Professional Documents
Culture Documents
Adsız Not Defteri
Adsız Not Defteri
- 2 ~ -
Ceza Cerzan Kr!m!noloj! Kr!m!n!last!
Muhakemes!
-----
H!yk!
.
.
B!l!m! B!l!m!
:
A
.
----
L
Gua Pol!t!kase
C) V!kt!m!l! Majdor
. B!l!m!
b .
Ps!k!yatr!
Psikiyatrı, ruhsal hastalıkların ve onların tedavisinin bilimidir; suç
psikiyatrisi, psikiyatrinin bir alandır ve suçluluğunun nedenleri olarak
psikolojik hastalıklarla meşgul olur.
c.
Ps!koloj!
. Etholoj!
d
Platon suçluda bir zevk arayışı, akıl hastası olmuş insanın aptallığını ve
ihtirasını görmüştü; Platon, suçun üç kaynağını; ihtiraslar (istek, arzu,
kıskançlık ve öfke gibi), zevk aramak ve cahillik olarak belirtmişti.
Hipokrat için suçlu, akıl hastası idi. Hipokrat da, Platon gibi, suç
antropolojisinin varlığını ilk hissedenler arasında sayılabilir; çünkü her
ikisinde de, beden şekillen ile karakter arasında bir ilişki gözleminin
yapıldığını görüyoruz.
!lk Kr!m!nologlar
1. Ceza Hukuku Reformcusu Sezar Beccaria
!şkence
,
!dam
, eng!z!syona karşı elestr!ler!n! ortaya Kond!s
J . .
J
Rousseau'dan etk!lend!
Doğuştan
S!sak!sl!g!on faus!v!
Bas!k al!n ,
!r
göz, n ol zen el da görünse güne sallar
Darw!nden etk!lend!
3. Bentham
Faydacı ,
Haza !nsanlar dojal b!r !ng!sd!ple ac!dan kaçar hazza Jonel!r
Kanunların amacı
toplumun mottl!ğnder Cezalar lat! olmal!d!r
Sa soyst görmüştür
Kr!m!noloj! deney ve
gözlem
Ceza H = normat!f
I. Doküman Analizi
Kr!m!nologlar
, devlet organları ve arastırma kuluslar tarafından toplanm!sge-
n!s ver! tabanlarını Kullanılar
.
II. Anket
2) Arast!rma arac!d!r.
3 Sak masrafa
azam kal!tes!n! azaltır ve
sebeb!yet ver!r, böyle mas-
En yüksek !stat!sklerd!r .
2) Adalet !stat!skler!
Mahkemeye !nt!kal etm!s salarla !lg!l! !stat!sklerd!r .
Suç istatistiklerinin büyük yükü siyah sayılardır. Bu, gerçekte işlenen suçlar
ile istatistiklerde görünen sayı arasındaki gerilim anlamına gelir. Çünkü,
işlenmekle birlikte, birçok suç ortaya çıkmaz, çıkanlar da ihbar edilmez,
birçok ihbar edilen failin bulunması mümkün değildir veya suçları ispat
edilemez; bazıları ispat edilebilirler; ancak dava edilmez veya mahkum
edilmezler. Siyah sayıların büyüklüğü fiilin şekline, yerine ve zamanına göre
değişiktir".
Kural olarak, bir kişi ne kadar gelişmiş bir süperegoya sahipse, o kadar
yüksek ahlâka sahip bir kişi olur, ne kadar süperego ve ego
kontrolünden uzak bir id’e sahipse, o ölçüde kontrolsüz ve ihtirasları
peşinde koşan bir birey olur; süperego ve id'inin isteklerini
dengeleyebilecek kadar güçlü bir egoya sahip olursa, o kadar dengeli
ve konrollü bir birey olur.
Alt benlik (id), cinsellik ve saldırganlık gibi iç güdüler; üst benlik (süper
ego), anne-baba ve diğer önemli kişilerle etkileşim suretiyle geliştirilmiş
değerlere dayanan vicdan; benlik (ego) ise, alt benliğin istekleriyle üst
benliğin istekleri arasındaki arabulucudur.
Psikonalitik görüşe göre suçluluk, benlik ile üst benlik gelişimindeki yeters
likler nedeniyle suç dürtülerinin, yani alt benliğin denetim altına
alınamamasından doğar. Diğer bir ifadeyle, çok gelişmiş alt benliğe sahip
olan bir kişi, sonunda suç işlemektedir. Aşırı gelişmiş bir üst benlik ise, alt
benliğin arzularının doyurulması na izin vermemekte ve nevrotik bir kişiliğin
oluşmasına needen olmaktadır'“.
August
D!chhorn
Genel!k
!n
mutlanan temel .
taya akm!st!r
.
gerekt!g!n!
Saunur .
jaranlarla Karşılaşan 2 k!ş!n!n Farkl tepk!ler vermes!n! de daha !y! aç!klad!g ra!n
doygosal
Man!-depres!f > S!zofrenden
-
sonra en s!z g!r!len ps!kozdur
Nevrozlarda hasta s!k!nt! ve rahats!zl!ğ!n! h!ssetmekte
fakat bunlara egemen olmamakta ve b!r se yapamamak
tader
Nevrozlarla psikozlar arasındaki en önemli fark, “gerçeklerle olan ilişkiler”
yönündendir; nevrozluların gerçeklerle ilişkileri kopmamıştır. Geçmişlen, şu
anki durumları ve gelecekleri konusunda gerçeklerle ilişkilidirler. Buna
karşılık psikozun etkisinde bulunanlarda ise, gerçeklerle ilişkisi geniş ölçüde
zayıflamış ve kesilmiştir. Yanı, gerçeklerden uzak bir hayal dünyasında
yaşarlar; örneğin, psikozlu bir kişi, hastalanmadan önceki işini doğru olarak
cevaplandırsa bile, daha sonra “peygamber” ya da “komutan” olduğunu
ileri sürmekte tereddüt etmez.
Sosyolojik Teoriler
1. Yapısal Teoriler
a. Durkheim’ın Teorisi
b. Anomi Teorisi
Amerikan rüyası suç üzerinde doğrudan ve dolaylı olmak üzere ıkı türlü
bir etki icra etmektedir. Doğrudan yaptığı etki, bireyleri “her ne pahasına
olursa olsun" bol para kazanmaları ve zengin olmaları için durmadan
tahrik etmesi ile, dolaylı etki ise toplumsal yapıyı oluşturan kurumlar
aralarındaki güç dengelerini değiştirerek yapmaktadır.
Merton, ABD başta olmak üzere kapitalist toplamların önüne çok para
kazanma ve zengin olma gibi toplumsal hedefler konulduğunu ve bu
hedeflere ulaşmak için çalışılmaya vurgu yapıldığını; ancak, insanları bu
hedeflere götürecek eğitim, çalışma gibi ahlâkı ve kanuni yollar üzerinde
pek durulmadığını, ya da çok az önem verildiğim ifade etmiştir.
Dolayısıyla gerilimin kaynağı, insanların para eksenli bir başarı hedefine
yönlendirilmeleridir. Zamanla insanlarda, para kazanmak ve zengin
olmak için her şeyin yapılabileceği gibi bir düşünce oluşmaya başlar. Bu
ise, insanları sosyal normlardan sapmaya zorlar.
Hedef Norm
1- mlular + +
2- Yen!l!kç!ler - -
(susallar,
b!l!m !nsanları s .
)
3-Sek!lc!ler -
+
↳ -Ger! Gek!lenler- -
Ch!pp!ler evs!zlerl
,
5- !syankarlar -t -
-
(var hedef
olan ve normlar
Kab!l etmezler)
↓
Akt!v!stler Marks!st Len!n
,
!şled!kler! bel!rlen!yor
.
b. Alt-Kültür Teorileri
Lemert için önemli olan bir suç tesbit edildiği zaman ne olacağı idi.
Lemert’e göre, “herhangi bir sapma, toplum o davranışa negatif bir statü
yükleyene kadar anlamlı değildir. Sapkın davranışlara mantıklı izahatlar
getirildiği ve toplumca kabul edilebilir sınırlar içinde tanımlandıkları
müddetçe birincil sapmalar olarak kalırlar.
Becker ve Ötekiler
Braithwaite’e gere, “herhangi bir suça veya sapma teşkil eden davranışa
karşı iki tür yaklaşımdan söz edilebilir: birincisi kamu otoritesi tarafından
gösterilen resmi tepkiler, diğeri ise sosyal tepkilerdir. Sosyal tepkiler ise,
en genel anlamda utandırma elarak ele alınabilirler”. Braithwaite,
utandırmayı ikiye ayırmaktadır: 1) Ayrıştırıcı veya dışlayıcı utandırma
olarak da ifade edilen damgalama ve 2) kucaklayıcı ve birleştirici
utandırma olarak da ifade edilen, suçluyu toplumdan kopartmamayı esas
alan bütünleştirici ve kuşatıcı utandırma.
Utandırma ile hatalı bir davranışta bulunan bireyin yaptığı yanlış ve hatalı
davranışlardan dolayı pişmanlık duyarak hatasını anlaması ve kendisini
düzeltebilmesi için, hatalı olan davranışının toplum tarafından
onaylanmadığını gösteren her türlü sosyal süreç kastedilir”.
Suçun Ekonomik ve Marksist Temele Dayanarak Aşıklanması
Kontrol teorilerine göre suç, suça yönelik uyaranlar ile onu engelleyen
toplumsal ya da fiziksel kontroller arasındaki bir dengesizliğin sonucu
olarak ortaya çıkmaktadır. Bu görüşe göre, kişilerin suç işlemeleri
esnasındaki güdüleriyle daha az ılgılenılmekte, bunun yerine, insanların
akli biçimde davrandıkları ve fırsat verildiğinde herkesin sapkın
davranışlar içine gireceği varsayılmaktadır.
Kontrol teorileri, genel olarak bireyin kendisini veya dış sistemlerin bireyi
kontrol altında tutması ile suçun önlenebileceğini savunmaktadırlar. Burada
asıl sorulması gereken soru, ‘’insanlar neden suç işler?” yerine, “insanlar
neden suç işlemez” olmalıdır. Bu nedenle, insan davranışlarının kontrol
altında tutulması, bir düzene konulması ve sınırlanması gereklidir.
E
Bu teor! 70'lerde k salara bjk cezalar ver!lmes!n!n dayanağı
olm!st!r .
İşte, Cohen ve Felson, bu soruna farklı bir açılım getirerek suçların aslın
da insanların günlük aktivitelerinin ve evden uzakta geçirdikleri zamanın
artışına paralel olarak artmış olabileceğini, çünkü bu durumun suç için
uygun fırsatları artıracağını ileri sürüyorlardı. O güne kadar yapılmış me‐
kana bağlı suç analizleri, suçu anlamada oldukça faydalı olmakla
birlikte, bu analizler insanı ve insan ekolosi denebılen insanı çevreyelen
unsurları ve insan hayatının dinamik yapısmı hesaba katmamışlardı.
maddeye odak
lanırlar
.