Professional Documents
Culture Documents
38 A 975 F 4991666 F 1 A 2 D 3
38 A 975 F 4991666 F 1 A 2 D 3
güneş bulutların arasından bir görünüp bir kayboluyor, birden çıkan rüzgar çiçek
açmaya başlayan ağaçlara hafif hafif çarpıp, çiçeklerini yere dökerek yolları, bahçeleri ,farklı renkte
çiçeklerle süslüyordu. Çiçeklerle süslü sokaklarda yürüyen, telaş içinde bir yerlere yetişmeye çalışan
insan sesleri, araba sesleri, az da olsa bu gürültüde duyulan kuş cıvıltıları gökyüzünün sessizliğini
bozuyordu. Sokaktaki araba seslerine bir de okulun zil sesi eklenerek var gücüyle gökyüzünde
yankılanmaya başladı. Bir okul günü daha bitmiş çocuklar çantalarını omuzlarına takmış, ellerinde
sabahın hafif esintisinden, soğuğundan korunmak için giydikleri ceketler ile okuldan çıkıyorlardı.
Bazıları Kendi aralarında konuşarak bazıları da düşünceli bir şekilde evlerine doğru yürüyorlardı.
Mehmet ve arkadaşları da öğretmenlerinin sınıfta bahsettiği yarışma hakkında konuşup fikir
alışverişinde bulunuyorlardı. Öğretmenleri sınıfta kurtuluş savaşıyla ilgili duygularını,düşüncelerini
kağıda yazarak dağıttığı zarfa koyup sınıfta bulunan kutuya koymalarını istedi. Beş günün sonunda
yarışma bitecek ve her sınıftaki kutuya koyulan zarflardan en çok beğenilen seçilecekti. yarışmayı
kazanan öğrenciyi ailesinden bir kişi ile Çanakkale gezisine gitmeye hak kazanacaktı.
Sabah mutfaktan gelen mis kokularla uyandı. Saate baktı okula gitme zamanı yaklaşıyordu. Ellerini
yüzünü yıkayıp okul kıyafetlerini giydi. Okula gitmek için sabırsızlanıyordu. Öğreneceği daha çok şey
vardı. O sabırsızlıkla hızla kahvaltısını yaptı ve okula doğru yola çıktı. Bir yandan yürüyor bir yandan da
düşünüyordu. Bu yollarda rahat rahat yürüyebiliyordu ama kurtuluş savaşında bu mümkün değildi.
Sokaklarda insanlar özgürce yürüyemiyordu. Diyerek kurtuluş savaşı kahramanlarına ve atatürke bir
kere daha minnet duydu.
Okula gelmişti. Herkes sınıflarına çıkıyordu. Ders başlayacaktı birazdan. Mehmet de merdivenlerden
çıkıp sınıfına girdi. Dikkatini zarfların koyulduğu kutu çekti. Öğrencilerden bir kaçı kutuya zarfları
atmıştı bile. Ne kadar da çabuk yazmışlar diye şaşkınlıkla düşünmeye başladı. Uzaklardan bir ses
duyuldu. Ali mehmeti çağırıyordu. Alinin sesi mehmetin Düşüncelerden sıyrılmasını sağladı. Kurtuluş
savaşı ile ilgili bir şeyler düşünebildin mi diye sordu ali. Bahçede haylazla oynarken aklıma dedem
geldi. Dedemle kurtuluş savaşı hakkında konuştuk biraz. Kuvayimilliye kısmında kaldık dedem bana
sordu ama ben kuvayimilliyeyi bilmediğim için cevap veremedim. Sen biliyor musun kuvayimilliyeyi
dedi. Ali şaşkın gözlerle mehmete baktı o da ne ilk defa duyduğum bir kelime dedi. Alinin cümlesini
bitirmesiyle zil çaldı ve herkes sıralarına geçti. Öğretmenleri sınıfa girdi. İlk ders sosyalbilgiler dersiydi.
Herkes kitaplarını açmış öğretmenlerini dinliyordu. Leyla öğretmen kurtuluş savaşı konumuza devam
edeceğiz dedi.geçen derslerimizde atatürkten ve milli müzadele kahramanlarımızdan bahsettik.
Bugün de bu kahramanlarımıza devam edeceğiz ve bu konuyu bitireceğiz dedi. Mehmet hemen
parmak kaldırdı ve söz hakkı aldı. Öğretmenim kuvayimilliye nedir. Dedemle dün bu konuyu konuştuk
ama ben bilmediğim için bir şey söyleyemedim dedi. Öğretmen gülümseyerek çok güzel bir konuya
değindin Mehmet bugünkü anlatacağım konu arasında kuvayimilliye de var dedi. Sınıfa dönerek
kuvayimilliye kelimesini aralarında duyan olup olmadığını sordu. Sınıftan ses çıkmadı bunun üzerine
öğretmen anlatmaya başladı. Kuvayimilliye halkın bir topluluk oluşturarak ülkemizi savunmasıdır.
Biliyorsunuz askerler polisler var ülkeyi koruyan ama kuvayimilliye bunlardan farklı olarak halktan
kişilerdir. Yani halkın kendi kendini savunmasıdır diyebiliriz dedi. Mehmet sorusuna bir cevap
bulmuştu. Öğretmen kalan sürede dersleri anlattı. O gün Mehmet için çok hızlı geçiyordu. Diğer
dersler de birbiri arkasına devam etti ve son zil sesi de duyuldu. Herkes evlerine doğru gitmeye
başlamıştı. Mehmet sorusunun cevabını bulduğu için mutluydu. Eve bir çırpıda gitti, ellerini yüzünü
yıkadı, okul kıyafetlerini çıkardı ve dedesinin yanına gitti. heyecanla ve mutlu bir şekilde dedesine
sorunun cevabını buldum dede. Kuvayimilliye halkın kendi kendine savunmasıymış öğretmenimiz
bugün derste anlattı dedi. Mahsun dede oğlum yavaş önce gel bakalım sana şöyle bir sarılayım hemen
anlatmaya başladın Mehmet gülerek dedesine sarıldı. Ama dede ne yapayım çok heyacanlıyım bu
ödülü almayı çok istiyorum. Biliyor musun dede bugün birkaç kişi ödevini bitirmişti ben daha
başlamadım bile dede dedi. Mahsun dede mehmete dönerek endişe etme evlat yetiştireceksin. Gel
bakalım kuvayimilliyeyi de öğrendiğine göre dün yarım kalan konuşmamıza devam edelim. Mehmet
dikkatli bir şekilde dedesini dinlemeye başladı. Kurtuluş savaşında halktan bazı kişiler ön plana çıktı
bunlar kimler biliyor musun evlat. Bazılarını biliyorum dede aklıma gelenler sütçü imam, ali saip bey
ve şahin bey. Evet doğru söyledin. Bu kahramanlar ülkesini canı pahasına savunmuş kişilerdir.
Kahramanmaraşta sütçü imam, urfada ali saip bey, antepte şahin bey halkı koruyan kahramanlardır.
Düşmanlar karşısında dimdik durmuş ve ülkeyi savunmuşlardır. Bu kahramanlar gibi daha niceleri
vardır. Mesala tayyar rahmiye hanım var neden ona tayyar denildğini biliyor musun diye mehmete
sordu. Mehmet başını iki yana salladı. Mahsun dede konuşmaya devam etti. O kadar hızlı hareket
ediyormuş ki Atılgan hareketlerinden dolayı uçan anlamına gelen tayyar unvanı verilmiş. Mehmet
dedesine dönerek. Unvanının hakkını veren bir kahramanmış dede. Dedi. Evet evlatdoğru
söylüyorsun. Daha böyle ünvanının hakkını veren bir sürü kahraman var. Kurtuluş savaşı ile ilgili
bilgiler kafanda daha net bit şekilde canlandı mı evlat. Eveet dede çok teşekkür ederim artık yazmaya
başlayabilirim. Dedesine sarıldı ve kendi odasına gitti. boş bir kağıt çıkardı masanın üstüne koydu.
Yazmaya başladı. Dedesinin anlattıklarını, öğretmeninin söylediklerini, kitaptaki yazanları göz önüne
alarak yazdı. Yazma işi bittikten sonra zarfa koydu ve çantasına yerleştirdi. Çok heyacanlıydı. Geriye
sadece sonucu beklemek kalıyordu. Diğer günler de su gibi aktı geçti. Kutuya koyulan zarflar birer
birer çoğaldı ve nihayet dört gününün sonunda kutular toplandı yazılanlar okundu. Sonunda
yarışmayı kazanan açıklanacaktı. Mehmet çok heyacanlıydı. Müdürleri kürsüye çıktı kazanan kişiyi
açıkladı. Kazanan Mehmet olmuştu. Emeğinin karşılığını almış ve çok mutlu olmuştu. Ödül için de
çanakkleye dedesiyle birlikte gitti. o muhteşem şehri doya doya gezdi.