Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

OSMANLI CEZA HUKUKUNDA KAZA SONUCU ÖLÜM VE

OLAY YERİ İNCELEME


(GİRİT SİCİLLERİNDEN ÖRNEKLER)

AYŞE NÜKHET ADIYEKE*

Osmanlı mahkemelerinin tutanakları kadı sicillerine yansıyan hırsızlıktan


adam yaralamaya, cinayetten mülk zabtına pek çok davada keşif ve muayene
(olay yeri inceleme) işlemine başvurulduğu anlaşılmaktadır.1 Zira şer’i mahkeme
başkanının kanıt ve şahitlerle ikna olmadığı davalarda olay yeri inceleme
prosedürünü devreye sokma yetkisi vardır. Öte yandan davada taraların da
zaman zaman keşif ve muayene işleminin devreye sokulması talebini dile
getirmeleriyle bu işlemi isteme hakkı olduğu anlaşılmaktadır.
İslam hukukunun Osmanlı uygulamasında ölüm olayları tasnif edilirken
oldukça net iki ayrım yapılmıştır. Kasten cinayet, hataen cinayet. Kasten
cinayet tamamen bu çalışmanın dışında olup Girit Resmo Şer’iyye sicillerinden
hareketle bu çalışmada ağırlık merkezi olarak ele aldığımız olaylar “hataen
katl” olaylarıdır. Hataen katl Bilmen’in tarifine göre “..bir insanı kasde mukarin
olmaksızın yanlışlıkla öldürmedir.”2 Hataen katl hukuksal anlamda iki yolla
gerçekleşebilir. İlkinde örneğin av sırasında yanlışlıkla bir insanı vurmak veya
elindeki bir aletle birinin kazara ölümüne yol açmak gibi doğrudan bir cinayet
aletiyle hata sonucu meydana getirilir. İkincisi örneğin kazılan bir kuyuya bir

*
Prof. Dr., nukhetadiyeke@gmail.com
1
Örneğin Kayseri’de evlerine giren hırsızın bacaya saklanan iki keşe akçeyi çaldığı
şikayetiyle meclise gelen kişi bacasının incelenmesini talep etmektedir. Murtaza Çevik, 78/1
Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicili (H. 1078 - 1079/ M. 1668), Erciyes Üniv. Yayınlanmamış YL
Tezi, s. 75.
2
Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-u İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, c.III, İstanbul
(t.y.), s. 29.
362 AYŞE NÜKHET ADIYEKE

insanın düşerek ölmesi veya bir duvarın, binanın çökerek bir kişinin ölümüne
yol açması gibi “tesebbüben katl” adı verildiği biçimiyle bir insanın ölmesine
sebebiyet verecek bir işlem yapmaktır.
Çağdaş ceza hukukumuzda bu konu “taksirle ölüme sebebiyet verme”
başlığı altında (bilinçsiz taksir) açıklamasıyla karşılık bulmuştur. Türk Ceza
Kanunu’nun 22. Maddesine göre bilmeden ya da istemeden de, dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı olarak işlenmiş suç bilinçsiz taksir olarak belirlenmiştir.3
Örneğin ormanda ava çıkan A çalılıkların arkasından çıtırtı gelmesi üzerine
keklik var zannedip tüfeğini ateşlemiş ancak keklik olduğunu düşündüğü
çalılığın arkasında duran M nin ölümüne neden olmuştur. Bu durumda taksirle
(bilinçsiz taksir) öldürme söz konusudur.
Osmanlı ceza hukukunda suçlar hadd, kısas, tazir ve diyet gerektiren
suçlar olarak tasnif edilmiştir. Özellikle cinayet suçundan dolayı derecelerine
göre habs, kısas, diyet, gurre, mirastan mahrumiyet, kefaret-i katl gibi cezalar
verilir.4 Cinayetler ya ikrar ya beyyine veya bir cem-i gafirin arasında zahiren
vuku bulmuş olmasıyla sabit olur.5 Bu cümleden hareketle ölüm olayının
cinayet olup olmadığını tespit etmek önem kazanmaktadır.
Ölümle sonuçlanan olaylarda eğer cinayet hataen meydana gelmişse sonuçta
diyet gerektiren suçlar kapsamında ele alınıp değerlendirilir. Eğer hatada kasıt
söz konusu ise, bir başka deyişle modern hukuka göre taksirle ölüme sebebiyet
vermede taksir bilinçli ise o zaman diyete hükm edilmesi kaçınılmazdır. Diyet
bir anlamda tazmin etmek, nakdi ceza ödemek anlamındadır. Ancak en önemli
husus cinayetin ya da ölüm hadisesinin bilinçli kusurla mı yoksa bilinçsiz
kusurla mı meydana getirildiğinin keşf edilmesidir. Dolayısıyla Osmanlı şer’i
mahkemesince gerçekleştirilen keşf ve muayene işleminin birinci gerekçesi
cinayetin kısas, had, diyet gerektirip gerektirmediğini belirlemektir.
Bu durum özellikle Resmo sicillerine yansıyan bir dava kaydında açıkça
ortaya çıkmaktadır. Buna göre Resmo’da Yalı Mahallesi sakinlerinden
Hasan Çelebi, yine Resmo’nun Prasis köyünden Pavli ve kardeşi Cani’den
merkepleriyle evine toprak taşımalarını talep eder. Hasan Çelebi’nin ifadesine
göre köylülere merkep başına ikişer akçeye anlaşmış ve onar akçe de peşin
3
Nevzat Toroslu, Ceza Hukuku, Anadolu Üniv. Yay. , Eskişehir 2011, s. 52
4
Bilmen, a.g.e., c.III, s. 33.
5
Bilmen, a.g.e., c.III, s. 135.
KAZA SONUCU ÖLÜM VE OLAY YERİ İNCELEME 363

vermiştir. İki kardeş Resmo kalesinin orta kapısı karşısındaki alanda kazma
ile kazarken üzerlerine toprak yıkılıp halik olmuşlardır. Rutin üzere keşif
işlemi yapılarak olayın kaza sonucu ölüm olduğuna hükmedilir.6 Ancak ölen
kişilerin eşleri ve çocukları karara itiraz ederek Hasan Çelebi’nin eşlerini zorla
angaryaya tuttuğunu iddia ederler. Bu iddia üzerine yeniden görülen davada
eşler iddialarına ispat edecek şahit göstermezler. Buna karşın Hasan Çelebi
bir Müslüman ve bir gayrı Müslim şahitle iki kardeşin işi para karşılığı kendi
rızalarıyla yaptıklarını ileri sürmüştür.7 Ölenlerin yakınları Kandiye divanına
gidip olayı Girit muhafızı Ahmet Paşa’ya şikayet etmişler ve eşlerinin zorla
angaryaya tutulduğu iddiasını yenileyerek diyet talebinde bulunmuşlardır.
Paşa’nın emriyle8 Resmo Muhafızı İbrahim Paşa huzurunda yeniden görülen
davada Prasis köylüleri ve ölen kardeşlerin eşleri yer alır. Köylüler burada
“ihkak-ı hakk” olunması taleplerini tekraren dile getiriler. Resmo muhafızı,
çeribaşı, kapı kethüdası gibi şehrin başka ileri gelenlerinin de izlediği davada
köylülerden yine şahit göstermeleri istenir ancak yine bir şahit gösteremezler.
Bunun üzerine Hasan Çelebi’den yemin etmesi istenir ve o da cebren ve kahren
angaryaya tutmadığı konusunda gereği gibi yemin eder.9 Böylece olayın kaza
sonucu kasıtsız bir ölüm olayı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kesin bir bilgi
olmamakla beraber bu sonuç diyet hükmedilmediğine işaret etmektedir.
Buradaki yemin işlemi ise usul hukukunun bir başka prosedürüne,
“kasame”ye işaret etmektedir. “Kasâme, İslâm hukukunda, failin kesin delille
belirlenemediği bir cinayet işlendiğinde suç mahallinden sınırlı sayıda bir
topluluğun haklarındaki suç isnadını defetmek veya maktulün yakınlarının suç
isnadında bulunmak amacıyla mahkeme huzurunda yaptığı özel yeminlerin
adıdır.”10
6
Vakılar Genel Müdürlüğü Arşivi (V.A.) Resmo Şer’iyye Sicili (RŞS) no.98, s. 23, 23
Muharrem 1076.
7
V.A., RŞS. no.98, aynı yer.
8
İzzetli İbrahim Paşa hazretleri ve şeriat nisab Resmo kadısı efendi zide fazluhu ve
kıdvetü’l-emasil ve’l-akran Resmo ağası ve voyvodası zide kadruhuma Resmo kuralarından
Perasis nam karyeden Pavli ve Cani nam zımmiler toprak kazarlarken üzerlerine duvar yıkılıp
toprak altında kalıp mürd oldukları ihbar olunmağla mezburan zımmiler kendi ihtiyarlarıyla
ücretli mi tutulmuşlar idi yoksa cebren angaryaya mı tutulmuşlardı mahal-i mezbura varıp ….
keşf idüp bu tarafa ilam eyleyesiz. Husus-u mezbura ziyadesiyle takayyüd ve ihtimam eyleyesiz
deyü Fi 25 Mim sene 76, V.A., RŞS no.98, s. 113.
9
V.A. RŞS no.98, s. 26-27, 6 Safer 1076.
10
Ali Bardakoğlu, “Kasame Maddesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi c.24,
İstanbul 2013, s. 528.
364 AYŞE NÜKHET ADIYEKE

Keşf ve muayene işleminin ikinci ve en önemli gerekçesi beyyine (şahitlik)


kurumunu işletmektir. Zira kadı mahkemelerinde görülen dava, usul hukuku
açısından, “kanıt” merkezli değil “şahit” merkezlidir. Ölüm hadisesinin
oluşunda eğer ortada bir şahit yoksa, mahkeme keşf ve muayene işlemiyle
“şahitler” belirleyecek ve bunlar aracılığıyla maktulün uzvu incelenerek ölüme
şahitlik oluşturacaktır. Bu kişilerin şahitlik etmekten başka bir özellikleri
yoktur. Diğer bir deyişle keşf ve muayene heyetinin içinde adli tıp uzmanı ya
da olay yeri inceleme uzmanı yoktur. Ancak aşağıda ayrıntılı olarak aktarıldığı
üzere rastgele belirlenmiş kişiler de değildir.
Osmanlı ceza hukukunun belki de en dokunulmamış alanı olay yeri
inceleme prosedürüdür. Olay yeri inceleme (keşif ) Osmanlı hukukunun
usul hukuku kısmına ait olup ne yazık ki bu konuda hukuk tarihi kaynakları
yeterince verimli bilgiler sunmamaktadır. Usul hukuku kapsamında ele
alınıp değerlendirilmesi gereken bu alanda keşif ve muayene heyetinin
gerekliliğinden şekillenmesine kadar her ayrıntı ancak uygulama örneklerinden
yola çıkarak tespit edilebilir. Bu çerçevede şeriye sicillerinde karşılaştığımız
somut örneklerle keşif uygulamasının nasıl yapıldığı hakkında kısmen bir
fikir edinebilmekteyiz. Çalışmamızda 18.yüzyıla ait Girit şeriye sicillerinden
derlenmiş dava kayıtları örneklem gurubu olarak belirlenmiştir. Yanı sıra aynı
döneme ait başka coğrafyaların şeriye sicilleri de rastgele incelenmiş ve bir
karşılaştırma alanı açılmıştır.
Ölümün gerçekleşmesi, olayın tanıkları, mahkemeye aktarılması,
görevli tayini ve inceleme aşamaları, heyetin kanaati gibi tüm ayrıntılar
kadı mahkemesinin kayıtları arasında yer almaktadır. Kasten ölüm ve faili
meçhul olaylarda sorumluların kimler olduğu veya cezanın kime yüklendiği,
kaza sonucu ölümün somut olarak ispatlandığı kayıtlarda ise diyet gerekip
gerekmediği, gerekirse kimlere ne kadar diyet yüklendiği ne yazık ki bu dava
kayıtlarında açık olarak ifade edilmemektedir.
Keşif ve muayene işlemi sicillerdeki dava kayıtlarında çoğunlukla bu
terimlerle ifade edilmiştir. Ancak bazı kayıtlarda “…keşf ve tahrir olunması”11
biçiminde de kullanılması söz konusudur. Bazen sadece mahkemeye ihbar
edenlerin talebi olarak ifade edilip; “…keşf olunmasın murat ederiz”12
11
“Savb-ı şer’den üzerine varılub vaki’ hal keşf ve tahrir olunmasın …” V.A. RŞS, no.98,
s. 4. Ramazan 1075.
12
“…canib-i şer’den üzerine varılub eser-i cerahatine bade’n-nazar keşf olunmasını
murad ederiz…” V.A. RSŞ no.87, s. 47, 27 Recep 1097.
KAZA SONUCU ÖLÜM VE OLAY YERİ İNCELEME 365

ifadelerine yer verilerek işlemin başlatıldığına işaret edilmektedir.


Keşif ve muayene olayları gerektiren durumları kentin idari görevlilerinden
biri, ileri gelenlerinden biri veya ölen kişinin akrabalarından köylülerinden biri
gelip ihbar etmektedir. Eğer söz konusu kasten bir cinayetse olayı haber verenler
ve dolayısıyla olay yeri incelemesini talep edenler Resmo zabiti13, voyvoda14,
Resmo Ağası15, tüccar16 gibi şehrin idari yöneticileri ya da ileri gelenleridir.
Ancak söz konusu kasıtsız, kaza sonucu bir ölüm ise o zaman genellikle ölen
kişinin yakınları ve köylüleri olayı ihbar etmektedir. Örneğin sara illetine
müptela Fatma bint-i Abdullah adlı kadının sara krizi sırasında evindeki
kuyuya düşüp öldüğü ihbarı bizzat kocası Mehmet Bölükbaşı tarafından17,
küçük çocuğun, köyün yakınında toprak alınan içi su dolu bir çukura düşerek
ölümü bizzat babası Marko veled-i Andon tarafından18 haber verilmiştir.
Bunun yanı sıra Aya Andreya köyünde Mariya’nın suda boğulduğunu aynı
köylüleri Nikolo, Mari Nikola ve daha birkaç kişi19, Açi Popola köyünde
bir çocuğun kuyunun yanında oynarken kuyuya düşüp boğulduğunu “…
Açipopola reayası bi-ecmahim”20 haber vermişlerdir. Kandiye sicillerinde yer
alan bir kazara ölüm olayı ihbar edenin kimliği açısından önem taşımaktadır.
Zira Tiliso köyünde zeytin toplarken ağaçtan düşüp ölen Filibo’nun ihbarını
bizzat Kandiye muhafızı Mustafa Paşa yapmıştır. Paşa bu olayın “keşf ve tahrir”
olunmasını buyruldu ile kadı mahkemesine bildirmiştir.21 Bir başka olayı ise
Ayvasil kazasında bir manastırın Gamenosu (rahibi) haber vermiştir. Manastır
fukarasından Mihali’nin dut ağacından düşerek öldüğü onun ihbarıyla dava
13
RŞS no.56 Hüküm no.870’den aktaran Mustafa Oğuz, Girit Resmo Şer’iye Sicil
Defterleri (1061-1067), Marmara Üniversitesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2002, s.
425.
14
RŞS no.56 Hüküm no.708’den aktaran Oğuz, a.g.t., s. 380.
15
V.A. RŞS no.98, s. 44, 10 Receb 1076.
16
Ierodikeio Irakleiou Pemptos Kodikas, Meros A’ (1673-1675), Edit. E. Zahariadou, M.
Sariyannis etc., Vikelea Dimotiki Bibliotiki, Iraklio 2008, Record no.540, 29 Cemzielevvel
1085, s. 311.
17
Ierodikeio Irakleiou Pemptos Kodikas, Meros A’…, Record no.225, 3 Ramazan 1084, s.
157.
18
V.A. RŞS, no.98, s. 35, 1 Rebiü’l-ahir 1076.
19
V.A. RŞS, no.85, s. 33, 9 Rebü’l-evvel 1088.
20
RŞS no.56 Hüküm no.793’den aktaran Oğuz, a.g.t., s. 399-400.
21
Ierodikeio Irakleiou Tetartos Kodikas, Meros B’ (1683-1686), Edit. E. Zahariadou, M.
Sariyannis etc., Vikelea Dimotiki Bibliotiki, Iraklio 2010, Record no.1105, s. 641, 1 Muharrem
1097.
366 AYŞE NÜKHET ADIYEKE

konusu haline gelmiştir.22


Osmanlı yargı sisteminde keşif işlemi aslında bizzat kadının görevidir.
Ortaylı kadının bir özrü varsa bu iş için naiplerini görevlendirdiğini ifade
etmektedir.23 Girit kadı sicillerinde veya Anadolu’nun başka coğrafyalarında
keşif ve muayene gerektiren davaların hiç birinde kadının doğrudan kendisinin
keşif yaptığına dair bir kayda rastlamadık.
Keşif ve muayene işlemini yapacak olan heyet sicillerdeki kayıtlarda
bazen ayrıntılı olarak sıralanmış bazen de sadece heyetin başındaki kişinin
adıyla anılmıştır. Yaygın olarak rastlandığı biçimiyle inceleme heyetine
mahkemece görevlendirilen naib ile idarece görevlendirilen voyvoda/zabit
ikilisi başkanlık etmektedir.24 Ancak bazen sadece naib veya sadece voyvoda/
zabitin başkanlık ettiği heyetlere de rastlamak mümkün olmuştur.25 Ortaylı,
Osmanlı mahkemesinde naibin katl, hırsızlık ve benzeri davalarda keşif görevi
olduğunu ifade etmektedir.26 Kimi zaman da mahkemece naibin yanına
bir mübaşir de tayin olunmuştur.27 Heyetin geri kalanını “…zeyl-i kitabda
masturü’l-esami olan…” Müslümanlar oluşturur. Bu toptan ifadenin en az
ya da en çok kaç kişiden oluştuğu net değildir. Zira kaydın altında yer alan
şuhudü’l-hal kısmında verilen birkaç isim berberinde daima “…ve gayrihum”
ibaresine rastlamak mümkündür.
Ancak kesin olarak anlaşılan şudur ki heyette olay yeri inceleme işlemini
bizzat gerçekleştiren kişiler naib veya idari görevlilerdir. Zira olay yeri inceleme
raporunu ya da gözlem sonucundaki kanaatlerini mahkemeye iletenler bu
görevlilerdir. Dava kaydında adı geçen diğer Müslümanlar da kanımızca bu
inceleme işlemine nezaret ve şehadet etmektedir. Bu güruh her davada kesinlikle
Müslümanlardan oluşmaktadır. Bu gözlemci heyetin içinde gayrı Müslimler
yoktur. Davanın içinde taraf olan ya da bilgisine başvurulan gayrı Müslimler
olsa dahi heyetin oluşturulmasında hep söz konusu olan “Müslimin”dir.
22
Resmo Şeriye Sicili (Iraklion Vikelea Kütüphanesi), sicil no.1, s. 37, Ramazan 1068.
23
İlber Ortaylı, Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti’nde Kadı, Turhan
Kitabevi, Ankara 1994, s. 60.
24
Mevlana Ali Efendi ile Resmo voyvodası Hüseyin Ağa, V.A. RŞS no.98, s. 4, Ramazan
1075.
25
Resmo voyvodası Hüseyin Ağa, V.A. RŞS no.98, s. 44, 10 Receb 1076.
26
Ortaylı, a.g.e., s. 31.
27
Mevlana Hüseyin Efendi ve mübaşiri Mataracıbaşı El-Hac Bayram Ağa, Ierodikeio
Irakleiou Pemptos Kodikas, Meros A’…, Record no. 483, s. 284, 2 Rebiü’l-evvel 1085.
KAZA SONUCU ÖLÜM VE OLAY YERİ İNCELEME 367

İnceleme heyeti görevini tamamlamadan maktul veya mevta bulunduğu


yerden alınmadığı anlaşılmaktadır. Örneğin denizde yıkanırken boğulan
Stamati adlı çocuk heyetin keşfi sırasında “…deryadan ihrac edüb a’zasına
nazar …”olunduktan sonra defnine izin verilmiştir.28 Yine avludaki kuyudan
su çekerken ağaç kırılıp kuyu içine düşerek ölen Ahmed Çelebinin hizmetkarı
Andruli, heyetin olay yerine ulaşması ile “…kuyudan ihrac olunub” bedeni
incelenmiş ve başkaca bir “eser-i cerahat” yani yara belirtisi olmadığı
anlaşılmıştır.29
Heyet, olay hakkındaki inceleme ve gözlem sonucunu mahkemeye iletir.
Bu gözlem bazen ayrıntılı bir biçimde dava kaydında da yer almaktadır.
Ayrıntılar heyetin nasıl bir inceleme yaptığı hakkında da ipuçları içerir. Örneğin
Permonia köyünden Manoli’nin emred oğlu Konstandil’in ölümü heyetin
raporunda ayrıntısıyla yer almıştır. Buna göre Konstandil Pigi köyünden
Stardi adlı kişinin tayını sulamaya götürür. Tay su içerken yularını beline
bağlayan çocuk kendi de su içmek ister. Bu sırada ortaya çıkan bir karasığır tayı
ürkütür ve tay oğlanı yarım mil kadar sürükler. Bu sırada bütün azası darp olan
çocuk hayatını kaybetmiştir.30 Dut ağacından yaprak toplarken ağaçtan düşen
Yanni’nin olay yeri incelemesinde şu tarif yer almıştır. “Yanni dut ağacından
başı üzerine düşüp, tepesi delinip ve gözleri ihrac olduğu müşahade ve muayene
edilmiştir”.31 Kandiye’de gerçekleşen ve sicile yansıyan oldukça ilginç bir olay da
keşf ve muayene heyetinin incelemesine tipik bir örnek oluşturmaktadır. Buna
göre 47. bölüğün odabaşısı Hasan Beşe “vakt-i subhda istihmam için” hamama
gelmiştir. Hamamda Dellak Yusuf Beşe halvet-i sagirde Hasan’ın koltuk altını
tıraş ederken halvetin taban döşemesi çökmüş ve ikisi birden halvetin altındaki
yaklaşık sekiz zira yüksekliğindeki sarnıca düşmüşlerdir. Yetmezmiş gibi bir de
başına kurna düşen Hasan Beşe yine de olaydan sağ kurtulmayı başarmıştır.
Başının sol tarafı ve koltuğu altı göğsüne kadar yaralı olduğu görülen Dellak
Yusuf Beşe ise ne yazık ki olayda yaşamını yitirmiştir.32
Kazaen ölüm sonucu olayın keşif ve muayene işlemine tabi tutulması ölen
kişinin yakınlarının bu ölüm dolayısıyla kimseyle dava ve niza’ları olmadığını
28
Ierodikeio Irakleiou Tritos Kodikas, (1669/73-1750/67), Edit. E. Zahariadou, P. Fotinou
etc. Vikelea Dimotiki Bibliotiki, Iraklio 2010, Record no.569, s. 279, 7 Receb 1082.
29
RŞS no.56 Hüküm no.572’den aktaran Oğuz, a.g.t., s. 344-345.
30
V.A. RŞS no.98, s. 45, 25 Zilhicce 1076.
31
V.A. RŞS, no87, s. 47, 27 Receb 1097.
32
Ierodikeio Irakleiou Tritos Kodikas,… Record no.86, s. 46, 23 Rebiü’l-ahir 1082.
368 AYŞE NÜKHET ADIYEKE

ortaya koyması açısında da önem taşımaktadır. Bu hususta çarpıcı bir örnek


misafir olarak bulunduğu Ruso Spiti köyünde vefat eden aslen Hıro Manastırı
köyünden Corci’nin dava kaydıdır. Ticaret amacıyla buraya gelen Corci misafir
olarak bulunduğu Mihali’nin evinde vebaya yakalanmış ikinci gece yaşamını
yitirmiştir. Köyün Müslüman ve Hıristiyanlarının birlikte hazır olduğu
davada ölen Corci’nin erkek ve kız kardeşleri ile karısı hep birlikte adı geçen
köyün ahalisinden veya başka bir taraftan hiç kimse ile dava ve düşmanlıkları
olmadığını ifade etmişlerdir.33 Yine yukarıda ayrıntılarını verdiğimiz tayı suya
götüren çocuğun davasında da çocuğun babası, tayın sahibi olan İstardi’den
davacı olmadığını ifade etmiştir.34 Yine zeytin ağacına çıkıp odun keserken
düşüp ölen Pernarde’nin kardeşleri, kızı ve karısı ahaliden şikayetleri olmadığını
ve kimseden davacı olmadıklarını ikrar ve itiraf etmişlerdir.35 Kaza sonucu
meydana gelen bir yaralanma hadisesinde de yaralı kişi öldüğünde konu
hakkında dava açılmamasını talep etmiştir. Buna göre Çanlı manastırında
inşaat sırasında duvar ustası Gorki, tahrip olmuş kemer altında taş keserken
kemerden kopan parça sol inciği üzerine isabet etmiştir. Bu yaradan kurtulmaya
çalışırken de ayrıca vebaya yakalanmıştır. Eğer bu yaralardan ya da vebadan
dolayı ölürse kimse aleyhine dava olunmamasını bizzat keşif ve muayene için
gelen heyete ifade etmiştir.36
Keşif ve muayene işleminin devreye girdiği durumlardan ilki bizim
kategorize ettiğimiz biçimiyle kaza sonucu ölüm olaylarıdır. Yukarıda da bolca
örneklendirdiğimiz üzere kazara ölüm durumunda keşif ve muayene işlemine
başvurulduğu sicillerdeki dava kayıtları içinde yer almaktadır. Girit şeriye
sicilleri üzerinde yaptığımız çalışmada kaza sonucu ölüm olaylarının büyük
bir çoğunluğunun boğulma etrafında yoğunlaştığı görülmektedir. Denizde37,
33
V.A., RŞS no.98, s. 35, 1 Rebiü’l-ahir 1076.
34
V.A. RŞS no.98, s. 45, 25 Zilhicce 1076. Bu davada ölen çocuğun babasının şikayetçi
olmaması tayın sahibinin diyet vermek zorunda kalmadığı anlamına gelir. Zira Bilmen’in
aktardığı bilgilere göre Bir kimse bir çocuğu izinsiz olarak bir yere götürdüğünde çocuk burada
denize ırmağa düşmek, bir hayvan tarafından ısırılmak parçalanmak… gibi bir sebeple vefat
ederse o kimse üzerine diyet lazım gelir. Bkz. Bilmen, a.g.e., c.III , s. 114.
35
V.A. RŞS, no.98, s. 36, 15 Rebiü’l-ahir 1076.
36
V.A. RŞS no.98, s. 4. Ramazan 1075.
37
Kandiye’nin Pedya nahiyesine bağlı Kato Vatya köyünden meclise gelen Cani oğlu
Istamati’nin Aya Todori limanında kendi isteğiyle denize girip yıkanırken boğulduğunu ve keşf
olunması için naib talep ettiğini ifade etmiştir. Ierodikeio Irakleiou Tritos Kodikas, …, Record
no.569, s. 279, 7 Receb 1082.
KAZA SONUCU ÖLÜM VE OLAY YERİ İNCELEME 369

derede38, su çekerken düşüp kuyu içinde39 ve yağmur birikintisi içinde


boğulma40 olaylarının mağdurları da genellikle çocuklardır.41 Diğer yandan
ağaçtan düşme sonucu ölüm de kazalar içinde sıkça rastlanan bir durumdur.42
Çalışmamızın kapsamı dışında kalmakla birlikte, sicillerdeki dava
kayıtlarında sıkça rastladığımız olay yeri inceleme yöntemine başvurulan
durumlardan bir diğeri kasten cinayet ve faili meçhul olaylarıdır. Faili meçhul
ölüm olaylarında söz konusu kasten bir cinayetse ve yeterli delil yoksa ilk
devreye giren prosedür “kasame” yani yemin işlemidir. Faili meçhul cinayetlerde
kasamenin yanı sıra keşif ve muayene işlemine başvurulduğu da anlaşılmaktadır.
Buna ilginç bir örnek Resmo’ya bağlı Arsani Manastırı rahiplerince bir yerli
yeniçerinin katlidir. Resmo Ağası Yusuf Ağa’nın ihbarına göre Ali Beşe
Arsani Manastırı rahiplerinden ekmek istemek amacıyla rahiplerin sakin
olduğu hanenin kapısına vardığında “topka” ile sol kulağının arkasına vurup
Manastırın avlusu içinde katletmişlerdir. Mahkemece görevlendirilen Resmo
Voyvodası Hüseyin Ağa, diğer Müslümanlarla birlikte olay yerine varmış,
mevtanın bedenini incelemiş ve çevredekilerden bilgi toplamıştır.43 Benzer
şekilde yaralanma olaylarında da bizzat olay yerine giderek inceleme yapıldığı,
yaralı kişi ile görüşülerek durum hakkında bilgi derlendiği anlaşılmaktadır.44
Sonuç olarak keşif ve muayene işleminin şer’i mahkemelerin çalışma
38
Kandiye’nin Maloviz nahiyesine bağlı Stavraki köyünden Mihali, babası Konstantin’in
Köprü Deresi denen yerde dereye girip boğulduğunu ve incelenmesi isteğini dile getirmiştir.
Ierodikeio Irakleiou Tetartos Kodikas, Meros B’ …, Record no.935, s. 546, 2 Şevval 1095.
39
Resmo’ya bağlı Amnata köyünde yeniçeri taifesinden Ahmet Çelebi’nin hizmetkarı
Andruli avluda bulunan kuyudan su çekerken ağaç kırılıp kuyunun içine düşmüş ve halik
olmuştur. RŞS no.56 Hüküm no.572’den aktaran Oğuz, a.g.t., s. 344-345.
40
Kandiye’nin Pedya nahiyesine bağlı Peza köyünden zımmiler topluca mahkemeye
müracaat ederek köylüleri Mihali’nin oğlu Yorgi aynı köydeki Manoli’nin evinin önünde
oynarken orada bulunan yağmur birikintisi içine düşüp boğulduğunu ihbar etmişlerdir. Ierodikeio
Irakleiou Pemptos Kodikas, Meros A’…, Record no.589, s. 335, 4 Şaban 1085.
41
V.A. RŞS, no98, s. 35, 14 Rebiü’l-ahir 1076.
42
V.A. RŞS, no.87, s. 47, 27 Receb 1097.
43
V.A. RŞS no.98, s. 44, 10 Receb 1076.
44
Girit kadı kayıtlarında kazara yaralanma olaylarında keşf ve muayene işleminin
yapıldığı çeşitli örneklere rastlamakla iki ilginç örnek Üsküdar ve Adalar sicillerinde karşımıza
çıkmıştır. Tüfeğini temizlerken yanlışlıkla kendini vuran iki kişi için de gereken inceleme yapılmış
ve durum kayıt altına alınmıştır. Mehmet Mustafa Yaman, Adalar Mahkemesi 1 Numaralı
Şeriye Sicili, Kafkas Üniv. Yayınlanmamış YL Tezi, Kars 2013, s. 100-101; Saadet Muzafarova,
Üsküdar Kadılığı 420 Numaralı Şer’iyye Sicil Defteri, Marmara Üniv. Yayınlanmamış YL Tezi,
İstanbul 2012, s. 44.
370 AYŞE NÜKHET ADIYEKE

sistemi içinde önemli bir araç olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraların


ifadeleri, yeminleri kadar keşif heyetinin gözlemleri de şahit ve kanıt niteliği
taşımaktadır. Özellikle kaza sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanma
olaylarında diyet ya da tazir gerekip gerekmediği bu incelemenin sonuçlarıyla
yakından ilişkilidir. Davalarda önemli bir unsur olan şahidin yokluğu da keşif
heyetine katılan gözlemcilerin şehadetiyle giderilmiştir.

KAYNAKÇA
Vakılar Genel Müdürlüğü Arşivi, Resmo Şer’iyye Sicili no.87.
Vakılar Genel Müdürlüğü Arşivi, Resmo Şer’iyye Sicili no.85.
Vakılar Genel Müdürlüğü Arşivi, Resmo Şer’iyye Sicili no.98.
Resmo Şeriye Sicili (Iraklion Vikelea Kütüphanesi), sicil no.1.
Ierodikeio Irakleiou Tritos Kodikas, (1669/73-1750/67), Edit. E. Zahariadou, P. Fotinou
etc. Vikelea Dimotiki Bibliotiki, Iraklio 2010.
Ierodikeio Irakleiou Tetartos Kodikas, Meros B’ (1683-1686), Edit. E. Zahariadou, M.
Sariyannis etc., Vikelea Dimotiki Bibliotiki, Iraklio 2010.
Ierodikeio Irakleiou Pemptos Kodikas, Meros A’ (1673-1675), Edit. E. Zahariadou, M.
Sariyannis etc., Vikelea Dimotiki Bibliotiki, Iraklio 2008.
Bardakoğlu Ali, “Kasame Maddesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi c.24,
İstanbul 2013, s. 528.
Bilmen Ömer Nasuhi, Hukuk-u İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, c.III, İstanbul
(t.y.).
Çevik Murtaza, 78/1 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicili (H. 1078 - 1079/ M. 1668),
Erciyes Üniv. Yayınlanmamış YL Tezi.
Muzafarova Saadet, Üsküdar Kadılığı 420 Numaralı Şer’iyye Sicil Defteri, Marmara
Üniv. Yayınlanmamış YL Tezi, İstanbul 2012.
Oğuz Mustafa, Girit Resmo Şer’iye Sicil Defterleri (1061-1067), Marmara
Üniversitesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2002.
Ortaylı İlber, Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti’nde Kadı, Turhan
Kitabevi, Ankara 1994.
Toroslu Nevzat, Ceza Hukuku, Anadolu Üniv. Yay. , Eskişehir 2011.
Yaman Mehmet Mustafa, Adalar Mahkemesi 1 Numaralı Şeriye Sicili, Kafkas Üniv.
Yayınlanmamış YL Tezi, Kars 2013.

You might also like