü"tür.72

Roma imparatorlu#unda din adamlarının tüm kar"ı duru"larına ra#men, nazar


olgusu ve nazardan korunma yöntemleri halk arasında yaygınlık kazanmı"tır. Din
adamları ve yetkili ki"iler bu durumun üstesinden gelemeyince bunlara cevaz vermek
zorunda kalmı"tır.73 Romalılar en çok birtakım cansız varlıkları "ekillendirerek onların
koruyucu gücüne inanmı"tır. Asurlular ise, nazarın etkisi altında oldu#unu dü"ündükleri
insanlara resimli paralar takmı"tır. Cahiliye dönemi Arapları da bazı alet ve boncukları
boyun ve kollarına takarak veya evlerine asarak, onların kendilerini felaketlerden
koruyaca#ına inanmı"tır.74 Ayrıca Araplar yılan, köpek, tilki, gibi hayvanların nazarının
etkili oldu#unu ve devenin nazardan en çok etkilenen hayvan grubunda yer aldı#ını
dü"ünmü"tür.

Yahudi ve Hıristiyan din adamları, sıra dı"ı fiziksel özelliklere sahip ki"ileri
nazarla daha çok ili"kili kabul etmi"tir. Özellikle de çok güzel, a"ırı derecede çirkin,

70
Orhan Hançerlio#lu, !nanç Sözlü$ü: Dinler-Mezhepler-Tarikatlar, !stanbul: Remzi Kitapevi, 1975, s. 359
71
Salime Leyla Gürkan, “Nazar”, D!A, !stanbul: TDV Yayınları, 2006, s. 444
72
Westermarck, s. 44
73
Abdülkadir !nan, Eski Türk Tarihi, !stanbul: MEB Yayınları, 1976, s. 208
74
Bayram Altan, Nazar ve Büyü, !stanbul: Veli Yayınları, 1985, s. 14

23
güçlü, iri veya çok ufak olmak ile ye"il veya mavi göz rengi, tabiatüstü ve karanlık
güçlerle ili"kiye i"aret sayılmı"tır.

Nazar inancı, Hint, !ran, Arap, Yahudi ve Türk kültürlerinin yanı sıra modern
Avrupa, Akdeniz ve Slav toplumları ve Latin Amerika’da günümüzde de varlı#ını
sürdürür. Nazara yönelik tedbirler de kültürden kültüre farklılık gösterir. 75 Slav
masallarında çocuklarına nazar de#dirmemek için kendini kör eden bir babadan
bahsedilir. 76 Faslılar ise, nazar de#direce#ini dü"ündükleri ki"iye kar"ı, sa# ellerini
parmakları açık bir "ekilde uzatarak “be" gözünün üstüne” deyip sol ellerini de aynı
"ekilde hareket ettirir.77 Fas’ta nazara olan inanç o kadar köklüdür ki, herhangi bir
toplantıda bir kaza olur ve orada kem gözlü olarak tanınmı" biri bulunursa, kaza o
adama isnat olur ve u#ranan zarar o ki"iden tazmin edilir. Yine böyle bir adam bir ata
bakacak olsa ve o at bir süre sonra ölecek olsa, bu zarardan atın sahibine kar"ı sorumlu
olur.78

Do#u Türkistan’da yapılan kazılarda elde edilen kalıntılara göre bu bölgede


ya"ayan Budist ve Maniheist Türkler; nazar, bela ve felaketlerden korunmak için çe"itli
tılsım ve nazarlıklar kullanmı"tır.79 Türkmenlerde nazar inancı hala varlı#ını sürdürür.
Türkmenler bazı ki"ilerin nazarının daha kuvvetli oldu#unu ve bu ki"ilerin ta"ları bile
parçalayabilecek güçte oldu#unu dü"ünür. Çocukların hastalıkları genellikle nazara
ba#lanırken göz de#memesi için genellikle tüveleme (Ma"allah) sözleri kullanılır veya
“tütü” diye tükürülür.

Günümüzde Mo#olistan, Kazakistan, Türkmenistan gibi Orta Asya Türk


Cumhuriyetlerinde nazar inancının yaygınlı#ı sebebiyle özellikle çocukları ve atları
korumak için birtakım tedbirler alınılır. Türkmenler özellikle alnı düz, gözleri ye"il,
açgözlü, hasetçi ve ba"kalarını istemeyen ki"ilerin nazarının kuvvetli oldu#unu
dü"ünür.80

75
Gürkan, s. 444
76
“Nazar”, Ana Britannica: Genel Kültür Ansiklopedisi, C.16, !stanbul: Ana Yayıncılık, 2004, s. 443
77
Altan, Nazar ve Büyü, s. 19
78
Anadol, s. 242
79
Abdülkadir !nan, Hurafeler ve Men#eleri, Ankara: Diyanet !"leri Ba"kanlı#ı, 1962, s. 45
80
Ku"at, s. 40

24
Nazar olgusu !slam dininde kabul edilen bir inançtır. Kur’an-ı Kerim’de
nazarın varlı#ından açıkça bahsedilmese de Kalem suresinin 51-52. ayetleri ve Yusuf
suresinin 67. ayeti nazara i"aret eder. Tefsircilerin büyük ço#unlu#u da bu ayetleri
nazarla ili"kilendirir. Kalem suresinin 51. ve 52. ayetleri "öyledir:

“Rabbi onu seçip iyilerden kıldı. Do!rusu inkâr edenler Kur’an’ı


dinlediklerinde neredeyse gözleri ile yıkıp devireceklerdi.”

Taberi bu ayeti yorumlarken Kurey"lilerin Hz. Muhammed’e nazarla zarar


verebilmek için özel u#ra" sergilediklerini kaydeder. !bn Kesir bu görü"ü aynen
naklettikten sonra göz de#mesinin etkisinin gerçekli#inden bahseder. Bu konuda Hz.
Muhammed’in "u hadisleri nazarın gerçekli#inin !slam’da kabul gördü#ünü belirttir:

“Nazar gerçektir.”81

“Herhangi bir "ey kaderi de!i"tirecek olsa bu nazar olurdu.”82

Bunların dı"ında Hz. Muhammed’in göz de#mesine, zehirli hayvan sokmasına,


yaralarda meydana gelen kurtlanmaya kar"ı, okumaya izin verdi#i bilinir. 83 Ayrıca
birisine nazar de#di#i zaman namaz abdesti veya gusül abdesti alması tavsiye edilir.84
Hz. Muhammed, nazarı kuvvetli sayılan ki"ilerin de “Allah onu sana mübarek kılsın!
Ma"allah la kuvvete illa billâh” "eklinde dua etmelerini önermi"tir.85

2.3. Nazardan Korunma Yolları

Hem dinde hem de halk kültüründe geni" yayılma alını bulan nazar inancının
yanında nazardan korunma yolları da önemli inanç ve uygulamalara konu olmu"tur.
Nazardan korunmanın en etkili yolu, nazar de#me olasılı#ı bulunan ki"iyi “kem
gözlerden” uzak tutmaktır. Bu yüzden nazara u#rama ihtimalinin en yüksek olması
sebebiyle yeni do#mu" bebekler kırk gün boyunca nazar de#direcek ki"ilere
gösterilmez. Bu sebepledir ki Türk masallarında, güzellikleri sebebiyle nazara

81
Buhari, Sahih, K. Tıp, 39 Aktaran: Kırca, s. 40
82
Müslim Sahih, K. Selam, 42 Aktaran: Kırca, s. 41
83
Ku"at, s. 35
84
Altan, Nazar ve Büyü, s. 28
85
Arık, s. 138

25
u#rayabilecekleri dü"ünülen "ehzade ve sultanların uzun yıllar gözlerden uzak
tutuldu#undan bahsedilir.86

Sevilmeleri sebebiyle nazara u#rama ihtimali yüksek olan çocukları; yakınları,


sürekli ok"ayıp ho" sözler söylemenin kötü sonuçlar do#uraca#ını dü"ünerek, çocuklara
“çirkin, maskara” gibi kelimelerle hitap etmeyi tercih eder. Ayrıca bu çocuklara
“ma"allah” demek, “tü, tü, tü” sesleriyle tükürme taklidi yapmak tavsiye edilir. Bu
sözlerle kötü gözlerin etkisini kaçırmak amaçlanır. “Elem tere fi", kem gözlere "i"” gibi
anlamı daha açık sözler de nazardan korunmaya yöneliktir.87

Nazar de#direnin negatif etkisinden kaçınmak her zaman mümkün olmayabilir.


Böyle durumlarda nazara kar"ı zayıf oldu#u dü"ünülen ki"iler için nazardan korudu#una
inanılan birtakım nesneler kullanır. Bu nesneler çe"itli maden, bitki, hayvan parçaları
veya dini metinlerden yapılır.88

Nazardan korunmak için kullanılan nesneleri kullanılı" yerine göre üçe


ayırmak mümkündür:

a. Dikkati kendisine çekip nazarın etkisini azaltmayı amaçlayan elbise dı"ına


veya evin görünen yerlerine asılan abartılı nesneler.
b. Nazarı tersine çevirme gücü oldu#u kabul edilen ve elbise altında kullanılan
bazı koruyucu tılsımlar.
c. Kutsal metinlerden alınmı" cümleler veya kabalisttik figür, rakam veya büyü
formülleri içeren, kaplanarak boyunda ta"ınan veya evlere asılan yazılar.89

Nazardan korunamayıp nazar isabet etti#i dü"ünülen ki"ide yo#un bir "ekilde
esneme, "iddetli ba" a#rısından ba"ını yukarı kaldıramama gibi belirtilerin görülece#ine
inanılır.90 Bu durumdaki ki"ilere artık nazarlık takmak yerine kur"un veya mum dökme,
tütsüleme, okutma gibi yöntemler uygulanır. Ülkemizde kullanılan ba"lıca nazarlık
çe"itleri ve nazardan korunma yollarını "öyle sıralamak mümkündür:

86
“Nazar”, Ana Britannica, s. 443
87
“Nazar”, Türk Ansiklopedisi, s. 155
88
Ku"at, s. 55
89
Gürkan, s. 444
90
Ahmet Gökbel, “Anadolu’da Ya"ayan Halk !nanı"larından Çaput Ba#lama ve Nazar”, Cumhuriyet Üniversitesi
!lahiyat Fakültesi Dergisi, 1996, s. 146

26
a. Boncuktan i"lenmi" kertenkele, çörekotu, hurma çekirde#i, göz boncu#u,
yedi delikli boncuk, "ap, darı tanesi, delikli para gibi "eyleri omuza takmak
b. Sarı kehribar, sarılık ta"ı, darda#an a#acı, küçük mavi boncuk gibi "eyleri
boyna asmak
c. Kartal iskeleti, okunmu" yumurta, süpürge çöpü, üzerlik otu, geyik boynuzu,
at veya e"ek nalı, kendili#inden delikli ta" gibi nesneleri evin görünen bir
bölgesine asmak
d. Salyangoz, balık, kertenkele, kendili#inden delikli ta", kurt a"ı#ı gibi
nesneleri bebek be"i#ine takmak91
e. Kötü gözlü birini gördükten sonra çocu#u yıkamak
f. Çocu#a kötü elbiseler giydirmek veya kirli gezdirmek
g. Çocu#un yüzüne veya kula#ının arkasına kazan karası çalmak
h. Bebeklerin ba"ucuna Kur’an, balta, tabanca koymak
i. Çocu#u ziyarete götürmek veya hocaya okutmak92
j. Çocu#un yüzüne mavi bez örtmek veya mavi takkeli elbise dikmek
k. Çocuk dı"arı çıkarılırken koynuna ekmek dilimi koymak "eklinde tedbirler
ve yöntemler uygulanır.93

Halk arasında nazardan do#an korkulardan kurtulmak ve ona kar"ı koyabilmek


için en yaygın kullanılan yöntemleri "öyle sıralayabiliriz:

2.3.1. Nazarlık

Nazar de#mesini önledi#ine inanılan bir simge olarak kullanılan göz resmi, göz
biçiminde boncuk ya da bu amaçla hazırlanan her türlü tılsımlı nesneye nazarlık denir.
Göz biçiminde yapılmı" nesnelerin en eskilerinden biri M.Ö. VI. asırda siyah figür
tekni#i ile yapılmı" “göz kupaları” adı verilen Eski Yunan içki kâseleridir.94

Nazarlık denilince akla gelen ilk nesnelerden biri nazar boncu#udur. “Boncuk”
kelimesi IX. Asır ’da Ka"garlı Mahmut’un tespitine göre Do#u Türk a#zında “moncuk”

91
“Nazar”, Ana Britannica, ss. 443- 444
92
Anadol, s. 243
93
Altan Altano#lu, Dü#üncenin Enerjiye Dönü#ümü: Nazar-Göz de$mesi !nancı Etkileri ve Korunma Yolları,
!stanbul: !nkılâp Kitabevi, 1999, s. 57
94
“Nazar”, Ana Britannica, s. 443

27
"eklinde kullanılmı"tır. Bu nesne insanın veya atların boynuna takılan ve kötü ruhlardan
ya da kem gözlerden korunmak için kullanılan tılsımdır. Boncuk kelimesi çe"itli Türk
lehçelerinde “boncuk, monçuk, monçak, moyınsak, mon"ak” "ekillerinde söylenen ve
“boyun” ile ilgili olarak “boyna takılan, asılan nesne” demektir.95

Ta"ların do#ası gere#i, kutsallı#ı içinde barındıran kozmik de#erde oldu#u ve


insanları nazardan koruyan birtakım güç ve kuvvetleri barındırdı#ı anlayı"ı eskiden beri
mevcuttur.96 Bu nedenle de birçok kültürde ta"lara kutsallık atfedilir. Ta"ları ta"ıyan
insanların bu kutsallık sayesinde, kuvvet, dayanıklılık ve varolu"sal güvenlik duygusu
kazandıkları varsayılır.97

Koruyucu ta"ların en yaygın biçimi mavi boncuklardır. Mavi boncu#a ayrıca


önem verilmesinin nedeni, mavi gözlülere seyrek rastlanması sebebiyle onların
ola#anüstü gücü bulundu#una inanılmasıdır. Örne#in Türkistan Kazak kadınları mavi
gözlülerden çocukları saklamak için yo#un çaba sarf eder. Eski Türkler sadece insanlara
de#il atların boyunlarına da mavi boncuk takmı"lardır.98

Nazar boncu#unun etkili olabilmesi, kırılabilir camdan yapılmı" olmasıyla


mümkün görülür. Kırılmayan madenden yapılan boncukların ise, etkisiz oldu#u görü"ü
hâkimdir. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan nazar boncukları, genellikle mavi
camdan üzerinde göz figürü bulunan tesbih tanesi büyüklü#ünde nesnelerdir. Bunların
be" parmak "eklinde veya bir ipli#e ya da tel parçasına dizilmi" olanları da
kullanılmaktadır.99

Nazarın gözlerden çıkan enerjiden meydana geldi#i dü"üncesi ile gözden gelen
tehlikeyi yok etmek için göz resimleri de nazarlık olarak kullanılır. !lkel toplumlarda
göz ruhun merkezi kabul edilirken günümüzde göz beden dilinin yansıdı#ı bölge kabul
edilir ve göz figürü nazardan korunmak için kullanılır.100

95
Anadol, s. 247
96
Özbek, s. 353
97
Mircea Eliade, Kutsal ve Dindı#ı, Mehmet Ali Kılıçbay (çev.), Ankara: Gece Yayınları, 1991, ss. 133-134
98
Anadol, s. 248
99
Ku"at, ss. 68- 69
100
Ku"at, s. 67

28
Yaygın nazarlık türlerinden biri de “Fatma ana eli” veya “Meryem ana eli” adı
verilen, be" parma#ı açık el biçimindeki metal nesne veya resimdir. Be" parma#ı açık el
figürü, Anadolu’da oldu#u kadar dünyanın çe"itli yerlerinde de yaygın bir nazarlık
çe"ididir. Anadolu’nun çe"itli yerlerinde evlerin duvarlarına yapılan, a"ı boyası ile
hazırlanmı" el figürü de nazardan korunmak içindir. Aynı türden resimlere tarih öncesi
devirlerden kalma yapı kalıntılarında da rastlanmı"tır.101

!nsanlar, eski dönemlerden beri bitkilere bazı sembolik anlamlar yükleyerek


onların ruhu oldu#una ve içlerinde kendilerini koruyan bir güç oldu#una inanmı"tır.102
Bu sebeple insanlar nazarlık olarak üzerlik otu, çörek otu, karanfil, biber, so#an kabu#u,
sarımsak gibi bitkileri bazen üzerlerinde ta"ıyarak veya evlerine asarak bazen de bunları
yakarak kullanmı"tır.103

Bitkiler dı"ında hayvanların da ruhsal güçleri oldu#unu dü"ünen insanlar,


hayvan resimleri, hayvan parça ve kalıntılarına sembolik anlamlar yüklemi"tir. Dört
ayaklı hayvanların, ku" ve balıkların organlarının majik bir güce sahip oldu#u dü"üncesi
özellikle Arap kültüründe yaygındır. Geçmi" dönemlerden günümüze hayvan resim ve
parçalarının nazarlık olarak kullanılması da bu sebepledir. Mesela, kurtların di"leri,
büyükba" hayvanların kafatasları, hayvan boynuzları, deniz kabukluları, lades kemikleri
ba"lıca nazarlıklardır. At nalları, hayvan parçası olmasa da kullanımı yaygın bir
nazarlıktır.104

Sonuç olarak maddesi ne olursa olsun nazarlıkların, nazarın zarar verici etkisini
alan bir ara madde olarak kullanıldı#ı söylenebilir.105 Ancak !slam dini bunların hepsine
hurafe gözü ile bakar ve yasaklar.106

2.3.2. Kur!un Dökme

Eski dinlerde kutsal sayılan kur"un kutsallı#ı sebebiyle nazarın zararlı


etkilerinden koruyucu özellikte kabul edilir.107 Halk arasında eski zamanlardan beri

101
“Nazarlık”, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, s. 8565
102
Yümni Sezen, Antropolojiden Psikanalize Kurban ve Din, !stanbul: !z Yayıncılık, 2004, s. 149
103
Anadol, s. 251
104
Ku"at, s. 63
105
Gökbel, s. 183
106
Kırca, s. 43

29
lo#usalar, hastalar ve nazara gelenler için kur"un dökmek, "ifa verici ve hafifletici bir
çözüm olarak kabul edilir. Lo#usalara ve çocuklara hasta olmadıkları halde,
ziyaretçilerin nazar de#dirme ihtimali sebebiyle kur"un döktürmek uygulanan bir
gelenektir. Bu ki"iler dı"ında gerekli durumlarda her ya"taki insana kur"un
dökülebilir.108

Kur"un dökme i"lemi, yöntem olarak kolay görünse de herkesin yapabilece#i


bir i" de#ildir; çünkü bu yöntem dökülen kur"undan anlam çıkartmayı da gerektirir. Bu
manaları çıkartmak, ailesinden el almak suretiyle ocak olma özelli#i kazanmı" ki"ilerce
mümkündür.109

Nazara u#radı#ı kabul edilen bir "ahıs varsa, bu ki"i için en yakın kur"un
dökücü eve ça#rılır. Ocak ailelerden olan bu ki"i yanında bir kepçe veya tava
bulundurur. Kur"unu bu kepçe veya tavaya koyarak eritir. Nazara u#rayan ki"inin
ba"ına bir örtü örtülür. Hastanın ba" hizasına, bir ele#in içinde suyla dolmu" bir tas
konur. Ayrıca ele#in bo" kısımlarında ayna, kömür, tuz ve so#an gibi bazı nesneler
bulundurulur. Erimi" kur"un su dolu tasa dökülür. E#er tasa dökülen kur"unlar çok ses
çıkarıp dı"arı fırlarsa hastaya çok büyük nazar de#di#i kabul edilir. Kur"un dökücü
yo#unla"an kur"un parçalarını inceler ve bazı manalar çıkarır. Daha sonra bu parçaları
tekrar erimeye bırakırken hastaya bazı dualar okur ve üfler. !kinci defa bu i"lem hasta
yatırılarak gövdesi üzerinde devam ettirilir. Son safhada ise, kur"un tekrar eritilir ve
hastanın ayakları üzerinde i"lem bitirilir. Hastanın nazara u#radı#ı kur"unun suya
dökülürken çıkardı#ı seslerin yorumlanması ile anla"ılır.110

Kur"un dökme yöntemi esasen bir tedavi yolu olmayıp hastalıkların sebebini
anlamakta kullanılır ve okutmak, tütsülemek gibi tedavi yöntemleri ile hastalara "ifa
aranır.111

107
Ku"at, s. 70
108
Anadol, s. 254
109
Anadol, s. 255
110
Necdet Buluz, Sivas’ta Kur#un Dökme, Sivas Folkloru, Sivas, 1977, s. 9
111
Anadol, s. 257

30
2.3.3. Tütsülemek

Nazara kar"ı eski dönemlerden beri uygulanan en eski tedbirlerden biri de


tütsüdür. Tütsü hem nazardan korunma amaçlı hem de nazara u#rayanları tedavi amaçlı
kullanılır. Tütsülemede esas, nazara kar"ı gücü oldu#u kabul edilen bazı maddeleri
yakıp dumanını koklamaktır. Tütsü için üzerlik otu, çörek otu, karanfil, kabe süpürgesi,
günlük, tuz, biber, so#an, sarımsak, nazara u#ramı" kimseden gizlice alınan tüy veya saç
gibi maddeler yakılır. 112 Üzerlik ve çörek otu çe"itli hastalıkları tedavi etmeleri
sebebiyle totem inancının güçlü oldu#u dönemlerde sihirli oldu#u dü"ünülen
bitkilerdendir.113

Anadolu’da günümüzde yaygın olan inanca göre, bir evde birtakım i"ler
yolunda gitmiyorsa; karı- kocanın arası bozuksa veya aile bireyleri arasında
anla"mazlık, ileti"im kopuklu#u, geçimsizlik; ticaretle u#ra"anların kazancında ani
azalma gibi durumlar varsa akla hemen nazar gelir ve bunları düzeltmek için tütsüleme
en kolay çare olarak görülür.

Nazardan kurtulmak amacıyla bu bitkilerden biri yanan bir ate"in üzerine atılır
ve nazardan etkilenen ki"i ate"ten çıkan dumanı soluyarak koklar. Buradaki yakılmanın
esas amacı yıkıcı etkiye sebep olan gücün yakılıp yok edilmesidir.114 Tütsüleme i"lemi
yapılırken a"a#ıdaki tekerlemelerden birini söylemek adettir:

“Ak göz, kara göz, mavi göz, ye"il göz, hangisi nazar etmi"se onların nazarın
boz”

“Üzerlik sen havasın, kamu derde sen devasın, Allah seni yaratmı", cümle bela
savasın” 115

“Elem tere fi", kem gözlere "i", üzerlik çatlasın, kem göz patlasın”116

112
Anadol, ss. 250- 251
113
Orhan Acıpayamlı, “Anadolu' da Nazarla !lgili Bazı Adet ve !nanmalar”, A.Ü.D.T.C.F. Dergisi, Cilt. 20, Sayı. 1-
2, 1962, s. 30
114
Ku"at, s. 61
115
Anadol, s. 251
116
Ali Çelik, !slam’ın Kabul veya Reddetti$i Halk !nançları, !stanbul: Beyan Yayınları, 1995, s. 195

31
2.3.4. Okunmak ve Dua Okumak

Nazardan korunmak ve kurtulmak için di#er yöntemlere göre çok daha fazla
kullanılan yöntem okunmak veya dua okumaktır. Okuma olayını gerçekle"tirecek
ki"ilerde ocak ailenden olma özelli#i aranır. Dua edecek ki"i okumayı yaparken elini
nazara u#ramı" ki"iye sürer ve “bu el benim de!il, Fatma anamızın elidir” der; böylece
elindeki sihirli gücü hastaya aktardı#ı kabul edilir. Fatma anadan kasıt Hz.
Muhammed’in kızı Hz. Fatıma’dır. Hz. Fatıma’nın adı anılarak edilen duanın daha
etkili olması ve onun duası gibi kabul edilmesi amaçlanır. El sürerek yani dokunarak
yapılan bu dua, okumanın ilk "eklidir. !kinci "ekil ise, hastanın çe"itli sebeplerden
okuyanın yanına gelememesi durumunda uygulanır. Bu durumda okuma gıyaben yapılır
veya bir kap içindeki suya ya da yiyece#e okuma yapılarak hastaya yedirilir, içirilir. 117

Hz. Muhammed kötülüklerden ve kötü kimselerin "errinden korunmak için sık


sık bazı dualar okumu"tur. Bir hadisinde “Sizden biriniz gerek kendisinden gerek de
mallarından, gerek karde"inden yana ho"una gitmeyece!i bir "ey görürse onun
bereketine dua etsin. Zira nazar haktır”118 demi"tir. Bu hadis !slam dininin okuma
konusuna negatif yakla"madı#ını aksine te"vik etti#ini gösterir. Nazara kar"ı Kalem
suresinin 51- 52. ayeti, Muavizeteyn adı verilen Felak ve Nas sureleri, Fatiha suresi,
Ayet-el Kursi gibi ayet ve sureleri okumak tavsiye edilmi"tir.119

2.3.5. Muska Ta!ımak

Halk arasında nazardan korunmanın di#er bir yolu da muskadır. Hastalıkları


sa#altma ya da görünür görünmez bütün dü"man ve kötülüklerden korunmak için
kullanılan bir araç olan muska nazardan korunmak veya nazarı tedavi etmek maksadıyla
ta"ınır.120 Muska için bir kâ#ıda kutsal kitaplardan alınan cümleler, peygamber sözleri,
mistik güce sahip oldu#u dü"ünülen ki"ilerin duaları veya ne oldu#u tam olarak
bilinmeyen "ifreler yazılır. Bu kâ#ıtlar genellikle üçgen biçiminde katlanır ve gümü",

117
Ku"at, s. 74
118
Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/447 Aktaran: Altan, s. 92
119
Altan, s. 92; Altano#lu, ss. 146- 148
120
Anadol, s. 256

32
deri veya bez gibi koruyuculara sarılır. Muska boyuna asılarak ya da giysilerin içine
görünmeyecek "ekilde saklanarak kullanılır.121

2.3.6. Di"er Yöntemler

Kendisine nazar de#di#i dü"ünülen insan, hayvan veya e"yayı nazarın


etkisinden kurtarmak için uygulanan ba"ka yöntemlerde mevcuttur. Nazar de#mesi
sonucu sancılandı#ı dü"ünülen insan veya hayvan için uygulanan bir yöntem de dü#üm
çözmedir. Bu i"lem için çok ince olmayan bir ipi, genellikle ya"lı bir kadın dua
okuyarak ilmek "eklinde iç içe üç defa dü#ümler. Sonra da yaptı#ı bu dü#ümleri çözer.
Bu i"lem üç defa tekrarlanır.122

Nazara kar"ı sık kullanılan bir yöntem de tuz çevirmedir. Ocaklık özelli#ine
sahip olan bir kadın, nazardan etkilendi#i dü"ünülen ki"iyi önüne oturtur. Eline biraz tuz
alıp hastanın ba"ında çevirerek dualar okur. Elindeki tuzun bir kısmını hastanın alnına
sürer; bir kısmını da ate"e atarak i"lemi bitirir.123

Bu uygulamalar dı"ında, nazara u#ramı" ki"inin yanında kömür söndürmek,


tarlaları nazardan korumak için atın kafatasını tarlaya yerle"tirmek, 41 tane çörek otuna
dua okuyup hastaya yedirmek, 124 koruyucu nitelikte el hareketleri yapmak, nazarı
de#di#ine inanılan ki"iye hediye vermek, o ki"iye ait saç, tırnak, giysi benzeri bir "eyi
yakmak gibi birçok yöntem nazardan korunmak ve tedavi maksatlı kullanılır.125

3. FAL

3.1. Falın Anlamı

Arapça bir kelime olan fal (fe’l) kelimesi gelecekteki olaylara i"aret anlamında
“tyr” kökünden gelen kelime ile e" anlamlıdır. Kur’an-ı Kerim’de fal kelimesi yerine
“tyr” kökünden türemi" kelime kullanılır. Hadislerde ise iki kelimeye de rastlanır.126
Batı dillerinde gelecekten haber verme anlamında; Grekçe “manteia”, !ngilizce

121
Ku"at, ss. 76- 77
122
Ku"at, s. 75
123
“Nazar”, Türk Ansiklopedisi, s. 156
124
Gökbel, s. 183
125
Gürkan, s. 444
126
“Fal ve Falcılık”, Türk Ansiklopedisi, C.16, Ankara: MEB Yayınları, 1968, s. 90

33
“mancy”, Fransızca’da “mancie” kelimeleriyle yapılan ve falın türüne göre ek alarak
de#i"en sözcükler kullanılır. 127 Bunların dı"ında fal; !ngilizce “Fortune”,Almanca
“vorzeichen”, Fransızca “agure” kelimeleri ile ifade edilir.128 Falın eski Türkçe’deki
kar"ılı#ı ise, “ırk”tır. Divan-ü Lügat-it-Türk’te ırk kelimesi; “falcılık, kâhinlik ve bir
kimsenin gönlündekini bilme” olarak açıklanır.129 Kutadgu Bilig’de ise, fal kelimesi
“talih, baht, u#ur” kelimelerini ifade etmek için kullanılır.130

Çe"itli kaynaklarda falın tanımı "öyle yapılmaktadır:

“Gelecekten haber verme, kaybolanı bulma, vb. amaçla nesnelere bakıp anlam
131
çıkarma.”

“Gelecekten haber almak için çe"itli nesnelerden anlam çıkarma.”132

“U!ur; talih deneme; kahve fincanına, iskambile bakmak gibi bir takım garip
usullerle insanın talihine âit "eyler söyleme.”133

“Ba"arısızlık, felaket ve yıkım korkusu, insanın giri"imleri için onaylayan ya da


reddeden i"aretler aramasına, rüzgârdan, ku"ların uçu"undan, ötü"ünden anlam
çıkarmasına, kendi gövdesindeki istemsiz hareketleri (göz se!irmesi, kulak çınlaması,
hıçkırık) iyiye ya da kötüye yormasına yol açmı"tır. Bu tür yorumlar, genel olarak “fal”
diye adlandırılır.”134

Bu tanımlardan anla"ılaca#ı üzere fal terim olarak, birtakım aletlerle gelecekten


haber almanın yanında, kaybolanı bulma, karma"ık bir konuda bilinmeyeni ortaya
çıkarma, gibi anlamlarda kullanılır. 135

Fal ile benzerlikleri bulunan bakıcılık ve kehanet aslında faldan farklı


tekniklerdir. Kehanet ve bakıcılık kullandı#ı yöntemler açısından faldan ayrılır. Kâhin
ve bakıcıların özel yeteneklere sahip oldu#u dü"ünülür ve ikisinde de hem gelecekten

127
“Fal”, Mehmet Aydın, D!A, C. 12,!stanbul: TDV Yayınları, 1995, s. 134
128
“Fal”, Rehber Ansiklopedisi, C.5, !stanbul: Türkiye Gazetesi Yayınları, 1995, s. 270
129
Ka"garlı Mahmut, Divan-ı Lügat-t- Türk, Besim Atalay (çev.), Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1998,
s. 294
130
Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1979, ss. 260- 406- 487
131
Esat Korkmaz, Ansiklopedik Eski Türk !nançları ve "amanizm Terimleri Sözlü$ü, !stanbul: Anahtar Kitaplar,
2003, s. 67
132
Hançerlio#lu,”Fal”, s. 189
133
Ferit Devellio#lu, Osmanlıca - Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara: Aydın Kitabevi, 1999, s. 200
134
$ennur Sezer, Osmanlı’da Fal ve Falnameler, !stanbul: Milliyet Yayınları, 1998, s. 9
135
Muallim Ömer Naci, Lugati Naci, !stanbul: Ça#rı Yayınları, 1987, s. 76

34
hem geçmi"ten haberler verilir. Ayrıca bunlar cinleri kullanır ve kehanet faldan daha
kapsamlıdır. 136 Kâhinler riyaziye sırasında uzunca bir süre aç kaldıktan sonra
kendilerinden geçip vecde ula"tıkları anda görülemeyen âlemle ileti"ime geçip bilgi
aldıklarını iddia ederler. Bakıcılar ise, kâhinlerin göz yetene#i geli"mi" sınıfıdır.
Bakıcılar; ate", su, ya# gibi bazı "eylere bakıp anlamlar çıkarır. Ancak gelecekten haber
verme yönüyle fal, kehanet ve bakıcılık birbirlerinin yerine kullanılır. Falcı da bazı
"eylere bakar, belirli i"lemler yapar, özel alet ve vasıtalar kullanır; fakat yapmaya
mecbur oldu#u züht kuralları yoktur. Falcı bazı teknikler, kurallar ve kalıpla"mı"
sözlerle birtakım "eylerden anlamlar çıkararak olumlu veya olumsuz sonuçlara ula"ır.
Falla spritüal olarak benzeyen büyü ise, mevcut durumla ilgili de#i"iklik yapmaya
yönelirken, fal da "imdiki zaman veya gelecek zamanla ilgili tahminler vardır.137

3.2. Falın Tarihi

!nsan yapısı gere#i her "ekle mana verme ve her davranı"ı yorumlama
özelli#ine sahiptir. Ayrıca esrarengize ve bilinmeyene büyük merak ve ilgi duyar. Bu
özellikleri nedeniyle ve ke"fetme arzusu ile insan çe"itli yöntem ve teknikler kullanarak
bilinmeyeni ö#renmeye çalı"ır. Bu yöntemlerden biri de faldır. Zaman içinde insanların
bu ihtiyaçlarını kar"ılamak için, falcı, kâhin, bakıcı isimleriyle anılan; mistik sezgi
gücüne dayanarak, görünmez varlıklarla temasa geçip veya tabiattaki bazı "eylerin
durumlarını yorumlayan ve bu konuda söz sahibi olduklarını iddia eden ki"iler ortaya
çıkmı"tır.138

!nsanlık tarihinin çok eskilerine dayanan falın geçmi"ine bakıldı#ında, Mısır,


Babil, Çin ve Kalde’de astroloji ve el falı gibi metotların kullanıldı#ına dair çe"itli
belgeler oldu#u görülmü"tür.139 Özellikle Mezopotamya’da falın milattan önce 4000
yıllarında uygulandı#ı tespit edilmi"tir.140

Gelece#i bilmeye yönelik en eski teknikler Akkadlar döneminde uygulanmı"


daha sonra Asya ve Akdeniz bölgelerine yayılmı"tır. Mezopotamya’da özellikle

136
$inasi Gündüz, Din ve !nanç Sözlü$ü, Konya: Vadi Yayınları, 1998, s. 209
137
Aydın, ss. 134-135
138
Arık,s. 134
139
“Fal”, Türk Ansiklopedisi, s. 90
140
Aydın, s. 135

35
Sümerler tarafından en çok kullanılan fal tekni#i iç organ incelemeleri olmu"tur. Bu
teknik milattan önce iki binli yıllarda geli"me göstermi"tir. Bu bölgede kullanılan bir
ba"ka fal tekni#i de suyun üzerine ya# döküp bunlardan anlamlar çıkarmaktır. 141
Sümerler kâhinlerinin tanrı ile ileti"im halinde olduklarına inanarak onlara kutsallık
atfetmi"tir. Sümerler, kâhinlerin gelece#i bildi#ini; u#urlu ve u#ursuzu ayırabildiklerini;
hatta cehennemdeki azap çeken ruhları kurtarabileceklerini dü"ünmü"tür.142

Yıldızların gö#ün yazıları oldu#una inanan Mezopotamyalılar, !nsanların ve


milletlerin kaderlerinin yıldızlarda yazılı oldu#una inanmı"tır. Yıldızları yorumlayarak
gelece#in bilinebilece#ini dü"ünen Mezopotamya insanı, özellikle önemli olaylar
gerçekle"ti#inde yıldızların durumunu belirlemeye çalı"mı"tır. Bu sayede astrolojik
faaliyetler de ba"lamı"tır. !nsanların do#umunda yıldızların durumuna bakılmı" ve o
ki"inin kaderi ö#renilmeye çalı"ılmı"tır.

Kendilerini bin tanrılı olarak tanımlayan Hititler, bu tanrıların isteklerini


bilmek ve kendi dileklerine cevap alabilmek için, tanrıların verdi#i bazı i"aretleri
yorumlamı"tır. Hititler, genel olarak astrolojiyi, di#er fallardan daha çok kullanmı"tır.
Ancak et falı denilen ve iç organ falının bir çe"idi olan fal türünü de Hititler bulmu"tur.
Ayrıca sava"larda fala çokça ba"vuran Hititler, ordularının gidece#i yol, konaklayaca#ı
yer, saldırıya geçece#i durum ve kralın zafer ihtimali gibi konuları da fal ile ö#renmeye
çalı"mı"tır.143

Eski Yunan’da inanı"a göre tanrıların hepsi gelece#i bilme özelli#ine sahip
de#ildir; ancak “Apollon” tanrıların en önemlisi ve gelece#i bilme özelli#ine sahip
olarak kabul edilmi"tir. Öyle ki Apollon, Yunan mitolojisine göre, evlenmek istedi#i
Kassandra’ya falcılık yetene#i vermi"tir. Zar "ansı ile ilgili yetene#i de Hermes’e
vermi", böylece Hermes kumarbazların tanrısı olmu"tur. 144 Apollon’un “Kâhinlik
Oca#ı” olarak isimlendirilen ve Delfi’de bulunan tapına#ı, kazandı#ı ün ile kâhinlere ne
kadar önem verildi#ini göstermi"tir.145 Bu tapınak dı"ında Yunanlılar’ın gelecekle ilgili
bilgi almak için gitti#i bazı yerler de olmu"tur. Bu yerlere Latince “Oraculum” denir ve

141
Aydın, s. 135
142
Murat Uraz, Türk Mitolojisi, !stanbul: Dü"ünen Adam Yayınları, 1994, s. 242
143
Aydın, s. 135
144
Arif Arslan, Büyü Fal ve Kehanet, !stanbul: Nesil Yayınları, 2002, s. 107
145
Azra Erhat, Mitoloji Sözlü$ü, !stanbul: Remzi Kitabevi, 1972, s. 144

36
buradaki rahiplerin bir çe"it trans haliyle tanrı ile irtibata geçip, gelecekle ilgili bilgi
aldı#ına inanılmı"tır.146 Esas olarak Yunan’da kâhinler gaipten haber vermekten çok
gelecekle ilgili ö#ütler veren ve tanrıların isteklerini ö#renen ki"iler olarak
dü"ünülmü"tür. Bu kâhinlere “Mantis” adı verilmi"tir. Mantisler özellikle ku"ların uçu"
hareketlerini inceleyerek tanrıların isteklerini ö#renmeye çalı"mı"tır. Bunlar dı"ında
Mezopotamya’da görülen iç organ falı Yunan’da da yaygınla"mı"tır.147

Antik ça#da Yunanlı filozof Pyshayoras, Mısır ve Asya’nın bir kısmını


dola"tıktan sonra fal çe"itlerinden numerolojiyi ö#renip Yunanlılara da ö#retmi"tir.
Ünlü filozof Aristo ise, ki"inin yüzüne bakarak karakter tahlil etmek demek olan
fizyonomi ile ilgili bir kitap yazmı"tır.148

Eski Roma’da toplumun hayatında büyük bir öneme sahip olan bir çe"it
rahipler koleji yapılmı"tır. Bu rahipler genellikle ku"ların hareketlerine bakarak aldıkları
i"aretlere göre dini ve dünyevi birtakım yorumlarla, memurların i"leri için tavsiyelerde
bulunmu"lardır. Roma’da ku" falı genellikle ayinsel biçimde gerçekle"mi"tir. Hatta bu
ayinleri tasvir eden Grekçe ve Latince birçok metin bulunmaktadır.149 Roma’da ilginç
olan bir ba"ka "ey de “mantika” denilen ve gelecekle ilgili yorumların sistemle"ti#i
dü"ünce "eklidir. !"aretlerden anlamlar çıkarma, çe"itli nesneleri yorumlama
çerçevesinde “mantika” Roma’da çok yaygın bir çe"it gizli ilim olmu"tur.150

Eski Mısır’da firavunların hizmetinde bulunan ve “Umalar” denilen bir kâhin


sınıfı olu"turulmu"tur. Bunların dı"ında kâhinlerin görevlendirildi#i “Amon” isimli
me"hur bir tapınak yapılmı"tır. Bu tapınak dönemin kehanet merkezlerindendir.151

Eski Çin’de fal uzun bir geçmi"e sahiptir. M.Ö. yakla"ık 1765-1123 yılları
arasında hüküm süren $ang hanedanından ba"layarak, devlet i"lerindeki önemli
kararlarla ilgili fal bakılmı"tır. Hayvan kemikleri ve kaplumba#a kabu#u gibi birtakım
nesnelerle, tabiat ruhları ve atalara danı"ma, bu amaçla kullanılan falların ba"ında

146
“Fal”, Türk Ansiklopedisi, C. 16, Ankara: MEB Yayınları, 1977, s. 90
147
Aydın, s. 136
148
Hançerlio#lu, s. 98
149
Aydın, s. 136
150
Arif Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara: TTK Basımevi, 1971, s. 376
151
Elvan Gündüz, Tarih Boyunca Gerçekle#en ve Gerçekle#mesi Beklenen Kehanetler ve Kâhinler, !zmir: Ege
Meta Yayınları, 1997, s. 67

37
gelmi"tir. En gözde fal tekniklerini ise, "öyle sıralamak mümkündür: kürek kemi#i
tekni#i, kaplumba#a kabu#u ve civanperçemi otunun uzun ve kısa saplarıyla kura
çekilerek yapılan fal, astroloji ve yer falı.152 Ayrıca Çin kültürünün en eski kitaplarından
biri olan I- Ching (De#i"iklikler Kitabı) Çin’in en eski fal ve bilgelik kitabıdır.153

Hindistan’da di#er kültürlerden farklı olarak ba"langıçta fala bakacak ki"ide


dini bir özellik aranmazken daha sonra fal ve kehanet faaliyetleri “Athorva Rahipleri”
adı verilen bir grup tarafından devam ettirilmi"tir.154 Hint kültüründe astroloji, Çin ve
Ortado#u sistemlerinin birle"tirilmesinden olu"mu"tur. Bu fal türü !slam dünyasında
“remil” olarak bilinir. U#urlu sayılar, ölüm habercisi olarak sayılan bayku" ve
güvercinlerle yapılan ku" falı, Hindistan’daki kullanılmı" di#er fal türleridir. Bir dönem
Buda, Hindistan’da itibar gördükten sonra her türlü falı reddetmi"tir. Ancak ondan
sonraki temsilcileri Buda gibi dü"ünmeyip fala sıcak bakmı"lardır. Hatta Budist
rahipler, astrolojinin olumlu yanlarını Tibet, Mo#olistan, Burma, Seylan gibi bölgelere
götürmü"tür.155

Japonlar da Çinliler ve Kuzeydo#u Asya ülkelerinde oldu#u gibi, kürek kemi#i


falına bakmı"lardır. Yol kav"a#ı falı adı verilen ve bir takım ritüellerle kısmetlerinin
kar"ılarına çıkmasını bekleyen insanların kullandı#ı fal türü de Japonlarca kullanılmı"
ilginç bir faldır. Ayrıca Japonlar rüyaları gelece#in habercisi sayıp, çe"itli "ekillerde
yorumlamı"tır.156

Eski Türklerde fal kelimesi yerine daha çok “ırk” kelimesi kullanılmı"tır.
Do#u Türkistan’da bir el yazma deposunda bulunan “Irk Biting” adlı kitap, içinde 65
çe"it falın tarifi ve yorumlarının bulundu#u en eski kitaptır.157 !slamiyet öncesinde
Türkler fala çokça itibar etmi", kar"ıla"tıkları meselelerin çözümünde falcılardan yardım
beklemi"tir. Koç, keçi, sı#ır, at gibi hayvanların kürek kemikleri, a"ık kemi#i, koyun

152
Aydın, s. 136
153
Giovanni Scognamillo, Gelece$inizin Anahtarları, !stanbul: Koza Yayınları. Güncel Kitaplar Dizisi, 1975, s. 217
154
Çakar, s. 91
155
Aydın, s. 136
156
Aydın, s. 136
157
Talat Tekin, Irk Bitig Eski Uygurca Fal Kitabı, Ankara: Öncü Kitap, 2004, ss. 13-15

38
teze#i, fasulye, nohut, ate", yıldızlar, ok ve yay, köpük, ka"ık ve eldiven gibi nesneler
fal bakmak için kullanılmı"tır.158

Suya ve aynaya bakma teknikleri ile falcılıkla u#ra"an "amanlar, kayıp olan
ki"ileri bulmaya çalı"mı"tır.159 Kırgız, Kazak, Altay, Nogay, Ba"kurt ve Mo#ollar gibi
birçok boyun kullandı#ı kürek kemi#i falı, "u "ekilde uygulanmı"tır: kürek kemikleri bu
i" için özel olarak hazırlanan ocaklarda ate"e tutulmu" ve bunların üzerinde beliren
"ekiller yorumlanmı"tır.160

!slam öncesi Arap toplumunda fala çok kıymet verilmi"tir. Araplar arasında,
sava"a çıkarken, ticaret yapılacakken veya nikâh kıymadan önce fala bakılması adet
haline gelmi"tir. Bu i"lere kalkı"madan önce üzerlerinde “yap, yapma” yazan 2 tane;
üzerinde bir "ey yazmayan 1 tane olmak üzere toplam 3 zarı bir torbaya atıp çekmek ve
sonuca göre hareket etmek ba"vurdukları en önemli yöntemdir. Bunun dı"ında; Zecr,
ıyafet, tayre, kehanet, ezlam-ı cahiliyet, ırafet, ihtilac, kitfe, kıyafet, firaset Araplar
tarafından kullanılmı" ba"lıca fal çe"itleridir. Bu türlerden zecr, ıyafet ve tayre, çe"itli
ku"ların titreyi", uçu" ve haykırı"larından bazı anlamlar çıkararak gelecekle ilgili
i"aretler aramaktır. 161

Arap toplumunda kâhinler çok itibar görmü" ve bunların her "eyi bildi#ine
inanılmı"tır. Araplar arasında efsanelerle anılan erkek kâhinlerin yanında kadın kâhinler
de itibar görmü"tür.162

Yahudi dininde gelece#i bilme ve bilinmezi anlama ile ilgili özel yöntemler
vardır. Bu ihtiyaçların kar"ılanması için bazen me"ru yollara bazen de me"ru olmayan
yollara ba"vurulur. Me"ru yolları; peygamberi haber, sadık rüya, Urim, Thummim
olarak sıralamak mümkündür. Urim ve Thummim mahiyeti bilinmeyen ancak
sayelerinde gelece#in ö#renildi#i nesnelerdir. Ba" kâhin !srailo#ulları ile ilgili endi"e
verici olaylarda bu nesnelere ba"vurur.

158
Hızır Bek Gayretullah, Altaylar'da Kanlı Günler, !stanbul: Türkistan Kauçuk ve Plastik Sanayi, 1977, s. 201
159
Aydın, s. 136
160
Çakar, s. 94
161
Hikmet Ertaylan, Falname, !stanbul: Sucuo#lu Matbaası, 1951, ss. 2-3
162
Corci Zeydan, !slam Medeniyeti Tarihi, Zeki Me#amiz (çev.), C.3, !stanbul: Ne"riyat Yay, 1973,s. 32

39
Yahudi kutsal kitabına göre üç farklı gruba ayrılan bazı ki"iler gelecekle ilgili
bazı bilgilere ula"abilir. Bu üç grup: Bazı i"aretleri gözleyerek gelecekten haber veren
ki"iler anlamında “menahe"”; ku"ları gözleyip anlam çıkaran “menone”; ip veya ok gibi
araçlarla kehanette bulunan “kosem”dir.

Tevrat’ta “aramızda o#lunu ve kızını ate"ten geçiren yahut falcı, müneccim,


sihirbaz, afsuncu, büyücü, cinci, bakıcı yahut ölülere danı"an bulunmayacak” 163
denilerek her türlü fal yasaklanmı"tır.

Ortaça# süresince hem Yahudiler hem de Hıristiyanlar gökyüzündeki cisimlere


ve insan bedenine bakarak falcılık yapmı"tır. Yahudilik’teki kadar olmasa da
Hıristiyanlar için de fal ve kehanet önemli bir gelenektir. Hıristiyanlar, insana dokunan
zarar ve kötülüklerin, medyumluk ve benzeri i"lerden kaynaklanaca#ına inanmı"tır.
Ancak astroloji, rüya yoluyla gelece#i bilme ve bir i"i kura ile çözme iyi kar"ılanmı"tır.
Bunun dı"ında Roma imparatorlu#unun çe"itli fal gelenekleri Hıristiyanlı#ı etkilemi"tir.
Ortaça# ve Yeniça# Hıristiyanlarının en çok ba"vurdu#u fal türleri ise, küreye bakma,
rüya yorumculu#u, numeroloji, iskambil ve el falıdır. Halk kesiminde fal yaygın olsa da
kilise fala kesinlikle kar"ı çıkmı"tır.164

!slamiyet gayb ve gelecek ile ilgili bilgi verme amacı ta"ıyan her türlü faaliyeti
reddeder. Kur-ı Kerim’de Maide Suresi 90. ayette: “Ey iman edenler! Ancak "arap,
kumar, (tapınmak için konulan) dikili ta"lar (putlar) ve fal okları, "eytanın i"lerinden
pis "eylerdir. Artık bunlardan kaçının. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz. Ey iman
edenler! Ancak "arap, kumar, (tapınmak için konulan) dikili ta"lar (putlar) ve fal okları,
"eytanın i"lerinden pis "eylerdir. Artık bunlardan kaçının. Umulur ki böylece siz felâha
erersiniz.” buyrularak fal faaliyetleri kesin bir dille yasaklanır.165

!slam peygamberi Hz. Muhammed (sav)de kehaneti ve kâhinlerin eylemelerini


kesinlikle ho" kar"ılamamı", cahiliye dönemi Arap toplumunda görülen ku"ların adları,
sesleri ve hareketlerinden u#ursuz anlamlar çıkarma veya çakıl ta"ı, nohut, bakla vb.
nesnelerle tefeülde bulunma gibi fal türlerini de yasaklamı"tır. Yasa#ın temel sebebi ise,

163
Tevrat, Tesniye, 18/ 10-11
164
Aydın, ss. 137-138
165
!lyas Çelebi, “Fal”, D!A, C. 12, !stanbul: TDV Yayınları, 1995, s. 138

40
u#ur ve u#ursuzlu#un, iyilik veya kötülü#ün do#rudan Allah’a de#il de söz konusu
i"leme konu olan varlıklara dayandırılmasıdır. Hz. Muhammed (sav) çe"itli
hadislerinde, fal ve benzeri "eylere inananların; namazlarının kabul edilmeyece#ini,
kendisine indirileni inkâr etmi" olacaklarını ve cennete giremeyecekleri bildirir. Bütün
bu yasak ve engellemelere ra#men kelime ve isimlerle fal tutma, zarlarla fal açma,
astrolojik fallar; insan vücudundaki bir kısım organların ka"ınması, se#irmesi gibi
durumları bazı sonuçlara yorma; kesilmi" koyunun kemiklerine ve ci#erine bakarak fal
açma; su falı, kahve falı, çay falı, bakla falı, tuz falı, balmumu falı, el yazısı falı gibi fal
çe"itleri uygulana gelmi"tir. 166

Müslüman birçok devlette yöneticilere yardım için fal faaliyetlerinde bulunan


bir sınıfın mevcut olması dahi söz konusu olmu"tur. Örne#in Osmanlı devrinde,
padi"ah, "ehzade ve yakınları gibi üst sınıflar falla ilgilenmi"tir. Hatta padi"ahın yakın
hizmetinde bulunan devlet memuriyeti görevinde yıldızlardan hüküm çıkaran bir
müneccimba"ı bulunmu"tur. Bu müneccimba"ılar, âlimler tarafından sevilmese de
görevlerini sürdürmü"tür.167

3.3. Fal Çe#itleri

!nsanlardaki bilinmeyene kar"ı merak ve gelece#i bilme iste#i, fal


faaliyetlerinin çe"itlenmesine ve fal bakmak için kutsal metinlerin dahi kullanılmasına
sebep olmu"tur.168 Kullanılan araç ve tekniklere göre farklı fal türleri ortaya çıkmı"tır.169
Örne#in Cahiliye dönemindeki Arap toplumunda kullanılan fal çe"itlerini "öyle
sıralamak mümkündür: Zecr, ıyafet, tayre, kehanet, ırafet, ihtilac, kitfe, kıfayet, firaset.

Zecr, tayre ve ıyafet hemen hemen aynı anlama gelir. Ku"ların titreyi", uçu" ve
haykırı"larından bazı anlamlar çıkararak bazı olayların olaca#ına dair delil aramaktır.
Örne#in, yola veya ava çıkıldı#ı zaman av hayvanı sa#dan gelirse mübarek sayılır.
Arkadan gelmesi durumu ise, felaket i"areti olarak görülür. Kehanet, ta" falı demektir.
Kehanette, ta"a benzer ba"ka "eylerle de hüküm çıkarmak mümkündür. Bu fal çe"idinde
166
Çelebi, “Fal”, s. 139
167
Halil Ersoylu, Fal, Falname ve Bir Çiçek Falı (Der Aksam-ı Ezhar), !stanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi,
1997, s. 201
168
Yusuf Ziya Sümbüllü,” !lm-i Tefe‘ül ve Tefe‘ül-nâme (Kur’ân Falı) Üzerine Bir De#erlendirme”, Uluslararası
Sosyal Ara#tırmalar Dergisi= The Journal of International Social Research, Cilt. 1, Sayı. 2, 2008, s. 384
169
Aydın, s. 135

41
ta"ların her birine ayrı i"aretler konarak isimler verilir ve bazı sözlerle avuç açılır.
Ta"ların durumuna göre hayır veya "er yorumunda bulunulur. Irafette su dolu bir kaba
veya billur gibi parlak nesnelere bakılarak gayp bilgisine ula"ılmaya çalı"ılır. Bu fala
bakanlara Arraf denir. Bu falın farklı bir çe"idinde ise, küçük bir çocu#un parma#ına
mürekkep damlatılır ve çocu#a gördükleri "eyler sorulur. Kitfe, koyun kemi#ine bakmak
suretiyle yapılır. Bakıcılar kemik üzerinde çe"itli "ekil ve renklerde hatlar bulduklarını
iddia ederek bunlardan manalar çıkarır. Mesela kırmızı hat, kan dökülece#ine, sarı hat
hastalı#a, ye"il hat ise, bollu#a i"aret sayılır. Kıfayet ise, !slam’a göre caiz kabul edilen
bir fal çe"ididir. Bu i"le u#ra"ana Kaif denir. Kaif, elini erkek çocu#un bir kemi#ine
koyar ve babasına da aynı i"lemi yaparak nesep tayinine çalı"ır. Bu konu ile ilgili
yazılan birçok kıfayetname vardır. #htilaç, insanın bazı uzuvlarının se#irmesinden bazı
olayların olaca#ına karar vermektir. Mesela bir uzuv sol taraftan se#irirse hayra yorulur;
çünkü uzuvların en "ereflisi olan kalp soldadır. Bu konu ile ilgili yazılan kitaplara ise,
ihtilaçname veya kütüb-i ihtilaç denir. Firaset de !slam dininin do#rulu#unu kabul etti#i
bir fal türüdür. !nsanların uzuvlarının karakterleri hakkında bilgi verdi#i kabul edilir.
Mesela iri gözün u#urlulu#a, küçük gözün ise, utanmazlı#a i"aret edece#i kabul edilir.
Bu ilim özellikle köle ve cariye satın almakta kullanılmı"tır.170

Bu fal çe"itleri dı"ında tarihin çe"itli devirlerinde çe"itli kültürlerde uygulanan


ve günümüzde de uygulanmaya devam eden astroloji, numeroloji, kiromansi,
fizyognomi gibi isimlerle anılan birçok fal türü mevcuttur.

Astroloji, ilk ça#lardan bu yana, Sümerler, Babilliler, Eski Yunan ve


Romalılar, Mısırlılar, Araplar, Türkler ve daha birçok toplum tarafından
kullanılmı"tır.171 !nsanın do#du#u gün gö#ün durumuna göre yıldızlardan etkilenece#i
kabul edilir ve kaderi hakkında yorum yapılabilece#i yapılır.172 Astrolojinin di#er adı
horoskopidir.173

Numerolojiye göre sayılar kendi içlerinde bir dil olu"turur. !lkel kabileler
sayıların dilini kullanarak birbirleriyle haberle"mi"tir. !nsanın kaderinin bu sayılarla

170
Ertaylan, ss. 2-7
171
Aydın Sayılı, Mısırlılarda ve Mezopotamyalılarda Matematik, Astronomi ve Tıp, Ankara: TTK Basımevi,
1991, s. 76
172
Aydın, s. 135
173
Uraz, s. 34

42
belirlenebilen bir ili"kisi oldu#u kabul edilir. Numerologlara göre bütün evren saf
matematik sayılar üzerine kuruludur ve bunlar geometrik boyutları olu"turur.
Matematikteki 9 sayıyla evrendeki olaylar arasında ba#lantı oldu#u kabul edilir ve
sayılardan anlamlar çıkarılır. 174 Bu sayı sistemini Yunanlı Matematikçi Pythagoras
geli"tirmi" ve felsefesini sistemle"tirmi"tir.175

Eldeki çizgilerden ki"inin gelece#ini okumaya Kiromansi denir. El falı tarih


olarak çok eskilere dayanır. Tam çıkı" tarihi bilinmese de yaygın olarak Eski Yunan ve
Hindistan’da uygulanmı"tır.176 Avucun içinde; hayat çizgisi, akıl çizgisi, kalp çizgisi,
kader çizgisi gibi alametler oldu#u kabul edilir. Elde bulundu#u kabul edilen Jüpiter,
Satürn, Uranüs, Neptün, Merkür, Ay, Venüs, Güne" ve Mars tepeleri hakkında yorumlar
yapılır. Ayrıca ellerin "ekli ve avuç içi çizgileri insan karakterini anlamada bir i"aret
kabul edilir.177

Fizyonomi, yüz ve kafa özelliklerinden karakter analizine dayanan bir fal


türüdür. Özellikle vücuttaki benlerin biçimi, rengi bu fala konu olur. Sürekli ara"tırma
ve denemelerin sonucunda yüz ve kıyafet ile insanların karakteri tahlil edilmeye
çalı"ılmı"tır.178

Bazı hayvanların iç organlarına bakıp yorumlar yapma eski ça#larda kullanılan


bir çe"it fal türüdür.179 Bu yöntemde kurban edilen hayvanların en çok da karaci#er,
akci#er, safra kesesi ve ba#ırsakları incelenir. Ayrıca Hititlerde di#er toplumlardan
farklı olarak kurban hayvanlarının etleri de incelenmi"tir.180

Tarot falı, kehanet kartları olarak bilinen 22 adet Arkona Majör ve 56 adet
Arkana Minör "eklinde isimlendirilen nesnelerin kullanılması ile bakılır.181 Bu kartlar
önce karı"tırılır, sonra bir kart çekilir. Çekilen kart, belli "ekillerde sıralanmı" kartlar da

174
Asımgil, s. 105
175
Walter B. Gibson ve Litzka R. Gibson, Fallar, Selman Gerçeksever ve Ayhan Tolaybenk (çev.), !stanbul: Ruh ve
Madde Yayınları, !stanbul 1999, s. 96
176
Scognamillo, Gelece$imizin Anahtarı, s. 56
177
Asımgil, ss. 106- 107
178
Asımgil, s. 109
179
Aydın, s. 135
180
Ahmet Ünal, Hitit Sarayındaki Entrikalar Hakkında Bir Fal Metni, Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi,
1983, s. 4
181
Asımgil, s. 113

43
göz önünde bulundurularak yorumlanır. 182 Tarot falının ne zaman ve nerde ortaya
çıktı#ı belli de#ildir. Ancak 13-14. Asırdan kalma tarot desteleri bulunmu"tur.183

Hindistan’dan Avrupa’ya Çingeneler tarafından yayıldı#ı dü"ünülen bir fal türü


olan bakla falı de#i"ik boyutlardaki hububat veya küçük renkli ta"larla bakılır. Birçok
fal türünde oldu#u gibi malzemeye dokunup, niyet tutmak esastır. Dokunmayla
malzemelere geçen manyetik enerji ile falcı, telekinetik gücü sayesinde fal bakar.

Yarı e#lence, yarı merak güdüsüyle yüzyıllardır insanlar arasında etkili olan
kahve veya çay falı telepati gücü fazla ki"ilerce bakılır. Kahve fincanı, dibindeki birkaç
damla kahve ile ters çevrilir. Fal baktıran, ki"i fincanın dibine dokunarak dilekte
bulunur. Bu "ekilde ruhsal beden yardımıyla, evrensel bellekten bilgi talep edilir. Telve
taba#a akarken parmak ucundan yayılan enerji, ruhsal enerji ile biçimlenir. Bilgi,
sembollerle dilek do#rultusunda aktarılır. Fal bakacak ki"i telvenin aldı#ı "ekillere göre
yorumlarda bulunur. Çay falında da çay artıkları benzer i"lemlerle kullanılır.184

Bu fal türleri dı"ında göz rengine, sevilen renge, çiçek tercihine ve ki"inin el
yazısı gibi bazı "eylere bakılarak yorum yapmak da fal türlerinden kabul edilir.185

4. KONU !LE !LG!L! D!%ER KAVRAMLAR

4.1. Batıl !nanç ve Davranı#

“Butlan” Kökünden gelen batıl kelimesi gerçe#e aykırı olan dü"ünce veya söz
demektir. Butlan kelimesi Kur’an’da, “bo"a çıkan amel”, “çirkin, faydasız i"”, “gerçek
bilgiye dayanmayan delil” gibi anlamalarda kullanılır. Hadislerde de bu kelime benzer
"ekillerde kullanılmı"tır. Bu iki kaynaktan, batıl inançların gerçe#in zıddı oldu#u ve
bunlara uymanın do#ru olmadı#ı ayrıca, Kur’an ve sünnetle çeli"ti#i anla"ılır.186

Terim olarak batıl inanç, “do#ru olmayan dinin temel yapısının dı"ında olan ve
genellikle eski geleneklerin veya di#er inanç sistemlerinin bir uzantısı olarak kabul

182
MarciaMasino, A’dan Z’ye Tarot Fal Kitabı, Hülya $ahin (çev.), !stanbul: Gün Yayıncılık, 1997, s. 12
183
Scognamillo, Gelece$imizin Anahtarı, s. 34
184
Asımgil, ss. 132- 134
185
Asımgil, s. 78
186
Adem Köse, “Batıl inanı"ların Fertler Üzerindeki Etkileri”, (Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi, Sakarya
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003), s. 9

44
edilen "eydir.”187 Anla"ılaca#ı üzere batıl inançların kökeni eskilere dayanır. Eski inanç
ve geleneklerin silinip gitmesi genelde çok zordur. Bu inanç ve pratikler bazen !slami
bir anlayı"la bazen de ba#ımsız olarak farklı "ekillerde kendilerini korurlar.188

Batıl inançlar halk kültürünün bir unsuru olarak, kimi zaman korkulardan, kimi
zaman çaresizlikten, kimi zaman da rastlantılar sonucu ortaya çıkabilmektedir. Sosyal
ya"antıda bir anlam ta"ımaları ve de birey ile toplumun bazı, ihtiyaçlarına cevap
vermeleri sebebiyle kendilerini devam ettirirler.189

Batıl inançların ortaya çıkı" sebepleri ba"ka kültürleri taklit, taassup, cehalet ve
hadislerin yanlı" anla"ılması gibi durumlardır. Yıldızların hareketleri ile insanın
gelece#iyle ilgili yorum yapma; kahve, ok, bakla, iskambil kâ#ıtları ile fal bakma, !slam
öncesine ait batıl inançlardır. Dileklerin gerçekle"mesi için mum yakmak, türbelere
çaput ba#lamak, ölülerin ruhuna adak adamak da batıl inançlardır.190

4.2.Hurafe

Arapça “Harefe-Yahrefu” fiilinden türemi" bir isim olan hurafe, akla ve


gerçe#e ters dü"en aldatıcı ama çekici söz demektir. !bn Manzur hurafe için “yalan
sözün tatlı geleni” der.191 Türkçe sözlükler hurafeyi, bo" ve batıl inanç; mitoloji, dini
bilgiler arasına karı"mı" yanlı"lar olarak tanımlar.192 Bir ba"ka tanımla hurafe, “hiçbir
hakikate dayanmayan sade te"eüm ve vehimden ibaret olan asılsız batıl "eylerdir.”193
Hurafe kelimesi Kur’an’da do#rudan geçmese de onunla anlam yakınlı#ı olan “esatir”,
“ihtilak”, “tekavvül” gibi bazı kelimeler geçer.194

Hurafeler korku ve çaresizlik gibi psikolojik sebeplerle ortaya çıkar.


Genellikle bazı tesadüfî olayların iyilik veya kötülü#ün sebepleri olarak

187
Gündüz, Din ve !nanç Sözlü$ü, 1998, s. 60
188
Turgut Akpınar, Türk Tarihinde !slamiyet, !stanbul: !leti"im Yayınları, 1994, s. 142
189
!hsan Kurt, “Psikoljik Yakla"ımlarda Kültürlerin Önemi”, Milli Kültür Dergisi, Sayı. 37, 1990, s. 31
190
Ali Murat Yel, “Hurafe”, D!A, C. 18, !stanbul: TDV Yayınları, 1998, s. 383
191
Ya"ar Nuri Öztürk, !slam Nasıl Yozla#tırıldı?, 2. Baskı, !stanbul: Yeni Boyut Yayıncılık, 2000, s. 39
192
Mehmet Do#an, “Hurafe”, Temel Büyük Türkçe Sözlük, !stanbul: Bahar Yayınları, 1994, s. 346
193
Mustafa Uysal, !slam’a Sokulan Bid’at ve Hurafeler, Konya: Ülkü Basımevi, 1967, s. 159
194
Ramazan Altınta", “!slâm Anlayı"ında Bid‘at ve Hurâfenin Çerçevesi”, Dinî Ara#tırmalar, Cilt. 6, Sayı. 16,
2003, s. 119

45
de#erlendirilmesi ile gelece#i bilme iste#inin belirmesi hurafelerin geli"mesine sebep
olur.195 Hurafelerin ortaya çıkı" nedenlerini 196 "öyle sıralamak mümkündür:

a. Hurafelerin temelinde "iddetli bir cehalet vardır. Cahillerin akli olmayan


yorumları insanları do#ru olandan ayırır ve hurafelerin içine sürükler.
b. Menfaat kazanma gayesinde olan bazı insanlar ortaya hurafeler çıkarır veya
mevcut olanları menfaatleri do#rultusunda savunur.
c. !nsanlar kasıtlı olarak dini tahrif etmek için çe"itli hurafeler uydurur.
Burada amaç bazen dini "ahsiyetleri yüceltmek de olsa bu durum
hurafelerin do#masına sebep olur.
d. Dini tebli# ederken anlatılan bazı kıssalarda a"ırıya gidilerek hurafeler
olu"turulur.
e. Eski din veya kültürlerin etkisiyle dinlere bazı hurafeler girer.197

Tarihin her devrinde hurafeler olmu"tur. Nitekim Mısır, Yunan, Fenike, Roma
ve Orta ça# Avrupası da dâhil olmak üzere hurafeler geni" yayılma alanı bulmu"tur.198
13 sayısının u#ursuz kabul edilmesi, evlere nal asılması, kara kedi görmenin bela
getirece#i dü"üncesi çe"itli toplumlardaki bazı hurafelerdir.199 !slam dini bu ve benzeri
hurafeleri ho" görmez ve din adına söylenen her sözün mutlaka Kur’an’a ve sünnete
uygun olması gerekti#ini bildirir.200

4.3. Sihir

Köken olarak Arapça olan sihir kelimesi, olmayan bir "eyi varmı" gibi
göstermek, aldatmak, gerçe#i oldu#undan farklı göstermek, bir "eyin aslını de#i"tirmek,
gibi anlamlara gelmektedir. Sihir uygulayan ki"ilere sahir denilir. Kur’an’da sihir ve
türevleri 60 yerde geçmektedir. Bunların kırktan fazlası Hz. Musa, Hz. Harun ve Hz.

195
Sedat Veyis Örnek, Etnoloji Sözlü$ü, Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Co#rafya Fakültesi, 1971, s. 42
196
Bkz. Fatma Yılmaz, “Kadınlar Arasındaki Hurafeler ve !slâm'ın Hurafelere Bakı"ı”, Diyanet !lmi Dergi ,Cilt. 12,
Sayı. 1, s. 21-40; Abdulkadir !nan, “Türbelere Paçavra ve Mum Yakma Hurâfelerinin Men"ei”, Diyanet !lmi Dergi
[Diyanet !#leri Ba#kanlı$ı Dergisi], Sayı: 1, 1961, s. 180-182; !brahim Sarıçam, “Hurafeler Kar"ısında Hz.
Muhammed”, Diyanet !lmi Dergi (Diyanet !#leri Reisli$i Yıllı$ı) Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV) Özel
Sayısı, 2003, ss. 191-196
197
Nurettin Turgay, “Kur’ân Çerçevesinde Hurafeler ve Korunma Yolları”, Dicle Üniversitesi !lahiyat Fakültesi
Dergisi, Cilt. 8, Sayı. 1, 2006, s. 27
198
Arık, s. 127
199
Yel, s. 381
200
Arık, s. 128

46
Muhammed ile ilgilidir. 201 Elmalılı Hamdi Yazır, Kur’an’da geçen sihir kelimesi ile
ilgili "öyle açıklama yapar:

“Bütün bu aksam esaslı iki kısma racî olur: birisi sırf yalan ve mahzı tezvir-ü i!fâl
olan kavil veya fiil ile ircaı tesir eden sihir di!eri az çok bir hakikati su-istimal ederek ika
edilen sihirdir. Sihrin bütün mahiyeti, hayali hakikat zannettirecek bir vech ile ru-ı be"er
üzerinde aldatıcı bir te’sir ika etmekten ibaret oldu!u halde bunun bir kısmı tahyilimahız,
di!er bir kısmı da bazı hakikat ile memzucdur. Binaenaleyh her sihrin hakikî te’sirden
büsbütün ârî oldu!unu iddia etmemelidir.”202

Kur’an-ı Kerim’de geçen sihir kelimesi anlam olarak büyüden daha


kapsamlıdır. Türkçe’ye Arapça’dan geçen sihir ile büyü zaman zaman birbirlerinin
yerine kullanılsa da bu i"lerle u#ra"an büyücü ve sihirbaz aynı anlama gelmez.
Sihirbazlıkta göz aldatmacası, hokkabazlık ve el çabuklu#u hâkimdir ve manyetizma,
illüzyonizm, hipnoz ve telepati gibi teknikler kullanılır. Büyücü ise, iyi veya kötü
varlıkların yardımını alır; tılsımlı sözler, iksirler, muskalar kullanır.203

4.4. Tılsım

Tılsım, do#aüstü güçlere sahip oldu#una; kötü haller, büyü, kötü ruhlar ve
hastalıklara kar"ı insanı korudu#una inanılan nesneler 204 veya define gibi bazı de#erli
e"yaları korumak için yapılan sihir eylemine 205 denir. Ayrıca tılsım kelimesi, "ekilden
"ekle girebilen ve cesaretli insanlar tarafından öldürülmesi mümkün olan mitolojik bir
varlı#ı da ifade eder.206 Tılsım kelimesinin Yunanca “telesma” sözcü#ünden geldi#i ve
Arapça’ya “tiysem” olarak geçti#i bilinir.207 Tılsımlı nesnelerin sahibi üzerinde belli bir
büyülü etkiye sahip oldu#una inanılır.208 Do#al tılsımlar; bazı de#erli ta"lar, metaller,
hayvan di"i veya pençesi gibi nesnelerdir. !nsan yapımı tılsımlara ise, hayvan ya da
e"yaların küçük modelleri, üzerinde dinsel resimler ya da yazılar bulunan madalyonlar,
yazılı kâ#ıt ya da metallerden olu"an muskalar örnek gösterilebilir.

201
Çelebi, “Sihir”, s. 170
202
Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, C.1, !stanbul: Eser Kitabevi, 1979, s. 445
203
Tanyu, s. 501
204
Özhan Öztürk, “Tılsım”, Folklor ve Mitoloji Sözlü$ü, Ankara: Phoenix Yayıncılık, 2009, s. 931
205
Raif Necdet Kestelli, “Tılsım”, Resimli Türkçe Kamus, Ankara: TDK Yayınları, 2004, s. 503
206
Celal Beydili, “Tılsım”, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Ankara: Yurt- Kitap Yayıncılık, 2005, s. 559
207
Zeyrek, s. 111
208
Adnan Benk, “Tılsım”, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, C. 19, !stanbul: Geli"im Yayınları, 1986, s.
11508

47
Tılsımların etki gücünün do#adaki gizil güçlerle ili"kilerinden, dinsel
ça#rı"ımlarından ya da u#urlu bir zamanda yapılmalarından kaynaklandı#ına inanılır.
En eski tılsım örneklerinin Eski Mısır’dan kalma papirüslerde yer aldı#ı bilinir.
Hıristiyanlar arasında tılsım kullanımı din adamları tarafından Ortaça#’da
yasaklanmı"tır. Yahudilerde ise, Kabalacıların onayıyla varlı#ını korumu"tur. 209
Tılsımın günümüzde feti" inancı olarak bilinen bir ba"ka "ekli mevcuttur. Feti" inancına
sahip olan ki"iler bazı nesnelere u#urluluk veya u#ursuzluk atfederek bu nesneleri
yanlarında ta"ımaya veya onlardan uzak durmaya çalı"ırlar.210

4.5. Efsun

Farsça kökenli bir sözcük olan efsun kelimesi211 “afsun” olarak da kullanılır.
Özellikle yılan ve akrep gibi zehirli hayvan sokmalarından veya cinler ve periler gibi
do#aüstü bazı varlıklardan korunmak için yapılan büyülerin adıdır.212 Halk arasında bu
tür durumlara kar"ı ba#ı"ıklıkları oldu#una inanılan bazı ki"iler, sahip olduklarını ileri
sürdükleri bu ba#ı"ıklıklarını ba"kalarına da iletmeye çalı"ır. Bu aktarım için vücudun
belli bir yerine okunup üflenerek ba#ı"ıklık kazandırılır.

Efsun köken itibariyle eski geleneklere dayanır. Eski Türklerde “baksı” veya
“kam” adı verilen ve din ile büyü i"lerine bakan bazı ki"iler bilinen en eski
efsunculardandır.213

4.6. Kehanet ve Kâhin

Kâhinler, gelecekte gerçekle"ecek olan olaylar, i"ler veya durumlar ile ilgili
haberler veren kâinattaki bazı gizli sırların bilgisine sahip oldu#unu iddia eden ve
kendisini çevreye bu "ekilde kabul ettiren ki"ilerdir.214 Kehanet ise, gelecekten haber
verme, falcılık ve bakıcılık anlamına gelir. 215 Geçmi" veya gelecek ile ilgili, bir
kimsenin kimli#i vb. hakkında bilgi edinme gayesiyle yapılan ve birtakım araçlarla

209
“Tılsım”, Ana Britannica, C. 20, !stanbul: Ana Yayıncılık, 1990, s.619
210
Kemalettin Erdil, Ya#ayan Hurafeler, Ankara: Diyanet Vakfı Yayınları, 2005, s. 19
211
Kestelli, s. 111
212
Öztürk, “Efsun”, s. 327
213
“Efsun”, Ana Britannica, C. 8, !stanbul: Ana Yayıncılık, 1990, s. 24
214
Bayram Altan, Falcılık ve Kehanet, !stanbul: Çelik Yayıncılık, 1989, s. 107
215
Arif Arslan ve Hakan Yılmaz, Do$u ve Batı Kaynaklarına Göre Kehanet, !stanbul: Karizma Yayınları, 2000,
s. 119

48
yorumlar yapmaya dayanan yöntemler biçimidir. 216 Bir ba"ka deyi"le Kehanet,
kâhinlerin yaptı#ı i"in adıdır.217 Kehanet, yöntem itibariyle büyü ve simya ile birlikte,
gizli ilimler uygulamasının üç kolundan biri sayılır.218

!nsanlı#ın ilk dönemlerinde kâhinler kurban takdimi, bulundu#u toplulu#u


tanrısal güçler kar"ısında temsil etme ve tanrısal emirleri açıklama gibi görevleri
sebebiyle birer din adamı rolündedir. Daha sonraları gelecekten haber verme i"i daha ön
plana çıkmı"tır. Kâhinlik, gelecekten haber verme yönüyle falcılı#a benzese de
falcılıktan daha geni" kapsamlıdır. Kâhinler, insan veya ba"ka varlıkların hareketlerini
yorumlamak ya da cansız bazı maddelerle irtibat kurmak veya onları kullanmak gibi
yollarla kehanette bulunur. Kehanet putperestlikte yaygın oldu#undan Yahudilik’te
kehanete kar"ı çıkılmı", Hıristiyan kiliseleri de kâhinlere sava" açmı"tır. Tevhit ilkesine
aykırılı#ı sebebiyle !slam dininde de "iddetle yasaklanmı"tır.219

4.7. Hipnoz ve Hipnotizma

Hipnoz, bir insanın kendi ba"ına veya bir yardımcının yol göstericili#inde,
ruhsal, fiziksel veya kimyasal araçlarla gerçekle"tirilen ve telkine açık olmanın arttı#ı
özel bir bilinç durumudur.220 Hipnotizma ise, bu durumu elde etmeye yarayan bütün
teknik ve yöntemlerdir.221

Hipnotizma kelimesi köken olarak yeni olmasına ra#men teknik olarak çok
eskilere dayanır. Bir insanın di#er bir ki"iyi etkisi altına alması ve bunların eski
devirlerde büyücüler tarafından kullanılması sebebiyle, hipnotizma ve büyü fenomeni
yakından ilgili görülür; ancak hipnotizma, günümüzde bilimsel bir yöntem olarak
kullanıldı#ından büyüden farklıdır.222 Hipnotizmanın bilimsel yöntem haline gelmesi
ise, 1714-1815 yılları arasında ya"ayan Anthony Mesmer tarafından sa#lanmı"tır. 223

216
“Kehanet”, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, C.11, !stanbul: Geli"im Yayınları, 1986, s. 6591
217
Öztürk, “Kehanet”, s. 573
218
Büyük Larousse, C. 11, s. 6592
219
“Kâhin” ,D!A, C.21, Ankara: TDV Yayınları, 2002, ss. 170-171
220
Murat Yurdakök, Bilimsel Görü#le Hipnoz, Ankara: Gaye Yayıncılık, 1977, s. 15
221
Recep Doksat, Tatbikatı ve Nazariyatı ile Hipnotizma, !stanbul: Kader Basımevi, 1962, s. 1
222
Ali E"ref Müezzino#lu, Bilimsel Hipnoz, !stanbul: A#ao#lu Yayınları, 1983, s. 12
223
Muhterem Ercan, Hipnoz ve Hipnoterapi, !stanbul: Seha Ne"riyat, 1993, s. 12

49
4.8. Muska

Arapça’da yazılı "ey anlamına gelen “nusha” kelimesinin halk a#zında


bozulmu" biçimidir. “Nusha” kelimesinin ço#ulu olan “nusah” deyimi ise, Türkçe’de
aslını muhafaza etmi"tir. 224 Muska; hastalık, sa#altma ya da kara büyüye kar"ı ta"ınan
koruyucuların genel adıdır. Muskalar bir kâ#ıda ya da deriye yazılan, üzerinde Tanrıya
sı#ınma ve yakarı" cümleleri içeren objelerdir.225 Muska olgusu !slam ülkelerinde farklı
kelimelerle ifade edilir. Örne#in Kuzey Afrika’da “hurz”, Arap ülkelerinde ise,
“hamaya” veya “hafız huda” "eklinde kullanılır.226

Muska, tek tanrılı dinlerden çok tanrılı dinlere kadar farklı birçok inançta
yaygın olarak görülen ve büyü ile yakından ilgili olan kült nesnelerdendir. Muska sahip
oldu#una inanılan gizil güç sayesinde ta"ıyıcısını çe"itli kötülüklerden koruyan ve
kısmet getiren, ço#unlukla yazı ve sembollerden olu"an özel bir objedir. Büyü ile
yakından ilgili olsa da ta"ınabilir olması yönüyle büyüden farklıla"ır. Muska oldu#u
bilinen nesnelerin ilk örnekleri eski Mısır’da görülür. Mısır’da muskalar hem ya"ayan
insanlar tarafından kullanılmı" hem de ölülerin yanlarına bırakılmı"tır. Bilinen en eski
muska örneklerinin ortaya çıktı#ı di#er bir bölge ise, Sümer-Asurluların ya"adı#ı
Ortado#u topraklarıdır. Bu bölgede insanlar kilden granitten veya metalden yapılmı"
muskalarla kötülüklerden korunmaya çalmı"tır. 227

Yahudilik’te muska yaygın bir fenomen olmasına ra#men Hıristiyanlık’ta o


kadar yaygın de#ildir ve Yeni Ahit’te olumsuz olarak büyü ile ili"kilendirilir. !slam
kültüründe muska çe"itli medeniyetlerin etkisiyle önce $ii ve Batini mezheplerde sonra
da bunların etkisiyle Sünni çevrelerde yaygınla"mı"tır. Bazı din âlimleri "irke sebep
olmadı#ını dü"ünerek ve vesile kabul edilmesi sebebiyle muskaya kar"ı çıkmazken
bazıları muskanın "irk sebebi oldu#u kanaatiyle kullanılmasını caiz görmemi"tir.228
Günümüzde de yaygın kullanım alanına sahip muskanın yanında "ans getirdi#ine

224
Orhan Hançerlio#lu, “Muska”, !slam !nançları Sözlü$ü, !stanbul: Remzi Kitabevi, 1984, s. 374
225
Öztürk, “Muska”, s. 712
226
Anadol, s. 256
227
“Muska”, D!A, C. 31, !stanbul: TDV Yayınları, 2006, s. 265
228
“Muska”, s. 266

50
inanılan küçük nesneler ve nazarlıklar, muska ile benzer özellikler atfedilen
objelerdir.229

4.9. Gayb

Gayb, büyü, fal ve kehanet gibi kavramlarla yakından ilgilidir. Gayb kelimesi
“%abe” fiilinin mastarı olarak Arapça’dan dilimize geçmi"tir.230 Sözlükte "ek ("üphe),
gizli olan, göze görünmeyen, belirsiz, bilinmeyen, akıl ve duyularla algılanamayan
manasındadır. 231 Türkçe’de genellikle görünmeyen âlem anlamında kullanılan gayb
kelimesi, Kur’an’da çe"itli anlamlarda kullanılır. Gayb kelimesinin Kur’an’daki
anlamları "unlardır:

a. Geçmi"te ya"anan bazı olaylar.


b. !nsanların içlerindeki sırlar ve gizli olan her "ey.
c. Birtakım olayların insanlarca bilinemeyen içyüzü.
d. Bunlar dı"ında bilinmeyen her "ey.232

Gayb âlemi ile görünen âlem birbirlerinin ötesinde veya ardı"ık birer âlemler
de#ildir. Bu iki âlem birbirinden ba#ımsız ancak mahiyetleri gere#i birbirlerine hem
uzak hem de iç içe olan varlık düzeyleridir.233 Gayb âleminin bilgisi ise, bilinebilirlik
açısından; mutlak ve mukayyet olarak ikiye ayrılır. Mutlak gaybe Allah’ın ihbarı
olmadan peygamberler, melekler veya herhangi bir insan vakıf olamaz. Peygamberler,
melekler ve cinler ise, bize göre gayb olan bazı bilgilere eri"ebilirler ki buna mukayyed
(izafi) gayb denir.234 Anla"ıldı#ı üzere !slam dini gayb bilgisinin yegâne sahibinin Allah
oldu#unu kabul eder.

Hıristiyan kutsal metinleri kutsal ruh, "eytan ve kötü ruhlar gibi çe"itli gaybî
varlıklardan bahseder. Gayb ile ilgili bilgileri ise, Tanrıdan ba"kasının bilemeyece#i

229
Desmond Morris, Koruyucu Tılsımlar, Mehmet Harmancı (çev.), !stanbul: !nkılâp Yayınları, 1999, s. 10
230
Necati Kara, “Kur’ân’da Gayb”, Yüzüncü Yıl Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt.1, Sayı. 1,1994, s. 55
231
Ethem Levent, “Kur'an-ı Kerim'de Gayb Bilgisi 1”, Diyanet !lmi Dergi (Diyanet !#leri Ba#kanlı$ı Dergisi),
Cilt.13, Sayı. 1, 1974, s. 15
232
Halis Albayrak, “Gayba !man mı, Gaybda !man mı?”, Kur’an ve Tefsir Ara#tırmaları: (!slam Dü#üncesinde
Gayb Problemi-I), Cilt. 5, Sayı. 39, 2003, s. 65
233
Sadık Kılıç, “Kur’an-ı Kerim’de Gayb Âlemi”, Kur’an ve Tefsir Ara#tırmaları: (!slam Dü#üncesinde Gayb
Problemi-I), Cilt. 5,Sayı. 39, 2003, s. 40
234
Ethem Levent,” Kur'ân Kerim'de Gayb Bilgisi 3”, Diyanet !lmi Dergi (Diyanet !#leri Ba#kanlı$ı Dergisi),
Cilt. 13, Sayı. 4, 1974, ss. 226-227

51
kabul edilir; ancak bazı bilgileri tanrının bildirdi#i "ekliyle Hz. !sa’nın da bilebilece#i
vurgulanır.235 Yahudilik’te ise, gayb kelimesine tam olarak kar"ılık gelen ku"atıcı bir
kelime yoktur. Ayrıca gayb konusu ile ilgili tam olarak sistemle"mi" bir dü"ünce tarzı
mevcut de#ildir.236

4.10. Astroloji ve Burçlar

Burçlar, yıldızlar, bunların sistemdeki yeri ve etkileri, insanın beyin


programının olu"umu, kozmik ı"ımaların insan üzerindeki tesirlerinin neler oldu#u gibi
konuları kapsayan u#ra" alanına astroloji denir. 237 Astroloji M.Ö. üç binli yıllarda
Mezopotamya’da gezegenler, takımyıldızlar; güne" ve ay ile ilgili gözlemler yapma ve
bunlar arasındaki ili"kileri kurarak gelece#e yönelik tahminlerde bulunma eyleminden
do#mu"tur. En eski astrolojik belge Kral I. Sargon (M.Ö. 24. yy.) için yazılmı" “Namar-
Beli” isimli çivi yazılı tablettir.238

Astrolojide sıkça kullanılan horoskop, dünya üzerindeki belli bir noktadan belli
bir anda görünen gezegenlerin pozisyonlarından olu"turulan diyagramdır. Herhangi bir
insanın do#um anında her gezegenin ve ona yakın olan gezegenlerin durumuna göre
önemli etkileri oldu#u kabul edilir. 239 Gezegenlerin hareketlerine göre Zodyak adı
verilen bir sistem geli"tirilmi"tir. Bu sistemde toplam 12 burç bulunur. Bu burçlar; koç,
bo#a, ikizler, yengeç, aslan, ba"ak, terazi, akrep, yay, o#lak, kova ve balık olarak
adlandırılır.240 Bu burçlar toprak, hava, su ve ate" olmak üzere 4 gruba ayrılır.241

Astrolojik yorumlamalar, sadece profesyonel yıldız yorumcularının


hükmedebilece#i katı matematiksel kurallara ba#lıdır. Belirli bir olayın yorumlanması
için “horoskopus” adı ile bilinen do#udan do#an yıldız tespit edilir. Ayrıca o andaki
durumlarına göre bütün gezegenler ve dura#an yıldızlar, etkilerinin ölçüsünün tespiti
için hiyerar"ik bir düzene getirilir. Astrolog çıkardı#ı bu haritadan hükümler çıkararak
235
Mustafa Sinano#lu, “Hıristiyan Kutsal Metinlerinde Gayb !nancı”, Kur’an ve Tefsir Ara#tırmaları: (!slam
Dü#üncesinde Gayb Problemi-II), Cilt. 6, 2004, s. 66
236
Salime Leyla Gürkan, “Yahudi Kutsal Metinlerinde Gayb !nancı”, Kur’an ve Tefsir Ara#tırmaları: (!slam
Dü#üncesinde Gayb Problemi-II), Cilt. 6, Sayı. 2, 2004, s. 17
237
Nuran Tuncel, A’dan Z’ye Astroloji 1, !stanbul: Ba"er Matbaası, 2003, ss. 62- 63
238
Tıtus Burgkhardt, Astroloji ve Simya, Mehmet Temelli (çev.), !stanbul: Verka Yayınları, 1999, s. 218
239
Raymond Buckland, !#aretler Semboller ve Alametler, Derya Engin (çev.), !stanbul: Kozmik Kitaplar, 2005, ss.
29-30
240
Gerard Encausse, !nisiyeler için Astroloji, Ercan Arısoy (çev.), !zmir: Ege Meta Yayınları, 1999, s. 61
241
Steven Forrest, !çinizdeki Gökyüzü, Barı" !lhan (çev.), !stanbul: !lhan Yayınevi, 1997, s. 56

52
gelecekle ilgili yorumlarda bulunur. Astroloji günümüzde de kullanılan popüler bir
yöntemdir.242

4.11. Medyum

Bir çe"it trans hali sayesinde öte dünya ile ili"ki kurabildi#ini iddia eden
telepatik gücü oldu#u varsayılan ki"ilere medyum denir. 243 Kelime asıl olarak Latince
kökenli olup “arada bulunan, orta karar, iki anlamlı” gibi manalar ta"ır. Bu kelime ilk
olarak 17. Asır öncesinde bilimsel bir terim olarak fizik alanında fiziksel süreçlerin
aktarıcısı veya ta"ıyıcısı olarak kullanılır. Mesela hava sesin iletimini sa#laması
sebebiyle sesin medyumu kabul edilir. 18. Asırda anlamı fiziksel alan çerçevesinde daha
da geni"ler. Nihayet 19. Asırda Amerika’daki spritüel çevrelerde ruhlarla temasa
geçti#ini iddia eden ki"iler için kullanılmaya ba"lanır.244

5. BÜYÜ, NAZAR ve FALIN PS!KO-SOSYAL YÖNÜ

!nsano#lu yaradılı"ı icabı bir güce sı#ınma ve ba#lanma ihtiyacına sahiptir.


Ayrıca insan ruh ve bedenden olu"an iki yönlü bir varlıktır. Ruh ve beden, yapıları
gere#i birbirleri ile etkile"im halindedir. Kimi zaman beden ruhu etkilerken kimi zaman
ruh bedeni etkisi altına alır. Ruhî, bir ba"ka deyi"le psikolojik sıkıntılar içinde olan
insan do#ru dini bilgiden yoksun ise, ba#lanma, sı#ınma veya ümit etme gibi
gereksinimlerin neticesinde ruhunu rahatlama iste#iyle mantık süzgecinden geçirmeden
geleneksel bilgiyi kabul eder.245 Batıl inanç da denilen bu geleneksel bilgiler genellikle
“korku, çaresizlik ve ça#rı"ım” gibi psikolojik nedenlerden kaynaklanır.246 Kayna#ı eski
devirlere dayanan büyü, nazar ve fal olgularına ili"kin olarak psiko-sosyal nedenlerle
birçok batıl inanç ortaya çıkmı"tır.

242
Annettevon Heinz, Frieder Kur, Gizli Bilimler Ansiklopedisi, Bülent Atatanır (çev.), !stanbul: Omega Yayınları,
2004, s. 43
243
“Medyum Nedir”, www.medyumnedir.org, (06.12.11)
244
Kur, s. 273
245
Veysel Uysal, Din Psikolojisi Açısından Dini Tutum Davranı# ve "ahsiyet Özellikleri, !stanbul: Marmara
Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 1996, s. 24
246
Örnek, Etnoloji Sözlü$ü, s. 42

53
Örnek’e göre batıl inanç kategorisinde de#erlendirilen uygulamalardan olan
büyü, sihir ve fal gibi olguların altında yatan birtakım temel görü"ler bulunur. Bu
görü"ler "öyledir:247

a. Dinamist Dünya Görü#ü: !nsan en eski ça#lardan beri hangi ya"ta olursa
olsun çevresi ile ilgilenmi"; çevresindeki bitki, hayvan, ta", kaya gibi do#al unsurlar
insanın ilgisini çekmi"tir. Gözlem yoluyla do#ayı ve insanları tanımaya çalı"an ilkeller,
tıpkı hayvan ve bitkilerde oldu#u gibi insanlarda da birçok farkların bulundu#unu
görmü"tür. Bu farklılıklar kimi zaman fiziksel iken kimi zaman da parapsi"ik, majik
gibi hipnotik soyut özellikler olmu"tur. !lkel insan bu durumu bazı unsur ve varlıkların
ötekilerden farklı olarak do#aüstü bir kudret ve kuvvetle yüklü olmalarından ileri
geldi#i "eklinde yorumlamı"tır. Çevrede böyle kuvvetler hissetme inancına dinamizm
denir. Bu kuvvet ve kudretlerin daha çok belli insan ve hayvanlarda, özellikle de büyücü
ve kâhinlerde bulundu#u dü"üncesi yaygınlık kazanmı"tır. Bu psikoloji ile insan;
büyücü, kâhin ve falcılara itibar etmi"; bazı nesnelere tılsımlı özellik atfetmi"tir.248

b. Tabu: Dinamist dünya görü"ünün do#al neticelerinden biri, yasak anlamına


gelen tabudur. Tabu, do#aüstü kuvvetle yüklü olan her "eyin tehlikeli olması
anlamındadır. Güçlü olandan korkma ve sakınma psikolojisi ile bazı nesneler kutsal
kabul edilmi" ve bunlara dokunmak yasaklanmı"tır. Günümüzde de farklı birçok ülkede
kullanılan u#urluk, nazarlık gibi nesneler vardır. Ayrıca tabu olan "eylerin zararından
korunmak için birtakım tedbirlere ba"vurma yolu, insanı büyüsel pratiklere
götürmü"tür.249

c. Animist ve Animalist Dünya Görü#ü: !ngiliz etnolog E. B. Tylor


tarafından dinin ba"langıcını açıklamak için ortaya atılan bu teori, en eski dini animizm
olarak kabul eder. Animizm, ruhlara inanmak demektir.250 Uyku, rüya, vizyon, vecde
gelme, cinnet ve ölüm gibi psikolojik ve fizyolojik ya"antılar yoluyla ruh kavramına
varan ilkel insan, ruhun sadece insanlara ait olmayıp canlı ve cansız bütün varlıklarda

247
Örnek, Sivas ve Çevresinde Hayatın Çe#itli Safhalarıyla !lgili Batıl !nançların ve Büyüsel !#lemlerin
Etnolojik Tetkiki, Ankara: A.Ü.D.T.C.F. Yayınları, 1966, s. 21
248
Sedat Veyis Örnek, “!lkellerde Dinsel Temel Kavramlara Genel Bir Bakı"”, A.Ü.D.T.C.F. Dergisi, Cilt: 20, Sayı:
3-4, ss. 257- 258
249
Örnek, 100 Soruda !lkellerde, s. 258
250
Örnek, 100 Soruda !lkellerde, s. 255

54
bulundu#unu dü"ünür. Do#ayı kapsayan bu “canlandırma prensibi” varlıkları, “iyi-
kötü”, “faydalı-zararlı” diye ikiye ayırmı"tır. Bu ayrım neticesinde ilkel insan bir
yandan do#anın zararlı etkilerinden korunmaya çalı"ırken bir yandan da bu güçleri
kendi faydasına kullanmaya çalı"arak sihirsel faaliyetlere ba"lamı"tır.251

Batıl inanı"lar çok ileri gidilecek "ekilde abartılmadı#ı takdirde psikiyatrlara


göre insanın ruh sa#lı#ı açısından oldukça yararlı i"lev görebilir. Psikiyatrlar, batıl
inanı"ların ba"a çıkılamayan birtakım olumsuzluklar kar"ısında insan ruhunu
pi"manlıktan ve suçluluk duygusundan korudu#u için ruh sa#lı#ı açısından bir sibop
görevi yaptı#ı görü"ündedir. Ayrıca bu inanı"larda kırsal-kentsel bir farklılı#ın
görülmedi#i belirtilmi"tir.252

Sosyal bilimcilere göre büyü, sihir, fal, nazar gibi olguların, korku, kaygı,
neden bulma ihtiyacı, gelece#i bilme arzusu, güç istemi, merak, belirsizlik vb. gibi
psiko- sosyolojik birçok nedeni vardır. Bu nedenleri "öyle açıklamak mümkündür:

5.1.Korku, Kaygı ve Stres

Korku, insanın davranı"larını etkileyen önemli bir güdüdür. Birey ya"amı


boyunca korkularla iç içe olur. Hastalık, kaza, ba"arısızlık, maddi sıkıntılar, deprem ve
ölüm gibi korkular, insanların devamlı korkularıdır. Bütün bunlar insanda korkuyla
beraber kaygı, sıkıntı ve endi"eleri olu"turur. !lkel insanlar kendilerini en çok korkutan
"eyleri kutsalla"tırarak onlara tapınma davranı"ı göstermi"tir.253 Bazen de korku, endi"e
ve çaresizlik, insanın bazı nesnelere sı#ınmasına sebep olmu"tur. Bu nedenle ilk
ça#lardan beri ate", su, a#aç, orman, da#, kaya, ırmak, ma#ara gibi "eyler kutsal kabul
edilmi", insanların bir kısmı bunlara taparken di#er bir kısmı ise, bunlara çe"itli adaklar
adamı"tır. Do#ayı anlamlandırmaya çalı"an insan, do#aüstü güçlerin kendisini
çevreledi#ini ve bunları birçok olayın sebebi oldu#unu dü"ünmü"tür. Do#aüstünün
bilgisinin bazı insanlarda oldu#u kabul edilmi" ve onların söyledikleri veya
yaptıklarında önemli anlamlar aranmı"tır. Eskiden falcı veya kâhin denilen bu insanlar

251
Örnek, Sivas ve Çevresinde, ss. 21- 23
252
Ku"at, s. 119
253
Hüseyin Peker, Din Psikolojisi, !stanbul: Çamlıca Yayınları, 2003, s. 81

55
günümüzün medyum, büyücü, cinci ve astrologlardır. Yeterli bilgisi bulunmayan
insanlar endi"elerini gidermek için bu ki"ilere ba"vurmaktadır.254

Esasen “korku” insan varlı#ının en temel içgüdüsüdür. Tedavisi mümkün


olmayan hastalık, ku"ku, ölüm, yeis keder gibi felaketlere u#rama ve yok olma korkusu
insanı batıl inanmalara iter. Bu uygulamalar mantık süzgecinden geçirildi#inde gülünç
görünse de varlı#ını günümüzde de devam ettirir. Böyle inanmalarda amaç ki"inin,
kar"ıla"abilece#i korkutucu olaylara kar"ı ferahlamasıdır. Dünya’nın her yerinde muska,
u#urluk, nazarlık gibi malzemelere bu sebeple çokça rastlanır. 255 Genellikle batıl
inançlara sahip insanlar gelecekte olmasından kaygı duydukları bazı olayların olumsuz
etkisini azaltmak için bir savunma mekanizması olarak bu tür inançlara ba"vurur. Bu
nedenle de azımsanmayacak sayıda insan, kaygıları sebebiyle medyum ya da falcıya
ba"vurur ve büyü, nazarlık gibi "eylere müracaat ederek bu kaygılarından kurtulmaya
çalı"ır.256

5.2. Neden Bulma !htiyacı

Nazar, büyü gibi inanç ve uygulamaların, insanın bili"sel olarak tutarlı ve


anlamlı bir dünyada ya"ama iste#inden kaynaklandı#ı söylenebilir. Anlamlı bir dünya
algılama ve dünyada olan biten her "eyin bir nedeni oldu#unu dü"ünme, insan do#asının
geli"mesine ba#lı olarak ortaya çıkan bir güdülenmedir. Bu güdü, özellikle ilk çocukluk
döneminin ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan bir dü"ünme biçimidir. Bu özellik
daha sonra ergenli#in ilk dönemlerinde yeniden canlanır. Bili"sel yapının geli"mesi ile
çocuk ve ergen çevresinde olup bitenlerin bir anlamının oldu#unu ve olaylar arasından
nedensel bir ili"kinin varlı#ını dü"ünür. Bu dü"ünce ile birlikte birtakım inanç, kanaat
ve tutumlar geli"tirilir. Psikolojik olarak meydana gelen birtakım iyile"meleri zihin
birtakım maddi objelere atfedebilir. Bu atfedi" örne#in bir kazadan kurtulmayı,
kullanılan bir nazarlı#a atfederek bu maddesel objenin yapısında sihri bir özelli#in
varlı#ı sonucuna götürebilir.257

254
Karani Bedir, Hurafelerin Ortaya Çıkı#ında Etkili Olan Faktörler, !stanbul: Ravza Yayınları, 2011, s. 79
255
Örnek, Sivas ve Çevresinde, ss. 17-18
256
Mustafa Arslan, “Ki"ilerin Batıl !nanç Kaygı Düzeylerinin Bazı De#i"kenler Açısından !ncelenmesi”, De$erler
E$itimi Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 6, 2004, ss. 4-5
257
Ku"at, s. 107

56
!nsan yapısı gere#i do#aüstü güçlerin varlı#ına ve ya"amına etkide
bulunabileceklerine inanır. Çünkü insan; aynı anda gerçekle"en olaylarda kar"ılıklı bir
nedenselli#in bulundu#unu, olaylar arasında o anda bilinmese de bazı nedensel
ili"kilerin var oldu#unu, olayların bu ili"kisinin kendi kontrolü dı"ındaki birtakım
"eylerle ba#lantılı oldu#unu dü"ünür. Bu olayların sebeplerini do#aüstü güçlere atfetme
bili"sel çeli"kilerden kurtulma çabası olarak gösterilebilir. Sihir ve büyüsel bazı
uygulamaların bu unsurların üçüncüsü ile yakından ili"kisi bulundu#u varsayılır.258

Nazar, büyü, fal gibi inanç veya uygulamalara fazlaca ilgi duyulmasının
sebebinin, insanlarda mistik bir yön bulunması ayrıca, insanların sorunlarına hızlıca ve
kısa yoldan çözüm getirmek oldu#u söylenebilir.259

5.3. Güvenlik !htiyacı

Ünlü psikolog Erikson, bir bebek dünyaya geldi#i andan itibaren ilk ihtiyacının
güven duygusu oldu#unu söyler. !nsanın ya"amının her evresinde bu duygu önemli
duygusal bir ihtiyaç olarak varlı#ını devam ettirir. Bu sebeple insan, ya"adı#ı dünyayı
güvenli bir ortam olarak algılamak ister. Güvenlik ihtiyacını kar"ılamak için de birtakım
korunma yolları geli"tirir. !nsan kendisini güvende hissetmek için özellikle tehlikeli
gördü#ü birtakım "eylere kar"ı korunma enstrümanları geli"tirir. Örne#in nazardan
korunmak için kullanılan tılsım ve nazarlıklar bunlardan bazılarıdır. Yeni bir deneyim
ve baskıyla kar"ıla"an her insan temelde, kendini güven içinde hissedinceye kadar huzur
bulamaz. Endi"e ile ya"amak insanın ta"ıyamayaca#ı bir yüktür. “Endi"e hastalıktan
daha fazla insan öldürür” diye tercüme edilen Amerikan atasözü, ku"ku ve belirsizlikle
ya"amanın zorlu#una dikkat çeker. Güvensizlik duygusu insanın do#aya ve çevreye
uyum veya uyumsuzlu#unu büyük ölçüde etkiler. !nsan etrafına kar"ı duydu#u
güvensizli#i telafi etmeye çalı"acak yollar arar. Hem bedensel hem de ruhsal sa#lı#ını
korumak ve güven içinde olmak isteyen birey, bunun ortamını olu"turacak tedbirler
arar. Örne#in, nazarın olumsuz etkilerinden korunmak ve kurtulmak için, dualar
okumak, sihirli gücü oldu#una inanılan maskotlar kullanmak bu tedbirlerin bir
gere#idir. !nsan sadece bedeninin de#il malının da güven için de olmasını ister. Bunları

258
Ku"at, ss. 108- 109
259
Hikmet Tanyu, Türklerde Ta#la !lgili !nanı#lar, Ankara: Elips Kitap, 2007, s. 190

57
güvence altına almak için muskalar ve nazarlıklar kullanır.260 Aynı "ekilde büyü yapan
ve yaptıran insanın derdi de güvence teminidir. Polinezya köylülerinin korkulu sularda
ava çıkmadan önce karma"ık birtakım büyüler yapmaları, suların daha sakin oldu#u
göllerde ava çıkarken buna ihtiyaç duymamaları güvenlik temini içindir. Kumarbazlar,
pilotlar, gemi kaptanları, aktörler gibi "ansa ba#lı i"ler yapan ki"ilerin pek çok bo"
inanca sahip olmalarının nedeni de budur.261

5.4. Gelece$i Bilme Arzusu

Her insanda, yaratılı"ı icabı, gelece#i bilmek ve do#a kanunlarına hâkim olmak
dü"üncesi vardır. Bu sebeple de ilkel dönemlerden beri ku" sesleri ve köpek
havlamalarından, tavu#un yem yemesinden, kazların gaga vuru"larından gelece#e dair
anlamlar çıkarmaya çalı"mak insanların çokça ba"vurdukları yollardır.262 Gelecek korku
ve kaygısı batıl inanı"ların ortaya çıkmasında önemli bir yere sahiptir. !nsanlar özellikle
gelecekte olmasından korktukları bazı olayların etkisini azaltmak için bir çe"it savunma
mekanizması olarak bu tarz inanç ve uygulamalara ba"vurur. Hastalık, felaket, kaza,
bela ve sıkıntılardan kurtulmak için birtakım nesne ve olaylar ile gelecek arasında bir
ba# kurmak insanlar arasında yaygındır. Birçok ki"i gelecekle ilgili kaygılarını
gidermek için falcı ve medyumlara ba"vurmakta, büyücülerden yardım alarak
kötülüklerden korunmaya çalı"maktadır.263 !nsanların falcılara ba"vurma nedenlerinden
en önemlisi, gelecek hakkında ö#renilen bilgi sayesinde gelece#e hükmetmek ve onu
yönlendirmek böylece de kaderini de#i"tirmeye çalı"maktır. Bu iste#in binlerce yıldır
hep aynı oldu#unu ve her insanda az çok bulundu#unu çe"itli ara"tırmalar ortaya
koymu"tur.264 !nsanlar gelecekle ilgili bilgi elde edebilmek için büyücü ve falcılara
ba"vurmaktan ba"ka yöntemler de kullanmaktadır. Mesela hamile bir kadının yanında
pi"mi" bir yumurta ikiye bölünür. $ayet ortası pi"memi" olursa kız, dolgun olursa erkek
çocuk do#aca#ına hükmedilir.265

260
Ku"at, ss. 116- 118
261
Calvin Wells, !nsan ve Dünyası, Bozkurt Güvenç (çev.), !stanbul: Remzi Kitabevi, 1984, ss. 133-134
262
Örnek, Sivas ve Çevresinde, s. 17
263
Hasan Cihan Güne", Bid’at ve Hurafeler, !stanbul: Rehber Yayınları, 2006, ss. 99- 100
264
Ay"e Duvarcı, Türkiye’de Falcılık Gelene$i ile Bu Konuda !ki Eser : “Risale-i Falname li Ca’fer-i Sadık” ve
“Tefe’ülname”, Ankara: Kültür Bakanlı#ı Yayınları, 1993, s. 15
265
Uraz, s. 109

58
5.5. Güçsüzlük ve Çaresizlik

!nsan yerine ve zamanına göre bazen güçlü bazen de güçsüz bir varlıktır.
Do#umundan ba"layarak bebeklik ve çocukluk döneminde oldukça güçsüz olan birey,
yeti"kinlik döneminde her ne kadar birçok "eyi yapmaya güç yetirebilse de gücünün
yetmedi#i, yetersiz ve etkisiz kaldı#ı durumlarla kar"ıla"abilir. Örne#in, hastalık, trafik
kazaları, deprem, sel, ölümler vs. gibi.266 !nsanlar güçsüzlükleri sebebiyle ba"larına
gelen veya ba"larına gelmesinden endi"e duydukları "eyleri üzerlerinden defetmek ya da
bu duygularını yenmek için birtakım inanç ve uygulamalara ba"vurur. Hatta bu bela ve
musibetlerden kurtulamasalar bile sürekli olarak medyuma ve falcıya gitme, muska
takma, büyü yaptırma, hocaya okutma gibi uygulamalara devam ederler. !lkel
toplumlardan beri insan, çaresiz kaldı#ı hastalık, bela ve musibet gibi bir durumla
kar"ıla"tı#ı zaman büyücülere ba"vurmu"tur.267

5.6. Güç !stemi

Batıl davranı"lardan biri olan büyü ve büyücüye ba"vurmanın en önemli


psikolojik sebeplerinden biri insanın, ba"kalarını etki altına almak, yenmek ve yok
etmek suretiyle rakipsiz kalma amacını ta"ımasıdır. Kar"ısındaki insan istemese bile onu
evlili#e zorlama, toplum içinde küçük dü"ürme, hayatını zorla"tırma ve öldürme gibi
insan hayatını kontrol etmeye ve yok etmeye dayalı güç oyunları bunlar arasında
sayılabilir. Yapılan birçok ara"tırma büyücülerin insana de#er vermeyen, insan hayatını
ve mutlulu#unu hiçe sayan, "ahsi çıkar ve güç pe"inde ko"an bencil yapıda insanlar
oldu#unu ortaya koymu"tur.268

5.7. E#yanın Mahiyetini ve Do$a Kanunlarını Bilmemek

!lkel insanlar kontrolleri dı"ında gerçekle"en olayların gerçek sebeplerini


bilmedikleri için do#adaki canlı veya cansız nesnelere gizem ve güç atfederek büyü,
sihir gibi birtakım uygulamalara yönelmi"tir. 269 Herhangi bir nesnenin mahiyetini

266
Peker, s. 77
267
Mustafa Arslan, Türk Popüler Dindarlı$ı, !stanbul: DEM Yayınları, !stanbul, 2004, s. 124
268
Tanyu, “Büyü”, s. 501
269
Bronislaw Malinowski, Büyü, Bilim ve Din, !stanbul: Kabalcı Yayınevi, 2000, ss. 157-159

59
bilmemenin do#al sonucu olarak insan, yanlı" bir yoruma gidebilir.270 Özellikle ilkel
dönemlerde rastlanan ve bilgisizlikten kaynaklanan bu uygulamalar günümüzde de
insanları izah edemedikleri konularda metafizik dünyadan nedenler bulma arayı"ına
götürmektedir. Mesela büyüsel faaliyetler ve nazarlık kullanma da izah edilemeyen
durumların neticesinde ba"vurulan yöntemlerdir.271 Sa#lık konularında yeterli bilgiye
sahip olmayan insanların hastalıklarına "ifa aramak maksadıyla büyücülere ba"vurması
da do#a kanunlarını bilmemeye örnek olabilir.272

5.8. Bireysel Merakların Tatmini

!nsan içindeki merak duygusu ile her dönemde dünyanın ve kendisinin


yaratılı"ını, âlemin ana maddesini, zamanı, mekânı, varlı#ı ve yoklu#u merak etmi"tir.
Bu meraklarını kimi zaman bilimsel yöntemler olan gözlem ve deneyle gidermeye
çalı"ırken kimi zaman da büyücülere ba"vurmu"tur.273 Falcılara ba"vuran 50 ki"i ile
yapılan bir ara"tırma sonucuna göre fala ba"vurmadaki niyetlerin; kiminle, ne zaman
evlenece#ini ö#renmek, çocu#u olup olmayaca#ını veya cinsiyetini ö#renmek, ne
zaman maddi refaha ula"aca#ını bilmek, hırsızlı#ın kim tarafından ne zaman yapıldı#ını
ö#renmek, bo"anmanın gerçekle"ip gerçekle"meyece#ini ö#renmek, hacca gidip
gitmeyece#ini bilmek, kocanın içki gibi kötü alı"kanlıkları bırakıp bırakmayaca#ını
bilmek gibi bireysel meraklara cevap aramak oldu#u bulunmu"tur.274

5.9. Kutsalla#tırmanın Yön De$i#tirmesi

Gerçek biçiminde tatmin bulamamı" inançlar, ba"ka "ekillerde dı"a vurulabilir.


Bunun en önemli sebeplerinden biri din alanında gerçekle"tirilemeyen
kutsalla"tırmaların, içerikleri de#i"mekle birlikte benzer kalıplarda ba"ka yönlere
kaymasıdır. Psikolog Viktor Frankl’a göre batıl inanı"lar, bastırılan gerçek inançların
yerini alarak ortaya çıkar. Bunun kayna#ı insanda bo"luk kabul etmeyen bir inanma
iste#inin olmasıdır. Toplumun genelinde kabul görmü" inancı benimsemeyen insanlar,

270
Örnek, Sivas ve Çevresinde, s. 17
271
Ku"at, s. 49
272
Turgay, s. 27
273
Tanyu, “Büyü”, s. 502
274
Duvarcı, ss. 15- 16

60
rasyonel ve modern olsalar bile batıl inançlara meyledebilir. Örne#in kader inancı, fal
çe"itleri ile yeniden "ekillenmi"tir.275

5.10. Anlamlı Bir Dünya Olu#turma !ste$i

!nsan anlamlı bir dünya olu"turma motivasyonu ile atıf adı verilen bir e#ilim
gerçekle"tirir. Anlamlı bir dünya algılama sürecinde olayların nedeni ve kayna#ı
ara"tırılır. Atıf, bireyin kendi dünyasını açıklama süreci olarak tanımlanır. Atıfsal süreç,
dünyayı anlamlı kılmak, olayların nedenini bilmek ve ya"amı kontrol etme ihtiyacı
tarafından yönlendirilir. Özellikle engellenme, ba"arısızlık, özgürlüklerin
sınırlandırılması gibi durumlarda atfetme e#ilimi artar. !nsanlar açıklayamadı#ı her
olayda kolay bir çıkı" yolu ve açıklama tarzı arar. Örne#in nazar inancı izahı güç
durumların acil çıkı" kapısıdır. Evdeki küçük bebe#inin hastalanmasını nazarla
açıklamaya çalı"mak, olayı daha anlamlı gösterebilir.276

Birey çe"itli motivasyonlarla olayları kendisine, nazara, "ansa, Tanrıya ve di#er


birçok nedene atfedebilir. U#ur getirdi#ine inanılan ta"lar ve nazarı gidermekte
kullanılan kur"un dökme eyleminin bu tür bir atfın sonucu oldu#u söylenebilir.277

5.11. Sorumlulu$u Ba#ka Güçlere Yöneltme

!nsanlar bazı durumlarda kendi yeteneklerini veya yeteneksizliklerini,


ba"arılarını veya ba"arısızlıklarını dı" güçlere yöneltir. Ayrıca yetenek ile "ansı birbirine
karı"tırıp kendi yeteneksizliklerini "ansa ba#lama yaygın bir atıf "eklidir. $ansa verilen
bu fazla pay, batıl inançların do#u"una zemin hazırlar. Batıl inancı, tesadüfi olarak
gerçekle"en insan daha sonra olması muhtemel ba"arısızlık durumuna mazeret bulur ve
üzerindeki yükü hafifletir.278 Bunun dı"ında insanlar ba"larına gelen olumsuz herhangi
bir olayı izah edemedi#i zaman pratik bir izah tarzı arayıp sorumlulu#u ba"ka "eylere

275
Ali Köse ve Ali Ayten, “Batı !nanı"lar ve Davranı"lar Üzerine Psiko-Sosyal Bir Analiz, Din bilimleri Akademik
Ara#tırma Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 3, s. 57
276
Ku"at, ss. 112-113
277
Ku"at, s. 114
278
Köse ve Ayten, s. 59

61
yükleyebilir. Örne#in, e"lerin arası bozulunca bunu büyü veya nazara ba#lamak kolay
bir izah tarzı olarak görülür.279

5.12. Belirsizlik Duygusu

Günlük hayat belirsizlik, ba"arısızlık, en kötüsü de felaketlerle doludur. !nsan,


bir okula ba"larken, i" de#i"tirirken, araç kullanırken devamlı risk alır. Bu i"lerin sonucu
mutluluk da üzüntü de olsa belirsizlik durumu her zaman vardır. Belirsizlik insan için
kaçınılmaz bir gerçekliktir. Ancak insanların bu duruma yakla"ımı birbirinden farklıdır.
Kimisi riski severken; kimisi bundan "iddetle kaçınır. Riski sevenler heyecan pe"ine
dü"üp, kumar oynamak, para"ütle atlamak gibi eylemlere yönelirken; riski sevmeyenler
bundan a"ırı derecede rahatsız olup, çe"itli fobiler ve depresyonlar gerçekle"tirebilir.
Ancak insanların geneli bu iki uç noktanın ortasında yer alıp temkinli davranmaya
çalı"ır. Özellikle ki"i için önemli olaylarda belirsizlik duygusu, birtakım batıl inançları
do#urabilir.280 Örne#in insan için hayati önem ta"ıyan bir i" görü"mesinden önce fal
baktırması veya yanına tılsımlı oldu#una inandı#ı bir nesne alması, belirsizli#i giderme
çabası olarak de#erlendirilebilir.

5.13. Güdülenmenin Fizyolojik Yapıya Etkisi

!nsan fizyolojisi, ki"inin içinde bulundu#u duygu durumu ve inanç sisteminden


etkilenmeye açıktır. Motivasyon psikologları ve biyo-enerji ile u#ra"anlar, zihinsel
sa#lık ile bedensel sa#lık arasında çok sıkı bir ili"ki oldu#unu söyler. Onlara göre,
insanlar olumlu dü"ünce sayesinde bedenlerine hâkimiyet kurabilir ve ruhsal enerjilerini
harekete geçirip bedensel sa#altımda bulunabilirler. Korkunun, endi"enin, üzüntünün,
kaygının insan bedeninde birtakım olumsuz fiziksel de#i"ikliklere sebep oldu#u; kan
dola"ımını yava"latıp, kalp atı"ını hızlandırdı#ı, beyinin hormon salgılamasında
de#i"ikliklere neden oldu#u ve bunun da insan, hayvan hatta bitkilerin bedensel
sa#lı#ında olumsuz sonuçlara neden oldu#u bilinir. Buna kar"ılık, olumlu dü"üncenin;
sevgi, ümit, güven gibi duyguların bedenin psikonoroimminolojisi ve psiko-fizyolojik
mekanizmasında olumlu de#i"imler do#urdu#u ve beden sa#lı#ını olumlu etkiledi#i
söylenir. Bu sebeple örne#in insanların nazardan kurtulmak için yapılan dua ve di#er
279
Ku"at, s. 113
280
Köse ve Ayten, s. 58

62
uygulamaların kendilerini iyi etti#ini, sa#lıkları açısından oldukça yararlı bulduklarını
söylemeleri, iyi olma yönündeki beklentileri ve güdülenmelerinin bir neticesi oldu#unu
söylemek mümkündür. Herhangi bir tılsıma inanan için o tılsım kendisini büyüden
korumada önemli bir yol olarak görülürken inanmayan ki"i bunun bir yararının
olmadı#ını ifade eder. Büyü, nazar gibi bir durumdan etkilendi#ini dü"ünen insanlar için
bilhassa birlikte dua etmek ve duanın olumlu yararına inanmanın, ruhsal ve fiziksel
rahatsızlıklardan korudu#u ve kurtardı#ı belirtilir. Dua sırasındaki pozitif dü"ünce
ba"kalarına kar"ı olumlu bir hava olu"turur. Böylelikle kolektif dü"ünce ve kolektif
enerji aynı anda aynı dü"ünceye sahip insanlar arasında tedavi edici bir özellik
kazanarak rahatsızlıkların giderilmesinde etkili olur.281

5.14. Pratik ve Pragmatik Anlayı#

Asırlardır insanlar, inanç sistemlerinden birtakım ihtiyaçlarını giderecek,


sıkıntılardan kendisini kurtaracak yardımlar bekler. Mutluluk ve refah iste#ine paralel
olarak sıkıntı, hastalık, kaza, belalardan kurtulmak ve "ifa bulmak gibi istekler de
insanların çokça istedi#i durumlardır. Bu sebepledir ki, insanlar hastalıklardan, kaza ve
belalardan kurtulma amacıyla birtakım inanç ve ritüeller geli"tirir. Bunlardan
kurtulmasalar bile bu inanç ve ritüellere devam edilir. Hastalık, kaza korkusu ve di#er
felaketler hiç de nadir de#ildir. Bu sebeple de insanlar kaygılarını yenecek yollar arar.
Bu yarar bekleme i"i sadece olumsuz durumlara yönelik de#ildir. Eri"ilmek istenen
güzel ve hayırlı i"ler için de bu durum geçerlidir.282 Örne#in u#ranılan bir zararı def
etmek için kullanılan nazarlıklarda bir yarar beklentisi söz konusudur. Burada birtakım
ola#anüstü güçlerin yardımı ile çevreden ve do#adan gelebilecek zararların def’i
amaçlanır. Sürekli a#layan bir bebe#i susturmak, göze gelen hayvanlara muska veya
mavi boncuk takmak buna örnek olarak verilebilir. Yine aile içi huzursuzlukları
gidermek için büyücülere ba"vurmak, dini- sihir pratik ve uygulamaların bir neticesidir.
Bu uygulamalarda araçsal bir yönelim oldu#u söylenebilir. Araçsal yönelim bu
uygulamaları evrensel pratiklere dönü"türür. 283 Esasen bu davranı" tarzı Psikolog
Allport’un ikili dindarlık ayrımından “dı"a dönük” dindarlık tipine kar"ılık gelir. Bu

281
Ku"at, ss.120- 121
282
Mustafa Arslan, ss. 118- 119
283
Ku"at, ss. 122- 123

63
dindarlık tipine sahip olanlar, faydacı, kendi ihtiyacını kendi gören, statü edinme ve
refah içinde ya"ama arzusundaki ki"ilerdir. Ayrıca bunlar, u#ur, sihir gibi konularla
yakından ilgilenir.284

5.15. Kültürel Faktörlerin !nançlara Etkisi

!nanç ve tutumların ortaya çıkmasında algısal ve zihinsel organizasyonu


meydana getiren birçok faktör etkilidir. Ki"inin içinde ya"adı#ı kültürel çevre de bu
faktörlerdendir. Özellikle Batı toplumlarında, bazı inanç ve tutumların varlı#ı ile bireyin
e#itim düzeyi, dindarlı#ı, sosyo-ekonomik durumu, ebeveynlerin, arkada"ların ve
ö#retmenlerin inanç ve tutumları arasındaki ili"ki üzerine hem sosyologlar hem de
psikologlar birçok ara"tırma yapmı"tır. !nsanların olu"turdu#u inanç ve tutumlarda o
insanın üyesi bulundu#u kültürün rolü bu çalı"malarla do#rulandı#ı gibi, bu fikir
birtakım teorik dü"üncelerle de desteklenmi"tir. Örne#in e"ler arası geçimsizlik
durumunda kendilerine büyü yapıldı#ını dü"ünen e", bunu çözmek için bir büyücüye
ba"vurmaya karar verirse, çevresi de onu desteklerse ve büyücüye ba"vurduktan bir süre
sonra geçimsizlik ortadan kalkarsa, bireyin büyüye olan inancı peki"ir. Bu olay i"lemsel
peki"tirmeye örnektir. Batıl inanı"ların ortaya çıkı"ında kültürün etkisini sosyal
ö#renme kuramı ile de açıklamak mümkündür. Bu kurama göre bireyler belli bir grubun
i"levsel üyeleri haline geldiklerinde gruba dâhil di#er üyelerin de#er, davranı" ve
inançlarını kazandıkları sosyalle"me sürecinde taklit ederek ö#renir. Çocukların anne-
babalarından davranı" ö#renmeleri bu duruma örnektir. Bu süreçte çocu#un zihinsel
yapısı, çevresi tarafından büyük ölçüde etkilenir. Çevredeki di#er insanların tutum ve
inançları bir süre sonra bireyin kendi tutum ve inancına dönü"ür. Böylece insanların
benzer davranı"ları genellikle erken dönemlerde ba"layan “ortak ö#renme” ile olu"ur.
Batıl inanı"lar da bu ö#renme sonucunda ki"ilerin problemlerinin bir çözümü haline
gelir.285

Büyü, nazar ve fal çerçevesinde gerçekle"tirilen batıl inanı"ların toplumlarda


devam etmesi, onların toplumsal sistemde gizli veya açık bir i"levinin olması

284
Mustafa Arslan, s. 120
285
Mustafa Do#an, “Halk Arasında Batıl Olarak Nitelendirilen ve Kutsal Mekânlarda Uygulanan !nanç ve
Davranı"ların Sosyal Psikolojik Olarak !ncelenmesi”, (Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül
Üniversitesi SBE, 2006), ss. 13-14

64
sonucudur. Toplumun hiçbir olgu ve de#erinin bo" ve anlamsız olmayaca#ı
dü"ünülünce, batıl inanı"ların da gizli veya açık bir i"levinin olaca#ı açıktır. Bu i"levler
gündelik ya"amın çe"itli yerlerinde i"lerlik kazanarak, bilhassa geçi" dönemlerinde
(do#um- evlilik- ölüm) daha belirgin bir hal alır. Bu sebepledir ki kitle ileti"im araçları
ve e#itimdeki batıl inanı"lara kar"ı yapılan birçok çalı"maya ra#men bu inanç ve
uygulamalar varlı#ını devam ettirir.286 Sahte hoca olarak nitelendirilen büyücülere basın
ve yayın organlarında açılan sava"a ra#men insanların bu ki"ilere ba"vurmaya devam
etmesi buna örnek olarak verilebilir.

286
Mustafa Arslan, s. 4

65
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YÖNTEM

66
YÖNTEM

Bir ara"tırma yapılırken kullanılan yöntem ve tekniklerin çe"itlendirilmesi


ara"tırmada güvenilir ve geçerli sonuçlara ula"ılmasında son derece önemlidir. “Genel
anlamıyla bir amaca ula"mak için izlenen en kısa yol anlamına gelen yöntem, bilimsel
anlamda belli bir sonuca ula"mak ve düzenli bilgi edinmek üzere, bir plana göre izlenen
yol ve usulü anlatmak için kullanılır.” Denebilir ki bir ara"tırmanın güvenilir olup
olmadı#ı kullanılan yöntemle birebir ilgilidir. Din psikolojisinde kullanılan bilgi
toplama teknikleri gözlem, deney, anket, mülakat ve "ahsi dokümanlardan yararlanma
olarak sıralamak mümkündür. Her ara"tırmacı konusuna göre bu tekniklerden kendisine
en uygun olanı kullanır.

14- 18 ya" arası gençlerde büyü, sihir, nazar, fal gibi inançlarla ilgili tutumların
ölçüldü#ü ara"tırmada literatür taraması ve alan ara"tırması olmak üzere iki yöntem
kullanılmı"tır. !lk bölümde, kaynak taraması, ilgili verilerin toplanması, sınırların tespiti
ile bilgi birikiminin ortaya konması için literatür taranmı"tır. Bunun için konu ile ilgili
yüksek lisans tezleri, doktora tezleri, dergiler, makaleler, akademik kitaplar,
sempozyumlar, paneller, internet veri tabanları gözden geçirilmi"tir. !kinci bölümde
ki"ilerin dini tutum ve davranı"larını ölçmede en uygun yollardan biri olan survey
metodu ve anket tekni#i tercih edilmi"tir.

Yöntem bölümünde sırası ile ara"tırma modeli, evren ve örneklem, ara"tırmaya


katılanların nitelikleri, ölçme araçları, verilerin analizi ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

1. ARA"TIRMANIN MODEL!

Metodolojik anlamda ara"tırma modeli, “belli bir konunun belli metot ve


tekniklerle ara"tırılması sonucunda ortaya çıkan tip” ya da “bir bütün meydana getiren
ve çe"itli olay ve olguları açıklamakta kullanılan, aralarında sistematik ba#lantı bulunan
soyutlanmı" ilkeler ve kurallar bütünü” "eklinde tanımlanabilir.

14- 18 ya" arası gençlerin büyü, sihir, nazar vb. ilgili tutumlarını ölçmek amacı
ile yapılan bu ara"tırmanın teorik bölümündeki modeli dokümantasyon yöntem ve

67
teknikleri; uygulamalı ara"tırmanın modeli ise, tarama (survey) yöntemi ve anket
tekni#i ile kurulmu"tur.

Tarama modelinde amaç, herhangi bir durumu kendi do#al "artları içerisinde
tasvir etmektir. Ara"tırmanın konusunu olu"turan birey, olay veya obje kendi "artları
de#i"tirilmeden incelenmelidir.

Ara"tırma modeline uygun olarak bazı ba#ımsız de#i"kenlerle büyü, nazar ve


fala ili"kin tutumlar arasındaki ili"kilerin analizi yapılmı"tır. Bu amaçla tarama
modellerinden ili"kisel tarama modeli kullanılmı"tır. !li"kisel tarama modeli, “iki veya
daha çok sayıdaki de#i"ken arasında birlikte de#i"im varlı#ını belirlemek” "eklinde
tanımlanabilir. Bu ba#ımsız de#i"kenleri; cinsiyet, ya", anne- baba ö#renim durumu ve
mesle#i, ailenin aylık geliri, aile ve dene#in dindarlık düzeyi, dini bilgilerin ö#renildi#i
kaynaklar "eklinde sıralamak mümkündür. Ara"tırma modeli, grafik olarak a"a#ıda
gösterilmi"tir.

Demografik Özellikler
BÜYÜ
Cinsiyet

Ya"

Anne- Baba Ö#renim Durumu

Anne- Baba Mesle#i NAZAR


Ailenin Aylık Geliri

Ailenin Dindarlık Düzeyi

Dini Bilgi Ö#renme Kayna#ı


FAL
Dindarlık Düzeyi

"ekil 1: Ara#tırma Modeli

68
2. EVREN VE ÖRNEKLEM

Evren, ara"tırmaya konu olan sahanın tümünü ifade eder. !ki türlü evren vardır.
Bunlardan ilki tanımlanması kolay ula"ılması ise, imkânsız derecesinde güç olan genel
evrendir. Di#eri ise, çalı"ma evreni yani ula"ılabilir evrendir. Bu ara"tırmanın evreni 14
ila 18 ya" arasındaki gençler, çalı"ma evreni ise, !stanbul’da ya"ayan lise ö#rencileridir.

Örneklem ise, bir evrenden belirli yollarla seçilen daha az sayıdaki obje ve
bireylerden olu"an gruptur. Bir ara"tırmada evrenin tamamına ula"maya çalı"mak
zaman, enerji ve maliyet bakımından zor oldu#undan, onun yerine evreni en iyi temsil
edece#i dü"ünülen bir bölüm seçilerek bütün hakkında bir genellemeye ula"ılmaya
çalı"ılır. Bu ara"tırmada !stanbul’daki 14-18 ya" arasındaki tüm gençlere ula"manın
imkânsızlı#ından bazı ilçelerden belirli kriterlere göre lise ö#rencileri seçilmi"tir.
Ara"tırmanın amacı do#rultusunda anket uygulanan liselerin bulundu#u bölgelerin
sosyo-ekonomik düzey, dindarlık, e#itim durumu gibi bazı özellikler bakımından farklı
olmasına dikkat edilmi"tir. Anketlerin uygulandı#ı liseler Ba"ak"ehir’deki özel bir kolej,
Ba#cılar’daki bir düz lise, Üsküdar’daki bir !mam- Hatip lisesi, Bahçelievler’deki bir
Anadolu Lisesi, Ata"ehir’deki bir güzel sanatlar ve spor lisesidir. Bu liseler, ba#lı
oldukları ilçe, veli profili, verdikleri e#itim vb. gibi nitelikleri bakımından farklılık
gösterir. Sözü edilen liselerden

279 ki"ilik bir örneklem grubu seçilerek anketler uygulamı"tır.

3. ARA"TIRMAYA KATILANLAR VE N!TEL!KLER!

14-18 ya" arası gençlerin büyü, sihir, nazar vb. ile ilgili tutumlarını inceleyen
bu ara"tırma 2011- 2012 E#itim- Ö#retim yılında !stanbul’da farklı ilçelerdeki lise ve
dengi okullarda ö#renim gören 279 ö#renciden olu"an bir örneklem grubunda
gerçekle"tirilmi"tir. Ara"tırmanın örneklemini olu"turan deneklerin demografik
özelliklerine göre da#ılımı ve yüzdeleri tablolar halinde sunulmu"tur.

69
Tablo-1: Deneklerin Cinsiyetlerine Göre Da$ılımı

C!NS!YET Sayı (N) Yüzde(%)


Erkek 135 48,4
Kız 144 51,6
Toplam 279 100,0

Cinsiyet de#i"keni anket yorumlamada birçok soruya yön vererek sonuçları


etkileyebilecek niteliktedir. Çünkü cinsiyetin farklı olması ile e#ilimler ve kabuller de
de#i"ir. Yukarıdaki tablo-1’de görüldü#ü gibi ara"tırmaya katılan 279 ki"inin 135’i (%
48, 4) erkek, 144’ü (% 51, 6) kız ö#renciden olu"maktadır.

Tablo-2: Deneklerin Ya#larına Göre Da$ılımı

YA" Sayı (N) Yüzde(%)


14 77 27,6
15 40 14,3
16 70 25,1
17 80 28,7
18 12 4,3
Toplam 279 100,0

Ankete katılanların ya"larına göre da#ılımını gösteren tablo-2 yukarıdaki


gibidir. Buna göre ara"tırmaya 14 ya"ında olan 77 (% 27,6), 15 ya"ında olan 40 (%
14,3), 16 ya"ında olan 70 (% 25,1), 17 ya"ında olan 80 (% 28,7), 18 ya"ında olan 12 (%
4,3) denek katılmı"tır.

70
Tablo-3: Deneklerin Anne Ö$renim Durumlarına Göre Da$ılımı

Anne Ö$renim Durumu Sayı (N) Yüzde(%)


Okur-yazar de#il 31 11, 1
!lkokul mezunu 149 53, 4
Ortaokul mezunu 42 15, 1
Lise mezunu 34 12, 2
Üniversite mezunu 23 8, 2
Toplam 279 100, 0

Deneklerin anne ö#renim durumlarına göre da#ılımı yukardaki tablo-3’teki


gibidir. Buna göre denklerin annelerinin 31’i (% 11,1) okuma- yazma bilmiyor; 149’u
(% 53,4) ilkokul, 42’si (%15,1) ortaokul, 34’ü (% 12,2) lise, 23’ü (% 8,2) ise, üniversite
mezunudur.

Tablo-4: Deneklerin Baba Ö$renim Durumuna Göre Da$ılımı

Baba Ö$renim Durumu Sayı (N) Yüzde(%)


Okur-yazar de#il 9 3,2
!lkokul mezunu 114 40,9
Ortaokul mezunu 60 21,5
Lise mezunu 58 20,8
Üniversite mezunu 38 13,6
Toplam 279 100,0

Ankete katılanların babalarının ö#renim durumlarının gösterildi#i yukarıdaki


tablodan anla"ılaca#ı üzere, babaları okur-yazar olmayanların sayısı 9 (% 3,2)’dur. 114
ki"i (% 40,9) ilkokul, 60 ki"i (% 21,5) ortaokul, 58 ki"i (%20,8) lise ve son olarak 38
ki"i (% 13, 6) ise, babasının üniversite mezunu oldu#unu belirtmi"tir.

71
Tablo-5: Deneklerin Baba Mesleklerine Göre Da$ılımı

Baba Meslek Sayı (N) Yüzde(%)


!"çi- Çiftçi 45 16,1
Memur 31 11,1
Serbest meslek 145 52,0
Emekli 33 11,8
Di#er 14 5,0
!"siz 11 3,9
Toplam 279 100,0

Deneklerin babalarının mesleklerini gösteren tablo-5’deki verilere göre


deneklerden 45’inin (% 16,1) babası i"çi veya çiftçi, 31’inin (% 11,1) babası memur,
145’inin (% 52) babası serbest meslek çalı"anı, 33’ünün (% 11,8) babası emekli, 11’inin
(% 3,9) babası ise, i"sizdir. Geriye kalan 14 (% 5) denekten ikisinin babası vefat
etmi"tir. Di#er deneklerin ikisinin babası doktor, birinin muhasebeci, ikisinin "irket
yöneticisi, ikisinin sanatçı, üçünün "irket sahibidir.

Tablo-6: Deneklerin Anne Mesleklerine Göre Da$ılımı

Anne Meslek Sayı (N) Yüzde(%)


Ev hanımı 232 83,2
!"çi 12 4,3
Memur 13 4,7
Serbest meslek 13 4,7
Di#er 9 3,2
Toplam 279 100,0

Katılımcıların annelerinin mesleklerini gösteren tablo-6’ya göre, annelerin


büyük ço#unlu#u yani, 232’si (% 83,2) ev hanımıdır. 12’si (% 4,3) i"çi, 13’ü (% 4,7)
memur, 13’ ü (% 4,7) ise, serbest çalı"maktadır. Di#er 9 (% 3,2) denekten birinin
annesi sigortacı, ikisinin hem"ire, ikisinin modelist, birinin di" hekimi ve birinin in"aat
mühendisidir. Kalan iki denek ise, di#er seçene#ini i"aretlemi", ancak açıklama
yapmamı"tır.

72
Tablo-7: Deneklerin Aile Aylık Gelirlerine Göre Da$ılımı

Aile Aylık Gelir Sayı (N) Yüzde(%)


0-500 6 2,2
500-1000 73 26,2
1000-1500 78 28,0
1500 ve yukarısı 82 29,4
Sabit geliri yok 40 14,3
Toplam 279 100,0

Deneklerin ailelerinin aylık gelir durumlarını gösteren tablo-7’ye göre aylık


geliri 0- 500 TL arası olan 6 (% 2,2), 500- 1000 TL arası olan 73 (% 26,2), 1000- 1500
TL arası olan 78 (% 28), 1500 TL ve yukarısı olan 82 (% 29,4) aile vardır. Deneklerden
40’ının (% 14,3) ailesinin ise, sabit geliri olmadı#ı anla"ılır.

Tablo-8: Deneklerin Aile Dindarlık Düzeyine Göre Da$ılımı

Aile Dindarlık Sayı (N) Yüzde(%)


Az dindar 26 9,3
Dindar 168 60,2
Çok dindar 85 30,5
Toplam 279 100,0

Deneklere ailelerinin dindarlık düzeylerini nasıl de#erlendirdikleri sorulmu",


verdikleri cevaplar tablo halinde sunulmu"tur. Tablo-8’e göre 26’sının (% 9,3) ailesi az
dindar, 168’inin (% 60,2) ailesi dindar, 85’inin (%30,5) ailesi ise, çok dindardır.

Tablo-9: Deneklerin Kendi Dindarlık Düzeyine Göre Da$ılımı

Kendi Dindarlık Sayı (N) Yüzde (%)


Az dindar 61 21,9
Dindar 196 70,3
Çok dindar 22 7,9
Toplam 279 100,0

73
Deneklerinin kendi dindarlık düzeylerini gösteren tabloya göre, deneklerin 61’
i (% 21,9) kendisini az dindar, 196’sı (% 70,3) dindar, 22’ si (% 7,9) ise, çok dindar
olarak tanımlamı"tır.

Tablo-10: Deneklerin Dini Bilgilerini Ö$rendi$i Kayna$a Göre Da$ılımı

Dini Bilgilerin Kayna$ı Sayı (N) Yüzde(%)


Anne- baba 79 28,3
Abla ve a#abey 1 0, 4
Büyükanne veya Büyükbaba 7 2,5
Cami hocaları 15 5,4
Din kültürü ö#retmeni 13 4,7
Televizyon 3 1,1
Ba"ka 99 35,5
Hepsi 62 22,2
Toplam 279 100,0

Tablo-10, deneklerin dini bilgilerini ö#rendi#i kayna#a göre da#ılımlarını


göstermektedir. Buna göre, deneklerin 79’u (% 28,3) sadece anne- babasından, 1’i (%
0,4) sadece abla veya a#abeyinden, 7’si (% 2,,5) sadece büyükanne veya büyük
babasından, 15’i (% 5,4) sadece cami hocalarından, 13’ü (% 4,7) sadece din kültürü
ö#retmeninden, 3’ü (% 1,1) sadece televizyondan dini bilgilerini ö#rendi#ini
belirtmi"tir. 62’si (% 22,2) ise, dini bilgilerini ö#renmede seçeneklerdeki bütün
kaynaklardan yararlandı#ını ifade etmi"tir. Ba"ka seçene#ini i"aretleyen deneklerin ise,
dini bilgilerini ö#renmede seçeneklerdeki birden fazla kaynaktan faydalandıkları
görülmü"tür. Örneklemin 99’unu (% 35,5) olu"turan bu deneklerin 91’i anne-
babasından, 17’si abla veya a#abeyinden, 24’ü büyükanne veya büyükbabasından, 66’sı
cami hocalarından, 58’i din kültürü ö#retmeninden, 11’i televizyondan ö#renmi"tir.
Ayrıca deneklerden ikisi dini bilgi kayna#ı olarak akrabalarını, üçü de kitapları
göstermi"tir. Deneklerden biri ise, hiçbir kaynaktan dini bilgi ö#renmedi#i yönünde
açıklama yapmı"tır. Bu veriler ı"ı#ında, deneklerin dini e#itim aldıkları kaynakların
çe"itlilik gösterdi#i, bununla birlikte ailenin ve yakın çevrenin din e#itiminde ön bilgi
kayna#ı oldu#u söylenebilir.

74
4. VER! TOPLAMA ARAÇLARI

Ara"tırmanın birinci bölümü dokümantasyon metodu kullanılarak


olu"turulmu"tur. Bu çerçevede büyü, sihir, fal, nazar vb. ile ilgili genel kaynaklar ve din
psikolojisi literatüründeki ilgili yerler belli bir sistematik dâhilinde taranmı"tır.

Ara"tırmanın uygulamalı kısmını olu"turan ikinci kısımda alan ara"tırması


yapılmı" ve anket tekni#i kullanılmı"tır. Anket formu hazırlanırken daha önce konu ile
alakalı yapılan çalı"malardan yararlanılmı" ve bunlardan alınan tekrar düzenlenmi"
sorularla birlikte yeni olu"turulan sorular kullanılmı"tır. Bu formda deneklerin, büyü,
sihir, nazar ve fal ile ilgili tutumları, kanaatleri, bu hususlara kar"ı takındıkları tavır ve
davranı"larının boyutu ölçülmek istenmi"tir. Formdaki sorular ve seçenekler örneklemin
ya" grubu dikkate alınarak kısa tutulmaya çalı"ılmı"tır. Ankette sorular iki bölüme
ayrılmı"tır. Birinci bölüm deneklerin ki"isel bilgilerini sorgulamayı amaçlayan
ölçeklerden olu"mu"tur. Burada kullanılan ölçeklerden bazıları açık uçlu sorulardan,
ço#unlu#u da kategorik ölçeklerden olu"mu"tur. !kinci kısım ise, tutum ve davranı"
ölçmeye yöneliktir.

Deneklerin ki"isel özelliklerini belirlemek için hazırlanan birinci bölüm, ki"isel


bilgi formu, toplamda 10 sorudan olu"maktadır. Bunlardan 2. soru dene#in ya"ının
soruldu#u açık uçlu bir sorudur. Di#er dokuzu ise, dene#in cinsiyeti, anne- baba
ö#renim durumu ve mesle#i, ailenin aylık geliri ve dindarlık düzeyi gibi bilgilerin
soruldu#u kategorik sorulardır.

!kinci bölümdeki sorular 11. sorudan ba"layarak 33. soruya kadar devam eder.
Bu bölümdeki sorular, bireylerin büyü, nazar ve fal ile ilgili tutumları ölçen
maddelerden olu"maktadır. !kinci bölümü genel olarak 3 kısma ayırmak mümkündür.
Birinci kısım 11. sorudan ba"layıp 24. soruya kadar devam eder ve sorular büyü ile
alakalıdır. Bu kısımda dene#in büyüye inancı, büyü ile ilgili deneyimi, büyünün etki
gücü ve büyü kullanma sebepleri ile ilgili bilgisi, !slam dininin büyüye bakı"ı ile ilgili
dü"üncesini ö#renmek amaçlı sorular kullanılmı"tır (soru 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18,
19, 20). Ayrıca büyü benzeri bir uygulama olan sihirle ilgili olarak daha çok sihir
içerikli diziler, dene#in bunları izleme sıklı#ı, davranı"larına etkisi ve sihirsel
yeteneklere sahip olma iste#i ile ilgili sorular da bu kısımda yer alır (soru 21, 22, 23,

75
24). !kinci kısımda nazar inancı, nazardan korunma tedbirleri, !slam’ın nazara bakı"ı ile
ilgili de#erlendirmesini konu alan 4 soru mevcuttur (soru 25, 26, 27). 28. Soru ise hem
büyü hem de nazarla ba#lantılı olarak, dene#in bu ikisinin zararlı etkilerinden korunmak
için muska gibi uygulamalara yönelik tutumunu ölçmek içindir. Formdaki 29. soru ise,
deneklerin genel olarak batıl inanç ve davranı"lara yönelik tutumunu ölçme maksadı ile
hazırlanmı"tır. Son kısım ise, dene#in fal ile ilgili inancı ve deneyimi, falın gelecekle
ilgili beklentilerine verdi#i cevap, modern falcı olarak de#erlendirilebilecek
medyumlarla ilgili dü"üncelerine dair sorular sorulmu"tur (soru 30, 31, 32, 33).

5. VER!LER!N TOPLANMASI VE !STAT!ST!KSEL ANAL!Z!

Ara"tırmanın uygulama kısmına geçmeden önce hazırlanan anket formu iki


sayfa halinde düzenlenerek toplamda 350 tane olacak "ekilde ço#altılmı"tır. 2011’in
Aralık ayında ba"layan uygulama çalı"ması çe"itli engeller sebebi ile 2012 Nisan ayına
kadar sürmü"tür. Anket uygulamak için !stanbul’da bulunan farklı nitelikteki liseler
seçilmi" bu liselerin idarecileri veya ö#retmenleri ile görü"ülerek uygulama için izin
alınmaya çalı"ılmı"tır. 350 anket seçilen her liseye 40 ila 50 adet "eklinde taksim
edilerek uygulanmı"tır. Anket formları Ba#cılar’daki iki düz liseye ara"tırmacı
tarafından direk uygulanırken, di#er liselerdeki (Ba"ak"ehir’de özel bir kolej,
Üsküdar’da bir !mam Hatip Lisesi, Bahçelievler’de bir Anadolu Lisesi, Ba#cılar’da iki
düz lise, Ata"ehir’ de güzel sanatlar lisesi, Çengelköy’de bir düz lise) katılımcılara
aracılarla uygulanmı"tır. 31 anket formu katılımcıların eksik veya ciddiyetsiz
doldurmaları nedeniyle de#erlendirmenin dı"ında tutulmu"tur. Böylelikle toplamda
eksiksiz kabul edilen 279 anket formu de#erlendirmeye alınmı"tır.

279 katılımcının anket sorularına verdikleri cevaplar bilgisayar ortamına


aktarıldıktan sonra SPSS paket programı yardımıyla analizler yapılmı"tır.

SPSS programı yardımıyla iki farklı grup arasındaki ili"kilerin anlamlı olup
olmadı#ını tespit için ba#ımsız grup t test (!ndependent Samples t test), ikiden fazla
grubun kar"ıla"tırılmasında tek yönlü varyans analizi (One Way Anova) kullanılmı"tır.
Farkların hangi gruplar arasında oldu#unu belirlemede ise, Scheffe testi uygulanmı"tır.

76
!ki sürekli de#i"ken arasındaki ili"kinin derecesini belirlemede, Pearson korelasyon
katsayılarından (Pearson Correlation Coefficents) yararlanılmı"tır.

77
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

BULGULAR VE YORUMLAR

78
BULGULAR VE YORUMLAR

Bu bölümde büyü, nazar ve fal ile ilgili ara"tırmada elde edilen bulgulara yer
verilecektir. Bulgular, anla"ılır olabilmesi için belirli bir düzen içerisinde verilecektir.
Bulguların verilmesinde ara"tırmanın hipotezleri ve ara"tırma modeli dikkate
alınacaktır. Bulgular bölümünde sırasıyla, “Büyü ile !lgili Bulgular”, “Büyü ve Sihir ile
!lgili Bulgular”, “Nazarla !lgili Bulgular”, “Muska ile !lgili Bulgular”, “Fal ile !lgili
Bulgular” ve “Büyü, Sihir, Nazar ve Fal ile Demografik Özelliklerin !li"kisine Dair
Bulgular” verilecektir. Bulgular analiz edilirken özellikle gençlerin büyü, nazar ve fal
ile ilgili tutum ve davranı"larına dair bir tasvir yapabilmek gayesiyle betimleyici analiz
yapılmı" ve frekans ile yüzdelikler çıkarılarak bunlar üzerinde yorumlamalar
yapılmı"tır.

1. BÜYÜ !LE !LG!L! TUTUMLAR

Büyü ile ilgili geni" bilgi daha önce teorik kısımda verilmi"ti. Bu bölümde
deneklerin büyü ile ilgili tutumlarını ölçmek amacı ile ara"tırmamızda kullanılan
anketin büyü ile ilgili sorularının analizleri verilecektir. Buna göre, “Büyünün
Gerçekli#ine ve Etkisine !nanç”, “Deneklerin Büyü ile !lgili Deneyimi”, “Büyü Yapma
ve Yaptırma Amacına !li"kin Görü"ler”, “Büyünün Etkisinin Kayna#ına !li"kin
Görü"ler”, “Büyünün !slam’a Uygun Olup Olmadı#ına Dair Görü"ler”, “Büyü Çözmek
için Büyü Kullanmaya !li"kin Tutumlar”, “Büyüden Korunmak için Kur’an Ayetlerine
Sı#ınmaya Dair Görü"ler”, “Büyü ile U#ra"manın Dini !nanca Zarar Verip Vermedi#ine
!li"kin Görü"ler” ve “Doktorların Çaresiz Kaldı#ı Durumlarda Büyüye Ba"vurma ile
!lgili Tutumlar” sırasıyla ele alınacaktır.

1.1. Büyünün Gerçekli$ine ve Etkisine !nanç

Büyü, do#a kanunlarına muhalif sonuçlar elde etme gayesinde olanların


ba"vurdukları gizli i"lem ve fiillerin genel adıdır.287 !nsanlar, tarihin ba"ından itibaren
çe"itli sebeplerle zaman zaman büyüye ba"vurmaktadır. Bu ba"lık altında deneklerin
büyünün gerçekli#ine ve etki gücüne inanıp inanmadıklarına dair elde edilen bulguların
analizleri verilecektir.
287
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, “Büyü”, C.1, Ankara: TTK Yayınları, 1998, s. 369

79
Tablo-11. Deneklerin Büyünün Gerçekli$ine ve Etkisine !nançları

N %

Katılmıyorum 154 55,2

Kararsızım 60 21,5

Katılıyorum 65 23,3

Toplam 279 100,0

Tablodan görülece#i üzere deneklerin % 55,2’si “büyünün gerçekli#ine ve


etkili oldu#una katılıyor musunuz” sorusuna “katılmıyorum” "eklinde cevap verirken %
23,3’ü katıldı#ını, % 21,5’i ise, kararsız oldu#unu belirtmi"tir. Buna göre deneklerin
yarısından fazlası büyünün varlı#ına ve etkisine inanmamaktadır. Bu durum büyü ile
ilgili “deneklerin büyünün var oldu!una ve etkisi bulundu!una dair inancı yüksektir”
hipotezini do#rulamamaktadır.

Konuya ili"kin olarak ya" sınırlaması olmadan çe"itli ara"tırmalar yapılmı" ve


bu ara"tırmalarda bizim ara"tırmamızdan farklı sonuçlar ortaya çıkmı"tır. Örne#in
$irin’in yaptı#ı bir ara"tırmada, farklı ya" gruplarından seçilen deneklerin % 68,2’ si
büyünün var oldu#una, gerçek oldu#una ve insanlar üzerinde etkisi bulundu#una
inandıklarını belirtmi"tir.288 Aladar’ın Malatya’da büyüsel i"lemlerle ilgili yaptı#ı ba"ka
bir ara"tırmanın bulgularına göre ise, deneklerin % 93,8’i büyünün varlı#ına
inanmaktadır.289 Daha önce yapılan ara"tırma sonuçları ile bu ara"tırmanın sonuçları
çeli"ir gibi görünse de unutulmamalıdır ki bu ara"tırma 14-18 ya" ile sınırlıdır. Bu ya"
grubundaki gençlerin e#itimlerinin devam etmesi, özellikle de rasyonel bir e#itim
almaları ve büyü gibi i"lemler için hayat deneyimlerinin sınırlı olması ya da hiç
olmaması gibi sebepler, ara"tırmalar arasındaki farkın nedeni olabilir. Ayrıca büyü
denince gençlerin, filmlerde gördükleri sihirli olayları anlıyor olmaları da muhtemeldir.
Bu tarz büyülerin mümkün olamayaca#ını bilen gençler, do#al olarak bunlara
inanmama e#ilimi sergilemektedir.

288
Turgay $irin, “Metafizik Varlıklardan Cinlere !nancın Psiko-Sosyal Boyutları”, (Yayınlanmamı# Yüksek Lisans
Tezi, Marmara Üniversitesi SBE, 2006), s. 120
289
Nihal Aladar, “Büyüsel !"lemler Üzerine Bir Din Sosyolojisi Ara"tırması”, (Yayınlanmamı# Yüksek Lisans
Tezi, Fırat Üniversitesi SBE, 2009), s. 57

80
1.2. Deneklerin Büyü ile !lgili Deneyimi

Büyü ile ilgili deneyimden kasıt, büyü yaptırmak, büyüye maruz kalmak veya
çevrede bu tarz i"lemlere "ahit olmaktır. Deneklerin “büyü ile ilgili bir deneyiminiz var
mı?” sorusuna verdikleri cevaplara ili"kin bulgular, a"a#ıdaki tabloda verilmi"tir.

Tablo-12. Deneklerin Büyü ile !lgili Deneyimleri

N %

Bana büyü yapıldı 7 2,5

Ben büyü yaptırdım 1 0,4

Ba"kalarına yapıldı#ına "ahit oldum 22 7,9

Hiç ilgilenmedim 249 89,2

Toplam 279 100,0

Tablo-12’den anla"ılaca#ı üzere deneklerin, 7’si kendisine büyü yapıldı#ını, 1’i


büyü yaptırdı#ını, 22’si ise, ba"kasına yapıldı#ına "ahit oldu#unu söylemi"tir.
Deneklerin 249’u ise, konuyla hiç ilgilenmedi#ini belirtmi"tir. Bu da gösterir ki %
89,2’lik bir oran ile deneklerin ço#unlu#unun büyü ile ilgili herhangi bir deneyimi
yoktur. Deneklerin % 55,2’sinin büyüye inanmadı#ı da göz önene alınırsa, bu konuda
deneyimlerinin olmaması da ola#an kabul edilir. Gençlerin ya"ları ilerleyip farklı ortam
ve "artlarla kar"ıla"maları durumunda büyü ile ilgili deneyimleri artabilir. Aladar’ın
yaptı#ı ara"tırma bu de#erlendirmemizi do#rular niteliktedir. Söz konusu ara"tırmada
deneklerin ya"ının arttıkça büyü ile ilgili deneyiminin de arttı#ı tespit edilmi"tir.290
Bizim ara"tırmamızda denek grubunun ya" seviyesi dü"ünülünce, deneklerin büyü
deneyimlerinin az olması beklenen bir durumdur. Bir ba"ka husus ise, büyüye inanç ile
büyü deneyimi arasında do#rudan bir ili"kinin olmamasıdır. Nitekim $irin’in
ara"tırmasına göre her ne kadar büyüye inanç durumları yüksek olsa da deneklerin
sadece % 7,4’nün büyü deneyimi oldu#u anla"ılmı"tır.291 Bu sonuçlar göstermektedir ki
büyüye inancın olması, büyü deneyimini artırmamaktadır. Bazen de bireyler bu

290
Aladar, s. 59
291
$irin, s. 121

81
sonuçların aksine, teorik kısımda anlatıldı#ı üzere, kendilerini çaresiz bırakan durumlar
söz konusu oldu#unda varlı#ına inanmasalar bile bu tür büyüsel, batıl eylemlere
ba"vurabilmektedir.

1.3. Büyü Yapma ve Yaptırma Amacına !li#kin Görü#ler

Büyü genel olarak, insanların arasında ayrılık çıkarmak, insanın bazı güç ve
kabiliyetlerini kullanmasını engellemek, sevmedi#i ki"ilerin zarar görmesini sa#lamak,
kötü amaçla yapılan büyüyü bozmak veya etkisiz hale getirmek vb. amaçlarla yapılır.
Deneklerin ya" grubu dikkate alındı#ında, büyü ile ilgili deneyimlerinin olmadı#ı
varsayıldı#ından deneklere genel olarak insanların büyüye ba"vurma amaçlarına ili"kin
soru sorulmu"tur. Katılımcıların bu soruya verdikleri cevapların analizleri tablo-13’te
sunulmu"tur.

Tablo-13: Deneklerin Büyü Yaptırma Amacına !li#kin Görü#leri

N %

E"lerin arasını bozmak için 17 6,1

E"lerin arasını düzeltmek için 6 2,2

Çocuk sahibi olmak için 7 2,5

Cinlerin verdi#i rahatsızlıktan korunmak için 9 3,2

Tedavi için 12 4,3

Hepsi 201 72,0

Ba"ka 13 4,7

Bilmiyorum 14 5,0

Toplam 279 100,0

Tablo-13’te görüldü#ü gibi deneklerin 17’si “e"lerin arasını bozmayı”, 6’sı


“e"lerin arasını düzeltmeyi”, 7’si “çocuk sahibi olmayı”, 9’u “cinlerin verdi#i
rahatsızlıkları”, 12’si ise, “hastalık tedavisini” büyüye ba"vurma amacı olarak
göstermi"tir. Deneklerin 201’i yani % 72’si ise, seçeneklerin hepsinin büyüye
ba"vurmada amaç olabilece#ini belirtmi"tir. Tek seçenek i"aretleyenler göz önünde
bulunduruldu#unda deneklerin ço#unun e"lerin arasını bozma veya düzeltmeyi büyüye

82
ba"vurmada en önemli amaç olarak gördükleri anla"ılır. $irin’in ara"tırmasına göre
büyü yaptırma sebepleri sırasıyla, “cinlerden kurtulmak”, “tedavi” ve “ailevi sorunlar”
"eklindedir.292 Bu bulgular birlikte de#erlendirildi#inde di#er ya" gruplarından farklı
olarak gençlerin büyü kullanmada daha çok ailevi sorunları sebep olarak gördükleri
söylenebilir.

1.4. Büyünün Etki Gücünün Kayna$ına !li#kin Görü#ler

Deneklere “sizce büyünün etki gücü nerden geliyor?” "eklinde soru sorulmu"
ve cevaplarının analizi a"a#ıdaki tabloda verilmi"tir.

Tablo-14: Deneklerin Büyünün Etki Gücünün Kayna$ına Dair Görü#leri

N %

Allah'tan 10 3,6

Cinler ve ruhlardan 43 15,4

Büyücüden 19 6,8

Böyle bir "eye inanmıyorum 200 71,7

Bilmiyorum 7 2,5

Toplam 279 100,0

Tablo-14’teki veriler do#rultusunda büyünün etki gücünün kayna#ı olarak


deneklerin 10’nun “Allah’ı”, 43’ünün “Cinler ve Ruhları”, 19’nun “Büyücüleri” kabul
etti#i görülür. % 71,1 ile büyük ço#unluk, “böyle bir "eye inanmadı#ını” belirtmi"tir.
Deneklerin % 52,2’sinin büyüye inanmadı#ı görü"ü (tablo-11) göz önünde
bulunduruldu#unda, bu soruda oranın % 20 artması büyü konusunda “kararsız” tutum
sergileyenlerin fikirlerini de#i"tirmesi ile açıklanabilir. (Tablo-11’de “kararsızlar”=%
21,5)

1.5. Büyünün !slam’a Uygun Olup Olmadı$ına Dair Görü#ler

Teorik kısımda da bahsedildi#i gibi büyünün özellikle bazı "ekilleri ola#anüstü


bilgi ve güç iddiasına dayandı#ı için din âlimlerince tevhit ilkesine aykırı ve dolayısıyla

292
$irin, s. 122

83
iyi bir dini ya"antıya ters olarak görülmü"tür. Bazı çe"it büyüler ise, hile ve aldatmaca
gibi ahlaki olmayan davranı"lardan ibarettir. Ayrıca büyü, hadislerde yedi büyük
günahtan biri olarak zikredilmi"tir.293 !slam’ın bu sebeplerle yasak kabul etti#i büyüye
ili"kin, gençlerin dini bilgisini ölçme maksatlı sorulan soruya verilen yanıtların analizi
tablo-15’te görülmektedir.

Tablo-15: Büyünün !slam’a Uygun Olup Olmadı$ına Dair Görü#ler

N %

Her konuda uygundur 3 1,1

Sadece yararlı i"ler için yapılması uygundur 10 3,6

Büyü yapılması uygun de#ildir 264 94,6

Fikrim Yok 2 0,7

Toplam 279 100,0

Tablo-15’te görüldü#ü gibi deneklerin 3’ü büyüyü !slam’a uygun bulurken,


10’u sadece yararlı i"ler için uygun bulmu"tur. 264’ ü ise, uygun bulmamı"tır. Böylece
“büyünün #slam’a aykırı oldu!u e!ilimi yüksektir” hipotezi do#rulanmı"tır. Deneklerin
ailelerinin ve kendilerinin dindarlık seviyelerinin yüksek olması (tablo-8 ve 9) bu
durumda önemli bir etken olabilir; çünkü dindar ailelerde yeti"en gençlerin dini
konularda do#ru bilgiye sahip olma olasılı#ı yüksek kabul edilebilir. Ayrıca gençlerin
ço#unun büyüye inanmadıkları (tablo-11) ve büyü ile ilgili deneyimlerinin azlı#ı (tablo-
12) bu soruya verdikleri yanıtlarla daha iyi anla"ılır. Gençlerin büyük ço#unlu#unun,
büyünün !slam’a aykırı oldu#unu bilmelerinden dolayı büyüye kar"ı menfi tavır
sergiledikleri söylenebilir. Küçükçekmece ilçesinde Kur’an kursu ve cami cemaati ile
yapılan benzer bir çalı"mada “büyü, fal gibi konuların dini hükmü nedir?” "eklinde bir
soru sorulmu" ve deneklerin % 79,2’si (202 ki"i) bu soruya “haram” cevabını
vermi"tir.294 Anla"ılıyor ki örneklem grubundaki gençler de bu konuda do#ru bilgiye
sahiptir. Bu da gençlerin ailede ve okulda aldıkları dini e#itimin batıl ve hurafelerden

293
Çelebi, “Sihir”, s. 171
294
Salim Selvi, “Kelam !lmi Açısından Halkımızın Ökülistik !nançlarına Yakla"ımının De#erlendirilmesi”,
(Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi SBE, 2006), s. 75

84
uzak, dinin özüne ve din âlimlerinin üzerinde ittifak etti#i ilkelere uygun oldu#unu
gösterir.

1.6. Büyü Çözmek için Büyü Kullanılmasına !li#kin Tutumlar

Deneklere “Bir insana zarar verdi#ine inanılan bir büyüyü çözmek için büyü
yapılması uygun mudur?” "eklinde bir soru sorulmu" ve sorulan soruya verilen
cevapların analizi tablo-16’da gösterilmi"tir.

Tablo-16: Büyünün Büyü ile Çözülmesine Dair Tutumlar

N %

Katılmıyorum 173 62,0

Kararsızım 60 21,5

Katılıyorum 46 16,5

Toplam 279 100,0

Tablo-16’daki sonuçlara göre deneklerin 173’ü bu konuda olumsuz tutum


içerisindedir. Geriye kalan 60 denek bu konuda kararsızken, 46 denek olumlu tutum
geli"tirmi"tir. Deneklerin % 62’sinin olumsuz tutumu, iyi veya kötü hiçbir konuda büyü
kullanılmasını uygun görmediklerini gösterir. Deneklerin % 55,2’sinin büyüye
inanmadı#ı dü"ünülünce (tablo-11) bu sonucun çıkması do#aldır.

1.7. Büyüden Korunmak için Kur’an Ayetlerine Sı$ınmaya !li#kin


Görü#ler

Deneklerin büyüden korunmada Kur’an ayetlerini kullanmaya dair görü"leri


tablo-17’ de görülmektedir.

85
Tablo-17: Büyüden Korunmak için Kur’an Ayetlerine Sı$ınma Tutumları

N %

!nanmıyorum 18 6,5

Kararsızım 46 16,5

!nanıyorum 215 77,1

Toplam 279 100,0

Tablo-17’deki sonuçlara göre, deneklerin 18’i büyüden korunmak için Kur’an


ayetlerinin etkili olmadı#ına inanırken, 215’i etkili oldu#una inanmaktadır. Bu durum
“deneklerin büyüden korunmada Kur’an ayetlerinin etkisinin oldu!una dair inançları
yüksektir” hipotezini do#rular. Ayrıca deneklerin yarısının büyüye inanmadı#ı
bilindi#ine göre, % 77,1’lik denek grubunun Kur’an’ın büyüden korunmada etkili
oldu#una inanması, deneklerin kafalarının karı"tı#ını gösterir; çünkü büyü etkisiz bir
olgu ise, büyüden korunmaya da ihtiyaç olmamalıdır. Deneklerin bu tutumunun
Kur’an’a olan saygılarından kaynaklandı#ı dü"ünülebilir.

1.8. Büyü ile U$ra#manın Dini !nanca Zarar Verip Vermedi$ine Dair
Görü#ler

!slam dü"üncesine göre, büyünün özellikle bazı "ekillerinin ola#anüstülük


iddiası sebebiyle tevhide aykırı 295 oldu#unu belirtmi"tik. Bu çerçevede, katılımcıların
büyünün ve büyüsel eylemlere ba"vurmanın dine aykırı olup olmadı#ına dair
görü"lerine ba"vurulmu"tur. Bu amaçla katılımcılara “Büyü yapmanın veya yaptırmanın
dini inanca zarar verip vermedi#i hususunda ne dü"ünüyorsunuz?” sorusu sorulmu"tur.
Katılımcıların verdikleri cevaplar tablo-18’de sunulmu"tur.

295
Çelebi, “Sihir”, s. 171

86
Tablo-18: Büyü Yapmanın veya Yaptırmanın Dini !nanca Zarar Verip
Vermedi$ine Dair Görü#ler

N %

Zarar vermez 14 5,0

Kararsızım 50 17,9

Zararlıdır 215 77,1

Toplam 279 100,0

Tablo-18’e göre, deneklerin 14’ü büyü yapma ve yaptırmayı dini inanca zararlı
bulmazken, 215’i büyü yapmanın ve yaptırmanın dini inanca zarar verece#ini
belirtmi"tir. 50 denek ise, bu konuda karasızdır. Deneklerin % 77,1’nin büyü yapmayı
ve yaptırmayı dini inanca zararlı bulması, “deneklerin büyünün #slam’a aykırı oldu!una
dair e!ilimleri yüksektir” hipotezini bir kez daha do#rular. Deneklerin % 94,6’sının
büyüyü !slam’a aykırı buldu#u göz önünde bulunduruldu#unda gençlerin bu konuda
tutarlılık göstererek böyle bir cevap verdikleri anla"ılır.

1.9. Doktorların Çaresiz Kaldı$ı Durumlarda Büyüye Ba#vurma ile !lgili


Tutumlar

!nsan yerine göre bazen güçlü bazen de güçsüz bir varlıktır. Gücünün
yetmedi#i haller insanı çaresizli#in içine iter.296 !nsanın çaresizli#ini en çok hissetti#i
durumlardan biri de hastalıklardır. Bu tür durumlarda insan, büyü de dâhil olmak üzere
pek çok batıl inanç ve davranı"a ba"vurabilir. Çocu#u olmadı#ı için birçok doktor
dola"an ve son çare olarak tavsiyeler üzerine türbelere giden, dua eden ve türbe
demirlerine bezden be"ik yapan ki"ileri buna örnek olarak verebiliriz. Kısacası
çaresizlik insanları inanmasa bile büyüye ve büyüsel eylemlere sürükleyebilir. Bu
çerçevede deneklere “Çaresizlik durumunda büyücülere ba"vurmak faydalı olur mu?”
"eklinde bir soru sorulmu"tur. Katılımcıların bu soruya verdikleri cevapların analizi
a"a#ıdaki tablo-19’da sunulmu"tur.

296
Peker, s. 77

87
Tablo-19: Doktorların Çaresiz Kaldı$ı Durumlarda Büyücülere
Ba#vurmanın Faydalı Olup Olmadı$ına Dair Görü#ler

N %

Faydalı olmaz 227 81,4

Kararsızım 44 15,8

Faydalıdır 8 2,9

Toplam 279 100,0

Tablo-19’da görüldü#ü gibi çaresizlik durumunda büyücülere ba"vurmayı


deneklerin 8’i faydalı bulurken, 227’si faydalı bulmaz. Bu soruda kararsız olan 44 ki"i
vardır. Deneklerin % 81,4’ünün bu konuda olumsuz tutum sergilemesinden anla"ılaca#ı
üzere, denekler önceki sorulara verdikleri cevaplara tutarlı davranmı"lar ve son çare olsa
bile büyücülere itibar etmediklerini bir kez daha göstermi"lerdir. Selvi de ara"tırmasına
katılan deneklere tedavi amacıyla büyücülere ba"vurup ba"vurmadıklarını sormu",
deneklerin % 86’den “hayır” cevabını almı"tır.297 Bunlar da gösteriyor ki ya" grubu ne
olursa olsun, insanlar hastalık sebebiyle sadece Allah’tan yardım bekleyip doktorlara
ba"vurmayı uygun görmektedir. Bu sonuçlara göre, “deneklere göre çaresizlik
psikolojisi, büyücülere ba"vurmada önemli bir etkendir” hipotezi do#rulanmamı"tır.
Ancak "u da unutulmamalıdır ki, ifade beyanına dayalı ölçümlerde büyüye ve batıl
davranı"lara inanmadı#ını, bunların herhangi bir faydasının olmadı#ını dü"ünen
insanlar, çaresiz kaldıklarında bu tür davranı"lara ba"vurma e#ilimi gösterebilmektedir.

2. BÜYÜ ve S!H!R !ÇER!KL! F!LMLER !LE !LG!L!


TUTUMLAR

Kitle ileti"im araçlarındaki geli"melerle birlikte, yayın kurulu"ları kendilerini


takip eden kitleyi arttırmak için çe"itli "ekillerde dikkat çekmeye çalı"maktadır. Bunun
en kolay yollarından biri sinema ve dizi filmleri kullanmaktır. Kurulu"lar, filmlerdeki
artı" ve içeriklerdeki çe"itlenme ile insanları etkileme çabasındadır. Ülkemizde yapılan
bir ara"tırma bu çabaların amacına ula"tı#ını do#rular niteliktedir. Bu ara"tırmaya göre,

297
Selvi, s. 76

88
Türk ailesi, ortalama olarak gününün 5 ila 7 saatini televizyon kar"ısında
geçirmektedir.298

!nsanların hayal dünyalarına hitap edip ilgilerini çekmek için filmlerde


ola#anüstü karakterler yaratılmı" ve bunlarla ilgili yayınlar giderek artmı"tır. Harry
Potter, Yüzüklerin Efendisi, Örümcek Adam, Pokemon, Avatar, Sihirli Annem, Bez
Bebek, He-Man, $irinler gibi filmler özellikle çocuklar ve gençlerin dikkatini fazlasıyla
çekmektedir. Bu tür filmlerdeki insanüstü gizemli güçler gerçek hayatla ve özellikle
dinin ö#retileriyle çeli"ki arz eder. Örne#in yüzyıllar boyu ya"ayabilen, büyü yapabilen,
nefesiyle yıldırım çaktıran !skeletor, dünyayı ele geçirme çabasındadır. Öteki taraftan
He-Man “gölgelerin gücü adına” ya da $irin Baba “"irinler a"kına” kli"eleriyle sihir ve
büyü kullanarak dü"manlarını yenip, günlük hayatta yapılması imkânsız olan eylemler
gerçekle"tirir. Benzer içeriklere bazen bilim-kurgu filmlerinde de rastlanır. 299 Sihir
içerikli filmlerin miktarındaki artı" ve izlenme oranları “bu filmler hitap kitlesini nasıl
etkiliyor?” sorusunu beraberinde getirir. Bu filmlerin gençler üzerindeki etkisini ölçmek
için ara"tırmamızda kullandı#ımız sorulara verilen cevapların analiz tabloları a"a#ıda
yer almaktadır.

Tablo-20: Deneklerin !çeri$inde Sihir ve Büyü Olan Filmleri Seyretme


Sıklıkları

N %

Hiçbir bölümü kaçırmadan seyrederim 16 5,7

Ara sıra seyrederim 89 31,9

Annemin babamın haberi olmadan seyrederim 1 0,4

Derslerimden zaman olursa seyrederim 22 7,9

Pek seyretmem 151 54,1

Toplam 279 100,0

298
Do#an Cücelo#lu, !nsan ve Davranı#ı, !stanbul: Remzi Kitabevi, 1991, s. 549
299
Abdülkerim Bahadır, “Çocukluk Dönemi Din ve De#er Yapılanmasında TV Yayınlarının Olumsuz Etkileri ve
Çözüm Önerileri”, Selçuk Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı. 20, 2006, s. 41

89
Tablo-20’de görüldü#ü gibi, içeri#inde sihir ve büyü olan filmleri deneklerin
16’sı hiçbir bölümünü kaçırmadan, 89’u ara sıra, 1’i anne babasının haberi olmadan,
22’si ise, derslerden zaman buldukça seyrediyor. 151 denek ise, bu filmleri pek
seyretmiyor. Bu sonuçlara göre deneklerin neredeyse % 46’sı sıklı#ı de#i"se de bu
filmleri izliyor. Konuya ili"kin olarak 9-12 ya" grubunda yapılan bir ara"tırmaya göre,
denek grubunun sadece % 14’ü bu filmleri pek seyretmedi#ini belirtirken, geriye
kalanlar ise, farklı sıklıkta da olsa bu filmleri seyretti#ini belirtmi"tir. 300 Torun’un
benzer ya" grubu ile yaptı#ı bir ba"ka ara"tırmada, sihir içerikli filmlerden biri olan
“Selena” adlı televizyon dizisini katılımcıların % 64’ünün hiçbir bölümünü kaçırmadan
izledikleri tespit edilmi"tir.301 Bu ara"tırma sonuçları kar"ıla"tırıldı#ında görülür ki ya"
grubu arttıkça sihir içerikli filmleri izleme oranı bir miktar azalmaktadır; ancak 14-18
ya" arası gençler de bu filmlere ra#bet göstermektedir.

Ülkemizde yapılan bir ara"tırmada Türk ailelerinin günde ortalama 5-7 saat TV
302
izledi#ini belirtmi"tik. Altınta"’ın yaptı#ı ara"tırmada ise, katılımcılar, en
be#endikleri filmleri Bez Bebek, Selena, Harrry Potter ve Avatar "eklinde
sıralamı"tır.303 Görülüyor ki ülkemizde TV izleme sıklı#ı fazladır ve en çok takip edilen
yayınlardan biri de sihir içerikli filmlerdir. Çocuklar ve gençler, geli"mi" hayal
dünyalarına hitap etmeleri, dikkat çekici olmaları ve merak uyandırmaları gibi
sebeplerle bu filmlere ilgi göstermektedir.

Tablo-21: !çeri$inde Sihir ve Büyü Olan Filmlerin Deneklerin


Davranı#larını Etkileme Durumuna göre Da$ılım

N %

Hayır 227 81,4

Bazen 39 14,0

Evet 13 4,7

Toplam 279 100,0

300
Muhammet Esat Altınta", “Din E#itimi Açısından Sihir ve Büyü !çerikli Filmlerin Etkilerine !li"kin Çocukların
Algıları” (Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi SBE, 2008), s. 75
301
$eyma Torun, “Sihir !çerikli Dizi Filmlerin Çocuklara Olan Etkisinin Din E#itimi Açısından !ncelenmesi”
(Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi SBE, 2010), s. 52
302
Cücelo#lu, s. 549
303
Altınta", s. 73

90
Tablo-21’de görüldü#ü gibi “izledi#in filmlerde yapılan sihir ve büyü
davranı"larını etkiliyor mu?’” sorusuna deneklerin 227’si “hayır”, 39’u “bazen”, 13’ü
ise, “evet” yanıtını vermi"tir. Bu sonuçlara göre, sihir içerikli filmler, deneklerin %
81,4’ünün davranı"larını etkilememektedir. Konu ile ilgili 7-12 ya" grubunda yapılan
bir ara"tırmada, katılımcıların % 42’si be#endikleri karakter gibi olmak istediklerini
belirtmi"tir.304 Di#er bir ara"tırmada ise, çocuklara en çok yerinde olmak istedikleri film
karakterinin kim oldu#u sorulmu", soruya çocukların % 50’si Harry Potter, % 35,8’i
Selena, % 14,7’si Nana cevabını vermi"tir.305

Ara"tırma sonuçları çocukların be#endikleri karakterler gibi olmak istediklerini


ve onları rol model alabileceklerini göstermi"tir. Çocuklar bili"sel geli"imleri sebebiyle
gerçek dünyadan çok hayalî unsurlarla daha çok ilgilenmektedir. Gerçeküstülü#ün
yo#un olarak i"lendi#i filmler, çocukların hayal dünyasına hitap ederken bu filmlerdeki
karakterler ise, davranı"larını etkilemektedir. Bu ara"tırmada ise, gençlerin büyük
ço#unlu#unun bu filmlerin davranı"larını etkilemedi#ini belirtmesi sihir ve büyü
faaliyetlerinin gerçek olmadı#ı kanısında olduklarını gösterir. Ayrıca e#er gençler,
filmlerdeki kahramanları model alsalardı bu durum davranı"larını da etkilerdi.
Anla"ılıyor ki gençler kahramanların ola#andı"ı oldu#unun farkındadır. Bu durum
gençlerin bili"sel geli"imlerini tamamlaması ile açıklanabilir.

Tablo-22: Filmlerde Yapılan Sihir ve Büyüyü Deneklerin !mkânı Olsa

Yapmayı !steme Durumuna Göre Da$ılım

N %

Hayır 144 51,6

Kararsızım 56 20,1

Evet 79 28,3

Toplam 279 100,0

304
Torun, s. 59
305
Altınta". s. 76

91
Tablo-22’de deneklere filmlerdeki gibi sihir ve büyü yapma imkânları olmasını
isteyip istemedikleri yönünde sorulan soruya verilen cevapların da#ılımları
görülmektedir. Bu soruya deneklerin 144’ü “hayır”, 79’u “evet”, 56’sı “kararsızım”
cevabını vermi"tir. Bu sonuçlara göre, deneklerin % 51,6’sı sihir yapmak
istememektedir. Torun’un yaptı#ı ara"tırmaya göre, çocukların % 66’sı;306 Altınta"’ın
yaptı#ı ara"tırmaya göre ise, % 50’si307 sihirli gücünün olmasını ve bunu günlük
hayatta kullanmak istediklerini belirtmi"tir. Ara"tırma sonuçları, çocukların
zorlandıkları konularda büyüyü kolay bir çıkı" yolu olarak algıladıklarını gösterirken
gençlerin büyük ço#unlu#unun ise, bu konuda daha gerçekçi dü"ündü#ü sonucuna
götürür.

Tablo-23: Deneklerin Sihir ve Büyü Yapma !mkânı Olsa Bunu Neden


Yapmak !stedi$ine Göre Da$ılım

N %

Kötülü#ü yenmekte önemli bir yol oldu#u için 60 21,5

Ölümsüz olmak için 29 10,4

Sıkıntı ve hastalıklardan korunmak için 97 34,8

Ba"ka 37 13,3

Yapmak !stemem 56 20,1

Toplam 279 100,0

“Sihir ve büyü yapma imkânınız olsa bunu niçin yapmak istersiniz?” sorusuna
deneklerin 60’ı “kötülü#ü yenmekte önemli bir yol oldu#u için”, 29’u “ölümsüz olmak
için”, 97’si “sıkıntı ve hastalıklardan korunmak için” cevabını vermi"tir. Deneklerin
56’sı yani % 20’si ise, büyü yapmak istemedi#ini belirtmi"tir. Bu sonuçlardan
anla"ıldı#ına göre deneklerin % 80’i imkânları olursa sihir yapmak istemektedir.
Deneklerin büyük ço#unlu#unun büyü ve sihire inanmadı#ı dü"ünüldü#ünde bu durum
ilginç görünmektedir. Ayrıca “Büyü yapma imkânınız olsa yapmak ister misiniz?”
"eklindeki soruya deneklerin % 51,6’sının “hayır” yanıtını verdikleri dü"ünülürse
(tablo-22) burada deneklerin % 80’inin büyü kullanma e#iliminin artması bir çe"it
306
Torun, s. 62
307
Altınta", s. 83

92
tutarsızlı#a i"aret eder. Denekler, büyü ve sihir kullanmanın yanlı" oldu#u bilgisine
sahiptirler; ancak gerekti#inde bunları kullanmakta sakınca görmemektedirler.

Deneklerin % 21,5’inin “kötülü#ü yenmekte önemli bir yol oldu#u için” büyü
kullanmak istemeleri büyünün iyi amaçlar için kullanılabilece#ini dü"ündüklerini
gösterir. Bu dü"üncenin olu"masında sihir içerikli filmlerde büyünün hem kötülük hem
de iyilik için kullanılması etkili olmu" olabilir.

Gençlerin % 34,8’inin “sıkıntı ve hastalıklardan korunmak için” büyü


kullanmak istemeleri !slam dü"üncesi ile çeli"ir. Koruyucu yegâne otoritenin Allah
oldu#u bilindi#ine göre gençlerin azımsanamayacak bir kısmının büyüyü de bir
korunma yolu olarak görmeleri dü"ündürücüdür. Bu durum dinî bilgilerinde yetersizlik
oldu#unun kanıtı olabilir.

Deneklerin % 10,4’ünün ise, “ölümsüz olmak için” büyü kullanma istekleri


insanın yaratılı"ındaki ölümsüzlük arzusuna i"aret eder. Ba"ka "ıkkını i"aretleyenler ise,
“zamanı kontrol etmek, ba"arılı olmak, olimpiyatları kazanmak, e#lenmek, istediklerimi
elde etmek, bilgisayar oyunlarını kazanmak, özgür olmak, canımın istedi#ini yapmak,
rahat ya"amak, üniversite sınavını kazanmak, hava atmak, sevdi#ime kavu"mak, dersten
kaçmak, zevk için” gibi daha çok menfaate dayalı isteklerle büyü yapmak istediklerini
belirtmi"tir. Bunlar dı"ında “insanlara yardım etmek, ailemin huzurunu sa#lamak, mutlu
olmak” "eklinde az da olsa manevi amaç güden cevaplar da verilmi"tir.

Torun’un yaptı#ı ara"tırmaya göre, katılımcıların % 54’ü “insanlara yardım


etmek için”, % 12’si “istediklerini alabilmek için”, di#erleri de farklı birtakım isteklerle
büyü yapmak istediklerini söylemi"tir.308 Altınta"’ın ara"tırmasında ise, katılımcıların %
45,7’si “kötülü#ü yenmekte önemli bir yol oldu#u için”, % 37’si “hastalık ve belalardan
korunmak için”, % 18,5’i “ölümsüz olmak için” büyü kullanmaya sıcak baktıklarını
belirtmi"tir. 309 Görülüyor ki hem çocuklar hem de gençler kendi iradeleri ile
çözemedikleri durumlar kar"ısında büyüyü kolay bir çıkı" yolu olarak görmektedir.

308
Torun, s. 63
309
Altınta", s. 84

93
3. NAZARLA !LG!L! TUTUMLAR

Göz, bakma, bakı", fikir, dü"ünme, mülahaza, niyet, dikkat, iltifat, teveccüh
gibi anlamlara gelen nazar kelimesi 310 bir olgu olarak, insanların bakı"larındaki zararlı
güçle, canlının üzerinde hastalık, sakatlık, ölüm; nesne üzerinde kırılma, bozulma gibi
olumsuz "eyler meydana gelmesi demektir.311 Eski Mısır, Babil, Mezopotamya, Yunan
ve Roma’dan günümüzdeki toplumlara kadar neredeyse bütün kültürlerde nazar inancı
varlı#ını sürdürmü"tür. Bu nedenle de nazarın olumsuz etkilerinden kurtulmak için
çe"itli büyüsel i"lemler yapıldı#ı bilinmektedir.312 !slam dininin kabul etti#i bir olgu
olan nazar, din psikolojisi, din sosyolojisi ve halk bilimi ara"tırmalarına konu
olmaktadır. Bu ba"lık altında deneklerin nazar inancı ile ilgili tutumlarına göre
da#ılımları verilecektir. Bu konu ile ilgili deneklere 3 soru sorulmu" ve deneklerin bu
sorulara verdi#i cevaplar tablolar halinde sunulmu"tur.

3.1. Nazar !nancı ile !lgili Tutumlar

Deneklerin nazar inancı ile ilgili tutumlarını ölçmek için “Nazar’a (göz
de#mesi) inanıyor musunuz?” sorusu sorulmu"tur. Deneklerin sorulan soruya verdikleri
cevapların da#ılımı tablo-24’te görülmektedir.

Tablo-24: Deneklerin Nazar !nancı ile !lgili Tutumlarının Da$ılımı

N %

!nanmıyorum 28 10,0

Kararsızım 52 18,6

!nanıyorum 199 71,3

Toplam 279 100,0

“Nazara inanıyor musunuz?” sorusuna deneklerin 28’i “inanmıyorum”, 52’si


“kararsızım”, 199’u ise, “inanıyorum” cevabını vermi"tir. Görüldü#ü gibi deneklerin %
71,3’ü nazara inanmaktadır. Bu da gençlerin ço#unun !slam’ın nazarla ilgili görü"üne
uygun tutum geli"tirdiklerine i"aret eder. Konu ile ilgili sadece kadınlar arasında yapılan
310
“Nazar”, "amil !slam Ansiklopedisi, s. 59
311
Brotav, s. 126
312
Hançerlio#lu, s. 359

94
bir ara"tırmada kadınların % 95’i nazara inandı#ını belirtirken, 313 daha genel bir
ara"tırmada deneklerin % 83’ü nazara inandı#ını belirtmi"tir.314 Bu durum gençlerin de
di#er ya" grupları ile benzer dü"ündüklerini gösterir. Ayrıca çıkan bu sonuç “denekler
arasında nazara inanç yüksektir” hipotezini do#rulamaktadır.

3.2. Nazardan Korunmada Ba#vurulacak Yöntemler ile !lgili Görü#ler

Deneklere “nazara inanıyorsanız, nazardan korunmak için neler yapılmalı?”


"eklinde bir soru sorulmu" ve bu soruya verilen cevapların da#ılımı tablo-25’te
gösterilmi"tir.

Tablo-25: Deneklerin Nazardan Korunmak için Kullanılacak Yöntemlerle

!lgili Görü#lerinin Da$ılımı

N %

Nazar boncu#u takılmalı 23 8,2

Kur"un dökülmeli 3 1,1

Belirli ayetler ve dualar okumalı 166 59,5

Belirli hocalara ba"vurulmalı 4 1,4

Hepsi 30 10,8

Hiçbiri 43 15,4

Ba"ka 10 3,6

Toplam 279 100,0

Tablo-25’te görüldü#ü gibi nazardan korunmak için deneklerin 23’ü “nazar


boncu#u takmayı”, 3’ü “kur"un döktürmeyi”, 166’sı “belirli ayet ve dualar okumayı”,
4’ü “belirli hocalara ba"vurmayı”, 30’u ise, bu yolların hepsini uygun görmü"tür.
Deneklerin 43’ü ise, bu yöntemlerin hiçbirini uygun görmemi"tir. Görüldü#ü gibi
deneklerin % 59,5’i nazardan korunmada en iyi yolun “belirli ayet ve dualar” oldu#unu
dü"ünür. Zaten !slam dinine uygun olan korunma biçimi de budur. Bu durum gösterir
ki, deneklerin ço#u bu konuda do#ru !slamî bilgiye sahiptir. Ayrıca nazardan

313
Fatma Yılmaz, “Kadınlar Arasındaki Hurafeler ve !slâm'ın Hurafelere Bakı"ı”, Diyanet !lmi Dergi, 2006, Cilt:
42, Sayı: 1, s. 24
314
Abdullah Çobano#lu, “Halk Arasında Ya"ayan Hurafeler Üzerine Bir Alan Ara"tırması”, (Yayınlanmamı#
Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi SBE, 2006), s. 82

95
korunmada deneklerin ço#unun kutsala ba"vurması, ki"inin problem ve stresle
mücadele sürecinde inancını kullanma yolu olarak tarif edilen “dini ba"a çıkma”315
yöntemine göre davrandıklarını gösterir.

“Nazar boncu#u kullanmak, kur"un dökmek, hocalara ba"vurmak” "eklinde


cevap verenler ve “hepsi” diyenler deneklerin % 21,5’idir ve bunlar nazardan
korunmada hurafe olarak kabul edilen yöntemleri uygun bulmu"tur. Bu bulgu
“Nazardan korunma ile ilgili batıl inançlar mevcuttur” hipotezini do#rulamaktadır.

Çobano#lu’nun ara"tırmasında deneklerin % 67,8’i;316 Köse’nin ara"tırmasında


ise, deneklerin % 72’si 317 nazardan korunmak için “nazar duası ve ayetler okunmalı”
görü"ündedir. Bu sonuçlar gençler de dâhil olmak üzere halkın genelinin benzer "ekilde
dü"ündü#ünü gösterir.

3.3. !slam’ın Nazara Bakı#ı ile !lgili Görü#ler

!slam dini daha önce bahsetti#imiz gibi nazarın varlı#ını kabul eder. Gençlerin
bu konudaki bilgisini ölçmek için sordu#umuz soruya verilen cevapların da#ılımı tablo-
26’da verilmi"tir.

Tablo-26: Deneklerin !slam’ın Nazar Görü#ü ile !lgili Dü#üncelerinin


Da$ılımı

N %

Nazarın varlı#ını kabul eder 151 54,1

Nazar konusuna de#inmez 3 1,1

Nazarın varlı#ını reddeder 9 3,2

Bir fikrim yok 116 41,6

Toplam 279 100,0

315
Kenneth Pargament, Tanrım Bana Yardım Et Din Psikolojisi Açısından Ba#a Çıkmanın Teorik Çatısına
Do$ru, Ahmet Albayrak (çev.), Isparta: Tabula Rosa Yayınları, 2003, s. 90
316
Çobano#lu, s. 85
317
Adem Köse, “Batıl inanı"ların Fertler Üzerindeki Etkileri”, (Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi Sakarya
Üniversitesi SBE), 2003, s. 45

96
Tablo-26’ya göre, deneklerin 151’i !slam’ın nazarı kabul etti#ini, 9’u
reddetti#ini, 3’ü ise, bu konuya de#inmedi#ini dü"ünmektedir. 116’sının ise, bu konuda
bir fikri yoktur. Deneklerin % 41,6’sının bir fikrinin olmaması, bu konuda dinî
bilgilerinin yetersiz oldu#unu gösterir. % 54,1’si ise, nazar konusunda do#ru dinî
bilgiye sahiptir. Deneklerin % 71,3’ünün nazara inandı#ı dü"ünülünce (tablo-24) bu iki
sonuç arasındaki neredeyse % 20’lik fark dü"ündürücüdür. Bu farkın varlı#ı gençlerin
nazar inançlarının "ekillenmesinde gelene#in de etkili oldu#u fikrini akla getirir.

4. MUSKA ile !LG!L! GÖRÜ"LER

Muska; hastalık, sa#altma ya da kara büyüye kar"ı ta"ınan koruyucuların genel


adıdır. Genellikle bir kâ#ıda ya da deriye yazılan, üzerinde Tanrıya sı#ınma ve yakarı"
cümleleri içeren objelerdir.318 Halk arasında büyü, sihir ve nazardan korunma amaçlı
olarak da kullanılan muska ile ilgili deneklere “Sizce büyü, sihir ve nazardan korunmak
için muska kullanmak fayda verir mi?” "eklinde bir soru sorulmu"tur. Deneklerin bu
konudaki görü"lerine dair analizler a"a#ıda sunulmu"tur.

Tablo-27: Deneklerin Muska ile !lgili Görü#lerinin Da$ılımı

N %

Evet verir 78 28,0

Kısmen verir 56 20,1

Hayır vermez 50 17,9

Bir fikrim yok 95 34,1

Toplam 279 100,0

Deneklere muskanın büyü, sihir ve nazardan korunmada fayda verip vermedi#i


sorulmu" ve tablo-27’de görüldü#ü gibi, bu soruya deneklerin 78’i “evet”, 56’sı
“kısmen”, 50’si “hayır” cevabını vermi", 95’i ise, fikri olmadı#ını belirtmi"tir.
Muskanın bu konuda tamamen veya kısmen faydalı oldu#unu dü"ünen deneklerin oranı
% 48,2’idir. Bu oran deneklerin neredeyse yarısıdır ve gençlerin muskanın faydalı
oldu#una inandı#ının i"aretidir. Çobano#lu da ara"tırmasında deneklere “muska faydalı

318
Öztürk, “Muska”, s. 712

97
mıdır?” sorusunu sormu" ve deneklerin neredeyse % 40’ı “evet” cevabını vermi"tir.319
Köse’nin ara"tırmasında deneklerin % 28,8’i muskanın insanı kötülüklerden
korudu#una, % 35,6’sı ise, ruhen rahatlattı#ına inandı#ını belirtmi"tir.320 Bu durum,
hem gençlerde hem di#er ya" gruplarındaki ki"ilerde, muskanın sıkıntılardan
korunmada faydalı oldu#u görü"ünün yaygın oldu#unu gösterir.

5. FAL ile !LG!L! TUTUMLAR

Fal, birtakım aletlerle gelecekten haber almanın yanında, kaybolanı bulma,


karma"ık bir konuda bilinmeyeni ortaya çıkarma321 gibi tekniklerin genel adıdır. Pek
çok farklı çe"idi bulunan fala, insanlar geçmi"te oldu#u gibi günümüzde de ilgi
göstermektedir. Bu ba"lık altında deneklerin fal ile ilgili tutum ve davranı"larına ili"kin
bulgular tablolar halinde sunulmu"tur.

5.1. Fal ile !lgili Dü#ünceler

Deneklerin fal ile ilgili inanç, davranı" ve tutumlarını ölçmek amacıyla “fal ile
ilgili dü"ünceleriniz nelerdir?” sorusu sorulmu" ve bu soruya verilen cevaplar a"a#ıdaki
tabloda gösterilmi"tir.

Tablo-28: Deneklerin Fal ile !lgili Dü#üncelerine göre Da$ılımı

N %

Gerçek oldu#una ve günlük hayatta çıktı#ına "ahit oldum 19 6,8

!nanırım ancak baktırmam 11 3,9

Zaman zaman baktırırım 6 2,2

E#lence için baktırırım 76 27,2

Fala inanmam 167 59,9

Toplam 279 100,0

Tablo-28’de görüldü#ü gibi deneklerin 19’u “falın gerçek oldu#una ve günlük


hayatta çıktı#ına "ahit oldum”, 11’i “inanırım ancak baktırmam”, 6’sı “zaman zaman

319
Çobano#lu, s. 88
320
Köse, s. 61
321
Muallim Ömer Naci, Lügati Naci, !stanbul: Ça#rı Yayınları, 1987, s. 76

98
baktırırım”, 76’sı “e#lence için baktırırım”, 167’si ise, “fala inanmam” cevabını
vermi"tir. Görüldü#ü gibi deneklerin büyük ço#unlu#u yani, % 59,9’u fala
inanmamaktadır. Fala baktıranların büyük ço#unlu#u yani % 27,2’si ise, fala e#lence
için baktırmaktadır. Bu durum gösteriyor ki gençlerin büyük ço#unlu#u fala inanmıyor,
baktıranlar da daha çok e#lence için baktırıyor. Bu bulgu “fal baktırmak genelde
e!lence maksatlıdır” hipotezi do#rulanmaktadır. Benzer "ekilde Selvi’nin yaptı#ı
ara"tırmada deneklerin % 91,8’i fala inanmadı#ını belirtmi"tir.322

5.2. Baktırılan Fal Çe#itleri

Toplumda yaygın olarak kullanılan birçok fal çe"idi mevcuttur. Kahve falı, el
falı, yıldız falı, iskambil falı bunların ba"lıcalarıdır. Deneklerin hayatları boyunca hangi
çe"it fallara baktırdıklarını gösteren tablo a"a#ıdadır.

Tablo-29: Baktırılan Fal Türlerine göre Da$ılım

N %

Kahve falı 105 37,6

Yıldız falı 9 3,2

!skambil falı 19 6,8

Ba"ka 13 4,7

Baktırmadım 133 47,7

Toplam 279 100,0

Tablo-29’da görüldü#ü gibi deneklerin 105’i kahve falına, 9’u yıldız falına,
19’u iskambil falına baktırmı"tır. Deneklerin 133’ü ise, hiçbir fala baktırmamı"tır.
Gençler, bunlar dı"ında el falı ve tarot falına baktırdıklarını belirtmi"tir. Deneklerin %
47,7’sinin hiç fal baktırmaması fala inanmamalarının neticesidir. Öte yandan çe"itli
"ekillerde fala baktıranların toplamda, deneklerin % 52,3’ü olması fala inanmadıkları
halde baktıranların çok fazla oldu#unu gösterir; çünkü fala inananlar deneklerin sadece
% 10,4’üdür (Tablo-28). Bu durum halk arasında yaygın bir deyim olan “fala inanma,
falsız kalma” sözüyle açıklanabilir; yani tutum olumsuz olsa da bu konuda davranı"

322
Selvi, s. 73

99
geli"tirilmi"tir. En çok baktırılan fal çe"idinin kahve falı olması bu falın gençler
arasında çok yaygın oldu#unu gösterir. Çobano#lu’nun ara"tırmasına göre,
katılımcıların % 69,2’si kahve falına baktırmı"tır.323 Selvi’nin ara"tırmasında da bu oran
% 66,7’dir. Bu ara"tırmalar da gösteriyor ki kahve falı en ula"ılabilir fal olması
sebebiyle di#er fallara göre daha yaygındır. !nsanların bulundukları sosyal ortama uyum
sa#lamak, muhabbet ortamı olu"turmak veya e#lenmek için inanmasalar bile fal
baktırdıkları söylenebilir. Ayrıca fal bakılmayacak olsa bile kahve içildikten sonra
fincanın ters çevrilmesi adet haline gelmi"tir.

5.3. Falın Gelecekle !lgili Beklentilere Cevap Verip Vermedi$ine Dair


Görü#ler

Deneklere, falın gelecekle ilgili beklentilerine cevap verip vermedi#i sorulmu"


ve bu soruya verilen cevaplar a"a#ıdaki tabloda gösterilmi"tir.

Tablo-30: Deneklerin Falın Gelecekle !lgili Beklentilerine Cevap


Vermesine Göre Da$ılımı

N %

Hayır 219 78,5

Kararsızım 49 17,6

Evet 11 3,9

Toplam 279 100,0

Tablo-30’da görüldü#ü gibi deneklerin 219’u falın gelecek beklentilerine cevap


vermedi#ini, 11’i cevap verdi#ini belirtmi", 49’u ise, bu konuda kararsız kalmı"tır.
Deneklerin % 78,5’inin bu konuda olumsuz dü"ünmesi, fala baktırsalar bile bunu
e#lence veya hobi maksatlı yaptıklarını gösterir. Köse’nin ya" sınırlaması olmaksızın
yaptı#ı ara"tırmada katılımcıların % 78,8’i falın gelecekle ilgili beklentilerine cevap
vermedi#ini belirtmi"tir. 324 Yılmaz’ın yaptı#ı ara"tırmaya göre de kadınlar akraba
ziyaretlerinde, kom"u ve arkada" toplantılarında e#lence olsun, vakit geçsin diye fal

323
Çobano#lu, s. 67
324
Köse, s. 56

100
baktırmaktadır.325 Bu durumun gençlerde de benzer "ekilde oldu#u anla"ılmaktadır.
Görülüyor ki, ya"ı kaç olursa olsun insanların geneli falın gelecekle ilgili bilgi
verebilece#ine inanmamaktadır ve fala gaybla ilgili bilgi edinmekten çok, merak
giderme, zaman geçirme, e#lenme ve psikolojik rahatlama amacıyla baktırmaktadır.

6. C!NS!YETE GÖRE BÜYÜ, NAZAR ve FALA !L!"K!N


TUTUMLAR

Cinsiyet, tutumların farklıla"masında önemli bir de#i"kendir. Yapılan pek çok


ara"tırmada büyü, fal ve nazara kar"ı tutum ile davranı"lar hususunda erkekler ile
kadınlar arasında farklılık oldu#u tespit edilmi"tir. Bayanların dünya genelinde mistik
dini tecrübe biçimlerine ve parapsikolojik olaylara, erkeklere göre daha ilgili olmaları
ara"tırmalardaki farklılıkların sebeplerindendir. Bu durum, din psikolojisi
ara"tırmalarının sonuçlarından biri olan bayanların erkeklere göre daha dindar olması ile
paralellik arz eder.326 Bu ba"lık altında deneklerin büyü, nazar ve fal ile ilgili kanaat
düzeylerinin cinsiyete göre farklı olup olmadı#ı incelenmi"tir. Bu ili"kiyi incelemek için
ba#ımsız grup t-testi uygulanmı"tır. Böylece cinsiyet ile büyü, nazar ve fal hakkındaki
tutumlar arasında anlamlı bir ili"ki olup olmadı#ı irdelenecektir.

6.1. Büyü ile !lgili Tutumlarda Cinsiyete Ba$lı Farklar

Bu ba"lık altında cinsiyet ile büyüye ili"kin tutumlar arasındaki ili"ki ele
alınmaktadır. Bu çerçevede bireylerin büyü ile ilgili tutumları, “büyüye inanç, zararlı
büyüyü büyü ile çözme, büyüden korunmada Kur’an ayetlerine sı#ınma ve büyünün
dini inanca zarar verip vermedi#ine ili"kin kanaatler”den olu"maktadır. Konuya ili"kin
olarak “Büyüye inanç konusunda kızlar ile erkekler arasında nasıl bir farklılık vardır?
Büyünün çözülmesi için büyüye ba"vurma konusunda kızlarla erkekler arasında fark var
mıdır? Büyüden korunma amaçlı ayetlere ba"vurma e#ilimi kızlarda mı yoksa erkekler
de mi daha yüksektir? Büyünün dini inanca zarar verip vermemesi konusunda gruplar
arasında nasıl bir farklılık vardır? soruları, yapılan t-test analizi çerçevesinde ele
alınmakta, bulgular tablo halinde sunulmaktadır.

325
Yılmaz, s. 25
326
Ku"at, s. 138

101
Tablo-31: Deneklerin Cinsiyetlerinin Büyü ile !lgili Tutumlarına Etkisi

MADDELER Cinsiyet N M SD t P

Büyünün gerçek oldu#u ve etkisi bulundu#u


Erkek 135 1,56 ,79745
inancına katılıyor musunuz? -2,324 ,021

Kız 144 1,79 ,84353

“Bir insana zarar verdi#ine inanılan bir


Erkek 135 1,51 ,76164
büyüyü çözmek için büyü yapılması uygundur” -,715 ,475

dü"üncesine katılıyor musunuz?


Kız 144 1,57 ,76259

Büyüden korunmak için Kur’an ayetlerine Erkek 135 2,68 ,61876


sı#ınmanın etkili oldu#una inanıyor musunuz? -,684 ,494
Kız 144 2,72 ,54476

Büyü yapmanın veya yaptırmanın dini inanca


Erkek 135 2,65 ,61473
zarar verip vermedi#i hususunda ne -2,027 ,044
dü"ünüyorsunuz?
Kız 144 2,78 ,47546

Tablo-31’de de görüldü#ü üzere, “büyünün gerçek oldu#una ve etkisi


bulundu#una inanma” hususunda erkekler (M=1,56) ile kızlar (M=1,79) arasında kızlar
lehine anlamlı bir fark gözlenmi"tir (p=,021< ,05). Bu bulgulara göre kızların büyünün
gerçekli#ine ve etki gücüne inanma e#ilimleri erkeklere göre daha fazladır. Elde edilen
bulgular “cinsiyet de!i"keni büyü ile ilgili tutum ve davranı"ları etkiler” "eklindeki
hipotezi desteklemektedir. Bu ara"tırma bulguları $irin’in yaptı#ı ara"tırma bulguları ile
paralellik arz etmektedir. $irin’in ara"tırmasına göre bayanlar erkeklere kıyasla büyüye
daha fazla itibar etmektedir. Aynı ara"tırmaya göre “büyüye inanıp yaptırdım” diyen 16
ki"iden 15’i bayandır.327 Arslan’ın büyü, kur"un dökme, türbe ziyareti gibi hususları
popüler dindarlık çerçevesinde inceledi#i bir çalı"masında söz konusu unsurlara
e#ilimin bayanlarda erkeklere göre daha fazla oldu#u sonucuna ula"ılmı"tır. 328
Anla"ılıyor ki ya" grubu ne olursa olsun bayanlar erkeklere kıyasla büyüye daha çok

327
$irin, s. 128
328
Mustafa Arslan, “Anadolu’nun Bir Ta"ra !lçesindeki !nsanların Dindarlık Boyutları Üzerine Sosyolojik Bir
Ara"tırma”, (Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi, OMÜ SBE, 1997), s. 45

102
inanmaktadır. Bunun sebebi bayanlardaki merak duygusunun erkeklerden daha güçlü
olması olabilir. Ayrıca, erkeklerin bayanlara göre daha rasyonel dü"ünmeleri sebebiyle
mistik inanı"lara "üpheli yakla"tıkları da söylenebilir.

Bir insana zararı olan bir büyüyü çözmek için büyü kullanmanın uygun olup
olmadı#ına dair kanaatlerde kızların ortalamaları (M=1,57) erkeklere (M=1,51) göre
daha yüksektir. Ancak kızlar ile erkekler arasındaki bu farklılık istatistiksel bakımdan
anlamlı düzeye ula"mamı"tır (p=,475>,05). Bulgular ı"ı#ında, ortalamaların 2,5’in
altında olması da dikkate alındı#ında, hem kızların hem erkeklerin büyüyü çözmek için
büyü kullanmanın uygun olmadı#ını dü"ünme hususunda benzer görü"lere sahip
oldukları anla"ılmaktadır. Bu durum, kızların ve erkeklerin ailelerinde veya okulda
büyüye ba"vurmanın yanlı"lı#ı konusunda benzer e#itimi aldıkları "eklinde
yorumlanabilir.

Büyüden korunmak için Kur’an ayetlerine sı#ınmada erkekler (M=2,68) ile


kızlar (M=2,72) arasında anlamlı bir fark yoktur. (,05<p=,494) Öte yandan
ortalamaların 2,5’in üstünde olması, kızların da erkeklerin de büyüden korunmak için
Kur’an’a sı#ınmayı yüksek oranlarla uygun bulduklarını gösterir. Anla"ılıyor ki
toplumun genelindeki Kur’an’a saygı ve Kur’an’dan "ifa bekleme tutumu gençleri de
cinsiyet farkı olmaksızın etkilemi"tir.

Büyü yapma veya yaptırmanın dini inanca zarar verip vermedi#i hususunda
erkekler (M=2,65) ile kızlar (M=2,78) arasında kızlar lehine anlamlı bir fark
gözlenmi"tir. (p=,044 < ,05) Bu sonuç kızların büyüye inanma oranının erkeklere göre
daha fazla olması bulgusuyla beraber de#erlendirildi#inde ilginç görünmektedir. Kızlar
hem büyüye inanmakta hem de bunun dini inanca zarar verdi#ini bilmektedir. Bu durum
çeli"ki gibi görünse de kızların büyüye ilgisi sebebiyle büyünün dini hükmünü erkeklere
göre daha fazla ara"tırdıkları anlamına da gelebilir.

6.2. Nazar ile !lgili Tutumlarda Cinsiyete Ba$lı Farklar

Örneklem grubundaki gençlerin % 71, 3’ünün nazara inanç konusunda !slam’a


uygun biçimde dü"ünerek “nazarın varlı#ına ve etki gücüne” inandıkları sonucuna

103
ula"mı"tık. Bu ba"lık altında nazar olgusuna inanç ile cinsiyet arasında anlamlı bir ili"ki
olup olmadı#ına dair yapılan t-testi analiz sonuçları verilecektir.

Tablo-32: Deneklerin Cinsiyetlerinin Nazar ile !lgili Tutumlarına Etkisi

SORU Cinsiyet N M SD t P

Erkek 135 2,45 ,73060


“Nazar’a (göz de#mesi)” inanıyor -3,840 ,000
musunuz?
Kız 144 2,75 ,55780

Nazara inanma hususunda erkekler (M=2,45) ile kızlar (M=2,75) arasında


kızların lehine anlamlı bir fark saptanmı"tır. (p=000) Bu durum kızların erkeklere
oranla nazara daha fazla inandıklarını gösterir. Erkeklerin bilgisizlik sebebiyle nazarı
hurafe olarak de#erlendirmeleri böyle bir sonucu do#urabilir. Yılmaz’ın sadece
bayanlar arasında yaptı#ı ara"tırmada, bayanların % 95’i nazara inandı#ını
belirtmi"tir.329 Görülüyor ki ya" grubu ne olursa olsun bayanlar arasında nazara inanma
e#ilimi yüksektir. Ayrıca kadınlar kendi aralarında, hastalık, kaza, bela gibi olumsuz
durumları nazara atfederler. Kadınların daha duygusal olmaları, korunmaya daha çok
ihtiyaç duymaları, annelik duygusu ile hastalanan çocuklarının bir an önce
iyile"melerini istemeleri, ailelerini koruma istekleri bu tarz inanı"lara daha çok ilgi
duymalarına sebep olur. 330 Genç kızların bu konuda büyüklerinden etkilenmeleri
kaçınılmazdır. Erkekler ise, bu durumlarda daha çok rasyonel yüklemeleri tercih eder.

6.3. Fal ile !lgili Tutumlarda Cinsiyete Ba$lı Farklar

Fala ili"kin tutum, falın gelecek ile ilgili beklentilere cevap verip vermemesi ile
yakından ilgilidir. “Fal ile ilgili tutumlarda kızlarla erkekler arasında belirgin bir fark
var mıdır?” sorusuna cevap bulabilmek için, cinsiyet ile fala ili"kin tutum arasında
anlamlı bir ili"ki olup olmadı#ına dair yapılan t-testi analizi tablo-33’te verilmi"tir.

329
Yılmaz, s. 24
330
Ku"at, s. 138

104
Tablo-33: Deneklerin Cinsiyetlerinin Falın Gelecekle !lgili Beklentilerine
Cevabı Konusuna Etkisi

SORU Cinsiyet N M SD t P

Erkek 135 1,22 ,53169


Falın gelecek ile ilgili beklentilerinize
-,774 ,440
cevap verdi#ine inanıyor musunuz?
Kız 144 1,27 ,50790

Deneklerin falın gelecekle ilgili beklentilerine cevap vermesine inançlarını


gösteren puanlar bakımından erkeklerin (M=1,22) ortalamasının, kızlara (M=1,27)
nazaran daha dü"ük olmasına ra#men, gruplar arasında anlamlı bir ili"ki saptanmamı"tır
(,05< p=,440). Bu durum kızların da erkeklerin de hemen hemen aynı oranda falın
gelecekle ilgili beklentilerine cevap vermedi#i görü"ünde birle"ti#ini gösterir.
Çobano#lu’nun yaptı#ı ara"tırmada bayanların erkeklere oranla fala daha çok ilgi
duydukları ve daha fazla fal baktırdıkları tespit edilmi"tir. 331 Aynı ara"tırmada
deneklerin %78,8’inin falın gelecekle ilgili beklentilere cevap vermedi#i görü"ünde
oldu#u sonucuna ula"ılmı"tır. Anla"ılıyor ki bayanlar erkeklere oranla daha çok fal
baktırsa da hem bayanlar hem erkekler falın gelecek beklentilerine cevap vermedi#i
görü"ünde birle"ir. Denebilir ki denekler, cinsiyet farkı olmaksızın fala gelecekleri
hakkında bilgi sahibi olmaktan çok e#lenmek, vakit geçirmek, meraklarını gidermek ve
psikolojik olarak rahatlamak gibi nedenlerle baktırmaktadır.

7. D!NDARLIK DÜZEY!NE GÖRE BÜYÜ, NAZAR ve FALA


KAR"I TUTUMLAR

Ara"tırma modeli çerçevesinde katılımcıların büyü, nazar ve fala ili"kin


tutumlarının, kendi dindarlık ve aile dindarlık düzeylerine göre farklılık gösterip

331
Çobano#lu, s. 66

105
göstermeyece#i irdelenmi"tir. Bu kısımda katılımcıların aile ve kendi dindarlık
düzeyleri, “büyüye inanç, zararlı büyüyü büyü ile çözme, büyüden korunmada Kur’an
ayetlerine sı#ınma ve büyünün dini inanca zarar verip vermedi#ine ili"kin kanaatler” ile
nasıl bir ili"ki içerisindedir? Dindarlık düzeyi ile nazara kar"ı tutum arasında ili"ki var
mıdır? Fala ili"kin tutum dindarlık düzeyinden etkilenir mi? gibi soruların cevabı
ara"tırılmı"tır. Bu amaçla da de#i"kenler arası ili"kilerin tespiti için Pearson korelasyon
analizi yapılmı"tır. Ancak yapılan analizlerde sadece “dindarlık düzeyleri ile büyüden
korunmak için Kur’an ayetlerine sı#ınma” arasında anlamlı bir ili"ki bulundu#u
saptanmı" ve yalnızca buna ili"kin tablo a"a#ıda sunulmu"tur.

Tablo-34: Dindarlık Düzeyleri ile Büyüden Korunmada Kur’an ayetlerine


Sı$ınma Arasındaki !li#ki

Ailenizi dini yönden nasıl Kendinizi dini yönden nasıl


buluyorsunuz? buluyorsunuz?

Büyüden korunmak için Kur’an ayetlerine r ,139* ,123*


sı#ınmanın etkili oldu#una inanıyor
musunuz? p ,020 ,039

N 279 279

Tablo-34’ de görülece#i üzere, büyüden korunmada Kur’an ayetlerine sı#ınma


ile aile dindarlık düzeyi arasında p=,020 <0,05; deneklerin kendi dindarlık düzeyleri ile
Kur’an ayetlerine sı#ınmada ise, p=,039 <0,05 düzeyinde pozitif do#rusal bir ili"ki
saptanmı"tır. (r=,139 ve r=,123) Buna göre bireylerin hem kendi hem ailelerinin
dindarlık düzeyleri arttıkça büyüden korunmak için Kur’an’a sı#ınmanın etkili oldu#una
dair inançları da artmaktadır. Bu bulguya göre, ailesini ve kendisini dindar olarak
tanımlayan bireyler büyüden korunmada Kur’an ayetlerinin etkisine daha fazla
inanmaktadır. Ailesi dindar bireylerin dini konularda daha bilgili olması beklenir.
Kendisi ve ailesi dindar ki"ilerin Kur’an’a saygıları ve Kur’an’ın kötülüklerden
koruyuculu#una inançları da vardır. Bu sebeple gençlerin büyüden korunmak için de
Kur’an’a sı#ınmayı etkili buldukları söylenebilir.

106
Dindarlık düzeyi ve büyü, nazar ve falın gerçekli#ine inanıp bu konuda
davranı" geli"tirme ile ilgili yapılan korelasyon analizinde istatistikî bakımdan anlamlı
bir ili"ki saptanmadı#ını belirtmi"tik. Ancak Aladar’ın yaptı#ı ara"tırmada büyüye
inanma ile dindarlık düzeyi arasında anlamlı bir ili"ki saptanmı" ve dindarlık düzeyi
arttıkça büyüye inancın azaldı#ı görülmü"tür.332 Ara"tırmamızda büyüye inanç ile ilgili
tutumunun dindarlık düzeyi ile ili"kili olmamasına ra#men Aladar’ın ya" sınırı
olmaksızın yaptı#ı ara"tırmada ili"ki bulunması, denek grubumuzun ya" aralı#ından
kaynaklanabilir. Nitekim ara"tırma grubumuzun ya"larının birbirine yakın olması ve
okulda aldıkları dini e#itimin ortak olması benzer görü"lerin ortaya çıkmasına neden
olmu"tur.

Nazarla ilgili benzer bir ara"tırmada da Köse, nazara ili"kin tutum ve dindarlık
düzeyi arasında anlamlı bir ili"ki bulamamı"tır.333 Yani örneklem gurubu ve aileleri ister
az dindar olsun ister çok dindar, bu durum nazarla ilgili kanaatleri etkilememektedir. Bu
da gösteriyor ki büyüden farklı olarak hiçbir ya" grubunda, dindarlık düzeyi nazara
ili"kin tutumu etkilemez. Bu durum deneklerin nazarla ilgili olarak dini bilgiden çok
geleneksel bilgiden beslendiklerini gösterir; çünkü dinin nazar olgusunu kabul etti#i
dü"ünülürse, dindarlı#ın artması ile nazara ili"kin inancın da artması beklenirdi.

Dindarlık düzeyi ve fal ile ilgili tutum arasında herhangi bir ili"kinin olmaması,
dindar olsun veya olmasın, deneklerin genel olarak fala inanmadıkları (Tablo-28, fala
inanmam= % 59,9) ve e#lence için baktırdıklarını gösterir. Ayrıca kendilerini ve
ailelerini dindar olarak tanımlayan gençlerin, falın !slam dinince yasaklandı#ını
bildikleri halde fal baktırmaları, inanç ve davranı"ları arasındaki tutarsızlı#a i"aret eder.

8. BABA Ö%REN!M DÜZEY!NE GÖRE BÜYÜ, NAZAR ve FALA


!L!"K!N TUTUMLAR

Hiç "üphesiz ailenin ö#renim düzeyi çocu#un dü"ünce, inanç, davranı" ve


tutumlarını büyük ölçüde etkiler. Ara"tırmamıza katılan gençlerin babalarının ö#renim
durumu; büyüye inanç, zararlı büyüyü büyü ile çözme, büyüden korunmada Kur’an
ayetlerine sı#ınma ve büyünün dini inanca zarar verip vermedi#ine ili"kin kanaatlerini

332
Aladar, s. 64
333
Köse, s. 45

107
etkiler mi? Baba ö#renim durumu, nazar ve fala ili"kin inanç, tutum ve davranı"lar
üzerinde etkili midir? gibi sorulara ara"tırma modeli çerçevesinde cevap bulmak
amacıyla ANOVA analizi yapılmı" ve gruplar arasındaki farkı belirlemede Scheffe
testinden yararlanılmı"tır.

Yapılan testlerin analiz sonuçlarına göre “büyü çözmek için büyü kullanma,
büyüden korunmada Kur’an ayetlerine sı#ınma, büyünün dini inanca zarar verip
vermemesi, nazara inanç, falın gelecekle ilgili beklentileri kar"ılaması” ve “baba
ö#renim durumu” arasında istatistiki bakımdan anlamlı bir ili"ki saptanmamı"tır.
!statistiki bakımdan anlamlı bulunan tek bulgu, baba e#itim düzeyi ve büyünün
gerçekli#ine inanç arasındaki ili"kidir. Bu yüzden sadece bu konuya ili"kin tablo
verilmi"tir.

Tablo-35: Deneklerin Baba E$itim Düzeyine göre Büyünün Gerçek


Oldu$una ve Etkisi Bulundu$una Dair !nançları

SORU Baba E$itim Düzeyi N M SD F P

Okur-yazar de#il 9 1,44 ,88192

!lkokul mezunu 114 1,69* ,83218

Ortaokul mezunu 60 1,41* ,69603


Büyünün gerçek oldu#u ve etkisi
bulundu#u inancına katılıyor 5,616 ,000
musunuz?
Lise mezunu 58 1,63* ,76544

Üniversite mezunu 38 2,18* ,89610

Toplam 279 1,68 ,82804

Tablo-35’te görüldü#ü üzere baba e#itim düzeyi ile büyünün gerçek oldu#una
ve etkisi bulundu#una inanç arasında p< 0,01 düzeyinde anlamlı bir ili"ki saptanmı"tır.
Büyüye inanç açısından hangi gruplar arasında anlamlı fark oldu#unu anlamak için
yapılan Scheffe testi sonuçlarına göre babası ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite

108
mezunu olan gruplar arasında anlamlı farklar bulunmu"tur. Ortalamaları en yüksekten
en dü"ü#e do#ru sıralamanın, babası üniversite mezunları (M=2,18), ilkokul mezunları
(M=1,69), lise mezunları (M=1,63), ortaokul mezunları (M=1,41) "eklinde oldu#u
görülür. Buna göre babası üniversite mezunu olan bireyler di#erlerine göre büyüye daha
fazla inanmaktadır. Büyüye en az inananlar ise, babası ortaokul mezunu olanlardır. Bu
bulgulara göre babanın e#itim düzeyinin artması veya azalması, deneklerin büyüye
inanmalarını do#rusal biçimde olmasa da önemli ölçüde etkiler.

Nazar ve fala ili"kin tutumlarla baba e#itim düzeyi arasında anlamlı bir
ili"kinin bulunmaması ise, e#itimli ailelerde yeti"sin veya yeti"mesin gençlerin nazar ve
fal konusunda benzer tutumlarının oldu#unu gösterir. Bu durum gösteriyor ki, gençlerin
bu konulardaki tutumları aile e#itim düzeylerinden ba#ımsız olu"turmaktadır. Bu da
nazar ve fal konusunun daha çok gençlerin de muhatap oldu#u popüler kültürün bir
ürünü olmasıyla ve gençlerin tutumlarının bu "ekilde geli"mesinde televizyon ve
internetin etkisi bulunmasıyla açıklanabilir.

109
SONUÇ ve ÖNER!LER

Batıl inançlar çerçevesinde; büyü, nazar, fal vb. olguları konu edinen bu
ara"tırmada, 14-18 ya" arasındaki gençlerin büyü, nazar ve fal gibi olgulara ili"kin
tutumları ayrı ayrı incelenmi"tir. Ayrıca cinsiyet, dindarlık düzeyi, baba e#itim durumu
gibi demografik özelliklerle büyü, nazar ve fala ili"kin tutumlar arasındaki ili"kiler
irdelenmi"tir. Ara"tırmaya konu olan büyü, nazar ve fal olguları, Türkiye’de teorik ve
emprik "ekilde pek çok ara"tırmada, gerek ayrı ayrı gerekse batıl inançlar çerçevesinde
ele alınmı"tır. Bu ara"tırmada söz konusu olgulara ili"kin tutumlar, !stanbul’un Ba#cılar,
Ba"ak"ehir, Bahçelievler, Ata"ehir, Üsküdar ve Ümraniye ilçelerinde ö#renim gören
279 lise ve dengi okul ö#rencisine uygulanan anketten elde edilen bulgular ı"ı#ında
incelenmi"tir. Ara"tırmada temel olarak deneklerin; “Büyünün gerçekli#ine ve insanlar
üzerindeki etkilerine yönelik inançları nasıldır? Büyü ile ilgili deneyimleri var mıdır?
Büyüye ba"vurma nedenleri nelerdir? Büyünün dini inançla ili"kisine dair görü"leri
nelerdir? Büyü ve sihir içerikli dizilere bakı"ı ve bunlardan etkilenme durumu nasıldır?
Nazar olgusuna yönelik tutumu nedir? Nazardan korunmaya yönelik tedbirleri nelerdir?
Büyü, sihir ve nazardan korunmaya yönelik aldı#ı tedbirler nelerdir? Fal ile ilgili
dü"ünceleri, beklentileri ve kullandı#ı fal çe"itleri nelerdir?” ve “Demografik
özelliklerle büyü, nazar, fal ile ilgili tutumun ili"kisi var mıdır?” soruları
cevaplandırılmı"tır.

Ara"tırmada ilk olarak büyü ile ilgili tutumlar çerçevesinde, deneklerin;


büyünün gerçekli#ine ve etkisine inançları, büyü ile ilgili deneyimleri, büyü yapma ve
yaptırma amacına ili"kin görü"leri, büyünün etki gücünün kayna#ına ili"kin görü"leri,
büyünün !slam’a uygun olup olmadı#ına dair görü"leri, büyü çözmek için büyü
kullanmaya ili"kin tutumları, büyüden korunmada Kur’an ayetlerine sı#ınmaya ili"kin
görü"leri, büyü ile u#ra"manın dinî inanca zarar verip vermedi#ine dair görü"leri,
doktorların çaresiz kaldı#ı durumlarda büyüye ba"vurma ile ilgili tutumları tespit
edilmi"tir. !kinci olarak büyü ve sihir içerikli filmlere ili"kin tutumlar ara"tırılmı"tır.
Nazarla ilgili olarak deneklerin, nazarla ilgili tutumları, nazardan korunmada
ba"vurulacak yöntemlerle ilgili ve !slam’ın nazara bakı"ı ile ilgili görü"leri
incelenmi"tir. Ayrıca büyü ve nazardan korunma çerçevesinde deneklerin muska ile
ilgili görü"leri tespit edilmi"tir. Fal ile ilgili olarak ise, deneklerin fal ile ilgili

110
dü"ünceleri, baktırdıkları fal çe"itleri ve falın gelecek ile ilgili beklentilerine cevap verip
vermedi#ine dair görü"leri irdelenmi"tir. Daha sonra da cinsiyet, dindarlık düzeyi ve
baba ö#renim durumunun söz konusu olgularla ili"kisi ve olgulara ili"kin tutumlarda
fark olu"turup olu"turmadı#ı ele alınmı"tır.

Ara"tırma bulgularına göre, deneklerin % 55,2’si büyünün gerçek oldu#una ve


insanlar üzerinde herhangi bir etkisi bulundu#una inanmazken; % 23,3’ü buna
inanmaktadır. Bir ba"ka ifadeyle deneklerin yarısından fazlası büyünün varlı#ına ve
etkisine inanmamaktadır. Bu durum, büyü ile ilgili “deneklerin büyünün var oldu!una
ve etkisi bulundu!una dair inancı yüksektir” hipotezini do#rulamamaktadır. Gençlerin
ço#unun büyüye inanmamasının sebebi, büyü denince akıllarına filmlerde gördükleri,
sihirli de#nekle veya tılsımlı sözlerle yapılan ola#anüstü i"lerin gelmesi olabilir. Ayrıca
% 89,2’lik bir oran ile deneklerin ço#unlu#unun büyü ile ilgili bir deneyimi olmadı#ı
belirlenmi"tir. Gençlerin tamamının e#itime devam etmeleri sebebiyle, aldıkları bilimsel
derslerin tesiri ile akıl ve mantı#a aykırı görünen i"lere olumsuz tutum sergilemi"
oldukları dü"ünülebilir.

Katılımcıların % 72’si e"lerin arasını bozmayı veya düzeltmeyi, çocuk sahibi


olmayı, cinlerin verdi#i rahatsızlıktan korunmayı ve hastalıkları tedavi etmeyi, büyü
yapma veya yaptırmada amaç olarak görmü"tür. Bu gençlerin neredeyse tamamının
büyü ile ilgili deneyiminin olmadı#ı unutulmamalıdır. Bu sebeple büyü yaptırma
amaçlarına ili"kin verdikleri cevaplar, çevrelerinden edindikleri bilgilerdir.

Katılımcıların % 94,6’sına göre büyü yapmak !slam dinine uygun de#ildir.


Böylece “büyünün #slam’a aykırı oldu!u e!ilimi yüksektir” hipotezi do#rulanmı"tır.
Gençlerin tamamına yakını, gerek ailede, gerekse okul veya camide aldıkları dini
e#itimin etkisi ile büyünün !slamî hükmünü bilmektedir. Bu durum dini e#itimlerinin
amacına ula"mı" olması bakımından önemlidir. Gençlerin % 77,1’i, benzer biçimde
büyünün dini inanca zararlı oldu#unu da belirtmi"tir.

Katılımcıların % 62’sinin zararlı büyüden kurtulmak için büyü yapmayı uygun


görmedikleri belirlenmi"tir. Aslında kendisine büyü yapıldı#ını dü"ünen bir ki"inin
bunu düzletmek için aklına ilk gelen çözümün, büyüyü büyü ile çözme, olması beklenir.

111
Görüldü#ü kadarıyla gençlerin büyü ile ilgili olumsuz tutumları çok keskindir ve büyü
yapmanın tek çözüm oldu#u durumlarda bile tepkilerini tutarlı biçimde göstermi"lerdir.

Ara"tırmaya katılan deneklerin % 77,1’i Kur’an’ın büyüden korunmada etkili


oldu#una inandı#ı tespit edilmi" böylece “deneklerin büyüden korunmada Kur’an
ayetlerinin etkisinin oldu!una dair inançları yüksektir” hipotezi do#rulanmı"tır.
Ara"tırmada büyü ile ilgili tutumlarda, di#erleri ile çeli"ir görünen tek bulgu budur. Zira
Kur’an’ın büyüden koruyucu etkisi oldu#una inanmak için, büyünün varlı#ını ve
etkisini de kabul etmek gerekir. Bu durum gençlerin Kur’an’a duydukları yüksek saygı
ve Kur’an’ın her kötülükten koruyucu özellikte oldu#una inanmaları ile açıklanabilir.
Belki de gençler bu soruya olumsuz yanıt vermenin Kur’an’a saygısızlık olabilece#ini
dü"ünmü"tür.

Katılımcıların % 81,4’üne göre doktorların çaresiz kaldı#ı durumlarda dahi


büyücülere ba"vurmak faydalı olmaz. Bu durumda “deneklere göre çaresizlik
psikolojisi, büyücülere ba"vurmada önemli bir etkendir” hipotezi do#rulanmamı"tır. En
çaresiz anlarda dahi gençlerin büyüye olumsuz tutum sergilemeleri tutumlarında ne
kadar kararlı olduklarını bir kez daha göstermi"tir.

Katılımcıların % 54,2’si büyü ve sihir içerikli filmleri pek seyretmediklerini, %


81,4’ü de bu filmlerin davranı"larını etkilemedi#ini, % 51,6’sı sihir yapma imkânı
olmasını dahi istemediklerini belirtmi"tir. Böylece “Sihir #çerikli yayınlar gençlerin
davranı"larını etkilememektedir” hipotezi do#rulanmı"tır. Önceki bulgularla çeli"ecek
biçimde katılımcıların, % 80’ni kötülü#ü yenmekte kullanmak, ölümsüz olmak,
sıkıntılardan kurtulmak gibi sebeplerle sihir yapmak istediklerini belirtmi"tir. Gençler
her ne kadar büyü ve sihir gibi olgulara inanmasa da bunların pratikte kullanılmasına
sıcak bakmaktadır. !nsanın yaratılı"ındaki nefsi doyumsuzluk, her istenenin
gerçekle"mesi arzusu, ebedi olma istedi#i, ölüm korkusu, hayattaki belirsizlikler,
güçsüzlük ve çaresizlik, güvenlik ihtiyacı, hâkimiyet ve güç kazanma iste#i gibi
sebepler çerçevesinde dü"ünülünce gençlerin sihir kullanmayı istemeleri ola#an
kar"ılanır. Ayrıca teknolojinin ve ça#ın gere#i olarak insanların kendileriyle bile yarı"
halinde olmaları, her i"i pratik biçimde halletmeye çalı"malarına sebep olmaktadır.
Büyü yapabilme yetene#inin i"leri daha da kolayla"tıraca#ı kesindir. Budan ba"ka,

112
gençlerin pragmatik bir anlayı"la, ki"iye büyük faydalar sa#layabilecek büyü gibi
yöntemleri kullanmak istedikleri dü"ünülebilir.

Bulgulara göre, katılımcıların % 71,3’ü nazara inanmaktadır. Bu sonuç


“denekler arasında nazara inanç yüksektir” hipotezini do#rulamaktadır. Ayrıca
katılımcıların % 59,5’i nazardan korunmanın en etkili yolunun belirli dualar ve ayetler
okumak oldu#unu belirtmi"tir. Di#er katılımcılar nazardan korunmak için, hocalara
ba"vurmayı, kur"un döktürmeyi ve nazar boncu#unu uygun bulmu"tur. Böylece
“nazardan korunma ile ilgili batıl inançlar mevcuttur” hipotezi do#rulanmı"tır. Bunun
dı"ında katılımcıların % 54,1’i !slam’ın nazarı kabul etti#ini bilmektedir. Bu bulgu,
katılımcıların ço#unun nazar konusunda büyü de oldu#u gibi do#ru !slamî bilgiye sahip
olduklarını gösterir. Dinî bilgisi yetersiz olan bireylerin bile neden bulma ihtiyacı,
anlamlı bir dünya olu"turma iste#i, sorumlulu#u ba"ka güçlere yöneltme gibi psikolojik
sebeplerle nazara inandıkları söylenebilir.

Katılımcıların % 59,9’u fala inanmadı#ını belirtmi"tir. Di#er katılımcıların bir


kısmı fala inandı#ını, di#er bir kısmı ise, fala e#lence için baktırdı#ını söylemi"tir.
Ayrıca katılımcıların % 52,3’ünün kahve, iskambil, tarot gibi fallara baktırdıkları tespit
edilmi"tir. Görüldü#ü gibi fal inancı gençler arasında her ne kadar yaygın olmasa da fal
baktıranların sayısı hiç de az de#ildir. Böylece “fal baktırmak genelde e!lence
maksatlıdır” hipotezi do#rulanmı"tır. Bu durum “Fala inanma, falsız da kalma”
sözünün kanıtı gibidir. !nsandaki sonsuz merak duygusu, gelece#i bilme iste#i, korku,
kaygı ve stres gibi psikolojik sebeplerle inançlarına ters olsa da fal baktırdıkları
söylenebilir.

Cinsiyet faktörünün büyü ile ili"kisi incelendi#inde, kızların büyünün


gerçekli#ine ve etki gücüne inanma e#ilimlerinin erkeklere göre daha fazla oldu#u tespit
edilmi"tir. Elde edilen bulgular “cinsiyet de!i"keni büyü ile ilgili tutum ve davranı"ları
etkiler” "eklindeki hipotezi desteklemektedir. Toplumun geneli dikkate alındı#ında
bayanların erkeklere göre, büyü, muska ve benzeri i"lere daha ilgili oldukları görülür.
Büyücüler her ne kadar genellikle erkek olsa da onlara ba"vuranlar ço#unlukla
bayandır. Büyü yapma veya yaptırmanın dini inanca zarar verip vermedi#i hususunda
erkekler ile kızlar arasında kızlar lehine anlamlı bir fark gözlenmi"tir. Kızlar büyüye

113
olan ilgileri do#rultusunda büyünün dini hükmünü bildiklerinden inanca olan zararından
da haberdardır, denebilir. Cinsiyet faktörünün büyü çerçevesindeki di#er konuları
etkilemedi#i tespit edilmi"tir.

Cinsiyetin nazarla ili"kisi ile ilgili olarak, nazara inanma hususunda erkekler ile
kızlar arasında kızlar lehine anlamlı bir fark bulunmu"tur. Böylece kızlarda nazara
inancın daha yüksek oldu#u saptanmı"tır. Zira yeti"kin bayanlar, olumsuz olayları
ço#unlukla nazara atfederler; ancak erkeklerde bu durum daha seyrek görülür.
Görülüyor ki genç kızlar da büyükleri ile benzer tutum göstermektedir.

Büyüden korunmada Kur’an ayetlerine sı#ınma ile katılımcıların kendi ve aile


dindarlık düzeyi arasında do#rusal bir ili"ki tespit edilmi"tir. Dindar ailelerde yeti"en ve
kendini dindar olarak nitelendiren bireyler, ya"am tarzlarını da dini do#rultuda
"ekillendirir. Bu durumun yansıması olarak, Kur’an’ın büyüden korumada etkili
oldu#unun dü"ünülmesi beklenen bir sonuçtur. Bu bulgu dı"ında, dindarlık düzeyinin
di#er hususlarda etkili olmadı#ı saptanmı"tır.

Baba e#itim düzeyi ile büyünün gerçek oldu#una ve etkisi bulundu#una inanç
arasında anlamlı bir ili"ki saptanmı"tır. Büyüye en çok inanan gençler, babası üniversite
mezunu olanlardır. Bunun dı"ında baba e#itim düzeyinin di#er hususları etkilemedi#i
görülmü"tür.

Sonuç olarak, beklenenin aksine gençlerin büyük ço#unlu#unun büyüye


inanmadı#ı, büyü ile ilgili deneyimlerinin çok az oldu#u, büyünün hem !slam’a aykırı
oldu#u hem de dini inanca zarar verdi#ini bildikleri, sihir içerikli yayınları izleseler bile
bunların davranı"larını etkilemedikleri, ancak bu yayınlardaki benzer sihirleri yapmak
istedikleri, nazara inandıkları, nazarın dini hükmünü bildikleri, fala inanmadıkları,
ancak çe"itli fallara baktırdıkları görülmü"tür. Ayrıca anket çalı"ması uygulanırken
sosyo-kültürel açıdan farklı çevrelerden katılımcılar bulunmasına ra#men, ekonomik
durum, aile e#itim düzeyi, dindarlık düzeyi ve sosyal çevre gibi unsurların tutumlar
üzerinde beklenen de#i"iklikleri do#urmadı#ı saptanmı"tır. Özellikle ebeveyn
meslekleri ve ekonomik düzeyin söz konusu olgulara ili"kin tutumlarda hiçbir etkisinin

114
bulunmadı#ı; olgularla anlamlı ili"kilerin ise, cinsiyet, dindarlık düzeyi ve baba ö#renim
durumu ile oldu#u belirlenmi"tir.

Hiç "üphesiz, !stanbul’da ya"ayan 14-18 ya" arası gençlerle sınırlı tutulan bu
ara"tırma tek ba"ına yeterli de#ildir. Her "eyden önce ara"tırmanın lise ö#rencileri
üzerinde yapılması, 14-18 ya" arasında olup e#itime devam etmeyen gençlerle ilgili
tutumların ölçülememesi sonucunu do#urmu"tur. Daha sa#lıklı bir ara"tırma için
e#itime devam edemeyen gençlerle benzer ara"tırmaların yapılması yerinde olur. Ayrıca
benzer ara"tırmaların ülke genelinde, farklı bölgelerde gerçekle"tirilmesi tutumların
daha sa#lıklı ölçülmesi açısından daha yerinde olabilir. Bunun dı"ında yapılacak
ara"tırmalarda, kullanılan anketin tutumları daha iyi ölçmesi açısından “batıl inanç
ölçe#i” geli"tirilmesi ara"tırmaların kalitesini arttıracaktır.

115
KAYNAKÇA

Kitaplar

Akpınar, Turgut. Türk Tarihinde !slamiyet. !stanbul: !leti"im Yayınları, 1994.

Altan, Bayram. Falcılık ve Kehanet. !stanbul: Çelik Yayıncılık, 1989.

------------------- Nazar ve Büyü. !stanbul: Veli Yayınları, 1985.

Altano#lu, Altan. Dü#üncenin Enerjiye Dönü#ümü: Nazar-Göz de$mesi !nancı

Etkileri ve Korunma Yolları. !stanbul: !nkılap Kitabevi, 1999.

Altınköprü, Tuncel. Genç Kız Psikolojisi ve Cinselli$i. !stanbul: Hayat Yayınları,

2000.

Aslantürk, Zeki. Ara#tırma Metot ve Teknikleri. !stanbul: MÜ!FV Yayınları, 1999.

Asımgil, Sevim. !nsanlık Tarihinin Gizemli Dünyası- Büyü-Sihir-Fal. !stanbul: !pek

Yayınları, 1999.

Anadol, Cemal. Tarihten Günümüze Kadar Do$u ve Batı Kültürlerinde Halk

!nanı#ları. Ankara: Bilge Karınca Yayıncılık, 2006.

Arslan, Arif. Büyü, Fal ve Kehanet. !stanbul: Nesil Yayınları, 2002.

Arslan, Arif ve Hakan Yılmaz. Do$u ve Batı Kaynaklarına Göre Kehanet. !stanbul:

Karizma Yayınları, 2000.

Arslan, Mustafa. Türk Popüler Dindarlı$ı. !stanbul: DEM Yayınları, 2004.

Baydar, Ahmet. Kuran Açısından Korku ve Büyü. !stanbul: Beyan Yayınları, 1999.

116
Bayram, Nureddin. !slam’a göre Cin, Sara, Sihir ve Büyü. Ankara: Kariyer

Matbaacılık, 1997.

Bedir, Karani. Hurafelerin Ortaya Çıkı#ında Etkili Olan Faktörler. !stanbul: Ravza

Yayınları, 2011.

Boyraz, $eref. Fal Kitabı: Melhemeler ve Türk Halk Kültürü. !stanbul: Kitabevi,

2006.

Brotav, Pertev Naili. 100 soruda Türk folkloru. !stanbul: Gerçek Yayınları, 1973.

Buckland, Raymond. !#aretler Semboller ve Alametler. Derya Engin (çev.), !stanbul:

Kozmik Kitaplar, 2005.

Buluz, Necdet. Sivas’ta Kur#un Dökme. Sivas: Sivas Folkloru, 1977.

Burgkhardt, Tıtus. Astroloji ve Simya. Mehmet Temelli (çev.), !stanbul: Verka

Yayınları, 1999.

Challage, Felicien. Dinler Tarihi. Semih Tiryakio#lu (çev.), !stanbul: Varlık Yayınevi,

1960.

Cücelo#lu, Do#an. !nsan ve Davranı#ı. !stanbul: Remzi Kitabevi, 1991.

Çakar, Yusuf. Gizli !limler. !stanbul: Yedirenk Yayınları, 2005.

Çelik, Ali. !slam’ın Kabul veya Reddetti$i Halk !nançları. !stanbul: Beyan

Yayınları, 1995.

Doksat, Recep. Tatbikatı ve Nazariyatı ile Hipnotizma. !stanbul: Kader Basımevi,

1962.

Duvarcı, Ay"e. Türkiye’de Falcılık Gelene$i ile Bu Konuda !ki Eser: “Risale-i

Falname li Ca’fer-i Sadık” ve “Tefe’ülname”. Ankara: Kültür Bakanlı#ı,

1993.

Ek"i, Aysel. Çocuk, Genç, Ana Babalar. Ankara: Bilgi Yayınları, 1990.

117
Eliade, Mircea. Kutsal ve Dindı#ı. Mehmet Ali Kılıçbay (çev) , Ankara: Gece

Yayınları, 1991.

Elmalılı Hamdi Yazır. Hak Dini Kur’an Dili. !stanbul: Eser Kitabevi, 1979.

Encausse, Gerard. !nisiyeler için Astroloji. Ercan Arısoy (çev.), !zmir: Ege Meta

Yayınları, 1999.

Ercan, Muhterem. Hipnoz ve Hipnoterapi. !stanbul: Seha Ne"riyat, 1993.

Erdil, Kemalettin. Ya#ayan Hurafeler. Ankara: Diyanet Vakfı Yayınları, 2005.

Ersoylu, Halil. Fal, Falname ve Bir Çiçek Falı (Der Aksam-ı Ezhar). !stanbul:

Edebiyat Fakültesi Basımevi, 1997.

Ertaylan, Hikmet. Falname. !stanbul: Sucuo#lu Matbaası, 1951.

Frazer, James George. Altındal: Dinin ve Folklorun Kökleri. C.1, Mehmet Do#an

(çev.), !stanbul: Payel Yayınları,1991.

Forrest, Steven. !çinizdeki Gökyüzü, Barı" !lhan (çev.), !stanbul: !lhan Yayınevi, 1997.

Gayretullah, Hızır Beg. Altaylar'da Kanlı Günler. !stanbul: Türkistan Kauçuk ve

Plastik Sanayi, 1977.

Gibson Walter ve Litzka R. Gibson. Fallar. Selman Gerçeksever ve Ayhan Tolaybenk

(çev.), !stanbul: Ruh ve Madde Yayınları, !stanbul 1999.

Gündüz, Elvan. Tarih Boyunca Gerçekle#en ve Gerçekle#mesi Beklenen

Kehanetler ve Kâhinler. !zmir: Ege Meta Yayınları, 1997.

Güne", Hasan Cihan. Bid’at ve Hurafeler. !stanbul: Rehber Yayınları, 2006.

Hökelekli, Hayati. Din Psikolojisi. Ankara: D!BY, 1993.

!nan, Abdülkadir. Eski Türk Dini Tarihi. Ankara: Kültür Bakanlı#ı, 1976.

----------------------. Hurafeler ve Men#eleri. Ankara: Diyanet !"leri Ba"kanlı#ı, 1962.

!nceo#lu, Metin. Tutum Algı ve !leti#im. !stanbul: Beykenet Üniversitesi Yayınevi,

2010.

118
Ka"garlı Mahmut. Divan-ı Lügat-it- Türk. C.1, Besim Atalay (çev.), Ankara: Türk

Tarih Kurumu Basımevi, 1998.

Kur, Frieder ve Annettevon Heinz. Gizli Bilimler Ansiklopedisi. Bülent Atatanır

(çev.), !stanbul: Omega Yayınları, 2004.

Ku"at, Ali. Nazar Olgusu ve Psikolojik Yakla#ım. 2. Baskı, Kayseri: Laçin Yayınları,

2004.

Kur’an-ı Kerim. Bakara Suresi, 2/102.

Malinowski, Bronislaw. Büyü, Bilim ve Din. !stanbul: Kabalcı Yayınevi, 2000.

Mansel, Arif Müfit. Ege ve Yunan Tarihi. Ankara: TTK Basımevi, 1971.

Masino, Marcia. A’dan Z’ye Tarot Fal Kitabı. Hülya $ahin (çev.), !stanbul: Gün

Yayıncılık, 1977.

Morris, Desmond. Koruyucu Tılsımlar. Mehmet Harmancı (çev.), !stanbul: !nkılâp

Yayınları, 1999.

Müezzino#lu, Ali E"ref. Bilimsel Hipnoz. !stanbul: A#ao#lu Yayınları, 1983.

Örnek, Sedat Veyis. 100 Soruda !lkellerde Büyü, Sanat ve Efsane. !stanbul: Gerçek

Yayınevi, 1971.

----------------------- Sivas ve Çevresindeki Batıl !nançlar ve Büyüsel !#lemlerin

Etnolojik Tetkiki. Ankara: AÜDTCF Yayınları, 1966.

Özbek, Yusuf. !slam Açısından Sihir. !stanbul: !z Yayıncılık, 1994.

Öztürk, Ya"ar Nuri. !slam Nasıl Yozla#tırıldı?.2. Baskı, !stanbul: Yeni Boyut

Yayıncılık, 2000.

Pargament, Kenneth. Tanrım Bana Yardım Et Din Psikolojisi Açısından Ba#a

Çıkmanın Teorik Çatısına Do$ru. Ahmet Albayrak (çev.), Isparta: Tabula

Rosa Yayınları, 2003.

Peker, Hüseyin. Din Psikolojisi. !stanbul: Çamlıca Yayınları, 2003.

119
Sayılı, Aydın. Mısırlılarda ve Mezopotamyalılarda Matematik, Astronomi ve Tıp.

Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1991.

Scognamillo, Gıovannı ve Arif Arslan. Do$u ve Batı Kaynaklarına göre Büyü.

!stanbul: Karizma Yayınları, 1999.

Scognamillo, Gıovannı. Gelece$inizin Anahtarları. !stanbul: Koza Yayınları, Güncel

Kitaplar Dizisi, 1975.

Sezen, Yümni. Antropolojiden Psikanalize Kurban ve Din. !stanbul: !z Yayıncılık,

2004.

Sezer, $ennur. Osmanlı’da Fal ve Falnameler. !stanbul: Milliyet Yayınları, 1998.

Tamba#, Abidin Zeynel. Cin- Sihir- Büyü. !stanbul: Alio#lu Yayınları, 2004.

Tanyu, Hikmet. Türklerde Ta#la !lgili !nanı#lar. Ankara: Elips Kitap, 2007.

Tevrat. !"aya, 47- 13.

Tekin, Talat. Irk Bitig Eski Uygurca Fal Kitabı. Ankara. Öncü Kitap, 2004.

Tuncel, Nuran. A’dan Z’ye Astroloji 1. !stanbul: Ba"er Matbaası, 2003.

Uraz, Murat. Türk Mitolojisi. !stanbul: Dü"ünen Adam Yayınları, 1994.

Uysal, Mustafa. !slam’a Sokulan Bid’at ve Hurafeler. Konya: Ülkü Basımevi, 1967.

Uysal, Veysel. Din Psikolojisi Açısından Dini Tutum Davranı# ve "ahsiyet

Özellikleri. !stanbul: Marmara Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Vakfı, 1996.

Ünal, Ahmet. Hitit Sarayındaki Entrikalar Hakkında Bir Fal Metni. Ankara:

Ankara Üniversitesi Basımevi, 1983.

Wells, Calvin. !nsan ve Dünyası. Bozkurt Güvenç (çev.), !stanbul: Remzi Kitabevi,

1984.

Westermarck, Edward. Nazar De$mesi !nancı. Nazmi Co"kunlar (çev.), Ankara: Yeni

Matbaa, 1961.

Yavuzer, Haluk. Çocuk Psikolojisi. 10. Baskı, !stanbul: Remzi Kitabevi, 1994.

120
Yurdakök, Murat. Bilimsel Görü#le Hipnoz. Ankara: Gaye Yayıncılık, 1977.

Yusuf Has, Hacip. Kutadgu Bilig. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1979.

Aslantürk, Zeki. Ara#tırma Metot ve Teknikleri. !stanbul: MÜ!FV Yayınları, 1999.

Zeydan, Corci. !slam Medeniyeti Tarihi. Zeki Me#amiz (çev.), C.3, !stanbul: Ne"riyat

Yayınları, 1973.

Zeyrek, !smail Hakkı. Fizik Ötesi ve !nsan. !stanbul: Türdav Yayınları, 1999.

121
Makaleler

Acıpayamlı, Orhan. “Anadolu’da Nazarla !lgili Bazı Adet ve !nanmalar”, A.Ü.D.T.C.F.

Dergisi. Cilt. 20, Sayı. 1-2,1962, ss. 1- 40.

Albayrak, Halis. “Gayba !man mı, Gaybda !man mı?”, Kur’an ve Tefsir

Ara#tırmaları: (!slam Dü#üncesinde Gayb Problemi-I). Cilt. 5, Sayı.

39, 2003, ss. 61-72.

Altınta", Ramazan. “!slâm Anlayı"ında Bid‘at ve Hurâfenin Çerçevesi”, “Dinî

Ara#tırmalar Dergisi”. Cilt. 6, Sayı. 16, 2003, ss. 111-124.

Arık, M. Selim.“Hurafe ve Batıl !nançlar Üzerine Bazı Dü"ünceler”, Diyanet !lmi

Dergi. Cilt. 52, Sayı. 2, 2006, ss. 125-143.

Arslan, Mustafa. “Ki"ilerin Batıl !nanç Kaygı Düzeylerinin Bazı De#i"kenler Açısından

!ncelenmesi”, De$erler E$itimi Dergisi. Cilt. 2, Sayı. 6, 2004, ss. 4- 5.

Bahadır, Abdülkerim, “Çocukluk Dönemi Din ve De#er Yapılanmasında TV

Yayınlarının Olumsuz Etkileri ve Çözüm Önerileri”, Selçuk Üniversitesi

!lahiyat Fakültesi Dergisi. Sayı. 20, 2006, ss. 29- 64.

Bebek, Adil. “Ana Kaynaklara Göre Sihir”, Kur’an Mesajı: !lmi Ara#tırmalar

Dergisi. Cilt. 1, Sayı. 9, 1998, ss. 61-65.

Gökbel, Ahmet. “Anadolu’da Ya"ayan Halk !nanı"larından Çaput Ba#lama ve Nazar”,

Cumhuriyet Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Dergisi. Sayı. 1, 1996, ss. 173-

186.

Gündüz, $inasi. “Eski Harran’da Sihir ve Büyü Ritüeli Olarak Kurban”, Milel ve Nihal:

!nanç, Kültür ve Mitoloji Ara#tırmaları Dergisi. Cilt. 2, Sayı. 1, 2004, ss.

5-11.

122
Gürkan, Salime Leyla. “Yahudi Kutsal Metinlerinde Gayb !nancı”, Kur’an ve Tefsir

Ara#tırmaları: (!slam Dü#üncesinde Gayb Problemi-II). Cilt. 6, Sayı. 2,

2004, ss. 17-49.

!nan, Abdulkadir. “Türbelere Paçavra ve Mum Yakma Hurâfelerinin Men"ei”, Diyanet

!lmi Dergi [Diyanet !#leri Ba#kanlı$ı Dergisi]. Sayı. 1, 1961, ss. 180-182.

Kara, Necati. “Kur’ân’da Gayb”, Yüzüncü Yıl Üniversitesi !lahiyat Fakültesi

Dergisi. Cilt. 1, Sayı. 1, 1994, ss. 54-90.

Karada", Ca#fer. “Büyü ve Din- !slamî Nokta-i Nazardan Bir De#erlendirme”, Usûl:

!slâm Ara#tırmaları. Cilt. 1, Sayı. 1, 2004, ss. 113-115.

Kılıç, Cevdet. “Sistematik Felsefi Dü"ünce Öncesi Mitoloji, Büyü ve Dinler’ de Varlık

Dü"üncesi”, Fırat Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Dergisi. Cilt.13, Sayı. 1,

2005, ss. 37- 50.

Kılıç, Sadık. “Kur’an-ı Kerim’de Gayb Âlemi”, Kur’an ve Tefsir Ara#tırmaları:

(!slam Dü#üncesinde Gayb Problemi-I). Cilt. 5,Sayı. 39, 2003, ss. 39- 54.

Köse, Ali, A. Ayten. “Batı !nanı"lar ve Davranı"lar Üzerine Psiko-Sosyal Bir Analiz”,

Dinbilimleri Akademik Ara#tırma Dergisi. Cilt. 9, Sayı. 3, ss. 45- 70.

Kurt, !hsan. “Psikoljik Yakla"ımlarda Kültürlerin Önemi”, Milli Kültür Dergisi. Sayı.

37, 1990, ss. 31- 38.

Levent, Ethem. “Kur'an-ı Kerim'de Gayb Bilgisi 1”, Diyanet !lmi Dergi (Diyanet

!#leri Ba#kanlı$ı Dergisi). Cilt.13, Sayı. 1, 1974, ss. 15- 17.

Levent, Ethem. “Kur'ân Kerim'de Gayb Bilgisi 3”, Diyanet !lmi Dergi (Diyanet !#leri

Ba#kanlı$ı Dergisi). Cilt. 13, Sayı. 4, 1974, ss.226-227.

Örnek, Sedat Veyis. “!lkellerde Dinsel Temel Kavramlara Genel Bir Bakı"”,

A.Ü.D.T.C.F. Dergisi. Cilt. 20, Sayı. 3-4,1963, ss. 255- 261.

123
Sarıçam, !brahim. “Hurafeler Kar"ısında Hz. Muhammed”, Diyanet !lmi Dergi

(Diyanet !#leri Reisli$i Yıllı$ı) Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)

Özel Sayısı. 2003, ss. 191-196.

Sinano#lu, Mustafa. “Hıristiyan Kutsal Metinlerinde Gayb !nancı”, Kur’an ve Tefsir

Ara#tırmaları: (!slam Dü#üncesinde Gayb Problemi-II). Cilt. 6, 2004, ss.

61- 84.

Sümbüllü, Yusuf Ziya. “!lm-i Tefe‘ül ve Tefe‘ül-nâme (Kur’ân Falı) Üzerine Bir

De#erlendirme”, Uluslararası Sosyal Ara#tırmalar Dergisi= The Journal

of International Social Research. 2008, Cilt. 1, Sayı. 2, ss. 383- 391.

Turgay, Nurettin. “Kur’an Çerçevesinde Hurafeler ve Korunma Yolları”, Dicle

Üniversitesi !lahiyat Fakültesi Dergisi. Cilt. 8, Sayı. 1, 2006, ss. 27- 28.

Yılmaz, Fatma. “Kadınlar Arasındaki Hurafeler ve !slâm'ın Hurafelere Bakı"ı”, Diyanet

!lmi Dergi. Cilt. 12, Sayı. 1, ss. 21-40.

124
Sözlük ve Ansiklopediler

Ana Britannica. !stanbul: Ana Yayıncılık, 1990.

Beydili, Celal. Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük. Ankara: Yurt- Kitap Yayıncılık,

2005.

Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi. !stanbul: Geli"im Yayınları, 1986.

Devellio#lu, Ferit. Osmanlıca - Türkçe Ansiklopedik Lügat. Ankara: Aydın Kitabevi,

1999.

Diyanet !slam Ansiklopedisi (D!A). !stanbul: !SAM, 1988- 2012.

Do#an, Mehmet. Temel Büyük Türkçe Sözlük. !stanbul: Bahar Yayınları, 1994.

Erhat, Azra. Mitoloji Sözlü$ü. !stanbul: Remzi Kitabevi, 1972.

Gündüz, $inasi. Din ve !nanç Sözlü$ü. Konya: Vadi Yayınları, 1998.

Ka"garlı Mahmut. Divan-ı Lügat-it- Türk. Besim Atalay (çev.), Ankara: TTK

Basımevi, 1998.

Korkmaz, Esat. Ansiklopedik Eski Türk !nançları ve "amanizm Terimleri Sözlü$ü.

!stanbul: Anahtar Kitaplar, 2003.

Hançerlio#lu, Orhan. !slam !nançları Sözlü$ü. !stanbul: Remzi Kitabevi, 1984.

Kestelli, Raif Necdet. Resimli Türkçe Kamus. Ankara: TDK Yayınları, 2004.

Naci, Muallim Ömer. Lügati Naci, !stanbul: Ça#rı Yayınları, 1987.

Örnek, Sedat Veyis. Etnoloji Sözlü$ü. Ankara: A.Ü. D.T.C.F. , 1971.

Örnekleriyle Türkçe Sözlük. Ankara: Milli E#itim Bakanlı#ı Yayınları, 1995.

Öztürk, Özhan. Folklor ve Mitoloji Sözlü$ü. Ankara: Phoenix Yayınları, 2009.

Rehber Ansiklopedisi, !stanbul: Türkiye Gazetesi, 1993.

"amil !slam Ansiklopedisi. !stanbul: $amil Yayıncılık, 1990.

Tu#lacı, Pars. Okyanus Ansiklopedik Sözlük. Ankara: Cem Yayıncılık, 1979.

125
Türk Ansiklopedisi. Ankara: MEB Yayınları, 1968.

Türk Dil Kurumu. Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1998.

126
Di"er Yayınlar

Aladar, Nihal. “Büyüsel !"lemler Üzerine Bir Din Sosyolojisi Ara"tırması”,

Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi. Fırat Üniversitesi SBE, 2009.

Altınta", Muhammet Esat. “Din E#itimi Açısından Sihir ve Büyü !çerikli Filmlerin

Etkilerine !li"kin Çocukların Algıları”, Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi,

Marmara Üniversitesi SBE, 2008.

Arslan, Mustafa. “Anadolu’nun Bir Ta"ra !lçesindeki !nsanların Dindarlık Boyutları

Üzerine Sosyolojik Bir Ara"tırma”, Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi.

OMÜ SBE, 1997.

Çobano#lu, Abdullah. “Halk Arasında Ya"ayan Hurafeler Üzerine Bir Alan

Ara"tırması”, Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi. Sakarya Üniversitesi

SBE, 2006.

Do#an, Mustafa. “Halk Arasında Batıl Olarak Nitelendirilen ve Kutsal Mekânlarda

Uygulanan !nanç ve Davranı"ların Sosyal Psikolojik Olarak !ncelenmesi”,

Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi SBE, 2006.

Köse, Adem. “Batıl inanı"ların Fertler Üzerindeki Etkileri” , Yayınlanmamı# Yüksek

Lisans Tezi. Sakarya Üniversitesi SBE, 2003.

Selvi, Salim. “Kelam !lmi Açısından Halkımızın Ökülistik !nançlarına Yakla"ımının

De#erlendirilmesi”, Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi, Sakarya

Üniversitesi SBE, 2006.

Torun, $eyma. “Sihir !çerikli Dizi Filmlerin Çocuklara Olan Etkisinin Din E#itimi

Açısından !ncelenmesi” Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi. Marmara

Üniversitesi SBE, 2010.

127
$irin, Turgay. “Metafizik Varlıklardan Cinlere !nancın Psiko-Sosyal Boyutları”,

Yayınlanmamı# Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi SBE, 2006.

#nternet

“Büyünün Tarihi”, 2009, www.bilinmeyenler.org, (29.11.2011)

“Medyum Nedir”, www.medyumnedir.org, (06.12.11)

128
EKLER

Ek- 1: Anket Formu

De$erli katılımcı,

Bu anket, 14- 18 ya# arası gençlerin büyü, nazar ve fal vb. ile
ilgili tutumlarını ölçmek için hazırlanmı#tır. !sminizi yazmanıza gerek
yoktur. Ara#tırmanın sa$lıklı ve geçerli sonuçlara ula#abilmesi için
verece$iniz cevapların samimi ve do$ru olmasının çok büyük önemi vardır.
Tamamen bilimsel amaçlarla yapılan ara#tırmamıza katkılarınız için
te#ekkür ederiz.
Ceyda Burçin Aydın

1. Cinsiyetiniz?
( ) a.Erkek ( ) b.Kız

2. Ya#ınız? ( Lütfen yazınız…………………………….)

3.Annenizin ö$renim durumu nedir?


( ) a. Okuma-yazma bilmiyor
( ) b. ilkokul mezunu
( ) c. Ortaokul mezunu
( ) d. Lise mezunu
( ) e. Üniversite mezunu

4. Babanızın ö$renim durumu nedir?


( ) a. Okur- yazar de#il
( ) b. !lkokul mezunu
( ) c. Ortaokul mezunu
( ) d. Lise mezunu
( ) e. Üniversite mezunu

5. Babanızın mesle$i nedir?


( ) a. !"çi-çiftçi
( ) b. Memur
( ) c. Serbest meslek
( ) d. Emekli
( ) e. Di#er (Lütfen Yazınız……………………..……..)
( ) f. Çalı"mıyor

6. Annenizin mesle$i nedir?


( ) a. Ev hanımı
( ) b. !"çi

129
( ) c. Memur
( ) d. Serbest meslek
( ) e. Di#er (Lütfen Yazınız………………………...…)

7. Ailenizin ortalama aylık geliri nedir?


( ) a. 0–500 TL
( ) b. 501–1000
( ) c. 1001–1500
( ) d. 1501 ve yukarısı
( ) e. Sabit geliri yok

8. Ailenizi dini yönden nasıl buluyorsunuz?


( ) a. Çok dindar ( ) b. Dindar ( ) c. Az dindar

9. !slam dini ile ilgili bilgilerinizi nereden veya kimden ö$rendiniz?


( ) a. Anne-babamdan
( ) b. Abla ve a#abeyimden
( ) c. Büyükanne veya büyükbabamdan
( ) d. Cami hocalarından
( ) e. Din kültürü ö#retmenlerimden
( ) f. Televizyondan
( ) g. Hepsi
( ) h. Ba"ka. ( Lütfen yazınız………………………........)

10. Kendinizi dini yönden nasıl buluyorsunuz?


( ) a. Çok dindar ( ) b. Dindar ( ) c. Az dindar

11. Büyünün gerçek oldu$u ve etkisi bulundu$u inancına katılıyor


musunuz?
( ) a. Katılıyorum ( ) b. Kararsızım ( ) c. Katılmıyorum

12. Büyü ile ilgili deneyiminiz var mı?


( ) a. Bana büyü yapıldı
( ) b. Ben büyü yaptırdım
( ) c. Ba"kalarına yapıldı#ına "ahit oldum
( ) d. Hiç ilgilenmedim
( ) e. Ba"ka (Lütfen yazınız…………………………….…)

13. Sevmedi$iniz birine büyü yapar veya yaptırır mısınız?


( ) a. Yaparım, yaptırırım
( ) b. $artlara ba#lı
( ) c. Yapmam, yaptırmam
( ) d. Ba"ka (Lütfen yazınız ………………………………..)

14. Sizce insanlar hangi amaçlar için büyü ile u$rasan ki#ilere ba#vurur?
( ) a. Eslerin Arasını Bozmak için
( ) b. Eslerin Arasını Düzeltmek için

130
( ) c. Çocuk Sahibi Olmak için
( ) d. Cinlerin Verdi#i Rahatsızlıktan Korunmak için
( ) e. Tedavi için
( ) f. Hepsi
( ) g. Bilmiyorum
( ) h. Ba"ka (Lütfen yazın………………………………..……)

15. Sizce büyünün etki gücü nerden geliyor?


( ) a. Allah’tan
( ) b. Cinler veya ruhlardan
( ) c. Büyücüden
( ) d. Böyle bir "eye inanmıyorum
( ) e. Bilmiyorum
( ) f. Ba"ka (Lütfen yazın………………………………..……)

16. Sizce herhangi bir konuda büyü yapılması !slam dinine uygun mudur?
( ) a. Her konuda uygundur
( ) b. Sadece yaralı i"ler için yapılması uygundur
( ) c. Büyü yapılması uygun de#ildir.
( ) d. Ba"ka ( Lütfen yazınız…..………………………………)

17.“Bir insana zarar verdi$ine inanılan bir büyüyü çözmek için büyü
yapılması uygundur” dü#üncesine katılıyor musunuz?
( ) a. Katılıyorum ( ) b. Kararsızım ( ) c. Katılmıyorum

18. Büyüden korunmak için Kur’an ayetlerine sı$ınmanın etkili oldu$una


inanıyor musunuz?
( ) a. !nanıyorum ( ) b. Kararsızım ( ) c. !nanmıyorum

19. Büyü yapmanın veya yaptırmanın dini inanca zarar verip vermedi$i
hususunda ne dü#ünüyorsunuz?
( ) a. Zararlıdır ( ) b. Kararsızım ( ) c. Zarar vermez

20. Sizce doktorların çaresiz kaldı$ı durumlarda büyücülere ba#vurmak


faydalı mıdır?
( ) a. Faydalıdır ( ) b. Karasızım ( ) c. Faydalı olmaz

21. !çeri$inde sihir ve büyü olan filmleri ne sıklıkla seyrediyorsunuz?


( ) a. Hiçbir bölümünü kaçırmadan seyrederim
( ) b. Ara sıra seyrederim
( ) c. Annemin babamın haberi olmadan seyrederim
( ) d. Derslerimden zaman olursa seyrederim
( ) e. Pek seyretmem.
( ) f. Ba"ka (Lütfen yazınız……………………………..………)

131
22. !zledi$iniz filmlerde yapılan sihir veya büyü sizin davranı#larınızı
etkiliyor mu?
( ) a.Evet ( ) b. Bazen ( ) b.Hayır

23. !zledi$iniz filmlerde yapılan sihir veya büyüyü imkânınız olsa; siz de
günlük hayatta yapmak ister misiniz?
( ) a.Evet ( ) b.Kararsızım ( ) c. Hayır

24. Sihir veya büyü yapma imkânınız olsa; niçin sihir ve büyü yapmak
istersiniz?
( ) a. Kötülü#ü yenmekte önemli bir yol oldu#u için
( ) b. Ölümsüz olmak için
( ) c. Sıkıntı ve hastalıklarda korunmak için
( ) d. Ba"ka (Lütfen yazınız………………………..…………..)
( ) e. Yapmam

25. “Nazar’a (göz de$mesi)” inanıyor musunuz?


( ) a.!nanıyorum ( ) b.Kararsızım ( ) c.!nanmıyorum

26. Nazara inanıyorsanız, nazardan korunmak için neler yapılmalı?


( ) a. Nazar boncu#u takılmalı
( ) b. Kur"un dökülmeli
( ) c. Belirli ayetler veya dualar okunmalı
( ) d. Belirli hocalara ba"vurulmalı
( ) e. Hepsi
( ) f. Hiçbiri
( ) g. Ba"ka (Lütfen yazınız……………………………………..)

27. !slam dini “nazar” konusunu nasıl de$erlendirir?


( ) a. Nazarın varlı#ını kabul eder
( ) b. Nazar konusuna de#inmez
( ) c. Nazarın varlı#ını reddeder
( ) d. Bir fikrim yok

28. Sizce büyü, sihir ve nazardan korunmak için muska kullanmak fayda
verir mi?
( ) a. Evet verir
( ) b. Kısmen verir
( ) c. Hayır vermez
( ) d. Bir fikrim yok

29. Gerçekle#mesini çok istedi$iniz bir dile$iniz oldu$unda ne yaparsınız?


( ) a. Bir türbeye giderim.
( ) b. Dilek a#acına bez ba#larım.
( ) c. Dua ederim.
( ) d. Ba"ka ( Lütfen yazınız……………………………………)

132
30. Fal ile ilgili dü#ünceleriniz nelerdir?
( ) a. Gerçek oldu#una ve günlük hayatta ortaya çıktı#ına "ahit oldum
( ) b. !nanırım ancak baktırmam
( ) c. Zaman zaman baktırırım
( ) d. E#lence için baktırırım
( ) e.Fala inanmam.

31. Hayatınız boyunca hangi tür fallara baktırdınız?


( ) a. Kahve falı
( ) b.Yıldız falı
( ) c. !skambil falı
( ) d. Ba"ka (Lütfen yazınız……………………….…………..)
( ) e. Baktırmadım

32. Falın gelecek ile ilgili beklentilerinize cevap verdi$ine inanıyor


musunuz?
( ) a. Evet ( ) b. Kararsızım ( ) c. Hayır

33. Medyumların gelecekle ilgili söyledikleri sizce do$ru mudur?


( ) a.Evet ( ) b.Kararsızım ( ) c. Hayır

133

You might also like