Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ TİCARET HUKUKU

2023/2024-GÜZ PRATİK ÇALIŞMA I 08.11.23

-I-

Bursa Valiliği ve Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 2018 yılında aldıkları bir kararla, İznik Gölü
ve çevresinde turizmin gelişmesi amacıyla, bölgede faaliyet gösteren işletmelere ekonomik yardım
(teşvik) sağlamayı kararlaştırmıştır. Murat D., 2010 yılından beri “MD Plaj İşletmeciliği” adı altında
İznik Gölü etrafında yer alan üç plajın işletmesi ile uğraşmaktadır. Eda E. ise 2012’den beri ilçede
mimarlık yapmakta; “Eda Mimarlık”ı işletmektedir. Murat D. ve Eda E., anılan teşvikten yararlanmak
amacıyla başvuruda bulunmuşlardır. Ancak ilgili idare; söz konusu teşvikin yalnızca “ticari
işletmelere” yönelik olduğu, Murat D. ve Eda E., tarafından yürütülen faaliyetlerin ise birer ticari
işletme faaliyeti olmadığı gerekçesiyle her iki talebi reddetmiştir. Aşağıdaki soruları verilen olaya
göre yanıtlayınız.

1. İlgili idare, Murat D. tarafından yürütülen faaliyet bakımından, aşağıdaki gerekçelerle, ortada bir
ticari işletme bulunmadığına karar vermiştir. İdarenin gerekçeleri hukuka uygun mudur? Her bir
gerekçeyi bağımsız olarak değerlendiriniz.

a. “TTK m. 40 uyarında ticari işletmeler ticaret siciline tescil edilmelidir. Oysa MD Plaj İşletmeciliği
ticaret siciline tescil edilmemiştir.” Gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılmasında yani ticari işletme
vasfından söz edebilmemiz için sicile tescil bir şart değildir. Gerçek kişi işletme açıldığı anda tacir
sıfatını kazanır. İdarenin bu gerekçesine itibar edilmez.

b. “Bir işletmenin ticari işletme olarak kabulü için yürütülen faaliyetin devamlılık göstermesi gerekir
(TTK m. 11/1). Ancak MD Plaj İşletmeciliği yalnızca mayıs-ağustos ayları arasında faaliyet
göstermektedir.” Yapılan işin niteliği gereği sezon boyu çalışma prensibi vardır. Devamlılık ilkesine
kural olarak ters bir durum değildir. Dolayısıyla idarenin bu gerekçesine de itibar edilmez.

c. “Bir işletmenin ticari işletme olarak kabulü için, esnaf işletmesini aşan düzeyde gelir sağlamayı
hedef tutması gerekir (TTK m. 11/1). Ancak MD Plaj İşletmeciliği bir önceki yılda zarar etmiştir.”
Bahsi geçen hükümde tacir sıfatına haiz olma durumu kar ile orantılı değildir. Alım ve satım üzerine
kuruludur. Her sene bahsi geçen işlem hacmi CBK ile düzenlenir. Tacir sıfatına haiz olunması kara
değil işlem hacmine bağlıdır. Bu yüzden idarenin gerekçesine itibar edilmez.
2. İlgili idare, Eda E.’nin talebini ise, mimarlık ofisinin ticari işletme niteliği taşımadığı gerekçesiyle
reddetmiştir. İlgili idarenin yaklaşımı yerinde midir? Serbest meslek mensupları(avukatlar, mali
müşavirler, muhasebeciler, mimarlar, eczacılar) ticari işletme unsurlarını( devamlılık, kanuni limitin
üzerinde para kazanma gibi) sağlasa bile ticaret hukuku açısından tacir olamazlar. Serbest meslek
mensupları 3. Bir sınıftır ne tacirdir ne de esnaftır. Birden fazla serbest meslek mensubu bir araya
gelip bir organizasyon kurduğu zaman esnaf ve tacir hükümlerine tabi oluyorlar. Bunun da istisnası
avukatlar ve mali müşavirler birden fazla mensup bir araya gelip bir organizasyon kursalar bile tacir
veya esnaf sayılmıyorlar. Bu nedenle idarenin yaklaşımı yerindedir, itibar edilir.

-II-

Ahmet A. Gemlik İstiklal Caddesi’nde bulunan zeytin vb. ürünler sattığı ticari işletmesini Bahtiyar
B.’ye devretmek istemektedir. Bu amaçla taraflar, 10.10.2020 günü yazılı bir sözleşme akdetmiş;
husus 11.10.2020 günü de ticaret siciline tescil edilmiştir.

Ahmet A., ilerleyen süreçte tekrar zeytin sektörüne girmek istemiş; 10.06.2021’de bu kez Gemlik
Manastır semtinde bir ticari işletme açmıştır.

Bahtiyar B., Ahmet A.’nın, aynı ticaret unvanı ile ve aynı coğrafi alanda yeni bir ticari işletme
açmasının hukuka aykırı olduğu düşüncesiyle dava açmıştır.

Aşağıdaki soruları verilen olaya göre yanıtlayınız.

1. Ahmet A., aşağıdaki gerekçelerle davanın haksız olduğunu ileri sürmüştür. Bu gerekçeler yerinde
midir? Her bir gerekçeyi bağımsız olarak değerlendiriniz?

a. “TBK m. 202’ye göre, ticari işletme devrinin TTSG’de ilanı gerekmektedir; somut olayda ilgili ilan
yapılmamıştır. Ortada geçerli bir devir ilişkisi mevcut değildir. Bu sebeple davacı, devir ilişkisine
dayanarak herhangi bir talepte bulunamaz.” Ticari işletmenin devrinin ilk şartı yazılı olmasıdır.
İkinci şartı ise bu yazılı sözleşmenin ticaret siciline tescil olmasıdır. Kural olarak devir tescille hüküm
ifade eder. İç ilişkide devir sözleşmeyle hüküm ifade eder. İlan 3. Kişilerle olan ilişkilerde hak iddia
etmek için şarttır. Gerekçeye itibar edilmez.

b. “Ticaret unvanı, tacirin şahsına özgüdür; yalnızca sahibi tarafından kullanılabilir. Nitekim devir
sözleşmesinde, devrin ticaret unvanını da kapsadığı yönünde bir hüküm yer almamaktadır. Bu
sebeple, ticaret unvanımı kullanmam hukuka aykırı değildir.” Kural olarak devir işleminde
işletmenin bütün unsurları devralana devredilir. TTK 11/3 uyarınca taraflar devir sözleşmesinde
hüküm koymak suretiyle münferit bazı unsurlar devir kapsamı dışında bırakılabilir. Dolayısıyla somut
olayda ticaret unvanı hakkı saklıdır denilmemiştir. Bu savunmaya itibar edilmez.

2
c. “Devir sözleşmesinde rekabet yasağına yer verilmemiştir. Bu sebeple, Manastır’da yeni bir ticari
işletme işletmem hukuka aykırı değildir.” BK 202 uyarınca devir işleminde sadece maddi unsurlar
değil, gayri maddi unsurlar da devredilir. Rekabet yasağı da bunlardan biridir. Sözleşmede buna yer
verilmesine gerek yoktur. Farazi düşünürsek işletme Manastır’da değil de Yalova’da açılabilirdi.
Dolayısıyla bu savunmaya itibar edilmez.

2. Ahmet A., ticari işletmesini Bahtiyar B.’ye kiralamak istese idi, hangi şekil şartına uyması
gerekirdir? Neden? TTK 11/3 uyarınca ticari işletmeyi kiralama yazılı şekil, sicile tescil ve ilan şekil
şartlarına tabidir.

-III-

“Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veterinerlik Fakültesi, uygulama çiftliklerinde üretilen peynir, süt,
yoğurt, yumurta ve sucukları artık marketlere de satacak. … Uygulama çiftliklerinde özel olarak
yetiştirdikleri 169 sığır, 39 koyun, 175 keçi, 400 tavuk ve bin 500 serbest gezinen tavuklardan üretim
yapan UÜ. Veterinerlik Fakültesi’nin, antibiyotik kalıntısı içermeyen ve mikrobiyolojik testlerden
geçen ürünleri raflarda yerini alacak. … Ürünlerin, üniversite içinde bulunan marketlerden alınarak
izinsiz şekilde dışarıda satıldığını ifade eden Yıbar şöyle konuştu: ‘… Yaklaşık 150 bin TL yatırım
yaptık.’ İneklerden ay ortalama 35 ton süt elde ettiklerini kaydeden Dr. Yıbar, 15 bin etlik piliçleri
bulunduğunu ve bunun satışına da önümüzdeki dönem başlayacaklarını dile getirdi”
(www.milliyet.com).

Yukarıdaki planın uygulamaya konulduğunu dikkate alarak;

1. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin tacir niteliğini haiz olup olmadığını açıklayınız. TTK 16 uyarınca
kamu tüzel kişilikleri bir ticari işletme işletseler dahi tacir sıfatına haiz olmazlar. Tacir sıfatına açılan
işletme haiz olur. Ancak bu işletmelerin tüzel kişilikleri olmadığı için haklarında dava açılamayacağı
için kamu tüzel kişisi hakkında dava açılacaktı. Ancak kamu tüzel kişiliklerine karşı iflas yoluna
başvurulamaz.

2. Söz konusu faaliyet İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından gerçekleştirilse idi, yanıtınız değişir
miydi? Vakıf üniversiteleri de kamu tüzel kişisi sayılacağından vereceğimiz cevap değişmezdi.

-IV-

Aşağıda verilen bilgileri dikkate alarak, Bursa BŞB ve BUSKİ’nin tacir niteliğini haiz olup
olmadığını açıklayınız.

3
BUSKİ, Bursa BŞB’nin, su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü
tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere kurulmuştur. BUSKİ yönetim
kurulu 1 Başkan ve 5 üyeden oluşur. Büyükşehir Belediye Başkanı Yönetim Kurulu’nun başkanıdır.
Yönetim Kurulu’nun diğer 3 üyesi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı’nın teklifi ve İçişleri
Bakanı’nın onayı ile atanır. BUSKİ belirtilenler de dahil olmak çeşitli ekonomik faaliyetlerde
bulunmaktadır. “İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü
kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere
ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri
kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak,
yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek, Her türlü taşınır ve taşınmaz malı satın almak,
kiralamak, ekonomik değeri kalmamış araç ve gereçleri satmak, hizmetleriyle ilgili tesisleri doğrudan
doğruya yahut diğer kamu veya özel kuruluşlarla ortak olarak kurmak ve işletmek, bu maksatla
kurulmuş veya kurulmakta olan tesislere iştirak etmek, …” TTK 16/2’ye göre Bursa Belediyesi kamu
tüzel kişiliği olduğu için tacir sayılmaz. BUSKİ belediyeye bağlı, özel sektörde iş yapan bir işletmedir.
BUSKİ TTK 16 uyarınca tacir sayılır bu nedenle. Ama açılacak olan dava Bursa Belediyesi’ne
açılacaktır.

-V-

Aşağıda verilen bilgileri dikkate alarak, Bursa BŞB’nin tacir niteliğini haiz olup olmadığını
tartışınız.

Bursa BŞB’nin internet sitesinde, BESAŞ AŞ, BURULAŞ AŞ ve BURFAŞ AŞ gibi pek çok şirket
“belediye şirket ve kuruluşu” olarak nitelendirilmektedir. Anılan şirketlerden bazılarının internet
sitelerinde de şirketin “Bursa Büyükşehir Belediyesi kuruluşu” olduğu açıklaması yer almaktadır.
İlgili şirketlerin esas sözleşmeleri incelendiğinde, Bursa BŞB’nin ilgili şirketlerde hakim pay sahibi
olduğu görülmektedir. Bursa BSB TTK 16 uyarınca tacir sayılmaz ancak TTK 195/5’te
bahsedilen hakim teşebbüs durumunda kamu tüzel kişilikleri de hakim teşebbüs gereğince
TTK 195/5 TTK 16’ya göre daha özel hükümdür bu itibarla Bursa BSB tacir sıfatına haiz
olur.

-VI-

A, elektrikli araç ithalatı ve ülke içinde pazarlanması işini yürüten T AŞ’nin ortaklarından biridir. A
aynı zamanda her yaz bizzat, elektrikli araç üreten markalarla müşterileri buluşturan “Go Green
Bursa” isimli bir elektrikli araç fuarı da düzenlemektedir. Bu kapsamda gerek üretici firmalara tanıtım
yapabilecekleri organizasyonu sağlamak karşılığı aldığı ücretlerden gerekse de müşterilerin fuarı
gezebilmesi için ödemesi gereken giriş bedelleri üzerinden ciddi bir gelir elde etmektedir.

4
Farklı bir markanın elektrikli araç ithalatını yapan B AŞ, araçlarını tanıtmak üzere A ile Go Green
Bursa’da araçlarını sergilemek üzere sunum alanı ve diğer hizmetleri de içeren bir sözleşme
yapmıştır. B AŞ, yaptığı bu anlaşmaya güvenerek tanıtım için araç tedariki, sunum vb. birçok hazırlık
yapmıştır. Dünya siyasetinde değişen dengeler üzerine A, B AŞ’nin elektrikli araç ithalatı yaptığı ülke
mallarını boykot etmeye karar verdiğinden aralarındaki sözleşmeyi feshettiğine dair bir kısa mesajı
(SMS) B AŞ yetkilisinin cep telefonuna 01.11.2022’de göndermiştir. Bunun üzerine B AŞ,
sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan, fuara yönelik yaptığı hazırlıklardan doğan
zararını gidermek üzere A hakkında genel iflas yoluyla takip başlatmıştır.

Go Green Bursa fuarında ürünlerini müşterilerle buluşturan C, A ile aralarındaki samimiyete ve


herhangi bir ücret belirlenmemesine güvenerek A’ya herhangi bir bedel ödememiştir. Bunun üzerine
A, iş ile arkadaşlığın farklı olduğunu ve sağladığı hizmet karşılığında diğer markalarla anlaştığı aynı
bedeli ve yaptığı masrafları faiziyle birlikte C’den isteyen bir icra takibi başlatmıştır.

Fuara müşteri olarak katılan D AŞ, C’nin yaptığı sunumdan etkilenmiş ve C ile aralarında 4 adet
elektrikli araç satışına dair bir sözleşme imzalanmıştır. Araç başına kararlaştırılan bedel $250.000’dır.
Ayrıca D AŞ, sözleşmeye aykırı davranması halinde araç başına $ 350.000 dolar cezai şart ödemeyi
de taahhüt etmiştir. Ancak ülkede yaşanan gelişmeler üzerine döviz kurunda dalgalanmalar
yaşanmıştır. C ile D AŞ’nin elektrikli araç satışına dair yaptığı sözleşme tarihinde “$1 = 15-TL” iken
ifa tarihinde “$1 = 25-TL” olmuştur.

Aşağıdaki soruları verilen olaya göre yanıtlayınız.

1. A, B AŞ’nin takibine süresi içinde yaptığı itirazda şu hususlara dayanmıştır. A’nın savunmalarını
ayrı ayrı değerlendiriniz.

a. Bir anonim şirket ortağı olduğunu ve kendisinin iflasa tabi olmadığını,

TTK 12.1 taciri, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi
olarak tanımlamıştır. Bu hüküm nedeniyle, bir ticari işletmeyi işletmek
üzere adi şirket sözleşmesi çerçevesinde bir araya gelen
kişilerin(ortakların) hepsi tacir sayılır. Ancak somut olayda bir adi şirket
değil anonim şirket vardır. A fuar organizasyonu yönettiği için tacir
sıfatına haiz olur. Bu itibarla A’nın bir anonim şirket ortağı olduğu için
iflasa tabi olmadığı yönündeki iddiası asılsızdır.

5
b. Sözleşmeyi 01.11.2022’de feshettiğini ve bu tarihten sonra yapılan harcamalardan sorumlu
olmadığını,

TTK 18.3 uyarınca fesih işlemi noterler aracılığıyla, taahhütlü mektupla,


telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak yapılabilir. Sözleşmenin
feshinde TTK 18.3’ün geçerlilik şartı mı yoksa ispat şartı mı olduğu konusu
doktrinde tartışmalı bir konudur. Hocamızın görüşü ispat şartı olduğu
yönünde. Geçerlilik şartı görüşünü benimsersek yapılan fesih işleminin
geçersiz olduğunu söyleyeceğiz. Dolayısıyla fesih sonrası yapılan
harcamalardan sorumlu olacaktır. İspat şartı görüşünü benimsersek ise A
B’ye sms attığını iddia edecek bu durumu tanıkla, delille vs. ispat yoluna
gidilecek ve B’nin bu durumdan haberdar olduğunu dolayısıyla artık
hazırlık yapmaması gerektiğine hasıl olunacaktır. A yapılan harcamalardan
da sorumlu olmayacaktır.

2. C kendisine yapılan takibe karşı, A ile aralarında herhangi bir ücret sözleşmesi bulunmadığını, bu
sebeple A’ya borçlu da olmadığını ileri sürerek itiraz etmiştir. C’nin itirazını değerlendiriniz.

A tacirdir ve TTK 20’ye göre ücret hakkına sahip olduğu için C’nin
kendisine yapılan takibe karşı itirazına itibar edilmez.

3. C ile D AŞ arasındaki satış sözleşmesi bağlamında aşağıdaki senaryoları birbirlerinden bağımsız


olarak değerlendiriniz.

a. D AŞ, fuar sonrası yaptığı araştırmalar sonucu satış bedelinin piyasa ortalamasının çok
üzerinde olduğunu fark etmiştir. Bunun üzerine satış bedelinin tenkis edilmesi gerektiği
gerekçesiyle mahkemeye başvurmuştur. D AŞ’nin durumunu değerlendiriniz.

TTK 18.2’de partiye bir iş adamı kıstası getirilmiştir bu objektif sorumluluk


kıstasıdır aynı zamanda bundan dolayı da ücret ve cezanın indirilmesini
istememek gibi bir külfete katlanmak zorundadır. Borçlar kanunu bazı
hallerde ücretin indirilmesini veya ceza koşulunu indirilmesini talep etme
hakkına izin vermiştir ancak basiretli iş adamı gibi davranmak zorunda
olduğundan, deneyimsizliği tecrübesizliği söz konusu olmayacağından
dolayı bir indirime gidemeyecektir Basiretli bir iş adamı fahiş bir fiyat

6
varsa bunu öncesinden bilmesi ve ona göre hareket etmesi sözleşmeyi
baştan kurmaması gerekir sonradan bir tenkis talebinde
bulunamayacaktır.

b. D AŞ, satış bedelini ifa edememiştir. Akabinde de sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın
döviz kurunda gerçekleşen dalgalanmalar sebebiyle yükseldiği ve indirilmesi gerektiğini ileri
sürmüştür. Bu itirazı değerlendiriniz. Eğer ki, D AŞ’nin ödeyeceği cezai şart, şirketin tüm
malvarlığı unsurlarının toplam değerini dahi aşar boyutta olsa idi, bu soruya vereceğiniz yanıt
değişir miydi?

D AŞ’nin TTK 18.2 uyarınca basiretli iş adamı gibi davranma


yükümlülüğü olacağından döviz kurundan kaynaklanan dalgalanmaları
öngörebilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Eğer ki D AŞ’nin
ödeyeceği cezai şart şirketin ekonomik anlamda mahvolmasına
sebebiyet verecekse cezai şart indirilebilir.

c. C, D AŞ’ye araçları teslim etmiş; D AŞ de satış bedelini ödemiştir. Ancak araçların elektrik
bataryalarının sağladığı menzil vaat edilenden çok daha düşük çıkmıştır. Teslim sırasında bu
durumu açıkça anlayamayan D AŞ yetkilisine ne önerirsiniz? Araçtaki sorun daha uzun
vadede ancak kullanma sonucunda anlaşılabilir olsaydı öneriniz hangi yönde değişirdi?

Her iki tarafın da tacir olduğu durumlarda malın teslim alındığı zaman
açıkça görülebilen bir ayıp varsa 8 gün içerisinde karşı tarafa haber
verilmelidir. Şayet alınan mal üzerinde gizli bir ayıp varsa yani alındığı
zaman açıkça görülemeyen bir ayıp varsa TBK hükümlerine tabi
olunur. Somut olayda 8 gün içerisinde arabayı bir uzmana
incelettirmesi lazım aksi taktirde gizli ayıbın ispat yükü D AŞ üzerine
düşer.

7
-VII-

Aşağıda belirtilen maddi vakaların bir ticari işe vücut verip vermediğini gerekçeli olarak
açıklayınız.

1. Öğrenci Ahmet A, evini kiraladığı memur Bahtiyar B. lehine bir bono düzenlenmiştir

TTK 3 uyarınca TTK’da bahsi geçen bütün işler ticari iştir. Tarafların tacir
olmaması durumunda da ticari iş olarak nitelendirilir. Bu itibarla olayda
bir ticari iş vardır deriz.

2. Tacir Ahmet A, yeni bir şube açmak maksadıyla memur Bahtiyar B’ye ait işyerini kiralamıştır.
TTK 3’e göre ticari iş sayılır.

3. Tacir Ahmet A, eşine hediye etmek maksadıyla, Audi bayisi Bahtiyar B’den bir otomobil satın
almıştır. (EK: Bu olayda Tacir Ahmet A, tüketici hukuku korumasından yararlanabilir mi?). TTK
19.1 gereğince tacirin yaptığı her iş ticari iştir. Tacir kural olarak tüketici olmaz. Fakat aynı maddenin
2. Cümlesinde ticari işletmeyle ilgili olmayan işlemler adi borç sayılır ve TKHK korumasından
yararlanabilir. Somut olayımızda da tacir A, eşine hediye etmek için araba satın alıyor bu yüzden
ticari iş değildir ve tüketici hukuku korumasından yararlanabilir deriz.

4. Öğrenci Ahmet A, sosyal medya hesabından tacir Bahtiyar B’den aldığı gıda ürünlerinin son
kullanma tarihinin geçmiş olduğu yönünde asılsız açıklamalarda bulunmuştur.

Haksız fiil hükümleri gereğince ticari iş sayılacaktır.

5. A AŞ’ye ait yolcu otobüsü ile B AŞ’ye kargo aracı çarpışmıştır.

TTK 19.2 uyarınca her iki araç da tacirlere ait olduğu için ticari iş
sayılacaktır.

6. A AŞ’ye ait yolcu otobüsü, kırmızı ışık ihlali yaparak, Öğrenci Ahmet A’ya çarpmış; Ahmet A’nın
yaralanmasına yol açmıştır.

TTK 19.2 uyarınca fail tacir olduğu için ticari iş kapsamındadır

8
7. Öğrenci Ahmet A, kırmızı ışık ihlali yaparak, A AŞ’ye ait yolcu otobüsüne çarpmış; kazada maddi
hasar meydana gelmiştir.

TTK 19.2 uyarınca fail tacir olmadığı için ticari iş kapsamında değildir.

-VIII-

Bursa’da inşaat işleri ile uğraşan Nusret işlerini daha da geliştirmek için ABC Bank Nilüfer
Şubesi’nden Mayıs 2018’de 2 yıl vadeli olarak 750.000 TL tutarında kredi almıştır. Sözleşmede
yıllık % 20 bileşik anapara faizi kararlaştırılmıştır. Kredi için bankanın teminat istemesi üzerine
Nusret, hem kendine ait ev üzerinde ABC Bank lehine ipotek tesis etmiş hem de Nusret’in
müteahhitlikle uğraşan dayısı Nazmi, bu krediye kefil olmuştur.

Nusret bir AVM inşaatı için iş sahibi Emek GYO AŞ ile Aralık 2017’de anlaşma imzalamıştır.
Anlaşmada inşaatın Aralık 2020’de teslim edileceği, aksi halde, gecikilen her ay için AVM’deki 85
mağazanın bir aylık toplam kira bedeli olan 125.000 $ tutarındaki paranın ödeneceği taahhüt
edilmiştir. Nusret grev ve dövizdeki hareketlilik gibi nedenlerle işi Aralık 2020’ye yetiştirememiş ve
ancak Ağustos 2021’de teslim edebilmiştir.

Nusret, Emek GYO AŞ’den tahsilat yapamadığı için ABC Bank’a olan kredi taksitlerini 8 ay boyunca
ödeyememiş; bankaya toplam 450.000 TL borcu birikmiştir.

Aşağıdaki soruları verilen olaya göre yanıtlayınız.

1. ABC Bank kredi borcunun tahsili için Nazmi’ye başvurmuş; Nazmi ise aşağıdaki gerekçelerle
ödemeye yanaşmamıştır. Nazmi’nin ileri sürdüğü gerekçeler yerinde midir? Her bir gerekçeyi
bağımsız olarak değerlendiriniz.

a. Önce Nusret’e başvurulması gerektiği

Somut olayda ticari iş var. TTK 7.2 uyarınca Teselsül karinesi mevcuttur.
Alacaklıya asıl borçluya gidilmesi yönündeki savunmasına itibar edilmez.

b. Önce ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiği

TTK 7 uyarınca ticari iştir. Alacaklı istediği şekilde alacağını tahsil etme
yoluna gidebilir. Nazmi’nin bu savunmasına da itibar edilmez.

9
d. Eşinin rızası olmadığından kefaletinin geçersiz olduğu

TBK 584 uyarınca ticari işlerin hızlı yürüyebilmesi adına tacirin eşinin
rızası aranmaz. Ancak somut olayda tacir kendi işiyle alakalı bir iş
yapmadığı için eş rızası arayacağız. Nazmi’nin bu savunmasına itibar
edilir.

e. Kendisinden bileşik faiz talep edilemeyeceği

Her iki taraf için de ticari iş sayılan bu durumda TTK 8.2 uyarınca bileşik
faiz istenebilir. Dolayısıyla kefilden de bileşik faiz talep edilebilecektir.

2. Emek GYO AŞ AVM’yi teslim aldıktan sonra ceza koşulunu tahsil için Nusret’e karşı icra takibine
girişmiş; ancak Nusret, gecikmede kendisinin kusuru olmadığı, piyasanın kötü durumda olduğu,
alacaklının haksız zenginleşmek istediği, bunun ticari dürüstlüğe uymadığı gerekçesiyle

ödeme yapmaya yanaşmamıştır. Nusret’in savunmasına itiraz edilir mi?

TTK 18.2 uyarınca tacirin basiretli iş adamı gibi davranma


yükümlülüğünden kaynaklı bu savunmasına itibar edilmez.

Daha fazla bilgi almak ve OneNote’u edinmek için www.onenote.com


adresini ziyaret edin.

10

You might also like