Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 175

İÇİNDEKİLER

7. BÖLÜM TEMEL TASARIMI


1. BARAJLARDA JEOLOJİK-JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR VE UYGULAMADAN
ÖRNEKLER
Kemal Karakuş ve Ayhan Koçbay.........................................................................................7-1
2. KÖPRÜBAŞI BARAJI GÖMÜLÜ HES YAPISI TASARIMI
Doç.Dr. Yalın Arıcı, Prof.Dr. Barış Binici, Altuğ Akman, Salih Bilgin Akman ..............7-11
3. BULAMAÇ HENDEĞİ YÖNTEMİ İLE GEÇİRİMSİZLİK PERDESİ İMALATI,
ASLANCIK BARAJI VE HES ÖRNEĞİ
Ömer Kayal Alp, Hakan Büyükçoban, M. Güven Pelen ...................................................7-21
4. BOYABAT BETON AĞIRLIK BARAJI KİREÇTAŞINDA YAPILAN ENJEKSİYON
PERDESİNİN PERFORMANSI
Konuralp Savaşer ve Saydın Altuğ .....................................................................................7-30
5. AKKÖPRÜ BARAJI GÖL ALANINDA İNŞA EDİLEN GEÇİRİMSİZLİK
YAPILARININ SIZDIRMAZLIĞININ TEST EDİLMESİ
Uğur Akdeniz, Müfit Şefik Doğdu, Lütfi Gür Köksal,
Nurettin Pelen, Namık Kemal Güner ................................................................................7-42
6. CEVİZLİK YERALTI SANTRALİ KAZI DESTEK SİSTEMİ
Serkan Harmandar..............................................................................................................7-61
7. DEMİRÖZÜ BARAJI GÖVDE ALTI GEÇİRİMSİZLİK PERDESİ TASARIMI VE
UYGULAMASI
Salih Bilgin Akman .............................................................................................................7-76
8. BERKE BARAJI: KARSTİK KİREÇTAŞINDA YAPILAN ENJEKSİYON
PERDESİNİN PERFORMANSI
Saydın Altuğ ........................................................................................................................7-87
9. BETON KEMER BARAJLARDA GÖVDE YAMAÇ STABİLİTESİ İÇİN YAPILAN
JEOLOJİK- JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR, ERMENEK BARAJI VE HES ÖRNEĞİ
Ayhan Koçbay, Kemal Karakuş, Gerald Zenz, Johannes Linortner ...............................7-100
10. KİRAZLIK REGÜLATÖRÜ GEÇİRİMSİZLİĞİN SAĞLANMASI
Teoman Hızal ....................................................................................................................7-122
11. BİR SANTRAL BİNASI DERİN KAZISI DİYAFRAM DUVAR PANEL
KAZILARINDA YAŞANAN HENDEK STABİLİTESİ PROBLEMLERİ,
NEDENLERİ VE ÇÖZÜMLERİ - BİR VAKA SUNUMU
Melis Yıldız, M.Erdem İspir, Aslı Çevik ...........................................................................7-136
12. TATAR BARAJI DERİVASYON TÜNELİ GİRİŞİNDE JET GROUT UYGULAMASI
Ziya Apak ...........................................................................................................................7-144
13. TOCAK HES PROJESİNDE SU KAÇAKLARININ ÖNLENMESİ
A.Tunç Tarımcı .................................................................................................................7-160

i
7. BÖLÜM
TEMEL TASARIMI
BARAJLARDA JEOLOJİK-JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR VE
UYGULAMADAN ÖRNEKLER

Kemal Karakuş ve Ayhan Koçbay


DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ JEOTEKNİK HİZMETLERİ VE YERALTISULARI DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ÖZET
Tüm yapılarda jeolojik ve jeoteknik çalışmaların, ne kadar önemli olduğu bilinen bir
gerçektir. Ancak özellikle barajlarda, bu durum çok daha büyük önem kazanmaktadır. Gerek
etüt ve proje, gerekse uygulama aşamalarında yapılan jeoteknik çalışmaların eksik veya yanlış
yapılması, telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabilmektedir. Bu nedenle, projenin
yapılabilirliğini doğrudan etkileyen bu çalışmalar, son derece özenli, geniş zaman aralıklı,
bilimsel verilere dayalı ve titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Barajlarda meydana gelen
sorunların en önemlileri; gövde dolgusunda meydana gelen sızma ve borulanma, şev eğiminin
yetersizliği, dolguda farklı oturmalar, deprem, göl alanında meydana gelebilecek heyelan,
yanlış malzeme seçimi ve zemindeki geçirimsizliğin sağlanamaması sonucu oluşabilecek
baraj temelindeki sızma ve borulanmadır. Bu tür problemlerle karşılaşmamak veya en aza
indirmek için jeolojik ve jeoteknik çalışmaların yeterli ve doğru olarak yapılması,
projelendirme ve yapı güvenliği bakımından çok önemlidir. Tüm yapılarda genellikle yapım
maliyetlerinin % 0.05 ile 3,0’üne karşılık gelen bir maliyetle bu araştırma çalışmaların
yapılması gerekmektedir. Bu oran; barajın bulunduğu yerin jeolojik yapısına, teknolojik
gelişmelere ve bulunduğu ülkenin gelişmişlik düzeyi ile de ilişkili olup gelişmiş ülkelerde bu
oran daha yüksek olabilmektedir.

Bu çalışmada, barajların projelendirilmesinde yeterli jeolojik ve jeoteknik çalışmalar


yapılmasının ve özellikle de yapılacak geçirimsizlik çalışmalarının tasarlanması emniyet ve
ekonomi bakımından önemli örneklerle (Atatürk Barajı, Ermenek Barajı, Oymapınar Barajı,
Berke Barajı, Dim Barajı, Peçenek Barajı ve Postallı Göleti) açıklanmaya çalışılmıştır.

1. GİRİŞ

Su yapılarında yapılan jeolojik ve jeoteknik çalışmaların oranı ülkemizde oldukça


düşüktür. Bu araştırmalarda minimum maliyetle maksimum bilgi edinilmesi esastır. Pahalı bir
yapım yöntemine karşı yeterli bir araştırma programı ile emniyetli-ekonomik-ekolojik
çözümlere ulaşmak mümkündür. Barajlarda özellikle temel kayasının jeolojik ve jeoteknik

7-1
parametrelerinin eksik olarak belirlenmesi, geçirimsizlik ve duraylılık yönünden çok vahim
sonuçlara sebep olmaktadır.

Geçirimli veya zayıf temellerde görülen problemler için kaya ve zemin mekaniği
esasına dayalı teorik çözümler kullanılır. Bu çözümlerin çoğu karmaşıktır ve izotropik
olmayan gerçek permeabilitenin veya temelin dayanım karakteristiklerinin belirlenmesi
amacına yönelik olup oldukça pahalı olan detaylı arazi ve laboratuvar deneylerine bağlıdır.
Özellikle büyük barajlarda temele ait projelerin, deneysel verilere dayalı yapılması esastır.

Birçok barajda değişik nedenlerden dolayı zemin iyileştirme yöntemlerinin


uygulanması gerekmektedir. Bu yöntemlerin bazıları; enjeksiyon, jet enjeksiyonu ve bulamaç
hendeğidir.

Barajlarda yapılan jeolojik ve jeoteknik çalışmalarda; mühendislik jeolojisi, temel


sondajları, yerinde deneyler, laboratuar deneyleri, yeraltısuyu gözlemleri, jeofizik etütler,
görsel incelemeler ve yerel deneyimlerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda
yeraltı zemin koşullarının belirlenmesi hedeflenir. Bunun için büro çalışması, araştırma
programı hazırlanması ve arazi çalışmalarından oluşan üç kademeli bir programın
uygulanması gerekmektedir.

Bu çalışmada, başta barajlar olmak üzere tüm su yapılarındaki jeolojik jeoteknik


çalışmaların aşamaları ve bu aşamalarda yapılan çalışmalar kısaca özetlenmiş ve bazı önemli
projeler üzerinden örneklemeler yapılmıştır.

2. PROJE AŞAMALARI

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından planlanan, projelendirilen, inşa edilen,


kontrollüğü ve danışmanlığı yapılan baraj, gölet, hidroelektrik santral (HES), regülatör,
pompa istasyonu, arıtma tesisi, kanal, tünel, cebri boru, yükleme havuzu, isale hattı, su
deposu, atıksu, köprü, bina vb. yapıların ön inceleme aşamasından uygulama sonrasına kadar
bütün aşamalarda jeoteknik çalışmalar yer almaktadır.

Bu çalışmalar kapsamında, her projede jeolojik/jeoteknik etütler yapılmakta ve elde edilen


verilerin değerlendirilmesi sonucunda Jeoteknik Etüt Şartnamesi’ ne (DSİ, 2011) uygun olarak
“JEOTEKNİK ETÜT RAPORU“ hazırlanmaktadır. Bu raporların aşamaları ve içerikleri aşağıda
kısaca verilmiştir.

2.1. Ön İnceleme Aşaması

7-2
Bu aşamada büro çalışmasına başlamadan önce proje ile ilgili mühendislerin katıldığı
arazi gezisi yapılmalı, 1/25 000 ölçekli haritalar üzerinde belirlenen yapı yerleri; topoğrafik,
jeolojik ve su olanakları yönünden incelenerek projenin planlama aşaması programına alınıp
alınmayacağı belirlenmelidir. Jeolojik yönden olumsuz olarak değerlendirilen yerler iptal
edilerek alternatif yerler çalışılmalıdır. Bu aşama için uygun bulunan proje alanının 1/25 000
veya daha büyük ölçekli jeoloji haritası yapılarak, kesitleri hazırlanmalı, yüzey jeolojisi
verilerine göre duraylılık ve su kaçağı olup olmayacağı değerlendirilerek uygun yapı yerleri
önerilmelidir. Göl alanındaki kayaçların jeoteknik özellikleri ile göl alanından diğer vadilere
veya havzalara kaçak olup olmayacağı ve eski, aktif ve potansiyel heyelanlar, yeraltı yapı
yerlerindeki kayaçların jeoteknik özellikleri, yapı yeri kazısına yeraltısuyu gelişi olup
olmayacağı, yapı yerleri ile giriş/çıkış ağızlarında eski, aktif ve potansiyel heyelanların var
olup olmadığı belirlenmelidir. Jeolojik ve jeoteknik koşullar ile yapı gereçleri olanakları
değerlendirilerek yapı tipinin seçimini sağlayacak önerilerde bulunulmalı ve planlama
aşamasında yapılması gerekli görülen araştırma programı önerilmelidir.

2.2. Planlama Aşaması

Planlama aşamasında projenin büyüklüğüne göre 1/25000–1/5000–1/1000 ölçekli


haritalar kullanılarak göl alanının, güzergahların ve yapı yerlerinin jeolojik yapısı incelenerek,
geçirimlilik ve duraylılık yönünden yapı-temel ilişkisi ile doğal yapı gereç alanları ortaya
konularak projenin yapılabilirliği araştırılmalıdır. Araştırma programı kapsamında yapılacak
çalışmalar ile örtü birimlerinin, ayrışmış ve zayıf kayaçların, temel olabilecek kayaçların
jeolojik ve jeoteknik özellikleri belirlenmelidir. Yapı yerinde vadi tabanı ve yamaçları
oluşturan birimler incelenerek, arazi deneyleriyle geçirimlilik katsayısı (K) ve Lugeon
değerleri hesaplanmalı; inşaat sırasında kazı çukuruna gelebilecek suyun yeri ve miktarı
belirlenmeli, kazıyı kuruda yapmak amacıyla uygun geçirimsizlik perdesi (bulamaç hendeği,
geçirimsiz ince duvar, enjeksiyon perdesi vb) önerilmeli, temel kayasında geçirimsizliği
sağlamak için enjeksiyon perdesi yapılmasının gerekli olduğu durumlarda; enjeksiyon
yöntemini belirlemek amacıyla deneme enjeksiyonu yapılmalı, araştırma programı
sonuçlarına ve jeolojik yapıya göre uygun iyileştirme yöntemleri belirlenmelidir.

Göl alanında geçirimsizlik yönünden kuşku olması veya bazı bilinmezlerin varlığı
halinde temel araştırmaları yapılarak, jeolojik yapı ayrıntılı olarak tespit edilmeli, geçirimlilik
özelliği kesin olarak ortaya çıkartılmalı ve bu konuda kesin proje aşamasına hiçbir araştırma
veya konu bırakılmamalıdır. Araştırma programı sonucu elde edilen jeolojik ve jeoteknik

7-3
verilere göre kaya kütle sınıflamaları (RMR, Q vb) yapılmalı, kayacın desteksiz kendini tutma
özelliğine bağlı olarak, geçici destek tipleri önerilmelidir.

Yamaçlarındaki kaya ve zeminlerin; genel duraysızlık sorunları taşıyıp taşımadığı,


aktif heyelan olup olmadığı, heyelana neden olabilecek koşulların olup olmadığı, tabaka
eğimlerinin şev eğimine göre konumu ve sorun çıkarıp çıkarmayacağı, şişme, erime veya
dağılma özelliklerinin yapı yerine etkisi araştırılmalıdır. Kazı şev ve palyelerini
boyutlandırmak amacıyla temel kayacının jeolojik ve jeoteknik özelliklerine uygun arazi ve
laboratuar deneyleri ve ölçümlerini kapsayan kaya ve zemin mekaniği çalışmalarına dayalı
şev duraylılık ve kinematik analizleri yapılmalıdır.

Tünel/galeri ve kanal gibi yeraltı yapı yeri ve güzergahlarında jeolojik harita ve


kesitler yapılmalı, güzergah boyunca kazı temelini ve giriş/çıkış yamaçlarını oluşturan
birimler temel araştırma verileri dikkate alınarak geçirimlilik açısından incelenerek, kazıya
gelebilecek suyun yeri, miktarı ve kazıya etkisi belirtilmelidir. Sızma ve drenaj sorunlarına
karşı güzergah ve çevresindeki formasyonların suyu drene etme özellikleri, drene olamayan
suyun neden olabileceği ikincil oluşumlar (bataklık, su birikintisi vb), alınması gerekli
iyileştirme önlemleri belirlenmelidir. Ayrıca sismik risk analizleri de bu aşamada yapılmalı
veya yapılmış çalışmalar güncellenmelidir.

2.3. Kesin Proje Aşaması

Planlama aşamasında belirlenen yapı yeri-tipi ve boyutlarının değişmesi, planlama


raporunda kesin proje aşamasında ilave araştırma yapılmasının önerilmesi, planlama
verilerinin güncelleştirilme ihtiyacının doğması veya diğer nedenlerle yapı yerlerinde
araştırma yapılmasının gerekli olduğu durumlarda yapı yerleri yeniden araştırılmalıdır. Yapı
yerlerindeki jeolojik ve jeoteknik koşullar ortaya konarak, bu koşulların yapıları ne şekilde
etkileyebileceği değerlendirilmeli ve kesin proje aşamasına bırakılmış sorunlar bu aşamada
çözüme kavuşturulmalıdır.

2.4. Uygulama Aşaması

Yapım sırasında kazı ve iyileştirme çalışmalarının projeye uygun olarak yapılıp


yapılmadığı izlenmelidir. Kesin proje aşamasında öngörülemeyen jeolojik ve jeoteknik
sorunların yapılara etkileri ve ortaya çıkan durumlar karşısında alınabilecek önlemler
konusunda çalışmalar yapılarak raporları hazırlanmalıdır. Uygulama sırasında özellikle kazı
ve enjeksiyon çalışmalarında beklenmeyen sorunlar çıkmaktadır. Bu sorunları en aza

7-4
indirmek ve gerektiğinde zamanında müdahale etmek için yapım çalışmalarının projesine
uygun olarak yapılıp yapılmadığı daima iyi kontrol edilmelidir.

2.5. Uygulama Sonu Aşaması

İnşaatın tamamlanmasından sonra proje ile ilgili jeoloji mühendisi tarafından tüm veriler
derlenerek proje alanı ve çevresinin, yapı yerlerinin jeolojik ve jeoteknik özellikleri; yapı yerlerinde
yapılan işlemlerin (araştırma, iyileştirme, proje değişikliği vb) kronolojik sıralaması; kesin proje ile
uygulama aşaması projeleri arasındaki farklılıklar ve nedenleri, jeolojik koşulların projeye etkileri;
yapım aşamasında jeolojik koşullarla ilgili karşılaşılan sorunlar, daha önceki aşamalarda önerilen ve
işletme aşamasında alınması gereken önlemler belirtilerek, sonuç raporu hazırlanmalıdır.

3. UYGULAMADAN ÖRNEKLER

Bu bölümde; Türkiye’de inşa edilen bazı büyük barajlarda yapılan enjeksiyon çalışmalarının
değerlendirilmesi yapılmıştır. Özellikle yanlış ve/veya eksik yapılan jeoteknik araştırmalardan
kaynaklanan proje değişiklikleri ve bunların getirdiği ek maliyetler irdelenmiştir.

3.1. Atatürk Barajı

a) Proje özellikleri: Şanlıurfa ili sınırları içerisinde yer almaktadır. 84,5 milyar m3’lük dolgu hacmi ile
Dünya'nın en büyük altıncı barajı olma özelliğine sahiptir.
Tipi : Kaya dolgu
Kret kotu : 549 m
Kret uzunluğu : 1664 m
Kret genişliği : 15 m
Yükseklik : 169 m
Dolgu hacmi : 84 500.103 m3

b) Jeoloji: Baraj sahasında yaşlıdan gence doğru Üst Kretase yaşlı dolomitik kireçtaşı, Kretase yaşlı
bitümli çörtlü kireçtaşı, Kretase yaşlı plaketli kireçtaşı, Üst Kretase yaşlı marn serileri, Eosen-Miyosen
yaşlı tebeşirli kireçtaşı ile Dutluca kireçtaşı, Pliyosen-Pleistosen yaşlı kumtaşı-konglomera ile
Kuvaterner yaşlı taraça, yamaç molozu ve alüvyonlar yer alır (Çatal, 1993).

c) Enjeksiyon: Atatürk Barajı’nda tabanda yer alan kireçtaşlarının planlama aşamasında yeterince
araştırılmaması nedeniyle Dünya'nın en büyük boyutlu enjeksiyon perdesi olma özelliğine sahip 1 200
000 m2‘lik ana enjeksiyon perdesi yaklaşık 6,5 yıllık bir süre içinde gerçekleştirilmiştir. Enjeksiyon
çalışmalarında; toplam 2 080 000 m sondaj delgisi yapılmış ve 187 000 ton çimento kullanılmıştır.
Ana enjeksiyon perdesi tamamen yeraltında açılmış olan enjeksiyon galeriler içerisinden yapılmıştır
(Özbayoğlu,1996).

3.2. Oymapınar Barajı

7-5
a) Proje özellikleri: Antalya ili Manavgat ilçesi sınırlarında içerisinde yer almaktadır.
Tipi : Beton Kemer
Talvegden yükseklik : 185 m
Dolgu hacmi : 575 000 m3

b) Jeoloji: Proje alanında temeli Alanya masifinin uzantısı olan Paleozoyik yaşlı karmaşık oluşturur.
Karmaşık; şistlerden oluşan Otluk formasyonu, Karapınar mermeri, kalkşist, dolomitli kireçtaşı ve
Fatmalar kireçtaşından oluşur. Dumanlı sürükleniminin kuzeyindeki Üst Triyas-Jura sistemine ait
Andırlı kireçtaşı, kumtaşı çamurtaşı ara katkılı kireçtaşından oluşan Karadere formasyonu, Jura yaşlı
Belen kireçtaşı ve Tersiyer tabanına geçişli Üst Kretase-Paleosen yaşlı Dumanlı kireçtaşından
oluşmuştur (Altuğ, 1971).

c) Enjeksiyon: 154 800 m2 lik enjeksiyon alanında 115 000 m enjeksiyon delgisi yapılmıştır.
Uygulamada ana kayanın karstik kireçtaşı olması ve beklenenden fazla problem çıkması nedeniyle kati
projede öngörülen enjeksiyon miktarında % 100’den fazla bir artış meydana gelmiştir.

3.3. Berke Barajı

a) Proje özellikleri: Baraj yeri Adana ili Osmaniye ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
Tipi : Çift eğrilikli ince kemer beton
Talvegden yükseklik : 201 m
Dolgu hacmi : 735 000 m3

b) Jeoloji: Göl alanında tabanda Paleozoyik yaşlı kuvarsit ve fillatlar bulunmaktadır. Baraj yeri ve
yakın çevresinde tektonik dilimler şeklinde yüzeyleyen tüm kaya birimleri kuzeybatıya eğimli
homoklinal bir yapı oluşturur. Bölgedeki otokton birimler üst seviyeleri Triyas yaşlı killi karstik
kireçtaşlarından oluşan Sulucadere formasyonu ile temsil edilir. Mesozoyik yaşlı allokton Berke
karmaşığı tabanda metagabro ve kireçtaşlarından oluşan Çolak formasyonu ile başlamakta, som
kireçtaşı, klorit şist ve laminalı kireçtaşından oluşan Berke formasyonu ile devam etmektedir. Berke
formasyonu üzerine uyumsuzlukla Kretase yaşlı kırıntılı olistolitli Ilıca formasyonu gelmektedir. Üst
Kretase yaşlı allokton örtü birimleri ofiyolitik melanj (serpantinit, klorit şist, kireçtaşı, radyolarit ve
volkanitler) ile temsil edilir (Altuğ, 2007).

c) Enjeksiyon: Kati projede yaklaşık 280 000 m enjeksiyon delgisi öngörülmüşken, uygulamada perde
alanının artması ve karstik yapıdan dolayı 530 000 m2 lik perde alanında 1 200 000 m delgi
yapılmıştır.

3.4. Ermenek Barajı

a) Proje özellikleri: Baraj yeri Karaman ili Ermenek ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
Baraj tipi : Çift eğrilikli ince kemer beton
Temelden yükseklik : 218 m
Kret uzunluğu : 123 m
Ermenek enerji tüneli : 5.6 m iç çapında, toplam 8,600 m

7-6
Erik enerji tüneli : 3.0 m iç çapında, toplam 4,150 m
HES kurulu gücü : Ermenek 302.4 mw, erik 6.74 mw
Yıllık enerji üretimi : 1134.5 gwh (Güvenilir: 837.2 gwh)

b) Jeoloji: Ermenek Baraj yeri ve çevresinde yaşlıdan gence doğru kiltaşı, silttaşı, kumtaşı ve
kireçtaşından oluşan Alt-Orta Triyas yaşlı Tahtacı formasyonu, kireçtaşı, kiltaşı ve silttaşından oluşan
Triyas yaşlı Ilısu formasyonu, marn ve kireçtaşından oluşan Jura yaşlı Çetince Kalesi formasyonu,
kireçtaşından oluşan Kretase yaşlı Nadire formasyonu, spilit, serpantin, radyolarit ve kireçtaşı
bloklarından oluşan Üst Kretase yaşlı ofiyolitik melanj, marn, kumtaşı ve konglomeradan oluşan Üst
Oligosen yaşlı Görmel formasyonu, marn ve killi kireçtaşından oluşan Alt-Orta Miyosen yaşlı
Ermenek formasyonu ve Kuvaterner yaşlı yamaç molozu ile alüvyon yer almaktadır (Koçbay, 2006).

c) Enjeksiyon: Kati projede karstik kireçtaşında 3.0 m aralıklarla 831 000 m2 lik perde alanında
yaklaşık 366 000 m delgi miktarı öngörülmüştür. Uygulama aşamasında enjeksiyon perdesinin
tabanda ve sağ sahilde askıda kalması nedeni ile ilave sondajlı araştırma yapılmış ve elde edilen
sonuçlara bağlı olarak proje revizyonu yapılmıştır. Perde alanı 682000 m2 ye inmiş, enjeksiyon galeri
boyları % 20 azalmıştır. Yapılan revizyonlar sonucunda galeri boyları ve perde alanında azalma
meydana gelmesine rağmen karstik özellikteki kireçtaşında büyük boşluklara rastlanması, çok sayıda
ve farklı yönlerde yer yer birbirlerini kesen süreksizliklerin olması vb nedenlere bağlı olarak projede
yapılan toplam delgi miktarı yaklaşık 789 000 m olmuştur.

3.5. Dim Barajı

a) Proje özellikleri: Baraj yeri Antalya ili Alanya ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
Tipi : Ön yüzü beton kaplı, kaya dolgu
Talveg kotu : 50,00 m
Temel kotu : 39,00 m
Kret kotu : 173,50 m
Kret uzunluğu : 365,00 m
Kret genişliği : 7,80 m
Temelden yükseklik : 134,50 m
Talvegden yükseklik : 123,50 m
Dolgu hacmi : 4,95 hm³

b) Jeoloji: Baraj yerinde Üst Permiyen yaşlı kireçtaşı bloklu şistlerden oluşan Bahçeli formasyonu ve
Kuvaterner yaşlı alüvyon yer alır.

c) Enjeksiyon: Planlama aşamasında kaya dolgu olarak planlanan barajda yaklaşık 15 000 m
enjeksiyonu yapılması öngörülmüştür. Kati proje aşamasında baraj tipinin ön yüzü beton kaya dolguya
çevrilmesi sonucu enjeksiyon perdesinin yeri ve boyutları değişmiş ve yaklaşık 37 000 m enjeksiyon
yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Ancak iş sonunda gerçekleşen kapak ve perde enjeksiyonu delgi
miktarı toplam 62 000 m olmuştur.
3.6. Peçenek Barajı

7-7
a) Proje özellikleri: Ankara ili Şerefli Koçhisar ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
Tipi : Homojen dolgu+Bulamaç hendeği
Yüksekliği( Talvegden) : 32,00 m
Yüksekliği ( Temelden) : 32,50 m
Toplam Gövde Hacmi : 2,84 hm3
Minimum Su Seviyesi : 1 037,5 m
Maksimum Su Seviyesi : 1 055,45 m
Aktif Hacim : 53,41 hm3
Toplam Göl Hacmi : 59,52 hm3
Dolusavak Tipi : Karşıdan alışlı, serbest

b) Jeoloji: Baraj yeri ve yakın çevresinde Üst Paleosen’den Kuvaterner’e kadar olan yaşlarda birimler
yer almaktadır. Bunlar sırasıyla temel kayaç olarak Üst Paleosen yaşlı filiş, bu birimin üzerinde Alt-
Orta Eosen yaşlı kumtaşları, Üst Eosen yaşlı kumtaşı, jips, anhidrit, Oligosen yaşlı jips ardalanmalı,
kumtaşı, kiltaşı, Miyosen yaşlı kiltaşı, kumtaşı, çakıltaşı, marnlı jips, kireçtaşı, Pliyosen yaşlı gölsel
kireçtaşı ile Kuvaterner yaşlı alüvyon birimleri yer almaktadır (DSİ, 1999 ve 2006).

c) Enjeksiyon ve bulamaç hendeği: Planlama raporunda gövde altındaki alüvyonun kaldırılması ve


geçirimsizliğin perde enjeksiyonu ile sağlanması öngörülmüştür. Ancak yapılan revize çalışmalarda;
geçirimsizliğin sağlanması için sağ ve sol sahilde enjeksiyon perdesi, gövde altında ise bulamaç
hendeği öngörülmüş ve uygulanmıştır. Gövde kazısı ve bulamaç hendeği projelendirmesinde en üstte
yer alan killi birimin geçirimsiz olduğu ve tabanda ideal geçirimsiz bir anakayanın yer almadığı göz
önünde bulundurulmuştur. Enjeksiyon perdesi ile bulamaç hendeği arasında boşluk kalmaması için her
iki sahilde 30 m lik bindirme yapılmıştır. Planlama aşamasında geçirimsizliğin tamamının yaklaşık
12000 m enjeksiyon ile yapılması projelendirilmiştir. Kati projede yapılan değişiklikle sadece sağ ve
sol sahilde yaklaşık 6940 m lik enjeksiyon yapılması öngörülmüştür. 2008 yılı sonu itibariyle ise en
derin yeri 30 m olan, 6088 m enjeksiyon delgisi yapılmıştır. Kati projede 15 000 m2 bulamaç hendeği
öngörülmekle birlikte, uygulamada derinlikleri 15 m ile 25 m arasında değişen anolarda toplam 12788
m2’lik imalat tamamlamıştır.

3.7. Postallı Göleti

a) Proje özellikleri: Gölet yeri Niğde ili Bor ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
Tipi : Zonlu toprak dolgu
Temelden yükseklik : 31,2 m
Talvegden yükseklik : 29,2 m
Dolgu hacmi : 729 000 m³
Depolama hacmi : 3,3 hm³
Aktif hacim : 2,3 hm³

b) Jeoloji: Gölet ve çevresinde kireçtaşı, serpantin ve peridoditlerden oluşan Jura-Kretase yaşlı


ofiyolitler temeli oluşturur. Bunların üzerine kiltaşı, kumtaşı, marn ardalanması ve denizaltı
volkanitlerinden spilitlerden oluşan Orta-Üst Paleosen yaşlı fliş gelir. Dere içi ve kenarlarında ise az

7-8
siltli, kum, çakıl ve blok boyutlu serbest malzemeden oluşan Kuvaterner yaşlı alüvyon yer alır (DSİ,
1986 ve 1991).

c) Jet enjeksiyonu ve bulamaç hendeği: Planlama raporunda gövde altındaki alüvyonun yarı geçirimli
olduğu ve gelecek suyun fazla olacağı, dolayısıyla bir miktar su kaçağına müsaade edilebileceği
öngörülerek alüvyon kaldırılmamıştır. Bu arada gövde altındaki alüvyonun sızma boyunu uzatmak için
göl alanında kil kaplama yapılmış ve gölet inşa edilmiştir. Ancak gölet inşaatı bitirilip su tutmaya
başlayınca gövde altından su kaçakları olmuş ve gölette su depolanamamıştır. Bu nedenle yapılan
inceleme ve araştırmalardan sonra geçirimsizliğin sağlanması için memba batardosu üzerinden jet
grouting yapılmasına karar verilmiştir. Alüvyondaki istiflenmenin homojen olmaması, uygulamada
oluşturulacak kazıkların arasındaki bindirmelerde pencere oluşması ihtimali de dikkate alınarak; 1 sıra
80 cm lik ve önünde 1 sıra 60 cm lik 2 sıra olacak ve birbirini kesecek şekilde 2 sıra jet-grouting
yapılmıştır. İmalat tamamlandıktan sonra kontrol amaçlı 3 adet karotlu sondaj kuyusu yapılmıştır.

Daha sonra su tutulmuş ve mansaptan çıkan sular ölçülmeye devam edilmiştir. Sularda bir
azalma olmakla birlikte tamamen kesilme olmayınca Bölge Müdürlüğü tarafından 15 adet karotlu
kontrol kuyusu açılmıştır. Bu kuyularda yer yer jet-grouting kesilmekle birlikte alüvyon-anakaya
kontağında tamamen başarılı olunamadığı tespit edilmiştir. Daha sonra kurulan bir heyet son durumu
incelemiş, boya izleme deneyi yaptırmış ve gölet temeli altındaki alüvyondan kaçan suyun
önlenebilmesi için gövde önünde aksa paralel olarak tabanda, sağ ve sol sahil yamaçlarında ana
kayaya soketlenecek şekilde bulamaç hendeği (slurry-trench) uygulamasının teknik açıdan en uygun
çözüm olacağını önermiştir. Bu maksatla, mahallindeki mevcut fiziki şartlar ile tasdikli Mühendislik
Jeolojisi Raporu’nda yer alan etütler, sondaj kuyu logları, basınçlı su deneyi sonuçları ve jeolojik
kesitler dikkate alınarak uygulamaya esas bulamaç hendeği (slurry-trench) projesi hazırlanmıştır.
Bulamaç hendeği (slurry-trench), gövdenin ön yüz şevi ile memba batardosunun kesiştiği hat boyunca
ve her noktada daha önce yapılan jet-grouting hattının mansabında kalacak şekilde tasarlanmış ve ana
kayaya 2,00 m soketlenecek şekilde tabanda, sağ ve sol sahilde alüvyon-yamaç kontak hatları arasında
uygulanmıştır. İmalatlar bu projeye göre tamamlanmış olup gölette geçirimsizlik sağlanmıştır.

4. SONUÇLAR

Su yapılarında duraylılık ve geçirimlilik problemleri ile karşılaşmamak için planlama aşamasında


yeterli ve doğru jeolojik-jeoteknik çalışmaların yapılması, yapı güvenliği bakımından önemlidir.

Su yapılarında vadi tabanı ve yamaçları oluşturan birimler incelenerek, arazi deneyleriyle


geçirimlilik katsayısı (K) ve Lugeon değerlerinin hesaplanması; inşaat sırasında kazı çukuruna
gelebilecek suyun yeri ve miktarının belirlenmesi, temel kayasında geçirimsizliği sağlamak için
enjeksiyon perdesi yapılmasının gerekli olduğu durumlarda; enjeksiyon yöntemini belirlemek
amacıyla deneme enjeksiyonu yapılması büyük önem arz etmektedir.

7-9
Su yapıları temelindeki deformasyonların en aza indirilmesi, gövdenin kaymaya karşı direncinin
artırılması, gövde ile temel düzlemi civarındaki geçirimsizliğin sağlanması, temel altındaki bölgede
zemin gerecinin sızmalar dolayısıyla yıkanmasının önlenmesi ve yamaçların duraylılığının artırılması
amacıyla hazırlanan enjeksiyon projeleri titizlikle uygulanmalı ve kontrol edilmelidir.

Zeminlerin iyileştirilmesi, yapılardaki oturma ve istenmeyen hareketlerin önlenmesi ve zeminin


geçirimliliğinin azaltılması için yapılan jet enjeksiyonu ile su yapılarının temelinde istenilen
geçirimsizliği sağlamak için yapılan bulamaç hendeği uygulamalarının doğru projelendirilmesi ve
başarılı olunması için zeminin jeolojik ve jeoteknik özelliklerinin eksiksiz ve doğru olarak
belirlenmesi gerekmektedir.

Türkiye’de inşa edilen bazı büyük barajlarda özellikle yanlış ve/veya eksik yapılan jeoteknik
araştırmalardan dolayı proje değişiklikleri meydana gelmiş ve maliyet artışlarına sebep olmuştur. Bu
nedenle projelendirme aşamasında gerekli jeolojik ve jeoteknik çalışmalar mutlaka yapılmalı veya
yaptırılmalıdır.

5. KAYNAKLAR

- Altuğ, S., 1971. Manavgat-Oymapınar Mesozoyik Birimlerin Stratigrafisi, EİE 71-39, Ankara.
- Altuğ, S., 2007. Berke Kemer Barajı: Karstik Kireçtaşında Yapılan Enjeksiyon Perdesinin
Performansı, Erdoğan Yüzer Mühendislik jeolojisi Sempozyumu, İTÜ 6-7 Eylül 2007, İstanbul.
- Çatal, A., 1993.Atatürk Barajı Jeoteknik Uygulamaları, 260 s., Ankara.
- DSİ, 1986. Niğde Bor Postallı Göleti Mühendislik Jeolojisi Planlama Raporu, Ankara.
- DSİ, 1991. Niğde Bor Postallı Göleti Mühendislik Jeolojisi Kesin Proje Raporu, Ankara.
- DSİ, 1999. Ankara Şereflikoçhisar Projesi Peçenek Barajı Mühendislik Jeolojisi Planlama Raporu,
Ankara.
- DSİ, 2006. Ankara Şereflikoçhisar Projesi Peçenek Barajı Kesin Proje Mühendislik Jeolojisi Raporu,
Ankara.
- DSİ, 2011. Jeoteknik Etüt Şartnamesi, Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı,
Ankara.
- Koçbay, A., 2006. Jeoteknik Koşulların Tünel delme Makinesi (TBM) Performansına Etkisi,
Mühendislik jeolojisinde Çağdaş uygulamalar Sempozyumu, Denizli.
- Özbayoğlu, Y.,1996. Atatürk Barajında Gerçekleştirilen Galeri, Sondaj ve Enjeksiyon Çalışmaları,
Sondaj Sempozyumu'96, İzmir.

7-10
KÖPRÜBAŞI BARAJI GÖMÜLÜ HES YAPISI TASARIMI
Doç.Dr. Yalın Arıcı, Prof.Dr. Barış Binici, Altuğ Akman, Salih Bilgin Akman
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Es Proje Müh. Müş. Ltd. Şti.

ÖZET
Bu çalışmada Köprübaşı Barajı ve Hidroelektrik Santral kompleksi içerisinde yer alan
yeraltı enerji santrali kavern yapısının tasarımına ilişkin bilgiler sunulmuştur. Tasarımda
kavern yapısının şekli belirlenmiş, çelik bulon ve öngermeli tendonlardan oluşan destek
sistemi tasarım amaçlarına uygun olarak optimize edilmiştir. Sahada ve laboratuvarda yapılan
deneyler yanında gerçekleştirilen parametrik sonlu eleman analizleri ile yapının davranış
sınırları belirlenmiştir.

1. AMAÇ

Köprübaşı Barajı ve Hidroelektrik Santral kompleksi, Bolu Köprübaşı mevkiinde yapılmış


108m yüksekliğinde bir kaya dolgu baraj ve yamaç içinde tünellerle erişilecek gömülü santral
yapısından oluşmaktadır. Gömülü yapılar iki farklı galeriden oluşmakta olup, birinci ve daha
büyük olanı santral binası, ikincisi ise basınç dengeleme odası olarak hizmet vererecektir. Su
alma tünelleri ve ulaşım tünelleri bu yapılara çeşitli noktalardan bağlanmaktadır. Dengeleme
odası yapısı (Şekil 1) yüzey seviyesinin yaklaşık 160m derinde projelendirilmiş olup
granodiorit olarak belirlenen jeolojik kaya kütlesi içinde çok aşamalı kazılarla inşaa
edilecektir.

Bu çalışmanın amacı, dengeleme odası ve ankraj destek sisteminin fiyat/yarar açısından


en uygun tasarımını elde etmektir. Tasarımın ana amacı dengeleme odası etrafındaki
yakınsama deplasmanlarının ve plastik kaya bölgelerinin sınırlanmasıdır. En uygun güvenli
çözüme ulaşabilmek için kaya malzemesindeki olağan değişkenlik yanında değişik
modelleme yaklaşımları da kullanılmıştır. Köprübaşı hidroelektrik santrali kavern yapısının
inşaatında aşamalı kazı yapımı ve bu kazının takviyesinde kaya bulon ve öngermeli
tendonların kullanılması planlanmıştır. Tasarımın ana amaçları aşağıda sunulmaktadır.

1) Kaya yapısında dengeleme odası galerisinin aşamalı olarak açılmasıyla oluşacak


plastik bölgelerin ankraj alanı içine sınırlanması,

2) Tonoz yapısının üzerinde ve galeride oluşacak tünel daralmalarının (tunnel


convergence displacements) belirlenmesi,

7-11
3) Ankraj sisteminin taşıyacağı yüklerin malzeme dayanımına göre güvenli değerlerde
kaldığının onaylanması,

4) Sistemin kinematik açıdan stabil olması, kaya parçalarının kayma ve düşmesinin hem
lokal hem global anlamda engellenmesi,

Şekil 1. Köprübaşı Gömülü Santral Binası

Dengeleme odası galerisinin analizi ve ankraj sisteminin seçimi, sürekli ortam mekaniği
prensipleri esasına dayalı sonlu eleman tekniklerinin kullanılması ile birlikte kaya mekaniğine
özel düzensizliklerin ve devamsızlıkların potansiyel kayma blokları üzerindeki etkilerinin
belirlenmesini gerektirir. Bu çalışmada sonlu elemanlar metodu kullanılarak doğrusal
olmayan analizler gerçekleştirilmiş olup kaya içindeki gerilmeler ve deplasmanlar
bulunmuştur. Potansiyel kayma bloklarının sahada belirlenen süreksizlik düzlemlerinde
kayma ve kamalama güvenlikleri de blok kayma ve stabilite analizleri ile tespit edilmiştir.

2. DOĞRUSAL OLMAYAN KAYA DAVRANIŞININ MATEMATİKSEL MODELLENMESİ

2.1 Malzeme Modelleri

Kaya katmanlarının doğrusal olmayan davranışının modellenmesinde Mohr-Coulomb ve


Hoek-Brown göçme kriterleri sıklıkla kullanılır. Kayanın inelastik deformasyon aşamasına
geçtiği gerilme durumu Mohr-Coulomb göçme kriteri ile aşağıdaki gibi belirlenir (Hu, 2006).

1  sin  2c cos 
f MC   1  3  0
1  sin  1  sin  (1)


Bu denklemde  1 , 3 asal gerilmeleri, (  ) kayma açısını ve ( c )´de malzemenin
kohezyon sınırını göstermektedir. Genel HB göme kriteri de aşağıdaki gibi yansıtılabilir
(Hoek & Brown 1997).

7-12
f HB   1  ci    3  ci   mb  3  ci   s   0
a

(2)

Bu denklemde
 ci kayanın sargılanmamış basınç dayanımını, mb , s ve a ise HB

modeline özel GSI parametresi tarafından tanımlanan malzeme katsayılarını oluşturmaktadır.


Bu parametrelerin artan birim uzamalara göre değişmesi de modellemeye dahil edilirse
elastik-plastik davranıştan aşağıda görüldüğü üzere elastik-kırılgan davranışa kadar değişik
kaya davranışı modellenebilir. Bilindiği gibi kötü kaliteli kayalar elastik-sünek davranış, çok
iyi kaliteli kaya malzemeleri ise gevrek davranış göstermektedir. Orta kalitedeki kayaların
davranışı bu iki sınır davranışın arasında gerçekleşmektedir (Şekil 2).

Elastoplastik analizlerde kaya davranışının belirlenmesi için diğer bir önemli parametre de
dilatasyon katsayısıdır. Dilatasyon katsayısı  de modellerde birim uzama ve yumuşama
bağlı olarak değiştirlebilir. Dilatasyon katsayısının modeller için kalibrasyonu deney eksikliği
yüzünden zor bir konu olmakla birlikte (Alejano ve Alonso, 2005), Hoek ve Brown (1997)

tarafından sırasıyla iyi, ortalama ve kötü kaliteli kayalar için    / 4 ,    / 8 ve   0


kullanılması önerilmektedir.

Şekil 2. Kaya Davranışı, Sünek ve Gevrek

3.2 Laboratuvar ve Saha Deneyleri

Tasarım çalışmaları sırasında gerilme koşulları, kaya özellikleri ve kayadaki çatlak


durumu detaylı saha ve laboratuvar çalışmaları ile belirlenmiştir. Kayanın doğal durumdaki 3
boyutlu gerilme durumunu belirlemek için üç değişik sondaj kuyusunda ´borehole
slotter´yöntemi ile deney yapılmıştır (GIF, 2009). Bu teknikle sondaj kuyusu içerisinde karot
alınarak gerilme boşaltılmakta ve bu bölgenin etrafındaki birim uzamaların artmasından
gerilme durumu çözülmektedir. Yatay gerilme durumun belirleyen K0 faktörü bu
çalışmalarda 1.8 olarak belirlenmiştir. BH-3 kuyusunda elde edilen K0 rakamları ise bu
rakamın oldukça üzerindedir (2.75).

7-13
Kayanın malzeme özelliklerini belirlemek için laboratuvarda 16 değişik karot üzerinde tek
eksenli deneyler yapılmıştır. Bu çalışmalarda elastisite modülü, Poisson oranı ve tek eksenli
dayanım elde edilmesi amaçlanmıştır. Granodiorit tipi kayanın tek eksenli dayanımının
deneylerle belirlenmesi kayanın çatlaklı durumu yüzünden kolaylıkla
gerçekleştirilememektedir (Hack ve Huisman, 2002). Bu deneyde de özellikle karotların
hasarlı olanlarının erken kırıldığı, hatta deney aşamasına girmeden bozulan karotların olduğu
görülmüştür. Dolayısı ile sargılanmamış basınç dayanımı (UCS) belirlenmesinde UCS ve
elastisite modülü arasında Hoek ve Diedrichs (2006) tarafından önerilen bağıntı
kullanılmıştır. Örnek bir tek eksenli basınç testi Şekil 3´de sunulmaktadır.

Saha çalışmalarının diğer bir önemli bir aşaması da sahada doğal durumunda kaya
içerisinde bulunan çatlama düzeninin belirlenmesidir. Saha belirlenen 1-2m aralıklı üç ana
çatlak grubu belirlenmiştir. Bu çatlakların dar açıklıklı, erozyona uğramamış ve kaba
yüzeylere sahip olduğu belirlenmiştir. Bu çatlaklarla birlikte galeri mevkini doğu-batı
yönünde kesen ve kalsit dolgu ile kaplı bir düzensizlik yüzeyi sahada jeologlar tarafından
incelenerek sahadaki malzemenin GSI oranı 50 olarak seçilmiştir.

Şekil 3. Tek Eksenli Laboratuvar Testi


Granodiorit yapısının durumunu belirlemek için gerçekleştirilen saha ve laboratuvar
deneylerinin sonuçları özet olarak Tablo 1´de sunulmaktadır.

Tablo 1. Deneysel ve Gözlemsel Kaya Özellikleri

Özellik Elde Edilen Aralıklar Notlar


μ= 35.0 GPa (Log. Ortalama),
Elastisite Modülü 24.0-66.7 Gpa
σ=0.4 (Log. Standart sapma)
Karot numuneleri çatlaklar
Basınç Dayanımı
8.6 – 45 MPa içerdiğinde, çatlaklı kaya dayanımı
(UCS)
olarak değerlendirilmiştir.
μ= 0.18 (Ortalama),
Poisson Oranı 0.07-0.29
σ=0.1 (Standart Sapma)

7-14
σ1=9.5 MPa, 116°/0°
K0=2 değerinin kullanılması
Gerilmeler σ2=7.5 MPa, 26°/53°
deneyler neticesinde önerilmiştir.
σ3=3.8 MPa, 206°/37°
195/80 at 1.5-2m spacing
Çatlaklar 95/80 at 1.5-2m spacing 305/80 tekrar etmeyen lokal bir
(Az./Batım) 125/25 at 1-1.5m spacing eklemdir.
305/80

3. KAVERN VE DESTEK TASARIMI

3.1 Ön Tasarım

Kavern yapısı için üç değişik geometrik alternatif gözönüne alınmıştır. Bunlar sırası ile
ülkemizde daha önce de uygulanmış olan mantar şeklinde betonarma kemer tavanlı, dairesel
betonarme kemer tavanlı ve eliptik tavanlı yapılardır (Şekil 4). Betonarme kemer de dahil
edilerek yapılan sonlu eleman analizlerinde betonarme kemerin üzerinde mümkün olan
eleman boyutları ile karşılanamayacak çok yüksek istem değerleri elde edilmiştir. Kayada
oluşturulacak boşluğun çevresinde oluşan plastik bölgeler eliptik kemerli alternatif için
marjinal olarak daha az elde edilmiştir. Bu şekil kavern yapısının yapım şekli olarak
seçilmiştir.

Şekil 4. Kavern Yapısı Örnek Şekiller


Kavern yapısının destek sistemi blok teorisi (Goodman ve Shi, 1985) ile süreksizlik
analizi yapılarak belirlenmiştir. Kavern yapısı çevresinde oluşabilecek olası kaya kamaları
çatlak gruplarının birlikte değerlendirilmesi ile elde edilmiştir. Bu kamaların kayması veya
düşmesinin engellenmesi için 12cm kalınlığında shotkrit, ve 2m´ye 2m aralıklarda kullanılan
bir iksa sistemi kurulmuştur Bu iksa sistemi sığ kamaların oluşmasını engellemektedir.
Oluşması mümkün olan daha büyük kamaların durdurulması için ise aktif olarak öngerilme
kullanılan ve derin tendonlardan oluşan bir destek sistemi planlanmıştır. Bu tendonların kök
ve destek bölgeleri ayrı olarak tasarlanmıştır. Süreksizlik düzlemlerinin birleştirilmesi ile
oluşturulan ve kavern yapısı ile kesişen iki örnek kama ve bunların desteklerle elde edilen
güvenlik faktörleri Şekil 5´de sunulmaktadır.

7-15
edge [7] Roof wedge [8] 8
FS: 2.198
Upper Right wedge [2] Roof wedge [6] Floor
FS: 2.678 FS: 156.813 FS: st

6
2
7

Weight: 47.535 MN, z-Length: 26.99 m, Apex Height:


Weight:16.21
0.003
m,MN,
Mode:
z-Length:
sliding 1.99
on joints
m, Apex
1 andHeight:
2, Joint
Weigh
0.2
1

(a) Kemer Kaması, FS=2.02 ÜstEndSol


(b) Near wedgeKama,
FS: 42.016
[9] FS=2.56 Far End wedge [10]
FS: 4.626
Şekil 5. Çeşitli Kama ve Destek Sistemi
0ode:
MN, sliding
z-Length:
on joint Bu
0.241,m,Joint
Apex 1:analizlerin
Height:
80/195
Weight: m,ardından
0.04 18.951
Mode: sonlu
MN,sliding
z-Length:
on joint eleman
17.70
4, Joint
m, Apex analizleri
Height: 21.37ile
4: 80/305 kaya falling
m, Mode: yaklaşım
wedge deplasmanları 10

belirlenmiştir. Aşamalı olarak yapılan bu analizlerde kazı aşamaları modele yansıtılarak iksa
gerekliliği ve her aşamadaki yakınsama deplasmanlari belirlenmektedir.
9 Örnek analiz
sonuçları Şekil 6´da sunulmaktadır. Görüldüğü üzere tünel yaklaşım deplasmanı yaklaşık 6
cm olup literatürde sınır değer olarak belirtilen %1 (deplasman genişlik oranı) değerinin
oldukça altındadır. Kazı sebebi ile elastik ötesi Weight:
davranış göstermesi beklenen
2.013 MN, z-Length: 0.00 m, Apex Height:
Weight:
2.21 2.013
bölge
m, Mode:
MN, sliding
z-Length:
on joints
0.00 m,
2 and
Apex
3, Height:
Joint 2: 2.2
80

genişliğinin yan duvarlarda bir miktar artış göstererek 8 m civarına yaklaştığı belirlenmiştir.
Ankraj çubuklarındaki gerilme seviyelerinin servis yük taşıma değerinin (kopma yükünün
%65’i) altında kaldığı da analizlerden elde edilen önemli bir sonuçtur. Özet olarak, sonlu
eleman analizleri, bu ankraj tasarımı için ankraj kuvveti, deplasman ve plastik bölgelerin sınır
değerler içinde kaldığına işaret etmektedir.
Joint
ode:4:
sliding
80/305on joint 2, Joint 2: 80/095

a) Ankraj Düzeni (b) Deplasmanlar (c) Plastik Alan Dagilimi


Şekil 6. Son Ankraj Tasarımı
3.2 Parametrik Analizler

Analizlerde kullanılan parametrelerin yapı performansı üzerindeki etkilerini


belirlemek maksadıyla “Salınım” Analizleri gerçekleştirilmiştir. Salınım Analizleri, herhangi

7-16
model için kullanılan parametrelerin yapı performansını etkileme sırasını belirlemekte
kullanılan bir yöntemdir. Yöntemin akışı özetle Şekil 7’de sunulmaktadır. Model
parametreleri (X1…Xn) için deneysel veya mühendislik kabulleri kullanılarak ortalama ve
standart sapma değerleri tespit edilir. Kabuller neticesinde her bir parametrenin sonuca
hassasiyetini gözlemlemek amacıyla iki analiz gerçekleştirilir (toplamda parametre sayısı
çarpı iki analiz). Analizlerde inceleme altındaki parametre ortalama±standart sapma değerinde
alınırken, diğer tüm parametrelerin ortalama değerlerinde olduğu düşünülür. Her bir
parametre için gerçekleştirilen analizlerin mühendislik performans istemlerine (bu çalışmada
plastik bölge ve tünel yaklaşım deplasmanı) etkisi sıralanarak salınım diyagramı olarak
sunulur
Değişken Analizler Salınımlar Sıralı Salınım Diagramı
Değer
X2, X3 , X4 , ….. Xn ortalamada
X1

X1, X3 , X4 , ….. Xn ortalamada


X2

X1, X2 , ….. Xn ortalamada


X3
Sıralama
.
.
X1, X2 , ….. Xn-2 , Xn ortalamada Ortalama değerler
Xn-1
ile elde edilen
analiz sonuçları
X1, X2 , ….. Xn-2 , Xn-1 ortalamada
Xn
Şekil 7. Salınım Analizi
Bu çalışmada kullanılan ortalama değerler ile standart sapmalar Tablo 2’de
sunulmaktadır. Standart sapmalar yapılmış olan testler, mevki gözlemleri ve mühendislik
literatürüne göre belirlenmiştir. Salınım analiz sonuçları ise Şekil 8’de verilmektedir.

Tablo 2. Deneysel ve Gözlemsel Kaya Özellikleri


Özellik Açıklama Ortalama Standart Sapma
87.5 MPa (Çatlaksız) 0.5 (Log., Çatlaksız)
UCS Kaya Basınç Dayanımı
5.3 MPa (Çatlaklı) 1.3 MPa (Çatlaklı)
GSI Cografi Kaya Indeksi 50 5
K0 Yanal Basınç Katsayısı 2 0.5
Di Kaya tahribat katsayısı 0.5 0.25
ν Poisson Oranı 0.2 0.1
mi Kaya Parametresi 29 4.35
 Dilatasyon katsayı 20 10

7-17
UCS UCS

GSI GSI

K0 K0

Di 1% v
deplasman
Dil limiti mi
10 m
v Dil plas. alan
limiti
mi Di

0.0 1.0 2.0 3.0 4.0 0.0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5 3.0
Yaklaşma Deplasmanı Salınım Aralığı Plastik Alan Salınım Aralığı

*6.1 cm elde edilmiş olan baz analiz *8 m elde edilmiş olan baz analiz
sonuçlarına göre verilmiştir. sonuçlarına göre verilmiştir.
Şekil 8. Salınım Analiz Sonuçları
Şekil 8’de sunulan sonuçlar, gömülü yapı performans parametrelerinin en fazla kaya
basınç dayanımı (UCS), Coğrafi Kaya Indeksi (GSI) ve yanal basınç katsayısı ile salınım
gösterebileceğini göstermektedir. Salınım kaya deplasmanları, kayanın yüksek rijitlikte oluşu
sebebiyle, menfi durumlarda dahi limit değer olan %1 tünel yaklaşım deplasmanına
ulaşamamaktadır. Ancak plastik bölge mesafesinin, yüksek yanal basınç, çok çatlaklı kaya
(düşük GSI) ve düşük kaya dayanımı durumlarında sınır değerlerinin ötesine geçebileceği
tespit edilmiştir. Yerinde yapılan incelemeler ve deney sonuçları, mevcut kaya kalitesi ve
ortam gerilmelerinin bu negatif durumu yaratma eğiliminde olmayacağını göstermektedir.

3.3 Gevrek Davranış Etkisi için İleri Analizler

Kaya mekaniği analizlerinde kullanılan modeller Hoek-Brown tarafından önerilen


yöntemlerin içeriği ve analizlerin hesaplama açısından kolay olması nedeni ile genelde elasto-
plastik olarak seçilmektedir. Bununla birlikte özellikle iyi kaliteli kayaların çok gevrek
davranış gösterdiği ve göçmelerinin ani olduğu bilinmektedir: bu tip kayalar elastoplastik
davranış göstermemektedir. Orta kaliteli kayaların davranışı da sünek değildir: kuvvette
oluşan platonun ardından hızlı bir direnç azalması beklenebilir. Dolayısı ile gerçek yumuşama
eğrisi ile oluşan davranış aslında elastik-plastik (sünek) ve gevrek davranış arasındadır. Bu
öngörülerle elde edilecek olan deplasman değerleri performans sınırlarını oluşturmaktadır.

Dayanımın göçme sonrası değişimi göçme platosunun ve plato sonrası dayanımın


değişik GSI değerleri ile belirlenmesi ile elde edilmiştir. Göçme sonrasında kullanılan artık
GSI değeri göçme sonrası davranışı belirlemektedir; örnek olarak tam gevrek malzeme için bu
değer (artık GSI) sıfırlanabilir. Ara çözümlerle de malzemenin gevrek-sünek arası davranışı
modele yansıtılabilir. Şekil 9´da çeşitli artık GSI değerleri için Mohr-Coulomb ve Hoek-
Brown göçme kriteri kullanılarak yapılan analizler sunulmaktadır. Görüldüğü üzere HB

7-18
modeli kullanılırken residual GSI değerinin 20´den az olarak olması ciddi yakınsama
deplasmanları ortaya çıkarabilmektedir. Bu değerin üstünde artık GSI değerleri ile malzeme
kabul edilebilir davranmaktadır. Artık GSI değerinini küçülmesi yani malzemenin
gevrekleşmesi ile kavern çevresinde oluşan plastik bölge de hızla artmaktadır.

Şekil 9. Salınım Analiz Sonuçları


4. SONUÇ

Köprübaşı Barajı Gömülü Hidroelektrik Santral kompleksi kavern ve iksa tasarımı için
gerçekleştirilen bu çalışma aşağıdaki başlıklarda özetlenmektedir:
1) Ankraj ve kavern yapısının tasarımından önce geniş kapsamlı bir saha ve laboratuvar
çalışması gerçekleştirilmiştir. Malzeme özellikleri, sahadaki çatlak ve fay karakteri ve
sahada mevcut gerilme durumu deneysel çalışmalarla belirlenmiştir.
2) Ankraj ve kavern tasarımı, deplasmanlar ve plastik bölge yayılımları gözönüne alınarak
yapılmıştır. Kama analizleri ile belirlenen iksa sistemi, parametrik sonlu eleman
analizleri ile optimum hale getirilmiştir. Ankrajlarda detay, kök bölgesi tasarımı ve
öngerme değerleri optimal olarak tasarlanmıştır.
3) Elde edilen kaya mekaniği parametrelerinin olasılıksal değişimine göre yapının
davranışının değişimi parametrik analizlerle belirlenmiştir. Bu sayede yapının
davranışına en çok etkisi olan deney parametrelerinin belirlenmesi dışında tasarım
optimizasyonu da sağlanmıştır.Salınım analizleri kaya kalitesinin sonuçları en çok
etkileyebilecek parametre olduğunu teyit etmiştir.
4) Gevrek davranışın gözönüne alınması davranışı önemli ölçüde değiştirmektedir. Bu
çalışmada bu sınırın göçme dayanımının %40´ı civarında olduğu belirlenmiştir.

KAYNAKLAR

7-19
1 - Alejano, L.R., Alonso, E. 2005. Considerations of the dilatancy angle in rocks and rock
masses. Int. J. of Rock Mech. and Min. Sci. 42, 481-507.
2 - GIF, Geotechnisches Ingenierburo 2009. Report on Borehole Slotter Stress Measurements
for Koprubasi Underground Powerhouse, Ettingen, Germany.
3 - Goodman, R.E., Shi, G.H. 1985. Block Theory and its Application to Rock Engineering.
Prentice-Hall, Englewood Cliffs, NJ, USA.
4 - Hack, R., Huisman, M., 2002. Estimating the intact rock strength of a rock mass by simple
means. In Proceedings, 9th Congress of the International Association for Engineering
Geology and the Environment - Engineering Geology for Developing Countries, pp.
1971-1977, Location.
5 - Hoek, E., Brown, E.T. 1997. Practical estimates of rock mass strength. Int. J. Rock Mech.
Sci. and Geo. Abs. 34(8), 1165–1187.
6 - Hoek, E., Diedrichs, M.S. 2006. Empirical estimation of rock mass modulus. Int. J. Rock
Mech. and Min. Sci. 43, 203–215.
7 - Hu, H-S. 2006. Plasticity and Geotechnics. Springer, New York, NY, USA.

7-20
BULAMAÇ HENDEĞİ YÖNTEMİ İLE GEÇİRİMSİZLİK PERDESİ
İMALATI, ASLANCIK BARAJI VE HES ÖRNEĞİ
Ömer Kayal Alp, Hakan Büyükçoban, M. Güven Pelen
DOLSAR Mühendislik A.Ş

ÖZET

Rezervuarlı barajlar gövde altında çoğu zaman geçirimsiz yapılara gereksinim


duyarlar. Bu yapıların amacı barajın memba ve mansabı arasındaki hidrolik bağlantıyı ve hem
yeraltı hem de yerüstü akımlarını kesmektir. Tüm baraj tiplerinde, tasarımcı geçirimsiz
yapıların tasarımında karmaşık kısımlardan biri olan zemin ile yapı ilişkisine önem
vermelidir. Zemin mekaniği ve temel mühendisliğindeki ilerlemeden dolayı, bu tür sorunların
tahmin edilmesi ve mantıksal tasarım yapılması kolaylaşmıştır. Bulamaç hendeği (Slurry
Trench) yöntemi ile imal edilen geçirimsizlik perdesi (cut-off wall) su yapılarında
geçirimsizliği sağlayan güncel uygulamalardan birisidir.
AMAÇ
Tüm baraj tiplerinin hem gövde hem de temelinde, işletme durumunda oluşan hidrolik
basınçtan dolayı aşırı gerilmeler meydana gelebilir. Bu gerilmelerin temel tarafından
karşılanabilmesi için çeşitli mühendislik çözümleri geliştirilmektedir. Son on yılda, birçok
yüklenici derin kazılı temel inşası yerine fayda-maliyet analizi sonuçlarına göre yüzeysel
temel ve geçirimsizlik perdesinden oluşan kombinasyonları tercih etmektedir. Bu bildiride
Aslancık Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi kapsamında Slurry Trench (Bulamaç
Hendeği) yöntemiyle imal edilen geçirimsizlik perdesi (cut-off wall) inşaatı sırasında
karşılaşılan mühendislik sorunları ve çözümleri hakkında bilgi verilmiş. Ayrıca, geçirimsizlik
perdesinin etkinliği tahkik edilmiştir.
GİRİŞ

Türkiye’nin artan enerji ihtiyacı sebebiyle, hidroelektrik enerji üretimi projelerinin


gerçekleşmesi için yüksek eğimli nehirlere sahip olan Karadeniz Bölgesi yoğun bir biçimde
kullanılmaktadır. Aslancık Barajı ve HES Karadeniz Bölgesi’nin kuzeyinde, Giresun ili,
Tirebolu ve Doğankent ilçeleri arasında bulunmaktadır. Baraj şantiyesi Doğankent ilçesinin
mansabında ve ilçeye 1,5 km uzaklıkta, santral binası ise Doğankent ilçesinin yine
mansabında, ilçeye yaklaşık 15 km, Aslancık köyüne 1,0 km uzaklıkta bulunmaktadır. Santral

7-21
binası Harşit Çayı’nın sol sahilinde inşa edilmiş ve proje özellikleri Error! Reference source
ot found.’de gösterilmiştir. Aslancık Barajı ve HES Aslancık Elektrik Üretim A.Ş. tarafından
inşa edilmektedir.

Tablo 1 Aslancık Barajı ve HES proje özellikleri


Proje amacı Enerji üretimi
Tipi Beton ağırlık
Yağış alanı 3109.00 km2
Ortalama yıllık akım 1269x106 m3
Maksimum su kotu 183.00 m
Talveg kotu 165.00 m
Kret kotu 185.00 m
Temelden yükseklik 29.00 m
Talvegden yükseklik 20.00 m

Bulamaç hendeği uygulaması, membada dar bir hendeğin kazılmasıyla başlar.


Kazıdan hemen sonra hendek; bentonit, su ve bazen polimer katkı karışımı olan bir
destekleme malzemesiyle doldurulur. Destekleme işleminden sonra, hendek bentonit
karışımının emilmesiyle aynı anda bentonit, su ve çimentonun uygun bir karışımını içeren
plastik beton ile yer değiştirilir. Bu işlem hendek ekseni boyunca şaşırtmalı olarak yapılır.

PROJE ALANININ JEOLOJİK VE SİSMİK ÖZELLİKLERİ

Baraj aksı ve santral binası çevresindeki zemin koşulları, Karadeniz kıyısı boyunca
uzanan Metalojenik bölgede ve Volkanik Doğu Ponditlerini içeren tipik magmatik
kayaçlardan oluşmaktadır. Baraj aksı ana kayası Jura-alt Kretase eski Pondit alt volkanik
kompleksinde bulunmaktadır. Proje alanında dört ana tipte zemin formasyonu mevcuttur.
Birincisi; iri bloklu-kumlu çakıldan meydana gelen Alüvyondur.

Alüvyonun derinliği vadi ortasında yaklaşık 55 m’ye ulaşabilmektedir. İkincisi;


yoğun-kırıklıklı ve eklemli, iyi derecelenmiş, koyu gri-siyah Diyabaz, üçüncüsü; kırıklıklı,
eklemli yüzeye sahip, beyaz, kirli Kuartz Porfiri, dördüncüsü ise; sıkı kırıklıklı, eklemli, açık-
koyu gri Grandiyorit’tir. Aslancık Barajı ve HES Kuzey Anadolu fay hattının 90 km

7-22
kuzeydoğusunda, Giresun ilindeki muhtemel deprem riskinin en düşük olduğu bölgede
bulunmaktadır. Proje yeri ve bölgenin sismik haritası Şekil 1’de gösterilmiştir. Kuzey
Anadolu fay hattına olan uzaklığından dolayı, projenin pik zemin ivmesinin (PGA) 0,10 g ile
0,135 g arasında olacağı hesaplanmıştır.

Şekil 1 Proje yeri ve bölgenin sismik haritası

Tablo 2 Lujyona karşılık geçirimlilik değerleri

Geçirimlilik
Lujyon
(cm/s)
<1 10-6
1-5 10-6 - 10-5
5 - 25 10-5 - 10-4
> 25 10-4 - 10-3

BARAJ TEMELİNDE GEÇİRİMLİLİK

Yüklenici sondajları yapmıştır ve elde edilen sonuçlar sondaj kuyusu loglarına


işlenmiştir. Hem alüvyonda hem de ana kayada yerinde geçirimlilik (permabilite) ve hidrolik
basınç deneyleri yapılmıştır. Geçirimlilik deneyleri sonuçlarına göre, alüvyonda geçirimlilik
değeri 10-2 cm/s ölçülmüştür. Ana kayada yapılan hidrolik basınç deneyinde sonuçlar 5-25
Lujyon arasındadır. Lujyon değerlerine karşılık gelen geçirimlilik değerleri Error! Reference
ource not found.’de gösterilmiştir. Deney sonuçlarına göre baraj aksı etrafındaki zemin
geçirimli kabul edilmiştir. Yeterli geçirimsizliğin sağlanabilmesi için geçirimsizlik perdesinin
(Slurry Trench) inşa edilmesine karar verilmiştir.
GEÇİRİMSİZLİK PERDESİ İNŞAATI

7-23
İşveren ve yüklenici arasındaki sözleşmeye göre proje konuları arazi şartlarına göre
son kez değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme neticesinde; imalat esnasında su seviyesinin
mevsimsel şartlardan dolayı tahmin edilen 163,00 m seviyesinden 2.00 m daha yüksek
(165,00 kotunda) olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, geçirimsizlik perdesi kılavuz
duvarlarının üst kotunun da önceden tahmin edilenden 2.00 m daha yüksek inşa edilmesini
gerektirmiştir. Ancak son değerlendirmede bu durumun bazı ciddi sorunlara yol açacağı
öngörülmüştür. Şöyle ki;

Geçirimsizlik perdesi aynı aks üzerinde 2.00 m daha yüksek imal edildiğinde,
perdenin hemen mansabında yer alan gövde ve dolusavak açık kazıları bu durumdan olumsuz
etkilenecektir. Özellikle kazının memba yüzünün şev eğimi artacağından, perdenin stabilitesi
ve haliyle geçirgenliği etkilenebilir. Bu durumun çözümü için, geçirimsizlik perdesi aksının
memba yönüne doğru kaydırılması düşünülmüştür.

Yukarıdaki paragrafta açıklanan çözüm başka bir probleme yol açmıştır: Enerji su
alma yapısı baraj aksının membasında ve sol sahilde bulunmaktadır. Geçirimsizlik perdesi
aksı membaa kaydırılırsa enerji su alma yapısının geçirimsizlik perdesinin üzerine inşa
edilmesi gerekecektir. Geçirimsizlik perdesinin imalatında kullanılacak plastik betonun sahip
olduğu düşük yük taşıma kapasitesi sebebiyle, sol sahildeki enerji giriş yapısının altında
kalmayacak şekilde temelini çevreleyen U şeklinde bir geçirimsizlik perdesi inşası
düşünülmüştür. Enerji giriş yapısının temelini çevreleyen U şeklindeki geçirimsizlik perdesi
imalatı bitince, çevrelenen bölgenin içi düşük basınçlı enjeksiyon ile doldurulmuş ve enerji
giriş yapısı bu bölgenin üstüne inşa edilmiştir.

Bir diğer konu ise U şeklindeki bölgenin mansabındaki durumdur. Baraj gövdesinin
temelini enerji su alma yapısına bitişik imal edebilmek için kılavuz duvarının ve geçirimsizlik
perdesinin mansabı dikkatli bir şekilde kazılmıştır. Baraj gövdesi ve enerji su alma yapısının
zeminle ve birbirleriyle bağlantısının uygun imal edilmesi için özen gösterilmiştir. Yukarıda
açıklanan değişikliklerden sonra, kılavuz duvarı imalatı ve ekipmanların nakli Eylül 2011’de
bitirilmiş ve geçirimsizlik perdesi kazısına başlanmıştır.

Baraj aksı zemininde ana kaya üstünde bulunan Alüvyon, boyutları 3,00 m’yi bulan iri
kaya blokları içermektedir. Alüvyon derinliği 5,00 ile 7,00 m arasında olan sol sahilde
geçirimsizlik perdesinin imalatı hızlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Ancak, vadi ortasına

7-24
ilerledikçe alüvyon derinliğinin artmasıyla, alüvyonun içindeki iri kaya blokları imalatın
ilerlemesini engellemiştir. Bu durumda asıl sorun, kazı sırasında söz konusu bloklara
rastlanıldığı durumlarda titreşim ve alınan bloklardan oluşan boşluklar nedeniyle ciddi
göçüklerin meydana gelmesidir.

Bu sorun için düşünülen ilk fikir, bulamaç karışımında polimer katkı malzemeleri
kullanarak hendeğin göçmesini engellemekti. Ancak, bu çözümün uygulanması, kazıcı
tarafından ortaya çıkarılan şiddetli titreşimden dolayı etkili olmamıştır. İkinci çözüm ise
blokların kazıcı (trench cutter) ile parçalanması yerine “Kelly Grab” olarak isimlendirilen
makine ile blokların alüvyondan parçalanmadan dışarı çıkarılmasıdır. Ancak, bu çözüm de
blokların boyutlarının çok büyük olmasından dolayı etkili olamamıştır.

Üçüncü ve son çözüm ise geçirimsizlik perdesinde kullanılan plastik beton karışımı ile
geçirimsizlik perdesi panellerinin uçlarına plastik beton ile fore kazıkların oluşturulması
olmuştur. Denemelerde yapılan gözlemlere göre son çözümün uygulanabilir ve etkili olduğu
görülmüştür, oluşturulan fore kazıklar kazı boyutlarını sınırlandırdığı için göçüklerin önüne
geçilebilmiştir. Kazık uygulamasından sonra hendek duvarlarındaki göçmeler durmuş ve
kazının devamı için yeterli stabilite sağlanmıştır. Aşağıdaki şekillerde geçirimsizlik perdesi
plan ve kesitleri görülmektedir.

7-25
Şekil 2 Geçirimsizlik perdesi planı ve enerji su alma yapısı boyunca perdenin kesitleri

Şekil 3 Geçirimsizlik perdesi aksından perde kesiti

SIZMA ANALİZİ

7-26
Geçirimsizlik perdesinin yeterliliğini ölçebilmek ve imalat sonrasında gövde altında
oluşabilecek sızma miktarının tespiti amacıyla sızma analizi yapılmıştır. Sızma analizi, kaya
ve zemin gibi geçirgen malzemelerin boşluk suyu basıncı yeraltı suyu sızmasını ölçen CAD
ortamında sonlu elemanlar yöntemini kullanan SEEP/W bilgisayar yazılımı ile yapılmıştır.
Sızma analizinde kullanılan malzemelerin doygun iletkenlik değerleri Error! Reference
ource not found.’de gösterilmiştir.
Tablo 3 Aslancık Barajı ve HES’de kullanılan doygun iletkenlik değerleri
Doygun İletkenlik
Malzeme
(m/s)
Alüvyon 10-4
Plastik beton 9x10-7
Gövde betonu 5x10-10
Anakaya 10-9

Sızma analizi, azami su seviyesindeki işletme durumuna göre yapılmıştır. Bu duruma


göre, membada 21,50 m, kuyruk suyu kanalında 7,30 m su yüksekliği olacağı düşünülmüştür.
2 boyutlu analiz sonucu Şekil 4’de gösterilmiştir.

Şekil 4 Sızma analizi sonucuna göre toplam basınç eğrileri ve sızma vektörleri

Analiz sonuçlarına göre sızma miktarları baraj mansabı alüvyonunda 4.3x10-4 m3/s,
geçirimsizlik perdesinde 2.9x10-4 m3/s’dir. Projenin jeoloji raporuna göre, alüvyonun

7-27
geçirimliliği 10-2 cm/s’dir. Geçirimlilik perdesi imalatı öncesi ve sonrasındaki sızma miktarı
aşağıdaki hesaplamalarda karşılaştırılmıştır.

hmax : vadi kesitinde yüzeyden itibaren hesaplanan azami alüvyon derinliği (m)
b : geçirimsizlik perdesinin toplam aks uzunluğu (m)
A : muhtemel sızma alanı (m2)
Sb : geçirimsizlik perdesi imalatından önce sızma (m3/s)
Sa : geçirimsizlik perdesi imalatından sonra sızma (m3/s)
K : baraj altındaki alüvyonun geçirimliliği (m/s)

hmax = 55 m
b = 88,70+25,50 = 114,2 m
A = hmax x b = 6281 m2 (1)

Sb = AxK (2)

Sb = 6281 x 0,0002 = 1,26 m3/s (geçirimsizlik perdesi olmadan)


Sa = 4,3x10-4 x b = 4,3x10-4 x 114,2 = 0,049 m3/s (geçirimsizlik perdesi ile)

SONUÇ

Bu bildiride Aslancık Barajı ve Hidrolektrik Santrali Projesi kapsamında Slurry


Trench (Bulamaç Hendeği) yöntemiyle imal edilen geçirimsizlik perdesi (cut-off wall) inşaatı,
inşaat sürecinde karşılaşılan sorunlar ve mühendislik çözümleri hakkında bilgi ortaya
konmuştur. Ayrıca gövde altı sızma analizi yapılmıştır. Analizden elde edilen sonuçlara göre,
baraj altında geçirimsizlik perdesi imalatı öncesi beklenen sızma miktarı geçirimsizlik
perdesinin imal edilmesiyle önemli ölçüde azalmıştır. Ayrıca, alüvyonda bulamaç hendeği
metodu ile geçirimsizlik perdesi imalatı sızma ve stabilite güvenliği açısından efektif olduğu
görülmüştür.

TESEKKÜR

7-28
Makale yazarları, Aslancık Elektrik Üretim A.Ş. ve Dolsar Mühendislik A.Ş'e bu
makalenin yayınlanmasına imkân verdikleri için teşekkür ederler. Makaledeki araştırma ve
çalışmalar Aslancık Barajı ve HES Projesi'nin sahibi Aslancık Elektrik Üretim A.Ş ve
kreditör müşaviri Dolsar Mühendislik A.Ş'in işbirliği ve katkıları ile gerçekleşmiştir.

KAYNAKLAR

1. Aslancık Barajı ve Hidroelektrik Santrali Proje Jeolojisi Raporu, Harza Uluslararası


Mühendislik Şti., 1999, Türkiye
2. Aslancık Barajı ve Hidroelektrik Santrali Hidrolik Hesaplamalar Raporu, Harza
Uluslararası Mühendislik Şti., 1999, Türkiye
3. Deney Raporu, DSİ TAKK Dairesi Başkanlığı Zemin Mekaniği Laboratuvarı Şube
Müdürlüğü, İstek Numarası. 12-0136, 2012, Türkiye
4. Aslancık Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Kati Proje Paftaları, Dolsar Mühendislik
A.Ş.-Harza Mühendislik Şti., Türkiye
5. GeoStudio 2007 – SEEP/W, 2D Sızma Analizi Programı – Versiyon No: 7.20
Copyright 1991-2012 GEO-SLOPE International, Ltd. Alberta, Kanada
6. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı, Deprem Dairesi Başkanlığı, 1996, Ankara, Türkiye

7-29
BOYABAT BETON AĞIRLIK BARAJI KİREÇTAŞINDA YAPILAN
ENJEKSİYON PERDESİNİN PERFORMANSI
Konuralp Savaşer ve Saydın Altuğ
Genel Müd. Yrd., AYSON Geoteknik ve Deniz İnşaat A.Ş –İstanbul, Şirket Müdürü,
ALTUĞ Jeoteknik Enjeksiyon Ltd. Şti - Ankara.

ÖZET

195 m yüksekliğinde beton ağırlık tipi Boyabat barajında, toplam uzunluğu 2040 m ve
kot farkları genelde 51 - 75 m olan 8 adet enjeksiyon galerisi bulunmaktadır. Delgi örneğinde
P kuyuları arası 12 m ve Q kuyuları arası 1,5 m’dir. Temel kayası kireçtaşı olan enjeksiyon
perdesi yanal olarak geçirimsiz şistlere bağlanmıştır. Perde taban geometrisi genelde +50
kotunda nihayetlenmektedir. Refü basınçları: G3-G2 arası 20 bar, G2-G1 arası 30 bar ve G1
ile G0 galerileri perde tabanı arası 40 bar olarak uygulanmıştır. Düşey perde panelleri
birbirine 6 m uzunluğundaki başyukarı bağlantı kuyuları ile irtibatlandırılmıştır. Perdenin
tümünde 135490 m delgi yapılmış, 7119 ton katı madde enjekte edilmiştir; ortalama alış
52,25 kg/m’dir. Baraj gövdesi temelinde ve gövde betonu-kaya arası kontak - konsolidasyon
enjeksiyonunda GIN (basınç-hacim ilişkisi) yapım yöntemi uygulanmıştır. Enjeksiyon
çimentosu olarak özgül yüzeyi >5000 cm2/gr ve 45 mikron elek üstü % 1 dolayında olan ince
çimento kullanılmıştır.

GİRİŞ

Sinop iline 150 km mesafedeki Boyabat beton ağırlık barajı ve HES projesi 513 MW
kurulu güce ve yıllık ortalama 1,5 milyar kWh üretime sahiptir; 48 ay inşaatı süren projede
üretim Aralık 2012 tarihinde başlamıştır.

Projede İşveren ve Kontrol: BOYABAT Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş., Yüklenici


firma: DOĞUŞ İnş.ve Tic. A.Ş., Uygulama Projeleri: TEKNİK Müh. ve Müş. A.Ş. (Doğuş
Grubu), Projede İşveren ve Kontrol: BOYABAT Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş., Yüklenici
firma: DOĞUŞ İnş.ve Tic. A.Ş., Uygulama Projeleri: TEKNİK Müh. ve Müş. A.Ş. (Doğuş
Grubu), Delgi ve Enjeksiyon İşleri: Alt Yüklenici AYSON Geot.ve Den. İnş. A.Ş. (Doğuş
Grubu) tarafından yapılmış, Enjeksiyon Yapım Yöntemleri: AYSON A.Ş’ nin danışmanı
ALTUĞ Jeot.-Enj. Dan. Ltd. Şti. tarafından hazırlanmış, DOĞUŞ Sondaj-Enjeksiyon Şefi ve
Proje Müdürü ile BOYABAT A.Ş. tarafından onaylanmıştır. Baraj enjeksiyon perdesinin
geometrisi, mevcut araştırma sondaj ve galerilerinden elde edilen verilerin TEKNİK Müh.

7-30
Müş. A.Ş. ile irdelenmesi sonucu saptanmıştır. Enjeksiyon perdesindeki toplam delgi miktarı
135, 4 km olup. Ortalama alış 52,25 kg/m-32,39 kg/m2’ dir.

AMAÇ

 Yer yer belirgin karstlaşma gösteren temel kayası kireçtaşının düşük viskozite ve
kohezyonlu bentonitsiz-kimyasal katkılı ve bentonitli – kumlu karışımlar ile enjekte
edilmesi,
 Enjeksiyon panellerindeki kontrol kuyularında yapılacak Lugeon Basınçlı Su
Testlerinde baraj yakınında genel olarak 1LU geçirimlilik mertebesinin elde edilmesi,
 Perdedeki drenaj suyu miktarının ve perdenin mansap-memba ilişkisini gösteren
piyezometrik ölçümlerin kabul edilebilir düzeyde olması.

1. GENEL JEOLOJİ

Baraj yeri ve rezervuar alanında genel olarak Permiyen yaşlı Kepez Formasyonu ve bu
birim üzerine açısal uyumsuzluk gelen Tersiyer yaşlı formasyonlar ile birimlerin üzerine
sürüklemim ile yerleşmiş ofiyolitik seriler bulunmaktadır.

Baraj yerinde Kepez Formasyonu (Pk) ve bu birim içerisinde olistolit olarak yer alan
Delikbek Kireçtaşı (Pd) yüzeylemektedir. Kepez formasyonu klorit- albit şist, mikaşist, fillat
ve kalk-şistlerden oluşmaktadır. Delikbek Kireçtaşı yer yer mermer dokusunda olup yeniden
billurlaşmıştır. Klorit şistler, fillatlar sık kıvrımlı, ezilmeli ve orta-ileri derecede bozunmalıdır.
Kireçtaşı – şist dokanakları genelde makaslamalı ve faylıdır. Delikbek Kireçtaşı olistolitinin
baraj eksenindeki görünür kalınlığı 500 metrenin üzerindedir. Yer yer kuvars damarlarıyla
kesilen Kepez Formasyonu dokanak zonunda yapraklanmalı kireçtaşları ile kalk-şistler yer
almaktadır. Kepez Fm ve Delikbek Kireçtaşı çeşitli evrelerdeki tektonik hareketlerden
etkilenmiştir. Farklı fiziksel özellikteki iki birimde, şistlerde kıvrımlar kireçtaşında ise
kırıklar, faylanmalar oluşmuştur. Delikbek Kireçtaşı ekseninden Kızılırmak Nehri’nin geçtiği
ve kanatları Kuzey ve Güney eğimli bir antiklinal konumundadır. Kireçtaşında gelişen
faylanmaların dokuz adedi (F1 – F9) ana fay olarak tanımlanmıştır. Faylardan K50-200D
700B genel duruşlu F1 fayı ve K50 -550B 200-600GB duruşlu F2 fayı en önemli süreksizlik
düzlemlerini oluşturmaktadır. Beş adet fay değişik kotlardaki araştırma galerilerinde ve
karotlu kuyularda görülmüştür.

1.1. Baraj Yeri Araştırma Evreleri

7-31
Farklı baraj tipi ile eksen seçeneklerini kapsayan ve 1958 – 1986 yılları arasında
yapılan araştırmalar: EİE: 1958-1960,1970-1976 (104 kuyu “10400 m”, 7 galeri “819 m” 28
kuyu 5571 m”, 7 galeri “1257 m”.

1.2. Karstlaşma

Karstlaşma genellikle fay düzlemleri boyunca veya fayların kesişme noktalarına yakın
gelişmiştir. Sol sahilde karstik oluşukların daha fazla gelişmiş olmasının nedeni F1 ve F2
faylarının mevcudiyetidir. Karstik şekillerin yüzeydeki boyutları 0,10 m ile 4,00 m arasında
değişmektedir. Buna karşın, 200 m kotunda açılan LA-10 araştırma galerisindeki en büyük
mağaranın boyutları, uzunluk 14,0 m – genişlik 15,0 m – derinlik >15,0 m.dir; karstik mağara
F1 ve F6 faylarının kesişme noktasına yakındır.

Mevcut araştırmalara göre belirgin karstlaşma + 100 m kotuna kadar görülmektedir.


Hidrotermal ayrışma minerallerine galerilerde ve karotlu araştırma kuyularında
rastlanmamıştır.

2. ENJEKSİYON PERDESİNİN GEOMETRİSİ VE DELGİ ÖRNEĞİ

Çizelge 1. Enjeksiyon Galerileri (Genel Toplam: 2040 m)


Sol sahil Sağ Sahil
Galeri Kot (m) Uzunluk (m) Galeri Kot (m) Uzunluk (m)
LG-3 334,65 225,0 RG-3 334,65 290,0
LG-2 276,50 250,0 RG-2 276,50 365,0
LG-1 201,50 290,0 RG-1 201,50 500,0
LG-0 150,50 60,0 RG-0 150,50 60,0
Toplam 825,0 Toplam 1215,0

Perde geometrisinde her iki sahilde 4 adet enjeksiyon galerisi bulunmaktadır Perde tabanı
kotu + 50,0 m olarak belirlenmiş ve her 36,0 m’de karotlu, BST’li ve eğim ölçerli kuyular
perde tabanından 40,0 m aşağıda +10,0 m kotunda nihayetlenmiştir. Galeri kotları arasındaki
fark 51-58-75 m’dir. Enjeksiyon perdesinde ano uzunluğu 12,0 m’dir. Birincil (P) kuyuların
aralığı 12,0 m, ikincil (S) kuyuların 6,0 m, üçüncül (T) kuyuların 3,0 m ve dördüncül (Q)
kuyuların 1,50 m’dir. 100/200 kg/m’den fazla alışların olduğu Q serisi kuyuların her iki
tarafına, alış yapan kademenin 5,0 m altına gelecek şekilde 0,75 m aralıklı beşincil (Qi)
kuyular açılmıştır. Uygulamada azalan aralık yöntemi kullanılmıştır. Fazla alış kriteri olarak
baraj gövdesi 100 m yakınına kadar 100 kg/m ve perdenin daha uzak mesafedeki

7-32
bölümlerinde 200 kg/m kriteri uygulanmıştır. BST yapılan kuyularda 5,0 m uzatılma kriteri 5
LU’dir. Son kademedeki karst oluşukları ve aşırı alışlarda (>2000 L) kademe yıkanarak 5,0
m uzatılmıştır. Karotlu, Lugeon BST’li ve eğim ölçerli kuyu aralıkları 36,0 m’dir.

3. ENJEKSİYON

Enjeksiyon karışımlarında, karşımın nüfuz kabiliyetini arttırmak için standart dışı


incelikte çimento kullanılmıştır.
Ana karışımlar bentonitsiz, kumlu karışımlar segregasyona (çimento-kumun ayrılması)
mani olunması için bentonitlidir. Farklı üreticilere ait süper akışkanlaştırıcı ve priz
hızlandırıcı kimyasal katkıların çimento ile uyumlu olmasını sağlamak amacıyla DOĞUŞ
Saha Laboratuvarı’nda 200 adetin üzerinde test gerçekleştirilmiştir. Kumsuz enjeksiyon
karışımları düşük viskozite ve kohezyonlu, çökelmeleri % 3-4’ ün altında olan duraylı
tiptedir.
Çizelge 2. Enjeksiyon Çimentosu
Tipi CEM II / B – P 32,5 R
Bileşim Oranları Klinker : % 65 -80 Tras : % 20 -35
2
Özgül Yüzey 6020 cm / gr
90 Mikron Açıklıklı Elek Üzerinde Kalan 0
45 Mikron Açıklıklı Elek Üzerinde Kalan 1,10%
Özgül Ağırlık 2,86 gr/cm3

Çizelge 3. Enjeksiyon Karışımları (Bentonitsiz)


Çimento : CEM II / B-P 32,5 R (AKÇANSA - Ladik)
Katkılar : Süper Ak. - Rheobuild 2000 PF, Priz Hz. Pozzolith LS 2691 (BASF)

Kimyasal Katkı % Viskozite – Marsh Hunisi (san.)


Karışım Su / Yoğunluk
Poz.
No. Çimento Rh.2000PF (gr/cm3)
LS 0dak 15dak 30dak 45dak
2691
M1 0,9 0,7 - 1,51 32,5 33,4 34,0 34,6

M2 0,9 0,7 1,2 1,51 40,0 42,2 44,2 46,2

Karışım Çökelme ( % ) Priz Süreleri (saat:dakika) Basınç Dayanımı (MPa)


No.
1 saat 2 saat 3 saat P. Başı P. Sonu Süre 7 gün 28 gün

7-33
M1 1,0 1,5 1,5 08:57 12:17 03:20 7,6 15,7
M2 0,5 0,5 0,5 09:55 12:25 02:30 7,9 11,2

Bentonit (Karakaya) – Kum (Ladik)


Çizelge 4. Enjeksiyon Karışımları (Bentonitli ve Kumlu)
Viskozite – Marsh Hunisi
Bentonit Kum K. Katkı
Su Prepakt H.-Kumlu (san.)
Karışım / / / Yoğunluk
/
No. Çimento Çimento Çimento (gr/cm3)
Çimento 0dak 15dak 30dak 45dak
% % %
R. 2000
M3 0,9 1,0 - 1,48 38,9 40,6 42,6 46,8
PF / 07
Rh 2000
M4 O,9 1.0 50 1,65 10,7 11,0 11,3 12,1
PF / 07
R. 2000
M5 0,9 1.0 100 1,76 11,4 11,6 11,8 12,0
PF / 07
R. 2000
M6 0,9 1.0 150 1,87 12,1 12,8 13,6 15,3
PF / 07

Karışım Çökelme ( % ) Priz Süreleri (saat:dakika) Basınç Dayanımı (MPa)


No.
1 saat 2 saat 3 saat P. Başı P. Sonu Süre 7 gün 28 gün
M3 1,0 1,5 1,5 09:25 13:00 03:35 8,6 17,5
M4 0,5 0,5 0,5 09:55 12:25 02:30 8,3 14,0
M5 0,5 10 1,0 09:25 13:00 03:35 8,0 16,6
M6 0,5 0,5 0,5 09:30 10:27 00:57 8,8 19,4

Kumlu karışıma geçmeden önce, alış yapan zonun niteliğini öğrenmek amacıyla yalnız
bentonitli karışım enjekte edilmiştir. Basıncın düşük ve alışın devam etmesi durumunda
bentonitli-kumlu karışımlarla enjeksiyon işlemine devam edilmiştir.

3.1. Refü Kriteri ve Refü Basınçları


Alışın 10 dakika süre içerisinde “0,5 litre / metre / dakika”dan az olması durumunda
kademenin refü olduğu kabul edilmiştir. Perdede, refü basıncı olarak galeriden sonraki ilk 5,0
m uzunluğundaki kademede Pe = 10 bar, G3 – G2 arasında 20 bar, G2 – G1 arasında 30 bar,
G1 – G0 ve G1 panelinde 40 bar basınç uygulanmıştır. Galerilerdeki kontak enjeksiyonu 1 bar
ve konsolidasyon enjeksiyonu 5 bardır.

3.2. Bağlantı Kuyuları Enjeksiyonu

7-34
G-2, G-1 ve G-0 enjeksiyon galerilerinde kayada 6,0 m derinliğindeki baş yukarı
bağlantı kuyularında 0,0 – 2,0 m kademesinde 10 bar, 2,0 – 6,0 m kademesinde galerinin
konumuna göre 20, 30 ve 40 bar refü basıncı uygulanmıştır. Bağlantı kuyuları galeri
tavanındaki eksenden 100 mansap ve memba yönünde delinmiştir. Bir üst galeriden gelen
düşey kuyular bağlantı kuyularının delindiği üçgen biçimli boşlukta galeri tavanına 1,0 m kala
nihayetlenmektedir. Baş yukarı delinen kuyular dördüncül (Q) kuyu serisinin veya galeriye
projelendirilen mesafeye kadar açılan beşincil (Qi) kuyulara karşıt gelecek şekilde açılmıştır.

3.3. Yükselen ve Alçalan Kademe Enjeksiyonu Yöntemleri


Yükselen kademe enjeksiyon yönteminde, kuyunun proje derinliğinin
tamamlanmasından sonra işlem aşağıdan yukarıya doğru uygulanmıştır. Herhangi bir
kademede refü elde edildikten sonra priz süresi beklenilmeksizin bir üsteki kademenin
enjeksiyonuna geçilmiştir. Kaya ve Delgi Koşulları: Dayanımlı – sağlam kaya, sondaj
dolaşım suyu kaybı olmaması, Alçalan kademe enjeksiyonu yönteminde delgi işlemi
durdurulmuş ve tıkaç zonun 1 m üzerine tutturularak zon enjekte edilmiştir. Kaya ve Delgi
Koşulları: Dayanımsız kaya-fay zonu, su kaybının %70 oranını aşması, karstik boşluk
geçilmesi, basınçlı artezyen suya rastlanılması ( basınç, refü basıncına ilave edilmiştir).

3.4. Akış Şeması


Akış şemaları, karışımların alışlarına ve basıncın durumuna göre düzenlenmiştir.
Limit hacimlerde karışım değişimi, basıncın refü basıncının % 50‘sinden az olmasıdır.
Devrenin prize bırakılmasında toplam enjekte edilen miktar 10 000 – 15 000 L dolayındadır.
Basınç altında süzülme olayı göz önüne alınarak priz süresi 6 saat uygulanmıştır.
4. KAYIT CİHAZLARI
Enjeksiyon alışlarında basınç-hacim ilişkisini gösteren ve otomatik olarak kaydeden
LOGAC cihazı kullanılmış ve kuyu eğimleri DEVIFLEX NON MAGNETIC MULTISHOT
cihazı ile ölçülmüştür. Teknik Şartname’ye göre izin verilebilir sapma miktarı kuyu
derinliğinin % 3’ünü aşmamalıdır. Bu prensip dahilinde ölçülen kuyu sapmalarında
öngörülen % 3 mertebesindeki miktarın genelde altında kalınmıştır.

5 . PERDE ENJEKSİYON ALIŞLARI


Çizelge 6. Sol Sahil Galeri Panellerinin Alışları
Ortalama Ortalama
Panel T. Delgi (m) T. Alış (kg) Alan (m2)
Alış (kg/m) Alış (kg/m2)

7-35
LG-3 8 084,75 302 773,73 37,45 12 948 23,38
LG-2 12 666,50 1 123 775,45 88,72 18 506 60,72
LG-1 29 832,50 3 800 832,95 127,41 40 164 205,38
LG-0 6 300,00 75 787,27 12,03 9 136 8,29

200 m kotunda açılan LA-10 araştırma galerisindeki karstik mağaranın uzantıları ile
irtibat kurduğundan LG-1 galerisindeki ortalama enjeksiyon alışı en fazla alışın olduğu LG-2
galerisinin 1,4 katına ulaşmıştır.

Çizelge 7. Sağ Sahil Galeri Panellerinin Alışları


Ortalama Ortalama
Panel T. Delgi (m) T. Alış (kg) Alan (m2)
Alış (kg/m) Alış (kg/m2)
RG-3 7 530,50 170 035,38 22,58 16 834 10,10
RG-2 12 824,50 289 033,82 22,54 23 937 12,07
RG-1 52 324,50 1 258 443,08 24,05 88 632 14,19
RG-0 5 927,50 98 987,41 16,70 9 136 10,83

Konsolidasyon kuyularında ortalama alış 9,91 – 53,19 kg/m ve bağlantı kuyularında


6,64 – 16,04 kg/m mertebesindedir.

5.1. Sol Sahil – Birincil (P) Kuyu Serisinden Dördüncül (Q) Kuyu Serisine Alış Azalımı

Çizelge 7. (P) Kuyu Serisi İle (Q) Kuyu Serisinin Ortalama Alış (kg/m) İlişkisi
LG-3 LG-2 LG-1 LG-0
P Q P Q P Q P Q
113,13 17,69 565,75 13,54 218,12 10,38 23,14 7,48

Yalnız LG-1 galerisinde ikincil (S) kuyu serisinin ortalama alışı karstik mağara ile
irtibatından dolayı (P) serisinden 2,9 kat fazladır (639,00 kg/m).

5.2. Sağ Sahil – Birincil (P) Kuyu Serisinden Dördüncül (Q) Kuyu Serisine Alış Azalımı

Çizelge 8. (P) Kuyu Serisi İle (Q) Kuyu Serisinin Ortalama Alış (kg/m) İlişkisi
RG-3 RG-2 RG-1 RG-0

7-36
P Q P Q P Q P Q
40,02 8,80 78,36 10,67 75,00 8,07 67,41 5,53

Her iki sahildeki enjeksiyon galerilerinde 12 m aralıklı birincil (P) kuyu serilerinin
otalama alışları ile 1,5 m aralıklı dördüncül (Q) serilerinin ortalama alışları arasında yapılan
enjeksiyon işleminin olumlu olduğunu gösteren belirgin bir azalım mevcuttur.

5.3. Enjeksiyon Galerilerinde Artezyen Yapan Kuyular ve Alışlar

Delgi esnasında artezyen yapan kuyular 201-217 kotundaki RG-1 galerisinin 310,0 m
– 500,0 m (galeri sonu) arasındaki bölümde (74 kademe) 150,50 m kotundaki LG/RG-0
galerisinin tümünde (50 kademe) ve LG-2 galerisinin yalnız bir kademesinde görülmüştür.

Artezyenlerde debi (L/dak.), basınç, sıcaklık ölçülmüş kademe, alış (L-kg) ve ortalama
alış (kg/m) ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

Çizelge 9. Galerilerdeki Artezyenler ve Alışlar (özet bilgi)

Galeri Kademe (m) Debi (L/dk) Basınç (bar) Sıcaklık (0) Alış (kg)
Kuyu minimum minimum minimum minimum minimum
Sayısı maksimum maksimum maksimum maksimum maksimum
RG-1 3,0 – 5,0 2,0 0,0 15 99,18
44 143,5-144,5 94,0 5,0 24 82 598,40
RG-0 0,8 – 10,0 14,0 0,0 17 91,18
18 28,0 – 30,0 69,0 2,0 23 6 364,34
LG-0 9,0 – 12,00 12,0 0,0 17 13,52
10 33,0 – 35,0 52,0 2,5 22 11 579,30
LG-2 1 kd 8,0 – 10,0 80,0 2,2 17,3 6 543,50

6 . ENJEKSİYON PERDESİNDEKİ LUGEON BASINÇLI SU TESTLERİ

Perde yapımı öncesi, enjeksiyon galerilerinde 36 m aralıklı birincil (P) kuyularında


Lugeon Basınçlı Su Testleri (BST) yapılmıştır. LG-1/RG/1 panellerindeki Karotlu-BST’li-
Eğim Ölçerli kuyular +10 m kotuna kadar açılmıştır. Enjeksiyon öncesi 1507 adet ve
enjeksiyon sonrası kontrol kuyularında 1639 adet Lugeon BST yapılmıştır.
Çizelge 10. Lugeon Kümülatif Değerleri: Birincil (P) Kuyuları- Enjeksiyon Öncesi

Sahil Geçirimlilik Mertebeleri
Test

7-37
Çok Az Az Orta Çok Aşırı
Geçirimsiz
Geçirimli Geçirimli Geçirimli Geçirimli Geçirimli
0 – 1 LU
1 – 3 LU 3 – 5 LU 5 – 10 LU 10 – 25 LU >25 LU
Ad. % Ad. % Ad. % Ad. % Ad. % Ad. %
Sol 532 375 70 59 11 21 4 23 4,5 42 8 12 2,5
Sağ 970 835 86 85 9 16 1,5 16 1,5 10 1 8 1

Çizelge 11. Lugeon Kümülatif Değerleri: Enjeksiyon Sonrası Kontrol Kuyuları


Geçirimlilik Mertebeleri
Çok
Çok Az Az Orta Aşırı
Sahil ∑ Geçirimsiz Geçirimli
Geçirimli Geçirimli Geçirimli Geçirimli
Test 0 – 1 LU 10 – 25
1 – 3 LU 3 – 5 LU 5 – 10 LU >25 LU
LU
Ad. % Ad. % Ad. % Ad. % Ad. % Ad. %
Sol 706 681 96 21 3 1 0,5 3 0,5 - - - -
Sağ 933 930 99 2 0,5 1 0,5 - - - - - -

Kontrol kuyularında geçirimsiz + çok az geçirimli mertebeleri toplam olarak sol


sahilde % 29 ve sağ sahilde %13,5 oranında artmış, ayrıca çok – aşırı geçirimli mertebeleri
sıfırlanmıştır.

7. BARAJ TEMELİ KONSOLİDASYON ENJEKSİYONU – GIN YÖNTEMİ

Beton ağırlık tipindeki Boyabat barajının temel kayasını güçlendirmek, açık


çatlakların yük altında olasılı kapanmalarının neden olacağı potansiyel oturmalara engel
olmak amacıyla konsolidasyon enjeksiyonu yapılmıştır. Yapım yönteminde Basınç-Hacim
(GIN) ilişkisi kullanılarak enjeksiyon esnasında betonda olasılı çatlama/kırılmaların
oluşmasına karşı önlem alınmıştır. Temel kayasında uygulanan GIN enjeksiyon yöntemi
“basınç x hacim = N sabite” eğrisi ile tanımlanmıştır. Kullanılan yöntemde enjeksiyon limit
hacminin en büyük değeri en düşük basıncın karşıtıdır. Temel kayasında delgi boyu 12,0 m
olup konsolidasyon işlemi kademeli olarak yapılmıştır.

Çizelge 12 . Baraj Temeli Konsolidasyon Enjeksiyonu Alışları


Betonda Delgi (m) Kayada Delgi (m) Alış (kg) Ortalama Alış (kg/m)
3 353,50 6 360,0 264 714,0 41,62

8. BARAJ GÖVDESİ – YAMAÇ KONSOLİDASYONU – GIN YÖNTEMİ

 Gövde kontak - konsolidasyon enjeksiyonu, baraj temeli (150 kotu) kontak-


konsolidasyon enjeksiyonunun devamı niteliğindedir. Gövde kontak-konsolidasyon

7-38
zonunun sağ sahildeki genişliği 200 kotuna kadar 12 m, 200-335 kotları arası 10 m.;
sol sahildeki zonun genişliği 200 kotuna kadar 12 m, 231 kotuna kadar 10 m, 301
kotuna kadar 8 m, 301-335 kotları arası 6 m’dir. Konsolidasyon galerileri 150, 201,
231, 276 ve 301 kotlarında projelendirilmiştir.

 Konsolidasyon galerilerinde delgi ve enjeksiyon işleminin başlayabilmesi için galeri


kotunun üzerindeki gövde betonunun 18 m kalınlığa ulaşması beklenmiştir.

 Konsolidasyon enjeksiyonu refü basıncı Pmaks 5 bar, kontak enjeksiyonu refü basıncı
Pmaks 2,5 bardır. Konsolidasyon zonu genişliği 12,0 m ve şaşırtmalı delgi kesitleri
arasındaki mesafe 6,0 m’dir.

Çizelge 13 . Baraj Gövdesi – Yamaç Konsolidasyon Enjeksiyonu Alışları

Betonda Delgi (m) Kayada Delgi (m) Alış (kg) Ortalama Alış (kg/m)
6 322,60 8 980,40 404 836,94 45,41

9. DRENAJ VE PİYEZOMETRE SİSTEMİ

Baraj kret kotundaki LG-3 ve RG-3 enjeksiyon galerileri hariç tüm enjeksiyon
galerilerinde drenaj ve piyezometre sistemi bulunmaktadır.
Perde mansabına doğru açılan drenaj kuyularının eğim açısı 350 ve derinlikleri G0 =
20 m, G1 ve G2 =10 m; mansap ve membaya 300 eğimli piyezometre kuyularının derinliği
20,0 m’dir. Kuyular galeriler arasında ayni düşey düzlemde olacak şekilde projelendirilmiştir.
Drenaj kuyuları arasındaki mesafe 24,0 m, son 5,0 m’si açık ilk 15,0 m’si enjeksiyonlu
piyezometre kuyuları arasındaki mesafe 72,0 m’dir.
Çizelge 16 . Drenaj ve Piyezometre Kuyularının Sayısal Dağılımı

Yeri LG-0 LG-1 LG-2 RG-0 RG-1 RG-2


Drenaj 8 12 11 7 20 15
Piyezometre 2 4 4 3 7 6

Galeri piyezometrelerinin dışında 6 adet (3 sol sahil.+3 sağ sahil.) serbest piyezometre
ile baraj göl seviyesinin mansap-memba ilişkileri 20.05.2010 – 06.04.2013 tarihleri arasında
ayda 3 – 4 okumayla kontrol edilmiştir. Memba – mansap su kotları arasındaki seviye farkı
baraj rezervuar kotuna bağımlı olarak 110 m ile 130 m arasında değişmektedir.

7-39
Galeri drenaj ve piyezometrelerinde 02.12.2011 – 15.04.2013 tarihleri arasında günlük
okuma yapılmış ve sistem BOYABAT A.Ş’ ye devredilmiştir. Aşağıda drenaj ve
piyezometrelerin son okumaları ile ilgili özet bilgi verilmiştir:

Çizelge 15 . Drenaj Kuyuları Toplam Ölçümü (toplam: 8,48 L/s) – 15.04.2013

Rezervuar Sol Sh. Sağ Sh. Sol Sh. Sağ Sh. Sol Sh. T. Sağ Sh.T.
Kot Kot:150.50 Kot:150,50 Kot:201,50 Kot:201,50 Kot:150.50 Kot:201,50
318,09 0,54 L/s 2,15 L/s 2,01 L/s 3,78 L/s 2,55 L/s 5,93 L/s

Galeri memba piyezometre okumalarında, rezervuar seviyesi ile piyezometrik seviye


arasında süreksizlik düzlemleri boyunca gelişen sürtünme kayıpları ve süreksizlik
düzlemlerinin niteliği büyük rol oynamaktadır. Bu nedenle, galerideki memba piyezometrik
seviyesi ile rezervuar seviyesi arasında fark oluşmaktadır.
Çizelge 16 . G 150,50 Galerisi Piyezometre Kotları – U: Memba, D: Mansap - 15.04.2013

Memba Mansap Fark (m) Memba Mansap Fark (m)


L - PzU-072 L - PzD-072 R – PzU-000 R – PzD-000
41 80
229 188 275 195
R – PzU-036 R – PzD-036 R – PzU-072 R – PzD-072
98 94
283 185 278 184

Çizelge 17 . G 201,50 Galerisi Piyezometre Kotları – U: Memba, D: Mansap - 15.04.2013

Memba Mansap Fark (m) Memba* Mansap* Fark (m)*


L – PzU-144 L – PzD-144 R – PzU-360 R – PzD-360
61 6*
276 215 278 272
R – PzU-072 R – PzD-072 R – PzU-432 R – PzD-432
53 15*
293 240 295 280
*Artezyen bölgesinde yer alan kuyularda rezervuar öncesi kaynak çıkışları mevcuttur.

10. SONUÇLAR

 Saha laboratuvarı testlerinde ince çimento, süper akışkanlaştırıcı ve priz hızlandırıcı


katkılar kullanılarak düşük viskozite ve çökelmeli nüfuz kabiliyeti yüksek enjeksiyon
karışımları seçilmiştir. Bentonit segregasyona mani olacak miktardadır.

7-40
 Delgi örneğindeki 1,5 metrelik aralık ve yüksek basınç, kireçtaşı temel kayalı
enjeksiyon panellerinde istenilen ölçüde geçirimsizlik sağlanmasında bir diğer önemli
etken olmuştur. Perde sonrası panellerde elde edilen kümülatif Lugeon değeri (LU)
%93-96 oranında 0-1 LU- geçirimsiz mertebesindedir.
 Perdedeki drenaj kuyularından gelen su miktarı çok az ve piyezometre kuyularındaki
mansap-memba seviye farkları istenilen düzeydedir.

KAYNAKLAR

 EPDC-Japan, SU-İŞ-Turkey,TMB-Turkey, SU-YAPI-Turkey., August 1986, “Boyabat


Dam and Powerplant,Final Design Reports”, Volume 1, Geology, pp 110

 Altuğ, S.,2001, “Enjeksiyon Ana Prensipleri – Baraj Yeri Uuygulamaları”, Barajların


Beton ve Enjeksiyonunda Kimyasal Katkı Kullanımı Semineri, Deriner Barajı, Artvin

 Altuğ, S.,30 Temmuz 2008, “Boyabat Barajı ve Hidroelektrik Santralı Baraj


Enjeksiyon Perdesi”, Teknik Müh. ve Müş. A.Ş.Ankara, sh 7

 Altuğ, S.,12 Ocak 2009, “Boyabat Barajı ve HES – Delgi ve Enjeksiyon İşleri Ana
Prensipleri, Ayson Geot. ve Den. İnş. A.Ş.İstanbul, sh10

 AYSON Geoteknik ve Deniz İnşaat A.Ş. – ALTUĞ Jeoteknik-Enjeksiyon Ltd.Şti.

 24 Mart 2010 “Boyabat Barajı ve HES- Baraj Temeli (150 kotu) Kontak-
Konsolidasyon (GIN) Yapım Yöntemi”, Doğuş İnş. ve Tic.A.Ş.Sinop, sh 9

 25 Ekim 2010 “Boyabat Barajı ve HES- Baraj Gövdesi 150-201 kotu Konsolidasyon
Galerileri Kontak-Konsolidasyon Enjeksiyonu (GIN) Yapım Yöntemi”, Doğuş İnş. ve
Tic.A.Ş.Sinop, sh 8

 3 Mart 2012, “ UT5 –RG3 Kontak-Konsolidasyon Enjeksiyonu Yapım Yöntemi ,


Doğuş İnş. ve Tic.A.Ş.Sinop, sh 19

7-41
AKKÖPRÜ BARAJI GÖL ALANINDA İNŞA EDİLEN GEÇİRİMSİZLİK
YAPILARININ SIZDIRMAZLIĞININ TEST EDİLMESİ
Uğur Akdeniz, Müfit Şefik Doğdu, Lütfi Gür Köksal, Nurettin Pelen,
Namık Kemal Güner
DSİ Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dai. Başk, DSİ Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları
Dai. Başk., DSİ Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dai. Başk., DSİ Jeoteknik Hizmetler ve
Yeraltısuları Dai. Başk., DSİ Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dai. Başk.

ÖZET
Akköprü Barajı: Dalaman Çayı (Muğla) üzerinde, kil çekirdek kaya dolgu tipinde inşa
edilen bir barajdır. Baraj yerinde temel kayayı Mesozoik (Kretase) yaşlı peridoditler
oluşturmaktadır. Baraj göl alanında ise; Paleozoik-Mesozoik yaşlı Cehennemderesi Kireçtaşı,
Mesozoik (Kretase) yaşlı peridotit-serpantinit, Tersiyer (Paleosen) yaşlı Aktaş kireçtaşı,
Gökseki Filişi, Kuvaterner yaşlı teras ve alüvyon birimleri yer almaktadır. Baraj inşası devam
ederken gölalanı içinde kalan, karstik özelliğe sahip Aktaş kireçtaşının maksimum su seviyesi
altında kalan 300000 m2’lik kısmı göl alanından olabilecek su kaçaklarını önlemek için
betonla kaplanmıştır. Beton kaplamanın sınırının bittiği, su altında kalacak olan kısıma
kesişen kazık sistemiyle 810 m uzunluğunda geçirimsiz perde inşa edilmiştir. Bu perde ise
beton kaplamanın altındaki yatay yönlü geçirimsizliği sağlamak amacıyla yapılmıştır.
Sunulan bu çalışmada: barajda su tutulmadan önce perdenin geçirimsizliğinin yeraltısuyu
izleme teknikleri ile test edilmesi ve barajda su tutulduktan sonra ise kaplama bölgesinin
geçirimsizliğinin takibi için kaplamanın mansabında baraj gölü maksimum su kotu üzerindeki
yeraltısuyu gözlem kuyularıyla geçirimsizlik yapılarının efektifliği değerlendirilmiştir.
1. GİRİŞ
Akköprü Barajı: Batı Akdeniz Havzasında yer alan ve Aşağı Dalaman Projesi
kapsamında Dalaman Çayı (Muğla) üzerinde, kil çekirdek kaya dolgu tipinde inşa edilen bir
barajdır. Baraj gövde yüksekliği temelden itibaren 162.5 m olup, baraj göl alanı 8.76 km2 ve
aktif depolama hacmi 384.5 hm3’tür.

Baraj inşası devam ederken göl alanı içinde kalan, karstik ve geçirimli özelliğe sahip
Aktaş kireçtaşının maksimum su seviyesi (200 m) altında kalan 300000 m2’lik kısmı beton
ile kaplanmıştır. Beton kaplama göl alanından meydana gelecek olan su kaçaklarını önleyerek
geçirimsizliği sağlayacaktır. Beton kaplamanın sınırının bittiği su altında kalacak olan kısıma;
45 cm çaplı, 10 cm bindirmeli, derinliği 10-40 m arasında değişen, 2375 adet kesişen kazıkla

7-42
810 m uzunluğundaki geçirimsiz perde inşa edilmiştir (Şekil 1). Bu perde ise beton
kaplamanın altındaki yatay yönlü geçirimsizliği sağlamak amacıyla yapılmıştır.

Şekil 1. Barajın, membadaki kaplama alanının ve kesişen kazık hattının yeri.


2. AMAÇ
Sunulan bu çalışmanın amacı: kesişen kazık uygulamasıyla yapılan 810 m
uzunluğundaki perdenin geçirimsizliğinin yeraltısuyu (YAS) izleme teknikleri ile nasıl test
edildiğinin ortaya konulmasıdır. Çalışmada ikinci amaç ise, barajda su tutulduktan sonra
kaplamanın mansabında baraj gölü maksimum su kotu üzerinde olacak şekilde açılan YAS
gözlem kuyularından YAS ölçümünün yansıra eş zamanlı ölçülen baraj göl su kotu
değerlerinin karşılaştırılarak kaplama bölgesinin (perde+boton kaplamanın) geçirimsizliğinin
irdelenmesidir. Kuyulardaki YAS ölçümünün yanı sıra kaplama alanının 17 km güneyinde
bulunan kaynakların debisi de takip edilmiştir.

3. PROJENİN TANITILMASI

Akköprü Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) sulama, enerji ve taşkın amaçlı olup
bu baraj ile Dalaman ovasında 14192 ha arazi sulanacak, Aşağı Dalaman ovası taşkın
zararlarından korunacak ve 115 MW gücündeki hidroelektrik santralda yılda 343 GWh enerji
üretilecektir. Akköprü Barajı’nın; baraj gölalanı, baraj gövdesi, derivasyon tüneli, dipsavak ve
dolusavağına ait genel özellikler Tablo 1’de sunulmuştur.

Tablo 1. Akköprü Barajı’na ait genel özellikler (1).

Baraj göl alanı özellikleri:


Amacı : Sulama + enerji + taşkın koruma
Yağış alanı ve yıllık ortalama su : 5132.6 km2, 1627.4 hm3

7-43
Regüle edilen su ve ortalama debi : 849 hm3, 56.22 m3/s
Min., normal ve mak. işletme seviyesi : 173.30 m, 200.00 m, 204.00 m
Normal ve mak. su seviyesinde göl : 384.49 hm3, 419.20 hm3
hacmi Baraj gövdesi özellikleri:
Tipi : Kil çekirdekli kaya dolgu
Kret kotu, uzunluğu ve genişliği : 207.50 m, 688.70 m, 12.00 m
Talvegden ve temelden yüksekliği : 112.50 m, 162.50 m
Talveg kotu ve gövde dolgu hacmi : 95.00 m, 12.3 hm3
Derivasyon tüneli, dipsavak ve dolusavağın özellikleri:
Derivasyon tüneli yeri : Sol sahil
Derivasyon tüneli tipi, çapı ve adedi : Dairesel kesitli 6.50 m çaplı 2 adet
Derivasyon tüneli uzunluğu ve taşkın : 767 m (T1), 808 m (T2) ve 893 m3/s
debisi Dipsavak tipi, adedi ve yeri : Dairesel kesitli 2 adet, Sol sahil
Dipsavak uzunluğu ve kapasitesi : 315.50 m, 145.44 m3/s
Dolusavak tipi ve yeri : Karşıdan alışlı 4 adet radyal kapaklı,
Dolusavak kapak boyutları sol sahil: 11.60 x 15.71 m
Dolusavak eşik üst kotu ve proje debisi : 188.50 m, 5730.00 m3/s
Dolusavak koşaltım kanalı uzunluğu : 445.37 m
Dolusavak enerji kırıcı tesis tipi : Sıçratma uçlu
(1)
Tablo 1’deki bilgiler DSİ 21. Bölge Müdürlüğü (Aydın) sunumundan alınmıştır.

4. BARAJ YERİ VE BARAJ GÖL ALANININ GENEL JEOLOJİSİ (1)

Baraj yeri ve göl alanında da Paleozoyik-Mesozoyik yaşlı beyaz gri renkli, masif
yapılı, yer yer erime boşluklu, çatlaklı Cehennem kireçtaşı; Mesozoyik (Kretase) yaşlı yeşil,
kırmızı, boz, alacalı renkli, çok ayrışmalı serpantin, radyolarit, diyabaz ve kireçtaşı
karmaşığından oluşan Demirli melanjı; siyahımsı, koyu yeşil, kızıl kahve renkli, çok çatlaklı
ve kırıklı peridodit-serpantinden oluşan Marmaris ofiyoliti; Senozoyik (Tersiyer-Paleosen)
yaşlı beyazımsı-gri renkli, masif yapılı, yer yer plaketli ve bitümlü seviyeler içeren karstik
Aktaş kireçtaşı; kirli yeşil-gri renkli, düzenli tabakalanmalı kiltaşı-marn-kireçtaşı ardalanmalı
Gökseki filişi; Senozoyik (Kuvaterner) yaşlı kireçtaşı-peridodit-serpantin-çört kökenli silt,
kum, çakıl ve bloklarının yer yer karbonat çimentolu olduğu teras birimi ve kil, silt, kum ve
çakıldan oluşan alüvyon birimleri yer almaktadır. Yukarıda ifade edilen birimler aşağıda
otokton ve allokton birimler olmak üzere daha ayrıntılı sunulmuştur.

4.1. OTOKTON BİRİMLER

Bölgesel konuma sahip Toros otoktonu, Likya naplarıyla Antalya birliği arasında
kalmış bir paraotokton tektono stratigrafik birimdir. Göcek çevresinde tanımlanmış olan
otokton birimler ile Beydağları otokton birimi arasındaki benzerlik yukarıdaki görüşü

7-44
doğrulamaktadır. Sahada Toros otoktonunu iki ayrı litolojik birim meydana getirmektedir.
Bunlar yaşı Senomaniyen’den Alt Miyosen’e kadar değişen Aktaş kireçtaşıyla Miyosen yaşlı
Gökseki filişidir.
Aktaş Kireçtaşı (Ta): Birim inceleme alanında Akköprü köyünün 1 km güneyinden itibaren
güneydoğuda Aygır, Sabunlu, Karacaören Köyleri ile Göcek kuzeyinde ve Cumabeleni’nde
tipik olarak mostra vermektedir (Şekil 2). Kirli beyaz, boz renkli, set ve sıkı dokulu, yer yer
kırıklı ve parçalıdır. Bu kireçtaşları istif içerisinde genel olarak kalın tabakalı kum tane
boyundaki kireçtaşlarından, ince tabakalı mikritik kireçtaşlarına doğru değişim
göstermektedir. Karstlaşmadan yoğun olarak etkilenen birimde çapları 3-5 m’yi bulan düşey
ve eğimli baca ve kanallar saptanmıştır. Görünür stratigrafik kalınlığı 400 m olarak saptanmış
olan Aktaş kireçtaşlarının yaşı Senomaniyen ile Alt Miyosen arasında değişmektedir.

(1)
Alanın genel jeoloji bilgileri Şekercioğlu (1989)’dan alınmıştır.

7-45
7-46
Şekil 2. Akköprü Barajı ve çevresinin jeoloji haritası.
Gökseki Filişi (Tg): Otokton serinin üst seviyesini oluşturan Miyosen yaşlı Gökseki filişi
Aktaş kireçtaşı birimi üzerinde uyumlu olarak yer almaktadır. Sahada Akköprü ile Gürleyik
Köyleri arasında geniş bir alanda yayılım gösteren Gökseki filişini ince, orta, kalın tabakalı
kiltaşı, marn, kumtaşı ve kireçtaşı ardalanması oluşturur. Stratigrafik kalınlığı 300 m olarak
tahmin edilen Gökseki filişi yöredeki yoğun tektonizmadan en çok etkilenen birimdir.

Teras Birimi (Qtr): Dalaman Çayı yatağının her iki yamacında ve nehrin eski akış yatağına
bağlı olarak daha üst kotlarda yer almaktadır (bk Şekil 2). Akarsu rejiminin belirlediği ve
çapları 0.5 mm’den 30 cm’ye dek değişen kireçtaşı, peridodit, serpantin ve çört kökenli
tanelerden oluşan birim genelde karbonat çimentolu, sıkı tutturulmuş olmasına karşın gevşek,
zayıf tutturulmuş veya plaj kumu gibi tümüyle tutturulmamış seviyeler içermektedir.

Alüvyon (Qal): Dalaman çayı ve yan dere yatakları boyunca rastlanır (bk. Şekil 2).
Genellikle kireçtaşı elemanlı olup bir miktar ultra bazik ve kuvars elemanları da içerir. İnce
kil, silt, kum, çakıl ve blokludur.

4.2. ALLOKTON BİRİMLER

Cehennemderesi Kireçtaşı (Pc): Dalaman çayı sağ sahilinin büyük bir kısmında ve sol
sahilin doğu kesiminde gözlenirler (bk. Şekil 2). Masif yapıda beyaz-gri renktedirler.

Demirli Melanjı (Kd): Dalaman çayının her iki yanında yer alır (bk. Şekil 2). Serpantin,
radyolarit, diyabaz ve kireçtaşı karmaşığından oluşur.

Peridotit-Serpantinit (Kps): Siyah, koyu yeşil, ayrışma rengi kızıl ve kahve renklidir.
Peridotit, dünit, ve harzburgit sert, sağlam, sıkı eklemli ve faylıdır. Cehennemderesi kireçtaşı
üzerinde yer almıştır (bk. Şekil 2).

5. KAPLAMA ALANINDA YAPILAN İMALATLAR

İlk çalışmalarda Aktaş kireçtaşlarının kil blanket ile kaplanması projelendirilmiştir. Kil
kaplama altı kazıları sırasında kaplamanın membasından Dalaman çayına doğru olan
güzergâh üzerinde düşey şaftlar şeklinde gelişmiş olan pek çok mağara sisteminin yanında,
şev yüzeyi boyunca ise 56 adet irili ufaklı mağaraya rastlanmıştır. Karstlaşmanın özellikle
çatlak ve kırık sistemleri boyunca geliştiği tespit edilmiştir. Bu durum sonucunda kil blanket
projesi beton kaplama olarak değiştirilmiştir. Karstik ve geçirimli özellikli nedeniyle
rezervuar alanındaki Aktaş kireçtaşı biriminin maksimum su seviyesi (204 m) altında kalan
kısmının betonla kaplanması (Şekil 3a ve 3b), aynı bölgede yer alan teras biriminin düşey

7-47
geçirimsiz perde ile Gökseki filişine bağlanması kesişen kazık ile projelendirilerek mansaba
olabilecek su kaçaklarının önlenmesi öngörülmüştür (Şekil 3b).

Şekil 3. Aktaş kireçtaşları kaplama bölgesinin a) harita ve b) kesit görünümü.

Beton kaplamanın sınırının bittiği su altında kalacak olan kısıma; 45 cm çaplı, 10 cm


bindirmeli, derinliği 10-40 m arasında değişen, 2375 adet kesişen kazıkla (Şekil 4) 810 m
uzunluğundaki geçirimsiz perde inşa edilmiştir (bk. Şekil 3a). Kesişen kazıklar filiş
derinliğinin 20 m olduğu yerlerde filişe 2 m, derinliğin 20 m’den fazla olduğu yerlerde filişe 3

7-48
m girecek şekilde uygulanmıştır (bazı yerlerde filişe 7 m girildiği de olmuştur). Bu perde ise
beton kaplamanın altındaki yatay yönlü geçirimsizliği sağlamak amacıyla yapılmıştır.

Şekil 4. Beton kaplamanın geçirimsiz Gökseki filişine bağlanmasında kullanılan


kazıkların a) plan ve b) kesit görünümü.

6. SU TUTULMADAN ÖNCE GEÇİRİMSİZLİK PERDESİNİN (KESİŞEN


KAZIKLARIN) TEST EDİLMESİ
Beton kaplamanın sınırının bittiği yerde kesişen kazık uygulamasıyla yapılan perdenin
geçirimsizliği YAS izleme teknikleri ile test edilmiştir. 810 m uzunluğundaki perde gerek tuz
gerekse boya izleme deneyleri ile kısım kısım test edilmiştir. Kesişen kazıkların inşasının
peyderpey bitirilmesini takiben geçirimsizlik perdesi boyunca değişik metrajlarda olmak
üzere toplam 5 adet tuz ve/veya boya izleme deneyleri yapılarak perdenin geçirimsizliği test
edilmiştir. İzleme deneylerinin kapsadığı metrajlar Şekil 5’de verilmiştir.
Bu 5 adet izleme deneyine ek olarak, geçirimsizlik konusundan zafiyet gösteren bazı
noktalarda yapılan iyileştirmelerden (balkon yapısı, enjeksiyon vb.) sonra da bu noktaların
tekrar test edilmesi amacıyla da 3 adet daha izleme deneyi gerçekleştirilmiştir.

7-49
Şekil 5. Çift sıra kesişen kazıklarla oluşturulan geçirimsizlik perdesinin testi için
gerçekleştirilen izleme deneylerinin kapsadığı yaklaşık metrajlar.

İzleme deneyi öncesi yapılan çalışmalar ve izleme deneyinde yapılan uygulamalar


hakkında genel bilgiler km 0+300.00 - km 0+435.00 metrajı arasında gerçekleştirilmiş olan
boya izleme deneyi(1) örneği üzerinden aşağıda anlatılmıştır (Bu deney alanda gerçekleştirilen
2. boya izleme deneyinin birinci kısmını kapsamaktadır bk. Şekil 5))

İzleme deneyi gerçekleştirilmeden önce, ilk olarak harita üzerinde ve daha sonra da
arazide incelenerek geçirimsizlik perdesinin membadaki olası boya enjeksiyon kuyuları ile
geçirimsizlik perdesinin (kesişen kazık sisteminin) memba (M) ve mansabındaki (MS) boya
gözlem noktaları belirlenmiştir (Şekil 6a). Belirlenen bu kuyularda deney öncesi YAS seviye
değerleri ölçülmüştür. Ölçülen bu değerlerle oluşturulan YAS kontur haritası (Şekil 6b),
deneyin gerçekleştirileceği hat yakınındaki genel YAS akım yönü hakkında bilgi verirken
Şekil 6a’da verilmiş olan boya enjeksiyon ve boya gözlem kuyularının daha net olarak
seçilmesinde de yardımcı olmuştur.

YAS akım yönleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmeler sonucunda, hat boyunca
boya yayılımının homojen sağlanması için boyanın geçirimsizlik perdesinin memba tarafında
yer alan 24, 22 ve 49 numaralı kuyulardan YAS’na verilmesi uygun bulunmuştur (Şekil 6b).
Her 3 kuyu başında ayrı ayrı olmak üzere 1 kg boya (uranin) kuyu başında bulunan ~520 l
kapasiteli mikserlerde su ile karıştırılarak enjeksiyon kuyuları aracılığı ile YAS’na verilmiştir
(Foto 1).

(1)
Boya izleme deneyiyle ilgili bilgiler Doğdu vd. (2009)’dan değiştirilerek alınmıştır.

7-50
(a)

(b)

7-51
Şekil 6. a) İzleme deneyi öncesi seçilen kuyular ve b) membada yer alan kuyu
verileriyle oluşturulan YAS kontur haritası.

Foto 1. Boyanın enjeksiyon kuyusundan YAS’na verilmesi.

YAS’na boya enjeksiyon işleminden sonra her yarım saate bir olmak üzere,
geçirimsizlik perdesinin membaında ve mansabında yer alan 13 adet piyezometre çiftinden
(26 kuyudan) (bk. Şekil 6a) su örneği alınarak boya (uranin) şiddeti değerleri Turner Model
111 fluorometre aleti kullanılarak arazide yerinde ölçülmüştür. Deney tamamlanıp boya
ölçüm sonuçları elde edildikten sonra bu değerler kullanılarak zaman-boya şiddeti grafikleri
oluşturulmuştur (Şekil 7).

7-52
Şekil 7. a) R2Ms, b) G10Ms, c) G9Ms ve d) bu kuyuların tümüne ait boya şiddeti-
zaman grafikleri.

Oluşturulan grafikler ve alanın jeolojik yapısı da göz önünde bulundurularak aşağıdaki


değerlendirmeler yapılmıştır:

YAS’na boya verilme işleminin tamamlanmasından sonra ilk boya gelişi yaklaşık 1
saat sonra R2MS no’lu mansap kuyusunda gözlenmiştir (bu kuyunun memba kuyusu yoktur,
bk. Şekil 6). Bu kuyuda boya hem oldukça çabuk sayılabilecek sürede ve oldukça fazla
yoğunlukta gözlenmiştir (Şekil 7a). Kuyuda oldukça hızlı ve yoğun bir şekilde boya
görünmesi nedeniyle: bu noktaya gelen boyanın 24 no’lu enjeksiyon kuyusundan YAS’na
verilen boyanın geçirimsizlik perdesini geçerek gelen boya olduğu düşünülmektedir. R2Ms
no’lu kuyunun yaklaşık 5 m batısından bir fay hattı geçmektedir (bu fay hattı kuzeye doğru 24
no’lu boya enjeksiyon kuyusuna doğru da uzanmaktadır). Boyanın R2Ms no’lu mansap
kuyusuna hızlı ve yoğun şekilde gelmesi: 1) boyanın geçirimsizlik perdesinin zayıf
noktasından geçerek bu noktaya geldiği, 2) boyanın fay hattı boyunca bu noktaya geldiği, 3)
boyanın yukarıda belirtilen iki seçeneğin de etkili olduğu bir durumla bu noktaya geldiği
şeklinde üç durumla açıklanmıştır.

Bu gözlem noktasından sonra boya gözlenen diğer nokta ise G10Ms no’lu mansap
kuyusudur. Bu noktaya boya 7.saatte ve R2Ms no’lu kuyuya göre çok düşük yoğunlukta
gelmiştir (bk. Şekil 7b) (R2Ms no’lu kuyuda boya şiddeti binlerle ifade edilirken G10Ms no’lu
kuyuda ise onlu değerlerle ifade edilmektedir). G10M no’lu memba kuyusuna boya gelmeden
G10Ms no’lu mansap kuyusunda boya gözlenmesi G10Ms no’lu kuyuya gelen boyanın R2Ms
no’lu kuyudan (mansap ile mansap arasındaki bağlantı ile) geldiği şeklinde yorumlanmıştır.
Belirli bir süre sonra (10.saatte) da G10M no’lu memba kuyusunda da düşük yoğunlukta boya
ölçülmüştür. Bu durum boyanın G10M no’lu memba kuyusundan G10Ms no’lu mansap
kuyusuna gelmediğini de ortaya koymaktadır. Eğer boya G10 no’lu memba kuyusundan
G10Ms no’lu mansap kuyusuna gelseydi, bu iki piyezometre çiftinden membada yer alan
kuyuda (G10M) ilk olarak boya gözlenmeliydi. Hâlbuki mansap kuyusunda (G10Ms) 7.saatte
memba kuyusunda ise 10.saatte boya gözlenmiştir.

Boya gözlenen diğer bir piyezometre çifti ise G9 no’lu memba ve mansap kuyularıdır
(G9M ve G9Ms no’lu kuyular). Boya ilk olarak memba kuyusuna sonra da mansap kuyusuna
gelmiştir. Boya, G9 no’lu memba kuyusunda (G9M) 11.saatte G9 no’lu mansap kuyusunda

7-53
(G9Ms) ise 12.saatte gözlenmiştir (bk. Şekil 7c). Boyanın bu noktalara oldukça geç zamanda
ve düşük yoğunlukta gelişi bu piyezometre çiftleri arasında oldukça düşük de olsa bir su
geçişine işaret etmektedir.
Bu hatta en geç boya gözlenen nokta ise O1M no’lu memba kuyusudur. Memba
kuyusunda boya 21.saatte gözlenirken bu kuyunun mansabında yer alan piyezometre çifti olan
O1Ms no’lu mansap kuyusunda ise tüm deney süresince boya gözlenmemiştir. Bu durum,
memba ve mansapta yer alan piyezometre kuyu çiftleri arasında bir su geçişi (veya boya
geçişi) olmadığına işaret etmektedir. Birinci hat için yukarıda bahsedilen boya geçişi gözlenen
kuyuların dışındaki kuyularda herhangi bir boya değeri ölçülmemiştir.

İrdelenmeye çalışılan boya geçiş zamanlarının, yerlerinin ve yoğunluklarının özet


olarak gösterildiği şematik harita Şekil 8’de sunulmuştur.

Şekil 8. İzleme deneyinde boya geçişi belirlenen noktalar.

Yukarıda örnek olarak açıklanmaya çalışılan 2.deneyin 1.kısmının (0+300.00-


0+435.00) yaklaşık 135 m’lik bölümünü kapsayan boya izleme deneyi ve yorumlamaların
benzerleri 810 m’lik geçirimsizlik perdesi boyunca gerçekleştirilen diğer 7 adet izleme deneyi
için de ayrı ayrı yapılarak geçirimsizlik perdesinde (kesişen kazık sisteminde) belirlenen
zafiyet noktaları ortaya konulmaya çalışılmıştır.

810 m’lik geçirimsizlik perdesi boyunca gerçekleştirilen izleme deneyleri sonucunda


zafiyet belirlenen noktalarda balkon yapısı (üçüncü sıra kazık), enjeksiyon vb. işlemlerle

7-54
iyileştirmeler yapılmıştır. Bu iyileştirmeleri takiben bu noktalarda izleme deneyleri
tekrarlanmış ve iyileştirmenin etkinliği incelenmiştir. İyileştirmesi yapılan noktalardan biri de
yukarıdaki örnekte verilen R2Ms no’lu kuyunun bulunduğu noktadır. Bu kuyuda yapılan
iyileştirme çalışmalarının ardından gerçekleştirilen boya izleme deneyi sonuçlarını gösteren
grafik Şekil 9’da verilmiştir. Şekilden de anlaşacağı üzere; iyileştirme öncesi 3000 boya
şiddeti gibi büyük bir değerde ve kısa sürede (2.saat) geçirimsizlik perdesini geçen boya
iyileştirme işlemlerinden sonra ise hem boya şiddeti maksimum 35 boya şiddetine kadar
düşmüş, hem de ilk boya geliş zamanı (6.saat) ötelenmiştir. Bu veriler bu noktada yapılan
iyileştirme işlemlerinin oldukça etkili olduğunu göstermiştir.

Şekil 9. R2Ms no’lu kuyunun bulunduğu noktada gerçekleştirilen


boya izleme deneyine ait boya şiddeti-zaman grafikleri.

Geçirimsizlik perdesinde yapılan tüm iyileştirmeler tamamlandıktan sonra 05.10.2010


tarihinde perdenin memba ve mansabında yer alan 62 piyezometre kuyu çiftinde (toplam 124
kuyuda) YAS seviyesi ölçülmüştür ve bu veriler kullanılarak YAS kontur haritası çizilmiştir
(Şekil 10). Bu harita; YAS eş seviye eğrilerinin sıkılaşma yönünün veya başka bir değişle
hidrolik eğimin (i) oldukça arttığı yerin geçirimsizlik perdesinin hemen yakını olduğunu
göstermiştir. Geçirimsizlik perdesi çevresinde minimum, maksimum ve ortalama hidrolik
eğim (i) sırasıyla % 8, % 450 ve % 79’dur. Bu değerler oldukça yüksek hidrolik eğime (i)
işaret etmektedir.

7-55
Bu durum özellikle geçirimsizlik perdesinin membaında yüksek YAS seviyesi ve
perdenin mansabında ise düşük YAS seviyesi olduğunu göstermektedir. Bu da geçirimsizlik
perdesinin YAS önünde bir bariyer oluşturduğunun yani işlevini yerine getirdiğine dair diğer
bir çıkarımıdır.

Şekil 10. YAS kontur haritası.

7. SU TUTULDUKTAN SONRA KAPLAMA BÖLGESİNİN TEST EDİLMESİ

31.03.2011 tarihinde barajda su tutulduktan sonra ise kaplama bölgesinin (beton


kaplama + geçirimsizlik perdesi) geçirimsizliğinin takibi için kaplamanın mansabında baraj
gölü maksimum su kotu üzerinde olacak şekilde YAS gözlem kuyuları açılmıştır (Şekil 11:
KAR-4, Kar-5 ve KAR-6 no’lu kuyular). Bu kuyularda, doğal şartlarda ölçülen YAS
seviyeleri ile baraj su tuttuktan sonra ölçülen YAS seviyeleri karşılaştırılarak, geçirimsizlik
yapılarının (beton kaplama + geçirimsizlik perdesi) efektifliği değerlendirilmiştir (Foto 2).

7-56
Foto 2. Beton kaplama ve geçirimsizlik perdesi.

Şekil 11. Beton kaplama alanının mansabında, baraj gölü maksimum su kotu
üzerinde açılan YAS gözlem kuyularının yerleri.

488 gün süresince (1.33 yıl) ölçülen KAR-4, Kar-5 ve KAR-6 no’lu kuyulardaki YAS
seviye değişimleri ile baraj göl suyu kot değişimleri karşılaştırma grafiği üzerine aktarılmıştır
(Şekil 12). Bu grafiğe göre kuyulardaki YAS seviyesi ile baraj göl suyu kotu değerleri
uyumlu değişmektedir. Baraj göl su kotu ile kuyulardaki YAS seviye artışı arasındaki
ilişkinin korelasyon katsayısı (r) ortalaması 0.95 gibi oldukça yüksek bir değerdir ve bu değer
kuyulardaki seviye artışının nedeninin baraj göl su kotundaki artışın olduğuna işaret
etmektedir. Bu durum kaplama bölgesinden (baraj göl alanından) mansaba doğru bir su

7-57
geçişinin olduğunu gösterse de Şekil 12’a da açıkça görüldüğü gibi; baraj göl su kotundaki
artış metrelerle ifade edilirken kuyulardaki YAS seviye artışları cm mertebesindedir.

488 gün süresince baraj göl su kotu minimum ve maksimum değerleri arasındaki fark
86 m iken bu fark KAR-4 no’lu kuyu için 11.97 m, KAR-5 no’lu kuyu için 14.64 m, KAR-6
no’lu kuyu için ise 13.61 m ve ortalama olarak da 13.5 m olmuştur. Eğer kaplama
bölgesindeki imalatlar (beton kaplama + geçirimsizlik perdesi) işlevini yerine getirmemiş
olsaydı baraj göl su kotu ile kuyular arası YAS akımı “U” borusu şeklinde olacak ve
kuyularda göl su kotuna oldukça yakın seviyeler ölçülmesi gerekecekti ki bu durum alanda
gözlenmemektedir. Baraj göl su kotunun maksimum (198.64 m) olduğu tarihte (30.05.2012)
KAR-4 no’lu kuyudaki YAS seviyesi 29.35 m’dir ve aralarındaki su kotu farkı 169.29 m gibi
oldukça büyük bir değerdir (Şekil 13). Bu durum da yine kaplama bölgesindeki imalatların
(beton kaplama + geçirimsizlik perdesi) işlevini yerine getirdiğine bir işarettir.

(a)

7-58
(b)

Şekil 12. Baraj göl su kotu ile kuyulardaki YAS seviye değişimleri arasındaki ilişki.
(a: her iki değişkenin birimi metre (m), b: göl su kotu metre (m), kuyulardaki YAS
seviye artışı ise santimetre (cm)’dir)

Şekil 13. Kaplama alanı (baraj göl alanı) ile KAR-4 no’lu kuyu arasındaki şematik
YAS akımı.
8. SONUÇLAR

Barajda su tutulmadan önce kesişen kazık uygulamasıyla yapılan 810 m


uzunluğundaki perdenin geçirimsizliği yaklaşık iki yıllık bir süreci kapsayan bir dizi izleme
deneyleri ile test edilmiştir. Alanda gerçekleştirilen 8 adet YAS izleme deneyi sonucunda
perdenin efektif olduğu belirlenmiştir.

Barajda su tutulduktan sonra ise kaplama bölgesinin (beton kaplama+perde)


geçirimsizliği; kaplama bölgesinin mansabında, baraj gölü maksimum su kotu üzerinde

7-59
açılan kuyularda YAS kotu ve eş zamanlı ölçülen baraj göl su kotu değerleri karşılaştırılarak
irdelenmiştir. Bu karşılaştırma; baraj göl su kotundaki yükselişe bağlı olarak, KAR-4, KAR-
5 ve KAR-6 no’lu gözlem kuyularında YAS seviyelerinde de bir artışın olduğunu
görülmektedir. Baraj göl su kotu maksimum (198.64 m) olduğu tarihte (30.05.2012) KAR-4
no’lu kuyudaki YAS seviyesi 29.35 m ölçülmüş olup, doğal şartlarda 11.29 m olarak
belirlenen YAS kotuna göre 18.06 m’lik bir artış söz konusu olmuştur. Baraj göl su kotu
düşmeye başladığında ise kuyulardaki YAS seviyelerinde azalma meydana gelmiştir. Bu
durum, kaplama bölgesindeki kesişen kazık perdesinden tamamen efektifliği
sağlayamadığından az da olsa bir su geçişinin olduğunu veya kireçtaşları ile temas eden
jeolojik birimlerin hidrolik yük altında çatlak ve kırık sistemlerinin kireçtaşına doğru YAS
iletiminden kaynaklanabilir. Baraj göl su kotundaki artış metrelerle ifade edilirken buna
mukabil kuyulardaki YAS seviye artışları cm mertebesindedir.

Baraj göl su kotunun maksimum (198.64 m) olduğu tarihte (30.05.2012) KAR-4


no’lu kuyudaki YAS seviyesi 29.35 m’dir ve aralarındaki su kotu farkı 169.29 m gibi
oldukça büyük bir değerdir ki bu durum da yine kaplama bölgesindeki imalatların (beton
kaplama+perde) işlevini yerine getirdiğine bir işarettir.

9. KAYNAKLAR

Doğdu, M.Ş., Yiğitler, O. ve Sağnak, C., 2009, Dalaman-Akköprü Barajı Aktaş


Kireçtaşları Kaplama Alanında Km 0+280 - Km 0+560 Arasında Gerçekleştirilen Boya
İzleme Deneyleri Sonuç Raporu, DSİ Genel Müdürlüğü Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları
Dairesi Kütüphanesi, Kütüphane Arşiv No.: MR-74, Ankara, 21 s.

Şekercioğlu, E. 1989, Muğla-Dalaman Çayı Aşağı Havzası Akköprü Barajı ve


Çevresinin Jeoteknik İncelemesi, Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı, Ankara, 146 s.

7-60
CEVİZLİK YERALTI SANTRALİ KAZI DESTEK SİSTEMİ
Serkan Harmandar
İnş. Yük. Müh. Hidro Dizayn A.Ş.

ÖZET

Yeraltı santralı mantar kemer tavanlı planlanmış olup kazı boyutları 31.5 m yükseklik,
46.4 m uzunluk, tavanda 21.5 m genişlik şeklindedir. Gerek vadinin darlığı, gerekse çevresel
etkilerin minimize edilmesi bakımından santralın yeraltında yapılmasına karar verilmiştir.
Kavern kazıldığında kazı tavanından itibaren 100 m’ye yaklaşan kaya örtüsü kalınlığı, sırtın
doğu kanadında ortalama 60 m, batı kanadında ise ortalama 80 m kadardır. Jeolojik araştırma
sonuçları kazının üst kretase yaşlı andezit-bazalt lav ve piroklastları biriminin breşik yapıdaki
bazaltları içerisinde yapılacağını göstermiştir. Tasarımda ilk aşama olarak, muhtemel kaya
koşullarına göre, kabul görmüş ampirik yöntemler yardımıyla kaya kalitesi ve destek
önlemleri için tahminler yapılmıştır. Uygulamada kolaylık sağlamak açısından jeolojik yapı
parametrelerinin gösterebileceği alt ve üst limitler esas alınarak iki farklı kategoride
destekleme sisteminin irdelenmesi ve biçimlendirilmesi kararlaştırılmıştır. İkinci aşamada
kazı geometrisinin aynı bazda sayısal model analizi yapılarak karşılaştırmalı sonuçlar
değerlendirilmiş ve nihai projelendirme gerçekleştirilmiştir.

1. AMAÇ

Cevizlik yeraltı santralı kazı-destek sisteminin tasarımında, ilk aşama olarak,


muhtemel kaya koşullarına göre, kabul görmüş ampirik yöntemler yardımıyla kaya kalitesi ve
destek önlemleri için tahminler yapılmıştır. Uygulamada kolaylık sağlamak açısından jeolojik
yapı parametrelerinin gösterebileceği alt ve üst limitler esas alınarak iki farklı kategoride
destekleme sisteminin irdelenmesi ve biçimlendirilmesi kararlaştırılmıştır. İkinci aşamada
kazı geometrisinin aynı bazda sayısal model analizi yapılarak karşılaştırmalı sonuçlar
değerlendirilmiş ve nihai projelendirme gerçekleştirilmiştir.

Bu tebliğde tasarım yöntem ve ayrıntıları ile varılan sonuçlar anlatılacaktır.

2. JEOLOJİK YAPI

Yeraltı santral yapısı, “Andezit - Bazalt Lav ve Piroklastları ( B 3)” adlı birimin breşik
yapıdaki bazaltları içerisinde yapılacaktır.

Kesin proje aşamasında, yeraltı santralı yerinde 6 adet toplm 485.00 m uzunlukta
karotlu sondaj kuyusu açılmıştır. Sondaj kuyularının yerleri, aşağıdaki şekillerde

7-61
gösterilmiştir. Sondaj çalışmaları kapsamında ayrıntılı loglama, BST deneyi, kaya mekaniği
deneyleri ve petrografik analiz için örnek alımı çalışmaları yapılmıştır. BST deneyleri, kuyruk
suyu tüneli boyunca açılan kuyularda tüm boyda, yeraltı santralı yerine ulaşan kuyularda ise
kazı sınırından 10 m önce başlayarak kuyu sonuna kadar sürdürülmüştür. Ayrıca yeraltı
santralı bölgesinde, eklem ve süreksizlik düzlemi ölçümleri yapılarak gül diyagramı üzerinde
gösterilmiştir. [1]

HES kazısının tavan bölgesini kontrol amaçlı açılan HSK - 6, kuyruksuyu tüneli ile
santral bölgesini taban kotlarında boydan boya kat eden HSK - 1 ve santral kazısının batı ve
doğu duvarlarından santral bölgesini verevine kesen HSK - 2 ve HSK - 3 no'lu temel sondaj
kuyularından elde edilen veriler gerek kazı alanı içerisinde, gerekse de yan duvarlar ve tavan
bölgesinde temel kaya olan bazaltlar ile dasit dayklarının, en fazla birkaç m kalınlıktaki çok
eklemli ve parçalanmış zonların dışında, RQD değerleri açısından orta ve iyi, kaya mekaniği
parametreleri açısından da ortalamadan yüksek değerlere sahip olduklarını, BST (Basınçlı Su
Tecrübesi) deneyleri ile belirlenen ortalama 0,93 Lugeon ile 4,21 Lugeon arasında değişen su
kayıpları da kayacın yarı geçirimli bir yapıda olduğunu; kuyruksuyu tüneli boyunca ve yeraltı
santralı yerini de geçecek şekilde yatayla 5o eğimli olarak açılan HSK - 1 no'lu temel sondaj
kuyusunun ağzından boşalan suyun, sondajın açıldığı Mart 2006 ayında yaklaşık 10 lt/dk olan
debisinin Haziran 2006 ayında (3 - 4) lt/dk ya düşmesi ise kayaç içerisinde önemli miktarda
bir yeraltı suyunun bulunmadığını göstermektedir.[1]

HES yeri ve ilgili yapı yerlerinde temel kaya olan bazaltlar Terzaghi sınıflamasına
göre 3 (masif, orta derecede eklemli kaya) ve 4 (parçalı ve çatlaklı kaya) ; Bieniawski (RMR)
sınıflamasına göre II (iyi kaya) ve IV (zayıf kaya) ; NGİ (Q) sınıflamasına göre de A (pek çok
iyi kaya) ve D (zayıf kaya) sınıfına girmektedir.[1]

Bu bilgiler yeraltı santralı kazılarının kazılabilirlik açısından oldukça homojen ve


uygun kayada yapılacağını, kazı alanlarına eklem ve çatlak aralarından gelebilecek su
sızıntılarının da herhangi bir sorun yaratmayacağını göstermektedir.[1]

Tablo 4 RMR Değerlendirmesi [1]

Parametreler En iyi kaya En kötü kaya

Tek Eksenli Basınç 161,0 63,5


Dayanımı(MPa) (12) (7)
94
RQD 46
(20)

7-62
(8)

80,6 - 2,0) m
Süreksizlik Aralığı (6 20 ) cm (8)
(15)
Çok Pürüzlü
1 - 5 mm şevk eklemler,
Süreksiz,
sürekli eklemler veya mks
Süreksizliklerin Durumu kapalı, sert eklem
zonları
yüzeyi
(10)
(30)
Yok 10 lt/dk
YAS
(15) (10)
TOPLAM RMR PUANI 92 43
Süreksizlik Yönelimine Göre
-2 -5
Düzeltme

Patlatma Hasarı Düzeltmesi 0,97 0,97

Zayıflık Düzlemleri ile İlgili


0,7 0,7
Düzeltme
DÜZELTİLMİŞ RMR PUANI 61 26

DEFORMASYON MODÜLÜ
13,33 2,44
Em = (GPa)

KAYA SINIFI II (İyi Kaya) IV (Zayıf Kaya)

Not: Parantez içerisindeki değerler, parametrelere ait RMR puanlarıdır.

Tablo 5 Q kaya sınıfı değerlendirmesi [1]

HES YERİ VE DENGE BACASI


Parametreler
En iyi kaya En kötü kaya

RQD 94 46
l 4 18
Jn 3 6
Jr 3 1,5
Ja 0,75 2
Jw 1 0,66
SRF 1 2,5
Q 125 1,518
Pek Çok İyi Zayıf

7-63
Kaya
Tanımı
(A) (D)

Destek 6-7 24
Kategorisi
Değişken şartlara Değişken şartlara göre (1 -
göre, germesiz 1,5) m aralıklı germesiz,
DESTEK enjeksiyonlu yersel enjeksiyonlu sistematik
TÜRÜ
blonlama blonlama + Tel Kafes + (5
- 10) cm püskürtme betonu

Q = RQD / Jn x Jr/Ja x Jw/SRF bağıntısı ile ifade edilir.

Q : Kaya Kütlesi Kalitesi

RQD :Kaya Kalitesi (%)

Jn : Eklem Takımı Sayısı

Ja : Eklem yüzeyi Ayrışma Değeri

Jw :Eklem Suyu Azaltma Faktörü

SRF :Gerilim Azaltma Faktörü

RQD = 100 x e-

1m uzunluktaki kaya mostrasındaki eklem sayısı

7-64
Şekil 5 Genel yerleşim ve sondaj yerleri [1]

Şekil 6 A-A kesiti [1]

3. KAYA SINIFLANDIRMA SİSTEMLERİNE GÖRE DESTEK BASINCI TAHMİNİ

7-65
1946 yılından bu yana değişik araştırmacılar tarafından, değişik kaya kütlesi
sınıflandırma sistemleri geliştirilmiş ve/veya önerilmiştir. Bu sistemlerin bir bölümü,
kendilerinden önce önerilmiş olan sistemlerin, bazı faktörler dikkate alınarak, yeniden
düzenlenmesi sonucunda ortaya çıkmıştır [4].

Kaya kütlesi sınıflama sistemleri, mühendislik tasarımının doğrudan yapılmasını


sağlayabilecek bir araç olarak değerlendirilmemelidir. Bu sistemler, nihai tasarımın
yapılabilmesi için, tasarım hedefleri ve sahanın jeolojisi de dikkate alınarak, gözleme
dayanan, analitik ve nümerik çözümleme teknikleriyle birlikte kullanılmalıdır. Bu sistemler
doğru bir şekilde kullanıldıkları zaman, ön tasarımda yeterli birer araç olabilmektedir [4].

Sayısal analizlere yol göstermesi ve bir başlangıç oluşturması bakımından, kaya


kütlesi sınıflandırma sistemleri kullanılarak destek basıncı belirlenmiştir. Destek basıncının
belirlenmesinde, Terzaghi Kaya Yükü Sınıflama sistemi, RMR sistemi, Q sistemi ve RQD
sınıflandırması kullanılmıştır.

RQD sınıflama sisteminde, Deere (1970) ve Cording (1972) tarafından önerilen


yöntemler kullanılırken, RMR sınıflama sisteminde Ünal (1983) ve Goel & Jethwa (1991), Q
sistemindeyse Barton(1974) ve Bhasin & Grimstad(1996) yöntemleri kullanılmıştır.

Kaya sınıflama sistemlerine ek olarak, donatılandırılmış kaya birimi yaklaşımına göre


(Lang,1971), deformasyon destek basıncı (convergence confinement) teorisine göre (Kirsch
çözümü) ve Fenner (Fenner, 1952) yaklaşımına göre de destek basıncı tahminlerinde
bulunulmuştur.

Bu yöntemler, mevcut literatürde ayrıntılı olarak anlatılmış olup, burada tekrar


edilmeyecek olup, bulunan destek basıncı değerleri aşağıdaki tabloda özet olarak verilmiştir.

Aşağıdaki tabloda sunulan sonuçlardan da görüldüğü üzere, kullanılan kaya


sınıflandırma sistemi ve bağıntıya göre tahmin edilen destek basınçları geniş bir aralığa
yayıldığı görülmüştür [2].

7-66
Tablo 6 Farklı yöntemlerle tahmin edilen destek basıncı değerleri özet tablosu [2]

Metod Terzagh RQD RMR Q Pduvar Ptavan


i (%) (t/m2) (t/m2)
Sınıfı
Terzaghi,1946 3 0.00-14.81
4 14.81-51.81

Deere,1970 85-95 0.00-14.81


30-75 29.51-88.54
Cording,1972 >50 4.42-13.25 5.92-14.81
Ünal,1983 61 23.10
26 43.82
Goel&Jethwa, 61 2.23
1991
26 11.94

Barton, 125 0.78 1.33


1974
1.518 8.55 11.60

Bhasin&Grims <4 53.9 49


tad
1996
Lang,1971 6.05

Deformasyon Pradial = 48.24


destek basıncı
teorisi
Fenner, 1952 Pradial = 17.65

Ulaşılan sonucun bir benzeri, dünyada yapılmış önemli yeraltı santral kazılarında
ölçümlerle elde edilmiş olan destek basıncı değerleri için aşağıdaki şekilde görülmektedir.
İlgili şekilden de görüldüğü üzere, benzer kaya kütle sınıflandırmalarına ve benzer
geometrilere haiz galeri kazıları için bu çalışma bulgularını teyit eder nitelikte farklı destek
basınçlarına ulaşıldığı görülmektedir [2].

7-67
Şekil 7 Değişik yeraltı santral kazılarında ölçülen destek basınçlarının kazı açıklıklarına
göre dağılımı [2]

Bu durum beklenen bir sonuç olup sebepleri aşağıda belirtilen nedenlerle açıklanabilir:

- Kaya sınıflandırma sistemlerine temel teşkil eden ve gözlemsel olarak elde edilen
parametrelerin yöntemlere göre farklılık göstermesi
- Bazı kaya sınıflandırma sistemlerinin kazının yapılacağı derinlikteki asal gerilme
mertebelerini gözardı etmesi
- Analitik yöntemlerin çoğunlukla yüksek asal gerilmeler altında oluşturulan dairesel
kesitli yeraltı kazıları için geliştirilmiş olması ve kullandıkları bağıntılarda farklı kaya
dayanım parametrelerine yer vermeleri.

4. AMPİRİK YÖNTEMLERLE DONATI YERLEŞİMİ VE UZUNLUĞU TAHMİNİ

Kaya ortamında gerçekleştirilen kazıların donatılandırılmasında, kaya saplamaları, kaya


bulonları ve kablo ankrajlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Ampirik donatı yerleşimi ve
uzunluğu tahminlerine geçilmeden önce, bu donatı elemanlarının kaya ortamının davranışına
olan katkısı, aşağıda kısaca açıklanmıştır.

7-68
Şekil 8 Kaya kütleleri için kullanılan değişik donatılandırma yöntemleri [2]

Şekil 8’de, sırasıyla desteksiz bir yeraltı kazısında oluşacak deformasyonlar, sadece
kaya bulonları ile desteklenmiş bir yeraltı kazısı çevresinde oluşan deformasyonlar ve
kablo ankrajlar ile ilave destekleme sağlandığı durumdaki deformasyonlar
gösterilmektedir. Bu şekillerden de anlaşılacağı gibi kendi kendini desteksiz tutabilen
kazılar en çok tercih edilen, ancak en kuvvetli ve iyi kaya kütlesini gerektiren kazılardır.
Bulonlama ile bir taşıyıcı kemer oluşturmak ve bu sayede kazıyı stabil hale getirmek
genellikle bütün kazılarda uygulanan ve ucuz maliyeti olan bir yöntem olarak
bilinmektedir. Ancak geniş açıklık ya da yüksekliğe sahip ve orta ile zayıf kaya
kalitesindeki kaya ortamlarında yapılacak olan kazılarda bazı durumlarda kablo ankrajlar
ile kazı çevresindeki yenilme bölgesi derinlerdeki sağlam bölgelere ankre edilmek
suretiyle, bir anlamda askıya alınarak desteklenmektedir (Şekil 9) [2].

7-69
Şekil 9 Geniş yeraltı kazıları çevresinde oluşturulabilecek destek yöntemlerine bir örnek
[2]

Proje sahasında karşılaşılması muhtemel kaya koşulları dikkate alınarak çeşitli ampirik
yöntemler yardımıyla tahmini donatı paterni ve uzunlukları belirlenmiştir. Lang (1971) RRU,
Farmer ve Shelton (1980), Schach (1979), Barton (1974) ve Palmsrom (2000) yaklaşımları
dikkate alınmış olup, bulunan tahmini değerler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

5. SAYISAL ANALİZLER

Yeraltı santral kazısı, Phase sonlu elemanlar programıyla incelenmiş olup, iki farklı
jeolojik yapı (iyi kaya koşulları ve kötü kaya koşulları) için destek sistemi çalışılmıştır. Her
iki kaya koşulu için, daha önce belirtilen kaya destek basıncı tahminleri, ampirik bulon boy ve
aralığı tahminleri dikkate alınarak, sayısal analizlere başlangıç teşkil edecek destek sistemi
belirlenerek, sayısal analizlere geçilmiştir.

Tablo 7 Ampirik bulon boy ve aralığı hesap sonuçları [2]

Metod Bulon Aralığı (mxm) Bulon Uzunluğu (m)

Lang(1971) 1.50 x 1.50 7.50


Reinforced Rock
Unit

7-70
Lang(1971) Tavan Duvar Tavan Duvar
Ampirik 1.50-2.00 2.00 3.00- 6.00
Yaklaşımt 4.00

Farmer&Shelton Birincil İkincil Birincil


(1991) 3.00x3.00 0.50x0.50 6.00 İkincil
1.00
Schach 1.80 x 1.80 7.00
(1979)

Bulon
Tavan Duvar
Barton 5.00 7.00
(1974) Kablo
Tavan Duvar
8.50 10.00
Palmstrom Tavan Duvar
(2000) 5.00 5.00

Destekleme sistemini oluşturan püskürtme betonu C20 sınıfında, kaya bulonları 32


mm çapında St 420 sınıfı çelik, kablo ankrajlar çekme kapasitesi 1 MN olan Grade 270
çeliğinden, teşkil edilmiştir.
Destekleme sistemi analiz modeli, analizler sonucunda belirlenen yenilme bölgeleri ve
deplasman vektörleri, sadece kötü kaya koşulları için sunulmuş olup, iyi kaya koşulu için
yapılan analizlere ait görsellere bu bildiride yer verilmemiştir.

Tablo 8 Sayısal analizler için başlangıç destek sistemi

Destek sistemi İyi kaya koşulu Kötü kaya koşulu


Tavan Püskürtme 10cm 20cm
beton
Bulon L=6.00m / s=2.00m L=8.00m / s=3.00m

Kablo - L=15.00m / s=3.00m


ankraj
Yan Püskürtme 10cm 20cm
duvar beton
Bulon L=6.00m / s=2.00m L=6.00m / s=3.00m

Kablo - L=10.00m / s=3.00m


ankraj

7-71
Şekil 10 Kötü kaya koşulu – destek sistemi

Şekil 11 Kaya ortamındaki yenilme (plastikleşme) bölgeleri (kötü kaya koşulu)

Şekil 12 Kazı çevresindeki deplasman vektörleri (kötükaya koşulu)

Her iki kaya koşulu için yapılan analizlerde, derinlere doğru uzanan plastikleşmeler
(yenilme zonları) gözlenmiş, buna bağlı olarak destekleme sisteminde ciddi sayılabilecek

7-72
yenilmelerle karşılaşılmıştır. tahkik edilen destekleme sistemlerinin yetersiz kalmasında, iyi
kaya koşulları için süreksizliklerden kaynaklanan tabakalanmanın (slabbing), kötü kaya
koşullarında ise seçilen kablo ankraj boyunun kazı çevresindeki süreksizliklerin tamamını bir
araya getirebilecek uzunlukta olmaması olarak yorumlanmıştır.

Sayısal analizlerin başlangıcında kabul edilen destekleme sisteminin yetersiz


bulunması üzerine, her iki kaya sınıfı için, aşağıdaki tabloda detayları verilen alternatif
destekleme sistemlerinin yeterliliği incelenmiştir.

Tablo 9 Alternatif destek sistemi

Destek sistemi İyi kaya koşulu Kötü kaya koşulu

Tavan Püskürtme 10 cm 20 cm
beton
Bulon L=8.00m / s=1.50m L=8.00m / s=3.00m

Kablo ankraj - L=25.00m / s=3.00m

Yan duvar Püskürtme 10 cm 20 cm


beton
Bulon L=8.00m / s=1.50m L=8.00m / s=3.00m

Kablo ankraj - L=15.00m / s=3.00m

Alternatif destek sistemiyle tekrarlanan analizlerin sonuçları, aşağıdaki şekillerde


sunulmuştur.

7-73
Şekil 13 Kötü kaya koşulu-alternatif destekleme sistemi

Şekil 14 Kaya ortamındaki yenilme(plastikleşme) bölgeleri (kötü kaya koşulu)

Şekil 15 Kazı çevresindeki deplasman vektörleri (kötü kaya koşulu)


İyi kaya koşulları için incelenen alternatif destek sistemi, kazı çevresinde oluşan
yenilme bölgesini sınırlandırmış ve destekleme elemanlarında oluşan yenilmeleri makul
seviyelere getirmiştir. Öngörülen destek sistemi daha önce gerçekleştirilen ampirik kaya
bulonu boy ve aralığı tahminleriyle örtüşmekte olup, bu şekliyle, iyi kaya koşulları içerisinde
ilerlenirken kullanılması uygun görülmüştür.

Kötü kaya koşulları için incelenen alternatif destek sisteminin, kazı çevresindeki
yenilme bölgelerini kontrol altına aldığı, analiz sonuçlarından görülmektedir. Zira daha önce
bahsedildiği gibi, özellikle yamaç tarafındaki süreksizlikleri yaklaşık dik bir açıyla kesen
öngermeli kablo ankrajlar tabakaların birlikte çalışmasını sağlamıştır. İlave olarak kablo
ankrajların plastik bölgenin dışına ankre olmaları sebebiyle kazı yakınında bulonlama ve
püskürtme betonuyla oluşturulan taşıyıcı halka geriye asılmıştır. Zayıf olarak değerlendirilen

7-74
kaya kütleleri içerisinde yapılacak olan yeraltı santralı kazısında, bu alternatif destek
sisteminin kullanılması uygun olacaktır. Yapılan literatür araştırmaları daha önce benzer
zayıf kaya ortamlarında başarıyla yapılmış kazı projelerinde de, alternatif destek sistemine
benzer sistemlerin kullanıldığını göstermiştir.

6. SONUÇ

Yeraltı santral yapısının kazı destek sisteminin tasarımında önce, kaya kütlesi sınıflandırma
sistemlerine göre destek basıncı, ampirik/analitik yöntemlere göre donatı (bulon ve kablo
ankraj) uzunluğu/aralığı tahminlerinde bulunulmuştur. Bu tahminler ışığında, sayısal analizler
gerçekleştirilmiştir. Sayısal analizlerin, kaya kütlesi ve destek sistemi davranışının (gerilme
dağılımı, deformasyon, yenilme bölgesi) daha iyi anlaşılmasını sağlayarak, destek sisteminin
daha doğru belirlenmesinde yardımcı olduğu görülmüştür. Bununla beraber, sayısal
analizlerden elde edilen sonuçların doğruluğunun, analiz girdilerinin doğruluğuna bağlı
olduğu unutulmamalıdır.

KAYNAKLAR:

[1] Şahinoğlu E.,Temmuz 2006 “İyidere Projesi Cevizlik Regülatörü ve Hidroelektrik


Santralı Kesin Proje Aşaması Mühendislik Jeolojisi Değerlendirme Raporu”

[2] Akdoğan M., Hergül T., Başer O. , Geoteknik Çözüm ve Proje Ltd. Şti., “Cevizlik
Regülatörü ve HES Projesi Yeraltı Santral Kazısı Değerlendirme Raporu”

[3] Algan M.,Aralık 2006, “Cevizlik HES Projesi Enerji Tüneli ve Yeraltı Santralı Kaya
Koşulları Analiz Raporu”

[4] Ulusay R., Haziran 2010, “Uygula

7-75
DEMİRÖZÜ BARAJI GÖVDE ALTI GEÇİRİMSİZLİK PERDESİ
TASARIMI VE UYGULAMASI
Salih Bilgin Akman
İnş. Yük. Müh. Es Proje Müh. Müh. Ltd. Şti. Ankara, Türkiye

ÖZET
Planlama aşamasında Demirözü Barajı gövdesi altındaki alüvyon tabakasının kaldırılarak kil
çekirdeğin ana kayaya oturtulması öngörülmüştür. Daha ileri aşamalarda yapılan çalışmalarda
kil çekirdeğin alüvyon kaldırılmadan imali ve geçirimsizliğin bulamaç hendeği ile temin
edilmesi kararlaştırılmıştır. Bu çalışma gövde altındaki geçirimsizlik perdesi (cut-off wall)
olarak kullanılan bulamaç hendeği uygulamasının ilk örneklerinden olması sebebiyle dikkate
alınması gerek bir tasarımdır.

1992 yılında hazırlanan kesin proje mühendislik jeolojisi raporunda kil çekirdek altında
bulunan 38 m kalınlığındaki alüvyonun kaldırılması önerilmiştir. Daha sonra yapılan
çalışmalarda alüvyonun sıvılaşma riski incelenmiş ve bu riskin bulunmadığı anlaşıldıktan
sonra gövde altında bulunan alüvyonun yüzeyden 10 m lik kısmının sıyrılarak kaldırılması ve
bu kottan itibaren ana kayaya 1,50 m soketlenecek geçirimsizlik perdesi uygulaması
yapılmasına karar verilmiştir.

Uygulama aşamasında yapılan sondajlar sonucunda ana kaya yüzeyi belirlenmiş ve 42 m


derinliğine kadar freze kullanılarak bulamaç hendeği imalatı yapılmıştır.

1. AMAÇ
Çayıryolu – Aydıntepe Projesi Çayıryolu Sulaması Planlaması kapsamında önerilen kilit tesis
niteliğindeki DEMİRÖZÜ BARAJI kil çekirdekli kayadolgu tipinde sulama amaçlı bir
barajdır. Planlama Raporu 1989 tarihinde hazırlanmıştır. Bu bildiride Demirözü Baraj
gövdesi altında bulamaç hendeği teknoloji kullanılarak imal edilen geçirimsizlik perdesi
tasarımı ve uygulaması hakkında bilgi verilmektedir.

2. PROJE BİLGİLERİ
Yağış alanı: 306 km2; Yıllık ortalama akım: 49,69 hm3 ; Talveg kotu: 1682,10 m; Kret kotu:
1714,10 m; Normal Su Seviyesi:1709,45 m; Minimum Su Seviyesi: 1698,00 m; Aktif Hacmi:
51,80 hm3; Sulama alanı: 22710 ha (brüt); Talvegden yükseklik: 31,67 m; Temelden
yükseklik: 42,00 m (Planlama raporunda 70,00 m).

7-76
DEMİRÖZÜ BARAJI GENEL GÖRÜNÜŞÜ

GÖVDE TİPİK KESİTİ


3. TASARIM
Demirözü Barajı Gövde temelinde pozitif cut-off için gerekli derin alüvyon kazılarının yerine
plastik beton geçirimsizlik perdesi yapılarak yatırım maliyetinden tasarruf edilmesi
sağlanmıştır.

Gövde altındaki alüvyonun sıvılaşma riski bulunması sebebiyle talvegden itibaren 10 m’lik

kısmının kazılarak yerine kaya malzemesi ile dolgu yapılması DSİ Genel Müdürlüğü’nce
kararlaştırılmış ve geçirimsiz perde duvar inşaatı için bu kottan itibaren başlamıştır.

Projeye göre talveg kotundan itibaren 42 m derinliğe kadar plastik beton cut-off duvarı imal
edilmesi tasarlanmıştır.

HENDEK CİDAR TUTUCU BULAMAÇLAR


Kazı hendeklerinin toprak basıncı ve yeraltı suyu gibi nedenlerle göçmesini önlemek
amacıyla çok ince daneli, tercihen bentonit süspansiyonları kullanılmaktadır.

7-77
Süspansiyonların taze halde DIN 4127 de belirtilen nitelikleri taşımaları, kazı sırasında da
hendek duvarlarının göçmesini önlemeleri gerekmektedir.

Bulamacın akma sınırı DIN 4127 (Ağustos 1986)’ ye göre sıvının akmaya başladığı kayma
gerilmesi olarak tariflenmektedir.

BULAMAÇLARDA AKMA SINIRI (τf)


Bulamacın akma sınırının ölçülmesinde kullanılan yöntem , belirli yoğunluktaki bulamaç
sıvısı üstüne farklı çap ve ağırlıktaki cam yahut çelik bilyaların oturtularak hangi çap ve
ağırlıktan itibaren bilyaların bulamacın içine battığı, hangi çaptan küçüklerinin yüzeyde
kaldığının tespitidir. Tablo.1’de bu değerler verilmiştir.

TABLO-1 BULAMAÇLARDA AKMA SINIRI DEĞERLERİ


Küre Çapı Ağırlık 3
No Malzeme Birim ağırlık, (g/cm )
Mm g 1.02 1.07 1.12 1.17 1.22 1.27 1.32
1 2,9 0,033 6,9 6,7 6,5 6,2 6,0 5,8 5,7
2 4,2 0,105 10 9,7 9,4 9,0 8,7 8,4 8,1
3 5,8 0,26 13,8 13,4 12,9 12,5 12,1 11,6 11,2
Cam
4 7,6 0,60 18,1 17,5 16,9 16,4 15,8 15,2 14,7
5 10,6 1,59 25,2 24,4 23,6 21,8 22,0 21,3 20,5
6 15,1 4,70 35,9 34,8 33,6 32,5 31,4 30,3 29,2
7 4,0 0,26 39,8 39,5 39,2 38,9 38,6 38,3 38,0
8 5,0 0,51 49,8 49,5 49,1 48,7 48,4 48,0 47,6
Çelik
9 6,0 0,87 59,7 59,3 58,8 58,4 57,9 57,5 57,0
10 7,0 1,39 70 69,5 68,9 68,4 67,9 67,4 66,9

ALÜVYON DANE ÇAPI


“Bulamaç Hendeği” uygulamasının yapılacağı alüvyon zemininin dane boyu dağılımı,
bulamaç desteğinin daneler üzerindeki duraylılığının sağlanması açısından büyük önem
taşımaktadır. Burada kritik dane çapı d10, malzemenin %10 nun geçtiği elek aralığı
belirleyici dane çapı olmaktadır.
Demirözü Barajı alüvyon malzemesi ile yapılan elek analizi deneylerinden;
d10= 0,3 mm olarak belirlenmiştir.

HİDROLİK EĞİM
Zemin boşluklarının oluşan iksa bulamaç sızıntısının “KARARLI AKIM” (Steady State)
durumuna ulaşmasından sonra, bulamaç nüfuz derinliğine kadarki basınç kaybı ile nüfuz
derinliğinin oranı:

P
f so 
s
“Hidrolik Eğim” olarak tariflenmektedir. (Şekil-1) Sızıntı derinliği boyunca dane iskeleti
üzerinde uygulanan basınç
P  P1  P2

7-78
olmaktadır. fso değeri aynı zamanda iksa sıvısının zeminin bir birim hacmine uyguladığı
destek kuvvetini ifade etmektedir.

h1 = Bulamaç seviyesi
h2 = YAS suyu seviyesi
ŞEKİL-1 Bulamaç basıncının sızma derinliği boyunca değişimi
DESTEK KUVVETİ
Şekil-2’den görüleceği gibi destek (iksa) bulamacın hidrostatik basınç kuvvetinin tamamı, en
kritik kayma kamasının desteklenmesinde etkili olmaz.
Destek sıvısının sızma derinliğinde, kritik kayma kamasının desteklenmesine yarayan bölümü
“S” destek kuvveti olarak ifade edilmektedir.
Bulamacın toplam hidrostatik kuvveti de SH olarak gösterilecektir.

ŞEKİL-2 Bulamaç destek etkisinin sınır değerleri.


SU ANALİZLERİ
Yapılan analizlerde TS3440 da belirtilen sınırları aşan zaralı maddeye rastlanmamıştır.
ÇİMENTO SICAKLIĞININ ETKİSİ

7-79
Baraj sahasına getirilecek çimentoların sıcaklığının, bulamaç yapımında kullanılması ve
hidrotasyon ısısının yükselerek erken prize neden olması çevre şartları bakımından önlem
almayı gerektirecek bir husus olarak görülmemektedir.
KULLANILACAK BULAMAÇ KARIŞIMI
“BULAMAÇ HENDEĞI” uygulamalarında kullanılacak bulamacın seçimi yöntemin
başarısında birinci derecede önem taşımaktadır. Genelde Bentonit, Çimento, Su ve bazı katkı
maddelerinden oluşan bulamaçta aranan özellikler;
Priz Süresi
Akma Sınırı
Birim Ağırlık
Elastisite Modülü
Permeabilite
başlıklarında özetlenebilir.
Bu konular için DSİ TAKK dairesince yapılan araştırmalar sonucunda, özel teknik
şartnamenin belirlemiş olduğu limitlerde uygun karışım oranı önerilmiştir. Bulamaç
karakteristikleri
Priz Süresi : 50 saat (min 30 saat)
Akma Sınırı : 15,8 N/m2 (yüksek)
Birim Ağırlık : 10,4 hN/m3 (büyük)
STABİLİTE HESAPLARI
ALÜVYON DANELERİNİN DÖKÜLMELERİNE KARŞI GÜVENLİK
Bu durumda sağlanması gerekli şart
d  "
 f  10
tan 
olmaktadır. Burada :
 f : Akma sınırı (N/m2)
d10 : belirleyici dane boyu (m)
" : Zeminin bulamaca batık birim ağırlığı
tan  : Zeminin hesapta kullanılan içsel sürtünme açısı (derece)
 f = 15,8 N/m2
d10 : 0,3 mm
" = 18.0 – 10.4 = 7,6 kN/m3
tan 30 = 0,577
0,3  103  7,6  103
15,8  =3,95 N/m2 (Uygun).
0,577
BULAMAÇ HENDEĞİNİN TOPRAK BASINCI VE YERALTISUYU HİDROSTATİK
BASINCINA KARŞI GÜVENLİĞİ
Hesaplarda “ Bulamaç Hendeği” derinliği h1 = 42 m alınmıştır.

7-80
ŞEKİL-3 Hendek Göçme Güvenliği
İksa sıvısının (bulamaç) alüvyon zemine nüfuz etme genişliği
h f
s 1
f so
formülü ile hesaplanır. Burada
s= sızma genişliği
h1= bulamaç derinliği
f= bulamacın (iksa sıvısının) birim hacim ağırlığı
fso=hidrolik eğimdir.
Hidrolik eğim ise:
2f
f0=
d 10
2  15.8
fso= 3
 105,60 kN/m3
0,3  10
42  15,8
s=  6,28 m olur.
105,60
HENDEĞİN GÖÇMEYE KARŞI GÜVENLİĞİ
Sızıntı kuvvetleri S (seepage force), toprak basıncı kuvveti E ve hidrestatik su basıncı kuvveti
W kullanılarak DIN 4126’ya göre
S W
k 
E
bağıntısından bulunur. Buna göre Şekil-2’deki

AS
S= SH .
A
bağıntısından, Şekil-3’teki değerlere göre

7-81
24,25 m

42 z
6,28 m

42 42  z
denklemleri yazılabilir. Bunlardan da Şekil-3’teki
m= z x 0,57735
0,57735  z
0,15=
42  z
6,28-0,15 z = 0,57735 z6,28 = (0,15+0,57735) z
z = 8,64 m
m = 4,99 m
1
AS=  42  4,99  104,75m2
2
1
A=  42  6,28  131,88 m2 bulunur.
2
Bulamacın teorik hidrostatik iksa kuvveti SH ise
1
SH=   f  H 2
2
1
=  15,8  422  13936 kN dır.
2
İksa kuvveti ise:
AS 104,75
S= SH   13936   11069 kN olur.
A 131,88

TOPRAK BASINCI KUVVETİ


1
E  'H 2  K 0  ' = Batık alüvyon birim ağırlığı
2
K0 = 1- Sin  = 1- Sin 30º = 0,5
E  '18  10  422  0,5 = 3528 kN
1
2
HİDROSTATİK SU BASINCI
Hendek dışındaki su tablası yüksekliği bulamaç hendeğinden 4,5 m aşağıda olması haline
göre (42 – 4,5 = 37,5 m)
1
W =  h12   s
2
1
W =  37,52  10  7031 kN
2
HENDEĞİN GÖÇMEYE KARŞI GÜVENLİĞİ

7-82
S  W 11069  7031
k    1,14  1,1 (Uygun).
E 3528

Hendek dolgusu olarak kullanılacak bulamaç akmasının  f = 15,8 N/m2 olması şartıyla YAS
seviyesi 4,5 m düşürülerek hendeğin göçmeye karşı güvenliğinin 1,14 olacağı hesaplanmıştır.
Bulamaç hendeği çalışma platformunun ekipman düşey yükleri için mevcut su seviyesine
göre (4,5 m aşağıda) yeterli taşıma kapasitesinde olup olmadığı sahada deneylerle kontrol
edilmeli ve gerekirse su tablası kotu daha da derinlere indirilmelidir.
Sürsarj yükü ve zemin tabakalanması dikkate alınarak yapılan hesaplarda talvegdeki su
kotunun 5,50 m düşürülmesi gerektiği belirlenmiştir. İmalat aşmasında bu kot dikkate alınmış
ve hendek cidar stabilitesinin güvenliği sağlanmıştır.

GEÇİRİMSİZLİK PERDESİ GENEL YERLEŞİMİ

7-83
GEÇİRİMSİZLİK PERDESİ BOY KESİTİ
4. İNŞAAT UYGULAMALARI

BULAMAÇ HENDEĞİ KLAVUZ DUVARLARI

HENDEK KAZI MAKİNASININ YERLEŞTİRİLMESİ –BAUER BC 32

7-84
KUM TUTUCU HAVUZLAR

KAZI MAKİNESİNİN GENEL GÖRÜNÜŞÜ - BAUER BG 40

5. SONUÇ
Bu bildiride Demirözü Barajı Projesi kapsamında Bulamaç Hendeği yöntemiyle imal edilen
geçirimsizlik perdesi (cut-off wall) inşaatı, inşaat sürecinde karşılaşılan sorunlar ve
mühendislik çözümleri hakkında bilgi ortaya konmuştur. Ayrıca gövde altı sızma analizi
yapılmıştır. Analizden elde edilen sonuçlara göre, baraj altında geçirimsizlik perdesi imalatı
öncesi beklenen sızma miktarı geçirimsizlik perdesinin imal edilmesiyle önemli ölçüde
azalmıştır. Ayrıca, alüvyonda bulamaç hendeği metodu ile geçirimsizlik perdesi imalatı sızma
ve stabilite güvenliği açısından efektif olduğu görülmüştür.

KAYNAKLAR

7-85
1- GeoStudio 2007 – SEEP/W, 2D Sızma Analizi Programı – Versiyon No: 7.20
Copyright 1991-2012 GEO-SLOPE International, Ltd. Alberta, Kanada

2- TS EN 1538 Özel Jeoteknik Uygulamalar- Diyafram Duvarlar

3- TS 997 Bentonit- Sondaj İşlerinde Kullanılan

4- DIN 4126 Cast-in-situ concerete diaphragm walls

5- DIN 4127 Diaphram wall clays for supporting liquids

7-86
BERKE BARAJI: KARSTİK KİREÇTAŞINDA YAPILAN ENJEKSİYON
PERDESİNİN PERFORMANSI
Saydın Altuğ
ALTUĞ Jeoteknik – Enjeksiyon Danışmanlık Ltd. Şti. Ankara, Türkiye

ÖZET
Berke kemer barajının 530000 m2’ lik alana sahip enjeksiyon perdesi, karstik
kireçtaşı temel üzerine inşa edilmiştir. Perde geometrisi, barajı membadaki geçirimsiz
litolojilere bağlayan, nehir yatağı altında kesişen (kot:+90) kapalı bir havuz biçimindeki
eğik perde ile sağ sahilde askıdaki düşey bir perdeden (kot:-50) oluşmaktadır. Düşey
perdenin orta kısmında, kireçtaşı bloklarının kumlu-killi matrikse gömülü bölümü
bulunmaktadır. Türkiye’ de ilk defa, enjeksiyon karışımlarında yüksek özgül yüzeyli (5500-
6500 gr/cm2) çimento ve PGA-1 özel enjeksiyon katkısı kullanılmıştır. Enjeksiyon
perdesinde toplam delgi uzunluğu 841 km olup 160000 ton katı madde enjeksiyonu
yapılmıştır. Perde performansı parametreleri: a) birincil kuyulardan dördüncül kuyulara
doğru alış mertebelerindeki belirgin azalma, b) kontrol kuyularındaki Lugeon basınçlı su
testlerinin % 97’ sinde 0-5 LU mertebesinde olması, c) perdedeki olasılıklı kaçak miktarının
kabul edilebilir limitin % 30’ una karşıt gelmesi, d) son yapılan izleme deneyi sonuçları ve
sağ sahil drenaj galerisindeki (kot:175) suyun debisinde, maksimum rezervuar seviyesine
göre önemli ölçüde azalma olması.

GİRİŞ

Berke Barajı ve HES projesi Adana’nın 130 km kuzeydoğusunda Ceyhan nehri


üzerinde yer almaktadır. Proje, 201 m yüksekliğinde ince kemer barajdan (kret kotu, 346),
1921 m uzunluğunda enerji tünelinden ve kurulu gücü 510 MW olan yeraltı santralinden (20
x 42 x 122 m) oluşmaktadır. Berke Barajı ve Hidroelektrik Santralı projesinin genel
organizasyonu aşağıda verilmiştir.

İşveren : Çukurova Elektrik A.Ş. (ÇEAŞ)


Ana Yüklenici : Yapı ve Ticaret A.Ş.
Proje Müşaviri : Coyne et Bellier - Aknil
Özel Enj. Müş.- S. Altuğ : Altuğ, Jeoteknik-Enjeksiyon Danışmanlık Ltd. Şti
Kontrol - Müş. Teş. İ.O. : Berke Teknik Müş. İ.O. (Yapı-Teknik, Su Yapı, Eltem-Tek.)
BTM

7-87
Berke barajındaki ana enjeksiyon perdesinin %10’luk bölümü 01/12/1994 –
17/10/1996 tarihleri arasında Rodio – Kasktaş (Rokas) İş Ortaklığı tarafından yapılmıştır. Bu
tarihten itibaren, 530 000 m2’ lik alanı ve 841 km’yi bulan delgi miktarı ile dünyanın en büyük
kemer baraj perdeleri arasında yer alan enjeksiyon perdesi, Ana Yüklenici Yapı ve Ticaret
A.Ş. tarafından tamamlanmıştır. Baraj yapımı ve delgi – enjeksiyon işleri altı aylık
periyodlarla Uluslararası Uzmanlar Heyeti’nce incelenmiş ve tavsiyelerde bulunulmuştur.
Barajda su tutulma işlemine 08/09/2001 tarihinde başlanmıştır.
AMAÇ
Berke barajı enjeksiyon perdesinde planlanan parametreler aşağıda belirtilmiştir:
 Kumsuz enjeksiyon karışımlarında nüfuz kabiliyetinin yüksek olması,
 Membada geçirimsiz marnlara ve mansapta baraj gövdesine bağlanan nehir kenarı
perde geometrisinin herhangi bir kaçağa meyden vermeyecek şekilde tasarlanması,
 Askıda kalacak Berke Dağı düşey enjeksiyon perdesi taban geometrisinin kabul
edilebilir sınırlar dahilinde derinleştirilmesi,
 Baraj yakını nehir kenarı panellerindeki kontrol deliklerinde yapılacak Lugeon
Basınçlı Su Testlerinde % 90 oranında 1 LU değerinin elde edilmesi,
 Berke Dağı rezervuar düşey enjeksiyon perdesinde Lugeon BST değerlerinin % 80-85
oranında 5LU sınırı içerisinde olması.
1. GENEL JEOLOJİ

Berke Projesini içeren bölgenin jeolojisi-tektoniği, hidrojeolojisi, Aknil-Sial (1987-1991)


ve Coyne et Bellier-Aknil (2001) tarafından ayrıntılı olarak incelenmiştir.

Anadolu, Arabistan ve Afrika kıtasal plakalarının birleşme zonu yakınındaki, Berke Proje
alanı, karmaşık bir jeolojik evrim geçirmiştir. Göl alanında, stratigrafik istifin tabanında
Paleozoyik yaşlı kuvarsit ve fillatlar bulunmaktadır. Baraj yeri ve yakın dolayında tektonik
dilimler şeklindeki tüm kaya birimleri kuzeybatıya eğimli homoklin bir yapı oluşturmaktadır.
Bölgedeki göreceli otokton birimler, Tiyas yaşlı Sulucadere Fm (TRs: karstik kireçtaşı, TRsk:
kireçtaşının killi üst seviyeleri) ile temsil edilmektedir. Mesozoyik yaşlı Allokton Berke
Karmaşığı, tabanda metavolkanit, metagabro, kireçtaşı (Çolak fm: Mzç) ile başlamakta, som
kireçtaşı (Mzbk), kayrak-klorit şist (Mzba) ve laminalı kireçtaşından (Mzbl oluşan Berke
formasyonu (Mzb) ile devam etmektedir. Berke fm üzerine uyumsuzlıkla, Kretase yaşlı
kırıntılı – olistolitli Ilıca formasyonu gelmektedir. Üst Kretase yaşlı Allokton Örtü Birimleri,
ofiyolitik melanj –serpantinit, klorit şist, kireçtaşı, radyolorit ve volkanitlerle temsil
edilmektedir. Karmaşık istif yer yer Kuvaterner yaşlı diyabaz daykları tarafından kesilmiştir.

7-88
Baraj geçirimsizliği açisından önem taşıyan, 70-800 kuzeybatıya eğimli Kemerkaya ters fayı
baraj gövdesinin 200 m membaında Sulucadere formasyonunun kireçtaşı ve killi seviyeleri
arasında gelişmiştir (Şekil 1).
2. HİDROJEOLOJİ

Baraj enjeksiyon perdesinin projelendirilmesinde önemli rol oynayan hidrojeolojik model,


baraj yeri yakın dolayındaki formasyonların yapısal ve hidrojeolojik özellikleri ile kontrol
edilmektedir. Ceyhan nehrinin drenaj alanı 23 000 km2 olup, baraj yerindeki akım ortalaması
150 m3/sn’dir. Ceyhan Nehri bölgedeki hidrojeolojik modelin en alçak kottaki drenaj eksenini
oluşturmaktadır.

Enjeksiyon perdesinin % 85’ ini oluşturan karstlaşmış dolomitik kireçtaşı (TRs)


koridorunun memba ve mansabında Kemerkaya ters fayı ve Çolak itki fayları ile geçirimsiz
litolojilerinin oluşturduğu yersel hidrojeolojik seddeler bulunmaktadır.

Berke formasyonu’nun laminalı kireçtaşları yarı geçirimlidir. Baraj yerinin 2 km


mansabında yüzeyleyen ofiyolitik melanj bölgesel ölçekte geçirimsiz seddedir.

2.1. Karstlaşma

Baraj yeri ve enjeksiyon perdesinin temel kayasını oluşturan Sulucadere Kireçtaşı’nda,


karstlaşma genelde az-orta derecede gelişmiştir.

Süreksizlik düzlemlerine ve birimin matriksine bağımlı olarak 3 tip karstlaşma


ayırtlanmıştır : Tip I : Tabaka düzlemleri, ana eklemler ve ikincil faylar boyunca, Tip II:
Birincil fay zonlarında (Kemerkaya-Çolak Fayları) yer alan geçirimli-geçirimsiz litolojilerin
dokanak zonunda, Tip III: Enjeksiyon perdesi Berke dağı kolunun orta kısımlarında yer alan
killi-kumlu matriks içeren bloklu birimde.

Boyutları 20 – 200 cm arasındaki karstik kanallar, bacalar ve boşluklar (tip I – II) özellikle
Kemerkaya fayı yakınında çok iyi gelişmişlerdir. Bloklu birimdeki karstlaşma, genelde küçük
boyutlu erime kanalları ve 5-60 cm çaplı dolgulu veya dolgusuz boşluklarla (tip III) temsil
edilmektedir. Karstlaşmanın tabanı genelde 50-75 m kotları arasında değişmektedir; Berke
Dağı RB-255 enjeksiyon galerisinin 0+092 km’sinde Berke formasyonu’nun masif
kireçtaşında yarı düşey eklem boyunca gelişmiş, perdeyi dik olarak kesen, uzunlığu 110 m’yi
bulan, maksimum 5-6 m açıklığında, kil dolgusuz, duvarları kalsitle kaplanmış bir karstik
boşluk gözlemlenmiştir.

7-89
2.2.Kaynaklar
2.2.1. Membadaki Kaynaklar

Rezervuar alanında debileri 10 – 60 L/sn arasında değişen ve 220, 250, 300, 400 m
kotlarından çıkan dört adet kaynak bulunmaktadır. Baraj ile 1.5 km membaındaki Sulucadere
arasında, Menzelet - Sır barajlarının çalışmadığı dönemlerde, sıcaklıkları 12°C ile 19°C
arasında değişen ve nehir kenarında kireçtaşından boşalan 18 adet (12’si sol, 6’sı sağ sahil)
düşük debili kaynak gözlemlenmiştir.

2.2.2. Mansaptaki Kaynaklar (Şekil 1)

Çizelge 1. Mansap Kaynak Grupları


Grup Kaynak No. Sıcaklık (oC) Formasyon
Normal S1 – S17/S25 13 - 21 Sulucadere Fm, Berke Fm
9A, 9B, S19 Berke Fm
Yarı - termal 1 – 17 19 - 28 Kuyruksuyu T. Giriş kazısı
HT 11 - 12 Enerji T., Araştırma Kuyuları
Termal 10A, 10B 32,5 - 33 Berke Fm

Berke barajında su tutulma öncesi, baraj gövdesi ile Ilıca kaplıcası arasında, Menzelet-
Sır barajlarının su tutulma dönemlerinde ve Sır barajının çalışmadığı zamanlarda, (1989,
1994/95/97 ve 1998 yıllarında) 37 adet kaynağın sıcaklık ölçümü yapılmıştır.

Ana baraj gövdesi ile Sulucadere Fm (kireçtaşı)-Çolak Fm (volkanitler) dokanak


zonundan çıkan kaynaklarının debileri, inşaat öncesi Sır barajı çalıştığından ve inşaatın
devamı dolayısıyla alüvyon kaldırılamadığından belirlenememiştir. Dokanak kaynaklarının
toplam debisi, 10/09/2002 tarihinden itibaren, mansapda inşa edilen beton savakla ölçülmeye
başlanılmıştır.

Çizelge 2. Mansap Kaynaklarının Debileri (Mart 2003)


Ölçüm Yeri – Kaynak Ana Baraja Uzaklık Ölçülen Debi
Grupları (m) (L/sn)
Ölçüm eşiği (toplam) 910 1850
Sağ sahil (ALK1-2-3) 850 - 900 650
Sağ sahil (S13 + S15) 300 - 450 50
Sol sahil (BLSI 119) 650 5
Sol sahil (S4 – S6) 800 - 850 200 + 725 = 925

7-90
RB 175 – Drenaj galerisi - 220

2.3. Baraj Yeri İzleme Deneyleri

Berke projesi ilerleme aşamalarına paralel olarak yürütülen hidrojeolojik araştırmaların


kapsamında, 1989, 1995, 1996, 2000 yıllarında dört izleme deneyi Devlet Su İşleri (DSİ) ve
1998 yılında 2 izleme deneyi Uluslararası Karst Araştırma ve Uygulama Merkezi (UKAM -
Hacettepe Üniversitesi) tarafından yapılmıştır. Ayrıca enjeksiyon perdesi performansını
saptamak amacıyla 2002 yılında DSİ tarafından son bir izleme deneyi daha
gerçekleştirilmiştir.

Sağ ve sol sahildeki galerilerden yapılan izleme deneyleri Çolak Fm’nun yersel, fakat
Y.A.S akım yönlerini genel olarak belirleyici geçirimsiz bir hidrojeolojik sedde olduğunu
kanıtlamıştır. Deneyler esnasında, Sulucadere Fm-Çolak Fm dokanağının mansabındaki
kaynaklarda ve Ilıca termal kaynağında izleyici bulunamamıştır. Sol sahilden yapılan izleme
deneyi dokanak kaynakları S3-S5’e doğru gelişen bir sifon sisteminin varlığının ortaya
çıkarmıştır. Su tutma öncesi izleme deneyleri sonuçlarına göre, Y.A.S akım hızları, Sulucadere
formasyonunun kireçtaşı koridorunda 72,0-169,3 – 04,0-357,6 – 44,8 m/gün’dür.

Enerji tünelindeki izleme deneylerine göre Berke Fm’nundaki izleyici hızları çok
değişken mertebelerdedir (18,2 – 44,4 – 111,1-128,4-147,3 – 166,2 m/gün). İzleme deneyi
farklı hidrolik iletkenliğin etken olduğu basamaklı bir yapının mevcut olduğunu işaret
etmektedir.

Sağ sahil RB 175 Galerisinde Pz 9 A1/1 memba piyezometresinin 140 kotundan


verilen izleyici (Rhodamine) membada yaklaşık 13 gün kalmış ve daha sonra perde altına
doğru hareket etmiştir. Mansaptaki yeraltı suyunun hızı 9,72 m/saat ile 14,7 m/saat arasında
değişmektedir. Rhodamine izleyici mansaptaki su noktalarında sadece bir kez görülmüştür. Bu
durumun muhtemel nedeni, kompartımanlar halinde ve birbirini öteleyen bir yeraltı suyu
akımının etkin olmasıdır.

3. ENJEKSİYON PERDESİ GEOMETRİSİ

Ana baraj enjeksiyon perdesinin kesin projeleri COYNE et BELLIER - AKNİL


firmaları tarafından 1991 yılında yapılmıştır. Özellikle perdenin Berke Dağı kolunda, 1994-
1998 yılları arasında enjeksiyon galerileri kazılarından ve karotlu araştırma kuyularından elde
edilen verilere göre, perdenin taban kotu -50’ye indirilmiş ve yanal sınırı uzatılarak
değiştirilmiştir.

7-91
Berke barajı enjeksiyon perdesi geometrisinde ana prensip, nehrin her iki sahilinde
barajın, membadaki Kemerkaya fay zonunu geçerek Sulucadere Formasyonu’nun killi
seviyelerine (TRsk) bağlanmasıdır. Bu tip bağlama sonucunda nehir yatağı altında 90 m
kotunda kesişen bir havuz perde ile sağ sahilde –50 m kotuna inen askıda bir perde
oluşturulmuştur. Askıdaki düşey perde yanal olarak Berke Formasyonu’nun yarı geçirimsiz
laminalı kireçtaşlarına bağlanmıştır. Tüm sızma yolları (Sulucadere kireçtaşı koridoru,
Kemerkaya ve Ilıca fayları) enjeksiyon perdesi ile kesilmiştir.

Enjeksiyon perdesindeki galeri kotları 175, 215, 255, 295 ve 346 olarak
düzenlenmiştir. Berke Dağı’ndaki en alt düşey panelin derinliği 229 m’dir. Kuyu aralıkları
birincil (P) kuyularında 12 m, ikincil (S) kuyularında 6 m, üçüncül (T) kuyularında 3 m,
dördüncül (Q) kuyularında 1,5 m’dir. 0,75 m aralı beşincil (B) kuyular kesişen örnekli 3 sıralı
enjeksiyon perdelerinde (Berke Dağı kolu bloklu birim, 300 m) veya tek sıralı perdede çok alış
yapan zonlarda açılmıştır (şekil 2).

4. ENJEKSİYON KARIŞIMLARI VE UYGULAMA

Türkiye de ilk defa özgül yüzeyi (Blaine değeri) çok yüksek olan (5500-6500 cm2/gr)
ince taneli çimento Berke enjeksiyon perdelerinde kullanılmıştır. Betonda kullanılan süper
akışkanlaştırıcı / priz hızlandırıcı - geciktirici kimyasal katkılar başarılı bir şekilde enjeksiyon
karışımlarına adapte edilmiştir. Addiment-PGA1 ihtiva eden nüfuz kabiliyeti fazla özel
enjeksiyon karışımları, ince çatlakların enjeksiyonunda ve siltli-killi-kumlu matriksin
konsolidasyonunda etkin biçimde uygulanmıştır.

Enjeksiyon karışımlarını, basınçları, enjeksiyon yöntemini ve yüksek rezervuar


basınçları altında perdenin davranışını saptamak amacıyla Berke Dağı düşey enjeksiyon
perdesinin RB 346 ve RB 255 galerilerindeki test panellerde kapsamlı araştırmalar yapılmıştır.
Ayrıca 50-70 bar basınç altında enjekte edilen test paneli kuyuları 150 bar basınçla hidrolik
kırılmaya tabi tutulmuştur.

4.1.RB 346 Galerisi Test Paneli

Yapılan (5) adet test panelinde, 12 m aralıklı birincilden 0.75 m aralıklı beşincil
kuyulara 30 – 35 – 40 ve 45 bar altında, viskoziteleri 36 – 40 saniye arasında değişen %2
çökelmeli, süper akışkanlaştırıcı içeren karışımlar kullanılarak Sulucadere Fm, Çolak Fm ve
Berke Formasyonu’nun enjeksiyon alışları irdelenmiştir.

7-92
4.2. RB 255 Galerisi Test Paneli

RB 255 galerisine dik açılan 73 ve 66 m uzunluğundaki iki galeriden, Sulucadere


Formasyonu’nun ince kumlu-siltli-killi matriks içine gömülü kireçtaşı bloklarından oluşan
birimindeki 4 adet panelde enjeksiyon testleri yapılmıştır. Üç sıradan oluşaşacak bir
enjeksiyon perdesinin niteliklerini temsil eden test panellerinde matriksin enjekte edilebilme
özellikleri ve enjekte edilmiş matriksin maksimum rezervuar yüklerinin oluşturacağı yüksek
basınçlı gradyanlar altında aşınmaya maruz kalıp kalmayacağı araştırılmıştır.

Test panellerinde 50 – 70 bar mertebesinde enjeksiyon basınçları uygulanmış ve iki


panelde 70, bir panelde 150 bar basınç altında hidrolik kırılma testleri yapılmıştır. Ayrıca,
panellere 0.50 m mesafede 4 adet Lugeon testli piyezometre kuyusu açılmış ve 3x3m2’lik
alanda ,0.75m aralı iki sıralı kuyulardan oluşan panellerin ortasında açılan kuyuda 5 m’lik
kademeler halinde 1-12-72 saat süreli sabit 50 ve 70 bar basınç uygulamalı son su testleri
yapılmıştır.Test panellerinde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir:

- Siltli-kumlu/siltli killi matriksle çevrili kireçtaşı bloklarından oluşan birim, klasik


metotlarla ve bentonit-ince taneli çimento-süper akışkanlaştırıcı katkılı duraylı
karışımlarla enjekte edilebilir.

- Dış hatları 1,5 m aralıklı ve iç/merkez hattı 0,75 m aralıklı, 3 sıralı ve 70 bar refü
basınçlı bir enjeksiyon delgi örneği bu tip bir zeminin ıslahı için yeterlidir.

- 70 -150 bar basınç altında yapılan hidrolik kırılma testlerindeki çok düşük alışlar,
enjeksiyonla konsolide olmuş siltli / killi matriksin, baraj gölü maksimum basıncından
daha fazlasına dayanıklı olduğunu göstermektedir.

- Siltli-kumlu matriksli test panellerindeki son su testlerinde elde edilen geçirimlilik


değerleri 1,3x10-7 m/s (yaklaşık 1 LU) katsayısına karşılık gelmektedir.

- Test panellerinde farklı renklendirilmiş karışımlarla yapılan enjeksiyonun matrikse


nüfuz kabiliyeti, 215 kotunda açılan galeririler ile araştırılmıştır. Matriks içinde ve
kireçtaşı bloklarının etrafında enjeksiyon şerbeti gözlemlenmiştir.

7-93
4.3. Enjeksiyon Karışımları ve Basınçlar

Enjeksiyon işlemlerinde, su / çimento oranı 0,9, Marsh viskozitesi 29-37 saniye ve 3


saatlik çökelmesi % 1-3 olan duraylı karışımlar ve karst kanalların – boşlukların
doldurulmasında 0,75 – 2,0 oranında kum içeren harç tipi karışımlar kullanılmıştır.
Karışımların bileşenleri: Gaziantep çimento – KPÇ 32,5, Tip II, Trass %17, özgül yüzey 5500
– 6500 cm2/gr, 45 mikron elek üzeri kalan %1; aktive edilmiş bentonit ; katkılar – Addiment
FMS 92, BE NS 5-3 (silikatlı), PGA-1 (özel enjeksiyon katkısı).

Panellerin enjeksiyonunda yüksek basınç tekniği uygulanmıştır; Pm = 30 bar (175 kotu


üzeri nehir kenarı panelleri), Pm = 50 bar (175 kotu altı nehir kenarı panelleri), Pm = 60 bar
(Berke dağı kolu: 175, 215, 255, 295 galerileri), Pm = 40 bar (345 galerisi). 10 dakikalık süre
içerisinde alışın gerekli basınç altında 0,5 L/m/dakikadan az olması refü kriteri olarak kabul
edilmiştir.

5. ANA BARAJ ENJEKSİYON PERDESİ PERFORMANSI


5.1. Enjeksiyon Perdesi Alışları

Yüksek rezervuar basınçları altında perdenin aşınmasına mani olmak ve istenilen


mertebede geçirimsizliği sağlamak amacıyla enjeksiyon işleminde nüfuz kabiliyeti fazla olan
düşük viskozite ve kohezyonlu karışımlar ile yüksek basınç tekniği kullanılmıştır. Tüm yüksek
alış yapan yerlerde ve karstik zonlarda, 0,75 m aralıklı beşincil (B) kuyular açılmıştır.

Çizelge 3. Ana Baraj Enjeksiyon Perdesi Alışları


Ana Baraj Enj. T. Delgi T. Alış Ortalama Alış
Perdesi (m) (kg) (kg/m)
Enjeksiyon Panelleri 741 921 120 458 025 162,4
Bağlantı Kuyuları 37 470 3 788 243 101,1
Konsolidasyon Kuyu. 61 636 35 871 711 582,0
G. Toplam 841 027 160 117 979 190,4

Çizelge 4. Berke Dağı Enjeksiyon Perdesi: Kuyu Serilerinin Alışları (Bağlantı Kuyuları Bariç)
Alış (kg/m)
Galeri Birincil İkincil Üçüncül Dördüncül Beşincil Kontrol Ortalama
(P) (S) (T) (Q) (B) (K) Alış
RB 175 1242 249 129 79 52 30 203
RB 215 247 166 71 37 27 33 73

7-94
RB 255 163 128 59 29 13 85 62
RB 295 770 267 215 102 22 11 177
RB 346 2891 1456 633 111 24 63 620

Çizelge 5. Berke Dağı Bloklu zon: Üç Sıralı Kuyu Serilerinin Alışları


Alış (kg/m)
Galeri Birincil İkincil Üçüncül Dördüncül Beşincil Kontrol Ortalama
(P) (S) (T) (Q) (B) (K) Alış
Mansap (D) 1889 589 264 124 69 23 437
Orta (C) 49 50 42 28 21 25 31
Memba (U) 67 75 97 59 52 - 70

5.2. Kontrol Kuyuları Geçirimlilik Testleri

Nehir kenarı eğik panellerde yapılan kümülatif değerlendirme sonucunda geçirimlilik


testlerinin % 91’nin 0-1 LU = 1.17x10-7 m/s, Berke düşey panellerinde ise geçirimlilik
testlerinin % 96’sının 5 LU = 6.62x10-7 m/s olduğu saptanmıştır.

Çizelge 6. Kontrol Kuyuları Kümülatif Lugeon Değerleri (LU)


Orta Geçirimli Çok
Toplam Geçirimsiz Az Geçirimli Geçirimli 10-25 LU Geçirimli
Perde Test 0-1 LU 1-5 LU 5-10 LU  25 LU
Sayısı Adet % Adet % Adet % Adet % Adet %
Nehir Ken. 1593 1452 91,1 132 8,3 5 0,32 1 0,09 3 0,19
Berke Dağı 2757 1848 66,9 790 28.6 86 3,1 29 1,0 4 0,.4
Toplam 4350 3300 76,0 922 21,2 91 2,1 30 0,03 7 0,67

5.3. Baraj Piyezometre Sistemi Ölçüm Değerlendirmesi

Ana baraj piyezometre sistemi, enjeksiyon perdesinin memba ve mansabına eğimli, 0-


50-100-185-260 ve 295 kotlarında düzenlenmiş 212 adet açık borulu/basınç hücreli
piyezometrelerden oluşmaktadır.

Erozyona uğrayabilme niteliğindeki killi-siltli-kumlu matriksi içeren, Berke dağı üç


sıralı enjeksiyon perdesinde, mansap-memba ölçümleri arasındaki fark yaklaşık 150 - 200 m ;
tek sıralı perdedeki fark 50/75 – 100 m dolayındadır. Nehir kenarı panellerde bu fark ortalama

7-95
40-145 m arasında değişmektedir. Piyezometrelerde mansap-memba düşü değişimlerinde,
hidrolik eğimlerde normal olmayan gidişler gözlemlenmemiştir.

Enjeksiyon işleminin devamı sürecinde toplam 124 944 m3 katı madde enjeksiyonu ile
özellikle Berke dağında, çok sayıda aktif karst kanalı doldurulmuştur. Kayacın kendi
bünyesinde farklı hidrolik iletkenliğe sahip kompartımanları ihtiva etmesi ve enjeksiyonla
karstik kanal ağının yersel değişikliğe uğraması sonucu, perde mansabında, üst üste gelen
yeraltı suyu dolaşım yollarını içeren basamaklı bir sistem oluşmuştur.

5.4. RB 175 Drenaj Galerisi Debi Ölçümleri

Ana baraj drenaj perdesi, her iki sahilde 150, 175, 215, 255, 295 kotlarındaki
galerilerden delinen toplam 33429 m uzunluğundaki delgilerden oluşmaktadır. Drenaj
perdesinin etkinliği 346 – 75 m kotları arasındaki bir alanı kapsamaktadır.

Ocak 2001 - Mart 2003 tarihleri arasında rezervuardaki göl seviyesi 331-344 m
arasında değişirken (22 ay) enjeksiyon perdesi rezervuarın yüksek hidrostatik basıncına maruz
kalmıştır. Bu süre içerisinde RB 175 Dr. Galerisi debilerinde, mertebesi: 475 L/sn ile 190 L/sn
arasında değişen dalgalanmalar saptanmıştır.. Bu durum, dalgalanmalarındaki asıl nedenin
yağışlara bağımlı olarak galerideki drenaj sistemine intikal eden yeraltı suyundaki artış olarak
değerlendirilmiştir.

5.5. Enjeksiyon Perdesindeki Kaçak Miktarı

Enjeksiyon perdesinin sol sahil piyezometre ölçümleri ve T3 kret ulaşım tünelinde


perde mansabındaki T3/P4 kuyusundan 2002 yılında yapılan son izleme deneyi, membada
geçirimsiz litolojilere bağlanan perdeden kayda değer bir kaçak olmadığını göstermektedir.
Sağ sahil askıdaki düşey enjeksiyon perdesinin memba piyezometre kuyusundan yapılan
izleme deneyi (DSİ 2002) sonucu mansap kaynakları ve RB 175 Dr. Galerisine doğru askıdaki
enjeksiyon perdesinin altından bir kaçağın varlığı saptanmıştır.

Berke Barajı “Uzmanlar Heyeti” tarafından askıdaki Berke Dağı 175 kotu panelleri için
bazı kabuller çerçevesinde oluşacak kaçak miktarı 1700 L/sn olarak tahmin edilmiştir. Berke
Barajında su tutulmasından sonra, mansap kaynakları, RB 175 Drenaj Galerisi toplam debi
ölçümleri ve yağış-kaynak ilişkisi ile ilgili hesaplamalar sonucu bulunan yaklaşık 500 L/sn’lik
olasılıklı toplam su kaybı (tüm perdeden), öngörülen miktarın yalnız % 30’una karşıt
gelmektedir.

6. SONUÇLAR: BERKE BARAJI ENJEKSİYON PERDESİ PERFORMANSI

7-96
 Perde Geometrisi: Havuz biçimindeki nehir kenarı panellerinin membadaki
geçirimsiz killi birimlere bağlanması, sağ sahil askıdaki düşey perdenin sorunlu
bölümünün tabanda -50 kotuna inmesi ve perdenin Ilıca fayı sonrası yanal olarak
laminalı kiraçtaşında nihayetlenmesi şeklinde belirlenmiştir.

 Enjeksiyon Yöntemi: Yöntemin saptanması için 346 kotundaki galeride (5) adet, silt
– kil matriksli bloklu zonu içeren 255 kotundaki galeride (4) adet yüksek basınçlı (50
- 70 bar) ve 70 - 150 bar hidrolik kırılmalı enjeksiyon test panelleri yapılmıştır.

 Delgi Örneği: 12 m aralıklı birincil kuyulurdan oluşan anolarda, dördüncül


kuyuların aralığı 1,5 m’ dir. Yüksek alışlı kademeler ve karst zonları 0,75 m aralıklı
kuyular ile ve siltli – killi matriksli bloklu zon ikisi çapraz eğimli üç sıralı perde ile
enjekte edilmiştir.

 Enjeksiyon Karışımları: Enjeksiyonda, özgül yüzeyi 5500 -6500 cm2/g olan ince
taneli çimento ile viskoziteyi düşüren kimyasal katkı içeren, nüfuz kabiliyeti yüksek
duraylı karışımlar kullanılmıştır.

 Enjeksiyon Basınçları: Nehir kenarındaki eğik perdenin 175 kotu üst panellerinde
30 bar, alt panelinde 50 bar, düşey perdenin 346 panelinde 40 bar ve diğer
panellerinde 60 bar mertebesinde yüksek refü basıncı uygulanmıştır.

 Kuyu Serisi Alışlarındaki Azalım: Enjeksiyon panellerinin tümünde, 12 m aralıklı


birincil (P) kuyu serisi alışlarından 1,5 m aralıklı dördüncül (Q) kuyu serisi alışlarına
doğru çok belirgin bir azalım görülmektedir.

 Kontrol Kuyularındaki Geçirimlilik Testleri: Baraj yakını kontrol kuyularında


yapılan Lugeon BST’nin %91’ inde kümülatif değer olarak 0-1 LU, düşey rezervuar
perdesindeki testlerin % 67’ sinde 0-1 LU ve % 29’ unda 1-5 LU mertebesinde
geçirimlilik değerleri elde edilmiştir.

KAYNAKLAR

Altuğ, S., Satıcıoğlu, Z., 2000, Berke Arch Dam, Turkey: Hydrogeology, Karstification and
Treatment of Limestone Foundation, Present State and Future Trends of Karst Studies,

7-97
6th International Karts Symposium and Field Seminar, Marmaris,Turkey, IHP-V,
Technical Documents in Hydrology No. 49. vol. 1. p.p 315-323

Altuğ, S.,2001 Berke, Sır and Oymapınar Arch Dams, Turkey: Application in Main Dam
Grout Curtains, Proceedings 4th International Symposium on Eastern Mediterranean
Geology, Isparta-Turkey, Engineering Geology, pp 329-344

Altuğ, S.,2001,Enjeksiyon Ana Prensipleri – Baraj Yeri Uuygulamaları, Barajların Beton ve


Enjeksiyonunda Kimyasal Katkı Kullanımı Semineri, Deriner Barajı, Artvin

Altuğ, S., Satıcıoğlu, Z., 2002, Berke Barajı ve HES - Enjeksiyon - Hidrojeoloji Sonuç
Raporu, 2 cilt, Çukurova Elektrik A.Ş, Berke Barajı

Altuğ, S., Satıcıoğlu, Z., Vauloup, L.,2002, Berke Arch Dam: Performance of Grout Curtain
Executed on Karstic Limestone Foundation, Proceeding, Hydro 2002, Development,
Management, Performance, Kiriş / Turkey, pp 315-324

Altuğ, S.,2003, Berke Barajı ve HES, Mansap Kaynakları Hidrojeolojisi ve Enjeksiyon


Perdesi Performansı Sonuç Raporu, Çukurova Elektrik A.Ş., Berke Barajı

Arpat, E., 1998, Berke Barajı Yöresinin Jeololisi, Çukurova Elektrik A.Ş., Adana

Coyne et Bellier - Aknil, 2001, Berke Dam & HEPP, Final Project Report, 2 vol., Çukurova
Elektrik A.Ş., Adana, Turkey

DSİ, 2003, Berke Barajı İzleme Deneyi Raporu, Ankara

7-98
7-99
BETON KEMER BARAJLARDA GÖVDE YAMAÇ STABİLİTESİ İÇİN
YAPILAN JEOLOJİK- JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR, ERMENEK
BARAJI VE HES ÖRNEĞİ
Ayhan Koçbay, Kemal Karakuş, Gerald Zenz, Johannes Linortner
DSİ Genel Müd., Jeoteknik Hizmetleri ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı, DSİ Genel Müd.,
Jeoteknik Hizmetleri ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı, DSİ Genel Müd., Jeoteknik
Hizmetleri ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı, DSİ Genel Müd., Jeoteknik Hizmetleri ve
Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı

ÖZET
Barajın geometrisinin belirlenmesinde, baraj yerindeki jeolojik durum, topoğrafya,
baraj aksındaki vadi şekli, süreksizlikler ve kaya parametreleri çok önemlidir. Beton barajlar,
tasarım yüklerine karşı denge durumlarını geometrileri, ağırlıkları ve malzeme dayanımları ile
sağlayan barajlar olup ağırlık ve kemer (silindirik veya çift eğrilikli) tipi olmak üzere iki gruba
ayrılır. Çift eğrilikli kemer barajlar sahip oldukları çift yöndeki kemer etkisinden dolayı daha
ince beton kesitine sahip olurlar. Bu da sahip oldukları taşıyıcı sistemin özelliği sayesinde
beton hacminde önemli miktarda ekonomi sağlarlar. Kemer barajlar yükleri, büyük oranda
kemerlenme etkisi ile vadi tabanında anakayaya ileterek taşır. Bu nedenle bu tip barajlarda
yamaç geometrisi ve jeolojik birimin özellikleri büyük önem taşımaktadır.

Bu çalışmada, çift eğrilikli kemer beton baraj tipinde inşa edilen Türkiye’nin
ikinci en yüksek barajı Ermenek Barajı’nda, gövde duraylılığı ile ilgili jeolojik, jeoteknik
çalışmalar ele alınmıştır. Baraj gövdesi Üst Kretase yaşlı ofiyolitik melanj içerisinde yer alan
kırıklı, çatlaklı ve yer yer karstik özellikli allokton kireçtaşı birimi üzerinde inşa edilmiştir.
Tabanda dere içerisinde yaklaşık 4-5 m kalınlığındaki alüvyon kaldırılmış ve anakaya olan
kireçtaşında da 8 m kazı yapılmıştır. Kireçtaşları allokton özelliğinden dolayı yerleşim
sırasında çok farklı basınç etkisinde kalmış olup çok farklı yönlerde ve büyüklüklerde
süreksizlikler meydana gelmiştir. Ermenek Barajı inşaat çalışmalarına başlandığı dönemde
proje firması tarafından ayrıntılı “Nihai Gövde Tasarımı” yapılmıştır. Bu tasarımda baraj genel
planı, şev kazıları, ana kayanın jeolojik- jeoteknik özellikleri, şev temas ve sınır koşulları
çalışılmıştır. Uygulama sırasında kireçtaşlarında yapılan şev kazıları ile birlikte karşılaşılan
jeolojik duruma bağlı olarak bu tasarımın ve özellikle şev duraylılık analizlerinin kontrol
edilmesi ve yenilenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bu kapsamda arazi ve laboratuvar
çalışmalarını kapsayan ilave bir jeoteknik çalışma yapılarak baraj yamaç stabilitesi detay

7-100
tasarımı raporu hazırlanmıştır. Yapılan duraylılık analizlerinde kslope programı kullanılmış
olup ankrajsız ve ankrajlı durum için emniyet katsayıları hesaplanmıştır. Bu katsayıların
ankrajsız durumda çoğunlukla sınır değer olarak kabul edilen 1,3’ten küçük çıktığı
hesaplanmıştır. Buna göre; öngermeli ankrajların uygulanmasına ve kazı sırasında patlatmaya
bağlı olarak oluşacak süreksizliklerde iyileştirmeler yapılmasına karar verilmiştir.

1. GİRİŞ

Ermenek Barajı gövde tasarımı ile ilgili olarak öncelikle E/E/VP/08/RS/0001-Baraj


Yapısal Analizi Raporu hazırlanmıştır. Bu rapor kapsamında barajın genel planı, şev kazıları
ve geometrisi, sınır koşulları, ana kaya ve betona ait malzeme parametreleri vb yer
tanımlanarak modelleme çalışmaları yapılmıştır.
Uygulamada gövde kazısına başlandığında ise arazide nehir seviyesinden (505 m kotu)
gövde üst kotuna (700 kotu) kadar yeni jeolojik gözlemlere, yamaçlardaki enjeksiyon
galerilerinden, yapılan ilave karotlu sondaj kuyularından ve plaka yüklenme deneylerinden
elde edilen verilere göre kazı-duraylılık analizleri tekrar yapılmış ve E/E/VP/08/RS/0004 nolu
Baraj Mesnet Stabilitesi -Jeolojik ve Jeoteknik İncelemeler Raporu hazırlanmıştır.
Bu rapordaki veriler ve yapılan sondajlar ile deneylerden elde edilen son veriler
kullanılarak ise yamaçlarda uygulanacak destek sistemlerine esas bilgilerin yer aldığı
E/E/VP/08/RS/0005 nolu Baraj Mesnet Stabilitesi-Jeolojik ve Jeoteknik Bulgular Kazı-Kaya
Destek Raporu hazırlanmıştır. Bu çalışmada, yukarıda numaraları verilen raporlar kapsamında
yapılan çalışmalar kısaca verilmeye çalışılmıştır.
2. JEOLOJİK VE JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR

İnceleme alanında yaşlıdan gence doğru kiltaşı, silttaşı, kumtaşı ve kireçtaşından


oluşan Alt-Orta Triyas yaşlı Tahtacı formasyonu, kireçtaşı, kiltaşı ve silttaşından oluşan
Triyas yaşlı Ilısu formasyonu, marn ve kireçtaşından oluşan Jura yaşlı Çetince Kalesi
formasyonu, kireçtaşından oluşan Kretase yaşlı Nadire formasyonu, spilit, serpantin,
radyolarit ve kireçtaşı bloklarından oluşan Üst Kretase yaşlı ofiyolitik melanj, marn, kumtaşı
ve konglomeradan oluşan Üst Oligosen yaşlı Görmel formasyonu, marn ve killi kireçtaşından
oluşan Alt-Orta Miyosen yaşlı Ermenek formasyonu ve Kuvaterner yaşlı yamaç molozu ile
alüvyon yer almaktadır (Koçbay, 2006)(Şekil 1).
2.1. Eklem setleri

Sol ve sağ sahilde yer alan süreksizlikler benzer özelliklere ve yönelimlere sahip
olmakla birlikte hareket mekanizmaları farklı ve birbirlerinden bağımsız olacağı için ayrı ayrı

7-101
ele alınmışlardır. Nihai tasarım raporunda tanımlana eklem setleri Tablo 1 ve Şekil 2’de
verilmiştir. Başlıca 6 ana eklem seti tespit edilmiştir (Tablo 1 ve Şekil 2). Ancak bunlardan 1,
4 ve 5 çok benzer bir yönelime sahip olduğu için tek set olarak değerlendirilmiştir.

Şekil 1. Ermenek barajı proje yerleşimi ve bölgenin jeoloji haritası


Tablo 1: Nihai tasarıma göre önemli eklem setleri
Eklem seti no Dalım yönü Dalım açısı
(°) (°)
2 343 80
3 55 70
1-4-5 314 60
6 187 54

7-102
7-103
Şekil 2. Nihai tasarımdaki sol ve sağ yamaçların süreksizlik yönelimi ve blok modelinde
kullanılan ana eklemler

7-104
Ayrıca jeolojik modeli daha iyi tanımlayabilmek için planlama aşamasında açılan
galeriler ile uygulama aşamasında açılmış galeriler, sondajlar ve yapılan yüzey kazılarından
elde edilen veriler de kullanılmıştır. Sağ ve sol sahilde elde edilen başlıca süreksizliklerin
numaraları, dalım yönleri, dalım açıları, sürtünme açıları ile yerleri Tablo 2 ve Tablo 3’de
verilmiştir.
Tablo 2. Stabilite hesaplarında blok model için kullanılan sol sahil ana eklemleri
Eklem Blok Dalım Dalım Sürtünme Doğada Gözlenen
sistemi model için yönü açısı açısı [°]
x y z Yer Galeri
eklem [°] [°]
no
numarası
J2 L-J 2a 345 85 35 497165 4048828 665 D/S G5
J2 L-J 2b 345 88 35 497169 4048810 665 D/S G5
J3 L-J 3a 80 90 35 497169 4048830 665 D/S GL2, G5
J3 L-J 3b 75 90 35 497142 4048818 665 D/S G5
J3 L-J 3c 70 90 35 497120 4048788 630 U/S G3
J6 L-J 6 220 80 35 497176 4048821 630 D/S G3
L-J 7 220 45 35 497179 4048823 630 D/S G3
L-J 8 205 88 35 497164 4048854 630 D/S GL 2,3,4
L-J 9 34 70 35 497103 4048782 630 U/S G3
Tablo 3. Stabilite hesaplarında blok model için kullanılan sağ sahil ana eklemleri
Eklem Blok Dalım Dalım Sürtünme Doğada Gözlenen
sistemi model için yönü açısı açısı
x y z Yer Galeri no
eklem [°] [°] [°]
numarası
J 3.2 R-J 3a 64 90 35 497182 4048756 630 D/S G2
J 3.2 R-J 3b 55 85 35 497191 4048764 630 D/S G2
J 3.2 R-J 3c 70 70 35 497119 4048723 630 U/S G2
J 3.2 R-J 3d 68 90 35 497207 4048775 565 D/S G4
R-J 5a 285 65 35 497200 4048738 700 D/S 700 m
R-J 5b 285 70 35 497174 4048727 700 D/S 700 m
J 2 (1) R-J 5c 320 75 35 497195 4048742 700 D/S 700
J 5 2 (2) R-J 5d 335 40 35 497199 4048731 565 D/S G4
R-J 5e 354 68 35 497182 4048756 630 D/S G2
J 2 (1) R-J 5f 320 60 35 497138 4048740 630 U/S G2
R-J 5g 320 80 35 497167 4048712 630 D/S U/S G2 700 m
J 5 2 (1) R-J 5h 340 40 35 497164 4049752 640 D/S U/S Vadi
R-J 10 25 60 35 497135 4048731 630 U/S G2 700

7-105
Süreksizliklerin pürüzlülüğü, hareket mekanizması bakımından önemlidir.
Süreksizliklerin kesme mukavemeti oranını ve normal gerilme değerini hesaplamak için
Barton (1973) ve ISRM (2007) kullanılmış olup bunun için JRC (pürüzlülük katsayısı) değeri
belirlenmiştir.

2.2. Sondaj Çalışmaları

Baraj kazısı esnasında sağ sahilde 700 m kotunda toplam 10 adet araştırma sondajı
açılmıştır (Şekil 3 ve Tablo 4). Bunlardan eğimli açılan özelikle SKR 1, SKR 2 VE SKR 3 en
yoğun ve riskli eklem seti olan 320/80 (R-J 5c, R-J5f ve RJ5g) ile derinlerde olan ilişkiyi
ortaya koyması bakımından önemli olmuştur. Ayrıca, daha önce açılmış olan SK 313 (derinlik
482 m) numaralı kuyuya ait verilerde kullanılmıştır.

Şekil 3. Sondaj yerlerini gösteren harita

7-106
Tablo 4. Sağ sahilde açılan sondajların listesi
Sondaj Kuyu Yön Eğim Derinlik
No
(°) (°) (m)

SKR 1 135 80 62,5

SKR 2 135 45 62,5

SKR 3 315 83 75,0

SKR 4 000 90 66,0

SKR 5 002 57 42,25

SKR 6 007 65 42,50

SKR 7 097 45 52,5

SKR 8 093 20 36,0

SKR 9 073 28 27,5

SKR 10 000 90 56,5

Sol sahilde ise 700-715 m kotundan GSK 1, GSK 2 ve GSK 3 nolu kuyular ile GL 2 numaralı
galeriden baraj temel altına doğru 3 adet kuyu açılmış ve süreksizliklerin devamlılıkları
kontrol edilmiştir.

2.3. Arazi Deneyleri

Baraj yerinde nihai tasarım aşamasında açılmış olan galerilerde plaka yükleme
deneyleri yapılmıştır. Bu çalışmalarda elde edilen veriler Tablo 5 de verilmiştir.

Elde edilen değerler kaya kütlesinin genel olarak yüksek dayanımlı ve iyi kaliteli olduğunu
göstermektedir. En küçük değer 7,14 GPa ile sağ sahilde boğazdan 122 m içeride F2 fay
zonuna yakın kesimde elde edilmiş olup normal olarak kabul edilebilir.

Uygulama aşamasında da sağ sahilde GR3, GR4, sol sahilde GL2 ve GL4 enjeksiyon
galerilerinde plaka yükleme deneyleri yapılmıştır. Buna göre; GL2 galerisinde 12,5-20,7 GPa,
GL4 galerisinde 14,1 GPa, GR3 galerisinde 10,8-16,4 GPa ve GR4 galerisinde 17,4 GPa
değerleri elde dilmiştir. Bu değerlere göre, sağ sahil için ortalama 19,7 GPa ve sol sahil için
ortalama 13,3 GPa değeri alınmıştır.

Tablo 5. Yatay yönde ölçülen nihai tasarım plaka yükleme deney sonuçları
7-107
Yeri Galeri no Girişten Deformasyon Elastisite Elastisite
mesafe modülü modülü modülü
(m) Γ (GPa) (tanjant) (sekant)
Et (GPa) Es (GPa)
G2 38,00 17,69 23,14 22,36
G2 52,00 16,84 22,64 19,86
GALERİLERİ

G2 64,00 6,52 14,07 10,47


SAĞ SAHİL

G2 107,50 14,84 20,44 17,64


G2 122,50 4,16 9,30 7,14
G4 14,80 22,31 34,06 33,03
G4 49,50 23,05 28,34 28,86
G4 70,05 22,87 37,28 45,68
Ortalama 16,03 23,66 23,13
G3 33,00 11,19 18,91 17,14
GALERİLERİ

G3 42,75 11,28 19,83 13,10


SOL SAHİL

G3 59,50 19,01 28,51 19,82


G5 20,40 10,51 19,14 18,32
G5 46,00 18,49 26,25 27,01
G5 67,00 10,13 24,93 22,34
Ortalama 13,43 22,93 19,62
2.4. Laboratuvar Çalışmaları

Sağ ve sol sahilde yapılan sondajlardan laboratuvar deneyleri için karot örnekleri
alınmıştır. Bu örnekler üzerinde tek eksenli ve üç eksenli basınç dayanımı, Brezilyan çekme
deneyleri ile pürüzlülüğe yönelik olarak kesme kutusu deneyleri yapılmıştır (Şekil 4).

Şekil 4. Kesme kutusu deney sonuçlarının analizi

Lineer regresyonla, en yüksek korelasyon katsayısının  = 37° ve c = 0,20 MPa için


elde edildiği belirlenmiştir.

7-108
Kayanın tek eksenli basınç mukavemeti sağ sahilden alınan örneklerde ortalama
126,5MPa ve sağ sahilden alınan örneklerde ortalama 76 MPa, üç eksenli basınç dayanımı
deneylerinden kohezyon değeri 10,4 MPa ve Brezilya testlerinin sonuçlarına göre çekme
mukavemeti 9,4 MPa olarak elde dilmiştir.

3. MODELLEME ÇALIŞMALARI

Baraj yamaç duraylılığı modelleme çalışmalarında temsilci eklem setleri


kullanılmıştır. Bu eklem setleri çok detaylı olarak incelenmiş ve elde edilen veriler ile baraj
yapısal analiz raporunda (E/E/VP/08/RS/0001) öngörülen model karşılaştırılmıştır. Her iki
çalışma arasında küçük farklılıklar olduğu tespit edilmiş ve nihai tasarımda buna göre küçük
düzeltme ve düzenlemeler yapılmıştır. Jeolojik modele dayanarak temsilci bloklar
tanımlanmış ve blokların stabilitesi sol ve sağ yamaç için ayrı ayrı araştırılmıştır.

Aşağıda Şekil 5 ve Şekil 6’da, arazide yüzeyden, galerilerden ve sondajlardan ölçülen


önemli süreksizlikler kullanılarak oluşturulan sağ ve sol sahil 3D sanal modelleri verilmiştir.

Şekil 5. Sol sahil 3D sanal jeolojik modeli

7-109
Şekil 6. Sağ sahil 3D sanal jeolojik modeli

Uygulaması sırasında ise jeolojik bulguları her kazı adımından sonra tekrara kontrol
edilmiş ve mevcut jeolojik model ile karşılaştırılarak gerekmesi durumunda revizeler
yapılmıştır. Kazının tamamlanmasından sonra ise sonuçta oluşan jeolojik modelin yardımı ile
baraj duraylılık analizi, kaya deformasyon davranışı ve belirli eklem setleri ile yeniden
hesaplanmıştır. Buna bağlı olarak, drenaj ve enjeksiyon delgileri ile barajın belirli
bölümlerine yerleştirilecek olan ölçüm aletlerinin yerleri ve pozisyonları belirlenmiştir.

4. ŞEV DURAYLILIĞI

Baraj yeri için yapılan şev duraylılığı analizlerinde yukarıda özetleri verilen arazi ve
laboratuvar çalışmaları yapılarak çok sayıda ve değişik içerikte veriler elde edilmiştir. Bu
veriler kullanılarak öncelikle doğal durum için, daha sonra bu çalışmada detayları verilen kazı
sırası ve sonrası durum için ve son olarak inşaat sonrası su tutulmasıyla beraber oluşacak
reaksiyon kuvvetleri için şev duraylılık analizleri yapılmıştır.

Stabilite analizleri blok teorisine dayanmaktadır (Goodman ve Shi, 1985). Blok


teorisinin temel kavramı, kaya kütlesini bir süreksizlikler ağı ile farklı bloklara bölmektir.
Modelde bloklar için üç farklı kategoriye ayrılmıştır.

7-110
Kategori I; desteksiz olarak dengesizdir.
Kategori II; hareket edebilecek potansiyel kamalardır, fakat sürtünme direnci kayma
yüzeyinde yeterli olduğunda stabildirler.
Kategori III; yüzeyinde sürtünme olmaksızın bile stabil kalma eğilimindedir.
Analizde hemen hareket edecek pozisyondaki bloklar kamalar olarak belirtilir. Tanım olarak,
bir kama sonlu, taşınabilir ve potansiyel olarak dengesizdir. Kamalar diğer blokların hareket
etmesini önler. Sonlu bir blok, kazı ile ilgili olarak iç çatlama meydan gelmediği sürece hiçbir
risk taşımaz. Blok teorisinin temel varsayımları ise aşağıda özetlenmiştir.
- Eklem yüzeyleri düzlemseldir,
- Eklem yüzeyleri blok boyunca uzanır,
- Analizlerde yeni hiçbir çatlama olacağı dikkate alınmaz, bütün bloklar tek parçadır,
- Eklem sistemleri tarafından tanımlanan bloklar serttir, blok deformasyonu ve
bozulma dikkate alınmaz,
- Bloklar üzerinde etkili olan bütün kuvvetlerin, bağlı bloğun ağırlık merkezinde etkili
olacağı düşünülür ve kuvvet momentleri dikkate alınmaz,
- Konik şekilli bloklar hareket etmez.
Modelde ve analizlerde vadinin sağ ve sol tarafları, Ermenek Nehrinin akış yönüne
göre adlandırılmıştır. Bütün analizler, vadinin sağ ve sol tarafları için ayrı ayrı yapılmıştır.
Ayrıca sahiller kendi içlerinde de nehrin memba (U/S) ve mansap (D/S) tarafları olarak ikiye
bölünmüştür.
Stabilite analizleri için “kbSlope” adlı program kullanılmıştır. kbSlope, kama
analizleri için, PanTechnica firmasının PT Computational Workshop 1.0 versiyonunda modül
olarak gömülü ticari bir programdır. Program, bir kazı yüzeyi için verilen bir eklem setinin
bütün olası eklem piramitlerini hesaplar. Her eklem piramidi için, blok tipi, onun kayma
modu ve stabilitesi değerlendirilir. Blok üzerinde etkili olan bileşke kuvvetin pozisyonu
gerekli sürtünme açısını ve ilgili kayma modunu belirtir. Eğer, hiçbiri bir ek kuvvet dikkate
alınmamışsa, bileşke kuvvet (sadece yerçekimi yükü altında) dairenin merkezinde çizilir.
4.1. Sol Sahil Şev Analizleri
Sol sahil şev analizlerinde gövde yerleşimine göre memba ve mansap blokları ayrı ayrı
çalışılmıştır. Sol sahilde 1 adeti membada ve 5 adeti mansapta olmak üzere başlıca 6 adet blok
tanımlanmıştır. Stabilite analizlerinde c= 0 ve =350 için olduğu en kötü şartlar dikkate
alınmıştır.
Memba için en kritik bloğun G1 olduğu belirlenmiştir (Şekil 7 ve Şekil 8). G1'in
toplam hacmi yaklaşık 44.000m³ 'tür. Stabilite için gerekli sürtünme açısının 48° civarında

7-111
olduğu belirlenmiştir. Kayma modu, iki yüzeyde (L-J2b L-J9) kaymadır. Blok G1, jeolojik
modelde diğer eklemler L-J3c, L-J7 ve L-J3b tarafından içinden kesilmektedir.

Şekil 7. Süreksizlik düzlemleri ve sol sahil memba için potansiyel blok

Şekil 8. G1 bloğunun önden arkadan görünüşü ve stabilite çizimi

7-112
Mansap için başlıca 5 blok (G2, G3, G4, G5 ve G6) tanımlanmıştır (Şekil 9). Her
blok için ayrı ayrı hesaplama yapılmıştır. Bu hesaplamanın tamamı Tablo 6’da verilmiştir.

Şekil 9. Süreksizlik düzlemleri ve sol sahil mansap için potansiyel bloklar

7-113
Tablo 6. Sol sahil potansiyel bloklar için elde edilen değerlerin özet tablosu
Blok no Yeri Hacmi Eklem Kayma Gerekli içsel Gerekli
(m3) setleri modu sürtünme açısı kohezyon
(0) (MPa)
c= 0 MPa için =350 için
G1 Memba 44000 LJ2b-LJ9 Çift 47,8 0,024
G2 Mansap 4000 LJ2b-LJ7 Tek (LJ7) 45,0 0,032
G3 Mansap 43000 LJ2a-LJ7 Tek (LJ7) 45,0 0,051
G4 Mansap 150000 LJ3a-LJ7 Çift 19,3 0,000
G5 Mansap 300000 LJ3b-LJ7 Çift 16,5 0,000
G6 Mansap 16000 LJ3a-LJ6 Çift 53,8 0,017

Kazı aşamasında; G1, G2, G3 ve G6 blokları için teorik stabilite gereksinimleri için
kohezyon dikkate alınmadan temel varsayım olan =35° 'yi aşmaktadır. Dolayısıyla bu
blokların destekleme yapılmadığı taktirde hareket etme ihtimalleri olduğu belirlenmiştir.

7-114
4.2. Sağ Sahil Şev Analizleri
Sağ sahil şev analizlerinde gövde yerleşimine göre memba ve mansap blokları ayrı
ayrı çalışılmıştır (Şekil 10 ve Şekil 11). Sağ sahilde 20 adet blok tanımlanmış ancak hareket
etme ihtimali olan 15 blok için hesaplamalar yapılmıştır.

Şekil 10. Süreksizlik düzlemleri ve sağ sahil memba için potansiyel bloklar

7-115
Şekil 11. Süreksizlik düzlemleri ve sağ sahil mansap için potansiyel bloklar

7-116
Tablo 7. Sağ sahil potansiyel bloklar için elde edilen değerlerin özet tablosu
Blok no Yeri Hacmi Eklem setleri Kayma Gerekli içsel Gerekli
(m3) modu sürtünme kohezyon
açısı (0) (MPa)
c= 0 MPa için =350 için
G11 Memba 1200 R-J5e Tek 61,2 0,008
G11 Memba 95000 R-J5b - R-J10 Çift 44,4 0,039
G12 Memba 230000 R-J5b - R-J3c Çift 20,1 0,000
G13 Memba 68000 R-J5f - R-J10 Çift 52,3 0,061
G14 Memba 87000 R-J5f - R-J3c Çift 39,2 0,017
G15 Memba 76000 R-J5c - R-J10 Çift 59,4 0,081
G16 Memba 118000 R-J5b - R-J3c Çift 48,6 0,052
G17 Memba 10000 R-J5b - R-J5c Tek (R-J5c) 75,0 0,035
G20 Mansap 8500 R-J5c Tek 68,0 0,029
R-J3a- R-J3d-
G21 Mansap 405000 Tek (R-J5d) 40,0 0,119
R-J5d
G22 Mansap 1700 R-J5a - R-J5e Çift 58,3 0,016
G23 Mansap 39000 R-J3d - R-J5e Çift 61,4 0,060
G24 Mansap 146000 R-J5g - R-J5e Tek (R-J5e) 68,0 0,309
R-J3d - R-J5e, Çift (R-J5h-
G25 Mansap 29500 39,4 0,024
R-J5g - R-J5h R-J3d)
G26 Mansap 8300 R-J5e - R-J3d Çift 61,4 0,032

Kazı aşamasında; G10, G11, G13, G17, G20 ve G26 blokları için teorik stabilite
gereksinimleri için kohezyon dikkate alınmadan temel varsayım olan =35° 'yi aşmaktadır.
Dolayısıyla bu blokların destekleme yapılmadığı taktirde hareket etme ihtimalleri olduğu
belirlenmiştir.

5. ANKRAJ HESAPLARI ve DİZAYN ÇALIŞMALARI

Arazi ve laboratuvar çalışmaları sonucunda elde edilen bütün veriler değerlendirilmiş


ve yukarıda özeti verilen stabilite çalışmaları sonucunda ankrajsız ve ankrajlı olarak emniyet
katsayıları elde edilmiştir.

Hesaplamalarda sağlam kaya için; E= 70 GPa,  = 58°, c = 6 MPa ve c= 100 MPa
değerleri elde edilmiştir. Ancak EK= 4 alınarak analizlerde; E = 17 GPa,  = 45°, c = 1,5
MPa ve c= 25 MPa değerleri, süreksizlikler için ise;  = 37° ve c = 0,2 MPa değerleri
kullanılmıştır. Örneğin;

Sağ sahil için mansap için;

7-117
- Ankrajsız ve kohezyonsuz EK=0,58
- Ankrajlı, kohezyonsuz EK=1,22
- Ankrajlı ve kohezyonlu EK=1,40

Sal sahil memba için;


- Ankrajsız ve kohezyonsuz EK=0,87
- Ankrajlı, kohezyonsuz EK=1,28
- Ankrajlı ve kohezyonlu EK=1,98 değerleri hesaplanmıştır.

Bu değerlere göre, kazıya paralele olarak ankrajlar ile desteklemenin yapılması


gerektiği sonucuna varılmıştır. Yapılan ankrajların kotları, adetleri ve derinlikleri aşağıdaki
tabloda verilmiştir.

Tablo 8. Ankrajlarla ilgili genel bilgiler


Kot Adet Uzunluk
(m) (m)
Sağ sahil
695 1 30
695 2 35
690 6 40
690 2 35
685 3 35
680 6 42
680 2 40
675 3 35
670 4 42
670 2 38
670 2 35
665 3 40
660 2 42
660 3 40
660 3 35
655 1 40
655 1 35
655 1 30
650 1 42
650 5 35
650 2 30
645 3 30
640 4 40
640 4 35
635 3 30
630 2 40
630 3 35

7-118
630 2 25
630 1 20
625 3 30
620 3 35
620 3 30
Toplam 86 3097
Sol Sahil
680
670
670
670
660
660
660
650
650
640
640
630
630
630
Toplam 30 1094
GENEL 116 4191
TOPLAM

Bununla birlikte sağ ve sol sahilde ki gerçek deformasyon değerleri kurulan ölçüm
aletleri yardımlarıyla kazı esnasında ve yapılacak ön germeli ankrajlar sonrasında ölçülmesine
karar verilmiştir.

5. SONUÇLAR
- Barajın geometrisinin belirlenmesinde, baraj yerindeki jeolojik durum, topoğrafya, baraj
aksındaki vadi şekli, süreksizlikler ve kaya parametreleri çok önemlidir.
- Kemer barajlar yükleri, büyük oranda kemerlenme etkisi ile vadi tabanında anakayaya
ileterek taşır. Bu nedenle bu tip barajlarda yamaç geometrisi ve jeolojik birimin özellikleri
büyük önem taşımaktadır.
- Baraj gövdesi Üst Kretase yaşlı ofiyolitik melanj içerisinde yer alan allokton kireçtaşı birimi
üzerinde inşa edilmiştir. Tabanda dere içerisinde yaklaşık 4-5 m kalınlığındaki alüvyon
kaldırılmış ve anakaya olan kireçtaşında da 8 m kazı yapılmıştır.
- Gövde tasarımı, uygulamada gövde kazısına başladıktan sonra karşılaşılan duruma göre
yenilenmiştir. Bu kapsamda ilave sondaj, yerinde ve laboratuvar deneyleri yapılmıştır.

7-119
- Sol ve sağ sahilde yer alan süreksizlikler benzer özelliklere ve yönelimlere sahip olmakla
birlikte hareket mekanizmaları farklı ve birbirlerinden bağımsız olacağı için ayrı ayrı ele
alınmış ve başlıca 6 ana eklem seti tespit edilmiştir.
- Süreksizliklerin pürüzlülüğü hareket mekanizması tespit edilerek JRC (pürüzlülük katsayısı)
değeri ölçülmüştür.
- Baraj kazısı esnasında sağ sahilde 700 m kotunda toplam 10 adet, sol sahilde 3 adet
araştırma sondajı açılmış, ayrıca daha önce açılmış olan SK 313 numaralı kuyuya ait verilerde
kullanılmıştır.
- Sağ sahilde GR3, GR4, sol sahilde GL2 ve GL4 enjeksiyon galerilerinde plaka yükleme
deneyleri yapılmıştır. Buna göre; GL2 galerisinde 12,5-20,7 GPa, GL4 galerisinde 14,1 GPa,
GR3 galerisinde 10,8-16,4 GPa ve GR4 galerisinde 17,4 GPa değerleri elde dilmiştir. Bu
değerlere göre, sağ sahil için ortalama 19,7 GPa ve sol sahil için ortalama 13,3 GPa değeri
alınmıştır.
- Laboratuvarda tek eksenli ve üç eksenli basınç dayanımı, Brezilyan çekme deneyleri ile
pürüzlülüğe yönelik olarak kesme kutusu deneyleri yapılmıştır. Kayanın tek eksenli basınç
mukavemeti sağ sahilde ortalama 126,5MPa, sol sahilde ortalama 76 MPa, kohezyon değeri
10,4 MPa ve çekme mukavemeti 9,4 MPa olarak elde dilmiştir.
- Stabilite analizleri için PanTechnica firmasının “kbSlope” adlı program 1.0 versiyonu
kullanılmıştır.
- Modelleme çalışmalarında ana eklem setlerine ve jeolojik özelliklere bağlı temsilci bloklar
tanımlanarak çalışmalar sol ve sağ yamaç için ayrı ayrı yapılmıştır.
- Sol sahilde 1 adeti membada ve 5 adeti mansapta olmak üzere başlıca 6 adet blok
tanımlanmış ve tamamı için hesaplamalar yapılmıştır.
- Sağ sahilde 20 adet blok tanımlanmış ancak hareket etme ihtimali olan 15 blok için
hesaplamalar yapılmıştır.
- Arazi ve laboratuvar çalışmaları sonucunda elde edilen bütün veriler değerlendirilmiş ve
yukarıda özeti verilen stabilite çalışmaları sonucunda ankrajsız ve ankrajlı olarak emniyet
katsayıları elde edilmiştir. Hesaplamalarda sağlam kaya için; E= 70 GPa,  = 58°, c = 6 MPa
ve c= 100 MPa değerleri elde edilmiştir. Ancak EK= 4 alınarak analizlerde; E = 17 GPa,  =
45°, c = 1,5 MPa ve c= 25 MPa değerleri, süreksizlikler için ise;  = 37° ve c = 0,2 MPa
değerleri kullanılmıştır. Bu değerlere göre emniyet katsayılarının, bir çok blok için birden
küçük ve bire yakın çıktığı hesaplanmıştır. Buna göre, kazıya paralele olarak ankrajlar ile
desteklemenin yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

7-120
- Sağ sahilde 86 adet, sol sahilde 30 adet olmak üzere 116 adet toplam 4191 m ankraj
yapılmasına karar verilmiştir. Uygulama ise bunlardan bazıları iptal edilmiş ve 113 adet
ankraj uygulaması yapılmıştır.

6. KAYNAKLAR
- Barton, N, 1973, Review of a new shear strength criterion for rock joints, Engineering
Geology, 7, 287-332.
- Goodman, R.E. and Shi, G., 1985, Block theoryand its application to rock engineering, Englewood
Cliffs, NJ: Prentice-Hall, p. 338.
- Verbundplan, 2004, Baraj Yapısal Analizi Raporu (E/E/VP/08/RS/0001), Ankara.

- Verbundplan, 2004, Baraj Yamaç Stabilitesi -Jeolojik ve Jeoteknik Araştırma Raporu


(E/E/VP/08/RS/0004), Ankara.

- Verbundplan, 2004, Baraj Mesnet Stabilitesi, Jeolojik-Jeoteknik Bulgular, Kazı-Kaya


Destek Raporu (E/E/VP/08/RS/0005), Ankara.

- Koçbay, A., 2006. Jeoteknik Koşulların Tünel delme Makinesi (TBM) Performansına Etkisi,
Mühendislik jeolojisinde Çağdaş uygulamalar Sempozyumu, Denizli.
- ISRM, 2007, The Complete ISRM Suggested Methods for Rock Characterization, Testing
and Monitoring: 1974- 2006. R. Ulusay and J.A. Hudson (eds.), Suggested Methods prepared
by the Commission on Testing Methods, ISRM, Ankara, Türkiye, 628 p.

7-121
KİRAZLIK REGÜLATÖRÜ GEÇİRİMSİZLİĞİN SAĞLANMASI
Teoman Hızal
Su-Yapı Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş. Ankara, Türkiye

1. TEBLİĞ ÖZETİ

Kirazlık Regülatörü ve HES Tesisleri, Siirt’in Aydınlar (Tillo) ilçesinin 5.0 km


güneydoğusunda yer almaktadır. Dicle Nehrinin kolu olan Botan Çayı üzerinde öngörülen
tesisler enerji üretmek amacıyla tasarlanmış ve 2010~2013 yıllarında üç yılda inşa edilmiştir.
Kirazlık Regülatörü ve HES Tesisleri’nin 4 km membasında Alkumru Barajı ve HES Tesisleri
yer almaktadır. Kirazlık HES kuyruksuyu kotu 525.00 m olup bu kot aynı zamanda Ilısu
Barajı gölünün de normal-maksimum su kotudur. Üç büyük bir küçük üniteden oluşan
Kirazlık santralının toplam kurulu türbin gücü 3x14.6 MW dir.
Kirazlık Regülatörü yerinde yapılan temel araştırmalarına göre regülatör yerinde temel
kayasını Gercüş Formasyonu oluşturmaktadır. Gercüş Formasyonu genel olarak kırmızı renkli
olup ince-orta tabakalı jips, dolomit ve silttaşı-kumtaşı seviyeleri içeren kiltaşından meydana
gelmiştir.
Gercüş Formasyonunun üstünde alüvyon ve yamaç molozu yer almaktadır. Regülatör
yerinde yapılan deneylere göre Gercüş Formasyonu yer yer az geçirimli ve geçirimli seviyeler
içermekle birlikte genelde geçirimsiz özelliktedir.
Regülatör yerinde blok, kum ve çakıldan oluşan alüvyon 18 metre kalınlıkta olup; yarı
geçirimli- geçirimli özelliktedir.
Yamaç molozu, bloklu kil özelliğinde olup kalınlığı, 0-42 metre arasında
değişmektedir. Özellikle sağ sahilde sedde dolgularının altında bulunan yamaç molozu
kalınlığı 40 metre civarında olup yarı geçirimli – geçirimli özelliktedir.
Regülatör yerinde kesin proje aşamasında açılan sondaj kuyularında yapılan BST
(Basınçlı Su Deneyi) sonuçları ile yamaç molozunda ve alüvyonda yapılan permeabilite
(Geçirgenlik) deneyleri sonuçları birlikte değerlendirildiğinde; enerji sualma yapısı ve
regülatör yerindeki temel kayasında sol yamaçta ve talvegte derinliği 30 – 35 metre olan bir
sıra perde enjeksiyonu yapılması uygun görülmüştür. Ayrıca bu perde enjeksiyonunun memba
ve mansap tarafında olmak üzere iki sıra ve 5.0 metre derinliğinde kapak enjeksiyonlarının
yapılmasına karar verilmiştir.

7-122
Sağ sahilde ise regülatör yapısının devamı olan ve temeli yamaç molozunda olan
sedde dolgularının altında yarı geçirimli- geçirimli yamaç molozu yer almaktadır. Yapılan
değerlendirmeler sonucunda yamaç molozu içinde enjeksiyon işleminin başarılı olamayacağı
tespit edildikten sonra dolgu içerisindeki geçirimsizliği kil çekirdek ile sağlanan sedde
temelindeki yamaç molozunda geçirimsizliği sağlamak amacıyla ‘Geçirimsiz Perde Duvar’
yapılması uygun görülmüştür. Geçirimsiz Perde Duvar, sağ sahilde sedde dolgusundan sonra
da membaya doğru döndürülerek yamaç molozu içinde de sürdürülmüştür. Tasarlanan
geçirimsiz perde duvarın yamaç molozu içindeki derinliği 3 – 40 metre arasında
değişmektedir. Geçirimsiz perde duvarın temel kayasına soketlenme derinliği ise 2.5 metre
olarak seçilmiştir.
Geçirimsizliği sağlayacak perde duvar ile perde enjeksiyonu yapılacak yerlerde yeraltı
suyunun yapılan laboratuvar analizleri sonucunda zararlı derecede etkili sülfat içerdiği
saptanmıştır. Buna göre enjeksiyon işlemlerinde ve beton işlerinde sülfata dayanıklı çimento
kullanılarak imalatlar gerçekleştirilmiştir.
Sonuç olarak; Kirazlık Regülatörü ve HES yerinde, jeolojik ve jeoteknik şartlara ve
özelliklere bağlı olarak sol yamaçta ve talvegteki temel kayasında geçirimsizliği temin etmek
için bir sıra enjeksiyon perdesi oluşturulur iken, sağ yamaçtaki kalın yamaç molozu içinde
geçirimsizlik önlemi olarak geçirimsiz perde duvar imalatı başarıyla yapılmış ve iki
geçirimsizlik önlemi birbirleriyle uyum içinde gerçekleştirilmiştir. Tesislerde su tutma işlemi
yapılarak ünitelerde sulu testlere başlanılmıştır.

2. AMAÇ

Bu çalışmada Kirazlık Regülatörü ve HES yerinde, sol sahildeki yamaç molozları ile
talvegteki temel kayasında ve sağ sahildeki yamaç molozlarında geçirimsizliğin temin
edilmesi amacı ile iki farklı geçirimsizlik önleminin (geçirimsiz perde duvar ve enjeksiyon
perdesi) bir arada efektif bir şekilde çalışmasının sağlanması amacıyla yapılan çalışmaların
tasarımı ve uygulanması esnasında dikkate alınan hususlar açıklanmaya çalışılmıştır.

3. PROJENİN YERİ

Kirazlık Regülatörü ve HES projesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Siirt ili


sınırları içinde Dicle nehrinin kolu olan Botan Çayı havzasında olup; enerji üretme amacına
yönelik bir tesistir. Regülatör yeri, Siirt ili Aydınlar ilçe merkezinin yaklaşık 5 km güney
doğusunda, Meydandere Köyünün ise yaklaşık 3.5 km batısındadır. Regülatör yerine, Siirt-

7-123
Aydınlar karayolunun, Aydınlar ilçesi girişinden Taşbalta köy yoluna sapılarak, 18 km.lik
yolla ulaşılır. Regülatör yerine istisnai kış şartları dışında her mevsim ulaşılabilir (Şekil 1).

Şekil 1 Kirazlık Regülatörü Yerinin Google Earth Üzerindeki Görüntüsü

4. GENEL JEOLOJİ

Proje alanı ve çevresinde TPAO tarafından yapılan çalışmalara göre bölgede görülen birimler
otokton ve allokton olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır. Otokton birimler, Arap-Afrika
Levhasının kıtasal şelf alanı üzerindeki kenar sığ çanakta çökelen birimlerdir. Dar bir alanı
kapsayan proje alanında bu birimlerden görülenler yaşlıdan gence doğru; Cudi Grubu,
Germav Formasyonu, Midyat Grubu, Gercüş Formasyonu, Hoya Formasyonu, Germik
Formasyonu ve Şelmo Formasyonudur. Allokton birimlerden proje alanında görülenler;
Çüngüş Formasyonu, Güleman Grubu, Hakkari Karmaşığı, Maden Karmaşığı, Mutki
Ofiyolitleri ve Bitlis Metamorfitleridir. Allokton birimlerden Çüngüş Formasyonu ve Maden
Karmaşığı Eosen yaşlıdır. Bitlis Masifi Paleozoyik-Mezozoyik yaşlı olmasına rağmen
bölgeye yerleşimi Üst Miyosende olmuştur. Kuvaterner yaşlı genç çökelleri ise taraça (Qtr),
yamaç molozu (Qym) ve alüvyon (Qal) oluşturmaktadır. Proje alanı ve yakın çevresinin genel
jeoloji haritası Şekil 2’de verilmektedir.

5. TEMEL ARAŞTIRMALARI

Kirazlık Regülatörü ve HES Kesin Projesi için toplam 2,303 m derinlikte, 55 adet temel
araştırma sondaj kuyusu açılmıştır. Bu sondajlarda geçilen jeolojik birimlerin geçirimliliğin

7-124
araştırılması için permeabilite (sızma) deneyleri (Pd) ve basınçlı su deneyleri (BST)
yapılmıştır.

6. REGÜLATÖR YERİ JEOLOJİSİ

Regülatör yerinde temel kayasını Gercüş Formasyonu (Kiltaşı) (Tmg)


oluşturmaktadır. Bu formasyonun üzerinde alüvyon (Qal) ve yamaç molozu (Qym)
bulunmaktadır. Regülatör yerinin jeoloji haritası ve regülatör ekseni jeoloji boykesiti sırasıyla
Şekil 3 ve Şekil 4’de verilmektedir.

7-125
Şekil 2 Proje Alanı ve Yakın Çevresinin Genel Jeoloji Haritası

7-126
Şekil 3 Regülatör Yeri Jeoloji Haritası

7-127
Şekil 4 Regülatör Ekseni Jeoloji Boykesiti

7-128
7. REGÜLATÖR YERİNİN GEÇİRİMLİLİĞİ

Kirazlık Regülatörü yerinde açılan temel araştırma sondaj kuyularında, alüvyon ve yamaç
molozu seviyelerinde yapılan serbest permeabilite deneyleri (Pd) ile kiltaşında yapılan
basınçlı su deneylerinden (BST) alınan sonuçların yüzdesel dağılımı Tablo 1'de verilmiştir.
Tablo 1 Regülatör Yerinde Yapılan Geçirimlilik Deneyleri Sonuçları
GEÇİRİMLİLİK
Geçirimlilik Açıklaması

Gercüş Formasyonu
Alüvyon (K cm/s) Yamaç Molozu (K cm/s)
(Kiltaşı) (Lugeon)
10-6- 10-5- 10-4- -6 -5 - -4 -
Kuyu No /

-6 10 - 10 -10 10 -10 5-
<10-6 >10 -3
<10 >10-3 0-1 1-5 >25
10-5 10-4 10-3 10-5 4 3
25
Geçirim

Geçirim

Geçirim

Geçirim

Geçirim
Geçirim

Geçirim

Geçirim

Geçirim

Geçirim
Geçirim

Geçirim
Geçirim

Geçirim
Yarı

Yarı
Çok

Çok

Çok
Az

Az

Az
siz

siz

siz
li

li

li

li

li

li

li

li

li
li

li
Toplam 3 0 6 8 7 68 11 99 93 34 233 42 2 8
% 12.5 0.0 25.0 33.3 29.2 22.3 3.6 32.5 30.5 11.1 81.8 14.9 0.7 2.8

Regülatör yerinde yapılan temel araştırma sondajlarına göre alüvyon bloklu kumlu çakıllı
yapıda olup yer yer killi siltli ince kum mercekleri içermektedir. Birim 18.00 m’ye ulaşan
kalınlıktadır. Alüvyon yarı geçirimli-çok geçirimli özelliktedir.
Yamaç molozu bloklu killi yapıdadır. Bloklar kireçtaşı kökenli, maks. blok boyutu
1.50 m dir. Regülatör yerindeki yamaç molozu kalınlığı 0-42.00 m arasında değişmektedir.
Yamaç molozu, yarı geçirimli-geçirimli özelliktedir.
Regülatör yerinde temel kayasını oluşturan Gercüş Formasyonu genel olarak kırmızı,
koyu kırmızı renkli olup ince-orta tabakalı jips, dolomit ve silttaşı-kumtaşı seviyeleri içeren
kiltaşından meydana gelmiştir. Formasyon içerisindeki jips ve dolomit seviyeleri beyaz,
silttaşı-kumtaşı seviyeleri yeşil, grimsi yeşil renklidir. Gercüş Formasyonu orta-yumuşak
sertlikte, düşük dayanımlı, orta-az yer yer çok ayrışmış, zayıf-çok zayıf kaya niteliğinde olup
kırıklı-çok çatlaklı kırıklı, yataya yakın tabakalanmalıdır. Silttaşı-kumtaşı arabantlarının
bulunduğu seviyeler genelde daha dayanımlı, kiltaşı seviyeleri zayıftır. Regülatör temelini
oluşturan Gercüş Formasyonu yer yer az geçirimli ve geçirimli seviyeler içermekte olup
genelde geçirimsiz özelliktedir. Regülatör yerinin geçirimlilik enjeksiyon perdesi boykesiti
Şekil 5’de verilmektedir.

7-129
Şekil 5 Regülatör Ekseni Geçirimlilik ve Enjeksiyon Boykesiti

7-130
Regülatör yerinde, kesin proje aşamasında açılan sondaj kuyularında yapılan BST sonuçları ve
Gercüş Formasyonu ile yamaç molozunun litolojik özellikleri değerlendirildiğinde, regülatör temeli
altında, talvegde ve yamaçlarda ortalama derinliği 30.00-35.00 m olan bir sıra perde enjeksiyonu
yapılması ve bu perde enjeksiyonunun memba ve mansap taraflarına birer sıra olmak üzere iki sıra ve
5.00 m derinliklerde kapak enjeksiyonlarının yapılması uygun görülmüştür (Şekil 5).

Sağ sahilde sedde dolgularının altında yarı geçirimli-geçirimli yamaç molozu bulunmaktadır.
Yamaç molozunda enjeksiyonun başarılı olamayacağı düşünülerek, sedde altındaki yamaç molozu
içerisinde geçirimsizliği sağlamak amacıyla 'Geçirimsiz Perde Duvar' yapılması uygun bulunmuştur.
Geçirimsiz perde duvarın, yamaç molozu içerisindeki derinliği 3~40 m arasında değişmekte olup,
temel kayasına 2.50 m saplanmıştır. Yamaç molozunda açılan temel araştırma sondaj kuyularında
boyları 1.5 m 'ye varan kireçtaşı blokları görülmüştür. perde duvarın inşaası sırasında bu husus göz
önüne alınmıştır. Geçirimsiz perde duvarın tasarımı, regülatör ekseni enjeksiyon boykesitinde (Şekil
5) gösterilmiştir. Aşağıda perde duvar inşaatı esnasında (Şekil 6, 7, 8) ve imalattan sonra (Şekil 9, 10)
kaydedilmiş görüntülere yer verilmiştir.

Şekil 6 Perde Duvar İnşaatı

7-131
Şekil 7 Perde Duvar İnşaatı

Şekil 8 Perde Duvar İnşaatı

7-132
Şekil 9 Perde Duvar İnşaatı Sonrası

Şekil 10 Perde Duvar İnşaatı Sonrası

Temel araştırma sondajlarından alınan yeraltısuyu örneklerinde ve ayrıca bendin memba ve


mansabından olmak üzere Botan çayı suyundan alınan örneklerde suyun betona ve çeliğe zararlılık

7-133
durumunu belirlemek için su analizleri yapılmıştır. Analizlerde Botan Çayı yüzey sularının betona
zararlı etkileri yoktur. Ancak, yeraltısuyunda yüksek miktarda sülfata rastlanmıştır. Bu nedenle
enjeksiyon perdesi ve geçirimsiz perde duvar inşaatında sülfata karşı dayanıklı çimento kullanılmıştır.

TS 3440’a göre doğadaki suların zararlı etkinlik dereceleri için sınır değerler Tablo 2’de, Su
analiz sonuçları ise Tablo 3’de verilmiştir.

Tablo 2 Doğadaki Suların Zararlı Etkinlik Dereceleri İçin Sınır Değerler (TS 3440)

ZARARLI ETKİNLİK DERECESİ


İNCELENEN
ÖZELLİK ÇOK
ZAYIF KUVVETLİ
KUVVETLİ
pH 6,5~5,5 5,5~4,5 <4,5

CO2(mg/l) 15~30 30~60 >60

NH4+ (mg/l) 15~30 30~60 >60

Mg2+(mg/l) 100~300 300~1500 >1500

SO42- (mg/l) 200~600 600~3000 >3000

Tablo 3 Yeraltısuyu ve Yüzey Suyu Örnekleri Su Analiz Sonuçları

LABORATUVAR SONUCU
Botan Çayı Suyu
KİMYASAL ÖZELLİK
KKS-28P KKS-30P Bendin Bendin
memb mansab
aı ı
pH (25 0C) 7.5 7.6 8.0 8.02
Sülfat (SO4) (mg/l) 2,033.0 1,341.0 33.0 35.5
Klorür (Cl ) (mg/l)
-
195.0 398.0 17.5 17.8
Alkaliler (Na2O) (mg/l) 496.5 452.9 24.2 24.6
Fosfatlar (P2O5) (mg/l) 0.035 0.101 0.0 0.0
Nitratlar (NO3) (mg/l) 0.0 0.0 1.47 1.46
Toplam Kurşun (Pb ) (mg/l)
+2
0.0 0.0 0.0 0.0
Toplam Çinko (Zn ) (mg/l)
+2
15.11 15.34 0.0 0.0

8. SONUÇ
Kirazlık Regülatörü ve HES yerinde, jeolojik ve jeoteknik şartlara ve özelliklere bağlı olarak
sol yamaçta ve talvegteki temel kayasında geçirimsizliği temin etmek için bir sıra enjeksiyon perdesi

7-134
oluşturulur iken, sağ yamaçtaki kalın yamaç molozu içinde geçirimsizlik önlemi olarak geçirimsiz
perde duvar imalatı başarıyla yapılmış ve iki geçirimsizlik önlemi birbirleriyle uyum içinde
gerçekleştirilmiştir.
Tesislerde su tutma işlemi yapılarak ünitelerde sulu testlere başlanmıştır (Şekil 11).

Şekil 11 Kirazlık Regülatörü ve HES Tesisleri


TEŞEKKÜR
Yazar, sunulan çalışmanın zemin etütleri sırasında göstermiş oldukları yakın ilgiden
ve teknik destekten dolayı BAREN ENERJİ ve LİMAK Kirazlık Regülatörü Barajı
Şantiyesi Proje Müdürlüğü’ne teşekkürlerini sunar.
KAYNAKLAR
 Su-Yapı Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş., Kirazlık Regülatörü ve HES Kesin
Projesi, Mühendislik Jeolojisi Raporu, Ankara, Temmuz 2011

7-135
BİR SANTRAL BİNASI DERİN KAZISI DİYAFRAM DUVAR PANEL
KAZILARINDA YAŞANAN HENDEK STABİLİTESİ PROBLEMLERİ,
NEDENLERİ VE ÇÖZÜMLERİ - BİR VAKA SUNUMU
Melis Yıldız, M.Erdem İspir, Aslı Çevik

ÖZET
Adapazarı ili, Doğançay mevkiinde, Sakarya Nehri üzerinde yer alan Doğançay II HES
Projesi kapsamında santral binası 14 m’lik derin kazısının yeraltı su seviyesinin yüksekliği sebebi ile
geçirimsiz iksa sistemi ile desteklenmesi gerekli görülmüştür. Geçmişte yapılmış olan kesişen jet grout
uygulamasından sonuç alınamamış ve geçirimsiz iksa perdesi çelik elemanlarla desteklenen 100 cm
kalınlığında diyafram duvar iksa sistemi ile projelendirilmiştir.

Bloklu alüvyonda yapılacak diyafram duvar kazısında hidrofreze tipi ekipmanın kullanılması
gerekli görülmüştür.

İmalatların başında, dökülen beton miktarının bazı panellerde teorik hacimden %80-%145
oranında fazla olması, aşırı bentonit sarfiyatı ve panellerde proje derinliklerine ulaşamadan meydana
gelen göçükler, ekipman sıkışması gibi hendek stabilitesinin sağlanamamasından doğan sorunlarla
karşılaşılmıştır. Sakarya Nehri akış kotu proje başlangıcında +41.50 m seviyesinde olup +44.50
kotlarına kadar yükseldiği gözlenmiştir. İmalatların başlangıcında çalışma platformu kotu +36.50
olarak düzenlenmiştir. Hendek stabilite hesapları yapıldığında çalışma platformu kotunun
yükseltilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmıştır. Ancak imalatların devamında çalışma platformunun
yükseltilmesinin de yetersiz kaldığı, sahanın değişken kotlarında yer alan yüksek artezyen basınçlarına
sahip aküferler nedeni ile hendek stabilitesinin olumsuz etkilendiği görülmüştür.

GİRİŞ
Adapazarı ili, Doğançay mevkiinde, Sakarya Nehri üzerinde yer alan Doğançay HES Projeleri
iki regülatör ve iki enerji santralinden oluşmaktadır ve kurulu gücü 30.55 MW’tır.

Günümüzde baraj gövdeleri altında yapılan ve slurry trench metodu ile imal edilen plastik
beton cut-off perdeleri ve derin santral kazıları için gereken geçirimsiz iksa perdeleri olarak diyafram
duvarlar oldukça sık rastlanılan uygulamalardır. Her iki uygulamada dikdörtgen kesitte hendek
kazılarının bentonit çamuru desteği ile açılması esasına dayanır. Cut-off duvarlarda hendek plastik
beton ile doldurulurken, diyafram duvarlar donatı kafesinin yerleştirilmesinden sonra hendeğin beton
ile doldurulması ile oluşturulurlkar.

7-136
Hendek kazıları kazı yapılacak zemin tipine göre iki farklı ekipman ile yapılır: a) Hidrolik
Kelly Grab b) Hidrofreze. Hidrolik kelly grabler kelly adlı bir kol ve grab adlı bir kova ünitesinden
oluşur. Kelly dikeyliğe rehberlik ederken, grab çenesi kapanıp açılarak zemini yükleme boşaltma
yöntemi ile kazıyı gerçekleştirir. Ancak kaya ya da bloklara denk geldiğinde kırıcı gerekir. Ekipmana
bağlı olarak 75 m’ye kadar kazılabilir. Hidrofreze ise birbirine ters istikamette dönen, kesici dişlere
sahip iki adet çark ile zemini keserek ilerleyen ve güçlü bir pompa vazifesi ile kestiği zemini bentonit
ile birlikte çekerek sirkülasyon ünitesine gönderen bir ekipmandır. Kaya ve her türlü zemin tipinde
çalışabilir. Ekipmana bağlı olarak 100-120 m’ye kadar kazı yapabilir.
Slurry trench metodu ile yapılan derin hendek kazılarında hendek stabilitesini sağlamak
esastır. Alüvyonda yapılan kazılarda hendek stabilitesini etkileyen faktörler destekleyici akışkanın
özellikleri ve seviyesi, panel uzunluğu, zeminin kayma dayanım parametreleri ve zemin ve yeraltı
suyu şartlarına göre hendeğin açık bırakıldığı süre olarak özetlenebilir. Ayrıca, destekleyici
akışkandan kaynaklanan stabilize kuvvetler, yeraltı suyu basıncı, zemin basıncı ve komşu yüklerin
etkileri hendek stabilitesinde etkin olan yük faktörleridir.

ZEMİN PROFİLİ

Santral derin kazısının yapılacağı bölgeyi temsil eden sınırlı sayıdaki sondaj ve imalatların
başlamasından sonra elde edilen, daha önceki jet-grout uygulamalarından sonra yapılan karotlu sondaj
çalışmalarından edinilen bilgiler aşağıda özetlenmektedir:

i. Alüvyon bloklu-kumlu ÇAKIL olarak tariflenmiştir. Arada farklı kalınlıklarda siltli KUM
ara düzeylerine rastlanılmaktadır.

ii. Bazı sondajlarda yeraltı suyu kuyu ağzından kusma şeklinde artezyen yapmıştır.

iii. Genellikle SİLTLİ KUM seviyelerinde jet enjeksiyon karot örneği alınamamıştır. Bunun
muhtemel nedeni kuvvetli yeraltı suyu akımı nedeniyle enjeksiyon malzemesinin yıkanması olarak
düşünülmüştür.

+36.50 m
BLOKLU ALÜVYON
+26.50 m
Siltli sıkı kum

Siltli sıkı kum


-13.50 m
Şekil 1. Sahanın zemin profili
SANTRAL KAZISI İKSA SİSTEMİ

7-137
Doğançay HES II santral binasında geçirimsiz iksa perdesi olarak 100 cm kalınlığında
diyafram duvarların rijit çelik elemanlar ile desteklenmesi ile projelendirilmiştir. Diyafram duvar
panel boyutları 3.13 x 1.00 ve 2.80 x 1.00 m olarak tasarlanmıştır. Panel derinlikleri 23 m ile 32 m
arasında değişmektedir. Panel yerleşim planı ve örnek bir kesit Şekil 2 ve Şekil 3’te sunulmuştur.

Şekil 2. Santral kazısı iksa sistemi planı

Şekil 3. Santral kazısı iksa sistemi kesiti

HENDEK STABİLİTESİ HESAPLARI

Hendek stabilitesinin sağlanabilmesi için aşağıdaki kuvvetler dengesinin sağlanması


gereklidir:

7-138
Şekil 4. Hendek stabilitesi (Xanthakos, 1979)

(1)

Burada;
H: kazı yüksekliği
Kα: aktif gerilme katsayısı
γ’: zeminin efektif birim hacim ağırlığı
γf: bentonit bulamacının birim ağırlığı
γw: suyun birim hacim ağırlığıdır.

Bu eşitlikten aşağıdaki bağlantı elde edilir:

(2)

Güvenlik sayısı “G.S = tan φ / tanα” bağıntısından aşağıdaki bağıntı elde edilir.

(3)

Eşitlik 2’nin yorumu hendek stabilitesinin sağlanabilmesi için gerekli bulamaç birim
ağırlığının

(4)

olması gereği ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda verilen bağıntılar bulamaç seviyesinin ve hendek dışındaki yeraltı suyu seviyesinin,
Şekil 4’te de gösterildiği gibi, aynı olması esasına dayanmaktadır.

Su seviyelerinin hendek içinde ve dışında farklı seviyelerin oluşması durumunda Şekil 5’te
gösterilen kuvvetler dengesi söz konusudur:

7-139
Şekil 5. Bulamaç ve doğal su seviyesine göre hendek stabilitesi (Xanthakos, 1979)

Bu durumda hendek stabilitesinin oluşması için aşağıdaki koşulun sağlanması gereklidir.

(5)

Xanthakos (1979) hendek stabilitesinin iyileştirilebilmesi için aşağıdaki önlemlerin


alınabileceğini ifade etmektedir:

i. Hendek kazısı bölgesinde su seviyesinin hendeğin her iki tarafında bir miktar düşürülmesi
ii. Hendek içinde bulamaç seviyesinin yükseltilmesi
iii. Daha yoğun bulamaç kullanılması.

Uygulamadan örnekler veren Xanthakos (1979) taze bentonit bulamacı yoğunluklarının 10.6
ile 11.5 kN/m3 aralığında olabileceğini ifade etmektedir. Bu değerler kazı esnasında Şekil
6’da verildiği gibi 12.0 12.5 kN/m3 mertebelerine çıkabilmektedir. EN 1538:2010
standartlarında taze bentonit yoğunluğunun betonlama öncesi
olması koşulları önerilmektedir.

Şekil 6. Bentonit bulamacının birim ağırlığının kazı esnasındaki değişimi (Xanthakos, 1979)

AMAÇ

7-140
Diyafram duvar imalatlarının +36.50 m kotundan başlaması ile birlikte aşırı bentonit sarfiyatı,
dökülen plastik beton hacminin bazı panellerde %80 - %145 oranlarında olması, panellerde
proje derinliklerine ulaşılamadan yaşanan göçükler ve hidrofreze ekipmanının hendek
göçüğünde sıkışması gibi hendek stabilitesinin sağlanamadığının belirtileri olarak
yaşanmıştır. Bu durumun sebepleri araştırıldığında şu sonuçlara varılmıştır:

Nehir inşaat alanından yaklaşık 60 m mesafede bir kanal içerisine derive edilmiştir. Bu
kanalda su seviyesi ortalama +41.5 m olarak verilmektedir. Bu kanaldan sızan sular ve derive
edilmeyen orijinal nehir yatağının memba ve mansap bölgelerinden inşaat alanına sızan sular
pompaj yapılmasına rağmen sahada 20 – 30 cm yüksekliğinde bir göllenme oluşturmaktadır.
Diğer bir deyişle statik su seviyesi diyafram üst kotundan bir miktar yüksektir. Diğer taraftan
akar kot +41.5m kotundan diyafram üst kotu +36.5 m’ye bir akım oluştuğu gerçeğinden
hareketle kazı derinliği boyunca piezometrik seviyelerin +36.5 m kotundan daha yüksek olma
olasılığı vardır.

Uygulamada iyimser bir kabul ile bulamaç ve yeraltı suyu seviyelerinin aynı olduğu bloklu-
kumlu çakıl olarak tanımlanan alüvyonun aşağıdaki parametrelerle temsil edildiği
varsayıldığında:

= 20 kN/m3
’ = 35o

Stabilitenin sağlanabilmesi için bulamaç birim hacim ağırlığının

olması gereği ortaya çıkmaktadır. Hendek dışı su seviyesinin (piezometrik seviye) hendek üst
kotundan 0.5 m veya 1.0 m yüksek olması durumunda Şekil 2’de,

0.5 m  m=1 n = 21.5/22 = 0.977

1.0 m  m=1 n = 21/22 = 0.95

olmalıdır.

Sahada uygulanan bentonit bulamacı birim hacim ağırlığının


aralığında değiştiği ve bu durumda hendek çukurlarının göçmesinin kaçınılmaz olduğu tespit
edilmiştir. Uygulamada pompaların verimli çalışması için değeri bir üst
limit olarak alındığında mevcut koşullarda hendek stabilitesinin ilave önlem alınmadan sadece
bulamaç yoğunluğunun artırılması ile çözülemeyeceği görülmüştür.

Burada taze bentonit ve kazı aşamasında değerleri esas


alınarak hendek stabilitesinin aşağıdaki önlemlerle sağlanabileceği düşünülebilir.

i. Su seviyesinin düşürülmesi

7-141
n=1 H=22m

Su düşümü hw = (1-m) H = 0.07x22 = 1.54 m


G.S ≈ 1.5 için hw = 1.54x1.5 = 2.3 m

Derin kuyu pompası veya nokta kuyu sistemi ile hendeğin her iki tarafında suyun yaklaşık 2.5
m düşürülmesi ile hendek stabilitesi sağlanabilecektir.

ii. Bulamaç seviyesinin yükseltilmesi


m=1 H=22m

Kil dolgu yüksekliği hd = 0.05*22 = 1.1 m


G.S = 1.5 için hd = 1.65 m

Buna yaklaşık 0.35 m çalışma payı ekleyerek uygulamada dolgu yüksekliği 2.0 m olarak
hesaplanmıştır.

Sahada çalışma platformu kotu bu nedenle 36.5 m’den 38.5’ye yükseltilmiştir. Devam eden
çalışmalarda, bazı paneller sorunsuz bir şekilde proje kotuna kadar kazılabilmiş bazı
panellerde ise benzer göçük problemleri yaşanmaya devam etmiştir.

Sahada sorunların sadece bulamaç ve yeraltı suyu seviyeleri arasında yeterli farkın
olmamasından kaynaklanmadığı; sahada siltli kumlu seviyelerde mevcut artezyen basınçlarını
düşürmek için önlem alınmasının zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır. Derin kuyu projesi
hazırlanarak tüm kuyularda 24 saat pompaların çalışması esasına dayanan bir sistem
önerilmiştir. Derin kuyu planı Şekil 7’de verilmiştir.

7-142
Şekil 7. Derin kuyu sistemi planı

SONUÇ

Doğançay II HES İnşaatının santral kazısı için yapılan diyafram duvar imalatlarında
hendek stabilitesi problemleri ile karşılaşılmıştır ve bu problemler sonucunda panel
kazılarında göçükler meydana gelmiş, hatta iki kez freze göçük sebebiyle panelde sıkışmıştır.
Yapılan hendek stabilitesi analizlerine göre bentonit seviyesi ile su seviyesi arasındaki farkın
stabiliteyi sağlayamayacak düzeyde olduğu ortaya çıkmış ve bu sebeple sahanın çalışma
platformu kotunun en az 2 m yükseltilmesine karar verilmiştir. Fakat göçükler çalışma
platformu kotunun 36.5 m’den 38.5 m’ye yükseltilmesiyle de çözülememiştir. İmalatlara
başlamadan önce belirlenmemiş artezyen imalatlar sırasında belirlenmiştir.

Kazı sırasında planlanan 29 adet derin kuyu pompaj sistemi ile artezyen basınçları
kırılmış, hendek stabilitesi sağlanmış ve diyafram duvar panelleri tamamlanabilmiştir.

Proje uygulama öncesi detaylı zemin etüdlerinin gerekliliği imalatlar sırasındaki


zaman, maliyet ve iş güvenliği kayıplarının önlenmesi açısından önemi bir kez daha
görülmüştür.

KAYNAKLAR

Xanthakos, P.P. “Slurry Walls”. McGraw Hill,New York, 1979. Sf 18-93.

7-143
TATAR BARAJI DERİVASYON TÜNELİ GİRİŞİNDE JET GROUT
UYGULAMASI
Ziya Apak
Su-Yapı Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş., Ankara, Türkiye

1. TEBLİĞ ÖZETİ
Tatar Barajı ve HES Tesisleri Elazığ İli Kovancılar ilçesinin 20 km kuzeyindeki Tatar
köyü civarında yer almaktadır. Tatar Barajı ve HES Tesisleri Perisuyu Nehri mansap
kademelerini oluşturan Özlüce, Pembelik, Seyrantepe Barajlarından sonra 4. sırada yer
almaktadır. Merkezi kil çekirdekli kum- çakıl dolgu tipinde tasarlanan ve inşası 2012 yılında
tamamlanan baraj temelden 84 metre yüksekliktedir. 2 adet ünitesi olan santralın yıllık enerji
üretimi ortalama 380 GWh olarak hesaplanmıştır.
Tatar Barajı yerinde yapılan temel araştırmalarına göre baraj yerinde Pliyosen yaşlı
sedimanter ve volkanik birimler ile Kuvaterner yaşlı taraça, alüvyon ve yamaç molozu yer
almaktadır. Sedimanter birimler konglomera hakim kiltaşı-kumtaşı- marn arabantlı
seviyelerden oluşmuştur. Volkanik birimler ise bazalt ile temsil edilmektedir.
Baraj yerinde alüvyon kalınlığı 10 m’ye kadar ulaşmaktadır. Alüvyon az siltli, bloklu,
kum-çakıldan oluşmuştur. Baraj yerinin her iki yakasında memba ve mansap taraflarında kaya
birimleri üzerinde 1-53 m arasında değişen kalınlıkta eski heyelan özelliğine sahip yamaç
molozu yer almaktadır. Yamaç molozu killi özellikte olup içerisinde çakıl ve bloklar
mevcuttur. Özellikle sağ sahilde tasarlanan net 8.40 m çapında çift tüplü derivasyon tünelleri
giriş kazıları ve giriş yapılarının imalatı bu yamaç molozu içinde yapılmıştır.
Derivasyon tünellerinin girişinde yer alan kondüvi ve tünel portalini oluşturmak için
yamaç molozu içinde şevli kazılar yapılırken özellikle derivasyon tünellerinin giriş kazılarının
sağ yamacındaki şevlerde kayma hareketleri başlamış, kazı derinliğinin artmasıyla beraber
kayma hareketleri de hızlanmıştır. Bu hareketlerin yavaşlatılması ve durdurulması amacıyla
öncelikle şevlerin yatırılması ile ağırlık hafifletilmesi işlemi uygulanmış ancak kazının
yapılabilirliği mümkün olmamıştır. Bunun üzerine derivasyon tünelleri girişinde yer alan
kondüviden vazgeçilerek bu kesimin, eski heyelan olan yamaç molozunda yapılacak ıslah
çalışmaları sonucunda tünel olarak imal edilmesi düşünülmüştür. Yapılan ayrıntılı çalışmalar
ve saha etütlerinden sonra zemini en iyi ıslah edecek uygulamanın ‘jet grout’ yöntemi olduğu
üzerinde işverenle birlikte görüş birliğine varılmıştır.

7-144
Jet grout uygulamasına başlamadan önce zeminin doğal haldeki parametreleri elde
edilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle belirlenen noktalarda sondaj kuyuları açılarak ıslah öncesi
presiyometre deneyleri yapılmış, kuyulardan karot ve zemin örnekleri alınarak zeminin
jeoteknik özellikleri laboratuar verileriyle de tespit edilmiştir. Bu çalışmalar tamamlandıktan
sonra jet grout uygulamalarına geçilmiştir.
Derivasyon tünelleri girişinde yamaç molozunun ıslah edilerek, ıslah edilmiş zemin
içinde yapılacak tünel kazıları boyunca bölgenin ortalama 1.0x1.0m ve 1.5x1.5m aralıklı
farklı bölgesel paternlerde jet grout kolonlarının oluşturulması yeterli görülmüştür. Yapılan
tüm uygulamalar sürekli takip edilmiş ve jet grout kolonlarının prizini tamamlaması
beklenmiştir. Jet grout kolonlarının prizlerinin tamamlanmasından sonra ıslah sonrası
presiyometre deneyleri yapılmıştır. Ayrıca test çukurları açılmış ve zemin örnekleri alınarak
laboratuvarda test edilmiştir.
Yapılan nihai değerlendirmelerden sonra burada uygulanan jet grout yönteminin
zemini taşlaştırmada başarılı olduğu ortaya çıkmış ve her biri 204 m uzunluğunda 2 adet 8.40
m net, 10.10 m kazı çapındaki derivasyon tünelleri emniyetli bir şekilde kazılarak betonlama
işlemleri tamamlanmıştır.
Şu anda barajda su tutulmuş ve santralda elektrik üretimine başlanmıştır.
2. AMAÇ
Bu çalışmada Tatar Barajı ve HES yerinde, derivasyon tünellerinin giriş kazıları
yapılırken sağ yamaçtaki şevlerde yamaç molozlarında başlayan kayma hareketlerinin
hafifletme kazıları ve şevlerin yatırılması yöntemleri ile önlenememesi sonucunda, bu yamaç
molozlarının jet grout yöntemi ile ıslah edilmesi ve bu ıslah çalışmalarının tasarımında ve
uygulanmasında dikkate alınan hususlar açıklanmaya çalışılmıştır.
3. PROJENİN YERİ
Tatar Barajı ve HES Tesisleri, Elazığ ili Kovancılar ilçesinin yaklaşık 20 km
kuzeyindeki Tatarköy civarında, Perisuyu mansap kademelerini oluşturan Özlüce, Pembelik,
Seyrantepe Barajlarından sonra 4. sırada yer almaktadır. Elazığ-Kovancılar-Tunceli Karayolu
ve bu karayolunun Kovancılar ilçesinden sonra 20. km’sinde Nişankaya köyünden kuzeye
dönülerek stabilize Tatar köyü yolu üzerinden baraj yerine ulaşılır. Stabilize köy yollarında
istisnai kış şartlarında olabilecek ulaşım zorluğu dışında baraj yerine her mevsim ulaşım
sağlanabilir (Şekil 1).

7-145
Şekil 1 Tatar Barajı ve HES Yerinin Google Earth Üzerindeki Görüntüsü

4. BARAJ YERİ JEOLOJİSİ


Merkezi kil çekirdekli kum-çakıl dolgu tipinde projelendirilen Tatar Barajı yerinde
Pliyosen yaşlı sedimanter ve volkanik birimler ile Kuvaterner yaşlı taraça, alüvyon ve yamaç
molozu yer almaktadır. Sedimanter birimler konglomera hakim kiltaşı-kumtaşı- marn
arabantlı seviyelerden (Plks) oluşmuştur. Volkanik birimler ise bazalt (Plkv )ile temsil
edilmektedir. Şekil 2’de baraj yeri yakın civarında yüzeylenen jeolojik birimlerin
görülebileceği bir fotoğraf, Şekil 3’de ise baraj yeri jeoloji haritası verilmektedir.

Tatar Barajı ve HES Kesin Projesi kapsamında toplam 2,300 m derinlikte, 39 adet
temel araştırma sondaj kuyusu açılmıştır. Temel araştırma sondajları bulgularına göre,
Perisuyu yatağındaki alüvyon (Qal) kalınlığı vadi tabanında 7.5-8.0 m arasında
değişmektedir. Sağ yaka memba tarafta yamaç molozu seviyeli ve kolüvyal özellikteki eski
alüvyonun kalınlığı ise 10 m dolayındadır. Akarsu yatağındaki alüvyon az siltli, bloklu kum-
çakıldan oluşmuştur. Permeabilite deneylerine göre alüvyonun çok geçirimli olduğu
belirlenmiştir. Baraj yerinde geçirimsizliği sağlamak için alüvyon kil çekirdek tamamen
altından kaldırılmıştır. Yamaç molozu (Qym) baraj yerinin her iki yakasında, memba ve

7-146
mansap taraflarda kaya birimleri üzerinde 1.0-53.0 m arasında değişen kalınlıklarda ve geniş
alanlarda bulunmaktadır. Yamaç molozunda kil hakim olup, blok ve çakıl ile yaklaşık 20 m
büyüklükte kaya blokları da içermektedir. Bu molozlar baraj yerinin memba ve mansap
tarafında geniş alanlarda yayılmış olup çok kalın heyelanları oluşturmuştur. Sağ sahilde
tasarlanan net 8.40 m çapında çift tüplü derivasyon tünelleri giriş kazıları ve giriş yapılarının
imalatı bu yamaç molozu içinde yapılmıştır.

Şekil 2 Baraj Yeri ve Yakın Civarından Bir Görüntü

7-147
Şekil 3 Baraj Yeri Jeoloji Haritası

7-148
5. DERİVASYON TÜNELLERİ ve JET GROUT UYGULAMASI
Tatar Barajı derivasyon tesisi sağ sahilde, 8.40 m net, 10.10 m kazı çapında her biri
204 m uzunluğunda 2 adet tünel olarak teşkil edilmiştir. Derivasyon tünellerinin genel
yerleşim planı ve kesitleri Şekil 5 ve Şekil 6’da verilmektedir.

Derivasyon tünellerinin giriş kesimindeki kalın yamaç molozları baraj yeri sağ
sahilinde derivasyon tünelleri giriş kesimini gösteren fotoğrafta (Şekil 4) ve derivasyon
tünelleri jeoloji boykesitinde (Şekil 7) görülmektedir.

Derivasyon tünellerinin girişinde yer alan konduvi ve tünel portalini oluşturmak için
yamaç molozu içinde şevli kazılar yapılırken özellikle derivasyon tünellerinin giriş kazılarının
sağ yamacındaki şevlerde kayma hareketleri başlamış, kazı derinliğinin artmasıyla beraber
kayma hareketleri de hızlanmıştır.

Bu hareketlerin yavaşlatılması ve durdurulması amacıyla öncelikle şevlerin


yatırılması ile ağırlık hafifletilmesi işlemi uygulanmış ancak kazının yapılabilirliği mümkün
olmamıştır. Bunun üzerine derivasyon tünelleri girişinde yer alan kondüviden vazgeçilerek bu
kesimin, eski heyelan olan yamaç molozunda yapılacak ıslah çalışmaları sonucunda tünel
olarak imal edilmesi düşünülmüştür.

Yapılan ayrıntılı çalışmalar ve saha etütlerinden sonra zemini en iyi ıslah edecek
uygulamanın ‘jet grout’ yöntemi olduğu üzerinde işverenle birlikte görüşbirliğine varılmıştır.

Derivasyon tünellerinin giriş kazısı destekleme sistemlerine ait plan, kesit ve detaylar
sırasıyla Şekil 8, 9 ve 10’da verilmektedir.

7-149
Bazalt

Yamaç molozu

Peri Suyu

Şekil 4 Baraj Yeri Sağ Sahil (Derivasyon Tesisleri Giriş Kesimi)

7-150
Şekil 5 Derivasyon-Dipsavak Tünelleri Genel Yerleşimi

7-151
Şekil 6 Derivasyon-Dipsavak Tünelleri Boykesiti

7-152
Şekil 7 Derivasyon-Dipsavak Tünelleri Jeoloji Boykesiti

7-153
Şekil 8 Derivasyon Tünelleri Giriş Kazısı Desteklemeleri (Plan)
7-154
Şekil 9 Derivasyon Tünelleri Giriş Kazısı Desteklemeleri Kesiti

7-155
Şekil 10 Derivasyon Tünelleri Giriş Kazısı Desteklemeleri (Kesitler ve Detaylar)

7-156
Jet grout uygulamasına başlamadan önce derivasyon tünelleri girişindeki zeminin
(yamaç molozlarının) doğal haldeki parametreleri elde edilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle
belirlenen noktalarda sondaj kuyuları açılarak ıslah öncesi presiyometre deneyleri yapılmış,
kuyulardan karot ve zemin örnekleri alınarak zeminin jeoteknik özellikleri laboratuar
verileriyle de tespit edilmiştir. Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra jet grout uygulamalarına
geçilmiştir (Şekil 11).

Şekil 11 Derivasyon Tünelleri Girişinde Jet Grout Uygulaması

Derivasyon tünelleri girişinde yamaç molozunun ıslah edilerek, ıslah edilmiş zemin
içinde yapılacak tünel kazıları boyunca bölgenin ortalama 1.0x1.0 m ile 1.5x1.5 m aralıklı
farklı bölgesel paternlerde jet grout kolonlarının oluşturulması yeterli görülmüştür.
Yapılan tüm uygulamalar sürekli takip edilmiş ve jet grout kolonlarının prizini
tamamlaması beklenmiştir (Şekil 12). Jet grout kolonlarının prizlerinin tamamlanmasından
sonra ıslah sonrası presiyometre deneyleri yapılmıştır. Ayrıca test çukurları açılmış ve zemin
örnekleri alınarak laboratuvarda test edilmiştir.

7-157
Şekil 12 Jet Grout Uygulaması İle İyileştirilmiş Zeminden Bir Görüntü

6. SONUÇ

Tatar Barajı ve HES Tesisleri derivasyon tünelleri girişinde yamaç molozlarında


uygulanan jet grout yöntemi zemini taşlaştırmada başarılı olmuş ve her biri 204 m
uzunluğunda 2 adet 8.40 m net, 10.10 m kazı çapındaki derivasyon tünelleri emniyetli bir
şekilde kazılarak betonlama işlemleri tamamlanmıştır (Şekil 13).

Şekil 13 Derivasyon Tünelleri İmalatı

Şu anda barajda su tutulmuş ve santralda elektrik üretimine başlanmıştır (Şekil 14).

7-158
Şekil 14 Tatar Barajı ve HES Tesisleri

TEŞEKKÜR

Yazar, sunulan çalışmanın jet grout uygulaması aşamasında teknik destek ve yakın
ilgilerini esirgemeyen DARENHES ve LİMAK Tatar Barajı Şantiyesi personeline
teşekkürlerini sunar.

KAYNAKLAR

1- Su-Yapı Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş., Tatar Barajı ve Hidroelektrik Santralı,


Mühendislik Jeolojisi Raporu, 2 Cilt, Ankara, Temmuz 2008
2-Su-Yapı Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş., Tatar Barajı ve Hidroelektrik Santralı,
Gerekçe Raporu, Ankara, Mayıs 2012

7-159
TOCAK HES PROJESİNDE SU KAÇAKLARININ ÖNLENMESİ

A.Tunç Tarımcı
Jeoloji Mühendisi Yurt Enerji A.Ş. - ANTALYA

ÖZET
DSİ tarafından 1971yılında yapılan barajdan 2007 yılında enerji üretilmesi
kararlaştırılmıştır. Baraj yerinde; yamaçlarda geçirimli kireçtaşı , göl alanın da ise geçirimsiz
birimler bulunmaktadır. Alüvyon 45 m kalınlıktadır. Baraj taşkın amaçlı olduğu için
yamaçlarda ve temelde barajın duraylılığını sağlamak için önlem alınması
düşünülmüştür. Yamaçlarda sızma boyunu uzatacak kadar kil kaplama ve tabanda flişlere
kadar blanket yapılması kararlaştırılmıştır. 138 kotunda bir dolusavak ile 118 kotunda
derivasyon tüneli ile irtibatlı olan kuyulu savak yapılmıştır. Sulama suyuna ihtiyacın artması
nedeniyle 1992 yılında DSİ kuyulu savağı 124 kotuna yükselterek sulamaya ilave su
sağlamıştır.
HES projesi için fizibilitede gölden ve yamaçlardan ; menba – mansap istikametinde
su kaçaklarının olacağı ve kireçtaşlarının tıkanabileceği belirlendi.
Göl alanı ve çevresinde DSİ tarafından açılmış gözlem kuyuları kontrol edilmiş yeni
açılan kuyularla birlikte yeraltısuyu gözlem ağı oluşturularak gölden önceki ve sonraki yer altı
suyu hareketleri takip edilmektedir,
Kireçtaşı içindeki düdenler ve çatlaklar temizlenerek betonla doldurulduktan sonra bu
bölge püskürtme betonu ile kaplandı.
AMAÇ
Taşkın kontrol amacıyla 1971 yılında inşaatı tamamlanan barajda göl alanından olacak
su kaçaklarının kontrolü düşünülmemiştir. Kuyulu savak ve kaçaklar nedeniyle barajda su
seviyesi krete kadar yükselememiştir. Fizibilite çalışmaları sırasında; göl alanı içindeki karstik
kireçtaşlarından yaklaşık 3 m3/s su kaçabileceği belirlenmiştir. Bu kaçakların ekonomik
olarak önlenebileceği düşünülerek enerji üretmek planlanmıştır. Su kaçak yerlerinin
bulunması ve önlenmesi çalışmaları anlatılmaktadır.

1.PROJE BİLGİLERİ

Tocak HES Projesi; Antalya-Kumluca İlçesi sınırları içerisindeki Alakır Çayı


üzerinde, taşkın önleme amaçlı yapılmış olan Alakır Barajının HES olarak işletilmesidir.
Mevcut tesisler Alakır Barajı, Dolu savak, Kuyulu savak ve Dip savaktan oluşmaktadır.
Sulama amacı eklenmesi ile sulamaya su dip savaktan alınmaya başlanmıştır. Baraj yerinde;

7-160
yamaçlarda geçirimli kireçtaşı, göl alanın da ise geçirimsiz fliş birimleri bulunmaktadır.
Temelde alüvyon 45 m kalınlıktadır. Baraj projelendirilirken; alüvyonun kaldırılmasına gerek
olmadığı, taşkın amaçlı olduğu için yamaçlardan ve düdenlerden kaçacak sular
önemsenmemiş sadece barajın yamaçlarda ve temelde durağanlığını sağlamak için önlem
alınması düşünülmüştür. Yamaçlarda sızma boyunu uzatacak kadar kil kaplama ve tabanda
flişlere kadar blanket yapılmıştır. 138 kotunda bir dolu savak ile 118 kotunda kuyulu savak
yapılmıştır. Derivasyon tünel tabanına konan bir boru ile kontrollü olarak sulamaya su
alınabilmektedir.
2.1. Proje Karakteristikleri

2.1.2.Baraj

Amacı : Sulama + taşkın + enerji


H : 44 m
Dolgu Tipi : Kil çekirdekli kaya dolgu
Göl Hacmi : 92 hm3
Sulama Alanı : 3262 ha
Açılış Tarihi : 1971

2.1.3.HES

Max. Su seviyesi : 138.50


Min. Su seviyesi : 119.00
Düşü : 41.812 m
Tipi : Düşey eksenli Francis
Kurulu güç : 4.76 MW
Yıllık üretilen enerji : 14.930 Gwh
Birincil enerji : 8.800 Gwh
İkincil enerji : 6.130 Gwh
Ünite sayısı : 2 adet
Lisans Tarihi : 17.08.2007
İşletmeye başlama : 15.03.2009

2.SU KAÇAKLARI

3.1. Jeoloji
Bent yeri ve göl alanı içinde jeoloji haritasında görüleceği üzere yer alan kaya
birimleri; Kireçtaşı: Literatüre göre Beydağları otoktonuna ait bir formasyondur. Alakır
vadisine dik, Kuzey – güney doğrultusunda uzanan bir antklinalin doğu kanadında yer alan
bent yeri ve yamaçlar da yüzeylenir. Muntazam tabakalı olup eğimleri 30 derece kadar göl
alanına doğrudur. Yersel erime boşluklu olup, karstlaşma yaygın olarak görülür Proje alanı
dışında antiklinalın iki kanadından Salur ve Tekke pınarları çıkmaktadır. Geçirimlidir.

7-161
Kumtaşı, konglomera, kiltaşı ve silt taşı ardalanması: Tüm göl alanında bu birim yüzeylenir.
Geçirimsizdir. Alüvyon: Kum, çakıl ve yer yer 10-200 cm çapında bloklardan oluşmaktadır.
Bent yerinde alüvyon 45 m kalınlıktadır ve altındaki ana kaya kireçtaşıdır.
3.2. Kaçak Yolları
Baraj taşkın kontrol amaçlı olarak planlandığı için projelendirilirken gölden olacak su
kaçakları dikkate alınmamıştır. Yamaçlarda ve alüvyondan olacak su kaçaklarının barajın
stabilitesini sağlayacak kadar kil kaplama yapılmıştır.

1992 yılında DSİ 13 Bölge Müdürlüğü, barajda sulamaya daha fazla su sağlamak için
ilk aşama çalışmalara başlayarak kuyulu savağı 6 m yükseltmiştir. Bu suretle göl hacminde
bir miktar su toplanmasını sağlamıştır. Bu aşamada geçirimsizlikle ilgili herhangi bir önlem
alınmamıştır.
Tocak HES projesinde enerji üretilebilmesi için su kaçaklarının önlenerek gölde su
seviyesinin 121-138 kotları arasında bulundurulması gerekmektedir. Su kaçakları ile ilgili
çalışmalara lisans alınmadan önce başlanmıştır. Yamaçlarda ve göl alanı çevresinde yer altı su
seviyesi değişimleri saptamak için 10 adet sondaj kuyusu açtırılmıştır. Kuyularda su
seviyeleri haftalık olarak Ocak.2007 tarihinden itibaren ölçülmektedir.

7-162
Göl alanının kuru olduğu yıllarda adım adım dolaşılarak, göl dolarken ve işletme
sırasında da sık sık botla dolaşılarak kaçak yerleri belirlenmeye çalışılmıştır.
Bu gözlemler ve jeolojik yapı birlikte değerlendirilerek bent yeri ve göl alanından
olası dört kaçak yolu belirlenmiştir.
3.2.1. Yamaçlarda Kireçtaşlarından
Baraj yerinde her iki yamaç kireçtaşı olup bu kireçtaşları N-S istikametinde devam
etmektedir Kireçtaşları N-S istikametinde uzanan Tocak antiklinalinin doğu kanadını
oluşturmaktadır. Orta-kalın tabakalı olan kireçtaşları göle doğu eğimlidir. Eklem ve kırıklar
boyunca geçirimlidir. Göl alanı içinde yaklaşık 45.000 m2 kireçtaşı su altında kalacaktır.
Geçirimli olan bu birimden memba mansap istikametinde ve sol sahilde göl alanı dışına Salur
vadisine kaçak olabilir.
3.2.2. Sağ Sahilde Düdenlerden
Sağ sahilde karıncalık deresi içinde 110 kotunda kireçtaşı içinde birkaç düdenin aktif
olduğu baraj yapılmadan öncede bilinmektedir. Ölçüm imkânı olmadığı için bu düdenler den
göl dolunca yaklaşık 3 m3 /s su kaçabileceği düşünülmektedir.
3.2.2. Göl Alanından
1971-1992 yılları arasında kuyulu savak ve kaçaklar nedeniyle gölde su seviyesi
genellikle 118 kotlarından fazla yükselmemiştir. Alakır vadisi içinde çoğunlukla kırıntılı
formasyonlar yüzeylendiği için nehir ince malzeme taşımaktadır. Göl seviyesi alçaldıkça
nehir yatağında alüvyonun 110 kotlarına kadar siltle dolduğu görülmektedir. Açılan deneme
kuyularında 6 m kadar silt kalınlıkta olduğu ve yapılan serbest permeabilite testlerinde
geçirimsiz olduğu saptanmıştır.
Göl alanı sol sahilinde güneye doğru 5 km kadar uzaklıkta 25 kotlarında Kumluca
ovası bulunmaktadır. Göl alanı ile Kumluca ovası arasında kaynak bulunmamaktadır. Göl
alanı içinde sağ ve sol sahilde açılan SK 6 ve SK 8 no.lu kuyularda yer altı su seviyesi tüm yıl
boyunca göl seviyesinin üstündedir. Yamaçlarda su tablası Alakır Çayını beslemekte olduğu
için doğal bir bariyer bulunmaktadır. Göl alanından su kaçağı olmayacaktır.
3.2.3. Kaplama Dışında Kalan Alüvyon İçinden Baraj Mansabına
Baraj gölü içinde alüvyon kalınlığı 22-45 m arasında değişmektedir. Baraj gövdesi
altında geçirimsiz perde olmadığı için alüvyon içinden kaçak olabilir. Göl alanında 122
kotlarına kadar alüvyon üzerinde silt biriktiğini görülmektedir. Alüvyon üzerinde doğal bir
kaplama oluşmuştur. 122 kotunun üzerinde geçirimli alüvyondan barajın mansabına su
kaçabilir. Göl seviyesi 115 kotundayken, göle giren ve çıkan su aynı gün ölçülerek alüvyonda
0.700 m3 suyun kaybolduğu görülmüştür.

7-163
Göl kotu 124.57 da alüvyonun siltsiz kısmı su altındayken, 10 saat süreyle üretimi
durdurarak barajdan su çıkışını önledik. Deney sonuna doğru gelen su 6.035 m3/s
ölçülmüştür. 10 saat süre içinde göl seviyesi 4 cm yükselmiştir. Hacım satıh tablosundan göle
gelen su 3.533 m3/s olarak belirlenmiştir. Aradaki fark 2.502 m3/2 su kaçağı olarak
hesaplanmıştır. Bu sonuç sadece bilgi verebilir.
Alüvyonun siltle kaplı olduğu 98.00- 122.00 kotları arasında alüvyon içinden 0.700
m3/s, alüvyonun açık olduğu 122-138 kotları arasında 1.800 m3/s su kaçtığı belirlenmiştir.
3.2.3. Baraj Eteğinden Çıkan Sular
Su alma yapısı inşaatı tamamlanıp gölde su seviyesi 122 kotuna ulaştıktan sonra
barajın mansabında 94.40 m kotlarında değişik yerlerden sular çıkmaya başladı. Bu sular
gölden bir kaçak olduğunu göstermektedir.
İnşaat süresince yapılan gözlemler sonucunda;
 Kazı derinleştikçe suların çıkış kotu değişmediği. Alüvyon içinde 94 kotlarında
geçirimsiz bir seviye oluştuğu,
 Göl seviyesi 126.95 kotuna yükselince suların çıkmaya başladığı, göl seviyesi kotuna
inince çıkan sular kesildiği,
 Enerji tünelinde kuyulu savağa yakın bir yerde 99 kotlarında enjeksiyon deliğinden 30
l/s su fışkırdı. Tıkaç betonu nedeniyle bu noktaya ulaşılamadığı için kontrol
edilememektedir.
 Santral yeri yakınında bulunan SK 3 kuyusunda yer altı su seviyesinin 2006-2013
yılları arasında göl dolmadan ve dolduktan sonra yamaçlardaki kuyulardan, göl
oluştuktan sonra da, göl su seviyesinden bağımsız olarak yıl içinde kotları arasında
değiştiği saptanmıştır.
 Sular santral binasını etkilediği için bina etrafında 2010 yılında sular kanal içine
alınarak drene edildiği için artık yüzeyden su çıkışı görülememektedir.
Bu veriler baraj yeri sağ sahilinde su alma yapısı civarında 121 – 127 kotları arasında
kireçtaşlarından yaklaşık 300 l/s kaçarak mansap kaynaklarını oluşturduğunu göstermektedir.

4.SU KAÇAKLARINI ÖNLEME ÇALIŞMALARI

Barajda enerji üretebilmek için su kotunun 122 kotunda 140 kotuna yükseltilebilmesi
için Su kaçaklarının önlenmesi gerekmektedir.

Araştırmalar kireçtaşlarından, düdenlerden ve alüvyondan su kaçtığını göstermektedir.


Düdenlerden ve kireçtaşlarından kaçan suyu belirlemek imkânsızdır. Alüvyondan kaçan suları

7-164
ölçümlerle 0.700 – 2.5 m3/s belirlenmiştir. Bu bir yaklaşımdır. Amacımız fizibilite raporunda
hesaplanan üretim değerine ulaşmak ve yatırımı ekonomik hale getirmektir.
Kireçtaşları ve düdenler bilinen kaçak yerler olduğu için öncelikle bu bölgeleri
geçirimsiz hale getirmek planlanmıştır.
4.1.Kireçtaşlarının Onarılması
Yapılacak onarım işleri için sulama sezonu bittikten sonra, gölün tamamen
boşaltılması ve yağışlar başlamadan bitirilmesi gerekiyordu. En uygun zaman Ekim ve Kasım
aylarıdır. 45.000 m2 kireçtaşı alanı, iki ay içinde ekonomik olarak geçirimsiz hale getirilmesi
gerekiyordu. Başarılı olunamaz ise sonra işin düzeltilmesinin çok zor ve pahalı olacağını da
bilinmektedir.
2006-2008 yılları arasında göl alanı adım adım dolaşılarak aktif olası kaçak yerleri
araştırılmıştır. Gölde su seviyesi yükselirken belli sürelerde kireçtaşlarının su ile teması olan
kısımlarda botla dolaşılarak kontrol edilmiştir. Kireçtaşı içinde açılmış olan kuyular ile göl
seviyeleri arasındaki ilişkilere (Grafik 1ve 2 ) bakıldığında göl ile kuyular arasında doğrudan
bağlantı olmadığı görülmektedir.
Kireçtaşının; genel olarak 20-50 cm kalınlıkta muntazam tabakalı ve göle doğru eğimli
olması, tabaka yüzeylerinin sızdırmazlık sağlayacağı sızma boyunu uzatacağı saptanmıştır.
Kireçtaşlarındaki eklem ve çatlakların 120 kotlarına kadar 35 yıldır Alakır Çayının getirdiği
siltle doğal olarak iyileştiği düşünülmüştür.

GRAFİK 1 . 2006-2007 SU YILI


SK1 SK2 SK3

130
120
110
100
90
80
70
60

7-165
GRAFİK.2 2007-2008 SU YILI
SK1 SK2 SK3 SK4 GÖL
140

130

120

110

100

90

80

70
23/2/2008

28/6/2008
12/1/2008

26/1/2008

22/3/2008

19/4/2008

17/5/2008

31/5/2008

14/6/2008

12/7/2008

26/7/2008

23/8/2008
9/2/2008

8/3/2008

5/4/2008

3/5/2008

9/8/2008
29/12/2007

4.2.Uygulama
Kireçtaşının yüzeyleri elle ve makine ile temizlendikten sonra eklem ve çatlakları
tazyikli su ile yıkandıktan büyük boşluklar betonla doldurulup kaplamaya hazır hale
getirilmektedir. Kümes teli örtülerek püskürtme betonu yapılmıştır.

Resim 1 Temizlik çalışmaları

7-166
Resim 2 Tel kafes örtü ve püskürtme beton yapımı

4.3.Düdenlerin Tıkanması
Göl alanı içinde düden olması ihtimali olan yerler belirlenerek araştırıldı. Bu
araştırmalar sonucunda yeni düdenler bulunduğu gibi işlem yapılmasına gerek olmayan
düdenler de gözlem altına alındı.
4.3.1. İşlem Yapılmadan Gözlem Altına Alınan Düdenler
4.3.1.1. Göl alanı içindekiler

2006 yılından beri bilinen alüvyon üzerindeki silt içinde oluşan düdene benzer
oluşumlar. Silt içinde kurumadan dolayı oluştuğu düşünülmektedir. İşlem yapılmamıştır.
4.3.1.2. Büyük Düdeninin Yakınlarında Silt içinde
Düden bölgesinde 2012 yılında yapılan işlerin kontrolünü yapmak amacıyla göl
seviyesinin düşürülmesi sırasında göl seviyesi 113.94 kotuna geldiği zaman silt içinde su
hareketi olduğu görülmüştür.

7-167
Resim 3 : Silt içinde kaçak yerleri
Düden kayalıkları bölgesinde 2008 yılında tıkadığımız düden kaplamasının siltle
bağlantı yerine yakın sızıntı şeklinde kaçakların görülmesi bizi endişelendirdi. Çünkü bu
sızıntılar borulanmaya neden olabilecek boyuta ulaşabilir. Düdenlerde yapılan kaplamalar
siltlere bağlantısı birleşme yerine 2 m kalınlıkta GC tipi malzeme doldurularak sıkıştırılmıştı.

Resim 4 Kaplama-silt bağlantı yeri


4.3.1.3.Aktif Düdenlerin Bulunduğu Bölgenin Karşısındaki Bölgede
Resim de görülen eski bir düden bulundu silt ile dolu olduğu için aktif su hareketi
görülememiştir. Makine ile siltin temizlendikçe düdenin gölün siltlemesi ile doğal olarak
tıkandığı görülmüştür. Kazılan yer kille doldurulup sıkıştırılmıştır.

7-168
Resim 5 Eski bir düden; içi silt dolu doğal diş dolgusu olmuş.
4.2.2. Kapatılan Düdenler
4.2.2.1.Büyük Düden

Sağ sahilde Alakır Çayına katılan Karıncalık deresi sol sahilinde baraj yapılmadan önce taşkın
sularını boşaltan 2 adet düden bulunmaktadır. Jeoloji haritasında görüleceği gibi derenin sağ
sahilinde bent yerine kadar devam eden kireçtaşları yüzeylenmektedir. Kireçtaşları içinde
Bölüm 4.2.1.3. de bahsedilen siltle tıkanmış olan bir adet düden bulunmaktadır. Sol sahilde
dere 100 m kadar uzunlukta etrafı geçirimsiz birimlerle çevrilmiş çok parçalı ve kırıklı
kireçtaşı yüzeylenmektedir. Aktif olarak çalışan iki düden kireçtaşlarının içindedir.

Sağ sahilde Alakır Çayına katılan Karıncalık deresi sol sahilinde baraj yapılmadan önce taşkın
sularını boşaltan 2 adet düden bulunmaktadır.

Jeoloji haritasında görüleceği gibi derenin sağ sahilinde bent yerine kadar devam eden
kireçtaşları yüzeylenmektedir. Kireçtaşları içinde Bölüm 4.2.1.3. te bahsedilen siltle tıkanmış
olan bir adet düden bulunmaktadır. Sol sahilde dere 100 m kadar uzunlukta etrafı geçirimsiz
birimlerle çevrilmiş çok parçalı ve kırıklı kireçtaşı yüzeylenmektedir. Aktif olarak çalışan iki
düden kireçtaşlarının içindedir.

7-169
Resim 6 : Kaplama yapılacak kireçtaşları ile geçirimsiz birimler
Resimde görüldüğü gibi derenin iki sahilinde bulunan kireçtaşları siltin altında birleşmektedir.
Düdenlerden ve kireçtaşlarından giren sular sadece silt altından baraj sağ sahilindeki
kireçtaşlarına ulaşarak göl alanı dışına kaçacaktır. Düdenlerin bulunduğu kireçtaşının üç tarafı
kumtaşı, marn ardalanmasından oluşan geçirimsiz birimlerle çevrilidir. Batısındaki
kireçtaşları ile arsında silt bulunmaktadır. Bu kireçtaşlarının kaplama yapılarak geçirimsiz
hale getirilmesi ve kaplamanın geçirimsizlere bağlanması su kaçaklarının önlenmesi için
yeterli olacağına karar verilmiştir. Yamaç kaplamalarından uygulanan yöntem burada da
aynen uygulanmıştır.

7-170
Resim 7 Yeni bulunan düdenler

Resim 8 : Temizlenecek yamaçlar

Resim 9 Temizlik çalışmaları Resim 10 Betonla doldurma

4.2.2.2 Küçük Düden

7-171
4.1.3 . Onarım çalışmalarının ekonomisi

TABLO 1 . MALİYET TABLOSU (2009 Yılı fiyatları ile)

Açıklama Metraj Birim Fiyat Fiyat

Toplam Kaplanan Alan 11.604 m2 16-18 TL 200.410 TL

Kullanılan Püskürtme Betonu 1077 m3 81 TL 87.237 TL

Diğer (tel, mazot, vinç,


elektrik ve işçilik ) 200.00 TL

TOPLAM 487.647 TL

Kaplama işlerinin keşif bedeli 600.000 TL olarak hesaplanmıştı.

5.SONUÇ

Belirlenen su kaçakları önleme çalışmaları planlandığı şekilde 2 ay içinde tamamlanarak


sulamayı ve üretimi aksatmadan bitirilmiştir. Alüvyondan olan kaçakların önlenmesi için
çalışmalar tamamlanmak üzeredir.Bu yıl sonuna kadar bitirilerek kaçaklar önlenecektir,

Çalışmalar devam etmekte olup 2014 yılı içinde inşaatı bitirilecektir.

Kaplamadan sonra gölde su seviyesinin , minimum işletme kotunun üzerindeki gün sayısı
215 ten 270 in üzerine çıkmıştır.Bu da santral yılda 55 gün daha fazla çalışabileceğini
göstermektedir.

Fizibilite raporundaki üretim değerlerine ne ulaşılmıştır. Enerji üretilemeden doğrudan


sulamaya verilen su miktari % 32 den % 1 düşmüştür.

7-172
Bu değerlendirmeler sadece kaplamanın sonucunu kesin olarak göstermesede ,başrılı sonuç
alındığı görülmektedir.

Kaplamanın birim maliyeti 2009 fiatları ile 42 TL/m2. Olarak hesaplanmıştır.

7-173

You might also like