Indir Sayfalar 15

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

BİR KÜRT SEVDİM

bak kardeşin bile yapmıyor,” diyecek. Belki bir iki tokat


atacak suratıma yine, ben çok utanacağım kardeşlerimin
önünde böyle küçük düştüğüme, o zamanlar bilmiyorum
tabii bu yatağı ıslatma seremonimin altında annemin il-
gisini çekme gayretimin olduğunu.
Şimdi yıllar sonra,
kocaman bir kız olduktan ve aldığım terap
ilerden sonra
anlıyorum içimdeki ihmal edilmiş küçük kızı.
Neyse anı-
ma döneyim, altımı ıslatmışım ve erkenden uyan

mi
mışım


annemden işiteceğimi düşündüğüm kötü sözlerin ağırlı

A
-
gında bir sağa bir sola dönüyorum ıslak yatağımda.
Okul

> a a
için uyanma saatimiz geliyor, annemin sesini duyuyo-


rum. “Hadi,” diyor, “Kalkın servisi kaçıracaksınız.
” Iyice

.—.
ufaldığım yatağımda dertop olmuşum, sanki

ra —
böyle ba-
caklarımı karnıma çekip yatmaya devam
edersem yatak

e
kuruyacak ve annem gece çişimi yatağa


yaptığımı anla-

er
mayacak sanıyorum. Annem yemiyor

EZ ex
tabii bu yok olma
numaramı. Yorganı açıyor, “Hadi Gülş
ah kalk,” diyor.

EE ŞE EEE,Tee
Yatağa dokunuyor ve ben suratımın
orta yerine p atlaya-
cağından emin olduğum tokatın
gelişini görmemek için
gözlerimi yumuyorum sımsıkı.

a
Ben görmezsem tokatın

TE
gelişini, annemin yüz ifadesini,

İÇ
kardeşlerimin bakışları-
nı sanki onlar da beni görmez
gibi geliyor o an. Gözle-
EA
rim sımsıkı kapalı bekliyorum
bir süre, tokat gelmiyor. #ArED
YE
YA
Annemin bağıran sesi de yok.
Çaktırmadan azıcık aralı-
yorum gözümü, annem yanı başı
mda bana bakıyor. Ba-
kışlarında görmeye alışık oldu
ğum öfkeyi arıyorum, yok
gibi
bu sefer, ürkek bakışlarım
gözlerinden ellerine
ka-
yıyor usulca. Dövmeyecek mi
acaba bu kez beni? Kızgın
da görünmüyor, Allah Allah
diye geçiriyorum içimden.
Acaba hasta numarası mı yapsam,
acaba gece yatağa çişi-
Mi yaptığımı anlamadı mı? Ben
böyle boyumdan büyük
düşünceleringirdabına kapılmış giderken
ma dokunuyor, sonra eli annem alnı-
alnımdan yanağıma kayıyor.

81
Dilek Bilgiç Esen

Hiç sert değil elleri, vurmayacak bu sefe r hissediyorum


iriyorum İğneli.
Annemin elleri ne yumuşak diye geç
an ji
annemin ellerinin yumuşak olduğunu ilk o zam
ilk o zaman
ediyorum. Annemin elleri vurmak yerine
azarlar gibi konuş.
okşuyor yanaklarımı. Sesi de sıcak,
acağımı bilemi.
muyor bu kez. Çok şaşırıyorum, ne yap
yattığım yataktan,
yorum. Kaldırıyor beni yumuşakça
bekliyorum.
kucağına oturtuyor, ben hâlâ hırpalanmayı
Ne yapacak? Alı.
Kucağına alıp mı vuracak, sarsacak mı?
sediyorum
şık olduğum bir şey değil bu. İlk o sabah his
rlayı-
annemin aslında beni sevdiğini, açık ve net ilk hatı
dığını.
şım annemin beni öptüğünü, okşa
r. Hem döv-
“Ben seni çok seviyorum, Gülşah,” diyo
Rüyam devam edi-
medi hem de seni seviyorum dedi.
klarıma,
yor gibi geliyor o an bana. İnanamıyorum yaşadı
hissettiğim şefkat
gerçek değilse ya diye korkuyorum
n sonuna
için. Hiç bitmesin istiyorum bu an. Ömrümü
diyorum. Keşke
kadar annemin kucağında kalsam keşke
e beni. Kucağın-
annem beni hep böyle sevse, hiç dövmes
da otursam annemin hep böyle.
ve şefkat sar-
Küçük Gülşah alışık olmadığı bu sevgi
si, “Yatağına
malında tüm şaşkınlığıyla otururken anne
,” diyor ve ekli-
işediğin için hiç dövmeyeceğim artık seni
yor, “Ben seni çok seviyorum.”
ve anne-
Öpüyor Gülşah'ı, duşa sokuyor. Sıcacık su
Gülşah'ı, Gül-
sinin yumuşacık dokunuşları rahatlatıyor
tarafından
şah mutlu. Gülşah hayatında ilk kez annesi
çocuk his-
sevildiğini hissediyor. Gülşah kendini ilk kez
rağmen
sediyor. Gülşah ilk kez eksik ve hatalı yanlarına
de
seviliyor. Annesi Gülşah'ı seviyor, tıpkı kardeşlerini
ate
sevdiği gibi. O gün bugündür ne zaman sevgiye, şefk
onun
ihtiyaç duysa Gülşah sıcak bir duş alıyor. Sıcak duş
için anne şefkatine eş değer, O çok muhtaç olduğu ama

82
BİR KÜRT SEVDİM

çok az alabildiği anne şefkatine. O gün annesi onu okula


göndermiyor, kardeşlerini gönderdikten sonra Gülşah'a
kahvaltı hazırlıyor. Kahvaltıda patates kızartması, çi-
lek reçeli, kayısı yumurta ve yeşil zeytin var. Annesi
Gülşah'ın sevdiği her şeyi pişirmiş. Annesi Gülşah'la
karşılıklı çay içiyor ve sohbet ediyor. Anne-kız birlikte
çay içerken çok mutlular. Gülşah bardak bardak çay içi-
yor, Gülşah o günden sonra çayı çok seviyor. Ne zaman
mutsuz olsa, ne zaman canı sıkılsa çay demliyor. Çay an-
nesiyle arasında kurulan sevgi bağının köprüsü gibi. Çay
onun için anne sevgisi gibi.
O gün kahvaltıdan sonra annesi Gülşah'ı
bir teyzenin
yanına götürüyor, teyze hem annesiyle
hem Gülşah'la
konuşuyor. Teyze Gülşahla oyun da oynuyor, teyze
Gülşah'a çok tatlısın diyor, çok akıl
lısın diyor. Saçını
okşuyor. Sonra bir ara annesi dış
arı çıkıyor. Teyzeyle
Gülşah konuşuyorlar, teyze sor
ular soruyor Gülşah'a.
Annesiyle ilgili sorular da soruyor
ama Gülşah cevap
vermek istemiyor. Teyzeye annem
beni dövüyor demi-
yor, ya annesi kızıp daha çok
döverse diye korkuyor.
Gülşah, teyzeye yalan söylüyor,
annem beni çok sevi-
yor, hep kucağına alıyor, seni sevi
yorum diyor bana
hep. Küçük Gülşah yıllardı r kendi ke
ndine oynadığı bu
mutluluk oyununu teyzeye de o Ynu
yor, sonra büyüyüp
yetişkin bir kadın olduğunda d a oy
nuyor alışık olduğu
bu oyunu, o gün küçük Gülş
ah ne olup bittiğini anlamı-
yor ama o günden sonra Gülş
ah geceleri altına hiç çiş
yapmıyor. Annesinden sevgi
alma, annesinin dikkatini
çekme, annesi için görünür
olma mücadelesini başka
başka yollardan sürdürüyor.
Dakikalardır dalıp gittiğim ço
cukluk anılarımdan dö-
nüşüm suyun soğumaya
başlamasıyla oluyor. Duştan
çıktım, uzun süre suyun
altında kaldığımdan parmak

83

GİRM
Dilek Bilgiç Esen

uçlarım buruşmuş. Aynadaki aksime bakıyorum, ağla-


maktan gözlerim şişmiş, burnum büyümüş. Ağlamayı
hiç sevmiyorum, bana kendimi aciz hissettiriyor ama en-
gel de olamıyorum kendime, çok sık ağlıyorum. Kendimi
bildim bileli çok sık ağlıyorum. Üzülüyorum ağlıyorum,
kırılıyorum ağlıyorum, kızıyorum ağlıyorum, haksızlığa
uğruyorum ağlıyorum, ne çok ağlıyorum ben böyle.
“Ağla Gülşah, bırak aksın gözyaşların göz pınarların-
dan yanaklarına. Ağlamak nasıl bir şey biliyor musun?
Anka kuşunun küllerinden yeniden doğması gibi bir şey.
Ağlamak arınmak Gülşah, ağla ve arın. Ağla ve kurtul
geçmişin yüklerinden,” diyor terapistim.
Ağlamanın utanılacak bir şey olmadığını, aksine beni
tazelediğini düşünmeye başlıyorum o an. Gözyaşlarıma
izin veriyorum, bir süre daha akıyor yanaklarıma. Onlar-
la mücadele etmeyi bırakınca ben bu sefer kendiliğinden
kötü
duruyor, duruluyor. Gözyaşlarım da istemediğim
duygular gibi, ben ona direndikçe bana galip geliyor.
-
Ben kendimi kontrol etme isteğimi bırakınca, kendiliğin
çekiş-
den gelip geçiyor. Saçlarımı kuruluyorum, yavaşça
yükle-
tirmeden tarıyorum. Kendime böyle anlarda çok
nir, hissettiğim duyguların ağırlığında ezilen benliğimi
bir de ben ezerdim. Öyle yapmıyorum artık, hırpalamı-
çocuk-
yorum kendimi. Okşar gibi tarıyorum saçlarımı,
ken annemden yapmasını beklediğim gibi. Artık o ihmal
edilmiş çocuğun ihtiyaçlarını görmezden gelmek yerine,
geçmişte yaşayamadıklarına hayıflanmak yerine, ona ih-
tiyaç duyduğu sevgiyi ben vermeye çalışıyorum. Kendi
kendime annelik ediyorum, anneliği öğreniyorum. Bir
gün bir kızım olursa onu çok seveceğim. Ona kendini,
kusurlarıyla beraber bedenini, zaaflarına rağmen kişili-
ğini sevmeyi öğreteceğim. Bir erkeğe âşık olmadan önce
kendine âşık olacak benim kızım. Arkadaşları tarafından

84
BİR KÜRT SEVDİM

daha çok sevilmek, onay almak için istemediği şeyleri


yapmayacak. Eleştirilmekten korktuğu için boyun eğme-
yecek zorbalara, çünkü ben ona kendi kalbine bakmayı
öğreteceğim. Ben ona kendi iç kaynaklarına yönelmeyi
öğreteceğim, sevgiyi dışarıda aramak yerine kendi ken-
dini sevmeyi, yaralandığında kendi yaralarını saracak
güce sahip olduğunu öğreteceğim. Hayatta sıkıntıların
olduğunu, hep olacağını ama tünelin ucunda görünen
cılız ışığı göstereceğim. Tünel ne kadar karanlık ne kadar
soğuk olursa olsun orada yalnız olmadığını hissettirece-
im, ben ölsem bile elim kızımın omzunda olacak hep,
ben ona kendi kendine destek vermeyi de öğreteceğim.
Ayağına taş değmesin yavrum demeyeceğim mesela,
bu farazi bir istek ve hiç gerçekleşmeyecek. Ben kızımı
gerçekleşmeyecek isteklerin boş hayalleriyle büyütmeye-
ceğim. Ben kızıma ayağına taş değdiğinde o taşı
oradan
kaldıracak güce sahip olduğunu, o taş yüzünden
takılıp
düştüğünde parçalanan diz kapaklarını öpecek kişinin
yine kendisi olduğunu öğreteceğim. Ben
kızımı öyle bir
seveceğim ki o sevgi almak için başkalarından,
kendi ol-
maktan vazgeçmek zorunda kalmay
acak. Ben kızımın
içine şefkat dolu bir anne ekeceğim.
O anne hayat boyu
yanında olacak.
Ben böyle derin derin düşünürken
Ahmet Kaya hâlâ
Günaydın Anneciğim'i söylüyor
hüzün veren sesiyle
bilmem kaçıncı kez. Kapattım şar
kıyı, içinden geçip git-
mekte olduğum ana döndüm. Bugü
nlerde sık sık anneliği
düşünür oldum ki ben hiç anne
olmak istemeyen, evlen-
sem bile çocuk sahibi olma
fikrine hiç sıcak bakmayan
biriydim. Zaman bizi nasıl da değiştiriyor.
Gerçi şu an
anne olabilmem mümkün
değil, Şahin'le olmazsa zaten
biyolojik olarak anne olab
ilmem hiç mümkün değil.
çocuğum olacaksa âşık olduğum Bir
adamdan olmalı, aksini

85

You might also like