Professional Documents
Culture Documents
Tasavvuf Ve Harflerin Sırları
Tasavvuf Ve Harflerin Sırları
Harfler kelimelerin yapı taşlarıdır. Kelimeler harflerden oluşur. Dolayısıyla harflerin sırları kelimelerde birleşerek onlara
anlamlar ve sırlar yüklerler. Kelimelerin sırlarını anlamak için harflerin sırlarını anlamak gereklidir. Harflerin sırlarını
anlamak ve onların kelimelerdeki etkilerini incelemek kolay bir iş değildir. Ancak sırlar ilmine vakıf olan insanlar keşif
yoluyla bu sırları algılayabilirler.
Her alem için olduğu gibi, harfler aleminin de kendisiyle ibadet e ği bir şeria vardır. Onlara yönelik hitap sadece emirdir.
Onlarda yasak bulunmaz. Harfler yükümlü insan alemi gibidir. Başka alemlerden farklı olarak, yükümlü tutulmada değil,
hitapta kendisine ortak r. Onların içinde kendi türlerinden elçiler vardır. Harfler alemi dil bakımından en fasih ve açıklama
yönünden en saf alemdir. Onlar da insan gibi bütün hakikatleri kabul ederler. Alemin diğer kısımları ise böyle değildir. Bu
nedenle insanlarda olduğu gibi harflerin içinde de Kutup vardır. Harflerin kutbu Elif harfidir. İnsanlarda kutup makamı her
şeyi ayakta tutan haya r. Bu makam kutuba özeldir. Çünkü o, bütün himme yle alemde dolaşır. Elif te ruhaniye nin her
yönünden harflere sirayet eder. Elif harfinin boğazda, harflerin seslerinin çıkış yerlerinin sonundan, ki o nefesin çıkış yeridir,
nefeslerin son çıkış yerine kadar nefes olarak yayılır ve dıştaki havaya kadar uzar. Dolayısıyla elif bütün harflerin
mahreçlerini (çıkış yerlerini) dolaşmış olur. Yani elif harfinin sesi ortaya çıkınca bütün harflerin sesleri de ortaya çıkmış olur.
İşte bu, Elif’in her şeyi var eden olmasıdır. Bu özellik Elif’e ait olan 1 rakamının yönünden de geçerlidir. Bütün harfler Elif
harfine yerleşir ve ondan oluşur. Fakat Elif ise onlara yerleşmez. Elif ancak kendi ruhaniye ne yerleşir. Aynı şekilde 1 de
sayılara yerleşir ama kendisi sayı değildir.
Harflerden ikisi imamdır. Bunlar illetli Vav ve Ya’dır. Onlar uzatma, yumuşatma harfleridir. Evtâd (direkler) ise dört tanedir:
Elif, Vav, Ta ve Nun. Onlar irabın alametleridir. Harflerden ebdal (bedeller) ise yedidir: Elif, Ya, Vav, Nun, Te, zamir Te’si ve
Kef’i ve He’si.
Allah Kur’an’daki bilinmeyen (muka aa) harflerin ilkini yazıda Elif (Bakara suresinin başı), la zda Hemze, sonuncusunu ise
Nun (Kalem suresinin başı) yap . Elif, Zat’ın yetkin varlığının remzidir. Çünkü o herhangi bir harekeye muhtaç değildir. Nun
alemin bir yarısının remzidir. Söz konusu kısım birleşik alemdir. Birleşik alem felekten ortaya çıkan dairenin yarısıdır. Diğer
yarısı ise akledilir Nun’dur. Akledilir Nun, nokta ile işaret edilmiş r. Akledilir Nun görülseydi ve ruh aleminden in kal
etseydi, hiç kuşkusuz kuşa cı daire olurdu. Fakat varlığın yetkinliğinin bağlı olduğu bu ruhani Nun gizlenmiş ve duyulur
nokta ise ona delil yapılmış r.
Harflerin Mertebeleri
Harfler çeşitli mertebelere sahip rler. Yalın olarak harfler dört kısım mertebededir. Birinci kısım, mertebeleri 7 felek olan
harflerdir. Bunlar Elif, Ze ve Lâm’dır. İkinci kısım, mertebeleri 8 felek olan harflerdir. Bunlar Nun, Sad ve Dat harfleridir.
Üçüncü kısım, mertebeleri 9 felek olan harflerdir. Bunlar Ayn, Gayn, Sin ve Şın’dır. Dördüncü kısım ise mertebeleri 10 felek
olan harflerdir ki bunlar da geri kalan on sekiz har ir. Buna göre her harf, ya 7, ya 8, ya 9 ya da 10 feleklten meydana
gelmiş r. Buna göre bütün yalın harflerin meydana geldiği feleklerin toplam sayısı 261 dir.
Bir harfin meydana geldiği feleklere göre tabiatları farklı olur. Felekler arasında girişimler ve iç içe geçmeler söz konusudur.
Feleklerin hareketlerinden, unsurların temel belirleyicisi olan sıcaklık, kuruluk, soğukluk, yaşlılık oluşur (bak: Menziller,
Burçlar ve Unsurlar Feleklerinin Sırları). Hareke nden sıcaklığın meydana geldiği feleklerin sayısı 203 tür. Hareketlerinden
kuruluğun meydana geldiği feleklerin sayısı 241 dir. Hareketlerinden soğukluğun meydana geldiği feleklerin sayısı 65 dir.
Hareketlerinden yaşlılığın meydana geldiği feleklerin sayısı 27 dir.
Kendisine ait olan harflerin Elif, Ze, Lâm olan yedili mertebe, yükümlü tutan ilahi mertebeye ai r. İnsanın harfler
aleminden payı, Nun, Sad ve Dat harflerinin ait olduğu 8 li mertebedir. Cinlerin harfler aleminden payı, Ayn, Gayn, Sin ve
Şın’ın ait olduğu 9 lu mertebedir. 10 felekten oluşan harflerin mertebesi de meleklerin harfler aleminden payıdır.
İlahi mertebenin üzerinde bulunduğu hakikat nedeniyle, bu harflerden ilahi mertebe için üç şey meydana gelir. Bu üç şey
Zat, Sıfat ve Zat-Sıfat arasındaki bağdır. Bu bağ sayesinde sıfa n Zat tara ndan kabul edilmesi gerçekleşir. Çünkü sıfat,
kendisiyle nitelenme ve onun gerçek konusuna ilişmek hakkına sahip r. Mesela ilim, kendisini bilene ve bilinene bağlar
(bak: 3 sayısının özelliği, Tasavvuf ve Sayılar). İrade, kendisini irade eden ve edilene bağlar.
İlahi mertebenin tahsis edildiği Elif, Ze ve Lâm harfleri, başlangıcın reddine delalet eder ki o da ezel demek r. İlahi mertebe
ve insan mertebesine tahsis edilen harflerin sayısı eşi r ve 3 tür. İnsan mertebesine tahsis edilen harfler Nun, Sad ve
Dat’dır. Kul ilahi sure ne göre yara lmış olması nedeniyle Rabbine olduğu gibi kendisine de üç harf tahsisi edilmiş r. Ancak
kulluk, ilah olmayı sağlayan hakikatlerde Rabliğe ortak değildir. Hak, kadîm olmak özelliği ile kullarından farklı olduğu gibi,
kullar da sonradan olmak özelliği ile Allah’tan farklıdır.
Kulun üç hali vardır: Birincisi başkasıyla değil sadece kendisi ile olan halidir. Bu hal, içinde kalbinin her şeyden gafil olduğu
vaki r. İkincisi Allah karşısındadır. Üçüncüsü alem ile olduğu vaki r. Allah Teâlâ ise bahse ğimiz bu konuda bizden
farklıdır. Çünkü O’nun iki hali vardır: Birincisi kendisi nedeniyle, ikincisi yara kları nedeniyle olan halidir. Hakk’ın üzerinde
herhangi bir varlık yoktur ki Hakk’ın o şeye ilişmesi söz konusu olsun.
İnsan mertebesine ait olan Nun harfinde öyle sırlar vardır ki, bunları sadece ölmeden önce ölen kişi işitebilir. Elif, Ze ve Lâm
harfleri Hakk’ın ezeli olduğunun bilgisini verdiği gibi, Nun harfi de insanın ezeli oluşunun bilgisini verir. Şu var ki, ezeli oluş
Hakk’ta açık r. Çünkü Hakk, Za gereği ezelidir ve O’ndan öncesi yoktur. İnsanda ise ezeli oluş gizlidir ve bilinmez. Çünkü
ezeli oluş insanın za nda açık değildir. İnsanda ezeli oluş, ilahi ilimde bulunuşu yönü nedeniyle geçerli olabilir. Dışta
sure ne göre var olduğu sübut haline ilişen ezeli – kadim ilimde bulunması yönüyle insan ezeli olarak mevcu ur. Sübût
hali, dışta (evrende) var olmak ile yokluk (gayb aleminde) arasında ki bir ara durumdur ve ilahi ilimde bulunuşa işaret eder.
Yani insanın ezeli oluşu, Allah Teâlâ’nın ilminde mevcut olması yönü bakımındandır. Bu konuyla ilgili keşif yoluyla tespit
edilmiş bir çok sırlar mevcu ur. Bununla beraber, Arif, bu sırları bilgi ve meşrebinde ehli olanlar arasında veya teslimin en
üst derecesinde bulunanlara açıklar. Bu iki sını n dışındakilere ise bu sırların açıklanması haramdır.
Harflerin sırları anla larak tüke lemez. İbn Arabî Hazretleri bu konuda Fütûhât-ı Mekkiyye adlı eserinde şöyle
söylemektedir:
“Bu harflerin sırlarından ve hakikatlerinin gereklerinden söz açmış olsaydık, el yorulur, kalem yaya kalır, mürekkep kurur,
Levh-i Mahfuz bile olsa kağıt ve levhalar ye şmezdi.”
Bu konu ile ilgili ayetler şunlardır:
“Deki: “Eğer Rabbinin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, deniz muhakkak
tükenecek r, bir mislini daha yardımcı yardımcı ge rsek bile.” (Kehf, 18/109)
“Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz daha kendisine destek olduğu halde mürekkep
olsa, yine de Allah’ın kelimeleri yazmakla tükenmez. Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Lokman,
31/27)
Kelimelerin sırları
“Kelime” sözcüğü yara anlamına gelen kelem’den üre lmiş r. Kelimeler harflerin birbirine eklenerek düzenlenip,
harekelendirilerek elde edilmişlerdir. Kelimeler oluşmadan, harekelerin alemiyle harfler aleminin karışmasında bir yarar
yoktur. Harflerin kelime halinde düzenlenmesi, yara lışımız hakkındaki şu aye eki duruma benzer: “Onu düzenleyip
ruhumdan üflediğimde” (Hicr,15/29). Buradaki ruhun üflenilmesi, kelimenin düzenlenmesinden sonra söz konusu harflere
harekelerin konulmasıdır. Böylece, ruh üfleme sayesinde içimizden birisi insan diye isimlendirildiği gibi, harflerin birleşip
harekelenmesinden de kelime diye isimlendirilen başka bir yara lış meydana gelir. İşte kelime ve la z (söz) alemi, harfler
aleminden böyle ortaya çıkar.
Buna göre kelimeler için harfler, cisimlerimizin varlığını ayakta tutmak için su, toprak, ateş ve hava gibi maddelerdir.Bu
maddelerin birleşiminden sonra Allah emrinden olan ruhunu ona üflemiş ve insan olmuştur. Aynı şekilde rüzgar da is dat
kazandığında kendisine ruh üflenip cin oluşur. Işık is dat kazandığında ilahi emirden olan ruhun üflenişini kabul ederek
melek oluşur.
Bu yapı ortaklığından dolayı, kelimelerin bir kısmı insana benzer ki bu kısım çoğunluktur. Bir kısmı melek ve cinlere
benzerler ki bunlar görünmezdir. Bunlar azınlık rlar.
Kelimeler içindeki her harf kendi hakika nin gerek rdiği şeyi onda meydana ge rir. Kelimelerin hakika , harflerin
hakikatlerinin birleşimi ile oluşur. Eğer harflerden biri kelimeyi terk ederse kelimenin hakika kaybolur ve yok olur.
Harfler kelimeler içinde bazen tekil, bazen çi ve bazen çoğul halindedir. Bunların da anlamları vardır. Tekil yapılanlar kulun
kalın sının ezeli olarak silindiğine ve yok olduğuna işaret eder. Çi yapılanlar, hal olarak kulluk kalın sının varlığına işaret
eder. Çoğul yapılanlar, sonsuz olan bilgilerle ebede işaret eder.Başka bir ifadeyle, teklik ezelî deryaya, çoğul ebedî deryaya
ve çi ise Muhammedî berzaha ai r.
Allah’ın kelimelerini inceleyip öğrenenler için şaşılacak sır ve işaretler vardır. Bu ilahi ilimler teorik düşünce ve tefekkür
ürünü olsaydı, hiç kuşkusuz onları en kısa sürede öğrenirdi. Fakat onlar kulun kalbine peş peşe gelen Hakk’ın tecellileri ve
onun saygın ruhlarıdır. Bunlar Hakk’ın gayb aleminden “Kendi ka ndan bir rahmet ile” ve “Kendi ka ndan olan bilgi ile”
kula iner. Böyle bir ilişki ile eserlerin ve kitapların nasıl yazıldığını İbn Arabî Hazretleri aynı kitabında şöyle anlatmaktadır:
“Bizim eserlerimiz ilahi mertebenin kapısına bağlanmış kalplerdir. Kapının açılmasını gözetler ve her türlü (kazanılmış)
bilgiden soyutlanmış muhtaç bir halde bekler. Bilincini yi rdiği için o makamdayken bir şeyden sorulsa sorulanı duymaz.
www. l mvetasavvuf.com/Tasavvuf ve Harfler n Sırları.htm 2/9
11.09.2019 Tasavvuf ve Harfler n Sırları
Perdenin ardından bir şeyler kendisine parıldarsa süratle ona bağlanmaya koşar ve kendisine tanımladığı duruma göre onu
algılar. Binaenaleyh bazen bir şey, ade e, düşüncede, teorik akılda ve zâhir bilgi ve bilginlerin kabul e ği ilişkinin
gerek rmediği kendi türdeşi olmayan bir şeye bağlanır. Halbuki bunun sebebi sadece keşif ehlinin farkına vardığı gizli bir
ilişkidir.”
Bizim yap ğımız ise bu Hazretlerin anla klarını sizlere aktarmak r. Burada anla lanlar kendi aklımızla oluşturduğumuz
nesneler değildir. Sadece, İbn Arabî gibi tasavvuf ehli ilim adamlarının elde e ği keşif bilgilerini okuyucuya sunmak r.
Elif-Lâm-Mim’deki sırlar
Bakara suresinin başındaki Elif-Lâm-Mim’deki Elif tevhide, Mim yok olmayan mülke, Lâm ise ikisi arasındaki bağı
göstermektedir.
Elif-Lâm-Mim bir har ir. Onun üç sayıda olması, alemlerin birleşim olmasındandır. Üst alemde olan hemze (Elif), orta
alemde olan Lâm ve aşağı alemde olan Mim’dir.
Elif tek za r, yazının başında bulunduğunda onun herhangi bir harfe bi şmesi doğru değildir. Elif-Lâm-Mim’deki Elif, Fa ha
suresinin son kelimesi olan “dalale e olmayanlardan” ifadesinden sonra ge rilmiş, âmin ise gizlenmiş r. Çünkü o melekût
aleminden olan bir bilinmezdir.
Elif Zat’a delalet eder. İnsanın alemde halife olması gibi, Elif’te harfler aleminin halifesidir. Dolayısıyla bilinemez. O, hareke
kabul etmeyen zat gibidir. Hareke kabul etmeyince, bilinmesi ancak niteliklerin ondan soyutlanması ile mümkün olabilir. Biz
Elif’i değil, Elif’in ismini okuduk. Bu da fetha harekesiyle hemzenin okunması demek r. Bu durumda hemze, ilk yara lmış
olan şeyin yerini almış r. Hareke ise onun ilmi niteliğidir. Elif ise ancak kendinden önce bulunan ve ona bi şik harekeli bir
harfle okunabilir.
Besmele üç ilahi isme tahsis edilmiş r. Allah ismi bütün isimleri toplayan isimdir. Er-Rahman ismi genel bir niteliği gösterir.
Dolayısıyla Allah dünya ve ahire n Rahman’ıdır. Bu genel rahmet ile Allah alemdeki her şeye dünyada rahmet eder. Rahim
ismi ise, ahiret haya nda iman eden herkese tahsis edilmiş r. Alem bu üç isim vasıtasıyla ayrın lı olarak tamamlanmış r.
Besmele “Bismi” (bi-ismihi, Allah’ın adıyla) kelimesi ile başlar. Bu kelimenin ilk harfi Ba harfidir. Dolayısıyla varlık Ba harfi ile
zuhur etmiş, ondaki nokta sayesinde ibadet eden e ğinden, âbid mabuddan ayrılmış r. Söz konusu ayrım, kulun, kulluk
hakika nin gerek rdiği şekilde var olmasıdır. Şeyh Ebû Medyen (ra) şöyle demiş r: “Her ne gördüm ise üzerinde Ba
yazılıydı.”.
Bütün varlıklara eşlik eden Ba harfi, cem ve vücûd (vahidiyet mertebesi) mertebesindeki Hakk’ın mertebesindendir. Yani
her şey Ba harfi vasıtasıyla var olmuş ve ortaya çıkmış r. Ba’nın noktası, var olanları gösterir. Böylece Ba harfinde üç tür
meydana gelmiş r. Ba’nın şekli, nokta ve hareke. Alemler ise üçtür. Bunlar Ba’nın şeklinin gösterdiği melekût alemi,
noktasının gösterdiği ceberut alemi ve harekesinin gösterdiği şehadet ve mülk alemidir. Bu harflerin besmelede birleşmesi
birçok sırlar içerir.
ا (Elif) : Elif’in makamı, cem (birlik) makamıdır. Ona ait isim Allah; sıfat ise kayyumluktur. Ona ait mertebeler bütün
mertebelerdir. Elif, dairenin noktası ve çevresi, alemlerin basi ve bileşiğidir. Ona ait sayı 1 dir.
( ءHemze) : Hemze şehadet ve melekût aleminden olan harflerdendir. Çıkış yeri boğazın bi midir. Sayıda bir mertebesi
yoktur.
( بBa) : Ba harfi mülk, şehadet ve kahır alemindendir. Çıkış yeri iki dudaktandır. Yolun başı ve sonu ona ai r. Tabia
sıcaklık ve kuruluk, unsuru ateş r. Sayısal değeri 2 dir.
ت (Te) : Te, gayb ve ceberut alemindendir. Çıkş yeri Dal ve Tı ile aynıdır. Tabia soğukluk ve kuruluk, unsuru toprak r.
Sayı değeri 404 dür.
( ثSe) : Se, gayb, ceberut ve lütuf alemindendir. Çıkış yeri Zı ve Zel ile aynıdır. Tabia soğukluk ve kuruluk, unsuru
toprak r. Sayısal değeri 505 r.
( جCim) : Cim, şehadet ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri damakla dilin ortasıdır. Tabia soğukluk, sıcaklık, kuruluk,
unsuru toprak r. Sayısal değeri 3 tür.
( حHa) : Ha, gayb alemindendir. Çıkış yeri hançerin ortasıdır. Tabia soğukluk ve yaşlık, unsuru sudur. Sayısal değeri 8 dir.
( خHı) : Hı, gayb ve melekut alemindendir. Çıkış yeri hançerin ağızdan sonra gelen kısmıdır. Başının tabia soğukluk ve
kuruluk, bedeninin diğer kısmının tabia sıcaklık ve yaşlık r. Büyük unsuru hava, küçük unsuru toprak r. Sayısal değeri 600
dür.
( دDal) : Dal, mülk ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri Tı harfi ile aynıdır. Tabia soğukluk ve kuruluk, unsuru toprak r.
Sayısal değeri 4 tür.
( ذZel) : Zel, şehadet, ceberut ve kahır alemindendir. Çıkış yeri Zı harfinin çıkış yeri ile aynıdır. Tabia sıcaklık ve yaşlık,
unsuru havadır. Sayısal değeri 707 dir.
( رRa) : Ra, şehadet ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri dilin yüzeyinden ve ön dişlerin üzerindendir. Tabia sıcaklık ve
kuruluk, unsuru ateş r. Sayısal değeri 200 dür.
( زZe) : Ze, şehadet, ceberut ve kahır alemindendir. Çıkış yeri Sad ve Sin ile aynıdır. Tabia sıcaklık ve kuruluk, unsuru
ateş r. Sayısal değeri 7 dir.
( سSin) : Sin, gayb, ceberut ve lütuf alemindendir. Çıkış yeri Sad ve Ze’nin mahreciyle aynıdır. Tabia sıcaklık ve kuruluk,
unsuru ateş r. Sayısal değeri nur ehline göre 60, İbn Arabî’ye göre 303 tür.
( شŞın) : Şın, gayb ve ceberut’un orta alemindendir. Çıkış yeri Cim harfiyle aynıdır. Tabia kuru ve yaş, unsuru sudur.
Sayısal değerinur ehline göre 300, İbn Arabî’ye göre 1000 dir.
( صSad) : Sad, gayb ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri dilin iki ucu ile alt ön dişlerin biraz üstünün arasındadır. Tabia
sıcaklık ve yaşlık, unsuru havadır. Sayısal değeri nur ehline göre 90, İbn Arabî’ye göre 60 r.
( ضDat) : Dat şehadet ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri dilin ön ucu ile azı dişlerinin arasındadır. Tabia soğukluk ve
yaşlık, unsuru sudur. Sayısal değeri nur ehline göre 800, İbn Arabî’ye göre 90 r.
( طTı) : Tı, mülk ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri dilin ucundan ve ön dişlerin kökündendir. Tabia soğukluk ve yaşlık,
unsuru sudur. Sayısal değeri 9 dur.
( ظZı) : Zı, şehadet, ceberut ve kahır alemindendir. Çıkış yeri dilin iki ucu ile dişlerin uçları arasındadır. Dairesinin
tabia soğuk ve yaş, boyunun tabia sıcak ve yaş r. Büyük unsuru su, küçük unsuru havadır. Sayısal değeri nur ehline göre
900, İbn Arabî’ye göre 808 dir.
( عAyn) : Ayn, şehadet ve melekût alemindendir. Çıkış yeri hançerinin ortasıdır. Tabia sıcaklık ve yaşlık r. Sayısal değeri
70 r.
( غGayn) : Gayn şehadet ve melekût alemindendir. Çıkış yeri hançerinin ağza en yakın kısmıdır. Tabia soğukluk ve
yaşlık, unsuru sudur. Sayısal değeri nur ehline göre 1000, İbn Arabî’ye göre 900 tür.
( فFe) : Fe, şehadet, ceberut, gayb ve lütuf alemindendir. Çıkış yeri alt dudağın içinden ve ön dişlerin uçlarındandır.
Tabia sıcaklık, soğukluk ve yaşlık r. Sayısal değeri 88 r.
( قKaf) : Kaf, şehadet ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri dilin sonundan genzin üzerine doğrudur. Tabia ilk analardır.
Sonu sıcak ve kuru, diğer kısımları soğuk ve yaş r. Unsuru su ve ateş r. Sayısal değeri 100 dür.
( كKef) : Kef, gayb ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri Kaf’ın mahreciyle aynı, fakat ondan daha aşağıdadır. Tabia
sıcaklık ve kuruluk, unsuru sudur. Sayısal değeri 20 r.
( لLâm) : Lâm, şehadet ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri dilin ucundan bi mine kadar olan yerdir. Tabia sıcaklık,
kuruluk ve soğukluktur. Büyük unsuru ateş, küçüğü ise toprak r. Sayısal değeri 30 tur.
م (Mim) : Mim, mülk, şehadet ve kahır alemindendir. Çıkış yeri Ba’nın mahreciyle aynıdır. Tabia soğukluk ve kuruluk,
unsuru toprak r. Sayısal değeri 40 r.
( نNun) : Nun, mülk ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri dilin ucundan ve ön dişlerin üzerindendir. Tabia soğukluk ve
kuruluk, unsuru toprak r. Sayısal değeri 55 r.
( وVav) : Vav mülk, şehadet ve kahır alemindendir. Çıkış yeri iki dudak arasıdır. Tabia sıcaklık ve yaşlık, unsuru
havadır. Sayısal değeri 6 r.
ه (He) : He gayb harflerinden biridir. Çıkış yeri hançerinin sonudur. Tabia pkı Utarit gibi soğukluk, kuruluk, sıcaklık
ve yaşlık r. Büyük unsuru toprak, küçüğü havadır. Sayısal değeri 5 r.
( ىYa) : Ya harfi şehadet ve ceberut alemindendir. Çıkış yeri Şın harfinin mahreciyle aynıdır. Tabia ilk analardır.
Büyük unsuru ateş, küçük unsuru sudur. Sayısal değeri 10 dur.
Ebced Hesabı
Arap imlasında sayı ifadesi için bazen harflerden faydalanılır. Bu hesaba “ebced hesabı” denir. Ebced hesabı harflerin sayı
değerine dayanan bir sayı sistemidir. Alfabenin başka ve eski bir sırasına göre her harf 1’den 1000’e kadar bir sayıyı karşılar.
Harflere karşı gelen sayılar, yukarıdaki tablodan görüldüğü üzere, keşif ehli tara ndan harflerin bazı sırları yoluyla tespit
edilmiş r. Bu sayı değerleri keşif ehli arasında bazıları için farklılıklar göstermektedir. Ancak ekseriyet, aşağıda tablo olarak
verdiğimiz sayı değerleri üzerinde mutabık kalmışladır. Bu sayı değerleri bazılarının düşündüğü gibi uydurularak ortaya
çıkmamış r. Bunlar harflerin tasavvu sırlarının keşif edilmesiyle belirlenmiş r.
Harf Sayı Değeri Harf Sayı Değeri Harf Sayı Değeri Harf Sayı Değeri
ا 1 د 4 ض 800 ك 20
ب 2 ذ 700 ط 9 ل 30
ت 400 ر 200 ظ 900 م 40
ث 500 ز 7 ع 70 ن 50
ج 3 س 60 غ 1000 و 6
ح 8 ش 300 ف 80 ه 5
خ 600 ص 90 ق 100 ى 10
Arap alfabesine Farsça ve Osmanlıca ilave edilen pe, çe, je harflerinin değerleri sırasıyla ba, cim, ze harflerinin değerleriyle
aynıdır. Ebced hesabıyla bilhassa devlet büyüklerinin ve meşhurların ölüm, doğumları ve büyük önemli olayların tarihini
belirtmekte (tarih düşürmek) kullanılır.
Bu rüya tabirinin kaynağını bilmiyoruz. Ancak bu bilgiler bize tasavvuf ehli olan kişiler tara ndan verilmiş ve İbn Arabî
Hazretlerine ait olduğu söylenmiş r. Ayrıca bu Sufiler, bu yorumların denenmiş olduklarını ve doğru olduklarında
kendilerinin herhangi bir şüphelerinin bulunmadığını ifade etmişlerdir. Yukarıdaki rüya tabirlerindeki iddialar, söz konusu
harflerin, İbn Arabî tara ndan keşfedilmiş olan sırlarıyla yakından ilgilidir. Dolayısıyla bu rüya tabirlerinin de İbn Arabî
Hazretlerine ait olduğunu düşünmemizde bir sakınca yoktur.
Sonuç
Alemde hiçbir şey boşuna ve lüzumsuz yara lmamış r. Her şey bir hikmet ile yara lmış r. Bu hikmetler sonsuz sırlar
içermektedir. Harfler de Allah’ın yara ğı nesnelerdendir. Onların da bir alemi olup, bir çok hikmet ve sırlar içermektedir.
Bu hikmet ve sırları görmek akıl ve duyularla mümkün değildir. Ancak sırlar ilmi yardımıyla bu sırların bir kısmı öğrenmek
mümkündür.
Harflerin sırlarını keşif yoluyla inceleyen en önemli Sufi, İbn Arabî Hazretleridir. Harflerin sırları, İbn Arabî Hazretlerinin
Fütûhât-ı Mekkiyye adlı kitabının 1. Cildinin 2. Bölümünde detaylı olarak anla lmaktadır.
Harflerin sırlarının incelenmesiyle Kur’an ayetlerinin sırları, iman şubelerinin sırları, yaratmanın sırları öğrenilebilir. Bu
sırları öğrenmek o kadar kolay değildir. Bu sırları öğrenebilmek için, ölmeden önce ölen kullardan olmak gerekir. Bu da
ancak gerçek bir Sufi olmakla mümkündür.
Allah’ın ilmi sınırsızdır. Bize ise bu ilimden çok az bir kısım verilmiş r. Bu çok az kısmını bile elde etmek için insanın çok
gayret etmesi gerekir. Bu konuyla ilgili web sitemizde birçok makale yayınlanmış r.
Allah Teâlâ’nın herkesi bu ilahi ilim ve sırlara sahip olmayı nasip etmesini dileriz.
Faydalanılan eserler:
Anasayfa Makaleler