Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

VII.

Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi


7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

1
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi Bildiri Kitabı
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy
Full Text Book

BİLSAM Yayınları: 38
Sempozyum: 6
E-Kitap : 4

Yayın Koordinatörü: Murat AŞAN


Editör ve Düzeltme: Mehmet SAĞLAM
Kapak Tasarım ve Mizanpaj: Neslihan DOĞAN

ISBN: 978-605-5026-28-8
Yayıncı Sertifika No:14983

BİLSAM Yayınları 2018

Bu e-kitabın yayın hakları saklıdır.


Yayıncıdan izin alınmadan kısmen veya
Tamamen çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

Malatya, Aralık 2018

BİLSAM Yayınları
Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi
Büyük Hüseyinbey Mah. Ş. Abdulvahap Akkoç Sok. No:4
İstanbulluoğlu Konağı
(Tekke Camii Arkası) Malatya
Tlf: 0 422 323 69 80 Fax: 0 422 323 36 33

www.bilsam.org bilgi@bilsam.org
www.bilsamyayinlari.com

2
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

TÜRK SİYASAL HAYATINDA TÜRK-İSLAM SENTEZİ DÜŞÜNCESİ


Arş. Gör. Umut Turgut YILDIRIM
İnönü Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
Bölümü/MALATYA

umutturgut.yildirim@inonu.edu.tr

Öz

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde devletin yıkılışının engellenmesini


amaçlayan düşüncelerin ortaya çıkması entelektüel alanda ideolojik tartışmaların
yoğunlaşmasına neden olmuştur. Bu tartışmalar, hem imparatorluk hem de Cumhuriyet
döneminde siyasal, toplumsal ve ekonomik yapıyı derinden etkilemişlerdir. Cumhuriyet’in
kurucuları Türkiye Devleti’nin resmi ideolojisinin temel özelliklerini dini toplumun her
alanında kontrol altına alma anlamında seküler, çağdaş batılı medeniyet düzeyine erişme
isteği doğrultusunda ilerlemeci ve tarihsel, kültürel ve inanç-ülkü- birliğine sahip bir ulusun
oluşturulması gayesiyle Türk milliyetçiliği olarak belirlemiştir. Fakat, 1970’lerden itibaren bu
ideoloji Türk siyasal hayatında hakimiyetini kaybetmeye başlamış ve İslamcılık siyasal
hayatta önem kazanmaya başlamıştır. Bu anlamda, Türk siyasal hayatında İslamcılığın reel
siyasete girmesinin ilk adımı olarak değerlendirilebilecek olan Türk-İslam
Sentezi(TİS)düşüncesinin ortaya çıkışı İslamcılığın yükselişine paralel olarak gerçekleşmiştir.
Bir anlamda, Türkiye’de İslamcılık ile Milliyetçiliğin birleştirilmesi anlamına gelen TİS,
1970’lerden itibaren Türkiye’de önemli bir siyasal akım haline gelmiş ve 12 Eylül
Darbesi’nden sonra ise siyasal iktidar tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi ideolojisi
olarak benimsenmiştir. Bu çalışmanın amacı, TİSdüşüncesinin ideolojik temellerini,
oluşmasındaki nedenleri ve 1980 sonrası Türk siyasal hayatına etkilerini tanımlamaktır.
Anahtar Kelimeler: Türk Siyasal Hayatı, İslamcılık, Milliyetçilik, Türk-İslam Sentezi, 12
Eylül Darbesi.

TURKISH-ISLAMIC SYNTHESIS THOUHT IN TURKISH POLITICAL LIFE


Abstract

In the late period of the Ottoman Empire, emergence of thoughts which aimed at
preventing collapse of state has led to the intensification of ideological debates in intellectual
field. These ideologies have influenced political, social and economic structure deeply both in
the era of Empire and Republic. Founder of Republic has designated the main features of
official ideology of Turkısh State as secular in the sense of controlling religion in all areas of
society, progressive in the direction of reaching the level of contemporary western civilization
and Turkish Nationalist in aim of construction of a nation which has historical, cultural and
belief-ideal-unity. But, this ideology has begun to lose its dominance on Turkish political life
from 1970’s and Islamısm has started to gain importance. In this meaning, occurrence of
Turkish-Islamic Synthesis thought which can be considered as the first step of entrance of
Islamism in real political life has gained importance in parallel to uptrend of Islamism in
Turkish political life. In one meaning, Turkish-İslamic Synthesis as unifying of Islamism and
nationalism, has become important political current onwards 1970s and after 12 September
Coup it is adopted by political authority as official ideology of Republic of Turkey. The aim
201
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

of this study is to define ideological basis, reasons of generation, situation of period and
effects of Turkish-Islamic Synthesis thought on Turkish political life.
Keywords: Turkish Political Life, Islamism, Nationalism, Turkish-Islamic Synthesis, 12
September Coup.

1.GİRİŞ

Milliyetçilik, Türkçülük, muhafazakârlık ve İslamcılık, Türk siyasal hayatını


dönüşümlü olarak şekillendiren büyük ideolojilerdir.19. Yüzyılın sonlarına doğru
Osmanlı’damilliyetçiliğin ayrılıkçı tehdidi, yöneticileri ve entelektüelleriönce Osmanlıcılığa,
sonra İslamcılığa ve Türkçülüğe yöneltmiştir. Cumhuriyet kurulurken ise Atatürk’ün
“Kemalist Ulusçuluk” düşüncesi devlet ideolojisi haline gelmiş ve Türk kimliğinin içindeki
din unsurunu ötekileştiren laik bir politikanın egemenliği söz konusuydu. Demokrat Parti
yönetimindeki hâkim ideolojiyi-milliyetçi-muhafazakâr anlayışla İslamcılığı- hükümet
uygulamalarından seçebiliriz. 1970’lere gelirken Türkiye’de iç ve dış dinamiklerindeki
değişim ve yıllardır entelektüel alanda oluşan birikimTürk-İslam Sentezi düşüncesi tekrar gün
yüzüne çıkarmıştır. Bu anlamda TİS, Türk siyasal hayatına 1970’lardan itibaren yön veren
TİS düşüncesi 1980’den itibaren devlet ideolojisine dönüştürülmüş, bugün ki siyasal hayatın
şekillenmesine büyük katkı sağlamıştır. Bu bağlamda çalışmadaki iddia TİS düşüncesinin,
1940’lardan itibaren entelektüel hayatta kendine yer edinmeye başlayan, İslam’ı Türk
milletiyle özdeşleştirmek ve sosyalist veya komünist akımlardan korunmak için ortaya
atılmış, 1980’li yıllarda da resmî ideoloji haline gelmiş bir düşünce sistemi olduğudur.Bu
anlamda TİSdüşüncesinin içeriği ve etkileri günümüz siyasetini anlamak açısından büyük
önem arz etmektedir.

2. ARAF: MİLLİYETÇİLİK ve İSLAMCILIK ARASINDA TÜRKİYE

Sentezin ihtiva ettiği iki bileşen olarak milliyetçilik ve İslamcılığın tanımlanması


çalışmanın kapsamına dâhil edilmelidir. Bu bağlamda, Avrupa’da dine vekiliseye bağlılık,
Aydınlanma düşüncesinin getirdiği akılcılığın etkisi üzerine 17 yy. de azalmaya başlamıştır.
Bu gelişmelerin Avrupa’yı siyasal, ekonomik ve toplumsal hayat anlamında bir değişime
zorladığı bir gerçektir. Fransız Devrimi gerçekleştiğinde Avrupa’daki feodalizm dağılırken,
ulus-devlet fikri milliyetçilikle beraber yaygınlaşmaya başlamıştır. Anderson’un(1993: 25)da

202
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

dediği gibi, 18yy.milliyetçiliğin Batı Avrupa’daki doğum tarihi olmakla beraber, dinsel
öğretilerin toplumdaki etkinliğinin komaya girdiği bir asırdır.

Milliyetçiliğin tek bir tanımının veya türünün olduğunu söylenemez. Örneğin


Fransa’da İhtilal sonrasındaki milliyetçilik Smith’e göre (2017: 89-90) siyasal toplum
içerisindeki Fransız yurttaşların kardeşliğini ve Cumhuriyetçi vatanseverlerin birliğini
vazederken, Almanya’da Nazi dönemindeki milliyetçilik tasavvuru daha çok etnik, ırksal ve
kültürel öğelere atıf yapan dışlayıcı bir milliyetçiliktir. Farklılıklara rağmen bu
çalışmadaAnthony Smith’in tanımı benimsenmektedir. Smith (2016:119),milliyetçiliğe temel
beş anlam yüklemiştir;

-Bütün olarak millet ve milli-devletlerin bütün bir kurulma ve kendini idame ettirme süreci

-Bir millete ait olma bilinci ve milletin güvenliği ve refahıyla ilgili özlem ve hissiyata sahip
olmak

- “Millet” ve rolüne ilişkin bir dil ve sembolizm

-Milletler ve milli irade hakkında bir kültürel doktrin ile milli emellerin ve milli iradenin
gerçekleşmesine dair reçeteleri de içeren bir ideoloji

-Milletin amaçlarına ulaşacak ve milli iradeyi gerçekleştirecek bir toplumsal ve siyasi hareket.

İkinci bileşen olan İslamcılık genel bir tanımla; İslam’ıhayatın tüm alanlarında egemen
kılmak, Müslümanlar arasında dayanışmayı güçlendirerek İslam ülkelerini Batı karşısında
geri kalmışlıktan kurtarmaya yönelik çözümleri ihtiva eder. Öte yandan Kara’ya (2011: 17)
göre İslamcılık, 19. ve 20.yy. de İslam’ı bir bütün olarak “yeniden” hayata hâkim kılmak ve
akılcı bir metotla Müslümanları ve İslam dünyasını Batı sömürüsünden, talim ve müstebit
yöneticilerden, esaretten, taklitten kurtarmak medenileştirmek, birleştirmek ve kalkındırmak
uğruna yapılan aktivist ve eklektik yönleri ağır basan siyasi, fikri ve ilmi çalışmaların
bütünüdür.

2.1. Türkiye’de Milliyetçilik

Türk Milliyetçiliğinin tarihi Fransız de GuignesileCahun ve Macar Vambery gibi


Avrupalı bilimcilerin çalışmalarına ve Rus İmparatorluğu kökenli Türklerin, bilhassa
Tatarların ve Azerilerin çalışmalarına kadar götürülebilir. Bu dönemde Osmanlı Devleti’ndeki

203
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

önemli figürler, Azeri Hüseyinzade Ali, Ahmet Ağaoğlu ve Üç Tarz-ı Siyaset ’in yazarı Tatar
Yusuf Akçura’dır. Dönemin önemli yapıtını kaleme almış olan Akçura, Osmanlıcılık,
İslamcılık ve Türkçülüğü ele almış ve imparatorlukta Osmanlı milleti meydana getirmenin
hata olduğunu, emperyalistlerin Müslümanlarının siyasal birleşimine dair bir denemeyi kabul
etmeyeceklerini bunların yerine Türklerin ve Türki halkların birliğinin, Asya’nın çoğu
toplumundan destek alacağını sadece muhalefet olarak Rusya’nın kalacağına inanıyor ve
çözüm olarak Türkçülüğü öneriyordu(Bora, 2008: 16-24).Türkçülüğün bir diğer dönüm
noktası da Ziya Gökalp ile başlamıştır.Zürcher’in yorumuyla (2015: 168), Gökalp’a göre Türk
Ulusu zaten şahsına ait güçlü bir kültüre sahipti, fakat bu kültür zaman içerisinde hem İslam
ve Arapların hem de Bizans’ın uygarlığı tarafından değişime uğramıştı ve O’na göre kurtuluş,
Türk kültürünün özüne sahip çıkarken, yerine modern Avrupa uygarlığını
geçirmekti.Türkçülük Turan’ın (2011:141) deyimi ile Türkiye’deki milliyetçiliğin ilk evresi
olması sebebiyle Türk Milliyetçiliğinin gelişiminde önemli bir yere sahiptir.

Cumhuriyet dönemindeki milliyetçiliğin karakterinin yayılmacı olmadığını Mustafa


Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” şiarından ve bunu devlet politikası
edinmesindençıkarabiliriz.Cumhuriyetin ilk yılındaki Türk ulusal kimliğindeki sekülerleşmeyi
deCumhuriyet Halk Fırkasının 1931 yılı programından anlamamız mümkün.Yıldız’a göre
(2016), bu ideoloji ulusal çıkarları bütün mülahazaların üstünde kıymetlendirir.Programa göre
“Millet, dil, kültür ve mefkûre-ülkü- birliği ile birbirine bağlanmışvatandaşların teşkil ettiği
bir siyasi heyettir” ibaresi etnik milliyetçiliğin reddiyesine dini birliğin şart olmayışına atıf
yapmaktadır. Milliyetçiliğin seyri 1970’li yılların ortalarına kadar bu çizgide devam ederken,
yeni adımları Alparslan Türkeş’in Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve onun devamı olan
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) atmıştır. Bu dönemden sonra Türk siyasetinde milliyetçilik
daha çok ırk eksenli ve muhafazakâr ideolojiyle iç içe bir şekilde ilerlediği
görülmektedir.1980’lerden sonra milliyetçi ideoloji hem MHP’nin hem de Muhsin
Yazıcıoğlu’nun Büyük Birlik Partisi (BBP) ile İslamcılıkla karşılıklı bağımlılık içerisinde
cereyan ettiği söylenilebilir.Çetinsaya (1999)BBP’nin ideolojisinin, İslam’ın Türk
toplumunun temelinde yattığını iddia etmekle beraber, İslam’ın milli birliğin tanımlanmasında
tek unsur olmadığını savunmakla açıklamaktadır.

204
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

2.2. Türkiye’de İslamcılık

İslam, Osmanlı’dan bu yana Türklerin siyasal yaşamında önemli bir politik öğedir. Bu
süreç içerisinde dönemin şartlarına ve aktörlerine göre farklı söylemler etrafında İslamcılığın
değişim gösterdiği söylenilebilir. Siyasal alanda etkinlik kazanması bağlamında ilk olarak
İslamcılık, 19.yy’nin sonlarına doğru İslami uygulamaları ve İslam ümmeti içerisindeki
dayanışmayı esas alarak İmparatorluğa hayat vermeye çalışan pan-İslamcılık yadaİttihad-i
İslam düşünceleri etrafında şekillenmiştir (Zürcher, 2014: 193-194). Daha sonra 1908’den
Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar, Sebilürreşad gibi dergiler ve Mehmet Akif Ersoy, Eşref
Edip gibi düşünürlerin baş aktörler olduğu entellektüelleşme ve sivilleşme sürecine girmiştir.
(Mardin, 2011: 57-58). Ete (2003: 58)’ye göre Cumhuriyet dönemindeki İslamcılık ise
devletin İslam politikasının etkisiyle milliyetçilikle eklemlenip sağcı bir hüviyet kazandığı bu
sebeple de 1960’lara kadar kendine özgü bir sese ve stile sahip olmamış Türk siyasal hayatına
etkisi marjinal düzeyde kalmıştır. Fakat kendine özgü sesine 1968 yılında Necmettin Erbakan
tarafından kurulan Milli Nizam Partisiyle, sonrasında sırasıyla Milli Selamet Partisi, Refah
Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisiyle ulaştığı söylenebilir.
Bu dönemden sonra ise İslamcılık Aytepe’ye göre (2016: 186) dindarların ve dinin kamusal
alana taşınması tartışmaları çerçevesinde şekillenmiş, İslamcılığı kültürel faaliyetten siyaset
katına çıkarmıştır. Bu siyaset arenasına çıkışla Türk İslam Sentezi’ düşüncesinin oluşum
süreçleri aynı döneme rasgelmektedir.

2.3. İlk Buluşmalar

İslamcılık, Türkiye’deki bütün siyasi ideolojiler ve teoriler gibi Batılılaşmanın


dolaysız bir ürünüdür ve bu anlamda da Türkçülük, milliyetçilik ve sürecin kendini adlandırışı
olan Batıcılıkla yakın ilişkileri, çatışmaları ve uzlaşmaları söz konusudur (Çiğdem, 2012:
122).1930’lu yıllar Türk siyasetinde gerçekleşen milliyetçilikten İslamcılığa doğru olan
gelişim keskin bir dönüş değildi ve bu sürecin oluşmasında Türk elitinin zaman içerisindeki
“dinsiz bir millet yaşayamaz”, “manevi bir gıda lazım” gibi söylemleri etkili olmuştur.
İslamcılığın bu dönemi entelektüel devir diye adlandırılır ve devrin önde gelen ideologları;
Necip Fazıl Kısakürek ve Nurettin Topçu’dur.Kısakürek’in (1947: 361) “Türk Müslüman
olduktan sonra Türk’tür” sözü, İslamiyetveTürklük arasında nasıl bir bağın kurulmasını
öngördüğünü kanıtlamaktadır.

205
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

Milliyetçilik ve İslamcılığı bir sentez halinde benimseyen bir diğer önemli figür ise
milliyetçilik dozunun fazla olduğu Nurettin Topçu’dur (Bora, 2008: 91). Arkoun’a (1994: 51-
56) göre Topçu’nun fikirleri İslamcılığın milliyetçi terimlerle açıklanan ve İslam
medeniyetinin bir Türk-İslam medeniyeti şeklinde tamamlanmasına dayanan bir türünü
yansıtmaktadır. Milliyetçilik ve İslamcılığın birbirine yaklaştırılma süreci 1970’lere kadar
süregelmiş fakat o yıllardan sonra Millî Görüş Hareketi ile beraber Milliyetçi rotanın dışına
çıkarak kendini milliyetçilikten arındırma yoluna gittiği söylenebilir.

3. MİLLİYETÇİLİĞİN ve İSLAMCILIĞIN RESMİNİKÂHI: BİR DEVLET


POLİTİKASIOLARAK TÜRK-İSLAM SENTEZİ

Akman ve Çalış’ a göre, (2009: 593) Cumhuriyet’in tek parti döneminde “de-
islamizasyon” politikasının katı bir biçimde uygulanmasıyla birlikte sadece kamusal alanda
dinin etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik politikalarla yetinilmemiş, aynı zamanda özel
alanda da İslam’ın etkileri ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Bu uygulamalara tepkisel
nitelikte birçok görüş ortaya atılmış ve yeni cereyanlar toplumsal hayatta filizlenmeye
başlamıştır. 1970’li yıllarda entelektüel alanda yaygın kabul gören TİS, araştırmanın iddiası
üzerine 1980 yılında gerçekleşen darbe sonucunda siyasal sistemin adeta resmî ideolojisi
haline gelmiştir.

3.1. Türk-İslam Sentezini Oluşturan Koşullar

Türk İslam Sentezidüşüncesinin, Cumhuriyet Dönemi’nin laik ulus inşası


politikalarına tepki olarakİslamcılığın entelektüel ve siyasal hayatta etkinliğini arttırmasıyla
filizlenmeye başladığı söylenilebilir.TİS’in oluşumunda rol oynayan kuruluş şüphesiz
Aydınlar Ocağı’dır. Ocak, iş dünyasında, üniversitede ve siyasette etkili olan kişiler
tarafından 14 Mayıs 1970’te kurulmuş ve İbrahim KafesoğluOcağı’n ilk başkanı olmuştur
(Zürcher, 2015: 414). Ocağın temel amacı ise, milli kültürü ve şuuru geliştirmek amacıyla
Türk Milliyetçiliği fikrini yaymak, milli bünyemizi sarsan fikir buhranı ve mefhumlar anarşisi
ile mücadele etmek ve milli varlığımızı meydana getiren unsurları yaşatıp kuvvetlendirmekti.
Bu amacı gerçekleştirmek için Aydınlar Ocağı, diğer faaliyetlerinin yanı sıra “milli ve manevi
değerlerimizi yıkıcı ve bozucu akımlara karşı, Türk ahlak ve geleneklerini, Türk dilini ve
sanatını müdafaa etmeyi, fikirde ve davranışta milli ideale bağlı nesiller yetiştirmeyi
kendisine amaç edinmiştir (Kafesoğlu, 1985).

206
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

Sosyalizmin ve komünizmin Türk toplumunda hatırı sayılır bir noktaya gelmesi de bu


durumdan rahatsız olan yönetici kesimi ve düşünce adamlarını Türk-İslam Sentezi
düşüncesine yakınlaştırmış olması muhtemeldir.Bu durum devlet katında da TİS için ortam
oluşturmuştur.

Diğer açıklanması gereken önemli bir konu ise TİSdüşüncesinin ortaya çıktığı
dönemdeki uluslararası ortamdır.1980’li yıllara gelirken İran’da yaşanan İslam Devrimi
İslamcılığı yeniden canlandırmış veTürkiye’de de, bu durumun sonucu olarak Türk- İslam
Sentezi düşüncesi toplumsal taban olarak da genişlemiştir.TİS’ioluşturan koşullarda önemli
bir diğer nokta da 1951 yılında kurulan İmam-Hatip Okullarıydı. Bu okullardan mezun olanlar
1970’li yıllarda TİS’in teorik temellerine katkıda bulunması kuvvetle muhtemeldir.

3.2. Türk- İslam Sentezinin Amaçları

1980 askeri darbesi ile 1970’lerin örgütlü siyaseti dağıtılmış rejim üzerinde varsayılan
tehlikeler bertaraf edilmiş ve devlet otoritesinin yeniden inşası gayesiyle ideolojik bir proje
gerekliliği kendini göstermiştir.Öğün’e (1995: 177)TİS12 Eylül darbesine entelektüel,
ideolojik ve kurumsal destek sağlamayı hedefleyen bir hareketin formülleştirilmesidir ve
Kemalizm’in İslamizasyonunu içermektedir.Örneğin, Aydınlar Ocağı Eylül 1980’deki askeri
darbeden etkilenmemiş, aksine Ocak yoluyla bir yandan Kemalizm’in güçlendirildiği
görüntüsü verilirken bir yandan da her düzey okulda din eğitiminin zorunlu tutulması ve
imam hatip okullarının yayılması fikrini desteklemiştir.

TİS’inbir devlet ideolojisi haline gelmesinde sol hareketin gençlik hareketleriyle


beraber aşırı bir uç oluşturması ve sağ ideolojinin içinde de Ülkücü Hareketin oluşması ve
toplumun içindeki kutuplaşmayı artırması da önemli bir etkendir. Öte yandan Türkiye’ye
içten yönelen bir devleti parçalama tehdidinin Kürtler tarafından oluşması ve dini
radikalizmin artması, 12 Eylül yönetimini bu problemleri çözmek için TİSdüşüncesine
yöneltmiş olabilir. Böylece, askeri yönetimin ideolojisi devlet ile din arasındaki ilişkinin
yeniden tanımlanmasının gerektiği olgusuyla TİS yakından ilişkilidir.TİSdüşüncesinin
oluşturulmasında önemli bir diğer etkende uluslararası konjonktürdür. Nasıl ki, Cumhuriyet
kurulurken uluslararası anlamda bir demokratikleşme ve özellikle de ulus-devlet inşasına
yönelik hareketlerin etkisiyle Türkiye Cumhuriyeti bu ideolojilere göre şekillenmiş ise, 1925-
35 yılları arası da Avrupa’da ırkçı ve yayılması milliyetçiliğin zirve yaptığı dönemdir. TİS

207
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

düşüncesininTürkiye’de, dünyada İslam’ın tekrar yükselişine paralel olarak, konjoktüre uyum


sağlamak amacıyla yaygınlaştığı da söylenebilir.

3.3. Türk-İslam Sentezinin Pratikteki Sonuçları

Ülkücü hareketin 1970’lerin ortalarından itibaren İslamileşme süreci 12 Eylül


Darbesine doğru giderken daha da hızlanmış, darbeden sonra ise özellikle cezaevine giren
ülkücü kadroların bir İslami bir görüş benimsedikleri görülmektedir. Daha sonrada Türk-
İslam düşüncesinden de etkilenerek MHP/MÇP’nin içerisinden siyasal ideolojisine temel
olarak İslamcılığı alan fakat aynı zamanda da milliyetçiliği de göz ardı etmeyen Büyük Birlik
Partisi kurulmuştur.

TİS’in resmi ideolojiye eklemlenme sürecinde özellikle milli eğitim kurumlarında ve


ortaöğretim ders kitaplarında TİS düşüncesinin bir aygıt olarak izleri görülmektedir (Çağlar
ve Uluçakar, 2017). İslam’ı ulusal kimliğin ve kültürün temeli olarak gören TİS’inönemli
sonuçlarından biri de din derslerinin zorunlu hale getirilmesidir. Din ve Ahlak dersleri olarak
bilinen eğitimler daha çok Sünni öğretiye dayanmakla birlikte yurtseverlik, anne, baba, devlet
ve ordu sevgisini dini bir görev gibi sunma işlevi görmekteydi. Türk-İslam Sentezi, 1982
Anayasası’nın özellikle kişisel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemeleri ile birlikte söz
konusu anayasanın ruhunu oluşturmaktadır. Yeni anayasada karşımıza çıkan “millilik” ve
“milli kültür” vurgusu, İslami motiflerle bezenmiş Türk milliyetçiliğine dayandığı
söylenilebilir.

TİS’inideolojik temelini atan Aydınlar Ocağı, 12 Eylül Darbesine giden yolda orduyu
destekleyen bir tavır takınmış ve 1980-82 yıllarında ihtilal idarecileri tarafından büyük oranda
desteklenmişlerdir. Bu kurama dayanan politikalar gerçekleştirilirken, kilit kurumlara
Aydınlar Ocağı’nın önde gelen isimleri yerleştirilmiştir. Özellikle de yeni kurulan
üniversitelere rektörden odacıya varana kadar personeli aşırı sağcı hatta tarikatçı kişilerden
oluşturma çabaları TİS’in devlet katında benimsenmesininbir sonucudur.

1980’lerde TİS’eağırlık verilmesi 1990’larda etkilerini göstermeye başlamıştır demek


mümkündür. Örneğin, İmam-Hatip okullarının sayısının artmasıyla mezunları konusundaki
problemler veya türban sorunu ile beraber ülke içinde gözlenen laik- laiklik karşıtı
kutuplaşmasının TİS’eaşırı ağırlık verilmesinden kaynakladığını öne süren görüşler büyük
kabul görmüştür. 1983’ten sonra Turgut Özal’ Anavatan Partisi (ANAP) iktidara geldiğinde

208
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

de TİS bir rehber olarak yerini korumuştur. Bu dönemden itibaren Türkiye’de yeni camilerin
açılması, İmam-Hatip okullarının sayısındaki artış ve mezunlarının üniversiteler girebilmesi,
Ramazan ayında sigara ve alkol içenlerin saldırıya uğraması gibi gelişmeler İslami akımların
Türk siyasetinde ve toplumundaki yükselişini göstermektedir. İslamcılığın bu denli artış
göstermesi uzun vadede ordu içinde yine bir huzursuzluk oluşturmuş, dönemin İslamcılığının
temsilcisi olan Refah Partisi laiklik taraftarlarınca milli tehdit olarak değerlendirilmeye
başlanmıştır. Türk- İslam sentezi düşüncesinin tarihsel etkilerine bakacak olursak, bu
ideolojiye göre şekillenen toplumsal yapı ve devlet kadroları ne zaman ki aşırılığa yöneldi,
ordu 1997’de tekrar Kemalizm’in koruyucu olarak tekrar müdahalede bulunmuştur.

4. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Bir toplumda değişim zorunlulukları ortaya çıkınca, bilerek ya da bilmeyerek


çağdaşlaşmaya doğru bir yönelme başlayınca, o zamana dek açıkça din şemsiyesi altına
girmemiş işler, değişimle beraber bu şemsiyenin altında toplanmaya başlarlar. Her
çağdaşlaşma döneminin arkasından bir dinselleşme olgusu başlar veya çağdaşlaşma akımına
karşı çıkan her tepki, daima dinsel bir nitelikte görülür denilebilir. Cumhuriyet yıllarında
devlet ideolojisi tarafından“öteki” konumuna getirilen İslamcılık, özellikle 1970’li yılların
sonunda başta komünizm karşıtlığı olmak üzere ordu ile düşünsel açıdan yakınlaşmaya
başladığı söylenilebilir. Fakat önemli bir soru da “İslamcılık zaten yükselişteydi, 12 Eylül
rejimi onu kontrol altına almak için mi Türk İslam Senteziniuygulanabilir buldu yoksa bir
devlet ideolojisi haline geldikten sonra mı İslamcılık Türk siyasetinde etkin bir konuma
geldi?” Sorunun kesin olarak bir cevabı verilemese de askeri yönetimin 1970’lerde yükselişte
olan “radikal” İslamcılığın tehlikesini fark etmiş olması ve Türk gençliğinin bu tür bir İslam
anlayışı yerine resmi ve kontrollü bir anlayışla şekillenmesini tercih etmiş olması kuvvetle
muhtemeldir. Çünkü 12 Eylül yönetiminin siyasal programı TİSile beraber bir İslam Devleti
kurmak değildi, sadece cumhuriyetin seküler niteliğini tehdit etmeyen ve solcu olmayan bir
toplum oluşturmak isteniyordu. Hâlihazırda ordu siyasal anlamda ne olursa olsun kendi
özüne, laikliğe ve Kemalizm’e, bağlı olduğunu Türk-İslam sentezini düşüncesinin bir geçiş
formu olarak kullandığını, Türk ordusunun İslamileştirilemeyeceğini 1997 ve 2007 yılında
gerçekleştirdiği muhtıralar ile tekrar tekrar göstermiştir.

Genel bir söylemle, TİSdüşüncesi 1960 yılında gerçekleştirilen darbe sonrasında


muhafazakâr milliyetçi ve İslamcı kesimin sindirilmesinden rahatsızlık duyan ve bir İslamcı

209
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

zümresinin eksikliğini fark eden aydınlar tarafından oluşturulmaya başlanmıştır. 27 Mayıs


darbesinden sonra oluşturulan 1961 Anayasasının oluşturduğu hoşgörülü ortam zaman
içerisinde sol ideolojilerinin Türk siyasal hayatında etkin bir hale gelmesine ortam
oluşturmuş. Bu durum sonrasında sağ kesiminin ideolojik temel ihtiyacını TİSdüşüncesi
karşılamış ve bu ortamın oluşturduğu kutuplaşma- sol, Kemalist, laik ve muhafazakâr,
milliyetçi, İslamcı- sonrasında siyasal şiddet olayları artış göstermiştir. Ordu, 1980 yılında
darbe yaparken amacını, ülkeyi içine düştüğü anarşi ortamından çekip çıkarmak ve milli
birliği ve dayanışmayı tahsis etmek olarak belirlerken, uygulamada TİSdüşüncesini
benimsediğini çoğu uygulamasında ortaya koymaktadır. İslam’ı ve özel olarak Sünni Türk’ü
ideolojik bir temelde toplamaya çalışan Türk- İslam Sentezi düşüncesi, kimi zaman bir
pragmatik çıkar uğruna kullanılırken, kimi zaman da devletin, milletin ve İslam’ın tekrar
canlanması için kullanılmıştır.

Kaynakça

Anderson, Benedict (1993), Hayali Cemaatler Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması, çev.


İskender Savaşır, İstanbul: Metis Yayıncılık.

Arkoun, Mohammed (1994), İslami Bir Bakış Açısı İçinde Pozitivizm ve Gelenek, Kemalizm
Olayı, çev. Emre Öktem, Cogito, S.1

Bora, Tanıl, (2008), Türk Sağının Üç Hali MilliyetçilikMuhafazakârlık İslamcılık,


İstanbul: Birikim Yayınları,

Cumhuriyet Halk Fırkası Parti Programı (1931), Ankara: T.B.M.M Matbaası.

Çağlar Ali, Uluçakar Mustafa (2017), “Günümüz Türkçülüğünün İslam’la İmtihanı: Türk-
İslam Sentezi ve Aydınlar Ocağı”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 26,
ss.119-139.

Çetinsaya, Gökhan, (1999)“Rethinking Nationalism and Islam: Some Preliminary Notes on


the Roots of “Turkish- Islamic Synthesis” in Modern Turkish Political Thought”, The Muslim
World, pp.350-376.

210
VII. Uluslararası Sempozyum İdealden Gerçeğe Toplum, Siyaset Ve Ekonomi
7th International Symposium From The Ideal To The Reality Society, Politics And Economy

Çiğdem, Ahmet (2012), Taşra Epiği: “Türk” İdeolojileri ve İslamcılık, İstanbul: Birikim
Yayınları, s.122-150.

Heywood, Andrew (2014), Siyasal İdeolojiler Bir Giriş, çev. Ahmet K. Bayram vd., Ankara;
Adres Yayınları.

Kafesoğlu, İbrahim (1985),Türk-İslam Sentezi,İstanbul: Aydınlar Ocağı Yayınları

Kara, İsmail (2011), Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi, cilt.1, İstanbul; Dergâh Yayınları.

Kısakürek, N. Fazıl, (1974), Bab-ı Ali, İstanbul: Büyük Doğu Yayınları.

Mardin, Şerif (2011), Türkiye’de, İslam ve Sekülarizm, çev. Elçin Gen-Murat Bozluolcay,
İstanbul: İletişim Yayınları.

Öğün, Seyfi (1995), Modernleşme, Milliyetçilik ve Türkiye, İstanbul: Bağlam Yayınları.

Smith, Antony D. (2017), Etno-Sembolizm ve Milliyetçilik, çev. Bilge Firuze Çallı,


İstanbul; Alfa Araştırma.

Yıldız, Ahmet (2016), “Ne Mutlu Türküm Diyebilene” Türk Ulusal Kimliğinin Etno-
Seküler Sınırları (1919-1928), İstanbul: İletişim Yayınları.

Turan, Erol (2011), “Milliyetçilik Teoreminin Gelişimi ve Türk Milliyetçiliği”, Selçuk


Üniversitesi Kadınhanı Faik İçil Meslek Yüksekokulu Sosyal ve Teknik Araştırmalar
Dergisi,ss.136-147.

Zürcher, Erik J. (2015), Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, çev. Yasemin Saner, İstanbul;
İletişim Yayınları.

İnternet Kaynakları

http://www.kamudan.com/sendika/necip-fazil-ve-turkluk-h10480.html(Erişim: 18.04.2018).

211

You might also like