Professional Documents
Culture Documents
Temel Kavramlar Yenı EKLEME
Temel Kavramlar Yenı EKLEME
Psikolojinin Amaçları
1. Davranışın tanımlanması: Davranışın nasıl ortaya çıktığının
tanımlanmasıdır.
2. Davranışın nedenlerinin açıklanması: Davranışı ortaya çıkaran
şartların ne olduğunun belirlenmesidir
3. Davranışın kestirilmesi: Davranışın bir daha ne zaman ortaya
çıkacağının tahmin edilmesidir.
4. Davranışın kontrol edilmesi: Olumlu ise davranışın tekrarının
arttırılması, olumsuz ise davranışın azaltılmasıdır.
Davranışsal Bütünlük Psiko-analitik yaklaşım Hümanistik
Yaklaşım (Gestalt Psikolojisi) yaklaşım
Kurucusu John Watson Max Werrthermer. Kurt Sigmund Freud Kurucusu
Pavlov, Dashiel E. Kofka Lwvin Maslow
Sıkınner Rogers
Kholberg
-Koşullu refleksler -Davranışlar bir bütündür -İnsanın kişiliği, id, ego -İnsan merkezdedir
-Hayvan davranışları ve süperego olmak -İnsan bilinçli ve
üzere 3 bölümdür tercih yapan bir
incelemesi --Davranışlar doğal olarak
incelenmelidir -Bilinçaltı organizmadır
-Çocukluk dönemi -Çevre önemli değil
yaşantıları insan içten
rasyonel biçimde
kontrol edilir
Bilimsel Doğal Gözlem Olay İncelemesi İçe Bakış
- Objektiflik ilkesi -Davranışın unsurları ihmal -Bilinçaltına ağırlık -İnsanın sadece iç
- Uyarıcı - tepki Modeli edilmiştir vermesi yaşamının ele
- Bilincin, psikolojinin -Toplumsal etkileri alınması
dışında bırakılması dışarda bırakması -Çevrenin
-Geçmiş yaşantıların incelenmesi
kişilik üzerindeki etkisi
-Planlı, kontrollü deneysel -Öğrenme düşünme -Çocuk psikolojisinin -İnsanı içeriden
-Araştırmaların problem çözme gibi temel gelişmesi inceleme gibi yeni
hızlandırılması konuların anlaşılması -Rüya çözümlemeleri bir yöntemin
-İstatiksel tekniklerden serbest çağrışım gibi getirilmesi
Önemli ölçüde yararlanma tekniklerin gelişmesi
-Olay incelemesi
yönteminin gelişmesi
Bilişsel yaklaşım Yapılsal yaklaşım İşlevsel Nöro-
Yaklaşım biyolojik
Yaklaşım
Jean Piaget Wundt William James W. James
John Dewey Hebb
-Birey dünyayı zihinsel ve -Bilinç olaylarının -Davranış: yaşanan Beyin sinir sistemi
bilişsel süreçler sayesinde anlar yapısal açıdan çevreye uyumla ilgilidir
tanır çözümlenmesi
-Çocukların dünyayı anlamaları -Yalnızca bilincin -İnsan bilincinin kendine -Sinir sistemi
için gerekli bilgilerin incelenmesi değil işlevlerine ağırlık
örgütlenmesi ve gelişim vermesi
dönemlerinde
görülen değişiklerde
sınırlanması
-Düşünme süreçleri ve -Zihnin ögeleri -İnsanın çevreye -Beyin ve sinir
çocukların kavramsal arasındaki ilişkileri uyumunun hücreleri arasında
yeteneklerinde görülen saptamak için duyum, kolaylaştırılması bağlantının
değişiklerin sırasının algı, düşünce gibi incelenmesi
belirlenmesi konuların incelenmesi
-Bireylerin bilişsel
yeteneklerinin ve dünya
görüşlerinin o
Dönem içinde sınırlı olduğu
görüşünün getirilmesi
Transpersonel Yaklaşım (Ben-ötesi Psikoloji) Pozitif Psikoloji Yaklaşımı
William James, Carl Gustav Jung ve Erich Fromm Martin Seligman, Mihaly Csikszentmihalyi
gibi psikologlarda ilk örnekleri görülen bu
yaklaşımın kurucusu, Abraham Maslow’dur. Robert
Frager, Mustafa Merter (tasavvuf)
İnsanların bir bütünün (kozmoz) parçaları olduğu Psikolojideki mevcut yaklaşımların insanın olumsuz
görüşünü savunan transpersonel yaklaşımın amacı, yönleri üzerine yoğunlaşmasına bir eleştiri olarak
sezgisel ve rasyonel yaklaşımları birleştirerek, insanı doğmuştur.
daha bütüncül bir yaklaşımla açıklamaktır.
Davranışçılıktaki deney ve psikanalizdeki rüyaların Pozitif psikoloji yaklaşımını benimseyen psikologlar,
yerini meditasyon ve tefekkür teknikleri almıştır. psikolojinin özellikle dünya savaşları sonrasında ortaya
çıkan sorunlara fazlaca yoğunlaşarak genelde insanın
olumsuz yönleri üzerinde durduklarını ve hayatı
yaşamaya değer kılan özelliklerle yeterince
ilgilenmediklerini savunmaktadır.
Meditasyon ve tefekkür “ben ötesi”ne giden kral yoludur. Seligman’a göre psikoloji sadece hastalığın, zayıflığın
Transpersonel psikoloji, bütünleştirici bilinç, üst düzey ve zararın değil, gücün ve erdemin de ilmidir. Pozitif
ihtiyaçlar, doruk deneyimler, merhamet, vecd, mistik psikoloji yaklaşımı, mutluluğu ve iyi oluşu temel hedef
tecrübe, Tanrısal öz, mutluluk, huşu, kendini aşma, ruh, olarak belirler.
kozmik uyum, meditasyon, ve maneviyat gibi konuları
araştırmaktadır.
Günümüzde transpersonel psikoloji, Hint dinlerinin Erdemler ve değerler: Altı temel erdemin (hikmet,
mistik anlayışları, batılı psikoloji ve felsefi düşünceleri, cesaret, insanlık, adalet, ılımlılık, maneviyat)
şaman kültürü, kelt kültürü, Amerikan Yerli Kültürü ve geliştirilmesi son derece önemlidir. Bu yaklaşıma göre,
Tasavvuf kültüründen unsurlar taşımaktadır. hayatın sürdürülebilir olması için yardımseverlik,
diğerkamlık, affedicilik, vefa, alçakgönüllük ve
empatinin büyük önemi vardır. İrade, dışsal şartlardan
daha önemlidir.
PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
1. Ters görüntü: Araba, gözün arka kısmında ters olarak görünür. Araba
gözün içinde ters olarak yansımasına rağmen beynimiz arabayı ve
gördüğümüz her şeyi doğru şekle çevirir ve dünyayı olduğu gibi
görmemizi sağlar.
2. Işık dalgaları: Işık dalgaları bir nesneye, örneğin bir arabaya çarptıktan
sonra geniş bir demet olarak geri yansır. Gözlerimiz bu geniş ışık
demetini, dar ve odaklanmış bir demete çevirmeden arabayı göremeyiz.
Gözümüzde göz merceği ve kornea dene iki yapı bulunur. Bunlar
görüntüyü tıpkıbir kamera gibi netleştirir.
3. Kornea: Arabadan yansıyan geniş ışık demeti öncelikle korneadan geçer.
Kornea gözümüzün ön kısmını kapsayan şeffaf, yuvarlak bir örtüdür. Işık
dalgaları korneadan geçerken eğimli yüzeyi dalgaları daha dar bir demet
halinde büker veya odaklar.
4. İris: İris göz bebeğini çepeçevre kuşatır. İris, göz bebeğini çevreleyen ve
göze gelen ışığı düzenleyen çember şeklinde bir kastır. Loş ışıkta iris
gevşer ve içeriye daha fazla ışık girmesine müsaade eder, bu durumda
göz bebeği büyür. Parlak ışıkta ise iris kasılır ve içeriye daha az ışık
girmesine izin verir, bu durumda göz bebeği küçülür. İris kası aynı
zamanda gözlerimize renk veren pigmenti içerir.
5. Göz merceği: ışık dalgaları kornea ve göz bebeğinden geçerek merceğe
ulaşır. Göz merceği ışık dalgalarını daha fazla bükerek ve odaklayarak
daha dar bir demet haline getiren şeffaf, oval şekilde bir yapıdır. Merceği
daha fazla veya daha az eğimli hale getirmek, ışık dalgalarının daha dar
bir demet haline getirilmesini sağlar. Bu demetin gözün arka kısmında
bulunan retina denilen bölüme yansıtılması gerekmektedir.
6. Retina: Işık dalgaları bükülüp odaklanmış olmasına rağmen iletim ancak
ışık retinaya ulaştığı anda gerçekleşir. Göz küresinin en arkasında bulunan
retina, ışığa karşı çok hassas olan hücrelerden oluşmuş, ince bir
tabakadır.Işığa duyarlı bu hücrelere fotoreseptör denir ve ışık dalgalarını
emerek iletişim işlemini başlatır.
Duymanın Aşamaları
0-6 aylar
• Gülme ve kahkaha ilk duygusal tepkilerdir.
• Kahkaha 2-3. aylarda başlar. Bilişsel olarak
uyuşmazlıkları fark etmesiyle olur.
• 6 -10. haftalar arasında Sosyal gülme görülür.
7-12 aylar
Korku, tiksinti ve kızgınlıklar ağlama ile ifade
edilmeye başlar.
1-2 yaşlar
• Utanma ve gurur duygularını ifade ederler. Öğrenilmiştir.
• Yetişkinlerin bu duyguların gelişimine katkısı vardır.
• Kültürel değerlere göre şekillenir.
• Duygusal denetim* gelişir
• 0-1 yaş duygusal denetimlerini anne babalar sağlar
• 1-2 yaş Dili kullanma ve ifade etme becerileri ile duygu denetim becerileri
gelişir.
3-6 yaşlar
• Ebeveynler olumsuz duygusal durumlarla baş etmelerine yardımcı olurlar.
• Duygusal ifadelerini kültürel değerlere göre ifade etmeyi öğrenirler. (Duygusal
gösterme kuralları)
• Yerine göre gerçek duygularını saklayıp sosyal durumun gerektirdiği gibi
davranabilir.
• Saldırganlık ve kızgınlık tepkileri öğrenilebilir. Akranlarına karşı kullanılır.
• Başkalarının duygusal durumlarını anlamaya başlar
• Tekrarlanan durumlarla kendi teorilerini oluşturur.
Duygusal gösterme kuralları denir
DAVRANIŞ
Yaratıcı Düşünme: Bireyin yeni, farklı, orijinal, özgün (sentez düzeyi), ayrıştırıcı
düşünme, alternatifli düşünme ve ürünler ortaya koymasıdır. Özneldir. Hazırlık,
kuluçka, aydınlanma ve değerlendirme olmak üzere 4 aşamadan oluşur.
Analitik Düşünme: Bir bütündeki her bir parçanın analiz edilerek bütünle/sistemle
ilişkilerinin incelendiği düşünce becerisidir. Analitik düşünce, analiz becerisi ile
ilişkilidir.
Hipotetik Düşünme: Günlük hayatta veya eğitim öğretimde karşılaşılan bir sorunu
çözmek için olası çözüm yolları geliştirip bunları belirli bir düzene göre yapmayı
sağlayan düşünme sürecidir. Eğer …. ve …. olursa …. olur şeklinde genel bir cümle
yapısıyla ifade edilir. Hipotetik düşünmede sorunun görünen boyutlarının ötesine geçip
çözüme ilişkin yollar belirlenmesi söz konusudur.
Global Düşünme: Temeli, öğrenmeyi kolaylaştırmak için harita çizmeye dayanmaktır.
Öğrenmemiz gereken bilgilerin haritalaştırılması esastır. Zihin haritaları, kavram
haritaları vb.
Refleksif Düşünme: Kendini gözlem ve analiz konusu olarak alan öznenin tutumudur.
Refleksivite, kendi hakkında, kendi üzerine düşünen, kendisini bir obje gibi ele alıp
bakabilen bir öznenin durumunu ifade eder.
• Güvenli Bağlanma
• Güvensiz Çelişkili( saplantılı, dirençli, ikircikli)
Bağlanma
• Güvensiz Kaçınan(kaçınmacı) Bağlanma
• Güvensiz (dağınık, düzensiz) organize olmamış
Karı-koca öğretmen olan bir çiftin Melek adında bir kızları vardır. Mesleki
yaşantılarından dolayı işe giderken kızları Melek’i babaannesine bırakmak
zorunda kalırlar. Anne babası meleği babaannesine her bıraktıklarında
Melek’in arkalarından ağladığını, gitmemeleri için çırpındığını görürler. Melek
babaannesine bırakıldığında anne babasının kendini terk edeceği, yalnız
kalacağı korkusuna kapılır.
Melek’in babaannesine bırakıldığında davranış değişikliği
göstermesinin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ayrılık kaygısı
B) Güvensiz bağlanma
C) Karasızlık
D) Güvenli bağlanma
E) Kaçınmalı bağlanma
• Güvenli Bağlanan çocuklar ihtiyaçları zamanında
karşılanan çocuklardır. Güven duygusu geliştirmiştir.
• Anneden bir süreliğine ayrı kalma konusunda sıkıntı
çıkarmaz.
• Anne döndüğünde olumlu tepkiler verir.
Çelişkili Bağlanan çocuklar ihtiyaçları tutarsız
karşılanan çocuklardır.
• Annenin bacağına yapışır
• Annelerinden kolay kolay ayrılamazlar
• Ayrıldıktan ve tekrar buluştuktan sonra yaşadıkları
kaygının şiddetine göre olumlu olumsuz tepkiler
verebilir.
Kaçınan Bağlanan çocuklar yeteri kadar
bakılmadığı için kendi başına kalan çocuklardır.
B) Bebeklerin ilk bir yıl içindeki bağlanmaları duygusal gelişimin bir parçasıdır.
A) Güvenlik
B) Kayıtsız
C) İkircikli
D) Belirsiz
E) Korkulu
Bazı anne-babalar çocuklarıyla ilgilenmekten
çok, kendileri ile ilgilenirler. Belki kendi psikolojik
sorunlarından, belki de kendi rahatlarını düşündüklerinden
çocuğa emek ve zaman harcamaktan kaçınırlar. Çocukla en az
zamanı geçirerek, kendi işlerine odaklanırlar. Bu tür anne baba
tutumları "ilgisiz" olarak tanımlanır.
İlgisiz anne-baba tutumlarının çocukta ne tür
bağlanma stili gelişmesinin nedeni olduğu düşünülebilir?
E) İpotekli bağlanma
SOSYAL BECERİLER
• Kişinin diğerleriyle daha güçlü bir etkileşim kurması ve sosyal olarak
kabul görmeyen davranışlardan kaçınmasına olanak veren sosyal
olarak
kabul gören öğrenilmiş davranışlardır.
• Bireysel
• Ailesel ve toplumsal
• Okulla ilişki risk faktörü
Sosyalleşemeyi etkileyen faktörler
• Yeterli gelişim düzeyi
• Olgunlaşma
• Benlik duygusu
• Empati
Sosyalleşme Sürecini Etkileyen Faktörler(sosyal
güçler)
• Ailenin çocuk yetiştirme tutumları
• Annelerin çalışması (çalışan anneler, bakıcılar)
• Çocuk eğitiminde babanın rolü
• Boşanma (okul öncesi kendini sorumlu tutma, bağımlı
olma, onay bekleme, girişimcilikte azalma, korku,
regresyon)
• Kardeş ilişkileri
• Arkadaş ilişkileri
• Oyun
Prososyal Davranışlar
• Olumlu kişiler arası ilişkileri ifade eder
Diğer insanların mutluluğu ve yararına yapılan davranışlara denir
Empati
İşbirliği
Paylaşma
Öz denetim
CEVAP: A
CEVAP: C
Yatay ve dikey ilişki ?
CEVAP: E
Arkadaşlık
Robert Salman
ilişkileri
0-6
Fiziksel ve coğrafi faktörlerin etkisi ile
Ben merkezci , kendi yaş, cinsiyet ve enerjisine benzer, hayali
arkadaş
7-9
Başkalarının duygularını fark eder, kendi cinsinden arkadaş seçer,
çabuk etkilenir
9-11
Güven gelişir ve birbirlerine yardım ederler
12+
Başkalarına bakış acısı geliştirir ve ona göre devam eder
Cinsel Gelişim :Bireyin cinsel olarak olgunlaşması; kendi cinsel kimliğini
benimseyerek buna uygun davranması ve hissetmesi; cinsel dürtülerini
denetim altına alabilmesi ya da uygun yollarla doyurabilmesi ve haz
alması; cinsellikle ilgili karşılaştığı sorunları çözebilme bilgi ve becerisine
sahip olmasına cinsel gelişim denir.
• Döllenme ile başlar ölümle son bulur.
Cinsel Gelişim ile İlgili Temel Kavramlar
Cinsellik :Cinsellik (sexuality) insanın erilliğini, dişiliğini gösteren
kalıtsal özellikleri ile öğrenilmiş cinsel davranışlardan oluşan bütüne
denir
Cinsiyet :Cinsiyet, üreme ve cinselliğin biyolojik yönünü ifade eder.
Dişi ve erkek olma durumu.
CinseI Kimlik :Kişinin biyolojik cinsiyetinden bağımsız olarak
kendisini kadın ya da erkek olarak algılamasıdır. Çoğu kişide cinsel
kimlikle biyolojik cinsiyet özelliklerinin uyumlu olduğu görülür.
sağlıklı bir cinsel kimlik gelişiminde; cinsel kimlik, kişinin
cinsiyetinden haberdar olması, cinsiyetine uygun davranışlar
göstermesi ve bundan mutluluk duymasıdır.
Cinsel Rol :Toplumun erkeğe ve kadına uygun görerek tanımladığı
davranış biçimleridir
Cinsel olgunluk: üreme olgunluğuna ulaşma ve ahlaki kurallara
uygun davranma
Cinsel Gelişimi Etkileyen Temel Faktörler
Temelleri biyolojik özelliklerden alır kalıtım ve çevre etkisi ile devam
eder
Döllenme ile başlar
Anne baba tutumları
Ailenin diğer bireyleri
Arkadaş
Okul ortamı
Öğretmenler
Alınan eğitimler
Toplumdaki bakış açıları ve kültür
Teknoloji
Zaman gibi birçok faktörden etkilenerek yaşam boyu devam eder.
ÖĞRENME KURAMLARI
(SOSYAL VE DAVRANIŞCI KURAMLAR )
Lawrence Kohlberg
1.Temel Cinsellik Kişiliği (Basic Gender îdentity): Çocukların kadın ve
erkek arasındaki fiziksel farkları görüp aralarında fiziksel farklılıklar
olduğumu kavramaları ve bunun sonucunda kendilerinin de kız veya
erkek olduklarını anlamalarıdır.
2-Cinsel Sabitlik (Gender Stability); Çocukların, cinsiyetlerinin her
zaman ayın kalacağım ve erkek veya kadın olarak büyüyeceklerini
anlamalarıdır.
3-Cinsel Korunum (Gender Constancy-Conservation): Çocukların,
insanlann saç stili, giyim, faaliyet gibi yüzeysel birtakım değişiklikler
yapsalar bile cinsiyetlerinin aynı kalacağım anlamalarıdır. Örneğin; bir
kadın saçım kısacık kestirse de kadın olarak kalacaktır. Bir erkek etek
giyse de erkek olarak kalacaktır.
Çocukla Cinsel Konular Paylaşılırken Anne-Baba ve Öğretmenlerin İletişim
Biçimleri Nasıl Olmalıdır?
• Ortam:Rahat, gürültüsüz ve sakin bir ortamda konuşulmalıdır.
• Ses Tonu ve Konuşma Hızı: Konuşma savunucu, azarlayıcı, suçlayıcı, ge-
çiştirici, utandırıcı ya da 'utanılan' mesajı verecek bir ses tonu yerine günlük,
normal bir ses tonunda ve hızında olmalıdır.
• Yüz İfadesi ve Beden Dili: Çocukların cinsellikle ilgili soruları karşısında şok
olmuş, şaşırmış, rahatsız olmuş yüz ifadesi olmamalıdır. Konular paylaşılırken
çocuğun göz seviyesinde ve göz teması kurularak konuşulmalıdır. Gözü kaçır-
mak, başka şeylerle ilgilenmek, dışarı bakmak, kağıt karalamak vs.
konuşulmaması gereken bir konu mesajı verecektir.
• Başlangıç Cümlesi: Konuşmaya çocuğu doğrulayıcı, yüreklendirici cümlelerle
başlanması onun yeni sorular sormasını destekleyecektir. "Nerden bulursun
bu soruları?, Kafan başka şeylere işlemez mi?" vb. cümleler kullanılmamalıdır.
Bu tür cümlelerin ardından doğru bilgi verilse bile çocuk cinsellikle ilgili yanlış
mesajlar alacaktır. "Ben de senin yaşındayken aynı şeyleri merak etmiştim",
Doğrusu iyi bir soru" gibi cümlelerle başlanmalıdır.
• Sınırlılıklar: Anne - baba ve öğretmen her soruyu bilmeye bilir. Bu durumda
Bunu Den de bilmiyorum, ama cevabını en kısa zamanda öğrenip sana söyle-
yeceğim" denmeli ve bu yapılmalıdır. Çocuk soruyu kime sorduysa o
yanıtlanmalıdır
Cinsel Eğitimin İlkeleri
1-Çocukların cinsellikle ilgili sorularına cevap vermeyi reddetmemeli, gerekli bilgiler çocuğun
cinsel gelişim evrelerine göre ve zamanı geldikçe verilmelidir.
2-Çocukların sordukları sorular ve aldıkları yanıtların anlamı yaş dönemlerine göre
değişmektedir. Yanıtlar 3 yaşında başka 5 yaşında başka anlamlar içerir. Ayrıca çocuk hazır
olmadığı soruları pek sormaz
3-Çocuğun cinsellik ve üreme konusunda sorduğu soruları "yalın" ancak "doğru" ve "yeterli"
olarak cevaplandırmalıdır.
4-Cinsel eğitim çocukların yaşına, büyüme ve gelişme sürecine göre aşamalı olarak
çocukların anlayabileceği düzeyde verilmeli, her şeyi öğretmeye kalkışmamalı, çocukların
soru sormalarını beklemelidir. Sorulmayan ayrıntılara girilmemelidir.
5-Cinsel eğitim herkes tarafından verilmemeli, aile de öncelikle anne- baba ile hala, dayı,
teyze ve amca gibi yetişkinler ve okullarda belirli ve uyumlu öğretmen ve danışmanlar
tarafından verilmelidir.
6-Cinsel eğitim yönünden aile içinde bazı önlemler alınması gereklidir
7-Çocuğun zamanından önce daha erken yaşta cinsel konularda uyarılmaması için çocuğun
ayrı bir odası olmalı, anne-babası ile birlikte aynı adayı veya yatağı paylaşmamalıdır.
8-Cinsel organların uyarılmaması için çocuğa fazla dar çamaşır veya elbiseler
9-Çocuklar, birikmiş enerjilerini uygun şekilde harcamaları için, türlü spor ve oyunlara
alıştınimalıdır. Böylece çocuk kendi cinselliği üzerinde yoğunlaşamaz, beden ve ruh sağlığı ile
cinsel eğitim normal bir gelişime ulaşır. Çocuğun fazla enerjisini doğal olarak harcayabileceği
spor ve oyun en iyi "koruyucu önlemler” olarak bilinmektedir.
10-Çocuğun kendi kendine cinsel doyum sağlaması demek olan mastürbasyon” zararlı bir
yöntem olarak algılanmamalıdır. Çocukta pek çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkan
mastürbasyon doğal bir olaydır. Sıklık yönünden aşırı düzeyde değilse çocuk doğal akışına
bırakılmalı, toplumsal ve sağlık açısından istenmeyen bir davranış olarak suçlanmamalıdır.
11-Cinsel gelişimin yoğunlaştığı ergenlik öncesi dönemde çocukta olacak cinsel ve bedensel
gelişmeler hakkında çocuğa bilgi verilmelidir.
12-Okulda çocuklar sadece soyut derslerle değil; biriken cinsel enerjileri spor, müzik, resim
gibi çeşitli uyarıcılarla zenginleştirilmeli ve enerjileri kanalize edilmelidir.
13-Ailede ve okulda çocukların gördükleri yayınların, resimlerin ve filmlerin duygusuz ve
sağlıksız olmamasına, iki cinsin karşılıklı sevgisine vesavgısına dayalı insancıl nitelikler
taşımasına dikkat edilmelidir.
14-Kız ve erkek arkadaşlığının dürüstlük, karşılıklı saygı ve sevginin bir sentezi olması ve
bunun önemi konusunda anne babalar kendi yaşantıları ile çocuklara iyi bir örnek olmalıdır