Old Wines in The New Bottles Ekmek Teknesi, A Series Telling Folk Tales (Yeni̇ Köy e Eski̇ Adet Masal Anlatan Di̇zi̇ Ekmek Teknesi̇)

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

“YEN‹ KÖY”E “ESK‹ ADET”: MASAL ANLATAN D‹Z‹

EKMEK TEKNES‹

“Old Wines” in the “New Bottles”: Ekmek Teknesi,


A Series Telling Folk Tales

“Vieux vins” dans de “nouvelles bouteilles”


Ekmek Teknesi, des séries de contes populaires

Neslihan DEM‹RKOL*

ÖZET
Bu yaz›da, Water J. Ong’tan al›nan “birincil sözlü kültür” ve “ikincil sözlü kültür” kavramlar› çerçeve-
sinde ilk döneme ait özeliklerin ikinci döneme ait ürünlerdeki kullan›mlar› irdelenmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu
çerçevede ikincil sözlü kültürün bir ürünü olan Ekmek Teknesi adl› dizi ile önemli bir halk anlat›s› alan ma-
sallar ve masal anlat›c›lar› aras›nda bir karfl›laflt›rma yap›lm›flt›r. Bu karfl›laflt›rma, bizi dizide öne ç›kan
masal anlat›c›s› karakter Heredot Cevdet’in ötesinde dizinin kendisinin bir masal oldu¤u ve birincil sözlü
dönemdeki masal›n ifllevini üstlendi¤ini sonucuna götürmüfltür. Birçok aç›dan hâlâ sözlü kültüre ait bir top-
lum görüntüsü çizen Türk toplumunun henüz tam olarak benimseyemedi¤i kent kültürü içinde kendisine
“eski âdetlerini” kendilerine hat›rlatacak bir masal anlat›c›s›na ihtiyaç duydu¤u görülmektedir. Yaz›n›n sa-
v›na göre ikincil sözlü kültürün ürünlerinden biri olan Ekmek Teknesi bu ihtiyaca cevap vermektedir.
Anahtar Kelimeler
birincil sözlü kültür, ikincil sözlü kültürler, masal, masal anlat›c›s›, televizyon dizisi.
ABSTRACT
This article aims to analyze the usage of oral culture in the era of electronic mass communication.
Water J. Ong’s “primary oral culture” and “secondary oral culture” terms was the basis of this study. In this
frame a television series, called Ekmek Teknesi which is chosen as a representative of secondary oral culture,
characteristics and functions of folk tales and storyteller are compared and contrasted. The result of this
comparison lead us to the conclusion that not only outstanding character of the series Heredot Cevdet the
storyteller but the series, itself, has the characteristics and functions of a folk tale similar to the ones in the
primary oral culture. This article claims that Turkish society which has still got most of the characteristics
of a primary oral culture society and which has not exactly adapted to the urban life yet, need a story teller
to remind its “old traditions”. As a result, one of the products of secondary oral literature, Ekmek Teknesi,
meets this need of the society.
Key Words
primary oral culture, secondary oral culture, folk tale, storyteller, television series.

Bu yaz›da, “ekranlar›n alaturka di- bilmeyen, iletiflimin yaln›z konuflma di-


zisi” Ekmek Teknesi’nde, birincil sözlü linden olufltu¤u kültürleri ‘birincil sözlü
kültürün her türlü ürününün ikincil kültür’” (23) olarak nitelendirirken, “söz-
sözlü kültürdeki yans›malar› saptanma- lü” özelliklere sahip televizyon, radyo,
ya ve böyle bir kullan›m›n nedeni aç›k- telefon gibi elektronik araçlar›, üretim
lanmaya çal›fl›lacakt›r. süreçleri bafllang›çlar›n› yaz› ve metin-
Birincil ve ikincil sözlü kültür te- den al›p sonunda konuflma diline dönüfl-
rimleri Walter J. Ong’a aittir. Ong, Söz- tü¤ü için bunlar› da “ikincil sözlü kül-
lü ve Yaz›l› Kültür adl› kitab›nda “yaz› tür” (24) olarak adland›r›r. Ong’a göre,
ve matbaa kavramlar›n›n varl›¤›n› bile ikincil sözlü kültür ile birincil sözlü kül-

* Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyat› Bölümü Yüksek Lisans Ö¤rencisi

http://www.millifolklor.com 5
Millî Folklor, 2005, Y›l 17, Say› 67

tür aras›nda benzer yönler oldu¤u ka- ründü. Aç›k göndermeler halinde rastla-
dar, farkl›l›klar da bulunmaktad›r. Or- d›¤›m birincil sözlü kültür özelliklerini
tak özelliklerden ilki her iki sözlü kültü- kabaca flöyle s›ralayabilirim. Dizinin
rün de bir dinleyici toplulu¤una sahip ana karakteri olan Nusret Baba, ATV’-
olmas›d›r; ancak ikincil sözlü kültürün nin Internet sitesinde “Tanr›’yla sözlefl-
dinleyici toplulu¤u birinci sözlü kültü- mesini teslimiyet üstüne yapm›fl, sözüne
rün dinleyici toplulu¤uyla k›yas kabul sonsuz sad›k, herkesi oldu¤u gibi kabul
etmeyecek büyüklüktedir. Her iki kül- eden, kimseyi yarg›lamayan, muhtaca
türde de sonuçta ortaya konan ürün bonkör, sahtekara ac›mas›z, hayat›n f›-
“sözlü” olmas›na ra¤men, birincil sözlü r›lda¤›na mütevekkel, ama hamurlu el-
kültürde konuflma öncesinde herhangi lerinden düflmeyen f›r›nc› küre¤iyle fele-
bir yaz›l› haz›rl›k—hatta herhangi bir ¤in çemberini bildi¤i gibi döndüren, se-
haz›rl›k—yap›lmamas›na ra¤men, ikin- verken de döverken de silah› zeka ve mi-
cil sözlü kültürde konuflmadan önce hep zah olan f›r›nc›” olarak nitelendirilmek-
yaz› vard›r. En “kendili¤inden”mifl gibi tedir. Bafll› bafl›na bu tan›m bile bize
görünen ya da öyle olmas› amaçlanan Nusret Baba karakterinin yaz›l› kültür-
konuflma bile öncesinde bir haz›rl›k ge- den ne kadar kopuk oldu¤unu göster-
rektirir. Dolay›s›yla konuflma, ikincil mektedir. Güçlü bir yaz›l› kültür gelene-
sözlü kültürün izin verdi¤i ölçülerde do- ¤i içinden gelen, iflinde yükselme, birey,
¤allaflabilir (101-102). hak, elefltiri gibi kavramlarla yetiflen bi-
Bu yaz›n›n konusunu oluflturan Ek- rinin yukar›da s›ralanan özellikleri tafl›-
mek Teknesi adl› dizi 2002 y›l›nda ATV mas› mümkün görünmemektedir. Yuka-
kanal›nda yay›nlanmaya bafllad›. Dizi- r›daki tan›m, sözlü kültürün genel ola-
nin ana karakteri, üç kuflakt›r ayn› ma- rak olumlad›¤› özellikleri tafl›yan bir
hallede ekmek pifliren bir usta-ç›rak zin- destan, masal ya da halk anlat›s› kiflisi-
cirinin son halkas› olan f›r›nc› Nusret- ni ça¤r›flt›rmaktad›r.
tin’dir. ATV’nin Internet sitesinde Nus- Dizide ad verme gelene¤inin tipik
rettin karakterinin, “Nasrettin Hoca”n›n bir uygulamas› görülür. Erkek evlat ba-
bir yans›mas› oldu¤u ve dizinin bu gele- bas› olmay› isteyen Nusrettin, üç k›z›na
nekten beslendi¤i ifade edilir. Dizideki içinde “son” sözcü¤ü geçen adlar koyar:
olaylar›n merkezinde -mahallelinin deyi- Songül, Sonay, Sonnur. Ayr›ca dizideki
fliyle-“Nusret Baba”, kar›s›, befl k›z› ve di¤er karakterlerin adlar› kiflilikleriyle
kay›nbiraderi yer almaktad›r. örtüflmektedir. Örne¤in, Celal “öfke-
Diziyi inceleme konusu olarak se- li”dir. Heredot Cevdet t›pk› ad› gibi hem
çerken amac›m, dizide birincil sözlü kül- Heredot’un hem de Ahmet Cevdet Pa-
türe ait ürün ve özelliklerinin yans›ma- fla’n›n tarihini / hikâyelerini anlatmak-
lar›n› saptamak ve bunlar›n ikincil sözlü tad›r. Medet, asl›nda yard›m›n, iyili¤in
kültüre aktar›l›rken geçirdikleri dönü- kayna¤›d›r. Dizide meslek ve “terbiye”
flümleri göstermekti. Oysa diziyi irdele- edinmede hâlâ usta-ç›rak iliflkisi geçerli-
meye bafllad›¤›mda, ilginç bir manzaray- dir. Naim, Nusret Baba’n›n; Bican, kah-
la karfl›laflt›m. Dizideki birincil sözlü vecinin; (dizinin ilk döneminde) Korkut
kültür özelliklerinin -“özellik” sözcü¤ü- ise Ölü’nün (berberin) ç›ra¤›d›r. Dizide
nü, halk hikâyesi, destan, mani, türkü ustas›z kalanlar ise bir iflin ucundan da
gibi sadece sözlü edebiyat ürünlerini de- tutamamaktad›r. Kirli, Cengiz, Celal,
¤il, birincil sözlü gelene¤e ait düflünce Süha gibi karakterlerin ustas› yoktur,
ve davran›fl biçimlerine ait her türlü dolay›s›yla bunlar yönünü belirleyeme-
ö¤eyi kapsayacak biçimde kullan›yorum- mifl su gibidir, nereye meyledeceklerini
izini takip edip s›ralamaya bafllad›¤›m- bilemedikleri gibi, bir türlü dikifl tuttu-
da listenin sonu gelmeyecekmifl gibi gö- ramazlar. Öyle ki, dizinin ilk döneminde

6 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2005, Y›l 17, Say› 67

yay›nlanan bir bölümde Nusret baba, lamda, hem yafl anlam›nda büyüktür.
adam olsunlar diye bu ustas›zlar›n her Günümüz toplumunun gence verdi¤i
birini bir ustaya teslim eder, ama bu da önem bu dizide görülmez. Genç olman›n,
fayda etmez. Dizinin ilk yay›n dönemin- hatta üniversite okuman›n bir anlam›
de oyuncu kadrosu içinde yer alan, daha yoktur, çünkü birincil sözlü toplumlar
sonra Deli Dumrul hikâyesine benzer tecrübeye ve yafll›l›¤a de¤er verirler. Di-
bir kurguyla (Azrail’e Nusret Baba’n›n zinin ATV’de yay›nlanan bölümlerinde
kar›s›n›n yerine kendi can›n› vererek) üniversite e¤itimi alan sadece iki karak-
öldürülen Vefa karakteri de ilginçtir. Ve- ter vard›r. Bunlardan biri Nusret Ba-
fa, folklor anlat›lar›nda s›k s›k rastlad›- ba’n›n k›z› “Sonay” ve onun sevgilisi
¤›m›z ermifl meczubu simgelemektedir. olan “Tolga”d›r. Ayr›ca Sonay ile Tol-
Hayat›n bütün zevklerinden ve sorumlu- ga’n›n efllefltirilmesi “davul bile dengi
luklar›ndan elini ete¤ini çekmifl, saç› ba- dengine” görüflüne uygun görünmekte-
fl›, üstü bafl› periflan nerede yaflad›¤› be- dir. Fakat “üniversiteli olmak” ne Tolga
lirsiz biridir. Ayn› zamanda mahallenin ile mahallenin “gençleri” aras›nda ne de
en yafll›s› olan Vefa’n›n de¤erinin fark›n- Sonay ile k›z kardeflleri aras›nda önemli
da olan tek kifli Nusret Baba’d›r. ‹flin bir fark yarat›r. Asl›nda avukat olan Tol-
içinden ç›kamad›¤› durumlarda Vefa’yla ga da mahallenin bütün de¤erlerini ka-
konuflur. Bilgece ve kehanet niteli¤inde bul etmifl durumdad›r. Sonay ise dizinin
sözler sarf eden Vefa, örne¤in Cengiz’in son dönemde yay›na giren bölümlerinde
t›marhaneye at›ld›¤› ama mahallelinin (sevgilisi rolündeki karakterin de bir sü-
onu ölü bildi¤i bölümde Nusret Baba’ya reli¤ine dizinden ayr›lmas›n›n da simge-
flöyle der: “Ölü bildi¤in diridir, ak›ll› bil- sel etkisiyle) hem kad›nl›¤›ndan hem de
di¤in delidir”. Radyo, televizyon, hatta okumufllu¤undan vazgeçerek k›sac›k
Internet gibi iletiflim araçlar›n›n art›k kestirdi¤i saçlar›yla babas›n›n ç›ra¤›,
herkesin eriflim alan› içinde oldu¤u bir hatta “o¤lu” olur. Dolay›s›yla günümüz-
dönemde, mahalleli “kahve milletinin de yaz›l› kültürün egemen oldu¤u top-
insanlar›” olarak her akflam düzenli ola- lumlar›n okur-yazarl›¤a ve gençli¤e ver-
rak kahveye gider ve daha ilginci bir hi- di¤i önem bu dizide görülmemektedir.
kâye anlat›c›s›n› dinler. Kahve, tam an- “Kutsal bilgi kayna¤›” olarak kendi-
lam›yla bir sazs›z âfl›k kahvesi ya da köy ni tan›mlayan ve bir tür serbest kürsü
odas› niteli¤indedir. Barry Sanders, niteli¤indeki “Ekfli Sözlük” adl› Internet
Öküzün A’s› adl› kitab›nda birincil sözlü sitesinde “Ekmek Teknesi”ni aratt›¤›n›z-
kültür döneminde hikâye anlat›c›s›n›n, da karfl›n›za tam 11 sayfa yorum ç›kar.
hikâyeyi de¤ifltirerek anlatt›¤›n›, zama- Bu yorumlar›n birinin sahibi olan “Pain”
n›n koflullar›na uyarlayarak dinleyici ile takma adl› yazar, dizi için flöyle bir sap-
hikâye aras›nda ortak bir zemin olufltur- tamada bulunur: “Cep telefonu, fast fo-
du¤unu belirtir. Benzer bir uyguma Ek- od, borsa, kariyer vs. vs. gibi günümüz
mek Teknesi’nin “hikâye anlat›c›s›” olan h›zl› yaflam› de¤erlerini ifllemeyen sade
Heredot Cevdet’in üslubunda da görül- ve temiz bir dizi”. Bu yazar›n basit bir
mektedir. Örne¤in Heredot Cevdet’e gö- biçimde ifade etti¤i saptama, asl›nda yu-
re, 4. Murat tütünü de¤il, “malbora, pu- kar›da bahsetti¤imiz görece “teknik te-
ro, pipo, tüm tekel ürünlerini ve viski, rimler”den habersiz herkesin fark›nda
malibu gibi tüm keyif verici maddeleri” oldu¤u bir durumdur. Bu metnin yazar›
yasaklam›flt›r. Dinleyici hikâyeye müda- ise, daha teknik bir ifadeyle, dizinin bi-
hale edebilir, soru sorabilir. K›l’›n akl›na rincil sözlü kültür özelliklerinden yarar-
tak›lan her soru, Nusret Baba’n›n vere- lanmad›¤›n›, asl›nda bu dizinin ikincil
ce¤i cevapla çözüme kavuflur; çünkü Ba- sözlü kültürün en güçlü silah›n›n içine
ba “büyüktür”. Baba hem manevi an- yerlefltirilmifl, etkili bir birincil sözlü

http://www.millifolklor.com 7
Millî Folklor, 2005, Y›l 17, Say› 67

toplum mermisi oldu¤unu ileri sürmek- da görülmektedir. Sürekli olarak toplu-


tedir. Fakat yaz›n›n bu noktada as›l mun kitaba karfl› mesafeli duruflundan
amac› bu saptamay› yap›p bir kenara çe- ve çocuklara okuma al›flkanl›¤›n›n ka-
kilmek de¤il, böyle üretimi zorunlu k›- zand›r›lamamas›ndan flikayet edilir.
lan nedeni aç›klamaya çal›flmak olacak- Hatta 23 Ekim 2004 tarihinde “Haberx”
t›r. adl› bir Internet sitesinde yer alan habe-
Barry Sanders, Öküzün A’s› adl› ki- re göre, Türkiye günde 4 saatle televiz-
tab›nda, ABD toplumunda yaflanan - yon izleme oran›nda ABD ile ilk s›ray›
kendi deyimiyle- post-cehaletin nedenle- paylaflmaktad›r. Kitap okuma oran› aç›-
ri ve sonuçlar› üzerinde durur. Sanders’e s›ndan ise oldukça gerilerdedir. Habere
göre, bugünün ABD gençli¤inin bir bölü- göre bir Japon y›lda 25 kitap okurken, 6
münün “hem sözlü hem de yaz›l› dili Türk’e bir kitap düflmektedir.
elinden al›nm›flt›r” (78). Bebek mamala- Sonuç ayn› gibi görünmekle birlik-
r› ve biberonlarla beslenen, 5–6 yafl›na te, iki toplumu bu noktaya getiren ne-
gelince krefllere, anaokullar›na b›rak›- denler oldukça farkl›d›r. ABD’de söz ko-
lan, daha sonra da örgün e¤itim sistemi nusu olan, önce fazla yaz›l› kültür, sonra
içine dahil olan çocuklar›n aile ve top- fazla elektronik iletiflim araçlar› içinde
lum içinde yeterince sözelleflemedi¤i için kalan çocuklar›n sözelleflme süreçlerini
çocuk yaz›ya ve yaz›l› kültüre de uyum do¤ru biçimde yaflamad›klar› için ard›n-
sa¤lamakta güçlük çeker. Kendini siste- dan gelen süreçleri özümseyememeleri-
min d›fl›nda bulan çocuklar›n bir bölü- dir. Dolay›s›yla bu çocuklar “cahil” kal-
mü, “kimlik ve korunma peflinde bir ara- maktad›rlar. Oysa günümüz Türk toplu-
ya gelerek üyelerinin birbirine ait olduk- muna bak›ld›¤›nda durum farkl›d›r. Ör-
lar›n› hissettikleri bir ‘d›flar›dakiler’ gru- ne¤in, Sanders’in bebeklerini haz›r ma-
bu kurarlar” (177). ABD için gruplar, çe- malar ve bebek bak›m kitab›yla büyüten
telerden baflka bir fley de¤ildir. annelerini toplumumuzda bulamay›z.
Çocu¤un dili konuflarak ö¤rendi¤i- Günümüzde deneyimsiz anneler aç›s›n-
ni, hatta özellikle düzeltmelere ve mü- dan bebek bak›m kitab›n›n yerini, hâlâ
dahalelere maruz kalmadan konufltu¤u annelerin ve kay›nvalidelerin tecrübesi
zaman ö¤rendi¤ini (51) belirten San- doldurmakta, haz›r mama ise bilinçli bir
ders, elektronik iletiflim araçlar›n›n sö- tercihten çok bir ekonomik imkân mese-
zelli¤e geçiflin önünde önemli bir engel lesi olarak görülmektedir. Dolay›s›yla bu
oluflturdu¤unu belirtir. Sanders’a göre: yaz›n›n sav›, günümüz Türk toplumu-
[Elektronik iletiflim araçlar›] ko- nun hâlâ oldukça bask›n bir birincil söz-
nuflman›n en önemli kural›n› çi¤ner: lü kültür içinde yaflad›¤› yönündedir.
dinleyen, karfl›s›ndakinin sözünü kese- Toplum, bir biçimde hem yaz›l› kültür
mez. Oysa karfl›s›ndakinin sözünü kes- ö¤elerinin baz›lar›n› kabullenmifl hem
me, tart›flma, soru sorma, yineleme, in- de birincil sözlü kültüre ait baz› ö¤eleri-
sanlar›n kontrolden ç›k›p sonra tekrar ni de ikincil sözlü kültür araçlar›na yer-
düzene girmesi sözelli¤in özünü olufltu- lefltirmeyi baflarm›flt›r. Ekmek Teknesi,
rur. Konuflma s›ras›nda kat›l›mc›lar ku- bu ikili yaflam›n birlikteli¤inden do¤mufl
rallar› çi¤neyebilirler. melez bir üründür.
[…] Televizyon insan sesini öldürür. Barry Sanders, bir kabile için öykü-
‹nsanlar ekranda gördükleri kiflilerle nün ve masalc›n›n öneminden bahseder-
tart›flamazlar. Televizyondaki görüntü- ken, öyküyü sözlü kültürlerin “can da-
ler genç beyinlerin kavray›p analiz ede- mar›”, masalc›y› ise “kabile ya da toplu-
bilece¤inden çok daha büyük bir h›zla lu¤un yüre¤i” (14) olarak tan›mlar. San-
geçer. (45) ders’e göre, anlat›lan öyküler asl›nda
Benzer kayg›lar Türk toplumunda ana hatlar›yla bilinen, insanlar›n duy-

8 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2005, Y›l 17, Say› 67

may› bekledi¤i öykülerdir. Bu öykülerin kokusunu duymufltur bu duygular›n. Ya


en önemli ifllevi ise topluluk üyelerine anneannesinde, ya babaannesinde, ya
kimliklerini, inançlar›n› hat›rlatmas› ve dedesinde. Birisinde bu kokuya rastla-
aralar›ndaki ba¤lar› güçlendirmesidir. m›flt›r.
Masalc›, anlatt›¤› öykülerde birçok nok- Bu ifadeler bizi ilginç bir sonuca gö-
tay› ayn› anda yakalamay› baflar›r: ta- türmektedir. Dizinin içine “masalc›” ro-
rih, gerçek, kahramanl›k, din, felsefe, lüyle yerlefltirilen Heredot Cevdet ka-
ahlak, sevgi (15). Burada gözden kaç›r›l- rakteri, üst kurmacay› oluflturan ve bir
mamas› gereken önemli bir ayr›nt› var- anlat›c› a¤z›ndan do¤rudan aktar›lan
d›r. Masalc› ve (dinleyici) kabilenin var- masal-dizinin hikâyelerden sadece biri-
l›¤› öykü anlatma ortam›n›n olmazsa ol- dir. Asl›nda Heredot Cevdet ve “kahve
maz ö¤eleridir. Öykü ne kadar ilginç milletinin insanlar›”, dizi ve seyircileri-
olursa olsun, dikkatle dinlenmezse bir nin bir parodisinde ibarettir. Dizi bir
önemi kalmaz ve ifllevini yerine getire- masalc›d›r. Anlatt›¤› hikâyeyle kabilesi-
mez. Fakat dikkatle dinlemek sadece ne yol göstermekte, unutulan de¤erleri
toplulu¤un de¤il, iyi bir masalc›n›n da tazelemekte, art›k ifllevini yitirenlerin
özelliklerinden biridir. Masalc›, anlatt›¤› yerine yenilerini yerlefltirmektedir. Ka-
öykünün herkes taraf›ndan anlafl›labil- l›plaflm›fl ifadeleri (“Amman sabahlar ol-
mesini sa¤lamal›d›r. Sanders’in ifadesiy- mas›n”, “Acele etmemek laz›m”, “Baba
le “sesi toplulu¤un kulaklar›na eriflmeli, büyüksün” vs.) ise, kabilesinin üyeleri
kimse d›flar›da kalmamal›d›r” (17). aras›nda a¤›zdan a¤za dolaflmaktad›r.
Yukar›daki ifadeler bizi do¤rudan Sonuç olarak, dizide yap›lan sadece bi-
do¤ruya ve aç›k bir biçimde dizideki hi- rincil sözlü kültür ürünlerinden yarar-
kâyeci Heredot Cevdet karakterine gö- lanmak de¤il, dizinin bütünü bir birincil
türmektedir. Ancak, bu yaz›n›n sav›na sözlü kültür ö¤esine -bir masalc›ya- dö-
göre, Ekmek Teknesi dizisinin bütünü nüfltürmektir.
asl›nda, Sanders’in tan›m›n› yapt›¤›
KAYNAKÇA
“masalc›”n›n ta kendisidir. Her yay›nla-
http://www.aksam.com.tr/arsiv/ak-
n›fl›nda ekran bafl›na toplanan o büyük sam/2003/05/05/yasam/yasam5.html <29 Kas›m
kalabal›k da “kabileyi” oluflturmaktad›r. 2004>
Bu dizinin müdavimi olan toplum asl›n- http://www.atv.com.tr/vizyon.atv?forward=ya-
da, birincil sözlü kültür ö¤elerinin hâlâ pim&yapim=ekmekteknesi <29 Kas›m 2004>
http://www.haberx.com/n/157462/turkiye-tele-
bask›n oldu¤u bir hayat› sürdürmekte- vizyon-izlemede-dunyada-ilk.htm <29 Kas›m 2004>
dir. Ancak kent kültürü içinde “masal- http://www.sozluk.sourtimes.org/ <29 Kas›m
c›”s›dan yoksun kalm›flt›r. Dolay›s›yla 2004>
kendisine duymak istedi¤i hikâyeyi an- Ong, Walter J. Sözlü ve Yaz›l› Kültür, Sözün
Teknolojileflmesi. ‹stanbul: Metis Yay›nlar›, 2003.
latan bir masalc› buldu¤unda -hangi or-
Sanders, Barry. Öküzün A’s›. ‹stanbul: Ayr›nt›
tamda olursa olsun- onu can kula¤›yla Yay›nlar›, 1999.
dinlemektedir. Hasan Kaçan 5 Haziran
2003 tarihli Akflam Gazetesi’nde yer
alan söyleflisinde dizinin baflar›s›n› “öz-
ledi¤imiz bir fleylere dokunmas›” olarak
aç›klamaktad›r:
Evet, birilerinin özledi¤i bir fleyler
var. Hissediyoruz ama elimizde yok. ‹n-
sanlar ellerinde olan›n k›ymetini bilmez-
ler, olmad›¤› zaman özlerler.[…] Bütün
bunlar› bilmeyenler, daha önceden elin-
de olmayanlarsa bir yerlerde tad›n› ve

http://www.millifolklor.com 9

You might also like