Professional Documents
Culture Documents
Hikaye Begil Oğlu Emren
Hikaye Begil Oğlu Emren
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ
HIST 405
Dr.Tuğba Kuşçu
Hazırlayanlar:
1. Sosyal Hayat
2. Maddi Unsurlar
3. Manevi Unsurlar
4. Tabiat
5. Mekan
6. Olay
7. Zaman
1. Sosyal Hayat:
a. Avcılık
b. Mücadele
c. Aile-Kadın-Oğul
d. Töre
2. Maddi Unsurlar:
a. Kıyafet
b. Mal ve Hediye
c. Alet ve Eşya
d. Hayvanlar
3. Manevi Unsurlar:
5. Mekan
6. Olay
7. Zaman
1.Sosyal Hayat:
a. Avcılık:
Dede Korkut Kitabı'nda avcılığın, insanlar için sadece bir geçim aracı olmanın ötesinde, aynı
zamanda eğlence aracı olarak da önemli bir rol oynadığı gözlemlenir. Avcılık, göçebe insanlar
için ok atma, yay kullanma ve ata binme gibi becerilerini sergileme fırsatı sağlayarak kendini
gösteren bir vesile olarak önem taşımaktadır. Hikayede bey, maiyetindeki adamlarıyla birlikte
ava çıkar. Av sırasında yabani geyik veya boğa hedef alınır. Begil, hikayenin
kahramanlarından biri olarak, av konusunda yetenekli bir avcıdır. Avladığı hayvanın
durumuna göre, eğer semizse boğazlar; ancak zayıf ise kulağını delip serbest bırakır.
(Üç yüz altmış altı alp ava binse, kanlu geyik üzerine yorıyış olsa, Begil
ne yay kurar idi, ne oh atar idi, buğanun sığınun boynına atar idi, çekip
turgurur idi. Aruk olsa kulağın deler idi ayda bellü olsun diyü, amma semüz
olsa boğazlar idi. Eğer bigler geyik olba kulağı delük olsa Begil sevincidür diyü
Begile gönderürler idi.)
Alp =Türk mitolojisinde, "alp" terimi, kahraman, yiğit veya cesur kişiyi ifade eder. Alp
kelimesi, Türk kültüründe sıklıkla kahramanlık, cesaret ve güç gibi olumlu nitelikleri temsil
eden bir terim olarak kullanılır. Türk halk kültüründe ve destanlarında, alp kişiler genellikle
üstün savaşçılar, liderler veya kahramanlar olarak tasvir edilir. Bu kahramanlar, olağanüstü
yeteneklere, güce ve bilgeliğe sahip olarak, halklarını koruma ve savunma görevini üstlenirler.
Geyik = Geyik bir av hayvanıdır. Göl ve nehir kıyılarında yaşayan Türk topluluklarında
bolluk, bereket, refah olarak görüldüğünü ve evlilikte de mutluluğun ve üremenin simgesi
olduğunu ifade eder.
Yay = Türk mitolojisinde "yay", genellikle savaş, avcılık ve kahramanlıkla ilişkilendirilen bir
semboldür. Yay, Türk kültürlerinde güç, cesaret, beceri ve hünerin bir simgesi olarak görülür.
Mitolojik hikayelerde ve destanlarda, kahramanlar yay kullanarak düşmanlarına karşı
mücadele ederler veya avcılıkta ustalıklarını sergilerler.Aynı zamanda, Türk kültüründe yay,
liderlik ve adaletle de ilişkilendirilebilir. Bir hükümdarın elindeki yay, güç ve otoriteyi
simgeler. Aynı zamanda, Türk geleneksel sanatlarında ve el sanatlarında da yay motifleri sıkça
kullanılmıştır.
b. Mücadele:
Bu hikayede, pek çok öyküde bulunan düşmanla mücadele teması da kendine yer bulur.
Düşman, Oğuz’a saldıracağı zaman onun zayıf bir anını kollar.
(Sözgelişi; Begil, ayağını kırıp kuvvetten düşünce bunu fırsat bilir, üzerine asker
gönderir. Savaş “Din-i Muhammed” uğruna yapılır.
Baba ne söylersin ne aydursun?
..................
Ala gözlü üç yüz yiğidin mana virgil yoldaşlığa
Din-i Muhammed yolına dürişeyim senün-içün.)
Ala Göz =Türk mitolojisinde "ala gözlü" ifadesi, genellikle güzellik ve çekicilikle
ilişkilendirilen bir motif olarak kullanılır. "Ala" kelimesi, Türkçe'de "renkli" veya "beyaz"
anlamına gelirken, "gözlü" ifadesi de gözleri anlatır. Dolayısıyla, "ala gözlü" terimi, genellikle
güzel, çekici veya büyüleyici gözlere sahip kişileri ifade eder.
Bu motif, Türk mitolojisinin yanı sıra Türk halk kültüründe ve edebiyatında da sıkça
karşımıza çıkar. Destanlarda, masallarda ve hikayelerde kahraman veya kahramanın sevgilisi
sıkça "ala gözlü" olarak tasvir edilir. Ala gözlü karakterler genellikle özel bir çekiciliğe,
güzelliğe, bazen de doğaüstü niteliklere sahiptirler.
Yiğit =Türk mitolojisinde "yiğit," genellikle cesur, kahraman, gözü pek, güçlü ve erdemli bir
genç adamı ifade eden bir terimdir. "Yiğitlik" kavramı, Türk kültüründe önemli bir yer tutar
ve genellikle erdemli davranışları, cesareti, cömertliği ve toplum için fedakârlığı simgeler. Bu
yiğitler, kahramanlık destanlarında çeşitli maceralara atılır, savaşlara katılır ve halklarını
korumak için mücadele ederler.
Türk mitolojisindeki yiğitlik kavramı, sadece fiziksel güç değil, aynı zamanda içsel erdemleri
de içerir. Yiğitlik, adil olma, sadakat, cömertlik gibi değerleri içinde barındırarak bir kişinin
toplum içinde saygın bir konuma yükselmesini simgeler.
Ay Oğlan ="Ay oğlan" ifadesi, Türk mitolojisinde yer alan ve genellikle ay ve güneşle
ilişkilendirilen bir sembolizmi ifade eder. Türk mitolojisinde, gökyüzüne ait unsurlar ve bu
unsurların simgeleri önemli bir rol oynar. Ay ve güneş, bu unsurlar arasında öne çıkan ve
birçok kültürde olduğu gibi Türk mitolojisinde de önemli bir yer tutan unsurlardır.
"Ay oğlan" terimi, genellikle ayın simgesel bir kişileştirmesi olarak kabul edilir. Ay, gece
gökyüzündeki parlaklığıyla dikkat çeker ve aydınlığıyla bilinir. "Ay oğlan" ifadesi, bu
bağlamda ayın eril, genç, çekici ve güzel bir şekilde tasvir edilmesini ifade eder.
Al Aygır = Aygır, damızlık erkek attır. "Al Aygır," Türk mitolojisinde kırmızı renge sahip,
güçlü, hızlı ve göz kamaştırıcı niteliklere sahip bir efsanevi atı ifade eder. "Al" kelimesi
Türkçe'de "kırmızı" veya "al" rengini ifade ederken, "Aygır" ise at anlamına gelir. Bu efsanevi
at, birçok Türk mitolojik hikayesinde önemli bir rol oynamıştır.
Al Aygır, kahramanlar için sembolik bir özellik taşıyarak hız, güç ve cesareti temsil eder.
Birçok efsanede kahramanlar, Al Aygır üzerinde düşmanlarını mağlup eder veya zorlu
maceralara atılır. At, Türk kültüründe geleneksel olarak özgürlüğü, gücü ve hızı simgeler, bu
nedenle Al Aygır, kahramanlık ve mücadele teması içinde önemli bir yer tutar.
Al Aygır'a dair hikayeler ve mitolojik öyküler, Türk kültüründe efsanevi atların taşıdığı
sembolizmi vurgular ve kahramanlık destanlarında sıkça karşımıza çıkar.
Kara Polat = "Kara Polat," Türk mitolojisinde ve destanlarında önemli bir kahraman figürünü
ifade eder. Kara Polat, "kara" kelimesiyle siyahi veya koyu renge sahip olduğunu ifade
ederken, "Polat" ise demir veya çelik anlamına gelir. Bu isim, genellikle güçlü, cesur,
yetenekli bir savaşçıyı temsil eder.
Kara Polat, Türk destanlarında ve halk hikayelerinde öne çıkan bir karakterdir. Sıklıkla
düşmanlarına karşı mücadele eden, zorlu görevleri başaran ve adil bir lider olarak tasvir
edilen bir kahramandır. Kara Polat'ın maceraları, Türk mitolojisinin zengin dokusunda önemli
bir yer tutar.
Her ne kadar Kara Polat karakteri farklı efsanelerde farklı detaylarla anlatılsa da, genel olarak
gücü, adaleti savunması ve kahramanlık nitelikleriyle bilinen bir figürdür. Kara Polat, Türk
kültüründe kahramanlık destanlarının önemli karakterlerinden biridir.
Öz kılıç ="Öz Kılıç," Türk mitolojisinde yer alan bir simge veya motif olup, genellikle
kahramanlık, güç ve adaletle ilişkilendirilir. "Öz" kelimesi Türkçe'de "kendi, özgün, gerçek"
gibi anlamlara gelirken, "Kılıç" ise kılıç, silah anlamına gelir.
Bu bağlamda "Öz Kılıç," bir kişinin içsel gücünü, cesaretini ve adalet anlayışını temsil eden
sembolik bir kavramdır. Öz Kılıç genellikle kahramanların elinde bulunan, onların gücünü ve
adalet anlayışını simgeleyen özel bir silah olarak tasvir edilir. Bu kılıç, genellikle efsanevi
veya mitolojik hikayelerde kullanılan, sıra dışı niteliklere sahip bir silah olarak anlatılır.
Yay =Türk mitolojisinde "yay," genellikle güç, cesaret, avcılık becerisi ve kahramanlıkla
ilişkilendirilen bir sembol olarak kullanılır. "Yay" kelimesi, yaygın olarak Türk kültürlerinde
avcılıkta ve savaşta kullanılan bir silahı ifade ederken, mitolojik bağlamda daha geniş
anlamlar içerebilir.
Yay, mitolojik hikayelerde kahramanların ellerinde önemli bir araç olarak tasvir edilebilir.
Aynı zamanda, yayın ok atma yeteneği, bir kahramanın cesaretini, becerisini ve gücünü
simgeler.
Ak Sakallı =Türk mitolojisinde "Ak Sakallı" ifadesi, genellikle yaşlılık, bilgelik ve saygınlık
ile ilişkilendirilen bir sembolizmi ifade eder. "Ak" kelimesi Türkçe'de "beyaz" veya "yaşlı"
anlamına gelirken, "Sakallı" kelimesi sakallı, yaşlı bir kişiyi ifade eder.
Alp Kişisi =Türk mitolojisinde "Alp" kelimesi, genellikle yiğit, kahraman veya savaşçı
anlamına gelir. Alp kişileri, güçlü, cesur ve yetenekli savaşçıları temsil ederler. Alp kavramı,
Türk kültürlerinde destanlarda ve efsanelerde sıkça karşılaşılan bir tema olup, bu kahramanlar
genellikle toplumlarını korumak, adaleti sağlamak ve zorlu görevleri yerine getirmek için
mücadele ederler.
Demir =Türk mitolojisinde "demir" önemli bir sembol ve motif olarak yer alır. Demir,
genellikle güç, dayanıklılık ve koruyuculuk gibi pozitif özelliklerle ilişkilendirilir. Aynı
zamanda, demirin bir tür koruyucu güç olarak düşünüldüğü durumlar da vardır. Demir
nesnelerin, özellikle tılsımlı veya koruyucu özelliklere sahip olduğuna inanılır.
c. Aile-Kadın-Oğul:
Oğuzlarda aile hayatı, sıkı bağlarla birbirine kenetlenmiştir. Bu bağlar arasında sevgi,
sadakat, itaat ve yardımlaşma gibi unsurlar bulunmaktadır. Kadın, eşine karşı her zaman
sadıktır ve sıkça "Ak yüzlü" olarak tanımlanır.
İfadelerinden anlaşıldığına göre, kadının ilk ve tek sevgilisi kendi erkeğidir. Kimi zaman
erkeği zor durumlarla karşı karşıya kaldığında fikirlerini paylaşır ve ona yardımcı olur.
Örneğin, Han'ın yanından canı sıkılmış bir şekilde evine dönen Begil'e, ava gitmesini ve belki
bu şekilde teskin olabileceğini söyler. Begil de bu öneriyi kabul eder.
Kadın, erkek kadar sır tutmayı beceremez. Begil’in karısı, kocasının avda bacağını kırdığını
öğrenir ve bu haber kısa sürede herkesin kulağına gider. Ancak Begil, bu durumu günlerce
kimseye açıklamaz. Çünkü düşmanlarının bu bilgiyi duyup kötülük yapabileceğini
düşünmektedir.Ailede önemli bir rol oynayan oğul, babasının biricik varlığıdır. Oğulun
babaya duyduğu sevgi ve saygı sınırsızdır. Babasının avda bacağını kırdığını öğrenen oğul,
babasını karşılamak üzere eve getirir ve yatağına yatırır. Ancak bunu kimseye söylemez.Oğul,
babası gibi yiğit olmayı arzular ve bu arzusunu göstermek için fırsatları değerlendirir. Kâfirin
kendisine baskın düzenleyeceği haberini alan Begil, oğlunu yardım etmesi için Bayındır
Han’ın yanına göndermek ister. Ancak oğlu, yardım çağırmayı gereksiz bulur ve düşmanı
kendi başına karşılamak istediğini söyler. Oğlunun dediği olur ve çocuk düşmanı alt eder.
d. Töre:
Önemli törenlerde, İç Oğuz ve Dış Oğuz, geleneksel olarak Bayındır Han'ın çevresinde bir
araya gelirler.
Kam Gan oğlı Han Bayındır yirinden turmuş idi. Ağ ban ivini kara
yirün üzerine dikdürmiş idi. Ala sayvan göz yüzine aşanmış idi. Bin yirde ipek
halıçası döşenmiş idi. İç Oğuz Taş Oğuz bigleri yığnak olmış idi.
... ağ alınlu Bayındır Hanun bigler bigisi Salur Kazan, kardaşı Kara
Göne, Dönebilmek Dülek Evren, Düzenoğlu Alp Rüstem, boz atlu Beyrek,
Begilün ivinde içerler idi.
Begil zafer kazanan “ağca yüzlü oğluna ağca koyun şölen” verir, yayla
ve koç hediye eder. Hediye alan kişi, yer öperek tazim eyler: Kalktı yir öpdi”
Oğuz toplumunda Bayındır Han'a itaat ve sadakat esastır. Örneğin, Begil, Han’ın isteği
üzerine obasını toplar ve sınır şehri Gence’ye gider, yıllarca düşman akınlarına karşı engel
olur. Han onu çağırdığında hemen atına atlayıp istenilen yere en kısa zamanda varır. Aynı
şekilde, bey de maiyetini gözetip korur. "Ala gözli biglerin ohşamazsın" sözünde, bu olumsuz
durumun hoş karşılanmadığı anlaşılır.
Bey, yiğitlerini alıp ava çıkmak da Oğuzların bir başka geleneğidir. Avlanan hayvanın eti
davetlilere ikram edilir ve davetliler üç gün boyunca misafir edilir, bu da bir adettir.
Kara =Türk mitolojisinde "kara" motifinin anlamı, genellikle karanlık, gizem, güç veya ölüm
gibi çeşitli sembolik anlamlar içerebilir.
Boz Atlı =Boz atlı, savaşçı veya kahraman bir figür olarak da kullanılabilir. Bu bağlamda, boz
atlı kişi, kahramanlık hikayelerinde öne çıkan güçlü bir savaşçıdır.
Yayla ="Yayla" motifi, Türk mitolojisinde genellikle doğa, pastoral yaşam ve göçebe kültürle
ilişkilendirilir. Yayla motifi, genellikle insanların doğa ile olan uyumunu, pastoral yaşamın
güzelliklerini ve toplumun dayanışmasını temsil eder.
2. Maddi Unsurlar:
a) Kıyafet:
İncelediğimiz hikâyede kadın kıyafetleri ile ilgili olarak herhangi bir tespitimiz
bulunmamaktadır. Ancak erkeklerin kaftan, cübbe, sırmalı elbise gibi giysiler giydikleri
gözlemlenmektedir.
Bilgelik ve Aydınlık: Işık, mitolojide bilgeliği ve aydınlığı temsil eder. Aydınlık, insanlığın
karanlıkta olanı anlaması ve bilgeliğe ulaşması için bir sembol olabilir.
Tanrısal Varlıkların Gücü: Tanrısal varlıklar genellikle ışıkla ilişkilendirilir. Tanrıların aydınlık
ve doğanın kontrolü üzerindeki gücü, mitolojik hikayelerde çeşitli şekillerde ifade edilir.
Doğa ve Yaşam Enerjisi: Işık, doğanın canlılığını ve yaşam enerjisini sembolize eder.
Günışığı, bitki örtüsünün büyümesi ve canlıların hayat bulması için gerekli olan enerjinin bir
kaynağıdır.
Doğru Yol ve Adalet: Işık, mitolojide doğru yolu, adalete ve erdeme işaret edebilir. Aydınlık,
dürüstlüğü ve doğruyu görmeyi simgeler.
Cübbe = "Cübbe" genellikle güç, otorite ve saygınlıkla ilişkilendirilen bir giysi olarak
görülebilir. Cübbe, özellikle liderler, hükümdarlar veya bilge kişilikler tarafından giyilen bir
tür uzun, akıcı bir üst giysi olarak tasvir edilir.
Cübbe, kişinin toplum içindeki konumunu ve statüsünü gösteren bir sembol olarak kabul
edilebilir. Bu giysi, özellikle otorite sahibi olan kişilerin üzerinde görüldüğünde, bu kişilerin
liderlik, bilgelik veya başka bir konuda yüksek bir statüye sahip olduklarını ifade
edilir.Kahramanlar veya tanrısal varlıklar tarafından giyilen cübbeler, genellikle bu
karakterlerin özel güçlerini, bilgeliğini veya liderlik yeteneklerini simgeler.
Kaftan ="Kaftan," genellikle statü, otorite, güç ve saygınlıkla ilişkilendirilen geleneksel bir
giysi olarak görülebilir. Kaftan, tarih boyunca Türk kültürlerinde özel günlerde veya özel
durumlarda giyilen uzun, akıcı bir üst giysi olarak tasvir edilir.Kaftan, liderler, hükümdarlar,
beyler veya bilge kişilikler gibi otorite sahibi kişiler tarafından giyilen bir sembol olabilir. Bu
giysi, giyen kişinin toplum içindeki konumunu ve statüsünü vurgular. Aynı zamanda kaftan,
kişinin sahip olduğu gücü, liderlik yeteneklerini veya özel bir niteliği simgeleyebilir.
Zırh ="Zırh" motifi, genellikle güç, direnç, savaşçılık ve koruma gibi anlamlarla
ilişkilendirilir. Zırh, savaşçıların giydiği koruyucu bir zırhı ifade eder ve savaşçının fiziksel
olarak korunmasının yanı sıra simgesel anlamlar da taşır.Fiziksel koruma,Güç ve
Cesaret,Savaşçının kimliği,Mitolojik tıslımları içerir.
Demir = Türk mitolojisinde "demir" önemli bir sembol ve motif olarak yer alır. Demir,
genellikle güç, dayanıklılık ve koruyuculuk gibi pozitif özelliklerle ilişkilendirilir. Aynı
zamanda, demirin bir tür koruyucu güç olarak düşünüldüğü durumlar da vardır. Demir
nesnelerin, özellikle tılsımlı veya koruyucu özelliklere sahip olduğuna inanılır.
Kan = "kan" motifi, genellikle yaşam, güç ve soy bağlantısı gibi anlamlarla ilişkilendirilir.
Kan, bir varlığın hayatının sembolüdür.
Kara elbise = Kara renk genellikle karanlık, gizem ve ölümle ilişkilendirilir. Aynı zamanda bir
yandan da olgunluk, bilgelik ve saygınlıkla bağdaştırılabilir. Örneğin, bir karakterin kara
elbise giyiyor olması, onun ciddiyetini, gücünü, bilgeliğini veya belki de ölümle olan bir
ilişkisini simgeliyor olabilir.
b. Mal ve Hediye:
Oğuzlar, zafer kazandıkları düşmanlarını haraca bağlarlar. Düşmanlar, her yıl altın akçe
şeklinde haraç gönderirler. Ancak bir seferinde, bu geleneksel haraç yerine at, kılıç ve çomak
gibi şeyleri gönderirler.
Yahşi at = "Yahşi at" motifi, genellikle güzellik, kudret, dayanıklılık ve özel niteliklere sahip
bir atı ifade eder.
Kara koç = "Kara koç" motifi genellikle özel güçlere, kutsal niteliklere ve ritüellere sahip olan
bir varlık veya sembolü temsil eder. Kara koç, bir kahramanın rehberi, bir tanrısal varlığın
gönderisi veya özel bir misyonun taşıyıcısı olarak da görülebilir. Bozkır kültürün de de
küçükbaş hayvanlar bir hayli önemlidir.
Al duvaklı gelin = "duvaklı gelin" motifi genellikle bir arketip olarak kullanılır. Duvak,
gizemi ve kutsallığı simgelerken, gelinlik ise saf, temiz ve yeni bir başlangıcı temsil edebilir.
Kırmızı renk (al), Türk kültürlerinde bereket, güzellik ve aşkla ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle,
"al duvaklı gelin," kutsal ve güzel bir varlığı veya sembolü temsil eder.
Altın = "Altın" motifi genellikle zenginlik, kutsallık, değer ve bereketle ilişkilendirilir. Altın,
dayanıklılığı ve bozulmazlığı nedeniyle ebediyet ve sonsuzluğu temsil eder.
Akçe = "Akçe" motifi genellikle ödül, adalet, değer ve özel niteliklere sahip bir öğeyi ifade
eder. Örnk: Osmanlı döneminde kullanılan bir para birimi olduğu için, akçe ekonomik
zenginliği ve refahı temsil eder.
Kılıç = "Kılıç" motifi genellikle cesaret, güç, koruma ve adaletle ilişkilendirilen bir sembol
olarak görülür. Kılıç, bir liderin otoritesini ve liderlik yeteneklerini ifade edebilir. Bir liderin
elindeki kılıç, onun liderlik rolündeki gücünü ve kararlılığını vurgular.
c) Alet ve Eşyalar:
Hikayede bahsedilen alet ve eşyalar genellikle savaşla ilişkilidir. Kılıç, miğfer (ışuk), ok,
okluk, yay, mızrak, gürz, kalkan gibi savaş gereçleri ön plandadır. Ayrıca, bir yerde ipek
halıdan da bahsedilmiştir.
Miğfer = "miğfer" motifi genellikle savaşçılık, güç, koruma ve liderlikle ilişkilendirilen bir
sembol olarak görülür. Miğfer, savaşta başın korunması ve savaşçının kimliğini gizleme
amacıyla kullanılan bir zırh parçasıdı. Miğfer, savaşçının savaş becerilerini ve gücünü temsil
eder. Bir kişinin miğfer takması, savaşa hazır olduğunu ve güçlü bir savaşçı olduğunu gösterir.
Mızrak = "mızrak" motifi genellikle savaşçılık, cesaret, güç ve koruma gibi anlamlarla
ilişkilendirilen bir semboldür. Mızraklar, savaş ve avcılıkta kullanılan temel silahlardan
biridir.
Kalkan = "kalkan" motifi genellikle koruma, savunma, güvenlik ve savaşçılık gibi anlamlarla
ilişkilendirilen bir semboldür. Kalkanlar, savaş ve çatışma durumlarında savaşçıları korumak
için kullanılan temel araçlardan biridir. Kalkanlar, savaşta birlik ve dayanışmayı simgeler.
Savaşçılar genellikle birbirlerini kalkanlarla korur, bu da bir topluluğun birlik içinde olma
gücünü vurgular.
İpek = "ipek" motifi genellikle zenginlik, lüks, güzellik ve değerle ilişkilendirilen bir sembol
olarak görülebilir. İpek, tarih boyunca değerli bir malzeme olarak kabul edilmiştir. Bu
nedenle, ipek motifi genellikle zenginlik, lüks ve refahı simgeler.
Kargı = "kargı" motifi genellikle savaş, savaşçılık ve güçle ilişkilendirilen bir sembol olarak
görülür.
d. Hayvanlar:
"Begil Oğlı Emrenin Boyı"nda at, boğa, koç, şahin, yabani geyik gibi hayvanların adları
geçmektedir. Boğa ve geyik, av hayvanları oldukları için hikayede bahsedilmiştir. Şahin ise
benzetme unsuru olarak kullanılmıştır.
Sıçrayıp şahin gibi kafirin boğazın ele aldı.
Begil oğluna koç hediye eder, akça koyunu şölenlik verir.
“Kara koçu yigrük atdan tavla virdi. Ağça yüzlü oğlına ağça koyun
şöleni virdi.
Kazan big aydur: Bu hüner atun mıdır, erün midür? Hanım eründür
didiler. Han aydur: Yok, at işlemese er öginmez, hüner atundur didi.
Oğuzların hayatında iyi cins at önemli yer tutar. Atın doğumu, bakımı,
büyütülmesi maharet ister. Zamanla insanla at o kadar kaynaşır ki, yeri
geldiğinde at sahibini tehlikelerden haberdar eder.
Al aygır kaçan kim yağı kohusın alsa ayağın yire döger idi, tozı göge
çıkaridi.
Boğa = "boğa" motifi genellikle kuvvet, güç, bereket ve doğurganlık gibi anlamlarla
ilişkilendirilir. Boğa, bereket ve bollukla da ilişkilendirilir. Toprağı sürerken veya tarım
faaliyetlerinde kullanılan bir araç olarak, boğa bereketin sembolü olabilir.
Şahin = "şahin" motifi genellikle hız, keskin görüş, özgürlük ve kahramanlık gibi anlamlarla
ilişkilendirilir.
Yabani Geyik = "yabani geyik" motifi genellikle doğa, özgürlük, hız ve kutsal bir varlık gibi
anlamlarla ilişkilendirilir.
Akça Koyun = "akça koyun" motifi genellikle zenginlik, bereket ve bollukla ilişkilendirilir.
Şölen = "şölen" motifi genellikle kutlama, birlik, dayanışma ve topluluk içindeki olumlu
ilişkileri simgeler. Şölen, insanların bir araya gelip birbirleriyle iyi ilişkiler kurdukları bir
ortam sunar. Dostluk, samimiyet ve iyi niyet, şölen motifiyle bağlantılı olabilir.
3. Manevi Unsurlar
Çün av yarağı oldı, kim attın öger, kim kılıcın, kim çeküp oh atmağın
öger.
Erkek karakterler genellikle basiret sahibidirler ve sırlarını iyi saklayabilirler. Diğer yandan,
kadınlar genellikle gelecekteki olayları önceden kestiremeyebilirler. Begil, ayağının kırıldığını
karısından gizler; çünkü bu sırrın düşman tarafından bilinmemesi önemlidir. Karısı ısrar etse
de, Begil hastalığını bahane eder. Ancak, maalesef düşman bu durumu öğrenir ve saldırı
düzenler.
b.İnanç:
Dede Korkut Kitabı'nda, Müslüman bir Oğuz toplumu ile karşılaşmaktayız. Bu toplumun
inançları son derece saf ve samimidir. Mücadelelerini genellikle "Din-i Muhammed" için
sürdürürler. Zor durumda kaldıklarında, "âlemleri yokdan ver iden" (s. 99) Allah'a sığınıp
O'ndan yardım dilerler.
Tanrı = Tanrılar, doğa olaylarını kontrol eden güçler olarak kabul edilir. Güneş, ay, yağmur,
rüzgar gibi doğa olayları tanrıların etkisi altında gerçekleşir. Tanrılar, insanların kaderini
belirleyen varlıklar olarak düşünülür. Hayatın zorlukları, başarıları, sevinçleri ve acıları,
tanrıların insanların yaşamına müdahale etmesiyle ilişkilendirilebilir.Ana karakterdir.
Taç = "taç" motifi genellikle liderlik, güç, otorite ve özel statüyü simgeler. Taç, genellikle bir
liderin başında taşıdığı bir sembol olup, yönetimdeki yetki ve saygınlığı temsil eder.
hükümdarlık hakkının miras yoluyla geçtiğini simgeler. Taç, hükümdarlık zincirinin bir
parçası olarak kabul edilir.
Şeytan = "şeytan" motifi, genellikle kötülük, başkaldırı, tuzaklar ve insanları kötü yönde
etkileme gibi olumsuz öğelerle ilişkilendirilir. Şeytan, genellikle kötülüğün ve günahın
simgesi olarak kabul edilir. İnsanları doğru yoldan sapmaya, hatalara düşmeye ve günah
işlemeye teşvik ettiği düşünülür.
Ağaç = ağaç motifi, genellikle yaşamın sembolü, doğanın gücü, dünya ağacı ve insanın
ilişkisi gibi bir dizi anlamla ilişkilendirilir.
Yaşam ve Doğurganlık: Ağaç, yaşamın sembolü olarak kabul edilir. Sürekli yeşil kalması,
büyümesi ve meyve vermesi, doğanın yaşam döngüsünü temsil eder. Bu nedenle ağaç,
doğurganlık ve bollukla ilişkilendirilir.
Dünya Ağacı: Türk mitolojisinde dünya ağacı kavramı vardır. Dünya ağacı, gökyüzü, yeryüzü
ve yeraltı dünyalarını birbirine bağlayan bir ağaç olarak düşünülür. Bu ağaç, evrenin
merkezinde yer alır ve kozmik dengeyi temsil eder.
Bağlantı ve Köprü: Ağaçlar, toprak ile gökyüzü arasında bir bağlantı olarak düşünülebilir.
Kökleri toprak altında, dalları ise gökyüzüne uzandığı için ağaçlar, bu iki dünya arasındaki
köprüyü temsil eder.
Hakimiyet ve Güç: Mitolojik hikayelerde bazen büyük ve güçlü ağaçlar, toplulukların veya
tanrıların gücünü temsil edebilir. Bu ağaçlar, hükümetin veya kozmik düzenin simgesi olabilir.
Sakral ve Kutsal Yerler: Ağaçlar, bazı kültlerde sakral ve kutsal kabul edilir. Ağaç altları,
ibadet yerleri veya ritüel alanları olarak kullanılabilir.
Efsanevi Yaratıklar: Bazı mitolojik hikayelerde ağaçlar, efsanevi yaratıkların yaşadığı veya
onlarla ilişkilendirildiği yerler olarak tasvir edilebilir.
Ağaçın kesilmesi = genellikle doğa ile insan arasındaki dengeyi, doğanın kutsallığını veya
birtakım ritüelleri temsil edebilir. Bu motif, mitolojik hikayelerde veya geleneksel inançlarda
çeşitli anlamlar kazanabilir. İşte ağaç kesilmesi motifiyle ilişkilendirilen bazı temel anlamlar:
Doğanın Kutsallığı ve Denge: Ağaçlar, Türk mitolojisinde doğanın kutsal bir parçası olarak
kabul edilir. Bir ağacın kesilmesi, doğanın dengesinin bozulması veya zarar görmesi olarak
algılanabilir. Bu durum, insanların doğaya saygı göstermeleri ve kaynakları sürdürülebilir bir
şekilde kullanmaları gerektiği fikrini vurgulayabilir.
Ritüel ve Adaklar: Ağaç kesilmesi, bazı geleneksel ritüeller veya adaklara bağlı olarak
gerçekleşebilir. Örneğin, özel bir gün veya etkinlik için ağaç kesmek, tanrılara adakta
bulunmak amacıyla yapılabilir.
Dönüşüm ve Yeniden Doğuş: Ağaç kesilmesi, bir dönemin sonunu ve yeni bir başlangıcı
simgeler. Kesilen ağaç, doğanın döngüsünde bir dönüşümü temsil edebilir ve bir nevi yeniden
doğuşu simgeler.
Mitolojik Hikayeler: Bazı mitolojik hikayelerde, ağaç kesilmesi motifinin özel bir anlamı
olabilir. Örneğin, bir kahramanın ya da tanrının ağaç kesmesi, bir takım mitolojik olayları
tetikleyebilir veya sembolize edebilir.
c. Sayı:
Hikayede 3, 5, 9, 40, 72, 90, 100, 300 ve 366 gibi bazı sayılara rastlamaktayız. Bu sayılar
hikayede söyle yer almaktadır:
3= Üçlü Birlik ve Dengeli Kuvvet: 3 sayısı, genellikle birlik, bütünlük ve dengeyi temsil eder.
Üçlü birlik, zıt kutupları bir araya getirerek dengeyi sağlamak anlamına gelebilir. Bu, evrenin,
doğanın veya toplumun dengeli bir şekilde işleyişini simgeler. Doğa Olayları ve Elementler:
Türk mitolojisinde, 3 sayısı bazen temel doğa olaylarını veya elementleri simgeler. Örneğin,
gökyüzü, yeraltı ve yeryüzü gibi temel elementler üçlü bir bütünlük içinde değerlendirilebilir.
5= Doğanın Beş Elementi: Bazı mitolojik sistemlerde, beş element vardır: toprak, su, hava,
ateş ve aether (bazen eter olarak da adlandırılır). Bu beş element, doğanın temel yapı taşlarını
temsil eder ve evrenin dengesini oluşturur. Beş Yön ve Uyum: Beş sayısı, klasik Türk
kültüründe beş yönü temsil eder: doğu, batı, kuzey, güney ve merkez. Bu, evrenin ve yaşamın
beş yönlü bir uyum içinde olduğunu ifade eder.5 parmak ve insan bedeni manasına da gelir.
9= Dokuz Aylık Gebelik Süreci: Dokuz sayısı, bir bebek taşıma sürecinin tamamlanmasını ve
doğumun bir döngüsünü simgeleyebilir.
40= Dönüşüm ve Temizlik: "40" sayısı, bir dönemin tamamlanmasını ve yeniden doğuşu
simgeler. Özellikle "kırk gün" ifadesi, bir sürecin tamamlandığını ve bir dönüşümün
gerçekleştiğini gösterebilir. Bu dönem, temizlik, arınma ve yeniden başlama sürecini ifade
edebilir.
Matem ve Anma: Ölen bir kişinin ardından yapılan matem süreci genellikle "kırk gün"
boyunca devam eder. Bu süreç, ölenin ruhunun geçişini onurlandırma ve saygı gösterme
amacını taşır.
Oruç ve İbadet: İslam kültüründe, "arife günleri" olarak bilinen günlerde "kırk gün" boyunca
oruç tutma veya ibadet etme geleneği bulunabilir. Bu, dini bir ritüel olarak kabul edilir ve bu
günler özel bir anlam taşır.
72= Türk mitolojisi ve geleneklerinde bazı sayılar, dönemsel anlamlar taşıyabilir. Belirli bir
dönem, mevsim veya evrensel düzenle ilişkilendirilen "72" sayısı, bu bağlamda özel bir
dönemi veya döngüyü temsil edebilir.
90= Tamamlanmış Bir Döngü: "90" sayısı, bir döngünün tamamlandığını ve bir bütünlüğün
sağlandığını temsil edebilir. Bir dönemin sona erdiği ve yeni bir başlangıcın gerçekleştiği bir
süreci ifade edebilir.
300= Zorlu bir Sınav veya Görev: "300," bir zorlu sınavı veya görevi ifade edebilir. Bu,
kahramanın karşılaştığı zorlukları veya bir mücadeleyi sembolize edebilir.
366= Ancak, sayının genel matematiksel veya takvimsel bağlamlarda bir anlam taşıması
mümkündür. "366" sayısı, bir artık yılın toplam gün sayısını temsil eder, çünkü artık yıllar 365
yerine 366 gün sürer.
4.Tabiat:
Dede Korkut Kitabı'nda, göçebe bir Türk topluluğu ile karşılaşmaktayız. Bu göçebe
toplumun, tabiatla iç içe olması oldukça doğaldır. Dağlar, ormanlar, sular, kayalar, nehirler
gibi tabiat unsurları hemen her hikayede önemli bir rol oynamıştır. Bu hikayede de “Arku Bili
Ala Tağ”, “Akındılı (=Akıntılı) görklü su”, “Arkıru yatan ala tağ”, “Kara tağlar
öni...” gibi arazi parçaları muhtelif vesilelerle dile getirilmiştir.
Su = Hayatın Kaynağı: Su, hayatın bir sembolü olarak kabul edilir. Canlıların yaşamı için
temel bir gereksinim olan su, bereket ve yaşamın kaynağını temsil eder.
Temizlik ve Arınma: Su, mitolojik hikayelerde sıkça temizlik ve arınma ile ilişkilendirilir.
Fiziksel temizlik yanı sıra, su aynı zamanda ruhsal temizlik ve arınma süreçlerini de simgeler.
Bereket ve Verimlilik: Su, toprağa can verir ve bitkilerin büyümesini sağlar. Bu nedenle su,
bereket, verimlilik ve bolluk sembolü olarak görülür.
Hayatın Akışı: Su, akışkan bir özelliğe sahiptir, bu da hayatın sürekli bir akışını simgeler.
Akışkanlık, değişim ve dönüşümle ilişkilidir.
Kaya = Dayanıklılık ve Kalıcılık: Kaya, doğal bir dayanıklılığa ve kalıcılığa işaret eder. Bu,
kahramanların veya önemli varlıkların geçmişteki olaylara, sınavlara veya mücadelelere karşı
direnç gösterdiğini simgeler.
Güvenlik ve Sığınak: Kayalar, bazı hikayelerde koruyucu bir rol oynayabilir. Kahramanlar
veya topluluklar, kayaların arasında sığınak bulabilirler veya kayalar onları dış tehditlere karşı
koruyabilir.
Doğanın Güçleri: Kayalar, doğanın yaratıcı ve güçlü yönlerini temsil edebilir. Dağlardaki
büyük kayalar, doğanın gücünü ve büyüklüğünü sembolize eder.
Nehir = Hayatın Akışı: Nehirler, hayatın akışını simgeler. Nehirlerin sürekli bir akışı olduğu
düşünüldüğünden, bu motif genellikle yaşamın devamlılığını ve sürekliliğini temsil eder.
Zenginlik ve Bereket: Nehir kıyıları genellikle verimli topraklarla çevrili olduğundan, nehirler
bereketi ve tarımsal zenginliği sembolize edebilir. Bu durum, topluluklar için önemli bir
kaynak olabilir.
Geçiş ve Sınır: Nehirler, genellikle iki taraf arasında bir sınır oluşturur ve karşıya geçmek,
başka bir aşamaya geçmeyi simgeler. Bu, mitolojik hikayelerde bir karakterin veya topluluğun
önemli bir değişim veya sınavı temsil etmesiyle bağlantılı olabilir.
Mitolojik Varlıkların Evleri: Nehirlerde veya gölette yaşayan mitolojik varlıklar veya efsanevi
yaratıklar, hikayelerde önemli bir rol oynayabilir. Nehirler, bu varlıkların yaşam alanları
olabilir.
Dinî ve Ruhsal Anlamlar: Nehirler, bazı mitolojilerde kutsal ve ruhsal bir öneme sahip
olabilir. Nehirlerin temizleme ve arındırma gücü, bazı hikayelerde spiritüel bir anlam taşıyabil
5.Mekan:
Tespit edebildiğimiz kadarıyla, Oğuz Türkleri'nin Gence'de yerleşik olduğunu, kafirlerin ise
Gürcistan'da bulunduğunu görmekteyiz.
6.Olay:
Begil adlı Oğuz beyinin ayağını kırması, düşmanın bunu haber alması ve saldırıya
hazırlanması sonucunda Begil’in oğlunun düşmanı mağlup etmesi olarak görülmektedir.
7.Zaman:
Begin Oğlu Emren, 15. yüzyılda yazıya geçirildiği düşünülen Dede Korkut Hikayeleri
içerisinde yer alan hikâyelerden biridir.
İnsan hayatının belirli bir evresini ele alan, Türk Edebiyatı'nın en önemli eserlerinden ve Türk
Dilinin en güzel yapıtlarından biri olan Dede Korkut Hikayeleri, kültürel açıdan bir hazine
niteliğindedir. Bu değerli eserlere sahip çıkmak, onları okumak, bilmek, öğretmek ve
yaşatmakla mümkündür. Bugün bile Dede Korkut Hikayeleri'nden çıkarılması gereken birçok
ders bulunmaktadır. Umuyoruz ki yeni nesil bu değerleri öğrenir ve sahiplenir.
Kaynakça: