Astroloji̇de Elementler

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 10

ASTROLOJİDE ELEMENTLER

ATEŞ ELEMENTİ
Mitolojide tanrılar tanrısı Zeus'tan ateşi çalıp dünyaya getiren
Prometheus sebebiyle hayata canlılık,yaşam ve bazı insanlara bu
vesileyle tanrısallık hediye edilmiştir.Bu sebeple ateş elementine
sahip olan burçlar her şeyi yapmaya muktedir bir özgüven duyan ve
bunu derinden hisseden kişilerdir. Dolayısıyla yine onların aşırı
iyimser halleri de tanrısallıklarından kaynaklanan sınırsızlık ilkesinden
ileri gelmektedir.Bu sebeple onlar her zaman her şeyi
yapabileceklerine inanırlar.Bazen bu sebeple tutamayacakları çok
büyük sözler de verebilirler.Genel güdüleri şu yönde çalışır;
Yapabilirim,başarabilirim,halledebilirim,üstesinden gelebilirim..İşte
bu yüksek inanç onların tanrısal hissedişlerinin bir yansımasıdır.Çok
kolay ve düşünmeden riske girmeleri,çocuksu heyecanları ısındığı
zaman çok kolay ayrılabilen sıcak doğalarından kaynaklanır.Kendi
bildiği ve arzuladığı yere gidebilir,kendini bağlarından kolayca
koparabilir bu nedenle. Bir yere ve bir şeye bağlanmadan ayrılabilir
olmaları onlara bağımsızlık,özgürlük ve özerklik kazandırır.Ateşin
bağımsızlığından mütevellit bencil duruşu yerine göre kalabalıklara
birleştirici bir unsur olarak da yansıyabilir.
Şöyle ki ; Ateşin etrafında toplanmak diye bir tabir vardır.Bu
bağımsız,özgürlüğüne düşkün ve cesur ateş insanları başkalarının
çiğnenen hakları konusunda adaleti sağlamak üzere başa
geçtiklerinde veya adaleti sağlamak üzere iş onlara düştüğünde ise
sıcak doğalarından kaynaklanan ayrılabilir özelliklerini en takdir
edilecek şekilde kullanabileceklerdir.Böylece insanlar onları doğal bir
lider gibi benimseyip tıpkı ateşin etrafında toplanır gibi onların
etrafında kendiliğinden toplanabileceklerdir. Dolayısıyla ateş
elementinin bu özelliğini birleştirici olarak anlamak da gerekmektedir
bir bakıma.
Ateş bilindiği üzere aynı zamanda tehlikelidir. Çıplak elinizle ateşe
dokunamazsınız.Çünkü yakar. Ateş elementine sahip
insanlar,yaptıkları hatalardan ders çıkarmakta zorlanırlar.Hatta
çoğunlukla da çıkaramazlar.Ateş insanları daha çok gündüz yaşamayı
seven insanlardır.Güneş de bir ateş topudur.Ve dolayısıyla ateş
insanları da güneşin doğuluyla beraber daha aktif olurlar.Ateş
insanları kendilerinden yola çıkarak hayatı tanımlarlar.Ben olduğum
için her şey var gibi bir içsel inanç onların çıkış noktasıdır.Bu sebeple
bazı problematik durumlar yaşamaları söz konusudur. Ateşin alevleri
gökyüzüne,tanrıya doğru uzanır.Ateş su ve toprak gibi yerde
değildir.Bu sebeple astroloji gibi ilimlerle ateş elementine sahip kişiler
arasında bir çekim olmakla beraber, bu ilimlere o kişilerin doğal
olarak bir yatkınlıkları vardır diyebiliriz.
Ateş elementinin olumlu yanları :
Yaratıcı, gururlu, canlı, güvenli, dramatik, neşeli, mutlu, potimistik,
cesur, gözüpek, taşkın, enerjik, atılgan, dinamik, güçlü, dürüst, özgür,
iradesini daha bilinçli yönlendirebilmek, çocuksu, ilham ve vizyon
sahibi, idealist, kolay heyecanlanan, hevesli, inançlı, fiziksel açıdan
talepkar ve aktif iş türlerine ihtiyaç duyma,sorunların üstesinden
gelmekteki yeteneği ile etrafındakileri korkutup kaçırmak,bugün ve
burada olma sanatını öğrenmek ve bunu sergilemek..
Ateş elementinin olumsuz yanları :
İnatçı, domine eden, kibirli, egzantrik, duyarsız, aşırı isteklilik ve
heveslilik, maniklik, çok baskın, gerçekçilikten uzak polyannacı bakış
açısı,agresif,aceleci,sabırsız,düşüncesiz,sürekli öne çıkmaya
çalışan,bencil,mücadeleci,iradeyi bilinçli yönlendirememe,aynı
kararlılığı sürdürememe,disiplinize olamama,olaylara şiddetli tepkiler
verme,sorunları çözmek için düşünmeden harekete geçerek ani
tepkiler vermek..
Ateş insanları sezgisel ve içgüdüleri gelişmiş insanlardır. Carl Gustav
Jung ateş insanlarını böyle tanımlar. Ve sezgiler için de şöyle
demiştir : ''Sezgi bir düşünce ya da duygu katkısı olmaksızın o andaki
yaşantının insanda oluşturduğu duyguyu tanımlar.Esasen kişi
sezgilerinin nereden kaynaklandığını bilmek zorunda değildir.Sezgi
fonksiyonu baskınsa,sağduyunuza ve içinizden gelen sese kulak
verirsiniz, soyutsunuzdur''
Doğum haritasında ateş vurgusu düşükse :
Canlılık,şevk ve cesaret eksikliği,inanç ve iyimserlikten uzak
olma,düşük özgüven,hevessizlik ve ümitsizlik,hayata yaklaşımda
önemli bir problem göstergesi..Bu insanlar her an korkunç Bir şey
olacakmış gibi düşünme eğilimine sahiptirler.En fazla astroloji
danışmanlığı alan gruptur.Kötüyü bilirse önlem alabilir.
Doğum haritasında ateş vurgusu yüksekse :
Aşırı hareketli,huzursuz,bir şeyi yapmakla aşırı derecede
meşgul,düşünmeden hareket etmek,kabalık,idealizm ,kendini adama
ve girişimler,kendi kendini harekete geçirebilmek.
HAVA ELEMENTİ
Simya biliminde hava,tıpkı ateş gibi üst element olarak geçer.Havanın
bir formu yoktur,sınırlanamaz,sınırsızlığa sahiptir.Bu sebeple hava
elementine sahip burçlarda da maksimum özgürlük arzusu
vardır.Hava her yerdedir.Bir şekli yoktur.Hapsedilemez.Mesela biz
konuşurken her şey havada yayılır.Aynı şekilde müzik de havada
yayılır.Bu yayılma durumu, havayı iletişim konularıyla yakınen
birbirine bağlar.Havada aynı zamanda görülmeyen süptil bir alem
vardır.Yani gözle görülemeyen ve dokunulamayan..Dolayısıyla hava
insanlarının hissiyatları son derece kuvvetlidir ve bu insanlar genelde
konuşarak,anlatarak,bağ kurarak iletişim kurarlar.Çünkü hava
elementine sahip insanların hayatı algılayış tarzı,gördükleri şeyler
arasında bağ kurarak onları bir akıl ve düşünce ritmine getirmek ve
her şeyi bu yolla anlamak.
Hayatla kurduğu bağ bu şekildedir.Hava insanının en büyük handikapı
muhteşem bir şekilde çalışan beyninde yarattığı fikirlerini
gerçekleştiremediği zaman yaşadığı hayal kırıklığıdır.Çünkü orada yani
hava elementinin bulunduğu süptil alanda akıl,fikir, kişiye sonsuz
olasılıklar sunar ama ne yazık ki hepsi soyut düzlemdedir ve hiçbiri
gerçek değildir.Tüm mitolojik efsanelerde hava ve su birlikteliğini
görürüz.
Mesela Mısır mitolojisinde hava ve nem tanrıçası Şu ve Tefnut vardır
ve bunlar birbirlerinden hiç ayrılmazlar.Havanın bilinmeyen
dünyası,su elementinin yoğunluğunu taşır. Yani duygusallığını taşır.
Bu sebeple hava elementi ağır basan insanlar son derece duyarlı ve
sanatsal yönü gelişmiş insanlardır.Kısaca toparlayacak olursak;
havanın şekli yoktur.Rüzgar halinde oradan oraya salınır.Düşünceler
ve fikirler,müzik ve sözcükler,havada uçuşur gider.Hava/havamız bir
anda değişebilir.Değişkendir.Hava her yerde olduğunda belli bir alana
konsantre olmakta güçlük yaşar.Fiziksel dünyanın ötesini ifade eden
ruh ve nefes kelimeleri hava elementini tarif eder.Hava aynı zamanda
ego ve bilinçaltı arasında bir köprüdür.
Hava elementinin olumlu yanları :
İletişim,rasyonalite,objektivite,geniş perspektif,hayvan figürü
barındırmaması,an deneyimlerinden soyutlanabilme, entellektüel
beceri,fikirlere önem verme,bağımsızlık,bağlantısızlık,teorik,akıllı ve
zeki,çok yönlü,sosyal,öznel düşüncelerden bağımsız,yoğun
duygulardan yoksunluk.
Hava elementinin olumsuz yanları :
Fazla entellektüellik,duygularından tamamen arınmış
olma,şizoid,alışılmışın dışında,topraklanmamış olmak,soğuk ve
mesafeli duruş,duyarsızlık,dedikoduculuk,laf ebeliği,aklı bir karış
havada olmak,yüzeysellik,değişkenlik,mantıksızlık.
Hava elementi burçları zodyakta hayvan sembolizması barındırmayan
tek gruptur.Kova,terazi ve ikizler..Bu da şu demek oluyor ki hava
elementine sahip burçlar diğer burçlar gibi dürtüsel değildir.Dürtüler
insanla hayvanı birbirinden ayıran en belirgin farktır.Yani bu da hava
elementi burçlarının işin daha çok hava kısmında,yani insani ve akıl
kısmında olduklarını ifade ediyor.Bu da onların insanlık
adına,insanlığın ilerlemesi adına yolların önünü açabilmek
demektir.Yani ilerisi için söylediği şeyin,hepimizin yararına olduğu
anlamına gelmesi demektir. Onlara göre doğa aynı faydalanılması
gereken bir yer olmanın ötesinde aynı zamanda anlaşılması da
gereken bir yerdir.Herhangi birine veya bir duruma sinirlenseler bile o
sorunun üzerine çıkarak,sorunla zarif bir şekilde ilgilenebilme
yetenekleri vardır.Olay ve durumları mantık yoluyla açıklama ve
harekete geçmeden önce de bolca düşünme vardır.
Carl Gustav Jung hava elementini direkt düşünme ile özdeşleştirir :
''Düşünme,düşünceler arasında bağlantı kurarak,genel bir kavrama
ulaşma ya da bir soruna çözüm getirmeyi amaçlar.Olayları
anlayabilmemizi sağlar.Düşünme işlevi baskın olan insanlar,bilgiyi
mantıksal ve nesnel bir yöntemle çözümlerler.Böyle insanlar karara
varmadan önce bütün savları ve işin içindeki mantığı,eleştirel bir
şekilde incelerler.''
Doğum haritasında hava vurgusu düşük ise :
Madde veya hareketlerle ilgileniyor olduklarından muhtemelen
bunun farkında olmayacaklardır.Kendi davranışlarına uzaktan
bakmakta zorluk,yeni fikir ve insanlara açık olmakta zorluk,çok
Entelektüel olan insanlara güvenmeme,sinir sistemi zayıflığı,ruhsal
kökenli rahatsızlıklar.
Doğum haritasında hava vurgusu yüksek ise :
Aşırı aktif ve daha çok kafasının içinde yaşayan bir insan tipi,sinir
sisteminin aşırı derecede aktif oluşu ve fazla rasyonelleştirme.
SU ELEMENTİ
Su elementi insana sakinlik,dinginlik ve huzur duyguları
hissettirir.Vücudumuzun da neredeyse %70'i sudan ibarettir.
Mitolojilerde de zaten çoğu şeyin sudan yaratıldığı söylenir.Su
elementi birleştirici özelliğe sahiptir.Su,soğuk ve nemli bir
elementtir.Soğuk olan her şeyi bir merkezde birleştirir.Merkezde
birleşmek demek ayrılmamak demektir.Hatta alakasız şeyleri de içine
katmak demek.Alakasız şeyleri içinize kattığınız zaman,birleştirici ve
besleyici olursunuz.Birleştirici su özelliğine sahip insanın bu sebeple
her şeyi bir araya getirip birleştiren ve bu birleşim sayesinde de daha
sonra kendini geliştiren bir özellik vardır.Anne karnındaki fetus da bir
su kesesi içindedir.
Bu birliği temsil eder.Çünkü nemli olan şeyde değişkenlik ve hareket
vardır.Suyu düşündüğümüzde saydam,bulunduğu yerin şeklini
alan,bulunduğu yere göre şekil değiştiren bir yapıya sahiptir.Bu
sebeple su elementi burçlarında ayrılmaya karşı çok büyük bir direnç
vardır.Ayrılmayı bilmediği gibi başlamayı ve başlatmayı da bilmez.Su
aynı zamanda ortak bilinçaltını ifade eder.Su grubuna ait burçlar
sudan uzak bölgelerde kendilerini çölde yaşıyor gibi hissederler.Su
ortak bilinçaltını sembolize ettiğinden su grubu burçlar çok fazla
korku temelli bilinçaltı dürtüleriyle hareket ederler ve ne yazık ki
bunun farkında da olmazlar.Korkularından dolayı bazı şeylere
saplantılı şekilde takılıp kalabiliyor ve bu durum onu sağlıksız ilişkiler
yaşamaya sevk ediyor. Su,arınma ve şifalanmakla da çok yakından
ilgilidir.
Yeryüzünde bataklık,dere,nehir,göl,okyanus..vs olmak üzere çok
çeşitli su kaynağı vardır.Dinlerde vaftiz,abdest..vs hep su kullanılarak
yapılan ritüellerdir. Ateş grubu bir insan ışığıyla aydınlatıp farkındalık
kazandırıcı bir şekilde etrafını şifalandırırken,su grubu bir insan ise
karşısında konuşan kişiyi ne söylediği veya ne yaptığına bakmaksızın
ayırd etmeden,komple kabul edip içine aldığı ve birleştirebildiği için
şifalandırmayı bu yolla gerçekleştirir.Su sadece yüzeyden
oluşmaz;onun derinlikleri de vardır.Bu sebeple bir su grubu insan
yüzeyde oldukça dingin ve sakin görünse de onun en derinlerinde
yaşadığı bir takım duygu patlamaları,gel gitler ve huzursuzluğu
( özellikle ateş+su beraberliğinde),kendini kontrol edememe
nedeniyle birden verilen duygusal tepkileri çok fazla farkında olup
anlamak zordur.Onu temelde her şeyi halletmiş gibi görebilirsiniz ama
temelde çok büyük bir kazan kaynıyordur.
Suya baktığımızda nasıl kendi aksimizi görüyorsak,su da bizim
kendimizle karşılaşmamıza ve yüzleşmemize ön ayak olan bir
elementtir.Su kendine yabancı olmamak demek,kendi duygusal
ihtiyaçlarının farkında olmak demek.En büyük insani yanımız
duygularımız aslında.Zira tüm kararlarımızı aslında aklımızdan çok
duygularımızla alıyoruz. Bir şeyi satın alırken bile işin altında duygusal
sebepler yatar.Su insanı için duygu ,dürtü ve bilinçaltının bu kadar işin
içine girmiş olması,yani kontrol edilemeyen dünyanın bu denli aktif
olması dışarıya karşı olan davranışlarında bir dengesizlik durumuna
sebep olur.Yani çocukluk dönemlerinden ve bilinçaltının
derinliklerinden gelen ,korku,kaygı ve endişelerinin çok yüksek
olduğunu söyleyen birsürü şey vardır aslında.O nedenle bu
bilinemezcilikten dolayı,su insanlarının yaşamlarında,aydınlatması
gereken çok şey olduğunu gösteriyor.Tıpkı Narkissos'un kendisini
suyun yüzeyindeki yansımada görmesi gibi bir insanın en güzel şekilde
kendisiyle bağ kurabilmesi için duygularıyla bağ kurması gerekir.Hatta
psikologlar ilk seansta ağlamayan danışanlar için onların duygularıyla
bağlarını kesmiş olabileceklerinden şüphelenirler.Gözyaşları da sudan
oluşur bilindiği üzere.
Kişinin kızgınlığını,öfkesini,sevgisini..kısaca tüm hislerini ortaya
koyabildiği bir belirteçtir ağlamak. Ve bu sebeple bunu
gösterebilmek,yani ağlayabilmek kendinizle olan bağınızın hala yakın
olduğunu gösterir.Kişinin kendiyle bağının yakın ve uzak olmasının da
elbet avantaj ve dezavantajları vardır.Kişi su elementi fazlalığında;
kendi arzu,duygu ve ihtiyaçlarına bu kadar çok kulak dayadığı zaman
bunları ifade etme konusunda yetersiz kalabilir.Ve çok farklı,anlamsız
bazı ilkel davranışlarla bunu ortaya koymaya da teşebbüs edebilir.
Hayatında ilk defa tuvali önüne koyup resim yapmaya çalışan birini
düşünün.Burada kişi eksi olan şeyi kompanze etmek için aşırıya kaçar;
aşırı çocuksu,aşırı duygusal,zamanla bağ kurduğu kişi,şey veya
durumlardan daha zor ayrılan,hatta ayrılamayan,daha bağımlı,daha
hassas,daha alıngan bir insan halini alır.Burada duygularına karşı iki
farklı tavır alır: Ya onlar ypkmuş gibi davranır ya da aşırı dikkate
alır.Zaten bu, insanların genelinde içsel olarak eksik olan şeyleri
göstermenin iki zıt yolunu ifade etmektedir genel olarak.
Su elementinin olumlu yanları :
Duyarlı,açık,savunmasız,derin duygular,ruhsallık,sempati ve empati
yeteneği,emen,birleştiren,direkt olmayan,incelik
sahibi,akan,koruyan,iyileştiren,bağlantılı olma hali.
Su elementinin olumsuz yanları :
Yaşamda elle tutulup,gözle görülmeyen şeylerin rol
oynaması,duygularla temas,acılı süreç,bilinçdışı tarafından sürekli
uyarılıyor olmasına rağmen bunun ne olduğunu bir türlü bilememe&
isimlendirememe,saplantılı arzular,aşırı korkular,en ufak şey
karşısında aşırı tepki,tutarsız ruh hali,kolay etkilenme,teslimiyetle
elde etme,duygusal güvenlik,sevme,sevilme,farkındalık yoluyla
bilinçlenme gerekliliği,ilişki kurmaya veya yaptığı işlere tüm duygu
yoğunluklarıyla girmeye ihtiyaç,duygusal aktiviteye izin veren işlerle
ilgilenme,sorunun her türünden nefret(akrep hariç),sezgiyi sorunların
çözümünde kullanma.
Su grupları dengeye gelebilmek için kendilerine karşı katı , kararlı ve
ödün vermez bir yaklaşım içinde olmalıdırlar. Carl Gustav Jung,
duygusallık yanıyla hissetme yönü yoğun olan su grupları için şöyle
demiştir :
''Hissetme, değerlendirme işlevi görür.Bir düşün, olumlu ya da
olumsuz olmasına göre o düşünü kabul ya da reddeder.Hissetme
işlevi baskın olan insanlar,bilgiyi değerle ve öznel izlenim yoluyla
yorumlar.Bir karar vermeden önce mantık ya da ilkeyi değil,insan
boyutunu göz önünde bulundurur.''
Doğum haritasında su vurgusu düşük ise:
Psikolojik,duygusal ve fiziksel sorunlar,kendi duygularıyla temasa
geçmekte zorlanma,diğer insanlara empati geliştirmekte
zorluk,soğuk.mesafeli ve duygusuz,sempatiden yoksun,duygusal
yapıyı inkar edebilme,duyguları ifade edebilen insanlara
bağımlılık,acıdan korkma,kendi duygusal ihtiyaçlarıyla
ilgilenmeme,paylaşılmayan duyguların toksin ve sorun
oluşturması,duyguları anlatım tarzında görülen çocuksuluk.Bu kişilere
en iyi tavsiye : sanatın birçok dalını (müzik,resim..vs) duyguların çıkış
yoluolarak kullanmayı öğrenmek.
Doğum haritasında su vurgusu yüksek ise:
Okyanusta kaybolma,çok derin sevgi,aşırı duyarlılık,her türlü dürtüye
aşırı tepkisel,kimseye gereksinim duymayacak kadar kendi kendine
duygusal yeterlilik,hayalperestlik,irrasyonel,manipülatif,kendisini
diğerlerinden ayırmakta zorluk.
TOPRAK ELEMENTİ
Doğada tüm bitkilerin kökleri topraktan gelir ve toprak son derece
dayanıklıdır. Katı ve kuru olmasına rağmen elinize aldığınızda şekle
giren,ayrılmayan bir doğaya sahiptir.Yani tutucu bir yanı
vardır.Maddiyata ve paraya değer vermesinin en büyük
nedenlerinden birisi aşırı derecede tutma ve biriktirme eğilimi
içerisinde olmasından ileri gelir.Tutma ve biriktirme eğilimi içerisinde
olmak aslında bir nevi vermeye,bırakmaya karşı bir yapı
oluşturur.Kendini maddi varlıklarla güven ve altında hissetme eğilimi
onu her şeyi tutmaya ve biriktirmeye yönlendirir.Genelde insanların
haritalarında baskın olan iki elemen vardır.Diğerleri ise bilinçaltı
düzlemde işler.Toprak gruplarında bağlarından ayrılamamak sık
görülen bir özelliktir.Geleneksel olmasının en büyük nedenlerinden
birisi de budur aslında.5 duyu organıyla algıladıkları dışında,gördüğü
şeyleri gerçek,göremediklerini ise gerçek dışı olarak nitelendirir.
Bir yandan da yaşamın gerçekleriyle bu kadar haşır neşir olmak bir
yerde kaçınılmaz başarıyı da getirmektedir. Var olan formlarını
muhafaza etme çabası,beraberinde inatçılığı da getirir. Var olan
formunu değiştirmek istemez.Yeni şeylere karşı bu sebeple oldukça
temkinlidir.Genellikle ruhun coşkulu,eğlenceli,çocuksu tarafını
hissetmekte problem yaşar.Yeni deneyimlere kapalı oluşu onun
yaşamını tekdüze hale getirir.Alma verme dengesinde sorun yaşar.
Sürekli alır fakat vermeyi bilmez.Sezgilerinden ziyade,aklına daha çok
güvenir.
Toprak ana Gaia olarak geçer ve son derece besleyicidir.Su da toprak
gibi besleyicidir.Fakat ikisi arasında bir fark vardır.Suyun besleyiciliği
aslında her şeyi içine alandır.Bütün canlıları yani tüm kolektifi içine
alır ve yaşama başlar.Fakat toprağın yaratıcılığı oradan bireyleri
maddeleştirmektir. Bireyleri doğurmaktır.Oradaki yaratıcılık toprağın
dönüşmüş halidir.Su en baki olandır,toprak ise ondan sonra
şekillendirir aslında.
Toprak elementinin olumlu yanları :
Pratik,realist,üretici,güvenilir,işine
bağlı,çalışkan,metodik,sistematik,materyalist,hırslı,iddialı,dayanıklı,ko
ruyucu,sabırlı,düzenli,yerde çakılmışçasına değişime
dirençli,temkinli,geleneksel,özenle planlayan,disiplinli,kendine ait
alanlara girildiğinde tehlikeyi savuşturmada
aşırılık,toplamak,biriktirmek,tutuculuk,sorunun yükünü yavaş yavaş
aşma,harekete geçiren uygulamalara dönük,yararlı sonuca ulaşacak
olanlara ilgi.
Toprak elementinin olumsuz yanları :
Maddi dünyayla temas içinde olmak,sezgilerden çok mantığa
güvenmek,kendisine ait olan herhangi Bir şey tehlikeye girdiğinde
savunabilme yetisi,gelecek olasılıkları ile ilgilenmeme,dar
görüşlülük,hayal gücünden yoksunluk,alışkanlıklara
bağımlılık,uygulamaya dönük başarı elde etme,duvara toslarsa soruna
tüm gücüyle vurma.
Toprak elementlerinin almak kadar vermeyi de öğrenmesi
gerekmektedir.
Carl Gustav Jung'un toprak elementleri için ifade ettikleri :
''Duyum:duyu organlarının uyarılması sonucunda algılanan duyumları
içerir.Duyular baskın işlev ise doğrudan doğruya deneyimlere
odaklanılmak istenir.Gözlem gücü yüksek ve bütün ayrıntıları aklında
tutabilir:''
Doğum haritasında toprak vurgusu düşük ise:
Gereklilik,zorunluluk ve kısıtlanmalarla uyumsuz olmak,kendini bu
dünyada yokmuş gibi hissetmek,fiziksel ihtiyaçlarını ihmal
etmek,yemeyi,egzersiz yapmayı,dinlenmeyi unutmak,renksiz bir cilde
sahip olunması,para ve değerlerle ilgili zorluk,hipokondri ( hastalık
hastalığı,hastalık korkusu).
Doğum haritasında toprak vurgusu yüksek ise:
Şeyleri oldukları gibi kabul etmeye eğilim,hayal gücü
eksikliği,meslekleri tehlikeye girdiğinde kendilerini tehlikede
hissetmeleri,sıkı,darkafalı ve inatçı olmaları,takıntılı,tutucu,haris ve
aşırı sahiplenici olmaları.
Kişinin haritasında toprak vurgusu düşük ise; bu toprak elementi
enerjileriyle enerjiyle bilinçsizce temas içindedir( yani o enerji bilinç
yüzeyinde,bilinç üstünden ziyade bilinçaltı düzlemde çalışıyor
demektir).O alanı bilinçaltına bu kadar çok bastırmak demek,onun
yüzeye çok daha kuvvetli bir şekilde çıkıp,kişinin davranışlarını
otomatik olarak yönlendirecek demektir.O nedenle toprak vurgusu
düşük olan kişilerin geliştirmesi gereken alan burasıdır.Tam tersi
haritada toprak vurgusu yüksek ise ;o elementle günlük hayat içinde
fazla haşır neşir olduğu için o deneyim alanına fazla değer verme
görülür.

You might also like