I. İUSTİNİANOS dönemi(527-565) erken Bizans tarihinin altın çağıdır. Ekonomi, Bilim ve
Sanat gelişti ve ayrıca Ayasofya inşa edildi. İmparator papalık ve İtalya’daki Roma aristokrasisi ile barışmak istiyordu. İmparatorun Theodora ile evlenmesi geleneklere karşı bir çıkıştı. Theodora oldukça güzel ve zeki olmasına rağmen alt tabakadan oyuncu bir kadındı. İmparator evlenmelerini engelleyen yasayı değiştirerek onunla evlendi. 529 Yılında Codex Iıustinianos kanunu yayınlandı. 532 Yılında Maviler ve Yeşiller Hipodrum’da Nika Ayaklanmasını başlatmıştı. Bu ayaklanmada şehirdeki birçok yapı yakılmıştı. İmparator aldığı yenilgiler üzerine kaçmayı düşünürken eşi Theodora onu cesaretlendirmişti. Belisarios’u ordularla birlikte gönderip 30-35 bin kişiyi öldürmüş ve isyanı bitirmişti. Bu isyandan sonra yıkılmış İstanbul yeniden inşa edilmişti ve Ayasofya onarılmıştı. Egemenliğini sağlam bir temele oturtan Iustinianos, 533’te Vandallara savaş ilan etti ve Belisarios kumandasında 10bin asker gönderdi ve bu ordu 534’te zaferle Konstantinapolis’e döndü. Afrika’da sonra hedef olarak İtalya seçildi. Theoderich’in ölümünden sonra karışan Ostrogot monarşisi pek kuvvetli değildi. 535 Yılında Belisarios ile başlayan savaşlar 540 yılında Ravenna’nın alınmasıyla bitmişti. 541 Yılında Sasaniler Antiokheia’yı alsa da sorun çözülemedi. 542 Yılında Mısır’dan gelen tahıl dolu gemiler yüzünden başlayan kara veba salgını imparatorluğu mahvetti ve günde 10bin kişi öldü. Doğudaki savaşın bitmesi için Hüsrev ile imparator anlaştı. İtalya’da topraklarını geri alan Totila ve Ostrogotlar, 552 yılında Taginae savaşı ile yeni kumandan Narses’e yenildiler. Daha sonra Frank istilaları atlatıldı. İspanya’nın sahil şeridi ele geçirildi. Iustinianos döneminde Monofizitlik tartışmaları devam etmekteydi ve Monofizit hareket Süryani keşişler sebebiyle Süryanice gelişmeye başladı. Prokopios’un Gizli Tarih adlı eseri şikayet dolu bir eser ve dönemin aynasıydı. The period of Iustinianos (527-565) was the golden age of early Byzantine. History. Economy, Science and Art developed in the Byzantine and also many big sctructres was built like Hagia Sophia. The emperor wanted to reconcile with the papacy and the Roman aristocracy in Italy. The emperor's marriage to Theodora was a departure from tradition. Although Theodora was quite beautiful and intelligent, she was an actress of the lower class. The emperor married her and he changed the law which prevented them from marrying. In 529, Codex Justinian's law was published. In 532, the Blues and Greens which were the teams of Hippodrome started the Nika Revolt at the Hippodrome. In this uprising, many buildings in the city were burned. While the emperor was considering fleeing after his defeats, his wife Theodora encouraged him. İn this way the Emperor to decided for the fight again. He sent Belisarios who his commander with the armies. The commander killed 30-35 thousand people and he ended the rebellion. After this rebellion, Istanbul which became a debris was rebuilt and Hagia Sophia was repaired. Iustinianos, who placed his sovereignty on a solid foundation, declared war on the Vandals which placed in Africa, in 533 and he sent 10 thousand soldiers under the command of Belisarios, and this army returned to Constantinople with victory in 534. After Africa, Italy was chosen as the target. The Ostrogoth monarchy, which was mixed after Theoderich's death, was not very strong. The wars that started with Belisarios in 535 ended with the capture of Ravenna in 540. Although the Sassanids took Antiokheia in 541, the problem could not be solved. The black plague epidemic, which started in 542 because of the ships full of grain from Egypt, devastated the empire and 10 thousand people died a day. Khosrow II. and the Emperor agreed to end the war in the east. Totila and the Ostrogoths, who regained their lands in Italy, were defeated by the new commander Narses in the Battle of Taginae in 552. Later Frankish invasions were eluded. Spain's coastline was captured. During the Iustinianos period, discussions of Monophysitism continued, and the Monophysite movement began to develop in Syriac due to Syriac monks. Prokopios' Secret History was a work full of complaints and a mirror of the period. II. IUSTİNOS (565-578) dönemi, kendisi Iustinianos’un yeğeniydi ve çocukları olmadığı için o geçti Karısı Sofia madeni paralar üzerinde kocasının yanında yer alan ilk İmparatoriçe oldu. 568 Yılıyla birlikte İtalya’da çözülmeler başlamış ve Lombardlar istila girişimlerine başlamıştı. Slavlar ve Berberiler gibi barbarlarla savaşlar olmuş ve Sasanilerle olan barış bozularak Ermenistan’da savaş ilerlemişti. Monofizitlerle anlaşma yollarını denemişti. Akıl sağlığını kaybetmesiyle birlikte Sofia ve Ceasar unvanı sahibi olan TİBERİOS KOSNTANTİNOS(578-582) devleti yönetti. Tiberios döneminde Slav akınları başlamıştı. MAVRİKOS (582-602) döneminde istikrar sağlanmıştı. Kendisi Sasanilere karşı başarılar kazanmıştı. Seferlere katılan bir asker imparatordu. Eksarh denilen valilerce yönetilen Ravenna ve Kartaca Eksarhlıklarını kurdu ve merkeziyetçilik yerine tam tersini destekledi. Sasani iç sorunlarından faydalanarak 591 yılında anlaşmayla Ermenistan’ın çoğunu aldı. Gassani Araplarıyla olan iş birliğini bitirdi. Batıda ise durumlar iyi değildi ve Vizigotlar istila ediyordu. Ayrıca imparator Strategikon adında kitap yazmıştı. Balkanlarda Avarlar ve Slavlara karşı mücadele edildi ve Phokos önderliğinde Hipodrom takımlarının başlattığı isyan imparator ve oğullarının ölümüyle sonuçlandı. PHOKAS (602-610) döneminde tam bir felaket yaşanmıştı. İmparatorluk delice yönetilmeye başlandı ve hükümet destekçisi maviler ve karşı olan yeşiller arasında bir iç savaş başladı. Khalkedon konsili taraftarı olarak doğudaki Monofizit insanlara zulmetti ve katliam yaptı. İmparatorluğun savunma sınırları yıkılmıştı. II. Hüsrev ordularıyla Anadolu içlerine girmiş ve boğazın kıyılarına kadar ilerlemişti. Balkanlardaki Bizans ordusu yok oldu ve Avarlarla Slavların akınları Balkanları yaktı. Bunun üzerine imparator birçok komutan ve aristokratı suçlayarak idam ettirdi. 608 Yılında Kartaca Eksarhı Herakleios, imparator Phokas’a karşı ayaklandı ve Mısır gibi çeşitli eyaletler onu destekledi. 3 Ekim 610’da Herakleios İstanbul’a varınca Phokas öldürüldü. Balkanlarda Slavlar Bizans topraklarına yerleşmişti. Herakleios dönemi (610-641) Bir kriz döneminin içerisinde başlamıştı. Balkanlar kaybedilmişti ve doğu Sasaniler ilerlemişti. Sasaniler Anadolu içerisinde fetihler yapmış ve 614 yılında Kudüs ve Kudüsteki Kutsal Haç’ı ele geçirmişti. Bu tehlikeye karşı Herakleios Avarlar ve diğer düşmanlarla barış yaptı. Bu sırada ordusunu düzenledi ve hafif silahlı okçu takımı oluşturdu. Bu yeniliklerden sonra 622 yılında Sasanilere saldırdı. Sasanilerin dini merkezi Ganzak şehrini yaktı. Sasaniler General Şehrbaraz ile karşı saldırı yaptı ve 626 yılında Avarlarla imparatorun olmadığı Konstantinopolis önlerine geldiler. Başarısız olan bu seferden sonra imparator Kafkasya’yı ele geçirdi ve Sasaniler üzerine yürüdü. 627 yılında Ninaova Savaşı’nda zafer kazandı. Irak’a kaçan II. Hüsrev bir ayaklanma ile öldürüldü. Herakleios dini konularda Monotelit doktrin ve Ekthesis politikası destekledi. Sasanilere karşı Herakleios zafer kazansa da güneyde çok daha büyük bir tehlike vardı. 634 yılında Bizans’ın doğu topraklarına giren Araplar, 2 yıl içerisinde Bizans’ın doğu topraklarını ele geçirdiler. 636 Yılında Halid bin Velid ve Arap ordusu, 100 bin kişilik Bizans ordusunu Yermuk Savaşı’nda yendi ve tüm Suriye ve Filistin halife Ömer’in oldu. 638 Yılında Patrik Sophronios ve Kudüs Müslümanlara teslim oldu. Müslümanlar 640 yılında Ermenistan 641 yılında Mısır’ı razzia(gaza) saldırılarıyla ele geçirdiler. Bu saldırıların başarılı olmasındaki en büyük sebep Sasaniler ve Bizans arasında yaşanan önceki savaştı. Ayrıca Suriye ve Mısır civarında bulunan Monofizit hareketler Müslümanların fetihlerini kolaylaştırmıştı. Müslümanlar denizlerde de Bizans’a karşı galip gelmiş ve 674-678 yılları arasında İstanbul’u kuşatmışlardı. III. Leon (717-741) döneminde Bizans siyaseti sağlam bir temele oturdu ve orduda düzenlemeler yapıldı 717 ve 718 yıllarında gerçekleşen Arapların Mesleme komutasında Konstantinopolis saldırısı oldukça zorluydu ve Bulgarlar aynı zamanda batıdan saldırmıştı ancak Bizans bu savaştan özellikle Grejuvanın faydası sayesinde zafer kazandı ve Batı Anadolu’yu Araplardan kurtardı. İmparator III. Leon, Ekloga kanunun yapıcısı ve İkonakırıcı olarak nam saldı. Leon’un ailesi Suriye’den gelmiş ve Trakya’ya yerleşmişti. Thema sisteminin güçlendirilmesi ve yürütülmesi sayesinde Araplara karşı Halife Abdülmelik döneminde (723-742) Nikaia’da (726) ve Akronoion’da (740) zaferler kazanıldı. Leon, oğlu Konstantinos’u bir Hazar prensesiyle evlendirmişti. Böylece Hazarlarla ittifak sağlam hale gelmişti. Ekloga adlı hukuk metni yayınladı ve Thema kaynaklı isyanları azaltmak için Themaları küçük hale getirdi. Erken Hristiyan sanatında “ilahların sadece sembolik suretlerinin tasvir edilmesi” fikrinden dolayı Hz. İsa ve diğer azizler resmedilmemişti. Eikones( ikonalar) Tanrı ve azizlerinin tasvirleriydi. İkonalar ile Tanrı’ya daha yakın hissedilmişti. İkonalar, insanlar ve ilahi güçler arasında bir aracıydı. 5. Ve 6. Yüzyılda ikona kullanımı yaygınlaştı ve 692 yılında Trullo Konsili’nde Hz. İsa insan görüntüsü ile tasvir edildi. İkonalar farklı geleneklerden türeseler de oldukça rağbet görüp değerli bulunmuşlardı. II. Iustinianos daha önce Hz. İsa tasvirini paralar üzerine koysa da III. Leon zamanında 726 yılında Khalke Kapısındaki Hz. İsa İkonasının kaldırılmasıyla ikonakırıcılık başladı. 730 yılında silention ile ikonalara tapınmak kanuna aykırı görüldü.
V. Konstantinos ( 741-775) döneminde Isaura Hanedanı zirve dönemini yaşadı. Babasının
askeri politikalarını sürdürdü ve 750 yılında Araplarda başa geçen Abbasilerin zayıflığından faydalanarak Anadolu’da saldırılar yaptı. 763 yılında Ankhialos savaşında Bulgarları yendi. 751 yılında Ravenna, Lombardlar tarafından işgal edildi ve imparator İtalya’yı görmezden geldi. V. Konstantinos ikonakırıcılığa oldukça bağlıydı. 754 yılında Hieara’daki imparatorluk sarayında konsil topladı ve ikonakırıcı teoloji kabul edildi. İmparator ikona destekçilerine zulmetti. İkonatapıcı kişilerden görevlerini aldı ve ikonatapıcı merkezler olan manastırları hedef aldı. İstanbul ve imparatorluğu başarıyla yönetse de ikonatapıcılar tarafından oldukça kötü bilndi. IV. Leon(775-780) döneminde devletin Bulgarlar ve Araplar gibi düşmanlarına sefer yapıldı ancak imparator 780 yılında sefer sırasında öldü. İmparator oğlu VI. Konstantinos yerine karısı Eirene yönetime geçti. Eirene basileus unvanı aldı ve devleti yönetti. Araplar ve Slavlara karşı zafer kazandı. İkonakırıcılığı önlemek istedi ve ikonaları saraya geri getirdi. 787 yılında İkinci Nikaia Konsili’ni Tarasios başkanlığında topladı ve ikonakırıcılık yasaklandı. VI. Konstantinos 790 yılında tahta geçse de başarılı olamadı. Arapların başarılı olması üzerine 797 yılında Eirene taraftarları onu tahttan indirdi ve Eirene tahtı ele geçirdi. Onun tahta geçmesi hiçbir şeyi değiştirmedi ve Harun Reşid ile Araplar birçok zafer kazandılar. Papa III. Leo 800 yılında Charlemagne’i Roma imparatoru ilan etti. Charlemagne elçi göndererek Eirene’ye evlenme teklif etmişti. Nikephoros(802-811) döneminin başlangıcında Eirene bir komplo ile yakalandı ve Nikephoros imparator ilan edildi. Nikephoros bir ikona destekçisiydi. Kendisi devletin siyasi düzeni ve ordusunu güçlendirdi. Charlemagne’nin baskısı ve Dalmaçya’yı istilası üzerine imparator Balkanlarda fetih yaptı. Bulgar Hanı Kurum’a karşı savaştayken bir pusu ile imparator öldürüldü. I. Mikhail Rangabe(811-813) Charlemagne’nin imparatorluğu tanındı. Ona karşı isyan ile başa geçen V. Leon(813-820) III. Leon’un politikalarını benimsedi. Bulgar Hanı Kurum’un ölümüyle imparatorluk kurtulmuştu ve oğlu Omurtag ile 30 yıllık barış yapıldı. Grammatikos başkanlığında bir komisyon kurdu ve yeniden ikonakırıcılık ortaya çıktı. Ayasofya’da konsil toplandı ve Hiera Konsili kararları yeniden yayınlandı. Bir suikast ile öldürüldü ve yerine II. Mikhail (820-829) geçti. Anadolu’daki Slav Thomas’ın isyanı büyük bir sorundu. Omurtag’ın yardımı sayesinde başarıyla atlatıldı. Kendisi dini ılımlılık politikasını tercih etti. II. Mikhail’den sonra oğlu Theophilos (829-842) döneminde birçok askeri yenilgi yaşandı. 838 yılında Araplar Amorion şehrini aldı. 837 yılında Ionnes Grammatikos patrik oldu ve ikonakırıcılık son kez yükseldi. İkona destekçilerine zulümler yapıldı. 842 Yılında ölümüyle eşi Theodora ve 3 yaşındaki oğlu III. Mikhail (842-867) kaldı. Theodora yönetime geçti. İkona Restorasyonu Theodora tarafından başlatıldı. 787 yılındaki Nikaia Konsili kanunları yeniden kabul edildi. Grammatikos görevden alındı. Mikhail 856 yılında tek başına impatator oldu ve annesini sürgüne yolladı. Mikhail döneminde İkona restorasyonu devam etti. İkonakırıcılık faaliyetleri sona geldi ve Bizans misyonerlik yapmaya başladı. 864 yılında Boris vaftiz edildi ve Bulgarlar Hristiyan oldu. Slavlara da misyoner gönderildi. İkonların Roma paganizminden faydalandığı düşünülmektedir. İkonalar putperestlikle bağdaştırıldı. Bu yüzden hor görüldü ve artan tepkiler 8. Yüzyılda ikonakırıcılığı ortaya çıkardı. İkonakırıcılığın ortaya çıkmasında Hristiyanlık dışında diğer semavi dinler olan İslam ve Yahudilik etkili olduğu tarihçiler tarafından düşünülüyor. İkonakırıcılık yaklaşık 100 sene etkili oldu. İkonakırıcılık çeşitli etkilere sebep oldu. İkonakırıcılık sayesinde Roma kilisesi ve Bizans arası koptu. Roma kilisesi Franklar ile yakınlık kurdu. Bu durumdan rahatsız olan Bizans, Slavlar ve Bulgarlar gibi kuzeydeki barbar milletlere misyonerlik yaptı. Böylece Franklar ve Roma’ya karşı gücünü korumak istedi. Ayrıca İkonakırıcılık, Roma sanatını değiştirdi. I. Basileios (867-886) döneminde başarılar vardı. I. Basileios Makedonya’ya yerleştirilmiş bir Ermeni ailedendi. 867 yılında imparator olmasıyla Makedonya Hanedanı kuruldu. Bulgarların Bizans ve Constantinopolis’e bağlı kalması için Papa’ya karşı uğraşıldı. Phoitos batı ile uzlaşma taraftarıydı ve 877 yılında yeniden patrik oldu. 879 yılında toplanan konsil ile Phoitos bölünmesi meselesinde zafer Phoitos’un oldu. Phoitos, Slavlara karşı çeşitli misyonerlikler yapmıştı ve Bizans’ın yayılma siyasetini uygulamıştı. Bibliotekha adlı eser yazdı. VI. Leon (886-912) babası tarafından pek istenmese de imparator ilan edildi. Phoitos’u görevden aldı. Bulgarlarla siyaset sonucu başlayan savaşlarda Simon birçok başarı kazandı. Aleksandros onun ölümünden sonra 913’e kadar yönetse de 913’de öldürüldü. Bulgar Çarı Simeon 913 yılında Constantinopolis önlerine geldi. Konstantinos Dukas isyan etti. VII. Konstantinos başa geçti. 920 yılında Romanos Lekapenos ortak imparator ilan edildi. Bulgarlarla savaşlar çeşitli şekillerde sürdü. 927 yılında aniden Simeon öldü ve Bulgar tehlikesi çöktü ve o sıra Bulgaristan’da Bogomiller ortaya çıktı. The Mandylion, Edessa’dan Ionnes Kourkouos tarafından Konstantinopolis’e getirilir. Liudprand from Cremona 949-950 yıllarında Konstantinopolis’e geldi ve Bir Konstantinopolis Elçisinin Ağzından adlı eser yazdı. O İtalya Kralı II. Berengar ve Alman Kralı I. Otto’ya hizmet etti. VII. Konstantin Prophyrogennetos ( 945-959) siyasetten çok sanat ve edebiyata ilgiliydi. De Administrendo İmperio adlı kitabı dış politika, De thematibus adlı kitabı taşra yönetimi, De ceremoniis adlı kitabı imparatorluk törenleri için derledi. 963 yılında Agion Oros kuruldu. Great Skhisma kelimesinden Doğu ve Batı kiliselerinin ayrılmasını anladım. 1054 yılında IX. Konstantinos’un son zamanlarıdan Doğu ve Batı kiliseleri arasında bölünme gerçekleşti. Bu iki kilise arasında çeşitli bölünmeler ve tartışmalar vardı. Üçleme yani Teslis inancındaki tartışmalar ve farklılıklar hala devam ediyordu.( Filioque tartışması) Ayrıca din adamlarının bekarlığı, cumartesi günleri oruç tutmak, hamursuz ekmek kullanmak gibi farklılıklar vardı. Birkaç yüzyıldır cemaat ayinlerinde önemli anlaşmazlıklar ve farklılıklar vardı. Çeşitli konsiller yapılmıştı. Doğu ve Batı kiliseleri arasında çoğu konuda farklılıklar vardı. Akakios Bölünmesi, Photios Bölünmesi ve İkonakırıcılık gibi çeşitli olaylar bu bölünmeyi daha da ileri götürdü. Papalıktan bir heyet Kardinal Humbert önderliğinde 1054 yılında Konstantinopolis’e gitti ve patriği aforoz etti. Bunun üzerine IX. Konstantinos bir konsil topladı ve papalık elçileri aforoz edildi. Kiliseler karşılıklı birbirini aforoz etti ve bu ayrılık bir daha onarılmadı. Şuana kadar mücadele içerisinde olan Doğu ve Batı kiliseleri bölündü. Batıda olanlar Katolik, doğuda olanlar Ortodoks olarak adlandırıldı. Bu bölünmeye sebep olan çeşitli etkiler vardı ama en önemli sebebin İkonakırıcılık olduğunu düşünüyorum.
İkonların Roma paganizminden faydalandığı düşünülmektedir. İkonalar putperestlikle
bağdaştırıldı. Bu yüzden hor görüldü ve artan tepkiler 8. Yüzyılda ikonakırıcılığı ortaya çıkardı. İkonakırıcılığın ortaya çıkmasında Hristiyanlık dışında diğer semavi dinler olan İslam ve Yahudilik etkili olduğu tarihçiler tarafından düşünülüyor. Erken Hristiyan sanatında “ilahların sadece sembolik suretlerinin tasvir edilmesi” fikrinden dolayı Hz. İsa ve diğer azizler resmedilmemişti. Eikones( ikonalar) Tanrı ve azizlerinin tasvirleriydi. İkonalar ile Tanrı’ya daha yakın hissedilmişti. İkonalar, insanlar ve ilahi güçler arasında bir aracıydı. 5. Ve 6. Yüzyılda ikona kullanımı yaygınlaştı ve 692 yılında Trullo Konsili’nde Hz. İsa insan görüntüsü ile tasvir edildi. İkonalar farklı geleneklerden türeseler de oldukça rağbet görüp değerli bulunmuşlardı. İkonakırıcılık III. Leon zamanında başladı. Theodora yönetimindeki İkona restorasyonuna kadar devam etti. İkonakırıcılık yaklaşık 100 sene etkili oldu. İkonakırıcılık çeşitli etkilere sebep oldu. İkonakırıcılık sayesinde Roma kilisesi ve Bizans arası koptu. Roma kilisesi Franklar ile yakınlık kurdu. Bu durumdan rahatsız olan Bizans, Slavlar ve Bulgarlar gibi kuzeydeki barbar milletlere misyonerlik yaptı. Böylece Franklar ve Roma’ya karşı gücünü korumak istedi. Bu durum ile birlikte doğu ve batı arasında siyasi bölünme net olarak ortaya çıktı ve Hristiyanlık dünyasında iki lider ortaya çıktı. İkonakırıcılık dışında The Second Counsil of Nicaea, Akakios bölünmesi ve Photios bölünmesi gibi çeşitli ayrılıklar yaşandı.